Anda di halaman 1dari 235

Kader Nedir?

Kaderin Hereyi Gzeldir


Cenab- Hak, her hayat sahibine bu dnyada hayatn devam ettirebilmesi iin gerekli
btn artlar en gzel bir srette ve en mkemmel tarzda hazrlamtr. Mesel bir
bal suda en rahat ekilde yzebilecek, rzkn kolayca temin ederek, dmanlardan
saknabilecek bir srette ve eviklikte yaratarak, ona nehirleri ve denizleri hediye
etmitir. Bir bal irade ve ihtiyr sahibi farz ettiimizde, onun yapaca ey, kendisini
denize, denizi de ona mnasip tarzda yaratan Hlk- Rahmin bu hikmet ve rahmet
saan takdiri nnde hrmet ve muhabbetle eilmek ve mrn o rahmet sahibinin
koyduu snrlar ve artlar iinde geirmek olacaktr. Eer bu balk aksine hareket
ederek, kendisi iin yasaklanan hava lemine girmeye meyletse ve bu meyil sonucu
sahile ksa, ac kbetini kendisi hazrlam olacaktr. imdi bu balk, lm
hengmesinde rpnrken, Neden Cenb- Hak benim karaya kmama msaade etti ve
benim lmm bu tarzda takdir etti? diyebilir mi? Elbette diyemez. Zira Hakm-i
Zlcell, onun bedeninin eklini, zalarnn yerini ve bykln, ruhu ile bedeni
arasndaki mnasebeti, hikmet ve rahmetiyle tanzim ettii gibi, iinde yaayaca denizi
de yine ayn hikmetle snrlandrm ve ona sudan ayrlmamasn emretmitir. Bu emri
dinlemeyen cezasn ekecektir.
Bu lh kanun btn hayat sahipleri iin geerlidir. Bal suda en rahat ekilde yaatan ve yzdren
Cenb- Hak, bir gvercini de havada kolayca uabilecek tarzda yaratmtr. Balk iin lzumsuz olan
ve kalabalk tekileden kanatlar ve ayaklar, gvercinin hayat iin arttr. Tavuun umasn
snrlandrmak suretiyle onu insanlara bir nevi arkada yapan Hak Tel, tavuun umadaki eksikliini
insanlarn ona efkat etmesi ile tamamlamtr. Ayn ekilde, kurdu, avn rahatlkla yakalayp
paralayacak bir vaziyette yaratan hikmet ve kerem sahibi, koyunu uysall ile insana bir yardmc
yapm ve kpei ise koyunlara beki ve insana hizmetkr klmtr. Bunun gibi her canlnn hayat
artlar kendi iradesi dnda Allah-u Azimnn izdii kader program zere hazrlanmtr.
te bu rahmet ve hikmet, mahlklar iinde en fazla insanda tecell etmitir. u koca kinat, her
ynyle, insann faydalanmasna msait bir saray eklinde yaratlmtr. Hava insann kann ona
zahmet vermeden temizledii gibi, gne yla onu deta okamakta, koyun onun kapsnda hl
diliyle, Beni istersen kes etimi ye, istersen msaade et, dada tata otlayp, yzm yerlere srp
akama sana st getireyim dercesine beklemekte, dnya onu, hi incitmeden, hissettirmeden gne
etrafnda her gn seyahat ettirdii gibi, at ve deve gibi hayvanlar da onu srtlarnda tamak iin
nbet beklemektedirler.
evresinden insann yardmna koturulan bu saysz nimetler yannda, yaratl itibariyle eitli
fenlere ve ilimlere istidatl olan insan, bu fenlerin meyvelerini de hemcinslerinin elinden yemektedir.
Yni, arya bal yapma, aaca meyve verme kabiliyetini baheden Hlk- Kerm, insann istidadn da
medeniyet nimetlerine ekirdek klmtr. Bu istidat Allah-u Telnn ikram olduu gibi, fenler ve
onlarn meyveleri de yine Onun ihsandr. Bedizzaman Hazretleri bu ihsan, u berrak ifdelerle ne
gzel tasvir etmektedir:

u mehud saltanat- insaniyet ve terakkiyat- beeriye ve kemlt- medeniyet celb ile deil, galebe
ile deil, cidl ile deil... Belki ona onun zaf iin teshir edilmi, onun aczi iin ona muavenet edilmi,
onun fakr iin ona ihsan edilmi, onun cehli iin ona ilham edilmi, onun ihtiyac iin ona ikram
edilmi.1
nsana bu saltanat ikram eden Rabb- Rahm, ltfunu bu kadarla da brakmam ve onu ebed bir
Cennete namzet klmtr. Btn bu ltuflar ve ihsanlar, kaderin meyveleridir.
Yukarda baz emarelerine iaret ettiimiz rahmet ve ihsann Cenb- Hak, bir ayette mealen yle
beyn buyurmaktadr:
O yle bir ltufkr ki, sizin iin yeri bir dek yapt, semy bir bina. Ve sizin iin semdan bir su
indirdi ve onunla trl mahsullerden size bir rzk kard.2
Takdir fiilinin, yni lh kaderin nasl rahmet ve hikmetle birlikte yrdn u mislle bir derece
aklamaya alalm. Bilindii gibi ruhlar kinattan nce yaratlmlardr. Cenb- Hakkn sizin
ruhunuza kinatn yaratln seyretme msaadesi verdiini ve gne sisteminin yaratln seyre
koyulduunuzu farzediniz. O anda ruhunuzun ne gece ve gndzle, ne k ve yazla, ne de yeme ime
ile ilgisi olmadndan, siz gnein k vermesine, dnyann kendi ve gne etrafndaki dnne,
dnya zerine bir hava tabakas konulmasna hibir mn veremeyeceksiniz. Mtekellim-i Ezel
hikmet lisanyla veya gnderdii bir elisiyle, bu sistemin sizin iin yaratldn bildirse, hayretiniz bir
kat daha artacaktr. Fakat vakit ve ferman gelip de, ana rahminde, ceset elbisenizi giyerek dnyaya
geldiinizde, bu lemin ancak Cenb- Hakkn takdir ettii ekilde yaratlmakla, rahmeti netice
verdiini greceksiniz.
O lim-i Mutlak bu kinat sarayn yaratrken tercihi bizim ruhlarmza braksa ve herkesi arzu ettii
ekilde bir leme gndereceini ferman buyursayd, bir ksmmz atmosferi lzumsuz grecek, bir
ksmmz gnein veya dnyann byklklerine, aralarndaki mesafeye ve dier keyfiyetlerine dair
akl harici isteklerde bulunacak, bir ksmmz da dnyann hareket etmeyip sabit kalmasn arzu
edecektik. Hepsi insan hayatnn snmesi demek olan bu hatal tercihler yerine, Rabb- Kermimiz
iradesi ve takdiriyle bu lemi en gzel ekilde yaratp, ltuf ve ihsanyla bizleri iine koymutur. O
halde, kader her zaman rahmet ve hikmetle beraber yrmekte ve birbirini tamamlamaktadr.
Kinatn yaratlnda olduu gibi ana rahminde teekklmz safhasnda da irademiz dnda, lh
pln ve programla beden saraymz ksmlara ayrlm, her bir organmz dnya hayatmz iin en
faydal ekli alarak bedenimizde en uygun yere konulmu ve dier organlarla olan mnasebeti en
mkemmel ekilde dzenlemitir. Organlarmzda, takdir fiili her bir organn yeri ve ekli yannda
bykl ve says ile de tecell etmitir.
Kalbimizin bir tane olmasna karlk, iki ele ve her elde be parmaa sahip bulunmamz, yine o lh
kaderin bir neticesidir.
Kinatn yaratl mislinde olduu gibi, ana rahminde de Hakm-i Ezel zalarmzla ilgili her trl
tercihi bize braksa ve rahmetini imdadmza gndermeseydi, her birimiz bir hilkat garibesi olarak
dnyaya gelecektik. Demek ki, bedenimizdeki zalar ancak O Hakm-i dilin izdii kader program
zere gzel ve faydal olabilmekte ve bedenimiz bir btn olarak en gzel ekli almaktadr. Bu
gzellik, pln ve programn, o da kaderin gzelliinden domaktadr.

zerimizde hikmet ve rahmetle tecelli eden takdir fiilinin dier bir harika tezahr de ruhumuzun
bedenimizle olan mnasebetlerinin mkemmel srette dzenlenmesi ve kendisine lzm olan btn
hislerin en gzel ekilde taklmasdr. Mahiyetini anlayamamakla birlikte, nimetlerinden faydalandmz bu lh tanzime de ksaca iaret edelim:
Bedenimizde gzmz ekil ve byklk bakmndan snrlandran Mukaddir-i Hakm, ruhumuzun o
gz penceresinden d lemi seyretmesini de hudutlandrmtr. Grmemizin byle takdir
edilmesinde byk bir nimet ve ihsan sakldr. Nitekim topraa baktmzda btn bakterileri grebilseydik veya yzne baktmz bir kimsenin kafasnn iindeki hereyi seyredebilseydik hayatmz
azaba dnerdi. Kaderin gzde ve grmede yapt bu snrlandrma, kulak ve iitmede de ayn rahmet
ve inyetle tecell etmektedir. Kulamzn eklini, takdir ve bykln tehdit eden (snrlayan)
Cenb- Hak, iitmemizin de hudutlarn en gzel ekilde tyin etmitir. Karncann ayak sesinden
tutun, t kinat velveleye veren gr sadlara kadar btn sesleri iitebilseydik hayatmz byk bir
ikence olurdu.
Yukarda verilen iki misle kyasen kaderin hereyde hikmet ve rahmeti netice verdiini dnen her
akl- selm u hkme varacaktr:
Ben veziri bulunduum ruh sultan ile birlikte ana rahminde Cenb- Hakkn takdir ettii bekleme
mddetini doldururken, bana grme, iitme, koku alma gibi nimetlerden istediim kadar alabileceim
bildirilseydi, u anda ne kadar hikmetli olduunu anladm bu snrlar taacak ve sz konusu
nimetleri fazlasyla isteyecektim. Hlbuki bu dnyaya geldim ve grdm ki bunlarn en faydal hli,
Allah-u Telnn takdir ettii kadardr.
Evet, bizler daha dnyaya gelmeden bu lemi bir iek gibi hikmetinin, kudretinin ve ilminin
naklaryla sslendirip aklmzn ve idrakimizin nne koyan Hakm-i Zlcell, ayn rahmet ve
hikmetiyle organlarmz ve duygularmz bu kinattan en gzel ekilde faydalanacamz tarzda
takdir etmi ve yaratmtr. Bu takdir sayesinde hayr, menfaat ve rahmet, kinatn her tarafndan
comakta ve gelip etrafmz gne gibi sarmaktadr. Bu rahmet ve ihsann kabirden sonra da
devamna mazhar olabilmek iin, yine Onun takdir ettii, Peygamberleri ve kitaplaryla bizlere
bildirdii kanunlara harfiyyen uymamz akln gereidir. Akl banda olan her insan u muhakemeyi
yapacaktr:
Bu kinatta kaderin programndan kan her eserde ve her ite sonsuz hikmetler bulunduunu herbir
fen, bir sahada ispat edip gstermitir. Hibir fen kinatn hibir yerinde bir noksanlk veya fazlalk
bulamamtr. Kinattan ince ve hassas llerle szlen ve onun bir kk misli olan kendi
vcudumuza bakalm. Neyi fazla veya noksan bulabiliriz? Bu dnyada kader programndan kan
herey, rahmeti ve fayday netice verdii gibi, saadet-i ebediyyeye vsl olabilmemiz iin de Cenb-
Hakkn takdir buyurduu lh programa uymamz gerekir.
Ana rahminde iken bize taklan zalarn dnyada ne ie yarayacan bilmediimiz gibi, O Rahm-i
Zlkemlin emrettii namaz, oru ve dier ibdetlerin hiretteki neticelerini de bu dnyada
kavramamz mmkn deildir.
Sultan- Ezel ve Ebedin takdir ettii her bir emrinde, hiretimiz iin nice faydalar sakldr ve herbir
yasanda ebed saadetimize ait nice zararlardan kurtulmamz sz konusudur.

Bu hakikat baz misllerle aklamaya alalm: Bir baba, efkatle besledii ve her trl ihtiyacn
titizlikle grd evldnn, istikblde iyi bir meslek sahibi olmasn arzu eder. Bu maksatla onu okula
kayt ettirir ve tahsilini istikametle yrtmesi, istikbalde vatana, millete faydal bir kii olmas iin
gerekli terbiyeyi vermeye azam dikkat gsterir. Bu noktada babann ocuuna bir takm tavsiyeleri
ve emirleri yannda, baz yasaklar da olacaktr... Vazifesine dikkat ettii ve ahlk lleri ierisinde
kald takdirde onu mkfatlandracan vaad edecei gibi, aksi yolda gitmesi hlinde de baz
cezalarla tehdit edecektir. Fakat bu tehditler veya cezalar arkasnda yine bir efkat ve merhamet
gizlidir. imdi, sz konusu ocuk babasnn izdii programa harfiyen uysa, onun yap dediklerini
yapp, yasaklarndan dikkatle kansa hem bir meslek, hem de yksek bir ahlk sahibi olmak
saadetine eriecektir.
Ayn ekilde, bir hoca talebesini ilimle ereflendirmek iin onu okumaya tevik ettii gibi, vazifesini
yapmamas hlinde baz cezalarla tehdit eder. Bu tevikler ve tehditler hep talebenin menfaati
iindir. Bunu idrak eden bir talebe, ahs arzusunu brakp hocasnn izdii programa aynen uymakla
ilme kavuur.
Bir hasta da efkatli hekiminin verdii illar, onun takdir ettii vakitlerde ve miktarlarda almak,
yasaklad eylerden de titizlikle kanmakla ifa kapsn alm olur.
te, babann evldna, hocann talebesine ve hekimin hastasna olan efkat ve merhameti, emir ve
yasaklar demetinden meydana gelen bir programn tanzimini gerektirir. Bu mislde de konulan
snrlamalar ve izilen programlar, rahmeti netice vermektedir. Ayn ekilde, Allah-u Azimnn
btn emir ve yasaklar, ebed saadete erimemiz iin takdir edilmi bir lh plndr. Bu hakikati idrak
eden insan, Cenb- Hakkn rahmetine itimad ederek, Onun lh kaderiyle izdii programa hakkyla
uymas akln ve vicdann gereidir. Zira bu insann ibdet etmesi, doru sylemesi, iffetli yaamas ve
sonunda ebed saadete erimesinde O Ganiyy-i Mutlakn h- bir menfaati olmad gibi isyan ile
Cehenneme girmesiyle de O Zt- Akdes iin bir noksanlk tevehhm edilemez. Rahmn ve Rahm
olan Allahn bizzat saadet yolunu tercih etmemizi istemesi ve felket yolundan bizleri men etmesi
Onun nihayetsiz rahmetinin nndandr. Bir emir ve yasaklar manzmesi olan Kurn- Kermin her
sresinin Bismillhirrahmnirrahm ile balamas bu hakikate bir iarettir. Evet, bu kinatta rahmet
esas olduu gibi, hirette de rahimiyet esastr. Cehennem, bu rahimiyetten kaan silerin menzilidir.
Cenb- Hakkn insanlar Cehennemle tehdit etmesi altnda Cennete tevik sakldr.
Bu noktaya kadar yaptmz aklamalarla, kaderin her eyinin gzel olduunu ve rahmeti netice
verdiini bir derece ortaya koymaya altk. Bizi yokluk karanlklarndan, ziydar varlk lemine
getiren; gneten ve aydan bitkilere ve hayvanlara kadar her eyi hizmetimize veren ve bizi ebed bir
saadete namzet klan Yce Rabbimizin, lh takdirinin her zaman ve her sahada rahmet zere
olduunda phe yoktur.
Kaderden sz edildii zaman, haylimize baz dar grl veya kastl kimselerin izdii elem ve keder
tablosu gelmemeli, aksine gnlmzde rahmet ve inyet iekleri almaldr. Bununla birlikte,
kaderle ilgili olarak hatrmza eitli sorular gelebilir ve bunlarn cevaplarn bulmay arzu edebiliriz.
Cenb- Hakkn inyeti nisbetinde bu konuyla ilgili sorularn cevaplandrlmasna ve baz meselelerin
halline ilerideki blmlerde allacaktr. Fakat hereyden nce bir Mslman una inanmakla
mkelleftir:

Bizleri nihayetsiz rahmetiyle nimetlendiren Rabb- Rahmimiz bu ihsan ve inyetini hirette kahr ve
gadre evirmez. Kim Cehenneme giderse, hatasnn neticesi olarak gidecektir. Biz kendimize ve dier
insanlara Cenb- Hakktan daha merhametli olamayz.
Byle dnmek her mminin vazifesidir. Yoksa haddini aarak kader meselesine itirazkr bir edayla
giren kimse, O Kahhr- Zlcellin gazabn celbedebilir.
u hakikati de unutmamak icabeder: Allah-u Azimn dil-i Mutlaktr, zulmden mnezzeh ve
mberrdr. Zulm, bakasnn madd ve mnev hak ve hukukuna tecvz etmektir. Bu kinat
saraynn ve iindeki btn hayat sahiplerinin Hlk ve Mliki olan Hak Tel hakknda zulm
muhaldir. Zira O dil-i Hkimin mlknde erki olmadndan, bakasnn hukukuna tecvz
szkonusu deildir. Bu mlk ve melekt leminde mahlkatn bir hissesi veya bir ortakl yoktur ki,
Cenb- Hak gasb ile onlarn haklarna tecvz etmi olsun. Bedizzaman Hazretlerinin buyurduu
gibi:
Ferten ara, seradan sreyyaya, zerrattan seyyarata kadar herbir mevcut, semvat ve arz, dnya ve
hiret herey Onun mlkdr. Mlikiyet mertebe-i uzmas, tevhid-i zam sretinde Onundur.3
Evet, Cenb- Hak, Mlikl-Mlktr. Hkmetmek, emretmek, mkellef klmak, mecbur tutmak,
Onun nndandr. O, kendi mlknde diledii gibi tasarruf eder; dilediini yaatr, dilediini ldrr;
dilediini aziz, dilediini zelil klar. Btn bu tasarruflar, dilne ve hakmnedir. Hereyi hikmet ve
adaletinin muktezasna gre yaratr. Bununla birlikte, her hdisenin arkasnda beer idrakinin
kavrayamad derin esrarlar, ince hikmetler, mestur inyetler, dakik nizamlar, hakmne ltuflar
bulunduunu Kurn- Kermbizlere ders vermektedir. T ki, insan basit fikrini lh hdisata mhendis
yapmaya tevessl etmesin; bulank, noksan ve snrl fikri ile hdiseleri isabetsiz deerlendirmesin;
cz ilmi ile O Hakm-i Ezelnin ince hikmet ve derin esrarlarn btn cepheleriyle anlayamadndan
haksz ekva ve itirazatta bulunmasn... Cenb- Hakka kar h- itham imam edecek
cretlerden kurtulup, kalb-i selme vsl olsun.
Mahlkatn, hususan insanlarn Allah-u Telya kar ikyete haklar yoktur. nk ikyet bir hak
ve hukuktan meydana gelir. Btn mahlkat srf ltuf ve keremi ile yokluktan varlk lemine karan,
hayat sahiplerine binlerce hissiyat takan, bilhassa insan akl, hayal, hafza gibi nimetlerle techiz ve
tezyin eden, onu arza halife, zhayata kumandan klan O dil-i Rahme kar, beerin hibir cihette
itiraza hakk yoktur.
Cenb- Hakkn mahlkatna verdii nimetler, meziyetler, kabiliyetler, srf Onun ltuf ve
keremindendir. Yoksa mahlkatn O Zt- Akdesde bir hakk bulunduundan deildir. Zira Hak Tel
mevcudat mecburiyet ile deil, ancak ltuf ve ihsan ile yaratr. Ltuf ve ihsan ise, Onun iradesine,
meiet ve hikmetine taallk eder. Dilediini hayvaniyet mertebesinde brakr, dilediini insaniyet ile
ereflendirir. yle ise insann yapmas gereken en mhim i, Cenab- Hakka kar ubudiyet, hamd,
tesbih, tazim ve kr vazifelerini yerine getirmektir.
Baz insanlar bu hakikati dar dnceleriyle idrak edemediklerinden ve sath nazarlaryla inceliklerine
yetiemediklerinden kendilerini helk edebilecek haksz itirazlara sapmaktadrlar.
Kinatn ehadetiyle, Allah-u Azimnn hereye hakkn vermesi, her mahlku yerli yerinde
yaratmas ve btn mevcudat nizam ve intizam tahtnda lyk olduklar kemle isal etmesi gsteriyor
ki, O, dil-i Hakmdir, abesiyetten, noksaniyetten, zulmden mnezzehtir. Kaderin hereyi gzeldir

hakikatinin bir ciheti de gzel-irkin, hayr-er, menfaat-zarar... gibi ztlarn yaratlmasna taallk eder.
Evet, nizam, intizam, gzellik, hayr, imn, hidyet, fazlet ve kemlt gibi kll hakikat ve maksatlar
bunlarn ztlar ile bilinir, tezahr ve tahakuk eder. Mesel, irkinlik olmazsa, gzelliin; er olmazsa,
hayrn; karanlk olmazsa, n; zarar olmazsa, menfaatin; dallet olmazsa, hidyetin; alk olmazsa
yemenin kymet ve ehemmiyeti lyknca takdir edilemez. Cenb- Hak, bu gibi hakikatlerin inkiaf
iin u kinatn meneine bir tezat (ztlk) kanunu koymutur.
Bu kanun kinattaki btn gzelliklerin, hengin, tenasbn, insicamn esasdr. Kinatn cz ve
kllnde grlen btn gzellikler bu kanun ile tahakkuk ettii gibi, insandaki gzellik de, onu
meydana getiren zalarn ihtilflarna istinad eder. Mesel, insan yznn gzellii, az, gz, kulak
gibi zalarn ekil, cesamet ve mahiyete farkllndan ortaya kt gibi, itima bnyenin hengi de
mesleklerin, mereblerin, ilim ve fenlerin, kltr ve medeniyetlerin farkllndan kaynaklanr.
Yukardan beri izah ettiimiz, kaderin hereyi gzeldir, hakikatini kavrayan ve kadere teslim olan bir
insan, her hdisede kader-i lhnin hikmet ve nianlarn grp, tevekkln hakikatine eriir.
Dnyev hdisat ve musbetlerin dalarvar alkantlarndan necat bulur, ubdiyetin hakikatine
ermekle, Allah-u Teldan gelen her hdisenin ya bizzat, ya da bilvesile gzel olduunu itikad eder,
mrn srur ve inirah ile geirir, kederi atar, safy bulur.
Bir noktay belirterek bu konuyu tamamlayalm. Kaderi tam mnsyla anlamaya insan aklnn tkati
yetmez. Naslki bir insan, gnein tecell ettii sahann ancak bir ksmn grebilir; gremedii sahalar
yine gnein tasarrufundadr. Aynen yle de, insan aklnn lh kaderin tecellisinden grebilecei,
anlayabilecei daha ok snrldr. Zaten, hikmet de yle iktiza eder. Bu kinat Hlknn bir mahlku
olan insan akl, elbette Onun takdirini lykyla anlayamayacaktr. Fakat anlayabildii kadar dahi,
kaderin hereyi en uygun, en gzel ve en adaletli bir tarzda takdir ettiini gstermeye yeter de artar
bile. O halde insana den vazife, anlayabildii kadarna krle mukabele etmek, daha ok
anlayabilmek iin yine Allahtan yardm ve ilim talep etmek, idrkini aan sahalarda ise Allahn
rahmetine itimad etmektir.
Yukarda belirttiimiz gibi, kader meselesi ile ilgili sorularmza itiraz kasdyla deil, renme
arzusuyla cevap aramak akln gereidir. Bu ikinci yol, ayn zamanda bir ilim tahsilidir ve bir nevi
ibdet hkmne geer, ebed saadeti kazanmamza bir vesile olur. Biz de bundan sonraki blmlerde
meseleler zerine bu niyetle eilecek ve Cenb- Hakkn inyetiyle baz hususlara aklk getirmeye
alacaz.

Dipnotlar:
1. Szler
2. Bakara Suresi, 22
3. Mektubat

Kader ve Kaza Ne Demektir?


Kader; takdir, vezinli l ve miktar demektir.Kader; varlklarn ve hdiselerin btn
halleri ve vasflaryla, sebepleri ve artlaryla, haiz olacaklar kuvvet ve kabiliyetleriyle,
varlk lemine gelecekleri
zaman ve meknlaryla Cenb- Hak tarafndan ezelde tyin buyurulmas ve bir tertib ile
kaydedilmesi demektir.Kaza ise, ezelde takdir olunan hereyin Cenb- Hakkn halk ve

icadyla vcud sahasna kmas demektir.Kader, bir ey hakknda verilen karardr. Kaza
ise, verilen o kararn meydana gelmesidir.Kader, imann alt artndan biridir. Hayrn ve
errin hikmet-i ilahiyenin iktiza ettii sebep ve llerle meydana gelmesidir.Kader,
kavlen ve fiilen bir eyin fasl, (birbirinden ayrlmas) ondan haber vermesi, ve o eyi
tamamlamasdr.Bu tariflere gre, kader lim sfatna, kaza ise kudret sfatna
dayanmaktadr
ve kader, kazadan ncedir. Dier taraftan, kader, kazadan daha kapsamldr. nk her
kaza olunan ey kaderde vardr, fakat kaderde olan herey kaza olmamtr. Yni, bir
eyin varlk sahasna gelmesi hem kaza, hem kaderdir. Yaratlmayan eyler ise
kaderdedir, fakat kaza edilmemi, yni meydana gelmemilerdir.
Kader ve Kaza meselesi, btn slm limlerinin ve felsefecilerinin fikirlerini
uzun zaman megul etmitir. Fkh ilminin hikmet ve esaslarn ortaya koyan byk
mtehidler de bu mesele ile yakndan ilgilenmiler ve kadere imnn, imn ve
slmiyetin bir kalesi hkmnde olduunu belirtmilerdir.
Bu ztlar, ilim, irade, kudret gibi keml sfatlara sahib olan Allah-u Azimna iman
eden her bir mminin, bu iman hakikatini de kabul etmesinin zaruri olduunu ifde
etmilerdir.Kader ve kaza, Cenb- Hakkn irade ve kudret sfatlarnn zarur bir
lzmdr. Zira u kinatn ve iinde cereyan eden hdiselerin tamam bir ilme dayand
gibi, meydana gelmeleri de bir kudretle gereklemitir. Onlar bilen ve yaratmaya
kudreti yeten Zt, onlarn yokluktan varla kmalarn irade etmitir. te, Hazret-i
Allahn ilmi, kudreti, iradesi ve dier sfatlaryla yaratt bu kinat ve u hdiseler,
elbette ki bir tyin ve takdire, bir pln ve esasa dayanmaktadr. En ksa ifdesiyle, kader
bu plnn takdir edilmesi, kaza ise icr edilmesi, yni yerine getirilmesi demektir. Kader
ve kaza daha geni olarak yle tarif edilmektedir:Kaderin kazadan daha geni ve etrafl
olmasnn dier bir ynn misllerle aklamaya alalm.Bir insan, Cenb- Hakkn
yasaklad fiilleri ilerse isyankr olur. Ayn insan Allah-u Azimnn emirlerini
yerine getirirse, slih bir kul ve makbul bir insan olur. te, birbirine zt olan bu iki
netice de kaderdir. Yni, Cenb- Hak, si ve slih olmann yollarn ezelde bylece tyin
ve takdir buyurmutur. Buna gre, bir kimse bu iki sebepten hangisine teebbs eder
veya bu iki yoldan hangisinde giderse onun neticesine varr.
te, bu neticenin yaratlmas kazadr ve ayn zamanda lh takdirin gerei olduu iin de
kaderdir.Dier bir misl verelim: nsanlar terakki ve refahn sebepleri olan ilim, fen ve sanatta faaliyet
gsterirlerse huzur ve saadete kavuurlar. Aksi yolda gidenlerse, cehlet, yoksulluk, zillet ve
meskenet iinde hayatlarn
mahvederler. te, bu iki netice de kaderdir. Yni, Cenb- Hak ilerleme ve gerilemenin yollarn
yukarda ifde ettiimiz tarzda takdir etmitir. Bir milletin, birinci yolu seerek ilerlemesi hlinde bu
netice hem kaza, hem de kaderdir. Aksi yolu tutarak geri kalmas durumunda ise kaderi, zillet ve
seflet olacaktr. Bu ikinci halde, terakki kaza edilmemitir.
Bu mevzuu biraz daha aklayalm: Siz, arazinizi aalandrmaya teebbs ederek gerekli btn
sebepleri yerine getirdiinizde, O Mukaddir-i Hkimin size aa ve meyve ihsan etmesi hem kader,

hem de kazadr. Arazinize aa dikmediiniz zaman kaderiniz, aasz kalmaktr; lkin bu durumda
kaza bahis konusu deildir. Zira aa yaratma olay vuku bulmamtr.
Ayn ekilde, bir ailenin ocua sahip olmas hem kader, hem kazadr. ocuklar olmamas kaderdir,
fakat kaza deildir. te, bu ynden de kader, kazadan daha ihataldr.nsanla ilgili kaderi ikiye
ayrabiliriz. Birincisi, insann kendi irade ve kudretiyle iledii fiil ve amellere baldr. kincisi ise, onun
irade ve kudreti dnda meydana gelen hdise ve hllere aittir. Birincisinin meydana gelmesine,
insanlar irade ve arzular ile kendileri sebep olmaktadrlar. yle ki: Cenb- Hak fertlerin ve
cemiyetlerin dnya ve hiret saadetleri iin takib etmeleri gereken yolu tyin ve takdir etmitir. Bu
yolda gidenler saadet ve selmete ererler; aksi yolda gidenler felket ve yoksullua derler. nk O
Hakm-i dil, saadet sebeplerine uyanlara saadet, felket sebeplerine
teebbs edenlere de felket takdir buyurmutur. Kurn- Kermde, bir kavmin fertlerinin kendi
safvet ve ahlklarn fesada tebdil etmedike, Allahn o kavmin nimet ve saadetini tayir etmeyecei
beyn edilmektedir. Yni, herkesin fert olsun cemiyet olsun, kendi mukadderatna kendisinin sebep
olduu ifde buyurulmaktadr. nsann kendi kaderini tyin etmesi bu mnya gredir.Yukarda
belirttiimiz gibi, Allah-u Tel dnya ve hiret nimetlerinin birtakm sebeplerle meydana gelmesini
ezelde takdir etmi ve arta balamtr.
yle ise onlarn sebepsiz meydana gelmesini arzu etmek, lh kanunlara zttr. Allahtan herhangi bir
nimeti istemenin yolu, onun sebeplerini yerine getirmektir. Hlk- Zlcellden ocuk istemenin yolu
evlenmek, meyve istemenin yolu aa dikmek olduu gibi, Cennete girmenin yolu da lh emirlere
uymak ve yasaklardan kanmaktr. Bunlarn hepsi Allahn takdiridir. Bizler, kadere iman eden
kimseler olarak, bu lh takdire boyun emek ve istediimiz nimetlerin sebeplerine teebbs etmek
durumundayz.
Aa dikmeksizin meyve istemek gibi, ibdet etmeksizin ebed saadet beklemek de takdire kar
gelmektir ve cezas, o nimetten mahrum kalmaktr.
te, bizim bilhassa zerinde duracamz kader, insann kendi iradesiyle ilgili olan ksmdr. kinci
ksm olan ve insan iradesi dnda meydana gelen kaderin ise sebepleri insanlarca bilinmemektedir.
Akl mahlktur, Hlkn (yaratcsn) ihata edemez kaidesince, insan akl kaderin bu ikinci ksmna ait
hikmet ve srlara vkf olamaz. Bir insann erkek veya kadn olmas, dnyaya geldii asr ve belde,
mr srecei mddet, anne ve babasnn kim olaca gibi hususlar bu ksma misl olarak verilebilir.
Bu ve benzeri meselelerdeki lh takdirin srrn anlamaya zorlanmak insan helke gtrr.
Bu srlar hirette, adalet gnnde btn incelikleriyle grnecektir.te Peygamber Efendimizin
(s.a.v.),Kader hussunda konumayn, zira kader, Allahn srrdr (srrullah), Allahn srrn f
etmeye kalkmayn.4 buyurarak, bizi uramaktan men ettii kader bu ksmdr. Yoksa kaderin birinci
ksm zerinde akaid limleri byk mesai sarfetmiler ve eserler yazmlardr.
Dipnotlar:
4. Aluddin Aliyyll bn-i Hsameddin el-Hindi, Kenzl Umml, 1.cilt, s,132

nsan radesi
rade, lgat mnsyla kast, meiet, dilemek demektir. rade, iki makdurdan
(takdir edilen, istenen iki eyden) birinin meydana gelmesini tahsis eden sfat olarak
tarif edilmektedir. nsann btn duygular gibi, iradesi de mahlktur, yni yaratlmtr.
lm-i kelm limleri, insann bir ie balamasndan

nce kendisinde mevcut olan iradesini kll irade, bu iradenin herhangi bir zamanda
belli bir fiile taallk etmesini, yni ynelmesini cz irade tbir etmilerdir. Buradaki
kll iradeyi Cenb- Hakkn bir sfat olan rade-i Klliye ile kartrmamak gerekir.
Cz irade tbirindeki cz kelimesi, muayyen (belirli) mnsna gelmektedir; yoksa az
mnsnda deildir. Bilindii gibi, kll muayyen olmayp, ok sayda fertlere mul
bulunan; cz ise, tyin edilmi olan eydir. Mesel, zihindeki insan mefhumu klldir,
btn insanl iine alr. Hariteki fertleri ise czdir. Buna gre, insandaki kll irade,
insann bir ie balamasndan nce eitli ilere sarfedilebilecek durumdadr. Yni, bir
insan kendi iradesini okuma, yazma, yrme gibi fiillerden her birine kullanabilecek
durumda olduundan iradesine kll denilmektedir. Lkin bir ie karar verdiinde artk
iradesi czlemi, belli bir ie ynelmitir.Istlahta, insann cz iradesi kasd, kesb,
ihtiyr, talep, niyet, azm kelimeleriyle de ifde edilmektedir.

nsann Kudreti
Kudret, iradenin uygun grmesi zerine, istenen eylerde (makdratta) tesir icr eden
ve file bir ii ileme ve ilememe imkn veren bir kuvvettir diye tarif edilir. rade iin
yaplan kll ve cz ayrm, kudret iin de yaplabilir. nsann kll kudreti btn
azalarnn ve duygularnn vazife grebilecek durumda bulunmas demektir. nsan bu
durumda herhangi bir ie tevecch edebilir; yni yryebilir, okuyabilir, dinleyebilir...
Fakat bunlardan birisine, mesel okumaya karar vermesi hlinde kendisinde bilkuvve
bulunan kudreti czleir. nsann cz kudreti, iledii fiille birlikte meydana gelir.
Kll kudreti ise fiilden nce mevcuttur. Zaten mkellef olmann ve imtihana tbi
tutulmann art da budur. Cenb- Hak insanlar kll kudretiyle mkellef tutmaktadr.
nsanda belli bir fiilin ilenmesi iin gerekli olan kudretin nceden mevcut olmamas
hlinde, bir mkellefiyet de szkonusu olamaz. Mesel, eli olmayan bir kimse abdest
alrken elini ykamakla mkellef deildir. Dier fiiller de buna kyas edilebilir.

Kader ve Cz radenin mann Hudutlarn izmesi


nsan, nefs-i emmaresi cihetiyle, keml ve cemliyle iftihar etmek, kusurlarna ve
cinayetlerine ise bahaneler aramak yahut bunlar bakasna yklemek ister. nsann
kendisindeki gzellikleri ve stn vasflar O Cemil-i Zlkemlin bir ihsan olarak
bilmemesi ve bunlarla iftihar etmesi gurura yol aar. Gururun ise ok dereceleri
vardr.Kendi emsline kar gururlanmakla bir lime kar gururlanmak bir olmad
gibi, bir mtehide kar gururlanmakla bir sahbeye kar gururlanmak da bir deildir.
te bu gurur damar, Eb Cehilde Peygamber Efendimize (s.a.v.) kar gurura saparak
imandan mahrum olma noktasna varm, Firavun ve Nemrut gibiler ise daha ileri
giderek Sultan- Ezel ve Ebede kar gururlanmaya, ilhlk iddiasnda bulunmaya kadar
gtrmtr. te gurur, sonunda insan kfre, inanszla kadar gtrebilecei iin
kader insann karsna kmakta, btn meziyet ve gzelliklerin ancak Allah-u
Azimnn ltuf ve ihsanlar olduunu bildirmekle Onu gurur fetinden
kurtarmaktadr. Akl- selim sahibi her mmin bu noktada yle dnmektedir:Ary
bal yapabilecek, ipek bceini de ipek dokuyabilecek istidatda yaratan Hlk- Hakm,
insan da hayrl iler yapabilecek ftratta halketmitir. Dolaysyla, insanda grlen
btn iyilik ve gzellikler Cenb- Hakkn insana o istidad ltfetmesinin neticesidir. O

halde, ar balyla, ipek bcei de ipei ile iftihar edemeyecei gibi, insan da kendi
kemliyle gururlanamaz.Byle dnen bir mmin hem gururdan kurtulur, hem de
gzelliklerine bir gzellik daha katm olur. Evet, insan iledii gzel amellerle iftihar
edemez ve gururlanamaz. Bir ayette mealen yle buyrulur:
Sana gelen iyilikler Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir.5
Bedizzaman Hazretleri de bu hakikat yle ifade eder:
Hasenat isteyen, iktiza eden Rahmet-i lhiyye ve icad eden Kudret-i Rabbaniyyedir. Sual ve cevap,
di ve sebep ikisi de Hakktandr.6
Bu hakikati bir misl ile aklayalm: Cenb- Hak, nar elde etmemizin yolunu nar aac yetitirmek
eklinde takdir etmitir. Burada nar aac sual, nar ise cevap makamndadr; ikisini de yaratan Hak
Tel Hazretleridir. Ayn ekilde, O Hakm-i Ezel bizlere Kurn- Kerminde bir takm ibdetleri
yapmamz emretmi ve o ibdetlere de eitli sevap meyveleri takmtr. Namaz klmak ve Kuran
okumak da Allahtan onlarn sevabn vermek de Allahtandr. Burada ibdet sual sevab ise cevap
makamnda olup, ikisi de Hakktandr.Yukarda, kendi kemliyle gururlanan insann, yapt fenalklara
da sahip kmamaya meylettiinden bahsetmitik. Hata ve kusurlara sahip kmamak, ocuklarda
dahi grlen bir haldir. Bir ocuk, iledii sutan sklr, onu inkr etmek yahut bakasna yklemek
ister. Hlbuki akl banda olan bir insan, kusurunu kabul edecek, ondan kurtulmak iin gayret
gstererek tevbe ile O Rabb- Rahminin derghna iltica edecektir. Kusurunu bilmek fazilettir.
Kusurunu kabul eden onu telafi eder. Eer kusurunu kabul etmeme hastal bir insanda ilerledike
sonunda onu, iledii gnahlarn mesuliyetini kadere ykleme, sapklna drr. Bu ise Allaha
iftira etmektir ve insan kfre gtrr.Hatasn kabul eden bir mmini, Allaha erik komann
dnda, iledii byk gnahlar iman dairesinden karmaz. Lkin Cenb- Hak murad etmeseydi ben
bu gnah ilemezdim; bana bu gnah kader iletti dedii takdirde kfre girer. te insan bu
uuruma dmekten kurtarmak iin, cz ihtiyr karsna kar. nsan bu cz ihtiyr ile gnahlarn
kendi arzusuyla ilediini, kaderin onu zorlamadn kabul etmekle kfre dmekten kurtularak iman
dairesinde kalr. Gafletten uyandnda tevbe kapsnaynelir.te, kader ve cz ihtiyr birer hudut
olup, sonunda insan kfre kadar gtren iki yolu kapam oluyorlar.

nsann htiyr Fiillerdeki Mesuliyeti


htiyr (irademizle yaptmz fiiller) ve zdrar (irademiz dndaki filer) fiiller bir
tutulamaz: nsanda tezahr eden fiiller iki ksma ayrlr. Bunlardan
bir ksm tamamen irademiz dnda meydana gelir. Iztrar fiiller dediimiz bu fiiller
iin herhangi bir mesuliyet veya mkfat szkonusu deildir. Bunlara misl olarak, gz
kapaklarmzn almas, kanmzn dolam, cinsiyetimiz, rkmz verilebilir. Dier
ksm ise,kendi irademizle ilediimiz fiillerdir. te, hayra veya erre vesile olan fiiller,
ihtiyr fiiller dediimiz bu ikinci ksmdr. Bakma, yeme, ime, konuma gibi.
Kendisinden meydana gelen fiillerden hangilerinin ihtiyr, hangilerinin ztrar
olduunu vicdanen bilen bir insan, kendi cz iradesiyle iledii ktlkler iin neye
dayanarak; ne yapaym, kaderim byle olduundan bu fenal mecburen iledim
diyebilir?

Yapt iyilikler konusunda, ben byle yaptm, yle ettim eklinde konuan bir insan, iledii
ktlkleri kadere nasl havale edebilir? Hlbuki ayn ktlkleri karsndaki muhatab ileyince ii
kadere havale etmez. Mesel, evine giren hrsz hakknda dvc olurken kaderi hatrlamaz. Hrszn
hkim huzurunda: Benim ne kabahatim var; kaderim byle olduundan mecburen hrszlk yaptm,
eklindeki mdafaasna fkelenmekten kendisini alamaz. Ayn ekilde, ocuunun canna kasteden
bir caninin boazna yaprken, bu adamn kaderi byle imi; istese de istemese de ocuumu
ldrecekti, diye dnmez. Veya, namusuna kt gzle bakan kimsenin gzn karmak isterken,
ne yapaym, kaderimde bu varm, mdahale edemem, demez. O halde, hangi mantkla, ayn fiilleri
kendi iledii zaman suunu kadere havale edebilir?
Bu aldatmaca ile kadere iftira eden bir insan, dnya ve hiret saadetinikaybetmekten ve cemiyetin
huzurunu bozmaktan baka birey yapmamaktadr.
Eer insanlarda grlen ihtiyr ve ztrar fiiller bir tutulursa, yni isteyerek ilenen fiiller kadere
yanl mnda havale edilip, o fiillerde bir mecburiyet olduu sanlrsa, birok hurfeler ortaya kar.
Bu durumda, insanlar ne kazandklar zaferlerle nebilirler, ne ilim ve sanatlaryla iftihar
edebilirler, ne de dmanlarn cehalet ve vahetlerinden dolay ktleyebilirler.
Bu sapk gre gre, hi kimse hibir fiil ve hareketinden mesul tutulamayaca gibi, mkfat da
gremeyecektir. Artk ne Hz. merin adaletinden, ne Haccac- Zlimin zulmnden
bahsedilebilecektir. Zira birincisi mecburen dil olmu, ikincisi ister istemez zulmetmitir!
Dnya ilerimizde cz irademizi kullandmz ve hibir engelle karlamadmz vicdanen
bildiimiz halde, Cenb- Hakkn emirlerine uymakta karmza engeller ktn nasl iddia edebiliriz?
Yni, mbah olan dnya ilerinin veya gnah ve isyanlarn ilenmesinde insann karsna kmayan
engeller sadece ibdette mi kyor ki, baz kimseler, kaderimde olsayd ibdet ederdim gibi mnsz
ve aslsz bir zr beynnda bulunuyorlar.
Ev yapmaya niyet eden bir insan baz imknszlklar dolaysyla bu isteine muvaffak olamaynca, ne
yapaym, kaderim byle imi, diyebilir, lkin o insan Cennetteki kkn inda bir ihmal gsterirse,
bu kusurunu kadere ykleyemez. Namaz klmak isteyen bir kimsenin bu ibdetini ilemesine ne mni
vardr? Eer namaz klmasn engelleyen zorlayc sebep bulunsa o zaman mesuliyeti sz konusu
olmaz. Namaz klmaya niyet eden kimse, ellerini akan muslua gtrnce su mu kesiliyor? Namazda
hareket edemiyor mu? Ezberinde olan sureleri namaz esnasnda unutuyor mu? Evet mcbir yani
zorlayc sebepten kastmz, almas insan tkatnn stnde olan mnilerdir. Mesel bir insan zorla
meyhaneye gtrlse ve elleri balanarak azndan iki dklse, bu kimse gcnn yettii kadar kar
koymakla mesuliyetten kurtulur. Zira ad geen fiili kendi cz iradesiyle ilememitir. Kendi
iradesiyle iki ien veya bir baka gnah ileyen bir kimse, bunlar kaderin mahkmu olarak zorla
ilediini, ev mislindeki adam gibi mazur olduunu, elbette iddia edemez.
Bu noktada u soruya cevap bulunmas gerekir: Acaba hayatlarn Cenb- Hakkn emrettii ekilde
geiren insanlarn, yaratl itibariyle dierlerinden bir farkllklar m var ki o yolu seiyorlar? Misl
olarak, Hz. merle Eb Cehilin cz iradeleri farkl derecede miydi ki, birisi hidyeti, dieri dalleti
tercih etti?
Vicdan, akl ve mantk, insanlarn, hem dnya ilerinde ve hem de ibdetlerinde, ihtiyr (irade) sahibi
olduklarn kabul eder.

