Anda di halaman 1dari 132

KIZLERIN SNAV(3.

KTAP)
Tanrlarn ekici

T horbardin ccelerinin ordular, Dergoth Ovalar' nda dmanlar, yani akrabalaryla karlamak
iin ilerlerken trompetin, keskin elik misali kan sesi gz havasn paralad. Tepe cceleri ve
dal kuzenleri arasnda yzlerce yldr sren nefret ve yanl anlama o gn ovalar kzla
boyamt. Zafer oktan anlamn yitirmiti...kimsenin ulamaya alt bir ama deildi. Artk
lp gitmi dedelerine yaplm olan hakszlklarn cn almak, her iki tarafn da tek amacyd.
ldrmek, ldrmek ve yine ldrmek...ite Ccekaps Sava dedikleri buydu.
Sznn eri olan cce kahraman Kharas, dan altnda kral iin dvt. Akraba sayd kiilerle
savamak zorunda olduu iin duyduu utan nedeniyle feda ettii sakaln gzelce tra etmi
olan Kharas, ordunun nc kolundayd ve bir yandan ldrrken bir yandan da alyordu. Fakat
savarken aniden zafer kelimesinin anlam deitirip yok etme anlamna gelmeye baladn fark
etti. alma tutkusunun lgnl her iki orduyu da korkun bir kzl dalga gibi yutarken her iki
ordunun sancaklarnn da dtn, kanl ovada unutulmu ve ayaklar altnda kalm olduunu
grd. Ve kim yenerse vensin bir kazanann olmayacan anlaynca Kharas, Balta'sm -ccelerin
Tanrs Reorx'un yardmyla dvlm olan Balta'y- att ve sava alanndan ayrld.
"Korkak" diye cyaklayan sesler ok olmutu. Kharas bunlar duymusa bile hi kulak asmad.
Kendi deerini kendisi biebiliyor, herkesten iyi biliyordu. Gzlerindeki buruk yalar silip,
akrabalarnn kann ellerinden temizleyen Kharas, Kral Duncan'in sev-
6

gili iki olunun cesetlerini buluncaya kadar lleri aratrd. Gen ccelerin parampara
cesetlerini bir atn srtna atan Kharas, Der-goth Ovalar'ndan ayrlarak ykyle birlikte
Thorbardin'e dnd.
Kharas atn uzaklara srd, ama alrken baran kaba sesleri, eliin akrtsn ve lenlerin
ln duymayacak kadar uzaklara deil. Arkasna bakmad. mrnn sonuna kadar srekli bu
sesleri duyacana dair bir his vard iinde.
Cce kahraman tam Kharolis Dalar'nn eteklerine varyordu ki rktc bir gmbrt sesi
duymaya balad. Kharas'n at rkt. Cce atn dizginleyerek hayvan sakinletirmek iin
durdurdu. Bunu yaparken de etrafna huzursuzca baknd. Neler oluyordu? Bu savan sesi
deildi, doann da sesi deildi.
Kharas dnd. Ses arkasndan, henz terk etmi olduu, akrabalarnn adalet adna hl
birbirlerini katlettikleri topraklardan geliyordu. Ses byd, sonra gitgide ykselen alak, bouk
bir patlama sesine dnt. Kharas'a sesin yaklan neredeyse gryormu gibi geldi. Cce
kahraman korkun gmbrt yaklap, ovalar zerinde gmbrderken rpererek ban edi.
Kederle ve dehetle, Reorx bu, diye dnd. Bu hiddetli Tanrnn sesi. Lanetleniyoruz.
Ses, bir ok dalgasyla -onu neredeyse eyerinden aaya devirecek kadar kt kokulu, yakc bir
s rzgryla- birlikte Kharas'a arpt. Kum, toz ve kl bulutlar cceyi sararak geceyi korkun,
sapkn bir karanla evirdi. Etrafndaki aalar eildi, bkld, atlar dehetle haykrd,
neredeyse kayorlard. Bir an iin Kharas'n btn yapabildii panikten ldrm hayvanlar
denetim altnda tutabilmeye almakt.
Gzlerine batan toz bulutundan krleen, boulur gibi olarak ksren Kharas azn kapatarak -
bu garip karanlkta elinden geldiince- atlarn da gzlerini kapatmaya alt. Kum ve klden
oluan o bulutta ve scak rzgr iinde ne kadar durduunu hatrlaya-mad. Ama bulut aniden,
geldii hzla geti.
Kum ve toz kt. Aalar dzeldi. Atlar sakinleti. Bulut, gzn daha sakin rzgrlaryla hareket
ederek arkasnda o gkgrl-ts gibi sesten daha korkun bir sessizlik brakt.
Korkun bir nseziyle dolan Kharas atlarn elinden geldiince hzl srerek tepeleri trmand ve
aresizlikle etraf rahatlkla grebilecei bir yer arad. Sonunda buldu -dar doru frlam- bir
kaya. Yk hayvanlarn keder dolu ykleriyle bir aaca balayan
Kharas atn kayann zerine srd ve Dergoth Ovalar'na bakt. Olduu yerde kalan cce altndaki
manzaraya dehetle bakyordu.
Kprdayan bir ey yoktu. Aslnda, orada hibir ey yoktu; kararm, harap olmu kum ve kayadan
baka hibir ey.
Her iki ordu da tamamen silinip gitmiti. Patlama o kadar ykcyd ki, kl kapl Ova'nn zerinde
ceset bile yoktu. Topran yz bile deimiti. Kharas'n dehet dolu baklar yksek, zarif
kulelerinin bir zamanlar Ova'ya hakim olduu, byl kale Zha-man'n bulunduu yere doru
kayd. O da mahvolmutu ama tamamen deil. Kale kmt ve imdi de -en korkuncu- plak,
'lm Ovas'nda oturmu, srtan bir insan kellesine benziyordu.
"Reorx, Baba, Demirci, affet bizi," diye mrldand Kharas gzyalar gzlerini bulanklatrrken.
Sonra, ba kederle eilen cce kahraman buradan ayrlarak Thorbardin'e dnd.
Cceler -Kharas yle bildirmi olduu iin- Dergoth Ovala-r'ndaki her iki ordunun yokoluunu da
Reorx'a mal etmilerdi. Tanr, hiddetlenerek baltasn yere frlatm, ocuklarna vurmutu.
Fakat Astinus'un Tarihe'si Dergoth Ovalar'nda ne olduunu doru biimiyle kaydetmitir:
By gcnn doruuna varan, Fistandantilus diye de bilinen bab-yc Raistlin ile Paladine'm
Ak Cppeli rahibesi Crysania, burada Karanlklar Kralie'sine meydan okuyup onunla savamak
iin cehenneme alan Kap'dan gemek istemilerdir.
Bu babyc bu noktaya, yani ihtirasnn doruk noktasna varabilmek iin kendince karanlk
sular ilemiti. Giymekte olduu kara cppe kana bulanmt; kann bir ksm da kendi kanyd.
Yine de bu adam, insan kalbinin ne olduunu biliyordu. O kalbi nasl buracan, evirip
evireceini, kendisine lanet okuyacak, tekme tokat kovacak insanlar nasl kendisine hayran
brakakacam biliyordu. Bunlardan biri Tarinius Hanedanndan Lady Crysania'yd. Kilisenin
Saygdeer Kzkardei olan kadn, ruhunun ak mermerinde tek bir lmcl atlaa sahipti. O
kusuru bulan Raistlin bu atla byterek kzn tm varlna yaym ve zamanla kzn kalbine
ulamt...
Crysania onu korkun Kap'ya kadar izlemiti. Burada Tanrsna seslenince Paladine ona cevap
verdi nk gerekten de kz onun seilmiiydi. Raistlin de bysne bavurmu ve baarmt
nk o gne kadar yaam olan hibir byc bu gen adam kadar gl olmamt.
Kap ald.
8

Raistlin Kap'dan girmeye balad ama bycnn ikiz kardei Cara-mon ve kender Tasslehoff
Burrfoot tarafndan altrlan byl bir zaman yolculuk aleti babycnn gl bysne
kart. By alan bozuldu...
...felaket ve beklenmedik sonular dourarak.
Bfm t
Ay," dedi Tasslehoff Burr-foot.
Caramon, kendere dik dik bakt.
"Benim suum deil! Yeminle Caramon!" diye kar kt Tas.
Fakat kender bir yandan konuurken bir yandan da etraflarn incelemeye balad; sonra yeniden
baklarn Caramon'a kaldrd; sonra yeniden etrafna baknd. Tas'n alt duda titremeye balad
ve burnu akarsa silmek zorunda kalabilecei dncesiyle mendiline uzand. Ama mendili yerinde
yoktu, kesecikleri de yerinde yoktu. Tas iini ekti. O ann heyecanyla unutmutu; eyalarnn
hepsi Thorbardin zindanlarnda kalmt.
Gerekten de ok heyecan verici bir and. Bir dakika nce Caramon ile birlikte byl kale
Zhaman'da byl zaman yolculuu aletini altryorlard; bir dakika sonra Raistlin bysne
balamt ve daha Tas neye uradn anlamadan korkun bir kargaa yaanmt -talar ark
sylemi, kayalar atlam, ayn anda alt ayr yne ekiliyormu gibi korkun bir hisse kaplm
ve sonra da -HOOOP- buraya gelivermiti.
Buras her neresiyse. Ve buras her neresiyle, kesinlikle olmas gereken yer deildi.
Caramon ile birlikte, byk devrik bir kayann yanndan geen
10
bir da patikasmdaydlar; Tas'n gznn alabildii kadaryla altlarndaki btn topraklar da
kaplayan kl rengi, kaygan bir amurun iine bileklerine kadar batm duruyorlard. Orada
burada, kayalarn entikli ular bu kl rtsnn yumuak yzeyinden fkryordu. Hi bir
canldan eser yoktu. Bylesine ssz bir yerde canl bir ey olamazd. Ayakta kalan bir aa bile
yoktu; youn amurdan sadece yanp kararm gvdeler balarm kartyordu. Gzn grebildii
kadaryla, her ynde ufka kadar mutlak ve eksiksiz bir yokluktan baka hibir ey mevcut deildi.
Gkyz de insan rahatlatmyordu. zerlerinde tm griliiyle bombo duruyordu. te yandan
batya doru parlak mavi imeklerin mzraklar gibi indii, tuhaf, aydnlk bulutlarn kaynad
garip bir meneke rengi vard. Uzaktan gelen gkgrltsnden baka hibir ses...hibir hareket...
hibir ey yoktu.
Caramon derin bir nefes alarak yzn ovuturdu. Is ok yksekti ve daha bu yerde birka
dakikadr durmalarna ramen ter iindeki teni ince bir tabaka halinde boz renkli klle svanmt.
"Neredeyiz?" diye sordu sakin, ll bir sesle.
"Be... benim bir fikrim olmadna emin olabilirsin Caramon," dedi Tas. Sonra, biraz duraksadktan
sonra ekledi, "Senin var m?"
"Her eyi bana sylediin ekilde yaptm," diye cevap verdi Caramon, sesinde ktmser bir
sknet vard. "Gnimsh'in bize nereye gitmek istersek oray dnmemizin yeterli olacan ve
hemen oraya gideceimizi sylediini, sylemitin. Ben Solace'i dndmden gayet eminim..."
"Ben de!" diye bard Tas. Sonra, Caramon'un hiddetle kendisine baktn grerek kekeledi. "En
azndan genellikle oray dnyordum..."
"Genellikle mi?" diye sordu Caramon, korku verici sakin bir sesle.
"ey" -Tas yutkundu- "be...ben bir kere, bir an iin ama bak yanl anlama, ey --hani ne kadar
ilgin, yani ite benzersiz olurdu diye...m...hani birlikte...111....ey..."
"ey ne?" diye sordu Caramon.
"Bir....aaaa."
"Bir ne?"
"Aaaa," diye geveledi Tas.
Caramon nefesini tuttu.
"Bir ay!" dedi Tas abuk abuk.
11
"Ay m!" diye tekrarlad Caramon duyduklarna inanmaz bir tonda. "Hangi ay?" diye sordu bir an
sonra, etrafna bakmarak.
"ey," -Tas omuzlarn silkti- " aydan herhangi biri. Herhalde birbirlerinden pek farklar yoktur.
Olduka benziyorlardr tahminim. Sadece tabii ki Solinari'nin prl prl gm kayalar vardr,
Lunitari'nin btn kayalar parlak krmzdr ve herhalde br de tamamen kapkaradr; geri
grmediim iin kesin bir ey syleyemem ama..."
Tam bu noktada Caramon kalarn atnca Tas dilini tutmann daha iyi olacana karar verdi.
Caramon ciddi bir suratla etrafna baknmaya devam ederken dakika kadar o da yle yapt.
Ama kenderin konumadan durmas iin kendisine daha ok hakim olmas (ya da keskin bir bak)
gerekiyordu.
"Caramon," diye azndan karverdi, "se...sence baarabildik mi? Aya -ey- aya gidebildik mi
yani? Yani, burasnn bugne kadar gittiim hibir yere benzemedii kesin. Yani bu kayalar gm
rengi veya kzl veya kara deil ama. Daha ok baya kaya rengin-deler..."
"Bundan kukum yok," dedi Caramon dnceli dnceli. "Sonu olarak bizi tam ln
ortasndaki bir liman ehrine gtren sen deil miydin..."
"O da benim kabahatim deildi!" dedi Tas darlarak. "Tanis bile ne demiti..."
"Yine de" -akl karan Caramon yzn buruturdu- "buras gerekten garip grnyor ama yine
de her naslsa tamdk."
"Haklsn," dedi Tas bir sre sonra yeniden souk, kle boulmu manzaraya bakarak. 'imdi sen
syleyince bana da bir yeri hatrlatyor gibi geldi. Yalnz" -kender rperdi- "bugne kadar bu kadar
korkun bir yerde olduumu hatrlamyorum... Cehennem hari," diye ekledi ama bunu kendi
kendine mrldanmt.
ki kafadar konuurken kaynayan bulutlar dalgalanarak yaklat ve plak topraklar zerine daha
da kasvetli bir rt rtt. Scak bir rzgr kt, ince bir yamur iselemeye balayarak havada
oradan oraya srklenen klle karmaya balad. Tas tam yamurun kaygan niteliinden
bahsedecekti ki hi uyarmadan dnya havaya uuverdi.
En azndan Tas in ilk izlenimi buydu. Gzleri kr edici, parlak bir k, bir czrt sesi, bir atrt,
bir patlama topra sarsm, Tass-lehoff kendisini gri amurun iinde oturmu, ancak otuz metre
ka-
12
dar ilersinde patlayarak kayada alan devasa delie aptal aptal bakarken bulmutu.
"Tanrlar adna!" dedi Caramon nefesini tutarak. Uzanarak Tas' ekip ayaa kaldrd. "yi misin?"
"Ga...galiba," dedi Tas, biraz sarslm gibiydi. Seyrederken yeniden buluttan yere bir imek indi
ve kayalar ve klleri havaya savurdu. "Amann! Bu gerekten de ilgin bir deneyimdi. Geri hemen
tekrarlanmasn arzu ettiim bir ey de deil hani," diye ekledi aceleyle; her dakika kararmaya
devam eden gkyznn onu bu ilgin deneyimle bir kez daha dllendirmeye karar
verebileceinden korkarak.
"Her neredeysek bu yksek yerden ayrlmamz gerek," diye mrldand Caramon. "En azndan bir
patika var. Bir yere kyor olsa gerek."
amura batm patikadan aada ayn derecede amura batm vadiye bakan Tas'n aklndan,
Biryer'in de en az Buras kadar gri ve vck vck olacana dair bir dnce gelip geti ve kender
hemen kendi fikrini kendine saklamaya karar verdi.
Youn amur iinden zar-zor patikadan aaya inerken, scak rzgr daha kuvvetli esmeye
balayarak kararm kymklar, klleri etlerine batrmaya balad. imekler kararm aa
gvdeleri arasnda dans ediyor, aalarn parlak yeil veya mavi alevlerden minik toprak olarak
patlamalarna neden oluyordu. Yer, yldrmlarn sarsntlaryla titriyordu. Buna ramen, frtna
bulutlar ufukta toplanmaya devam ediyordu. Caramon admlarn hzlandrd.
Tepeden aaya inmeye alrken, Tas'n tahmin ettii kadaryla bir zamanlar gzel bir vadi
olmas gereken bir yere girdiler. Tahminine gre bir zamanlar buradaki aalar gzn potakal ve
altn renkleriyle veya baharn puslu yeiliyle couyordu.
Orada burada dne dne ykselen ama ykselir ykselmez de frtna etkisiyle dalan duman
huzmeleri gryordu. Belli ki dumanlar baka yldrmlardan kaynaklanyor, diye dnd. Fakat
garip bir ekilde bu ona baka bir eyi hatrlatmt. Caramon gibi onun da buray tandna dair
dncesi gittike artyordu.
amur iinden yryp, bu i gcklayan zmbrtnn yeil ayakkablarna ve parlak mavi
pantalonuna neler yaptn dnme-meye alan Tas, eski bir kender numaras olan kaybolunca
kullan numarasna bavurmaya karar vermiti. Gzlerini kapatp, her e-
13
yi aklndan uzaklatrarak beynine nndeki manzarnn bir resmini tedarik etmesini emretti. Bu
olduka ilgin kender mantnn gerisinde, Tasslehoff'un ailesinden bir kenderin bu yere daha
nce gelmi olduuna kuku olmadndan, hatralar bir ekilde bu kenderin torunlarna geiyor
olmas yatyordu. Bu, bilimsel olarak ka-ntlanamad halde (bunu komisyona havale ettiklerinden
gnome-lar bu konuda alyorlard) -bu gne kadar- Krynn zerinde kaybolan bir kender dahi
bulunmamtr.
Sonu olarak incik kemiine kadar amura batm duran Tas gzlerini kapatarak etrafnn resmini
armaya alt. Bir resim geldi; o kadar ak seik bir grntyd ki olduka ard -herhalde
atalarnn zihinsel haritalar hi bir zaman o kadar mkemmel olmamt. Aalar vard -dev
aalar-, ufukta dalar vard ve bir gl vard...
Gzlerini aan Tas'm nefesi kesilir gibi oldu. Evet bir gl vard! Daha nce fark etmemiti, byk
bir ihtimalle gln de kl kapl toprakla ayn gri, sulu amur renginde olmasndand. Orada hl
su var myd acaba? Yoksa amurla m doluydu?
Acaba, diye dnd Tas, Trapspringer Amca ay hi ziyaret etmi miydi? Eer ettiyse buray
tanmamn nedeni bu olsa gerek. Ama tabii ki kimseye syleyememitir.... Belki de goblinler onu
ye-meseydi de syleyecek frsat olsayd sylerdi. Yemek dedim de aklma geldi....
"Caramon," diye seslendi Tas, artan rzgrn ve gmbrdeyen gkgrltsnn zerinden.
"Yanna su aldn m? Ben almadm. Yemek de yok yanmda. htiyacmz olmaz diye
dnmtm, hani eve falan dnecektik ya. Ama..."
Tas aniden yiyecek, su ve Trapspringer Amcas'n aklndan alp gtrecek bir ey grd.
"Aman Caramon!" diye yapt Tas, koca savaya, bir yandan iaret ederek. "Bak, sence bu gne
mi?"
"Baka ne olabilir ki?" diye szn kesti Caramon hrnlkla, frtna bulutlarndaki bir yarktan
ortaya kan sulu, yeilimtrak sar rengindeki diskten gzlerini almadan. "Ve hayr, hi su getirme-
dim. O yzden bu konuda konuma olmaz m?"
"iyi, biliyorsun eye gerek yo..." diye balad Tas. Sonra Cara-mon'un yzn grerek aceleyle
sustu.
Patikadan yarsn katettikten sonra, amurda kayarak durdular. Scak rzgr etraflarnda esiyor,
Tas'm tepe san bir sancak gi-
14
bi uuruyor, Caramon'un cppesini etrafnda krba gibi aklatyordu. Koca sava -Tas'n da
dikkatini ekmi olan -gle bakyordu. Caramon'un yz solgun, gzleri endieliydi. Bir an sonra
yeniden yrmeye balad, yolda zorlukla ilerliyordu. ini eken Tas da peine dt. Bir karar
vermiti.
"Caramon," dedi, "gel buradan kalm. Gel bu yeri arkamzda brakalm. Buras goblinler yemeden
nce Trapspringer Amca'nn da ziyaret etmi olduu ay olsa da, pek elenceli deil. Ay yani,
yoksa goblinler tarafndan yenmek deil, ama imdi dnnce fark ettim ki goblinler tarafndan
yenmek de pek elenceli olmasa gerek. Dorusunu sylemek gerekirse bu ay, en az Cehennem
kadar can skc ve kt koktuuna da phe yok. Ayrca orada susa-myordum... Yani imdi
susadmdan deil ha,"diye ekledi aceleyle, bu konuda konumamas gerektiini biraz ge
hatrlayarak, "ama dilim sanki azck kurudu gibi, bilmem anlatabiliyor muyum, hani insan zor
konuuyor. Byl aletimiz var." Hani son yarm saattir Caramon neye benzediini unutmutur
diye ta kakmal, asa biimli nesneyi uzatt. "Ve sz veriyorum...tm ciddiyetimle and
iiyorum...bu kez btn aklmla Solace' dneceim Caramon. Ben...Caramon?"
"Sus Tas," dedi Caramon.
Vadinin tabanna varmlard; burada amur Caramon'un bileklerine, Tas'n da incik kemiine
kadar ykseliyordu. Caramon, byl Zhaman kalesinde dp dizini incittii iin yeniden
aksamaya balamt. imdi endiesinin yannda yznde bir de ac ifadesi vard.
Baka bir ifade daha vard. Tas'n iini gcklayan bir ifade... gerek korku ifadesi. aran Tas,
Caramon'un ne grdn merak ederek aceleyle etrafna baknd. Aas da yukardan pek farkl
grlmyor, diye dnd... gri, yapkan ve korkun. Hibir ey deimemiti, sadece ortalk
daha da kararyordu o kadar. Frtna bulutlarnn yeniden gnei ortadan kaldrm olmalar Tas'
rahatlatmt, nk gne, kasvetli, gri manzaray daha da kt gsteren salksz grnl bir
gneti. Frtna bulutlar yaklat iin yamur daha da iddetlenmiti. Bunlarn dnda, korkun
olan bir eyin grnmedii kesindi.
Kender sessiz durabilmek iin elinden geleni yapt ama daha o szleri durduramadan, szler sanki
azndan kaveriyordu.
"Ne var Caramon? Ben hibir ey gremiyorum. Dizin mi seni
15
rahatsz ediyor? Ben...'
"Konuma Tas!" diye buyurdu Caramon gergin, sinirli bir sesle. Gzleri fal ta gibi alm
etrafna bakyor, elleri sinirle bir alp, bir kapanyordu.
ini eken Tas iinde biriken szleri durdurmak iin eliyle azn kapatt; lse bile sessiz kalmaya
ok kararlyd. Susunca aniden burasnn ok sessiz olduunu fark etti. Gk grlemedii zaman
baka bir ses yoktu; hatta normalde yamur yaarken duyduu tandk sesler bile yoktu; yani aa
yapraklarndan szlen ve yere den damlalarn, dallar arasnda hrdayan yelin/ yamur
arklarn syleyen, slak kanatlarndan ikayet eden kularn sesleri yoktu...
Tas iinde garip, rperti gibi bir ey hissetti. Yanm aa gvdelerine daha yakndan bakt.
Yanm olmalarna ramen gvdeler bykt, imdiye kadar grm olduu en byk aalar
olduuna hi kuku yoktu, bir de bu aalardan..
Tas yutkundu. Yapraklar, gz renkleri, yemek pien ocaklarn vadide ykselen dumanlar, gl...
kristal kadar mavi ve przsz...
Gzlerini krptrarak, amur ve yamurun neden olduu o sa-kzms katmandan kurtulmak iin
elleriyle gzlerini ovdu. Etrafna baknd, baklarn yola ve o kocaman kayaya evirdi... Artk
yanm aa gvdeleri arasndan rahatlkla grebildii gle bakt. Keskin, entik entik zirveleriyle
dalara bakt.
Burada daha nce bulunmu olan Trapspringer Amca deildi...
"Aman Caramon!" diye fsldad dehetle.
16
Bfiim 2
e var?" diye dnd Cara-mon, kendere yle garip bakyordu ki Tas, o iinde hissettii ok garip i
gcklayan hissin, dna da yaylmaya baladn duyum-sad. Kollar boyunca kk kabarcklar
olutu.
"Hi...hi," diye kekeledi Tas. "Sadece hayal grdm. Caramon," diye ekledi aceleyle, "haydi
ayrlalm! Hemen imdi. stediimiz her yere gidebiliriz! Zaman iinde, hep birlikte olduumuz bir
zamana, hepimizin mutlu olduu bir zamana dnebiliriz! Rint ile Sturm'un sa olduu, Raistlin'in
hl al cppe giydii ve Tika'mn olduu bir zamana gide..."
"Kapat eneni Tas," diye kesti szn Caramon, uyaran bir ses tonuyla; szlerinin, kenderin bile
sinmesine neden olan bir imekle alt izilmiti.
Rzgr artyor, garip bir sesle sanki kenetlenmi dileri arasndan titrek bir nefes alan biri gibi l
aa gvdeleri arasndan slklar alyordu. Ilk, yapkan yamur kesilmiti. Tepelerindeki
bulutlar dnerek gemi, soluk gnei gri gkyznde tm parlaklyla brakmt. Fakat ufukta
bulutlar ylmaya devam ediyor, yldka kararyordu. Bulutlarn arasnda ok renkli imekler
akyor, bulutlara souk, lmcl bir gzellik katyordu.
Caramon amurlu yoldan yrmeye balad; bir yandan da ya-
17

ral bacandaki ardan dolay dilerini skyordu. Fakat -her ne kadar, ok farkl da grnse-
artk ok iyi bildii bir yoldan aaya bakan Tas, yolun kvrld yeri grebiliyordu. Dnemecin
tesinde ne bulunduunu bildii iin olduu yerde kalarak ayaklarn yolun ortasna sk sk bast
ve Caramon'u arkasndan seyretti.
Birka saniye sren allmadk bir sessizlikten sonra Caramon bir eylerin ters gittiini fark
ederek arkasna bakt. Yz yorgunluk ve acyla aslm olan koca adam durdu.
"Haydi Tas!" dedi huzursuzca.
Tepe san parmana doluyan Tas ban hayr anlamnda sallad.
Caramon ona sert sert bakt.
Tas sonunda patlad, "Bunlar vallen aalar Caramon!"
Koca adamn sert yznn ifadesi yumuad. "Biliyorum Tas," dedi bitap bir edayla. "Buras
Solace."
"Hayr, deil!" diye bard Tas. "Bu...buras sadece vallen aalar olan bir yer! Vallen aac olan bir
sr yer olmal..."
"Peki Kristalmir Gl olan da ok yer var m Tas, ya da Kharo-lis Da'nn olduu, ya da hem senin,
hem benim Flint'i zerine oturmu bir tahta yontarken grdmz u koca kaya gibi kayas
olan, ya da bu yolu olan baka bir yer..."
"Bilemezsin ki!" diye bard Tas hiddetle. "Olabilir!" Aniden ileri doru komaya balad; ya da
ileri doru komaya alt demek daha doru, ayaklarn yap yap balk amurdan elinden
geldiince hzla ekmeye alyordu. Tkezlenip Caramon'un zerine devrilen kender koca
adamn eline yapp ekitirdi. "Haydi gidelim! Haydi buradan kalm!" Bir kez daha zaman
aletini havaya kaldrd. "Tar...Tarsis'e geri dnebiliriz! Ejderhalarn o binay benim zerime
devirdikleri yere! O elenceli, ilgin bir zamand. Hatrladn m?" Tiz sesi yanp kl olmu
aalarn arasnda keskin bir lk gibi nlad.
Yz hl ask olan Caramon uzanarak byl aleti kenderin elinden ald. Tas'n lgn gibi kar
koymalarn yok sayp aleti alarak talarn evirip evirmeye ve yavaa o parlak asay sade,
sradan bir kolye ucu haline sokmaya balamt. Tas hznle seyretti.
"Neden gitmiyoruz Caramon? Buras korkun. Ne yiyeceimiz, ne ieceimiz var ve grdm
kadaryla bulma ansmz da pek yok. Ayrca o yldrmlardan biri bize isabet edecek olsa
tozumuzun kalmayacana da kuku yok; stelik o frtna da gittike yaklayor
18
ve sen de bal gibi burasnn Solace olmadn biliyorsun..."
"Bilmiyorum Tas," dedi Caramon sakin bir edayla. "Ama reneceim. Ne var? Merak etmiyor
musun? Ne zamandr kenderler bir macera frsatn geri evirmeye balad?" Yeniden topallayarak
yoldan ilerlemeye balad.
"Ben de en az btn kenderler kadar meraklym," diye geveledi Tas, boynunu bkp Caramon'un
ardna taklrken. "Ama daha nce hi gitmemi olduun bir yeri merak etmek baka, insann
kendi yerini yurdunu merak etmesi baka. nsan yurdunu merak etmemelidir! Yerin yurdun
deimez. Orada durur, senin geri dnmeni bekler. nsann yeri yurdu, 'Ah ite gittiimden beri
hi deimemi,' dedii yerdir, yoksa 'Amann buras zerinden alt milyon ejderha uup yerle bir
etmi,' dedii yer deil. nsann yurdu macera yaanacak yer deildir Caramon!"
Tas baklarn kaldrp szlerinin Caramon'da bir etki yaratp yaratmadna bakt. Yaratmsa
bile, hi belli olmuyordu. Bu ac dolu yzde, Tas' olduka artan, artan ve hayrete dren
sert bir kararllk ifadesi vard.
Caramon deiti, diye fark etti Tas aniden. Bu sadece cce iece ini brakmasndan
kaynaklanmyor stelik. zerinde deiik bir hava var; daha ciddi ve...ey, sorumluunu daha ok
bilen biri gibi grnyor sanrm. Ama baka bir ey daha var. Tas dnd. Gurur, diye karar
verdi bir dakikalk bir derin dnceden sonra. Kendisiyle gurur duyuyor; gurur ve kararllk var.
Bu, kolay kolay pes etmeyecek bir Caramon, diye dnd Tas, can sklarak. Bu, ban belya
sokmamas ve meyhanelerden korumas iin bir kendere muhta olan Caramon deil. Tas
honutsuz bir edayla iini ekti. O eski Caramon'u zlyor gibiydi.
Yoldaki dnemece vardlar. Bir ey sylememelerine ramen her ikisi de buray tanmt.
Caramon syleyecek bir eyi olmad iin, Tas ise buray tandn tm dikkafahlyla inkr
ettiinden bir ey sylemiyordu. Fakat her ikisi de ayaklarn srdklerini fark ettiler.
Bir zamanlar, o dnemeci dnen yolcular klar iindeki Son Yuva Han'n grrd. Otik'in
baharatl patateslerinin kokusunu alr, bir gezgini veya Solace'l bir mdavimi ieri almak iin her
kap aldnda dar taan kahkaha ve ark seslerini duyard. Caramon da, Tas da sylenmemi
bir fikir birliiyle dnemeci dnmeden durdu.
19
Hl konumuyorlar, her ikisi de etrafndaki terkedilmilie, yanm ve kararm aa
gvdelerine, kl kapl zemine, kararm kayalara bakyordu. Sessizlik kulaklarnda, gmbr
gmbr gm-brdeyen gkgrltsnden daha yksek ve korkun nlyordu. nk her ikisi de,
gremeseler de bu noktadan Solace'i duyabileceklerini biliyorlard. Kasabann sesim
duyabilmeliydiler; demircilerin sesini, pazar yerinin sesini, sokak satclarnn, ocuklarn ve
tccarlarn sesini, Han'n sesini...
Fakat sessizlikten baka bir ey yoktu. Ve, ileride uzakta gkg-rltsnn meum gmbrts
vard.
Sonunda Caramon iini ekti. 'Haydi gidelim," dedi ve ileri doru topallad.
Tas daha yava izliyordu; amur ayakkablarna yle bulamt ki sanki ccelerin demir tabanl
izmeleri vard ayanda. Ama ayakkablar, yrei kadar arlamamt. Sonunda syledikleri
kulaa Ristlin'in by dualar gibi gelmeye balayncaya kadar, kendi kendine, "Buras Solace
deil, buras Solace deil, buras So-lace deil," diye tekrarlayp durdu.
Dnemeci alan Tas korkuyla gzlerini kaldrd...
...ve rahatlayarak derin bir nefes ald.
"Ne demitim Caramon?" diye haykrd, uluyan rzgrn arasndan. "Bak, hibir ey, hibir ey yok
orada. Ne bir Han var, ne kasaba, hibir ey yok." Minik eliyle Caramon'un koca elini tutup adam
geri ekmeye alt. "imdi gidelim artk. Bir fikrim var. Fiz-ban'n altn kpry havadan
indirdii zamana dnebiliriz"
Fakat kenderin elinden kurtulan Caramon ask yzyle ileri doru ar aksak ilerliyordu. Durarak
yere bakmaya balad. "O halde bu ne Tas?" diye sordu korkuyla gerginleen bir sesle.
Tepe sann ucunu sinirli sinirli kemiren kender gidip Caramon'un yannda durdu. "Ne ne?" diye
sordu inatla.
Caramon iaret etti.
Tas burun kvrd. "Tamam, yerde byk bir bo alan var. Tamam, belki orada bir ey vard. Belki
orada byk bir bina vard. Ama artk yok, neden bunun iin endielenelim ki? Ben...ayy!
Caramon!"
Koca adamn yaral dizi aniden boald. Sendeledi; eer Tas destek olmasayd yere decekti.
Tas'n yardmyla Caramon, ak alann amur kapl zemininin kenarnda bulunan, bir zamanlar
anormal derecede iri olduu anlalan bir vallen aacnn gvdesi-
20
nin bulunduu yere gitti. Solgun yz, ac ve ter iersinde olan Ca-ramon aaca yaslanarak yaral
dizini ovdu.
"Nasl yardm edebilirim?" diye sordu Tas endieyle, ellerini aarak. "Buldum! Sana bir koltuk
denei bulaym! Etrafta bir sr krk dal vardr. Gidip bir bakaym."
Caramon bir ey sylemeden, yorgun bir tarzda ban sallad.
Tas hemen frlad; keskin gzleri gri, yapkan zemini taryordu; bir eyler yapabiliyor olmaktan
ve sama sapan aklklar hakkndaki sorular cevaplandrmak zorunda kalmamaktan memnundu.
Ksa bir sre sonra arad eyi buldu...amurdan kan bir daln ucu. Dal yakalayan kender ekti.
Elleri slak daldan kaynca srt st yere dt. Ayaa kalkan kender esefle mavi pantalonuna
bakarak bou bouna silmeye alt. Sonra iini ekerek ask bir yzle yeniden dal tuttu. Bu kez,
daln biraz kprdadn hissetti.
"Hemen hemen karttm Caramon!" diye rapor verdi. "Ben..."
lklar atan rzgrn arasndan hi kenderlere yakmayan bir viyaklama sesi geldi. Caramon
telala baknca Tas'n ters kepe, grne gre kenderin ayaklarnn dibinde aniden beliren bir
ukura dalmakta olduunu grd.
"Geliyorum Tas!" diye seslendi Caramon ileri doru tkezlenir-ken, "Dayan..."
Fakat Tas'n ukurdan geri trmandn grnce durdu. Kenderin yz Caramon'un hi grmemi
olduu bir haldeydi. Yz kul rengi, dudaklar beyaz, gzleri ise fal ta gibi alm bo bo
bakyordu.
"Daha fazla yaklama Caramon," diye fsldad Tas, minik, amurlu eliyle geriye gitmesini iaret
ederek. "Ltfen geri dur!"
Ama ok geti. Caramon ukurun kenarna varm aaya bakyordu. Tas, yerde onun yanna
melerek hkrmaya balad. "Hepsi lm," diye szlad. "Hepsi l." Yzn koluna kapatarak
ileri geri sallanp, ac ac alad.
Etraf talarla kapl, dibi kaln bir amur katmanyla dolu bir ukurun dibinde bir ceset yn
vard; adamlarn, kadnlarn ocuklarn cesetleri. amurun korumu olduu cesetlerin bir ksm,
ackl bir surette tannacak haldeydi... ya da Caramon'un hummal gzlerine yle grnmt. Akl
grm olduu son toplu mezara gitti: Crysania'nn bulmu olduu, bulac hastaln krp
geirdii kye. Kardeinin hiddetli, hzn ykl yzn hatrlad. Raist-lin'in bir imei yere
indirip hereyi, ky yakp kl ediini hatr-
21
lad.
Dilerini skan Caramon kendisini mezara bakmaya zorlad...bir tutam kzl bukle aramak iin
zorlad kendisini...
Rahatlayan Caramon hkrklardan sarslarak arkasn mezara dndkten sonra etrafna lgnca
baknp Han'a doru komaya balad. "Tka!" diye bard.
Tas ban kaldrp telala ayaa frlad. "Caramon!" diye seslendi, amurda kayd ve dt.
"Tika!" diye bard Caramon kabaca uluyan rzgrn ve uzaktaki gk grltsnn arasndan.
Bacandaki yaray hi umursamad belli olan koca adam, aa gvdelerinin olmad geni ak
alandan -kendisi salkl dnemedii halde aklnn Tas'a, Han'n yanndaki yol olduunu
syledii yerden- sendeleyerek kouyordu. Ayaa kalkan kender Caramon'un ardndan aceleyle
seirtti fakat koca adam aray ayor, amur iinden sendeleyerek yryor, korkusu ve umudu ona
g veriyordu.
Ksa bir sre sonra Tas kararm aa gvdeleri arasnda Caramon'un izini kaybetti ama hl
Tika'ya seslenen sesini duyabiliyordu. Tas artk koca adamn nereye yneldiini biliyordu.
Admlar yavalad. Bu yerin ss ve kt kokularyla ba armaya, grdk-leriyle ii ezilmeye
balamt. leride grecei eylerden rken kender, amurla arlam ayakkablarn sryerek
tkezlenerek yrmeye devam etti.
Tabii ki Caramon ileride baka bir vallen aac gvdesinin yaknndaki bo bir alanda duruyordu.
Elinde bir ey tutmu, sonunda yenilgiyi kabul etmi birinin ifadesiyle bu eye bakyordu.
amur iinde kalm, pejmrde halli, skntl kender onun yanma gitti. "Ne?" diye sordu titreyen
dudaklar arasndan, koca adamn elindeki nesneyi iaret ederek.
"Bir eki," dedi Caramon bouk bir sesle. "Benim ekicim."
Tas ekice bakt. Tamam, bir ekiti. Ya da bir zamanlar bir e-kimi gibi duruyordu. Tahta
sapnn drtte yanmt. Geriye btn kalan bir para kmrlemi tahta ile alevlerle
kararm metal balyd.
"Nasl... nasl emin olabilirsin?" diye kekeledi, hl mcadele edip, hl inanmay reddederek.
"Eminim," dedi Caramon buruka. "una bak." Dokunduu zaman sap kpr kpr oynad ve ba
sallanarak dt. "Hl... hl ierken yapmtm bunu." Gzlerini eliyle sildi. "Pek iyi yapama-
22
mistim. in ortasnda sap elimde kalrd. Ama zaten" -boulur gibi oldu- "bununla pek bir i
yapmamtm."
Komaktan yorulmu olan Caramon'un yaral baca aniden bo-alverdi. Bu kez kendini ayakta
tutmaya almad bile, kendini ylece amurun iine brakverdi. Bir zamanlar evi olan ak alann
ortasna oturup ekici skca tutarak alamaya balad.
Tas ban evirdi. Koca adamn hzn kutsald, onun gzleri iin dahi fazla mahrem bir eydi.
Burnundan aaya szlen kendi gzyalarna boveren Tas etrafa tatszca bakyordu. Hibir
zaman kendisini bu kadar aresiz, kaybolmu ve tek bana hissetmemiti. Ne oldu? Nerede
yanl yapld? Mutlaka bir ipucu, bir cevap olmalyd.
"Be...ben etrafa bir bakmacam," diye geveledi, kendisini duymayan Caramon'a.
ini eken Tas zorla yryerek uzaklat. Artk nerede olduunu biliyordu tabii ki. Artk bunu
daha fazla inkr edemiyordu. Caramon'un evi kasabann ortalarnda, Han'n yaknlarnda bir
yerlerdeydi. Tas, bir zamanlar evlerin arasndan ilerleyen bir yol olan yerden ilerliyordu. Artk
hibir ey -ne bir ev, ne cadde, evleri barndran vallen aalar- kalmam olmasna ramen tam
olarak nerede olduunu biliyordu. Bilmemi olmay dilerdi. Orada burada amurdan kan dallar
gren Tas rperdi. nk baka hibir ey yoktu. Sadece...
"Caramon!" diye seslendi Tas, inceleyebilecei bir eyler bulduu iin minnettar olmutu;
Caramon'un akln hznnden baka bir yere ekebileceini umuyordu. "Caramon, bence gelip
bunu grmelisin!"
Fakat koca adam onu duymamazla gelmeye devam ettiinden Tas nesneyi incelemek iin kendisi
gitti. Caddenin en sonunda, bir zamanlar kk bir park olan yerde dikili bir ta duruyordu. Tas
park hatrlyordu ama dikili ta hatrlamyordu. Son Solace'a gittiinde orada yle bir ey
olmadn hatrlad, ta inceledike.
Kabaca yontulmu yksek ta yangnn, rzgrn ve frtnann tahribatna dayanabilmiti. Yzeyi
kararm, yanmt ama Tas yaklatka zerinde harfler olduunu grd; zerindeki pislii
temizleyince okuyabileceini dnd.
Tas tan zerindeki is ve amur katmann temizleyip uzun sre taa baktktan sonra yavaa
seslendi, "Caramon."
Kenderin sesindeki tuhaf ton Caramon'un hzn pusunu del-
23
misti. Ban kaldrd. Garip dikilita ve Tas'n almadk derecede ciddi yzn gren koca adam
ac iersinde ayaa kalkp taa doru aksayarak gitti.
"Neymi?" diye sordu.
Tas yamtlayamad; sadece ban sallayp, eliyle iaret edebidi.
Caramon dolanp tan nne gelerek durdu ve sessizlik iinde kabaca yontulmu harfleri ve
yarm kalm yazy okudu.
Mzrak Kahraman Tika Waylan Majere
lm Yl 358
Yaamnn aac ok erken devrildi. Korkarm, balta da benim elimde bulunacak.
"o...ok zgnm Caramon," diye mrldand Tas, koca adamn gevemi, hissizlemi elini
tutarak.
Caramon ban edi. Rzgr etraflarnda hereyi krbalarken elini taa koyarak tan souk,
slak yzeyini okad. Taa birka damla yamur arpt. "Tek bana ld," dedi. Yumruunu
skarak taa vurdu; elini tan keskin kenarnda kesti. "Onu yalnz braktm! Burada olmalydm!
Allah kahretsin, burada olmalydm!"
Omuzlar hkrklarla sarslmaya balad. Frtna bulutlarna bakan ve yeniden harekete geip
yaklatklarn gren Tas, Cara-mon'un elini sk sk tuttu.
"Burada olsaydn da yapabilecein bir ey olduunu zannetmiyorum Caramon..." diye balad
kender ciddiyetle.
Aniden, susaym derken dilini srarak durdu. Elini Cara-mon'un elinden ekerek (koca adam bunu
fark etmemiti bile) yere meldi. Keskin gzleri, soluk gnein hastalkl klarnda parlayan bir
ey yakalamt. Titreyen bir elle uzanan Tas pislii temizledi.
"Tanrlar adna," dedi dehetle, arkaya doru kayklarak. "Caramon, sen de buradaymsn!"
"Ne?" diye homurdand Caramon.
Tas iaret etti.
Ban kaldran Caramon dnp baklarn o yne evirdi.
Orada, ayaklarnn dibinde kendi cesedi yatyordu.
24
Borum 3
n azndan Caramon'un cesediymi gibi duruyordu. Solamniya'dan elde etmi olduu zrh
giyiyordu...Ccekaps Sava srasnda giydii zrh, Tas ile birlikte Zhaman'dan ayrldklarnda
zerinde olan zrh, o anda giymekte olduu zrh...
Fakat bunun tesinde bedenini belirtecek baka bir ey yoktu. Tas'm bulmu olduu ve amurun
iinde muhafaza olarak kalm cesetlerin aksine bu ceset yzeye olduka yakn durmu ve
rmt. Btn kalan, dikilitan altnda yatan, iri bir adama ait olduu belli olan bir iskeletti.
Bir kes"ki tutan eli, sanki son ii o korkun szleri yazmakm gibi tam ta abidenin altnda
duruyordu.
Onu neyin ldrm olduuna dair bir iaret yoktu.
"Neler oluyor Caramon?" diye sordu Tas titrek bir sesle. "Eer bu sensen ve sen lysen, nasl
oluyor da ayn anda burada olabiliyorsun?" Ani bir fikir geldi aklna. "Yo hayr! Ya burada
deilsen!" Tepesan tutarak dndrmeye balad. "Eer sen burada deilsen, o zaman ben seni
uydurmu oluyorum. Aman Tanrm!" diye yutkundu Tas. "Hi bu kadar gl bir hayal gcm
olduunu bilmezdim. Gerekten de gerek gibi grnyorsun." Titreyen elini uzatarak Caramon'a
dokundu. "Gerek gibi de hissediliyorsun, ayrca alnma ama gerek gibi de kokuyorsun!" Tas
ellerini 'deli' dercesi-
25
ne dndrd. "Caramon! Deliriyorum," diye bard lgnlar gibi. "Ayn o Thorbardin'deki kara
cceler gibi!"
"Hayr Tas," diye mrldand Caramon. "Bunlar gerek. ok fazla gerek." Cesede bakyordu; sonra
baklarn hzla azalmakta olan k altnda belli belirsiz seilen dikilitaa evirdi. "imdi bir
anlam ifade etmeye de balad. Eer bir..." Dikilitaa dikkatlice bakarak durdu. "Tamam ite! Tas,
abidedeki tarihe bak!"
Tas iini ekerek ban kaldrd. "358," diye okudu donuk bir sesle. Sonra gzleri falta gibi
ald. "358 mi?" diye tekrarlad. "Caramon, Solace'tan ayrldmzda 356'yd!"
"ok ileri geldik Tas," diye mrldand Caramon dehetle. "Kendi geleceimize geldik."
Ufukta, saldrmadan nce btn gcn toplayan bir ordu gibi biriken, kaynar gibi grnen kara
bulutlar tam hava kararmadan nce zerlerine gelerek, byk bir merhametle klm gnein
varln kavumasna son bir ka an kala sildiler.
Frtna hzla ve inanlmaz bir hiddetle vurdu. Scak bir rzgr patlayarak Tas'n ayaklarn yerden
keserken, Caramon'u dikilitaa yaptrd. Derken yamur vurdu; zerlerine kurun eriyikleri gibi
iniyordu. Dolu balarna arpyor, onlar dvyor, yaralayp bereliyordu.
Rzgr ve yamurdan daha da korkuncu, buluttan yere aklarak aa gvdelerine arpp onlar
millerce uzaktan grlebilecek parlak alev toplarna blen rengrenk lmcl imeklerdi. Gk-
grltsnn gmbrts hi gemiyor, yeri sarsyor, duyularn hissizletiriyordu.
aresizlik iersinde frtnann iddetinden kap snacak bir yer arayan Tas ile Caramon devrik
bir vallen aacnn altna bztler ve Caramon'un gri balk amur iine kazm olduu bir
delie sindiler. Onlar anca koruyan bu korunaktan, zaten l olan bu topraklara daha byk
zararlar veren frtnay inanamayarak seyrettiler. Dalarn yamalarn alevler spryordu; yanan
odunlarn naho kokusunu duyuyorlard. Yaknlara bir yere bir yldrm isabet ederek aac infilak
ettirdi, yerden iri paralan havaya kaldrd. Gkgrlts kulaklarn sar edici bir iddetle
patlyordu.
Frtnann onlara bahettii tek ey yamur suyuydu. Caramon miferini ters olarak darda
brakt ve iine neredeyse annda iebilecek kadar su birikti. Fakat suyun tad korkuntu -rm
yu-
26
murtaya benziyor, diye bard Tas, iebilmek iin burnunu tkarken...su, susuzluklarn giderme
konusunda da pek bir faydal olmamt.
Her ikisi de, suyu saklamalar ve yiyecek bir ey bulma olanaklar olmadn dnseler bile dile
getirmediler.
Artk nerede ve hangi zamanda olduunu (her ne kadar neden ve nasl orada olduunu bilmese
de) bildii iin kendisini daha iyi hisseden Tasslehoff, ilk bir iki saat frtnadan zevk bile ald.
"O renk imek hi grmemitim," diye bard gmbrdeyen gkgrlts arasndan ve samimi
bir ilgiyle izledi. "Sokak gz-bacsnn gsterisi kadar gzel!" Fakat ksa bir sre sonra
manzaradan skld.
"Sonu olarak," diye seslendi, "elli kere seyredince, bulunduu yerden havaya uan aalar
seyretmek bile skc olmaya balyor. Eer sklmazsan Caramon," diye ekledi az yrtlrcasna
esneyerek, "biraz kestireceim galiba. Sen nbet tutsan olur deil mi?"
Caramon tam cevap vermeye hazrlanarak ban sallamt ki bo bulunarak ortal kaldran bir
atrtyla irkildi. Otuz metre kadar ilerlerindeki bir aa gvdesi mavi-yeil bir ate topu iinde
yok oldu.
Bu biz olabilirdik diye dnd iin iin yanan kllere bakarak; kkrt kokusu nedeniyle burnunu
krtrmt. Sra bizde olabilir! Aklna lgn bir kama fikri gelmiti, bu o kadar gl bir
arzuydu ki kaslar seiriyor, olduu yerde kalmak iin kendisini zorlamak zorunda kalyordu.
Darda mutlak bir lm var. En azndan burada, bu delikte, yer seviyesinden aadayz. Ama
seyrederken, imein yerde devasa bir ukur atn grnce ac ac tebessm etti. Hayr,
emniyette olan tek bir yer bile yoktu. Sonuna kadar dayanp, kendimizi Tanrlara emanet etmek
zorundayz.
Tas'a bakt, kenderi rahatlacak bir eyler sylemeye hazrlanyordu. Kelimeler dudaklarnda
dondu kald. ini ekerek ban sallad. Baz eyler hi deimiyordu; kender de bunlardan
biriydi. Bir top halinde kvrlan Tas, etrafnda dnen korkun eylerden tamamen habersiz bir
halde derin bir uykuya dalmt.
Gzleri tepelerinde alkalanan, imeklerle yol yol olmu bulutlarda olan Caramon, deliin
derinliklerine bzt. Akln korkusundan uzaklatrmak iin, bana gelenleri dnmeye, bu
kmaza nasl dtklerini bulmaya alt. Gzlerini, kr edici ime-
27
e kapatan koca adam -bir kez daha- ikizini korkun Kap'nn nnde dururken grd.
Cehenneme girmesine izin vermeleri ve Kap'y amalar iin Kap yi koruyan be ejderha kafasna
seslenen Raistlin'in sesini duyabiliyordu. Paladine rahibesi Crysania'yi kendi Tanrsna dua
ederken, kendi inanc iinde kaybolmu, kardeinin ktlklerine kar krlemi bir halde
gryordu.
Raistlin'in szlerini sanki babyc yannda duruyormu gibi btn netliiyle duyan Caramon
rperdi.
Evet kardeim. Benimle birlikte Cehennem'e girecek. nmden gidip, benim yerime dvecek.
Kara rahiplerle, kara bykullancanyla, ruhlar lanetlenmi topraklarda kalmaya mahkum
edilmi llerle ve Kraliemin yaratabilecei saysz ikenceyle karlaacak. Tm bunlar hem
bedenini yaralayacak, hem akln yutacak, hem de ruhunu paralayacak. Sonunda, artk dayanacak
hal kalmaynca ayaklarmn dibine ylacak... kan iinde, perian halde, lm deinde.
Kalan son gcyle, teselli amacyla elini bana uzatacak. Benden, kendisini kurtarmam
istemeyecek. Byle bir ey istemeyecek kadar gl. Benim iin hayatn isteyerek, severek
verecek. Btn isteyecei, lrken yannda durmam olacak.
Ama ben onun yanndan yryp geeceim Caramon. Yzne bile bakmadan, tek bir sz
sylemeden yryp geeceim. Neden mi? nk artk ona ihtiyacm kalmayacak...
Ancak bu szleri duyduktan sonra Caramon kardeinin iflah olmayacan anlamt. Ve bylece
onu terk etmiti.
ister Cehenneme gitsin, diye dnd Caramon buruklukla; isterse Karanlklar Kraliesi'ne
meydan okusun, isterse de Tanr olsun. Beni hi ilgilendirmiyor. Artk onun bana ne geldiini
umur-samyorum. Sonunda ondan kurtuldum...onun da benden kurtulduu gibi.
Caramon ile Tas byl aleti harekete geirmi, Par-Salian'in koca adama retmi olduu
tekerlemeyi sylemilerdi. Talarn ark sylemeye baladn duymutu, ayn daha nce iki
kere zaman yolculuu bysnn yapld anlarda olduu gibi.
Ama o zaman, bir ey olmutu. Bir ey farklyd. imdi durup dnnce, ani bir panikle bir eyin
ters gidip gitmediini merak etmiti ama ne olduunu dnemiyordu.
Bu konuda elimden bir ey geleceinden deil aslnda, diye dnd ac ac. Byy hi
anlamamtm... hi gvenmemitim de aslnda.
28

