Anda di halaman 1dari 264

Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Sosyoloji Anabilim Dal

MODERN BATI TIBBININ EPSTEMOLOJK DAYANAKLARI ZERNE SOSYOLOJK BR NCELEME

brahim Biri

Doktora Tezi

Ankara, 2009

MODERN BATI TIBBININ EPSTEMOLOJK DAYANAKLARI ZERNE SOSYOLOJK BR NCELEME

brahim Biri

Hacettepe niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Sosyoloji Anabilim Dal

Doktora Tezi

Ankara, 2009

TEEKKR
al ma, konu seiminden bitimine kadar dorudan ya da dolayl birok kiinin yardm ve katksn gerektirmitir. Kendilerinden ismen sz etme imkn bulamadm, ancak almada yardm ve desteklerini esirgememi olan herkese teekkr ediyorum. al ma sresince yapc eletiri ve destekleriyle beni yalnz brakmayan danmanm Do. Dr. Aylin GRGN BARANa, sunmu olduu scak alma ortam ve engin hogrsyle Blm Bakanm Prof.Dr. Nevin GNGR ERGANa, uzun servis yolculuklarm sresince entelektel birikimi ve sevecenliini esirgemeyen Prof. Dr. Esra BURCUya, akademik sorunlarn can skcln ay molalarna sdrd muhabbetin zenginlii ile talandran Yrd. Do. Dr. Serdar SALAMa; Jri yeli i sresince gsterdii zveriyle Gazi niversitesinden Beytepeye tanan Do. Dr. Suna BAAKa ve konu tespiti safhasnda tevikleri ile beni yreklendiren Prof. Dr. Beyl DKELGLe teekkr ederim. Dostluklar ile beni onurlandran mesai arkadalarm! Sizleri unutmu deilim. Birlikte uzunca bir mr tkettik. Hepinize gnlden teekkrler. renci ei olmak zordur. Bu zorluu gsleyen sevgili eim (Belma TL BR) sevgi ve sabrn olmasa ne yapardm. Bir teekkr de senin iin.

ZET

BR, brahim. Modern Bat Tbbnn Epistemolojik Dayanaklar zerine Sosyolojik Bir nceleme, Doktora Tezi, Ankara, 2009. Bu al mada, Bat tbbnn epistemolojik temelleri incelenmitir. Modern Bat tbbnn tanmlayc karakteri Kartezyen dalizmdir. Batl biyotp tarihinde ruh-beden ayrmn neren ilk kii Descartes olmutur. Daha sonra onun bu nerisi, tm davran ve insan bilimleri dnrleri tarafndan gelitirilmitir. Descartesin yaklam, teorik olarak insan, fizik, kimya ve fizyolojinin gelitirmi olduu ilkeler temelinde anlalabilecek bir makine olarak formle edilmesinin yolunu amtr. XVI. ve XVII. yzyllarda Bat dnyasnda ortaya kan gelimeler, insann ruhsal ve duygusal boyutunun fiziksel bedeninden bamsz dnlmesine yol amtr. Bu ayrma insann doa zerindeki kontrolne hizmet amacyla, Rnesans ve Aydnlanma sresince, bilimin yeni dorultusu olmaya balamtr. Bu perspektiften hastann bedeni, bozulduunda ya da kaybedildiinde yenileriyle deitirilebilir ya da tamir edilebilir zellikteki bedensel paralardan oluan bir makine gibi tasavvur edilmitir. Mekanistik Newtoncu dnya gr temelinde beden, birbirinden ayr k bedensel paralarn toplamna indirgenen bilimsel bir objeye dntrlmtr. Baka bir deyi le, deitirilebilir bileenleri ile tam bir makinedir. Modern Bat tbb, bilgide doast ve ruhsal bileenlere yer vermeyen bilimcilik, pozitivizm ve rasyonalizmle tanml temel bir sosyal eilim zerinden kavramlatrlmtr.

Anahtar Szckler: Medikal sosyoloji, medikal epistemoloji, Bat tbb, dnya gr, kltr.

ABSTRACT
BR, brahim. A Sociological Review on the Epistemological Bases of ModernWestern Medicine, Ph. D. Dissertation, Ankara, 2008. In this dissertation, it was examined the epistemological bases of western medicine. Its descriptive characteristic is Cartesian dualism. In the western biomedicine history, mind (soul)-body dualism first proposed by Descartes and later developed by thinkers in the entire human and behavioral sciences. Descartes insight created a formulation by which the physical aspects of humanity (the body) could be conceptualized as a machine, and thus theoretically understood according to the developing laws of physics chemistry and physiology. Developments in the Western world by the 16th and 17th centuries led to a separation of human spiritual or emotional dimensions from the physical body. This separation began with the redirection of science, during the Renaissance and Enlightenment eras, to the purpose of enhancing humankinds control over nature. From this perspective, the patients body is a machine composed of individual body parts, which can be fixed or even replaced with new ones when broken or lost. Based on the Newtonian mechanical worldview, the body is transformed into a scientific object that is reduced to a collection of separate body parts. In other words, it is just a machine with interchangeable components. Modern-Western medicine was conceptualized on a major social trend toward scientism, positivism, rationalism, a trend which drew western society further and further from trusting the empirical, not to mention the supernatural and spiritual elements in knowledge Key words: Medical sociology, medical epistemology, Western medicine, worldview, culture.

NDEKLER

Sayfa No

TEEKKR .................................................................................................................i ZET .............................................................................................................................ii ABSTRACT ...............................................................................................................iii


GR ...............................................................................................................................1

I. BLM: ALIMANIN KONUSU, AMACI, VE METODU ...........15


1.1. ALIMANIN KONUSU VE NEM.....................................................15 1.2. ALIMANIN AMACI ............................................................................18 1.3. ALIMANIN METODU ........................................................................22

II. BLM: KAVRAMSAL VE KURAMSAL EREVE ..................24


2.1. SALIA FARKLI YAKLAIMLAR................................ ...............................24 2.1.1. Salk ve Hastalk Kavramlar ...................................................................24 2.1.2. Ruhun Alglanna likin Farkl Yaklamlar.........................................35 2.1.3. Aristonun Beden- Ruh Yaklam ve Modern Bat Tbbna Etkileri......41 2.1.4. Descartesin Beden-Ruh Yaklam ve Modern Bat Tbbna Etkileri ...48 2.2. FARKLI PERSPEKTFLERDEN BLG VE NSAN YAKLAIMLARI......61 2.2.1. Dnya Gr Perspektifinden Bilgi ve nsan Yaklam...................61 2.2.1.1. Batl Dnya Gr ve Modern Tpla Balantlar ..................72 2.2.2. Kltr Perspektifinden Bilgi ve nsan Yaklamlar ...........................81 2.2.2.1. Kltr Olgusuna Farkl Yaklamlar .........................................83 2.3. FARKLI EPSTEMOLOJLER BALAMINDA BLG VE NSAN...........107 2.3.1. Aguste Comte Epistemolojisinde Bilgi ve nsan Sorunu .......................96 2.3.2. Antonio Gramsci Epistemolojisinde Bilgi ve nsan Sorunu................118 2.3.3. Claude Bernard ve Deneyci Epistemoloji .............................................126

III. BLM: SOSYOLOJK BR OLGU OLARAK SALIK ..........137


3.1. SOSYOLOJK PERSPEKTFTEN SALIK VE HASTALIK OLGUSU ....137 3.2. SALIK VE HASTALIK YAKLAIMLARI ............................................ 143 3.3. TIBBIN SOSYOLOJK BOYUTU ....................................................................146

IV. BLM: MODERN TIBBIN TARHSEL ARKAPLANI .............153


4.1. FELSEFE VE YUNAN TIBBI ...........................................................................153

4.2. RNESANS DNEMNDE BLM VE TIP ....................................................155 4.3. XVII. YZYIL BLMSEL DEVRMLER AI VE TIP ............................161 4.4. MODERNLEME SRECNN BATILI TIP ANLAYIININ EKLLENMESNDE ETKLER....................................................................165 4.5. AYDINLANMA OLGUSU VE MODERN TIBBA ETKLER .....................172

V. BLM: TIP VE NSAN ALGILAMALARI KONUSUNDA YEN GELMELER .................................................................................................177


5.1. KUANTUM KURAMI VE TIBB BALANTILARI .....................................177 5.2. KAOS KURAMI VE TIBB BALANTILARI ..............................................183 5.3. HEKMLK MESLENN DEEN STATS .......................................191 5.4. MEDKAL OULCULUK.............................................................................195

VI. BLM: ARATIRMANIN BULGULARI .................................201 VII. BLM: DEERLENDRME VE SONU ....................................225 KAYNAKA ..........................................................................................................236 EK Mlakat Sorular .........................................................................................252

GR
Tbbi sorun ve are aray larnn insann varoluu ile e zamanl balad ifadesi abartl bir iddia saylmaz. Tarih boyunca canl bir varlk olarak insann salk sorunlaryla karlam olmas, onun en tabii zelliidir. Farkl olan, ya da tarihsel olarak deiiklikten sz edebileceimiz alan, sadece, sala ilikin bilgi ve uygulamalardr. ster biliminin n grd evrimsel geli im tablosundan, isterse dinlerin ifade ettii yaratl tablosundan soruna bakm olalm durum deimez. Deien, insanln iinde bulunmu olduu tarihsel ve toplumsal koullar ve bunlarn beslemi olduu tbbi bilgi ve pratiklerdeki eitliliktir. Bu ynyle tp, disipliner anlamda olmasa bile, bilgi ve uygulama etkinlikleri temelinde insann iae sorunlarn zme ura ile paralel bir sreci izlemitir. Dnemsel olarak hayati idame ve beslenme biimlerinde grlen deiiklik, benzer biimde insanlarn karlam olduklar salk sorunlarna zm araylarnda da kendisini gstermitir. Kimi zaman yakn evrelerinde bulunan hayvanlarn igdsel korunma edimleri onlara model tekil etmi, kimi zaman kendilerinden nceki kuaklarn bilgi ve uygulamalar klavuzluk etmitir. Kimi zaman farkl kutsal kimliklere brnm isim ya da kurumlar sorunlarn zmnde yardmc olmu kimi zaman ise bunun ad bilim olmutur. erisinde farkl ihtiyalarla hayatmz srdrmek zorunda olduumuz evreler, insann bilme yeteneinin ekillenmesinde ve edinilen bilginin nitelii konularnda da etkili olmaktadr. Bu yzden farkl ihtiya ve beklentilerle, deiik yaam evreleriyle ilikilerimizin sonucu olarak ortaya kan bilgi ve kazanmlarmz da farkl adlarla anlabilmektedir. Bu farkllklar karmza bazen bilim ve felsefe bilgisi, bazen din ve ideoloji, mit ve by gibi farkl metafizik elerin ya da bilme yeteneklerinin n plana karld deiik bilgi biimlerini olanakl klmtr. Kapsaml bir tanm denemesinde bulunan zemreye (1997: 247-248) gre epistemoloji, bir ilmin ya da ilmi grnl bir sistemin kulland kavramlarn semantik boyutunun, metodolojilerinin, temelindeki modelin, dayand varsaymlarnn, diyalektiinin, etkisi altnda kald metafizik doktrinlerin ve erimi olduu sonularn realitesini, bu realitenin geerlilik snrlarn, tehis ve tespit eden, bunlarn isabetliliklerini analiz ve temyiz eden bir ilim daldr.

Bilgi, insann kendi evresiyle iliki, etkileim ve uzla abalarnn bir rndr. Yine bilgilerimiz akl, deney, vahiy, klt trnden belli baz kaynaklar gerektirir. nsann, yaamsal sorunlaryla ba edebilme amal bilgi etkinlikleri, bilginin kayna ynnden trlere ayrlr. Farkl kaynaklardan edinilen bu bilgiler, birbirleri ile mcadele ierisinde, birinin ya da birkann dnemsel olarak insanlarn yaamlarnda baskn konuma tandklar grlr. Mevcut bilgi kaynaklarnn tercih edilmesinde dnemsel toplumsal ve kltrel zellikler etkili olur. Kuhn (1982: 116)a gre paradigmann i levi, bilim adamna doada bulunan ve bulunmayan nesneler ve bunlarn nasl davrandklar hakknda bilgi vermektir. Bu bilginin salad haritann ayrntlar da olgunlam bilimsel aratrma tarafndan ortaya kartlr. Doa rastgele incelenemeyecek kadar eitli ve karmak olduu iin de, bu harita, bilimin gelime srekliliini salamakta en az gzlem ve deney kadar gereklidir. Paradigmalarn, ierdikleri kuramlar yolu ile aratrma faaliyetinin oluumunda yer aldklar bilinmektedir ama bilimin oluumuna katldklar tek balam bu deildir. Paradigmalar bilim adamlarna klavuz bir harita salamakla kalmayp, bu haritann yapm iin gereken ynlendirii de stlenmektedir. Bu yzden, paradigma deitii zaman hem problemlerin hem nerilen zmlerin geerliliini belirleyen ltlerde de nemli deimeler meydana gelir. nsann bilme pozisyonlarn ekillendiren dinamikler de iine doduu sosyal evre, tarihsel dnem, alm olunan eitim, edinilen dil ve anlam sorunlarna ilikin, mracaatta bulunduu referans ereveleri oluturmaktadr Jordonova (1995: 360-361). Bunlar olmakszn eylere ilikin duygu, dnce ve tutumlarn belli bir anlamllk iinde ifadeleri mmkn deildir. Belirtilen zellikler belli bir gelenei, perspektifi ya da paradigmay ifade etmektedir. Gereklie ilikin hkmlerimiz de bu gelenein keif, anlam sreleriyle ekillenir. Harding (2004: 27-30)e gre bilgi retimi tamamen toplumsal balamla

belirlenmektedir. Aratrma iin seilen sorular, ileyi i anlama giriimleri temelinde oluturulan kuramlar ve hatta aratrmalar neticesinde ulalan aratrma bulgular, bu

ii yapan insanlarn deneyim ve politik durularn yanstr. Bilimin ahlaki ve politik sylemlerden ayr dnlemeyeceini belirten Harding, bilim ve bilginin btnyle belli bak alarndan hareketle, iinde retildikleri toplumsal kurumlar ve dnemsel olarak benimsenmi baat dnsel doktrinler ile desteklendii grndedir. Kiinin ne grd, hem neye bakt ile hem de nceki grsel ve kavramsal deneyimlerinin ona neyi grmeyi rettii ile yakndan balantldr. Bilim adamnn, gzleri ve aralar ile grdklerinden baka ve te bavurabilecei hibir lt yoktur. Eer alglamasndaki deiiklie daha st bir otoritenin neden olduu gsterilebilirse, o zaman, bu otoritenin kendisi, her ne ise, verilerin kayna haline gelir. O zaman da alglaynda ki deimeler bir sr problem yaratr (Kuhn 1982: 120). nsan, deve kuu misali, kendi zerine kapal bir hayat sremez. O, kendisini isel ve dsal olarak etkileyen evreyle tanml bir varlktr. Hem kendi trsel yandalarmz hem de uzak-yakn trdelerimizle haberdarlk olmadan, hayatn devam mmkn deildir. Birok adan bizimle ayn gereklie sahip dier insanlarn varlnn farknda olmak, onlarla etkilemek, ortak kazanmlar zerinden hayata katklar salamak bilgi anlay ve yaklamn ekillendirici olabilmektedir. Farkl dnem ve kltrlerde, farkl hakikat alglamalar mmkndr. Gnmzde doru olarak kabul edilen, mevcut bilgi birikim ve perspektiflerin doruluk kriterleri snavndan baaryla gemi birok bilginin, yarn, baka bir perspektiften, yanllna hkmolunabilir. Gnmz insan iin, yaamn dzenleyici ilkeleri, eskiden var olanlarla birok bakmdan ayrlklar gstermektedir. Gze arpan ayrmalar eskiyle yeninin birbirinden tamamen kopukluu anlamnda bir ayrma deildir. ou zaman ilerlikte olann basknl sz konusu olmak kaydyla, eskinin de yaamn kysnda bir yerlerde yerini ald eklinde grlmektedir. Bu durum ksmen anlalmas zor, kemeke bir durum ortaya karmaktadr. Lefebvre (1995: 16-18) bu duruma iaret ederek, yaadmz an anlalmasn g klan ey; yeni ilikilerin ortaya kyla eski ilikilerin srekliliinin yan yana, bir arada bulunuudur, demektedir. Burada sorun eski ile

yeninin birbirleriyle hangi zemin zerinden nasl bir iliki tanmlayabileceidir. Birbirlerini grmezden gelen dlayc perspektifler benzer ekilde kartlarn reteceinden yaam ok daha katlanlmaz klacaktr. Belki de ihtiya duyulan ey epistemolojik temelde farkl taraflarn birbirlerinin ihtimali makullk dzeyine kr kalmamalaryla mmkndr. Bilim insanlarnn, bilim etkinliini srdrme drt ve amalar farkllk gsterebilir. Kimisi salt bilme adna bilim yaparken, kimisi salayaca hret ve ekonomik getirilerden dolay, kimisi ise daha ulvi bir gerekeyle, Tanrnn ya da doann yaratclk mucizesinin srrna ermek iin olabilir. Bu yzden ama ve itkilerde ayran bilim adamlarnn, bilgiye ykledikleri anlam ve gven de dei iklik arz edecektir. Kimisi almalarnn sonucunda ulat bilgilerin objektivite esasna dayal, btn nyarg ve znellik sorunlarndan arnk bir biimde, mutlak bir gereklik olarak anlalmas beklentisinde olabilecei gibi, kimisi de temel insani duyarlk ve kayglarn da ekillendiriciliine dikkat ekerek, ulat sonularn znel boyutuna iaret edecektir. Sosyolojik al malarda bilginin ele aln biimi felsefeden ayrlk gsterir. Sosyolojik anlamda bilgi, kltrel bir yarat olarak kabul edilir ve herhangi bir alanda elde edilen bilginin etkileri, o alanla snrl kalmayp, birbirleriyle etkileerek olduka karmak toplumsal anlamlara brnebilecei eklindedir. Bilginin felsefi bir sorun olarak ele alnmas ise onu kayna, deeri, gvenilirlii ve ifade edildii balam ierisinde mantksal tutarll ynnden sorgulanmas anlamna gelir. Her bilme etkinlii, belli bir dnya gr perspektifinden bilgiye ynelimi ifade eder. Bilim insannn kavraynn ekillenmesinde kltrn, toplumsal ve tarihsel koullarn etkisini gz ard etmek bilim anlay ile rtmez (Friedman 1998: 239-240). Bilim insan, ann gz ile dnemsel sorunlar anlama becerisi gsterebilen kiidir. Onun bilme arzusu, karsna, her gn aratrlacak yeni sorunlar karmakla kalmaz, ayn zamanda salam dayanaklara sahip olduu dnlen bilgiler konusunda da phe duyulmasn gerektirecek ya da yanlln dndrtecek yeni gelimeleri de ortaya

karacaktr. Bu yzden bilim insan iin dei mez olan tek ey, bilme isteminin devamlldr. Mcharty (2002: 14-15)e gre zihinsel rnlerin dnyas tamamyla toplumsal olarak belirlenirken, insanolunun bandan geen her ey, toplumsal dnyann dnceye ve ahlaka ilikin yarglar ve dilbilimsel uygulamalar tarafndan seilir, dzenlenir. Bu anlamda bilgi, farkl toplumsal gruplar ya da insan topluluklar tarafndan kabul edilen her trl dnce kmesine, onlarn gerek olarak kabul ettikleri olgulara ilikin fikirlere gnderme yapmaktadr. Yine Durkheim (1985)de benzer bir biimde gereklik, insanlarn onun hakkndaki bilgileri kadar deikendir, yorumuyla gerekliin doasnn bilgilerimizin sosyal bileenlerinden bamsz olamayaca gereine iaret etmitir. Bilimdeki yasalar kesin ve gvenilir olduklar iddiasndadrlar. Ancak bilim insanlarnn bulgularnn, onlarn inan ve sezgilerinden, saduyu bilgilerinden mutlak bir biimde bamsz olduu dncesi gereinden fazla iddialdr. Bilim insanlar, ierisinde bilim eitimi grm olduklar bilimsel gelenekten, yetimi olduklar sosyal ve kltrel evreden, temel insani duyarlk ve dncelerinden bamsz mutlak bir objektivite iinde bilim yapamazlar (Bernstein 1983). Hatta saylan bu zellikler, bilim adamlarnn hangi soru ve sorunlar nemsemeleri gerekeceinin, hangi konularn ne amala bilimsel alma konusu edinileceinin cevaplarn da tamaktadr. Gnmz toplumlarnn, profesyonel uzmanlarn (Illich, Zola, Caplan, Shaiken 1994: 8-9) ve onlarn bilimsel bilgi ve yntemlerinin egemen olduu bilgi toplumu ya da enformasyon toplumu (Kaplan 1991) biiminde tarif ediliyor olmas, bilgi sorununun gncelliine de iaret etmektedir. Toplumlarn yap ve i leyi olarak tabi olduu bilgi biimleri, hem toplumsal ynyle hem de gelitirilme biimleri asndan farkl disiplinlere konu olabilmektedir. Elde edilen her bilgi, doal olarak bir durum ya da soruna ilikindir. Bilgimizin ne hakknda olduu sorusu bilginin ontolojik balamna bizi yneltmektedir. Belli

ontolojik kabuller oluturulmadan bilgi etkinliini yrtebilmek de olanakl deildir. Bilgi, ncelikle, ontolojik anlamda neyin bilgisi olduu sorusuna cevap verebilmelidir. Bir bilgi felsefesi sorunu olarak doruluk, mutlaklk tartmalar rlativizm ile dogmatizmin ayn yaklam ierisinde dengelenmesini gerektirmektedir. Baka bir deyile, verilen hkmn her zaman kendi bak amzla snrl bir doruluk deeri tamayabilecei, herkese genellenebilir zellikte bir doruluk da olabilece i ihtimalinin yan sra, yine bu hkmn ikna ediciliinin, sadece, kendi bak amzdan kaynakland, baka bir zaman ya da perspektiften bu ekilde grnmeyebilece i ihtimallerini birlikte dnmemiz gerekmektedir. Bilgiye bir deer atfetme anlamnda yrtlen epistemolojik tartmalar tarihini, belli bir tarihsel dnemle snrlamak mmkn deildir. nsanlkla e yata bir olgu olarak bilgi, insann dnyasnda hep var olmutur ve olmaya da devam edecektir. Bilginin tarihsellii, ona atfedilen anlamlar dzeyindedir. Yoksa her aa, kltre ve topluma gre deien anlam atflar sz konusu olmutur ve epistemolojik tartmalar sreklilik gstermitir. Kesintiler, sadece yklenen anlamlar, taknlan tutumlar dzeyinde kalmtr Ontolojik tartmalar, "varlk var mdr?", "varsa ne trdendir?", "gerekten var olan nedir?" sorularna cevap bulmakla meguldr. Bu alanda karlalan sorulara bulunacak cevaplar epistemolojik alan iin de bir basamak oluturur. Sorunun epistemolojik erevesi bilginin kayna, arac, deeri, bu varl bilen sje ile varlk arasndaki ilikinin nasl olduu trnden sorularla ekillenir. nsann ne olduu ontolojik sorusuna farkl cevaplar verilmitir. Bunlar arasnda en yaygn kabul greni Aristo (384-322)nun insann dnen bir hayvandr prensibi olmutur. Dnen bu hayvann, nasl dnd sorunu zerine retilen cevaplar, insanlarn birbirlerinden ayrma noktalarn tekil etmitir. Aristonun anlay na gl bir alternatif de insan metafiziksel bir hayvandr prensibiyle Schopenhauer (17881860)dan gelmitir. O insan, biyolojik varlnn yan sra, zihinsel, ahlaki ve ruhsal deerler boyutuyla da anlamaya almtr (Demir 2008: 294-295). Tarihin her

dneminde, farkl toplum ve kltrlerde, insana ynelik ontolojik ve epistemolojik kayglar yaatlmtr. Sokratesin Kendini tan, Yunusun, ilim, insann kendisini bilmesidir ilkeleri de yine bu trden sorgulamalara cevap arayndan domutur. Yaamak bir eit sanat olarak kabul edildiinde, bu sanatn ne trden bilgileri gerektirdii nem kazanmaktadr. nsan, kendi yaamnn sanats olarak, hangi bilgi ve yeteneklere ihtiya duymaktadr? sorusu, epistemolojik balangc oluturmaktadr. Sokrates, kendini tan ilkesinden hareketle, kim olduumuzun bilgisine sahip olmadan, yaam sanatn hakkyla icra etme yetenei gsteremeyeceimize dikkat Sokratese gre kendimizi bilmek, tanmak kendimizle nasl ekmektedir.

ilgilenebileceimizin yolunu da bize retecektir (Eflatun 1997) Bu bilgiye sahip olmakszn kendimizle gerei gibi ilgilenme ve karlalan sorunlarn stesinden gelebilme yeteneinden mahrum oluruz. Eflatunun (1997) Alkibiades diyalogunda insann ne olduu sorusu insann bedeninden baka bir ey olduu cevabyla karlanmaktadr. Beden, insann kullanm olduu bir arasal boyuta indirgenirken, onun, kullanm olduu aratan ayr olduu vurgulanmtr. Bedene dair bilgilerimizin, insann baz eylerini bilmek anlamna geleceini, ama insan bilmek anlamna gelmeyeceini ifade etmektedir. Sokratik diyalogda, insan, sahip olduklarndan akn bir tanmsal ereveye oturtulmak istenmektedir. nsann tanmlaycs olarak grlen ruh, bilgi ve akln bulunduu Tanrsal bir makam olarak deerlendirilmektedir. Salk ve hastalklarn konu edinildii tbbi balamda; sorun olarak kabul edilmi hastaln ne olduu, nasl bir seyir gsterdii, hangi koullarn onu belirledi i konularnda bilgi edinme abasndaki salk/ifac/hekim ile hastaln taycs durumundaki hasta olmak zere iki farkl taraftan sz etmek mmkndr. Salk, ifac ya da hekimin hastaya, hastala yaklam onun temel epistemolojik kabulleri ile belirlenir. Farkl toplumlarda salk hizmeti grevi stlenmi kiilerin, ayn duruma, farkl tan ya da uygulama rnekleri sunmalarnn temelinde bu epistemolojik kabuller yatmaktadr.

Tbbi epistemoloji, salk ve hastalk sorunlaryla ilgili olarak, insana yaklam biimimizi belirleyen, onu anlama ve aklama konusunda dncelerimizin dzenlenmesini salayan bir ara ilevi grmektedir. Bilindii zere tbbn gerek grevi, hastalklarn yalnzca zelliklerini ve nedenlerini ortaya karmak deil, ayn zamanda insanlar bu hastalklara kar korumak ve tedavi etmektir. Temel insani bir olgu olarak salk, ncelikle insan zerine bir sorgulamay gerektirmektedir. Onun bireysellii, toplumsall, kltrel ve tarihsellii balamlarnn her biri ve bunlarn birbirleriyle oluturmu olduu karmak etkileim ann ortaya karm olduu isel ve dsal olarak srekli devingenlikle tanml realiteye iaret etmektedir. Toplumda sosyal bir pratik olarak saln da farkl anlay ve uygulamalarnn birlikte varoluuna ahit olunmaktadr. Bu birliktelik ise doal olarak farkl sorunlarn ortaya kna da zemin hazrlamaktadr. Yaanan problemlerin ou epistemolojik temelli olup, znde, bilginin doasna ilikin tartmalarla ilikilidir. Bu anlamda, temelde, tbbi disiplinlerin konusuymu gibi grlen salk ve hastalk sorunu, felsefi ve sosyolojik balamndan ayr dnlemez. Medikal teori, uygulama ve kavramlarnn, epistemolojik boyutuyla alma konusu edinilmesi, temelde eski-yeni kartlnn ortaya karm olduu gerilimin anlalmas ve insann btnsel salnn korunmasna hizmet edecek anlaylarn gelitirilmesine katk salayaca umut edilmektedir. Tbbn konusunun dorudan insan olmas ynyle, etik boyutu da dier meslek kollarnn etik alglamalarndan ok daha zel sorunlar barndrd ve etik ile epistemolojik sorunlarn birlikte ele alnmasnn zorunluluu ile kar karya kalnmaktadr. nsani bir pratik olarak tp, znde, ahlaki kayglara ihtiya duyan uygulamalar dizisidir. Bu yzden, hemen her ada, tp alglama ve pratiklerinin, toplumun dzenleyici ilkeleriyle bir paralellik gstermesine zen gsterilmitir. Tp pratiinden kaynaklanan etik sorunlarn anlalmas ve zm, temel inanlar dzeyinde sorgulamalar gerektirmektedir. Mevcut inanlarn kapsamn belirleyen

kavramlar, ieriksel olarak anlalmadan, bu alanda karlalacak muhtemel sorunlara adres gsterebilmek de zordur. Toplumdaki tp alglama ve uygulamalarnn birok bileeni olabileceinden, zm bekleyen sorunlarmzn bireysel mi, sosyal ya da siyasal nitelikli mi, yoksa muhtemel baka sebeplerinin mi olduu, mevcut bilgi ve uygularmzn etik, epistemolojik ve sosyolojik birok boyutuyla deerlendirilmesini gerektirmektedir. lkel bir kabile toplumunda bycnn, Ortaada bir keiin hastaya ve hastala yaklam ayn olmad gibi, gnmzde de ayn gerekeyle benzeri ayrmalar grmek mmkndr. Kimi zaman bu farkllamaya, ayn toplumsal yapnn farkl sosyal katmanlarnda da rastlamak mmkndr. Alg ve tutum farkllklar ylesine deikenlik gsterir ki; dei imi ayn bireyin farkl dnemlerinde bile grmek mmkn olabilir. rnein modern tbbn gcne bel balam bir hastann, mevcut tedavi uygulamalarndan bir netice alamad durumda, geleneksel uygulamalara bavurmas, areyi Tanrya duada aramas gibi rneklere rastlamak mmkndr. Tbbi sahada bilginin gvenilirlii sorunu olduka nemlidir. Tbbn konu alan olarak insanlar semi olmas ve onlarn salk ve hastalk sorunlaryla ilgileniyor olmas bu alanda karlalabilecek hata ve yanl larn en aza indirgenmesi konusunda ayr bir titizlik gerektirmektedir. Batda modern tbbnn ortaya k, Aydnlanma sonras dneme rastlamaktadr. Aydnlanma doal dnyann dinsel aklamalarnn yerine bilimsel aklamalarn gemeye balad, toplumlarn seklerleme srecine girdii kritik bir tarihsel dnem olarak bilinir. XVIII. yzyl ncesi dnemde dnyann anlalmas batl inanlar ve dinsel dnceler sayesinde mmkn olmutur. Aydnlanma dalgas ile birlikte bilimsel ve sekler perspektiflerin hkimiyeti balamtr. Bu durumun tbba yansmas ise hastalklarn Tanrsal bir ceza ya da kt ruhlarn, cin ve eytann sebep olduu bir durum olarak anlalmasndan vazgeilerek biyolojik temelde nedensel bir durum olarak alglanmaya balamtr.

10

Modern Bat tbbnn al ma alan olarak belirlemi olduu sorunlarn tarihi, kendi tarihinden ncelere dayanmaktadr. Bu sorunlarn ele aln biimi ve bavurulan arelerde, dnemin baat dnya grleri, yaam biimleri belirleyici olmutur. Mitolojik eler, by ve sihre dayal aklamalar, Tanrnn yardm ve cezalandrmas temelli anlaylar, belli koullarn belli sonular dourduu kabulleri, kaynan farkl dnya grlerine dayandran aklama rnekleridir. Bu anlay ve kabulleri belli bir doruluk ve yanllk hiyerarisine tabi tutmann tesinde bir yaklam gerektirmektedir. Modern Bat tbb indirgemeci karakterdedir. ndirgemeci anlayta, btn, paralarnn toplamna edeer grlr. Bu yaklam, deney ve gzlemi esas alr. Deneyler, sistemleri evrelerinden ayr olarak gren, onlar basit paralara blerek ve bu paralarn ileyiine bakarak sistemin gelecekte alaca ekli tahmin etme beklentisine dayanr. Aratrmac ile aratrlann ayrlna inanlr ve herhangi bir etki unsurundan sz edilmez. Varlk dzenlilikle tanmldr ve insan akl onu anlayp-aklayabilir. Varln karlaabilecei dzensizlikler, hakknda edinilen bilgiler yardmyla kontrol edilebilir zelliktedir. zetle; bu yaklam saat metaforu zerinden ilemektedir. nsan da dhil varlk, saat gibi ileyen mekanik dzen prensibine tabidir. Saatin ileyi inde ortaya kabilecek arzalar da tespit edilebilir ve tamir edilebilir zelliktedir. Salk, insan saatinin dzenli i leyiine; hastalk ise ileyite karlalabilecek yapsal ve ilevsel bozuklara karlk gelmektedir. Mekanik ileyi, somut gereklikle ilikilidir. Somut gzlemsel ve deneysel verilerin dnda kalan akn durumlar varln bir bileeni olarak grlmez.(Capra 1989: 113) Modern Bat tbbnn temel ontolojik ve epistemolojik kabulleri, Kartezyen eler zerine kuruludur (Capra 1996: 19-23). Buna gre insan ruhsal ve bedensel olmak zere iki ayr gereklik alan ile tanmldr. Tbb ilgilendiren alan ise biyolojik mekanizmalar anlamaya almakla snrldr. Ruhsal rahatszlklar konu edinen psikiyatri, bedensel tbbn alma prensipleriyle kartrlmak istenmedii gibi, bunlar arasnda karlkl bir etkileim olasl zerinde de durulmaz. Biyomedikal model olarak da adlandrlan modern Bat tbbnn temel iddialar u ekilde sralanabilir:

11

Batl tbbi epistemoloji balamnda salk ya da hastalk, biyolojik faktrlerin sonucudur. Beden, mekanik aralar rneinde olduu gibi, herhangi bir problemle karlatnda tamir edilebilir. Her hastaln belli bir sebebi vardr. Bunlar deney ve gzlemle tespit edilebilir ve ortadan kaldrlabilir. Karlalan sorunlarn zmnde fayda beklenecek adres bilim ve teknolojidir. Formel eitimden gemi, alannda diploma ve sertifika sahibi uzman hekimler, saaltclara gre daha stn ve gvenilir konumdadr. Buna karn saln sosyal modeli daha farkl iddialar dile getirir; salk ve hastalk olgusunun anlalmas holistik bir yaklam gerektirir. Salk ok boyutlu bir grnm arz ettii grnden hareket eden holistik yaklam varolula ilgili tm sistemleri ie dhil etmek isterler. Bu yaklama gre salk, zihin, beden, duygular ve ruhsal bileenlerin oluturduu karmak yapsal btnn sergileyecei denge ve uyum durumudur. Salk dzeyinde karlalan bir problem, bir aracn patlak tekerinin deitirilmesi trnden yaklamla zlemez. Organizmann bileenleri durumundaki organlarn i leyiindeki grlen aksaklk ya da belirtiler bize sadece organizmann kendisini adres gstermez. Sorun, ok boyutlu karmak, asal bir zellik gsterir. zm de, ayn ekilde, btnsel bir sistem zellii gsteren insann, karlkl isel ve dsal bamlk ilikisi gstermi olduu dier sistemlerle etkileim ierisinde yaklam gerektirir. Salk zerinde sosyal ve politik yapnn, fiziksel ve kltrel evrenin ve dier birok faktrn etkili iddiasna dayal bu yaklam, salk sorunlarnn anlalmas ve zm iin de oulcu disipliner yaklamn gereklili i tezini savunurlar (Lappe 1979: 475) Descartesle balayan Kartezyen dncenin neden olduu ruh-beden ayrm anlay (Baker 2009:70-71), insan bilime konu yapabilmenin tek yolu olarak grlm ve bu yolda verilen abalarda olduka verimli al ma rnekleri gerekletirilmi olsa da imdilerde bu yaklamn sallantda olmasnn nne geilememitir. zellikle fizik ve kimya bilimi alannda ortaya kan yeni gelimeler nda varla ilikin yeni bir ynelimin, yeni bir bakn gereklilii daha sk dillendirilmeye balanmtr. Kartezyen anlay, kkleri Demokritosa dayanan atomcu yaklamlarla ibirli i yaparak, Ortaan insan yaklamdan kesin bir kopuu gerekletirmitir. Olgular, eitli yap ve byklkte olan atomlarn mekanik hareketi ile aklayan olgucu yaklam, ruhu da bedende yaygn bir durumda bulunan atomlardan olumu bir realite

12

olarak tanmlamtr. Kartezyen anlayn, atomcu gelenekle ibirlii madde iin yap ta aray nda yatmaktadr. Btn tanmlayan temel belirleyici unsurlar yaklamnn Kartezyen grngs de, deney ve gzlem esasna gre, varln paralanmasn gerektirmitir. Baka bir deyi le insan, somut bedensel boyut ile bu boyuta can, nefes olan ruhun bileimi olarak grlmtr. Bedensel boyut bilgi konusu edilirken, ruhsal boyut gzlem ve deneyimi aan zellii ile bilgide insani bir bileen olmaktan karlmtr (Suru 1984) nsan tanmlama adna bilgisine bavurulan somut bedensel boyut; blnebilir en kk unsurlarna blnerek, paralar zerinde yrtlen deney ve gzlem yntemleri ile anlalp, aklanmaya allmtr. Bu yaklam, asr akn bir sredir, modern Bat biliminin mayasn oluturmutur. Doa bilimlerinin elde etmi olduu saygn konuma ulaabilme adna, sosyal bilimler ve dier insan bilimleri ayn yntem ve yaklam zerinden bilim yapma yolunu semilerdir. Genellikle biyoloji biliminde beslenen Modern Bat tbb da ayn gelenekten beslenerek gnmze tanmtr. Daha sonralar olgucu (pozitivist) gelenek olarak da bilinecek olan bu yaklamn temel iddias bilimin ve bilim adamnn nesnellii, elde edilecek bilgilerin her eit d belirlenimden uzak kesin, genel-geer zellikte bilgiler olabilecei anlaydr. Pozitif bilim anlay, bizden bamsz olarak dmzda var olan maddi bir lemin varln, bu maddi lemden bilgi elde etmenin mmkn olduunu, maddi lemin anlalabilir olduunu (tasvir edilebilir, aklanabilir, ngrlebilir) kabul ve kefedilen kanunlarn tm zamanlar iin genellenebilir ve geerlenebilir olduklarna inanc temsil etmektedir. Modern Bat tbb da deney ve gzlem esas alan yaklam ve insan metafizik ruhsallk boyutundan yaltarak konu edinmesi zellikleri ile pozitivist bir tutum iindedir. ster insan beden ve ruh btnl eklinde isterse de beden ve ruhun birbirinden bamsz olduu prensibi zerinden anlalmak istensin; karmzda gz ard edilemeyecek iki alann varl sz konusudur. O halde insann en temel tanmlayc bileenleri durumundaki bu iki enin bilgisine ulamak insana ynelik bilgi etkinliinin balangcn oluturmaldr.

13

Salk ve hastalk konularnn ele aln biimleriyle temel epistemolojik kabuller arasnda dikkat ekici paralellikler mevcuttur. Batl epistemolojik gelene i ekillendiren her faktr dorudan ya dolayl bir biimde tbbi alglama ve uygulamalara da yansmtr. Bu yzdendir ki; Rnesans ve Aydnlanma ile ortaya kan dnsel deiim, 19. yzylda, nce doa bilimleri olarak bilinen disiplinlerin douunu sonrasnda ise bu bilimlerin yol gstericilii ile de insan konu edinen bilimlerin douu hazrlanmtr. nceleri din, mitoloji ve felsefe ile harmanlanm, kklerini gndelik yaamn deneyiminden tbbi alglama ve uygulamalar giderek deney ve gzlemin hkimiyetine dayal laboratuar ortamlarnn ura haline gelmitir. Tbbn konusunun laboratuara tanmas ise insann somut, bedensel boyutunun aratrma ve bilme konusu edilmesini gerektirmitir. Bu trden bir konu seimi, doa bilimleri dzeyinde ciddi sorunlar karmam grnse de, tp gibi konusu insan olan bilimlerde anlama ve aklama snrllklarnn kanlmazl sonucunu dourmutur. al mada; I. Blmde, almann konusu, amac ve yntemi zerinde durulmutur. Modern Bat Tbbnn Epistemolojik Dayanaklar zerine Sosyolojik Bir nceleme adl bu alma, nitel bir alma olarak yrtlm olup, sahada gerekletirilen mlakatlara da yer vermitir. alma, modern Bat tbbnn esas ald salk, hastalk alglama ve uygulamalarnn temel epistemolojik dayanaklarn sorgulama konusu ederek, mevcut tbbi anlayn ne tr glk ve snrllklar barndrdn aydnlatma amacna yneliktir. II. Blm, kavramsal ve kuramsal erevenin oluturulmasna ayrlmtr. Kavramsal ereve blmnde, salk ve hastalk kavramlar zerinde durulmu, her tanmlamann farkl bir yaklam temsil edebilecei deerlendirmesinde bulunulmutur. Yine, bu blmde, modern Bat tbbnda ruh ve bedenin alglanna kaynaklk ettii dnlen Aristo ve Descartesin beden ve ruh grleri zerinde durulmutur. Ayrca ikinci blmnde, tbbi bilgi ve uygulamalarn farkl perspektiflerden deerlendirilmesi dncesiyle Dnya Gr Perspektifinden Tp, Kltr

14

Perspektifinden Tp ve Farkl Epistemolojiler Balamnda Tp tartmalarna yer verilmitir. Farkl epistemolojiler balamnda tp bal altnda ise, Kartezyen tbbi alglamalarn snrllklarnn almas konusunda yardmc olabilecei dncesiyle Aguste Comte, Antonio Gramscinin grleri deerlendirilmitir. Yine bu blmde modern Bat tbbnn temel zelliklerini ortaya koyabilecei gerekesiyle, deneysel tp uygulamalarnn ncs kabul edilen nl hekim Claude Bernardn deneyci epistemolojisine yer verilmitir III. Blm, sosyolojik bir olgu olarak salk konusuna ayrlmtr. Bu gerekeyle; sosyolojik bak asndan salk ve hastalk olgusu, salk ve hastalk yaklamlar ve tbbn sosyolojik boyutu aklanmaya allmtr. IV. Blm modern tbbn tarihsel arka planna ayrlmtr. Konuyla ilgisi olduu dnlen felsefe ve Yunan tbb, Rnesans, bilimsel devrimler, modernleme ve Aydnlanma sre ve olgularnn Batl tbbn ekillenmesindeki etkileri deerlendirilmitir. V. Blm tp ve insan alglamalar konusunda yeni geli meler balna ayrlmtr. Bu blmde Kuantum Kuram ve Kaos Kuramnn ortaya karm olduu yeni olanaklardan sz edilmitir. Pratik uygulamalar dzeyinde modern tbbn mevcut durumuna k tutaca gerekesiyle de hekimlik mesleinin deien stats ve medikal oulculuk tartmalarna yer verilmitir. VI. Blmde ise almann genel bir deerlendirmesi yaplmaya allmtr.

15

I.

BLM:

ALIMANIN KONUSU, AMACI VE METODU


1.1.ALIMANIN KONUSU Modern Bat Tbbnn Epistemolojik Dayanaklar zerine Sosyolojik Bir nceleme adl bu almada, modern Bat tbbnn ortaya kn hazrlayan koullar gz nnde bulundurularak, Kartezyen epistemolojinin etkileri deerlendirilmeye al lmtr. Bat tbbnn esas ald Kartezyen epistemolojinin (Capra 1989:110) insan anlama konusundaki snrllklar ve bunun tbbi uygulamalar alannda ortaya kard sonular resmedilerek, yeni bir epistemolojik ynelimin imkn sorgulanmtr. Kartezyen dncenin dlad, ruh-beden btnlnn yeniden tesisine imkn verecek, insan tarihsel, kltrel ve sosyal boyutlaryla bir btnlk ierisinde kavrayabilecek bir epistemolojinin oluturulabilirlii sorunu irdelenmitir. al ma, modern Bat tbbnn temel epistemolojik paradigma olarak kabul etmi olduu mekanistik yaklamn, insan anlama ve onun salk ve hastalk sorunlaryla tek bana idare etme konusundaki snrllklarn dikkate alan bir almadr. Hem Batda hem de Batl tbbi gelenein uygulama alan bulduu toplumlarda, insanlarn tbba yaklamlar deimekte ve mevcut Ortodoks tp anlaynn kendi sorunlarn anlamakta, zm nermekte dt acziyete istemeseler de ahit olmaktadr. Yaplan cerrahi uygulamalarn ve alnan kimyasal bileimli ilalarn ortaya kard yan etkilerin yol am olduu endielere, insana yaklam dzeyinde ortaya kan zafiyet de eklenince, modern Bat tbb elinde bulundurmu olduu bunca imkna ramen, kendini sorgulatma, tartma konusu edilme durumundan kurtaramamtr. Bu gelimeler, ncelikle Batda, alternatif tbbi araylar ortaya karm sonrasnda ise Bat tbbnn, insann salk sorunlarn zmede yegne yol olmadnn, var olan birok yoldan sadece birisi olduu anlay nn nn amtr. Gndelik hayatmzn her bir an, bizlerden, belli sorunlarla ilgili kararla vermemizi talep eder. Aldmz kararlarn ou, o gne kadarki bilgi ve deneyimlerimizin yol gstericiliinde ekillenir. Kiinin, farkl olaslklar arasnda neden baka bir biimde deil de o biimde bir tercihte bulunduu, bu tercihi belirleyen koullarn neler

16

olabilecei fazlaca dikkati ekmez. Tbbi tan ve uygulamalar balamnda da benzeri belirsizlikleri grmek mmkndr. Herhangi bir sorun karsnda, hekimin bilgi ve tutumunu ekillendiren parametreler bilinmedike, kullanlan bilgi ve uygulama tekniklerinin istendik sonulara yol amasn beklemek zordur. Ayn ekilde hastann, hastaln tehis ve tedavide, bir insan olarak onun ok katmanl gereklii bilinmeden etkin bir iyileme salamak imknszdr (Walters 1995:148-151). Salk hizmetinin arz ve talebinin istenilen sonucu retme noktasnda buluturulmas taraflarn karar alma srelerinde etkili olan dinamiklerin bilinmesi ile mmkndr. Bu durum, bilgi ve kararlarmzn epistemolojik temelde inceleme konusu edilmesini gerektirmektedir. Tbbn, sosyal bir kurum olarak sosyologlar tarafndan inceleme konusu yaplmas olduka ge tarihlere rastlasa da, imdilerde, zerinde en fazla sosyolojik alma yaplan alanlardan biri durumundadr. Bilimlerin kendi alma konularyla ilgili olarak aratrma ve bilgi etkinliklerinde bulunma ynnden fazlaca skntdan sz edilemese bile, bu bilimlerin kendi retimleri olan bilgi ve bu bilgilerin retiminde yer alan aratrmac, yntem ve teknikler, teorik perspektifler zerine sorgulayc, dnmsel almalarn hala snrllndan sz emek mmkndr. Konu belirlemede bu snrllk durumu dikkate alnarak, modern Bat tbbnn teori ve uygulamada bavurmu olduu kaynaklar inceleme konusu edilmitir. Bilimsel ve teknolojik alanda gerekletirilen iyilemelerin, tbbi uygulamalar ierisinde yerini almasyla, tp hizmetlerinin ehresi deimitir. Buna karn, gncel salk sorunlarndan dolay, tbbn doasnn tartma konusu edilmesinin de nne geilememektedir. Modern Bat tbbyla ilgili olarak yrtlen en gncel tartmalar arasnda salk hizmetlerinin artan pahall, gelimi toplumlardaki demografik profilin ileri ya alarm vermesi, Bat bilimine zg bir sorun olarak, Kartezyen ruhbeden ayrmn esas alan mekanistik anlayn insan anlama konusundaki snrllklarnn yol am olduu epistemolojik tartmalar saylabilir.

17

al mada, saln hem bir sosyal kurum hem de kltrel pratik olarak anlalmas nerisini esas alndndan, tbbi teori ve pratiin ekillenmesinde etkisi olduu dnlen kltr, dnya gr ve bilim insanlarnn epistemolojik kabulleri birlikte deerlendirme konusu edilmitir. Modern Bat tbbnn lkemizdeki tarihi dnldnde, almann, kendi toplumsal sorunlarmzla ilgisi daha netlik kazanacaktr. Bat tp geleneinin lkemizdeki gemi i Osmanl dnemi yenileme hareketlerine dayanr. Bu dnemde, tp alannda gerekletirilmek istenen yenileme hareketleriyle ncelikle, tp eitimi program iinde yabanc dilin ders olarak okutulmas kararlatrlmtr. Dnemin mparatorluk snrlar ierisinde, Mslman rencilerin tp eitimi almak iin tercih ettikleri lke Fransa olmutur. Bu yzden lkede yenilemenin ynnn belirlenmesinde Fransz ekol esas alnm olup; yeni kurulan okula Fransadan eitimli Mslman hekimler istihdam edilmitir XVIII. yzylda mevcut eitim geleneinin yetersizliinden yaknarak, Batl anlamda yeni tp program ve uygulamalar ile yeni bir Tp Okulu almas konusunda III. Selim, dneminin gayrimslim hekimlerinden Dimitroko Morozbeyzadeyi bir Rum okulunda tp ubesi amas iin grevlendirmitir II. Mahmut, 1827 tarihinde, yeni bir tp okulunun almas kararn vermitir. Bu gelimelerden sonra, lkede, yabanc hekimler ve Avrupada tp tahsili alma konusunda bir hastalk derecesinde yaygn bir moda akm olumaya balamtr (Kahya 1997: 4-8). Grld zere, modern Bat tbbnn Avrupada ortaya k ile lkemize tanmas, neredeyse e zamanllk gstermitir. Bu yzden mevcut tp geleneimizin Batl anlamda ekillenmi olmas fazlaca artc bir olgu deildir. Bat tbbi gelenei ile btnleme abalarmz, doal olarak, o gelenein potansiyel sorunlarn, skntlarn da lkemiz uygulamalarna tamtr. Avrupada Bat tbbnn oluumuna kaynaklk eden kltrel arka plan ve onu nceleyen bilimsel devrimler a ile ilikilendirildiklerinde, iinde retilmi olduu sosyal dokuyla daha az uyum sorunlarna yol at dnlebilir. Ancak hem tarihsel hem de kltrel anlamda farkl bir miras zere olan Trk toplumunun, anlay ve kabul dzeyinde modern Bat tbbnn

18

bilgi, yaklam ve uygulamalarn daha zor sindirebilmi olmas mmkndr. Yeniliklere ynelik diren eilimlerinin dzeyi toplumlar aras farklar gsterebilece i gibi, ayn toplumlarn farkl dnemlerinde de grebilmek mmkndr. Bat toplumlarnda modern tbba ynelik kartlkla, geleneksel toplumlardaki kartln farkl dzeylerde seyretmesinde, bu kartln Bat toplumlarnda modern dncenin dou srecinde yaanm olmasndan da kaynaklanyor olabilir. Toplumsal yaam, balangta kar klp, diren gsterilen ve zamanla kar klan durumun, o toplumda gelenee dnt birok rnei barndrr. Tbbi etkinliklerin teori ve uygulama boyutunun birbirinden ayrlmazl dikkate alnarak, al maya, sahada, hekimler zerinde gerekletirilen mlakatlar da dhil edilmitir. Mlakat sorular al ma kapsamndaki konulara paralellik gsterecek biimde hazrlanm olup, Ankarada, farkl merkezlerde alan hekimlerle gerekletirilmitir. Konu, modern Bat tbb ismini tad halde mlakatn Trk hekimler zerinde yaplm olmas sorgulanabilir, ancak lkemiz tbbi geleneinin oluumunda modern tbbn belirleyiciliinin uzun tarihi ve srdrlen eitimin Batl karakteristii dikkate alndnda, fazlaca yadrganacak bir durumun olmad grlecektir. almada yer verilen mlakatlarn, sorunun Trkiyedeki tbbi alglama ve uygulamalar balantsn anlama konusunda yardmc olabilecei dnlmtr. 1.2. ALIMANIN AMACI al mann amac, Bat bilimine dayanak tekil eden Kartezyen insan ve bilgi yaklamnn snrlln, onun ruh-beden ayrmn esas alan yaklamnn sorunlu olduunu, kendisini yegne geer bilgi anlay ve uygulama seenei olarak sunmasnn kabul edilemezliini aydnlatmaya yneliktir. Tan ve tedavi dzeyinde, modern Bat tbbnn benimsemi olduu yaklam ve yntemlerin vazgeilmezlik iddialarnn, salam bir temelinin bulunup bulunmad, evrensel bir pratik olarak dikte edilmek istenmesinin arkasnda durulup durulamayaca sorunlar tartma konusu edilerek aydnlatlmas amalanmtr.

19

Temel bir insani olgu olarak salk ve hastalk konularnn nemi tartma gtrmez. al mann nemi salk ve hastal konu edinmenin tesinde, salk ve hastalk olgularn anlamlandrma, aklama ve karlalan sorunlarn zmnde bavuruluna kaynaklarn tarihsel, kltrel ve takip edilen dnya grlerince koullanm olabilecei ihtimalini tartmaya ayor olmasndandr. Modern insann, kendi kazanmlar ile kendini koullam olabilme durumu bir ihtimal olarak dikkate alnmamaktadr. Bu yzden de, modern bilimin bilimler, bilgi ve insan anlay lar konusunda kendilerinin seeneklerden bir seenek olduu gereini grmezden gelerek evrenselci, yasac bir yol izlemektedir. Bunun tbbi alana yansmalar da, benzer biimde alternatifleri grmezden gelme, yok sayma eklinde belirmektedir. alma, modern Bat tbbi bilgi ve uygulamalarnn, mevcut geleneklerden sadece biri olarak varln devam ettirebilme ansna sahip olduunu, farkl geleneklerle kavgac tutumdan vazgeilerek kendi sorun ve snrllklarn ama konusunda onlarla ibirli i yaplmasnn gereklilii konularn tartma amakla nemlidir. Bilimsel faaliyet znde bir eletiri, sorgulama etkinliidir. Ancak modern tbbn son yllarda elde ettii byleyici baarlar, ona ynelik tutumlar basklamtr. Elinde bulundurmu olduu gle, kendi zerine dnk eletirel yaklamlarn nne gemek istemitir. Her geen gn lmszlk iksirine bir adm daha yaklaldnn mjdesiyle, insanlar lmszlk hastalna mahkm eden bu anlay, znde, yaamn doasn da rseleyici olmutur. Modern bilim, hem dn aldklaryla hem de kendi gelitirdikleri ile nemi gz ard edilemez birok baarya imza atmtr. Gnmz insannn yaam kalitesinin ykseltilmesinde, ortalama yaam sresinin uzamasnda, temel baz hastalklarn tedavisinde, antibiyotik, alar ve anestezik olanaklar dzeyinde modern tbbn katks byk olmutur. Ama tm bu geli meler, ne tbbn, kendisini alternatifsiz sunma creti gstermesine, ne de tbbn dnda, tbba ynelik kr ve sar kalnmasn gerektirecek durumlardr. Bu yzden bu alma, baarlaryla umutlandmz bir bilme etkinliinin, ne olduu, nasl gelitii, hangi kaynaklardan beslendii, amakta glk ektii temel sorunlarnn neler olduuna ilikin aratrc, sorgulayc bir tutumumu dile getirmektedir.

20

Her dnem tbb, kendi tarihsel koullarnda insanlarn salk ve hastalk problemlerine are olma amacyla deiik yntem ve uygulamalara yer vermitir. Farkl kltr ve toplumlarda ortaya kan rneklerin, bir dieri ile karlatrlabilir zelliklerinden sz etmek mmkn deildir. Toplumlarn tarihsel ve kltrel zellikleri, bilgi paradigmalar, yaam biimleri ve dnya grleri dierlerinden ayrlklar gsterdiinden, insan ve insann salk ve hastalk durumlarna ilikin alglamalar da farkllk arz edecektir. Dnemsel zellikler bilgi etkinlik ve alglamalarn deiime uratt gibi, ortaya kan hastalklar zerinde de belirleyici etkiye sahiptir. Salk alannda gerekletirilmi birok iyilemenin dorudan modern tpla ilikilendirilmesi de yanl tutumlara iaret etmektedir. Tp tarihide son elli yllk dnem, antibiyotiklerin kefi, kemoterapi, hipertansiyon, inslin ve daha pek ok hastaln tedavisinde kullanlan ilalarn gelitirilmi olmas, yksek teknolojili ameliyatlar, organ nakilleri, genetik ifrelerin zm, organ, doku ve hcrelerde meydana gelen kimyasal deiimlere dayanarak, hastalklarn ortaya kmadan tehisi ve erken dnem mdahale olanaklarnn gelitirilmesi sayesinde, ba dndrc gelimeler a olarak deerlendirilmektedir. Modern tp, katk salam olduu tm bu gelimelerin yannda, ortaya kard ya da zmede aciz kald sorunlarla da tanmldr ( Naumow 2001: 167). Hizmetlerin pahall, temel etik sorunlar, ruh-beden ilikisi ve ruhun bedene etkilerinin anlalmasnn ortaya kard glkler bunlarn en arpc olanlardr. Kanta dayal bulgular zerinden i leyen bir anlay temsil eden modern tp iin deney ve gzlemle temellendirilmeyen bilgilerin kabul edilebilirlii ve uygulanabilirlii mmkn deildir. Gnmz Bat toplumlarnda alternatif tp, tamamlayc tp, geleneksel tp balklar altnda baz uygulamalara sempatiyle yaklald dikkat ekmektedir (Oubre 1995, Coulter ve Willis 2007). Bu geli melerde, bilim felsefesi alannda bilgiye yaklamlardaki deiimlerin, doa bilimleri alannda ulalan yeni aklama modellerinin (kuantum, kaos vs), kreselleen krede, farkl kltrlerle daha yakn diyaloglarn kurulabilme olanaklarnn ortaya km olmasnn etkili olduu

21

dnlebilir. Mevcut bu gelimelere bakarak, Bat tbbnn kkl bir tutum deiikliine girdii iddiasnda bulunabilmek mmkn deildir. Modern Bat tbb, tekelci iddiasndan vazgemedii/vazgemeyecei gibi, geleneksel tbbi uygulamalarn da sadece destekleyici mahiyette kullanlabileceine, kullanacak ki ilerinse modern tbbi kurumlarn onay ve eitiminden geerek, gerekli lisanslar elde etmi olmas artna balamaktadr. Salk ve hastalk alglamalarnn tarihsel, kltrel, toplumsal ve hatta bireysel zelliklerden ayr dnlemeyeceinden (Kelleher ve Hillier 1996) hareketle; sal, bedensel iyilik hali olarak grme yetersiz bir tanmlamadr. nsann olgusal boyutunu esas alan bu yaklamn kkleri modern Bat bilimine dayanmaktadr. Fizik kimya ve zellikle biyoloji bilimi perspektifinden insan konu edinmeye alan modern tp, onun fiziksel varoluu aan gerekliine gzlerini kapamaktadr. Belli bir dnce biiminin, dnya grnn eseri olan modern bilim ve kaynan ondan alan modern tp, iinde bulunduu krizi ancak epistemolojik kabuk deitirmede bulabilir. nsan bireysel, toplumsal, tarihsel ve kltrel btnl ierisinde anlamaya alacak yeni yaklamlar gerektirmektedir. Yzyllarca salk zerinde etkisi grmezden gelinemeyen ruhsal bileenin, tekrar bilgiye, anlamaya konu edilmesi bu yolla salanacaktr. Bu trden bir giriim, paralanm insana btnln yeniden iade edecektir. Olgusal aralarla ruhun bilgisine ulaabilmek sorun oluyorsa, kullanlan aralarn sorgulanmas gerekmektedir. Bir durum hakkndaki bilme glmz ya da bilgisizliimiz onu bsbtn yok saymay gerektirmez. Ona ynelik yaklammz, tutumuzu deitirmemiz sorunu anlamamzda yardmc olabilecektir. Ruhun deneysel ve gzlemsel zellikte olmamas ve mevcut bilim paradigmasyla anlalmasnn gl sz konusu ise, bu durumda insann bir bileeni olarak ruhu tamamen bilgi etkinliinin d na itmektense, konusu insan olan bilimlerin areyi insan budayarak konu edinmekte deil, kendi bilim paradigmalarn snrllklarn gzden geirmede aramaldrlar. nsan konu seen bir bilimsel etkinliin, onun dinsel, metafiziksel hatta duygusal boyutlarn da kapsamna alabilmelidir.

22

Aratrma, doas gerei bilinmeyen bir konu zerinden yrtlen bilme etkinli i olduuna gre, bilgiye ak hi bir yol ya da kaynaa aratrmacnn peinen set ekmemesi gerekmektedir. Modern insann sekler yaam biimini dayanak alan Bat tbbnn, tabiat bilimleri rneinde olduu gibi, insan sadece somut, bedensel yanyla bilgi konusu yaparak, insann ok boyutlu gerekliini ihmal etmitir. nsan bedensel olduu kadar ruhsal da bir varlk hatta bu iki boyutun ve dier birok boyutun (tarihsel, kltrel, sosyal ve bireysel) etkilemesinin ortaya karm olduu ok daha karmak bir btnlktr. Bu btnsellii muhafaza edecek giriimler ciddi anlam krizleriyle bouan gnmz insannn, sadece epistemolojik snrlln geniletmekle kalmayacak; insan, yaam, insann dier varolu alanlaryla iliki ve etkileimlerini, hastalk ve salk deneyimlerini anlama konusunda ihmal edilmi/grmezden gelinmi durumlarn da bilgisine yaknlatraca dnlmektedir. 1.3. ALIMANIN METODU Bu al ma, literatr taramasna dayal olarak gerekletirilmi kuramsal bir inceleme olup, sahada gerekletirilen mlakatlara da yer verilmitir. alma konularyla balantl mlakat sorular hazrlandktan sonra, Ankara ili dhilinde farkl merkezlerde alan alt hekimle grlmtr. Grme yaplan hekimlerin saysal dalm; Hacettepe niversitesi Tp Fakltesi Hastanesi (3) Glhane Askeri Tp Akademisi (1) ve zel poliklinikler (2) kii olmak zere alt (6) kiiden olumutur. Mlakat esnasnda herhangi bir ynlendirmeye meydan vermemek iin, mmkn olduunca, cevaplaycnn konumasna mdahaleden saknlm ve sadece sorularn ifadesi ve akla kavuturulmas dzeyinde ek aklamalarda yer verilmitir niversite hastanelerinde grlen hekimlerin uzman hekimlerden, polikliniklerde alanlarn ise pratisyen hekimlerden olmas; verilen cevaplar dzeyinde uzman/pratisyen hekim ayrmasnn olup olmad gzleyebilmek amacyladr. Grmeler, kayt cihazyla kayda alnmtr. Grmeler tamamlandktan sonra kaytlarn deifresine geilmitir. Deifre ilemlerinin bitiminde ortaya kan konuma

23

metinleri okunarak, dorudan, sorulara cevap niteliindeki blmler ayklanmtr. Farkl grmelerden elde edilen cevaplar, ortak soru balklar altnda toplanarak, hekimlerin ayn konuda neler dndkleri belli bir sistematik ierisinde verilmeye al lmtr. Cevaplarn farkl kiilere ait olduunu gstermek iin de, grlen hekimlerin her birine belli bir harf kodu verilmitir. Ortak soru altnda toplanan farkl cevaplayc grlerinin karsna da cevaplaycnn kendi kodu parantez ii olarak belirtilmitir. al mann kuramsal ve kavramsal erevesinin oluturulmas safhasnda eldeki kaynaklar incelenerek, nasl bir kaynak taramasna ihtiya duyulabilecei tespit edilmeye allmtr. Takip eden srete, Bat dncesinde Kartezyen yaklamn ortaya k ve epistemolojik alandaki yansmalarn anlamamza olanak verecek ekilde ilk elden kaynaklar ncelikli olmak zere, bir dokmantasyon taramas yoluna gidilmitir. Elde edilen kaynak ve yrtlen okuma ve deerlendirme faaliyetleri, sre ierisinde, yeni tarama ve kaynaklara ulam gereksemi, dolays ile ihtiyalar giderilmeye al lmtr. Modern tbbn epistemolojisini anlama ynelik srdrlen abalar farkl alanlarn bilgi ve yaklamlarna haberdarl gerektirmitir. Bu amala konuyla ilgili hem tp, felsefe ve bilim tarihi almalarna, hem de sosyolojik alma rneklerine ihtiya duyulmutur.

24

II.

BLM:

KAVRAMSAL VE KURAMSAL EREVE


2.1. SALIA FARKLI YAKLAIMLAR 2.1.1. Salk ve Hastalk Kavramlar Hastalk szc, terim olarak eski Franszcadan tp terminolojisine kazandrlm bir szcktr. Szck, rahatta olma, iyi hal zere bulunma anlamndaki ease szcne dis n ekinin ilavesiyle oluturulmutur. Szcn bana getirilen -dis eki ise, olumsuzluk eki olup, sahip olunan bir ey ya da durumun eksilmesini ve hatta tamamen kaybn ifade etmektedir. Buradan hareketle disease szcnden rahatn, gl-zinde olma halinin, iyilik durumunun zayflamas ya da tamamen kayb anlam karlmaktadr. Rahattan uzak olma durumu (discomfort), hastalk hali (disease) kiinin sbjektif durumuna karlk gelen szcklerdir. Oxford szl (1994)nde hastalk, bedensel bir organ ya da bir paradaki i levsel bozulma ve rahatszlk durumunun neden olduu durum olarak tanmlanmaktadr. Bu tanmda ne kan eler; bedenin unsurlarna indirgenerek aklanmaya al lmas ve organlarn insan btnlnn temsilcisi olarak grlmesidir. Ruhsal boyutu kapsam d brakmas, hastalk olgusunu bedenle tanml bir realite olarak, ilevsel bozuklua yormas, tanmn biyomedikal perspektiften yapldn gstermektedir. Salk ve hastalk tanmlamalaryla ilgili olarak iki nemli yapsal boyutun ne kt grlmektedir. Bunlarn ilki, sosyal antropolojik boyut, dieri ise epistemolojik boyuttur. Sosyal antropolojik boyut zerinden tanmlama abalar, toplumsal ve kltrel eleri tanmlayc olarak kabul ederken, epistemolojik boyut, bilginin doas ve imkn sorunu zerinde durmaktadr. Modern tbbi epistemoloji, hastay, bir birey olarak deil, tamir olmay bekleyen bozuk bir makine olarak grmektedir. Onu, sosyal, kltrel ve tarihsel boyutlarndan

25

koparmtr. Doa bilimlerinin olgucu ynteminden hareket eden modern Bat bilimi, gzlem ve deneye dayal olgular bilgi konusu etmektedir. Deney ve gzleme elverisiz insani bileenler yok saylm, ya da metafizik ve teolojik grnml olduklar gerekesiyle, baka alanlarn bilgisine havale edilmitir. Turner (1995: 3-5)e gre salk ve hastalk kavramlar, yaam ve lm hakkndaki temel kabullerimizin ouna anlama/aklama erevesi oluturduklarndan, insan toplumlarnn yaratm olduu sosyal deerlerin de zn olutururlar. Globalleme, risk toplumu ve beden sosyolojisi alanndaki en son gelime ve tartmalar konu edindii almasnda Turner, sosyolojide tp ve tp sosyolojisi kavramlarna aklk getirmeye al mtr. Turnere gre, tpta sosyoloji, medikal deerler ve mesleki ihtiyalarn belirleyiciliini ne karrken, tp sosyolojisinin, bir meslek olarak tbbn doasyla ilgili sorunlar konu edindiini belirtir. Hastalk dnceleri byk lde, iinde yaanlan toplumun ana akm (mainstream) inan sistemince ekillenir. Toplumlarda grlen ana akm inan farkllklarna dayal anlamsal deiiklikler, hastalk sorununa getirmi olduklar aklama emalarna da yansmaktadr. Bu ayrmlar ilkel ya da modern diye tanmlamaktan ok, toplumlarn ya da bireylerin dnemsel yaam biimleri ve yaamn anlamna ilikin inan sistemleriyle ilikili olarak grmek gerekir Herhangi bir tp sistemi, modern Bat tbb da buna dhil, kendi tarihsellii ierisinde, belirli evresel ve kltrel balam ierisinde ortaya kar. Bu balam deiime uradnda, tp sistemi de deiecektir. Bat modernizmi ile evrimci dncelerin mtereklii, modern dnemde salk ve hastalk alglamalarnda evrimci yaklamlarn etkinliklerini hissettirmelerine yol amtr. Bu yaklama gre, evrimin nihai tasarmna uygun olarak gerekleen ileyi organik olarak salkllk, bunun kart durum ise hastala iaret etmektedir. Bu yaklam insan mekanistik bir tasarma dayal olarak grmekte ve aynen bir otomobil gibi, rnn tasarlanan duruma uygunluu salkl ileyi ine, tasarlanan zelliklerden sapmas ise bozukluuna karlk gelmektedir. Baka bir deyi le salk insann trsel tasarmna uygunluunu ifade etmektedir.

26

Evrim esasna dayal olarak tasarmlanan herhangi bir varlk iin sabit, kararl bir tasarm durumundan sz edemeyiz. nk evrim znde kesintisiz devam eden bir sreci ifade eder. Bu ynyle herhangi bir varlk iin ngrlen tasarm, en iyi ihtimalle, sadece varln belli bir andaki ve belli zellikler temelindeki halini ifade edecektir. Belli bir durum zerinden, herhangi bir tr iin, genel kabul salayacak bir tanm gelitirebilmek zordur. Yine bu yaklamn skntlarndan birisi de yaayan bir organizmay yaad ortamdan yaltk olarak ele almasdr. Hlbuki ister insan tr olsun isterse dier canl varlklar olsun, yaamn, iinde hkm srd biyolojik ve sosyal evreden yaltlarak anlalmas ok zordur. Evrimci perspektiften hastalk ve saln deerlendirilmesi zorunlu bir biimde iki temel kavram gerektirmektedir. Bunlar adaptasyon (uyumlanma) ve evredir. lkel toplumlarda salk kavramnn ieriini ruhsal boyut doldururken, toplumlarn seklerleme serveni ile tanmlayc e ruhsal boyuttan bedensel boyuta kaymtr. Bu yzden ilkel toplumlarda hastalk algs mitik ve tabusal ritellerin ihlaliyle, Tanrnn kzdrlm/gcendirilmi olmasnn bir sonucu olarak anlalmtr (Thorne 1993: 1931). Modern toplumlarda hastalklarn aklanmas hijyen, diyet, hastalk yapc bakteri ve virsler, bireyin yaam tarz (alkol, uyuturucu ya da sigara kullanm), baz dsal faktrler (i ve trafik kazalar) ve henz bilgisinde olunmayan ancak aratrlan muamma sebeplerle olmaktadr. inlilerin anlayna gre hastalk, chi(buu, buhar)nin uygun bir biimde deveran etmedii zaman meydana gelen dengesizliktir. Chi, in felsefesinde kinata can veren hayati soluu ya da enerjiyi anlatmakta kullanlr. Chi nin ak ve dalgalan bir insann ayakta kalmasn salar ve akupunktur noktalarnn da arasnda bulunduu meridyenler olarak bilinen chi nin belirgin yollar vardr. inlilerin anlay nda denge kavram da nemlidir. Bu dne gre her trl eyin tabiat dengeyle tanmldr. Denge sabit, deimez bir durum deil, eylerin doasnn ynelimi olarak grlr. Dengesizlik ve dengeye kavuma diyalektik bir sreklilik gsterir. Tabiatn bir paras olarak dnlen insan organizmasnn, tabiatn etkilerine de ak olduu dnlmtr (Capra 1992: 204-205).

27

inlilerin inanlarna gre, kiinin vcudunu koruyup gzeterek, toplumun rf ve adetlerine uyarak ve kinatn kanunlaryla uygun biimde yaayarak saln korumaya almas kiinin ahsi sorumluluklar iindedir. Hastalk, bireyin organna yeterince ihtimam gstermediinin bir iareti olarak deerlendirilir ( Capra 1992:206) . Konfys anlaya gre hastalk, toplumun rf ve adetlerine tam anlamyla uyum gsterememekten kaynaklanrd. Fakat bir bireyin ifaya kavumasnn tek yolu, kiinin kendi kendisini mevcut sosyal dzenle uyumlu klacak ekilde deimesidir ( Capra 1992:214) . Batda Rnesansn yaratm olduu deiim dalgas, Avrupa toplumlarnda kilise bilim kartln ortaya karmtr. Aradaki mcadele, materyal dnyann bilime, doast alann da Kiliseye tahsis edilmesi ve hi birinin, dierinin alanna mdahil olmayaca eklindeki bir anlama ile sonulanmtr. Rodis ve Lewis (1993: 31)a gre Descartes, insan bedenini hazr bulunmu bir makine olarak deerlendirmitir. Onun bu yaklam, salk ve hastalk alglamalarn etkilemi, hasta insan, bozuk saat, salkl insan ise al an saat metaforu ile karlanmtr. Zamanla, onun, bu dalist yaklam btn bilimler iin temel epistemolojik ilkeye dnmtr. Bu trden bir uygulama doa bilimleri iin fazlaca sorun karmam olsa da, konusu insan olan bilimlerde ciddi sorunlara yol amtr. Bat tbbnda, hastalk algs da, hayata hkmeden bilimsel paradigmalar temelinde ekillenmitir. Hastaln, insan bedeninin organsal ayrm esas alnarak anlalmaya al lmas, Descartesn nclk ettii Kartezyan dalizme dayanmaktadr. Ruh ve bedeni birbirinden bamsz gereklikler olarak kabul eden Descartes, ruhun btnlne vurgu yaparken, bedenin anlalabilmesinin; en son parasna kadar ayrtrlmak kaydyla olanakl olduunun dncesindedir. Bu yzden, hem Batnn insan anlay hem de tbbn kendi ierisinde, mesleki alt uzmanlk dallarna ayrl , ayn ilkeye dayal olarak ilemitir.

28

Simonton ve arkadalarnn (1978) psikosomatik modeline gre, hastalk dsal saldrnn sonucu ortaya kan bir ykm deil; isel kn ifadesidir. Duygusal stres, vcudun baklk sistemini sindirmekte ve ayn zamanda da, anormal hcrelerin artan retimiyle sonulanan hormonsal dengesizliklere yol amaktadr. Bylece hastaln gelimesi iin uygun koullar yaratlm olur. Hastal tedavide umudun nemine dikkat eken Simonton, organizmaya kazandrlacak umut ve gven duygusuyla, kaybedilen denge durumuna tekrar kavuulacana, baklk sisteminin gleneceine inanmaktadr. Fiziksel ve ruhsal salk ayrm, Foucault (2002)a gre, ruh ve beden dalizminin sonucudur. Ona gre ruh/beden dalizmi de, felsefede rasyonel Kartezyenizm olarak bilinen, deneysel devrimle ilikilidir. balamtr. Batda hastalk, aka nedensel aklama gerektirir. Somut duyu verileri zerinden hastalk isel/dsal ajanlar araclyla tanmlanr. Hekimler, sahip olduklar iyiletirme gcn deney ve gzlemin salad olanaklardan almaktadr. Bu yaklamn aydnlanma ile birlikte insanlarn hayatna tanan yeni dnya grnden izler tad da aikrdr. Modern Bat tbb ile dier yerel tp uygulamalar arasndaki mcadeleyi, farkl paradigmalar aras mcadele olarak grmek mmkndr. Bat tbb paradigmas, hastay kendi bana iyileme olanaklarndan mahrum olarak tasavvur eder. Sentetik ilalar ve cerrahi operasyonlar gerektiren tedavi, profesyonel uzman desteiyle yrtlmek zorundadr. ndirgemeci zellikteki Bat tbbnn, hastay beden, ruh ve evresiyle etkileim iinde bir btnlk olarak tasavvur etmez. Medikal sosyoloji alannda yrtlen almalarn tarihi II. Dnya sava sonras, Birleik Devletlerde Talcott Parsonsun almalaryla balatlmtr. Sosyolojinin dier alanlaryla karlatrldnda olduka yeni bir alan olduu dikkat ekmektedir. Parsons, sosyal sistemin anlalmas giriimlerine yardmc olaca gerekesiyle salk Daha sonralar, analitik salk anlay nn kklemesiyle, ruh ve fiziksel salk ok sayda bamsz alt alann konusu olmaya

29

sorununa merkezi bir nem atfetmitir. Parsons (1978: 67-68)a gre hastalk, bir sapmay ifade etmektedir ve bu gerekeyle sosyal kontrol gerektirmektedir. Ona gre hastalk, sadece patofizyolojik bir sre olarak grlmemeli, esas olarak, sosyal bir fenomen olarak da grlmelidir. Onun hastalk zmlemesi, rol kuramyla birlikte ele alnr. Karlalan hastaln bireyde yeni rol beklentilerine yol atn belirten Parsons (1939)a gre bu beklentiler sorumluluktan ka, rutin grev ve sorumluklardan muaf tutulma, iyileme ve hastalk rollerinden kurtulma arzusu ve hastalktan kurtulma amal neri ve uygulamalara aklk gibi zellikleri sralamaktadr. Modern toplumda bireyler, toplumsal stat ve bu statleri karl grlen rollerle tanmldr. Parsons (1991), alma sisteminden ve ekirdek aileden kaynaklanan gerilimler zerinde nemle duruyor. Ona gre, hasta ki i statsnn artl meruluu, kiiyi, hasta olmayan insanlarla, aile yeleri ile ve salk hizmeti veren bir takm insanlarla, zellikle doktorlarla zel bir ilikiye iter. Parsons (1951: 292)a gre hasta rol, sapma davran gsterenleri sadece izole ediyor ya da yaltyor deildir, yeniden topluma kazandrc glere maruz brakmaktadr. Bu gler arasnda ba hekimler ekmektedir. Ona gre doktorlar, sosyal kontrol icracsdrlar. Hasta rolne giri onlarn onayndan gemedike meruiyet bulmaz. Onama taraflarn stat ve beklentilerine gre resmi ya da gayri resmi formda gerekletirilebilir. Toplumsal kurumlarn egdml ileyi i erevesinde hekimlerin bu sosyal kontrol grevleri ok daha nemlileir. Mahkemelerde, askere kabul durumlarnda, ie kabul gibi durumlarda ya da tersi bir biimde bu grevlerden muaf tutulma giriimlerinde hekimlerin raporlama ilemleri olduka nemli i lev stlenir. Parsons deerlendirmelerinde, daha sonralar Foucaultnun nemle eletirecei, hekimlerin sosyal kontrol grevi stlenmelerini, sosyal sistemin gereklerinden biriymi gibi onaylamtr. Hasta-hekim ilikileri sorununa da deinen Parsons, bu ilikiyi taraflarn eit belirleyiciliine dayal, ibirlii ilikisi olarak grme yanls bir tutum sergiler. likinin niteliine samimiyet, yaknlk yklemeyen Parsonsn (1951: 430-433), ilikinin ntr bir iliki olduunu belirtir.