Meselenin dier bir yn de udur: Eer insanlar gnahlar ezelde takdir edildii iin mecburen
ileselerdi, hereyi sonsuz hikmetle yaratan Hkm-i Zlcellin insanlara peygamberler gndermesi,
kitaplar indirmesi, onlara emir ve yasaklarda bulunmas hep mnsz olurdu. Mesel, Cenb- Hak bir
insan Cehennem iin yaratm olsa ve bunda insan iradesinin hi bir pay olmasayd, insanlarn
Kurn- Kermde Cehennemle tehdit edilmelerine lzum kalr myd? Veya, insanlar ibdet
etmelerinde kaderin mahkmu olsalard, iradelerini kullanmalar sz konusu olmasayd, Allah-u
Azimnn insanlara ibdeti emretmesine ne mn verilecekti?
Dier taraftan, Hak Tel, Ruf ve Gaffar isimlerinin icab olarak bizlere tevbeyi emretmekte,
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yle buyurmaktadr:
Tevbe eden kimse hi gnah ilememi gibidir. Allah gnahlarla imtihan edildii vakit, tevbe eden
mmin kulunu sever.
Yce Rabbimiz, ebed saadete erimek ve mnen ykselmek isteyenleri o makamlara tevbe
kapsndan dvet etmekte; kendi gnahlarmzla kapattmz saadet kapsn biz lnceye kadar ak
tutarak, her ne zaman tevbe etsek ltfuyla kabul buyurmaktadr. Bu srra binen, herhangi bir
gnahtan sonra tevbe etmek vcibtir. Hlbuki irademiz dahilinde olmayan hibir ey vcib deildir.
Eer insan cz iradesini kullanmakta bir cebir ve zorlama altnda bulunsayd tevbe hususundaki
btn emir ve teklifler insanla alay etmek mnsna gelirdi. nsanlarn bir ksmnn hayr, dier
ksmnn er yolunu semeleri gsteriyor ki, irade ve ihtiyr insandadr; tercih ona braklmtr. Eer
byle olmasayd, koyunlarn st vermesi, develerin yk tamas gibi, insanlar da kendilerine kaderin
ykledii vazifeleri mrleri boyunca yapacaklard. Hlbuki hibir din bilgimiz olmasa da, insanlarla
dier hayvanlar arasndaki farkll anlayacak durumdayz. Bizler biliyoruz ki, insanlar yollarn kendi
iradeleriyle semekte, yllar sonrasn dnmekte, pln ve program yapmaktadrlar. O halde, insan
ebed saadetin yolunu seebilir, onun artlarn yerine getirebilir ve Rabbl lemnin Kurn-
Kermle izdii saadet programna harfiyyen uyabilir. yleyse tercihini yanl kullanmas hlinde
elbette mesul olaca ve ebed saadetten mahrum kalaca akln gereidir.
nsanlarn cz iradeleriyle dil-i Hakmin emir ve yasaklarn tercihte serbest braklmalar Cenb-
Hakkn adaletinin de icabdr. Cebir ve zorlama olmamas iin mutlak irade sahibi olan Allah-u
Azimn kendi iradesini kullarnn cz iradelerine bin etmitir. Btn fiilleri kendi kudret ve
iradesi ile yaratan O Hlk- Kll ey, kulun ihtiyar fiillerini yaratmakta, onun cz iradesini,
arzusunu, tercihini art klmtr. Yni, kul cz iradesiyle bir fiile teebbs etmedike Cenb- Hak o
fiili yaratmamaktadr. Kul, cz iradesiyle ihtiyar fiillerden hangisini tercih ederse -hayr olsun, er
olsun- Cenb- Hak, dilerse, irade ve kudretiyle onu yaratmaktadr. Bu hakikati bir misl ile
aklamaya alalm:
Bir padiahn misafirhnesinde bulunduunuzu, bu misafirhnenin her katnda ayr ayr nimet ve
ihsanlarn sergilendiini ve bir hikmet iin bodrum katnn kaplan, pars gibi vah ve ylan gibi zehirli
hayvanlarla dolu olduunu farzediniz. Ve yine padiahn, elileri ve fermanlaryla sizi st katlardaki
ziyafet yerlerine dvet ve tevik, alt kata inmekten ise men ettiini kabul ediniz. Siz bu misafirhnenin
asansrne bindiinizde istediiniz katn dmesine basabilirsiniz. Siz hangi dmeye dokunursanz
asansr sizi o kata karacaktr. Yni asansr sizin tercihinize tbidir. Siz defalarca st katlara ait
dmelere basp, oralarda hazrlanm nimetlerden istifade ettikten sonra, nefsinize uyarak, bir de
bodrum katnn dmesine basaym, deseniz ve o kata inseniz, karlaacanz dehet verici durumu
elbette kendiniz hazrlam olacaksnz. te mislde padiahn iradesini temsil eden asansr, sizin

arzunuza, kararnza, tercihinize tbi klnmtr. Hayr istediinizde sizi hayra gtrmekte, erri
istediinizde erre indirmektedir. te bu misl gibi, bizler cz irademizle hayr ve er, msbet ve
menf fiillerden herbirini seebilecek durumdayz. Hayr setiimizde Allah-u Azimn kll
iradesiyle hayr, erri setiimizde ise erri yaratmaktadr. nsan neye bakmak isterse, gne yla
insann nne o eyi sergiledii gibi, Cenb- Hakkn kll iradesi ve mutlak kudreti de cz iradeye
taalluk etmekte, ona gre hkm vermekte, kul neyi isterse, Allah onu yaratmaktadr. Bizim elimizde
olan tek ey asansr dmesine basmak hkmndeki tercihimizi kullanmaktr. Bu tercihten sonra
vcudumuzdaki azalarmzn almasndan, sz konusu fiilin meydana gelmesi iin kinatta yaplmas
gerekli faaliyetlere kadar, btn fiiller Hlk- Telnn kll iradesi ve mutlak kudretiyle
yaratlmaktadr. Mesel, grme fiilinde insann elinde olan ey, hell veya haramdan birisine bakmay
tercih etmektir. Bundan sonras, yni grmemizin dahil ve haric artlarnn yaratlmas Cenb-
Hakka aittir. Zira grmek iin gzdeki btn hareketleri, grmeye sebep olan gne n ve dier
artlar yaratan hep Odur. O halde, kendi iradesiyle harama nazar eden veya ahlak d bir kitab
okuyan kimse: Ne yapaym, bunlar bana gnein gsterdi diyemedii gibi, insan cz iradesiyle
iledii bir gnah ve hatas iin, rade-i Kllyenin mahkmu olduunu iddia edemez.
Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
rade-i cziye-i insniye ve cz-i ihtiyariyesi endan zaftir, bir emr-i itibardir, fakat Cenb- Hak ve
Hakm-i Mutlak, o zaf cz iradeyi, irade-i klliyesinin taallkuna bir art- di yapmtr. Yni mnen
der:
Ey abdim! htiyarnla hangi yolu istersen, seni o yolda gtrrm. yle ise mesuliyet sana aittir!
Tebihte hat olmasn, sen bir iktidarsz ocuu omuzuna alsan, onu muhayyer brakp Nereyi
istersen seni oraya gtreceim desen, o ocuk yksek bir da istedi, gtrdn. ocuk d yahut
dt. Elbette Sen istedin diyerek itab edip stnde bir tokat vuracaksn. te Cenb- Hak, Ahkeml Hkimn, nihayet zafta olan abdin iradesini bir art- di yapp, irade-i klliyesi ona nazar eder.
Elhasl: Ey insan! Senin elinde gyet zaf, fakat seyyiatta ve tahribatta eli gyet uzun ve hasenatta eli
gyet ksa, cz-i ihtiyr namnda bir iraden var. O iradenin bir eline duay ver ki, silsile-i hasenatn bir
meyvesi olan Cennete eli yetisin ve bir iei olan saadet-i ebediyeye eli uzansn. Dier eline istifar
ver ki, onun eli seyyiattan ksalsn ve o ecere-i melunenin bir meyvesi olan Zakkum-u Cehenneme
yetimesin.
Demek, dua ve tevekkl, meyeln- hayra byk bir kuvvet verdii gibi; istifar ve tevbe dahi,
meyeln- erri keser, tecavzatn krar.7
zetleyecek olursak: Vicdanen biliyoruz ki, biz dier mahlklardan farkl olarak bir nev hr
yaratlmz. Kudretimiz miktarnca, arzu ettiimiz
ve sevdiimiz eyleri tercih edebiliyor ve elimize alabiliyoruz. Ve yine biliyoruz ki, Cenb- Hakkn
iradesi irademize, yaratmas kesbimize bina edilmektedir. Bizler irade ve kastmz hayra sarfettik de
Cenb- Hak, bizim tercihimizin aksine, hakkmzda er mi yaratt? Elbette ki hayr! Hikmet ve Kerem
Sahibi olan Yce Rabbimiz, irademizi hayra sarfettiimizde keremiyle hayr yaratyor; erri tercih
ettiimizde hikmet ve adaletiyle erri yaratyor. Ancak Cenab- Hakkn erlere rzas yoktur. Allahn
mahlku olan bir babann evladnn ktln istemesi ve bir retmenin de talebesini
baarszlndan memnun olmas mmkn deildir.

nemli bir mesele birok insan tarafndan yle sorulmaktadr:


Cenb- Hak ezelde ilim ve iradesiyle hereyi tesbit ve takdir ettiine gre bir insann hakknda er
ilemeyi takdir etmise o kimse nasl hayr ileyebilir ve bu durumda nasl mesul tutulabilir?
Evet, lim-i Mutlak olan Allah-u Azimn, olmu ve olacak hereyi, ihtiyar ve ztrar btn fiilleri
ezelde takdir etmi, tanzim etmi ve Levh-i Mahfzda kaydetmitir. Hibir ey Onun tesbit ve
takdirinden ayrlamaz. Btn varlklar o takdire tbidir. Lkin bu durum bizleri mesuliyetten
kurtaramaz. lm-i kelm limleri bu hakikati ilim malma tbidir; yle ise malm ilme tbi deildir,
kaidesiyle izah etmilerdir. Istlhta, ilim; bir eyin zihindeki ekli, malm ise o eyin hariteki ekli
olarak tarif edilir. Mesel, bizim bir iei bilmemizde, o iein zihnimizdeki ekli ilim, hariteki ekli,
yni kendisi ise malmdur. te burada ilim, malma tbidir, yni bir iek harite naslsa biz de onu
ylece bilmekteyiz. Yoksa iei biz nasl biliyorsak iein kendisi o ekle uymak durumunda deildir.
Veya bir kimsenin adnn Ahmed olduunu bilmemiz ilimdir; malm, o ahsn adnn Ahmed
olduudur. Bylece ilim, malma tbi olmutur. Malm ilme tbi olsayd, o kimsenin adn Mehmed
bildiimizde ad Mehmed olurdu, Hasan bildiimizdeyse Hasan olurdu.
Yukarda belirttiimiz kaidede mevzumuz ynnden kastedilen ilim, ilediimiz btn amelleri Cenb Hakkn ezel ilmiyle bilmesi malm ise ilediimiz amellerdir. Buna gre sz konusu kaideyi yle
ifade edebiliriz:
nsanlar ihtiyar fiilleri nasl ileyeceklerse, Cenb- Hak ezelde ylece bilmi ve takdir etmitir. Yoksa
Zt- Akdes yle bildii iin insanlar o fiilleri yle ilemi deildir. imdi, meseleye baz misllerle biraz
daha aklk getirelim.
Gne veya ay tutulmasnn tarihini ve saatini bir astronomi liminin nceden bilmesi ilimdir. Malm
ise o tarihte gnein tutulmasdr. Dolaysyla
ilim, malma tbi olmutur. Malm, ilme tbi olsayd, astronomi limi gnein hangi tarihte
tutulacan bilse, gne tutulmas da o tarihte olurdu. imdi acaba, o astronomi limi gnein o
tarihte tutulacan bildii iin mi gne o tarihte tutuldu.? Yoksa o lim, ilmiyle gnein o tarihte
tutulaca bildii iin mi yazd? Elbette bildii iin yazd.
te bir insann, cz iradesiyle iledii btn fiiller Cenb- Hakkn ilm-i ezelsindedir. Yni, o insann
btn amellerini Cenb- Hak ezelde bilmektedir. Bu ilim de malma tbidir. Malm olan, o kimsenin
iledii iyi veya kt amelleri, yni fiilleridir. Kul o fiilleri ileyecei iin lim-i mutlak olan Allah ylece
bilmitir. Yoksa Cenb- Hak yle bildii iin, kul da mecburen o fiilleri ilemi deildir. Yni, malm,
ilme tbi deildir.
Kulun iledii fiil hayr ise Cenb- Hak onu hayr olarak bilir; yle de irade ve takdir eder. Kulun er
olan fiilini de Cenb- Hak ezeli ilmiyle er olarak bilmi ve o ekilde takdir buyurmutur.
Bu hakikate bir derece bakabilmemiz iin gerekli kabiliyeti Rabb-i Almz bizlere ihsan etmitir.
Onun bizlere ltfettii ilim ve irade sfatlarndan, Hakalyakn biliyoruz ki, irade ilme tbidir. Mesel,
insan bir eser yapmay bildiinde, iradesi bu ilme tbi olarak, eserin pln ve programn tyin eder.
Daha sonra kudret de iradeye tbi olur ve insan nceden plnlad tarzda eserini in eder.

te, zaman ve meknn yaratcs olan Allah, ezel ilmiyle, bizim gerek irademizle ileyeceimiz btn
fiilleri ve gerekse irademiz dnda bamzdan geecek btn hdiseleri bilmektedir. te kader, bu
bilme keyfiyeti zerine, Cenb- Hakkn kll iradesiyle bizim hayat programmz takdiri ve Levh-i
Mahfzda tesbitidir. Bu takdir ve tesbit ilme dayanmaktadr, ilim ise malma tbidir. Buna gre bir
kul kendi cz iradesiyle, ibdet etmeyi ibdet etmemeye tercih ediyorsa, elbette ki Cenb- Hak onu
abid olarak bilecek
ve yle takdir edecektir... Yoksa Allah-u Tel o kulun ibdet etmesini takdir ettii iin, o ibdet
ediyor deildir. erle ilgili fiiller de ayn ekilde deerlendirilecektir.
Mevzuya k tutacak birka misl daha verelim:
Bir komutann yksek bir yerden sahradaki askerlerinin hareketlerini fotoraflarla tesbit ettiini ve
btn konumalarn hassas cihazlarla kaydettiini farzediniz. Bu komutan, daha sonra huzuruna
celbettii askerlere fotoraflar gsterip konumalar bantlardan dinlettiinde, hareketleri ve szleri
cezay gerektiren bir nefer,
Siz benim hareketlerimi ve konumalarm niin kt olarak tesbit ettiniz?
diyebilir mi? Dese cezaya mstahak olmaz m? nk tesbit etme fiili hdiseye tbidir. Yoksa hdise,
tesbite bal deildir.
imdi yle bir soru soralm: Hdiseye tesir etmeme bakmndan, yukardaki mislde belirtilen nnda
tesbit ile hdiseyi olmadan nce tesbit etme arasnda ne fark vardr? Misldeki komutan, neferlerin
yapacaklar ileri ve syleyecekleri szleri nceden, mesel bir rya-i sdka ile bilseydi bu bilme
keyfiyeti neferler zerinde herhangi bir tesir mi yapacakt?
Kader de insann mr boyunca ileyecei btn fiillerin ezelde tesbiti deil midir?
Yukardaki mislde ifade etmek istediimiz hakikati, televizyon, gayet gzel izah etmektedir. Bilindii
gibi televizyonda hdiseler bazen nnda verilmekte, bazen de gemite tesbit edilen hdiseler
sonradan gsterilmektedir.Her bir fen ve her bir keif, Cenb- Hakkn kinatta dercedip koyduu bir
hakikati iln ettii gibi, televizyonda suretlerin ve seslerin muhafaza edildii hakikatini izah etmitir.
Hfz- Hakm insanlara mstakbel hdiseleri tesbit edebilecekleri bir let yapmay nasib etse, o
takdirde Levh-i Mahfzun kk bir misli ortaya konmu olacaktr. imdi, hem mziyi, hem hli,
hem de istikbali bize gsteren bu cihaz, dedemizin bir kabahatini gsterse veya istikblde bir cinayeti
sergilese, Bu cihaz byle tesbit etmese, dedem o kabahati ilemezdi, torunum da cni olamazd
diyebilecek miyiz?
te, Hz. demden (a.s) kymet kopuncaya kadar, gelmi ve gelecek btn insanlarn btn amelleri
Levh-i Mahfzda kaydedilmitir. Kader-i lhnin bir defteri olan Levh-i Mahfzdaki bu kayt,
insanlarn iledikleri ve ileyecekleri fiillere tbidir; yni nasl ileyeceklerse yle kaydedilmitir. Yoksa
Levh-i Mahfzda yazld iin insanlar mecburen o tarzda hareket etmi deildir. Kald ki, byle bir
iddiada bulunan kimseye u soru sorulacaktr:
Sen istikblde yapacan ilerin Levh-i Mahfzda nasl yazldn, yni mukadderatn biliyor
musun?
O halde, bir insan bilmedii eye gre nasl hareket etmektedir?

Evet, her meselede, ilim malma tbidir hakikati gne gibi parlyor ve kul cz iradesiyle hangi ii
tercih ederse, Cenb- Hakkn kll iradesiyle o ii takdir ettii ve fiilin ilenmesine teebbs nnda
da o ii yaratt aka anlalyor.
Bu hakikati izah etmek iin birka misl daha verelim: Bir retmenin yllarn verdii tecrbe ve
fersetle rencilerinin okula devam etme durumlarn ve sene sonunda alacaklar notlar nceden
bildiini ve iradesiyle rencilere bu notlar takdir ederek not defterine kaydettiini farzediniz. Sene
sonu imtihannn tam tamna retmenin ilminde mevcut olan tarzda neticelenmesi hlinde
szkonusu retmen, rencilere hitaben:
Ben neticelerin byle olacan t sene banda biliyordum
dese, zayf not alan renciler:
O halde bizim ne kabahatimiz var? Siz bizi alkan olarak bilseydiniz, biz de snfmz geerdik
diyebilirler mi? te bu mislde snftaki rencilerin hangilerinin baarl olup, hangilerinin snfta
kalacan retmenin nceden bilmesi ilimdir ve onun kemline delildir. Malm ise, rencilerin
alp almamalardr. Dolaysyla ilim, malma tbi olmutur.Malm, ilme tbi olsayd, retmenin
alkan bildii talebeler ister istemez derslerine alacaklar, tembel bildikleri ise btn arzularna
ramen alamayacaklard. Yni, retmenin ilmi rencilerden bir ksmn zorla almaya, dier
ksmn ise almamaya sevk edecekti.
Vel bir hkim dnnz. Bu zt, kerametiyle, adliye nnden geen bir adamn hrszlk etmeye
gittiini kefederek o ahsn cezasn takdir etse ve kayda gese, biraz sonra hkimin kefettii ayn
suu ileyerek mahkemeye getirilen bu adama, hkim, suunun karl olan cezasn tebli edip bu
cezadan bir miktarn da affettiini bildirse, elbette ki hrsz, hkime teekkr edecek, minnettar
kalacaktr.
Sulu, mahkemeden karken hkim kendisine yle hitap etse:
Ben senin bu suu ileyeceini nceden biliyordum ve sen o suu ilemeden cezan da takdir
etmitim.
Bu takdirde sulu, hkime diyebilir mi ki,
O halde benim ne kabahatim var? Siz benim bu suu ileyeceimi bildiiniz iin ben su iledim.
Dolaysyla beraat etmem gerekir.
Bu haddini bilmez hrszn, gln durumuna dmemek istiyorsak, cz ihtiyrmzla ilediimiz kt
ilerde kadere yapmayalm.
Hem mesela, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) stanbulun fethedileceini de, hirzaman hdiselerini de
bilmi ve mmetine haber vermitir. Bu ilim, malma tbidir. Onun iindir ki, stanbulu Fatih Sultan
Mehmedin fethettiinden bahsediyor ve hirzaman fitnesine kaplanlardan da nefret ediyoruz.
Malm, ilme tbi olsayd, stanbulu Peygamber Efendimizin (s.a.v.) fethettiinden ve hirzaman
hdiselerine -h- Onun sebebiyet verdiinden bahsetmemiz lzm gelirdi. Zamandan mnezzeh
olan Cenb- Hak, hereyi ihata eden ilmiyle istikblde insanlarn bana gelecek hdiseleri elbette
bilecektir. Bu bilme bizi mesuliyetten kurtarmaz.

Bunun aksini dnenlerin iddialar neticede u noktaya varmaktadr: Hazret-i Allah, bamza gelecek
hdiseleri nceden -h- bilmeyecek, yani O lim-i Mutlak, herhangi bir fiili ilememizden sonra o
meseleye vkf olacak ki, o zaman mesul olalm...
Byle dnen kimseleri, bu yanl dnceye sevkeden husus, mahlkun ilmiyle, mahlklar yoktan
var eden Vcib-l Vcd Hazretlerinin ezel ilmini kartrmalardr. Bu kimseler, sonradan kazanlan
ilmin ancak mahlk ilmi olabilecei hakikatinden gafletle, dallete dmektedirler.
Bu mevzuu tamamlamadan nce u hakikati ksaca izah etmek faydal olacaktr:
Ezel mzi silsilesinin bir ucu deil. Belki ezel; mzi, hl ve istikbli birden tutar, yksekten bakar bir
yine-misldir.8
Evet, Cenb- Hakkn ilmi ezeldir. Ezel olan bu ilim, mzi, hl ve istikbldeki btn hdiseleri ihata
etmitir. Bundan dolaydr ki, ilm-i ezel iin mzi, hl ve istikbl fark yoktur. Sadece O Sultan- Ezel ve
Ebede mahsus olan bu ilmin keyfiyetini bir kul olarak hakkyla anlamamz elbette mmkn deildir.
Fakat bu hakikatin baz alarna misllerle uzaktan uzaa bakmaya alacaz.
Bilindii gibi, byklk ve kklk, uzaklk ve yaknlk gibi, mzi ve istikbl de nisb hakikatlerdir.
Bunlarn harite vcudu yoktur; ancak mahlklar birbirlerine nisbeten bu nvanlarla ydedilirler.
Mesel fil ile koyunu yanyana koyduumuzda, file byk, koyuna ise kk dersiniz. Koyunun yanna
bir karnca koyduunuzda ise, koyunun byk, karncann kk olduunu ifde ederiz. Burada
koyun, byk ve kk nvanlarn dier iki mahlka nisbetle almtr. Ayn ekilde, mzi ve istikblde
nisb hakikatlerdendir. Mesel, onununcu asr, dokuzuncu asra gre istikbal, onbirinci asra gre ise
mzidir. Btn nisb hakikatler gibi mzi ve istikbl de mahlklar iin kullanlmaktadr ve her eyin
yaratcs olan Allah bunlarla kaydl olmaktan mnezzehtir.
Onun kudreti iin yldzlarla zerrelerin fark olmad gibi, ilmi iin de mzi ve istikbl fark yoktur. O
lim-i Mutlak ezel ilmiyle mzide ve hlde meydana gelen btn hdiseler yannda, istikblde olacak
hdiseleri de bilmektedir. Burada gelecek zaman hdiseye atfedilmektedir, yni hdise vuku
bulacaktr. Cenb- Hak ise, onun vuku bulacan bilmektedir. Bu ince ve derin hakikatle ilgili iki misl
verelim.
vastann Erzurumdan stanbula gitmekte olduunu farzediniz. Bunlardan birisi Erzurum-Erzincan
yolunda ilerleyen bir tren, ikincisi Ankara-Eskiehir yolunda giden bir otobs, ncs ise zmitstanbul arasnda yol alan bir taksi olsun. te bu mislde, otobse gre tren mzide kalmtr, taksi
ise istikbldedir. Zira o, trenin getii yolu 10-12 saat nce gemi olmasna ramen, taksinin o anda
bulunduu yere ulamas iin 4-5 saate daha ihtiyac vardr. te, bu vasta iin geerli olan mzi,
hl ve istikbl gibi nisb hakikatler, gnei balamamaktadr. Faraza gne hayat sahibi, ziys da onun
ilmi olsa, bu durumda gne Erzurum-stanbul yolunun tamamn ihata eden ziysyla her vastann
btn hareketlerine ayn anda vkf olur. Gne, Erzurum-stanbul yolunda hareket etmekten
mnezzeh olduundan, o yoldan geen vastalar iin kullanlan nisb hakikatlerle kaytl olamaz.
te zaman yolunda ilerleyen mahlklar birbirlerine nisbetle mzide kalmakta, hazr zamanda
seyretmekte veya istikblde bulunmaktadr. u anda bizim dedelerimiz mzide kaldlar; Hlbuki bir
zamanlar onlarn dedeleri de istikblden torun bekliyorlard. te, dedelerimiz istikblden gelip, hle
urayarak teneffs edip mziye dkldkleri gibi bizler de bir gn mzi denizine dkleceiz. Hereyi
yaratan Hlk- Zlcell biz kullarn zaman iindeki seyri iin kullanlan, mzi, hl ve istikbl gibi nisb

hakikatlerle kaytl olmaktan yz bin defa mnezzehtir ve mberrdr. Vcuda gelmi ve gelecek olan
btn eya Onun ezel ilminde mevcuttur. Sras gelen, bu dnyaya gnderilmekte, yni ilim
dairesinden kudret dairesine gemektedir.
Dier bir misl: Bir manzmenin tamamn bildiiniz takdirde sizin ilminizin manzumenin btn
msralarna taallku ayndr. Yni, birinci mislde gnein vastay ayn anda seyretmesi gibi, sizin
ilminiz de btn msralara ayn anda vkftr. Fakat manzmenin msralar iin kendi aralarnda
ncelik ve sonralk szkonusu olmaktadr. Mesel, altnc msra drdnc msradan sonra, onuncu
msradan ise ncedir. Siz manzmenin ilk be msrasn yazp altncy yazmaya baladnzda, artk
drdnc msra mzide kalm, yazlmtr. Onuncu msra ise henz istikbldedir, yni vcuda
gelmemitir.Hlbuki vcuda gelmeyen bu onuncu msra sizin ilminizde mevcuttur. O halde, ncelik ve
sonralk ilminiz iin szkonusu deildir.
Verdiimiz bu iki misl, ancak birer snk, kk drbn vazifesi grmekte ve O lim-i Mutlak ve
Kadr-i Kll-i eyin ezel ilminin eyaya taallkunda mzi, hl ve istikbl fark bulunmad hakikatini
bir derece gstermektedir.
Elhsl, ezel, mzi, hl ve istikbli birden tutar, yksekten bakar bir yine-misldir, cmlesindeki
aynadan maksat ilimdir. Bir ayna ne kadar aada olursa o kadar dar bir sahay iine alr. Yksee
ktka ihata sahas
geniler. En aadaki ayna bizim ilmimizdir. Daha yukarlarda derecelerine gre vellerin aynalar
vardr. Onlar kermetleriyle istikbaldeki hdiselerden bir derece bahsedebilmektedirler.
Peygamberlerin aynalar ise lh bir ltuf ve mucize olarak, gemi ve gelecek zamandan ok geni
bir sahay iine almaktadr. te ezel, bir mnda lm-i lh demektir. Cenb- Hakkn ilmi mzi, hl ve
istikbli birden tutmaktadr. O ilim iin ncelik, sonralk szkonusu deildir. Buna gre hakikat u
ekilde ifdesini bulmaktadr:
Zt- Akdes bizim ilediimiz, ilemekte olduumuz ve ileyeceimiz btn fiilleri ezel ilmiyle
bilmektedir.
O halde Cenb- Hakkn her hdiseyi meydana gelmeden nce bildiinden bahsedilirken Onun iin
ncelik ve sonralk szkonusu olmad, buradaki nce ifdesinin bizim iin kullanld hatrdan
karlmamaldr.
Dip Notlar
7:Szler
8:Szler

Hayr ve erri Allahn Yaratmas


nsann irade ve ihtiyriyle iledii, hayr olsun er olsun, btn amellerini yaratan
ancak Cenb- Hakktr. Ondan baka Hlk yoktur ve yaratmak Ona mahsustur. Lkin
hayr ve erri insan kendi ihtiyriyle istemekte, dolaysyla da mesuliyeti o ekmektedir.
Bu hakikate iki misl ile iaret etmeye alalm.
nsan ruhuna grme kabiliyetini veren, ruh ile gz arasndaki mnasebeti kuran ve gz fabrikasna
n bir hammadde gibi girerek grmeyi netice vermesini takdir eden Allah-u Azimndr. Bu
fiillerde insan iradesinin ve kudretinin hibir tesiri yoktur. O halde, grme fiilini yaratan ancak O

Hlk- Kll eydir. Fakat Cenb- Hak, insana baz eylere bakmasn hell, bazlarn ise haram
klmtr. te insan Onun hell kld eylere bakmakla hayr, haram kldklarna bakmakla er ilemi
olur. Her iki hli de, yni hayr ve erri netice veren iki grme fiilini de, yaratan Allahtr.
Ayn ekilde, yrme fiilini yaratan da Cenb- Hakktr. nsann herhangi bir yere veya istikamete
gitmeyi arzu etmesiyle birlikte ayaklar onun setii hedefe doru harekete balar. nsann bu hareketi
ihtiyar bir fiildir. Bu fiil ile bir ztrar yani insan iradesi dndaki fiilin, mesel, dnyann gne
etrafnda dnmesinin fark aktr.
Cenb- Hak gnee dnyay istedii gibi hareket ettirme iradesini vermemitir. Bu sebeple dnya
Allahn takdir ettii yrngede milyarlarca seneden beri dnmektedir. Fakat insann yrme fiilinin
ynnn tyin ve tesbitini onun cz iradesine brakmtr. Yrme fiilini Allah yaratmakla birlikte,
gidilecek yeri insan tercih ettiinden, mesuliyet ona aittir. O halde insan Cenb- Hakkn yaratt
yrme fiiliyle Onun emrettii bir yere gittiinde hayr, yasaklad bir yere gittiinde ise er ilemi
olur.
Bu iki misle insann dier fiillerini kyas edebiliriz.
O halde, hayr ve errin Allahtan olmas, bizim yaptmz btn amelleri Onun yaratmas demektir.

Hidyet ve Dallet
Hayr ve errin Allahtan olmas cihetiyle, insanlar hidyete erdiren ve dallete dren
ancak Odur. nsanlar birbirinin hidyet ve dalletine sadece sebep olurlar. Hidyet ve
dalleti Cenb- Hakkn yaratmasn yanl anlayan baz kimseler, Hidyet Allahtandr,
O nasib etmedikten sonra insan doru yola giremez, diyerek, hem bakalarn ikaz ve
irad etme yolunu kapatmakta, hem de kendilerini kusurlarndan mzur gstermek
istemektedirler.
nce unu belirtelim. Cenb- Hakkn dilediine hidyet buyurmas cizdir. nsanlar saadete erdiren
ve ekavete dren ancak Odur. Lkin Hlk- Hakmin bir kulunda dallet yaratmas, o kulun kendi
cz iradesini ktye kullanmas sebebiyledir. Yoksa kul kendi kabiliyetini dallete yneltmedike,
Cenb- Hak onu o yola sevketmez. Ayn durum hidyet iin de szkonusudur. Nasl ki insan rzk iin
gerekli btn teebbsleri yaptktan ve sebeplere tevessl ettikten sonra neticeyi Allahtan bekler.
Zira Rezzk (rzk verici) ancak Odur. Sebepleri mkemmel bir ekilde yerine getirmekle rzk elde
etmeye muhakak gzyle bakamaz. Aynen yle de bir kimseye Allahn emir ve yasaklarn en gzel
bir ekilde tebli eden insan, neticeye kesin gzyle bakamaz. Zira Hd (hidayete erdirici) ancak
Allah-u Azimndr. O Zt- Zlcellin dilediine hidyet vermesi ise, hidyet artlarna riayet eden
kimseye, dilerse hidyet verecei demektir. Yoksa hidyet sebeplerine teebbs etmemek mnsna
gelmez. Bu dnce tarz rzk mislinde, tarlaya tohum ekmeden mahsul beklemeye benzer.
Bu noktada bir hususun aklanmas gerekmektedir. Tarlasna tohum ekemeyen kimsenin mahsul
alamayaca kesindir. Her sebebe hakkyla riayet eden kimse ise yzde doksan dokuz ihtimalle
mahsule kavuur. Yzde bir ihtimal ile dolu, sel, kuraklk gibi bir musibet szkonusu olabilir. te, az
da olsa netice alamama ihtimalinin bulunmas insann dergh- lhiyeye iltica etmesi ve Ona
yalvarmas hikmetine binendir. Bu hakikat, hidyet meselesi iin de szkonusudur.
Misllerin hakikat yldzlarn gzetmekte birer drbn vazifesi grmesi kaidesince,

Sana gelen iyilikler Allahtandr. Bana gelen ktlk ise nefsindendir.9


yetinde beyan olunan bu hakikati bir temsil ile aklamaya alacaz.
Bir padiahn, memurlarndan birisine kfi miktarda altn vererek, bunlarn bir ksmyla Kurn- Kerm
tabedip datmasn emrettiini, dier ksmyla da ahalinin ibdeti iin Sleymaniye gibi bir cami, ilim
ve irfan sahasnda terakkileri iin Fatih Klliyesi gibi bir klliye ve dmana kar en gzel ekilde
hazrlanmalar iin de Selimiye gibi bir kla yaptrmasn ferman buyurduunu farzediniz. Bu memur
verilen emirleri aynen yerine getirdii takdirde ortaya kacak hayrl neticelere sahip kabilir mi?
Btn bu Kurn- Kermleri ben bastrdm, bu cami, klliye ve kla hep benim eserlerimdir
diyebilir mi?
Fakat o memur, padiahn emrinin hilfna, altnlarla Kuran bastrmak yerine, insanlarn itikad ve
ahlkn bozacak eserler bastrarak datsa; cami, klliye, kla yerine insanlar ahlken sukut ettiren
rezalet yuvalar asa, genleri devlete ve millete dman hale getirecek kamplar kursa btn bu
faaliyetlerin neticesi olarak cemiyet hayat alt st olsa, bu adam diyebilir mi ki,
Btn bu ileri padiah yapt, nk bana bunlar yapmam iin gerekli sermayeyi o verdi?
Her iki halde de sermayeyi veren padiahtr. Sermaye padiahn emri zerine kullanldnda btn
eref ona aittir. Emrinin aksine kullanldnda ise ortaya kacak btn er ve tahribat sermayeyi
yanl yolda kullanan kiiye ait olur.
Cenb- Hak da herbir insana akl, hfza, hayal gibi hrika cihazlar takm ve herbiri ayr bir lemin
kapsn aan grme, iitme, korkma, sevme gibi nice hisler vermitir.
Gzn bykln ve grme sahasn iradesiyle takdir ettii gibi, neye baklp neye baklmayacan
da hikmetiyle tyin etmi ve tercihi insann cz iradesine brakmtr. Ayn ekilde, insann neyi
dinleyip neyi dinlemeyeceini, neyi konuup neyi konumayacan tesbit etmitir. Btn zlarn ve
ltifelerin kendi emri zere kullanlmas hlinde, insana mkfat olarak Cennette ebed bir saadet
ihsan edeceini de vaad etmitir.
te insan, Hak Telnn ihsan ettii bu byk sermayeyi Onun rzas istikametinde kullandnda,
ortaya kan dnyev ve uhrev neticeleri Allahtan bilmeli ve Ona minnettar olmaldr.
Lezzetli zm salkmlarnn hasiyetleri kuru ubuunda aranlmaz.
hakikatini rehber edinerek kendisine ihsan edilen nimetleri gasb ve temellk etmemelidir. Cenb-
Hakkn ona ltfettii bu byk sermayeyi, Onun rzas hilfna kullanan kimse, elde edecei erli
neticelerden elbette ki tamamen mesul olacaktr.
nsann yapt gzel ve hayrl ileri kendine maletmesi doru deildir. Zira insan bu ynyle ok
zaiftir gc ve kuvveti hi hkmndedir. Bedizzamann dedii gibi;
nki sen iyilik ve icad ettiin vakit, yalnz vsatin nisbetinde, elin ulaacak derecede, kuvvetin
yetiecek mertebede iyilik ve icad edebilirsin.10

Dip Notlar:
9:Nisa Suresi 4/79
10:Szler

Kader ve Adalet
Yazar: Mehmed Krknc, 07-7-2010
Adalet; ifrat ve tefritten uzak olarak istikamet zere bulunmaktr.
Adalet; insaf ve hakkaniyettir; lemin nizam ve ahengidir. Btn insanlarn hukuk karsnda eit
olmalardr.
Adalet, ihkak- hak etmek, yni hereye lyk olduu hakkn vermek ve hereyi en uygun mevki ve
mertebeye koymak eklinde tarif edilmektedir. u kinata dikkatle baktmzda, hereye, tam bir
adaletle, ekebilecei kadar yk yklendiini grrz. Gnee evirebilecei kadar gezegen takan O
dil-i Hakm, dnyaya da kolayca gtrebilecei kadar yk yklemitir. Byk dairedeki bu adalet
tecellsi, bir aaca, tayabilecei kadar dal, yaprak ve meyve yklemek ve nihayet insan rahatlkla
yapabilecei amellerle mkellef klmak eklinde kendini gsterir. Cenb- Hak hereye tayabilecei
kadar yklemeyi ezelde takdir buyurmu ve varlklar o lh kadere gre yaratmakla bu lemde
adaletini tecell ettirmi, gstermitir.
te, kader ile adalet arasndaki bu yakn ilgiye binen ve kaderin hereyde ve her hdisede adalet
ettiini gstermek maksadyla, adalet mevzuu zerinde ksa da olsa durmak istiyoruz.
dil-i Mutlak olan Allah-u Azimn, zulmden mnezzehtir. O dil-i Hakme zulm isnad etmek
insan kfre gtrr. Bu bakmdan mesele zerinde hassasiyetle durmak icab eder. Evvel, zulmn
tarifini bilmek gerekir. Zulm, ksaca, bakasnn hak ve hukukuna tecvz etmek eklinde tarif
edilmektedir. Bu kinat saraynn ve iindeki btn hayat sahiplerinin yaratcs ve mliki olan Rabb-l
lemn hakknda zulm muhaldir. Zira yapt her trl tararruf kendi mlknde ve kendi mahlklar
zerinde cereyan etmektedir. eriki ve nziri olmadndan, bakasnn hukukuna tecvz etmesi
szkonusu deildir.
dil ve Rahm olan Allah-u Azimnn btn icraat ve faaliyeti hikmet
ve maslahatladr. Kahr, ancak emir ve iradesine isyan eden si ve mcrimler iindir. unu da bilmek
icabeder ki: Kahr baka, zulm bakadr.
dil bir padiahn sulular ve sileri cezalandrmas kahrdr, lkin zulm deildir. Mazlumlarn
hakkna tecavz eden zalimlerini cezalandrd iin de adalettir.

Adaletle lgili Bir Soru


Kader ve adalet konusunda oklar tarafndan yle sorulmaktadr:
Dnyann ssz bir kesinde yaayan bir insan ile slm lkesindeki bir insann slm hakikatleri bilme
ve renme imknlar elbette bir deildir. Bunlar arasnda mesuliyet asndan bir fark var mdr? Bu
hl, adalet-i lhiyye cihetiyle nasl izah edilir?
Evvel u hakikati hatrlatmakla mevzuya balamakta fayda mlhaza ediyoruz. Hesap sormak, siaya
ekmek, ancak Allah-u Azimnn hakkdr.Mahlkatn Ona sual ve hesap sormaya hakk yoktur.

