Anda di halaman 1dari 158

STANBUL NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS BLM TARH BLM

MECMUA-1 FNUN VE MECMUA-I ULUM DERGLERNN MEDENYET VE BLM ANLAYII

(Yksek Lisans Tezi)

Cemil AYDIN 9418

Tezi Yneten: Prof. Dr. Ekmeleddin HSANOLU

stanbul1995

NDEKLER NSZ 1

I. BLM: GR
1) 2) 3) XIX. Yzyl ncesinde Avrupa'nn Geirdii Deiimler Karsnda Osmanl Dncesi Avrupa Dncesinde "Civilization" Kavramnn Douu ve Geliimi 5 12 21 21 24 29 29 33

Avrupa'daki Yeni Medeniyet Anlaynn Osmanl Dnce Dnyas zerindeki Tesirleri a) Osmanllarn Avrupa Tesiri ncesindeki Medeniyet Anlay: bn-i Haldun ve Osmanl Dncesi b) "Civilization" kavramnn Osmanl Dncesine Girii 4 ) XIX. Yzyl Avrupa'snn stnl Karsnda Osmanl Dncesi a) Yeni Medeniyet Anlaynn Bir deoloji Haline Getirilmesi b) Osmanl Aydnlarnn XIX. Yzylda Avrupa'nn stnlne Kar Fikri Tepkileri

II. BLM: MEDENYET


1 ) Medeniyet Tarihi Tasavvuru ve Medeniyete Atfedilen zellikler a) Medeniyet Tarihi b) Medeniyetin Baz nemli zellikleri 2 ) Avrupa Medeniyetini Tercih Etmenin Sebepleri a) nsann tabiat gerei medeni olma zorunluluu b) Medeniyetin Askeri G Bakmndan stnl c) Dini Adan Medeniyetin Bedeviyete stnl 3) Medeniyet Taraftarlarna Gre Medeniyetin Baz Eksiklik ve Arlklar 4 ) Medeniyet Tenkidleri ve Kar-Tenkidler a) Medeniyet ve Fazilet b) Medeniyet ve Din c) Rehavet, Salk ve Cesaret Asnda Medeniyet d) Medeniyet ve XIX. Yzyln Byk Keifleri 45 45 48 53 58 60 62 65 70 71 72 74 78

ii

IH. BLM: BLM


1) Bilimin lerlemesi veya Gerilemesini Aklama Modelleri Olarak Dahili (internalist) ve Harici (Externalist) Yaklamlar a) Bilim Tarihi Yazmnda Dahili ve Harici Yaklamlar b) Dahili ve Harici Yaklam Farkllnn Osmanl-slam Bilim Tarihindeki lerleme ve Gerileme Sebeplerini Aklama Modelleri zerindeki Akisleri 2) Osmanl Aydnlarnn Bilim Tarihine Baklarna Dair Mecmua- Fnun ve Ulum Dndan Seilmi Baz rnekler a) Ebubekr El-Dimeki b) Sadk Rfat Paa c) Mustafa Sami Efendi d) Ziya Paa e) Safvet Paa 3 ) Mecmua- Fnun Makalelerinde Bilimlerin lerleme ve Gerilemesi ile lgili Deerlendirmelerin Tahlili 4) Mecmua- Ulum Dergisinin Bilimdeki lerleme ve Gerilemeyi Aklama Tarz ve Osmanl Devletinin lermesine Dair nerileri 5) Renan'n Dahili Yaklama Sahip "slam ve Bilim" Tezi ve Bu Teze Kar Yazlm Farkl Reddiye a) Renan'n "slamiyet ve Bilim" Balkl Konumas b) Cemaleddin Efgani'nin Renan'n Konumasna Kar Cevabi Mektubu c) Renan'n Cemaleddin Efgani'ye Cevab d) Narmk Kemal'in Renan Mdafaanamesi e) Ataullah Bayezidofuri Renan Reddiyesi SONU BBLYOGRAFYA A. Genel B. Seilmi Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum Makaleleri Bibliyografyas ZET 82 82

85 91 91 93 94 96 97 100 110 121 121 126 128 129 134 138 143 143 149 153

NSZ Bu alma, Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerindeki ilim ve medeniyet anlay erevesinde, Osmanl dncesinin XIX. yzyl Avrupa dncesi ve bilimi karsndaki tepkisine dair baz deerlendirmeleri hedeflemektedir. Ayrca slam dnyasnn ,Avrupa medeniyeti ile gemiteki balar ve karlkl ilikilerinin' Osmanl entellektel modernlemesi zerindeki tesirlerini gstermek de almann amalan arasndadr. Mecmua- Fnun dergisi hakknda daha nce dorudan ve dolayl olarak baz deerlendirmeler ve incelemeler yaplmtr. Bernard Lewis,1 kr Haniolu,2 Ekrem In,3 Yeim Il,4 Ekmeleddin hsanoiu5 ve smail Doan'n6 makale ve eserlerini bunlara rnek olarak gsterebiliriz. Konumuz dergideki ilim ve medeniyet anlay ile snrl olduundan, bu almalarda yer alan, dergi ve onu karan cemiyete dair genel deerlendirme ve tartmalarn tamamn ele alma abas iine girilmeyecektir. almamn kapsam, dergideki makaleleri sylem tahliline tabi tutarak, dergiyi karan aydn grubunun ilim ve medeniyet anlaylarn deerlendirebilmektir. Bu amala dorudan dergideki yazlar okunup, muhtevalar, anahtar kavramlar, genel yaklamlar incelenerek dergilerdeki bilim ve medeniyet anlaynn tasvir ve tahliline allmtr. Mecmua- kapsaml Fnun dergisi ve onu karan cemiyetle lgili en yapan Ekmeleddin hsanolu'nun

deerlendirmeyi

makalesinde belirttii tespitler, Mecmua- Fnun dergisindeki ilim ve


105
1 Bernard Lewis, "Djemiyyet-i lmiye-i Othmaniyye", The Encyclopedia of Islam, 2. cilt. Leiden 1965. s.532. M. kr Haniolu, "Osmanl Aydn ve Bilim", Toplum ve Bilim, Say:27, Gz 1984, sh.183190. Ekrem n, "Osmanl Bilim Tarihi: Mnif Paa ve Mecmua-i Fnun", Tarih ve Toplum, say:11, stanbul 1985, sh.61-66. Yeim l, "Bir Aydnlanma Hareketi Olarak Mecmua- Fnun", Baslmam Yksek Lisans Tezi. stanbul niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Siyasal Bilgiler Fakltesi, istanbul 1986. Ekmeleddin hsanoiu, "Cemiyet-i lmiye-i Osmaniye'nin Kurulu ve Faaliyetleri", Osmanl lmi ve Mesleki Cemiyetleri, (Yay.Haz. Ekmeleddin hsanoiu). Edebiyat Fakltesi Basmevi, stanbul 1987. sh. 197-220. smail Doan, Tanzimatn ki Ucu: Mnif Paa ve Ali Suavi (Sosyo-Pedagojik Karlatrma), z Yaynclk, stanbul 1991. Bir

2 3 4 5

medeniyet anlaynn daha derinden allmasn gerekli klan baz nemli sorulan ortaya koymutur. Mecmua- Fnun dergisinde, genel olarak Avrupa'da kan popler dergi ve kitaplardan, belirli bir plan ve programa bal kalmadan, Trk kltr, sosyal muhitin ihtiya ve icaplar gz nnde bulundurulmadan yaplan tercme va adaptasyonlarn arlkta olduunu belirten hsanolu, bu derginin melliflerinin niin Kethdazade Mehmed Arif Efendi veya Erzurumlu brahim HaRk gibi, Bat bilimini slamiyetle badatrmak yolunda bir gayret iine girmedikleri sorusunu sormaktadr. 7 Mslman bir okuyucu kitlesine hitab eden dergide, kadim Yunan materyalist filozoflarnn fikirlerine dair 12 say sren bir yaz dizisi bulunurken, slamiyet'le ilgili sadece iki yaznn bulunmas, hsanolu'nun sebepleri zerinde daha fazia dnlmesini gerekli grerek dikkat ektii hususlar arasndadr. hsanolu'nun sorduu soru, bu tez almasnda dergiyi karan Osmanl aydn grubunun medeniyet ve ilim anlaylar incelenerek cevaplandrlmaya allmtr. almann balang hipotezi, Mecmua- Fnun melliflerinin kendilerini Avrupa'dan farkl bir medeniyetin ve ilim geleneinin varisleri olarak grmedikleri ve bu yzden de, onlara gre birbirleriyle badatrlacak iki ayr medeniyetin bulunmaddr. Derginin hi bir yerinde "slam medeniyeti" veya "Avrupa medeniyeti" gibi bir kavrama rastlanmamas ve yine hibir yerde Avrupaclardan Garp'l ve Osmanllardan ark'I olarak szedilmemesi byle bir inceleme konusunu tevik eden unsurlar arasndadr. Yukardaki soru ve hipotez ile yola kan alma, sadece Mecmua- Fnun dergisi ile snrl tutulabilirdi. Ancak Osmanl aydnlarnn Avrupa'ya baklarnda, zamana ve ferdlere bal olarak ne gibi farkllklar bulunduunun grlebilmesi iin, baka bir derginin yaklam ile mukayese edilmesi faydal olacandan Mecmua- Ulum dergisi de inceleme kapsam ierisine alnd. Zira Mecmua- Fnun dergisinden yaklak yirmi yl sonra yaynlanm olan ve slam geleneine balln gl bir biimde vurgulayan Mecmua- Ulum dergisi ile yaplacak bir mukayese, Osmanl aydnlarnn Avrupa bilim ve medeniyetine bak hususunda zamana ve dini temayllere gre deien ve deimeyen unsurlarn fark edilmesine katkda bulunabilecektir.

hsanolu, a. g. m., sh.219.

Tez konusu iine alnan ikinci dergi olan Mecmua- Ulum dergisi ve onu karan "Cemiyet-i lmiye" hakknda, Ekmeleddin hsanolu'nun yazd bir tantm ve deerlendirme makalesi dnda hi bir alma yoktur.8 Birinci Merutiyet'ten ksa bir mddet sonra kurulan ve Osmanl Devleti'nde ilim ve teknii gelitirmek, yaymak ve hizmete muhta baz okullara yardm etmek amacn tayan Cemiyet-i lmiye'nin kard Mecmua- Ulum isimli derginin genel yaklam Mecmua- Fnun 'un yaklamndan baz ynlerden farkldr. hsanolu'nun yapt ilk deerlendirmelerden bu derginin, iledii meeleri hem din ve hem de modern fenlere uygunluuna dikkat ettii, ikisini bir arada telif etmek maksadn tad grlmektedir.9 Yine Mecmua- Fnun'da grlen popler Avrupa meneli yazlarn yaynlanmasna karlk, Mecmua- Ulum 'da daha ziyade Osmanl yazarlarnn, mtefekkir, edip ve bilim adamlarnn telif ettikleri makalelerin yaynlanmas hedef alnmaktadr.10 Acaba dergiyi karan kadro dini temaylleri dolaysyla, medeniyet, bilim ve terakki gibi temel konularda, Mecmua- Fnun'dan ne lde farkl dnyordu ve hangi hususlarda ortak kanaatleri paylayorlard. Farkl olan hususlar, tamamen dini temaylden veya Avrupa ile slam medeniyetleri arasnda bir sentez arayndan m, yoksa dneme ait dier entellektel ve sosyal deiimlerden mi kaynaklanyordu? Bu temel sorular nda iki derginin ilim ve medeniyet anlaynn mukayeseli olarak incelenmesi uygun grlerek almaya baland. Tezin hazrlk safhasnda dergideki makeleler okunduka, baz yeni sorular da ortaya kmaya balad. Szgelimi, medeniyet kavramyla ilgili olarak deiik mellifler tarafndan, bedeviyet taraftarlar diye adlandrlan fakat kim olduklar aklanmayan kesimlerin eletirilmesi, medeniyetin bedeviyet karsndaki stnlnn gsterilmeye allmas, o dnemlerde byle bir tartmann varlnn nasl bir anlam olduu sorusunu beraberinde getirmekteydi. Tezin medeniyetle ilgili blm, bu tartmalarn ve Osmanl modernlemesine dair literatrdeki baz teorik meelerin de eklenmesiyle ekillendi. Her iki derginin

Ekmeleddin hsanoiu, "Cemiyet-i lmiye ve Mecmua- Ulum", Osmanl lmi ve Mesleki Cemiyetleri, (Yay.Haz. Ekmeleddin hsanoiu). Edebiyat Fakltesi Basmevi, stanbul 1987. sh.221-245. hsanoiu, "Mecmua- Ulum", sh.228. hsanoiu, "Mecmua- Ulum", sh.227.

medeniyet anlaylarnn pek farkl olmamas sebebiyle, iki farkl blm yerine tek blm ierisinde deerlendirme yapld. Bylece tezin ilk iki blm, -ilki teorik meelere, ikincisi ise dergilerdeki tasvir ve tartmalara olmak zere- medeniyet anlayna ayrld. Dergilerin ilim anlaylarnn tartld nc blmde, her bir derginin ilim anlay ayr bir ksmda deerlendirilerek, iki dergi arasndaki mukayeseler Mecmua- Ulum dergisinin ilim anlay tartlrken yapld. Osmanl aydnlarnn ilim anlay ve bi]imdeki ilerilik ve gerilii aklama biimlerinin zamanla nasl deitiininNgrIebilmesi bakmndan, bu iki dergi dnda Osmanl aydn ve brokratlarnn ilim anlay ile Renan'n "slam ve Bilim" konulu konumasndan sonra ortaya kan tartmalar da iki ayr ksmda deerlendirilerek teze dahil edildi. Konunun nemine dikkat ekerek, bir master tezi yapmam danman hocam Ekmeleddin hsanolu nerdi. Bilahere, fikirlerin gelitirilmesi ve tezin ekillenmesinde her zaman gr ve tavsiyelerinden istifade ettim. Youn alma temposuna ramen benim iin ayrd zaman, emek ve gsterdii sabrdan tr kendisine teekkrlerimi sunarm. Yorum ve grlerim, zellikle son iki senede stanbul'da iinde yer aldm eitli entellektel muhitlerde rendiklerim sayesinde ekillendi. ncelikle stanbul niversitesi Bilim Tarihi Blm'nn seminer derslerinin ve blmdeki hoca ve talebelerle olan. sohbetlerin nemini vurgulamalym. Do. Dr. Feza Gnergn, Mustafa Kaar, hsan Fazlolu ve rahmetli Cevat zgi'nin ders ve ders dndaki yorum ve kanaatlerinin almama nemli katklar oldu. Ayrca, yksek lisans eitimim boyunca almama mali destekte bulunan SAM, zellikle salad entellektel atmosfer ile tez yazm srecini verimli ve zevkli hale getirdi. Himmet Takmr, Mahir Alper, Harun Anay yer yer benimle fikirlerimi paylaarak, getirdikleri eletirilerle yardmc oldular. SAM ktphane personelinin nezaket ve yardmseverliini daima hatrlayacam^smail Kara'nn Bilim ve Sanat Vakf'ndaki "Trkiye'de slamclk Dncesi Tarihi" ile "Son Dnem Osmanl Dncesi Metin Tahlilleri" dersleri dnemin dnce tarihini, kavram ve problemlerini tanmam salad. Grm olduum tm entellektel destee ramen, almamda yer alabilecek eksiklik ve hatalar, tamamen sahip olduum imkanlarn kymetini yeterince bilemememin rndr.

1. BLM: GR DEEN DNYAYI ANLAMA EREVES MEDENYET TEORS OLARAK

1) XIX. Yzyl ncesinde Avrupa'nn Karsnda Osmanl Dncesi

GeircJiil Deiimler

Osmanl dncesinin Avrupa'da XVII. yzyldan sonra gelien entellektel, sosyal ve siyasi dnmleri yakndan takip etmedii ve kendisini bu deiimlere gre yenilemedii tespiti Osmanl dnce tarihi ile ilgili literatrde ounlukla teessf ima edici bir biimde ska tekrar edilmitir. Ahmet Hamdi Tanpnar'n ifadeleriyle; " Garb dnyasn altst eden Rnesans hareketi ve onun hayata getirdii imkanlar, tamamiyle mehulmz kalm ve aradaki medeniyet farkna ramen szabilen baz bilgi ve keifler de, memleket iindeki hayata ve ilmi faaliyete yeni bir ey ilave etmemilerdi."11 Trk dnce tarihi yazm asndan daha da ilgin bir rnek ise; byk lde, Bat'daki bilimsel gelimelerin Osmanl aydnlar tarfndan niin ve nasl takip edilmediini anlatma amacndaki A. Adnan Advar'n Osmanl Trklerinde lim adl eseridir.12 Tm bu tespitlerde bir tr znt ve hayflanma uslbu yer almaktadr. Zira eer Osmanl aydnlar, Avrupa'da domasna ramen, bugn btn dnyaya hakim olarak evrensel hale gelmi bulunan zihniyet, deer ve kurumlar daha o zamanlar anlayp, benimseyebilselerdi, Osmanl veya Trk toplumu ok daha erken tarihlerden itibaren ilerleyerek modernleebilecek ve daha sonra yaad modernleme sanclarnn hi birisini yaamayarak, belki de bugn dnyann en ileri ve mreffeh toplumlarndan birisi haline gelebilecekti. Yine yaygn kanaate gre Mslman dnyann dier toplumlara kyasla, Avrupa'yla pek ok sahada ilikileri bulunan Osmanl Devleti byle bir avantaja sahipti fakat o da bu avantajn iyi bir biimde kullanamad.

Ahmet Hamdi Tanpmar, 19 uncu Asr Trk Edebiyat Tarihi, alayan Kitabevi, stanbul 1988. sh.39. 105 Adnan Advar, Osmanl Trklerinde lim, Remzi Kitabeyi, stanbul 1982. Ayrca Bkz. Niyazi Berkes, Trkiye'de adalama, Dou-Bat Yaynlar, stanbul 1978.

Gerekten de Osmanl Devleti, gerek corafi konumu ve gerekse siyasi rol itibariyle, yzyllar boyunca deiik Avrupa lkeleri ile yakn ilikiler iinde bulunmasna ramen, Avrupa'daki gelimeleri fazla nemsememitir. Osmanllarn niin Avrupa'daki gelimeleri fazla yakndan izlemedii ve oradaki byk deiimlerden etkilenmedii sorusuna literatrde deiik cevaplar verilmeye allmtr. Bernard Lewis ve Ekmeleddin hsanolu'nun bu durumun sebepleri hususunda ileri srd aklamalar konuyla ilgili iki temel kanaatin temsilcisi olarak alnabilir. Deiik sebepler sralamasna ramen Lewis, Osmanllar'n tavrn, esas olarak, Batllarn Dou'yu anlamak ve aratrmak iin gsterdikleri merakn Mslmanlarda bulunmay ile aklamaktadr. Lewis'in iddialarna gre, Mslmanlar balangta dier medeniyetlerden ok eyler renmelerine ramen, onlarn bu ilikisi Mslmanlarn dini dogmalara ballnda hi bir geveme getirmediinden, dier kltrlere kar sekler bir merak gelimemitir. Ona gre slamda reform gereklememi, eskiler modernlere, kelamclar da filozoflara kar hakim kmlardr. Bu durum Mslman dnyann kendi stnlne inanmasna ve kendi kendine yeterlilik fikrini gelitirmesine yol am, dolaysyla dierlerini inceleyip, onlardan bireyler renme ihtiyac hissetmemilerdir. Lewis'e gre Mslman dnyay Japonya'dan farkl klan husus da burada yatmaktadr. Mslmanlar dinin tesiri yznden, Avrupa'y laik bir gzle deil, Hristiyan veya kafir olarak grmekteydiler ve stelik Hristiyanlk') sadece daha deersiz deil, dman olarak da grmekteydiler. Bu yzden Avrupa hakknda en ok bilgi sahibi olan Osmanllar bile dikkatlerini sadece onlarn askeri glerinin sebeplerini anlamaya yneltmiler, oradaki entellektel gelimeleri renmeye almamlardr.13 Ekmeleddin hsanolu'na gre, Osmanl'nn Avrupa'y pratik ihtiyalarnn gerektirdii kadar takip etmesine ramen, oradaki deiikliklerle ok yakndan ilgilenmemesinin sebeplerinin banda, gerek maddi ve gerekse manevi her bakmdan kendisini Avrupa'dan stn kabul etmeleri gelir. Zira XVIII. yzyln ikinci yarsna gelinceye kadar Osmanllar bata askeri ve ekonomik ynden olmak zere Avrupa

Bernard Lewis, Muslim Discovery of Europe, W.W. Norton & Company, New York 1982, "Conclusion" blm.

devletlerinden ve o dnemdeki dier Mslman devletlerden daha gl bir durumdayd. Ayrca Osmanllar mensub olduklar slamiyetin en son ve en doru din olduu inanc ierisinde ve varisi bulunduklar parlak Orta a slam medeniyetinin tesiriyle, manevi ynden de kendilerini Avrupa'dan stn grmekteydiler. stelik her ynden kendi kendilerine yetecek bir sisteme ve imkana sahip olduklarndan, darya alma ihtiyac hissetmiyorlard. Ancak buna ramen Osmanllar ellerindeki imkanlarn da yardmyla seici bir tavrla Avrupa'dan ihtiya duyduklar yenilikleri transfer etmiler, uygun grdkleri yenilikleri kendi bnyelerini bozmadan almlardr.14 hsanolu'nun konuya yaklamnda ve getirdii aklamalarda Lewis'in ne srd sebeplerden nemli farkllklar bulunmakla beraber, o da Osmanl'larn selektif ve pragmatik tavr dolaysyla, fikri gelimeler gibi kendilerini dorudan ilgilendirmeyen hareketlere kar ilgi gstermedii hususunda Lewis ile benzer kanaatleri paylamaktadr. Osmanllar'n tavryla ilgili soruya, Avrupa'nn dnya tarihi

ierisindeki deien nemine dikkat eden bir adan bakmak, anlamaya altmz tarihi dnemi kendi dnyas ierisinde grmemize yardmc olabilecek bir perspektif sunabilir. Osmanllarn Avrupa'daki gelimelerle ilgilenmedikleri dnemlerde, Avrupa gerekten de dnyann dier toplumlar iin nem ifade eden bir blge miydi? Osmanllar iin, Avrupa'daki gelimelerle, Hindistan, ran veya in gibi lkelerdeki gelimelerle ilgilenmekten daha nemli olabilir miydi? Bu tr sorular vastasyla, Tanpnar'n veya Lewis'in sorduu sorunun kendisini sorgulamak, Osmanl dnce tarihinin bu nemli aydnlanmasna katkda bulunabilir. XVIII. yzyla kadar Avrupa blgesindeki devletlerin ve hakim kltrn dnya zerindeki tesirleri ve arlnn dier medeniyetlere kyasla daha nemsiz olduunu sylemek mmkndr. Ancak XVIII. yzyldan itibaren dnyadaki g dengesi Avrupa lehinde olmak zere deimeye balam, Avrupa medeniyetinin dnyadaki dier toplumlar meselesinin

Ekmeleddin hsanolu, "Tanzimat ncesi ve Tanzimat Dnemi Osmanl Bilim ve Eitim Anlay", Belleten, (1992) sh.336. Ayrca Ekmeleddin hsanolu, "Ottomans and European Science", Science and Empires, (eds) P. Petitijean et al. Kluwer Academic Publishers Netherlands 1992. ve ayrca bkz. Ekmeleddin hsanolu, "Modern Bilimlerin Trkiye'ye Girii (Tanzimatn ilanna Kadar)", 75. Ylnda Trkiye'de Sosyoloji isimli kitabn iinde. Yayna Hazrlayan: smail okun. Balam Yaynlar. stanbul 1991

ve kltrler zerindeki etkileri ve nfuz alan da bu dnemden sonra genilemitir. Avrupa'nn dnya tarihi ierisinde ancak XVIII. yzyldan itibaren nemli bir blge haline geldii dnlnce, "Osmanllarn daha nce Avrupa'daki gelimeleri niin izleyip aktarmadklar sorusu olduka anakronik bir soru olarak kalmaktadr. Mesela XVIII. yzyl ncesinden sz ederken Osmanl'nn ran, Hindistan veya "in'deki gelimelerle niin hi ilgilenmedii gibi bir soru neden hi sorulmamaktadr? Anakronistik bir biimde Avrupa'y tarihte hep dnyann merkezi olarak gren bu tr sorular ve yaklamlar, sadece bir dnya tarihi perspektifi ile tarihin daha iyi anlalabileceini savunan yaklam tarafndan zellikle eletirilmitir.15 Eer dnya tarihi perspektifi asndan Avrupa'nn konumunu ve tarihi nemini deerlendirecek olursak, Osmanl'nn Avrupa'daki deiimleri niin daha erken tarihlerden itibaren takip etmedii sorusu yaln sorulmu bir soru olarak kalr. Zira XVIII. yzyla gelene kadar Avrupa ktas, dnya zerinde olduka nemsiz bir blgedir. Avrupa'nn bugn modern dnyay oluturduu dnlen XVIII. yzyl ncesinde geirdii ticaret devrimi, Amerika'nn kefi ve deniz yollarnn ele geirilmesi gibi tm nemli tecrbeleri, kendi dnemlerine kadar ki dnya tarihi iinde fazlaca olaanst saylabilecek gelimeler deillerdir. Zaten XVII. yzyln sonlarnda bile Avrupa'nn askeri, ekonomik ve siyasi g asndan dier toplumlardan, zellikle de Osmanl Devleti'nden herhangi bir stnl yoktur. Dolaysyla, Osmanl Devleti tarafndan Avrupa'daki tm gelimeleri yakndan izlemek ihtiyac hissedilmemitir. Fakat XVIII. yzyla gelindiinde Avrupal toplumlar iktisadi ve askeri g ile sosyal tekilatlanma bakmndan dier toplumlarn nne geiren, onlara daha sonra elde edecekleri dnya hakimiyetinin yolunu

15

Dnya tarihi perspektifinden yola karak, tarihe Avrupa merkezli yaklalmasn eletiren deiik makaleler iin Bkz. Marshall G.S. Hodgson, Rethinking World History: Essays on Europe, Islam and World History, Ed. Edmund Burke III., Cambridge University Press 1993. Gerek Avrupa ve gerekse slam tarihini dnya tarihi perspektifi ierisinde deerlendirerek, her iki tarih sahasndaki etnosentrik yaklamn dourduu hatalardan kamaya alan Marshall Hodgson zellikle slam tarihi almalarnda Avrupa merkezli bakn dourduu yanl sorulardan kamaya almaktadr.

9
aan bir dnm vuku bulmaya balamtr. 16 Bu tarihi sre sonucunda, XIX. yzyla gelindiinde Bat Avrupa'daki devletler tm dnya zerinde en kaliteli mallar en ucuza satabilir, en byk ordular kk bir askeri kuvvetle malup edebilir, bilim ve teknoloji sahasnda en gelimi rnleri verebilir hale gelmi olmalar sebebiyle yerkrenin en gl ve en mreffeh blgesi konumuna ykselmilerdir. 17 te o tarihten itibaren dnyann dier blgelerindeki toplumlar, Avrupa karsnda malub olmaktan kanmak iin Avrupa'daki baz gelimeleri izleyip, benimsemek gereini hissetmeye balamlardr. rnek olarak, bu tarihlerden iki yzyl kadar nce Osmanl ile savarken, onunla eit bir dzeyde olup, sava kazanmas belli bir ihtimal dahilinde bulunan Avrupa gleri, 1800 yllar sonrasnda yaptklar savalara byk bir g fark ile girerek, Osmanl'y veya en ak rneiyle Afyon Sava'nda grlebilecei gibi in gibi muazzam byklkteki bir lkeyi srekli malub edebilmeye balamt. Avrupa'ya dnya zerinde her trl hakimiyetin yolunu aan byk deiimin sonular sadece Avrupa topraklar ile snrl kalmayp, daha sonra btn dnya tarihinin akn ve kaderini deitirmeye muvaffak olmutur. Byk modern dnm diye de adlandrlan bu tarihsel srama sonrasnda, artk tarihin aknn hz da artm, dnya tarihi eskisinden ok farkl bir maceraya doru hzla ilerlemeye balamtr.18 Ancak XVIL yzyldan sonra Avrupa'y tanmak ve oradaki gelimeleri yakndan izlemek, Avrupa dndaki toplumlar tarafndan gerekli grlmeye balamtr. Eer Avrupa ktas son iki yzyl ncesine kadar yerkre zerinde nemsiz bir blge idiyse, gerek tarih literatrnde ve gerekse dier sosyal bilimlerde srekli Avrupa merkez alnarak teki toplumlarn

Bkz. Marshall G.S. Hodgson, "Modernity and The Islamic Heritage", Islamic Studies, I/2, Haziran 1962, Karai, zellikle sh.93-94. Yine Hodgson, baka bir makalesinde, XVI. yzylda Osmanl'nn tm fikri ve itimai sahalarda dnemin Avrupasna kyasla ok stn olduunu vurgulamaktadr. Bkz. "The Great Western Transformation" Rethinking World History: Essays on Europe, Islam and World History, iinde, sh.48. Avrupa ile Osmanl arasndaki iktisadi ilikiler ve karlkl g dengesinin deiimi hakknda iktisat tarihi asndan bir tartma iin bkz. mer Ltfi Barkan'n Fernard Braudel'in "Akdeniz ve Akdeniz Dnyas" adl eseri iin 1951 ylnda ktisad Fakltesi Mecmuas'hda (XII/1-4) yaynlanan eletiri yazs. Bu eletiri, kitabn Trke evirisinin nsznde almtlanmtr: Fernard Braudel, Akdeniz ve Akdeniz Dnyas, Birinci Cilt, ev: Mehmed Ali Klbay, Eren Yaynclk, stanbul 1989. zellikle sh.XXXIV-XXXVIil. Hodgson, Rethinking World History, sh.44. Modern zamanlarda tarihi deiim hznn ivmesinin art kavram (accelaration of the pace of historical change in modern times) ve nemi iin, Bkz. Hodgson, "Modernity and The Islamic Heritage".

10

tarihleri hakknda deerlendirmelerde bulunmak niin baskn bir eilim halini almtr? Bu durumun sebebini u ekilde aklamak mmkndr: XVIII. ve XIX. yzyllarda, Avrupa ile Avrupa dndaki toplumlarn arasndaki ilikilerin younluu arttnda, nce Avrupa'da ve daha sonra da Avrupa dnda, Avrupa'nn niin dier medeniyetlerden bu denli daha gl ve mreffeh olduu, ksacas Avrupa'y dier toplumlar karsnda imtiyazl klan zelliklerinin ne olduu sorusu sorulmaya ve bu sorulara deiik sahalarda cevaplar verilmeye balanmtr. "Avrupa'nn imtiyaz ve yeganeliinin sebebi nedir?" eklinde zetlenebilecek olan bu soru hakknda zengin bir literatr olumutur. Zamanla, ayn sorunun tersten sorulmu bir biimi olan ve tm Avrupa d toplumlarda zerinde oka tartlan bir konu halini alan "Biz niye Avrupa gibi mreffeh, gelimi ve gl olamadk" sorusu da, her ynden ilerlemi ve zengin Avrupa'nn dnda kalan toplumlarn aydnlarnn Avrupa karsnda bylendikleri zellikle XIX. yzyln ikinci yarsndan bugne kadar en az ilk soru kadar tartlm bir sorudur. Her trl yakn tarih veya sosyal bilim almasnn arka plannda, ounlukla aka belirtilmese de, bu byk soru yatt iin srekli Avrupa tarihi ve tecbeleri merkez alnarak deerlendirme ve tespitlerde bulunulmaktadr. Bylece dolayl yollardan deiik toplumlarn kendi kimliklerini, tarihlerini, geleceklerini nasl deerlendirdikleri bu arka plandaki byk soruya gre yeniden ekillenmekte, Avrupa'nn stnl varsaym son iki yzyla ait tm dnya grlerini ve gelecek tahayyllerinin derinden etkilemektedir. Osmanl aydnlarnn XIX. yzyl boyunca zihniyetlerini, dnya grlerini ve gelecek topyalarn deitirmeye zorlayan sebep, yukarda bahsettiimiz sorunun onlarn dncelerini belirlemeye balamasdr. Osmanl aydnlar da XIX. yzyln balarndan itibaren "Biz niye Avrupa'dan daha gsz hale geldik?" veya Avrupallar niin ve nasl bu denli yksek bir g ve refah seviyesine ulatlar, Avrupa'nn ykseliinin srr nedir?" gibi sorular cevaplandrmaya alrken, Avrupa'daki fikir akmlarnn de etkisiyle kendi tarih anlaylarn ve gelecek tahayyllerini Avrupa'y merkez alarak deitirip, yeniden yorumlamlardr. almamz boyunca Osmanl dncesi zerindeki tesirlerini incelemeye alacamz ve XIX. yzyl Avrupa'snn entellektel

11

dnyasnda hakim olan medeniyet anlay, Avrupa'nn imtiyaz ve stnlk sebebi nedir sorusuna verilen, belkide en dini mahiyetli ve geni kapsaml cevaptr. Bu teori XVIII. yzyln son eyreinde gelitirilip XIX. yzylda byk bir entellektel yaygnlk kazanp, smrgecilik dneminde ise merulatrc ideoloji fonksiyonunu ifa etmitir. Bu yzden sadece Avrupa dnce tarihinde deil, Avrtpa-nn siyasi tarihi ierisinde de ok anlaml bir yere sahip olan bu medeniyet teorisi, Osmanl gibi Avrupa dndaki toplumlarn dnce dnyalarna da nfuz etmitir. Bylece ayn teorinin Osmanl dnce dnyasna girmi ekli, Osmanl aydnlarnn ve brokratlarnn Avrupa'nn ykseliinin sebeplerinin ne olduu, onlarn stnlne kar Osmanl'nn ne yapmas gerektii gibi sorulara verilen cevaplar ve dolaysyla da Osmanl ynetiminin kltr, siyaset ve toplum politikalarn ekillendirerek, Osmanl ve Trkiye tarihinde kalc izler brakmtr. Bu sebeplerden dolay medeniyet kavramnn Avrupa'daki anlam ve kullanmnn Osmanl fikir dnyasna girii ve tesirleri zerinde durmak, Trk dnce tarihinin aydnlatlmasna nemli katklarda bulunacaktr.

12

2)

Avrupa Dncesinde "Civilization" Kavramnn Douu ve Geliimi

Avrupa medeniyetinin XVIII. yzyla gelene kadar, dnya zerindeki dier medeniyetlerle g ve imtiyaz bakmndan karlatrabilir dzeyde iken; bilim ve sanayi devrimi ve bunun ardndan gelen tm dnyann smrgeletirilmesi sreci ierisinde, artk tm dnya leinde deiim ve geliimi belirleyici19 yegane imtiyazl medeniyet haline geldii yukarda belirtilmiti. Deiik sahalarda Avrupa'nn niin ve nasl glendiini ve bu imtiyazl konuma nasl ulatn aklamaya alan farkl teoriler gelitirilmitir. rnek olarak, modern literatrde iktisat tarihi sahasnda Wallerstein 20 ve Abu Lughod'un 21 tezleri,

Avrupa medeniyetinin tarihin belli bir dnemecinden sonra tm dnyann kaderini ekillendirmesi sebebiyle, dier medeniyetlerle eit dzlemde bulunmad ve ayrcalkl bir yere sahip olduu fikri iin bkz. Hishem Djait, islam and Europe, University of Californa Press 1985. zellikle "Introduction" blm. Wallerstein'e gre kkleri XVI. yzyla dek uzanan bir gelime ile beraber dnya tarihinin ak ierisinde nemli bir deime vuku buldu ve insanlk tarihinde ilk kez Avrupa'nn liderliinde bir dnya ekonomik sistemi olumaya balad. Bu imdi de iinde yaadmz kapitalist modern dnya ekonomik sistemidir ve Avrupa'ya sahip olduu byk gc veren bu eitsiz dnya ekonomik sistemidir. Wallerstein XV. ve XVI. yzyllarda Avrupa Dnya Ekonomisi diye adlandrd bir kapitalist sistemin kapsaml ve hiyerarik bir iblm neticesinde zengin bir art deer yaratp, bu art deeri orantsz bir biimde belli gruplarn ve corafyalarn eline vermeyi merulatrdn iddia etmektedir. Bylece dnyay "merkez" devletler (Birinci Dnya veya Bat) ve "evre" (nc Dnya) diye blen bir dnya ekonomisi ortaya kmtr. Merkez devletler gl devlet mekanizmalar ve ekonomileri sayesinde evre devletleri smrmeye muktedir olarak, dnya sisteminin rettii eitsizlikleri korumakta ve hatta daha da derinletirmektedir. XIX. yzyln sonuna doru bu dnya ekonomisinin genilemesi btn yerkreyi iine almtr Bkz. mmanuel Wallerstein, The Modern World System, New York: Academy Press, 1974. Waljerstein'in ele ald ayn tarihi sreci, sadece Bat'daki deil, tm dnyadaki genel deiimleri de gznne alarak aklamaya alan Janet Abu-Lughod, Avrupa hegemonyas ncesinde mevcut dnya sisteminin bozulmas ile Avrupa'nn gcnde nispi bir art grldn belirtmekte ve Avrupa'nn hakimi bulunduu modern dnya sisteminin ortaya kma sebebinin, eski dnya sisteminin dengesinin kaybolmas olduunu vurgulamaktadr. XIII. yzyldaki eski dnya sistemini inceleyen Lughod'un sorusu biraz farkllamaktadr: XIII. yzyldaki eski sistem niin zld ve dnya hegamonyas niin Bat'ya doru kaymaya balad? Avrupa'nn ykseliinin tek bir deterministik modelle aklanamayacana inanan Abu-Lughod, bu soruya karlk olarak verilen ve Avrupa toplumlarnn zel teknolojileri, kltrel, psikolojik ve hatta ekonomik karakterinin altn izen cevaplarn yetersiz kaldn zira tm bu aklamalarn daha nceki sistemde vuku bulan durum deiimlerini gzard etme hatas iine dtklerini belirtmektedir. Zaten Avrupa'nn kltrel, dini ve ekonomik messeselerinde hi bir birlik bulunmadndan, tamamyla "kltrel" temelde yaplan hakimiyet ve imtiyaz aklamalar bu adan da geersiz olmaktadr. Yine Lughod'a gre, Bat'nn ykseliinin ve hegamonik bir konum kazanmasnn sebebi, Batl tarihilerin ve felsefecilerin varsayd gibi halklarnn tabii stnlklerine dayanan belli teleolojilerle deil, daha nceki sistemin kymetini ve ilerliini yitirmesi gibi bir dizi msait artlar ile aklanabilir. Bylece o "Bat'nn ykselii" hususunda, dnyann Batdndaki blgelerinin durumunu da dikkate alan daha kapsaml bir teori sunarak, Bat'nn modern dnemlerdeki iktisadi ykseliini hazrlayan hi bir dahili saik ve stnlk sebebi olmadn, zaten modern dneme geii aklad iddia edilen ekonomik ve teknolojik ilerlemelerin Avrupa dndaki topraklardan doduunu iddia etmektedir. Lughod ayn zamanda medeniyetler arasndaki ilikilerde "ykseli" ve "d" kavramlarn sorgulamakta ve deiik medeniyetler aras ilikiye dair daha dinamik bir model sunmaktadr. Her ne kadar

13

Avrupa'nn niin ve nasl dnyann iktisadi bakmdan en gl blgesi haline geldiini aklamaya almaktadr. XVIII. yzyldan sonra iyice ekillenmeye balayan gl Avrupa iktisadi, siyasi ve sosyal sistemi ve ona temel tekil eden kltreiideolojik meruiyet zemininin tm yerkreye yaylmas esnasnda, zellikle de bu yaylmann XIX. yzyldaki smrgeci merhalesinde medeniyet (civilization) kavram hayati bir rol oynamaktayd.22 phesiz ayn kavramn Avrupa'nn kendi dnce ve sosyal tarihinin dahili seyri ve atmalar asndan da byk ehemmiyeti mevcuttu. Szgelimi Avrupa medeniyetinin kaynann Msr m yoksa sadece kadim Yunan m olduu tartmas, Avrupa'da Hristiyan, Mason ve Hellenist gruplar arasnda akademik camiay da iine alan canl tartmalara yol amaktayd.23 Medeniyetin kayna ve geliim seyri ile ilgili tartmalarn muhtevasndan bamsz olarak, kavramn bizatihi kendisinin ve onun ihtiva ettii "Avrupa'nn en medeni toplum oluu" veya "medenileme srecinin her ynden olumlu oluu" gibi fikirlerin, Avrupa ile onun dndaki dnya arasndaki ilikide Avrupa smrgecilii lehinde bir fonksiyonu ifa etmekteydi. Zira, Avrupailar'n baka bir lkeyi ynetmesi iin srf askeri ve siyasi kuvvet yeterli deildi. Maddi ve manevi stnlk hissi, smrgeci bir imparatorluun brokratlarnn sahip olmas gereken bir duyguydu. Kendilerine gvenleri tam olmadka, smrgeci ynetimin ahlaken doru olduuna inanmadka ve bunu inanarak ynettii insanlara kar savunamadka, smrgecilerin ok uzun sre bir blgeyi ynetmeleri kolay olmayacakt.

Abu-Lughod'un tahlil ve yorumlar, medeniyetler aras ilikilerin kltrel ve fikri boyutuna deinmiyorsa da, benzer sorgulamalar kltrel-fikri ykseli ve d teorileri iin de yapmak mmkndr. Dahas, ileride Osmanl aydnlarnn Avrupa'nn XIX. yzyldaki stnln aklarken ounlukla, Batnn kendi hakkndaki ykseli teorisini belli deiiklerle -hatta hi deitirmeksizin- aynen kabul edilerini tartrken; en azndan mmkn bir yol olarak Osmanl aydnlarnn da Abu-Lughod gibi ok farkl bir ykseli ve k tezi gelitirerek kendilerini Bat'nn sylem basksndan uzak tutmalarnn mmkn olduunu aklda tutmak gerekir. Lughod'un tezleri iin Bkz. Janet L. Abu-Lughod, Before European Hegemony: The World System A.D. 1250-1350. Oxford University Press 1989. Immanuel Wallerstein, "Bir Medeniyet Olarak Modern Dnya Sistemi", Jeopolitik ve Jeokltr'n iinde, ev: Mustafa zel, z Yaynclk. stanbul 1993. zellikle sh.295-296. Tm bu tartmalar en iyi ekilde zetleyen ve yorumlayan Martin Bernal'in eserinden almamz esnasnda fazlaca istifade edilmitir. Szkonusu tartmalarn Osmanl'ya akseden ynleriyle ilgili hususlarda genellikle bu esere referansta bulunulacaktr. Bkz. Martin Bernal, Black Athena: The Afroasiatic Roots of Classical Civilization- Volume One: The Fabrication of Ancient Greece 1785-1985, Rutgers University Press, New Jersey 1987. almamz esnasnda, medeniyet teorisi ile ilgili bu tartmalara fazlaca girmeyip, sadece Osmanl dncesi zerindeki etkisi vesilesiyle Avrupa'daki gelimelere baz referanslarda bulunulacaktr.

14

Norman Daniel'in islam, Europe and Empire isimli almasnda da gsterdii gibi, "tm dncelerinin sistemlerine izlemek."
24

smrgeci

dnem

boyunca,

ynetenlerin yksek

temel zerine oturduunu grrz; kendi

maddi medeniyetlerinin gcnn bilincinde olma, kendi yksek moral olan inan ve ifte standartl bir yargya varma usul Ksacas, Avrupallara ahlaki ve maddi stnlk atfederek,

kendilerine gven iinde dier toplumlar smrmesindeT "medeniyet syleminin byk bir katks olmutur. "Civilization" kavramna ilk defa 1750'lerde baslan bir kitapta rarstlanr. Bu kavram daha ilk kullanl dneminde teknik, ahlaki ve itimai terakki fikrini ihtiva etmekteydi. Tabii olarak bu terakkiyi Fransz ve ngiliz toplumlar gibi ince, kibar ve efendi olan belli bir toplum temsil edeceinden, ayn kavram bu toplumlarn stnlnn de bir ifadesi olmaktayd. "Civilization" kavramnn tersi ve ztt ise barbarlk veya vahilik olup, medeniyetin bu barbarl altederek insanl ilerletecei dncesi de bu kavramn ve zt anlamlarnn tabii olarak akla getirdii fikirlerdi. 25 Osmanl dnyasnda 1840'l yllarda medeniyet kelimesi ile karlanacak olan "civilization" kavram, barbarln ve vahiliin26 zdd olmas dolaysyla, dildeki kullanm ekli itibariyle tekil bir terim olup, tamamen olumlu anlamlar tamakta ve insanln gittike daha fazla medeni, daha az hayvani veya vahi hale geldii evrensel bir srece iaret etmekteydi. Dahas, medeniyet kelimesi Avrupa'da ilk kullanlmaya balarken, daha sonralar "Bat medeniyeti" veya "slam medeniyeti" gibi terkipli kullanmlarda grlen oul manalarndan hi birine sahip deildi. Bu ilk anlama gre medeniyet kavram, gemite var olduu dnlen vahililik veya barbarlk halinden, gittike daha medeni bir hayata doru ilerleyen insanln geri dnlemez, tek ynl

Norman Daniel, Islam, Europe and Empire, Edinburgh University Press, Edinburgh 1966. zellikle sh. 326 -369 aras. Alntnn yapld yer iin bkz.sh.480. Fernard Braudel, "Oluan Dnya", Fransz Ansiklopedisi, Cilt: XX, 5. Blm'den ksaltarak takdim eden Cemil Meri, "Medeniyetler Tarihi: Bugn Aydnlatan Dn", mrandan Uygarla'nm iinde. tken Yaynlar, stanbul 1974. Sh.93. Osmanllar "medeniyet"in ztt anlamndaki barbarlk ve vahet kavramn bedeviyet kelimesi ile karlarken; yine ayn dnemlerde (1840'l yllar) bu kelimeye Arapa bir karlk veren Msr'l Rifa Rafi Tahtavi, belki de bedevi kavramnn Arap dilinde ihtiva ettii anlam bozmamas iin kelimeye bedeviyet karln vermemi, barbarism kelimesinden Arapa bir terim treterek el-mem'l mutabarbire kavramn kullanmay tercih etmitir. Bkz. Nadia AbuZahra, "Al-Tahtawi as Translator of the Culture of Parisian Society: An Anthropological Assessment", Transfer of Western Science & Technology to the Muslim World, isimli kitabn iinde. Ed. Ekmeleddin hsanoiu, RCICA stanbul 1992. sh.420.

15

dorultusuna iaret etmekteydi. Bu yzden de, XIX. yzyln balarnda, Napolyon Bonaparte dneminde Fransz smrgeciler "medeniletirme misyonu" slogann kullanmaya baladklarnda, atfta bulunduklar medeniyetin teklii ve evrensellii Avrupa'daki herkesin ortak kabul idi.27 Kelimenin iik kullanm eklinin ve anlamnn tarihini daha ayrntl olarak gzden geirecek olursak; daimi bir terakki halindeki medenileme srecini ifade eden, barbarln zdd anlamndaki medeniyet kavram, ilk nce XVIII. yzyl ortalarnda iki nemli aydnlanma mtefekkirinin -Franszca'da 1757'de Mirabeau'nun, ngilizce'de ise 1767'de Adam Ferguson'un 2 8 eserlerinde grlmektedir. Johnson'a 1772'de bu kelimeyi Franszca szlne almas teklif edilmi, fakat o bu teklifi dikkate almayp, ancak ehirlerin olduu yerlerde insanlarn gelimi medeniyetler kurduunu ima eden, bir nceki " civility" terimini tercih etmitir. 29 Mirabeau medeniyet kelimesine sadece toplumun tarihteki maddi ynlerden ilerlemesi anlamn deil, ayn zamanda iyimser bir yorumla insanlarn zihnen ve manen olgunlamas veya mkemmellemesi, tavr ve geleneklerin gittike daha zarif hale gelmesi anlamn vermitir. Bu yzden o, dinleri medeniyetin ilk saiki olarak grmtr. Ferguson'da ise kelime vahet (savagery) ve barbarlk ( barbarism ) kavramlarna zt bir anlam kazanmtr. smet zel'in bu ilk dnemle ilgili deerlendirmesine gre, zamanla bu kavram, Aydnlanma a'nn insanla sunduu umudun ad haline gelmitir. "Bu umut hristiyanca umudun yerini tutmak zere ortaya kyordu. Tanr ve Tanr'mn inayeti bir yana itiliyor, umudun bu yan kreltiliyor, dikkat evrenin merkezi haline gelmi olan insan zerine younlatrlyor ve gerek bireysel (kltrel) ve gerekse toplumsal (medeniyet) bakmlardan dnyevi gelimeye bel balanyordu."30 Wallerstein'e gre bu kullanmlarda insann ve toplumun durumunda

Wallerstein, "Bir Medeniyet Olarak Modern Dnya Sistemi", sh.287. Philippe Beneton, Histoire Demots: Culture et Civilisation, Press de la Fondation Nationaie des Sciecence Politiques, Paris 1975.'den aktaran smet ze\, "Bir Medeniyet KurmakT, Mesele: Teknik, Medeniyet, Yabanclama iinde. dam Yaynlar. stanbul 1992. sh.105. Ayrca Bkz. Wallerstein, Gs.yer. James Harvey Robinson, "Civilization", Encyclopaedia Britannica, 1972 Basks, V. Cilt. sh. 824. zel, Gs.yer.,

16

srekli bir ilerleme olaca fikrine dayanan iyimser ve ilahiyat d bir dnce yer alyordu. 31 Bu sre ierisinde, medeniyet tahayylnn ana noktas da belirginlemeye balamt: Birinci olarak, medeniyetin insanoluna parlak bir gelecek vadettiini vurgulayan iyimserlik ( optimisme ). kinci olarak, medeniyetin insanln izleyecei tek yol olduu iddiasndaki evrenselcilik ( universaiisme ). nc olarak ise, medeniyeti yaratmak ve yaymay Avrupa'ya ve bilhassa da Fransa'ya mahsus klan rk merkezcilik ( Ethnocentrisme ). 32 te yandan, daha nce de deiik anlamlar tayarak kullanlan ilerleme kavram bu dnemlerde yeni bir anlam kazanp, insanln maddi ve manevi her ynden geliip olgunlamas anlamna sahip olarak ahlaki bir kudsiyet de tamaya balad.33 XIX. yzyldan itibaren civilization kullanlan progress kavram ile srekli beraber

(terakki-ilerleme) kavramnn tarihesi ok daha

eskilere uzanr. Bu kavramn Bat dnce tarihi iindeki geliim seyrine dair History of the Idea of Progress 34 isimli bir eser yazm olan Robert Nisbet'e gre terakki kavramnn meneini oluturan gelimecilik fikri tm Bat medeniyetinin en temel fikirlerindendir. Eski Yunanllarn organik bymeye hayranlklarndan doan bu anlay, Yunanllar'da gelitikten sonra, Hristiyan dncesi nda yeni anlamlar kazand. Nisbet'e gre Aziz Augustine Yunan ve Romallarn byme ve gelimeye olan ilgisiyle, Yahudilik'in seilmi kavim anlayn birletirdi ve Hristiyanln terakki fikrini gelitirdi. Augustine'nin teorisinde gelime ve ilerleme bir insan gerei olmann tesinde, Tanr'nn iradesine ve insann tabiatna uygun bir zorunluluk haline gelmiti. XIX. yzyla doru yaklaldka, Avrupal dnrler Hristiyanlk'tan devraldklar bu fikrin ilahi taraflarn bir kenara itip, dnyevi yanlarn n plana kararak modern terakki anlayn gelitirdiler. Mesela XVII. yzylda Puritenler, bilimi insann her trl terakkisinin nihai delili ve oluma sebebi sayarak, terakki ile bilim arasnda bir iliki kurmakta ve

Wallerstein, a. g. m., sh.286. Philippe Beneton'dan aktaran zel, a. g. e., sh.105. Ayrca Immanuel Wallerstein, "Medeniyet(ler) Niin Yeniden Gndemde?", Jeopolitik ve Jeoklt'n iinde, sh.308-310. lerleme kavramnn kazand bu yeni anlam muhtevasnn nemi iin Bkz. Scott Gordon, The History and Philosophy of Social Science, Routlege, London and New York 1993. sh.148153. Robert Nisbet, History of the Idea of Progress, Basic Books 1980.

17

terakkiyi dnyevi bilgilerin gittike artyla lmeye balamaktaydlar. Aydnlanma a olarak da adlandrlan XVIII. yzylda ise, Avrupa'da insanln yzyllar boyunca geirdii gelime ve terakkiyi anlatan pek ok eser kaleme alnd ve bylece bu kavramn bgnk dnyevi anlam iyice yerlemeye balad. yleki, XVIII. yzylda Turgot ve Condorcet'in terakki fikrine dair yazlar, XIX. yzylda Comte ve Marx'in gelitirecekleri sosyal evrimci terakki fikrinin temellerini hazrlamaktayd. Bu ekilde anlam deien terakki kavram, XIX. yzylda bilim ile beraber civilization teriminin kardeleri olarak, srekli onunla anlam ortakl tayan kavramlar haline geldiler.35 Henz oul manada kullanm gelimemi olan ve tekil manada kullanlan medeniyet kavram, XIX. yzyln ilk yarsnda yaylmac ve smrgeci Avrupa siyasi g merkezleri ve ekonomik sisteminin giriimlerinin ideolojik olarak merulatrlmasna ve savunulmasna da hizmet etmeye balamt. stelik, bu kavramn kullanm ekli yeni Avrupa yaam biimi ile iktisadi ve itimai sisteminin ayrcalkl ve esiz bir mahiyette olduunu, onun yerkrenin her tarafna ve hereye nfuz edip kuatan tabiatnn hem kanlmaz ve hem de arzulanan bir gelime olduunu ima etmekteydi. Zira, Avrupa merkezli kapitalist dnya ekonomisi smrgeci faaliyetleri ile tm dnyada terakkiyi gerekletiriyor, tm toplumlar medeniletiriyordu. Ksacas, 19. yzyln balarna gelindiinde gl bir medeniyet/barbarlk kartl kurulmu, tm gelecek umut ve tahayyl medeniyet kavramnda toplanmt. Ayn ekilde, smrgeci sre de bu kavramla merulatrlm ve ayn terim aydnlarn, politikaclarn ve kamuoyunun sylemine de iyice yerlemiti. Deiik sebeplerden tr 1850'li yllarda medeniyet kelimesinin kullanmnda tekilden oula gei gereklemeye balam ancak bu arada eski tekil kullanmdan da tam olarak vazgeilmemitir. Wallerstein, bu kavramn kullanmnda tekilden oula geii, smrgecilie kar kltrel direniin tesirlerine balar. Onun aklamasna gre Avrupa iinde Fransz devrimi dolaysyla kendilerini medeniyetin ncs olarak gren Fransz Napolyon mparatorluu, Fransz emperyalizmi
105 Nisbet'in bu bir nceki kitabnn bir zeti iin bkz. Robert Nisbet, The Making of Modern
Society, Wheatsheaf Books 1986. zellikle Birinci blm: "Developmentalism: A Critical Analysis" sh.33-69.