30

Hastalk hakknda bilgi sahibi olmayan bir hastann, kendi bedensel denetimini hekime havale etmesi, hekimi gereinden fazla inisiyatif sahibi yapabilir. Hastann hekime kar savunmasz, aresizliine yardmc olacak sadece hekimin etik ve vicdan sorumluk duygusu kalmaktadr. zetle, Parsons hasta roln, sosyal sapma ile ilikilendirmi, hekimleri sosyal kontrol ilevi gren memurlar olarak deerlendirmitir. Parsons sosyolojisinin geneline hkim olan sistemik gereklilikler burada da nemli belirleyicidir. Onun tbbn epistemolojik doasna, kurumsal ileyi in barndrabilecei muhtemel sorunlara fazlaca deinmemesi dikkat ekicidir. Parsonsun tp mesleinin kendi otonomisini elinde bulundurma durumunu sorun edinmemesi, Freidsonun eletirisine urar. Ona gre meslein normatif kalplarla kontrol edilmemesi sorunlu bir durumdur. O, tek tek kiilerin davranlarnn kurumsal ileyi ine bir l oluturamayaca anlay ndan hareketle etkin bir denetim organizasyonundan yana tavr koyar. Mesleki yeterlik, etik normlar ya da bireysel olumlu davran rneklerinin muhtemel sorunlar ortadan kaldrmayacan belirten Freidson (1970) hekim-hasta ilikilerinin eitsiz doasna da sorun edinir. Profesyonel uzmann bilgi ve yaklamyla hasta kiiliinin rselendii dncesindedir. O, gnmz tbbnn temel sorunlar olarak da mesleki otonomi ve mesleki profesyonellerin dizginlenmemi hkimiyeti sorunlar olarak gstermektedir. Salk hizmetlerinin ileyiinde, zel salk hizmetlerini nemseyen Freidson (1961), hastaya hekim karsnda nispi zgrlk alan karacan dnr. O, Ortaa tp uygulamalar rneindeki gibi, dk gelir grubu hastalar iin, hizmetin devlet eliyle yrtlmesinde bir beis grmez. Freidsonda hastalk zmlemesini, sapma kavramyla ilikilendirir. Gelitirmi olduu tipolojiden hareketle sapmann nemli/nemsiz olduuna hkmeder. Grip hastal, insann olaan ykmllklerine geici olarak ara vermesi, ayrcalklar ksa bir sreliine artrmas zelliklerinden dolay koullu meru sapma olarak grmektedir. Buna karn kanser gibi lmcl hastalklar, olaan rutinleri topyekn kesintiye urattndan koulsuz meru sapma olarak grlr (Freidson 1970: 219) .

31

Freidson, hastalarn kiisel gemileri ve bireysel deneyimlerinin hastalk davran gsterimlerini etkileyebileceini belirtmi, hastalklarn sosyolojik balantlarn tartmaya amtr. Ona gre, hastann hangi sosyal snftan geldii, ya, cinsiyeti, eitim durumu, etnik kkeni, bireysel duyarlk dzeyi gibi unsurlar onun hastalk deneyimini ve buna bal olarak da hastalk davrann etkiler (Freidson 1968: 270). Mechanic (1968: 10-12)in yaklamlarnn orijinal taraflarnda birisi de, hastalar aras benzerlikten ok fark vurgusunda bulunmasdr. O, sosyal sistem ve toplumsal yap zelliklerinin hastalk yapc doasna da iaret etmitir. Ona gre, totaliter, baskc toplum ve kurumlarn bireylere ynelik nefes aldrtmayan tutumlar, meru sapma rnei olarak kendisini hastalk olarak ortaya koyabilecei olasl zerinde durmaktadr. O, benzer koullarn, her bireyde, benzer sonular dourmayaca ihtimali ile de, hastaln ortaya knda, bireysel hassasiyet zelliinin etkisine dikkat ekmektedir. Mechanicin aklamalarndan, ba edilemeyen gerilim ve stresin, olumsuzluklarn bedensel olarak kendini hastalk olarak ortaya koyduu sonucuna ulamak mmkndr. Hastalk, ar yklenmi organizmann bir tr emniyet supab olarak deerlendirilmitir. Batl salk sistemlerinde, tbbi hizmet sektrnde, ekonomik ve politik kayglarn belirleyiciliinin baat konuma tanmas, sala ilikin Marksist kavramsallatrmann nn de amtr. Marksist perspektiften Bat tbbna yneltilen smr ve yabanclama eletirileri, kapitalist salk sisteminin, insanlarn hastalk ve aclarnn nasl smrye alm olduunu anlayabilmek asndan nemlidir. Medikal sosyologlar, zerinde anlalmasna, hastal bir su gibi sapma davran ile ilikilendirme eilimi gstermektedirler. Yabancs olmadmz bu anlay n kklerini, ilkel toplumlarda da grmek mmkndr. Hastaln toplumsal ya da bireysel bir gnah olarak alglanmas ve sorunun Tanrnn bir gazab olarak deerlendirilip, arenin onu memnun etmekten getii anlay antik topluluklarn tipik zellikleridir. ada toplumlarda hastaln bir sapma olarak grlmesinin kkeninde kutsanm kapitalist deerler olduunu sylemek mmkndr. Sapmadr, nk hasta kii, retim srecindeki roln istenilen performansla yerine getirme yeteneini

32

kaybetmitir. Sapmadr, nk Batl kapitalist toplum dzen ve kontrolle tanml bir toplumdur. Hastalk kontrol edilememi bir durum olarak sapmadr. Kapitalizm, sonunda, elikiyi de ranta dntrebilmenin yolunu icat bulmutur. Sapma da olsa ac, hastalk dev bir endstrinin tketim nesnesidir. Ve onlarsz sektrn devamll dnlemez. Hastaln, hi de ho grlmeyen bir durum olarak ilan edilmesi, hastalarn are araylarn ve tekrar normal yaamlarna dnebilme gayretlerini arttraca hesap edilmi bir durumdur. Hastaln bir sapma olarak ilan edilmesi, znde bir btnlk arz eden yaam kesintiye uratc, bireyin kendisiyle barkln zedeleyici bir etkiye sahiptir. Kendisini ie yaramaz, sapkn, sosyal yaamdan dlanm gren bir hastann, iyileebilme olaslklar da azalacak, azalmaya bal olarak da tbb tketim bamll artacaktr. Bylece kapitalizm adna, kendi kendini besleyen bir sre iletilmi olacaktr. Bunun anlam, retimden den hastann, tketim arknda posasnn karlmas demektir. Salk alannda yaplm birok al ma, hastalklarn temelinde, yaam tarznn etkilerine iaret etmektedir. Yaam tarz kavram sadece bireysel yaam tarzn da ifade etmez. nsann yaam, fiziksel, sosyal ve kltrel evrelerle rldr. Bireyin, bu evrelerden izole bir yaam srdrmesi dnlemez. Bu anlamda insann evresi tm evresel elerin karmak ilikilerinin ekillendirdii asal bir alandr. Bireyin yaam fiziksel, sosyal ve kltrel evrelerden ortaya kan bozulmalarn da dorudan etkisi altndadr. nsann yaam evresi karmaklatka, kontrol edilmesi de gleir. Ki i kendi sorumluk alanna girenleri deitirebilme gc gsterebilse bile, kendini kuatan dier evresel faktrleri kontrol altna alabilmek mmkn olmayabilir. Bireyin imi olduu sigara kontrol edebilir, ancak sokakta kullanlan arabalarn brakt egzoz gaz, cval sanayi atklarn, ime sularna katlan kloru, cihazlarda yaylan radyasyonu ve dier pek ok eyi kontrol edemeyecektir. Bu yzden de bireyin saln ekillendirici etkisi olduu dnlen yaam tarz bireysel bir fenomen olarak dnlemez. Salk, farkl etkenlerin uyumlu birliktelii ile mmkndr.

33

Hastalklara yaklam biimi, saln korunumu asndan nemlidir. Modern Bat tbb, hastalk tanmn dsal ajanlar zerine kurmaktadr. Hastalk, organizmann yabanc bakteri ve virslerle maruz kalmasnn sonucu olarak dnlr. Tan ilemi ise igalci dsal ajanlarn, bedensel yapda ortaya karm olduu bir dizi iaret ve semptomlar araclyla yaplr. Ama, ortaya km hastalk belirtilerini, kimyasal reetelerle kontrol altna almaktr. Dzensizlie tahammlszlk modernizmin bir esidir. Bu duyguyla kontrol altna alnan ya da ortaya kmadan basklanan hastalklarn, gerekten tedavi edilerek, bir daha ortaya kmamas m salanyor, yoksa sinsi bir biimde, kendisini yenileyerek tekrar ortaya kmak iin frsat m kollamakta olduu modern tbb ilgilendirmez. Modern tp, ortalama bir insanda aina olunmayan her durumu, hastalk olarak deerlendirmektedir. silmektedir. Alternatif tbbi uygulamalarn da iaret ettii gibi, yaplmas gereken, vcudun iyileme yetenei gsterebilecei bilgisinden hareketle, ate, ishal, kabzlk, itahszlk gibi iaretlerin birer iyileme belirtisi olup olmadna dikkat kesilmektir. Bu sayede modern tbbn yol am olduu iatrojenik ( doktor hatalar ya da yan etkili ilalarn yol am olduu zamane hastalk tr) hastalk risklerini nlemek mmkn olacaktr. Hastalk ve salk kavramlarnn tarihsel geliimini karakterize eden durumlar; artan laikleme (secularization) eilimi, saln bilimsel teorilerinin douu, fiziksel ve ruhsal saln ayr mas, bilimsel uygulamalar neticesinde, geleneksel terapilerin zayflamas ya da ortadan kalkmas eklinde sralamak mmkndr. Tbbi problemleri ele al farkllklar, geleneksel iyiletirme yntem ve uygulamalar ile modern tp arasndaki uzun soluklu mcadeleyi ifade etmektedir. Farkl kutuplar arasnda srdrlen mcadele, bazen taraflardan birinin, belli bir sreliine, yklendi i grev ve sorumluluklardan bazlarn dierine devretmeyle neticelenmi olsa da, esas itibariyle sre, devamlln korumaktadr. Bat toplumlarnda, Ortodoks tp Ortaya kan iyileme habercisi iaretleri de grnrden

34

karsnda alternatif tp uygulamalarnn ykseli ini de bu ekilde anlamak gerekmektedir. Buck, Baldwin, Schwartz (2005: 562) kronik hastalklarda kiinin tedavi tercihlerinde sahip olduu dnya grnn etkisine iaret etmektedir. Dnya grleri, yaam biimlerini ekillendirmekle kalmaz, onun srdrlebilirlik koullarn da hazrlar. Modern tp, kaynak ald gre uygunluk iindedir. Baskn retim biimi kapitalizm olan bu dnya grnn ana hedefi g ve kontroldr. Bu yzden insann, ok sayda paradan meydana gelmi bir makine olarak alglanmas sorun tekil etmez. Hastalklar, vcut hcrelerindeki yapsal farkllklarla izah edilir. Bir eyin tanmlanabilir olmas, onun kontrol edilebilirlii gereine iaret etmektedir. Modern tp, detayc tanmlama abalaryla kontrol yeteneini gelitirmek ister. Hastalklar, genellikle tekil sebeplerle aklanr. Beden her zaman dsal saldrlara aktr ve her an hazrlkl olmak zorundadr. Hastalk durumunda cerrahi mdahale ve kimyasal ilalar imdada yetiir. Hasta tamir edilerek yeniden ilevselliine kavuur. Biyomedikal tbbn en ciddi hatas hastalk sreleri ile hastaln kaynaklarn birbirinden ayramamasdr. Tp aratrclar, bir hastaln neden olutuunu sormak ve buna gtren koullar ortadan kaldrmaya almak yerine, hastaln oluumuyla ilgili biyolojik mekanizmalar anlamaya alrlar. nk sadece onlara mdahale edebilirler. Dolaysyla modern tp, hastaln neden olutuu eklindeki temel bir soruyu sormaz, bunlarn yerine, olutuktan sonra, hastaln nasl ilediini merak eder. Bat tbb, epistemolojik olarak, toplumu tptan ayrr. Eer hastalklar ve rahatszlklar bedenin dnda geliiyor ve hastalklar; bozukluklarn izolesi ya da yok edilmesi yoluyla iyileebilecekse, o zaman hastaln oluumu ve tedavi edilmesinde toplumun rolnden bahsetmek gereksizdir. Bat tbb bir taraftan bozuk salk durumunu tehis etmeye ve onunla ba etmeye al rken dier taraftan, sosyal ve ekonomik iliki iinde hastalk ve salk kkenlerini gizleme ihtiyac duymaktadr. Bunun sebebi, modern dnemlere zg hemen her hastaln kkenini kapitalist ileyi ierisinde bulabilmek mmkndr. nsann nemsenmesi anlamna gelecek hakikatlerin aklanmas, sistemin kendi varolu gerekesini ortadan kaldrmak olur ki, buna da girime imkn yoktur.

35

Bu ynyle Bat tbb ideolojik bir grnme brnmektedir. Bir tbbi sistemin anlamll, kendi referans sistemi ile mmkndr. Salk ve hastalk temelinde, insan doasna ynelik farkl alglamalara dayal yeni bir tbbi ynelim Bat dnyasnda tartlmaya balanmtr. Salk ve hastalk durumlarnn, ruh ve beden arasndaki karmak ilikilerin bir sonucu olduu dncesinin, Bat tbb ierisinde nasl karlanaca henz netlik kazanmamtr Fakat tabiat bilimlerinde ortaya kan paradigma deiimlerinin yol gstericiliinde, insann mekanistik ve indirgemeci anlal yerini btncl ve ekolojik vizyona brakmtr. Kartezyen dne dayal mekanistik tp salk alanndaki bunalmlarn msebbibi olarak grlmeye balanmtr. Modern tbbn baarl olduu, hastaln biyolojik ynlerinin aratrlmas dncesinden vazgeilmeyerek; bu alanda elde edilecek bulgularn, insanlarn doal ve sosyal evre koullaryla, bireysel ve kltrel zellikleriyle ilikilendirilmesine olanak tanyan yeni yaklamlardan sz edilmektedir. 2.1.2. Ruhun Alglanna likin Farkl Yaklamlar Ruh konusunda tarih boyunca temelde iki akm, srekli kart doktrinler gelitirerek dncelerini ispatlamaya almlardr. Bunlardan biri, maddi lemin dnda maddesiz, manevi bir lemin ve bu leme mensup varlklarn mevcudiyetini kabul edenlerin oluturduu grup; dieri de madde dnda baka bir varl tanmayan materyalistlerin oluturduu ekol. Ancak ruhun varln kabul eden din ve dnceler, onun tanmlanmas ve mahiyeti hakknda birbirinden olduka farkl anlaylara sahip olmulardr (Telliolu 1992: 271 ). Ruh btn dinsel geleneklerde insann manevi yapsn temsil eden ve zellii itibariyle bedenden farkl olduuna inanlan g olarak tasavvur edilmitir. Ruhun, insana canllk zellii kazandrd dnlmtr. Birok inan sisteminde, ruhun tanrsal lemden alnarak ilk insann bedenine yerletirildiine, dolaysyla ruhun yeryznn bir paras olan bedenden farkl olarak, asl itibaryla bu leme ait olmadna ve lmsz olduuna inanlr. Yaps itibaryla ruh, sfli lemin ve bunun bir paras olan bedenin ktlk, eksiklik ve fanilik gibi niteliklerinden uzaktr. O, tabiat itibariyle

36

iyidir, stndr ve lmszdr. Zira bu anlaya gre mene itibaryla ruh, Yce Allahtan zuhur eden bir varlktr (Gndz 1998: 323) Ruh kavramnn, insann yaam ve var oluuyla ilikilendirilmi, tarih boyunca zerinde durulmu, zellikleri hakknda eitli aklamalar dile getirilmitir. Ancak, ruhun madde d bir yapya sahip olmas onun tanmlanmasn imknsz klmakta ve ileri srlen grleri askda brakmaktadr. Bazlarna gre ruhlar latif cisimlerdirler ve vcuttaki damarlar vastasyla bedende dolaan ve ona hayatiyet kazandran hava varlklardrlar. Madd olarak dnlen ruh, birok felsefi ekole gre bedeni sadece ayakta tutan hayat kuvvetinden ibaret saylmayp, bizzat nefsin kendisidir Telliolu (1992)na gre Yunan felsefesinde ruh kavramnn ierdii anlam, dnemlere ve felsefe akmlarna gre deiiklikler gstermitir. Epikuroscular, ruhun beden gibi atomlardan meydana geldiini ileri srerlerken, Pltoncular ruhu ilahlarla soy birliine sahip, madde ve cisimden soyut bir tzsel ilke olarak kabul etmilerdir. Bat felsefesinde ruh zerindeki tartmalar ortaa ve sonrasnda devam etmitir. Hristiyanlktaki ruh anlay , antik batnn etkisiyle vahiy gereinden farkl bir platforma oturtulmutur. Modern tbbn, organizmay kendi bileenlerinden ve onu kuatan evresinden yaltarak ele alyor olmas ve salk-hastalk sorununu, salt bedensel dzeyde, mekanik ya da ilevsel bir sorunmu gibi deerlendirmesi en fazla eletirilen yanlarndandr. Capra (1996: 205)ya gre, tpta beden ve ruh ayn olgunun farkl iki yzeyi olarak alglanmadka gnmzn birok hastaln alglayabilmek, sorunlara zm retebilmek mmkn deildir. Organizmay toplumun ve doal ekosistemin iine konulanm olarak grdmzde ancak, salkla anlaml bir ekilde ilgilenmi oluruz. ada Hristiyan teologlardan Davide gre bu durum yeni bir paradigmay gerektirmektedir. Yeni paradigma, sosyal kapsamlar da olacak bir spiritalitenin asli ve kanlmaz olarak sosyal olduunu kabul etmelidir. Biz spiritaliz; yani Tanryla ve toplumda da dier insanlarla birlemiiz. Spirital kavramyla tamamen canllk anlatlmak istenmektedir. Ona gre ruh, Tanrnn iimizdeki hayat verici nefesidir.

37

Eer her an capcanl, mteyakkz ve mukabele edici durumdaysanz, ite o zaman, spirital bir hayat yayorsunuz demektir (Capra 1996: 217-218). Erich Fromma gre, doa bilimlerini ve lme, sayma gibi laboratuar yntemlerini taklit etmeye kalkan akademik ruhbilim, ruh dnda her eyle ilgilenir olmutur. nsann laboratuarda aratrlabilen ynlerini anlamaya abalam, vicdan, deer yarglar, iyiyi ve kty ayrt edebilme gibi zelliklerin metafizik kavramalar olduklarn ve ruh bilim sorunlar saylamayacaklarn ne srmtr. nsann nemli sorunlarn incelemek iin yeni yntemler gelitirmek yerine, szde bilimsel bir ynteme uygun den nemsiz sorunlarla uramay yelemitir. Bylece ruhbilim, ana inceleme konusu olan ruhu kapsamayan bir bilim olup kmtr. Mekanizmalarla, tepki gelitirmelerle, igdlerle ilgilenmi ama en bata insana zg olan sevgi, akl, vicdan, deerler gibi olgularla uramamtr (Fromm 1991: 18). lkene gre ruh, gizlilikleri veya srlar saklayan bir varlk deildir. Onda esrar ve karanlk yoktur. O zahirin, akln ve aydnln en olgun halidir. Biz ruh iledir ki lemin karanlk, gizli ve mphemini meydana karyoruz. Ruh iledir ki perianla dzen ve karanla k getiriyoruz. Nasl olur da o, srrn, esrarn, mphemin kayna olur? Ruh, lemin aynasdr. O, ne kadar temiz ve ak ise, iindeki akisleri de o derece besbelli ve gerektir. Hakikat ruhta ve ruh her yerdedir. Eskiler esrardan ve batndan bahsetmiler; ben derim ki, hakikatlerin hakikati olan ruh bunlardan bsbtn arnmtr (lken, 2004: 66). lken, ruh ve beden ilikisini btnsel perspektiften ele alr. Ona gre ruh ve beden bir btndr. Birbirlerinin tamamlaycsdr, ama ayn zamanda birbirlerine zttrlar. Ruh, bedenle birdir, madde manann ayndr. Beden ruhun artdr. Bedensiz ruh bir hayal, maddesiz mana bir vehimdir. Ruh ve beden bir olu, bir nehirdir. Fikirler ve haller silsilesidir. Ondan hibir ey karlamaz, hibir ey yok edilemez. Meselelerin meselesi ruh ve beden meselesidir. Ancak o temel zerindedir ki ahlk meselesini kurmak mmkndr ve ahlkl bir zemin zerinedir ki, cemiyet, siyaset ve iktisat meselelerini koymaya yetki kazanrz (lken, 2004: 59).

38

nsann ift ynl bir varlk olduunu kabul eden lken, onun tek tek paralar halinde deil, karlkl etkileim prensibi ierisinde deerlendirilmesi gerektii zerinde durur. Ona gre beden, her eyden nce evre ile beraber dikkate alnmas gereken hayati faaliyetler toplamdr. Ruhla toplum birbirinin tamamlaycsdrlar; birbirlerine etki ederler (Sanay 1991: 45). Klasik fizik balangta belli doa kanunlaryla nesnelerin gerekliini ele alyor. Bu aamada yaayan ve yaamayan arasnda fark gzetilmiyor. Aatan bir elma drdnzde, bunu yerekimi kanunu izliyor ve elma yere dyor. Nesnelerin dnyas duraan sistemin dnyas oluyor. Bu sistem belirleyici ve nceden tayin edici oluyor. Mekanizma tamamen belirleyici anlamna geliyor. Fakat yasayan bir sistem iin mekaniki tanm yetmiyor. nsan gibi yasayan bir yap temel olarak deiken bir sistemdir. Geleneksel bilimlerin ruh konusunda taknm olduklar agnostik tutuma karn din ve yeni fizik yaklamlar daha olumlu bir tutum iindedirler. slam dnce geleneinde, Kuran ve hadislerin farkl yorumlarnn ortaya karm olduu farkl yaklamlarn, ruh sorununa yaklamlar da deiiklik gstermektedir. Bazlar ve sana ruh hakknda soru soruyorlar. De ki: Ruh, Rabbimin bilecei bir eydir. Size pek az ilim verilmitir (sra Sresi 85) ayetinden hareketle, geleneksel bilimlerde grlen agnostik yaklam benimsemi lerdir. Bazlar ise bu ayetin ilim erbabn balamadn ve ayetin muhatabnn, o dnemdeki inkrc Yahudiler olduu yorumuyla, ruhun bilinebilecei, bilgi konusu edilebilecei grn kabul benimsemilerdir. Hulusiye gre bu ayet mrik Yahudileri muhatap almaktadr ve u anlama gelmektedir: "Her eyi maddeden ibaret sanp, gremediini inkr eden; stelik dorusunu aklad takdirde Resulln reddetmeye karar verdiiniz; tefekkr, be duyusundan ileri geemeyen siz Yahudilerin ruh hakknda ilmi yoktur. Siz, ancak elinizdeki kadaryla kalmaya mahkmsunuz. nk madde tesini deerlendirmekten acizsiniz. Zaten bu yzden, gerek lemin, lm tesi ruhlar lemi olduunu aklayan Hazreti say da inkr ettiniz, kabullenemediniz. yle ise nasl olur da ruh hakknda bilgi sahibi olabilirsiniz ki!" (Hulusi 2005: 51).

39

Ruhun bilinebileceini, ancak farkl bir bak gerektirdiini ifade eden Hulusi, klasik fizik alg ve eitiminin koullam olduu bir alg ve tutumla ruhun bilgisine ulama imknnn olmad belirtmektedir. Kuantum kuramnn bize salam olduu yeni olanaklarn, insann bilme edimine temel tekil etmesi gereine iaret etmektedir. Ona gre ruh, orijinal yaps itibariyle tek'tir ve akla gelen her eyin orijini ve asldr. Bildiiniz ve dndnz ve dnemediiniz her ey "ruh" tan meydana gelmitir. Her eyin "ruh"tan meydana gelmesini ise u rnekle aklamaktadr. Madde adn verdiimiz her ey atomlardan meydana gelmitir. Ne isimle, hangi zelliiyle iaret edersek edelim, o ey gerekte, atomlardan olumutur. Atomlarn zne, derinliine inersek, en alt boyutta karmza kan ey enerjidir. Enerji, bu boyuttaki yaps itibariyle blnmez, paralanmaz, sonsuz snrsz gtr (Hulusi 2005: 55). Ruhun bedenle buluma srecini de slam dncesi ile Kuantum fizii aklamalarn sentezleyerek aklamaya alan Hulusiye gre, sperm ile yumurtann rahimde birlemesinin 120. gnnde, cenin, baz kozmik nlarn etkisiyle, "melein ruhu flemesi" diye tarif edilen bir biimde, dalga retimine balar. Beynin ekirde i durumunda olan bu yap, genetik veri tabann deerlendirmesine vesile olan ilk temel kozmik tesirleri alarak n programa kavuur ki; bylece onun "mizac" yani "programnn dorultusu" belirlenmi olur. te bu anda "kiisel ruh" yani "insani ruh" meydana gelmi, yaratlm olur. Bu andan evvel, "bireysel ruh" mevcut deildir. Bu sebepledir ki, eer 120. gnden sonra ocuk alnrsa cinayet hkmne girer. Zira 120. gnde cenindeki beyin ekirdei, "dalga bedeni" yani "kiilik ruhunu" retmeye balamtr ki, ceninin ldrlmesi hlinde dahi, bu "ruh" yaamna sonsuza dek devam eder (Hulusi 2005: 58). nsan ruhu, 120. gnden itibaren, btn yaam boyunca, tm zihinsel hslasyla yklenir ve beden kaydndan kurtulduktan sonra da dnya yaamndayken elde etmi olduu verilere ve enerjiye gre bir biimde yaamn srdrr (Hulusi 2005: 61). "Ruha" ait olarak bilinen hususlarn tamam gerekte beyne aittir. Bu yzdendir ki "Ruh"un hastal olmaz. "Ruh hastal" tabiri tamamyla yanl bir ifadedir. Gerekte

40

beyin hastalklar ve fonksiyon bozukluklar sz konusudur. Her beyin, kendi zel ifresiyle kendi ruhunu rettii iin, o beyin kullanm d kaldktan sonra, ruhunun baka bir beyne gemesi diye bir ey de asla sz konusu olmaz. Yani, ruh g, yeniden bedenleerek dnyaya geri gelme asla gerek deildir; aldatmacadr (Hulusi 2005: 62). Bilimin de son olarak eritii ve foton adn verdii, imdiki verilere gre maddenin z mahiyetinde olarak bildiimiz, kl enerji zerreciklerinin sahip olduu enerjiyi meydana getiren bir "z"dr "ruh". Yani, evrensel kuantsal btnlk. Evrenin her zerresi "ruh"la ve "ruh"tan meydana gelmitir. Ruh olmadk hi bir zerre mevcut deildir. Zira zerre, "kuant" onunla mevcuttur. Her kl zerrecik, hareketini salayan enerjiyi "ruh"tan almaktadr. Dolaysyla evren, ilk var olduu andan itibaren "ruh"a sahip ve "ruh"la kaim olmutur; kinatn yok oluuna kadar, yani kyamete kadar da sahip olacaktr. "Ruh" ad verilen ve her kuantta yerini bulan "z" ayn zamanda "uur" kaynadr. Yani, evrende mevcut bulunan her nesnede birimsel lde bilin vardr. Ancak bilelim ki, bilin blnr ve czlere ayrlr bir ey deildir. Dolaysyla kinatta var olan her hareket asla tesadf olmayp, tad "uur"un sonucu olarak, bize bugn dzensizmi gibi gzkse de, gerekte dzenli hareketler gstermektedir. Bilimin bugn "kuant" diye adlandrd zerreciklerin ne mahiyetini, ne "bilin"le ilikisini ve ne de nasl bir dzenlilik iinde bulunarak bir vazife ifa ettiini, be duyuyla kstlanm, bedenle kaytl insann anlamasna imkn yoktur. Bu ancak bilinebilir, kavranabilir. Keza "insan"n saydmz dier yaratklardan ayrlmas, sahip olunan "uur"un gc ve kapasitesi ve bileimin tekilerden daha fazla younlamas ve madde kaydna girmi olmas zellikleriyle meydana gelmektedir (Hulusi 2005: 67-68). nsanlk tarihi boyunca, beden ve ruh sorununa ilikin tartmalar kesintisiz devam etmitir. nsann, maddi bedensel boyutla m, ruhsal boyutla m yoksa her ikisinin varln gz ard etmeyen btnsel bir yaklamla m tanmlanabilecei zerine farkl dnceler retilmi olmasna ramen, sorun zerindeki sr perdesi hala aralanabilmi deildir. Sorunun etin doas, ona, felsefeden dinlere, bilimlere kadar geni bir yelpazede tartlma olana vermitir. Modern bilimler olgusal alma prensine bal kalarak insann maddi bedensel yann ne karmtr. Buna karn dinlerin tutumu ya ruhsallk boyutunun yceltilmesi ya da beden ve ruhun ayrmaz btnl zerinde

41

younlamtr. Son zamanlarda ise yeni fizik yaklamlarn etkisiyle dinle bilimin uzlatrlmas abalarna yer verilmektedir. Bu anlamda Kuantum teorisinin kazanmlarnn byk etkisi olduu sylenebilir. Sonuta, bilinen durumlar ne felsefenin ne de bilimlerin ii olarak grlebilir. Bilinmeyen durumlar bilgi konusu edilebilir. Bu anlamda bilimlerin, ruhsal gerekliin bilinemezlii n kabulne dayanarak onu alma alannn dna itmektense, bu gereklik alanyla buluabilmenin dnce ve yntemlerini aratrmas gerekmektedir. Ancak bu trden bir aba insana bilinmezlerin kaplarn aralama olana salayabilir. 2.1.3. Aristonun Beden- Ruh Yaklam ve Modern Bat Tbbna Etkileri al mann ana temasn dorudan ruh ve beden tartmas oluturmadndan, bu blmde, epistemolojik temelde beden ve ruh kavramlarna yklenen anlamlarn, Bat tbbnn tarihsel geliimine etkileri tartma konusu edilecektir. Bat dnce tarihinde, Ortaadan kopuu ifade eden Rnesans olgusunun temelinde, Aristonun yeni yorumunun etkili olmas, o tarihten gnmze kadar da yandalk ya da kartlk dzeyinde Aristonun dncelerinin ana akm olma zelliini korumu olmas Bat dnce tarihinin anlalmasnda onun dncelerinin nemine iaret etmektedir. Modern Bat tbbnn kklerini oluturmas bakmndan klasik Yunan dncesinin nemi byktr. Yenia biliminin ekillenmesinde Aristo gelenei belirleyici rol stlenmitir. Bu yzden, modern Bat tbbnda, Kartezyen ruh beden ayrmnn izlerinin, Aristonun dnce sisteminde nasl bir karlk bulduunun anlalmas nemlidir. Bu gereke ile Aristonun ruh grleri aklanarak, onun ruh beden ilikisi konusundaki dncelerinin hangi uzantlarnn, modern Bat tbbna tanm olduuna dikkat ekilecektir. nsann dier varlklar arasnda kategorik olarak ayrmlanmas ona baz temel tanmlayc zelliklerin yklenmesini gerektirmi tir. Canl varlklar kategorisinin bir yesi olan insan, dier canl varlklardan ayran, onu kendisi yapan zelliin ne olduu sorusu din, felsefe ve bilimlerin hemen hemen ortak sorunu haline gelmitir. Bu ynyle, benzerlik ve farklar zerinden eylerin tanmlanmas, her bilme etkinliinde

42

kendisini ele verir. Belli yarglar dile getiren nermelerimiz bu mantk zerine ina edilirler. Detayl bir zmlemeyi esas alan modern Bat biliminin analitik boyutu da, eyleri kendisi yapan temel zellikler aray zerine kuruludur. nsanlk tarihinde bedenin ve ruhun bilgisine eriimin farkl kaynaklar olagelmitir ve olmaya devam edecek grnmektedir. Bu kaynaklar arasnda mitolojiler, vahiy eksenli dinsel retiler ve snrlarn zorlam olsa bile, bilimsel abalar nemli bir yer tutar. Farkl kaynaklarn insan bilme etkinliklerinde esas kabul ettikleri kaynaklar da deiiklik gstermitir. Felsefe akl esas alrken bilimler duyum ve deneye arlk vermi, dinlerse akn bir tanmlama ile vahyi esas almtr. Buna karn ilkel topluluklarda mitolojiler, sylenceler etkindir. Her toplum iin bu kaynaklardan sadece belli birinin kullanlm olduu iddia edilemez. ou zaman, ayn dnem ve toplumda, farkl bilme kaynaklarnn yan yana yaam olana bulduklar da sz konusu olmutur/olacaktr. Bilgimizin kaynayla ilikili olarak, deneycilik ve aklcln kar karya gelii Eski Yunandan bu yana devam etmektedir. Platon idealar kuramyla aklcln temellerini atarken talebesi Aristo deneyciliin kurucusu olmutur. Rnesans ve Bilimsel Devrimler a Bat dnyasnda, Aristo yorumlarnn revata olmas ve ortaya kan Bat biliminin de deneycilik srar Aristo ile deneycilik gelenei arasndaki balantlara iaret etmektedir. Cottinghama gre Aristoteles biliminin, belli bir noktada, gereklik hakknda zorunlu doruluklarn veya doa lemindeki zorunlu balantlarn kavranmasn ierdii savna bal oluu yadsnamaz. Aristotelesin dncesindeki bu unsur, onun yaklamn bir anlamda aklclk tarafndan snrlandrmaya olanak veriyor (Cottingham 1995: 38). Bat dnce geleneini tanmlayc zelliklerden biri aklclk ise dieri de deneycilik olmutur. Aslnda her iki gelenein birbirlerinin aralarn oka kullanmalarna karn farkl adlar altnda, farkl gelenein ierisine dhil edilmelerinin sebebi aktr. nsan bilgisinin doas ve kkeni ile ilgili bir iddia olarak deneycilik tm insan bilgilerine nihai olarak duyusal deneyimin kaynaklk ettiini savunur. Buna karn aklclk ise

43

bu iddiada duyusal deneyimin yerine akl geirmektedir. Aklclar, gereklik hakknda, insan zihninin doas hakknda ve evrenin doas ve ierdikleri hakknda, deneyden bamsz olarak, akln yla ierikli ve salam doruluklara ulaacamz ne srmektedir (Cottingham 1995: 1415). Akl ve aklclk kavramlarnn etimolojik anlamlar dikkate alnmas durumunda, epistemolojik balamda aratrmac ya da bilim insannn, almalarnda kendi akli melekelerini esas almas anlam kar. Bu anlamyla en idealist olanndan en sezgici olanna, bilgi sorunuyla ilgilenen her kii belli lde aklcdr. Bir dnme gelene i anlamnda aklclk daha zel bir anlam iermektedir. Gelenek anlamnda Bat dnyasnda aklc dnmenin ncs olarak Sokrates kabul edilmektedir. O, aklcl, mevcut gelenek ve kabullere ynelik iletilen bir sorgulama stratejisi olarak anlamtr. Kullanm olduu yntemin nemini ise sorgulanmadan yaanan hayat, yaanmaya demezdir veciz szyle hayatn anlam ve deerini rasyonel eletiri ile temellendirilmesinde grmtr. Aristo, psikoloji konusuyla ilgili aklamalarnda ruhun doasn, zn ve zniteliklerini kefetme abasna girimitir. Onun, z-nitelikleri inceleme yntemi kantlamadr. Aristo, z kefetmenin uygun bir yntemi olup olmadn sorar. O, blmeyi mmkn bir yntem olarak nerir ve gerekte de bu yntemi benimser. lk adm olarak ruhun, ana varlk kategorilerden hangisine ait olduunu, onun bir kuvve mi yoksa bir fiil mi olduunu belirlemeye al mtr. Ona gre, ruhun formlar belli bir dzenle, bir dizi oluturur. Bu formlar beslenme, duyum, hareket ve dnmedir. Bunlar, farkl grnmler altnda, ruhun kendini varla kard durumlardr. En alttaki ruh besleyicidir; nk o canl ya da bir ruha sahip olan btn varlklarda mevcuttur. Sonra, btn hayvanlarda mevcut olan duyusal ruh gelir. Duyusal ruh, yalnzca alglama ilevine sahip deildir. Alglamann zorunlu sonucu olarak, o ayn zamanda, haz ve acy hissetme ve dolaysyla btn hayvanlarda bulunan arzulama ilevine de sahiptir. Btn canl varlklarn yaam, eer srdrlmesi gerekiyorsa, byme ve zlme sreci vastasyla korunmaldr ve

44

besleyici i lev, var olularn korumak iin btn canl varlklarda i banda olmaldr (Ross 1993: 158). Aristotelesin bilgi anlay nda ruh kavram nemli bir yer tutar. Aristoteles, ruhu, insanda bilme etkinliinin gerekletii yer olarak grr. Ona gre ruhun, usu olmayan ile usu olan olmak zere iki yan vardr. Usu olmayan yann, ustan hibir biimde pay almayan bir yan vardr. Aristoteles buna bitkisel yan adn verir. Bu yann ikinci ksmnn da arzulayan ya da genel olarak itah duyan yan oluturur. Bu yan, usun szn dinleyip ona boyun edii srece usa bir biimde katlr. Usu olan yan da iki ksmdr. Birincisi, insann, ilkeleri baka trl olamayacak varlklar bilmesini salar. kincisi de insann, olmas beklenenleri bilmesini salar (Gzel 2003: 128) Aristonun canl varlklarda ac ve hazz ruhla ilikilendirmesi ve bunlarn alglanmasn ruhsal yetinin bir zellii olarak grmesi, onun ruh dncesinin tpla ilikilendirilebilir alann oluturmaktadr. Ac ve arnn bir hastalk, rahatszlk belirtisi olarak bedene atfedilmemesi ve ruhun adres gsterilmesi, Aristo dncesinin modern Bat tbbna esas alnan Kartezyen yaklamdan ayrt yandr. Aristo (2000) Ruh zerinede ruhun z-nitelikleri, canl varlk olarak adlandrdmz ruh ve bedenin birlemesinde, ona sahip olan btn varlklarda ortak mdr yoksa onlardan bazlar ruha m zgdrler sorusunu tartr. Ona gre, eer kendine zg zniteliklere sahipse, ruh bedenden ayrlabilir olacaktr. Eer deilse, o yalnzca, bizim kendisi vastasyla bedenlerin matematiksel z-niteliklerini fiziksel niteliklerinden ayrt ettiimiz soyutlamaya benzer bir soyutlama vastasyla bedenden ayr olarak dnlebilecektir. Aristoya gre zihinsel fenomenlerin ouna baz bedensel duygulanmlar elik eder. nl bir modern teoriyi mjdeleyerek Aristo, gerekli bedensel artlarn mevcut olduu durumda, korku ve fke gibi heyecanlarn en kk bir zihinsel nedenden ya da herhangi bir neden olmakszn meydana geldiini ekler. Bu nedenle zihinsel fenomenler maddeyi ieren dizgelerdir. Onlarn hakiki tanm, onlarn ne formunu ya da amacn (rasyonel sebeplerini) ne de maddesini (fizyolojik koullarn) dta

45

brakacaktr. Bylece ruh veya her halkarda ruhun bu tr fizikinin alanna girer. Biz fkeyi ne diyalektikilerin yapt gibi yalnzca intikam arzusu olarak ne de sradan doa bilgininin yapt gibi kalpteki kann kaynamas olarak tanmlayacaz. Maddede cisimleen formlar, cisimlemeleri iin zel bir tr maddeye ihtiya duyarlar ve bunu bilmek formlarn kendilerini bilmek kadar nemlidir Aristo bamsz iki tz retisinin savunucusu deildir. Ruh ve beden iki tz deildir ama tek bir tzdeki ayrt edilemez elerdir. Aristo ontolojik balantlar ierisinde form ve madde gibi ruh ve beden ayrmnn da olabileceine iaret etmitir. Bu durumu u ekilde aklamaya al r:
Canl bir varlk oluturmak iin imdi bir ruhla birleen madde, birleme gereklemeden nce de vard ve birlik sona erdikten sonra da var olmaya devam edecektir. Bu maddenin ayrlamaz olduu ey bu form deil, genel olarak formdur. Ve yine bu form, bu maddeden ayr olarak var olabilir. Ruh ve bedenin ilikisi hakknda Aristo bedeni dier fiziksel varlklar kadar d dnyann paras olan saf tinsel bir varlk olarak dnmemitir. Onun iin daha ok ruh ve beden, devam ettii srece tam olan ve ruh ve bedenin, kendisi iinde yalnzca felsefi bakla ayrt edilebildii grnler olduu bir birlik oluturur (Ross 1993: 159).

Descartesin ki gibi bir anlay, yani ruhun var oluunun ilk kesinlik olduu ve maddenin var oluunun daha sonraki bir sonu olduu eklindeki bir anlay Aristoya gre mantkl deildir. Ruh ve beden gibi benin btn de veri olan bir eydir ve sorgulanmaz. Ancak fiziksel dnya da byledir. Aristo bazen idealizmi hatrlatan bir dil kullansa da gerekte onun grleri realizmin unsurlarn ihtiva etmektedir (Ross 1993: 160). Eer ruh ve beden birbirinden ayrlamaz zellikte ise, bedenin lmyle ruhun da lm sz konusu olmaldr. Yine ruh ve bedenin ayrlmaz btnl doum ncesi srete de tartmaldr. Bu durumda ruhun ezeli ve ebedi bir gereklik olarak bedene sonradan misafir olduu ve vakti geldiinde ise ziyaretin sona ererek bedenden ayrlabileceini ve kendi ebediyet lkesine ekileceini iddia etmek mmkndr. kinci bir ihtimal ise, beden ve ruhun birbirleriyle oluturmu olduu yapnn ezeli ve ebedilii ve birlik oluturmak iin bir st akl/iradeye, ilk hareket vericiye tabi olarak duyusal ve algsal varla dntkleri iddiasnda bulunulabilir.

46

Ruhun btn, etkinliklerinin her birine katlr m yoksa bunlar farkl ksmlara m atfedilmelidir? Yaam bu ksmlarn bir ya da daha ouna m atfedilmelidir yoksa o ayr bir nedene mi sahiptir? Eer ruh blnebilirse onu bir arada tutan nedir? Beden deil (tersine o ruh tarafndan bir arada tutulur). Aristo (2000)ya gre ruhu bir arada tutan ey ruh adna en uygun nitelie sahip olmaldr. Eer bu, birlie sahipse niin birlik daha balangta ruhun kendisine atfedilmiyor; eer blnebilirse onu bir arada tutan nedir? Yine, ruhun her bir ksm bedenin bir ksmn m bir arada tutar? Bitkiler ve baz bcekler, blnmeden sonra, bedenlerinden ayrlan ksmlarnn her birinde, ruhlarnn btn ksmlarna sahiptirler. Dolaysyla ruhun kabul ettii blnme, niteliksel olarak farkl ksmlara deil, her biri ruhun tamamnn niteliine sahip ksmlara blnmedir. Gerekte ruh, Aristotelesin onu byle ifade etmemesine ramen, bir organ deil bir doku gibi ayn trdendir. Sk sk ruhun ksmlar ifadesini kullanmasna ramen, onun tercih ettii szck yetilerdir. Aristoteles dncesinde canl varla, ruha sahip olan cisim karlk gelmektedir. Burada ruha sahip olma canl cismi dier cisimlerden ayrt eden nitelii, daha yksek canl varlklar daha aadakilerden ayran yetilerle birlikte ya da bu yetiler olmakszn kendi kendine beslenme yetisini temsil eder. Bu ynyle ruhun grnm beslenme zellii ile varla kmaktadr. O halde ruh canl bir varln formu ya da fiilidir. Ruh ilevini yerine getirmesi onun ikinci ve daha tam fiili olmakla birlikte, canl bir cismin ilk fiilidir. Bir insan uykudayken bile ruha sahiptir, ama o bu durumda btnyle fiil halinde deildir; bitkisel ilevi hari, onun ilevleri bu srede uyku halindedir. imdi canl bir cisim tam da organlarla donatlan, yani farkl etkinliklere ustalkla uyarlanm bir ksmlar eitlilii ieren bir cisimdir. Dolaysyla ruh organlarla donatlan doal bir cismin ilk fiilidir (Ross 1993: 161-162). Aristo, canl varlkta madde olan bedeni ve form olan ruhu, tpk bir baltada, onun maddesini ve baltaln ya da gzde, gzbebeini ve grme gcn ayrt ettiimiz gibi ayrt edilebileceini ifade etmektedir. Baltal bilfiil kesmeden ve grme gcn bilfiil grmeden ayrt ettiimiz gibi ilk fiil olan ruhu, ikinci fiil olan bilfiil yaamdan ayrt ederiz demektedir. Aristoteles ruhun, bedenin yalnzca fiili veya formel nedeni

47

olmadna, fakat ayn zamanda (formel, ereksel ve fail nedenin zdelii genel ilkesine uygun olarak) onun ereksel nedeni ve yer, nitelik ya da bykle sahip olsun ya da olmasn onun meydana getirdii btn deimelerin fail nedeni olduuna iaret eder (Ross 1993: 163). Ruhun beslenme ile ilintisi ierisinde Aristo, btn doal btnlerde byme ve bykln bir snr ve oran vardr, herhangi bir verili trden bir canlya zg bir byklk snr, onun bedeninin ksmlar arasnda gzlenen bir oran ve bu snr ve oran madde deil, form, beden deil ruh ksmna aittir. Ruh hareketsiz hareket ettiricidir, scak unsur hareket ederek hareket ettirir, besin yalnzca hareket eder. Grld zere Aristonun bu yaklam Bilimsel Devrim dnemi iyatrokimyasyla benzerlik gstermektedir. Ruhun ele aln biimi kimyasal bir olguymuasna izaha al lmtr. Beslenmenin benzer olmayan benzer hale getirme olduuna iaret ederek nihai amac, hzla yok olmaya mahkm olan bireysel yaamn deil, canl varlklarn yalnzca kendisi vastasyla ezeli, ebedi olana ve ilahi olana katlabildii, trn korunmasdr. reme de Aristo tarafndan beslenmeyle ayn yetiye atfedilir; ruhun ilk ya da en alt yetisinin tam ad beslenme ve reme yetisidir Aristo felsefesinde ruhsalln bir dier gsterim boyutu ise duyumdur. Duyum, bir durumun kartyla yalnzca yer deitirmesi trnden bir deime deildir. O bir eyin kendisine ve bilfiil olmaya doru ya da Fizikin ifadesiyle bir mkemmellemeye doru ilerlemesi, bilkuvve olann bilfiil hale gelmesi trnden bir deimedir. Duyum fiilinin, duyu organ ve duyum yetisinin ta bandan itibaren kendisi iin var olduu ey olduu olgusunu ortaya koymakla beraber, fiilin z itibariyle zihinsel olan, cisimsel olmayan doasn ortaya koymaz nsann i i ruhun usa uygun etkinliidir. Bundan dolay da insansal iyi ruhun erdeme gre etkinlii olacaktir. Aristoteles mutluluu ruhun tam erdeme gre etkinlii olarak tanmlad iin, erdemin ne olduunu soruturur. Erdem vlen huydur orta olmadr (Gzel 2003: 131).

48

Ertrk (1998: 99) gre, insan denilen bileik varl oluturan iki ayr cevher vardr ve bunlar ruh ve bedendir. nsann yaps bu iki farkl ve bamsz cevherden olutuu iin onun gerekletirdii aktiviteler de iki ayr kategoriden aktivitelerdir: Zihinsel aktiviteler ve bedensel (ya da fiziksel) aktiviteler. Aristoteles'i bu Kartezyen dalizmin nda yorumlayan kii de alglamadaki duyu organnn aktivitesini -ya da daha genel bir ifade ile alglamann fiziksel ynn- beden cevherinin aktivitesine, duyu yetisinin aktivitesini- ya da alglamann fiziksel olmayan ynn- de zihin cevherinin aktivitesine karlk olarak grmekte ve alg aklamasn da buna gre yapmaktadr. Ona gre bu anlay Aristotelesi alg kavramna tam olarak uymaz. Ona gre, Aristoteles felsefesinde Kartezyen insan anlay n bulmak mmkn deildir. Yani iki ayr ve bamsz cevherden oluan insan grne Aristoteles felsefesinde yer yoktur. Ruh ile beden arasndaki ilikiyi aklama konusu Aristoteles iin ok byk bir zorluk oluturmazken cevherler aras ilikiyi aklamann Descartes felsefesi iin aklanmam byk bir problem olmasnn nedeni de bu olsa gerektir. kinci olarak, Kartezyen felsefenin bir gerei olarak her cevher kendine mahsus bir aktiviteye sahip olduu iin alglamann iki ayr aktivite ile aklanmas durumu Descartesci felsefede sz konusu iken, Aristotelesi anlay algy tek bir aktivite olarak grr. 2.1.4. Descartesin Beden-Ruh Yaklam ve Modern Bat Tbbna Etkileri Modern dnemde ruh beden dualizm sorunu ile birlikte anlan isim Descartes olmutur. O, zihni maddi olmayan, mekandan bamsz ve temel zellii dnmek olan bir cevher olarak tanmlad. Descartes, dnyada yaayan varlklardan sadece insann, madde d nda bir cevhere (zihne/ruha) sahip olduunu dndnden, hayvanlar birer makine olarak gryordu. Descartesa gre bu makineler, Tanr tarafndan yaplm olduu iin insan retimi otomatlar ve makinelerden ok daha stn zelliklere sahip olsalar da bu husus, hayvanlarn hareketlerinin makineler gibi mekanik kanunlar erevesinde aklanabilecei gereini deitirmiyordu. Descartesn grleri dualizm asndan zel bir yere sahiptir, dier yandan, ondan etkilenen La Mettrie gibi filozoflar, Descartesn hayvanlar birer makine gibi grmesinden etkilenerek, insann da bu ekilde aklanabileceini, insanda maddi

49

bedenden ayr bir cevher tasavvur etmeye gerek olmadn sylediler (Taslaman 2001). Descartes, bilim tarihileri ve felsefeciler arasnda modern bilimin kurucusu olarak anlr. Onun gelitirmi olduu analitik ve metodik phe yaklam, modern a boyunca, ilgililerin en fazla muhatap olduklar dnsel malzemelerden biri olmutur. zellikle gelitirmi olduu makine metaforu ve insan, bilgi konusu edebilmenin yolu olarak bavurduu ruh-beden ayrm dncesi ise tm zamanlarn en kkrtc giriimleri arasnda anlmay hak etmitir. Bu dorultuda Descartesin dnce tarihindeki yer ve nemini tespit etmek bile onlarca farkl balk altnda farkl tez almalarna konu oluturacak kadar zengindir. Bu blmde bizim Descartese yaklammz modern tbba temel tekil ettiinin dndmz ruh-beden ayrm sorunuyla ilgili olarak ortaya koyduu dnceler oluturacaktr. Descartes, genellikle klasik felsefeden modern felsefeye geite en nemli ki ilik olarak kabul edilir. Descartese gre filozof ie silmekten, izmekten balamaldr. Bu temizleme giri imi ise metodik pheyi gerektirmektedir. Descartesn pheci yntemi aamal bir seyir izler. Balangta duyularn tanklna bavuru reddedilmitir. Duyularn bir keresinde ya da her seferinde yanltm olmas arasnda fark grmeyen Descartes, duyulara gven duymann sorunlarna kar bizi uyarmaktadr. Duyumlardan sonra pheyi mevcut deneyimler ve bu deneyimlere dayal gelitirmi olduumuz kanlarn bizi yanltclna yneltmitir. Son olarak ise Tanrya ynelen phe ile phe eylemini en son kerteye kadar tamtr. Artk phe edilecek bir ey kalmad bir noktada phe eden bir bene sahip olmuluunun farkna vararak dnyorum yleyse varm ifadesi ile kendi var oluunu temellendirme ilkesine ulamtr. Kendi var oluunun temel ilkesi zerinden de btn var oluu iine alacak yeni bir evren tablosu gelitirmitir (Beyssade 1997: 67). Gnmzde beden ruh sorunuyla ilgilenenler (tp ve doa bilimciler) i varl bakmndan ruhsal, bakalar iin var olmas bakmndan bedensel biime sahip olan ey, bir ve ayn yaamdr. Scheler, konuyla ilgili fizyolojik ve ruhsal yaam srelerinin ontolojik olarak tamamen zde olduklarn belirtmitir. Ona gre hem ruhsal hem de

50

fizyolojik sreler Descartesin iddia ettii gibi mekanik sreler deildirler. Her ikisi de ayn hedefe ynelmi bir btnlktrler. O fizyolojik ve psikolojik eklinde ayrma tabi tutulann bir ve ayn yaam olayna bak n iki yandr ( Scheler 1998: 108) dncesindedir. Descartese gre, btn felsefe bir aa gibidir kkleri metafizik; gvdesi fizik ve bu gvdeden fkran dallarda dier bilimlerdir ki e irca edilebilir. Bunlar tp, mihaniki ve ahlaktr (Descartes 1942: 30) demitir. Descartesin henz bilimlerin bamszlama olgusunun yaanmad bir ada felsefeyi at konumuna tamas olaan bir durumdur. Dier uralar arasnda ahlak ve tbba vurgusu ise insan ve insan yaamn konu edinmelerine yorulabilir. Descartesin btn yaam boyunca toplumun genel adetlerine ve yrrlkteki yasalara kar saygl ve ll tutumu dikkat ekici olmutur. yle ki mevcut dinamikleri gz nnde bulundurduundan yaygn anlaya muhalif dncelerini bile yaynlamama yoluna kadar gidebilmitir. O, bilgiye ynelik Sokratik bir tavr sergilemenin uzanda bir duru gelitirmitir. Le monde (Dnya) adn dnd ve bir sre de zerinde alt bilinen

yaptnda kozmoloji sorununu tartmtr. Kozmoloji almalarnda yeryzyle gkyznn meydana gelileri, bunlarn mekanik yasalar hakknda matematiksel temellendirmelere giden Descartes, eserini pek de net olmayan gerekelerle bitirememitir. almaya son vermesinde lke ierisindeki siyasal ve sosyal alkantlar kadar, altna girmi olduu ar sorumluluu yklenebilme gc gsterememesi de gsterilmektedir. Descartese gre insan ruhu, ancak blnmez olarak idrak edilebildii halde, hibir cismi blnr olmakszn idrak edemiyoruz. Bylece ruh ve bedenin mahiyetleri sadece birbirinden baka olmakla kalmayp bir bakma birbirinin zdddrlar, zira cisimlerin en knn yarsn anlayp idrak edebildiimiz halde insan ruhunun yarsn anlayp idrak edemeyiz Bedende bir cevherdir ve bunun iin asla yok olmaz fakat insan bedeni dier cisimlerden farkl olarak bir uzuvlar topluluundan ve buna benzer dier arazlardan yaplm ve kurulmutur. Hlbuki insan ruhu asla byle arazlardan kurulmamtr tam tersine o bir saf cevherdir. Baz eyleri idrak, bakalarn arzu ve

51

dierlerini hissetmek gibi kendisine mahsus arazlar deise dahi ruh yine daima ayn ruhtur. Hlbuki insan bedeninin paralarndan bazlarnn ekli deiince artk ayn beden kalmaz. Bundan u netice kyor ki; insan bedeni kolayca kaybolabilir fakat insan dncesi veya ruhu (ruhu asla dnceden ayrt etmiyorum) mahiyeti icab lmszdr (Descartes 1942: 9192). Descartes ruha btnsellik ve bedene analitik bir zellik yklemitir. Bedeni dneminin biyolojik organizmac yaklamlarna yakn bir tanmlama ile alglamtr. Bedenin yapsal zelliklerinde gerekleen deiimin bedensel btn eski halinden kardn ifade etmitir. Gnmzde ruh ve beden konusunda farkl dnlmektedir. rnein bir mide bannn ruhsal nedenlerle ortaya km olabilecei gibi, belirli kimyasal ve fiziksel srelerin sonucu da olabilir. Hatta her iki srecin birbirleriyle iliki ve etkileimlerinin sonucunda ortaya km bir durum olarak grlmektedir. Fizik alannda gelitirilen yeni kuramlar sayesinde insann organik sistemine daha farkl baklr olmutur. Hastalklar sorununa bak dzeyinde ise tp mevcut fiziksel kuramlardan ve yeni felsefi tartmalardan da beslenerek hastaln fiziksel grnmnn sebeplerini sadece bedene ilikin yap ve ilev bozukluklaryla ilikilendirmenin tesinde asal iliki modelleri ya da sistemler teorisi balamnda deerlendirmektedirler. Sadece ruh sal ile ilgili sorunlar deil organik grnml birok rahatszln da artk aklayc sebepleri iin psikolojik, sosyolojik, kltrel sreleri de iin iine katan oulcu yaklamlar denenmektedir. Descartes dncesinde, ruhun z dnmektir ve gerekten bedenden ayrdr, tahayyl etmek ve duymak gleri ruha aittir. Yer deitirmek, baka baka durumlarda bulunmak vs asla ruha ait deil vcuda aittir. Bizden darda bizde duyulur eylerin fikirlerini meydana getirebilen bir cevher vardr bu cevher maddidir, bylece cisimler vardr. Cisimlerde bulunduunu ak ve seik olarak kavradmz btn eyler gerekten cisimlerde bulunur. Tabiatn bize rettii her eyde bir hakikat vardr. O halde; onun ac, alk, susuzluk vb zerine bize rettiinde bir hakikat vardr. Bu duyumlarla o bize ruhla bedenin sk birlemesini retir (Descartes 1942).

52

Descartes felsefesinin epistemolojik erevesini, onun phe ynteminden ayr dnmek mmkn deildir. Descartes salam, gvenilir bilgiye ulama konusunda da uyarlarda bulunur. ncelikle zihnin duyulardan ve duyu verilerine gvenden kurtulmas gerektiini dnr. Arad salam noktay, o gvenilir k-noktasn bulmak iin Descartes phe ile ie balar. Descartesin phesi bir metodik phe olarak bilinir. Doru bilgiye ulamak iin kullanlan bir aratr, bir yoldur (Gkberk 2004: 232). Descartes, bu phe yntemini yle kullanr: Biz evremizde eitli nesneler grrz; bunlarn her birinin bir trl nitelii, yle ya da byle bir yapl olduunu biliriz. Bunu nereden biliyoruz? Nesneleri biz duyularmzla biliriz; onlar grrz, iitiriz, onlara dokunuruz vb. ama duyularmz bizi ara sra aldatrlar; ara sra aldatnca da neden her zaman aldattklar dnlmesin? evremizde baka insanlar da var; bunlarn biz kendimiz gibi duyan, isteyen, dnen yaratklar olduunu kabul ederiz. Ama bu da, bir kabulden, bir sandan ileri geemez. Kendimiz gibi canl, ruhlu saydmz bu varlklar belki de birer otomattrlar. Nihayet kendimizden kendimizin gerek bir varl olduundan da phe edebiliriz: Ryalarmda unu bunu yaptm, uraya buraya gittiimi grrm; uyannca da hibir ey yapmam, hibir yere gitmemi olduumu ve yatakta yatyor olduumu anlarm. Benim u anda da rya grmediim, hatta btn hayatmn bir rya olmad gvencesini bana kim verebilir? te btn bunlardan iinde bulunduum dnyann gereklii tm ile pheli bir ey oluyor. Descartesin phesi burada durup kalmaz, doruluk araynda mutlak l olarak Tanry kabul eder. Ama Tanrnn aldatan, yalan syleyen bir ruh olduu da dnlebilir; Tanr pekl en gvendiimiz bilgiler de bile bizi aldatmaktan zevk duyan bir varlk olabilir. phenin snr olmaz; en ak ve salam matematik tantlamalar bile bu phenin iine girer nk matematik tantlamalar da adm adm ilerlenir, bu arada da hep bellee dayanr; ya belleimiz bizi bile yanltyorsa eklinde dikkatimizi ekmektedir. Descartes Metot zerine Konumada bu gne kadar bilimlerde hakikati arayanlar arasnda yalnz matematikilerin baz ispatlar, yani baz

53

kesin ve apak kantlar bulduklarn gz nne alarak, onlarn inceledikleri ayn eylerden balamam gerektiinden phe etmiyordum (Descartes 1945: 25) diye belirtmektedir. Tabiat bize duyular yoluyla eyann tabiat hakknda hkm vermeyi asla retmez. Yalnz onlarn faydal veyahut zararl olduklarn bildirir. Ruh blnmezdir, hlbuki vcut blnrdr. Ruh dima yoluyla olmakszn hibir duyum edinemez. Vcudumuzun her hangi bir yerinde, hibir yara bulunmad halde, bir ac duymamz organlarmzn fabrikasndan nasl kyor? nsan salkta olduu zaman, dimaa gelen izlerin onda en faydal duyumlar dourmasndan daha iyi bir ey arzu edilemez. Bunun daima byle olmas Tanrnn iyiliinin bir alametidir. Duyumlarmzn nasl faydal bir ekilde meydana geldiine rnek, baka her hangi bir ekil vcudumuzun korunmasna daha az uygun olurdu. Duyumlarn olu tarznn faydal olduuna baka bir rnek. Buradan, Tanrnn iyiliine ramen insan tabiatnn bazen yanla decei karlr. Bu gr yanllarmz tanmak ve onlardan saknmak iin ok faydaldr. Uykuyu uyanklktan ayrt etmek iin de faydaldr. Ve son olarak tabiatmzn clzlk ve sakatln tanmak gerekir (Descartes 1942: 189190). Descartes, duyumlarmz ve tutkularmz bizlere yalnzca bedenlerimiz ile d nesneler arasndaki etkileimlere ilikin bilgi verir, bu nedenle de sz konusu birliin korunup saklanmasna ynelik birer gstergedirler demektedir. O, 1645te Regiusun ruhun ruhsal doasnn kantlanamayacana ilikin yeni savlar ileri srdn ve ruhu bedenin bir kipi olarak (Lewis 1997: 36) tanmladn zntyle renmitir. Descartesin bu tavr ruh ve beden konusunda Aristodan da ayrtnn iaretidir. nsann oluunun, olmas gereken en ideal olu olduunu kabul eden Descartes, mevcut orijinaliteyi Tanrsal tasarmn yetkinliine yormaktadr. Descartesin dnceleri arasnda Tanr ile nasl bir iliki gelitirmi olduunun kararl bir ilkesine rastlamak belirsizlik gsterir. O, bazen edinilen apak bilgilerin yntemsel kayna, epistemolojik kkeni iken, gelitirmi olduu mekanik evren metaforunda sisteminin dna itilmek istenen, grevi tamamlanm bir otoriteyi imler.

54

Descartes, vcut zevkleri ile ruh zevklerinin de birbirinden ayrt iddiasndadr. Ona gre vcut durmadan deimeye urar hatta korunmas, iyilii, sal da bu deimeye baldr, dolaysyla da onunla ilgili btn zevkler devaml deildir; zira onlar duyulduklar anda vcuda faydal bir ey edinmekten doar. O ey faydal olmaktan kesilince de kesilirler. Hlbuki ruh zevkleri ne hakikatin bilgisi, ne de hibir yanl ispatla yklmayacak kadar salam bir temele dayandklar zaman ruh gibi lmez olabilirler (Descartes 1946: 48). Descartes, Metafizik Meditasyonlar almasnn drdnc tantlamasnda zihin ve bedenin gereklik ynnden farkl olduunu ifade etmektedir. Ona gre, zihni yani dnen tz bedeni olmakszn yani yer kaplayan bir tz olmakszn aklkla kavryoruz. te yandan bedeni de zihin olmakszn ayn ayrcalkla kavrarz. Demek ki, en azndan Tanrnn snrsz gcyle zihin, beden olmakszn, beden de zihin olmakszn olabilir. Bu durumda biri olmakszn teki olabilen tzler gereklik bakmndan farkldr. Zihin ve beden; biri, teki olmakszn olabilen tzlerdir. Demek ki, zihin ve beden gereklik bakmndan farkldr (Descartes 1997: 16). Konuma adl yaptnda Descartes, yalnzca felsefeyi deil hukuk ve tp bilimlerini de ele almtr. 1618 ylnda Beeckman (tp doktora sahibi)la karlamasnda tartma konularndan birini yine tp oluturmutur. 1929da anatomi renmeye balam ve tbb bilimin en faydal becerilerinden birisi kabul etmitir. Dostlarndan biri olan Katolik tp adam Plemp Descartese anatomi ve terih teknikleri konusunda yardmc olmutur. Fizyolojiyi de sistem iine almay tasarlam evrene ilikin olarak kurduu kendi yapsn gerek dnyaya uyduunu grdkten sonra, kozmolojiden fizyolojiye geebilmek iin bo bir yer brakmaya karar verdi ve insan bedenini hazr bulunmu bir makine olarak deerlendirmitir (Lewis 1997: 23-31). Descartes, tek bir madde olduunu ve maddenin btn eitlenmelerinin yaylmdaki deiiklikler olarak aklanabileceini ifade etmitir. Zihne sahip akll varlklar dnda Descartes tzsel biimler retisini dlamtr. 1637de Dnya, nsan ve Yntem zerine Sylem adl denemesinde doal dzen nedenlerden eserlere doru gider, bu dzenin bilgisi, insanlarn maddesel eyler konusunda sahip olabilecei en mkemmel

55

ve en yksek bilimin temeli ve anahtardr. Bu bilgi olmasa, bizim onlar aposteriori olarak ve eserleri yoluyla tahmin etmemiz gerekir demektedir. Ona gre her zihin, doas gerei ve her trl yntemden nce, akl ya da saduyu adn vereceimiz iyi yarglama, yani doruyu yanltan ayrt etme gcne sahiptir. ki temel entelektel ilem, sezgi ve dedksiyon bu doal gc aa vurmaktadr. Yaln bir durum olan sezgi, zihnin grmesi gibidir. Eer onun nesnesi dikkatli bir zihinde bulunmaktaysa, iinde kendisini sunduu ide ak bir ide olur; eer zihin bir ey grp grmediine karar verme yeterliliinde deilse karanlk bir ideye sahip olur. Yaln hareket olarak dedksiyon bir nesneden dierine geen zihnin bak gibidir (Beyssade 1997: 66-69). Descartese gre, tbbn byk ryasn gerekletirmesini engelleyen, ve her birini daha uzun bir sre bireysel gzlemlerden kaynaklanan ampirik tpla yetinmek zorunda brakan tek ey bedenin karmakldr. Ama haz ve acda, ruhun itahlar ve tutkularnda yalnzca dnceyle aklanamayan dncelerle karlalmaktadr. Kukusuz bir sinirin uyarln ve ac duyumunu, midenin uyarln ve yemek yeme isteini, canl tinlerin hareketini ve ruhun heyecann tek bana ele alabiliriz: Bedende olup bitenler vesilesiyle doan dnceleri yalnzca ruha baladmzda, onlar kark ve keyfi gibi grnmektedir; bu dnceler bir kaptann gemisi konusunda sahip olduu ya da bir melein bedeni konusunda sahip olaca ak gre uymamaktadr; ruh ve beden bileiine baladmz zaman ise onlar ok daha canl, ve kendi tarzlarnda daha seik grnrler, ve ruh, bu durumda, mesela, bedende ve beden iin, tam olarak ak olan, bedenle olan ilikiyi unuttuumuz zaman ise anlalmaz duyumlara ve keyfi istemlere indirgenecek olan istekler duyar. Bedene ait olan yaylm ve yalnzca ruh iin olan dnce kavramlarna bir de, ruh ve bedenin bir arada olma durumlar iin, ruhun bedeni harekete geirmesinin ve bedenin de bu duygu ve tutkulara neden olarak, ruh zerinde etkili olmasnn temelini tekil eden, ruh ve bedenin birlii kavramn eklemek uygun olacaktr (Beyssade 1997: 80).

56

Felsefenin lkelerinde birok ruhun tabiatn incelediini ve ulat sonucun ise gerektii gibi kullanld takdirde, doru dnmeye yani iyi hkm vermeye ve hatta en yksek bilimleri elde etmeye gc yetmeyen hibir ruh yoktur (Descartes 1946: 21) demektedir. Bu yaklamyla, insann entelektel etkinliklerinin kaynan dorudan ruha havale etmitir. Descartesin aklc tavrn da dikkate aldmzda bu kullanm onun ruh ve akl zde eyler olarak grd izlenimini uyandrmaktadr. Descartes, duyularmz bizi bazen aldatt iin, onlarn bize hayal ettirdii ekilde var olan hibir eyin var olmadn farz etmek istedim. Tanr ve ruh fikirlerinin asla duyuda bulunmad kesindir. Ve bana yle geliyor ki onlar anlamak iin muhayyilelerini kullanmak isteyenler, tpk sesleri duymak veya kokular koklamak iin gzlerini kullanmak isteyenlere benzerler. Yalnz gene u fark var ki, grme duyusu bizi grd eylerin hakikatinden koklama ve duyma duyularndan daha emin klmaz; hlbuki anlaymz ie karmasayd ne muhayyilemiz, ne de duyularmz bizi hibir eyden emin klmazd. (Descartes 1945: 4047) ifadesiyle duyumcu yaklama ynelik tutumunu da netletirmitir. Ruh ile miza arasndaki ilikiyi dikkate alan Descartes tbbn bundan faydalanmas gereine iaret etmitir. Ona gre, ruh ile mizaca ve vcut organlarnn durumuna o kadar baldr ki, insanlar imdiye kadar olduundan daha bilge ve daha becerikli klacak bir yol mmknse, onu da hekimlikte aramaldr sanrm. Dorusu, bugnn hekimliinde faydas iyice grlen pek az ey bulunmaktadr; fakat onu hakir grmek iin hibir maksadm olmamakla beraber, meslekten kimseler de dahil olmak artyla, hekimlikte bilinenin bilinmesi gerekenin yannda hi denecek kadar pek az ey olduunu ve eer nedenleriyle tabiatn bize verdii btn ilalar hakknda yeter bilgimiz bulunsayd vcudun olduu kadar ruhun da birok hastalklarndan, hatta belki de ihtiyarln dermanszlndan kurtulmamzn mmkn olacan teslim etmeyen bir kimse bulunmadndan eminim (Descartes 1945: 75-76) demektedir. O, Felsefenin lkelerinde cisimsel eylerin, her biimde blnebilen, ekil alabilen ve hareket edebilen maddesinden baka bir madde tanmyorum. Yani geometricilerin nicelik dedii ve kantlamalarna konu olarak ald nicelikten baka bir madde

57

tanmyorum. Bu maddenin yalnzca blnmelerini, ekillerini ve hareketlerini gz nne alyorum ve hatta bunlarla ilgili olarak yalnzca bir matematiksel kantlamann yerini tutabilecei, kendiliinden apak kavramlardan (aksiyomlardan) tretilmeyenler dndakileri doru kabul etmeyeceim. imdi tm doal olaylar bu yolla aklanabileceinden, fizikte baka ilkelerin kabul edilebilir ve istenebilir olacan dnmyorum demektedir (Cottingham 1995: 48). Daha nce gerekletirilmi ve kendisine ulam her tr varsaym ve farkl eitsel kurumlar araclyla kazandrlmak istenen/kazanlm olan her tr kan ve kabullerden, dnsel reti ve bilgilerden metodik phenin katksyla kurtulmak gerektiini nemle savunmutur. Gelitirmi olduu matematiksel dnme yntemini btn bilimlere yntem olarak planlamtr. Yntem abasnda bir hayli yol aldn dnen Descartes bu yntemden hareketle geni bir evren tablosu oluturmaya almtr. Descartes, gelitirmek istedii yeni evren tablosuna Kopernik sistemini temel almtr. Kopernik sistemi ise bilim ile kiliseyi kar karya getirmekteydi. Descartes ise Galileonin bana gelenden tedirgin olmu ve benzeri eylerin kendi bana da gelmemesi iin biraz daha dikkatli ve bana i amama yanls bir tavr sergilemi ve yaptn yaymlamaktan vazgeerek gizlemitir (Gkberk 2004: 230). Descartes ulamak istedii o sarslmaz bilime ancak matematiksel bir yntemle varlacana inanm, bu sarslmaz bilimin en gzel rneklerinden biri olan analitik geometriyi kurmakla grlerini pekitirmitir. Ona gre mevcut matematik soyut objelerle uramakta, geree pek az uygulanmaktadr. Eldeki antik matematik tamamyla geometrik niteliktedir ve dnceden ok hayal dayanmaktadr. Cebir ise yapma forml ve simgeleri ile kark ve bulank bir sanat olmutur. Descartesa gre, matematik tpk formel mantk gibi balantl ve seik olmaldr. Ancak Aristotelesin mant gibi zaten bilineni retmekle kalmamal bize yeniyi de retmelidir. Dneminin matematiinin bu eksikliklerini analitik geometrisiyle gideren Descartes, kendi geometrisini matematiksel yntemi geometriye uygulayarak

58

gelitirmitir. Bu yntem, aritmetiin objeleri olan saylar son eleri olan birimlere bler, sonra onlar bu birimlerden belli hesap kurallarna gre (toplama, karma vb) yeniden birletirir. Burada yaplan ey; son (kurucu) eleri bulup, bunlarla aritmetik objeleri yeniden kurmaktr Bu da bizi, Descartesin deiiyle sylersek, ak ve sak olan bilgiye vardrr (Gkberk 2004: 231). Descartes saduyu ve akln tm insanlarda yaradltan eit olduunu iddia ederken hakikate ulamann bireysel zek ve yetiler olmayp hakikate ulama yolunda benimsene yol ve yntemlerde aranmas gerektiini belirtmektedir (Descartes 1945: 4). Descartes sistematiinde incelenen objenin son ve yaln unsurlar ile bunlar arasndaki ilgiler kavranmsa, bilgi ak ve seiktir. Objelerin son yaln unsurlarn bize gerekten de kavratan tek bilim ise aritmetiktir. Gkberk (2004)e gre Descartes, gz nnde bulundurduu bilgi idealini en iyi gerekletiren aritmetiin yntemini geometriye aktararak bu bilgiyi de ak ve seik, yani salam ve doru yapmak istemitir. Yaln olan biz sezgisel olarak, yani dorudan doruya, olduu gibi kavrarz; bileik olan ise, ancak yaln elerine geri gtrebilirsek, zebilirsek yanlmasz olarak kavrayabiliriz. te Descartes, bir yandan kendisinin kurmu olduu analitik geometride dorudan doruya grd yntemi, br yandan da Galileoda salam bir biim kazanan matematik fiziin yntemini Galileonun yntemi de, son eleri llebilen ynleriyle belirtip bunlar birletirmeye dayanr. Son eleri ve bunlar arasndaki ilgileri bulan bir zmleme Descartesin kendi abalaryla nclk ettii bir yntemi, bu elerin aralarndaki ilgilerle yeniden kurulmasna olanak tanyan birletirme ise Galileodan dn bir yntemdir. Bylece analiz ve sentez zerine kurulu analitik geometri yeni bir evren tablosu dlemenin ve bunu felsefi bir sistematie oturtmann yegne yolu olarak Descartes felsefesinde yerini almtr. Descartes matematiin kavramn da doutan kavramlar, ideler arasnda sayar. Formel mantkla metafiziin ideleri de doutandrlar ve btn bunlar ak ve seiktirler, dolaysyla bunlara dayanarak apak, phe gtrmez bilgiler gelitirilebilir. Doutan ideler derken, insann bir takm dnceleri dnyaya hazr olarak birlikte getirmi olduunu anlamaz, bu gibi dnceleri gelitirebilmek iin insanda doutan bir yatknlk olduunu sylemek ister. Bu yatknlk dnceyi

59

yneten bir yasa gibidir. Bu yasaya gre alan dnme saylar serisini, geometrinin kavramlarn, mantn ana ilkelerini, Tanr idesini ortaya koyar, bylece de yerine ve zamanna gre deien duyu bilgilerinin rastlant niteliindeki gerelerine balanmaktan kurtulur. Tanr sonsuz, ruh ile madde sonlu olan tzlerdir. Sonsuz tz olan Tanr, en yetkin, en gerek yani btn gerei kendisinde toplayan varlktr. mdi sonlu olan teki iki tzn, ruh ile cisim belirlenimleri nedir? zce baka olan bamsz varlklar olarak ruh ile cisim birbirinden ne bakmdan ayrlrlar? Bu iki sonlu tz birbirinden ayran-geni anlamyla-bilin olduunu bundan ncede grmtk. Cogito Ergosum nermesini, akl yannda seik bir bilgi yapan da bu ayrmay kavratmasyd. Ruh, bilin ierikleri olarak, dorudan doruya yaanan, bize dorudan doruya, arasz olarak verilmi olan bir balantyd; cisimler dnyasn dorudan doruya deil de, ancak dolaysyla, bilincimizin dnda bulunan bir dnya olarak biliyorduk. Bu dncesini Descartes bal mumu rnei zerinde yle aklar: Bal mumu bana kendisini nasl gsterir? Ben onun rengi ile biimini grrm, dokunursam sertliini duyarm, kokladmda kokusunu, dilimi dedirdiimde tadn, elime aldmda arln duyumlarm vb Btn bunlar benim bilincimin iinde bulunan eylerdir. Ama bu ierikler bal mumunun kendisi deildirler. Nitekim bu bal mumunu atee yaklatrdnda eriyip rengi, biimi, kokusu, tad, sertlii dei ir. Ama ben yine de karmdaki bal mumunun hep ayn bal mumu hep ayn cisim olduunu kabul ederim. Demek ki, bu cisim kendisini asl maddi tz, bilincimin gelip geici olan boyuna deien ierikleriyle ayn ey deil de, bilin ieriklerimin dnda, kendi kendisiyle ayn olan ve kalan bir ey diye tasarlarm (Gkberk 2004: 237). Esasen Descartes iin, hibir cisim kendiliinden hareket edemez, nk cisim kuvvetsizdir. Ancak, her olup bitenin bir nedeni olacaktr. Nedensiz hibir eyin olmad dncesi, Descartese gre, insan zihninin en apak dncelerinden biridir, doutan olan bir idedir. Kuvvetten yoksun olan cisimler, hareketi kendileri yaratamayacaklarna ve sonlu insan ruhu da bunu baaramayacana gre, geriye cisimler dnyasndaki hareketin nedeni olarak Tanry dnmek kalyor. Tanr, cisimler dnyasn daha balangta belli bir hareket durumu iinde yaratmtr.

60

Kendiliklerinden kuvvet gelitiremeyen cisimler bu hareket durumunu deitiremezler; onu ne azaltabilirler, ne de yok edip yeniden kurabilirler. Cisimler dnyasndaki hareketin miktar dei mezdir. Bu dnyada hareket, ancak bir yerden br yere aktarlr; bu da yine deimez olan doa yasalarna gre olur. Bir cisim hareket durumunu, ancak baka bir cisme dorudan doruya deip, onunla arptnda deitirebilir. Cisimlerin hareket durumlarn deitiren, dolaysyla cisimler dnyasndaki btn deimelere yol aan tek nedenler, basn ile arpmadr. Descartesin fizii, Newtonda olduu gibi, uzay iinde uzaktan etkileyen kuvvetleriekim ve itim kuvvetlerini-kabul etmez. Descartesin doas batan aa mekaniktir; bu doa basn ve arpma yasalarna gre ileyen bir makine gibidir ve bu doa iinde asl gerek yer kaplama ile yer deitirmedir, yani uzay ile bunun iindeki hareketlerdir. Temel gerekler bunlardr, geri kalan btn olaylar hep bunlardan trerler, bunlara baldrlar. Gkberk (2004: 239-240)e gre, Descartesin bu mekanist doa tasarm, Rnesanstan beri oluan, Galileoda kesin bir adm atan bir doa anlaynn srp gitmesi, bunu metafizik ile bir temellendirme denemesidir. Bu doa gr, cisimler dnyasnn znden metafizik olarak tretilmitir. Descartesin fizii, Aristoteles felsefesinin maddenin iinde yerleik olan biimlendirici kuvvetlere gre gelitii anlay ile Rnesansn balangcndaki doada oklt kuvvetler gren anlay (Paracelsus) ortadan kaldran srete yeni bir halkadr. Descartes iin de doa erevesinde olup biten her ey, zorunlulukla, dardan bir nedenin etkisi ile olur. Doann hibir yerinde rastlant ve doast kuvvetlerin ie karmas diye bir ey yoktur; doa, aral, gedii olmamacasna batan aa mekanik yapldr. Descartesin bu mekanist doa tasarmnda, son nedenlerin, ereklere ynelmi olan nedenlerin bulunmayaca, yani teleolojik bir aklamann yeri olamayaca kendiliinden anlalr. Tanrnn sonsuz bilgelii birok eyler tasarlamtr. Evrenin erei yine Tanrnn kendisidir. Doa mekanizmasnn dzen ve ileyiini (doann yaps ile yasalarn) Tanr dnm ve istemitir. Tanr onu yarattktan sonra, doa artk kendi kendine, her eyi sk bir zorunlulua balayan kendi yasalarna gre ilemektedir. Onun iin, doay yine kendi iinden aklamaya almaldr.