Umum mlkn yegane sahibi, tek hkimi Allah-u Azimndr. O Sultan- Ezel ve Ebed kendi
mlknde elbette diledii gibi tasarruf eder. Amma O dil-i Hakm ve Rahm-i Mutlakn btn
tasarrufat hakmne, rahmne ve dilnedir. Hi kimse Onun mahlkatna Ondan baka efkatli
ve merhametli olamaz. Yukardaki soruyu soranlarn grnte acdklar, gerekte ise kendi
gnahlarna zr olarak ileri srmek istedikleri o ahs, Cenb- Hakkn kuludur. Bizimle ilgisi sadece
insaniyet cihetiyledir. Onu, ana rahminde bir damla su hlinden rahmet ve inyetiyle insan ekline
getiren, ona akl ihsan eden ve dnyadan faydalanabilmesi iin gerekli btn madd ve mnev
cihazlarla techiz eden Allah-u Azimndr. yle ise, o adama kar hi kimse onun Rahm olan
yaratcsndan daha efkatli olamaz.
Kader ve adaletle ilgili meselelerin tetkikinde bu hakikatin gzden uzak tutulmamas gerekir. Her bir
insann, bu lemde iinde bulunduu farkl hayat artlar, fert, aile ve akraba dairelerinde karlat
ayr ayr meseleleri, maiet noktasndaki deiik problemleri ve nihayet iinde bulunduu memleketin
kendisine has itima yapsyla ayr bir dnyas vardr. Hikmetlerini hakkyla bilemediimiz, fakat dil
olduundan da phe etmediimiz bu lh taksimatn neticeleri ahirette, yce adalet gnnde
sergilenecektir. Bir ayette beyn buyurulduu gibi,
Kim zerre kadar hayr yapmsa onu grecek. Kim de zerre kadar er ilemise onu orada
grecektir.11
Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
y bu insan zanneder mi ki, babo kalacak? H!.. Belki insan, ebede mebustur ve saadet-i
ebediyeye ve ekavet-i daimeye namzeddir. Kk-byk, az-ok her amelinden muhasebe
grecek. Ya taltif veya tokat yiyecek.12
Bu dnyada faydal sanlan birok hller, orada mesuliyetinin arl ile kulun byk bir yk olurken,
zahmet ve meakkat olarak grnen nice hdiseler -sabretmek artyla- orada gnahlarn affna
vesile olacaktr.
Hir meydan, hayvanlarn bile gerek insanlardan ve gerekse birbirilerinden olan haklarnn alnaca,
hatt bir kfirin Mslmanda olan hakknn dahi hesaba katlaca bir yce adalet divn olarak
insanlar beklemektedir. Hayvanlarn birbirinde olan kk haklarn bile mahiyetini bilemediimiz
hassas bir teraziyle len O dil-i Mutlak, elbette ki insanlar da o mutlak adaletiyle muhakeme
edecektir. Boynuzlu koyundan boynuzsuz koyunun hakknn alnacan ifade eden byklerimiz,
maherdeki adaletin inceliine dikkat ekmilerdir.
Bir ksm insanlarn, kader ve lh adalet noktasndaki vesveseleri, ite bu adalet gnn
dnmemekten ileri gelmektedir. O gn dnmeden, bir cihette yolun ortas olan bu dnyada,
lh adaletin kullarn imtihan artlarndaki tecellsini lykyla anlamamz elbette imknszdr.
Zerre kadar errin dikkate alnaca o adalet gnnde, lh adalete iftira edenlerin de hesaba
ekilecei gzden uzak tutulmamaldr. Anlalmayan meselelere itiraz etmek yerine, merakla eilmek
ve renmek akl ve hikmetin muktezasdr. Hem bir nevi ibdettir. Mesel tp ilmi, Hakm-i Ezelnin
insan vcdunda hibir eyi hikmetsiz ve faydasz yaratmadna inanmann neticesi olarak, herbir
zann, kemiin, sinirin, bezin vaziyetini aratrm, bulmu ve bugnk seviyesine ulatrmtr. Bir
doktor, neye yaradn bilemedii bir zay faydasz kabul etse, cehaletini iln etmi olur. Onun
anlamamas o zann faydaszlna delil olamaz. Aynen yle de, dil-i Mutlak olan Allahn adaletine

iman eden bir kimse de, her hdisede lh adaletin tecell ettiine imn ile mkelleftir. Hatrna gelen
suallerin cevabn bu anlay ierisinde aramaldr.
Cenb- Hak, bir ayette mealen:
Allah, kiiye ancak gcnn yetecei kadar teklif eder.13
buyurmakla, kullarna ekemeyecekleri ykleri teklif etmediini aka bildirmektedir. Zira Mabud-u
Hakkn emrettii ibadetler, insanlarn gcnn yetmeyecei ekilde deil, hatta insan takatinin ok
altndadr. Mfessirler, Cenab- Hakkn emrettii ibadetlerin insan takatinin son snr olmadn
ifade etmilerdir. Yani bunun snr orucu bir ay tutmak ve namaz be vakit klmak deildir. yle ise,
Onun emirlerini yerine getirmede tembellik gstermek, hatta hi yapmamak mmin kullarna
yakmad gibi, hem de bir cinayet-i azimedir.
nsann bedeninin tkat getiremeyecei veya mal varlnn kfi gelmeyecei ykler olduu gibi,
aklnn da tek bana eriemeyecei hakikatler vardr. Bunlarn hepsi, kullara ekemeyecekleri
yklerin yklenmedii hakikati ierisindedir. Konuyu baz misllerle aklayalm:
Ayakta duramayacak kadar hasta olan bir kimse, namazn oturarak klar.
Oturamayacak ve kmldayamayacak durumda bulunan bir hastann ise namaz tehire kalr.
Ramazanda unutarak yemek yiyen kimsenin orucu bozulmaz.
Kendisine zorla haram bir ey yedirilen kimse mesul olmaz.
Fakir bir Mslmana hacca gitmek ve zekt vermek farz deildir.
Misller oaltlabilir. Bunlar Cenb- Hakkn dil-i Mutlak olduuna ve kullar iin tkat
getiremeyecekleri ykler takdir etmediine birer delildir.
Allah-u Tel mutlak adaletiyle kullarnn mesuliyetlerini beden ve mal durumlaryla olduu gibi,
iinde bulunduklar artlarla, imn hakikatlerini kavrama ve slm hkmlere vkf olabilme
imknlaryla da snrlandrmtr. Yni, Allah, kullarnn akllarna da kaldramayaca ykleri
yklememitir.u hakikati de bilmek icab eder:
nsanlarn bu dnyadaki asl vazifeleri Cenb- Hakka imn ve Ona itaat etmek olduundan, en
dk seviyedeki akla dahi Hlk- Kermin varln idrk etme kabiliyeti verilmitir. Az bir aklla
dnya ileri lykyla grlemedii halde, bu kinatn bir yaratan olduu bilinebilir. Dier taraftan,bir
eli olmadnda dnyev ilerini bir derece aksatt halde, ayn insan iki elini ve iki ayan da
kaybetse Allah tanmasnda, bilmesinde hibir noksanlk duymaz. Aklyla bu kinatn sultann idrk
ettikten sonra, beden durumunun da masadesi nisbetinde Ona kar ibdetini yapar.
dil-i Mutlak olan Allah-u Azimn her insana bu dnya imtihann kazanacak kadar akl ihsan
etmi, akl hastalar ile sinn-i teklife ulamayan ocuklar imtihandan muaf tutmutur.
Bu izahlardan sonra, mevzuun fetv cihetine gelelim: Mevzu, dnyann cra bir kesinde veya
esaret altndaki bir beldede dnyaya gelen bir insann, bir slm lkesinde dnyaya gelen insanla nasl
bir tutulaca, bu iki ahsn imtihan artlarndaki adaletin nasl izah edilebilecei idi. nce unu
belirtelim: Yukarda durumu anlatlan insan, Haneflerin itikattaki imamlar olan Mtridye gre

sadece kendisinin ve bu lemin bir yaratcs olduunu bilmekle mkelleftir. Dier iman hakikatlerine
ve slm hkmlere aklyla eriemeyecei iin, onlardan mesul deildir. filerin byk
ounluunun itikattaki imamlar olan mam- Earye gre ise, byle bir kimse Allaha iman etmese
de ehl-i necttr. Fakat ilm-i kelm limlerinin byk ounluu birinci gr benimsemilerdir.
Merhum mer Nasuh Bilmenin bu mevzu ile ilgili aklamalarn nce kendi ifdelerinden, daha
sonra sadeletirerek takdim edelim:
Zaman- fetrette yaayan ve kendilerine savt- nbvvet vsl olmayan kimseler dahi Allah-u Tel
Hazretlerine imn ile mkelleftirler. nk kuvve-i akliyeleri, ftrat- selmeleri kendilerini tevhide,
marifetullaha siktir. Lkin bunlar er ahkm ile mkellef olmazlar. Zira bu gibi hkmler Enbiy-
zm tarafndan tebli olunmadka akl ile idrk olunamaz.
Fetret, inkta mnsnadr. Biset-i enbiynn inktaiyle vahy-i lhnin mnkat olduu zamana denir.
Hazret-i sa ile Htem-l Enbiy Hazretlerinin arasndaki zamana tlak mruftur. Byle bir zamanda
yaayan insanlara ehl-i fetret tesmiye olunur. Biset-i Nebeviyyeden sonra dnyaya geldikleri halde
hik-i cebelde veya arzn mehul bir ktasnda yaadklar iin kendilerine savt- slm vsl olmayan
ehas dahi ehl-i fetret hkmndedir.
Binaenaleyh bunlar bu cihetle mazur olduklarndan namaz, oru gibi er ahkm ile mkellef
olmazlar. Ancak Allah-u Telya imann bunlara farz olup olmamas hususunda ihtilf vardr.
Earyeye gre mcerred akl ve nazar marifetullah da kfi deildir. Herhalde Allah-u Telya
imann vcbu eri erf ile sabit olur. Ehl-i fetret adem-i imanndan ni azab- nra mstehak
olmaz. Nitekim Biz bir kavme Resl gndermedike azab etmeyiz14 nass- Kuransi de bunu ntktr.
Fakat Mtridiyye Eimmesi derler ki: Allah Telya imn etmek ftrat muktezasdr. Herkes aklen
tevhid-i Brinin hsnn idrk edebilir... Bir insan nerede ve hangi zamanda bulunursa bulunsun,
daima nazar- intibahna arpan binlerce hilkat bedilarn grr dururken bunlarn azm mbdiinin
vcuduna aklen istidll edememesi tecviz olunamaz... yet-i celleyle nefyolunan azabtan maksad ise
dnya azabdr, hiret azab deildir. Yahut bu yet-i kermenin ntk olduu adem-i tazip, idrki
mmkn olmayan ahlk- eriyyenin adem-i icrs hline aittir. Yoksa aklen tahsili mmkn olan
marifetullahn terkine mil deildir. Binaenaleyh marifetullah hususunda hibir kl mazur olamaz.
Baz ulemya gre ehl-i fetret ksmdr: Birincisi, zaman- fetrette yaadklar halde akl ve
nazarlaryla vahdaniyet-i lhiyeyi tasdik edenlerdir, bunlar ehl-i Cennettir. kincisi, Cenb- Allaha
erik ittihaz edenlerdir, bunlar da ehl-i nrdr. ncs, gaflet zere olup fikr-i Ulhiyetten zahil
bulunanlardr. te ihtilf bu ksm hakkndadr.15
Yukardaki ifdelerden anladmz udur:
Fetret zamannda yaayan ve kendilerine peygamber sesi ulamayan kimseler dahi, Cenb- Hakka
iman etmekle mkelleftir. nk akllar, bozulmam ftratlar kendilerini Allah bilmeye ve birliine
inanmaya gtrr. Fakat bunlar dier din hkmlerden mesul deildirler. nk bu gibi hkmler,
peygamberler tarafndan tebli edilmedike aklla anlalamaz.
Fetret, kesilme mnsnadr, peygamberlerin gnderilmesine ara verilerek, lh vahyin kesildii
zamana denir. Bilhassa Hz. sa ile son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) arasnda geen zaman iin
kullanlr. Byle bir zamann insanlarna fetret devrinde yaayan kimseler denilir.

Peygamberimizin, peygamber olarak gnderilmesinden sonra, dnyaya geldikleri halde, yalnz olarak,
da banda veya yeryznn bilinmeyen bir yerinde yaadklar iin kendilerine slmn sesi
ulamayan ahslar dahi, fetret zamannda yaam insanlar hkmndedir.
Dolaysyla bunlar bu cihetle mazur sayldklarndan namaz, oru gibi din hkmlerle mkellef
olmazlar. Ancak, Cenb- Hakka iman etmenin bunlara farz olup olmamas hususunda ihtilf vardr.
Earyeye gre srf akl ve fikir Allah bilmede yeterli deildir. Herhalde Allaha imann vcib olmas,
din ile sabit olur. Fetret devri insanlar, imn etmemekten dolay Cehenneme konulmazlar.
Biz bir kavme Resl gndermedike azab etmeyiz
yeti delil gsterir. Fakat Mtridye imamlar derler ki: Cenb- Hakka iman etmek yaratl
gereidir. Herkes aklyla Allahn bir olduunu anlayabilir... Bir insan nerede ve hangi zamanda
bulunursa bulunsun, daima, uyank fikrine arpan, hikmet ve sanatla yaratlm binlerce eserleri
grp dururken, bunlarn Yce Yaratcsnn varlna aklla yol bulamamas ciz grlemez... yette,
edilmeyecei bildirilen azabtan maksat ise, dnya azabdr, hiret azab deildir. Yahut bu yetin
ifde ettii azab etmeme durumu; anlalmas mmkn olmayan din hkmlerinin yerine
getirilmemesi hline aittir. Yoksa aklla renilmesi mmkn olan Allah bilmenin terki mnsna
gelmez.
Bundan dolay, Allah bilme hususunda hibir akll kimse mazur saylmaz. Baz limlere gre, fetret
devri insanlar ksmdr: Birincisi, fetret zamannda yaadklar halde, akl ve fikirleriyle Allahn
birliini kabul edenlerdir. Bunlar Cennetliktir. kincisi, Cenb- Allaha ortak koanlardr; bunlar da
Cehennemliktir. ncs, gaflet zerine olup, Ulhiyet fikrini ihmal ederek hi dnmeyenlerdir.
te ihtilf bu ksm hakkndadr.
Ehl-i fetret hakknda stad Bedizzaman Hazretleri yle buyurmaktadr:
Ehl-i fetret, ehl-i necttrlar. Bilittifak, teferruattaki hatatlarndan muhezeleri yoktur. mam- fi
ve mam- Earce, kfre de girse, usul- imande bulunmazsa, yine ehl-i necttr. nk teklif-i lh,
irsal ile olur. Ve irsal dahi, ttla ile teklif takarrur eder. Madem gaflet ve mrur-u zaman, enbiy-y
salifenin dinlerini setretmi, o ehl-i fetret zamanna hccet olamaz. taat etse sevap grr, etmezse
azab grmez. nk mahf kald iin hccet olamaz.16
Bu ifdelerden de anlald zere,
Fetret dneminde yaayanlarn, dinin teferruatndaki hatalarndan dolay
ceza grmeyeceklerinde btn limler fikir birlii iindedir. Hatt mam- fi ve mam- Earye
gre, bunlar iman etmeyip kfre girse bile ondan dahi mesul olmazlar. nk mesuliyet ancak
peygamber gnderilmesi ile tahakuk eder. Ayrca peygamber gnderilmi bulunduunun ve
peygamberin vazifesinin mahiyetinin de bilinmi olmas gerekir ki, mesuliyet bahis mevzuu olabilsin.
Eer peygamberlerin irdlar, zamann gemesi ve gaflet gibi sebeplerden dolay gizli kalr da
anlalmazsa, bu hakikatlara vkf olamayanlar ehl-i fetret saylrlar ve azab grmezler.
Burada yle bir sual de akla gelebilir: Peygamberin ismini ve vazifesini iiten, ancak bundan menfi
ekilde haberdar edilen kimselerin durumu ne olacaktr?

Bu suale cevap olarak, mam- Gazl Hazretlerinin aadaki tasnifine gz atalm. Bu tasnifin de
mam- Gazl Hazretleri o zamanda yaayan Hristiyanlarn ve henz Mslman olmam bulunan
Trklerin durumunu ele almakta ve yle buyurmaktadr:
nancma gre, inallah Allah-u Tel, zamanmzdaki Rum, Hristiyan ve Trklerin pek ounu da
Rahmet-i lhiye mlne alacaktr. Bunlardan maksadm, uzak memleketlerde yaayan ve
kendilerine slmn dveti ulamayan Rum ve Trklerdir. Bunlar ksmdr:
a) Hazret-i Muhammedin (s.a.v.) ismini hi duymam olanlar.
b) Hz. Peygamberin ismini, sfatlarn ve gsterdii mucizeleri duymu olanlar. Bunlar slm
memleketlerine komu olan yerlerde veya Mslmanlar arasnda yaayan kimselerdir, kfir ve
mlhidlerdir.
c) Bu iki derece arasnda bulunan grupdur. Hz. Peygamberin ismini duymularsa da vasf ve
hususiyetlerini duymamlardr. Daha dorusu bunlar Hz. Peygamberi t kklklerinden beri smi
Muhammed olan
-h!- yalancnn biri peygamberlik iddiasnda bulunmutur eklinde tanmlardr.
Tpk bizim ocuklarmzn Mseylemetl Kezzap olan yalancnn
biri Allahn kendisini peygamber olarak gnderdiini iddia etmi ve yalanc olarak peygamberlii ile
meydan okumutur szn duymalar gibi. Kanaatime gre bunlarn durumu birinci grubda olanlarn
durumu gibidir.
nk bunlar Hz. Peygamberin ismini, haiz bulunduu vasflarn zdlaryla birlikte duymulardr. Bu
ise hakikati aratrmak iin insan dnmeye
ve aratrmaya sevk etmez.17
Bugn gerek Hristiyan leminde ve gerekse baka lkelerde mam- Gazl Hazretlerinin tasnifindeki
nc gruba giren insanlara rastlamak mmkndr. Hristiyan leminde cra bir kede itima
hayattan uzak ve Din-i Hakk bulma imknndan mahrum birok insanlar bulunduu gibi, demir
perde gerisinde esaret kamplarnda hr dnyann varlndan bile habersiz nice mazlumlar vardr.
Bunlarn iinde bulunduklar hayat artlar ve imknlar ile Din-i Hak olan slm dinini bulmalarnn
zorluu meydandadr. Hikmeti nihayetsiz ve rahmeti hereyi ihata eden Allah-u Azimnn bu gibi
kimselere muamelesi, elbette iinde bulunduklar artlarla mtenasip olacaktr.
uras da herkesin malmudur ki, bir rejimin perdesi arkasnda ulhiyeti inkr maksadyla mutlak
inanca, hususan slm dinine kar dessasne faaliyet gsteren ifsat komitelerinin mesuliyetleri, gafil
ve mazlumlarla elbette bir olamaz.
Bu mevzu ile alkal olarak mazlum Hristiyanlar hakknda Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin u
ifdelerini nakletmekte fayda gryoruz:
hirzamanda mdem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedye (s.a.v.) bir lkaydlk perdesi
gelmi. Ve mdem hirzamanda Hazret-i sann (a.s.) din-i hakikisi hkmedecek, slmiyetle omuz
omuza gelecek. Elbette imdi, fetret gibi karanlkta kalan ve Hazret-i saya (a.s.) mensup
Hristiyanlarn mazlumlar, ektikleri felketler, onlar hakknda
bir nevi ehadet (ehitlik) denilebilir. Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zayflar, mstebit
byk zlimlerin cebir ve iddetleri altnda musibet ekiyorlar. Elbette o musibet onlar hakknda
medeniyetin sefahetinden ve kfranndan ve

felsefenin dalletinden ve kfrnden gelen gnahlara keffret olmakla beraber, yz derece onlara
krdr, diye hakikatten haber aldm... Eer o felketi ekenler, mazlumlarn imdadna
koanlar ve istirahat-i beeriye iin ve esasat- diniyeyi ve mukaddest- semviyeyi ve hukuk-u
insaniyeyi muhafaza
iin mcadele edenler ise, elbette o fedakrln mnev ve uhrev (ahirete ait) neticesi o kadar
byktr ki, o musibeti onlar hakknda medr- eref yapar, sevdirir.18
Yukardaki ifdeler, Ehl-i Snnet limlerinin bu husustaki grlerinin hlsas mahiyetindedir. Bu
sebeple yukarda takdim edilen aklamalar kfi bularak dier kaynaklardan nakiller yapmadk. Konu
ile ilgili geni bilgi isteyenler dier kelm kitaplarna, bilhassa Abdurrahman Cezernin Mezhib-i
Erbaa adl eseriyle, Aliyyl-Karnin erhul-Emli ve erh alel-Fkhil-Ekber adl eserlerine bakabilirler.
imdi de mezkr sualin dier bir yn zerinde ksaca duralm: slmiyette, bir slm beldesinde
dnyaya gelen kimsenin mutlaka Cennet ehli olacana dair bir hkm yoktur. slm tarihini tetkik
edenler bilirler ki, Asr- Saadette Hazret-i Reslullahn (s.a.v.) kap komusu olan Yahudiler,
Mslmanl kabul etmemi ve hayatlarn Yahudi olarak srdrmlerdir. slmiyet, Reslullahn
(s.a.v.) devrinde en canl devrini yaam olmasna ramen, o gn Mekkede yine mrikler ve kfirler
vard. Eer Mekkede doan bir insann Mslman olmas gerekseydi, Eb Cehilin, Hazret-i
Reslullahn (s.a.v.) z amcas Eb Lehebin de Mslman olmas icab ederdi. Bilindii gibi, Hz.
brahimin babas Nemrudun putusuydu ve inkrclardand. Lt Aleyhisselmn kars, Nh
Aleyhisselmn ise hem kars, hem olu imn etmedi. Dier taraftan, Firavun, Allah inkr edip
ulhiyet dva ederken, Hz. Mus (a.s.) onun saraynda, hatt onun kucanda yetiti. Firavunun kars
da Allaha inanan bir kimseydi. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ok arzu etmesine ramen amcas Ebu
Talip de iman etmedi.
Sen sevdiin kimseyi hidyete erdiremezsin. Ancak Allah dilediine hidyet verir.19
ayeti bu hakikat aka ifade eder.
Demek ki, Rabbini arayan ve Ona ynelen bir kul, Firavun kucanda bile olsa hidyet nruna
kavuur. Eer bir kul Hakka kar kr olsa, peygamber olu veya peygamber babas olmas dahi onu
felketten kurtaramaz. Bugn de slm memleketlerinde binlerce camiler, minareler, ezanlar, slm
rf ve detler, hatt mezar talar slm telkin ederken, hl slmdan uzak ve Allahtan gafil nice
insanlar yok mudur?
Bu noktada, baz kimseler tarafndan sorulan bir suale de ksaca cevap vermekte fayda mlhaza
ediyoruz:
Sual: Dnyada ortalama altm yetmi sene gibi ksa bir mrn neticesi olarak mminin Cennette,
kfirin ise Cehennemde ebediyen kalmas adalet-i lhiyye noktasndan nasl izah edilir?
Cevap: Bu mesele birok cihetlerle izah edilebilir. Biz bunlardan bazlarn ksa olarak beyn edeceiz:
Evvel, bir mmin Allahn varlna, birliine, Onun mutlak ve nihayet kemldeki sfatlarna
inanmakla ve O Sultan- Ezel ve Ebede intisap etmekle nihayetsiz bir kymet kazanr. Cenb- Hakkn
ihsanna, ltuf ve ikrmna mazhar olur. Byle bir keyfiyetin neticesi ise, nihayetsiz bir saadettir.

Hem mmin umum mahlkatn reisi olarak onlarn tesbihat ve tahiyyatlarn kendi namna Mbd-u
Bilhakkn derghna takdim etmekle kll bir ibdet yapm olur. Kendisine tevecch eden nihayetsiz
nimetlere kar kll bir kr ile mukabele eder. Bu lemdeki bed ve garip sanat- ilhiyyeyi hayret
ve tefekkr ile temaa eder, Sni-i Zlcelli tesbih, tazim ve takdiste bulunur. Bylece kendisine
Allah tarafndan ebed bir temaagh ve ziyafetghn kaplar alr. Bedizzaman Hazretlerinin u
harika misalini dikkatinize sunmak istiyorum:
Naslki bir adam be kuru kymetinde bir hediye ile bir padiahn huzuruna girer ve grr ki, herbiri
milyonlara deer hediyeler, makbul adamlardan gelmi, orada dizilmi. Onun kalbine gelir: Benim
hediyem hitir, ne yapaym? Birden
der: Ey seyyidim! Btn u kymetdar hediyeleri kendi namma sana takdim ediyorum. nki: Sen
onlara lyksn. Eer benim iktidarm olsayd, bunlarn bir mislini sana hediye ederdim.te hi
ihtiyac olmayan ve raiyetinin derece-i sadakat ve hrmetlerine almet olarak hediyelerini kabl eden
o pdiah,
O barenin o byk ve kll niyetini ve arzusunu ve o gzel ve yksek itikad liyakatn, en byk bir
hediye gibi kabl eder.Aynen yle de: ciz bir abd, namaznda Ettahiyyt lillh der. Yni: Btn
mahlkatn hayatlaryla sana takdim ettikleri hediye-i ubdiyetlerini, ben kendi hesabma, umumunu
sana takdim ediyorum. Eer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler sana takdim edecektim. Hem
sen onlara, hem daha fazlasna lyksn. te u niyet ve tikad, pek geni bir kr- klldir.20
Hem imann kudsiyetine eren bir mmin, dnyada faraza ebed yaam olsa, Hlk- Zlcelline
ebediyen itaat ve ibdet edecek, emirlerine inkiyadda bulunacaktr. Mminin niyeti amelinden
hayrldr, srrnca Cenb- Hak mminin bu niyetini bilfiil kabul ederek ona fazlndan ebed bir
Cenneti ihsan buyurur.
Kfirin Cehennemde ebed kalmas hkmne gelince:
Evvel, kfr, hadsiz bir cinayettir, aff kabil deildir. Zira kfir nihayetsiz bir keml ve ceml sahibi
olan Allah-u Azimn inkr etmekle O Zt- Akdesin azamet ve kibriysn, zzet ve Cellini tekzib
ediyor; ulhiyetinin haysiyetine, rubbiyyetinin izzetine dokunuyor. Hem, Esm-i lhiyyenin
kinattaki nihayetsiz tecellilerini tesadf ve tabiata havale etmekle nihayetsiz bir cinayet iliyor ve O
Mbd-u Bilhakka ibdet eden umum mahlkatn hukukuna tecvz etmi oluyor. Elbette byle
nihayetsiz cinayetlerin cezas da ancak ebed bir Cehennem olabilir.
Hem, kfrdeki isyan ve inkr ile kfirin hayra kabiliyeti selb oluyor. Cenb- Hakkn vermi olduu
nihayetsiz hayr kabiliyetini nihayetsiz erre inklb ettiriyor. Faraza bu hliyle dnyada ebediyen
kalsa, kfr, inkr ve isyanna devam edecektir. Nihayet derecede tefessh eden ve hayra kabiliyeti
kalmayan byle bir kfirin cezas, elbette ebed bir Cehennemdir.
Bu mevzuyu Bedizzaman Said Nurs Hazretlerinin u veciz ifdeleri ile tamamlayalm:

Cehennemin vcudu ve iddetli azab, hadsiz rahmete ve hakik adalete ve israfsz, mizanl hikmete
zddiyeti yoktur. Belki rahmet ve adalet ve hikmet, onun vcudunu isterler.nk nasl ki bin
masumlarn hukukunu ineyen bir zlimi cezalandrmak ve yz mazlum hayvanlar paralayan bir
canavar ldrmek, adalet iinde mazlumlara bin rahmettir. Ve o zlimi affetmek ve canavar serbest
brakmak bir tek yolsuz merhamete mukabil yzer birelere yzer merhametsizliktir. Aynen yle de,

Cehennem hapsine girenlerden olan kfir-i mutlak, kfryle hem o Esmya ehdet eden
mevcudatn ehdetlerini tekzib ile hukuklarna tecvz ve mahlkatn o Esmya kar tesbihkrne
yksek vazifelerini inkr etmekle hukuklarna tecvz ve kinatn gaye-i hilkati ve bir sebeb-i vcudu
ve bekas olan tezahr- Rubbiyet-i lhiyeye kar ubbiyetle mukabelelerini ve yinedarlklarn
tekzib ile hukukuna bir nevi tecvz ettii haysiyetiyle yle azm bir cinayet, bir zulmdr ki, affa
kabiliyeti kalmaz. nnllahe l yafiru en yrake bih (Allah kendisine ortak koulmasn affetmez)
yetinin tehdidine mstehak olur. Onu Cehenneme atmamak, bir yersiz merhamete mukabil,
hukuklarna taarruz edilen hadsiz dvclara hadsiz merhametsizlikler olur. te o dvclar,
Cehennemin vcudunu istedikleri gibi, zzet-i Cell ve Azamet-i Keml dahi kat isterler.Evet, nasl ki
bir serseri si ve raiyete tecvz eden bir adam, orann izzetli hkimine dese: Beni hapse atamazsn
ve yapamazsn diye izzetine dokunsa, elbette o ehirde hapis olmasa da o edebsiz iin bir hapis
yapacak, onu iine atacak. Aynen yle de, kfir-i mutlak, kfryle izzet-i celline iddetle dokunuyor.
Ve azamet-i kudretine inkr ile dokunduruyor. Ve keml-i rubbiyetine tecvzyle iliiyor. Elbette
Cehennemin pek ok vazifeler iin pekok esbab- mucibesi ve vcudunun hikmetleri olmasa da, yle
kfirler iin bir Cehennemi halk etmek ve onlar iine atmak, o zzet ve Cellin enidir.21

Dip Notlar:
11:Zilzl Suresi 99/ 7-8
12:Mesnevi-i Nuriye
13:Bakara Suresi 2/286
14:sr Suresi 17/ 15
15:. N. Bilmen Muvazzah lm-i Kelm, s, 82
16:Mektubat
17:mam- Gazal, slmda Msamaha, s, 60-61 (Terc. Sleyman Uluda)
18:Kastamonu Lhikas
19:Kasas Suresi 28/56
20:Szler
21:ualar

Adaletin Kinatta Tecellisi


Bu kinatta lh takdir iinde parlayan hadsiz adalet tecellleri O dil-i Rahmin
kullarn imtihan etmekte de mutlak adalet ettiine ayr bir delildir.
Adalet Cenb- Hakkn dil ismine dayanmaktadr. Yce Rabbimizin, Hayat, lim, rade, Kudret, Semi
(iitme) Basar (grme), Kelm ve Tekvin olmak zere sekiz sfat- sbtiyesi ve bu sfatlardan tul
eden isimleri vardr.Cenb- Hakkn isimlerinden drt bin tanesini meleklerin bildii rivayet edilmekte
olup, bunlardan binbir isim insanlar tarafndan da bilinmektedir. Bu isimlerden 99u bir hadis-i erifte
zikredilmi ve mehur olmutur.
Allah-u Azimn, varln bildirmek iin insanlara akl ihsan ettii gibi, sfatlarn ve isimlerini
tefekkr etmeleri iin de cz ilim, kudret, iradegibi sfatlar takmtr. nsanlar da bu sfatlardan
doan eitli isimlere sahip bulunmaktadr. Bu isimler tecelllerle bilinir. Bir aynann gnee kar
tutulmas hlinde, gne aynada tecell ettii gibi, insann yazd gzel bir yazda da onun hattatl
tecelli eder ve hattat ismi okunur. Ayn ekilde, bir saate bakldnda onu yapann saat yapmay

bildii, yni lim olduu; arklar hikmetle yerletirmesiyle hakm olduu ve saatteki her bir arka
belli bir ekil ve byklk takdir etmesiyle de mukaddir olduu anlalr.
te, bu kinat saraynda hereyin nihayetsiz bir kudretle yaratlmas Cenb- Hakkn Kadr ismini,
hereye saysz hikmetler ve faydalar taklmas Hakm ismini gsterdii gibi, hereyin bir mizan ve
lden kmas ve her hayat sahibine hayat iin gerekli eylerin yeterince verilmesi de dil ismini
gstermektedir.
imdi, lh adaletin kinattaki saysz tecelllerinin iki yn zerinde ksaca duralm.
Bunlardan birincisi: Her hayat sahibine dnyadan faydalanmas iin gerekli hereyin dil bir ekilde
verilmesidir. Hlk- Hakm, herbir hayvan hayatndan memnun olacak tarzda yaratm, rzkn ona
sevdirmi ve bedenini o rzk elde etmeye uygun bir ekilde yaratmtr. Mesel, rzk olarak
kendilerine et takdir ettii hayvanlarn, ruhlarn cesur, bedenlerini evik, penelerini kuvvetli ve
dilerini keskin klmtr. nsanlara yardmc olup, ot ve benzeri eylerle beslenen hayvanlarn ise,
ruhlarn nsiyetli, bedenlerini de insanlarn istifadesine en mnasip tarzda yaratmtr. te, bu
durum lh adaletin ltif bir cilvesidir. Bu letafete ayr bir gzellik katan dier bir nokta udur: Her
hayvan, dnyada en gzel bedenin kendisine takldn, en iyi rzkn ona verildiini ve en sevimli
yavrunun kendi yavrusu olduunu bilir ve hayatndan memnun olur. Mesel, bir derede nee ile
birbirine seslenen kurbaalar hayatlarndan gayet memnundurlar. Yanna yaklatnzda aman
kurbaalm elden alacaklar diye hemen kaar. Onlar Dolmabahe Sarayna koysanz hapsetmi
olursunuz. Ayn ekilde, bir karga itina ile ihtimamla besledii yavrusunu ehzade ile deimez. Dier
hayvanlar da bunlara kyas edilebilir.
nsana gelince, Cenb- Hak, insan ruhunu bedenine bir sultan olarak yaratm, ona gz, kulak gibi
afak ve akl, hfza gibi enfus nimetler vermi ve insan bedenini bu ruhun kolayca faydalanaca ve
kullanaca ekilde yapmtr. Hem btn kinat ve iindeki mevcdat onun hizmetine vermitir. O
Erhmrrahmin insana yapt bu kadar ihsanlar yannda, hibir hayvana insan kskanma duygusu
vermemitir. nsann bu ihsanlar karsnda yapaca tek ey, kr ve minnettarln ibdet ile iln
etmektir. Byle yapmayp, insanlarn bir ksmna bir imtihan ve tecrbe vastas olarak verilen baz
dnya nimetlerine kafasn takarak, lh adaleti inkr etmeye kalkan bir insan ne kadar nankrdr!
Hlbuki byle bir insana, kendi akln, ahlkn, inancn, anne ve babasn ksacas kendi husus
dnyasn o kskand kimseyle deitirmesini teklif etseniz reddedecektir. O halde, Cenb- Hak her
bir hayvan dnya hayatndan memnun yaratt gibi, her bir insana da bu dnyadan husus bir dnya
ihsan etmi ve dnyasn ona sevdirmitir.
lh adaletin kinattaki tecelllerinden birisi de, bu lemdeki muvazenenin korunmasdr. Bu hakikate
de ksaca temas edelim.
Bilindii gibi, bir orduda yeni silhaltna alnanlarla terhis edilenler arasndaki muvazene ile ordunun
nizam salanr, hayatiyeti devam eder. Kinattaki hdiselere de bu mislin penceresinden baknz ve
Cenb- Hakkn Muhy (hayat verici) ismiyle dnyaya gnderdii insanlar, Mmt (lm verici) ismiyle
terhis ettii insanlar arasndaki muvazeneye dikkat ediniz. Sonra, dnyaya gnderilen her eit hayat
sahiplerinin erkek ve dii olarak ikiye ayrlmasna baknz. Ayrca, insanlarn says ve yeme potansiyeli
ile rzklar arasndaki hassas lye dikkat ediniz ve ayn ly her bir hayvan nevi iin ayr ayr gz
nne alarak lh adaletin hametini seyrediniz.

Sonra, her bir hayvan nevinin bu lemdeki vazifesi ile onun oalma kabiliyeti arasndaki ince
mnasebete nazar ediniz. Mesel, balklardaki oalma kanununun arslanlar iin geerli olmas
hlinde, dnyadaki nizamn nasl bozulacan dnnz ve bata insan nevi olmak zere her bir
nevideki farkl oalma kanunlaryla deiik mr takdirleri iinde tecell eden adalete dikkat ediniz.
Daha sonra canllarn dnyaya gelip gmeleri gibi, sizin vcudunuzda zerrelerin vazife grdne ve
terhis edildiine dikkat ediniz ve btn hayat sahiplerinde her an byk bir hassasiyetle tecell eden
nizam ve mizan iindeki adaleti temaa ediniz. Dier bir taraftan ayn muvazenenin, denizlerin,
rmaklarn ve emelerin gelir ve giderleri arasnda da mevcut olduunu dnnz. te, btn
misller u hakikati gne gibi gsterir:
Cenb- Hak, nihayetsiz hakm olduu gibi, nihayetsiz dildir de. Bu adalet bir takdirin neticesidir. lh
adaleti aka iln eden btn bu vaziyetler ve hdiseler, lh kader ile takdir edilmi ve ona gre
yaratlmlardr.O halde, adaletin bu kinattaki delilleri ayn zamanda kaderin adalet ettiine
delildirler. Mevzumuzu u sual ile tamamlayalm:
Cenb- Hak-h-dil olmaynca, kim dil olabilir? nsanlarn ilimleri cz, nazarlar ksadr.
Dolaysyla, hdiseleri btn cepheleriyle ihata edemezler.Hem, kudretlerinin de cz olmas
sebebiyle ou zaman adaleti tatbik edemezler. O halde, mutlak dil, ancak ilmi ve kudreti sonsuz
olan Allah-u Azimndr.
Adalet gzel bir sfat olduuna gre, btn gzel sfatlar gibi bu sfatn da kemali Allahta bulunur.
Sonra bata Peygamber Efendimiz (s.a.v) olmak zere dier peygamberler ve onlarn yolunu izleyen
dier btn mminler gelir. nsanlar hareketlerinde Onun lh adaletine uyduklar nisbette dil
olurlar. O da kendi takatlar nisbetindedir

Efl-i bd (Kullarn Fiilleri)


Ef-li ibad (kullarn fiilleri) mevzuu zerinde Ehl-i Snnet limleri btn teferruatyla
durmular ve meseleyi her ynyle akla kavuturmulardr. Bu mevzuda da Ehl-i
Snnet limleri istikamet yolunu takib etmiler, bu yoldan ayrlanlar ya ifrat veya tefrt
ile dallete sapmlardr.
Abdusselm el-Lekkn, efl-i ibd iin yle bir tasnif yapmtr:
nsanlarn ihtiyar fiilleri hakknda mezheb vardr:
a) Ehl-i Snnet: Kulun ihtiyar amellerindeki hissesi, sadece kesbdir. Kul o fiilleri ilemeye ne
mecburdur, ne de onlarn yaratcsdr.
b) Cebriye: Kul, rzgr nnde srklenen bir p gibidir; ihtiyr diye bireyi yoktur ve iledii fiilleri
yapmaya mecburdur.
c) Mtezile: Kul ihtiyar fiillerini Allah tarafndan verilmi bulunan kudretle
kendisi yaratr.22
Biz de bu mevzuyu bu tasnife gre inceleyeceiz. nce Cebriye ve Mtezile mezheblerinin grlerini
ve bunlara kar akl ve nakl delilleri takdim edecek, daha sonra ise efl-i ibd hakkndaki Ehl-i
Snnet itikadn aklayacaz. Ehl-i Snnet itikadn da iki hak mezheb olan Eariyye ve Mtridiyye
mezheblerine gre ayr ayr izah edeceiz.