Yakna den baka bir yldrm dikkatini datm, Tas'n bile uykusunda sramasna neden
olmutu. Huzursuzlukla homurdanan kender gzn elleriyle kapatarak uyumaya devam etti;
ayn yuvasnda kvrlm duran bir fndk faresine benziyordu.
ini eken Caramon dncelerini frtnalardan ve fndk farelerinden ayrarak, bynn
yapld o son birka saniyeye evirdi.
ekildiimi hatrlyorum, diye fark etti aniden; eklim emalim deimiti; sanki bir g bir yana,
dieri tam ters yne ekitiri-yormu gibi. Raistlin o sra ne yapyordu? Caramon hatrlamaya
alt. Kardeinin soluk bir grnts geldi gzlerinin nne. ok olmu bir halde Kap'ya
bakarken yz dehetle arplm Raistlin'i grd. Kap'da duran Crysania yi grd ama kz artk
Tanrsna dua etmiyordu. Bedeni acyla harap olmu gibiydi, gzleri de dehetle falta gibi
almt.
rperen Caramon dudaklarn yalad. Tad ac su, sanki pasl ivi inemi gibi bir katman
brakmt aznda. Tkrerek azn eliyle sildikten sonra, bitap bir halde arkasna dayand.
Baka bir patlama sinmesine neden oldu. Ayn alm olduu cevap gibi.
Kardei baarsz olmutu.
Fistandantilus'a olan ey, Raistlin'e de olmutu. Bys denetimden kmt. Zaman yolculuu
aletinin byl alan belli ki onun yapmakta olduu byy bozmutu. Tek makul aklama
buydu...
Caramon kalarn att. Hayr, mutlaka Raistlin byle bir ey olabileceinin ihtimalini nceden
grmt. Eer yle olsayd onlarn aleti kullanmalarn nler, ayn Tas'n arkada gnome'u
ldrd gibi onlar da ldrrd.
Akln bana getirmek iin ban sallayan Caramon batan dnmeye balad; ocukken
annesinin kendisine rettii,o nefret ettii aritmetik ilemleriyle nasl urayorsa, bu problemle
de yle urayordu. By alan bozulmutu, bu kadar akt. Kender ile onu zamanda ok ileriye
atm, onlar gelecee gndermiti.
Bunun anlam sanrm, benim aleti yeniden harekete geirmem demektir; o zaman..bizi o zamana
Tika'ya, Solace'a gtrecek...
Gzlerini aarak etrafna baknd. Ama geri dndklerinde bu gelecekle mi karlaacaklard?
Caramon rperdi. Bardaktan boanrcasna yaan yamurdan srlsklam olmutu. Gece soumaya
balamt ama onu rahatsz eden souk deildi. Gelecekte ne olduunu bilerek yaamann ne
29
demek olduunu biliyordu. mitsizlikle yaamann ne demek olduunu biliyordu. Onlar
bekleyenin bu olduunu bile bile nasl geri dnp Tika ve arkadalarnn yzne bakard?
Abidenin dibindeki cesedi dnd. Kendisini neyin beklediini bile bile nasl geri gidebilirdi?
Eer grd kendisiyse. Kardei ile arasndaki son konumay hatrlad. Tas zaman
deitirmiti; Raistlin byle sylemiti. nk kenderler, cceler ve gnomelar tasarlanarak deil
yanllkla yaratlm rklard; insan, elf ve ogre rklar gibi zamann aknda yerleri yoktu. Bu
yzden, zaman deitirme gcne sahip olduklar iin kenderlerin zaman iinde yolculuk
yapmalar yasaklanmt.
Fakat Tas yanllkla geri yollanm; Yksek Byclk Kule-si'nin ba Par-Salian'n Caramon ile
Crysania'y zamanda geri yollamak iin yaratt byl alana atlamt. Tas zaman deitirdi. O
yzden Raistlin de Fistandantilus'un kaderine mahkum olmadn biliyordu. Sonular deitirme
gc vard. Fistandantilus'un ld yerde Raistlin yaayabilirdi.
Caramon'un omuzlar kt. Aniden kendisini hasta hissetti, ba dnd. Ne demekti bu? Burada
ne ii vard? Nasl olur da ayn anda hem canl, hem l olabilirdi? Acaba o, onun cesedi miydi?
Tas zaman deitirebildiine gre, belki de o bir bakasyd. Fakat -en nemlisi- Solace'a ne
olmutu?
"Raistlin mi neden oldu bunlara? diye mrldand Caramon kendi kendine; kendi sesini akan
imekler ve her yan sarsan patlamalar arasnda duymutu. "Bunun onunla bir ilgisi var m?
Bunlar, o baarsz olduu iin mi oldu yoksa..."
Caramon nefesini tuttu. Yannda Tas uykusunda kprdanarak szland ve haykrd. Caramon
dnmeden onu okad. "Kt bir rya," dedi, kenderin minik bedeninin elinin altnda seirdiini
hissederek. "Kt bir ryayd Tas. Uykuna geri dn."
Yuvarlanp iyice Caramon a sokulan Tas'n elleri hl gzlerini rtyordu. Caramon onu
sakinletirircesine okamaya devam etti.
Kt bir rya. Btn bunlarn yle olmu olmasn dilerdi. Kendi yatanda uyanmay, bann
fazla ikiden zonkluyor olmasn aresizlikle diledi. Tika'nn mutfakta tabaklan oraya buraya
arpp, tembel ve ayyan teki olduu iin kendisine kfrler ederken bir yandan da onun en
sevdii kahvalty hazrlyor olmasn diledi. O sefil, ikiye batm haliyle devam etmi olmay
diledi nk o zaman lebilirdi, bilmeden lebilirdi...
30
Ah, ne olur bunlar bir rya olsun! diye dua etti Caramon ban dizlerine doru indirip
gzyalarnn kapal kirpikleri arasndan szln hissederken.
Artk frtnadan bile etkilenmeden, bu ani farkndalnm arl altnda ezilerek olduu yerde
oturdu kald. ini eken Tas titredi ama sknetle uyumaya devam etti. Caramon kprdamad.
Uyumad. Uyuyamad. iinde yrd rya, ayakta grlen bir ryayd, ayakta grlen bir kbus.
Gnlden bildii bir ey varsa, o da bildii eyin ispatlanmasna bile gerek olmadyd.
Frtna yava yava gneye dorukayd. Caramon, yldrmlar, toprakta gezen devlerin
ayaklarym gibi duyuyordu. Frtna sona erdiinde sessizlik kulaklarnda gkgrltsnden
daha yksek sesle uuldamaya balad. Gkyz artk alacakt, biliyordu. Bir sonraki frtnaya
kadar ak kalacakt. Aylar, yldzlar grecekti...
Yldzlar...
Gkyzne bakmak iin ban kaldrmas yeterliydi, ak gkyzne ve o zaman bilecekti.
Bir an daha, baharatl patateslerin kokusunu almak, Tika'nn kahkahasnn sessizlii yrtmasn
duymak, gnlndeki sznn yerine bann sarholuktan armasn istemek iin oturduu yerde
kt kald.
Ama bir ey olmad. Sadece llerin, bo topraklar imeklerin uzaktan gelen gmbrtsyle
bozulan sessizlii vard.
ini kendisinin bile zor duyduu bir sessizlikle eken Caramon ban kaldrarak gkyzne
bakt.
Azndaki ac tkr yutarken neredeyse bouluyordu. Gzyalar gzne batt ama daha rahat
grebilmek iin gzlerini krptrd.
ite oradayd...korkularnn teyidi, kyametin damgas.
Gkyznde yeni bir takm yldz.
Bir kumsaati...
"Bunun anlam nedir?" diye sordu Tas, gzlerini ovuturup uykulu uykulu yldzlara bakarken.
"Raistlin'in baard," diye cevap verdi Caramon, sesinde korku, hzn ve gururun garip bir
karmyla. "Bu, Cehenneme girerek Karanlklar Kraliesi'ne meydan okuduu ve onu yendii
anlamna geliyor!"
"Onu yenememi Caramon," dedi Tas gkyzn dikkatle ince-
31
leyip iaret ederek. 'Orada onun da takmyldz var ama olmamas gereken yerde. Burada olmas
gerekirken, orada. Paladine da orada." ini ekti. "Zavalli Fizban. Acaba o da Rastlin'le dvmek
zorunda kald m? Bundan holanacan zannetmiyorum. Her zaman onun Raistlin'i anladna
dair bir his vard iimde, belki de hepimizden iyi anlyordu."
"Belki de sava hl devam ediyordur," diye dncelere dald Caramon. "Belki de frtnalarn
nedeni budur." Bir an iin kumsaati-nn prltl biimine dalarak sessizleti. Hayalinde, -ok
zaman nce- Yksek Byclk Kulesi'ndeki korkun snavdan kan kardeinin -gzbebekleri
kumsaati eklini alm- gzlerini grebiliyordu.
"Bylece Raistlin, her eyi deitirirken zaman greceksin," demiti Par-Salian ona. "Bylece,
inallah, etrafndakilere merhamet duymaya balarsn."
Ama bu bir ie yaramamt.
"Raistlin kazand, dedi Caramon hafife i ekerek. "Olmak istediini oldu...bir Tanr artk. Ve artk
l bir dnyada saltanat sryor."
"l bir dnya m?" dedi Tas telala. "Ya...yani btn dnya m byle? Krynn'deki her yer:
Falanthas, Haven, Qualinesti de mi? Ke...kendermore' da m? Her ey mi?"
"Etrafna bak," dedi Caramon tatsz bir edayla. "Ne dnyorsun? Buraya geldiimizden beri canl
baka bir ey grdn m?" Bulutlar gittii iin artk grlen, gkyznde onlar izleyen bir gz
gibi duran, Solinari'nin solgun nda belli belirsiz grnen elini yle bir sallad. "Yangnlarn
da yamalarn silip sprd-n grdn. imdi de imekleri ufukta grebiliyorum." Dou'yu
iaret etti. "Bak, bir baka frtna geliyor. Hayr Tas. Byle bir ortamda kimse canl kalamaz. Biz de
ok gemeden leceiz...ya da parampara olacaz"
"Ya da... baka bir ey olacak..." dedi Tas mitsizlikle. "Ke-ken-dimi pek iyi hissetmiyorum
Caramon. Ve bu...bu ya itiim sudan, ya da yeniden o salgn hastala tutuluyorum.' Yz acyla
buruan kender elini karnna gtrd. 'im bir tuhaf olmaya balad, sanki bir ylan yutmuum
gibi."
"Su," dedi Caramon yzn ekiterek. "Ben de hissediyorum. Belki de o bulutlardan gelen bir eit
zehirdi."
"Yo...yoksa burada m leceiz Caramon?" diye sordu Tas birka
32
r
dakika derin derin, sessizce dndkten sonra. "nk eer burada leceksek, gidip Tika'nn
yanna uzanmak istiyorum, eer senin iin bir mahsuru yoksa. Ke...kendimi daha rahat
hissedeceim. Flint ile aacna varncaya kadar." ini ekerek ban Caramon'un gl koluna
dayad. "Flint'e anlatacak ne ok eyim var deil mi Caramon? Afeti anlatcam, o ateli da, senin
hayatn nasl kurtardm, Raistlin'in Tanr oluunu. Emin ol o blme inanmayacak. Ama belki
sen de orada yanmda olursun Caramon ve ona aslnda ey m...abartmadm sylersin."
"lmenin kolay olacana phe yok," diye mrldand Caramon, zlemle dikilitaa doru bakarak.
Lunitari ykselmeye balamt artk; kan krmzs Solina-ri'nin beyaz yla kararak kl
kapl topraklara meum, mo-rumtrak bir n yayyorlard. Yamurla slanm olan dikilita
mehtapta prldyor, kabaca yontulmu kara harfleri solgun yzeyi zerinde tm plaklyla
grnyordu.
"lmek kolay olacak," diye tekrarlad Caramon; Tas'tan ok kendisine sylyordu bunu.
"Uzanmak, karanln beni alp gtrmesini beklemek kolay olacak." Sonra dilerini skarak zorla
ayaa kalkt. "Komik," diye ekledi, klcn kartp, onlar barndran devrik vallen aacnn bir
daln keserken. "Raist bir kez bunu bana sormutu. 'Peimden karanla gelir misin?' demiti."
"Ne yapyorsun?" diye sordu Tas, Caramon'u merakla izlerken.
Ama Caramon cevap vermedi. Aa daln kesmeye devam etti.
"Bir koltuk denei yapyorsun!" dedi Tas; sonra ani bir telala ayaa frlad. "Caramon! Bunu
dnyor olamazsn! Bu...bu delilik! Raistlin'in sana o soruyu sorduu zaman hatrlyorum', ve
senin 'evet' dediinde onun verdii cevab da hatmlyoruml Bunun senin lmn olacan
sylemiti Caramon! Ne kadar gl olursan ol, byle bir ey seni ldrr!"
Caramon hl cevap vermiyordu. Aa daln kesmeye altka slak tahta paralan uuup
duruyordu. Zaman zaman arkasna dnerek yaklaan, yavaa takm yldzlar gzlerden
saklamaya balayan ve iki aya doru ilerleyen frtna bulutlarna bakyordu.
"Caramon!" Tas koca adamn koluna asld. "Gitsen bile...oraya" -kender szc syleyemediini
fark etti- "ne yapacaksn ki?"
"ok zaman nce yapmam gereken bir eyi," dedi Caramon kararllkla.
33
Bofiim 4
nn peinden gidiyorsun, deil mi?" diye bard Tas, delikten kmaya alarak. -Bu hareket
gzlerinin, hl dal kesmekte olan Caramon ile ayn dzeye gelmesine neden olmutu.- "Bu
delilik, sadece delilik! Nasl gideceksin oraya?" Aklna ani bir fikir geldi. "Hem oras neresi? Nereye
gittiini bile bilmiyorsun! Onun nerede olduunu bilmiyorsun!"
"Oraya gitmem gerek," dedi Caramon soukkanllkla, klcn yeniden knna yerletirirken. Dal
gl ellerine alarak eip bktkten sonra, sonunda krmay baard. "Ban versene," diye
mrldand Tas'a doru.
ini eken kender ban uzattktan sonra, Caramon kk paralar yontarken itirazlarna
devam etmeye balyordu ki koca adam szn kesti.
"Byl alet bende. Oraya gelince" -Tas'a sert sert bakt- "oray sen biliyorsun!"
"Ce...cehennem mi?" diye kekeledi Tas.
Donuk bir gk gmbrts her ikisinin de yaklaan frtnaya endieyle bakmasna neden oldu;
sonra Tas itirazlarna balarken Caramon daha bir canla bala iine dnd. "Byl alet Gnimsh
ile beni oradan kartt Caramon ama eminim ki seni ieri sokamaya-caktr. Zaten oraya gitmek
istemezsin," diye ekledi kender kararl
34
bir edayla. "Ho bir yer deil."
"Belki beni ieri sokamaz," diye balad Caramon, sonra bir el iaretiyle Tas' yanna ard.
"Baka bir frtna balamadan u koltuk denei ie yaryor mu, yaramyor mu bir bakalm.
Tika'nn... dikiltana kadar yryeceiz."
Klc ile slak amurlu cppesinden bir para kopartan sava bunu daln tepesine sard; denei
koltuk altna yerletirdi ve de-nercesine ykn bu denee verdi. Kaba koltuk denei birka
santim amura batt. Caramon denei amurdan ekip kartt, bir adm daha att. omak yine
batt ama en azndan biraz ilerleyebilmi ve yk yaral dizinden alabilmiti. Tas onun
yrmesine yardm etmek iin yanna gitti; birlikte yavaa aksayarak slak, balk zemin zerinde
ilerlediler.
Nereye gidiyoruz? diye sormak istiyordu Tas ama cevab duymaktan korkuyordu. lk kez sessiz
kalmak onun iin o kadar zor olmamt. Ne yazk ki Caramon sanki onun dncelerini
duymutu nk sylenmeyen sorunun cevabn verdi.
"Belki alet beni Cehenneme sokamaz," diye tekrarlad Caramon, ar ar nefes alarak, "ama ben
beni sokabilecek birini tanyorum. Alet bizi ona gtrecek."
"Kime?" diye sordu kender kukuyla.
"Par-Salian'a. O bize nelerin olduunu anlatabilir. Beni... nereye gitmem gerekiyorsa oraya
gnderir."
"Par-Salian m?" Tas, neredeyse Caramon, Karanlklar Kraliesi, demi kadar telaland. "Bu daha
da delice!" diye sylenmeye balad ama aniden karnna dehetli bir ac sapland. Caramon durup
onu bekledi; ay nda kendisi de solgun ve hasta grnyordu.
Tepe sandan, oraplarna kadar iinde ne varsa hepsini kardna emin olan Tas kendisini biraz
daha iyi hissetti. Bayla Cara-mon'a olumlu bir iaret yapan Tas henz yryecek kadar iyi
olmad iin, tkezleyerek ilerlemeyi becerdi.
Balk amurun iinde zar zor ilerleyerek dikilitaa vardlar. Her ikisi de kendilerini yere brakarak
taa dayandlar; yirmi adm kadar ksacak bir yolu zor katetmiler, bu abadan yorgun
dmlerdi. Scak rzgr yeniden balamt, gk grlts sesi de gittike yaklayordu. Tas'n
yzn ter kaplamt; dudaklarnn kenarlar yeilimtrak bir renk almt ama yine de Caramon'a
masum bir ekicilii olduunu umduu bir tebessmle bakyordu.
"Par-Salian'a m gideceiz?" dedi dnmeden sylermi gibi,
35
yzn tepe sayla silerken. "Bence bu hi de iyi bir fikir deil. Btn o yolu yryecek halde
deilsin. Ne suyumuz var, ne yiyeceimiz, stelik..."
"Yrmeyeceim." Caramon pandantifi cebinden kartarak, onu gzel, tal bir asaya
dntrecek ilemleri yapmaya balad.
Bunu grp yutkunan Tas daha hzl konumaya devam etti.
"Bence Par-Salian ey..ey... meguldr. Meguldr! Evet yle!" Berbat bir halde srtt. "u anda
bizi gremeyecek kadar meguldr. Etrafndaki kaosu dnsene, mutlaka yapacak bir sr eyi
vardr. O yzden gel bu ii unutalm da gemite elendiimiz bir zamana dnelim. Raistlin'in
Bupu'ya by yapt ve Bupu'nun ona ak olduu zamana ne dersin? O gerekten ok komikti! O
iren lam ccesi onun peinden hi ayrlmyordu..."
Caramon cevap vermedi. Tas, tepe sann ucunu elinde kvrp duruyordu.
"lmtr," dedi aniden, kederle i ekerek. "Zavall Par-Salian. imdiye bir kap tokma kadar
hareketsiz kalmtr. Sonu olarak," diye dikkat ekti kender neeyle," 356 ylnda grdmzde
bile ok yalyd. O zaman da hi iyi grnmyordu. Olanlar onu ok etmi olmal; yani Raistlin'in
Tanr olmas falan. Mutlaka kalbine ar gelmitir. Bam!..muhtemelen olduu yere
devrilivermitir."
Tas, Caramon'a bakt. Koca adamn dudaklarnla belli belirsiz bir tebessm vard ama hibir ey
sylemeden pandantifin paralarn evirip eviriyordu. Parlak bir imek bo bulunup sramasna
neden oldu. Frtnaya bakarken tebessm soldu.
"Eminim Yksek Byclk Kulesi'nin yerinde yeller esiyor-dur!" diye haykrd Tas aresizlikle.
"Eer dediklerin doruysa btn dnya byle... byleyse" -kt kokulu yamur yamaya balarken
minik elini yle bir sallad- "gidecek olan yerlerin banda Kule gelir! Yldrm dmtr! Poof!
Sonu olarak Kule bugne kadar grdm aalarn oundan uzundu..."
"Kule yerinde olacak," dedi Caramon acmaszca, byl aletin son ayarlamalarn yaparken. Aleti
kaldrd. Aletin zerindeki kymetli talar Solinari'nin nlarn yakalayarak bir an iin prl prl
parlad. Derken frtna bulutlar ayn nne gelerek ay yuttular. Karanlk artk ok youndu ve
ancak parlak, gzel ve lmcl imeklerle bozuluyordu.
Ac karsnda dilerini skan Caramon koltuk deneine tutunarak ayaa kalkt. Tas daha yava
izliyor, perian bir halde Cara-
36
mon'a bakyordu.
"Bak Tas, artk Raistlin'i tanyorum," diye devam etti Caramon, kenderin kederli yz ifadesini
grmezlie gelerek. "Belki ok ge oldu ama artk onu tanyorum. Kule'den nefret ediyordu, ayn
ona yaptklarndan dolay o byclerden nefret ettii gibi. Ama nasl nefret ediyorsa, bir yandan
da seviyor; nk bu onun Sanatnn bir paras Tas. Ve Sanat, yani bys, ona yaamn
kendisinden daha manal geliyor. Hayr, Kule yerinde olacaktr."
Aleti havaya kaldran Caramon bir yandan da sylemeye balad, "Zamann kendine aittir. Zaman
zerinde yolculuk yapsan da"
Fakat sz yarda kesilmiti.
"Aman Caramon!" diye uludu Tas, ona yaparak. "Beni Par-Sa-lian'a geri gtrme! Bana ok kt
bir eyler yapacak! Biliyorum. Beni...beni bir yarasaya evirebilir!" Tas duraksad. "Aslnda yarasa
olmak ilgin olabilse de, ayamla tutunup baaa uyumaya al-abileceimi zannetmiyorum.
stelik imdi dnnce insan fark ediyor da, kender olmaktan olduka da memnunum ve..."
"Sen neden bahsediyorsun?" diye kt kendere Caramon; sonra yeniden frtna bulutlarna bakt.
Yamurun iddeti artyordu, imekler de gittike yaklayordu.
"Par-Salian!" diye haykrd Tas lgnlar gibi. "O... onun zaman yolculuu bysn bozdum!
Gelmemem gerektii halde geldim! Sonra birilerinin ortalarda brakt, beni bir fareye dntren
byl bir yz a... --buldum! Eminim buna ok bozulmutur! Sonra... sonra byl aleti
krdm Caramon. Hatrlyor musun? Geri o tam olarak benim hatam deildi, onu Raistlin
krdrmt! Ama ar titiz bir insan daha ilk bata benim onu ellememem gerektiini falan
dnebilir -yani biliyorum ellememem gerekirdi- o zaman byle bir ey de olmazd. Par-Salian da
bana ok titiz bir insan gibi grnyor, sen ne dersin? Bu arada ben aleti Gnimsh'e tamir ettirsem
de, o da tam olarak tamir etti saylmaz, biliyorsun..."
"Tasslehoff," dedi Caramon yorgun bir edayla, "kapat eneni."
"Tabii Caramon," dedi Tas, uysallkla, burnunu ekerek.
Caramon parlak imek nda grnen minik mahzun surete bakarak iini ekti. "Bak Tas, Par-
Salian'in sana bir ey yapmasna izin vermem. Sz veriyorum. nce beni bir yarasaya evirmesi
gerek."
"Hakkatten mi?" diye sordu Tas heyecanla.
"Sz," dedi Caramon, baklarn frtnaya evirerek. "imdi, eli-
37
ni ver bana ve buradan ayrlalm."
"Tabii/1 dedi Tas neeyle ve minik eliyle Caramon'un koca elini tuttu.
"Tas..."
"Ne var Caramon?"
"Bu kez...VVayreth'teki Yksek Byclk Kulesi'ni dn! Aylar deil!'
"Tamam Caramon," dedi Tas derin bir i ekerek. Sonra yeniden glmsedi. "Biliyor musun," dedi
Caramon yeniden sylenmesi gerekenleri sylerken, 'Caramon eminim kocaman bir yarasa
olurdun..."
Kendilerini ormann kenarnda buldular.
'Benim suum deil Caramon!" dedi Tas aceleyle. "Can- gnlden Kule'y dndm. Bir an bile
aklma ormann gelmediine emin olabilirsin."
Caramon dikkatle ormana bakt. Hl geceydi ama ufukta frtna bulutlan grnse bile gkyz
akt. Lunitar donuk bir krmzyla iin iin yanyordu. Solinari frtnaya doru alalyordu.
zerlerinde, yldzlardan kumsaati duruyordu.
"Eh, doru zaman dilimindeyiz. Ama Tanrlar adna neredeyiz?" diye mrldand Caramon, koltuk
deneine dayanm huzursuzca byl alete bakarak. Baklar glgeli aalara dnd; aalarn
gvdeleri parlak mehtapta grlebiliyordu. Aniden baklar netleti. "Tamam Tas," dedi
rahatlayarak. "Buray tanmadn m? Buras VVayreth Orman...Yksek Byclk Kulesi'ni
koruyan, etrafndaki byl orman!"
"Emin misin?" diye sordu Tas kukuyla. "Daha nce grdm ormana benzemedii kesin. O
zamanlar irkindi, l aalar pusuya yatm beni izliyorlard; ieri girmeye altmda da beni
sokmuyorlard; ayrlmak istediimde de brakmadlar ve..."
"Buras oras," diye mrldand Caramon asay yeniden zellik-siz pandantif haline sokarken.
"yleyse ormana ne olmu?"
'Dnyann gen kalan ksmna olanlar Tas," diye cevap verdi Caramon, pandantifi dikkatlice deri
kesesine yerletirirken.
Tas'in akl, byl VVayreth Orman'n son grd zamana gitti. Yksek Byclk Kulesini
korumas iin yetitirilen Orman garip ve meum bir yerdi. Her eyden nce insan byl orman
bu-
38
lamyordu...orman sizi buluyordu. Ormann Tas ile Caramon'u bulduu zaman Lord Soth'un Lady
Crysania'ya lm bys yapmasndan hemen sonrayd. Tas derin bir uykudan uyanm ve bir
gece nce bo olan bir yerde Orman hazr bulmutu!
0 zamanlar aalar l gibi grnyordu. Dallar plak ve eri bryd; gvdelerin altndan
insan rperten bir sis yaylyordu. inde karanlk ve glgeli suretler geziniyordu. Ama aalar -
l deildi. Aslnda, insanlar izlemek gibi acayip de bir huylar vard. Tas, Ormandan kmak
istediini ama her yrynde kendini -hangi yne giderse gitsin- hep Ormana doru yrr
buluyordu.
Yeterince korkun grnyorlard ama Caramon Ormann derinliklerine yrrken Orman gzle
grlr biimde deimiti. l aalar bymeye vallen aacna dnmeye balamt! lmle
dolu karanlk ve tehditkr orman yaam dolu yemyeil ve altn rengi ok gzel bir ormana
dnmt. Kular vallen aalarnn dallarnda tatl tatl akyarak, onlar ieri davet etmiti.
imdi de deimiti Orman. Tas, akl kararak ormana bakakal-d. Hatrlad her iki ormana da
benziyor gibiydi; yine de ikisi de deildi. Aalar l gibi duruyordu; eri br dallar plak ve
botu. Fakat ormana bakarken aalarn canlym gibi kprdadklarn grdn dnmeye
balad! Uzanyorlard, sanki bir eyler tutmaya alan kollar gibi...
Srtn korkun VVayreth Orman'na veren Tas etraf incelemeye balad. Geri kalan her ey
Solace'taki gibiydi. Baka -canl veya l olsun- tek bir aa bile yoktu. Kararm, paralanm
aa gvdele-riyle evrelenmilerdi. Yer de ayn balk, gri amurla kaplyd. Aslnda grebildii
kadaryla harap bir manzaradan ve lmden baka bir ey yoktu...
"Caramon," diye bard Tas aniden iaret ederek.
Caramon bakt. Aa gvdelerinin yannda yere ylm biri vard.
"Bir insan!" diye haykrd Tas, lgn gibi bir heyecanla. "Burada biri daha var!"
"Tas!" diye seslendi Caramon uyarrcasna, ama daha durdura-madan kender frlamt bile.
1 Hey!" diye bard. "Huu! Uyuyor musun? Uyansana." Uyuyan sarsmak iin uzanan kenderin
dokunuuyla kaskat kesilmi sert beden srtst yuvarlanverdi.
"Ayy!" Tas bir adm geriledikten sonra durdu. "Ah Caramon,"
39
dedi yavaa. "Bu Bupu!"
Bir zamanlar, ok uzun bir zaman jce Raistlin bu lam cce-siyle arkada olmutu. imdi ise
Bupu grmeyen bo gzlerle gkyzne bakyordu. Pis ve pejmrde giysiler iindeki minik bedeni
acnacak kadar zayf, kirli yz yorgun, bir deri, bir kemikti. Bir sicimin ucuna sertlemi l bir
kertenkele balanmt. Bir eliyle l bir san, bir eliyle de kurumu bir tavuk budunu tutuyordu.
lm yaklarken bildii btn bylere bavurmu, diye dnd Tas hznle ama bir ie
yaramam.
"leli ok olmam," dedi Caramon. Aksayarak gelip pejmrde kyafetli minik cesetin yanna can
yanarak diz kt. "Alktan lme benziyor." Elini uzatarak, nazike ak gzlerini kapatt.
Sonra ban sallad. "Acaba nasl olmu da bu kadar yaayabilmi? So-lace'ta grdmz
cesetler en azndan aylar nce lmlerdi.'
"Belki Raistlin korumutur onu," dedi Tasslehoff dnmeden.
Caramon kalarn att. "Ph! Bir tesadf, o kadar," dedi serte. "Lam ccelerini bilirsin Tas. Her
eyi yiyebilirler. Bence, hayatta kalan son yaratklar onlardr. Aralarnda en aklllarndan biri
olduuna gre Bupu, dierlerinden daha uzun yaam. Fakat...sonunda, bu Tanrlarn lanetledii
yerde bir lam ccesi bile lecektir." Omuzlarn silkti. "Haydi, kalkmama yardm et."
"Onu... onu ne yapacaz Caramon?" diye sordu Tas clz bir sesle. "Onu... onu burada brakacak
myz?"
"Baka ne yapabiliriz?" diye mrldand Caramon hrn bir tonda. Lam ccesinin grnts ve
Ormann yaknl ac ykl, ho olmayan hatralar canlandrmt. "O amura gmlmek ister
miydin?" Urpererek etrafna baknd. Frtna bulutlar hzla yaklayordu; imeklerin yere indiini
gryor, gkgrltlerini duyuyordu. "Ayrca, pek zamanmz yok, o bulutlarn geli hzlarna
bakacak olursak."
Tas, hznle ona bakmaya devam etti.
"Zaten onu rahatsz edebilecek bir canl kalmam Tas,1 dedi huzursuzca. Sonra, kenderin
yzndeki kederli ifadeyi gren Caramon yavaa cppesini kartarak dikkatlice bir deri, bir
kemik kalm cesetin zerini rtt. "Hakete gesek iyi olacak," dedi.
"Hoakal Bupu," dedi Tas yavaa. l san sk sk tutmu minik, kat eli okayarak pelerinin
ucundan tutup zerine ekecekti ki Lunitari'nin kzl nda parlayan bir ey takld gzne.
Grd nesneyi tandn dnen Tas'n nefesi kesildi. Dikkatlice
40
lam ccesinin lmle sertlemi parmaklarn at. l san yere dt, sanla birlike bir de
zmrt.
Tas, ta yerden ald. Aklnda gerilere gitti... neredeydi? Xak Tsa-roth mu?
Lam borusunda ejderan askerlerin geip gitmelerini bekliyorlard. Raistlin bir ksrk nbetine
tutulmutu...
Bupu onu endieyle seyrettikten sonra elini torbasna sokmu birka saniye arandktan sonra
a tuttuu bir nesne bulmutu. Bu nesneye gzlerini ksarak baktktan sonra iini ekerek,
ban sallamt. "Ben bunu istememitim," diye mmldanmt.
Parlak, rengrenk fark eden Tasslehoff yanna emeklemiti. "Nedir o?" diye sormutu, cevab
bildii halde. Raistlin de bu nesneye falta gibi alm, prldayan gzlerle bakyordu.
Bupu omuzlarn silkmiti. "Gzel ta," dedi umursamadan, bir kez daha torbasna uzanarak.
"Bir zmrt!" diye hmldamt Raistlin.
Bupu ban kaldrmt. "Sevdin?" diye sormutu Raistlin e.
"Hem de ok!" Bycnn nefesi kesilmiti.
"Sen al." Bupu kymetli ta bycnn eline koyuvermiti. Sonra, bir zafer nidasyla, arad eyi
kartmt. Yeni bir merakla grebilmek iin yaklaan Tas irenerek geri ekilmiti. Bu l -son
derece l- bir kertenkeleydi. Kertenkelinm sert kuyruuna bir para inenmi deri
tutturulmutu. Bupu bunu Raistlin'e doru uzatmt.
"Boynuna tak bu," demiti. "ksrk iyi et."
"Demek ki Raistlin buradayd," diye mrldand Tas. "Bunu Bu-pu'ya o vermi, o vermi olmal!
Ama neden? Bir tlsm m... bir armaan m?..." Ban sallayan kender iini ekip ayaa kalkt. "Ca-
ramon..." diye balad ama derken, koca adamn durmu VVayreth Orman'na baktn grd.
Caramon'un solgun yzn grerek, adamn neler hatrlayarak, neleri dndn tahmin etti.
Tasslehoff zmrt cebine att.
VVayreth Orman en az etrafndaki dnya kadar l ve ssz grnyordu. Fakat Caramon iin
hatralarla capcanlyd. Garip aalara huzursuzca bakt; aalarn slak gvdeleri ve ryen
dallar Lunitari'nin nda sanki kanla parlyormu gibi grnyordu.
"Buraya ilk geldiimde korkmutum," dedi Caramon kendi kendisine, eli klcnn kabzasna
gitmiti. "Raistlin olmasayd iine girmezdim. kinci kez, Lady Crysania'y getirip yardm
aradmz-
41
da daha da korkmutum. O zaman da beni byleyip eken o kularn sesi olmasayd girmezdim."
Hznce glmsedi. "Orman asude. Mkemmelleen konaklarmz asude. Burada artk hem
byyoruz hem de rmyoruz/ diye akyorlard. Bize yardm vaad ettiklerini dnmtm.
Bana btn cevaplan vaad ettiklerini. Ama artk arknn ne anlama geldiini anlyorum. lm, tek
mkemmel konak oras, byyp, rmediimiz tek mekn oras!"
Orman'a bakan Caramon, gece havasnn bunaltc scana ramen rperdi. "Bu sefer, her
zamankinden daha ok korkuyorum," diye mrldand. "Orada doru gitmeyen bir ey var." Parlak
bir imek, gn parlaklyla gkyzn ve yeryzn aydnlatt; bunu monoton bir gkgrlts
ve yanana den yamur damlalar izledi. "Ama en azndan hl ayakta," dedi. "Bys ok
gl olmal...bu frtnaya dayanacak kadar." Midesi byk bir acyla buruldu. Susuzluunu
hatrlaynca kuru, atlak dudaklarn yalad. "Asude Orman," diye mrldand.
"Ne dedin?" diye sordu Tas, yanma gelerek.
"lmn ylesi de bylesi de ayn, dedim," diye cevap verdi Caramon omuzlarn silkerek.
"Biliyor musun ben kere oldum," dedi Tas ciddiyetle. "lki Tarsis'teydi, ejderanlarn binay
zerime devirdiklerinde. kincisi Neraka'da bir tuzakta zehirlenmitim de Raistlin beni
kurtarmt. Sonuncusu da Tanrlarn ateli da zerime frlattklar zamand. Btn bunlar
hesaba katacak olursak" -bir an iin dnd- "sylediinin doru bir saptama olduunu
syleyebilirim. lmler genellikle ayn oluyor. Yani bak, zehir insann cann ok yakyor ama
abucak bitiyor. te yandan bina..."
"Haydi" -Caramon yorgun bir edayla glmsedi- "bunlar Flint'e sakla." Klcn ekti. "Hazr msn?"
"Hazrm," diye cevaplad Tas cesurca. "'En iyisini hep en sona sakla/ derdi babam. Geri" -kender
duraksad- "bunu yemek iin sylerdi, lmek iin deil sanrm. Ama belki de ayn kapya k-y
rdr."
Kendi minik ban eken Tas, VVayreth Orman'na giren Cara-mon'un peinden gitti.
42
Bfm
5
aranlk onlar yuttu. Ne aylardan, ne de yldzlardan gelen k VVayreth Orman'ndaki geceyi
delemezdi. O lmcl, byl imein parlakl bile burada gzden kaybolmutu.
Gkgrltsnn gmbrts duyulsa bile, sanki uzaktan gelen bir yanksna benziyordu.
Caramon gerilerinde kalan yamurun sesini, dolunun tkrtsn duyabiliyordu. Sadece en kenarda
duran aalar yamurdan etkileniyordu.
"Eh, bu bir rahatlk!" dedi Tasslehoff neeyle. "imdi, biraz da mz olsayd. Ben..."
Sesi, bouluyormu gibi bir gurultu arasnda kesildi. Caramon, pat diye bir ses, atrdayan al-
rp ve yerde srklenen bir eyin sesini duymutu.
"Tas?" diye seslendi.
"Caramon!" diye bard Tas. "Bir aa! Bir aa yakalad beni! Yardm et Caramon! mdat!"
"aka m bu Tas?" diye sordu Caramon serte. "nk komik deil!.."
"Hayr!" diye bard Tas. "Beni yakalad ve bir yerlere srklyor!"
"Ne... nereye?" diye seslendi Caramon. "Bu lanet olas karanlkta hibir ey gremiyorum! Tas?"
43
"Buradaym! Buradaym!" diye baryordu Tas deliler gibi. "Ayamdan yakalad ve beni ikiye
ayrmaya alyor!"
"Barmaya devam et Tas!" diye haykrd Caramon, hrt dolu karanlkta tkezlenerek yrrken.
"Galiba yaklatm-"
Koca bir aa dal Caramon'un gsne vurarak onu yere serdi ve nefesini kesti. Caramon nefes
almaya alarak yerde yatyordu ki sa yannda bir trt duydu. Kr krne sese klcn
savurup yuvarlanarak uzaklat. Yatm olduu yere ar bir ey arpmt. Gckle ayaa kalkt
ama baka bir dal srtna vurup onu Ormann plak zeminine yz koyun drd.
Srtna gelen darbe tam bbreklerine inmi, acyla nefesini kesmiti. Yeniden ayaa kalkmaya
alt ama dizi byk bir acyla zonkluyor, ba dnyordu. Artk Tas' duyamyordu. zerine
gelen trdayan, hrdayan aalardan baka bir ey duymuyordu. Bir ey koluna srtyordu.
rkp ekilen Caramon emekleyerek bu eyden uzaklat ama o anda baka bir ey ayandan
kavramt bile. aresizlik iinde bu eye klcyla vurdu. Havada uuan tahta paracklar
bacana batyordu ama belli ki kendisine saldrana bir zarar dokunmamt.
Yzyllarn gc aacn koca dallarnda birikmiti. By ise aaca dnce ve ama
kazandrmt. Caramon aacn koruduu topraa, davetsizlere yasak olan alana izinsiz girmiti.
Aacn kendisini ldreceini biliyordu.
Baka bir aa dal Caramon'un kaln butunu yakalad. Kk dallar kollarn yoklayarak rahat
tutabilecekleri bir yer arad. Birka saniye iinde parampara edilecekti...Tas'n acyla bardn
duydu...
Sesini ykselten Caramon aresizlik iinde haykrd, "Ben Raist-lin Majere'nin kardei Caramon
Majere'yim! Par-Salian veya u anda Kulenin Efendisi kimse onunla konumam gerek!"
Bir anlk bir sessizlik oldu, anlk bir tereddt. Caramon aacn iradesinin bocaladn hissetti,
dallar yavaa gevediler. "Par-Salian orada msn? Par-Salian beni tanyorsun! Ben onun ikiziyim.
Senin tek midin!"
"Caramon?" diye geldi titrek bir ses.
"Sus Tas!" diye tslad Caramon.
Sessizlik de karanlk kadar youndu. Sonra, yavaa dallarn kendisini braktn hissetti. Yeniden
atrt ve hrt sesleri duydu ama bu kez aalar yavaa yanlarndan uzaklayorlard. Rahat
44
bir nefes alan; korku, ac ve artan mide bulantsyla zayflayarak ban koluna dayayan Caramon
soluklanmaya alt.
"yi misin?" diye seslenebildi sonunda.
"Evet Caramon," diye geldi kenderin sesi yanndan. Elini uzatan Caramon kenderi yakalayarak
yanna yaklatrd.
Karanlkta sadece baz sesleri duymu olmasna ramen, aalarn geri ekildiklerini biliyordu;
ayn zamanda sanki aalar onun her hareketini izliyorlarm, her sz dinliyorlarm gibi bir
hisse kaplmt. Yavaa, dikkatle, klcn knna soktu.
"Par-Salian'a kim olduunu sylemeyi akl ettiin iin gerekten minnettarm Caramon," dedi Tas
nefes nefese. "Ben de tam Flint'e, nasl bir aa tarafndan ldrldm anlatacam
tasarlyordum. Yaamtesi'nde glnp glnmedigini bilmiyorum ama eminim ki katla katla
glerdi!"
"it," dedi Caramon yavaa.
Tas duraksadktan sonra fsldad, "yi misin?"
"Evet, dur biraz soluklanaym. Koltuk deneimi kaybettim."
"Orada. Taklp dmtm." Emekleyerek ayrlan Tas biraz sonra bir ucuna kuma sarlm aa
daln srkleyerek geldi. "Al." Caramon'un zorlukla ayaa kalkmasna yardm etti.
"Caramon," diye sordu bir an sonra, "sence Kule'ye varmamz ne kadar srer? o...ok susadm; bu
arada oradayken iim ktyd ya, imdi biraz daha iyi, geri hl midemde o garip burulmay
hissediyorum."
"Bilmiyorum Tas." Caramon iini geirdi. "Bu lanet olas karanlkta hibir ey gremiyorum. Ne
nereye gideceimizi, ne hangi yne doru yn alacamz, ne de bir eye arpmadan nasl
yryebileceimizi bilmiyorum..."
Hrtlar aniden yeniden balad, sanki frtna gibi bir yel aa dallan arasnda esermi gibi.
Aalarn bir kez daha yanlarna yaklamaya baladklarn duyunca Caramon gerginleti; hatta
Tas bile telala gerildi. Tas ile Caramon aresizlik iinde karanlkta dururken aalar gittike
yaklat. Dallar tenlerine dedi, l yapraklar salarn sprerek kulaklarna garip szler
fsldad. Caramon'un titrek eli klcnn kabzasna gitti, geri bunun pek bir ie yaramayacan
biliyordu. Ama sonra, aalar onlan iyice sarp sktrnca hareket ve fslt kesildi. Aalar bir kez
daha sessizletiler.
Uzanan Caramon sa ve solundaki aa gvdelerine dokundu. Aalarn arkasnda da oalm
olduunu hissedebiliyordu. Akl-
45
na bir fikir geldi. Kollarn ne, karanla doru uzatt ve ilersinde olanlar hissetmeye alt. n
apakt.
"Yanma sokul iyice Tas," diye emretti ve kender hayatnda ilk kez itiraza kalkmad. Birlikte
aalarn atklar yolda ilerlediler.
lk balarda dikkatle hareket ediyorlar, bir kke veya dm bir dala taklmaktan veya bir alya
dolanp, bir ukura dmekten korkuyorlard. Fakat zamanla orman zemininin dzgn, kuru,
engelsiz ve al rpdan yoksun olduunu anladlar. Nereye gittikleri hakknda tek bir fikirleri
yoktu. Mutlak bir karanlkta yryorlar, aalarn nlerinde alp ardlarmdan kapanarak
oluturduklar, deitiremeyecekleri yoldan gidiyorlard. Ayarlanm yoldan biraz bile sapsalar
aa gvdelerinden, birbirine girmi dallardan, l ve fsltl yapraklardan oluan bir duvara
tosluyorlard.
Scak boucuydu. Hi rzgr esmiyor, hi yamur dmyor-du. Korkudan unuttuklar
susuzluklar, onlara zulmedercesine geri dnd. Yzndeki teri silen Caramon garip, youn
scaklk karsnda hayrete dmt nk buradaki s, Orman'n dnda-kinden ok daha
yksekti. Is sanki Orman'n kendisi tarafndan retiliyordu. Orman, buraya daha nceki gelmi
olduu iki seferde de fark ettiinden ok daha hareketliydi. Dardaki dnyadan ok daha canl
olduuna zaten kuku yoktu. Hrdayan aalar arasnda hayvanlarn hareketlerini, ku
kanatlarnn rpnn duyabiliyor -ya da duyduunu dnyor- bazen de karanlkta parlayan
gzleri gznn ucuyla yakalyordu. Fakat yeniden canllar arasnda bulunuyor olmak Caramon'u
hi rahatlatmamt. Onlarn nefretini, hiddetini hissedebiliyordu; bunu hissederken de bu nefret
ve hiddetin kendisine ynlenmemi oldunu fark etti. Bu nefret ve hiddet kendi kendilerine
evrilmiti.
Derken yine kularn arklarn duydu, son kez bu meum yere girdiinde duymu olduu gibi.
Tiz, tatl ve saf bir sesle lm, karanlk ve yenilginin zerine karak, ykseliyordu tarlakuunun
tlerinde.
Dou gndeki k Hep, hl sabah, Tazelenen havay deitirip nan ve zlem yapyor.
Ve tarlakular melekler gibi kalkp
46
Melekler gibi szlyor,
Gne altnda ziynet gibi parlak imlerden
Onlar kucaklayan rzgrlara.
Fakat tarlakuunun arks Caramon'un kalbini o tatllyla paralarken, kaba bir gaklama
sinmesine neden oldu. Etrafnda kara kanatlar rpnd, ruhu glgelerle doldu.
Doudaki yaln k Karanlktan kar Gnn oluumundan, Tarlakuunun azalan arksndan.
Kuzgunlar geceye biner Ve batdaki karanla, Kalplerinin kanat rplar Sakl bir yuvada,
byktr.
"Ne demek istiyor Caramon?" diye sordu Tas, srekli olarak hiddetli aalar tarafndan
ynlendirilerek el yordamyla Or-man'da ilerlemeye alrlarken.
Bu sorunun cevab Caramon'dan deil de baka bir ezgiden, baykuun kadim irfann tayan
olgun, derin ve hznl sesinden geldi.
Gecenin iinden mevsimler karanla giderler,
Yllar, deien klarda teslim olur.
Nefes, afakta ya da akam karanlnda sahipsiz kalr,
Soyut gnler ve geceler arasnda.
Daima sava alanlarnda l- vardr,
Ve mezbahalarn zerinde ruhlarn yakamozlar.
Ve lenin gbeinde glgeli vallenaalarmn,
En st dallar aydnlktr.
"Yani by denetimden km," dedi Caramon yavaa. "Bu orman denetim altnda tutan irade
her neyse, ancak ayakta durabiliyor." rperdi. "Kule'ye gidince ne bulacamz merak ediyorum."
"Kule'ye varabilirsek," diye mrldand Tas. "Bu korkun, yal aalarn bizi yksek bir uurumun
kenarna gtrmediini ne bi-
47
liyoruz?"
Caramon bu korkun scakta soluklanmak iin durdu. Kaba koltuk denei koltuunun altna
batp cann actyordu. Ykn koltuk deneine verince dizi sertlemeye balamt. Baca
kzarm ve imiti; daha fazla ilerleyemeyeceini biliyordu. Kender de kendisini kt hissetmi
fakat zehir bedeninden temizlenince kendini biraz daha rahat hissetmeye balamt. Yine de
susuzluk ikence gibiydi. Ve Tas'm hatrlatm olduu gibi o da aalarn onlar nereye gtrd
hakknda bir fikre sahip deildi.
Boaz kuruyan Caramon sesini ykselterek serte seslendi, "Par-Salian! Bana cevap ver yoksa
daha ileriye gitmeyeceim! Bana cevap ver!"
Aalar bir yaygaradr kopard; dallar salland, sanki sert bir rzgr km gibi kart, geri -
Caramon'un ate iinde yanan cildini rahatlatan- bir meltem olmamt. Kularn sesleri korku
ykl bir ahenksizlie dnmt; bu sesler, arklarn insann akln dehet ve dehet dolu
beklentilerle dolduran korkun, sevimsiz melodileriyle karyor, birbirine bindiriyor ve
kartryordu.
Tas bile bundan biraz hayrete dm (koca adam teselliye ihtiya duyarsa diye) Caramon'a
doru yaklamt fakat Caramon kararllkla durmu sonsuz geceye bakarak arkasnda kopan
kyamete kulak asmyordu.
"Par-Salian!" diye seslendi bir kez daha.
Derken cevabn duydu...ince, tiz bir lk.
Bu korkun ses karsnda Caramon'un tyleri diken diken oldu. lk karanl ve sy yrtp
gemiti. Kularn o acaip arklarn bastrarak aalarn patrtsn bomutu. Caramon'a sanki,
lmekte olan dnyann tm deheti ve hzn emilmi ve o son korku dolu lkla salverilmiti
gibi gelmiti.
"Tanrlar adna!" diye soluunu sald Tas, merakla kark bir korkuyla (olur da byk adam
korkar diye) Caramon'un elini tutarak. "Neler oluyor?"
Caramon cevap vermedi. Orman'daki hiddetin gittike younlatn hissedebiliyordu; artk bu
hiddet ok byk bir korku ve hznle karmt. Aalar sanki onlar drtp ilerletmek istiyor,
onlar sktryor, acele ettiriyordu. lk, bir insan nefes almadan ne kadar uzun sre
barabilirse o kadar srd; sonra nefes alacak kadar bir sre ara verip yeniden balad. Caramon
bedenindeki terin souduunu hissetti.
48
Yanbanda Tas'la yrmeye devam etti. Yava ilerliyorlard, aslnda ilerleyip ilerlemedikleri
hakknda bir fikirleri olmamas -nk ne gittikleri yeri gryorlarlar, ne de doru yne gidip
gitmediklerini biliyorlard- durumu daha da zorlatryordu. Kule'yi gsteren tek iaret duyduklar
o tiz, insanlk d lkt.
De kalka ilerlemeye devam ettiler durdular; Tas elinden geleni yapsa da her adm Caramon iin
bir strap halini almt. Yaralarnn acs ona hakim olmu, ksa bir sre sonra zaman kavramn
yitirmiti. Neden buraya geldiklerini ve hatta nereye gittiklerini unutmutu. leri doru ilerlemeye
almak, sonunda akln ve ruhun karanl halini alan bu karanlk iinde birer birer adm atmak
Caramon'un tek dncesiydi.
Yrmeye devam etti...
yrd...
yrd...
bir adm, bir adm, bir adm...
Ve srekli kulaklarn trmalayan o korkun, bitmeyen lk...
"Caramon!"
Ses, yorgun, acyla krelmi beynine ulat. Sanki bir sredir l bastran bu sesi duyuyormu
gibi bir duyguya kapld fakat -eer yleyse bile- daha nce onu saran siyahl delememiti.
"Ne?" diye mrldand; artk birinin onu kavram sarstn fark etmiti. Ban kaldrarak etrafna
baknd. "Ne?" diye sordu yine, gerekleri yeniden yakalamaya alarak. "Tas?"
"Bak Caramon!" Kenderin sesi bir pus arasndan geliyordu; beynindeki sisi datmak iin ban
aresizlikle sallad.
Ve grebildiini fark etti. Aydnlkt...ay ! Gzlerini krptrarak etrafna baknd. "Orman?"
"Arkamzda," diye fsldad Tas, sanki bu konuda konumak aniden Orman' geri getiriverecekmi
gibi. "En azndan bizi bir yere getirdi. Tam olarak neresi olduuna emin deilim. Etrafna baksana.
Buray hatrlyor musun?"
Caramon bakt. Orman'n glgesi gitmiti. Tas ile birlikte bir aklkta duruyordu. Hzla, korku
dolu baklarla etrafna baknd.
Ayaklarnn dibinde karanlk bir uurum balyordu.
Arkalarnda, Orman bekliyordu. Orman' grmek iin Caramon'un dnmesine gerek yoktu, nasl
bir daha girerlerse canl kamayacaklarn biliyorsa, orada olduunu da biliyordu. Onlar buraya
kadar getirmiti Orman, burada brakacakt. Ama buras nere-
49
siydi? Aalar arkalarndayd ama nlerinde hibir ey yoktu; engin, karanlk bir boluk vard. Bir
uurumun tam kenarnda duruyor olabiliriz, demiti Tas.
Frtna bulutlan ufuu karartyordu fakat -o an iin- hibiri yakn grnmyordu. Yukarda aylar
ve yldzlan grebiliyordu. Lu-nitari ateli bir kzlla, Solunari'nin gms ise Caramon'un
imdiye kadar hi grmedii bir prltyla parlyordu. Ve artk, belki de karanlk ile aydnlk
arasndaki o iddetli ztlk nedeniyle Nu-itari'yi - sadece kardeinin gzlerine grnen kara ay- da
grebiliyordu. Aylarn arasnda yldzlar hiddetle parlyordu ama hibiri o garip kurnsaati
eklindeki takm yldz kadar parlak deildi.
Duyabildii tek ses, arkasndaki Orman'dan gelen kzgn mrt-lar ve nnden gelen tiz, korkun
lkt.
Baka aremiz yok, diye dnd Caramon bitap bir halde. Geriye dn yok. Orman buna izin
vermezdi. stelik lm dediin bu acya, bu susuzlua, bu acyla burkulan kalbe bir son vermek
deil de neydi.
"Burada kal Tas," diye balad, karanla adm atabilmek iin elini kenderin minik elinden
kurtarmaya alarak. "Biraz ileriden giderek nclk..."
"Yo hayr!" diye haykrd Tas. "Bensiz bir yere gitmiyorsun!" Kender daha da sk sk tutmaya
balad. "Cce savalarnda ban ne kadar belaya soktuuna bir baksana!" diye ekledi,
boaznda-ki o can skc boulur gibi olma hissini yenmeye alarak. "Ben oraya geldiimde
hayatn kurtarmak zorunda kaldm." Tas, ayaklarnn dibinden balayan karanla bakt; sonra
kararllkla dilerini skarak koca adamn baklarna karlk vermek iin ban kaldrd.
"Sonra...sonra teyaam sen...sen olmazsan ok fena yalnz olur; ayrca Flint'i de duyar gibiyim, 'E
kapkulpu, bu sefer nelere gidip ne haltlar ettin? O koca ya fsn da kaybetmeyi becerdin deil
mi? Belli oluyor. imdi sanrm burada, bu aacn altndaki, yumuack yerimi brakp, o kastan
baka eyi olmayan ahma aramam gerekecek. Hi bir zaman doludan kamay bilmezdi..."
"Pekala Tas," diye kesti szn Caramon glmseyerek, bir an iin yal ccenin aksiliini
gznde canlandrmt. "Flint'i rahatsz etmeye gelmez. Sonunu duymak hi nasip olmaz."
"Ayrca," diye devam etti Tas, daha da neelenerek, "bizi bir ukura atmak iin buraya kadar
getirme zahmetine niye katlansnlar-ki?"
50
"Deil mi ya!" dedi Caramon dnerek. Koltuk deneini iyice kavrayp kendine olan gvenini
tazeleyerek karanla doru bir adm att; Tas ardndan izliyordu.
"Tabii," diye ekledi kender yutkunarak, "Par-Salian hl bana kzgnsa..."
51
Bfm 6
ksek Byclk Kulesi nlerinde ykseliyordu...karanlktan bir nesne; ay ve yldzlarn
nnde silueti seilebilen, sanki gecenin kendisinden yaratlm gibi grnen kule. Yzlerce yldr
byle durmutu, bir by kalesinin burcu, Sanatn yllardr toplanan kitaplar ve nesnelerinin
deposu.
Palanthas'taki Yksek Byclk Kulesi'nden, Kralrahip tarafndan kovulan bycler buraya
gelmiti; kendilerine saldran kalabalktan kurtardklar en kymetli nesneleri buraya getirmilerdi.
VVayreth Ormam'yla korunduklar bu yerde bar iinde oturmulard. Gen bykullamc
raklar Smav', yenilenler iin lm anlamna gelen yorucu snav burada alyordu.
Raistlin buraya gelerek, ruhunu Fistandantilus'a kaptrmt. Caramon burada, Raistlin'in ikiz
kardeinin hayalini ldrmesini izlemeye zorlanmt.
Caramon ile Tas, yanlarnda lam ccesi Bupu ile komadaki Lady Crysania'nm bedenini buraya
tamlard. Burada Cppe -Kara, Kzl ve Ak- Meclis'ine katlmlard. Burada renmilerdi
Raistlin'in ihtirasn...Karanlklar Kraliesi'ne meydan okumak istediini. Burada Meclis'in ajan ve
onun ra Dalamar ile karlamlard. Burada byk babyc Par-Salian Caramon ile Lady
52
Crysania'ya zaman yolculuu bys yapm, onlar dan dmesinden nceki star'a yollamt.
Burada, Tasslehoff Caramon'la gitmek iin ortaya srayarak yanllkla byy bozmutu.
Bylece -btn by kanunlaryla yasaklanm olan- kenderin varl, zamann deitirilebilmesini
olanakl klmt.
imdi Caramon ile Tas dnmt... ne bulmak iin?
Caramon Kuleye bakt, iinde kt bir eyler olacana dair bir sezi, bir korku vard. Cesareti onu
yan yolda brakmt. Giremeyecekti, o amas, srekli lk kulaklarnda nlad mddete
giremeyecekti. Geri dnmek, Orman'da hzl bir lmle lmek daha iyiydi. Ayrca kaplar
unutmutu. Gm ve altndan yaplm olan kaplar smsk kapal duruyor, Kule'ye giden yolu
kapatyorlard. rmcek a kadar ince grnyorlar, yldzlarn aydnlatt ge siyah izgilerle
izilmi gibi duruyorlard. nsan baknca zannederdi ki ufak bir temas bile aabilir onlar. Oysa ki
etraflarna byler rlmt, yle ki bir ogre ordusu bile kaplara omuz atsa, bu narin grnl
kaplar bana msn demezdi.
Hl devam ediyordu lk, daha yksek ve daha yakn. Aslnda o kadar yaknd ki sanki geldii
yer...
Caramon ileri doru bir adm att, kalar atlmt. Adm atar atmaz kaplar nnde iyice
belirdiler.
Ve ln kaynan gzler nne serdiler...
Kaplar ne kapalyd, ne de kilitli. Kaplarn bir kanad, sanki hl bylerle balym gibi
kapalyd. Fakat dieri krlmt ve tek bir menteesi zerinde, durmayan, bu scak yel altnda bir
ileri bir geri, bir ileri bir geri sallanp duruyordu. Meltemde yava yava bir ileri bir geri
sallanrken de tiz, yksek bir viyaklama sesi kartyordu.
"Kilitli deil," dedi Tas hayal krklyla. Minik eli ilingir aletlerine uzanmaya balamt bile.
"Deil," dedi Caramon gcrdayan menteeye bakarak. "Duyduumuz ses de buymu; pasl metal
sesi." Rahatlam olmas gerekirdi ama bu gizemi daha da derinletirmiti. "Eer Par-Salian veya
oradaki biri deil idiyse" -gzleri nlerinde tm karanlyla, grnte bo duran Kule'ye gitti-
"bizi Orman'dan geiren kimdi, kimdi o zaman?"
"Belki de kimse deildir," dedi Tas umutla. "Eer burada kimse yoksa Caramon, hemen gidebilir
miyiz?"
53
"Mutlaka birisi vardr," diye mrldand Caramon. "Bir ey bizim o aalar arasndan gememizi
salad."
Tas iini ekti, boynu bkld. Caramon onu mehtapta grebiliyordu; minik yz solgun ve
kirliydi. Gzlerinin altnda karanlk glgeler vard, alt duda titriyor ve minik burnunun
yanlarndan gzyalar yuvarlanyordu.
Caramon onun omzunu okad. "Biraz daha," dedi kibarca. "Yalnzca biraz daha dayan Tas, olmaz
m?"
Ban kaldran, szlp azna giren o hain gzyalarn yutan Tas neeyle srtt. "Tabii
Caramon," dedi. Boaznn aryor ve susuzluktan atlam olmas gerei bile, sessiz Kuleye
bakarak, "Beni bilirsin; her zaman maceraya hazrm. Orada bir sr byl, harika eyler olmal,
sence de yle deil mi?" diye eklemesine engel olamamt. "Kimsenin bir daha aramayaca
eyler. Byl yzkler deil tabii ki. Byl yzklerle iim kalmad. lki beni gerekten kt bir
zebani ile karlatm bir bycnn atosuna gtrmt, ikincisi de beni fareye
dntrmt. Ben..."
Grne gre kenderin tekrar normale dndne memnun olarak, Tas'n ocuka konumasna
izin veren Caramon, ileri doru topallayarak, amak iin elini sallanan kapya koydu. Hayretle
kapnn krldn grd; zayflam menteesi sonunda dayanamamt. Kap, altndaki gri
kaldrm talar zerine hem Caramon, hem de Tas'n dilerini skmalarna neden olan bir
grltyle dt. Sesler Kule'nin siyah, cilal duvarlarndan yanklanyor, scak gecede yeniden
patlyor ve sessizlii parampara ediyordu.
"Eh artk burada olduumuzu biliyorlar," dedi Tas.
Caramon'un eli bir kez daha klcnn kabzasna gitti ama klcn ekmedi. Yanklar zayflad.
Sessizlik yine her yan kaplad. Hibir ey olmad. Kimse gelmedi. Kimse konumad...
Tas dnerek Caramon'un ileri doru aksayarak gitmesine yardmc oldu. "En azndan o korkun
sesi dinlemek zorunda kalmayacaz," dedi krk kapnn zerinden atlayarak. "Artk bunu
sylemekte bir saknca grmyorum ama o gcrt sesi sinirlerimi bozmaya balamt. Gerekten
de hi kap sesi gibi deildi, bilmem anlatabildim mi. Sanki... ne sesi desem, sanki..."
"unun gibiydi," diye fsldad Caramon.
lk havay yrtarak, aylarn aydnlatt karanl parampara etti ama bu kez farklyd. Bu
ln iinde szler vard... tarif edilemese bile seilebilen szler.
54
Ne greceini bildii halde gayri ihtiyari ban eviren Cara-mon kapya bakmaya balad. Kap
yerde, cansz, l yatyordu.
"Caramon," dedi Tas yutkunarak, "o...oradan...Kule'den geliyor..."
"Kes unu!" dedi Par-Salian lk la. "Bu eziyete bir son ver! Daha fazla dayanmam iin beni
zorlama!"
Sen beni dayanmam iin ne kadar zorladn, Ak Cppelilerin Ulu By? diye geldi yumuak,
alayc bir ses Par-Safian'n aklna. Byc strapla kvrand ama ses acmaszca ruhununun
derisini yzmek konusunda bir krba olmakta srarcyd. Beni buraya getirerek beni
ona...Fistandantus'a verdin! Bu dzlemde yaayabilmek iin ya-amkaynam benden emip
alrken, kuruturken oturup seyrettin.
"Pazarl yapan sendin," diye haykrd Par-Salian; kadim sesi Kule'nin bo hollerinden
tanyordu. "Onu reddedebilirdin..."
Ya sonra? Onurlu bir ekilde lmek iin mi? Ses kahkaha att. Nasl bir seimdi o yle? Ben
yaamak istiyordum! Sanatmda ilerlemek! Ve yaadm da. Sen, tm katlnla bana bu kumsaati
gzleri verdin...etrafndaki lm ve rmeden baka bir ey grmeyen bu gzleri. imdi sen bak
Par-Salian! Etrafnda ne gryorsun? lmden baka ne...lm ve -rmekten baka...Yan artk
eitiz.
Par-Salian homurdand. Ses acmadan, insafszca devam etti.
Eitiz, evet. Atk seni toz haline gelinceye kadar teceim. nk strap iindeki son anlarnda
Par-Salian benim zaferime tank olacaksn. Takmyldzm gkyznde parlamaya balad bile.
Kralie klyor. Yaknda solup sonsuza kadar yok olacak. Son dmanm Paladine bekliyor beni
artk. Onun yaklatn grebiliyorum. Ama o, benim rakibim bile saylmaz -yal bir adam, k
bklm, yz, onun sonuna neden olacak bir hznle dolu, mutsuz. nk ok zayf, ok zayf ve
iyileemeyecek kadar da yaral; tpk Cehennemin deien dzlemlerinde len zavall rahibe
Crysania gibi. Onu yok ediimi seyredeceksin Par-Salian; dv bittiinde de, Platin Ejderhann
takmyldz gklerden dtnde ve Solina-ri'nin yok olduunda, sen Kara Ay'n gcn
grp kabul ettiinde, yeni ve tek Tanrna -yani bana- kulluk ettiinde kurtulacaksn ancak Par-
Salan, lmde ne huzur bulunuyorsa o huzuru bulacaksn!
Palanthasl Astinus nasl Par-Salian'n lklarn kaydediyorsa bu szleri de kaydetti; hzl, kara,
kaln harflerini acele etmeden, yavaa yazd. Yksek Byclk Kulesi'nin byk kaps nnde
oturmu, kapnn glgeli derinliklerine bakyor, o derinliklerde et-
55
rafndaki karanlktan da karanlk bir suret gryordu. Btn grlebilen, kumsaati eklindeki
gzbebekleri ona ve yannda kapana ksm ak cppeli bycye dikilmi iki altn gzd.
nk Par-Salian kendi Kule'sinde tutsak olmutu. Belinden yukars yaayan bir adamd...ak
salar omuzlarna dklyor, ak cppesi zayf, bir deri bir kemik bedenini rtyordu; gzleri Ka-
p'ya dikilmiti. Grm olduu manzaralar korkuntu ve uzun bir zaman nce neredeyse akln
karacakt. Fakat baklarn ayramyordu. Par-Salian'n belinden yukars canl bir adamd.
Belinden aas ise... mermer bir stundu. Raistlin tarafndan lanetlenen Par-Salian, Kule'nin en
st odasnda kalmaya ve -ac bir strapla-dnyann sonunu seyretmeye mecbur braklmt.
Yannda -Dnyann Tarihisi- Astinus oturuyor, Krynn'in ksa ve parlak tarihinin son blmn
yazyordu. Astinus'un yaad, Byk Ktphane'nin bulunduu Gzel Palanthas artk bir kl ve
kmrlemi cesetler ehriydi. Astinus buraya, Krynn zerinde ayakta kalan son yere, dnyann
son ve korkun anlarna tank olup onlar kaydetmek iin gelmiti. Her ey bittii zaman kapal
kitabn alacak, bunu Tarafszlk Tanrs Gilean'n suna zerine koyacakt. Ve bu da son olacakt.
Cmlenin sonuna geldiinde Kap'nn iindeki kara cppeli figrn baklarn kendisine
evirdiini hisseden Astinus gzlerini kaldrarak suretin altn gzlerine bakt.
Nasl ilktiysen, dedi suret, son olacaksn. Benim mutlak zaferimi kaydettikten sonra kitap
kapanacak. Ben hibir muhalefete maruz kalmadan saltanat sreceim.
"Doru, muhalefete maruz kalmadan saltanat sreceksin. l bir dnyada saltanat sreceksin.
Senin bynn yok ettii bir dnyada. Tek bana hkm sreceksin. Tek bana olacaksn,
biimsiz, sonsuz bir bolukta tek bana," diye cevap verdi Astinus souk bir edayla, bir yandan
yazp, bir yandan konuurken. Yannda Par-Salian inleyip ak salarn yoluyordu.
Grmyor gibi grnse de her eyi grd gibi, Astinus, kara cppeli suretin ellerinin kasldn
da grd. Bu bir yalan eski dostum! Ben yaratacam! Yeni dnyalar benim olacak. Yeni insanlar
ben yaratacam...bana tapacak yeni nesilleri!
"Kt olan yaratamaz," diye dikkat ekti Astinus, "sadece bozar. Kendi kendine dnerek, kendini
kemirir. Daha imdiden seni yiyip bitirdiini hissediyorsun. Daha imdiden ruhunun kuruduunu
56
hissediyorsun. Paladine'n yzne bak Raistlin. Bir zamanlar, Der-goth Ovalarnda yaptn gibi,
ccenin at kl yarasyla lrken ve Lady Crysania ellerini sana dokundurduunda baktn
gibi bak. O zaman da, ayn imdi grdn gibi grmtn Tanrnn ac ve kederini Raistlin. O
zaman da biliyordun, imdi bildiin gibi ama Paladine'n kendisi iin deil, senin iin zldn
kabullenmeyi reddediyordun.
"Bizim iin ryasz bir lme gemek kolay olacak. Senin iin bir uyku olmayacak Raistlin. Sadece
sonsuz bir uyanklk, hi gelmeyecek olan sesleri durmadan dinleyeceksin; ne k, ne de karanlk
barndran bolua durmadan bakacaksn; kimsenin duymayaca, kimsenin cevaplandrmayaca
szleri durmadan haykracaksn; tekrar ve tekrar kendi kendine dnerek durmadan meyvasz
planlar yapacaksn. Sonunda bu delilik ve aresizlik iinde varlnn kuyruunu yakalayarak, ayn
a bir ylan gibi, ruhuna bir yiyecek bulmak iin kendi kendini yutup bitireceksin.
"Ama boluktan ve hilikten baka bir ey bulamayacaksn. Ve sonsuza kadar bu bolukta var
olmaya devam edeceksin...bitmeyen aln yattrmak iin etrafndaki her eyi emip minik bir
hilik noktas..."
Kap titreti. Astinus, o gzlerin gerisindeki iradenin dalgalandn hissederek aceleyle ban
yazsndan kaldrp bakt. Gzlerin camms yzeyini geerek derinliklerine bakt ve -bir kalp
atmlk sre iersinde- tarif etmi olduu eziyeti ve ikenceyi grd. Korkmu, tek bana, bir
kapana ksm, kamaya alan bir ruh grd. Varlndan beri ilk kez bir merhamet krnts
hissetmiti Astinus. Eliyle kitabndaki yerini iaretleyerek oturduu yerde hafife doruldu, dier
elini Kap'ya uzatt...
Derken kahkaha... rktc, alayc, ac bir kahkaha... ona deil ama glene glen bir kahkaha.
Kap'daki kara cppeli suret gitmiti.
ini eken Astinus oturduu yerde kald; hemen hemen ayn anda Kap'da byl bir imek
oynat. Buna alevlenen beyaz bir k karlk verdi...Paladine ile Karanlklar Kraliesi'ni yenip
onun yerini alan gen adamn son karlamas.
Darda da imekler oynayor, seyretmekte olan iki adamn gzlerine kr edici bir parlaklkla
batyordu. Gkgrlts duyuldu, Kule'nin talar titredi, temeli sarsld. Rzgrlar uludu; bu
uluma Par-Salian'n inlemelerini bastrd.
57
Bitkin, ask yzn kaldran kadim byc, yznde bir dehet ifadesiyle pencerelerin dnda
olanlar seyretmeye balad. "Bu son," diye mrldand; gten dm yamru yumru elleri
dermanszca havay dvyordu. "Her eyin sonu."
"Evet," dedi Astinus, Kale'nin aniden sallanmas bir hata yapmasna neden olduu iin can
skntsyla kalarn atarak. Gzlerini Kap'ya dikerek kitabn daha sk tuttu; bir yandan da
yazyor, son dv kaydediyordu.
Birka saniye iinde her ey olup bitti. Beyaz k biraz kprdad...btn gzelliiyle, bir an iin.
Sonra ld. Kap'nn ii tamamen karanlkt.
Par-Salian alad. Gzyalar ta zemine dt; gzyalarnn temasyla Kule' de canlym gibi
sarsld, sanki o da felaketi grm ve dehetle titrerm gibi.
Den talara ve kabaran zemine hi kulak asmayan Astinus tm serinkanllyla son szlerini
kaleme ald.
358 ylnn Beinciaynn, drdnc gn dnyann sonu geliyor.
Sonra derin bir i geiren Astinus kitabn kapatmaya balad.
Bir el kitap sayfalarnn zerine vurdu.
"Hayr," dedi sert bir ses, "burada bitmeyecek."
Astinus'un eli titredi, kalemi sayfann zerine bir damla mrekkep aktarak son szleri sildi.
"Caramon... Caramon Majere!" diye haykrd Par-Salian, gen adama gsz ellerle acnacak bir
durumda uzanmaya alarak. "Ormanda duyduum sendin demek ki!"
"Benden kuku mu duymutun?" diye homurdand Caramon. Perian byc ve cezas karsnda
ok olup dehete dse bile Caramon babycye bir trl acyamyordu. Par-Salian'a bakp
belden aasnn mermer olduunu gren Caramon, kardeinin Kule'de maruz kald eziyeti,
Crysania ile birlikte star'a geri yollandnda kendisinin ekmi olduu acy tm netliiyle
hatrlad.
"Hayr, senden kukulanmadm!" Par-Salian ellerini dndrp duruyordu. "Kendi aklmdan phe
ettim! Anlayamyor musun? Nasl burada olabilirsin? Dnyay yok eden byl atmalardan
nasl kurtuldun?"
"Kurtulmad," dedi Astinus serte. Yeniden kendine hakim olan tarihi ak kitab ayaklarnn
dibine koyarak ayaa kalkt. Kalarn Caramon'a doru atarak, sularcasna bir parmam uzatt.
"Ne
58
gibi bir oyun bu? Sen ldn! Bunun anlam nedir..."
Tek bir sz sylemeyen Caramon Tasslehoff u arkasndan srkleyerek kartt. Durumun
ciddiyet ve resmiyetinden derinden etkilenen Tas Caramon'a sokuldu; falta gibi alan gzleri
yalvarrcasna Par-Salian'a dikilmiti.
"Be...benim bir aklamada bulunmam m istiyorsun Caramon?" diye sordu Tas gkgrltleri
arasnda zorla duyulan ufak, kibar sesiyle. "Be...ben gerekten de neden zaman yolculuu
bysn bldm anlatmak isterim ve sonra Raistlin'in bana nasl yanl talimat verdiini ve
byl aleti krmama neden olduunu, geri bunun bir ksm da benim suumdu sanrm; nasl
sonunda kendimi Cehennem'de, zavall Gnimsh'in yannda bulduumu." Tas'n gzleri yalarla
doldu. "Ve nasl Raistlin'in onu ldrdn..."
"Ben btn bunlar biliyorum," diye kesti szn Astinus. "Demek ki buraya kender nedeniyle
gelebildin. Zamanmz ksa. Ne yapmak amacndasn Caramon Majere?"
Koca adam baklarn Par-Salian'a evirdi. "Sana kar bir sevgi beslemiyorum byc. Bu konuda,
kardeimle ayn fikirdeyim. Belki orada, star'da bana ve Lady Crysania'ya yaptn eylerde
kendince nedenlerin vard. Eer yleyse" -Caramon grne gre konumaya yeltenen Par-
Salian' susturmak iin elini kaldrd-"eer yleyse, onlarla yaayan sensin, ben deilim. imdilik
bil ki zaman deitirecek gce sahibim. Raistlin'in kendisinin bana sylemi olduu gibi, kender
nedeniyle gemite olanlar deitirilebilir.
"Byl alet bende. Zaman iinde her hangi bir noktaya dnebilirim. Bana bu ykma neyin, ne
zaman neden olduunu syle; ben de elimden gelirse bunu engellemeye alaym."
Caramon'un baklar Par-Salian'dan Astinus'a evrildi. Tarihi ban sallad. "Bana bakma
Caramon Majere. Ben btn bu olanlarda tarafszm. Sana yardm edemem. Ama sadece sana u
uyarda bulunabilirim: Geri dnebilirsin ama bir eyi deitiremediini de grebilirsin. Hzla akan
nehirdeki bir akl ta...sadece bir aklta olabilirsin."
Caramon bayla onaylad. Eer hepsi buysa, en azndan zayflm telafi etmeye alrken
ldm bileceim."
Astinus Caramon'a dikkatli, delip geen bir bakla bakt. "Hangi zayflktan sz ediyorsun
Sava? Sen, kardeinin peinden gi-
59
derek kendi yaamn tehlikeye attn. Elinden geleni yaptn, yrd bu karanlk yolun sadece
kendi sonunu hazrlad konusunda onu ikna etmeye altn." Astinus Kap'y iaret etti. "Onunla
konutuklarm duydun mu? Neyle kar karya olduunu biliyor musun?"
Tek bir sz syleyemeyen Caramon bayla yine onaylarcasna bir iaret yapt; yz solgun ve
kederliydi.
"Syle bana o halde," dedi Astinus souk bir edayla.
Kule titredi. Rzgr duvarlar dvyor, imekler bitmeye yz tutan geceyi yaknlaryla kr edici
parlaklkta bir gne eviriyordu, iinde bulunduklar kulenin kk ve plak odas sarsld.
Burada yalnz olmalarna ramen Caramon alama sesleri duyduunu dnd ve zamanla bunun
Kule'nin talan olduunu fark etti. Etrafna huzursuzca bakt.
"Zamann var," dedi Astinus. Yeniden taburesine oturarak kitab eline ald. Ama kitab kapatmad.
"ok uzun deil belki ama hl vaktin var. Nerede baarsz oldun?"
Caramon titrek bir nefes ald. Sonra kalar birleti. Hiddetle kalarn atarken baklar Par-
Salian'a kayd. "Bir numarayd, yle deil mi byc? Siz byclerin yapamad eyi bana
yaptrmak iin bir numara... Raistlin'in o lmcl ihtirasn durdurmak iin. Ama baarsz
oldunuz. Crysania'dan korktuunuz iin lmesi iin onu geri yolladnz. Fakat onun iradesi ve ak
sizin zannettiinizden gl kt. Yaad; kendi ak ve ihtirasyla kr olarak Raistlin'in peinden
Cehennem'e gitti." Caramon ters ters bakt. "Paladine'n onun dualarna karlk verirken amacnn
ne olduunu anlayamyorum, onun oraya gitmesi iin g verirken... "
"Tanrlarn yaptklarm anlamak sana dmez Caramon Maje-re," diye szn kesti Astinus souk
bir edayla. "Sen kim oluyorsun da onlar yarglyorsun? Zaman zaman onlar da baarsz olabilir.
Ya da daha iyi olaca umuduyla en iyisini bile riske atmay gze alabilirler."
"Nasl isterlerse yle olsun," diye devam etti Caramon, yz karanlk ve huzursuzdu, "bycler
Crysania'y geri yollayarak kardeimin Kap'dan gemesi iin gerekli olan anahtarlardan birini
verdiler. Baarsz oldular. Tanrlar da baarsz oldu. Ben de baaramadm." Caramon titreyen
eliyle salarn dzeltti.
"Raistlin'i, yrd lmcl yoldan dndrebilecek szleri syleyebileceimi zannetmitim. yle
olmayacam tahmin etme-
60
liydim." Koca adam ac ac gld. "Ne zaman benim zavall szlerim onu etkiledi ki? Kap'nn
nnde durmu Cehennem'e girmeye hazrlanrken, bana amacn anlatrken, onu terk ettim. O
kadar kolay olmutu ki. Sadece srtm dnp yryp gittim."
"Ph!" diye burnunu bkt Astinus. "Ne yapabilirdin ki? O zaman ok glyd, hibirimizin hayal
bile edemeyecei kadar gl. Byl dzlemi sadece kendi irade gc ve kuvvetiyle tek bana
bir arada tutuyordu. Onu ldremezdin..."
"yle," dedi Caramon, baklar odadakilerden uzaklaarak daha da iddetli esmeye balayan
frtnaya kayd, "ama onu izleyebilirdim -peinden karanla gidebilirdim- bu benim lmm
anlamna gelse bile. Onun bys ve ihtiras iin feda etmek istedii eyi, benim sevgiden feda
edebileceimi gstermek iin." Caramon baklarn odadakilere evirdi. "O zaman bana sayg
duyard. O zaman dinleyebilirdi. O yzden geri dneceim. Cehennem'e gireceim" -Tasslehoff'un
dehet nidasn duymamazla geldi- "ve orada yaplmas gerekeni yapacam."
"Yaplmas gerekeni," diye tekrarlad Par-Salian hummalca. "Bunun ne anlama geldiinin farknda
deilsin! Dalaman.."
Kulaklar sar eden alevli bir yldrm odaya derek ieridekileri ta duvarlara arpt. Yldrm
zerlerine derken kimse bir ey gremedi veya duyamad. Sonra gkgrltsn bastran azap
dolu bir lk duyuldu.
Bu boulur gibi kan, ac ykl lkla sarslan Caramon gzlerini anca, bylesine dehet verici
bir ey grm olmaktansa gzlerinin sonsuza kadar kapanm olmu olmasn diledi.
Par-Salian mermerden bir stundan, alevden bir stuna dnmt! Raistlin'in bysne kaplan
byc aresizdi. Alevler k-prdatamad bedenine yaylrken, elinden barmaktan baka bir ey
gelmiyordu.
Sinirleri bozulan Tasslehoff yzn elleriyle rterek sindi ve bir kede inlemeye balad.
Astinus, savrulduu yerden kalknca elleri hl tutmakta olduu kitabna gitti. Yazmaya balad
ama eli boald, kalem elinden kayd. Bir kez daha kitab kapatmaya balad...
"Hayr!" diye haykrd Caramon. Elini uzatarak sayfalarn zerine koydu.
Astinus ona bakt; Caramon o lmsz gzlerin altnda bocalad. Elleri titredi fakat deri kapl
kitabn beyaz sayfalarn skca bastrmaya devam etti. lmekte olan byc korkun bir strapla
ulu-
61
yordu.
Astinus ak kitab brakt.
"Tut unu," diye emretti Caramon, kymetli kitab kapatp, Tass-lehoff'un eline vererek. Uyumu
gibi ban sallayan kender kollarn neredeyse kendi kadar olan kitaba dolad ve Caramon
lmekte olan bycye doru sendelerken kesine bzm etrafna dehetle baknd.
"Hayr!" diye viyaklad Par-Salian. "Bana yaklama!" Omuzlarna sklen beyaz salar ve uzun
sakal, teninde oluan baloncuklar czdyor, kkrt kokusuna yanan tenin i bayan o korkun
kokusu karyordu.
"Syle bana!" diye bard Caramon sya kar kolunu kaldrp mmkn olduunca bycye
yaklaarak. "Syle bana Par-Salian! Ne yapmam gerek? Buna nasl mani olabilirim?"
Bycnn gzleri eriyordu. Bir zamanlar yz olan kara bi-imsiz bir ktlede az bo bir delik
gibi ald. Fakat lm halindeki szleri Caramon'a bir yldrm gibi arpt ve sonsuza kadar aklna
kaznd kald.
"Raistlin 'in Cehennem 'den kmasna izin verilmemeli!"
62
Xara G( vatyesi
l__/ord Soth, Dargaard Ka-
lesi'nin terk edilmi, lanetli ykntlarndaki ateten kararm, ufalanmakta olan tahtna
oturmutu. Kavunii gzleri grnmeyen gz ukurlarnda alevleniyordu; bu, Solamniya
valyesinin kararm zrhnda lanetli bir yaamn alevlendiinin tek gstergesiydi.
Soth tek bana oturuyordu.
lm valyesi, -yaamda ona sadk kaldklar iin lanetlenerek lmde de ona sadk olmak
zorunda kalan eski valyelerden oluan- grevlileri yanndan uzaklatrmt. Onun alaa
olmasnda rol oynam ve artk mrlerini onun hizmetinde geirmek iin lanetlenmi olan
banileri de yollamt. Yzlerce yldr, yani ld o korkun geceden beri Lord Soth kendi kt
yazgsn tekrar ve tekrar onunla paylamalar iin bu zavall kadnlara hkmediyordu. Her gece
harap olmu tahtnda otururken, paylatklar yz karasn anlatan bir arky sylemeye
zorluyordu onlar.
Bu ark Soth'a byk bir strap veriyordu ama o bu acy istiyordu. Hibir kutsall olmayan o
lmdeki yaamnn geri kalan btn zamann dolduran hilikten on kez iyiydi bu. Ama o gece
arky dinlemedi. Ufalanmakta olan kalenin saaklar arasnda buruk gece rzgr gibi fsldayan
kendi hikyesini dinliyordu onun yerine.
"Bir zamanlar, ok zaman nce, ben Solamniya Hkmdarlk valyelerindendim. O zaman her
eyim vard; yakklydm, ekiciydim, cesurdum, gzel olmasa da servet sahibi bir kadnla
evlenmitim. valyelerim bana balydlar. Evet, insanlar beni kskanyordu...Dargaard Kalesi'nin
Lord Soth'unu.
64
"Afet'ten nceki bahar aylarnda Dargaard Kalesi'nden ayrlarak maiyetimdekilerle birlikte
Palanthas'a yollandm. Bir valyeler Meclisi toplanyordu ve bana ihtiya vard. Meclis toplants
pek umurumda deildi -nemsiz- kurallar zerine bitmeyen tartmalar srp gidecekti. Ama bir
yandan iilecek, muhabbetler kurulacak, bir yandan da sava ve macera ykleri anlatlacakt. Ben
bu yzden gidiyordum.
"Atlarmz yava srdk, acele etmedik; gnlerimiz arklarla, akalamalarla geiyordu. Geceleri,
kalabildiimizde hanlarda, kalamadmzda yldzlarn altnda uyuyorduk. Hava gzeldi,
yumuak bir bahard. Gne bizi styor, akam meltemleri bizi serinletiyordu. O bahar otuz iki
yamdaydm. Hayatmdaki her ey yolundayd. Hayatmda daha mutlu olduum bir zaman
hatrlamyorum bile.
"Derken, bir gece -o geceyi aydnlatan gm aya lanetler olsun- krlarn kucanda kamp
kurmutuk. Karanl bir lk yararak bizi uykumuzdan uyandrd. Bu bir kadnn lyd;
sonra kaba ogre bartlarna karan bir sr kadn sesi duyduk.
"Silahlarmz kaptmz gibi dvmeye kotuk. Kolay bir galibiyet olmutu bizim iin; basit bir
hrsz etesiydi. ou biz yaklarken kamt fakat liderleri ya ok gzpek olduu, ya da
dierlerinden daha sarho olduu iin ele geirdiinden kamak istememiti. ahsen, onu
sulayamadm. ok gzel, gen bir elf kz yakalamt. Kzn gzellii mehtapla parlyordu,
korkusu ise sadece narin gzelliini arttryordu. Tek bama adama meydan okudum. Dvtk
ve ben kazandm. Ve benim dlm -ah, ne kadar buruk bir tatll olan bir dld- baygn elf
kzn kollarmda arkadalarnn yanna tamak oldu.
"Hl mehtapta parlayan ince, altn salarn grebiliyorum. Uyand zaman bana bakan gzlerini
grebiliyorum; imdi bile -o zaman grm olduum gibi- bakarken iinde bana kar doan
akn grebiliyorum. O da -benim gzlerimde- gizleyemediim hayranlm grd. Karm,
erefim, kalem -her ey- onun gzel yzne bakarken aklmdan uup gitti.
"Bana teekkr etti; ne kadar da mahcup konuuyordu. Onu elf kadnlara teslim ettim; bir grup
rahibeydi bunlar, Palanthas'a, oradan da star'a gidiyorlard hac iin. O henz bir yardmcyd. Bu
yolculukta Paladine'n Saygdeer Kzkarde'i olacakt. Onu ve kadnlar brakarak adamlarmla
kampa dndm. Uyumaya altm
65
ama hl kollarmdaki o kvrak, gen bedeni hissediyordum. O gne kadar bir kadna hi bu denli
byk bir tutku hissetmemitim.
"Uyuduum zaman ryalarm tatl bir ikence olmutu. Uyandmda, ayrlmamz gerektii
dncesi bir bak gibi kalbime saplanmt. Erkenden kalkarak elflerin kampna dndm.
Palant-has ile bulunduumuz yer arasnda dolanan goblin eteleriyle ilgili bir yalan uydurarak, elf
kadnlar, onlar korumam gerektii konusunda kolaylkla ikna ettim. Adamlarm bu kadar ho yol
arkadalarna kar kmadlar ve bylece onlarla birlikte yolculuk ettik. Ama bu benim strabm
rahatlatmad. Daha da arttrd. Gn getike atn yanmda -ama yeterince yaknmdan deil- sren
kz seyrediyordum. Birbirini izleyen geceler boyunca yalnz yatyordum...dncelerim allak
bullakt.
"Onu istiyordum, onu bu dnya da istediim her eyden ok istiyordum Yine de ben bir
valyeydim, Emir ve Kurallar korumak iin dnlmez bir yemin etmitim, karma sadk
kalacama dair kutsal yeminler vermitim, bir kumandann imesi gereken andlar ierek
adamlarm erefli yollara ynlendirecektim. Kendimle uzun sre savatm ve sonunda
kazandma karar verdim. Yarn ayrlacam bildirdiimde zerime bir huzurun ktn
hissettim.
"Gerekten de ayrlmay amalamtm, ayrlmam gerekirdi. Fakat kaderime lanetler olsun,
ormanda avlanmaya gittim ve orada, kamptan uzakta, onunla karlatm. O da ifal ot toplamas
iin yollanmt.
"Tek banayd. Ben de tek basmaydm. Yol arkadalarmz ok uzaktayd. Onun gzlerinde
grdm ak hl parlyordu. Salarn salmt ve salar altndan bir bulut gibi topuklarna
dklyordu. erefim, kararm bir anda yok oldu, beni yakp kavuran tutkunun ateiyle kl oldu.
Onu batan karmas kolayd: zavallck. nce bir pck, derken bir daha. Sonra onu yeni bitmi
imenlere, yanma ektim; ellerim onu okuyor, azm onun itirazlarn durduruyordu ve...sonra
benim oldu...gzyalarn perek avuttum.
"O gece, yine yanma geldi, adrma. Mutluluktan kendimi kaybetmitim. Tabii ki onunla
evlenmeyi vaad ettim. Baka ne yapabilirdim? ilk bata niyetim bu deildi. Nasl olsun ki? Bir
karm vard, zengin bir karm. Paraya ihtiyacm vard. Harcamalarm yksekti. Fakat sonra bir
gece, elf kzn kollarma almken, onu
66
hi brakamayacam anladm. Karm tamamen ortadan kaldrmak iin planlar yaptm...
"Yolculuumuza devam ettik. Bu arada elf kadnlar kukulanmaya balamt. Nasl
kukulanmasnlar? kimiz iin de gndz vakitlerinde gizli tebessmlerimizi saklamak, yalnz
kalmak iin her frsat deerlendirmemek zordu.
"Palanthas'a vardmzda mecburen ayrldk. Elf kadnlar, Kral-rahip'in ehri ziyareti srasnda
kald gzel evlerden birinde kalmaya gittiler. Adamlarmla ben kendi yerlerimize gittik. te
yandan, ben onun yanma gidemediim iin onun bir yolunu bulup benim yanma geleceinden
emindim. lk gece geti, pek endielen-memitim. Fakat ikinci ve nc gece getii halde haber
gelmedi.
"Sonunda biri kapm ald. Ama o deildi. Yannda valye Tarikat'nn bayla birlikte gelen
Solamniya valyeleri'nin bayd. Onlar grnce olanlar anladm. Gerei anlatarak beni ele
vermiti.
"Sonu olarak beni ele veren o deil de dier elf kadnlar olmutu. Sevgilim hastalanmt, tedavi
iin gittiklerinde benim bebeimi tadn grmlerdi. Bunu kimseye, bana bile sylememiti.
Ona evli olduumu sylemiler, daha da kts tam o srada Palanthas'a karmn 'gizemli bir
ekilde' ortadan yok olduu haberi gelmiti.
"Tutuklandm. Halkn nnde kk drlerek Palanthas sokaklarndan srklendim; kaba
akalara maruz kaldm, kt isimlerle hitap edildi bana. nsanlarn bir valye'nin kendi
seviyelerine dmesinden ok holarna giden bir ey yoktu. Gnn birinde onlardan ve gzel
ehirlerinden alacama dair yemin ettim. Ama umutsuz bir istekti bu. Davam hzla grld.
lme mahkum edilmitim... valyelie ihanet etmitim. Hem topraklarm, hem unvanm
elimden alnd; kendi klcmla boazm kesilerek ldrlecektim. lmm kabul ettim. Hatta
onun da bana yz evirdiini dnerek, bir an nce gereklemesini bekliyordum.
"Ama lmem gereken gnden bir gn nce bana sadk olan adamlarm beni zindandan kurtard. O
da onlarn yanndayd. Bana her eyi, benim bebeimi tadn syledi.
Elf kadnlarn kendisini affettiklerini ama bir daha Paladine'n Saygdeer Kzkardei
olamayacan, -lnceye kadar erefsizlii yzne vurulsa da- halknn yannda yaayabileceini
syledi ba-
67
na. Ama bana veda etmeden ayrlmaya dayanamamt. Beni seviyordu, bu kadar akt. Ama
kendisine anlatlan hikayelerin onu endielendirmi olduunu da gryordum.
"Karm hakknda bir yalan uydurarak onu inandrdm. Karaya ak desem, inanyordu. i
rahatlaynca benimle kamay kabul etti. Artk biliyorum ki daha ilk bata o yzden gelmiti
yanma. Bize refakat eden adamlarmla birlikte Dargaard Kalesi'ne katk.
"Srekli dier valyeler tarafndan takip edildiimiz iin zorlu bir yolculuk olmutu ama
sonunda bir kez varnca kaleye yerletik. Savunmas kolay bir noktayd; dimdik uurumlarn
tepesine konmutu. Byk bir erzak stoumuz vard ve hzla yaklaan k rahatlkla
atlatabilirdik.
"Kendimle, yeni yaammla, yeni gelinimle -o dn merasimi ne rezalet bir eydi- mutlu
olmalydm! Ama suluydum ve daha da kts erefimi kaybetmi olmak bana ikence gibi
geliyordu. Bir zindandan kp kendimi baka bir zindanda bulduumu fark ettim... bu da kendi
seimlerimden biriydi. lmden, karanlk ve rezil bir yaam iin kamtm. Her zaman abuk
hiddetlenen, abuk vuran bir adamdm, ama artk daha da ktlemitim. Birkan dvdkten
sonra hizmetkrlar kat. Adamlarm benden saknr oldu. Sonra bir gece, onu da dvdm... onu,
bu dnyada beni biraz da olsa rahatlatabilen tek kiiyi.
"Gzyalaryla dolu yzne baknca, ne biim bir canavar olduumu grdm. Onu kollarma
alarak beni affetmesini istedim. O gzel salar her yanma dkld. Rahminde bana tekme atan
ocuumu hissedebiliyordum. Orada birlikte diz kerek Paladine'a dua ettik. erefimi yeniden
kazanabilmek iin her eyi yapacam syledim Tanrya. Tek dileim kzm veya olumun benirn
utancm bilmeden bymeleriydi.
"Paladine dualarmza cevap verdi. Bana Kralrahip'ten ve bu ahmak adamn Tanrlardan isteyecei
kstaha eylerden bahsetti. Eer -daha nce Huma'nn yapm olduu gibi- tek bir adam
kendisini masumlar iin feda etmeye hazr olmazsa, dnyann dahi Tanrlarn fkesini
hissedeceini syledi.
"Paladine'n etrafmda parlyordu. kenceler iindeki ruhum huzur buldu. ocuumun eref
iinde yetimesi ve dnyann kurtulmas iin ne kadar da kk bir fedakrlk gibi gelmiti bana.
Paladine'n yanmda olduunu bildiim iin Kralrahip'i durdu-maya kesin karar vererek star'a
srdm atm.
68
"Ama o yolculuk boyunca yanmda biri daha sryordu atn: Karanlklar Kraliesi. Esir etmekten
holand ruhlara ite byle srekli sava aar. Beni yenmek iin ne mi kulland? O elf
kadnlarn... adna bu ie bakoyduum Tanrnn rahibelerini.
"Bu kadnlar oktan Paladine'n ismini unutmulard. Kralrahip gibi onlar da kendi bildikleri
doruyla evrelenmiler ve bu iyilik rts ardndan hibir ey grmez olmulard. Ben de kendi
iyi bildiime inanarak, onlara yapmak istediim eyi akladm. Korkular ok fazla oldu.
Tanrlarn dnyay cezalandracana inanmyorlard. Sadece iyilerin (bununla cifleri
kastediyorlard) Krynn zerinde yaayaca bir gnn geleceine inanyorlard.
"Beni durdurmalar gerekiyordu. Ve bunu baardlar da.
"Kralie zekidir. Adamn kalbinin karanlk blgelerini bilir. Eer nme ksa, bir orduyu ezer
geerdim. Fakat elf kadnlarn o yumuak szleri iime zehir gibi iledi. Elf kz, ne kadar da
abuk ve rahatlkla seni bandan atvermi byle, dediler. Artk atoma, servetime tek bana
sahipti, insan bir kocann zahmetini de ekmiyordu stelik. Acaba bebein benden olduuna emin
miydim? Beni izleyen genlerden biriyle de sk sk grlm. Gecenin bir yarsnda adrmdan
knca nereye gidiyormu ki?
"Bir kez bile yalan sylemediler. Bir kez bile onun aleyhinde dorudan bir ey sylemediler. Ama
sorulan ruhumu yiyip bitirdi, beni kemirdi. Kelimeleri, olaylar, baklar hatrlamaya baladm.
Aldatldma emin oldum. Onlar birlikte yakalayacaktm! Sevgilisini ldrecektim! Ona ac
ektirecektim
"Srtm star'a dndm.
"Eve varnca atomun kaplarn krdm. Telalanan karm beni karlamaya geldi; kucanda da
minik olunu tutuyordu. Yznde bir umutsuzluk ifadesi vard... ben bunu suunun kabul olarak
algladm. Onu da, ocuunu da lanetledim. Ve o anda ateli da, Ansalon'a arpt.
"Gkyznden yldzlar dyordu. Yer sarslyor, yarlyordu. zerinde yz tane mumun yand
bir avize tavandan dt. Tam o anda karm alevler yuttu. lmekte olduunu anlad ama
kendisini yutan alevlerden kucandaki bebei kurtarmak iin bana uzatt. Ben nce tereddt
ettim; sonra kskanlk kalbimi yakarken srtm dndm.
"Son nefesinde yakararak Tanrlarn fkesini bana yneltti. 'Bu gece yangnda leceksin,' diye
bard, 'olunla ben nasl lyor-
69
sak. Ama sonsuza kadar karanlkta yaayacaksn. Bu gece ahmaklnla lmne neden olduun
her yaam iin bir mr yaayacaksn!' Ve ld.
"Alevler yayld. Ksa bir sre sonra atom alevler iinde kald. Ne yapsak o garip yangn
sndremedik. Talar bile yakyordu. Adamlarm kamaya alt. Fakat alevler iinde kaldklarn
grdm. O dada benden, benden baka canl kalmamt. Tek bama byk salonda durdum;
her yanm henz bana dokunmam olan alevlerle doluydu. Fakat orada dururken alevlerin
zerime doru gelip beni sardn, yaklatn grdm, gittike yaklatn...
"Dayanlmaz bir strap iinde yava yava ldm. Sonunda lm geldiinde, beni rahatlatmad.
nk gzlerimi kapattm an atm; bu kez boluk, tatsz bir umutsuzluk ve sonsuz bir ikence
dolu bir dnyaya atm gzlerimi. Birbirini izleyen geceler boyunca, bitmeyen yllar sresince bu
tahta oturup o elf kadnlarn ykm anlatan arklarn dinledim.
"Ama bunlar bitti, bunlar seninle bitti Kitiara...
"Kara Kralie ona savanda yardmc olmam iin beni ardnda ona, Dargaard Kalesi'nde bir
gece geirebilecek kadar cesur olan ilk Ejderha Yceefendisi'ne hizmet edeceimi sylemitim.
Sadece tek bir kii baard bunu... sen gzelim. Sen Kitiara! Seni bu yzden takdir ettim; cesaretin,
becerin, insafsz kararlln yznden. Sende, kendimi gryorum. Ne olabileceimi gryorum.
"Kralie'nin yenilgisini izleyen kargaada Neraka'dan kaarken dier Yceefendileri ldrmene
yardm ettim; Sanction'a varmana yardm ettim ve orada gcn bir kez daha bu kta zerinde
kurmana yardm ettim. Kardein Raistlin in planlarn, onun Karanlklar Kraliesi'ne meydan
okumak iin yapt planlan engellemek istediinde sana yardm ettim. Hayr, senden akll
kmas beni artmad. Bugne kadar canllar arasnda korktuum tek insan o.
"Senin ak maceralarnla elendim bile Kitiaram. Biz ller ehvet hissedemeyiz. Bu kann
tutkusudur ve bizim buz gibi uzuvlarmzda kan dolamaz. O zayf Tanis Yarmelf seni alt st
ettiinde her anndan senin kadar zevk aldm.
"Ama imdi Kitiara, ne oldun? Efendi, kle oldu. Ve ne iin... bir elf iin! Ah, onun adn
sylediinde gzlerinin alevlendiini gryorum. Mektuplarn tuttuunda ellerinin titrediini
gryorum. Sava planlan yapman gerekirken onu dnyorsun. Generallerin bile artk senin
dikkatini ekemiyor.
70
"Hayr, biz ller ehvet hissedemeyiz. Ama nefreti, kskanl, haseti ve tutsakl hissedebiliriz.
"Dalamar' ldrebilirim; kara elf rak iyi ama benim dengim deil. Ustas m? Rasitlin mi? Ah,
bak o baka bir hikaye.
"Kara cehennemindeki Kraliem... Raistlin'e dikkat et! Onun araclyla en byk tehlikeyle
yzleiyorsun ve -sonunda- onunla yalnz karlaacaksn. O dzlemde sana yardm edemem
Karanlk Majeste ama belki bu dzlemde bir faydam olur.
"Evet Dalamar, seni ldrebilirim. Ama lmenin ne demek olduunu bildim; lm berbat, deersiz
bir ey. Acs bir strap ama ksa srede geiyor. Bu canllar dnyasnda oyalanmaya devam
etmekten, onlarn lk kan kokularn almaktan, yumuak tenlerini grmekten ve bir daha hi ama
hibir zaman senin olmayacan bilmekten daha byk bir strap var mdr? Ama sen de bunlar
ok iyi anlayacaksn kara elf...
"Sana gelince Kitiara unu biliyorum: Bu acya katlanrm, seni bir daha baka bir canl adamn
kollarnda grmektense bir yzyl daha bu ikenceli varlma devam ederim!"
lm valyesi dnd, tand; akl atosunu saran kara gllerin dikenli dallar gibi eilip
bkld. skelet sava harabe halindeki mazgall siperleri gezdi; bunlarn her biri lmle
karlat yerin yaknlarnda ykseliyordu. Elf kadnlar tensiz ellerini sallayarak, kt
kaderlerine yanp yaklp duruyordu.
Soth hibir ey duymad, hibir eyi fark etmedi. Kararm tahtnda oturarak grmeyen gzlerle
ta zemindeki kara, yanm bir lekeye -yllardr btn by gcyle silmeye alt lekeye- bakt;
leke hl orada duruyordu: Kadn eklinde bir leke...
Ve sonra, sonunda, grnmeyen dudaklar bir tebessmle kvrld, kavunii gzlerinin alevi
bitmeyen gecede parlad.
"Sen Kitiara... sen benim olacaksn... sonsuza dek..."
71
Borum f
raba grltyle durdu. Atlar, sanki bu yolculuu bir an nce bitirip rahat ahrlarna dnmek iin
can atar gibi burunlarndan soluyup silkinerek koum takmlarn ngrdattlar, naili ayaklarn
muntazaman denmi kaldrm talarna vurdular.
Arabann penceresinden ieri bir yz bakt.
"Gnaydn beyim. Palanthas'a ho geldiniz. Ltfen isminizi ve iinizi belirtin." Bu szler, iine yeni
balam zeki, gen bir memur tarafndan canla bala ve resmi bir biimde dile getirilmiti.
Arabann iine bakan muhafz gzlerini krptrd, gzlerini arabann iinin serin glgesine
altrmaya alyordu. Belki baharn son gnlerine ait gne de daha yeni iba yapt iin gen
adamn yzne bir o kadar canla bala parlyordu.
"Adm Tanis Yarmelf," dedi arabann iindeki adam, "buraya Saygdeer Oul Elistan'n daveti
zerine geldim. Elimde bir mektup var. Biraz beklerseniz size..."
"Lord Tanis!" Arabann penceresinde belirmi olan yz, giymekte olduu ar ssl, apoletlerle
bezenmi niforma kadar kpkrmz kesildi. "ok zr dilerim beyim. Ben...ben tanyamadm...
yani, gremedim yoksa grseydim mutlaka tanrdm..."
"Yeter artk be adam," diye tepki verdi Tanis huzursuzca, "iini
72
yaptn iin benden zr dileme. Al, mektup bura..."
"Dilemem beyim. Yani dilerim beyim. Yani, zr dilerim. ok zgnm beyim. Mektup mu? Buna
gerek yok beyim."
Kekeleyen muhafz selam vereyim derken ban araba penceresine bir gzel arptktan sonra
niformasnn dantelli kolu da kapya takld; bir daha selam verdi ve sonunda nbet yerine, sanki
hobgoblinlerle byk bir savatan km gibi tkezleyerek dnd.
Kendi kendisine hznl bir tebessmle glmseyen Tanis, Eski ehir Surlar'nn kaplarna doru
ilerleyen arabasndaki yerine yasland. Muhafzlar onun fikriydi. Palanthasl Lord Amothus'u
ehrin kaplarnn sadece kapal olmasnn yetmeyeceine, ayn zamanda muhafzlarla korunmas
gerektiini anlatmak ve ikna etmek Tanis'in epey vaktini almt.
"Ama insanlar ho karlanmadklarn dnp, alnabilirler," diye kar kmt Amothus
hafife. "Sonra, sonuta sava bitti."
Tanis yeniden iini ekti. Ne zaman reneceklerdi? Hibir zaman, diye tahmin yrtt zntyle,
pencereden iki yl nce biten Mzrak Sava'ndan sonra, Ansalon ktasndaki tm ehirlerden daha
ok kendi ayaklar zerinde durabilen bu ehre bakarken.
Bu Tanis'in bir kez daha iini ekmesine neden olmutu. Lanet olsun! Unutmutu! Sava Sonu
Gn! Ne zamand? ki hafta sonra m? Yoksa hafta m? O salaka kostm giymesi
gerekiyordu... Solamniya valyeleri'nin tren zrh, elf tren taklar, cce ssleri. Onu gecenin
yarsna kadar ayakta tutacak, zengin yemeklerin sunulduu akam yemekleri, yemekten sonra
uykusunu getirecek olan sylevler olacakt ve Laurana...
Tanis'in nefesi tkand. Laurana! O unutmamt! Tabii ya! Nasl bu kadar kaln kafal olabilirdi?
Solostaran'n Qualinesti'deki cenazesine katldktan sonra eve yeni dnmlerdi, daha sonra o
Lady Crysania'y bulmak iin Solace'a baarsz bir yolculuk yapp dnmt ki akc bir elf
yazsyla Laurana'ya bir yaz gelmiti:
"Derhal Silvanesti'de olman gerekiyor!"
"Drt haftaya kadar dnerim canm," demiti elf kadn, evkat-le yarmelfi perek. Yine de
gzlerinde, o harika gzlerinde bir kahkaha gizliydi!
Laurana onu brakmt ite! Onu, o korkun trenlere tek bana katlmas iin brakmt! stelik
elf kadn, hl Lorac'n kbuslarnn bulatrd dehetten kurtulmaya alsa da, Lord Amothus
ile geirilecek bir akamdan bin kez daha iyi olan elf yurdunda ola-
73
akt...
Tanis aniden neler dndn fark etti. Silvanesti'nin hatras aklnda canlad -korkun-
ikencelere maruz kalm kan alayan aalar, glgelerden bakan, oktan lm olan elf
savalarn strap iindeki yzleri. Buna karlk Lord Amothus'un yemek lenlerinden birinin
hatrasn anmsad...
Tanis glmeye balad. lmeyen savalar her zaman tercih ederdi!
Laurana'ya gelince, eh, onu sulayamazd. Bu trenler ona bile ok zor geliyordu; Laurana ise
Palanthasllarn sevgilisiydi, onlarn Altn Komutan', ehirlerini savan tahribatndan kurtaran
kii. Onun iin -kendisine zaman ayrmasna izin vermek dnda- yapamayacaklar bir ey yoktu.
Son Sava Sonu Gn'nde Tanis gn gece savat zamandan bile daha ok yorulan karsn
eve kucanda tamt.
Karsnn Silvanesti'deki halini, iekleri yeniden dikmeye al-n, ikence grm aalarn
ryalarn rahatlatmaya ve onlara yaamlarn yavaa geri vermeye abalamasn, u sralarda
Silva-nesti'de olmas gereken -ama kocas Porthios'un kendisine refakat etmedii- artk yengesi
olan Alhana Yldzmeltemi'ni ziyaret ediini gznde canladryordu. Bildii kadaryla onlarnki
souk, sevgisiz bir evlilikti; Tanis bir an iin belki de Alhana'nn bu yzden Silvanesti'ye
sndn dnd. Sava Sonu Gn Alhana iin de zor olmalyd. Akl Sturm Brightblade'e -
Alhana'nn sevmi olduu, u anda Yce Rahip Kulesi'nin altnda yatan valyeye- kayd; daha
sonra da dier dostlar dt aklna...ve dmanlar.
Sanki bu anlardan karmcasna kara bir glge arabann zerinden geti. Tanis pencereden
dar bakt. Uzun, bo, terk edilmi bir caddenin ucunda gzne karanlk bir yer arpt: Shoikan
Korusu, Raistlin'in Yksek Byclk Kulesi'ni koruyan Orman.
O mesafeden dahi Tanis aalardan yaylan soukluu, insann ruhunu, kalbini donduran
soukluu hissedebiliyordu. Baklar, Palanthas'n gzelim binalar arasndan ehrin ak gsne
saplanm kara, demir bir ivi gibi kan Kule'ye kayd.
Aklna, onu Palanthas'a getiren mektup geldi. Mektuba bakarak kelimeleri bir kez daha okudu:
Tan Yarmelf,
Hemen grmemiz gerekiyor. ok acil bir durum. Paladme Tapna,
74
Saatsonras Ykselirken 12, Dndncgn, Yl 356.
Bu kadar. mza yoktu. Tek bildii o gnn Drdncgn olduuydu; stelik mektubu sadece iki
gn nce alm olduundan, zamannda Palanthas'a ulaabilmek iin gece gndz yolculuk etmek
zorunda kalmt. Notun lisan elfeydi, yaz da elfeydi. Bunda tuhaf bir ey yoktu. Elistan'n bir
sr elf rahipleri vard fakat neden mektup imzalanmamt? Eer, gerekten Elistan'dan geliyor
idiyse. Yine de baka kim Paladine'n Tapna'na bylesine rahat bir davette bulunabilirdi?
Kendi kendisine omuzlarn silkip -bu soruyu daha nce defalarca kendi kendine sorduu halde
iini rahatlatan bir sonuca varmadn hatrlayarak- mektubu yeniden kesesine tkt. Baklar,
istemeye istemeye de olsa Yksek Byclk Kulesi'ne gitti.
"Eminim bunun seninle bir ilgisi vardr eski dostum," diye mrldand kendi kendisine; kalarn
atm, bir kez daha rahibe Lady Crysania'nn garip biimde ortadan yok oluunu dnyordu.
Araba yeniden durarak, Tanis'i karanlk dncelerinden sratt. Pencereden dar bakarak
Tapnak'a yle bir gzatt fakat niformal uak gelip de kapsn ancaya dek byk bir sabrla
yerinde oturmaya devam etmek iin kendisini zor tuttu. Kendi kendine gld. Neredeyse
karsnda oturmu, skysa kapnn kulpunu tutsun diye kalarn atarak kendisine bakan
Laurana'y grebiliyordu. Tanis'in, kapy hemen ap, ua yere sererek, ne src, ne araba, ne
atlar, ne de herhangi bir ey dnmeden yryp gitmek gibi tezcanl alkanln yenebilmek
iin aylarca uramt.
Bu artk aralarnda sadece ikisinin paylat bir akaya dnmt. Tanis, onu kzdrmak
amacyla elini kapnn kulpuna doru gtrrken Laurana'nn kslan gzlerini seyretmeye
baylyordu. Ama btn bunlar birden onu ne kadar zlediini hatrlatmt kendisine. u lanet
olas uak da neredeydi? Tanrlar adna, yalnzd, bir kez olsun kendi usulyle hareket etseydi ya...
Kap savrulurcasna ald. Uak, yere doru alan basamakla urayordu. "Aman bover onu,"
diye atld sabrszca yere atlayarak. Uan fkeli duyarlln yanstan ifadesini grmezlie gelen
Tan, arabann skc kurallarn atlatabilmi olmann rahatlyla derin bir nefes ald.
Paladine'n Tapna'ndan yaylan o harika huzur ve bar hissinin ruhuna dolmasna msaade
ederek etrafna baknd. Bu kutsal
75
yeri koruyan bir orman yoktu. Kadife kadar yumuak ve dzgn engin, ak imenler yolcular
zerlerinde yrmeleri, oturmalar ve dinlenmeleri iin kucaklyordu. Parlak renkli ieklerden
oluan baheler insann gzlerini okuyor, parfmleri havaya bir tatllk katyordu. Orada burda,
dikkatle budanm aalar, kzgn gneten kaanlara snacak bir glge yaratyordu.
emelerden saf ve serin sular akyordu. Ak cppeli rahipler bahelerde dolayorlar, balarn
emi ciddi tartmalara giriyorlard.
Bahelerin, glgeli korularn, imenden hallarn ereveledii Paladine Tapna tatl tatl sabah
gneinde parlyordu. Ak mermerden yaplm olan tapnak sadeydi; sssz yaps etrafna
yayd bar ve skunetine katkda bulunuyordu.
Kaplar vard ama muhafzlar yoktu. Herkes ieri arlyordu ve ou da giriyordu. Hznller,
yorgunlar ve mutsuzlar iin bir snakt buras. Tan, bakml imlerin zerinden ilerlemeye
balaynca imenler zerine uzanm veya oturan, yzlerinde bir huzur ifadesi bulunan,
yzlerindeki kayg ve yorgunluk izlerinden pek gnyz grmemi olduklar anlalan bir sr
insan grd.
Tanis birka adm atmt ki -yine iini ekerek- arabay hatrlad. Durarak dnd. Tam, 'Beni
bekle,' diyecekti ki, Tapnak topraklarnn tam kysnda bulunan tozaac korusunun
glgelerinden bir suret belirdi.
"Tanis Yarmelf mi?" diye sordu suret.
Suret gn na doru yrynce Tanis irkildi. Kara cppeler giymiti. Kemerinden bir sr kese
ve dier by alet ve edevat sallanyordu; kara cppesinin kol azlarna ve kukuletasna gm
rnler ilenmiti. Raistlin! diye dnd Tanis hemen, daha biraz nce babuycy dnmekte
olduu iin.
Ama hayr. Tanis rahat bir nefes ald. Bu buykullancs en az bir ba daha uzundu Raistlin'den.
Bedeni dimdik ve yaplyd, hatta kasl saylabilirdi, admlar zinde ve hayat doluydu. Ayrca artk
daha dikkatle bakan Tan sesin de -Raistlin'inki gibi yumuak ve hastalkl fslt gibi deil- daha
sert ve derin olduunu fark etti.
Ayrca, hani mmkn olsa Tanis adamn elf aksanyla konutuuna da yemin edebilirdi neredeyse.
Ben Tanis Yarmelf im," dedi, biraz gecikerek.
Suretin kara kukuletasnn derinlikleri iinde gizlenmi yzn gremese de adamn tebessm
ettiine dair bir his uyand iinde.
Seni tanyacam dnmtm. Bana sk sk tarif edilmitin.
76
Araban yollayabilirsin. Ona gerek olmayacak. Gnler, hatta haftlar boyunca burada, Palanthas'ta
kalacaksn."
Adam elf dilinde konuuyordu! Silvanesti Elfesi! Tanis o kadar akna dnmt ki bir an iin
bakmaktan baka bir ey yapamad. Tam o srada arabann srcs boazn temizledi. Uzun ve
zorlu bir yolculuk yapmlard ve Palanthas'ta btn Ansalon'a nam salm biralar olan hanlar
vard...
Fakat Tanis atl arabasn kara cppeli bir bycnn tek bir szyle yollayacak deildi. Tam
birka soru sormak iin azn aacakt ki ellerini cppesinin kollar iinde kavuturmu duran
by-kullancs ellerini kartarak biriyle hzl bir ekilde bir red hareketi, dieriyle de bir davet
hareketi yapt.
"Ltfen," dedi yeniden elfe, "benimle yrmez misin? nk ben de senin gittiin yere gidiyorum.
Elistan bizi bekliyor."
Bizi mi! Tanis'in akl kart, allak bullak oldu. Ne zamandan beri Elistan kara cppeli
bykullanclarn Paladine Tapna'na davet ediyordu? Ve ne zamandan beri kara cppeli
bykullamclar kendiliklerinden bu kutsal topraklara ayak basyordu!
Her neyse, belli ki bunlar renmenin tek yolu bu garip ahsiyete elik etmek ve onunla yalnz
kalncaya kadar da sorularn kendine saklamakt. O yzden akl biraz karan Tanis arabacsna
gerekli talimat verdi. Kara cppeli suret sessizce yannda durmu, arabann ayrln
seyrediyordu. Araba ayrlnca Tanis ona dnd.
"Benden avantajl durumdasnz beyim," dedi yarmelf tutuk bir Silvanesti lisanyla; bu yetitii
Qualinesti'de konuulan elfeden daha saf bir elfeydi.
Suret eilerek selam verdikten sonra, sabah gnei yzn aydnlatsn diye kukuletasn bandan
syrd. "Ben Dalamar'm," dedi ellerini yeniden cppesinin kollar iinde kavuturarak. Krynn
zerinde kara cppeli bir bycyle el skabilecek ok az insan vardr.
"Bir kara elf!" dedi Tanis hayretle, dnmeden konuarak. Kzard. "zr dilerim," dedi kaba bir
hareketle. "Daha nce bir..."
"Kara elfle karlamam miydin?" diye tamamlad cmlesini Dalamar rahatlkla; souk, yakkl,
ifadesiz elf yznde hafif bir tebessm vard. "Doru, karlam olduunu zannetmem. Onlarn
tabiriyle 'gneten mahrum olan' bizler varln gnele aydnlatlm dzlemlerine pek
gelmeyiz." Tebessm aniden daha bir scaklat ve Tanis kara elfin baklarnn biraz nce
durmakta oldu-
77
u tozaac korusuna kayarken hznl bir ifade kazandn fark etti. "Geri bazen, biz bile sla
zlemi ekiyoruz."
Tanis'in baklar da tozaalarna kayd...btn aalar iinde elflerin en ok sevdii aat bu. O
da glmsedi, kendini biraz daha rahat hissederek. Tanis de kendi karanlk yollarnda yrm ve
birka derin uurumdan yuvarlanmann kysna kadar gitmiti.
"Randevumun zaman yaklayor," dedi. "Ve sylemi olduklarndan senin de yle veya byle bu
iin iinde olduunu kartyorum. Belki devam etsek..."
"Elbette.1 Dalamar belli ki kendini toplamt. Hi tereddt etmeden, Tanis'in peinden yeil
imlerin zerine adm att. O yzden Tanis dnp baktnda elfin narin yz hatlarnn acyla
kasldn ve grlr bir ekilde yzn buruturduunu grnce olduka ard.
"Ne oldu?' diye durdu Tanis. "iyi deil misin? Yardm edebilir miyim?"
Dalamar ac dolu yznde arpk bir tebessmn belirmesi iin kendini zorlad. "Hayr, Yarmelf,"
dedi. "Yardm etmek iin yapabilecein bir ey yok. stelik hasta da deilim. Benim yaadm yeri
koruyan Shoikan Korusu'na girseydin sen ok daha kt grnrdn."
O zaman Tanis anlayla ban sallad; neredeyse gnlszce Palanthas'n zerinde ykselen
uzaktaki karanlk, kasvetli Kule'ye bakt. Kuleye bakarken zerine garip bir his geldi. Sade, beyaz
Ta-pnak'a baktktan sonra baklarn yeniden Kule'ye evirdi. kisini birlikte grnce, sanki her
ikisini de ilk defa gryormu gibi oldu. Her ikisi de ayr ayr bakldnda grndnden daha
tam, bitmi ve btn grnyordu. Bu yle gelip geen bir intibayd, daha nce hi dnmemi
olduu bir ey. imdi ise sadece tek bir ey dnebiliyordu...
"O halde sen orada yayorsun, yle mi? Rai... Onunla birlikte mi?" Ne kadar denerse denesin Tanis
babyucnn adn buruk bir hiddetle sylemekten kendini alamadn bildiinden ismi hi
kullanmad daha iyi.
"O benim Shalafi'm," diye cevap verdi Dalamar acyla gerginlemi bir sesle.
"Yani sen onun rasn," diye karlk verdi Tanis, elfe Usta kelimesini tanyarak. Kalarn att.
"O halde burada ne aryorsun? Seni o mu yollad?" Eer yleyse diye dnd yarmelf, buradan
78
ayrlacam, Solanthas'a yrmek zorunda kalsam bile.
"Hayr," diye cevap verdi Dalamar, yz iyice solarken. "Ama onun hakknda konuacaz." Kara
elf kukuletasn bana ekti. Konutuu zaman, zorla konutuu anlalyordu. "imdi senden
hzl yrmeni rica edeceim. Bu snavdan gemem iin bana Elis-tan tarafndan verilen bir tlsm
var. Ama bu benim uzatmak istediim bir deneyim deil."
Elistan kara cppeli bykullanclarna tlsmlar m veriyordu? Raistlin'in rana? Tamamen akl
karan Tanis rza gstererek admlarn hzlandrd.
"Tanis, dostum!"
Paladine rahibi ve Ansalon ktas mabetlerinin ba Elistan elini yarmelfe uzatt. Tanis itenlikle
adamn ellerini tutarak, rahibin bir zamanlar gl ve sert olan ellerinin ne kadar zayflam ve
g-szlemi olduunu grmezlie gelmeye alt. Yastklarla desteklenmi, yatakta yatan
narin, neredeyse iskelete dnm surete bakan Tanis hissettii ok ve acma duygularnn yz
ifadesinde belli olmamas iin abalayarak yzne de hakim olmaya alyordu.
"Elistan..." diye balad Tanis scakkanllkla.
Liderlerinin yannda beklemekte olan ak cppeli rahiplerden biri baklarn yarmelfe kaldrarak
kalarn att.
"Yani Say...gdeer Oul" -Tanis resmi sfat aznda gevelemi-ti- "ok iyi grnyorsunuz."
Ve sen Tanis Yarmelf bozulup bir yalanc olmusun," diye belirtti Elistan, Tanis'in aresizlikle
yznden uzaklatrmaya alt ac dolu ifadeye glmseyerek.
Elistan Tanis'in gneten yanm elini, ince, beyaz parmaklaryla okad. "Ayrca ben o 'Saygdeer
Oul' samalna da kulak asmyorum. Evet, bunun uygun ve dorusu olduunu biliyorum Ga-rad
ama bu adam beni Pax Tharkas'ta kle olduum zamanlardan tanr. imdi hepiniz koturun
bakalm," dedi ban bekleyen rahiplere. "Konuklarmz rahat ettirecek neyimiz varsa getirin."
Baklar, Elistan'n odasndaki atein yannda duran sandalyeye ylan kara elfe gitti. "Dalamar,"
dedi Elistan kibarca, "bu yolculuk senin iin kolay olmamtr. Geldiin iin kendimi sana kar
borlu hissediyorum. Ama burada, benim odamda, sanrm rahatlayabilirsin. Ne alrsn?"
"arap," diyebildi kara elf kaskat kesilmi, kl rengi dudaklar
79
arasndan. Tanis, elfin sandalyenin kenarnda duran ellerinin titrediini fark etti.
"Konuklarm iin arap ve yiyecek getirin," dedi Elistan, ou kara cppeli bycye
honutsuzlukla bakarak odadan kmakta olan rahiplere. "Gelir gelmez Astinus'u buraya
getirdikten sonra kimsenin bizi rahatsz etmesine izin vermeyin."
"Astinus mu?" diye nefesi kesildi Tanis'in. "Tarihi Astinus mu?"
"Evet Yarmelf." Elistan bir kez daha glmsedi. "lmek insana zel bir nem kazandryor. 'Bir
zamanlar ben geerken ban e-virmeyenler imdi beni grmek iin srada.' Yal adamn iiri
byleydi deil mi? Evet ite Yarmelf. Hava temizlendi. Evet, ldmn farkndaym. Uzun
zamandr biliyorum. Kalan aylar, haftalara dnt. Haydi Tanis. Daha nce de insanlarn
ldklerine ahit olmutun. Karark Orman'da Ormanefendisi'nin sana ne sylediini anlatmtn
bana... 'Amalarna ulaarak lenlerin kayplar iin zlmeyiz.' Ben yaammn amacna ulatm
Tanis... stelik tahmin edemeyeceim ekilde." Elistan pencereden geni imenlie, iek iindeki
bahelere ve -uzaktaki- karanlk Yksek Byclk Kulesi'ne bakt.
"Dnyaya umudu geri getirmek bana nasip oldu Yarmelf," dedi Elistan yavaa. "Umudu ve ifay.
nsanlar baka ne diyebilirler ki? Tapnan bir kez daha salam bir ekilde kurulduunu
biliyorum. Artk btn rklar arasndan rahipler var. Evet, kenderlerden bile." Glmseyen Elistan
eliyle ak salarn dzeltti. "Ah," diye iini ekti, "inancmz iin ne denli ura gerektiren bir
zamand Tanis! Hl tam olarak neyin eksik olduunu bulamyoruz. Ama iyi kalpli, iyi ruhlu
insanlar. Ne zaman sabrm tassa Fizban' -bize kendini gsterdii haliyle Paladine'- ve onun minik
dostumuz Tassle-hoff a gstermi olduu o zel sevgiyi dnrm."
Kenderin isminin anlmasyla Tanis'in yz karard; ayrca sanki Dalamar da bir an iin oturup
alevlerin dansn seyrettii yerden ban kaldrd gibi geldi yarmelfe. Fakat Elistan bunu fark
etmedi.
"Tek zldm nokta, benden sonra yerimi tam manasyla alabilecek birinin olmamas." Elistan
ban sallad. "Garad iyi adamdr. Haddinden fazla iyi. Onda baka bir Kralrahip'in zelliklerini
gryorum. Fakat o henz dengenin korunmas gerektiini, bu dnyay oluturmak iin hepimize
ihtiya olduunu anlayamyor. yle deil mi Dalamar?"
Tanis hayretler iersinde kara elfin bayla onayladn grd.
80
Kukuletasn kartm ve rahiplerin getirdii krmz araptan iebilmiti. Yzne renk geri geldi;
elleri de artk titremiyordu. "ok bilgesin Elistan," dedi byc hafife. "Dierlerinin de en az
senin kadar aydn olmalarn isterdim."
"Belki de bu bilgelikten ok, olanlar sadece bir ynyle deil de birka adan birden
grebilmektir." Elistan Tanis'e dnd. "Sen, dostum Tanis. Sen, buraya gelirken grdn
manzaraya dikkat etmedin mi, takdir etmedin mi?" Zayf bir hareketle Yksek Byclk
Kulesi'nin rahatlkla grnd pencereyi iaret etti.
"Tam olarak neyi kast ettiinden emin deilim," diye dolandrd laf Tanis, her zamanki gibi
duygularn paylamak onu huzursuz ediyordu.
"Yok, eminsin Yarmelf," dedi Elistan, eski hazr cevapl geri gelmiti. "Kuleye baktn, sonra da
Tapnak'a baktn ve bunlarn ikisinin bu kadar yakn olmu olmasnn ne kadar yerinde olduunu
dndn. Ah, Tapnak'in byle bir manzaraya maruz kalmamas iin o kadar srar eden oldu ki.
Garad ve tabii ki Lady Crysania..."
Bu isim sylenince Dalamar boulur gibi oldu, ksrd ve aceleyle elindeki arap kadehini brakt.
Tanis ayaa kalkarak -her zamanki alkanlyla- ne yaptnn bile farknda olmadan odada volta
atmaya balad; sonra bu yaptnn lm deindeki adam rahatsz edeceini dnerek
yeniden oturup, sandalyesinde huzursuzca kprdanmaya balad.
"Lady Crysania'dan bir haber var m?" diye sordu alak sesle.
"ok zgnm Tanis," dedi Elistan kibarca, "Niyetim seni zmek deildi. Gerekten de kendini
sulamaktan vaz gemelisin. Yapt eyi kendi hr iradesiyle seip yapt. Ben de baka trl
olmasn istemezdim. Onu durduramazdn veya kaderinden kurtaramazdn...kaderi her neyse.
Hayr, ondan bir haber alamadk."
"Hayr, haber var," dedi Dalamar annda odadaki iki adamn birden ilgisini eken souk, hissiz bir
sesle. "Sizi bir araya toplamak iin armamn nedenlerinden biri de bu..."
"Sen mi ardn!" diye tekrarlad Tanis, yeniden ayaa kalkarak. "Ben, bizi buraya Elistan ard
zannetmitim. Bunun arkasnda Shalafi'n mi var yoksa? Bu kadnn ortadan yok olmasndan o mu
sorumlu?" Bir adm att; sakalnn altndan yz kpkrmz kesilmiti. Dalamar da gzleri tehlikeli
bir biimde parldayarak ayaa kalkt; eli, belli belirsiz kemerine asl keselerden birine kayd.
"nk, Tanrlar adna, eer bu kza bir zarar verdiyse, o altn boy-
81
nn bkveririm-"
"Palanthasl Astinus," diye beyan etti kap eiindeki rahip.
Tarihi kapda belirdi. Daha sonra kaydedebilmek iin her eyi ve herkesi bir anlk bir bakyla
alglayan gri gzleri oday tararken, yatan arnm yznde hibir ifade yoktu. Tanis'in kzarm
hiddetli yznden, elfin marur ve kstah ehresine, oradan da lm deindeki rahibin yorgun
ve sabrl yzne gitti baklar.
"Durun bir tahmin edeyim," dedi Astinus, soukkanllkla ieri girip, otururken. Kocaman bir
kitab masaya brakarak bo bir sayfa at, yannda tad tahta bir kurudan ty kalemini
kartt, ucunu dikkatle inceledikten sonra baklarn kaldrd. "Mrekkep, dostum," dedi arm
kalm duran rahibe; adam, Elistan'dan bayla bir iaret aldktan sonra hzla odadan ayrld. O
zaman tarihi cmlesine geri dnd. "Durun bir tahmin edeyim. Raistlin Maje-re hakknda
konuuyordunuz."
"Sizi buraya benim ardm," dedi Dalamar, "doru."
Kara elf atein yanndaki yerine dnmt. Kalar hl atk olan Tanis Elistan'n yanndaki
yerine gitmiti. Astinus'un mrek-kebiyle birlikte geri dnen rahip Garad baka bir ey isteyip
istemediklerini sordu. stemedikleri yolunda bir cevap alnca, odada-kilerin kendi iyilikleri iin
Elistan'in iyi olmad ve uzun sre rahatsz edilmemesi gerektiini serte ekleyerek odadan
ayrld.
"Hepinizi buraya ben topladm," diye tekrarlad Dalamar, baklar ateteydi. Sonra gzlerini
kaldrarak dorudan Tanis'e bakt. "Sen gelmek iin biraz zahmete katlandn. Ama ben geldim,
inancma sahip herkesin bu kutsal topraklarda yrynce yaayaca ikenceleri gze alarak.
nk sizinle konumak zorundaym, burada bulunan herkesle, ayn anda. Elistan'n bana
gelemeyeceini biliyordum. Tanis Yarmelf in de gelmeyeceini biliyordum. O yzden baka arem
kalmamt..."
"Devam et," dedi Astinus derin, souk sesiyle. "Biz burada otururken dnya geip gidiyor. Burada
bizi bir araya getirdin. Bu yerine geldi. Ne iindi?"
Dalamar bir sre sessiz kaldktan sonra baklar bir kez daha alevlere kayd. Konutuunda
baklarn kaldrmad.
"En ok korktuumuz ey oldu," dedi yavaa. "Baard."
Y
Bfm 2
uvana dn...
Ses hatrasnda dolanp duruyordu. Akl birikintisinin kysna diz km biri, sakin ve berrak
yzeye kelimeler damlatp duruyordu. Bilin dalgacklar huzursuz ederek onu huzur dolu, rahat
uykusundan uyandrd.
"Yuvana dn... Olum, yuvana dn."
Gzlerini aan Raistlin annesinin yzne bakt.
Glmseyen kadn elini uzatarak, Raistlin'in yzne den bir tutam ak sa okayp geri itti.
"Zavall olum," diye mrldand; kara gzleri hzn, acma ve sevgiyle yumuamt. "Sana neler
yapmlar! Seyrettim. O kadar uzun zamandr seyrediyorum ki. Ve aladm. Evet olum, ller bile
alar. Tek tesellimiz bu. Ama artk her ey geti. Benimlesin. Burada dinlenebilirsin..."
Raistlin oturmaya alt. Kendisine baknca -dehet iersinde-kan revan iinde olduunu grd.
Yine de hi ac hissetmiyordu, sanki hi yaras yoktu. Nefes almakta glk ekiyordu, nefes
almaya alt.
"Dur sana yardm edeyim," dedi annesi. Beline sarm olduu ipek sicimi, keselerinin, kymetli
by alet edevatnn asl olduu sicimi gevetmeye balad. Raistlin gayri ihtiyar annesinin elini
yana itti. Nefes alverileri rahatlad. Etrafna baknd.
83
"Ne oldu? Neredeyim?" Akl son derece karmt. ocukluk anlar belirdi gzlerinde. ki ayr
ocukluk ans canlanmt aklnda! Onunki...ve bir bakasnnki! Annesine bakt; annesi hem
tand biriydi, hem de bir yabanc.
"Ne oldu?" diye tekrarlad huzursuzca, her an akln karmasna neden olan, aklna en
hatralar uzaklatrmaya alarak.
"ldn olum," dedi annesi kibarca. "Artk burada yanmda-sn."
"ldm m?" diye tekrarlad Raistlin donakalarak.
Deliler gibi hatrlamaya alt. lme yaklatn hatrlad...Nasl olmutu da baarsz olmutu?
Elini alnna gtrerek hissetti... tenini, kemiklerini, scakl...Ve sonra hatrlad...
Kap!
"Hayr," diye bard hiddetle annesine kalarn atarak. "Bu imkansz."
"Byn denetimden kt olum," dedi annesi, yeniden elini Ra-istlin'e uzatarak. Raistlin
annesinden uzaklat. Hafif hznl bir tebessmle -Raistlin'in ok yakndan bildii bir
tebessmle- annesi brakt ki eli yeniden kucana dsn. "Dzlem deiti, gler seni paralad.
Korkun bir patlama oldu, patlama Dergoth Ovalarn yerle bir etti. Byl Zhaman kalesi kt."
Annesinin sesi titriyordu. "Ne kadar strap ektiini grmeye dayanamadm."
"Hatrlyorum," diye fsldad Raistlin elini bana gtrerek. "Acy hatrlyorum....ama..."
Bir eyler daha hatrlyordu...rengrenk klarn parlak infilaklarn; ruhunda birikmeye balayan
bir coku ve kendinden geme hissini hatrlad; Kap'y koruyan ejderha balarnn hiddetle
lklar attn hatrlad; Crysania'ya sarldn hatrlad.
Ayaa kalkan Raistlin etrafna baknd. Dmdz bir yerdeydi, bir eit l gibi bir yer. Uzakta
dalar grebiliyordu. Dalar tandk gelmiti... tabii ya! Thorbardin! Cce krall. Dnd. Sanki
sonsuza kadar srtan azyla topra yutuyormu gibi grnen kalenin ykntlar duruyordu. Yani
Dergoth Ovalar'ndayd. Manzaray hatrlad. Ama bir yandan hatrlasa bile, bir yandan da buras
garip geliyordu ona. Her ey kzla boyanmt, sanki her eyi kan iinde kalm gzlerle
gryormu gibi. Nesneler de hatrlad gibi dursalar bile, ona yabanc grnyorlard.
Mzrak Sava srasnda grm olduu Kurukelle. Byle iren bir ekilde srttn
hatrlamyordu. Dalar da ok sivriydiler ve
84
gkyzne kar ok belirgindiler. Gkyz! Raistlin derin bir nefes ald. Gkyz botu! Aceleyle
her yana bakt. Hayr, gne yoktu ama gece deildi. Ne aylar, ne yldzlar vard: ve ok garip bir
rengi vard... kavuan gnei yanstan yumuak bir pembe gibi.
nnde, yere diz km duran kadna bakt.
Raistlin glmseyince ince dudaklar birleti.
"Hayr," dedi; bu kez sesi kesin ve kendinden emindi. "Hayr, lmedim! Baardm." Eliyle iaret etti.
"Bu benim baarmn kantdr. Buray hatrladm. Kender buray bana anlatmt. Burasnn,
hayatnda hi bulunmam olduu halde, bulunmu olduu her yeri de ierdiini sylemiti.
Kap'dan, ben de buraya girdim ve imdi Cehennemdeyim."
Uzanan Raistlin kadn kolundan yakalayarak srkledii gibi ayaa kaldrd. "blis, hayalet!
Crysania nerede? Syle, her kim veya her neysen! Syle yoksa Tanrlar adna..."
"Raistlin! Dur, canm yakyorsun!"
aran Raistlin bakakald. Konuan Crysania'yd; tuttuu da Crysania'nn kolu! Sarslan byc
elini gevetti ama bir anda yeniden kendisine hakim oldu. Kz kendisini kurtarmaya alyordu
ama o kzn kolunu sk sk tutmu kendisine ekiyordu.
"Crysania?" diye sordu, kz dikkatle inceleyerek.
Crysania akl kararak bycye bakt. "Evet," dedi duraksaya-rak. "Ne var Raistlin? ok garip
konuuyordun."
Babyc elini daha da skt. Crysania bard. Evet, kzn gzndeki ac gerekti; korku da yle.
Glmseyerek iini eken Raistlin kza sarlarak, kz iyice barna bast. Kz kanl canl, scack,
mis kokuluydu, kalbi arpyordu...
"Ah Raistlin!" Kz Raistlin'e sokuldu. "yle korktum ki. Bu korkun yer. Tek bamaydm."
Raistlin'in eli kzn kara salar arasnda doland. Kzn bedeninden ykselen mis kokular ve
bedeninin yumuakl bycye panzehir gibi gelmi, iindeki arzuyu kabartmt. Adamn
kollarnda kprdanan kz ban biraz geri ekti. Dudaklar yumuak ve hevesliydi. Pahibe,
bycnn kollarnda titriyordu. Raistlin baklarn kza indirdi... ve alevden gzlere bakt.
Sonunda yuvama geldin demek ki bycm!
uh bir kahkaha aklnn iinde patlad, kollarndaki kvrak beden kvranp dururken...byc be
bal ejderhann boyunlarn-
85
dan birini yakalad...tepesindeki ak azlardan asitler damlyordu...etrafnda alevler
grlyordu...kkrt kokulu dumanlar Raist-lin'i boar gibi oldu.
aresizlik iinde hiddetle bysne bavurdu Raistlin. Yine de, daha kendisini koruyacak byy
aklnda tekrarlarken, iinde bir kuku hissetti. Belki de by ie yaramayacakt! Zayfm, Kap'dan
yaptm yolculuk gcm kuruttu. Bir haner kadar keskin ve ince olan korku ruhunu deti.
Bynn szleri aklndan uup gitti. Panik tm bedenini kaplad. Kralie! Bunlar bana yapan o!
Ast takar ist...Hayr! Byle deildi! Kahkahay, zafer kahkahasn duydu...
Parlak bir k gzlerini kr etti. Dyor, dyor, dyor, sonsuzlua dyordu; karanlktan
gne doru helezonlar iziyordu.
Gzlerini aan Raistlin Crysania'nn yzne bakt.
Rahibenin yzyd ama bu ehre onun hatrlad ehre deildi. Daha o seyrederken gzleri
nnde yalanan, len bir ehreydi. Elinde Paladine'n platin madalyonunu tutuyordu.
Madalyonun saf beyaz , etrafndaki rktc pembemsi k arasndan tm canllyla
parlyordu.
Raistlin rahibenin yalanmakta olan grntsn uzaklatrmak iin gzlerini yumarak,
gemiteki grnn hatrasnda canl tutmaya alt; eskinden narindi, gzeldi, ak ve
tutkuyla canlyd. Kzn sesi souk ve sert kyordu.
"Neredeyse seni kaybediyordum.
Gzlerini amadan uzanarak rahibenin kolunu yakalad, kza aresizlikle tutundu. "Neye
benziyorum? Syle! Deitim deil mi?"
"Seni Byk Ktphane'de ilk grdm zamanki gibisin, dedi Crysania, sesi hl sertti, ok sert...
gergin, sinirli.
Evet, diye dnd Raistlin, ben eskisi gibiyim. Bunun da anlam zamana dnm olmam demek.
Eski narinliini, eski zayfln, gsndeki yakan acy ve onunla birlikte sanki cierlerini
rmcek alar kaplam gibi ksrd zaman oluan boulma hissini duydu. Biliyordu ki baksa
altn rengi tenini, beyaz salarn ve kum saati gzlerini grecekti...
Crysania'y yana iterek yz koyun dnd, yumruklarn hiddetle skarak fke ve korkuyla
hkrmaya balad.
86
"Raistlin!" Artk Crysania'mn sesinde gerek bir dehet vard. "Ne var? Raistlin, neredeyiz? Ters
giden ey ne?"
"Baardm, diye hrlad byc. Gzlerini anca kzn yzn, buruup giden yzn grd.
"Baardm. Cehennem'deyiz."
Kzn gzleri fal ta gibi ald, dudaklar araland. Korkuyla nee birbirine kart.
Raistlin ac ac tebessm etti. "Ve ben bym kaybettim."
Hayretler iinde kalan Crysania adama bakakald. 'Anlayamyorum..."
Istrap iinde kvranan Raistlin kza bard. "By gitti! Burada zayfm, aresizim... burada, onun
diyarnda!" Aniden, onun da dinliyor, izliyor, mest oluyor olabileceini fark ederek kendini to-
parlarlayan Raistlin dondu. l dudaklarndaki kan renkli kpkte dondu kald. Dikkatle
etrafna baknd.
Ama hayr, beni yenemedin!" diye fsldad. Eliyle, yannda uzanan Byclk Asas'n kavrad.
Asaya yaslanarak ayaa kalkmaya alt. Crysania kibarca gl kollaryla adama sarlarak ayaa
kalkmasna yardm etti.
"Hayr," diye mrldand byc bo dzlklerin enginliine, pembe, bo ge bakarak, "Nerede
olduunu biliyorum! Hissedebiliyorum. Godshome'dasn. lkenin konumunu biliyorum. Nasl
hareket etmem gerektiini biliyorum, kender atele sayklarken bana gerekli anahtarlar vermiti.
Zemin, yukardaki zeminin aynas. Yolculuk uzun ve tehlikeli de olsa seni arayp bulacam.
"Evet" -etrafna baknd- "aklm yokladn, dncelerimi okuduunu, yaptm ve sylediim
her eyi sezdiini hissedebiliyorum. Beni yenmenin kolay olacan dnyorsun! Ama ben de
senin kafann karkln hissediyorum. Yanmda zihnine dokunamayacan biri var! O beni
savunup, koruyor; yle deil mi Crysania?"
"Evet Raistlin," diye cevap verdi Crysania yavaa, babyc-ye destek olarak.
Raistlin bir adm att, sonra bir tane daha, bir tane daha. Hem Crysania'ya, hem asasna
dayanyordu. Yine de her adm byk bir emekti, ald her nefes cann yakyordu. Dnyaya
baktnda grd tek ek boluktu.
ii de tamamen botu. Bys gitmiti.
Raistlin tkezlenir gibi oldu. Crysania bycy tutarak ona sarld; yanaklarndan gzyalar
szlyordu.
87
Raistlin kahkaha sesini duyabiliyordu...
Belki de imdi pes etmeliyim!, diye dnd ac bir aresizlikle. Yorgunum, ok yorgun. stelik
bym olmadan, neye yararm ki? Hi. Zayf, sefil bir ocuktan baka hibir ey deilim...
88
Bfutn 3
alamar'm aklamasndan uzun bir zaman sonra odada hl sessizlik hkm sryordu. Derken,
Astinus'un kara elfin szlerini byk kitabna yazarken kaleminin kartt sesler sessizlii
bozdu.
"Paladine bize acsn," diye mrldand Elistan. "Kz da yannda m?"
"Tabii," diye atld Dalmar biraz huzursuzca; Sanat'inin btn hnerlerine ramen saklayamad
bir sinirlilii gzler nne sermiti. "Yoksa nasl baarrd sanyorsunuz? Kap sadece onun
gcndeki bir Kara Cppeli byc ile, Crysania'nn inancna sahip Ak Cppeli bir rahibin
glerinin birlemesiyle alabilir."
Tanis'in akl kararak, bir birine, bir dierine bakyordu. "Bana bakn," dedi kzarak,
"Anlamyorum. Neler oluyor? Kimden sz ediyorsunuz? Raistlin'den mi? Ne yapt? Bunun Crysania
ile bir ilgisi mi var? Peki Caramon'a ne oldu? O da m yok oldu. Tas ile birlikte stelik! Ben..."
"Tabiatnn insan yarsnn sabrszln biraz denetle Yarmelf," diye dncesini dile getirdi
Astinus, bir yandan kara, sert hareketlerle yazmaya devam ederken. "Ve sen kara elf, ortadan
balayacana batan bala."
"Ya da bu artlarda, sondan," diye dncesini belirtti Elistan al-
89
ak bir sesle.
Dudaklarn arapla slatan Dalamar -baklarn ateten ayrmadan- Tanis'in bu gne kadar
sadece bir ksmn bildii garip yky anlatt. Bir ounu zaten yarmelf tahmin edebiliyordu, bir
ou onu artt ve bir ou da dehette brakt.
"Leydi Crysania Raistlin tarafndan bylenmiti. Ve doruyu sylemem gerekirse o da, bence, kz
tarafndan cezboldu. Kim onun hakknda bir ey syleyebilir? Buzlu su bile, onun damarlarnda
dolamak iin scak der. Btn bunlar ne kadar zamandr tasarladn, ne kadar zamandr
bunlarn dlediini kim bilebilir? Fakat sonunda artk hazrd. Mahrum olduu tek eyi -gelmi
gemi en byk byc Fistantantilus'un bilgisini- aramak iin zamann gerisindeki yolculuu
planlad.
"Leydi Crysania'nn da zamanda geriye doru yolculuk yapmas iin bir tuzak hazrlad, ayn
zamanda ikiz kardeini de ekecekti..."
"Caramon'u mu?" diye sordu Tanis hayretle.
Dalamar onu duymazlktan geldi. "Fakat beklenmedik bir ey meydana geldi. Shalafi'nin
kzkardei bir Ejderha Yceefendisi olan Kitiara..."
Kan Tanis'in bana kt, gzlerini karartt, duymasn engelledi. Yzne de ayn kann hcum
ettiini hissetti. Sanki teni insann elini yakacak kadar snmt.
Kitiara!
Kara salar yznn etrafnda bukle bukle, dudaklar o ekici, arpk tebessmyle kvrlm,
zrhndan ltlar yaylan, kara gzlerinde imekler saan kz karsndayd...
Etrafnda dalkavuklaryla mavi ejderhasnn srtndan ona bakyordu; hkmedercesine, g sahibi,
kuvvetli ve zalim...
Kollarnda yatyordu; gsz, sevecen ve glcklerle...
Tanis gremese de Elistan'n sempati ykl, acyan baklarn hissetti. Astinus'un kat ve bilen
baklarndan kanmaya alt. Kendi sululuu, kendi utanc, kendi rezillii iine brnen
Raistlin Dalamar' da rahatsz eden, kara elfi kzartmaktan ok solduran yz ifadesini fark
edemedi. Kadnn ismini syleyen kara elfin sesinin titrediini duyamad.
Bir i ekmeden sonra Tanis yeniden kendine hakim olarak, anlatlanlar dinyelebilmeye balad.
Fakat bir kez daha kalbindeki o eski acy, sonsuza kadar gemi olduunu dnd o acy his-
90
setti. Laurana ile mutluydu. Bir adamn, bir kadn inanamayaca kadar ok, derin ve evkat dolu
bir sevgisi vard. Kendisiyle barkt. Yaam zengin ve doluydu. imdi ise hl iinde barndrd
karanl, sonsuza kadar uzaklatrm olduunu zannettii karanl fark etmek onu artmt.
"Kitiara'nn emriyle lm valyesi Lord Soth, Leydi Crysa-nia'ya bir by yapt, kz ldrm
olmas gereken bir by. Fakat Paladine korumak iin araya girdi. Kzn ruhunu kendi yanna
alarak, bedenini bo bir kabuk gibi geride brakt. Ben Shalafimn yenildiini dnmtm. Ama
hayr. Kzkardeinin bu hainliini kendi karna dndrd. kiz kardei Caramon ile kender
Tassle-hoff, Leydi Crysania'y, oradaki byclerin kz iyi edebileceklerini dnerek
VVayreth'teki Yksek Byclk Kulesi'ne gtrd. Ama Raistlin'in de bildii gibi
iyiletiremediler. Yapabilecekleri tek ey kz, Krynn zerinde, kzn ruhunu yeniden bedenine
yerleir-mesi iin Paladine' arabilecek kadar gl olan bir Kralrahip'in yaad zaman
dilimine yollamakt. Ve bu da, tam olarak Raistlin'in istedii eydi."
Dalamar elini yumruk yapt. "Bunu byclere sylemitim! Ahmaklar! Onlara, tam onun istedii
oyuna geldiklerini sylemitim."
"Sylemi miydin?" Tanis artk bu soruyu sorabilecek kadar kendisine hakim olduunu
dnyordu. "Ona, Shalafi'ne ihanet mi ettin yani?" Kulaklarna inanamayarak burnundan
soludu.
"Oynadm tehlikeli bir oyundur Yarmelf," Dalamar artk ona bakyordu, gzleri sanki iinde
yanan atein korlaryla ierden ay-dnlanyormu gibiydi. "Ben Raistlin'in her hareketini izlemek
iin Bycler Divan tarafndan yollanm bir casusum. Evet, armakta haklsn. Ondan
korkuyorlar...bu tn Tarikatlar ondan korkuyor; Beyaz da, Kzl da, Karas da. zellikle de Kara
Cppeliler; nk biz, o g kazanrsa kaderimizin ne olacan biliyoruz."
Tanis ona bakarken kara elf elini kaldrd ve yavaa kara cppesinin nn aarak, gsn
ortaya kard. Kara elfin przsz teni zerini be clk yara lekelemiti. "Elinin izi," dedi Dalamar
ifadesiz bir ses tonuyla. "Hainliimin dl."
Tanis, Raistlin'in altn rengi ince parmaklarn gen kara elfin gsne koyusunu grebiliyordu;
Raistlin'in yzn de grebiliyordu -hissiz, acmasz, gaddarlktan yoksun, insanlktan hi payn
almam- ve parmaklarn kurbannn tenini yakp geiini
91
grebiliyordu. Midesi kalkarak ban sallayan Tanis baklarn yere indirerek yeniden
sandalyesine gmld.
"Ama beni dinlemediler," diye devam etti Dalamar. "Saman paracklarna tutunmaya kalktlar.
Raistlin'in de daha nceden tahmin ettii gibi en byk umutlar, en byk korkularmdayd. Leydi
Crysania'y zaman iinde geri yollamaya karar verdiler, szde Kralrahip onu iyiletirsin diye.
Caramon'a syledikleri buydu nk baka trl syleseler gitmeyeceini biliyorlard. Ama
aslnda kz lsn diye, ya da en azndan Afet'ten nce btn rahipler gibi yok olsun diye
yolladlar. Caramon'un da zamann gerisine gidip ikizi hakkndaki gerekleri renince, yani
Raistlin'in aslnda Fis-tandantilus olduunu renince, kardeini ldrmek zorunda kalacan
mit ettiler."
"Caramon'un mu?" Tanis ac ac gldkten sonra yemden hiddetle kalarn att. "Nasl byle bir
ey yapabilirler? Adam hasta! u anda Caramon bir ie cce ikisinden baka bir ey deviremez.
Raistlin zaten onu mahvetti. Neden bycler..."
Astinus'un rahatsz olmu bakn yakalayan Tanis sustu. Akl allak bullakt. Btn bu
anlatlanlar bir ey ifade etmiyordu! Elis-tan'a bakt. Belli ki rahip bunlarn bir ounu zaten
biliyordu. Yznde bir ok veya srpriz ifadesi yoktu; hatta bycler Crysania'y lsn diye
yolladklarn duyunca bile. Sadece derin bir hzn ifadesi vard.
Dalamar devam ediyordu. "Fakat kender Tasslehoff Burrfoot, Par-Salian'n bysn bozmu ve
kazayla zaman iinde Caramon ile birlikte geriye yolculuk yapmt. Kenderin zamann akna
girmesi, zamann da deitirilebilmesini olanakl kld. Orada, star'da neler olup bittiini ancak
tahmin edebiliyoruz. Ama bildiimiz Crysania'nn lmedii. Caramon kardeini ldrmedi. Ve
Raistlin baaryla Fistandantilus'un bilgisine sahip oldu. Crysania ve Cara-mon'u yanna alarak,
zaman iinde ileriye, dnya zerindeki tek gerek rahibin Crysania olaca bir zamana yolculuk
yaptlar. Tarihimizde, Karanlklar Kraliesi'nin en zayf olduu, onu durduramayaca tek zamana
gittiler.
"Daha nce Fistandantilus'un kendisinden evvel yapm olduu gibi Raistlin Ccekaps Sava'nda
savat ve o zamanlar byl Zhaman Kalesi'nde bulunan Kap'ya vard. Eer tarih kendini tekrar
etseydi Raistlin Kap'da lm olurdu; nk Fistandantilus'un sonu byle olmutu."
92
"Biz de buna gvenmitik," diye mrldand Elistan, eliyle zerini rten rty gszce iterken.
"Par-Salian, Raistlin'in tarihi deitirmesinin imknsz olduunu sylemiti..."
"O sefil kender!" diye hrlad Dalaman "Par-Salian tahmin etmeliydi, o berbat yaratn her zaman
yapt gibi yeni bir macera iin nne kan ilk frsata atlayacan bilmeliydi! Bizim nasihatimizi
dinleyerek o kk pi kurusunu boarak ldrmeliydi..."
"Tasslehoff ile Caramon'a ne oldu, anlat, "diye kesti szn Ta-nis buz gibi bir edayla. "Raistlin'e
veya -zr dilerim Elistan ama-Leydi Crysania'ya ne olduu umurumda deil. Kzcazn gz
kendi iyiliiyle kr olmutu. Onun iin zgnm ama o kendisi gzlerini ap gerei grmeyi
reddetti. Ben kendi dostlarm merak ediyorum. Onlara ne oldu?"
"Bilmiyoruz," dedi Dalamar. Omuzlarn silkti. "Ama senin yerinde olsaydm, bir daha onlar
grebilmeyi ummazdm Yarmelf... Shalafi'nm pek iine yaramyorlard."
"O halde bana beni ilgilendiren her eyi anlattn," dedi Tanis ayaa kalkarken; sesi hzn ve
hiddetle alayc bir tondayd. "Eer elimden gelen son ey olsa bile Raistlin'i bulup..."
"Otur Yarmelf," dedi Dalamar. Sesini ykseltmemiti ama gznde, Raistlin'in elinin klcnn
kabzasna atmasna neden olan tehlikeli bir prlt vard; ama elini kabzasna gtrnce, Paladine
Tapna'm ziyaret ettii iin klcnn olmadn hatrlad. Daha da hiddetlenip konuacak hali
kalmayan Tanis eilerek nce Elistan'a, sonra Astinus'a selam verdikten sonra kapya doru
ilerledi.
"Raistlin'e ne olduu senin de ilgini ekecektir Tanis Yarmelf," diye yolunu kesti Dalamar'n
przsz sesi, "nk seni de etkiliyor. Hepimizi etkiliyor. Doru mu sylyorum Saygdeer
Oul?"
"Doru sylyor Tanis," dedi Elistan. "Hissettiklerini anlayabiliyorum ama bunlar bir kenara
brakman lzm."
Astinus bir ey sylemedi, kaleminden kan sesler adamn odada olduuna dair tek kantt. Tanis
nce yumruklarn skt, sonra, Astinus'un bile ban kaldrmasna neden olan galiz bir kfrle
Dalamar'a dnd. "Peki o halde. Raistlin etrafndakileri daha ok incitecek, yaralayacak,
mahvedecek baka ne yapm olabilir ki?"
"Sze baladm zaman en ok korktuumuz eyin bamza geldiini sylemitim," diye
cevaplad Dalamar; ekik elf gzleriyle, yarmelfin yar ekik gzlerine bakarak.
"Evet," diye kesti szn Tanis sabrszca, hl ayakta durarak.
93
Dalamar dramatik bir havayla sustu. Baklarn kaldran Astinus, biraz skntyla ak kalarn
havaya kaldrd.
"Raistlin Cehennem'e girdi. Leydi Crysania'yla birlikte Karanlklar Kraliesi'ne meydan
okuyacaklar'
Tanis, kulaklarna inanamayarak Dalamar'a bakt. Sonra patlarcasna kahkaha atmaya balad.
"Eh," dedi, omuzlarm silkerek, "grne gre pek sklmama gerek kalmam. Byc kendi
hkmn kendi eliyle vermi."
Fakat Tanis'in kahkahalar havada asl kald. Dalamar onu souk, alayc bir edayla elenerek
izliyordu, sanki bu sama sapan tepkiyi yarmelften umarm gibi. ini eken Astinus yazmaya
devam etti. Elistan'n narin omuzlan kt. Gzlerini kapatarak yastklarna yasland.
Tanis hepsine bakt. "Bunun ciddi bir tehlike olduunu dnmyorsunuz herhalde,' diyebilmek
istedi. "Tanrlar adna ben Karanlklar Kraliesi'nin nnde durdum! Onun gcn ve ihtiamn
hissettim...stelik, bu varlk dzleminde sadece ksmen bulunuyordu." Yarmelf gayri ihtiyar
rperdi. "Onunla karlamann nasl bir ey olacan tahmin bile edemiyorum, yani
kendi...kendi..."
"Yalnz deilsin Tanis," dedi Elistan yorgun bir edayla. "Ben de Karanlklar Kraliesiyle konutum.'
Glmsemesi azalrken, gzlerini at. "Bu seni artt m? Btn insanlar gibi benim de ba
etmem gereken batan kartmalar ve snavlar oldu."
"Sadece bir kez geldi bana." Dalamar'n yz soldu, gzlerinde korku vard. Dudaklarn yalad. "Bu
haberleri getirmek iindi."
Astinus bir ey sylemedi ama yazmay brakt. Talar bile tarihinin yznden daha fazla ifade
yklyd.
Tanis hayretle ban sallad. "Kralie ile karlatn m Elistan? Onun gcn kabul ediyor yle
deil mi? Yine de narin ve hastalkl bir byc ile evde kalm bir rahibenin ona zarar
verebileceklerini mi dnyorsun?"
Elistan'n gzlerinde imekler akt, dudaklar kasld; o zaman Tanis ok ileri gittiini anlad.
Kzararak sakaln kad ve tam zr dilemek iin azn aacakt ki inatla yine enesini tuttu.
"nsana mantkl gelmiyor," diye geveledi, geriye dnp kendisini sandalyesine brakrken.
"Peki cehennem adna, onu nasl durdurabiliriz?" Azndan kan kula duyan Tanis'in yz daha
da kzard. "zr dilerim," diye mrldand. "Bu durumla alay etmek deil niyetim. Sylediim
94
her ey azmdan yanl kyor sanki. Ama lanet olsun ki anlayamyorum! Raistlin'i durdurmamz
m lzm, yoksa devam etsin diye yreklendirmemiz mi?"
"Onu durduramazsn," diye lafa kart Dalamar souk bir edayla, tam Elistan konuacakken.
"Bunu sadece biz bycler yapabiliriz. Bu konuda birka haftadr urayoruz, bu tehtidi
duyduumuzdan beri plan yapyoruz. Grdn gibi Yarmelf, sylediklerin ksmen doru.
Raistlin, hepimizin Karanlklar Kraliesi'ni, onun kendi dzleminde yenemeyeceini bildiimizi
biliyor. O yzden onu oradan ekip kartp, Kap'dan geirerek dnyaya getirmeyi dnyor..."
Tanis, midesine bir yumruk yemi gibi oldu. Bir an iin, nefes bile alamad. "Bu lgnlk," diyebildi
sonunda, nefes almaya alarak; elleri sandalyesinin kollarn kavram, elinin eklem yerleri
sandalye kolunu skmaktan bembeyaz olmutu. "O haldeyken bile onu Neraka'da zor yendik! Onu
dnyaya geri mi getirecek?"
"Eer durdurulmazsa," diye devam etti Dalamar, "bu da, sylemi olduum gibi benim grevim."
"O halde bizim ne yapmamz gerekiyor?" diye bilmek istedi Tanis, ileri doru abanarak. "Bizi
neden buraya getirdin? Burada oturup seyir mi edeceiz? Ben..."
"Sabrl ol Tanis!" diye szn kesti Elistan. "Hem sinirlisin, hem korkuyorsun. Hepimiz bu hisleri
paylayoruz."
Orada oturan o ta kalpli tarihi hari, diye dnd Tanis, ac ac...
'Ama aceleci hareketler veya kaba szlerle bir yere gelemeyiz." Elistan kara elfe baknca sesi biraz
daha yumuad. "Sanrm henz en ktsn duymadk, yle deil mi Dalamar?"
"yle Saygdeer Oul," dedi Dalamar; Tanis elfin ekik gzlerindeki his kprtlarnn izlerini
grnce hayret iinde kald. "Ejderha Yceefendisi Kitiara'nn da" -elf boulur gibi oldu, boazn
temizledi ve daha dzgn konuarak devam etti- "Kitiara'nn da Palanthas'a top yekn saldraca
hakknda bilgi aldm."
Tanis kendisini sandalyesine brakt. lk dncesi ac, ineleyici bir alay olmutu: Sylememi
miydim Lord Amothus. Sylemitim sana Porthios. O scack, gzel yuvalarnza geri dnp sava
hi yaanmam numaras yapanlara, hepinize sylemitim, ikinci dncesi daha llyd.
Hatralar canland...alevler iindeki Tarsis ehri, Solace'a saldran ejderha ordular, ac, st-
95
rap...lm...tm bunlar hatrlad.
Elistan bir eyler sylyordu ama Tanis duymuyordu bile. Arkasna dayanm gzlerini kapatarak
dnmeye alyordu. Da-lamar'n Kitiara hakknda konutuunu hatrlad ama ne demiti?
Bilincinin kylarnda bir yerlerde dolanp duruyordu. Kit'i dnyordu. Pek kulak vermemiti.
Szler belli belirsizdi...
"Durun!" diye doruldu Tanis, aniden hatrlayarak. "Kitiara'nn Raistlin'e kzdn sylemitin.
Onun da Kralie'nin bu dnyaya geri dnmesinden en az bizim kadar korktuunu sylemitin. Bu
yzden Soth'a, Crysania'y ldrme emri vermiti. Eer bunlar doruysa neden Palanthas'a
saldryor? Bu ok anlamsz! Sancti-on'da her geen gn biraz daha gleniyor. Kt ejderhalar
orada toplandlar; ayrca savatan sonra dalan ejderanlarn da onun emri altnda yeniden bir
araya geldiklerini duyduk. Ama Sanction Palanthas'tan ok uzaktadr. Arada Solamniya
valyeleri'nin topraklar var. Eer kt ejderhalar havalanrsa yeni ejderhalar ayaklanr. Neden?
Neden btn elde ettiklerini riske atsn? Ne uruna..."
"Sanrm Lord Kitiara'y tanyorsun Yarmelf?" diye szn kesti Dalamar.
Tanis boulur gibi oldu, ksrd, bir eyler geveledi.
"zr dilerim, duyamadm."
"Evet, lanet olsun, onu tanyorum!" diye atld Tanis; Elistan'n baklarn yakalad, bir kez daha
teninin yandn hissederek sandalyesine gmld.
"Haklsn," dedi Dalamar sakince, ak, elf gzlerinde bir elence prlts vard. "Kitiara Raistlin'in
plann ilk duyduunda, korkmutu. Ondan deil tabii ki; onun Karanlk Kralie'yi
hiddetlendirince, kendisine verecei zarar yznden. Fakat" -Dalamar omuzlarn silkti- "bu,
Kitiara Raistlin'in kaybetmesi gerektiine inand zamanlard. imdi, grne gre, kardeinin
baarabilme ans olduuna inanyor. Ve Kit her zaman kazanan tarafta olmay sever. Palanthas
fethedip, byc Kap'dan geerken onu karlamaya hazrlanmay planlyor. Kit, ordularnn
kudretini kardeine sunacak. Eer Raistlin yeterince gl olursa -bu arada gleneceine phe
yok- kt yaratklar Karanlk Kralie'ye hizmet etmekten kendi karna hizmet etmeye kolaylkla
dndrebilir."
"Kit mi?" Bu kez eleniyor gibi grnen Tanis'ti. Dalamar belli belirsiz dudak bkt.
96
"Evet, yle Yarmelf. Ben de Kitiara'y en az senin kadar iyi tanyorum."
Fakat kara elfin sesindeki alayc tonda bir tutukluk olmu, gayri ihtiyari buruklamt. nce elleri
kasld. Tanis aniden anlayarak ban sallad; gen elf iin garip bir acma duygusu hissetmiti.
"Demek Kit sana da ihanet etmi," diye mrldand Tanis yavaa. "Sana destek vereceine sz
vermiti. Orada olup, yannda duracan sylemiti. Raistlin dndnde, seninle omuz omuza
dvecekti."
Dalamar ayaa kalkt, kara cbbesi etrafnda hrdamt. "Ona hi gvenmedim," dedi souk bir
edayla ama onlara srtn dnerek, dikkatle atee bakarken yzn zellikle sakl tutuyordu.
"Onun ne kadar hain olduunu zaten biliyordum. Bu beni artmad."
Fakat Tanis, elfin mine rafn tutan ellerinin bembeyaz kesildiini grd.
"Bunu sana kim anlatt?" diye sordu Astinus aniden. Tanis bo bulunarak irkildi. Tarihinin
varln neredeyse unutmutu. "Karanlk Kralie deildir her halde. O bu konuyu umursamaz."
"Hayr, hayr." Dalamar bir an iin akl karm gibi durdu. Belli ki akl baka yerlerdeydi, iini
ekerek, bir kez daha onlara bakt. 1 l valye Lord Soth anlatt."
"Soth mu?" Tanis, artk ipin ucunu kardn hissetmeye balamt.
Beyni, lgnlar gibi tutunacak bir yer aryordu. Birbirlerini gzetleyen bycler. In rahipleri
ile karanln bycleri bir arada. Iktan medet umarak, srtn karanla veren karanlk.
Karanla dnen k...
"Soth, Kitiara'ya sadakat yemini etti!" dedi Tanis akl kararak. "Neden ona ihanet etsin ki?"
Atee srtn dnen Dalamar, Tanis'in gzlerinin iine bakt. Bir kalp atm sresi zarfnda ikisi
arasnda bir ba, ortak bir anlaytan, ortak bir straptan, ortak bir acdan, ortak bir tutkudan
oluan bir ba olumutu. Ve Tanis aniden anlaynca ruhu dehetle bzt.
"Soth onu l istiyor," diye cevap verdi Dalamar.
97
G
Botum 4
en ocuk Solace sokaklarndan yrd. Pek yakkl bir gen deildi ve bunu biliyordu -
genellikle- ocuklara nasip olmayan bir farkndalkla kendisi hakknda ok ey bildii gibi. Bundan
dolay, zamannn byk dilimini kendi kendisiyle geiriyordu, zellikle de yakkl olmad ve
ok fazla ey bildii iin.
Ama o gn tek bana yrmyordu. Yannda ikiz kardei Ca-ramon vard. Raistlin, ky sokann
tozlar iinde ayaklarn sryerek gezip, etrafnda bulutlarn olumasn seyrederken kalarn
atmt. Tek bana yrmyor olabilirdi ama Caramon'la olduu anda, onsuz olduundan daha
yalnz oluyordu. Herkes cana yakn, yakkl ikizine seslenip onu selamlyordu. Herkes seslenip
Cara-mon'u oyunlarna aryordu. Kimse Raistlin'i armyordu. Kzlar, hani o kendilerine zg
halleriyle Caramon'a gzlerinin ucuyla bakyorlard. Oysa kzlar Raistlin'i hi fark etmemilerdi
bile.
"Caramon, Kalenin Kral oynucan m bizlen?" diye seslendi biri.
"Sen de oynamak ister misin Raist?" diye sordu Caramon, yz heyecanla aydnlanarak. Gl,
atletik bir yapya sahip olan Caramon bu kaba, yorucu oyundan holanyordu. Fakat Raistlin bu
oyunu oynarsa ksa bir sre sonra yorulacan, bann dneceini biliyordu. Ayrca dierlerinin,
onu kimin takmnn almak zorun-
98
da kalaca konusunda tartacaklarn da biliyordu.
"Hayr. Ama sen oyna."
Caramon'un yz asld. Sonra omuzlarn silkerek, "Ziyan yok Raist. Ben seninle kalmay tercih
ederim."
Raistlin boaznn kasldn, midesinin bir yumak olduunu hissetti. "Hayr Caramon," diye
tekrarlad yavaa, "tamam. Sen git ve oyna."
"yi gibi durmuyorsun Raist," dedi Caramon. "nemli bir ey deil. Gerekten. Hadi, bana
rendiin u yeni sihir numarasn, u paralarla yaplan numaray yap..."
"Bana byle davranma!" diye bardn fark etti Raistlin. "Sana ihtiyacm yok! Seni etrafmda
istemiyorum! Sen git! Git o ahmaklarla oyna! Btn ahmaklar hep bir arada! Hi birinize ihtiyacm
yok!"
Caramon'un yz parampara oldu. Raistlin, bir kpee tekme atm gibi hissediyordu kendisini.
Bu his onu daha da ok hiddetlendirmekten baka bir ie yaramad. Ban evirdi.
"Tabii Raist, eer istediin buysa," diye geveledi Caramon.
Omuzunun zerinden arkasna bakan Raistlin ikizinin dierlerinin peinden kotuunu grd.
Barlar, glleri ve onu karlamalarn duymazla gelmeye alan Raistlin glgeli bir yere
oturup, torbasndan bykitaplarmdan birini kartarak almaya balad. Ksa bir sre sonra
bynn ekicilii onu tozdan, kahka-lardan, ikizinin incinmi gzlerinden alp gtrd. Onu,
elementlere hkmettii, gerei kendisinin denetledii sihirli bir dnyaya tad...
Bykitab elinden yuvarlanarak, ayaklarnn dibindeki toza dt. Raistlin hayretle ban
kaldrd. Tam tepesinde iki olan duruyordu. Birinin elinde bir omak vard. Kitab bu omakla
drttkten sonra, oma kaldrp Raistlin'i de gsnden serte itti.
Siz bceksiniz, dedi Raistlin ocuklara sessizce. Bcekler. Benim iin hibir anlamnz yok. Hiten
de azsnz. Gsndeki acy yok sayarak, nndeki bcek yaam formunu yok sayarak, yine
kitabna uzand Raistlin. Olan parmaklarna bast.
rkm olduu halde artk korkudan ok hiddet duyan Raistlin ayaa kalkt. Btn geim kayna
elleriydi. Onlarla narin by bileenlerini kullanyor, onlarla Sanat'n ince, gizemli sembollerini
havaya iziyordu.
"Beni rahat brakn," dedi souk bir edayla; bir an iin yle bir
99