61

2.2. FARKLI PERSPEKTFLERDEN BLG VE NSAN YAKLAIMLARI 2.2.1. Dnya Gr Perspektifinden Bilgi ve nsan Yaklam Bu blmde insann ok boyutlu bir kazanm olan dnya grnn bilgi etkinliklerindeki belirleyici etkisi tartlacaktr. Bu erevede tbbi alg ve uygulamalarn, dnya gr perspektifinden nasl deiim gsterebilece i aklanmaya al lacaktr. nsanlk, tarih boyunca kendi yaamsal etkinliklerini dzenlemek, yaamn anlamna ilikin tutarl ve anlaml cevaplar bulabilmek ve bu anlam erevesi ierisinde eylemlerini temellendirebilmek iin kendisine yardmc olacak referans arayn hep srdrmtr. Gndelik yaamn nasllar ve nedenleri hakknda bize ikna edici bir ablon sunan referans ereveleri, bilim ve dnce etkinliimizin de nvesini olutururlar. Bu ablonlara gre eylerin nem ve ncelikleri belirlenir. Baka bir deyile, insanlk bu kaynaklar sayesinde, hayatn ynn belirleme, nasl yaayacann ve yaadklarnn ne anlama geldiinin kararn verme olanana sahip olur. Dil ve ifade biimimiz, nemsediimiz szckler ve ierikleri, zihnimizi igal eden her eit sorun ve sorgulamalarmz, sz konusu referans ereveleri iinde ekillenir. zetle, dnyay, ileyi i ve bunlar iinde, kendi yerimizi, grme biimimizi ekillendiren referans erevelerine dnya gr denilmektedir. Kii, bu dnya grleri sayesinde baz durumlar yanl, sevimsiz, istenmez ilan ederken bazlarn sevgi, sempati ve benimseme ilikisiyle olumlamaktadr. Bylece insan kendi kutupsallnn temelini kurar. Benimsedikleri ile birlikte bizi, holanmad, gayri insani bulduklaryla da kart kutbu yani onlar alann kurar. Dnya grlerimiz soyut/somut yaammzn her alannda etki ve ynlendirmesinden uzak kalamayacamz hayati bir bileenimizi oluturmaktadr. Gereklikle kurduumuz ilikinin yn, biimi, nasllk ve nicelii hep bu etkiye aktr. Dnya

62

grlerinin etki ve dntrmnden, sadece insann kendisi deil, onun farkl amalarla iliki kurduu gereklik de payn almaktadr. Gnmz dnyasn, bundan birka bin yl ncesinde, hatta eyrek asr ncesinde, bu gnk olduu biimiyle tahayyl etmek mmkn deildir. Bu dei im ve dnmde evrenin btnsel dngsnn, potansiyel deiim itkisinin pay olduu kadar, hayatlarn belli bir dnya gr balamnda srdren ve bu balamda dnya ile kurulan ilikilerin de pay byktr. Mevcut iliki ve etkileim belli baz karlkl bamllklar temelinde ilemektedir. nsanolu kendisi de bir yesi, bileeni olduu evrensel balamdan bamsz kalamayacandan, kendisinden gereklie ynelecek her trl etkiden, geri dnml olarak kendisi de nasiplenecektir. zbul (1982)a gre dnya gr ve kltr kavramyla, kiiye aktarlan kalc kabuller, inanlar, deerler dizgesi anlatlmaktadr. Dil, bu kkl eitimin aracs k ve dn noktasdr. stelik doduumuz andan balayarak gzlerimize yerletirilen bu kaln mercekleri, dnyaya bakmann en doal yolu sayyoruz. Belli bir topluluk ya da bir bireyin dnya grnden sz etmek onun/onlarn hayatlarn hangi balayc ilkeler, hangi ynlendirici itkiler tarafndan srdrdklerinin aydnlatlmas demektir. zerinde dnmeden geirdiimiz sradan bir gn bile, gizli/ak birok temel kabul ve ilkenin i letildii bir kesiti karmza kar. Bu temel ilke ve kabuller tarihsellik, kltrellik, toplumsallk, kiisellik ve hatta iklimsellik bileenlerine sahiptir. Tekilci bir referansla dnya grlerini temellendirme abalar aklayc olmaktan uzaktr. Bireysel dnya grlerinden sz edilebilecei gibi, toplumsal dnya grlerinden de bahsetmek mmkndr. Her birey, iine domu olduu toplumun tarihsel, kltrel, sosyal dinamiklerinin ekillendirmi olduu belli bir dnya gr ile yz yze kalmaktadr. Sosyalizasyon sreciyle birey bu dnya grnn deerlerini renip iselletirir ve ona uygun davranlar sergileme becerisine kavuur. inde bulunduu toplumla kurmaya alt eylem ve dnce birliini, edindii dnya gr emsiyesi altnda gerekletirir.

63

Batl dnya gr zerine yrtlecek bir almada dikkati eken birka temel zellikten sz edilebilir. Bunlardan ilki kartlk kltrnn, tekiletirmenin bir gelenek olarak Batl dnya grn ekillendirmi liidir. Bunun anlam, Batda deiimin temel dinamiklerinden birisinin, insanlarn mevcut kurulu dzenle yzleme ve ona alternatif oluturma iradelerinin hep canl tutulduudur. Dnn kartl, bu gnn yrrl olmakta ve kendi kartn karmay beklemektedir. Bir anlamda Marksn diyalektik ynteminin dorulanmas trnden bir ileyitir. Her kartln gelenee dnmesi, kendi kartlnn ortaya kacann haberini verir. Batl dnya gr kendi kartlar temelinde, kendi geleneini test etme, tamir etme kaplarn ak tutmutur. Baka bir deyile, her dnemde, Batl dnya gr, kendi hayatlar zerinde kendileri sz sahibi olmu kuaklarn yetitirmeyi kesintiye uratmadan srdrmtr. Batl dnya grnn temel ilkeleri balamnda ikinci olarak sylenebilecek ey babasoylu olmasdr. Babaerklilik, onlarn dnyaya baklarn, zihinsel i leyilerini etkilemitir. yle ki; bu etki onlarn Tanr ile olan ilikilerini, tarihle diyaloglarn bile ekillendirmitir. Tanrnn eril algs, tarihin erkek tarafndan yaplp erkek tarafndan yazlmas (his+tory), saygn bilimsel uralarda erkeklerin otorite olarak kutsanmas Batl kltr ve dnya grnn elerinin yaatlmas olmutur. Batl dnya gr iermi olduu eril elerden dolay, kadnlarn saygn mesleklere kabuln gletirmi ve fiziksel gc ve bu gce dayal kontrol ve hkimiyeti iletme yanls bir tutum izlemitir. Modern Bat tbbnn geli im tarihi de, kadn hekimlerin meslee kabullerinin ciddi zorluklarla karlatna iaret etmektedir. Kuhn (1982)la birlikte sosyal bilimlerde yaygn kullanm olana bulan paradigma kavram ile karlamak istediimizde, ok genel bir ifadeyle, farkl dzey paradigmalar arasnda dnya grn paradigmalar paradigmas olarak dnmek mmkndr. Kendine zg kavram ve deerler sistemi olarak dnya gr gereklik ve insan, bunlarn birbirleriyle ilikileri, tarih, kutsal, evren hakkndaki dnce ve davranlar etkileyen, kltr zerinde ak/gizli varsaymlar ya da n kabulleri bulunan kapsaml bir at durumundadr.

64

Bu ynyle dnya gr ok katmanl ve ok ynl bir zellik gstermektedir. Belli bir kltrel dnya grnden kaynan alan bilimsel paradigmalardan sz edilebilir. Bu paradigmalar, o kltrel dnya grnn etkisini yanstr ve onunla bir al-veri ierisindedir. Bilimsel dnya grleri, kltrel dnya grn etkileyebilir ve bilim adamlarnn bilimsel etkinliklerini, onlarn realiteye nasl ynelmeleri gerektiini ve yine realiteyi anlamlandrmalar konularnda mevcut kltrel dnya gr nemli bir parametre durumundadr. Tek bir bilimsel paradigmadan sz edilemez. Hatta ayn dnemde, ayn dnya grnn ev sahiplii yapt farkl bilimsel paradigmalardan sz etmek mmkndr. Batl bilimsel dnme geleneine bakldnda evrimci biyoloji, kuantum fizii, derinlik psikolojisi, Newton fizii gibi deiik bilimsel paradigmalar hem ayn dnemde yan yana hem de farkl tarihsel dnemlerde grmek mmkndr. Bu ynyle belki belli bir kltr evresi iin tek bir dnya grnden sz edilebilse bile ok sayda bilimsel paradigmalar mevcuttur. Hatta herhangi bir bilimsel paradigma ierisinde bile farkl paradigmalardan sz edilmektedir. Buna ramen belli bir tarihsel dnemde, herhangi bir medeniyet evresinde, meta-paradigma konumunda sadece tek bir dnya grnden sz edilebilir. Bu meta-paradigma dier btn farkl kapsam ve dzey paradigmalarn karlkl etki ve alveriine ak bir biimde onlar besler ve onlardan yeni eklentilerle kendisini glendirir. Dnya grnn deiiminde birok faktr etkili olabilir. Sadece tek bir faktr zerinden rnein rasyonel ve deneysel bilim ve sonular zerinden dnya grnn deiimini izah edebilmemiz ksr bir yaklam olur. Galileonun abalaryla gelitirilmi olan teleskopun hem gezegenler hakkndaki dncelerimizi deitirdi i hem de Koperniki devrime kaynaklk ettii sylenebilir. Ancak mevcut deiim salt gelitirilmi olan teknolojik aralarla da aklanamayaca bilinmelidir. Gelitirilen teknik ara ve gerelerin, iinde yaanlan toplumda mevcut deiimleri tetikleyecek dinsel, sosyal-kltrel ve toplumsal bir atmosferi de barndrd dikkatten uzak tutulmamaldr. Hatta herhangi bir deiimin, farkl dnem ve kltrel evrelerde farkl

65

anlam ve karlklar bulduuna dikkat edildiinde dnya gr balamnn etkisi daha anlalrlk kazanacaktr. Koperniki Devrim XV. yzyl talyasnda bir eit psikolojik dnm olarak grlebilirken, gnmzde ayn durum hmanist Rnesans olarak adlandrlmaktadr. Bu devrim dnyann matematiksellemesinin, yolunu aralam, kutsal ve dnyevi balamnn anlam ve alglan n dntrm, yer merkezli evren anlayndan gne merkezli bir evren tasarmnn yolunu aralamtr. Dnn gelenek merkezli, kutsala atfla alglanan evreni algsal dzeyde kkl bir deiime urayarak, evren kitabnn matematikle yazld ve bunu anlamann da matematiksel dnme ve okuma becerisini gerektirdii anlay yceltilmeye balanmtr. Rnesans dnemi talyasnda yaanan sosyal ve kltrel iklim Galileo, Newton, Kopernik, Kepler ve Descartes gibi isimlerin yeni bir bilimsel devrime katk salamalarnda olduka nemli bir etkiye sahiptir (Gkberk 1985). Dnya gr deiimlerinin tecrbe edilmesi de farkl grnmler arz eder. Ayn hava kimisinde iddetli travmalar eklinde yaanrken, kimisi farknda bile varmayabilir. Sre herkese ak olmasna ramen, farkllklarn fark edilmesi, sorunla birebir ilikili olan evrelerde daha bariz hissedilir. Gnmz dnyasnda da durum bundan farkl grnmemektedir. Dnyann, iinde bulunduu olduu ekolojik kriz, nkleer sava tehditleri, alklar, gelir dzey adaletsizlikleri, Cern deneyleri, her geen gn genileyen evren gereklii konular, herkesi farkl etkilemektedir. Kimisi dorudan etkinin bir bileeni, kimisi ise mevcut geli melerin sonularyla muhatap olan kesimleri oluturmaktadr. Deiimin anlamlandrlmas da dei ik ekillerde olabilmektedir. Bazlar dei imi krizlerle, bunalmlarla eletirerek atma konusu yaparken; bazlar gelime, ilerleme ynnden atlm admlar olarak kutsayabilmektedir. Batl dnya grnn epistemolojik perspektifi; bizim gereklii grebileceimiz, bilebileceimiz ve test edebileceimiz ve yine bizim, bilmeye altmz gereklikten

66

mutlak bir biimde bamsz olabildiimiz, dardan bir izleyici olarak gereklikle mesafeli bir iliki gelitirmi olduumuz eklindeki epistemolojik kabuller zerinden ilemektedir. Bu yaklam bizim nesnel dnyay etkilediimiz gibi ondan da etkilendiimiz gereini rtbas etmektedir. Nesneler de inan umut, duygudalk, tahayyl ve estetik duyarlklarmz gibi insann gereklii bilme, tanma becerilerinde nemli rol oynamaktadr. Aslnda dnya grleri hem birbirlerine hem de deien deerlere akrabalk gstermektedirler. Dnya grlerinin birbirlerine gre, doruluk/yanl lk, stnlk hiyerarilerinden sz edilemez. Dnya grleri birbirleriyle hiyerarik bir konumlandrmaya, doru/yanl yarglamalarna muhatap olmayacak kadar karmak, mulk bir rgye sahiptir. Bu ynyle dnya grlerinin, realitenin deiken doasna akraba bir zellik gsterdiini ifade etmek mmkndr. Dnya gr perspektifinden tbb alglama ve uygulamalar dzeyinde ortaya kan farkllamalar da anlamlandrmak mmkndr. Farkllklar dnemsellik gsterebilecei gibi, ayn dnem ve toplum ierisinde bile deiik alglama ve uygulama rneklerine rastlamak mmkndr. Benzeri farkllamay Klasik Yunann iyiletirme pratikleri arasnda grmek mmkndr. Bu dnemde felsefe eitimli hekimler rasyonel yntemleri uygularken, formel eitimden gememi geleneksel uygulamaclar Tanrlara kurbanlar adayarak ya da dier dinsel riteller dzeyinde belli iyiletirme pratiklerine yer vermilerdir. Lyons ve Petrucelli (1997) insanlarn ou hastalandklarnda her iki evreden uygulamaclara da kulak vermi ve farkl uygulamalarn sentezi yoluna gitmi lerdir. Bu heterojen grnmn dnda, ana akm durumunda ilev gren en nemli tbbi metin .. V. Yzylda ortaya km olan Hipokrat yazmalardr. Bu yazmalar tek bir kiiye atfla ifade edilmi olsa da, ou tp tarihileri ondan, ayn dnsel paradigma etrafnda toplaan, benzer tutum ve uygulamalar benimsemi bir ok hekimin katklar ile ortaya km bir gelenek olarak sz etmilerdir. yle ki; bu yazmalar arasnda kimi zaman tekrarlara, kimi zamansa Hipokratn dnceleriyle hi de uyumayan ifade ve uygulamalara rastlanmtr. Bunca farkllk ve tekrarlar gz nnde bulunduran

67

uzmanlar, dnemsel abalarn, Hipokrat adyla merulatrlmak istenmesinin sonucu olarak grmektedirler. Hipokrata atfla ortaya konulmu almalarn birounda hastalklarn dinsel yorumlarna da yer verilmitir. Bu almalar Hipokrata ait olmasa bile, en azndan, dneme zg klasik Yunan tbbi dnya grn ve onlarn hastalklar nasl kavramlatrdklarn ortaya koymas asndan ok nemli vesikalar olmulardr. Yunan toplumunda hastaln anlalma ve dnyay alglama ve kavramsallatrma abalarnn ilikililik gsterdii sylenebilir. Doa filozoflar (Thales, Demokritos, Aneksimondros, Heraklitos vb) gayretleriyle ortaya kan Antik Yunan dn, dnya grnn merkezine ana madde (yapc bileen) dncesini tamtr. Bu anlaya gre dnya drt ayr bileenden mteekkildir. Toprak, hava, su, ateten oluan bu bileenlerin her biri esiz niteliklere sahiptir ve dnyada uygun yerlerde bulunurlar. Bunun gibi insan bedenin de benzeri trden bileenlerle dzenlenmi olduu gr egemendir. Bu bileenlere humarlar ad verilmitir. Genellikle siyah safra, sar safra, balgam ve kan bu drt elementi oluturmaktadr. Bu drtl bileen grubu insan bedeninde denge durumunda ise insan salkl; herhangi bir ya da birkanda ortaya kacak dengesizlik ise hastalk olarak tanmlanmtr. Hastalk srasnda doktorun rol mevcut dengesizlii ortadan kaldrmak iin en uygun uygulamay gerekletirmesidir. Yine bu elementler, bir baka drtl element grubuyla eletirilerek hastalk tan ve tedavisinde yararlanlmtr (Vogel 1973). Birinci grup elementlerin ikinci grupta karlk geldii zellikler ise scak, souk, slak ve kurudur. Eer bir hasta bedeninde s kaybna rastlanyorsa bu kiiye scak olarak tanmlanan yiyecek grubu tavsiye ediliyor onlar temin ediliyordu. Scak ve souk, slak ve kuru herhangi bir obje ya da besinin dorudan bir fiziksel zellii olarak anlalmaz. Bu zellikler nesne ya da yiyeceklerin isel doasna zg nitelikler olarak grlr ve herkes tarafndan da bilinebilir nitelikler deillerdir. Bu yzden hangi hastaln hangi bileendeki dengesizlikten kaynakland ve bu dengesizliin ortadan kaldrlmas iin ne tr yiyeceklerin gerekli olduu, zel bir bilgi ve tecrbe gerektirmitir. Bu bilgi ve tecrbelere sahiplik ise kiiyi hekim yapmaya yetmitir. Yine bu dnemde banyo yapmak ve egzersizler de bedendeki akkanlardaki (balgam, kan, siyah safra, sar

68

safra) dengenin korunmas iin gerekli grlmtr. Kadnlar, erkeklerden farkl bir bileim rgsyle, daha slak olarak tanmlanm tr. Bu slaklk kadnlardaki regl ile aklanmaya allmtr. Organlarn farkllamasn da yine ngrlen dengenin muhafazasna ynelik bir seyir olarak yorumlamlardr. Svlar dengesinde organlarn deiik grevler stlenerek katk saladna inanlmtr (Vogel 1973: 58-61) Dnyann, elementlere blnm olduu ngrs zerinden bileenlere atfedilen karakteristikler svlara da atfedilerek, Yunan tbb, bu karakteristikler zerinden hastalklar okumay denemitir. Hastalklarn birbirinden ayrm ve adlandrlmalar mevcut svlar dengesi/dengesizlii zerinden yaplmtr. Klasik Yunanda bu grler paralelinde hastalklarn verem, karacierin anormal safra salgs kaynakl rahatszlklar, akcier iltihab, ishal, dizanteri gibi hastalklardan sz edilmitir. Hastalklar insanlarn evreleriyle de ilikilendirilmi, baz bulac hastalklar kontrol edilmeye allmtr. Hipokrat yazmalar su, yer ve hava zerine blmler iermektedir. Kirli hava ve kt iklim koullarnn hastalkla sonulanacak humaral dengesizliklere yol aaca ifade edilmi, tedbir olarak, elementlerin, birbirinin zddyla dengelenmesi nerilmitir. Mevsimsel deiikliklerin sklkla hastalk yapc karakterine iaret edilmi ve belli hastalklarn belli mevsimlere zglne iaret etmilerdir. Kimi hastalklar sonbahar hastal, kimileri ilkbahar hastal olarak deerlendirilmi ve hastalk snflamalarnda mevsimsel kriterler dikkate alnmtr. nsanlar doa olaylarn bedenin denge durumuna tehdit olarak alglamlar ve buna ynelik deiik are arayna gitmilerdir (Vogel 1973: 63-69) Antik Yunanda, her sosyal tabakada hekime rastlamak mmkndr. Baz hekimler kariyerlerine zgr insanlar olarak balam lar, sonrasnda, kle snfna dhil olmulardr. Hatta kle olarak bile mesleklerini srdrenler olmutur. Bazlar oka paralar kazanp servetlerini katlarken, bazlar sadece dk muayene ve tedavi cretleri ile yetinmek zorunda kalmlardr. Genele bakldnda, Antik Yunanda, snrl sayda doktor, adalardan adalara seyahatlerle, aristokrat ve hkmdarlar tedavi ederek n kazanm ve ok kazan elde edebilmitir. Geoffrey Lloyd ve Nathan Sivinin de ifade ettii gibi bu dnemde doktorlarn n sahibi olmalar ve bol servet

69

edinmeleri belli baz ki isel niteliklere sahiplik ve hitabet-ikna gcnde aranmaldr (Lloyd ve Sivin 2002: 95). Dnya grlerinin insanlar birbirlerine yaklatrclk ve uzaklatrclk etkileri belli bir toplumun snrlarn da aabilir. Makro lekli uygarlklar boyutunda bu etkileri grebilmek mmkndr. Eski Msr, Antik Yunan, ran, in, Hint, Trk, Hristiyan, Yahudi, slam medeniyetleri belli ortak paydalar zerine kurulu dnya grleridirler. Bu yzden belli bir medeniyet evresinin insanlar arasnda iletiim, uzlam daha kolay olmaktadr. nk onlar dnya grleri leinde tesis etmi olduklar mtereklerle, birbirleri arasnda, bakalarna kar biz olmulardr. Bat Medeniyeti, Bat bilimi, Avrupa toplumlar, Hristiyan dnyas gibi adlandrmalar bu trden bir zemin zerinden anlaml hale gelebilmektedir. Dnya grleri arasnda kesin snr ve ayrmlardan da sz etmek mmkn deildir. Kkleri Klasik Yuna dnya grne dayal Hipokrat Yemini( McGraw-Hill Concise Dictionary) metninin evrensel lde yaygnlk ve ilevsellik grmesi bu duruma iaret etmektedir. Klasik Yunanda hekimlerin sosyal konumlar ve mesleki yapp etmelerinin erevesini belirleyen bu metin gnmze kadar devamlln srdrm ve farkl dnya gr evrelerinde referans olarak alnabilmitir. Ortak/benzer dnya gr anlay , insanlar, toplumlar ortak bir kimlik altnda daha bilindik, daha tahmin edilebilir klmas zelliiyle, hem ayn toplumun yeleri arasnda hem de farkl toplumlardan insanlar iin tutum ve yaklam belirlemede kolaylatrc bir ilevi bulunmaktadr. Ortak sfatlara dayal gelitirilen bu tipolojiler, karlk geldikleri hazr anlamlarla zihinsel dnyamz karmaadan, dzensizlikten ve karlatmz her eyi yeni batan renme zorunluluundan kurtarmaktadr. Yine tbbi alglama ve uygulamalar ynnden de, hekimlerin hizmet verecei evre insannn dnya gryle tankl hem verecei hizmeti mmkn klacak hem de hastann tedaviye gnlden itirakini salayarak daha abuk sonu alnmasna katk salayacaktr. Taraflar arasndaki yabanclk ya da birbirini tanmazlk tutumu tan ve tedavi srecinin nn tkayacaktr.

70

Dnya grleri dzeyinde ortaya kan deiim ve geli im, bu dnya grnn ortaya karm olduu maddi ve manevi uygarlk elerinden etkilenir. Uygarlk elerinden faydalanan insanlar da mevcut dnya grn ayakta tutma abasnda olur. Bu iki durum birbirinin olmazsa olmazlar gibi i ler. Fizikinin doa kavray ile ilgili olarak Heisenberg, inli bilge Tzu-Gunga atfla vermi olduu anekdotta durumu daha da aklayc klmaktadr. mkn olduu halde yapt ile ilgili makine kullanmay reddeden Tzu-Gung sorulduunda gerekesini u ekilde dile getirmektedir: Aralar, toplumsal ilikilerin zn oluturur. Birey eylem iinde, aktif biimde hkmettii veya pasif biimde boyun edii aralar kullanarak yaad toplumla iliki kurar. Aralarn hkmettii lde dnyay kendi anlamlaryla donatabilir, aralara boyun edii lde de aracn biimi onun kendine ilikin dnce ve inanlarn belirler. Endstriyel aralar ise onlar kullananlardan bu olana esirger ve bakalarnn anlam ve beklentilerini bu aralarn tasarmn yapanlarn belirlemesine meydan verirler (Illich 1989: 31). Burada kullanlan ara ya da makine kavramlarna Illich; eitim, salk, bilgi gibi maddi olmayan retimi de katmaktadr. Aklla tasarlanm tm dzenekler bu kategori ierisine dhil edilebilir. Dnya grlerinin en tipik zelliklerinden birisi de yaandklar dnemde mensubu bulunan geni halk kitlelerinin bundan ya haberdar olmamalar ya da yanl bilgilenmeleridir. Biroumuz davranlarmz, kararlarmz etkileyen gcn ne olduunun, neden o ekilde deil de bu ekilde bir tutum gelitirdiimizin ak bilgisinde olmayz/olamayz. Bamz ardnda, dua okutarak ifa aramaktansa, hemen uzman bir doktora bavurmay tercih ederiz. Belki de bundan elli yl nce bizim durumumuzdaki bir insan derdinin aresine dua, sihir ya da by ile zm aryordu ve baka bir yola da ihtiya duymuyordu. Herkesin zihninde biimlenen dnya, onun snfsal konum ve zelliklerinde ifadesini bulmaktadr. Dier bir ifadeyle, bireyin dnya gr, toplumsal ve snfsal yapdan bamsz dnlemez. Bir din ya da uygarlk algsnn farkl toplumsal ve snfsal yaplardaki grnmleri de farkl olacaktr. Bir Anadolu kyls ile kentli, kresel iverenin din ve medeniyet alglamalar olduka farkl zellikler gsterebilir. Her

71

ikisinin de ayn dinin mensuplar olmalar ya da ayn uygarlk ats altnda anlyor olmalar, onlarn her dzeyde benzeecekleri bir dnya gr gelitirmeleri anlamna gelmez. Farkl snfsal zelliklerden gelen insanlarn dnya grleri ve ideolojilerle iliki kurma biimleri de birbirinden farkldr. Bir entelektel din bilimcinin Hristiyanlk alglamas ve mevcut reti ile ilikiye girme biimi sradan bir vatandan yaklamndan farkldr. ou zaman bu ayr ma ylesine keskinleir ki; ayn uygarlk dairesi ierisinde bulunan, farkl toplumsal snflarn yeleri, birbirlerini farkl bir uygarlk mensubuymu gibi grebilirler. Bunun anlam uygarlklar, dnya grleri, ideolojiler leinde insanlarn bilgiye sahiplik dzeyleri farkllatka birbirlerine yabanclama dzeyleri de artacaktr. nsanlar, genellikle, hayatlarna yn veren dnya grlerini sorgulama konusu yapmazlar. Onlar takipiliin rahatyla kimlik ina etme abasndadrlar. Bir dnya grnn dnsel temellerini sorgulama ve ona dardan bakabilme yeterli i gsterebilmek, kiinin, dnya grlerinin grme ve gsterme biimlerinden arnk bir tutum gelitirebilmi olmasn gerektirir. Bu da ok snrl kii arasnda grlebilecek zelliktir. Farkl toplumlarda ata kltlerine dayal tbbi pratiklerin varln srdrebiliyor olmasn da bu perspektiften anlayabilmek mmkndr. Eletirellik, mevcut uygulamalar zerine dnmsellik de dnya grleri dzeyinde beliren zelliklerdir. Batl, modern toplumlarda bu tr tutumlar tevik edilirken, muhafazakr, geleneksel toplumlarda ya da gemi in kabile yaamlarnda toplum d ilan edilmek iin yeter gerekeler olarak grlebilmitir. Bat bilimi znde ilerlemeci bir mantk zerinden geliim gstermitir. Rnesans sonras Bat toplumlarnda doa bilimlerinin nclk etmi olduu teknolojik gelimeler yeni bir uygarlk alglama biiminin geliimine neden olmutur. Rnesans yzyl Bat dnce tarihinde kendinden nceki alara bakn kkl bir deiime urad bir dnemdir. Tarihte hibir dnem, bu yzyl ve sonrasnda olan biimiyle, kendinden nceki insanln tarihsel deneyimlerine bu kadar acmasz ve bu kadar tepeden bir baka ahit olmamtr. 19. yzyln ilerlemeci perspektifinden bakldnda,
insann iinde eer bir ktlk varsa bu ancak toplumsal azgelimiliin kabahati olarak

72

grlyor ve ilerlemenin ileri aamalarnda bunlarn alacana derin bir inan besleniyordu (an 2006: 71). Ortaan karanlk inanlar yzyl, kulluk ve klelikler

a, geriliin, ilkelliin hkim olduu bir dnem olarak anlyor olmasnn altnda bu gerek yatmaktadr 2.2.1.1. Batl Dnya Gr ve Modern Tpla Balantlar Bu blmde Batya zg dnya gr olarak Ortaa Hristiyan dnya grnn dlanmasyla ortaya kan bilimsel dnya gr esas alnmtr. Her ne kadar yeni bir durum olarak bilimsel dnya gr gemi in antik Yunann Ortaa Hristiyanlnn ve dier farkl medeniyetlerin katk ve izlerini tam olsa da, byk lde zgn bir tarihsel fenomen olarak belirmitir. Bu ynyle Batl dnya grnden kast; deney ve gzlemi esas alan bilimlerin yol gstericiliine bel balam bir anlay temsil etmektedir. Dnya grleri kar karya kalacamz gerekliin anlalmas konusunda bize bir bak as, bir anlamlandrma erevesi, bir paradigma sunmaktadr. Bu yzden herhangi bir dnya gr temelinde gereklik hakknda ifade edilen tanmn rasyonel olmas, kantlarca desteklenmesi, btn gereklik iin en geni aklamay sunmas ve insan deneyimiyle uyum ierisinde bulunmas gibi unsurlar ncelikli nem kazanmaktadr. Rasyonel doas, hem kendisiyle eliki iinde olmamasn hem de bir sistem olarak tutarl olmasn gerektirir. Kantla ilgili olarak, doa ve tarihi olgularla tutarl ve onlar aklyor olmasnn yan sra durumlarla ilgili de aklamalar sunabilme yetenei aranmaktadr. Bir dnya gr evremizde ve kendimizde grdklerimizi aklama yetenei lsnde Neden? sorusunu yantlar. nsani deneyim zerine hem kendimiz hakknda bildiklerimizi aklamal hem de en derin zlem ve amalarmz cevaplamaldr. Batda bilimsel alanda gerekleen devrimlerin etkileri sadece deney laboratuarlar ile snrl kalmam, topyekn yeni bir anlayn, yeni bir dnya grnn ekillenmesine zemin hazrlamtr. Newton ve Descartesin katklaryla gelitirilmi olan Kartezyen paradigma dnyadaki nesnel olular unsurlarna ayrarak aklama giriiminin tesinde, belli anlay ve kabulleri de insanlarn bilinlerine kazmay baarmtr. Kartezyen bilim, ok ksa srede materyal alanda gerekletirmi olduu retim

73

patlamas ile dnyay olduundan ok farkl bir grnme kavuturmutur. Bilime dayal teknolojik aralarn benimsenmesiyle insanlarn dnce sreleri ve yaam tarzlar da deimitir. Kkl devrimsel deiimlerin doum sanclar elbette grlm olabilir ya da bir deiim ngrsn zorunlu klan baz geli meler yaanm olabilir, ancak hibir gelime insanln gemiinden, bylesine radikal bir kopuu iselletirebilme gcn gsterecek mekanizmalara sahip deildir. Gnmz Bat toplumlarnda etkili olan birok gncel sorun bile, o dnemde yaanan deiimlerle ilikilendirilmektedir. Gelenek ve gemile ban koparlmas, insann, insanlama tarihiyle ban koparmas anlamna gelmektedir nk binlerce yllk gelenekler, beer dnce ve deneyiminin rafine edilmi arivleridir. Arivler salt kayt amacnn dnda gerektiinde aydnlatc malzeme ilevi de grrler. Bu arivlerden uzak kalmak insann tarihsizlemesi, kkszlemesinden baka bir anlam tamaz. Bu yzden gelenekle kopan ban, Batda, yeni biimlerde tesis edilmesi abalar da kesintiye uramadan devamllk gstermitir. Bu giriimler fizik bilimi alannda gelitirilen yeni kuramlardan teoloji al malarna kadar geni bir yelpazede gereklemektedir. XIX. yzyl tarihilerinden Orr (1989: 37)un, dnya grnn ne olduuna ilikin gelitirmeye alm olduu tanmda , eyleri btn olarak kavrayabilmek iin bir felsefe ya da teolojinin bak asndan akln zerine alabilecei en geni gr olarak bahsetmektedir. Herhangi bir dnya grnn gc dier dnya grleri ile kyaslandnda, kken, ama ve yazg ya da bazlarnn dedii gibi neden, nereden ve nereye trnden sorulara vermi olduu kapsaml, doyurucu cevapta yatmaktadr. 17 ve 18nci yzyllar kapsayan Aydnlanma, Bat insannn dnya grnde nemli deiikliklere yol amtr. Rnesansta sanatlar ve bilimlerde byk bululara yol aan rasyonel bilgi, deersel olarak insann ykseltimi anlamna gelen Hmanist bak asnn domasna neden olmutur. Tanr isim ve sfatlaryla insanlarn dnyasndan birden bire yok olup buharlamam olsa da; sre Tanrnn gksellemesini hazrlamtr. Sonuta yeryz insann sahipliine, imarna, kontrolne braklm ve

74

Tanr dnyalk yaamdan elini eteini ekmek zorunda braklmtr. Bu koullar altnda insann rasyonel abalarnn kaynaklk ettii yeni dnya grlerinden sz edilmeye balanmtr. Dnyann rasyonel, dzenli bir aklamasn salayarak, doast ynleri ortadan kaldrd dnlen Newton fiziine dayal bilimsel yaklamn yaygnlk kazanmas sonucu, ilahi yasa yerini doal yasaya brakmtr. Tanr kaynakl vahiy edilmi din ve doada kefedilen doal din iki ayr aklayc paradigmay, dnya grn temsil eder duruma gelmitir. Newtoncu bilim anlay ile birlikte yansz ve evrensel olduuna inanlan doal din gerek vahiy edilmi din olarak kabul edilebilecek eyin standard haline gelmitir. Capra (1992) ya gre evrenin aprak dzenine dikkat eken Newtoncu evren gr, akll bir tasarlaycnn varl varsaymna dayal olarak, zamannn Hristiyanlk anlaynn dnda bir Tanrya atfta bulunur. Ancak, Newtoncu evren yaklamnn hatrlatt Tanr g, azamet ve byklk bakmndan geleneksel Hristiyanln Tanrsndan farkl olmasa da, insan ilikilerinde aktif bir rol almaktan karlmtr. Yeni yaklamda, Tanr, doal yasann yaratcs olsa da, o yaratma edimini gerekletirmi olmakla misyonunu tamamlam grnmektedir. Bundan byle Tanr, kendisi gibi grlmez, gzlenemez olan gksel meknna ekilmi ve dnyann imar ve slah almalar ise insana devredilmitir. Newtoncu (Westfall 1994) anlaya gre Tanr, balangta maddi paracklar, bunlar arasndaki ekimleri ve temel hareket yasalarn yaratmtr. Bylece btn evren hareket etmeye balam ve o gn bugndr deimez yasalarca ynetilen bir makine gibi ilemeye devam etmektedir. Mekanistik doa anlay bylece btnyle nedensel ve belirlenmi dev kozmik makine anlayyla kat bir determinizme sk skya balanmtr. Olan biten her ey kesin bir nedene sahiptir ve kesin bir etkiyi meydana getirmektedir. Sistemdeki herhangi bir parann gelecei, eer durum her hangi bir zamanda btn ayrntlaryla biliniyorsa, mutlak kesinlikle nceden tahmin edilebilir zelliktedir. Bu kusursuz dnya-makinesi tasviri, dsal bir yaratcy ima etmektedir. Bilimsel felsefi abalarn nclk ettii dinsel temellendirme giriimleri farkl alglamalar da ortaya karmtr. Deizm de bunlardan biridir (Davies 1994).

75

Siree gre deizm, Tanry aknlkla tanmlayarak gndelik yaamn sradan uralarnn dna itmitir. Deist anlayta Tanr uzak, yabanc, baka bir gezegendendir. Vahiy esasna dayal Hristiyanlkta ise ne Tanrnn yaratm eylemi bitmitir ne de Tanrnn gndelik yaammzdan uzak tutulabilmesi olana vardr. yle ki; Tanrnn klavuzluu olmadan insann hayatn devam ettirebileceine ihtimal verilmez. Deizmle Hristiyanln ayrt dier bir nokta ise Deizmin insan, yalnzca kat yasalara gre saat gibi ileyen evrenin bir paras ve kendi kendisinden sorumlu bir varlk olarak grmesi anlayndadr. Siree gre Deistler, Tanrnn gdmnden kurtarm kabul ettikleri insan zgrletirdikleri iddiasnda olsalar da gerekte zgrln denetleyicisi el deitirmi Tanrnn yerini doal neden ve sonu almtr. Deistler kaynan Tanrdan aldn dndkleri doal dzeni iyi ve doru olarak kabul etmilerdir (Sire 1997: v-viii ). Dinlerin en temel zellii Tanrnn vahiy kurumuyla bilgilendirmesi olmadka, insann cehaletine hkmedilmesidir. nsann bu bilgilerden mahrum kalmasnn, onu Tanrya yabanclatraca dncesi hkimdir. Geleneksel dinler insann doay okuyarak dorudan Tanrnn bilgisine ulaabilmesini olanakl bulmazlar. Bu zelli i ile deizm geleneksel Hristiyan retisiyle uzlamazla dmektedir. Geleneksel retiye gre, doadan bilgi edinebilmek mmkndr ancak evrenin btn bir resmi grlmek isteniyorsa -Tanrnn vahiyle bize sylemedii mddete bilemeyeceimiz- bir bilgi kayna olarak Tanrnn vahiy bilgisine ihtiya duyulmas kanlmazdr. Galileo ve Descartesin nclk etmi olduu Deizm, mekanistik evren grne yakn zellikler gstermektedir. Mekanistik yaklam taraftarlar da Tanry inkr etmemi lerdir. Bilakis kutsayarak, onun sonsuz bilgisine ulalamayacann iddiasnda bulunmulardr. Modern insan, kendisi iin iyi bir yaam gerekletirebilmenin yolunu deistik anlayta bulmutur. Doastnn snrlarndan kurtulan insan, ihtiya duyaca yardm Tanrdan deil kendi rasyonel abasndan beklemek zorunda kalmtr. Bu gelime Bat toplumlarnda bir krlmay ifade etmektedir. Eskinin kilise ve otorite kiilikler

76

zerinden sorun zme gelenei yerini gzlem ve deneye dayal sorun zmeye brakmtr. Doaclk, zellikle, insann kendisine ynelik birok sorusunu yantsz brakmtr. nsann ve insanln kkenine ilikin sorular, gereklie ilikin sorgulamalar, evrenin sonsuz, akn bir gle ilikisinin ne olduuna ilikin sorular cevapsz kalmtr. Bu koullar altnda insan, yaamn anlamna ilikin bir boluk duygusuna kaplmtr. nk insan, akl sahibi, rasyonel bir varlk olmann tesinde anlam ihtiyac duyan da bir varlktr. O, sadece gzlem ve deneyimleriyle yaayan bir varlk deildir. Onu dier varlklardan farkl klan en belirgin zellii, belli bir dnya gr gelitirme abas, bu lekte anlama ve anlamlandrma etkinliinde bulunabilme yetisidir. Anlam ve sorgulama dzeyinde karlksz kalan sorular tatmin edici cevaplar bulamadka insann aray devam edecektir. Modern bilim ve Bat tbbnn kar karya kalm olduu en ciddi engel de budur. Dilthey, metafiziin Bat dncesinde kayboluunu tarihsel bir sre olarak tanmlamtr. O, klasik metafizikte toplumun, geleneklerin ve otoritenin geici doalarnn Tanr fikriyle balantl olduuna inanmtr. Ona gre, bunlar dnmenin rn deillerdir ve bilgi araymzdan domazlar. Onlar hayat tecrbelerinden doarlar. Gerekliin bilgisi, hayatn deerlendirilmesi ve iradenin eylemleri yoluyla, hayatn farkna varlmas, insanln, dnya grlerinin geli imi iindeki en yava ve zor faaliyetidir. Din ve felsefe gven, etki, kontrol ve evrensel geerlilik peindedir. Ona gre insanlk imdiye kadar fazla ilerleyememitir. Dnya grlerinin mcadelesi, tek bir ana eksen zerinden karara ulaamamtr (Arslan 2002: 301-302). Tanrnn insani deneyimlerin dna itilmesi farkl sorunlar beraberinde getirmitir. Gndelik yaamdan uzaklaan, ileyie ilikin bilgi kayna olma grevinden azledilmi bir Tanr, zamanla insanlarn zihinlerinde, yaamlarnda belli bir yer edinme gerekesini de kaybetmitir. Bylece deizm zerinden yeni bir dnya gr ekillenmeye balamtr.

77

Mevcut tarihsel ve dnsel gelimeler nda bu durumu ilk grenlerden biri de Alman filozof Friedrich Nietzsche olmutur. Nietzsche (Klossowski 1999), Tanr inancna dayanan akn deerlerin Batl insann yaamndan telenmi olduu gereinden hareketle, Tanrnn lm olduunu ilan ediyordu. O, ayrca bu kaybn gerektirdii zgrlk kaybnn da farkna varmtr. Bu yzden de bizler belirlenmi bir evrenin belirlenmi paralaryz demektedir. Temelde doac olan Nihilizm, deizmin zayflklarn tar. nsan doal dzenin kat bir nedenselliine ya da tesadflere (ya da ikisine birden) mahkm ettiinden onu gerek zgrlkten mahrum brakmtr. Mutlak anlamda nihilistik bir tavrla yaamn srdrlmesi mmkn gzkmemektedir. Anlam ve deer kayb, yaamn ne iin srdrlebilir olduuna tatmin edici bir cevap verebilme kaygs tamadndan nihilistler, ya dnsel tutumlarn yaamlarna klavuzluk etmesine msaade etmeyecek ya da yaamn deersiz ve anlamszlna hkmederek hayatlarna son vereceklerdir. Ancak bu sayede sama bir dnyaya tahamml etmekten kurtulabileceklerdir. Heideggerin Varlk ve Zaman yalnzca bir varlk sorununu, zellikle de onun zamanla ilikisini bir yeniden ele alma teebbs deildir. Ayn zamanda anlamamz/kavramamz bu dnya iindeki var oluumuzda temellendiren bir anlama ontolojisi gelitirme teebbsdr. O, Bat felsefe gelenei iinde Platon, Augustine, Descartes, Kant ve Husserl gibi ahsiyetlerde bulduumuz trden ben/zne ile ilgili dilin, bizim iin temel bir eyi anlalmas g hale getirme eilimi tadn iddia etmitir. Saf bir sipiritel ruh, bir tarih d/tarih st cogito, ya da transandantal ego/ben hakknda konuma, insanlarn daima kendi tarihsel artlarna kk salma tarzlarn belirsizletirdi. nsani varlklar daima, etraflarnda bulunan eylere bakma tarzn, bu bakma ve anlama tarzn deitirmeye balamadan uzun sre nce miras alm durumdadrlar. Hayatlarmz bu pein/n anlamalarla tanmlanm haldedir; bu anlamda, biz n anlamalarmzzdr ve onlara basite, bir ceket ya da bir ift ayakkabya sahip olduumuz ekilde sahip olamayz demektedir. O, atlm yaratklar olmann, daima, kendi varlmz oluturacak lde koparlamaz paramz olan

78

nceden miras alnm bir anlama tarzna sahip bulunmamz anlamna geldiini belirtmitir (Arslan 2006: 22628). Seimlerimizin kim olduumuzu belirlediini savunan Varoluuluk, bir dnya gr zellii tamaktadr. Bu yaklama gre insan kendi anlam ve deerini kendisi yaratan bir varlktr. Yaptklarmz, yaptmz seimler, zmz belirler. Bylece varoluular anlamsz bir dnyada kendi anlamlarn yaratmak peindedirler. Solomon (1974: ix)a gre umutsuzluk varoluuluun temellerinde vardr. Blnm bir dnya, belirsiz dnya altst olmu iine atlm ve lanetlenmi ama yine de cokulu ve zgr olduumuz kaytsz ya da hatta sama gzken bir dnyada yayor olduumuz iddialar zerine kuruludur. Varoluular akl, ulus ya da gelenekten gelen zmleri kabul etmeyi reddederler. Para, fiziksel zevk, hret gibi al lageldik mutluluk yollarnn insanlarn midini krdn grmlerdir. Ateist varoluular Tanrya bakmay reddederler. Tanr, yalnzca felsefe salonlarnda deil ama ayn zamanda kentin sokaklarnda da lmtr ve insan kendi bana kalmtr. Varoluuluk, bir deer teorisidir. nsanlk durumuna ve iyi yaam neyin oluturduuna odaklanr. Bu onu, insanlk d bir dnyada yaayan insann acnacak haline duyarl biroklar iin popler klmtr. Varoluuluk, bireylere adet ve gelenekleri bir kenar atp kendi kurallarn yapmak zgrl vermitir. Onun izlerini bizlerin, bireysel olarak, kendi yaamlarmz sz konusu olduunda deer iin nihai otorite olduumuz eklindeki yaygn kavrayta ya da deneyimi akla tercih ediimizde ya da an yaa yaklammzda grlr. Buraya kadar yaplan dnya gr zmlemelerinde ulalan sonu modern ada Bat insannn ufkunu belirleyen duyumcu ve deneysel epistemoloji, gereklii dsal duyumlarla alglanan dnyaya indirgemitir. Metafizik boyutun gereklikle btn ilikisi kesilmi ve bu anlay zerinden gelitirilmi bilgi gelenekleri yok saylmtr. Gerekliin anlamnda gerekletirilen bu deiiklik dorudan maddi dnyann

79

bilgisine ulama konusunda yeni imkn ve ufuklar salam olsa da ok boyutlu bir varlk olan insann anlalmas konusunda aciz kalmtr. zellikle maddi boyutu esas alan modern bilimsel anlay insann manevi, ruhsal bir varlk olma boyutunu gz ard etmitir. Batl ussal dn, bilginin nesnel ve znel kutuplarn tek bir dzleme indirgemi ve kalba smayanlar da dlamtr. Bu durumun doal sonucu olarak modern bilim insanla sunmu olduu maddi kolaylklar ve materyal nimetlere ramen onun karsna, stesinden gelinmez, zihinsel zorluklar karmtr. Geleneksel olarak Bat felsefi ve dini dn biimi, gereklii ve dolaysyla ahlaki deerleri hep somut biimde tasavvur etmitir. Modern bilim, kinatn sabit deil, sonsuz bir ak iinde olduunu kefettikten sonra, Batl dnrler, mutlak deerlerin yokluunda evrenin ve dolaysyla insan yaamnn esasta anlamsz olduu sonucuna ulamtr. Sonuta anlamszln da bir anlam olduu kansna dayal nihilistik yaklamlar ortaya kmtr. Asl sorun Bat felsefesinin modern bilimin gerisinde kalarak yeni gelimelere kendini uydurma sorunu ekmesindedir. Modern fizik, gelitirilen yeni kuramlar sayesinde mutlakc aklcl terk etmi olmasna ramen, insanlar dnce dzeyinde henz aklcl aan yaklamlar dnya grlerine tayabilmi grnmemektedirler. Klasik fiziin indirgemeciliinden vazgeip hem yaam hem de ruhu Evrenin bamsz unsurlar olarak kabul etmek zere giriimlerde bulunulmu olsa da, modern bilimin genel gr hala ruhu zihne, zihni psienin dsal grnmlerine, nefsin dsal vehelerini de organik davranlara ve organizmalar da molekler yaplara indirgeyen indirgemeciliktir. Her eyin mekanik yorumunda srar etmek canl insanlarn bir tr mekanik tarzda ilediini sylemek, Comteun da kar km olduu; canll cansz maddelere izafe etme sorunuyla kar karya kalnmaktadr. Canl, bilin ve kiilik sahibi, maneviyat ve ruhsallkla tanml insan varlnn, salt makineler gibi tasavvur edilmesi sorunlu ve snrl bir yaklam temsil etmektedir. ok boyutlu bir varlk olan insann tekil bir boyuta indirgenerek anlamaya, aklanmaya almak, onun dier zelliklerine kr kalnmas gibi sorunlu bir yaklam ortaya karmaktadr.

80

Modern Bat bilimi zerinden gelitirilen insan anlay akla kavuturulmadan, insan salk ve hastalk sorunlaryla konu edinen Bat tbbnn geli im seyrini ve zerine oturduu temel dinamikleri anlayabilmek gtr. Aksi durumda Sourniann belirtmi olduu her bir hastamzn hastalna ve kendisine laynca uyarlanm bir tedavi ekli nerebilmek zere hastann durumundan tam ve nesnel bir fikir edinmeye al yoruz. Hastay, yldzlar veya bir laboratuar deneyini nasl gzlemliyorsak o ekilde gzlemliyoruz (Dikmen 2001: 124) eklinde bir anlay n tesine gemek mmkn olmayacaktr. Batl bilim ve dnya grnn insana ynelik gelitirmi olduu sorunlu yaklamn bir neticesi olarak, Croceyi dorular biimde, artk bizler Greklerin tersine, yeryznde mutlu hayata inanmyoruz; artk Hristiyanlarn tersine, br dnyadaki mutlu hayata inanmyoruz; artk son yzyln iyimser filozoflarnn tersine, insan rkn mutlu bir gelecein beklediine inanmyoruz (Kumar 1999: 87) ifadesinin muhataplar konumuna dmekten kendimizi alamayacaz. Batl toplumlarda dnya grleri dzeyinde farkl izmlerin deneyimi, hibirinin mutlak gven gerektirmedii anlayna yol am ve tm izmlerin yerine geebilecek trden basit bir izm, faydaclk piyasaya srlmtr. e yararlln baat deer kabul edildii bu anlayla; modern Bat tbbnda salk ve hastala yaklam dzeyinde de bu ynl bir deiim balatlmtr. Saln faydac alglan , bir yandan insanlarn sala ykledikleri anlam dntrrken, dier taraftan kapitalizmin rant arac olarak grd sektrel bir yaplanmann yolunu aralamtr. Sonunda hastalk, organizmann ilevsel durumunu koruyamamas, ya da kendisine ynelik beklenti ve sorumluluklar karlayabilme gcnden mahrumiyet eklinde anlalmaya balanmtr. Salk aray da bireylerin, yeniden eski i levsel yeterliliklerine, ie yarama kabiliyetlerine kavuma beklentileri zerinden ekillenmeye balarken, kapitalist iletmeler de bu mteriler zerinden elden geldiince karlanmann ekonomisini kurmulardr.

81

2.2.2. Kltr Perspektifinden Bilgi ve nsan Yaklamlar al mann bu blmnde insann anlalmasna ynelik epistemolojik abalarda kltrel faktrlerin etkisinin var olup/olmad sorusuna cevap aranacaktr. Bu amala, farkl dnr ve perspektiflerin kltr ve insan grleri temel alnarak, modern Bat tbb ile Bat kltr arasnda bir ilikinin kurulup kurulamayaca sorgulanacaktr. Bu tr bir ynelim iine girilmi olmasnn nedeni, bilginin kltrel bir retim olarak kabul edilmesidir. Kltrel unsurlar, insanlarn yaam biimlerine kaynaklk eden dnya grlerini ekillendirici etkileriyle, yaanan salk sorunlarn etkilemektedir Dikkat edildiinde ifade edilen hastalklarn geneli yaam biimiyle ilikilendirilebilecek trden hastalklardr. Rafine yiyecekler, obezite ve riske cinsel yaam tercihleri, stres ve ekolojik kirlenmeye dayal olarak ortaya kan yaam biimi kaynakl bu hastalklarn hem anlalmas hem de areleri kltrel zelliklerden bamsz dnlemez. Tm hastalklarn belli dzeylerde kltrel boyutu bulunmaktadr. Bu iliki, hastaln kabul, tans, nleme pratikleri ve aklama yollar dzeyinde kendini gsterir. Bu yzden salk ve hastalk tanmlamalar, farkl sosyal kltrel ortamlara gre deiim gstermektedir. Hatta bu farklar ylesine belirginlemekte ki, medeniyetlere zg hastalklardan bile sz edilmektedir. Medeniyetin Hastalklar almasnda Brian Inglis (1999), Bat medeniyetine zg hastalklar kanser, kalp hastalklar, akl hastalklar, iyatrojenik hastalklar ve bulac hastalklar eklinde sralamaktadr. Son yllarda Bat tbb ierisinde, sala ekolojik yaklamlar da kaynan saln ok boyutlu, karmak gerekliinden almaktadr. Bu yaklamda salk ve hastalk, salt bireysel bir olgu olarak deerlendirilmeyip, bireyin iinde bulunduu toplulukla balantlar ierisinde anlalmaya allmaktadr. Bireyin hasta olup olmad kadar, bireyin hayatn srdrd sosyal organizasyonun salk sorunlarna yol aabilecek zellikler barndrp, barndrmad problemi odak alnmaktadr (MacLachan 1997: 1318). inde yaadmz sosyal yaplar, bireyin aidiyet ihtiyacn karlamakla kalmaz; dardan ynelebilecek tehlike ve tehditlere kar da bir koruma grevi de

82

grmektedirler. Koruma, fiziksel olabilecei gibi psikolojik ve sosyal ierikli de olabilir. Salk alannda yaplm aratrmalar, gven bunalm, stres, yalnzlk duygularnn da hastalklar tetikledii bulgular dikkate alndnda toplumsal yap ve buna ait elerin nemi daha da aklk kazanacaktr. nsan ekosistemi modelinde insann ok boyutlu btnl dikkate alnarak, ruhsal, bedensel ve zihinsel eler merkezi nem kazanr. Bu eleri hasta bakm sistemi, bireysel davran ve insan biyolojisi faktrleri evreler. alma hayatyla ilgili olarak da fiziksel evre, psiko-sosyal ve ekonomik evrelerden sz edilmektedir. Bu bileenler, birbirleriyle balantllk ierisinde belli bir yaam tarzn oluturmaktadr. Bireyin yaam tarz, insan yapm evre ve topluluk ierisinde srdrlmekte olup, tm bileenleri kltr ve canllar lemi kuatr. Bat toplumlarnda biyomedikal modelin basknl, bu toplumlarn kltrel dinamikleri ile de ilikilidir. Biyomedikal model hastal, insan kimyas ve fizyolojisinde meydana gelen deiikliklere yormaktadr. Mikroskobik ve makroskobik dzeyde belli bir inanca karlk gelmekte ve dier kltrel yaklamlardan ayrmaktadr. Her kltrde hastalk benzer bir biimde anlalmaz. Hala birok kltrde, cadlarn, cin ya da kt ruhlarn hastalk yapc olduklar inanc yaatlmaktadr. Burada ortak olan karlalan sorunlara ynelik bir sebeplendirme giriiminde bulunma ve bu sebepler zerinden de hal aresine bakmaktr. Bat toplumlarnda bilimsel kurumlar ve zellemi profesyonel salk hizmetleri are olmaya abalarken; baka bir toplumda ifac, aman, din adam arlabilmektedir. Bat tbbnn evrensel bir olguymuasna, btn kltrleri kuatan yaylmacl imdilerin tartmal konularndandr. Sosyal bir pratik olarak saln ve salk pratiklerinin, kltrel oulculuk esasnda, yeniden yaplandrlmas iin abalar srmektedir. Bu, ncelikle kltrn ne olduu, nasl i ledii ve salk ve hastalk alglamalar ilgili olarak ne tr zenginlikler sunabilecei sorununun aydnlatlmas gerektirmektedir.

83

2.2.2.1. Kltr Olgusuna Farkl Yaklamlar Kltr, zerinde en ok konuulan konulardan ve yine ok sayda tanm denemesinde bulunulan kavramlarndan biridir. zerinde bu kadar ok durulmasn Raymond Williams, farkl entelektel disiplinlere ve dnce sistemlerine konu olmasna balamaktadr. O, kltr kavramnn, endstriyalizmin paralayc etkilerine kar, oulcu bir protesto olarak ortaya kt grndedir (Williams 1995: ix). Yine Williams Kltr ve Toplum(1971) adl eserinde, kltr dncesinin tarihini, ortak yaamn deiken koullarna ynelik gelitirilen tepkilerle aklamaktadr. Kltr btnsel bir yaam tarz olarak gren Williams, kltrel ve dnsel biimlerin birbirine bamllk gsterdiklerini belirtmitir. Kltr kavramnn kullanmnda karlalan ieriksel farklar disipliner ayrma ve perspektif farklarnn yan sra dnemsellikten de kaynaklanmaktadr. Balangta, renmeye dayal bilgi, incelik, grg ve estetik duyarlkla gndelik hayatn saygn bir sunumunu ifade ederken, evirilerek gnmzdeki paradigmal, metinsel karlklarna tanmtr. Kuram terimi, kltr kavram kadar mulklklar iermese de yine ok sayda tanm denemesine konu olmutur. Oxford szlnde kuram, bir eyi aklayan, zellikle gereklerden bamsz genel ilkelere dayanan bir varsaym ya da fikirler sistemi olarak tanmlanmaktadr. leyie ilikin nelerin olup bittiinin aklanmasnda kullanlabilen soyut ve sistematik olarak dzenlenmi kavray ve modellerden oluur. Kltrel kuram ise kltrlerin oluumu, ileyii ve toplumsal yap ve yaamla balantlar, bireysel sosyalizasyondan kurumsal yaplarn ekilleniine kadar mevcut/muhtemel etki ve balantlar incelemekle ilgilidir. Sorokin, Bir Bunalm anda Toplum Felsefeleri al masna birok insann toplumsal-kltrel ayakkablar ayaklarn vurmaya balamadan, onlara pek dikkat etmezler. Ama bir kez, bunalmn glklerinin vurmas dayanlmaz olunca, bunalmn

84

nasl ve niini ve gei durumunun btn teki sorunlar stnde durmaya zorlanrlar (1972: 15) demektedir. Durkheimda benzeri ekilde toplumda yaanan anomik dnemlerde, karlalan sorunlara zm araylarnn younluk kazand konusuna dikkat ekmitir. Sorgulama temel insani zelliklerdendir. Bu yzden de yaama gzlerimizi aar amaz, neden, nasl, niin ve nereden gibi sorularla ocuksu merakmz gidermeye altmz gibi, iinde bulunduumuz, bolukta asl olma durumundan da kurtulmaya alrz. En basit ekliyle yneltilen sorular bile, bizim bir yerli olma, aidiyet duygumuzu tatmin edebilme yanls bir ilev grr. Zihinsel dzeyde kendimizden balayarak, ailemizin, toplumumuzun ve en nihayetinde insanln ne anlama geldii, ynelimlerinin neler olmas gerektii, ailemizin ya da paylam iinde bulunduumuz gruplara ynelik tutum ve davranlarmzn, neden dierlerinden ayrlklar gsterdii sorular karmza insann kltrel boyutunu karmaktadr. nsan, ifade edilebilen ya da henz ifade imkn bulunmayan birok zelliin ortaya kard gerekliin resmidir. Bunlar arasnda dil, dnce, kltr, tarih, zgrlk, aidiyet gibi fenomenleri saymak mmkndr. nsan ne bu zelliklerin tamam ne de belli bir ka olarak tanmlanamaz. Hem birka, hem tamam; hem henz ortaya kmam potansiyelleri ve hem de bunlarn birlikteliinin benzersiz bir potada ortaya karabilecei yeni yaratmlarn tamamn ifade etmektedir. Bu ynyle insan belli temeller, sabitelerle tanmlamamz glemektedir. nsan, kkleri mazinin derinliklerine uzanan, dallar gelecee ynelmi ve canlln imdi ile ifadelendirme olana bulan, devingen bir realitedir. Onu tanmaya, bilmeye ynelen her bak onda dn, gn, yarn okuyabilecei gibi birok bilinmezin/bilinemezin de kararna varr. Marksist perspektiften kltrn alglan , dorudan, retim sreleriyle ilgilidir. Burjuvazinin kar ve grlerini yanstt iddias zerine kurulu kltr yaklam, yabanclama sorunuyla balantl bir biimde dile getirilmektedir. Kurucu sosyologlardan Emile Durkheim, kltr, toplumsal uzlama ve btnleme katalizr olarak grm, dinsel ieriine vurgulamtr. Toplumsal dayanma, istikrar ve etkileimin ayrlmaz bir paras olarak grd kltr, toplumsal rgtlenme biimini,

85

toplumun yesi bireylerin etraflarndaki dnyay grme ve snflama tarzlarn belirledii grndedir. Mestrovic (2004:195)e gre Durkheimn bilim ve iir, mitler ve efsanelerden ortaya kmtr ifadesi onun kltrel unsurlara atfettii nemin gstergesi olarak alnabilir. Weberin soruna yaklamnn merkezinde insan eylemlerinin anlalmas sorunu yer almaktadr. Alman Hermeneutik geleneinin etkisiyle yorumcu bir yol izleyen Weber, eylem tipolojisini kltrle ilikilendirerek aklar. Deer ynelimli rasyonel eylemin, dinsel kurtulu aray gibi kltrel inanlar ve amalarla yrtldn belirtmitir. Weberin sosyoloji hakknda ifade etmi olduklar da yine dorudan kltrel kapsamdadr. Ona gre sosyolojinin grevi, iinde yer aldmz yaamn bizi evreleyen gerekliin zglln, btnln ve kltrel anlamn anlamaktr. Bir yandan btnlk ve anlamn bu gnk konumlar ierisindeki bireysel grnmlerini, br yandan bunlarn u veya bu biimde olumu olmalarnn nedenlerini anlamaktr (zlem 1990 :108). Kltrn merkezi unsuru olarak dini kabul etmeleriyle Weber ve Durkheim benzerlik gsterirler. Weberin modern ve geleneksel toplum ayrmn esas alarak ifade etmi olduu modern topluma zg yaamn bysnn bozulmas, ama duygusunun zafiyete uramas ve brokrasinin tun kafesi deerlendirmeleri de kltrel balantlaryla aklanmaya al lmtr. Kltr konusunda en ak deerlendirmelerde bulunan klasik sosyologlardan biri de Simmeldir. O, XIX. yzylda nesnel kltrn znel kltr zerinde kazanm olduu stnlkten sz eder ve bu nesnel kltr eya kltr olarak yle zetler: Her gn ve her ynden bakldnda, eya kltrnn kapsam genilemektedir.; artk bireyin tini (znel kltr) bu eya kltrn ancak gittike alan bir uzaklktan izler ve sadece pek az artan bir hzla kendi oluumunun form ve ieriklerini geniletebilir. Simmelin muhafaza ettii tek dnce insanlk tarihinin, kltrleme faaliyetlerinin devam edip giden bir sreci olarak kavranmas gerektiidir Ona gre kltre giden yol, doay baklan deil, gzlemlenen bir ey klmaktan ve tasarlamaktan ve bal olarak insann kendisini doadan farkllatrmasndan, tasarladklarn ve farkllatrdklarn nesnelletirmeye ve hatta eyletirmeye kadar giden bir yoldur. Ona gre bu sre,

86

insann kendini idame ettirme abalaryla balayp, sonrasnda kltrn insann karsna yabanc bir g olarak kmas srecidir de. Kltrel yaratlarla insan arasndaki ilikiyi zne nesne temelinde de ele alan Simmele gre, zne ve nesnenin geliimin paralellik gstermeyeceini; znenin, nesnenin geliimini izleyerek kmaz bir sokaa dalacan, izlemeye devam etse de bu geliimden kendi i ve en zel yaamna bir ey katmamak suretiyle yolunu kaybedeceini ifade etmektedir (Jung 2001: 64-67). Parsons, kltr, kiilik ve toplumsal yapnn birbirleriyle balantll sorununa eilmitir. O, toplumun kltrel sisteminin, bireylerin rol beklentilerini belirleyerek, birbirleriyle iletiim ve etkileimlerine imkn saladn dnr. Kltrel sisteme ilikin olarak, farkl etkinlik alanlaryla ilgili olarak Parsons, bilisel semboller, dnyaya ilikin fikirler ve inanlar, anlatmla ilgili semboller ve ahlaki standart ve normlardan bahsetmektedir. O, kltrel sistemin bireylerin ihtiya eilimlerini biimlendirdiini, kiilii kuatarak roller zerinden toplumsal sistem iinde kurumsallatn ifade etmitir. Onun AGIL modelinde kltr (L) ierisinde yer almaktadr. (L) gizil rnt sreklilii ve gerilim ynetimini temsil eder. Kltrel deerlerin retimi, dayanmann srdrlmesi ve toplumsallama ile ilgili kurumlar burada yer almaktadr (Poloma 1993:160-164). Gramsci (1986) ise hegemonya kavramyla ilikilendirdii kltr eitsizlik yaplarn glendiren, eletirel dnce giriimlerinin nn kesen motifler olarak deerlendirmitir. Frankfurt Okulu temsilcileri ise kltr balamnda teknolojinin sosyal yaama etkileri, popler kltrn yeniden retimi ve toplum zerindeki etkileri konularna dikkat ekmi lerdir. Walter Benjamin, sanayi kapitalizmiyle birlikte kltrel rnlerin kkl dei imleri sorununa deinmi ve teknolojinin kltrel rnlerde yol am olduu anlam kayb problemini i lemitir. Adorno ve Horkheimer ise kitle kltr ve kltr endstrisi tartmalar zerinde younlam lardr. Aydnlanmann Diyalektiinde aydnlanma projesinin baarszlklarna atfla, akl ve bilimsel bilginin, toplumsal yaamn arasal denetimini kontrol etmeye baladn belirtmi lerdir. Vaat edilen akll, dikkatli bir toplum yerine dar, pragmatik bir rasyonalite biimi ile belirlenen bir dnyaya klmtr. Brokratik, teknolojik ve ideolojik gler insan zgrln kstlam ve pasif, tek tip tketicilerden oluan bir

87

kitle toplumu yaratmtr. Srdrlmekte olan kltr endstrisi ise kapitalizmin yeniden retiminden teye bir fayda salamamtr. Kltr endstrisi ise uyum, tketim, disiplinli al ma ve bireysel baar tutkusu gibi zelliklerle tanmldr. Goffman (1967), insanlarn ortak durum tanmlamalarn srdrmek ve duruma uygun davran gstermek iin kltrel kaynaklar kullandklarn belirtir. O, kavray, gelenek ve norm szcklerini de kltrle eletirerek kullanmtr. Eylem, anlam ve benlik sorunlaryla ilikilendirmi ve kltr toplumsal etkileim iin temel nitelikte grmtr. Garfinkel eylerin belirli balamlarda anlaml olduunu ifade etmitir. Anlam, olduka balam baml olduu iin, onun belirli yerlerde, belirli eylem dizilerinde ortaya kan bir ey olarak incelenmesi zorunluluuna iaret etmitir. O, bilimsel faaliyetin, gerekte hi de bilimsel olmadn, gnlk yaamdaki saduyu dnn benzer bir trne bal olduunu ileri srmtr. Onun temel sav bilimsel bilginin grecelii ve onun doru ya ve aratrma bulgusuna ilikin belirli fikirler dizisine sahip bir bilimsel topluluun baars olarak gsterilmesi zerinedir Garfinkel, kltr somut eylemlerin dnda var olan orada bir ey olarak grmez. Kltr ayr ve zerk bir sistem olmaktan ok, faaliyet ierisinde olduka belirgin ya da faaliyetten kan bir ey olarak deerlendirir (Poloma 1993: 242-247). Kltr, kendisi bir yarat olarak kalmaz, yeni yaratlarn ortaya k na da kaynaklk eder. Her toplum, kaynan yaanlan kltrel dinamiklerde alan, deiim ve dnmlere maruz kalr. Kltrel almalar konusunda en arpc isimlerden biri Bourdieudur. Mikro-makro dzeyleri birbirine yaknlatrma amal eletirel bir tutumla gelitirmi olduu kavramlar farkl disiplinlerden aratrmaclar tarafndan cazip bulunmutur. Bourdieu, kltrel pratikleri nesnel toplumsal ilikilerin ileyi ine ilikin znel alglamalar yanstan ve yeniden reten aralar olarak grmektedir. Bu alandaki dncelerinin habitus kavram ile temellendirme abasndadr. Habitusun farkl ynlerine iaret eden Bourdieu, yaamn btn alanlarnda etkili bir biimde tepkide bulunmamz salayan eyler olarak grmektedir. Shultzun yaam dnyas kavramna benzer bir biimde habitus aklmzda ve bedenimizde tadmz ve farkl toplumsal ortamlarda

88

bavurabileceimiz kaynaklar, eilimler btndr. Habitusun farkllamasnda baat etken aile ve okuldur. Her ikisi de sosyalletirici, kltrletirici kurumlar olarak dikkat ekmektedir (Bourdieu 2007 33-40). Kltrel sermaye kavram ise daha geni bir habitusun bir boyutu ve bu nedenle ona sahip olanlarn toplumsal konumlarn yanstan bir olgu olarak grmektedir. Kltrel sermaye fark yaratc ve toplumsal ayrmann ve eitsizliklerin srdrlmesine araclk ettiini dnmektedir. Ona gre bir eyin kltrel sermaye olarak kabul edilebilirliinin kararn toplumdaki sekinci evreler vermektedir. Bir ynyle de kltrel sermaye unsurlar st sosyo-ekonomik evrelerin, daha alt gruplarla aralarnda oluturmak istedikleri mesafenin tel rgs vazifesi grmektedirler. Kltrel sermayenin elde edilmesi uzunca bir sreci gerektirir. Hatta grnrde bu unsurlara sahip olmuluk da yeterli grlmez ve elde edilmi kltrel sermaye unsurlarnn iselletirilerek ona uygun tutum ve davranlar sergilenmesi gerei de aranmaktadr. Tm bunlarn kazanm dahil olunan habitus sayesinde mmkn grlebilir. Bourdieu, habitus kavramyla birlikte, alan kavramndan da sz etmektedir. Onun alan kavram, kltrel sermayenin iletildii ortamlara karlk kullanlmtr. Bunlar arasnda gzel sanatlar, tp, hukuk, endstri, siyaset gibi soysala yaam elerinin yaatld ortamlardr. Eylemlerde bulunan aktrler mevcut alanlarn hepsinde belli zelliklere sahiplik, rekabet, onanma, bireysel baar temelinde g ve stat mcadelesi iine girerler. Herhangi bir alan ierisinde baarnn lt olarak kabul edilen kltrel sermaye unsurlarnn kazanm aktrlerin kendi habituslar ile belirlenir. Giddens (2002), yapnn bireye isellii sorunu zerinde durmutur. Ona gre yap, bireylerin sosyalleme sreciyle kazanm olduu, gerek bir varla sahip, snrlandrc olmaktan ok olanak salayc kltrel elerdir. Ona gre modernizm, bulac hastalk, ktlk ve kuraklk konularnda insan hayatn kolaylatracak birok gelime salamtr, ancak sekler risk kltr iinde yaamay doal olarak tedirgin edici bulmutur. Benliin kuruluu sorunu zerine de eilen Giddens, Modernite ve z-Kimlik (1991) almasnda belirlenen bir kimlik ya da role aktrlerin dorudan ulaabilme sorununa aklk getirmeye almaktadr. Ona gre, bizim iin belirlenen bir kimlii ya da rol sorgulamadan takip etmek yerine, benliin dnl kuruluu zerine dnmemiz gerekmektedir. Bu sre bilgi ve uzman sistemlerin (psikologlar,

89

danmanlar, mesleki uzmanlar, yardmc kitaplar) kullanmn gerektirir. Birey, bunlarla alternatifler okluu ierisinde belirlenen seenein, yaam tarznn gerekelerini oluturma abas verir. Dick Heptige (1979: 18) olarak grmektedir. Geertz iin kltr kavram asli bir nem tar ve bunu sosyal yap kavramndan ayrr. Ona gre kltr, bireylere kendi dnyasn tanmlad, duygularn ifade ettii, kendi kararlarn verdii bir inanlar, dilsel simgeler ve deerler erevesidir. Baka bir ifadeyle, insann kendi deneyimlerini yorumlamasn salayan ve eylemlerine rehberlik eden bir anlam dokusudur. Sosyal yap ise eylemin ald biim, gerekte var olan sosyal iliki adr (Geertz 1973: 144-145). Ona gre, alglamak, anlamak, yargda bulunmak iin kiisel olmayan mekanizmalar bakmndan simge sistemleri veya simgesel ablonlar bilginin dsal kaynaklardr. Bunlar doal bir ekilde, ar plastik olan insan davran iin gereklidir (Geertz 1973: 216-217). Geertz (1975: 89), kltr tanmnda semboller nem kazanr. Ona gre kltr, sembollerle somutlaan, tarihsel olarak tanan bir anlamlar rntsn; insanlarn hayat ve hayata kar taknlan tutumlarna ilikin bilgilerini ilettikleri, srdrdkleri ve gelitirdikleri sembolik formlar iinde aklanan, miras alnm bir kavramlar sistemini ifade etmektedir. Ona gre kltr, tanmlanmas gereken nesne ya da yorumlanmas gerekli sembol ve anlamlar kmesi olmann tesinde ekimeli, geici, gelien bir eydir. Temsil ve aklama hem ieridekiler hem de dardakiler tarafndan yaplanbu ortaya ka bulaktr. Kltr artk tanma, otorite ve sz hakk iin mcadele eden, ekien temsillerin ve sylemlerin bir alan olarak grlebilir. Clifford Geertz (1975) Bir Kltrel Sistem Olarak deoloji almasnda, kltr, sadece sosyal btnlemeyi salayan aptal bir makine olarak grmenin yanl olacan belirterek, toplumsal yaamn aktif, kurucu boyutuna iaret etmitir. O, kltr bilisel ve duygusal boyutlaryla insanlarn dnyalarn, yaamlarn anlamlandrabilmede kullandklar sembolik kalplar olarak grmtr. nsann kendi rm olduu anlam Altkltr: Sitilin Anlam almasnda, kltr, soyut

toplumsal glere dayal bir yarat olmann tesinde, belli bir mesaj amal retilen ey

90

alarna takl kaldna durumuna iaret eden Geertz, bu alarn analizinin deneysel bir bilimden ziyade yorumlayc bir aba ile anlalabileceini ifade etmitir. Ona gre kltrn kapsamna ilikin snr izmemiz/izebilmemiz mmkn deildir. Kltr hem iimizde, hem dmzda, hem grnr yzeyimizde hem sakl derinimizdedir eklindeki adreslendirmesi ile de kltrn kuatcln aklamaya al mtr. Son dnem yaznnda kltr sorunu, kreselleme olgusu perspektifinden

anlalmaktadr. Bu temelde dillendirilen kltr yaklam ekonomik, politik kreselleme sreleriyle paralel bir sre ierisinde deerlendirilmektedir. Kltrel kreselleme, global lekte bilginin, iaret ve sembollerin ak ve bu aka tepkiler hakkndadr. Sosyoloji literatr ierisinde karmza kan Amerikanlama, McDonadlama, Medikalleme gibi olgular kltrel unsurlar zerinden ifade edilmeye al lmaktadr. Kltr, bir anlama/alglama erevesi olarak da dnlmtr. Bu ynyle Kuhnun paradigmasn hatrlatmaktadr. Goodenough (1964: 36)a gre kltr, renmenin nihai rndr. O, kltrel zihinsel modellerin, yani belirli dnce rntlerinin, dnyay kavrama, karmlar yapma ve ngrlerde bulunma tarzlarnn paylalabilir olmasn renme ile ilikili grmektedir. Kltr, dnceler, deerler ve anlamlardan oluan bir sistem olarak grmek mmkndr. Bu yzden de kltrel yaratlarn anlalmalar yorumlama yoluyla gerekletirilebilir. Saln kltrel bir olgu olarak tasavvuru, anlamlarna paralellik gsterecektir. kltrn farkl Hem kavramsal olarak kltre yklenen

anlamlar dzeyinde hem de farkl tarihsel koullarda toplumlarn gelitirmi olduklar kltrel elerin deiken doalar dikkate alndnda; saln kltrel alglan da benzeri deikenlii barndracaktr. Kltr kavram etrafnda ifade edilenleri ortak bir payda da toplamak gerekirse; yaamn oulcu doasnn ortaya karm olduu gerekler, kltrel unsurlarn kendi yerellikleriyle yaatlmas ihtiyacn dourmaktadr. Modern Bat tbbnn kendini kltrel zelliklerden izole bir biimde tasavvur etmesi ve kendisini kltrler zeri bir

91

realite olarak sunmas sakncal bir duruma iaret etmektedir. Elbette farkl kltrel anlaylar arasnda karlkl al-veri ve etkilenmeler olabilir, ancak bir siyasa olarak her hangi bir kltrn, baka bir kltr zerindeki basklayc tutumu olumlu karlanamaz. Modern Bat tbbnn dier kltrel tbbi gelenekler zerindeki tutumu tahakkmc bir siyasay akla getirmektedir. 2.3. FARKLI EPSTEMOLOJLER BALAMINDA BLG VE NSAN Flecke gre, bilinen herhangi bir ey, onu bilene, her zaman sistemli, kantlanm, uygulanabilir ve doruluu apak gibi grnmtr Her yabanc bilgi sistemi de, ayn biimde, elikili, kantlanmam, uygulanamaz nitelikte, hayali ya da gizemli grnmtr (Burke 2004:1). Bireylerin doru ya da bilgi olduklarna inandklar eylerin, toplumsal ortam tarafndan belirlendii, deilse bile etkilendii dncesi yeni bir gr deildir. Baconun maara ve pazaryeri putlar, Viconun uluslarn kibiri Montesquieunun eitli uluslarn yasalar, iklimleri ve siyasal sistemleri arasndaki ilikiler stne incelemeleri bu rnekleri oluturmaktadr. Manheim ve Weber fikirlerin toplumsal olarak konumlandrlm olduklarn ve dnya grleri ya da dnce biemleri (slup)nin dnemlerle, uluslarla ve kuaklarla ve toplumsal snflarla ilikili olduunu belirtmilerdir (Burke 2004: 5). Bilginin greli olduu tartmalar ile objektif bir etkinlik olarak bilginin kesin ve deimezliine ilikin tartmalar birlikte yrmtr. Bat dncesi tarihinde bilgi sorununa farkl yaklamlar idealizm ve pozitivizm genel balklar altnda iki baskn gelenein devamll eklinde grlmtr. Pozitivist perspektiften bilim, ampirik, rasyonel ve objektif bir giriim olarak deerlendirilmi ve doaya ilikin doru aklama ve ngrler gelitirebilme amacna hizmet etmitir. Pozitivistlere kar klar genellikle gzlemin, tek bana teorinin doru ve yanlln belirleyemeyeceini, teori ile gzlem arasnda ie yarar bir farkllatrma yaplamayacan belirtme eklinde olmutur. Konvansiyonalist yaklam olarak da bilinen bu itirazlar, farkl teorik ereveler arasndan rasyonel bir seim yapmann/yapabilmenin olanakszlna iaretle, teorik tercihlerde ahlak, estetik ya da arasal kayglarn ie karabilecei endielerini dile getirmilerdir. Hatta daha da ileri

92

giderek,

inan

ve

kavramlarmzdan

bamsz

bir

dsal

gereklikten

sz

edilemeyeceini belirtmi lerdir. Onlar, bilimin, objektif olarak test edilebilecek ve gzlem ve deneyle karlatrlabilecek teoriler yoluyla dsal gereklie ilikin doru betimleme ve aklamalar getirilebilecei grne kar karlar (Keat ve Urry 2001: 14-17). Pozitivizm savunucular, doa bilimlerine ilikin belirli bir gr benimsemekle kalmamlar, ayn zamanda doa bilimlerinin insan bilgisinin tek meru formu olduunu da iddia etmilerdir. Dier entelektel etkinlikleri gvenilir bilgi edinme yolu olarak kabul etmeyen Pozitivist yaklam, doadan insana kadar her konunun ayn yntem ve anlay la bilgi konusu edilmesinden yana tavr almlardr. Onlarn bu giriimleri konu seimlerini de belirleyici olmu, olgusal zellikte bulunmayan metafizik eler ve deerler bilimin d na atlmtr. Pozitivist tutuma, en ciddi eletiriler insann bilgi konusu edilmesi hususunda yneltilmitir. Pozitivist yaklam deney, gzlem, aklama, tahmin, teori ve bilimsel yasa tr kavramlar ne karmlardr. Bir olayn aklamas, onun bir dzenliliin rne i olduu inancna dayaldr. Bilimsel teoriler, doruluk ve yanl lklar sistematik gzlem ve deney yoluyla deerlendirilebilen, olduka genel, evrensel ifadeler dizisinden oluur. Bu gzlem ve o deneylerin sonular tam bir kesinlikle bilinebilir. Bilimsel teorilerin evrensel nermeleri ise yasa olarak kavramlatrlr. Teorik ve deneysel yasalar ayrm dikkate alnr. Keat ve Urry, pozitivistlerin, zamanla, hibir sonlu saydaki gzlem kant tm zaman ve meknlara uygulanabilecek bir yasann doruluunu temin edemez (Keat ve Urry 2001: 30-32) anlay na dntn belirtmektedir. Pozitivist iin bilimselliin lt deneysel gzlemdir ve teorik nermeler iinde yer alan terimler deneysel gzlem konusu edilemiyorsa bilimsellik ltlerine uymuyor demektir. Gzlemsel terimler gzlenebilen durumlara karlk gelitirilmilerdir ve bilimsellik ltne uygundurlar. zetle, pozitivistler, gzlem dilinin hem epistemolojik hem de ontolojik adan ayrcalkl bir dil olarak grrler. Epistemolojik adan ayrcalkl olmak demek, sadece gzlemsel terimleri ieren nermelerin

93

doruluk veya yanll teorik terimler ieren nermelerden daha kesinlikli bir biimde bilinebilir olduu anlamndadr. Ontolojik adan ayrcalk ise sadece gzlemsel terimlerin fizik dnyadaki varolua karlk geldii iddiasn iermektedir. Baka bir deyile; yalnzca gzlemsel terimlere karlk gelen durumlarn nesnel varoluuna hkmolunabilir. Bilimsel teorilerin aklama ve kestirimde bulunmay hedefledikleri durumlar da bu nesnel gerekliklerdir. Realistler ise gzleme ontolojik ayrcalk atfedilmesini reddeder. Bilimsel teoriler gzlenenin tesindeki yap ve mekanizmalarn nedensel aklama yapmamza imkn verir. Keat ve Urry (2001: 47- 48)e gre, pozitivist perspektifin konu, mantksal ileyi ve takip edilen metodolojik ilkeler temelinde bilimlere ortak payda araylar hem bilimlerin tzsel birlii anlay na ve hem de tm bilimlerin fizik bilimler asasnda belli bir indirgemeci szgece tabi tutulmalar anlay na hizmet eder. Bu anlaya gre bilim olma iddiasndaki her bir etkinlik, bilim kimliini hak edebilmek iin, ncelikle, fizik bilimi rneinde almay ilke edinmelidir. Bu yzden bilimleri belli bir hiyerar i ierisinde mtalaa eden pozitivist perspektiften bilimler fizikle balar, kimya biyoloji, psikoloji ve sosyoloji ile ilerler ve bylece de hepsi ilkine indirgenmi olur. Pozitivist gelenek, kendi ierisinde farkllaan farkl anlaylara da ev sahipli i yapmtr. Bu yaklamlarn temel iddialarn u ekilde sralamak mmkndr.