Dip Notlar:
22:Taftazn, erhl Meksd, s, 143

Cebriye Mezhebi
Cebriye mezhebine ksa bir bak: Cebriye mezhebi, btl itikad mezheblerinden biridir.
Cehm b. Safvn tarafndan kurulan bu mezhebin slikleri, kaza ve kaderi inkr eden
Mtezile frkasna kar kmlar, lkin onlarn tefritine karlk bunlar da ifrat ile
dallete gitmilerdir.
Bu mezheb sahipleri Cenb- Hakk irk ve aczden tenzih etmek kastyla,insanlarn cz irade ve
ihtiyrlaryla ilemi olduklar btn fiilleri -hayrolsun, er olsun- kadere havale ederek, insanlarn
irade ve ihtiyrlarnn da kendilerine ait olmadn iddia etmekle hataya dmlerdir. Bylece Allahu Azimn acz ve irkten tenzihe alrken, bilmeden O Zt- Akdes hakknda Onun ulhiyetinin
nna lyk olmayan zulm ve abesiyet gibi noksanlklar kabul etme durumunda kalmlardr. Hem,
yaratlta cri olan hikmet ve maslahata aykr birok eyleri itikadlarnn icab olarak Cenb- Hakka
isnat etmekle Ehl-i Snnet mezhebinden kp dallete sapmlardr.
Bu mezheb sakinlerinin itikadlar yle zetlenebilir:
Cenb- Hak, kinat yaratmadan nce, hereyi ezel ilminde takdir buyurmutur. O takdire gre de
kaza etmekte, yni yerine getirmektedir. Bir eyin takdiri, ezelde Onun ilim ve iradesiyle olduu gibi
yaratmas da, ancak Onun yaratmas ve icadyladr. Kullarn fiillerini de Hak Tel ezeldetakdir
etmitir. Bu fiilleri O ezel takdirine gre yaratmakta, kaza etmektedir.Eer insanlar, ihtiyar fiillerini
kendileri yapsaydlar, yaratclk srf Allaha mahsus iken, o zaman insanlar da yaratc ve icad edici
olurlard. nsanlarn hareket ve fiilleri, Hkim-i Zlcellin ezeldeki takdirine baldr. nk lh
takdir, kullarn fiillerinden nce olduundan bu fiillerin takdir edildikleri gibi meydana gelmeleri
zarurdir. nsanlarn hrriyetleri ve muhtariyetleri szkonusu deildir. Cansz eylerin hareketlerini o
Hlk- Zlkeml yaratt ve tanzim ettii gibi, insanlarn btn hareketlerini de O yaratmakta ve
tanzim etmektedir. Bu noktada, insann iradesinin hibir tesiri yoktur.
Cebriyeciler bu ekilde dnmekle, insanlarn fiillerinde irade ve ihtiyrlarnn hibir tesiri olmadn
kabul etmektedirler. Bu fikre gre, insan rzgrn nndeki bir yaprak gibidir. Onun irade ve
tercihinden sz edilemez. inde pekok tezatlar toplayan bu btl anlay, akla ve manta zd olduu
gibi, ilim ve hikmete de ters dmektedir.
Cebriyecilerin hakikatten uzak olan grleri, Ehl-i Snnet limleri tarafndan akl ve nakl delillerle
tamamen rtlm, hatt bu grn tutarszl alay konusu olmu ve yle bir darb- mesel ile
dile getirilmitir:
Cebriyecinin ensesine bir tokat vur. O da bu yaptn nedir? deyince, kaza ve kader byle imi de.
Bakalm seni mazur grecek mi?
Bu noktada bir hususun aklanmasnda fayda vardr. yle ki, bugn Cebriyeciler denilen bir grub, bir
fikir ekol mevcut deildir. Lkin nefislerine malp olan baz kimselerin, iledikleri gnahlarn

mesuliyetinden kurtulma abasyla ileri srdkleri iddialar, ou defa, Cebriyecilerin grne


yaklatndan bu fikrin sapkln genie izah edeceiz.
Cebriye mezhebine kar akl deliller:
Bu grn ilim, mantk ve itikad ynnden tutarszln maddeler hlinde aklamaya alalm:
1- Cenb- Hak zulmden mnezzehtir. Cebriyecilerin kabul ettii gibi, insanlarn cz iradelerinin
hibir tesiri yoksa ve insann btn fiilleri dorudan doruya irade-i lhiyye ile meydana geliyorsa, bu
takdirde O dil-i Rahmin -h- daletle hkmetmediini kabullenmek gerekir. nk Cenb-
Hakkn erleri kullarna cebren ilettiini, sonra da iradesi olmayan bu insanlar mesul tutarak
Cehenneme attn kabul etmek, Ona zulm isnat etmek demektir.
nsanlarn iledikleri ihtiyar fiillerinde hibir tesirleri olmadna ve bu fiillerin sadece Allahn
yaratmasyla meydana geldiine itikad edilmesi hlinde, iinden klmayacak birok sorulara kap
alr; akl ve nakl delillerle badamayacak birok muhallerin (imkanszlklarn) kabul gerekir. yle
ki:
Bu fikre gre, Firavun, Nemrud ve dier zlim ve gaddar kfirlerin iledikleri nihayetsiz cinayetlerin
mesuliyeti kime verilecektir? Bu fiillerin Cenb- Hak tarafndan zorla iletildii iddia edilerek onlar
susuz mu saylacaktr? Veya onlar maher gnnde,
Y Rabbi, bizim cz irademiz ve ihtiyrmz senden olduu gibi, cinayetlerimiz de sendendir mi
diyeceklerdir?
Bu fikre gre, dnyada ilenen btn cinayetlerin, zulmlerin ve kfrlerin mesuliyetini -h yzbin
defa h- Hak Telya vermek gibi muhaller ortaya kmaktadr.
Cebriyecilerin iddialar gereince, Cenb- Hakkn emir ve yasaklar, elleri ve ayaklar balanarak
denize atlan bir adama,
Kendini boulmaktan kurtar ve slanmadan sahile k
demeye benzer. Sanki Kadir-i Zlcell kullarnn cz iradelerini cebir ile balam, onlar hdiselerin
dalar gibi dalgalar ierisine atarak boulmamalarn emretmi ve boulmaya mecbur olan bu
insanlar hirette ebed bir Cehennemle tehdit etmitir.
Dier taraftan, insanlarn isyandan men edilmeleri, atlan bir mermiye Hedefi vurma! demek gibi,
mnsz bir teklif olmaktadr. O iradesiz mermi kendi ynn tyin edemedii gibi, insan da kaderin
mahkmu olarak, iledii amellere yn vermemi oluyor!
Bu itikadn ne kadar akldan uzak olduu yukardaki misllerle aka anlalmaktadr.
2- Eer Cebriyecilerin iddia ettii gibi, insann cz iradesi ve mkellefiyeti olmazsa, o takdirde
kitaplarn indirilmesi ve peygamberlerin gnderilmesi hikmetsiz ve mnsz olur. Dier taraftan, bu
itikada gre, Kurn- Kermdeki emir ve yasaklar da abesiyete, mnszla inklb eder. Mesel,
namaz klan bir kimsenin bu fiilinde cz iradesinin hibir hissesi yoksa ve o insan namaz bir cebir
altnda klyorsa, o takdirde Cenb- Hakkn namaz klan kullarn Kurn- Kermde methetmesi-habes olur. Bu medih, bir ocua gc yetmeyecei bir ii yapmasn emreden bir adamn, o ocuun

elinden tutup ii bizzat yaptktan sonra baars iin onu tebrik etmesine benzer. Ayn hl Kurn-
Kermdeki yasaklar iin de bahis konusudur. Cenb- Hakkn baz fiilleri yasaklamas ve bunlar
ileyenleri cezalandracan bildirmesi, misldeki adamn ocuunu bir iten men ettii halde, o ii
ona zorla yaptrp, daha sonra cezalandrmas gibi mnsz ve abes olur.
Hakm-i dil olan Allah-u Azimna byle hakikatsiz ve abes eyleri isnad eden bu fikir mensuplar
elbette dallet ehli hkmn alacaklardr. Bu hkm gerein ifdesi olduu gibi akln ve vicdann
gereidir. Bu ikinci maddeyi, Hz. Alinin (r.a.) ilim ve irfn fkran ifdeleriyle tamamlayalm.
O yce imam, Sffn muharebesinden dnerken yannda bulunan ihtiyar bir ztn kaderle ilgili eitli
suallerine verdii cevaplarn bir blmnde zetle yle buyurmaktadr:
Galiba sen kaza ve kaderi, insanlar fiil ve hareketlerinde zorlayc ve mecbur klc zannettin, yle
mi? yle olsayd, sevap ve azab, vaad ve tehdit, emir ve yasak btl olurdu. Ve Cenb- Hak
tarafndan, hibir gnahkr knama ve ktleme,hibir muhsin ve itaat edeni de medih ve beenmek
varit olmazd. yilik eden fenalk edenden ziyade beenilmeye, fenalk eden de iyilik edenden ziyade
ktlenmeye ve tahkire lyk bulunmazd. Byle bir inan, putperestlerin, eytann yardmclarnn,
mriklerin, hakk btldan, hatay dorudan ayramayan cahil ve basiretsizlerin szdr. Onlar bu
mmetin Kaderiyecileri ve Mecsileridir. Cenb- Hak insanlar emirlerine uymakta serbest brakm
ve onlar yasaklarndan korkutarak sakndrmtr. nsan isyana ve itaate zorlanmamtr. Cenb- Hak,
peygamberleri lzumsuz olarak gndermemi, semvat ve arz, aralarndaki mevcudat bouna
yaratmamtr. Byle bir itikad kfr sahiplerinin btl zanndr. Onlara yazklar olsun!23
3- Byle bir itikad, yaratltaki hikmetleri karanlk ve abes gstermektir. Zira bu dnya, bir msabaka
ve imtihan meydandr. Kullarn dnya ve ahiretteki makam ve mevkileri, Cennet ve Cehennemdeki
derece ve derekeleri onlarn irade, ihtiyr, uur ve idrak sahibi olmalarna baldr. Kullarn irade
sahibi olmadklar kabul edilince, onlarn hiretteki derecelerinin ls ne olacaktr? Hlbuki elmas
mesabesindeki Hz. Ebubekirin (r.a) ruhu ile kmr gibi Ebu Cehilin ruhunu birbirinden ayran l,
iradenin kullanlmasdr.
Dier taraftan, aklen ve ilmen sabittir ki, insan idrak sahibidir ve akl, uur ve eitli hislerle
donatlmtr. Eer, insan irade ve ihtiyr sahibi deilse bu nimetlerin verilmesinin bir mns olmaz.
Hlbuki yaratlta israf ve abes yoktur. Yanl ve abes olan, Cebriyecilerin bu inan ve anlaylardr.
4- Akl ve mantk asndan btl olan bu itikad, vicdan ve mahedelere de aykrdr. nk her
insann vicdan, kendisinde bir irade ve ihtiyrn, bir kuvvet ve kudretin bulunduunu kesinlikle bilir.
Mesel ben u saatte hangi kitab okumay arzu ediyorsam, onu elime alabiliyorum. Bu arzuma ve
hareketime hibir mni grmyorum. Daha sonra, fikrimi, lisanm, gzm o kitaba eviriyor ve
istediim bir blm okumaya balyorum. Bu ileri yaparken btn hissiyatmn, cz irademin
hkm altnda olduunu vicdanen biliyorum ve ahdet ediyorum. Okumaya kar nefsimden bir
isteksizlik hissettiim zaman, okuyup okumama arasnda bir karar vermek zere meseleyi muhakeme
etmeye balyorum. Bu iki kkn sebeplerini inceleyip karlatrdktan sonra bir hkme
varabiliyorum. Yaptm muhakeme ve verdiim hkm, ezelde Cenb- Hakkn ilmindedir, yni
Onun malmudur. Bu ilim ve takdirin, beni okuyup okumama yollarndan birine zorlamadn
kesinlikle biliyorum. Okumann sebeplerini okumamannkinden daha kuvvetli bularak bu fiili ilemeye
karar verdiimde, elbette okumann tercih sebepleri beni bu ie zorlam ve irademi hkmsz klm
deildir. Bunlarn zerimdeki basklar ne kadar fazla olursa olsun, irademle onlara kar koyacak

gte olduumdan eminim. Kendimi onlarn tesirine terkediim yine irademledir. te, bu irade ve
iktidar cziyedir. Buna meyeln da denir. Bununla, yukardaki mislde olduu gibi, karma kan iki
alternatiften birini tercih ediyorum. Ayn cinsten olan iki eyden birini tercih ettiimde, birisi bana,
Bunlarn btn zellikleri ayn olduu halde, neden birini dierine tercih ettin? diyecek olsa, bu
tercihi irademle yaptm ifde ediyorum. Szkonusu tercihime bir engel olmadna gre iki eyden
birini tercihime cebir demek apak bir hakikati inkr etmektir. Bir eyin dierinden stn olan
taraflar benim ancak tercih sebebim olur, yoksa irademi ve ihtiyrm elimden almaz.
5- Cenb- Hakkn insanlarn btn fiillerini ezelde takdir etmesi, bunlarn ilenmesinde bir cebir ve
bask kayna deildir. Yni, insanlarn cz iradeleriyle iledii fiilleri Allahn ezelde bilmesi Onun
ilminin kemlindendir; yoksa bu ilim, Cebriyecilerin iddia ettii gibi, insann iradesini ortadan
kaldrmamaktadr.
Bu hakikat, ilim, malma tbidir kaidesiyle daha nce izah edilmiti. Burada ise ksa bir iaretle
iktifa edeceiz.
Amellerimiz irade bakmndan bize, yaratma cihetiyle Allaha aittir. Cenb- Hak, insanlarn amellerini,
nasl ileyeceklerse ezelde yle takdir etmi ve Levh-i Mahfzda kaydetmitir. Dnyada da kul kendi
cz iradesiyle bir ie teebbs ettiinde, Kadir-i Mutlak kll iradesi ile nihayetsiz kudretiyle o ii
yaratmaktadr. nsann ihtiyar fiillerinde Allah-u Telnn kll iradesi, kulun cz iradesine
bakmaktadr. rade ettiimiz eyleri Hlk- Zlcellin yaratmasnda elbette ki bir cebirden sz
edilemez. Cenb- Hak iradesiyle bizi tercih ettiimiz istikmetin aksine bir yola sevketseydi, ancak o
zaman cebir ve bask sz konusu olabilirdi.
Netice olarak unu sylyoruz: Allah-u Azimnn ilmi ezeldir. Olmu ve olacak btn hdiseler o
ilm-i lhde mevcuttur. O lim-i Kll-i eyin insanlarn ileyecekleri amellerini nceden bilmesi,
ylece takdir ve irade buyurmas, kullar hareketlerine zorla sevketmesi demek deildir. Zira insan ne
yapmay arzu ederse Cenb- Hak da ezel ilmiyle onu bilmektedir. Bunun aksini dnmek, O Cemil-i
Zlcelle cehl isnad etmek olur. Kald ki, Cenb- Hakkn ezel ilmiyle kulun ihtiyar fiillerini bilmesi, o
fiiller zerinde msbet veya menf bir tesir yapmaz. Cenb- Hakkn ilmi, bizi bir ii yapmaya veya
yapmamaya zorlamaz. Biz cz irademizle hangi ii yapmaya karar verirsek, Cenab- Hak, kudretiyle
onu yaratr.
Bahsimize Elmall Hamdi Efendinin bu mevzuya k tutan bir yazs ile nihyet verelim.
Merhum Elmall Hamdi Yazr, baz kimselerin muvaffakiyet ve muzafferiyet zamannda bir Mtezile
gibi hereyi kendi aklna, dirayetine, ilmine ve kuvvetine verdiini, Allahtan gaflet ile kendini hkim
ve mlik tandn ve bylece ubdiyet vazifesinden istifa ettiini ifde ettikten sonra, ayn
kimselerin malbiyet zamannda ise bir Cebriyeci gibi dnmeye baladn beyn ederek yle
buyuruyor:
Dier taraftan muhit arzularna tevafuk etmez, hdisat- hariciye seni malp etmeye balarsa o
zaman da kendinde hasret ve hsrandan, acz ve yesten baka bir ey grmez, hibir irade ve ihtiyra
sahip olmadn, hereyin yed-i cebre esir olduunu ve mevcudiyetinin otomatik ve fakat zenberei
krk bir makineden ibaret bulunduunu iddia eder ve kaderi bir ilm-i mtekaddim deil, bir cebr-i
mtehakkim mnsyla tefsr edersin. Fakat bunu sylerken aznn bir gramofon kovanndan baka
bir ey olduunu da sezmez deilsin. Sofrana itihalarna uygun yemekler gelmedii zaman eline

geirebildiin kuru ekmei yemekle, yemeyip mevte dvetnme gndermek arasnda hr ve muhtar
bulunduun ve hibir taraftan kuru lokmalar senin azna cebren ve kahran tklmad halde sen
elini, dilini uzatr, onlar yersin; hem yersin, hem de hibir ey yapmadna hkmedersin,
dnmezsin ki elin, azn yerine senin ihtiyrn ile oynam, bu oynay bir stma raesi kabilinden
olmamtr. Fakat sen byle en muztar zamanlarnda bile zdrarlarn yannda ihtiyrlara sahip
olduun halde sana byle aczini ihsas ettiren hdisat- hriciye karsnda -evvelkilerin tamamen
zddna olarak- bir mecbur-i mutlak, bir esir-i meyus, hsl btn bir hi olduunu iddia edersin.
Yahu! yle iin yolunda, muvaffakiyet ve muzafferiyet yannda olduu zaman hep, byle aksi zuhur
ettii zaman cebr ve kader elinde bir hi diye iddia ettiin o sen, bunlardan hangisisin? Hep misin, hi
misin?
Ey Ben dem! Ey ifrat ve tefrit iinde puyn olan (yuvarlanan) beeriyet! Siz ne hepsiniz, ne hisiniz,
herhalde ikisi aras bir eysiniz. Evet siz, hakk- icaddan ve hkimiyet-i hakikiyeden, galibiyet ve
mlikiyet-i mutlakadan phesiz uzaksnz, fakat inkr olunamaz bir hrriyet ve ihtiyrnz, sizi
hkimiyet-i selhiyyete mazhar klan bir intihap ve talebiniz var. Siz hkim-i yegne ve mlik-i mutlak
olan Hak Telnn nezd-i kibriysnda hicap ve huzura brnm, mterek ve mnferit vazifelerle
tavzif edilmi birer memursunuz.
Cebriye mezhebine kar nakl deliller: Beled Sresinin 8-10uncu yetlerinde yle buyurulmaktadr:
Biz ona iki gz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Biz ona iki de yol gsterdik.
Elmall Hamdi Efendi, bu yet-i kermenin tefsrinde unlar ifde etmektedir:
Biz ona iki de yol gsterdik. ifdesiyle, insann biri hayra, dieri erre giden, yksek gayeli iki yola
hidyet edildii beyn buyurulmaktadr. O halde insan, gc nisbetinde Allahn ihsanlarna kar
krn ifa edebilmek iin hayr yapmak ve hem kendisini, hem de bakalarn erden korumakla
mkelleftir. yetteki Biz ona iki de yol gsterdik. ifdesiyle, ite bu iki gaye gsterilmitir. Hayr
yoluna girmek hidyet; er yoluna gitmek de dallettir.
Demek ki insan, cz iradesiyle hidyet ve dallet yollarndan birisini seebilecek durumdadr. Bu
yollarda gitmek iin gerekli btn cihazat kendisine Cenb- Hak tarafndan ihsan edilmitir.
Cebriyecilerin iddia ettii gibi bu semede insann hibir hissesi olmasa ve tercihini kaderin mahkmu
olarak yapsayd, yet-i kermede beyn edilen iki yolun gsterilmesi keyfiyeti nasl izah edilecekti?
Ayrca insana verilen o azim sermayenin ne mns olurdu?
Cenab- Hak, baka bir ayette de mealen yle buyurmaktadr:
nk biz o insan birtakm katklarla mezcedilmi bir nutfeden yarattk. Evire evire mptel klmak
zere onu bir semi (iitici) ve basir (grc) yaptk. Herhalde biz ona doru yolu gsterdik -ister kir
(kreden) olsun, ister nankr kfir-.24
yet-i kermede,
Herhalde biz ona doru yolu gsterdik.
buyrulmaktadr. Yni,

gerek nefislerinde ve gerek lemde grnen bu kadar delilleri insann gznn ve uurunun nne
koyarak, ona nereden gelip nereye gideceini ve son muradna ermek iin Rabbine kar ne gibi
vazifelerle mkellef bulunduunu ve nasl bir yoldan gitmesi gerektiini anlatarak irad ettik. Ama o
ister Rabbine kar kredip iman ve istikamet yolunu tutsun;isterse nankrlk edip kfr iinde
kalsn, bu dnya hayatn hirete tercih etsin.
Bu yet-i kermede de gayet ak olarak, kir veya kfir olmann insann tercihine brakld beyn
edilmitir. Bu hakikat karsnda, insann seme hrriyeti bulunmadn iddia eden Cebriyecilerin, hak
yoldan ne kadar saptklarn kyas ediniz.
Yine Cenab- Hak Peygamber Efendimiz (asm.) vastasyla btn mminlere hitaben;
Habibim onlara syle hak, Allahtan gelendir. Ona iman edip etmemek her ferdin kendi
ihtiyarndadr.25
ve
Dinde zorlama yoktur. 26
fermanlaryla ilahi hakikatlerin, icbar ile deil; ancak teklif ve ikna yolu ile tebli edilmesi buyurulmu,
onu kabul edip etmemede insana geni hrriyet tanmtr. nk Cenab- Hak, imtihann gerei
olarak her insana cz-i irade verdiinden onlar fiillerinde serbest brakmtr. ster inanr, ister
inanmaz. Herkes dininde serbest ve muhtardr. Ahkm- slamiye altnda mrik, ehl-i kitap, Yahudi ve
Hristiyan hepsi hrriyet-i diniyeleri ile yaayabilirler. Cenab- Hak, bu dnyay hiretin bir tarlas
olarak yaratmtr. nsan kendi iradesiyle oraya ne ekerse onu biecektir.
nsan vicdannn da, Cebriyecilerin iddialarnn yanllna en byk bir ahit olduu, u yet-i
kerimelerle ne gzel ifde edilmektedir:
Dorusu insan kendi aleyhine bir hccettir. O her ne kadar mazeretlerini sayarak ortaya dkse de.
27
Merhum Elmall Hamdi Yazr bu ayeti yle tefsir eder:
Yni insan ne yaptn bilmeyen bir varlk olmayp, kendine uuru olan, kendisini kendi vicdannda
duyan bir basrettir. Dolaysyla, yapt btn fiil ve hareketlerine kendi vicdannda kendisi ahit olur.
O halde, halk ne sylerse sylesin, kendisi ne kadar mazeretler beyn ederse etsin, insan Allahn
huzurunda, asl kendi hakikatiyle karlaacak ve kendisi kendi aleyhine ahit olacaktr.
Bu yet-i kermeye kar artk bir insan, cebir ve kadere istinad ederek, kendisinin veya herhangi bir
cninin zulm ve cinayetini mazur grp, gsterebilir mi?
Yukarda arzettiimiz yet-i kerimelere ilve olarak,
ilediklerine ceza olarak28
ifdesiyle,
kazandklarna ceza olarak29
ifdesi,

Her kim zerre kadar hayr yaparsa onu grr. Her kim de zerre kadar er yaparsa onu grr.30
hakikati ve herkesin iledii ibdet ve taatndan sadece kendisinin istifade ettiini, kazand
gnahlardan da yine kendisinin sorumlu olduunu beyn eden Bakara Sresinin 286nc yeti gibi
pek ok yetler aka ifde ediyorlar ki, insanlara verilen cezalar, bizzat kendi iledikleri amellerden
ileri gelmektedir. Nitekim u yet-i kerme de mezkr hakikati aka ortaya koymaktadr:
Muhakkak, yce Allah hibir eyle insanlara zulmetmez. Fakat insanlar kendi nefislerine
zulmederler.31
Bu yet-i kermede Allah-u Azimn, Zt- Kibriysn, zulmden tenzih etmekte ve insanlarn
iledikleri amellerinden mesul olacaklarn beyn buyurmaktadr.
Yukarda birka nmunesini zikrettiimiz nakl delillerden ortaya kan hakikat udur: Akl ve nakil
insann irade ve ihtiyr sahibi olduuna birlikte ehdet ediyorlar ve gsteriyorlar ki, Cenb- Hak
insandan btn mazeret sebeplerini kaldrmtr; o halde cebir ve bask yoktur.
Dip Notlar:
22:Taftazn, erhl Meksd, s, 143
23:E Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, 8.cilt, 5836-5841
24:nsan Suresi 76/ 2-3
25:Kehf Suresi, ayet, 29.
26:Bakara Suresi, ayet 256.
27:Kymet Suresi 75/14-15
28:Secde Suresi 32/17
29:Tevbe Suresi 9/95
30:Ynus Sresi 10/44
31:Zilzal Suresi 99/7-8

Mtezile Mezhebi
Mtezile mezhebine ksa bir bak: Sahbe devrinden sonra, tefrika meydana getirerek
Ehl-i Snnet itikadndan ayrlan frkalardan biri de Mteziledir. Bu mezhebin meydana
k yle olmutur. Tabinin (Sahbe-i Kirm Hazretlerini gren mminler) en
byklerinden olup, zahir ve btn ilimleri ahsnda toplayan Hasan- Basr
Hazretlerinin Vasl bn-i At isimli bir talebesi vard. Bir gn Hasan- Basr
Hazretlerinin huzuruna gelen bir zt, Haricleri kastederek, Zamanmzda bir cemaat
ortaya kt ki, onlar gnah- kebiri ileyenlere kfir hkm veriyorlar. (Gnah- Kebair
diye adlandrlan ve gnahlk derecesi noktasnda birbirinden farkl bulunan byk
gnahlardan yedisi, Buhari ve Mslimin rivayet ettii u hadis-i erifte beyan
edilmitir:Yedi helk ediciden saknn: Allaha irk komaktan, sihir yapmaktan, haksz
yere adam ldrmekten, yetim mal yemekten, harpte cepheden kamaktan ve iffetli
hanmlara iftira etmekten bn-i Abbas da gnah- kebairin yetmie yakn olduunu
sylemitir.) Bu hususta kanaatiniz nedir? diye sorduunda, Hasan- Basr Hazretleri
cevap vermeye balamadan, Vasl bn-i At atlarak, Bana gre gnah- kebiri ileyen
ne mmindir, ne de kfirdir. nk mmin olsa gnah- kebir ilemez. man
hakikatlerine inanan kimseye de kfir denilmez eklinde cevap verdi. Bunun zerine,

Hasan- Basr Hazretleri, Bu bizim itikadmzdan itizal etti (ayrld), buyurdular. Bu


olaydan sonra, Vasl bn-i Atnn fikrinde olanlara, itizal edenler mnsna Mtezile
lkab verildi.Bu frkann Ehl-i Snnet inancndan ayrldklar drt ana mesele vardr:
1- Cenb- Hakkn sfatlarn kabul etmezler.
2- Kaderi inkr ile kfr, er, zulm ve sair isyanlar Rabb-i Celilin takdir buyurmadn ve
yaratmadn iddia ederek, Kul fiilinin hlikdr (yaratcsdr), derler.
3- Kfr ile iman ortasnda nc bir mertebenin daha bulunduuna inanrlar. Onlara gre, byk
gnahlar ileyen bir kimse, iman ile kfr arasnda kalr, ne mmin, ne de kfir olur.
4- Cemel ve Sffn muharebelerinde iki taraftan birinin mutlaka haksz olduunu ve tyin etmemekle
birlikte bu haksz tarafn fsk olduunu ileri srerler.
Mtezile frkasnn efal-i ibd konusundaki itikadlarnn esas yle zetlenebilir:
Cenb- Hak, insanlar kendi fiillerini icat edebilecek bir irade ve ihtiyra sahip klmtr. nsanlarn
byle yaratlmas, o Hakm-i Zlkemlin adaletinin muktezasdr. nsanlar ancak kendi ihtiyar
fiillerinin yaratcs olmakla, fiillerinden mesul olabilir veya mkfat grebilirler. Hayr ve er kulun
isteine baldr. Cenb- Hakkn mlknde, dilemedii eyler de olur.
Cebriyecilerin cz iradeyi inkr ile hereyi kadere havale etmesine karlk, bu frka mensuplar da
insanlarn mesul olmalar iin kendi fiillerini icad etmeleri gerektii fikrini benimseyerek Kul fiilinin
hlikdr diye btl bir fikre sapmlardr. Ehl-i itizli bu btl yola srkleyen sebep udur: Onlar,
Cebriyecilerin aksine, kulun iledii fiillerden mesul olacan kabul etmekle birlikte, insanlardan
sudr eden erleri Hak Telnn yaratmasn, kendi akllarnca, Onun azamet ve nna lyk
grmediklerinden, er fiilleri kulun yarattn ileri srmler; bunun neticesi olarak, dier mbah ve
msbet fiillerin de kul tarafndan yaratldna ahmakne hkmetmilerdir. Bu mezheb sahipleri,
Cenb- Hakkn sadece ztrar, yni insann cz iradesi dnda cereyan eden fiilleri yarattn,
ihtiyar fiillerin ise kul tarafndan yaratldn iddia ederler. Onlar erri istemenin ve teebbs
etmenin er olduu, lkin yaratmann er olmad hakikatini anlayamadklarndan bu btl yola
girmiler, ayrca baz cz erler altnda kll hayrlar bulunacan idrak edememilerdir. Mtezile
mezhebine mensub olan kimseler, Allah-u Zlcell Hazretlerini erri yaratmaktan tenzih etmek
fikrinden hareket ettikleri halde, kulu fiillerinin yaratcs olarak kabul etmekle O Hlik-i Vahide
insanlar adedince erikler kotuklarnn farkna varamamlar ve gafletten kurtulamayarak dallette
kalmlardr. Ksaca, bunlar yamurdan kaarken doluya tutulmulardr.
Ehl-i itizlin, kul fiilinin hlikdr, iddiasna kar akl delilleri, Cebriyecilerle mukayeseli olarak
bahsimizin sonunda sunacaz. imdi bu frkann, Gnah- kebiri ileyen imanla kfr arasnda
kalr, iddiasna kar Sad- Teftazn Hazretleri erhl Akid adl eserinde (s,188-192) yle cevap
vermitir:
Mutlak kebire, kendisinden daha byk gnah bulunmayan kfrdr. Dier gnahlar ise izafdirler.
Kendilerinden byk olanlara nisbeten kk, kk olanlara nisbetle de byktrler. te, kfrn
dnda kalan bu gnahlardan hibiri, filini (ileyeni, yapan) imandan karmad gibi kfre de
sokmaz. ledii gnah hafife almamak ve hell grmemek artyla, bir insan irk dndaki gnah-
kebiri ilemekle fsk ismini almakla birlikte, imandan kmadna, ldnde zerine cenaze

namaz klnacana ve tevbe etmeden lse de Allahn dilerse onu afvedeceine Ehl-i Snnetin
ittifak, hatt icma vardr. Zaten Cenb- Hak, irkten baka kk ve byk gnahlar kulun tevbe
etmesiyle afvedeceini vaad etmitir. Nitekim bir ayette Cenb- Hakkn tevbe edip dzelenlere kar
gafur ve rahm olduu yle beyan edilmitir: Sizden kim, bilmeyerek bir ktlk yapar, sonra
ardndan tevbe edip de kendini dzeltirse, (bilmi olsun ki) phesiz Allah, ok balayandr, ok
merhamet edendir.33
Mtezile mezhebine kar nakli deliller: Cebriyeciler gibi ehl-i itizlin de ortaya attklar fikirleri
rten ve btl olduunu aka gsteren yzlerce yet-i kerme mevcuttur. Bunlardan birkan
aada sunuyoruz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, kaderi inkr edenlere u yet-i kerme ile cevap vermemizi
emir buyuruyor:
Yeryznde ve kendi nefislerinizde uradnz hi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan nce,
bir kitapta (Levh-i Mahfuzda) yazlm olmasn. phesiz bu Allaha gre kolaydr. unun iin ki
kaybettiinize gam yemeyesiniz ve size verdiine de gvenmeyesiniz. Allah ok vnen, kurulanlarn
hibirini sevmez. 34
E. Hamdi Yazr bu ayetleri yle tefsir etmektedir:
Yni, insann bana gelen iddetli hdiseler ve felketler Allahn ezel ilminde, Levh-i Mahfzda,
daha o musibet, yer (dnya) ve nefisleriniz yaratlmadan nce yazlm bir takdirdir. Allah-u Tel
madde ve mddetten mnezzeh olduundan byle bir takdir Ona gayet kolaydr. Cenb- Hak ezel
ilminde hereyi takdir etmesi dolaysyla, sizler kaybettiiniz dnya nimetleri iin Allahn takdiri byle
imi diyerek tesell bulup sarslmamalsnz. Dier taraftan, yine ilh takdir dolaysyla, Allah-u
Telnn size ihsan buyurduu nimetleri kendi nefsinizden bilip gurura kaplmamalsnz. Zira Allah-u
Tel, ok iftihar edip kendine gvenen marurlarn, kibirlilerin, kendini beenenlerin hibirini
sevmez.
Bu yet-i kerme, Mtezilenin kaderi inkrna kar en kuvvetli bir delil olduu gibi, u yeti de
Mtezilenin Kul fiilinin yaratcsdr fikrini kesinlikle rtmektedir:
Hlbuki Allah, sizi de, yaptnz eyleri de yaratmtr.35
Yine baka bir yette de yle buyrulmaktadr:
Biz Levh-i Mahfzda hibir eyi noksan brakmadk. Bundan sonra onlarn hepsi Rablerinin huzuruna
kacaklardr.36
Bu yet-i kermede Cenb- Hak, Levh-i Mahfuzda hibir eyi noksan brakmadn, hereyi ekli ve
byklyle, zaman ve meknyla, eer hayat sahibi ise rzk ve eceliyle, anne ve babasyla, hlsa
btn esas ve teferruatyla tesbit ve tyin ettiini, daha sonra btn hayat sahiplerinin Mahkeme-i
Kbrda huzuruna hesap vermek zere sevk edileceklerini beyn etmektedir.
Bu yet kaza ve kaderi inkr ederek kulun ihtiyar fiillerini irade ve kudretiyle yarattn iddia eden
Mtezileye dehetli bir tokat vurmakta ve Levh-i Mahfzda hereyin tesbit edildiini beyn etmekle,
hereyin ilm-i lhde bir kadere balandn aka ifde etmektedir. Baka bir yette ise:

O kimseler ki, bizim yetlerimizi inkr ettiler. Onlar sardrlar, dilsizdirler ve zulmattadrlar. Allah
dilediini arr, dilediini de doru yol zere klar.37buyrulmaktadr.
Merhum mer Nasuh Bilmen, bu ayeti yle tefsir eder:
Yni, slm dinini kabul etmeyen mnen l mesabesindeki kimseler bizim yetlerimizi yalanladlar.
Bunlar kfr cehaleti ve inat bulutlar iinde yaayan birtakm sar ve dilsizlerdir ki, Allah-u Tel
irade ve ihtiyrn ktye kullanp dallet cihetine giden herhangi bir ahs dilerse idll eder (dallette
klar), kul onu ihtiyr ettiinden dolay dallete der. Kimi de hidyete nil buyurmak dilerse onu da,
hak ve hakikati kabule istidad olduu iin slm dinine nil ve gzel amellere muvaffak eder.
Ehl-i itizlin, Cenb- Hakkn er ve irkin eyleri yaratmadna inandklarn ve Hazret-i Allah erleri
yaratmaktan tenzih etmek isterken, erleri insanlarn yarattn iddia ederek dallete dtklerini
daha nce belirtmitik. te bu yet-i kermede Cenb- Hakkn dilediini idll edecei hibir tevile
imkn brakmayacak kadar ak olarak beyn edilmitir. Nitekim Ehl-i Snnete gre, hayr olsun er
olsun, hereyin yaratlmas ancak Hlk- Zlcelle mahsustur. nsanlar cz iradelerini hayr veya
erre kullandktan sonra Cenb- Hak dilerse hayra teebbs eden kimseyi o ite muvaffak eder,
dilerse de dallete teebbs eden kimseyi idll eder.
Bu yet-i kermedeki sar, dilsiz ve zulmatta olma tahkirlerinden Cebriyeciler ve ehl-i itizl de bir
hisse almaktadr. yle ki, yette inkr ettiler buyurulmakla, inkr edenlerin insanlar olduu ve
Cebriyecilerin iddia ettii gibi bir zorlamann bahis konusu olmad ifde edilmekte ve yetin
sonunda Cenb- Hakkn dilediini idll edeceinin beynyla da erlerin yaratlmasn insanlara isnad
eden ehl-i itizlin, hakikatten ne derece uzaklatklar aka ortaya konmaktadr. Dolaysyla, bu iki
zmre de yet-i kermedeki tahkirden hissedardr.
Kaderi inkr eden ehl-i itizlin bu btl fikrini rten nakl delillerden son olarak u iki yet-i
kermeyi de kaydedelim.
Hibir ey yoktur ki bizim yanmzda hazineleri olmasn. Fakat biz onu ancak malm bir miktar ile
indiririz.38
Haberiniz olsun ki, biz hereyi bir kader ile yaratmzdr.39
Bu iki yet-i celileden de anlald gibi, herey daha yaratlmadan evvel, ezelde Allah-u Tel
Hazretlerinin ilminde mukadder (takdir edilen) olan bir kaderi ve bilinen bir haysiyeti vardr ve
yaratmas da o kadere gredir.
Cebriye ile Mtezilenin mukayesesi (akl deliller): Cebriyeciler insanlarn fiillerinde cz iradelerinin
hibir tesiri olmadn ve bu noktada insanlarla
cansz varlklar arasnda bir fark bulunmadn iddia etmekle Cenb- Hakk erikten ve aczden gya
tenzih ederken, daha nce de belirttiimiz gibi, insanlardan sudr eden, kfr, er, zulm gibi birok
fiilleri O Zt- Akdese isnad etmekle dallete dmlerdir.
Ehl-i itizl ise, insanlarn iledikleri fiillerle mesuliyetin kendilerine ait olduunu kabul etmekle
birlikte, vazifesi sadece tercih etme, kesbetme olan insan cz iradesinde, ihtiyar fiilleri
yaratabilecek bir kudret olduunu tevehhm etmiler ve Cenb- Hakk er fiilleri yaratmaktan
tenzihe alrken Ona erik koma dalletine sapmlardr. Kulun, fiilini yarattn kabul etmekle,

ihtiyar fiillerde insann kader ve kazaya tbi olmadna itikad etmilerdir. Bylece Cebriyeciler ifrat
edip cz iradeyi, ehl-i itizl ise tefrit ile kaderi inkr etmilerdir.
Bahsimizi bu iki mezhebin cz iradeye bak tarzlarn bir mislle izah ederek tamamlayalm.
Bir rhtmda padiahn gemilerinin dizildiini ve karda iki ada bulunduunu farzediniz. Padiah,
kaptanlarn sadaki adaya gitmelerini emretmi ve soldaki adaya gitmelerini ise yasaklam bulunsun.
Kaptanlarn emrine itaat hususunda bir imtihana tbi tutan padiah, soldaki adaya gidenlere de mni
olmasn.
Gemiler ayn cihazlarla donatlm ve her iki adann yolu ak tutulmu olsun. Dier taraftan,
gemilerin seyahat iin gerekli her trl ihtiyac ve yakt yine padiah tarafndan temin edilsin.
Padiahn emrine uyarak, sadaki adaya gidenler orada eit eit sofralarla, nimetlerle karlatklar
halde, sol adaya gidenler vah canavarlarn hcumuna hedef olsunlar ve grevli memurlar tarafndan
kendilerine eitli cezalar tatbik edilsin.
Misldeki herbir kaptan, padiahn bir dmenci neferi olarak, gemiye rota vermeye ve istedii adaya
gidebilme durumundadr. Bir kaptan hangi adaya gitmek istese gemi onun verecei rota ile oraya
ynelecek ve deniz gemiyi o adaya kadar srtnda tayacaktr. u noktay belirtelim ki, kaptan
yolculuun her nnda rotay deitirme imknna sahiptir. Mesel, sol adaya doru yol alrken bu
kaptan, yolun her noktasnda fikrinden dnebilir ve tevbe ederek padiahn istedii, emrettii
istikamete ynelebilir.
imdi Cebriye ve Mtezilenin bu seyahate bak tarzlarn inceleyelim:
Cebriyecilere gre, gemiye yn verme hususunda kaptann hibir rol yoktur. Gemi onun iradesi
dnda hareket etmektedir. Byle dnmekle Cebriyeciler, bir kaptann idaresinde belli bir yne
doru giden bir gemi ile frtnalarn nnde srklenen kaptansz bir gemi arasnda hibir fark
grmemektedirler.
Ehl-i itizl ise, geminin bizzat kaptann irade ve kudretiyle hareket ettiine inanmakla, vazifesi sadece
gemiye rota vermek olan kaptann, binlerce tonluk bir gemiyi hareket ettirecek bir kudrete sahip
olduunu zannetmektedirler.
Kaptann iradesini tamamen inkr eden Cebriyecilerin bu iddialar ne kadar ifrat ise, kaptann gemiyi
kendi kudretiyle adaya gtrdn iddia eden ehl-i itizlin itikad da o kadar tefrittir.
Ehl-i Snnet, her hususta olduu gibi bu meselede de istikamet yolunu takip etmekte ve szkonusu
seyahati u ekilde deerlendirmektedir:
Ne gemi kaptann irade ve kudretiyle hareket etmekte, ne de deniz onun iradesiyle gemiyi
tamaktadr. Bunlarn hepsi kaptann iradesi dnda cereyan etmektedir.
Lkin geminin ynn kaptan kendi cz iradesiyle tesbit etmektedir. Geminin gidecei aday tyin
eden kaptandr.
te misldeki herbir gemi, bir insandr. O iki ada Cennet ve Cehennemdir. Deniz ise u kinattr.
nsan bedenindeki herbir za ve hcre, kinattaki herbir sistem ve kre, O Celil-i Zlcellin irade ve
kudretiyle vazife grmekte ve hareket etmektedir.

Fakat insan, ihtiyar fiillerinde eli kolu bal bir kaptan gibi hdiselerin denizine atlm deildir. Vcut
gemisinin hareket istikametini kendi cz iradesiyle tyin ve tesbit etmekte, bylece gidecei menzile
kendisi karar vermektedir.
Dip Notlar:
33:Enam Suresi 6/54
34:Hadd Suresi 57/22-23
35:Sfft Suresi 37/96
36:Enam Suresi 6/ 38
37:Enam Suresi 6/39
38:Hicr Suresi 15/21
39:Kamer Suresi 54/49

Ehl-i Snnet
Ehl- Snnete Ksa Bir Bak:Ehl-i Snnet, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ve Sahbe-i
Kirm Efendilerimizin gittikleri yola ve meslee harfiyyen uyan insanlarn tamamdr.
Bunlar daima Kuran ve snnete uygun olarak tefrika yapmadan hareket eden
mminlerdir. Bu mezheb sahipleri mtekaddimn ve mteahhirn (ncekiler ve
sonrakiler) olarak iki ksma ayrlrlar. Asr- Saadetten itibaren hicr 300 senesine kadar
gelen Ehl-i Snnet limlerine mtekaddimn nam verilmitir. Selef denince de bu
limler topluluu kastedilir. Hicr 300 tarihinden sonra gelen limlere ise mteahhirn
denmitir. Bu iki ksm limler arasnda itikad ynnden hibir ihtilf szkonusu
deildir. Yalnz, Kurn- Azimndaki mteabihat tevil hususunda, mtekaddimn
ve mteahhirn arasnda gr farkll domutur. Mtekaddimn, Kurn- Kermdeki
mteabihattan olan yetleri tevil etmemi ve onlarn mnlar ile de megul
olmamlardr. Mteahhirn ise, birtakm ehliyetsiz kimselerin, mteabih yetlere
Kurn- Kermin kat hkmlerine aykr mn vererek fitne kapsn amalar
karsnda bu yetleri tevil etme yolunu tutmulardr. Mesel, yedullah ifdesindeki
yed (el) kelimesine mtekaddimn limleri mn vermekten kanmlar ve Allahn
murad ne ise yle kabul ederiz demilerdir. Mteahhirn ise Cenb- Hak cisimden ve
zadan mnezzeh olduundan, buradaki yed kelimesi mecaz olarak, kudret
mnsnadr, yni yedullah ifdesi kudretullah demektir, diye hkmetmilerdir. Bu
mislden de anlald gibi, mteahhirn, mteabihattan olan yetlere kendi akllarna
gre deil, eriatn umum kaidelerine ve snnet-i erfenin dsturlarna uygun olarak
mn vermilerdir. Bylece kendi devirlerindeki fitne kapsn kapadklar gibi istikbale
de k tutmulardr.
Efl-i ibd konusunda Ehl-i Snnet limleri, Cebriyenin fikrini ifrat, Mtezileninkini ise tefrit olarak
deerlendirmiler ve cebir de, tefviz de yoktur, diyerek ikisi ortas bir yol takib etmilerdir. Yani kul
yapt ileri zorla ve mecbur kald iin yapmyor. Bu yol yle zetlenebilir:
Btn fiillerin yaratcs Hlk- Zlcelldir. Fakat ihtiyar olan fiil ve hareketlerde insann kesbi (talebi)
szkonusudur. Bu fiillerde insan ksibdir, (taleb edendir). Cenb- Hak ise Hlktr (yaratandr). te,
insan bu talebi sebebiyle itaatkr veya isyankr olur.

Yukarda belirtilen Ehl-i Snnet itikadnda mtekaddimn ve mteahhirn limleri mttefiktirler. Lkin
cz irade olarak da adlandrlan insan kesbinin mahiyetini aklama hususunda farkl yollar takib
etmilerdir. Mtekaddimn zihinleri kartrmamak iin kesb tbirinden ne kastedildiini belirtmekten
kanrken, mteahhirn kesbin mahiyetini aklamay tercih etmilerdir.
Kesbin mahiyetini aklama konusunda da mteahhirn iki ana yola ayrlmtr. Bunlardan birincisi
mam Eb Mansr Muhammed Mtrd Hazretlerinin nclk ettii Mtrd, ikincisi ise mam
Ebl-Hasan Ear Hazretlerinin ncln yapt Eriye mezhebidir. tikadda teferruattan
saylabilecek birka mesele dnda, bu iki mezheb arasnda nemli bir farkllk yoktur.