18

vastasyla medeniletirme misyonunu somut bir biimde uygulama yoluna gittiinde, tabii olarak bu emperyalizme ve onun empoze etmeye alt kltrel homojenlie kar yerli direniler bagsteriyordu. Halklarn kendi kltrlerini Avrupa'nn etkisi karsnda korumaya alan bu direniler sayesinde, evrensellik olarak deil de bir tr kendine zglk olarak medeniyet teriminin kullanm balam, yani oul anlamyla eit dzeyde medeniyetlerin varl anlay ortaya kmtr. Wallerstein'in naklettiine gre, Grand Larousse, Guizot'nun 1828'de kelimeyi bu ikinci anlamda kullandn belirtirken, Febvre'ye gre ilk kez Ballanche 1819 ylnda medeniyet kavramn oul manada kullanmtr. 36 smet zel'e gre ise medeniyet kavramnn anlamnda oul medeniyetler anlayna gei, smrgecilik yoluyla tm dnyaya alan Avrupal aydnlarn, kendilerinin medeniyet olarak kabul ettikleri zihni gelikinlik, ahlaki olgunluk, davranlarda incelik, stn sanat eserleri ve teknik rnler ortaya koyma gibi zellikleri daha nce barbar zannettii kavimlerde de bulmasnn sonucudur. Avrupa'nn Uzak Dou, Hint ve slam Dnyas'nda rastladklar stnlkleri hemen barbar diye sfatlandrmasnn imkansz oluu ve bu farkl medeniyetlerin baz unsurlarndan etkilenmeleri neticesinde eski medeniyet anlaynn rk merkezci ve evrenselci iddialar sarslmtr.37 Bylece dnya zerinde Avrupa'dakinden geri kalmayacak baarlara sahip baka medeniyetlerin varlnn kabulu, medeniyet kavramnn Hint, in veya slam medeniyeti gibi oul kullanmlarn yaygnlatrd. phesiz medeniyet kavramnn oul manadaki kullanmna geite, sahas gerei baka bir medeniyeti inceleme iddiasnda olan oryantalist almalarn, klasik medeniyet incelemelerinin ve dier antropolojik aratrmalarn da byk rolu olmutur. Sz:gelimi 1871 ylnda yaynlanan E. B. Tylor'un Primitive Culture isimli eseri, iptidai sanlan topluluklarn da gl kltrleri olduu tezini savunmaktayd^. Ancak her ne kadar her biri kendine ait zellikler tayan farkl medeniyetler olduu anlay yaygnlk kazanp, bu husustaki akademik almalar zenginlemise de, Avrupa medeniyetinin dier medeniyetler

105
36 Wallerstein, a. g. m., sh.285-288. zel, a. g. e., sh.106. James Harvey Robinson, a. g. m., sh. 825. Ayrca Meri, a. g. e., sh.95. 37

19

karsndaki stnl ve onlara rnek model olduu anlay yerini korumutur.39 Medeniyet kavramnn geliimi ve anlam serveni, hem bilimlerin geliimi ve hem de bilim paradigmalarnn muhtevas ile de yakndan ilikili olmutur. Szgelimi tekil, evrensel medeniyet anlaynn modern bilimin salad imkanlarla, Bacon'cu, Newton'cu, Kartezyen dnya gr ve bilim anlay ile ok yakn ve esasl bir ba vard: Bu bilim anlaynn sunduu perspektife gre, insanlk bilgi ve bilim sayesinde tabiat zerinde kesin bir hakimiyet salayacak; tabiatn incelenmesi ve faydalanlmas sayesinde insanln yeryznde mreffeh egemenlii ve hatta cenneti kurulacaktr. nsanln tabiat zerindeki iktidar sayesinde elde ettii refah ve rahatlk ise medenileme srecinin en belirleyici, ilerlemeci unsurunu tekil etmekteydi.40 Belki de bu yzden hem Avrupa dncesinde ve hem de zellikle Osmanl dncesinde tekil anlamdaki medeniyet kavramnn kullanmnn srekli bilim ve teknoloji (Osmanlcadaki kullanmyla ulum ve fnun) kavramlaryla ayn mana erevesi ierisinde, genellikle beraber kullanldklarn grebilmekteyiz. Genellikle medeniyet kelimesinin oul kullanm ile eanlaml olarak kullanlan kltr kelimesi ise, medeniyet kelimesinin tekil kullanmnn baskn olduu dnemlerde pek kullanlmamaktayd. Fernand Braudel, 1800'lere kadar Avrupa'nn fikri literatrnde kltr diye bir kavramn bulunmadn belirtmektedir. 41 Medeniyet kavramnn anlamndaki tekillikten oullua geile birlikte kltr kavramnn kullanm da yaygnlam gibidir. Zira kltr kavram hep bir mahalli eitlilii, deikenlii, tarihin kltrler zerindeki belirleyiciliini ima ettiinden, oul medeniyetler ile eanlaml kullanlmaya msait bir anlam ihtiva ediyordu. oul bir kullanma geile beraber, medeniyet teriminin douunda tad evrensellik, ahlaki stnlk ve Avrupa merkezilik gibi zellikleri ksmen de olsa ihmal edilmi, artk Avrupa'nn medeniyeti

Bkz. Maxime Rodinson, Europe and the Mystique of isiam, ngilizceye ev: Roger Veinus, University of Washington Press 1991. Sh. 60-61 ve 92. Medeniyet anlay ile bilimdeki fizik teorileri arasnda dikkat ekici bir analoji ve etkileim iin Bkz. Wallerstein, "Medeniyetler) Niin Yeniden Gndemde?". Braudel'den ksaltarak eviren, Meri, a. g. e., sh.93.

20

de, dier medeniyetler veya kltrler ile ayn seviyede olduunu dnenlerin says artmaya balamtr.42

Braudel'e gre, kltr kavram nce Almanya'da ilenmi, Almanya'dan Fransa'ya yeni bir mana ile girerek, medeniyetin eanlamls olacak anlamlar kazanarak btn Bat dncesinde yaygn kullanlan bir kelime haline gelir. Almanlar Herder'den beri kltr kelimesiyle -umumiyetle itimai erevesinden bamsz olarak- fikri ve ilmi ilerleyii ifade ediyorlard; yine onlara gre medeniyet ise insan hayatnn maddi ynyd sadece. Bu ekilde, medeniyeti kltyor, kltr yceltiyorlard. Marx-Engels'in Komnist Beyannamesinde yer alan "Bugn toplum lzumundan fazla medenilemitir" ifadesindeki medeniyet kavram toplumdaki maddi ihtiyalar karlama seviyesi, maddi gelikeniik seviyesini ifade etmektedir. Alman dncesindeki Ruh (kltr) ve madde (medeniyet) ikiliini de yanstan bu yeni manalandrma szkonusu her iki kavramn anlam muhtevasn da ksmen deitirmitir: Medeniyet, ameli ve nazari bilgiler btn, ksaca insann tabiata sz geirmesini salayan btn -fert d- vastalar, kltr ise deerler, mefkureler ve normatif prensipleri belirtir bir anlam muhtevas kazanmtr. Bkz. Braudei'den eviren Meri, a. g. e., sh.94.

21

3)

Avrupa'daki

Yeni

Medeniyet

Anlaynn

Osmanl

Dnce Dnyas zerindeki Tesirleri

a) Osmanllarn Avrupa Tesiri ncesindeki bn-i Haldun ve Osmanl Dncesi

Medeniyet

Anlay:

Osmanl dncesi zerinde, Avrupa'da ortaya kan "civilization" kavramnn ve onun ifade ettii medeniyet anlaynn tesirlerini tartabilmek iin, Osmanllarn bu tesirden nce sahip olduu medeniyet anlaynn tannmas gerekmektedir. stelik, almann ikinci blmnde yer alacak olan Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerinde medeniyete dair yaplan tartmalar, yeni medeniyet anlay karsnda, eski anlaya sahip olanlarn tepkilerini de yanstmaktadr. Bu adan bakldnda Osmanl ve hatta tm slam dncesinde en geni kapsaml medeniyet teorisi bn-i Haldun'un ortaya koyduu "hadariyet" ve "bedeviyet" aklamalar olduundan, Avrupa'daki yeni medeniyet anlaynn Osmanl dncesi zerindeki tesirlerini tartmadan nce, bn-i Haldun'un Osmanl dncesi ierisindeki yerine deinmek gerekmektedir. XIV. yzylda yaam bulunan Mslman dnr ve tarihi bn-i Haldun toplu halde yaamaya mran ismini vererek bir mran ilmi yapm, "bedevi mran" ve "hadari mran" hakknda gzlem ve deerlendirmelerde bulunmutur. Bu ilmin konusu, onun "insani itima" dedii toplu halde yaayan insan topluluklardr. bn-i Haldun mran ilmini kendisinin kurduundan aka szeder.43 bn-i Haldun'un mran ilmi, bugnk literatrde bir tr medeniyet teorisi olarak ele alnr ve yakn dnem dnrlerimizden Cemil Meri, medeniyet kavramnn Avrupa'da ve Osmanl'daki ilk kullanmlarn deerlendirirken, Tanzimat dnemi Osmanl aydnlar tarafndan bn-i Haldun'un mran kavramnn terkedilerek, yeni medeniyet anlay evevesinde fikir yrtlmesini . Trk dnce tarihi asndan bir talihsizlik olarak grm, Osmanl aydnlarnn bn-i Haldun'daki terminolojiye bal kalmak suretiyle yerli kltrleriyle daha uyumlu bir modern dnce gelitirebileceklerini iddia

bn-i Haldun'un dncesinde mran ilminin deiik ynleri hakknda. Bkz. Sleyman Uluda, bn-i Haldun: Hayat-Eserleri-Fikirler, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara1993. sh.52-60.

22

etmitir. 44 Yine Teknik, Medeniyet ve Yabanclama baln tayan kitabnda medeniyet kavramnn ve slam medeniyetini yeniden ihya etme abalarnn son asr slam dncesinde oynad rol deerlendirip, eletiren smet zel de, bn-i Haldun'un fikirlerinden istifade ederek, asrmzdaki medeniyet anlay ve medeniyet ihyas projelerini slami bir tenkide tabi tutmaya almtr.45 Bu tr tespit ve tenkidler; Avrupa'daki medeniyet sylemiyle karlatklarnda Osmanl aydnlarnn dnce dnyalarnda ne tr bir medeniyet anlaynn mevcut olduu, eski fikirlerle yenilerinin karlamasnn nasl fikri sonular dourduu, ibn-i Haldun'un gerekten de Osmanllar tarafndan tannp tannmad gibi sorular akla getirmektedir. Bu hususlarn aa kavumas iin, Avrupa'daki medeniyet syleminin Osmanl'ya giriini incelemeden evvel, bn-i Haldun'un konuyla ilgili fikirlerinin bir zetini sunmak ve yine bn-i Haldun'un Osmanl dncesi ierisindeki yerini tartmak gerekecektir. bn-i Haldun'un mran ilminin en mhim iki kavram bedevilik ve hadariliktir. Zaten toplum hayatn, bedevilik ve hadarilik eklinde iki byk kategoriye ayrp inceleyen ilk dnr bn-i Haldun olduundan, bu kavramlar onun toplum dncesinin iki anahtar kavram gibidir. Ortaya kma ve ilk olma anlamna gelen bedevilik ( bedv, bedavet) genellikle gebelik anlamna gelir. Bedevi terimi ile benzer anlamlar tayan ehl-i badiye terimi gebe ve konar ger demektir. Hadarilik {hadar, hadaret) ise ehir, kasaba ve beldede yerlemi olma, yerleik hayat anlamna gelir. Hadari ve ehl-i hadar (ehl-i havadr) ise yerleik insanlar demektir.46 bn-i Haldun, mran, bedevi ve hadari mran olmak zere iki blmde inceler. Ona gre bedevi mran eksik ve geri bir mran iken, hadari mran mtekamil ve ileri bir mrandr. Ancak yine de ahlak, cesaret, dindarlk asndan bedeviler, hadarilerden daha iyidir. bn-i Haldun bedevilerin hayra, fazilete ve iyilie hadarilerden daha yakn olduklarn srarla ifade eder. nk nimet, zevk sefa, bolluk ve

Bkz. Meri, a. g. e., sh.86. Meri zellikle Cevdet Paa gibi klasik kltre vukufiyeti ok gl olan bir Osmanl aydnnn bile "mran gibi kucaklayc bir kelimeyi medeniyet gibi mphem ve mazisiz bir lafza feda" etmesini anlalmaz bulmaktadr. Meri'in bu gzel eserinin bizzat adnn "mrandan Uygarla" baln tamas, onun bu hususa ne kadar nem verdiini gstermektedir. zel, a. g. e., sh.112-115. Uluda, a. g. e., sh.63.

23

refah iinde yaayan hadariler dnyaya ynelirler, zevklerini tatmin etmenin yollarn ararlar. Bylece ruhlar bir .ok, kt huy edinir. Bedeviler ise geim iin gerekli maddelerin en azyla yetinmek zorunda olduklarndan, hadariler kadar dnyaya dalmaz, zevk ve keyiflerinin peine dmezler. Bedeviler her ne kadar kaba-saba olsalar da, bedevi hayat ahlak ynnden hadari hayattan daha iyidir. Bedeviler daha cesur, hadariler ise daha korkak olur. Bunun sebebi ise insan karakterinin evre artlar dolaysyla belirleniyor oluudur. Zira bn-i Haldun'a gre zenginlik insan martr, refah kiiyi ifsad eder.47 Ziyaeddin Fahri Fndkolu, V'Trkiye'de bn-i Haldunizm" 48 balkl yazsnda bn Haldun'un Osmanl ve Trkiye kltr zerinde nemli tesirlerde bulunduu fikri/ savunmutur. Sleyman Uluda, Fndkolu'nun tespitlerinin mbalaal olduu kanaatindedir. Uluda'a gre, Mukaddime Osmanlca'ya tercme edilmesine ramen, 49 onlarn bu eserden istifadeleri sathta kalm, gerek bir bn-i Haldun etkisi grlmemitir. Uluda'a gre Osmanilardaki ilmi ve fikri hayat, Mukaddime'deki fikirlerin mahiyetini layk vehiyle anlayabilecek seviyede deildir. 50 Uluda'n verdii rnee gre, bn-i Haldun'dan epey etkilenmi bulunan Katib elebi'deki ksmi bn-i Haldun tesiri bile sonraki Osmanl alimlerine gememitir. nk Katib elebi de son devirlere kadar bilinen bir mellif deildir. 51 Cemil Meri ise, bn-i Haldun'un dncelerinin anlalmasnn Osmanl aydnlarna zor geldii iin deil, Osmanllarn ykselme dneminde bu tr fikirlerin ilgi gremeyecei iin bn-i Haldun tesirinin zayf kald kanaatindedir. Zira bu dnemdeki aydnlarn kendi devletlerinin de bir gn gelip keceini
47 48 49 Uluda, a. g. e., sh.133-135. Ziyaeddin Fahri Fndkolu, "Trkiye'de bn-i Haldunizm", Fuad Kprl Armaan isimli kitabn iinde, Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi, stanbul 1953. sh.153-163. bn-i Haldun'un yukardaki grlerinin yer ald Mukaddime isimli eseri, ilk defa eyhlislam Pirizade Mehmed Sahib Efendi (1674-1749) tarafndan Osmanlca'ya tercme edilmitir. Pirizade kitab, altnc ksm olan Fkh bahsine kadar evirebilmi ve bundan sonraki ksm tercme edilmeden, yar Osmanlca ve yar Arapa olarak 1274/1857 ylnda Msr'da baslmtr. Ayn tercme Msr'daki basksndan iki yl sonra stanbul'da iki cilt olarak yaynlanmtr. Ancak halen Arapa olan altnc ksm bu son baskda yer almamtr. Daha sonra Cevdet Paa bu tercmeyi tamamlayarak, altnc blmn tercmesini yapm ve 1277/1860'da bu son ksmlar nc bir cilt olarak baslmtr. Ancak bu tercmelerdeki baz problemler yznden, Mukaddime'rin XIX. asr Osmanl dncesi zerindeki tesirleri tercmeden ok esas metne dayanmaktadr. Bu konuyla ilgili daha geni bilgiler iin Bkz. bn-i Haldun, Mukaddime, Haz: Sleyman Uluda, Dergah Yaynlar, stanbul 1982. sh.176190. bn-i Haldun, Mukaddime, Sleyman Uluda'n yazd "Giri" blm, sh.188. bn-i Haldun, a. g. e., sh.189.

50 51

24

ima eden bir teoriye, tabii olarak, itibar gstermedikleri yorumunu yapmaktadr. 52 Oysa Sleyman Uluda bu ilgi eksikliini, "Osmanllarda gerek mevcut alimlerin kafa yaplar, gerekse medreselerde yrrlkte olan eitim tarz bn-i Haldun'a yaknlk duymaya msait de idT eklinde aklamaktadr. 5 3 Fakat stanbul ktphanelerinde Mukaddime'nln ve bn-i Haldun'un dier bir tarih kitab olan El-ber*in hem ok sayda ve hem de gzel nshalarna rastlanmaktadr.54 Uluda bunu kendi kanaatine bir tezat eklinde grmez ve aksine imkan mevcutken Osmanllarn bn-i Haldun'dan istifade edemediini belirtir.55 Ancak tam olarak istifade edilemeyen bir eserin nasl ve niin bu denli ok sayda istinsah edilip, ktphanelerde korunduu cevaplandrlmas gereken bir sorudur. Bu hususta kesin bir hkmn verilebilmesi iin, Osmanl kltr ve dnce tarihine ait pek ok yazma eserin ciddi muhteva tahlillerine tabi tutulmas gerekmektedir. Ancak bu alma erevesinde, Uluda'n tespitlerine ksmen katlnarak, bn-i Haldun'un Osmanl dnce dnyas zerindeki tesirlerinin ok fazla olmad, ancak Osmanl ktphanelerdeki bn-i Haldun nshalarndan yola klarak da, fazla olmasa bile, belli bir bn-i Haldun tesiri bulunduu kabullenilecektir.

b) "Civilization" Kavramnn Osmanl Dncesine Girii Osmanllarn Avrupa'daki yeni medeniyet anlay ile tanmalar ilk kez, XIX. yzylda Avrupa'ya gnderilen eli ve talebeleri; sonra da stanbul'da yaylmaya balayan Avrupa tipi hayatn aracl ile olur. 56 Avrupa'ya giden Osmanl aydnlarnn, orada tantklar Avrupa medeniyeti yani civilization hakkndaki kanaatleri ayn olmamtr. Avrupa'ya giden brokratlarmzdan Halet Efendi Avrupa'nn

Meri, a. g. e., sh. 142. ibn-i Haldun, a. g. e sh.192. Ramazan een, Mahtutat ve Mellefat- bn-i Haldun fi Mektebati Trkiya, Tunus Kltr Bakanl Yaynlar. 1985. Gs.yer., Genellikle bn-i Haldun'un Avrupa'da tanndktan sonra, Trkiye'de de Mukaddime'ye ynelik ilginin artti gzlemlenmektedir. stanbul'daki gnlk hayatn Avrupa tesiri ile deimesi hakknda bkz. Tanpnar, a. g. e., sh. 131-136.

25

hibireyini beenmezken;57 Mustafa Reid Paa Avrupa kamuoyunda civilization kavramnn oynad rol grerek, kamuoyunu Osmanl lehinde etkilemek iin Trklerin de civilization yolunda olduunu gsteren admlarn atlmas gerekliliini dnr;58 Mustafa Sami Efendi Avrupa medeniyetinde en ok fnun ve marifetin altn izmekle beraber, otel, hastane, posta sistemi, akl hastaneleri, antika merak ve benzeri civilization gstergelerini verken;59 Sadk Rfat Paa medeniyeti tm bir sosyal ve siyasi hayat biimi eklinde dnr; 60 stelik bu ilk dnemlerde kelimenin Osmanlca'daki kullanmnda bir anlamazlk ve oturmamlk grlr. 1882 ylna kadar baslm szlklerde yabanc dildeki civilization kavramna ne gibi bir Osmanlca karlk verildiine bakldnda ise, ilk defa 1843'teki bir szlkte kelimeye vurgusuz bir biimde medeniyet anlam verildii, ancak 1856'dan sonraki szlklerde Osmanlca olarak medeniyet karlnn yerlemi olduunu grebilmekteyiz. Daha nceleri ise bu kavrama daha ok nsiyet, tehzib-i ahlak, edeb-erkan renme, zariflenme, te'dib-i ahlak eklinde karlklar verilmitir. Szlk taramasndan kan neticeye gre, bedeviyetin kart olarak ve terakki kavramyla iliki iinde tekil manada medeniyet terimi Osmanlca kullanmnda ancak 1850'lerin sonlarna doru artk iyice yerletii sylenebilir.61 Dikkati eken bir husus ise, Osmanlca'da medeniyet kavram yerlemeden nce, II. Mahmut'un, o dnemin Franszca gazetelerinde medeniyet yolunda atlan admlar eklinde isimlendirilen icraatlarnn, zamann gazetesi Takvim-i Vekayi'de genellikle "nizam- mstahsene", "nizamat- hasene", "nizamat- hasene ve tanzimat- mergube", "usul-i mstahsene" gibi tanmlamalarla adlandrlmasdr.62 te yandan 185Q'li yllara kadar yazlan baz metinlerde, civilization kavramnn bir taraftan

Halet Efendi'nin Avrupa medeniyetini eletiren grleri iin Bkz. Enver Ziya Karal, Halet Efendi'nin Paris Byk Elilii 1802-1806, stanbul 1940. Reid Paa'nn bu konudaki fikirleri iin bkz. Tuncer Baykara, "Mustafa Reid Paa'nn Medeniyet Anlay", Osmanllarda Medeniyet Kavram iinde. Akademi Kitabevi, zmir 1992. Mustafa Sami Efendi, a. g. e. Sadk Rfat Paa, "Avrupa Ahvaline Dair Risale", Mntehabat- Asar iinde, Takvimhane-i Amire Matbaas, stanbul (1257/1858) Tuncer Baykara, Osmanllarda Medeniyet Kavram, Akademi Kitabevi, zmir 1992. sh.20-23. Baykara, a. g. e., sh.28.

26

Franszcas kullanlrken, hemen yannda tarifinin verilmesi yoluna gidilmitir: "Sivilizasyon usul-i mergubesr, siviiizasyon usulne yani terbiye-i nas ve icra-y nizamat; sivilizasyon, yani usul-i me'nusiyet ve medeniyet' gibi ifadeler bu tr kullanmn rneklerindendir. XIX. yzyln ilk yarsnda Trkiye'ye gelen Avrupal seyyahlarn gzndeki Trkiye'deki civilization vakalar ise, stanbul'daki Pera ve zmir'in kozmopolit mekanlar; iki iilmesi, baloda kadnlarla dans etmek, kumar, tiyatro, moda, Avrupa tarz kyafet, gazete, patates yemeif sokak lambalar, sokaklarda kpek olmay gibi yeni uygulama ve alkanlklardr. Dikkat edilirse, buraya gelen seyyahlarn kullandklar civilization kavramna; Mustafa Sami Efendi, Sadk Rfat Paa ve sonras aydnlarn medeniyet anlayna dahil olan bilim, sanat ve sanayi gibi unsurlar dahil deildir. Bu seyyahlarla gren Osmanllarn bir ksmnn onlarnkine yakn bir medeniyet anlay "gelitirdikleri dnlebilir.63 Osmanllar civilization kavramn karlamak iin dillerinde hazr

bulunan hadariyet, mran veya temeddn terimlerinden herhangi birini deilde, bilindii kadaryla ilk defa 1838 senesinde Sadk Rfat Paa'nn Avrupa Ahvaline Dair Risale'sinde yer alan "sivilizasyon yani usul-i men'usiyet ve medeniyet' ibaresinde kulland medeniyet kavramn semilerdir. Avrupa dillerindeki barbar ve vahi kelimelerinin karl olarak ise; daha nce Arapa'da Avrupa'daki barbarism teriminden ok farkl manalarda kullanlan bedavet kelimesinden tretilen bedeviyet kavram seilmitir. III. Selim ve II. Mahmut'un yapt slahatlar ve Yenieri Oca'nn kaldrlmas gibi olaylar Avrupallarca civilization yolunda atlan admlar olarak grlmekteydi. Avrupa siyasetinde kamuoyunun gcnn farkna varan ve Yunan syan, 1828-1829 Osmanl-Rus Sava, Cezayir'in igali ve Msr meselesine kar Avrupa kamuoyunun tavrnn hep civilization sylemi etrafnda ekillendiini gren Mustafa Reid Paa, Osmanl Devletini Avrupa'ya kar medeniyet yolunda ilerleyen bir devlet olarak gstermek ihtiyac hissetmiti. inasi'nin deyimi ile

Baykara, a. g. e., s.23-27,

27

"medeniyet resulu" olan Reit Paa,64 Avrupa siyasetinin -zellikle Yunan ayaklanmas srasnda- ekillenmesinde medeniyet syleminin nemini farkettii iin, bu hususta Osmanl Devleti'nin Avrupa kamuoyunda iyi bir intiba brakmas iin baz giriimlerde bulunulmas gerektiini dnmtr. Franszca bir gazete kararak, burada Osmanl Devleti'nin medeniyet yoluna girmek iin yapt reformlarn yazlmas ve bu sayede Avrupa kamuoyunun tesir altnda braklmas Paa'nn nerdii projeler arasndadr65. lgintir ki, Avrupa lkelerinin Osmanl'nn Mehmet Ali Paa isyann bastrmaya alt srada Osmanl'ya yardm etmelerinin sebepleri arasnda, Trklerin barbar Afrikallara kyasla daha medeni olarak grlmesinin Avrupa kamuoyundaki etkkisinin de bir rol olmutu.66 Bu hususta Avrupa'ya Reid Paa gibi elilerin gnderilmesi, Osmanl siyasi ve entellektel eliti arasnda Avrupa medeniyetine kar sempatiyi arttrm olabilir. Neticede, Reid Paa ve Sadk Rfat Paa'dan sonra bu kavramn Osmanlcaya yerleerek, aydnlardan, brokratlardan, deiik halk kesimlerine kadar herkes tarafndan kullanlmaya balad bilinmektedir. Kelimenin yaygnln Namk Kemal'in 1870'l yllarda yazd u tespitinden de rahatlkla karabiliyoruz: "Medeniyet kelimesi Avrupa ile olan ihtilafmzdan sonra lisan- avama den tabiratdan olarak vatanmzda pek ok adamlarca makasd- aliyyeden olduu gibi, birtakm frkaclarda dahi yeni kma fuhiyat tayinde kullanlr tabirat- tehekkmden ma'dud olmutur."67 Toplumun deiik kesimleri tarafndan deiik manalarla kullanlsa bile, her halkarda medeniyet kavram XIX. yzyln ikinci yarsndan

"Aceb midir medeniyet resul dense sana/ Vcud- mu'cizin eyler taassubu tahzir". inasi'nin bu msralarnn yorumu iin Bkz.. Mehmet Kaplan, Trk Edebiyat zerine Aratrmalar-1-, Dergah Yaynlar, stanbul 1992. sh.272. Baykara, a. g. e., sh.12-13. Bkz. Matin Bernal, Black Athena, sh.246-250. Civilization kavramnn Avrupa kamuoyu zerindeki etkisi en ak bir biimiyle 1821 Yunan syanmda grlmt. nk "civilization"un douunda temel olduu kabul edilen Eski Yunan'n ocuklarnn, "civilization" dndaki Osmanl idaresinden kurtulma kavgas vermeleri sempati ile karlanmt. Martin Bemal barbar olarak grlen Afrika'daki bir lke olan Msr ordusunun brahim Paa komutasnda medeniyetin merkezi saylan Yunanistan'a girip, Yunan ayaklanmasn bastrmalarnn Avrupa kamuoyunda infial uyandrdn; Msrllara kar hi olmazsa beyaz rktan olduklarn dndkleri Trkleri tercih eder hale geldiklerini belirtmektedir. Bkz. Namk Kemal, "Medeniyet", bret, nr.84. 2 Zilkade 1289/ 1 Ocak 1873 ve Mecmua- Ulum, say:5, 1 Safer 1297/ 14 Ocak 1880. sh.382.

28

itibaren Osmanl dncesi ierisinde nemli bir yer igal etmeye balamt. Aydnlarmz Osmanl siyasetinin, Mslmanlarn hayat biimlerinin, ferdlerin gnlk faaliyetlerinin ve benzeri hususlarn nasl olmas gerektiini artk medeniyet kavramn kullanarak anlatyordu. Osmanl d ve i politikasnda yine bu kavrama rastlanyor, alan Avrupa tipi okullarda talebelere yeni anlaya uygun bir medeniyet tarihi retiliyordu. Yava yava dnyada olup bitenlerden rahatsz olmaya balayanlar da eletirilerini yine bu kavrama ynelterek yapmaya balayacaklar, bylece yeni medeniyet anlay Osmanl dnce dnyas ierisinde anahtar bir rol oynamaya balayacaktr.

29

4) XIX.

Yzyl Avrupa'snn

stnl

Karsnda

Osmanl

Dncesi

a) Yeni Medeniyet Anlaynn Bir deoloji Haline Getirilmesi Avrupa'daki byk dnmn tm dnyay deitirme gc ve yolat deiim sreci ile beraber Avrupa medeniyetinin tecrbesine ait belli tarihi oluumlar ve deerler tm dnyann kaderini ekillendirip, dier medeniyetlerin en nemli sorunu haline geldi. Modern bilim,\ teknoloji, sanayi ile anayasalclk, merutiyet, parlamento, demokrasi, hrriyet, eitlik gibi Avrupa'nn baz siyasi kurum ve deerleri daha sonra tm dnyaya yaylacak Avrupa rnleri olmulardr. Bylece Avrupa'nn belli bir noktadan sonraki tarihi, tm dnyadaki toplumlarn ortak tarihi olmaya balamtr. Avrupa XVIII. yzyla gelindiinde, iktisadi, askeri ve fikri sahalarda kendi dndaki toplumlar karsnda byk bir g stnl elde etmi olduu gibi, hi bir snr tanmayarak kendi dndaki toplumlara ve topraklara da mdahelede bulunarak, onlarn kaynaklarndan, istifade etmeye alt. Zaten Avrupa'da yerlemeye balayan modern iktisadi sistem de, dnyadaki tm tabii ve beeri kaynaklarn snrszca smrlmesini hem tevik ediyor ve hem de mmkn klyordu. Menfaat ve g iin dnyann en cra kelerine kadar giden Avrupallar dier toplumlarn geleneksel hayat ekillerini deitirip, onlar ya kendilerine boyun emeye ya da kendileriyle savamaya veya rekabet etmeye zorluyoriard. Ancak, Avrupa dndaki toplumlar iin Avrupa ile savamak iin bile, onlar gl klan yeni metodlar almaktan, yani Avrupallamaktan baka zm yollar bulunmuyordu. 68 Bylece o tarihten sonra Avrupa d toplumlarn en temel abas, kendileri ile Avrupa arasndaki g uurumunu kapatmak

Japonya ve in'in XIX. yzyln Ortalarna kadar Avrupa lkeleri ile az veya ok deiik dzeylerde ilikileri olmasna ramen, sistemli bir modernleme iine girmeleri, ancak Avrupa'nn askeri gleri karsndaki yenilgilerinden sonra gereklemitir. in'i batllama yoluna btnnyle girmeye iten sebep Afyon Sava'ndaki ar askeri yenilgileri olduu gibi, Japonya'y Bat'ya almaya zorlayan sebep ise Amerikan donanmasna ait gemilerin Japonlar ticaret yasan kaldrmaya zorlamalar olmutur. Osmanl modernlemesinin baz ynlerini daha iyi anlayabilmek iin Japon ve in tecrbesiyle kyaslamak mmkndr. Osmanl modernleme tecrbesi ile mukayese edebilmek iin Japon modernlemesine dair aadaki kitaplardan istifade edilebilir: Bkz. Marius B. Jansen, Japan and lis World- Two Centuries of Change, Princeton University Press, Princeton 1980; Donald Keene, The Japanese Discovery of Europe, Stanford Univesity Press, Stanford 1969; G. B. Sansom, The Western World and Japan, Charles E. Tattle Company, Tokyo 1987.

30

iin kendilerini deitirmekten, Avrupa'nn kulland metodlar transfer etmeye almaktan ibaret olmaya balad. Deiim ve yenilik, batllama ve modernleme, ksacas tarihin akn insan iradesi ve nceden planlamas dorultusunda hzlandrarak deitirme Avrupa-d toplumlarn son iki yzyllk kaderi haline gelmitir.69 Niin Avrupa ile yarmak gibi bir yola girilmesi gerektii sorusuna Ziya Paa'nn verdii cevap XIX. yzyl Osmanl dncesinin ruh halini de yanstmaktadr: "...imdi byle kalp, batalm m, yoksa her millet ne yolda ileri gidiyorsa, biz de iimizi uydurup yryelim mi? Bu ana kadar tuttuumuz yol bizi u bulunduumuz mertebeye indirdi. Bundan byle daha indireceine baka delil ister mi?'70 Avrupa ile iine girilen bu yarta onlar gemek ok zor ve zaman isteyen bir i ve belki de hi gereklemeyecek bir sondu; ancak bu onlar iin yartan ekilmeyi gerektirmiyordu. Namk Kemal'in ifadeleriyle "Evet, yle bir ka sene iinde stanbul'u Londra veya Rumeli'yi Fransa haline getirmek mmkn olmadn biz de biliriz. Fakat madem ki Avrupa bu hale topu iki asr iinde gelmi ve madem ki esbab- terakkice onlar mucid olmu, biz o vesaiti hazr bulacaz. etrafl tutulduu halde, hi olmazsa iki asr iinde olsun, biz de eri mtemeddin memleketlerden saylacak bir hale gelebileceimizde hi itibah var mdr? ki asr ise hayat- cemiyete nisbeten lemha- basar hkmnde kalmaz m/?'71

erif Mardin, "The Mind of Turkish Reformer" isimli makalesinde Osmanl slahatlarn insan iradesi yoluyla tarihe ekil verebilecek bir anlay nasl gelitirmeye altklarn tartmaktadr. Bu makalede Osmanl brokratlarnda insan iradesi ve nceden planlama dorultusunda tarihin aksnn hzlandnlabilecei inancnn geliimin grebilmek mmkndr. Bkz.erif Mardin, "The Mind of Turkish Reformer 1700-1900", The Western Humanities Review 14 (1960), s.413-436. Ziya Paa, "Trkistan'n Esbab- Tedennisi", Hrriyet, nr.5. (7 Rebylahir 1285/ 27 Temmuz 1868).Yeni Trke harflere aktarlm metin iin Bkz. Ed. Mehmet Kaplan, Trk Edebiyat Antolojisi-ll-(1865-1876), stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:2156, stanbul 1978. sh.94. Namk Kemal, "Terakki", Mecmua- Ulum, say:2, 15 Zilhicce 1296/ 30 Kasm 1879. sh.160. Yakn tarihlerde bile slam ve Bat medeniyetleri arasndaki ilikiyi tartan Hishem Djait, netice olarak Namk Kemal'in ulat sonuca ulamaktadr: "...slam, Bat'y teknolojik kapasite, bilim ve g asndan yakaiayamayabilir ama bu onun yartan ekilmesini gerektirmez...". Bkz. Hishem Djait, Europe and Islam, University of Caliofornia Press, Berkeley 1985. Namk Kemal'in stanbul'u Londra yapmak hayali, dnemin aydnlarnn ne denli stanbul merkezli dndklerini de gstermektedir. Ayn dnemlerde Safvet Paa Avrupa'dan 12 Mays 1874 tarihinde yazd bir mektubunda unlar yazyordu: "Her trl nizamat ve slahatn dman- tabiisi addettiimiz yenierilerin ilgalar, elli seneye yaklat, o mddette Avrupa ehirlerinden birine tamamiyle muadil olacak surette iki yz evli bir mahalle tanzim ve tekiline muvaffak olamadk. Artk stanbul'un Viyana ehrine benzeyecek bir hale gelebilmesi bu kyas zre, ka yz seneler muhta olmak lazm geldii anlalr". Safvet Paa'nn Bir Mektubu'nun yeni Trke harflere nakledilmi metni iin bkz. Mehmet Kaplan (Ed), Yeni Trk Edebiyat Antolojisi-I- (1839-1865), stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:1874. stanbul 1974. sh.110.

31

Ziya Paa'nn ifadesiyle, Osmanllar'n eski yollarn deitirip, Avrupallarn tuttuu yola uymas gerekiyordu yani Avrupa'ya benzemek iin Osmanl Mslmanlar her sahada hzla deimeliydi. Ancak Avrupa toplumlarnn bizzat kendileri, modern metodlarnn gerei olarak daha byk bir hzla deimekte, tm dnyann kaderini deitiren toplumsal glerini, Avrupa dndaki toplumlarn kendilerini uydurabilecekleri hzdan daha byk bir hzla arttrmaktaydlar. Bu yzden de her iki dnya arasndaki uurum daha da bymekteydi. timai ve siyasi g ilikilerinde daha da alan fark, Avrupa d toplumlar zerinde deiim ynnde daha byk bir bask yaparken, Avrupa ile olan derin farklar kapatmak arzusu, bir noktadan sonra deiimin doalln terkederek bir ideoloji haline getirilmesine yol aacakt. Avrupa d toplumlar ancak Avrupa'dakinden daha byk bir hzla deiip geliebilirlerse, onlarla aralarnda olan g farkn kapatabilirlerdi. Dnya tarihinin XIX. yzyldaki byk dnmnn, Osmanl gibi Avrupa dndaki toplumlar iin ilk ve en hayati anlam burada yatmaktayd: Kendini dntrm gl Avrupa toplumlar karsndaki g ve refah farkn kapatmak iin byk bir hzla tarihlerinin akn hzlandrarak, kaderlerini ynlendirmek ynndeki karf konulmaz bask.72 Osmanl dnce tarihi ierisinde deiim isteinin tabiiliini terkederek bir ideoloji haline gelmesi srasnda karmza kan ilk ideolojinin medeniyetilik olduunu gryoruz. XIX. yzyl Osmanl dncesinin bu zelliine ilk dikkati eken kii Ahmet Hamdi Tanpnar olmutur: "Tanzimat devrinin ilk ideolojisi medeniyetiliktir. Sadk Rfat Paa ve Sami Efendi'den itibaren 'medeniyet, temeddn, nsiyet, menusiyet, teenns' gibi kelime ve terkiplerle Frenke 'civilisation' kelimesinin karl aranyordu. Reid Paa, Ali Paa, Cevdet Paa, Mnif Paa, Sultan Abdulaziz trl yazlarnda, fermanlarda hep onun tarifini yapmaa alrlar. Cevdet Paa, 'Tarih'ini medeniyet ve bedavet hallerini mukayese ile balatr. Ve nihayet inasi, Mustafa Reid Paa'dan 'medeniyet resul' diye bahsederek hayatmza yava yava

Bkz. Hodgson, "Modernity and The Islamic Heritage" ve Mardin, "The Mind of Turkish Reformer 1700-1900".

32

szan bu mefhumu kendi nesli ve gelecekler iin bir din haline getirir."73 Tanpnar'a gre Tanzimat'tan sonra ortaya kan Osmanlclk, slamclk gibi ideolojilerin meneinde bu ilk medeniyeti ideolojinin tesiri de vardr. Bu adan, Avrupa'daki medeniyet sylemini de dikkate alarak, Osmanl aydnlarnn yazlarn sylem tahliline tabi tutup, onlarn medeniyet anlayn anlayabilmek, bu ilk ideolojinin deiik ynlerini ve tesirlerini tanmamz salayacaktr. Osmanl aydnlarnn bir ksmnn, medeniyet tezini bir tr ideoloji haline getirerek, saldrgan bir bedeviyet aleyhtarl gelitirmelerini ancak XIX. yzyln bu zellii ierisinde anlamlandrmak mmkndr. stelik, balangta sadece askeri, siyasi ve iktisadi saiklerle girilen Avrupa'y tanma, onlarn baz pratik ynlerini taklit etme sreci ierisinde, onlarn sahip olduu fikri birikime ve canlla da ahit olan Osmanl aydnlar iin yava yava Avrupa'nn fikri cazibesi de bizatihi byk bir nem tamaya balyordu. zellike bir nceki yzyln byk Aydnlanma dnrlerinin fikirlerinin bazlar Osmanl aydnlarn cezbetmeye balamaktayd. Szgelimi Namk Kemal'in fikri dnyas ierisinde nemli bir yer tutan hrriyet, meveret ve asayi gibi kavramlar, onun Avrupa'nn fikri cazibesinden etkilenerek tm slami dnce geleneini yeniden yorumlamasna balayabiliriz. 7 4

Tanpnar, a. g. e., sh.152. 19. yzyla dair dnce tarihi kitaplar arasnda da sadece Tanpnar, Osmanl'nn batllama abalarn, iki ayr medeniyetin karlamas olarak grm ve bu yzden de Bat tesirinden nceki Osmanl medeniyetinin hususiyetlerine dikkat gstermitir: "Onunla imparatorluk, asrlarca iinde yaad bir medeniyet dairesinden karak mcadele halinde bulunduu baka bir medeniyetin dairesine girdiini ilan ediyor, onun deerlerini aka kabul ediyordd' bkz. sh.129. Oysa dier almalarn ounda Osmanl'nn batllamas bir ilericilik-gericilik kavgas ierisinde sunulduundan, pek ok nemli husus grlememitir. Szgelimi, Niyazi Berkes'in Trkiye'de adalama isimli kitab, olduka nemli tarihi bilgiler sunmasna ramen, adeta tm modernleme tecrbesini bir tr ilerici-gerici kavgas eklinde sunmaktadr. Abdullah Laroui'nin nahda ve selefi dnce ile Aydnlanma felsefesi arasnda kurduu ilikinin bir benzeri, Namk Kemal'in fikir dnyas ile Aydnlanma felsefesi arasnda da kurulabilir. Namk Kemal'in dnemindeki Batl siyasi kavramlara slami karlklar bulmas, bu kavramlar mslman okuyuculara kabul ettirmek iin kasdi olarak yaplm bir tercih olduu belirtilip, Namk Kemal'in ve Gen Osmanllarn tm amalarnn daha sancsz bir batllama olduunu vurgulanmtr. rnek olarak bkz. Berkes, a. g. e., sh.341-343. Oysa Laroui, Abduh ve Afgani'nin rettii benzer fikirlerden yola karak; XIX. yzyl mslman uyanlarn Bat'dan etkilendiklerini ancak bunun basit bir etki olmayp; Aydnlanma felsefesi ile slami gelenekteki baz fikri unsurlardaki benzerliklerin bu dnrleri yeni fikirler gelitirmeye tevik ettiini savunmaktadr. Namk Kemal ve evresinin naf/on-mmet, contract-biat, parlamento-itihad, demokras-meveret, bilim-ilim paralellikleri kurabilmelerini Laroui'nin perspektifiyle yorumlayabiliriz. Zira Namk Kemal Avrupa dncesinden etkilenmi olsa da, ok iyi bildii slam medeniyeti ve tarihinde bu fikirlerin ve kurumlarn paralellerini hatrlayp; slami gelenei yeni bir gzle yorumluyor olabilir. Bkz. A. Laroui, slam ve Modernlik balkl kitabnn ierisinde "islam ve Aydnma Felsefesi" isimli makale, Milliyet Yaynlar, istanbul 1993.

33

b)

Osmanl Aydnlarnn XIX. Yzylda Avrupa'nn stnlne Kar Fikri Tepkileri Avrupa'nn hzl yaylmas karsnda yenik den toplumlarn yelerinin ektii manevi eziyet en az maddi eziyet kadar kt olmutur. Toynbee'ye gre, baka bir toplum veya medeniyet karsnda malup toplumlarn ferdleri, zt gibi grnen iki eit tepki arasndan bir seim yaparlar: Bu tepkiler softalk ve herodculuktur. 75 Hristiyan balam ierisinde, Suriye dnyasndaki Helenizm saldrsna kar iki Yahudi tepkisine verilen isimlerden esinlenen bu ayrm, her sahada Yahudiler zerine bask kuran Helenizm karsnda Yahudilerin iki farkl tepkilerinden karlmtr. Toynbee bu iki tr tepkiyi genelletirip, modern zamanlarda Avrupa karsnda yenik den toplumlar da bu iki kavramla aklamaya alt iin, burada Toynbee'nin bu tezinin bir eletirisini yapmak almamzda kullandmz yaklam biiminin daha iyi anlalmas iin faydal olacaktr.

"Softa" ( zealot ) diye isimlendirilenler, yabanc bir medeniyetin saldrs karsnda dman kendilerinden uzak tutmaya alarak, tamamyla olumsuz ve kendilerini dmandan tecrite ynelik bir tavr taknrlar 76 . Softalar kafasn kuma gmm bir devekuuna benzeten "herodcular" (herodians) ise Helenizmle sentezci bir uzla yoluyla baa kmay dnmlerdir.77 Softalara gre Herodculuk, tehlikeli, dine ters den, korkak bir uzlamaclktr. te yandan Herodcular kendi stratejilerinin daha mantkl ve etkili olduunu dnmektedirler. Onlara gre, zaten helenizm yahudilik hayatna nfuz etmeye balad iin, bu gerei grmezlikten gelen Softalarn tedbirsizlii sonunda kesin yenilgiyi getirecektir. Helenizme ancak Helenizmin silahlarn alp,

Arnold J. Toynbee, A Study of History, Abridgement f Volumes Vll-X by D.C. Somervell, Oxford University Press 1987. sh.231. Softa Yahudiler, Helenizm'den etkilenmemek amacyla kendi geleneklerinin manevi dnyasna snmlardr. Bylece saflarn sklatrp, sarslp gedik vermeyen bir cephe oluturan softa Yahudiler, kendileri iin hereylerini geleneksel Yahudi yasasna dayandrdklar fikri bir kule ina etmilerdir. Bkz. Toynbee, a. g. e., sh.233-236. dumeya Kral Byk Herod'un-hizmetkar, taraftar ve hayranlarndan oluan Herodcular yabanc toplumun stn gcn tarafsz bir bakla llp deerlendirmek suretiyle, gittike helenleen dnyada Yahudilerin yaayabilmesi iin yararl olan her trl Helen hneri renilip, dn alnmasn savunmaktaydlar. Bkz. Toynbee, a. g. e., sh.231-234.

34

onlara ayn metodlarla karlk verilirse baarl bir ekilde kar konulabileceine inanmaktaydlar. Toynbee'ye gre aslnda her iki taraf da ortak vatanlarn dmana kar korumak istemi ve kendi taktiklerini sonuna kadar uygulamakta inat etmiler fakat baarya ulaamamlardr. Kendini dmanna benzetmeyi baaran herodyan, sonunda btn arelerini tketip, kimliini kaybederek "intihara" varmtr. Bu sre ierisinde herodyann baars ise, idare ettii toplumun varlnn srekliliini salamaktan baka bir ey deildir. Daha lml ve sentezci herodyanlar, kltrel miraslarndan bir unsurunu, szgelimi dinlerini, koruyabilirler; yenik toplumun eski varoluunun hatralarn yaatabilirler. Softalar da eer baka bir ekilde intihara varmak istemiyorlarsa, herodculuk anlayna biraz taviz vererek ona yaklamaldrlar. Yapt bu ayrm ve tahlillere ramen Toynbee, bu iki tutum arasnda ok byk uurumlar olmadn belirterek, her ikisinin de baarszla mahkum olduu kanaatindedir. Ancak yine de herodyanlk, softalktan daha etkili bir tepkidir. rnek olarak Japonlar baarl bir herodyanlardr. Fakat Toynbee herodyanln iki temel zaaf olduunu dnmektedir. Bunlardan birincisi herodyanln yaratc deil, takliti olmasdr. kincisi ise, bu yolu seenlerden ancak kk bir aznln kurtulua ermi olmasdr. Dolaysyla bu iki tutum, yeni bir durumu ya grmezlikten gelmek ya da durdurmak iin giriilmi savunma mekanizmalardr. "Softa gemie dnmek isteyen herkes gibi donar, Herodcu ise istilacnn kltrel hedefini bozar ya da gizler; oysa bu kamufle edilmi pozlar istilacnn ilerlemesini kolaylatrr. Her iki tepki de sonuta kendi amacyla eliir."78 Toynbee'nin bu tezleri phesiz engin bir tarih birikimi ve sezgisine dayanyor. Ancak bu teorinin XIX. yzyldaki Osman!-Avrupa ilikisine uygulanmas iki bakmdan hatal olacaktr. Hereyden nce, tm tarih iinde evrensel teorik kanunlar bularak, XIX. yzylda Avrupa'nn tm dnyay denetimi altna alma tecrbesinin yegane taraflar veya nev'i ahsna mnhasr zelliklerinin st rtlm olmaktadr. Szgelimi, tarihte galip ve malup devletler arasndaki ilikiye dair ok genel

Arnold Toynbee, Medeniyet Yarglanyor, Trkesi: Ufuk Uyan, Aa Yaynlar, istanbul 1991. sh.187-190.

35

kanunlar karmak, XIX. yzyl smrgeciliinin tarihte hi ei grlmemi zelliklerini gzden karmaya yol amaktadr. Oysa, modern a Avrupal etnosentriklerin iddia ettii gibi tarihin zirvesi veya en mkemmel, ayrcalkl sonu olmasa bile, kendinden nceki her a gibi dierlerinden farkl bir adr. Ve bu farkl adaki smrgecilik, yaps ve tabiat icabyla, daha nceki smrgeci saldrlardan olduka farkldr. Mesela, slam dnyasn igal etmeleri asndan, Moollarla Avrupallarn farkllklarnn, benzerliklerinden ok daha fazla olduu muhakkaktr. nk XIX. yzylda smrgecilie kar savamak isteyen toplumlar, karlarnda aydnlanma felsefesinin ve medeniyet syleminin entellektel basksn da buldular ki, bu durumun bir mddet sonra malub ettikleri halklarn dinlerini benimseyen Moollar'a kar srdrlen direnilerden ne denli farkl olduu ok aktr. kinci olarak, Toynbee'nin Herodcu-Softa snflandrmas galip ve malup ya da gl ve zayf kltrlerin dnce yaplarnn muhtevalarn dikkate almad iin, onun kurduu model, szgelimi, nahda tr bir slam selefiliini veya XIX. yzyl Osmanl aydnlarnn Bat karsndaki tepkilerini aklayamamaktadr. Kendi geleneinden kopmadan ve hatta bir tr ze dn eilim ile beraber Bat'nn baz deerlerini zmsemeye alan selefi nahda ekol ne herodcu ne de softa olan (veya hem herodcu hem de softa olan) konumundadrlar. Zira nahda ekol kendi gelenekleri ierisindeki fikri unsurlar Aydnlanma felsefesi karsnda yeniden yorumlayp, bazlarn nplana karma gcne ve meruiyetine sahiptiler. Ayn ekilde almamzn konusunu tekil eden baz Osmanl aydnlar da, byk lde, slam medeniyetinin, deiik fikirler ve kurumlar transfer etmeye altklar Avrupa medeniyeti ile tarihten ve dinden kaynaklanan baz ortak unsurlarnn bulunmas sebebiyle Avrupa'dan baz deerleri ve anlaylar adapte etmelerine ramen, kendilerini gemiten koparmadklar gibi, baz durumlarda gemile olan balarn daha fazla salamlatrmaya almlardr. lim ve medeniyet anlaylarndaki deiim asndan bu durumu deerlendirecek olursak, Osmanl'nn XIX. yzylda Avrupa'dan etkilenmesi; slam ve Bat medeniyetleri arasndaki deiik seviyelerdeki yaknlk ve tarihi iliki yznden pek ok adan kendine has zellikler gstermektedir.

36

Osmanl Devleti zellikle XVIII. yzylda Avrupa'nn metodlarn alma ihtiyac hissettikten bir mddet sonra Avrupa modeline uygun olarak deimeyi Tanzimat Ferman ile aka resmi devlet politikas haline getirdi, Her ne kadar daha nceki padiahlar da Avrupallama yolunda reformlar yapm olsalar da, bunun bir fermanla tm Avrupa kamuoyuna ve Osmanl tebaasna ilan edilmesi, o zamandan sonraki reformlarn daha sistemli bir ekilde yaplaca anlamna geliyordu. Her ne kadar Ferman'da eskinin ideallerine dn ve slam eriatna ballk vurgulanyor ise de, asl maksadn eskinin usuln deitirmek olduu anlalmaktayd.79 Bu reformlar srasnda Osmanl brokrat ve aydnlar fikri olarak Avrupa'nn gleniini ve kendi malubiyetlerinin sebeplerini aklamak durumundaydlar. Ksacas, dnya tarihinin XIX. yzylda girdii yeni safhay, pek ok ynden eskiye hi benzemeyen dnmleri anlamak, Avrupa'nn gerek srrnn ne olduu bulmak, tarihin o zamandaki hzl akna bir anlam verebilmek Osmanl brokrat aydnlar iin zaruri bir ihtiyat. Bylece kendi hatalarn grerek dzeltecekler, Avrupa'nn ykselme srrn kefederek, onlar yakalamann yollarn bulabilecek, onlar gibi gl bir hale gelebileceklerdi. Avrupa'nn o zamanki stnln ve Osmanl Devleti'nin eski gcn yitiri sebeplerini aklama abalaryla birlikte XIX. yzyl Osmanl dncesinin yeni maceras balam oldu. nsanlar dnyay dorudan deil de, belli kavramlar ve modeller aracl ile anlayp, aklarlar. Avrupann gc ile kendi zayf konumlarnn sebebini aklamak veya yorumlamak iin seilen kavramlar Osmanl aydnlarnn XIX. yzyldaki deiimi anlamalarnn aralar, ereveleri oldular. Yine ayn kavram erevesi onlarn tarihleri ile geleceklerine baklarn ekillendirmekteydi. Seilecek aklama biimi, ou ayn zamanda birer brokrat olan aydnlarn belirleyecekleri kltr ve toplum politikalarna da ekil verecekti. stelik o dnem yaanan fikri gelimeler, politik kararlara yn vermeleri asndan, Osmanl

Tanzimat Ferman'nn sonlarna doru yer alan "Ve keyfiyet-i meruha usul-i atikay btn btn tayir ve tecdid demek olacandan..." ifadesi otuz yl sonra Japonya'nn Meiji Reform andndaki "Gemiin elim adetleri kaldrlacak ve imparatorluk idarisini glendirmek iin gerekli iiim, hikmet dnyann her yerinden alnacak..." eklindeki ifadeyle paralellik arzetmektedir. Tanzimat Ferman'nn metni iin Bkz. Mehmet Kaplan (Haz), "Tanzimat Ferman-3 Kasm 1839", Yeni Trk Edebiyat Antolojisi-T (1839-1865), sh.1-3. ve Meiji andnn metninin ngilizce evirisi iin bkz. Ryusaki Tsunado, Sources of Japanese Tradition, Columbia University Press, New York 1971. sh.644.

37

toplumunun kaderini de derinden etkilemi ve izleri bugne kadar srmtr. Tarihi olarak Osmanl aydnlarnn XIX. yzyldaki gelimeleri ve dnm aklamak iin setii ilk ve en yaygn fikri model, o zamann Avrupa'snn dnce dnyasnda da ok hakim bir yere sahip olan yeni medeniyet teorisi olmutur. Bu teori btn insanln terakki yoluyla barbar bir halden medeni bir hayata doru ilerlediini, o gnk Avrupa toplumlarnn en yksek medeniyet seviyesine ulatn ve dier toplumlarn da Avrupallarn getii safhalardan geerek bu seviyeye gelebileceini savunmaktayd. Ancak bu noktada, Osmanl aydnlarnn niin kendi geleneklerine dayanarak Avrupa'nn stnln ve XIX. yzyln hzl deiimlerini aklamak yoluna gitmeyip, Avrupa'nn kendi tarihlerine anlam vermek iin rettii ve byk lde onlarn kendi stnlk ve imtiyazlarn aklamaya alan bir medeniyet teorisini benimsedikleri sorusu akla gelecektir.80 Osmanl aydnlarn, dorudan Avrupa smrgesi olmamalarna ramen, Avrupa karsnda bir kltr ve fikir bamllna iten bu benimsemenin pek ok sebebi arasnda, iki tanesinin nemi byktr. Bunlardan birincisi, Osmanl ilim geleneinde, Avrupa'daki gelimeleri aklayan bir oksidentalist gelenein bulunmay ve bu yzden de, XIX. yzylda Avrupa'nn stnln anlamaya alrken srekli Avrupah'larn kendi imaj ve yorumlarna bavurmak zorunda kallardr. kincisi ise slam dnce gelenei ierisinde Avrupa'daki yeni medeniyet anlayyla paralellik arzeden unsurlarn bulunuunun, bu medeniyet teorisinin kabuln kolaylatrmasdr. Bu yzden Osmanl dncesinin bu iki unsuruna

Burada tekrar Osmanl aydnlarnn tavrlarnn homojen olmadn hatrlamak yerinde olacaktr. rnek olarak Beikta Ulema Grubu mensuplarndan Kethdazade Mehmet Arif Efendi, Menakib'indeki bir rivayette kendisinin de ahit olduu dnya tarihindeki byk XIX. yzyl deiimi, tasavvuf felsefesiyle ilikili devri tarih felsefesi vastasyla aklamaya almaktadr: "Bir gn hakipayeierine sual ettiler ki 'Niin aleyhisseiam efendimiz hazretlerine ahir zaman peygamberi derler' cevabnda 'Bu gklerde yryen yldzlar yedidir; kamer, utarid, zhre, ems, merih, mteri, zhal. te bu yedi yldzn biner sene hkm vardr. Hz. Adem devri zhalde geldi. O devr-i zhalde ademler ok yaar, binalar ok dayanr. Devr-i zhalden sonra, mteri, merih, ems, zhre, utarid. Bunlarnda biner sene hkmleri olduudan cmlesi alt bin sene eder. Bu alt bin senenin nihayetinde ve devr-i kamerin bidayetinde Fahri alem efendimiz, vucud- erifleriyle terif-i alem-i dnya buyurdular. Ahir zaman nebisi demek bu demektir. Devr-i kamerin hkm iktizas ademler az yaar, binalar abuk eskir, bekasz olur. imdi devr-i kamer olan bin yl geti. Tefavt- kameriye olan otuz ylda gedikten sonra 230 yl kadar dahi geti. Anlalan galiba yine devr-i zhaie nakl ve rc etti. Zira kagirlerin itiharna baklrsa binalarda metanet ve beka hasl olmaa balad buyurdu". Bkz. Kethdazade Mehmed Arif Efendi, Menakib-i Kethdazade, Menakib-i hazrlayan ve yaynlayan: Emin Efendi, stanbul (1305/1887). sh.25.