konumu, gzlerinde yle bir bak belirmiti ki olanlar gerilemilerdi. Ama artk etraflarnda
bir kalabalk olumutu. Dier ocuklar da oyunlarn brakarak elenceyi seyretmek iin onlara
katlmt. Dierlerinin seyrettiini fark eden omakl olan, sska, zrltl, burnu akan kitap
kurdunun kendisinden stn kmasn kabullenemedi.
"Yoksa n'aparsn?" diye alay etti olan. "Beni kurbaa m yaparsn?"
Bir glme oldu. Raistlin'in aklnda bynn szleri olutu. Henz renmemi olmas gereken
bir byyd; bu kt bir byyd, insann can yakacak bir by, gerek bir tehlike karsnda
kullanlmas gereken bir by. Ustas ok hiddetlenecekti. Raistlin, ince tebessmyle glmsedi.
Tebessm ve Raistlin'in gzlerindeki ifade karsnda olanlardan biri geriledi.
"Gel gidelim," diye mrldand arkadana.
Fakat dier olan yerinden ayrlmad. ocuun arkasnda Raistlin, yznde bir hiddet ifadesiyle
ikizinin kalabalk iinde durduunu grd.
Raistlin szleri sylemeye balad...
...ve sonra dondu kald. Hayr! Yaln olan bir ey vard! Unutmutu! Bys ie yaramayacakt!
Burada olmazd! Szler azna sama sapan geliyor, bir anlam ifade etmiyordu. Hibir ey olmad!
Olanlar gld. Elinde omak olan olan, oma kaldrarak Raistlin'in midesine batrp, nefesini
kesip onu yere devirdi.
Raistlin elleri ve dizleri zerine dm soluklanmaya alyordu. Birisi onu tekmeledi. oman
srtnda krldn hissetti. Baka biri daha onu tekmeledi. Artk yerde yuvarlanyor, toz bulutu
iinde boulur halde, ince kollaryla aresizce ban korumaya alyordu. Tekmeler ve darbeler
yamur gibi iniyordu zerine.
"Caramon!" diye bard. "Caramon, bana yardm et!"
Fakat karlk olarak derin, sert bir ses cevap verdi. "Bana ihtiyacn yoktu, unuttun mu?"
Bana bir ta isabet ederek cann ok yakt. Gremese de bu ta atann Caramon olduunu
biliyordu. uurunu kaybetmeye balamt. Birilerinin elleri uzanm onu tozlu yol zerinde
srkl-yordu; onu karanlk ve buz gibi souk bir ukura atyorlard. Onu oraya atacaklar o da
decek, sonsuza kadar karanlk ve souk iinde decek ve hi, hibir zaman yere
arpmayacakt, nk ukurun dibi yoktu...
100
Crysania etrafna baknd. Neredeydi? Raistlin neredeydi? Daha birka saniye nce onunlayd,
bitap bir halde ona dayanmt. Sonra aniden yok oluvermiti; kz kendisini tek bana, yabanc bir
kyde yrrken bulmutu.
Ama gerekten yabanc myd? Daha nce de burada olduunu hatrlar gibi oldu; ya da en azndan
benzer bir yerde bulunmutu. Etrafn yksek vallen aalar sarmt. Kasabann evleri aalar
zerine kurulmutu. Aalarn birinde bir han vard. Bir levha grd.
Solace.
Ne kadar garip diye dnd, kendi kendine etrafna bakarak. Evet buras Solace't. Ksa bir sre
nce buraya, Caramon'u aramak iin Tanis Yarmelf'le gelmiti. Ama bu Solace farklyd. Her ey
krmzya boyalyd ve birazck daha biimsizdi. Durup gzlerini ovuturup, grnty
netletirmek geliyordu iinden.
"Raistlin!" diye seslendi.
Hi cevap yoktu. Yanndan geen insanlar sanki onu duymuyorlar, grmyorlar gibi hareket
ediyorlard. "Raistlin!" diye seslendi, panie kaplarak. Ne olmutu bycye? Nereye gitmiti?
Yoksa Karanlk Kralie...
Bir kalabalk grd, ocuklar barp aryor ve onlarn seslerini bastran ince, crtlak bir ses
yardm istiyordu.
Dnp bakan Crysania ocuklarn yerde bzm bir suretin etrafnda toplanm olduklarn
grd. Atlan yumruklar ve tekmeleri grd; bir sopann kalkp, serte indiini grd. Yine o tiz
ses lk att. Crysania etrafndaki insanlara bakt ama onlar anormal bir ey grmyor gibiydiler.
Ak cppesini toplad gibi ocuklara doru komaya balad Crysania. Yaklatka ortadaki
suretin bir ocuk olduunu grd! Kk bir olan! Ani bir dehetle ocuu ldrdklerini fark
etti! Kalabala varnca, uzaklatrmak iin ocuklardan birine uzand. Kadnn temasyla ocuk
Crysania'ya bakmak iin dnd. Crysania telalanarak geriledi.
ocuun yz beyazd, kadavra gibi, kuru kelle gibi. Derisi kemikleri zerine iyice gerilmi,
dudaklar meneke rengini almt. Dilerini gsterdi rahibeye, dileri kara ve rkt. ocuk
eliyle rahibeye vurdu. Uzun trnaklar kadnn derisini yrtt; yakan, onu fel eden bir ac tm
bedenine yayld. Boulur gibi olan Crysania
101
ocuu brakt ve ocuk -yznde sapk bir zevk tebessmyle-yerdeki ocua eziyet etmek iin
dnd.
Kolunda kanayan izlere bakan, acdan ba dnp baylacak gibi olan Crysania olann bir kez
daha bardn duydu.
"Paladine, yardm et bana," diye dua etti kz. "Bana kuvvet ver."
Kararllkla, iblis ocuklardan birini yakalad gibi yana frlattktan sonra bir bakasn tuttu.
Yerdeki ocua ulamay baardktan sonra kendi bedenini ocuun kanlar iinde kalm, baygn
bedenine siper ederken bir yandan da btn gcyle dier ocuklar uzak tutmaya alyordu.
Uzun trnaklarn tekrar ve tekrar tenini yrttn, zehirin bedenine yayldn hissetti. Fakat ksa
bir sre sonra ona bir kez dokunduktan sonra ocuklarn strap iinde ekildiklerini fark etti.
Sonunda kbusumsu yzlerinde ask bir ifadeyle ekildiler ve kz, kan revan iindeki, hasta
dm kurbanlaryla yalnz braktlar.
Rahibe kibarca olann yaral bedenini evirdi. Kahverengi san eliyle geri iterek yzne bakt.
Elleri titremeye balad. O ince yz yapsn, o narin kemikleri, kk eneyi kartrmas mmkn
deildi.
"Raistlin!" diye fsldad, minik eli, eline alarak.
Olan gzlerini at...
Kara cppeli adam dorulup oturdu.
Byc suratszca etrafna baknrken Crysania da ona bakyordu.
"Neler oluyor?" diye sordu rahibe, titreyerek; zehrin vcudundaki etkilerini hissetmeye balamt.
Raistlin kendi kendine ban sallad. "Bana bu ekilde eziyet ediyor," dedi yavaa. "Benim en
zayf olduumu bildii noktadan bana saldryor." Kumsaati eklindeki altn gzlerini Crysania'ya
evirdi, ince dudaklarnda bir tebessm belirdi. "Benim iin dvtn. Onu yendin." Kz kendine
ekip onu kara cbbesinin iine alarak, sk sk sarld. "Tamam ite, biraz dinlen. Acn dinecektir,
sonra yolumuza devam ederiz."
Titremeye devam eden Crysania ban babycnn gsne dayad; bycnn cierlerindeki
nefesin tn ve hrlayn duyabiliyor, gl yapraklan ile lmn o hafif kokusunu
alabiliyordu.
102
Bfm
5
emek ki o yrekli szlerinden ve yeminlerinden btn kan bu," dedi Kitiara alak bir sesle.
"Baka trlsn m umuyordun?" diye sordu Lord Soth. zerindeki kadim zrhn omuzlarn
skince kan souk sesin elik ettii szleri neredeyse anlaml gelmiti. Fakat szlerinde,
Kitiara'nn l valyeye dik dik bakmasna neden olan ters bir tn vard.
Garip bir younlukla parlayan kavunii gzlerinin kendisine baktn gren Kitiara kzard.
Hislerini istediinden daha fazla belli ediyor olduunu fark etmek Kitiara'y hiddetlendirmi, daha
da fazla kzarmasna neden olmutu. O yzden aniden Soth'a arkasn dnd.
Zrh, silahlar, parfml ipek araflar, kaln pstekilerin garip karmyla denmi olan odann
bir yanndan, te yanna geen Kitiara, titreyen bir elle sabahlnn iki yann, gsnn
zerinden sk sk kapatt. Bu hareketinin ahlkla bir ilgisi yoktu ve daha neden byle
davrandn dnmeye balad anda, bu hareketinin sebebini hemen anlamt. Elbette ki daha
nce ahlkla hibir zaman ilgilenmemiti, zellikle de yz yl nce bir avu kl olmu bir
yaratn yanndayken. Fakat aniden, var olmayan yzndeki o alev alev gzlerin altnda kendisini
rahatsz hissetmiti. Ken-
103
diini plak ve gzler nnde hissetmiti.
"Yo, tabii ki hayr," diye cevap verdi Kitiara souk bir edayla.
"Sonu olarak bir kara elf," diye devam etti Soth, ayn, hatta biraz daha skkn bir tonda. "Ayrca
kardeinden, lmden korktuundan daha fazla korktuunu da saklamyor. Dizleri titreyen bir
avu yal gsz bycnn yannda olmaktansa Raistlin'in yannda savamas seni artyor
mu?"
"Ama kazanabilecei o kadar ok ey vard ki!" diye kar kt Kitiara, elinden geldiince sesini
Soth'un ses tonuna uydurmaya alyordu. Titreyerek yatann ayak ucunda duran krk bir
sabahl alarak omuzlarna att. "Ona Kara Cppelilerin liderliini nermilerdi. Bundan sonra da,
Par-Salian'n ardndan Divan'n ba -Krynn zerindeki tartmasz tek by ustas- olacandan
emindi.
stelik baka dlleri de biliyordun Kara Elf, diye ekledi Kitiara sessizce, kendisine bir kadeh
krmz arap koyarken. Benim o akln karm kardeim yenildikten sonra seni durdurabilecek
kimse kalmayacakt. Ya planlarmza ne oldu? Sen asanla, ben klcmla hkm srecektik.
valyeleri dize getirecektik! Elfleri yurtlarndan -senin yurdundan- srecektik! Sen byk bir
zaferle dnecektin sevgilim ve ben senin yannda olacaktm!
arap kadehi elinden kayp dt. Kadehi yakalamaya alt. Eli ok hzl ve ok glyd. Narin
kadeh elinde paraland, etini kesti. Halya dklen araba, kan kart.
Kitiara'nn sava yaralar, aklarnn elleri gibi yaylmt tm bedenine. Bu yaralan gzn
krpmadan, mzmzlanmadan tamt. Ama imdi gzleri yalarla doldu. Ac dayanlr gibi
deildi.
Yannda ii su dolu bir kase belirdi. Kitiara elini souk suya daldrarak, alamamak iin
dudaklarn diledi. Su hemen kpkrmz oldu.
"Rahiplerden birini getir!" diye hrlad yannda durmaya devam edip, onu kpr kpr gzlerle
izleyen Lord Soth'a. Kapya yryen l valye, hemen yanndan uzaklaan bir hizmetkra
seslendi. Dilerinin arasndan kfreden, gzlerini krptrarak gz yalarn engellemeye alan
Kitiara bir havlu tuttuu gibi elini sard. Rahip geldiinde havlu kan iinde kalmt; Kitiara'nn
yz de yanm teni altnda kl rengine dnmt.
Karanlklar Kraliesi'ne dualar mrldanan rahip eildiinde Be Bal Ejderha madalyonu Kit'in
eline dedi. Ksa bir sre iinde
104
yaral eti kapand ve kanama durdu.
"Kesik ok derin deil. Kalc bir zarar vermemesi icap eder," dedi rahip, teselli edercesine.
"Senin adna sevindim!" diye atld Kitiara, hl zerine km olan o anlamsz baygnlk haliyle
savaarak. "O benim kl kullandm elim."
"Klc alk olduunuz rahatlk ve hnerle kullanabileceksiniz, sizi temin ederim hametmeap,"
diye cevap verdi rahip. "Size baka..."
"Hayr! k dar!"
"Lordum," rahip eilerek selam verdi, "valyem" ve odadan ayrld.
Soth'un alevli gzlerine bakmak istemeyen Kitiara ban l valyeden te yana evirerek,
gzden uzaklamakta olan rahibin hrtl cbbesine kalarn atarak bakt.
"Ne ahmaklar! Onlar beslemek zorunda kalmaktan nefret ediyorum. Yine de, zaman zaman ie
yarayabiliyorlar." Tamamen iyilemi grnse de eli hl armaya devam ediyordu. Hepsi
aklmda olup bitiyor, dedi kendi kendine buruklukla. "Eh, sence u ... u Kara Elf meselesinde ne
yapmalym?" Ama te yandan daha Soth cevap veremeden Kitiara ayaa frlam hizmetkrna
barp armaya balamt bile.
"Temizleyin u pislii. Bana baka bir kadeh getirin." Korkudan sinmi adamn yzne bir tokat
indirdi. "Bu kez altn kadehlerden birini getir. u elf yapm narin eylerden nefret ettiimi
biliyorsunuz! Gtr unlar gzm grmesin! Atn hepsini!"
"Hepsini atalm m!" diye kar kmay gze ald hizmetkr. "Ama onlar ok kymetli Lordum.
Bunlar Palanthas'taki Yksek Byclk Kulesi'nden gelmiti, bunlar hediyeydi..."
"Sana bunlar at dedim!" Kitiara kadehleri tuttuu gibi birer birer odasnn kar duvarna frlatt.
Hizmetkr, bann zerinden her bardak getiinde eilerek, siniyordu. Son bardak da kadnn
elinden frlaynca, Kitiara kedeki bir sandalyeye kp dimdik nne bakmaya balad; ne
kprdyor, ne konuuyordu.
Hizmetkr aceleyle krk camlar sprd, ksenin iindeki kanl suyu boatt ve ayrld. arapla
geri geldiinde Kitiara hl kprdamadan oturuyordu. Lord Soth da. l valye odann ortasnda
durmaya devam ediyor, gzleri odann artmakta olan karanlnda parlyordu.
105
"Mumlar yakaym m Lordum?" diye sordu hizmetkr yavaa; arap iesini ve altn kadehi
brakrken.
"k dar," dedi Kitiara, skt dileri arasndan.
Hizmetkr eilip selam vererek ayrld ve kapy ardndan kapatt.
Duyulmayan admlarla hareket eden valye oday geti. Hl kprdamadan duran ve grne
gre grmeyen gzlerle bakan Kitira'nm yanna gelip, elini omuzuna koydu. Kadn, grnmeyen
parmaklarn temasyla irkildi; parmaklarn souu iine iledi. Ama ekilmedi.
"Ee," dedi Kit yine, sadece l valyenin gzlerinden kan atele aydnlanan odaya baknarak,
"sana bir soru sordum. Dala-mar ile kardeimin bu lgnln nasl durdurabiliriz? Karanlk
Kralie hepimizi yok etmeden ne yapabiliriz?"
"Palanthas'a saldrmaksn," dedi Lord Soth.
"Bu yaplabilir sanrm!" diye mrldand Kitiara, dnceli bir halde hanerinin kabzasn bacana
vurarak.
"Son derece dahice Lordum," dedi glerinin komutan sesinde gizlemedii, samimi bir takdirle.
Neredeyse krk yalarnda bir insan olan komutan, Ejderha Ordular generali olabilmek iin diini
trnana takm, bir sr insan ldrmt. Kambur ve sevimsiz olan, yzn kesen bir yarayla
da biimsizleen komutan Kitiara'nm birok komutannn eskiden zevkine varm olduu eyleri
tadamamt. Ama umudu da yok saylmazd. Baklarn kaldrnca kadnn yzn grd -son
gnlerde normalin zerinde souk ve sert olan- yz, komutann ilti-fatyla zevkten
aydnlanmt. Hatta Kit adama glmsemeye bile tenezzl etmiti...hani o kullanmasn ok iyi
bildii arpk tebess-myle. Komutann kalbi daha hzl arpmaya balad.
"Yeteneini kaybetmemi olduunu grmek ho," dedi Lord Soth, boluktan gelirmi gibi kan
sesi harita odasnda yanklanrken.
Komutan rperdi. Artk l valyeye alm olmas gerekirdi. Karanlk Kralie onun, lm
valyesi ve iskelet askerleriyle birlikte yeterince savatn biliyordu. Fakat kara cppesi,
kararm ve kanl zrhn saran valyenin etrafn bir mezar soukluu evreliyordu.
Kitiara ona nasl tahamml ediyor? diye merak etti komutan.
106
Onun kadnn yatak odasna bile gittiini sylyorlar! Bu dnce komutann kalp atlarn
hemen normale dndrd. Belki de kle kadnlar o kadar kt saylmazd. En azndan insan
onlarla karanlkta yalnz kalnca!
"Tabii ki yeteneimi kaybetmedim!" diye cevap verdi Kitiara o kadar hiddetli bir kzgnlkla ki
komutan etrafna huzursuzca bak-narak, ayrlmak iin bahaneler uydurmaya balad. Allahtan,
btn bir Sanction ehri savaa hazrland iin bahane bulmak zor olmuyordu.
"Eer bana verecek baka bir emriniz yoksa lordum," dedi komutan eilip selam vererek, "gidip
cephanelikteki ileri bir denetlemem gerek. Yapacak ok i var ama zaman az."
"Tabii, sen git," diye mrldand Kitiara dalgn dalgn; gzleri ayaklarnn altndaki talara ilenmi
muazzam haritadayd. Arkasn dnen komutan ayrlmaya balad; enli klc zrhna arpyordu.
Fakat tam kapdayken lordunun sesi onu durdurdu.
"Kumandan?"
Dnd. "Lordum?"
Kitiara bir ey sylemeye yeltendi, durdu, dudaklarn srd, sonra devam etti, "Bu...bu gece akam
yemeinde bana refakat etmek ister misin, diye dnmtm." Omuzlarn silkti. "Ama sormak
iin ge kaldm. Sanrm baka planlar yapmsndr."
Komutann akl kararak tereddt etti. Avularnn ii terlemeye balad. "Aslnda lordum,
ncelikli bir szm var fakat ok rahatlkla deitirebilirim..."
"Yo," dedi Kitiara, rahatladna dair bir ifade yznden gelip gemiti. "Yok, gerek yok. Baka bir
akam. Gidebilirsin."
Hl kafas kark olan komutan yavaa dnerek bir kez daha odadan kmaya yeltendi. Tam
karken l valyenin yanan gzlerinin onu delip geen baklarn yakalad.
imdi kendime akam yemei iin birini ayarlamalym, diye dnd komutan koridordan
giderken. Zor deil. Bu gece iin de esir kzlardan birini artrm; gzdemi...
"Rahatlam olman lzm. Kendini zevk dolu bir akama hazrla," dedi Lorth Soth, komutann ayak
sesleri Kitara'nn askeri kararghnn koridorlarndan uzaklap giderken.
"Yapacak ok i var ama zaman az," diye yantlad Kit, ayaklarnn altndaki haritaya dalm gitmi
numaras yaparak. "Sanction" diye iaretlenmi yerde durmu odann kuzey bat kesinde etra-
107
fndaki dalarn koruduklar bir yarkta yuvalanm duran Palant-has'a bakt.
Onun baklarn izleyen Soth yavaa bu mesafeyi katederek atall dalarn arasndaki tek
geide, "Yce Rahip Kulesi" denen yere gelip durdu.
"valyeler seni burada durdurmak isteyecektir tabii ki," dedi Soth. "Seni son savata
durdurduklar yerde."
Kitiara kvrck salarn sallayarak srtt ve Soth'a doru ilerledi. O hafif kasla kasla yry
tarz geri gelmiti. "imdi bu grlmeye demez mi? Btn o gzel valyeler bir sra halinde
dizilmi." Aniden kendisini haftalardr hissetmedii kadar iyi hisseden Kitiara bir kahkaha sald.
"Biliyor musun, onlar iin sakladmz eyleri grdklerinde yzlerinde belirecek ifadeyi grmek
bile koca bir savaa bedel."
Yce Rahip Kulesi zerine basarak topuuyla ezdikten sonra Palanthas'a doru ilerledi.
"En sonunda," diye mrldand, "ssl minik hanm sava klcnn yumuak, dolgun teninde bir
yark aldn hissedecek." Glmseyerek Lord Soth'a bakmak iin dnd. "Galiba bu gece
komutan akam yemeine istiyorum. arn onu." Soth ses karmadan boyun edi, kavunii
gzleri elentiyle parlyordu. "Tartacam bir sr askeri konu var." Kitiara zrhnn tokalalarn
amaya balayarak bir kahkaha att yine. "Savunmasz kanatlarla, surlardaki gediklerle, girmekle,
yarmakla ilgili..."
"Sakinle artk Tanis," dedi Lord Gunthar, iyi niyetle. "Ar hey-canlsm."
Tanis Yarmelf bir eyler mrldand.
"Ne dedin?" Gunthar arkasn dnd; elinde (mahzen merdivenlerinin hemen yanndaki karanlk
kede duran fdan alnm) en iyi biralarndan bir kupa tutuyordu. Bunu Tanis'e uzatt.
"Ar heyecanl olduum konusunda haklsn, dedim!" diye szn kesti Yarmelf, syledii eyin
bunla bir ilgisi olmad halde; ama bunu sylemek, Solamniya valyeleri'nin liderine, asl
sylemi olduu eyi tekrarlamaktan daha uygundu.
Lord Gunthar uth VVistan -valyelerin asrlardr sembol haline gelmi ve son gnlerde de pek
moda olan- uzun byklarn eliyle okar gibi yaparak tebessmn gizledi. Tabii ki Tanis'in ne
demi olduunu duymutu. Gunthar ban sallad. Neden bu konu
108
dorudan doruya getirilmemiti? imdi, sinirleri gergin olduu anlalan dman glerinin bu
nemsiz hareketlenmesinin yans-ra bir de kara cppeli bycnn raklar, beyaz cppeli
rahipler, sinirleri gergin kahramanlar ve bir ktphaneciyle uramak zorunda kalacakt! ini
eken Gunthar, dalgn dalgn byklarm ekitirdi. Eh bir tek kender eksik kalmt...
"Tanis, dostum, otur. Atein yannda biraz sn. Uzun bir yolculuk yapmsn; stelik baharn bu
son gnleri iin serin bir gn. Denizciler sk sk esen bir rzgrdan, ya da o tr bir samalktan
sz ediyordu. nallah yolculuun iyi gemitir? Sana sylememde mahsur yok, ahsen ben
grifonlar, ejderhalara tercih ederim..."
"Lord Gunthar," dedi Tanis gerginlikle, ayakta durmaya devam ederek. "Sancrist'ten buraya kadar
rzgrlar veya grifonlarnn meziyetlerinin ejderhalardan fazla olduunu konumak iin
umadm! Tehlike iindeyiz! Sadece Palanthas deil ama btn dnya tehlikede! Eer Raistlin
baarrsa..." Tanis elini yumruk yapt. Daha fazla konuamad.
Yal hizmetlisi VVills'in mahzenden yeni getirmi olduu srahiden kupasn dolduran Gunthar
yarmelfin yanna gitti. Elini Ta-nis'in omzuna koyarak adam kendisine doru evirdi.
"Sturm Brightblade seni ok vmt Tanis. Laurana ile sen onun en yakn dostlarydnz."
Bu szler zerine Tanis ban edi. imdi bile, Sturm'n lmnden iki yl sonra bile, arkadann
kaybn ii szlamadan ana-myordu.
"Sadece onun sylediklerine dayanarak bile sana sayg gsterirdim, nk Sturm' kendi
oullarmdan biri gibi sever sayardm," diye devam etti Lord Gunthar ciddiyetle. "Ama ben de
bizzat seni sevdim ve seni takdir ettim. Savataki cesaretin tartlmaz; erefin, soyluluun
valyelere layk." Tanis bu eref ve soyluluk szleri karsnda huzursuzca ban sallad ama
Gunthar bunu fark etmedi bile. "Sava sonunda sana verilen onuru fazlasyla hak ediyordun.
Sava bittiinden beri yaptklarn inanlmaz. Laurana ile birlikte yzyllardr ayr kalm olan
uluslar birletirdiniz. Porthios anlamay imzalad ve Thorbardin cceleri yeni bir kral seer
semez imzalayacak."
"Teekkr ederim Lord Gunthar," dedi Tanis, bir yudum bile almam olduu bira kupas elinde
gzlerini ayrmadan atee bakarken. "ltifatlarnz iin teekkr ederim. Ben de bunlar hak etmi
109
olduumu dnmek isterdim. imdi btn bu tatl szlerin nereye gittiini sylerseniz..."
"Grdm kadaryla elften ok insansn," dedi Gunthar hafif bir tebessmle. "Pekl Tanis.
Elflerin holuklarn atlayarak, gelmek istediim noktaya atlayacam. Galiba gemite
yaadklarn seni biraz aceleci yapm; hem seni, hem Elistan'. Drst olalm dostum. Sen bir
sava deilsin. Hibir zaman yle bir eitim almadn. Bu son savaa bir rastlant sonucu
bulatn. imdi, benimle gel. Sana bir ey gstermek istiyorum. Gel, gel..."
Tanis dolu kupasn mine rafna brakarak, Gunthar'n gl eliyle kendisini ekip gtrmesine
izin verdi. Onu valyelerin tercih ettikleri cinsten masif, sade ama rahat mobilyalarla dolu
odadan geirdi. Buras Gunthar'n sava odasyd; duvarlara valyelerin Tarikat'nn; Gl, Kl
ve Ta sancaklar yan sra kllar, kalkanlar aslmt. Yllar boyunca yaplm olan savalarn
ganimetleri saklandklar yerlerde prl prl duruyordu. Ba kede, btn duvar bir boydan bir
boya kaplayan bir ejderhamzra -The-ros Ironfeld in ilk yapt mzrak- duruyordu. Etrafna ise
eitli goblin kllar, bir ejderann irkin, testere azl klc, devasa, ift azl bir ogre klc ve
kt naml valye Derek Crownguard'a ait bir kl vard.
Bu etkileyici bir dzenlemeydi; valyelerin emrinde geen onurlu bir yaama ahitlik ediyordu.
Gunthar dnp bir bakmadan bunlarn yanndan yryp geti, odann bir kesinde byk bir
masann durduu yere doru yneldi. Masann altndaki kk bir blmede rulo edilmi haritalar
duruyordu; her blm de dikkatlice etiketlenmiti. Bir an iin onlar inceledikten sonra Gunthar
eilip bir harita ekerek bunu masann zerine serdi. Eliyle Tanis'i yaknna ard. Yarmelf
sakaln kayarak ve ilgileniyormu gibi grnmeye alarak ona yaklat.
Gunthar memnuniyetle ellerini ovuturdu. Artk havasna girmiti. 'Bu lojistik bir mesele Tanis.
Saf ve basit. Bak, Ejderha Yce-efendsi nn ordusu burada, Sanction da ksm kalm. imdi, Y-
ceefendi nin gl olduunu kabul ediyorum, elinde savan balamasndan baka bir ey
istemeyen ok sayda ejderan, goblin ve insan var. Ayrca ajanlarmzn Sanction'da bir
hareketliliin gzlendiine dair raporlar getirdiklerini de itiraf etmeliyim. Yceefen-di'nin aklnda
bir eyler var. Ama Palanthas'a saldrmak! Cehennem adna Tanis, katetmek zorunda olduu u
araziyi bir dn!
110
Ve bu arazinin ou da valyelerin denetiminde! Diyelim ki, btn bu yol boyunca savaacak
insan gc var, erzak tamas gereken u mesafeye bir baksana! Erzak birliklerini korumak iin
koca bir orduya ihtiya duyard. Bu erzak yollarn ok rahatlkla keseriz, istediimiz yerden hem
de."
Gunthar yeniden byn ekitirdi. "Tanis, o orduda bende sayg uyandran bir tek Yceefendi
Kitira'yd. Hem acmasz, hem hrsl ama ayn zamanda zeki ve gereksiz riskleri gze almayaca
kesin. ki yldr ordusunu kurmak iin, bizim cesaret edip ona saldrmayacamz bildii bir
yerde glenerek bekledi. Byle bir hayalle boa atamayacak kadar ok ey kazand."
"Sanrm onun plan bu deil," diye mrldand Tanis.
'Baka ne plan olabilir ki?" diye sordu Gunthar byk bir sabrla.
"Bilmiyorum," diye kestirdi Tanis. "Ona sayg duyduunu sylyorsun, ama ona hak ettii saygy
veriyor musun? Ondan yeterince korkuyor musun? Ben onu tanyorum ve aklnda bir eylerin
olduunu hissedebiliyorum..." Sesi alalp, kesildi; kalarn atarak haritaya bakt.
Gunthar sessiz duruyordu. Tanis Yarmelf ile bu Kitiara hakknda garip sylentiler duymutu.
Bunlara inanmamt tabii ki ama yarmelfin bu kadn hakkndaki bilgisinin derinliklerini daha
fazla kartrmamay hayrl buldu.
"nanmadn deil mi?" diye sordu Tanis aniden. "Sylediklerimin hi birine?"
Huzursuzca kprdanan Gunthar bynn her iki yann da dzeltti, eilerek ar bir titizlikle
haritay rulo yapmaya balad. "Tanis, olum, sana sayg duyduumu bilirsin..."
"Bunlar daha nce konumutuk."
Gunthar lafnn kesilmi olmasna kulak asmad. "Ayrca bu dnyada Elstan'dan daha derin bir
hrmet beslediim biri olmadn da bilirsin. Ama ikiniz birden bana Kara Cppeli -stelik kara
bir elften- duyduunuz u byc Raistlin'in yeniden Cehennem'e girip Karanlklar Kraliesi'ni
tehdit etmesiyle ilgili bir masal anlattnzda! Eh, Tanis, o zaman kusura bakma. Artk gen bir
adam olmadm kesin. Hayatm boyunca ok garip eylere tank oldum Ama bu daha ziyade bir
ocuk masalna benziyor!"
"Ejderhalar iin de ayn eyi sylemilerdi," diye mrldand Tanis, sakalnn altndan kzararak. Bir
an iin ba ne eik durduk-
111
tan sonra sakaln kayarak Gunthar'a dikkatle bakt. "Lordum, Ra-istlin'in bymesine tank
oldum. Onunla birlikte seyahat ettim, onu grdm, hem onunla, hem ona kar savatm. Bu
adamn neye muktedir olduunu biliyorum!" Tanis, Gunthar'n kolunu kavrad. "Eer nasihatimi
dinlemezseniz, o zaman Elistan'nkini dinleyin! Size ihtiyacmz var Lord Gunthar! Size ve
valyelere ihtiyacmz var. Yce Rahip Kulesi'ni glendirmeniz gerek. ok az vaktimiz var.
Dalamar bize Karanlk Kralie'nin varlk dzleminde zamann hibir anlam tamadn syledi.
Raistlin onunla aylarca, hatta yllarca savayor olabilir ama bu bize sadece bir gn gibi ge-
lebilirmi. Dalamar efendisinin her an dnebileceini sylyor. Ben ona inanyorum; Elistan da
inanyor. Biz ona neden inanyoruz Lord Gunthar? nk Dalamar rkm. Korkuyor..,biz de
korkuyoruz.
"Casuslarmz Sanction'da olaan d bir hareketliliin olduunu sylyor. Bu kantn yeterli
olduuna kuku yok! Bana inann Lord Gunthar, Kitiara kardeinin yardmna koacak. nk
eer baarl olursa kardeinin kendisini dnyann hkmdar yapacan biliyor. Ve her eyini
sadece bu ans iin riske atacak kadar da iyi bir kumarbaz o! Ltfen Lord Gunthar, beni
dinlemeyecekseniz bile, hi olmazsa Palanthas'a gelin! Elistan ile konuun!"
Lord Gunthar nnde duran adam dikkatle inceledi. valyelerin lideri, bulunduu konuma her
eyden nce adil ve drst bir adam olduu iin ykselmiti. Ayn zamanda bir insan sarrafyd
da. Savatan sonra tant andan beri yarmelfi sevmi ve takdir etmiti. Ama bir trl frsat
bulup da onunla samimi olamamt. Tanis'de, kurmu olduu gzle grlmeyen engellerin
almasn engelleyen bir ey, bir ekingenlik, bir iine kapanklk vard.
Gunthar imdi ona baknca kendisini bu gne kadar olduundan ok daha yakn hissetti Tanis'e.
Hafif ekik gzlerinde bir irfan grd; pek yle kolayca kazanlmam, iindeki strap ve
aclardan szlp gelmi bir irfan. Korktuunu hemen kabul edecek kadar cesaretini sindirmi
birinin korkusunu grd onda. Ona baknca bir lider grd. yle sadece klcn sallayarak savata
insanlarn saldrmasn salayan biri deil, sakin bir tarzda, insanlardan en fazlasn alabilen,
ilerinde olduunu bile bilmedikleri cevherlere ulamalar iin insanlara yardm eden bir lider.
Sonunda Gunthar o gne kadar idrak edemedii bir eyi anlad. Soyu nesiller boyu hi
kirlenmeden devam etmi olan Sturm
112
Brightblade'in neden bu pi yarmelfi -eer sylenenler doruysa-acmasz bir tecavzn bir rn
olan bu yarmelfi izlemeyi semi olduunu artk biliyordu. Artk bir elf prensesi ve tand en
gzel, en gl kadnlardan biri olan Laurana'nn neden her eyini -hatta hayatn bile- bu adamn
ak iin gzden kartm olduunu anlad.
"Pekl Tanis." Lord Gunthar'n sert yz yumuad; sesindeki souk, kibar ton snd. "Seninle
Palanthas'a geleceim. valyeleri silah altna alarak Yce Rahip Kulesi'ni savunacaz. Sylemi
olduum gibi bizim casuslarmz Sanction'da olaand bir hareketlilik konusunda bizi uyarmad.
Kabuklarndan kmak valye-ler'in incilerini dkecek deil ya. Araziye kmayal ok olmutu
zaten."
Kararn verdikten sonra Lord Gunthar derhal btn ev halkn harekete geirdi; hizmetlisi VVills'e
seslenerek zrhnn getirilmesini, klcnn bileylenmesini ve griffon'unun hazr edilmesini emretti.
Ksa bir sre sonra hizmetkrlar oraya buraya kouuyordu ki itaatkr grnl ei ieri girdi
ve lkbahar afa Kutlamalarna pek bir ey kalmad halde krk yakal, ar pelerinini yanna
almas konusunda srar etti.
Bu kargaalkta unutulmu olan Tanis mineye doru ilerleyerek bir kupa bira ald ve zevkine
varmak iin mine kenarna oturdu. Ama biray tadamad bile. Alevlere dalarak, bir kez daha o
ekici, arpk tebessm ile kara, kvrck salar grd....
113
'-X
C
Bfm
6
ehennemin biimi bozulmu krmz renkli topraklarnda ne kadar zamandr gittikleri hakknda
Crysania'nn bir fikri yoktu. Zaman artk bir anlam veya alaka iermiyordu. Bazen buraya geleli
daha ancak bir iki saniye olmu gibi geliyordu, bazen ise bu garip ve deiken arazide yorucu
yllar boyunca yrdn sanyordu. Kendisini zehirden kurtarmt ama zayf ve bitkin
durumdayd. Kollarndaki izikler kapanmyordu. Bunlara her gn yeni sarglar saryordu. Gece
olduunda sarglar kan iinde kalyordu.
Ackmt ama al yaamm devam ettirmek iin yiyeceklere gereksinim duymasndan ziyade
bir ilek veya frndan yeni km scak bir ekmekten bir lokma veya bir kk naneye duyulan bir
alkt. Susuzluk da hissetmiyordu ama yine de tm berraklyla akan bir suyun, kabarcklar
kartan bir arabn veya tarbean aynn keskin, sert kokusunu hayal edip duruyordu. Bu diyarda
btn sular kzlmtrak bir kahverengine sahipti ve kan kokuyordu.
Yine de ilerlediler. En azndan Raistlin yle diyordu. Crysania zayfladka o daha da gleniyor
gibiydi. Artk kzn yrmesine zaman zaman yardm eden o oluyordu. Hi dinlenmeden yollarna
devam etmelerinde srarc olan, birbiri ar sra kasabalardan geen ve Godshome'a yaklatklarn
syleyen artk oydu. Yeraltndaki
114
bu diyarda kylerin -Que-shu, Xak Tsaroth- ayna grntleri Crysania'nm aklnda bulanklatlar.
Cehennemin Yeni Deniz'ini getiler, -berbat bir yolculuktu.- Suya bakan Crysania, Afet'te len
herkesin dehet dolu yzlerinin kendine baktn grmt.
Raistlin'in, Sanction olduunu syledii bir yerde karaya ktlar. Crysania kendisini en ok burada
bitap hissetti nk Raistlin, Karanlk Kralie'nin yandalarnn ibadetlerinin merkezinin buras
olduunu sylemiti. Mabetleri, Kyamet Efendileri diye bilinen dalarn ok altlarna ina
edilmiti. Burada, demiti Raistlin, Sava srasnda iyi ejderhalarn yumurtadan kmam
yavurularn kt ve sapkn ejderanlar haline sokan kt ayinler yaplmt.
Uzun bir sre -ya da belki de sadece bir saniye olmutu- balarna bir ey gelmemiti. Kimse siyah
cppesi iindeki Raistlin'e balarn evirip bir ikinci kez bakmyordu; Crysania'ya ise bir kez bile
bakan yoktu. Sanki gzle grlmyordu. Sanction'dan kolayca gemilerdi; Raistlin'in hem gc,
hem de kendisine gveni artyordu. Crysania'ya artk ok yaklatklarn syledi. Godshome
Khalkist Dalar'mn kuzeyinde bir yerlerdeydi.
Bu garip ve korkun diyarda Raistlin'in ynn nasl bulduu Crysania'nm akl sr erdiremedii bir
eydi -onlara yn verecek hibir ey yoktu -ne bir gne, ne aylar, ne de yldzlar vard. Ne
kelimenin tam anlamyla geceydi, ne de gerek anlamda gndz; tam arada kalan korkun,
kzlmtrak bir aydnlk. te yandan bunlar dnerek Raistlin'in yannda halsiz bir durumda,
her yer ayn grnd iin nereye gittiine bile bakmadan zorla yrrken aniden babycnn
olduu yerde duruverdiini grd. Bycnn aniden derin bir nefes aldn, gerginletiini
hisseden Crysania hemen telalanarak ban kaldrd.
Beyaz retmen cppesi giymi orta yal bir adam yoldan onlara doru ilerliyordu...
"Tekrarlayn bakaym; ayrca szlere gerekli vurgular vermeyi ihmal etmeyin." Yavaa szleri
syledi. Snfn rencileri yavaa tekrarlad. Biri hari hepsi.
"Raistlin!"
Snf sustu.
"Usta?" Raistlin bu sz sylerken sesindeki alay gizleme zahmetine bile katlanmamt.
"Senin dudaklarnn kprdadn grmedim."
115
"Belki kprdamadklar iin grmemisinizdir Usta," diye cevap verdi Raistlin.
Eer gen bykullancsnn snfndaki baka biri byle bir sz syleyecek olsa renciler
glrlerdi. Fakat Raistlin'in, kendilerini de en az Ustalar kadar kk grdn biliyorlard; o
yzden kalarn atarak ona baktlar ve huzursuzca kprdandlar.
"Sen byy biliyorsun, yle deil mi rak?"
"Elbette ki byy biliyorum," diye yaptrd cevab Raistlin. "Daha alt yandayken bu byy
biliyordum! Siz ne zaman rendiniz? Dn gece mi?"
Usta hiddetten kprd, yz kzgnlyla morard. "Bu kez ok ileri gittin rak! Bana ok sk
hakaret etmeye baladn!"
Snf Raistlin'in gzleri nnden solup, eriyip gitti. Sadece Usta kald ve Raistlin izlerken yal
hocasnn cppesi siyahlat! Aptal, ablak surat ktln sadist ve eytani ehresine
dnmt. Boynunda kantandan bir pandantif belirdi.
"Fistandantilus!" dedi Raistlin nefesi kesilerek.
"Yine karlatk rak. Ama byn nerede imdi?" Byc kahkaha att. Burumu elini uzatarak
kantandan pandantifle oynamaya balad.
Raistlin'in her yann bir paniktir kaplad. Bys neredeydi? Bylerin szleri paldr kldr
aklna geldi ama daha o bunlarn hibirine ulaamadan aklndan kayp gittiler. Fistandantilus'un
elinde bir ate topu belirdi. Raistlin korkudan boulur gibi oldu.
Asa!, diye dnd aniden. Byclk Asas. Onun bys de burada etkilenmemiti ya! Asay
kaldrp nnde tutarak, asaya kendisini korumasn buyurdu. Fakat asa Raistlin'in elinde eilip
bklmeye, kurumaya balad. "Hayr!" diye haykrd dehet ve hiddetle. "Emrime riayet et! Riayet
et!"
Asa Raistlin'in koluna doland; artk bir asa deil, koca bir yland. Parlak dileri etine batt.
lk atan Raistlin dizleri zerine kerek kendisini asann zehirli srndan korumaya alt.
Fakat bir dmanyla savarken dierini unutmutu. Bynn rmcek ams szlerini duyunca
korkuyla baklarn kaldrd. Fistandantilus gitmiti ama yerinde bir drow...bir kara elf
duruyordu. Raistlin'in Snav'n son faslnda dvm olduu kara elf. Derken kara elf Dalamar
oldu, ona bir ate topu att; top gelirken kl oldu ve ona sakalsz bir cce tarafndan sapland.
116
Etrafn alevler kaplad, elik, bedenini deti, zehirli diler tenine sapland. Karanla batmaya
balamt ki beyaz bir kla ykand, ak cppeler tarafndan sarlarak yumuak, scak bir gse
yasland...
O zaman glmsedi; nk kendisini ona siper eden bedenin bzmelerinden ve strapla dolu
hafif haykrlarndan silahlarn ona deil de kza isabet ettiini anlamt.
117
Botum
T
ord Gunthar!" dedi Pa-lanthas Lordu Amothus, ayaa kalkarak. "Ne ho bir srpriz! Ve siz, Tanis
Yarmelf. Herhalde ikiniz birden buraya Sava Sonu Kutlamalarn tertiplemek iin gelmisinizdir.
ok memnun oldum. Bu sene ilere erkenden balayabiliriz bylece. Benim, yani komitemizin
inancna gre..."
"Samalamayn," dedi Lord Gunthar kesin bir dille, Amothus'un kabul salonunda dolap etraf
dikkatli gzlerle inceleyerek; daha imdiden -aklndan- eer gerekirse burasn glendirmek icap
ederse neler gerekeceini hesaplyordu. "Biz, ehrin nasl savunulmas gerektiini konumak iin
geldik."
Lord Amothus gzlerini krptrarak pencereden darsn seyrederken kendi kendine
sylenmekte olan valyeye bakt. Lord Gunthar, "ok fazla cam var," diyerek dndnde
Lordun aklnn karkl o kadar artmt ki kekeleyerek zr dilemeye alp, aresizlik iinde
odann ortasnda kalakald.
"Bize saldryorlar m?" diye sormay gze ald tereddtle, Gunt-har'n kefinden birka dakika
sonra.
Lord Gunthar Tanis'e serte bakt. ini derin derin eken Tanis kibarca Lord Amothus'a kara elf
Dalamar'n uyarsnn, Ejderha Yceefendisi Kitiara'nn Karanlklar Kraliesi ile yapt savata
118
kardei Yksek Byclk Kulesi Ustas Raistlin'e destek olabil-mek amacyla Palanthas'a girmek
iin planlar yapt gereiyle onlar kar karya getirdiini hatrlatt.
"A, tamam!"Lord Amothus'un yz aydnland. Narin elini, sanki sivrisinekleri kovarm gibi
kmseyen bir edayla sallad. "Palanthas iin endielenmenize gerek olmadn dnyorum
Lord Gunthar. Yce Rahip Kulesi..."
"...glendiriliyor. Oradaki gcmz iki katna kartyorum. Ana saldr oraya gelecektir tabii ki.
Kuzeyden denizden gelmek hari Palanfhas'a baka yol kalmyor; denizler de bizim
denetimimizde. Hayr, karadan gelecektir. Ama eer iler rast gitmezse Amothus, Palanthas'n
kendisini savunabilecek durumda olmasn istiyorum. imdi..."
Dorusunu sylemek icap ederse bir kez harekat atna atlayan Gunthar alm ban gidiyordu.
Lord Amothus'un bu konuyu ge-neralleriyle tartsa daha iyi olabilecei yolundaki mrlt halinde
kan itirazn ineyip geen Gunthar drtnala ilerleyerek ksa bir sre sonra Amothus'u
askerlerin dalm, erzak gereksinimi, ordu mhrleri ve benzeri konularn tozunu yutar halde
brakt. Amothus ipin ucunu karmt. Oturarak yzne kibarca merakl bir ifade taknd ve
annda baka bir konu zerinde dnmeye balad. Palanthas'a hibir zaman savan eli
dememiti. Ordularn nce Yce Rahip Kulesi'ni geebilmesi gerekiyordu -son savataki byk
ejderha ordular da dahil olmak zere- imdiye kadar geebilen bir ordu olmamt.
Olup biteni izleyen ve Amothus'un neler dndn gayet iyi bilen Tanis kendi kendine ac ac
glmsedi ve tam kendisi de byle bir iddetli bir saldradan nasl kaabileceini dnmeye
balamken ssl oymalar olan yaldzl devasa kap hafife alnd. mdada yetien kurtarma
birliklerinin boraznn duyan biri gibi ayaa frlayan Amothus daha bir ey syleyemeden kaplar
ald ve ieriye yalca bir hizmetkr girdi.
Charles, yarm yzyldan uzun bir zamandr Palanthas'n kraliyet ailesinin hizmetindeydi. O
olmasa hibir ey yapamazlard ve o da bunu gayet iyi biliyordu. Her eyi bilirdi; mahzendeki
arap ielerinin eksiksiz saysndan, akam yemeinde hangi elflerin hangilerinin yanna
oturtulmas gerektiine, rtlerin en son ne zaman havalandrldklarna kadar her eyi. Her
zaman arbal ve saygn olmasna ramen yznde de ld zaman kraliyet ailesinin pa-
119
rampara olacan ima eden bir ifade vard.
"Rahatsz ettiim iin zr dilerim efendim/1 diye balad Charles.
"Hi nemi yok!" diye haykrd Lord Amothus, zevkle yz aydnlanarak. "Hi nemi yok. Buyur..."
"Fakat Tanis Yarmelfe ok acil bir mesaj var," diye bitirdi Charles heyecansz bir edayla;
efendisinin szn kesmesini belli belirsiz azarlarcasna bir ifade taknarak.
"Ya." Lord Amothus bo bo bakp, son derece hayal krklna urad. "Tanis Yarmelfe mi?"
"Evet lordum," diye cevaplad Charles.
"Bana yok mu?" diye sorma cesaretini gsterdi Amothus, kurtarma birliinin ufuktan
uzaklamakta olduunu grerek.
"Hayr lordum."
Amothus iini ekti. "Pekl. Teekkr ederim Charles. Tanis, sanrm bir an nce..."
Ama zaten Tanis odann ortasna varmt bile.
"Ne var? Laurana'dan deildir..."
"Bu taraftan lften lordum," dedi Charles, Tanis'e kapdan karken yol gstererek. Charles'n bir
bakyla yarmelf son anda Amothus ve Gunthar Lordlar selamlamak iin geri dnd. valye
glmseyerek elini sallad. Lord Amothus Tanis'e kskan bir bak atmadan edemedi; sonra
yalarn kaynatlmas iin gerekli olan malzemeleri dinlemek iin sandalyesine gmld.
Charles kapy ardlarndan dikkatle ve yavaa kapatt.
"Ne var?" diye sordu Tanis, uan peinden koridorlardan giderken. "Ulak baka bir ey
sylemedi mi?"
"Syledi lordum." Charles'n yz, merhamet ykl bir hznle yumuad. "Bu haberi, sizi
iinizden alkoymaya ok mecbur kalmadka sylememem icap ediyordu. Saygdeer Oul Elistan
lyor. Geceyi atlatamayaca dnlmekte."
Tapnak'n imenleri, gnn solan nda huzur dolu ve sakin grnyordu. Gne yle alevli bir
ihtiamla deil de g ters yz edilmi bir deniz kabuunun tatl renklerinden bir gkkua-yla
doldurarak yumuak, incimtrak bir parlaklkla kavuuyordu. Tanis, etrafta toplanm heyecanla
haber bekleyen byk bir kalabalk, dzensizlik iersinde oraya buraya kouturan beyaz cppeli
rahipler beklerken her yerin sakin ve dzen iinde olduunu g-
120
rnce hayret etti. insanlar her zamanki gibi imenler zerinde dinleniyor, ak cppeli rahipler iek
yataklar arasnda geziniyor, birbirleriyle alak sesle konuuyor, eer yalnzlarsa sessiz bir
tefekkre dalm gitmi gibi grnyorlard.
Belki de haberci yanlmtr veya kendisine yanl bir haber verilmitir, diye dnd Tanis.
Kadifemsi yeil imler zerinden ilerlerken gen bir rahibenin yanndan geti. Gen kadn
baklarn kaldrarak ona bakt; o zaman rahibenin gzlerinin alamaktan kzarm olduunu
grd. Ama rahibe yine de Tanis'e glmseyerek yolunda ilerlerken yzndeki btn hzn
izlerini sildi att.
O zaman Tanis ne Palanthas'n idarecisi Lord Amothus'a, ne de Solamniya valyeleri'nin ba
Lord Gunthar'a haber verilmemi olduunu hatrlad. Hereyi aniden kavrayan yarmelf hznle
glmsedi. Elistan ayn yaam olduu gibi lyordu...sessiz bir saygnlk iersinde.
Gen bir hizmetli Tanis'i Tapnak'n kapsnda karlad.
"Giriniz, ho geldiniz Tanis Yarmelf," dedi gen adam yavaa. "Bekleniyorsunuz. Bu taraftan
gelin."
Tanis'in zerinden serin glgeler geti. Tapnak'n iinde zntnn iaretleri belirgindi. Elf bir
arp tatl bir ezgi alyor, rahipler birbirlerine sokulmu, sarlm bu hkm saatlerinde birbirle-
rinde teselli aryorlard. Tanis'in gzleri de yaarmt.
"Zamannda gelebildiinize ok memnun olduk," diye devam etti grevli, Tanis'i sakin Tapnak'n
ilerine doru gtrrken. "Ye-tiemiyeceinizden korkuyorduk. Elimizden gelen her yere haber
braktk ama ancak en ok gvendiklerimize bu byk acmzn srrn verebilirdik. Huzur iinde
sessizce lmesine izin verilmesi, Elistan'n dileiydi."
Yarmelf sakallarnn gzyalarn gizlediine krederek kabaca ban sallad. Gzyalarndan
utandndan deil. Elfler yaama hereyin zerinde deer verirler, bunu Tanrlarn bahettikleri
arasnda en kutsal emanet sayarlard. Elfler insanlar gibi hislerini gizlemezler. Fakat Tanis,
hznnn Elistan' zebileceinden korkuyordu. Bu iyi adamn kendi lmne tek bir nedenle
eseflendiini biliyordu; bu neden de lmnn kalanlar zeceini bilmekti.
Tanis'in rehberi onu Garad ile dier Saygdeer Oul ve Kzkardelerin balar eik, birbirlerini
teselli ettikleri bir blmden geirdi. Bunlarn gerisindeki kap kapalyd. Herkes o kapya
bakyordu; kapnn arkasnda kimin yatt konusunda Tanis'in bir
121
kukusu yoktu.
Tanis'in girdiini duyup ban kaldran Garad, yarmelfi karlamak iin salonda ilerledi.
"Gelebildiine ok memnun olduk/' dedi yal elf itenlikle. Ta-nis onun Silvanesti elfi olduunu
fark etti. Bu dine geen elflerin ilklerinden olmalyd, ok uzun zaman nce, unutulup gitmi bir
zamanda. "Zamannda dnemeyeceinden korkuyorduk."
"Rahatszl ok ani olmu olmal," diye mrldand Tanis, bu kadar huzur ve hzn dolu bir
ortamda yksek ve kaba bir sesle tngrdayan -almay unuttukar- klcn aniden fark ederek. Eliyle
klcn susturdu.
"Evet, senin ayrldn gece ok rahatszland." Garad iini ekti. "O odada neler sylenmi
olduunu bilmiyorum ama yaad ok ok bykt. Korkun aclar iinde kvrand. Yaptm
hibir eyin faydas olmuyordu. Sonunda bycnn ra Dalamar" -Garad kendine hakim
olamayarak kalan atmt- "Tapnak'a geldi. Yannda Elistan'n acsn rahatlatacan syledii
bir iksir getirmiti. Nelerin olduunu nasl bilebildiini, tahmin bile edemiyorum. O yerde garip
eyler olup bitiyor." Pencereden, gnein parlak n kesinlikle reddederek kara bir glge
halinde ykselen Kule'nin durduu yere doru bakt.
"Onu ieri mi aldnz?" diye sordu Tanis hayretle.
"Ben almazdm," dedi Garad serte. "Fakat Elistan girmesine msade edilmesini emretti. Ve kabul
etmeliyim ki iksiri de ie yarad. Ustamzn ars geti; bylece huzur iinde lmesi bahedilmi
oldu kendisine."
"Peki ya Dalamar?"
"O, ieride. Geldiinden beri ne konutu, ne kprdad; ylece sessiz sessiz bir kede oturuyor.
Yine de varl Elistan'a huzur veriyor sanki, o yzden biz de kalmasna izin verdik."
Onu gitmeye zorlamanz seyretmek isterdim dorusu, diye dnd Tanis iinden ama bir ey
sylemedi. Kap ald. Herkes korkuyla bakt ama kapdaki, kapy hafife alm, ieridekiyle
sessizce konuan grevliden bakas deildi. Dnerek, eliyle Tanis'i yanna ard.
Yarmelf fsldyan cppeleriyle ve alt bez kaplanm terlikle-riyle gezinen rahipler gibi elinden
geldiince sessiz hareket etmeye alarak kk, sade deli odaya girdi. Ama Tanis'in klc
tangr-dyor, izmeleri takrdyor, deri zrhnn tokalar ngrdyordu.
122
Kendi kulana, kendi sesi bir cce ordusu gibi geliyordu. Yz ate gibi yanarak areyi parmak
ularnda yrmekte buldu. Ban yast zerinde halsizce eviren Elistan yarmelfe bakarak
glmeye balad.
"Gren de beni soymaya geliyorsun zannedecek," dedi Elistan, bitkin elini kaldrp Tanis'e doru
uzatarak.
Yarmelf glmsemeye alt. Kapnn arkasndan yavaa ka-pndm duydu ve odann
kelerinden birini karartan glgeli bir sureti fark etti. Ama btn bunlar duymazla geldi. Pax
Thar-kas'taki madenlerden kurtard adamn; teskin edici etkisi hem kendi, hem de Laurana'nn
yaamnda ok nemli rol oynam olan bu adamn yatann yannda diz ken Tanis lmekte
olan adamn elini alarak sk sk tuttu.
"Bu dmanla senin yerine dvebilseydim Elistan," dedi Tanis, kendi gl ve gneten yanm
eli iindeki bzm, beyaz ele bakarak.
"Bir dman deil Tanis, bir dman deil. Eski bir dost geliyor benim iin." Elini nazike Tanis'in
elinden ekip yarmelfin kolunu okad. "Hayr, anlamyorsun. Ama bir gn anlayacaksn, sz
veriyorum sana. Gelelim konumuza, seni buraya sadece vedalama-nn ykn yklemek iin
armadm. Sana verecek olduum bir grev var dostum." Eliyle bir hareket yapt. Tahta bir kutu
tayan bir grevli geldi ve bunu Elistan'a verdi. Sonra ekilip kapnn yannda sessizce beklemeye
balad.
Kedeki suret kprdamad.
Kutunun kapan aan Elistan bir para bembeyaz parmen kartt. Tanis'in elini tutarak,
parmeni yarmelfin avucuna koyduktan sonra elini kapattrd.
"Bunu Crysania'ya ver," dedi yavaa. "Eer hayatta kalabilirse, mabetin bir sonraki lideri o
olacak." Tanis'in yznde beliren kuku dolu honutsuzluk ifadesini gren Elistan glmsedi.
"Dostum sen karanlkta yrdn -bunu benden daha iyi anlayabilecek biri yoktur. Seni neredeyse
kaybediyorduk Tanis. Ama sen geceye tahamml ederek kazanm olduun bilgiyle gn n
grdn. Crysania iin de ayn eyi temenni ediyorum. Onun inanc gldr ama senin de
belirtmi olduun gibi samimiyet, merhamet ve insanlktan yoksun. Kralrahip'in dnn bize
retmi olduu dersleri onun kendi gzleriyle grmesi icap ediyor. Bakalarnn aclar
karsnda merhamet duyabilmesi iin incinmesi gerek Ta-
123
ni, derinden incinmesi gerek. Her eyden te, Tanis, sevmesi gerek."
Elistan gzlerini yumdu, strap ykl yz byk bir kederle doldu. "Onun iin baka trl
olmasn isterdim dostum, elimden gelen bir ey olsayd. Onun yrm olduu yolu grdm.
Ama Tanrlarn yaptklarn kim eletirebilir? Benim eletiremeyeceim kesin. Geri" -gzlerini
aarak Tanis'e baknca, yarmelf bu gzlerde bir hiddet prlts grd- "onlarla biraz
tartabilirim."
Tanis arkasnda, grevlinin hafif ayak seslerini duydu. Elistan bayla onaylad. "Evet, biliyorum.
Ziyaretilerin beni yorduundan korkuyorlar. Yoruluyorum da; ama yaknda istediim kadar
dinlenebileceim." Rahip, glmseyerek gzlerini yumdu. "Evet, dinleneceim. Eski dostum
benimle yrmek, benim halsiz admlanma rehber olmak iin geliyor."
Ayaa kalkan Tanis ban sallayan grevliye sorarcasna bakt.
"Kim hakknda konutuunu bilmiyoruz," diye mrldand gen rahip. "Bu eski dostundan baka
pek bir eyden sz etmiyor. Biz de onun siz olabileceinizi dnmtk..."
Fakat Elistan'n sesi yataktan son derece belirgin ykseldi. "Ho-akal Tanis Yarmelf. La urana'ya
sevgilerimi ilet. Garad ile dierleri" -bayla kapy iaret etti- "ardlm olacak kii konusunda
benim ne dndm biliyorlar. Bu ii sana verdiimi biliyorlar. Ellerinden geldiince sana
yardm edecekler. Hoakal Tanis. Paladi-ne'n takdisi zerinde olsun."
Tanis bir ey syleyemedi. Eilerek rahibin elini skt, bayla ksa bir hareket yapt, konumaya
alt ama sonunda vazgeti. Aniden dnerek, kede duran karanlk ve sessiz suretin yanndan
geip oday terk etti; gzyalarndan etraf bulank gryordu.
Garad Tapnak'm n giriine kadar geirdi Tanis'i. "Elistan'n sana ne grev verdiini biliyorum,"
dedi rahip, " ve emin ol, btn kalbimle temennilerinin yerine gelmesini diliyorum. Anladm
kadaryla Lady Crysania ok tehlikeli bir eit hac yolculuuna km, yle mi?"
"Evet,"oldu Tanis'in cevap olarak verebildii tek sz.
Garad iini ekti. "Paladine onunla olsun. Onun iin dua ediyoruz. Gl bir kadndr. Eer
bymek istiyorsak, bylesine gen ve gl insanlara ihtiyacmz var. Eer yardm istersen Tanis
her zaman bize bavurabileceinden emin ol!"
124
Yarmelf sadece nazik bir cevap geveleyebildi. Eilerek selam veren Garad, lmekte olan ustasnn
yannda olabilmek iin hzla geri gitti- Tanis, darya adm atmadan nce, yeniden kendisine
hakim olabilmek iin kapda bir anlna durdu. Orada durmu Elistan'n szlerini tekrar
dnrken, Tapnak kaps yaknlarnda sren bir tartmay fark etti.
"zr dilerim beyim ama ieri girmenize izin veremem," diyordu gen bir grevli, kesin bir dille.
"Ama size buraya Elistan' grmeye geldiimi sylyorum," diye cevap verdi kavgac, aksi bir ses.
Tanis, duvara yaslanarak gzlerini yumdu. Bu sesi tanyordu. Hatralar o kadar youn bir strapla
zerine t ki bir an iin ne hareket edebildi, ne de konuabildi.
"Bana isminizi sylerseniz belki," dedi grevli sabrla, "gidip ona sorabilirim..."
"Ben...Adm.." Biraz ldrm gibi kan ses tereddt ettikten sonra mrldanmaya balad. "Daha
dn biliyordum..."
Tanis Tapnak basamaklarna huzursuzca vuran tahta bir asann sesini duydu. Ses tiz bir tnyla
ykseldi. "Ben ok nemli biriyim gen adam. Ve bana byle terbiyesizce davranlmasna da alk
deilim. Beni sonradan piman olacam bir ey yapmaya mecbur brakmadan nmden ekil.
Yani senin piman olacan bir ey yapmadan. Yani sonu olarak birimizden birimiz piman
olacaz."
"ok ok zgnm beyim," diye tekrarlad grevli, belli ki sabr tkenmeye balamt, "ama bana
bir isim veremezseniz izin vermem mmkn de..."
Ksa bir itiip kakma sesi duyuldu; sonra sessizlik kt; derken Tanis gerekten felaket
habercisi bir ses duydu: evrilen sayfalarn sesi. Gzyalar arasndan tebessm eden yarmelf
kapya doru yrd. Dar baknca yal bir bycnn Tapnak'n basamaklarnda durduunu
grd. San rengi bir cppe giymi, en ufak bir hareketle bandan decekmi gibi duran
ekilsiz byc apkas takm kadim byc felaket bir grnt sergiliyordu. Tamakta olduu
sade, ahap asasn Tapnak'n duvarna dayam, hiddetten kzarm grevliyi hie sayarak bir
yandan bykitab-nn sayfalarn kartryor, bir yandan da, "Atetopu...Atetopu. Nasld bu ad
batacsa by?...." diye mrldanyordu.
Tanis, elini kibarca grevlinin omzuna koydu. "Gerekten ok nemli biridir," dedi yarmelf
yavaa. "Onu ieri alabilirsin. Ben
125