Mtrdye ve Earye Mezhepleri


a) Mtrdye Mezhebi:Bu mezhep, mam Eb Mansr Muhammed Mtrd
Hazretlerine tbi olan mminlerin itikaddaki mezhebidir. mam Mansr Mtrd,
Semerkandla Buhara arasndaki Mtrd kasabasnda domutur. Tahsiliniorada
tamamlam, ilim ve marifette kemlta ermitir. Ehl-i Snnet limlerinin ve bilhassa
mam- Azam Eb Hanife Hazretlerinin Kuran ve hadisten istihra ettii itikad
meseleleri byk bir ehliyet ve cesaretle mdafaa etmitir. Vefat tarihi Hicr 330dur.
Hanef Mezhebine mensup olan limlerin tamam mam- Mtrdyi itikadda imam kabul
etmilerdir.
Mtrdye Mezhebine Gre Kullarn Fiilleri: (Efl-i bd)Mtrdye gre bir insann kendi kudretini
herhangi bir iin iki tarafna da (yni, yapmaya ve yapmamaya) kullanma selhiyeti vardr. Bu hakikati
ilk nce mam- zam Hazretleri kefetmi ve buyurmutur ki: Cebriye fikriyle Mtezile fikrinin
arasndaki srat- mstakm, ancak insan kudretinin bir fiilin iki tarafna da (yapp yapmamaya) msait
olduunu kabul etmekle hsl olur. Bu kabul edilmezse cebirden kurtulunamaz.
Mtrdye itikadnca insann iledii ihtiyar bir fiilde, o fiili taleb eden, kesbeden, yni cz iradesini
o fiilin ilenmesinde sarfeden insandr; dolaysyla da fil (fiili ileyen) nvann o alr. Fiilin meydana
gelmesi Cenb- Hakkn irade ve kudretiyle olduu cihetle de fiilin hlk (yaratcs) yine Odur. Yni,
ihtiyar fiillerde insan ksip (kesbeden, talep eden), Allah ise Hlktr. nsan, bir ihtiyar fiili
istemedike Hak Tel yaratmaz. Bu deimez, lh bir kanundur.
Daha nce de belirttiimiz gibi, insana Cenb- Hak tarafndan ihsan edilen ve ilm-i kelm limlerince
irade-i klliye diye adlandrlan insan iradesi mahlktur, yni yaratlmtr. mam Mtrd insann
irade-i klliyesinin mahlk olduunu, fakat bu iradenin bir ii yapp yapmamaya taallku demek olan
cz iradesinin mahlk olmadn kabul etmektedir. mam Mtridye gre cz irade bir emr-i
itibardir ve insana verilebilir; emr-i itibar ise mahlk deildir.
nsann bedeni ve onun ihtiva ettii btn azalar mahlk olduu gibi ruhu ve onun hassas olan
btn duygular ve ltifeleri de mahlktur. Mahlk olmayan sadece cz iradedir. Eer onun da Allah
tarafndan yaratld iddia edilirse, ortada teklife sebep olacak hibir ey kalmaz ve insann btn
fiilleri ztrar olur. nsan o takdirde hereyi Allahn irade ve kudretine tbi olarak bir cebir altnda
yapm olur ve artk insann ihtiyar fiillerinden bahsedilemez. Cz iradenin mahlk olmayp, emr-i
itibar olmas, slmn tevhid akidesine, yni hereyi Allah-u Azimnn yaratt hakikatine aykr
deildir. Evet, hi phe yoktur ki hereyi yaratan ancak Cenb- Hakktr. Lkin czi irade ey tarifi

iine girmemektedir. Arapada ey mevcut eyadr. Hereyin harite vcudu vardr ve haric
vcudu bulunmayana ey denilmez.
ey tbirini bir an iin harite vcudu bulunmayanlar iin de kullandmzdaeyay e ayrabiliriz:
Birincisi, harite vcudu olan (var olan) eyler; ikincisi, mdum olan (varl szkonusu olmayan)
eyler; ncs ise mevcut ile mdum arasnda bulunan yni ne harite vcudu olan, ne de
yokluuna hkmedilebilen eylerdir. te, bu nc gruba, emr-i itibar, emr-i izaf veya emr-i nisb
denir. Fakat emr-i itibar denince itibar edilen hayal bir ey anlamamak gerekir. Bunlar iin vcud-u
nefsl-emriyesi bulunan hakik- nefsl-emriyedendirler denilmektedir. Alt-st, sa-sol, bykkk, uzak-yakn, az-ok hep bu gruba girer. Bunlarn harite vcudu bulunmamakla birlikte,
yokluklar da iddia edilemez. Mesel, bizim sa ve sol kollarmz yaratan Cenb- Hakktr. Kollar
mahlk olmakla birlikte sa ve sol mahlk olmayp birer emr-i itibardir. Ayn ekilde bizi ve babamz
yaratan yine o Vhid-i Ehaddir. Biz ve babamz birer mahlk olduumuz halde, babalk ve oulluk
birer itibar emirdir, mahlk deildirler.
te arzu, talep, kesb ve meyelan da denilen cz irade bir emr-i itibardir. Harite vcudu yoktur ve
mahlk deildir. Yni, insann hem kll iradesi, hem de iledii fiiller mahlktur; lkin kll iradesiyle
bir fiili ilemeye ynelmesi ve o fiili taleb etmesi mahlk deildir. Bu talep fiil de deildir. lm-i Kelm
stlhnda talep (cz irade) iin hl tbiri kullanlr.
Merhum Elmall Hamdi Yazr da cz iradenin (talebin) mahlk olmadn izah ederken,
Talep bir mevcut deil, mevcutlar mabeyninde (arasnda) bir nisbetten, bir izafetten ibarettir ve
rade-i klliye denilen kuvve-i iradiye mahlktur. Fakat irade-i cziye ve taleb ve ihtiyrla kesb
dediimiz karar, gayr-i mahlktur ve bizim bir nisbetimizdir.40
buyurmaktadr.
Aada mastar mnlar (okumak, yazmak, gitmek gibi) iin yapacamz aklamalarn bu meseleye
biraz daha k tutaca kanaatindeyiz.
Btn mastar mnlar emr-i itibardir. Bunlarn harite vcudu yoktur ve mahlk deillerdir. Mahlk
olan hsl- bil-mastardr (mastardan kan eydir). Yaz yazmak mastar, yaz ise hsl- bil-mastardr.
Yaz yazmak itibar bir emirdir, harite vcudu yoktur ve mahlk deildir. Yaz ise hsl- bil-mastardr
ve haric vcut sahibidir. Biz yazan nvann yazdan deil, yazmaktan alyoruz. Nitekim
ilm-i sarf kaidesince ism-i fil bir emr-i nisb olan mastardan mtakdr. Yoksa bir emr-i sabit olan
hsl- bilmastardan inikak etmez,
ifadesi bu hakikati izah etmektedir.
Dier bir misl: Su ime fiilinde hem elimiz, hem de su mahlk olduu gibi, elimizi hareket ettirerek
azmza gtrme fiilimiz de mahlktur. Lkin imek mastar, mahlk deildir. Zira harite imek diye
bir ey gsterilemez. te insann su imeyi taleb etmesi ve suyu imesi hdisesinde su imeyi taleb
etmek ve su imek mahlk olmayp birer emr-i itibardir.
Ayn ekilde arkadanza bir meyve ikram ettiinizde siz, arkadanz ve ona ikram ettiiniz meyve
Cenb- Hakkn birer mahlkusunuz. Lkin arkadanza meyve ikram etmeniz mahlk olmayp bir
emr-i itibardir, harite vcudu yoktur. Fakat bu ikram inkr edilemez. te, siz mkrim (ikram) eden

nvann, bu ikram yapmanzdan kazanrsnz. Yoksa Mtezilenin iddia ettii gibi, bu nvan almanz
iin meyveyi yaratmanz icab etmez. Meyvenin hlk (yaratcs) Cenb- Hakktr. Siz meyveyi
yapmaya deil, onu arkadanza ikram etmeye sahipsiniz. Bu da itibar bir emir olduundan, Cenb-
Hakka yaratma cihetiyle ortak olmaktan sz edilemez.
te sizin selhiyetiniz, o meyveyi ikram edip etmemeye meyletmenizdir. kram etmemeye karar
verdiinizde, szkonusu fiil meydana gelmez. krama karar verdiinizde ise Cenb- Hakkn irade ve
kudretiyle kolunuzu hareket ettirerek meyveyi arkadanza verirsiniz.
Yukardaki misller gibi, namaz klmak da mastar mndr ve mahlk deildir. Namaz klan bir
kimsenin yapt hareketlerin tamam hsl- bil-mastardr ve Cenb- Hak tarafndan yaratlmaktadr.
nsann iktidarnda olan, namaz klmay taleb edip etmemektir. Bunlar ise birer emr-i itibardir
Son olarak bir meseleye daha ksaca temas edelim: Mtrdye mezhebine gre insanlarn kendi
ihtiyar fiillerinde tesirleri vardr ve bu fiiller iki kudretin, yni insan kudretiyle Cenb- Hakkn
kudretinin, itimayla meydana gelir. Bundan anlalan mn udur: Bir insan kendisinde bilkuvve
bulunan kll kudretiyle birok ihtiyar fiilleri ileme imknna sahiptir. Bunlardan birine karar verdii
zaman kudreti czleir, yni o ie ynelir. te, insann ihtiyar fiillerindeki tesiri, kendisindeki kll
kudreti cz klmaktan, belki bir ie ynelmekten ibarettir. Bunun zerine Cell-i Zlceml mutlak
kudretiyle o fiili yaratr. te, insann bu teebbs ve Cenb- Hakkn da fiili yaratmas, iki kudretin
itima olarak ifde edilmitir. Yni, ihtiyar bir fiilin vcda gelmesinde insan ksip (kesbeden, taleb
eden), Allah-u Tel ise Hlktr.
b) Earye Mezhebi:Bu mezhep, mam Ebl-Hasan Ear Hazretlerine tbi olan mminlerin
itikaddaki mezhebidir. fi, Mlik ve Hanbel mezheblerine mensub olan limlerin byk
ekseriyetinin itikadda mezheb reisi olan mam Ebl-Hasan Ear, Sahbe-i Kirmn fkh limlerinden
Eb Mus Ear Hazretlerinin evltlarndandr. Kendisi nceleri Mtezile mezhebini benimsemiken
daha sonra rc (o fikrinden dnerek) ederek Ehl-i Snneti kabul etmi ve bu konuda eitli kitaplar
yazmtr.
Earye Mezhebine Gre Kullarn Fiilleri: (Efl-i bd)tikadda iki hak mezheb olan Mtrdye ve
Eariye arasndaki farkllklar, genellikle itikada dair tl meselelerde, bilhassa cz iradenin
mahiyetinin aklanmasnda ortaya kmaktadr. Earilere gre, rade-i klliye gibi cz irade de
mahlktur. nsann kudreti, iradesi ve bunlarla ortaya kan btn ihtiyar fiiller Cenb- Hakkn
mahlkudur. Dier varlklar gibi insanlarn da fiillerini yaratan ancak Hlk- Klli eydir. Fakat sevap
ve cezaya mstahak olmak hikmetine binen insanlara, yapacaklar ileri tercihe selhiyetli bir irade
ve tesire kabiliyetli bir kudret verilmitir.
Bylece, Earler insan irade ve kudretini kabul etmekle, bunlar tamamen inkr eden
Cebriyecilerden ayrlmaktadrlar. Lkin Mtrdler gibi insan kudretine tesir vermek yerine, bu
kudretin sadece tesire kabiliyetli olduunu kabul etmektedirler. Bu noktada iki mezhebin fark u
ekilde ortaya kyor: Earler insan kudretinin tesire kabiliyetli olduunu kabul etmekle, insann
yapmak istedii bir ite sadece Kudretim yetse de bu ii yapsam gibi bir arzu beslediine ve bu arzu
zerine Cenb- Hakkn o ii insan kudretinin hibir tesiri olmakszn yarattna itikad etmektedirler.
Hlbuki Mtrdler insan kudretinin ihtiyar fiillerde tesiri olduuna ve bir ihtiyar fiilin ancak iki
kudretin, yni insan kudreti ve Allah-u Azimnn mutlak kudretinin itimayla ortaya ktna
inanmaktadrlar.

ki mezhebin insan kudreti hakkndaki bu gr farkll, ayn lde, cz iradenin tarifinde de


grlmektedir. Cz irade iin Earler: nsann bir ii yapp yapmama yollarndan birine meyli ve
itiyakdr, derken, Mtrdler:nsandaki kll iradenin bir ii yapp yapmama yollarndan birine
taallkudur,demektedir. Earler meyil ve itiyak tbirlerini, Mtrdler ise taalluk tbirini
kullanmaktadr.
Earlerin en byk imamlarndan olan Kad Ebbekir Baklln ve stad Eb shak sferannin
grleri Ebl-Hasan Earden ayrlmakta ve Mtrdlerin grn teyid etmektedir. Her iki zt da
insann ihtiyar fiillerinin iki kudretin itimayla vuku bulduunda ittifak etmilerdir. Grlerin
farkllk arzeden yn udur: Ebbekir Baklln insan kudretinin fiilin vasfna, lh kudretin ise fiilin
aslna taallk ettiini ifde etmektedir.Buna gre, mesel yaz yazma fiilinin asln yaratan Cenb-
Hakktr. Yazlan bir yaz dinimizin ve milletimizin lehinde olabilecei gibi aleyhinde de olabilir. Birinci
halde yaznn faydal olduundan, ikincisinde ise zararl olduundan bahsedilir. te, yaz yazma fiilinin
bu faydal ve zararl olma vasflarna insann kudreti taallk etmektedir. Yni, bu vasflardan birine
karar veren ve ona gre yaz yazmaya teebbs eden insandr.
Eb shak sfern ise hem insan kudretinin, hem de lh kudretin, fiilin aslna taallk ettiini kabul
etmitir. Buna gre, insan kudretinin tesiri fiili vcuda getirmeye kfi gelmediinden, fiil Cenb-
Hakkn kudretiyle vcud bulmaktadr. Her iki grte de insan kudretinin taallku esas olduundan,
bu grler insan kudreti ve cz iradesinin mahlk olduu eklindeki Ear fikrinden ayrlmaktadr.
.Dip Notlar:
40:Hak Dini Kuran Dili, 1 inci cilt s, 107

Kader ve Tevekkl
Tevekkl, Allaha gvenmek, dnyaya ve hirete ait maksatlara ulamakiin gereken
btn tedbirleri aldktan ve sebeplere tam riayet ettikten sonra neticeyi Allahtan
beklemek ve tesiri Ondan bilmektir.
Tevekkl, iki ksmdr. Birisi, Peygamberler ve onlara yakn mritlerin tevekkl; dieri de btn
mminlerin tevekkldr.
Peygamberlerin tevekkl, btn sebepleri de ortadan kaldrarak, yalnzAllaha itimat etmeleri,
neticeyi Ondan bilmeleri ve Ondan gelen her eye kr etmeleridir. Hazret-i brahim (as.) atee
atldnda, kendisine; Halini Allaha arz et! diyen Cebraile (as.) Allam-l uyub olan Allahn
hlimi bilmesi yeterlidir, niyazm arzetmeye gerek yoktur. demesi bunun gzel bir rneidir.
Medineye hicretleri srasnda Hazret-i Ebu Bekir-i Sddkla beraber Sevr maarasnda bulunan
Peygamber Efendimizin (asm.), kendilerini ldrmek
iin takip eden mrikleri grnce telalanan Hz. Ebubekire (r.a)
Mahzun olma. Allah bizimle beraberdir. 41
buyurmas, Onun (asm.) tevekklde de emsalsiz olduunu gstermektedir.
Mminlerin tevekkl ise, btn sebepleri hakkyla yerine getirip neticeyi yalnz Allahtan
beklemeleridir. Gerekli sebeplere riayet etmeden tevekkl

edilmez. Nitekim Hazret-i Peygamber Efendimiz (asm.) devesini salvererek Allaha tevekkl ettiini
syleyen bir bedeviye
Deveni bala da yle tevekkl et. 42
buyurmulardr.
Tevekkln esas gerekli sebeplere bavurduktan sonra, insanlardan bir ey beklememek, sebeplere
gvenmemek ve her neticeyi yalnz Allahtan bilmektir. Muhta olmamak iin almak, hasta olunca
ila kullanmak, tevekkln gereidir.
Cenab- Hak, hikmetinin gerei olarak dnyadaki her eyi bir sebebe balamtr. nsanlarn bu
sebeplere riayet ederek gayret gstermeleri vaciptir. Nitekim Cenab- Hak
nsana altndan bakas yoktur.43
buyurarak almann vacip olduuna iaret etmitir. Hazret-i Peygamber Efendimiz (asm.) de
alan Allahn dostu ve sevgilisidir. buyurmakla insanlar almaya tevik etmitir.
slmiyetin emrettii tevekkl iyi anlamayan baz kimseler, sath bir grle tevekkl tembellik,
miskinlik ve zillet olarak anlamlardr. zellikle Batl kaynaklar slmda tevekkl kasten byle
gstermekte srar etmektedirler. Onun iin, tevekkl ayr olarak ele almay ve aklamay zaruri
grdk.
Bedizzaman Hazretleri tevekkl yle tarif eder:
Tevekkl, esbab btn btn reddetmek deildir. Belki
esbab dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teebbs ise, bir nevi dua-i fiil telakki
ederek; msebbebat yalnz Cenab- Hakktan istemek ve neticeleri ondan bilmek ve ona minnettar
olmaktan ibarettir. 44
Burada nce esbab ve msebbebat tbirleri zerinde ksaca duralm.
Esbab (sebepler), vastalar ve artlar mnsna gelmektedir. Cenb- Hak dnyev ve uhrev her
neticeyi birtakm artlara ve sebeplere balamtr. Bu, Hak Telnn deimez bir kanunudur.
Sebeplere taklan neticelere
de msebbebat denmektedir. Mesel ibdetler sebep, ebed saadet ise msebbebtir. Ayn ekilde
aa sebep, meyve msebbebtir. Veya gne, toprak, su ve hava birer sebep olarak dnldnde,
aa msebbeb olur. Sebepleri de msebbebleri de yaratan Cenb- Hakktr.
Tesirleri olmasa da sebepler, Allahn kanunlar olup, bunlara riayet etmeyenler neticelerden mahrum
kalrlar. te, tevekkl, sebeplere riayet ettikten sonra neticeyi Allahdan beklemek, Ona itimat
etmek ve Ondan gelecek her eyi-arzumuza uysun veya uymasn-rza ve memnuniyetle karlamak
demektir. Yoksa sebep ve artlar bir tarafa itmek, slmn tevekkl anlay ile badamaz.
Nitekim bir ayette mealen yle buyrulur:
Azmettiin zaman Allaha tevekkl et. 45

Bu ayetten de aka anlald gibi, almayp oturarak tevekkl edilmez. Allaha gvenmeyen
kimse, ya kendisine veya sebeplere itimad edecektir. Kendisinin ve sebeplerin gayet ciz olmas
cihetiyle, insan ancak btn sebepleri yaratan ve o sebeplerin eli ile insana hadsiz ltuf ve ihsanda
bulunan Erhamr-Rahimne istinad etmekle kalben huzur bulabilir.
Cenb- Hak, insan maddesi ve mns ile bu lemden szm ve onu kinat aacna bir meyve
hkmnde yaratmtr. Bu yaratl sebebiyle, insann kinatla her bakmdan alkas vardr. Hangi ii
yapmak istese nce o ie teebbs edecek, daha sonra da bu lemde kendisine yardmc olacak
sebeplere riayet edecektir. Nefs teebbsle haric sebeplerin bir araya gelmesi, neticeyi Allahdan
istemek iin fiil bir duadr. Neticeyi yaratacak olan ancak Odur. te tevekkl bu noktada balar.
Bu hakikati bir mislle izah edelim:
nsan, buday elde etmek istedii zaman tarla ile bir cihette el ele verir. Onu srer, eker ve sular.
Bylece ahsen teebbs etmekle birlikte sebeplere de riayet ettikten sonra Allaha tevekkl eder ve
neticeyi kalb rahat ve rza ile bekler.
Bu mislden anlald zere sadece insann teebbs neticeye kfi gelmedii gibi, insan teebbs
etmedike tarla, su, tohum gibi sebepler de neticeyi meydana getirememektedir. Bu, Cenb- Hakkn
bir kanunudur. Ondan buday istemenin yolu, ferdin o ie teebbs ve sebeplere uymasdr.
imdi, slmn tevekkl esasna kar gelenlere unu soralm: Misldeki adamn, elinden gelen
hereyi yaptktan, her sebebi ve art yerine getirdiktensonra, tevekkl etmeyip evinde bir k
sresince merak ile rahatsz olmas m daha iyidir, yoksa: Beni benden iyi bilen, bana benden daha
efkatli olan Rabbimden ne gelirse hotur. Ana rahminde, o karanlk menzilde, beni efkatle besleyen,
dnyaya geldiimde ise baba ocan ve anne kucan benim imdadma gnderen; dalar
madenleriyle, balar meyveleriyle,denizleri balklaryla bana hizmetkr eden o Hlk- Kerm benim
iin ne takdir ederse onda hayr vardr. Benim kudret ve kuvvetim gibi fikrim de ksadr. Hangi zlar
almamn hakkmda hayrl olacan ana rahminde bilemediim gibi, hangi neticenin teki lemde
lehime olacan da bu lemde bilemiyorum. O halde, Ona tevekkl ve itimad ediyorum deyip
neticeyi sabr ve rza ile beklemesi mi daha iyidir? Veya bir hastann, doktorun
verdii ilalar kullandktan sonra Allaha tevekkl ederek sabr iinde if taleb etmesi mi, yoksa
tevekkl etmeyerek neticeyi ar bir merakla beklemesi ve mnen perian bir vaziyete dmesi mi
daha iyidir?
Bu hakikate rif olan bir mmin yle der:
Y Rabbi, benim irade ve arzu ettiimi bana ihsan buyurursan hamd ve krederim. Eer irade
ettiimin aksini tecell ettirirsen, senin irade buyurduunu memnuniyetle kabul eder ve onu benim
arzumdan bin kat daha fazla srrla karlarm.
Grlyor ki, tevekkl Mslmanlar iin bir zaaf ve tembellik kayna deil, bir kuvvet hazinesidir.
Tevekkl insana her zaman metanet ve ecaat kazandrr. Korku ve hastalklara kar en gzel bir dev
olan tevekkl, insana byk bir kuvvet ve cesaret verir. nsann cz iradesi dnda cereyan eden
umum fetler, hastalklar ve musibetlerde tevekkl, mmin iin en gzel bir teslimiyet ve teselli
kaynadr. lm deindeki bir hastaya tevekkln salad huzur ve srru hangi ey temin
edebilir?

te, yukarda birkana iaret ettiimiz faydalar ve hikmetleri iindir ki, Allah-u Tel, tevekkln
nemini birok yetlerde belirtmi ve Mslmanlar tevekkle tevik etmitir.
Evet, tevekkl, Allaha ve kadere inanmann bir neticesidir. Tevekkl eden kimse, btn kalbiyle
Allaha teslim olur ve Onun verdiine raz olur. Fakat kadere teslim olmak tembelce oturmay, her
eyden el etek ekmey gerektirmedii gibi, tevekkl de tembellik ve miskinlii gerektirmez. Zira
ekmeden bimek, amelsiz cennete gitmek mmkn deildir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) nsanlarn en hayrls insanlara faydal olandr.ve Veren el, alan elden
daha hayrldr. buyurarak alma ve gayretin nemini vurgulamtr.
Bedizzaman Hazretleri de
Ataletin mcazat sefalettir, sayin sevab servettir.46
buyurmutur.
Madd ve manev terakki eden milletler, insanlk leminin hakimi, medeniyetin de stad olurlar.
Eskiden zillet ve meskenet iinde yaayan Avrupallar,
ticaret ve sanatta zirveye ulam olan Endls kendilerine rnek alarak ilerlemiler ve bugnk
duruma gelmilerdir. slmn al emrine uymayan milletler de gelimi devletlerin tahakkm
altna girmeye mecbur olmulardr.
Ticaret ve sanat bir milletin kan ve can hkmndedir. Zenginlik, ticaret, ziraat ve sanata baldr.
ktisaden gl olmayan devletler siyasi ynden de baarya ulaamazlar.
Kadere iman, Mslmanlarn geri kalmalarn deil, aksine daha ok almalarn ilim ve marifet
sahasnda ykselmelerini emreder. Zira beeriyetin maddi ve manevi saadet ve terakkisini temin
edecek en mhim sebep alma ve gayrettir. Tembelliin slmda asla yeri yoktur.
nsann kendi tembelliinden dolay sefalete dmesi ve onu kadere havale etmesi, kaderi
anlamamasndandr. slamiyet tevekkl ve kadere iman almaya bina edilmitir.
Peygamber Efendimiz (asm.) Sizin hayrlnz dnyas iin hiretini, hireti iin de dnyasn terk
etmeyendir. buyurmulardr. nsann Hi lmeyecekmi gibi dnyaya, yarn lecekmi gibi hirete
almas akln ve hikmetin gereidir. Bir ayette de mealen yle buyrulur:
Allahn sana verdii eylerde ahiret yurdunu ara. Dnyadan da nasibini unutma.47
Demek ki, tevekkl eden bir insan, hem dnyaya, hem de ahirete ait ilerini beraberce yrtr.
Dnya nimetlerinden faydalanmak iin elinden geleni yapar, ahiretini de dnya iin asla ihmal etmez.
Elbette en bahtiyar odur ki: Dnya iin hireti unutmasn, hiretini dnyaya feda etmesin, hayat-
ebediyesini hayat- dnyeviye iin bozmasn, malayani eylerle mrn telef etmesin; kendini misafir
telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine gre hareket etsin; selmetle kabir kapsn ap saadet-i
ebediyeye girsin. 48
hakikatna uygun yaar.

Kurn- Kermin her emir gibi, tevekkle teviki de insanlara dnya ve hiret saadeti
bahetmektedir. Bir mmin kendi iktidar dhilinde olan btn imknlar kullandktan ve btn
artlar yerine getirdikten sonra neticeyi Allahtan bekler. Eer, netice kendi arzusu istikametinde
olursa, Cenb- Hakka kreder; aksi halde de Rabbim bana benden daha efkatlidir.Benim iradem
gibi efkatim de czdir. O halde, o nihayetsiz Rahmet Sahibine tevekkl ediyorum. Ondan gelen
herey gzeldir. Onun verdii
dert de derman olur, vermemesi de vermektir diyerek, huzur bulur ve hireti iin mhim bir hayr
kazanm olur.
Hazret-i Lokmann oluna yapt tavsiyelerden biri de bakalarna muhta olmamak iin almasn
istemesidir.Peygamber Efendimiz (asm.) yle buyurmutur: Evlatlarnn nafakasn temin iin
ticaret yapanlar Allah yolunda muharebe edip, ehit olanlar gibidir.
nsann ruh ve cismini istila eden en kt huy tembelliktir. Zira tembellik, insan dnya ve hiretine
ait ihtiyalarn yerine getirmekten men eder, kt iler yapmasna vesile olur.
Peygamber Efendimiz (asm.)
Ya Rabbi! Tembellikten sana snrm.49
buyurarak, tembelliin ne kadar kt bir sfat olduunu vurgulamtr.
Tembellik, yoksulluun ve sefaletin kaynadr. Her trl selamet ve saadeti mahv eden ve insan
zillete dren sebeplerin en bydr. Dnya ve hiret iin zararl olan her eyin ba tembelliktir.
Bundan dolaydr ki, btn peygamberler almay emretmi ve kendileri de bizzat almlardr.
Btn peygamberler, tevekkln esas olarak, kimseden minnet almamak iin eitli meslekler ile
uramlardr. Mesela, Hazret-i Adem (as.) ziraat ile Hazret-i dris (as.) terzilik ile Hazret-i Musa (as.)
obanlk ile Peygamber Efendimiz (asm.) ise ticaret ile megul olmulardr.
Peygamber Efendimiz (sav) almak detim, tevekkl hlimdir buyurmu; almay ve gayreti
tevik etmitir.
Ruhunda ak ve evk olan bir insan, hangi ie teebbs ederse etsin, onda baarya ular ve madden
ve manen terakki eder.
unu da belirtelim ki, bir harpte dmana kar galip gelmek iin, en tesirli silhlarla donanmak, harp
kaidelerine harfiyyen riayet etmek, sonra zaferi Allahtan beklemek ve Ona gvenmek lazmdr. Bir
ayette mealen yle buyurmaktadr:
Kartlarnz caydrmak iin olanca gcnzle kuvvet hazrlayn!50
Bu ayet, btn ehl-i imana hitap etmektedir. Dmana kar zamann icabna gre kuvvet hazrlamak
gerekir.
Dmann saldrlarn nlemek iin yeteri kadar kuvvet toplamak btn Mslmanlar zerine
vaciptir. Zamann icabna gre silah icat etmek slamn mhim bir emri ve tevekkln icabdr. Bu hal
sadece belli bir zamana mahsus olmayp, kyamete kadar geerlidir. Aksi halde namus ve izzetimizi,
vatan ve milletimizi koruyup muhafaza edemeyiz, perian oluruz.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu ayetin tefsirini yaparken yle buyurmutur:Ey Ashabm! Dikkat
edin! Kuvvet atmaktr, kuvvet atmaktr, kuvvet atmaktr.
Atmak, sadece ok atmak anlamnda deil, zamann gerektirdii silah kullanmak demektir.
Bugn dnyann birok yerindeki Mslmanlar, gleri olmadndan sz sahibi olamyor ve haklarn
da koruyamyorlar. Cenab- Hakkn kuvvet hazrlaynemrine uymayan ve tevekkln gereini
yerine getirmeyen Mslmanlar, efkat ve merhametten yoksun, canavarlam bir avu Yahudiye
malup olmaktadr. Baka bir ifadeyle kfirin att bomba, Mslmann att taa galip gelmektedir.
Bedizzaman Hazretleri: Madem el hakku yalu haktr. Neden kafir Mslime, kuvvet hakka
galiptir. sorusuna verdii mstesna cevabn bir blmnde yle buyurur:
Kuvvetin bir hakk var, bir srr- hilkati var.
Buna gre, dmana galip gelmemiz iin, kuvveti elimizde bulundurmamz lazmdr. Biz zayf dersek
ve kuvvet dmann elinde olursa, dmann bu kuvvet ile bize galip gelmesi kanlmazdr.
unu da belirtelim ki, Cenab- Hakkn bu dnyadaki nimetleri herkese amildir. Hava, gne ve su gibi
nimetlerden herkes istifade ederler. Burada mmin ile kfir, ibadet eden ile etmeyen ayrm yoktur.
Bu dnyada kim daha ok alrsa, Cenab- Hak, dil isminin gereince ona verir.
Bunu bir misalle aklayalm: Biri Mslim, dieri gayr-i Mslim olan iki komu dnelim. Gayr-i
Mslim olan kii, evinin nndeki bahesine eitli meyve aalar dikti ve onlarn gerekli bakmn
yapt. Mslman olan kii de sadece ibadetle megul oldu ve bahesine herhangi bir meyve aac
dikmedi. imdi bu meyve ve sebzeleri kim yiyecek? Elbette ki, gayr-i Mslim. Cenab- Hak, dil
olduundan onun almasnn ve emeinin karlnverecek ve o da o meyve ve sebzelerden
istifade edecektir. Sadece ibadetle megul olan Mslman ise, meyve lerden mahrum kalacak,
komusunun meyvelerine muhta olacaktr. Ancak yapm olduu ibadetlerinden dolay Allahn ltuf
ve keremi olarak cennetteki nimetlerden istifade edecektir. Hlbuki o mmin, ibadetlerini yapmas
yannda bahesine meyveli aalardan dikip, gerekli bakmn yapm olsayd onlarn meyvelerinden
bu dnyada da faydalanm olacakt.
Tevekkl konusunu marifet leminin en byk sultanlarndan ve Kurn- Azimnn sensna
mazhar olmu bulunan Hazret-i mer (r.a.) ile ilgili iki tarih hdiseyi naklederek tamamlayalm:
Medineden bir ksm Sahbe-i Kirm yanna alan Hz. mer (r.a.) hicretin on sekizinci ylnda, tefti
niyetiyle ama doru yola kar. am Valisi ve Suriye ordusu komutan olan Hz. Eb Ubeyde bn-i
Cerrh, Hz. merin ama doru geldiini renince onu karlamaya gelir. Bir konak yerinde
bulutuklarnda, Hz. Eb Ubeyde, amda veba ve tun hastal olduunu haber verir. Bunun zerine
Hz. mer, Ashbn ileri gelenleriyle bu konuyu mavere eder. Mavereye katlanlarn bir ksm,
Tevekkeln alallah, buraya kadar geldik; ama gidelim, derken, dierleri geri dnelim, diye
reylerini beyn ederler. Hz. mer de bu ikinci gre katlr ve geri dnmeye karar verir. Bunun
zerine Hz. Eb Ubeyde:
- Y mer, Allahn kaderinden mi kayorsun? eklinde itirazda bulunur. Hz. mer:
- Keke bu sz senden bakas syleseydi. Evet, y Eb Ubeyde, ben Allahn bir kaderinden yine
Allahn dier bir kaderine kayorum,eklindecevap verir ve unlar yler:

- Y Eb Ubeyde, farzet ki senin develerin var. u arazinin bir taraf ayr ve imenlik, dier taraf
orak ve susuz. Sen eer o develeri ayr ve imenli yerde otlatrsan, Allahn kaderi ile otlatm
olursun. Yok, eer orak ve susuz yere o develeri brakrsan yine o ii Allahn kaderi ile yapm
olmaz msn?
Bu sohbete sonradan katlan Hz. Abdurrahman bn-i Avf (r.a.) konuya vkf olunca yle der:
- Y mer, benim bu hususta malmatm vardr. Bu mesele ile ilgili olarak Resl-i Ekremden
(s.a.v.) yle iittim. Buyurdular ki: Bir yerde veba olduunu iittiiniz zaman oraya gitmeyiniz. Siz
orada bulunuyorsanz, o zaman o yerden kmaynz.
Hz. mer (r.a.), bu hadsi iitince, ok memnun olur ve itihadnn isabetinden dolay Cenb- Hakka
hamd eder.
Bu hadse Hz. merin tevekkl ve kader anlaynn gzel bir ifdesi ve tarih bir ahididir.
Tevekkl ile ilgili aklamalarmzda, Cenb- Hakkn hiret saadeti iin de birtakm artlar ve sebepler
tyin ettiini ifde etmitik. Bunlara riayet etmeksizin ebed saadet hakknda Allaha tevekkl etmek
lh kanunlara muhalefettir. slmiyet byle bir tevekkl de reddeder. Baz kimselerin uhrev
amellerde tevekkl yanl anlayarak, lh emirlere riayette ve yasaklardan kanmakta hassasiyet
gstermeden, Allah Gafr ve Rahmdir, diyerek kendilerini tesell ettikleri grlmektedir. te Hz.
merle ilgili olarak nakledeceimiz ikinci tarih hdise bu yanl anlaya gzel bir cevaptr.
Hz. mer Mbud-u Bilhakka lykyla ibdet edememekten muzdarip olur, daima alar ve istifara
devam ederdi. Bazen, alamaktan gzleri kararrd. kbetinin ne olacandan her zaman endieliydi.
Hz. merin (r.a.) bu inleyi ve szlayna kar baz Sahbelerin:
- Y mer, neden bu kadar endie ediyor ve szlanyorsun? Sen Aere-i Mbeereden51 deil
misin? Sen, Cennet ile mjdelenmedin mi?
demeleri zerine, Hz. mer, ucevab verdi:
- Evet, ben Aere-i Mbeeredenim. Fakat Cenb- Hakkn vaadi arta baldr. Syleyiniz bana,
mer imdi namaz ve ibdetini terk etse, Allah Onu Cennetine koyar m?
te, Hz. mer (r.a.) Cennetle mjdelenmesine ramen ebed saadetin sebeplerine riayet etmekten
geri durmam, yine hireti iin endie ederek, ibdet ve niyaznda azam hassasiyet gstermitir. Bu
hl, Allahn rzasn ve ebed saadeti elde etmek iin bir dudr.
Her iki hdise de, slmdaki tevekkln gzel birer rneidir.
nsann Cenab- Hakkn azabn dnerek, akibetinden korkmas gerekir. Bir insann Allahtan
korkmas ve akibetinden endie etmesi yaratln ve akln gereidir.
Bundan dolaydr ki, sahabeler ve btn kmil insanlar, akibetlerinden daima endie edip, hsn-
akibet iin her an Allaha niyazda bulunmulardr.
Dip Notlar:
41:Tevbe Suresi 9/ 40
42:Tirmizi, Sfatl-Kyame, 60.

43:Necm Suresi, 53/39


44:Szler
45:l-i mrn Suresi 3/159
46:Mektubat
47:Kasas Suresi, 28/77
48:Mektubat
49:Buhari, Cihad, 25, 74; Mslim,
50:Enfl Suresi 8/60
51:Aere-i Mbeere, Resl-i Ekrem Efendimizin (s.a.v) cennetle mjdelemi olduu on Sahbedir.
Bunlar: Hz. Ebbekir, Hz. mer, Hz. Ali, Hz. Abdurrahman bin Avf, Hz. beyde bin Cerrh, Hz. Said,
Hz. Sad bni Ebu Vakkas, Hz. Talh ve Hz. Zbeyr bin Avm (R. Anhm).

Kalblerin Mhrlenmesi
Malum olduu zere mhrlenmek, zarf, kap, rt ve kap gibi eylerde olur. nsanlarn
kalpleri de iman, marifet, ilim ve faziletin zarf gibidir.
Gemi ve gelecek hadiseler kitaplar ile bilinir. Kalbin mhrlenmesi zarfn mhrlenmesine, semin
yani iitmenin mhrlenmesi de kapnn mhrlenmesine benzer.
Allah-u Tel bir yet-i kermesinde, Peygamber Efendimize (s.a.v.) hitaben yle buyurmaktadr:
Sen inkr edenleri korkutsan da, korkutmasan da birdir. Onlar inanmazlar. Allah onlarn kalblerini ve
kulaklarn mhrlemi, gzlerine perde ekmitir. Onlar iin byk bir azab vardr. 52
Bu yet-i kermeyi basit bir anlayla ele alan baz insanlar; Allah bu adamlarn kalblerini
mhrlemitir. Bunlar daha nasl iman ve ibdet etsinler, hakikatleri grsnler ve iitsinler?
iddiasnda bulunmaktadrlar. Hlbuki meseleyi tefekkr, insaf ve vicdan lleri ierisinde ele alan bir
mmin iin, byle bir iddiann yeri yoktur.
Evvel, yet-i kermedeki inkr etme fiili insanlara mhrleme ve perde ekme fiilleri ise Cenb-
Hakka aittir. Bilindii gibi, ihtiyar fiillerde Cenb- Hakkn iradesi, insanlarn cz iradelerine taalluk
eder. Burada da inkra insanlar sapmakta, Allah da onlarn kalblerini ve kulaklarn mhrlemekte,
gzlerine perde ekmektedir.
Allah kullarna irade ve ihtiyar kabiliyeti vermitir. Her insan bu kabiliyetini gzelce istimal etmeye de
etmemeye de serbest klnmtr. Cenab- Hak her kulun bu istidadn bu dnyada ne surette
kullanacan ezeli ilmi ile bildiinden ona gre hkm vermitir. Bu ezeli kanun kullarn kendi
ihtiyarlarna gre tecelli etmektedir.
Fahr-i Kinat olan Peygamberimiz (s.a.v.) Hazretleri, Her doan ocuk slm ftrat zerine dnyaya
gelir. hads-i erifleriyle, insanlarn iman etmelerine ve hidyete ermelerine bir mni bulunmadn
beyn etmitir. Allah-u Tel Hazretleri de baka bir ayette mealen yle buyurmaktadr:
nsanlara hidayet geldikten sonra onlarn inanmalarn ve Rablerinden mafiret dilemelerini, hibir
ey menetmedi.53
uras muhakkaktr ki, Cenb- Hakkn insann nefsinde ve kinatta sergiledii nihayetsiz ltf ve
ihsanlar imann nru ile grlr. Bata kfr olmak zere gnahlar ve isyanlar bu seyre perde

olurlar. nsan gnah ve isyana devam ettike Rabbi ile arasndaki perdeler kalnlar, kesafet peyda
eder. Bir insan, iledii gnahlara tevbe ederek mahcubiyetini srra ve huzura evirmedii takdirde,
nefs-i emmaresinin hkmetmesiyle kalbinde iman nru yerine, gurur, riy, ehvet ve en nihayette
kfr yerleir. Bu hal ise onun basiretinin kr olmasna ve netice olarak kalbinin mhrlenmesine yol
aar.
Yine bir ayette mealen yle buyrulur:
Onlar, sardrlar, dilsizdirler, krdrler. Artk (hakka) dnmezler.54
mer Nasuhi Bilmen bu ayetin tefsirinde yle der: Onlar kinattaki nihayetsiz kudret esrlerini grp
onlarn Hlk Zanlarn tasdik etmezler. Onlar kendi ftr istidatlarn kendi ihtiyarlar ile ellerinden
karm olduklar cihetle artk sapklktan kurtulup hidayet yolunu takibe kadir olamazlar.
Cenab- Hak, baka bir yet-i kermesinde,
Rabbin, kasabalarn ehlini slih halde iken, zulm ile helk edecek deildir.55
buyurmaktadr.
Evet, Rahmn ve Rahm olan Allah-u Azimn elbette iman ve slih amel zere bulunan bir insann
kalbini mhrlemez. Ancak kfr yolunda yryen kimseler, kinatta Allahn varlna, birliine,
rahmet ve keremi
ne ehadet eden saysz delilleri okumamakla ve nihayetsiz sadlar iitmemekle, kalblerinin ve
kulaklarnn mhrlenmesine ve gzlerine perde ekilmesine kendileri sebep olurlar.
man muhafaza iin, gnahlardan kanp emir dairesinde hareket etmek her mmin iin gereklidir.
nk gnah ileyen bir kimse iman dairesinden kmasa bile kfre giden yola bir kap am olur.
Onun iin hemen tevbe ve istifar etmesi lazmdr. Bedizzaman Hazretlerinin de ifade buyurduu
gibi;
Her bir gnah iinde kfre gidecek bir yol vardr. 56
Binaenaleyh gnahlardan kanp, dinin emirlerini yerine getiren bir insan, imann bu tehlikeden
koruduu gibi, Allah katnda da insanlarn en ok ikram edileni ve en sevgilisi olur.
Dip Notlar:
52:Bakara Suresi 2/6-7
53:Kehf Suresi 18/55
54:Bakara Suresi 2/18
55:Hd Suresi 11/117
56:Lemalar