38

deinmek, o dnemin fikri deiimlerinin anlalmasna yardmc olacaktr. Osmanllar Avrupa ile ok uzun sreden beri yakn ilikide olmalarna ramen, oradaki gelimeleri fazla yakndan takip etmedikleri bu konuda yaplan aratrmalarn ortak kanaati gibidir. Ancak her ne olursa olsun, Osmanl brokratlar ve aydnlarnn belli bir Avrupa imaji mevcut idi. Avrupa'ya dair Osmanl deerlendirmelerinde genellikle Avrupallar hakknda frenk veya kafir terimlerinin seildiini farketmekteyiz. Baz rnekler verecek olursak Ebubekir el-Dimeki (l: 1691), Avrupallarn olumlu ynlerinden bahsederken Frenk, olumsuz zelliklerinden szederken ise kafir terimlerini semektedir. Yine 1660'l yllarda Osmanl'da Kopemikten ilk bahseden alim olan Zigetvarl Tezkireci Kse brahim Efendi Noel Duret'ten yapt astronomi tercmesini Mneccimba Mehmed Efendi'ye gsterdiinde, Mehmed Efendi nce tercmeden birey anlamayarak "frenklerin bu tr fodulluklar oktur" dye tepki gsterir.81 XIX. yzylda kaleme alnan Kethdazade Mehmed Arif Efendi'nin Menakb'nda Frenk, Frenk hey'eti, Frengistan mektepleri, hkemadan bir frenk ve Avrupa tabirlerine sk sk rastlarz.82 Bernard Lewis'in incelemesine gre, XV. yzylda Osmanllar Avrupa ilerine byk aknlar yaparken Avrupa hakknda hala youn ve kapsaml bir bilgi birikimine sahip deildiler. Bildikleri eyler aknclarn dank ve heyecanl aktarmlarn yanstmaktayd. Osmanllar Avrupallar nce bir dman sonra da kendilerine hara veren tebaa olarak grmeye balayp, sava cephesinin arka taraflarnda neler olduu ile hi ilgilenmediler. Ancak kendi tebaalarndan farkl Hristiyanlarla karlatklarnn farkndaydlar ve onlar iin Frenk tabirini ska kullanmaya baladlar. Zira kendi tebaalar olan Hristiyanlarla, dmanlar olan Hristiyan toplumlar arasnda bir ayrm yapmak ihtiyac duymu olabilirler. Lewis'in aktardna gre, erken dnem Osmanl eserlerinde Frenk terimi Trklerin Yunan adalarn ve Akdenizi fethederken ilk karlatklar g olan talyanlar ve zellikle de Venediklileri kasdetmekteydi. 1497'de Osmanl tarihisi Oru'un

Bkz. Ekmeleddin hsanolu, "Bat Bilimi ve Osmanl Dnyas: Bir inceleme rnei Olarak Modern Astronomi'nin Osmanl'ya Girii (1660-1860)", Belleten, C. LVI, Aralk 1992, Say:217, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara 1992. sh.740-741. Bkz. Kethdazade Mehmed Arif Efendi, a. g. e.

39

yazlarnda kullanm bu ekildedir. Osmanllarn bir Avrupal mttefik kuvvetlere kar zaferi iin (1501) yazd iirinde Firdevsi mahlasl air Avrupa'daki devletlere ve liderlerine dair daha ayrntl bir tasvir sunar. Burada da Avrupallar iin frenk ve kafir terimleri kullanlmtr.83 XVI. yzylda Vezir-i Azam Ltf Paa Osmanllar iin iki byk tehlike olarak ierde yolsuzluun artn, darda da Frenkler'in glenen donanmasn gsterir. Ancak genel olarak Osmanl literatrnde Frenklerden hep aalama ile bahsedilmitir. XVII. ve XVIII. yzyllarda da Osmanl tarihileri ngiliz kafirleri ve Frenk kafirleri tabirlerini bir tr aalama ifadesi ile kullanmaktaydlar. Lewis'in yorumlarndan anlald kadar Peevi ve Naima tarihlerinde de Avrupallardan bahsedilirken Frenk terimi kullanlmaktadr.84 Mesela Naima hallar iin Frenk ordular demektedir. Ayrca buradaki Frenk terimlerinin, genelde kafirler ve Hristiyanlarla eanlam tadklar farkedilmektedir. Bu noktada Osmanl aydnlarnn XIX. yzyla gelmeden nce sahip olduklar Avrupa imaj ve aklamalarn koruyup, korumadklar konumuz asndan cevaplandrlmas gereken bir soru olacaktr. Avrupa zerine XIX. yzyldaki ilk eserin sahibi olan ve eserinin hi bir yerinde Avrupa'llar iin Frenk veya Kafir terimlerini kullanmayan Mustafa Sami Efendi'nin yazdklarndan bu sorununu cevaplandrlmas yolunda nemli ipular bulmaktayz:
Hatime: bu risale-i naizanemin ibtida inasn tasmim eylediimde, Dersaadet'den Paris'e varnca esna-y rahda ne-makule devlet lkesine ve kangi ehr ve kasaba ve karyeye dahil olunur ise cmlesinin mevk'-i corafisini ve her bir devletin kuvve-i berriye ve bahriyye ve sekenesini ve sair politikaca olan usul ve tedbrlerini yegan yegan tasrih ve beyan ederek kaleme almak murad eylemi isem de, lisan- Trki'de mteveffa Katib elebi ve Reis-i Esbak Mahmud Efendi merhumdan baka bu usule dair kimesne kitab telif etmemi ve hakk-l insaf muma ileyhimann asar- muteberleri harezban gibi ayan- itibar ve taklid bulunmu ise de *Byledir ahval-i arh ge itab* Bir mahalli mamur olur gah-i harab* mealince ahval-i dehr-i bukalemun daima bir suretde cilve-nmun olmayp, kalpdan kalba ifra olunmakda ve bu cihetle herbir devlet ve belki her bir ehr ve vilayetde nice tebeddlat ve tayirat zuhura gelmekde olmasyla el-halet hazihi muma-ileyhann tahkikat- vak'alarnn ekserisi ahar surete

Lewis, a. g. e., sh.160. A. g. e. s.163-166.

40

girmi bulunduuna ve hatta Avrupa'da bile bu madde ve meselelere dair olan kitablar be-her sene tashih ile mceddeden tab' oluna geldiine nazaran imdi bu mniyenin hakkyla husulu iin lisan- Trkide mracaat edecek kitab olmayp, mutlaka Avrupa lisanlarndan birinin teallmnden la-budd bulunmu olup, halbuki iktizay- tali'siyahmdan dolay Avrupa'da mddet-i ikamet-i acizanemde ekser evkatm keyifsizlikle gemi olmasyla layk zere lisan tahsiline dahi destres olamadma binaen fakat lafzen tahkik edebildiim mertebe muhtasarca beyan ile iktifaya mecbur olduum ma'zur buyurula...85

Dikkat edilecek olursa bu metinde bir Osmanl aydnnn XIX. yzyln balarnda Avrupa'y tanmasn ve dolaysyla da onlarn stnln aklamasn salayan bilgilere ulamasyla ile ilgili tm ipularn bulmak mmkndr: Sami Efendi'nin, Katib elebi ve Mahmud Efendi'nin eserlerindeki Avrupa imajnn deimesi gerektiini savunmas, Osmanl aydnlar arasnda Avrupa'ya dair sabit bir imajn srmediini gsteriyor. Yine Sami Efendi Avrupa'y tanmaya alrken ncelikle Osmanllarn yazdklarna deil de -zaten yazl pek bir ey yok- Avrupallarn kendi yazd kaynaklara mracaat etmenin gerekliliini belirtmektedir. Bu yaklam, Osmanl aydnlarm Avrupa'nn o dnemdeki stnlnn srrn da yine onlarn kendi kimliklerine dair gelitirdikleri teori ve modellere uyarak aklama durumunda brakyor. Oryantalist yaklamda olduu gibi incelenecek kltrn lisann renip, onlara ait kltrel metinlerin incelenmesi szkonusu bile olmad gibi, zaten Sami Efendi herhangi bir Avrupa dilini okuyacak kadar bilmedii iin, bizzat Avrupallarn kendilerine sorarak onlar hakknda bilgi edindiini belirtmektedir. XIX. yzyln balarnda Osmanl aydnlarnn Avrupa'nn ykseliini aklama biimlerinin kendi ilim gelenekleri iinde devam edememesi, Avrupa'nn niin en gl ve mreffeh toplum olduu sorusuna yine Avrupallarn verdikleri cevaplara kulak vermelerine yol at. Bu ise Avrupa'nn kendisiyle ve tarihiyle gurur duymasn salayan ve dolayl yoldan Osmanl-slam dnyasnn onlara gre gerilii hakknda da hkmlerde bulunan tekil medeniyet sylemi ile Osmanl aydnlarn

Mustafa Sami Efendi, Avrupa Risalesi, Takvim-i Vekayi Matbaas, stanbul (1256-1840). sh.39-40. Mustafa Sami Efendi'nin Avrupa'ya baknn eskisinden ne denli farkl olduunu, kitabnn son cmlesinde da aka grlmektedir: "Kad temme tab' hazihi risaletel nefisetei camiate li-ahval-ii milletil fransaviyeti ve usul-ii temeddna'til nsiyeti fi matbaat- takvimi vekayi...".

41

yzyze getiriyordu. Yukarda Avrupa'daki dou ve geliim seyrini ksaca tarttmz bu sylem, sadece Avrupa'nn o zamanki gelimiliini ve gcn aklamakla kalmyor, tm insanlk tarihini btnc! bir ereve iine oturtarak aklama iddiasnda bulunuyordu. Avrupann halini Avrupallarn kendi hikayelerinden anlamaya alan aydnlarmz ise, kendi geri kal durumlarn da aklayan, adeta yeni bir dini mitoloji ile karlam olmaktaydlar. stelik bu medeniyet sylemi insanlk diye adlandrd btnn srekli deiim yolu ile, tek bir medenileme dorultusunda gelitiini iddia ederken; Osmanl-slam dnyasn Avrupa'dan ayran medeniyet farkllnn stn rtmekte; aradaki farklar srf ayn izgi zerindeki biri ilerlemi dieri ise gerilerde kalm iki toplum arasndaki fark eklinde gstermekteydi. Bylece szkonusu teori Avrupa karsnda Osmanl-slam medeniyetini farkl bir medeniyet olarak deil de, geri bir medeniyet olduunu vurgulamaktayd. Osmanllar'da Avrupa'nn tarihini ve geliimini inceleyen bir oksidentalist gelenein bulunmayna ek olarak, Avrupallarn Mslmanlarn tarihi ve kltr hakknda da olduka bilgili olular ve siami olan her eyi inceleyen bir oryantalist gelenee sahip olular, Osmanl aydnlarn Avrupa karsnda daha da gl bir entellektel bamlla itmekteydi. Bylece XIX. yzylda Avrupa hakknda bireyler renmek isteyen bir Mslman aydn sadece medeniyet sylemine deil, bir de en az onun kadar gl ve tesirli olan, Mslmanlar hakknda pek ok aklama ve hkmlerde bulunan oryantalist syleme de maruz kalabiliyordu. Bu yzden Osmanl aydnlarnn Avrupal aydnlarn fikri ve kltrel stnlklerine kar gveni artmakta, onlarn gelitirdikleri teori ve aklamalar ise daha fazla inannlr olmaktayd. Osmanl aydnlar Avrupa'daki medeniyet syleminden ve oryantalist kaynakl yarglardan farkl llerde etkilenmilerdir. Sosyal ve siyasi statler (brokrat, seyyah, enci, muhalif aydn olmann getirdii farkl bak alar), siyasi ortamn deimesi (Krm sava veya 93 harbi ncesi ve sonrasndaki Avrupa'yla ilgili genel kanaatlerin farkl oluu), mektepli veya medreseli olu, dini ballk (deiik dinlerden olma veya slam gelenei iinde, tasavvuf veya kelam kltrnden herhangi birine daha fazla yakn olmak) ve daha pek ok sebebe bal olarak aydnlarn tavrlar farkl olabilmekteydi. Ancak ferdlerin baklar arasndaki farklar

42

ne olursa olsun, dnemin artlar gerei, ne Avrupa'daki sylem tam olarak gzard edilip, kendi ilim geleneklerine dayal yeni bir kavramsaliatrma gelitirilebiliyor; ne de kendi kltrlerinin gc ve tesiri dolaysyla btnyle Avrupa'daki sylemin esiri olunuyordu.86 Osmanl aydnlarnn XIX. yzyl Avrupa'sndaki medeniyet teorisini kolayca benimsemelerinin dier nemli bir sebebi ise, slam dnce geleneinde bu tr bir anlay tevik edecek evrensellik ve dnya tarihi perspektifi gibi unsurlarn bulunuu olabilir. Ayrca slam medeniyetinin klasik Yunan ve Helen medeniyet mirasndan pek ok unsuru zmseyip, bnyesine aktarm olmasn, slam dncesi ierisinde gemi medeniyetleri de sahiplenen bir yaklamn gelimesini tevik etmiti. Szgelimi, slam kltrnde klasik dnem felsefe ve tb tarihi mellifleri ounlukla slamn ok ncesinde yaam Msrl veya Yunan hekim ve feylosoflarna, kitaplarna yer vermeyi ihmal etmemilerdir.87 Bu tr bir tarih perspektifi Mslmanlarn kendilerini eski hikmet ve ilim geleneinin varisleri eklinde idrak ettiklerini gsterdii gibi, slami gelenekte de bir tr insanlk tarihi perspektifinin var olduuna iaret etmektedir. Belki de, insanln yzyllar boyunca terakki ederek iptidai bir durumdan, o zamann Avrupa toplumlarnn temsil ettii en ileri medeni seviyeye geldii teorisi Osmanl aydnlarna bu tr bir perspektifi artrdndan, benimsenmesi daha kolay gereklemi olabilir. Olduka iyi bir klasik medrese eitimiyle yetimi olan Cevdet Paa'nm medeniyeti tarif edii ve medeniyet tarihini anlatm bu ilikiyi kurmamza yardmc olan bir rnek sunmaktadr.

Oryantanlizm'in Doulu aydnlar zerinde kesin bir kltrel bask kurduunu dnen Edward Said'e kar Aijaz Ahmad'in getirdii eletiri de bu yndedir. Bkz. A.Ahmed, "Orientalism and After: Ambivalence and Cosmopolitan Location in the Work of Edward Said" Economic and Political Weekly, XXVI 1/30.(1992). zellikle sh.100. Klasik Yunan ve Helen kltr mirasnn slam medeniyetine aktarm zerine bir deerlendirme ve orijinal metinlerin evirilerinden derlenmi bir antoloji iin Bkz. Franz Rosenthal, The Classical Heritage in slam, Almanca aslndan ngilizce'ye eviren Emile ve Jenny Marmorstein, Routledge, London 1992. Evrensel br tarih perspektifi ierisinde yazlm olup, gemi medeniyetlerin bilgi birikimine ve tecrbelerine de sahiplenen mslman tp ve felsefe tarihi kitaplarna rnek olarak Bkz. bn'n-Nedim, ai-Fihrist, Dar'l Marife, Beyrut 1978; bn-i Clcl al-Endelsi, Tabakat'i Etibba ve'l Hkema, Messet'rRisale, Beyrut 1985; bn-i Ebi Useybiya, Uyun ei-Enba fi Tabakati'l Etibba, Daru'l Mektebeti'lHayat, Beyrut. Bu eserlerin mellifleri kendi dnemlerinin tarihini veya o dnemin alimlerinin veya hekimlerinin biyografilerini yazmadan evvel kadim hekim ve filozoflarn hayatlarn ve kadim kltrlerde felsefe veya tbbn gelimesinin anlatarak okuyucularna bir dnya tarihi perpektifi kazandrmaktadrlar.

43

Cevdet Paa "hikmet" ilimlerine rabet eden kavimlerin en eskisinin Msr'dan ziyade Babil olmasn daha akla yatkn buluyor. Hatta Babil'in ncesinde de Hindistan'da medeniyetin gelimi olabileceinden bahsediyor. Deiik ktalar arasnda "ulum ve sanayi ve maarif" ile beraber gezen medeniyeti bir geline benzeten Paa'ya gre, bu gelin Hindistan, Babil ve Msr'da bir mddet ikamet ettikten sonra, Yunanistan'a gemitir. Msr ve Babil'de medeniyetin itici gc olan ilimler, din adamlar gibi devletin yksek bir zmresiyle snrl kald iin, bu devletlerin inkrazyla birlikte mevcut ilimler de o blgelerden silinmitir. Halbuki Yunanllar ulum-u hikemiyeyi sokak ve pazarlarda ner eylediklerinden, devletlerinin inkirazyla beraber ilimleri de mnkariz olmam, daha sonraki nesillere de aktarlabilmitir. Yunanistan yklnca, artk devletlerin kyle birlikte silinmekten kurtulan medeniyet skenderiye'ye tanr. Oradan da ayrldktan sonra uzun sre kendine yeni bir yer bulamaz ama nihayetinde Badat'a gelerek slam'n yeil elbisesine brnr. Ancak ilim ve maarif uzun bir sre rak, Acem ve Maverayinnehir taraflarnda yaadktan sonra, oralarda da snecektir. slam dnyasnda ulum ve maarifi belli bir sre Osmanllar temsil etmi, stanbul bir ilim merkezi haline gelmitir. Ancak sonralar pek ok gaileler zuhur ettii iin, ulum ve maarifin Osmanllar arasnda ilerlemesine dikkat olunmamtr. Avrupa ise yine Asya ile temaslar neticesinde medenilemi ve nihayetinde medeniyet gelini Avrupa'ya tanmtr. Hal seferleri, Endls vastasyla slam dnyasndan yaplan tercmeler ve stanbul'dan gen Bizansl alimler vastasyla, yani yine Asya ile mnasebet neticesinde Avrupa'da medeniyet seviyesi ilerlemitir. Gemi medeniyetlerin mirasn devralan Avrupa, bu miras matbaa, ihtisaslama ve benzeri metodlarla iyice gelitirmitir. XVII. yzyldan sonra Osmanllar geri gittike, Avrupa'da ulum ve maarif olaanst bir srette terakki ederek, o gnk akllara hayret verecek seviyeye ykselmitir. phesiz medeniyet gelini Avrupa'da da daimi olarak kalc deildir. Fakat medeniyetin bundan sonra nereye gidecei, ne renklere girecei Allah'a malumdur.88

mid Meri, Cevdet Paa'nn Cemiyet ve Devlet Gr, tken Yaynlar. stanbul 1979. Cevdet Paa'nn medeniyet hakkndaki fikirlerinin onun deiik eserlerinden derlenerek zetlendii yerler iin Bkz. sh.50-57. Meri Cevdet Paa'nn medeniytfanlayndaki stnln sebebini, muasrlarnn Batdaki fikirlerin bir aksisedasn sunarl<en onun arkn

44

zetle, Avrupa'da izilen medeniyet tarihi ierisinde slam'n da bir yeri olmas; medeniyetin en nemli unsuru olan bilimin Yunan kklerinin Mslman ve Avrupa biliminde ortak oluu; Mslman biliminin Avrupa'l tarihiler tarafndan kendi bilim tarihlerinin bir paras olarak grlmesi; yine Avrupa'nn yaygn dini olan Hristiyanlk'n slam tarafndan ehli kitab diye adlandrlan bir din oluu; ve Laroui'nin de belirttii gibi Aydnlanma felsefesinin pek ok unsurunun paralellerinin slam dnce gelenei iinde de bulunuyor oluu gibi i sebepler Osmanl aydnlarnn Avrupa'da karlatklar fikirler karsnda daha badatrc bir tutum taknmalarn tevik edici unsurlar gibi grnmektedir.

sesi olmasna ve ibn-i Haldun'un grlerini yansttmasna balamaktadr. Bkz. Meri, a. g. e., sh.84-85. Kanaatimizce Cevdet Paa'nn bu grleri bn-i Haldun'un fikirleri ile andaki fikirlerin bir sentezi niteliindedir.

45

II. BLM: MEDENYET MECMUA-I FNUN VE MECMUA-I ULUM DERGLERNDE MEDENYET ANLAYII 1) Medeniyet zellikler Tarihi Tasavvuru ve Medeniyete Atfedilen

a)

Medeniyet Tarihi

Dnya zerindeki be byk kta o gnk medeniyet derecelerine gre snflandrlmakta ve bu snflamada dnyann en kk ktas olmasna ramen Avrupa ktas halknn alkanl ve gayreti sayesinde 89 en st dereceyi almaktadr.90 Ancak be kta arasnda en vahisi olan Afrika'da 91 bulunan Msr, ilgintir ki, gerekte tarihi bakmndan medeniyetin merkezidir. 92 Msr'n medeniyet tarihi ierisindeki nemine binaen dergide "Kudema-i Muluk- Msriyye" bal altnda bir yaz dizisi yer almaktadr.93 Msr'n Roma ynetimi altna girene kadar olan dnemdeki kadim Msr hkmdarlarnn tarihinin

"Hemen kamilen mntka- mutedile tahtnda bulunan, ezmine-i kadimede ormanlk ve arazi-i gayri mahruseden ibaret olduu halde, mcerred ahalisinin semere-i ikdam ve gayretiyle drt bin sene zarfnda gayet mnbit ve ma'mur olmu ve mukaddemleri hayvanat-1 vahiye'nin mesken ve me'vas iken elyevm zerinde nice memalik-i vasia ve dvel-i cesime teekkl eylemitik. Bkz. Mehmed evki, "Avrupa Devletlerinin Ahval-i Hazras", MF nr.29, Cemaziyievvel 1281/ Ekim 1864. sh.186. "Avrupa ktas ktaat- hamse-i kre-i arzn vs'atce en k ise de, medeniyyet ve ma'muriyet cihetiyle birincisi add olunur. Bkz. Kadri Bey (Meclis-i Vala Mtercimlerinden), "Avrupa Tarih ve Corafyas-1", MF nr.3, Rebilevvel 1279/ Austos1862. sh.111. Ayrca bkz." Rabian Slavlardr ki, ark tarafndan vrud ve Avrupa'nn vasatna kadar duhul ile ibu kt'a miiel-i mtemeddinesiyie, Asya akvam- vahiyesi beyninde temekkn etmilerdi/". Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.29. sh.187. "Afrika ktasnda mevcut tavaif-i zenciye minei kadim kemal-i cehalet ve vahetde bulunduklar halde, Habe ahalisi bi'n-nisbe mtemeddin olup, hkmetleri dahi derebeylii usulu zeredir". Bkz. Mehmed evki, "Habe Memleketi", MF nr.36, Rebilevvel 1283/ Temmuz 1866, sh.81. "Dnyann ktaat- hamsesinden Afrika kt'as teden beri asar- medeniyyetten mahrum bulunduu halde, Msr ve eski zamanda Kartaj tesmiye olunan Tunus ve Trablus Garb memleketleri mstesna olarak bunlarn ahalisi ezmine-i kadimede muasrlar bulunan dier milletlerin cmlesinden ziyade mtemeddin olup, ba-husus Msr'n o kadar vus'ati dahi yok iken pek ok medayin ve nfusu havi olarak ziyadesiyle ma'mur idr. Bkz. Halil Bey (Petersburg Sefiri) ve Mehmed Cemil (Esbak Hariciye Nazr, Paris Sefiri), "Kudema-i Muluk- Msriyye Tarihi", MFnrA, muharrem 1279/Haziran 1862. sh.35. Derginin birinci saysnda balayan ve Petersburg Sefiri Halil erif Bey ile Byk Reit Paa'nn olu, Paris Sefiri Mehmet Cemil Bey'in hazrlad bu yaz dizisinde on iki ayr yaz yer almaktadr. Dzensiz aralklarla devam eden bu yaz dizisinde Msr krallarndan Ozimandiyus, Amenofis, Mozis, Kefren, Anasis, Asikis, Situs, Taraka, Pesometik, Ofera, Amasis, Pesamerit, Batlamyus ve teki nemli firavunlarn zamannda gerekleen mhim olaylar anlatlmaktadr. Yaz dizisinin son kism, derginin 45. saysnda yer almtr.

46

anlatld bu yaz dizisinin en sonunda Msr'n Sultan Selim zamanndan itibaren Osmanl idaresi altnda bulunduu belirtilir.94 Asya ve Afrika ktalar Avrupa'dan ok nceleri medeni olduu gibi, bugnn medeniyet merkezi olan Avrupa'ya da medeniyet oradan gemitir. 9 5 Avrupa tarihi ierisinde en gl medeniyeti kuran ve medeniyet merkezi 96 sfatna layk bulunan Romallar olsa da, 97 Atina Cumhuriyeti ve sparta Krall medeniyet asndan ok ilerlemiti98 ve zellikle Yunanllar medeniyete byk katklarda bulunmulardr. 99 Yunan medeniyetinin ve bilhassa Yunan bilim ve felsefesinin bugnk medeniyetin ekillenmesi zerindeki tesirlerinden dolay, Mecmua- Fnun dergisinin dzensiz aralklarla sren ve onbe ksmdan oluan uzun bir yaz dizisi Yunan filozoflarnn hayatlarn ve dncelerini anlatmaktadr. 100 Bu yazlarn bir ksmnda Yunan devlet adamlarnn yaptklar anlatlm olsa da, yazlarn muhtevas genelde Yunan felsefe tarihine dairdir. Avrupa'da ilk byk medeniyeti kuran Romallar, 500

94 95

Halil Bey (Petersburg Sefiri) ve Mehmed Cemil (Esbak Hariciye Nazr, Paris Sefiri), "Kudema-i Muluk- Msriyye Tarihi", MFnr.45. Safer 1284/ Haziran 1867. "Fakat Avrupa ahali-i asliyyesi henz hal-i vahet ve cehaletde iken, Msr'dan hicretle giden baz kabailin orada tavattun ve ikametlerinden sonra Avrupallar tarik-i medeniyyete slk etmilerdik. Bkz. Hayruliah Efendi, "Suret-i ntiar- Nev-i Beer", MF nr. 12, Zilhicce 1279/ Mays 1863. sh.504. Mnif Paa, "Mukayese-i Jjn ve Cehl", AtfFnr.1. Muharrem 1279/ Haziran 1862. sh.29. "Asya ve Afrika ktalar Avrupa ktasndan evvel meskun ve ma'mur olarak buna ahali onlardan mnteir olmutur. Kfateyn-i mezkureteynde haiz-i derece-i ulyay- medeniyyet ve ma'muriyet nice devlet ve milletler mevcut iken Avrupa ktas bir takm akvam-t vahiye ile memlu' olup, burada en evvel tarik-i temeddne saiik olarak ulum ve fnunu ile itigale balayan ve devlet hey'etinde bir idare-i muntazama suretine giren eski Romallardr ki...". Bkz. Kadri Bey, a. g. m., sh.113. "Hkmat- mezkurenin servet ve medeniyete en ziyade ilerlemi olanlar Atina Cumhuriyeti'yle sparta Krall olup... Elyevm Selanik taraf demek olan Makedonya Krall dierlerine nisbetle ulum ve medeniyete geride bulunmala, hkmat- saire nezdinde daima muhakkar ikeri'. Bkz. Kadri Bey, a. g. m., sh.114. "Hendese ve mantk ve musiki ve resim ve fenn-i mimariyi Yunanllar icad ve ner edip, bu vecihle emr-i medeniyete hizmet ettikleri msellem ise de...". Bkz. Mehmed Said (Hace der Mekteb-i Bahriye-i ahane), "Nazari ile Ameli Arasnda Olan Cihet-i Vahdet", MF nr.9, Ramazan 1279/ ubat 1862. sh.368. Kudema- Yunan ulum ve fnunda tahsil-i meharet ve evvel tarihlerde esfar- baidey-i bahriye ile meluf bulunan Fenikeliler ile rekabet ederek Bahr- Sefd sevahilinin her tarafna intiar ve tarih-i miladdan drt yz sene mukaddem kesbi kemal-i satvet ve iktidar eylemiler ise de...". Bkz. Mehmed evki, "Avrupa Devletlerinin Ahval-i Hazras", MF nr.29. sh.187-188. "Tarih-i Hkema-y Yunan" baln tayan, ilk ksm derginin 13. saysnda yer alan ve Mnif Paa tarafndan hazrlanan bu yaz dizisi, onbe say srmtr. Yunan devlet adamlar ve kahinlerinden de sz eden dizide, Tales, Heraklit, Demokritos, Sokrat, Platon, Aristipon ve Akratis gibi Yunan filozoflarnn hayat hikayeleri ile beraber dncelerinden ve temei felsefi grlerinden de szedilmektedir.

96 97

98

99

100

47

yllarnda barbar kavimlerin istilasna uram ve bu yzden de Avrupa'daki ilim ve medeniyet uzun bir fetret dnemine girmi, yani Avrupa Orta a balamtr.101 Mslmanlarn da Avrupa medeniyet tarihinde belli bir yerleri vardr. spanya'da bir slam Devleti yani Endls Devleti kurularak, 600 sene medeniyet ve insaniyete hizmet etmitir.102 Avrupallara kadim ilimlerin aktarlmasn salayp, onlarn medeniyetinin gelimesinin salayan da Mslmanlar olmulardr. 103 Bu tarih anlatmnda, slam tarihinin belli paralarnn Avrupa tarihinin ierisinde, Avrupal tarihilerin gzyle anlatldn grmekteyiz. rnek olarak Endls tarihi, tamamen Avrupa tarihinin bir paras olarak, Avrupa'ya etkileri lsnde anlatlmaktad r. Fakat yine de, konu Osmanl Devleti'nin tarihine gelince Avrupa tarihi merkezli bak asndan vazgeilip tekrar tarihe bir Osmanl gzyle baklmaya balanr ve Avrupa'da Endls'le birlikte snen slam gneinin, Dou Roma mparatorluu'na Osmanllar'n son vermesiyle stanbul'dan Avrupa'nn zerine tekrar doduu vurgulanr. 105 Yeni tarih anlatmna gre, bir zamanlar, zellikle Endls

101

"Miladn beyz senesinde akvam- vahiyey-i mezkureden Gavt taifesinin istiiasyia Roma hkumet-i garbiyyesi mnkariz olup, Avrupa ktasndan asar- Hm medeniyet Romallarla beraber mahv olmu ve ktaat- mezkure akvam- vahiye-i muhtelife ile malamal olarak, hayli vakit bir fetret-i azime iinde kalmt/". Bkz. Kadri Bey, a. g. m., sh.117-118. Yine baka bir yazara gre "Miladn yz yetmi tarihinde Hun taifesi dahi Asya'dan hcum ederek Avrupa'da bir takm ire ve inkilabat da'i olmulardr... Roma Devleti bin ikiyz yirmi sekiz sene mddet payidar olduktan sonra akvam- vahiye-yi imaiiyenin zuhuruyla mnkariz oidf. Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.29. sh.190. "...spanya'da bir devlet-i slamiyye teekkl etmi ve ibu devlet altyz seneden mtecaviz kta'- mezkurede icra-i hkmet ve bu esnada medeniyyet ve insaniyyete pek ok hizmet ederek...". Bkz. Kadri Bey, "Avrupa Tarih ve Corafyas-2", MF nr.4, Rebiylahr 1279/ Eyll 1862. sh.146. "Bundan beyz sene evvel Aristo'nun esas- malumat ittihaz olunan mellifat- ancak arabi tercmeleri vastasyla malum olup, bu suretde arab hkemas gerek kendilerinin kef ve tahkik ettikleri ve gerek tercmeleri vastasyla esiafdan ahlafa nakl eyledikleri uium-u mtenevviadan dolay elyevm Avrupa milletleri beyninde mehud olan medeniyet ve marifetin messis ve muallimi tlakna ayan olduklar umur-u msellemedendir". Bkz. Aleksandr (Meclis-i Vala Mtercimlerinden), "Tahrir-i Msennefat- Atika", MF nr.14. Safer 1280/ Temmuz 1863. sh.25-26. "Arablar Afrika ktasnn htta- msriyyeden Bahr-i muhit-i Garbiye kadar mmted olan memalikini zabt ve teshir ettikten sonra, Avrupa sahilinde vaki' spanya memalikine dahi gz dikerek, ol esnada kt'a-y mezkurede serzede-i zuhur olan ihtilalden ve baz tarihlerin rivayetine gre Sebte ehri muhafz bulunan Kont Culyanus'un muavenetinden istifade ederek Araplar spanya'ya pay-endaz- tecavz olup, be sene zarfnda kt'a-y mezkureyi heman kamilan feth ve teshir ile sekiz yz sene orada temekkn eylediler". Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.29. sh.191. "Portekizler ile spanyollar bil-ittifak Araplar spanya lkesinden tard ve ihra ederek bu vehile afitab- Din-i muhammedi ufk- marib zemininde mrif-i gurub olmu ise de, bin drt

102

103

104

105

48

yoluyla Avrupa'da medeniyete hizmet eden Mslmanlarn kendi medeniyetleri gittike zayflam ve sonra da silinmeye yz tutmutur. Mslman devletlerin medeniyet bakmnndan geri hallerinin ardndan, yakn dnemlerde Avrupa'y rnek alarak reformlar yapan Mehmet Ali Paa gibi liderlerin abalar, Mslman toplumlardan olan Msr' tekrar medeniyet yoluna sokmaktadr.106 Dier medeni olmayan toplumlar ise Avrupa'nn oralara medeniyet gtrmesi sayesinde medeniyet yoluna girmeye balamlardr. Avrupallar gittikleri yerlere medeniyet gtrdkleri iin, onlarn baka toplumlar smrgeletirmeleri olumsuz bir i deil, medenileme srecine katkda bulunan mspet bir hadise olarak grlmektedir. nk Avrupallar bu sayede dnyann her tarafna medeniyeti yaymaktadrlar. 107 Mecmua- Fnun melliflerinin mstemlekecilik hususundaki kanaatleri olduka olumlu olup, mstemleke sahibi lkelerin yaptklar tabii olarak grlr ve adeta Osmanliar'n da ayn eyi yapmalar nerilir. Mnif Paa'ya gre medeni milletler bilimler ve sanayideki stnl sebebiyle kendi lkelerindeki kaynaklar verimli bir ekilde kulland gibi, uzak memleketlere kadar giderek, orada ihtiya duyduklar kaynaklar smrrler. Paa ngiltere'nin uzak blgelerde mstemleke edinmesini gayet tabii bulur. 108 Ancak bu srada o blgelere medeniyet de tanr.

yz elli tarihinde Osmanllar ark mparatorluunu harita-1 alemden imha etmeleriyle matla' ark'dan aaa-pa buruz olmutuf. Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MFnr.29. sh.196. "bu medeniyyetin [slam medeniyeti] bakiyye-i asarndan olmak zere Msr'da envar- ulum bir mddet daha iaa-pa olmu ise, htta- mezkurede zuhur eden muharebat ve ihtilalat- mtevaliye ve orada suret-i mutiakada hkmet eden muluk ve ba-husus Klemen taifesi asar- medeniyeti bil-klliye imha eylemilerdir. Franszlarn istilasndan sonra 1220 senesinde merhum Mehmed Ali Paa Msr'n zimam- idaresini ele aldkta... ner-i measir-i medeniyyetle slah ve imarna sarf- ma-hasal- makdiret etmitir". Bkz. "Msr Etbbasndan Hasan Mahmud Efendi'nin 'Msr Mekteb-i Tbbiyesi' nvanyla Franszca Olarak Yazm Olduu Bir Risalenin Tercmesidir", MF nr.40, Receb 1283/ Kasm 1866. sh.272-273. Bu yaz dergi ierisinde medeniyet kavramnn ksmen oul manalar artran bir anlamda kullanld nadir yazlardan biridir. "Avrupa ahalisi Amerika'y imar ettikleri misili, ktaat- saireye dahi mnteir olmulardf. Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.29. sh.186. ve yine " Ahaliyi merkumenin (Cezayir-i Hindiye) elyevm baz mertebe tarik-i temeddne sluklar milel-i mtemeddinenin oralara amed-od etmeleri sayesinde vuku' bulmutur". Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr. 32. aban 1281/ Aralk 1864. sh. 305. "Milel-i mtemeddine ulum ve sanayi-i mktesebeleri semeresi olarak arazilerini gzelce ziraat ve ham mahsulatlarn ilerine yarayacak surete ifra ettikten baka berren ve bahren memaiik-i baideye azimet ve onlara mahsus olan her trl erzak ve eyann celbiyle mutemetti' olurlar, ite refah- ha! ve fera- bal cihetiyle alim ve cahil beyninde u fark- azim yle dursun, tavaif-i cahile heman daima milel-i mtemeddinenin malub ve esiri olup, ngiltereli gibi bir taife-i sairenin mcerred fnun ve sanayi'de yed-i tulas olmak hasebiye memleketlerinin yirmi katndan mtecaviz memalik-i ecnebiyyeyi zabt istila ve dnyann her tarafnda az ok nfuzunu icra eyledii sdk- mddeaya delil-i vazhdr". Bkz. Mnif Paa, a. g. m., sh.21.

49

Mstemleke olmayan lkeler iin de, Avrupa ile kurulan ilikiler bu lkedeki medeniyet seviyesinin ykselmesine vesile olmaktadr. rnek olarak Japonlar ilim ve medeniyete ilgi duyan bir millet olmalarna ramen dier lkelerle ilikileri olmad iin fazla ilerleme kaydedemezken, Avrupa'llarla ilikileri arttktan sonra onlardan medeniyeti renmeye balamlardr.109 Yukarda zikredilen yazlarn yansra, Muluk- Fars-i Kadim, Tarih-i Ayasofya, Japonya Memleketi, Cengiz Han, Tarih-i Konstantiniye, Amerika'ya Dair Makale, Britanya Adalar Tarih ve Corafyas, Suret-i ntiar-i Nev'i Beer, Avrupa Tarih ve Corafyas ve benzeri yazlar, okuyucularda genel bir insanlk ve medeniyet tarihi anlay kazandrmaya alan yazlar olup, Osmanl okuyucusunun genel tarih ve insanlk anlaylarnda baz deiiklikleri taleb ettii ok aktr.

b) Medeniyetin Baz nemli zellikleri Mecmua- Fnun dergisinde btnyle medeniyet tarihini ve

medeniyetin zelliklerinin ne olduunu belirten bir makale mevcut deildir. Ancak dnemin aydnlar arasndan en gzde ideoloji olmas hasebiyle, yazlarn byk ounluunda yeni medeniyet anlaynn deiik ynlerine referansta bulunulmakta, medeniyet kavram farkl zellikleri ierisinde kullanlmaktadr. Bu kullanmlardan dnemin aydnlarnn dncesinde medeniyetin zelliklerinin ne olduu hakknda belli bir fikir edinilebilir. Medeniyet kavramn dorudan tanmlayan tek mellif Mehmet evki olmutur. Mehmet evki medeniyetin insan iin bir zorunluluk olduunu syledikten sonra, okuyucularna Avrupa'nn o gnk yksek medeniyet seviyesine tedricen ulatn ve bu gidile gittike daha da yksek seviyelere ulaacan belirtir. Medeniyeti maddi ve manevi ilerleme olarak tanmlayan evki'ye gre her trl ilerlemenin en nemli art ise insann kendisi ve evrendeki herey hakknda bilgisini

"Japonyahlarn ulum ve maarife ziyade rabetleri var ise de, memleketleri Bahr-i muhit-i arki'nin vasatnda vak'i olup, memalik-i saireden mnferid bulunduklar cihetle ulum ve fununda terakki edememiler ve muaheran Avrupallar ile vuku' bulan mnasebetleri mlasebesiyle onlardan baz malumat ahz ve tahsil etmilerdir". Bkz. Mehmed evki, "Japonya Memleketi", MF nr.41, aban 1283/Aralk 1866. sh.314.

50

arttrmasdr. Bylece Mehmed evki, medeniyet, terakki ve bilgi kavramlar arasndaki gl ilikiyi vurgulam olmaktadr. Maddi terakki tabii bilimlerin ilerlemesi ile llrken, manevi terakki ise dini ve sosyal ilimlerin gelimesiyle llmektedir. 110 nsann evrendeki eyalar hakkndaki malumat ve sosyal hayatla ilgili bilgisi srekli artacandan, medeniyetteki ilerlemenin de sonu olmayacaktr. " Fakat efrad- beerin malumat karnen bade karnin tezayd edip, bu cihetle hududu gayr-i muayyen olmala, medeniyet gayr-i mtenahi demek o / l //" 111 . Dnemin Osmanl aydnlarna gre medeniyet; ulum, fnun ve sanayi sayesinde, toplum iindeki fertlerin ibirliine dayanarak 112 , insanlar refah, rahatlk, servet ve dolaysyla da saadete ulatran bir yoldur. 113 nsann ihtiyalar medeniyet seviyesi ilerledike daha da artar ve bu ihtiyalar ancak medeni bir toplumun kendisine salayaca imkanlarla karlanabilecei iin insanlar medeniyete muhtatr. 114 nsanlar bazen

"Medeniyet: tafsilat- salifeden mstefad olduu zere, Avrupa ahalisi mehud-u nazar- ibret-i numunemiz olan derece-i temeddne bit-tedric irtika edip, bu gidile daha ala derecelere vasl olacaklar bi-itibahdr. nk medeniyet heyet-i itimaiyede bulunan efrad beerin mazhar olduu terakkiyat- maddiye ve maneviyenin heyet-i mecmuas demek olup, bu dahi insann gerek kendi ebna-y cinsinin ve gerek derununda mteayyi bulunduu mahlukat- sairenin ahval ve keyfiyatna dair bit-tedric istihsal- malumat ederek sermaye mesabesinde ahlatna terk eylemekten ibarettir. Terakkiyat-t maddiye zerinde bulunduumuz kre-i arzn esbab- tabi'iyye servetine ve bunlarn insana faideli suretle isti'maline dair malumat yani ilm-i mea'dan ibaret olduu misillu, terakkiyat- maneviye dahi kendi miza ve mahiyetimize ve derununda bulunduumuz heyet-i ictimaiyenin ahvaline ve emr-i meada dair mmkn mertebe muvafk- nefs l-emr olarak istihsal klnan ma'lumatdr... u hale nazaran medeniyet insann tabia't ve hilkat- zatiyyesi iktizasndan olup, bu dahi insann ihtiyacat- vaka'smn evkiyle istihsal edebildii ma'iumatdt". Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.32, sh.302-303. Gs. yer. "Milel-i mtemeddine beyninde bu kabilden olarak, erbab- ulum ve fnun ve etibba ve ehl-i seyf ve kalem ve erbab- musiki vesaire gibi bir takm ehl-i sna'a olduu cmlenin malumudur... ol cem'iyet maksad- medeniyyet olan ysr refaha nail olamadktan baka, menabi'-i servet, refte refte kuruyarak her tarafa fakr zaruret mstevli ve servet-i umumiyye dahi servet-i ahsiyyenin tenezzln muteakb mtedenni olacandan, u iki usui-i medeniyyet-umuln evvelkisiden bed' ile ahval-i mteferri'as ve tevess'nn mtevakkf olduu erait-i mtenewi'as[nn] tahkik ve tavzihine ilerde ibtidar klnacakt". Bkz. Sakzl Ohannes Efendi (Bab- Ali Tercme Odas Hlefasndan), "lm-i Servet-i Milel", MF nr.6, Cemazielahir 1279/ Ekim 1.862. sh.248-249. "Bend- i sabkta beyan klnd zre insan lazme-i tabi'at ve medeniyyeti olan havayicini tahsil ile istikmal-i esbab- refah ve rahatna alr ise de..." Bkz. Sakzl Ohannes Efendi, a. g. m., sh.243. "Beyandan mstani olduu zre ihtiyacatmz yalnz bedet-i ma-yetehallel olacak kadar gda ve iddet-i hararet ve burudetten nefsimizi muhafaza edecek kadar libas ve meskenden ibaret olmayp, insan sliem-i medeniyyetde terakki ettike ihtiyacat dahi o nisbetde tezayd eylediinden, ve bir adamn maddi ve manevi kaffe-i havayicini kendi tedarik eylemesi mmkn olmadndan, efrad- nev-i beer birbirine muavenete muhta olup...". Bkz. Macid {Bab- Ali Tercme Odas Hlefasndan), "Lzum-u Say ve Amel", MF nr.39, Cemaziylahr 1283/Ekim 1866. sh.202.

51

kendi servei ve saadetlerine giden yol olan medeniyetin nndeki engelleri grmeyebilirler fakat gerek vatanseverler medeniyet yolundaki engelleri teessfle farkemektedirler. 1 1 5 Osmanl vatanseverleri de toplumlarnn saadeti iin, lkelerinin medeniyet yolunda ilerlemesine alacaklardr. Bir toplumun medeni olabilmesi, medeniyet yolunda ilerleyebilmesi iin, ferdleri arasnda gl bir sosyal dayanma mevcut olmaldr. 116 Bu dayanmayla birlikte her bir ferdin, iinde yaad medeni toplumun ortak menfaatine katkda bulunmas, hi kimsenin tembellik ederek bakalarnn srtndan geinmemesi gerekir. Zira her insan iinde yaad toplumun medeniyetinden istifade ettiinden zaten o topluma borludur ve bu borcunu, alp medeniyetin ilerlemesine yardmc olarak demesi onun iin bir insanlk grevidir.117 Dolaysyla dilencilik gibi bir iin medeni toplumlarda grlmemesi gerekir. Medeniyet tanm gerei ehirleme anlamna gelmektedir.118 ehirde yaayan insanlar medeniyetin gereine uyarak bilgili ve alkan olmaldrlar.119 Medeniyetle birlikte, ehirlerdeki ekonomik faaliyetler bir

"mdi, memleketimizde asar- medeniyyetin gerei gibi ileriiemesine ve beyne'i-ahali vesait-i servet ve saadetin tezaydne mani' baz ilei esbab mevcud olup, vatann menafi'-i hakikiyesine vakf olanlar buna nazar- teessf ile bakmakta ise de, ekser halk bundan gafil ve mcerred "nna vecedna abaena" ("Biz babalarmz bu ekilde bulduk". Bu ayetin Kura'n Kerim'de getii yerlere rnek olarak, Bkz.Sure:21, Ayet:53. Mealin alnd yer: Hasan Basri antay, antay Meali, 3. Cilt. sh.589.) kavliyle amil bulunduundan..." Mnif Efendi, "Ehemmiyet-i Terbiye-i Sbyan", MFnr.5, Cemazielahir 1279/ Ekim 1862. sh.176. "Ahz u ita, cemiyet-i beeriyyenin aza ve efradn yekdierine rabt eder bir mnasebet-i kaviyye tahaddsn ve bu vehile medeniyyet ve ma'muriyetin tevess' ve terakkisini mstelzim olduundan, bunun meru'iyeti ve erbab- kar kesbin indallah makbufiyeti derkardf. Bkz. Mehmed erif (Mtercim-i Takvim-i Vakayi), "Lzum-u Say ve Amel", MF nr.8, aban 1279/ Ocak 1863. sh.335. "...hi bir ahsn bila-zr-i er'i hem-cinsine el amas... usul-i medeniyyete reva grlemez. Zira insan azasndan bulunduu cemiyyet-i beeriyyenin haiz olduu derece-i medeniyyetten az ok mtemetti' olup, bunun o dereceye vusul ise, hem-cinsi ve belki ebna y vatann sa'y ve himmetiyle husule geldiinden, buna mukabil gerek kendisine ve gerek mu'asriarna gre tevsi'-i daire-i medeniyyete hizmet eylemek mterettib-i zimmet-i ftuvvet ve bu cihetle havayic-i gayr-i zaruriyye tahsili emrinde dar olaca klfet ve meakkatin terakki-i medeniyyet ve ma'muriyete vesile olacan bilerek, bundan istinkaf eylemesi muktezay- vezayif-i insaniyettir. Bkz. Mehmed erif, a. g. m., sh.337. "...bunlar ziyade cahil ve vahi bir millet olduu halde elyevm baz mertebe kesb-i terbiye ve temeddn ederek oralarda dahi mceddeden ehirler ve kasabalar bina olunmaktad". Bkz. Mnif Efendi, "mid Burnundan Mektub-u Mahsus', MF nr.10, evval 1279/ Mart 1863. sh.425-426. "ngilizler oralarda bir ok ehirler ve kasabalar binasyla eker ve pamuk vesair ziraat etmekte ve ahalisini meslek-i medeniyyete sevk eylemektedirler. Fakat ahali-i mezkure ziyade cahil ve mtevahhi olup, tahsil-i medeniyete heveskar deillerdir ve betaletle meluf olduklarndan bir gn tahsil-i esbab- maiete alsalar, be on gn onunla iktifa edip, bo

52

pazar ekonomisine gre ekillenir ve bu gelime ierisinde irketleme sreci bir toplumun medeniyet derecesini gsterir. 120 phesiz ekonomik faaliyetlerin artmas, medeni toplum ierisindeki uiam imkanlarnn da gelimi olmasn zorunlu klar. Bu yzden de bir lkedeki yollarn hali ve gelimilii, o lkenin medeniyet seviyesini ykselttii gibi, medeniyet derecesini gsteren nemli bir kstastr.121 Medeni toplumlar dini adan toleransl olup, kendi dinlerinden olmayanlarn bile misyoner faaliyetlerine izin verirler. Mesela Gney jAirikd^, bir smrge ynetimi bulunan ngiltere'nin blgedeki mahalli hkmeti, medeniyet gerei Afrika'da hkmettii baz yrelerde halk slama davet etmek isteyen Osmanl Devleti'nden gelen din grevlisine izin vermitir.122 Nfus younluunun fazla oluu, medeni toplumlarn ortak bir zelliidir. Dnyann en medeni blgesi olan Avrupa'nn nfusu, kendisinden yzlm olarak ok daha geni olan Afrika'nn nfusundan ok daha fazladr. Bunun sebebi Avrupa'nn corafyasnn veya havasnn msait oluu deil, sadece olaralarda medeniyet ve terbiyenin ilerlemesidir. Bu adan bakldnda Osmanl Devleti'nin nfusu da yeterince fazla deildir ve bu durum Osmanl'nn medeniyet seviyesinin yksek olmadn gstermektedir.123
gezerler". Bkz. Ebubekr, "Bu Defa mid Burnundan Vrud Eden Bir Mektubun Hlasa-i Meali", MF nr.33, Ramazan 1281/ Ocak 1865. sh.357. 120 "...(irketlerin ortaya kndan bahsedildikten sonre) fakat insan kesb-i medeniyet ettike bit tedri baka suret kesb ederek, ekil ve isti'maiinde tadilat vuku' bulmutur. yle ki, medeniyyetin terakkisi cihetiyie ihtiyacat- insaniyye tekessr ve tenevv' eyledike, bunlarn tedarik ve istihsali zmnnda irket vastasna mracaat ederek... bi't-tabi Memalik-i Mahrusa'da dahi zuhur etmi ise de, sair memalik-i mtemeddinede olduu gibi terakki edememitir... Mamafih, (Osmanllar) varis-i medeniyyet-i Arab olduklar cihetle, badiye-niin olan akvam gibi tavattun ettikleri mevaki'in mahsulatyla iktifa edemeyip, bir ok eylere muhta olduklarndan....". Bkz. Vahan (Reis-i Meclis-i salis-i ticaret), "Fevaid-i irket", MF nr.8, aban 1279/ Ocak 1863. sh.343-344. "Bir memlekette yollarn hali, ahalisinin derece-i medeniyyetlerini bilmek iin bir mikyas- sahih olup, bunlarn ta'addd ve intizam sekenesinin servet ve saadet-i hallerine delalet edef'. Bkz. Mehmed Said- (Hace der Mekteb-i Bahriye-i ahane), "Fevaid-i Turuk", MF nr.5, Cemazielahir 1279/ Ekim 1862. sh.186. "Slif-z zikr Fettar taifesi gayet cahil ve sadedii bir millet olduundan, Avrupallar mahsus papasiar irsaiiyle, bunlar kendi dinlerine davet ve talim-i usul- medeniyyet etmekte olduklar cihetle, iaife-i mezkureyi din-i mbin-i slama davet eylemek zere hkmet-i mahalliye tarafndan dailerine dahi ruhsat verilmitir. Bkz. Mnif Efendi, "mid Burnundan Mektub-u Mahsus', MFnr.10, evval 1279/ Mart 1863. sh.427. "Bununa beraber temeddn ve tedbri ilerlemi yerlerde mrn azl bile halkn itimi maddesi mizac- insaniyenin rahat ve ihtiama olan meyl-i tabiisinden naidir. Lakin bizim bu mahalde maksadmz medeniyet iinde yaayanlar ile bedeviyet halinde ta'ayy edenlerin beynlerinde olan ok ve az yaamak maddesini tahkik etmek olmadndan dnyaya

121

122

123

53
2) Avrupa Medeniyetini Tercih Etmenin Sebepleri

Osmanl toplumunun deiik kesimlerinden yeni medeniyet anlayna ve uygulamalarna kar eletiriler getiriliyor olmal ki, her iki dergide de, deiik makalelerde bedeviyet diye adlandrlan gayrimedeni durum karsnda medeniyetin daha stn olduu savunulmaktadr. Medeniyet karsnda bedeviyeti savunanlarn ismen kimler olduunun hi belirtilmedii bu yazlarda, medeniyetin gerek akli ve gerekse dini alardan tercih edilmesi gerektii vurgulanr. Medeniyetin byk lde Avrupa medeniyeti ile e anlaml olduu dnlrse, bu savunma ayn zamanda Avrupa medeniyetini tercih etmenin gerekelerini de gstermektedir. Medeniyete kar kanlar medeniyet karsnda tamamen bedeviyeti savunmuyor olabilirler ancak dnemin medeniyet taraftarlar medeniyet tartmasn "ya medeniyet ya da bedeviyet" tercihi eklinde sunmaya almaktadrlar. O dnemde bedeviyeti teorik olarak savunan herhangi bir mnevverin ismine rastlanmasa da, medeniyeti savunan yazlarn muhtevasndan, deiik sebeplerden tr halk kesimlerinin medeniyet kavram ile ifade edilen gelimelere kar kt ve medeniyeti farkl gerekelerle eletirdii sonucuna ulaabiliriz. Bu dnemle ilgili literatrde de medeniyete veya modernlemeye ynelik halktan gelen tepkilerden szedilmektedir. Szgelimi, Tanzimat sonrasnda Osmanl'nn belli bir elit zmresi tarafndan Beyolu gibi kozmopolit yerlerde yaanan ve "medeni hayat" ile zdeletirilen kltrn Osmanl ahlak standartlar asndan bozukluu ve mahalli Osmanl kltrnn deerlerine yabancl, Osmanl toplumunda medeniyet kavramna kar bir tr honutsuzluk dourmu olabilir. erif Mardin'in "Tanzimattan Sonra Ar Batllama" isimli makalesinde vurgulad gibi, belli zmrelerin Osmanl kltrne uymayan, Avrupa zentisine dayal hayat biimi, halk arasndaki
gelmekten meram ok yaamak ise sahrada ve eer ok bilmek ise ehirde itima ile olup olmad bahsine mdahale olunmayp, fakat memalik-i mtemeddinede nfusun kesreti isbatna dair baz detail beyan olunacaktr... Kezalik Avrupann vsat ve cesameti Afrika ktas dahilinde vaki' Sahra-y Kebirin vsat ve cesameti nisbetinde iken elyevm mevcud olan sekenesi btn Afrika sekenesinin misline msavidir. Bunun sebebi dahi Avrupa ktasnn letafet-i ab 0 havas olmayp, ancak temeddn ve terbiyenin ilerlemesidir. Nitekim medeniyet ve ma'muriyeti ilerlemi mahallerde ahalinin tezayd eyledii, Avrupa ktas dahilinde vaki Felemenk ve spanya ve Trkistan arazisi gibi ma'muriyeti geride kalan lke ahalisinin azl ile sabittir. Mesela Avrupa'da kain btn Fransa lkesi Memalik-i Devlet-i Aliyye'nin yalnz Avrupa kt'asmda olan lkesine msavi vsatde iken birincinin otuz sekiz milyon ve ikincinin yalnz on drt milyon sekenesi olmas iki memleket-i ma'murenin derece-i temeddnlerine delalet eder...". Bkz. Hayrullah Efendi (6. Daire-i Belediye Meclisi Bakan), "nsann Sath- Arzda Suret-i Teksir ve ntiar", MF nr.6, Cemaziylahr 1279/ Kasm 1862. sh.239-240.

54
modernleme aleyhtarln tevik etmekteydi. 124 "Halkn ahlaki knty Batllama ile bir tutmas da bir rastlant deildir. Osmanl mparatorluumda, XIX. yzylda ve XX. yzyln balarndaki yenilie kar hareketlerin hepsinde bu ideolojiyi gryoruz."125 Deiik halk kesimlerinden gelen bu tepkiler, dnemin en popler modernleme ideolojisi olan medeniyetilii de hedef almaktayd. te bu ortam ierisinde, bata Mnif Paa ve Namk Kemal olmak zere baz mellifler bu medeniyet kart havay yattrmaya ve medeniyetin stnln dini ve akli adan gstermeye almaktadrlar. Aada bir tasvirini sunmaya alacamz bedeviyet ve medeniyet mukayesesi ve tartmas, her ne kadar sistematik bir felsefeye dayanmasa da, belli alardan Osmanl modernlemesinin kendine zg felsefi sylemini de bize sunmaktadr. erif Mardin Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908 isimli eserinin ikinci basksna yazd nszde, almasna balarken fikir sistemlerinin sanki kendi balarna, zerk olarak tarihte bir iz braktklar varsaymndan yola ktn ancak zamanla bu yaklam biiminin yakn dnem Osmanl dnce tarihine uygulanabilirliinden phe duymaya baladndan szetmektedir. erif Mardin'in Osmanl tarihine uygulanabilirliinden phe etmeye balad eski yaklamnda belli dnrlerin fikri veya felsefi sistemlerinin i-sistematiine arlk verilip, bu dnceler nda bir entellektel veya siyasi tarih yazlmaya allmaktadr. Mardin'in verdii rnee gre, Elie Kedourie 1960'ta yaynlanan Nationalism adl kitabnda, Avrupa'da milliyetiliin ykseliini hemen hemen Alman filozofu Fichte'ye ve onun Avrupa'daki etkisine atfetmitir. Ancak Mardin'in ulat yeni kanaate gre ayn yaklam Osmanl tarihi iin kullanl deildir zira byk dnrlerin arl "o dnrlerin neminden olduu kadar, bizzat felsefenin o lkelerin kltrndeki arlndan kaynaklanmaktadr... Bir felsefi speklasyon gelenei bulunmayan lkeler iin 'byk dnrler' zerine bina edilen bir anlatm, aklayclk gcn yitirir."126 Mardin, Osmanl aydnlarnn

erif Mardin, "Tanzimat'tan Sonra Ar Batllama", Trk Modernlemesi: Makaleler 4 iinde, iletiim Yaynlar istanbul 1991. Mardin bu makalesinde, dnemin edebi eserlerinin incelenmesine de dayanarak halk ve aydnlarn byk ounluu tarafndan kar klan zenti batc tipi kartlnn Trk kltrndeki kklerini tahlil etmeye almaktadr. Mardin, a. g. m., sh.71. erif Mardin, Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, letiim Yaynlar, stanbul 1992, sh.9.