94

Pozitivizmin temel iddialar


Tanm Naturalizm Pozitivistler, insan, tarih ve toplumsal konular doa bilimlerinin yntem ve varsaymlaryla almay kabul etmilerdir. erii Bu, davran, kurumlar ve toplumun kimyasal bir sre gibi, hidrolik sistemler gibi, jeolojik yaplar gibi incelenebilecei anlamna gelir. Bir bilimsel deneyin kapal sistemi sosyal bilimlerde bilgi retim modeli olarak alnmaktadr. Fenomenal Fenomenalizm, bilginin sadece gzlemsel deneyle Bir eyin bilgisi dorudan duyu izlenim ve izm mmkn olduu kabulne dayanr. Dorudan etkilenimlerimizle bize ulamad srece o deneyimleme olana olmayan durumlar fiziksel eyin dncesinden hareketle varlna duyumlarn tesinde, metafiziksel olarak kabul edilir. hkmedemeyiz. rnein mutluluk sadece insanlarn zihninde var olabilir yoksa fiziksel olarak deneyimlenme olana yoktur. Nominaliz Nominalizm de fenomenalizm gibi kavramlarmzn Dorudan duyumlar araclyla m deneyimi esas almas gerektiini kabul eder, fakat deneyimlenmeyen dnce ve kavramlar yine de kavramlarn bir isim (ad) olmann tesinde anlamszdr. Kat anlamyla, bilind, bir kullanm deeri yoktur. Szckler eyann pr kapitalizm gibi adlar dorudan duyularmzla deneyimlenen durumlara refleksiyonlar olarak kabul edilir. Yine de, kullandmz kelimeler kimi zaman basit karlk gelmediinden anlamsz kabul tanmlamalardan daha te bir ey olduundan bunu edilecektir. baarmak pek de kolay deildir. Atomizm Atomizm, objelerin tanmlanmasna ynelik belli bir Herhangi bir konu zerinde alma yaklam ifade etmektedir. Atomculuk, bilimsel yrtecek atomcu, ncelikle alt alma konusu objelerin somut ve daha kk alt konuyu oluturmu olduunu dnd en birimlere ayrlamayacak birimler olduunda srar kk birimi tespit etmek zorundadr. eder. Bu objeler bilimsel almalarn temelini Burada toplum sz konusu ise, elbette, oluturur. Kolektif objeler ise bu atomik yaplarn atom da birey olacaktr. Toplumun toplam olarak kabul edilir. atomistik aklamas bireyle balar ve toplumu da bu bireylerin toplamndan daha fazla bir ey olarak grmez. Bilimsel Bilimin amac kanunlar gelitirmektir. Bilimsel bir Bilimsel yasalar iin aratrma ampirik Kanunlar yasa gelitirmek ncelikle belli bir takm objeler dzenlilik bulgularyla urar. rnein kmesinin gzlenmesini ve bu gzlenen durumlar sigara kullanm ile akcier kanserinin arasnda dikkat ekici dzenliliklerin olup geliimi arasnda grlmesi muhtemel olmadnn tespit edilmesi gerektirir. ki ya da daha dzenliliklerin aa karlmas gibi. Sosyal bilimciler ise bunu kendi alma ok eyin belli bir dzen ierisinde birlikte bulunmas durumu, ya da birbirini izlemesi hali konularna uydurabilir. rnein fakirlik ile deneysel dzenlilik olarak adlandrlr. Bazen bu su, para arz ile enflasyon, cinsiyet ve olaylarn daimi balants olarak tanmlanr. Bu servet arasnda belli bir iliki kurmaya durumda ayn dzenliliklerin baka koullarda da imkn tanyan dzenliliklerin olup ortaya kp kmayacann denetlenmesini olmadn aratrabilir. gerektirir. Bilimsel bir yasa farkl yer ve zamanlarda objelerdeki deneysel dzenlilikleri aklamak iin gelitirilmi genellemelerdir. Gerekler/ Deerler ve gerekler ayr tutulur. Sadece gerekler Bu varsaymlar kabul etmi bir sosyal Deerler bilimsel olarak kabul edilebilir. Gzlemsel kanta bilimcinin, gzlem ve deneyi esas alarak, referansla, gerekler deneysel olarak dorulanabilir, gereklii tanmlayan bilimsel aklamalar gzlenebilir, llebilir zelliktedirler. deer ykl ifadelerden ayrmas gerekmektedir. Kaynak: . Smith, Mark J. Social Science in Question, , 1998 s: 76

95

Pozitivizme rakip safta yer alan gelenek ise bilginin bir ina olduu iddias zerinden idealist gelenektir. Her trden bilginin toplumsal olarak belirlenme olasln dile getiren bu yaklam iin dnmek, bilim ve bilgilerimiz toplumsal bir rn olarak retilmi olduklar koullardan bamsz ortaya kmazlar. Bu anlamda belirlenim tek yanl hkm sren bir durum deil, birbirlerini karlkl besleme eklinde ortay kar. inde bulunulan toplumsal, tarihsel ve kltrel koullar, bilgi ediminde bulunan bireyin bireysel zelliklerinin ortaya kan rn zerinde etkiye sahip olmas gibi, ortaya kan rnler de yine kendisini ortaya karan koullar etkiler, deitirir, dntr. Marks, insan fikirlerinin, grlerinin ve alglamalarnn, ksacas, insan bilincinin, maddesel varlk koullarndaki, toplumsal ilikilerindeki ve toplumsal yaamndaki her deiiklikle birlikte deitiini anlamak iin derin bir nseziye gerek olmadn (McCarthy 2002: 36-27) belirtmitir. Scheler ( 1980: 72-73)in gelitirmi olduu bilginin retildii zihin biimleri, her zaman toplumsal yap tarafndan koullandrlr tezini kendilerine dayanak alan Berger ve Luckmanna gre de bilgi, toplumsal bir grup ya da insan topluluu tarafndan kabul edilen her trl dnce kmesine, onlarn gerek olarak kabul ettikleri olgulara ilikin fikirlere karlk gelmektedir (Berger ve Luckmann 1966). Bilginin grelilii ya da koullanm l tezleri kklerini Alman idealist dnce geleneinden almtr. Bu gelenei iin k noktas Kant felsefesidir. dealist dnce gelenei, konu seiminde pozitivist gelenein metafizik eleri dlayc tavrlarn benimser bir grnm sergileseler de, seilen konu insan olduunda onlardan bambaka bir tutum izlerler. zellikle Diltheyin nclk ettii ve yaama felsefesi gelenei olarak da adndan sz ettiren bu akma gre insan ve insan yaamn anlamak, onun tinsel bir varlk olarak kabuln ngrmektedir. Diltheyin yaama felsefesinde tinsel-dnsel elere vurguda bulunulur ve yaamadan insan soyunu kuatan balam anlatlmak istenir. Yaama onda tin, ruh, zne ile ayn anlama gelmektedir. Doa bilimleriyle tinsel bilimler arasndaki ayrm ise; doa bilimleri dtan verilmi olan, tek tek ortaya kan olaylar kendilerine konu yaparken; tinsel bilimler canl bir

96

balam olarak zgn bir biimde ortaya kan isel yaantlar kendilerine konu yaparlar (Akarsu 1979: 52). Diltheyin gereklie bak da pozitivistlerinkinden derin farkllk gstermektedir. Gereklik, elimelerle dolu, akld ve tannamaz zelliktedir. Ona gre, tm tarihsel/toplumal olgu ve olaylarn zniteliinin bilince ballktr. O, bu olgu ve olaylarn insann bilme, isteme, ama koyma/arzulama/amal eyleme yetileri dorultusunda ortaya ktklarn, onlar doal olgu ve olaylardan ayrdn belirtmektedir (Dilthey 1999: 13). Doa bilimlerini yntem ve ulalan bilgilerin deeri ynnden tin bilimlerinden daha alt konumda gren Dilthey (1999: 108)e gre, doa bilimsel bilgi, ampirik olan mantksal kalplar ierisinde aklama sonucu elde edilir. Burada bilgi elde etmek iin bir duyum-tasarm (duyumsallk-zihinsellik) kurmak yeterlidir. Oysa tin bilimsel bilgi, ancak, tin bilincinin insani olan hereyle ilgilenmesi sonucu elde edilebilir. Bu demektir ki, tin bilimci, doa bilimcinin bavurduu duyum-tasarm ilikisi yannda, anlamann gerekleebilmesi iin gerekli olan sezgi, empati, sempati, zihinde yeniden kurma gibi edimlerle mmkndr. Diltheyin bilgi ve yntem anlay nn, pozitivizmin dar kalplar arasna skm modern Bat tbbi iin yeni olanaklar salayabilme imkn yksektir. Onun insan tanma nerilerinin, hem tbbi tan ve uygulamalar dzeyinde hem de salk ve hastalk dzeyinde insann anlalmas yolunda kolaylatrc olaca dnlebilir. dealist perspektiften gelitirilmi olan bilgi yaklamlarn ve temel iddialarn ile aadaki tabloda grmek mmkndr.

97

Bilginin inasna ynelik idealist yaklamlar


dealizm eitleri Yorumculuk ve Fenomenoloji Sosyal bilimlerin karlat problem Teori ve Gzlem aktrlerin gndelik yaam deneyimleri ile sosyal bilimcilerce retilen sosyal yaamn bamsz deerlendirmeleri arasnda bir atlan varl sorunudur. Bilimsel tarafszlk sosyal bilimcilerin sosyal srecin nasl ilediine dair kendi kavramlatrmalarn dayatmalar sonucunu yol amaktadr. Bamsz bilim bize aratrlan konudan ok aratrmac hakknda ok ey ifade eder. Anlama fazla deilse de en az aklama kadar nemlidir. Sosyal bilim kuvvetle Gerekler ve Sosyal bilimlerdeki Sosyal bilimsel deer ykldr. Sosyal Deerler kavram ve model gerekler sadece bilimciler allan gelitirmeleri belli bir bireylerin iradi toplumun yaygn bilgi zamandaki belli bir tercihleri ve stoku araclyla kendi toplumu dikkate alarak sbjektif deerleri kimliklerini tanmlarlar. vastasyla yaplmaldr. Sosyal Bilimsel gerekler sosyal tanmlanabilir. aratrmaclar bilimcilerin saduyu Rasyonel seim aratrmann yapld teorileri sosyal kabulleridir (Kavram toplum ve zamana oluturmada deerler ilikin deer dzenlemeler balamnda alkantlanmam kalr) yarglarnn yan sra, Sosyal bilimciler, eletirel aratrma zerinde veri ilikileri zerinde younlar. bir tutumla kendi etkisi muhtemel kendi varsaymsal kabullerinin sbjektif deer Bu yaklamn yarglarn da ak bir derinlerde bireyi n farkna varmallar ve bunu biimde aklamaldr. plana karan deer izleyicilerine ak bir ykl bir tutum biimde ifade etmek durumundadrlar.. sergiledii konusunda sorular vardr. Aklama ve Deikenler arasndaki deneysel bir dzenlilik Sosyal dzenlemeler Tahmin gereklidir, fakat nedensel kanun kurmak iin sadece eyleme katlan yeterli deildir. Bu, her deneysel olayda aktrlerin inter-sbjektif nedensel faktrlerin karmakln kantlar ilikileri araclyla var fakat kesin tahminlerde bulunma konusunda olur. problemler karr. Bilgi, sadece retilmi olduu tarihsel ve sosyal balamla anlalabilir. Sosyal yaam birey ve gruplarn kendi yolunu tekrar tekrar pazarlk ettikleri karmak srelerin rndr. Sosyal yaamn karmakl Rasyonel Seim Teorisi Teorik aklamalar Teorik alma deneysel ilikileri deikenler arasndaki ilikileri dile getirir. aklayan kavram ve ilkelerin rasyonel Karmak, deneysel kant karlatrma ve yeniden inasn kartlatrmada bir ara ierir. Teori bireysel ideal tipler (sosyal aktrlerin belli yaamn abartl koullarda (rnein kaynak arz) karakteristikleri) araclyla organize rasyonel seimde edilirler. deal tipler bulunabilme sosyal ilikilerin kapasitelerini yanstr. Anahtar aklanmas ve insan eylemlerinin varsaym bireyin anlalmasnda kpr eylemlerinde kar vazifesi grecek ilevsel zarar hesab yaparak karn maksimize aralardr. etme hesabnda olduudur. Neo-Kant dealizm Deneycilik Bilimsel metod teori ve gzlemin ak bir biimde ayrmasn gerektirir.(Deneyciler ikisi arasndaki iliki hakknda hem fikir olmamalarna ramen) Tm teorik aklamalar deneysel kanta dayanmaldr. Teorik aklamalar sz konusu objenin var olduu btn koullara uygulanr.

Gerekler ve deerler ayr eyler olarak deerlendirilir. Ampirik kantlarn deerlendirilmesinde aratrmacnn kendi sbjektif nyarglarnn elik ettiini farknda olmas nemlidir. Deerden arnk bir sosyal bilim hem istenir hem de arzu edilir bir durumdur. Baz deneyciler deerleri bilimsel bilginin dnda tutabilmeyle ilgili problemlerin olduunu kabul ederler. Deneycilik tahmin ve aklama arasnda bir simetrinin olduunu kabul eder. Her aklama mmkn olduunca kestirimsel kesinlie sahip olmaldr. Sosyal yaamn nedensel kanunlarn karsamak iin olaylar arasndaki daimi balant hem gerek hem de yeter olmaldr.

Kaynak: . Smith, Mark J. Social Science in Question, , 1998 s: 172

98

Bat dnce gelenei ierisinde epistemolojik ayrmay rasyonel ve irrasyonel yaklamlar temelinde iki ana akm olutuklar sylenebilir. Bu ana akm yaklamlarn gereklik, bilgi ve insana ynelik iddialar aadaki tabloda verilmi durumdadr.
Rasyonalist ve Rasyonalist Olmayan Dnya Grlerinin zeti Rasyonalist Klasik Gereklik Gr Dzen esasl (zellikle nedensel) Deneysel olarak mevcut Deneysel olarak mevcut Belirsizliin nemi ya/ya da gizil faktrler ve bu faktrlerin sbjektif bileenleri Sbjektif farkndalk. Hissiyat, sbjektif balamlara duyarlk Sezgi ve imgelem nsan Psikolojisi Kapsaml rasyonalite yi tanmlanm, tutarl, kararl, ilevler ncelii Snrl rasyonalite Amasal mulklk Akkan, tutarsz, kararsz tercih ilevleri Gelitirilebilir sezgi ve duygu kapasiteleri Deiime Uram htimali dzen Uyumazlk, yenilik, akkanlk Rasyonalist Olmayan

Epistemolo Mantksal analiz ji (zellikle nedensel mantk) Deneysel aratrma

Mantksal analiz (ihtimaller mant) Deneysel aratrma

Faydalar

Sonularn ve bu sonular iin gelecek tercihlerinin tahmini Optimizasyon

Risk ve belirsizliklerin dhil edildii sonu ve tercihlerin tahmini Tatmin

Olaslklardan ok imknlara vurgu

Yaratc uyumlama

Onaylanan karar alma yaklam

Hesaplanm rasyonalite

Uyumlayc rasyonalite

Rasyonel yntem ve tekniklerden ziyade diplomatik yetenekler duyarlklar.

STEINER, Miriam. The Search for Order in a Disorderly World: Worldviews and Prescriptive Decision Paradigms, International Organization, Vol: 3, 1983: 373

99

nsanlk tarihinin her dneminde baskn paradigmalardan sz edilmektedir. Bu paradigmalar insanlarn hayat yaama biimlerini, bilim yaklamlarn ve gereklik anlaylarn belirleyici nemdeki deerler sistemi olarak ilev grmtr. Zaman ierisinde insanlarn salk ve hastalklara ilgisinin deiimini de hem bu alanda edinmi olduklar bilgi ve tecrbeler hem de bilgi ediminde kullanm olduklar yeni paradigmalar etkili olmutur. Modern dnemle birlikte pozitivist dnya grnn ekillendirmi olduu deneysel bilim anlay her bilim alannda ncelik ve nemin hangi konular zerine olacan, elde edilen bilgilerin doasn ve bilgilerin sorun zmnde kullanm biimlerini etkilemitir. zellikle pozitivist doa bilimlerinde grlen deiim ve yenilenmeler tp bilimine de yansm, bu alanda farkl teknik ve lm aletlerinin gelitirilmesi ile insann duyusal snrlln tesine geilebilmitir. Tp biliminin doa bilimlerinin yntem ve bilgilerine kendini amas, ilikili olduu alanlardan bamszlaarak uzmanlamann balamas, hem bilim olarak tbbn kurumsallamas hem de insanlarn salk bakm sorunlaryla ilikili olarak hizmet sektr anlamnda kurumsallamas tbbn modernleme sreciyle gerekletirdi i deiimlerdir. Kurumsal yaplamann hayata girii ile birlikte insanlarn salk sorunlarnn zm adresi deimi ve hekimler bu yeni alan kurumlar araclyla hastalarna ulaabilme olanana kavumutur. Gnmzde hastalklarn tan ve tedavisi ile e anlamda grlen hekimlik mesle i dnemsel olarak farkl anlam ve grnmlerde ortaya kabilmitir. Bunu hazrlayan ise mevcut zihinsel emalar anlamnda toplumda ilerlii olan paradigmalardr. Galene gre btn hekimler hakim(filozof) olmaldr. Ona gre hekimin vazifesi sadece tedavi etme ile snrl olmamal gerektiinde onun bedensel ve ruhsal sorunlarna, yaam ve lme ilikin sorunlarna daha btncl bir perspektiften doyurucu yaklamlar gelitirebilmeli ve yaant ve dn biimiyle ideal insan modelinin bir rneini ortaya koyabilmelidir. nsan kendi dnyalk yaamnn snrll ile tanml bir varoluun tesine gemek isteyen bir varlktr. Ondaki bu duygu, canllkla tanml bir organizmann nihai gere i olarak karlaaca lm fenomeni ile mcadelesini zorunlu hale getirmitir. Onun

100

lmszlk hayali ya dnsel bir aknlkla te dnyac anlay ierisinde yaamn devam ettirilecei inancna ya da bedenin kar karya kalaca sorunlarn stesinden gelme, onun yalanma srecini mmkn olduunca geciktirme mcadelesine dnmtr. Bedenin lmszletirilmesi anlamnda tbbi iksir aray ve ruhun lmszletirilmesi dzeyinde ise cennet/cehennem, reenkarnasyon gibi olgusal durumlar onun hayatnn birer paras olmutur. Erken dnemlerde insanlarn inan ilkelerine eklemlenen, retmi olduu mitolojilerin bir bileeni haline gelen beden ve ruh salnn gven altna alnmas abalar, bilim ncesi dnemde felsefe ierisinde mtalaa edilmitir. Bilimlerin bamszlamas, yeni uzmanlk alanlarnn ortaya k ile birlikte bu sorunlar fizik, kimya, biyoloji, tp gibi ok deiik disiplinlerin konusu olmaya balamtr. XIX. yzylla birlikte felsefeden kopmaya balayan tp btnlk yaklamndan da uzaklaarak eskinin btnlk, filozof hekim imajnn yerini snrl, tanml sorun merkezli uzmanlamaya dayal yeni bir tp ve hekim modeli ortaya kmtr. Bu model ierisinde hasta deil hastalk sz edilir. Her hasta sahip olduu hastalkla anlyor olduundan; hastann bireysel ve kiisel zellikleri temelinde dier hastalardan ayr tutulmas diye bir yaklamdan sz etmek mmkn deildir. Hastalar arasnda ayrcalk varsa bile bu ayrcalklarn kayna bir mteri olarak hastann salayaca ekonomik getiri ya da daha farkl stat ve yaknlklardr. Bat dnce tarihinde bilgiye yaklam dzeyinde karlalan paradigma

dnmlerinin bir benzerini modern Bat tbbnn geli im tarihi ierisinde grmek mmkndr. Antje Gimmlerin sistematik al mas, bu dnm genel hatlaryla ortaya koymaktadr.

101

Antik Tp (Msr, Babil ve Hint)

Antik Yunan ve Roma Tbb

Hastalk

Hastal gnah, kt talih ve kader gibi metafizik elerle ele alma yaygndr. By, sihir, ilham gibi eler temelinde hastalk Tanr, doa ve sosyal evre ile ilikileri ekseninde anlalmak istenir

Hastalk, bedendeki sv salglarn fonksiyonlarn gerei gibi yerine getirememelerinin bir sonucu olarak deerlendirilir. Salk durumu iin ngrlen salg dzeyleri azalma/oalma ynnden anormallikler gsterdiinde hastalk ortaya kar. Holistik bir yaklamla insann iliki ierisinde bulunduu makro-kozmosla dengeli bir iliki halinde olmas durumu olarak grlr. Bu dnemde dnce, uygulama ve yaklam biimleri ile ne kan isim Bergamal Galendir. Deneysel bilgi, gzlem ve dinleme Yatakl tbbn balangc bu dneme rastlar.

Salk

Holistik bir anlama biimi egemendir. nsan kozmosun, iinde yaad doann bir paras olarak dnlr. Doulu dn biiminde beden kendini evreleyen kozmosun bir paras olarak grlrken Batl dn biimi bedeni kendi kozmosunda bir gereklik olarak alglamak ister. Dinsel ya da animistik dnya grnn kaynaklk ettii kozmik uygulamalar baskndr. Hint tbbnda profesyonellemeye paralel olarak, sistematik deneysel bilgi ve uygulamalara geildiinin iaretlerine rastlanr.

Metotlar

Tanlar

Riteller, hasta anlatlar ve gemite yaam otorite Hastann gemi yaantlar, hastada kabul edilen ahslarn sorunla ilgili bilgi ve gzlenen belirtiler ve hastann uygulamalar. rahatszlyla ilgili olarak ifade ettii anlatlar, gzlem ve geleneksel bilgi ve uygulamalar Farmakolojik areler, cerrahi, riteller (rya, hayal vs) ifac ve din adamlarnn elik ettii Batini ilimler alannda eitim Farmakolojik (faydal olduu dnlen bitkilerden yararlanma) areler, diyet egzersiz, yaam tarz dzeyinde gerekli tedbirler Bir teknik olarak grlen tp eitimi Hipokrat klliyat esasnda eitime tutulur. Hastanelere rastlanmaz

Tedaviler

Eitim

Hastaneler

Hastanelere rastlanmaz

Kaynak: http://www.socsci.aau.dk/sociologi/Opslagstavlen/om-sociologi/8semester/f07/sundhed/antje_080207.pdf p.2

102

Ortaa ve Rnesans Tbb

17. ve 18. Yzyl Tbb, Aydnlanma

Hastalk

Salk

Salg patolojisi Mikrop ve dier bulatrc maddeler hakknda teoriler Hastalklar anatomide aa vurulur (Anatomi hastalklarn anlalmas konusunda gerekli ipularn barndrr) Holistik, denge.

Hastalklar konusunda patolojik aklamalarn balamas, hastaln yeni ontolojik durumu. Organlar patolojisi Teori ve uygulamada fark. Uygulamada holistik. Teoride artk tbbn konusu yoktur.

Metotlar

Yunan felsefesi ve Galen tbbnn otoritesi etkindir. Medikal uygulama iin paradigma olarak beden baat edir. Andreas Vesalius (15141564) nclnde anatominin detaylandrlmas sorunu zlmtr.

Dorulama ve deneylere dayal deneysel bilgi ve tmevarmsal metotlar kullanlmaktadr. Elde edilen bilgilere otoritelere ynelimle deil, doa kitabnn dilinin deifre edilmesi abalaryla ulalmak istenir. Thomas Sydenham (1624-1689) nemli bir figrdr. Hastalklarn tipolojisi ve ar merkezli tbba dn gerekletirilmitir. Villiam Harveyin (15781657) kan dolamn doru bir biimde izah etmitir.

Tanlar

Nabz lm (mulktr), idrar ve dk tahlilleri uygulamadadr. Galenist gelenek etkisi hkimdir.

Tedaviler

Daha yeni baz cerrahi metotlarn gelitirilmesi mmkn olmutur. Kan aktma (hacamat) ve slkl tedavi.

Kan aktma, cerrahi, farmakolojik areler.

Eitim

Hastaneler

1215 IV. Laterankonzilde Hristiyan din adamlar iin cerrahi uygulamalar yasaklanmtr. Gelecek 600 yl etkisinin srdrecek olan tp ve cerrahi iblmnn balangc gerekleir. Tp niversitede ayr bir disiplin olarak icra edilmeye balanyor. Klasiklerin okunmas ve otopsi uygulamalar eitimin bir paras olarak gerekletirilmitir. Fakirler ve dknler iin sekler ve manastr hastanelerinin douu. Avrupa lkelerinin farkl gelimeler. lk dnem hastanelerde doktorlar yer almyor.

Yeni bilimsel model (Medicina theoretica) ve Galenin salg bezleri patolojisi (medicina practica). Yeni teorik bulgularn tbbi uygulamalar zerinde dorudan etkili olduu sylenemez.

Modern hastanenin douu, zellikle 18. yzylda Almanyada Medizinische Polizey, 1727 de kamu sal Berlin Charitde ve 1782 Kopenhagda kurulmutur.

Kaynak: http://www.socsci.aau.dk/sociologi/Opslagstavlen/om-sociologi/8semester/f07/sundhed/antje_080207.pdf, p.3-4

103

XIX. Yzyl: Doa Bilimlerinin Bir Paras Olarak Tp

Hastalk

Semptomlarn lm sonras bedendeki bulgularla ilikilendirilmesi zorunluluu vardr. Hcre nemli bir bileen olmaya balar. Beden ve organlarn ileyiinin bilgisi tanya nclk eder ve tedavi bunlar zerinden edinilen bilgi ve bulgulara gre ekillendirilir. Salk hastaln yokluu durumu olarak alglanr. Hastalk ve saln asimetrik anlam sz konusudur. Doal bilimler: Fizik-fizyoloji, kimya-endokrinoloji, bakteriyoloji ile yardmlama ierisinde fonksiyon icra ederler. Bu dnemde Louis Pasteur ve Robert Kochun nc almalar sayesinde bakteriyolojik yaklam baat rol oynamaya balamtr. Hastalklarn anlalmas abalarnda hcre almalar nem kazanr. Bylece yatak ba tbbi uygulamalar yerine, tbbn laboratuarlarda icra edilmeye baland dnemin yolu aralanr. Balangta hastalk ve tedaviler konusunda saysal ve istatistiksel deerlendirmeler ne kmtr. Klinik tpta fiziksel-kimyasal tan dneminin balamas (kan ve doku vs. rnekleri zerinden) Tanlamada stetoskop, mikroskop, termometre, nabz lm aleti, kan basnc lm cihaz gibi yeni cihazlarn kullanlmaya balanmas. zellikle stetoskobun tbbi uygulamalarda kullanlmaya balanmas etkisi gnmzde bile eksilmeden devam etmi ve hekimlerle zdeletirilen bir imgeye dnmtr. Bulac hastalklara (Difteri, tifo, kolera ve tberkloz) kar saln vazgeilmez bir bileeni olarak hijyen anlay ortaya kmtr. Bu tr hastalklarn kaynanda hijyen eksikliinin yatt kabul edilmi ve hijyenik insan ( homo hygienics) anlay yaygnlk kazanmtr. Daha iyi beslenme ve yaam kalitesinin arttrlmas sloganlaryla yaam tarzn deitirme temelli koruyucu hekimlik uygulamalar tedavinin bir paras olarak dnlmtr. Doktor ve yardmc hizmetler snfndaki hemirelerin profesyonellemesi, yasaklanm olan tbbn cerrahi blmnn uygulamaya geirilmesi, almak iin meknlar sorunu zerinde durulmutur. 19. yzyln banda Paris, bitiminde ise Berlin, Leipzig ve Viyana tbbi eitimde genel eilimi belirleyen merkezlere ev sahiplii yapar olmulardr. Yine bu dnemde bilimsel ve tbbi etik standartlarnn belirlenmesi amacyla tbbi topluluklarn kurumsallama abalarna ahit olunur. Hastanelerde hijyen uygulamalar yaygnlk kazanmtr. Hastane meknlarnn ekillenmesinde kk ve zel odalar uygulamasna geilmitir. Ameliyathane amal zel odalar uygulamaya konmutur. Tbbi uygulamalarda zellemeler ve alt uzmanlk dallarna gei sreci balamtr.

Salk Metotlar

Tanlar

Tedaviler

Eitim

Hastaneler

Kaynak: http://www.socsci.aau.dk/sociologi/Opslagstavlen/om-sociologi/8semester/f07/sundhed/antje_080207.pdf, p.5

104

XX. yzyl ve XXI. Yzyl Tbb

Hastalk

Beden patolojisinden gen patolojisine bir evrimle yaanmtr.

Salk

Hastaln yokluu haliyle tanml salk alglamas srdrlmtr. Genotip ynden hasta olan birisi fenotip ynden salkl olabilir.

Metodlar

Molekler biyolojik doal bilimler yntem ve teknikleri kullanma girmitir.

Tanlar

Fiziksel, kimyasal ve genetik tanlar X-ray, CTP, MRT, EKG uygulamalarnn tanlamada kullanlmas. Beden zerinde tan amal dhili alet kullanmna yer verilmeye balanmtr (Mide rahatszlklarnda gastroskopik muayene gibi). Hasta kii sadece ya bir hasta ya bir vaka dr. Bundan te bir karlkla anlam bulmaz.

Tedaviler

Kanser tedavisinde kemoterapinin (kimyasal tedavi) kullanlmas. Hormon tedavilerinin gelitirilmi olmas, kalpten die kadar transplantlara yer verilmesi, genetik tedavi uygulamalar yirminci yzylla hayat bulan uygulamalardr. Sosyal ve rksal hijyen, btn olarak nfusun hijyeni sorunlar tartlr olmaya balamtr. Profesyonellemi salk bakm ve tp alternatif tpla rekabet ierisine girmitir. Tp patojenik (hastalk yapc) faktrler zerine younlamtr. Tpta psikolojik ve sosyal etmenleri de dikkate alan psikosomatik yaklamlarn balamas. leri teknoloji tbb, ekonomi

Eitim

Hastaneler

Kaynak: http://www.socsci.aau.dk/sociologi/Opslagstavlen/om-sociologi/8semester/f07/sundhed/antje_080207.pdf, p.6

105

Edelstein (1987:350) antik tbba ilikin deerlendirmesinde, bu ada tbbn bir zanaat olarak icra edildiini belirtmitir. Ona gre olguculukla ortaya kan bilimlerin stnlk sralamas hiyerarisinde dile getirilen ekliyle antik ve modern tp arasnda bir kyaslama yaplamaz. Yine antik tbb nyarg ya da deer ykl tanmlayp, modern tbbn bu trden sorunlardan uzak kaldn syleyemeyiz. Ayn ekilde dier bilimler iin de (matematik ve fizik bilimler, beeri bilimler) bu trden bir hiyerarik snflandrmada bulunmayacamz belirten Edelstein, modern tbbn antik ya da Dou tbbndan ne daha iyi ne daha kt olduunu syleyemeyiz. Aralarndaki yaklam farklarna karn tm tp sistemleri ayn problemleri adres gstererek sorun zme abasnda olan perspektiflerdir. Ona gre sradan bir Yunanl hekim belli teknik yeterlie sahip olarak iini icra etmekteydi. Bu ada hekimlerin gerek duyulan eitim ve beceriyi usta bir hekimin nezaretinde kazanmaktayd ve kendisi ustalatnda ise kendi uygulama yol ve yntemini kendisi tayin etmekteydi. Sanat ya da zanaatn icrasnda geleneksel gr ve uygulamalar ona yol gsterici olmaktayd. O gnmz anlamnda teorik bilgileri vakalara uygulayan bir bilim adam kimliiyle kendisini ifade etmiyordu ve yapt tp hizmeti onun yegne ii de deildi. Yapt hizmetin karlnda gelir salama hesab olsa bile geimi iin tek kar yol bu deildi. Lindemann ( 1999: 9-13)a gre hmoral tpta korunum en az tedavi kadar nemlidir. Sal korumann en ideal yolu hayatn her alannda orta yolcu bir tavrn benimsenmi olmasdr. zellikle de u doal altl durum iin, ulardan saknlmas tavsiye edilmitir. Hava, uyku ve uyanklk, yemek ve imek, dinlenme ve egzersiz, salg ve tutma, arzu ya da duygular. Salk denge dncesi ile hastalk ise dengesizlikle eletirilir. nsanlarn hastalk ve salk alglamalar sadece kiinin hastalnn bireysel karakteriyle belirlenmez. Hippokratik ve Galenik tp dinsel grlerle rekabet etme konusunda birleirler. Hmoral tbbn sonunu hazrlayan hastalklar dsal ajanlarn sebep olduu bir durum olarak deerlendiren nl hekim Paracelsus (1493-1541) son vermitir. Baz eletirmenler modern tbbn iatrojenik karakterini vurgulam ve hekimlerin ve tbbn kendi balarna hastalk yapclar olarak deerlendirilmitir. nsan fizyolojisi bilimi insan organizmasnn ve onu oluturan paralarn ileyi inin kendisine konu edinir. Eskiler insan drt hmorun su, ate, toprak ve havadan olutuuna inanmlardr. ou insan bedeni bu drt salgnn (balgam, kan, safra ) idare etmi

106

olduuna inanm lardr. olduu karmak bir btn olarak grmlerdir. Salglar kendilerine zg zelliklerle tanmlydlar Margeret Pelling (1987: 6-7) ise bilginin sosyal inaclk ve tarihsel grelilik perspektifinden her eyin sosyal ve kltrel olarak koulland, her bilginin tarihselli i sorunuyla ilgili olarak hastalklarn sosyal inas yaklamnn da evrenselletirilebilir bir iddia olmadna deinmektedir. Ona gre bu perspektifler kuaklar aras bilgi ve deneyim akn kkten kesintiye uratabilecek snrlklar gstermektedir. Bilginin sosyal, kltrel ve tarihsel balam elbette gz ard edilmemeli ancak elimizdeki her trden bilgiyi de bu anlay potasndan geirmek pozitivistlerin dm olduu benzeri hataya bizi srkleyebileceine dikkat ekmektedir. Tbbi uygulamalarn ortak zellii gzlemsel olmalardr. ster geleneksel uygulamalar olsun isterse modern teknolojik Bat tbb olsun tbbi bir tedavinin sreklilii, uygulamann verecei istendik sonularn gzlenmesiyle garanti edilir. Aksi takdirde o pratiin yerini gzlemsel sonular daha tatmin edici olan bir bakas alacaktr. Gnmzde modern tpta sonularyla gzlem altna alnmakta ve sonular ile deerlendirilmektedir. Birok zelii ile insanlarn vazgeemezi haline gelmi bu tp eksiklikleriyle de mercek altna alnarak ok youn tartmalara maruz kalmaktadr. Modern tp eitimine hakim olan mekanistik paradigma (organizmann fiziksel, mekanik boyutuna vurgu) en fazla eletirilen konular arasndadr. Gnmzde bir tp rencisinin eitimi boyunca vcuttaki kan damarlar, sinirler, bunlarn nerelerde olduklar, nasl altklar, grev yapmadklarnda nasl sonulara yol aacaklarnn bilgisini edinmekle vakit geirirler. Bu durum ou eletirmen tarafndan organizmann tesisatl olarak eletirilmektedir. nsann mekanik bir ara gibi dnlmesi yetersiz bir yaklamdr. Getalt yaklam insann kendisini oluturan paralarn (sistemlerin, organlarn) toplamndan daha fazla bir ey olduunu gstermitir. Aslnda pek yeni olmayan bu yaklam zihin, ruh, nefsi bedenle bir btnlk ierinde deerlendiren Uzakdou dncesinde binlerce yllk bir gelenek olarak srdrlmektedir.

107

Modern medikal bilim ve teoriler ise yaam bilimleri ve fiziksel bilimler ve onlarn kesinliki yntemi ile teknolojinin paha biilmez yardmlar sayesinde gerekletirilen deneysel aratrmalarn sonucudurlar 2.3.1. Aguste Comte Epistemolojisinde Bilgi ve nsan Sorunu Bu blmde Comteun biyoloji bilimi, yntem, insan ve bilgi konularndaki grlerini tartarak pek fazla bilinmediini dndmz ynlerini ortaya koymaya alacaz. Buradan hareketle de hem sosyolojinin hem de pozitivizmin ncs durumundaki Comteun metodolojik ve epistemolojik yaklamlarnn modern tp bilimi iin ifade ettii anlam ve nem zerine dncelerimizi ifade edeceiz. Comte (1969), Toplumun Yeniden Organizasyonu iin Gerekli Bilimsel Operasyonlar Plan adl makalesinde tm bilimler iin model tekil edecek bir bilimi gelitireceinden sz eder. Bu bilim pozitif bilim adyla anlacakt ve yntem olarak da deneysel gzlemi esas alacakt. Comte, sonradan, gelitirmek istedii projenin adn Sosyal Fizik olarak deitirmitir. alma ierisinde toplumsal hareketlilik, organizasyonlar yneten kanunlar gibi konulara yer veren Comte yaptn dnd keiflere dayal modeller de formle etmeye alt. Dncesinin mihenk tan g96elitirmi olduu Hal Yasasdr. Her biri belli toplumsal geliim srelerine denk den bu safhalar farkl ideal tipik zelliklerle tanmlanmaktayd. Yasay belirleyen zellikler arasnda kanlmaz doal yasalar olduu ve ynnn ileriye/ilerlemeye dnk olduudur. Comte metodolojik sorunlar ciddiye alan ilk sosyal dnr olarak grlmektedir. Gelitirmeye alt sosyal fizik bilimi iin de drt ayr yntemin kullanlabileceinden sz etmitir. Bunlar gzlem, deney, karlatrma ve tarihsel analiz. Onun pozitivizmi, olgularn dinamik ve statik doalaryla balantl olarak, sosyal gerekliin gzlemini temel almtr. Ona gre belli bir teorinin yol gstericiliine dayanmadan srdrlen deneysel gerekliklerin gzlemi, bilimin geliimi asnda, bir anlam ifade etmez.

108

Comte sosyal gerekliin sentetik bir deney ortamnda incelenemeyeceini de belirtmitir. O patolojik sosyal vakalar zerinden doal deneyin yaplmas taraftardr. rnein; sava durumu, ihtilallar, salgn ya da doal felaketler bu ortam salayabilir. Karlatrma ynteminin biyoloji bilimi iin uygunluundan sz etmitir. Basit alt tr canllar zerinde yrtlecek karlatrmal almalarn daha karmak st trler hakknda tahminlerde bulunma olana salayabilecei grndedir. O tarihsel yntemin nemine binaen, toplumlarn tarihsel hareketlerinin gzlenmesiyle sosyal dinamiini kanunlarna ulalabileceini belirtir. Dier bir deyile gelitirmi olduu Hal Yasas da tarihsel analiz ynteminin bir sonucu olarak ortaya kmtr (Turner, Beegley, Powers 1998: 24-26). Comteun bilginin grelilii sorunuyla ilgili olarak, nemle vurgulad ey; bilginin sreklilik gsteren ilerleyiinin, bize, eyleri olduklar haliyle bilme imkn veremeyecei konusundadr. Onun iin, eyler hakkndaki bilgi aray mz, belli durum ya da zelliin bilgisine ulama yanls bir seyir izlemektedir. Bizler elde ettiimiz spesifik eylerin bilgisini, birbirine ekleyerek bilginin ilerleyiini gerekletiririz. Bir btn sonsuz sayda alt birime ayrlabilir potansiyelde ise, bu durumda spesifik durumlarn bilgisinden hareketle, btnn mutlak, nihai bilgisine ulama imanmz olamaz. nk byle bir bilgi sonsuz saydaki spesifik durumlarn bilgisini gerektirir. Btnn bilgisi, onu var eden btn koullarn bilgisini gerektireceinden, bunun imknndan sz etmek mmkn deildir. Watson (1895: 35-42)a gre Comteun bilgi anlay ierisinde kanun, daima deimez bir ilikiyi aklar ve istisnai bir durumu kabul etmez. Bilginin kapsam hi bir zaman kanunu ykamaz, onu ihlal edemez. Bilginin ilerleyii her zaman iki dorultuda gerekleir. lki varoluun belli bir boyutuna ilikin tam bir kavraya ynelik ilerleme, dieri ise varolua ilikin deimez iliki ve kanunlarn daha iyi anlalmasna ynelik ilerlemedir. Bunlardan biri olmakszn dieri de olmaz. Bilimin ileyi i sreksiz sramalar eklinde deil, evrimsel dorultuda, elde edilen belli bir ilke zerinden, daha st ilkelerin bilgisine ulama eklinde sreklilik gsterir. Hi bir bilim adam, ayn yer ve zamanda, iki ayr canlnn bulunabileceini kabul etmez/edemez. Bu yzden de canl aratrmalarnda, tm zamanlara genellenebilir kanun hkmnde dzenliliklerden sz

109

etmek mmkn deildir. Doada eyler arasnda karlkl itim ve ekim ilikisi mevcut olduundan, hi bir varln, bu etki ve tesir altnda, olduu gibi kalmasnn imknn olmad iddialar yer almaktadr. Comte sosyolojisi zerine yaplan deerlendirmelerin odan, genellikle, doa bilimlerinin olgucu yaklam ile birlikte anmak oluturuyor. Hlbuki Comte sosyolojisinin en az pozitivist eilimler kadar tarihsel zellikleri de dikkate alan ve yine yorumcu gelenei hatrlatabilecek yaklamlara yer veren bir sosyoloji olduu genellikle ihmal edilir. Sosyolojisinde toplumsal dzen konusunu merkeziletirmi olan Comtea gre, sosyal yap eleri arasnda ayrlmaz isel bantlar sz konusudur. Bunlarn yn konusunda ise din faktrn baat klan yaklama yer vermitir. Ona gre messeseler adetlere, adetler de itikatlara baldr. Adetler yaratlmadka, buna ermek iin mesela Avrupada Ortaadaki Katolik dogma gibi herkes tarafndan doru kabul edilmi itikatlar sistemi yaplmadka, her yeni messese projesi bouna yaplm olacaktr (Bruhl 1970: 5). Grld gibi Comte, sosyal alkanlklarn, kurumlarn ve yapp etmelerin kaynan dinlerden aldn ifade etmektedir. Comte sosyolojisi davranlarn yannda duygular da ihmal etmez. O, duygular konu edinmenin ortaya karaca belirsizliklerin farknda bir biimde; asrmzn vazifesi olan byk sistemletirmenin, dnceleri olduu kadar duygular da btnyle kucaklamas gerektii dncesindedir. Dncelerin sistemletirilmesinin ncelii ise duygularn sistemletirilmesinde salayaca katkdan dolaydr. e dncelerin sistemletirilmesinden balanmasnn sebebi belirsiz bir mistisizme kayma sorununu ortadan kaldrmak iindir. Fikirlerin ulat zorunlu neticelerin zorunlu sonucu olan kurumlarn temelini tekil eden duygularn sistemletirilmesi iine geilmitir. O felsefenin bal bana bir gaye olmadn, baka trl elde edilemeyecek olan baka bir gayeye varmak iin bir vasta olduunu belirtmitir. (Bruhl 1970: 11-19). Comteun, doa bilimcilerin iddia ettiklerinin aksine, bilimler, metafizik sistemler ve dinler arasnda kesin ayrmlar yaplamayacan ifade etmesi ilgintir. Durkheim gibi

110

mitolojik, dinsel ve metafizik sistemlerin, bilimlerin ortaya knda etkili olabildiini dile getirmitir. Ona gre, ilahiyatlar ve metafizikler, insan zihninin, dnyann btnne ait olmak zere yapm olduu yegne dncelerdir. Zaruri bir vazife ifa etmilerdir. Hatta onlarsz mspet ilim ne domu, ne de serpilmi olacakt, Fakat ilahiyat ve metafiziin varisi olan mspet ilim, ayn zamanda onlarn dmandr. lmin ilerleyii, ilahiyat ve metafizik hkmlerin, dier taraftan mspet bilginin paralel tarihi aralarndaki barmann srekli olmadn gstermektedir (Bruhl 1970: 24). Kuhnun belli bir toplumda belli dnemlerde baskn bir paradigmann olabilece i aklamas dikkate alndnda, Comteun iddia ettii ilahiyat, metafizik ve pozitif bilim aras atma daha anlalr olacaktr. Bat Avrupada Rnesansn nclk ettii, Aydnlanmann besledii ve XIX. yzylda bilimlerin bamszla kavumasyla iyice glenen pozitif bilimlerin, dier sistemler karsndaki zaferi, birbirini dman ilan etme biiminde yaanan bir sretir. Bilimler zerindeki metafizik etki zmlemesinde Comte gre, fizikte k ve elektrik hadiselerini eterle anlatan faraziye metafizik olduu gibi, fizyolojide hayat ilkesi, psikolojide ruh ilkesi de ayn mahiyettedir.( Bruhl 1970: 28). Comte, epistemolojik yaklamlarna aklk getirecek dnceleri, ampirizm

deerlendirmesinde ifade etmitir. O bilimin nesnellii, bilim adamnn yanszl sorunlarna da k tutacak yaklamlarnda modern bilimin nc isimlerinden Baconun karsnda yer alr. Bacona gre zihin, tabiat bilgisinde mmkn olduu kadar alc olmaldr. Kendisinden ne olursa olsun bir ey katt takdirde ilmi bozacaktr. Zihnin btn gayreti kendisini, hadiseler karsnda, onlar olduu gibi aksettirmek iin tamamyla dz ve lekesiz bir ayna gibi bulundurmak olmaldr. Comte ampirizm ad altnda bunu reddeder. Ona gre zihnin kendisine has faaliyetinin telkin ettii nazariye veya faraziyeler olmadan ilim asla teekkl edemez. Hatta vakann, hi deilse ilme yarayabilecek bir anlal da vcuda gelmeyecektir. Ksacas mutlak ampirizm imknszdr. Zihnin bir hadise mahedesinde btn ruh al r. Bu gr ve mahede de ilmin sbjektif artlar zaten kuvve halinde bulunmaktadr (Bruhl 1970: 50).

111

Comte, ampirik bilimin teori, kuram merkezli alma zorunluluunu bildiinden, soruna ilikin oluturulan kuramsal ereveler dzeyinde de olsa, aratrmac etkisinin aratrmaya sinebilecei grndedir. Sergilemi olduu epistemolojik tutum bilginin imkn ile izafiliinin birbirinden ayrlamayaca eklindedir. Erken bilimler insan bedenini evreleyen koullar ile ilgiliydiler, sonraki ise ruhuyla ilgilenmelidir. nsann ruhu, bedeni, bedeni evreleyen fiziksel dnyay ve bir yesi olarak dhil olduu sosyal evreyi dikkate almay gerektirir. Biz kendi duyumlarmz araclyla bakalarnn ac ve neesini hissedebiliriz. Bunsuz elde edilen bilgilerimiz hepsi faydasz hatta zararldr. Onunla hayatmz ve yine onunla iliki ve etkileim halinde olduumuz insanlarn yaamlar harmonize olur. Her eyin bilgisine sahip olsam da merhamet duygusuna sahip olmasam tm bilgim hi bir ey ifade etmez. Comte, almasnda varolu, salk ve hastalk konularn tartt bir blme de yer verir. Varolu ya da yaam, canlnn eylemliliinin, kendisini evreleyen eylerle etkileimini gerektirir. Salk ya da rahat, eylem ve etkileim temelinde mmkn grlr. Canl varlk, bitki ya da hayvan, kendisini belli bir evrede bulur. Kendi yaam alanyla uyumlu bir birliktelik gelitiremeyen canl iin salktan sz edilemez. nsan iin salk, ncelikle, beyin ve bedenin paralar arasndaki harmoninin sonucudur. Mevcut harmonik durumun bozulmas olarak grlen hastalkla karlaldnda yaplmas gereken; harmoniyi neyin sekteye urattnn ve kklerinin nereye dayandnn belirlenmesidir. Bu trden bir aray bizi iki tr kkene karr. Bunlardan ilki, isel, dieri ise dsal kaynaktr. ki kkenin birbirine basknlk durumu deiim gsterebilir. Varoluun balang aamalarnda dsal faktrlerin belirleyicilii sz konusu iken, toplumsal yaam iinde insan iin isel sebepler daha baskndr. Medeniyet, insana dsal faktrler zerinde hkimiyet kurma olana vermitir. Ktla kar yiyecek depolama, doal afetlere ya da olaylara kar korunumu salayacak evler, elbiseler, sentetik snma biimleri gelitirmek biimindeki dsal kar koyularmz hastaln dsal boyutunu zayflatt halde medeni insann, medenilemeye bal olarak isellii daha karmak bir mahiyet kazanr. Karmak durumda harmoninin korunumu ise gleecektir. Ve denge abucak bozulabilir.

112

Medeni insann bir baka sorunu da; hastalk durumunda (rn herhangi bir duyum kaybnda) hastaln etkisi, kiinin sorunu yaad alanla snrl kalmaz ve sorun isel olarak da deneyimlenir. sel olarak ekilen ac, karlalan sorunla ba edebilme giriimini de tetikler, ancak karmak isel yapya sahip bir organizmada harmoninin, saln muhafazas her zaman zordur. Rahatszln balantllk gstermesi onun adresini tespiti gletirir. Bedensel varolu ve ruhsal yaam arasndaki denge bencillik ve sempati duygular temelinde kurulabilir. Bencillik temel insani duygulara (g, ykck, nefret, kin) karlk gelirken sempati birlikte yaamann, toplumsal bir evrede bulunmann ortaya kard sosyal beyni temsil eder. Comte, altruism duygusunun zayflnn ou zaman bireysel hastalklara yol atndan da sz etmektedir. Ona gre insan yaamnn en temel sorunu egoizmin altruizmle dengelenmesi problemidir. Bireyin iinde bulunduu evre korku, nefret, bireysel asap bozukluklaryla tanml ise, byle bir ortamda kiinin saln kaybetme ihtimali daha yksektir. Bu duygulara bal olarak bireyin yiyecekleri hazm gl ekmesi, dirensizlik gstermesi daha muhtemeldir (Comte 1852: 122). Tam salk hali sosyal koullarn deitirilmesiyle mmkndr. Sevdikleri gndelik iae sorunu eken, evresinde ocuklarn ala, sefalete kurban verildii bir kiinin kendini mutlu hissetmesi, isel ve dsal harmonik durumu muhafaza etmesi zor olacandan uygun sosyal koullar bireysel sal belirleyici olacaktr. Salk birlik, btnlk halidir. Bu ise yardmseverlik, dierkmlk, sosyal bir varlk olma duygularn gerektirir. (Style 1928: 148-175 ). Comte, alan snr belirtmeksizin bilgilerimizin srekli bir yetkinleme srecine tabi olduu ve bu srecin nihayetsiz bir biimde devam edecei grndedir. Ona gre, mspet ilimlerin vcuda getirdii tarifler, hatta kanunlar, her devirde vakalar hakknda sahip bulunduumuz bilgi karlkl tahminlerden ibarettir. Bu bilgiler her zaman zenginleebileceinden, tahminimiz bir zaman hududuna yanaamamakla beraber doru olabilir. Realite tahlili sonsuzdur. Tabiat ilmindeki terakkinin mmkn olduu

113

kadar akli usul, ampirik usul yerine koymaktan ibaret olduunu syler. Bununla beraber bu iin bir hududuna asla eriemeyeceimizi, ilim yapsn deitirmee bizi icbar edecek yeni unsurlar tecrbenin veremeyeceini asla tasdik edemeyiz. u halde mspet ilim vakide daima izafidir. zafi olmamas da nazari bakmdan imknszdr. Bunun iki sebebi var: Zira mspet ilim zaruri olarak bizim teekklmz e ve bizim vaziyetimize yahut baka bir ifade ile yrynde ferde ve neve baldr. (Bruhl 1970: 54) Comte, birey olarak aratrmacnn zihninin tarihsel, toplumsal ve kltrel boyutlaryla belirlenmi liinin farkndadr. Bu nedenle de bizim nesnel dnyaya bak biimimizden bamsz bilginin imknna meyletmez. Zihnin etkileim erevesini biyolojik temelde balatmakla kalmyor, onun ok boyutlu ekilleniine de dikkat ekmektedir. Comtea gre zihni hadiseler ilkin biyolojik hadiselere, sonra da biyolojik hadiselerin ilgili olduu btn dier hadiselere baldr. Bu anlamda ilim, yaadmz muhitin ve bu teekkln tasavvuru da ruha has olan birlik ve ahenk ihtiyacn ilme veren zihni kanunlara tabidir. Ona gre bilgide nesne, ey (obje) ile nefis (sje)in paylarn ayrma davasnda bulunmak mitsiz bir teebbstr. Bildiimiz ey sadece ilmin tek bana ne nesnenin, ne de nefsin eseri olmaddr. Nesneye ok pay vermek bizi ampirizme gtrr. Mukabil ifrata dmemek mistisizmin i idir. Bilginin mcerret nazariyesinin yapmak hususunda filozoflarn gsterdikleri gayret baya neticelerden baka bir netice vermedi. Teekklmz tarafndan zaruri surette artlanm olan ilmimiz ayn zamanda zaruri olarak izafidir. Teekklmz deiirse ilmimiz baka olacaktr. Hakikatte ise teekklmz deimiyor. Ona gre insan tabiat tekmlnn btn devamnca ayn kalr. Bu tekml ilmin izafiliinin bir sebebi, hem de kati bir sebebi oluyor. Zira teekklmz deimiyorsa, telakkilerimizin ve ilmimizin sistemi, vaziyetimize, yani kanunlara cereyan eden tekml iinde igal ettiimiz noktaya nazaran zaruri surette deiir (Bruhl 1970: 55). Telakkilerimiz, dinlerimiz, felsefelerimiz yalnzca ferdi olan hadiseler deildir. Bunlar ayn zamanda ve bilhassa itimaidirler. Btn safhalar birbirine bal olan ve devaml ve toplu hayatn anlardrlar. Bize verilen bilgiler sayesinde bildiimiz tek ey, ancak o

114

anda umumun kabul ettii felsefe ile gerek bu sahada ve gerek dierlerinde evvelce kazanlm bilgilerle, doru saylan byk faraziyelerle, kullanlan usuller ile uyuabilen eydir. nsan zihni hakikatin deiebileceini yeni renmeye balyor. Geici, zamana bal hakikatler vardr (Bruhl 1970: 56) Comteun al malarnn bizi ilgilendiren en nemli boyutu onun canl varlklar atrmasnda Getalt bir tutum sergilemesidir. O, canl bir mahlku, ayr ayr mevcut olabilir sanlan uzuvlarnn bir araya geli i ile tariften vazgeilmelidir. Biyolojide vcudun umumi mefhumu, paralarn mefhumundan nce gelir. Paralarn birbirine ballklarnn, geni olmakla beraber daha az sk bulunduu itimaiyatta, insanl insan ile tarif etmek nemli bir sapma olacaktr. Biyolojide btn paralarndan sonra dnlmemelidir. Gayri uzvi lem hadiselerinden sonra gelen hadiselerin tetkikinde birinci art, ilkin biyolojide, sonra sosyolojide hadiselerin bir btn olduu dncesini, konsenss fikrini edinmektir. Grld gibi canl varlk konusunda, zellikle de canl trnn en karmak ve st oluunu temsil eden insanda organik bir yaklamn aklayc sonular dourmayacan, hatta bir sapma olacan dnmektedir. Comte, canl almalarnn bireysel btnl itimaiyat almalarnn da sosyal btnl ihmal etmeden yrtlmesi gerektiini dile getirmektedir. Comte pozitivizminin Dekart Kartezyen anlayndan ayrt nokta da burasdr. Onun bu yaklam insan konu alan birok ada bilim iin yol gsterici niteliktedir. Comte (1896), gzlem ve deneye konu edilemedii, belirsizlik, mulklk arz etti i gerekeleriyle, temel insani bir bileenin metafiziksel olarak deerlendirilip konu d edilmesinden yana deildir. Nihai, mutlak bir bilginin olamayacann kabulyle bilgi etkinliklerinin srdrlmesinden yana tarihselci bir tutum sergileyen Comte, verilen hadiselerin basit hadiselere ayrl bizim iin hemen daima imknszdr. Bu imkanszlk mevcut olmasa bile, terkip i i, yahut yeniden tekil ii riyazi kuvvetlerimizi amaktadr dncesindedir.

115

Comte, canl varlklarn iinde yaadklar evreden yaltlamayacaklarn, hatta byle bir giri imin onlarn temel zelliklerinde ykc bir etkiye yol aabileceine dikkat ekerek, canlnn isel ve dsal evresinin btnlnn gzetilmesinden yanadr. O, evre kelimesi ile yalnz uzviyetin iinde bulunduu uzay deil, umumiyetle her muayyen organn varl iin zaruri olan herhangi bir trn d artlarnn hepsini ifade eder. Canl tabiat lemine girdiimiz zaman basit hendeseler gzmzden tamam ile kaar. Basittir diye bize gsterilen hadiseler, derin denebilecek bir giriftlik iindedirler. Biyolojik konsenss mucibince, giriftlii kendisininkinden geri kalmayan hadiselere bal bulunurlar. Her iki terkip kmesi de daimi bir hareket, karlkl bir tesir a iindedir. O zaman her ne kadar prensipe ayn olan mukaddemlerin ancak ayn neticelere varaca doru is de, vakada, her hadisenin zglne yardm eden ilk tesirlerin pek fazla oluundan dolay, birbirine tamam ile benzer iki hal belki hi olmamtr, belki de hi olmayacaktr (Bruhl 1970: 66- 71) Modern bilimlerin yntem olarak kullandklar deneysel gzlem ve nedensel zmlemelerin olgulara ilikin birok deikeni ihmal edilebilir grd en basit deikenlerin bile nemine dikkat eken Comte, deneysel bilimlerin ulatklar sonular kanunlar olarak nitelendirmeyi de tuhaf karlamaktadr. Ona gre ulalan sonular kanun deil, sadece aratrmann yapld koul ve zaman balamsallndaki genellemelerdir. Bu zellikleriyle de her an deiime ve yenileri ile alaa edilemeye hazrdrlar. Dier taraftan Comte, varlklarn kararl, deimez yaplarndan sz edilemeyeceini, srekli evresiyle bir al veri ierisinde olduklarn, potansiyel olarak ilerinde tadklar dei im ve yetkinleme yolunda deikenliklerini muhafaza ettiklerinin belirtir. Comteun epistemolojisinde, ne varlk ne de varla ilikin genellemeler trndeki aklamalar mutlak bir zellie sahiptirler. Ona gre tecrbe zerine kurulan kanunlar ve varlk koulu ilkeleri, ancak geici bir dzenin garantisidirler. Bu dzen, hatta zihinlerimize stn dimalara grnmeyecek kadar intizamsz olan ve umumi arlk kanununa da tabi bulunmayan dnyalar tasarlamaktan bizi hibir ey alkoyamaz. Her sistemde, tr ve derecesi ne olursa olsun, muhtelif karlkl aktif veya pasif ilikilerin, eitli ksmlarda tamamen mterek bir etki srdrd grlebilir.

116

Biyolojik hadiseler byle kendilerine zg zellikler tamaktadr. Pozitif bilimin ncelikli grevi, inceledii bu hadisenin zgnlne riayet etmektir. Buradan da anlalaca gibi, canl varlklar zerinde kontroll deneyler sakncaldr ve elde edilen sonular gereklii tanmlamaz. Comte (1893)un yaklamnda, canl bir varl konu ediniyor olmak, zel bir ihtimam, zen gerektirmektedir. ncelikle, varln asli unsurlarna saygl olmay ve sonrasnda canlnn yaptalarna ayrlarak analiz edilmesinden uzak, btnselliinin korunarak anlalmas gerektii konusunda srarc bir tutum sergilenmektedir. Btnden bamsz onu oluturan paralarn anlamszlna hkmeden Comtea gre biyoloji hadisesi, yalnz bana anlamszdr Hatta varlndan bile sz edilemez. Ancak canl varoluta meydana gelen dier olaylarla etkileimleri temelinde anlalabilir. Bu hadiseler vuku bulunca hem canl mevcuda, hem de kendilerine messir olurlar. Bu sahada paralar, gayri uzvi dnyadakinin tersine olarak, ancak btn fikri altnda anlalabilirler. (Comte 1895: 295-315) Canl organizmalar ile evreleri arasndaki etkileimleri konusundaki

deerlendirmesinde Comte, basit canllarn evreye bamllklarnn karmak olanlara nazaran daha gl olduunu belirtir. evresel faktrlerle yaanan herhangi bir deiimin etkisi, sadece etkiye maruz kalan organlar dzeyinde deil, kendi btnsellii ierisinde canly etkiler. Ona gre organizma ile evre arasndaki mnasebet, yaam iin organn fonksiyon ve mnasebetinden daha az esasl deil, fakat ayn zamanda baz d koullarn bu oluumu korumasn ve onun faaliyeti ile uzlamasn gerektirir. Canl mevcutlar bu ekilde evrelerine baldrlar. Fonksiyonlar ne kadar ok serpilir ve bakalarsa varlk artlar da o oranda mulklar. Bu artlardan birinin urayaca kk bir deiiklik, aa organizmalarn mahvolmas iin yetecektir. Yukar organizmalar (insan) bu eit bir deiiklik karsnda daha iyi uyum yetenei sergilerler. Buna karn tabi olduklar artlarn says, ok daha fazladr Tabi olunan koulun artmas demek, istenilen denge, harmoni durumunun daha kolay tehlikeye girmesi demektir. Comte (1895: 310)a gre fert, ne bir makinenin paralar, ne bir organizmann hcreleri, ne de bir hayvan topluluunun yeleri gibi grlmelidir. Onun bu biimde

117

dnlmesi, toplumsal dn biimimizin kusurluluuna iaret etmektedir. Canl varlklara ait olgular srekli dzensizlik ve bakalama gsterir. Bu durum, onlarn bir hesaba malzeme olmalarna engeldir. Her canl mevcudun ferdiyeti, forml dierlerinden kendini ayran aksi tesirleri vardr. Bunlar kendisini nevinin mevcutlar ile ayn tarzda gz nnde tutmamza manidirler. Her fizyolojik yahut patolojik hal bir dierinden ayrdr. Bu yzden Comte, istatistik rakamlarna gvenmemekte, onlara fizyolojide aldatc, hekimlikte hayrsz olarak hkmetmektedir. Fizik ve kimyadan ziyade biyolojinin, metafizik ruhun izlerini tamas alacak bir ey deildir. Biyoloji aa ucu (yani bitkisel hayatn fiziki-kimyevi olaylar) ile tabii bilimlere, yukar ucu (yani zihni fonksiyonlar) ile de itimaiyata bitiiktir Bruhl (1970: 249)e gre insanln ortak eserlerinde her neslin paynn nceki nesillerden, gemi paylar yannda ok kk olduu grlecektir. Bu paylarn bize getiini reddetmek, bu gnk insanlk durumumuzu reddetmek ve anlamsz, gayri ahlaki, hatta tamamyla bo bir davada bulunmak demektir. nsanl, insanlmz brakmadan inkr etmek imknszdr. Yaarken, zorunlu bir biimde, ahlaki ve zihinsel ynleriyle dolu uzun bir gemii temsil ediyoruz. nsan hayatnn en ana zellii buradadr Deiik ynleriyle Comteun dncelerinin konu edildii bu blmde, pozitivist felsefesinin pek de ne kmayan ynlerini grebilme frsat bulduk. Comteun olguculuk konusunda ifade etmi olduklar, sosyal bilimler evresinde genelde onun bilinen ynleridir. imdiye kadar ki incelemelerimiz bize Comteun dncelerinin, ynteminin, insan anlaynn zannedildii gibi tarihsel, toplumsal, kltrel ve bireysel zellikleri ile tanml insan gz ard etmek bir yana; ilgisine yeni alm imknlar sunacak zenginlikte olduu grlmektedir. zellikle biyoloji bilimi ve yaam felsefesi konularyla balantl olarak ifade ettikleri, insan konu olan bilimlerin gnmzde srdrm olduklar kat pozitivist ve mekanistik tutumlar yumuatmalar konusunda yardmc olaca dnlmektedir.

118

Tp bilimlerinin, biyoloji biliminin temelleri zerine kurulu olduu dnlnce de Comteun biyoloji bilimi ile ilgili ifade ettiklerinin tp bilimleri, iin de geerli olduu sylenebilir. zellikle, canl organizmalarn konu edilme biimleri ve bu alanda elde edilen bilgilere ynelik gelitirmi olduu epistemolojik tutum gnmz modern Bat tbbnn amazlarna iaret etmektedir. 2.3.2. Antonio Gramsci Epistemolojisinde Bilgi ve nsan Sorunu Gramsci dnce hayatnda ne Crocenin zihin felsefesine ne de mekanist ve metafizik materyalizme yanda olmutur. Hatta bu iki yaklam savalacak dmanlar ilan etmitir Gramsci (1986: 14-15) gre birey, dnya gryle daima belirli bir toplumsal kmeye, zellikle ayn dnce ve eylem biimini paylaan kiilerden oluan kmeye baldr. nsan, her zaman herkesin gittii yolda dnr ve gider, daima yn adam ya da toplum adamdr. nsann dnya gr bir eletiri szgecinden geirilerek, yamal boha olmaktan karlmam da, iinde yaanlan ann etkisinde ve birlikten yoksun ise, kiilii de acayip bir yamal boha grntsndedir. Onda maara adamnn dnce, eilim ve davran laryla, amzn en ileri, bilimsel ilkeleri, gemi btn tarihsel aamalardan arta kalan acnacak kadar blgeci nyarglarla, insan trnn gelecekte dnya lsnde birliini kurduu zaman edinecei felsefenin sezisiyle birbirine kartrm halde bulunur. nsann kendi dnya grn eletirmesi; bunun yamal bohalktan kararak, btnletirmesi, dnyadaki en ileri dnn varm olduu dorua ykseltilmesi demektir. Eletirici ileme girimenin balangc insann gerekte ne olduunun bilincine ermesi, kendini bil ilkesinin benimsenmesidir Her dilde bir dnya grnn ve bir kltrn unsurlar bulunuyorsa, her kiinin kulland dil, o kiinin dnya grnn az ya da ok karmak olduunu aa vurur. Byk bir kltr ancak byk bir kltr diliyle aktarlabilir; bu demektir ki, tarihsel geliimi ilke zenginlemi, karmaklam bir ulusal dil, herhangi bir byk kltr aktarabilir ve bylece dnya apnda bir anlatm olur. Byk bir kltr yaratmak sadece bireysel olarak zgn keiflerde bulunmak anlamna gelmez; bu, daha nceden kefedilmi olan hakikatleri, eletiriden geirerek yaymak, bunlar topluma mal etmek,

119

yani yaam iin gerekli eylemlerin temeli, fikir ve ahlaki dzenin unsurlar haline getirmek demektir (Gramsci 1986: 16 ). Genel felsefe diye bir ey yoktur. eitli felsefeler ya da dnya grleri vardr. Bunlar daima bir seime tabidirler. Bir toplumsal grup iin zorunlu olan; kendine zg hayat ve dnya grlerinin eletirel ve btnleyici bir tutumla sistemletirilmesidir. Her dnya grnn ayr dnrleri ve bilginleri olduu iin, otorite de paylalm durumdadr. Bir kimsenin dncesinin ekilleni inde, yaygn kanlarn, dnlerin, snf ayrm llerinin, davran kurallarnn rol vardr. Halk ynlarnn inanc, egemen snflarn inanc ile paralellik ierisinde kuvvet ve devamllk ans bulur. Mesleki uzmanlk alanlar (hekimlik, subaylk, yarglk) kltr yaamna yabanc kalamaz. Felsefe tarihi belirli kiilerden oluan bir snfn ideoloji yolundaki giri im denemelerinin tarihidir. Snfn amac, her dnemde var olan dnya grlerini deitirmek, dzeltmek, mkemmelletirmek ve bunun sonucu olarak da bunlara uygun den davran kurallarn ya da btnyle pratik eylemleri deitirmektir. Bir dnemin felsefesi, u ya da bu filozofun, aydnlar grubunun, byk halk topluluunun felsefesi deildir; bir tarih dneminin felsefesi, btn bu elemanlar, en yce doruu, belirli bir ynde olan bileimidir; bu bileimde varlan en yce doruk, kolektif eylemin kural, yani somut ve btnlemi tarih olur. Bir felsefenin tarihsel deeri, elde ettii pratik etkinlie (dnyay deitirebilme gcne) gre hesap edilir. Felsefeyi, bir dnya gr diye tanmladmza, felsefe yapmann sadece, bir sistem iinde btnleen kavramlar zerinde bireysel almalar anlamna gelmez. Daha ok, halkn dnce yapsn deitirmeyi ve tarihsel bakmdan doru anlalan felsefe yeniliklerinin somut bir ekilde, yani tarihsel ve toplumsal bakmdan evrensellikleri lsnde yaymay ama edinen bir kltr sava diye kabul ettiimize gre, dilin ve dillerin teknik olarak birinci planda ele alnmas gereklidir.

120

Dil, ayn zamanda kltr ve felsefe anlamna da gelmektedir. Dil olgusu, gerekte az ok organik olan, btnlemi ve birbirine bal birok olgularn tmdr. Her konuan varln kendine zg bir dili, dnce biimi, duyuu vardr. Kltr, kalabalk tabakalar halinde yaayan, birbirleriyle iliki ve etkileimlerini muhafaza eden, aralarndaki anlama dzeyi deikenlik gsteren insanlar birbirine birletirir. nsan iin nemli olan; ne olduu deil, ne olmakta olduudur. nsan bir sretir ve kesin olarak kendi davranlarnn srecidir. Tarihsel olarak btn insanlar iin ayn olan bir dn ve eylem biimi yoktur. Bir ilikiler dizisi olarak da grlebilecek insan, teki insanlar ve doa ile etkileim halindedir. likiler mekanik deildir. Etkin ve bilinlidir ve her insann kendi kavray gcne denk der. Her insan, dhil olduu karmak ilikiler btnn deitirebildii nispette kendisini de deitiren bir varlktr. Bireyselliimizi oluturan ilikiler btn hakkndaki farkndalmz, kendi kiiliimizi yaratmamz demektir. Felsefe natralist nitelikte bir antropolojiye indirgenemez. nsan trnn birliini meydana getiren ey biyolojik varl deildir. nsanlar birletiren ve ayran dnce deil, gerek olarak ne dndkleridir. nsann doas toplumsal ilikiler birleimidir. Toplumsallk fikri bir oluu ifade eder ve insan toplumsal ilikilerin dei mesiyle srekli olarak dei ir ve oluur. Bu, genel insan kavramn dlar. Toplumsal ilikiler, ayr insan gruplar tarafndan oluturulur, yle ki; bunlardan her birinin varl, baka gruplarn da varln gerektirir; bunun iin de birlik, biimsel deil, diyalektiktir. Buradan hareketle, insan doasnn tarih olduu sylenebilir. Niteliksiz nicelik, niceliksiz nitelik olamayacana gre, (kltr olmadan ekonomi; zek olmadan pratik faaliyet ve bunun tersi) iki terimi birbirine kart gsterme rasyonel anlamda anlamszlktr. lerleme bir ideolojidir. lerleme, yapsna tarih bakmndan belirli bir kltrn eleri giren belirli bir anlaya baldr. Olu bir felsefe kavram olup, ilerleme art deildir. lerleme kavramnda rtk/ak bir biimde llebilirlik dncesi gizlidir. Belli bir sabitletirmeyi esas alr ve daha az/ok, daha iyi/kt niteliklerini iermektedir.