Rzk ve Ecel
lahi kaza ve kader, btn fiillerimize taallk ettii gibi, rzk ve ecelimize de taallk
etmitir. Herey gibi, rzk ve ecel de o lh takdirden hari kalamaz. imdi bu iki
konuyu ana hatlaryla ayr ayr inceleyelim.
1- Rzk

a) Rzk ve Taksimat:
Cenb- Hakkn bir ismi, Rezzk, yni rzk vericidir. Allahn dier isimleri yannda Rezzk isminin
tecellsi de Onun takdiri ile olmaktadr. Hak Tel, Hlk (yaratc) ismini tecell ettirmekle atomlardan
sistemlere, ieklerden yldzlara, mikroplardan arslanlara kadar eitli varlklar yaratt gibi, Rezzk
ismini tecell ettirmekle de btn hayvan nevilerine muhtelif rzklar yaratmtr. Her gn mesaiye
balayan saysz kularn, bceklerin, balklarn ve dier hayvanlarn, hayatlarnn devamlarna vesile
olacak rzklarn arayp bulmalar, rzk datma hdisesinin babo ve tesadf olmadn, bu
datmn ancak bir Rezzk- Zlcemlin lh takdiri ile yapldn gstermektedir. Ve her zruhun
rzk tayin ve tahsis edilip kaza ve kader levhasnda yazldna hadsiz deliller var.
Rzk taksimat asrlar arasnda da szkonusudur. Her asrdaki insanlar ve hayvanlar kendilerine takdir
edilen nimetlerle rzklanmlar ve dnyadan gp gitmilerdir. Asrlar deimi, rzklar ve
rzklananlar deimi, lkin Rabbimiz yeni rzklar ve rzka muhtalar yaratarak Rezzk ismini daima
tecell ettirmitir ve ettirmektedir. Rezzak isminin tecellisi Cennette de devam edecektir.
u kinatta ltuf ve ihsanla datlan rzklardan faydalanan her bir hayat sahibi kendi apnda kk
bir kinattr. Onun iinde de rzk bekleyen eitli zalar ve her zada muhtelif hcreler vardr.
Arslann rzk ile baln rzk ayr ayr olduu gibi, insan bedeninde de mesel, bir gz hcresiyle beyin
hcresinin rzk birbirinden farkldr. te, aldmz gdalarn midemizde taksim edilmesi, her bir
zaya, hcreye lyk ve mnasip rzkn gnderilmesi ne kadar byk bir rezzkiyet hakikatidir! Bu
hdisenin her an, her hayat sahibinde meydana geldiini dndmzde Rezzk isminin azametli
tecellisine bir derece bakabiliriz.
te, rzkn asrlar, neviler, zalar ve hcreler itibariyle bu hrika ve hassas taksimat Hfz- Zlcellin
takdiri iledir. Bu lh takdir, insanlar arasnda da hikmetle bir rzk taksimat yapmtr. Her insann
mr boyunca alaca rzk, Cenb- Hak tarafndan tyin ve takdir edilmitir. Kimse kimsenin rzkn
yiyemez, sz bu mny ifde etmektedir. Bu sz, rzk takdir edildiine gre, almann bir mns
yoktur, eklinde anlamamak gerekir. Bu anlay, slmn tevekkl esasna zttr. Her hayat sahibi gibi
biz de rzkmzn ne ekilde takdir edildiini bilemediimize gre, rzkn sebeplerine teebbs etmekle
grevliyiz. u farkla ki, bu teebbs biz irademizle yaptmz halde, bir ku veya bir ar ayn ii bir
nevi ilham ile yapmakta ve rzkn aramaktadr. Hell dairede kalmak artyla, rzk iin her trl
teebbs yaptktan sonra elde ettiimiz netice iin, Allahn takdiri byle imi, demek
durumundayz.
b)Hell ve Haram Rzk:
Bu dnya bir imtihan meydan olduundan, insan hell ve haram rzk kazanmakta serbest
braklmtr. Tercih insana aittir. Lkin Cenb- Hak, insanlara hell rzk kazanmalarn emretmi,
haram rzktan onlar men etmitir. Bu hakikat, ilm-i kelm limleri tarafndan; Zt- Akdesin helle
rzas var, harama rzas yoktur, eklinde ifde edilmitir. Baz kimseler bu ifdeyi yanl
deerlendirmekte ve Cenb- Hakkn haramla rzklanmamza rzas olmamasn, Onun haram
yaratmaya rzas olmad eklinde anlamaktadrlar. Bunun neticesi olarak, Allahn rzas olmadan
hibir ey vcuda gelmeyeceine gre, yukardaki ifde yanltr, demektedirler. Hlbuki errin
ilenmesi er olduu halde, yaratlmas er deildir. Yni, Kesb-i er erdir, halk- er er
deildir. Mesel, Cehennemin yaratlmas er deil, hayrdr. Fakat oraya gitmeye sebep olan fiillere
teebbs etmek erdir. Hak Tel Hazretlerinin o fiilleri ilememize rzas yoktur. Nitekim onlardan

bizi men etmi ve azab ile tehdit buyurmutur. Lkin insanlarn bu tehditlere ramen sz konusu
fiillere teebbs etmeleri hlinde, Cenb- Hak, o fiillerin yaratlmasn lh iradesiyle takdir
etmektedir.
2- Ecel
a) Ecelin Mns:
Ecel, vakit ve mddet mnsna geldii gibi, vaktin bitimi ve mddetin sona ermesi mnsna da
gelmektedir. Vakit tyin edilmi eyler iin, meccel ifdesi kullanlr. Herey gibi insan mrnn
mddeti ve sonu da Allah tarafndan takdir ve tyin edilmitir.
Ecelin takdiri, insan mrne bir mddet tyin edilmesi demektir. Bu bakmdan ecel birdir, deimez.
Hastalklar ve haric mdahaleler lm iin ancak birer zahir sebeptirler.
Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
Ehemmiyetli bir hikmet iin, zahir nazarda mbhem ve gayr- muayyen tevehhm edilen eceller ve
rzklar, ibham perdesi
altnda kaza ve kader-i ezelnin defterinde mukadderat- hayatiye sahifesinde her zhayatn eceli
mukadder ve muayyendir;
tekaddm, teahhur etmez.57
Kurn- Kerminde ecelle ilgili baz ayetleri takdim edelim:
O yle bir Rabdr ki, sizi amurdan yaratm, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmitir.58
Her milletin belli bir eceli vardr. Onlarn eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de ne
geebilirler.59
Hibir toplum ecelini gemez ve ondan geri de kalmaz.60
Eer Allah, insanlar zulmleri yznden hemen cezalandrsayd,
yeryznde hibir canl kalmazd. Fakat onlar belli bir sreye kadar erteler. Ecelleri geldii zaman ise
ne bir an geri kalabilirler, ne de ne geebilirler.61
Allah insanlarn ruhlarn ldklerinde, lmeyenlerinkini de uykularnda alr. lmne
hkmettiklerinin ruhlarn tutar, dierlerini belli bir sreye(mrlerinin sonuna) kadar brakr.62
b) Ecel-i Kaza, Ecel-i Msemm:
Ecel, ilm-i kelm limleri tarafndan ecel-i kaza ve ecel-i msemm olmak zere iki ksmda
incelenmitir. Ecel-i kaza, insann dnyada yaad mddet demektir. Ecel-i msemm ise, insann
lmyle balayp kymete, hare kadar uzanan ve hesap gnnde muhasebesinin tamamlanmasyla
son bulan mddettir.
lm ruhun bedenden ayrlmasdr. Ruh insan bedenine girmeden nce hayat sahibi olduu gibi,
bedenden ktktan sonra da hayat devam etmektedir. te, ruhlar leminde yaratlan ve hirette
hayat ebediyen devam edecek olan insan ruhunun, bu dnyada beden ierisinde geirdii mddete

ecel-i kaza, lmle balayp maherde hesabnn tamamlanmasna kadar olan mddete ecel-i
msemm denmektedir.
Ecelin, vaktin bitimi mnsna gre, ecel-i kaza dnya hayatnn, ecel-i msemm ise kabir leminin
sona ermesidir. Dier bir ifdeyle, ecel-i kaza kabir leminin, ecel-i msemm ise hiret leminin
balangcdr.
c) Sadakann mr Uzatmas:
Sadaka, zengin mslmanlarn servetlerinin bir ksmn, srf Allah rzas iin ihtiya sahiplerine
ikramda bulunmalar ve mallarndan tasadduk etmeleridir.
Zekt slamn artlarndan biri olup, hicretin ikinci senesinde orutan evvel farz klnm ve otuzdan
fazla ayette zikredilmitir.
Zekt ve sadaka, Allaha iman ve muhabbetin derecesini artrr; huzur ve saadetin kayna olur.
Toplum hayatndaki intizam ve asayii temin eder. Toplum hayatn zehirleyen hased, kin ve nefret
gibi kt hasletleri ortadan kaldrr. nk insanlarn ykselmesine engel olan ve o toplumu isyan ve
ihtilaf gibi felaketlerden muhafaza eden en tesirli ila sadaka ve yardmlamadr. Bylece, fakirlerden
ve yardma muhta olanlardan zenginlere kar hrmet, itaat ve muhabbet meydana gelir.
Cenab- Hak, hikmetiyle kimi insanlar zengin, kimini de muhta etmitir. Zenginleri malla, fakirleri de
sabrla imtihana tabi tutmutur. Btn bunlar ilahi hikmetin birer muktezasdr.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i eriflerinde yle buyurmaktadr: Bir hurmann yars ile de
olsa cehennemden korunun! Onu da bulamazsan taltif ve gzel sz ile...
Evet, sadaka, cehennem ateine bir perdedir. Sadaka, insann bana gelebilecek bir ok bela ve
musibetlerden onu muhafaza eder.
Bir baka hadis-i erifte ise:
Kim, hell kazancndan bir hurma kadar sadaka verirse, -ki Allah, helalden bakasn kabul etmezAllah o sadakay kabul eder. Sonra onu da gibi oluncaya kadar, herhangi birinizin tayn bytt
gibi, sahibi adna ihtimamla bytr.
buyurmulardr.
Evet, topraa atlan bir ekirdee bedel, senelerce meyve veren bir aac, bir yumurtadan bir tavus
kuunu ve bir damla sudan byk bir veliyi yaratan Allah, elbette ki, insanlarn yapt hayr ve
hasenatn karln da kat kat verecektir.
Yahya Bin Muaz: Sadakadan baka arlkta dnya dalarna denk gelecek hibir dane
dnemem. demitir.
Ancak, byle mhim sevaplara nail olmann art, verdii sadakadan dolay minnet ve eza etmemek
ve gururlanmamaktr. Yoksa ta stne atlan ve zayi olan bir tohum gibi, o sadaka ve yaplan iyilik de
zayi olur. Bu husus Kuran Kerimde yle ifade edilmektedir:

Bir tatl dil, bir balama, arkasndan incitmenin geldii sadakadan daha hayrldr. Allah, Ganidir,
Halimdir. 63
Ey iman edenler, sadakalarnz, baa kakmak ve gnl krmak suretiyle boa karmayn. Tpk maln
insanlara gsteri
iin datan; Allaha ve ahiret gnne inanmayan herif gibi. Artk onun durumu, stnde biraz toprak
bulunan ve zerine bir sanan inip kendisini btn yalnl ile ortada brakt bir kaya gibidir.
Byle kimseler, yaptklarnn hibir yararn grmezler. Allah, inkrclar topluluunu doru yola
karmaz.64
Cenab- Hak, sadaka veren mminleri yle meth- sena etmektedir:
Mallarn gece gndz; gizli ve ak Allah yolunda harcayanlar
varya, onlarn Rableri katnda mkfatlar vardr. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak
deillerdir. 65
phesiz sadaka veren erkek ve kadnlara ve Allaha gzel
dn verenlere, verdikleri kat kat artrlr; bir de onlara pek ho bir mkfat vardr! 66
Mallarn Allah yolunda harcayan, verdiklerinin arkasndan
baa kakmayan ve gnl incitmeyen kimselerin Rableri katnda mkfatlar vardr. Onlara bir korku
yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir.67
Bakalarn tevik etmek iin sadakann aktan verilmesi uygun olsa da en gzeli ve en efdali onu gizli
vermektir. Hatta baz byk zatlar, sadakalarn bakalarnn araclyla vermilerdir ki, sadakay alan
kimse kendilerine kar mahcup olmasn. Bir ayette bu husus yle ifade edilmektedir:
Sadakalar ak verirseniz, o ne iyi ve eer onlar gizler de fakirlere yle verirseniz bu sizin iin daha
hayrldr. 68
Sadaka ile ilgili bu ksa bilgilerden sonra, sadakann mr uzatmas meselesine deinelim: Baz
kimseler Resl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin: Sadaka bely def eder ve mr uzatr. hads-i erifini
ileri srerek, mrn uzayabileceini ve dolaysyla da ecelin deiebileceini iddia ederler. nce unu
belirtelim ki, sadakann mr uzatmasnn hakikati ne olursa olsun, neticede insann lm sz
konusudur ve bu ise Allahn malmudur. Bu noktadan, onun lm vakti ve dolaysyla da mr
mddeti Allah tarafndan takdir edilmi olup bunun deimesi mmkn deildir. Mesel, bir kimsenin
verdii bir sadaka ile mrnn iki yl uzadn farzedelim. Bu ahsn sadakay verirse mr elli sene,
vermezse krk sekiz sene, eklinde olsun. Cenb- Hak o ahsn szkonusu sadakay vereceini bildii
iin mrn elli sene olarak takdir etmitir. te bu ecel deimez.
Yukarda takdim ettiimiz hds-i erf ile Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mminleri hayra tevik
etmekte ve aralarndaki sevgi balarn sadaka ile perinlemektedir. Sadakann bely def etmesi,
Allah-u Zlcellin ltfu ve ihsandr. Verdiimiz sadakalarn ne gibi bellarn define vesile olduu ise,
bizim mehlmzdr. Verdiimiz sadakalarla ve yaptmz hayrl hizmetlerle bamza gelecek
birok bellarn define sebep olmaktayz. Vcuda gelmedii iin bilemediimiz bu bellarn defi,
bizim iin ayr bir nimettir. Sadakann mr uzatmasn kelm ilminin byk limlerinden Teftazn
Hazretleri, erh-i Akaid adl eserinde eitli ynleriyle izah etmitir:

mrn uzamasndan maksat, mrn bereketlenmesidir. hirete hayr ve hasenat iin verilmi bir
sermaye olan insan mrnn uzamas, bu sermaye ile daha ok kr elde etmek mnsnadr. Buna
gre mrn mddetinde bir deime olmasa da, sadaka yoluyla mahsulnde bir artma olmas mrn
uzamas demektir. Bunu bir misl ile aklamaya alalm. Bir aacn her baharda drt bin meyve
verdiini ve mrnn on sene olduunu farzediniz. Cenb- Hakkn aaca ltuf ve ihsanyla
baharlardan birinde drt bin yerine sekiz bin meyve verdirmesi hlinde, aacn mr mnen bir yl
uzam demektir. te sadaka da insan mrnn verimini artran gzel bir vastasdr. Ve bu mnda
mr uzatmaktadr.
Yukardaki hakikati Teftazn Hazretleri u ekilde ifde etmitir:
Sadaka, mrden maksd-u ehem (en nemli gaye) olan eyi ziyade ediyor (artryor). O da amel-i
sliha ile kemle ermektir. nk insanlar nefislerini kemle ve iki dnya saadetine salih ameller ile
getirebilirler.
Sadakann mr uzatmasnn dier bir mns, rzkta berekete ve mrn huzur ve srr ile
gemesine vesile olmasdr.
Baka bir mn da, mrn uzamas, lmden sonra hayr ve hasenat defterinin kapanmamasdr.
Bilindii gibi, sadaka mal yannda ilim ve irfan ile de olmaktadr. Mminlere faydal bir eser nereden
bir limin sevap defteri lmyle kapanmaz. Bu ise onun mrnn uzamas demektir. Zira mr
uzadka hayr ve hasenatna devam edecek olan o zt, ayn ii lmden sonra da yapabildiine gre
mnen hayattadr demektir.
Ayrca, Mslmanlarn vcuda getirmi olduklar ktphaneler, kervansaraylar, medreseler, vakflar,
emeler ve medreseler de hayr defterinin kapanmamasna sebeptir. Btn bunlar slamiyetin
emretmi olduu tasaddukun,
ltuf ve ihsann birer neticesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yle buyurmaktadr:
nsan lnce amel defteri kapanr. Ancak ey bundan mstesnadr: Sadaka-i cariye, kendisinden
faydalanlan ilim veya kendisine hayr dua eden salih evlat.
Sadakann belay def ettiine dair mehur bir hadis kitab olan Camiussairde yle ibretli bir hadise
anlatlmaktadr: Hz. sa (a.s.) zamannda yaayan ve geimini amar ykayarak temin eden bir adam
varm. Ancak bu adam insanlardan ald elbiseleri vermez veya gnnde teslim etmezmi. Bu
adamdan epey sknt eken insanlar, Hz. saya gelerek o adamdan ikyeti olmular ve: Ya sa
Allaha dua et de bu insann cann alsn da biz bu adamdan kurtulalm demiler. Hz. sa da bu kiinin
lmesi iin Allaha dua etmi. Herkes o gn adamn lmn beklerken adam akam kp gelmi. Hz.
sa, bu duruma hayret etmi ve adama: Bugn senin bandan neler geti bize anlat demi. Adam da:
Ben suyun kenarnda amarlar ykarken yanma bir abid geldi ve oktan beri bir ey yemediini, ok
a olduunu ve varsa bir para ekmek vermemi syledi. Benim de azmda 3 tane rek vard. Birini
kendisine verdim, abid onu yiyip bitirince bana yle dua etti. Allah senin gnahlarn affetsin,
kalbini de temiz etsin ve nurlandrsn. Bu durum benim houma gitti ve dier reimi de kendisine
verdim. Onu da yiyen abid bu kez yle dua etti: Allah senin gemi ve gelecek gnahlarn affetsin.
Ben de kalan dier reimi de kendisine verdim. Onu da yiyip bitiren abid,: Allah sana cennette bir
kasr bina etsin diye dua etti. Bundan anlalyor ki, adamn o abide ikram onun mrnn
uzatlmasna sebep olmutur.

Dip Notlar:

57:ualar
58:Enam Suresi 6/2
59:Araf Suresi 7/34
60:Hicr Suresi 15/5
61:Nahl Suresi 16/61
62:Zmer Suresi 39/42
63:Bakara Suresi, 2/263
64:Bakara Suresi 2/264
65:Bakara Suresi, 2/274
66:Hadid Suresi, 57/18
67:Bakara Suresi, 2/262
68:Bakara Suresi, 2/271

Musibetlerin Kader Asndan Baz Hikmetleri


Musibet, hedefine isabet eden mermi gibi, insana iddetle dokunan hadise ve felakettir.
Eflatun; musibetler Allahn oku, hedef ise insandr, nereye kaacaksnz. demitir. Hz. Ali
(r.a) bu sze fefirrilallah Allaha kaacaksnz. diye cevap vermitir.
Bir ayette mealen yle buyrulur:
Andolsun ki, sizi biraz korku ve alkla, bir de mallar, canlar ve rnlerden eksilterek deneriz.
Sabredenleri mjdele.69
Nimetler, Allahn ltuf ve keremi olduu gibi, musibetler de Allahn ilmi ezelisinde veya Levh-i
mahfuzda yazlm bir takdiridir.
Bir ayette mealen yle buyrulmaktadr:
Yeryznde vuku bulan ve sizin banza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan
nce bir kitapta yazlm olmasn. phesiz bu, Allaha gre kolaydr. Bylece elinizden kana
zlmeyesiniz ve Allahn size verdii nimetlerle marmayasnz. nk Allah, kendini beenip
bbrlenen kimseleri sevmez.70
Bu ayetten de anlald gibi, takdir olunan musibetten kanmak mmkn deildir. O yazlm ise,
mutlaka baa gelir. Baa gelen musibetlerde kadere iman, kalbe kuvvet ve metanet verir, gerek ac ve
gerek tatl hadiseler karsnda insan sarslmaz, kaybettii dnya nimetlerinden dolay fazla gam ve
keder ekmez. Gelen her musibetin yazl olduuna iman olan ve kalpleri Allaha bal kimseler,
musibetlerden mtessir olsalar da kendilerini kaybetmez ve armazlar. Ne gamn zdrabna ne de
sevincin gurur ve heyecanna kaplrlar. Hepsinin Cenab- Hakktan geldiini ve onlarda nice gizli
hikmetlerin bulunduunu dnerek, her iki halde de gnllerini Allahn mafiret ve rzasna
balayp, kulluk vazifelerini yerine getirirler. Allahn takdiri byle imi diyerek teselli bulur,
metanetlerini muhafaza ederler.

Onun iin sabr ve tahamml zarrdir. Peygamber Efendimiz (sav): Asl sabr, musibetin ilk annda
olandr. buyurmulardr.
Bedizzaman Hazretleri de yle buyurur:
Ve sabrszlk ise Allahtan ikyeti tazammun eder. Ve efalini tenkid ve rahmetini ittiham ve
hikmetini beenmemek kar. Evet, musibetin darbesine kar ekva suretiyle elbette ciz ve zaf insan
alar; fakat ekva ona olmal, ondan olmamal. Hazret-i Yakub Aleyhisselmn Ben derdimi de,
zntm de ancak Allaha ikyet ederim 71demesi gibi olmal. Yani: Musibeti Allaha ekva etmeli,
yoksa Allah insanlara ekva eder gibi, Eyvah! Of! deyip, Ben ne ettim ki, bu bama geldi diyerek,
ciz insanlarn rikkatini tahrik etmek zarardr, manaszdr.72
Hayatn eitli safhalarnda insanlarn marz kald bel ve musibetlerin altnda, insan idrakinin
kavramaktan ciz olduu birok hikmetler gizlidir. Nitekim Cenb- Hak Kurn- Kerminde yle
buyurmaktadr:
htimal ki, holanmadnz bir ey sizin iyiliinizedir ve ihtimal ki, sevdiiniz birey sizin
ktlnzedir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.73
Bel ve musibetlerin takdirinde kader, gerek sebeplere bakar, ona gre hkmeder. Onlarn
arkasnda nice rahmet, adalet ve inyet gizlidir. Sz konusu sebeplerden be tanesine ksaca iaret
edelim.
1) Baz musibetler, kullarn gemiteki hatalarnn neticesidir. Bu musibetler tamamen insanlarn
ihmallerinden, hata ve kusurlarndan domaktadr: Gerekli tedbirleri almayan kimsenin hastalanmas
gibi.
2) Bir ksm musibetler, gelecek bellar def eder veya onlarn iddetlerini krar. Byk musibetlerin
nne set olan bu gibi musibetler, gerekte Cenb- Hakkn bir ihsandr.
3) Musibetler hayat yeknesaklktan kurtarmakla nimetlerin takdirine vesile olur; insan mnen
terakki ve tekml ettirir. Yni, musibetler shhatin nemini ve nimetlerin kymetini insanlara fiilen
ders verir.
4) Bu dnya imtihannn bir ciheti de insanlarn takdir-i ilhiyyeye rza ve teslimiyet derecelerinin
llmesidir. Bu ise bel ve musibetlerin vcudunu iktiza eder.
Bir ksm musibetler de ihtar- Rabbanidir. Bu tr musibete maruz kalan bir insan, bunu Cenab-
Hakkn bir ihtar olarak idrak edip, hemen o hatasndan dnmeli ve tevbe etmelidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hads-i eriflerinde yle buyurmaktadr: Allah bir kuluna hayr
murad ederse, ona dnyada peinen bir musibet, meakkat verir.
Bu hads-i eriften, her bir musibetin altnda Erhamrrahimn olan Rabbl-lemnin inyetinin ok
tatl meyveleri bulunduu anlalmaktadr. Bu sebeple bizler musibetleri sabr ve kr ile karlamak,
aczimizi ve zaafmz dnp dergh- lhyeye iltica etmekle mkellefiz.
Musibetleri rza ile karlamak Allah-u Telnn rzasn kazanmann nemli bir vesilesidir. Bir kul o
rzaya nil olma erefine ererse, ektii meakkatler ve urad musibetler hi hkmnde kalr.

bn-i Abbastan rivyet edilen bir hads-i erflerinde Fahr-i Kinat Efendimiz (s.a.v.) yle
buyurmaktadr: Cenb- Hakkn Levh-i Mahfzda, nce yazdklarndan biri de udur:
Ben bir Allahm ki, benden baka ibdete mstehak kimse yoktur. Muhammed benim reslmdr.
Bir kimse benim verdiim hkmlere raz olur, bellarma sabr, nimetlerime krederse, onu sddklar
defterine yazarm. Kymet gnnde sddklarla harederim. Bir kimse, benim verdiim hkmleri
benimsemez, bellarma sabretmez, nimetlerime de kretmezse benim kapmdan baka bir kap
arasn.
5) Musibetler gnahlara keffret olur, hlis kullarn da makamlarn ykseltir. Bu nokta ile ilgili olarak
Hz. Aieden (r.a.) rivyet edilen bir hads-i erfi takdim edelim:
Mmine gelen her musibetle, hatt bir diken batmasyla da, Allah onun hatalarn dker.
Bir diken batmasnn dahi mminin gnahlarndan bir ksmn dkt dikkate alndnda dier
hastalk ve musibetlerin ne kadar byk rahmet ve inyetlere vesile olaca anlalr.
Yine Resl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) olu vefat eden Hz. Muza (r.a.) yazd taziye mektubunun bir
blmnde yle buyurmaktadr:
Senin bu olun Allahn sana gzel bir hibesi idi. Cenb- Hak onunla bir zaman seni ferahlandrd,
srrlandrd. Sonra onu ald ve byk bir sevap verdi. u artla ki sabreder ve o sevab hesaba
katarsan...
Mektubun devamnda, Y Muz, Allah sana hem olunun lmesi, hem de sevaptan mahrum olmak
gibi iki musibeti birden vermesin, ifdesi yer almaktadr.
Bu noktada bir hakikate iaret edelim:
Bir eyin neticesi ne kadar yksek ve kymetli ise, yolu o nisbette etin olur, kaidesince, Cenb-
Hakkn ltuf ve ihsanna erimenin, Cehennemden kurtulup Cennete liyakat kazanmann yolu da
elbette etin olacaktr. Bu srladr ki, bel ve musibetlerin en by ve en iddetlileri bata
peygamberlere, sonra iman ve tahamml gleri nisbetinde dier kmil kullara gelmitir.
Kurn- Kermde zikredilen ve kaderin gerek sebeplere baktn bizlere ders veren bir kssay
dikkatinize sunmak istiyorum:
Kurn- Kermde bizim ibret almamz iin nakledilen kssalardan birisi de, Hz. Ms (a.s.) ile Hz.
Hzrn (a.s.) hikmetlerle dolu olan seyahatleridir:
Hz. Mus (a.s.), ilm-i lednnsinden istifade etmek niyetiyle Hz. Hzr (a.s.) ile arkadalk etmeyi
Cenb- Hakktan niyaz eder. Bu niyazn kabulyle, Hz. Hzr (a.s.) ile bulutuklarnda, Hz. Hzr (a.s.)
kendisine, yapt eyler hakknda hibir soru sormamasn, art koar. Anlaarak yola karlar. Bir
gemiye bindiklerinde Hz. Hzr (a.s.) gemiyi deler. Bunun zerine Hz. Mus (a.s.) dayanamayarak itiraz
eder. Hz. Hzr (a.s.) ise anlamalarnhatrlatr ve bir aklamada bulunmaz. kinci olarak, Hz. Hzr
(a.s.) karlatklar bir erkek ocuu ldrr. Hz. Musnn (a.s.) buna da itiraz etmesi ve hikmetini
sormas zerine, Hz. Hzr (a.s.) artk arkadalklarnn bitme noktasna geldiini syler. Bunun zerine
Hz. Mus (a.s.) artk soru sormayacan syler ve seyahatlerine devam ederler. Vardklar bir
kasabada ahaliden yiyecek isterler. Hi kimse onlar misafir etmez. Hz. Hzr (a.s.) ise, o kasabada

yklmak zere olan bir duvar dorultur. Hz. Musnn (a.s.) buna da dayanamayarak duvar hem de
cretsiz olarak tamir etmesinin sebepini sormasyla arkadalklar sona erer. Hz. Hzr (a.s.)
arkadaln nihayete erdii bu noktada, nceki hdisenin hikmetlerini Hz. Musya (a.s.) yle
anlatr:
Gemi, denizde alan birka yoksula aitti. O gemiyi kusurlu klmak istedim. nk pelerinde her
salam gemiye el koyan bir hkmdar vard. Olana gelince, onun annesi ve babas inanm
kimselerdi. ocuun onlar azdrmasndan ve inkra srklemesinden korkmutuk. stedik ki onlarn
Rabbi o ocuktan daha temiz ve onlara daha ok merhamet eden birisini versin. Duvar ise, ehirde iki
yetim erkek ocua aittir. Duvarn altnda onlarn bir hazinesi vard. Babalar da slih bir kimse idi.
Rabbin onlarn erginlik ana ulamasn ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini karmalarn
diledi. Ben bunlar kendiliimden yapmadm. te, dayanamadn ilerin i yzleri budur.74
Bizler irademiz dnda bamza gelen hdiselere, uradmz bel ve musibetlere bu kssann
drbnyle bakmalyz. Her hdiseyi Hz. Hzrn (a.s.) eli gibi bilmeli, altndaki rahmet ve inyete
iman nruyla nazar etmeliyiz. Onun gemi delmesinde geminin kurtuluu gizli olduu, ldrmesinden
hayat fkrd gibi her bir musibet altnda da mutlaka Allahn rahmetinin bir cilvesi ve hikmetinin bir
srr bulunduunu kabul etmeliyiz.
Cenb- Hakktan gelen her musibeti bir iltifat sayan, her dertte derman arayan, ekirdein
paralanmakla aa olmas misli, her yokluun varla alan bir kap olduunu anlayan insan bu
kssann srrna ermi demektir. Bu hl, mmin iin hem Rabbinin rzasn kazanmaya vesile hem de
bu dnyada bir huzur ve srr kaynadr.
Konumuzla alakal olmasndan dolay u hatram da nakletmek istiyorum:
Bir gn yanma iki niversite talebesi geldi. Bunlardan birisi gayet uzun boylu, dieri ise ok ksa boylu
ve srtnda bir kamburu olan bir genti..
Uzun boylu olan gen,
Hocam size bir sorumuz var dedi. Ben de
buyurun dedim.
Cenab- Hak adil midir? diye sordu. Ben de:
Adalet gzel bir sfat olduuna gre, btn gzel sfatlar gibi bu sfatn da kemali Allahta bulunur.
Adaletin kemali Allahta olmazsa kimde olur? dedim.
Bunun zerine gen:
Madem Allah adildir, neden baz insanlar, toplum ierisinde utan duyacaklar bir vaziyette
yaratmtr? dedi.
. Anladm ki, sen yanndaki arkadan namna konuuyorsun. yle deil mi?diye sordum. O da
Evet dedi.
Bunun zerine ksa boylu olan arkadaa dndm ve

Boyun ne kadar? diye sordum.


Bir metre otuz be santim dedi. Dierine de ayn soruyu sordum. O da,
Bir metre seksen be santim dedi.
Peki sen bu boyundan raz msn? dedim.
Razym dedi
Bu sefer ksa boylu olana,
Sen de boyundan raz msn? diye sordum.
Byle olmay istemezdim dedi.
Peki dedim, Allahtan bir metre seksen be santim boy alacan vard da, Allah elli santimini kesti
mi?
Byle bir cevap karsnda arp kaldlar. Ben yle devam ettim:
Hem hakkn olan elli santimi kesmi, hem de istemediin halde srtna bir kambur yklemi yle
mi? Bu szm zerine iyice mahcup oldular.
Boyu ksa olan arkadaa yle dedim:
nsan daima kendinden aa olana bakmaldr, t ki ekva yerine kretsin. Mesela boyu bir metre
olana bakarsanz daha huzurlu olursunuz. Evet boyunuz ksa ama Cenab- Hakkn size bahettii
dier nimetleri, mesela bata insan olmanz, akll olmanz, grmenizi, iitmenizi, konumanz ve
saylamayacak daha nice nimetlere mazhar olmanz niin hesaba katmyorsunuz?
Efendiler, unu iyi bilip iman etmemiz lazmdr ki, Cenab- Hakkn zerine hibir ey vacip deildir.Yani
Allah kimseye vermek zorunda deildir. Allah kimseye borlu deil, kimse de ondan alacakl deil.
Kimsenin ondan mtehakkimane isteme hakk yoktur. Mahlkatna her ne ikram ve ihsan
buyurmusa kemal-i keremindendir. Mahlkatn onda zerre kadar bir hakk yoktur ki, bir hak dava
edebilsinler. nk btn mevcudat, dnya ve ahiret onundur. Zat- Kibriya mlk ve melektunda
istedii gibi tasarruf eder ve ediyor. Kimine az, kimine ok verir. Kimini insan, kimini hayvan, kimini
aa, kimini ta yaratr. Mlknde ortak ve eriki yok ki, onun hakkna tecavz ederek h smme
h- zulmetmi olsun. Kimine nazar- Celal ile kimine nazar- Cemal ile tecelli eder. Mutlak irade
sahibidir. Onun ilerinden sual olunmaz. u halde insanlarn ona kar hak dava etmesi nasl tasavvur
olunabilir?!.
Cenab- Hak senin boyunu ksa yaratm ve bir de kambur vermi. Fakat seni insan olarak yaratm.
Deveyi ise hem hayvan olarak yaratm, hem kambur vermi, hem de o kambur zerine bir semer ve
semerin stne de yk yklemi. Sonra latife ile Sen yine bu haline kret. Hi olmazsa sana yk
tatmyorlar. dedim. Bu szme tebessmle karlk verdiler.
Konumama yle devam ettim:

Sizin bu mantnza gre devenin bu suali sizden nce sormas gerekirdi. Hlbuki onlar kendi
hallerinden memnundurlar ve itiraz etmiyorlar. Zaten onlarn da byle bir sual sormaya hakklar
yoktur.
Sonra onlara, memleketlerini sordum. Kayserili olduklarn sylediler. Latifeli bir ekilde Bu gz
akl ancak Kayserililere mahsustur herhalde deyince, bu latifeme de gldler.
Sonra onlara Bedizzaman Hazretlerinin Mektubat adl eserinden u ksm okudum:
Mesel madenler diyemezler: Niin nebat olmadk? ekva edemezler: belki vcud-u madenye
mazhar olduklar iin haklar Ftrna krandr. Nebatat niin hayvan olmadm deyip ekva edemez,
belki vcud ile beraber hayata mazhar olduu iin hakk krandr. Hayvan ise niin insan olmadm
diye ikyet edemez, belki hayat ve vcud ile beraber kymetdar bir ruh cevheri ona verildii iin,
onun stndeki hakk, krandr. Ve hkeza kyas et.
Ey insan- mtek! Sen madum kalmadn, vcud nimetini giydin, hayat tattn, camid kalmadn,
hayvan olmadn, slmiyet nimetini buldun, dalalette kalmadn, shhat ve selmet nimetini grdn ve
hkeza...
Kadere rza gstermek kadar srurlu bir ey yoktur.
Tabi afetler, musibetler, aksak doma gibi hadiseler tamamen Allahn dilemesiyledir. u var ki, dil-i
Mutlak olan Cenab- Hak, dnyadaki en kk bir sknty bile gnahlara keffaret sayd gibi bu
ekilde yaratltaki noksanlklarn mkfatn ahirette bilemeyeceimiz bir ekilde verecektir. Yeter ki,
genliimizi ubudiyet ve rza-i ilahi dairesinde geirmi olalm.
Siz bana kaderin zdrar ksmn soruyorsunuz, ama Levh-i Mahfuzun defterleri benim elimde deil ki
size cevap vereyim. Kaza ve kaderin ifresini kim halledebilir ki? Onun anahtar ne insann, ne de
melekt leminde ki meleklerin elindedir. Oradaki srlar Allah-u Teldan bakas bilemez.
Kaza ve kaderin, bizim tarafmzdan bilinmemesi byk bir rahmettir. Zira birok eyler vardr ki, insan
onlar bilmezse pek rahat ve asude yaar. Mesela bir adam ne zaman leceini ve bana ne gibi
felaketler geleceini bilse, onun iin hayatn ne zevki, ne de lezzeti kalr. Bunlar bilmedii takdirde
dnya ve ahirete evk ile alr.
Cenab- Hakkn hikmeti ok derindir. Biz bunlar bilemeyiz. Sizin boyunuz da 1,85 cm. olsayd. Belki
gurura dp dalalete girebilirdin. Belki bu hikmete binaen Yce Allah seni byle yaratmtr. Bu ise
senin hakknda daha hayrldr.
Mahlkatn en ereflisi ve en mkerremi insandr. Bu insan ise madde ve ruh denilen iki terkipten
meydana gelmektedir. Maddeten insann en kymetli azas onun kalbidir. Kalbin gda ve lezzeti ise
marifetullah ve muhabbetullahtr. Bu marifet ve muhabbetin anahtar sana verilen zahir ve batn
duygularndadr. Hamdolsun onlarda da bir noksaniyetin yoktur. te senin kmil bir insan olman
bunlarladr. Mesela senin gzn olmasayd, o zaman derdin ki:
Ya Rab! Benim gzm olsayd da kinat senin namna seyretseydim. diye temenni edebilirdin.
Demek ki, marifetullah ve muhabbetullah iin btn duygulara sahipsin. O halde hibir ikyet
hakkna sahip deilsin.

Senin boyunun ksa ve srtnda da kambur olmas ibadetine noksaniyet getirmedii gibi engelde tekil
etmez ki, sen de muzdarip ve mahcup olasn.
u da bir hakikattir ki, insan dnyaya zevk ve sefa iin gelmemitir. Ahireti kazanmak iin gelmitir.
Peygamberimizin buyurduu gibi Dnya ahiretin iftliidir. iftlikte ise oyun ve elence olmaz.
Orada tembellik deil, kazanmak iin alp terlemek vardr. Bedizzamann dedii gibi, Bu dnya,
dr-l hikmettir, dr-l hizmettir; dr-l cret ve mkfat deil. Buradaki amal ve hizmetlerin
cretleri cennettedir.
Orada bitmesi ve tkenmesi mmkn olmayan bir saadet ve huzur olduu gibi Ceml-i lhiyenin
mahede makam da orasdr.
Bu anlattklarmdan ve okuduklarmdan sonra memnun ve mesrur bir ekilde yanmzdan ayrldlar.
Musibet ve hastalklarda insanlarn ekvaya haklar yoktur. Bedizzaman Hazretlerinin dedii gibi;
Mlk umumen onundur. Sen, hem onun mlksn, hem memluksn, hem mlknde alyorsun.
Cenab- Hak, insana giydirdii vcud libasn sanatna mazhar ediyor. nsan bir model yapm, o
vcud libasn o model stnde keser, bier, tebdil eder, tayir eder; muhtelif esmasnn cilvesini
gsterir. f ismi hastal istedii gibi, Rezzak ismi de al iktiza ediyor.
Hayat musibetlerle, hastalklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir,
tekemml eder; vazife-i hayatiyeyi yapar. Yeknesak istirahat deindeki hayat, hayr- mahz olan
vcuddan ziyade, err-i mahz olan ademe yakndr ve ona gider.
u dr- dnya, meydan- imtihandr ve dr- hizmettir; lezzet ve cret ve mkfat yeri deildir.
Madem dr- hizmettir ve mahall-i ubudiyettir; hastalklar ve musibetler, din olmamak ve sabretmek
artyla o hizmete ve o ubudiyete ok muvafk oluyor ve kuvvet veriyor. Ve herbir saati, birgn ibadet
hkmne getirdiinden ekva deil, kretmek gerektir. Evet ibadet iki ksmdr: Bir ksm msbet,
dieri menf. Msbet ksm malmdur. Menf ksm ise, hastalklar ve musibetlerle musibetzede zafn
ve aczini hissedip Rabb- Rahmine ilticakrane tevecch edip, onu dnp, ona yalvarp hlis bir
ubudiyet yapar. Bu ubudiyete riya giremez, hlistir. Eer sabretse, musibetin mkfatn dnse,
kretse, o vakit herbir saati bir gn ibadet hkmne geer. Ksack mr uzun bir mr olur. Hatt
bir ksm var ki, bir dakikas bir gn ibadet hkmne geer.75
Dip Notlar:
69:Bakara Suresi 2/155
70:Hadid Suresi 57/ 22-23
71:Yusuf Suresi 12/86
72:Mektubat,
73:Bakara Suresi 2/216
74:Kehf Suresi 18/79-82
75:Lemalar

Cinayette Katilin Durumu


Madem filn adamn lmesi filn vakitte mukadderdir. Cz ihtiyryla silah atan
adamn ne kabahati var? Atmasayd yine lecekti. iddiasna cevap:

Cenb- Hak bu lemde hikmetiyle, her msebbebi bir sebebe balamtr. Bu hakikat, kaderin
sebeple msebbebe bir taallk ettii, eklinde ifde edilmitir. Mesel, bir ocuk msebbeb, anne ve
babas ise sebeptir. Cenb- Hak o ocuun yaratlmasn o anne ve babadan takdir etmitir. te
Cebriye, sebeple msebbebe ayr birer kader tevehhm etmekte, yni ebeveyn ile ocuu ayr ayr
nazara almaktadr. Bunun neticesi olarak, dnyaya gelmi bulunan bir ocuk iin, mademki onun
kaderi dnyaya gelmektir. Ebeveyni olmasa da o ocuk dnyaya gelirdi, gibi hatl bir fikre
sapmaktadr. Mtezile ise sebeplere tesir vererek, ebeveyni olmasayd o ocuk dnyaya gelmezdi,
gibi yine btl bir fikir ileri srmektedir. Ehl-i Snnet limleri, kaderin sebeple msebbebe bir baktn
ve sebeplerin yokluu farzedil diinde msebbeb iin bir ey sylenemeyeceini ifde etmilerdir.
Yni, yukardaki misl iin, eer szkonusu ebeveyn olmasayd ocuk dnyaya gelir miydi? sorusuna
Ehl-i Snnet limlerinin cevab, Ne olaca bizce mehldr eklindedir. Zira ortada bir vaka vardr.
Szkonusu ocuk, o ebeveynden dnyaya gelmitir. Ebeveynin yokluu farzedilince, ocuun
dnyaya gelip gelmeyeceine nasl hkmedilecektir? Cenb- Hakkn o ocuu bir baka ebeveynden
dnyaya gnderip gndermeyecei hakknda bir tahmin yrtlemez.
Dier bir misl: Birisi Erzurumdan, dieri stanbuldan gelen iki kiinin Ankarada bulutuklarn
farzediniz. Bunlardan birisi, Mtezile grne uygun olarak, Buraya gelmeseydik
gremezdik, dieri ise Cebriye gr istikametinde, Kaderde, grmemiz yazlmtr. Buraya
gelmeseydik de grrdk, dese, her iki ifde de hatal ve btldr. Ortada bir buluma vardr ve bu
hdise daha meydana gelmeden, Cenb- Hakkn malmudur. O halde kader, sz konusu iki kiinin o
mekn ve zamanda bulumalardr. Onlarn Ankaraya gitmemeleri farzedildiinde, bir baka yerde
buluup buluamayacaklar hususunda hibir ey sylenemez.
te, bu iki misl gibi, bir adamn ate etmesiyle dierinin lmesi hdisesinde de kader sebeple
msebbebe bir bakmaktadr. Ortada bir ldrme hdisesi vardr ve bu hdise daha meydana
gelmeden Cenb- Hak tarafndan bilinmektedir. Dolaysyla, kader, birinin ate etmesiyle dierinin
lmesi eklindedir. Adamn ate etmedii farzedilince, mevcut hdisenin bir taraf, yni sebep yn,
yok kabul edilmektedir. Bu durumda kar taraf hakknda hibir ey sylenemez. ldrme olaynda
katilin kabahati Cenb- Hakkn yasaklad ldrme fiiline teebbs etmesi ve lme sebep
olmasdr.
unu da ifade edelim ki, gnmzde trafik kazalarndan dolay ok sayna insan vefat etmektedir.
Ciddi aratrmalar ve yaanan tecrbeler sonunda ortaya km olan bu kurallarn doruluunda tm
insanlk ittifak etmilerdir.
Bu kurallar ihmal ederek lenler hkmi ehit saylmad gibi, gerek kendinin ve gerekse baka
insanlarn lmne sebep olanlar byk bir vebalaltndadrlar. Hz snr belirlenmi olan yerlerde bu
snr aan srclerin lm bir nevi intihar gibi kabul edilmektedir ve bakasnn lmne sebep
olmusa ondan da mesuldr.
Suudi Arabistanda toplanan Fkh Meclisinde trafik kurallarn ihlal ederek kaza yapanlarn manevi
mkfatlar sz konusu olmayacana ve bakasnn lmne sebebiyetten dolay da sorumlu
olacana hkm verilmitir. Bir ayette mealen yle buyrulur: Kendi elinizle kendinizi tehlikeye
atmaynz Demekki, bu kurallara uymayanlar hem kendilerini hem de bakalarn tehlikeye
atmaktadr. Araba kullananlar, mutlaka trafik kurallarna uymal, bylece dnyevi ve uhrevi
mesuliyetten kurtulmaldrlar.

Kaderle lgili Bir Sual


Allah-u Tel lden diriyi, diriden ly karr yetinin kfirlerden mmin,
mminlerden kfir evlt gelmesine de ml var mdr?
Evet vardr. Zira bu yetin mns klldir. Fertlere, hdiselere, cemiyetlere, beer tabakalarna,
milletlere, devletlere ve medeniyetlere ml vardr.Bu yette beyn edilen hakikat, bir kanun-u
lhdir. Bu kanun, kaderin pln ile lemde her an hkmfermadr. Biz bu yetin msadaklarndan
bazlarn nmune olarak zikredelim:
Mnen lm, kfir ve fsk babalardan, mmin ve slih evltlarn, keza mmin ve slih babalardan
da fsk ve kfir evltlarn gelmesi her zaman vkidir. Bunun bariz misllerinden birisi Azer isimli
putperest bir babadan Hz. brahim (a.s.) gibi ullazm bir peygamberin; kez, Hz. Nh (a.s.) gibi byk
bir peygamberden de bir kfir evldn gelmesidir. te yandan,
insanlarn kerih ve irkin grd birok vakalar, hayr netice verirken, zahiren gzel grnen ve hayr
telkki edilen baz hdiselerin de neticeleri er olabilmektedir. Yni, felketten saadet, saadetten de
felket kabilmektedir.
Baz insanlar, hayatlarnn bidyetinde fsk ve dallette iken sonralar tevbe ve istifar ile hidyete
erimekte, balangta hidyet ve istikamet zere giden bir ksm insanlar da, nefis ve eytann
ifsadatna kaplarak sonunda dallete dmektedirler.
Bu yetin lemdeki hdiseler iinde pek ok msadaklar vardr. Cansz yumurtalardan hayatdr
kularn teekklne, sonra o kulardan tekrar yumurtalarn yaratlmasna; keza nutfelerden
hayvanlarn tevelldne, o hayvanlardan da tekrar nutfelerin halk edilmesine; geceden gndzn,
gndzden de gecenin szlmesine, ktan yazn, yazdan kn kartlmasna kadar ml vardr.
Dier taraftan vahet ve dehetin, zulmet ve cehaletin, taassub ve gabavetin btn iddet ve katl
ile hkm srd devr-i cahiliyetten, btn lemi nra, hidyete, saadet ve adalete garkeden Asr-
Saadetin kmas; Avrupaya ilim ve medeniyette stadlk eden Endlsn ise o elm ve fec kbete
dr olmas, bu yetin msadaklarndandr.
Elhsl, bu hakikatin msadaklar hadsizdir. Bu msadaklarla Cenb- Hak, hkimne eflini, dilne
tasarrufatn, inayetkrne icraatn ve nihayetsiz kudretini daima tehir ve iln etmektedir. unu da
belirtelim ki, bu msadaklar tefekkr ederken meiet-i lhiye yannda beerin cz iradesinin
hissesini de dikkate almak gerektir. Tamamen meiet-i lhiyenin esas olduu hdiseler teklife mahal
deildir. Beer bunlardan mesul tutulmaz. Beerin mesul tutulduu fiiller ancak irade-i cziyyeye
taallk edenlerdir.