kefil oluyorum."
"nemli mi?" Grevli kukuyla bakyordu.
Tanis'in sesini duyan byc basan kaldrarak etrafa baknd. "Ne? nemli biri mi? Nerede?"
Tanis'i grnce atld. "Ah, ite burada. Naslsnz beyim?" Elini uzatmaya yeltendi fakat eli
cppesine takld ve bykitabn ayana drd. Kitab almak iin eilince asasn devirdi; asa
basamaklardan aaya takrdayarak yuvarland. Bu kargaa srasnda apkas da bandan dt.
Yal adam toparlamak iin hem grevli, hem de Tanis mdahale etmek zorunda kalmt.
"Uff, ayak parmaklarm! Kahrolasca! Yerimi kaybettim. Aptal asa! apkam nerede?"
Ama zamanla toparland. Bykitabn yeniden heybesine sokarak apkay da gzelce bana
geirdi. (lk bata bu ilerin tam tersini yapmaya kalkmt.) Ama ne yazk ki apkas derhal
kayarak gzlerini rtt.
"Tanrlar arpp kr etti beni!" diye bildirdi yal byc dehetle, elleriyle havay yoklayarak.
Bu mesele de ksa bir srede zld. Tanis'e daha byk bir kukuyla bakan grevli bycnn
apkasn, ak salarnn zerinden hafife geriye itti. Grevliye huzursuzca bakan yal byc
Tanis'e dnd. "nemli biri mi? Evet, ylesin... sanrm. Daha nce karlam mydk?"
"Elbette karlamtk," diye cevap verdi Tanis. "Fakat benim szn ettiim nemli kii sendin
Fizban."
"Ben mi?" Yal byc bir an iin afallad. Sonra, "hnf'layarak yeniden gen rahibe hiddetle bakt.
"Eh tabii ya. Sana sylemitim! Yana ekil, yana ekil," diye emretti grevliye huzursuzca.
Tapnak'a giren yal adam, pejmrde apkasmmn altndan Tanis'e bakmak iin dnd.
Duraksayarak elini yanmelfin koluna koydu. Yal bycnn yzndeki apal ifade
kaybolmutu. Tanis'e dikkatle bakt.
"Bundan daha karanlk bir zamanla hi karlamamtn Yar-melf," dedi yal byc ciddiyetle.
"Umut var ama ak mutlaka kazanmal."
Bu szle birlikte badi badi yrmeye balad ve neredeyse annda bir dolaba toslad. ki rahip
koarak gelip onu gtrdler.
"Kim o?" diye sordu gen grevli, akl karm bir halde yal bycnn arkasndan bakakalarak.
126

"Elistan'n bir dostu," diye mrldand Tanis. "ok eski bir dos-
tu.
Tapmak'tan ayrlan Tanis, "apkam!" diye uluyan bir ses duydu arkasndan.
127
s
C
Bo(um 8
rysana.
Bir cevap yoktu, sadece hafif bir inilti sesi.
". Her ey yolunda. Yaralandn ama dman gitti. Bunu i, acn hafifletir."
Kesesinden baz ifal otlar kartan Raistlin bunlar duman tten bir kupa iinde kartrdktan
sonra Crysania'y zerinde yatmakta olduu kan iinde kalm yapraklardan yaplm yatanda
dorultarak kupay kzn dudaklarna grrd. Kz ierken yz sakinleti, gzleri ald.
"Evet," diye mrldand, Raistlin'e yaslanarak. "Daha iyi oldu."
"imdi," diye devam etti Raistlin sakince, "seni iyiletirmesi iin Paladine'a dua etmen gerek
Saygdeer Kzkarde. Yolumuza devam etmemiz gerek."
"Bi... bilemiyorum Raistlin. O kadar halsizim ki... stelik Pala-dine ok uzak geliyor!"
"Paladine'a dua m ettin?" dedi sert bir ses. "Kara Cppe'ye kfr ediyorsun!"
Can sklarak kalarn atan Raistlin baklarn kaldrd. Gzleri falta gibi ald. "Sturm!" diye
kesildi nefesi.
Ama gen valye onu duymad bile. O, Crysania'ya bakyor, tam olarak iyilemeseler bile kzn
bedenindeki yaralarn kapan-
128
n dehetle seyrediyordu. "Cadlar!" diye haykrd valye klcn ekerek. "Cadlar!"
"Cadlar m!" Crysania ban kaldrd. "Hayr valye Efendi. Biz cad deiliz. Ben bir rahibeyim,
Paladine'n bir rahibesi! Boy-numdaki madalyona bak!"
"Yalan sylyorsun!" dedi Sturm hiddetle. "Rahip diye bir ey yok! Afet'te yok oldular. stelik bir
rahibe olsaydn, ktle ait bu kara bycnn yannda ne arardn?"
"Sturm! Benim, Raistlin!" Byc ayaa kalkt. "Bana bak! Beni tanmadn m?"
Gen valye klcn bycye yneltti, ucu Raistlin'in boazna denk gelmiti. "Benim ismimi
hangi byleri kullanarak bulduunu bilmiyorum kara cppe, ama bir kez daha azna alacak
olursan senin iin ho olmaz. Solace'da biz cadlarn ilerini ksaca hallederiz."
"valyelik ve itaat yeminleriyle bal erdemli ve kutsal bir valye olduuna gre senden adalet
dileniyorum," dedi Crysania, Raistlin'in de yardmyla yavaa ayaa kalkarak.
Gen adamn sert yz yumuad. Ban edi ve klcn knna soktu ama bunu yaparken de
Raistlin'e yan yan bakt. "Doru szler sylyorsunuz madam. Dediiniz yeminlerle balym ve
size adalet bahedeceim."
O konuurken yapraklardan oluan yatak, tahta bir zemin oldu; aalar sralara, stlerindeki gk
tavan, yol sralar arasndaki bir koridora dnt. Bir an iin ani deiimle ba dner gibi olan
Raistlin Mahkeme Salonu'nda olduklarn grd. Hl Crysania'ya sarlm halde, kzn odann
ortasnda bulunan bir masaya oturmasna yardm etti. nlerinde bir podyum ykseliyordu.
Arkasna bakan Raistlin salonun insanlarla dolu olduunu grd; hepsi ilgi ve heyecanla
izliyorlard.
Bakakald. Bu insanlar tanyordu! Son Yuva Han'nn sahibi Otik oradayd; bir tabak baharatl
patates yiyordu. Tika da oradayd; kzl bukleleri yaylanyor, Crysania'y iaret ederek bir eyler
syleyip glyordu. Ve Kitiara! Kapya yaslanm kadnn etrafn kendisini hayranlkla seyreden
gen erkekler almt; bir eli klcnn kabzasndayd, Raistlin'e bakarak gz krpt.
Raistlin etrafna hummalca bakt. Fakir bir oduncu olan babas kamburunu karm, bir keye
oturmutu; yznde o srekli endie ve znt ifadesi vard. Gzellii, en karanlk gecede parlak
129
bir yldz gibi parlayan Laurana elf soukluuyla herkesten ayr' oturuyordu.
Yanndan Crysania'nn bardn duydu, "Elistan!" Ayaa kalkan kz elini uzatt ama rahip ona
serte ve hznle bakp ban j sallad.
"Ayaa kalkn!" diye nlad bir ses.
Bir sr ayak ve srklenen sra sesiyle Mahkeme Salonu'nda-ki herkes ayaa kalkt. Hakim ieri
girerken herkesin zerine sayg dolu bir sessizlik kt. Tarafszlk Tanrs Gilean'n gri
cppesinden giymi olan hakim podyumun gerisinde yerini alarak sular bir ifadeyle onlara
dnd.
"Tanis!" diye bard Raistlin, ileri doru bir adm atarak.
Fakat sakall yarmelf bu yakksz hareket karsnda sadece kalarn att; bu arada yal bir
cce olan mbair homurdanarak paldr kldr gelerek baltasnn sapyla Raistlin'in yanna vurdu.
"Otur cad ve sana sorulmadka da konuma."
"Flint?" Raistlin ccenin koluna yapt. "Beni tanmyor musun?"
"Mbaire de dokunma!" diye grledi Flint, hiddetlenip kolunu ekip kurtararak. "Hh," diye
homurdanp durdu, hakimin yanndaki yerine dnerken. "Ne yama, ne de mevkime sayglar var.
; Sanki herkesin mncklayabilecei bir uvalmm gibi..."
"Yeter artk Flint," dedi Tanis, Raistlin ve Crysania'y serte szerek. "imdi, bu ikisini kim itham
edecek?"
"Ben," dedi bir valye parlak zrhlar iinde ayaa kalkarak.
"Pekl Sturm Brightblade," dedi Tanis, "sulaman yapman iin sana bir ans tannacak. Peki bu
ikisini kim savunacak?"
Raistlin tam kalkp cevap vermeye yeltenmiti ki birisi araya girdi.
"Ben! Buradaym Tanis... ay, yani asaletmeaplar! Ben, buradaym! Bekleyin. Ga... galiba takldm..."
nsanlar, kapdan gemeye alan, kuca kitaplarla dolu ken-dere bakmak iin dnerken
Mahkeme Salonu kahkahayla doldu. Srtan Kitiara uzanarak kenderi tepe sandan tuttuu gibi
ekti ve Tas' teklifsizce yere savurdu. Kitaplar drt bir yana salnca kalabalk glmekten katld.
Telalanmayan kender yerden kalkt, zerindeki tozu silkti, kitaplarn zerine basarak sonunda
n tarafa gemeyi baard.
"Ben Tasslehoff Burrfoot," dedi kender, Raistlin'le tokalamak
130
iin minik elini uzatarak. "Babyc hayret iersinde Tas'a baka-kalarak hi kprdamad bile.
Omuzlarn silkin Tas eline bakt, iini ekti, sonra dnerek hakime doru yrd. "Selam, benim
adm Tasslehoff Burrfoot..."
"Otur!" diye grledi cce. "Hakimle el sklmaz kap kulpu kafal!"
"Eh," dedi Tas gcenerek. "stersem skabilirim bence. Sonu olarak kibarlk yapmaya
alyordum, bu siz ccelerin hi anlamadnz bir eydir. Ben..."
"Otur ve eneni kapat!" diye bard cce, baltasnn sapn yere vurarak.
Tepe sa hoplayan kender dnd ve Raistlin'in yanndaki yerine oturmak iin uysallkla ilerledi.
Fakat oturmadan nce izleyicilere dnerek suratsz cceyi o kadar byk bir baaryla taklit etti ki
kalabalk kahkahadan krlarak cceyi daha da sinirlendirdi. Fakat bu kez hakim olaya el koydu.
"Bu ikisi hakkndaki sulamalar nelerdir?" diye sordu Tanis.
Sturm Brightblade odann nne kt. Oradan buradan birka kii alklad. Son derece yksek bir
eref ve melankoli havasna sahip olan gen valyenin ok sevildii belliydi.
"Bu ikisini krlarda buldum efendim. Kara Cppeli olam Paladi-ne'n adn azna ald" -
kalabalktan hiddet ykl sesler ykseldi-"ve ben bakarken kt kokulu bir karm demleyerek
imesi iin bu kadna verdi. lk grdmde kadn ok kt yaralanmt. Cppesini kan
kaplamt; yz yanyor ve sanki bir ateten km gibi yara iinde bulunuyordu. Fakat cadnn
demlediini iince iyi-leiverdi!"
"Hayr!" diye haykrd Crysania ve sallanarak ayaa kalkt. "Bu yanl. Raistlin'in bana vermi
olduu iksir sadece arlarm geirdi. Beni iyiletiren, dualarmd! Ben Paladine'n bir
rahibesiyim..."
"zr dileriz efendim," diye bard kender, ayaa frlayarak. 'Mkellefim Paladine'n bir rahibesi
olduunu sylemek istememiti. Pandomim yapyordum. Byle sylemek istemiti. Evet, bunu
kastetmiti." Tas kkrdad. "Yolculuklarn biraz hafifletmek iin biraz eleniyorlad. Bu her
zaman oynadklar bir oyundur. Ha,ha, ha." Crysania'ya dnen kender kalarn atarak, odann
iersindeki herkesin duyabilecei bir fsltyla, "Ne yapyorsun? Eer gerei yle alenen sylemeye
devam edersen seni nasl kurtarabilirim! Bak bunu kabul edemem!" dedi.
131
"Susun!" diye grledi cce.
Kender topuklar zerinde arkasna dnd. "Ayrca senden de sklmaya baladm Flint!" diye
bard. "O baltay yere vurmay kes yoksa alp boynuna dolayvericeim."
Oda kahkalarla inledi; hakim bile srtt.
Crysania Raistlin'in yanna kt, yz kl gibi olmutu. "Nedir bu manasz i?" diye mrldand
korkuyla.
"Bilmiyorum, ama bir son vermeye niyetim var." Raistlin ayaa kalkt.
"Sessiz olun, hepiniz." Fsltyla kan yumuak sesi btn oday derhal sessizletirmiti. "Bu
hanm Paladine'n kutsal rahibesidir! Ben ise Kara Cppelilerin bir bycs, by sanatnda bir
usta..."
"A, bize sihirbazlk yap!" diye bard kender, yeniden ayaa frlayarak. "Beni bir rdek havuzuna
gnderi ver..."
"Otur yerine!" diye bard avaz kt kadar cce.
"Ccenin sakaln tututur!" diye gld Tasslehoff.
nerisine byk bir alk koptu.
"Evet, bize byn gster, byc," diye seslendi Tanis, Salondaki amatay bastran bir sesle.
Herkes sustu; sonra kalabalk mrldanmaya balad, "Evet byc, bize biraz by gster.
Sihirbazlk yap byc!" Kitiara'nn sesi dierlerini bastrarak gle kyordu. "Elinden geliyorsa
biraz by kullan seni clz, hastalkl gariban!"
Raistlin dilini damanda aklatt. Crysania gzlerinde umut ve dehetle ona bakyordu. Raistlin'in
elleri titredi. Yannda duran Byclk Asasn kavrad ama asann kendisine yapm olduklarn
hatrlayarak kullanmaya cesaret edemedi.
Kendini toparlayarak etrafndaki insanlara sitemle bakt. "Hah! Sizin gibilere kendimi ispat
etmeme gerek yok..."
"Etsen fena olmaz bence," diye mrldand Tas, Raistlin'in cppesine aslarak.
"Grdnz m!" diye haykrd Sturm. "Cad by yapamyor! Hakknda hkm verilmesini talep
ediyorum!"
"Hkm! Hkm!" diye tempo tuttu kalabalk. "Cadlar yakn! Bedenlerini yakn! Ruhlarn
kurtarn!"
"Eee byc?" diye sordu Tanis serte. "Sylediin ey olduunu kantlayabilecek misin?"
By szleri dilinden kayp gidiyordu. Crysania'nn elleri onu kavrad. Grlt kulaklarn sar
etmiti. Dnemiyordu! Tek ba-
132
lna olmak istiyordu; bu glen azlardan, yalvaran,/ dehet ykl gzlerden uzaklamak. "Ben..."
Kekeledi, ban edi. "Yakn onlar."
Kaba eller Raistlin'i yakalad. Mahkeme odas gzleri nnden yok oldu. Kurtulmaya alt ama
faydaszd. Onu yakalam olan adam iri ve glyd; ehresi neeli bir ehre olabilirdi ama o an
iin ciddi ve dikkatliydi.
"Caramon! Kardeim!" diye bard Raistlin, ikizinin yzne bakabilmek iin onu tutan elleri
altnda dnmeye alarak.
Fakat Caramon onu duymamazla geldi. Raistlin'i sk sk tutan Caramon narin bycy
tepeden yukar doru srkledi. Raistlin etrafna baknd. nnde, tepe banda, yere saplanm
iki yksek direk grd. Her direin altnda kasaba halk -arkadalar, komular- toplanm, kucak
dolusu odunu direklerin altna yyordu.
"Crysania nerede?" diye sordu kardeine; kzn kam ve yardm bularak gelmi olabileceini
umarak. Derken Raistlin'in gzne bir para beyaz cppe takld. Elistan onu diree balyordu.
Elistan'n elinden kurtulmaya alan kz rpnyordu ama ektii acdan bitkin dmt.
Sonunda pes etti. Korku ve aresizlikle alayarak, ellerini arkadan, ayaklarn da yere balarlarken
kendisini brakt.
Alarken siyah salar przsz plak omuzlarna dkld. Yaralar almt, kan giysisini ala
boyamt. Raistlin kzn Paladi-ne'a seslendiini duydu ama seslenmise bile sesi bu kalabalktan
duyulmuyordu bile. Kz nasl elden ayaktan dyorsa, inanc da zayflyordu.
Tanis onlara doru ilerledi, elinde alevli bir meale tutuyordu. Raistlin'e bakmak iin dnd.
"Onun akbetini izle de kendininkini de grm ol cad!" diye bard yarmelf.
"Hayr!" Raistlin rpnd fakat Caramon onu sk sk tutuyordu.
Eilen Tanis yaa batrlm, kuru odunlar tututurdu. Odunlar alev ald. Ate hemen yayld ve
ksa bir sre sonra Crysania'nn ak cppesini yuttu. Raistlin alevlerin grlemesi arasndan kzn
ac dolu ln iitti. Kz ban kaldrarak, Raistlin'e son bir kez daha bakmay baard. Kzn
gzlerindeki ac ve deheti ve ayn zamanda kendisine duyduu ak gren Raistlin'in kalbi, hibir
133
insann yaratamayaca kadar scak bir atele yand.
"By istiyorlar! Onlara bir by gstereceim!" Ve daha dnmeden hayret iinde kalan
Caramon'u yana savurup kendini kurtararak kollarn ge kaldrd.
Ve tam o anda by szleri ruhuna doldu, bir daha ayrlmama-casna.
Parmak ularndan imekler akarak krmz renkli gkdeki bulutlara arpt. Bulutlar, yol yol
yere, tam bycnn ayaklarnn dibine inen imeklerle cevap verdiler.
Raistlin hiddetle kalabala dnd...ama insanlar yok olmutu, sanki hi var olmamlar gibi iz
brakmadan gitmilerdi.
"Ah, Kraliem!" Dudaklarndan bir kahkaha fokurdad. Bysnn cokusu kann tututururken
ruhu byk bir neeyle doldu. Ve sonunda anlad. Byk ahmakln kavrayarak nndeki
muazzam ans grd.
Kendi kendisini kandrmt! Tas, Zhaman'da ona bir ipucu vermiti ama bu konuda dnmeye
tenezzl bile etmemiti. Aklma bir ey getiriyordum, demiti kender, aklma gelir gelmez
nmde beliri-veriyor! Bir yere gitmek istediimde btn yapmam gereken orasn dnmek
oluyordu; o zaman ya ben oraya gidiyordum, ya oras bana geliyordu, bu konuda pek emin
deilim. Hem bu gne kadar gittiim btn ehirlerdi bunlar, hem de deillerdi. Byle demiti
kender ona.
Herhalde Cehennem dnyann bir aksi, diye fark etti Raistlin. Ve bylece burada yolculuk
yapabildim. te yandan byle bir yer yok. Buras benim aklmn yansmasndan baka bir ey
deil! Yaptm aslnda, sadece kendi aklmn iinde dolanmakt.
Kralie Godshonme'da nk ben onun orada olmas gerektiini farz ettim. Ve Godshome ben ne
kadar uzak veya yakn olduunu dnyorsam, o kadar uzaklkta veya yaknlkta. Bym
harekete gemedi nk kendi bymden kukulandm, yoksa Kralie benim byme engel
olmad. Neredeyse kendi kendimi malup edecektim! Ama artk seni tanyorum Kraliem! Artk
tanyorum ve artk zafer de benimdir! nk Godshome artk sadece bir adm tede ve Kap'da
onun bir adm tesinde...
"Raistlin!"
Ses alak, strap ykl, yorgun ve bitkindi. Raistlin ban evirdi. Kalabalk yok olmutu nk
zaten hi varolmamt. Onlar, onun hayalinde yaratt eylerdi. Ky, topraklar, kta, herey,
hayal etmi olduu her ey yok olmutu. Dz, dalgalanan bir hilikte du-
134
ruyordu. Gk ile yeri birbirinden ayrmaya olanak yoktu; ikisi de ayn rktc, alevli pembe
rengindeydi. Arazinin ilersinde belli belirsiz bir ufuk izgisi, bir bak srt gibi duruyordu.
Fakat tek bir nesne yok olmamt...tahta direk. Etrafna odunlar ylm direk pembe gkyzne
kar, altndaki hilikten kp ykseliyordu. Altnda, yerde bir suret yatyordu. Suretin zerinde
bir zamanlar ak bir cppe olduu anlalyordu ama artk yanp kararmt. Yank et kokusu ok
ard.
Raistlin yaklat. Hl scak olan kllerin zerine diz kerek, yerdeki sureti evirdi.
"Crysania," diye mrldand.
"Raistlin?" Kzn yz korkun bir ekilde yanmt; grmeyen gzleri etrafndaki bolua
bakyordu; kararm bir peneye benzeyen elini uzatt. "Raistlin?" Acyla inliyordu.
Raistlin kzn elini tuttu. "Gremiyorum!" diye inledi kz. "Her taraf karanlk! Sen misin?"
"Evet," dedi byc.
"Raistlin baaramadm..."
"Hayr Crysania, basardn," dedi Raistlin, sesi souk ve monotondu. "Bana bir zarar gelmedi.
Bym artk gl, yaadm tm zamanlardan ok daha gl. Artk ilerleyeceim ve Karanlklar
Kraliesi'ni yeneceim."
atlam, su toplam dudaklar bir tebessmle ald. Raistlin'in elini gszce tutan elini biraz
daha skt kz. "O halde dualarm kabul oldu." Boulur gibi oldu, bir sanc tm bedenini kast.
Nefes alabildiinde bir ey fsldad. Raistlin duyabilmek iin iyice eildi. "lyorum Raistlin.
Dayanamayacak kadar zayfladm. Yaknda Paladine beni yanna alacak. Yanmda kal Raistlin. Ben
lrken yanmda kal..."
Raislin, nnde duran zavall kzn kalntlarna bakt. Kzn elini tutarken aniden kzm, Raistlin'in
kendine olan denetimini kaybederek kza sahip olaca Caergoth yaknlarndaki ormandaki hali
geldi gzlerinin nne; kzn beyaz teni, ipek salar, parlak gzleri. O gzlerde grd sevgiyi
hatrlad, kza sk sk sarln hatrlad, kzn przsz tenini pn hatrlad. . .
Birer bire yakt bu hatralar aklnda Raistlin, bysyle tututurdu ve kle dnerlerken seyretti,
sonra da bu klleri dumann iine fleyip savurdu.
Dier eliyle, elini kzn elinden ekip kurtard.
135
"Raistlin!" diye bard kz, elleri dehetle bo havay trmalarken.
"Benim amacma hizmet ettin Saygdeer Kzkarde," dedi Raistlin; sesi ayn bileinde tad
gm haner gibi przsz ve souktu. "Zamanm azald. u anda bile Palanthas'taki Kap'da,
beni durdurmaya alanlar toplanmaya balad. Kralie'ye meydan okumal, dalkavuklaryla son
savam yapmalym. Kazandktan sonra Kap'ya dnerek, beni durdurmalarna frsat vermeden
Kap'dan gemeliyim."
"Raistlin beni brakma! Ltfen beni karanlkta yalnz brakma!"
Artk parlak, canl bir kla parlayan Byclk Asas'na dayanan Raistlin, ayaa kalkt. "Elveda
Saygdeer Kzkarde," dedi yumuak, tslayan bir fsltyla. "Artk sana ihtiyacm yok."
Crysania uzaklaan Raistlin'in cppesinin hrtsn duydu. Byclk Asas'nn hafif hafif yere
vuruunu iitti. Duman ve yank et kokusunun eki kokusu arasndan gl yapraklarnn belli
belirsiz kokusunu ald...
Sonra, sadece sessizlik kt. Bycnn gittiini biliyordu.
Nasl grntler yavaa azalarak aklndan siliniyorsa, yaam da damarlarndan ayn ekilde
ekiliyordu.
"Bir daha Crysania karanlk... bitmeyen bir karanlkla kr olunca yeniden grmeye balayacaksn."
Byle demiti elf rahip Loralon, star derken. Crysania alard ama ate gzyalarn ve gzya
kaynaklarn yakp kl etmiti.
"imdi gryorum," diye fsldad karanla. "Hem de ok net gryorum! Kendi kendimi
kandrdm! Ona hibir ey ifade etmiyordum -oyun tahtasnda- gnlnn diledii gibi hareket
ettirdii bir tatan baka bir ey deildim. Ve o beni kullanrken...ben de onu kullandm!" nledi.
"Gururumu, hrsm glendirmek iin kullandm onu! Benim karanlm onunkini daha da
koyulatrd! Kayboldu; onu kendi sonuna getirdim. nk Karanlklar Kralie-si'ni yenecek bile
olsa, onun yerini almak iin yenecek!"
Gremedii gklere bakan Crysania strapla haykrd. "Bunu ben yaptm Paladine! Bu zarar kendi
kendime ve dnyaya ben verdim! Ama Tanrm, ona ne byk bir ktlk getirmi oldum?"
Sonsuz karanlk iinde yatan Crysania'nn ii kan alad, kendi aktamad gzyalarn aktt.
"Seni seviyorum Raistlin," diye mrldand. "Sana hi syleyemedim. Kendi kendime hi itiraf
edeme-
136
," Alevlerden daha derin yaralar aan acsyla ban savurmaya balad. "Etmi olsaydm, ne
farkederdi?"
Acs rahatlad. Sanki kayp gidiyor, uurunu yitiriyordu.
"yi," diye dnd yorgunlukla. "lyorum. lm hzla gelsin ve bu ac ikenceme bir son
versin."
Bir nefes ald. "Paladine, affet beni," diye mrldand.
Bir nefes daha ald. "Raistlin. . ."
Biraz daha hafif baka bir nefes "...affet..."
137
AKJCTSI
Tozdan gelen su ve sudan ykselen toz Biimlenen ktalar, renk veya k kadar soyut Yiten
gzlerinde, Paladine'm kznn dokunuunda. Bir dokunuta cppenin beyaz olduunu biliyor o,
Sularn iinden bir lke ykseliyor, imknsz Duada ilk dnldnde, Ve gne ve denizler ve
yldzlar grnmez Havadaki Tanrlar gibi.
Sudan gelen toz ve tozdan ykselen su,
Btn renklere sahip cppe beyaza dnd
Dnd anlara, geri gelen renk ve k sayesinde
Var grlen lkelere
Tozlarn iinde gzyalarnn pnarlar douyor
Ellerimizin iini beslemek iin
zlem ve yllarla dolu yaklaan lkede sonsuzluk iinde
Hak edilen yakn diyarlarda.
138
Bfiitn
9
anis Tapnak'n dnda durmu yal bycnn szlerini dnyordu. Sonra boverdi. Ak
kazanmal!
Gzyalarn silen Tanis ban ac ac sallad. Fizban'n bys bu kez ie yaramayacakt. Akn
bu ite en ufack bir rol bile olmamt. Raistlin ok nce ikiz kardeinin sevgisini kendi
karlarna gre kullanm, sonunda Caramon'u yal, cce ikisiyle dolu bir fya dntrp
brakmt. Mermerin bile, mermer kz Crysa-nia'dan daha ok sevme ihtimali vard. Kitiara'ya
gelince...O hi sevmi miydi acaba?
Tanis kalarn att. Bir daha Kitiara'y dnmek istememiti. Fakat kadna ait anlar ruhunun
karanlk kutularndan birine itmeye almas sanki onlar daha bir canl hale getiriyordu.
Kitiara'yla ilk karlat zamana gittiini fark etti, Solace yaknlarnda krlarda onunla
karlat ana. Gen bir kzn can havliyle goblinlerle dvtn gren Tanis kurtarmak iin
komu; fakat gen kz byk bir hiddetle dnp, onu, elencesini bozmakla sulamt!
Tanis bylenmiti. O gne kadar akla ilgisi, sadece Laurana isimli narin bir elf kzna kar
olmutu. Ama bu ocuka bir macerayd. Laurana ile birlikte bymlerdi; kzn babas
gayrimeru yarmelfi sadece annesi doumda ld iin acyarak yanna al-
139
mt. Aslnda yarmelfin elf yurdunu terk ederek dnyay yal cce demirci Flint ile dolamaya
balamasnn nedeni biraz da Laura-na'mn Tanis'e olan -babasnn hibir ekilde kabul
etmeyecei- ocuka ve lgnca ak yznden olmutu.
Tanis tabii Kitiara gibi bir kadnla -byle cesur, atak, gzel ve ehvetli bir kadnla- imdiye kadar
hi karlamamt. O ilk karlamalarnda, Kitiara yarmelfi ekici bulmu olduunu hi gizle-
memiti. Aralarndaki elenceli dv, Kitiara'nn krk rtleri altnda bir tutku gecesine
dnmt. Bundan sonra ikisi sk sk birlikte olmular; ya kendi balarna, ya da arkadalar
Sturm Brightb-lade ve Kitiara'nn vey kardeleri Caramon ve zayf ikizi Raistlin ile dolamaya
balamlard.
ini ektiini fark eden Tanis, ban hiddetle sallad. Hayr! Dnceleri tuttuu gibi yeniden
karanla frlatt, kutunun kapan kapayarak, kitledi. Kitiara onu hi sevmemiti. Onunla vaktini
iyi geirmiti o kadar. Kadn elendirmiti. Kitiara her zaman peinde olduu eyi -gc- elde
etme ans yakalaynca, bir an bile dnmeden onu terk etmiti. Fakat Tanis ruhundaki kilidi
evirirken bile, bir kez daha Kitiara'nn sesini duydu. Karanlklar Kralie-si'nin dt gece,
Kitiara'nn Laurana ile onun kamasna yardm ettii gece syledii szleri iitti.
"Hoakal Yarm elf. Unutma, bunu senin akn iin yapyorum."
Karanlk bir suret, sanki kendi glgesinin cisimlenmi hali aniden Tanis'in yannda belirdi.
Yarmelf aniden anlamsz bir korkuyla irkildi, sanki bu sureti kendi uuraltndan kartp
getirmiti. Fakat suret onu selamlaynca Tanis bunun etten kemikten biri olduunu fark etti.
Rahat bir nefes aldktan sonra Tanis, kara elfin, onun dncelerinin ne kadar derinlerde
olduunu fark etmemi olmasn diledi. Aslnda biraz da Dalamar'n onun aklndan geenleri
tahmin etmi olmasndan korkuyordu. Boazn serte temizledikten sonra kara cppeli bycye
bakt.
"Yoksa Elistan..."
"ld m?" dedi Dalamar souk bir edayla. "Hayr, daha deil. Fakat varlnn beni ok huzursuz
edeceini tahmin ettiim birinin yaklatn ve artk bir ie yaramadm hissedince ayrldm."
imenlerden ilerlerken duran Tanis, kara elfe bakmak iin dnd. Dalamar kara kukuletasn
bana ekmemiti; huzur dolu alacakaranlkta yz hatlar rahatlkla seilebiliyordu. "Neden
yaptn bunu?" diye sordu Tanis.
140
Kara elf de durdu, Tanis'e hafif bir tebessmle bakyordu. "Neyi yaptm?"
"Buraya, Elistan'a geldin! Acsn hafiflettin." Tanis elini yle bir sallad. "Geen seferden
hatrladm kadaryla, bu topraa ayak basman, senin lanetlenmilerin azabn ekmene neden
oluyordu." Yz sertleti. "Raistlin'in talebesinin, herhangi biri iin endieleneceine inanamam."
"Hayr," diye cevap verdi Dalamar teklemeden, "Raistlin'in talebeleri rahibin basma ne geldiini hi
umursamaz. Fakat Raistlin'in talebesi erefli biridir. Ona borlarn demesi gerektii, kimseye
kar borlu olmamas gerektii retildi. Bu Shalafim hakknda bildiklerinle uyuuyor mu?"
"Evet," diye kabul etti Tanis istemeyerek, "ama..."
"Ben borcumu dyordum o kadar," dedi Dalamar. imenler zerinden yrmeye devam ederken
Tanis, kara elfin yznde bir strap grd. Belli ki kara elf buray bir an nce terk etmek
istiyordu. Tanis ona zor ayak uyduruyordu. "Yani," diye devam etti Dalamar, "Elistan bir keresinde
Yksek Byclk Kulesi'ne gelerek Shalafime yardm etmiti."
"Raistlin'e mi?" Tanis ok olarak yeniden durdu. Ama Dalamar durmamt ve Tanis onun
ardndan yetimek zorunda kald.
"Evet," diyordu kara elf, sanki Tanis'in onu duyup duymadn pek yle nemsemiyormu gibi,
"bunu kimse bilmiyor, Raistlin bile. Bir yl kadar nce Shalafi hastalanmt, ok hastalanmt. Ben
tek bamaydm, korkmutum. Hastalklar hakknda hibir ey bilmem. aresizlik iinde Elistan'
ardm. Geldi."
"Pe... Peki... Raistlin'i iyiletirdi mi?" diye sordu Tanis dehetle.
"Hayr." Dalamar ban sallad, uzun kara salar omuzlarna dklyordu. "Raistlin'in illeti
iyiletirme sanatnn ok tesindedir; bu onun bys iin feragat ettii bir eydir. Fakat Elistan
Shalafi'mm arsn hafifletmeyi baarm ve ona huzur vermiti. Yani ben de borcumu
demekten baka bir ey yapmadm."
"Raistlin'i...bu kadar ok mu nemsiyorsun?" diye sordu Tanis, tereddtle.
"Bu nemsemek konumalar da niye yarmelf?" diye atld Dalamar huzursuzca. imenlerin
kenarna yaklamlard artk. Ak-am glgeleri, yorgunlarn gzlerini kapatmak iin uzanan,
insan rahatlatan parmaklar gibi etrafa yaylmlard. "Raistlin gibi ben de tek bir eyi
nemserim... o da Sanat'tr ve bu sanat baheden g-
141
tr. Bunun iin halkmdan, yurdumdan, soyumdan vaz getim. Bunun iin karanla srldm.
Raistlin Shalafi'dir, hocam, ustam. Sanat konusunda ok hnerlidir, bugne kadar yaam
olanlarn en hnerlilerinden biri. Meclis'e gidip casusluk yapmay nerdiimde, hayatm da
tehlikeye attm gayet iyi biliyordum. Fakat bu kadar yetenekli biriyle alabilme imkn
karsnda ne kadar kk bir fedakrlkt bu! Onu kaybetmeyi nasl gze alabilirdim? imdi bile
ona yapmak zorunda olduklarm, ld zaman rendii bunca eyin kaybolacan
dndke neredeyse..."
"Neredeyse ne? dedi Tanis serte, ani bir korkuyla. "Neredeyse Kap'dan gemesine izin mi
vereceksin? Geri dndnde onu gerekten durdurabilir misin Dalamar? Onu durdurur musun?"
Tapnak in topraklarnn sonuna gelmilerdi. Yumuak bir karanlk topra rtyordu. Gece
scakt ve yeni yaamn kokularyla doluydu. Orada burada aspen aalarnn arasnda bir ku
uykulu uykulu akyordu. ehirde, sevgililere yol gstermek iin evlerdeki mumlar yaklarak
pencerelere yerletirilmiti. Solinari ufukta prldyordu, sanki Tanrlar da gecelerini aydnlatmak
iin kendi mumlarn yakmlard. Tanis'in gzleri scak, ho kokulu akamda souk karanlktan
bir lekeye gitti. Yksek Byclk Kulesi kapkara ve tehditkr ykseliyordu. Onun pencerelerinde
mumlar yanmyordu. Ksa bir an iin Tanis, gen ra bu karanlkta neyin veya kimin beklediini
merak etti.
"Sana Kaplardan biraz sz edeyim Yarmelf," diye cevap verdi Dalamar. "Shalafi'min bana
anlattn anlatacam ben de sana." Baklar Tanis in baklarn izleyerek Kule'nin en stteki
odasna gitti. Konutuu zaman sesi kskt. "O laboratuvarda bir kap, kilitsiz bir kapnn
bulunduu bir ke var. Madenden yaplm be ejderha kafas bu kapy evreler. ine
baktnda hibir ey grmezsin -sadece- boluk vardr. Ejderhalarn balar souk ve
hareketsizdir. Kap budur. Bunun yan sra bir tane daha vardr...Way-reth'deki Yksek Byclk
Kulesi nde bulunur. Bizim bildiimiz kadaryla bir tane de Istar'da vard ve Afet'te yok oldu.
Palant-has'taki, Kralrahip buradaki Kule'yi almak istedii zaman insanlardan korunmas iin
byl Zhaman kalesine tanm. Fistandanti-lus Zhaman' yok ettiinde yeniden Palanthas'a geri
getirilmi. ok uzun zaman nce, birbirleriyle daha hzl iletiim kurmak isteyen bycler
tarafndan yaratlm olan kaplar onlar fazla ileriye gtrm... baka dzlemlere tam."
142
"Cehennem," diye mrldand Tanis.
'Evet. Bycler ne kadar tehlikeli bir Kap icat ettiklerini ok ge fark etmiler. nk bu
dzlemden biri Cehennem'e girecek olsa ve Kap'dan geri dnse, Kralie de uzun zamandr
girmeye alt dnyaya bir giri kaps bulmu olacakm. Bylece Paladine'n kutsal
rahipleriyle birlikte Kap'dan geilmesini engellemiler... daha dorusu engellediklerini
zannetmiler. Ancak ktlerin en kts, btn ruhunu karanla adam biri bu korkun
Kap'dan gemesini salayacak bilgiye ulaabilmeyi hayal edebilir. Ve sadece dnyada hi
gvenilmeyecek tek kiiye tm kalbiyle gvenen iyilik ve saflk timsali biri kapy ak tutabilir."
"Raistlin ile Crysania."
Dalamar alayla glmsedi. "Sonsuz irfanlar iinde o kurumu yal bycler ve rahipler, akn
kurduklar bu dzeni bozacan hi dnememiler. Yani senin de grdn gibi Yarmelf
Raistlin, Cehennem'den dnyaya geri dnmek istediinde onu durdurmam art. nk Kralie de
tam arkasnda olacak."
Bu aklamalarn hi biri Tanis'in iini rahatlatmaya yetmemiti. Kara elfin byk tehlikeyi idrak
etmi olduuna kuku yok gibiydi. Sakin ve kendinden emin grnyordu..."Ama onu durdurabilir
misin?" diye srar etti Tanis, baklar gayri ihtiyari kara elfin, przsz cildi zerinde yanm be
delie giderken.
Tanis'in baklarn hisseden Dalamar'n eli de gayri ihtiyari gsne gitti. Gzleri karard ve
korkunlat. "Kendi snrm iyi bilirim Yarmelf," dedi yavaa. Sonra glmseyerek omuzlarn
silkti. "Sana kar drst olacam. Shalafi'm Kap'dan dnmeye alt srada gcnn
doruunda olsa o zaman onu durduramazdm. Kimse durduramaz. Ama Raistlin yle olmayacak.
Kalie'nin dalkavuklarn ldrp Kralie'nin onunla tek bana yzlemesini salarken gcnn
ounu harcam olacak. Zayf ve yaral olacak. Tek umudu... Karanlk Kralie'yi buraya, Raistlin'in
dzlemine ekebilmek olacak. Burada gcn yeniden kazanabilir; burada aralarnda daha zayf
olan Kralie olacaktr. Ve bylelikle, evet, yaral olduu iin, onu durdurabilirim. Ve evet, onu
durduracam!"
Tanis'in hl kukuyla baktn fark eden Dalamar'n tebessm alaya dnt. "Yani Yarmelf,"
dedi souk bir edayla, "uralarma deecek bir eyin vaadini aldm." Bu sz syleyerek eildi,
selam verdi ve -by szleri mrldanarak- yok oldu.
O ayrldnda Tanis Dalamar'n yumuak, elf sesinin gece iin-
143
de konutuunu duymutu. "Gnee son kez baktn Yarmelf. Ra-istlin ile Karanlklar Kraliesi
karlatlar. Takhisis u anda dalkavuklarn topluyor. Sava balyor. Yarn, afak atmayacak."
144
E
B8(Um 10
tk.
ee Raistlin, yine karla-
"Kraliem."
Karmda eiliyor musun byc?
"Bu, sana gsterdiim son saygdr."
Ben de seni eilerek selmlyorum Raistlin.
"Beni ok onurlandrdnz Majesteleri."
Tam tersine, senin oyununu byk bir zevkle izledim. Her hareketime karlk, bir hareketin vard.
Bir kereden fazla, elindeki her eyi tek bir hareket iin gzden karttn. yi bir oyuncu olduunu
ispat ettin ve oyunumuz beni pek elendirdi. Ama artk sonuna geldik deerli rakibim. Oyun
tahtasnda tek bir tan kald -kendin. Senin karna ise benim kara lejyonum dizildi. Fakat, beni
elendirmi olduun iin Raistlin, sana bir iltimas geeceim.
Rahibene geri dn. Ancak benim muktedir olduum byklkte bir beden ve ruh acs iinde
kvranarak lyor. Onun yannda diz ok. Onu kollarna al, sk sk sarl. lmn rts her
ikinizin zerine birden inecek. Nazike sizi rtecek; karanlk ve sonsuz huzur iine kayp
gideceksiniz.
"Kraliem..."
Ban sallyorsun.
"Byk Kralie Takhisis, bu ltfunuzdan dolay gerekten teek-
kr ederim.Ama ben -sizin deyiminizle- bu oyunu kazanmak iin oynuyorum. Ve sonuna kadar
oynayacam."
ok da ac bir son olacak...senin iini Hner ve cesaretinin sana kazan-' drm olduu bir hakk
tanmtm sana. Kabul etmeyecek misin?
"Majesteleri ok cmertler. Ben bylesi bir ilgiye layk deilim..."
imdi de benimle alay m ediyorsun! Hl glmseyebilirken, o arpk tebessmn
dudaklarndan eksik etme byc nk kayp da dtn zaman, o tek , minik hatay yaptn
an...ellerim zerinde olacak. Trnaklarm tenine batacak ve lmek iin yalvaracaksn. Ama lm bir
trl gelmeyecek. Burada bir gn, asrlar srer Raistlin Majere. Ben de hergn, seni zindannda
ziyaret edeceim -aklnn zindannda. Ve beni elendirmi olduun iin, beni elendirmeye devam
edeceksin. Hem bedenin, hem akln ikence grecek. Ve her gnn sonunda, acdan leceksin. Ve
her gecenin balangcnda seni yeniden dirilteceim. Uyuyanlayacaksn, onun yerine gelecek
gnn titreten beklentisiyle uyank yatacaksn. Sabah da grecein ilk ey benim yzm olacak.
Ne oldu? Sarardn byc. Nazik bedenin, ellerin titriyor. Gzlerin korkudan falta gibi ald.
nmde diz ok! Affm dileni
"Kraliem..."
Hl dizlerinin zerinde deil misin sen?
"Kraliem... hamle sras sizin."
146
Bfm 11
apal hava art myd'
Eer frtna kopacaksa bari hemen kopup bitse," diye mrldand Lord Gunthar.
Hakim rzgrlar, diye dnd Tas alayla, ama dncesini kendisine saklad. Lord Gunthar'm
inanmayacan bildii iin Da-lamar'n sylediklerini de kendisine saklamt. Yarmelf sinirliydi,
her an patlayabilirdi. Grnte halinden memnun olan valye karsnda sabrn zorluyordu.
inde bulunduu haleti ruhiyenin nedenlerinin biraz da garip grnl gkyzyd. O sabah,
Da-lamar'n kehanette bulunmu olduu gibi hi afak atmamt. Onun yerine yeilin de demi
olduu morumtrak mavi bulutlar, rktc ve rengrenk imeklerle ortaya km, tepelerinde
kaynamaya ve dnmeye balamlard. Hi rzgr yoktu. Yamur yamyordu. Gn boyunca hava
snp, boucu bir hal almt. Yce Rahip Kulesi'nin surlarnda nbet tutan ar zrhlar iindeki
valyeler alnlarndaki terleri siliyor, bahar frtnalarna sylenip duruyorlard.
Daha iki saat nce Tanis Palanthas'da, Lord Amothus'un konuk odasndaki yatan ipek araflan
iinde dnp duruyor, Dala-mar'n imal son szleri hakknda srekli dnyordu. Yarmelf gece
pek uyumam, bu szleri ve Elistan' dnp durmutu.
147
Geceyarsna doru Paladine rahibinin bu dnyadan, daha aydnlk bir varlk alanna intikal
ettiine dair haber geldi. Ban, gizemli bir ekilde peydahlanan ve bir o kadar gizemli ekilde
ekip giden sersem grnl, iyi kalpli yal bir bycnn kucana yaslayarak lmt.
Dalamar'n uyars karsnda endielenen, Elistan iin zlen, artk ok fazla lme tank
olduunu dnen Tanis tam huzursuz bir uykuya dalmt ki bir haberci geldi.
Haber ksa ve zlyd:
Derhal gelmeniz gerekiyor. Yce Rahip Kulesi - Lord Gunthar uth Wistan.
Yzn souk suyla ykayarak, deri zrhn iliklemesi iin yardm taleplerinde bulunan Lord
Amothus'un uaklarndan birini tersleyen Tanis giyinerek, Charles'n kahvalt ikramn kibarca
reddedip alel acele Saray'dan kt. Darda gizli ejderha ismi Khirsah olan, kendisini Fireflash
olarak tantan gen bir bronz ejderha bekliyordu.
"Sizin iki arkadanz tanyorum Tanis Yarmelf," dedi gen ejderha, gl kanatlar onlar
uyumakta olan ehrin surlar zerinden rahatlkla geirirken. "Vingaard Dalar Muharebesi'nde
savama erefine nail olmutum; cce Flint Fireforge ile kender Tassle-hoff Burrfoot'u arbedenin
iine tamtm."
"Flint ld," dedi Tanis skknca, gzlerini ovuturarak. ok fazla sayda kiinin lmne tank
olmutu.
"Ben de duydum," diye cevap verdi gen ejderha, saygyla. "Duyduuma ok zldm. Yine de
dolu dolu, zengin bir yaam olmu. Byle kiilere lm, son bir eref gibi geliyor."
Mutlaka, diye dnd Tanis bezmi bir halde. Peki ya Tassle-hoff'a ne demeli? Hayattan biraz
macera ve gzel eylerle dolu bir keseden baka bir ey beklemeyen o mutlu, iyi huylu, iyi kalpli
kendere? Eer doruysa -eer Raistlin'in, Dalamar'n ima ettii gibi onu ldrd doruysa- onun
lmnde ne gibi bir eref vard? Sonra Caramon, zavall sarho Caramon...ikizinin elleriyle gelen
lm bir eref gibi mi, yoksa acsn dindiren son bir bak darbesi gibi mi inmiti?
Dncelere dalan Tanis, ejderhann srtnda uyuyakald ve ancak Khirsah Yce Rahip Kulesi'nin
avlusuna indii zaman uyand. Neesizce etrafna bakman Tanis'in morali dzelmedi.
Yolculuunu lmle yapm, indii yerde de lmle karlamt; nk Sturm -baka bir erefli
l- burada gmlyd.
148
Szn ksas Tanis, Lord Gunthar'n Yce Rahip Kulesi'nin yksek bir yerinde bulunan dairesine
gtrldnde morali hi de iyi deildi. Kule'den hem gk, hem yer mkemmel bir ekilde
gzler nne seriliyordu. Pencereden darya bakarak, bulutlar gittike artan bir uursuzluk
beklentisiyle izledi. Lord Gunthar'n ieri girmi, kendisiyle konuuyor olduunu zor fark etti
Tanis.
"zr dilerim lordum," dedi arkasna dnerek.
"Tarbean ay ister misin?" dedi Lord Gunthar, bir kupa duman tten tad acms olan iecei
uzatarak.
"Evet, saolun." Tanis ay kabul ederek birka yudum iti; dilini yakm olmasna kulak asmadan
scakln bedeninde yaylmasnn tadn kartt.
Gelip Tanis'in yannda duran ve pencereden frtnay seyreden Lord Gunthar ayn, yarmelfin
valyenin byklarn yolma istei uyandran bir sknetle iiyordu.
Neden beni artt? diye dnd, tepesi atarak. Fakat valyenin konuya gelmeden nce
yzyllardr uygulanan geleneksel nezaket kurallarn yerine getireceini biliyordu.
"Elistan' duydunuz mu?" diye sordu Tanis sonunda.
Gunthar bayla onaylad. "Evet, bu sabah erkenden duyduk. valyeler burada, Kule'de ansna bir
tren tertip edecekler... eer imkn bulabilirsek."
Tanis ayn ierken boulur gibi oldu ve azmdakini zor yuttu. valyelerin Tanrlar Paladine'n
bir rahibine merasim dzenlemelerini ancak tek bir ey engelleyebilirdi: Sava. "mkn bulursak
m? Yani bir haber mi aldnz? Sanction'dan bir haber? Casuslar neler..."
"Casuslarmz ldrld," dedi Lord Gunthar sakin bir tonda.
Tanis pencereye srtn evirdi. "Ne? Nasl..."
"Paralanm cesetleri kara ejderhalar tarafndan Solanthas'a kadar tanarak dn gece avluya
atlm. Bunun ardndan bu garip frtna balad; ejderhalar gzlerden gizlemek iin mkemmel
bir rt ve..." Lord Gunthar pencereden dar bakp kalarn atarak sustu.
"Ejderhalar ve ne?" diye sordu Tanis. Aklnda bir olaslk ekillenmeye balamt. Scak ay,
titreyen elleri zerine dkld. Aceleyle ay kupasn pencerenin pervazna brakt.
Gunthar byklarn ekitiriyordu; kalar daha da atlmt. "nce Solanthas'tan, sonra da
Vingaard'dan acaip haberler aldk."
"Ne haberleri? Bir ey mi grmler? Ne?"
149
"Bir ey grmemiler. Duyduklar ey nemli Garip sesler geliyormu bulutlardan...ya da
bulutlarn zerinden bir yerlerden "
Tanis'in aklna Nehiryeli'nin Kalarnan Kuatmas hakknda anlattklar geldi. "Ejderhalar m?"
Gunthar ban sallad, "insan sesleri, glmeler, alp kapanan kaplar, homurtalar, gcrtlar..."
"Biliyordum!" Tanis'in yumruk halindeki elleri pencere pervazna indi. "Kitiara'nn aklnda
bireyler olduunu biliyordum! Tabii ya! Bu olmal!" Kaynamakta olan bulutlara mitsizce bakt.
'Uan bir hisar!"
Yannda duran Gunthar derin bir i ekti. "Bu Ejderha Yceefen-disine nem verdiimi
sylemitim Tanis. Belli ki yeterli nemi vermemiim ona. Tek bir insafsz hamlede askerlerinin
sevkiyatn ve lojistik sorununu zverdi. Erzak konvoylarna ihtiyac yok, erza-n da yannda
tayor. Yce Rahip Kulesi, yerden gelen bir saldrya karlk verebilecek ekilde tasarlanmt.
Uan bir hisar karsnda ne kadar dayanabileceimizi bilmiyorum. Kalaman'da ejde-ranlar
hisardan atlam, kanatlaryla szlm ve btn caddelere lm getirmiti. Kara cppeli by
kullanclar alev toplar savur-mutu; ve tabii ki Kitiara'nn yannda kt ejderhalar da var.
"valyelerin kaleyi, uan hisara kar savunacaklarna hi phem yok tabii ki," diye ekledi
Gunthar sert bir edayla. "Fakat ilk dndmden ok daha zorlu bir arpma olacak.
Stratejimizi yeniden ayarladm. Kalaman'da, btn askerlerin hisardan atlamas beklendikten
sonra, iyi ejderhalarn silahl adamlar hisara tama-laryla ve hisarn denetimini ellerine
almalaryla alt edilmiti uan hisarn saldrs. valyelerin ounu burada, kalede brakacaz
tabii ki, atlayan ejderanlarla arpmalar iin. Yz kadar valyeyi de bronz ejderhalarla birlikte
her an havalandrp, uan hisara saldracak ekilde hazrda tutuyorum."
Akllca, diye kabul etti Tan kendi kendine. Kalaman'daki atmann bu kadarn Nehiryeli ona
anlatmt. Fakat Tanis Kala-man'n hisara dayanamadn da biliyordu. Onlar hisar geri
pskrtmlerdi o kadar. Kitiara'nn askerleri Kalaman'daki atmadan vaz geerek hisar
yeniden ele geirmiler ve hisar Sanction a, Kit'in uan hisar yeniden toparlad yere geri
gtrmlerdi.
Tam bunu Lord Gunthar'a syleyecekti ki sz kesildi.
"Hisarn her an saldrmasn bekliyoruz," dedi Gunthar, sakin bir edayla pencereden dar
bakarak. Aslnda..."
150
Tanis, Gunthar'n koluna yapt. "Bak!" diye iaret etti. Gunthar bayla onaylad. Kapdaki emir
erine dnerek, "Alarm
verin," dedi.
Borazanlar tt, davullar ald. valyeler dzenli bir beceriyle Yce Rahip Kulesi'nin mazgall
siperlerindeki yerlerini aldlar. "Btn gece tetikteydik," diye ekledi Gunthar gereksiz yere.
valyeler o kadar disiplinliydiler ki uan hisar bulutlarn rtsnden kp da gzler nnde
yzmeye balaynca kimse konumad veya barmad. Yzbalar teftilerine devam ediyor,
emirlerini veriyorlard. Borazanlar meydan okurcasna grlediler. Zaman zaman Tanis, oradan
buradan, yerinde huzursuzlukla kprdanan bir valyenin zrhnn tkrtsn duyuyordu. Sonra
yukardan bir yerden, -Khirsah ynetiminde- birka bronz ejderha filosunun Ku-le'den ge doru
ykselirken kanatlarndan kan sesi duydu.
Beni Yce Rahip Kulesi'ni glendirmem iin ikna ettiin iin teekkr ederim Tanis," dedi
Gunthar, hl zellikle sakin bir tonda konuarak. "Byle olduu halde, ancak son anda
uyarabildiim birka valyeyi bir araya toplayabildim. Yine de burada iki binin zerinde valye
var. Hepimiz tedarikliyiz. Evet," tekrarlad, "Ku-le'yi savunabiliriz, hi kukum yok hisara kar
bile. Kitiara'nn o eyin iinde binden fazla askeri yoktur..."
Tanis, Gunthar'n bu konuya parmak basp durmaktan vazgemesini diledi. Sanki valye kendi
kendisini ikna etmeye alyormu gibi geliyordu insana. Gitgide yaklaan hisara bakarken Ta-
nis'in iinden bir ses haykrmaya palad; onu drtklyor, bir terslik olduu konusunda lklar
atyordu...
te yandan kprdanamyordu bile. Dnemiyordu. Uan hisar artk bulutlardan aaya doru
alakl iin iyice grnyordu. Hisar btn dikkatini kendi zerine ekmiti. Kalaman'da hisar
ilk grd zaman hatrlad; bu grntnn yaratt insan donduran oku, o korkun, dehet
verici okunu hatrlad. Daha nce olduu gibi tek yapabildii olduu yerde donup seyretmekti.
Sanction ehrinin kara tapnaklarnn derinliklerinde, - eytan zeks neredeyse Karanlk
Kralie'sinin zafer kazanmasna neden olacak olan ejderha ordular komutan- Lord Ariakas
nezaretinde alm olan kara cppeli bykullanclar ile kara rahipler bir hisar temelinden
skerek gkyzne kaldrmay baarmlard. Sava srasnda uan hisarlar birka kasabaya
saldrm; bunlarn sonuncusu, savan son gnnde saldrdklar Kalaman olmutu. Hi-
151
sar, son derece iyi silahlanm ve bu saldry bekleyen surlarla ev-J rili ehri neredeyse
yeniyordu.
Kara by bulutlar arasnda srklenen, gzleri kr eden rengrenk imeklerle aydnlanan uan
hisar gittike yaklayordu. Ta- ] ni kulede bulunan pencerelerdeki klar grebiliyor, yerde
du-', yulduunda olaan olsa da gkten duyulduunda insana uursuz ve rktc gelen sesleri -
verilen emirlerin, takrdayan silahlarn seslerini- duyabiliyordu. Sanki kara cppeli
bykullanclarnn gl bylerini yapmak iin mrldandklarn da duyabiliyordu. Kt
ejderhalarn, halkalar izerek tembel tembel hisar etrafnda uularn grebiliyordu. Uan hisar
yaklamaya devam ederken, hisarn yan tarafndaki ykk avluyu grd; bu avlu, hisar temelinden
ekilip kartlrken yklmt.
Tanis aresizlik iinde bir huuyla seyrediyordu ama iinden gelen o ses de hl susmamt. ki
bin valye! Son anda bir araya toplanm ve doru drst hazrlanmamt! Ejderhalarn birka
uuu yeterliydi. Yce Rahip Kule'sinin dayanacana kuku yoktu ama bu ok pahalya mal
olacakt. Yine de birka gn dayansalar yeterliydi. O zamana kadar Raistlin yenilmi olacakt.
Kitiara'nn artk Palanthas'a saldrmaya ihtiyac kalmayacakt. Ayrca bu zamana kadar Yce Rahip
Kulesi'ne iyi ejderhalarn yan sra daha ok sayda rahip ulard. Belki de sonunda Kitiara'y
yenerlerdi, kesin olarak.
Kitiara Ejderha Yceefendisi ile Ansalon hr halklar arasnda yaplm olan gergin atekesi
bozmutu. Sanction korunandan ayrlm, aa kmt. Bu onlar iin bir frsatt. Onu yenip,
yakalayabilirlerdi belki de. Tanis'in boaz kasld. Kitiara canl teslim olur muydu? Hayr. Tabii ki
olmazd. Klcnn kabzasn kavrad. valyeler hisar alacaklar zaman o da orada olacakt. Belki
o, Kitiara'y teslim olmas iin ikna edebilirdi. Ona, erefli bir dman gibi, adil davranlmasn
salayabilirdi...
Aklnda onu o kadar net canladrabiliyordu ki! Dmanlarnca kuatldnda, hayatn seve seve
vermeye hazr, meydan okurcasna duracakt. Sonra etrafna bakacak ve onu grecekti. Belki o
prltl, kara gzler yumuayacak, belki de klcn elinden drerek kollarn uzatacakt...
Neler dnyordu byle! Tanis ban sallad. Sevdaya dm bir delikanl gibi hayaller
kuruyordu. Yine de kesinlikle valyelerin yannda...
152
Aadaki mazgall siperlerden gelen kargaay duyan Tanis aceleyle dar bakt; geri bakmasna
gerek bile yoktu. Ne olduunu biliyordu... ejderha korkusu. Kara ve mavi kanatlar, bulutlarn
nnde seilebilen kt ejerhalarn saldklar bu korku, oklardan daha ykcyd; bu korku surlarda
bekleyen valyeleri etkisi altna almt. Mzrak Sava gazisi olan daha yal valyeler
silahlarna davranarak yreklerine dolan dehetle savamaya balamlar, geri adm
atmamlard. Fakat ilk kez ejderhalarla savaan daha gen valyeler bembeyaz kesilerek
sinmiler; kimisi nlerindeki bu korkun sahneden barp kaarak kendilerini rezil etmilerdi.
Aadaki surlarda bulunan dehet iinde kalm bu genleri, bu gen valyeleri gren Tanis
dilerini skt. O da insan hasta eden korkunun zerinden getiini, midesinin bztn,
eki-diini hissetmiti. Lord Gunthar'a bakan Tanis valyenin yz ifadesinin sertletiini grd
ve onun da ayn eyleri hissetmekte olduunu anlad.
Ban kaldran Tanis Solamniya valyelerine hizmet eden bronz ejderhalarn dzenli bir biimde
utuklarn, Kule'nin tepesinde beklediklerini grd. Onlara saldran olmadan saldramaz-lard -
savan sonundan beri- iyi ejderhalar ile kt ejderhalar arasndaki atekesin artlar byleydi.
Fakat Tanis, liderleri Khirsah'n ban marurca salladn, keskin penelerinin imeklerin gz
kamatran parltsyla alevlenmi gibi grndn fark etti. En azndan ejderhann aklndan,
ksa bir sre sonra atmann balayaca vard.
ten gelen o ses Tanis'i drtp durmaya devam ediyordu. Her ey ok basit grnyordu, ok
kolay. Kitiara bir eylerin peindeydi...
Hisar uarak, gittike daha da yaklayordu. Zararl bceklerin yuvasna benziyor diye dnd
Tanis neesizce. Ejderanlar kesinlikle bu tanma uyuyordu! Ksa, gdk kanatlar alm
duvarlara ve temelde bulduklar her bolua tutunup aslmlar, surlara tnemilerdi; kulelerin
tepelerinden sallanyorlard. Pis bakl srngen yzleri pencerelerden grlyor, kap
aralklarndan bakyorlard. Yce Rahip Kulesi'ni byle bir dehet dolu sessizlik (arasra korkuya
yenilen bir valyenin kaba haykrlar hari) dolduru-yordu; yle ki yukardaki hisardan
yaratklarn kanatlarnn hrt ve bunun da zerinde bu korkun sava aletini havada tutan
byc ve rahiplerin birbirine karan seslerinden meydana gelen hafif
153
mrlt seilebiliyordu.
Yaklatka yaklat hisar; valyeler gerildi. Alak sesle emirler verildi, kllar knlarndan ekilip
kartld, mzraklar hazrland, okular yaylarn gerdi, ateleri sndrmek iin kovalar suyla
dolduruldu, gkyznden aaya atlayacak ejderanlarla dvmek iin tmenler avluda topland.
Tepelerinde Khirsah, dmann zerine bronzdan bir imek gibi inecek olan, havada duran
ejderhalarn, ikierli, erli gruplar halinde blerek sava dzenine soktu.
"Aada bana ihtiyalar var," dedi Gunthar. Miferini alarak bana takt ve gzetleme
kulesindeki yerini almak iin subaylar ve yardmclaryla birlikte kararghnn kapsndan kt.
Fakat Tanis ayrlmad, hatta Gunthar'n onunla birlikte gitmesi iin gecikmi arsna cevap bile
vermedi. indeki ses daha da byyor, daha srarc oluyordu. Gzlerini kapatarak ban
pencereden evirdi. Gittike zayflayan ejderha korkusunu, kasvetli lm hisarn yok ederek,
iinden gelen sese konsantre olmaya alt.
Ve sonunda sesi duydu.
"Tanrlarn adna, hayr!" diye fsldad. "Ne kadar aptalca! Ne kadar da kr olmuuz! Tam onun
ellerine dtk!"
Aniden Kitiara'nn plan aklnda netleivermiti. Sanki kadn orada durmu da btn ayrntlaryla
planm anlatmt. Gs korkuyla darald, gzlerini aarak pencereye doru srad. Yumruklan
tatan oyulmu pencere pervazn dvyor, elleri kesiliyordu. ay kupasn yere devirdi; kupa
parampara oldu. Fakat ne yaral elinden akan kan, ne de yere dklen ay hissedebiliyordu.
Korkun grnl bulutlarla kararm ge bakarak havada yzmekte olan hisarn gittike
yaklan seyretti.
Artk bir ok atm kadar yaklamlard.
Artk mzraklarn eriebilecei menzildeydiler.
Ban kaldran, imekten neredeyse kr olan Tanis ejderanlarn zrhlarnn detaylarn
seebiliyor, dman saflarnda savaan paral askerlerin srtan yzlerini grebiliyor, stlerinde
uan ejderhalarn pullarn ayrt edebiliyordu.
Derken, gitti.
Ne bir ok atld, ne de bir by yapld. Khirsah ile bronz ejderhalar huzursuzca dnp duruyorlar,
kt kuzenlerini hiddetle gzlyorlar ama yine de yeminleriyle bal olduklar iin nce
kendilerine saldrmadklar iin, saldramyorlard. valyeler surlarda
154
duruyor, o korkun devasa sava aletinin, Yce Rahip Kulesi'nin en tepesinden teyet geiini
seyredebilmek iin boyunlarn bkyorlard; hisar geerken birka ta yuvarlanm aadaki
avluya derek paralanmt.
Kendi kendine kfreden Tanis kapya kounca, yznde arm bir ifadeyle ieri girmekte olan
Gunthar'la arpt.
"Anlyamyorum," diyordu Gunthar yaverlerine. "Neden bize saldrmad? Ne yapyor?"
"ehre dorudan saldryor, be adam!" Tanis Gunthar'n koluna yapt ve sallamaya balad.
"Bandan beri Dalamar'n syledii buydu! Kitiara Palanthas'a saldrmay planlyordu! Bizimle
vakit harcamaya niyetli deildi ve artk buna mecburiyeti de yok! Yce Rahip Kulesi'nin zerinden
geip gidiyor!"
Gunthar'n miferinin yarklar arasndan belli belirsiz grnen gzleri ksld. "Bu delilik," dedi
souk bir edayla byn ekitirerek. Sonunda, huzursuzca miferini ekip kartt. "Tanrlar
adna Yarmelf, ne biim bir askeri stratejidir bu? Ordusunun arkasn savunmasz brakyor!
Palahthas' alsa bile, elinde tutacak gce sahip deil. ehrin surlar ile aramzda ksp kalr. Hayr!
nce burada iimizi bitirip, ehre sonra saldrmas gerek! Yoksa onu rahatlkla yok ederiz. Onun
iin bir ka yolu yok!"
Gunthar yaverlerine dnd. "Belki de bu, bizi gafil avlamak iin bir sava hilesidir. Hisar ters
ynden saldracakm gibi hazrlanalm..."
"Beni dinle!" diye atld Tanis. "Bu bir sava hilesi deil. Palanthas'a gidiyor! Sen valyelerle ehre
vardnda, kardei de Ka-p'dan dnm olacak! ehri denetimi altna alm olan Kitiara onu
bekliyor olacak!"
"Samalk!" diye kalarn att Gunthar. "Palanthas' o kadar abuk alamaz. yi ejderhalar
savamak iin havalanr...Lanet olsun Tanis, Palanthasllar o kadar iyi asker olmasalar bile, sadece
saylar itibariyle kazanrlar!" Burnundan soluyordu. "valyeler hemen harekete geer. Drt gnde
orada oluruz."
"Tek bir eyi unuttun," diye atld Tanis; serte ama kibarca valyeyi kenara itip geerek.
Topuklar zerinde dnerek seslendi, Hepimiz bir eyi unuttuk... savaan taraflar eitleyen bir
faktr var... Lord Soth!"
155
Botum 12
le arka bacaklarndan kuvvet alan Khirsah havaya srayarak, zarif bir rahatlkla Yce Rahip
Kulesi surlar zerinden szld. Ejderhann gl kanat hareketleri, ejderha ile zerinde tad
kiinin ksa bir srede yavaa hareket eden hisara yetimesini salamt. Ama yine de, diye fark
etti Tanis, hisar ertesi gn afaktan nce ehre varacak kadar hzl hareket ediyordu.
"ok yaklama," diye uyard Khirsah'.
zerlerinden, byk bir halka, onlara gz kulak olmak iin tembel yaylar izen kara bir ejderha
utu. Uzakta da baka kara ejderhalar grnyordu; artk hisar ile ayn hizada olan Tanis
yzmekte olan kalenin gri kuleleri arasnda uan mavi ejderhalar da grebiliyordu. Aralarnda iri
bir mavi ejderhay Tanis tanmt, Kiti-ara'nn binei Skie'yd bu.
Kit nerede acaba? diye merak etti Tanis, ynla ejderann birikmi onu iaret ederek elendii
percerelerden ierisini bouna grmeye alarak. Aniden eer seyrediyorsa kadnn onu
tanmasndan korktu ve kukuletasn bana geirdi. Sonra hznle glmseyerek sakaln kad.
Bu uzaklktan Kit bir ejderhaya tek bana binmi birinden, muhtemelen valyelerin bir
habercisinden baka bir ey gremezdi.
156
Hisarn iinde olup bitenleri gzlerinde canlandrabiliyordu.
"Onu vurup drebiliriz Lord Kitiara," diyordu herhalde komutanlarndan biri.
Kitiara'nn hatrndan kmayan kahkahas Tanis'in kulaklarnda nlad. "Hayr, brakn haberi
Palanthas'a tasn ve onlara neyin geleceini sylesin. Onlara ter dkecek vakit tanyalm."
Ter dkecek vakit. Tanis yzn sildi. Dalarn zerindeki souk havada bile, deri tunii ve zrh
altndaki gmlei slak ve souktu. Souktan titreyerek pelerinine iyice sarnd. Kaslar aryordu;
arabalar iinde seyahat etmeye almt, ejderhalar zerinde deil; ksa bir an iin scack
arabasn zlemle and. Sonra kendi kendisiyle alay etti. Kendine gelmek iin ban sallayarak
(neden bir geceyi uykusuz geirmek onu bu kadar etkilesindi?) aklm, nndeki zlmesi
imknsz sorunlarn yaratt huzursuzluktan kurtarmaya alt.
Khrisah, hl yaknlarndan szlen kara ejderhalar grmezlie gelmek iin elinden geleni
yapyordu. Bronz ejderha hzn arttrd ve onlar gzlemek iin yollanm olan kara ejderha
zamanla geri dnd. Hisar arkalarnda kalm, koca bir ordunun nn kesecek olan dalarn
tepeleri zeriden zahmetsizce szlyordu.
Tanis plan yapmaya alt fakat yapmay dnd her eyin iinde, daha nce yapmas
gerektiini dnd baka bir ey kyordu; sonunda panayrlarda seyrettii, minik ark,
muazzam bir aceleyle evirdii halde hibir yere gitmeyen eitilmi fareler gibi hissetti kendisim.
En azndan Lord Gunthar Amothus'un generallerini (bu Palanthas'ta toplum iin byk iler
baarm kiilere verilen saygn bir sfatt, o anda grev banda bulunan generallerin bir tanesi
bile bir sava grmemiti)azarlayarak, yerel bir milis gcn seferber etmesi iin balarnn etini
yemiti. Ne yazk ki seferberlik onlar iin bir kutlama bahanesi olmutu.
Gunthar ile valyeleri etrafta durmu birbirlerini drterek, sivil askerlerin talimleri srasnda
acemice hareketlerine glmlerdi. Bunun ardndan Lord Amothus iki saatlik bir konuma yapm
ve -kahramanlklaryla vnen- milisler kendilerinden geinceye dek imi ve gnllerince
elenmiti.
Hem birbirlerine, hem de silahlarna taklp duran, hi verilmemi emirlere uyup, verilen emirlere
kulak asmayan tombul meyhane sahiplerini, terleyip duran tacirleri, terzileri, demircileri hayalinde
canlandran Tanis, skntdan alayabilirdi. te bunlar, diye d-
157
nd kasvetle, yarn Palanthas kaplarnda l bir valye ile onun iskelet savalarnn
ordusuyla karlaacak olan ordu.
"Lord Amothus nerede?" diye sordu, koca kaplar daha almadan ittirip aarak, kapdaki grevliyi
neredeyse yeri deviren Tanis.
"U...uyuyor efendim," diye balad uak, "daha sabah olmad..."
"abuk kaldr. valyelerin banda kim var?"
Uan gzleri falta gibi alarak kekelemeye balad.
"Lanet olasca!" diye hrlad Tanis. "En yksek rtbeli valye kim ku beyinli!"
"Gl valyelerinden Sir Markham olmas gerekir efendim," dedi Charles sakin, arbal sesiyle, i
taraftaki odalardan birinden karak. "artaym..."
"Evet!" diye bard Tanis; sonra sarayn giri holndeki herkesin kendisine deli gibi baktn fark
ederek ve panie kaplmannn byle bir durumda kimseye faydas olmayacan hatrlayan yar-
melf eliyle gzlerini rtt, derin bir nefes ald ve daha sakin konumaya balad.
"Evet," diye tekrarlad sakin bir sesle, "Sir Markham' ve byc Dalamar' da arn."
Bu son istek Charles' bile artmt. Yznde strap dolu bir ifadeyle bir an iin bunu
dndkten sonra, "ok zgnm lordum fakat Yksek Byclk Kulesi'ne haber yollamamn
bir yolu yok. Hi bir canl, hatta kenderler bile o lanetli Orman'a adm atamaz," demek cesaretini
kendisinde buldu.
"Lanet olsun!" diye hiddetlendi Tanis. "Onunla konumam art!" Aklndan dnceler kouturup
duruyordu. "Elinizde goblin tutsak vardr herhalde? Onlardan biri Koru'dan geebilir.
Yaratklardan birini aln, ona zgrlk, para, kralln yarsn, Amothus'un kendisini, her hangi
bir eyi vaad edin! Yeter ki o kahrolasca Ko-ru'ya girsin..."
"Buna gerek yok Yarmelf," dedi przsz bir ses. Kara cppeli bir suret sarayn holnde belirerek
Tanis'in bo bulunup rkmesine, uan ok geirmesine ve hatta Charles'n dahi bir kan
kaldrmasna neden oldu.
"Glsn gerekten," dedi Tanis, bykullancs kara elfe doru yaklaarak. Charles uaklarn
bir ksmna emirler sralyor, birini Lord Amothus'u uyandrmaya, bir bakasn Sir Markham'
bulmaya yolluyordu. "Seninle zel konumam gerek. Buraya gel."