55
"devleti kurtarmak" eklinde zetlenebilecek pragmatik kayglar yznden, srekli ksa vadeli, pratik, "devlet iin geerli" zm yollar aradn, dolaysyla da felsefi ve sistematik bir modernleme dncesi gelitiremedii eklindeki deerlendirmeleri hatrlattktan sonra; "Osmanllarda dini dnce dndaki felsefesinin gemlendii, ksr kald bir ok yazar tarafndan ifade edilmitir. Fakat bunun mantki sonucu felsefe gelenei olmayan bir lke olarak Bat'dan aldmz fikirlerin kullanmnda da ayn yzeyselliin grlecei -bize ar geldii iin- hemen hemen hi kimse tarafndan ifade edilmemitir3'127 diye eklemektedir. Mardin bu deerlendirmelerinden u sonucu karmaktadr: "19. yzyl Trk dnce tarihinden bahsetmek mmkn deildir. Ancak bir 19. yzyl "dnce sosyolojisi"nden 128 bahsedebiliriz." Her ne kadar Mardin'in bu tespitlerine katlarak, XIX. yzyl iin Almanya dnce tarihine benzer bir Trk dnce tarihinden bahsedilemeyeceini ve Osmanllarn Avrupa'dan aldklar fikirlerin kullanmnda ciddi bir yzeyselliin bulunduunu kabul etsek bile; XIX. yzyl ierisinde pek ok Avrupa kaynakl deer ve kurumun Osmanl dnrlerince benimsendii ve Osmanl dnce dnyasnde genel bir zihniyet deiikliinin yaand da bilinen bir tarihi gerektir. Mecmua Fnun melliflerinin yukarda zetlemeye altmz medeniyet tarihi ve medeniyetin zelliklerine dair fikirleri bu zihniyet deiiminin bir rneidir. Szkonusu zihniyet deiikliinin, klasik dnce tarihi yazm metodolojisinden farkl bir metodla, deiimin dnce sosyolojisi tarafna daha fazla arlk vererek incelenmesi, dnce tarihimizin nemli bir dnm noktasnn daha iyi anlalmasna da katkda bulunacaktr. te yandan, yine Osmanl aydnlar modernlemeci ideolojilerini sistemli felsefi bir temele dayandrma ihtiyac hissetmeseler bile, bu durum onlarn yaadklar ve savunduklar zihniyet ve dnya gr deiimini teorik bir dille hi ifade etmeye almadklar anlamna gelmez. zellikle kendilerine ynelik baz eletiriler geldiinde yenilik taraftar aydnlar kendi fikirlerini "medeniyetilik" ideolojisinde grld gibi belli bir teorik teme! zerinde, btncl bir proje olarak savunmaya almaktadrlar.
127 Mardin, Jn Trkler, sh.13.

105 Mardin, Jn Trkler, sh.16.

Bu blmde Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerinde medeniyet kavram zerine yaplan tartmalar sunarak, dnemin zihniyet deiikliini ve bu deiiklik zerine olan tartmalar, dnce tarihi yazma metodundan farkl bir yolla, sylem tahlili yoluyla tasvire alacaz. Dergideki makaleler zerinde yaptmz ilk okumalar, Osmani aydnlar iin medeniyet kavramnn ne denli hayati bir nem tadnn farkedilmesini salamt. Neredeyse tm yazlarda anahtar bir role sahip olan medeniyet kavram dnemin pek ok yazs iinden karldnda, savunulan fikirlerin ounun anlamn yitirdiinin grlmesi, bu terimin anlam ve nemi zerinde bir alma yaplmasn tevik etmekteydi. Zira Tanzimat dnemi aydnlar Osmanl modernlemesine medeniyet ideolojisi yoluyla teorik bir dayanak salama abasndaydlar. Dolaysyla medeniyetin tanmn yapmak, tarihini yazmak, zelliklerini sralamak, medeniyet muhaliflerine kar onu savunmak, eksikliklerinin sebeplerini aklamak gibi entellektel abalar Osmanl modernlemesini felsefi anlamda mdafaa etmek manasna geliyordu. Her ne kadar XVIII. yzyl Almanya'sndaki "Aydnlanma Nedir" konulu tartma129 kadar felsefi muhteval olmasa bile, XIX. yzyln ikinci yarsnda baz Osmanl aydnlarnn cevaplamaya alt "Medeniyet Nedir" sorusu da, Osmanl modernlemesinin entellektel dinamiklerini anlamamza yardmc olmakta ve hatta Almanya'daki tartmaya benzer bir fonksiyon icra etmektedir.130 Mnif Paa Mecmua- Fnun dergisindeki ilk ve muhteva bakmndan geni kapsaml bir yazs olan "Mukayese-i lm ve CehV balkl makalesinde "Baz adamlar bedeviyet ve sadelik halini

Bu yzylda Almanya'da ortaya kan "Aydnlanma Nedir?" balkl tartmaya dnemin en byk Alman filozofu Immanuel Kant'n yazd mehur cevap iin Bkz. "An Answer to the Question: What is Enlightenment?", Immanuel Kant, Political Writings iinde, Cambridge University Press, Cambridge 1970. Daha nce Mecmu- Fnun dergisi zerine bir yksek lisans tezi hazrlayan Yeim Il, tezine "Bir Aydnlanma Hareketi Olarak Mecmua- Fnun" baln koymutur. Ancak, Mecmua- Fnun dergisinde "aydnlanma" kavramna veya onu artracak baka bir kavrama rastlanmamaktadr. Ancak dergideki medeniyet kavramnn ifa ettii rol, Avrupa'da aydnlanma kavramnn grd role benzer bir nemdedir. Belki muhteva ve nem asndan Avrupa'daki Aydnlanma hareketi ile kyaslanabilirse de, Mecmua- Fnun iin "Bir Medeniyetilik Hareketi" nitelemesi daha uygun dmektedir. Bkz. Yeim Il, "Bir Aydnlanma Hareketi Olarak Mecmua- Fnun",Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi. stanbul niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Siyasal Bilgiler Fakltesi Kamu Ynetimi Blm, 1986.

57
medeniyete tercih ederler. Subhanallah, bu ne fikr-i fasiddirZ"131 eklinde medeniyet kartlarn itham eden bir hitabla balar. Medeniyet ve bedeviyet mukayesesi yaparak, medeniyet kartlarn fikren malub etmeye alan Mnif Paa, bedeviyet davasn savunanlar iin "i bu davay- batlaya tasaddi edenler hakknda garazkar veyahud muhtelluuur olmaktan baka bir ey denilemez" diye ekledikten sonra, "Bakalm nev-i beer hakknda hangisi hayrldr?'132 diye devam eden yazsnda bedeviyet ve medeniyet halinde yaayan insanlarn hallerini karlatrarak medeniyetin stnln gstermeye alr. Mehmet Kaplan'a gre, Bat dnyas ile sk temas neticesi, Osmanl dnyasnda uyanan ar "medeniyet hayranl", sosyal fikirlerinden ou benimsenmi olan J. J. Rousseau'nun "medeniyetin ktlne kar tabiatn iyilii" tezi iin msait bir zemin tekil etmekteydi ve Mnif Paa bu mukayesesinde Rousseau'nun fikirlerini eletirmeye almaktadr.133 Ancak bu yaz muhteva bakmndan bir Rousseau eleitirisini aan ynlere sahiptir ve makalenin muhtevasndan anlald kadaryla Osmanl toplumu iinden gelen modernleme eletirilerine cevap vermeye almaktadr. Ayn kavram zerine yaklak on yl sonra "Medeniyet"134 baln tayan makalesini yazan Namk Kemal ise, nce Osmanl'da bu kavrama dair bir anlam kargaas veya arptmas olduunu belirterek sze girer. Zira kimine gre ok yce deerleri ifade eden medeniyet kelimesi, kimilerine gre ise yeni kan tm olumsuzluklarn sebebidir. Daha sonra Namk Kemal'de "Biraz dnelim: Acaba medeniyet sahihan levazm- insaniyyeden mi? Yoksa su-i ahlakn tevlid ettii zevaid-i muzrradan m ma'dud olmak lazm gelir?'135 diye medeniyet meselesinin deiik ynleriyle tartmaya balamaktadr. Medeniyet konusunu dorudan veya dolayl olarak ele alan yazlardan kartabildii kadaryla, dnemin aydnlar medeniyetin, bedeviyet diye

Mnif Paa, "Mukayese-i lm ve Cehl", MFnr.1, Muharrem 1279/ Haziran 1862. sh.22. Mnif Paa, A.g.y. Mehmet Kaplan, Trk Edebiyat zerine Aratrmalar-1-, Dergah Yaynlar, stanbul 1992. sh.321. Bu yaz nce bret gazetesinde yaynlanm, daha sonra ise Mecuma- Ulum tarafndan alntlanmtr. Bkz. Namk Kemal, "Medeniyet", MU say:5, 1 Safer 1297/14 Ocak 1880. Namk Kemal, a. g. m., sh.382.

58

adlandrdlar! ey karsndaki stnln, gerekliliini ve medeniyet yoluna girmenin kanlmazln temel nokta erevesinde ele alp, okuyucularn ikna etmeye almaktalar

a) nsann tabiat gerei medeni olma zorunluluu nsann tabiat gerei medeni olduu fikri klasik slam kaynaklarnda da oka rastlanan bir fikirdir. "nsan medeni-t tab"dr ibaresi, insann yalnz bana yaayamayacan ve sosyal bir varlk olduunu ifade eden bir ibare olarak klasik kaynaklarda gemektedir. 136 Ancak Avrupa'nn fikri etkisinden sonra, bu kavramn muhtevas aydnlanma felsefesi ve medeniyet syleminin tesiri ile yeni bir anlam kazanmtr. Aydnlanma dncesinin tesiri altnda yeni bir muhteva kazanan insann medeni olmas gerektii tezi; insann ilk halinin vahiyet olduu ve ve bu vahi konumundan terakki yoluyla medeniletii fikirleri ile balantlar olduu iin klasik slami grten farkllk arzetmektedir. Laik zeminli terakki anlay iin hayati bir neme sahip olan ve insann ilk halinde vahi olup, medeniyetin gelimesi sayesinde bugnk rahat konumuna ulat fikrine haiz olan "insann tabiat gerei medeni olma zorunluluu" tezi, Osmanl'daki medeniyet savunucular tarafndan ileri srlen delillerin banda yer alr. Bu tr fikirler dnemin Avrupa'snda da yaygndr137. Mnif Paa'nn anlatmna gre, insan, ftrat- asliye diye adlandrlan tabii halinde, tabiatin glkleri ve zorluklar karsnda aresiz durumda olup, hayvanlardan bile daha acizdir. Ne mlkiyetini koruyabilir, ne aile kurabilir ne de kendini emniyet iinde hissedebilir. Bir maara devri insan tipi izen Mnif Paa, bunu bedeviyet halinin bir ncesi olarak vahiyet ve huunet hali diye adlandrr. Bedeviyet halinin

nsann tabiat gerei medeni olduu, yani siyasal bir hayvan olduu fikri Aristo'nun zoonpolitikon kavramnn mslman dncesine aktarlm bir biimidir. Klasik ahlak kitaplarnn pek ounda insann sosyal bir varlk olduu, onu dier hayvanlardan ayran en nemli zelliin bir toplum iinde yaamas olduu vurgulanmtr. rnekler iin bkz. Nair ad-Din Tusi, The Nasirean Ethics, ing. tere. G.N. Wickens. London 1964. Ayrca bkz. bn Miskeveyh, Ahlak Olgunlatrma, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar. Ankara 1983. Avrupa dncesi ierisinde, insanlarn toplum halinde yaamasnn teorisi, dini dnceden bamsz bir ekilde kurulmaya allrken, "insann tabii hali" kavramsallatrmas nemli bir ilev grm, Thomas Hobbes ve John Locke gibi byk siyaset teorisyenleri laik siyaset ve toplum teorilerini bu kavramn yardmyla ina etmilerdir. nsanlarn "ilk tabii halinin" nasl olduuna dair kurulan tasavvurlar, ideal toplumun ve devletin nasl olmas gerektii sorusuna verilen cevab dorudan belirlemekteydi. Bkz. lkay Sunar, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara 1985. sh.60-71 ve 78-92.

59
ise bu vahiyet halinin sadece bir derece daha iyisi olduuna iaret ederek, gerekte aralarnda pek byk bir fark olmadn belirtir.138 Bu tasvirlerden hemen sonra, medenilerin vahi tabiata esir olup, zorluk ekmek yle dursun; tabiat her ynden kendi kontrolleri altna alarak, ondan istifade ederek, kendi menfaatleri iin faydalandklarn; bu sayede her ilerini kolaylatrp, saadet haline ulatklar belirtilmektedir. Medeniyet sayesinde tm hayvanlar insanlara hizmet eder hale getirilebilir, tabii afetlere kar gerekli tedbrler alnabilir, ham mahsulat snai rn haline getirilir, hastalklarn stesinden gelinir, toplumda emniyet ve bar salanr. XIX. yzylda gerekletirilen tren, buharl gemiler ve telgraf gibi byk icad yenilikler medeniyetin faziletleri olarak vgyle zikredilir. Buna ilaveten insana refah ve rahatlk salayacak oteller, lokantalar ve kat para kullanm ve benzer eyler medeniyet alametleri olarak g s t e r i l i r . 1 3 9 Ksacas insan, tabiat ve istidad gerei medeni olmak ve tabiata hkmederek "illetleri defedip", hayat iin lzumlu eyleri salamak zorundadr. Zira insan bu dnyaya bedevi halinde olduu gibi zorluklar iinde yaamaya gelmemitir.140

138

"kinci mertebesi bedeviyet halidir ki, badiye-niin olan arab, ve krd ve trkmen kabileleri ol suretde ta'ayy ederler. Bu dahi vahiyet haline nisbetle ehven ise de ikisi beyninde olan fark pek byk deildir", Bkz. Mnif Paa, "Mukayese-i lm ve Cehl", sh.23. Mnif Paa, a. g. m., sh.24-26. zellikle yolculuk esnasndaki rahatlk vastalar olan otel, lokanta ve kat para kullanm Mustafa Sami Bey ve Sadk Rfat Paa tarafndan da vurgulanmakta ve vlmektedir. Namk Kemal, Medeniyet, sh.383. Daha sonraki dnemin airlerinden Abdlhak Hamid'in medeniyet aleyhtar grlerini hatrlamak, Namk Kemal'in eletirdii kiilerin grlerinin ne olabilecei hususunda bize baz ipular salayabilir. Abdlhak Hamid'in Sahra adl iirinde belde (ehir) hayat ve bedevi hayat karlatrmas yoluyla tam tersi bir medeniyet ve bedeviyet tablosu izilir. Mehmet Kaplan'a gre byk lde J. J. Rousseau'nun etkisiyle "tabiat gzeldir, medeniyet irkindir" temasn ileyen, krda yaayanlar mesut, ehirde yaayanlar ise bedbaht sayan Abdlhak Hamid, dnemin medeniyetiliine kar kmaktayd: Belde halknda grmedim, hayfa,/ Grdm ns ehl-i vahette;/ Bedeviler skun rahette;/ Srd daima ganemle safaJ Beledi muttasl esir-i cefa,/ ntia aleminde zulmette-JBiri endieden aman bulmaz,/ Biri endieye zaman bulmaz msralarndaki fikirler, Namk Kemal ve Mnif Paa'nnkilerin fikirlerinin tam tersidir. Mehmet Kaplan bu iiri yorumlarken yle yazmaktadr: "kinci namede ayn fikir eitli rneklerle isbata allyor: Tabiatta yaayanlar, tabii gdalarla beslenirler. Bedevi taze st ier; buna mukabil ehirlinin gdalar zehirleyicidir. Krda oturanlar nimetlerini tabiattan karrlar, mesela av etleriyle geinirler. ehirde oturanlar ise birbirlerini yemekle meguldrler. aire gre harb taayy iin bir vastadr. Zevk bakmndan da ehirli ile kyl birbirinden ayrlr. Kyl tabiatn gzellii ile mest olur. Kulbesinde bedavadan ku sesleri dinler. ehirli para sarfetmek suretiyle saz ile nefsini uyutur. Bilhassa ak hayat bakmndan iki alem birbirinden ok farkldr. ehirde ak asla saadet getirmez..:'. Bu iirden alntlar ve M. Kaplan'n yorumlar iin Bkz. Mehmet Kaplan, Trk Edebiyat zerine Aratrmalar-1-, sh.321-322.

139

140

60

b) Medeniyetin Askeri G Bakmndan stnl Osmanl Devletinin gcn ve bekasn srdrmesini isteyen, fakat onun Avrupa devletleri karsnda o zamanki gsz durumunu da dnen medeniyet taraftarlarna gre, bedeviyet halinde kalmak yani baka bir deyile Avrupa medeniyeti yolunda modemlememek demek, medeni Avrupa karsnda yenilgiyi batan kabul etmek demektir. Bu balk altnda toplanabilecek tezlerde -ounlukla Osmanl Devleti adnn zikredilmedii imal rnekler yoluyla-, Osmanl Devleti'nin gl olmas iin medeniyeti bir politikann zorunluluu anlatlarak, medeniyet tercihinin bir devlet politikas olmas istenmektedir. Mesela, ngiltere'nin Afyon Sava'nda dev in ordusunu ar bir yenilgiye uratmas hatrlatlarak, medeniyetin askeri gc karsnda durmann imkansz olup, tek arenin medenileme yoluna giderek, o sayede g kazanmak gerektii ska vurgulanmtr.
Yirmi otuz bin kadar Avrupal, bir ka aylk mesafe-i baideyi kat' ederek vus'at- memleket ve kesret-i ahalice dnyada naziri olmayp, yzelli

milyondan mtecaviz nfusu ve bir ka milyon askeri amil bulunan in devletine kemal-i suhulet ile galib ve payitahtna kadar giderek istedikleri vehile akd muahede ettiklerinde in mparatoru olan zat askerinin usul-u cedide-i harbiyyede cahil bulunduklarndan elbette memnun olmamtr. Eer inliler lisui-u kadime-i medeniyet-i gayri mkemmeleleri muhafazasnda srar etmemi olsalar idi, bir ka bin ecanibin u hakaretine dar olurlar myd?141

Yukardaki cmlelerde in ordusu ve padiahndan bahsedilirken, in'in mkemmel olmayan medeniyeti eletirilirken, asl muhatabn Osmanl ordusu, padiah ve Osmanl'nn mkemmel olmayan medeniyeti olduu ok aktr. Dorudan siyasetle ilgili yazlar yazmayan Mecmu- Fnun dergisindeki mellifler, bu tr bir in hezimeti rnei verip, in'in izlemesi gereken usule dair tavsiyeler vererek, Osmanl'nn izlemesi gereken yol hakkndaki fikirlerini de belirtmi oluyorlard. in'in mkemmel olmayan eski medeniyet usulnu muhafazada srar etmemelerini tleyen Mnif Paa, phesiz Osmanl'nn da mkemmel olmayan eski medeniyet usuln terketmesini
141

Mnif Paa, "Mukayese-i lm ve Cehl", sh.28.

61
istemekte ve daha da nemlisi bu nerisine uyulmad takdirde Osmanl ordusunun Avrupa ordular karsnda malub olacan belirtip, bu ekilde Osmanl ynetimini de uyarmaktadr. Namk Kemal de yazlarnda ayn hususlar vurgularken, bu kez Hindistan ve Cezayir gibi halk Mslman olan halklarn, Avrupa'daki medeni milletlerin smrgesi altna girmelerini rnek vererek, bu duruma dmemek iin bir an evvel medeniyet yolunda gerekli admlar atp, medeni milletler karsnda gl olmak lzumunu belirtir. Bu ekilde dman karsnda yenilgiye uramak ile medeni olmamak veya gelenekleri korumak arasnda dorudan bir balant kurulmu olur. Artk bu admdan sonra, yenilie ayak uydurmayanlar, medenilemek istemeyenler dmann iini kolaylatrp, Mslman halklar dman esaretine sokmakla sulanabilmektedir:
Bir de insann hak ve maksad yalnz yaamak deil, hrriyetle yaamaktr. Bu kadar milel- mtemeddineye kar kabil midir ki, akvam- gayr- mtemeddine hrriyetlerini muhafaza edebilsinler? 'Bize u lazm, onunla kanaat etmeliyiz'. Ve 'pederlerimizden bunu grdk, onun haricinde ne var ise bid'attir, dersler, talimler, kitaplar, makinalar, terakkiler, icadlar ne ie yarar' diye diye Hintliler, Cezayirliler gibi ecanibin kahr ve galebesi altnda iza'a- hrriyet, an- insaniyete hi bir suretle yakr eylerden deildir.142

Medeniyet kavramnn dnya siyaseti ierisinde, Avrupa'nn gayrimedeni diye addettikleri memleketleri smrmesini merulatrc bir ideoloji sunduunu da farkeden Mnif Paa, bu srete medeniyeti temsil eden smrgeci glerin yaptklarn tabii ve kanlmaz bulmakta ve birazda onlara zenmektedirler. Mnif Paa'nn ifadeleriyle:
Afrika ve Amerika ve ktaat- sairede ama- cehl bedeviyetde bulunan akvam en ziyade zaruri ihtiyalarnn definde aciz olub ve esbab- temett' ve ho-gzeraniden pek az eye malik olduklar halde milel-i mtemeddine ulum ve sanayi-i mktesebeleri semeresi olarak arazilerini gzelce ziraat ve hm mahsulatlarn ilerine yarayacak surete ifra ettikten baka berren ve bahren memalik-i baideye azimet ve onlara mahsus olan her trl erzak ve eyann celbiyle mutemetti' olurlar. te refah- hal ve fera- bal cihetiyle alim ve cahil beyninde u fark- azim yle dursun, tavaif-i cahile heman daima

Namk Kemal, Medeniyet, MU sh.383.

62

milel-i mtemeddinenin malub ve esiri olup, ngiltereli gibi bir taife-i sairenin mcerred fnun ve sanayi'de yed-i tulas olmak hasebiye memleketlerinin yirmi katndan mtecaviz memalik-i ecnebiyyeyi zabt istila ve dnyann her tarafnda az ok nfuzunu icra eyledii sdk- mddeaya delil-i vazhdr. 1 4 3

c)

Dini Adan Medeniyetin Bedeviyete stnl

Yeni medeniyet anlaynn, bn-i Haldun'daki hadariyet anlayna en ok zt den taraf, medeniyet ve bedeviyet hallerinin dini adan mukayesesidir. bn-i Haldun'da bedeviler dini bakmdan hadarilerden daha stn grlrken,144 yeni medeniyet anlaynda bu stnlk tamamen medenilere atfedilir. Mnif Paa alim-cahil, medeniyetbedeviyet kartlklar arasnda paralellik kurarak, slam kltrnde ilm ve alime atfedilen yceliin tamamen medeniyet iin de geerliliini gstermeye almaktadr. Bylece "ilim" ile yaknl dolaysyla medeniyet de slami bir meruiyet kazanm olacaktr. Bilindii gibi ilim kavram slam kltrnde dini bir ycelie sahip olup, alimlerin de ayn ekilde dini bir itibar mevcuttur.145 Paa, Mslman halkn kltrnde ilmin ve alimin sahip olduu bu olumlu imaj, medeniyet lehine evirmek ve slami alim ve ilim kavramlarnn muhtevasn modernletirmeye almaktadr. Avrupa bilimlerine, fikriyatna ilim, Avrupa'daki bu laik bilimleri okuyanlara da alim sfatn vererek, medeniyete kar dini tepkileri nleyebilecektir. Daha makalesinin giriinde "Nev'-i insan eref-i nutk ile hayvanat- saireden ne kadar mmtaz ise, alim olanlarn

Mnif Paa, a. g. m., sh.21. Mnif Paa'nn son cmlesinde szn ettii ngiltere'nin Afyon Sava'nda in'i haysiyet krc bir yenilgiye uratmas olay, tm Dou toplumlarnn kendilerine kar gvenlerini ykm ve onlar Bat karsnda daha ezik bir konuma sokmutur. Bu ruh hali tabii olarak aydnlarn sosyal teorilerine ve gelecekle ilgili nerilerine de yansmaktayd. Doulu aydnlar bu ruh halinden kurtaran olay ise yine Uzak Dou'daki baka bir ava olmutur: Japon-Rus savandaki Japon galibiyeti, uzun bir sreden beridir ilk defa bir Dou lkesinin, bir Bat lkesi karsnda kazand bir zafer olarak, Dou aydnlarnn kendi gelenekleri ve toplumlarna, dolaysyla da kendi geleceklerine daha fazla gvenle bakmalarna, Bat karsndaki ezikliklerini ksmen de olsa silmelerine yardmc olmutur. Japon-Rus savandaki Japonya galibiyetinin Osmanl aydnlar zerindeki tesirleri hakknda bir deerlendirme iin, Bkz. M. kr Haniolu, Bir Siyasal Dnr Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dnemi' dal Neriyat, stanbul 1981. sh.183-193. bn-i Haldun'un bu husustaki fikirlerinin en net biimiyle grmek iin bkz. bn-i Haldun, Mukaddime, sh.420-424 arasndaki "Hadarilerden ok bedevilerin hayra daha yakn olduklarna dair" ve sh.866-882 arasndaki "Hadaret, mrann gayesi ve mrnn nihayeti olup, onun kn haber verir" balkl ksmlar. slam kltrnde ilim kavramnn merkezilii ve nemi zerine geni kapsaml bir alma iin bkz. Franz Rosenthal, Knowledge Triumphant, Brill, Leiden 1970.

63
chelaya nispetle uluvv-u kadr menziletieri heman o derecededir. Bu kyas yalnz efrad- nas hakknda cari olmayp, miiel ve tavaifi-i alem dahi bu kaideye dahildi^46 diyerek bu ekilde insan-alim-medeniyet ilikisi ile bunun karsnda hayvan-cahil-bedeviyet ilikisi arasnda gl bir paralellik kurar. Bylece Paa, bn-i Haldun'un dindar bedevi imajn ykt gibi, Avrupa medeniyetine ayak uydurmamakta direten dini evreleri de fikri bir bask altna almaya almaktadr. Yine yer yer medeniyeti dini bir dil ile, slami kavramlar kullanarak savunan Mnif Paa, bu sayede medeniyet yoluna girmekte direnenleri dini terimlerle dlamaktadr. stelik, byle bir tabloda medeni olmak ile Mslman olmak neredeyse ayn anlamlara gelmektedir. Bu eitlemeyi yaparken Paa'ya en ok yardmc olan metod, slam'daki ilim kavram ile medeniyet arasnda ve cahil kavram ile de bedeviyet arasnda dorudan yakn bir balant kurmak olmaktadr. Szgelimi aadaki alntnn yapld makalenin muhtevas ierisinde, tm alim sfatlar, medeni insan, cahil sfatlar ise medeniyet yoluna girmekte direnen bedevi insan iin kullanlmaktadr:
Kaffe-i kabayih ve fezail ve mazarrat ve menafiin menei ilm cehl olup, nk cahil olan ahs Halk- teala ve ala meratibihim ebnay- cins ve hatta kendi nefsi hakknda riayeti iazm olan vezaif ve vacibatdan bi-haber olarak Halik ve mahluk nazarnda merdudiyet ve menfuriyetini mucib harekat irtikabndan ve vehameti dorudan doruya kendi ahsna ait ehevatdan ictinab etmedii misillu... Cehl, hayvaniyet havassndan ve ilm, uluhiyet sfatndan olduundan insan cehaletden tebad ve ilme intisab nisbetiyle sfat- hayvaniyetden halas ve kurb- ilahide mazhar- feyz ihtisas olur. Ve Hak teala hazretleri hayvanat- sairenin ma-fevkinde insana kuvve-i akl zeka ve en nazik eylerde istimale salih eller ihsan buyurmu olmasna nazaran insann hal-i cehl ve nadanide kalmayup, tahsil-i ilm snaat ile mahlukat- saireden kesb-i temeyyz eylemesi mekasid-i ilahiyeden olduu erbab- elbaba hafi deildir.147

146
147

Mnif Paa, "Mukayese-i lm ve Cehl", sh.21. Mnif Paa, a. g. m., sh.21-22.

64

bn-i Haldun'un hadariyeinin aksine, yeni medeniyet anlaynn mdafilerine gre, medeniyet slam dini ve dier semavi dinler katnda kutsal olup, medeni olmak dinin bir gereidir:
Evet medeniyyet-i hakikiye bedeviyete herhalde, her vehile mreccahtr. Zira eer byle olmasayd insanlar daire-i medeniyete ithal ile ebnay- ademi sfat- rezile-yi sibe'i ve behimiden kurtaran fikr ve nazar gibi envar- neyyire-i ilahiyeye mahal kalmazd. Cenab- Hak ise hi bir eyi abes yere halk buyurmarntr. Bu bir delil-i istikrai deil midirki her millette her kavim ve kabilede zuhur eden enbiyann, ukalann, hkemann hemen cmlesi bir itima ve temeddun-u hakiki ile yaamakln lzumunu kendi mensub olduklar milel ve nihale tavsiye etmilerdir. Hatta elde bulunan ktb-u mukaddesenin hemen kaftesi bedeviyeti zem ve takbih ve medeniyeti ona tafdil ve tercih etmektedir ki, bu da ispat- sdk- mddeaya bir sened-i kavi olmaz m? Medeniyetin rchaniyeti hakknda ne kadar sz sylense yine azdr.148

"Bir Bedevi Mektubuna Cevap-Bir Medeni Mektubu", Mecmua- Ulum, say:6, 15 Safer 1297/28 Ocak 1880), sh.412.

65
3) Medeniyet Taraftarlarna Gre Medeniyetin Baz Eksiklik ve Arlklar Medeniyetin Osmanl toplumunda savunmasn stlenen aydnlar, medeniyet ehli diye adlandrdklar Avrupa toplumunda baz eksiklikler, arlklar ve ktlkler olduunu kabul etmektedirler. Ancak onlar bu olumsuz durumlar, ideal medeniyet tahayylnn kendisine deil de, Avrupa toplumlarnn bu ideale tam olarak uymamalarna atfederler. Medeniyet taraftarlarnn yazlarndan anlald kadaryla, medeniyete kar kanlar, medeni Avrupallarn ve lkelerindeki Avrupa hayran kiilerin kt taraflarn rnek gstererek, medeniyet adna yaplan ilere kar kmaktalar. Bu etkili eletiri karsnda medeniyet taraftar aydnlarmz ya Mnif Paa ve Namk Kemal'de grld gibi ideal medeniyet hali ile dnemin Avrupa'sndaki uygulamalarn arasn ayrarak, orada grlen noksanlklarn medeniyetin kendisinden deil de, Avrupallarn gerek ideal medeniyete tam olarak uymamalarndan kaynaklandn vurgulamaktalar ya da Krml Doktor Aziz Bey gibi baz kt sonularn medeniyetin getirdii nimetlerin bir bedeli olduunu sylemekteydiler. Mnif Paa'nn medeni toplumlarda varln kabul ettii noksanlklar, daha sonralar ok yaygn bir biimde vurgulanan Avrupa'nn ahlaki zaaflar gibi ynleri deil, medeni Avrupa'da gelir dalmndaki dengesizlik sebebiyle bylesine zengin bir toplumda hala ok fakir ve sefillerin bulunabilmesidir. Ancak Paa'ya gre bu olumsuzluun sebebi de medeniyetin icablanna gereince uyulmamasdr: "Ehl-i medeniyet beyninde mehud olan baz kabayih ve su-i hal medeniyetin te'siri olmayb, belki onun gayr-i mkemmel bulunmasndan naidir. Mesela memalik-i mtemeddinede nfus tekessr edip, bu dahi baz ahalinin isizliinden dolay duar- fakr sefalet olmasn meddi olur ise de, u hal heyet-i mecmua-i ahalinin malik olduu esbab- servet ve temettuun beyne'l efrad inksamnda mmkn mertebe tarik-i tesviye bulunamamasndan ne'et edip, yoksa hayrdan er tevelld edemeyecei misiil, daire-i malumatn teves' mucib-i fakr zaruret olamaz"149

Mnif Paa, "Mukayese-i lm ve Cehl", sh.27.

66

Ancak itimai terakki fikri ve her trl terakki sayesinde insanl daha parlak bir gelecein beklediine dair kuvvetli inan, o dnemin Avrupa aydnlarna olduu gibi Mnif Paa'y da medeniyetin gelecei hakknda mitvar klmaktadr. Bu yzden Paa, Osmanl okuyucularna imdi mevcut baz noksanlarna ramen Avrupa'da medeniyetin daha da geliip, tekaml edeceini, o zaman hi bir arlk ve eksiklikle karlalmayacan bildirir. "Medeniyet ilerledke, bunun dahi def izalesi esbabnn istihsali mmknatdandr zan ederim,"150 Dolaysyla, baz aksaklklarn grmemiz bizi medeniyet yoluna girmekten alkoymamaldr. Zaten en kt haliyle bile medeniyet, bedeviyetin en iyi halinden bile daha iyidir. Mesela ngiltere'de ne kadar ok fakir bile olsa, bu ksmi fakirlik zaten hepsi fukara olan gayri-medeni milletlerin durumuyla kyas bile kabul etmez. "Bilfarz yle baz memalik-i mtemeddinede grlen fakr ihtiya, medeniyetin sui neticesi olsa bile maksad, umumun saadet-i hali olduundan yzde bir veyahut ikisinin duar- sefalet olmasnda ne beis vardr. Memalik-i gayr mtemeddinede umum ahalinin mazhar olduu enva-i mihnet meakkat veyahut mahrum bulunduu tene'umat ile muvazene olunsa memalik-i mtemeddine fukaras la-ey hkmnde /ca//r."151 Krml Doktor Aziz Bey, intihar gibi toplumlar iin olumsuz hadiselerin daha ok medeni memleketlerde grldnn farkndadr ve bu durum medeniyetle birlikte hep iyi eylerin gelmediini, medeniyetin baz istenmeyen kt neticeleri de tevik edebildiini gstermektedir: "Herkesin bin can ile talib olduu medeniyet dahi inhilakm esbab- mue'ddiisinden olduu msbetdir. nk bir memleketde itlaf- nefs edenlerin adedi, o memleketin medeniyete olan terakkisine nisbetle olup, en ziyade mtemeddin olan memleketde madde-i inhilak klli ve cahil ve mtevahhi tavaif beyninde u hareket-i mezmume bilklliye mechuidur."152 Ancak, Aziz Bey bu durumun sebeplerini aklerken, Medeniyetin iyi sonular kadar baz kt sonulara da yol atn, hatta bizzat

Mnif Paa, a. g. m., sh.26. Mnif Paa, a. g. m., sh.27. Aziz (Muavin-i Emraz- Dahiliye der Mekteb-i Tbbiye-yi ahane), "ntihar", MF nr.39. Cemaziylahr 1283/ Ekim 1866. sh.228.

67
medeniyetin olumlu neticelerinin beraberinde baz ktlkleri tadn belirtmektedir. Zira medeniyetin akl, maarif, ulum ve fnun gibi nimetleri, intihar gibi bir ktln artmasna da vesile olabilmektedir. Hatta medeni toplumlarda intihar orannn ykseklii medeni insanlarn yksek sorumluluk hissi, insanlk hakkndaki derin endieleri gibi deerli meziyetlerinin bir yan tesiridir: "Bu babda medeniyetin tesiri iki vehiledir: Biri ulum ve fnun vastasyla daire-i aki kiyasetin tevsi'i ve bunun dahi 'nfialat- nefsaniye zerine olan tesirinin itidad kaziyyesidir. yleki, mesela bir vaki a'-1 fecia'nn hudusu bir cahilin kulana vasl oldukda, asla ondan mteessir olmaz ve vahi ise bi'lklliye anlayamaz. Medeni olan bir zat ise byle bir vakann menei ve netayicini bil-etraf mtalaa ederek bi'l-aks, bir derece mteessir ve meyus olabilir ki, akl banda olduu halde ihlak- nefsi irtikab eder. Medeniyetin dier tesiri dahi uur- muhtell olup, ihlak- nefsi ba'dehu bundan neet eder. yleki, bir memleketde ulum ve maarif ne kadar mnteir ise, orann ahalisi beyninde illet-i cinnet o kadar ayi olur. Balada beyan olunduu zere cinnetin ihlak- nefs hakknda su-i tesiri ise msellemdir."153 Namk Kemal iin Avrupa'nn fuhiyat sadece halkndan bazsnn ar sefaleti veya intihar orannn ykseklii deil, oradaki genel bir ahlak bozukluu ve itimai ilikilerin rkldr. Namk Kemal, daha sonralar maddi medeniyet ve manevi medeniyet ayrm ile daha teorik bir seviyede ifade olunaca ekliyle, Avrupa'nn ahlaki bozukluunu, onlarn maddi baarlarndan ve siyasi tekilatlanmalarndaki dzenlerinden ayrr ve birinciyi reddederken, ikinciyi bir medeniyet iareti sayarak savunur. Zaten Namk Kemal iin dnyann en medeni blgesi kabul edilen Avrupa'daki ahlaki durum, medeniyetin kendisinden kaynaklanmayp, Avrupa'nn bu medeniyete tam anlamyla tabi olmamasndan domaktadr. Ksacas, Namk Kemal'de Mnif Paa gibi, ideal medeniyet hali ile Avrupa'nn o dnemdeki medeniyet derecesini biribirinden ayrarak, Avrupa'nn kusurlarn medeniyetin kendisine atfetmekten kanr. "Eer medeniyetin Avrupaca fuhiyata ve bir gruhun zaruretine verdii reva cihetlerine hasr-i i'tiraz olunursa, bu yolda olan ta'rizat hi bir akl yoktur ki teslim etmesin. u kadar varki, fuhiyat onun avarz- zatiyesinden deil, nekayis- icraatndandr.
Aziz , a. g. m., sh.228.

68

nk "asayide kemal" tarifinden, men'-i fuhiyat dahi dahildir. Bir memieketde ki mskirat, itlaf- nefs ve teksir-i cidal edecek derecelerde ayi' olur, bir memieketde ki ilel-i efrenciyye ve sibyan- mader be-hata baars, hayvan yavrusu kadar kesretde bulunur, bir memieketde ki mdahane, zerafetden ve yalanclk kar-gzarlktan ma'dud olur, hasl bir memieketde ki, adab ve ahlak fesad halinde bulunur, asayide dahi tabiatyla kemal olamaz. Hele asayite kemal herkesin asayiinde mmkn mertebe kemal demek olduundan, alktan telefat vuku' bulmak gibi medeniyetin srf hilafnda olduu tarif-i medeniyetle zahir olan halleri netayic-i medeniyetten ad etmek nakizeyni birbirine illet ve ma'lul tutmak kadar bedihiy'l butlandr,"154 Ayn dnceye, Mecmua Ulum'da Dimak gazetesinden aktarlan "Bir Medeni" imzal okuyucu mektubunda da rastlamaktayz: "...medeniyetin kadri her nazar- hakimanede ali ve mukaddestir. Fakat su-i istimal oluyor denecekmi. Bu cinayet hi bir vakit zat- medeniyete ait olamaz. Belki onu bu vehile istimal edenlere raci'dir. Hasl zat- medeniyet her trl nakisadan aridir. Bunun hilafn iltizam edenler bulunur ise kanun-u tabiiyi fuzuli itham ederek pek byk insafzklkta bulunmu olurlar."155 Namk Kemal iin medeniyet hem kendisinden vazgeilemez yce bir ideal, hem de kendisinden asla kalamaz bir gereklik. stelik bu medeniyetin tarihi adan en ileri rneinin Avrupa'da yaanyor olmas, srf Avrupa'nn mal olduu anlamna gelmez. nk medeniyet yolu ve ideali evrenseldir. Bu ekilde, Avrupa'nn evrensel ve kendine has taraflar arasnda bir ayrm yapan Namk Kemal'e gre, Avrupa'nn beenmeyeceimiz kt yanlarn almak gerekmemektedir ve zaten Avrupa'da yaanan herey medeniyet demek de deildir. Bu adan Avrupa'dakini tam tamna taklit etmek zorunda deiliz: "Bir de farzedelim ki, medeniyetin Avrupa'daki hali bin trl nekais ve seyyiat ile malamal imi, iktisab- medeniyete alan akvam iin tamam tamamna Avrupaya taklid etmek neden lazm gelsin? Birtakm hakayk-i ilmiyye vardr ki, dnyann hi bir tarafnda deimez, hibir yerde su-i tesiri grlmez... imdi biz tervic-i medeniyeti arzu edersek, bu kabilden olan hakayk- nafi'ay nerede bulursak iktibas ederiz. Temeddn iin

Namk Kemal, a. g. m., sh.384. "Bir Bedevi Mektubuna Cevab-Bir Medeni Mektubu", Mecmua- Ulum, Say 6, 15 Safer 1297/28 Ocak 1880. sh.411.

69
inlilerden slk kebab eki etmeyi almaya muhta olmadmz gibi, Avrupallarn dansna, usul-i mnakehatn taklid etmeye de hi mecbur deiliz,"156 En ileri derecelerine Avrupa'da ulam bulunan "medeniyet ideali" karsnda Mslmanlarn konumlar ve taknmalar gereken tavmn ne olmas gerei hususunda iddial ve Osmanl toplumuna mit veren fikirler ne sren Namk Kemal bu sayede, medeniyet muhaliflerini medeniyet saflarna ekmeye almaktadr. Namk Kemal, ideal medeniyet tahayyln, medeni Avrupa'nn pratiklerinden ayrd iin, bu ideali Osmanllarn benimsemesi durumunda Avrupaclardan daha ileri derecede bir medeniyet seviyesine ulap, gerek medeniyetin yaanmas hususunda tm dnyaya rnek olabileceklerine inanmaktadr. "Kendi ahlakmzn ilcaat, kendi aklmzn tasvibat asar- medeniyetin furuatna maa-ziyadetin kafidir. Hatta yle me'mul ederiz ki, eriat- slamiyenin kavaid-i mnciyye ve mevki' ve halkmzn kabiiiyat- fevka'ladesi elde iken, Kpt ve Keldan ve Yehud ve ran ve Arap ve Yunan zamanlarnda alt yedi kere marifetin dar'l-muallimini ve terakkiyatn merkez-i intiar olan Memalik-i Osmaniye'de i layikiyle tutulur ise measir-i bedia'sma dnyay hayran edecek yolda medeniyet vucuda getirebilir. "157

156 157

Namk Kemal, a. g. m., sh.384. Nam k Kemal, Gs. yer.

70

4) Medeniyet Tenkidleri ve Kar-Tenkidler Yukarda belirttiimiz gibi, Mnif Paa ve Namk Kemal gibi medeniyeti aydnlarn yerletirmeye alt medeniyet anlay, farkl kesimlerden gelen deiik tenkidlerle karlamaktayd. Tenkidleri yapanlarn kimler olduunu, hangi saik ve taleplerle yeni medeniyet anlayna kar ktklarn tam bir aklkla bilemiyoruz. Bu eletirilerin neler olduunu daha ok medeniyet taraftar aydnlarn kendi yazlarndan karabilmekteyiz158. Dolaysyla da, medeniyet kart grlerin byk ounluunu medeniyet taraftarlarnn yazlarndan tanmak mmkn olmaktadr. Yirminci yzyla doru yaklaldka gerek Avrupa ierisinde ve gerekse Avrupa dnda medeniyete kar tenkidlerin younluu artm ve zelliklede I. Dnya Sava'ndan sonra medeniyet aleyhtar karamsar felsefeler iyice yaygnlk kazanmtr. Osmanl iinde de, Balkan Harbi ve I. Dnya Sava'ndaki medeni dnyann temsilcileri addedilen Bat Avrupa lkelerinin Osmanlya kar dmanca tutumunun yaratt hava ierisinde, Mehmet Akif Ersoy'a stiklal Mar'nda "'Medeniyet!' dediin tek dii kalm canavar?'159 diye duygularn ifade ettirtecek bir ortam olumutur. Ancak Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerdeki makalelerin yaynland dnem ierisinde medeniyeti ideoloji Osmanl dnyas ierisinde ok gldr ve aydnlar arasnda salam bir meruiyete sahiptir. Bu yzden medeniyet karsndaki ilk tenkidler ile bu tenkidlere kar getirilen cevaplar tanmak Osmanl modernlemesinin fikri tarihini daha iyi anlamamza yardmc olacaktr. Medeniyet karsndaki eletirileri belli ana balklar altnda snflamak mmkndr.

Dorudan bedevilik adna yaplan bir medeniyet eletirisine Mecma- Ulnfa Dimek gazetesinden iktibasla yaynlanan "Br Bedevi Mektubu"nda rastlayabiliyoruz. Bkz. "Bir Bedevi Mektubu", MU say:5. sh.379-380. Bunun dnda dnemin Trk edebiyat tahlillerinden, byk lde geni halk kesimlerinin medeniyet karsnda belli itirazlar olduunu farkedebilmekteyiz. Szgelimi, dnemin halk iirine ilikin olarak Ahmet Hamdi Tanpnar'n deerlendirmelerinden, halk kesimlerinin Avrupa'dan bize gelen medeniyet alametlerine kar tepkilerine dair baz fikirler edinmek mmkndr. Bkz. Ahmet Hamdi Tanpnar, 19 uncu Asr Trk Edebiyat Tarihi, sh.101-109 aras. Bkz. Mehmed Akif Ersoy, "stiklal Mar", Safahat, Hazrlayan: M. Erturul Dzda. z Yaynclk. stanbul 1991. sh.520. Tuncer Baykara bu szlerin, o dnemin dnya kutuplamas ierisinde medeniyeti temsil eden ngiltere ve Fransa'y hedef aldn belirtmektedir. Bkz. Tuncer Baykara, Osmanllarda Medeniyet Kavram, sh.79-80.

-71
a) Medeniyet ve Fazilet ibn-i Haldun'un sosyolojisindeki bedevi ve hadari tiplemelerini akla getiren ve toplumdaki bedevi imajndan kaynaklanan bu tenkide gre medeniler bedeviler kadar faziletli deildirler. Yalan, drstlk, ahde vefa, hilekarlk, mertlik, misafirperverlik, yardmseverlik gibi deerlere balln mukayesesi, medenilerin bedeviler kadar faziletli olmadn gstermektedir. Bu eletiri bazen ok romantik bir biim alabilmektedir160. Bu tr bir eletiri, Trk kltrndeki ehirli insan tenkidine de benzemektedir. Medeniyet taraftan Mnif Paa bu eletiriye kar cevap verirken, nce bedevilerin misafirperverlik gibi faziletleri olabileceini kabul etmekte, ancak byle bir faziletin bedevilerin dier ynleri iinde deerlendirildiinde hi bir anlam ifade etmediini iddia etmektedir. Zira ayn misafirperver bedevi, misafirinin yolunu keserek ona kar ekiyalk yapp, canna kyabilecek bir insandr. Yine Paa'ya gre medeni toplumlarda yolculara, bedevilerdeki kadar misafirperverlik gsterilmedii dorudur ancak oralarda hi olmazsa onlara kimse karmamakta, gvenlik iinde dolaabilmektedirler. Tabi eer paralar varsa her gittikleri yerde refah ve rahat iinde konaklayabilir, medeniyetin icad olan kat senetler sayesinde yanlarnda akelerini bile tama ihtiyac hissetmeyebilirler161. Bu yorumlarnda Paa'nn gl bir polemiki uslup kullandn farkedebilmekteyiz.

Medeniyet aleyhtarlarnn fikirlerini, daha ok onlara kar kanlarn yazlarndan karabilmekle birlikte, dorudan bedeviyeti savunan bir mektub Mecmua- Ulum dergisinde yaynlanmtr. Bkz. Bir Bedevi Mektubu, MU Say:5, sh.379'dan "Bedeviler hrriyet-i fikr- vicdan en ziyade takdis ederler. Bedeviler yalan nedir bilmezler! Verdikleri szde ve ahde vefada sebat iin feda-y cihan cana minnet bilirler. Kimseye hile ile gadr etmezler. Efkar ve efali daima merdanedir. Vaka yemekleri bir yahud iki trldr. Lakin bu mahuzlaryia yine misafirlerini it'am ederler. Bedeviler alndan len bir adam[m] nasl ldn seyr edecek kadar ta yrekli deildirler. Silahlar, klla mzraktan ibarettir. Lakin kaffesi bir yerde kalp, senelerce muharebe etseler yine medenilerin bir gnde ldrdkleri insanlar kadar adem ldremezle Mnif Paa, a. g. m., s.24-25. "Eeri baz bedeviler ecanib ve misafirine riayet ve ikramda mbalaa edip, u faziletleri inkar olunamaz ise de, misafir yola ktktan sonra, belki misafir olduu hane sahibi yolunu kat' ederek zerinde her nesi varsa gasb ve muhalefet olunduu takdirde katline dahi ictisar eder. Guruh- gureba memalik-i mtemeddinede olkadar hrmet ve ikrama nail olamazlar ise de bir guna gadr ve zulm dahi grmeyerek kemal-i emn selametle istedikleri yerlerde seyr seyahat ederler. Ve kutta- tarik muhatarasndan emin olduklar misillu vardklar mahallerde esbab- refah 0 rahat mkemmel bulunabildiinden yanlarnca bir takm esliha ve eya nakline mecbur olmadktan baka, hatta arlk olmamak zere akelerini dahi beraber gtrmeyip, her ne kadar klii olsa bir kt'a varaka- saireye tebdil ve ite bu suretle kendi hanelerinde oturur gibi kemal-i emn asayile mahail-i baideye get gzar ederler"

72

Ancak baka bir medeniyet savunucusu, Mnif Paa gibi baz faziletlerin bedevilerde bulunduunu hi kabul dahi etmemekte, dini muhtevahaya sahip olanlar dahil .tm faziletlerin ve iyi davranlarn tamamen medenilere mahsus olduunu, bedevilerin hi bir fazileti bulunamayacan iddia etmektedir. Bu savunularn slubundan, gerek medeniyet ve gerekse medeniyete tepki anlamndaki bedeviyet taraftarlnn, belli bir yerden sonra adeta bir dini ballk ve kapsayclk kazandn grmekteyiz. Szgelimi bedevilii medeniyete kar savunun "bir bedevi" imzal yazya karlk, "bir medeni" imzas ile cevap yazan okuyucunun uslubu, bu ayrmn tartma ortam ierisinde kazand muhtevay sergilemesi asndan hayli dikkat ekicidir. Zira medeniyetin zellikleri diye saylan sfatlarn tm, slam dininin ballarndan talep ettii ahlaki ilkelerden olumaktadr:
Hlasa bedevi babann ol babdaki iddiasnda pek ok sehv ve hatas vardr. Zira levazm- bedeviyettendir diyerek hasr ve ta'dad eyledii mekarim-i ahlakn yani fezail ve kamalat- insaniyeye muhabbet, ebnay- cinsine merhamet, i'tilaf ve muaeret, hukuk- rnihman-nvaziye riayet, erzak- maksume ve mukaddereye kanaat, muzahrefat- faniye-i dnyaya a'dem-i rabet, hukuk- hemcivar ve uhuvvetini hsn- muhafaza ve siyane, ahd misakta izhar- sebat ve metanet, ve'l-hasl dnyada insan iin daha bu gibi ne kadar mezayay- fahire tasavvur olunabilirse, cmlesinin menba'- mtereki medeniyyet ve fi'l-hakika zemm ve kadhinde bulunduu medeniyyet ise temamiyle bedeviyettir.162

b) Medeniyet ve Din Yukarda medeniyet taraftarlarnn, medeniyeti dini adan da, bedeviyetten stn grdklerini belirtmi idik. Ancak Osmanl toplumunda, medenilemenin pratikteki gerekleme ekli olan batllama, medeniyet mdafaalarnn iddialarnn aksine dindarlamay tevik eden bir gelime olmayp, bilakis dini zihniyet ve gelenee zt bir temayl olarak gereklemekteydi. Osmanl Devleti'nde alan Avrupa tipi okullar ve onlarn mezunlaryla zdeletirilen medeniyet, bu yeni tip

"Bir Bedevi Mektubuna Cevap-Bir Medeni Mektubu", MU Say:6, sh.413. Ayrca kr. "Bir Bedevi Mektubu", MU Say:5, sh.379.

73
okul mezunlarnn dini adan medrese mezunlarna kyasla duyarsz ve farkl bir insan tipi arzetmesi ve yeni okullardan yetien neslin Avrupa'daki materyalist akmlardan etkilenmeleri 163 neticesinde, toplumda medeniyetin ve modern eitimin kiinin dini inanlarn zedeledii veya dinsiz insanlar yetitirdii eklinde bir kanaate yol am gibidir.164 Daha nce, Osmanl dncesi zerindeki tesirlerinden tam olarak emin olmasak da, bn-i Haldun'un hadariyet anlaynda, hadarilerin bedevilerden daha az dindar olaca fikrinin mevcut olduunu ve bu anlayn yeni medeniyet anlayyla ters dtn belirtmitik. Dahas, Avrupa'daki medeniyete kar gelien romantik akmla birlikte, medeni bir hayatn aksine tabii hayatn insann dini duygularn daha fazla tevik ettii dncesi yaygnlamaktayd.165 Bylesine deiik sebeplerden tr medeniyete yneltilen dini eletiriler gl olmal ki, Mnif Paa bu tenkide kar medeniyeti savunmaya alrken yine slami gelenekte ilme verilen deeri medeniyet lehinde yorumlamaya almakta; ilim ve medeniyet arasnda salam bir iliki kurarak, medeniyetin ilim yn sayesinde dini duygulan glendirdiini ispata almaktadr:
Hele baz chelann ilm, fesad- itikad mntecdir demeleri mahz- hatadr. Ancak dinin aklsz dostlar bu makule tefewuhata tasaddi ve zu'mlarnca diyaneti istihsab murad edip; halbuki hakikatde esasndan tahrib ederler.

1847 ylnda Mekteb-i Tbbiye'yi ziyaret eden seyyah MacFarlane burada, kendisini artacak derecede, tamamen materyalist bir anlayn hkm srdn belirtmektedir. MarFarlane, Fransz nklabn hazrlayan materyalist filozoflarn hemen btn kitaplarnn burada okunduunu gzlemitir. Bu mektebin kitapl hakknda "oktan beri bu kadar dpedz materyalizm kitaplarn toplayan bir kolleksiyon grmemitim" der. Charles McFarlane'nin "Turkey and Its Destiny isimli kitabndan aktaran, Niyazi Berkes, Trkiye'de adalama, Dou-Bat Yaynlar, stanbul 1978, sh.228. Medrese ve mektep olmak zere iki farkl gelenek ierisinde eitim verilmesi, son dnem Osmanl toplum ve kltr hayatnda ikilik ad verilen gelimeye yol amtr. Yerli olan ile Avrupa'dan gelenin, dini olan ile materyalist olann ve dier kartlklarn ayrd "ikilik" gerei hakknda bir deerlendirme iin bkz. Tanpnar, A. g. e., sh.136-139. Avrupa'daki bu dnce akmndan etkilenmi olan Abdlhak Hamid'in iirlerinde tabii hayatn dindarl tevik ettii yolundaki temalara rastlanmaktadr. Bu airimiz biraz ge bir dnemde yaam olsa da, onun etkilendii fikirlerin Avrupa'da yaygnlk kazand yllar inceleme dnemimize tekabl etmektedir. Abdlhak Hamid, Sahra iirinin sonlarnda, krda yaayanlarn din duygusunu anlatrken, bedevi iin "afaki valihane seyretmek suretiyle, Tanr'y, delilsiz olarak bulur" demektedir. iirinin drdnc ve beinci namelerinde bedevinin din telakkisi zerinde duran Hamid'e gre, bedevinin tabiat fikri dorudan doruya tabiatn mahadesinden doar. Bedevinin mabede, imama, cemaate ve kitaba ihtiyac yoktur. Onun iin k saan sabit yldz, mabedin kandili vazifesi grr. Zira bedevi btn tabiat ile beraber"Hazret-i Ftrata secde eder. En doru din bedevinin dini olup bu dinde ibadetin esas "Hey'et-i kainata bakmaktr". Bkz. Mehmet Kaplan, Trk Edebiyat zerine Aratrmalar-1-, sh.323.