At, Kaza ve Kader Mnasebetleri


Cenab- Hakkn at, kaza ve kader namnda kanunu vardr. At, kaza
kanununu, kaza da kaderi bozar.Mesel: Bir ey hakknda verilen karar, kader
demektir. O kararn infaz, kaza demektir. O kararn ibtaliyle hkm kazadan
afvetmek, at demektir. Evet yumuak bir otun damarlar kat ta deldii gibi, at
da kaza kanununun katiyyetini deler. Kaza da ok gibi kader kararlarn deler.
Demek atnn kazaya nisbeti, kazann kadere nisbeti gibidir. At, kaza kanununun
mulnden ihratr. Kaza da kader kanununun klliyetinden ihracdr. Bu

hakikate vkf olan rif:Ya lah! Hasenatm senin atndandr. Seyyiatm da senin
kazandandr. Eer atn olmasa idi, helk olurdum der.76
Yukardaki ifadelerden de anlald zere, at, bir ey hakknda verilen kararn iptali ve hkmn kaza
edilmekten affedilmesi eklinde tarif edilmektedir. At denilince, O Rahm-i Kermin ve GafrurRahmin af ve ihsan anlalr.
Atnn kaza kanununu, kazann da kaderi bozmasn yle aklayabiliriz:
Bir padiahn umum kanunlar yannda bir de belli gnlerde tatbik ettii af ve at kanunu vardr.
Padiah o gnlerde, sululardan bir ksmn afveder, dier bir ksmnn cezalarn hafifletirir, bir ksm
raiyetinin ise rtbelerini ykseltir ve maalarn artrr. te, daha nce umum kanunla takdir edilen
ceza, rtbe ve maalar bu at kanunuyla yrrlkten kaldrlm olur. Mesel, bir aknin iledii bir
sua karlk on yl hapis yatmas takdir edilmi olsun. At kanunuyla bu cezann afvedilmesi hlinde
artk ceza infaz edilmez ve at, kaza kanununu bozmu olur. Cezann kaza edilmemesiyle de kader
kanunu, yni onun suuna mukabil takdir edilen on yllk hapis cezas bozulmu olmaktadr. te, bu
misl gibi, insanlarn iledikleri gnahlara karlk, kendilerine takdir edilen uhrev cezalar Cenb-
Hakkn at kanunuyla, yni Onun af ve ihsanyla kaza edilmekten alkonmakta ve bylece at
kanunu, kaza kanununu bozmaktadr. Ayn ekilde, kazann bozulmasyla kader kanunu da bozulmu,
takdir edilen ceza deiiklie uram olmaktadr.
Dier taraftan, at, kaza kanununun mlnden ihratr, denmektedir. yle ki, bir gnah iin takdir
edilen ceza kll bir kanun iledir. Yni, u suu ileyene u ceza verilir, eklindeki takdir, klldir. Sz
konusu suu ileyen bir kimsenin tevbe etmesi hlinde, gnahnn affedilmesi ile kaza kanununun
mlnden bir ihra durumu hsl olmaktadr. Bu ise ayn zamanda, kader kanununu klliyetinden
bir ihra mnsndadr. Nitekim bir ayette mealen yle buyrulur:
Eer Allah, insanlar zulmleri yznden hemen cezalandrsayd, yeryznde hibir canl kalmazd.
Fakat onlar belli bir sreye kadar erteler.77
Yukarda aklamaya altmz kaide, kaderin deiip deimedii sorusunu hatra getirmektedir. Bu
noktada unu ifde edelim ki, lm-i lhnin deimesi muhaldir. Ezelden ebede kadar olmu ve
olacak btn hdiseler gibi, at kanununun tatbikat da o ilmin mlndedir. Bu kader
deimez.Deiiklikler sabit ve derin olan Levh-i Mahfzun daire-i mmkinat ta bir defteri ve yazar
bozar tahtas hkmndeki Levh-i Mahv ve isbatta olmaktadr. nce takdir edilen nice cezalar, daha
sonra tevbe vesilesiyle ve at kanunu ile afvedilmekte, Levh-i Mahv ve isbattan silinmekte ve kaza
edilmemektedir. Eer byle olmasa idi, yaplan dualarn, edilen tevbelerin ve verilen sadakalarn bir
manas olmazd. Nitekim bir yet-i kermede yle buyrulmaktadr:
Allah diledii eyi mahveder(siler) ve dilediini isbat eder. Nezdinde kitabn asl olan Levh-i Mahfz
vardr.78
Dip Notlar:
76:Mesnevi-i Nuriye
77:Nahl Suresi 16/61
78:Rad Suresi 13/39

Tercih Bil Mreccih


lm-i kelmla ilgilenen kimselere faydas olaca kanaatiyle bu mesele zerinde ksaca
duracaz:
Tercih bil mreccih cizdir, ifdesindeki mreccih kelimesi,
tercih ettiren sebep, vasf, zellik, ksaca stn sfat mnsnda kullanlmtr.79
Mesel; altndan yaplm bir klemin gm klemden stn ciheti, rcih sfat yani tercih edilme
sebebi varsa da, altndan yaplm ayn marka ve zellikteki dier bir klemden hibir stn taraf
yoktur. Eer tercih bil mreccih muhal olsa, bizim bu iki altn klemden birini tercih edemememiz
gerekir. Hlbuki ayn deer ve zellikteki bu iki klemden birisini cz irademizle seebiliyor ve
alabiliyoruz. O halde, mreccihsiz tercih cizdir ve daima tatbik edilmektedir.
Yaplm, meydana gelmi eylerde ise, tercih bil mreccih muhaldir. Buradaki mreccih kelimesi,
tercih edici sebep veya zt, mnsndadr. Mevcut bir eser, kendisinin var olmasn yoklukta
kalmasna tercih eden bir mreccihi gsterir. O mreccih olmakszn eserin meydana gelmesi
muhaldir. te ilm-i kelmdaki tercih bil mreccih muhaldir, ifdesi bu ksm iindir.
Tercih bila mreccih caiz olmakla beraber, terecch bila mreccih muhaldir.
Evet, bir eyin veya kkn dierine tercih edilmesi hlinde, tercih edilen eyin veya kkn terecch
ettiinden, meydana geldiinden sz edilir. te bu terecch, mreccihsiz, yni tercih edici bir sebep
veya zt olmakszn olamaz.
Herhangi bir ey yapp yapmama hususunda bir karara varmamzdan nce, sz konusu eyin
yaplmas ile yaplmamas msavidir. Yapmay tercih ettiimizde, iin yaplmas terecch etmi olur.
Mesel, bir cmleyi yazdmz takdirde cmlenin yazlmas yazlmamasna terecch etmitir. te bu
terecch, bir mreccihe yni tercih yapan bir ktibe dellet eder ve onsuz olamaz.
Aynen yle de, bu kinatn varl gsteriyor ki, onun yaratlmas, yoklukta kalmasna terecch
etmitir. Bu terecchn mreccihsiz olmas muhaldir. Kinatn yaratlmasn tercih eden mreccih ise
ancak ve ancak Kadr-i Mrd olan Allah-u Azmndr.
Cenab- Hak, kinatn var olmasn, yoklukta kalmasna tercih etmitir. Bu h; Allahn ihtiyacndan
deil, Onun, ltuf ve kereminden dolaydr. Bedizzaman Hazretleri bu hakikat yle ifade eder:
Cenab- Hakkn efalinde, tercih edici bir garaza, bir illete ihtiya yoktur. Ancak tercih edici, Cenab-
Hakkn ihtiyardr.80
Dip Notlar:
79:Taftazn, erh-i Maksd, 2/129
80:rt-l caz

Ruh Nedir?

Ruh Gerei
Ruh, insana hayat veren ve onu, dnen, anlayan, idrak eden bir kii haline sokan
maddi olmayan, lmsz varlktr.
Can, nefes, z, nefis, ilham, vahiy ve Cebrail gibi manalara da gelir.nsanda bir hakikat
vardr ki, onun mahiyeti cisme ve ona izafe edilen fiillere tamamen ztdr. O hakikatin,
cismin sfatlar ile hibir mterek noktasyoktur. Onun hassalar ile cismin hassalar
kyasa girmeyecek kadar birbirinden farkldr. Zira bu hassalar cismin tabiatna
muhalifdir ve cismin yapsnda bulunmaz.
Bilindii gibi, herhangi bir cisim, ilk ekli bozulmadan yeni bir ekle giremez. Mesel, bir cisim, ayn
anda hem gen, hem de drtgen olamaz. Birinci eklini tamamen kaybetmeden ikinci eklini
kabullenemez. Gm bir plka zemin zerine bir nak ilense, bu silinmeden, ayn zemin zerine
baka bir desen ve nak ilenemez. Veya sre okunmu bir bant silinmeden, zerine ikinci bir sre
kaydedilemez. Oysa insanda yle bir mahiyet vardr ki, saysz eyann pln ve programlarn, suret ve
ekillerini, desen ve naklarn en kk ayrntlarna kadar kendi hviyetinde yerletirebiliyor. O
mahiyette, herhangi bir skma ve yer darl olmuyor. Birbirilerine zt, deiik ekiller, o mahiyette
unutulmadan, silinmeden, deitirilmeden muhafaza olunuyor.
O, birbirlerinden gerek saha ve zellik, gerekse mahiyet ve yap itibariyle farkl pek ok ilimleri kabul
ve zaptediyor. Sebeb-sonu mnasebetlerini dnyor, kavryor, terkip ve tahlil ediyor.
Dncelerini sistemletiriyor. Kuvvedeki arzularn fiile fikirlerini amel ve aksiyona dntryor.
Btn bunlar, cismin zelliklerinden olamaz. Bu vasflar kan ve ilikten, et ve kemikten beklenemez.
Bunlar, insandaki o mahiyetin vasflardr. O mahiyet, bedenle birlikte ypranmyor, bilkis terakki ve
teali ediyor. Nitekim insann ocukluk ve genlik alarnda cismi taze olduu halde, fikri tam
gelimemekte, ihtiyarlnda ise, bedenin kmesine mukabil, tecrbe ve ilimle fikri dinlemekte ve
zindelemektedir.
nsanlarda ilim ve irfana kar bir itiyak ve hrs vardr. Daha fazla okumak, daha fazla aratrmak
isterler. te bunlar, o mahiyetin hassalardr.
Bir insan kendi i lemini dinledii zaman, birtakm manev sadlar iitir. Bu manev sadlarn
bedenden gelmediini yaknen bilir. Onlarn bedenden ayr ve mstakil, yni, mahiyet itibariyle
cesetten tamamen ayr bir lemden geldiklerini anlar. te bu manev sadlar, ruh leminden haber
verirler.
Hem insan; mazi, (gemi) hl ve istikbal ile alkadardr. Onun meguliyet alan, yalnz bulunduu an
ve mekn deildir. Dost ve akrabalar, ecdad ve vatan, millet ve bayra, din ve mukaddesat ile
alkas vardr. Bu vasflar da insandaki o mahiyetten haber verirler.
nsan, zaman zaman coar, gadaba gelir, korkutur, nefret eder, tiksinir, endie duyar, ihanet eder,
sever, sevilir... limle zinetlenir, tefekkrle derinleir, dua ve tevekklle kurbiyet kesbeder, tevbe
istifar ile tasaffi eder ve sabrla mkillerini aar. Hadsiz itiyaklar tar. Binbir perde arkasndaki
esrar sezer, ezele el atar, ebedi kucaklamak ister. Faraza, dnyada ebedi kalsa da, btn bu
vasflarnda bir deime olmayacaktr. Zira o hdiseleri ebed kuatabilecek bir vsat ve mahiyet
tamaktadr. Bunlar, yine o mahiyetin vasflardr.

nsandaki azalarn belirli grevleri vardr. Mesel, gzn vazifesi grmek, kulanki iitmektir. Fakat
bu azalarn hibirisi yalnz bana, alnan bilgileri deerlendirip bir hkm karamaz. Yni gz
grd, kulak iittii eylerin isabetli veya hatal olduu hakknda bir hkm veremez. Dier azalar
da byledir. Demek ki, bu malzemeleri deerlendiren, kurcalayan, hkm veren, tesbit ve muhakeme
eden bir mahiyet vardr ve bunlar o mahiyetin zellikleridir.
Marifet ve mhade iin, hayalen seyahate kan bir insan dnnz. Bu seyyah, dnyadaki btn
marifetleri bir gonca gl gibi desteleyip fikir lemine yerletirdikten sonra, bir uzay gemisine binip
uzaya ykselse, terakki ede ede binlerce yldzlar gezse, sem tabakalarn, yldz kmelerini, galaksi
sistemlerini temaa etse, saysz lemleri dolasa, o kimse, vkf olduu btn hakikatlar ve
mhade ettii btn sistemleri ilminde ve fikrinde aynen muhafaza edebilecek ve aynen geri
getirebilecektir. O zt, dnyadaki eyann mahiyetine vkf olduktan sonra, semnn telerine gese,
t ar- alya kadar ykselse, ebediyeti temaa etse, varlndaki o mhiyet ayinesi, Artk almaya ve
kaydetmeye takatim kalmad demeyecektir. Bilkis, o kabiliyet, her temaada artacak, her hayrette
ziydeleecektir. Cisminde ise, bir deiiklik olmayacaktr. te insandaki bu mahiyet, hdiseleri
ebediyyen kuatabilecek bir vsat (genilik) tamaktadr. Bu mhiyetin cesetle, cisimle ne alkas
olabilir? Ebediyete uzanabilen bu hususiyetler, cismniyetimize hkmeden o mhiyetten haber
vermektedirler.
Nefsime baktm, grdm ki: Hayvanat iinde beni dahi meneim olan bir katre sudan yaratan
yaratm, mcizne yapm, kulam ap gzm takm, kafama yle bir dima, sineme yle bir
kalb, azma yle bir dil koymu ki, o dima ve kalb ve dilde rahmetin umm hazinelerinde iddihr
edilen btn Rahmani hediyyeleri, atiyyeleri tartacak, bilecek yzer mizancklar, lckleri ve Esm-i
Hsnnn nihayetsiz cilvelerinin definelerini aacak, anlayacak binler letler yaratm, yapm,
yazm; kokularn, tadlarn, renklerin adedince tarifeleri o letlere yardmc vermi..1
Dikkat edilse grlr ki, yukardaki beline ifadelerde, hereyden nce, birBen den
bahsedilmektedir. Bu ben, menei olan bir katre suyun kendisi deildir. Bu ben, gz, kulak, dil de
deildir. Bu ben, ruhtur. Beden ise, ruhun hanesi hkmndedir... Sultansz saray dnlemeyecei
gibi, ruhsuz insan bedeni de dnlemez. Hak dostu Ynus: Bir ben vardr bende benden
ieru derken, bu hakikata parmak basmaktadr. te, Ete, kemie brnp Ynus diye grnen de
ruhtan bakas deildir.
Bu noktaya kadar aklamaya altmz insan ruhunun iki cephesi vardr. Bir cephesiyle
mteessirdir, yni, tesir altndadr. Hakm ve Kadr olan Allah-u Azimn, insan ruhunun terakki ve
teali etmesi iin peygamberlerini vazifelendirmi, ruhlarn talimine onlar mrebbi, (terbiye eden)
muallim ve mrid klmtr. Ruhlarn saadet ve keml ierisinde terakki ve tasaffi etmeleri iin
Cenb- Hak, vahy-i lhisiyle hakikati, ezel ve ebed srlarn ak bir ekilde beyan buyurmutur.
Vahyin hakikatlarn, Peygamberimizin (s.a.v) beyanlarn kabul eden ve bu hakikatlarn tesiri altna
giren ruhlar, mn ikliminde ylesine bir kymet ve keyfiyet kazanrlar ki, bu hl ve sfatlar klem izah
etmekten cizdir.
Ruh, ikinci cephesi itibariyle messirdir. ok ynl bir tesir sahibidir. Bedeninde messirdir; btn
azalarn evirir evirir, arzu ettii hedefe sevkeder. Madd ve haric lemde messirdir. Tamir eder,
in eder, yapar, izer, tertip eder. Ayrca kinattaki konulardan istifade ederek, ilim ve tekniin gc
ile birok sahalara el atar, medeniyeti terakki ettirir. Ruh, dnya nizmnda, asayi ve sknette,

itima ve siyas hayatta da messirdir. Yn verir, idare eder, etkiler, coturur, dva eder, cemiyeti
kendi arzu ve idealine gre ekillendirmeye alr.
Hlsa: nsan ruhu, hem u grnen lemle, hem de grnmeyen yani gayb lemiyle devaml
mnasebet halindedir. Gayb leminden feyz alr; ehdet lemine ise, ilim ve irfniyle tesir eder.
Ruh, bizatihi kimdir, fakat hadis ve mahlktur; yani, sonradan yaratlmtr.Ztyla idrk eden ruh,
z ve hisler vastasyla bedende tasarrufta bulunur. Ruh, ebeddir; fakat ezeli deildir. Ebediyeti
Kitab ve Snnet ile sabittir. drk edicidir; idrki ile ilgili merkezlerin en nemlisi, dima, yni
beyindir.
Ruh, grnen lemdeki varlklar hissedip anlamak iin, her zaman vcuttaki organlar kullanmaya
muhta deildir. Zira ryada, gz, kulak gibi organlar kullanmad halde grp iittii vkidir.
Dier taraftan, ruh ile ceset arasnda mhiyet fark vardr. Birinin ykn dieri tayamaz. Atom ve
zerrelerin mhiyetinde hayat, ilim ve irde gibi sfatlarn bulunmad bilinen bir gerektir. Btn
canl ve cansz varlklar, ilim ve irde gibi hassalar bulunmayan cansz, uursuz atomlardan
yaplmlardr. Bu atomlar ne kendilerini, ne de baka bir varln vcudunu yapabilirler. Cenab-
Hakkn emirber neferleri olan bu atomlar, bir kitab meydana getiren mrekkebin zerreleri gibi
Kinat Kitabnn telifinde istihdam edilmekte veya bir binann talar gibi bu kinat sarayna
gnderilen hayattr misafirlerin vcutlarnn insnda kullanlmaktadrlar. Bilindii gibi mrekkep
baka, mn bakadr. Saray baka, misafir bakadr. Tefekkr, efkat, merhamet, sevgi, korku gibi
hususiyetler sarayn talarnda aranmaz. Bunun gibi, insan ruhunun hususiyetleri de ruhun hanesini
meydana getiren atom ve zerrelerde yoktur. Bunlar maddenin dnda, manev hayata ait
hususiyetlerdir. O manev hayat, ruhtan bakas deildir. O hayat ortada iken, ruhu inkr etmek
divanelik olur. nk insann maddesini meydana getiren zerrelerin hareket etmeleri iin bir
muharrike, bir mdebbire,ihtiyalar vardr. te o muharrik, yni, hareket ettirici varlk ruhtur. Ruh
olmazsa beden, btn ark ve makinalaryla tl bir fabrikaya dner.
nsanlarda ltuf ve kerem, celdet ve cmertlik gibi sfatlar derece derecedir. Birinde damla iken,
dierinde denizdir. Eer bunlar maddenin zellikleri olsayd btn insanlarda ayn derecede
bulunmalar gerekirdi. nk maddenin sfatlar sabittir. yleyse, bu zellikler bir mhiyetten
kaynaklanmaktadrlar. O mhiyet ise ruhtur. Bu mhiyet, ilim, marifet ve dier sfatlarn da
merkezidir. Ruh maddeden mcerred bir cevher veya bir ltife-i Rabbaniye olduundan, onun
mhiyetini idrk etmek, insanlar iin mmkn deildir. lim ve hikmet ehli, ruhun varln kabul edip,
mhiyetini zemediklerini itirafla beraber, bu incelii Allahn kendi ilmine mahsus kldn da kabul
etmilerdir.
Kurn- Kerim, ruhun, lem-i emirden gelen bir kanun olduunu, mhiyetini ancak Allahn
bilebileceini ve bu konuda insanlara pek az ey brakldn ifade ediyor. Ruh hakknda gr beyan
eden mtefekkirlerin hareket noktas da budur. Bu noktada ne kadar ince ve derin aratrma yaplrsa
yaplsn, ruhun hakikatna vkf olunamayacaktr.
Varlklarn bildiimiz hlde, mhiyetlerini bilemediimiz ok eyler vardr. Mesel, gne sistemini
birbirine balayan cazibe ve dfia, yni, itme ve ekme kanunlarn, hararet ve elektrik gibi
grlmeyen kuvvetlerin varlklarn eserleriyle ve neticeleriyle bilir ve grrz. Fakat mhiyet ve

hakikatlarn kavrayamayz. Ruhun da, mhiyeti bizce mehuldr. O, kendini, eserleri ve faaliyetleriyle
gsterir.
Evet, insan kendi vcudunda akllar hayrette brakan eitli tezghlarn altn (beyin, his ve akim
ilediklerini) idrk eder. Elbette tezgh baka, tezgh altran bakadr. Binenaleyh, beden
tezghn altran, bedenden farkl mhiyette bir varlktr. te o varlk ruhtur. Ayn ekilde,
mdebbir baka, tedbir edilen bakadr. Mrebbi baka, terbiye edilen bakadr. Hareket eden baka,
hareketi balatan bakadr. te o mdebbir, o mrebbi ve o muharrik ruhtur.
Bilindii gibi, bir saray, ne onu meydana getiren ta, tula, demir, vs. iin; ne de ekli, tezyinat ve
boyas iin yaplr. O, ancak, iinde oturacak bir sultan iin hazrlanr. nsan bedeni de hcreler iin
deil, vcut saraynda oturacak efendi iin yaplmtr. Bir Sultann ilerinin tanzimi iin bir
sadrazama, hariciye ve dhiliye vekillerine lzum olduu gibi, beden saraynda oturan ruh sultannn
da, sadrazam makamnda akla, d ve iileri bakanlar mevkiinde zahiri ve batn hislere ihtiyac
vardr. Akl, ruhun sadrazam kabul edilirse, kalb de onun ar, saltanat krss olur. Kalbde doan bir
mn, mesel, Bismillah, fikrin tasdikinden getikten sonra, sz, yaz, vs. olarak tezahr eder. Bu
tezahr, ruhun faaliyet ve eseridir. Grlmemekle beraber, ruhun varl, beden lkesindeki fiil ve
hareketleriyle bilinmektedir. O, bedenin btn hcrelerinde hazr ve nazrdr. Mesel, len bir
insann organlarnda hibir canllk eseri kalmaz. yleyse, o bedenden onun cinsinden olmayan,
uurlu ve mstakil bir hakikat ayrlmtr. Bu hakikat ruhtan bakas deildir. u halde, ruhun varl
phe gtrmez bir gerektir.
Bir zamanlar bir Bedevi sahrada yol alp giderken, devesi aniden hastalanp lr. Bedevi taaccp
ederek devesine yle der; Demek sende, senden baka bir ey var ki, o hem seni, hem beni, hem de
ykm gtryordu. Acaba, seni, beni ve ykm gtren o kuvvet neydi?
Bedevi haklyd. Zira o vcut biraz evvel yryor, gryor ve yk tayordu. Demek o vcuttan,
bedevinin gremedii birey kp gitmiti. te o, ruhtan bakas deildir.
Muntazaman idare edilen bir memleket bir sultan gsterdii gibi, beden de, onda tasarruf ve
hkmeden bir ruhu gsterir. Bir lkeyi idare eden kumandann kendisini inkr etmesi ne kadar
garipse, bir vcudu idare eden ruhun da kendi varln inkr etmesi ondan binlerce derece daha
gariptir...
Dnen her insan, vcut organlarnn bizzat kendileri iin, yni, gzn gz iin, kulan kulak iin...
yaratlmadklarn, aksine, bunlarn bir baka varla hizmet etmek maksadyla halk edildiklerini
kolaylkla anlayabilir.
nsann, btn varlklardan farkl olarak, tasavvur, tefekkr ve irde gibi hasletleri gsteriyor ki,
ondaki bu sfatlarn baka canllardan tamamen ayr bir kayna vardr. Bir atomdaki ekirdekleri
ayakta tutan cazibe ve dfia kanunu, onun bir nevi hayatdr. Bitkilerde madd yapy meydana getiren
atomlarn dnda, onlarn bymelerini temin eden ayr bir hayat ve onlara mahsus bir kanun vardr.
Hayvanlarda da nebatat hayatnn dnda, birtakm hislerle mcehhez ve bir nevi irde sahibi bir ruh
vardr. nsanlarda ise, btn canllarn stnde ve tesinde her eit his, uur, fikir ve idrkle
donatlm apayr bir hayat grlmektedir.
Maddeciler bile ruh, gerekte var olmayp, mcerred bir mefhmdan ibarettirdiyerek, ruhu inkra
sapmlarsa da, Ancak, bilemediimiz bir mhiyeti vardr szleriyle de ikrardan kurtulamamlardr.

Esasen, maddecilerin inkrnda da ruhu tasdik kar. Zira inkr eden de, tasdik eden de ruhtur. Ne var
ki, inkr, onun cehline, tasdik ise ilmine dellet eder. Zira inkr ve tasdik birer fiildirler, fail isterler. Bu
fail Ben inkr ediyorum veya Ben tasdik ediyorum cmlelerindeki Ben ile ifde edilen ruhtan
bakas deildir.
Hibir vicdan sahibi, vcudun esas olan bu hakikattan habersiz olamaz. Zira ruhun hakikati vicdann
ayinesinde grnr. Yni, insan vicdanen bilir ki, bu bedeni sevk ve idare eden bir baka mhiyet
vardr. Vicdann dorulad ey ise, ilm bir hkmdr, inkr mmkn deildir. Byle bir hakikatin
inkr, telfisi imknsz mkiller ortaya koyacak, yaradln srlar zlemeyecek, insan ve kinatn
gayesi anlalamayacaktr.
Evet, ruhun mhiyeti, insan idrkine smayacak derecede yksek olduu gibi, onun varl da her
trl ek ve pheden beridir. nsan bedeninde hkmran olan o sultan inkr ederek hususiyetlerini
sadece cmid ve cansz, kr ve sar maddelere vermek insaniyeti vahete doru sevketmek olur.
Bunu, temsil bir hikye ile tavzih edelim:
Daha nce hi gemi grmemi iki adam, hareket halindeki bir gemiyi seyrediyorlard. Biri dierine
sordu:
u cismi idare eden kimdir? br cevap verdi:
Arkadam, sen yanl dnyorsun ve hat ediyorsun. Bu deniz vastasnn mutlaka bir mdebbiri
olmal. Onu, gremediimiz iin inkr edemeyiz. Grmemekle bir eyin yokluuna hkmedilemez.
Bak, biz az evvel u vastay da grmemitik, ama o yine vard; inkr etseydik yanlm olacaktk. Hem
sen de kabul etmelisin ki, bu cisim ilim, irde ve hikmet ile idare olunuyor. Ona hareket emrini veren,
rotasn tyin eden, istedii yerde durduran, arptrmadan yzdren, hsl, ona kumanda eden biri
mutlaka vardr.
teki, ortaya baka bir fikir att:
Byle bir kumandan olmakszn bu vastann paralar onu idare edemez mi?
Mmkn deil. nk o paralar, akldan, fikirden ve ilimden mahrumdurlar. Onlar, u yzen cismi
idare etmek yle dursun, kendilerini tanmaktan, vazifelerini bilmekten bile cizdirler.
Arkada hl inat ediyordu. Bu defa da yle dedi:
Belki de bu ileri, o cismin akaryakt yapyordur. "
Dieri buna cevaben:
Bu da mmkn deil. nk bahsini ettiin akaryakt da, o cismin paralar gibi aklsz, uursuz ve
childir. limane, uurkrane ileri nasl yapsn.
O hlde bu cisim kendi kendini idare ediyor.
Yanlyorsun. Bu cisim, az nce bahsini ettiimiz paralardan mteekkildir. Binenaleyh bu da onlar
gibi aklsz, uursuz, kr, sar ve childir. Ne kendini, ne de denizi bilir. Bu yzen cismin kendini idare
etmesi ve rotasn tyini, klemin kendi kendine yazmas kadar akldan uzak bir hurafedir.

Bu izah karsnda teki adam syleyecek sz bulamad ve sustu.


Temsildeki gemi, insann bedeni, kaptan ise, ruhudur. Paralardan maksat,vcuttaki organlardr.
Akaryakt ise, insan bedenindeki enerji, kan ve sair svlardr. ki adamdan biri ruha inanmayan bir
materyalist, dieri, ruhun
varln kabul eden bir mmindir.
Dip Notlar:
1:ualar

Ruhun Mahiyeti Mehuldr


nsan, deil ruhun, en basit bir bitki hayatnn dahi mhiyetini bilememektedir. Eyann
mhiyetini ancak Allah (c.c) bilir. nk mevcudatn ustas ve yaratcs Odur. stad
Bedizzaman, Akl, ubdiyyet vazifesini if iindir, esrar- Rubbiyeti idrk iin
deildir, ifadesiyle, insann Rubbiyyetin srlarn zmek iin vazifeli olmadn ve
ona gc yetmeyeceini bihakkn ortaya koymutur.
Mesel, elektriin varln aklmzla anladmz halde, duygularmzla gremez, mhiyetini bilemeyiz.
Bununla beraber, elle tutulmayan, gzle grlmeyen, eni ve boyu, arl ve hafiflii, katl ve svl
bulunmayan, rengi, tad, kokusu olmayan bu hakikatin varlndan da phe etmeyiz. Zira o hakikat,
eserleri ve hareketleriyle, meyve ve neticeleriyle ortadadr. Biliyoruz ki, bilgisayarda hesap yapan,
radyoda konumay, televizyonda grnty, teypte hfzetmeyi ve avizede aydnlatmay temin eden
hep elektriktir. Yukarda sz edilen eyalar yrten, sevkeden, ynlendiren, ekip eviren hep odur.
Lkin btn bu maharetlere sahip olan elektrik faraza uurlu olsa, kendi mhiyetini idrk edemez.
Grmesi olsa, ancak altrd makinann letlerini grebilir. Ruh da, kendi mhiyetini bilememekle
birlikte, ceset fabrikasnda birok ii bir arada, beraber ve yanlsz yapmaktadr.
Netice olarak unu syleyebiliriz: nsann zahir ve batn duygularyla grp hissedemedii ve
mhiyetini idrk edemedii hakikatlar vardr. Ruh da bunlardan biridir.

Ruhun Varl le lgili Nakl Deliller


Bir hakikatin aratrlmasnda en nemli kaynak Mtehassslardr. Gelimi
cemiyetlerin en mmtaz vasflarndan biri ve belki de en nemlisi ihtisasa hrmet ve
vazife taksimine riyettir. ktisad, itima, ilm ve fikri sahalarda gvenilir ve shhatli
bilgi elde etmenin yolu, hayatlarn ve mesilerini belli bir sahaya hasretmi mtehasss
kiilere bavurmaktr. htisasa hrmet, ilmin izzetinin gereidir; aklen, dinen, hikmeten
ve vicdanen zarurdir. Bu sebeble,Ruh nedir? Niin yaratlmtr? sorularna gvenilir
cevaplar alabilmek iin bu sahann mtehassslarn bulmak ve onlara mracaat etmek
icabeder.
imdi dnelim: Acaba, ruh ve ruha ait hakikatlar konusunda ilim bize gvenilir bir bilgi verebilir mi?
Bilindii gibi, msbet ilimler, varlklar tecrbe ve deney metodu ile incelerler.
Hdiselerin Nasl olduunu aratrrlar, fakatNiini zerinde durmazlar. u hlde, ruh ve ruha ait
hakikatlar msbet ilmin faaliyet sahas dnda kalmaktadr.

Felsefeye gelince: Felsefe hdiselerin Niini zerinde durur, eyann zn aratrr. nsan, yaratl,
ezel, ebed ve ruh gibi konulardan bahseder. Ancak, felsefe tarihi tetkik edildiinde grlr ki, ne
kadar filozof varsa, deta o kadar da tezatlar, tutarszlklar, pheler vardr. u hlde, hangisinin
yolundan gidilecek, hangisinin szne itibar edilecektir? Gerekte, filozoflarn ekserisi ruhun varln
kabul etmilerdir; ancak, ruhun hakikati, mhiyeti ve gayesinde birok tezatlara dmler,
hakikattan sapmlardr.
Hereyin hakikatn aratran filozoflar, vazifeleri icab vahyi de aratrsa,incelese ve gereine vkf
olsalard, karlarna kan derin engelleri suhuletle aacak, evhamlardan kurtulup insanlara rehber
olmaya hak kazanacaklard.
Felsef doktrinleri tetkik ettiimizde grrz ki, filozoflarn ou maalesef vahyin ziyas altna
girmemi veya girememilerdir. Onlar, sanki, eyann yaratlmasnda paylar varm gibi, mstakil ve
mstani konumular, ahkm kesmilerdir. Kendilerini mkemmel zannedip, acz ve fakrlarn, kusur
ve noksanlarn grememilerdir. Yni, Kimin mahlkuyum, Kimin masnuyum, Kimin tedbir ve
inayeti ile besleniyorum, diye dnmemilerdir. ayn- hayrettir ki, ok gvendikleri fikir ve
irdelerinin de kendileri gibi mahlk olduundan gaflet etmilerdir.
Bilhassa materyalist ve marksist filozoflar, felsefelerinin esasn kin, ibirar ve inkr zerine
kurmular; Allah, yaradl, ruh, ahlk, inan, itibar ve faziletle ilgili btn yksek hakikatlar
kfrlerinden gelen bir inatla inkra sapmlardr. Maddeye saplanp, inkar ile kendilerini gya teselli
etmek istemilerdir. Her trl inan ve fazilete dman olup, inkrdan lezzet alan bu habis ruhlularn
ruh hakknda sz sylemeye selhiyetleri yoktur.
u hlde, ruh mevzuunda, ne msbet ilim erbab, ne de felsefeciler mtehasss olamazlar. Bu sahann
asl sz sahipleri peygamberler (a.s) ve onlarn vrisleri olan limlerdir. Zira o nrn ztlar,
kendiliklerinden konumazlar, vahy-i lhye tercmanlk ederler.
Bir kide-i mukarreredir ki, Yapan bilir, bilen konuur. Bu bakmdan,ruh hakknda kesin ve gerek
hkm, ruhun yaratcs olan Allahndr. Evet, bir makinay kim yapmsa, onun hakknda sz onun
olacaktr. O makinann yapl gayesi ve ileyi tarz sadece ustasndan renilecektir. Shhatli bilginin
kayna budur. te bu kaynak Menba- Hak ve maden-i hakikat (Hakkn ve kakikatn kayna) olan
Kurn- Azmndr. Kurn- Kerm mn leminin gneidir. Ruhlar onunla nrlanr, kalbler
onunla zulmattan kurtulur. Bilindii gibi, Gne btn bitkilere, kabiliyetlerine gre feyiz verir;
ziysyla onlar hayatlandrr. Mn lemimizin Gnei olan Kurn- Azimn da ona uyanlarn
ruhlarna inkiaf, akllarna istikamet, kalblerine nr verir.
O, hem maziyi, hem hli, hem de ebediyeti aydnlatan bir Nurdur. nkrlardan, mitsizliklerden,
kederlerden terekkp eden cehalet karanlklarn gnllerden silip atmtr. Onun ziyas altna giren
akllar, nice hakikatlarn kefi yannda, kendi efendileri olan ruhlarn da bilmiler ve onlarn varln
tasdik etmilerdir. O ezel gnei, selim akllara, ruhun varln, hibir pheye yer brakmayacak bir
katiyette gstermi ve ispat etmitir. Bu husustaki yet-i Kerimelerden birkan takdim etmekle
yetineceiz.
1. Allah yolunda ldrlm olanlar iin ller demeyiniz. Bilkis onlar diridirler. Fakat siz iyice
anlamazsnz.2
Bu yetten iki hususu anlyoruz:

a) Cesedin ldn grmemize ramen, Cenb- Hakkn, ller demeyiniz buyurmas, cesedin
dnda lmeyen bir mhiyetin varln gsteriyor ki, o da ruhtur.
b) yet-i Kerme, o hayatn keyfiyetini, yaamayanlarn bilemeyeceklerini beyan ediyor.
Bu yetle Cenb- Hak, uur ve aklmzla anlayamadmz hakik bir hayatn olduunu apak
bildirmektedir.
2. Allah yolunda ldrlenleri sakn ller sanma. Bilkis onlar Rableri katnda diridirler. (yle ki,
Allahn) ltf- inayetinden, kendilerine verdii (ehidlik mertebesi) ile hepsi de d olarak (Cennet
nimetleriyle) nzklanrlar. Arkalarndan henz onlara katlamayan (ehid dinda)lar hakknda da:
Onlara hibir korku yoktur. Onlar mahzun da olacak deillerdir diye mjde vermek isterler. 3

yet, madd cesedin ldn grmemiz yannda, Allahn inayetine mazhar olan baka bir hayat
tabakasndan haber veriyor ki, o da ehidlerin hayatdr. Onlar, srur ve nee iinde Cennet
nimetlerinden rzklanmaktadrlar.
Cenb- Hak bu yetle, ruhlarn bedene bal olmakszn kim olduklarn ve lmden sonra da baki
kaldklarn ifde buyurmaktadr.
3 phesiz yetlerimizi tanmayan kfirler var ya, muhakkak ki biz onlar yarn bir atee yaslyacaz,
derileri pitike azab duysunlar diye kendilerine (tebdilen) baka deriler vereceiz. nk Allah,
izzetine nihayet olmayan bir hikmet sahibidir.4
Yine bu yette de yanp yok olan bir maddeye mukabil, yanmakla yok olmayan bir hakikata iaret
ediliyor. O hakikat da ruhtur. Ruh, sabit olup, onun elbisesi olan cesed ise dalmaya mahkmdur.
Dnyaya geldiimizden bu yana bedenimizin durmadan deitiini, buna karlk deimeyen sabit bir
hakikatin varln hepimiz biliyoruz. Bu dnyada byle olunca, br dnyadaki bu keyfiyeti inkr
etmek, yaadmz u hayat inkr etmek kadar divanelik olur.
4 Sana, ruhu sorarlar. Deki: Ruh, Rabbimin emri (cmlesi)ndedir. (Zaten) size az bir ilimden bakas
verilmemitir. 5
Cenab- Hak, bu yette de ruhun var olduunu, onun mhiyet ve keyfiyetini bize perdelediini ve
insanlara bu hususta az bilgi verdiini beyan buyurmaktadr. yleyse, ruhun varln kabul aklllk,
mhiyetini anlamaya zorlanmak ise cerbezedir, abesle itigaldir.
5 (Azbtan biri de) atetir ki, onlar buna sabah-akam arzolunacaklar. Kyametin kopaca gnde,
Firavun Hanedann azabn en etinine sokun (denilecek) 6
Bedenin lmesine, ryp deimesine ramen devam eden bir hakikat olmazsa, Firavun ve
Hanedan azaba nasl mruz kalacaktr?
6 Ey itminana ermi ruh! Dn Rabbine. Sen Ondan raz olarak. Haydi gir kullarmn iine. Gir
Cennetime 7
Bu yette de apak ruha hitap vardr. Muhatap olmazsa hitap olmaz. Ruhtan rz ve kulluk isteniyor.
Hlbuki yoktan birey istenmez.