121

lerleme fikri, belli bir dnemi ifade edecek kadar kltrel zelliktedir. lerleme dncesi, insann gelecee ynelik kuvvetli gven duymalarn, rasyonel planlar peinde olmalar gerekliliini imler. lerleme demokratik bir ideolojidir. Modern dnemlere ait her eit kurumsal yaplanma, bu kavram zerinden meru gsterildi ve bu dnce zerinden yaama tand. Devletlerin resmi ideolojisi durumuna getirilince, ilerleme dncesi zerinden ifade edilenler ile alternatifleri arasndaki ayrma radikallemektedir. Gvenilir bir gelecee, mutlulua kavuacak olan ruhun lmezliine, ebedi neeye kavuacana duyulan inan, insann i dnyasnn mkemmelletirmek, manevi ykseli ini salamak yolundaki almasnn itici gcdr Ruhu pheler iinde ypratan speklatif dalgalanmalardan kurtulan insan, umutlarnn yeniden doduunu hisseder; ktle kar stn bir gcn kendisini desteklediini bildii iin, nefsini zorlar ve maddi dnyaya kar zafer kazanr. Gramsci (1975) iin felsefe, felsefe tarihinden, kltr de kltr tarihinden ayrlamaz. Bir dnya grnn tarihsellii, temsil ettii gelime aamas ve baka grlerle, ya da baka grlerin unsurlaryla eliik olduu kavranmadan, en kestirme ve en geree uygun anlamyla filozof olunamaz; yani eletiriden geirilerek btnletirilmi bir dnya grne sahip olunamaz. Bizim dnya grmz gerekliin ortaya kard sorunlara cevap vermektedir. Sosyolojinin temelinde, niceliin nitelie dnmesi olayn iinde tayan

diyalektikten habersiz olan kaba evrimcilik yatar. Her sosyoloji bir felsefeye, bir dnya grne baldr ve bunun bir parasdr. Bunun iin genel teoriyi, yani felsefe ile eitli sosyolojilere zg i mant, kendisine bir btnlk salayan mantkla kartrmamak gerekir, Neden olarak ele alnan filan kanun gereince meydana gelir gibilerden- szde sosyoloji kanunlarnda hi bir nedensellik yoktur. Bunlar genellikle bir takm totolojiler (ayn dncenin farkl ekillerde ifade edilii) ve paralojizmler (istenmeden dlen mantksal yanllar)dir. Bir olay ya da olaylar dizisi soyut genellemenin mekanik

122

sreci araclyla tasvir edilir. Bundan benzerlik ilikileri karlr. Yeni olan, bir dizi kk olaya taklan ortaklaa bir addan baka bir ey deildir (Gramsci 1986: 147). Ortam ile sistem arasnda eit ilikiden sz edilebilir. Bunlardan biri, dierini etkilemektedir. Ortam, aa iin orman; insan iin toplumdur; sistem ise bir eyin, bir varln iyaps, bir tan, bir hayvannn, bir toplumun elemanlarnn btndr. Sistem iin srekli denge durgunlua iaret eder ve istenmez zelliktedir. Olumlu iaretli sreksiz denge, sistemin geliimine iaret etmektedir ve istenilir zelliktir. Olumsuz iaretli sreksiz denge ise sistemin ykl na karlk gelmektedir. Halkn ya da bilim adamlarnn d dnyann gerekliine olan inancnn temelinde, Katolik bir dinsel inan yatmaktadr. nk btn dinlere gre Tanr insandan nce dnyay, doay, evreni yaratmtr. Bundan dolay da insan, dnyay hazr ve dei mez biimde tanmlanm, tescil edilmi olarak bulur Nesnellik daima insan bakmndan nesnellii anlatr. Bu da tarihsel olarak znel anlamna uygun der. Baka bir deyimle, nesnel evrensel znel anlamna gelmektedir. nsan tek bir kltr sistemi iinde tarihsel olarak birlemi olan insan tr iin gerek olduu lde dnya hakknda bilgi edinir. Nesnellik iin bir mcadele yaplmaktadr. Bu mcadele ise, insan trnn kltr birliine kavuturulmas yolundaki mcadelenin ta kendisidir. Deneysel bilim imdiye kadar byle bir kltr birliinin en yaygn zeminini oluturmutur. nsan olu halinde, bilin ve gereklik de olu halinde olduuna gre, nesnelliin kendisi de bir olutur (Gramsci 1986: 152-168). nsan, teknoloji aracl ile doayla iliki kurar, doay tanr ve ona egemen olur. Deneysel yntemin benimsenmi olmas tarihin iki evresini, iki dnemini birbirinden ayrr ve teoloji ile metafiziin zlp dalmas srecini, ada dncenin geli me srecini harekete geirir. Bu gelimenin en st dzeyi praksis felsefesidir. Bilimsel deney, insanla doa arasndaki birlikteliin yeni hcresel formudur. Deneyci bilgin dnr, ii gibi alr. Dncesi pratiini, pratii dncesini kontrol altnda

123

bulundurur. Bu etkileim teori ile pratik arasnda tam bir birlik hali kuruluncaya kadar devam eder. Yeni bir dnya gr baka bir dnya grnden sonra ortaya knca, ncekinin dili yine kullanlr, ama mecazi olarak. Yeni mecazi anlam, yeni kltrn yaygnlamas lsnde yaygnlar; bu kltr ayn zamanda taptaze yeni kelimeler yaratr ya da bunlar baka dillerden alr. Bunu yaparken belirli bir anlam vererek szckleri alnd dildeki kapsamndan syrr. Dil, hem canl bir ey, hem de yaamn ve uygarlklarn fosillerinin sergilendii bir mzedir Bilimlerin ilerleyii maddi belgelerle ispatlanamaz. Bilimlerin tarihi ancak bellekte canlandrlabilir. Bilimsel ilerlemenin balca aralar dnsel metodolojik niteliktedir. Dnsel aralar ise yoktan ortaya km deillerdir ve sonrada, tarihsellik ve kltrellik temelinde yaratlardr. Madde ne doa bilimlerinin (fizik, kimya, mekanik ) ne de eitli materyalist metafiziklerle verilen anlamlarda anlalmaldr. Madde, madde olarak deil, toplumsal ve tarihsel olarak retim iin meydana getirilmitir. Bu anlamda doa bilimleri etkinlikleri de toplumsal bir kategori olarak, insanlar aras bir iliki biimi olarak grlebilir. Maddi retim glerinin btn, gemiin tarihinin billurlamas olduu kadar bu gn ve gelecekteki tarihin de temeli, ayn zamanda bir belge ve bu gn iin canl bir itici gcdr. Her toplum onu oluturan bireylerin toplamndan fazla bir eydir. blmne dayanan toplum da kendisini meydana getiren bireylerin toplamn aan bir deere sahiptir (Gramsci 1986: 173-195). Bilginin nesnellii ve doruluunun tarih d, insan d ve ncesiz-sonrasz olamayacan vurgulayan Gramsci (1979) bilginin doas ve imkn sorununa da deinmitir. Ona gre, insan tarafndan bilinen gereklik, insandan ve onun etkinliinden bamsz olamaz. Biz, eyleri bilme etkinliimize konu ederken, kendi tarihsel, kltrel ve bireysel zelliklerimizle dntrrz. Bu anlamda bilgilerimizden,

124

konularn mutlak bir biimde tanmlama beklentisine giremeyiz. Texier (1985: 5556)e gre Gramsci, bilginin mutlak hakikatler anlamna gelmeyecei iddiasndadr. Gerekte, dnen zne tarihsel ve pratik bir varlktan, onun bilgisi de onun gere i dntrc etkinliinden ayrlamaz. O, ezeli ve ebedi doruluklar teorisinin, insan, Tanrsal bir gereklik anlayna tayacana dikkat ekmektedir Gramsci (1975) iin gereki(realist) varlkbilim dinsel kkenlidir. Bilgi znesi olarak insan yaratmadan nce, dnyay ve niteliklerini yaratan akn bir Tanrya inantan doar. Gerek anlamyla dinsel inan yok olduunda, grler din tarafndan belirlenmi kalan saduyunun doal metafiziidir der bu varlkbilim. Bilimsel teorilerin evrim geirdiklerini, daha kavrayclarn hazrlamak zere gemi teorileri ilerinden atarak, deitirildiklerini, yenilerinin yapldn belirten Gramsciye gre, bilim adamlarnn tm abalarna ramen bilim kendini hibir zaman mutlak, nesnel, kavram olarak gstermez. Her zaman bir ideoloji giyinmi olarak grnr. Ve somut olarak da bilim, nesnel olguyla bir var saymn, ya da saf nesnel olguyu aan bir varsaymlar dizgesinin birliidir. Tm bilimsel ilerleme kendini imdiye kadar yeni deney ve gzlemlerin, daha nce ki deney ve gzlemleri dzeltip gelitirmesiyle gstermitir. Balca bilimsel ilerleme aletleri entelektel yntembilimsel niteliktedirler. Entelektel aletlerde hilikten domazlar. nsandan doutan olmadklarna gre, tarihsel olarak gelitirilmilerdir (Portelli 1982: 16). Olgular kurmak iin, bilim adam maddi aralar kadar kavramlara, akl yrtmelere ve entelektel donanma da gereksinim duyar. Aratrma sreci teorik ve pratik sreleri ifade etmektedir. Bilim adam ncelikle bilginin biimini srekli dzeltir, duyu organlarn dzeltir ve glendirir ve yeni ilkeler ve tmevarm, tmden gelim btnlkleri hazrlar; yani deney ve deneyin denetim aletlerini gelitirir. nsan ile gereklik arasnda teknoloji araclyla kurulan ilikiye Gramsci bilginin biimi demektedir. O teknoloji ile sadece duyu organlarn glendiren maddesel aletlerin anlalmasnn eksikliine iaret ederek; bilim adamnn olgular ayrmay ve kurmay

125

baarmak iin kulland matematiksel mantksal aralar da teknolojiye dhil etmektedir. Yine o entelektel aletlerin sfrdan kmadklarn, doutan olmadklarn, tarihsel olarak gereklemi ve geli mekte olduklar dncesindedir. Gramsci doa bilimlerine konu tekil eden olaylarla ilgili yaklamnda doal olaylar, insanlarn gereksinimlerinden, karlarndan, pratik etkinliinden ayrlamazlar grndedir. Doa bilimlerinin bize bu olaylar hakknda vermi olduklar bilgiler de bu pratik karlardan farkl dnlemezler. zetle nesne zneden, doa insandan ve insan tarihinden, varlkta varlk dncesi ve onun dnmnden ayr deildirler. stensin istenmesin, bilinsin bilinmesin, insanla ilikisiz bir gerei saltk olarak koymak demek, kafada Tanrbilimsel bir entelektel yapya sahip olmak demektir. nsan, rettii nesnelerden ve onlar ilerinde rettii toplumsal ilikilerden ayrlamaz. nsan, yaratcl toplumsal ve tarihsel maddesellik zerine edindii bilinten ve onu kendileri araclyla at ereklerden ayrlamaz olan bir varlktr (Texier 1985: 78). nsan, belki bir toplumun yeleri arasnda var olan, toplumsal olarak rgtlenmi doal gler btnlnden, kltrel yaratlardan ve toplumsal retim ilikileri dnyasndan baka bir ey olamaz. nsan tarihi boyunca oluturduu teknik ve zihinsel aletler araclyla, madde ile diyalektik iliki iine girmi znel bir toplumsal varlktr. nsanla doa, etkinlikle madde, dnceyle varlk, zneyle nesnedirler. Bunlarn ilikilerini diyalektik olarak dnmek demek, uraklarn atmasn kartln unutmadan, insanla doann birliini kavramak demektir. Entelektel etkinliin en kk belirtisinde, rnein dilde bile, belirli bir dnya gr ikindir. Kendi z dnya gr bakmndan, insan her zaman belli bir topluluun ve tam tamna da ayn bir dnme eyleme biimini paylaan toplumsal eleri bir araya getiren topluluun maldr. nsan her zaman herhangi bir uygunculuun uyguncusu, her zaman yn insan ya da kolektif insandr. Onda hem maara insannn eleri hem de en modern ve en ileri bilim ilkeleri, hem btn tarihsel evrelerin acnacak biimde blgeci n yarglar, hem de insan trnn

126

kendi dnyasal birliini gerekletirecei zaman sahip olaca gelecein felsefesinin sezgileri, hep bir arada bulunur. Kendi z dnya grn eletirmek, onu birletirici ve tutarl bir konuma getirmek ve en ileri dnya dncesinin erimi bulunduu noktaya ykselmek anlamna gelir. Texier (1985: 80-92)e gre, her dilin belli bir dnya gr ve kltrn elerini ierdii doruysa, ayn lde herkesin dilinin onun dnya grnn karmakln gsterecei de dorudur. Vasat bir ulusal dil ya da leheyle yetinen kimseler, dnya tarihini egemenlii altna alan byk dnce akmlar karsnda, zorunlu olarak, fosillemi, ad az ok snrl ve taral bir dnya sezgisine benzerler.

2.3.3. Claude Bernard ve Deneyci Epistemoloji Bergsona gre felsefe, Claude Bernard'a, her eyden nce deneysel yntemi borludur. Modern bilim her zaman deney zerine temellenmitir; modern bilim mekanikle ve astronomiyle balad ve bata, sadece maddede en genel olan ve matematie en yakn olan elde etmeye alt gibi, deneyden de uzun zaman yalnz lme iin bir k noktas salamasn ve sonunda lmeleri dorulamasn istemitir. XIX. yy. laboratuar bilimleri yzyldr, deneyle ilikiyi hi kesmeden, deneyi tm apraklklar iinde izleyen bilimlerin yzyldr. Bu ok somut aratrmalara Claude Bernard, vaktiyle Descartesin soyut bilimlere maddeyi getirii gibi, yntemlerinin formln vermitir. Bu anlamda Discours de la mithode XVII. ve XVIII. yy. iin neyse, Introduction a la medecine experimentale bizim iin odur. Biriyle de, bryle de, byk dorular ortaya koymakla ie balayan, sonra bu bulular gerekletirmek iin nasl davranlmas gerektiini kendi kendine soran dahi iki insanla kar karyayz (Tun 1934). Introduction'da ortaya koyduu tutarl dncesi, bize deneysel aratrmada olguyla fikrin nasl ortaklaa kullanlabileceklerinin yolunu aralamtr. Ona gre, aratrmac fikrinin salamlanmasn deneyden bekler; ancak, bilgin, deneyinin devam etti i srete varsaymndan vazgemeye ya da onu olgulara gre deitirmeye hazr olmaldr. Bilimsel aratrma, zihinle doa arasnda bir karlkl konumadr. Doa, merakmz uyandrr; biz ona sorular sorarz; doann cevaplar bu grmeye nceden

127

kestirilemeyen bir durum kazandrr. Bu cevaplar, onun yeni fikirler telkin ederek cevaplayaca yeni sorular dourtmaktadr, bu i bylece kesintisiz bir biimde devam eder. nsan, kendisini evreleyen olgular ancak ok dar snrlar iinde gzlemleyebilir; elbette olgularn ou duyulardan kaar ve basit gzlem bu ie yetmez. Kii, bilgisini geniletmek iin, organlarnn gcn zel cihazlarla artrmak zorunda kald; ayn zamanda, cisimleri elerine ayrmak ve onlarn gizli kalan paralar incelemek iin, cisimlerin iine girebilmesini salayan eitli aralarla silhlanmtr. Bylece eitli inceleme veya aratrma usulleri arasnda belirlenmesi gereken bir dereceleme vardr. Bu usuller basit ya da bileik olabilirler: basit olanlar, incelenmesi en kolay nesnelere ynelir duyularmz bu nesneleri incelemeye yeterlidir. Bileik nesne ya da olgular eitli aralar yardmyla gzlemimize uyarl duruma getirilmelidir. nk onlar doal durumda bizim uzamzda bulunurlar. Bazen basit, bazen silhlanm ve yetkinlemi olan inceleme, bizi evreleyen az ok gizli olgular bulmamza hizmet etmektedir. Ama insan grmekle snrlanamaz. nsan dnr ve gzlemin, ona varln gsterdi i olgularn anlamn tanmak ister. Bunun iin, akl yrtmeler, karlatrmalar ve sorgulamalardan ald cevaplarla onlar birbirleriyle denetler. Tam anlamnda deneyi kuran, akl yrtmeyle ve olularla denetleme anlaydr. Bizim d mzda bulunan eylerin doas zerine bilgiler edinmek iin sahip olduumuz tek usuldr bu. Zaman zaman gzlemle deneyin birbirine kartrldn belirten Bernarda gre felsef anlamda, gzlem gsterir, deney retir (Bernard 1978: 26). Ona gre Bacon bu iki eyi birletirme yoluna gitmitir. Baconcu iddiaya gre gzlem ve deney malzemeyi toplamak, tmevarm ve tmdengelim bu malzemeyi ilemek iindir. Bu haliyle zihnin tek salam makineleri olarak deerlendirmitir. Zimmermanna gre gzlemin bize salad bilgi, kendi kendisini sunar gibidir, oysa bir deneyin bize salad bilgi bir eyin olup olmadn bilme tasars iinde yaplan bir giri imin sonucunda ulalr. Bu tanma gre, gzlem eylerin ya da olgularn bize

128

doa tarafndan olaan sunumu eklinde belirirken, deney deneycinin yaratt ya da tayin ettii olgularn belirlenmesi olacaktr. Bylece gzlemciyle deneyci arasnda bir eit kartlk kurulmu olacaktr. Gzlemci, olgularn oluumu karsnda edilgin; buna karlk, deneyci dolaysz ve etkindir. Gzlemci doay dinler, deneyci doay sorguya eker ve almaya zorlar (Bernard 1978: 27). Bernarda gre ister gzlem yapmak iin olsun, ister deney yapmak iin olsun, hem zihnin, hem duyularn etkinlii sz konusudur. Gzlem, doann kendiliinden, bilginin mdahalesi olmakszn meydana getirdii olgularn aratrmac tarafndan ortaya konmasyla belirgin olarak kabul edilmek istense de, gzlemde zihnin de el gibi her zaman edilgin olduu sylenemez ve bu durumda edilgin ve etkin olmak zere iki eit gzlem ayrt edilir. Diyelim ki; bir lkede birden herhangi bir salgn hastalk ortaya kyor ve kendini bir hekimin gzlemine sunuyor. Burada, hekimin zihninde nceden edinilmi bir fikrin etkisi olmadan, rastlantyla yapt gzlem kendiliinden, yani edilgin gzlemdir. lk vakalar gzlemledikten sonra, bu hekimin aklna bu hastaln ortaya knn hava durumuyla ya da zel hijyenik koullarla ilgili olabilece i fikri gelirse, o zaman hekim ayn hastaln bulunduu baka bir lkeye, hastaln orada da ayn koullarda geliip geli mediini grmeye gider. Hastaln doas ve nedeni zerine nceden edinilmi bir fikirle yaplm olan, bu ikinci gzlemin elbette tasarlanm ya da etkin gzlem olarak adlandrlmas gerekir (Bernard 1978: 28). te yandan deney, aratrmacnn suni olarak meydana getirdii ve ona doal olarak kendilerini gstermeyen olgular ortaya koymasyla belirgin kabul edilse de, olgularn ortaya kn ynetmek iin deneycinin elinin her zaman etkin olarak ie kart sylenemez. Bir fizyoloji uzmannn sindirimi incelemek ve canl bir hayvann midesinde olup bitenleri bilmek istediini ve bilinen ameliyat kurallarna gre, karn ve mide duvarn aacan, mide fistl denen eyi meydana getireceini dnelim. Fizyoloji uzman elbette bir deney yapm olduuna inanacak, nk gzlerine doal olarak grnmeyen olgular grnr klmak iin etkin olarak ie kartn dnecektir.

129

Gzlemi ve deneyi dei ik olarak belirleyen fizyoloji uzmanlar ve hekimler vardr. Onlara gre, gzlem, normal ve dzenli olan her eyin belirlenmesinden baka bir ey deildir. Olgularn, aratrmacnn abasyla ya da bakasnn eliyle ya da bir rastlantyla ortaya k pek nemli deildir; aratrmac, olgular bozmadan ve normal durumlar iinde belirledii zaman, yapt bir gzlemdir. Bernarda gre doal olgularn koullar iine, aratrcnn isteyerek getirdii bir deiiklik ya da bozukluk oluturmaya dayal deney fizyolojide ykmla deney diye adlandrlabilecek olan birtakm deneyleri karlar. Galen'e kadar uzanan bu deneme tarz, en basit olandr ve o, kadavradan disseksiyonla ayrdklar paralarn canldaki kullanmn tanmak isteyen anatomi uzmanlarnn zihninde kendini gsteren deneme tarz olmaldr. Bunun iin canldan kesme ya da karma yoluyla bir organ kaldrlr ve kaldrlan organn ne ie yaradna, btn organizmada veya zel bir i levde meydana getirdii bozuklua gre hkm verilir. Esasta ayrtrc (analitik) olan bu deney usul fizyolojide her gn uygulanmaktadr (Bernard 1978: 30). Parann ilevi, o parann kaldrlmasyla ortaya kan bozuklua gre aratrlr. Bu yle zetlenebilir, deneyde biri normal, br anormal iki olgunun karlatrlmasyla bir yarg ortaya koymak gerekir. Deneyin bu tanm, zorunlu olarak, deneycinin, stnde almak istedii bedene, bu bedenin doa olgularnda oynad rol tanmak iin, ister onu ykarak, ister onu deitirerek ona dokunabilmesi gerektiini dndrr. Gzlemle ilgili bilimlerle deneysel bilimlerin ayrm, sadece bedenler zerinde eylemde bulunabilme ve bulunamama olanana dayanr. Oysa deneycinin istemli eyleminin yerini ok defa bir rastlantnn alabileceini gstermek kolay olacaktr. Hastaln oluu olan doku bozukluklarn meydana getirmekte, hekim ve fizyoloji uzmannn hi bir n fikre sahip olmakszn yararlandklar gerek deneyler olan pek ok hastalkl doku bozukluu iin de durum ayn olacaktr.

130

Sonuta deney, olguya getirilmi bir deiiklikle veya bir bozuklukla belirleniyorsa, ancak bunun altnda, bu bozukluun normal durumla karlatrlmasnn gerekti i anlam vardr. Deney sonunda bir yarglamadan baka bir ey olmadndan, zorunlu olarak iki ey arasnda karlatrmay gerektirir ve deneyde istemli, yani etkin olan ey, gerekten zihnin yapmak istedii karla trmadr. Oysa sapma, ister bir rastlantyla, ister baka ekilde meydana gelsin, deneycinin zihinsel karlatrma yetersizliine iaret etmez. Karlatrlacak olulardan birinin bir bozukluk diye alnmas zorunlu deildir; zaten doada, ne bozulmu ne de anormal bir ey vardr; her ey mutlak, yani her zaman normal ve belirli kanunlara gre akp geer. Sonular kendilerini grnr klan koullar nedeniyle deiir, ama kanunlar deimez. Fizyolojik durum ve hastalkl durum ayn gler tarafndan dzenlenmitir ve onlar birbirlerinden ancak, hayat kanununun kendini gsterdii zel koullarla ayrlrlar. Bernard (1973: 156)a gre Fransz dilinde deney kelimesi, tekil olarak, genel ve soyut bir tarzda, yaandka kazanlan bilgi anlamna gelir. Tekil olarak deney kelimesi bir hekim iin kullanldnda, onun hekimlik almalarnda kazand bilgiyi anlatr. Bu, br meslekler iin de byledir, bu anlamda bir insann deney kazand, deneye, sahip olduu sylenir. Daha sonra, genelleme yoluyla ve somut anlamda deney ad bize nesnelerin deneysel bilgisini salayan olulara verilmitir. Gzlem kelimesi, tekil olarak, genel ve soyut anlamnda, bir oluun aratrma aralar ve bir belirleme iin uyarl incelemeler yardmyla belirlenmesi demektir. Gzlem yoluyla ve somut anlamda gzlemler kelimesi, belirlenmi olular iin de kullanlmtr. Somut bir deney ya da gzlem yapmak, inceleme ve aratrmaya kalkmay, denemelere ve snamalara giri meyi gerektirir. Bunda ama zihnin usavurma yardmyla bir bilgi ya da renim salayabilecei olgular elde etmektir. Deneyler yapmadan iyice belirlenmi olular zerine uygun bir biimde akl yrtmeler yaparak deneyim kazanlabilir. Ayn ekilde deneyim kazanmadan deneyler ve gzlemler yaplabilir, eer olular belirlemekle yetiniliyorsa bu durum sz konusudur.

131

Goetheye gre deney insan her gn dzeltir. nk insan gzlemledii ey zerine doru ve deneysel olarak akl yrtmeler yapar. Akln kaybeden insan, deli, deneyle renemez artk, deneysel olarak akl yrtmeler yapamaz artk. yleyse deney akln ayrcaldr. Dncelerini dorulama ve onlar dzenleme yalnz insana zgdr; dzeltme, dorulatrma, iyiletirme, yetkinletirme ve bylece kendini her gn daha usta, daha bilge, daha mutlu klmak yalnz insana zgdr (Bernard 1978: 42). Bernad (1978), deney kelimesine deneysel tpta her yerde tad ayn genel anlam vereceini belirtmektedir. Ona gre aratrmac her gn deneyle renir, deneyle bilimsel fikirlerini, kuramlarn durmadan dzeltir, onlar sayca gittike byyen olularla uyumlu klmak ve bylece gittike geree yaklamak iin dorulatrr. Her deneysel bilgide evre vardr. Bunlar gzlem yapmak, karlatrma yapmak ve gerekeli yarg vermek. Deneysel yntem bizi evreleyen olular zerine bir yarg vermekten te bir ey yapmaz, bunu da yargy denetleyecek ve deney ortaya koyacak tarzda konumlanm bir baka olutan baka bir ey olmayan bir lt yardmyla yapar. Bu genel anlamnda deney, insan bilgilerinin tek kaynadr. Zihin, kendinde, eyler arasnda zorunlu bir ilikinin duygusuna sahiptir ancak, ama bu ilikinin biimini yalnz deneyle tanyabilir. Bu durumda, deneysel yntemde gz nnde tutulmas gereken iki ey vardr Bunlar; 1. Kesin bir aratrma yoluyla tam doru olular elde etme sanat, 2. Olgularn yasasyla ilgili bilgiyi elde edebilmek iin bir deneysel akl yrtme yardmyla bu olular ortaya karma sanat. Deneysel akl yrtme her zaman ve zorunlu olarak iki oluu birlikte etkiler, bunlardan biri k noktas hazrlayan gzlem, teki sonu karmaya ya da denetlemeye yarayan deney (Bernard 1978: 44). Bilimsel aratrma sanat btn deneysel bilimlerin temel tadr. Eer akl yrtmenin temelini hazrlayan olular kt kurulmusa ya da yanlsa hepsi kecek ya da hepsi yanl olacaktr; ayn ekilde ok defa bilimsel kuramlardaki yanl larn kk uluslardaki yanl lardadr.

132

Deneysel aratrmalar sanat olarak kabul edilen incelemede aratrc tarafndan en uygun aralar yardmyla aydnla karlm ve olabildiince kesin belirlenmi olular vardr. Burada gzlemci ve deneyciyi kullandklar aratrma usullerinin yapsyla ayrt etmenin yeri yoktur artk. Gzlemci ve deneyci olular ellerinden geldiince belirlemeye alan aratrmaclardr ve inceledikleri olgularn karmaklna gre az ok karmak inceleme aralar kullanrlar. Gzlemci ve deneyci, ounlukla kendileri iin ortak olan eitli aratrma ara ve gerelerini yaratmak ve yetkinletirmek iin ayn el ve zihin etkinliine, ayn ustala, ayn yaratc zekya gereksinme gsterebilirler. Her bilim kendine zg bir eit aratrma biimine, eitli aralara ve zel usullere sahiptir. Her bilim sorunlarnn yapsyla ve inceledii olgularn eitliliiyle ayrt edildiine gre bu zaten kendini ortaya koyar. Tbb aratrma hepsinin en karmak olandr; anatomik, fizyolojik, patolojik ve tedavi edici aratrmalara zg yntemlerin tmn ierir. Kimya ve fizikten kendisi iin gl yardmclar durumuna gelen bir yn aratrma arac alr. Deneysel bilimlerin btn ilerlemeleri aratrma aralarnn yetkinliiyle llr. Deneysel tbbn btn gelecei, hem normal durumdaki, hem hastalkl durumdaki hayat olgularnn incelenmesine baaryla uygulanabilen bir aratrma ynteminin yaratlmasna baldr (Bernard 1978: 45). Bernard (1978), btn bilimsel hayatm, modern bilimin tbbi aratrma alannda temellendirilmesi sorunu zerine yazm olduu Deneysel Hekimlie Girile zetlenmitir itirafnda bulunmaktadr. Deneysel tbbn ilkeleri zerine yazlm iki ciltlik yapt, sadece fizyolojide, patolojide ve tedavide uygulanan deneysel aratrma usullerinin geliimine adanm olacaktr. Ama tbb aratrmann btn ynlerini aklamak bir kii iin ne kadar imknszdr ve bylesine geni bir konuda kendimi snrlamak iin zellikle canl hayvan amlar usullerinin dzenlenmesiyle uraacam. Bu biyolojik aratrma dal kukusuz en incelikli ve en g olandr; deneysel tbbn ilerlemesinde dorudan doruya byk bir yararlla sahip bir dal olduu ifadelerine yer vermektedir.

133

Bilimsel aratrmada en kk usuller bile byk nem tar. Bir hayvann uygun olarak seilmesi, belli bir tarzda yaplm bir ara, bir ayracn bir baka ayra yerine kullanlmas nemli sorularn zmlenmesi iin yeterlidir. Yeni ve gvenilir bir deneysel ayrtrma aracnn her ortaya knda, bu aracn uygulanabilecei sorularda bilimin ilerleme gsterdii her zaman grlr. Tersine, kt bir yntem ve hatal aratrma usulleri daha cidd hatalar getirebilir ve bilimi yanltarak duraklatabilir. Tek kelimeyle, en byk bilimsel dorularn kkleri, bir anlamda bu dorularn gelitii bir yer meydana getiren deneysel aratrmann ayrntlarndadr. Bernard, eer bilim zerine benim duygumu aklayan bir benzetme yapmak gerekirse, bu, iine ancak ok uzun ve korkun mutfaktan geilerek varlabilen, her yan ktan parldayan, ok gzel bir salondur, demektedir (Bernard 1978: 47).

Gzlemciyle deneycinin fark nedir diye sorulacak soruya verilecek cevap; gzlemci, basit ya da karmak aratrma usullerini, deitirmedii ve dolaysyla doann sunduu gibi derledii olgularn incelenmesine uygulayan kiiye verilir. Deneyci ise basit ya da karmak aratrma usullerini, doal olgular herhangi bir amata eitlendirmek ve deitirmek iin ve doann olgular sunmad durumlarda ya da koullarda bu olgular grnr klmak iin kullanan kiiye verilir. Bu anlamda gzlem doal bir olgunun aratrlmasdr; deney, aratrmac tarafndan deitirilmi bir olgunun aratrlmasdr. Tamamen dta kalr ve basit olarak kelimelerin tanmnda bulunur gibi grnen bu ayrm, gzlem bilimlerini deney bilimlerinden ya da deneysel bilimlerden ayran nemli fark dile getirmektedir (Bernard 1978: 33). renmek iin gzlemlenen ey stne zorunlu olarak akl yrtmeler yapmak, olular birbiriyle karlatrmak ve onlar, denetlemeye yarayan baka olularla yarglamak gerekir. Btn bu bilimler katksz gzlem bilimleri olarak balar; ancak olgularn ayrtrlmasnda ilerleyerek deneysel hale gelirler, nk gzlemci, deneyci haline gelir, cisimlere girmek ve olgularn koullarn deitirmek iin aratrma usulleri tasarlar. Deney, deneyciye zg aratrma usullerinin kullanlmasdr.

134

Felsefe yntemi asndan gzlem bilimleri ve deney bilimleri arasnda temel bir ayrlk olmamakla birlikte, insann karabilecei pratik sonular ve aralaryla greceli olarak elde ettii g bakmndan bir gerek ayrlk vardr. Deneysel bilimlerde insan gzlemler, ama ayrca madde zerinde de eylemde bulunur, maddenin zellikleri ayrtrr ve kendi yararna, olgularn ortaya kmasn kkrtr; bu olgular elbette her zaman doal yasalara gre, ama ok defa doann henz gerekletirmemi olduu koullarda olup geer. Bu etkin deneysel bilimler yardmyla insan bir olgular yaratcs, yaratmann gerek bir ustas olur ve bu durumda deneysel bilimlerin gelecekteki geliimleriyle doada salayabilecei gcn snrlan belirlenemez Tp bir gzlem bilimi olarak m kalmal, yoksa deneysel bir bilim haline mi gelmeli? Bernarda gre tp, basit bir klinik gzlem olarak balamaldr. Sonra, organizmann kendi kendine uyumlu bir birlik, byk dnyada ierilmi bir kk dnya meydana getirmesi gibi, hayatn blnemez olduu ve yaayan salkl ve hastalkl organizmalarn, btnlkleri iinde bize sunduu olgular gzlemlemekte snrlanmamz ve gzlemlenmi olular zerine akl yrtmeler yapmakla yetinmemiz gerektiini vurgulamtr. Ama eer bu biimde snrlanmak gerektii kabul edilirse ve ilke olarak tbbn edilgin bir gzlem bilimi olduu ileri srlrse, hekim, astronomi uzmannn gezegenlere dokunmay gibi, artk insan bedenine dokunamayacaktr. Bu durumda fizyolojide, patolojide ve tedavide uygulanan normal ya da patolojik anatomi de canl amlar da tmyle yararszdr. Bu ekilde anlalan tp, ancak umut ve az ok yararl hijyenik reeteler verebilir, ama bu etkin tbbn, yani bilimsel ve gerek tedavi edicinin yadsnmas olacana da dikkat ekmitir (Bernard 1978: 37). Deney, aslnda, herhangi bir ama iin kkrtlm bir gzlemden baka bir ey deildir. Deneysel yntemde olularn aratrlmas, yani aratrma her zaman bir akl yrtme ile birliktedir, yle ki, en olaan olarak deneyci deneysel bir fikrin denetlenmesi ya da dorulanmas iin deney yapar. yleyse bu durumda, deney, denetleme amacyla kkrtlm bir gzlemdir denebilir.

135

Deneysel olarak akl yrtmeler yapmak iin genellikle bir fikre sahip olmak ve bu nceden edinilmi fikri denetlemek iin de olular, yani gzlemleri armak ya da kkrtmak gerekir. Bernard (1978: 39)a gre fizik ve kimya gibi gelimi bilimlerde deneysel fikir, hkm sren kuramlardan bir mantksal sonu gibi kar ve deneyin denetlenmesine iyice belirlenmi bir anlamda ba eer. Henz incelenmemi karmak ya da karanlk sorularn bulunduu tp gibi ocukluk dneminde bir bilim sz konusuysa, deneysel fikir byle belirsiz bir konudan her zaman kmayacaktr. yleyse ne yapmal? Kanmak ve gzlemler kendilerini sunarken bize aydnlk fikirler getirsin diye beklemek mi gerekir? ounlukla uzun sre ve hatta bo yere beklemek gerekirdi. Her zaman deney yapmakla kazanlr. Fizyolojide, patolojide ve tedavide, bu bilimlerin karmak ve geri olmalar nedeniyle sk grlen yzeysel deney eitleri bir fikri telkin edebilen ve aratrma yolunu aan ilk gzlemi ortaya karmaya yneliktir. Dorulanmas muhtemel bir fikir olmakszn deney yaplan durumlar vardr. Bu durumda deney sadece aratrmada izlenecek yolu ona belirtecek bir fikri bulmak iin onu kkrtr. yleyse deney bir fikri dourtmak amacyla kkrtlm bir gzlemdir denebilir. zetle, aratrmac aratrr ve sonulandrr; o, gzlemciyi ve deneyciyi kapsar, yeni fikirlerin kefini izler ve ayn zamanda bir sonu karmak ya da baka fikirleri denetlemeye zg deney iin olular aratrr. Genel ve soyut anlamda deneyci belirli koullarda istedii bilgileri, yani deneyi karmak iin gzlem olularn aran ya da kkrtan kiidir. Gzlemci, gzlem olularn elde eden ve onlarn uygun aralar yardmyla iyi konmu ve belirlenmi olup olmadklarm yarglayan kiidir. Bunsuz, bu olulara dayanan sonular salam bir temelden yoksun olacaklardr. Ayn ekilde deneyci ayn zamanda iyi bir gzlemci olmaldr, deneysel yntemde deney ve gzlem her zaman nde yrr. Bernardn deney, gzlem, deneyci ve deneysel tp kavramlar altnda yrtm olduu sorgulamalar tbbn bamsz bir disiplin olma dnemlerinde gerekletirilmi bir giriimdir. Onun aratrmacnn zihninin deneye dhil edilebilecei yaklam zamann

136

akn bir deerlendirmedir. fade edilenler dzeyinde deneysel aratrmann muhtemel tm sorunlarna deinen Bernard, bilimsel hayatn modern bilimin tbbi aratrma sahasnda en verimli nasl kullanlabileceinin uran vermitir. Yine biyoloji biliminin tbba yaknln tespit etmi ve bu alandaki teorik ve pratik aratrma aralarndan faydalanmak istemitir. almalarnda hayvan amlarna yer veren Bernard, genelde Bat bilimine hkim olan analitik yntem yanls bir tavr sergilemitir. Neticede Bernardn yaklamlar Batl deneysel tp gelenei ierisinde olduka nemli bir giri im olarak kabul edilebilir olsa da dncelerinin ekillenmesinde Descartesi mekanistik evren tasarmnn tesiri aka gzlemlenmektedir. Onun almalar mevcut gelenek ierisindeki bir ayrmay temsil etmese de gelenein anlayn zetlemesi bakmndan nemlidir.

137

III. BLM: SOSYOLOJK BR OLGU OLARAK SALIK


3.1. SOSYOLOJK PERSPEKTFTEN SALIK VE HASTALIK OLGUSU Hastalk ve salk kavramlarnn anlalmasndaki deikenlik, onun sosyolojik doasna iaret etmektedir. nsan realitesinin bireysel, sosyal, kltrel ve tarihsel boyutlar ierdii dnlnce, sorunun birok boyutuyla sosyolojik karakterde olduunu anlamak daha kolay olacaktr. nsani yapp etmelerin gerisinde yatan anlam ve nedenleri konu edinen sosyoloji, ister algsal boyutta isterse de pratik boyutta olsun salk ve hastalk sorununu sosyal bir olgu olarak konu edinmektedir. Algsal boyutlaryla bilgi sosyolojisi gibi bir alana konu tekil ederken, pratikte karlalan salk sorunlarnn incelenmesi medikal sosyolojiye konu olabilmektedir. Salk olgusunun, toplumsal balamyla bir btn olarak nasl ele alnabileceini konu edinen medikal sosyoloji, salk ve salk bakm sistemlerinin toplumsal boyutlar zerine almalarla snrlarn oluturmutur. Tpta sosyoloji ise tp kolejlerinde, kamu sal okullarnda, hemirelik okullarnda, hastanelerde yerel salk departmanlarnda ortaya kan sosyolojik bir ilgi alan olarak belirmitir. Medikal sosyoloji sonular tbba uygulanabilir almalar yaparken tpta sosyoloji, sosyolojik teorinin geliimine katk salama amac gtmektedir (Kurtz ve Chalfant 1991: 2-3). Tp meslei, konusu insan olan bir alan olduu iin, hekimin her hastayla ayn iletiim kolaylna sahip olduunu dnmek gtr. Karlkl gven ve itimadn tedavinin ayrlmaz bir unsuru olduu dnlrse; taraflar birbirine yaklatracak bilgi ve tecrbelere sosyolojik almalarn kaynaklk etmesi kolaylatrc olabilir. Salk ve hastalk, biyomedikal perspektiften iddia edildii gibi, salt kaynan fiziksel sebeplerle ortaya kmaz. Belki hastalklarn kendisini ifade ekli fiziksellik arz etmi olsa bile, bu duruma yol aan sosyal, psikolojik, ekolojik ya da kltrel birok etmenden sz edilebilir. Modern insann yaamnda isizlik, boanma, lm, youn stres gibi faktrlerin salk hastalk yapc sebepler olarak ortaya kabilmektedir. Bu

138

ynyle salk ve hastalk durumlarnn, sosyolojik bir olgu penceresinden grlmesi kanlmaz grnmektedir. Doa bilimlerinin yol gstericiliinde ekillenmi modern Bat tbbnn insan salt biyolojik bir realite olarak alglamas da dnldnde, alana zg sorunlarn sosyolojik incelemeleri elzem kld sylenebilir. Gndelik hayat ierisinde, sal bozulan bir bireyin, hastalklardan etkilenme biimi sadece hastaln kendisini ortaya koyduu bir organ ya ileyie ilikin bir bozukluk dzeyinde hissedilmez ayn zamanda geni bir alan da etkisi altna alr. Hastalktan, hastann kendisi, ailesi, i hayat, kendisi hakkndaki dncesi, kendisine ynelik dardan baklar da etkilenir. Sorunun ok boyutlu karmak grnm, araylarnn da ok boyutluluunu gerektirmektedir. Hastalklarn ortaya kma sklnda, toplumdaki ekonomik eitsizlikler bata olmak zere, sosyal dzenlemelerin etkisi byktr. Hastalklar, fakirlik iinde yzen bireylerin ya da ok iyi koullardan sonra, batma durumuna gelmi ailelerin bir paras olarak grlebilir. Salk ve hastalk durumlarnn sosyal bir olgu olarak ele alnp incelenebilecei dncesini dile getiren sosyal tp, tbbn sosyoloji ile kucaklamasnda ok nemli gir grevi yklenmi tir. Sosyal tp yaklam, hastalklarn tedavisinde bavurulan iyiletirme arelerinin yetersizliine dikkat ekerek, hastal etkileyen evresel ve sosyal koullarn da dzeltilmesi gerektiine dikkat ekmilerdir. Salk ve hastalk (health and ilness) kavramlarnn kullanmnda ahlaki ve dinsel ierikler de hep olmutur ve olmaya da devam edecektir. Bu yzdendir ki, temel yapsal ve kltrel farklar gsteren toplumlarn salk ve hastalk anlaylar da birbirinden radikal deiiklikler gsterir. Salk ve hastalk kavramlar birok insani-toplumsal bileenin etkisiyle ierii doldurulmu kavramlardr Bu nedenle, bu tr kavramlarn, iinde yaanlan topluluk ya da gruplarn yaam biimleri dzeyinde keskin farklar ifade edecek olan durumsal kavramlar olarak grlmesi gerekmektedir. Ayn adla anlan bir hastaln, farkl kiilerce (kadn, erkek, dindar, ateist, Mslman, Filistinli, talyan vs.) farkl ekillerde tecrbe edildii dnlnce, salk ve hastalk sorunlarna, sadece tp perspektifinden bakmann yetersizlikleri daha bir netlik zm

139

kazanacaktr. Hastalklarn, objektif gzlem ve deneyim eleriyle anlalmas, ancak mekanistik yaklam hakl karma abasna hizmet eder Salk ve hastaln sosyolojik boyutu olduu kadar felsefi tartma konusu olan yanlarndan da sz edilebilir. Salk ve hastaln anlalma ve tanmlama dzeyinde ortaya karm olduu ayrlklar temel felsefi bir sorun olarak belirmektedir. Ayn duruma farkl tan ya da tanmlamalarla yaklalmasnn temelinde yatan sebeplerin anlalma abalar sorunun felsefi bir yanna da iaret etmektedir. Evrimci teoriler en iyilerin hayatta kalaca kabulnden hareketle, hayatta kalabilme mcadelesini kazanabilmenin gerektirdii zelliklere sahiplikle sal tanmlama eilimi gstermilerdir. Evrimci perspektiften sre, nce insanlarn yakn tr hayvanlarn salk sorunlarnda neler yaptklarn gzlemeleriyle balatlr. Bunu, zaman iinde insann yzn evrene dn ve kendisini evrenin bir paras olarak alglayna ve evrende grm olduu dzen ve ileyi zerinden de kendisini anlamaya almas, sorunlarna bu temelde zmler arayna geile srdrlr. Evreni kendi btnl ierisinde anlamaya alan ve kendini de bu makro kozmosun (evrenin) bir numunesi (mikro kozmos) olarak gren insan karlam olduu evrensel dzenlilik karsnda akna dnerek bu dzenliliin kendisinde olmad yargsna ulamtr. Bundan sonradr ki; insan yaam karsnda fark ettii zaaflarn giderebilmenin yolarn aram ve kendisinde grm olduu zayflklar kendi abasyla aabilmenin yollarn kefetmitir. nsann, hastalklar ve onlarn areleri konusundaki gzlem ve keifleri de bu srecin bir paras olarak iledi i dnlmektedir. Christopher Boorse (1997: 27) gelitirmi olduu biyoistatistiksel teori balamnda, salk ve hastalk kavramlarn i levsel yetenekler temelinde tanmlamaktadr. Ona gre hastalk; bir ya da birden ok normal ilevsel yetenein, evresel ajanlardan dolay, zayflamasnn yol am olduu isel bir durum, salk ise zetle hastalk halinin kaybdr.

140

Nordenfelt (2007:5-8 ) biyoistatiksel teori ile saln holistik teorisi zerine yapm olduu karlatrmada u tespitlerde bulunur. Ona gre, biyoistatiksel teori sal, insann beden ve zihnindeki isel srelerin ilevine vurguyla anlamaya alrken, holistik teori, kiinin amasal eylemleri ve bu amalar baarma yeteneini dikkate almaktadr. Yine, biyoistatiksel teori sal sadece biyolojik ve istatistik terimlerle tanmlarken, holistik yaklam, sal amasal eylem ve kltrel standartlarla tanmlamaktadr. Dier bir ayr ma alan da biyoistatiksel teori sal hastaln kayb ile e grrken, holistik yaklam, bir gereklik olarak hastalktan uzak kalnamayacan, ancak nemli olann mevcut hastalklarla uyumlu, bark bir halin gelitirilmesidir grndedir. Radley (1993)a gre antropologlar, psikologlar ve sosyologlar kltrn insanlarn salk ve hastaln nedenleri hakkndaki inan larn ne lde etkilemi olduunu gstermilerdir. nsanlarn hastalk ve sal tasvir iin kullanm olduklar dil ve zellikle de metaforlar hem hastalk ve salk deneyimlerini ekillendirir hem de bu kavramlara ilikin anlay yanstr. Helman (1981) hastalk ve salk inan larn Ortodoks tp ve medya tarafndan ekillendirilen kaltsal folklorun bir paras olarak grmektedir. Onun aratrmalar hastalk ve saln meslekten olmayan teorileri hastalk sebepleri arasna beslenme, kiilik zellikleri, doal dnya (iklim koullar), sosyal dnya (stres, tbbi kolaylklar), doast dnya (kutsal mdahale) gibi elerin tamamn dahil ettiini gstermitir. Hasta salk (ill health) kavramndan sz eden Helman, bu kavramn fiziksel ve ruhsal hastallklarn her ikisine birden karlk geldiini belirtmektedir. Helman, tanmlamakta ve az gelimi toplumlarda bunun rneklerine sosyal faktrleri ki inin hasta salndan dolay bakalarn sulama durumu olarak rastlandn belirtmektedir. Cadlarn, by ve byclerin, kem gzn Ona gre hastalk sebepleri arasnda grlmesi bu durum iaret etmektedir. O, bunun benzerlerini geli mi toplumlarda da grmenin mmkn olduunu belirtmektedir. Batl gelimi toplumlarda yaanan ki isel i atmalar, stres de yine bu gruba dhil etmektedir. Gelimekte olan ya da az geli mi toplumlarda bu tr kategorilerin daha yaygn

141

olduunu belirten Helman, Bat toplumlarnda ise doal ve hasta temelli aklamalarn younlukla geerliliinden sz etmektedir. Vincent ve Furnham (1997)a gre, Bat toplumlarnda hkmetler sal bireyin sorumluluunda bir durum olduu dncesini yaygnlatrma abasndadrlar. Bu durumla ilgili olarak yetersiz beslenme ya da yeme bozukluklar, egzersiz eksiklii, yanl davran, ar sigara ve alkol tketimi gibi belirleyiciler dzeyinde tedbir ve neriler gelitirilmeye al lmaktadr Fitzpatrick ve Scambler (1984)a gre sosyal snf ve kltr hastalk hakkndaki inanlarda, lkenin salk hizmetlerinde yararlanmada ve salk bakm alanlaryla ilikilerde gl bir etkendir. Kltrel faktrler hastala ilikin alglama, etiketleme ve aklamalar etkiler. Bat toplumlarnn kltrel bir zelliinden dolaydr ki; oklukla hastalar deneysel aklamalar, stres ve benzeri trden aklamalara ynelimlidirler ve hasta hekim arasndaki diyaloglar da bu durumla ilikili olarak gerekletirilir. Furnham (1994) ngilterede yapm olduu bir saha almasnda, ngilizlerin hastaln belirleyicisi olarak arlkla evresel faktrleri nemsedikleri ve verilen cevaplarda kaderci bir yaklam sergilmediklerinii belirmektedir. Cevaplarn byk bir ounlukla hastaln psikolojik ve davransal boyutuna atfedilen nemi aa kardn belirten Furnham katlmclarn Ortodoks ve alternatif tbbi uygulamalar sempati gsterdiklerini, doast glerin hastalk ve salkta bir etkisin olmad ynnde sonulara ulalmtr. almasnn ikinci blmnde imdi ve gelecekte saln sebepleri alglamas, hastaln sebebi ve iyilemenin doas konularna ayrm ve bu blmde de hastalk, salk ve iyilemenin psikolojik, yaratl (miza), huzur ve refah, mevcut tbbi tedavinin tr, nitelii ve nicelii, evresel faktrler (i ve ev), yaam tarz alkanlklar, toplumsal ve kltrel sorunlar, dinsel faktrler ve yazg gibi faktrlerin sralandn bulgulamtr. Furnham ortaya kan sonulardan hareketle insanlarn hastalk ve salk alglamalarnn popler magazin ve kitaplarn etkisinde ekillendiini ifade etmektedir. al masnda politik ve dinsel inanla ne tr bir tbbi tedavi tercih edildii arasnda da bir iliki bulgulamtr. Yine, Furnham and Beard

142

(1995) dindarlar ve sol kanat insanlarn Ortodoks tbbi uygulamalardan ok tamamlayc tbb tercih ettikleri sonucuna da ulamtr. Wright and Treacher (1982)e gre tbbi bilgi phecilerin iddia ettii kadar deer ykl olmasa da, en azndan ksmen sosyal olarak ina edilmi ve inan sitemi ile belirlenmi durumdadr. Baka bir deyile, sosyal dzenlemelerin, sosyal ihtiyalarn ve toplumdaki g dalmnn etkisini grmezden gelmemek gerekir. Sigerist (1943: 1)e gre hastalk, biyolojik bir sre olarak organizmann ya da onu oluturan paralarn, anormal bir uyarcya vermi olduu anormal tepkilerin toplamndan baka bir ey deildir. Onun yaklamna gre salk ve hastalk biyolojik bir olgu grnmndedir. Salk, st dzey bir yaam standardnn rndr. yi bir tbbi bakm mevcut etkili unsurlardan sadece birini oluturur. Hastaln doasna ilikin dnce ve yaklamlar, bir yandan hastalkla mcadele tutum ve anlay n etkilerken, dier yandan da tbbn kendi isel dinamiklerini, toplumla srdrm olduu iliki ve etkileimlerin doasn yeniden gzden geirme frsat dourmutur Jozsef Kovacs (1998: 38)a gre belli bir toplumun belli bir zamanda salk ve hastalk alglamalar birok faktre bal olarak oluur. Toplumun ideolojisi, gelenei, mevcut koullar deitirebilecek teknik ve politik imknlar dhil edilmedii bir tanmlama eksik kalacaktr. Bu gereke yaplmak istenen tanmlama seilmi/hazr alnm, doal/insan yapm evrenin, toplumsal balamda iselletirilmi ahlaki elerin referans alnarak yaplmas gerekmektedir. Salk ve hastalk kavramlar hem tpta hem de tp felsefesinde merkezi bir konuma sahiptir. Tarihsel olarak tbbi bilginin geli imi bu kavramlar zerinden ifade edilen dncelerle balantldr. Konumuzla ilgili olarak son zamanlarda Hesslowun ifade ettikleri dikkat ekici zelliktedir. Ona gre salk ve hastalk temelinde ifade edilen vurgulamalar yanl ynelimlidir. O bu ayrmn ne etik olarak ilikili kategorilere ne de klinik olarak belli bir neme elik etmediini belirtmektedir. Hastalk/salk sorunu

143

ilikisizdir ve gerekten de bizle birilerinin hasta olup olmadklarn bilmeye de ihtiyacmz yoktur, sonu olarak da bir hastalk tanm yapmaya kalkmann gere i yoktur (Hesslow 1993: 3). Waldram (1997: 215) bilimin inanca kartln temellendirme konusunda olduka ciddi sorunlar yaandn belirterek bilimin radikal bir tavrla geleneksel tbbi uygulamalar mahkm ettiini belirtmektedir. Geleneksel tbbi uygulamalarn bilim cephesinde kabul edilebilirliklerinin ancak onlarn dorulanabilirlik testinden gemi olmalaryla mmkn olduunu aklamaktadr. Ak bir ifadeyle bilimsel tbbn geleneksel uygulamalara yaklam sk bir bilimsel incelemeden geirilerek ya dorulanarak bilimselliklerine hkmolunur ya da inan kabilinden grlerek bilim d bir uygulama olarak dlanacaklar ynndedir. Mander (1991: 35) biyomedikal tbb hedef alarak, tbbn teknoloji takntsn sorgulamaktadr. O, problemin sadece teknoloji olmadn, bilakis nemli olann teknolojinin nasl ve kimin iin kullanlaca, onu kimin nasl kontrol edecei sorununu tartmaya amtr.

3.2. SALIK VE HASTALIK YAKLAIMLARI Larsona gre, sala ilikin temel yaklamlar drt model altnda incelenebilir. Bunlar medikal model, Dnya Salk rgt modeli, tam iyi hal modeli, evresel adaptasyon modelleridir. Medikal model ayn zamanda biyo-medikal olarak da bilinir. Klinik aratrmalarda en yaygn kullanm olan modeldir. Bu yaklama gre hastalklar, isel ve dsal sebepler kaynakl olarak ortaya kar. Biyo-medikal model konu edindi i organizmay yapsal ve ilevsel temelde incelemeye al r. Bu gereke ile fiziksel, kimyasal, genetik ve mikrobik durumlarn, organizmann yapsal ve ilevsel dzeyde ortaya kard anormallikler aratrlr. Yntem olarak nedensellik ilkesi temelinde deney ve gzlem kullanlr. Aratrmac, mevcut bozukluun hangi sebebe dayal olduunu tespit ederek, onu oluturan koullar ortadan kaldrma abasndadr. Bu yaklam temelinde salk, organizmann yapsal ve ilevsel temelde herhangi bir anormallii barndrmamas hali olarak tanmlanabilir.

144

Biyo-medikal modele yneltilen eletiriler genellikle canly maddi bedensel boyutuyla konu edinmi olmas zerinde younlar. Bir baka eletiri konusu da hastalk ajanlarn da yine somut dsal ya da isel sebeplerle eletirmesidir. Bu durumda gncel salk tartmalar dzeyinde ifade edildii ekliyle biyo-medikal model hastalk tan ve tedavilerinde psikolojik, sosyal bileenleri yeterince dikkate almama zayfl gstermektedir. Biyo-medikal modeli tanmlayan bir baka zellikte, yaklamn normal ve anormal kavramlar zerinden ilemesidir. Normal ve anormal kavram belli bir standardizasyonu gerektirmektedir. Bu ise, hastalk ya da salk adna karlalabilecek durumlarn nceden bilgisini gerektirmektedir. Hlbuki hastalklar her zaman bilindik trden olmayabilir. Bu zellik, biyo-medikal modelin snrll olarak ifade edilebilir. Biyo-medikal modelle ilgili ifade edilebilecek bir baka snrllkta; her bir organizmann kendine zgln dikkate almadan, btn organizmalar iin normal ve anormal kavramlar zerinden genellenebilirlikler peinde olmasdr. Yaplan aratrmalar ne btn insanlar iin ne de ayn insann farkl dnemleri iin kararl, deimez, normal ve anormal alglamalarndan sz edilemeyeceine iaret etmektedir. Bu ynyle, Biyo-medikal model iinden km olduu egemen kltrel zellikleri sergilemektedir. Biyo-medikal model Bat toplumlarnda gelitirilmi ve hala Newton ve Descartesin nclk etmi olduu mekanistik modelin yansmalarna iaret etmektedir. Biyo-medikal model, mekanistik yaklama yneltilen birok eletiriyi zerine alm durumdadr. zetle bu yaklam, insan varln makine gibi tasarmlamakla onun psikolojik, sosyal, dinsel olgular boyutuna yabanc kalmakla eletirilmektedir. Pozitivist bir temelde gelitirilmi olan Biyo-medikal model, dokular, organlar dzeyinde bir araya gelmi dzenlilikler en karmak yaamsal zelliklerle tanml insan konu edinirken onu salt genler, hcreler, kmesi olarak deerlendirmektedir. Dnya Salk rgt, resmi bildirgesinde de ifade etmi olduu zere, sal sadece hastalk ve sakatln olmamas durumu olarak deil, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halinde bulunma durumu olarak tanmlamtr (McNeill 1990: 9). Grnte ok kapsaml bir yaklam zellii gsteren Dnya Salk rgt modeli de

145

deiik snrlklar ile eletirilmitir. Dnya Salk rgt modelinin, sal tam bir iyilik hali olarak tanmlamas, belli bir tanmsal aray temelinde, bal bana bir yanla iaret etmektedir. Kavramsal tanm denemelerinin ncelikli amac, tartmal bir konuda, ortak kabul ya da alglamalar oluturmaktr. Hlbuki saln iyilik hali olarak tanmlanmas sbjektif bir yklem iermektedir. ayet, iyilik hali, belli bir duyumsamaya karlk geliyorsa, kii sahip olduu ciddi bir hastalkla da kendini iyi hissedebilir ya da herhangi bir fiziksel rahatszlk ve hastal olmakszn da kendini rahatta, iyi hal zere hissetmeyebilir. Bu durumda hangi hal hastalk, hangi hal salk olarak kabul edilecek net deildir. Dnya Salk rgt modelinin avantaj, hastaln deerlendirilmesine disiplinler aras bir zellik kazandrmasndadr. Tanmda geen fiziksel, ruhsal, sosyal boyutlarn her biri, tbbn snrlarn aan, farkl disipliner abalar gerektirmektedir. Bu tanmlama, saln sosyolojik boyutuna yer aralamas anlamyla, saln sosyolojik perspektiften al lmasna da yardmc olmaktadr. Modelin 1947lerde gelitirildiini ve Medikal Sosyoloji almalarnn ise 1950lerden sonra ivme kazandna dikkat edildiinde Dnya Salk rgtnn yaklamnn ne dzeyde etkili olduu sonucu ortaya kacaktr. Biyopsikososyal model, saln farkl boyutlar olduu kabul zerinden

gelitirilmitir. nsann, biyolojik, psikolojik ve sosyolojik boyutlar ile bir btnlk oluturduu anlay zerine kuruludur. Bu model, biyo-medikal modelde karlalan indirgemecilik skntlarnn stesinden gelme amacndadr. Tam yilik Hali Modeli ise, Dnya Salk rgt modelinin tam iyilik hali tanmlamasndan farkllk gsterir. Burada iyilik hali, zihinsel ve bedensel anlamda organizmann hastalklarla mcadele edebilme yeterlii olarak ifade edilir. Yine, bu yaklam da, biyo-medikal model esas alnarak, orada karlalan an kapatlmas giriimine hizmet amaldr. Biyo-medikal modelin ortaya karm olduu beden zihin dalizmi, bu tanmlamada, iki kutbun egdm ierisinde birbirleriyle ilikisine dnmtr.. Fiziksel ve zihinsel iyilik hali farkl dzeylerde karlalan sorunlarla

146

ba edebilme yeteneine karlk kullanldndan, modelin i levsel gerekleri n plana kardn da ifade etmek gerekir. evresel adaptasyon modeli de biyo-medikal modele yakn zelliktedir. Model, znde evrimci perspektifi barndrmaktadr. Darvin ve Lamarckn nclnde gelitirilmi olan evrimci dnce geleneinde, adaptasyon yetenei, salk tanm olmann tesinde, hayatta kalabilmenin bir lt olarak kabul edilmitir. Biyolojik evrimci gelenek, adaptasyon yeteneini, fiziksel organizma dzeyiyle snrlarken; bu yaklamda iin iine zihinsel boyut da katlarak temel bir ak kapatlmak istenmitir. nsann evreye uyum gsterme yetenei gstermesi de, hangi evreye/evrelere sorusunu akla getirmektedir. nsan yaamnn ekolojik alan da deiken zelliktedir. Gnmzde zaman ve mekn kavramlarnn farkl dzeylerde tecrbe edilmesinin bir sonucu olarak insan yaam ok farkl evrelerde srdrlmektedir. Bu durumda ki i bulunduu bir evreye uyumda yeterlilik gsterebilirken bir baka evrede ayn yeterlilii gsteremeyebilir. Uyum gsteremedii evrenin hastas olarak deerlendirilen kii uyumlu olduu evrede salkl anlacaktr. nsann zdelik kurduu evreye adaptasyon yetenei herhangi bir ortaklk bulmad evreden daha yksek olacaktr.

3.3. TIBBIN SOSYOLOJK BOYUTU Kurtz ve Chalfant (1991: 23)a gre, 1851 ylnda Virchowun, tbbn bal bana bir sosyal bilim olduu iddias tp uygulamalar tarihinde nemli bir dnemeci oluturur. Tp uygulamalarnda sosyolojik yaklamlarn aydnlatclndan faydalanlmas gerektii bilincinin douuyla da gnmzdeki anlamyla medikal sosyolojinin temelleri atlmtr. zellikle 1927de gerekletirilen ve medikal ilerlemede sosyal faktrlerin nemine iaret eden Sternin al mas nc olarak kabul edilmektedir. Yine Davisin 1935 tarihli tbbn ekonomik ve sosyal boyutunu tartt makalesi de nemli kurucu yaptlar arasnda kabul edilmektedir. 1957 de Straus tp sosyolojisi ve tpta sosyoloji sorunu zerine kapsaml bir alma yaparak medikal sosyolojinin kapsamn belirleme yolunda nemli bir adm atmtr (Kasapolu 1999: 1-2).

147

Modern tbbn amac insan mrnn uzatlmas, mevcut lm oranlarnn drlmesi gibi somut beklentilerdir. leri amalar arasnda ise yaam kalitesinin arttrlmas yer alr ki bu durum zellikle her geen gn saylar art gsteren kronik hastalklarla mcadele etmek zorunda kalan insanlar iin olduka nemlidir. Artk modern tp ok saydaki hastalk iin tan/tehis sorunu ekmemektedir. Asl sorun tanlanan bu hastalklarn tedavi boyutuyla ilgilidir. rnein kronik hastalklar grubuna giren kalpdamar hastalklar, yksek tansiyon, eker hastal gibi hastalklar byk lde yaam tarzyla ilikilidir. Birok zellii ile modern zamanlara zglk gsteren bu tr hastalklarn tedavileri hem uzun hem de pahal olduundan sosyal bir sorun olarak da toplumlarn gndeminde arln hissettirmektedir. Modern tbbi uygulamalar ierisinde, hastann sosyal, kltrel ve psikolojik zelliklerinin yeterince dikkate alnmamas tedavinin seyri ve sonucunu etkilemektedir. Tedavi srecinde hasta ile hekimi arasnda kurulacak gven ilikisi tedavinin bir paras olarak hizmet grmektedir. Hekim, hastasn btnsel kimlii ierisinde grebilme yeteneini gsteremedike bu ilikinin tesisi gleecektir. Bu alanda karlalan problemlerin yaygnlndan soruna zm olabilecek psikosomatik yaklamlar da tedavinin bir paras olarak ilev grmektedir. Bu trden giriimler ise sorunun sosyolojik balantlarn dikkate almay gerektirmektedir. XIX. yzylla birlikte felsefeden bamszlaan tp, eskinin btnlk yaklamndan da uzaklamtr. Filozof hekim imajnn yerini snrl, tanml sorun merkezli uzmanlamaya dayal yeni bir tp ve hekim modeli almtr. Bu model ierisinde hasta deil, hastalk vardr. Her hasta sahip olduu hastalkla anlyor olduundan; hastann bireysel ve kiisel zellikleri temelinde, dier hastalardan ayr tutulmas diye bir yaklamdan sz etmek mmkn deildir. Hastalar arasnda ayrcalk varsa bile, bu ayrcalklarn kayna bir mteri olarak hastann salayaca ekonomik getiri ya da daha farkl stat ve yaknlklardr. Yeni tan ve tedavi uygulamalarnn gittike pahallamas ve buna karn kamusal salk sektrnn bu yk yklenme konusundaki zayfl, modern toplumlarda ciddi

148

bir sorunu aa karmaktadr. Bir yandan devlet, iletmeci kimliinden arnma adna, bu i leri zel giriime havale ederken, dier taraftan zel sektr talip olduu hizmetin karllk hesabna taklp kalmaktadr. Tp endstrisinin pazar pay her geen gn katlanma eilimi gsterirken, zelleen tedavi ve salk bakm hizmetlerinden dolay, saylar her geen gn art gsteren fakir ve youn bakm gerektiren ileri ya insanlarn salk giderlerini karlayabilme durumlar zora girmektedir. Temel haklar erevesinde deerlendirilen salk hakkndan, insanlarn mahrumiyeti ciddi sosyolojik sorun olarak ortaya kmaktadr. Kapitalist toplumlarda ekonomik gelir durumu ile satn alnan salk bakm hizmetinin kalitesi paralellik gstermektedir. Dier taraftan, hizmet talebi dzeyinde baz salk merkezlerinin ya da hekimlerin dierlerine tercih edilmesi giri imleri, salk sektrnn kendi iinde de bir katmanlamaya yol amtr. Hizmet kalitesi, mteri grnmleri ve meslek ii ve d ilikiler dzeyinde ortaya kan hiyerari sosyolojik bir sorun olarak dikkat ekmektedir. Her kesimden insann, arzu ettii tbbi hizmetlerden yararlanma olana bulamad ortamda birinci, ikinci nc snf salk hizmetlerinden sz edilmektedir. En temel salk ve yaama hakkna sahiplik dzeyinde, ekonomik engellemelerin ana taklan hastann iinde bulunduu toplumla bark bir yaam srdrebilmesi zordur. tketimine kadar ok boyutlu sosyal sorunlar olarak zm beklemektedir. Molekler tpla birlikte, salk kamusal bir hizmet olmaktan kp, zel bir yatrm alanna dnm durumdadr. zel salk irketlerinin insanlarn gen yazglarndan haberdar olmak ve prim taleplerini ona gre ayarlama giri iminde bulunmalar, bu evrelerin ciddi risklerle kar karya gelmelerini hazrlayacaktr. Salk hizmetleri alannda, her uygulamann karllk hesaplar ile ekilleniyor olmas, insani her salk esinin parasal bir karlnn/hesap edilebilirliinin olmas, istismarlar arttrmaktan te bir ie yaramayacaktr. Uluslararas organ ticaretinin gelmi olduu nokta, sorunun ciddiyeti hakknda aydnlatc olmaktadr. Bu ynyle tbbi tedavi ve salk bakm hizmetleri organizasyon safhasndan hizmetin

149

Kant temelli ileyen modern Bat tbb, tan ve tedavilerin standartlamasna, dereceli hizmet ak rgtlemesine, tedaviden ok tanya younlamasyla bilinir. Bu zellikleri ile Bat tbb salk anlay ierisinde sosyal kayglarn yaatlmasna frsat vermemekte, mevcut yaklamlarn yol aabilecei muhtemel sorunlar gzlerini tkamaktadr. Son yllarda kiiyi nemseyen, ona kendine zgln hissettiren ve btn sorunlarnn enilmeden saygyla paylald alternatif tedavi uygulamalarnn ykselie gemesinde modern tbbn yaklam etkili olmutur. Etik bir varlk olarak insan kendine konu edinen tbbn, hasta insan bozuk bir saat gibi dnerek arzann giderilmesi yaklam gstermesinin sakncalar zerine yrtlen tartmalar, modern bilim paradigmasnn eksikliine iaret etmi ve bu alanda deiime gidilmesi gereini dourmutur. Bat tbbnn, uygulamada kendisini alternatif tedavilere ama iradesi gstermesi de bu geli melerin bir sonucudur. Son dnemlerde Batda, ilgili kurumlardan onay alnmak ve gereince Bat tbb eitimi almak kouluyla, alternatif uygulamaclara msaade edilmektedir. Bu trden merkezlerin art gstermesi, insanlarn bu oluumlara scak bak modern bilimsel paradigmann ekillendirmi olduu Bat tbbnn her geen gn kendini sorgulamasna k tutmaktadr Gen teknolojileri alanndaki hzl geli meler sayesinde, hastalk yapc genin ya da hangi genin hangi hastala sebep olduunun tespit edilmesi olanana kavuulmutur. Kimin salkl olduu ya da kimin hastala eilimli olduuna deiik dzeylerde yrtlen gen almalar ile karar verilme abalar srdrlmektedir. Hlbuki insan sal tek boyutlu bedensel bir olgu olarak da ele alnamayacak kadar karmak sreleri iermektedir. Salk kiinin iinde yaam olduu doal dnyann, kendi psikolojik yaantlarnn adresi olarak isel dnyasnn ve etkileim an oluturan sosyal dnyasnn bir bilekesi olarak alglanmay gerektiren ok boyutlu bir fenomendir. Salt genetik almalar dzeyinde kiinin hasta olduu ya da potansiyel olarak hastalanmaya eilimli olduu eklindeki yaklamlar tbbn sosyal bilimler alannn yardm ve nerilerine aklk gstererek ona ilikin tutum belirlemesini gerektiren durumdur.

150

Belki potansiyel eilimlilik halinin tespit edilmesi, baz koruyucu hekimlik uygulamalarn ve yine ki inin yaam biimi dzeyinde tedbirler almasn kolaylatrabilir, ancak byle bir sorunun muhatab olduunu ya da muhtemelen er ge bu trden bir sorunla karlaacann bilgisinde bir biimde kiinin normal hayatn devam ettirmesi gleebilir. Bu gereke ile yeni tbbi tan ve tedavi teknikleri disiplinler aras al malar ve bu dzeyde ekillenecek bir ortak tutumu gerektirmektedir. Salk teknolojisindeki gelimeler, salk hizmetlerinin eitlenmesi ve bu hizmetlerde ok sayda igcnn istihdam, lkeler arasndaki ekonomik dzey farklaryla birleince salk sorunlarnn farkllamas sonucunu dourmaktadr. Her toplum kendi insannn salnn korunmas ve en iyi koullarda tedavi ve salk bakm olanaklarndan yararlanmas iin baz kamusal tedbirler ngren ksa ya da uzun vadeli programlar uygulamak zorundadrlar. Her lkede kurulan Ulusal Salk Hizmetleri birimleri, kendi ulusal snrlar ierisinde yaamn srdren vatandalarn, salnn korunmas ve hastalklarn bertaraf edilmesi yolunda bir dizi alma yrtmektedir. Yrtlen almalar, hekimlik gzyle deerlendirmeleri aan zellikte olmadka saln sosyal sorunlar zmszleecektir. Koruyucu hekimlik uygulamalar, hijyen, salkl yaam kurslar, yeni yaplar, her bir yerleim birimi iin vatandalarn gndelik yaamlarn rahat ve huzur ierisinde geirmelerine yardmc olabilecek alt yap ve st yap hizmetlerinin zamannda ve adil dalmn gerekletirebilmek sosyolojik almalarn yardmn gerektirmektedir. nceki alarn aile soylu meslek devri, usta rak ilikisi temelli mesleki eitim anlaynn yerini, herkese ak bir tbbi eitim sistemi almtr. Bu yeni eitim kurumlar da hkim paradigmalar temelinde ekillenmi olup, hekimlerin hasta bakm ve tedavi giri imleri de bu erevede ekillenmeye balamtr. Kahya ve Erdemir (2000:258)e gre btn antik a boyunca hatta Ortaan balarnda bile, dnyada tp retimi kiisel yani usta-rak ilikisi eklindedir. Bu gelenek sonraki yzyllarda da yer yer devam etmitir. Modern tbbn, belli bir dnya grn esas alarak hizmet aktarm, farkl dnya grne sahip hastalar tarafndan olumlu karlanmayabilir. Bu

151

anlamda modern tbbn, farkl kesimlerden insanlara da, onlarn dnya grlerinin bilincinde olarak, hogrl ve ok ynl tedavi tutumlar gelitirebilme yeteneinde olmasn gerektirmektedir. Tbbn bamsz bir bilim kimliine kavumu olmas olduka ge tarihlere rastlam olsa da, dier birok bilimsel al malara oranla daha erken tarihlerde baladn sylenebilir. Bunun en baat sebebi, tbbi konularn dorudan insan muhatap almas ve insann da en hayati ihtiyacna karlk gelmesidir. XVIII. yzyldan sonra bilimlerin felsefeden zgrln ilan etmeleri giriimiyle balatlan kervana tp da XIX. yzylda katlmtr. Tbbn felsefeden zgrlemesi onun bir sanat olarak icra edilmesinin de sonu olmutur. Bu deiim, hem mekanistik dnya grnn hem de tbbn, asla bitiremedii fizik ve kimya alanlaryla srdrlen srekli ilikisinin sonucudur. Balangta, tan ve tedavilerde insann duyum snrlarnn ortaya karm olduu a kapamada nemli bir rol stlenmi olan mhendislik yarats rnler, imdilerde bal bana mcadele edilmesi gereken probleme dnmtr. Tbbi hizmet alannn mekaniklemeden ok sosyallemeye, aralarn dilinden ok, insanlarn birbirlerinin dilinden anlamaya ihtiyac bulunmaktadr. Gnmz dnyasnda, teknoloji ayrcalkl bir g durumundadr. Teknolojinin bu basklayc rol, tpta da kendisini hissettirmektedir. Hastane odalar, acil bakm niteleri rehabilitasyon merkezleri, genel uygulamaclarn konsltasyon odalar byk lekte teknolojilerle donatlm durumdadr. Bu merkezler arasndaki laboratuarlar ve medikal fizik blmleri her eit tan ve tedavi prosedrleri ile medikal almaya katk salamaktadrlar. Tarih boyunca doktorlar ve dier salk bakm alanlar ok sayda farkl teknikleri (ruhsal, fiziksel, astrolojik ve psikolojik) kullanmlardr. Kullanlan bu teknikler ya doa tarafndan ya da insan yarats olan kltrler tarafndan sunulmutur. Yine de son zamanlarda ki teknolojinin rol bir baka rneine rastlanmayan trdendir. Hibir medikal teknik bu kadar yaygn geni lekli kullanm olana bulamam ve yine bylesine karmak yolla ve bu kadar uzun srete hastann yaamn doumundan lmne kadar kuatc olamamtr.

152

Geleneksel bir toplumda insanlarn lm sebeplerini salgnlar, zehirlenmeler, kazalar, beslenme yetersizlikleri olutururken gelimi endstriyel toplumlarda bunun yerini HV, kanser, kalp hastalklar, akcier ya da karacier sorunlar almaktadr. Ayn ekilde salk ve hastalk grnmlerindeki deiiklik, farkl sosyal snflar dzeyinde de varln hissettirir. st gelir grubu evrelerde yeni doum ocuk lm oranlar ile alt gelir grubu oranlar ayn olmayacaktr. Bireylerin yapm olduklar i de salk ve hastalk nedenlerinin bir bileeni olarak grlebilir. Tm bu ifade edilenlerle salk ve hastaln zengin bir sosyolojik balam oluturduu anlalabilir.

153

IV. BLM: MODERN TIBBIN TARHSEL ARKAPLANI


4.1. FELSEFE VE YUNAN TIBBI Salk hizmeti veren kiilerin hasta, hastalk ve salk alglamalar kadar hastalaryla ilikileri de nemli bir sorundur. Her gelenek ierisinde hasta-hekim ilikileri farkllklar gstermektedir. Hekimin hastasyla olan ilikileri zerinde, alm olduu eitim kadar, dhil olunan gelenek, dnya gr ve bireysel duyarlklarn gelimilik dzeyi de etkili olmaktadr. Eski Yunanda toplumsal yap klecilii tevik ettii halde, hasta-hekim ilikileri dzeyinde ayrmc tavrlara prim verilmemitir. Bunun temel sebebi ise hekimlerin, o dnemde kendileri iin idealize ettikleri Askleipos kimliinden ileri gelmektedir. Temkin (1977: 142)e gre antik Yunanda hekimlik dk bir stat olarak kabul edilmesine ramen, hekimlerin, kendilerini Asklepiosla ilikilendirmelerinden dolay ayrcalk kazandklarn ifade etmektedir. Asklepios mitinin eski Yunanda rabet grmesinin sebebi; bu gelenein takipisi hekimlerin zengin ve fakir ayrm gzetmeksizin, insanlar tedavi etme sorumluluu gstermeleridir. Bu gelenek daha sonralar unutulmaya yz tutmu olsa bile, uzun yllar, hatta Hipokrat kimliinin oluumuna kadar, antik Yunanda etkili olmutur. Tbbi uygulamalar konusunda Asklepios geleneinin fakir, ihtiya sahibi insanlara ynelik gstermi olduu ihtimam, Hipokrat ve sonras geleneklerden ok daha gl olmutur. Bu gelenek ierisinde, hekimler sanatlarn icra ederken hastalarnn statlerini dikkate almama, kiisel risk ya da parasal getiri konularnda uyarlm lardr. Yunan tbb . 500 ile M.S 500 yllarn kapsayan bin yllk bir dnemi ifade eder. En en temel tanmlaycs hastalklarn doast glerle ilikilendirilerek aklanmamasdr. Rasyonel, naturalistik ve bilimsel yaklam esas alnmtr. Helenik kltr iinde tp tarihi, felsefe tarihinden ayr ele alnmad gibi, ondan da bamsz dnlemez. Yunan tbb byk lde felsefenin etkisiyle ekillenmitir. Etkileimde

154

tbbn ve felsefenin konu olarak insan semi olmasnn rol nemlidir. Tp, daha ok, karlalan sorunlara ynelik pratik sonulara ulamay gzetirken, felsefe bu sorunlarn hangi soru ve cevaplarla karlanabileceinin peindedir. Bu anlamda birbirlerinden ayr dnlemez. nceki alarn mistik kavramlar ve dogmatik uygulamalarnn yerini, insan doas ve onun bitki ve hayvanlarla ilikilerinin dzenli gzlemleri almtr. Tp ile biyoloji ilikisine bu dnemde rastlanmaktadr. Yine tarihte ilk kez hekimlik uygulamalar hem bir bilim hem de bir sanat olarak alglanmaya baland bir dnemdir. Hekimlerin ilgi ve araylarnn doast kayg ve snrlamalardan bamsz, zgr sorgulama etkinli i temelinde disipliner bir abaya dnmesi ilk kez eski Yunanda mmkn olmutur. Eski Yunan dnce ve tbb birden bire, kayna kendinde sakl bir biimde ortaya kmamtr. Geliiminde etkili olan farkl medeniyetlerin, kltrlerin etkisinden sz etmek mmkndr. Bu oluumda dou tbb ve zellikle de Akdeniz havzas medeniyetlerinin etkisi byk olmutur. Yunann zgnl mevcut kaynaklara ulama serbestsinden deil; farkl kaynaklar bamsz bir gzle grebilme, deerlendirebilme yeteneindedir. Yunan tbb, yabanc kaynaklara dnk iletti i eletirel, eleyici tutumunu kendini nceleyen, kendi kltrel kaynaklarna da uygulayabilme cesareti gsterebilmi bir dncenin rndr. Empedokles (M.. 492-432 ) tbbi olaylar doa felsefecileri perspektifinden aklamaya almtr. O, insan organizmasn hava, ate, su ve toprak olmak zere drt farkl elementin bileimi olarak grmtr. Kuramnda kan, balgam, sar safra ve kara safradan oluan drt esasl svdan sz eden Empedokles, bu svlar srasyla kalp, beyin, karacier ve dalakla ilikilendirmitir. uygulamaya kaynaklk etmitir. Yunan tbbi dncesinin en nemli kaynaklar Homerik iirlerdir. Homeros dneminde tp saygn bir sanat olarak grlm, hekimlerin toplumdaki statleri de gerei gibi nemsenmitir. Onun teorisi Hippokratestan, Aristotelese ve Galene kadar tm Ortaa boyunca etkisini srdrm birok farkl

155

Anatomi alanndaki bilgileri olduka basit olmasna ramen, dorudan gzleme dayal edinilmitir. Bilgiler kemik, kas ve eklemler konusunda younlamtr. Nefes yaamn, canlln kayna, diyafram ise bu kaynan taht olarak deerlendirilmitir. Homerik dnemi anlatlarda salk ve hastala ilikin mitolojik bir gelenein ak etkisi sz konusu olsa da, bu dnem tbbi pratikleri bamsz bir sanat anlay ierisinde, belli uzmanlar tarafnda yrtlen bir etkinlik olarak karmza kmaktadr. nceki ve sonraki dnemlerle karlatrldnda Yunan tbb, deney ve gzlemi esas almas, kaynaklara ynelik eletirel tutumu canl tutabilmi olmas zellikleriyle daha bilimsel ve daha Batl bir zellik gstermektedir.

4.2. RNESANS DNEMNDE BLM VE TIP nsanlk tarihinin son bin ylnda kkl deiimlere kaynaklk ettii dnlen Rnesans olgusunun ortaya k nda farkl tarihsel, kltrel ve askeri gelimelerin etkili olduu sylenebilir. Medeniyet tarihine nemli katklar salam olan Endls Devletinin yklmasndan sonra, mevcut bilimsel ve kltrel kaynaklarn gney talyaya nakledilmi olmasnn, srete etkili olduu sylenebilir. Batnn klasik Yunan kaynaklarn Endls dnrleri zerinden tanma frsat bulmas, Endlste ortaya kan slm bilim ve kltr hayatyla tank dnrlerin, basklardan kaarak Sicilyaya g etmi olmalar Rnesans olgusunun ortaya knda nemli etkisi olmutur.