74
Azck mlahaza olunsa, bundan dindarlk cahil ve sehl'l-ifal olmaa muhtatr demek olmaz m? 1 6 6 Baz sade-dilan mcerred u fikr- faside mebni hassa- behayim olan hal- cehilde kalmay tercih ve daima ilme emniyetsizlik nazaryla bakp, taleb tahsiline sa'y edenleri dahi takbih ederler. Hkema-i mtekaddiminden fart- zeka ve dirayetle hret-iar olan Sokrat ve Bukrat'a zamanlarnda dinsizlik isnad olunmutur. Bunlar cmleden ziyade Halik-i teala hazretlerinin kemal-i kudret ve azametine ve kainatn herbir zerresinde nice bin srr-u hikmetine vakf olduklarndan behemehal muasrlarndan ziyade tamm-'l-itikad olduklarnda phe olunamaz. 1 6 7 Cehele ise ehl-i taklid olup, bu suretde itikadlar bir esas- kavi zerinde olamayacandan asl bunlar rk itikadl add olunmaldr. Hi ukala cheladan aa kalr m ve azck insaf olanlar buna kail olur mu? Eer ilim mucib-i salah olamaz ise ahval- sabka ve lahikadan ve usul-i edebiyyeden gaflet mi buna medar olur? Krlk insan muhataradan vikaye etmedii misillu, cehl dahi bir derde deva olamaz ve hi bir hatay slah edemez. 1 6 8

c)

Rehavet, Salk ve Cesaret Asndan Medeniyet

Medeniyete kar yneltilen dier nemli bir tenkid, onun "celb-i rehavet ve selb-i cesaret' getirerek, medenileri bedeviler karsnda daha gsz hale sokmasdr. Medeniyet kartlarnn bu eletirisi, medeniyet taraftarlarnn medeniyetin askeri g ve stnlk salad
Mnif Paa'nn bu grne benzer bir gr, Erzurumlu brahim Hakk da ifade etmitir. Ekmeleddin hsanolu'nun belirttiine gre brahim Hakk, Marifetname isimli eserinde, Gazali'nin Tehaft el-Felaslfe'sinden nakille yle yazmaktadr: "...Ay tutulmas, Yerkresi'nin Gne ve Ay arasnda olmasyla Ay'n nn kaybolmasndan ibarettir. Gne tutulmas ise Yer ile Gne'in arasnda Ay'n bulunmasdr. Bu gibi eylerin din meselelerinden olduunu sanan kimse dine zarar vermi olur. nk anlatlan hususlarn meydana geldiini aritmetik ve geometri delilleri gsterir. Bunlar bilen kimseye, 'Bu eriata aykrdr' dense o kimse bildiinden deil, eriatten phelenir. Akla uygun olmayan bir tarzda eriate yardm etmek isteyen kiinin zarar, akla uygun bir ekilde eriate hcum eden kiinin zararndan oktur. Nitekim 'Akll dman, cahil dosttan hayrlda". Ekmeleddin hsanolu, "Modern Astronomi'nin Osmanl'ya Girii (1660-1860)", Belleten, LVI/217, Aralk 1992. sh.751-752. Mnif Paa'nn MF nr.41'de yer alan "Tarih-i Hkema-y Yunan" yazs ierisinde Sokrat'n hayatn anlatrken, hi Sokrat'n tevhid itikadnda olabileceinden bahsetmemektedir. Klasik slami dnce tarihlerine dair eserlerin pek ounda dindar bir Sokrat imaj yer almaktadr. r: "Vicdani draklerini ilmi ve nazari bir hale getiren sonraki mutasavvflardan bir cemaat, Bari Teala, hviyeti, vcudu ve sfatlar itibariyle mahluklar ile mttehiddir, kanaatna varmlardr. Umumiyetle Sokrat ve Eflatun gibi Aristo'dan evvelki filozoflarn mezhebinin de bu olduufnu] iddia etmilerdir. Bkz. bni Haldun, mukkaddime, sh.1120. Mnif Paa'nn medeniyetle din ilikisini tartrken, slam geleneindeki Sokrat imajndan bahsederken, Yunan Felsefe tarihi ierisinde Sokrat' anlatrken Avrupa Felsefe tarihlerinde yer alan Sokrat imajndan bahsetmesi, onun genel tavrn anlayabilmemiz asndan ilgin bir rnek tekil etmektedir. Karlatrmak iin Bkz. Mnif Efendi, "Tarih-i Hkema-y Yunan", MFnrAI. aban 1283/ Aralk 1866. sh.300-312. Mnif Paa, "Mukayese-i lm ve Cehl", s.25-26.

75
yolundaki tezini hedef almaktadr. bn-i Haldun'un bedeviyet ve hadariyetle ilgili temel tezlerinin banda, hadariyetin insanlar rehavete srkleyip, cesaret ve atakln azaltt ve bu yzden de, daha cesur ve gl olan bedeviler karsnda yenilgiye mahkum ettii tezi gelmekteydi. 169 Bu tezi kabul edenlere gre, bedeviyet karsnda medeniyeti tercih etmek, cesaret karsnda rehaveti tercih etmek ve bu yzden de canll kaybederek lmeye yz tutmak demektir. Medeniyet mdafilerinin cevaplarna gre ise artk medeniler, bedevileri gya en stn olduklar bu sahada bile gemi durumdadrlar. Medeniyet taraftarlar medeni Avrupa'nn tm bedevi topluluklarn malub ederek, onlar smrgesi altna aldn bildiklerinden bu eletiriyi Amerika yerlilerinin Avrupallar karsndaki yenilgileri gibi dnemin olaylarna da referanslarda bulunarak cevaplarlar. Zaten artk savalarda, medenilerin silahlar karsnda bedevilerin cesareti ve fiziki stnlkleri pek bir ie yaramamaktadr.170 Mesele tek tek ferdlerin kyaslanmas hususuna gelince, bu adan bakldnda ilk bata bedevi insanlar tabii bir hayat yaadklar iin medenilerden daha gl grnseler de, artk yeni medeni insanlar her trl spor ve idman yoluyla bu sahada da bedevileri geride brakacak bir seviyeye gelmilerdir. Yine tm bu grleri ksa bir biimde zetleyen, Mnif Paa'nn yazsndan aktaracak olursak;
Baz kutehbinan ilmi ce!b-i rahavet ve selb-i cesaretle ittiham ederler. Haa! ...lm ve temeddnn u nakisadan dahi beraat msellem-i erbab- tahkikdir. bu evsaf ile muttasf olmas lazm gelen Avrupallar Amerika ve Cezayir-i Bahri Muhit'den bir ok mahallerde ftrat- asliyye ve cesaret-i tabiiyye zre bulunan ahaliyi, hacer ecer kabilinden add ederek her biri bunlardan on veya daha ziyadeye mukabele ve galebe eyledikleri grlmtr. Esliha ve usul-i harbiyyece ferikayn beyninde derkar olan tefavtn dahi bu babda medhal-i kllisi var ise de ehl-i temeddn ecaat-i zatiyyece akvam- vahiyyenin madununda deillerdir. Tavaif-i mtemeddineden rehavet ve

Bkz. bn Haldun'un Mukaddime'si iinde zellikle "Bedevilerin hadarilerden daha cesur olduklarna dair" sh.424 ve "Hadaret mrann gayesi ve mrnn nihayeti olup, onun kn haber verir" sh.866. balkl ksmlara. Bkz. Mnif Paa, a. g. m., sh.25'de "Bedevi ile medeninin askerice dahi beyinlerinde klli fark olup, bedevilerin eeri sr'at-i hareket ve metaib ve meakka tahammlce medenilere baz mertebe tefevvuku olsa dahi medeniler at ve silahlaryla yine bi's-suhule onlara galebe ederler. Baz bedevilerin kuwe-i basira ve samialarnda ziyadece hiddet var ise de, medenilerin baz alat istimaliyle bu babda dahi onlara msabakat eyledikleri derkardr".

76
adem-i cesaretle muttasf olanlar var ise de ibu evsaf- mezmume medeniyetin tesiri olmayp, belki sefahet ve su-i terbiyeden mtevellid olduu bi-itibahdr. Milel-i mtekaddimeden Romallar evail-i zuhurlarnda hin-i tufuliyetinden beru teallm ve idman ile ne derece kuvvet ve ecaat kesb eyledikleri tevarihainayana ruena olduu misiilu el-yevm Avrupa'da mahall-i mahsusada muallimler vastasyla ata binmek ve her trl silah kullanmak usulnden baka ecsam- sakile kaldrmak ve yksek aac sarlp kmak ve sramak ve emsali tezayd- kuvvet ve hffet-i hareketi mucib gnagun zorbalklar teallm olunarak hal-i bedeviyete mahsus eylerde bile onlara tefevvuk ediyorlar. Hulasa- kelam medeniyet ol vehile rehavet ve nehafeti mstelzim olmadktan baka bi'l-akis insann ruhani ve clsmani kuvvet ve kudretinin tezaydn mucib olduu umur- msellemedendir.171

Mnif Paa, tarihte kendi tezini yanliayan ve medeniyeti tenkid edenlerin tezini dorulayan, barbar kavimlerin medeni toplumlar malub ettii pek ok olay yaandnn farkndadr. Bu durum ona gre medeniyetten deil de, medenilerin kendi hatalarndan ve medeniyete yeterince riayet etmemelerinden kaynaklanmaktadr. Zaten Mnif Paa iin, medenilerin bedeviler karsndaki istisnai yenilgilerinin sebebi olan, onlarn nefsi arzularna ve dnya nimetlerine ar dknlkleri asla medeniyetin kendisinden kaynaklanmamaktadr. " Tatarlarn inlilere ve Moollarn Hindulara, ve Vandallarn Merkez-i Medeniyet olan Roma'ya galebesi gibi baz tevaif-i vahiyenin ehl-i temeddn kabza-y teshire ald grlm ise de bunlar cehlin ilme galebesi add olunamayp, mcerred tevaifi-i mtemeddinenin tene'umat- cismaniye ve telezzzat- nefsaniyeye kemal-i inhimaki ile sfat- reculiyeti gaib ederek dar- zaaf rehavet olmalarndan ne'et etmi olduu derkardr."172 Bu cevaptan da grlebildii gibi, dnemin tartmal atmosferi ierisinde, zaten toplumda iyi olarak bilinen ve byk lde slam kltr ierisinde beenilen zellikler, ,ya bedeviyete ya da medeniyete atfedilmek istenmektedir.. "Tene'umat- cismaniye ve telezzzat- nefsaniyeye kemal-i inhimak'"\r\ medeniyet adna

Mnif Paa, a. g. m., sh.29-30. Mnif Paa, a. g. m., sh.30. Roma'y merkez-i medeniyet olarak adlandrmak, Moollarn Mslmanlara saldrlarndan hi bahsetmeyip, sadece onlarn Hint'e kar galibiyetlerini zikretmek, Paa'nn slam klr gelenei iinden deil de, Avrupa'da cari tezlerden esinlenerek ve Avrupa'daki literatrden nakiller yaparak bu cmleleri sarfettiini gstermektedir.

77
reddedilmesi bu tavra gzel bir rnektir zira medeniyet kartlarna gre ise medeniyet tam da bu zellikleri ihtiva etmektedir. Medeniyet eletirisi getirenlerin bir ksm, medeniyetle birlikte yeni hastalklarn ortaya kt, daha nce bu tr hastalklarn bulunmad ve medeniyetin terakkisiyle oka vnd tb ilmi gibi ilimlerin ise bu medeni hastalklara are olmak iin gelitiinin iddia etmekteler. Byle bir medeniyet eletirisi yapanlar arasnda, nl dnr J. J. Roussea'u'da vardr ve daha ok onun sayesinde bu eletiri taraftar toplamtr. "Fenn-i Tb insann ihtiyac- tabiiyyesinden mi teveiid etmitir? Yoksa baz hkemann iddia ettikleri gibi nev-i beere arz olan fesad- ahlakdan m ileri gelmitir?'173 sorusunu cevaplamaya alan gen Tbbiye talebesi Mehmed Emin'in Mecmua- Fnun'a yazd makalesinde Rousseau gibi byk bir dnrn byle bir fikri savunmasn hayretle karlad farkedilmektedir. Mehmed Emin tb ilminin gerekliliine dair yazsnda, hastalk hususunda medeniyet ile vahiyet arasnda bir fark bulunmadn belirterek sze balar: "Gerek vahi ve gerek medeni bi'l-cmle milel ve akvamn kendilerince bir tababetleri olduu dahi rivayat- tarihiye ile sabit ve mtehakkkdr. Taban tabana yekdierine zd olan vahiyet ve medeniyetin hangisi alamet-i fesad deil ise onda dahi tababet mevcuttur. yle ise insann tababet gibi bir ihtiyac- zaruriyesi niin fesad- ahlaktan ne'et etmi olsun',J[1A. Daha sonra ise Rousseau'nun tb ilminin gereklilii hususundaki fikirlerinin eletirisini yapmaya alr. "Hkemay- salifeden bazlarnn bu mddeay- batla tarafdarlnda srar eylemeleri dorusu cay- taaccbdr. Fi'l-hakika iddia olunduu vehile medeniyyetin birtakm emraz- mhlike tekevvnne sebeb-i mstakil olduu mnker deil ise de, tababetin mehazir-i mezkureye bir ka kat ziyade mukabele edecek kadar terakki ettii dahi msellemattandr. Hasl- kelam, fenn-i tb fesad- ahlak ve nekays- medeniyyeden neet etmeyip, belki ihtiyacat- zaruriyyemizin define mahsus bir fenn-i celil'litibardr. Baz hkema-y tabiiyyun tababet muzr ve hilaf tabiattr diyerek hayvanatda olduu gibi insan dahi meyl-i tabiisine terk etmek isterler. Subhanallah, bu ne mddea-y batldr. nsan akl gibi bir imtiyaz-

173 174

Mehmed Emin (An Talebe-i Seririyat- Tbbiye ve Cerrahiye), "Lzum-u lm-i Tb", MF nr.38, Cemaziylevve! 1283/ Eyll 1866, sh.166. Mehmed Emin, a. g. m., s.167.

78

celile mazhar iken hayvanat misillu tekazay- tabiata tabi olmas nasl tecviz olunur.'*75

d)

Medeniyet ve XIX. Yzyln Byk Keifleri Bu balk altnda toplanabilecek eletiriler, aslnda Aydnlanma felsefesi ve medeniyetilik dncesinin, "terakki ve maddi gelimenin ahlaki bakmdan arzulanrl" gibi iki temel unsuruna meydan okumaktadr. Modern dncenin ilerleme fikrine paralel olarak gelien ikinci en nemli anlay, insana dnyada maddi olarak daha rahat ve kolay yaama imkan salayan gelimelerin ahlaki adan da iyi bir gelimeye iaret ettii ve tm bu srecin ahlaki bakmdan arzulanr olduudur. XIX. asrda eski Epikryen felsefenin Utilitaryanizm [Faydaclk] eklinde yeniden ihya edilmesi bu eilimin bir sonucudur. Kadim kltrlerde dnyevi hayatn zevkleri ve maddi rahatl genellikle ahlaki olarak onaylanan ve tevik edilen bir gelime deilken, bu durum modern dnemlerde tersine dnm, maddi ilerleminin ahlaki gelimeyi salad fikri kabul grmtr.176 Zaten srekli terakki halinde bulunan tekil izgideki medeniyet anlay da insann maddi artlarndaki gelimeye ve tabiatn denetlemesi hususundaki g imkanlarnn artna ahlaki ve hatta dini bir kudsiyet yklemektedir. Osmanl dnce dnyasnda, byk lde halk kltrnden ve tasavvuf evrelerinden geldiini tahmin edebileceimiz bu trden eletirilerin varln yine ounlukla medeniyet taraftarlarnn yazlar vastasyla farkedebiliyoruz. Ancak bedeviyeti bu adan medeniyet karsnda savunan bir ahs, fikirlerini bir okuyucu mektubuyla ifade ederek, bize bu tr eletirileri daha iyi tanyabileceimiz bir kaynak sunmutur:
Bu iki kelimenin [medeniyet ve bedeviyet] mahiyet-i medlulatn anlamak zere kendilerine nisbetle iftihar edenlerin ahvaline dikkat olunsun, o halde grrz ki bedevilerin nev-i beere mazarrat varsa, medenilerin ettikleri haarattan pek az ve aa kalr. Vaka medeniler birtakm kefiyat ile ve baz asar ile

175 176

A.g.y., Bu hususun zl bir tartmas iin bkz. Scott Gordon, a. g. e., s. 148-153.

79

hususiyle birtakm cesim ebniyeier ve trl trl ziynetler ve bir ok vesail-i izzet ve istirahatlaryla iftihar etmek isterler. Lakin dier taraftan ettikleri tahribat ve birtakm gadr ve zulmlar hi dnmezler. Baklsa, ettikleri hayr, rkttkleri kurbaaya demez. Medenilerin o mkemmel ve mzeyyen dedikleri haneler ve o esbab- ziynet ve izzet ne kadar payidar olduunu anlayacak kadar akl ve fikir bedevilerde de vardr? Ve bedeviler bunlar bir insan iin medar- fahr olamayacan ve pek devamsz eyler idini yine medenilerin baz efkar ve efaline bakp oktan anlamlardr. Gariptir ki medeniler bir taraftan imarat ile urarlar, bir taraftan da bir saatde bunlar mahv edecek esbab ve alat yapmak iin milyonlarla paralar sarf ederler. Medeniler top ve tfekleri ile iftihar ederler de, bunlarn cemiyet-i beeriyye iin ne kadar fenalklara sebep olduunu ve bunun zmnnda mesuliyeti hi dnmezler, bir de sras geldike bedevileri fasi zemm ederler.177

Namk Kemal de medeniyeti deiik tenkidlere kar savunan yazsnda medeniyet muarzlarnn bu trden eletirilerini zetle aktarmaktadr:
Medeniyet insan milyonlarla altna malik edermi. Altn itihay m ziyadeletirir? Hayat m oaltr? Medeniyet mermerden masnu' saraylar peyda eylermi. O kadar metin binalar ecele mi medhal brakmaz? Hastala m mani eder? Medeniyet geceleri sokakda gaz peyda edermi. Allahn gnei zail olduktan sonra insana gre akrabasnn arasna giripte, i'tilaf- aileden mstefid olmak gibi bir adeti terk ederek kahve kahve dolamakta ne letafet tasavvur olanabilir? Medeniyet vapurlar, imendferier husule getirirmi 178 . kametine bir kulbe ve maietine iki dnm toprak kafi olan bir adamn yz saatlik yerlere gitmee ve be on gn denizler iinde kalmaya ne ihtiyac olabilir? Medeniyet telgraf icad eylemi. Yan bandaki odada geen ahvali bilmiyen biareye gre Amerika'nn vukuatn renmee almakta ne mana vardr?179

Namk Kemal'in bu eletiriler karsnda verdii cevaplar altnn salk masraflar gibi levazm- hayat ikmal ettii; metin binalarn yanmaya ve yklmaya kar durup, letafet ve ma'muriyet salad; sokak

177

Bir Bedevi Mektubu, Mecmua- Ulum, sh.379-380. Medeniyet taraftarlarnn ska vnle szettii buharl gemileri, dnemin halk sairlerinden Seyrani (:1866) de bir msranda tenkid etmektedir: "Ate vapurunu icad edenler/ Yelken ap yelin kadrin ne bilsin". Bkz. Tanpnar, 19 uncu Asr Trk Edebiyat Tarihi, sh.106. Namk Kemal, Medeniyet, sh.382.

178

179

80

aydnlatmas sayesinde geceleri de ticaret ve alma yaplabilip, insan mrnn uzayaca ve servetinin artaca; gelien ulam imkanlarnn temel ihtiya maddelerinin dolamn salayaca; ve iletiim imkanlarnn artnn faydal bilgilerin alveriine yardmc olaca eklindedir. Namk Kemal tm bu aklamalarn, "nsann havayici yalnz arzn kuvve-i nabiesine smak ihtimali yoktur... Hlasa medeniyetsiz yaamak, ecelsiz lmek kabilindendir1'180 eklinde zetler.

II. Blmn Neticesi: Bu blmde nce Mecmua- Fnun dergisindeki medeniyet tarihi tahayyl ile medeniyete atfedilen mspet zelliklerin dair bir sylem tahlili sonucunda, medeniyeti ideolojinin nasl Osmanl aydnlarnn genel zihniyetini deitirmeye balad zerinde duruldu. Tarihe bakta temel kriterin medeniyet seviyesi olmaya balamasndan ve Avrupa merkezli bir tarih anlatmnn etkisi altnda kalnmasndan sonra, slam tarihi de artk Avrupa merkez alnarak, medeniyeti bir gzle anlatlmaktadr. stelik bir toplumun tm olumlu zelliklerinin onlarn medeniyet yolunda ilerlemesinden kaynakland dnlmeye balanmtr ki, bu durum medeniyet anlaynn ne denli byk bir metafizik anlam kazandn gstermektedir. Bu blmn ikinci ksmnda bir modernleme ideolojisi olarak medeniyetilii savunanlarn temel tezleri tasvir edildi. Burada medeniyetilerin nasl medeniyet yolunda modernlemeyi insan iin tabii bir zorunluluk olarak tasvir etmenin yamsra, Osmanl Devleti'nin glenmesi iin zorunlu bir politika ve stelik slam dininin emrettii bir tercih olarak gsterdii tartld. nc ksmda medeniyet taraftarlarnn Avrupa medeniyetinin olumsuz ynlerini farketmelerine ramen, nasl Avrupa'nn hali ile ideal medeniyet durumu arasnda bir ayrm yaparak Avrupa'nn kusurlarndan medeniyeti sorumlu tutmadklar ve bylece medeniyete bir tr kusursuzluk ve kudsiyet atfettikleri gsterilmeye alld. Son ksmda ise Osmanl modernlemesinin olumsuz ynlerine kar kan kesimlerin, bu modernlemenin ideolojisi durumundaki yeni medeniyet anlayna kar ynelttikleri deiik tenkitler ve bu tenkitlere kar verilen cevaplar tasvir

Namk Kemal, a, g. m., sh.384.

81

edilmitir. Szkonusu tenkidier, eski medeniyet anlay, dini hassasiyet ve yeni medeniyetin ortaya kard honutsuzluklar gibi deiik sebeplerden kaynaklanmakta olup, medeniyet taraftarlarn kendi fikirlerini daha teorik ve felsefi bir dil ile ifade etmeye itmitir.

82

HI. BLM: BLM OSMANLI AYDINLARININ BLMDEK LERLK VE GERL AIKLAMA BMLER

1)

Bilimin lerlemesi veya Gerilemesini Aklama Modelleri Olarak Dahil (internalist) ve Harici (Externalist) Yaklamlar

a) Bilim Tarihi Yazmnda Dahili ve Harici Yaklamlar: Bat Avrupa'da XVII. ve XVIII. yzyllarda gerekleen ve bilim devrimi diye adlandrlan gelimelerin btn dnyay etkileyip, deitirirek dnyann bugnk halini almasnda byk bir role sahip olduu bilinmektedir. Bilim devriminin niin Avrupa'da ve belli bir yzylda gerekletii, hangi tarihi artlarn rn olduu gibi sorular halen tartlmaktadr.181 Modern bilimin niin belli bir yzylda, sadece Avrupa'da doduu, niin slam dnyas veya in'de byle bir gelime yaanmad ile buna benzer dier sorulara cevab olarak getirilen aklamalar kabaca iki snfa ayrabiliriz. Bunlardan ilki olan ve dahili yaklam ( internalism ) 1 8 2 diye adlandrlabilecek aklama biiminde, bilim faaliyetleri sosyal, siyasi ve iktisadi artlardan fazlasyla etkilenmeyen, mcerred fikri uralar eklinde grldnden, Avrupa'da modern bilimlerin douu ve bilim devriminin gereklemesi Avrupal bilim adamlarnn tevars ettikleri

Bu konuyu Bat-d klderdeki bilim asndan deiik veheleriyle tartan baz makaleler iin Bkz: Joseph Needham, Grand Titration: Science and Society in East and West, Toronto: Universty of Toronto Press 1969; Ekmeleddin hsanoiu, "Ottoman Science in the Classical Period and Early Contacts with European Science and Technology", in E. hsanoiu (ed), Transfer of Science & Technology to the Muslim World, IRCICA, Istanbul 1992; H. Floris Cohen, "The Emergence of Early Modern Science in Europe; with Remarks on Needham's Grand Question, Including the Issue of the Cross-Cultural Transfer of Scientific Ideas", Journal of the Japan-Netherlands Institute, 1991; Papers of the First Conference on the Transfer of Science and Technology Between Europe and Asia Since Vasco da Gama (1498-1998) Amsterdam & Leiden, 5-7 Haziran 1991. Dahili yaklama sahip tarihiler bilim tarihini, ona etki eden d faktrleri mmkn olduunca gzard edip, daha ok fikri ereve, metodolojik unsurlar ve teorik formiasyonlarn tarih iindeki geliimine arlk vererek aklamaya alrlar. Mesela 1600 sonras astronomi tarihini yazan internalist bir tarihi, hipotezler, teoriler, metodolojiler, gzlemler ve deneyler zerinde durarak astronomik aratrmalar tevik eden sosyal ilikileri veya destek olan mali kaynaklarn nemini gzard edebilir. Dahili yaklam hakknda daha fazla bilgi iin bkz. Thomas Kuhn, "History of Science", Encylopedia of Social Sciences, sh.76-78.

83
gelenek ierisinde gerekletirdikleri byk baarlar olarak gsterilir. XVII-XVIII. yzyllardaki byk ilmi sramann amili, Avrupa dncesinin i geliimine has olup, dnyada sadece orada gereklemesi mmkn olup, tarihte dier herhangi bir kltrde byle bir bilimin domas nazari olarak mmkn deildir. Baka bir ifadeyle, modern bilim Avrupa fikri kltrnn ve rasyonlitesinin bir imtiyazdr. Eer byle bir bilim slam dnyasnda veya in'de gereklemediyse, bu durumun sebebi, her iki bilim geleneinde de, Avrupa'daki gibi bir fikri mirasn bulunmay veya o kltrdeki bilim zihniyetinin bu tr bir srama gerekletirmeye msait olmamasdr. Harici yaklam ( externalism ) 183 diye adlandrlan dier aklama biimi ise, modern bilimin douunun veya geliip, geliememesinin artlar ile ilmi gelenein ve zihniyetin deil, daha ok sosyal ve iktisadi amillerin ilikisini kurma eilimindedir. Bu yaklam genellikle fikri unsurlar da gzard etmemekle birlikte, sosyal, siyasi ve iktisadi artlarn, bilimlerdeki genel gelime ve gerilemeyi byk lde etkilediini savunur. Szgelimi, Joseph Needham'n in'de bilimin niye gelimediini aklamaya ynelik sosyolojik ve iktisadi temelli aklamalar 184 ve Ekmeleddin hsanolu'nun XIX. yzyl Osmanl Trkiyesi rneinde din-bilim ilikisini tartan makalesi 185 harici yaklama sahip bilim tarihi yazmnn rneklerindendir. Bilim devriminin niin in gibi XVII. yzyla kadar bilim ve teknoloji bakmndan Avrupa'dan ok stn olan bir toplumda deil de, Avrupa'da gerekletii sorusunu, in zihniyeti veya in entellektel ve felsefi gelenei dayanarak verilen cevaplar doru bulmayan Needham, sosyal ve ekonomik artlar temel alan bir cevap verilmesi gerektiini

Harici yaklam bilimi ve bilim adamn, sosyolojik ve kltrel ortam ierisinde deerlendirmeye alr. Bilimi kltrn bir paras olarak deerlendirerek, bilim tarihini genel sosyal ve kltrel tarihin ieresinde ele alr. Dahili yaklam, bilgi ile bu bilginin kullanmnn arasn ayrrken, harici yaklam bilginin kullanmnn hizmet ettii menfaat ilikilerini de gznnde tutar ve zellikle de bilim adamlar topluluunu toplumun bir paras olarak inceler. Bu konuda daha ayrntl bilgi iin bkz. Thomas Kuhn, a. g. m., sh.78-79. Needham'n bu husustaki grlerinin iyi bir zeti iin bkz. Joseph Needham, "Science and Society in East and West", The Science of Science iinde, Ed. M. Goldsmith ve A.Markof. Souvenir Press 1964. ihsanolu'nun harici yaklamnn rneklerini tm yazlarnda farketmek mmknse de, en ak biimiyle Bkz. Ekmeleddin hsanolu, "Osmanl Devletine 19. Yzylda Bilimin Girii ve Bilim-Din likisi Hakknda Bir Deerlendirme Denemesi", Toplum ve Bilim, 29/30 Bahar-Yaz 1985 stanbul.

84
savunur.186 Zira in dncesi modern bilime, Hristiyanlk'tan ok daha yakndr. Benzer bir ekilde, XIX. yzyl Osmanl dncesinde din-bilim atmas eklinde grlen tartmalarn sebebi olarak konuyla ilgili literatrde genel olarak "dini taassubun yeni ilmi dnceye kar kmas" 187 gibi bir aklama biimi getirilmesini eletiren hsanolu; Osmanl dncesi ierisindeki eski-yeni ikiliinin sebeplerini fikri planda aramak yerine, deien toplum hayat ve eitim kurumlarnn getirdii baz atmalarda aramay nermektedir.188 nk yaplan tarihi incelemeler iddia edilenlerin tersine ulemann Avrupa bilimine fikri planda kar kmad ve hatta onlarn eserlerinde devaml olarak slam medeniyetinin parlak anda ilmin nasl ileri gittii vurgulanarak, slamn ilmi tevik ettiini ileri sren ifadelerin yer ald grlmektedir. Dahili ve harici yaklama dair bilim tarihi disiplini ierisindeki tartmalar bu almann konusunu dorudan ilgilendirmemektedir. nk bu alma erevesinde, dahili ve harici yaklam metodlar, bir kltr veya medeniyette bilimin ilerleme veya gerilemesini aklayan grleri snflandrmak iin iki temel aklama biimi olarak ele alnacaktr. Bu adan, herhangi bir toplumda bilimin ilerlemesinin veya gerilemesinin zihniyet veya din gibi o toplumun ksa ve orta vadede deimesi imkansz fikri zellikleri erevesinde aklama eilimine dahili yaklam; bu gelimeleri iktisadi, siyasi ve sosyal amillere bavurarak aklama eilimine ise harici yaklam ismi verilecektir. Bylece, zellikle XIX. yzylda olduka yaygn olan ve deiik

"Avrupa'da vuku bular sramann sebebi, Rnesans dneminde orada hakim olan nevi ahsna mnhasr sosyal ve ekonomik artlarla ilgilidir ve bu fark asla in zihniyetinde ve in'in enteilektel ve felsefi geieneindeki herhangi bir eksiklikle aklanamaz. Zira pekok ynden in dncesi, Hristiyanln dnya grne kyasla modern bilimle ok daha fazla uyum ierisindedi". Bkz. Needham, a. g. m., sh.128. Adnan Advar'a gre medrese evreleri yeni ilimlere kar menfi bir tavr taknmlardr. S. C. Antel Avrupa bilimlerinin lkeye giriinde karlalan sorunlar "bunun balca sebebi, muhakkak surette, btn yeniliklere dman olan dini taassubdur" derken, S. Irmak ayn gr "Tersine, Avrupa'da din fikri liberalleirken bizde fanatizm ve fatalizm kk salmtr" diye ifade etmektedir. Hilmi Ziya lken, Bernard Lewis, Aydn Sayl'da konuyla ilgili deerlendirmelerinde ayn dorultuda yorumlar yaparak ulemann, dini taassublar gerei Bat'dan gelen ilmi yeniliklere kar ktklarn ve bu yzden XIX. yzyl Osmanl dncesinde bir tr bilim-din atmas yaandn belirtmilerdir. Bu husustaki literatrn bir zeti iin bkz. ihsanolu, a.g.m, sh.87-97. "zet olarak denilebilir ki, Osmanl msbet ilim nclerinin herhangi bir atma ierisinde olduklarn sylemek zorlamadan ibarettir... Ancak, eski-yeni ikiliinin mevcut olduu da bir gerektir. Fakat bu ikiliin sebeplerini yalnzca fikri planda aramak tek ynl bir aray olacaktr. 18. yzyl sonlaryla 19. yzyl balarnda Osmanl toplumunun deien artlar ierisinde kurulan yeni eitim messeselerinin imtiyazl olularnn bu ikilikte muhakkak ki belirli bir rol omuur..:', hsanolu, a. g. m., sh.97.

85
halklarn bilim ve teknoloji retimi hususundaki yetenekleri ve baarlarn, onlara deimez olan sabit meziyetler ykleyerek aklamak isteyen rk veya romantik yaklamlar dahili yaklam olarak tanmlanacak, dier tr aklamalar ise harici diye adlandrlacaktr. Bu tanmlamalar nda dahili ve harici yaklam ayrmnn, zellikle Avrupa dndaki medeniyetler arasnda bilimin ve teknolojinin niin Avrupa'daki gibi gelimedii sorusunu cevaplarken, kltrel smrgecilik ve rklk meselelerini de ilgilendiren farkl bir neme sahiptir. Needham'n ifadeleriyle:
...eer modern bilimin douuna yol aan ge Rnesans dnemindeki 'bilim devriminin' sosyolojik aklamalarnn geerliliini ve hatta ilgisini reddederseniz... ve eer ayn zamanda da inlilerin ve Hintilerin yapamad bir ilmi sramay niin Avrupallarn gerekletirebildiklerini aklamak isterseniz, kanlmaz bir ikilem iine srklenirsiniz. kilemin bir yannda saf tesadf teorisi ve dier yannda ise ne kadar gizlenmi olsa da rklk vardr. Modern bilimin douunu tamamyla tesadflere atfetmek, insanolu aydnlanmasnn bir ekli olan tarihin iflasn ilan etmek demektir... Fakat ansn alternatifi nedir? Geriye kalan tek aklama, belli bir gruba mensub halklarn -bizim rneimizde Avrupa 'rk'- dier tm halk gruplarndan belli bir yaratl stnlne sahip olduu doktrinidir... Avrupal halklarn stnl doktrini siyasi anlamda bir rklktr ve bilimle hi bir alakas yoktur. Korkarm ki Avrupal otonomist189 iin, "o halk biziz ve hikmet bizimle beraber domutur" gibi bir anlay szkonusudur.190

b-Dahili ve Harici Yaklam Farkllnn Osmanl-slam Bilim Tarihindeki lerleme ve Gerileme Sebeplerini Aklama Modelleri zerindeki Akisleri: Modern bilimin niin sadece Avrupa'da ortaya kt sorusunun Osmanl dnce tarihi iindeki akisleri, modern bilim ve teknolojinin niin Avrupa'da geliip, Osmanl'nn byle bir srama gerekletiremedii ve hatta ayak uyduramad sorusu ve buna bal olarak Mslmanlarn bir zamanlar ok baarl olduklar bilim sahasnda

Needham bu makalesinde otonomist sfatn dahili yaklama sahip olanlar anlamnda kullanmaktadr Needham, a. g. m., sh.148.

86

niin geriledikleri sorular eklinde tezahr etmitir. Bu soruya yakn dnem Osmanl dnce tarihi ierisinde verilen cevaplarn dahili ve harici aklama kategorilerinden hangisine ait olduuna ve pratik sonularna dikkat ettiimizde, Needham'n izdii tablodan ok daha karmak bir tabloyla karlarz. Needham'n izdii tabloyu daha da basitletirecek olursak, dnce tarihi literatrnde dahili bir yaklam tercih eden Avrupa'llar, bilimi kendi toplumlarnn insanla armaan ettii byk bir nimet ve hatta kendi kltrlerinin, rasyonalitelerinin bir tr stnlk ve imtiyaz olduunu ima ederler.191 Bylece, modern bilim ve teknolojinin yaratclar ve tm dnyada yayclar olarak kendilerine deiik kltr ve medeniyetler arasnda stn bir konum bimilerdir. Buna karlk harici yaklama sahip olanlar, dahili yaklamn ima ettii rkl kabullenmeyerek, bilimin gelime ve gerilemesini zihniyet, kltr ve tesadf gibi faktrlerin dnda, sosyolojik sebeplerle aklayp, hem Hint ve in medeniyetleri gibi Bat-d byk medeniyetlerin bilim sahasndaki baarlarn teslim ederler, hem de onlarn bugnk baarszlklarn rklktan uzak bir biimde aklarlar.192 XIX. yzylda Avrupa bilim ve teknolojisinin gc ve verimlilii ile tanan Osmanl aydnlar da, onlarn bilim sahasnda niin bu denli baarl olduklarn ve yine niin Mslmanlarn bu hususta geri olduklarn aklamak ihtiyacn hissettiklerinde, genel eilimleri harici

Japon bilim tarihisi Shigeru Nakayama, kendisiyle yaptm bir mlakat esnasnda, Avrupal aydnlarn bazlarnn belki de kendi toplumlarna ynelik eletirilere karlk olarak, Avrupa topluluunun iyice ekillenmeye balad son yllarda Avrupa'nn smrgecilik dolaysyla dnya halklar gzndeki negatif imajn dengelemek iin deiik konferanslar vesilesiyle Avrupa halklarn bu smrgecilik srasnda modern bilimi btn dnyaya yaydklarn, bylece insanla byk bir hizmette bulunduklarn hatrlatabilecek baz uluslaras konferanslar dzenlendiini belirtmiti. Nakayama son bir ka yl iinde gerekleen; Nisan 1990'da Paris'teki "Bilim ve mparatorluk1 ve Haziran 1991'de Hollanda ile Ekim 1992'de Tokyo'da yaplan "Avrupa Yaylmasnn Tarihi: Vasco da Gama'dan Buyana Dou ile Bat Arasnda Teknoloji ve Bilim Transfer?' toplantlarn bu eilimin bir gstergesi olarak zikretmiti. Zira bilim tarihi Avrupa etnosentriklerinin kendi kltrlerinin stnln ve ayrcalh savunmak iin snabilecekleri son kaleleri olarak durmaktadr. Needham'n tasvirine dayanan bu ekildeki bir dahili ve harici yaklam snflamasnn iine smayacak almalar da mevcuttur ve szgelimi harici bir aklama biimi kullanarak, Needham'n dahili yaklama atfettii bir siyasi sonucu ima eden eserler mevcuttur. Bunun en iyi rnei, bitim devriminin oluumunda pritenlerin ve bilim adam-zanaatkar ilikisinin nemine dikkat eken, bilim sosyolojisi disiplininin kurucusu Robert Merton'un eseridir. Bkz. Robert. K. Merton, Science, Technology and Society in Seventeenth Century England, Humanities Press, New York 1978. Yine Shigeru Nakayama, Needham'a kar daha dahili bir Uzak Dou bilim tarihi yazmn tercih'etmesine ramen Needham'n dahili yaklama atfettii rkla kap ama konumundan olduka uzak bir perspektife sahiptir. Bkz. Shigeru Nakayama, "Japanese Scientific Thought", in A Dictionary of Scientific Biography. (Ed) C.C. Gillispie. VolrXV, Supplement I. Ancak biz burada tartmamzn mahiyeti gerei Needham'n yapt basitletirilmi ayrm almamz boyunca kullanacaz.

87

yani sosyolojik, siyasi ve iktisadi aklamalara bavurmak oidu. Fakat bu arada Avrupa'daki literatrde, hem Bat'nn kendi bilim tarihini anlatan kitaplarnda, hem de slam tarihi ile ilgili oryantalist eserlerde ounlukla dahili aklamalarla karlamaya baladlar. Renan'n "slam ve Bilim" zerine yapt konuma, 193 dahili yaklamn rklkla ilikisinin ok bariz olduu en iyi rneklerdendir. te bu tr dahili tezler karsnda tepki gsterirken Mslman aydnlarn tavrlarnda, slam bilim ve medeniyetinin bat karsndaki zel konumlarndan kaynaklanan ve Osmanl aydnlarnn nev'i ahsna mnhasr bir zellii olan dikkat ekici bir durum grnmektedir. slam biliminin Bat bilimi tarihi ierisinde de nemli bir yere sahip olmas, uzun bir sre Yunan bilim mirasn muhafaza edip, zenginletirmesi ve Avrupa ile ayn bilim gelenei ierisinde bulunmas dolaysyla Mslman aydnlar, dahili aklamalara sahip tezler karsnda, yine dahili perspektiften baz cevaplar vermek imkanna sahiptiler. Benzer bir tavr farkll Avrupa'llarm Mslman halklara baknda da grlebilmekteydi. Micheal Adas, Avrupallarn yeni dnyalar kefetme sreci ierisinde, nasl yerli halklar bilim ve teknolojiyi kriter alarak deerlendirip, kmseyebildiini ve mahkum edebildiini; bylece smrgeletirme eylemlerini merulatrmaya altklarn inceleyen almas ierisinde slam dnyasn niin incelemediini aklarken, slam dnyasnn Avrupa karsndaki zel konumunun nemine iaret etmektedir. Zira slam medeniyetinin Orta Dou'daki merkezleri, sadece Bat Avrupa'nn Akdeniz mirasn paylamakla kalmayp, uzun zamandan beri Avrupallarn rakipleri olup, yzyllardr ticaret, sava ve kltrel alveri yoluyla onlarla deiik seviyelerde youn ilikiler ierisinde bulunmulardr. Dolaysyla Mslman halklar, Hintliler, Afrikallar veya inliler gibi hibir zaman Avrupallar tarafndan "kefedilmedi". stelik Araplar'n semitik mene'leri, "rk" ayrm tartmasn da karmaklatryordu. M. Adas'a gre Mslmanlar Avrupaliar'n, -ister kendileri icad etsinler, isterse de aktaryor olsunlar-, Avrupa'y dntrp, onu kede kalm bir blge olmaktan kararak dnyann hegamonik gc haline getiren teknolojik yetenek ile, teme! matematik ve bilimsel bilgilerin nemli bir ksmm aktarm olmalar

Ernest Renan, "slamlk ve Bilim", Nutuklar ve Konferanslar Sakarya Basmevi, Ankara-1946.

iinde, ev: Ziya hsan,

88

dolaysyla, her iki medeniyetin bilim ve teknolojideki baarlarn birbirinden kesin izgilerle ayrmalarn zorlatrmaktadr.194 Bu yzden de, Avrupallarn Mslmanlar hakknda bilim ve teknolojiyi kriter olarak kullanarak geri bir rk olma hkmn vermeleri, dier halklara yaptklar kadar kolay olmamaktayd. Ksacas, en azndan gemiteki haliyle slam bilimi, Avrupa'nn kendisi iin yazd bilim tarihi ierisinde nemli bir yere sahip olduundan, Mslman aydnlarn Avrupa aydnlarnn dahili-rk tezlerine kar, yine onlarn kriter ve kavramlar erevesinde bir cevap verebilecek ayrcalkl bir konumu bulunuyordu.195 slam medeniyetinin Avrupa karsndaki bu zel konumu hem Avrupallama taraftar hem de aleyhtar aydnlar tarafndan farkl amalarla kullanlm ve sonuta Osmanl dnce hayatnda ilgin bir fikir karmaas ortaya kmtr. emseddin Sami Bey'in ifadeleriyle;
...Bu hali teessrle gren baz debamz halkn bu taassubunu def ile Avrupa medeniyetini nazarlarnda daha az menfur gstermei ve bu vehile kendilerini fnun-i cedideye sndrub, medeniyet-i hazirann mem-i slamiyeye nakli yolunu ama vazife edinerek buna muvaffak olmak in dahi Avrupa medeniyetinin millet-i slamiyeden mstear olduunu, din-i slamn medeniyeti-i hakikiyeye mani' olmamasyla bugn Avrupallarn elinde grdmz ulum ve fnunun ekseriyet zere slamn kefiyatndan ibaret bulunduunu anlatmak iin gazetelerle, kitablaria, risalelerle mev'izelerle, her nev' vesaitle almlardr. Bunlarn sa'y, maksad pek mukaddes bir sa'ydr. Lakin ifadelerinde ne kadar hakikat var ise o kadar da mbalaa bulunduundan bundan grnen faidenin yannda biraz da mazarrat hissolunuyor... yine o vaizlerdeki mbalaatn semeresi olmak zere Avrupa medeniyetine bizden alnm taklidden ibaret ve naks bir ey nazaryla bakup, o medeniyeti tahkir ile medeniyet-i hakikiyenin bizde bulunduuna zahib olan ve bu vehile yeni bir taassuba denlerin adedi de o nisbet de terakki etmitir.196

Micheai Adas, Machines as the Measure of Men: Science, Technology and Ideologies of Western Dominance, Cornell University Press. Ithaca-London 1989. sh. 11-12. Modern literatrde de, slam bilim geleneinin bu yakn ilikisi vurgulanarak, slam ve Bat bilimi iin iki vey karde benzetmesi yaplmtr. slam ve Bat bilimleri hakknda "vey kzkardeler" benzetmesi iin bkz. H. Floris Cohen, a. g. m. [emseddin] Sami, "Medeniyet-i Cedidenin mem-i slamiyeye Nakli", Gne, C.l, no:4,(1301), ss.179-184 arasndan derleyerek aktaran kr Haniolu, Bir Siyasal rgt Olarak Osmanl ttihad ve Terakki Cemiyeti ve Jn Trklk (1889-1902), iletiim Yaynlar, sh.39-40.

89
Medeniyet syleminde olduu gibi, Avrupa'daki hakim bilim sylemi de Avrupa dndaki halklarn kendi kimliklerini ve tarihlerini yorumlamalar zerinde bir tr enteliektel bask oluturmaktayd. Osmanl aydnlar dnemin rnek alman medeniyetini oluturan Avrupa'daki bu tezlere ve hkmlere kar kaytsz kalp, onlar grmezlikten geememekteydi. Ancak bir tr kltrel smrge arac olan bu sylemin basks karsnda, Osmanl aydnlarnn direnme ekli, slam medeniyetinin Avrupa medeniyeti ile olan uzun tarihi balar sonucunda olduka zel bir biim almaktayd. Mslmanlarn bilim ve teknoloji sahasndaki gemi baarlarn ve Avrupa'da bilimin gelimesi zerindeki olumlu tesirlerini rnek olarak gstererek, hem slam medeniyetinin o dnemin ileri bilim seviyesine ulalmas .zerindeki katksna iaret edip, kendilerine Avrupa'da hakim bilim sylemi ierisinde bir yer edinmekte hem de Mslmanlarn ilmi geleceinin tekrar parlak olabilecei midini tevik etmekteydiler. Fakat bu kltrel direni biimi bir yandan Mslmanlar Avrupa medeniyetine yaklatrp, Avrupallamay tevik ederken; te yandan gemite byk baarlar yapm Mslmanlarn Avrupa'ya ihtiyac olmad yolundaki birincisinin ztt eilimleri de beslemekteydi. emseddin Sami'nin iaret ettii karmakln kayna da Osmanl-Mslman enteliektel modernlemesinin bu ikili yapsyd. Bu durumun en ak rneklerinden birini Cemiyet-i lmiye-yi Osmaniye yeleri arasndaki imla meselesi tartmasnda grmek mmkndr. "Elyevm beyne'i-slam mstamel olan resm-i hat, elfazm mana-yt maksud zere kraatma msaid olmayp, her kelime be on suretle telaffuza kabil olduundan, bu keyfiyet daima erba-b mtalaaya mucib-i ikal ve ba-husus memalik-i slamiyede okur yazar adamlarn endretine sebeb-i mstakil olduu"197 gerekesiyle Ahund-zade Binba Mirza Fethali tarafndan nerilen yeni yaz biiminin uygunluu Cemiyet-i lmiye-yi Osmaniye'nin bir toplantsnda tartmaya alr. Mirza Fethali'nin yenilik teklifini destekleyenler, slah edilmi bir yaznn "mehazir-i mezkureyi dafi olup, ittihaz, usul-i kitabeti fevkal-gaye teshil ederek, bunun dahi umum nas beyninde intiar- maarif hakknda tesir-i azimi olacan ve resm-i hututun umur-i diniyyeye ta'alluku olamayp,

Cemiyet Heyeti ve Mnif Efendi, "lslah- Resm-i Hatt'a Dair Baz Tasavvurat", MF nr. 14, Safer 1280/Temmuz 1863. sh.70.

90~

ba-husus hatt- kadim bad-el-slam suver-i' adideye mnkalib olduundan, resm-i cedidin kabul ve sitimaline er'an dahi bir mani-i sahih olamayacan beyan ve ibu usul-i cedidenin her vech ile fevaid ve muhassenatr^SS olduunu iddia etmekteydiler. Bu noktada cemiyet azalarndan bazlarnn mevcut yaz usulnn slaha ihtiyac olduu fikrine kar karken ne srd iddialarda, slah taraftarlar ile ayn kriteri, yani ulum ve maarifin ilerlemesi kriterini kullanmalar ilgi ekicidir.
...Azadan bazlar esas- maddeyi ki usui-i hazirann slaha ihtiyac teslim etmeyerek, bu yolda her trl tadilat lisan- arabinin kaziyesidir, kavadi-i

esasiyyesini ihlal edeceini ve ezmine-i kadimede Badad'da ve Endls'te teekkl eden dvel-i siamiyye hiefa-y Beni meyye asrlarnda yine resm-i ma'hud mstamel olduu halde Arablar ulum ve maarifte muasrlar olan milel-i saireye tefevvuk etmi olmalarna nazaran, hatt kadimin iddia olunduu

vehile, mani-i feyz terakki dahi olmadna delii-i kafi olacan zikir ve beyan etmiler ise de... 1 9 9

Yukardaki rnekte de grld gibi, Osmanl aydnlar, kendi harf sistemleri, zihniyetleri, kltrleri, dinleri ve dier zelliklerinin onlar ulum ve fnunda, maarif ve terakkide geri brakt ve eer ilerlemek istiyorlarsa bu zelliklerini slah etmeleri gerektii yolundaki iddialar karsnda; iddia kriterlerini hi deitirmeden gemiteki baarlar rnek gstererek cevap verebilme imkanna sahiptiler. Osmanl dncesinin XIX. yzyldaki deiimi incelenirken, Osmanl aydnlarnn Avrupa kaynakl dahili tezlere kar sergiledikleri bu zel tavrlarn ortaya kard fikri karklk dikkate alnmaldr.

198
199

a. g. m., sh.70-71. a.g.m., sh.71.

91

2)

Osmanl Aydnlarnn Bilim Tarihne Baklarna Dair Mecmua- Fnun ve Ulum Dndan Seilmi Baz rnekler

Osmanl aydnlarnn Avrupa'daki dahili yaklam yanstan aklama ve sylemden etkilenene kadar, kendi bilim tarihi ve geleneklerine baklarnda, harici yaklamn daha gl olduunu farketmekteyiz. Osmanl'daki zihniyet eletirisini de kapsayan zihniyetle ilgili baz yorumlarn yapld da grlr200 ancak hakim aklama biiminin harici yaklam yansttn sylemek mmkndr. zellikle kendi bilimlerinin gerileme sebepleri ve Avrupa'da bilimin gelimesini aklarken, teknolojinin bilimin gelimesine yapt katk gibi bilimin dndaki sosyal amillere arlk verilmektedir. Bu hususta verilebilecek baz seilmi rnekler, Osmanl dnce tarihi ierisinde bilimin ilerleme ve gerilemesi meselesine, Renan tartmalarnn tesirinden evvel ne ekilde yaklaldna dair baz ipular verebilecei gibi, Mecmua- Fnun mellifleri ile baz karlatrmalar yapma imkan da salayacaktr.

a) Ebubekr El-Dimeki: hsanolu, modern astronominin Osmanl'ya giriini inceledii makalesinde, Osmanl bilim literatrnde tespit edilebildii kadaryla modern astoronomiden bahseden ikinci eserin mtercimi olan Ebubekir el-Dimeki5nin (l:1691) slam ve Avrupa bilimleri hakkndaki grlerini deerlendirmektedir. 201 Ebubekir el-Dimeki Janszoon Blaeu'nun ksaca Atlas Major olarak tannan Latince eserinden Nusret el-slam ve'l-Srur fi Tahrir Atlas Mayor ad altnda hazrlad eserinin mukaddimesinde bize kendisinin Avrupa'ya ve Avrupa bilimine
Mesela bir tr internalist aklama'ya 1843'de Ceride-i Havadis'e yaynlanan bir makalede rastlamaktayz. Bu makalede nce Mustafa Sami Efendi gibi Osmanl topraklarnn iklim ve dier tabii nimetler asndan, Avrupa ahalisinden daha avantajl olmalarna ramen, niin onlardan geri kaldklar sorulmakta, cevaben bunun sebebinin say ve gayrette noksan himmetlerinde yattn belirtilmektedir. Ardndan u aklama yaplmaktadr: "te memalik-i slamiyye halk yakn vakitlere gelince, tahsil-i maarif ve sanayi edip, hem halkn iine yaramak ve hem dahi kendisi ahara muhta olmayp, hneri ve san'at sayesinde serbest geinmek yoluna gitmeyip, mrlerini beyhude yere geirerek, fakat ite "Hak Teala Rezzaktr" deyip, tembellik ederek ve yiyip giymee ve ehvaniyete gelince her eyin nefasetini arayarak, szn geiremezse arz- ihtiyaca ve niyaza balar ve halinden ve geinmesinden ikayet eder. O vakit Hak Teala rezzaktr deyip, sabr ve tevekkle yapmaz. Bunun iin ticaret ve san'at heves etmiyorlar". Bkz. Ceride-i Havadis, nr.141. fi B (Receb) 15, 1259/ 1 Austos 1843'den latince harflere aktarlm hali; Yeni Trk Edebiyat Antolojisi, sh.90. Ekmeleddin hsanolu, "Bat Bilimi ve Osmanl Dnyas: Bir nceleme rnei Olarak Modern Astronomi'nin Osmanl'ya Girii (1660-1860)", Belleten, C:LVI, Aralk 1992, Say:217. Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara 1992.

92

nasl baktna dair baz ipular veriyor. El-Dimeki, eserinin mukaddimesinde astronomi ilminin nemini ve gerekliliini belirttikten sonra astronomi biliminin slam dnyasndaki durumu ve Avrupallar'n bu konudaki grleri hakknda baz bilgiler verir.202
Frenk alimlerinin Nasir-i Tusi, Fahr- Razi, Nizam ve Ali Kuu'dan sonra astronomi ilminin Mslmanlar'da sona erdii, hatta adn bile kimsenin bilmedii yolundaki iddialarn kabul etmez ve slam diyarnda astronomi ilmini bilen alimlerin ok olduunu, zellikle kendisinin, matematik bilimleri tahsil ettii hocalarnn benzerlerinin olmadn kaydeder. Akli ilimleri -zellikle astronomi ve geometriyi- ok kimsenin okumakta olduunu, ancak bunlarn daha ok bu bilimlerin teorik yn ile megul olduklarn ve uygulamay asla bilmediklerini, nk eskiden astronomi bilen kimsenin corafya ve rasad da bildiini belirtir ve 'her ne kadar Katib elebi (1609-1657) biraz bu ilimle uratysa da tam bir eser ortaya koyamad' der. Bu sebepten dolay padiahn kendisine bu konuda bir eser hazrlamasn kaydeder.203 emrettiini

Avrupa'da bilim devriminin yeni gereklemeye balad XVII. yzylda yaam olan Dmeki'nin, Avrupallarn o devirde slam biliminin kendi bilimlerinden geri kalm olduunu iddia etmeleri karsndaki endielerini yanstan ifadelere yer vermesi ve szkonusu iddialar, slam aleminde de bu ilimleri iyi bilen alimler bulunduunu belirterek cevaplandrmas zellikle dikkat ekicidir. Ancak Dmeki neticede en azndan bilginin pratie aktarlmas hususunda bir tr gerilemenin varln kabul etmekte ve bu durumun da nihai olarak Avrupallarn daha fazla glenmesine sebebiyet verdiini belirtmektedir. Avrupa'da bilimin ilerlemesi ve slam dnyasnda gerilemesinin sebebini aklama hususunda hi bir zihniyet unsuruna yer verilmeyii, dinin olumsuz tesiri gibi bir eyin szkonusu edilmekten bile ok uzak olmas ve aklama arlnn bilim ile teknoloji ilikisinin bozulmas olarak gsterilmesi, Dimeki'nin harici bir aklama biimi setiini gstermektedir.

202 203

hsanolu, a. g. m., sh.740-741. ihsanolu, a. g. m., sh.740.