158
Tanis'i izleyen Dalamar, souk bir edayla tebessm etti. "vgn kabul etmek isterdim Yarmelf,
fakat senin geliini sadece gzlemleyerek fark ettim, yle by sayesinde akl falan okuyarak
deil. Laboratuvar penceresinden bronz ejderhann saray avlusuna indiini grdm. Senin inip
saraya giriini grdm. Senin ne kadar benimle konumaya ihtiyacn varsa, benim de seninle
konumaya ihtiyacm var. O yzden buradaym."
Tanis kapy kapatt. "abuk, dierleri gelmeden. Buraya neyin gelmekte olduunu biliyor musun?"
"Dn gece biliyordum. Sana haber yolladm ama sen gitmitin bile." Dalamar'n tebessm alayc
bir ifade ald. "Casuslarm hzl kanatlar zerinde hareket eder."
"Kanatla uuyorlarsa," diye mrldand Tanis. ini ekerek sakaln kadktan sonra ban
kaldrarak dikkatle Dalamar'a bakt. Kara elf ellerini kara cppesi iinde kavuturmu sakin ve
emin grnyordu. Gen elfin, gergin bir ortamda serinkanl bir cesaretle hareket etmesine
gvenilebilir biri olduu kesindi. Ne yazk ki, kim iin harekete geeceinden bir trl emin
olamyordu insan.
Tanis alnn ovalad. Ne kadar akl kartrc bir durumdu bu byle! Eski gnlerde ne kadar daha
kolayd her ey -birilerinin dedesi gibi olmaya balamt!- hani iyi ile ktnn kesin tanmlarla
ayrld, herkesin bir sava srasnda kiminle ve kime kar savatn bildii zamanlarda. imdi
ise, ktye kar, baka bir ktyle ibirlii yapyordu. Nasl oluyordu bu? Ktlk kendi kendine
dner, diye okumutu Elistan Mishakal Diskleri'nden. Ban hiddetle sallayan Tanis zaman boa
harcadn fark etti. Bu Dalamar denen elfe gvenmek zorundayd...en azndan, onun hrsna
gvenmek zorundayd.
"Lord Soth'u durdurmann bir yolu var m?"
Dalamar yavaa bayla onaylad. "abuk kavryorsun Yarmelf. Yani sen de l valyenin
Palanthas'a saldracan dnyorsun, yle mi?"
"Bu ok aikr, deil mi?" diye atld Tanis. "Kit'in plan bu olmal. i dengede tutan bu."
Kara elf omuzlarn silkti. "Soruna cevap vercek olursak, hayr, yaplabilecek bir ey yok. En
azndan imdilik yok."
"Sen? Sen onu durdurabilir misin?"
"Ben Kap'mn yandaki yerimden ayrlmay gze alamam. Bu kez geldim nk Raistlin'in hl
Kap'dan uzak olduunu biliyo-
159
rum. Fakat aldmz her nefes onu biraz daha yaklatryor. Bu Kule'den ayrlabilmem iin benim
son ansmd. O yzden seninle konumaya geldim...seni uyarmak iin. ok az zaman kald."
"Kazanyor!" Tanis Dalamar'a kukuyla bakt.
"Onu her zaman olduundan kk grdn," dedi Dalamar alay edercesine. "Sana onun artk
gl, kuvvetli, bu gne kadar yaam en byk byc olduunu syledim. Tabii ki kazanyor!
Ama ne pahasna... hem de ne pahasna."
Tanis kalarn att. Raistlin hakknda konuurken Dalamar'n sesinde duyduu gurur tnsn
sevmemiti. Bu hi de gerektiinde Shalafi'smi ldrmeye hazr olan bir raa benzemiyordu.
"Fakat Lord Soth'a dnecek olursak," dedi Dalamar souk bir edayla, Tanis'in yznden, yarmelfin
gstermeyi dnmedii kadar ok dncesini okuyarak. "Onun ok uzun sredir nefret ettii
ehir ve sakinlerinden -eer dyle ilgili efsanelere kulak asacak olursak- kendi cn almak
iin bu frsat karmayaca ihtimali olduunu ilk farkettiimde VVayreth Orman'ndaki Yksek
Byclk Kulesi'yle irtibata getim..."
"Tabii ya!" Tanis rahat bir nefes ald. "Par-Salian! Meclis! Onlar belki..."
"Mesajma yant veren olmad," diye devam etti Dalamar, sznn kesilmesine aldr etmeyerek.
"Orada garip bir eyler oluyor. Ne olduunu bilmiyorum. Habercim yolun kapal olduunu syledi;
-nasl anlatsam- hava kadar hafif bir nitelie sahip olan biri iin bir yerden geememek zordur."
"Ama..."
"Ha," -Dalamar kara cppeli omuzlarn silkti- "denemeye devam edeceim. Onlara gvenemeyiz
ama l bir valyeyi durduracak kadar byk bir gce sahip yegne bykullanclar da
onlardr."
"Paladine rahipleri..."
"...nin inanlar daha yeni. Huma'nn zamannda gerekten gl rahiplerin Paladine'm yardmn
yeryzne indirebildikleri syleniyor ama -yleyse bile- artk Krynn zerinde o gce sahip kimse
yok."
Tanis bir an iin dnd.
"Kit'in hedefi, kardeiyle buluup ona yardm edecei Yksek Byclk Kulesi, yle deil mi?"
"Ve beni durdurmaya alacak," dedi Dalamar gergin bir sesle,
160
yz solarak.
"Kitiara Shoikan Korusu ndan geebilir m? Dalamar yeniden omuzlarn silkti ama Tanis kara elfin
souk , vran biiminin aniden gergin ve zorlayc bir nitelik kazand-fark etti. "Koru benim
denetimim altnda. Canl ve l btn yaratklar uzak tutar." Dalamar yine glmsedi ama bu kez
neesizdi "Bu arada senin goblin be saniye bile dayanamazd. te yandan Kitiara'mn, Raistlin
tarafndan verilmi bir tlsm var. Eer hl tlsm ondaysa ve bunu kullanma cesaretine hl
sahipse ve Lord Soth hl yanndaysa, evet, geebilir. Fakat bir kez ieri girince Ku-le'nin
muhafzlaryla yzlemesi gerekecektir; onlar da Koru'daki-lerden daha az rktc deildir. Yine
de bunlar benim meselelerim -senin deil-"
"Senin endielenmen gereken ok mesele var!" diye atld Tanis. "Bana bir tlsm ver! Beni Kuleye
al! Ben Kit ile baa kabilirim..." "Ya, yle mi," diye cevaplad Dalamar, elenerek, "senin mazide
onunla nasl baa ktn biliyorum. Dinle Yarmelf, sen ehri denetim altnda tutmaya alarak
zaten btn gcn harcayacaksn. te yandan bir eyi unuttun...Soth'un asl amac bu. O, Kiti-
ara'y l istiyor. Onu kendisine istiyor. Bana bu kadarn anlatmt. Tabii ki bunu belli etmemesi
gerekiyor. Hem onun lmn salayp, hem de Palanthas'tan cn alabilirse, istediine erimi
olacak. Raistlin onun umurunda deil."
Aniden ruhuna kadar rperen Tanis cevap veremedi. Gerekten de Soth'un amacn unutmutu.
Yarmelf rperdi. Kitiara ok kt eyler yapmt. Sturm onun mzrann ucunda lmt;
emriyle lenlerin ise haddi hesab yoktu; ok daha fazlas ise ac ekmi ve ekmeye de devam
ediyordu onun yznden. Ama Kitiara bunu hak ediyor muydu? Cehennemden gelen bu yaratkla
kutsallktan uzak bir eit evlilikle balanm, souk ve karanlk bir azapla dolu sonsuz bir
yaam.
Tanis'in gzlerine kara bir rt indi. Ba dnp kendini halsiz hisseden yarmlef kendisini
sonuna kadar alm uurum gibi deliin kysnda sendelerken grd ve dyormu gibi oldu...
Sanki yumuak kara bir kumala sarmalanm gibi hissetti kendisin; gl eller sanki ona destek
olmu, onu bir yere doru ynlendiriyordu.....
Sonra hilik.
161
Cam bardan serin, przsz kenar Tanis'in dudaklarna dedi; brendi dilini srarak, boazn
stt. Dermanszca baknca zerine eilmi Charles' grd.
"Bir lokma bir ey yiyip imeden millerce yol katetmi olduunuzu syledi kara elf bana."
Charles'n gerisinde Lord Amothus'un endieli soluk yz grlyordu. Beyaz bir robdambra
sarlm olan Lord Amothus lgna dnm bir hayalete benziyordu.
"Evet," diye mrldand Tanis, barda ittirip ayaa kalkmaya alarak. Odann ayaklarnn altnda
sallandn hissedince, oturduu yerde oturmasnda fayda olduuna karar verdi. "Haklsnz...bir
eyler yesem iyi olacak." Kara elfi grmek iin etrafna baknd. "Dalamar nerede?"
Charles'n yz sertleti. "Kim bilebilir lordum? Karanlk konutuna kamtr herhalde. Sizinle
iinin bittiini syledi. zninizle aya kahvaltnz hazrlamasn syleyeceim." Eilerek selam
veren Charles, nce Sir Markham'n ieri girmesi iin yol verdikten sonra odadan ekildi.
"Kahvalt ettiniz mi Sir Markham?" diye sordu Lord Amothus tereddtle; neler olup bittiini hi
anlayamyor ve kara elf by-kullancsmn evine diledii gibi gelip gidiyor olmasndan da belli ki
telaa dyordu. "Etmediniz mi? O halde kiilik bir kahvalt alalm. Yumurtalarnz nasl
olsun istersiniz?"
"u anda yumurtalar tartmasak daha iyi lordum," dedi Sir Markham, Tanis'e hafif bir
tebessmle bakarak. Yarmelfin kalar telala atlmt; ayrca dank ve yorgun grnts de
berbat bir haber vermek zere olduunu gsteriyordu.
Amothus iini ekti; o zaman Tanis lordun, kanlmaz olan ertelemeye almaktan baka bir ey
yapmyor olduunu fark etti.
"Bu sabah Yce Rahip Kulesi'nden dndm..." diye balad.
"Ya," diye kesti szn Sir Markham umursamaz bir havayla bir sandalyeye oturup, kendisine bir
kadeh brendi koyarak. "Lord Gunthar'dan bu sabah dmanla karlamay beklediklerine dair bir
haber almtm. Sava nasl gidiyor?" Markham varlkl, yakkl, tasasz, iyi ve yumuak huylu
gen bir soyluydu. Mzrak Sava-'nda, Laurana'nn emrinde dverek kendisini gstermi ve Gl
valyesi yaplmt. Fakat Tanis, Laurana'nn gen adamn cesaretinin kaytsz bir eit cesaret -
neredeyse umursamaz bir tutum-iersinde olduunu ve ona gvenilemiyeceini sylediini
hatrlad. ("Bana hep," demiti Laurana dnceli dnceli, "o srada ya-
162
nacak daha ilgin bir eyi olmad iin savayor gibi geldi.")
Laurana'nn gen valye hakkndaki yargsn hatrlayan ve adamn neeli, umursamaz tonunu
duyan Tanis kalarn att.
"Sava olmad," dedi ksaca. Lord Amothus'un yznde komik bir mit ve rahatlama ifadesi
belirdi. Bu grnt karsnda Tanis neredeyse glecekti ama -bunun bir isteri nbeti olmasndan
korkan yarmelf- kendini tutmay baard. Bir kan kaldrm olan Sir Markham'a bakt.
"Sava olmad m? Yani dman gelmedi..." "Yo, geldiler," dedi Tanis buruk bir ifadeyle, "gelip
getiler. Yanmzdan." Eliyle havada bir iaret yapt. "Vuuuu."
"Vuuuu mu?" Amothus bembeyaz kesildi. "Anlamyorum." "Uan bir hisar!"
"Cehennem adna! "Sir Markham alak sesle bir slk ald. "Uan bir hisar." Markham dncelere
dalm, eli gayri ihtiyari k binici giysilerini dzeltiyordu. "Yce Rahip Kulesi'ne saldrmadlar.
Dalarn zerinden uuyorlar. Bunun anlam..."
"Ellerindeki her eyi Palanthas zerine boaltmak!" diye tamamlad sz Tanis.
"Ama, anlamyorum!" Lord Amothus dehete dm gibi duruyordu. "valyeler onlar
durdurmad m?"
"Bu imknsz bir ey lordum," dedi Sir Markham umursamaz bir edayla omzunu silkerek. "Uan
bir hisara ancak, ejderha filo-suyla saldrma ihtimaliniz olabilir."
"Ve teslim olunduunda imzalanan atekese gre iyi ejderhalar, nce kendilerine saldrlmadan,
saldramazlar. Yce Rahip Kule-si'nde sadece tek bir bronz ejderha filomuz vard. Bundan ok
daha fazla bir sayya ihtiyacmz var -gm ve altn ejderhalara da-, eer hisar durdurmak
istiyorsak," dedi Tanis ihtiyatla.
Arkasna yaslanan Sir Markham dnd. "Blgede, kt ejderhalar grr grmez -mutlaka-
hemen havalanacak birka gm ejderha bulunuyor. Ama ok fazla yok. Belki ejderhalar
arlabilir..." "Karmzdaki en byk tehlike hisar deil," dedi Tanis. Gzlerini kapatarak odann
dnmesini engellemeye alt. Nesi vard byle? Yalanyordu herhalde. Bu iler iin ok yalyd.
"Deil mi?" Lord Amothus bu fazladan darbe karsnda neredeyse olduu yere ylmak zereydi
ama -bir soylu olduundan-parampara olmu denetimini yeniden kazanmak iin elinden geleni
yapyordu.
163
"ok byk bir olaslkla Lord Soth da Yceefendi Kitiara ile birlikte."
"l bir valye!" Sir Markham hafif bir tebessmle byle fsldamt. Lord Amothus o kadar
soldu ki, yiyecekle geri dnm olan Charles yemekleri brakarak efendisine doru kotu.
"Teekkrler Charles," dedi Amothus gergin, doal olmayan bir sesle. "Biraz brendi iyi gelir belki."
"Bir sr brendi daha isabetli olabilir," dedi Sir Markham neeyle, bardandakileri bitirerek.
"yle sk, grltc bir sarho olmal. Ayk kalmann pek bir ie yarayacan zannetmiyorum.
l bir valye ile lejyonlarna kar, yarayacan..." Gen valyenin sesi azalarak kesildi.
"Beyler, sizin artk bir eyler yemeniz gerek," dedi Charles katiyetle, efendisini biraz daha
rahatlatarak. Bir yudum brendi Amot-hus'un yzne biraz renk getirmiti. Yemein kokusu,
Tanis'e acktn anmsatt; o nedenle, Charles byk bir beceriyle kouturarak bir masa getirip
servise baladnda itiraz etmedi.
"Bu...bunlar ne anlama geliyor?" diye kekeledi Lord Amothus, peetesini otomatikman kucana
yayarken. "Da...daha nce de bu l valyeden sz edildiini duymutum. Byk-byk-byk
bykbabam, Soth'un Palanthas'ta yarglanna tank olmutu. Ayrca Laurana'y karm olan bu
Soth'tu, yle deil mi Tanis?"
Yarmelfin yz karard. Yantlamad.
Amothus ellerini dokunakl bir tavrla uzatt. "Ama bir ehre kar ne yapabilir ki?"
Hl bir yant yoktu. Bir yanta gerek de yoktu. Amothus yar-melfin ciddi, yorgun yznden, masa
zerindeki dantel rt zerine haneriyle dzenli olarak delikler aarken ac ac tebessm eden
gen valyenin yzne dnd. Lord, cevabn almt.
Kahvaltsna hi dokunmadan ayaa kalknca peetesi kucandan yere den Amothus zengin
deli odadan geerek, son derece karmak bir desenin ilenmi olduu kesme caml bir pencere
nde durdu. Desen ortasnda braklm oval blmden gzel Pa-lanthas ehrinin manzaras
gzler nne seriliyordu. ehrin tepesinde gk kararm, dnp durmakta olan o kara bulutlarla
kaplanmt. Ama tepesinde toplanan frtna bulutlan sanki ehrin gzelliini ve aikr huzurunu
daha da fazlalatryordu.
Lord Amothus saten perdeyi tutarak orada durmu, ehri seyrediyordu. Bugn, pazar gnyd.
Pazar yerine giden insanlar sara-
164
vm yanndan geiyor, bu uursuz grnl gk hakknda konuuyorlar, sepetlerim tayorlar,
neeli ocuklarm azarlyorlard.
"Ne dndn biliyorum Tanis," dedi Amothus sonunda, sesinde bir krgnlkla. "Tarsis'i,
Solace', Silvanesti'yi ve Kalaman' dnyorsun. Yce Rahip Kulesi'nde len dostunu
dnyorsun. Biz Palanthas'ta hi etkilenmeden, bize hi dokulunmadan yaarken, son savata
len, azap ekenleri dnyorsun."
Tanis hl bir tepki vermiyordu. Sessizce yemek yemeye devam etti.
"Ve senin Sir Markham..." Amothus iini ekti. "Geen gece hem sizin, hem valyelerinizin
gldnz duydum. Palanthas halknn savaa para keselerini de gtrp, paralarn dman
zerine sap, 'Gidin! Gidin!' diye bararak dman altetme planlar hakknda sylediklerinizi
duydum."
"Lord Soth'a kar, bu en az kllar kadar etkili olacaktr!" Omuzlarn silkip ksa, alayc bir
kahkaha atan Markham brendi kadehini doldurmas iin Charles'a uzatt.
Amothus ban pencere pervazna dayad. "Savan kapmza dayanacan hi dnmemitik!
Btn alar boyunca Palanthas bir bar, gzellik ve k ehri olmutu. Afet srasnda bile
Tanrlar bizi kayrmt. imdi, imdi dnyada bar varken, bamza bunlar geliyor!" Dnd;
solgun yz ask ve endieliydi. "Neden? Anlamyorum?"
Tanis taban itti.Arkasna dayanp, kaslarndaki kramplar gidermeye alarak gerindi.
Yalanyorum gerekten, diye dnd, yalanyorum ve yumuuyorum. Geceleri uyumadm
zaman koyuyor. Bir n yemek atlasam baylyorum. Eski gnleri zlyorum. oktan kaybettiim
dostlarm zlyorum. Anlamsz, aptalca bir savata len insanlar grmekten bktm usandm!
Derin bir nefes alarak sulanm gzlerini ovuturduktan sonra dirseini masaya dayayarak, ban
ellerine yaslad.
"Bartan m sz ediyorsun. Ne bar?" diye sordu. "Anne ve babalar srekli kavga eden bir
evdeki ocuklar gibiydik; imdi, sonunda sakinletiler ve medeniletiler. Biz de bol bol
glmsyoruz, mutlu olmaya alyoruz, tabamzdakileri brakmyoruz, etrafta parmak
ularmzda yryerek grlt yapmamaya alyoruz. nk biliyoruz ki bunlar yapmazsak,
kavgalar yeniden balayacak! Buna da bar dedik!" Tanis ac ac gld. "Tek bir yanl sz
sylerseniz lordum, Porthios btn elfleri ensenize bindirir. Sakal-
165
mz yanl biimde svazlayacak olsanz, cceler dalardaki kaplar bir kez daha kaparlar."
Lord Amothus'a bakan Tanis adamn bann eildiini grd, narin elini gzlerine gtrdn,
omuzlarnn dtn grd. Tanis'in hiddeti azald. Kime kzyordu byle? Kadere mi?
Tanrlara m?
Yorgun argn ayaa kalkan Tanis gidip pencere kenarnda durarak huzur dolu, gzel, lanetli ehre
bakt.
"Bir cevabm yok lordum," dedi sessizce. "Eer cevabm olsayd kendi adma bir Tapnak
yaptrrdm ve peimde dizi dizi rahipler olurdu herhalde. Btn bildiim pes edemeyeceimiz.
Denemeye devam etmeliyiz."
"Bir brendi daha ltfen," dedi Sir Markham bir kez daha kadehini uzatarak. "erefe beyler."
Kadehim kaldrd.
"Denemeye...'lmeye' ile kafiyesi tutuyor."
166
Botum 13
ap hafife alnd. ine dalm olan Tanis irkildi. "Buyrun, ne var?" diye seslendi.
Kap ald. "Ben, Charles lordum. Saat balarnda size seslenmemi sylemitiniz."
Ban eviren Tanis pencereden dar bakt. Biraz hava girmesi iin pencereyi ak brakmt.
Ama bahar gecesi scakt, boucuydu, hi esinti yoktu. Gkyz, zaman zaman buluttan buluta
akan rktc pembe renkli imekler hari karanlkt. Dikkati bu konuya ekilince anlarn
Derinsaati aldn, grev bana gelen yeni nbetilerin seslerini, dinlenmek iin ayrlanlarn da
uygun admlarn duyuyordu.
Dinlenmeleri ksa srecekti.
"Saol Charles," dedi Tanis. "Biraz ieri gel olmaz m?"
"Elbette lordum."
Uak, kapy nazike kapatarak ieri girdi. Tanis, bir an daha masa zerindeki katlara bakt.
Sonra kararllkla dudaklarn skt, sk elf yazsyla iki satr daha yazd. Kurutmak iin
mrekkebin zerine kum serptikten sonra mektubu bir kez daha dikkatle okudu. Ama gzleri
buuland ve el yazs bulanklat. Sonunda pes ederek imzalad, parmeni rulo yapt ve elinde
katla oturdu.
"Beyefendi," dedi Charles, "iyi misiniz?"
167
"Charles..." diye balad Tanis, parmandaki elik ve altndan bir yz evirerek. Sesi kesildi.
"Lordum?" diye tevik etti Charles.
"Bu, eime yazdm bir mektup Charles," diye devam etti Tanis alak bir sesle, uaa bakmadan.
"imdi o Silvanesti'de. Bu mektubun bu gece buradan kmas gerek, henz..."
"Anlyorum beyim," dedi Charles ileri doru bir adm atp, mektubu himayesine alarak.
Tanis, sululuk duyarcasna kzard. "Yollanmas icap eden bundan ok daha nemli belgeler -
valyelere yollanmas gereken yazlar falan- olduunu biliyorum ama..."
"Tam bu ie gre bir habercim var lordum. Aslnda Silvanesti'li bir elf. Son derece sadakatlidir ve
dorusunu da sylemek gerekirse, onurlu bir grevle ehirden ayrlacana da eminim memnun
olacaktr."
"Teekkr ederim Charles." Tanis iini ektikten sonra eliyle salarn dzeltti. "Eer bir ey
olursa, karmn bilmesini istediim..."
"Elbette lordum. Son derece makul. Bu konuyu artk dnmenize gerek yok. Ama belki
mhrnz koysanz?"
"A, tabii, elbette." Yz kartan Tanis bunu Charles'm mektup zerine damlatt balmumuna
bastrarak, toz aac yapra eklindeki mhrn kartt.
"Lord Gunthar geldiler lordum. u anda Lord Markham ile gryor."
"Lord Gunthar m!" Tanis'in yz aydnland. "Mkemmel. Ben..."
"Eer bir mahsuru yoksa sizinle de grmek istiyorlarm lord-rum," dedi Charles heyecanszca.
"Hi mahsuru yok," dedi Tanis, ayaa kalkarak. "Sanrm daha hisar grn..."
"Henz grnmedi lordum. Lordlar yazlk kahvalt salonunda bulabilirsiniz...artk oras resmi
olarak sava odas yapld."
"Teekkr ederim Charles," dedi Tanis, sonunda kendisi de bir cmleyi tamamlayabilmi
olduuna hayret ederek.
"Baka bir emriniz var m lordum?"
"Hayr teekkr ederim. Yolu bili..."
"ok iyi lordum." Mektup elinde eilerek selam veren Charles kapy Tanis'e atktan sonra,
ardndan kapatt. Tanis'in son anda bir istei olabileceini dnerek biraz bekledikten sonra
tekrar
168
eilip selam vererek ayrld.
Akl hl mektupta olan Tanis, az aydnlatlm koridorun glgeli sknetine krederek tek
bana durdu. Sonra ii titreyerek bir nefes alp -artk sava odas olan- yazlk kahvalt salonunu
aramaya kt.
Tanis tam kap kulpunu tutmu odaya girecekti ki gznn ucuna bir hareket takld. Ban
evirince karanlk bir suretin havadan kp cisimlendiini grd.
"Dalamar?" dedi Tanis hayretle, amam olduu sava odas kapsn brakp holden kara elfe
doru yryerek. "Ben de demitim ki..."
"Tanis. Ben de seni aryordum."
"Haberlerin mi var?"
"Duymaktan holanacan bir haberim yok," dedi Dalamar omuzlarn silkerek. "Uzun
kalamayacam, kaderimiz bak srtnda. Ama sana bunu getirdim." Yannda sallanan siyah kadife
keseye uzanarak gm bir bilezik kartp Tanis'e uzatt.
Bilezii eline alan Tanis, merakla inceledi. Bilezik on santim eninde, saf gmten yaplmt.
Geniliinden ve arlndan Tanis bunun bir erkek iin yaplm olduunu tahmin etti. Hafife
kararm olan bilezie, yzeyleri koridorun titrek meale nda parlayan kara talar kaklmt.
Ve Yksek Byclk Kulesi'nden geliyordu.
Tanis, bilezii ihtiyatla tutuyordu. "Yoksa bu..." diye tereddt etti, bilmek isteyip istemediinden
pek emin olamayarak.
"Byl m? Evet," diye cevap verdi Dalamar.
"Raistlin'in mi?" diye att kalarn Tanis.
"Hayr." Dalamar alay edercesine glmsedi. "Shalaft'nin byle byl savunma aletlerine ihtiyac
yok. Kule'deki bu tr aletlerin koleksiyonundan bir para. Kukusuz bu ok eski bir bilezik, Hu-
ma zamanndan kalma."
"Ne ie yarayacak?" Tanis hl kalarn atarak, bilezii kukuyla inceliyordu.
"Bunu takan byye kar koruyor."
Tanis ban kaldrd. "Lord Soth'un bysne kar m?"
"Her byye kar. Ama evet, bunu takan l valyenin 'ldr,1 'dondur1, 'kr et' gibi g
szlerine kar korur. Takan, onun yayd korku hissinin etkilerinden de korur. Ve takan onun
ate
169
ve buz bylerine kar korur."
Tanis Dalamar'a dikkatle bakt. "Bu, gerekten deerli bir armaan! Bize bir ans tanyacak."
"Takan, bana eer sa salim dnerse teekkr eder!" Dalamar ellerini cppesinin kollarnda
birletirdi. "Ona, lmn bile silemedii bir sadakat yemini ederek izleyenleri bir tarafa brakacak
olsak bile Lord Soth bys olmadan da etin bir rakiptir. Evet Yarmelf, bana dnnce teekkr
et."
"Ben mi?" dedi Tanis hayretle. "Ama iki yldr hi kl kullanmadm!" Aniden kukulanarak
Dalamar'a dikkatle bakt. "Neden ben?"
Dalamar'n tebessm yayld. ekik gzleri neeyle prldad. "Bunu valyelerden birine ver
yarmelf. Brak onlardan biri taksn. O zaman anlarsn. Unutma...karanlklardan geldi. Kendisinden
olan tanr."
"Bekle!" Kara elfin gitmeye hazrlandn fark eden Tanis Dalamar'n kara cppeli kolunu kavrad.
"Bir dakika daha. Haberler olduunu sylemitin..."
"Seni ilgilendirmez."
"Anlat."
Dalamar duraksad, alkonulduu iin huzursuzlukla kalar kalkmt. Tanis, gen elfin kolunun
gerildiini hissetti. Aniden Tanis, kara elfin korktuunu fark etti. Ama daha bu dnceler
aklndan geerken Dalamar'n yeniden kendisine hakim olduunu fark etti. Yakkl yznn
ifadesi sakinleti, hatta ifadesizleti.
"Rahibe Lady Crysania lmcl bir yara alm. Ama Raistlin'i korumay baarm. Raistlin yaral
deil ve Kralie'yi bulmaya gitmi. Karanlklar Majestesi yle syledi bana."
Tanis boaznn kasldn hissetti. "Peki ya Crysania?" dedi serte. "Onu yle lme mi terk
etmi?"
"Tabii ki." Dalamar bu soru karsnda biraz arm grnyordu. "Kz artk iine yaramaz ki."
Bileindeki bilezie bakan Tanis, iinden bunu kara elfin parlak dilerine frlatmak istedi. Ama
tam zamannda hiddetlenme lks dahi olmadn hatrlad. Ne kadar delice, arpk bir durumdu
bu byle! Alkasz bir ekilde Elistan'n Kule'ye giderek, babycy rahatlatmas geldi aklna...
Topuklar zerinde dnen Tanis hiddetle ve koca admlarla ayrld. Ama bilezii elinde sk sk
tutuyordu.
170
"By, bilezii koluna taknca ilemeye balar," diye yzp geldi Dalamar'n yumuak sesi,
Tanis'in hiddet pusu iinden. Kara el-fin gldne yemin edebilirdi.
"Ne var Tanis?" diye sordu Lord Gunthar yanmelf sava odasna girerken. "Sevgili dostum, l gibi
beyazsn..."
"Bir ey yok. K...kt bir haber aldm. Bir eyim kalmaz." Tanis derin bir nefes alarak valyelere
bakt. "Siz de pek iyi grnm-yorsunuz."
"Yine mi kadeh kaldryoruz?" dedi Sir Markham, brendi kadehini kaldrarak.
Lord Gunthar ona serte, knayarak bakt; gen valye ikisini gayet rahata bir yudumda
dikerken bu bak grmezlie geldi.
"Hisar grld. Dalar gemi. afakta burada olur."
Tanis bayla onaylad. "Ben de yle tahmin etmitim." Sakaln kadktan sonra, yorgun argn
gzlerini ovuturdu. Brendi iesine bir bak attktan sonra ban sallad. Hayr, byk bir
ihtimalle ierse hemen uyurdu.
"Elindeki ne yle?" diye sordu Gunthar, bilezii almak iin elini uzatarak. "ans getiren bir eit elf
tlsm m?"
"Ben olsam dokunmazdm..." diye balad Tanis.
"Lanet olasca!" Gunthar'n nefesi kesilir gibi oldu, elini geri ekti. Bilezik yere, el dokumas uzun
tyl halya dt. valye elini acyla sallyordu.
Eilen Tanis bilezii ald. Gunthar onu, gzlerine inanamayarak izliyordu. Sir Markham kahkalar
atmamak iin kendisini zor tutuyordu.
"Bunu bize byc Dalamar getirdi. Yksek Byclk Kule-si'nden," dedi Tanis, Lord Gunthar'n
atk kalarn grmezlie gelerek. "Takan, bynn etkisinden koruyor -birisine Lord Soth'a
yaklama ans tanyacak tek ey."
"Birisine!" diye tekrarlad Gunthar. Eline bakt. Bilezie dedii yerler yanmt. "Sadece bu da
deil, kalbimi durduracak gibi bir de ok dalgas gnderdi tm vcuduma! Cehennem adna, kim
byle bir eyi takabilir?"
"Ben, rnein takabiliyorum," diye cevaplad Tanis. Karanlklardan geldi. Kendisinden olan tanr.
"valyeler ve Paladine'a edilmi kutsal yeminlerle bir ilgisi var," diye mrldand kzardn
hissederek.
171
"Gm unu!" diye hrlad Lord Gunthar. "Kara Cppelilerden gelecek yardma ihtiyacmz yok!"
"Bana, bulabildiimiz btn yardmlar kabul etmemiz gerekir gibi geliyor lordum/' diye atld
Tanis. "nsana ne kadar tuhaf gelirse gelsin, ayn tarafta olduumuzu hatrlatmak isterim size!
Evet, Sir Markham, ehri savunma plannz nedir?"
Lord Gunthar'n kzgn baklarn grmemezlie gelerek bilezii kesesine atan Tanis, bu ani
hitapla biraz sasrsa da verdii raporla imdadna yetien Sir Markham'a bakt.
Solamniya valyeleri Yce Rahip Kulesi'nden yola kmlard. Palanthas'a varmalar gnler alrd.
yi ejderhalar uyarmalar iin haberciler yollamt ama onlarn da Palanthas'a zamannda gelme
anslar pek yok gibiydi.
ehir de alarma gemiti. Ksa ve zl bir konumayla Lord Amothus hemehrilerine neyle kar
karya olduklarn anlatmt. Hi panik yaanmamt; bu Gunthar'n inanmakta glk ektii
bir ey olmutu. Geri zenginlerin birka gemi kaptanlarna onlar gtrmeleri iin rvet teklif
etmiti fakat kaptanlar byle meum grnl frtna bulutlan tehditi altnda denize almay
reddetmiti. Eski ehir'in kaplar ald. ehirden kamak ve krlara gitme riskini gze almak
isteyenlerin gitmelerine tabii ki izin verilmiti. Bu riski pek gze alan olmad. Palanthas'ta en
azndan ehir surlar ve valyeler onlar korumay vaad ediyordu.
Tanis ahsen, eer ehir sakinleri gerekten neyle kar karya olduklarn bilseler, her eyi gze
alrlard, diye dnyordu. te yandan kadnlar zengin giysilerini bir kenara brakp, yangnlar
sndrmek iin mmkn olan btn kaplan suyla doldurmaya balamt. Yeni ehir'de oturanlar
(yani surlarla korunmuyor olanlar) surlar kalan bu az zamanda mmkn olduunca
kuvvetlendirilen Eski ehir'e alnmt. ocuklar arap 'mahzenlerine ve snaklara saklanmt.
Tccarlar dkkanlarn aarak gerekli malzemeleri datmlard. Silah satclar silahlarn
datm, demirciler gecenin ge saatlerinde atelerini kzgn tutarak kllar, kalkanlar ve
zrhlar onarmlard.
ehre bakan Tanis evlerin ounda k grd -tecrbelerinden-bildii kadaryla hazrlanlmas
mmkn olmayan bir sabaha hazrlanlyordu.
ini ekip Laurana'ya yazd mektubu dnerek ac bir karar verdi. Ama bunun tartmalara
neden olacan biliyordu- in te-
172
melini bilmesi gerekiyordu. Aniden dnerek Markham'n szn kesti. "Sence nasl saldrmay
dnyorlardr?" diye sordu Lord Gunthar'a.
"Bence ok basit." Gunthar byklarn ekitiriyordu. "Kala-man'da yaptklarn yapacaklar. Hisar'
mmkn olduu kadar yaklatracaklar. Kalaman'da ok fazla yaklatramamlard. Ejderhalar
onlar yaklatrmyordu. Fakat" -omzunu silkti- "bizim onlar kadar ejderhamz yok. Hisar surlarn
zerine gelince ejderanlar atlayacak, ehri ieriden almaya alacak. Kt ejderhalar saldracak..."
"Ve Lord Soth kapdan ieri girecek," diye bitirdi Tanis.
"valyelerin en azndan zamannda gelip Lord Soth'un bizim cesetlerimizi ele geirmesini
engellemesi gerekir," dedi Sir Mark-ham, kadehini bir kez daha boaltarak.
"Kitiara da," diye dnd Tanis, "Yksek Byclk Kulesi'ne gitmeye alacak. Dalamar hibir
canlnn Shoikan Korusu'ndan geemeyeceini sylyor ama sylediine gre Kit'de Raistlin'in
verdii bir tlsm varm. Gitmeden nce, kendisine yardm edeceini dnerek Soth'u
bekleyebilir."
"Eer amac Kule ise," dedi Gunthar, eer'in zerine basa basa. Raistlin masalna hl pek
inanmad belliydi. "Bence savatan yararlanarak ejderhasn surlarn zerinden uurarak, Kule'ye
mmkn olduu kadar yakn bir yere indirecek. Belki onu durdurmas iin Koru'nun etrafna
valyeler yerletirebiliriz..."
"Yeterince yaklaamazlar," diye szn kesti Sir Markham ve biraz geciktikten sonra ekledi,
"lordum. Koru, kendisine birka mil yaklaan herkesin sinirleri zerinde byk bir etki brakr."
"Ayrca, valyelere Soth'un lejyonlaryla urarken ihtiya duyacaz," dedi Tanis. Derin bir nefes
ald. "...Benim bir planm var, sylememe izin verilirse, anlatmak isterim."
"Elbette Yarmelf."
"Kit'in Kule'ye ulamasn salayacak bir kargaa yaratmak iin Hisar'n yukardan saldracan,
Lord Soth'un da n kapdan gireceini dnyorsunuz. Tamam m?"
Gunthar bayla onaylad.
"Bundan sonra, ne kadar bronz ejderha varsa hepisine valyeleri bindirelim. Ben Fireflash'i
alaym. Bilezik beni Soth'a kar koruyaca iin, ben onun peine deceim. valyelerin kalan,
Soth'un peindekilerle urarlar. Zaten Soth'la aramda halletmem
173
gereken zel bir mesele vard/' diye ekledi Tanis, Gunthar'm daha imdiden ban hayr anlamnda
salladn grerek.
"Kesinlikle olmaz. Son savata ok byk baarlarn oldu ama sen eitimli deilsin! Bir Solamniya
valyesine kar koymak..."
"l bir Solamniya valyesi bile olsa!" diye sze atld Sir Markham, sarho kkrdamasyla.
Gunthar'm byklar hiddetle titredi ama kendisine hakim oldu ve souk bir edayla devam etti,
"Soth gibi bir eitim alm, eitimli bir valyeye kar koymaya alrsan -bileziin olsun,
olmasn-dersin."
"te yandan, bilezik olmadnda lordum, iyi bir silahor olmann pek bir anlam olmuyor," diye
dikkat ekti Sir Marham, bir brendi daha ierek. "Parman uzatp 'l' diyen bir arkadan hatr
saylr bir stnl oluyor."
"Ltfen efendim," diye araya girdi Tanis, "eitimimin snrl olduunu kabul ediyorum ama kl
kuandm yllarn toplam sizinkini geer lordum, neredeyse yar yarya stelik. Bende elf kan
var..."
"Elf kann Cehenneme gitsin," diye mrldand Gunthar, ssn hi kaale almadan baka bir brendi
iesini havaya kaldran Sir Markham'a kzgn kzgn bakarak.
"Eer mecbur kalrsam rtbemin imtiyazn kullarm lordum," dedi Tanis sakin bir edayla.
Gunthar'm yz kzard. "Kahrolasca, o sadece bir eref payesiydi!"
Tanis glmsedi. "Emir'de byle bir ayrm yok. eref payesi iin verilmi olsun veya olmasn ben
bir Gl valyesiyim ve yam yzn ok zerinde lordum... bu da beni kdemli yapyor."
Sir Markham glyordu. "Tanrlar adna Gunthar, ona lmesi iin izin ver. Zaten Cehennem adna,
ne fark edecek ki?"
"Sarho oldu," diye mrldand Gunthar, Sir Markham'a sert sert bakarak.
"Daha gen," diye cevap verdi Tanis. "Evet lordum?"
Lord Gunthar'm gzlerinde hiddet imekleri akt. Yarmelfe hiddetle bakarken diline kadar sert
azarlama szckleri geldi. Ama bu szler hi sylenmedi. Gunthar, Soth ile yzleen kiinin -sihirli
bilezii olsun, olmasn- kendisini mutlak bir lme attn gayet iyi biliyordu. lk bata Tanis'in
bunu anlayamayacak kadar saf veya gzpek olduunu dnmt. Yarmelfin kara, glgeli
gzlerine
174
baknca bir kez daha onu yanl deerlendirdiini anlad.
Szlerini kaba bir ksrkle yutan Lord Gunthar Sir Markham' iaret etti. "Bak bakalm onu
ayltabilecek misin Yarmelf. Sonra da hazrlansan fena olmayacak. Ben valyeleri hazr
edeceim, beklesinler."
"Teekkr ederim lordum," diye mrldand Tanis.
"Tanrlar yardmcn olsun," diye ekledi Gunthar, alak, bouk bir sesle. Tanis'in elini tuttuktan
sonra dnp odadan kt.
Tanis, elindeki bo brendi iesini honutsuzluk belirten bir tebessmle seyreden Sir Markham'a
doru bakt. Grnmeye alt kadar sarho deil, diye karar verdi Tanis. Ya da, eer isterse
aylabilir.
Gen valyeye arkasn dnen yarmelf, pencereye doru yrd. Darya bakp, afa bekledi.
175
Laurana,
Biricik eim, bir hafta nce ayrldmzda bu ayrln ok ok uzun bir zaman iin olabilecei hi
aklmza gelmemiti. Hayatmzn byk bir blmn ayr geirmek zorunda kalmtk. Fakat
itiraf etmeliyim ki u anda ayr olduumuza zlemiyorum bile. Senin emniyette olduunu bilmek
beni rahatlatyor, geri eer Rastlin amacna ularsa Krynn zerinde emniyetli bir yer kalacan
da zannetmiyorum.
Drst olmalym, canmn ii. Hibirimizin hayatta kalabileceini sanmyorum. Hi korkmadan
yzleiyonm lmle -bunu rahat rahat syleyebilirim. Ama bu ac bir fke duymadm anlamna
gelmiyor. Son savata, kahramanlk yapmay gze alabilirdim. Hibir eyim, kaybedecek hibir
eyim yoktu. Ama imdi yaamak istediim kadar hibir zaman is-tememiimdir. Bulmu
olduumuz nee ve mutluluu kskanan bir cimri gibiyim, bunlardan vazgemek istemiyorum.
Planladklarmz, gelmesini umut ettiimiz ocuklarmz dnyorum. Seni dnyorum
sevgilim ve lmmn yarataca znty; iimdeki hzn ve hiddet yznden alarken,
yazdklarm bile okuyamyorum.
Bunun sana olduu kadar bana da teselli getirmesini diliyorum sadece: Bu bizim son ayrlmz
olacak. Dnya bir daha bizi ayramayacak. Seni bekleyeceim Laurana, zamann ld o diyarda.
Ve bir akam, o sonsuz bahar diyarnda, o sonsuz alacakaranlkta yola bakacam ve senin bana
doru geldiini greceim. Seni rahata grebiliyorum sevgilim. Kavuan gnein son nlar altn
salarnda parlyor, gzlerin ise benim de iimi dolduran akla ldyor.
Bana geleceksin.
Sana sarlacam.
Gzlerimizi kapatp sonsuz ryamz grmeye balayacaz.
176
Dn
JSvap nbetisi Eski ehir m nbet odasnn karanlk glgeleri iine oturmutu. Cesaretlerini
toplamak iin konuan dier nbetilerin dardan gelen, heyecan ve korkuyla gerginlemi
seslerini duyabiliyordu. Darda yirmi kadar nbeti olmas gerektiini dnd yal nbeti.
Akam nbetleri ikiye kartlmt; nbetini devredenler evlerine geri dnmektense bulunduklar
yerde kalmaya karar vermilerdi. So-lamniya valyelerinin tepesindeki surlar srekli
admlaylarn duyabiliyordu. zerinde, zaman zaman ejderhalarn kanatlarn rparken
karttklar sesleri, kimi zaman da ejderhalarn aralarnda kendi gizemli lisanlarndaki
konumalarn duyabiliyordu. Nasl insanlar yerde nbet tutuyorsa, bunlar da havada nbet tutan,
Lord Gunthar'n, Yce Rahip Kulesi'nden getirmi olduu bronz ejderhalard.
Etrafnda bir sr ses duyuyordu... yaklam olan kyametin seslerini...
Kap nbetisinin aklnda bu dnceler vard, tabii ki o bu ekilde kelimelere dkmemiti
dncelerini...ne 'yaklam' ne de 'kyamet' onun lgatnda pek gemezdi. Kelimeleri bilmese,
bunlar biliyordu. Kap nbetisi yal bir paral askerdi, byle geceleri ok grmt. Bir zamanlar,
sabah olunca neler yapacan atp tutan, ayn dardakiler gibi gen bir adamd. lk savanda o
kadar korkmutu ki, hl o gnden hibir ey hatrlayamyordu.
Ama o ilk gnden sonra ok savalar olmutu. Korkuya almt. Korku, klc gibi insann bir
paras oluyordu. Yaklamakta olan bu sava hakknda dnmek de onun iin dierlerinden pek
fark-
178
h deildi. Sabah olacakt ve eer insann ans yaver giderse, akam da olacakt.
Mzraklarn ani takrts ve genel bir heyecan, yal nbetiyi felsefi dncelerinden kopard.
Homurdansa bile yine de o eski heyecan hissetmi ve ban nbet odasndan dar kartmt.
"Bir ey duydum!" diyordu gen bir nbeti nefes nefese koarak yaklarken. "O...orada! Zrh
takrtlarnn sesiydi sanki, koca bir ordunun zrh."
Dier muhafzlar karanla doru bakyordu. Solamniya valyeleri bile volta atmay kesmi, Yeni
ehirden, Eski'sine uzanan geni yola bakyorlard surlardan. Surlarda yanmakta olan mealelere
yenileri eklendi. Aay parlak bir k halkas eklinde aydnlatmlard. Fakat k alt metre kadar
sonra bitiyor, gerisindeki karanl daha da koyulatryordu. Yal nbeti de artk sesleri
duyuyordu ama panie kaplmad. Karanlk ve korkunun, tek bir adamn bile koca bir alay gibi
duyulmasna neden olabileceini bilecek kadar kdemliydi.
Nbeti odasndan sert admlarla karak ellerini sallad, hrlar gibi ekledi, "Yerlerinize geri
dnn!"
Gen nbetiler sylenerek yerlerine geri dndler ama silahlarn hazr etmilerdi. Yal nbeti,
eli klcnn kabzasnda heyecanszca caddenin ortasnda durup bekledi.
Gerekten de a ka ka -bir tmen ejderan deil de- bir adam (ki adam iki adam iriliinde
saylrd) ile bir kender kt.
Gelenler meale ndan gzleri kamanca durdular. Yal nbeti onlar yle bir tartt. ri yar
adam pelerin giymiyordu ama nbetinin grd kadaryla meale , eer gri bir eit amurla
kapl ve sanki bir yangndan km gibi oras buras kararm olmasa, parl parl parlayabilecek bir
zrhtan yansyordu. Kender de ayn cins amurla kaplyd, -geri- kenderin amuru parlak mavi
pantalonundan kartmak iin bir aba sarfetmi olduu belliydi, iri yar adam yrrken
aksyordu; stelik hem o, hem de kender ksa bir sre nce bir atmaya katlm gibi
duruyorlard.
Tuhaf, diye dnd nbeti. Henz hi atma olmamt, en azndan kulana gelen bir atma
olmamt.
"Her ikisi de iyi mteri," diye mrldand yal nbeti, durumu kavramak iin etrafa bakman koca
adamn elinin kaygszca klcnn kabzasnda durduunu fark ederek. Kender etrafa bildik kender
merakyla bakmyordu. te yandan kap nbetisi kenderin
179
kollarnda kocaman, deri kapl bir kitap tadn grnce biraz hayrete dmt.
"Burada ne iiniz var, syleyin," dedi kap nbetisi, nlerinde durmak iin ilerleyerek.
"Ben Tasslehoff Burrfoot," dedi kender, kitapla ksa sreli bir cebellemeden sonra minik elini
kurtabilmiti. Elini nbetiye uzatt. "Bu da arkadam Caramon. Nereli olduumuza gelince, biz
Sol..."
"imiz nerede olduumuza bal," dedi Caramon denilen adam arkadaa, ama yzndeki ciddi
ifade kap nbetisinin duraklamasna neden olmutu.
"Yani nerede olduunuzu bilmiyor musunuz?" diye sordu nbeti kukuyla.
"lkenin bu tarafndan deiliz," diye cevap verdi koca adam souk bir edayla. "Haritamz
kaybettik. ehrin klarn grnce, doal olarak bu tarafa doru geldik."
Ya, ben de Lord Amothus'um, diye dnd nbeti. "Palant-has'tasnz."
Koca adam arkasna baktktan sonra ancak omzuna gelen nbetiye bakt. "O halde o arkamzdaki
Yeni ehir olmal. nsanlar nerede? ehri batan baa getik. Kimseden iz bile yoktu."
"Alarma getik." Bayla ksa bir hareket yapt. "Herkes surlarn iine alnd. Sanrm u anda
bunlar bilmeniz yeter. imdi, burada iiniz ne? stelik nasl oluyor da neler olup bittiini
bilmiyorsunuz? Herhalde sylentiler lkenin her tarafna yaylmtr imdiye dek."
Koca adam elini trasz enesinde gezdirdi; yznde kederli bir tebessm belirdi. "nsan bir ie
cce ikisi iince, neredeyse herey uup gidiyor. yle deil mi komutan?"
"yle," diye hrlad nbeti. Ama bu herifin gzlerinin keskin, berrak, belirli bir amala dolu
olduu ve kat bir kararllk ierdii de doruydu. O gzlere dorudan bakan nbeti ban
sallad. Bu gzleri daha nce de grmt: Kendi lmne giden, hereyi bilen, hem Tanrlar, hem
de kendiyle barm olan bir adamn gzleri.
"Bizi ieri alacak msnz?" diye sordu koca adam. "Grnd kadaryla, birka sava daha sizin
iin fena olmayacak."
"Senin cssendeki bir adam kullanabiliriz," diye cevap verdi nbeti. Kendere kalarn atarak
bakt. "Ama korkarm onu burada akbaba yemi olarak brakacaz."
180
"gen de bir savaym!" diye kar kt kender ierleyerek. "Ca-ramon'un hayatn bile
kurtarmtm bir kere!" Yz aydnland. "Nasl olduunu dinlemek ister misiniz? ok harika bir
hikayedir. Byl bir kaledeydik. Arkadam ldrdkten sonra Raistlin gtrmt beni o...Neyse
bunu boverelim. Ne demitim, kara cceler vard ve Caramon'a saldrp duruyorlard, onun da
aya kaymt ve..."
"Kapy an!" diye bard yal nbeti.
"Haydi gel Tas," dedi koca adam.
"Ama en gzel ksmna daha yeni gelmitim!"
"Ha, bu arada" -koca adam, eliyle azn kapatp kenderi byk bir beceriyle susturarak- "bana
tarihi syleyebilir misiniz?" dedi.
"ncgn, Beinciay, 356," dedi nbeti. "ey, belki bir rahibin ayana bakmasn istersin."
"Rahipler," diye mrldand koca adam kendi kendine. "yle ya unutmuum. Artk rahipler var.
Teekkr ederim," diye seslendi kenderle birlikte kaplardan geerlerken. Kap nbetisi kendisini
koca adamn elinden kurtaran kenderin sesinin yeniden viyakladn duyabiliyordu.
"Pof! Gerekten de ykanman icap ediyor Caramon. Ben - ! Uf azm amur dolmu! - imdi,
ne diyordum? Hikyemi bitirmeme izin vermeliydin! Senin kana basarak kaydn yere gelmitim
ve..."
Ban sallayan kap nbetisi ikisinin peinden bakt. "Bu iin iinde bir i var," diye mrldand
koca kaplar yeniden kapanrken, "bir kender bile daha iyi bir hikye uyduramazd herhalde."
181