Baz yorumcular ise Rnesansn, zellikle kuzey talyada ortaya kn, Trklerin 1453de stanbulu fethetmeleriyle ilikilendirmilerdir. Fetihle birlikte, stanbulda yaayan entelektellerin byk ounluunun Kuzey talya niversitelerine hoca olarak gitmeleri, orada yeni bir kltrel gelimenin, uygarlk hamlesinin, balangc olmutur. Ortaan btn deer ve kurumlaryla keskin eletirilere maruz kald Rnesans yzyl, antik Roma ve Yunan kltrnn yeniden diriltilmeye alld yz yllar olarak bilinir. Antik Roma ve Yunan uygarlklarnn yazl gelenei, sanat almalar

156

byk bir ilgi grmeye balam, youn eviri ve basm faaliyetiyle Ortaa kilise uygarlnn yerine farkl bir uygarln temelleri atlmaya balanmtr. Ortaa insannn, Tanr ile yakn ilikileri, Rnesans dneminde daha mesafeli bir grnme dnmtr. Bu mesafelilik, insanlarn her alandaki almalarna, yansm ve bundan byle insan etkinliklerini temellendirmede bir bavuru kayna olan Tanrnn rza ve korkusunun yerini, insan merkezli bir anlay almtr. Ortaan statik evren yaklamnn yerine, Rnesansla daha dinamik bir anlay ne kmtr. te dnyac, bilinemezci tutumlarn yerine, yaanlan dnyann ekiciliklerine dikkat ekilmitir. Lyons ve Petrucelli (1997)ye gre Rnesans dneminde en st otorite, doal dnyann kendisi olmutur. nsanolunu ilgilendiren en nemli konunun doal dnya olduu ve gayrisinin nemsiz olduu inanc gelimitir. Tbbi balamda ise, Ortaan kutsal merkezli beden anlay nn yerini bilimsel ve sanatsal kayglarla, zerinde almalar yrtlen beden almaya balamtr. Bedenin kutsal kimliinden arndrlmak istendii bu dnem, anatomi ve fizyoloji al malarnn da hz kazand bir dnemdir. Rnesans dneminde en dikkat ekici zellik, sanat ve bilimin yaknlamas hatta i-ie yrtlm olmasdr. Bunun tbbi alana yansmas ise, insan anatomisine ynelik artan ilgi ve bu alanda yrtlen anatomik izimlerin hem tbbi hem de sanat ortak bir noktada buluturmas olmutur. Lyons ve Petrucelli (1997)e gre, Rnesans dnemi hekimleri, Kopernik (1473-1453) gibi fizik, astronomi, felsefe ve teoloji gibi birok alann bilgisine sahip filozof kiiliklerdir. Hipokratn nclk etmi olduu, doal olgularn ak gzlemlerine dayal tbbi yaklam, bu dnemde ykselie gemitir. Baka bir deyile bu hamle Galenizim ve Skolstik tp geleneinin gzden dmesi anlamna da gelen bir hamle balatlmtr. Otoriteler tbb yerine gzlem esasl bir anlayn temellerinin atlmas ile, eski dev isimlerin hatal olabilecekleri ynnde tartmalar balatlmtr. Hipokrat ve Galen evirileri yaplm, otoritelere ynelik eletiri ve sorgulama hz kazanmtr. Paracelsus (1493-1541) otorite kart tutumlaryla kimilerini gcendirmi olsa da,

157

kendi talebeleri arasnda byk bir sempati halkas oluturmutur. Simya alanndaki almalarn farmakolojiye uygulama abalaryla alann kurucusu kabul edilir. Jean Fernel (1497-1588) Evrensel Tp almas, gnmzdeki biimiyle tbbn standart blmlenmesinin (fizyoloji-normal bedensel fonksiyonlar-, patoloji anormal bedensel fonksiyonlar) nn amtr. Hastalklar ve tedavi teknikleri zerinde de alan Fernel, frengi ve belsoukluu hastalklarnn ortak yaylm yolunu kullanan iki ayr hastalk olduu aklamasyla da dikkat ekmitir. Bu dneme zg nemli geli melerden biri matbaalarn oalmasyla, gzlemlenen eylerin aynlarnn oaltlma imkan bulmasdr. Gelenee dayanmay reddedip, tanmlayc ve deneysel metodolojiyi kabul eden bu dnem hekimleri, srdrdkleri youn al malarla, hem eskiye gl eletiriler getirmiler hem de kendi bulgu ve eletirilerinin daha geni bir alanda duyulmasn salamak iin yayn faaliyetlerine hz vermilerdir. Lyons ve Petrucelli (1997: 410)e gre on beinci yzyl Rnesans sanatlar, gittike daha fazla insan ekliyle ilgilenmi ve Kuzey talyada insan anatomisinin uygun biimde al lmas gen sanatlarn raklk eitiminin gerekli bir paras haline gelmitir. Leonardo da Vinci (1452-1519), anatomiyi insan eklinin resimlenmesindeki kullanmnn tesinde sebeplerle dikkate alan ilk sanat olmutur. Vesaliustan daha ileri doruluk emalarna ulaan Vinci, rahim iindeki fetsn gerek pozisyonunu resmetmi ve baz anatomik yaplar ilk kez kendisi fark etmitir. Drer (1471-1528) ve Michelangelo (1475-1564) gibi sanatlar da orijinal al ma rnekleri ile katklar salam lardr. Dnemsel tbbi algnn sanatsal etkinlik erevesinde belirlenmi olmas ve tbbn da bir sanat olarak tanmlanm olmas hem hekimler hem de salt estetik kaygl sanatlarn yollarn anatomi zerinde kesitirmitir. Bat tbbnn grsel miras, dier bilimsel teknik ve uygulamalardan daha zengindir. Hem tp uygulamalar iinde hem de tbbi uygulama gzlemlerinin dnda geni bir malzeme birikimi tanmtr. Her a ve kltr, insann iinde bulunduu koullar sosyal balamda resmeden bir yn grsel malzemeye ev sahiplii yapmtr. Bu

158

uygulamalar tbbi sanat adyla anlmtr. Tbbi sanat, Bat gelenei ierisinde yer alan grsel materyalleri (resimli anatomi kitaplar, cerrahi prosedrleri resmeden fotoraflar ve hastalklarla ilikili olarak iinde bulunulan ac ve hzn resmeden sanat almalar vs) kapsamakla kalmaz, insan sal zerinde etkisi olduu dnlen tlsml malzemeleri de kapsar. Bu tr objeler, ilkel toplumlarda baskn rol oynamlardr. Modern toplumlarda da tamamen ortadan kalktklarn sylemek zordur. Hatta dnce ve form deimi olsa bile, modern insann anlam dnyasnda, sihirli nesneler hala nemli bir yer igal etmektedir. Bu tr almalarda dikkat edilmesi gerekli nokta; her grsel malzemenin ortaya km olduu dnemsel koullar balamnda anlalmasnn gerektii sorunudur. Deiik tarihsel ve etnik kltrlerden izleyicilerin, bu malzemelerle kuraca ilikiler de farkl ama ve anlamlandrmalar dzeyinde olacaktr. Kiilerin bilgi ve donanmlar, kltrleri ve yaklam biimleri orijinal malzemenin dntrlmesine, sahip olunan kavramsal ema ierisinde yeniden kurulmasna yol aabilir. Hlbuki o malzemeler yaratldklar dnem itibariyle ok daha fakl anlamlarla, ok farkl ihtiyalar karlamtr. Grsel malzemenin tp ierisinde bariz ilev grmeye balad dnem Rnesans olmutur. Bunda klasik geleneklerin grsel malzemelere yasak getirmi olmalarnn etkisi olmutur. Rnesansla birlikte ortaya kan sekler anlay, bu yanl gelimeleri tevik edici olmutur. Bu dnemde Bat tbbnda bedene yaklam da dei ime uramtr. Deneyim ve gzlem esas alnarak fiziksel beden iiyle/dyla daha effaf, daha grnr klnmaya balamtr. Duyusal deneyimlerden, resimlere, fotoraflara buralardan da XRay cihazlarnn kefine ve gnmzn ileri teknolojili MR cihazlarnn (renk de dhil insan bedenine ilikin birok ayrnty ifa etme yeteneinde aralar) gelitirilmesine kadar bu abalarn devamlln grmek mmkndr. Batda medikal sanat ad altndaki almalarda dnemsel epistemolojik kabullerin etkisinin olduunu sylemek mmkndr. Ortaada, Hristiyanlk retisinin ne karm olduu bilgi anlay yla, grsel almalar hz kesmi, eskinin mitolojik anlatlar kontrol altna alnmtr. Yine, Rnesansla beliren almlar da, benzer ekilde

159

laik dnya gryle ilikilendirilebilir. Vincinin hayvan disseksiyonlarndan faydalanarak, ana rahmindeki yavrunun btn geliim safhalarn detaylandrd 1513 tarihli Rahimdeki Fets al mas rneklerine Ortaada rastlanmamas kilisenin tutumuyla ilgilidir. Parka gre Ortaa ve Rnesans tbb arasnda ok sayda sreklilik de mevcuttu. Bu sreklilikler sadece iyiletirme pratikleri dzeyinde deil ayn zamanda kurumlar, organizasyonlar ve aklama sistemleri dzeyinde de sz konusuydu. Bu dneme zg nemli geli meler arasnda sistematik hmanist programlar gelitirmek, antik medikal metinlerin yeniden eviri i lemleri, matbaann kefi ile birlikte profesyonel bilginin daha geni bir evreye yaylm mmkn hale gelmitir. Bu dnem zg gelimeler arsnda tbbi teori ve pratiin dzenli geliim gstermesi, Ortaaa zg dnce, kurum ve tekniklerin saflatrlmas yolunda atlan admlar olarak zetlenebilir (Park 1985). Rnesans dneminde cerrahlar, hekimlerin vermi olduu naturalistik tbbi

uygulamalarn yan sra, krsal bitkisel ila uygulamaclarn (village herbalist) da uygulamalara katlm gsterdii bir dnemdir. Tarihsel sre ierisinde, toplumlarn bedenle ilikileri, bedeni konu alan almalara yaklamlar dnemsel olarak baskn paradigmalarn belirleyiciliinde ekillenmitir. Hipokrat ve Galen dneminde insan bedeni disseksiyonlarna yer verilmi olsa da, ounlukla, hayvan disseksiyonlar al lm, buradan elde edilen bilgi ve tecrbeler insan bedenine uyarlanmaya allmtr. nsan hayatnn tm alanlarnda Ortaaa zg deney ve gzlemin inanc temellendirmede veri olarak kullanlmas yaklam salt bilme meraknn ynlendirdi i daha bamsz deney ve gzlemlere yerini brakmaya balamtr. Gven Tanrsal reti ve otorite ahsiyetlerden insann kendi akl ve grne ynelmi bilimsel dorulama ilkeleri ilemeye balamtr. Ortaaa zg statkocu dn biiminin yerine daha dinamik bir grnm almtr.

160

nsan anatomisinin allmas entelektel bir tercih olmann tesinde, pratik bir tercih olarak da iletilmitir. zellikle savalarn yaygnl ve kapsamnn geni li i dnldnde her savata ok sayda insan yaralanmaktadr. Bu yaral askerlere salklarn iade etmek iin hekimlerin kadavralar zerinde al p tedavi mdahalelerinde uzmanlk ve pratiklik gelitirmek istemi lerdir. nsan kadavralarnn incelenmesi, lm sebeplerinin renilmesi, veba ve dier enfeksiyon hastalklar hakknda teferruatl bilgi edinme amal olarak iletilmitir. Teknik tasvirlerin geliimi konusunda en nemli geli me XIII. Yzylda gereklemitir. Bu dnemde eski izimlerin kopyalanmasna dayal el yazmas geleneinin sona ermesi ve asl model olarak doann alnmas nemli katk salamtr. nsan iin en nemli konunun doal dnya olduunu ve bundan sonrasnn nemsiz olduu inanc gelimitir. Aziz Thomas Aquinasn skolastizimi teolojinin doal bilimlerin stnde olmasna ramen istemeyerekte olsa doa ve doast dnyalar ayrarak bu geliimi hazrlamtr. (Lyons ve Petrucelli 1997:405). Rnesans dneminde bilim ve sanat al malarnn akk zellii anatomi izimlerine de yansm dnemin birok sanats estetik kayglarla yllarca disseksiyon almtr. Bunlar arasnda Michelangelo Buonaratti (1475-1564) ve Abrecht Drer (1471-1528) gibi nl sanatlarda yer almtr. Sanat al malar anatomik alanda insan bedeninin bilgisinde yol almaya katk salamlarsa da bu alandaki asl katklar dorudan anatomistlerin doru anatomik bilgilerin gereki olarak betimlenmesi gerektiinin farkna varnca, btn Avrupada zellikle de Kuzey talya ve Gney Almanyada gl deneyimler devri balamtr. (Lyons ve Petrucelli 1997:410). Soylu bir aileden gelen Vesalius (1514-1564) 1543 ylnda insanlk tarihinin en ses getiren kitaplarndan biri olan De humani corporis fabricay yazmtr. Paris niversitesinde tbbi eitimini alm almalarn Kuzey talyada Padua niversitesinde tamamlamtr. Mezuniyeti takiben cerrahi ve anatomi alannda dersler vermitir. Eserlerinde insan bedenini ana sistemler (kemikler, kaslar, kan damarlar, sinirler ve i organlar) ayr ayr tartlm ve resimlenmitir. Her organ sistemi hem ayr ayr hem de birlikte ele alnm her bir yapnn btnne balantlarna iaret

161

edilmitir. Belki de en nemli zellii Vesaliusun, btn yaplarn, btn insanlarda ayn olmadn fark etmi olmasndadr. Bu boyut gnmz Bat tbb uygulamalarnda dahi ihmal edilen bir zelliktir. Kendinden nce otorite olarak takip edilen Galenin almalar zerine de eilmi birok yanl bulmasna ramen yine de otorite olarak onu takipten vazgememitir.

4.3. XVII. YZYIL BLMSEL DEVRMLER AI VE TIP On yedinci yzyln batan sona, doaya ilikin inanc deitirmeye ynelik bilinli ve byk lekli giriimlere sahne olduunu ifade etmek mmkndr. Bilimsel Devrim kavram ister tek yanl dorusal kkl deiimlere karlk kullanlsn isterse belli bir kltrel alglama biimini ifade etsin znde radikal dei imler ierdii aktr. Bize gre mevcut deiim insanlarn dnyay alglama biimlerine karlk gelen anlam dnyalarndaki deiimdir. Bilim ise kendi tarihsellii ierisinde sosyal bir etkinlik olup ortaya k koullar gz nnde bulundurularak anlalabilecek bir gerektir. 1605de Alman astronom Johannes Kepler (1571-1630), gezegen hareketlerinin motor nedeninin bir ruh olduu inancn terk etmitir. Fiziksel nedenleri aratrmakla ok uratn ve bundaki amacnn, evren makinesinin ilahi esinle deil, tpk bir saat gibi altn gstermek olduunu belirtmitir. 1630larda Descartes, zerinde incelikle durarak, mekanik saatlerin i leyiiyle, insan bedeni de dhil, tm doal varlklarn hareketleri arasndaki bir dizi benzerlik zerinde almtr. Birok mekanik felsefeci, doal olgulara yaklamlarn oklt (gizli) gleri davet edenlerle karlatryordu. Rnesans dneminde doal sihir geleneine bal olarak varlklar belli bir uzaklktan birbirleri zerinde sempati, antipati, ekme ya da itme gibi oklt glere sahip olduuna inanlmaktadr. Gezegenler ve dier gk cisimlerinin dnya zerindeki astrolojik etkileri, gnein aydnlatma kapasitesine sahip olmas, bitkilerin vcuda yarar salamas ve mknatsn ekim gc bu oklt anlayla temellendiriliyordu. nsan vcudu da evrene bir dizi oklt ba ve etki araclyla balyd. Yeni dnem mekanik filozoflar belli dzeyde phelere ramen bu oklt glerin varln reddetmediler (Shapin 2000: 40-53).

162

Bilimsel devrimler dnemi olarak da bilinen bu ada, olaylarn nedenlerinin aratrlmasna, nasllarnn sorgulanmas da eklenmitir. Bu dnemin ekillenmesinde ekoln baskn etkisi grlr. Bunlar Aristoculuk, Galenizm ve Paracelsianizmdir. Bu yzyla kadar Aristonun biyoloji ve fizik alanndaki etkileri gzlemsel dzeyde kalmtr. Nicel analizler kullanma girmi, niceliin, nitelie hkim olma srecinin temelleri atlmtr. Aristonun tbbi balamdaki etkisi astroloji ve tp arasndaki balant sorunu zerinde olmutur. Descartes (1945), Metot zerine Dncelerde gelitirmi olduu dncelerle modern bilimin balatcs olmutur. O, bu kitabnda matematiksel yntem, dnyann mekanistik ileyii, beden ve ruhun ayrl sorunu zerine arpc dnceler gelitirmitir. nsan dhil, btn doal cisimlerin, mekanik ilkelerle ynetilen makineler olduklar gryle modern bilimin kurucu isimleri arasnda anlmaya balanmtr. Francis Bacon (1561-1626) tmevarm metodunun ncs olarak bilinmektedir. Bilimsel faydacln nc isimlerinden olan Bacon, bilimde ilerlemeci yaklamn da temellerini atmtr. Ona gre, insanlk srekli bir ilerleme iindedir ve gerekletirilen ilerlemeler ise insanla fayda olarak geri dnmektedir. Baconun ilerlemeci yaklamndan nce hkim olan; zaman ve dnyann ileyiini dngsel olduu dncesidir. Yine, XVII. yzyla kadar bilim, felsefi ve speklatif boyutuyla dngsel paradigmaya temel oluturma abalarna hizmete ynelmiken, ilerlemeci yaklamda bilim doann kontrolne, onun ileyiinin kurallarn anlamaya ynelmitir. XVI. ve XVII. yzyln en tanmlayc zellii yeni ynelim ve yaklamlara ska yer veriliyor olmas ve eski adna, tartma ve eletirme konusu edilmeyen hibir ey braklmamas gayretleridir. Tp alannda da, eskinin otorite isimleri saygyla boyun eilen isimler olmaktan km, yanlglar ile resmedilmeye allan kiilere dnmlerdir. Yine iyatrokimya, iyatrofizik, embriyoloji gibi alanlar ilk kez bu dnemde grlmeye balanmtr. yatrokimya veya tbbi kimya, XVI. ve XVII. Yzylda Parecelsusun

163

takipileri tarafndan uygulanan simya, tp ve kimyann bileimine verilen addr. Iyatrokimya geleneinin en nemli temsilcisi, tpta yerleik geleneklere kar klaryla dikkat eken, Jan Baptista Helmont (1577-1644) olmutur Lyons ve Petrucelli (1997: 427-428). almalarna nicellik ve deneyi tam olan Helmont, idrarn arlyla suyun arln karlatrm, aradaki farkla zgl arlk dncesine ulam ilk kiidir. Havann gazsal bileimine de iaret etmi olan Helmont gaz kelimesini Yunanca chaos kelimesinden tretmitir. Geleneksel tbbi uygulamalar erevesinde icra edilen svlar tbbna kar kp, kan aktma uygulamalar yerine kimyay neren Helmont, kimyasal ilalar gelitirme ynnde aba harcam, hastalklarn tedavisinde cva kullanmn nermitir. Franciscus Slyvius (1614-1672) da yine yatrokimya gelenei ierisinde yer alm: Tpta ampirik yaklam ve laboratuar tbbi geleneinin balatcs olmutur. Yatak ba tbbi uygulamalarna nclk etmi retimin hasta banda gerekletirilmesi konusunda nemli katklar olmutur (Lyons ve Petrucelli 1997:429-430). yatrofizik tpta gereklerin makineyi andran hareket halindeki cisimler gibi aklamas iyatromekanik ya da iyatrofizik olarak adlandrlmtr. Galileodan etkilenerek fiziin XVII. yzylda tbba uygulanmasnda nc isimlerinden biri Grovanni Alfonsa Borelli (16081679) olmutur. Basitten karmaa bir yol izleyen Borelli nce kaslardan balam ve sonralar bedenin daha karmak sistemleri zerine al mtr. Buradan da tm organizmay iine alan beden mekanii uygulamalarn gerekletirmitir. Yine ayn dorultuda almalar yapm olan Giorgio Baglivi (16691707) her organ zel bir makineye benzeterek Iyatromekaniin yaygn kullanmn tantmtr (Lyons ve Petrucelli 1997:431). XVII. Yzyl bilimler alannda devrimsel deiimlerin yaand bir a olarak bilinmektedir. Bir yandan doa bilimlerinin konu ve yntemlerinde radikal deiimler gerekletirilmi, dier yandan da doa bilimlerinde gerekletirilen yeniliklerin yol at sonular dier bilim alanlarn etkilemeye balamtr. Bu erevede, tp da kabuk deitirerek devrimler a gelimelerinden nasibini almtr. Tpta gerekletirilen yeniliklerden belki de en nemlisi mikroskobun laboratuar aratrmalarnda yerini almasyla balatlan embriyoloji al malardr. XVII. yzyln mekanistik bilim

164

yaklam ile nceden oluum teorisi daha fazla paralellikler gstermektedir. Bu sayede yeni organizmann ortaya k ve olgunlamas din d, mantksal metaryalistik terimlerle aklanabilirdi. Epigenez teorisinin grnte ekilsiz bir maddeden organize varla oluan esrarengiz deiimin, ruhani ve diriltici bir teoriye ihtiyac vardr (Lyons ve Petrucelli 1997: 432). Sonraki yzyllara temel tekil edecek bu ikili ayrmn, modern tbbn temel paradigmasnn ekillenmesinde etkili olduunu sylemek mmkndr. XVII. yzyl her ne kadar mekanistik ve materyalistik bilimsel kuramlarn poplarite kazand bir dnem olarak dikkat ekse de, hala bu dnemde Tanr merkezli aklama peinde olan nemli isimlere rastlamak mmkndr. Hidrolik ve mekanik ilkelerini esin kayna alan William Harvey en bilindik olandr. Harvey epigenetik kuram yanls bir tutum gelitirmitir. Kan dolam zerine gerekletirdii almalarla ismini tp tarihine yazdrm nl bir hekimdir (Lyons ve Petrucelli 1997: 433). William Harvey (15781657)in kapal bir sistem iindeki srekli kan dolamn kantlamas bu yzyln en nemli tp olaydr. Onun tpta devrim yaratan bu buluunun hazrlaycs olarak XVII. Yzylda yaplan eviri faaliyetleriyle bn-i Nafiz (1210 1280)in almalar olduu iddia edilmektedir. Yazm olduuHayvanlardaki Kan ve Kalp hareketleri zerine adl eser tp ve biyoloji tarihinin nemli al ma rneklerinden kabul edilmitir. Anatomik disseksiyonlara ek olarak, insandaki fizyolojik gzlemleri, hayvanlardaki dorudan deneyleri ve nicel verileri kullanmtr. Tp Harveyin kan dolam kuramna tanklk gelitirmi olsa da o dnem hala eskinin hmrler (svlar) ve kan aktma, lavman ve kusturmaya dayal tbbi tedaviler yoluyla dnmeye devam etmilerdir. Harveyin ilk destekisi mistik bir filozof, hekim ve insann makrokosmosun anolou bir makrokosmos olduu eklindeki eski gelenei savunan Robert Fludd (15741637) olmutur. Ona gre, gnein evrenin merkezi olduu gibi, kalpte insan vcudunun merkezidir dncesindedir (Lyons ve Petrucelli 1997:434). Rnesansda, klasik dnem dnrlerini yeni bir yorumla canlandrma eilimini gerekletiren Harveyde Aristocu gelenekten etkilenmitir. Kalbin yaam merkezi

165

olarak sunulmas ve kan dolam iin dairesel bir hareket ngrmesi onun eskisinin evrimsel yasalarna tabi bir dnr hekim olarak grlmesine yol amtr. Kesintisiz bir biimde srdrlen almalar Gabriel Daniel Fahrenheit (16861736)in cival termometre ve lm cetvelini gelitirmesi ile yetkinlie ulamtr. Termometrenin klinik uygulamalarn hizmetine sokulmas ise farkl bir ismin ncln gerektirmitir. De Hean tarafndan gerekletirilen kapsaml al ma, salkl insanlarda gnlk dzenli s dei imlerini ve nabzn syla olan ilikisini belirtmitir. Is lmlerinin hastaln gidiatn kontrol etmekle kullanl bir ara olacan iddia etmitir. Fakat dneminin hekimleri onun bu al malarndan ikna olmamlardr.

4.4. MODERNLEME SRECNN BATILI TIP ANLAYIININ EKLLENMESNDE ETKLER Modernite sosyal bilimlerin zellikle de sosyolojinin en nemli konularndan birisi olmutur. Farkl dnemselletirme abalarna ramen ncelikle Avrupada ve sonrasnda Amerikada Rnesans ve II. Dnya Sava yllar (14921939) arasnda ortaya kan tarihsel olguya karlk gelmektedir. Bu trden tarihsel bir dnemselletirmenin belli gerekeleri vardr. Kapsam itibariyle modernite Endstriyel Devrimi de iine alan kltrel, politik, sosyolojik ve psikolojik boyutlar olan bir olgudur. Temel zellikleri ynnden ncesi ve sonras dnemle ayran bir karaktere sahiptir. Bu ayrtrc zellikler arasnda birok ey saylabilir. Ekonomik anlamda karmak para ekonomisi ve bununla paralel bir serbest pazar ileyi inin douu, deiim deerinin yerine kullanm deerinin gemesi nemli belirleyicilerdir. Politik anlamda cumhuriyeti demokrasilerin douuna iaret eden gelimeler, Fransa ve Amerikan rnei siyasal ynetim ekillerinin ortaya kyla ilikilendirilebilir.

166

Kltrel olarak formel eitim kurumlarnn ve analitik rasyonalitenin ykseliinin elik ettii, yksek okur-yazarlk oranna ulald bir dnem olarak da grlebilir. Okuryazarlk iletiim biimlerinde kkl deiimlere yol am, matbaann icadyla gazete ve kitaplarn basm ve oaltlmas kolaylam, bilgi ve haberin belli evrelerin tekeline hapsinin engellenmesiyle otoritelere baml yaam zlmeye balamtr. Yeni iletiim biimleri ise kamuoyu oluturmada etkili olmutur. Bireyselliin geliimi, geleneksel akrabalk balar zerine kurulu cemaat yaplarndan kentsel cemiyete geile sonulanmtr. Toplumda birincil ilikiler temelinde ileyen sosyal dayanmann yerine formel hak ve sorumluluklar temelinde gelien yeni bir zgrlk anlaynn temelleri atlmtr. Bireylerin aile kurma ve e seimlerinde romantik ak hesaplar ya da dier zamane elerin aile byklerinin belirleyiciliinin yerini almas da modernite kapsamnda grlecek olgulardandr.

Berman (1994) ise bu gn dnyann her yerinde insanlarn ortaklaa paylatklar hayati bir deneyim tarz, uzay ve zamana, ben ve tekilere, yaamn imknlar ve zorluklarna ilikin bir deneyim tarz var. Bu deneyim btnne modernlik demektedir. Modern demek serven, g, coku, gelime, kendimizi ve dnyamz dntrme olanaklar vaat eden; ama bir yandan da sahip olduumuz her eyi yok etmekle tehdit eden bir ortamda bulmaktr kendimizi. Modern ortamlar ve deneyimler corafi, etnik, snfsal ve ulusal, dinsel ve ideolojik snrlarn tesine geer; bu anlamda modernliin insanl birletirdii sylenebilir. Bu paradoksal birliktir. Blnmln birliidir. Bizleri srekli paralanma ve yenilenmenin mcadele ve elikinin, belirsizlik ve acnn girdabna srkler. Modern olmak Marksn deyiiyle kat olan her eyin eriyip buharlat bir evrenin paras olmaktr. Berman modernizmimizi nasl kullanacamz bilemiyoruz; kltrmz ve hayatlarmz arasndaki balanty kurma ansn ya yitirmiiz, ya da bu ba koparmz diyerek mulk bir tavr sergilemektedir. Bir yandan modernizmi kullanmann hesabn yaparken dier yandan makineler bile hayat bulurken, en nemlisinden baz insani duygular lmektedir (Berman 1994: 3040).

167

Ona gre modernlik, modern dnyay douran deiimlerin hepsini -dnsel, toplumsal ve politik- kapsaml bir ekilde tarif etmek iin kullanmaktadr. Modernizm on dokuzuncu yzyln sonunda Batda ortaya kan kltrel harekettir ve bir adan modernizme kar gelien eletirel bir tepkidir eklinde deerlendirmektedir. Kumar modernlik kavramnn Hristiyan Ortaalarn bir yarats olduunu belirtmektedir. zellikle eski Pagan dnyann Hristiyan Avrupadan ayr mas amacna hizmet etsin diye gelitirildii zerinde durmaktadr Ortaa anlay asndan modern, aalayc bir anlam tamaktadr. Zamann ve gelenein onaylamad herhangi bir ey kukuyla karlanmaktadr. Deer tamamen eski olana aittir. Ortaa Hristiyan dnrleri Pagan ncllerini deersiz bulmamlardr. Hristiyan vahyin aydnlatclndan uzak cehalet ierisinde alglamadlar. Onlarn eski an byk dnrlerine sayglar en az Rnesans dnemi dnrleri kadar st dzeydedir. Hatta Ortaada kullanlan bir vecize bu durumu daha iyi anlatmaktadr: Bir devin omuzlarna kan cce, devin grdnden daha uzak mesafeleri grebilir vecizesi on ikinci yzylda Charttresli Bernard tarafndan dile getirilmitir. Yine onun ada Salisburyli John ncllerimizden daha keskin bir gre sahip olduumuzdan ya da daha yce olduumuzdan deil, ncllerimizin dev endamnn bizi yksee karmasndan ve bu endamn stnde domamzdan tr bizim daha fazlasn ve daha uzaklar grebildiimizi kastetmektedir (Kumar 1999: 8894). Gnmzde anlalan biimiyle modern dncenin douu on yedinci yzyla rastlamaktadr. zellikle Montaignenin Denemeleri, Baconn renmenin lerletilmesi ve Novum Organumu ve Descartesin Metot zerine Sylevi bu oluumun nc kaynaklardr. Modern zamanlar, matbaa, barut, silah ve pusula ile zdetiren Bacon, dnyay olduundan ok farkl duruma tayan bu gelimeler zerinden vgler yadrmtr. Ona gre bu ey dnyann grnmn ve durumunu deitirmitir. nce edebiyatta sonra savata ve son olarak da denizcilikte ok sayda deiim bunlardan kaynakland. yle ki, insani olaylar zerinde hibir imparatorluk, hibir mezhep ya da yldz bu mekanik keiflerden daha fazla g ve etki uygulayamad deerlendirmesinde bulunmaktadr.

168

Descartesin bilgiye kaynak olarak insann kendi aklndan baka bir gce referansta bulunmamas gerektii dncesi insanln otoritelere ve kutsal retiye dayal bilgi etkinliinin sonu olmutur. Descartes, klasik literatr tamamen yok saym ve yok saymasn da u ekilde gerekelendirmitir:
Daha nceki bir an insanlaryla birlikte yaamak yabanc topraklarda seyahat etmeye benzer. Kendi greneklerimizi daha yansz bir ekilde yarglayabilmek ve doduklar lkenin hi dna kmam olanlarn yaptklarn tersine, kendi greneklerimizden farkl olan her eyi kmsememek ve bunlarla alay etmemek iin baka insanlarn greneklerini biraz renmek yararldr. Ama yabanc topraklarda gereinden fazla gezinenler kendi lkelerinde birer yabanc haline gelirler. Eski ada yaplanlar gereinden fazla bir merakla inceleyenler bugn kendi aramzda yaplanlardan habersiz kalrlar (Kumar 1999: 98).

On yedinci yzyl Newtonun etkisinde gelimitir. Newtoncu evren tasarmyla beraber modernlik gemi zamanlardan eksiksiz bir kopu, radikal lde yeni ilkeler temelinde yeni bir balang anlamna tanmtr. Bylece modern a insan geliiminin zirvesine iaret eden anlamna kavumutur. Modernizm gelenekten kopuu ve yeni bir gelenek oluturma abasyla kesintisiz deiimler srecini ifade eder. Kurucu sosyologlarn dnceleri arasnda da modernizm zmlemeleri arlkl bir yer igal etmitir. Modernleme sreciyle birlikte, bilim ve teknoloji alannda meydana getirmi olduu maddi rahatlk ve konforun yan sra, insanolunun ruh dnyasnda, felsefi yaklamlarnda ve inanlarnda sarslmalar meydana gelmitir. Weberin ifadesiyle dnyann bys bozulmaya balamtr. Geleneksel anlam kalplarnn hayatn dna itilmesiyle, bys bozulan dnya, insann deer sorununa, insan iin varoluun anlamna, yaam srdrmenin gerekesine ilikin temel insani kayglara ikna edici cevaplar da verilemez olmutur. Weber ve Marks tarafndan teoriletirildii ekliyle modernlik, Ortaalar ya da feodal alar izleyen bir dneme karlk gelmektedir. Geleneksel toplumlarn kart bir grnmle tahayyl edilen bu olgu, slahat, yenilik ve dinamizmle birlikte anlmtr..

169

Marksa gre yaygn makine kullanm sayesinde, i btn bireysel niteliini ve sonu olarak emeki iin btn cazibesini kaybetti; proleterya makinenin bir uzants haline geldi ve yapt i giderek iren oldu. Yine ona gre kapitalist retim insan ile yeryz arasndaki metabolizmay altst eder ve topran srekli verimliliin salayan en doal koullar tehlikeye sokar. Sonu olarak o hem kentli iinin fiziksel saln hem de krsal iinin fiziksel saln tahrip eder grndedir. Yine Walter Benjamin, 1950lerde zehirli gaz sivil asker ayrm yapmaz, geni toprak parasndaki btn insan, hayvan ve bitki hayatn yok edebilir derken gnmz sava teknolojilerinin gelebilecei bugnk noktay grebilmitir (Lwy 1999: 236). Gnmzde, teknolojik ilerleme sayesinde insanlk sadece kendisinin bir atom felaketinin srekli tehdidi altnda bulmakla kalmyor; gezegenin ekolojik dengesinde felakete yol aacak bir bozulmaya da hzla yaklayoruz. Modernizmi sonularyla acmasz bir biimde eletiren, bu srece kart bir duru gelitiren bir dnce gelene i olduu gibi tm gelimeleri bir zafer lgnlyla alklayanlar da olmutur. yle ki; bir proje olarak tm dnyann ayn srece dhil edilmesi yolunda epey gayret sarf edilmi ve halen de sarf edilmektedir. Baudelairee gre bilim ve endstrinin ba tac edildii zamann ilerleme mucizesi, burjuvazinin faydacln, basitliini, zevksizliinin ve maddiyata dknln ele verir. Aslnda btn bu ilerleme amatas, eer bir aldanma deilse, bir riyadan ibarettir. Modern, uygar bir insanla, bir vahiyi veya uygar denilen bir milletle, barbar denilen bir milleti kyasladmzda Kim btn itibar vahinin hak ettiini grmezden gelebilir diye sormaktadr. O doas bakmndan ansiklopediktir, oysa uygar insan uzmanlnn dar snrlarna hapsolmutur. Uygar insan ilerleme felsefesini iktidarszlamasn ve kn teselli etmek iin icat eder. Ona gre vahet modernliin belirtisidir ve sanat modernlii savunmaz, aksine onu tehir eder. Simmel ise modern yaamla ilikilendirdii kentleri kltr dnyasnn sna glerinin rnei ve zeti olarak grm ve zmlerini kent yaam tahlilleri zerinden srdrmtr (Jung 2000: 11).

170

Modernite ya da modernizm zerine ortaya konan literatrn kapsam ve farkllklarna ramen ulam olduklar ortak noktalar bu srecin temel zellikleri hakknda yeterli ipular salamaktadr. Bu dnem deerler dzeyinde paralanmann, tutarllk ltlerinin trplendiinin bir dnem olarak alglanmtr. Geleneksel reti ve otoritelerin reddi ile birlikte dayanacak bir ilkenin kalmad, anlamszlk ve belirsizliin tahakkm srmeye balad bir dnem olarak bilinir. Ortada ne devlet ve Kilise, ne yasa ve gelenekler kalmtr, her ey tuz buz olup dalmtr. Btnn yalnzca tek bir parasna ebediyen zincirlenmi olan insan bizzat bir para haline gelmitir. Descartesle balayp Aydnlanmaya ve bunlarn izleyicilerine uzanan teorik modernlik sylemleri, akl hem bilgi ve toplumdaki ilerlemenin kayna olarak, hem sistematik bilginin temeli olarak grp alklamtr. Akln, dnce ve eylem sistemlerinin, zerine bina edilebilecekleri ve toplumun yeniden yaplandrlabilece i uygun teorik ve pratik normlarn kefedilmesine ehil olduu varsaylmtr. Aydnlanma projesi olarak sonraki srecin ekillenmesinde temel belirleyici olmutur. Eletirel teori yanllarnn da ifade etmi olduu zere modernlik ayn zamanda kendi denetim ve tahakkm sistemlerini de kurarak bir yandan kart sylemlerin ortaya knn nne gemi, dier yandan da kesintisiz bir srecin devaml iin yandalarn retebilmenin abasnda olmutur. Best ve Kellnere gre sadece Fransa rneinde yaananlar bile sreci btn arpcl ile sergilemektedir;
Maddi modernleme ba dndrc bir hzla gerekletike ve tarma dayal bir lke temelde kentli ve endstriyel bir lke haline getike, durgun bir ekonomi, dnyann en dinamik ve baarl ekonomilerinden birine dnt. Artan refah beraberinde hayat tarzlarnda deiiklikler yaratt. Bylelikle kkl Fransz alkanlklar ile yeni tarzlar arasndaki baz ilgin atmalarn ileri frlamasna yol at Uzun sre gzlerini gemie dikmi halde yaamla sulanan bir halk imdi birdenbire gzlerini modern dnyada yaama olgusuna dikti ve bu, onlar hem korkuttu hem de heyecanlandrd (Best ve Kellner 1998:33).

171

Toplumun ayaklar altnda salam bir zeminin kalmad, srekli ak ve kaotik bir gidiatn hkimiyetinin yaand bir sre olarak dikkat ekmektedir. Modernlie ynelik yaplan Varolucu eletiriler ise teknoloji ve rasyonellemenin andrc etkileri zerinde younlamtr. 1970li yllarda Foucault (1992) ise yapm olduu soy ktksel al malarda modern rasyonellii, kurumlar ve modern znellik biimlerinin tahakkmn kaynaklar ya da inalar olarak kabul etmitir. Modern teorilerin bilgi ve hakikati tarafsz, nesnel, evrensel kabul etme ya da ilerleme ve zgrlemenin vastalar olarak grme eiliminde olduu noktada, Foucault bunlar iktidar ve tahakkmn btnleyici bilekeleri olduklar gerekesiyle tmden reddetmitir. O Cinselliin Tarihi almasnda modern disiplinlerin insan bedenine kadar inen, nfuz ve denetim stratejilerini aa karmak istemitir Biyo-iktidar olarak adlandrm olduu bu modern zamanlara zg tahakkm aygtnn trn bedeni zerinde younlatn belirtir. O ynetimlerin basite uyruklarla ya da halkla deil, ayn zamanda kendine zg fenomenleri ve zel deikenleriyle nfusla uramaktadr. Doum ve lm oranlar, hayat beklentileri, dourganlk, salk durumu, hastalklarn frekans, beslenme ve alkanlk rntlerine kadar szmaya altklarn iddia etmektedir. Modernite aratrmamzda belli olaylar serisi (bilimsel devrim, aydnlanma, endstriyel devrim vs.) olarak anlalmamaldr. Bunlarn etkilerini gz ard etmek mmkn grnmese de almamzdaki modernite sosyal hareketlilik, entelektel ve dinsel oulculuk, zel piyasalar, yasal evrenselcilik ve temsili demokrasi gibi kurumlar sisteminin geli imi olarak alglanmaktadr. Modernite ile tp arasndaki iliki 17. yzyl deneyciliine kadar gtrlebilir. 19. yzyl sonlarnda ise kurumsallam biyomedikal aratrmalarn douu ve bu aratrmalarn tp meslei evrelerince benimsenmesi, birbiriyle rekabet eden tbbi sistemler zerinde tp meslei ve onun kendisine dayanak ald biyomedikal aratrmalara artan devlet destei gibi gelimelerle daha ok ilikili grlebilir (Starr 1982).

172

4.5. AYDINLANMA OLGUSU VE MODERN TIBBA ETKLER Aydnlanma denildiinde her eyden nce bilimsel dnceye, zellikle de doa bilimlerine duyulan byk gveni akla gelmektedir. Aydnlanmac da insan sorunlarnn bilimlerde, zellikle doa bilimlerinde kullanlan yntemlerle zlebilecei inanc vardr (Timuin 2000: 51). Literatre Kantn katklaryla kazandrlm olan Aydnlanma kavram, yine kendi tanmyla insann kendi suu ile dm olduu bir ergin olmama durumundan kurtulmasdr. Bu ergin olmay durumu ise insann kendi akln bir bakasnn klavuzluuna bavurmakszn kullanamaydr. te bu ergin olmaya insan kendi suu ile dmtr; bunun nedenini de akln kendisinde deil, fakat akln bakasnn klavuzluu ve yardm olmakszn kullanmak kararlln ve yrekliliini gsteremeyen insanda aramaldr (Kant 2000: 16). Kantn bu tanmnda dikkat ekici e ergin olmama durumudur. Ona gre ergin olmama durumu rahatlkla tanmldr. Benim yerime dnen bir kitabm, vicdanmn yerini tutan bir din adamm, perhizim ile ilgilenerek salm iin karar veren bir doktorum oldu mu zahmete katlanmama hi gerek kalmaz. Para harcayabildiim srece dnp dnmemem de pek o kadar nemli deildir. Bu skc ve yorucu iten bakalar beni kurtaracaktr nk. Kanta gre her birey iin nerdeyse ikinci bir doa yerine geen ve temel bir yap oluturan bu ergin olmaytan kurtulmak ok gtr. Hatta insan bu durum seve seve katlanm ve onu sevmitir. Bu yzden O, kendi akln kullanma bakmndan gerekten de yetersizdir; nk Onun byle bir deneyi gerekletirmesine asla izin verilmemitir, O akln kullanmay denemeye hibir zaman braklmamtr. Dogmalar ve kurallar, insann doal yetilerinin akla uygun kullan nn ya da daha doru bir deyi le ktye kullanlmasnn bu mekanik aralar erginleme ve olgunlama iin srekli ayak ba olurlar. Ergin olmama hali ylesine allm, iselletirilmi bir durumdur ki onun kendi akln kullanmasna engel durumlar ortadan kalksa bile, bu potansiyel doasn iletme konusunda pek yetenekli deildir. Kanta gre bu sebepten dolay ruhlarn, zihinsel yanlarn kendi balarna ileyip kullanarak

173

ergin olmaytan kurtulan ok az kii vardr. Kant, aydnlanma iin zgrl art koar ve bunun iin gerekli olan zgrlkte zgrlklerin en zararsz olarak grlr. Kanta gre toplumsal yaam genellikle dnme yap, mant zerinden iledii iin kamusal ileyi ierisinde insann ergin zellikler gsterebilmesi gleir. Kant ergin insan sorumluluu gstermeyi bireyin sorunu olmann tesinde insanlk grevi olarak alglamaktadr. Ona gre insan, kendi adna ve belli bir sre iin bilmesi gereken konularla ilgili olarak kendi aydnlanmas iin kendisinin gsterecei abay erteleyebilir, onu bir mddet iin sonraya brakabilir. Ancak, byle bir aydnlanmadan btnyle vazgemek demek, bu kendi adna ya da daha sonraki kuaklar adna da yaplsa insanln kutsal haklarn ayaklar altna almak ve onu incitmek demektir. Kant, iinde yaad a da aydnlanma kavram temelinde sorgulamaktadr. O, aydnlanm bir ada yaamadn fakat aydnlanmaya giden bir dnemde olduunu belirtmektedir (Kant 2000: 17-21). Schmidte gre, Kantn Saf Akln Eletirisi de belirttii gibi Aydnlanmann kendine zg problemi, onun salt negatif karakterinde yatar. Kiinin kendi bana dnme istei Kant tarafndan genelde nyarglardan kurtulmak, zelde ise hurafelerden bamszlamak olarak anlalmtr (Schmidt 2000: 23). Cassirer, Aydnlanma a dnme biiminin ne yaptn bilme zerine kurulu olduunu ifade etmektedir. Bu a iin dnme denilen eyin zgl anlam ve nemi burada ortaya kmaktadr. Bu an kendine koyduu en nemli grev, kendisi hakknda bir bilince sahip olmak ve yaptklarn gelecekte yol aaca sonular zerinde bir ngr gelitirmektir. Cassirere gre, on beinci yzyl dnsel bir hareket olarak Rnesans ortaya karmt, on altnc yzyl dinsel reformasyonu dorua tamt, on yedinci yzyl Kartezyen felsefenin zaferini ilan etmiti ve on sekizinci yzyl ise benzer biimde Aydnlanma yzyl olmutur (Cassirer 2000:37). Bu yzyl bilimlerin dayand ilkelerden vahiy edilmi dinin temellerine, mzikten ahlaka, dinsel tartmalardan ekonominin ve ticaretin sorunlarna, siyasete, uluslar aras hukuka ve medeni hukuka kadar her eyin tartlp analiz edildii, yerinden oynatld

174

bir yzyl olarak bilinmektedir. Bu an insan tm keif yollarn kullanarak, nnde duran gereklik hakknda ufkunu geniletmeye alrken srekli olarak kendini, kendi dnme gcn snamaya ynelir. Yzyln tanmlaycs ilerleme kavramdr, baka hibir yzyl tinsel/kltrel ilerleme dncesinden Aydnlanma yzyl kadar derinden ve cokulu bir ekilde etkilenmemitir. On sekizinci yzylda akl birlik noktasdr, merkezdir; O bu yzyl tarafndan itiyakla istenen ve ulalmaya allan, arzulanan ve kendisine dayanlarak ynlendirilen her eyi ifade eder (Cassirer 2000: 38). Bu yzyl akln birliine ve amazlna kat bir inan gsterir. Akl, tm dnen zneler, tm uluslar, tm alar, tm kltrler iin bir ve ayndr. Bu nedenle bu yzyl kendini bir akl yzyl, bir felsefe yzyl olarak adlandrmaktan memnun grnmtr. Aydnlanmac dnce, iinde kendini yenilemesinden itibaren iine girmi olduu srete buluruz. Bir baka deyile, Aydnlanmac dnce, doa biliminin ilerlemesinde ve doa hakkndaki bilgilerimizi genileten her tekil aratrma alannda, kendi idealinin elde tutulur ekilde gerekleeceine inanr. O doa biliminde, modern analitik dnme tarznn zafere giden yolunu adm adm izleyebilir. Bu dnme tarz, bir buuk yzyllk bir sre ierisinde tm gereklie uygulanmtr ve Aydnlanma felsefesi, en sonunda, doal fenomenler okluunu biricik ve evrensel bir ilke zerinde birletirme konusunda ki byk amacna ulatna da inanmtr. Newtonun evrensel ekim yasasnda rneini bulan kozmolojik forml, hi de tahmin ve refleksiyon yoluyla bulunmu, her biri tek tek test edilen aratrma sonularna bal olarak kefedilmi deildir; tersine onun kefinde kesinlie gtren yntemli bir yol izlenmitir. Newton, Kepler ve Galileinin balattklarn tamamlamtr. Bu ad, sadece byk aratrmac bireylere iaret etmezler; hatta daha ok onlar bizzat doa bilimsel bilginin ve doa bilimsel dnme tarznn antlarn ve snr talarn ifade ederler. Kepler uzay fenomenlerinin gzleminden yola kar ve bu gzlemleri kendisinden nce asla eriilememi olan bir dzeye, matematiksel kesinlik dzeyine tar (Cassirer 2000: 40).

175

Galileoya gre, doa bilimsel kavram oluturma yntemi hem zmleyici hem de birletirici olmaldr (Shapin 2000:21-23). En basit doal fenomen bile, ancak onu elemanlarna ayrmak ve daha sonra onu bu elemanlardan birletirerek ina etmek suretiyle anlayabiliriz. Descartesin analitik yntemi ylesine rabet grmtr ki; analiz, insann kendi tinsel/dnsel ynelimi iin yaamn ve bilimin vcut bulmas, biim kazanmas iin gereksinim duyduu her ey olarak alglanmtr. Yine Voltaire, salt hipotezlerden destek bekleyemeyiz; kendisine dayanarak her eyi aklayacamz herhangi bir ilke bulmakla ie balayamayz, kendisiyle ie balayacamz ey, bizce bilinen fenomenlerin saf analizidir. Matematik pusulasn ve deney mealesini yardma armadmz srece, bir tek adm bile ileriye gidemeyiz. Ancak bu iki arala donanm olarak kendimizi bilginin engin denizine yneltebiliriz ve yneltmek zorundayz. eylerin gizemine varma, maddenin veya insan ruhunun mutlak varlna nfuz etme konularnda beslene gelen umutlardan aka vazgemek zorundayz diyerek dnemin bilimi iin ngrlen yntem ve yaklamlarn altn izmektedir. On sekizinci yzylda akln anlalmas on yedinci yzyldan farkllklar gsterir. On yedinci yzylda Descartes, Sipinoza ve Leibniz gibi isimler iin akl, ebedi doruluun alan ve bu dorular hem Tanrnn tini hem de insan tini iin ortak dorular olarak kabul edilmitir. Akln bilme yeteneini Tanrsallkla kutsama yoluna gitmilerdir. Bu balant da insann yaratl hikyesi ile ilikilendirilerek Tanrdan tanan tzle aklanmaktadr. On sekizinci yzylda akl, sonularyla deil ilevleriyle deerlendirilmeye balanmtr. En nemli ilevi de her eyi kendi gcyle birbirine balamasnda ve zmesinde grlmtr. Akl blme ve birletirme (analiz ve sentez) ileminde kendisini ifade eder. Varla deil eyleme ilikin olarak kullanma sokulur. On sekizinci yzyln yeni bilgi ideali, srekli ve tutarl olarak, zellikle Descartes ve Leibnizin gelitirdikleri on yedinci yzyl mantnn ve bilim retisinin n tasarmlarndan hareketle gelitirilmitir. Dnme biimleri arasnda bir farkllk olsa

176

da bu farkllk asla kkten bir dnm ifade etmez. Fark sadece vurgusaldr. Bu dnemde genel yerine zele, ilkeler yerine fenomenlere ncelik verilmitir. Aydnlanma, Descartesle balayan eletirel bakn Comte pozitivizmine kadar ki sreci iine alan hmanistik temelli bir oluumdur. Balangcn evrenin mekanistik kavran oluturmutur. Bu dnce geleneinin temelinde metodik phe, pozitif ve aklc kavraylarla doaya ve insana ynelim yatmaktadr. Aydnlanma yzyl ok farkl zellikler sergilese de en baskn din d felsefelerin ivme kazand bir dnemi temsil etmesidir. lk a atomculuunun izlerini tayan maddeci yaklam insann ve doann dzenlilik yasalarn arama abasnda olmutur. Daha iyi yaam koullar salamak, bilime ve bilimsel dnceye zel bir nem atfetmek bu dnemin vaatleri arasnda yer almaktadr. Mendelssohn (2000: 15)a gre eitim, kltr ve Aydnlanma toplumsal yaamn eitli tarzlardr; toplumsal durumlarn dzeltmek iin insanlarn gsterdikleri abann ve alkanlklarnn sonucudurlar. Aydnlanmann ktye kullanl ahlak duygusunu zayflatr, katla, bencillie, inanszla ve anariye gtrr. Kltrn ktye kullanl ise lks, atafat, zayfl, batl inanc ve klelii yaratr. Aydnlanma ve kltrn ayn admlarla yol ald yerde, bunlar yozlamaya kar en iyi koruma ilacdrlar. kisinin yol aaca yozlama tamamen birbirine zttr. Eitilmi bir ulus, kendi iinde ulusal mutluluundan baka bir tehlike grmez; bu arlk tpk insan vcudunun en salkl durumunun aslnda bir hastalk, ya da hastala gei olmas gibidir.

177

V. BLM: TIP VE NSAN ALGILAMALARI KONUSUNDA YEN GELMELER


5.1. KUANTUM KURAMI VE TIBB BALANTILARI Newton fizii yasalar mutlak determinizm, mutlak uzay ve zaman ile zamanda tersinirlik dncesi zerine kuruludur. Mutlak deterministik matematiksel yasalar sayesinde gelecekte olabilecek ya da gemite olmu doa olaylarnn zamannn tam olarak belirlenebileceini ngrmektedir. Uzay ve zaman birbirlerinden ve hareket halindeki gk cisimlerinden etkilenmeyen mutlak varlklar olarak alglanyorlard. Zamann ve uzayn mutlaklna dair gr 20.yzylda Einsteinn zel ve genel izafiyet teorisini gelitirmesiyle deimitir. Einstein gk cisimlerinin, uzayn, objektif ve sbjektif zamann, birbirleriyle balantl olduunu gsterip; klasik mekaniin birbirinden bamsz, mutlak uzay ve zaman tasarmn dzeltmitir. Einstein fiziinde mutlak olan n hzdr. Yldrm (1996: 129-130)Heisenberg belirsizlik ilkesini, doann indeterminist yapda olduunun bir kant saymtr. Buna karn Planck ve Einstein belirsizliin, teorilerimizin eksikliinden ve gzlem yeteneimizin mikrodaki snrllndan kaynaklandn ileri srmlerdir. Kuantum kuram da entropi yasas gibi olaslk bir yaklam getirmitir. Entropi yasasnn Newton ve Einstein fiziiyle ayn ekilde determinist yapda olmasna ve kuantum kuramnda olduu gibi olaslk yaklamda bulunmasna karn, tm bu kuramlardan farkl yan, tek-ynl ve tersinemez bir yasann evrenin en temel yasas olduunu gstermesidir. Newtonun mutlak uzay ve mutlak zaman kavramnda deiiklikler yapm olan Einstein, ekim-gcn daha ikna edici bir tarzda aklamtr. Kuantum adyla anlan fiziinde n hzn, mutlak deer olarak kullanmtr. Kuantum mekaniine gre, atom-alt paracklar olarak tarif ettiklerimiz ayn zamanda dalgalardr. Bu birbirine aka zt iki farkl durumu da destekleyecek deneysel veriler

178

mevcuttur. Kuantum teorisinin kurucularndan Schrdinger (1999), atomu, ekirdek ve elektronlardan oluan bir sistem olarak deil de madde dalgalarndan oluan bir sistem olarak tanmlamt. Bohr ise, maddenin parack ve dalga grntlerini, ayn gerekliin birbirlerini tamamlayan iki ayr biimi olarak yorumlamtr. Bohra gre, gzlem yapmadmz zaman atom bir hayalettir, ancak gzlem yaplnca atom gereklik kazanr. Ayrca neyi gzlemleyeceimize de biz karar veririz, konumuna bakarsak atom yerindedir, hzna bakarsak hzn hesaplayabiliriz; fakat hem konuma hem hza bakamayz. Kuantum durumunu aklayan Heisenbergin Belirsizlik lkesine gre atom seviyesinde paracklarn konum ve hzn ayn anda tam olarak hesaplamamz imknszdr. Bu ilkeye gre, bir paracn konumu ne kadar doru belirlenirse, hz o kadar belirsizleir; paracn hz tamamen doru belirlendiinde ise konumu tamamen belirsizleir. Heisenbergin yaklam klasik fizik asndan kabul edilemez niteliktedir. Klasik fizikte bir paracn konumunu ve hz bilindiinde, ileriki bir zamanda nerede olabileceinin hesaplanmas mmkndr. Laplacen cininin gelecei grme kabiliyeti de bylesi bir hesaplanabilirlik ilkesine dayanmaktadr. Paul Davies, modern fiziin en nl isimlerinin dile getirdii bu tabloyla kafas karmakark olanlara ve bu sonucun kabul edilmeyecek kadar paradoksal olduunu dnenlere, zlmemelerini, nk Einsteinn da kendileriyle ayn fikirde olduunu syler. Kuantum kuramnda sadece olaslklar vardr. Olaslklarn fizie girii ilk olarak Entropi yasas ile olmutur; fakat bu yasada olaslklarn olu nedeninin hesaplanmas epistemolojik snrllklarmzdan dolay olaskdr. Buna gre evren olaslklara gre hareket eder. Bu tarz bir durumda, Laplacen cini ne kadar maharetli olursa olsun gelecei gremez, nk gelecek belli deildir; evrenin balangcna gitsek ve Big Bang patlamasn yzde yz ayn ekilde gerekletirsek, muhtemelen evren bugnk gibi olmayacaktr ve biz de burada olmayacazdr. Goswami kuantum dnyasndaki gerekliin zellikleriyle ilgili olarak;
kuantum nesnesi ayn zamanda birden daha fazla yerde bulunabilir,

179

biz onu bir parack olarak gzlemleyinceye dek, bir kuantum nesnesinin sylenemez, ola an zaman mekn gerekliine tezahr ettii

bir kuantum nesnesi burada var olmay keser ve e zamanl olarak var oluun baka bir yerinde grnr; onun arada uzanan mekandan geip gittiini syleyemeyiz (bu kuantum sramasdr), gzlemlerimizin sebep olduu bir kuantum nesnesinin tezahr, ezamanl olarak onun karlkl ilikide olduu ikiz nesneyi de etkiler; bunlarn birbirinden ne kadr uzak olduklar hi nemli deildir (Denney 2002: 38)

Kuantum fiziine dayal retilen mhendislik rnlerinin birou gnlk hayatmzda kullanmda olduu halde gnlk yaantmzn kuantum olgusall ierisinde dnlmesi pek de kolay olmamaktadr. rnein tp alannda kullanlan lazerler, transistorlar, tomografi cihazlar gibi ileri teknoloji rnlerin gelitirilmesi hep kuantum fizii ilkelerinden hareketle mmkn olmutur. Kuantum ilkelerinin tbbi uygulamalarda yeni bir yaklam olarak nasl yerini alabilecei ise henz tartmalar safhasndadr. Deneyin de aralarnda bulunduu bir grup doktor kuantum fiziinin ilkelerinin, tm ifa verme srelerinin asli bileeni olduuna inanmaktadr. Modern tp bilimsel olduunu iddia etmesine ramen, onun 17. yzyla dayanan Newtoncu sebep ve sonuca, mekanik fizie ve Kartezyen zihin beden ayrmna bal deneyci bir bilimsel paradigmaya dayand aktr. Newtoncu evren yaklamnn alm olduu gereinden hareketle, Fizik alannda gelitirilen yeni kuramlar, tp alannda da yeni bir anlayn gereklilii taleplerini ykselmektedirler. Bu anlay tedavi prensiplerinin geleneksel ya da alternatif tbbi uygulamalara dayal olmas gerektiinin tesinde Ortodoks tbbi yaklamn pozitivist ruhuna eletiri oklarn yneltmektedirler. statistie dayal almalardan hareketle yrtlen klinik al malarn kesin kantlara dayal tbbi yaklamnn yeni yaklamlar temelinde srdrlemezlii iddia edilmektedir.

180

Tbbi anlayta kuantum esasl gerekletirilecek bir bilin deiiminin mevcut snrlklarn almasnda nemli katklar salayacan dnen Yeni akm taraftarlar kuantum olgusunu zihin ve beden ifasna dhil edecek bir modeli planlamaktadr. Tbb Yeniden Kefetmek (Reinventing Medicine) adl almasyla Larry Dossey (1999), ifa tarihindeki adan bahsetmektedir; ilki geleneksel, nedensel, istatistiksel, gerekirci yaklamla, 17. yzyldan beri modern ifa yntemlerine uygulanan deneysel bilim a. kinci a zihin beden olgusunun bu srece dahil ediliini ierir, psikosomatik ve eitli tp tekniklerindekiler gibi. Bu a zihnin, bireysel insan varlklar iinde nedensel ifa glerine sahip olduunu nerir. Bu ada bilim adamlar zihin-beden olgusunun faydalarn ilk olarak psikosomatik ve plasebo etkisi altnda rtbas ederek ilk adaki gibi nedensel, gerekirci istatistiksel kantlara maruz brakarak lmeye almaktadrlar. Bilim adamlar zihin-beden saln beden fizyolojisi yoluyla, psiko-nro-immnoloji gibi nedensl zincirler ve kan ak yoluyla bedende dolaan dier proteinler yoluyla aklamaya almaktadrlar. Ardndan psikosomatik ifa tekniklerini standart, ifte kr, istatistiksel klinik testlere tabi tutuyorlar. Yani zihin-beden olgusundan haberdar olmalar hasta bakmndan bir ilerleme olmasna ramen, bu durum ne onlarn bilincinde ne de dnce modellerinde hakiki bir dei im meydana getirmiyor. nc a ise kuantum fiziinin sreksizliklerini ifa metotlar iine dhil etme abasndadr. Bu modeli nerenler, ifann birbirinden uzak bireyler arasnda, mesela dua etme yoluyla meydana gelebilecei teorisini destekleyecek bir mantkla, kuantum paracklarnn uzaktan etkide bulunma zellii zerinde odaklanmaktadrlar. Bu neriye gre bir bireyin anlay dolu niyeti, uzakta olan ve kendisi iin dua edileceinden habersiz olan, hasta baka bir bireyi bir tr kozmik bilin veya bir eit ktan daha hzl olan enerji yoluyla faaliyet gsteren dua sayesinde iyiletirebilecektir. Sra d ifa olgusu iin istatistiksel, deneysel ve bilimsel kant arama faaliyeti dua almasnn ok tesine geer. Ruhsal niyetin ve dier alternatif yntemlerin ifa zerindeki etkisini kantlamaya al rken ok sayda bilimsel al ma yaplmtr. Tm bu almalar alternatif ve tamamlayc tbb, standart, bilimsel aratrmalara tabi tutma eklinde gerekletirilmitir. Hedeflenen ise tm ruhsal ve alternatif ifa yntemlerinin,

181

geleneksel

tp

bilgeliinin

standart,

dorusal,

bilimsel

lmler

altnda

standartlatrlmasdr. Dikkat edilirse bu almalarn hibiri belli bir bilin ya da dnce deiikli i iermemektedir. Yaplan Ortodoks tbbi uygulamalardan farksz bir biimde biyomedikal esasna dayanmaktadr. Varlmak istenen deney, gzlem, istatistikle kant aray ve temellendirmedir. Bu uygulamalar Kuantum yaklamnn garip sreksizliklerini kat istatistiksel verilere indirgemenin tesinde bir ey deildir. Tpta Kuantum modelinin oluturulmas tartmalar, biyo-medikal tbbn gelitirmi olduu bilgi ve uygulamalar toptan yok sayma eklinde anlalmamaldr. Yeni arayn nerdii ey, sala ve insana farkl bir yaklam ve bu temelde biyo-medikal tbbn snrllklarn ortadan kaldrmaya yneliktir. Buna Kuantum teorisinin insan hedefleriyle, arzularyla veya bedenin hcreleriyle bir ilikisinin olup olmadn merak etmekle balanlabileceini iddia edilmektedir. Fizikilerin bir Kuantum paracklarnn kendi evresindeki dnndeki deiimin uzaktaki bir ikiz paracn dnnde ani, e zamanl, paralel bir deiime sebep olduunu gzlemlediklerini ve byle bir olayn bilinen enerji ve i kavramlar bakmndan bitiik, nedensel bir zincirin sonucu olamayaca fikrine vardklarna dikkat edebiliriz. Demek ki baz fizikiler yerel veya ardk olmayan, bir eit ktan hzl enerjiyi ieren bir nedensellik neriyorlar. Ama fizikiler, bir Kuantum parac karlkl ilikili ikiz bir parac etkiliyor derken, onlarn doru kelimeyi kullanp kullanmadklarn merak edebiliriz. Daha ziyade, bu ayr Kuantum paracklarnn kout dn deiikliklerinin pek gizemli bir ekilde ayn anda olduklar sonucuna varabiliriz. Kuantum gerekliinin garip doas budur. Mekna bal olmayan Kuantum olgularda, yakndaki bir parack zerinde bir faaliyet gzlemlendiinde ve onunla karlkl iliki ierisinde uzaktaki ikiz parackta buna kout, e zamanl bir deiim dikkati ekmektedir.

182

Kuantum modeli aray kantsal bir aba olmann tesinde kat mekanistik dn biimine elastikiyet kazandrma hizmeti de grebilir. Bu bilin ve anlay dzeyinde gerekletirilecek bir durum olup, bizim doaya bakmz deitirmesi umulacaktr. Tbbi anlamda ise hastann, hastaln ve iyileme srecinin doasn mekanistik bir balamda alglamann tesine geebilmenin imknn sunacaktr. Denney,
...hastalk ne kadar geneldir, meydana getirdii ruhsal deiim ne kadar heybetlidir. Kefedilmemi lkelerin ancak saln klar sndnde aa kmas ne kadar artcdr. Kk bir nezle ruhsal orak topraklar ve lleri nasl grnr hale getirir, azck atelenmek parlak ieklerin serpitirildii uurumlar ve imenlikleri nasl aa vuru. Hastalkla birlikte iimizde kk salm kadim ve inat meeler nasl yerinden sklverir, lm ukurundan aa giderken tepemizin zerine kapanan yok olu sularn hisseder de kendimizi meleklerin huzurunda bulacamz dnrken nasl da uyanrz (Denney 2002: 43)

Kuantum gereklii temelinde, hastaln doasnn hi de mekanik bir seyir izlemediini dnmek kolaydr. nsanlarn hastala ilikin sbjektif deneyimleri dzeyinde zihin-beden tbbnn, ruh-beden tbbna dnmekte olduunu fark etmek mmkndr. Ruh-beden tbb dorusal, gerekirci bilimin yaklamn benimsemez. Buradaki bilgiye esas sezgi olup kullanlan dil imgeler ve iirselliktir. Zihin-beden ifasn aklama yolu olan mevcut mekanistik psikosomatik ve plasebo etkisi gibi kavramlarn dorusal bilimi, kuantum doasna dayatma abas olduundan sz eden Denney bu dayatmann ruh-beden salnn dorusal olmayan, sbjektif, btnsel, ak ulu ve yerel olmayan kuantum sraylarnn ruhsal yollarn lemeyecei kanaatindedir. Bu oluun bilisel, sorun zme tartmalaryla deil de akld, hayali ve ayn anda birden fazla yerde olabilen kuantum paracklar gibi iirsel fikirlerle ifade edilmektedir; gzlemleninceye kadar var olmamakta, bir yerde varken ayn anda arac mekn olmadan baka bir yerde ortaya kmakta ve birbirlerini nedensellik d, yerel olmayan bir tarzda etkileyebilmektedirler.

183

5.2. KAOS KURAMI VE TIBB BALANTILARI Bu kurama alma iinde yer verilmesinin sebebi, modern Bat tbbnn mekanistik insan anlay nn snrllklarna cevap verebilir zellikler tayp tamadnn tespiti ve bu yaklamn, yeni bir tp anlaynn ekillenmesinde ne trden katk ve kazanmlar salayabileceini tartmaya amaktr. David Bohm (1957: 1)a gre doada hibir ey kendi halinde sabit kalmaz. Her ey srekli bir dnm, hareket ve deiim halindedir. Ancak, nceden gelen ncller olmadan hibir eyin iinden hibir eyin birdenbire kmadn kefediyoruz. Benzer biimde, hibir ey, kendisinden sonra var olan bir eye mutlak surette yol amama anlamnda, bir iz brakmadan kaybolmaz. Dnyann bu genel zellii, farkl trden muazzam byklkte bir deneyimler alann zetleyen ve henz, bilimsel ya da deil, herhangi bir gzlem ya da deneyle elikiye dmemi bir prensiple ifade edilebilir: her ey baka eylerden gelir ve baka eylere yol aar. Fizik bilimlerde termodinamiin ikinci yasas olarak kabul edilen ve evrenin her geen vakit dzensizleme yolunda olduu prensibine dayanr. Bu prensibin rneklerini farkl alanlarda gzlemlemek mmkndr. nsanlarn yalanmas, corafik olaylar sonucu da ve tepelerin anmas, kresel snmaya bal olarak su kaynaklarnn kurumas ve bu trden oluun tm evreni kapsamna alan dzensizleme eilimi kaos kuramnn dayanan oluturur. Evrende her hangi bir yerde gerekletirilen dzenin, bir baka yerlerde dzensizliin artyla karland dncesine dayanan entropi yasas, insana ynelik alglamalar temelinde dnldnde, mekanistik insan anlay nda ciddi bir kopuu temsil etmektedir. Mekanistik insan anlay, dzen prensibini esas alan, insan dzgn bir biimde ileyen saat metaforu ile tasavvur etmektedir. Bu mekanik gerekliin ileyi inin kesintiye uratacak bir dzensizlik ise tamir edilebilir grlmektedir. Bedenin herhangi bir yerinde ya da organnda tedavi maksatl yrtlen dzenleyici uygulamalarn gerekliin bir baka alannda yol aabilecei muhtemel dzensizlikleri hesaba katmaz. Modern tbbi uygulamalar balamnda entropi yasas, dzen salama amal, beden zerindeki her lokal tedavi uygulamasnn, tedavinin uyguland blgenin dnda misliyle dzensizliklerle dendii gereini haber

184

vermektedir. Bu durumda denge ya da dzen beklentisinin, eylerin doasyla rtmedii sonucuna ulalabilir. Fizikiler, dzensizlik miktarn lmek iin, entropi ad verilen matematik bir nicelik kefetmiler ve ou baarl deney, bir sistemdeki btncl entropinin asla azalmadn dorular. Eer bir sistem evresinden yaltlmsa, iinde meydana gelen sradan deimeler, sistem daha yksee kamayaca iin entropiyi amanszca oluturacaktr (Davies 1994: 50-51). Ona gre canl sistemlerin asl zellii, evrelerine kapal olmalardr. Onlar, herhangi bir tarzda btnyle tkanm ya da kendini tutmu deildirler. Onlar, kendi evreleri ile madde ve enerjinin yer deitirmesiyle yaayp giderler. Entropiye zg bir bilano sraland zaman, bir organizmadaki dzenin geliiminin daha geni bir erevede entropi ile dendiini, insan kefeder. Her halkarda, bir net entropi art vardr (Davies 1994:140). Kendini dzenleyen sistemler konusunda almalaryla Nobel dl de kazanm olan Prigogine (1996)e gre sistemler etkilendiinde, btn rneklerindeki zincirleme zellikler, termodinamik dengeden uzaa srklenirler, bunun zerine, onlar geni bir erevede kendilerini rastgele dzenler ve kararsz olurlar. O dzenlemeyi tanmlamak iin dalmaya yatkn yaplar terimini kullanr. Rifkin ve Howard (1993)n bir fizik yasas olarak entropi ile insanln modern dnemde hayat mekanistik kurgulaylar arasnda balant kurmaya almas nemli tespitler ortaya karmtr. Ona gre son yzyl boyunca, insanlk mekanistik bir dnya grne sahip oldu. imdilerde ise mekanistik dnya gr bir kriz aamasnda bulunmaktadr. Kesintisiz ilerleme dncesi basit bir gerek yznden tehlikeye dmtr. Bu gerek, karmak bir sreci-rnein biyolojik sreci- tersine evirmenin mmkn olmaddr. Dzen ve ilerleme retmek iin dnyaya her mdahale ediimizde, baka bir yerde dzensizlik ve bozulma meydana gelmektedir. Bat toplumlarnda bu inancn geli imi modern bilime ynelik gelitirilmi olan tutumlarla balantllk gstermektedir. Kendi inan ilke ve deerlerini retememi bir sistemin uzun boylu varlk gstermesi beklenemez. Sistemler kurumsal yaplanmalar

185

kendi dnya grnn temel prensiplerini insanlara kavratmann, bu kavraya ilikin tutum ve davran gelitirmelerinin mcadelesinde olmulardr. Okulu olmayan bir dnya grnn yaam imkn bulabilmesi zordur. Toplumlar hem gemiten dn aldklar deer ve inanlar hem de gelitirilmekte olanlar ancak eitimle gerekletirebilir. Baka bir deyi le, hayatn herhangi bir alannda ortaya kan yeni durumlar, o duruma uygun kabul ve kavray da gerektireceinden srelerin ezamanl srdrlmesini gerektirmektedir. Bat kapitalizminin prensip edindii insan ihtiyalarnn snrszl dncesiyle arzu alnn snrszl arasndaki balant aktr. Bu arzu ve istek lgnl Batda sistemin ileyi ine ak bir tehdit tekil edinceye kadar fark edilmemitir. Yirminci yzyln sonlarna doru sistemler dzeyinde yaanan krizin farkna varlarak, sorunun tartlmaya balandn grmekteyiz. zellikle soruna ilikin tartmalarn yine fizik bilimciler arasnda ykselmesi ilgintir. nk mevcut yanl gidiatn yzyllardr senaristleri de yine doa bilimciler arasndan kmt. Sorunun temeli Batl dnya grnn kapitalist eleri insan doasyla zdetirme abasnda yatmaktadr. Bu toplumlarda insann doasna yklenen birok zellik Bilimsel Devrimlere dayal olarak gelitirilmi olan dnya grlerinin yklemleridir ve vazgeilmez de deillerdir. Batl insann bilim, ilerleme, gelecee ilikin iyimserlik, hastalklardan arnklk, zenginlik ve refahn hkim olduu bir gelecek beklentisinin ar basmas, Batl dnya grnn bileenleridir. Bu yarglar gerekli i alglaymz ylesine basklar ki, dnyaya baka bak alarnn bulunabileceini belki hayal bile edemeyiz. Modern dnya grnn temelleri drt asr nce atlm olmasna ramen ilk anlayn inan ve etkileri byk lde srdrlmektedir. Hala on yedinci yzyl Newtoncu paradigmann altnda yaanlmaktadr. imdilerde ise Newtonun dnya makinesinin yerini alacak yeni bir dnya grnden sz edilmektedir. Rifkin ve Howard (1993)e gre Entropi Yasas, tarihin gelecek dneminde hakim bir paradigma olarak sz sahibi olacaktr. Bu yasayla ilgili olarak Einstein, bunun tm bilimin temeli olduunu; Eddington ise tm evrenin en stn metafizik yasas olduunu belirtmilerdir.

186

Eddington, entropi yasasnn, tm doa yasalar iinde en nemli yere sahip olduunu syler. O, evren hakkndaki bir teorinin, Maxwellin formlleriyle, hatta daha nceden yaplm baz deneylerle uyumsuz olsa bile doru olma ansnn bulunabileceini; ama entropi yasas ile eli iyorsa hibir ansnn olmadn syler. Marshall ve Zohar (2003:151)a gre dikkat edilmesi gerekli nokta, termodinamiin ikinci yasasnn izole bir sistemdeki toplam entropinin arttn sylemesidir. Evrenin bir blmnde oluan dzenin bedeli, mutlaka baka bir blmnde daha byk apta bir dzensizlik olarak denir. rnein bir binay ele alalm. Binann yapm iin kullanlan maddeler (demir, tahta, v.b) dnyann hammadde kaynaklar yok edilerek elde edilir, ayrca binann yapm iin belli miktarda bir enerji sarf edilir. Tam bir hesap yapldnda yol alan dzensizliin miktar her zaman dzenden fazladr. Entropi yasas, termodinamiin ikinci yasasdr. Termodinamiin birinci yasas, evrendeki (tecrit edilmi bir sistemdeki) toplam enerjinin her zaman ayn olduunu syler. 19. yzylda bu yasa enerjinin korunumu yasas ve maddenin korunumu yasas olarak, enerjinin ve maddenin ayr ayr ele alnmalaryla ifade edilmitir. Esas olarak, ikinci yasa, tm evrende her eyin bir yap ve deer ile baladn ve deitirilemez biimde rastgele kaos ve tkenmeye doru gittiini syler. Entropi, evrenin alt sistemlerinden birisinde elde edilebilen enerjinin, elde edilemeyen forma dntrlmesinin lmdr. Entropi Yasasna gre, evren veya dnya zerinde herhangi bir yerde benzer bir dzen yaratlma abas onu kuatan evrede daha byk bir dzensizlie yol ama pahasna gerekletirilir. Rifkin ve Howard (1993)a gre; Entropi Yasas fiziksel dnya ile alakaldr. Her eyin sonlu olduunu ve tm canllarn kendi rotalarnda ilerleyip zamanla tkendiini ifade etmektedir. O, zaman ve meknn yatay dnyasn yneten bir kanundur. Bununla birlikte, ruhi aknln dikey dnyasna geldiinde sessiz kalr. Ruhi lem, Entropi Yasasnn sarslmaz emirleriyle ynetilmez. Ruh, uyulacak sabit kstlamalar ve snrlarn bulunmad, maddi olmayan bir boyuttur. Fiziksel dnyann ruhi dnyayla ilikisi, kk bir para ile paray meydana getiren snrsz btn arasndaki ilikiye

187

benzer. Entropi Yasas, zaman, mekn ve madde dnyasn ynetirken, kendisi de, alglad ezeli ruhi kuvvet tarafndan ynetilir. Bir uygarln kendi fiziksel gerekliini dzenleme ve maddi dzleme verdii nemi ortaya koyma biimi, ruhsal aydnlanma yolunun koullarn belirler. Bir dnya gr yaamn maddi yanna ne kadar dalyorsa, insanln ruhsal saadet arayna o denli az katkda bulunacaktr. Bir uygarlk fiziksel dnyaya ne kadar az balanrsa, insan topluluu kendisini kuatan maddi dzlemi amakta o kadar zgr olur ve her eyi kapsayan en derin ruhani z ile bir olur. Termodinamik yasalar, fiziksel dnyay ynetir. nsanlk, fiziksel var olu iin bir ara at dzenlerken bu yasalarla etkileime girmek iin saptad yol, insan trnn ruhi yolculuunun baarl m olaca, yoksa strapla m bitecei noktasnda ok byk nem tamaktadr. nsanlk tarihinin farkl aamalar gerektende faz geileriyle ortaya ktysa da aslnda aama falan deildirler. Yani her biri bir ncekinden daha iyi olan, nceki durumu geride brakan, ileriye uzanan geli me basamaklar deildirler. Tam tersine, nasl ki suyun kat, sv ve gaz fazlar bir arada bulunabiliyorsa insanln her yeni faz da yalnzca dierlerine eklenir, nceki fazlar gemite brakmakszn onlarla bir arada etkileim iinde bulunur. nsanlk tarihi sanki her ey insanln nihai hedefi olarak uygar toplumlar iaret ediyormu gibi, dz bir izgi dorultusunda ilerlememitir. Tam tersine, her atallanmada farkl kararl haller mmkn olmutur; bu haller gereklik kazandklarnda da bir arada ve birbirleri ile etkileim iinde bulunmulardr. Dnya kendi iinde izgisel olmamasna, dengeden ok uzak olmasna ramen, dnyann homojenlemesinin anlam, tek tipletirilen alanlarn izgisel denge yaplar gibi nesnel bir ekilde davranmaya balad gereidir. Yaratlan mevcut yanlsama hali herhangi bir alanda oluturulan dzenin bir baka alanda kaos gereinin hzlandrddr. Modern bilimin geliiminin ortaya karm olduu iyimserlik

188

havasnn gnmzde ad konmam

nice soruna yol at/aaca henz

bilinmemektedir. Bilinenler ise insann ba edebilme snrlarn zorlayc zelliktedir. Savalar, HIV, kendini yenileyen virsler, kresel snma, artan nfus artna karlk kaynaklarn eitsiz dalmnn ortaya karm olduu sefalet bunlarn ilk akla gelenleridir. Eski kadim kltrlerde doaya uyum ve bar ierisinde yaam temel ilke olarak iletilmitir. Modern Bat uygarl ise esas ald bilimsel dnya gr ile bar ve uyum yanls ilikinin ynn bilme, hkmetme ve kontrol etmeye evirmitir. Sonu, kaos teorisyenlerinin iddia ettii gibi belirsizlik ve kaos ynnden ilerlemektedir. Tarihin evrimsel bir bozulma sreci olduu fikri, Yunanllarn toplumun nasl dzenlenecei konusundaki anlayn byk lde etkilemitir. Platon ve Aristo en iyi toplum dzeninin, en az deiim yaayan dzen olduunu iddia etmilerdir. Dnya grlerinde srekli dei me ve geli me kavramna yer vermemilerdir. Btn bunlarn tesinde, byme, dnyada daha byk bir deer ve dzen iareti vermemi, fakat tam tersi grlmtr. Tarih, asli mkemmel halin srekli zayflamasn; temel, kalc bereketin tkeniini temsil ettiyse de ideal hal, bozulma srecini mmkn olduunca yavalad durumdur. Ortaa boyunca Bat Avrupaya egemen olan Hristiyan tarih gr, bu dnyadaki hayat, ahiret hayatna hazrlk iin sadece bir mola yeri olarak alglyordu. Hristiyan dnya gr, Yunanllarn dngsel tarih kuramn brakmasna ramen, tarihi bir rme sreci olarak deerlendiriyordu. Hristiyan teolojisinde tarih, Yaratl, Arnma ve Hesap Gn formlarnda ayr bir balang, geliim ve sona sahiptir. nsanlk tarihi dngsel deil dorusal ise de, mkemmelletirilmi bir duruma doru ilerlediine inanlmyordu. Tam aksine, tarih, ktlk glerinin dnyevi aleme kaos ve rme tohumlar ektii bir sreci ifade ediyordu. lerlemek veya bir eyleri geride brakmak iin arzular, kiisel hedefler yoktu. Sadece, imanla yerine getirilmesi gereken Tanr iradesi vard. Tarihi John Randall, Ortaa Hristiyannn her eyin kendi iinde ve kendisi iin deil, insann kutsal yolculuu

189

iin bir nem tadna inandn belirtmektedir (Randall 1940: 34). Her eylemin, gelien her olayn amac ilahi plan iinde hizmet ettii amaca ynelikti. Hristiyan dnya gr, tarihin btnlenmi ve her eyi kapsayan bir resmini sunuyordu. zgrlk ve haklar deil, grev ve zorunluluklar vard. Yunanllarn ki gibi skolstik tarih kavram da gelime ve maddi kazanca dayandrlmad. nsann amac eya edinmek deil, kurtuluu aramakt. Bunun iin, toplum, organik bir btn; herkesin bir role sahip olduu, ilahi olarak ynetilen ahlaki bir organizma olarak grld. Gnmz biliminin insanla zenginlik, refah, salk ve huzur iinde bir gelecek vaadi belki ksmi olarak kendini ifade etme frsat bulmu olsa da Bat uygarl ats altnda yaayan insanlar byk lde bu ryann gereklemesini beklemektedir. Modern dn biimi tarihin dngsel doas ve srekli olarak bozulmas kavramlarnn ikisini de reddetmitir. Daha iddial biimde, tarihin dz bir izgide ilerledii ve bir nce gelen zerinde gelime kaydettiini ileri srmtr. Mevcut anlay tarihin hem birikime hem de ilerlemeye dayanan bir olgu olduundan yola karak srekli dei im ve hareketin yceliini vurgulamtr. Rifkin ve Howard(1993: 39-44)a gre Modern a, Makine adr. Hassaslk, srat ve isabet temel deerlerdir. Her zaman Bu ne kadar hzl gidecek? veya Seni oraya ne kadar zamanda gtrr? diye sormaktayz. Yapabileceimiz en byk iltifat, bir eyin neredeyse kendi bana alacak kadar iyi yapld veya dnld ya da planlanddr. Adas (2001: 60)a gre, zamann akn kesin olarak lme ve kayt etme abas, bu grevleri ifa etmek iin bir dizi aygt ortaya kard. Bunlardan saat en etkili olan olarak grld. On beinci ve on altnc yzyllarla birlikte, hatr saylr sayda Avrupal, zellikle de kentlerde yaayanlar ve tekstil retimiyle ya da ticaretle uraanlar, zamann alglanmasnda, kamusal ve daha sonra da zel saatlerin yaylmasnn neden olduu derin bir dnm yaad. ahsi ve toplumsal faaliyetler,

190

zellikle de ile ve pazardaki al-verile ilikili olanlar, doal ritimlerden ya da dinsel ve trensel dnglerden ziyade imal edilmi, sekler ynelimli makineler tarafndan dzenlenmitir. Bundan sonra nsann ls makine olmaya balamtr. Dnya makaralar, kaldralar ve tekerlekler dnyasna dntrlp insanlarn gnlk rutinleri saatle dzenlenmeye baladktan sonra makine bizim hayat tarzmz ve dnya grmz olmutur. Bylece evreni Tanr tarafndan ezelde kusursuzca kurulan muhteem bir makine olarak gren Mekanistik anlay yaantmza kk salmaya balamtr. Dnya, ilev gren bir sistem eklinde bir araya getirilmesi gereken her eit paradan olumu dev bir donanm maazasna benzemitir. Her zaman paralarn srekli yeniden dzenlenmesini ve srecin geniletilmesini gerektiren, deerlendirilecek yeni tasarlar ve gerekletirilecek yeni i ler bulunmutur. lerleme, bu suretle makinenin mkemmelletirilmesine doru ayarlanm, srekli olarak boluklarn kapatlmas, kusurlarn giderilmesi ve makine ileminin hayatn her ynne yaylmas sz konusu olmutur. Bu, amzn tarihsel paradigmasdr. Makinenin emirleriyle yayor ve bunun yaam tarzmzn dardan grnm iin nemini kabul etmeye istekli olsak da, varlmzn zne nasl nfuz ettiini grmemeyi tercih ediyoruz. Gnmzde makine iimize o denli salamca yerletirilmitir ki, bunun ne zaman duracan ve bizim ne zaman balayacamz kestirmek olduka gtr. Bilimsel ilerleme fikri artk nemli birok dnr tarafndan sorgulanmakta ve hatta bazlar on yedinci yzyldan beri gelen ve bugn ki eklini alm olan bilimin yok edilmesinden ve sanat, felsefe hatta teoloji gibi eylere geri dnme ihtimalinden sz etmektedirler. Modern bilimin dorudan bir uygulamas olan modern teknoloji doadaki enerjiyi kullanarak doay istismar etmeye al mtr. Bunu yaparken de doann niteliksel ynlerini gz ard etmitir. Sonuta, hem beeri hem de doal evreye yaplanlar grmezden gelinmitir. Oysa evren ve onun yaam boluksuz bir btn olduu iin, yaplan hibir fiilin neticesi kaybolmaz ve sistemde mutlaka yerini bulur, ortaya kar.