93
b) Sadk Rfat Paa: Tanzimat dneminin en nemli mtefekkir ve brokratlar arasnda yer alan Sadk Rfat Paa'nn, Avrupa'da bilimin ilerlemesi ve bizde geri durumda bulunmasnn sebeplerine dair fikirlerini Avrupa Ahvaline Dair Risale 204 baln tayan eserinden karabilmemiz mmkndr. Paa bu risalede Avrupa'da eitimi ve bilimin gelimesini, byk lde eitim messeseselerinin dzen ve rasyonellii, kamu eitiminin yaygnl, eitimi destekleyen mze, ktphane, hayvanat ve botanik baheleri, kitabevleri gibi messelerin teviki gibi sosyal sebeplere balamaktadr. ocuklarn kk yatan itibaren ok iyi bir temel eitim grmeleri; daha sonra ise her bir rencinin kendi kabiliyetine gre bir meslee ynlendirilerek, o sahadaki bilgilerini ilerletmesi ve ihtisaslamas, ailelerin ocuklarn eitimi iin her trl masraf yapmaktan kanmamalar, ihtisaslalan konuda teori kadar pratik bilgisine de nem verilmesi gibi hususlar Paa'nn nemini belirttii noktalar arasndadr. lmi faaliyetleri destekleyen ve gelitiren ktphanelerin, terihhanelerin, mze ve benzeri yerlerin okluu ve intizam; genel okuma yazma orannn yksek oluu; matbaalarn yaygnl sayesinde kitab yaynclnn kaliteli ve ucuz oluu, halka zararl yaynlarn ulamasn engelleyen olumlu bir sansr uygulan ise dier zikredilen hususlar arasndadr.205

Sadk Rfat Paa, "Avrupa Ahvaline Dair Risale", Mntehabat- Asar iinde, stanbul 1275. "...Ve sbyann tahsll-i ulum ve fnun etmelerine be-gayet dikkatleri olduundan, zkur ve inastan ocuklar be alt yana vardkta, mahallat mekteblerine verip, on iki yana kadar kendi lisanlar ve elsine-i saireyi kaide zre okuyup, yazma tahsil ve on iki yandan sonra yine ekserisi devlet akademilerinde, iktizasna ve her birinin istidat ve hevesine gre, hangi san'ata salik olacak ise, ona gre ulum ve fnun ve sanayi'e dair eyleri terbiye-hanelerinde renip, on sekiz yana vardkta, fnun- lazimeyi tekmil ederler ve baz bu makule byk terbiye-hanelerin usul ve nizam zere akirdan, fakat haftada bir kere hanesine ve anas ve babas yanna gidip, ma'da vakitlerinde kaide zre, aled-devam tahsil-i ulum ile megul olurlar. Ve bunlarn me'kulat ve meibusat ve sair masarifat- lazmelerini sene ve sene peder ve akrabalar mekteb mdiri tarafna ita ederler. nk bunlarn ulum- nakliyyeden ma'da ulumu- akliyyeden olan hikmet ve hey'et ve tababete ve musikiye ve alel-husus fnun- harbiye ve bahriye ve usul- poiitika-' dveliye ve mazif-i saireye itibarat- mfritalar olduundan, onlarn mahsus mektebleri olarak, usul vehile tahsil ederler ve bunlardan baka kaffe-i tabayi'-i eyaya kesb-i vukuf etmek dahi usul-i mer'iyyeden bulunduundan, bilcmle hayvanat ve madeniyyat ve nebatatn keyfiyyat ve te'siratn dahi tecrbe iie her biri fnun- mahsusa hkmnde olarak, iktizasn tahsil ederler ve yalnz ilmiyle kanaat ve iktifa etmeyip, tecrbe-i ameliyyesi dahi istihsal olunmak zre, mesela, her iklimde bulunan zi-ruh kaffe-i hayvanatn mrde ve kadidleri ve berr ve bahrda olan bilcmle medaniyyatn numuneleri bilad- baride ve harrede bulunan kaffe-i ecar ve nebatatn numune ve baheleri mevcut olarak, iedel-hace re'y'l-ayn mahede ederler. Cesim terih-haneleri dahi olarak, ilm-i terihi dahi laykyla tecrbe ve amelisini tahsil ederler. Hasis ve nefis kaffei umuru fenn-i mahsus hkmne koyup, kitaplar telif olunmu olduundan, erbab, cmlesinin ilim ve amelisini kaidece renirler ve bu ikdamat cihetiyle o makule ehli ulum ve fnunu kesret zre bulunup, hele kendi lisann okuyup yazmayan ve maslahat- zatiyyesini idare edecek kadar hesap ve kitap bilmeyen zkur ve inastan yok hkmndedir ve kitab-

94
Dikkat edilirse Paa'ya gre ilmin Avrupa'da gelimesini tevik eden unsurlar, Osmanl ynetiminin uygun eitim, kltr ve idari politikalar yoluyla pratie geirmesi mmkn olan, Osmanl halknn zihniyet ve dinini deitirmeden benimseyebilecei zelliklere sahiptir. Bu anlamda Sadk Rfat Paa'nn bilim ve eitimin geliimine dair harici aklamalar, erken dnem Tanzimat ynetiminin, Osmanl kimliini ve kltrn koruyarak Avrupa'dan arzu ettikleri kurumlar ve deerleri transfer etmenin mmkn olduunu dnen yaklamn yanstmaktadr. phesiz Sadk Rfat Paa, yaplacak baz siyasi reformlar yoluyla Osmanl toplumununda, Avrupa toplumu gibi eitimli ve bilimde ilerlemi bir toplum olacana inanm bir brokrat olarak, Avrupa'nn ilerleme sebebini, zihniyet, din veya ilmi gelenee arlk vererek, dahili bir yaklamla aklayamazd. Zira byle bir aklama, Osmanl toplumunun zihniyeti ve gelenei gerei Avrupa'daki gibi olamayaca sonucunu douracaktr. Bu yzden Sadk Rfat Paa gibi dier tanzimat aydnlarnn Osmanl ile Avrupa arasndaki farklar ounlukla sosyal, iktisadi ve benzeri harici artlar erevesinde akladn; medeniyet, kltr, din ve zihniyet farkllklarn fazlaca vurgulamadklarn grmekteyiz.

c) Mustafa Sami Efendi: Mustafa Sami Efendi Avrupa Risalesi 2 ^ 6 adl eserinde, "Gelelim bunlarn bu kadar uluma aina olmalarnn sebeb ve hadisine" diye sze balayarak Avrupa'llarn bilimde ilerleme sebeplerini tartr. Onun gsterdii sebepler arasnda Avrupa kltrnde eitimsizlik ve cehaletin byk bir utan olarak grlmesi gibi kltrel sebepler olsa da, arlk yine messesevi ve sosyal sebeplere verilir. Devletin ve toplumun etime byk nem vermesi, her tr insan ve meslek iin ayr okullarn bulunuu, genel kamu eitiminin varl, ihtisaslama, toplumun ve siyasi otoritelerin ilmi teviki ve teknolojideki gelimelerin bilimdeki
basmahaneleri dahi bir ne>/i esnaflk suretinda olup, her kim eder ise, akasn verip istedii ve telif eyledii kitab tab' ve temsil ettirebilir ve ibu basma maddesi, Fransa ve ngiltere taraflarnda serbest olarak devlet ve mezhebleri hakknda trl eyler tab' ettirip bu madde filhakika ezhan- nasi ifsad edecek ey olduundan muzr ise de dvei-i sairede byle serbest olmayp, baslacak eylere evvel emirde mahsus nazrlar tarafndan baklp, ayin ve mezheb ve usul-i devletlerine magayir ve muhil ey yok ise tab'na ruhsat verilir ve yevmiyye bilcmle ekalim-i meskune ve dveN mtenevvi'a vuku'atn ve kendi ehir ve memleketlerinin mesalih ve havadisatn dere ederler..", Bkz. Sadk Rfat Paa, a. g. e., sh.1011.

206

Mustafa Sami Efendi, Avrupa Risalesi, Takvim-i Vekayi Matbaas, stanbul 1840.

95
ilerlemeyi de beraberinde getirii gibi hususlar dikkat ekilen sebepler arasndadr.207 Sami Efendi'nin eserinin konumuz asnda ilgi ekici bir taraf, sonunda yer alan "tezyil" ksmnda, Mslmanlarn bilimde ilerlememeleri iin hibir kltrel veya dini engel bulunmadn, nk zaten Avrupa biliminin kaynak olarak slam bilimine dayandnn belirtilmesidir. stelik Osmanl halknn "fraten erbab- zeka ve firasetten bulunduu"nun vurgulanmas dikkat ekici olup, Sami Efendi'nin aksi iddiadaki bir dahili teze cevap veriyor izlenimini uyandrmaktadr:
Tezyil: Herkesin bildii ve bu aciz-i bi-idrakin fehm edebildii zre, Avrupa vilayetlerinin bu vechule muntazam olmas ve onlarda her trl emti'a ve tuhefann husule gelmesi, Frengistan'n havas itidal zre olup da, arazisinin mnbit ve mahsuldar olmasndan icab etmeyip, bu Avrupa kt'asnda talya lkesinden bakasnn ne havasnda letafet ve ne hakinde bereket olup, yalnz fnun ve marifet kuvvetiyle meydan alm olmalaryla, imdi bu beyan olunan, yani ibtida-y zuhuru canib-i slamiyandan olmasyla irs-i sahihimiz olan ilim ve kemal eer kemafi's-sabk memalik-i slamiyye ehalisine ta'mim olsa, o halde, nk bilad- slamiyyenin mevki'i rub'- meskunun en gzide mahalli olup, be-tahsis Cenab- Hak'kn mahza mmetliiyle mbahi

olduumuz Habib-i Ekrem'i hrmetine hava ve hakimize ihsan buyurduu feyz ve bereket cihetiyle bilcmle arazimiz mnbit ve mahsuldar ve ahali ve halkmz zatan ve ftraten erbab- zeka ve firasetten bulunduu nmudar

"...nk Avrupallar dnyada en byk ar ve hacalet, cehalet olduuna hkm ve imza eyelemi olduklarndan, artk bu babda devlet ve millete kemaliyle takayyd ve ihtimam ve balada gzar eyledii vehile ama ve dilsizlere varnca, mstakil mektebler ve her bir fnuna la-yu'ad dershaneler inasyla herkes zkur ve inas evladlarn laakal on sene mikdar terbiyeye dikkat-i tam etmelerinden ve bir de bir ilim ziyadeletike dier fennin teksirine medar olarak mesela, diyarmzda iirin inaya medar olmas misillu, bunlarda dahi, faraza fenn-'hendese ziyadeletike ilm-i cebrin dahi tezaydne vesile olarak, vapr alatlar icad ve bu alatlar ile dahi bir senede imal olunacak eya bir gnde ina vesair bu misillu mesela kimya fenninin tezaydyie, litograf hakk fenni bulunarak, bu vasta ile bir kitab kalem ile yazlacak mddette, iki bin cz kitab tab' olunup, byle byle her trl esbab- suhuletler ve herkesin havsala-i istidadna elverecek surette okuyup yazmaa asan tarikler ihdasyla ve lisanlarn bir usul-i zabta tahtna bil-idhal, bir takm haiv ve zaid kelimat veiefaz tayy ve tahdid ile ve bir de her bir snf erbabna devlete imtiyazlar verilerek ve mceddeden kitab te'lif eden ve yeni batan bir gne hner ve marifet icad eyleyen kimselere layk vehile mkafat ve tibar edilerek velhasl gn-be-gn halkn tezayd-i evk hahileri iltizam olunmasndan ve hi bir ferdin hakk ketm olunmayarak sa'y ve emei heba olmamasndan icab eyledii ve bu Avrupallarn ley! nehar cidd ihtimam eyledikleri hikaye olunan ulum, ayin ve mezheblerine dair demek olmayp eslafta baz slam arab- mkemmel'l edebin vcuda getirip, badehu, Avrupallarn diyarlarna naki ile an-be-an hakaykn ikmal eyledikleri ulum- riyaziyye ve hikemiyyeden olan mantk ve hey'et ve tb ve hendese ve cerr-i ekal ve ilm-i hesab ve kimya ve tarih ve iir ve ina misillu iim ve hnerler ile sair Avrupa hkemann refte refte vakf olduklar corafya ve fizika ve maada fnun ve maariften ibaret idtf'. Bkz. Mustafa Sami Efendi, a. g. e., sh.35-37.

96
olmakla bu surette Avrupallarn kat ok zaman ve emek ile vcuda getirdikleri her trl nizam ve sanayi' pek az vakit iinde milletimize dahi mnteir olup, ot vakit her yzden faide-mend olacamzdan baka, ez cmle ecnebi milletler lkesinde hasl olan emti'a ve erzaka ihtiyacmz kalmayaca ve bu emti'a ve erzak iin onlara verdiimiz akalar btn btn kendi memleketimizde kalarak gun-be-gn vilayet ve halkmz ma'mur ve Avrupallardan ziyade her bir nizam ve tertibatmz ve ilim ve kemalimiz her bir iklimde, velhasl nammz ila-kyam's-sa'a mehur olaca ve bunlardan fazla ol vehile kaffe-i halkmz ilimden behredar olduu takdirde.., ol vakit milletimizde aniya dahi oalp, mrif-i harab olan cevami' ve mesacid-i erife ve cisr ve emelerin ihyas misillu hayrata ve mberrata muvaffakiyetle ahiretimizi dahi ma'mur etmi olacamz bi-itibahtr.208

d) Ziya Paa: Ziya Paa Osmanl tarihinde ilimlerin ilerleme ve gerileme sebeplerine ilikin kanaatlerini Trkistan'n Esbab- Tedennisi 209 balkl makalesinde ifade eder. Fatih dnemine kadar Osmanl'nn fetihlerle meguliyeti yznden, ilim ve marifete yeterince nem verilmediini dnen Paa, ancak Fatih'ten sonraki yzelli yllk dnem ierisinde bir altn a yaandn yazmaktadr. Bu altn an oluumunda dier slam dnyasnn dier blgelerinden Osmanl'ya g eden alimlerin rollerinin de altn izmektedir. Paa, Osmanl'nn Sultan Sleyman dneminde ilim ve marifete gerilemeye balad fikrini reddeder ve gerilemenin Sultan Sleyman'dan sonra baladnn savunur.210 Ziya Paa bilimdeki gerilemeye gereke olarak hep kltr ve zihniyetin dndaki harici sebepler gsterir. Bunlar medrese sisteminin arpklamas, ilim adamlarna hakettikleri nemin verilmemesi gibi sebeplerdir. "...Madem ki ilim, mucib-i refah u eref deildir, niin rabet ve tahsili iin senelerce ihtiyar- zahmet etsin? Bundan dolaydr ki, iki yz seneden beri bizde ulema-y er' nedrette ve bundandr ki, mehakim-i er'iyye teessf olunacak halette ve bir sebeb de budur ki,

Mustafa Sami Efendi, a. g. e., sh.37-39. Ziya Paa, "Trkistan'n Esbab- Tedennisi", Hrriyet, nr:5, 7 Rebiylahr 1285/ 27 Temmuz 1868'den yeni harflere aktarlm hali iin bkz. Yeni Trk Edebiyat Antolojisi, Z\ya Paa, a. g. m., sh.90.

97
devletimiz dahi za'af ve tenezzldedir"2u ifadeleri Paa'nn yaklamn yanstmaktadr.

e) Safvet Paa: Byk emei geen Darlfnun'un al dolaysyla yapt konuma 212 vesilesiyle Safvet Paa'nn slam ve Osmanl biliminin ilerlemesi ve geri kalmas durumlarn nasl akladn grebilmekteyiz. kinci Darlfnun kurma teebbsnn 213 al treninde, bu giriimin nc brokratlarndan Safvet Paa'nn yapt al konumasnda, yeni alan okullar ve hkmetin gerekletirdii dier atlmlar sayesinde Osmanl'nn Avrupa'daki bilim ve eitim seviyesine ulaabilecei inanc grlmektedir. Konumann balangcnda ilmin nemine dair Kuran'da ve hadislerde tevik edici iaretlerden rnekler verilir. Yine slam bilim tarihinin zenginliine deinilerek, slam biliminin Yunan geleneini alarak, gelitirdiini belirten linear bir bilim tarihi emas iziliyor. Fakat byle bir tarih anlatm, eer Mslmanlar bilimde bir kez baarl oldularsa, gelecekte de bu baarlarn tekrar edebilirler fikrini ima etmektedir ki Ernest Renan'n bu konumadan yaklak yirmi yl sonra ykmak istedii anlay 214 tam da Safvet Paa'nn konumasnda aka farkedilen bu iyimserliktir. Mslmanlarn tp ve matematik sahalarnda byk yenilikler getirdiini, kat, barut ve pusula gibi icadlar in'den alp gelitirdiini aniatan Paa, u anda Avrupa'nn ulum hususunda dnya tarihi iinde en zirve noktaya ulatn belirtip, vapur, telgraf ve elektrik gibi XIX. yzyl sanayi devrimi dneminin byk teknolojik keiflerini zikreder. Tm bu bilim vglerini klasik slam kltrndeki ilme verilen deer erevesinde sunan Safvet Paa, ilmin terakkiyi dourduunu,

Ziya Paa , a. g. m., sh.91-92. Safvet Paa, " Darlfnun'un Al Dolaysyla" yapt konuma. Konstantinidi, Mntahabat- Asar- Osmaniyye, 1288/1871-1872, sh.115-119.'de. Oradan aktaran Yeni Trk Edebiyat Antolojisi, Cilt:1, sh.145-149. Osmanl ynetiminin Darlfnun kurma teebbslerinin tarihesi ve tahlili iin Bkz. Ekmeleddin hsanoiu, "Darlfnun Tarihesine Giri: lk ki Teebbs", Belleten, LlV/46, sh. 699-765. "imdi bu kadar alalan bu mslman medeniyeti vaktiyle pek parlakt, bilginleri, flzozoflar vard, Hristiyan Bat'y yzyllarca hkm altnda tuttu. Eskiden olan bir ey neden yeniden olmasn? te benim tartmay zerine ekmek istediim nokta da tam burasdr. Gerekten bir slam bilimi, veya slamlk tarafndan kabul edilmi, ho grlm bir bilim var mdr?'. Bkz. Ernest Renan, "slamlk ve Bilim", sh.186. Renan'n mehur konumasndaki temel tezleri aada zetlenecektir.

98
bir memleketin medeniyet ve ma'muriyetinin ancak ilimle olacan, ilmin insanlar Yaratcnn gcn daha iyi tanmaya gtrecei fikriyle beraber sunuyor. Osmanl'da bilimin ilerleyememesini aklarken hep harici sebepleri zikreden Paa'nn gsterdii sebepler arasnda, Avrupa ile yeterli seviyede iliki iinde olmamak nemli bir yere sahiptir. Genel harici sebepler de "birtakm mevani' ve mkilatn hayluleti' diye adlandrlr.
Devle-i Aliyye-i Osmaniyye'nin bidayet-i teekklnde, ikiyz sene mddette ulum ve fnuna gsterilen rabet ve ashab- hner ve ma'lumat haklarnda izhar olunan muamele-i tevik ve hrmet, bir o kadar mddet dahi devam etmi ve Avrupa'nn milel-i mtemeddinesiyle dahi ihtilat ve mnasebet hasl edilerek, onlarla birlikte terakki yoluna gidilmi olsayd, bugnk gn memaliki Devlet-i Aliyye dahi daha bir baka halde bulunarak, memalik-i sairenin terakkiyat- iimiyye ve snaiyyesi bizde dahi kemale ermi olurdu. Her nasl ise birtakm mevani' ve mkilatn hayluleti cihetiyle, ulum ve fnun bir daire-i mahdude dahilinde deveran ile, ihtiyacat- zamaniyeyi ta'kib edememesiyle, henz derece-i matlubeye vasl olamamtr. Ve bu hali mucib olan yani ilm-i ma'a hususunda te'ehhrmz istilzam esbabn biri, belki a'zam, mbadele-i efkara tarik bulunmayarak, bir iki yz sene mddet hal-i inzivada gibi kalnm olmasdr. Zira ulum-u akliyenin ilerlemesi onlarla megul olanlar beyninde mbadele-i ara ve mebahise menut olup, milel-i mtemeddine-i Avrupa ite bu takrib ile terakki-yi maarife kudret-yab olmulardr.215

Safvet Paa'nn konumasnn genelinden, Osmanl'nn bilimdeki geriliinin baz idari ve messesevi deiiklik ve teviklerle rahatlkla zlebilecei, sosyal ve siyasi olan gerileme sebeplerinin, yine ayn trden baz dzenlemelerle halledilebilecei inancn grmek mmkndr. Ancak, ayn Safvet Paa altan sonra Sadullah Paa 'ya yazd bir mektubta, Darlfnun'un alnda Murad Molla Tekkesi eyhinin, Cemaleddin Efgani'nin al srasnda yapt konumay anlamayp kar kmasna kzar ve bu olay iin "hezar glkle saha-i vcude getirilen bir medrese-i cedide-i ilmiyyenin ilgasn mucib olmutur" eklinde, dahili aklamalar kategorisine girebilecek bir yorum

Safvet Paa, "Darlfnun'un Al Dolaysyla", sh.146-147.

99
yapar. 2 1 6 Halbuki Darlfunun'un baarsz olmasnn gayet, ak sosyolojik sebepleri vardr. 217 Ancak Paa bu d sebepleri gzard ederek, Darlfnun teebbsnn baarsz sonulanmasn, bir tekke eyhinin zihniyetinin tesirlerine balamaktadr. Mektubun genelinden Paa'nn eski iyimserliini yitirdii izlenimini edinmek mmkndr. "te bu haller dahi atisi mlahaza olununca insana iras- ye's ediyor,"218 Safvet Paa'nn bu deien kanaatleri ve ruh halinden, XIX. yzyl Osmanl brokratlar arasnda lkelerindeki bilim ve teknolojinin durumunu deerlendirme biimleri bakmndan, dahili yaklam ve karamsarlk ile harici yaklam ve iyimserlik arasnda yakn bir iliki bulunduu farkedilmektedir

216

"Safvet Paa'nn Sadullah Paa'ya Mektubu", Servet- Fnun, nr.78-1552, 13 Mays 1926'dan aktaran Yeni Trk Edebiyat Antolojisi, Cilt:1, sh.153. Darlfnun teebbsnn baarszlnn sebepleri hakknda ilmi bir deerlendirme iin Bkz. hsanoiu, "Darulfnun Tarihesine Giri: ilk ki Teebbs". "Safvet Paa'nn Sadullah Paa'ya Mektubu", sh.155.

217

218

100

3)

Mecmua- Fnun Makalelerinde Bilimlerin lerleme Gerilemesine likin Deerlendirmelerin Tahlili

ve

Mecmua- Fnun'da makaleleri yaynlanan Osmanl aydnlarnn bilimin ilerlemesi ve gerilemesini nasl bir yaklamla ele aldklarn daha iyi anlayabilmek iin onlarn Yunan, Avrupa, slam ve Osmanl bilimleri veya medeniyetlerinin ykseli ve dn hangi sebeplerle akladklarna baklabilir. kinci blmdeki "Medeniyet Tarihi" balkl ksmda, XIX. yzyln ortalarnda Osmanl aydnlar arasnda gelien yeni tarih anlay erevesinde, Yunan ve Roma medeniyetlerinin tarihine olan ilginin ok arttn, nk bu iki medeniyetin bilimlerin ilerlemesinde tarihi bakmdan byk rolnn olduuna inanldn belirtmitik. Bugnk bilim ve felsefenin yaratcs olarak grlen kadim Yunan medeniyeti219, gerek anlamda bilimin ilk merkezi deildir. nk onlar da bilimi daha evvelki medeniyetler devralmlardr. Zira Yunanllar, kendilerinden nceki Sryan, Keldani ve Msr medeniyetinin ilmi birikimini devralarak ilerletmilerdir. Onlardan sonra gelen Romallar ise Yunan mirasna dayanarak, "her trl ulum ve fnu"u gelitirmilerdir.220 Gemiteki en byk ve gl medeniyet olarak tasvir edilen Roma'nn ykselii Yunan mirasn devralmas ile aklanrken, k
"Hendese ve mantk ve musiki ve resim ve fenn-i mimariyi Yunanllar icad ve ner edip, bu vecihle emr-i medeniyete hizmet ettikleri msellem ise de...". Bkz. Mehmed Said (Hace der Mekteb-i Bahriye-i ahane), "Nazari ile Ameli Arasnda Olan Cihet-i Vahdet", MF nr.9, Ramazan 1279/ ubat 1862, sh.368. "Kudema- Yunan ulum ve fOnunda tahsil-i meharet ve evvel tarihlerde esfar- baide-yi bahriye ile meluf bulunan Fenikeliler ile rekabet ederek Bahr- Sefd sevahilinin her tarafna intiar ve tarih-i miladdan drt yz sene mukaddem kesbi kemal-i satvet ve iktidar eylemiler ise de...". Bkz. Mehmed evki, "Avrupa Devletlerinin Ahval-i Hazrras", MF nr.29, Cemaziylevvel 1281/ Ekim 1864, sh. 187-188. "Elde bulunan tevarih ve asar- kadimeye nazaran, ulum ibtida Kurdistan tarafnda bulunan Sryaniler ve Cezire ve Basra taraflarnda mtemekkin Keldaniier beyninde zuhur edip, badehu Kudema- Msriyyine intikal eylemitir. Erceh- akvale gre Yunaniler ulumu bunlardan telakki ve teallm ile ziyade tevsi' edip, ba-husus hendese ve heyet ve siyaset i/imlerinde fevkal gaye kesb-i meharet eylemilerdir.". Bkz. Mnif Efendi, "Mahiyet ve Aksam Ulum", MF nr.13, Muharrem 1280/ Haziran 1863. sh.7. Kadim Yunanllarn ilimlerle beraber pek ok eyi Msr medeniyetinden ald tezi, 18. ve 19. yzyla kadar bilinen ve kabul edilen gr idi. Ancak bu yzyllarda Avrupa'daki Romantist ve rk akmn tarih yazmna etkileri sonucunda; Avrupal Yunanllarn barbar zenci Afrikal Msrllardan renecei bir ey olamaz fikriyat erevesinde bu eski gr terkediierek, Yunan'n Msr'dan bamsz medeniyet gelitirdii tezi yaygnlk kazanmtr. Ancak eski grte srar edenler de mevcuttur. Mnif Paa'nn bu tarihi aklamalar arasndaki farka dikkat edip etmediini, iki aklama arasnda tercih yapp yapmadn bilerniyoruz.Ancak ayn yaz ierisinde yeni rk grten etkiler de bulmaktayz. Msr'n Yunan'a tesirleri tezlerinin eski ve yeni versiyonlar iin Bkz. Martin Bernal, Blach Athena, sh.161-189. Msr-Yunan ilikisinin 18-19. yzyllarda red edilme sebebi ve sreci iin bkz. a. g. e., sh. 189-364.

101
ise sadece vahi kavimlerin saldrlar ile aklanmaktadr. Bu hususta deiik melliflerin tamamen ayn fikirde oluu dikkat ekicidir.221 Roma ve dolaysyla tm Avrupa'daki bilimlerin gerilemesi ve Orta an balangc iin kltr ve zihniyet deiimi deil, tamamen harici sebepler gsterilir. Ortak kanaate gre, Avrupa'nn kuzeyinden gelen vahi kavimlerin ve zellikle de Hunlarn saldrs sonucunda Roma medeniyetinin k vuku bulmutur. Mnif Paa bir yerde medeniyetin toplumlar rehavete srkledii ve onlar bedevi toplumlar karsnda gsz kld yolundaki bir eletiriye cevap verirken, Roma'mn knn kusurunu ksmen kendilerinin dnyevi nimetlere fazlaca dknlkleri yznden dmanlar karsnda gsz dmelerine balayarak,222 bu konuda ek bir sebep daha gstermitir. XIX. yzyln en yksek derecedeki medeniyetine sahip olan, bilim ve teknikte en ileride bulunan Avrupa'nn bugnk stnlne ulamas binlerce yllk bir tarihi sre iinde "ahalisinin semere-i ikdam ve gayretiyle",223 "bir takm inklabatn neticesi olarak'224 ama byk lde "rehber-i ulum ve snayi' ile"225 "bit-tedric"2ZS gereklemitir. Roma'nn yklnn ardndan belli bir sre Orta a karanl ierisinde kalan Avrupa'da bilimlerin tekrar ilerlemesinin sebeplerinin banda, gemiin bilim mirasn zellikle tercmeler yoluyla devralnm olmas yatar. Avrupa biliminin devrald ilim miraslar itibaryla Roma-Yunan,

"Badehu baz milel-i vahiyenin hcum ve istiiasyla Roma Devleti mnkariz ve Avrupa da ulum ve fnun metruk ve mnadim olmutur". Bkz. Mnif Efendi, a. g. m., sh.7. "Miladn beyz senesinde akvam- vahiye-yi mezkureden Got taifesinin istiiasyla Roma hkmet-i garbiyesi mnkariz olup, Avrupa ktasndan asar- ilm medeniyet Romallarla beraber mahv olmu ve ktaat- mezkure akvam- vahiye-yi muhtelife ile malamal olarak, hayli vakit bir fetret-i azime iinde kalmtrBkz. Kadri Bey (Meclis-i Vaia Mtercimlerinden), "Avrupa Tarih ve Corafyas-1", MF nr.3, Rebilevvel 1279/ Austos 1862, sh.117-118. " Miladn yz yetmi tarihinde Hun taifesi dahi Asya'dan hcum ederek Avrupa'da bir takm uru ve inkilabat da'i olmulardr... Roma Devleti bin ikiyz yirmi sekiz sene mddet payidar olduktan sonra akvam- vahiye-yi imaliyenin zuhuruyla mnkariz oldtf'. Bkz. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.29. sh. 190.
222

" Tatarlarn inlilere ve Moollarn Hindulara, ve Vandallarn Merkez-i Medeniyet olan Roma'ya galebesi gibi baz tevaif-i vahiyenin ehl-i temeddn kabza-y teshire ald grlm ise de bunlar cehlin ilme galebesi add olunamayp, mcerred tevaifi-i mtemeddinenin tene'umat- cismaniye ve telezzzat- netsaniyeye kemal-i inhimaki ile sfat-1 reculiyeti gaib ederek dar- zaaf rehavet olmalarndan ne'et etmi olduu derkardr". Bkz. Mnif Paa, a. g. m., sh.30. Mehmed evki, a. g. m., MF nr.29. sh.186. A. g. m., sh.189. A g. m., sh.186. Mehmed evki, a. g. m., MFnr.32. aban 1281/ Aralk 1864. sh.302.

223 224 225

226

102
Endls ve stanbul olmak zere ayr kayna vardr. Avrupallar Yunan, Latin ve Arap dillerindeki ilmi eserleri inceleyip, tercme ederek Avrupa topraklar zerinde tekrar bilimlerin gelimesini salamlar ve zamanla ilim ve teknolojide dnya tarihindeki en ileri seviyeye ulamay baarmlardr.227 Osmanl aydnlar yeri geldike Avrupa biliminin ilerlemesinde Endls kanalyla slam biliminin olumlu etkisini vurgulamay ihmal etmemektedirler. Bylece bir zamanlar Mslman halklarn bilim bakmndan dnyadaki en ileri seviyede bulunduunu okuyucularna hatrlatp, hem onlarn kendi tarihlerine olan gvenlerini tazelemekte, hem de transfer etmeye altklar Avrupa biliminin tarihinde Mslmanlarn da bir yeri olduunu, dolaysyla Mslman kltrne yabanc bir unsur olmadn belirtmi olmaktadrlar.228 Mslmanlarn Avrupa biliminin geliimi zerindeki dier bir etkisi ise, stanbul'un fethinden sonra buradaki Bizans alimlerinin emniyet iinde talya'ya g etmesine izin verilmesi ve bu alimlerin talya'da ilmin gelimesine hizmet etmeleri eklinde olmutur. Bylece dolayl yoldan da olsa, Osmanl'nn stanbul'u fethediinin de, Avrupa bilimi zerinde olumlu tesirleri olmutur.229

"Roma devletinin inkirazn mteakib Avrupa memaliki bir zaman zelam- cehl ve nadanide kaldkdan sonra bir taraftan Romallarn bakiye-i asarndan ve bir taraftan Endlste bulunan millet-i islamiyenin kemalat ve maarifinden istifade-i envar- ilm ve irfan ederek temeddn ve terakkiye balam ve stanbul'un hiyn-i fethinde dahi oi-tarafa hicret etmi olan erbab- ulum ve senayi italya'da tavattun etmi olmalaryla onlardan dahi ok ey istifade etmilerdir. Bundan kat'- nazar Avrupallar Yunan ve Latin ve Arab ve sair elsine-i ecnebiyede mevcud ktub-u ilmiyeyi taharri ve tercme ve bu vehile mtekaddiminin kaffe-i ulum ve mearifine kesb-i ittila ettikten baka kendileri dahi sarf- efkar ile tevsi ve tamik eylemilerdir. Elhaletu hazihi Avrupallar gerek ulum-u akliyede ve gerek snaiyede mtekaddiminin vasl olamadklar bir derece-i kusvaya reside olmulardr". Bkz. Mnif Efendi, a. g. m., sh.7-8. "Araplarn Endls'te icra- hkmetleri zamannda edebiyat ve snayi' hayli terakki etmiti. Avrupa ahalisi henz zelam- cehaletde iken Badad ve Kahire ve Fas ve Kurtuba ehirleri menba- mearif olup, hatta mehur Rum Papalardan kinci Silvester ibtidai tahsilinde Endlse giderek arabiardan ilm-i hendese teallm etmi ve avdetinde daire ve zaviye resm ettii iin kendisine sehhar nazaryla bakimd... Endis'de hlefa- arabm inkrazyla yerlerine gelen kratlar Valensiya ve biliye ve Grnata ve mahall-i sairede ktphaneler tesis edip, spanya'da mevcud olan ktphanelerin adedi yetmie bali olmutu". Bkz. Seyyid Ali bn-i Embasavi, "slam Ktphaneleri", MF nr.44, Muharrem 1284/ Mays 1867. sh.28. "Endis'de hkmet eden muluk-u Arab'n inkrazlarn mteakib... ulum arablarda metruk olarak Avrupallara intikal eylemitirBkz. "Msr Etbbasndan Hasan Mahmud Efendi'nin 'Msr Mekteb-i Tbbiyesi' nvanyla Franszca Olarak Yazm Olduu Bir Risalenin Tercmesidir", MF nr.40, Receb 1283/ Kasm 1866. sh.272. "stanbul'un fethinde Devlet-i aliye tarafndan ahalisine verilen emniyet ve serbesti-i hareket zerine rumlardan pek ok erbab- ilm ve marifet talya'ya ve mehall-i saireye hicret ederek oralarda talim ve tedrise balam olmalaryla Avrupa'ca intiar- ulum ve fnun iin tarih-i mezkur mebde itibar olunurBkz. Kadri, "Avrupa Tarih ve Corafyas-2-", MF nr.4, Rebiylahr 1279/ Eyll 1862. sh.148.

103
Avrupa'nn Orta a karanlndan kurtulup, medeniyet yoluna girmesi srecinde kadim bilimleri ve slam bilimini alp, ihya etmelerinin dnda, deiik itimai, siyasi ve fikri gelimelerinde nemli rol olmutur. Bu gelimeleri Mehmet evki yle zetlemektedir:
...mezkur derebeylik usulu bu vecihle bit-tedric mahv ve mndefi' oldu ve ol esnada Hristiyanlar beyninde mezhebce tefrika dmeye balayp, Avrupa ahalisinin efkar bil-klliye tebeddl eyledi ve herkes tahsil-i saadet hal-i emeliyie fnun ve snayi' ve ticarete rabet ettiklerinden devletlerin hal ve hey'etlerinin intizam ve daire-i muamelat- ticaretin tevess ve Portekizlilerin defa- evvel olarak aktar- baideye seyr seferleri ve fenn-i tba'atn kefi ve akaid-i Hristiyaniye aleyhinde baz taraflardan tarizat vuku' gibi birtakm halat zuhura geldi. Ber vechi muharrer Avrupa'da usul-i idare ve efkar- nasca vuku' bulan ibu inklabat- cesime medeniyyeti hazrray vucuda getirdi... ve ulum ve snayi' ve sair levazm- medeniyyet gnbegn kesb-i terakki ve tevess edip, bil-husus muaheran vucuda gelen baz ihtiraat- nafia sayesinde Avrupa'nn hali bir suret-i ahar kesb etti. 230

Bilimlerin Avrupa'da ilerlemesinin dier ok nemli bir sebebi ise, bilim ve teknoloji arasnda kurulan balantnn her iki sahadaki gelimeler zerindeki mspet tesirleridir. Avrupallar'n ilmin sadece nazariyesi ile megul olmayp, onun pratie uygulanmas ile de ilgilendikleri ve bu sayede oralarda ilim ve sanayinin gelitii fikri Mecmua- Fnun ncesindeki Osmanl aydnlar tarafndan ska vurgulanmtr231. te yandan Avrupa'daki zanaatkar ve teknisyenlerin mesleklerini ilmi olarak yapmalar, hem o mesleklerin gelimesinin salam, hem de teorik bilimlerin ilerlemesine byk katklarda bulunmutur.232

Mehmed evki, a. g. m., MF nr.30. Cemaziylahr 1281/ Kasm 1864. sh. 216-217. Ebubekr El-Dimeki, Kethdazade Mehmed Arif Efendi, Sadk Rfat Paa ve Mustafa Sami Bey bu hususta benzer deerlendirmelerde bulunmulardr. Bir rnek olarak Arif Efendi'nin "Frenkler hem ilmini okurlar, hem ameliyatn icra ve tecrbe ederler, devletleri eshab- tecrbeye yardm ederler" eklindeki ifadesini gsterebiliriz. Bkz. Menakb- Kethdazade Mehmed Arif Efendi, 1. Bask, sh.126. "Aleiumum zannolunduu misillu ilim ve san'at ayr eyler olmayp, hakikatte beyinlerinde iddet-i irtibat ve ittihad vardr. Ulumun sanayi'e ziyade medhal ve mu'aveneti olup, mesela dlgerlik, duvarclk ve boyaclk ve hatta en sade grnen frnclk ve alk san'atlar kava'id-i ilmiyyeye mebnidir... te bizim taraflarda href ve sanayi'ce labd olan ilm-i kimya ve hikmet-i tabi'iye ve resim ve hendese ve cerr-i ekal gibi ulumun mevadd- esasiyyeleri ta'allm olunmadka, memalikimizde sanayi'in dar olduu hal-i vukuftan tahlisi mmkn olamaz. Hem civarmz olan Avrupallar sanayi ve ma'arifte bir derece-i a'laya varm iken bizim ilimsiz u hal-i vukufta bile kalmamz kabil olmayp gittike geriliyeceimiz derkardr...".

104
Dnemin aydnlarnn slam biliminin ykseli ve d sebeplerini nasl akladna bakacak olursak, iki nemli unsura arlk verildii farkedilmektedir. Birincisi, bata Yunan miras olmak zere kadim bilgilerin tercme faaliyetleri yoluyla Arapa'ya kazandrlmasdr. Genellikle Mslmanlarn ncelikle fetihler yoluyla ynettikleri topraklan genilettii, sonra ise kllarn bir kenara brakarak, bu kez kalemlerini ele alp, eski ilmi eserleri Arapa'ya tercme ettikleri belirtilmektedir. eviriler yoluyla edinilen birikim ilerletilerek bilgi sahas geniletilmi ve o zamanlar dnyadaki en st seviyeye ulalmtr. Bu sre ierisinde halifelerin her ynden tevik edici tutumunun da nemli bir rol vardr233. kincisi ise, slam dininin deiik ekilde bilimlerin gelimesine katkda bulunan tesirleridir.. Hereyden nce slam dini dank ve disiplinsiz Arap kabilelerini birletirerek, onlarn byk bir devlet kurmalarn salamtr. Byk ve gl bir devletin ihtiyalar tabii olarak, o lkelerde bilimlerin gelimesine vesile olmaktayd. Szgelimi, geni bir lkenin ynetimi, ileri bir corafya bilgisine ihtiya duyurmaktayd ve bu ihtiya corafya ilminin gelimesini tevik etmekteydi. Dahas, slam dininin baz ibadetleri de, yine corafya gibi baz ilimlerin gelimesini gerekli klyordu. 234 slam dininin bu sebepler yznden Araplar arasnda baz bilimlerin gelimesine olumlu anlamda katks olmutur.
Bkz. Mnif Efendi, "Ehemmiyet-i Terbiye-i Sbyan", MF nr.5, Cemazielahir 1279/ Ekim 1862. sh. 178-79.
233

"Hiyn-i zuhur-u slamda taife-yi arab az vakit zarfnda futuhat- azimeye mazhar olarak am ve Badad ve Fas ve Endls'de devletler tekil ve vesaii-i emn 0 istirahat tahsil ettikten sonra seyf ve sinan bir tarafa terk ve levh ve kalemi ahz ile iktisab- ulum ve fnuna say ve ihtimam ve mahsus mtercimler tayiniyle ktb ilmiye-i Yunaniyeyi lisan- Arabiye tercme ve nakl ettirerek pek ok ulumda kesb-i meharet eylemilerdi/". Bkz. Mnif Efendi, "Mahiyet ve Aksam- Ulum", sh.7."Mukaddemleri tavaif-i slamiye beyninde ulum ve maarif imdiki gibi metruk deildi. Vaka Hazreti mer radiallahu anhu mukteza-y vakit ve hal olan baz mekasd- mhimmeye mebni seraskeri bulunan Amr bnl As'a skenderiye ikinci Ktphanesinin ihrakn emr buyurmutu. (Malumdur ki beide-i mezkurun birinci ktphanesini ondan yediyz sene mukaddem Kayser-i Rum zamannda kaza- muhterik olmutur). Fakat sonralar bu misiil tedabire mracaat olunmadktan baka bilakis ner-i envar- uluma itina klnmtr. Hlefa- Abbasiyeden Mansur ve Harun el-Reid ve Memun asrlarnda ulum ve fnun Avrupada bil-klliye metruk ve mensi iken Badad'ta ziyade terakki etmiti. Hatta Konstantiniye'ye mahsus adamlar irsaliyle Yunan melliflerinin asar- mutebereleri lisan- arabiye nakl ve tercme olunur ve. ekseriya muharebat hitamnda akd olunan sulhnamelere bir mikdar ktb- Yunaniye itas art dahi hassaten dere edilir idi". Bkz. Seyyid Ali ibn-i Embasavi, a. g. m., sh.25."Batlamyus'un telifi olup, kudema-y Yunan'n corafyaca hazine-i malumatlar bulunan Macesti nam kitap, devlet-i Sasaniyan zamannda Farisiye ve yedinci kurunda ibrani ve sryaniye ve badehu bu lisanlardan arabiye tercme olunmutur". Mehmed evki, "Araplarn Fenn-i Corafyaya Hizmetleri", MF nr.36. Rebilevvel 1283/Temmuz 1866, sh.87. "Kabail-i Arap, vakt-i saadete kadar badiye-i cehalet ve perianide sergerdan olduikar halde, din-i mubin-i muhammedi beyinlerinde rabta- bend-i ittihad olarak bir kuwe-i cesime tekil ettiler. Ve uca'an- arab bir ellerinde Kuran- Kerim, ve bir ellerinde Seyf-i sarim olduu halde Cezire-t l-Arab'n bevadi-i harresinden huru ile hkmet-i slamiyeyi arkan

234

105~
Dnemin yaygn kanaatine gre, bir zamanlar ok ileri seviyelere ykselmi bulunan slam bilimi, Hicri nc yzylda duraklamtr235. Bu duraklamann en nemli sebebi, Roma biliminin gerileme sebebinde olduu gibi, barbar bir kavmin saldrdr. Mool ordularnn Mslman blgeleri igal ederek, burada gerekletirdikleri ykmlar ve buna benzer askeri saldrlar slam biliminin knn sebeplerinin banda yer a l m a k t a d r . 2 3 6 D saldrlara ek olarak, ierden siyasi idarenin kt ynetimi, ilgisizlii 237 ile i kargaalk ve atmalar da, 3 8 bilimin gerilemesine yol aan sebepler arasnda gsterilmektedir. Bu aklamalarda, slam biliminin geriieyii ile slam dininin Mslmanlara kazandrd zihniyet arasnda herhangi bir iliki kurulmamaktadr. Byle bir ilikinin reddetmek iin bile olsa hi gndeme getirilmemi olmas, "slam terakkiye mani midir yoksa mrebbi midir" tartmasna yol aan
ta Hindistan'a ve garban Bahr-i muhit-i Garbi'ye isal eylediler. Feth ve teshir ettikleri memalikin hudud ve mesaiikini tersim ve mahsulat- muhteiifesini tahkik ile merkez-i hilafete arz ve inha ederler idi. Ve hatta spanya memaliki'nin hayli yerlerini ve Fransa'nn ayaiat- imaliyesini istila ettiklerinde oralarn ab ve havasnn mizac ve mahsulatnn ecnas ve ahalisinin miktar bit-tahkik i'ar olunmas hassatan makam- hilafetin Kurtuba Emiri'ne emr ve izbar buyurulmu idi ki mestur- sehayif-i tevarihdir. ite u usui-u mehasin umulle riayetleri ve birde memalik-i baideye mnteir olan ehl-i slamn ifa- farize-i hac-c erif iin Canib-i Hicaz'a esdeedleri fenn-i corafyann tevess etmesine ve ol-babda ktb- mutebere telif olunmasna sebeb-i mstakil olmutu/Bkz. Mehmed evki, "Araplarn Fenn-i Corafyaya Hizmetleri", sh.86. "Ulum-u saire misillu fenn-i corafya hicretin miet-i saniyesinde arablarn ire-dest-i himmetieriyle kesb-i terakki etmi ve miet-i salisede bir raddeye kadar gelip, orada kalmt/". Bkz. Mehmed evki "Araplarn Fenn-i Corafyaya Hizmetleri", sh.90. 236 "Hlefa- Abbasiye'nin Badad'da tesis etmi olduklar ktphane ve medreseler hakknda ok malumatmz yoksa da, mellefat- mevcudenin fevk al-gaye kesreti undan anlalyor ki, 657 sene-i hicriyesinde Taife-i Tatarn Badad' istilasnda ktb- muddehire Dicle'ye ilka olunmu ve bundan derun-u nehirde bir rhtm peyda olup, zerinden piyade ve svariler murur etmilerdir... Ol esnada Trablusam merkez-i alem-i ulema olup, bin yz dokuz senesinde ehl-i salib ehr-i mezkuru istila ettikde, ktphanesinde bulunan asar dmann mucib-i hayreti olmudu. Oi-vakit ehl-i salibden birisi bit-tesadf mesahif-i erifeye mahsus daireye girip, eline ald kitaplarn cmlesi Kuran- Kerim olduunu gricek, ktphanede mesahif-i erifeden baka kitap olmadn ilan eylemesi zerine Hristiyanlar tarafndan kaffeten ihrak olunup, kurtarlabilen dahi memalik-i saireye mnteir olmutu". Bkz. Seyyid Ali bn-i Embasavi, a. g. m.,sh.25-27 arasndan derleme "Hlefa-i Msriyyenin inkirazmdan sonra ktb-u mezkure Sultan Selahaddine intikal eyledi. Marn ileyh dahi daima cenk ve cidal ile itigal edip, ulum ve mearife rabeti olmadndan mezkur kitaplar satdrd". Bkz. Seyyid Ali Embasavi, a. g. m., sh.26. Ayrca "ibu medeniyetin bakiye-i asarndan olmak zere Msr'da envar- ulum bir mddet daha iaa-pa olmu ise, htta- mezkurede zuhur eden muharebat ve ihtilat- mtevaliye ve orada suret-i mutlakada hkmet eden muiuk ve ba-husus Klemen taifesi asar- medeniyeti bilklliye imha eylemilerdi/Bkz. "Msr Etbbasndan Hasan Mahmud Efendi'nin 'Msr Mekteb-i Tbbiyesi' nvanyla Franszca Olarak Yazm Olduu Bir Risalenin Tercmesidir", sh.273. "Badehu Vezir-i marn i!eyhin kona yama olundukta kleleri mezkur kitaplarn cildlerini koparp, papu imal ve evrakn dahi ihrak eylemilerdir. Bir takm dahi Nile endaht veyahut hark olunarak itlaf olunmu, ve ksuru Kahire civarnda tede beride harmanlar gibi ylp kalm ve murur-u zaman ile zerlerini kum ve toprak kaplayp, bundan tepecikler teekkl ederek mddet-i medide kitap tepeleri ismiyle zebanzed olmutur". Bkz. Seyyid Ali Embasavi, a. g. m., sh.26.

237

238

106

Renan'n "slam ve Bilim" konulu konumasndan evvel konuyla ilgili yaklamlarn ne denli farkl olduunu bize gstermektedir. Bilimin gerilemesini aklamaya alrken, yukardaki siyasi ve sosyal sebeplerin yansra, yer yer bilim faaliyetlerinin kendi i ileyiindeki eksikliklerin rolne, de iaret edilmektedir. Szgelimi, ilimler iin merkez olabilecek bir blgenin bulunmay ve dolaysyla da bilim adamlar arasnda bir ibirlii ve iletiim eksiklii yaanmasnn menfi tesirleri bilimlerin gelimesini engellemi, ferdlerin gsterdii ilmi abalar da sonusuz brakmtr.239 Ayrca teorik bilimler bilgisinin, teknolojide ve zanaat ilerinde kullanlmay, zanaat erbabnn iini iyi yapamamasna yol at gibi, genel olarak bilimlerin gelimesine de engel olmutur.240 slam biliminin Mool saldrlar sonucunda geriledii belirtilmesine ramen, slam bilim geleneini srdren Osmanl Devleti'nin gelime dneminde ilim faaliyetlerinin olduka ileri bir seviyeye ulam olduu ifade edilmektedir. Eski ve imdiki ktphanelerin bykl bir zamanlar Osmanllar arasnda ilme verilen nemin en gzel gstergesidir. 241 Osmanl Devleti'nde ilmin ilerlemesinin en nemli sebebi, Devlet'in bu husustaki tevikidir. lerleme sebebi olarak devletin tevikini gsteren aydnlarmz, gerileme sabebi olarak Devleti gstermek istemezler. Bu sebepleri "baz gavait' eklinde adlandrmay tercih ederler.242 Bu gavai! ierisinde yer alan deiik iktisadi, itimai ve

"Endls'de hkmet eden muluk- Arab'n inkrazlarn mteakib gerek fenn-i tb ve gerek ulum- saire nazar- rabetten sakt olup, eeri tede beride baz ulema-y slamiye mnferiden ilm ile itigal etmiler ise de, beyinlerinde bir usul- ittihad olmamas ve merkez-i ulum olacak bir mahai bulunmamas cihetle mesai-yi vakalar bi-semere kalm, ve ihtidalar kemal-i rabet ve ihtimam ile tahsil ve tevsiine say olunm olan ulum arablarda metruk olarak Avrupallara intikal eylemiti". Bkz. "Msr Etbbasndan Hasan Mahmud Efendi'nin 'Msr Mekteb-i Tbbiyesi' Unvanyla Franszca Olarak Yazm Olduu Bir Risalenin Tercmesidir", sh.272. Bkz. Mnif Efendi, "Ehemmiyet-i Terbiye-i Sbyan", sh.178-79. "Memalik-i Osmaniye'de binyediyzondokuz senesinde Sultan Ahmed Han- Salis tesis edip, muaharan hullaf- kiram tarafndan tevsi olunan ktphane la-akail otuz bin cild kitab amildir. Bundan maada, Dersaadet'de bir ok medaris ile Sultan Mehmed ve Sultan Sleyman ve Sultan Bayezid ve Sultan Osman ve Sultan Abdlhamid ve Valide Suttan ve Kprl ve brahim Paa ktphaneleri gibi onbe bab ktphane olup, bunlarn her birinde iki bin cild kitap vard". Bkz. Seyyid Ali Embasavi, a. g. m., sh.29. "...Ulum ve mearif saltanat- seniyede dahi matruh- ke-i bi-itibari olmayp selatiyn-i havakyn- Osmaniye'nin intiar- ulum hakknda sezavar buyuruian msaadat- ceiileleri semeresi olarak mhr- mnir-i ulum bir zaman aaa-pa- memalik-i Rum olmutur. Fakat sonralar zuhur eden baz gavaii devam ve terakkisine hail olduundan evvelki haline

107

siyasi unsurlarn arasnda Devletin bu kez menfi rolnn de ima edildii dnlebilir. Avrupa'daki rk Teoriler Karsnda Mecmua- Fnun Aydnlan: XIX. yzyl, Avrupa'da rk teorilerin en gl olduu yzyldr. Avrupa halklarnn bata bilim olmak zere her sahadaki stnln aklamaya alan ve bu arada da Avrupal halklarn Bat d halklar ynetmeyi hakedecek bir rk stnlne sahip olduklar fikrini destekleyen bu teorilerin bir ksmna Osmanl aydnlar da muhatap olmaktaydlar. Micheal Adas'n incelemelerinin sonucuna gre, o dnemde Avrupa'llann zellikle smrgeierdeki halklara kar rk n yarglarn, tamamen saf bir rklk deil, halklarn bilim, teknoloji ve sanatlardaki baarlarna gre yaplan stnlk snflandrmalar ekillendirmekteydi.243 Mslmanlar gemite bilimler sahasnda byk baarlar kaydetmi bir medeniyete mensup olduklarndan, bu rk tezler karsnda, rahatlkla kendi kimliklerine uygun stn bir yer bulabilme avantajna sahiptiler. Bu adan Osmanl aydnlarnn bu rk tezler karsndaki tepkileri olduka ilgi ekicidir: Genellikle rk yaklamlarda bulunmaktan kamlmakla birlikte, yer yer bu rk tezleri tamamen reddedilmeyip, kendilerinin de stn rktan olduunu vurgulanmakta ve Avrupallar ile benzerlikleri n plana karp, onlar gibi stn bir rka mensup olunduu ima edilmektedir. Bu tavrn ak bir rneini, Mnif Paa'da grmekteyiz. Mnif Paa, Avrupa'daki Kafkas rk teorisini alarak, Trkler'in ve Araplar'n da bilime istidadl stn rklardan olduunu vurgulamaktadr. Bu arada dnemin fikri atmosferine uyarak zencileri dk rka bir rnek olarak gsterir."Umumen nev-i insann sana't- kitabet tahsiline kabiliyeti derkar ise de, ecnas- memin teallm- uluma isti'dad mtefavittir. Trk ve Arab ve Acem ve Rum ve tavaif-i efrenciden ibaret olan Kavkas cinsi244 bu
nispetle eiyevm hayli tenezzl etmi olduunu meat-teessf itirafa mecburuz". Bkz. Mnif Efendi, "Mahiyet ve Aksam- Ulum", sh.7. Adas, a. g. e., sh.6-9. nsanlar rki olarak snflayan ilk akademik alma, 1775 ylnda Gttingen niversitesi Profesr Johann Friedrih Blumenbach tarafndan yazlan De Generis Humani Varietate Nativa isimli kitapta yapld. Bu snflamadaki hiyerarinin en stnde yer alan beyaz rk, Blumenbach tarafndan kitabnn nc basksnda "Kafkasllar" olarak adlandrlmt. Ona gre Kafkas rk ilk, en gzel ve en yetenekli rk idi. Dier rklar bu ilk mkemmel rkn bozulmasyla, inli veya Zenci oldular. Ona gre Kafkasya'da yaayan Grcler en mkemmel millet idi ve bu fikrini ilmi olarak ispata alt. Onun bu gr XVIII. yzylda Vico'nun ortaya att ve Kutsal Kitapdan esinlenen, bugnk insanln Nuh'un tufanndan

108
babda en ziyade mstaid olup, zenci taifesinin ekil ve hiikatlar iktizasmca245 uium- riyaziye ve hikemiye mesaii-i dakikasn fehm ve idrakdan aciz olduklarnn bit-tecrbe malum olduu rivayet klnr."246 Mehmed evki de Mnif Paa gibi baz rk kanaatlere itirak etmektedir. Ona gre belli halklarn medeniyet derecelerinin dk olmasnn sebepleri arasnda, onlarn "akl ve fetanef bakmndan dierlerinden aa olmasnn da nemli bir rol vardr. Ancak Mehmet evki bu rk kanaatin yansra, halklarn yaad blgelerinin arazisinin mnbitlii ve havasnn itidali gibi evre faktrlerinin, o halkn medeniyetinin ekillenmesindeki roln de eklemektedir:
Medeniyetin anasr- tabi'iyyesi olan esbab- meruha mtala'a ve tedkik edildikte, tavaif-i alemde bazlarnn derece-i refia'-y medeniyete irtika etmeleri ve dierlerinin hal- vahet ve cehaletde kalmalarna ne makule esbaba mebni olduu anlalyor. Mesela Cezair-i Hindiye ahalisinin evvela akl ve fetanet cihetle sairlerinden dun bulunmas ve saniyan mtemekkin olduklar memalikin i'tidal havas ve arazisinin mnbitlii cihetle ihtiyacatlarn bis-suhule d e f ettiklerinden ihtiyar- betalet eylemeleri ve hasbel mevki' kendilerinin kta't- alemden munkati' olduklarndan milel-i saire ile ihtiiat etmemeleri beyinlerinde envar- medeniyetin intiarna hail olmutur. Ahali-i mezkurenin memleketleri mahsuldar olmam olsa idi, harice ihtiyalar olacandan milel-i saire ile kesb-i mnasebet ve bu vesile ile fenn-i bahri ve

sonra gelitii fikrini de ihtiva etmekteydi ve o zamanki yaygn gre gre Nuh'un gemisi Gney Kafkasya'daki Ar Da'na ktndan, Kafkasyallar ilk ve en asil rk olmaktaydlar. Blumenbach Kafkas rkna Yunanllar ve Avrupal halklarla birlikte, eski Msr teorisini de reddetmeyecek ekilde, Semitikleri ve Msrllar da dahil etmekteydi. Ancak Kafkasya Yunan Mitolojisinde insanlk iin Tanrdan atei alan ve Avrupa'llarn aydnlanma dneminde kendi kltrlerinin sembol olarak grdkleri Promete'nin Vatan olduu iin de ok nemliydi. stelik Kafkas rk teorisi, medeniyetin merkezini Msr olarak kabul eden teoriye alternatif olarak karlan Hint-Aryan rk teorisine daha fazla yaknd. Bu anlamda Mnif Paa'nn bu teoriden esinlenmi bir kaynaktan bu fikirleri aldn dnebiliriz. Ancak hala cevaplanmas gereken soru Paa'nn bazen birbiriyle elien bu fikirleri tek bir kaynaktan m ald yoksa, Trk ve msimanlara da ilimler ve medeniyet tarihinde en fazla yeri ayracak ekilde deiik tarih tezlerinden katld fikirleri seip, kendine zg bir uyarlamay m yaptdr. Dnemin Kafkas rk ve Aryan rk tartmalar ve nemi iin bkz. Bernal, a. g. e., sh.215-223. 245 Mnif Paa'nn zencilerle ilgili bu rk yaklamnn kaynan, yine XIX. yzyl Avrupasnda hakim bir yaklam olmas sebebiyle tahmin etmek mmkndr. zellikle kle ticareti ve Siyah Afrika'nn smrgeletirilmesi esnasnda siyahi rkn her ynden geri olduu ve medeniyete kabiliyeti bulunmad fikri tm Avrupa dncesinde yaygn olup, 20 yzyla kadar pek eletirilmemi bir kabul olarak kalmtr. Msr'n medeniyet merkezi olduu fikrinin 18-19. yzyllarda reddedilmek isteniinin bir sebebi de, Afrikallardn zenci oluu ve zencilerin Avrupa medeniyetine verebilecei bir eyin olamayaca varsaym olmutur. Bkz. Bernal, a. g. e 241-245 ve 435-436. Mnif Efendi, "Mahiyet ve Aksam- Ulum", sh.7-9.

246

109

saireyi tahsil edecekleri derkar idi. Ahaliyi merkumenin elyevm baz mertebe tarik-i temeddne suluklar miiel-i mtemeddinenin oralara amedod etmeleri sayesinde vuku' bulmutur. Hlasa bir taifenin miza ve tabi'iyyatnn ve bulunduklar memleket ahval-i tabi'iyyesinin husul- medeniyete medhal-i kllisi vardr. 247

247

Mehmed evki, "Avrupa Devletlerinin Ahval-i Hazrras", MF nr.32. sh.305.