Bfiim l
e diyor Caramon?" Tas parmak ularnda durmu, koca adamn kolundan teye bakmaya
alyordu.
"" diye fsldad Caramon huzursuzca. "Okuyorum." Kolunu sallad. "Brak." Koca adam
Astinus'dan alm olduklar Tarihe'nin sayfalarn aceleyle kartryordu. Ama artk sayfalan
evirmeyi brakm, bir tanesini dikkatle inceliyordu.
ini eken Tas -sonu olarak kitab tayan oydu!- surlara dayanarak etrafna baknd.
Palanthasllarn geceyi aydnlatmak iin kullandklar alevli mangallardan birinin altnda
duruyorlard. afan atmak zere olduunu tahmin ediyordu kender. Frtna bulutlar gne
n kesiyordu ve ehir, kasvetli gri bir renge bulanmaya balamt. Limandan souk bir sis
kvrlarak ykseliyor, caddelerden dnerek dolanyordu.
Pencerelerin ounda k olmasna ramen ehirde ok az insan vard; ehir ahalisine evlerinde
kalmalar, orduya mensup deillerse sokaa kmamalar gerektii sylenmiti. Fakat Tas,
yzlerini camlara yaptrm ortal seyredip bekleyen kadnlar grebiliyordu. Arada srada,
elindeki silah sk sk tutan bir adam yanlarndan koarak geiyor, ehrin kapsna doru
ilerliyordu. Bir keresinde, tam Tas'n nndeki evlerden birinin kaps ald. Elinde
1R9
ash bir klla bir adam kt dar. Arkasndan gzleri yal bir kadn izliyordu. Eilen adam
nazike nce kadn sonra da kadnn kucandaki minik ocuu pt. Sonra hemen srtn
dnerek sokaktan hzla uzaklamaya balad. Tas'n yanndan geerken, ken-der adamn
yanaklarndan szlen gzyalarn grd.
"Yo, hayr!" diye mrldand Caramon.
"Ne? Ne?" diye seslendi Tas srayarak, Caramon'un okumakta olduu sayfay grmeye alyordu.
"unu bir dinle: 'ncgnn sabah, uan hisar, eliindeki mavi ve siyah ejderhalarla
Palanthas'm tepesinde belirir. Hisarn havada belirmesiyle Eski ehir'in kaplarna, bir ok savaa
katlm kdemli bir savann bile korkuyla bembeyaz kesilerek ban evirmesine neden olan bir
hayalet gelir.
" 'nk burada, sanki gecenin karanlndan yaratlm gibi, gzleri ve ayaklar alevden bir
kabusa binmi olan Kara Gl valyesi Lord Soth belirir. Hi karlk grmeden ehir kaplarna
srer bineini; nbetiler nnden dehet iinde kar.
" 'Ve burada durur.
' "Palanthas Lordu," diye seslenir valye, lm diyarndan gelen yankl bir sesle, "ehrini Lord
Kitiara'ya teslim et. Ona Yksek Byclk Kulesi'nin anahtarlarn ver, kendisini Palanthas'm
hkmdar ilan et ki o da sizin bar iinde yaamanza izin versin. O takdirde ehriniz yok
olmaktan kurtulacaktr."
" 'Lord Amothus surlardaki yerini alarak aadaki lm valyesine bakar. Yanmdakilerin ou
korkularyla o kadar sarslmlardr ki bakamazlar bile. Fakat -kendisi de bir l kadar soluk
grnen- lord tm hametiyle dimdik durur; szleri cesaretini kaybetmi olanlarn cesaretlerini
geri getirir.
' "u mesaj Ejderha Yceefendisi'ne gtr. Palanthas yzlerce yldr huzur ve gzellikler iinde
yaad. Ama zgrlmz satarak huzur veya gzellik alacak deiliz."
1 "O halde hayatlarnz pahasna aln!" diye haykrr Lord Soth. Grne gre lejyonlar havadan
peydahlanverir... gzleri ve ayaklar alevden atlara binen on iskelet sava ardnda yerlerini
alrlar. Onlarn da arkasnda dikenli ejderhalarn ektii, insan kemiinden sava arabalarnda
duran bansheeler -Tanrlarn Soth'a hizmet etmee mahkum ettikleri elf kadnlarn ruhlar- ortaya
kar. Bunlar ellerinde buzdan kllar tutmaktadr, sadece bu kadnlarn uluyularh duymak bile
lm demektir.
183
" 'Yalnzca zerine giydii zincirli elik eldiven nedeniyle grlebilen elini kaldran Lord Soth
ehrin kapal duran, yolunu kapatan kapsn iaret eder. Tek bir by sz syler ve o szle
seyretmekte olan herkesin zerine korkun bir souk iner, kanlar bir yana ruhlarn dondurur.
Kapnn demiri buz tutarak beyazlamaya balar, sonra buza dnr ve derken -Soth'dan gelen
baka bir szle- buzdan kap parampara olur.
" 'Soth'un eli iner. Lejyonlar peinde, krk kapdan ieri saldrr.
" 'Kapnn dier yannda onu bekleyen (ejderhaca ismi Khirsah olan) bronz ejderha Fireflash
zerine binmi Mzrak Kahraman Ta-nis Yarmelf bulunmaktadr. Rakibini hemen fark eden lm
valyesi, byl sz "l!" komutuyla onu hemen ldrmeye yeltenir. Byye kar direnli gm
bir bilezik ile korunmakta olan Tanis Yarmelf bu byden etkilenmez. Fakat onu bu ilk saldrada
savunan bilezik, daha fazla koruyamaz...' "
'Daha fazla koruyamaz' m!" diye haykrd Tas, Caramon'un okumasn blerek. "Ne demek imdi
bu?"
"Sus!" diye tslad Caramon ve devam etti. "' ...koruyamaz. Byye kar bir korumas olmayan,
zerine bindii bronz ejderhann Soth'un emriyle lmesi, Tanis Yarmelf'i lm valyesiyle yerde
dvmeye mecbur brakr. Lord Soth, ok ok uzun bir sre nce yargyla snrlanmay reddetmi
olduu halde Solamniye valyeleri tarafndan konulmu olan Dv Kanunlar hl kendisini
baladndan, bu kanunlara gre rakibiyle karlamak iin bineinden iner. Tanis Yarmelf
byk bir cesaretle dvr fakat Lord Soth'un dengi deildir. lmcl bir yara alarak, lm
valyesinin klc gsne sapl olarak der...'"
"Hayr!" Tas'n nefesi kesilir. "Hayr! Tanis'in lmesine izin veremeyiz!" Tas uzanarak Caramon'un
kolunu ekitirir. "Haydi gidelim! Hl vakit var! Onu bulup uyarabiliriz..."
"Yapamam Tas," dedi Caramon sessizce. "Kule'ye gitmem gerek. Raistlin'in varlnn bana
yaklatn hissedebiliyorum. Zamanm yok Tas."
"Byle diyor olamazsn! Tanis'in lmesine izin veremeyiz!" diye fsldad Tas, gzleri falta gibi
ak Caramon'a bakakalarak.
"Hayr Tas, veremeyiz," dedi Caramon, kendere ciddiyetle bakarak. "Onu, sen kurtaracaksn."
Dnce kelimenin tek anlamyla Tasslehoff'un nefesini kesti. Yeniden konuabilecek ekilde
sesine kavutuunda, bir viyakla-
184
madan baka bir ey kmad azndan. "Ben mi? Ama Caramon ben bir sava deilim ki! A,
tamam nbetiye yle dediimi biliyorum..."
"Tasslehoff Burrfoot," dedi Caramon serte, "Tanrlarn btn bu meeliyi, srf seni elendirmek
iin hazrlam olmalar mmkndr. Mmkn...ama ben olsam kuku duyardm. Bu dnyann bir
parasyz ve onun iin sorumluluk yklenmek zorundayz. imdi bunu anlayabiliyorum. ok net
anlyorum." ini ekti; bir an iin yz o kadar ciddi, o kadar hznlyd ki Tas, boazna bir
eylerin takldn hissetti.
"Ben dnyann bir paras olduumu biliyorum Caramon," dedi Tas zntyle, "ve elimden gelen
sorumluluu da seve seve stlenirim. Ama -ben dnyann o kadar ksa bir parasym ki- bilmem
anlatabildim mi. Lord Soth ise o kadar uzunboylu ve irkin bir par-as..ve..."
nce bir tane, ardndan bir tane daha borozan tt. Hem Tas, hem Caramon susup, borularn sesi
solup gidinceye dek dinlediler.
"Buydu, deil mi?" dedi Tas yavaa.
"Evet," diye cevap verdi Caramon. "Acele etsen iyi olacak."
Kitabn kapatp, Tas'n terk edilmi Yeni ehir'den "tedarik" etmeyi becerdii eski bir heybeye
dikkatlice yerletirdi. Kender kendisi iin de, Caramon'un bilmesine gerek duymad birka ilgin
ey yan sra birka yeni kese de tedarik etmeyi becermiti. Derken koca adam elini uzatarak Tas'n
kafasndaki acaip tepe san geriye doru okad.
"Hoakal Tas. Teekkr ederim."
"Ama Caramon!" diye bakakald Tas koca savaya, aniden kendisini ok yalnz ve kafas karm
hissederek. "Se...sen nerede olacaksn?"
Caramon nce gkyzne, Yksek Byclk Kulesi'nin ykseldii yere, frtna bulutlar
arasndaki kara yrta bakt. Kule'nin st pencerelerinde laboratuvar -ve Kap'nn- olduu yerdeki
pencerelerde k vard.
Tas onun baklarn izleyerek Kule'ye bakt. Frtna bulutlarnn kuleye doru indiini, rktc
imeklerin kulenin etrafnda oynatn, kuleyle oynadn grd. Shoikan Korusu'na bir kez
yakndan nasl bakm olduunu hatrlad...
"Ah Caramon!" diye haykrd, koca adamn kolunu yakalayarak. "Caramorvyapma... bekle..."
185
"Hoakal Tas/' dedi Caramon, zerine yapm kenderi katiyetle zerinden ayrarak. "Bunu
yapmam art. Eer yapmazsam neler olacan biliyorsun. Ayrca sen de ne yapman gerektiini
biliyorsun. imdi acele et. Hisar kaplarn zerine gelmitir bile."
Ama, Caramon..." diye uludu Tas.
"Tas, bunu yapmalsn!" diye bard Caramon, hiddetli sesi bo sokaklarda yanklanyordu.
"Tanis'e yardm bile etmeden, lmesine izin mi vereceksin?"
Tas geri ekildi. Daha nce Caramon'u hi bylesi hiddetli grmemiti, en azndan kendisine bu
denli kzdn grmemiti. Birlikte yaadklar btn maceralarda Caramon ona hi barmam-t.
"Hayr Caramon," dedi yumuakballkla. "Sadece...ne yapabileceimden emin deilim..."
"Aklna bir eyler gelir," diye mrldand Caramon, kalarn atarak. "Her zaman aklna bir eyler
gelir." Arkasn dnp, kendisini kederle izleyen Tas' brakp yryerek ayrld.
"Ho...hoakal Caramon," diye seslendi Tas, ayrlmakta olan suretin peinden. "Se...seni yar yolda
brakmayacam."
Koca adam dnd. Konutuunda sesi Tas'n kulana komik gelmiti, sanki bouluyormu gibi
kyordu. "Brakmayacan biliyorum Tas, ne olursa olsun." Elini sallayarak yeniden sokaktan
aa doru yrmeye devam etti.
Uzakta, Tas, Shoikan Korusu'nun kara glgelerini gryordu; hibir gnn aydnlatamayaca
glgeleri, Kule'nin muhafzlarnn doland glgeleri.
Tas bir an iin durup Caramon karanlkta kayboluncaya kadar peinden seyretti. Dorusunu
sylemek gerekirse Caramon'un aniden fikrini deitirip dnmesini ve yle barmasn
ummutu: "Bekle Tas! Ben de seninle Tanis'i kurtarmaya geleceim!"
Ama yapmad.
"Bylece her ey bana kald," dedi Tas iini ekerek. "stelik bana bard da!" Biraz burnunu
ekerek dnd ve aksi ynde, kapya doru yrmeye balad. i kabarm, zerinde bir arlk
hissetmesine neden olmutu. Tanis'i lm valyesinden nasl kurtaraca konusunda hibir fikri
yoktu; stelik bu konuda dndke de Caramon'un ona bu sorumluluu yklemesi daha bir
akla aykr geliyordu.
"Yine de Caramon'un hayatn kurtarmtm," diye mrldand Tas. "Belki de fark etmeye
balamtr..."
186
Aniden durup, sokan ortasnda ta kesildi.
"Caramon benden kurtuldu!" diye haykrd. "Taslehfoo Burfoot, Flint'in de sk sk sylemi olduu
gibi sende kap kulpu kadar beyin var. Benden kurtuldu! Oraya, lmeye gidiyor! Tanis'i kurtarmam
iin beni yollamas bir bahaneydi sadece!" lgna dnen mutsuz Tas sokan bir bir yanna, bir
dier yanna bakt. "imdi ne yapacam?" diye mrldand.
Caramon'a doru bir adm att. Sonra borazanlarn yeniden aldn duydu; bu kez tiz, acl bir
tehlike tns vard. Ve bu seslerin zerinde, emirler veren bir ses duyduunu dnd...Tanis'in
sesini.
"Ama eer Caramon'a gidersem, Tanis lecek!" Tas durdu. Yar yarya dnerek Tanis'e doru bir
adm att. Sonra yeniden durdu, tepe san kararszlktan tam bir vida gibi dndrmt. Kender
btn hayat boyunca hi bu kadar aresiz hissetmemiti kendisini.
"Her ikisinin de bana ihtiyac var!" diye feryat etti strapla. "Nasl bir seim yapacam?"
Derken..."Biliyorum!" atk kalarn indirdi. "Tamam!"
Rahat bir nefes alan Tas dnerek kapya doru yoluna devam etti ama bu kez kouyordu.
"Tanis'i kurtaracam," dedi soluk solua, kestirmeden gitmek iin dar bir sokaa saparken,
"sonra da dnp Caramon'u kurtarrm. Tanis bana yardmc bile olabilir."
Dar sokaktan geerken, kedileri rktp drt bir yana saan Tas huzursuzlukla kalarn att.
"Acaba, bylece ka kahraman kurtarm olacam," dedi kendi kendine burnunu ekerek.
"Dorusunu sylemek gerekirse artk canma tak etmeye baladlar."
Tam nbet deiimi iin borazanlar terken uan hisar Palant-has semalarnda grnd. Harabe
halindeki yksek kuleler ve mazgall siperler, yksek surlar, ejderan askerle dolu aydnlk
pencereler: Kaynamakta olan byl bulutlardan temeli zerinde ykselen hisar, aa doru
inerken tm plaklyla grlebiliyordu.
Eski ehir'in surlar erkeklerle dolmutu... kasabann erkekleri, valyeler ve paral askerler. Kimse
tek kelime dahi etmiyordu. Hepsi silahlarn tutmular kasvetli bir sessizlikle yukarya doru
bakyorlard.
Ama, sonu olarak, hisarn grlmesiyle sylenmi olan bir -ya da birka- kelime ye*k deildi.
187
"Ah!" dedi Tas dehetle nefes nefese ellerini skm, bu grnty huuyla seyrederken. "Ne kadar
mkemmel deil mi! Uan hisarlarn ne kadar muhteem ve grkemli olduunu unutmuum!
Birinin zerine kmak iin her eyi, her eyi verirdim." Sonra, iini; ekerek kendini yle bir
toparlad. "Ama imdi Burrfoot," dedi kendi kendine serte, Flint sesiyle. "Yapman gereken iler
var. Hem de imdi" -etrafna baknd- "kap u tarafta. Hisar da burada. te Lord Amothus da
gidiyor... Ay, ne kadar korkun grnyor! Daha iyi grnen ller grmtm. Ama nerede... Ah!"
Ciddi grnl bir alay belirerek, caddeden Tas'a doru ilerlemeye balad; bunlar, atlarn
yedeklemi bir grup yaya Solamniye valyesiydi. En ufak bir coku yoktu, konumuyorlard bile.
Her adamn yz ciddi ve gergindi; her adam -byk bir ihtimalle- lmne gittiini biliyordu.
Balarndaki adam, etrafndaki valyelerin tral, bykl yzleriyle byk bir tezat oluturan
sakall bir yze sahipti. Gl valyelerinin zrhn giyse de bunu dier valyelerin huzuruyla
tamyordu.
"Tanis metal zrhtan hep nefret etmitir," dedi Tas, arkadann yaklan seyrederken. "imdi de
Solamniya valyelerinin zrhn giymek zorunda kalm. Sturm grseydi ne dnrd acaba!
Keke u anda Sturm de burada olsayd!" Tas'n alt duda titremeye balad. Durduramadan
burnundan bir gzya szld. "Keke cesur ve akll olan herkes u anda burada olsayd!"
valyeler kapya yaklanca Tanis durarak onlara dnd, alak sesle emirler vermeye balad.
Tepelerinden ejderha kanatlarnn gcrdayan sesleri geliyordu. Ban kaldran Tas halkalar
izerek, dier bronz ejderhalarn oluturduu bir gruba bakanlk eden Khirsah' grd. Hisar da
oradayd, gitgide surlara daha ok yaklayor, durmadan alalyordu.
"Sturm burada deil. Caramon burada deil. Kimse burada deil Burrfoot," diye mrldand Tas,
kararllkla gzlerini silerken. "Bir kez daha tek bana kaldn. imdi, ne yapacam ben?"
Kenderin aklndan lgn dnceler geip duruyordu: Tanis'e kl ekmekten ("Ciddiyim Tanis,
ellerini havaya kaldr!"), bana sert bir tala vurmaya kadar ("I, ey Tanis, miferini bir
dakikalna kartabilir misin?"). Tas gerei bile sylemeyi dnecek kadar aresiz
hissediyordu kendisini ("Yani Tanis nce zamanda geriye gittik, sonra da ileriye ve Caramon bu
kitab dnyann sonu gelirken Astinus'tan ald; son blmde senin nasl ldn anlat-
188
yor ve...") Tas aniden Tanis'in sa kolunu kaldrdn grd. Gm bir imek akt.
"Tamam ite," dedi Tas, derin bir i ekerek. "Ne yapacam biliyorum, en iyi yaptm eyi
yapacam..."
"Ne olursa olsun Lord Soth'u bana brakn," dedi Tanis, etrafndaki valyelere ciddiyetle bakarak.
"Bu konuda Emir ve Kurallar adna yemin etmenizi istiyorum."
"Tanis, lordum..." diye balad Sir Markham.
"Hayr, bu konuda tartmayacam valye. Byl bir koruman/ olmazsa ona kar hibir
ansnz olmaz. Her birinize, onun lejyonuyla arpmak iin ihtiya var. imdi ya bu yemini
edersiniz ya da size cepheden ekilme emri veririm. Yemin edin!"
Kapal kap ardndan derin, bo bir ses konuarak Palanthas' teslim olmaya davet etti. valyeler,
bu insand ses karsnda btn bedenlerinde bir korkunun dolatn hissederek birbirlerine
baktlar. Sadece, koca yaratklar -bronzu, gm, mavisi ve siya-hyla- tepelerinde halkalar izip
birbirlerini nefretle szerken, sava arsn bekleyen bu ejderhalarn kanatlarnn gcrtsyla
bozulan bir anlk bir sessizlik oldu. Khirsah havada, binicisine yakn bir yerde asl duruyor, bir
emirle aaya inmeye hazr bekliyordu.
Derken Lord Amothus'un lm valyesine cevap veren sesini duydular, nazik ve gergindi ama
tad amala glyd. "u mesaj Ejderha Yceefendisi'ne gtr. Palanthas yzlerce yldr
huzur ve gzellikler iinde yaad. Ama zgrlmz satarak huzur veya gzellik alacak
deiliz."
"Emir ve Kurallar adna," dedi Sir Markham yavaa, "yemin ederim."
"Yemin ederim," diye geldi dier valyelerin tepkileri onun ardndan birbiri ardsra.
"Teekkr ederim," dedi Tanis, nnde duran btn gen adamlara teker teker bakp, bir ounun
ksa bir sre sonra hayatta olmayacan dnerek... Kendisinin de... Hiddetlenerek ban sallad.
"Fireflash..." Tam ejderhasn armak iin syleyecei szler dilinin ucuna gelmiti ki
valyelerin arka sralarnda bir kargaann ktn duydu.
"Uf! Ayamn zerinden ekil, seni koca ahmak seni!"
Bir at kinedi. Tanis bir valyenin kfrettiini, ardndan da tiz bir sesin masumane cevap
verdiini duydu, "ey, bu benim suum
189
deil! Senin atn beni inedi! Flint bu aptal hayvanlar konusunda haklym..."
Bir atmay hisseden ve zaten binicilerinin gerginlikleriyle etkilenmi olan dier atlar da
burunlarndan sinirli sinirli hava flemeye baladlar. Birisi sradan kt, binicisi yularn ekmek
zorunda kald.
"u atlar denetim altna aln!" diye seslendi Tanis, gergin bir halde. "Neler oluyor..."
"Brakn geeyim! Yolumdan ekilin. Ne? Bu haner senin mi? Drmsn demek ki..."
Kapnn ardnda Tanis lm valyesinin sesini duyuyordu.
"Bunu yaamlarnzla deyeceksiniz!"
Srann nnden ise baka bir ses duydu.
"Tanis, benim, Tasslehoff!"
Yarmelfin iine bir gariplik kt. O anda, hangi sesin kendisini daha ok rpertmi olduunu
anlayamad.
Fakat ne dnecek, ne de hayret edecek vakit vard. Omzu zerinden bakan Tanis kapnn buza
dntn grd; paralandn grd...
"Tanis!" Bir ey kolunu tutmutu. "Ah Tanis!" Tas ona yapt. "Tanis! Hemen gelip Caramon'u
kurtarman gerek! Shoikan Koru-su'na gidiyor!"
Caramon mu? Caramon ld! idi Tanis'in ilk dncesi. Ama Tas da lmt. Neler oluyordu?
Korkudan deliriyor muyum acaba?
Birisi bard. Ryadaym gibi etrafna bakan Tanis miferlerinin altndan, valyelerin yzlerinin
bembeyaz kesildiini grnce Lord Soth ile lejyonunun kaplardan gemekte olduunu anlad.
"At bin!" diye seslendi, kendisini inatla tutunmu olan kender-den kurtarmak iin lgnlar gibi
uraarak. "Tas! Zaman deil. Buradan git lanet olasca!"
"Caramon lecek!" diye feryat etti Tas. "Onu kurtarmalsn Tanis!"
"Caramon... zaten... ld!" diye hrlad Tanis.
Khirsah yanna inmi, sava l atyordu. Hem iyi, hem kt dier ejderhalar hiddetle lklar
atarak, penelerini birbirlerine doru uzatarak uuyorlard. Bir anda sava balad. Hava imek
ve asit kokusuyla doldu. Yukardan, uan hisardan borazanlar tt. Zevkle hisardan aaya
atlamaya balayan, atlarken de d-
190
melerini engellemek iin kanatlarn aan ejderanlar sevin lklar atyordu.
Tensiz bedeninden lmn souu drt bir yana yaylan Lord Sohth gittike yaklayordu.
Fakat ne denli urarsa urasn Tanis, Tas'tan kurtulamyordu. Sonunda kendi kendine kfreden
yarmelf kvranmakta olan ken-deri yakalad. Tas' belinden tutan Tanis o kadar hiddetliydi ki,
gerekten de neredeyse boulacak gibi oldu ve kenderi yaknlardaki bir sokaa frlatt.
"Ve orada kal!" diye grledi.
"Tanis!" diye yalvard Tas. "Oraya gidemezsin! leceksin. Biliyorum!"
Tas'a son kez hiddetle bakan Tanis topuklar zerinde dnerek kotu. "Fireflash!" diye bard.
Ejderha zerine doru alalarak, caddede yanna indi.
"Tanis!" diye bard Tas tm tizliiyle. "Bilezik olmazsa Lord Soth ile dvemezsin!"
191

BCm
2
ilezik! Tanis bileine bakt. Bilezik yoktu! Dnerek kendere doru atld. Fakat ok ge kalmt.
Tasslehoff caddeden aaya komaya balam, sanki cann kurtarmak iinmi gibi arkasna
bakmadan kayordu. (Ta-nis'in hiddetli yzne bir bakan Tas, belki de gerekten cann kurtarm
olduunu dnd.)
"Tanis!" diye bard Sir Markham.
Tanis dnd. Lord Soth kabusu zerine binmi, Palanthas ehrinin paralanm kaps iinde
duruyordu. Alevli gzleri Tanis'in-kiyle karlap, yarmelfin baklarn hapsetti. Tanis yryen
ly sarmalayan korkuyla ruhunun dahi bztn hissetti.
Ne yapabilirdi? Bilezik yoktu. Bileziksiz hi ans olamazd. Hibir ans! Tanrlara krler olsun,
diye dnd Tanis o saniyenin binde birinde, Tanrlara krler olsun ki, erefle lmek iin
kendimi balam bir valye deilim.
"Kan!" diye emretti, neredeyse konuamayacak kadar kaskat kesilmi dudaklar arasndan.
"Kan! Bunlara kar yapabileceiniz hibir ey yok! Yemininizi unutmayn! Geri ekilin! Hayatnz
canllarla dvmek iin saklayn..."
Daha o konuurken nne bir ejderan indi, korkun srngen yz, kana duyduu alkla
arplmt. Yarat kllamamas ge-
192
Atiini, yaratn ldnde ta kesilip kendisini ldren klc kstrdn son anda hatrlayan
Tanis yaratn yzne klcnn kabzasyla vurup midesine bir tekme indirdi; sonra da yaratk
yere yuvarlanrken zerinden atlayp geti.
Ardnda atlarn dehetle lk attn, ayaklarn yere vurduunu duyabiliyordu. valyelerin son
emrine itaat etmi olduklarn umdu ama dnp bakacak kadar dahi vakti yoktu. Tas' ve tlsml
bilezii ele geirebilirse hl bir anslar olabilirdi...
"Kendere!" diye bard ejderhaya, caddeden aaya kamakta olan, aya abuk minik sureti
iaret ederek.
Khirsah anlad ve hemen havaland; geni caddeden Tas' izlerken kanatlarnn ular binalar
syryor, talar ve tulalar yere deviriyordu.
Tanis ejderhann ardndan kotu. Etrafna bakmad bile. Bakmasna gerek yoktu. Ac iindeki
haykrlar ve lklardan neler olup bittiini duyabiliyordu.
O sabah Palanthas sokaklarnda lm kol geziyordu. Lord Soth tarafndan kumanda edilen hayalet
ordusu kaplardan buz gibi bir rzgr misali geerek nne kan her eyi kuruttu.
Tanis ejderhaya yetitiinde Khirsah Tas' dileri arasna almt bile. Kenderi mavi pantalonunun
poposundan tutan ejderha en deneyimli zindan muhafzlar gibi silkeliyordu onu. Tas'n yeni
toparlam olduu kesecikleri alarak yzklerden, kaklardan, peete tutacaklarndan yarm
dilim peynire kadar her ey caddeye minik bir sanak halinde yamaya balad. Ama gm
bilezik yoktu.
"Nerede o Tas?" diye sordu Tanis hiddetle, kenderi kendisi tutup silkelemek iin yanp tutuarak.
"H...hi b...b...bir... z...z...zaman... b...b...bulamaya...c...c...aksn," diye cevaplad kender, takrdayan
dileri arasndan.
"ndir onu aaya," diye bildirdi Tanis ejderhaya. "Fireflash, nbet tut."
Uan hisar ehir surlar zerinde durmu, by kullanclar ve kara rahipleri saldran gm ve
bronz ejderhalarla bir atmaya girmiti. Gzleri kr eden iekler ve yaylan dumandan grmek
zor oluyordu ama Tanis hisardan ayrlan mavi bir ejderhay grr gibi olduuna emindi. Kitiara,
diye dnd; ama onun iin endielenecek zaman yoktu.
Khirsah Tas' brakt (neredeyse kafa st dyordu) ve -kanat-
193
larn yayarak- dmann yld ve ehri savunan askerlerin k ramanca onlar durdurmaya
alt ehrin gney ksmna ak ekilde dnd.
Tanis gelip minik suluya bakt; o da ayaa kalkarken kahr manca onun baklarna karlk
veriyordu.
"Tasslehoff," dedi Tanis, sesi bastrmaya alt bir hiddetle tit riyordu, "bu kez ok ileri gittin.
Bu muzipliin yzlerce masum in sann hayatna mal olmu olabilir. Bana bilezii ver Tas ve
sunuda bil, u andan itibaren arkadalmz bitiyor!"
Kubeyinlice bir mazaret veya smkl bir zr bekleyen yar-melf Tas'n kendisine soluk bir
yzle, titreyen dudaklarla ve skunet iinde bir ciddiyetle bakmasna hazrlkl deildi.
"Aklamas ok zor Tanis ve gerekten de vaktim yok. Ama senin Lord Soth ile dvmen hibir
eyi deitirmeyecekti." Yarmel-fe ciddiyetle bakt. "Bana inanmalsn Tanis. Doruyu sylyorum.
Hibir ey fark ettirmeyecekti. lecek olan btn o insanlar yinede lecekti; stelik sen de
lecektin ve -daha da kts- btn dnya lecekti. Ama lmedin, belki dnya da lmez. imdi,"
dedi Tas keselerini ekitirip, stn ban dzelterek, "Caramon'u kurtarmamz gerek."
Tanis Tas'a bakakald; sonra yorgun bir halde ellerini bana gtrp snm, elik miferini ekip
kartt. Neler olup bittii hakknda en ufak bir fikri yoktu. "Tamam Tas," yorgun bir edayla." na
Caramon'dan sz et. Hayatta m? Nerede?"
Tas'n yz endieyle gerginleti. "Mesele de bu Tanis. Hayat olmayabilir. En azndan fazla vakti
kalmam olabilir. Shoikan K rusu'na girmeye alacak!"
"Koru mu!" Tanis endielenmi grnyordu. "Bu imkans;
"Biliyorum!" Tas sinirli sinirli tepe sayla oynad. "Fakat F lin'i durdurmak iin Yksek Byclk
Kulesi'ne girmeye al ak..."
"Anlyorum," diye mrldand Tanis. Miferini caddeye frla att. "Ya da en azndan anlamaya
balyorum. Haydi gidelim. 6 raftan?"
Tas'n yz aydnland. "Geliyor musun? Bana inanyor mu Ah Tanis! O kadar mutluyum ki!
Caramon'a gz kulak olma; lmak ne byk bir sorumluluk tahmin bile edemezsin, tan!" diye
bard, hevesle iaret ederek.
"Senin iin yapabileceim baka bir ey var m YarmeH
194
rdu Khirsah, kanatlarn sallayarak, gzleri yukarda devam eden atmalara kayyordu hevesle.
"Koruya giremezsen, yok."
Khirsah ban sallad. "zgnm Yarmelf. Ejderhalar dahi o lanetli ormana giremez. Sana iyi
anslar dilerim ama arkadan canl bulabileceini umma."
Kanatlarn rpan ejderha havaya doru srayp, hareketin olduu yere doru szld. Ban ii
kararak sallayan Tanis hzl admlarla caddeden aaya doru atld; Tasslehoff ona ayak
uydurabilmek iin komak zorunda kalmt.
"Belki Caramon oraya kadar gidememitir," dedi Tas umutla. "Son kez Flint'le birlikte geldiimizde
ben de gidememitim. stelik kenderler hibir eyden korkmazlar!"
"Raistlin'i durdurmaya m alyor demitin?"
Tas bayla onaylad.
"Oraya kadar gider," diye tahmin yrtt Tanis hznle.
Shoikan Korusu'na yaklamak dahi Caramon'un btn sinirlerini allak bullak etmi, cesaretini
emip bitirmiti. Buna ramen, bu noktaya kadar yaklaabilen, kendisine gei iin bir tlsm
verilmemi tek lmlyd. Artk o kara, sessiz aalar nnde durmu, titriyor, terliyor ve bir
adm daha atabilmek iin kendisini zorluyordu.
"lmm orada," diye mrldand, kuru dudaklarn yalayarak. "Ama bu neyi deitirir ki? Daha
nce de, yzlerce kere lmle karlamtm!" Klcnn kabzasn kavrayan Caramon bir adm daha
att ileri doru.
"Hayr, lmeyeceim!" diye bard ormana. "lemem. Bana bal olan ok fazla ey var. Ayrca
aalar... aalar tarafndan da durdurulacak deilim!"
Dier admn da att.
"Bundan ok daha karanlk yerlerden getim," meydan okurcasna konumaya devam ediyordu.
"VVayreth Ormam'ndan getim ben. Krynn zerinde, gezegen lrken dolatm. Dnyann sonunu
grdm. Hayr," diye devam etti kararllkla. "Bu orman beni yenebilecek bir dehet ieriyor
olamaz."
Bu szle birlikte Caramon ilerleyerek, Shoikan Korusu'na adm att. Annda bitimsiz bir karanlk
iine dald. Sanki yeniden Kule'ye dnmt, Crysania'nn bysnn onu kr ettii zamana. Ama
195
bu kez tek banayd. Her yann bir panik sard. O karanlk iinde bir yaam vard! Yaam deil de
yaayan bir lm olan korkun kutsal olmayan bir yaam... Caramon'un kaslar zayflad. Elleri ve
dizleri zerine dp, dehetten hkrp titremeye balad.
"Bizimsin!" diye fsldad yumuak, tslayan bir ses. "Kann, scakln, yaamn! Bizim! Bizim!
Yakla. Bize o tatl kann, scak tenini getir. Biz yoruz, yoruz, yoruz, tahamml d bir
souk bu. Daha da yakla, daha da yakla."
Dehet Caramon'un her yann kaplamt. Dnp kasa kurtulabilecekti... "Ama hayr," tslayan,
boucu karanlkta boulacak gibi oldu, "Raistlin'i durdurmalym! Yoluma... devam... etmeliyim."
Hayatnda ilk kez Caramon kendi derinliklerine inerek, ikizinin amacna ulamak iin, narinliini,
acsn ve hatta lm bile yenmek iin kulland o ayn ylmaz iradeyi buldu. Dilerini skt;
ayakta duramasa da ilerlemeye kararl olan Caramon elleri ve dizleri zerinde toprak zerinde
emekledi.
Bu yiite bir abayd ama fazla ileriye gidemedi. Karanla bakarak, etsiz bir elin yerden kp
uzann fel edici bir hayranlkla seyretti. Bir mermer kadar souk ve przsz parmaklar onun
elini kavrayarak yere ekmeye balad. aresizlik iinde kendisini kurtarmaya alt fakat dier el
ona sk sk sarlm, trnaklar etini yrtmaya balamt. Aaya doru emildiini hissetti.
Kulaklarna tslama halinde sesler geliyor, kemiin dudaklar tenine yapyordu. Souk kalbini
dondurdu.
"Baaramadm..."
"Caramon," dedi endieli bir ses.
Caramon kprdad.
"Caramon?" Sonra, "Tan, o kendine geliyor!"
"Tanrlara krler olsun!"
Caramon gzlerini at. Baklarn kaldrdnda, kendisini rahat bir nefes almayla kark bir akl
karmlk, bir hayret ve bir takdirle seyretmekte olan sakall yarmelfe bakt.
"Tanis!" Hl dehetten hissizlemi olduundan dermansiz bir halde oturan Caramon arkadann
gl kollarn tutup, ii rahatlayarak hkrklar iinde yarmelfe sarld.
"Dostum!" dedi Tanis; daha sonra kendi gzyalaryla boulacak gibi olarak baka bir ey
syleyemedi.
"yi misin Caramon?" diye sordu Tas, yaklaarak.
Koca adam titrek bir nefes ald. "Evet," dedi, ban titreyen elle-
196
i arasna alarak. "Galiba iyiyim."
"Bu, bugne kadar bir adamn yaptna tank olduum en cesurca hareketti," dedi Tanis
ciddiyetle, Caramon'a bakmak iin topuklar zerinde arkaya doru kayklarak. "En cesurca... ve
en aptalca."
Caramon kzard. "Evet," diye mrldand, "eh, sen beni tanrsn." "Tanrdm," dedi Tanis sakalan
kayarak. Baklar koca adamn mkemmel fiziine, bronz tenine, sakin ve kararl yz ifadesine
takld. "Lanet olsun Caramon! Bir ay nce le gibi sarho bir halde ayaklarmn dibine ylmtn!
Karnn yerlere sarkyordu! imdi ise..."
"Aradan yllar geti Tanis," dedi Caramon, Tas'n yardmyla yavaa ayaa kalkarak. "Btn
syleyebileceim bu. Fakat ne oldu? O korkun yerden nasl ktm?" Arkasna bakan Caramon
aalarn glgesini caddenin ta te ucunda grnce, titremekten kendini alamad.
"Seni ben buldum," dedi Tanis, ayaa kalkarak. "Onlar -o eyler-seni aaya ekiyorlard. Orada
kolayca bir mezar bulabilirdin dostum."
"Sen nasl girdin ieri?"
"Bununla," dedi Tanis glmseyip gm bir bilezii gstererek.
"Bu seni ieri soktu mu? O halde belki..."
"Hayr Caramon," dedi Tanis, bir yandan son derece masum duran Tas'a yan yan bakarak bilezii
kemerindeki yerine yeniden sokarak. "Tlsm ancak beni o lanetli ormann kenarna sokacak kadar
glyd. Gcnn azaldn hissettim..."
Caramon'un hevesli yz ifadesi soldu. "Ben de bizim tlsml aletimizi denedim," dedi Tas'a
bakarak. "O da almyor. almasn da pek beklememitim. Bizi Wayreth Orman'ndan bile
geirememiti. Ama denemem artt. A...aletin biim deitirmesini bile salayamadm! Neredeyse
elimde parampara olacakt o yzden braktm." Bir an iin sessiz kaldktan sonra aresizlikten
titreyen bir sesle patlad, "Tanis, Kule'ye ulamam art!" Ellerini yumruk yapt. "Nasl olduunu
aklayamam ama gelecei grdm Tanis! Kap'ya giderek Raistlin'i durdurmalym.
Durdurabilecek tek kii benim!"
Hayret iinde kalan Tanis, sakinletirmek iin koca adamn omzuna elini koydu. "Tas da syledi
bunu, yani syledi saylr. Fakat
197

Caramon, Dalamar orada...ve... zaten Tanrlar adna Kap'dan nasl geebilirsin ki?"
"Tanis," dedi Caramon; arkadana o kadar ciddi ve kafi bir ifadeyle bakyordu ki yarmelf hayretle
gzlerini krptrd, "anlaman mmkn deil ve aklayacak vakit yok. Fakat bana inanmak
zorundasn. Kuleye girmem art!"
"Haklsn," dedi Tanis, Caramon'a merakl bir hayretle bakarak, "anlamyorum. Ama elimden
gelirse sana yardm edeceim, tabii bu mmknse."
Caramon ar ar nefes ald, ba dt, omuzlan kt. "Teekkr ederim dostum," dedi sadece.
"Btn bu srete o kadar yalnzdm ki. Eer Tas olmasayd..."
Kendere bakt fakat Tas onu dinlemiyordu. Btn dikkati hl ehir surlar zerinde asl duran
uan hisara evrilmiti. atmalar havada ejderhalar arasnda hisarn etrafnda ve ehrin gney
kesiminde ykselen dumanlardan, lklardan ve haykrlardan, silahlarn takrtlarndan, atlarn
nal seslerinden de anlald zre aada yerde devam ediyordu.
"Eminim o hisar, biri Kule'ye doru uurabilir," dedi Tas, hisara ilgiyle bakarak. "Vuuup! Tam
Koru'nun tepesinden. Sonu olarak onun bys de kt, Koru'nun bys de kt ve ok da
byk, hisar byk, Koru deil. Onu durdurmak iin ok fazla miktarda byye ihtiya
duyulacaktr ve..."
"Tas!"
Kender dnnce Caramon ile Tanis'in kendisine bakmakta olduunu grd.
"Ne?" diye haykrd telala. "Ben yapmadm! Benim suum deil..."
"Oraya bir trmanabilsek!" diye bakt Tanis hisara.
"Byl alet!" diye haykrd Caramon heyecanla, zrhnn altna giydii gmleinin i cebine
uzanp aleti kararken. "Bu bizi oraya gtrr!"
"Bizi nereye gtrr?" diye sordu Tasslehoff aniden nelerin olup bittiini fark ederek. "Bizi oraya
m..." -Tanis'in baklarn izledi-"gtrecek? Oraya m!" Kenderin gzleri yldzlar kadar parlad.
"Gerekten mi? Gerekten mi? Uan hisara! Bu harikulade bir ey! Ben hazrm. Hadi gidelim!"
Baklar Caramon'un tuttuu byl alete takld. "Ama o sadece iki kiilik Caramon. Tanis nasl
kacak?"
198
Caramon huzursuzca boazn temizledi, kenelerin anlad ani-yznden belli oldu.
"Yo hayr!" diye uludu Tas. "Hayr!"
"zgnm Tas," dedi Caramon; titreyen elleriyle aceleyle minik, belirsiz pandantifi parlak, talarla
ilemeli bir asaya evirirken, "ama o eyin iine girebilmek iin zorlu bir dv gze almamz
gerekecek..."
"Beni almalsn Caramon!" diye haykrd Tas. "Benim fikrimdi! Ben de dvrm!" Urap
kemerinden minik ban kartt. "Senin hayatn kurtardm! Tanis'in hayatn kurtardm!"
Caramon'un yznden bu konuda inatlk edeceini anlayan Tas, Tanis'e dnerek yalvarrcasna
ona sarld. "Beni de yannza aln! Belki alet kiiyle alr. Ya da belki iki kii ve bir kenderle
alr. Ben ok ksa boyluyum. Belki beni fark etmez! Ltfen!"
"Hayr Tas," dedi Yarmelf kesinlikle. Kenderi zorla kendinden ayran Tanis ilerleyerek Caramon'un
yannda durdu. Parman uyarrcasna kaldrarak ikaz etti...bu Tas'n ok iyi bildii bir bakt.
"Bu kez sylediimi de kast ediyorum!"
Tas, o kadar mahsun bir ifadeyle kalakald ki Caramon'un ii paraland. "Tas," dedi yavaa akl
bandan gitmi kenderin yanna doz kerek, "eer baarsz olursak neler olacan sen grdn!
Tanis'e ihtiyacm var... onun gcne, klcna. Anlyorsun, deil mi?"
Tas tebessm etmeye alt ama alt duda titriyordu. "Evet Caramon, anlyorum. zr dilerim."
"stelik sonu olarak bu senin fikrindi," diye ekledi Caramon ar ballkla, ayaa kalkarken.
Dnceleri kenderi biraz rahatlatr gibi grnse de, yarmelfin gvenini arttrmaya pek
yaramamt. "Nedense," diye mrldand Tanis, "bu beni endiendirdi." Kenderin yzndeki ifade
de yleydi. "Tas" -Tanis, Caramon yeniden yanndaki yerini alrken en sert ifadesini taknd-
"emniyetli bir yer bulup orada duracana ve ban belaya sokmayacana dair bana sz ver! Sz
veriyor musun?"
Tas'n yz iindeki frtnalar yanstyordu; dudan srd, kalarn att, tepe san kafa tasna
kadar burktu. Sonra -aniden-gzleri falta gibi ald. Glmsedi, san brakt, sa srtna dt.
"Tabii ki sz veriyorum Tanis," dedi yarmelfin inlemesine neden olan byk bir masumiyet
ifadesiyle.
Ama artk bu konuda elden gelen bir ey yoktu. Caramon by-
199
l szleri sylemeye balam, aleti iletiyordu. Bynn dnen pusu iinde yok olmadan nce
Tanis'in grd son ey, tek ayak zerinde durmu, bir bacan dierine srterken mutlu bir
tebessmle elini sallayan kenderdi.
200
Borum 3
ireflash!" dedi Tassle-hoff kendi kendine Tanis ile Caramon gzden kaybolur kaybolmaz.
Dnen kender, atmalarn en yakn yaanmakta olduu ehrin gney ucuna doru komaya
balad. "nk," diye fikir yrtyordu, "byk bir ihtimalle ejderhalarn savalar o tarafta
oluyordur."
te tam o srada Tas, plannn talihsiz aksakln fark ediverdi. "Th be!" diye mrldand durup,
hrsla birbirlerine hrlayan, pen-eleyen, sran, ateten nefeslerini birbirleri zerine salan
ejderhalarla dolu gkyzne bakarken. "imdi, bu kargaa iinde onu nasl bulacam?"
fkeyle derin bir nefes alan kender ardndan hemen boulur gibi olarak ksrmeye balad.
Etrafna baknnca havann ar derecede dumanl olduunu ve biraz nce frtna bulutlan altnda
afakla grileen gkyznn imdi alevli bir parlaklkla aydnlandn fark etti.
Palanthas yanyordu.
"Pek emniyetli bir yer saylmaz," diye mrldand Tas. "Tanis emniyetli bir yer bulmam sylemiti.
Bildiim en emniyetli yer onun ve Caramon'un ki ile ayn; onlar da o hisara kmlardr artk ve
muhtemelen balarn bitmeyen bir belaya sokmulardr, ben ise
201
burada, bu yanan, talan edilen, yamalanan kasabada ksp kaldm." Kender yle iyice bir
dnd. "Buldum!" dedi aniden. "Fiz-ban'a dua edeceim! Birka kez ie yaramt; ey, yaradyd
herhalde. Ama -en azndan- bir zarar olmaz."
Caddeden bir ejderan devriyesinin geldiini gren ve rahatsz edilmek istemeyen Tas yaknlardaki
bir dar sokaa dalarak, p ynn ardna bzerek, baklarn ge evirdi. "Fizban," dedi
ciddiyetle, "bu son artk! Eer bundan kurtulamazsak annemin dedii gibi gm kuyuya atp,
tavuklarn yanna tanabiliriz -geri tam olarak annemin neyi kastettiini de anlam deilim- ama
yine de insann kulana berbat geliyor. Tanis ile Caramon'un yannda olmalym. Bilirsin, ben
olmazsam bir eyi halledemezler. Bunu yapmak iin de bir ejderhaya ihtiyacm var. imdi, bu o
kadar da fazla bir istek saylmaz. ok daha fazla eyler dileyebilirdim...yani ayrnty atlayp hop
diye beni oraya gtrmen gibi. Ama bunlar istemedim. Sadece tek bir ejderha. O kadar."
Tas bekledi.
Hibir ey olmad.
Bitkinlikle derin bir nefes alan Tas inatla gzlerini ge evirerek biraz daha bekledi.
Hl bir ey yoktu.
Tas, iini ekti. "Tamam, kabul ediyorum. Hisar'a umak uruna keselerimden birinin -hatta belki
ikisinin- bile iindekileri vermeye razym. Gerekten, doru sylyorum. En azndan dorunun
bir ksm. stelik sana apkan buluveren hep ben oluyordum..."
Bu yce gnll davran karsnda bile beliren bir ejderha olmamt.
Sonun Tas vaz geti. Ejderan devriyenin gemi olduunu fark ederek p ynn ardndan
kalkarak, dar sokaktan yeniden caddeye kt.
"Eh," diye mrldand, "galiba ok megulsn Fizban ve..."
Tam o anda, Tas'n ayann altnda zemin ykseldi, hava ta, tula ve dkntyle doldu,
gkgrlts gibi bir ses kenderin kulaklarn sar etti ve sonra...sessizlik geldi.
Kendini yerden kaldrarak pantalonundaki tozlar silkeleyen Tas duman ve moloz arasndan
bakarak neler olduunu anlamaya alt. Bir an iin, Tarsis'teki gibi zerine bir bina dm
olabileceini dnd. Fakat sonra durumun byle olmadn grd.
Bronz bir ejderha caddenin ortasnda srt st yatyordu. Bede-
202
ni kanlar iinde kalm, binalar zerine gerilmi kanatlar birka tanesini ykm, kuyruu ise
birka tanesinin zerinde duruyordu. Gzleri kapalyd, yanlar yanmt; sanki nefes de
almyordu.
"Benim istediim," dedi Tas huzursuzca, ejderhay seyrederek, "bu deildi!"
Ama tam o anda ejderha kprdad. Gzlerinden biri krparak ald ve dnen ba arasndan
kenderi tanyarak bakt.
"Fireflash!" yaral ejderhann gzne bakabilmek iin koca bacaklarndan birinden yukar doru
koan Tas'n nefesi tkanr gibi oldu. "Ben de seni aryordum! o...ok kt m yaralandn?"
Gen ejderha tam cevap vermeye yelleniyordu ki karanlk bir glge her ikisinin de zerini rtt.
Kihrash'n gzleri falta gibi ald, hafife bir hrladktan sonra bou bouna ban kaldrmaya
alt ama bu onu aan bir gayretti. Ban kaldran Tas iri bir siyah ejderhann kendilerine doru
inie gemi olduunu grd, belli ki niyeti kurbannn iini bitirmekti.
"Yok efendim yapamazsn!" diye mrldand Tas. "Bu benim bronzum! Fizban yollad onu bana. yi
de, bir ejderhayla nasl savalr?"
Huma'nn hikayeleri geldi kenderin aklna ama ejderhamzra ve hatta bir klc bile olmad iin
bunlar pek ona yardmc olmuyordu. Minik ban eken kender umutla bana baktktan
sonra ban sallayarak, yeniden kemerine geri soktu. Eh, elinden geleni yapmaya almalyd en
azndan.
"Fireflash," diye talimat verdi ejderhaya, yaratn kocaman, pullu karnna karken. "Orada
sessizce yat sen, tamam m? Evet, dmannla savaarak erefli bir ekilde lmek falan filan onlar
biliyorum. Solamniya valyesi olan bir arkadam vard. Ama u anda erefli olmay gze
alamayz. u anda hayatta olan iki dostum daha var ama bana yardm etmezsen hayatta
kalamayabilirler. Ayrca bu sabah senin hayatn bir kere kurtardm, geri u anda bu pek belli
olmuyor olabilir ama, yine de bana borlusun."
Khirsah anlayp Tas'n talimatna m uyuyordu yoksa gerekten baylm myd Tas emin olamad.
Her neyse, en azndan bu konuda enilenmesine gerek kalmad. Ejderhann karnnda durarak bir
ie yarayacak bir eyler bulmak umuduyla keselerini kartrrken eline Tanis'in bilezii geti.
"nsan bilezik konusunda bu kadar dikkatsiz olacan ummaz-d," diye mrldand Tas, kendi
kendine bilezii takarken. "Cara-
203
mon'la urarken drm olmal. yi ki ben almm. imdi..." < Kolunu kaldrarak tam
tepelerinde dnen, koca azn am, ldrc asidini kurban zerine boaltmaya hazrlanan
siyah ejderhaya iaret etti.
"Dur bakalm!" diye bard kender. "Bu ejderha lei bana ait. Ben buldum. ey..o beni buldu
aslnda. Neredeyse pestilimi kartyordu. O yzden toz ol ve o pis nefesinle mundar etme!"
Akl karan siyah ejderha duraksayarak aaya bakmaya balad. Zaman zaman ejderanlara ve
goblinlere baz armaanlar verirdi ama -hatrlayabildii kadaryla- bir kendere hi vermemiti. O
da dvte yaralanmt; kan kaybndan ve burnuna yedii bir darbeden dolay ba biraz
dnyordu ama iinden bir ses bu ite bir terslik olduunu syledi. Daha nce kt bir kenderle
karlam olup olmadn hatrlayamad. Ama her eyin bir ilki olduunu da kabul etmiyor
deildi. Bu kenderin kolunda kukusuz ki kara tlsml bir bilezik vard, bileziin bysne engel
olduunu hissedebiliyordu.
"Sanction'da u gnlerde bir ejderha dii kaa gidiyor biliyor musun sen?" diye bard kender.
"Peneler cabas. Sadece tek bir peneye otuz elik para deyen bir byc tanyorum."
Siyah ejderha kalarn att. Bu salaka bir konumayd. Can yanyordu ve kzgnd. Bu can skc
kenderi de dmanyla birlikte yok etmeye karar veren dii ejderha azn amt ki...arkadan
gelen baka bir bronz ejderhann saldrsna urad. Hiddetle lk atan siyah ejderha peindeki
bronzdan cann kurtarmak iin svp, havada mesafe kazanmak iin havay trmalarken avn
unuttu bile.
Kocaman rahat bir nefes alan Tas Khirsah'n karnna oturdu.
"Artk gidiyoruz demitim," diye mrldand kender, gm bilezii kartp yeniden kesesine
koyarken. Altndaki ejderhann kprdayp derin bir nefes aldn hissetti. Ejderhann pullu
brnden kayan Tas yere atlad.
"Fireflash? ok...ok kt m yaralandn?" nsan bir ejderhay nasl tedavi edebilirdi ki? "Gi...gidip
bir rahip bulabilirim, geri herhalde u anda, her yanda bu sava yaanrken hepsi ok
meguldr..."
"Hayr kender," dedi Khirsah derin bir sesle, "buna gerek yok." Gzlerini aan ejderha koca ban
salladktan sonra etrafa bakmak iin boynunu ylan gibi kvrd. "Benim hayatm kurtardn," dedi
204
Cendere akl karm bir halde bakarak.
"ki kere," diye dikkat ekti Tas neeyle. "lki, bu sabah Lord Soth'a karyd. Dostum Caramon'da -
sen onu bilmezsin- gelecekte neler olduunu anlatan bir kitap var...ya da gelecekten neler
olmayacan anlatan bir kitap, artk deitirdiimize gre. Her neyse sen Tanis'le birlikte Lord
Soth ile dvecek ve her ikiniz de lecektiniz eer ben bilezii almasaydm; yani artk
deilsiniz. Yani l deilsiniz."
"Gerekten de." Yana doru dnen Khirsah kayms koca kanatlarndan birini dumanl havaya
doru uzatarak dikkatle inceledi. Hl kesikler vard ve kanama devam ediyordu ama kanad
paralanmamt. Tas bylenmi gibi seyrederken ayn ekilde dier kanadn da inceledi.
"Bir ejderha olmak houma giderdi her halde," dedi iini ekerek.
"Tabii." Khirsah yavaa bronz bedenini dndrerek peneli ayaklar zerinde durdu; nce
kuyruunu ykm olduu binalarn iinden ekip kartt. "Biz Tanrlarn seilmileriyiz. Bizim
mrmz o kadar uzundur ki ciflerin mrleri bile bize bir mumun yanp snmesi gibi gelir;
insanlar ile siz kenderlerin mrleri ise bizim iin kayan birer yldz gibidir. Nefesimiz lmdr,
bymz o kadar gldr ki sadece en ulu bycler bizimle boy lebilir."
"Biliyorum," dedi Tasslehoff sabrszln gizlemeye alarak. "Her eyin altna emin misin?"
Khirsah glmemek iin kendisini zor tuttu. "Evet Tasslehoff Burrfoot," diye cevap verdi ejderha
ciddiyetle kanatlarn esneterek, "her ey..111... alyor, senin deyiinle." Ban sallad. "Kendimi
biraz halsiz hissediyorum o kadar. Ve benim hayatm kurtarm olduuna gre ben..."
"ki kere."
"ki kere," diye dzeltti ejderha, "benim de senin bir dileini yerine getirmem gerek. Benden ne
diliyorsun?"
"Beni hisara gtr!" dedi Tas, ejderhann srtna trmanmak iin hazrlanarak. Khirsah'n
dilerinden birine gemi olan gmleinin yakasndan havaya kaldrldn hissetti aniden.
"Tayverdiin iin saol. Geri kendi bama da yapabilirdim..."
Ama ejderha onu srtna yerletirmemiti. Tas kendisini Khirsah ile burun buruna buldu.
"Bu son derece tehlikeli olur -hatta lm tehlikesi var- senin iin
205
kender," dedi Khirsah erte. "Buna izin veremem. Seni u anda Yce Rahip Kulesi'nde bulunan
Solamniya valyelerinin olduu yere gtreyim..."
"Yce Rahip Kulesi'ne gittim!" diye uludu Tas. "Benim uan hisara gitmem gerekiyor! Yani, ey,
yani... Tanis Yarmelf! Onu tanyor musun? u anda o orada ve u... beni burada onun iin nemli
bir bilgi toplamam iin brakt ve" -Tas aceleyle szn tamamlad-"ben de bilgiyi aldm ve ona
ulatrmam gerek."
"Bilgiyi bana var," dedi Khirsah. "Ben ona tarm."
"Y...yo, yo, bu -m- bir ie yaramaz," diye kekeledi Tas aka. "Bu... bu --s kenderdilinde! Ve -ve
Ortak Lisana -m- evrilemez. Sen kenderdili bilmezsin deil mi Fireflash?"
"Tabii bilirim," diyecekti ejderha. Fakat Tasslehoff un umut dolu gzlerine bakan Khirsah
homurdand. "Tabii ki bilmem" dedi kmseyerek. Kenderi yavaa ve dikkatle srtna, kanatlar
arasna yerletirdi. "Eer dilein buysa, seni Tanis Yarmelf'e gtreceim. zerimizde
binicilerimiz olmadan savatmz iin ejderha eyeri yok, o yzden yeleme sk sk tutun."
"Tamam Fireflash," diye bard Tas neeyle, keselerini etrafna yerletirip ejderhann bronz
yelesini iki minik eliyle kavrayarak. Aniden aklna bir ey geldi. "Baksana Fireflash," diye seslendi,
"yukarda -ba aa yuvarlanmak veya dorudan yere dalmak gibi-macerac ruhlu bir eyler
yapmazsn, deil mi? nk bunlar ok elendirici de olsa kaylarla bal olmadm iin benim
iin olduka rahatszlk verici olabilir..."
"Hayr," diye cevap verdi Khirsah glmseyerek. "Savaa geri dnebilmek iin seni elimden
geldiince hzl gtreceim."
"Sen hazrsan ben de hazrm!" diye bard Tas, bronz ejderha havaya srarken Khirsah'n
brlerini topuklayarak. Hava akmlarn yakalayan ejderha gkyzne ykselerek Palanthas
ehri zerinden szld.
Pek ho bir gezinti olmamt. Aaya bakan Tas nefesini tuttu. Neredeyse Yeni ehir'in her yan
alevler iersindeydi. Boaltlm olduu iin ejderanlar hi bir mukavemete maruz kalmadan
ehirde kol gezerek etraf yamalyor ve yakyorlard. yi ejderhalar, mavi ve siyah ejderhalarn -
Tarsis'te olduu gibi- Eski ehir'i tamamen yakp ykmalarn engellemiti; insanlar da kanlarnn
son damlasna kadar ehri ejderanlara kar koruyordu. Fakat Lord Soth'un saldrsnn faturas
ar olmutu. Tas, yukardan baknca valyelerin
206
cesetleriyle atlarnn caddeler boyunca, yaramaz bir ocuun teneke askerlerini eliyle datm
olduu gibi, drt bir yana salm olduklarn grd. O seyrederken Soth'un hi engelle
karlamadan atm srmeye devam ettiini, askerlerinin nlerine kan her canly krp getiini,
bansheelerin korkun feryatlarnn lenlerin haykrlarn bastrdn grebiliyordu.
Tas zorla yutkundu. "Vah vah," diye fsldad, "galiba bu benim suum! Tam olarak emin
olamyorum sonu olarak. Caramon kitab biraz daha okumamt! Ben de yle varsaydm. Hayr,"
diye cevaplad kendi kendisini Tas katiyetle, "eer Tanis'i kurtarmasay-dm, Caramon Orman'da
lecekti. Elimden geleni yaptm, bu yle karmak bir ey ki bu konuda bir daha dnmeyeceim."
Akln datmak iin -ve aada gereklemekte olan korkun eylerden almak iin- gkyznde
neler olup bittiini grebilmek amacyla etrafna baknp, dumann arasndan grmeye alt.
Arkalarnda bir hareket gzne arpnca, iri bir mavi ejderhann Sho-ikan Korusu yaknlarndaki
caddelerden birinden ykselmekte olduunu grd. "Kitiara'nn ejderhas!" diye mrldand, o
muhteem, tehlikeli Skie'y tanyarak. Fakat ejderhann bir binicisi yoktu, Kitiara etrafta
grnmyordu.
"Fireflash!" diye seslendi Tas uyararak, onlar fark eden ve ynn deitirip onlara doru
hzlanan mavi ejderhay seyredebilmek iin olduu yerde dnmt.
"Farkndaym," dedi Khirsah souk bir ses tonuyla Skie'a bakarak. "Endielenme, gitmek istediin
yere yaklatk. Seni braktktan sonra kender, dmanmla ilgilenmek iin dneceim."
Dnen Tas gerekten de uan hisara ok yaklam olduklarn grd. Kitiara ve mavi ejderhann
dnceleri annda aklndan uup gitti. Hisar yakndan, aadan grldnden de harikayd.
Altnda sallanan o muazzam, entikli kayalar grebiliyordu bunlar -bir zamanlar- hisarn zerine
ina edilmi olduu kayalard.
Etrafnda tlsml bulutlar kaynyor, onu yzdryor, kuleleri arasnda ise imekler czrdayp,
patlyordu. Hisar inceleyen Tas, hisarn yanlarndan bir ylan gibi yukar doru ilerleyen devasa
atlaklar grd; bu, binay yerkrenin kemiklerinden skp alrken meydana gelmi yapsal bir
hasard. Hisarn yksek kulesindeki pencerelerden ve nndeki ak asma kapsndan k
szlyordu ama Tas ieride bir hayat olduuna dair baka bir iaret grmedi. Ama ieride
yaamn her trlsn bulabileceinden
207
emindi!
"Nereye gitmek istersin?" diye sordu Khirsah, sesinde bir sabrszlk tns vard.
"Hi fark etmez, saolasn," diye cevap verdi Tas kibarca, ejderhann atmaya dnmek iin acele
ettiini anlayarak.
"Ana giriin ok akllca olduunu zannetmem," dedi ejderha ani bir sapla. Serte hisarn
kysndan br yana doland. "Seni arkaya gtreceim."
Tas, yine "saol," diyebilirdi ama ejderhann halka izmesi her ikisini de havada yan yatrm,
midesi beklenmedik bir nedenle alaa olurken kalbi ta boazna kmt. Sonra Khirsah
dzelerek alalmaya balad ve terkedilmi bir avluya indi. Bir an iin iindeki organlarn yerlerine
yerlemesini bekleyen Tas ejderhann srtndan aaya zor kayd ve nezaket kurallarn hie
sayarak glgelik bir yere kotu.
Bir kez salam topraa (eh salam toprak saylabilirdi) basnca kender hemen kendisini daha iyi
hissetmeye balad.
"Hoakal Fireflash!" diye seslendi minik elini sallayarak. "Teekkr ederim! yi anslar!"
Ama bronz ejderha onu duyduysa bile cevap vermemiti. Khirsah hzla ykseliyor, havada mesafe
kazanyordu. Arkasndan hzla Skie yaklayor, kzl gzleri nefretle parlyordu. Omuzlarn silkip
hafife bir i eken Tas onlar kendi savalarna brakt. Dnerek, etrafn incelemeye balad.
Hisarn arkasnda bulunan yarm bir avludayd, belli ki avlunun kalan ksm, hisar yerden sklp
kartldnda yerde kalmt. Kenardaki krlm kaldrm talarna olduka fazla yaklam
olduunu fark eden Tas aceleyle hisarn duvarlarna doru se-yirtti. Sessizce hareket ediyor,
kenderlerin doutan sahip olduklar bilinaltndaki usta hrszlk hneriyle glgelerden
kmyordu.
Duraksayarak etrafna baknd. Avluya alan bir arka kap vard; vard ama kocaman, ahap bir
kapyd ve demirlerle srglen-miti. Aslnda Tas'n parmaklarnn seyirmesine neden olan son
derece ilgin bir kilidi de olsa kender iini ekerek, kapnn dier tarafnda ayn derecede ilgin bir
nbetinin de bulunuyor olabileceini dnd. Pencereden szlse daha iyi olacakt ve tam
tepesinde klarn szld bir pencere vard.
Tepesinde ok yukarlarda bir yerde.
"Th be!" diye mrldand Tas. Pencere en azndan yerden iki
208
metre yukardayd. Etrafna bakman Tas paralanm bir kaya paras buldu; bunu itip
yuvarlayarak pencerenin altna kadar getirdi. Kayaya trmanan Tas ihtiyatla ieri bakt.
Kafalar patlam iki ejderan yerde talam yatyordu. Baka bir ejderan da, ba tamamen
bedeninden ayrlm bir halde yaknlarda yatyordu. Cesetlerin dnda odada ne baka biri vard,
ne de baka bir ey. Bir ayann parmak ularnda duran Tas ban ieri sokarak dinledi. ok
uzakta olmayan bir yerlerden birbirine arpan metal sesleri, kaba bartlar, haykrlar duydu ve
bir kez de muazzam bir kkreme iitti.
"Caramon!" dedi Tas. Pencereden trmanp girerek yere atlad; atladktan sonra hisarn hl yerli
yerinde olduunu ve bir yerlere gitmediini hissettiinde pek memnun oldu. Bir kez daha
dinleyince o tandk kkremenin daha da glendiini, Tanis'in kfrlerine kartn duydu.
"Aferin onlara," dedi Tas, memnuniyetle ban sallayp odada ilerlerken. "Beni bekliyorlar."
Bombo ta duvarlar olan bir koridora kan Tas zerine eki dzen vermek iin bir an duraksad.
atma sesleri tepesinden geliyordu. Mealelerle aydnlatlm koridora gz atan Tas bir merdiven
grerek o tarafa yneldi. Bir tedbir olarak da minik ban ekti ama kimseyle karlamad.
Koridor botu, tpk dar, dik merdivenler gibi.
"Hm," diye mrldand Tas, "u anda ehre nazaran ok daha emniyetli bir yer olduu kesin. Bunu
Tanis'e sylemeyi unutmamalym. Dedim de aklma geldi acaba Caramon ile nerededirler ve ben
oraya nasl giderim?"
Neredeyse on dakika boyunca dimdik merdivenleri trmanan Tas durup, mealelerle aydnlatlm
karanla doru bakt. Hisar kulelerinin i ve d duvarlar arasna skm dar bir merdivenden
trmanmakta olduunu fark etti. Hl atmann tm hiddetiyle devam ettiini duyabiliyordu -o
anda Tanis ile Caramon, onun bulunduu seviyede, duvarn dier yanndayd sanki- fakat onlara
ulaabilecek bir yol bulamyordu. Bunalan -ve bacaklar yorulan-Tas dnmek iin durdu.
Ya aaya inebilirim ya da baka bir yol deneyebilirim, diye d-nd, ya da yoluma devam
ederim. Aaya inmek -daha kolay olmasna ramen- byk bir ihtimalle daha kalabalk olurdu.
stelik yukarda bir yerlerde mutlaka bir kap olmalyd, yoksa neden byle bir merdiven
yapsnlard ki?
209
Bu ekilde mantk yrtmek Tas'm daha ok iine geldii ijn atma sesleri artk yukardan deil
aadan gelmeye balam olsa bile yoluna devam etmeye karar verdi. Tam bu merdivenleri arpk
bir mizah anlay olan sarho bir ccenin ina etmi olabileceini dnyordu ki aniden tepeye
vararak kapy buldu.
"Aaa, bir kilit!" dedi ellerini ovuturarak. Uzun zamandr bir kilit ama ans olmamt,
paslanmaktan korkmaya balamt. Tecrbeli gzlerle kilidi inceleyen kender ihtiyatla ve hafife
elini kapnn kulpuna koydu. Ne yazk ki, onu byk bir hayal krklnda brakan kap,
kolaycack alverdi.
"Eh ne yapalm," dedi iini ekerek, "zaten ilingir aletlerim de yanmda deildi." Kapy dikkatle
iterek, kapnn dna bakt. nnde tahta bir parmaklktan baka bir ey yoktu. Tas kapy biraz da
iterek darya bir adm atnca kendisini kulenin iini dolanan dar bir balkonda buldu.
atma sesleri artk daha net duyuluyor, talardan yanklanyordu. Balkonun ahap zemini
zerinden hzla ilerleyen Tas parmaklklarn kenarndan aaya bakarak odunlarn vurulduu,
kllarn angrdad, bar rn geldii yere doru bakt.
"Huu Tanis. Huu Caramon!" diye seslendi heyecanla. "Bu zmbrtnn nasl uurulduunu
anlayamadnz m daha?"
210
B(m 4
as'n eilip bakt balkondan birka kat aada baka bir balkona skm olan Tanis ile
Caramon, kulenin dier tarafnda canlarn kurtarmak iin dvyorlard. Ejderan ve goblinlerden
kk bir ordu altlarndaki merdivene ylmt.
ki sava, merdivenlerin bana kadar srkledikleri koca bir tahta sray kendilerine siper
etmilerdi. Arkalarnda bir kap vard ama Tas'a yle gelmiti ki, kapya doru kamaya
almsalar da, daha kapya varamadan durdurulmulard.
Elleri dirseklerine kadar yeil kana bulanm olan Caramon balkon korkuluundan kartt bir
kalasla dmanlarnn kafasn patlatyordu, bedenleri taa dnen bu yaratklarla dvrken
kltan daha etkili bir silaht bu kalas. Tanis'in klc entik entik olmutu -o da klcn bir sopa
gibi kullanyordu- kollarnda zincir zrhn yarlm olduu yerlerdeki birka kesikten kan akyordu;
ayrca gs zrhnda da iri bir vuruk vard. Tas, Tanis'in o ilk hiddetli bakndan
kprdyamayacak durumda olduklarn anlad. Ejde-ranlar sray yollarndan ekip atacak veya
zerinden atlayacak kadar sraya yaklaamyordu. Fakat Caramon ile Tanis bir adm ekil-seler,
zerinden atlayp geeceklerdi.
"Tanis! Caramon!" diye bard Tas. "Yukardaym!"
211
Her iki adam da kenderin sesini duyunca hayretle etrafna baknd. Sonra Tanis'in koluna yapan
Caramon iaret etti.
"Tasslehoff!" diye seslendi Caramon, gmbrtl sesi kulenin i blmnde patlamt. "Tas!
Arkamzdaki u kap! Kilitli! kamyoruz!"
"Hemen geliyorum!" diye seslendi Tas heyecanla, parmakla trmanp, olaylarn gbeine
atlamaya hazrlanarak.
"Hayr!" diye bard Tanis. "Dier taraftan a! br taraftan!" Deliler gibi iaret ediyordu.
"Haa," dedi Tas hayal krklyla. "Tabii, hi nemli deil." Yeniden balkona inip tam kapya doru
ilerlemek iin dnyordu ki Tanis ile Caramon'un altndaki merdivenlerdeki ejderanlarn
dvmekten vazgetiini grd; belli ki dikkatlerini bir ey ekmiti. Sert bir emir sesi duyuldu;
ejderanlar birbirlerini itip kakmaya baladlar; srtmaya baladklar iin dileri de grnmeye
balamt. Savan durmasyla aran Tanis ile Caramon, Tas parmaklklardan sarkm olanlar
seyrederken srann zerinden bakmay gze aldlar.
zeri srri rnlerle ssl kara cppe giymi bir ejderan merdivenlerden kyordu. Peneli ellerinde
bir asa vard, saldran bir ylan eklinde oyulmu bir asa.
Bir Bozak bykullancs! Tas'n mide boluunda, neredeyse ejderhayla yere indikleri zaman
olduu gibi bir arlk hissi olmutu. Ejderan savalar silahlarn knlarna koyuyorlar, belli ki
atmann bittiini dnyorlard. Byc hzla, basite halledecekti meseleyi.
Tas, Tanis'in elini kemerine gtrdn grd... ve eli bo kald. Tanis'in yznn bembeyaz
kesildii sakalnn altndan belli oluyordu. Kemerinin baka bir yerini daha yoklad. Orada da bir
ey yoktu. Yarmelf deliler gibi yerleri aratrd.
"Biliyor musun," dedi Tas kendi kendine, "byye dayankl o bilezik imdi ie yarard ite. Belki de
onu aryordur. Sanrm kaybettiini fark etmemi." Kesesine uzanan kender gm bilezii ekip
kartt.
"Burada Tanis! Endielenmene gerek yok! Drmtn ama ben buldum!" diye bard Tas,
bileziyi sallayarak.
Yarmelf kalarn atarak baklarn kaldrd; kalarn yle bir atmt ki Tas aceleyle bilezii ona
frlatt. Tanis'in ona teekkr edip etmiyeceini biraz bekledikten sonra (etmemiti) kender iini
212
ekti.
"Bir dakikaya kadar oradaym!" diye bard. Dnerek kapdan kt gibi merdivenlerden indi.
"Pek minnettar grnmediine kuku yok," diye burun bkt Tas, aceleyle ilerlerken. "Hi o eski,
elence dkn Tanis'e benzemiyor. Sanrm bir kahraman olmak ona yaramad."
Ardndan, duvarlar sesi bosa da sert by szlerini ve birka patlamay duyabildi. Ejderanlarn
sesleri hiddetli ve hayal krkl ykl haykrlar halinde ykseldi.
"O bilezik biraz dayanmalarm salar," diye mrldand Tas, "ama ok srmez. imdi, onlara
varabilmek iin kulenin dier tarafna nasl ulaabilirim? Galiba ta aaya kadar inmekten baka
arem yok."
Merdivenlerden aaya koarak inen Tas yeniden zemin katna vard, hisara girmi olduu oday
geerek sonunda onun kotuu koridora dik a yapan baka bir koridora vard. Bu koridorun
kulenin dier tarafna, Tanis ile Caramon'un skp kaldklar yere gitmesini diledi.
Baka bir patlama sesi duydu; bu kez btn kule salland. Tas hzm arttrd. Saa doru keskin
bir dn yapan kender hzla keyi dnd.
Gm! Pof! diye yere yuvarlanan bodur ve kara bir eye arpt.
arpma Tas'n altn stne getirmiti. Kokusundan bir p uvalna arpt izlenimi edinen
kender kprdamadan yatt. Biraz sarslm da olsa yine de tkezlenerek ayaa kalkmay baard,
minik ban eline alarak kendisini ayaa kalkmay baarm bu ksa boylu, kara yarata kar
korumaya hazrland.
Elini alnna koyan yaratk "Uff," dedi acl bir tonda. Sonra dermansz bir halde etrafna baknnca
nnde amansz ve kararl duran Tas' grd. Meale kenderin bandan yansd. O, "uff"
sesi bir "AHHHH"a dnt. Le kokulu yaratk inleyerek bayld kald.
"Lam ccesi!" dedi Tas burnunu tiksintiyle buruturarak. Ban knna sokup, ayrlmaya
balad. Sonra durdu. "Ama biliyor musun," dedi kendi kendisiyle konuarak, "bu iime yarayabilir."
Eilen Tas lam ccesini paavralarndan kavrad gibi sallad. "Huu, uyan!"
Kesik kesik iini eken lam ccesi gzlerini at. zerine eilmi sert yzl kenderi gren lam
ccesi kl gibi olarak gzlerini
213
yumdu ve baygn numaras yapmaya alt.
Tas, uval yeniden sarst.
Titrek bir i ekile lam ccesi tek bir gzn at ve yine Tas' olduu yerde grd.
Yaplabilecek tek bir ey kalmt. l numaras yapmak. Bu (lam cceleri arasnda) nefeslerini
tutup hemen l gibi sertleerek yapabildikleri bir eydi.
"Haydi," dedi Tas huzursuzca lam ccesini sarsarak. "Yardmna ihtiyacm var."
"Sen git," dedi lam ccesi derinden gelen, hayaletvarimsi bir sesle. "Ben l."
"Daha lmedin," dedi Tas kartabildii en korkun sesiyle, "ama bana yardm etmezsen
leceksin!" Ban kaldrd.
Yutkunan lam ccesi derhal dorulup oturdu ve akl karm bir halde ban kad. Sonra Tas'
grerek, kendere sarld. "Sen iyi et! Ben, lmden dn! Sen ne ulu, ne gl rahip!"
"Hayr, deilim!" diye kesti szn Tas, bu tepkiden olduka hayrete derek. "imdi, brak beni.
Yo, keseme takldn. yle deil..."
Biraz sonra kendisini lam ccesinden ayrmay baard. Yarat ekip ayaa kaldran Tas ona
serte bakt. "Kulenin br tarafna gemeye alyorum. Doru yoldan m gidiyorum?"
Lam ccesi koridor boyunca dnceli dnceli baktktan sonra Tas'a dnd. "Bu, doru taraf,"
dedi sonunda, Tas'n gitmekte olduu yn gstererek.
"Gzel!" Tas yemden yola koyuldu.
"Ne kulesi?" diye mrldand lam ccesi, ban kayarak.
Tas durdu. Dnerek lam ccesine hiddetle bakt, eli bana doru kayyordu.
"Ben ulu rahiple git," diye nerdi lam ccesi aceleyle. "Ben rehber."
"Bu kt bir fikir olmayabilir," diye dnd kender. Lam ccesinin pis elini tutan Tas onu da
yan sra srklemeye balad. Ksa bir sre sonra yukarya kan baka bir merdiven buldular.
atma sesleri artk daha da glyd; bu lam ccesinin gzlerinin falta gibi almasna neden
olmutu.
Elini kurtarmaya alt. "Ben bir kere ld," diye bard lam ccesi, kendini deliler gibi
kurtarmaya alarak. "ki kere ldn m, bir kutuya koyup, byk delie atyolar. Ben bunu
sevmez."
Bu ilgin bir kavram gibi gelse de Tas'n izah edecek vakti yok-
214

w. Lam ccesini sk sk tutan kender merdivenlerden yukar doru ekti; duvarn dier
tarafndaki atma sesleri her geen an biraz daha fazlalayordu. Kule'nin dier tarafndaki gibi,
dik merdivenler bir kapyla bitti. Kapnn ardndan gelen gmbrtleri patrtlar, kfreden
Caramon'u duyabiliyorlard. Tas kapnn kulpunu tuttu. Kap o taraftan da kilitliydi. Kender
glmseyerek yine ellerini ovuturdu.
"Gzel yaplm bir kap olduuna kuku yok," dedi kapy inceleyerek. Aa eilerek anahtar
deliinden bakt. "Buradaym!" diye seslendi.
"Kapy" -bouk baz sesler- "a!" diye geldi Caramon'un patlayan brts.
"Elimden geleni yapyorum!" diye bard Tas, biraz rahatsz olarak. "Aletlerim yanmda yok
biliyorsun. Eh, bir eyler yapmaya alacam. Sen! Olduun yerde kal!" Yeniden merdivenlere
doru szlmekte olan lam ccesini yakalad. Ban kartarak, tehdit edercesine tuttu.
Lam ccesi olduu yere ylverdi.
"Ben kal!" diye zrlad, yere kapanarak.
Kapya geri dnen Tas bann ucunu kilide soktu ve dikkatle evirmeye balad. Tam kilidin
almaya baladn hissetmeye balamt ki bir ey kapya doru arpt. Bak kilitten frlad
kt.
"Bana yardmc olmuyorsunuz!" diye bard kapdan. Uzun bir i geiren Tas ba yeniden kilide
soktu.
Lam ccesi emekleyerek yaklat, yerden Tas'a bakyordu. "Sen ok biliyor. Ben dnyor, sen
ulu bir rahip deil."
"Ne demek istiyorsun?" diye mrldand Tas, yapt ie odaklanmaya alrken.
"Bak kap amaz," dedi lam ccesi son derece kmseyerek. "Anahtar a."
"Ben de kaplar anahtarlarn atn biliyorum," dedi Tas bunalm bir halde baknarak, "ama bir
anahtarm yo... Onu bana ver!"
Tas hiddetle lam ccesinin elinde tuttu anahtar kapt. Anahtar kapnn kilidine sokunca
kilidin tkladn duydu ve kapy ektii gibi at. Tanis, tam kenderin zerine yuvarland;
Caramon onun ardndan kouyordu. Koca adam, kapdan ieri doru girmekte olan bir ejderan
klcn krarak ar kapy kapatt. Srtn kapya dayayp, ar ar soluyarak Tas'a bakt.
"Kilitle!" diyebildi nefes nefese.
215