191

Yaptnz her eyle, elde edeceiniz karl oluturursunuz. Fiziki David Bohm (1957)gre, dnyay ayr ayr paralar eklinde kabul ederek verdiimiz uralar sadece ie yaramaz sonular vermekle kalmyor, ayn zamanda kendi neslimizi imha etmemize de sebep olmaktadr Modern teknoloji evrenin tahribatnda yle bir safhaya gelmitir ki, insanlk tarihinde ilk defa modern insan btn tabii dzenin ahengini tehdit etmektedir. Artk insanlar her sabah sanayilemi dnyann kendi doal evresine taknd tavrla dorudan ilikili olan yeni bir bunalm ile uyanmaktadrlar. Bir-iki kuak nce kltrlerinin medeni halleri ve ehirlemilikleri ile vnen Bat insan bugn vdkleri durumla bir krizi yaamaktadrlar. Bu kriz her eyden ok ekolojik krizdir. Ekolojik kriz, insana, Batda on yedinci yzyldan beri gelitirilen ve insan ile evren arasndaki uyumu kesintiye uratan bir yaklamn rndr. Kaynaklarn tkenmesine, iklimin snmasna, nfus patlamasna, ktla ve dorudan insan yaamn tehdit eden baz yeni hastalklara yol am olan bu krizin almas, bu krize yol aan temel dinamikler zerinde dnmeyi gerekmektedir. Bu anlamda Kaos Kuram, iinde yaanlan kriz durumunun bir eit okumas olarak deerlendirilebilinir.

5.3. HEKMLK MESLENN DEEN STATS Toplum ierisinde hekimlerin sosyal konumlarn belirleyen birok faktrden sz edilebilir. Bunlar arasnda toplumun sosyal ve ekonomik yaps, hastalk ve salk hakkndaki genel dn ve uygulamalar, hekimlere atfedilen grevler ve hekimlerin hizmetine sunulmu bulunan tbbi teknoloji olanaklar saylabilir. Zaman ierisinde bu koullar deieceinden hekimlerin toplumsal konumlar da bu geli melere paralel bir biimde deiecektir. Gnmz toplumlarnda hekimlerin toplumsal konumlar ilkel toplumlardaki ile karlatrlacak olursa toplumsal deimenin boyutlar kadar radikal bir farkllk arz ettii grlebilir. lkel toplumlarda, hasta insan, toplum ve doa gleriyle uyumun dnda bir birey olarak grlmtr. Hastalk genellikle sosyal bir meyyide olarak dnlm ve

192

hasta masum ya da eytani bynn sulu kurban, ruhlarn gazabna uram birisi olarak deerlendirilmitir. lkel toplumlarn saaltclar nemli bir konuma sahip olmulardr. yle ki; onlar ayn anda birok misyon stlenmi olmaktan kaynaklanan vazgeilemezliklerini uzun sre devam ettirmilerdir. lkel toplumun hekimi saaltc kimliklerinin yan sra kabilelerinin efleri, hukukular ve ozanlar durumundadrlar. Hatta hekimliklerin saaltm grevlerinin yan sra, farkl grevleri de icra etmeleri Ortaaa kadar devam etmitir. Bu dnem hekimleri ayn zamanda rahiplik grevlerini de yrtrler. Antik medeniyetlerin ounda, hastalk hakkndaki kristalize dnce, hastaln ilenen bir gnahn cezas olduu ynndedir. Bireyin, ebeveynlerinin ya da yesi olduu klann gnahlarna karlk bir bedel olarak dnlmtr. Klan, saaltc misyonla donanm eflerinin nclnde, karlam olduklar gazaptan kurtulmann yolunu aram ve eflerin dnce ve nerileri harfiyen takip edilmitir. Benzeri yaklam ve dnceleri hem geleneksel toplumlarda hem de modern Bat toplumlarnda grebilmek mmkndr. Bilimlerin glgesinde de olsa insanlarn zaman zaman baz olgular anlama ve aklama abalarndan inan elerini ie kattklar ska rastlanan bir durumdur. Antik Babilde hekimler ayn zamanda din adam grevlerini de yrtmlerdir. Bu yzden, hekimlerin birincil grevi, hastalklar, toplumun dinsel inan biimine uygun ekilde aklama ve tedavi uygulamalarna yer vermek olmutur. Dinsel meruiyeti olmayan bir tbbi pratiin halktan rabet grmesi mmkn olmayaca gibi, mevcut inan biiminin snrlar dna kacak bir rahip hekimin de toplumsal meruiyetini koruyabilmesi mmkn deildir. Antik Yunanda koullar radikal bir deiime uramtr. Salk yceltilerek en st iyi ve hastalk ise insan zillete dren en byk ktlk olarak grlmtr. Doktorlarn sonu alnamayacak umutsuz hastalara hizmet vermesi anlamsz olarak grlmtr. Hipokratik hekimler ayakkabc, demirci gibi zanaatkr ya da sanat olarak grev icra etmilerdir. Bu durum onlarn toplumdaki konumunu belirleyici olmutur. Hekimler

193

dier zanaat erbab gibi usta-rak ilikisi ierisinde eitilmitir. ran, ustann maiyetinde rtn ispat etmesi gerekmitir. Onun ustalaarak, bamsz bir biimde hekimlik roln icra etmesi uzun yllar gerektirmitir. ou Hipokratik hekimler, mesleklerini ehirden ehire dolaarak icra eden gezici doktorlar olmulardr. Bu dnemin gezici doktorlar kap kap dolaarak kendi maharetlerini anlatp mteri edinmeye alm lardr. Gittikleri yerde yeteri mteri potansiyelini grmeleri durumunda, bir ofis kiralayarak, belli bir sreliine kalc hizmet vermi lerdir. Yerleik hekimler genellikle byk ehirlerde hizmet icra etmilerdir. M.. III. yzyldan itibaren, yerel ynetimler belli bir cret teklifiyle yerleik hekim altrma geleneini balatm lardr. Yine de hekimlerin byk ounluu ak pazarda dolaarak belli cretler karlnda hizmet pazarlama yolunu semi lerdir. Tbbi bakm satn alma gc olmayan insanlar bunlar tarafndan dikkate alnmamlardr. Hristiyanln ortaya k yla birlikte yeni bir dnem balamtr. Hristiyanlk salk huzur ve sknet vaatleriyle ortaya kmtr. Hristiyanlk, domu olduu dnyay hastalkla tanmlam ve kendi varlyla bu srecin iyileme gsterecei iddiasnda bulunmutur. Yeni bir anlay ortaya koyan Hristiyanlk fiziksel ve ruhsal saaltm sz vermitir. O balangta kurulu geleneklerle rekabet ve yeni me mcadelesine girmitir. Eskinin by ve ruhlara dayal hastalk aklamalarn reddetmi, onun yerine, yoksullarn ihtimamla bakmnn gereklilii anlay yla toplumun huzuruna kmtr. Hristiyanln, hastalara yaklam ilkel toplumlardaki gibi d layc zellikte olmamtr. Hatta ncekilerin aksine, tercihli bir konum atfedilerek toplumun onlara yardm edip sahip kmas ynnde sorumluluk yklenilmesini tevik etmitir. Her kim Hristiyanla iman edip bu kutsal aileye katlrsa tm hak ve sorumluluklara eit biimde ortak olaca i lenmitir. Erken Orta an hekimi kural olarak rahipler olmutur. Bu yzden ekonomik olarak hastalarndan bamszdr. Rahipler gelirlerini Kilise kaynaklarndan temin ettiklerinden, vermi olduklar salk hizmeti karl kar temin etme hesabna girmemilerdir. Tbbi uygulamalar kutsal bir grev olarak, ya da Tanrnn kendisi eliyle insanlara ba olarak ulatrd dnlmtr.

194

Ge Orta ada ise meslee rahip snfna mensup olmayan ok sayda kiinin dahil olmasyla, salk hizmetlerinin ileyi inde deiiklikler grlmeye balanmtr. Balangta, dardan dahil olan hekimler de rahip geleneine uyarak cret talep etmemilerdir. Onlarn cretleri belediyelerce tahsis edilen maalarla karlanmtr. zel tp uygulamalar ise tp fakltelerinin sk takibiyle yrtlmeye allmtr. cretlendirme, eitimde gerekli bilgi ve yetilerin kazandrlmas, salk alanlar arasnda zarar verici rekabetin kontrol, hekimin hastalaryla mnasebetleri, ilalar ve muayene cretlerinin belirlenmesi gibi tm uygulamalar yeni yeni kurulmakta olan tp fakltelerinin maiyetine verilmitir. Bu anlamda Orta a iyi organize olmu bir tbbi bakm sistemine sahiptir. Bat toplumlarnda doktorlarn sosyal stat ve rolleriyle ilgili yaplan aratrmalar sre ierisinde hzl bir deiimin olduu ynnde sonular ortaya karmtr. Doktorlarn hala toplumdaki saygnlklarn muhafaza etmi olmalarna karn, gemie oranla ok daha fazla eletiri konusu edildiklerini gstermitir. Hekimlerin paragz, yetersiz, uygun tedavi uygulayamamalar, hastal grmeden ezberledii reetelere sarldklar ynnde eletirilere maruz kalm lardr. bulunmaktadr (Lloyd, Lupton, Wiesner, Hasleton 1993: 137). Modern tp, bu ve benzeri gerekelerle, her geen gn kan kaybetmeye devam etmektedir. Artan bilimsel ve teknolojik imknlar, sadece modern tbba ynelik beklentileri ykseltmi, bunun dnda cevap bekleyen soru sorunlar katlanarak devam etmektedir. Modern tbbn iine dm olduu krizin almas, daha kkl yaklam deiikliklerini gerektirmektedir. Bu ise epistemolojik temelde insana atfedilen anlamn ve onun bilimlere konu edili biiminin yeni bir yapya kavuturulmas ile mmkn grlmektedir. Bat toplumlarnda insanlarn alternatif tedavi aray larndaki arta iaret eden kantlar

195

5.4. MEDKAL OULCULUK Medikal oulculuun uygulama alan bulmasnn en temel dayana biyo-tp konusundaki memnuniyetsizliklerdir. Biyo-tbba ynelik ikyetlerin yan sra, bireysel tketicilerin modern salk hizmetlerinin artan fiyatlar karsnda daha ekonomik bir tercihe bavurmu olmalar da nemlidir. Tbbi oulculuk konusunda baz ak sebepler olsa da; bu tr hizmetlerden faydalanmaya ynelik karar alma srelerinin, ifade edildii ekliyle belli nedenlere dayandrlmas sorunu fazla basite indirgemektir. zellikle alternatif tp uygulamalarnn bedene, iyileme prosesine salk ve hastalk alglamalarna ynelik ortaya koymu olduklar vizyon deiiminin de etkisi byk olmutur. ou salk hizmeti tketicileri, modern tbbi uygulamalarn istenmeyen, yan etki problemiyle yeniememektedir. Alternatif tbbi uygulamalar ise daha ok doal, bitkisel preparatlara ve bedensel ve ruhsal huzurun salanmasna ynelik nermi olduklar baz egzersizlerle, modern toplumlarda cazip birer adres olmaya balam lardr. Baka bir deyile, modern tbbi bakmn cerrahi dayanaklar, pahal kimyasal ve sentetik ila uygulamalar karsnda alternatif tbbn ucuz ve doal tedavi yollu iyiletirme nerileri cazip bir yntem olarak karlanmaktadr. Tketicilerin alternatif tbbi uygulamalar gvenli olmakla eletirmeleri ve bu gerekeyle tercih etmeleri her zaman istendik sonular karmayabilir. Alternatif tbbi uygulamalar konusunda da yeterli bir konsltasyonun, kullanlan rnlerin yan etkileri konusunda tatmin edici al malarn olduu da iddia edilemez. Yine alternatif uygulamalarn tketicileri kronik salk sorunlar konusunda biyo-tbbn etkili bir yntem olduunu dnmektedirler ( Furham ve Smith: 1988). Mc Gregor ve Peay (1996) alternatif tp tketicilerinin biyo-medikal uygulamalardan honutsuz olmadklarn, genelde biyo-tbba ilikin zayf bir gven beslediklerini ifade ettiklerini belirtmitir. Alternatif tbbi uygulamalara ynelik olumlu deerlendirmelerden birisi de; uygulamaclarn, hastalarna daha uzun sre vakit

196

ayrmalar, hastalarn anlayamayaca adal bir Latince jargonla hastadan bamsz deerlendirmelerde bulunmadan, dorudan kii olarak hastann kendisini muhatap almalar ynndedir. Hastalar kendi rahatszlklar konusunda alternatif uygulamaclar yannda daha fazla dikkate alndklarn, tedavi srecinde kendilerine daha fazla inisiyatif verildiklerini ifade etmilerdir. Bu anlamda alternatif yaklamlarn modern tpta olduu ekliyle hekim merkezli tbbi uygulamadan hekim-hasta merkezli bir uygulamaya geiin yollarn araladklarn sylemek mmkndr. Cant ve Canlan (1991) yapm olduklar almada modern biyo-medikal tpla, alternatif tp uygulamalar konusundaki ciddi ayrlklara iaret etmilerdir. Bir vaka zerinden fark u ekilde izah etmektedirler: Hasta depresyona eilimlidir ve bu psikolojik duruma bal olarak daha ok yemek yemee balar. Genel uygulamac ona daha ok ak havaya kmasn ve Prozak kullanmasn tavsiye eder. Bu vakada hastaya reete verilir, onun niin depresyona girdii, yeme bozukluunda depresyonun etkisinin ne olduu sorunuyla ilgilenilmez. Hatta sorunun kkenine ilikin uzun boylu bir sorgulama iin ne hekimin yeterli bir zaman vardr ne de birbiriyle eklemlenmi sorunlar bir btnlk ierisinde ele almaya, deerlendirmeye ve bu balamda hastasna tedavi uygulama ve nerileri gelitirmeye imkn verecek bir eitim almtr. Modern tbb tercih edenlerle, alternatif tp uygulamalar tketicileri arasndaki ayrma, zaman, yan etki ve tedavinin ekonomik olmas gibi sebeplerin tesinde bir grnm de arz etmektedir. Bat toplumlarnda yeni yeni boy gstermeye balayan farkl dnya gr ve yaam biimlerinin, dnsel sistemlerin de bunda etkisi nemlidir. zellikle ada bilime ynelik eletirel, sorgulayc yaklamlarn glenmesi, modern yaamn anlam ve anlamszl tartmalar, bireysel yaamn denetim altnda tutulmasna ynelik tepkiler, insanlarn dnce gcyle fiziksel yaamlar zerinde tam bir kontrol salayabileceklerine ynelik glenen inancn da modern tbbi uygulamalarn referans olarak kabul edilmesini zayflatc etkisi olmutur. Batl insan, imdilerde, kendi yaamlar zerinde daha ok sz sahibi olmann mcadelesi ierisindedir. Yaamn kontrolnn, sorgusuz bir biimde baka birilerine teslim edilemeyecek kadar deerli olduu ynnde aktivist yaklamlar her geen gn

197

yaygnlamaktadr. Bu gelimeler toplumsal yap zerinde ok boyutlu deimeleri hazrlam, bundan salk kurumu da etkilenmitir. Hastalar kendileriyle mesafeli ilikiler ierisindeki hekimleri ve bunlarn temsil etmi olduu salk sistemini ret ederek, bunun yerini daha yakn, scak iliki atmosferinin oluturulduu kendisine nemsenmi lik duygusunun yaatld, salk hizmeti veren kiinin, daha arkada canls, daha gvenilir, hatta aileden biriymi gibi algland alternatif tedavi uygulamalarna ynelmilerdir. Taylor (1984) demokratik kltrn iselletirilmi olmasnn karar alma sreleri zerindeki etkisinin medikal kltrden ok politik deimelerle ilikili olduunu belirtmitir. Giddens (1990) uzmanlara ynelik hayal krklndaki art ve meslekten olmayan avamn yeniden i bana gei ine ilikin tartmalar da soruna ilikin ipular vermektedir. Antropolojik perspektife gre alternatif tbbi yaklamlar, hastalarn hastalklarn deerlendirmeleri konusunda daha kapsaml sosyal, kltrel ve kiisel olanaklar sunmaktadr. Hastalk hikyelerinin anlamlandrlmas konusunda meslekten olmayan ifac uygulamaclar arasnda grlen bu kapsaml yaklamlar hastann aile yeleri, yaam tarzlar, fiziksel ve sosyal evreleri hakkndaki uzun boylu bilgi edinme abalar girmektedir. Helman (1992: 12)da benzeri bir duruma dikkat ekerek, tamamlayc tp uygulayclarn, hastalarn karlatklar vakalar anlamlandrma ve kendi sorunlarna kendileri kaynakl cevap arama konularnda daha geni imkanlar sunduklarn belirtmitir. Ona gre bu uygulamaclar geleneksel kltrel inanlar esas alarak, hastann belli bir zamanda belli bir hastala yatknlk gstermesi gereine anlaml aklamalar getirmektedirler. Alternatif tp uygulayclarn, hastalarla gerekletirmi olduklar yakn iliki ve etkileim, onlarn salk sorunlaryla ilikili olduu dnlen basit konular zerinde younlayor olsa da hastaln iyileme seyri, hastann kendini daha iyi hissetmesi

198

konularnda olduka faydal olduu sylenebilir. Alternatif uygulamaclarn en dikkat ekici zellii salk ve hastalk konularnda daha yeni yol ve yntemler sunuyor olmalardr. Hastaln deerlendirilmesinde modern tbbn indirgemeci yaklamndan te, daha kapsaml, oulcu bir anlay nermektedirler. Alternatif uygulamaclarn insan bedenine ilikin gelitirmi olduklar tutum ve deiiklikler de artan poplaritelerinin etkili elerindendir. Modern tbbn hastaya ve hastala ilikin her eyi grselletirme, ak klma abalarnn pek de olumlu karlanmad ynnde yorumlar bulunmaktadr. Alternatif uygulamaclarn ise sorunu bedensel, duygusal ve ruhsal btnl ierisinde anlama abalarnn, hastalara iyileme ve tedavi konusunda olumlu umut alama ynnden yeni olanaklar sunduu dnlmektedir. Tedavi srecine, bireyin dnya gr ve yaam biiminin bir unsur olarak tanmas, hastann kendi yaam tarz zerinde dnerek, fiziksel, ruhsal, zihinsel anlamda muhtemel baz deiiklikleri gerekletirebilme konusunda kendini daha gl hissetmeye yardmc olmaktadr. Alternatif tedavi tketicileri arasnda, yaam biimine ynelik tavsiye edilen nerilerin takip edilme oranlar, modern tbbn takipilerinden daha yksek bulunmas da anlaml bulunmaktadr. nsanlarn karar alma srelerine dorudan katlm olana bulmalarndan dolay, yeme-ime davranlarnda, yaamn anlam ve kendilerine ilikin tutum ve davranlarda olumlu gelimelerin olduuna iaret edilmektedir (Busby 1996). Biyo-tp ve alternatif tedavilerin uygulama alanlar itibariyle karlatrlmas biyo-tp lehine bir tablo karaca artc olmaz. Ancak yarm yzyl ncesinde biyo-tp, tbbi uygulamalar tekelini elinde bulundururken, imdilerde alternatif tedavilere ynelimde bir art olduu gzlenmektedir. Ortaya kan tablo modern tpla alternatif tedavi uygulamalarnn yan yanalna olanak tanyan, daha demokratik bir tbbi uygulama atmosferine doru gidildiine iaret etmektedir. Alternatif tedavilere bavuran insanlarn birou biyo-tbba ynelik inan ve gvenlerini kaybetmi deillerdir. Hatta bu alanda youn bilimsel almalarn

199

srdrldne ve yakn bir gelecekte, bu al malar netice vererek, gnmzde tbbn aciz kald birok hastalkla mcadelede baarl olunabileceine ynelik tam bir inan beslendii dncesi yaygndr. Modern dnyada insanlar biyo-tbba ynelik ikyetler dile getirseler bile, modern tbbi uygulamalar, hayatlarnda tamamen dlayabildiklerine rastlamak gtr. Alternatif tedavi uygulamalar, modern tbbi uygulamalar destekleyici, tamamlayc olarak grlmekte ve bu amala bavurulmaktadr. Hasta-hekim ilikileri temelinde, alternatif tedavi uygulayclar ile modern tp hekimlerini karlatrmaya giderek, alternatif uygulamaclar, hastaya daha fazla zaman ayrd, daha ilgili davrand, daha empatik ve sempatik bir tutumla hastasyla iliki kurduklarn belirtmi olsalar da ikyeti olduklar tbbn uygulamalarndan da uzak kalamamaktadrlar. Hekimlerin, hastalarna yeteri duygusal destei salayamad, onlarn neler hissettikleri ya da nasl hissettikleri sorunuyla ilgilenmediklerini, bu gereke ile de kendilerini yanlarnda daha rahat hissettikleri alternatif uygulamaclar tercih yoluna gittiklerini belirten hastalarn tutumu ise ada insann psikoterapik yaklamlara artan ihtiyacnn iareti olarak grlebilir. Modern yaamn yalnzlatrc, yabanclatrc ve anlam sorunlaryla kuatt bireylerin, nemsendikleri adreslerde ifa bulmalar ok muhtemeldir. Tedavi bir inanma, bir ikna uygulamasdr. Bu ynyle alternatif uygulamaclar, modern hekimlere gre daha inandrc tutum ve anlay sergileyebilmektedirler. nsanlarn modern ya da alternatif tbba ilikin tutumlarnn ekillenmesinde farkl deikenlerin etkili olduunu gsteren aratrmalar yaplmtr. Blaxter ve Paterson (1982)e gre, yallar genlere gre tp mesleine daha saygldr. zellikle belli bir mesleki uzmanlk alannda niversite eitimi alm kiilerin doktorlarn mesleki otoritelerine daha tepkisel olduklar, medikal durumlar ile ilgili olarak da daha detayc sorgulamalara bavurduklarn bulgulamlardr. zellikle yetmi, seksen ya ve zeri kimselerin doktorlara ynelik daha olumlu, daha minnet dolu ifadelere yer verdiklerini, genlerle karlatrldnda ileri ya hastalarn, tedavi sreleri boyunca hekimlerle

200

ilgili hibir sorun yaamadklarn belirtmeleri ilgintir. Yine yal kimseler arasnda bulgulanan bir dier durum da, baz hastalarn otuz yl akn bir sredir, hep ayn doktora gittiklerini belirtmeleri olmutur. Yallar arasnda alternatif tedavilere bavuru oranlarnn olduka dk seyretmesi de dndrcdr. Yal nfus hala doktorlarn iyiletirme ve yaamlar koruma yeteneklerine tam gven belirtmi lerdir. Orta snf yesi orta ya ve yksek eitimli kadnlar kendi otonomilerinin nemsendii deer ve seeneklere vurguda bulunarak modern hekimlerin tavsiye ve uygulamalarn dikkate almadklarn belirtmilerdir. Aratrmaya katlanlar arasnda tp ve tp meslei konusunda birbirine kart dncelere ulalmtr. Yine de katlmclar arasndaki genel kan tp mesleinin eskiden olduu gibi saygnln srdremeyecei, beyaz nlkleri ierisinde hekimlerin de hayat kurtarc kahramanlar olarak karlanmaya devam edilemeyecei ynndedir. Salk bakm bir eya olarak konumlandrdmzda dier birok servis hizmetlerin ya da eyalarn seiminde olduu gibi insanlarn neyi tketecekleri konusunda karar verirken rasyonel ve irrasyonel birok kriter iletirler. Sonuta, alternatif tbbi uygulamalarn, tamamen medikalize olmu Batl insann yaamnda ortaya kan tbbi bamllk sorununu zayflatc bir etkisinin olabilece i iddia edilebilir. Farkl bir tbbi uygulama olarak alternatif tbbn kendisinin de yaam medikalize edebilecei sorununun nasl telenebilecei sorusu, sistem ierisinde cevap bulabilmi deildir. Bat tbb ierisinde farkl uygulama araylar temelinde ortaya kan alternatif uygulamalar yine Bat epistemolojisinin kontrol ile ekillendiinden, genelde tbba ynelik kktenci deiimler yaanmamaktadr.

201

VI. BLM: ARATIRMANIN BULGULARI


Bu blmde deiik soru balklar altnda hekimlerle yaplan mlakat sonular verilecektir. Etik sorumluluklar gerei, mlakat yaplan hekimlerin isimleri yerine, her hekim bir harf kodu ile ifade edilmitir. belirtilmitir. Mlakat sorularna verilen cevaplarn, dorudan sorulara cevap niteliindeki blmleri verilmitir. Aratrmann etik anlay erevesinde mlakat uygulanan hekimlere karlk gelecek harfler kod olarak kullanlmtr Verilen cevaplarda karkla meydan vermemek iin, verilen her cevap sonunda, ilgili hekime karlk gelen harf kodu

1. Hasta ve hastalk kavramlar size ne ifade ediyor? Hastalk organizmann dzenli ileyi inde karlalan anormalliklere iaret etmektedir. nceden, normal olarak belirlenmi referans deerlerin ierisinde olmas durumu salk ve dnda olmas ise hastalk durumuna iaret etmektedir. Hastalk sebepleri somatik nedenler olabilir, kanser ya da psikolojik nedenler olabilir. Denge derken bizim belirlediimiz bir kavram var, bu kavramn ierisinde ise denge diyoruz dndaysa dengesiz diyoruz ama bu denge ve dengesizlik ii gelecek yzyllarda deiecek (A) Hasta ve hastalk kavramlarnda, Hipokrattan beri deimeyen bir ey vardr. Hastalar, hekime bavururken, bedensel ya da ruhsal bir sorun yaadklar iin bavururlar ve o soruna hastalk diyoruz. Ve o sorunu yaayan kiiye de hasta diyoruz ve hekime gelme nedeni vardr ve bu hekime gelme nedeni de hastaln zn oluturur. Biz psikiyatri ile urayoruz yani psikiyatri ile uratmzdan dolay, bizim uratmz hastalklar geleneksel tbbn kavramlar ierisindeki sarlk, eker hastal gibi snrlar belirgin deil, snrlar biraz daha belirsizleen sorunlar oluyor. Hastalk kavramndan ziyade sorunlu davran aile krizi, aile sorunlar gibi kullandnz dil de dei iyor. Aile ii atma yaayp gelen bir ifte, iftin hastalndan sz etmek bazen zor oluyor. Bunlar, Psikiyatrist olarak bizim ura alanmzla ilgili farkllklar, aslnda farkllk dediimiz ey bir psikiyatra deil bir dhiliyeciye sorsanz hastalk diyabettir, hastalk hepatittir, hastalk udur diye size sayar, bizim iin de depresyondur, izofrenidir, ama bunun yannda da bizim alanmzda hastalk kavram mulklar. Bir takm sorunlu davranlar olur bazen kiilik dzeyinde bir takm sorunlar olur bir takm aile krizleri olur vs. birazck daha snrlar deiir. Hastalk kavram bazen politikalarla da ilgili olarak da deiir (B).

202

Hastalk yoktur, hasta vardr nk her hastann kendine ait bir zellii vardr. Bizim iin nemli olan hastadr, hastaln tedavisidir, hastaln kendine zg zelliidir. Biz olaya hastalk asndan deil hasta asndan bakarz. Hastalk, kabul ettiimiz ekliyle; herhangi fiziksel, biyolojik, sosyal ve psikolojik olarak normal durumunda bozulma ya da herhangi bir sknts olan bireydir. Hastalk ise, herhangi bir semptomlar btnyle olup bir olgudur bir davurumdur. Ama hasta ile hastalk kavramlarn mukayese edersek, biz hep unu deriz, hasta vardr hastalk yoktur. Hastalk adna dnerek hastay yok saymayz (C) Hastaln ak tanm, bedensel veya ruhsal rahatszlk duyma durumudur. Hasta ise bu rahatszlktan dolay yana yakla are arayan insandr. (D) Hasta problem demektir. Hastalk ise bu probleme bal ifadelerdir (E) Hasta ve hastalk; kaos ve karmaadan baka bir ey deildir (F) 2. Mevcut uygulamalar esas alndnda, hasta-hekim ilikileri ile ilgili olarak; hekimlerin tutumu nasldr? Nasl olmaldr? hastalarn tutumu nasldr? Nasl olmaldr? hastann, hastalyla ilgili her bilginin, hasta-hekim ilikisi erevesinde, ak bir biimde tartlmasndan/aklanmasndan yana msnz? Neden? Hekimlerin tutumu hekimin nerde hekimlik yaptna gre deiiyor. Mesela ben mecburi hizmet yaptm, Tuncelide altm zaman hasta-hekim ilikisi biraz daha hasta zerine hkmedici bir pozisyonum vard. Daha paternalist bir yaklam. nk oradaki hastalar dndmden dolay, anne ve babay etki altna alarak kontrolden kaabileceini dnyorsun, hasta bir defa geliyor ya da bir daha gelmiyor. Onlara bilgi aktarmaktansa bu dorudur yani bana inan bu mutlak dorudur, bana gven. Burada byle deil durum. Karnzdaki kiinin entelektel seviyesi biraz daha yksekse ona gre onu ikna ederek yapmaya alyorsunuz nk aileden srekli soru geliyor ve ona daha teferruatl anlatmaya alyorsunuz. Daha alt sosyo-ekonomik dzeye teferruatl anlattn zaman hasta onu yanl anlyor nk o senden iki cmleyi istiyor ve ekiyor gidiyor, onun istedii o zaten. Yani benim ocuum, iyidir-ktdr ben endieleneyim mi endielenmeyeyim mi, doktor bana bu ilac verdi bu ilac verince dzelecek. Ama entelektel dzeyi yksek olan bunun dnda eyler de istiyor, durum deiiyor. Hekimlerin tutumu nasldr? Hastann pozisyonuna, senin pozisyonuna, ka tane hasta baktna, hastann entelektel seviyesine, senin zamanna gre deiiyor. Nasl olmaldr dersen. Hasta karma geldiinde hakikaten bildiim her eyi hastaya aktarmam, btn bilgiyi paylamam lazm. Ama bu da ok uzun sryor yani iki saat ayrmam lazm bir hastaya, bu da mmkn deil. Hastalarn tutumunun yadrgadm taraflar yle; hastalar biraz bencil, kendiileri olsun bitsin, hemen iimi bitireyim, sayg yok. Hekime kar, zamanna kar bir sayg yok, sayg meselesi giderek daha da ktleiyor aslnda. Hastalar da grdm en byk eksiklik, baz hastalk sorunlarnn zmlenmesi ailelerin iyi organizasyonunu

203

gerektirmektedir. Srekli bunu tevik ediyorum, dernek kurun, vakf kurun, organize olun diye. Ama ailenin umurunda deil, en entelektel seviyesi yksek aileler bile bu ie girmek istemiyor. Ben iimi bitirdim, ben bam kurtardm gerisi Allah kerim. Hastann hastalyla ilgili bilginin aka tartlmas, hastayla paylalmas en byk hakk. Ben hasta olduum zaman ben samimi bir effaflk istiyorsam, hasta da bunu bekler. Yani en klasik rnek, kanserli bir hastaya sonucu syleyelim mi sylemeyelim mi? Bu biraz psikologlar erevesinde bir ekip olarak karar verilebilecek bir ey. Ama sonuta, z de btn problemlerin tartlmasndan yanaym, bu hastann en byk hakk (A) Hekim hasta ilikisine bin trl pencereden bakabilirsiniz, bin trl deerlendirebilirsiniz bence ada hekim hasta ilikisinde en nemli sorun zaman ayrabilmek, Trkiyede salk politikalar ya da hastanedeki gncel sorunlar m diyelim yoksa salk sistemindeki aksaklklar m diyelim en nemli sorun bir kiiye yeterince zaman ayramamaktr. Hasta younluu derken hasta trafii kendinden olan bir eymi gibi alglyoruz bunun trl nedenleri var salk politikalar byle olduu srece de hep youn olur eninde sonunda yeterince vakit ayramamak tabi bu nemli. Baka bir sorun belki hastalar daha psikolojik bir varlk gibi alglamak psikolojik olarak yaadklar zorluklar anlamaya al mak onun psikolojik dnyasna gerekli zeni gsterebilmek. Psikiyatrik tedavinin iki nemli bileeni var; biri ila tedavisi dieri psikoterapiler diye dnebiliriz. la tedavileri insani biyolojik bir varlk olarak dnrseniz ila tedavisi biyolojik sistemleri, beyin devrelerini hedef alr. Bizim ideal hasta olarak deerlendirdiimiz grup kendilerine verilen ilalar dzenli olarak alan, tavsiyelerimizi dikkate alan, kontrollerine gelen, ilalar vaktinde kullanan, kontrollerine gelen, yaad yan etkileri bize bildiren ve bizimle iletiim kuran ve nerilere uyan grup ideal hasta grubudur. Psikoterapi penceresinden bakarsanz, ideal psikoterapi sylemi bakmndan, yaad problemlerin ardndaki sorun alanlarn eelemeye alan, kendi skntlarnn gerisindeki psikolojik sreleri anlamaya alan, o sreleri deitirmeye kendini tanmaya alan, kendiyle uraan, anksiyite kaynaklarn anlamaya alan, temel atmalar ifade etmeyi seen, farkndalk dzeyi yksek hasta tipi de bizim iin tercih edilen bir hasta grubudur. Baz hekimler bu konuda paternalistik bir tutum sergilerler. Bazlar hasta otonomisine daha byk sayg gsterirler. Herhalde, her hekimin, bu iki kutup arasnda bulunduu bir yer vardr. O kutuplar ideal noktalardr, kimse o kutuplarn yerinde deildir ama her hekim zaman zaman kendisini, kararlar veren, neyi/ne kadar aklayacan kendisi kararlatran otorite gibi grmek ister. Bazen de Batl hekimlere daha yakn, hastann bilme hakkna sonsuz deer veren ve hastadan bir takm bilgileri saklamay, hastann zgrlk alanna ynelik byk bir tahribat olarak gren bir tutum sergiler. Sanrm, bu kurallar hastayla iliki iinde de belirleniyor. Giderek hekimler, genellikle, hastayla bu bilgileri daha fazla paylama eilimi gsteriyorlar. Trkiyede, doudan batya, batdan douya doru gidildike bu eilim deiim gsterir. Douya gidildike daha paternalistiktir ve kararlar hekimler verir, alnacak organ varsa onu alr, ok uzun uzadya bilgi vermez. Bence burada tek nemli faktrden sz edilemez, pek ok faktr var, kiilik tarz, yetime biimi de nemlidir. Eninde sonunda her kii, kendisi de, bir toplumun yesi

204

olarak yaamn srdrr. Bu toplumun genel eilimlerinden herkes nasibini alr. Yine farkl uzmanlklara sahip hekimler arasnda da farkllk grlebilir. Cerrahlarn temel tutumlar dhiliyecilerden daha farkldr. Bu konuda, cerrahlar kararlar daha ok kendileri veren, uygulayan, hasta otonomisine daha az yer veren kiiler olabilir. Biz, psikiyatrlar, mmkn olduunca hastann tedavi srecine daha aktif olarak katlmasn bekleriz. Tedavi seenekleri konusunda yetikin bir birey gibi, bilgi sahibi olmas yani bunun tarifi u olabilir, hastalar biz bu tedaviyi uygun gryoruz deyip balayp uygun grdn zaman deitirmek vs. o eilimi ok daha azaldn, patarnalist eilimin zayfladn, daha paylamc bir eilimin glendiini syleyebiliriz. (B) Hekimlerin tutumlar ok insani deildir. Yani maalesef hekimler her zaman hastay bir vaka baznda deerlendirirler. Olay veya hastay bir empati hissetmeden, kendini o hastann yerine koyarak dnmediklerinden maalesef bir olgu baznda yaklarlar. Onun iin hasta bir sonutur. Bir rahatszlklar bulabilmek iin bir bulmacadr. Tedavi edildiinde bir zaferdir ama tedavi derken yaam seviyesi yaam kalitesi ne kadar etkileniyor da onun direkt olarak ne kadar hedefidir o da phelidir. Siz hastay yaatabilirsiniz ama hasta mutlaka birine bamldr, hasta yataa baldr hasta bir nefestir ama hasta esasnda bir mevcudiyettir. Doktor iin o da bir baar olabilir. Doktor hastay sokakta grd anda bir baar olarak addediyorum der bu da bir baardr. Olmas gereken hekimin tutumu, hekim insani kavramn n plana karp tbbn insanca yapldn n plana karmaktr. Olmas gereken budur ama maalesef btn meslek erbabnn hastalar insani deerlerin tesinde bir olgu olarak deerlendiriyor olmasdr. Bu bir hatadr Hastalar kukla gibidir. Ayn bir Pinokyonun kuklalar gibidir onlar rollerini oynarlar, mesai saati ierisinde. Doktorlar evlerine giderler, hastalarn gnlk hayat balar, ayn kuklalar nasl evinde oyuncaklaryla oynayan ocuklar odalarna yatmak iin ekildiklerinde kalkp oyun oynuyorlar ise, hastalar da saat beten sonra gnlk aktivitelerine dnerler. Hani sizler nasl mesaiye gidiyor gibi ie giderseniz onlara da hastalk rolleriyle yaarlar beten sonra el etek ekilince normal hayatlarna dnerler. Hastann tutumlar nasldr, hastalarn tutumlar farkl farkl gzlenebilir. Kimisi hastaln nemsemez, kimisi nemsemez gibi grnr, kimisi bunu abartr, kimisi olduu gibi kabul eder. nemli olan hastalkla mcadele srasnda hastann moralinin bozulmamasdr. Hastann size yardmc olduu gibi hastann sizin i lerinizi ok zorlatrd durumlar da vardr. Bence en nemlisi hastaya durumunu cesur ve anlalabilir bir ekilde ifade edebilmektir. Yanaym. Fakat aklanmak demek bildiini ve bulduunu bir Arimet gibi ortaya kp hastann yzne olduu gibi sylemek deildir. imdi yle bir eyi ifade ederseniz ki karnzdakine durumu olduu gibi ifade edersiniz, ama yle bir eyi ifade edersiniz ki karnzdakinin btn direncini krarsnz. Bence gerekler gizlenmemeli nk niye gizleyeceksiniz ki diyelim ki hasta bir kanser tedavisi gryor ve siz hastann kanser olduunu gizlediniz ama tedavi sresince karlalan skntlara kar onun direncini nasl ykselteceksiniz ki? Nasl sylemeden direnebileceksiniz ki? Eer hastaya sylemediiniz de aratrp gerekle kar karya kaldnda, gveni sarsldnda, siz ayn saygnlkta m olacaksnz? Tpta en nemli ey gvendir, hastann doktoruna gvenmesi arttr. Ki iler istedikleri doktora gidebilirler ama sadece gvendiklerine tedavi olurlar. Yeter ki bilginizi gvenilir bir ekilde ifade edebilmenizdir. Ama bunu abartp ne son derece basit hale getirerek olduu gibi syleyerek ama altra altra, yava yava.

205

Hastann karakteri, hastann kiiliine, hastann alglayna gre kii ona bir tutum sergilemelidir. Hibir zaman iin ben her hastama byle davranyorum demek bo bir olay. Fakat siz her hastaya gerei sylemesiniz bunu bir zaman dilimi ierisine yaymalsnz. Hastann gvenini oluturmalsnz, hastann hastalyla ilgili desteinde her zaman yannda olmalsnz ama lmcl bir hastal var ben bunu hastaya sylemeyeyim, naslsa lecek demek bence ho bir yaklam deil, bence her insann kendinde olan her eyi bilme hakk var. Eer bilmezse ve gveni sarslrsa sadece size gvenini yitirmez, sizden sonra gerei syleyen insanlara ynelik de acaba gere i sylyor mu phesini tayacaktr. (C) Her iki insannda empati yoluyla dnmesi lazmdr. Doktorun hastasna o gnk tek hastasnn o hasta olduunu hissettirmelidir. Hasta ise benden baka srada 100 ki i daha var eklinde hissedebilmelidir. Kesinlikle hastal ile ilgili her eyi hasta bilmelidir ve renmelidir.(D) Hekimler genel olarak agresif ve sabrszdr. Bunun yerine daha sakin ve anlayl olmal. Tabi ki bunun iin de al ma artlar iyi olmal. Bir doktora yz elli hasta dmemeli. Doru olan da bu zaten. Her ey konuulmal, iyi tahlil edilip tartlmal. Hastal bir sr gibi gizemli ekilde saklamamak gerekir. Bazlar rkek, bazlar utanga, bazlar n yargl, bazlar ve en kts de bu ukala yani cahil insanlar. n yargsz, derdini iyi anlatabilen, mahremiyetin bir yerde kalkmas gerektiini anlayp yle davranmal (E) Hasta hekim ilikisi ok farkllk gstermektedir. Bir hekim gnde elli hastaya bakyorsa onun tutumu bellidir. Hasta Devlet Hastanesine gittii zaman salkl bir tedavi grememektedir nk hekim ok sayda hastaya bakmak zorundadr. zele giden bir hasta ise para deyip doktoru satn aldn dnmektedir. Para verdiysem bakacaksn gibi bir anlay ortaya kmaktadr. Trkiye kadar istedi i hekime rahat ulaabilme olana olan baka bir lke yoktur. rnein Avrupada, aile hekimlii uygulamas vardr. Bu uygulama, ncelikle hastann kendi aile hekimine danmasn ve onun onay ve ynlendirmesiyle baka bir hekime ulamasna olanak tanr. Aile hekiminin imzas, kaesi, izni olmadan baka bir uzman hekime gidilemez. Trkiyeye de bu uygulama getirilmek isteniyor, eninde sonunda gelmesi lazm, nk sistem kilitleniyor. Herkesin direkt uzmana gitme istei var. Mesela insanlar enteresan bir ekilde gecenin her hangi bir saatinde Kulak-burun boaz uzman bulmak istiyor ya da uzman ocuk hekimini bulmak istiyor. Byle bir yanl hibir yerde bulamazsnz. Bulursunuz da bulduunuz da bunun bedelini demek zorundasnz, uzman hekimi o saatte getirtmeniz iin ykl miktarda cret demeniz gerekir. Bir alanda uzman olabilmek iin en az on yl eitim almak zorundasnz. Bu zorluklarnda hem maddi hem de manevi bir karlnn olmas gerekir (F)

206

3. Tbbn konu ve yntemi konusunda ne dnyorsunuz? Tbbn konusu insan. Yntem konusunda da biz u anda en iyi olduumuzu dnyorum. Hastaya uyguladmz yntemin en iyisi olduunu dnyoruz. Mesela yzyl nce Pasteurun almalarna bakyorum, ne kadar ilkel olduunu dnyorum ve o dnemde o insanlarn nasl yaabildiklerini dnyorum. Ama yzyl sonra doktorlar da benim yaptklarm iin bunu kullanacak. Yani ben kendi zamanmda en iyisini yaptm dnyorum ama ok o kadar en iyisinden emin deilim (A) Tbbn konusu ve yntemi denilince rahmetli Fuat zgkseni hatrlarm. Hocamz; tp, teknik bir disiplindir derdi. Tp, bilimsel bir uratr tabi ki; ama bir teknik alandr, teknik bir disiplindir. Eninde sonunda bu alanda ura verenler hastalarn iyi etmeye alrlar ve hastalarn iyi ettii gn de gider akam evlerinde rahat uyurlar. Bu ura ierisinde tabi ki bilimsel gelimeleri takip edilir, tabi ki tp alannda alan pek ok hekim, bizim gibi bilimsel aratrmalar yapar, bilimsel aratrmalar yapt noktalarda hakikaten bir bilim metodolojisine ok yaklar, bir bilim metodolojisini kullanr, bir bilim adamnn doaya bak, yorumlama ve deerlendirme aralarn kullanr. Bir fiziki gibi bir kimyac gibi tp, teknik bir disiplindir. Bilimsel verileri hastaln iyilii iin, tedavi iin uygular, kullanmaya al r, bizim de yaptmz odur temelde. (B) Tp konu yntem ve konusunda baz skntlar var nk gelien teknolojilere baktmzda Tbbn baz konularda gerisinde kaldn gryorsunuz. Fakat Tpla uraanlar da geni bir megalomanlk var yani bu da herhalde insann yaamyla ok mdahil olduu iin insan belli bir dnemden sonra ya ben neyim diye bir soruyu? Ya ben neyim diye sorduu sorunun cevabnda ben her eye kadirim. Ben karizmatik bir kiiyim, ben onun gznde bir Tanrym dncesiyle yaklama neden olabilir. Tbbn konusu yetersiz, neye yetersiz, tbbn yntemi de yetersiz. Konu her zaman artyor nk unu biliyoruz ki bilinmeyenler bilinenlerden ok ama ok daha fazla. nk biz sadece bilinenleri konuuyoruz. Bilinmeyenleri konumuyoruz, bilinmeyenleri konumadmzdan o bilinmeyen olarak kalyor. Yntem olarak skntl, sadece ila tedavisi, cerrahi yntemler, psikolojik yntemler, tan ve deneyde de birtakm skntlar var. imdi bizler maalesef tek unu dnyoruz, klinik tedavi protokollerini hastalarmza uygulayalm ama bata syledik. Hastalk yok hasta var dedik, her hastaya farkl bir yntem bulmamz gerekir dedik ama maalesef bunu yapmyoruz. Onun iin kolayna kayoruz, bu hastann hastal u hastala benziyor diyoruz ya da bu hastaln semptomlar diyerek onu tedavi ediyoruz. Ama burada ok faktr var; ilk bata hasta ile olan ilikiniz, ona psikolojik desteiniz, onun medikal tedavi srasnda karlaaca komplikasyonlar ve btn bunlar srasnda sizin hakikaten onunla kurduunuz iletiim (C) Konusunda bir deiiklik olacan sanmyorum. Ancak yntemler her gn deimekte ve gelimektedir (D)

207

Tbbn konusu insan ve hastalk demektir. Yntemleri ise saylamayacak kadar ok derin bir okyanustur (E) Tp bir derya-deniz.. Bir insana her eyi retemezsiniz, her eyi ykleyemezsiniz. Birinci basamak, pratisyen hekim mi yetitireceksiniz, asistan m yetitireceksiniz eitim sistemini ona gre ekillendirmelisiniz. Her doktor uzman olmak istiyor, her doktorun uzmanlk istememesi lazm. Uzmanlk zor bir eydir, rnein; cerrah olmak iin uzun bir eitim ve yorucu nbetler arttr. Uzmanlk eitimi sresince hastanede ilk yl 24 saat, ikinci yl 18 saat ve nc yl 15 saat nbet tutarsnz.. Bunca skntsna ramen ou insan, maddi zorluklardan dolay uzman olmak istiyor. Pratisyen hekimlerin maddi ve manevi adan tatmin edilmesi arttr (F) 4. Tbbi alt uzmanlk dallarnca, insann belli snrlamalar (organlar, dokular, hormonlar vs) erevesinde ele alnmasn sakncal buluyor musunuz? Neden? Temel olarak mutlak olacak bu. Yani bu kanlmaz, bilimin gerei, elde ettiimiz eyin gerei bu kanlmaz bir sonu olacak. Alt dallarda insanlar spesifikleecek. nk o kadar bilgi var ki, bilgiyi sentez edecek kiiye de ok ihtiya var. Eer onlar olmazsa bir anlam olmuyor. Ben sentezciden yanaym, ben sentezi seviyorum. yle sentezi seviyorum, derinlemesine bir noktaya gidiyorum ama derinlemesine noktaya giden o cevapta da yine o btnsellii korumann nemine inanyorum. bni Sina zamannda olaylar daha btnsel nk fazla bilgi yok. nsanlar o kadar spesifikletiler ki o spesifikleme ierisinde genel btn kaybettiler. Bu genel btn gren bir yaklamn olmas lazm. Evrende toplumun evrimi, uzayn evrimi ve biyolojik evrim byle btnsel olarak baktnzda bunlarn ortak noktalarn grebilirsiniz. Birbirine benzeyen ortak noktalar var ama spesifik olarak baktnzda balantlar gremezsiniz. Bunlar bir elmann iki yars gibi. Pratik faydalanm asndan hastaya, analitik yaklam, organlar dzeyinde yaklam mutlak gerekiyor. Eer btnsel bir yaklam da olmazsa buna temel olarak hastaya ok byk zararlar verebilirsiniz. Beynimizin bir taraf analitik dnrken bir tarafnn btnsel dnmesi lazm. Tek spesifik olarak bakacak olursanz, tek bir ekilde bakacak olursanz bir sr hastay karrsnz. Birbirine tercih edemiyoruz bunu.

Uygulamada baktmzda organlar, dokular ve hormonlar dzeyinde gidiyorlar ve bu btnsel yaklam ihmal edildii iin bu doktorun iine geliyor, kolayna geliyor. Tek dokuyla ilgileniyorum, u dokuya bakyorum, ben bununla ilgilenemem diyor, br organcya gidiyor o bakyor o da bu benlik bir ey deil diyor. Sonra dosya bu kadar kabaryor. Ve aile doktor doktor doktor dolamak zorunda kalyor. Ne zaman ki bir doktor kafasn yoruyor bu ne biim itir diye? Ne zaman ki btnsel bir yaklam yapyorsunuz o zaman zyorsunuz (A)

208

Zaruri karlyoruz. Bu ayrm suni bir ayrm deil tabi ki. Uzmanlama olduka doa da iblm olur. Bu kanlmaz bir ey. nsann proses etme yetenei, ilemleme kapasitesi ok farkl alanlarda ayn anda ok st dzeyde bilgiyi devirebilmek, uygulayabilmek, verimli olabilmek ynnde deil. Bizim eski hocalarmzn egemenlik alan farklyd bizim daha azald, bizden sonrakilerin daha da azalacak bu zaruri bir ey ve btn bilimlerde byle bir izgi var bence. Bu insann para para deerlendirilmesi anlamna gelmez getalt btnln korunarak alglanmas gerekir (B) ok sakncalar var. imdi yle bir noktaya geliniyor; bir konuda ok bilinebilmesi iin srf o konuyla uralabilir hale gelinebiliyor. Ben pediatristim ayn zamanda kalple ilgileniyorum ben pediatri kardiyolog oluyorum. Ben pediatri kardiyolog olmakla da yetinmiyorum ayn zamanda elektro-fizyolog oluyorum. Sonuta ben ucunun ucunun ucuna bakyorum. Ben o ii ok iyi yapyorum ama ben btn bilmiyorum. Ben btn bilmeyince de btn yorumlayamyorum. Ben sadece bir ebg eken doktor gibi ya da bir eeg eken bir doktorun okumas gibi veya sadece bir noktaya bakan bir kii gibi oluyorum ve meslekte sentez yeteneimi yitiriyorum. Bir eyi ok iyi biliyorum ama btn unutuyorum. Onun iin, hi kimsenin bir konuda ok uzman olurken geneli unutmamasn salayacak bir dzen kurmak lazm. Onun iin de spesifiklemeye varm ama spesifikleme ierisinde btnn yok olmasna yokum (C) Kesinlikle bulmuyorum, tp ve keza di hekimlii gittike partisyonlara ayrlmaktadr ve ayrlacaktr. Mevcut dallar ayrntlara giremedii iin yeni uzmanlk dallarnn ortaya kmas zorunlu hale gelmektedir. nsan hakknda bilinenler arttka bunlarn hepsini tek bir insann bilebilmesi zorlamaktadr. Bu nedenle doktorlarn daha spesifik dallarda uzmanlamas normaldir (D) Sakncal bir durum deildir. Sakncadan ziyade daha doru bir yntem. Bu ayrmalar her konuya spesifik almalar yaplmas, i ykn azaltt gibi zaman problemini de ortadan kaldrmaktadr. nemli olan farkl bilgileri bir araya toplayp sentez yaplmasdr (E) Hayr. Olmas gereken bir eydir. nk Tpta uzmanlamadka bir ey yapamazsnz. Aslnda Tbbn en zor ksm Primer basamak iindedir. Pratisyenlik en zor olaydr. Uzman olduunuzda logaritmalar bellidir, yapacanz iler bellidir, hekimliin en zor ksm pratisyenliktir. nk her trden sorunla muhatap olmak zorundadr. Primer hekimliin Trkiyede oturmas gerekmektedir, bu alann sorunlar zlmedike salk sektrnde dzelme olmaz. (F)

209

5. Tbbi bilgi ve uygulamalar noktasnda tartmal bulduunuz durumlar var m? Neler? Kendi hasta grubumuzdan baktmzda, baz hastalar var mesela tedavisi yok. Yani tansn bilmiyoruz, tedavisini bilmiyoruz sadece biyolojik olarak bir bitki gibi onu yaatmaya alyoruz. Bu yaatma eklinin o ocua ne kadar faydas var? O ocua trilyonlarca lirann harcanmas dier taraftan ok basit nedenlerle iyiletirilebilecek nedenler var ve onu da dnmek benim grevim deil diyorum bunu Salk Bakanl dnsn diyorum. Benim grevim, karma bir canl gelmi o canlya en iyi ekilde yaklamak ve o canly yaatmak.A Giderek yle bir eilim gryorum. Bu doru olmayabilir bir takim New Age felsefelere eilim salayarak, bir takm Dou kkenli felsefelere, akmlara, okullara eilim gstererek, biyolojik modele bunu alternatif gstererek bir takm psikiyatrik hastalklar byle deerlendirme eilimi, yeni bir ey deil, byle bir eilim vardr, Batda da vardr. Bunun dnda teknik istisna, ok spesifik uygulamalarda olabilir yani mesela Scientology tarikatna mensup kiiler de olabilir. nsan biyolojik bir varlk olarak deerlendirmeyi aslnda ok de hmanize yani insan insan olarak alglamayan bir bak as olduunu savunurlar oysa ki insan insan olarak alglamak insann biyolojik bir varlk olduunu ayn zamanda reddetmemizi gerektirmez yani insan insan olarak deer vermek ona bir takm ilalar vermek insan bir robot haline, insan kimyasal olarak ok, aslnda bu eilimin bir ad da var buna psiko-farmakolojik Kalvenizm diyorlar bu kalvenizmi ey yapanlar insan ister ki kimyam bozulmasn, bedenimin btnl kimyas zedelenecek diye bir bak var, dardan alnacak her ey bedenimin prln bozar ve kirletir diye bir dnce var tabi ki bunlarn dei ik ifade biimleri var, felsefi klflarda da karmza kar bazen gndelik yaamda hastalar pat diye syleyiverir ben ila kullanmay hi sevmem doktorum diye, hastalarn gelitirdii kendi spontane felsefelerinde de vardr bu. Ama bence bu tr eilimlerde olacak yani insana bak, belki asl sorun u, psikiyatrik hastalklar bir model olarak nasl gelitiine olutuuna dair halen ortalama bir insann yeterli algs yoktur bence. Bir psikiyatrik hastalk nasl oluuyor, psikiyatrik hastalklarn mekanizmalar neler dediimiz zaman bu ayrm yapmakta zorlanyorlar. ----Genelde psikolojik hastalklarn ortaya k belli mekanizmalar takip ederek mi oluyor yani her hastada genellenebilir bir grnts var m? ----O kadar bahsetmek zor olur ama model olarak zaten benim kastettiim insann bir bedensel alan var bir de ruhsal alan var, ruhsal alan ve bedensel alann etkiletii bir de alan var (B) Tartma olmadan gelime olmaz her konu tartlr. Klasik olarak bilgiye dnm olan her ey genel bir fikir birliine varlan kavramlardr. Ama yle eyler var ki, siz byle uygularsnz ben byle uygularm, kim doru kim yanltr bilinmez. Her zaman iin una gelebiliyor, Tp her zaman yeniliklere ak olmal. Ama olgular da deney arac olarak kullanmamal. Burada da ak olarak sylemek lazm, bu tedavi onaylanmam bir tedavidir, ben bu tedaviyi uygularm ama bu tedavinin ardnda klasik bir bilgi notu yoktur. Siz bu tedaviyi uygulamak iin bana onam veriyorsanz sizin onamanz dhilinde ben de uygun grdm takdirde bunu uygularm diyerek hastanza ak olarak sylemek lazm. Ki iler tedavi seeneklerini eitli protokoller ve renmeler

210

nda yaparlar. Her ekoln bir tedavi yntemi vardr, siz- ben ayn ekole aitsek tedavi yntemlerimiz farkl olmaz, ayn ekilde olur ama baka bir ekol baka bir ekilde bir tedavi uygulayabilir. Onun da kendilerine gre hakl gerekeleri vardr ama buradaki en nemli olgu, hastalarn fikir ayrlklarna, hastalarn bu olaslklardan, hastalklarn tedavinin kabul edilebilir ve edilemezlikleri konusunda ok az bilgi sahibi olduklardr. Hastalklar konusunda hastalarn bilgi sahibi olmalarn istiyorsam da tedavi seenekleri konusunda hastalarn evet bu bizim yllarca uyguladmz tedavi, bu tedaviyi ben uyguluyorum benden baka uygulayan yok, bu tedavi kabul grm klasik bir tedavi ya da deil diyerek hastalar bilgilendirmenin ok yerinde olacan dnyorum. Ayn zamanda hastalar hibir zaman iin denek deildir. Eer bir eyi hasta zerinde deneyerek herhangi bir vaka saysn doldurmak veya bir bilimsel aratrma yapmak temayl ierisinde ise insan, bu byk bir hakszlk, byk bir hatadr. Tekrarlyorum; Tp insanlar iin, tbb insaniletirmek lazm, insani deerin tesinde hibir ey isterseniz sizi bir dle kadar gtrse uygun bir ey deildir. Onam alnmad takdirde, izin alnmad takdirde, gerein sylenmedii takdirde (C) Kesinlikle bulmuyorum, tp ve keza di hekimlii gittike partisyonlara ayrlmaktadr ve ayrlacaktr. Mevcut dallar ayrntlara giremedii iin yeni uzmanlk dallarnn ortaya kmas zorunlu hale gelmektedir. nsan hakknda bilinenler arttka bunlarn hepsini tek bir insann bilebilmesi zorlamaktadr. Bu nedenle doktorlarn daha spesifik dallarda uzmanlamas normaldir (D) O kadar tartlmas ve deerlendirilmesi gereken konu var ki bunlar uzun yllar boyunca tartmak gerekebilir. Zaten bu belirsizliklerden dolay her aratrmann deiik uygulama yntemleri var. Hala aratrlmakta olan bilgiler yn. Bugn doru bildiklerimizin yarn yanl olduunun, yanl olanlarn da doru olabilecei gere i var her zaman (E) Hastay mteri olarak alglamaktr. Medikal sektr, ok byk paralarn dnd, ok byk irketlerin elinde tuttuu bir pazardr. Medikal sektrn ileyi ini byk ila irketlerinin kar hesaplarndan bamsz dnemeyiz, bu ynyle tbbi ileyi o gler tarafndan kontrol edilir. Milyarlarca dolarn dnd bir sektrden bahsediyoruz, ila irketi olmadan yapamazsnz. Bir hekimin bir hastay tedavi edebilmesi iin ncelikle kendi sorunlarndan arnk olmas gerekir. Fiziksel, ruhsal durumunun, aile yaantsn iyi olmas, maddi sorunlarn am olmas gerekir. Bu meslek zellikle daha ok para zerinden dnyor. Bu yzden hekimin parasal beklentilerinin karlanm olmas gerekiyor. in etik olmayan boyutuna eilim gsteren hekimler mevcuttur. Trkiyede tccar hekim says ok fazla. Mesela bir kadn doum uzman gerekli komplikasyonlar yapmadan sezaryenle doumu tercih ediyorsa bundan phe etmelisiniz Ayda trilyon kazanan kadn doum profesrleri mevcut. Ve bu hocalar zellikle asistan yetitirmiyor ki pasta blnmesin. Bu sadece buraya zel bir sorun da deil dnyann her yerinde bu byle sorunlarla karlamak mmkn.

211

Ayn zamanda birok blmde aratrma grevlisi olmak iin ya hocann metresi olacaksnzdr ya da kars olacaksnzdr yani bunlar Trkiyenin genel sorunlar.(F) 6. Tbbn, dier bilim dallaryla etkileimini nasl karlyorsunuz? Hangi bilim dallaryla, nasl bir diyalog ierisinde bulunmaldr? u anda var olmann nedeni bu. Tp mutlak ve mutlak ekilde, biz fizikte bunu yapmaya alyoruz. Fizik, kimya, genetik gibi alanlarla etkileime ak olmak zorundayz. Hi aklnza gelmeyecek bilim dallaryla bile iletiim kanallarn ak tutmas lazm ve mmkn olduu kadar da bunu en organize bir ekilde yapmas lazm. Bu kadar nemli olduunu dnyorum ve Amerikann, Avrupann bizden stn olmasnn en byk nedeni de bu diyorum, multi-disipliner yaklam. Yani multidisipliner yaklam biz yapmadmz srece var olamayz. (A) Tbbn bu yeni balam bir ey deil Tbbn yzyllardr btn bilim dallaryla bir etkileimi vardr sonuta Tp kapal bir alan deildir. nk tp pragmatiktir eninde sonunda bir derdi zmeyi hedef alr ve bu derdi zmek iin de hedef ald btn yollar da denemitir. Gemie baktmzda bunun u rneklerini de grmemiz mmkndr. Btn bilim dallaryla fizikle kimyayla mhendislikle teknolojiyle bir takm tan koyma srelerinde bir takm daha karmak tan yntemlerinin gelitirilmesinde hatta uzay bilimlerinin Nasann hedefleri dorultusunda gelitirilmi bir takm teknik vastalarn bir sre sonra Tbbn rutin uygulamalar arasna girmesi gibi. Ultrasonun ilk defa farkl amalarla kullanma girmesi gibi. Yani eninde sonunda Tp pragmatik bir alandr Tbbn iine yarayan yntemleri Tp erbab transfer etmeyi istemitir. Bu zellikle gnmzde temel bilim alanlarndan kime yakn derseniz byle bir sralama yapmam mmkn deildir. Sosyal bilimler psikiyatristler iin daha nemlidir ama sosyal bilimlerle bir dhiliyeci arasnda nasl diyalog var? Herhalde var ama hastalk biimleri, hastal ifade yntemleri bir dhiliyeci iin de bir sosyolog ve bir dhiliyecinin bulumas da onlar iin de verimli bir ibirlii olabilir. Tabi ki psikiyatristler iin daha verimli bir ibirli i olabilir yani hastala ilikin tutumlar, hastaya ilikin tutumlar, hastaln ifade yollar bu kltrel olarak pek ok parametreyle ilikilidir (B) Tp kendi iinde ok hapsolmu bir bilim dal olarak gryorum. Kendi ierisinde eitliliini gryoruz ama inter-disipliner almalarn ok yetersiz buluyorum. Salk bilimleri, sosyal bilimler veya eitli kavramlar bilim dallaryla konumalar srasnda ne kadar bunun yetersizliini ortaya koyuyoruz. Sanki farkl bir dnya yatyor her eyin iinde. Ama bunun iin yaplabilecek en nemli ey, bilimin, Tp biliminin dier bilim dallaryla ilikisini ykseltmek ve ayn dili konumaya zen gstermek. nk her bilimin dier bilime kataca ok ey var ve her zaman iin etkileimin sinerji oluturacan, bir art birin iki etmeyip ikiden ok daha byk bir deer edeceini dndm iin, tbbn u andaki mevcut yaklamnn yetersiz olduunu, multidisipliner yaklamn kendi ierisinde zmeye alp inter-disipliner almalara da

212

ok kapal olduunu maalesef dnyorum. Onun iin btn tp bilimlerinin her konunun belli konularla yakn iliki ierisine gemesinin boyut kazandracan, perspektif kazandracan ve bundan da hastalarn ok byk fayda greceine inanyorum. Bireyi retebilmek iin bir insanlar topluluu ayn dili konuabiliyorlarsa birlikteliklerinin sadece bir hedef iin olmamal, devaml-sregen bir boyut izlemesi gerektiine inanyorum (C) Gayet olumlu ve normal buluyorum. Zira bugn uzay teknolojisinde kullanlan bir yntem ertesi gn tpta kullanlabilmektedir. Tm bilim dallar etkileim iindedir. Son yllarda mhendislik dallar ile ortak yrtlen biomhendislik almalar enteresan ve tbbn gelecei gibi grnmektedir(Yapay doku, kemik, deri v.b) (D) Etkileim olmas ok doal. Pozitif ilimlerle etkileim olmas gerekli olan bir durum. Btn pozitif bilim dallaryla etkileim ve iletiim olmas, olmazsa olmaz. Bir rnekle aklamak gerekirse, mhendislikte karm olduumuz bir cihaz hastalklara uyarlamak ve tan, tedavi de kullanmak bizlere daha rahat ve doru tan ve tedavi olana salamaktadr (E) Histoloji, embriyoloji, mekanik, tbbi fizik hepsi birbirleriyle etkileim iindedir. Tbb kendi bana kapal bir bilim olarak dnemeyiz. Farkl alanlarda gelimeler tbba katk salar (E) 7. Tbbi uygulamalar ierisinde dinsel, metafizik elerin yeri ne olmaldr? nsanlar rahatlatma asndan, hastaya zarar olmad daha uzun vadede dneceksiniz, hastaya bir zarar olmad srece bence bir sakncas yok. Ben nerden biliyorum, benim annem youn bakmda yatyordu, yirmi be gn ben onunla yattmkalktm. Sonuta bakyorsunuz ki hibir ey yok, kadn hayata balamyorsunuz. Hepsini denemisiniz ve hayata balayamamsnz kadn. Sonuta bizim bu mahalledeki kadnlar, dua ettiler, su falan yaptlar onu iirdim ve buna inanarak yaptm ben. Yani siz o bir noktadan sonra, o kiiye hayata balayabilmek iin bylesine manevi bir ey yapyorsunuz. Bir yarar olmadna inanyorum ben, yarar yok ama psikolojik olarak yararnn olduunu dnyorum. unu grdm ben, brak beni artk lafna inanrsa... Siz imdi urada sapasalam durun yle bir duyguya kapln ki umutsuzluk duygusuna kapln inann bana bir ay ierisinde lrsnz. Pozitif dncenin somatik olarak organ ileyiine de etki ettiine inanyorum ben. Ama bu imdiye kadar elde edilen kazanmlar yok edici bir ey olmamas lazm (A) Yeri olmamaldr. Tabi ki Tp adam dini inanlara saygl olmal, dini inanlarn ifade etmek isteyen kiilere de her zaman buyur etmelidir. Onu istedii gibi ifade etmelidir ama Tbbi eyler srasnda hastalarn bu tr ihtiyalarn da anlamaya al maldr.

213

Yanl anlamayn, bir takim dinsel, bysel cinsel cinlerle bylerle ilgili eyleri varsa bunlar da anlamaya almal, hastalarn bunlarla ilgili kognitif yaplarn da anlamaya almal nk o bir tartma alan deil yani temelde modern tp uygulamalar ierisinde bunlarn bir yeri olmamaldr (B) Tp ierisinde insann kendini ok aciz hissettii noktalar vardr bu acizlik ierisinde de insanlar hakl olarak inanma ihtiyac ierisindedir. Hayatta her zaman iin, motivasyon iin rekabet, motivasyon iin rnek almak kesin art olan unsurlardr. nsan btn midini yitirdiinde snacak nokta arar. Bilimsel olarak bunun cevabn bulamasanz bile yaratcsna dner. Onun iin dinsel-metafizik elerin tp ierisinde belli bir biimde yerinin olmas kanlmazdr. Siz buna hayr deseniz bile hastalarnz bu pozisyonda buna dnerler. Onun iin hastalarla hastalarn bu tr yaklamn yadsyamazsnz ve bu konulara tamamen dirsek eviremezsiniz. Biz bile demiyor muyuz ben tedaviyi veriyorum gerisi Allahtan diye. Tptaki zm aray hibir zaman bitmemeli ama metafizik ve dinsel kavramlar da arkamza almalyz. Sonuta hibir zaman iin kendi pozisyonumuzu tedavi eden durumumuzdakini bakasna plase etmemeliyiz. Ama bakasnn desteini de grmezlikten gelip, kmsemeden veya ondan gelebilecek pozitif yaklamn da tedavimize olumlu katksn salamalyz. Ret deil ama plase de deil (C) Yok zira tm literatre gemi uygulamalar belli bir sre deneme aamas sonras insanda uygulama imkn bulabilmektedir (D) Din faktr ok nemli. Tabi ki bu sebepten dolay bizim uygulamalarmz deitirmekte. Ama ne kadar etkili olduunu ve ne kadar etkili olmas gerekti i tartma konusundur. rnein, tenazi konusunda ki tartmal durum gibi (E) Tanr ile dnyevi iler birbirine kartrlmamaldr bunlar birbirinden ok farkldr. zellikle Avrupa Hastanelerinde bu durum gz ard edilmemektedir nk metafizi i insandan ayramazsnz. O da insann parasdr. Onkoloji blmlerinde psikolog, doktor, hemire, hasta bakc yannda daima destek amal bir de peder bulunur. Ama bunun, uygulama eitimi ierisinde, kesinlikle yeri yoktur. nk bilim septik dnce gerektirir phenin olmas gerekir, dinin olduu yerde phe olmaz, phenin olduu yerde din olmaz. (E) 8. Mevcut uygulamalar esas alndnda, tan ve tedavi sreci nasl ilemektedir? Giderek ktleiyor. Giderek ktlemesinin nedeni u, biz bununla ilgili olarak mthi bir yk meydana gelmi durumda ama Trkiyenin salk sistemi bunu kaldrmyor ve bunu kaldracak bir dzenleme de yaplmyor. Tam tersine daha kt bir sistem yaplmaya allyor daha ok rant getirici, hastaya deil de hastay bir meta grp, salk sisteminde mthi bir para var ve ben bu paray nasl elde ederim eklinde bir kayg var, bu da ok yanl. Bu olduu iin de i lemiyor. Bizim gibi byle bu konuda

214

duyarl olanlar da ortadan kalknca yeni gelen jenerasyon zaten duyarsz bir ekilde yetitiriliyor yani migrosvari bir salk sistemi vermeye alyorlar (A) Daha nceki cevaplarmda verdiimi zannediyorum (B) Mevcut uygulamalara baktmzda ok farkl uygulamalar gryorsunuz. nsanlar maalesef standart bir salk hizmeti alamyorlar yani bir kere tanlarn bilmiyorlar. Bir insan tan alyor, tansn bilmiyor. ki- yl dolayor duruyor hastaln nedir dediinde cevap veremiyor size. Demek ki insanlara tanlar sylenmiyor. Tedavi sreleri hakknda kafalar ok kark sadece iyi olup olmadklarn biliyorlar. Ama hangi tedavi uyguladklarn, tedavi olaslklarn sylemiyorlar. Her zaman iin bir doktor ve hasta arasnda minimum bir sre olmas lazm ve bu sre ierisinde doktorun hastasn aydnlatma sresinin de mutlaka dahil edilmesi lazm. nemli olan, kiinin hastaln sizin bilmenizden te kiinin kendi hastalnda o ii bilen tarafndan bilgilendirilmesi gerekiyor. Size eer kapdan ktktan sonra bu adam ne dedi, hastalm nedir, tedavim nasl gidiyor, benim tanm nedir diye bir soruya cevap veremiyorsa ierdeki muayene, tan ve tedavi yntemleri eksik kalmtr. Ama etrafmza baktmzda mevcut dzende byle milyonlarca insan gryorsunuz, yllarca hastane kaplarnda koup duran, tedavi olmaya alan ama hastaln ne evresini bilen, ne adn bilen, ne yntemini bilen bir sr insan var (C) Bizim tp sistemimiz iinde hastann doktora ulaabilme ve doktorun hastay deerlendirme sreci olduka yava ilemektedir (D) Bu sre bir ikilemdir. yle ki; tany koyarsnz o, o anda ne yaplmak isteniyorsa yaplr. Ama tedavinin geri kalan srecini hastaya braktnzda tedavinin baarsz olmas yksek bir ihtimaldir. nk hastaya sylediiniz durum onu tatmin etmez. Onun yannda hekim arkadalarn da yanl tan ihtimali vardr. Tan yanl ise zaten tedavi ans olmaz (E) Tan ve tedavi yzde doksan yalandr. nk ileyi genelde hastay tatmin etmeyi amalamaktadr. Sistem hasta zerinden iledii iin, hasta memnuniyeti antibiyotik yazmay gerektirmektedir. Hasta antibiyotik kullanmadan iyilemeyeceine inand iin antibiyotik vermek zorunda kalyorsunuz. Hasta, mteri memnuniyeti esasl bir ileyi olduu iin iler gidiyor, iler gidiyor da kerhen gidiyor (E) 9. Tbbi uygulamalarda sosyal kltrel faktrlerin etkili olduunu dnyor musunuz? Yzde yz. Sonuta hastaya bir reete veriyorsun hastann sosyo-kltrel durumuna gre bilerek ya da bilmeyerek birinci maddeyi ya tam yapyor ya eksik yapyor ikinci

215

maddeye hi inanmyor hi yapmyor, nc maddeyi komusundan duyuyor es geiyor, bu etkiliyor. ---Hekimin tavr da kendi sosyo-kltrel zelliklerinden etkilenir mi? ---Olabilir. Asistanken, st bankalar vard, stanneleri stlerini sayor ve bankalara veriyorlard, biz onlar anne st ok yararl bir ey olduu iin anne st alamayan ocuklara veriyorduk. Mesela, iki farkl ocua ayn annenin stn verdiimizde st karde olacak diyordu muhafazakr bir hekim arkadam. Ve bunlar byyence evlenir endiesiyle kendi konsltasyon dneminde verdirmemiti (A) Dnyorum tabi ki. Hastaln her aamasnda etkili olduunu dnyorum hasta olma sreci, hastaln ifade biimi, iyilemeye ilikin tutumlar, hekimden beklentiler, hekim-hasta ilikilerinin kalitesi yani Batda ki ve Doudaki hasta hekim ilikilerinin kalitesi farkldr. Doudaki hekimler daha hastalar iin dorular bilen, daha patarnelist kutba yakn, Batda ise daha fazla klar syleyen, seeneklerin gcn ve zayf taraflarn syleyen ve kararlar hastalarn vermesini bekleyen bir Tp uygulamasdr. ounlukla Trkiyenin Dousu ve Bats arasndaki fark kltrler arasnda da var Batya gittike daha hastann otonomisine daha deer veren, deer vermek zorunda kalan, tedavi seenekleri konusunda onun kararlarn esas alan bir uygulama var. Bu rnekleri oaltabiliriz belirti seiminde de var yani konversiyon bozukluklar Douya gidildike daha fazla, salkl insanlarn kullandklar savunma mekanizmalar dzeyinde de kltrler arasnda ak farklar bulunmaktadr. Bu konuda belki Dhiliyecinin de syleyecei bir eyler vardr ama Psikiyatrisin syleyebilecei eyler daha fazla tabi (B) Yurtdnda una dikkat etmiimdir her zaman. Hekimler yetitirilirken sosyo-kltrel bakmdan da belli bir noktaya getirilirler. nk karnzdaki grup okumu olabilir, okumam olabilir, zengin olabilir-fakir olabilir, cahil olabilir-kltrl olabilir, ayn dili konuamayabilirsiniz ama ne olursa olsun sonuta sizin sosyo-kltrel yapnz salk hizmetleri verirken o kiinin mutlaka durumuna gre hitap eder ekilde olmas lazm. Ama hitap etmek demek o kiiyle ayn dili konumak demek deil. Adam eer ok laubali konuuyorsa byle konumak deil, ok saygsz davranyorsa ona yle cevap vermek deil ona almas gerektii ekilde davranmak diye dnyorum. Sosyo-kltrel faktrler gzetilmezse, vereceiniz hizmetin kalitesini direkt olarak etkilenir. Siz salkl olanyla, zrlsyle karlarsnz, zenginiyle fakiriyle karlarsnz, akll olanyla veya mental olarak geri olanyla karlarsnz. Sonuta her birinin, kendi konumuna gre yaklamanz lazmdr. Empati yaparak kendinizi onun yerine koyarak nasl bir yaklamdan rahatlayabileceini hissederek yle bir ortam yaratmanz gerekir (C) Elbette ki rol vardr. Amerikada doktorluk yaparken Kzlderililerin kltrel yaamlarndan, Hindistanda yaparken ise onlarn adetlerinden haberdar olunmal ve tedavi buna gre ynlendirilmelidir (D)

216

En nemli faktrlerden biri, sosyo-ekonomik faktrler her zaman gzetilmelidir (E) Tabi ki. Cahil insana laf anlatmak ok zordur. Ama yle syleyeyim cahil insana laf anlatmak bir nebze kolay, bilene de anlatmak kolay ama yar cahile laf anlatmak ok zor. lkokul mezunu cahil bir insan, sizin doktor olduunuzu biliyor ve bu adam bunca sene okuduuna gre bir eyler biliyordur deyip, ii size havale ediyor. Sen nasl biliyorsan yle yap, ben karmyorum diyor. Ama yar cahiller var ki onlar ok feci. Mesela interneti ayorlar orada salk ve hastala ilikin herhangi bir ey gryor, onu kendi hastalyla ilikilendiriyor. Eer internetten tedavi yaplacak olsayd bize ne gerek vard (F)

10. Hasta ya da hekimin dnya grnn, tedavi uygulamalarndaki etkisi konusunda ne dnyorsunuz? Hipokratn hibir ekilde olmamas gerektiini emrettii bir ey. Ama u ekilde kayglym, bunun rneklerini gryorsunuz ben erkek hastaya bakmam ben kadn hastaya bakmam gibi. Bunun kesinlikle olmamas lazm. Ve olann da en ufak bir phe varsa ve byle badatryorsa hemen hekimlikten atlmas lazmdr. nk hayat yle bir ey ki, geliyorsun geliyorsun bir hayat izgisi noktasna geliyorsun ve gelinen o nokta da adam gibi davranmazsan ocuu ldryorsun. Yani ocuk ldrmeye, insan ldrmeye hakkn yok. Bunu yapmyorsan o zaman hekim olma git baka meslek yap. ocuklar yle bir izgi de yryor ki benim orda doktorun dnya grn tartmam iin zamanm yok, hastann cannn da zaman yok (A) Hasta ve hastaln bir dnya gr geni bir laf, pek ok fazla ey ierir. Tabi ki bir hekim hasta ile ilikilerinde hastann bu alanlarna saygl olmaldr. Tabi ki hasta da hibirimizde tamamen kapal deiliz. u odaya giren bir hasta da benim dnya grm, benim tutumlarm benim olaylara bakm hakknda da az buuk bir eyler ey yapar. Ama ok kapal da deiliz, ok transparan da deiliz yani kimse de hangi partiye oy verdiini bilmiyor, bir takm hassas konularda benim olaylara nasl baktm bilmiyor, gncel politika vs konularda bilmiyor. Tabi ki bu anlamda hekim anonim olmaldr. Hekim eninde sonunda ak, her eyi hastayla konuan, hastayla ona her alanda transparan olmasna gerek yok. Yani hekimlikte psikiyatri kliniinde hi yle bir ey yok. Bunun bir hata olduunu da dnyoruz yani bu kadar hekimlerin beenileri, tercihleri bu kadar ak olmamaldr. ---Ak olmasa bile kendi uygulamalarnda bunun bir etkisi var mdr? ---Var ama ite o ihtimalin ok gl olmamas lazm. Tabi ki yle syleyelim. Faradizasyon uygulamas diye bir uygulama var. Faradizasyon aslnda hastaya elektrik vermektir. Hastaya elektrik vererek bir organda hafif uyumalar yaratmak demek.