110

4)

Mecmua- Ulum Dergisinin Bilim Alanndaki lerleme ve Gerilemeyi Aklama Tarz ve Osmanl Devletinin lerlemesine Dair nerileri

Mecmua- Ulum dergisinde slam ilim gelenei, bilim tarihi ve dinbilim ilikisine dair fikirler, Mecmua- Fnun dergisine kyasla baz alardan daha farkl bir uslup ve muhtevaya sahiptir. Bu derginin sayfalarnda ifade edilen fikirlerin ve dergiye hakim olan yaklam biiminin, Mecmua- Fnun 'daki fikir ve yaklamla hem ok benzeyen ve hem de olduka farkl olan yanlar vardr. Yaynlanma tarihleri arasnda yaklak yirmi yllk bir sre bulunan248 bu iki derginin bilimle ilgili deiik konulara yaklamlarndaki benzerlik ve farkllklarn tespit edilebilmesi, dnemin Osmanl dncesinin geliim ve deiiminin anlalmasna yardmc olacaktr. Mecmua- Ulum dergisinin bilim tarihine yaklam, slam biliminin n plana karld evrensel bir bilim tarihi anlay erevesindedir. Dergideki anlatma gre Yunanllar Msr'n birikimini devralm olsalar da, 249 insanln ortak bilgi birikimini oluturan "malumat- insaniye" aacn dikenler asl onlardr. Fakat bu aa Araplar ve Avrupailar'n gayretiyle byyp, gelierek meyve verecek hale gelmitir. 250 Mecmua- Ulum dergisinde slam biliminin bilim tarihi ierisindeki yeri ve o dnemin Avrupa bilimi zerindeki tesirleri zellikle belirtilir. Yunan medeniyetinin knden sonra bilim faaliyetlerinde bir duraklama grlm, fakat "bereket versin ki" Msr ilim geleneinin varisleri olan Araplar bu duraklamaya son vermilerdir. Avrupallar cehalet iinde yaarken Araplar Yunan bilimini devralp gelitirerek, daha sonra

Mecmua- Fnuriun ilk says Muharrem 1279/ Haziran 1862 tarihini tar. Mecmua- Ulum dergisinin ilk says ise 1 Zilhicce 1296/ 16 Kasm 1879 tarihinde yaynlanmtr. "Felsefe-yi Yunaniye Msr denilen mm- Dnyann kzdr". Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I)", ML/say:2,15 Zilhicce 1296/ 30 Kasm 1879. sh.135. "Malumat- insaniye eceresi Yunan gayretiyle dikilmi, medeniyet topranda filizlemi, Arabiann ve Avrupallarn hizmetiyle nev- nma bulmu, hrriyet zamannda iek vermi ve asrmzda semere-bah olmutur. Bu aa genliinde arasra baz guna frtnalar tutulmu...". Bkz. Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I), sh.149.

Ill
bilhassa spanya yoluyla Avrupa lkelerine aktarmlardr.251 Bylece slam bilimi, kadim Yunan bilimini koruyup, ilerletip, Avrupa'ya aktararak, modern bilimlerin gelimesini salamtr. Bu geree ramen Avrupallar Mslmanlarn bilimlerdeki baarlarn ve kendilerine rettiklerinden habersiz olduklarndan Mslman stadlarna kar "kfram nimet' etmektedirler. Ancak yine de Avrupallar arasndan baz insaf sahipleri bu durumu dile getirmektedir.252 Mecmua- Ulum dergisinde genel olarak dnya tarihi ierisinde bilim ve din ilikisine de deinilmekte ve zellikle Avrupa'da bilimin gerilemesi sebepleri arasnda ruhban snfnn rolnden bahsedilmektedir. Mecmua- Fnun dergisinin hi bir yerinde bilimin gerilemesi zerinde ruhban snfnn tesirinden bahsedilmedii hatrlanacak olursa, aradaki sre ierisinde Osmanl dncesi ierisinde din-bilim ilikisi tartmasnn domaya balad dnlebilir. Ancak ruhban snf ile bilimin gerilemesi ilikisine dair bu ilk yorumlarda asla slam dnyas rnei verilmemekte, daha ok Avrupa bilim tarihi anlatlrken ruhban snfnn basksndan ve bilim adamlarnn bu snfn basksna kar verdii mcadeleden bahsedilmektedir. Avrupa'da Orta a dnemindeki cehalete ek olarak, kilise ile mutaassb Hristiyanlarn basks varken, Mslmanlar arasnda bilim ok ileri bir durumdayd.253 Zaten Avrupa'da da kilisenin gc, kitab ve bilim adam yakmasna ramen, bilimlerdeki ilerlemeyi durdurmaya yetmemitir.254 Ruhban snf

"Ulum- kudemann adem-i intiar ve halet-i vukufu hayli asrlar mmted olduktan sonra bereket versinki maarif-i msriyyun -varisleri olan- guzat- arabn ganimeti oldu. Bu dilber-i marifet kavm-i necib-i arab nezdinde ziyade rabet buldu. O vakitler Avrupa memalik-i serteser eb-i tarik-i cehalete dalm olduu halde Arabn spanya'da Toledo, Kordoba, Seville Darlfnunlar envar- marifetle pertev-endaz- cihan idi. Arabiar ve badehu Romallar Yunanlarn medeniyetini bilcmle Avrupa memaiikine ner ettiklerinden ulum ve smaiyenin terakkileri asar- vustada zuhura gelen baz ihtiraat vastasyla suret-pezir olmaa balad". Bkz. a. g. m., sh.143. "Shhatinde kafan itibah olunmayan bu kufat Avrupa mellijatmda tasrih ve ilan edilmemesinden dolay Avrupallar muhammedilerin hakkn ketm ile stazlarna kar kfran- nimet etmi olduklarn yine kendilerinden baz ashab- insaf hamiyet- ittisaf ikrar ve itiraf etmitir", a. g. m., sh. 145. "Asar- vustada guruh- ruhban ve sair mutaassb Hristiyanlarm ilm ve hikmet hakkndaki adavet-i edidesi mlabesesiyle hertaraf zulmet-i cehalet istiab etmiken bu kaht- efkar arasnda Arab kavmi geriye kalmadlar. Hususan maribiler nizam, nezafet, snaat ve marifetlerini spanya'ya nere balad". Bkz. a. g. m., sh. 144. "Ruhbanlarn ulum- tabi'iye aleyhinde bu derece uramalar kendilerini me'mul ettikleri kadar faidemend edemedi. u adavetleri mezhebleriyle hadisat- kevniyyeyi temyiz etmeyilerinden ne'et eyledi. Merkumlar kuwe-i ruhaniye ve cismaniyelerini cem' ile uradklar halde bile ne teleskop, ne de hurdebin ihtiram ve ne de mvellid'ul humuza

112
her ne kadar bilimlerdeki gelimeyi tam olarak durduramasa da, belli Avrupa lkelerinde baz bilimlerin fazla ilerleyememi olmasnda o lkedeki ruhban basksnn iddetinin rol olduu yazlmaktadr. Mesela Almanya'da fizyoloji ilminin Fransa ve ngiltere'den daha ileri dzeyde bulunmasnn sebebi, orada ruhban snf nfuzunun zayflndan kaynaklanmaktadr.255 Avrupa tarihi dnda, genel olarak bir toplumda bilimlerin ilerlemesi iin gerekli artlarn neler olduu aklanrken, ilmi faaliyetler iin maddi ve mali destek salanmas en nemli art olarak gsterildikten sonra, eer buna ramen bir toplumda bilimler ilerlemiyorsa bunun sebebinin o toplumdaki zalim ve gaddar ruhban snfnn basksnn olabilecei belirtilmektedir.256 Hristiyan dnyasnda bir ruhban snf basksndan bahsedilip, Hristiyanlkla bilim arasndaki iliki hakknda baka hi bir aklamada bulunulmayan dergide, slam ile bilim arasnda her ynden birbirlerini destekleyen bir iliki olduu zellikle vurgulanr. slam'daki dini ilimler usulnde, akl ile nakilin elitii durumlarda, naklin akla uygun bir biimde yorumlanmas, slam dininin "hlasa- hikmet ve zbde-i marifet olduunu ve slam'da din ile ilim arasnda bir eliki bulunmadn gsteren bir delil olarak sunulur.257 Zaten Mslmanlar ilme tevik eden pek ok ayet ve hadis mevcut olup, Mslmanlar arasnda tekrar ilmin gelimesi iin bu dini teviklerden istifade edilmesi gerektii ve bu hususta halk aydnlatmak iin gazetelere byk grevler dt

kefini men' edebildiler. Vaka bir kitab ve hatta bir mellifi ihrak etmee kadar idiler. Lakin efkar- insaniyede olan envar- tesirat itfaya muktedir olamadlar". Bkz. a. g. m., sh.146. " Fizyolociyanm ziyade parlad yer Almanya'dr... Zira bunlar hakayk- kabule Avrupa'nn sair diyar ahalisinden daha mstaiddiier. Lakin Fransa ve ngiltere akademileri azas zmre-i rehabin ve guruh- mteassibinin mahkum ve malublar olduundan byle bir ilmin ikmai-i terakkiyatna kudret-yab olamadlar". Bkz. a. g. m., sh.149. "Ziraat- akliyenin mahsul olan ulum- nafa gdasnn meydan- husule gelmesi bir takm esbab ve uruta mtevakkftr. Ezan cmle himmet ve gayretlerini hkmet-i akliye hizmetinde isti'mal eder ademler yetitirmektir. Lakin bu ademler semerat- tahsillerini baya hububat gibi arda gtrp muhta olduklar eylerle mbadele edebilmek taht- imkanda olmadndan ihtiyalarna kafi olacak ma'yietieri dahi ihzar olunmaldr. Bunun iin ahalinin servet ve saman sahihleri gnalarn terbiyeyi umumiye tezyid-i maarife bezi ve ... Baz milletlerin bu babda olan say ve gayreti faide bah olamamas ahalinin mezra- medeniyeti edilmezden evvel bir takm gaddar ve cahil ruhbanlar teslim olmasndandr. Bkz. a. g. m.,

sh.148.
"...Diyanet-i slamiye hlasa-i hikmet ve zbde-i marifet olduu halde behiy adem ilimle din arasnda mbayenet nasl tasavvur olunabilir? Usuliddin yani ilm-i kelamda ve fkh- erifde akl ile nakil tearuz edince akl tercih ve tafdil ve nakl, akla uydurulup tevcih ve tevil olunmak umur'ul uzmadan olduu kavaid-i mukarreden deil midir?'. Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum l)", MU Say:5,1 Safer 1297/14 Ocak 1880, sh.330.

113
belirtilmektedir.258 O gnn Mslmanlarn ilme tevik etmek iin, ayet ve hadislerin yansra, Mslmanlarn gemiteki baarlar nakledilerek yeni neslin zendirilmesi uygun grldnden, bu amaca ynelik olarak slam biliminin gemiteki baarlarndan vgyle bahsedilmektedir. 2 5 9 Mecmua- Ulum mellifleri din-bilim ilikisi asndan Hristiyan gelenei ile slam geleneini birbirinden kesin izgilerle ayrp, Hristiyan toplumlarnn tarihinin aksine slam toplumlarnda bilim zerinde din basksnn bulunmadn, bilakis slam'n kutsal kitabnn Mslmanlar ilme tevik ettiini dnmektedirler. te yandan slam dnyasnda ilmin veya bilimlerin gerileyiinde, harici Mool istilas ve dier d saldrlarn byk rol olduu belirtilir.260 Dergideki baz yazlar ilme dair slam dininin tevikini gstermeyi amalamaktadr. zellikle Trabzon Valisi Srr Paa'nn yazd "Fazilet ve eref-i lm" balkl makalede Mslmanlar ilme tevik eden ayet, hadis ve alim szleri nakledilmitir.261 Yine derginin ilk saysnda yer alan "lme Dair Bir ki Sz: Tarif-i lm; Taksim-i Ulum; eref ve Fazl- lm" balkl ksmdan oluan uzun bir yazda, hem ilim tarifi ve taksimi hususunda hi bir yeni Avrupa kaynana bavurmadan geni malumat verilerek, slami gelenein ilme verdii nem gsterilmekte ve hem de okuyucular dini terimlerle ilme tevik edilmektedir.262 Bunlarn yansra, dergide insann niin tabiat inceleyip, ilmini arttrmas gerektii sorusu, daha ok dini terimlerle cevaplandrlmaktadr.263 Okuyucularn dini bir

58

"Teribat ve tevikat- ilm ve hikmete dair bunca ayat- beyyinat ve ahadis-i erife-i sahib'l mucizat varid olmu olduu halde, niam- ulum-u mtenevviay niin itinam etmiyoruz? Niin onunla mtena'im olmuyoruz? (Bu husus menafi'-i mansusun ahalimize tefhimi gazetelerin cmle-i vezaifindendir)". Bkz. a. g. m., sh. 333. "Terakki-i Maarif: Tarih ve Taksim ve Semarat- Ulum (li)", MU say:6, 15 Safer 1297/ 28 Ocak 1880. sh.423. A. g. m., sh.423. Trabzon Valisi Srr Paa, "Fazilet ve eref-i lm", MU say:6, 15 Safer 1297/ 28 Ocak 1880. sh.405-408. "ilme Dair Bir ki Sz: Tarif-i lm; Taksim-i Ulum; eref ve Fazl- lm", MU say:6, 1 Zilhicce 1296/16 Kasm 1879. "Mamafih u kadar denilebilirki Cenab- Rabbi'l Alemin eref-i mahluku olan nev-i beerin ...gzne snayi'- bediay lahiyesini cami kitab- mbin-i alemi am ve bunun mtemii olduu esrar ve hakaykn kef ve ttlana bir meyi ve arzu vermi ve celb-i menfaat ve defi mazarratdan ibaret olan ihtiyacat- maddiye ve maneviyesinin tedarikine meftur ve mecbur eylemi ettiinden, insan her baknda bir emr-i garibe tesadf ve mahsusatn...". Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I)", sh.135.

259

260 261

262

147

114
bakla modem bilime tevik etmek isteyen Mecmua- Ulum dergisi, modern bilimin tabiatn da gayet dini bir yaklamla aklamakta ve onun gayesini "hakayk- eyay kef ve tedkik' olarak tanmlamaktadr.264 Mecmua- Ulum dergisinde slam dini ile terakki arasnda, zellikle "tezhib-i ahlak' kavram vastasyla gl bir iliki kurulmaktadr. "Tarih-i Terakki" baln tayan uzunca bir makalede terakkinin kanununun ne olduu sorusu cevaplandrlmaya allr.265 Yazda nce, medeniyet, terakki ve "insann saadeti" fikirleri arasnda ba kurulup, nsaadet-i insaniye fikrinin tevelldn in veya Hind de aramak dahi manaszdr"266 fikri ne srlmekte, bylece in ve Hind'de terakkinin grlmemesi onlarn zihniyetini merkez alan dahili bir yaklamla aklanmaya allmaktadr. XIX. yzyl Avrupa merkezli insanlk tarihi tezlerinin genel eilimini pek ok ynden yanstan bu yazda, Darwin'den de bahsedilmekte ve evrimci bir anlayla insanlarn medenileme tarihi anlatlmaktadr. Yine ierisinde Hegel'den szedilen ayn makale, Alman idealist tarih felsefesinin, dnya tarihi perspektifi ierisinde insan dncesinin evrimini anlatan yaklamnn izlerini de tar. Ancak medeniyetin tarihi safhalar sralanrken; kadim Yunan' ocukluk, Cermen Hristiyanlarn genlik, ngilizleri sanat ve Almanya'y ise olgunluk dnemi olarak sunan bir yaklam eletirilerek red edilmektedir. Bu safhalandrma Yahudiler ve Fenikelilerden hi bahsedilmeyii, ngiltere ve Fransa'nn medeniyet durumunun yeterince hesaba katlmayarak olgunluun Almanya'ya atfedilmesi gibi gerekelerle eletirildii gibi; insanln dnyadaki mrnn ne kadar olaca bilinmedii iin genlik ve olgunluk gibi safhalarn tespit edilemeyecei fikrinden yola klarak metodolojik olarak da tenkid edilir.267 Ayn yaz ierisinde terakkinin veya medeniyetin ilerlemesinin kanununun ne olduunu aklamaya alan, dahili yaklamdaki ve rk temayldeki deiik tezler ele alnarak eletirilmektedir. Bir

264 265

"Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I)", sh.134. "Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum, II)", MU say:5, 1 Safer 1297/ 14 Ocak 1880. sh.353. A. g. m., sh.354. A. g. m., sh.360.

266 267

115
toplumda medeniyet seviyesinin ykselmesi ile corafya, iklim, tabii seleksiyon, savalar, insanlarn kafatas bykl gibi unsurlar arasnda iliki kuran yaklamlar, reddedilen tezler arasndadr. leri srlen eletirilerin en nemlisi, maddi aleme tatbik edilen kanunlarn, insan hayat ve ahlakn ilgilendiren sahalara tatbik edilemeyecei, nk bu sahalarda insan iradesinin rolnn belirleyici olduudur. Br anlamda pozitivist tarih felsefesi tenkidi saylabilecek bu eletirilerden sonra, "terakkinin kanunu nedir?' sorusuna terakki ile insan iradesinin ban kurmaya alan bir cevap verilmeye allr. Tarih iin, tabiat kanunlarnda olduu gibi mutlak kanunlarn geerli olamayaca belirtilmekle beraber, insann cz'i iradesinin ekillendirdii tarih ve sosyal hayatla ilgili olarak, insan iradesine temel olan ahlaki ilkelerden yola klarak belli genellemelere gidilebilecei dnlmektedir. Bu yorumlarn ardndan terakki iin hrriyet ve maarifin nemine deinilir fakat neticede "terakkinin messir-i aslisi tehzib-i ahlaktr"268 sonucuna varlr. "nk terakki akln ve irade-i ahlakiyenin cebr ve tabiata galebe-i kamilesinden ibarettir."269 Terakkinin gerek sebebi olarak gsterilen^'tehzib-i ahlak? kavram, dergideki baka iki yaz ierisinde
/

. daha gemektedir. Bir yerde yalnz maddi sahalarda deil, tehzib-i ahlak yoluyla manevi sahalarda da terakkinin gereklilii vurgulanrken, 270 dier bir yerde ise tezhib-i ahlak ile slam dini arasnda yakn iliki kurularak, "birtakm Avrupa mellifleri acaba slamiyetin tehzib-i ahlaka tesiratn ne mlahaza ile baz mezahibe msavi grmezle/3'27'1 yorumu yaplmaktadr. Tezhib-i ahlak kavramna ynelik tm bu

A. g. m., sh.369. Bu ibarenin getii paragraf yledir: "Tedbir ve selamet yalnz ahlakn tezhibinde, tebayn hrriyet ve istiklaliyetinde ve faziletin serbesiyet ve sebat zere husul ve cereyannda bulunacana ve bunlarsz ne hrriyet ne de sanayi ve ulumun faidesi olacana ve ner-i maarif veievki meccanen ve mecburi olsa bile kafi olmayacana kat'iyen hkm eder. nk hrriyet ve maarif iki yzl bir klca mabihtir ki, su-i isti'malinde faideden ziyade zarar iraz ve kullanan kimesneyi mecruh eder. Halbuki fnun- mtenevvia iinde her ferde malik olduu kudret ve kuvvasnn suret-i istikmaiini reden yalnz fenn-i ahlaktr. te terakkinin messir-i aslisi tehzib-i ahlaktr. Derun- ebdanda insann gayret ve hayret-i vicdaniyesine biim ve dzen veren ve hissiyat- redie ve hasisenin boyunduruundan azade ve kemale doru hareket iin ihda ve irad eden ancak ilm-i mezkur olduu zahirdir".
269 270

A. g. m., sh.370. "Terakki yalnz alem-i cismaniye mnhasr kalmayp, alem-i ruhaniyeden oian tehzib-i ahlakn nazariyat ve ameliyatnda dahi terakki olunmaldr. Maarif, cemiyetin hsn- taayyne mtekeffil ve ademi hisal- memduhe ile mtehallik ve kamil klarak srat- mstakim-i hidayete muvassl olu". Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum II)", Mt/Say:5, sh.332. "Ahlak- slamiye", MU Say:4, 15 Muharrem 1297/ 29 Aralk 1879. sh.310.

271

116
deerlendirmeler, Mecmua- Ulum dergisinin karanlarn slam dininin ahlaki ilkelerini terakki ve modernlemeyi tevik edeceini dndkleri izlenimini uyandrmaktadr. Bilimlerin ilerleme ve gerilemesini aklama bakmndan Mecmua- Ulum dergisinde "hrriyet" kavramna da byk nem verilir. Tehzib-i ahlak kavram ve ruhban snf basks gibi Mecmua- Fnun'da hi yer almayan hrriyet kavramna, Mecmua- Ulum dergisinde bu denli byk nem verilmesi, aradan geen sre ierisinde Osmanl dncesinin geirdii deiimi de gstermektedir. Dergideki yazlarda, Avrupa lkelerinin terakki etmesi, Osmanl Devleti 272 ve in gibi devletlerin ise geri kalmas, buralardaki hrriyet dereceleri ve yneticilerin istibdad ile aklanmaktadr.273 nk insann hrriyeti, medeniyetin maddi ve manevi terakkisinin en nemli artdr.274 Mecmua- Ulum dergisinin, Osmanl devletinin ilerlemesi ve Avrupa devletlerinin medeniyet seviyesine ulamas iin neler yaplmas gerektii hususundaki275 yorumlarnda en ok zerinde durulan husus, toplum iindeki gereksiz ayrlklar brakp, birlik olmann gerekliliidir. Gerekli slahatlarn yaplabilmesi iin hereyden nce lkenin yneticileri arasnda bir fikir ve hareket birlii bulunmal, hi bir ekilde toplum iinde "ikak ve nifak' olmamaldr.276 Bu birlik ve dayanma tavsiyesi, Osmanl devletindeki tm milletleri iin deil, sadece Mslman topluluk iin yaplmaktadr. Yazarlar arasnda gayri

272 273

"Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum III)", sh.424. "Elhasl kdemann ve hala inlilerin sanayice 2000 sene kadar hal-i vukufta kalmalarnn illeti, esaret ve ngiltere ve Amerika'nn terakkilerine sebep hrriyetdir. Bkz. 'Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I)", sh.137. "insann hrriyeti... medeniyetin terakkiyat-r maddiye ve maneviyesinin husulne art- azim ve rkn-i ehemdir". Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I)", sh.136. Mecmua- Ulum dergisinde, bu hususla ilgili tartmalarda, Mecmua- Fnun dergisine gre ok daha duygusal ve vatansever bir slup taknlmaktadr. Mesela "Avrupa ve a/e/ husus Amerika'nn u hallerini mtalaa srasnda Vatan- Azizimiz dahi tabii hatrlara geleceinden "hayf ve sad hayf" dememek mmkn olur mu? Biz ne vakit bu hab- gafletten bamz kaldracazda etraf ve eknafa bakp, ibret alacaz?! Farz edelimki uyandk! Bu eksik orak alatla akranmza nasl yetiebileceiz? Mekteblerimiz, medreselerimiz yolunda deil! Kitabiarmz (Ktb- er'iye mstesna tutulmak artyla) yazlarmz muntazam deil! muallimlerimiz ekseriyetle alim deil! Usul-i talim ve taalimmz tamam deilf. Bkz. "Terakkii Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum II)", sh.333. "Her memleketin medar- saadeti ve bekay hayat ise ittihad- efkar- erbab- iktidardr. uubat- umurda amir ile me'murlar beyninde hilaf ve ikak vukubulmas su-i ahvali mntic olur. Artk aklmz bamza toplayalm. ikak ve nifak kmazlarndan kalrri'. Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum III)", sh.421-422.

274

275

276

117
mslimierin de bulunduu Mecmua- Fnun dergisinde hi bir ekilde byle bir slam milliyetilii grlmezken, Mecmua- Ulum dergisindeki "Ecanib yle dursun vatanmzdaki milel-i saire dahi bizi fersah fersah getiini ve hatta sanaat ve ticareti nefislerine hasr eylediklerini ayan- ibret ve basar- hakikat ile grelim! Ki yekdierimizin hsniyat ve kubhiyatn ttabassus ve teharri ile emrar- evkat etmeyi brakarak el birliiyle milletimizin terakkisi esbab- ve vesailini arayalm ve bu babda ittihad, lafz- mbarekenin ma'na-y kemal- i riayetle hareket edelim"277 ifadeleri yine Osmanl dncesindeki belli deiimleri sergilemektedir. Mecmua- Ulum dergisinde Katib elebi'nin Mizan'l-Hak F htiyari'l-Ahak isimli eserinin bir metninin278 yaynlanma sebebi de, Mslmanlarn gemiteki i tartmalarnn ve ihtilaflarnn Katip elebi tarafndan sunulan bir eletirisini gstererek, o gnk ihtilaflar iin de ayn eletirilerin geerli olduunu hatrlatmaktr. Katib elebi'nin kitabyla ilgili yazlan mecmua kritiinde, Katib elebi'nin anlatt gereksiz ihtilaf konularnn o zamann arya kaan Mslmanlar arasnda da grld ve bu gibi ilerle uramann toplumun ilerlemesine engel olduu belirtilmektedir. Daha da ilgin olan, deerlendirmede o dnemin "erbab- ifrat ve tefrif diye adlandrlan grubunun, Avrupa'daki yenilikleri grdkten sonra yeni ihtilaf konular ortaya kardklarn ve ilerinden bazlarnn halk kmseyip tekfir etmeye balad yazlmaktadr. Muhtemelen burada kasdedilen husus, yeni okullardan mezun aydn tipi ile halk arasndaki ikiliktir. Mecmua bu ikilikten aydnlar sorumlu tutmaktadr. O zamandaki gereksiz ihtilaf ve ekime konularn deerlendirmek iin bir zat tarafndan, Katip elebi'nin kitabna benzer bir eserin "banet'l-Hak fi Siyanet-il-Halk" balyla kaleme alnarak, yaknda Mecmua'da yaynlanaca sylenmekte ise de daha sonra bu isimle bir makale yay nlanamam iti r.279

"Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum 111)", sh.422. Katib elebi, "Mizanu'l-Hak fi htiyari'l-Ahak", MU say:2, 15 Zilhicce 1296/30 Kasm 1879. sh.81-125. "Mesail-i merkumenin (Katip elebi'nin kitabnda anlatt ihtilaf meseleleri) heman kaffesi asrmz erbab- ifrat ve tefritinin lisanlarnda cevelan etmekte ve bunlarla uramay ilm ve hikmet add eden ashab- zekann yoluna ve iine hail olmakta olduundan bu risalenin hi olmazsa hatimesine kadar mtalaas pekok zevata lazm ve mhimdir denilse becadr. Mamafih asrmzda her eyin terakki eylediini ve ez cmle bilad- ecnebiye ulemas muhayyir-i ukui olur bunca measir-i hikmet ve muhtereat- bedia meydana getirdiini vatanmz erbab- ifrat ve tefriti iitdike, yani alemin alem-i terakki olduunu anladka Katib

118
Mecmua- Ulum melliflerine gre Osmanl Devletinde ilmin ilerlemesi iin genel kamu eitiminin yaygnlatrlmas,280 medrese slah, 281 lisann mkemmelletirilmesi, hocalarn iyi yetitirilmesi ve gzel ders kitablarnn hazrlanmas,282 halkn dini bakmdan ilme tevik edilmesi,283 mali imkanlarn salanmas284 gibi hususlara nem vermek gerekir. Medrese slah meselesi zerinde Mecmua- Fnun dergisinin hi durmamasna ramen, Mecmua- Ulum dergisi Osmanl ilminin gerilemesini byk lde medrese gelenei ierisinde deiik sistem bozukluklarnn ortaya kmas ile aklar ve ilmin ilerlemesi iin tekrar medreselerin slah edilmesinin lzumu belirtir.285 phesiz Osmanl ilminin gerilemesi sadece medrese sistemini bozukluu ile aklanmaz. Baz idarecilerin istibdad, Hristiyan devletlerin Osmanl'y srekli savalarla rahatsz ederek ynetimin eitimle ilgilenmesini engellemesi,
elebi'nin u birka meselesiyle iktifa edivermeyi terakkiye mnafi grerek bu tarzda bir takm daha meseleler icad ve ihtiraa himmet ve ilerinden bazs haa smme haa halk tadlil ve tekfire bezl-i makderet ettiklerinden mecmuunun birden knh ve hakikatlerini cami olmak zere bir zat tarafndan (ibanet-i hak fi siyanet-ii halk) unvanyla kaleme alnan bir makale-i tavile yaknda mecmua- uluma yazlacaktr". Bkz. Mecmua('mn Mizanu'l-hak fi htiyaru'lahak hakkndaki kritii), MU say:2, 15 Zilhicce 1296/ 30 Kasm 1879, sh.125-126. 280 "Bizim ta'b ve mkilatlari ile tahsiline uratmz baz fenlerin havass, orada yalnz havasa gsterilmekle iktifa olunmuyor. Bunlarn cmle hakayk- mekufesi meliifat- ceyyideyi iamia ve evrak- adideyi matbua vesilesiyle avama varncaya kadar anlatlmaa ikdam ve hatta sbyan mekteblerinde bir takm alat ve teshilat ile kolaycack etfale ifham ve ilam olunuyor". Bkz. "Terakki-i Maarif {Tarih ve Taksimve Semerat- Ulum II)", MUSay:5, sh.329. "Zamanmzda maarif bu derecelere vasl olduu halde, medarisimizde her trl mihen ve meakk tahamml eden ve tahsil iin ebdann, a'marn ol ziyk kelere vakf eyleyen tllabmz beyz sene evvel urayla gelen ktb ve maarif ile megul olarak hala anasr- erbaa, seyyarat- sebaa, nfus-u tis'a, makulat- aereyi zabt etmek yolunda mr- giranbehalarn bad- heva mahv ve telef ve evham- atikay peyrev ve halef etmekle kati- merahil-i a'mal olurlar m?'. Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksimve Semerat- Ulum III)", sh.422. "Ne lisan-1 mkemmelimiz, ne mahir hocalarmz ve ne de ktb-u mukteziyemiz vardr... hurufu gayri mkemmel bir lisanla efkarn bis-suhule tamim olunamad gibi ulum-u hakikiye bahsinde huruf-u mkemmelesi bulunan milletlerle rekabet kabil olmaz". Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum III)", sh.421. Ayrca "...lisanmza mahsus lgat kitablar yaplr ve badehu sarf ve nahiv ve belagat kitablar tanzim edilir ise, hem lisanmz ve imlamz ve hem de ahalimiz vadi-i vahet ve cehaletten, sahra-y mran ve irfana karlm olur". Bkz. "Mecmua (Yn Meveret hakkndaki kritii)", MU say:2, 15 Zilhicce 1296/30 Kasm 1879, sh.133. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum II)", sh.333. "Ziraat- akliyenin mahsul olan ulum- nafia gdasnn meydan- husule gelmesi bir takm esbab ve uruta mtevakkftr. Ezan cmle himmet ve gayretlerini hkmet-i akliye hizmetinde isti'mal eder ademler yetitirmektir. Lakin bu ademler semerat- tahsillerini baya hububat gibi arda gtrp muhta olduklar eylerle mbadele edebilmek taht- imkanda olmadndan ihtiyalarna kafi olacak ma'yietleri dahi ihzar olunmaldr. Bunun iin ahalinin servet ve saman sahihleri gnalarn terbiyeyi umumiye tezyid-i maarife bezi ve...". Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum I)", sh.148. Osmanl medresi sisteminin bozulmas ile ilgili uzun bir tartma iin Bkz. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum 111)", sh.424-425.

281

282

283 284

147

119
deiik milletler arasnda kullanlabilecek ortak bir ilim dilinin gelitirilememesi gsterilen dier gerileme sebepleri arasndadr. 286 Ancak her trl bozuklua ramen, Osmanl medreselerinden yakn zamanlarda bile tek tk de olsa Gelenbevi smail Efendi ve Kamus mtercimi Asm Efendi gibi byk alimlerin yetimi olmasndan vgyle bahsedilir.287 Mecmua- Ulum dergisinin yazarlarna gre, Osmanl'larn bilim ve medeniyet bakmndan ilerlemesi iin zellikle genlerin ve cemiyetlerin Avrupa ile yakn ilikiler kurarak,288 onlarn adalet ve hrriyeti ihtiva eden usulleri taklid etmeleri gerekmektedir. Ancak yabanc memleketlerden alnacak eylerin, toplumun durumu ve zihniyetiyle uyum iinde olmasna dikkat edilmelidir.289 "Bunlar hal ve mahallimize lp, bierek ve ona gre mnasip kalplara dkerek vatann muhta olduu eya haline koyduktan sonra dstur-ul amel tutmay kaide-i merriye ittihaz etmelidir" prensibi derginin Osmanl modernlemesi konusundaki kanaatlerini zetlemektedir.290 Dergide ayrca Osmanl toplumunun modernlemesi gerei, "ehven-i erreyn" kavram yardmyla dini bir biimde aklanmaya allr. nce Avrupa'nn ne denli gl, gelimi ve mreffeh olduu ve her ynden onlara baml ve muhta hale gelindii hatrlatlr ve sonra da Osmanl vatannn ihtiya ellerinin her zaman onlara kar ak durmasndansa,">e/'a>'/ maslahat' icab, Avrupallar'ia "lfet ve nsiyet ederek kaza-y hacet etmek hi olmazsa ehven-i erreyn kabilinden saylmaz m? Hal bu
286 "Nizamat- ilmiyeye arz olan fesad ile beraber suret-i muntazama ve mkemmelede bir usul-i tedris ve tahsil icad olunamamas ve efrad- milletin muhtelif lisanlar ile tevaggul ederek ulum ve fnun iin bir lisan- resmi-i umumi tahsis edilememesi... Her naslsa tebeddi- asar ve tahavvl' efkar ile fevaid-i umumiyeden ziyade gavail-i ahsiyeye hizmet etmek ve belki de icra-y ahkam- istibdad iin adeta efrad- ahalinin cahil kalmalarn iltizam eylemek gibi kavaid-i muzrra mehdaver zuhur eyledi". Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksimve Semerat- Ulum III)", sh.424-425. 'Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum III)", sh.425. "Bir millet evladnn ve ala'l husul genlerinin seyr- seyehat ve ecnebilerle lfet ve nsiyet etmesi i'zam- esbab- terakki ve medeniyet bulunduundan vatanmzda bundan byle tekili derece-i vucubda olan encmenlerin cemiyat- ecnebiye ile muhaberat tariklerinin teshiline sarf ve makderet edilmelidir. Bkz. 'Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksimve Semerat- Ulum 111)", sh.422. "Artk aklmz bamza toplayalm. ikak ve nifak kmazlarndan kalm. ahrah- vifake girelim. Ecanibin messesat- adaietperverane ve usul- hrriyet-gsteranesine taklidan vatanmz menba- ulum ve fnun ve bir kasr- saadet-nmun hey'etine sokalm. Fakat memalik-i ecnebiyeden alnacak eyleri hey'et-i hazralaryla telakki-i efkarna meftun olmamald". "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum III)", sh.422. Gs. yer.

287 288

289

290

120

merkezde iken bir mid-i kavimiz mi var?' fikri savunulur. Nihayette ise okuyucularn milliyeti duygularna hitap edilerek, toplum ve siyaset hayatndaki yeniliklerin Osmanl vatanseverlii iin yaplmas gerektii savunulur: "Yoksa zbde-i ta'biri hamiyye-i milliye ve hlasa-i tarifi gayret-i vataniyyeden ibaret olan hasail-i ecdad bizden bsbtn kalkt m?'291

Gs. yer.

121

5)

Renan'n Dahili Yaklama Sahip "slam ve Bilim" Tezi ve Bu Teze Kar Yazlm Farkl Reddiye Renan'n 1883 ylnda Sorbonne'da slam ve Bilim ilikisine dair yapt konuma,292 bir medeniyette bilimin gelimesi ve gerilemesinin sebeplerinin rk ve dahili bir ekilde aklama temaylnn en iyi rneklerindendir. Bu konuma tm dnyada olduka tesirli olmu, pek ok dile evrilmi, hakknda deiik vgler ve reddiyeler yazlmtr.293 Renan ve reddiyeleri erevesinde vuku bulan slam ve Bilim ilikisi tartmasn zetlemek, Renan'n konumas sonrasnda glenen dahili yaklamn ncesinde yaynlanan Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerindeki yaklamn tarihi neminin daha iyi anlalabilmesini salayacaktr.

a) Renan'n "slamiyet ve Bilim" Balkl Konumas: Renan'n konumasnn amac o gnlerde kullanlan Arap bilimi, Arap felsefesi, Arap sanat, slam bilimi, slarn medeniyeti gibi terimlerin mahiyetini sorgulamak ve yaygn anlamlarn deitirmek; bylece ona gre mevcut baz kavram karklklarn ve yaln fikirleri ortadan kaldrmaktr. Konuma boyunca iledii tez ise Mslman toplumlarn slam dinine bal kalarak terakki edip, bilim ve felsefede ilerlemelerinin mmkn olmad ve Mslmanlarda bulunan "madem ki gemi zamanlarda slam dnyas bilim ve felsefede parlak bir dnem yaamtr, bu hususta zihniyet veya kltrle ilgili bir problem olamaz ve dolaysyla, bundan sonra da ayn baary sergilemek mmkndr" eklinde zetlenebilecek iyimserliin bir yanlg olduunu gstermektir. Zira Renan'n savunduu teze gre, Mslman toplumlarn daha nceki ilmi ve felsefi baarlar slam dini sayesinde deil, slam'a ramen gereklemitir. Bunun da tesinde, Semitik halklardan olan Arap halk yaps gerei metafizik dnce ve felsefeye yatkn olmayp; nasl ki slam tarihinde ilmi ve felsefi baarlar zndklar ve dinsizlere aitse, yine tarihte Arap felsefesi

Ernest Renan, "slamlk ve Bilim", sh.183-205. islam Dnyasndan gelen en nemli cevaplar, Afgani, N. Kemal ve Bayezidot'a aittir. Bayezidof'un bu konumay Rusa evirisinden okumu olmas, konumann ksa sre ierisinde deiik Bat dillerine nasl evrildiine iaret etmektedir.

122
olarak bildiimiz eylerin hepsi aslnda Arap olmayanlara, zellikle de aryan rkndan294 olan ranllar'a aittir. Renan nce Mslman milletlerin o zamanki gerilii ve fikri bakmndan ok zayf oluu ortak tespiti ile tezlerini aklamaya balar ve bunun sebebini, slam dininin Mslmanlarn dncelerini dondurmas olarak aklar. Renan'a gre Mslman bir ferd mutlak hakikat sand eye sahip olmann verdii budalaca gurura kaplr ve kendini alaltan eyi bir nevi imtiyaz sayarak mesut olur. stelik, bilgi ile g arasndaki ilikiyi gremediinden veya daha dorusu Allah'n gc dilediine verdiini dndnden, bilgi ile bu adan da ilgilenmez 2 9 5 Tm Mslman halklar, Mslman olduklar iin bu zellii gsterirler. Bunun iek istisnas ran'dr, zira onlar Hint-Aryan rkndan olan asaletlerinin verdii stn zellikleri hala korumaktadrlar. Onlarn dier Mslmanlardan farkll, slam iinde farkl bir ii mezhebi gelitirmelerinde de grlebilmektedir.296 XIX. yzyln ikinci yarsnda tm slam dnyasnda grlen inhitat halini slam dnyasnn aydnlar genelde geici bir durum olarak grmektedirler ve belli politik, ekonomik ve sosyal dzenlemelerle inhitattan klabileceine inanmaktadrlar; yine bu aydnlar halk gelecekten mitvar klmak iin gemiteki Mslman toplumlarn baarlarn rnek gstermektedirler. "imdi bu kadar alalan bu Mslman medeniyeti vaktiyle pek parlakt, bilginleri, filzozoflar vard, Hristiyan Bat'y yzyllarca hkm altnda tuttu. Eskiden olan bir ey neden yeniden olmasn?' Renan'n reddetmeye alt ve aksini ispat etmek istedii fikir Mslmanlarn kendi gemilerine dair bu kanaatleridir. "te benim tartmay zerine ekmek istediim nokta da tam burasdr. Gerekten bir slam bilimi, veya slamlk tarafndan kabul edilmi, ho grlm bir bilim var mdr?'297 Bu amacna ynelik olarak, Renan konumas boyunca Mslmanlarn gurur duyduu tarihi

Aryan rk_ Hint-Avrupa dil ailesinin bir kolu olan Hinte-ranca dilini konuanlara verilen bir isimdir. .. 2000-2500 yllar arasnda ran ve Hindistan' igal ettii tahmin edilmektedir. XIX. yzyln ikinci yarsnda bu terim bir btn olarak Hint-Avrupa rklarn tanmlamak iin kullanlmaya balamtr. Bkz. Bernal, a. g. e., sh.510. Renan, a. g. e., sh.185. Renan, a. g. e., sh.188-189. Renan, a. g. e., sh.186.

123
baarlarn slam'dan kaynaklanmadn, bilakis slam'n bask ve engellerine ramen gerekletiini gstererek, eer gelecekte de byle baarlara ulalmas isteniyorsa Mslmanlarn islam inancndan kurtulmalarnn zorunlu olduunu savunmaktadr. Renan'a gre gemiteki baarlar byk lde stn ran rknn slam dini tarafndan tahrib edilememi yce meziyetlerinin bir rndr. Renan Mslman aydnlarn tasvir ettii gibi parlak bir gemiin varln kabul etmektedir ancak bunun zaman merhaleleri ierisinde ok iyi tahlil edilmesi gerektiini sylemektedir. Onun iddiasna gre, semitik bir din olan slamiyet ve barbar bir rk olan Araplarn hakimiyetinin kesin olduu ilk yzylda hi bir fikri ve bilimsel canllk yoktur. Ne zaman ki Abbasilerle birlikte, zaten belli bir medeniyeti srdren ve rk olarak felsefi dnceye yatkn olan /anllar slam dnyasnda nderlii ele geirirler, ite o zaman bilim ve felsefede canllk balar. Abbasi dnemi boyunca siyasi hakimiyet Fars rkndan gelenlerde olduu gibi, ayrca ranllar'n bilim iin en byk engel olan slam dinine ballklar da ok zayft ve hatta yok gibiydi. Renan iin dnemin ranllar zahiren Mslman gibi grnseler de bir nevi yeniden dirilmi Sasanilerdi. Sonu olarak slam medeniyeti denilen parlak ileri gerekletirenler hep bu tr Mslman grnndeki dinsizler olmulardr. "Ortodoks Mslmanln bu geici yumuamas neticesinde gerek bir felsefe ve bilim hareketi vukua geldi"298 "te Arapa yazl olduu iin, Arap ad verilmesi adet olan, fakat hakikatte Yunani-Sasani olan o byk felsefe hareketinin mahiyeti budur"299 Renan'n konumas, daha sonraki slam bilim tarihi yazmna deiik ekillerde tesir eden, oryantalist slam bilim tarihi tezlerini en z ve kaba biimiyle ihtiva etmektedir. Mesela slam bilimini sadece kadim Yunan ile Avrupa arasnda bir arac biiminde sunar: " Avrupa, dehasnn gelimesi iin lzumlu olan antik gelenek mayasn Yunan bilim ve felsefesinin bu Arapa tercmelerinde ald",300 "nsanln ilerlemesine faydas olmayan eylere artk hayat hakk yoktur. Byle eyler derhal ortadan kalkar. Arap bilimi denilen nesne, tohumunu batya alar

Renan, a. g. e., sh.191.


299 300

Renan, a. g. e., sh.192. Renan, a. g. e., sh.193.

124
alamaz yok oldJ'301 Dolaysyla, 1200'den sonra irticai taassub slam Dnyasna hakim olur, felsefe ve bilim silinip, yok olur. "ok gemeden Trk rk slamlk zerindeki hegemonyasn eline alacak ve kendinin felsefe ve bilim eksikliini her tarafa yayacaktr."302 Renan iin Mslman olmalar bir yana zaten Araplar yaratl olarak bilim ve felsefe yapabilecek rki zellikler tamamaktadr. "VI. yzylda lka medeniyetinin yokolmas He XII. ve XIII. yzyllarda Avrupa dehasnn douu arasnda Arap devri denilecek bir devir vardr ki, onun devammca beer zekasnn intikali, slaml kabul eden blgeler vastasyla olmutur. Ancak bunun yalnz Arap olan tek taraf dildir."303 u cmle Renan'n konumasnn ana fikrini zetlemektedir: "Bu gzel bilimsel aratrmalar hareketi tamamyla Parsiierin, Hristiyanlarn, Yahudilerin, Harranllarn, smaililerin, z dinlerine kar vicdanlar isyan eden Mslmanlarn eseridir."304 Konumann asl tezi olan slam'n bilime, dnceye ve terakkiye mani olduu tezini Renan yle ayrntlandrmaya alyor: slam'n taassubu zamanla artmtr. Trklerin ve Berberilerin tahakkm taassub ve basklar daha da katlanlmaz hale getirmitir. "Ortaan ilk yarsnda slamlk mani olamad felsefeye tahamml etti,"305 "Onun (slam in) balangta yok edemedii felsefe ve bilimi kendisi iin bir eref saymak, tpk modern bilim keiflerini ilahiyatlar iin bir eref saymak gibi olur "306 fsj as | kj Avrupa'daki keifler ilahiyatlara ramen olmusa, slam tarihinde de durum ayndr. "slamla ramen, ve slamla kar vukubulan ve Allah'a kr, slamln nlemeye muvaffak olamad bir hareketi slamln tesirine atfetmek suretiyle ve ifrat bir cmertlik yznden dlen hata ite budur. Nasl Galiie, Katoliklik iin bir eref vesilesi olamazsa, bn-i Sina ve bn-i Rd'te slamiyet iin bir eref kayna olamaz... slamlk serbest dnceye zulmetti; bunu teki

301 302 303 304 305 306

Renan, a. g. e., sh.195. Renan, a. g. e., sh.195-196. Renan, a. g. e., sh. 196. Renan, a. g. e., sh.197. Renan, a. g. e., sh.199. Renan, a. g. e., sh.200.

125
dinlerden daha fazla iddetle yapt demeyeceim fakat daha tesirli yapt."307 Renan tezine delil olarak, arkada oryantalist Layard ile Musul Kads arasnda geen bir diyalogta Kad'nn bilgi edinme merakn nemsemeyen ye tasavvufi nasihatlarda bulunan fikirlerini rnek olarak gsterdikten sonra, slamn aslnda rasyonel olduu yani hurafelere ok batmadn ancak dogmatik akideciiiin kurban olduunu iddia ediyor. Renan'n konumasnn sonlar, onun ve onun gibi rk pozitivistler iin bilimin ne gibi bir anlam tadn gstermektedir: "Bilim bir cemiyetin ruhudur; nk bilim akldr, mantktr. Bilim, askeri stnlk ve snai stnlk yaratr, gnn birinde itimai stnlk, yani kainatn oluu ile badaacak lde adaletin salanabilecce' bir cemiyet hali yaratacaktr. Bilim, kuvveti akln hizmetine koyar. Asya'da, ilk Mslman ordularn ve o byk Attila ve Cengizhan tayfunlarn tekil eden unsurlara benzer Barbarlk unsurlar var.308 Fakat bilim bunlarn yolunu kapyor. Eer mer va Cengizhan iyi bir topu kuvveti ile karlasa idiler, llerinin snrlarn aamazlard. Geici hatalarda ayak diremek doru deildir. Ateli silahlar iin neler sylenmedi neler! Halbuki medeniyetin zaferinde bu silahlarn byk zaferi vardr. Benim kanaatime gre bilim iyidir, onunla yaplabilecek ktle kar yalnz onunla kar koymak mmkndr, ve neticede yalnz ilerlemeye, yani gerek ilerlemeye, insana ve hrriyete saygdan ayrlmayan ilerlemeye hizmet edecektir."309 Renan'n yukarda zetlemeye allan konumas, XIX. yzyln Aryan rkln, pozitivizm modasn ve slam dnyasyla ilgili genel oryantalist yarglarnn bir sentezi mahiyetindedir. Bu tr grleri Renan'dan nce de, deiik dnr ve oryantalistleri ifade etmi bulunmaktadr. Ancak Renan'n o dnem Avrupa dnrleri arasnda popleritesi, daha nceki Hz. sa'nn hayatyla ilgili kitab dolaysyla Avrupa kamuoyunda da tannm bir dnr olmas gibi zellikleri bir araya gelince, yapt konuma ksa srede bata deiik dillere evrildi

Renan, a. g. e., sh.201. Renan bu ibarelerle Osmanl Devleti'ni kasdediyor olmaldr. Zira o dnemlerde Asya'da Avrupa medeniyeti ile savaabilecek gteki tek devlet Osmanl Devleti idi. Renan, a. g. e., sh.205.

126
ve pek ok lkede gazetelere yansyan bir popleriteye ve tesire sahip oldu ve ileri srd tezlerin pek ou sloganlaarak, yaygnlat. Bu yzden de, slam dnyasnn aydnlar tarafndan bu konumaya kar reddiyeler yazlmtr. Ancak bu reddiyeler Renan'n ortaya att belirli hkmleri reddetmek veya eletirmek durumunda kaldndan, bu hkmlere kar cevap verme kaygs tarafnda da belirlenmekteydi. Bylece slam ile bilim ilikine dair kanaatler ve sylem Renan'n konumasndan sonra deimeye balamtr. Bu deiimi en iyi ekilde Renan'n konumasna yazlan reddiyelerde grmek mmkndr.

b) Cemaleddin Efgani'nin Renan'n Konumasna Kar Cevabi Mektubuz310 Renan'n yukarda bir zetini sunduumuz konumasna kar Mslman mtefekkirlerden gelen ilk tepki, o sralarda Paris'te bulunan Cemaleddin Efgani'nin Journal des Debats dergisine gnderdii ve szkonusu dergide 18 Mays 1883'de yaynlanan mektub olmutur. Efgani Renan'n konumasn eviri yardmlaryla renmesine ramen, konumann ana tezlerini ok iyi anlamtr; yani "slam z gerei bilim ve terakkiye manidir" ve "Arap kavmi tabiat gerei felsefe ile metafizie yatkn bir halk deildir."311 nce Renan', ilmi baarlar ve tm dnyada tannml ile meth ettikten sonra, Efgani'nin onun tezlerine kar verdii ilk cevap, daha sonra pek ok Mslman modernist tarafndan tekrarlanacak olan tarihi slam ile normatif slamn arasn ayrmak olmutu. 312 Efgani'nin, Renan'n Islamla ilgili tezine verdii cevabn yle zetleyebiliriz: Gelimi modern bilim ve dnce adna dine kar kmak hakszlktr zira insanlar barbarlk halinden kartp, onlarn medeniyet ve akl yolunda ilk byk adm atmalarn salayan g dindir. Btn dinlerin bilime kar toleranssz olduklar bir

lk olarak Journal des Debats dergisinin 18 Mays 1883 tarihli nshasnda yaynlanan bu cevabn ngilizce evirisi iin Bkz. "Answer of Jamal ad-Din to Renan", tercme: Nikki R. Keddie ve Hamid Algar. Nikkie R. Keddie, An Islamic Response to Imperialism: Political and Religious Writings of Sayyid Jamal ad-Din al-Afghani, University of California Press, Berkeley and Los Angeles 1968. iinde _sh.181 -187. Yorumlu bir ksmi Trke tercme iin Bkz. Cemil Meri, mrandan Uygarla, tken Yaynlar, stanbul 1974. sh.44-53. "Answer of Jamal ad-Din to Renan", sh.182. Tarihi slam-normatif islam aras ayrm en ak biimde yapan dnr Fazlur Rahman olmutur. Bkz. Fazlur Rahman, slam, Tercmanlar: Mehmed Da ve Mehmet Aydn. Seluk Yaynlar. kinci Bask. Ankara 1992. Aynca Bkz. Fazlur Rahman, Islam&Modernity: Transormation of an Intellectual Tradition, The University of Chicago Press, Chicago & London 1982. sh.130-162.

127
gerektir ancak nasl Hristiyanlk bilime izin verdiyse, zamanla slam dini de benzer bir eilim gsterecektir.313 Renan'n slam' n terakkiye mani olduu tezine kar apoiojstik bir cevap veren Efgani, Renan'n Araplar'la ilgili rk tezini ise tamamen reddeder. 314 Burada kendisine delil olarak da, Avrupallarnda kendi bilim tarihinin bir paras saydklar slam bilim tarihinin parlak dnemlerinden rnekler vermektedir. Ayrca Renan'n konumas srasnda, slam tarihindeki tm ilmi baarlarn sahibi olarak gsterilen Hristiyanlarn, ayn zamanda Arap rkndan oluu gibi pek ok elikiye de deinmektedir. Cemaleddin Efgani mektubunun sonunda, slam-bilim ilikisindeki asl problemin slam'n kendisinde olmayp, mstebid yneticilerin basks gibi tarihi slamn tezahrnden kaynakland eklinde harici bir aklama sunuyor. Ancak ksmi deiikler yapsa da, Renan'n tarih iinde srekli dogma-din ve akl-bilim aras bir atma olduu, slam'n bilimin gelimesine belli llerde mani olduu eklindeki dahili tezleri kabulleniyor gibidir. 315 Efgani'nin bu cevabndaki apolojetik uslp, onun Panislamist dnr ve aktivist kiilii ile elikili bulunmutur.316 slam dnyasnn Avrupa karsnda siyasi birliini ve bamszln savunan Cemaleddin Efgani gibi bir ismin byle bir slup taknabilmesi, Avrupa'nn dnya zerinde kurduu entellektel hakimiyetin gcn ve Avrupa-dndaki aydnlar ne denli etkileyebildiini gstermektedir. Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerinin makalelerinin tahlilinden kartabildii kadaryla Renan ncesinde hi bir Osmanl aydn slam medeniyeti iin bir dinbilim atmasndan szetmemiken, Renan'dan sonra bu gibi fikirler ifade edilmeye balanmtr.

"Answer of Jamal ad-Din to Renan", sh.182-183. "Answer of Jamal ad-Din to Renan", sh. 184-186. "Answer of Jamal ad-Din to Renan", sh.187. Cemil Meri, mrandan Uygarla, tken Yaynlar, stanbul 1974. sh.44.

128

c) Renan'n Cemaleddin Efgani'ye Cevab?17 Renan da nce Cemaleddin Efgani'yi verek sze balar ve hatta bir nceki konferansn, Efgani ile ilk kez karlamasndan sonra onun kiiliinden esinlenerek verdiini belirtir. Efgani'yi bni Sina ve bni Rd'e benzeterek, onun fikri gc ve karizmasn, ranl oluuna yani HintAryan rkna mensubiyetine de balar ve bylece rk teorisi iin Efgani'yi bir rnek olarak gsterir.318 Yine Renan'a gre, dinlerin aksine, akln evrensellii ve birletiriciliini gstermesi asndan da Efgani'nin dnceleri ve kiilii iyi bir delildir.319 Renan'n Efgani'ye cevap olarak yazd mektuptan onun fikirlerini daha net bir biimde grebilmek mmkndr. Renan'n Efganiye katlamad nokta Efgani'nin milletleri rk ile deil, kullandklar dil ile snflamas, dolaysyla Arapa yazm dnrleri de Arap saymasdr. te yandan, Efgani'nin btn dinlerin bilim hususunda birbirine benzediklerini hatrlatmasna katldn, ancak konumasnda Hristiyanlk'a fazla deinemediini zira kendisinin bu konudaki grlerinin daha nceki eserlerinden ok iyi bilindiini;320 ksacas Hristiyanlnda bilim konusunda slam'dan pek fark olamayacan belirtiyor ve bn-i Rd ile Galile paralellii kuruyor. Daha sonra ise oryantalist hkmlerde bulunmaya devam ediyor. Fakat bu kez konumasnda o zamann Mslman elitlerine ne gibi mesajlar vermeyi amaladn daha ak bir biimde belirtir ve tezlerinin slam toplumlarnn siyasi gelecei iin neleri ima ettii aklar. " Gerekten yle sanyorum ki, Mslman memleketleri uyandrp, kalkndracak olan ey, slamln kendisi deil, onun za'fa dmesi olacaktr; nasi ki Hristiyan memleketler kilise zorbaln yktktan sonra gelimise"321. "slamln en byk kurbanlar Mslmanlarda^322 diye ekleyen

Ernest Renan, "Bir Evvelki Konferansa Ek", Nutuklar ve Konferanslar Kitabnn iinde, ev: Ziya hsan, Sakarya Basmevi, Ankara-1946, Sh.206-213. 0-4 o "eyh Cemaleddin, din fetihlerine kar rk haklarnn itirazn temsil eden ruhun en iyi bir rneidir. Bkz. Renan, a. g. e., sh.208.
319

"Rasyonalizm lehinde ufkun drt bir kesinden gelen trl trl sesleri dinlemek suretiyledir ki, dinin insanlar birbirinden ayrmasna karlk, akln onlar birbirine yaklatrdna ve netice itibaryla akln her yerde bir olduuna insan iyiden iyiye inanyor". Bkz. Renan, a. g. e., sh.206. Renan'n Hristiyanik hususundaki fikirlerini ihtiva eden eserin Trke tercmesi iin Bkz. Ernest Renan, sa'nn Hayat, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul 1992. Renan, "Bir Evvelki Konferansa Ek", sh.210. Renan, a. g. e., sh.211.