Tas abucak yeniden anahtar kilit iersinde evirdi. Kapnn gerisinden barlar, patrtlar,
paralanan ahap sesleri geliyordu.
"Sanrm kap bir sre dayanr," dedi Tanis kapy inceleyerek.
"Ama ok uzun srmez," dedi Caramon ask bir yzle. "zellikle de oradaki o Bozak bycyle.
Haydi."
"Nereye?" diye sordu Tanis, yzndeki teri silerek. Elindeki bir basit yara ve kollarndaki bir ok
kesik kanyordu ama bunun dnda yaralanmam gibi duruyordu. Caramon da kan revan
iindeydi ama kanlarn ou yeil renkteydi, o yzden Tas bunlarn dman kan olduunu
biliyordu. "Bu eyi uuran aletin nerede olduunu hl bulamadk!"
"Eminim o biliyordur," dedi Tas, lam ccesini iaret ederek. "O yzden onu yanmda getirdim,"
diye ekledi kender, yaptndan pek bir gurur duyarak.
Korkun bir atrt koptu. Kap titredi.
"En azndan buradan kalm," diye mrldand Tanis. "Senin adn ne?" diye sordu lam ccesine,
merdivenlerden hzla inerlerken.
"Rounce," dedi lam ccesi, Tanis'i kukulu gzlerle szerek.
"Pekala Rounce," dedi Tanis, soluklanmak iin glgeli bir merdiven sahanlnda durarak, "hisar
uuran aletin bulunduu oday gster bize."
"Rzgr Kumandan'nn Koltuu," diye ekledi Caramon, lam ccesine sert sert bakarak.
"Goblinlerden birinin byle sylediini duyduk."
"O sr!" dedi Rounce ciddiyetle. "Ben sylemez! Ben sz yapt!"
Caramon yle bir hrlad ki Rounce'n l gibi bembeyaz kesildii, yznn kirinin altndan bile
belli oluyordu; lam ccesinin yeniden baylacandan korkan Tas aceleyle araya girdi. "Ph!
Eminim bilmiyordur!" dedi Tas, Caramon'a gz krparak.
"Bal gibi ben biliyor!" dedi Rounce kendini beenmie. "Ve sen ben syle diye numara yapyor.
Ben senin aptalca numarana dmez ki."
Tas iini ekerek duvara yasland. Caramon yeniden hrlad fakat biraz sinen lam ccesi yine de
ona cesur bir kstahlkla bakmaya devam ediyordu. "Kudurmu domuzlar bile benden srr
syletmez!" diye beyan etti Rounce, kollarn ya kapl, yemek artklar bulam gsnde
kavuturarak.
Yukardan bir ey paralanm gibi bir atrd ve ejderan sesleri
216
geldi.
"ey, Rounce," diye mrldand Tanis gven telkin edip, lam ccesinin yanna melerek, "tam
olarak, ne sylememen gerekiyor?"
Rounce kurnaz bir ifade taknd. "Ben, Rzgr Kumandan'nn Koltuu'nun orda kulenin en tepesi
olduunu sylememek. Bu, ben hi sylememeli!" Tanis'e kalarn atarak bakan lam ccesi
yumruk yapt minik elini kaldrd. "Ve sen beni syletemez!"
Rzgr Kumandan Koltuu'nun bulunmad odaya kan koridora vardlar (btn yol boyunca
"Bu, gizli yere kan merdiven deil," deyip durarak onlara rehberlik eden Rounce'u izleyerek tabii
ki). Etrafn haddinden fazla sakin olduunu dnerek kapdan dikkatle girdiler. Haklydlar da.
Bozak bykullamcsnn izledii yirmi kadar ejderan zerlerine ulland.
"Arkama gein!" dedi Tanis klcn ekerek. "Bilezik hl bende..." Tas'n da yanlarnda olduunu
hatrlayarak, "sanrm," da ekledikten sonra, aceleyle kolunu kontrol etti. Bilezik hl yerinde
duruyordu.
"Tanis," dedi Caramon, klcn ekmi, Bozak'tan bir talimat bekledikleri iin tereddt eden
ejderanlar karsnda yava yava gerilemiti, "zamanmz azalyor! Biliyorum! Bunu
hissedebiliyorum! Yksek Byclk Kulesi'ne gitmeliyim! Birisi oraya kp, bu eyi uurmak
zorunda!"
"Sadece bir kii bu kadar fazla sayda ejderam geri tutamaz!" diye cevap verdi Tanis. "O zaman da
geriye Rzgr Kumandam'n harekete geirebilecek biri kalmyor..." Szckler dudaklarnda donup
kald. Caramon'a bakt. "Yo, ciddi olamazsn..."
"Baka aremiz yok," diye hrldad Caramon, by szleri havaya dolarken. Tasslehoff'a bakt.
"Hayr," diye balad Tanis, "kesinlikle olmaz..."
"Baka yolu yok!" diye srar etti Caramon.
Tanis iini ekti, ban sallad.
Her ikisini de izlemekte olan kender gzlerini krptryordu. Sonra aniden anlad.
"Ah Caramon!" dedi nefes nefese, ellerini kavuturarak; neredeyse bayla kendisini
yaralayacakt. "Ah Tanis! Kule! Piman olmayacaksnz! Rounce, yardmna ihtiyacm olacak."
Lam ccesinin kolundan yakalayan Tas, Rounce'n iaret ederek, "Bu merdiven sizi gizli yer
gtrmez!" diye iddia ettii dner
217
"Dur bekle! Rounce! Beni brakma!" diye bard Tas. 'Bak, gelip bana yardm et! Bunu birlikte
uururuz!"
"Ben!" Rounce'un nefesi kesilir gibi oldu. Gzleri fal ta gibi ald. "Koca byc patron gibi mi
umak!"
"Evet Rounce! Haydi, gel trman, omuzlarmda dur ve..."
Rounce'un yznde bir merak ifadesi belirdi. "Ben," dedi heye- j canla soluk solua, "koca byc
patron gibi uacak!"
"Evet Rounce evet," dedi Tas sabrszca, "imdi acele et, et de koca byc patrona
yakalanmayalm."
"Ben acele et," dedi Rounce, paltforma trmanp oradan da Tas'n omzuna karak, "Ben acele et.
Ben hep uurmak isteri..."
"Dur, bileklerini tutaym. imdi, uf! Sam brak! ekiyorsun! Seni drecek deilim. Ayaa kalk.
Ayaa kalk Rounce. Yavaa i ayaa kalk. Bir ey olmayacak. Bak, bileklerini tuttum. Dmene i
mani olurum. Hayr! Hayr! Dengede durman..."
Kender ile lam ccesi bir yumak halinde yere yuvarland.
"Tas!" Caramon'un uyaran sesi merdivenlerden yukar ykseldi.
"Bir dakika! Neredeyse becerdim!" diye seslendi Tas, Rounce'u tutup ayaa kaldrdktan sonra
tutup sallayarak. "imdi, denge, denge!"
"Denge, denge," diye mrldand Rounce, dileri birbirine arparken.
Tas bir kez daha siyah kristal dairelerdeki yerini ald ve Rounce bir kez daha omuzlarna kt. Bu
kez lam ccesi, bir iki kez sallanp bir gerginlik yaadktan sonra ayakta kalmay baard. Tas
rahat bir nefes ald. Pis ellerini uzatan Rounce -birka yanl giriimden sonra- bunlar siyah kristal
kreler zerine ihtiyatla koydu.
Derhal tavandaki halkadan aaya doru ktan bir perde inerek Tas ile lam ccesi etrafnda
parlak bir duvar oluturdu. Tavanda rnler oluarak kzl ve meneke renklerinde parlamaya
balad.
Ve insann iini eriten bir silkinmeyle birlikte uan hisar hareket etmeye balad.
Bu silkinmeyle Rzgr Kumandan Koltuu'na kan merdivenlerin altndaki koridorda bulunan
ejderanlar ile bykullancsn yere yuvarlad. Tanis de savrularak srt duvara arpt ve Caramon
onun zerine yapt.
lklar atp lanetler okuyan Bozak bycs ayaa kalkmaya alt. Koridoru doldurmu olan
kendi adamlarn ineyen ve Ta-
220
ni ile Caramon'u tamamen grmemezlie gelen ejderan, Rzgr Kumandan odasna doru kotu.
"Durdur onu!" diye hrlad Caramon, hisar batmakta olan bir gemi gibi b*1" yana doru yatarken
iterek kendisini uzak tutmaya apyordu.
"Elimden geleni yapacam/' diye soludu hrltyla, nk soluksuz kalmt, "fakat sanrm bu
bileziin gc bitmek zere."
Bozak'a doru atld fakat hisar aniden tam ters yne doru yatmt. Tanis skalayarak yere
yuvarland. Btn dikkatini hisar alan hrszlar yakalamaya vermi olan Bozak de kalka
merdivenlere doru ilerliyordu. Hanerini eken Caramon, haneri Bozak'n srtna frlatt. Fakat
haner kara cppeler etrafndaki byl ve grnmez bir engele arparak hi bir zarar vermeden
yere dt.
Bozak Rzgr Kumandan odasna kan dner merdivenlerin bana ulatnda dier ejderanlar
yeniden ayaa kalkmaya balamlar ve Tanis de tam bir kez daha Bozak'a yaklamt ki, hisar
havaya doru srad. Bozak srtst Tanis'in zerine dt; ejderanlar drt bir yana uutu ve
ayakta kalmay zar zor baaran Caramon Bozak bycnn zerine atlad.
Kulenin aniden kendi ekseni etrafnda dnmesi bycnn konsantrasyonunu bozmutu. Bozak'n
koruma bys dt. Ejderan pene eklindeki elleriyle deliler gibi boumaya alyordu ama -
yarat Tanis'in zerinden eken- Caramon, tam byc baka bir eyler mrldanmaya
baladnda klcn Bozak'a soktu.
Ejderann bedeni annda korkun bir sar birikintiye dnerek btn blmeye dolan kt, zehirli
bir duman sald.
"Ka!" diye bard Tanis, ak bir pencereye doru tkezlenerek; bir yandan da ksryordu.
Dar uzanarak temiz havay cierlerine ektikten sonra yine soluksuz kalr gibi oldu.
"Tas!" diye bard, "yanl tarafa gidiyoruz! Ben kuzeybat demitim!"
Kenderin tiz sesini duydu yukardan, "Kuzeybaty dn Roun-ce! Kuzeybat."
"Rounce mu?" diye mrldand Caramon bir yandan ksrrken bir yandan da ani bir telala
Tanis'e bakarak.
"Nasl ben iki yn ayn anda dnsn?" diye sordu bir ses. Kuzeye mi gitmek istiyorsun, batya
m? Karar ver."
"Kuzeybat!" diye bard Tas. "O tek bir yo... Aman bover. Bak Rounce, sen kuzeyi dn, ben
baty dnrm. Belki bu bir ie
221
yarar.
Gzlerini kapatan Caramon umutsuzlukla iini ekerek, duvara yasland.
"Tanis," dedi, "En iyisi sen..."
"Vakit yok," diye cevap verdi Tanis serte, elinde klcyla. "BaK geliyorlar."
Fakat liderlerinin lmyle akllar karan ve hisarlarna neler olduunu hibir ekilde
anlayamayan ejderanlar sorarcasna birbirlerine -ve dmanlarna- bakyorlard. Tam o anda uan
hisar bir kez daha yn deitirerek kuzeybatya doru ynledi ve ayn zamanda alt metre kadar
da irtifa kaybetti.
Dnen, birbiri zerinden atlayan, itiip kakan, kayp den ejderanlar koridordan koarak,
geldikleri gizli yoldan gzden kayboldular.
"Sonunda doru tarafa gidiyoruz," diye belirtti Tanis, pencereden dar bakarak. Ona katlan
Caramon Yksek Byclk Kule-si'nin gitgide yaklatn grd.
"Gzel! Bakalm neler oluyor," diye mrldand Caramon, merdivenleri kmak iin dorularak.
"Yo, dur bekle" -Tanis onu durdurdu- "Belli ki Tas gremiyor. Onu bizim ynlendirmemiz gerek.
Ayrca o ejderanlar her an geri dnebilir."
"Sanrm haklsn," dedi Caramon, merdivenlerden yukarya kukuyla bakarak.
"Birka dakika iersinde orada oluruz," dedi Tanis, pencere per-vezna bitap bir halde dayanarak.
"Ama sanrm neler olup bittiini anlatmana yetecek kadar zamanmz var."
"nanmas zor," dedi Tanis yavaa, yeniden pencereden dar bakarak, "Raistlin bile olsa."
"Biliyorum," dedi Caramon, sesinde bir hzn vard. "Ben de i inanmak istemedim, uzun bir sre
stelik. Fakat onu Kap'nn j nnde grp de Crysania'ya yaptklarn anlatn duyduktan sonra
artk ktln ruhunu kemirip bitirdiini anladm."
"Haklsn, onu durdurmalsn," dedi Tanis, uzanp koca adamn ellerini tutarak. "Fakat Caramon
bunun anlam onun ardndan Cehenneme mi gitmen olacak? Dalamar Kule'de, Kap nnde
nbette. Mutlaka ikiniz bir olunca onun girmesine engel olursunuz. Senin Kap'dan gemene gerek
kalmaz..."
222
"Hayr Tanis," dedi Caramon ban sallayarak. "Unutma! Dala-rnar ilk seferinde Raistlin'i
durduramamt. Kara elfe bir ey olmu olmas gerek yapmas gerekeni yapmasna engel olan bir
ey." Srtndaki torbaya uzanan Caramon deri kapl Tarihe'yi kartt.
"Belki oraya btn bunlara engel olabilecek zamanda gidebiliriz," diye fikir yrtt Tanis,
anlatlm olan bir gelecek hakknda konumak ona garip gelmiti.
aretledii sayfay aan Caramon sayfay aceleyle taradktan sonra derin bir nefes alrken, bir slk
sesi kartmt.
"Ne var?" diye sordu Tanis grmek iin eilerek. Caramon aceleyle kitab kapatt.
"Ona bir ey oluyormu dorusu," diye mrldand koca adam, Tanis'le gz gze gelmemeye
alarak. "Kitiara onu ldryor."
223
Bfm
5
alamar Yksek Byclk Kulesi'nin laboratuvarnda tek bana oturuyordu. Kule'nin canl ve l
muhafzlar kapnn yanndaki yerlerinde durmular bekliyorlar... izliyorlard.
Dalamar Kule penceresinden Palanthas ehrinin yandn grebiliyordu. Kara elf savan
ilerleyiini Kule'nin tepesindeki yerinden rahatlkla seyretmiti. Lord Soth'un kapdan geiini,
valyelerin dalp dn, ejderanlarn uanhisardan aaya sz-llerini hep grmt.
Btn bu sre zarfnda yukarda ejderhalar savamt; ejderha kan aadaki ehrin caddelerine
yamur gibi yayordu.
Ykselmekte olan duman gr asn kapatmadan nce grd son ey uan hisarn
bulunduu yne doru harekete geme-siydi; hisar yavaa, dzensizce hareket ediyordu; hatta
bir kere sanki fikrini deitirip dalara doru gider gibi bile olmutu. Akl karan Dalamar bir
sre bunu seyrederek, neye almet olduunu merak etti. Acaba Kitiara Kule'ye bu yolla m gelmeyi
planlyordu?
Kara elfin iini anlk bir korku doldurdu. Hisar Shoikan Koru-su'nun zerinden uabilir miydi?
Evet, diye fark etti, uabilir! Elleri kasld. Neden bu olasl daha nce fark etmemiti? Gr
asn iyice kapatmaya balayan dumana lanetler ederek pencereden
224
dar bakmaya devam etti. O seyrederken hisar yine yn deitirdi, gkyznde evinin yolunu
arayan bir sarho gibi yalpalayp duruyordu.
Bir kez daha Kule'ye doru ynlenmiti ama kaplumbaa hzyla. Neler oluyordu? Acaba kullanan
kii yaralanm myd? Grmeye alarak hisara doru bakt. Derken kaln, kara duman
pencerelere kadar ulaarak hisar tamamen gzlerden saklad. Yanmakta olan zift ve kenevir
kokusu ok keskindi. Ambar, diye dnd Dalamar. Tam kfrederek pencereden ayrlyordu ki
karsnda bulunan binadan yani Paladine'n Tapmak'ndan gelen, bir alevin ksaca parlayp
gemesi dikkatim ekti. Parlakln arttn dumann arasndan bile grebiliyor; beyaz grz ve
sopa kullanan, dmanlarn katlettike Paladine'a yakaran cppeli rahipleri aklnda
canlandrabiliyordu.
Dalamar zeri ieler, kavanozlar ve ibrikler dolu masaya doru, yani odann dier tarafna
geerken ban sallayp neesizce glmsedi. Masann zerindekiler! bir yana itip bykitaplarna,
tomarlara ve by ara gerelerine yer at. Yznc kere bakt bunlara, her eyin hazr
olduundan emin olduktan sonra iine devam etti; Fistandantilus'un gece mavisi ciltli ve
Raistlin'in kendi kara ciltli bykitaplarnn bulunduu raflarn yanndan hzla geti.
Laboratuvarn kapsna varan Dalamar kapy aarak gerisindeki karanla tek bir sz syledi.
Annda nnde bir ift gz parlad; hayaletimsi beden sanki rzgrla dalgalanyormu gibi bir
grnp, bir kayboluyordu.
"Muhafzlarn Kule'nin tepesine gelmesini istiyorum," diye talimat verdi Dalamar.
"Nereye, rak?"
Dalamar dnd. "Kapya, lm Yolu'na alan kapya. Onlar oraya dik."
Gzler, syleneni kabul ettiklerini belirtircesine ksaca bir alp kapandktan sonra yok oldular.
Dalamar laboratuvara geri dnerek kapy arkalarndan kapatt. Sonra tereddt ederek durdu.
Kapya bir by yapabilir, herkesin girmesini engelleyebilirdi. Bu, Raistlin'in laboratuvarda, en
ufak bir mdahalenin bile korkun sonular verebilecei hassas by deneyleri yaparken her
zaman yapt bir ilemdi. Yanl bir anda alnm bir nefes dahi Kule'yi bile yok edebilecek by
glerinin serbest kalmasna neden olabilirdi. Dalamar duraksad, narin parmaklar kapda, szler
dilinin ucunday-
225

di.
Sonra, yok, diye dnd. Yardma ihtiyacm olabilir. Byleri kaldramazsam muhafzlar yardm
etmek iin ieri girebilmeli. Oday tekrar geerek, en ok sevdii, rahat bir koltua oturdu -
tuttuu nbetin yorgunluunu azaltmak iin- kendi odasndan getirdii bir koltuktu bu.
Byleri kaldramazsam. Koltuun yumuak, kadife minderlerine gmlen Dalamar lm ve
lmek zerine dnmeye balad. Baklar Kap'ya kayd. Her zamanki gibi grnyordu. eri
doru bakan, her biri baka bir renk olan ejderha balan: Beinin de az, Karanlk Kralie' lerine
duyduklar takdir karsnda be sessiz haykrla almt. Her zamanki gibi grnyordu. Balar
karanlk ve donuktu, Kap'mn iindeki boluk botu, deimiyordu. Yoksa deiiyor muydu?
Dalamar gzlerini krptrd. Belki de hayal gcnden kaynaklanmt bu ama sanki balarn
zerindeki gzler belli belirsiz parlamaya balamt.
Kara elfin boaz kaslr gibi oldu, avu ileri terliyordu; ellerini cppesine sildi. lm, lmek.
oraya m varacakt? Parmaklar siyah kumaa ilenmi gm rnler zerinden geti, baz byl
saldrlar durduracak veya yok edecek rnler zerinden yani. Ellerine bakt, parmaklarnda tatl
bir yeili olan bir ifa yz parl- yordu. Bu gl bir by aracyd. Fakat gc sadece bir kez
kullanlabilirdi.
Dalamar, Raistlin'in, bir yarann gerekten lmcl bir yara i olup olmadn, derhal iyiletirmek
icap edip etmediini, ifa ale- i tinin gcnn saklanmasnn gerekip gerekmediini anlamann
yollarn anlatt derslerini aklndan aceleyle bir geirdi.
Kara elf rperdi. Shalafi'sinin, acnn deiik derecelerini souk kanllkla anlatan sesini duyar gibi
olmutu. Anatomisinin deiik blmlerini tarayarak nemli blmleri iaret eden, iten gelen
garip hararetle yanan o parmaklan hissedebiliyordu. Gayri ihtiyari Dalamar'n eli gsne,
Raistlin'in teninde yakm olduu, ebediyen kanayan ve irinlenen be deliin olduu yere gitti.
Ayn anda Raistlin'in gzleri aklnda alevlendi: Ayna gibi, altn rengi, dz, ldrc.
Dalamar olduu yere bzt. Gl byler var etrafmda, koruyor beni, dedi kendi kendine.
Sanat'da da hnerliyim; onun kadar hnerli olmasam da Shalafi o Kap'dan yaral, zayf, lmek
zereyken girecek! Onu yok etmek kolay olacak! Dalamar'n elleri ka-

226

sildi. O halde neden korkudan boulacak gibi oluyorum, diye sordu.
Tek bir kez, gm bir ngrak ald. rkilen Dalamar oturduu koltuktan kalkt; aklnda hayalini
kurduu korkunun yerini, gerek bir eyden duyduu korku ald. Ve bu elle tutulur, gzle grlr
korku karsnda Dalamar'n bedeni gerginleti, kan damarlarndan buz gibi akmaya balad,
aklndaki karanlk glgeler yok oluverdi. Yeniden denetimini ele almt.
Gm ngrak davetsiz bir misafir demekti. Birisi Shoikan Ko-rusu'ndan gemi ve Kule'nin
giriine varmt. Normal artlarda Dalamar, davetsiz misafirle bizzat ilgilenmek iin tek bir by
szyle annda laboratuvardan ayrlrd. Fakat Kap'dan ayrlmay gze alamyordu. Yeniden
Kap'ya bakan kara elf yavaa kendi kendine ban sallad. Hayr, hayal gc deildi, ejderha
balarnn gzleri parlyordu. Hatta Kap'nn iindeki boluun hareket edip deitiini, sanki
yzeyinden bir dalgalanmann gelip getiini grmt.
Hayr, ayrlmay gze alamazd. Muhafzlara gvenmeliydi. Odann kapsna doru yryerek
eilip dinledi. Aadan belli belirsiz baz sesleri duyar gibi olmutu, bouk bir haykr ve eliin
tangrts. Sonra sessizlikten baka bir ey duyulmaz oldu. Nefesini tutarak bekledi kara elf, sadece
kendi kalp atlarn duyuyordu. Baka bir ey yoktu.
Dalamar iini ekti. Belli ki nbetiler duruma el koymutu. Kapdan ayrlarak, pencereden bakmak
iin oday geti ama bir ey gremedi. Duman, sis kadar younlamt. Uzaktan gelen bir gk-
grlts duydu; ya da belki de bir patlamayd bu. Aadaki kimdi acaba? diye dnmekte
olduunu fark etti. Belki de bir ejderan-d? Daha ok ldrmeye, daha ok yamalaya hevesli.
lerinden biri ieri girmi olabilirdi...
nemli olduundan deil ya ite, dedi kendi kendine soukkanllkla. Her ey olup bittikten sonra
aaya iner ceseti incelerdi...
"Dalamar!"
Dalamar'n midesi azna geldi; bu sesle birlikte iinde hem bir korku, hem de bir mit kabard.
"Dikkatli ol, dikkatli ol dostum," diye fsldad kendi kendine. "Kardeine ihanet etti. Sana ihanet
etti. Ona gvenme."
Yine de laboratuvarm kapsna doru ilerlerken ellerinin titre-
227
mekte olduunu fark etti.
"Dalamar!" Kadnn sesi yine ac ve dehetle titremekteydi. Kapda bouk bir gmbrt sesi
duyuldu, kapdan aaya doru kaymakta olan bir bedenin sesi. "Dalamar," diye seslendi kadn
yine, clzca.
Dalamar'm eli kapnn kulpundayd. Ardnda ejderhalarnn gzleri krmz, beyaz, mavi, yeil ve
siyah renklerde parlyordu.
"Dalamar," diye mrldand Kitiara baygnca, "Sa...sana yardm... etmeye geldim."
Dalamar yavaa labarotuvarn kapsn at.
Kitiara yerde, ayaklarnn dibinde yatyordu. Kadn grnce Dalamar derin bir nefes ald. Bir
zamanlar zerinde bir zrh var idiyse bile, merhametsiz eller tarafndan bedeninden sklp
kartlmt. Kadnn tenindeki trnak izlerini grebiliyordu. Zrhnn altna giymi olduu siyah,
sk giysi neredeyse lime lime olmu, yank tenini ve beyaz gslerini gzler nne seriyordu.
Bacandaki korkun bir yaradan kan szyordu; deri izmeleri parampara olmutu. Yine de kadn
ona keskin gzlerle bakmt, korkmayan gzlerle. Elinde Raistlin'in ona, onu Koru'dan korumas
iin vermi olduu gecemcevherini tutuyordu.
"Yeterince gl olduum sylenebilir," diye fsldad, dudaklar Dalamar'm kann kaynatan bir
tebessmle arplmt. Kadn kollarn kaldrd. "Sana geldim. Ayaa kalkmama yardm et!"
Uzanan Dalamar Kitiara'y ayaa kaldrd. Kit, ona yasland. Dalamar kadnn bedeninin titrediini
hissederek, kannda ne gibi bir zehrin ilediini bilerek ban sallad. Kadna sarlp, laboratu-vara
kadar ona destek olarak gtrd; sonra da arkalarndan kapy kapatt.
Kadnn arl artmaya, gzleri kaymaya balamt. "Ah Dalamar," diye mrldand; kara elf Kit'in
baylmak zere olduunu anlad. Ejderha Yceefendisi'ne tamamen sarld. Kadn ban onun
gsne dayayarak, minnettarlkla derin bir nefes ald.
Kara elf, kadnn sann kokusunu duyuyordu, parfm ve elik karm o garip kokuyu.
Kollarnda tuttuu bedeni titriyordu. Kadna daha sk sarld. Gzlerini aarak kara elfin gzlerine
bakt. "imdi kendimi daha iyi hissediyorum," diye fsldad. Elleri yanna kayd...
ok ge grd Dalamar kahverengi gzlerin prldadn. ok ge grd o tebessmn iyice
arpldn. ok ge hissetti kadnn
228
elinin sert bir harekette bulunduunu ve ban bedenine girdiinde yaratt o ani acy.
"Eh, baardk," diye seslendi Caramon, Shoikan Korusu'nun kara aalarnn tepesinden
szlmekte olan uan hisarn ufalanan avulusundan aaya bakarak.
"Evet, en azndan buraya kadar," diye mrldand Tanis. Bulunduu yerden, lanetli ormann ok
zerinden bile sanki muhafzlar onlar o anda bile aaya ekebileceklermi gibi onlara uzanan
nefret ve kan tutkularnn dalgalarn hissedebiliyordu. Titreyen Tanis baklarn gittike
yaklaarak byyen Yksek Byclk Kule-si'nin tepesine evirdi. "Yeterince yaklaabilirsek,"
diye seslendi Ca-ramon'a kulaklarmdaki rzgrn uultusandan, "kulenin tepesini evreleyen u
yry yoluna atlayabiliriz."
"lm Yolu," diye cevaplad Caramon kasvetle.
"Ne?"
"lm Yolu!" diye yaklat Caramon kydan, aadaki karanlk aalarn siyah bir okyanusun
dalgalar gibi altlarnda hareket ediini kollarken. "Kule'yi lanetlerken kt byc orada durmu
yle anlatmt Raistlin bana. Oradan aaya atlam."
"Ne ho, ne neeli bir yer," diye mrldand Tanis kendi kendine, yola skntyla bakarak.
Etraflarnda dumanlar dnyor, aalar gzden saklyorlard. Yarmelf ehirde neler olup bittiini
dn-memeye alyordu. Paladine Tapnak'nn alevler iinde olduu gzne taklmt bile.
"Tabii bir de," diye bard Tanis, Caramon'un omzunu tutarak, birlikte hisarn avlusunun
kenarnda dururlarken, "Tasslehoff'un bu eyi gidip kuleye arpma ihtimali de var!"
"Buraya kadar geldik," dedi Caramon yavaa. "Tanrlar bizimle."
Tanis gzlerini krptrd, doru duyup duymadn merak ederek. "Hi de eski neeli
Caramon'un szlerine benzemiyor," dedi srtarak.
"O Caramon ld Tanis," diye cevap verdi Caramon kesinlikle, gzlerini yaklamakta olan Kule'den
ayrmadan.
Tanis'in tebessm yumuad, iini ekti. Aklna, sakar elini Caramon'un omzuna koyarak "zr
dilerim," demekten baka bir ey gelmedi. Caramon ona bakt; gzleri parlak ve berrakt. "Hayr
Tanis," dedi. "Par-Salian beni zamanda geri yollarken, beni 'Bir ruhu
229
kurtarmaya, ne fazla, ne eksik bir ruhu kurtarmaya' yolladn sylemiti." Caramon hznle
glmsedi. "Ben bununla, Raist-lin'in ruhunu kastettiini zannetmitim. imdi yle olmadn
anladm. Benim ruhumu kastetmi." Koca adamn bedeni gerildi. "Haydi," dedi, aniden konuyu
deitirerek. "Aaya atlayabilecek kadar yaklatk."
Altlarnda belirmi olan, btn Kule'yi dolanan balkon, dnmekte olan dumann arasndan zar zor
grlebiliyordu. Aaya bakan Tanis midesinin bztn hissetti. mkansz olduunu
bilmesine ramen ona sanki kendisi kprdamadan durduu halde, Kule'nin kendisi altnda
yalpalyormu gibi geliyordu. Yaklatka Kule gzlerine ok byk grnmeye balamt. Sanki
imdi bir vallen aacndan, bir ocuun oyuncak kalesinin tepesine atlamaya hazrlanyor gibi
gelmiti ona.
Daha da kts hisar Kule'ye yaklamaya devam ediyordu. Kulenin tepesindeki kara minarelerin
kan krmzs ular, hisar bir ileri bir geri, bir yukar bir aa salnrken, dans edip duruyordu.
"Atla!" diye bard Caramon, kendisini bolua brakarak
Bir duman girdab Tanis'in yanndan geerek onu kr etti. Hisar hareket etmeye devam ediyordu.
Aniden nnde devasa kara kayadan bir stun ykseldi. Ya atlayacak, ya da ezilecekti. Tanis
deliler gibi atlarken tepesindeki o korkun ezilme ve srtnme sesini , duydu. Bolua dyordu;
etrafndaki dumanlar dnyordu; derken ayaklarnn altndaki lm Yolu'nun talarna dmek
iin hazrlanmasna bir anlk bir sresi kalvermiti.
Yere gm diye byk bir sarsntyla inince bedenindeki btn kemikler sarslarak onu afallam
bir halde soluksuz brakmt. Etrafna talar yuvarlanrken karn st yuvarlanp ban eleriyle
korumak ancak son anda aklna gelmiti.
Caramon ayaa kalkm kkryordu. "Kuzey! Kuzeye gidin!"
Tanis, zerindeki hisardan tiz bir sesin ok ok uzaktan bardm duyar gibi olmutu, "Kuzey!
Kuzey! Kuzey! Dosdoru kuzeye ynelmeliyiz!"
Srtnme ve ezilme sesi kesildi. Ban ihtiyatla kaldran Tanis dalgalanan dumann arasndan
uan hisarn yeni yolunda biraz yalpalayarak yavaa srklendiini, doruca Lord Amothus'un
sarayna yollandn grd.
"Sen iyi misin?" diye sordu Caramon, Tanis'in ayaa kalkmasna yardm ederken.
230
"Evet," dedi yarmelf sersem gibi. Azndaki kan sildi. "Dilimi srdm. Of, ok aryor!"
"Tek ini buradan," dedi Caramon, lm Yolu'nda nden giderken. Kale'nin kara tana oyulmu
kemerli bir kapya geldiler. Kk bir tahta kap kapal ve srgl duruyordu.
"Byk bir ihtimalle muhafzlar vardr," diye dikkat ekti Tanis, Caramon geri ekilmi, koca
cssesiyle kapya yklenmeye hazrlanrken.
"Evet," diye homurdand koca adam. Ksa bir mesafe kotuktan sonra ileri doru atlarak kapya
arpt. Kap titreyerek atrdad, demir srglerinin etrafnda tahtalar paraland ama kap
dayand. Omzunu ovalayan Caramon yeniden geriledi. Kapy yle bir szerek btn gcn ve
gayretini kap iin toplayarak bir kez daha kapya yklendi. Bu kez, atrtl bir patlamayla krlan
kap, Cara-monla birlikte ald.
Aceleyle ieri girip duman dolu karanla bakan Tanis Cara-mon'u, tahta paracklarnn arasnda
yerde buldu. Tam yarmelf elini arkadana uzatyordu ki yar yolda dona kald.
"Cehennem adna!" diye kfretti, nefesi boazna taklrken.
Caramon aceleyle ayaa kalkt. "Evet," dedi dikkatle. "Daha nce de bunlarla karlamtm."
Gvdesiz bir ift gz, rktc, souk bir kla parlayarak, nlerinde havada yzyordu.
"Sana dokunmalarna izin verme," diye uyard Caramon alak sesle. "Bedenindeki yaam emip
kuruturlar."
Gzler biraz daha yaklat.
Caramon aceleyle Tanis'in nne geerek gzlerle yzleti. "Ben Caramon Majere,
Fistandantilus'un kardei," dedi yavaa. "Beni tanrsnz, daha nce grmtnz, ok eskiden bir
zamanlar."
Gzler duraklad, Tanis gzlerin rperten dikkatli baklarn hissedebiliyordu. Yavaa kolunu
kaldrd. Muhafzn gzlerinin souk gm bilezikten yansd.
"Ben efendiniz Dalamar'n bir dostuyum," dedi, sesine hakim olmaya alarak. "Bana bu bilezii
verdi." Tanis aniden kolunda do-uk bir temas hissetti. Ar dorudan kalbine saplanm gibi
olduundan nefesi kesildi. Sendeledi, neredeyse decekti. Caramon onu yakalad.
"Bilezik gitti!" dedi Tanis skt dileri arasndan.
"Dalamar!" diye bard Caramon, sesi bulunduklar yerde pat-
231
lam, yanklanyordu. "Dalamar! Ben, Caramon! Raistlin'in kardei! Kap'ya ulamalym! Onu
durdurabilirim! Muhafzlar ar Dalamar!"
"Belki de ok ge kalmzdr," dedi Tanis, kendisine bakmakta olan soluk gzlere bakarak. "Belki
de Kit bizden nce gelmitir. Belki de o lmtr..."
"O halde biz de lrz," dedi Caramon yavaa.
232
Bfiim 6
anet olsun sana Kiti-ara!" Dalamar acdan konuamayacak hale gelmiti. Geri geri sendeleyerek
elini brne bastrnca kendi kannn lk lk aktn hissetti.
Kitiara'nn yznde bir gurur tebessm bile yoktu. Daha ok bir korku ifadesi vard nk
ldrmesi gereken darbesinin skaladm grmt. Neden? diye sordu kendi kendisine hiddetle.
Yzlerce adam bu ekilde ldrmt! Neden imdi skalasnd? Ban elinden brakarak klcn
ekerek ayn anda saldrd.
Kl Kit'in hamle gcyle slk ald fakat sert bir duvara arpt. Metal, Dalamar'm etrafna rm
olduu byl kalkanla arpnca kvlcmlar kt; fel edici bir ok kltan kabzasna, oradan da
kadnn koluna doru yayld. Kl Kit'in hissizlemi elinden dt. Kolunu tutan, hayretler iinde
kalm Kitiara dizleri zerine kt.
Dalamar, yarasnn okunu atlatabilmiti. Yapm olduu savunma bys refleks olarak yaplan
bir ey, yllar sren bir eitimin sonucuydu. Bu konuda dnmesine bile gerek yoktu. Ama imdi
yerde nnde duran, bir yandan sa elini esneterek yeniden hissine kavumasn salamaya
alrken te yandan sol eliyle klcna uzanan kadna vahice bakyordu.
Sava yeni balamt.
Kitiara bir kedi gibi kvrlarak ayaa kalkt; gzleri sava hidde ti ve dvrken kadna hakim
olan neredeyse cinsellikle dolu bir arzuyla yanyordu. Dalamar o ifadeyi daha nce birinin
gznde grmt: Kendi bysne kaplp gittii zamanlarda, Raistlin'in gzlerinde de olurdu
bu ifade. Kara elf boazna dmlenen bir eyi yutmaya calrcasna yutkunduktan sonra ac ve
korkuyu aklndan uzaklatrmaya alp sadece bylerine konsantre olmaya gayret gsterdi.
"Kendini bana ldrtme Kitiara," dedi, her an glendiini hissederek vakit kazanmaya
alyordu. Bu gc muhafaza etmeliydi! Kitiara'y kardeinin ellerinde lmesi iin durdurmas
ona pek bir fayda salamazd.
lk aklna gelen ey muhafzlar armak olmutu. Ama bunu aklndan uzaklatrd. Kadn
onlardan bir kez kurtulabilmiti, byk bir ihtimalle gecemcevherini kullanarak. Ejderha
Yceefendi-si'nin nnde gerileyen Dalamar fark ettirmeden by aletlerinin bulunduu ta
masaya doru ilerledi. Gznn ucuyla altn bir nesnenin, sihirli bir denein parlamasn
yakalad. Zamanlamasnn son derece titiz olmas gerekiyordu nk sihirli denei Kit'e kar
kullanabilmesi iin by kalkann kaldrmas gerekiyordu. Ayrca Kitiara'nn gzlerinden, kadnn
bunu bildiini fark etti. O da, kara elfin kalkan indirmesini bekleyerek zamann kolluyordu.
"Kandrldn Kitiara," dedi Dalamar yavaa, kadnn dikkatini datmay umarak.
"Senin tarafndan!" diye alay etti Kit. ok kollu gm bir amdan alarak Dalamar'a doru frlatt.
amdan hi zarar vermeden by kalkanndan geri dnerek ayaklarnn dibine dt. Haldan bir
duman kvrm ykseldi fakat minik yangn, eriyen mum iinde boularak hemen snd.
"Lord Soth tarafndan," dedi Dalamar.
"Hah!" Kitiara cam bir srahiyi by kalkanna atarak gld. Srahi binlerce parlak kyma
dnerek paraland. Bunu baka bir amdan izledi. Kitiara daha nce de by kullanclaryla
arpmt. Onlar nasl yeneceini biliyordu. Yolladklar bir zarar vermek iin deil, sadece
bycy zayflatmak, kalan gcn kalkan korumak iin harcamasn salamak, kalkan
indirmeden nce onu iyice dnmek zorunda brakmak iindi.
"Palanthas' neden silahlanm buldun sanyorsun?" diye de-
234
vam etti Dalamar gerileyip, ta masaya daha da yaklaarak. "Bunu bekliyor muydun? Soth bana
senin planlarn anlatt! Kardeine yardm etmek iin Palanthas'a saldracan syledi bana!
'Raistlin peinde Karanlk Kralie ile birlikte Kap'dan getiinde, Kitiara onu candan bir karde
gibi karlayacak!'"
Kitiara duraksad, klc bir milim kadar indi. "Sana bunu Soth mu syledi?"
"Evet," dedi Dalamar, kadnn tereddtn ve akl karkln hissedince ii rahatlamt.
Yarasnn acs sanki azalmt. Yarasna bir bakmay gze ald. Cppesi yarasna yapm, bir nevi
kaba bir sarg grevi grmt. Kanama neredeyse durmutu.
"Neden?" Kitiara kalarndan birini alayla kaldrd. "Lord Soth, neden beni sana satsn kara elf?"
"nk seni istiyor Kitiara," dedi Dalamar yavaa. "Seni, sana sahip olabilecek tek ekilde
istiyor..."
Souk bir dehet kym Kitiara'nn ruhunun derinliklerini de-miti. Soth'un o bo sesindeki garip
tny hatrlayvermiti. Palanthas'a saldrmas gerektiini kendisine salk verenin o olduunu
hatrlad. fkesi azalmaya balayan Kitiara rperdi, yerek titremeye balad. Kollar ve
bacaklarndaki uzun izikleri grerek, onlar yapan buz gibi peneleri bir kez daha hissederek,
buruklukla yaralarnn zehirli olduunu fark etti. Lord Soth. Dnemiyordu. Ba dnerek
baktnda Dalamar'n tebessm ettiini grd.
Hiddetlenerek, hislerini gizlemek, kendisine hakim olabilmek iin adama srtn dnd.
Bir gzn ondan ayrmayan Dalamar ta masaya biraz daha yaklat, baklar ihtiyac olan o
denekteydi.
Kitiara'nn omuzlar kt, ba eildi. Klc sa elinde mecalsizce tutuyor, klcn ucunu sol eliyle
dzeltiyor, ciddi bir yara alm numaras yapyordu. Btn bu sre zarfnda hissizlemi kl tutan
koluna gcn yeniden geldiini hissedebiliyordu. Braksn kara elf kazandn dnsn.
Saldrdnda onu duyarm. Syledii ilk byl szde onu ikiye bieceim! Eli klcn kabzasn
sk sk kavrad.
Kulaklarn drt aan Kit hibir ey duyamad. Sadece kara cppenin yumuak hrts ve kara elfin
nefesinin acyla kesilmesi vard. Acaba Lord Soth ile ilgili syledikleri doru mu, diye merak etti.
Eer yle olsa bile, bir nemi var myd? Kitiara bu dnceyi biraz da elenceli bulmutu.
Erkekler onu elde etmek iin ok daha
235
fazlasn yapmt. Hl hrd. Lord Soth ile sonra ilgilenirdi. Da-lamar'n Raistlin hakknda
syledikleri daha ok ilgisini ekmiti. Acaba kazanabilir miydi?
Karanlk Kralie'yi bu dzleme getirecek miydi? Bu dnce Ki-tiara'y sarsmt; hem sarsm, hem
de korkutmutu. "Bir zamanlar senin iine yaramtm deil mi Kara Majeste?" diye fsldad Kit.
"Bir zamanlar; senin aynann bu tarafnda zayf ve sadece bir glge olduun zamanlarda. Ama sen
glenince, benim iin bu dnyada bir yer olacak m? Hi olmayacak! nk benden hem nefret
edip, hem de korkuyorsun; nasl ben de hem korkup, hem de nefret ediyorsam.
"Benim smkl kardeime gelince, onu burada bekleyen biri olacak: Dalamar! Sen hem bedenin,
hem ruhunla Shalafi'ne aitsin. Kap'dan geince onu engelleyecek deil, ona yardm etmeye niyetli
olan sensin! Hayr sevgili akm. Sana gvenmiyorum! Gvenmeye cesaret edemiyorum!"
Dalamar Kitiara'nn titrediini, bedenindeki yaralarn morumsu bir mavilie dntn grd.
Belli ki zayflyordu. Soth'dan bahsettiinde kadnn yznn solduunu grmt, gzleri bir an
iin korkuyla almt. hanete uradn anladna phe yoktu. phe yoktu ki artk byk
ahmakln da fark etmiti. Artk bir faydas olacandan deil ya ite. Kara elf, Kit'e
gvenmiyordu, ona gvenmeye cret edemiyordu...
Dalamar'n eli ylan gibi geriye doru uzand. Denei tutarak havaya kaldrd, ayn anda
kendisini koruyan sihirli kalkan delen by szleri sylyordu. Tam o anda savrulurcasna
arkasn dnd. Her iki eliyle birden kavrad klcn btn gcyle kulland. Darbe Dalamar'n
ban gvdesinden ayrabilirdi, eer ki denei kullanmak iin bedenini oynatmam olsayd.
O haliyle bile kl, sa omzunun arka ksmna denk gelerek etini kesti, krek kemiini
paralayarak kolunu kopartt. Kara elf lk atarak elindeki denei drd ama nce byl
gcn harekete geirmiti. Bir imek atalland; czrdayarak patlayan imek Kitiara'nn gsne
isabet ederek kvranan bedenini geriye savurdu, yere ald.
Dalamar acyla sersemlemi bir halde masann zerine yld. Kolundan kanlar, ritmik olarak
boalyordu. Donmu gibi bunlar seyretti, bir an iin hibir ey anlamadan; sonra Raistlin'in
anatomi derslerini hatrlad. Akmakta olan kalbinden gelen kand. Birka
236
dakika iinde lebilirdi. ifa halkas sa elinde, yaral kulundayd. Sol eliyle uzanarak ta tuttu ve
byy harekete geiren basit szc syledi. Sonra bayld; bedeni yerde kendi kanndan
olumu glcn iine dt.
"Dalamar!" Bir ses ismini sylemiti.
Kara elf mahmur bir halde kprdand. Bedenini bir ar kaplad. nleyerek, yeniden karanla
gmlmeye alt. Fakat ses bir daha seslendi. Hatralar canlad, hatralarla birlikte iine bir korku
doldu.
Korku akln bana getirdi. Dorulup oturmaya alt fakat ac her yann paralyor, neredeyse
yeniden baylmasna neden oluyordu. Krlm kemiklerin ularnn bir araya gelirken kartt
ktrty duyuyordu; sa kolu ve eli cansz bir halde yanndan sallanyordu. Halka kanamay
durdurmutu. Yaayacakt ama Sha-lafi'simn elinde lmek iin mi?
"Dalamar!" diye bard ses yine. "Ben Caramon'um!"
Dalamar rahatlayarak inledi. Ban kaldrarak -bu byk bir aba gerektiren bir hareketti- Kap'ya
bakt. Ejderhann gzleri daha da parlaklam, parlaklk sanki boynuna doru yaylmaya
balamt. Bolukta bir kprt olduu artk kesindi. Scak rzgr yanaklarnda hissedebiliyordu;
ya da belki de bedenindeki ateten kaynaklanyordu bu.
Odann tesindeki glgeli bir keden bir hrt sesi duyunca baka bir korku dalgas Dalamar'
sard. Hayr! Kadnn hayatta olmas mmkn deildi! Ac karsnda dilerini skarak ban
evirdi. Ejderhann gzlerinden yaylan parlakl yanstan zrhl bedeni grebiliyordu. Glgeler
iinde kprdamadan yatyordu Kit. Yank tenin pis kokusunu alabiliyordu. Fakat o ses...
Dalamar halsiz bir halde gzlerini yumdu. Karanlk, ba iinde dnp duruyor, onu da aaya
ekmekle tehdit ediyordu adeta. Henz dinlenemezdi! Acyla savaarak kendine gelmek iin tm
gcn zorlad ve Caramon'un neden gelmediini merak etti. Yeniden sesleniini duyabiliyordu.
Sorun neydi acaba? Derken Dalamar hatrlad -muhafzlar! Tabii ki onlar gemesi mmkn
deildi!
"Muhafzlar szlerimi duyup itaat edin," diye balad Dalamar, btn dncesi ve gcyle
konsantre olarak ve Caramon'un Ku-le'nin korkun koruyucularn geip odaya girmesine yardmc
olacak szleri mrldand.
237
Dalamar'n arkasnda ejderhann ba daha da parlamaya balarken nnde, glgeler iindeki
kede bir el, kan iinde kalm kemerine uzanarak, can havliyle bir hanerin sapm kavramt.
"Caramon," dedi Tanis yavaa, kendisini takip eden gzleri izleyerek, "ayrlabiliriz. Yeniden
merdivenler kt. Belki baka bir yol vardr..."
"Baka yol yok. Ben ayrlmyorum," dedi Caramon inatla.
"Tanrlar adna Caramon! Bu lanet olasca eylerle dvemez-sin!"
"Dalamar!" diye seslendi yeniden Caramon, aresizlik iinde. "Dalamar, ben..."
Parlayan gzler sanki flenivermi gibi yok oluverdiler.
"Gittiler!" dedi Caramon, sabrszca ileri atlarak. Fakat Tanis onu yakalad.
"Bir numara..."
"Hayr." Caramon onu da ekti. "Grnmeseler bile onlar hissedebilirsin. Ve ben artk onlar
hissedemiyorum. Sen hissedebiliyor musun?"
"Ben bir eyler hissediyorum!" diye mrldand Tanis.
"Ama hissettiin onlar deil, bizimle ilgilenmiyorlar!" dedi Caramon, koarak Kule'nin tepesindeki
dner merdivenlere doru ilerlemeye balamt. Merdivenlerin altnda baka bir kap ald.
Burada Caramon, binann ana blmne dikkatle bakarak durak-sad.
iersi karanlkt, sanki k daha yaratlmamcasna karanlk. Mealeler snmt. Hibir pencere
Kule'nin dndaki dumanla rtl n ieri szlmesine izin vermiyordu. Tanis'in gznde
aniden bu karanla adm atp sonsuza kadar yok olmak, her kayaya, her taa sinmi bu ktlk
tarafndan yutulmak belirivermiti. Yannda, Caramon'un nefesinin hzlandn duydu, koca
adamn bedeninin kasldn hissetti.
"Caramon... Orada ne var?"
"Orada hibir ey yok. Sadece dibe kadar uzun bir d. Kule'nin ortas botur. Duvarn dibinden
dnen merdivenler vard, odalar merdivenlere alr. Ben u anda dar bir kntda duruyor
olmalym, eer doru hatrlyorsam. Laboratuvar buradan iki kat aada." Caramon'un sesi
kesildi. "Devam etmek zorundayz! Zaman kaybediyoruz! Gittike yaklayor!" Tanis'e yapan
Caramon
238
soukkanllkla devam etti. "Haydi. Duvardan ayrlma yeter. Merdiven laboratuvara iner..."
"Bu kahrolasca karanlkta tek bir yanl adm atsak, sevgili kardeinin ne halt ettii artk
umurumuzda olmayacak!" dedi Tanis. Fakat szlerinin bouna olduunu biliyordu. Boucu ve
sonsuz bir gecedeymi gibi krlese de, Caramon'un yznn kararllkla sertletiini grr gibi
oluyordu. Koca adamn, duvar yoklayp ynn bulmaya alarak ayaklarn sryerek ileri
doru bir adm attm duydu. ini eken Tanis, onu izlemeye hazrland...
Derken gzler geri gelmi, ona bakmaya balamt.
Tanis klcna uzand -bu salaka, bouna bir hareketti.- Fakat gzler ona bakmaya devam etmekle
yetindi ve bir ses konutu. "Gelin. Bu taraftan."
Karanlktan bir el salland.
"Gremiyoruz, lanet olsun!" diye hrlad Tanis.
Sonra o heba olmu elin tuttuu hayaletimsi bir k belirdi. Tanis rperdi. Aslnda karanl tercih
ederdi. Fakat bir ey sylemedi nk Caramon aceleyle ilerliyor, dnen merdivenlerden aaya
doru kouyordu. Aa varnca gzler, el ve k durdu. nlerinde ak bir kap, kapnn da
ardnda bir oda vard. Odann iinde parlak bir k yanyor, k koridora szlyordu. Caramon
ileri atld; Tanis onu takip ederken, bir an duraksayarak o korkun gzler izleyemesinler diye
kapy ardndan kapatt.
Sonra dnp durdu, odaya baknnca aniden nerede olduunu anlad: Raistlin'in
laboratuvarndayd. Srtn iyice kapya yaslam olan Tanis uyumu bir halde, hzla gidip yerdeki
kan gl iine ylm suretin yannda diz ken Caramon'u izledi. Dalamar olduunu fark etti
Tanis bu ynn, kara cppesini grerek. Ama ne bir tepki verebiliyor, ne de kprdyabiliyordu.
Kapnn dndaki ktlk boucuydu, tozluydu, yzyllar yandayd. Fakat buradaki ktlk
canlyd; nefes alyor, zonkluyor, nabz gibi atyordu. Souu, raflardaki gece mavisi kapl byki-
taplarndan akyor; sca kum saati rnlerle iaretlenmi, yannda duran yeni bir takm siyah kapl
bykitabndan ykseliyordu. Dehet dolu gzlerle ibriklere baknca, strap iindeki gzlerin
kendisine bakmakta olduunu grd. Baharat, kf, mantar, gl kokulan ve nereden geliyorsa
yanm bir ten kokusu onu boacak gibi oldu.
Sonra baklar bir keden yaylan parlak bir a takld kald.
239
Ik ok gzel de olsa korku ve dehet yklyd; belli belirsiz olarak ona Karanlk Kralie ile
karlamalarn hatrlatyordu. Bylenmi gibi a bakakald. O gne kadar grm olduu tm
renklerin dnerek tek bir renge dnmesi gibi bir eydi. Fakat dehet iinde, hayranlkla
baklarn evirmeden seyrederken klardan birinin ayrlarak belirginletiini, be bal bir
ejderha halini aldn grd.
Bir kap aral! diye fark etti Tanis aniden. Ejderhann be ba altn bir kaideden ykseliyor,
boyunlar bir oval ekil oluturuyordu. Her biri ieri doru uzanm, azlar donmu bir lkla
almt. Tanis, oval iinde bulunan o telerindeki bolua bakt. Orada hibir ey yoktu ama o
hibir ey kprdyordu. Her ey bo ve canlyd. Aniden, igdsel olarak kapnn nereye aldn
anlad ve bu bilgi onu rpertti.
"Kap," dedi Caramon, Tanis'in soluk yzn ve taklm baklarn grerek. "Gel buraya, bana
yardm et."
"Oraya m gireceksin?" diye fsldad Tanis deli gibi, koca adamn sakinlii karsnda hayrete
derek. Odadan ilerleyerek arkadann yannda durdu. "Caramon ahmaklama!"
"Baka seeneim yok Tanis," dedi Caramon, yznde o kararln skunetle belirginletiren yeni
ifadeyle. Tanis tam tartmaya balayacakken Caramon ona srtn dnerek, yeniden yaral kara el-
fe bakt.
"Neler olacan grdm!" diye hatrlatt Tanis'e.
Szlerini yutarken boulacak gibi olan Tanis, Dalamar'n yannda diz kt. Kara elf dorulmay
baararak, yan oturur bir pozisyona geti, bylece artk Kap'ya dnebilmiti. Yeniden baylr gibi
olmutu fakat onlarn sesleri gzlerinin aniden almasna neden olmutu.
"Caramon!" Nefesi kesilir gibi olarak, titreyen elini uzatt. "Durdurman lazm..."
"Biliyorum Dalamar," dedi Caramon kibarca. "Ne yapmam gerektiini biliyorum. Ama senin
yardmna ihtiyacm var! Anlat ba-
Dalamar'n gzleri krparak kapand, teni kl rengiydi. Tanis uzanarak, gen elfin boynundaki
nabz kontrol etti. Tam bycye demiti ki bir nlama sesi duyuldu. Bir ey kolunu syrarak
zrhna arpt ve geri srayarak bir takrtyla yere dt. Baklarn yere indiren Tanis kan iinde
kalm bir haner grd.
240
aknlkla arkasn dnd, elinde klcyla savrulurcasna ayaa kalkt.
"Kitiara!" diye fsldad Dalamar, bayla gsz bir hareket yaparak.
Laboratuvarm glgeleri iine dikkatle bakan Tanis kedeki bedeni grd.
"Tabii ya," diye mrldand Caramon. "Onu, byle ldrm." Haneri eline ald. "Bu kez Tanis, onu
sen engelledin."
Fakat Tanis duymuyordu bile. Klcn knna sokan elf, umursamadan krk camlara basp,
ayaklarnn altnda yuvarlanan gm amdan tekmeleyip ilerledi.
Kitiara yz koyun yatyordu; yana kanl zemindeydi, kara salar gzlerine girmiti. Belli ki
savurduu haner son gcn de alp gitmiti. Ona yaklaan, duygular byk bir kargaa iinde
olan Tanis, Kit'in ldn dnyordu.
Fakat bir kardei karanlklardan geiren ve dierini aydnla ulatran o ylmaz irade hl kadnn
iinde yanyordu.
Kit ayak seslerini duydu... dman...
Eli, zayf bir hareketle klcna davrand. Hzla kararan gzleriyle bakmak iin ban kaldrd.
"Tanis?" Kit akl kararak, hayret iersinde yarmelfe bakakald. Neredeydi? Flotsam'de mi?
Yeniden bir araya m gelmilerdi? Tabii ya! Ona geri dnmt! Glmseyerek, elini ona doru
kaldrd.
Midesi kaslan Tanis nefesini tuttu. Kadn kprdadka, Tanis gvdesindeki kararm delikleri
grd. Kit'in etleri yanmt, altndaki beyaz kemikleri grebiliyordu. Korkun bir grntyd;
midesi bulanan, eskiden canlanp gelen anlarla dolan Tanis ban evirmek zorunda kalmt.
"Tanis!" diye seslendi kadn, atlak bir sesle. "Bana gel."
Yrei merhametle dolan Tanis Kit'i kucaklamak iin diz kt. Kit onun yzne baknca... kendi
lmn onun gzlerinde grd. Bir korku her yann sarst. Ayaa kalkmaya alt.
Fakat bu aba ona ok fazla gelmiti. Olduu yere yld.
"Yara...landm," diye fsldad hiddetle. "Ne kadar...kt?" Elini yarasna gtrp ellemeye balad.
Pelerinine aslp kartan Tanis, Kitiara'nn paralanm bedenini sarmaya balad. "Kprdama Kit,"
dedi nazike. "yileeceksin."
"Sen lanet olasca bir yalancsn!" diye haykrd kadn; elleri yumruk olmu -bilmese de- lm
deindeki Elistan'n szlerini
241
tekrarlyordu. "Beni o ldrd! O rezil elf!" ren bir tebessmle glmsedi. Tanis rperdi. "Ama
onu mhladm! Artk Raistlin'e yardm edemez. Karanlklar Kraliesi onu katledecek, hepsini
katledecek!"
nleyen Kit acyla kvranarak Tanis'e sk sk yapt. Tanis de ona sk sk sarlmt. Ars biraz
rahatlaynca Kit, Tanis'e bakt. "Seni zayf ey," diye fsldad biraz buruk bir azar, biraz da buruk
bir pimanlk saylabilecek bir tonda, "dnya bizim olabilirdi, senin ve benim."
"Ben dnyaya sahibim Kitiara," dedi Tanis yavaa, kalbi tiksinti ve hznle paralanmt.
fkeyle sallad ban Kit ve tam bir ey daha syleyecek gibiydi ki gzleri fal ta gibi ald ve
odann te yanndaki bir eye taklp kald.
"Yo!" diye bard dehet iinde; yle ki hibir ikence, hi bir eziyet ondan byle bir lk
kopartamazd. "Yo!" Korkup, Tanis'e doru bzen Kit, boulur gibi kan bir sesle deliler misali
fsldad. "Beni almasna izin verme! Tanis hayr! Onu uzaklatr! Seni hep sevdim yarmelf! Seni...
her zaman... sevdim..."
Sesi, nefes gibi kan bir fsltya dnt.
Tanis telalanarak baklarn kaldrd. Fakat kapda kimse yoktu. Kimse durmuyordu. Acaba
Dalamar' m kastetmiti? "Kim? Ki-tiara! Anlayamadm..."
Ama Kit onu duymad. Kulaklar sonsuza dek lml seslere ti- kanmt. Artk duyduu tek ses
sonsuza dek daima duyaca sesti.
Tanis kollarndaki bedenin gevediini hissetti. Siyah, kvrck salar eliyle geriye doru
okayarak, yznde lmn ruhuna getirdii huzurun bir izini arad. Fakat kadnn yznde
dehetin bir ifadesi vard...kahverengi gzleri dehet iinde bir noktaya dikilmiti; o ekici, arpk
tebessm gitmi, yz ekimiti.
Tanis, baklarn Caramon'a kaldrd. Yz solgun ve ask olan koca adam ban sallad. Tanis,
Kitiara'nn cesedini yavaa yeniden yere brakt. Eilerek souk alnndan pmeye yeltendi fakat ;
bunu yapamayacan fark etti. Cesedin yzndeki ifade ok sert, ok korkuntu.
Peleriniyle Kitiara'nn yzn rten Tanis bir an iin karanlkta, ] kadnn cesedi yannda diz
kerek durdu. Sonra Caramon'un ayak sesini duydu, kolunda elini hissetti. "Tanis..."
242
"Bir eyim yok," dedi yarmelf hrnlkla, ayaa kalkarak. Fakat aklndan kadnn lrken yapt
yakar gitmiyordu... "Onu uzaklatr!"
243
Bfm
7
yi ki yammdasn Tanis," dedi Caramon.
Kap'nm nnde durmu dikkatle bakyor, Kap iindeki boluktaki btn kprdanmalar, btn
dalgalanmalar izliyordu. Yannda, sandalyesine minderlerle desteklenmi bir halde oturan Da-
lamar vard; kara elfin yz soluk, acyla aslm, kolu da kaba bir kol asksna alnmt. Tanis
sabrszca volta atp duruyordu. Ejderha balan artk o kadar byk bir parlaklkla yanyordu ki,
dorudan bakmak insann gzn artyordu.
"Caramon," diye balad Tanis, "ltfen..."
Caramon, ayn ciddi ve sakin ifadeyle ona bakt.
Tanis'in akl karmt. Bir tala nasl tartabilirdi insan? ini ekti. "Tamam. Ama oraya nasl
gireceksin?" diye sordu aniden.
Caramon glmsedi. Tanis'in ne demek zere olduunu biliyordu ve bunu sylememi olduu
iin ona minnettar oldu.
Kap'ya serte bir bak attktan sonra Tanis akl iaret etti. "Bana daha nce sylemi olduuna
gre Raistlin'in Fistandantilus olup, kendisiyle gelmesi ve Lady Crysania'y tuzaa drmesi iin
senelerce almas gerekmiti ve yle olmasna ramen bunu anca becerebildi!" Tanis, baklarm
Dalamar'a kaydrd. "Sen Kap' dan geebilir misin kara elf?"
244
Dalamar ban sallad. "Hayr. Senin de sylemi olduun gibi o eikten gemek iin ok byk
gce sahip olmak gerekir. Benim yle bir gcm yok; byk bir ihtimalle hi de olmayacak. Fakat
bana yle ters ters bakma Yarmelf. Zamanmz boa harcamyoruz. Eminim, nasl girileceini
bilmeseydi Caramon byle bir eyi gze almazd." Dalamar koca savaya dikkatle bakt. "nk
ya o girecek, ya da bizim sonumuz gelecek."
"Raistlin Cehennem'de Karanlk Kralie ve yaltaklaryla dvrken," dedi Caramon, sesi sabit ve
duygusuzdu, "btn dikkatini istisnasz onlara vermek zorunda. Bu doru deil mi Dalamar?"
"Kesinlikle." Kara elf titreyerek, kara cppesini salam eliyle zerine iyice ekti. "Tek bir nefes, tek
bir seyirme... onu yutmak iin lime lime yaparlar."
Caramon bayla onaylad.
Nasl bu kadar sakin olabiliyor? diye merak etti Tanis. Ve iinden bir ses ona cevap verdi: Bu
kaderini bilen ve kabullenen birinin skuneti.
"Astinus'un kitabnda," diye devam etti Caramon, "Raistlin'in btn bysn Kralie ile savaa
ynelteceinden, atma balamadan nce ka yolunu ak tutmak iin Kap'y am olduu
yazl. O yzden Kap'ya vardnda, bu dnyaya dnmesi iin Kap'y hazr bulacakt."
"Byk bir ihtimalle, atma sonunda Kap'y aamayacak kadar zayf deceini de biliyordu,"
diye mrldand Dalamar. "Gcnn doruunda olmas gerekiyor. Evet, haklsn. Kapy aacak,
hem de pek yaknda. Kap'y atnda da geecek gce ve cesarete sahip herkes snr aabilir."
Kara elf gzlerini yumarak, barmamak iin dudan srd. Acsn azaltmak iin bir iksir almay
reddetmiti. "Eer sen baarl olamazsan," demiti Caramon'a, "son umudumuz, benim."
Son umudumuz, diye dnd Tanis, bir kara elf. Bu delilik! Bunlar oluyor olamaz. Ta masaya
dayanarak ban elleri arasna ald. Tanrlar adna, ok yorgundu! Her yan szlyordu, yaralan
yanyor ve batyordu. Zrhnn gs levhasn kartmt bu para ona boynuna aslm bir mezar
ta gibi ar geliyordu. Ama bedeni ne kadar ac ekerse eksin, ruhu daha ok ac iersindeydi.
Hatralar, Kule'nin muhafzlar gibi etrafnda uuuyor, souk elleriyle ona dokunmak iin
uzanyorlard. Caramon, srt dnk Flint'in tabandan yemek alyordu. Raistlin Rotsam'deki
ocuk-
245
lar iin ho ve harika grntler yaratyordu. Kitiara glyor, boynuna sarlyor, kulana bir eyler
fsldyordu. Tanis'in kalbi burkuldu, bu ac gzlerini yalarla doldurdu. Hayr! Her ey yan-; lt!
Her halde bu ekilde bitmezdi!
Bulanklam gzlerinde bir kitap belirdi: ta masa zerinde duran Caramon'un kitab; Astinus'un
son kitab. Yoksa her ey o e-kilde mi bir son bulacakt? O srada Caramon'un kendisine endieyle
baktn fark etti. Hiddetle yzn gzn silip iini ekerek doruldu.
Ama hayaller onunla kalarak yaknlarnda beklemeye devam etti. Yaknlarnda... ve bir kede
pelerini altnda yatan yanm, krk dkk cesedin yaknlarnda.
nsan, yarmelf ve kara elf, hep birlikte Kap'y sessizce izliyorlard. mine rafnda duran bir su
saati zaman tutuyor, damlalar birer birer, kalp atlar kadar muntazam aralklarla damlyordu.
Odadaki gerginlik her an kopacakm gibi artm, laboratuvarda korkun bir fkeyle her yan
kamlyordu adeta. Dalamar elfe bir eyler mrldanmaya balad. Tanis, kara elfin sayklyor
olmasndan korkarak ona serte bakt. Bycnn yz solgundu, kadavra gibiydi, derin, mor
glgelerle halkalanm gzleri gz ukurlarna iyice kamt. Baklar hi kaymyor, gzleri srekli
olarak dnen bolua doru bakyordu.
Caramon'un o sakin hali bile geer gibi olmutu. Koca ellerini gerginlikle bir yumruk yapyor, bir
ayordu; ter btn bedenini kaplam, ejderhann be bandan kan kla parlyordu. Gayri
ihtiyari titremeye balad. Kollarndaki kaslar dzensiz olarak seyi-riyor, kaslyordu.
Derken Tanis, garip bir hissin her yanna yayldn hissetti. Hava durgun, ar durgundu.
Kule'nin dndaki ehirde tm iddetiyle devam eden atmalarn sesleri -farkna bile varmadan
bir yandan duymaya devam ettii o sesler- aniden kesilivermiti. Kulenin iinde de sesler
susmutu. Dalamar'n mrldand szler, dudaklarnda donup kald.
Koridordaki karanlk, odadaki ktlk kadar, youn ve boucu bir sessizlik zerlerini rtmt.
Su saatinin damla sesleri daha da ykseldi, artt; her damla sanki Tanis'in kemiklerini sarsyordu.
Dalamar'n gzleri fal ta gibi ald, eli seyirdi, kara cppesini eklem yerleri bembeyaz kesilmi
eliyle sk sk tuttu.
246
Tanis Caramon'a biraz daha yaklayordu ki koca adamn da kendisine ynelmi olduunu fark
etti.
kisi de ayn anda konutular. "Caramon..."
"Tanis..."
Caramon aresizlikle Tanis'in koluna yapt. "Hatrm iin Ti-ka'ya gz kulak olursun deil mi?"
"Caramon, oraya tek bana girmene izin veremem!" Tanis onu sk sk tuttu. "Ben de geleceim..."
"Hayr Tanis." Caramon'un sesi kat'i kmt. "Eer ben baarl olamazsam, Dalamar'n sana
ihtiyac olacaktr. Tika'ya veda ettiimi syle ve ona olanlar anlatmaya al Tanis. Onu ok
sevdiimi syle, onu o kadar ok seviyorum ki..." Sesi kesildi. Devam edemedi. Tanis ona sk sk
sarlmt.
"Ona ne sylemem gerektiini biliyorum Caramon," dedi, kendi veda mektubunu hatrlayarak.
Caramon ban sallad, gzlerindeki yalar silerek derin, titrek bir nefes ald. "Tas'a da benim iin
veda et. Be...ben onun hibir zaman tam olarak anladn zannetmiyorum. Pek anlayamad."
Kendisini zorlayarak glmseyebildi. "Tabii nce onu uan kaleden kartman gerekecek."
"Sanrm o her eyi biliyor Caramon," dedi Tanis yavaa.
Ejderhann balarndan tiz bir ses kmaya balamt; sanki ok uzaktan gelen zayf bir lk sesi.
Caramon gerildi.
lklar gitgide artt, yaklat, daha da tizleti. Kap rengarenk bir kla yand, ejderhann her ba
prl prl parlad.
"Hazr ol," diye ikaz etti Dalamar, sesi atlamt.
"Hoakal Tanis." Caramon elini uzatt, ok gergindi
"Hoakal Caramon."
Arkadan brakan Tanis geriye doru bir adm att.
Boluk araland. Kap ald.
Tanis Kap'dan ieri doru bakt... Kap'dan ieri baktn biliyordu nk baklarn
evirememiti. Ama hibir zaman tam olarak ne grdn hatrlayamayacakt. Yllar sonra bile
bunun ryasn grd. Ryasn grdn biliyordu nk gecenin bir yans kan ter iinde kalm
uyanyordu. Ama grd grnt hep aklndan uup gidiyor, hibir zaman ayk kafasyla bu
grnty yakalayamyordu. Bundan sonra saatlerce karanla bakp, titreyerek olduu yerde
yatyordu.
247
Ama bunlar daha sonra olacakt. O anda btn bildii Cara-mon'u durdurmas gerektiiydi!
Kprdayamyordu. Baramyor-du. Olduu yere mhlanm, dehetten donup kalmt; son, sakin
bir bakla dnp, altn platforma trmanan Caramon'u seyretti.
Ejderhalar ikaz edercesine, zaferle, nefretle lk attlar... Tan farknda deildi. Bedeninden
sklp kan kendi l bu tiz, kulaklar sar edici ses iinde kaybolup gitmiti.
Rengarenk bir n gzleri kr eden, dnen, patlayan bir dalgas grld.
Sonra karanlk oldu.
Caramon gitmiti.
"Paladine yannda olsun," diye fsldamt ki Tanis, Dalamar'm souk sesinin yanklandn
duydu, huzursuzca, "Kraliem Takhi-sis yanndan ayrlmasn."
"Onu gryorum," dedi Dalamar bir an sonra. Kap'ya dikkatle bakarak, daha iyi grebilmek iin
olduu yerde dorularak ayaa kalkt. Heyecanyla unuttuu yaras nedeniyle nefesi acyla kesilir
gibi olmutu. Lanetler okuyarak yeniden sandalyesine oturdu, soluk yz ter iinde kalmt.
Tanis huzursuzca att voltadan vazgemi, gelip Dalamar'm yannda durmutu. "Bak," dedi kara
elf, nefesi skt dileri arasndan geliyordu.
Kap'ya ilk bakt zaman yaad okun zerinde brakt etkiyi hl hissettii iin Kap'ya
gnlszce bakt Tanis. lk bata yanan bir gn altnda uzanan kasvetli ve plak bir
manzaradan baka bir ey grememiti. Derken parlak bir zrhtan yansyan krmz renkli bir k
grd. Kap'nn nnde saylabilecek bir yerde duran, elinde klcyla, srtn onlara dnm
bekleyen kk bir suret grd...
"Nasl kapatacak?" diye sordu Tanis, keder sesini bosa da konumaya alarak.
"Kapatamayacak," diye cevap verdi Dalamar.
Tanis telala ona bakt. "O halde kralienin giriine ne engel olacak?"
"nnden baka biri gemezse, Kralie Kap'dan geemez yar-melf," diye cevap verdi Dalamar,
biraz sinirlice. "Yoksa, imdiye kadar oktan girerdi. Raistlin Kap'y ak tutuyor. Eer Raistlin
Kap'dan geerse, kralie de onu izler. Raistlin'in lmyle Kap
248
kapanacak."
"Yani Caramon onu... kardeini ldrmek zorunda kalacak, yle mi?"
"Evet."
"Ve o da lmek zorunda kalacak," diye mrldand Tanis.
"Dua et de lsn!" Dalamar dudaklarn yalad. Ars ban dndryor, midesini bulandryordu.
"nk o da Kap'dan geemez. Karanlk Kralie'nin elinden lmek ok yava ve ok naho da olsa,
inan bana yarmelf, bu yaamdan ok daha iyidir!"
"Bunu biliyordu..."
"Evet, biliyordu. Ama dnya kurtulmu olacak Yarmelf," diye dikkat ekti Dalamar, alay
edercesine. Koltuuna gmlerek Ka-p'y seyretmeye devam etti; eliyle rnlerle kapl kara
cppesini bir krtryor, bir dzeltiyordu.
"Hayr, dnyay deil, tek bir ruhu kurtaracak," diye buruklukla cevap vermeye balamt ki
ardndan, laboratuvar kapsnn gcrdadn duydu.
Dalamar'n baklar annda o yne kayd. Gzleri parlayan kara elfin eli beline sokmu olduu bir
by rulosuna gitti.
"Kimse giremez," dedi yavaa, sesi duyarak dnp bakan Ta-nis'e. "Muhafzlar..."
"Onu durduramaz," dedi Tanis, bir an iin yz Kitiara'nm l yznde donmu korkuyu
yanstmt.
Dalamar suratszca glmseyerek yeniden sandalyesine gmld. Dnp bakmasna gerek yoktu.
lmn rpertisi odaya kt bir sis gibi dolmutu.
"Girin Lord Soth," dedi Dalamar. "Ben de sizi bekliyordum."
249
C
Bfm 8
aramon, gz kapaklarndan bile szp geen o gz kamatrc kla kr olmutu. Etrafn bir
karanlk sarm ve gzlerini tekrar atnda bir an iin hibir ey gremeyince Yksek Byclk
Kulesi'nde kaybolup kr olduu zamanlar hatrlayarak panie kaplmt.
Fakat zamanla karanlk kalkt ve gzleri etrafndaki o rkn a alt. Etraf, Tasslehoff'un ona
anlatm olduu gibi sanki gne yeni kavumucasna garip, pembemtrak bir parlaklkla
yanyordu. Manzara da ayn kenderin tarif ettii gibiydi: Engin, bo bir gk altnda uzanan sonsuz
bir arazi. Bakt her yanda, her ynde gk ile yer ayn renkti.
Tek bir yer hari. Ban eviren Caramon, artk arkasnda kalm olan Kap'ya bakt. Kap, plak
toprak iinde rengarenk bir yama gibiydi. Ejderhann be bandan oluan ovalle erevelenmi
olan Kap'nn yaknnda olduunu bilse de Caramon'a Kap uzakta ve kk grnyordu. Sanki
duvara aslm bir resim gibi grnmt Caramon'un gzne. Tanis ve Dalamar' btn netliiy-le
grebilmesine ramen, onlarn hareket etmediini fark etti. Bu halleriyle durdurulmu zaman
iinde ksp kalm, boyal varlklarn hilie bakarak geirmeye zorlanm, izilmi iki resim de
olabilirlerdi.
250
Kati bir niyetle onlara srtn dnen, ii cz ederek onlarn da onu, kendisinin onlar grd gibi
grp gremediklerini merak eden Caramon, klcm knndan syrp ayaklarn kpr kpr olan
zemine sk sk basarak ikizini beklemeye balad.
Caramon'un Raistlin ile yapacaklar bir dvte kendisinin leceinden hibir, hem de hibir
phesi yoktu. Zayflam olmasna ramen Raistlin'in bys yine de gl olacakt. Ayrca
Caramon -elinden geldii takdirde- Raistlin'in hibir zaman kendisini tamamen akta
brakmayacan bilecek kadar da iyi tanyordu kardeini. Her zaman iin geriye brakt bir
tlsm olurdu -ya da en azndan- bileinde gizledii minik bir haneri.
Ama lsem bile amacma ulam olacam, diye dnd Caramon skunetle. Glym,
salklym ve o zayf, narin bedene tek bir kl darbesi yeterli olacaktr.
Kardeinin bysn, yllar nce Yksek Byclk Kulesi'nde yok ettii gibi onu yok etmeden bu
kadarn yapabileceini biliyordu...
Gzyalar batyor, boazndan aaya doru szlyordu. Gz yalarn yuttu; akln korku ve
hznden uzaklatrmak iin baka eyler dnmeye zorlad kendisini.
Lady Crysania.
Zavall kadn. Caramon iini ekti. Onun adna, abuk lm olmasn temenni etti... hibir ey
anlamadan...
Caramon gzlerini krptrarak nne bakt. Neler oluyordu? Daha nce pembemtrak, parlak
ufukta bir ey yokken, imdi bir nesne duruyordu. Pembe gk nnde simsiyah duruyordu; sanki
kattan kesilmi gibi yass grnyordu. Aklna Tas'n szleri geldi. Ama grdnn ne
olduunu anlad...bu tahta bir direkti. Eski gnlerde... cadlar balayp yaktklar cinsten!
Hatralar aklna uutu. Raistlin'in bu diree balanm olduunu gznde canlandrabiliyordu;
arlatan bir rahibin foyasn meydana kartarak, kurtarmaya alt insanlar tarafndan yaklmak
istenirken, kendisini kurtarmaya alan kardeinin, ayaklarnn dibine odunlarn yldn
grebiliyordu adeta. O insanlar, onu 'cad' zannetmilerdi.
"Srurm'le tam zamannda yetimitik," diye mrldand Caramon, valyenin gne altnda imekler
akan klcn hatrlayarak; klcndan yansyan k dahi o batl inanl kyllerin gerilemesine
neden olmutu.
251
Sanki kendiliinden yaklayor gibi grnen diree daha dikkatle bakan Caramon, direin dibinde
yatan bir suret grd. Raist-lin miydi bu? Direk durmadan kayarak yaklayordu...ya da acaba o mu
diree doru yryordu? Caramon ban yine evirdi. Kap daha da uzaklamt ama hl
grebiliyordu.
Savrulup gitmekten korkarak kendi kendini durdurmaya alt ve hemen de durdurdu. Sonra,
yeniden kenderin sesini duydu. Bir yere gitmek istediinde btn yapman gereken, oray
dnmek. stediin bir eyi elde etmen iin gereken tek ey onu dnmen, ama dikkat etmelisin
nk Cehennem grdn eyleri arptp deitirebiliyor.
Tahta diree bakan Caramon kendini onun yannda dnnce hemen direin yannda durur
buldu kendisini. Bir kez daha dnp Kap tarafna doru baknca, Kap'y gk ile yer arasnda
minyatr bir resim gibi grd. stedii an geri dnebileceini dnp rahatlayan Caramon,
direin altnda yatan surete doru aceleyle ilerledi.
lk bata gzne, yerde yatann zerinde siyah cppe var gibi grnnce midesi azna geldi. Ama
imdi, parlak zemin zerinde kara bir siluet olduunu gryordu. zerindeki cppe ise beyazd. O
zaman anlad.
Tabii ya, onu dnyordu.
"Crysania," dedi.
Kz gzlerini aarak, ban onun sesinin olduu yere doru evirdi ama gzleri ona bakmyordu.
Baklar onu ap geiyordu; o zaman kzn kr olduunu anlad.
"Raistlin?" diye fsldad Crysania; sesinde o kadar fazla bir umut ve zlem vard ki, Caramon bu
umudu yerine getirebilmek iin her eyi, hatta hayatn bile seve seve feda edebilirdi.
Fakat ban sallayp diz kerek, kzn elini eline ald. "Ben Ca-ramon'um Lady Crysania."
Kz grmeyen gzlerini Caramon'un sesine doru evirdi, adamn elini kendi elleriyle zayfa da
olsa sk sk tuttu. Akl karm olarak ona doru bakt. "Caramon? Neredeyiz?"
"Ben Kap'dan girdim Crysania," dedi Caramon.
Kz iini ekerek gzlerini kapad. "Demek ki sen de burada, Cehennem'de bizimle birliktesin..."
"Evet."
"Bir ahmakmm Caramon," diye mrldand kz, "ama ahmaklmn bedelini dyorum. Keke...
keke bilebilseydim... Benden
252
baka... herkes... herkes zarar grd m? Ya o?" Son sz, neredeyse duyulmamt.
"Hanmefendi..." Caramon ne cevap vereceim bilemedi.
Ama Crysania onu susturdu. Adamn sesindeki hzn duymutu. Gzyalar yanaklarndan
szlrken gzlerini, eliyle de azn kapatt. "Tabii ya. Anlyorum!" diye fsldad. "O yzden
geldin. zgnm Caramon. ok zgnm!"
Crysania alamaya balad. Onu iyice kendine doru eken Caramon, kk bir ocuk gibi
kollarnda sallayp teselli etmeye alt. O zaman kzn lmekte olduunu anlad. Kz kucanda
tutarken yaamnn kzdan ekilmekte olduunu hissedebiliyordu. Fakat onu neyin yaralam
olduunu, ne tr yaralardan muzdarip olduunu hayal bile edemiyordu, nk teninde hi bir iz
yoktu.
"zlecek bir ey yok hanmm," dedi Caramon, kzn kl rengi yzne dklm gr, parlak
salarn geriye doru okayarak. "Sen onu sevdin. Eer senin ahmakln bu ise, ben de ayn
ahmakl yaptm o halde ve bunu seve seve demeye razym."
"Ah bu keke doru olsayd!" Kz inledi. "Fakat beni buraya getiren gururumdu, hrsmd."
"yle miydi Crysania?" diye sordu Caramon. "Eer yleyse neden Paladine Kralrahip'in taleplerini
yerine getireceine senin dualarna cevap verdi ve Kap'y senin iin at? Eer gerekten senin
kalbinde olanlar grmeseydi neden sana byle bir ey bahetsindi ki?"
"Paladine bana srtn evirdi!" diye haykrd kz. Madalyonunu eline alarak boynundan ekip
kartmaya alt. Ama ok zayft. Eli madalyonun zerinde kapanp orada kald. Kz bunu
yaparken yzne bir huzur doldu. "Hayr," dedi, yavaa kendi kendine konuarak, "o burada. Bana
sarlyor. Onu o kadar kesin hatlarla grebiliyorum ki..."
Ayaa kalkan Caramon kz kucana ald. Kzn ba Cara-mon'un omzuna yasland, adamn
kucanda rahatlamt. "Kapya dnyoruz," dedi kza.
Kz bir cevap vermedi, sadece tebessm etmekle yetindi. Cara-mon'u duymu muydu, yoksa baka
bir sesi mi dinliyordu?
Uzakta rengarenk bir mveher gibi parlayan Kap'ya dnen Caramon kendisini orada hayal etti ve
hzla ileri hareket etti.
Aniden Caramon'un etrafndaki hava ayrld, atrdad. Gkyznden bir imek bir bak gibi indi
yere; o ana kadar hi grme-
253
dii bir imekti bu. Binlerce mor, czltl dal yere arpt ve bir an iin onu parmaklklar lm
olan, grlmeye deer bir hapishane iinde kapatt. Yaad oktan fel olan Caramon hareket
edemedi. imek yok olduktan sonra bile, olduu yere sinerek beklemeye devam etti, sanki bu
patlayan gk grlts onu sonsuza kadar sar etmiti.
Ama artk sadece sessizlik, sessizlik vard; bir de ok uzaklarda ac dolu, insann yreini
paralayan bir lk.
Crysania'nn gzleri ald. "Raistlin," dedi. Eli madalyonunu iyice kavrad.
"Evet," diye cevap verdi Caramon.
Gzyalar kzn yanaklarndan szld. Crysania gzlerini yumarak Caramon'a sk sk sarld.
Caramon, Kap'ya doru hareket etmeye devam ediyordu; artk daha yava yolculuk ediyordu;
aklna huzur karc, rahatsz edici bir ey gelmiti. Belli ki Lady Crysania lyordu. Boynundaki
nabz, Caramon'un parmaklar altnda yavru bir kuun kalbi gibi iyice zayflam, prpr eder
gibiydi. Ama kz lmemiti, henz lmemiti. Belki de, onu Kap'dan yeniden geirebilirse yaard.
Ama kz, kendisi de gemeden, Kap'dan geirebilir miydi acaba?
Saygdeer Rahibeyi kucanda tutan Cramon Kap'ya gittike yaklayordu. Daha dorusu Kap
ona yaklayor, ebatlar byyor, ejderhann balar ona parlak gzleriyle bakyor, azlar onu
yutmak ve yakalamak iin alyordu.
Hl Kap'dan iersini, Tanis ve Dalamar' grebiliyordu: Biri ayaktayd, dieri oturuyordu; ikisi de
kprdamyordu, ikisi de zaman iinde donmutu. Ona yardm edebilirler miydi? Crysania'y
alabilirler miydi?
"Tanis!" diye seslendi. "Dalamar!"
Ama ilerinden onu duyan var idiyse bile, onun haykrlarna tepki veren olmad.
Nazike Lady Crysania'y yere, Kap'nn nnde, kprdanp duran zemine indirdi. O anda Caramon
bunun umutsuz bir ey olduunu anlamt. Bandan beri biliyordu aslnda. Kz geri gtrebilirdi
ve o zaman kz yaard. Fakat bunun anlam Raistlin'in de yaayp, peinden Kralie'yi srkleyerek
kamas ve dnya ile halknn sonunu hazrlamas anlamna geliyordu.
O da o garip zemine kt. Crysania'nn yanna oturarak kzn
254
elini tuttu. En azndan kzn burada yannda olduuna memnundu. Kendini o kadar yalnz
hissetmiyordu. Kzn elinin temas insan rahatlatyordu. Ah bir de kz kurtarabilseydi...
"Raistlin'e ne yapacaksn Caramon?" diye sordu Crysania yavaa, bir sre sonra.
"Onun Cehennem'den kmasna engel olacam," diye cevap verdi Caramon, sesi tekdze ve
ifadesizdi.
Kz anlayla ban sallad; sk sk adamn elini tutuyor, grmeyen gzlerle ona bakyordu.
"Seni ldrecek yle deil mi?"
"Evet," diye cevap verdi Caramon sebatla. "Ama o da lmeden olmayacak bu."
Bir ac nbeti Crysaina'nn yzn kast. Caramon'un eline asld. "Seni bekleyeceim!" Boulur
gibi olmutu, sesi zayflyordu. "Seni bekleyeceim. Her ey bittikten sonra benim rehberim
olacaksn, ben gremiyorum ya. Beni Paladine'a gtreceksin. Beni karanlktan alp gtreceksin."
Kzn gzleri kapand. Ba, sanki bir yasta yaslamrcasna yavaa geriye kayd. Ama eli hl
Caramon'un elindeydi. Gs her nefes alp veriinde inip kyordu. Caramon parmaklarn kzn
boynuna koydu, kzn yaam parmaklarnn altnda atyordu.
Kendini lme mahkum etmeye hazrd, kardeini de lme mahkum etmeye hazrd. Her ey o
kadar basit grnyordu ki!
Ama...kz da mahkum edebilir miydi?...
Belki hl vakti vard... belki kz Kap'dan tayp, geri dne-bilirlerse...
Umutla dolan Caramon ayaa kalkt ve Crysania'y yeniden kucana almaya balad. O srada
gznn ucuna bir hareket takld.
Dnnce Raistlin'i grd.
255
Bfiim
9
ir ieri Kara Gl valyesi," diye yineledi Dalamar.
Alevden gzler, elini klcna gtren Tanis'e bakt. Ayn anda ince parmaklar Tanis'in koluna
deerek irkilmesine neden oldu.
"Karma Tanis," dedi Dalamar yavaa. "Biz onun umurunda deiliz. O buraya tek bir ey iin
geldi."
Kprdaan, alevli bak Tanis'i yalayp geti. Mum , ateten kararm -oktan toprak olmu-
kendi kannn lekelerinin altnda kalsa da hl Solamniya valyeleri'nin sembol olan Gl
suretinin belli belirsiz hatlarn tayan kadim, eski moda, ssl zrh zerinde parlyordu. Hi ses
karmayan izmeli ayaklar oday geti. Kavunii gzler, arad eyi glgeli bir kede buldu:
Tanis'in pelerini altnda yatan yn.
Uzaklatrn onu! dediini duydu Tanis, Kitiara'nn lgnlam sesinin. Ben hep seni sevmitim
Yarmelf!
Lord Soth cesetin yannda durarak diz kt. Fakat sanki grnmeyen bir g ona engel
oluyormu gibi bir trl cesede doku-namyordu. Ayaa kalkarak dnd; kavunii gzleri, takt
miferin bo karanl iinden alevleniyordu.
"Onu bana brak Tanis Yarmelf," dedi o bo ses. "Senin akn onu bu dzleme balyor. Ondan
vazge."
256
Tanis klcn kavrayarak ileri bir adm att.
"Seni ldrr Tanis," diye uyard Dalamar. "Gzn krpmadan kyar sana. Brak, Kit onunla gitsin.
Sonu olarak bence aramzda Kit'i tam manasyla bir tek o anlayabilmiti."
Kavunii gzler alevlendi. "Onu anlamak m? Onu takdir ettim! Ayn benim gibi o da ynetmek iin
domutu, fethetmek onun kaderiydi! Ama o benden daha glyd! Onu zincirlemeye alan ak
bir kenara atabiliyordu o. Kader ona bir oyun oynamam olsayd u anda tm Ansalon'u
ynetebilirdi!"
Bu bo ses odada yanklanarak Tanis'i ihtiras ve nefretiyle hayret iersinde brakmt.
"Ama ite oraya ksp kalmt!" Zincirli zrhtan eldiven giyen eli yumruk oldu. "Kafese kapatlm
bir hayvan gibi Sanction'a hapsol-mu, kazanamayaca bir savan planlarn yapyordu. Cesareti
ve kararll azalmaya balamt. Hatta kara elf, bir aka kendisini kle gibi zincirlemeyecek
kadar her eye gz yummutu! Hayatnn mum gibi eriyip gitmesindense dverek lmeyi tercih
etti."
"Hayr!" diye mrldand Tanis, klcn skca kavrayarak. "Hayr..."
Dalamar'n parmaklar bileini kavrad. "Seni hi sevmedi Tanis," dedi souk bir edayla. "Seni de
hepimizi, hatta onu bile kulland gibi kulland." Kara elf Soth'a doru bakmt. Tanis tam
konuacak gibi oldu ama Dalamar onun szn kesti. "Seni sonuna kadar kulland Yarmelf. imdi
bile, yaam tesinden uzanarak, hl onu kurtarabileceini umuyor."
Tanis hl tereddt ediyordu. Aklnda Kit'in dehet dolu yz alev alevdi. Grnt yand, alevler
ykseldi...
Tanis'in btn gr asn alevler kaplad. Alevlere baknca, bir zamanlar marur ve soylu olan
bir kalenin artk kararm, ufalanmakta, alevlere doru yklmakta olduunu grd. Gzel, narin
bir elf kz grd, kollarnda kk bir ocukla birlikte alevlerin iine dyordu. Kouturan,
alevlere derek len savalar grd. Ve alevlerin iinden Soth'un sesini duydu.
"Sende yaam var Yarmelf. Yaaman iin birok nedenin var. Yaayanlar arasnda sana muhta
olanlar var. Biliyorum, nk u an senin olanlar bir zamanlar benimdi. Ben bunlarn kymetini
bilmedim, ktansa karanlkta yaamay setim. Beni mi izleyeceksin? Her eyi, ok nce gecenin
yollarnda yrmeyi semi birisi iin yabana m atacaksn?"
257
Ben dnyaya sahibim, Tanis kendi sesini duymutu. Laurana'nn yz ona glmsedi.
Gzlerini yumdu... Laurana'nn yz; gzel, bilgelik dolu, sevecen yz. Altn rengi salarnda,
berrak elf gzlerinde klar parlyordu. Tm saflyla, tm parlaklyla yle bir parldyordu ki
k, Tanis artk pelerinin altndaki souk yz hayalinde canland-ramyordu bile.
Tanis yavaa elini klcndan ekti.
Lord Soth dnd. Diz kerek, artk kanla rl sklam olmu pelerine sarl cesedi grlmeyen
kollarna alp kaldrd. Bir by sz syledi. Tanis, aniden l valyenin ayaklan dibinde kara bir
uurumun aldn grd. nsann ruhunu titreten bir souk oday sprp geti; bu akm, sanki
sert bir rzgrla karlam gibi Tanis'in ban evirmesine neden olmutu.
Tekrar baktnda glgeli kenin boalm olduunu grd.
"Gittiler." Dalamar elini Tanis'in bileinden ekti. "Caramon da gitti."
"Gitti mi?" Bedenini buz gibi bir ter kaplayan Tanis titreyerek, sallanarak dnp bir kez daha
Kap'ya bakt. Yanar gibi grnen manzara botu.
Bo bir ses yankland. Her eyi, ok nce gecenin yollarnda yrmeyi semi birisi iin yabana m
atacaksn?
258
Mumun, mealenin ve ryen tahtann In brak bir yana, Ve duy ykselen kanna yakalanm
Gecenin dnn.
Geceyars ne kadar sakin akm, Kuzgunlarn utuu yerdeki rzgrlar ne scak, Hani o deien
mehtabn akm, Kararan gzlerinde solduu yerde.
Kalbin ne kadar ykses sesle aryor akm, Karanlk gsne ne kadar yakn, lmekte olan
bileinden ekilen, akm, Nehirler ne kadar da heyecanl.
Ve akm narin tenin nasl da gizliyor sy, Tuz kadar saf, lm kadar tatl, Ve karanlkta nefesinin
kzl ateine Kzl ay binmi gidiyor.
259
*^r ^^
O
Borum 10
nnde Kap.
Arkasnda, Kralie. Arkasnda ac, strap...
nnde...zafer.
Ayakta duramayacak kadar zayf dtnden Byclk Asa-s'na dayanan Raistlin, Kap'mn
grntsn zihninden hi kartmyordu. Sanki miller boyunca bu Kap'ya ulamak iin yrm,
tkezlenmi, emeklemiti. Artk yaklamt. Kap'mn parladm grebiliyordu; o gzel renkleri,
yaamn renklerini...imlerin yeilini, gn mavisini, bulutlarn beyazn, gecenin siyahn, kann
krmzsn...
Kan. Kan iinde kalan, kendi kanyla srlsklam olmu ellerine bakt. Yaralar saylamayacak kadar
oktu. Topuzlar vurmu, kllar kesmi, imekler yakm, ateler kavurmutu onu; hepsi de
Karanlk Majesteleri'ne hizmet eden kara rahipler, kara bycler, korkun hayaletleri ve iblis
ordular zerine saldrmt. Kara cppesi kan iinde, lime lime olmu bir halde her yanndan
sarkyordu. Bir nefes almyordu ki onu acyla kvrandrmasn. ok nce kan kusmaktan
vazgemiti. ksrse de, ayakta kalamayp dizleri zerine kmek zorunda kalacak kadar ksrp
rse de, kan bir ey yoktu. inde hibir ey kalmamt.
Ve btn bunlara dayanmt.
260
Sevin damarlarndan byk bir heyecanla akyordu. Dayanmt/ hayatta kalmt. Yayordu...kl
payyla. Ama hayatta kalmt. Kralie'nin hiddeti ardndan patlyordu. Yerin ve gn bu fkeyle
nabz gibi attn hissedebiliyordu. En iyi hizmetkrlarn alt etmiti, artk Raistlin'e kafa tutacak
kimsesi kalmamt. Kendinden baka kimse.
Kumsaati eklindeki gr asnda Kap rengarenk parldyor-du. Gitgide yaklat Kap'ya.
Ardndan da -hiddetin dikkatsiz, umursamaz yapt- Kralie. Artk Cehennem'den kaabilirdi,
Kralie onu durduramazd. zerinden bir glge geerek onu rpertti. Ban kaldrp baknca dev
gibi bir elin gkyzn kararttn, elin trnaklarnn kan krmzsyla parladn grd.
Glmseyen Raistlin yoluna devam etti. Bu bir glgeden baka bir ey deildi. zerine glge salan
el bou bouna ona uzanmaya alt. O, Kap'ya ok yaklamt; onu durdurmas iin
yardaklarna gvenen Kralie ise ok uzaktayd. Kap'nn eiinden getiinde Kralie'nin eli
onun lime lime olmu kara cppesinin ucundan tutacakt ve o zaman kalan son gcyle Raistlin
onu Kap'dan ekecekti.
Ondan sonra, kendi dzleminde bilin bakalm kim daha gl olacakt?
Raistlin ksrd; ama bir yandan ksrrken, bir yandan sancs onu parampara ederken
glmsedi...daha dorusu srtt; kan iindeki ince dudaklaryla bir srtt bu. Hi kukusu yoktu.
Hi kukusu.
Bir eliyle gsn, dieriyle de Byclk Asas'n tutan Raistlin dikkatle kalan mrn
hesaplyor, ald her acl nefese, paralar zerine titreyen bir cimri gibi nem vererek ilerliyordu.
Gelecek dv muhteem olacakt. imdi kendi adna savamas iin kendi askerlerini arma
sras ondayd. Tanrlar onun yakarna cevap vereceklerdi, nk Kralie'nin dnyada tm
kudreti ve ihtiamyla boy gstermesi gklerin gazabn zerine ekecekti. Aylar decek,
gezegenler yrngelerini deitirecek, yldzlar yollarndan aacakt. Btn unsurlar -rzgr,
hava, su, ate- onun dediini yapacak, emrine girecekti.
imdi de nnde Kap'daki ejderha kafalar, onu durduracak gte olmadklarn bilmenin aciz
hiddetiyle lklar atyorlard.
Tek bir nefes, tek bir yorgun kalp at, tek bir adm daha...
Kukuletal ban kaldrd ve durdu.
261
Arlarnn duman, lmn kan ve glgesiyle rtldnden daha nce grmedii bir suret
elinde parlak bir klla nnde, Kapnn nnde duruyordu. Surete bakan Raistlin bir an iin
hibir ey anlamadan bakakald. Sonra, parampara olmu bedenini bir nee kaplad.
"Caramon!"
Titreyen elini uzatt. Ne biim bir mucizeydi bu anlayamamt. Ama ite ikizi buradayd, sanki hep
burada onu beklermi gibi, onun yannda dvmek iin beklermi gibi...
"Caramon!" dedi Raistlin nefes nefese. "Yardm et bana kardeim!"
Yorgunluk zerine kmeye, aclar da onu kendinden geirmeye balamt. Dnme, konsantre
olma kabiliyetini hzla yitiri-yordu. Bys artk bedeninde civa gibi prldamyordu, sanki ya-
ralarndaki kan gibi ar ar ve phtlam gibi hareket ediyordu.
"Caramon, gel yanma. Tek bama yryemiyorum..."
Ama Caramon kprdamad. Orada durmu elinde klcyla, sevgi, hzn -derin ve yakan bir
hznle- ona bakyordu. Ac bulutunu kesip Raistlin'in plak, bo ruhunu gzler nne seren bir
hznle. Ve o anda anlad Raistlin. kizinin neden burada olduunu anlad.
"Yolumu tkyorsun kardeim," dedi Raistlin souk bir edayla.
"Biliyorum."
"O halde, bana yardm etmeyeceksen yana ekil!" Raistlin'in kurumu boazndan gelen sesi
hiddetle atlamt.
"Hayr."
"Seni ahmak! leceksin!" Bu yumuak, lmcl tonda kan bir fsltyd.
Caramon derin bir nefes ald. "Evet," dedi kesinlikle, "ve bu kez, sen de leceksin."
zerlerindeki gk karard. Etraflarna glgeler dolutu, sanki k yava yava emiliyormu gibi. Ik
karardka hava da sd fakat Raistlin arkasndan gelen engin ve alevli bir sy, Kralie'si-nin
hiddetini hissedebiliyordu.
Korku karnn buruyor, hiddet midesini bzyordu. By szleri kabard; ayn azndaki kan
tadndaydlar. Bunlar kardeine savurmaya balad ama boulur gibi olmu, ksrmeye balam,
dizleri zerine kmt. Ama szler hl oradayd, by onun emrindeydi. Uzun zaman nce
Yksek Byclk Kulesinde ikizi-
262
nin yanan hayalini grm olduu gibi iki/inin alevler iinde kaldn grebilirdi. Ah bir, bir
nefesine hakim olabilse...
Sancs geti. By szleri beyninde kaynyordu. Ban kaldrd; yznde korkun bir ters bakla
elini kaldrd...
Caramon elinde klcyla nnde duruyor, gznde bir acma ifadesiyle ona bakyordu.
Acma! Bu bak Raistlin'e yzlerce kl darbesi gibi inmiti. Evet, ikizi lecekti ama yznde o
ifadeyle deil!
Asasna dayanan Raistlin ayaa kalkt. Elini kaldrarak, kardei onun altn gzlerinden yansyan
sonunu grsn diye kara kukuletasn geri itti.
"Demek ki bana acyorsun Caramon," diye tslad. "Sen, seni ku beyinli homurtulu ay. Sen benim
elde etmi olduum gc, stesinden geldiim acy, kazandm zaferleri anlayabilecek
kapasitede bile deilsin. Sen nasl olur da bana acmaya cret edersin? Seni ldrmeden -nk
seni ldrrm kardeim- dnyaya bir Tanr olmak iin dneceimi bilmeni istiyorum!"
"Biliyorum Raistlin," diye cevap verdi Caramon, kesin bir tavrla. Gzlerindeki acma duygusu
gitmemi, daha da derinlemiti. "Ve o yzden sana acyorum. nk ben gelecei grdm. Sonucu
biliyorum."
Raistlin, bir numara olmasndan kukulanarak kardeine baka-kald. Tepesinde kzl renkli gk
daha da kararyordu ama uzanm olan el duraksamt. Kralie'nin tereddt ettiini
hissedebiliyordu byc. Kralie de Caramon'un varln renmiti. Raistlin Kralie'nin
kafasnn kartn, korkusunu hissetti. Caramon'un, onu durdurmak iin yaratlm olan bir
grntden ibaret olduu dncesi aniden kafasndan uup gitti. Raistlin kardeine doru bir
adm daha att.
"Gelecei mi grdn? Nasl?"
"Sen Kap'dan getiinde byl alan, zaman aletini etkisi altna alarak Tas ile beni gelecee att."
Raistlin kardeini gzleriyle sanki yutacak gibi olmutu. "Ve? Ne olacak?"
"Sen kazanacaksn," dedi Caramon ylece. "Kazanan sen olacaksn; sadece Karanlklar Kraliesi'ni
deil ama btn Tanrlar yeneceksin. Gkyznde sadece senin takm yldzn parlayacak...bir
sre iin..."
"Bir sre iin mi?"Raistlin'in gzleri ksld. "Anlat bana! Neler
263
oluyor? Kim tehdit ediyor beni? Kim beni yerimden ediyor?"
"Sen," diye cevap verdi Caramon, sesi hzn yklyd. "Sen l bir dnyada hkm sryorsun
Raistlin...gri kllerle, iin iin yanan harabelerle, imi cesetlerle dolu bir dnyada. O alemde tek
bana kalyorsun Raistlin. Yaratmaya alyorsun ama iinde yararlanabilecein hibir ey
kalmyor o yzden sonunda patlayp lnceye kadar yldzlarn yaamn emiyorsun. Ondan sonra
ne etrafnda, ne de iinde bir ey kalmyor."
"Hayr!" diye hrlad Raistlin. "Yalan sylyorsun! Lanet olsun sana! Yalan sylyorsun!" Byclk
Asas'n frlatp atan Raistlin ileriye atld; pene gibi uzatt elleriyle kardeini yakalad. aran
Caramon klcn kaldrd ama Raistlin'den gelen tek bir sesle kl elinden kpr kpr kprdanan
zemine dt. Koca adamn, ikizinin kollarn kavrayan kollar sarslmaya balad. Beni ikiye
ayrabilir, diye dnd Raistlin, kmseyerek. Ama ayrmayacak. Zayf. Tereddt ediyor.
Kaybetti. Ve ben gerei reneceim!
Uzanan Raistlin kan kapl, yanan elini kardeinin alnna bastrd ve Caramon'un hayalindeki
grntleri kendi aklna aktard.
Ve Raistlin grd.
Dnyann iskeletini, aalarn gvdelerini, gri amuru ve kl, ateten kararm kayalar, ykselen
duman, llerin ryen bedenlerini grd...
Etrafndaki ve iindeki bolukla, souk hilik iinde asl kalm halini grd. Bu grnt onu ezdi,
sktrd. Onu kemirdi, yiyip bitirdi. Kendi kendine dnerek aresizlikle bir gda arad -bir damla
kan, bir para ac. Ama hibir ey yoktu. Orada hibir ey olamazd bir daha. Ve o, iine doru
kvrlmaya devam edecek ve her seferinde hibir ey... hibir ey... hibir ey bulamayacakt.
Raistlin'in ba nne dt, eli kardeinin alnndan kayarak acyla kasld. Btn bunlarn
olacan biliyordu, bu parampara olmu bedeninin en son zerresine kadar bunu biliyordu.
Biliyordu nk boluk belirmiti bile. ok uzun zamandr, ok uzun zamandr bu boluk iini
doldurmaya balamt. Yo, daha onu tam olarak -henz- yutmamt. Fakat dven, tek bana
kalm, bo ve karanlk bir keye bzm ruhunu gznde canlandrabiliyordu.
Ac bir haykrla Raistlin kardeini iterek kendinden uzaklatrd. Etrafna baknd. Glge daha da
koyulamt. Kraliesi artk tereddt etmiyordu. Kralie gcn topluyordu.
Raistlin, dnmeye alarak, iindeki hiddeti bulmaya ala-
264
rak, bysnn yanan alevini canladrmaya alarak baklarn indirdi... Fakat bu bile lyordu.
Korkunun etkisinde kalan Raist-lin kamaya alt ama ok halsizdi. Bir adm ataym derken
tkezlenerek elleri ve dizleri zerine dt. Korku onu sarsyordu. Elini uzatarak yardm arad...
Bir ses, bir inilti, bir alama sesi duydu. Elleri beyaz bir bezi kavramt; scak bir ten hissetti!
"Bupu," diye fsldad Raistlin, aresizlik iersinde onu tutmaya alarak. "Bupu, beni hatrlamyor
musun? Bir zamanlar bana bir kitap vermitin. Bir kitap ve bir zmrt." Keselerinden birini
bularak iinden parlak, prltl yeil bir ta kartt. "te Bupu. Bak, 'o gzel ta.' Al bunu, sakla!
Seni koruyacaktr!"
Bupu uzand ama daha uzanrken parmaklan lmle katlat.
"Hayr!" diye haykrd Raistlin ve Caramon'un elini kolunda hissetti.
"Onu rahat brak!" diye bard Caramon kabaca, ikizini tutup geriye frlatrken. "Zaten ona
yeterince zarar vermedin mi?"
Caramon bir kez daha klcn eline almt. Klcn parlak Raistlin'in gzlerini actyordu.
Klcn nda Raistlin -Bupu yu deil de- Crysania'y grd; teni kararm ve su toplayarak
kabarck kabarck olmutu; gzleri onu grmeden, ona doru bakyordu.
Bo...bo. iinde hibir ey yok muydu? Evet... Bir ey vard. Bir ey, ok fazla deil ama bir ey
vard. Elini uzatarak Crysania'nn su toplam tenine dedi. "lmemi, henz lmemi," dedi.
"Hayr, henz lmedi," diye cevap verdi Caramon, klcn kaldrarak. "Brak onu! Brak da en
azndan huzur iersinde lsn!"
"Eer onu Kap'dan geirirsen yaar."
"Evet, yaar," dedi Caramon ileneyici bir tonda, "ama sen de yaarsn deil mi Raistlin? Ben onu
Kap'dan geirirsem, sen de arkamzdan geleceksin..."
"Gtr onu."
"Hayr!" Caramon ban sallad. Gzlerinde gzyalar parlasa da yz hzn ve strapla
solmutu; klcn hazr ederek kardeine doru bir adm att.
Raistlin elini kaldrd. Caramon kprdayamad, klc scak, deiken havada asl kald.
"Onu gtr; bunu da yanna al."
Uzanan Raistlin, yannda duran Byclk Asas'n kavrad. Asann kristalinden kan k,
derinlemekte olan karanlk iinde
265