217

Konversiyon bozukluu, histerik hastalk gibi birtakm hastalklarda bunu kullanan hekimler de vardr. Baz hekimlerin hekimlik uygulamalarna terstir. Hastayla byle bir iliki kurmak istemezler yani aslnda bu gzel bir rnek. Hastaya byle sihirli bir tedavi uygulayp, o blge de bir sknt yaratp bak iyileeceksin diyerek tamamen telkine yatkn bir ekilde hipnoz benzeri bir yntemle hastada baz belirtileri dzeltmeyi de istemez. Aslnda onun kalc, devam eden ve gerek bir ihtiyac olmadn da bilir. Bazlar da o frsat iyi deerlendirip, bak sana imdi bir tedavi uygulayacam ve birazdan dzeleceksin derse, bunlar tabi biraz da dnya grleriyle ilgili eyler (B) Hasta ya da hekimin dnya grnn tedavi uygulamalarnda ok etkili olduunu gryorum ama byle olmamas gerektiine inanyorum. nk siz baka bir grte olabilirsiniz ben baka bir grte olabilirim burada Hipokrat yeminine baktnzda insanlarn hepsini bir greceksiniz size yakn olan ya da size uzak olan insan yok. Sizin dncenizde ya da sizin zt dncenizde insan yok, sizin iin karnzda bir insan var ve insann sal var. Etik kurallar erevesinde onun dncesini en aza indirerek veya bundan hi etkilenmeyerek zm bulabilmek iin herkese eit mesafede yaklamanz gerekmektedir. Karnzda aciz olan bir insan grubuna kar sizin bulunduunuz hizmet dolaysyla yaklamnz belli kurallar erevesinde oluturabilmek. Yani Orhan olarak tedaviye gitmiyorum ben bir doktor olarak tedaviye gidiyorum. Tabi toplumda belli kurallar olsa belli yeminler olsa ve bu kurallar hi inenmese ve bunlara uyulsa o zaman ne anayasaya ihtiya olur ne yasaya ihtiya olur, herkes kuralnda intizaml bir ekilde yaamn srdrr. nsanlarn znde bu kurallar ineyerek yapt iin sknt kyor ya da bir defadan bir ey olmaz yaklamndan ortaya kyor. Kurallara ne kadar salkl, ne kadar ilkeli davranrsak hizmetin kalitesi o kadar ykselecektir (C) Yeni tedavi yntemlerini benimsemeyen hasta ve doktor, tedavi srecinde baarsz olacaktr. Zira eski ve khne tedavi yollar ile tedaviye devam edilecek ve baarsz olunacaktr. Dolays ile khne ve eski bir dnya gr baarszl getirecektir (D) Hipokrat yemini etmi bir insann bunlara taklmamas gerekli. Ama maalesef yaammzda byle eyler olmakta. Bazen hastann dnya grleri tedaviyi deitirmektedir. zellikle kadn hastalklar ve doum servisinde ok sk yaanlan durumlar olmakta (E) nsanlarn dnya grnn ne olduu nemli deildir. Ne zaman ki insanlarn dnya grleri tedavi srecini etkiliyorsa bu durumda dikkat etmek gerekir. rnein bartl bir hemirenin hastay tedavi uygulamalar srasnda, stetoskobu bartsnn zerinden takp hastay o ekilde iitmeye almas problem bir durumdur (F)

218

11. Hastann hekim dnyorsunuz?

tercihinde,

hangi

faktrlerin

etkili

olduunu

Rahat diyalog kuran birini tercih ederim. Mesela rolojiye gitmek istediimde utanp sklmayacam rahat olabileceim birini isterim. evremde baktmda annemin, babamn teyzemin tercihlerinde gler yzl, babacan davranan kimseleri tercih ettiini gryorum. Bu hasta ile diyalog kurmak, doktor hastay ne kadar rahatlatyorsa onu tercih ediyorsunuz yani. Ayrca, arkadana soruyorsun byle bir problem var, kim vardr?(A) ok faktrler. Ama hastalar buraya gelirken daha ok sorarak geliyorlar, imdi internet anda interneti ok sk kullanyorlar. Hatta byle aratrp gelenler var. Medya imdi ok popler oldu. Medya da bir hekimi grd zaman onun iyi bir hekim olabileceini dnyor yle bir eilim de var ne yazk ki! ok doru, isabetli deil. Bazen yaynlardan filan da buluyor, dergilerden takip ederek geliyorlar ama ounlukla tavsiye zerine geliyorlar. sme gitmeyen bir kesim de var, kurumu referans alarak gelen bir kesim de var.B yi olmas, sevmesi ve ibirlii ierisinde olmas yatyor (C) Kolay ulalabilirlik, maddiyat, doktorun tecrbesi, karizmas, ya, iletiim becerisi, kolay anlalabilirlii, baarl beden dili (D) Etkili olmaktadr. Cinsiyet, hekimin kalitesi, davranlar ve tutumu tan ve tedavideki baarsnda ok etkili olmaktadr (E) Hastann hekim tercihinde zel bir kriter yoktur. ou zaman hasta kendisine ynelik kandrma oyunlarndan etkileniyor. Bir yerden sonra hastay kandrma oyunu oynuyorsunuz. Baka trl sizin piyasa da tutunabilmeniz mmkn olmuyor (F) 12. Tp meslei zerinden bir insan tanm yapmak isteseniz, insan nasl tanmlarsnz? nsanolu bir transkripsiyon plnden baka bir ey deildir. nsan bir varlk olarak yceltmek bana ters geliyor, bu biraz insann bencillii. O zaman doay yceltmiyor insan gryoruz, bitkiyi yceltmiyor gryoruz. nsan ok yceltmeden, insanndoann dier canllarla eit haklara sahip bir bileeni var. nk ycelttii zaman benmerkezci hale geliyor ve ortalk karyor (A) Psikiyatrist olarak yle yaparm; insann btncl bir tanm olmas lazm, insann biyolojik bir varlk olarak da alglamak, biyolojik varln dier yz yani bir sayfann dier yz gibi onun psikolojik bir varlk olduunu da kabul etmek lazm. nsan

219

tanmlamak demek kendi altmz materyali tanmlamak demek, o insann o aradaki buluma o iki sayfann arasndaki o izgi ya da o sayfann o ta kendisinin o her iki tedavi trne de psikiyatrik tedavilere de ya da psikoterapik tedavilere, ila tedavilerine de ayn lde yant verebilen ya da ayn lde seslenebilen ya da ayn lde olmasa bile bir varlk olduunu grmek lazm. nsan her meslein erbab farkl tanmlar, bir feylesof farkl tanmlar, bir din adam tanmlar. nsan eninde sonunda bir sr atflar ierir ama insan biyolojik bir varlktr bir de ruhsal bir yaps vardr, bir kltr ierisinde yaar iinde bulunduu bir toplum vardr o topluma uyum salamaya al r ve bu biyolojik varlk-psikolojik varlk ayn sayfann iki yzdr (B) Tanrnn yaratt en mkemmel canl ve ona hizmet etmek en kutsal olay (C) Tabiattaki en stn varlk olduunu zanneden ancak ou kez hastalarn bile memnun edemeyen yaratk.(D) Duygular, dnme yetenei olan mkemmel bir biyolojik makine. (E) nsan, psiko-sosyal, kltrel bir varlktr. nsann biyolojik taraf, sosyal taraf, kltrel taraf vardr. Bunlar total olarak bir insan tanmlar. nsann herhangi bir tarafn atarsanz, sosyal, kltrel ya da biyolojik taraflarndan herhangi birini attnzda tedavi eksik olur. Bu hasta zerinden yaplacak bir tanmsa, gnmzde olduka deiken zellik gstermektedir. Uzmanlklarn says arttka her uzmanlk dal kendi konu edindii alan zerinden insan tanmlamaktadr. Tp dnda hibir bilim bu kadar ok ayrlmamaktadr (F) 13. Alternatif tp uygulamalarndan ne anlyorsunuz? Modern tp uygulamalar ierisindeki yeri ne olmaldr? Alternatif tp uygulamalar, iekler, iek tozlarndan elde edilmi eyler hastaya zarar vermiyorsa kullanlabilir. Bu en azndan insann iini rahatlatabilir, mesela papatya ay iebilir. Ama bunun ok byk zararlar da var, mesela bizim hocalardan ben zayflayacam diye bir sr ot kullanp karacier yetmezliinden transplantasyon olmak zorunda kald. Bat Tbb akupunkturu yllarca kabul etmedi. Ama ne zaman ki sistemde dzenleyici etkileri grlmeye baland. Objektif sonular alnd o zaman kabul edildi. Biyolojik olarak ispat edildikten sonra, burada en nemli ey zarar, zarar vermedii tespit edildikten sonra kabul edildi. Ama kesinlikle tbbn denetimi altnda yaplmas gerekmektedir. Tp eitimi almayan bir kimsenin alternatif tp uygulamasna msaade edilmemelidir (A) Alternatif tp kavram tanmn ok iyi bilmiyorum yani Alternatif Tp dediimiz her eyi de koyabilirsiniz az eyi de koyabilirsiniz. Alternatif Tp kavram ierisinde koyabileceimiz baz eylerin faydasna inanrm mesela meditasyonu uygulayp

220

meditasyonun baz faydalarn gren kiiler vardr.Ya da niversite dzeyinde bir takm mzik, terapatik yntemler tedaviye ynelik olmasa da tedavinin bir bileeni olarak bunu uygulamak zaman zaman ie yarayabilir. Ama alternatif tedavi kavram o kadar geni ki bazen ierisinde bir takm arlatanlk, ya da hakikaten hastalar kandran, istismar eden, nemli kaynaklar telef eden, onlar yanl ynlendiren uygulamalar da var. Aslnda aslolan udur gerisi botur demekte yanl olur, daha spesifik olmak ve neyin ne kadar faydaldr hangi durumda faydaldr? Meditasyon uygulamalarnn baz psikiyatrik bozukluklarnda yeri vardr ama meditasyonla yle kanseri filan dzeltemezsiniz ya da bir takm bedensel sorunlar dzeltemezsiniz ama fayda neye faydal ? yani bu sorular daha spesifik olarak cevaplamak gerekir (B) Alternatif tp uygulamalarn nemsiyorum. Alternatif tp uygulamalar modern tp uygulamalarna dinamizm katacaktr. Samalktr, palavradr, deli samasdr diye deerlendirmiyorum baktnz her ilata bir bitkiden, her bitkide bunun anonim olarak bir yerlerde denenmesinden ortaya kyor. Sonuta alternatif tbbn tbb umutlandracan dnyorum. Bu cahil insanlarn eline braklacana bu konuda bilinli insanlarn modern tbb daha ok destekleyerek pozitif katk yapacana inanyorum. Eer byle halk tarafndan kabul edilen veya alternatif tp olarak sylenen uygulamalar varsa bunlar yok sayacamza bunlar daha ok aratrarak, daha ok derinletirerek bunlardan doruluk payn ortaya kararak modern tbba uygulayarak faydalanabileceimize inanyorum. Siz bir eyi yok etmek isteyerek yok edemiyorsunuz aksine onu daha deerli klyorsunuz. O zaman karma alacama beraber almann, ibirliinin ve bilimselliin nn tkamam oluyorsunuz.(C) Tamamlayc tp adn da verebileceimiz bu yntemlerden anladmz baharat veya bitkilerin etkilerinden yararlanarak ifa verme anlalmaktadr. Tptan midin kesildi i yerde kullanlmasna kar deilim (D). Alternatif tp sadece yardmc bir e olmal. Fayda gren hastalar olmutur. Tabi alan da snrl. Belli bir yere kadar tlera edilmeli ama snrlar amamal.(E). Tpta bir ilacn piyasaya srlebilmesi iin fazdan gemesi gerekir. lk faz hayvan deneklerinde, ikinci faz kontroll insan deneklerinde nc ise plasebo ve normal insan deneklerinde bir dizi kontroll uygulamay gerektirmektedir. Bu ilalar piyasaya srdrdkten sonra, be ila on yllk srete, piyasa etkilerinin toplamna baklr ve ylece retim ve yaygn tketimlerine karar alnr. Bu trden bir srecin sonunda bu ilalar kullanlabilir. Bir ilacn piyasaya srlebilmesi iin en az on be yl gemesi lazm. Alternatif tbbi uygulamalarda ise uygulama dozlarnda bir standardizasyon yoktur. Ne kadar kullanlaca, kimin iine yaryor olduu, hangi durumlarda kullanlaca konular aydnlanm deildir. Bu yzden temkinli olmak gerekmektedir (F)

221

14. Bir disiplin anlamnda, tbb nasl bir etkinlik (sanatsal, bilimsel) olarak deerlendiriyorsunuz? Neden? Hem sanatsal hem bilimsel bir etkinlik olarak deerlendiriyorum. Bilimsel yle bilimsel, iin temeli bilim, siz bilim yapyorsunuz bilimden rendiinizi hasta zerinde uyguluyorsunuz. Sanatsal yani hastay memnun etmek de bir sanat. Her bir hastann esiz bir ey olarak dnlmesi hasta asndan mthi bir ey olur. Ama uygulama da hayatta yapamazsnz. Uygulama da beyninizde kalplarnz vardr hasta bu kalba uydu gidiyor, kalba uymad sknt var diyorsunuz, biraz daha urayorsunuz ve kalba uydurmaya alyorsunuz.(A) Hem sanat hem de bilimsel yn var. Bilimsel yn tartmann bir anlam yok. Her ynyle bilim iidir. Sanat boyutu ise, bir resim veya heykel yapmak gibidir. Cerrahi branlar buna ak rnektir. Bir plastik cerrahisinin yapt ilemler yeterli sanrm. Teknik bir disiplin olarak demitik. Tp bilimin kurallarn kullanr ama bunu hastasn iyi etmek iin kullanr yani zaman zaman yapt uygulamalarda bir bilim adamna ok yaklar ama bir bilim adam deildir. Bir bilim adam gibi laboratuarlarda alr ama aslnda bilim mi deil mi gibi ayrmlar Tpda anlamn yitirdi. Evet, zaman zaman tam bir bilim gibi zaman zaman da bir hizmet erbab gibi iimizi yapyoruz. Tpda bu bileenleri ierir pek ok alan gibi yani zaman zaman Tp erbabnn da rolleri deiir bazen bir bilim adam gibi (B) Tpta her ey var. Hatta gzel bir sz var; Tpta sadece arada srada doktorlar kar diye. nk iimizden birok dnrler kyor, sanatlar kyor. Bence tp; teknik, bilimsel ve sanatsal bir btnlk arz eder. Bilimi estetikten hari tutamazsnz, estetik anlay bilimin temel esi olan bir olay, bir dinamizm. Sonuta, bilim pozitivizmin bir yansmasdr. Teknik yntem olarak en gzel bir ekilde sistemin anlalabilir klnabilmesi, olaan klnabilmesi iin, gerek klnabilmesi iin bir yntem. Ve btn bunlarda her ey yatyor. Kimi zaman sanatsal, kimi zaman bilimsel e n plana kyor ama hibir zaman iin biri dierinden soyutlanamyor hepsi bir btn ierisinde, ibirlii ierisinde birbirini destekliyor. Ama sonuta her ey insan iin var, insana hizmet iin var, Tanrnn en gzel eseri olan insan iin uralyor, onun iin gayret gsteriliyor. Eer siz o insandaki o sanatsal zevki gremezseniz bilimsellii ne kadar yaratacaksnz veya onu bir bilimsellik kapsamnda dnmezseniz teknik olarak kendinizi ne kadar zorlayacaksnz ki bir zm bulabilesiniz. Hepsi bir btndr, hibiri birbirinin nnde deildir (C) Hem sanatsal hem de bilimsel llerin bir karm olarak gryorum. rnein bir cerrahta sanatsal beceriler n plana karken, bir dhiliye uzmannda bilimsel ltler n plana kmaktadr D

222

Hem sanat hem de bilimsel yn var. Bilimsel yn tartmann bir anlam yok. Her ynyle bilim iidir. Sanat boyutu ise, bir resim veya heykel yapmak gibidir. Cerrahi branlar buna ak rnektir. Bir plastik cerrahisinin yapt ilemler yeterli sanrm.(E) Tp bir meslek deil, bir yaam biimidir. Tbbn ileyi i farkldr. Bu yzden hekimler arasnda hekimliin yan sra farkl ilgi alanlar olan hekimlere rastlamak mmkndr, oyuncu genel cerrah, ressam ortopedist, ynetmen hekimler vs. vardr. Farkl tp okullarnda farkl eilimler n plana kabiliyor, kimisinde teorik alan vurgusu, kimisinde pratik uygulamalar ne kmaktadr. Tp usta-rak ilikisi gerektirir. Her eyi okuyarak renemezsiniz. Ne kadar kitap okursanz okuyun, stten bir bilgi almadnz srece, ustadan kapmadnz srece geliim salayamazsnz. Tbbn belli bal algoritmalar vardr, ba arsna, karn arsna belli yaklamlar vardr ama her doktorun bireysel tedavisi vardr, her doktor ayn deildir, her doktorun her hastaya yaklam da ayn deildir. Hastalk yoktur hasta vardr, hastay tedavi edersin. Eer hasta bireysel zellikleriyle tannmayacaksa hekimin yerine bir bilgisayar konur mekanik olarak durumu deerlendirip sonucu bildirir, bize de gerek kalmazd (F) 15. Ruh-beden, ruhsal/bedensel salk ayrmn nasl karlyorsunuz? Sizce ruhsal bileen tbbn konusu olabilir mi? Neden? Ruh-beden ayrlmaz eyler bence. ok depresyondaysanz, ok ar bir psikolojik travma geiriyorsanz baklk sisteminiz basklanr. Bu ispatlanm bir eydir. ok stresli durumlarda ben de d kulak iltihab olur, bu kantlanmtr nedeni strestir. Aksi durumda var, yllarca bize dediler ki mide lseri strese bal dediler, hayr strese bal deil holikobaktrfloriye bal olduu ortaya kt. Belki bundan be yz yl sonra bakacaksnz ki ruhu, objektif kriterlerle net olarak lecekler. Salkl insan; organik olarak baktnzda organlar gayet ileyen insandr bu bir. kincisi, ruhsal olarak dzgn ilerini yrtyorsa bu salkl bir insandr. Toplumun normal algs her zaman salkllk kriteri olmayabilir. Dahiler normal snrlar da deillerdir ama hasta olarak alglanmazlar (A) Aslnda az nce onu sylemeye altm. Eskiden daha dikotamik bir bak vard ama dikotamik deil. ----Daha dorusu Bu Descartesle birlikte ortaya kan kartezyen anlay var daha dualist bir anlay. Haliyle insann Tbba konu olma biimi daha ziyade beden zerinden tanmlanm, uzun yllar da byle devam etmi. Yani insan o kartezyen anlay dzeyinde bir saat gibi alglanm, hastalk da ileyiteki bir bozukluk, tedavi ise bu bozukluun giderilmesi olarak deerlendirilmitir. Yani ruhsal bileen belki

223

gerekliine inanlsa bile Tbbn kapsam dna karlm bu konuda sizin dncelerinizi almak istiyorum: ----Tabi ki eskiden daha bir Tbbn bak psikiyatrinin de bak, yada hastalk modeli daha dualist idi ama giderek yle olmadn memnuniyetle gryoruz. Ama ortalama insann bence kafasnda bir dualizim vardr. nsann yetime biimleri, alnan eitim, kltr, birazck dini bak as nk insann bir ruhu olduunu insan dnyor. nsan bir bedenim var, bir ruhum var diye dnr o ruhun da bir acs szs olduu zaman da onun ayr bir alanla ilgili olduunu dnr bedeninden farkl. Mesela bedenine ynelik bir takm eylerin ruha nasl etkisi olacan da anlamaz. Demeye altm ortalama insann kafasnda tam byle ifade etmese de bir dualist taraf vardr bir beden bir ruh ayrm vardr. Tabi ki psikiyatrinin znde byle bir ayrm yok. Elbette hepimiz bir biyolojik varlk olarak bir bedeni bir beyni beynimizin ierisinde hakikaten bir bilgisayarda olduu gibi devreler var. Ve bu devrelerin baz faaliyetlerindeki deiiklikler bizi daha depresif klyor, zaman zaman alg bozukluklar yaamamza neden oluyor, zaman zaman unutkanlk yaamamza neden oluyor, birazck daha alnganlk, kukuculuk yaamamza neden oluyor yani ada psikiyatrinin insana bak budur yalnz insan bu devrelerden ibaret de deildir tabi ki. nsann bu bir yndr o devrelerin hepsinin bir btnn ieren bir de insan vardr. nsan da sever, dans eder, cinsellii yaar, ackr bir takm hislere sahiptir bir takm ideolojilerin peinden gider bu anlamda baknca da insana net bir lyle radyoya bakar gibi bakamayz insan bir takm kk eylere indirgenemez tabi ki evet insann byle bir grnm de var (B) Beden-ruh bir btndr. Ruh olmadan beden salndan, beden sal olmadan ruh salndan bahsedemeyiz. Salk; ruhsal, bedensel ve sosyal tam bir iyilik halidir. Ruh ve beden birbirlerinden ayrlmaz bir btnlk ierisindedir. Bir vakaya sadece beden saln dzelttim diye yaklarsanz abanz bir hitir. Onun ruhsal saln siz bir noktaya getiremiyorsanz beden saln devam ettirebilmeniz sz konusu deildir onun iin her ikisine de eit muamele yaparak, bir btn halinde sal oluturmanz gerekmektedir. Bir insan mutluysa salkldr, mutlu insan salkldr. Ben ok ar bir hastal olan hastaya gn ayn soruyu sordum. Bugn kendini nasl hissediyorsun dedim? gn nce hi konuamyordu. lk gn, durarak-dnerek kt hissediyorum dedi. Ertesi gn daha kt hissediyorum dedi. Alglamas, cevap verme istei artmt, daha iyi anlyordu, konuma istei daha abuklamt. nc gn sorduumda kendimi daha iyi hissediyorum dedi. Ben de taburcu edin dedim. Bu olay byledir. Ben kendimi kt hissediyorsam hakikaten rahatszmdr. Ben kendimi iyi hissediyorsam, mutlu hissediyorsam iyiyimdir. nemli olan nasl hissettiimizdir (C) Salkl insan hem ruhsal hem de bedenen mutlu olan insandr. Psikiyatri ok eskiden beri zaten tbbn bir daldr. Ruhu tedavi etmeden bedeni tedavi etmek olanakszdr (D) Salkl insan tanm yapmak sanrm. Salkl insan tanmnda ruhen ve bedenen ifadesi gemektedir. Yani ikisinin de rol vardr. Ruhsal bileen tbbn konusu olabilir.

224

yle demek gerekirse, psikiyatri de psiko-somatik denen hastalklar grubu vardr. Yani, bu durumda birbirleriyle yakn temas olan kavramlar bunlar (E) Tbbn konusu insandr. Her insann sa rengi, gz rengi, ten rengi, kiilik yaps farkl olduu gibi ruhsal yaps da farkldr. Ayn soruna muhatap iki insandan biri diren gsterebilirken dieri kebilir. nsanla uramak ok zordur, nk her birinin birbirinden farkl zellikleri vardr. Biz bir makineyi tamir etmiyoruz, kalp-damar cerrah ok nl bir hocamz u rnei vermiti; gittii bir araba tamircisi, siz insan tamir ediyorsunuz, ben de araba motoru tamir ediyorum. Yaptmz i in fark nedir ki siz bu kadar ok kazanyor, el stnde tutuluyorsunuz. Hocamz da, hadi kalk u motor al rken onu tamir et diyor. O zaman yaptmz iin farkn anlarsn diyor Sisteme gre; salkl insan iini yapabilen, i inden evine gidebilen, ruhsal olarak gnlk aktivitelerini yerine getirebilen insan, salkl insandr. Salkl insanla mutlu insan ayrrsanz bu ok farkldr (F)

225

II. BLM: DEERLENDRME VE SONU

Modern Bat tbbnn epistemolojik temellerini sorgulamaya ynelik gerekletirilen bu almada; modern Bat tbbnn tanmlayc epistemolojik prensibinin, kklerini Descartesden alan Kartezyen dalizm olduu grlmtr. Balangta felsefi bir argman olarak ortaya kan bu yaklam, zamanla, btn bilimlerin bilgi anlay n, konu seimlerini belirleyen bir model haline gelmitir. zellikle sosyal bilimlerde ve tp gibi konusu insan olan dier bilimlerde, insann bilime konu edilme biimini ekillendiren Kartezyen yaklam, realite olarak tanmlamakla ie balamtr. Dzen ve kontrol kavramlarn ne karan Kartezyen anlay, Rnesans ve Aydnlanma olgularnn ortaya karm olduu rasyonel evren tasarmlaryla da ilikililik gsterir. Yaam, dnya ve dnya d ayrmna tabi tutan laik dnya gr de znde dalist zelliklidir. Hayatn dnyevi ve kutsal ayrmnn, ruh ve beden ayrl ilkesini ncelediini sylemek mmkndr. Bu ynyle Batl toplumlarda Kartezyen dn tekilci bir sebebe dayandrarak anlayabilmek zordur. Baka bir deyile ruh-beden dalizmi, modern Bat toplumlarnn tarihsel, toplumsal ve kltrel bileenlerinin bir rndr. Dnce tarihinde Kartezyen anlayn zel konumu, onun bilgi etkinliklerini ynlendiren temel kabullerinden gelmektedir. Kartezyen dalizmi ylesine geni bir etki alan oluturmutur ki; doa bilimlerinden sosyal bilimlere kadar bilimsellik rtne erebilmenin lt olarak deerlendirilmitir. Sosyoloji teorisyenleri arasnda da bunun rneklerine rastlamak mmkndr. Marksn alt yap st yap diyalektii, Durkheimin insan varoluunun sosyal ve biyolojik doas arasndaki ayrmlara iaret eden almalar bunlara rnek gsterilebilir (Mestrovi 2004:228). insan fiziksel bir

226

Modern Bat toplumlar iin ruh-beden ayrmn esas alan dnn tarihsel, kltrel ve toplumsal kkenleri vardr. Bunlar arasnda, Ortaa dnya grnden kkl bir kopuu temsil eden, klasik Yunan geleneinin yeniden canlandrlmas anlamnda, Rnesans ve hmanizm olgusunu, Newtoncu bilgi ve evren tasarmna dayal XVII yzyl Avrupa toplumlar bilimsel iklimini (Descartes, Newton, Galileo, Kopernik vb.), XVIII. yzyl sanayi kapitalizmini, XIX. yzyl bilimsel uzmanlklar an ve hatta Protestan Hristiyanl sralamak mmkndr. Bu ynyle Kartezyen dn, salt felsefi bir tartma sorunu olarak ortaya km olmann tesinde, farkl dinamiklerin besledii bir dnya grnn ortaya karm olduu bir olgudur. Bu olgusal durumu evren, toplum ve insan konusundaki iddialar ile kapsaml bir proje olarak grmekte mmkndr. Bilgi ve gereklik konularnda Kartezyen yaklam, pozitivist tutumu benimser. Gnmz biliminin her aamasnda etkili olmu olan pozitivizm, insan bilgisinin kaynan deney ve gzleme konu edilebilir olgusal verilerin oluturduunu, bu verilerin ise duyusal izlenimlerle mmkn olduunu kabul etmektedir. Bu ilkeden hareketle duyusal izlenimlerin dayand yasallklar, dzenlilikler tespit edilmeye al lr. Olguculuk, konu edinmi olduu verilere ilikin deney ve gzlem konusu edilemeyen, bilgisine dorudan duyusal izlenim ve etkilenmelerle ulalamayacan dnd trden sorular bilimd olarak deerlendirir ve kapsam d ilan eder. Salam ve gvenilir bilgilerin deney gzlemle mmkn olaca gr, olguculuu, doa bilimlerinin hkim perspektifi yapmtr. Buna karn bilgi ve bilim sorununa dorudan epistemolojik bakla yaklamayan tarihselcilik, farkl bir iddia ile pozitivizmin eksikliklerine, kabul edilemezliine ynelik gl bir eletiri geleneini temsil etmitir. nsann doasnn deikenlii gibi, bir etkinlik olarak bilimin de doasnda grelilikler mevcuttur. Doa bilimleri de dhil, hi bir bilme yolunun, kendilerini koullayan tinsel yaam tarz ve bu yaam tarzna ekil veren farkl kurumlar, yaam tarznn derinliklerine sinmi ahlaksal, dinsel, estetik ilke ve dnceleri tamamyla teleyebilmesi mmkn deildir. Bu, konusu dorudan insan olan tp gibi bilimlerin,

227

kendi yaklam ve bilgi anlay larn yorumlayc perspektiften yeni batan deerlendirmeleri, insan daha iyi tanma konusunda ufuk ac olabilir. Yorumlayc perspektif, modern Bat tbbnn ilerlemeci, kanunlar bulma arayn ve insana yaklamnda grlen dlayc tutumlar yumuatmasnda yardmc olabilecei gibi, hekimi de kendi bilgi, deneyim ve uygulamalarnn durumsallndan haberdar ederek, yapt ie atfedecei anlam ve hastasyla gelitirecei ilikiyi de daha duygudalk temelli ekillendirmeye olanak tanyacaktr. Deney ve gzlem, eylemsizlik ilkesi zerinden hi bir d gcn etkisinde bulunmayan bir varl deneyim konusu olarak ald iddiasndadr, ancak evrende belli bir ekim ve etki alannn d nda kalabilen bir varlk dnmek mmkn deildir. nsan varoluu anlamnda bedenin bal bana bir anlam kalmayp, baka olu ya da varlklarla balant ve ilikililii ne kmaktadr. Dzenli, kararl sistemler anlay zerinden kurulmu toplumsal sistemler, insan anlaylar, bilimler gnmzde farkna varlan kararszlklar, sreksizlikleri karlayabilme yetenei kalmamtr. Dnme biimimiz, dilsel yaplarmz, bilime ynelik beklentilerimiz hatta kendimize bakmz bile dzen prensibine koullanmtr. nsann sreksiz, kararsz, ele avuca smaz zelliklerine ulaabilmek ve bu temelde onun karlat salk ve hastalk sorunlarna yaklam gelitirebilmek iin, fizik bilimlerde ifadesini bulan kaos ve belirsizlik gibi kuramlar zerinden insann anlalmasna katk salayacak yeni bilme yntemlerinin gelitirilmesi gerekmektedir. Olgucu bilim geleneinin, karmak insan gerekliini anlama konusunda nermi olduu mekanistik-indirgemeci yaklam, btn, ayrtrlm paralar zerinden anlamaya almaktadr. Modern Bat tbbnda beden esastr. Beden, insanolunun dnyada var olma arac olarak alglanmtr. Ortaan bedene sayg gsterilmesi gerektii anlay Rnesansla krlmaya uram, ondan bu yana da beden tbbi uygulama ve eitimin en nemli bileeni durumuna gelmitir. Ortaa Hristiyan dncesinde ruh, bedenden daha nemli grlmtr. Rnesansla birlikte sre tersine ilemeye balam ve beden n plana kmtr.

228

Modern Bat tbbnda hasta, bir birey olmaktan ok vaka olarak kabul edildiinden, hekim dorudan hastalkla ilikiye girmektedir. O, yaplan iin sosyal ve kltrel boyutunu sorumluluk edinmez. Bu yzden modern tbbi uygulamalar ierisinde yer alan organ nakli, tbbi amalarla kadavra kullanm, genetik tedaviler, hayatn uzatlmas yolunda kiinin bitkisel hayat metodu ile yaatlmas, krtaj, tayc annelik, sperm satn alm, tenazi gibi konular sosyal ve kltrel perspektiften ikna edici aklamalar beklemektedir. Georges Duhamelin imdeki Makine adl denemesinde modern Bat tbbnn iinde bulunduu problemli durumu olduka iyi aklamaktadr. Duhamel, denemesinde, tbbn en eski mttefiki kabul ettii duygudalk zerinde hayvani bir tutku diye nitelendirildii makinelemenin etkisini deerlendirmektedir. Ona gre, makineleme dneminde efkate, duygudala yer yoktur. ....bir makineyim ben; ruhu olmayan, doru sda alan, yzyllar boyunca durmadan alsn diye ayarlanm bir makineyim. Kardelik, sevgi, duygu alverii gibi deerler yok olmaya yz tuttu. (Duhammel 2004: 196). Bat kltr ierisinde, Bat tbbna ynelik eletirel tartmalarn younluk kazanmas ve alternatif tbbi sylemlerin yksek sesle tartlmaya balanmas, krizin k yollarnn da yine Bat kaynakl olmas beklentisini arttrmaktadr. Hlbuki sorun, kltrel ve bireysel yerelliklerin ortadan kaldrlmas sorunudur. Her dnya gr ve kltr evresi kendisi ile tutarllk gsterecek bilgi geleneini kendisinin oluturmas gerekmektedir. Aksi takdirde, gelitirilen bilgi ve yaklamlarn, yabanc bir kltr evresinde, maya tutmas ya da muhataplarnda sayg ve gvenle karlanp, sorun zebilmesi g grnmektedir. Tarihsel ve kltrel bir varlk olan insann, determinist ve doa bilimsel yasallk tasarmlar altnda ele alnmaya kalklmas durumunda, onun zgn, bireysel yanlar gz ard edilmektedir. Tarihsel, toplumsal ve kltrel bir varla, genel-geer ilkeler ve yasalar gzl ile bakma alkanlklarnn deitirilmesi, farkl perspektiften bilim ve bilgi giriimlerini gerektirmektedir. Bunun tbbi alanda grnm ise genelde salk

229

sisteminin, zelde ise her bir alann ve hizmet tketicisinin, belli dzeyde, eletirel bir tutumla modern Bat tbbyla aralarna mesafe koymalarn gerektirmektedir. Eletirellik ya da mesafe koyma tutumu, topyekn Bat tbbnn reddi anlamna gelmemelidir. Elbette, Bat tbbnn da, bir bilme etkinlii olarak, bilgi hanemize katt muazzam gelimeleri sralamak mmkndr. Yaplmas gereken, bir bilme biimi olarak Bat tbbnn, mevcutlar arasnda bir bilme yolu olduunun ve yegne yol iddiasnda bulunmasnn skntl bir yaklam olacann teslim edilmesidir. Yine, Bat biliminin, ruh-beden ayrm prensibi zerinden, ruhu bilgi konusu olmaktan karan yaralayc tutumuna kar, insana daha btnlk yaklaan perspektiflere sempati duymas ve bu perspektiflerin salayaca bilgilerin de tbbi pratikler alannda kullanlmasna frsat verilmesi ynnde bir tutum sergilemek olacaktr. Bilimin insan yaantsnda nemli bir yeri vardr. Bizleri iten ve dtan evreleyen kltrlerin anlalmas, yorumlanmas, eletirilmesi ve bunlarn bilme edimimiz zerindeki etkilerinin kavranlmasn gerektirmektedir. nsann kendini tanmas, kendi zerinde dnmesi, kendini eletirmesi bilimle hesaplamaya girmeksizin baarlamaz. nsann tarihinin yannda, bilimlerin tarihi olduka ksa bir sreyi ifade etmektedir. Bilimler ortaya kmazdan ncede insanlar kendilerine, evrene, iinde yaanlan dnyaya ynelik bilme etkinlikleri srdrmlerdir. Bu etkinlikler mitoloji, din ya da felsefe ad altnda anlm olsalar da; insanlar yaam ierisinde karlam olduklar teorik ve pratik sorunlara cevap bulabilmilerdir. Bilimlerin ortaya k ise hem yntem olarak hem de elde edilen bilgilerin nitelii itibariyle insanlk tarihinde nemli bir dnemece karlk gelmektedir. Bilim etkinlii ve bu etkinliin rn durumundaki bilgilerimiz, belli bir abann rn olarak ortaya ktktan sonra bir daha dokunulmayacak arivler olarak grmezden gelinmeyi gerektirmemektedir. Elde edilen bilgileri ya da etkilerinin gncel balantlaryla aydnlatlmas gerekmektedir.

230

Bilim, dokunulmaz bir zellie sahip olmad iin bilimdir. Her eit eletiri ve farkl anlamaya kapal zellii, bilimi bilim olmaktan karr, baka bir eye dntrr. Mutlak, deimez ilkelerle tanml dinler dzeyinde bile farkl anlaylarn, mezheplerin yaam bulduu dikkate alnrsa; eletiriye, farklla kapal bir anlayn insani bir dnyada yaam olana bulmas dnlemez. Bilimin dokunulmaz ilan edilerek, ulat sonularn tartlmaz kabul edilmesi, ne bilimin mant ile ne de ilevselliiyle rtr. Bilimin, olmadk biimde, hayatn her alannda referans gsterilmesi, bilimin zne aykr bir durumdur. zellikle, doa bilimi anlamnda bilim, normatif bir sorumluluk alma yanls deildir. O sadece, olan olduu biimiyle konu edinerek, gzlemsel deneylerle, durumu tanmlayc genellemelere gitmenin tesinde bir greve soyunma yanls deildir. Normatif tutum dinlere ve ahlaka zgdr ki, bunlarn da birer bilimsel iddia ile ortaya kabilmeleri tartmaldr. Modern toplumlarda bilimin dogmatikletirilmesi durumu genellikle ya yasal dzenlemelerle ya da belli kar/bask gruplarnn zel abalaryla olabilmektedir. rnein Baz Batl toplumlarda (ngiltere) doum hadisesinin hastalklar kapsamna alnarak hamile kadnlarn evde doum yapmalarnn nnn kesilmesi, yasal otoritelerce meruluu onaylanm kii ya da kurumlarn dnda tedavi aray larnn su kapsamnda deerlendirilmesi ve bunlarn da bilimle gerekelendirilmesini bilimsellikle badatrmak zordur. Toplumsal hayatn devam din, kltr, felsefe, sanat, bilim gibi birok gelenein varln gerektirir. Bilim mevcut gelenek ya da bilgi kaynaklarndan sadece biridir. Hayatn farkl alanlarnda her bir gelenein dierlerine stnlk salayabilecek glerinden sz edilebilir. stnlk iddias bir dier gelenein kknn kaznmas eklinde deil, karlalan sorunlar zebilme yetenei gsterebilmekte olmaldr. Oysa Bat bilimi, Feyereband (1991)in de belirttii gibi dnyann her yerinde rakipsiz bir egemenlik kurmutur. Rakipsizlii rasyonel oluu ya da isel stnlnden deil; devletle btnleerek btn dier kltrleri, deerleri, yntem ve usulleri akld ,

231

bilimd ilan ederek yok etmesindedir. Rakipsiz brakan zafer her zaman yozlatrcdr. Hibir bilim kendi yntem ve yaklamlarn, sonularn dayatma gcn gsteremez/gstermemelidir. Bu trden bir monopol peinde olan abann da yine bilimsellii tartmaldr. Doa bilimleri rneinde olduu gibi bilimler, her ne kadar ileyie ilikin zorunlu, deimez, dzenlilik gsteren yasallklara ulama iddiasnda bulunsa da, imdiye kadar bu trden yasalara ulald nadirdir. Bilim, znde, yanllayc, eleyici, eletirici olmas, alternatiflere ak bir tutum gsterebilmesi zellikleriyle bilimdir. Bu yetenekleri gsteremeyen bir uran bilim stats de tartmaldr. Bilim statkocu tutumlar zerinden geliemez. Zaten kendini ortaya karan da bu trden statkocu yaplarla mcadele koullardr. Doa bilimleri alannda elde edilen bilgilerin pratik alanda kullanlmasnn ortaya karm olduu byleyici teknik baarlar, bazen farknda ya da farkna varlmadan, bilimsel uygulamalarn ortaya karm olduu birok sorunun grlmesine rt olabilmektedir. Tpta gelitirilen yeni tan ve tedavi teknikleri, hizmet sektrnde gerekletirilen muazzam iyilemeler modern tbbn mutlak masumiyetine yorulmamaldr. Bat tbbnn bir takm hastalklar ortadan kaldrd doru olabilir. Bu durum, modern tbbn zm olduu sorunlarn, sadece kendi bilgi anlay ile zlebileceini garanti etmez. Bu yzden modern tbb deerlendirirken, kullanlan bilgi ve teknolojilerin yol am olduu salk ve evreyle ilgili sorunlar, eitlik ve sosyal adalet anlay n zedeleyebilecek sonularn, sosyal sorumluluk alma dzeyinde insanlar birbirlerine yabanclatrc etkilerini, uygulamalarn belli bir standarda balanarak bireysel farkllklar trpleyici yanlarn birlikte dnmek gerekmektedir. Bilim etkinliinde bulunan kimselerin, varla ilikin kabulleri, yrtm olduklar bilim faaliyetini de etkiler. Yaptmz bilim insana, topluma, evrene ilikin atfettiimiz anlam ve tutumlardan ayr dnlemez. Bilim insan da en nihayetinde insandr ve o da dier insanlar gibi insani zaaflar rgs iinde yaamn srdrr. Yaplmas gereken, ya doa bilimcilerin iddia ettikleri gibi, elden geldiince sonular zerinde etkili olabilecek sorunlardan uzak kalabilme abas gstermek ya da edinilen sonular

232

zerinde etkisi olduu dnlen faktrlerin ak yreklilikle itiraf edilmesidir. lkinin imkn, ikinciye gre daha zor grnmektedir. Feyereband (1991: 49)e gre evren bize dolaysz verilmez, biz onu gelenekler araclyla yakalamak durumundayz ki bu da evrenbilimsel bir savn bile, ussallk teorileri de dahil, teoriler aras rekabetin belirli bir aamasnn rn olmas demektir. Zihinlerin ktye kullanlmasnn, bedenin ktye kullanlmasna elik ettiini belirten Feyereband (1991:215-216), modern tbbn artk, hasta organizmaya doal durumu yeniden kazandrma hedefinde olmadn belirtmektedir. Yaplmak istenen, arzulanmayan elerin bir daha ortaya kmayacaklar yapay bir durum retmektir. Cerrahi mdahale konusunda baarldr, ama belirli kanser biimleri gibi organizmann dengesine ilikin arzalar karsnda tmyle aresizdir. Teknolojik yaklam, doaya kar tad isel gvensizlikle, bilimin kusursuzluuna olan kendini beenmilik inancyla ve hem insana hem de doaya kendi kafasna gre yeniden biim verme konusundaki kararllyla, baka aralarla kolayca stesinden gelinebilecek nemsiz olaylarda bile, doal olarak cerrahi mdahaleyi tercih eder. Binlerce kadn basit masaj, perhiz, akupunktur, ifal bitki tedavisiyle iyiletirilebilecekken, bo yere gslerini yitirmilerdir. Modern bilimsel tbbn bu akl almaz beceriksizliinin kamuoyundan gizlenmesinin eitli nedenleri vardr. Bunlar; modern tbbn kendi standartlarn kendinin belirlemesi, sistematik baarszlnn anlalma korkusu, kamuoyunun teknolojik tbbi aralara duymu olduu hayranlk ve gvenin zedelenmesinin ortaya karabilecei ekonomik kayplar eklinde sralanabilir. Modern bilimsel tp gerekli d denetimden mahrumdur. Bu yzden bilimsel tarzda ldrmek yasal olduu halde, bilimsel olmayan bir yolla tedavi etmek yasaktr. Batl paradigmaya gre, gerekliin bilimsel alglamas kanlmazdr. Geri kalan her ey mit, batl inan veya yanlsama diye reddedilmektedir. Marshall ve Zohar Bat toplumlarnda bilimlerin ortaya k ve dzen arama abalarn zetle u ekilde ifade etmektedir: Ortaa bat toplumu, dnyay statik ve hiyerarik olarak alglyordu. Her eyin kendi doas, amac ve zgn bir yeri vard. Bu dzenin bozulmas -hastalklar ve felaketler- insani gnah veya zaafla Cennet Bahesine girmiti. 17. yzyln bilimsel devrimi Orta adan modern dnyaya yava bir geiin bir paras olarak Rnesans ve Protestan Reforma nclk etti. Bunlar bilim gibi otoriteye itaat yerine bireysel gzlem

233

ve yargy ne kard. Eski dirimselciliin yerini alan atomlar ve mekanik kuvvetler olan inan toplumun atomlar olan bireylere duyulan benzeri inanla paralel yrmtr. Modernist kltr, altn anda, mekaniki bilimi kendine ideal edinen materyalist ve pozitivist dnrlerce dile getirildi (Marshall ve Zohar 2003: 47-48). Grld gibi Bat biliminin en temel sorunlarndan biri indirgemeci karakteridir. ndirgemecilik, karmak gerekliin, nispeten daha basit unsuru ile tanmlanabilece i ya da aklanabilecei yaklamdr. Baka bir deyile, btnn paralarnn toplamnn, btnle e grlmesi anlay dr. Batda bu ynl dnme biimi, insanlarn problem zme giri imlerinde, uzun sre etkili olmutur. Alg, inan ve tutumlarn birlikte deerlendirildii, isel yaamn, zihinsel yap, inanlar ve tavrlarn davranta nedensel faktrler olduunu dile getiren Getalt psikolojinin katklar ile sorgulanmaya balanmsa da hala, byk lde etkisini srdrmektedir. Bilimin ok boyutluluu objektiflii, yanszl, her eit deerden arnk olmasnn gerektii gibi sorunlar balangta bilime yklenen anlamla ilgilidir. Bilim felsefesi ve epistemolojik dzeyde yrtlen birok tartmann da ana eksenini bu sorun oluturmaktadr. Aratrmac, tutumunda ya pozitivist (olgucu) ya da tarihselci yollardan birinin takipiliini yaparak dierine srtn dnebilmektedir. Onun tutum ve tercihi, yrtecei etkinliin btn aamalarnda fark edilir bir belirleyicilie neden olacaktr. Konu seiminden oluturulan soru cmlelerine kadar, ulalan sonulara, yklenen anlamlara (mutlaklk, grelilik) mmkndr. Modernizmin pozitivist mant ile gerekliin kutupsal algs o kadar radikallemitir ki, artk insanlk birbirine yabanclatrlan kutuplarn (vahiy-akl, ruh-beden, dindnya, doa-kltr) yeniden yaknlatrlmasn, belli bir balantllk zemininde btnletirilmesini salayacak yeni yaklamlara ihtiya duyulmaktadr Popper (2001: 39), insann l dnyasndan sz eder. Ona gre birbiriyle kesien bu l yap fiziksel durumlarn dnyas; dnsel durumlarn dnyas ve insan aklnn yaratt nesnel rnlerin dnyasdr. ncnn nemine vurguyla da bizlerin, ortaya kadar bu tesirin izlerini grebilmek

234

kan eserin sahibi olmakla kalmayp, bu rnlerle birlikte yeni biimler aldmz ifade etmektedir. Ona gre insandaki asl yaratclk da budur. Bir yandan yaratrken, dier yandan kendimizi de deitirmek. Bu yle bir sretir ki, ancak bu yn, bu dnyay tmyle anlamaya altmzda ve birbiriyle etkileimini aratrdmzda anlalr olacaktr Sartrea (1976: 1318) gre insan anlamak, iinde yaanan an ve gemi i anlamak ve buna dayanarak dnyay olmas gerektii gibi tanmlamaktr. Dolaysyla insann ne olduunu sylemek, ayn zamanda onun ne olabileceini de sylemek demektir nsan konu edinecek bir bilimin, doa bilimi rneinde olduu gibi sadece deney ve gzlem esasl olgular zerinden hareket etmesi yeterli bir bak as sunmayacaktr. nsan, iinde bulunduu an zerinden, hem gemile hem de gelecekle balantlar bulunan bir varlktr. Onu bilgi konusu seen bir ura alannn, ncelikle, onun devingen doasn, tarihsel, kltrel yanlarn, bireysel ve toplumsal boyutlarn ihmal etmeden bir anlama abas gstermesi gerekmektedir. Her tarihsel dnemin, kendi deer ve anlam dzeni ierisinde, kendine zglk arz edecei gereinden hareketle, hakikat tapntsna esir olmadan, tarihsel ve toplumsal varlk olan insan, kendi tekilli i ierisinde anlamaya alan yorumcu bir yaklama ihtiya duyulmaktadr. Bilgi etkinlii belli bir bask ve kontrol gerektirmediine gre, karlalan sorunlarn almasna ynelik, daha elastiki yaklamlarn gelitirilmesi gerekmektedir. Belli otoritelerden hareketle, baz konularn metafizik zellikte olduklar gerekesiyle bilim d ilan edilerek yok saylmas sorunlarn zmne katk salamayacaktr. Bilimden beklenen kendi yetersizliklerini grerek, eksikliklerini giderme tutumu sergileyebilmesidir. nsan tarihselliinden, toplumsallndan, kltrelliinden ve ruhsallndan bamsz dnlemeyeceine gre, ona ynelik bilme ve anlama abalar da, gerekliin gerektirdii btnsel bir yaklamla ele almay gerektirecektir. Bilim srarla bir biimde bu konular zerine al may istemiyorsa, bu durumda, farkl gelenek ve bilme abalarnn bilgi ve uygulamalarna da aklk gsterebilmelidir. Geleneksel usullerin bilimsel grlerle birlemesinin doann daha iyi anlalmasn ve

235

bireysel ve toplumsal hastalklarn daha iyi tedavi edilmesini salad kta ini gibi toplumlar vardr. Tarih, toplum ve insan aratrmalarnda bilme etkinliine yn ve biim kazandran aratrmacnn, kendi bak as olacandan, ulalacak sonularn anlamll da, benzeri dinamiklere sahiplii gerektirecektir. zlem (2000:128) tarihsel ve toplumsal gereklie, yasa, olgu bana dayal zorunlu doal nedensellikle deil, ama-eylem bana dayal bir tarihsel nedensellik ile ynelmek gerektiini belirtmektedir. Bu, gerekliin zorunlu yasalara gre aklanacak bir alan olmaktan ok, gnmzden hareketle yorumlanacak bir alan olduunu vurgulamaktadr. Tarihe ve topluma ynelecek olan bilimin, insanlarn her dnemde eylemlerine yn veren ve yine insan yaps olan deer, norm, politik tutum, ekonomik dzen, dinsel, estetik, ahlaksal inan gibi motifleri nce anlamaya almas ve olaylar bu motiflere gre bir yorum ierisinde birbirine balamas gerekmektedir Sonuta; eyleri bulunduumuz duruma bal olarak farkl ekillerde tecrbe ettiimizi dikkate alarak, yaamn kendisini de mekanik etkileim modellerinden bamsz grebilme abas gstermemiz gerekmektedir. Ancak bu yolla birlik ierisindeki eitlilikleri yerli yerine oturtabilme olanana kavuabiliriz. Aksi takdirde modern Bat biliminin mekanistik yaklamna asl kalarak insan, tarih, toplum ve kltrn zgnlklerine gz kapal bir biimde, bize dayatlm baklarn gsterebildikleri ile yetinmek zorunda kalacaz. Bu durumun doal sonucu olarak da insann beden ve ruh ayrmnn insan anlama konusunda ortaya karm olduu atla kapama giriimlerimiz sonusuz kalacaktr.

236

KAYNAKA
ADAS, Micheal. nsann ls Olarak Makine: Batl Hakimiyet deolojileri, (ev.: Ahmet Demirhan), stanbul: nsan Yaynlar, 20001. AKARSU, Bedia. ada Felsefe, stanbul: Milli Eitim Basmevi, 1979 ARSTO, Ruh zerine, (ev.: Zeki ZCAN), stanbul: Alfa Yaynlar, 2000 ARSLAN, Hsamettin. Retorik, Hermeneutik ve Sosyal Bilimler, stanbul: Paradigma Yaynlar, 2002 ------- nsan Bilimlerine Prolegomena/Dil, Gelenek ve Yorum, stanbul: Paradigma Yaynlar, 2002. ------- Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler (Tercme), Paradigma Yay., stanbul, 2002 BAUDELARE, Charles. Modern Hayatn Ressam, (ev.: Ali Berktay), stanbul: letiim Yaynlar, 2007. BERGER, P.L. and Luckmann, T., The Social Construction of Reality. New York: Doubleday, 1966 BERMAN, Marshall. Kat Olan Herey Buharlayor, (ev.: mit Altu), stanbul: letiim Yaynlar, 1994. BERNARD, Claude. Deneysel Hekimlie Giri, (ev: Yksel Timuin), Felsefe Dnyas, Ankara: Trk Felsefe Dernei Yayn, Say: 5, 1978: 26-53 ------- Deneysel Hekimlie Giri, (ev: Yksel Timuin), Felsefe Dnyas, Ankara: Trk Felsefe Dernei Yayn, Say: 5, 1973: 155-160 BERNSTEIN J. Richard. Beyond Objectivism and Relativism: Science, Hermeneutics, and Praxis Philadelphia: University of Pennsylvania Press, 1983.

237

BEST, S. ve KELLNER, D., Postmodern Teori: Eletirel Soruturmalar, (ev.: Mehmet Kk), stanbul: Ayrnt Yaynlar, 1998. BEYSSADE, Jean Marie. Descartes (ev.: Alp Tmertekin), Cogito, Say: 10, 1997: 63-83 BLAXTER, M. and E. PATERSON., Mothers and Daughters, London: Heinemann, 1982. BOHM, David. Causality and Chance in Modern Physics, London: Routledge & Kegan Paul. 957. BOORSE, C., A Rebuttal on Health, (Ed: J.M. Humber and R.F. Almeder), What is Disease?, Biomedical Ethics Reviews, New Jersey: Humana Press, 1997: 1 34 BOURDIEU, Pierre. Sosyal Bilimde Heterodoksi in Ocak ve Zanaat (Ed.: G. ein, E. Gker, A. Arl, . Tatlcan), stanbul: letiim Yaynlar, 2007. BRIAN Inglis. Diseases of Civilization: Why We Need a New Approach to Medical Treatment, Chicago: Academy Chicago Publishers, 1999. BRUHL, L. Levy. Aguste Comte Felsefesi ve Sosyolojisi, (ev: Z. F. Fndkolu), stanbul: Faklteler Matbaas, 1970 BUCK Tina, Carol M. BALDWIN Gary E. SCHWARTZ. Influence of Worldview on Health Care Choices Among Persons with Chronic Pain, The Journal of Alternative and Complementary Medicine, Vol: 3, 2005: 561-568 BURKE, Peter. Gutenbergden Diderotya Bilginin Toplumsal Tarihi, (ev.: Mete Tunay), stanbul: Tarih Vakf Yurt Yaynlar, 2004.

238

BUSBY, H., Alternative Medicines/Alternative Knowledges: Putting Flesh on the Bones Using Traditional Chinese Approaches to Healing. Complementary and Alternative Medicines, Knowledge in Pratice, (Ed.: S. Cant and U. Sharma), London: Free Associations Books, 1996: 135-151 CALNAN, M., CANT, S. On the Margins of Medical Marketplace? An Exploratory Study of Alternative Practitioners Perceptions. Sociology of Health and llness Vol.:13, 1991: 34-51 CAPRA, Fritjof.. Fiziin Taosu, (ev.: Kaan kten-Aydn Artan), stanbul: Artan Yaynlar, 1991 ------- Yaamn rgs, (ev.: Beno Kuryel), Ankara: Yap Merkezi, 1996. ------- Bat Dncesinde Dnm Noktas, (ev.: Mustafa Armaan), stanbul: nsan Yaynlar, 1989. -------Kainata Mensup Olmak, (ev.: Mcahit Bilici), stanbul: nsan Yaynlar, 1996. -------Yeni Bir Dnce, ev.: Mustafa Armaan, Aa Yay., stanbul, 1992 CASSRER, E., Aydnlanma ann Dnme Biimi,Toplumbilim, (ev.:D. zlem) Say:11, 2000: 23-37 COMTE, Aguste, System of Positive Polity or Treatise on Sociology, (Trans.: Frederic Harrison), Vol: 2 Paris: Carilian-Goeury and Vor Dalmont, 1852. -------The Positive Philosophy of Aguste Comte (Trans: Harriet Martineau), London: Kegan Paul Co., Vol.: I, 1893 -------The Positive Philosophy of Aguste Comte (Trans: Harriet Martineau), London: George Bell & Sons Pub. Vol.: II, 1896. KELLEHER, D., S. HILLIER, Researching Cultural Differences in Health, (Ed.: David Kelleher and Sheila Hillier). London: Routledge, 1996. COULTER I., WILLIS E., Explaining the Growth of Complementary and Alternative Medicine, Health Sociology Review, Vol.: 16, 2007: 214-225

239

COTTINGHAM, John. Aklclk, (: Blent GZKAN), stanbul: Sarmal Yaynevi, 1995 DAVIES, Paul. Tanr ve Yeni Fizik, (ev.: Murat Temelli), stanbul: m Yayn Tasarm, 1994. DEMR, Necati. Cassirere Gre Efsane ve Din Kltrde nsann Yeri, C.. lahiyat Fakltesi Dergisi, Vol: 1, 2008: 275-298 DENNEY, M. (2002). Walking The Quantum Talk. IONS Noetic Sciences Review, Vol.: 60, 2002: 18-23. DESCARTES, Ren. Akln daresi in Kurallar, (ev.: Mehmet Karasan), Ankara: MEB. Yaynlar, 1945. -------lk Felsefe zerine Metafizik Dnceler, (ev.: Mehmet Karasan), stanbul: MEB Yaynlar, 1942 -------Metot zerine Konuma, (ev.: Mehmet Karasan), Ankara: MEB Yaynlar, 1945 -------Ahlak zerine Mektuplar, (ev.: Mehmet Karasan), Ankara: MEB Yaynlar, 1946 ------- Tanrnn Varolduunu ve insann zihni ile Bedeni Arasndaki Fark kantlayan, Geometrik Biimde Dzenlenmi Nedenler(ev.: Medar Atc), Cogito, Say: 10, 1997. DKMEN Aylin.Yasamak ya da lmek: Kimin Karar?, Toplumbilim, Say: 13, 2001: 125-128. DLTHEY, Wihelm. Hermeneuitik ve Tin Bilimleri, (ev: Doan zlem), stanbul: Paradigma Yaynlar, 1999. DOSSEY, Larry. Reinventing Medicine: Beyond Mind-Body To A New Era of Healing. San Francisco: Harper, 1999.

240

DUHAMMEL, Georges. imizdeki Makine, Ktphanedeki Beden, (Ed.: ain Bamforth), (ev: Begm Kovulmaz), stanbul: Agora Kitapl, 2004. DURKHEM, Emile. Toplumbilimsel Yntemin Kurallar, (ev: Celal Bali Akal), stasnbul: Bilim/Felsefe/Sanat Yaynlar, 1985. EDELSTEIN, L. Ancient Medicine. Baltimore: Johns Hopkins University Press, 1987 EFLATUN. Birinci Alkbades, (ev. rfan ahinba), stanbul: MEB Yaynevi, 1997 ERTRK, Ramazan. Aristotelesin Ruh stne Adl Yaptnda Alg Problemi, Felsefe Dnyas Dergisi, Say: 27, 1998-1: 91-102. FEYEREBAND, Paul. zgr Bir Toplumda Bilim, (ev.: Ahmet Kardam), stanbul: Ayrnt Yaynlar, 1991. FRIEDMAN, M., On the Sociology of Scientific Knowledge and Its Philosophical Agenda, History and Philosophy of Science, Vol.: 29, 1998: 239-71. FROMM, Erich. Psikanaliz ve Din, (ev.: Aydn Artan), stanbul: Artan Yaynlar 1991. FURNHAM Vincent C.,A Research Methods and Research Problems in Complementary Medicine, Complementary Medicine: A Research Perspective, (Ed: Vincent C, Furnham) Chichester: Wiley, 1997:14774 FTZPATRCK, R. and G. SCAMBLER, Social Class, Ethnicity, and Illness, The Experience of Illness, (Ed: R. Fitzpatrick), London: Tavistock Publications, 1984 FREIDSON E. Profession of Medicine: A Study of the Sociology of Applied

241

Knowledge. New York: Dodd, Mead, 1970. -------Patiens Views of Medical Practice. New York: Russel Sage Publications, 1961. -------The Impurity of Professional Authority. Institutions and Person, (Ed: H. S. Becker and R. S. Weiss) Chicago: Aldine 1968:25-34 FOUCAULT, Micheal. Kliniin Douu, (ev: nci M. Uysal), Ankara: Epos Yaynlar, 2002. FOUCAULT, Michel- GUTMAN, Huck Hutton, PATRICK H., Kendini Bilmek, (ev: Gl aal Gven), stanbul: Om Yaynevi, 2003. FURNHAM, A., Explaining health and illness: Lay Beliefs on the Nature of Health,. Personality and Individual Differences, 17, 1994: 455466. FURNHAM, A. ve BEARD, R. Health, Just World Beliefs and Coping Style Preferences in Patients of Complementary and Orthodox Medicine, Social Science and Medicine, Vol: 10, 1995: 1425-1432 GEERTZ, Clifford. Religion as a Cultural System, The Interpretation of Cultures, London:Hutchinson 1975: 87-125 ------- The Interpretation of Cultures, New York: Basic Books. 1973 GIDDENS, Anthony. Toplumun Kuruluu, (ev. H. zel), Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar, 2002 -------Modernity and Self-Identity: Self and Society in the Late Modern Age, Cambridge: Polity Press, 1991. -------The Consequences of Modernity, Cambridge: Polity Press, 1991 GRAMSC, Antonio. Felsefe ve Politika Sorunlar, (ev.: Adnan Cemgil) stanbul: Payel Yaynclk, 1975. -------Hapishane Defterleri: Semeler, (ev: Adnan Cemgil) stanbul: Belge Yaynlar

242

1986 GKBERK, Macit. Felsefe Tarihi, stanbul: Remzi Kitabevi Yaynlar, 1985. GNDZ, inasi. Din ve nan Szl, Ankara: Vadi Yaynlar, 1998. GZEL, Cemal. "Aristoteles'te Bilgi, Bilim, Bilgide Kesinlik", Hacettpe niv. Edebiyat Fakltesi Dergisi, Say: 1, 2003: 126-139 GOFFMAN, E., Interaction Ritual, New York: Pantheon, 1967. GOODENOUGH, Ward H., Cultural Anthropology and Linguistic, Language in Culture and Society, New York: Harper and Row Publishers, 1964: 36-39. HARDNG, Sandra G. A Socially Relevant Philosophy of Science? Resources from Standpoint Theory's Controversiality, Hypatia Vol: 19, Indianapolis: Indiana University Press, 2004: 25-47 HELMAN C., Culture, Health and Illness, Bristol: Wright, 1981 ------- Complementary Medicine in Context, Medical World, Vol.: 9, 1992: 11-12 HESLOW G. Do We Need a Concept of Disease?, Theoretical Medicine, Vol: 14, 1993: 114. HEPDIGE, Dick (1979): Subculture: The Meaning of Style. London: Methuen HULUS, Ahmed. Ruh, nsan, Cin, Kitsan Yaynclk, stanbul: 2005 ILLICH, Ivan. enlikli Toplum, (ev.: Ahmet Kot), stanbul: Ayrnt Yaynlar, 1989 ILLICH, I., I. K. ZOLA, J. MCKNIGHT, J. CAPLAN, H. SHAIKEN. Profesyoneller

243

ktidar, stanbul: Pnar Yaynlar, 1994. INGLIS, Brian, The Diseases of Civilisation, London: Hodder & Stoughton, 1981 ZBUL, Yaln."Kltr Antropolojisinin Folklora Bak As.II. Milletleraras Trk Folklor Kongresi Bildirileri, Say: 1, Ankara: Gazi niv. Basn-Yayn Yksekokulu Basmevi. 1982: 145-153. JORDANOVA L., The Social Construction of Medical Knowledge, Social History of Medicine, Vol.: 8, 1995: 361-81. JUNG, W., George Simmel: Yaam, Sosyolojisi, Felsefesi, (ev.: Doan zlem), Ankara: Ark Yaynlar, 1995 KAHYA, Esin, Ayegl D. ERDEMR. Bilimin Inda Osmanl'dan Cumhuriyete Tp ve Salk Kurumlar, Ankara: Diyanet Vakf Yaynlar, 2000. KANT, I., Aydnlanma Nedir? Sorusuna Yant, (ev.: Nejat Bozkurt) Toplumbilim, Say:11, 2000: 17-23 KAPLAN, Yusuf. Enformasyon Devrimi Efsanesi, (Edit.:Yusuf Kaplan), stanbul:Rey Yaynlar, 1991 KASAPOLU, Aytl. Salk Sosyolojisi: Trkiyeden Aratrmalar, Ankara: Sosyoloji Dernei Yaynlar, 1999. KEAT, R., ve J. URRY. Bilim Olarak Sosyal Teori, (ev.: N. elebi) Ankara: mge Yay., 2001. KLOSSOWSKI, Pierre. Nietzche ve Ksr Dng, (ev.: Mukadder Yakupolu), stanbul: Kabalc Yaynevi, 1999. KOVACS, Jozsef, The Concept of Health and Disease, Medicine, Health Care and

244

Philosophy Vol.: 1: 1998 : 3139 KUMAR, Krishan. Sanayi Sonras Toplumdan Post-Moder Topluma: ada Dnyann Yeni Kuramlar (ev. Mehmet Kk). Ankara: Dost Yaynlar, 1999. KUHN, Thomas S., Bilimsel Devrimlerin Yaps, (ev: Nilfer Kuya ), stanbul: Alan Yaynclk, 1982. KURTZ, Richard A. Ve CHALFANT, H. Paul. The Sociology of Medicine and illness. Boston: Allyan & Bacon Inc., 1984. LAPPE, Marc. Holistic Health: A Valuable Approach to Medical Care, The Western Journal of Medicine, Vol:6, 1979: 475-478 LEFEBVRE, Henri. Yaamla Sylei: Sosyalizm, Gnlk Yaam ve topya stne, (ev: Emirhan Ouz), stanbul: Belge Yaynlar, 1995. LINDEMANN, Mary, Medicine and Society in Early Modern Europe, New York: Cambridge University Press, 1999. LLOYD, Geoffrey and Nathan SIVIN. The Way and the Word: Science and Medicine in Early China and Greece. New Haven: Yale University Press, 2002 LLOYD, P., WIESNER, D., HASLETON, S. Socio Demographic Characteristics and Reasons for Choosing natural Therapy: An Explatory Study of Patients Resident, Sdney. Australian Journal of Public Health Vol.:17, 1993: 135-144. LWY, Micheal. Dnyay Deitirmek zerine: Karl Markstan Walter Benjamine Siyaset Felsefesi Denemeleri, (.: Yavuz Alogan), stanbul: Ayrnt Yaynlar, 1999.

245

LYONS, Albert S., PETRUCELLI Joseph R., alar Boyu Tp, (ev.: Nilgn Gdc), stanbul: Oma Ofset, 1997. MACGREGOR, K., and PEAY, E., The Choice of Alternative Therapy for Health Care. Testing Some Propositions. Social Science and Medicine, Vol.: 43, 1996: 1317-1327. MANDER, J. In the Absence of the Sacred the Failure of Technology and the Survival of Indian Nations. San Francisco: Sierra Club, 1991 MARSHALL I., ZOHAR, Danah. Kim Korkar Schrdingerin Kedisinden. (ev: Orhan Dz). stanbul: Gelenek Yaynclk, 2003. MCCARTHY, E. Doyle, Bilgi Kltr / Yeni Bir Bilgi Sosyolojisi, (ev: A. Figen Ylmaz), stanbul: Chiviyazlar Yaynevi, 2002. MCLACHAN, J. A. Environmental Signaling: What Embryos and Evolution Teach Us About Endocrine Disrupting Chemicals. Endocrine Reviews Vol: 22, 2001: 319-341 MCNEILL, Patrick. Society Now: Health, London: Routledge, 1990. MECHANIC, D., Medical Sociology, New York: Free Press, 1968 MENDELSSOHN, Moses. Aydnlanma Nedir? Sorusu zerine (ev.: Ali Irgat), Toplumbilim, Say:11, 2000: 13-17 MESTROVIC, Stjepen G., Uygar Barbarlk, (ev: Mehmet zay), stanbul: Alm Kitap, 2004. NAUMOW, L. B., Main Problems of Modern Medicine in Diagnostics and learning: Ways of Optimal Solution, An Kar Der, Vol.: 1, 2001: 166-178.

246

NORDENFELT L. The Concepts of Health and Illness, Medicine, Health Care and Philosophy, Vol: 10, 2007: 5-10. ORR, James. The Christian View of God and the World as Centering in the Incarnation, New York: Kregel Publications, 1989. ZEMRE, Ahmet, Yksel, Epistemolojinin Tanm Ve levi, Kutadgubilig: FelsefeBilim Aratrmalar Dergisi, stanbul: lke Yaynlar, Say: 11, 2007: 247-253 ZLEM, D., "Max Weber'de deal Tip Kavramlar ve Tarih-Sosyoloji likisi", Seminer, Say:7, 1990. -------Kltr Bilimleri ve Kltr Felsefesi, stanbul: nklap Yaynevi, 2000. RADLEY, A. Worlds of Illness: Biographical and Cultural Perspectives on Health and Disease, (Ed. Radley), London: Routledge. 1993. RFKN, J., ve HOWARD T., Entropi: Dnyaya Yeni Bir Bak, (ev.: Hakan Okay), stanbul: z Yaynclk, 1993. RODIS, Goneieve - Lewis, Descartes ve Rasyonalizm, (ev.: Haldun Kardol), stanbul: letiim Yaynlar,1993. ROSS, W. David. Aristoteles, (ev.: Ahmet Arslan), zmir: Ege niv. Yay., 1993 PARK, Katherine, Doctors and Medicine in Early Renaissance Florence, Princeton: Princeton University Press, 1985 PARSONS, T. The Social System. London: Routledge & Kegan Paul., 1951 ------- A Tentative Outline of American Values, Talcott Parsons : Theorist of Modernity, (Ed: R. Robertsen, B. S. Turner) London: Sage 1991: 37-65

247

------- Professions and Social Structure, Social Forces, Vol:17, 1939: 457-467 POLOMA, Margeret M., ada Sosyoloji Kuramlar, (ev.: Hayriye Erba), Ankara: Gndoan Yaynlar, 1993 RANDALL, John Herman. The Making of the Modern Mind, Cambridge: Houghton Mifflin, 1940. RIFKIN, J., HOWARD, T., Entropi, (ev.: Hakan Okay), stanbul: z Yaynclk, 1993. PELLING, Margeret, The Common Lot: Medical Occupations and the Urban Poor in Early Modern England, London and New York, Longman: 1998. POPPER, K.R., Daha yi Bir Dnya Aray. (ev.: . Aka). stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2001. PORTELLI, Hugues. Gramsci ve Tarihsel Blok (ev: Kenan Somer) Ankara: Sava Yaynlar, 1982. SANAY, E., Hilmi Ziya lken, Gazi niversitesi Yaynlar. Ankara: 1991 SARTRE, J.P. (6) Critique of Dialectical Reason, Theory of Practical Ensembles (Ed: Johnnathan Red Alain Sheridan Smith), London: Humanities Press, 1976. SCHELER, Max. nsann Kosmostaki Yeri, (ev.: Harun Tepe), Ankara: Ayra Yaynlar, 1998. SCHMDT, James. Aydnlanma Neydi? Moses Mendelssohn ve Immanuel Kant Berlinische Monatsschrift'i Nasl Yantlad, (ev.: Ali Irgat), Toplumbilim, Say:11, 2000: 23-37.

248

SCHRDNGER, Erwin. Yaam Nedir? le Akl ve Madde ve zyaamsal Eskizler, (ev.: Celal Kapkn), stanbul: Evrim, 1999. SHAPIN, Steven. Bilimsel Devrim, (ev.: Ayegl Yurdaal), stanbul: zdm Yaynlar, 2000. SIEGERIST, H., Civilization and Disease. Ithaca: Cornell University Press. 1943. SIMONTON, O., C., MATHEW- S., SMONTON, J., CREGHTON, Getting Well Again. Los Angeles: J. P. Tarcher, 1978. SIRE, J. W., The universe next door: A Basic Worldview Catalog, Downers Grove: Inter Varsity Press 1997 SMITH, Mark J., Social Science in Question, London: Sage Publications, 1998 STARR, P., The Social Transformation of American Medicine. New York: Basic Books, 1982. SURU, Abdulkerim. Evrenin Yatmaz Yaps, stanbul: nsan Yaynlar, 1984. SOROKN, Pitirim A. Bir Bunalm anda Toplum Felsefeleri, (ev: Tuncay Mete), Ankara: Bilgi Yay., 1972. SOLOMON, Robert C. Existentialism, New York: McGraw-Hill, 1974. STEINER, Miriam. The Search for Order in a Disorderly World: Worldviews and Prescriptive Decision Paradigms, International Organization, Vol: 3, 1983: 373413. STYLE, Jane M., Aguste Comte: Thinker and Lover. London. Kegan Paul Co. 1928. AN, M., Kemal. Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmoderlik Arasnda Bir

249

Sosyolog, Sosyoloji Dergisi, stanbul: stanbul niv. Edeb. Fak. Yay. Say: 11, 2006: 63-91. TAYLOR, C. R., Alternative Medicine and the Medical Encountering Britain and the United States, Alternative Medicine, Popular and Polity Perspectives, (Ed.: Warren Salmon) London: Tavistock, 1984:191-228 TEMKIN O., Greek Medicine as Science and Craft, Double Face of Janus and Other Essays in the History of Medicine. Baltimore: Johns Hopkins University Press, 1977:140-1. TEXIER, Jacques. Gramsci ve Felsefe, (ev.: Kenan Somer), Ankara: Birey ve Toplum Yaynclk, 1985. THORNE, S., Health Belief Systems in Perspective, Joumal of Advanced Nursing Vol.: 18, 1993: 1931-1941. TMUN, Afar. Estetik, stanbul: nsancl Yaynlar, 2000. TURNER, Bryan S., Medical Knowledge and Social Knowledge, London: Sage Publications, 1995. TUN, Mustafa ekip. Bergsona Gre Claude Bernardn Felsefesi, stanbul: Mlkiye Mektebi Mecmuas, Say: 42, 1934:1-6 TURNER, J. BEEGHLEY, L., POWERS, Charles H., The Emergence of Sociological Theory, Belmenot: Wadsworth Publishing Company, 1998. LKEN, Hilmi Ziya. Ak Ahlk, stanbul: Dnya Kitaplar, 2004 VOGEL, Claus. Greco-Arab Medicine, Theories and Philosophies of Medicine,

250

nstitue of History of Medicine and Med. Res., (Ed.: Abdul Hameed), New Delhi: 1973, 53-71 WALDRAM J. B., D. A HERRNG. and T. K. YOUNG. Aboriginal Health in Canada Historical, Cultural, and Epidemiological Perspectives, Toronto: University of Toronto Press, 1997. WALTERS, J. Donald. Modern Dncenin Krizi, ( ev.: ahabeddin Yaln), stanbul: nsan Yaynlar, 1995. WATSON, John. Comte, Mill and Spencer. Cambridge: Macmillan Co. 1895. WESTFALL, Richard S., Modern Bilimin Oluumu, Ankara:TBTAK Yaynlar, 1994. WLLAMS, Raymond. Culture and Society, London: Penguin Pres., 1971 -------The Sociology of Culture. Chicago:The University of Chicago Pres., 1995 WRGHT, P. and TREACHER, A., The Problem of Medical Knowledge: Examining the Social Construction of Medicine, (Ed: A. Treacher) Edinburgh: University of Edinburgh Press, 1982. YILDIRIM, Cemal. Bilim Felsefesi, stanbul: Remzi Kitapevi, 1996. Ansiklopedi ve Szlkler

Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1998 The Oxford Dictionary of English Etymology, Oxford: Oxford University Press, 1994 TELLOLU, mer, Ruh Maddesi, amil slam Ansiklopedisi, stanbul: 1992

251

nternet Kaynaklar BAKER, Ulus, Siyasal Alann Oluumu zerine Bir Deneme, http://www.scribd.com/doc/11440835/ GIMMLER, Antje, Paradigms in Medicine From Humoral Pathology to the Genetic Paradigm,. http://www.socsci.aau.dk/sociologi/Opslagstavlen/om-sociologi/8semester/f07/sundhed/antje_080207.pdf, 1995 . KUR'AN-I KERM TRKE MEAL - http://www.diyanet.gov.tr/kuran McGraw-Hill Concise Dictionary of Modern Medicine, http://medicaldictionary.thefreedictionary.com/Hipocratic+oath TASLAMAN, Caner. Beden Ruh Dualizmine Teolojik Agnostik Tavr, http://www.canertaslaman.com/bedenveruh/

252

EK:

Mlakat Sorular

Bu sorular, Modern Bat Tbbnn Epistemolojisi zerine Sosyolojik Bir inceleme adl doktora almas kapsamnda, soruna ilikin Trk hekimlerin dnce ve tutumlarn anlayabilme amacna ynelik olarak hazrlanmtr.

1. Hasta ve hastalk kavramlar size ne ifade ediyor? 2. Mevcut uygulamalar esas alndnda, hasta-hekim ilikileri ile ilgili olarak; Hekimlerin tutumu nasldr? Nasl olmaldr? hastalarn tutumu nasldr? Nasl olmaldr? hastann, hastalyla ilgili her bilginin, hasta-hekim ilikisi erevesinde, ak bir biimde tartlmasndan/aklanmasndan yana msnz? Neden? 3. Tbbn konu ve yntemi konusunda ne dnyorsunuz? 4. Tbbi alt uzmanlk dallarnca, insann belli snrlamalar (organlar, dokular, hormonlar vs) erevesinde ele alnmasn sakncal buluyor musunuz? Neden? 5. Tbbi bilgi ve uygulamalar noktasnda tartmal bulduunuz durumlar var m? Neler? 6. Tbbn, dier bilim dallaryla etkileimini nasl karlyorsunuz? Hangi bilim dallaryla, nasl bir diyalog ierisinde bulunmaldr? 7. Tbbi uygulamalar ierisinde dinsel, metafizik elerin yeri ne olmaldr? 8. Mevcut uygulamalar esas alndnda, tan ve tedavi sreci nasl i lemektedir? 9. Tbbi uygulamalarda sosyal kltrel faktrlerin etkili olduunu dnyor musunuz? 10. Hasta ya da hekimin dnya grnn, tedavi uygulamalarndaki etkisi konusunda ne dnyorsunuz? 11. Hastann hekim tercihinde, hangi faktrlerin etkili olduunu dnyorsunuz? 12. Tp meslei zerinden bir insan tanm yapmak isteseniz, insan nasl tanmlarsnz? 13. Alternatif tp uygulamalarndan ne anlyorsunuz? Modern tp uygulamalar ierisindeki yeri ne olmaldr? 14. Bir disiplin anlamnda, tbb nasl bir etkinlik (sanatsal, bilimsel) olarak deerlendiriyorsunuz? Neden? 15. Ruh-beden, ruhsal/bedensel salk ayrmn nasl karlyorsunuz? Sizce ruhsal bileen tbbn konusu olabilir mi? Neden?
Vakit ayrp, cevaplama zahmetinde bulunduunuz iin teekkr ederim.

brahim BR Hacettepe niversitesi Sosyoloji Blm, Ara. Gr.

Anda mungkin juga menyukai