320
321 322

129
Renan'a gre, Mslmanlar kendi dinlerinden kurtarmak, onlara yaplabilecek en byk hizmettir. "Mslmanlar eitime nem vermek istiyorlar ancak bunun dini liderler tarafndan yaplabileceini zannetmiyorum zira nasl eitim bizi Katoliklikten uzaklatrd ise, Mslmanlar da dinden uzaklatrr,"323 "Dinleri ykmayalm... fakat dinleri onlardan ayrlmak isteyen kendi mminlerine kar da mdafaa etmeyelim"324 Neticede Renan, Efgani ile u iki noktada ortakln belirtiyor: "slamlk mevcudiyetinin ilk yarsnda Mslman topraklarda bilim hareketinin meydana gelmesine mani olmad; mevcudiyetinin ikinci yarsnda kendi barnda bilim hareketini bodu, ve bu onun felaketine sebep oldu."325 Renan'n Efgani iin yazd cevap, slam bilim tarihine dair dahili yaklam ile slam dnyasnda bilimin tekrar gelimesi iin atlmas gereken admlar arasndaki ilikiyi ok iyi gstermektedir. Mslmanlarn eitim ve bilimdeki gerilik halini onlarn zihniyetine balayan Renan, ilerlemek isteyen Mslmanlara nce bu zihniyetten kurtulmalar gerektiini nermektedir.

d)_ Namk Kemal'in Renan Mdafaanamesi.326 Namk Kemal reddiyesine balarken, Renan'n konumasnn son zamanlarda gazetelere malzeme tekil edip, oka konuulduundan bahsediyor ki, Bayezidof da hemen Rusa'ya evrilen konumann bu zelliine dikkat ekmitir. Renan'n konumasnn tesiri ve grd kabul, slamiyet'in terakkiye ve maarife mani olmadn dnenleri bir reddiye yazmaya itmektedir. Ancak Efgani'den farkl olarak Namk Kemal, slamiyet'in maarife mani olmadn gstermekle yetinmeyip, bilakis slam dininin terakki ve maarife "mrebbi" olduunu ispata alr. Bylece slam'n bilime mani olduunu savunan dahili yaklamdaki bir teze kar, bu kez onun ilim ve maarif iin "mrebbi" olduunu savunan yeni bir dahili tez ne srlm olmaktadr. Reddiyeyi yazd srada Magosa'da srgnde
Renan, a. g. e., sh.211-212. Renan, a. g. e., sh.212. Renan, a. g. e., sh.213. Namk Kemal, Renan Mdafaanamesi: slamiyet ve Maarif, Yaynlayan: Fuat Kprl, Milli Kltr Yaynlar, Ankara 1962.

130
bulunan Namk Kemal, grlerini ispat etmek iin yannda lzumu kadar kitap bulunmadna teessf etmekle beraber, Renan'n konumasnn bizzat kendisinin, kendi davasnn yalnln gstermeye yettiini dnmektedir. Mektubuna Renan' verek balayan Efgani'nin aksine Namk Kemal Renan'n kendisini ve sahip olduu yaklam deiik ynlerden eletirerek reddiyesine balyor. lk nce, hem zelde Renan'n slam hakknda kolayca yargda bulunma tavrn, hem de genel olarak tm Avrupa oryantalizminin yaklam yanllklarn tenkid eder. Renan'n zaten Hristiyanlk ve din kart bir gemie sahip olup, Hristiyanlk'n bilim kart tarihi tecrbesini tm dinler iin genelletirme hatas yaptn, stelik slam hakkndaki malumatnn ok zayf olduunu; oryantalistlerin ise ounlukla altklar konuya vukufiyet gsteremediklerini ve stelik Avrupal aydnlarn entellektel gelenei itibaryla slam dinine kar temel bir yaklam nyargsna sahip olduklarn belirtir. Bir anlamda Osmanl dnce gelenei ierisinde ilk teorik oryantalizm eletirilerinden birini yapan Namk Kemal, Avrupa'da slam dini ile ilgilenenlerin ya Hristiyanlk'n tesiriyle ya da dinleri insanln ilerlemesinin bir engeli olarak gren laiklik sebebiyle srekli nyarglarnn esiri olmaktadrlar.327 Namk Kemal'e gre oryantalistlerin byk hatalar yapmalarna yol aan dier nemli bir yaklam yalnlklar ise, slam dininin ve medeniyetinin zenginliini kmseyip, onu rahatlkla inceleyip, hakknda kolaylkla yargda bulunabilecekleri basit bir inan biimi olarak grmeleridir.328 Zira slam dini sradan bir Afrika kabilesi dini gibi basit antropolojik bir yaklamla incelenebilecek bir din deildir.329 Reddiyenin baka yerlerinden de, znde rasyonel

"Malumdur ki, Avrupa'da Diyanet-i slamiyye'nin tedkikiyle uraanlar, ya Hristiyanlk'a mu'tekddir, ya deildir. Eer Hristiyanlk'a mu'tekid ise, fikr-i aslisi bu tedkikatn tecrid-i nefs ve iltizam- hak ile icrasna mani oluyor... mu'tekid olmyanlara gelince, Avrupa'ca da mbaiat- diniyye ile me'luf olmyanlarn hemen kaffesi, umum edyana, efkar- beerin en ar zincir-i esareti, terakkiyat- ma'rifetin en kuvvetli sedd-i haili nazariyle bakmaktadrlar. te bu fikrin intiarndan dolaydr ki, anlarn din-i slam iin icra ettikleri tahkikat da, papasiar gibi, ellerine geen kitapta mahall-i ta'riz aramaktadr". Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh. 16-17. "ark'a mteallik mesai! ile uraanlarn en ou, Diyanet-i slamiyye'yi de, baz akvam- vahiyyenin mezahibi gibi, elence kabilinden olarak tahkik ederlef. Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.18. "imdi bir Avrupal, mahiyyet ve meziyyetlerini anlamak senelerce ta'mik- fikre muhta olan Diyanet-i Ceiile-i muhammediyye'yi hrriyet-i efkara hail ve terakki-i medeniyete mani bilerek pi-i nazara alr, bu fikrin netayicinden olarak, tahkikatn, zorla, mu'tekadat- gayr- ma'kule teharrisine hasreder; tesadf ettii her mes'eleye, haa mine't-tebih, guya Zulu haik'nn

131
olan slam dininin basit, hurafeli ve byl bir din gibi addedilmesini iddetle tenkid etmektedir.330 Daha sonra zel olarak Renan'n slam ve Bilim ilikisine dair grlerini eletirmeye balayan Namk Kemal, Renan'n slamiyeti benimseyen milletlerin zihni kabiliyet olarak bir hi hkmnde olduu ve slam dininin inananlarnn dncelerini demir bir daire iine alarak onlarn yolunu yenilie kar kapad eklindeki, dini zihniyeti ilimdeki gerilemenin sebebi olarak gsteren dahili aklamasn aknlkla kark bir ekilde reddeder: "Acayib ey! Meer slam olduumuz iin bamzn etrafna bir demir halka geirilmi, o halka havass- batmamz her trl uluma, her trl tahsile, her trl efkar- cedideye mesdud tutarm da bizim hala haberimiz yo/f/' 331 Ancak bu kez de Namk Kemal'in kendisi ayetlerden ve hadislerden konuyla ilgili rnekler sralayarak, slam dininin Mslmanlarn zihniyetini ilme ve yenilie tevik ettiini gstermeye almakta, bylece Renan gibi ilimdeki ilerleme veya gerilemeyi dini zihniyetle aklamaya almaktadr.332 Renan'a gre slam'n bilime engel olmasnn en nemli sebeplerinden birisi, Mslmanlarn bilgi ile g arasndaki ilikiyi kabul etmemesi; Allah'n g ve iktidar insanlarn bilgisine gre deil de, kendi dilediine verdii anlaydr. Dolaysyla, Avrupa'nn gc karsnda Mslmanlar Avrupa'nn gcnn arkasnda yatan unsurun bilgisi veya bilimi olduunu kabul etmemekte, bu yzden de onlar bilim hususunda taklide yanamamaktadr.333 Namk Kemal de Renan'nn tasvir ettii bu Mslman tavrna katlarak, her gl olann bu gce ilim meziyetiyle ulamadn ve dnya tarihinin bunun rnekleriyle dolu olduunu belirtmektedir. Daha sonra ise, ilmin sadece gce ulamak iin

mezhebiyle urar kadar sathi bir imale-i nagah zihninde hasl edecei fikir iin kafi grr de...". Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.19. "slam' idrak ve ma'rifete, in'de atee, Hind'de hayvanat'a ibadet eden, arazi-i mehullede, Cezayir-i Bahr-i muhit'te insan yiyen ebnay cinsimizden de aa grmek, davasnda delil gstermee lzum grmeyen M. Renan iin kabildir...". Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.22. Namk Kemal, a. g. e., sh.22. Bu ayetler iin bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.23 ve 34-35. "Sahib-i mekale'nin tevehhmne gre ehl-i slam, Cenab- Hak ikbal ve kuvveti -meziyyet-i zatiyye kaydndan vareste olarak- kime irade buyurursa ana ihsan eder itikadnda bulunduklar in, terbiye ve ma'rifet ve Avrupa fikrini tekil eden her trl meziyyet'e mslmanlar kemal- i hakaret'le bakarlar imir. Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.24-25.

132

istenilmeyeceini belirtip, slam'daki klasik ilim anlayn; g aray ve teknoloji ile dorudan ilgisi bulunan modern bilim anlayna kar savunur. Namk Kemal'in bu husustaki kanaatleri, geleneksel ilim anlay ile modern bilimler arasndaki temel fark anlamamza yardmc olmaktadr: "lim, mcerred kudret ve ikbale nail omak iin mi tahsil olunur?... Dercarters'lar, Pascal'la, ne trl kudrete ve ikbale nail olmak iin almlar idi? Ma'rifet bir nazenin-i dilrbadr ki, mbtelalar yalnz neyl-i visaiiyn ifna-y mr eder."334 Fakat Namk Kemal modern bilimlerin de bu ilim zelliini tadn, ve Renan'nn bu konuda hatal dndn belirtir. Bu tavr Namk Kemal'in modern bilimleri hala slam geleneindeki ilim anlaly erevesinde algladn gstermektedir ki, ayn eilim zellikle Mecmua- Ulum dergisinde de grlmektedir. Ksacas, Namk Kemal'in Renan eletirisine gre, Mslmanlarn ilimkudret ilikisine inanmamalar, onlarn ilme tahkir ile bakmalarn gerektirmedii gibi, bilakis gerek ilim ancak bu Mslman tavr ile mmkndr. Namk Kemal'in reddiyesinde, Renan'n Hint-Aryan rklna gre resmettii slam bilim tarihi portresinin kendi iindeki tutarszlklar, mantki tutarszlk ve tarihi bilgi hatalar ve vard yanl sonular baarl bir biimde eletirilir. Bu eletirinin neticesinde yine, Renan'n slam'n terakkiye mani olduuna dair slami zihniyeti sulayan dahili tezi karsnda, Namk Kemal slamn terakkinin ve hikmetin mrebbisi olduunu savunur. Bu srada Kuran' Kerim'deki ayetlerle desteklenmi ve slami ilim anlayndan g alan kendi dahili tezini tekrar eder 335 . Namk Kemal ilmin gelimesi ile slami zihniyet arasnda pozitif bir iliki kuran kendi tezine uygun olarak, slam tarihindeki bilimlerin gerilemesi gibi olaylar, Mslmanlarn kendi dini emir ve naslarna yeterince kulak vermemesi yorumuyla aklayabilmektedir. 336 Tm aklamalarnn ardndan Namk Kemal'in "yukarda sylemitim, Renan'n her kavli sahih olsa da dnyada, slam'dan hi kimse hikmet ve ma'rifete say
Namk Kemal, a. g. e., sh.25. "Hal byle iken, mutekid olduu din tarafndan tahsil-i ilim ve hikmet'e me'mur olan bir millet efradnn 'mbalat- diniyyeden teberri etmedike ilim ve hikmete meyledemiyeceini' iddia etmek, zulmetin indifan gnein gurubuna mevkuf addeylemek kadar bedihiyyu'l-butlan bir maskaralk deil midirT. Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.35. "ilim ve hikmet'in erefine ve tahsilinin vcubuna dair bu kadar evamir-i ilahiyye ve nebeviyye meydanda dururken, milletin o evamire ittiba' etmemesinden dolay, dine bir nakisa terettb etmek ihtimali var mdr?'. Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.35-36.

133
etmemi bulunsa, yine bundan slamiyet'in ilim ve hikmete hail olduu yeni bir mantk yaratlmadka isbat edilmek kabil deildir. Gerek ilmin ve gerek hikmetin tatdiline dair ve tahsilini amir bunca aya: ve ehadis ise meydanda duruyor"337 eklindeki ifadeleri onun da Efgani gibi tarihi slam ile normatif slam arasnda bir ayrm yaptn gstermektedir. Bu temel iddiann ardndan Namk Kemal, slam bilim tarihi ile ilgili tm temel oryantalist tezleri tek tek ele alp eletirir ve adeta kendisinden sonraki dnemlerde Mslman tarihilerin yapaca bilim tarihi almalarnn ana meselelerini de ortaya koyar: slam tarihinde ilim adamlar zerinde, Hristiyan dnyasndakinin aksine, hi bir dini basknn bulunmad; 338 Yunan bilim mirasn tevars etmenin Mslmanlarn bilimde yaratc olmad anlamna gelemeyecei;339 slam bilimindeki "altn a" tarihlendirmesinin ve 13. yzyldan sonra bilimin geriledii tezinin yaln olduu 340 yolundaki grler bunlar arasndadr. slam biliminin gelimesini slam dinindeki emirlere ve ilkeler gibi dahili sebeplere balayan Namk Kemal, ayn bilim srecinin gerilemesi gereini aklarken tekrar Mool igali, Avrupa devletleri ile yaplan savalar ve siyasi kargaalk gibi harici sebeplere bavurmaktadr.341 Namk Kemal'in reddiyesinden genel slup ve yaklam, bize slam biliminin ilerleme ve gerilemesini aklama biiminin Renan'n konumasndan sonraki halini, eski yaklamla benzeen ve farkllaan yanlarn gstermektedir. Namk Kemal'in daha nce yazd baz
337

Namk Kemal, a. g. e., sh.44. Namk Kemal"mamafih, farz- muhal olarak diyelim ki, Arab'taki maarifin zuhuru diyanetin te'siri'nden hasl olmasn; bununla, yine Renan'n asl mddeas sabit olmaz: Maarifi icadetmemek baka, mahvetmek yine bakadr" diyerek dahili yaklamn biraz olsun yumuatmaktadr, sh.57. Namk Kemal, a. g. e., sh.38-39 ve 55. N. Kemal, islam tarihinde Sokrat ve Galile gibi katledilen bir ilim adamna hi rastlanmadn belirtiyor. Namk Kemal, a. g. e., sh.40. Namk Kemal, a. g. e., sh.41-42. Burada Fatih Sultan Mehmet dneminde kurulan tb medreseleri ile Ulu Bey'in rasathanesi islam biliminin gerilemedii yolunda rnekler olarak gsteriliyor. "Memalik-i slamiyye'de ilim ve hikmet'in eski revnaknda kalmamasn istilzam eden esbab, o kadar hafi birey midir? Ehl-i Salib ve Tatar mrikleri'nin, Memalik-i slamiyye'de, kabail-i vahiyye'nin Avrupa'da olan mazarratndan bin kat ziyade iras- hasar ettikleri malum deil midir? Mevcut olan kitabiarnn, ulemasnn binde biri kalmayan bir kavim, ka asrda kendini toplayabilir? Hususiyle, Avrupallar, Renan'n slam iin mnteha-y medeniyye addeyledii 1200 tarihi miladisinden beri, Memalik-i slamiyye'nin hangi tarafnda asayi'ten eser braktlar ki, def'-i sail ile uramaktan tahsile meydan bulunabilsin!'. Bkz. Namk Kemal, a. g. e., sh.55-56.

338

339 340

341

134

makaleler Mecmua- Ulum dergisinde yaynlanm olduundan, onun reddiyedeki yaklam ile bu derginin yaklamn karlatrmak Renan'n konumasna cevap verilirken ortaya kan deiiklii anlamamz salayacaktr. Mecmua- Ulum dergisinde rastlanan slam dininin ilmi tevik ettii anlay Namk Kemal'in reddiyesinde de mevcut olsa da, dergide "slam maarife mrebbidir" eklinde keskin bir anlay mevcut deildi. Renan'n tezlerine tepki gsterme durumu, baz anlaylarn daha keskin bir dille ifade edilmesine yol amtr. te yandan, slam biliminin gerilemesini aklarken eski harici yaklam byk lde korunurken, Renan'a tepki gstermek sebebiyle Mslmanlar arasnda ilmin gelime sebeplerini aklarken dahili sebeplere verilen arln gittike arttn gzlemek mmkndr.

0) Ataullah Bayezidof'un Renan Reddiyesi?42 Dnemin Rusya'snda Mslmanlarn nde gelen isimlerinden olan Ataullah Bayezidof, Renan'n konumasnn Alaksi Vedrof tarafndan yaplan Rusa tercmesinin Rusya'da grd itibar zerine, Rusa bir reddiye yazmaya karar vermitir. Beyezidof reddiyesinde, nce evrensel bir bilim tarihi tablosu ierisinde Yunanllar'n slam bilimi zerindeki tesirlerini teslim ederken, bu durumun Renan'n yapt gibi Mslmanlarn aktarmaktan baka hi bir katksnn bulunmad eklinde yorumlanamayaca, bilakis Mslmanlarn kadim Yunan mirasndan devraldklar birikime byk katklarda bulunduunu vurgulamaktadr. Zira eer Yunanistan bilim ve tenlerin babas ise slamiyet ve Arabistan ise onu yetitirip byten anas olarak grlmelidir. Avrupa bu adan kendi medeniyetlerinin oluumunda, en az Yunanllar kadar Mslmanlara da borludurlar.343 Bayezidof bu tespitine dayanarak, Renan'n "Eer mer ve Cengizhan iyi bir topu

Bu reddiyenin yakn zamanlarda kan bir Trke basks iin bkz. Ataullah Bayezidof, slam ve Medeniyet, Sadeletiren: brahim Ural, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar. Ankara 1993. Bu Trke tercme, Rus arkiyat Glnar Hanm Efendi (Madam Olga Delebedof) ile Tercman Hakikat gazetesi Yazar Ahmet Cevdet'in Osmanl'caya evirdii metnin sadeletirilmi eklidir. "...Yunanllar bilim ve fenlerin babas durumunda ise, slamlk ve Arabistan da onu yetitirip, byten ve terbiye eden -anas- olarak kabul edilmelidir. Bunun iin Avrupa, kendi medeniyetinin babas olarak grd kadim Yunan Medeniyetinin yannda, onu gl, kuvvetli bir gen haline getirip, yetitiren slam'a kran ve minnet borlu ve de medyun olmaldr... Bay Renan'n belirttii bilimlerin eski Yunan'a aid olduu kadar, Araplara da ait olduunu ileri sryoruf. Bkz. Bayezidof, a. g. e., sh.12.

135
kuvveti ile karlasa idiler, llerinin snrlarn aamazlard" eklinde iddias karsnda; tam aksine Hz. mer gibi Mslman yneticiler olmasayd pek ok yce deerin korunup aktarlamayaca, oradan da Avrupa'ya geerek, bugnk medeniyetin oluumuna katkda bulunamayacan belirtiyor. Zaten Bayezidofun kanaatine gre Hz. mer gibi liderlerin yokluu durumunda, slam dnyas Moollarn saldrsna malup olmu ve bu yzden de bilim faaliyetleri sona ermitir.344 Bayezidof, Namk Kemal gibi, Renan'n elikilerinden alayc bir uslupla bahsettikten sonra, Renan'n dnme biimini ona kar kullanmaya almaktadr. Szgelimi, slam biliminin slam'a ramen gelitii tezine karlk olarak "slam Dini ilim ve fenleri, Fransa'ya kar durulmaz bir frtna rzgar estirmitir"345 diyerek, Avrupa'da bilimin slam sayesinde, Avrupahlar'a ramen gelitiini yazmtr. Bylece Renan'n slami zihniyeti bilime engel olarak gren rk yaklamn, ona kar kullanmaya almaktadr. Nasl Renan slam biliminin geliiminde harici unsurlara, knde ise dahili unsurlara aklayclk atfediyorsa; Bayezidof ise slam biliminin douunu slam dininin tevikine balayp dahili bir ekilde, kn ise Mool istilas ile harici bir ekilde aklamaktadr. Genel olarak Namk Kemal gibi kendine gvenen ve Renan'n kendi iindeki elikilerden yola karak eletiren Bayezidof, reddiyesinin baz ksmlarnda daha apolojetik bir slup taknr. Sanki Renan'n iyi bir Hristiyan olmadn ve Hristiyanlk'a da -slam kadar olmasa da- kar ktn bilmiyormu gibi, bazen Renan'a Hristiyanln bilim konusundaki taassubunu hatrlatarak, Mslmanlarn Hristiyanlardan bu konularda ok daha toleransl olduunu savunmaktadr.346 Netice olarak, Bayezidof slam'n Mslmanlara kazandrd zihniyet ile bilimler arasnda tamamen pozitif bir iliki bulunduunu iddia eder. slam ilim gelenei ierisinde zellikle Kelam'n akli ve mantki
"Nitekim onnc yzylda Badad'n putperest kabileler (Moollar) tarafndan igal edilii olaynda bu durum meydana gelmitir. Bu durumda Avrupa'ya Araplar araclyla aktarlm olan Yunan bilim, kltr, teknik ve felsefesi de sona ermi oluyordu'. Bkz. Bayezidof, a. g. e., sh.16. Bayezidof, a. g. e., sh.19. Bayezidof, a. g. e., sh.22-24.

136

ynlerinden rnekler vererek, islam'n bizatihi tabiat gerei rasyonel, akli ve mantiki olduunu belirtip, bir anlamda klasik slami ilimlerdeki mantk ve akl vurgusu ile modern bilimlerin akliiii arasnda bir paralellik kurmaya alr. slam'n, bu zellikleri dolaysyla modern medeniyet iin en uygun din olduunu, zaten modern medeniyetin dinin tamamlayclna ve ahlaki yol gstericiliine muhta olduunu belirtir. Bylece Bayezidof Renan'n elikilerine ve hatalarna iaret etmekle kalmayp, slam dininin modern medeniyet ile ilikisine dair genel hkmlerde de bulunup, slam ve modern medeniyetin biribirinin tamamlayacs olmas gerektiini savunur.347 Dier Renan reddiyecileri gibi normatif slam ile tarihi slam ayrm yapmasnn yansra, slam'daki klasik ilim anlay ile modern bilimler arasndaki ilikiyi gstermeye almas, slam gelenei ierisinde kelam ilminin akliliini n plana kararak, slam'n modern aklcla yaknln vurgulamas Bayezidof'u Renan reddiyecileri arasnda orijinal ve dikkate deer bir isim klmaktadr.

III. Blm'n Neticesi: Bir toplumda bilimlerin ilerleme ve gerilemesini aklama biimi ile XIX. yzyln rk nazariyeleri ve smrgecilik ideolojisi arasnda yakn bir ba mevcuttur. Osmanl dncesinde bilimlerin ilerlemesi ve gerilemesini aklayan yaklamlar XIX. yzyl boyunca zamana ve kiilere bal olarak baz deiiklikler gstermitir. Balangta daha ok harici bir yaklam benimsenirken, yzyln sonlarna doru Avrupa'daki slam ve bilimin attn iddia eden oryantalist syleme tepki olarak dahili yaklamn arl artmtr. Osmanl aydnlar Avrupal rklarn dahili yaklam benimseyerek, slam dini ve zihniyetinin bilimin ilerlemesine engel olduu yolundaki tezlerine kar kendi kimliklerini savunmak iin, harici bir yaklam savunmak yerine yine dahili bir yaklam benimseyebilecek bir tarihi gemie sahiptiler. Bunun en nemli sebebi, slam medeniyetinin gemite ok parlak bir ilmi altn a yaam olmas ve Yunan ilmi gelenei ile modern Avrupa arasnda bilim mirasn aktaran bir arac konumunda bulunulardr. Osmanl aydnlar slam medeniyetinin bu

Bayezidof, a. g. e., sh.35-40.

137

tarihi tecrbesinin bilinciyle, gemiteki baarlara atflarda bulunarak gelecekte de din ve bilimin bir arada gl halde bulunabileceini savunmulardr. Yine din ile bilim arasnda herhangi bir atmadan hi szetmedikleri gibi, Mecmua- Ulum rneinde olduu gibi destekleyici bir ilikinin varl belirtilmitir. Szkonusu enteliektel temayl neticesinde, Renan'n dahili yaklama sahip rk "slam ve Bilim" tezi karsnda rahatlkla gl bir cevap verilebilmitir. Ancak bu polemik esnasnda zamanla harici yaklamn yerini daha ok dahili yaklamlar alm, slam ve bilim arasndaki ilikiye dair ortaya kan tartma "slam terakkiye mani midir yoksa mrebbi midir?" tercihleri ile snrlandrmaya balanmtr. Bu gelime, daha sonralar toplumun ilerleme ve gerileme tartmalarnda sosyolojik veya ekonomik sebeplerden ziyade din, zihniyet, kltr ve medeniyetin suland ya da savunulduu enteliektel polemie yol aan sebeplerdendir.

138

SONU

Bu alma, Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum dergilerindeki ilim ve medeniyet anlay erevesinde, Osmanl dncesinin XIX. yzyl Avrupa dncesi ve bilimi karsndaki tepkisine dair baz deerlendirmeleri hedeflemitir. Ayrca slam dnyasnn Avrupa medeniyeti ile gemiteki balar ve karlkl ilikilerinin Osmanl entellektel modernlemesi zerindeki tesirlerini gstermek de almann amalar arasnda yer almtr. almann kapsamn, dergilerdeki makaleleri sylem tahliline tabi tutarak, dergiyi karan aydn grubunun ilim ve medeniyet anlaylarn deerlendirebilmek olarak snrladk. Bu amala dorudan dergideki yazlar okunup, muhtevalar, anahtar kavramlar, genel yaklamlar incelenerek dergilerdeki bilim ve medeniyet anlaynn tasvir ve tahliline allmtr. Mecmua- Fnun dergisinde, genel olarak Avrupa'da kan popler dergi ve kitaplardan, belirli bir plan ve programa bal kalmadan, Trk kltr, sosyal muhitin ihtiya ve icaplar gz nnde bulundurulmadan yaplan tercme va adaptasyonlarn arlkta olduu grlmtr. Bu derginin melliflerinin Kethdazade Mehmed Arif Efendi veya Erzurumlu brahim Hakk gibi, Bat bilimini slamiyetie badatrmak yolunda bir gayret iine niin girmedikleri sorusunun cevab bizim iin nem kazanmtr. Mslman bir okuyucu kitlesine hitab eden dergide, kadim Yunan materyalist filozoflarnn fikirlerine dair 12 say sren bir yaz dizisi bulunurken, slamiyet'le ilgili sadece ki yaznn bulunmas, sebepleri zerinde daha fazla dnlmesini gerekli grdmz hususlar arasndadr. Sayn Ekmeleddin hsanolu'nun da -daha nce zikrettiimiz bir almasnda- dile getirdii bu soru, tez almamzda dergiyi karan Osmanl aydn grubunun medeniyet ve ilim anlaylar incelenerek cevaplandrlmaya allmtr. almann balang hipotezi, Mecmua- Fnun melliflerinin kendilerini Avrupa'dan farkl bir medeniyetin ve ilim geleneinin varisleri olarak grmedikleri ve bu yzden de, onlara gre birbirleriyle badatrlacak iki ayr

139

medeniyetin bulunmad olmutur. Derginin hi bir yerinde "slam medeniyeti" veya "Avrupa medeniyeti" gibi bir kavrama rastlanlmamas ve yine hibir yerde Avrupallardan Garpl ve Osmanllar'dan arkl olarak szedilmemesi byle bir inceleme konusunu tevik eden unsurlar arasndadr. Bu soruna ilikin olarak yaptmz aratrmalar srasnda u sonuca vardk: Avrupa'da izilen medeniyet tarihi ierisinde slam'n da bir yeri olmas; medeniyetin en nemli unsuru olan bilimin Yunan kklerinin Mslman ve Avrupa biliminde ortak oluu; Mslman biliminin Avrupa'l tarihiler tarafndan kendi bilim tarihlerinin bir paras olarak grlmesi; yine Avrupa'nn yaygn dini olan Hristiyanln slam tarafndan ehli kitab diye adlandrlan bir din oluu ve Laroui'nin de belirttii gibi Aydnlanma felsefesinin pek ok unsurunun paralellerinin slam dnce gelenei iinde de bulunuyor oiuy gibi i sebepler Osmanl aydnlarnn Avrupa'da karlatklar fikirler karsnda daha badatrc bir tutum taknmalarn tevik edici unsurlar olmulardr. Yukardaki soru ve hipotez ile yola kan alma, sadece Mecmua- Fnun dergisi ile snrl tutulabilirdi. Ancak Osmanl aydnlarnn Avrupa'ya baklarnda, zamana ve ferdlere bal olarak ne gibi farkllklar bulunduunun grlebilmesi iin, baka bir derginin yaklam ile mukayese edilmesi faydal olacandan Mecmua- Ulum dergisi de inceleme kapsam ierisine alnd. Zira Mecmua- Fnun dergisinden yaklak yirmi yl sonra yaynlanm olan ve slam geleneine balln gl bir biimde vurgulayan Mecmua- Ulum dergisi ile yaplacak bir mukayese, Osmanl aydnlarnn Avrupa biiim ve medeniyetine bak hususunda zamana ve dini temayllere gre deien ve deimeyen unsurlarn fark edilmesine katkda bulunabilecekti. 1. Merutiyet'ten ksa bir mddet sonra kurulan ve Osmanl Devleti'nde ilim ve teknii gelitirmek, yaymak ve hizmete muhta baz okullara yardm etmek amacn tayan Cemiyet-i lmiye'nin kard Mecmua- Ulum isimli derginin genel yaklam M e c m u a - Fnun'un yaklamndan baz ynlerden farkldr. Derginin, ele ald meselelerin ileniinin hem din ve hem de modern bilime uygun

140

olmasna dikkat ettii, ikisini bir arada telif etmek maksadn tad grlmektedir. Yine Mecmua- Fnun'da grlen popler Avrupa meneli yazlarn yaynlanmasna karlk, Mecmua- Ulum'da daha ziyade Osmanl yazarlarnn, mtefekkir, edip ve bilim adamlarnn telif ettikleri makalelerin yaynlanmas hedef alnmaktadr. Acaba dergiyi karan kadro dini temaylleri dolaysyla, medeniyet, bilim ve terakki gibi temel konularda, Mecmua- Fnun 'dan ne lde farkl dnyordu ve hangi hususlarda ortak kanaatleri paylayorlard? Farkl olan hususlar, tamamen dini temaylden veya Avrupa ile slam medeniyetleri arasnda bir sentez arayndan m, yoksa dneme ait dier enteliektel ve sosyal deiimlerden mi kaynaklanyordu? Bu temel sorular nda iki derginin ilim ve medeniyet anlaynn mukayeseli olarak incelenmesi uygun grld. Tezin hazrlk safhasnda dergideki makeleler okunduka, baz yeni sorular da ortaya kmaya balad. Szgelimi, medeniyet kavramyla ilgili olarak deiik mellifler tarafndan, bedeviyet taraftarlar diye adlandrlan fakat kim olduklar aklanmayan kesimlerin eletirilmesi, medeniyetin bedeviyet karsndaki stnlnn gsterilmeye allmas, o dnemlerde byle bir tartmann varlnn nasl bir anlam olduu sorusunu beraberinde getirmekteydi. Bu tartmalarn ve Osmanl modernlemesine dair literatrdeki baz teorik meelerin de eklenmesiyle ekillenen medeniyet tartmalarna ilikin ikinci blmde nce Mecmua- Fnun dergisindeki medeniyet tarihi tahayyl ile medeniyete atfedilen mspet zelliklere dair bir sylem tahlili sonucunda, medeniyeti ideolojinin Osmanl aydnlarnn genel zihniyetini nasl deitirmeye balad konusu zerinde duruldu. Tarihe bakta temei kriterin medeniyet seviyesi olmaya balamasndan ve Avrupa merkezli bir tarih anlatmnn etkisi altnda kalnmasndan sonra, slam tarihi de artk "Avrupa merkezci" bak baz alnarak medeniyeti bir gzle anlatlmtr. stelik bir toplumun tm olumlu zelliklerinin onlarn medeniyet yolunda ilerlemesinden kaynakland dnlmeye balanmtr ki, bu durum medeniyet anlaynn ne denli byk bir metafizik anlam kazandn gstermektedir.

141

Bu blmn ikinci ksmnda bir modernleme ideolojisi olarak medeniyetilii savunanlarn temel tezleri tasvir edildi. Burada "medeniyet" taraftarlarnn medeniyet yolunda modernlemeyi insan iin tabii bir zorunluluk olarak tasvir etmelerinin yansra, Osmanl Devleti'nin glenmesi iin zorunlu bir politika ve stelik slam dininin emrettii bir tercih olarak gstermeye nasl altklar zerinde duruldu. nc ksmda ise, medeniyet taraftarlarnn Avrupa medeniyetinin olumsuz ynlerini farketmelerine ramen, Avrupa'nn hali ile ideal medeniyet durumu arasnda bir ayrm yaparak Avrupa'nn kusurlarndan medeniyeti sorumlu tutmadklar ve bylece medeniyete bir tr kusursuzluk ve kudsiyet atfettikleri gsterilmeye alld. Son ksmda ise Osmanl modernlemesinin olumsuz ynlerine kar kan kesimlerin, bu modernlemenin ideolojisi durumundaki yeni medeniyet anlayna ynelttikleri deiik tenkitler ve bu tenkitlere medeniyet taraftarlarnn verdikleri cevaplar deerlendirildi. Szkonusu tenkidler, eski medeniyet anlay, dini hassasiyet ve yeni medeniyetin ortaya kard honutsuzluklar gibi deiik sebeplerden kaynaklanmakta olup, medeniyet taraftarlarn kendi fikirlerini daha teorik ve felsefi bir dil ile ifade etmeye itmitir. Dergilerin ilim anlaylarnn tartmaya ayrdmz nc blmde, her bir derginin ilim anlay ayr bir ksmda deerlendirdik. ki dergi arasndaki mukayeseleri Mecmua- Ulum dergisinin ilim anlayn tartrken yaptk. Osmanl aydnlarnn ilim anlay ve bilimdeki ilerilik ve gerilii aklama biimlerinin zamanla nasl deitiinin grlebilmesi bakmndan, bu iki dergi dnda Osmanl aydn ve brokratlarnn ilim anlay ile Renan'n "slam ve Bilim" konulu konumasndan sonra ortaya kan tartmalar da iki ayr ksmda deerlendirdik. Bu blmde meseleleri ele alrken yle bir gerekle karlatk: Dnemin Avrupa toplumunda bilimlerin ilerleme ve gerilemesini aklama biimi ile XIX. yzyln rk nazariyeleri ve smrgecilik ideolojisi arasnda yakn bir ba mevcuttur. Osmanl dncesinde bilimlerin geliimini ve gerilemesini aklayan yaklamlar XIX. yzyl boyunca zamana ve kiilere bal olarak baz deiiklikler gstermitir.

142

Balangta daha ok harici bir yaklam benimsenirken, yzyln sonlarna doru Avrupa'daki slam ve bilimin attn iddia eden oryantalist syleme tepki olarak dahili yaklamn arl artmtr. Osmanl aydnlar Avrupal rklarn dahili yaklam benimseyerek, slam dini ve zihniyetinin bilimin ilerlemesine engel olduu yolundaki tezlerine kar kendi kimliklerini savunmak iin, harici bir yaklam savunmak yerine yine dahili bir yaklam benimseyebilecek bir tarihi gemie sahiptiler. Bunun en nemli sebebi, slam medeniyetinin gemite ok parlak bir ilm altn a yaam olmas ve Yunan ilmi gelenei ile modern Avrupa arasnda bilim mirasn aktaran bir arac konumunda bulunulardr. Osmanl aydnlar slam medeniyetinin bu tarihi tecrbesinin bilinciyle, gemiteki baarlara atflarda bulunarak gelecekte de din ve bilimin bir arada gl halde bulunabileceini savunmulardr. Yine din ile bilim arasnda herhangi bir atmadan hi szetmedikleri gibi, Mecmua- Ulum rneinde olduu gibi destekleyici bir ilikinin varl belirtilmitir. Szkonusu entellektel temayl neticesinde, Renan'n dahili yaklama sahip rk "slam ve Bilim" tezi karsnda rahatlkla gl bir cevap verilebilmitir. Ancak bu polemik esnasnda zamanla harici yaklamn yerini daha ok dahili yaklamlar alm, slam ve bilim arasndaki ilikiye dair ortaya kan tartma "slam terakkiye mani midir yoksa mrebbi midir?" tercihleri ile snrlandrmaya balanmtr. Bu gelime, daha sonralar toplumun ilerleme ve gerileme tartmalarnda sosyolojik veya ekonomik sebeplerden ziyade din, zihniyet, kltr ve medeniyetin suland ya da savunulduu entellektel polemie yol aan sebeplerdendir.

143

BBLYOGRAFYA A) Genel Abu-Lughod, Janet L, Before European Hegemony: The World System A.D. 1250-1350. Newyork-Oxford: Oxford University Press., Abu-Zahra, Nadia; "Al-Tahtawi as Translator of the Culture of Parisian Society: An Anthropological Assessment.", Transfer of Western Science & Technology to the Muslim World, ed. Ekmeleddin hsanolu. 419-424. stanbul: IRCICA, 1992. Adas, Michael; Machines as the Measure of Men: Science, Technology and Ideologies of Western Dominance, Ithaca and London: Cornell University Press, 1989. Advar, A. Adnan; Osmanl Trklerinde lim, stanbul: Remzi Kitabevi, 1970. Al-Azmeh, Aziz; Arabic Thought and islamic Societies, Dover: Croom Helm, 1986. Arif Efendi, Kethdazade Mehmed; Menakib-i Kethdazade, stanbul: Emin Efendi, 1887 1305. Bartholomev, James R.; The Formation of Science in Japan: Building a Research Tradition; New Haven and London: Yale University Press, 1989. Bayezidof, Atauilah; slam ve Medeniyet, Ankara: Trkiye Diyanet Vakf/120, 1993. r e/ Baykara, Tun cf] Osmanllarda Medeniyet Kavram ve Ondukuzuncu Yzyla Dair Aratrmalar, zmir: Akademi Kitabevi, 1992. Berger, L. Peter-Brigitte Berger-Hansfried Kellner; Modernleme Bilin, ev.: Kk. stanbul: Pnar Yaynlar, 1985. ve

Bergren, J. L.; "islamic Acquisition of the Foreign Sciences: A Cultural Perspective", The American Journal of Islamic Social Sciences, 9 (3 1992 Fall): 310-324. Berkes, Niyazi; Trkiye'de adalama, Istanbul: Dou-Bat Yaynlar, 1978. Braudel, Fernard; Akdeniz ve Akdeniz Dnyas, Birinci Cilt, ev: Mehmed Ali Klbay, Eren Yaynclk, stanbul 1989.

144

Cevdet Paa, Ahmet; Tezakir, 40. Cilt. stanbul: 1986. Chambers, Richard; "The Encmen-i Dani and Ottoman Modernization", T.T.K. VIII. Kongresi Bildirileri: 2, Ankara. Cohen, H. Floris; "The Emergence of Early Modern Science in Europe; with Remarks on Needham's Grand Question, Including the Issue of the Cross-Cultural Transfer of Scientific Ideas." Journal of the Japan-Netherlands Institute, Papers of the First Conference on the Transfer of Science and Technology Between Europe and Asia Since Vasco da Gama (1498-1998), Amsterdam & Leiden, June 5-7, 1991 3 (1991): 9-32. Daniel, Norman; Islam, Europe and Empire, Edinburgh: Edinburgh University Press, 1966. islam and the West- The Making of an Image, Oxford: Oneworld Publications, 1993.
;

Djait, Hichem; Europe and Islam, Berkeley and Los Angeles: University of California Press, 1985. Doan, smail; Tanzimatn ki Ucu: Mnif Paa ve AH Suavi, stanbul: z Yaynclk, 1991. Gordon, Scott; The History and Philosophy of Social Science, London & New York: Routledge, 1993. Gkyay, Orhan aik; ed., Katip elebi: Hayat ve Eserleri Hakknda ncelemeler, 3.Bask. Ankara: Trk Tarih Kurumu Basmevi, 1991. Haniolu, Mehmet kr; "Osmanl Aydn ve Bilim." Toplum ve Bilim, 28 (Gz 1984). Bir Siyasal Dnr Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dnemi, stanbul: dal Neriyet,1981. Bir Siyasal rgt Olarak Osmanl ttihad ve Terakki Cemiyeti ve Jn Trklk (1889-1902), stanbul: letiim Yaynlar.
;

Heyd, Uriel; "The Ottoman Ulema and Westernization in the Time of Selim III and Mahmud II.", Scripta Hierosoiymitana, c. IX, Kuds, 1961, s. 63-96. Hodgson, Marshall G.S; "Modernity and the islamic Tradition." Islamic Studies, I (2 1962 June): 89-129. Rethinking World History: Essays on Europe, Islam and World History, Ed. Edmund Burke III., Cambridge University Press 1993.
;

145

Hseyin Nasr, Seyyid; slam'da Bilim ve Medeniyet. ev.: Nabi AvcKasm Turhan-Ahmet nai. stanbul: nsan Yaynlar, 1991. Il, Yeim; "Mecmua- Fnun, Bir Aydnlanma Hareketi Olarak." Yksek Lisans Tezi, stanbul niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, 1986. In, Ekrem; "Osmanl Bilim Tarihi: Mnif Paa ve Mecmua-i Fnun", Tarih ve Toplum, say:11, stanbul 1985. bn-i Haldun; Mukaddime, stanbul 1982. Haz: Sleyman Uluda, Dergah Yaynlar,

hsanolu, Ekmeleddin; "Osmanl Devleti'ne 19. Yzylda Bilimin Girii ve Biiim-Din likisi Hakknda Bir Deerlendirme Denemesi", Toplum ve Bilim, 29/30, Bahar/Yaz 1985. "Beikta Cemiyet-i lmiyesi,19'. Asrn Balarnda : Tanzimat ncesi- Kltr ve Eitim Hayat ve Beikta Cemiyet-i lmiyesi Olarak Bilinen Ulema Grubunun Buradaki Yeri.", Osmanl; lmi ve Mesleki Cemiyetleri iinde, ed. Ekmeleddin hsanolu, stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi & IRCICA, 1987a, s. 43-75. hsanolu, Ekmeleddin. "Cemiyet-i lmiye ve Mecmua- Ulum." Osmanl lmi ve Mesleki Cemiyetleri iinde, ed. Ekmeleddin hsanolu, istanbul: stanbu niversitesi Edebiyat Fakltesi & IRCICA, 1987b, s. 221-245. hsanolu, Ekmeleddin; "Cemiyet-i lmiye-i Osmaniye'nin Kuruluu ve Faaliyetleri.", Osmanl lmi ve Mesleki Cemiyetleri iinde, ed. Ekmeleddin hsanolu, stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi & IRCICA, 1987c, s. 197-220. ecj Osmanl lmi ve Mesleki Cemiyetleri, lim Tarihi Kaynaklar ve Aratrmalar Serisi No:3. stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi & IRCICA, 1987d. "Darlfnun Tarihesine Giri: lk ki Teebbs." Belleten, LIV (1991): 699-745. "Tanzimat ncesi ve Tanzimat Dnemi Osmanl Bilim ve Eitim Anlay", Belleten, (1992): 335-395. "Bat Bilim ve Osmanl Dnyas: Bir nceleme rnei Olarak Modern Astronomi'nin Osmanl'ya Girii (1660-1860)", Belleten, LVI (217 1992 Aralk): 728-780. Kaplan, Mehmet; "Namk Kemal: Hayat ve Eserleri", stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay. No.378, Trk Dili ve Edebiyat Doktora Tezi, No.1, stanbul: brahim Horoz, 1948.

146

7r/c Edebiyat Yaynlar, stanbul 1992.

zerine

Aratrmalar-1Dergah

-; "Tanzir-i Telemak", stanbul niversitesi, Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Dergisi (1948 November): 1-20. inci Enginn; Birol Emil, ed. Yeni Trk Edebiyat Antolojisi, Vol. 1. stanbul: stanbul nversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar No:1874, 1974.
;

Kara!, Enver Ziya; Halet Efendi'nin Paris Byk Elilii stanbul 1940.

1802-1806,

Katip elebi; Mizan'l Hakk Fi htiyari'! Ahakk, stanbul: Tercman 1001 Temel Eser:145, 1980. Keddie, Nikkie R.; An Islamic Response to Imperialism: Political and Religious Writings of Sayyid Jamal ad-Din al-Afghani, University of California Press, Berkeley and Los Angeles 1968. Keiji, Yamada; "Transfer of Science and Technology between Europe and Asia: Astronomy", Journal of the Japan-Netherlands Institute, Papers of the First Conference on the Transfer of Science and Technology Between Europe and Asia Since Vasco da Gama (1498-1998), Amsterdam & Leiden, 5-7 Haziran 1991, 3 (1991): 102-113. Kololu, Orhan; "Sreli Yaynlarn Bilim Fikri ve Kurumlarnn Olumasna Katks", Osmanl lmi ve Mesleki Cemiyetleri iinde, ed. Ekmeleddin hsanoiu, stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi & IRCICA, 1987, s. 255-264. Kumar, Deepak; "Pre-Colonial Science and Technology Lessons from Eighteenth Century India." Journal of the Japan-Netherlands Institute, Papers of the First Conference on the Transfer of Science and Technology Between Europe and Asia Since Vasco da Gama (1498-1998), Amsterdam & Leiden, 5-7 Haziran 1991, 3 (1991): 177-190. Lewis, Bernard; The Muslim Discovery of Europe, New York and London: W.W. Norton & Company, 1982. ; "Diemiyyet-i lmiye-i Othmaniyye", The Encyclopeadia of Islam, 2. cilt. Leiden 1965. Loroui, Abdallah; slam ve Modernlik, ev.: Dr. Ayegl YaramanBabuu, stanbul: Milliyet Yaynlar, 1993. Mardin, erif; "The Mind of Turkish Reformer 1700-1900", The Western Humanities Review, 14 (1960).

147

77le Genesis of Young Ottoman Thought, Princeton: Princeton University Press, 1962. ; Religion and Social Change in Modem Turkey: The Case of Bedizzamn Said Nursi, Albany: State University of New York, 1989. "Tanzimat'tan Sonra Ar Batllama", Trk Modernlemesi: Makaleler 4 iinde, s. 23-82. stanbul: letiim Yaynlar, 1991. ; Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, stanbul: letiim Yaynlar, 1992. Meri, Cemil; mrandan Uygarla stanbul: tken Yaynevi, 1974. B U Qike, Btn Eserleri-2, 6. Bask, stanbul: letiim Yaynlar,; 1992. Meri Yazan, mit; Cevdet Paa'nn Toplum ve Devlet Gr, stanbul: nsan Yaynlar, 1992. Mert, Nuray. "Early Republican Secularism in Turkey: A Theoretical Approach." Yaynlanmam Doktora Tezi. Political Science Department, stanbul: Boazii University, 1992. Merton, Robert K. Science, Technology and Society in Seventeenth Century England, New York: Humanities Press, 1978. Mustafa Sami Bey; Avrupa Risalesi, stanbul: Takvin-i Vekayi Matbaas, 1840/1256. Nakayama, Shigeru; "Japanese Scientific Thought", A Dictionary of Scientific Biography iinde, (Ed.) C. C. Gillispie. Vol: XV, Supplement I. Namk Kemal, Renan Mdafaanamesi: slamiyet ve Maarif, Yaynlayan: Fuat Kprl, Ankara: Milli Kltr Yaynlar, 1962. Needham, Joseph; Grand Titration: Science and Society in East and West, Toronto: Universty of Toronto Press 1969. "Science and Society in East and West", The Science of Science iinde, Ed. M.Goldsmith ve A. Markof, Souvenir Press 1964.
;

Nisbet, Robert; History of the Idea of Progress, New York: Basic Books, Inc., 1980. zel, smet; Mesele, stanbul: dam Yaynlar, 1992.

148

Rahman, Fazlur; slam, T-efcomaniar: Mehmed Da ve Mehmet Aydn, 2. Bask, Ankara: Seluk Yaynlar, 1992. ; Islam & Modernity: Transormation of an Intellectual Tradition, Chicago and London: The University of Chicago Press, 1982. Renan, Ernest; sa'nn Hayat, ev.: Ziya hsan. stanbul: Milli Eitim Bakanl Yaynlar: 2044, 1992. . "islamlk ve Bilim", Nutuklar ve Konferanslar kitabnn iinde, ev: Ziya hsan, Ankara: Sakarya Basmevi, 1946. Rodinson, Maxime; Europe and the Mystique of slam, ngilizceye ev: Roger Veinus, University of Washington Press 1991. Rosenthal, Franz; Knowledge Triumphant, Brill Leiden 1970. Russell, Bertrand, Bilim ve Din, ev.: Hilmi Yavuz, stanbul: Varlk Yaynlar, 1972. Sadk Rfat Paa, Mehmet; "Avrupa'nn Ahvaline Dair Risale", Mntahabat- Asar iinde, ed. Rauf. 2. Blm. stanbul: Tatyos Divitiyan, 1873/1290.

Safvet Paa; "Darlfnun'un Al Dolaysyla." Mntahabat- Asar- Osmaniyye iinde, 1288/1871-1872., ed. Konstantinidi. s.115119. Said, Edward; Orientalism, New York: Pantheon, 1978. Shayegan, Daryush; Yaral Bilin, ev.: Haldun Bayr, stanbul: Metis Yaynlar, 1991. Sunar, ilkay; Dn ve Toplum, Ankara: Birey ve Toplum Yaynlar, 1985 een, Ramazan; Mahtutat ve Meliefat- bn-i Haldun fi Mektebati Trkiya, Tunus Kltr Bakanl Yaynlar, 1985. Tadashi, Yoshida; "The Encounter of the Ch'i World View with Western Physical Sciences." Journal of the Japan-Netherlands Institute Papers of the First Conference on the Transfer of Science and Technology Between Europe and Asia Since Vasco da Gama (1498-1998), Amsterdam & Leiden, 5-7 Haziran 1991, 3 (1992): 113-125. Tahtavi, Rifa'a Rafi'; Paris Gzlemleri, Haz: Cemil ifti. stanbul: Ses Yaynlar, 1992. Tanpnar, Ahmet Hamdi; Ondokuzuncu Asr Trk Edebiyat, stanbul: ibrahim Horoz, 1956.

149

Toynbee, Arnold J.; A Study of History, Abridgement of Volumes Vll-X by D.C. Somervell, Oxford University Press 1987. Medeniyet Yarglanyor, Trkesi: Ufuk Uyan, stanbul: Aa Yaynlar, 1991
;

Uluda, Sleyman; bn Haldun: Hayat-Eserleri-Fikirleri, Ankara: Trkiye Diyanet Vakf/113, 1993. Vucinich, Alexander; Science in Russian Culture-A History to 1860, Stanford, California: Stanford University Press, 1963. Wallerstein, Immanuel; The Modern World System, New York: Academy Press 1974. Jeopolitik ve Jeokltr, ev.: Mustafa zel, istanbul: z Yaynclk, 1993. Ziya Paa; "Trkistan'n Esbab- Tedennisi", Hrriyet (nr.5 1868-1285 Rebiylahir).

150

B)

Seilmi Mecmua- Fnun ve Mecmua- Ulum Makaleleri Bibliyografyas

"Ahlak- slamiye", MU Say:4, 15 Muharrem 1297/29 Aralk 1879. Aleksandr (Meclis-i Vala Mtercimlerinden), "Tahrir-i Msennefat- Atika", MF nr. 14. Safer 1280/Temmuz 1863. Aziz (Muavin-i Emraz- Dahiliye der Mekteb-i Tbbiye-yi ahane), "ntihar", MFnr.39. Cemaziylahr 1283/ Ekim 1866. Ebubekr, "Bu Defa mid Burnundan Vrud Eden Bir Mektubun Hlasa-i Meali", MF nr.33, Ramazan 1281/Ocak 1865. Halil Bey (Petersburg Sefiri) ve Mehmed Cemil (Esbak Hariciye Nazr, Paris Sefiri), "Kudema-i Muluk- Msriyye Tarihi", MF nr.1, Muharrem 1279/Haziran 1862. "Kudema-i Muluk- Msriyye Tarihi", MF nr.45. Safer 1284/Haziran 1867.
;

Hayrullah Efendi, "Suret-i ntiar- Nev-i Beer", MF nr,12, Zilhicce 1279/ Mays 1863. ; "nsann Sath- Arzda Suret-i Teksir ve ntiar", MF nr.6, Cemaziylahr 1279/ Kasm 1862. "Bir Bedevi Mektubu", MU. say:5. 1 Safer 1297/ 14 Ocak 1880. "Bir Bedevi Mektubuna Cevap-Bir Medeni Mektubu", MU, say:6, 15 Safer 1297/28 Ocak 1880) "lme Dair Bir ki Sz: Tarif-i lm; Taksim-i Ulum; eref ve Fazl- lm", MU sayr.6, 1 Zilhicce 1296/ 16 Kasm 1879. Cemiyet Heyeti ve Mnif Efendi, "lslah- Resm-i Hatt'a Dair Baz Tasavvurat", MF nr.14, Safer 1280/Temmuz 1863. Katib elebi, "Mizanu'l-Hak fi htiyari'l-Ahak", MU say:2, 15 Zilhicce 1296/30 Kasm 1879. Mecmua('nn Mizanu'i-hak fi htiyaru'l-ahak hakkndaki kritii), MU say:2, 15 Zilhicce 1296/ 30 Kasm 1879. Mecmua ('nn Meveret hakkndaki kritii), MU say:2, 15 Zilhicce 1296/ 30 Kasm 1879.

151

"Msr Etbbasndan Hasan Mahmud Efendi'nin 'Msr Mekteb-i Tbbiyesi' nvanyla Franszca Olarak Yazm Olduu Bir Risalenin Tercmesidir", MFnr.40, Receb 1283/ Kasm 1866. Kadri Bey (Meclis-i Vala Mtercimlerinden), "Avrupa Tarih ve Corafyas-1", MF nr.3, Rebilevvel 1279/Austorsl 862. - ; "Avrupa Tarih ve Corafyas-2", MF nr.4, Rebiylahr 1279/ Eyll 1862.

Macid (Bab- Ali Tercme Odas Hlefasndan), "Lzum-u Say ve Amel", MF nr.39, Cemaziylahr 1283/ Ekim 1866. Mehmed Emin (An Talebe-i Seririyat- Tbbiye ve Cerrahiye), "Lzum-u lm-i Tb", MF nr.38, Cemaziylevvel 1283/ Eyll 1866 Mehmed Said (Hace der Mekteb-i Bahriye-i ahane), "Fevaid-i Turuk", MF nr.5, Cemazielahir 1279/ Ekim 1862. "Nazari ile Ameli Arasnda Olan Cihet-i Vahdet", MF nr.9, Ramazan 1279/ubat 1862. Mehmed erif (Mtercim-i Takvim-i Vakayi), "Lzum-u Say ve Amel", MF nr.8, aban 1279/ Ocak 1863. Mehmed evki, "Avrupa Devletlerinin Ahval-i Hazras", MF nr.29-nr.32, Cemaziylevvel 1281/ Ekim 1864. Mehmed evki, "Habe Memleketi", MF nr36, Rebilevvel 1283/ Temmuz 1866. Mehmed evki, "Japonya Memleketi", MF nr.41, aban 1283/ Aralk
1866.

Mehmed evki, "Araplarn Fenn-i Corafyaya Hizmetleri", MF nr.36. Rebilevvel 1283/Temmuz 1866 Mnif Paa, "Mukayese-i lrt ve Cehl", MF nr.1. Muharrem 1279/ Haziran
1862.

Mnif Efendi, "Mahiyet ve Aksam- Ulum", MF nr.13, Muharrem 1280/ Haziran 1863. "Ehemmiyet-i Terbiye-i Sbyan", MF nr.5, Cemazielahir 1279/Ekim 1862. "mid Burnundan Mektub-u Mahsus', MF nr. 10, evval 1279/ Mart 1863.

152

"Tarih-i Hkema-y Yunan", MF nr.41. aban 1283' Aralk 1866.


;

Namk Kemal, "Medeniyet", MU say:5, 1 Safer 1297/ 14 Ocak 1880. Sakzl Ohannes Efendi (Bab- Ali Tercme Odas Hlefasndan), "lm-i Servet-i Milel", MF nr.6, Cemazielahir 1279/ Ekim 1862. Seyyid Ali bn-i Embasavi, "slam Ktphaneleri", MF nr.44, Muharrem 1284/ Mays 1867. "Terakki-i Maarif (Tarih, Taksim ve Semerat- Ulum I)", MU say:2, 15 Zilhicce 1296/ 30 Kasm 1879. "Terakki-i Maarif (Tarih ve Taksim ve Semerat- Ulum II)", MU say:5, 1 Safer 1297/ 14 Ocak 1880. "Terakki-i Maarif: Tarih ve Taksim ve Semarat- Ulum (III)", MU say:6, 15 Safer 1297/28 Ocak 1880. Trabzon Valisi Srr Paa, "Fazilet ve eref-i lm", MU say:6, 15 Safer 1297/ 28 Ocak 1880. Vahan (Reis-i Meclis-i salis-i ticaret), "Fevaid-i irket", MF nr.8, aban 1279/ Ocak 1863.

Anda mungkin juga menyukai