tm gc ve parlaklyla ldayarak, byl aydnln her zerine drd. Asay kaldran
Raistlin bunu kardeine uzatt.
Kalar atlan Caramon tereddt etti.
"Al!" diye atld Raistlin, gcnn azalmakta olduunu hissederek. ksrd."Al onu!" diye
fsldad, nefes almaya alarak. "Hem asay, hem kz alarak Kap'dan geir. Asay, Kap'y
arkanzdan kapatmak iin kullan."
Caramon, hibir ey anlayamadan ona bakakald; sonra gzleri ksld.
"Hayr, yalan sylemiyorum," diye hrlad Raistlin. "Sana daha nce yalan syledim ama imdi
sylemiyorum. Dene. Ve gr. Bak, seni bynn etkisinden kurtaryorum. Baka bir by
yapamam. Eer yalan sylyorsam beni ldr. Seni durdurmaya gcm olmayacak."
Caramon'un klcn tuttuu kolu serbest kalmt. Kolunu hareket ettirebiliyordu. Hl elinde
klc, gzleri kardeinin zerinde tereddt ederek dier elini uzatt. Parmaklar asaya deince
korkuyla, n snmesini ve onlar gittike artan, buz gibi karanlkta brakmasn bekleyerek
kristaldeki a bakt.
Ama k dalgalanmad bile. Caramon'un eli, kardeinin eliyle birlikte asay kavard. Ik tm
parlaklyla akyor, yrtlm, kan iinde kalm kara cppeye, donuklam, amurla kaplanm
zrha parlakln yayyordu.
Raistlin asay brakt. Yavaa, neredeyse decek gibi olarak sarsaka ayaa kalkt, kendini
toparlad, hi destek almadan, tek bana ayakta durdu. Caramon'un elindeki asa parlamaya devam
ediyordu.
"Acele et," dedi Raistlin souk bir edayla, "Kralie'nin sizi takip etmesini engeleyeceim. Ama
gcm ok dayanmaz."
Caramon nce bir an iin ona, sonra hl tm parlaklyla ldayan asaya bakt. Sonunda derin,
titrek bir nefes alarak klcn knna soktu.
"Sana... ne olacak?" diye sordu serte, Crysania'y kucaklamak iin diz kerken.
Hem akim, hem bedenin ikence grecek. Her gnn sonunda acdan leceksin. Her gecenin
sonunda da ben seni yeniden dirilteceim. Uyuya-mayacaksn, gelecek gnn korkusuyla
titreyerek uyank yatacaksn. Sabah, grecein ilk ey benim yzm olacak.
Szler Raistlin'in beyninde bir ylan gibi kvrlyordu. Ardndan
266
bunaltc, alayc kahkahalar duyabiliyordu.
"Git Caramon," dedi. "Geliyor."
Crysania'nn ba, Caramon'un geni gsne yaslanmt. Kzn kara salar yzne dmt;
eliyle Paladine'n madalyonunun sk sk tutuyordu. Raistlin ona bakarken atein tahribatnn
yava yava getiini, yznde leke bile brakmadn; tatl, bar dolu bir huzurla yumuadn
grd. Raistlin'in baklar kardei-ninkine evrilince Caramon'un yznde her zamanki aptal
ifadeyi grd: O akl karm, aknca incinmilik ifadesini.
"Seni koca ahmak! Bana ne olacandan sana ne?" diye hrlad Rasitlin. "k dar!"
Caramon'un yzndeki ifade deiti, ya da belki deimedi. Belki yzndeki ifade hep byleydi.
Raistlin'in gc byk bir hzla azalyordu, gzleri karard. Fakat Caramon'un gzlerinde, anlayl
bir ifade grr gibi olmutu...
"Elveda... kardeim," dedi Caramon.
Crysania'y kucaklayp, Byclk Asas'n bir eliyle tutan Caramon dnd ve yryerek uzaklat.
Asa'nn etrafnda ktan bir daire oluturuyor, ayn Kristalmil Gl'nn sakin sular zerinde
parlayan Solinari'nin gibi karanlk iinde gmten bir halka halinde parlyordu. Gm
nlar ejderhalarn balarna saplanarak onlar dondurup gme dntrd; lklarn
susturdu.
Caramon Kap'dan ieri admn att. Onu ruhuyla seyreden Raistlin renklerin ve yaamn bulank
grntsn yakalayarak, kk yanaklarna lk bir fsltnn deer gibi olduunu hissetti.
Arkasnda alayc kahkahalarn, sert, tslayan, lkrdyan bir nefese dndn duydu. Pullu devasa
bir kuyruun ylan gibi s-zldn, kanat tendonlarnn gcrdadn duyabiliyordu. Ardndan
be adet ba ikence ve dehet szleri fsldyordu.
Raistlin yerinden kprdamadan durarak Kap'ya bakt. Tanis'in Caramon'a yardm etmek iin
kotuunu, Crysania'y kucakladn grd. Gzyalar Raistlin'in gzlerini bulanklatrd. O da
pelerinden gitmek istiyordu! Tanis'in onun eline demesini istiyordu! Crysania'y kucaklamak
istiyordu... leri doru bir adm att.
Caramon'un ona doru dndn grd, elinde asa vard.
Caramon Kap'ya bakt, ikizine bakt, ikizinin arkasndakilere bakt. Raistlin kardeinin gzlerinin
korkuyla aldn grd.
Raistlin, onun grdnn ne olduunu anlamak iin geri dn-
267
mek zorunda deildi. Takhisis arkasndan sinsice yaklayordu. ren srngen bedenin etrafna
yayd, cppesini kprdatan soukluu hissetebiliyordu. Takhisis'in arkasnda olduunu
hissetmiti ama Kralie'nin dnceleri ona ynelmemiti. Kralie dnyaya alan yolunun ak
durduunu grmt...
"Kapat unu!" diye bard Raistlin.
Bir alev topu Raistlin'in tenini yakt. Bir pene onu srtndan vurdu. Tkezlenerek dizleri zerine
dt. Ama gzlerini Kap'dan hi ayrmad ve Caramon'u grd; yz strapla dolan ikizi ileri,
ona doru bir adm atmt!
"Kapat unu ahmak herif!" diye viyaklad Raistlin, yumruklarn skarak. "Beni rahat brak! Artk
sana ihtiyacm yok! Sana ihtiyacm yok!"
Derken k kayboldu. Kap gm diye kapand ve karanlk zerine snrsz, azgn bir hiddetle kt.
Peneler tenini yrtt, diler kaslarn paralad, kemiklerini krd. Gsnden kan boald ama
cann da alp gitmedi.
Raistlin lk att ve lk atacak, atmaya da devam edecekti, sonsuza dek...
Bir ey dokundu... bir el... Bu el onu nazike sarsarken o da ele sk sk tutundu. Bir ses geldi,
"Raist! uyan! Sadece bir ryayd. Korkma. Onlarn seni incitmelerine izin vermem! Bak, seyret...
Seni gldreceim.
Ejderhann onu saran kvrmlar gerginleerek nefesini kesti. Parlak siyah diler canl organlarn
yedi, kalbini yuttu. Bedenini paralayarak ruhunu aradlar.
Gl bir kol sarlp, onu sk sk tuttu. Bir el kalkt gm bir kla parlayan ve gece iinde
ocuksu resimler yapt ve belli belirsiz duyulan ses fsldad, "Bak Raist, tavancklar..."
Raistlin glmsedi, artk korkmuyordu. Caramon da oradayd.
Ac azald. Ryadan kurtulmutu. Uzaktan buruk bir hayal krkl ve hiddetle ykselen bir uluma
sesi duydu. Artk hibir eyin nemi yoktu. Sadece kendisini yorgun hissediyordu, ok ok
yorgun...
Ban kardeinin koluna yaslayan Raistlin gzlerini yumarak karanlk, ryasz, sonsuz bir uykuya
dald.
268
Bfm 11
u saatindeki su damlalar, sessiz laboraruvarda yanklanarak acmaszca srekli akna devam
etti. Gerginlikten yanan gzlerle Kap'ya bakp duran Tanis'e sanki damlalar birer birer gergin
sinirlerine dyormu gibi geliyordu.
Gzlerini ovuturarak, zntyle bir oflama sesi kartarak Kap'ya srtn dnd ve pencereden
dar bakmak iin yrd. Akamst olduunu grnce ok hayret etti. Yaadklarndan sonra,
baharn gelip getiini, yazn yaanp bitmi olduunu ve gzn ktn grse, bu kadar
armazd.
Artk pencerenin yanndan kesif bir duman gemiyordu. Beslendikleri eyleri yiyip bitiren
yangnlar artk lyordu. Baklarn gkyzne evirdi. Grnrlerde ne iyi, ne kt ejderhalar
yoktu. Dinledi. Aadaki ehirden hi ses gelmiyordu. Hl ehrin zerinde, Shoikan Korusu'nun
daha da karartm olduu bir sis, duman asl duruyor, frtna bulutlar kprdamyordu.
Uyumu bir halde atmalarn gemi olduunu fark etti. Bitmiti. Ve kazandk. Zafer. Bo, berbat
bir zafer.
Uanhisar aniden grnt alanna girdi. Frtna bulutlarnn altna inen hisar, nereden edinmise
rzgrda dalgalanan parlak mavi bir sancak edinmi, yan yatm bir halde mutlu mesut ilerliyor-
269
du. Tanis daha dikkatle baknca sadece sanca deil, sancan tutturulmu olduu, imdi kaym
bir halde hisarn kulelerinin birine taklm zarif minareyi de tandn fark etti.
Ban sallayan yanmelf glmsemekten kendini alamad. Sancak -ve minare- bir zamanlar Lord
Amothus'un saraynn bir parasyd.
Pencereye yaslanan Tanis, kendisine bir bronz ejderhay eref muhafz olarak edinmi olan hisar
izlemeye devam etti. indeki kasvetin, skntnn ve korkunun gevediini, bedenindeki
gerginliin azaldn hissetti. Dnyada veya ardndaki dzlemlerde ne olursa olsun baz eyler -ki
bunlarn arasnda kenderler de vard-hi deimiyordu.
Tanis uan kalenin sallana sallana krfezin zerine uuunu seyretti ama hisarn aniden bir takla
atp havada ba aa durduunu grnce hayret iinde kald.
"Tas neler yapyor?" diye mrldand.
Sonra anlad. Hisar, bir tuzluk misali bir aa, bir yukar hzla sallanmaya balad. Pencereler ve
kaplardan kay kanatl suretler dklmeye balad. Bir yukar, bir aa; bir yukar, bir aa
salland hisar ve daha ok siyah suret dkld. Tanis srtt. Tas, muhafzlar temizliyordu! Sonra,
artk suya dklen baka ejderan kalmaynca hisar yeniden dzelerek yoluna devam etti... sonra,
mavi sanca rzgrda neeyle dalganr ve o neeyle hoplar zplarken aniden talihsiz bir dalla
okyanusun sularna gmld!
Tanis'in nefesi tkanr gibi oldu ama hemen ardndan hisarn yine ktn grd; hisar sudan
mavi sancakl bir yunus gibi frlam ve bir kez daha gkyzne ykselmi -sular artk btn
deliklerden akyordu- ve frtna bulutlan iinde kaybolmutu.
Ban sallayarak glmseyen Tanis dndnde Dalamar'n bayla Kap'y iaret ettiini grd.
"te orada. Caramon yerine geri dnd."
Yanmelf aceleyle odadan ilerleyerek bir kez daha Kap'nn nnde durdu.
Caramon'u grebiliyordu: Hl parlak zrhlar iinde minik bir suret. Bu kez kucanda birini
tayordu.
"Raistlin mi o?" diye sordu Tanis, akl kararak.
"Lady Crysania," diye cevap verdi Dalamar.
"Belki de hl hayattadr!"
"Eer hayatta olmasayd onun iin daha iyi olurdu," dedi Dala-
270
mar souk bir edayla. Burukluk sesini ve yz ifadesini daha da sertletirmiti. "Hepimiz iin daha
iyi olurdu! imdi Caramon'un zor bir karar vermesi icap edecek."
"Ne demek istiyorsun?"
"Kz, Kap'dan geirirse onu kurtabilecei kanlmaz olarak aklna gelecektir. Bu da bizi ya
kardeinin, ya da Kralie'nin, ya da her ikisinin birden insafna brakmak anlamna gelir."
Tanis hi sesini kartmadan izlemeye balad. Kollarnda beyaz cppeli kadn suretiyle Caramon
Kap'ya gitgide yaklayordu.
"Onun hakknda ne biliyorsun?" diye sordu Dalamar, beklenmedik ekilde. "Nasl bir karara varr?
En son grdmde ayyan tekiydi ama belli ki yaadklar onu deitirmi."
"Bilmiyorum," dedi Tanis akl kararak; Dalamar'dan ok kendi kendisiyle konuuyordu. "Benim
tanm olduum Caramon yarm bir adamd, dier yars kardeine aitti. imdi farkl. Artk
deimi." Tanis sakalan kayarak kalarn att. "Zavall adam. Bilmiyorum..."
"Ah, grne gre onun yerine bir karar veren olmu," dedi Dalamar, sesinde korkuyla kark bir
rahatlama tns vard.
Kap'ya bakan Tanis Raistlin'i grd. kizler arasndaki son karlamaya tank oldu.
Tanis kimseye bu karlamadan sz etmedi. Grm olduu grnt ve duyduu szler
hafzasna silinmemecesine kazlm olduu halde, bunlar hakknda konuamadn fark etmiti.
Bunlar seslendirmek sanki bunlar alaltmak, onlarn o korkun dehetini, o korkun gzelliini
almak demekti. Fakat keyifsiz veya mutsuz olduu zamanlarn ounda o gece karanlnda
kalm ruhun verdii o son arman hatrlayarak gzlerini yumacak ve Tanrlara bahettikleri bu
ey iin kr edecekti.
Caramon Lady Crysania'y Kap'dan geirdi. Yardm etmek iin ona koturan Tanis Crysania'y
kucana alarak hl prl prl olan byclk asasn tayan koca adama hayretle bakt.
"Onu yanndan ayrma Tanis" dedi Caramon, "benim Kap'y kapatmam lzm."
Dalamar'n "ok abuk kapat!" diye nefes ekiini duydu Tanis. Kara elfin Kap'ya dehetle
baktn grd. "Kapat unu!" diye bard kara elf.
Crysania'y kucaklayan Tanis kza baknca, lmekte olduunu
271
fark etti. Kzn nefesi teklemi, teni kl rengine dnm, dudaklar morarmt. Ama kz gvenli
bir yere gtrmekten baka onun iin elinden gelen bir ey yoktu.
Gvenli bir yer! Tanis etrafna bakmnca baklar, odann glgeli bir kesinde l yatan baka bir
kadna kayd. Buras Kap'dan en uzak keydi. Crysania orada emniyette olurdu -en az dier
yerler- kadar emniyette diye dnd hznle. Kz yere yatrp elinden geldiince rahat ettirmeye
alarak aceleyle boluktaki akla dnd.
Gzlerinin nndekiler karsnda bylenmi gibi olan Tanis duraksad.
Kap'y bir ktlk glgesi doldurmutu; Kap'y oluturan metal ejderha balar zaferle uluyordu.
Kap'nn gerisindeki canl ejderhalarn balar, babyc penelerine dnce kurbanlarnn
bedeni zerinde kvrlp duruyorlard.
"Yo! Raistlin!" Caramon'un yz strapla arplmt. Kap'ya doru bir adm att.
"Dur!" diye lk att Dalamar hiddetle. "Durdur onu Yarmelf! Gerekirse ldr! Kap'y kapat!"
Onlar ta kesilmi dehet iinde seyrederken bir kadn eli akla doru atld; el bir ejderha
penesine dnt; trnaklarn ucu kpkrmzyd, peneler kan iinde kalmt. Kap'dan
Kralie'nin eli gitgide daha da yakna geliyor, bir kez daha girebilmeyi denemek iin bu dnyaya
alan Kap'y ak tutmay planlyordu.
"Caramon!" diye haykrd Tanis, ileri atlayarak. Ama elinden ne gelebilirdi ki? Koca adam yenecek
gce sahip deildi. Kardeine dnecek, diye dnd Tanis strapla. Kardeinin lmesine izin
vermeyecek...
Hayr, dedi yarmelfin iinden bir ses. Byle yapmayacak... ve dnyann kurtuluu da buna bal
olacak.
Caramon durdu ve o kan iindeki elin gcne kar koydu. Uzanm olan ejderha peneleri
yaklamt ve onlarn ardnda ileri glen, muzaffer, sadist gzler ldyordu. Caramon,
Byclk Asas'n kaldrd.
Hibir ey olmad!
Oval ekilli Kap'nn ejderha balar, Kralielerinin dnyaya giriini selamlamak iin havay
brtleriyle yrttlar.
Derken glgeli bir suret belirerek Caramon'un yannda durdu. Kara cppeler giymi, ak salar
omuzlarna dklen Raistlin altn
272
tenli elini kaldrarak uzand ve Byclk Asa'sn, ikizinin elinin yanndan tuttu.
Asa saf, gm rengi bir kla parlad.
Kap'nn iinden gelen rengarenk k dnd, hayatta kalmaya alt ama gm k,
alacakaranlkta yanan akam yldznn sarslmaz parlaklyla parlad.
Kap kapand.
Metalik ejderha balan lklarn o kadar aniden kestiler ki sessizlik orada bulunanlarn
kulaklarnda nlad. Kap'nn iersinde hibir ey yoktu; ne bir kprt, ne bir hareketsizlik, ne bir
karanlk, ne bir k. Sadece hilik vard.
Caramon Kap'nn yannda elinde Byclk Asas'yla tek bana duruyordu. Kristalin bir an
iin tm parlaklyla yanmaya devam etti.
Sonra krpt.
Sonra ld.
Oda karanlkla dolmutu; tatl, gzleri kr eden ktan sonra insann gzlerini rahatlatan bir
karanlkla.
Ve karanlk iinden fsltl bir ses geldi.
"Elveda kardeim."
273
Bfm 12
alanthasl Astinus Byk Ktphane'deki alma odasnda oturmu, daha Tanrlarn Krynn'e ilk
baktklar gnden, kitabn ebediyen kapanaca son gnne kadar olanlar yazd tarihesine,
belirgin, siyah darbelerle yazyordu. Astinus etrafndaki kaosun farkna bile varmadan yazyordu;
ya da -aslnda da yle grnyordu- kaosun onu fark etmemesi iin kaosu zorluyordu.
Tarihe'de Astinus'un "kizlerin Snav" (fakat geri kalan herkesin "Palanthas Muharebesi") dedii
olaylarn zerinden yalnzca iki gn gemiti. ehir harabe halindeydi. Ayakta kalan yegne iki
bina Yksek Byclk Kulesi ile Byk Ktphaneydi; stelik Ktphane de nasibini almadan
kurtulamamt.
Hl ayakta kalabiliyor olmas bile daha ok Aestheticlerin kahramanlklarndan kaynaklanmt.
Sylenenlere gre bir ejderanm penesini kutsal kitaplardan birine uzatma cretine tank olunca
kahramanlk damar kabaran Tombul Bertrem'in nclndeki Aestheticler dmana yle bir
cokuyla, vahice, kendi hayatlarn hie sayarak saldrmlard ki ancak bir iki srngen yaratk
kaa-bilmiti.
Fakat Palanthas'n geri kalan gibi Aestheticler zaferleri iin ar bir bedel demiti. Tarikat
mensuplarnn bir ou sava srasnda
274
hayatlarn yitirmiti. Kardeleri bunlarn arkasndan yaslarn tutmular; bu kiilerin kllerine,
korumak iin hayatlarm feda ettikleri kitaplar arasnda dinlenme aynal tanmlard. Yiit
Bertrem lmemiti. Sadece biraz yaralanmt; kendi isminin de Palanthlas-l dier kahramanlarn
isimlerinin yanna, byk kitaplardan birine yazln grmt. Bertrem iin yaamn kendisine
sunabilecei daha byk bir dl olamazd. Raftaki o kitab gizlice yerinden alp, O sayfay ap,
kendi erefinin nda gzleri kamamadan, yanndan gemiyordu.
Palanthas ehri artk hatralarda ve Astinus'un kitaplarndaki birka kelimelik tasvirlerde kalan bir
ehirden baka bir ey deildi. Artk saray gibi konaklarn bir zamanlar bulunduklar yerlerin
varl kararm, kmrlemi ta ynlarndan anlalyordu. Kaliteli arap ve bira flarnn,
pamuklarn ve tahllarn, Krynn'in drt bir yanndan gelen harika mallarn topland zengin
depolar bir yn kl olmutu. Yanm gemi enkazlar, kle batm limanlarda yzyordu.
Tccarlar dkkanlarnn yknts arasnda eeleniyor, ellerinden geleni kurtarmaya alyordu.
Aile fertleri birbirlerine sarlarak harabe halindeki evlerine bakp en azndan canlarn.
kurtarabildikleri iin Tanrlara krediyorlard.
nk kurtulamayan ok kii vard. Lord Soth ile dehet saan lejyonuna kar umutsuzca bir
atmaya giren Solamniya valye-leri'nden neredeyse kimse kalmamt. lk denlerden biri,
rzgr gibi saldran Sir Markham olmutu. Tanis'e verdii sze sadk kalan valye Lord Soth ile
dvmemi ama onun yerine valyeleri bir araya getirerek hepsini Soth'un iskelet savalarna
kar srmt. Birok yara almasna ramen kahramanca dvmeye devam etmi, sonunda
kendisi lp de atndan dnceye dek, kanlar iinde kalm, bitap dm adamlarn zaman
zaman dmanlarna kar srmt.
valyelerin cesurluklar sayesinde, aksi takdirde -sylenene gre- liderleri kucanda kefenlere
sarlm bir cesetle ortaya kar kmaz gizemli bir ekilde ortadan yok oluveren lmeyenlerin buz
gibi kllaryla yok olacak olan Palanthas'da ok kii hayatta kalmt.
Arkalarndan birer kahraman gibi yaslar tutulan Solamniya valyeleri arkadalar tarafndan Yce
Rahip Kulesi'ne gtrlmt. Burada naalar, Mzrak Kahraman Sturm Brightblade'in naann
olduu yere yatrlmt.
275
valyeler Yce Rahip Kulesi'nde Sava'tan beri hi rahats: edilmemi olan mezarl anca,
Sturm'un naann zamandan hi etkilenip bozulmam olduunu grp hayretler iinde
kalmlard. Bu mucize gsnde parlayan bir eit elf mcevherine atfedil-miti. Sevdikleri
dostlarnn lm nedeniyle mezara byk bir yasla girenlerin hepsi srekli prldayan mcevhere
bakarak, o acl anlarnda dahi bir huzur duydular.
Tek yas tutanlar valyeler deildi. Palanthas'da sradan birok vatanda da hayatlarn
kaybetmiti. ehirlerini ve ailelerini savunan adamlar, evlerini ve ocuklarn koruyan kadnlar da
lmt. Palanthas ahalisi llerini yzyllardr srdrdkleri adetleri uyarnca yakarak,
sevdiklerinin kllerini denize dktler; burada klleri sevgili ehirlerinin kllerine kart.
Astinus tm bunlar olurken hepsini kaydetti. Yazmaya devam etmiti; -byle olduunu haber
vermiti Aestheticler korkuyla kark bir merakla- hatta Bertrem, efendisinin alma odasna
girmeye cret eden bir ejderam tek elini kullanp ksa sopasyla dverek ldrrken bile. Btn o
patrt, gmbrt, hrt sesleri arasnda sonunda Bertrem'in n kestiini fark edinceye kadar
yazmaya devam etmiti Astinus.
Ban kaldrarak kalarn att.
Dman karsnda bir an bile yz solmayan Bertrem'in yz l gibi kl rengine dnd ve
derhal geri ekilerek yeniden gnein kitabn sayfasna dmesini salad.
Astinus yazmaya devam etti. "Eee?" dedi.
"Caramon Majere ve bir... bir kender sizi grmeye geldi Usta." Eer Bertrem, Cehennem'den bir
iblisin Astinus'u grmek iin geldiini sylemi olsayd sesinde "kender" dedii zamanki kadar
bile bir dehet olmazd.
"Onlar ieri yolla," diye cevap verdi Astinus.
"Onlar m Usta?" diye hayretle tekrarlamaktan alamad kendisini.
Astinus baklarn kaldrd, aln kmmt. "Ejderanlar iitme duyuna bir zarar vermedi deil mi
Bertrem? Yani bana rnein, bir darbe almadn deil mi?"
"Ha...hayr Usta." Kzaran Bertrem aceleyle geri geri odadan kt; karken de yine cppesine
taklmt.
"Caramon Majere ve...ve Tassle..hof...foot B...burr...foof," diye
276
beyan etti bocalam olan Bertrem biraz sonra.
"Tasslehoff Burrfoot," dedi kender minik elini, bu eli ciddiyetle skan Astinus'a uzatrken. "Siz de
Palanthasl Astinus'sunuz," diye devam etti Tas, tepe sa heyecanla srarken. "Sizinle daha nce
karlamtm ama siz hatrlamyorsunuz nk henz bunu yaamadk. Ya da, daha dorusu,
dnnce, o gnler hi gelmeyecek, yle deil mi Caramon?"
"Doru," diye cevap verdi koca adam. Astinus baklarn Caramon'a evirdi ve ona dikkatle bakt.
"kizine hi benzemiyorsun," dedi Astinus souk bir edayla, "ama Raistlin onda hem ruhen, hem
de bedenen yaralar brakan bir sr snavdan gemiti. Yine de gzlerinde ondan bir eyler var..."
Tarihinin akl kart; kalarn att. Anlamyordu; stelik Krynn yznde onun anlamad hibir
ey olmazd. Sonu olarak hiddetlendi.
Astinus nadiren sinirlenirdi. Onun huzursuz olmas bile Aestheticler arasnda bir dehet dalgas
yaratrd. imdi ise hiddetliydi. Aklaan kalar dik dik oldu, dudaklar kasld ve gzlerinde yle
bir ifade vard ki kenderin o anda ihtiyac olan bir eyi dar-daki holde brakp brakmam
olduunu dnmesine neden olarak etrafna baknmasna sebep olmutu.
"Nedir bu?" diye sordu tarihi elini kitabna vurup, kaleminin sramasna, mrekkebinin
dklmesine ve koridorda beklemekte olan Bertrem'in de sandaletlerinin msade ettiince
kamasna neden olarak.
"Sende bir gizem var Caramon Majere; ama benden hibir ey gizli olamaz! Ben Krynn'in yznde
olup biten hereyi bilirim. Her canl varln dncelerini bilirim ben! Hareketlerini grrm!
Gnllerindeki arzular okurum! Ama senin gzlerini okuyamyorum!"
"Tas anlatt ya," dedi Caramon soukkanllkla. Srtndaki bir antaya uzanan koca adam byk,
deri kapl bir cilt kartarak bunu tarihinin nndeki masaya dikkatle brakt.
"Bu benim kitaplarmdan biri!" dedi Astinus kitaba bakarak; kalar daha da atlmt. Sesi o kadar
ykseldi ki, sonunda barmaya balamt. "Nereden geldi bu? Kitaplarmn hi biri benim bilgim
olmadan buradan ayrlmaz! Bertrem..."
"Tarihine bak."
Astinus bir an iin hiddetle Caramon'a baktktan sonra fkeli
277

baklarn kitaba evirdi. Cildin zerindeki tarihe bakt ve yine Bertrem'e barmaya hazrland.
Fakat sesi boazna takld. Gzleri alarak tarihe bakt. Sandalyesine kerek kitap zerindeki
baklarn Caramon'a kaldrd; sonra tekrar kitaba bakt.
"Gzlerinde gelecei gryorum!"
"Kitaptaki gelecei," dedi Caramon, kitaba ciddi bir edayla bakarak.
"Oradaydk!" dedi Tas, heyecanla zplayarak. "Dinlemek ister misiniz? Dnyann en harika yks.
imdi Solace'a dnmtk ama hi de Solace'a benzemiyordu. Aslnda ben ay olduunu
dnmtm nk byl aleti kullandmz srada aklma ay gelmiti ve..."
"Sus Tas," dedi Caramon nazike. Ayaa kalkarak elini kenderin omzuna koydu ve sessizce
odadan ayrld. Kesin bir tarzda kapdan darya srlm olan Tas arkasna bakt. "Hoakal!"
diye seslendi elini sallayarak. "Sizi yine grmek ok hotu, ey aslnda daha ncesinde, yani daha
sonra, aman ite her neyse."
Fakat Astinus ne duyuyor, ne de gryordu. Astinus'un Caramon Majere'den kitab ald gn tm
Palanthas tarihinde kitaplara bir giriten baka bir ey yazlmayan tek gn olmutu:
Bugn, yukardaki gibi Saatsonras 14 'e ykselirken Caramon Majere bana Krynn Tarihelerinden
2000. cildi getirdi. Bu benim tarafmdan yazlm, benim hi yazmayacam bir cilt.
Elistan'm cenazesi, Palanthas halkna, ayn zamanda sevgili ehirlerinin de cenazesi gibi gelmiti.
Tren Elistan'm ricas gerei gn doarken yapld; Palanthas'taki herkes -gen, ihtiyar, zengin,
fakir herkes- cenaze trenine katld. Hareket edebilecek durumda olan yarallar evlerinden
tanmlar, ot ilteleri Tapnak'n, bir zamanlar gzelliine doyulmayan ama artk yanm,
kararm imleri zerine serilmiti.
Bunlarn arasnda Dalamar da vard. Kara elf imler zerinden, kmr gibi yanm toz aalarnn
altndaki yere Tanis ve Caramon tarafndan tanrken kimseden bir mrlt bile ykselmedi. nk
sylentilere gre bykullancsnm gen ra Kara Hanm'a -Kitiara byle tannyordu- kar
savam, onu yenmi ve bylelikle de kadnn kuvvetlerinin sonunu hazrlamt.
Elistan Tapnak'ma gmlmek istemiti fakat bu artk mmkn
278

deildi: Tapnak artk ii kl olmu mermer bir kabuktan baka bir ey deildi. Lord Amothus
kendi aile mezarln nerdiyse de Crysiana reddetmiti. Elistan'n inancn Pax Tharkas'taki kle
madenlerinde bulduunu hatrlayan -artk Tapnak'n bana gemi olan- Saygdeer Kzkarde,
Elistan'n Tapnak'n altnda daha nceleri depo olarak kullanlan yeralt maaralarndan birine
yatrlmas karar ald.
Kimisi aknlk iinde kalsa da kimse Crysania'nn emirlerini sorgulamad bile. Maaralar
temizlenip takdis edildi ve Tapnak'n kalntlarndan mermer bir tabut yapld. Ve bundan sonra,
kilisenin gelecek aaal gnlerinde dahi btn rahipler, zamanla Krynn zerindeki en kutsal
yerlerden biri saylan bu mtevazi yerde ebedi uykularna yatrlyordu.
nsanlar sessizlik iinde imler zerine yerletiler. Ne lm, ne de savan hznn bilmeyen
ama bir tek, gnein doduunu, bu parlak sabahta hayatta olduklarn bilen kular havay
arklaryla doldurdular. Gnein nlar hafife dalara vurarak gecenin karanln
uzaklatryor, yrekleri hznle arlam olanlarn gnllerini hafifletiyordu.
Elistan'a vg sunmak iin tek bir kii ayaa kalkt, geri kalan herkese bu ii onun yapmas uygun
gelmiti. Sadece (Elistan'n vasiyeti zerine) artk onun yerini alp Tapnak'n bana geeceinden
deil, ayn zamanda Palanthas ahalisinin, kayplar ve aclarn en iyi onun temsil ettiini
dndnden yle olmutu.
Sylendiine gre o sabah, Tanis Yarmelf onu Yksek Byclk Kulesi'nden rahiplerin
yaralanm ve lmekte olanlar arasnda altklar Byk Ktphane'nin basamaklarna
getirdiinden beri Crysania yatandan ilk kez kalkmt. Crysania da lm deindeydi. Fakat
kzn inanc ve rahiplerin duas onu yeniden hayata dndrmt. Ama ne yaparlarsa yapsnlar,
gzlerini tedavi edememilerdi.
Crysania o sabah, herkesin nne karak bir daha hi gremeyecei gnee dorudan bakt.
Gnein nlar, derin, ebedi bir merhamet ve inanla daha da gzellemi yzn evreleyen siyah
salar zerinde parlyordu.
"Ben karanlkta dururken," dedi Crysania, sesi tm tatll ve saflyla alkularnn sesleri
arasndan ykselirken, "n scakln tenimde hissedebiliyor, yzmn gnee dnk
olduunu
279
biliyorum. Artk gnee bakabiliyorum nk gzlerim sonst kadar karanlkla rtld. Fakat
gzleri grenler uzun sre gne bakarlarsa gzlerini kaybederler; ayn uzun sre karanlkt
yaayanlarn zamanla kendi gzlerini kaybedecek olduklar gibi.
"Bunu Elistan retmiti; yani lmszlerin ne srf gnete, srf glgede yaayamacaklarn ama
her ikisinde birden yaamalar gerektiini. Eer yanl kullanlrsa her ikisi de tehlikelidir; he
ikisinin de kazanlar vardr. Kan, karanlk ve ate snavlarn ve dik de geldik..." Sesi tam bu
noktada titreyerek kesildi. Yaknnda bulunanlar yanaklarnda gzyalar grd. Fakat devam
ettiinde sesi gl kyordu. Gzyalar gnete prldad. "Bu snavlardar Huma'mn kendi
snavlarndan getii ekilde geip geldik; byk bir kaypla, byk bir feragatla fakat ayn
zamanda ruhumuz par-lad ve belki de bizim gkyzndeki yldzlar arasnda parlayacamz
bilgisiyle glenerek.
"nk kimimiz kendilerine siyah ay rehber alarak gecenin yollarnda yrmeyi seerken,
kimimiz gnn yollarn tercih eder; her iki yolun etin, tal izleri de bir dostun eliyle, sesiyle
daha kolaylaabilir. Sevgi ve ilgi hepimize bahedilmitir...bu Tanrlarn tm rklara bahettii en
byk armaandr.
"Gzel ehrimizi alevler yuttu." Sesi yumuad. "Sevdiimiz ok kiiyi kaybettik; belki u anda
yaam tahamml zor bir yk gibi bindi omuzlarmza. Ama elinizi uzatn, eliniz, size uzanan
baka birinin eline deecektir ve -birlikte- devam etmek iin ihtiyacnz olan gc ve umudu
bulacaksnz."
Trenlerin bitiminde rahipler Elistan'n naam istirahat edecei son yere tadktan sonra
Caramon ile Tas, Lady Crysania'y arad. Onu, ona rehberlik yapan gen bir kadn rahibenin koluna
girmi bir halde rahiplerin arasnda buldular.
"Sizinle konumak isteyen iki kii var Saygdeer Kzkarde," dedi gen rahip.
Lady Crysania elini uzatarak dnd. "Gelin size dokunaym," dedi Crysania.
"Ben Caramon," dedi koca adam sakil bir edayla, "ve..."
"Ben," dedi Tas uysal, alak bir sesle.
"Veda etmeye geldiniz." Lady Crysania glmsedi.
"Evet. Bugn ayrlyoruz," dedi Caramon, kzn elini elleri arasna alarak.
280
"Dorudan yurdunuz Solace'a m gidiyorsunuz?"
"Hayr, henz...deil," dedi Caramon alak sesle. "Tanis ile birlikte Solanthas'a dneceiz. Sonra,
ben...ben biraz daha kendime geldikten sonra Solace'a dnmek iin byl aleti kullanacam."
Crysania Caramon'un elini iyice skarak, onu kendine doru ekti.
"Raistlin huzur iinde Caramon," dedi yavaa. "Ya sen?"
"Ben de yleyim hanmm," dedi Caramon; sesi sert ve kararlyd. "Huzur iersindeyim. sonunda."
ini ekti. "Sadece Tanis'le biraz konuup yaamma bir dzen vermek, ilerimi ayarlamak
istiyorum. Ayrca," diye ekledi kzarp, utanga bir glmsemeyle, "bir evin nasl ina edildiini de
renmem gerek! Kendi evimi yaparken genellikle ktk gibi sarho oluyordum ve ne yapm
olduum hakknda en ufak bir fikrim bile yok."
Caramon kza bakt; -adamn delip geen baklarn grmese bile farkna varan- Crysania
glmseyince solgun teni belli belirsiz pembeleti. Bu kez o tebessm ve tebessm etrafna
den gzyalarn gren Caramon kza sarld. "ok zgnm. Senin iin buna bir are bulmak..."
"Hayr Caramon," dedi Crysania yavaa. "nk artk grebiliyorum. Loralon'un sz vermi
olduu gibi tm aklyla gryorum." Caramon'un elini perek yanana yaslad. "Hoakal
Caramon. Paladine yannda olsun."
Tasslehoff burnunu ekti.
"Hoakal Crysania...yani Saygdeer Kzkarde," dedi Tas ksk sesle, aniden kendisini yalnz ve
ksa boylu hissederek. "He...her eyi birbirine kattm iin zr dilerim..."
Ama Lady Crysania onun szn bld. Caramon'a arkasn dnerek Tas'n tepe san okad.
"oumuz hem kta, hem glgede yrrz Tasslehoff," dedi, "ama bu dnyada bir yandan
yryp bir yandan da hem gn, hem de geceyi aydnlatacak klarn yannda tamak iin seilen
ok az kii vardr."
"Gerekten mi? yle bir oradan oraya tayarak ok yoruluyor olmallar, deil mi? Bu bir eit
meale mi? Mum olamaz. Mum olsayd eriyip her yana akar, ayakkablarna damlard sonra -
baksana- acaba ben yle biriyle kalaabilir miyim?" diye sordu Tas ilgiyle.
"Sen yle birisin," diye cevap verdi Lady Crysania. "Ayrca mumunun eriyip ayakkablarna
akmasndan da endielenmene
281
gerek yok. Hoakal Tasslehoff Burrfoot. Senin iin Paladine'n takdisini istememe gerek yok,
nk ikinizin ok yakn, iyi birer dost olduunuzu biliyorum..."
"Ee," diye sordu Caramon aniden Tas ile birlikte kalabalk iinden geerken. "Ne yapacana karar
verdin mi artk? Uan bir kalen var, Lord Amothus onu sana verdi. Krynn zerinde istediin yere
gidebilirsin. Hatta belki istersen bir aya bile gidebilirsin."
"Ha o mu." Lady Crysania ile konumasndan sonra biraz aknlk iinde olan Tas, Caramon'un
ima ettii eyi hatrlaynca biraz huzursuz olmu gibiydi. "Artk hisarm yok. Bir kez iinde
dolanp inceledikten sonra ok byk ve can skc gelmeye balamt. Ayrca aya da gitmiyor.
Denedim. Biliyor muydun," dedi Caramon'a gzleri fal ta gibi alarak, "ok ykselince burnun
kanamaya balyor. Ayrca inanlmayacak derecede souk ve rahatsz. Sonra ay benim tahmin
ettiimden de ok uzakta. imdi, eer byl aletim olsayd..." Gz ucuyla Caramon'a bakt.
"Hayr," dedi Caramon serte. "Kesinlike olmaz. Bu aleti Par-Salian'a geri vereceiz."
"Ben gtrebilirim," diye teklif etti Tas yardmseverlikle. "O zaman Gnimsh'in onu tamir etmesini
ve benim byy bozmam aklamak iin frsat bulurum, sonra... Hayr m?" Derin bir i ekti.
"Sanrm hayr. Eh, zaten ben de Tanis ve sana taklmaya karar vermitim, yani eer beni kabul
ederseniz?" Biraz zlemle Caramon'a bakt.
Cevap olarak Caramon uzanp, keselerindeki birka ilgin ve belirsiz deere sahip nesnenin
ezilmesine neden olarak ona sarld.
"Bu arada," diye ekledi Caramon, biraz daha dndkten sonra, "uan hisar ne yaptn?"
"Ha" -Tas umursamazca elini sallad- "Rounce'a verdim."
"Lam ccesine mi!" diye durdu Caramon dehetle.
"Tek bana uuramaz ki!" diye ikna etti Tas onu. "Geri," diye ekledi bir anlk derin bir dnceden
sonra, "yardm alacak birka lam ccesi bulursa uurabilir de. Bunu hi dnmemitim..."
Caramon homurdand. "Nerede?"
"Onun iin kaleyi gzel bir yere indirmitim. ok gzel bir yere. Utuumuz ehrin olduka zengin
bir blgesiydi. Rounce ok sevmeye balamt...hisar yani ehri deil. Her neyse, zaten bana ok
yardmc falan olmutu o yzden hisar isteyip istemediini sor-
282
dum; o da istediini syleyince ben de hisar o bo yere indirdim.
"Baya bir olay yaratt," diye ekledi Tas memnuniyetle. "Benim hisar indirdiim yerin yanndaki
tepede bulunan koca bir atodan bir adam koup geldi, orann kendi mlk olduunu, oraya bir
hisar drmeye ne hakkmz olduuna dair barp arp yaygara etti. Ben de hisarn adamn
btn arazisini kaplamadm ve yardmlamayla ilgili bir eyler syledim, dinleseydi ok da iine
yarard eminim ama o dinlemedi bile. Derken Rounce nasl btn Burp klan ya da onun gibi bir
ey ite oraya getireceini, hep birlikte hisarda yaamaya balayacaklarn syleyince adam bir eit
kriz geirdi; adam alp gtrdler ve ksa bir sre sonra btn kasaba oraya geldi. Bir sre iin
gerekten ok heyecanlyd ama sonunda can skc olmaya balad. Fireflash'in gelmesi iyi oldu.
Beni geri getirdi."
"Bana bunlarn hibirini anlatmamtn!" dedi Caramon kalarn atp kendere, kzgn grnmeye
alarak bakarken.
"Sa... sanrm aklmdan uup gemi," diye geveledi Tas. "Bu gnlerde dnmem gereken ok ey
var, biliyorsun ya."
"Biliyorum Tas," dedi Caramon. "Senin iin endieleniyorum. Dn baka bir kenderle konutuunu
grdm. Yurduna dnebileceini biliyorsun deil mi? Bir zamanlar bunu, Kender-more'a geri
dnmeyi dndn sylemitin bana."
Tas'n yz olaanst ciddi bir ifadeye brnd. Caramon'un elini tutarak ona yaklat ve ciddi
bir ifadeyle koca adama bakt. "Hayr Caramon," dedi yavaa. "Bu ayn ey deil. Ben...ben artk
dier kenderlerle konuamyorum." Ban sallaynca tepe sa saa sola salland. "Fizban'
anlatmaya altm onlara; ve apkasn ve Flint'i ve aac ve... Raistlin ile zavall Gnimsh'i." Tas
yutkunarak cebinden bir mendil kartp gzlerini sildi. "Anlayamyorlar. Yani... ey... hi
umursamyorlar. Bir eyi umursamak zor, yle deil mi Caramon? Bazen insann cann yakyor."
"Evet Tas," dedi Caramon yavaa. Glgeli bir korulua girmilerdi. Tanis bahar dallar sabah
gneinde altn rengi parlayan uzun, zarif bir toz aacnn altnda durmu onlar bekliyordu.
"Genellikle yakar. Ama insann iinin bo olmasndansa actmas daha iyi."
Onlara doru yryen Tanis bir kolunu Caramon'un geni omzuna, dierine de Tas'a dolad.
"Hazr msnz?" diye sordu.
"Hazrz," diye cevap verdi Caramon.
283
"Gzel. Atlar burada. Atla gideriz diye dndm. Arabay da kullanabilirdik ama -drst olmak
gerekirse- o lanet olasca eyin iine tklmaktan hi holanmyorum. Hi kabul etmese de, Laurana
da yle. Yln bu zamannda krlar ok gzel olur. Acele etmeden yolculuk edip zevkine varrz."
"Sen Solanthas'da yayorsun deil mi Tanis?" diye sordu Tas, atlarna atlayp kararm, harabe
halini alm caddelerden atlarn srerlerken. Cenazeden ayrlp, hayatlarnn kalan krntlarn bir
araya toplamak iin geri dnen insanlar, kender gittikten uzun sre sonra bile sokaklarda
yanklanan neeli sesini duydular.
"Bir zamanlar Solanthas'a gitmitim. Orada inanlmayacak kadar iyi bir hapishane var. Bugne
kadar grdm en gzellerinden biri. Tabii ki oraya, bir yanl anlalma sonucu yollanmtm.
Tamamen bir kaza sonucu benim keselerimden birinin iine yuvarlanm olan gm bir aydanlk
nedeniyle..."
Dalamar, dolanarak Yksek Byclk Kulesi'nin tepesine kan dik merdivenleri trmand.
Byyle kendisini oradan oraya gtrevereceine merdivenleri trmanyordu nk o gece nnde
uzun bir yol vard. Elistan'n rahipleri onun yaralarn iyiletirmi de olsalar hl halsizdi ve
gcn zayflatmaya niyeti yoktu.
Daha sonra siyah ay gkyzne ykselince havaya karp Way-reth'teki Yksek Byclk
Kulesi'ne gidip orada Bycler Mec-lisi'ne katlacakt: Bu ada toplanan en nemli meclisti bu.
Par-Salian, Meclis bakanlndan ayrlyordu. Ardl seilecekti. Byk bir ihtimalle Kzl Cppeli
Justarius olacakt bu. Bu, Dalamar'n pek umurunda deildi. Henz yeni babyc olacak kadar
glenmemi olduunu biliyordu. En azndan imdilik. Ama iinde, Kara Cppe Tarikat'nn da
bann yeniden seileceine dair bir his vard. Dalamar glmsedi. Onun kim olacandan hi
phesi yoktu.
Ayrlmak iin btn hazrlklarn tamamlad. Gardiyanlara talimat verdi: Hikimse -l veya diri
hi kimse- o yokken Kule'ye alnmayacakt. Byle bir ey olacandan deil ya, ite. Pahant-has'n
geri kalann yutan alevlerden zarar grmeyen Shoikan Korusu kendi amansz nbetini tutuyordu
zaten. Fakat Kule'nin uzun zamandr yaad o karanlk yalnzl yaknda sona erecekti.
Dalamar'n emriyle Kule'nin birka odas temizlenerek yeniden cilalanmt. Kendisine birka rak
getirmeyi planlyordu...tabii ki
284
Kara Cppeli ama eer uygun bir iki kii bulabilirse Kzl Cppelilerden de getirebilirdi. renmi
olduu hnerleri, bilgileri bakalarna aktarmak iin can atyordu. Ayrca -kendi kendine itiraf
ediyordu ki- birka kiinin dostluunu da aryordu.
Ama nce yapmas gereken bir ey vard.
Laboratuvara giren kara elf eikte duraksad. O kaderin tayin edildii son gn Caramon onu dar
tadndan beri bu odaya hi dnmemiti. imdi, gece vaktiydi. Oda karanlkt. Bir szle mumlar
alev alarak oday yumuak bir kla sttlar.
amdan eline alan Dalamar oday dolanarak baz nesneleri -rulo halinde katlar, tlsml bir
denek, birka yzk- seerek, tek bir emir szyle aada bulunan kendi alma odasna
yolluyordu
Kitiara'nn lm olduu karanlk kenin yanndan geti. Kadnn kan hl yerdeydi. Odann bu
kesi souk, buz gibiydi; Dalamar orada fazla oyalanmad. zeri ibriklerle ve ielerle dolu ta
masann yandan geti; gzler hl yakarrcasna ona bakyordu. Tek bir szle gzlerin
kapanmasn salad, stelik ebediyen.
Sonunda Kap'ya ulat. Ebediyen bolua bakan Ejderhann be ba hl Karanlk Kralieleri'ne
kranlarn sessizce, donmu bir halde haykryordu. Karanlk, cansz metal balardan tek
parlayan ey Dalamar'n mumlarnn yansmasyd. Kap'nn iine bakt. Bir ey yoktu. Uzun bir
sre Dalamar Kap'ya bakt. Sonra elini uzatarak tavandan sarkan altn, ipek karm bir ipe asld.
Kaln bir perde inerek Kap'y ar, mor bir kadifeyle rtt.
Arkasn dnen Dalamar laboratuvarn en arkasnda duran kitap raflarn grd. Mum , sra
sra gece mavisi deriyle ciltlenmi, gm rnerle sslenmi kitaplar zerine dt. Kitaplardan
birine dokunmak iin elini uzatan Dalamar btn bu kitaplarn iten gelen bir syla yanarak
neredeyse garip bir canllk ierdikleri hissini verdiklerini fark etti.
Raistlin'in bykitaplar -artk- onundu.
Dalamar btn kitaplara dikkatle bakt. Hepsi kendine ait harikalar barndryordu, kendine ait
gizemleri, kendi gcn. Kara elf, raflar boyunca yrd. Raflarn sonuna, kapnn yanma varnca
amdan, byk ta masann zerine yollad. Eli kapnn kulpundayken baklar son bir nesneye
gitti.
Karanlk kede duvara dayanm Byclk Asas duruyordu. Bir an iin Dalamar'n nefesi kesilir
gibi oldu; sanki asann tepesin-
285
deki kirstalden -o gnden beri souk ve karark duran kristalden-bir k kmt. Fakat sonra ii
rahatlayarak bunun sadece mum nn yansmas olduunu grd. Tek bir szle alevi
sndrerek oday karanla bodu.
Asann durduu keye dikkatle bakt. Gece iinde kaybolmutu, prldayan ktan iz bile yoktu.
Derin bir nefes alp salan Dalamar yryerek laboratuvardan kt. Kapy arkasndan skca
kapatt. Gl rnlerin ilenmi olduu tahta bir kutuya uzanarak gm bir anahtar kartt ve
bunu ssl bir kilide soktu; kilit yeniydi ve Krynn zerindeki hibir anahtarc tarafndan
yaplmamt. By szleri fsldayan Dalamar anahtar kilit iersinde evirdi. Kilit tklad. Bir tk
sesi daha yankland. lmcl tuzak kurulmutu.
Dnen Dalamar muhafzlardan birini ard. Bedensiz gzler onun emriyle hemen havada
yzmeye baald.
"Bu anahtar al," dedi Dalamar, "ve ebediyen bunlar yanndan ayrma. Bunlar kimseye -bana bile-
verme. u andan itibaren senin iin bu kapy korumak. Hi kimse girmeyecek. Deneyenlerin lm
tez olsun."
Muhafzn gzleri rzayla kapand. Dalamar merdivenlere giderken, kapnn iinde kalan gzlerin
yeniden aldn, geceye souk ltlaryla baktn grd.
Kendinden memnun olan kara elf kendi kendine ban sallayarak yoluna gitti.
286
yuvaya Dn
lum, gm, gm.
Tika Waylan Majere yatanda dimdik doruldu.
Gm gm atan kalbininin sesi arasndan duymaya alarak dinledi; onu derin uykusundan
uyandran eyin ne olduunu anlamaya alyordu.
Hi.
Rya m grmt acaba? Yzne den darmadank kzl buklelerini geri iten Tika uykulu
gzlerle pencereden dar bakt. Sabahn erken saatleriydi. Gne daha domamt ama gecenin
derin glgeleri ekiliyor, afaktan nceki yar aydnlk havada gkyzn berrak ve masmavi
haliyle gzler nne seriyordu. Kular uyanm, yuva sakinleri korolarn oluturarak kendi
aralarnda neeyle slklar alp ekimeye balamt. Ama Solace'da daha kimse yerinden
kprdamazd. Hatta gece bekisi bile bahar sabahnn lk, nazik etkisine boyun eerek bu saatte
ba nne dm bir halde mutluluk iersinde uyuyor olurdu.
Herhalde rya gryordum, diye dnd Tika skntyla. Acaba yalnz uyumaya alabilecek
miyim? En ufak bir tkrtda bile uyanveriyorum. Yeniden yataa uzanarak rtsn ekip
uyumaya alt. Gzlerini sk sk yuman Tika, Caramon yanndaym gibi yapt. Gya Caramon'un
yannda yatyordu, ban koca gsne dayam, nefes sesini, kalp atn duyuyordu: scaklm,
gvenini... Tika uykulu uykulu, "Bu sadece kt bir rya Tika...sabah her ey geecek..." diye
mrldanrken Caramon Tika'nn omzunu okad.
Gm, gm, gmgmgm.
287
Tika'nn gzleri falta gibi ald. Rya grmyordu! Ses -ya da her ne idiyse- tepesinden bir
yerlerden geliyordu! Biri veya bir ey vard yukarda... vallenaacnn tepesinde!
Yatak rtlerini bir yana atp, sava zamanndaki maceralarn-daki gibi sessizce hareket eden Tika
yatann ayak ucundan sabahln alarak giymeye alarak (bu arada sinirleri gergin
olduundan kollarn kartrmt) odadan kt.
Gm, gm, gm.
Dudaklarn kararllkla skt. Orada, yeni evinde biri vard. Caramon'un onun iin vallenaacnda
yapt evde. Ne yapyorlard? Bir ey mi alyorlard? Caramon'un aletleri oradayd...
Tika neredeyse glecekti ama azndan hkrk sesleri kt. Caramon'un aletleri: Ne zaman bir
iviye vurmaya kalksa tepesi uup giden oynak ekici; dilerinin ou eksik olduu iin glen bir
lam ccesine benzeyen testeresi, tereyan bile dzel-temeyen bir planya. Ama bunlar Tika iin
kymetliydi. O da bu aletleri, Caramon'un brakt yerde saklayacakt.
Gm, gm, gm.
Minik evinin holne kan Tika tam elini kapnn kulpuna atmt ki durdu.
"Silah," diye mrldand. Aceleyle etrafna bakarak gzne ilk taklan eyi eline ald: Ar demir
tava. Tavay sapndan sk sk tutan Tika n kapy yavaa aarak usulca dar szld.
Gne nlar dalarn tepelerini yeni aydnlatmaya balam, kar kapl zirvelerini, bulutsuz
berrak, mavi bir ge kar altn renginde belirginletirmiti. imen, minik prlantalar gibi iy
damlalar ile parlyordu. Sabah havas tatl, canladrc ve saft. Val-lenaalarnn yeni parlak
yapraklar gnein dokunup onlar uyandryla hrdyor, glyordu. Bu sabah o kadar taze, o
kadar net, o kadar parlakt ki sanki Tanrlarn yaptklar ie bakp glm-sedikleri o ilk gnn, ilk
sabahyd.
Ama Tika'nn aklnda ne Tanrlar, ne sabahlar, ne de ayaklarn buz gibi yapan iy damlalar vard.
Bir eliyle tavay sk sk tutup arkasna gizleyen Tika, vallenaacnn gl dallar arasna tnemi
yarm eve kan el merdiveninin basamaklarn sessizce trmand. Tepeye varmadan durarak,
kaca yerin kenarndan bir gz gezdirdi.
te! Orada biri vard! Tika, glgeli bir keye melmi olan suretin ana hatlarn belli belirsiz
gryordu. Sessizce hareket et-
288
meye devam edip kendisini yukar eken Tika tahta zeminde ilerlerken, tavay sk sk tuttu.
Davetsiz misafire doru yerde emeklerken, birinin kkrdayn engellemeye altn duyar gibi
olmutu.
nce tereddt eden Tika sonra kararllkla yoluna devam etti. Sadece hayal ediyorum, dedi kendi
kendine, pelerinli surete yaklatka. Artk ak ak grebiliyordu. Bu bir adamd, bir insan; stelik
kasl kollarndan ve adaleli omuzlarndan adamn Tika'nn grd en iri adamlardan biri
olduuna da kuku yoktu! Adam elleri ve dizleri zerinde, srt Tika'ya dnk olarak duruyordu;
Tika adamn elini kaldrdn grd.
Caramon'un ekicini tutmutu!
Ne hakla Caramon'un eyalarn elleyebilirdi! Eh, ister byk, ister kk olsun; insan bir kez yere
devrildi mi hepsi birdi bu adamlarn.
Tika tavay kaldrd...
"Caramon! Dikkat et!" diye haykrd tiz bir ses.
Koca adam ayaa kalkarak dnd.
Tava tangrdayarak yere dt. ekile bir avu ivi de.
Minnettar bir hkrkla Tika kocasna sarld.
"Harika olmad m Tika? Eminim ok armsndr, deil mi! ardn m Tika? Sylesene -eer-
ben seni durdurmasaydm hakka tten Caramon'un kafasna vuracak miydin? Seyretmesi ok ilgin
olurdu herhalde ama Caramon'a pek yaramayaca kesin. Baksana o ejderann... hani Gilthanas'
dvmeye hazrlanan ejderann kafasna tavayla vurduun gn hatrlyor musun? Tika?...
Caramon?"
Tas her iki dostuna da bakt. Tek bir sz sylemiyorlard. Tek bir sz duymuyorlard da. ylece
orada birbirlerine sarlm duruyorlard. Kender gzlerinin nemlenir gibi olduunu hissetti.
"Eh," dedi yutkunup glmseyerek, "ben aaya inip sizi oturma odasnda bekleyeyim bari."
Merdivenden aaya kayan Tas kendisine kol kanat germi vallen aacnn altndaki derli toplu
kk eve girdi. eri girer girmez bir mendil alarak burnunu sildikten sonra byk bir neeyle
eyalar incelemeye balad.
"Grne gre," dedi kendi kendine -eline ald- yepyeni bir kurabiye kavanozunu o kadar uzun
sre incelemiti ki ne yap-
289
tnn farkna bile varmadan kavanozu (kurabiyeleriyle birlikte) kesesine atvermiti ama sorsanz
kavanozu rafna geri koyduuna yemin edebilirdi... "Tika ile Caramon orada epey bir
oyalanacaklar, belki de btn sabah orada geirirler. Galiba eyalarm gzden geirmenin tam
zaman."
Yere bada kuran kender mutluluk iinde keselerini tersyz ederek iindekileri halnn zerine
dkt. Kurabiyelerden birkan ne yaptnn farkna bile varmadan yerken Tas'n gzleri nce,
Tanis'in ona vermi olduu yeni haritalara gitti marurca. Bir bir haritalar aarak minik
parmayla maceralarnda izlemi olduu yollarn zerinden geti.
"Seyahat etmek ok hotu," dedi bir sre sonra, "ama eve geri dnmek ok daha ho oluyor. Burada
Tika ve Caramon ile kalacam. Bir aile olacaz. Caramon, yeni evinde bana bir oda vereceini
syledi...A, bu da ne?" Haritaya dikkatle bakt. "Merilon mu? Merilon diye bir ehir hatrlamyorum.
Acaba nasl bir yer..."
"Hayr!" diye karlk verdi kendi kendine Tas. "Artk macera bitti Burrfoot. u halinle bile Flint'e
anlatacak dnya kadar hikyen var. Yerleip toplumun saygn bir ferdi olacaksn. Belki Yksek
erif bile olursun."
Haritay rulo yaparak (bir yandan da aklnda Yksek eriflikle ilgili gzel hayaller kouturuyordu),
bunlar (hafife hznl bir ifadeyle) klfna yerletirdi. Sonra, haritalara srtn evrirek
hazinesini kartrmaya balad.
"Beyaz bir tavuk ty, bir zmrt, l bir fare..., bunu da nereden buldum? Sarmak dallan
eklinde oyulmu bir yzk, minik altn bir ejderha -bu ok komik-, nk bunu keseme
koyduumu kesinlikle hatrlamyorum. Bir para krk mavi kristal, bir ejderha dii, beyaz bir gl
yapra, bir ocuun ypranm pel tavan ve...ay, uraya bak. Gnimsh'in mekanik asansr
planlar ve... bu da ne? Bir kitap! nsanlar Hayrete Drp Elendirmek in Elabukluu
Teknikleri! Bak imdi, ne kadar ilgin deil mi? Eminim bu ok ie yarayacak ve, o, yo" -Tas
huzursuzca kalarn att- "bak Tanis'in u eytani bilezii burada yine. Ben etrafnda olup da
arkasndan her eyi toplamasam nasl bir eyleri kaybetmeden duracak bilemiyorum. ok
dikkatsiz. Laurana ona nasl katlanyor hayret."
Keseye bakt. "Sanrm hepsi bu." ini ekti. "Eh, gerekten ok ilginti, -genellikle- gerekten
harikayd. Birka tane ejderhayla
290
karlatm. Bir hisarla birlikte utum. Kendimi bir sana evirdim. Bir ejderha kresi krdm.
Paladine ile yakn, samimi dost olduk.
"Hznl zamanlar da olmad deil," dedi kendi kendine yavaa. "Ama artk bana hznl bile
gelmiyorlar. Sadece tam uramda komik bir sz brakyorlar."Elini kalbinin zerine koydu.
"Maceracl ok zleyeceim. Ama artk birlikte maceraya atlacak insan kalmad. Hepsi
yerletiler; yaamlar parlak ve ho." Minik eliyle son bir kesenin przsz dmesini yoklad.
"Sylemi olduum gibi benim de yerlememin zaman geldi; stelik Yksek eriflik son derece de
heyecan verici olacaktr ve..."
"Dur bakaym...bu da ne? Tam dibinde..." Minik bir nesne kard; neredeyse kaybolmu, kesenin
bir keciine gizlenmiti. Nesneyi elinde tutup hayretle bakan Tas derin ve titrek bir i ekti.
"Caramon bunu nasl kaybetti? yle de dikkat ediyordu ki. Ama son zamanlarda aklnda ok ey
vard. Gidip bunu ona geri vereyim. Byk bir ihtimalle koyduu yeri bulamad iin ok en-
dielenmitir. Sonu olarak Par-Salian ne der sonra..."
Elindeki sade, sssz pandantifi inceleyen Tas dier elinin (maceraperestlikten vazgetii iin
belli ki kendi kendine hareket eden dier elinin) arkasna kayarak harita klfn kavradn fark
etmedi.
"u yerin ad neydi? Merilon mu?"
Konuan da el olmutu herhalde. Maceraperestlikten vaz geenin Tas olmadna phe yoktu.
Harita klf, keselerden birine girdi; Tas'n dier hazineleriyle birlikte; eli tm bunlar aceleyle
toplayp kesenin iine tkyordu.
Eli, Tas'n keselerini de toplad, srtna att, beline ast, birini de yepyeni krmz pantalonunun
cebine soktu.
El, sade, sssz pandantifi -her yan talarla ssl- gerekten ok gzel ve son derece byl
grnl bir asaya evirdi.
"in bitince," dedi Tas eline ciddiyetle, "aleti yukar kartp Caramon'a vereceiz..."
"Tas nerede?" diye mrldand Tika, Caramon'un o scack, rahat kollan arasndan.
Yanan karsnn bana yaslayan Caramon kzl bukleleri perek Tika'ya daha da sk sarld.
"Bilmiyorum. Eve indi sanrm."
"Farknda msn," dedi Tika, daha da yanaarak, "evde tek bir kamz kalmayacak."
291

Caramon glmsedi. Karsnn enesini tutarak ban kaldrd, dudaklarndan pt...
Bir saat sonra birlikte bitmemi evin tahta zemini zerinde yryorlar, Caramon yapmay
planlad deiiklikleri gelimeleri anlatyordu. "Bebein odasn buraya yapacam," dedi, "bizim
yatakodasnn yanna; buras da daha byk ocuklarn kalaca oda olacak. Yok, iki oda olacak
sanrm, biri kzlar, biri olanlar iin." Tika'nn pempeleen yanaklarn grmemezlie geldi. "Ve
mutfak, Tas'n odas, misafir odas -Tanis ile Laurana ziyarete gelecek- ve..." Caramon'un sesi
kesildi.
Evin, bitirmi olduu tek odasna geldi...bycnn iaretinin kapnn zerindeki bir levhaya
kaznm olduu odaya.
Glen yz aniden solup ciddileen Tika kocasna bakt.
Uzanan Caramon yavaa levhay indirdi. Uzun bir sre sessizce levhaya baktktan sonra
glmseyerek bunu Tika'ya uzatt.
"Bunu benim iin saklarsn, deil mi canm?" diye sordu yavaa ve nazike.
Kadn ona hayretle bakt; titreyen elleri levhann muntazam kenarlar zerinde yryor, zerine
kazlm kadim sembol hissediyordu.
"Bana neler olduunu anlatacak msn Caramon?" diye sordu kadn.
"Gnn birinde, "dedi Caramon, karsna sk sk sarlrken. "Gnn birinde," diye tekrarlad. Sonra
kzl bukleleri perek ayaa kalkt ve uyanp uyanmadklar, yaamn balayp balamadn
anlamak iin ehre bakt.
Vallenaalarmn sk yapraklan arasndan Han'n gen biimindeki damn grebiliyordu. Artk
sesleri; mahmur, glen, birbirini azarlayan sesleri duyabiliyordu. Vadiyi yumuak bir pusla
doldurup havaya ykselen ateteki yemeklerin kokusunu alabiliyordu.
Karsna sk sk sarlp, onun sevginin de kendisini sarmaladn hisseden, karsna duyduu
akn nnde parladn, Solinari'nin ndan daha saf, daha beyaz parladn...ya da byl bir
asann tepesindeki kristalden daha parlak olduunu grd...
Derin derin ekti iini Caramon memnuniyetle. "nemi yok zaten," diye mrldand.
"Artk evdeyim..."
292
DN ARKISI
(nakarat)
Fakat seninle birlikte yanan ovalardan,
topran karanlndan geerek onayladk;
dnyay ve halkn, onlar douran gkleri, aramzda geen nefesleri,
durduumuz bu yeni evi, ve kadn ile erkek arasndaki yeminle daha da byyen eyleri.

Anda mungkin juga menyukai