7 Allah alr o canlar ldkleri zaman; lmeyenleri de uyuduklarnda. Sonra zerlerinde lm


hkmn verdiklerini alkorda dierlerini salverir; bir msemma ecele kadar. phesiz ki, bunda
dnecek bir kavim iin yetler var.8
Bu yette, alnd yahut bir msemma ecele kadar alkonulduu ifde edilencan, ruhtan bakas
deildir.
Ruh mevzuunda, takdim ettiimiz yet-i kermelerden sonra, imdi de Resl-i Ekrem Efendimizin
(s.a.v) Hads-i eriflerinden birkan nakledelim. Her mevzuda olduu gibi, ruh hakknda da en ihatal
izah, vahyin ziyas altnda, Peygamber-i Zin Efendimiz (s.a.v) yapmtr.
Btn lh hakikatlarda ve eyann mhiyetine it esrarda Kurandan sonra en emin kaynak
Peygamber Efendimizin szleridir. Zira O Zt (s.a.v), Mira mcizesiyle Sidre-i Mntehy am,
Kb- Kavseyne varmtr. Hibir nebinin uamad idrk merhalelerini gemi, hibir arifin hakkyla
mlhaza edemedii hakikatlar yaknen temaa etmitir. Hatt Cebrailin seyr ve temaasnn bittii
mntkalardan gzleri amadan, ayaklar dolamadan gemitir. Hibir marifet ehbaznn pervaz
edemedii bir ufk-u kemle ykselmitir. Btn mkevvenatn idare edildii en yksek makamlar
grm, beerin mukadderatn yazan, klemlerin seslerini duymutur.
Cenb- Hak, O Zt, insanlara hakikati gstermekle vazifelendirip, btn insaniyete bir nmne-i
imtisal klmtr. Nebileri ierisinde husus iltifat ile setii O Zt (s.a.v) umum ve kll feyze mazhar
etmitir. Bu sebeble Onun beyan buyurduu her hakikat, itikad edilmesi lzm gelen bir vecibedir.
Rivayet olunduuna gre, Hz. Cbir (r.a) yle anlatr:
Bir gn, Reslullah Efendimize sordum:
Y Reslllah, Cenb- Hak ilk nce neyi yaratt? Cevaben yle buyurdular:
Y Cbir, Cenb- Hak evvel senin Nebnin nurunu yaratt. Nr katresinden ruh katresi halkedildi.
Bu ruhlar, evvel enbiy-i izmn ruhlaryd. Onlarn nefislerinden ise vellerin, ehidlerin, srasyla
Allaha itaat edenlerin ve mminlerin ruhlar yaratld... 9
Hz. ie validemiz (r.a) der ki: Peygamber (s.a.v)in yle dediini iittim:
Ruhlar muhtelif neviler, toplu grublar halindedir, onlardan birbirini tanyanlar kaynarlar, seviirler;
tanmayanlar ise ayr ayrdrlar.10
Eb Hreyreden (r.a) gelen bir hadste, Allah Resl (s.a.v) yle buyurmulardr:
Mminin ruhu bedeninden knca iki melek onu alr, yukar karrlar. Sema ehli der ki: Bu yer
canibinden gelen temiz bir ruhtur. Ey temiz ruh, Allah sana ve iinde mrn tamamladn cesedine
rahmet eylesin. Sonra o ruh Azz ve Cell olan Rabbine gtrlr de Rabb- Celli der ki: Onu Sidre-i
Mntehya gtrn. Kafirin ruhu bedeninden knca sema ehli der: Bu, yerden gelen habis, kt bir
ruhtur. Onu da siccn (Cehennem)e gtrn denilecektir. 11
Sevbndan rivayet edilen bir hads-i erifte de Reslullah Efendimiz yle buyurmutur:
Her kimin ruhu, gayr-i meru bir hazine brakmadan, gnah- kebirle zedelenmeden ve bortan uzak
olarak cesedinden ayrlrsa o Cennete girer. 12

bn-i Abbas (r.a) diyor ki,


Reslullah (s.a.v) buyurdular ki, Kardelerinizden birisi ehid olduu zaman Allah onlarn ruhlarn
(Cennet) kularn(n) cevfine koyar. Onlar Cennetin nehirlerinden ier, meyvelerinden yer, arn
glgesindeki altndan kandillere girerler. Yiyecek, ieceklerinin holuunu ve gzel karlanmalarn
her grdklerinde derler ki, keke kardelerimiz, Cenb- Hakkn bize neler yaptn (nasl muamele
ettiini) bilselerdi de, cihaddan geri kalmasalard ve harbten vazgemeselerdi. Azz ve Cell olan Allah,
Sizin bu arzunuzu ben onlara ulatracam. buyurdu ve Reslne (s.a.v) Allah yolunda
ldrlenleri ller sanma, bilakis onlar diridirler. Rableri katnda rzklanmaktadrlar.. 13 yetini
indirdi.
Dip Notlar:
2:Bakara Sresi, 2/154
3:l-i mrn sresi, 3/ 169-170
4:Nis sresi, 4/ 56
5:sra sresi, 17/ 85
6:Mmin sresi, 40/46
7:Fecr sresi, 89/ 27- 30
8:Zmer sresi, 39/42
9:Kef1-Haf: 1,265; Mevahibl-Lednniyye erhi; 1,46
10:Buhr, Enbiya: 2; Mslim, 1,159
11:Mslim, Cennet: 75
12:bn-i Kayymil-Cevzi, s.39-40
13:bn-i Kayymil-Cevzi, s.39-40

Ruh - Beden Mnasebeti


nsan ruh ve beden olmak zere iki ayr mhiyetten halkeden Cenb- Hak, bunlar
arasnda, akllar hayrette brakan bir mnasebet tesis etmitir.
yle ki: Hlik- Hakim, insann ruhuna nutuk, beyan, tefekkr gibi kabiliyetler vermi; bedenini ise,
bu kabiliyetlerin her trl inkiafna msait klmtr. Mesel, az, harfleri yanyana getirip,
kelimeler, cmleler hlinde ifde eden, bylece fikirleri darya aksettiren ok hrika bir konuma
mekanizmasdr. Bu mekanizmadaki dudaklar, dileri, damaklar, ses tellerini ve dili manl bir ekilde
hareket ettiren ruh ile beden arasndaki bu mnasebettir.
Bir terzinin elbiseyi insan bedenine gre biip dikmesi, bir mhendisin binay iinde oturacak
kimselere gre plnlayp yapmas gibi, Cenb- Hakm-i Mutlak da, btn hayat sahiplerinin
bedenlerini, ruhlarna en uygun biimde nescetmi, en mnsip tarzda yaratmtr.
nsanolu tavuklara kmes, kanaryalara kafes yapt gibi, O Hakm-i Kerim de her bir nevi hayvann
ruhuna, onlara en mnasip ve istifadelerine en msait cesetler giydirmitir. Arslam hain ruhu ile
kuvvetli bedeni ve keskin dileri arasnda tam bir mnasebet olduu gibi, blbln hassas ruhuyla
nzik bedeni, narin tyleri, tatl sesi arasnda da yine tam bir tenasb vardr.
nsan hayat, hayat tabakalarnn en mkemmeli olduundan ruh-beden mnasebeti de en gzel
ekilde, yine onda tezahr etmitir. Bedendeki her z, ruh iin, en gzel surette, en faydal ekilde,
en mnasip yerde yaratlmtr. nsann grd btn iler, ortaya koyduu btn sanatlar, telif

ettii btn kitablar hep bu hrika mnasebetin mahsuldr. lim ve irfan sahibi bir insann
ruhundan, elindeki klem vastasyla ll szler, faydal bilgiler, hikmetli hnerler, dnya ve hiret
mutluluuna gtren esaslar dklrler.
Evet, ruh birok kabiliyetlere sahiptir, ancak bu kabiliyetlerini, kendisine giydirilen beden sayesinde
ortaya koyabilmektedir. Mesel, el ruhtaki yaz yazma ve dier sanatla ilgili kabiliyetleri ortaya koyar,
gsterir. Eer el, buna msait olmasayd, ruhun kabiliyetleri bu noktada nasl inkiaf edecekti? nsan
ruhu, bu kabiliyeti ile birlikte, faraza bir devenin bedenine yerletirilseydi, belki helak olacakt. Zira
dimayla ince eyler dnp plnlad halde, okuyup yazamayacak, krsde ders veremeyecek,
minbere
kp hutbe okuyamayacak, hibir sanat dalnda maharet gsteremeyecekti. Btn bunlardan
anlyoruz ki, ruhu kim yaratm ise, bedeni de O yaratmtr.
Ruh-beden mnasebeti konusunda bir hususa daha temas edelim: Ruh, bedene dahil olmad gibi,
hari de deildir; bitiik olmad gibi, ayr da deildir. Bir eye dahil veya hari olma, cisim ve
maddenin zelliidir. Ruh ise, maddeden mcerred bir cevher ve ltife-i Rabbaniyedir. Bu hakikata
bir misl:
Bilindii gibi, elektrik, ziyya dnt avizeye dhil olmad gibi, hari de deildir. Hari deildir;
nk elektriin onda tezahr etmektedir. Dhil de deildir; zira avize krldnda, onun
paralarnda elektrik bulunmaz. Bir baka misl:
Bir fabrikadaki btn let ve arklar altran elektriktir. Elektrik, kesilince, faaliyetin duraca
muhakkaktr. Cereyan, o fabrikaya vcud veren maddelere dahil deildir. Zira ayn fabrikann
arklarnda elektrik yoktur. Ancak, fabrikay altran o olduundan, elektrik o let ve arklarn
haricinde de deildir. nk fabrikaya hareket veren odur.
Ruh, bedenin tamamn idare eder. Bedenin her yerinde mevcuttur, blnmez ve paralanmaz. Eli
altrr, aya yrtr; gzden bakar; dilden syler, kulaktan iitir, yni, btn azalarda tasarruf
eder. O, bizatihi kimdir, dimdir. Herhangi bir uzvu kesseniz, ruha hibir noksan ve zeval rz olmaz.
Cesede fena ve yokluk da arz olsa, o yine varln devam ettirir.
Ruh, tecezzi ve inkisam etmez; yani ruh, insan bedenini blnmeden ve paralanmadan idare eder.
Ruh iin, beden lkesinde uzak-yakn fark yoktur; btn ihtiyalara ayn anda cevap verir; btn
hcreleri birlikte ve bir anda idare eder.
Bu hakikati bir temsil ile izaha alalm. Haylen bir karacier hcresine girdiinizde, o kk
menzilin bir ehir gibi idare edildiini grrsnz. O ehirde tantnz atomlardan birisine, o
memleketin kim tarafndan ve nasl idare edildiini sorarsanz, yle bir cevap alabilirsiniz: Bu
ehirde her iin muntazam yapldn, her ihtiyacn en iyi ekilde karlandn hayretle seyrediyorum.
Lkin bu derece geni bir saray hatasz, yanlsz idare eden ve sadece adnn ruh olduunu
bilebildiim o sultann zt hakknda hibir ey syleyecek durumda deilim. Ruhun tasarruf ettii
sahann sadece o surlarla evrili dar menzilcik olduunu zanneden o atomun elinden tutup bedenin
btn hcrelerini gezdirirseniz, hayreti her menzilde bir kat daha artacak, bu usuz bucaksz lemi
tek bana idare eden ruha iman, marifet ve muhabbeti gittike ziydeleecektir. Eer ftrat
bozulmamsa, u szlerinizi gz ve ba stne kabul edecektir: Bu beden lkesinin yegne sultan
olan ruh, her hcrenin yannda hzrdr, fakat hibir hcreyi de kendine mekn tutmamtr. Ona

gre, bedenin uzayla yakn, organlarn by ile k farketmez. Btn ileri birden grr,
btn ihtiyalara ayn anda yetiir. Ruh, bu lkedeki her organ bizzat idare eder. Bedeni istedii yere
gtrr, gezdirir, diledii ite altrr.
Bedizzaman bu hakikat veciz bir ekilde yle ifade eder:
nsann nasl ruhu btn cesedine yle bir mnasebeti var ki: Btn azasn ve eczasn birbirine
yardm ettirir. Yani, irade-i lahiye cilvesi olan evamir-i tekviniye ve o emirden vcud-u haric
giydirilmi bir kanun-u emr ve latife-i Rabbaniye olan ruh, onlarn idaresinde onlarn manev seslerini
hissetmesinde ve hacatlarn grmesinde birbirine mani olmaz, ruhu artmaz. Ruha nisbeten uzakyakn bir hkmnde. Birbirine perde olmaz. sterse, ounu birinin imdadna yetitirir. sterse
bedenin her cz ile bilebilir, hissedebilir, idare edebilir. Hatt ok nuraniyet kesbetmi ise, herbir
cz ile grebilir ve iitebilir. 14
Dip Notlar:
14:Szler

Ruhun Hdiseleri drki


Ruh; his, idrk, ihtisas ve irde zerinde hkimiyet kurar. Onlar vesile ederek deer
kazanr. Bunu bir mislle izaha alalm: Bir kokuyu alabilmemiz iin burnumuz hava
ile temas eder. Bu temas burunda bir tesir brakr. te bu tesir histir. Vki olan bu his,
derhal sinirler vastasyla zihine ular. Bu hl, yni, kokunun zihine nakedilmesi, bir
intibdr. Bu intiba mteakip, zihinin bu kokuyu dierlerinden ayrmas sonucu bir ilim
hsl olur ki, bu da ihtisastr. Akln bunu, kaynana, sebebine isnat etmesi ise idrktir.
Ruhun, bu kokunun menbn, hakikatini ve sfatlarn incelemesiyle marifet meydana
gelir. Bu kokudan memnun olma veya olmama neticesi, kokuyu alp almama klarndan
birini tercihe irde denir. Grme, iitme, tatma ve dokunma gibi hislerimiz de aynen
byledir. u hlde be duyu hisse, sinirler ihtisasa, dima idrke hizmet etmektedir.
nsandaki idrkin teekkl tarz da ayrca hayrete ayandr. Nasl oluyor da, insann bedeninde, hrika
bir surette hsl olan hareketle, diman merkezinde bir ilim ve uurlanma husule geliyor? Nasl
oluyor da, hcrelerden meydana gelen hareket, dimadaki uura intikal ediyor, ruh bundan haberdar
oluyor ve marifet meydana geliyor? Ruh kadar acp olan bu meseleyi ne felsefe, ne de psikoloji izah
edebilir. Bu hdiseler arasnda byk ve inkiaf mkil sr ve perdeler vardr.

Ruhun Birlik ve Blnmezlii


Ruh; vahit ve basittir. Terkip deildir. Terkip olmad iin de, zaman, mekn ve haric
hdiseler onu zp datamaz, eskitip ypratamaz. Birok kanunlar vardr ki, kinatn
yaratlndan beri vahidiyet ve besatetlerini muhafaza etmektedirler. Hdiseler bunlara
tesir edememitir. Buna misl olarak,Yerekimi Kanunu verilebilir. Bu ve benzeri
kanunlar gibi, ruh da varln muhafaza edip, ebede gidecektir. Zira ruh bu kanunlardan
daha kuvvetlidir; nk hayat sahibidir. Daha itibarldr; Zira irde sahibidir. Daha
mkemmeldir; nk idrk sahibidir. Daha nezihtir; nk letafeti vardr. Kabiliyete
daha cami ve daha zengindir; nk kinatn fihristesi, z ve zetidir. Ebede daha lyk
ve daha mtaktr; nk Samediyetin aynasdr.

te bu zellikler ruhun birlik ve blnmezliinden haber vermektedir. Fikren terakki etmeyen mi bir
insan bile ben derken, vcudunun, gz, kulak, di, trnak gibi azalarn kastetmez. Maddi
cismaniyetinin tesinde bir mcerred mhiyeti anlatmak ister. te bu mhiyet birdir, mteaddid
olamaz. Ruhun birlii vicdanen ve hissen bilindii gibi, aklen de sabittir. Ruhun bedene hkimiyeti,
birliiyle mmkndr. Malumdur ki, bir insann hayatn salimen srdrebilmesi, menfaatlerini
celbedip, zararlarndan saknabilmesi,
bedene hkimiyeti ile olur. O da, ruhun birliine baldr. Yni, insann hayat, zahir ve batn btn
duygularnn bir tek ruhun emrinde olmasyla devam eder ve semeredr olur.
Gz, ruha pencerelik yapacak; ayaklar, onun istedii istikamete gidecek; kulak onun hesabna
dinleyecek; hsl btn kuvve ve itihlar onun emrine girecektir. Aksi hlde, yni, her organ ve
kuvvetin kendi bana hareket etmesi ve mesisini ve gayretini bir merkez nnma yapmamas
hlinde vcut harap olacaktr. Hakikat u ki, el bireyi tutarken kendi nnma tutmamakta; ayaklar
kendileri iin yrmemekte; gz kendi zt iin seyretmemektedir. Dier hisler de bunlara kyas
edilebilir. Btn bunlar, ancak bir merkeze balanmak, bir ruhtan emir almakla faydal hizmetler
vermektedirler.Ruhun birlii kabul edilmeyince hcreler, hatt zerreler adedince ruhlarn kabul
lzm gelecektir. Burada stad Bedizzaman Hazretlerinin u harika misline dikkat edelim:
Nasl u katrelerde ve camn zerreciklerinde olan gnecikler ve eit eit renkler, Gnein cilve-i
aksine ve inikasnn tecellsine verilmezse, bir tek Gnee mukabil nihayetsiz gneleri kabul etmek
lzm gelir.
Aynen bu misl gibi, bir tek ruhun inkr hlinde, ruhun yapt btn vazifeler, faraza, beyindeki veya
kalpteki her bir hcreye yklenecektir. O takdirde, beyindeki bir hcre, ayn anda hem grp iitecek,
hem tadp hem koku alacak, hem sevinip hem zlecek, hem coup hem sknete kavuacak, hem
dnp hem hayl kuracaktr. Bu ise, yz derece akldan uzaktr.

Ruhun Vsati
Ruhun vsat ve ihatasnn iki cephesi vardr: Bir cephesini batn duygular, dier
cephesini zahiri duygular tekil eder. Ruh, batn duygular vastasyla yle bir vsat
tekil eder ki, kinat bile ruhun bu keyfiyeti yannda klr, mazruf olur. Bu vsate
sahip bir ruh,Bzan kinat ihata etmekle kucana alr. Bzan dire-i imkndan kar,
en yksek bir direye mdahaleye alr. Yni, o kadar yksee kar ki, Vcibl-Vcdu
grmeye alr. Hatt kinat misafireten getirir, akl odasnda misafir eder.15 Her
cihetten gelen sadlara bir santral gibi karlk verir. Kinat, hayat ve ruh gibi byk
muammalar zmeye alr. lemin meneini ve hilkatin srrn aratrr.
Ruh, ikinci cephesiyle, yni, zahir duygular ile haric leme alr. Renkler lemine gzler vastasyla;
kokulara burun vastasyla; sesler lemine kulak vastasyla; tadlara dil vastasyla vkf olur.
Bedizzamann ifadesiyle,Gz bir hassedir ki, ruh bu lemi o pencere ile seyreder.16
Evet, Ruh, gz vastasyla u Kinat Kitabnn mtalacs, aratrc ve inceleyicisi ve Allahn
sfatlarnn tecellsinin bir seyircisi olur. Cenb- Hak, at-misl kalarla muhafaza altna alp,
kirpiklerle ssledii gzleri, zarfetli bir sanatla yaratmtr. Ruh, bu nazenin uzuvlar gece perdeleri
gibi ap kapayarak lemi seyreder, renklerin letafetini tadar. te yandan, ruh, dildeki tad alma
duygusu ile rahmet hazinelerini ve Kudret-i Smedaniyye matbahlarn tefti eden mahir bir nazr ve

kir bir mfetti olur. Bir saraydaki vezirlerin, sultanlarna kar, i ve d mnasebetleri tesis
etmeleri gibi, his ve duygular da, ruhun vsatli tasarrufuna vesile olurlar.
Dip Notlar:
15:Mesnevi-i Nuriye
16:Szler

Ruhun, Srur ve Eleme Menb Olmas


nsanlara srur ve elem, iki kaynaktan gelir. Biri, hisler yoluyla gelen cisman elem ve
lezzetlerdir. Dieri ise, hayl, tasavvur, fikir gibi ruhun sfatlarndan gelen ruhan srur
ve zdraplardr. Nitekim Kl yaras iyileir ama, dil yaras iyilemez sznde, kl
yaras ile cisman elemler, dil yaras ile de ruhan elemler kastedilmektedir.
nsan, sadece maddeden ibaret olmadndan elem, keder, korku ve sevgi gibi hislerle kar
karyadr. Az bir dikkat ile cismin ald zannedilen elem ve lezzetin de ruha ait olduu anlalabilir.
Ancak, ruh o elem ve lezzeti, cismin herhangi bir organ vastasyla ald iin ona cisman denir.
Ruhun kmasyla, cesedde hayat, ilim, irde, uur, lezzet, zdrap, korku, sevgi ve benzeri sfat ve
hisler kalmaz. Btn bu lezzet ve elemlerin hepsi ruha aittir.
Her insan, ruha it zevk, korku, nee, sevgi, mutluluk gibi ruhan lezzet ve elemlerin cisman lezzet ve
elemlerden farkl olduklarn vicdanen bilir.
Ruh olmazsa cesed lezzetlerden ve elemlerden nasibini alamaz. Lezzet ve elemin kkleri ruhun
derinliklerindedir.
Evet, srur, akl ve mantn kontrolnden ve vicdann szgecinden getikten sonra, dima ruhun
baarlarn ve zaferlerini terennm eder. Her byk zafer, ruh iin bir srur gftesi olduu gibi, her
byk srur da onun bir zafer bestesidir. Srurun doduu yerde, mutlaka bir terakki hamlesi vardr.
Bu hamle ne kadar yksekse, srur da o kadar derinden kaynaklanr.Srur gibi elem ve zdraplar da,
tevekkl ve teslimiyet artyla, ruhu kemlta kamlar, tasaff ettirir, olgunlatrr. Bedizzaman
insan ruhunun elem ve srurlara menba olduunu yle ifade eder:
Ruh-u insan gayr- mtenah ihtiyalara giriftar, gayr- mtenah elemlere mahaldir. Gayr- mahsur
lezzetlere itihaldr. Gayr- mahdud mli beslemektedir. Hatt kalbin dalaletiyle beraber ruhtan
fkran efkat, gayr- mtenah elemleri tazammun ediyor.17
Dip Notlar:
17:Mesnevi-i Nuriye

Ruhun Aklla Mnasebeti


Akl; dnme ve tefekkr aletidir. Akl, mahiyetinin tam olarak anlalmas mmkn
olmayan ilah bir srdr.
Akl, hayr ve erri birbirinden ayran, insan doru yola sevk eden ilah bir nurdur. Eserden messire
intikale vesile olan bir idrak aletidir. Zira akl, insan gz ile grnen eserden, grnmeyen ve
messir-i hakiki olan Cenab- Hakka gtrr.

Akl, ruhun msteardr. Ruh, kuvve-i eheviyye, kuvv-i gadabiyye, kuvve-i behimiyye gibi duygular
akl vastasyla kontrol eder; ifrat ve tefritlerini krar, onlara istikamet kazandrr. Ruh, akl sayesinde
zararlar def, menfaatleri celbeder, vcudu dnya hiret tehlikelerinden korur. Hilekr ve ldrc
bir zehir olan kuvveleri bu mavere neticesinde bir panzehir ve iksir hline getirir. Nihayetsiz isyan
ve er kabiliyetlerini, nihayetsiz itaat ve hayra evirir.
Akl, Cenab- Hakkn varln ve birliini idrak ettiinden, onun deerine paha biilmez. Bir saadet
anahtar olan akl, Cenab- Hakkn kinatta tecelli eden sonsuz azamet ve kudretini, rahmet ve
inayetini, ltuf ve keremini mahede eder. Zaten akln en birinci ve en mhim vazifesi de budur.
Akl, hak ve batl, hayr ve erri, faydaly ve zararly birbirinden ayran Rabbn bir mrittir. Bundan
dolay akl, Allahn insanlara ihsan ettii nimetlerin en by ve en hayrlsdr. Nitekim Peygamber
Efendimiz (sav)Cenab- Hak akldan daha byk bir nimet yaratmamtr. buyurmakla bu nimetin
kymetini ortaya koymutur. Akl, yle bir nimettir ki, din de, dnya da onunla anlalr ve onunla
kazanlr. Btn eyann mahiyet ve hakikati onunla idrak olunur ve inkiaf eder.
Bu kymetinden dolaydr ki, dinimizin korunmasn zaruri kld deerlerdenbiri de akldr. slm dini
Cenab- Hakkn insana bahettii en byk nimetlerden birisi olan akla zarar veren arap ve rak gibi
ikileri; afyon ve esrar gibi uyuturucu maddeleri haram klmtr.
Akln zararlardan kurtulmas iin nur-u ilahi ile tenvir edilmesi lazmdr. Zira akl, dnyada her eydeki
hayr ve erri iyilik ve ktlkleri ancak vahiy sayesinde ayrabilir.
slmiyet nazarnda akl dinin temeli, ilim ve hikmetin vesilesidir.
Akln dinde esas olduunu anlatan yle bir temsil vardr: Cebrail (as.) Hazret-i deme taraf-
lahiden akl, hay ve din olmak zere hediye getirmi ve Bunlardan birini tercih et! demi. O da
akl tercih etmi. Cebrail (as.) din ve hayay geri gtrmek istemi. Ancak onlar; Bizim aklla beraber
olmamz yaradlmzn gereidir. O neredeyse biz de oradayz. demiler. Demek ki akl; din, iffet,
namus ve fazilet gibi gzel meziyetlerin esasdr.
lim ve fazilet ile bezenmi bir akln en nemli faydalarndan biri de akla zt grnen nakilleri tevil
etmesidir. Bedizzaman Hazretleri bu hakikat yle ifade eder:
Akl ve nakil teruz ettikleri vakitte, akl asl itibar ve nakil tevil olunur.18
Mesela;
Allahn eli onlarn ellerinin stndedir.19
ayeti Allahn kudretinin ve gcnn her eye yettii anlamndadr. Cenab- Hak, cisimden mnezzeh
olduundan ayette Ona el isnad edildiinde akl ile nakil arasnda muhalefet grnr. Bu durumda
akl esas alnarak nakil tevil edilir.
lim ile akl, ruh ve ceset gibidir. Baz tefsirlerde, kmil iman, akl- kmile bina edilmitir. u da bir
hakikattr ki, akl, ancak ilim ve irfan ile tekml ederse kemale erer. Zira ilimsiz akl, her zaman srat-
mstakimde yryemez, ufku her eyi kuatamaz. limsiz bir akl, ou zaman hayrdan ok erre alet
olur. nk akl mahlktur ve snrldr. lim ise Allahn sfatdr ve sonsuzdur. Akl, her eye kfi
gelmediinden dolaydr ki, insanlar irat iin, kitaplar, peygamberler ve mritler gnderilmitir.

nsan, akl sayesinde dini ve dnyevi birok vazifeler ile mkellef klnmtr. Bu vazifelerin gzel bir
ekilde yerine getirilmesi, ilim ve marifet sayesinde olur. O halde akln hkimiyet ve galebesi iin onu
marifet ve faziletle kuvvetlendirmek ve nurlandrmak lazmdr.
Marifetin yolu, vahiy ve felsefe olmak zere ikidir. Vahiy, enbiyalarn ve onlarn yolundan giden
mtehid, mrit ve mceddidlerin yoludur. Vahiy, ruhu tatmin ve kalb-i beeri her trl buhran ve
zdraplardan kurtaran bir nur-u ilahidir. Felsefe ise akl esas alan hkemann yoludur.
Marifetin birinci yolu, akl ve vahyi beraber gtrdnden hatadan beridir. Felsefe, sadece akl ile
hareket ettiinden ou zaman bataklk ve dalalete srklenmilerdir. Vahiy, Peygamberlerin
yoludur. Bu yol, yalnz akla veya yalnz hislere hitap etmez. Bilakis, akl, kalp ve dier btn latifelere
hitap eder ve onlar tatmin eder. Akl okad gibi, kalbi ve dier hisleri de okar. Kalbin tatmin
edilmesi akln idrakinden daha nemlidir. nsan, yalnz akl ile sadece hadisat bilir, ancak onun
mahiyetine ve knhne vakf olamaz. nsan kendine yakn olan nefsinin mahiyetini dahi bilemiyor.
Felsefe hep ihtimaller zerine hareket eder. Bu bakmdan felsefeciler, tarih boyunca bir noktada
ittifak edememilerdir. Onlar hep birbirlerini tekzip ve fikirlerini rtmekle megul olmulardr.
nk onlarn menba akl ve fikr-i beerdir. Herkes kendi akl ile hareket etmi, kendi ilmini kafi
grmtr.
Sadece akl ile hareket etmek, hadiselerin i yzn, necat yolunu, lem-i ahirette olacak vukuatlar
bilemez ve bilemedi de. Demek ki akl, tek bana hkim olamaz, bir eyi helal veya haram klamaz ve
srat- mstakimde yryemez. nsann istikamette yrmesi, dnya ve ahiret saadetine kavumas
iin peygamberlere, kitaplara ve mritlere ihtiya vardr.Kuran ve dier semavi kitaplar, lem-i
ahirette olacak btn hadiseleri bir harita gibi insan aklnn nne koymutur. Vahy-i ilahide akl ve
mantn kabul edemeyecei veya iptal edecei hibir hakikat yoktur.
Evet, her ne ki, merudur, o makuldr. Allahn emrettii ibdetler, takva, ilim, adalet, ihsan, kr
ve tevazu gibi gzel hasletler ile yasaklamolduu zulm, kul hakk, gybet, haset ve yalan gibi kt
hasletler insann dnya ve ahiret saadetine kavumas iindir.
Evet, gelen her peygamber ayn davay anlatm ve ayn hakikikat ders vermi ve ayn izgide ittifak
etmilerdir. Onlar arasndaki bu ittifak ve ahenk kyamete kadar da devam edecektir. Her gelen
peygamber, bir nceki peygamberi kabul ve tasdik edip, daha sonra gelecek peygamberi de tebir
etmitir.
Akl; insan dier hayvanlardan ayran manevi bir nurdur. Eer bu mrid-i rabbani olmasa idi, insann
dier mahlkata kar bir meziyet ve stnl olamazd. nsann stnl ekil ve suretinde deil,
akl, kalp ve maneviyatndadr. Onun eref ve deeri bu sahadaki terakkisi iledir.
lim ve medeniyet sahasndaki terakkiler, aklla gerekletirildii gibi, manevyat sahasndaki
terakkiler de yine akl sayesinde olmutur. lim ve tefekkrle ulvileen bir insann, kalbinde nur,
azminde kuvvet, vicdannda feyiz, hareketlerinde ahenk, lisannda halvet, tavrnda izzet, seciyesinde
gzellik tahakkuk eder. Byle bir insan ind-i lahide meleklere tercih edilir. Bu yn ile insan,
melekleri bile gpta ettirecek bir nvana layktr. Demek ki akl, beeriyeti en yksek ve mmtaz
derecelere karan ve onlara an ve eref kazandran rabbani bir nurdur, mevhibe-i uzmadr ve en
kymettar nurani bir cevherdir. lim ve fen sahasndaki gzleri kamatran harikulade inkiaf ve

terakkiler akl sayesinde olmutur. Kim bilir kyamete kadar da beer, akl sayesinde daha nice nice
keifler meydana getirecektir.
Evet, akl; yle tlsml bir anahtardr ki, u kinatta olan nihayetsiz rahmet hazinelerini ve hikmet
definelerini aar. Ve bununla sahibini, saadet-i ebediyeye mheyya eden bir mrid-i Rabban
derecesine kar.20
Her eyin bir hakikat olduu gibi, insanln hakikat da marifet ve feyizden ibarettir. Bu meziyetler
kimde varsa, gerek insan odur. nsan fani olduundan mevte mahkmdur; lr ve fena bulur. Ancak,
akl sayesinde insanla yapt hizmetler bakidir. Byle bir insan hakikatta lm saylmaz.
nsan aklnn en mhim ve asli vazifesi tefekkrdr. Yce kitabmz Kuran Kerimde tefekkrle ilgili
be yze yakn ayet vardr. Kuran, insann kendi mahiyetinde ve kinatta tecelli eden esma-i ilahiyeyi
tefekkr edip ibret almasn ve Allahn nimetlerini tezekkr ile fikrini Hakka tevcih etmesini
emreder. Zira hayatta en temel esas iman, amel ve tefekkrdr. Bu da ancak aklla mmkndr.
Akl iin messirden esere intikal yolu da vardr. Bir mimarda bulunan mimarlk sanat onu bir eser
yapmaya sevk edecektir. O sanat, o eserin vcut bulacana bir delildir. te bu delile de brhan-
limm denilir. Cenab- Hakkn Rezzak olmas rzkn yaratlmasna, keza Muhy olmas hayat
vermesine, Hlk olmas da mahlkat yaratmasna bir brhan- limm dir.
Akln mertebesi vardr.
....Akln tefrit mertebesi gabavettir ki, hi bir eyden haberi olmaz. frat mertebesi cerbezedir ki;
hakk btl, btl hak suretinde gsterecek kadar aldatc bir zekya mlik olur. Vasat mertebesi ise
hikmettir ki; hakk hak bilir imtisal eder, btl btl bilir itinab eder.21
Vahye istinad eden akln bir vazifesi de insan nefs-i emmarenin errinden ve her trl ahlak-
seyyieden muhafaza etmesidir. Akln istikamet ve hikmete muvafk kullanan bir kimse, bakasnn
malna, canna ve namusuna tecavz etmedii gibi, onlar muhafazaya alr. Hukukullaha ve hukuku ibada riayet eder. nsanlarn en kamili, nefsi emaresini srat- mstakimde olan bir akln hkm
altna alandr. Bunu yapmak en byk bir cihattr. Eer akln hkimiyeti nefs-i emmarenin elinde
olursa, insan ona kar koyamaz ve uuruma doru yuvarlanr.
nsan, u dnyada, iddetli ve dehetli dalgalara maruz kalan bir sefine gibidir. Onu o mthi
dalgalarn tehlikesinden kurtarp, sahil-i selamete karacak kaptan ise akldr. Zira insann insaniyeti
akl iledir. Dnya ve ahiret saadeti onunla kazanlr. Hayatn bedene nisbeti ne ise, akln ruha nisbeti
de odur.
nsan bir ie teebbs etmeden nce onun her cihetini derinlemesine akl terazisiyle tartar ve
faydasna inand takdirde yaplmasna karar verir.
Akl ve hikmetin tezghndan kmayan hibir ey makul ve isabetli olamaz. nsan, ancak akl ve
mantn tayin ettii kanunlara ittiba ile hatalardan emin olur. Akl insan zararl olan eylerden
muhafaza iin verilen bir cevher-i nurani ve bir burhan- rabbanidir.
unu da ifade edelim ki, akl her meselede kaynak olamaz. Gerei bulmak ve Hakka kavumak iin,
akln, lh Kitablara, Rabbani dsturlara bavurmas, Kuran ve Snnetten meded istemesi, zarurdir.
Bunlara mracaat etmedii mddete yanlr ve yanltr, aldanr ve aldatr.

Dip Notlar:
17:Mesnevi-i Nuriye
18:Muhkemat
19:Fetih Suresi 48/10
20:Szler
21:arat-l caz

Ruhun Kalple Mnasebeti


Kalp, madd ve manev olmak zere iki manada kullanlr. Birincisine yrek, dierine de
gnl denilir. Madd kalp, am kozala eklinde, klcal damarlara kadar kan
pompalayan ve insan hayatn devam ettiren bir organdr. Dieri ise, uur, vicdan, idrak
ve muhabbet gibi manev lemlerin merkezi konumunda ve mekn olmayan rabban bir
duygudur. te insann asl kymeti ve hakikati bu manev kalp sayesinde anlalr ve
bilinir.
Kalbe, beytullah ve ar- Samedani de denilmitir. Bir cevher-i mcerret olan kalb, btn lemleri
iine alacak kadar geni olmasndandr ki, slm limleri,nsan lemleri iine alan bir nsha-i
kbradr. demilerdir
.Kalp, imann mahalli, marifet ve muhabbetin, sfat ve esma-i ilhiyenin tecelligh, btn feyizlerin
makesi ve manev duygularn merkezidir. Kuds bir hadiste Cenab- Hak yle buyurmaktadr: Ben
yerlere ve gklere smadm, ancak mmin kulumun kalbine sdm. (Yani onun ile bilindim.)
yine-i Samed olan kalp, beden ikliminde itaat olunan bir melik gibidir. Cenab- Hakkn marifet ve
muhabbetine mazhar ve ayna olan bu kalbin deeri, btn tasavvurlarn fevkindedir.
Eer kalp, iman, marifet, muhabbet ve fazilet gibi ulv hakikatlere ayna olursa, dier duygular da
onun ile kymet kazanr ve nurlanr. Peygamber Efendimiz (s.a.v) yle buyurmaktadr:
Vcutta bir para vardr ki, o salam olursa btn vcut salam olur. O bozuk olduu zaman btn
vcut harap olur. Dikkat edin, ite o kalptir.21
Kalbin hayat iman, marifetullah ve muhabbetullah; lm ise, kfr ve gnahlarda srar iledir.
Bedizzaman Hazretleri bu tehlikeye yle dikkat ekmektedir:
Evet gnah kalbe ileyip, siyahlandra siyahlandra t nur-u iman karncaya kadar katlatryor.
Her bir gnah iinde kfre gidecek bir yol var. O gnah istifar ile abuk imha edilmezse, kurt deil,
belki kk bir manev ylan olarak kalbi sryor.22
Bir ayette de mealen yle buyrulur:
Allahn, gsn slma at, bylece Rabbinden bir nur zere bulunan kimse, kalbi imana kapal
kimse gibi midir? Allahn zikrine kar kalpleri kaskat olanlarn vay haline! te onlar ak bir sapklk
iindedirler.23
Bu ayet, nur-u iman ile kalbi genileyen ve nuraniyete eren bir kimse ile gaflet ve cehalet iinde kalan
ve Allah zikirden yz eviren ve bylece kalbi katlaan kimsenin bir olmayacan aka ifade
etmektedir.

Evet, Allah zikredilince mminin kalbinde havf ve hayet, Ona kar tazim ve tebcil hissi tecelli eder;
iman artar, kalbi nurlanr, tasdikleriziyade kuvvet bulur. Cenab- Hak bu hususu bir ayette yle ifade
buyurur:
Mminler ancak o kimselerdir ki; Allah zikredildii zaman kalpleri rperir, Onun ayetleri kendilerine
okunduu vakit(bu) onlarn imanlarn artrr. Onlar sadece Rablerine tevekkl ederler. 24
Evet, kalbin uyank olmas zikir ile megul olmak, gaflette olmas da ondan uzak kalmaktr. Zira zikir
gafleti izale eder.
Demek ki, kalbi, haram nazardan, yalandan, gybet, kin ve haset gibi ahlak- seyyieden muhafaza edip,
onun slahna almak ve onu marifetullah,muhabbetullah, ubudiyet ve zikir ile kalbi
selime kavuturmak, insann en mhim ve hayati vazifelerinden biridir.
Kalb-i selim sahibine eytan yanap vesvese veremez. Nitekim bir ayette mealen yle buyrulur: O
gn ki, ne mal faide verir, ne de evlatlar. Ancak Allaha selim bir kalp ile varan kimse mstesna. 25
Kalbini irk ve nifak gibi marazlardan selamete erdiren kimsenin mal ve evlad faydal olur. Dnyada
selmet-i kalbe ve salam bir imana sahip olunmaldr ki, ahirette de saadet ve selamete kavuulsun.
Evet, kalbin rikkati Allah korkusu; sefas, mminler hakknda iyi dnp, onlar Allah iin sevmektir.
Kalbin selabeti de din dmanlarna kar iddetli ve izzetli olmak ve mminlere kar da zillet iinde
merhamet ve muhabbet gstermektir. Peygamber Efendimizin (s.a.v) srekli okuduu Allahm!
Senden seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin rza ve muhabbetine kavuturan amel-i salihi
ilemeyi niyaz ederim. duasn her mmin, kmil iman kazanmak iin lisanndan drmemelidir.
Zira insann kalbi, Allahn ve Hazret-i Peygamberin (s.a.v) muhabbeti ile dolmazsa kemal-i iman elde
etmi olamaz.
Evet, kalp, Allaha dost olmann, Onu sevmenin ve Onu zikretmenin evk ve heyecan ile mesrur
olur. O cemalin didarna velev bir saniyecik olsun nail olmak, o kalp sahibi iin cennetlere deiilmez
bir makam- ldr.
Bir insan, kalp ve ruhunu, akl ve hissiyatn kelime-i tevhid ile tenvir ederse, derece derece kemal-i
iman kazanr, Allahn feyzine, rzasna ve saadet-i ebediyeye mazhar olur.
Allah iin olan muhabbetler hem lezzetli, hem daimi, hem kedersiz ve hem de sevapl olur. nsan
dnya ve hiret saadetine mazhar eder. Eer dnya zevkleri ve maukalar, cazibeleri ile o kalbi
kendisine ekmese, o kalp, muhabbet ve ak- ilhinin neesiyle huzur bulur. Zira o cemalin sonsuz
cazibesi, srur-u zevki ve Onun muhabbeti, fani ve geici olan dnyann birka gnlk zevkiyle
mukayese edilmez.
Dnya, insann arzu ve emellerini tatmin iin kfi deildir. Bunun iindirki, dnyann gzel
manzaralarn ksa bir zamanda temaa edip; onun zevk ve srurlarn tatmak, ancak insann itihasn
aar, fakat doyurup tatmin etmez.
Ancak o ruhun arzularn ve meyillerini tatmin ve temin edecek, lem-i hirettir. 26
nsan, ebed iin yaratldndan onun kalbi, dnyann fani lezzetleri ile asla tatmin olmaz; ancak ebedi
lemde, ebedi nimetlerle tatmin olur. nsan, ancak zevali mmkn olmayan Kdir-i Zlcelale kalbini

balayp, Ona intisap etmekle saadete kavuur. Byle bir insan her eye ramen, mrn daima
elemsiz ve kedersiz geirir.
Saadet ve srurla yaamak isteyen bir kimse, kalbini asla fan ve zevale mahkm olan eylere
balamaz. Zira dnyada mkemmel bir saadet yoktur. Uzaktan sesini duysak bile kendisine kavumak
mmkn deildir. Dnya ancak zdrap, meakkat ve musibetlerin mahallidir. Bedizzamann
ifadesiyle;
Bir lezzet verse, bin elem takar ektirir. Bir zm yedirse, yz tokat vurur.
Manev kalbin yedi tabakas vardr. Her bir sem tabakasnda bir nebinin ruhu hkim olduu gibi,
kalbin her bir tabakasnda da bir tavr ve hl hkimdir. Birinci tabakann semsna Sadr, yni, gs
denir. Gs,iman ve marifetle genilenip geliir ve ferahlanr. nsandaki sadr, feza lemine benzer.
Nasl yldz ve gneler, o feza leminde seyeln ederse, insandaki muhtelif ltife ve duygular da
gs fezasnda ceveln ederler. Evet, sadr, btn kuds, ilh marifetlerin meydan, maneviyat
yldzlarnn sems, feyiz ve kemltn ardr. Byle bir artan huzur ve srur yamur gibi yaar.
Bylece, insann gsne inirah, nefesine genilik, kalbine ferahlk gelir.
Mevlna ne gzel buyurur:
Testide ne vardr ki, nehirde olmasn...
Evde ne vardr ki, ehirde bulunmasn!
Bu lem, bir testidir, gnl de rmak suyuna benzer. Bu lem odadr, gnlse grlmedik ve alacak
eylerle dolu bir ehir!
Byle bir ruh, Cenb- Hakkn ltfuyla, hl ve istikbalde, dnya ve hirette, her bir mkilt yenip,
hayretten hidyete, gamdan srura, darlktan genilie kar. Nitekim Cenb- Hak, Peygamberimizin
kalbini fezalardan daha geni bir hle getirerek Ona huzur, rahat ve inirah btn kemliyle
bahetmitir.
kinci tabakann semsna Kalb denir. Kalb, imann mahallidir. Hidyet nuru onda parlar. Bu kalb,
Allah sever, Ona tevecch eder. Zevk ve hazzn Onun marifetinden alr.
nc tabakann semsna af denir. Muhabbet nuru, ak ve evk gnei bu tabakada doar.
nsan, imann halvetini, irfann tadn, muhabbetin zevkini bu tavr ile tadar. Bu zevki tadan insann
kalbi selim, akl kmil olur.
Drdnc tabakann semsna Fuat denir. Nr-u mahede, keif ve keramet bu tabakada olur.
Mn ve melekt lemlerinin perdeleri bu mertebede alr. Kalbin bu tabakas nazargh- lhdir.
Beinci tabakann semsna Hubbl-Kulb denir. Muhabbetullah, kemliyle bu mertebede olur ve
aka inklab eder. Bu mertebede dnya sevgisi hakkyla terkedilir.
Altnc tabakann semsna Sveyda denir. Bu tabaka, esrar- lhiyyenin hazinesidir. Batn ilimlerin
nuru bunda parlar. Bu sem lem-i gayb ve ehdete tevecch iin yaratlm iki yz parlak bir ayna
gibidir, parlakl nisbetinde, hakikat lemine muttali olur. yle esrar kefolunur ki, bunu melekler
dahi bilmez. Peygamberimiz yle buyuruyor: Benimle Allah arasnda yle bir vakit olur ki, oraya ne
melike-i mukarrabn, ne de nebiyy-i mrseln girmitir.

Yedinci tabakann semsna Srru1-Kalb denir. Bu tabaka, nurlarn tecell yeridir. Cenb- Hak, hayr
murad ettii kullarna, kalblerinde birer kap aar ve onlara acaip ve garip lemlerini seyrettirir.
Ulem-i Kiram efendilerimiz, bu yedi tabakann her birini tek bir yetten istihra ve istinbat
etmilerdir.
Manev kalb hususunda, yukarda yaptmz aklamalarla ilgili olarak, Cenb- Hakkn Hz. Musaya
(a.s) vahyettii ulv bir hakikati teberrken beyan etmeyi uygun grdm:
Y Musa, ben kulumun gsnde bir saray yarattm. Ona kalb ismini verdim. Sonra onun zeminini
marifet, asumann iman, gneini evk, kamerini muhabbet, topran himmet, gk grltsn
havf, yldrmn reca, bulutunu faziletler, yamurlarn rahmetler, aalarn vefa, meyvelerini hikmet,
gndzn feraset, gecesini musibetler kldm. Onun kaplarn ilim, hilm, yakn, sadakat kldm. Onun
kilidi fikirdir. Benden baka kimse ona muttali olamaz.
Bu hakikatin izahnda, Abdlkadir-i Geyln Hazretleri yle buyurmaktadr:
Mminin kalbinde ilk nce hilm yldz, sonra ilim kameri ve marifet gnei tul eder. Byle bir
mmin, hilmin ziysyla dnyasn tedvir, ilim kameriyle hiretini tenvir eder; marifet gneiyle de
Mevlsna nazr olur.
Dip Notlar:
22:Lemalar
23:Zmer Suresi 39/ 22
24:Enfal Suresi 8/ 2
25:uara Suresi 26/ 88-89
26:aratl caz

Ruhun Vicdanla Mnasebeti


Vicdan, insann kendi fiil ve hareketlerini tetkik ve muhakeme ederek, lehinde veya
aleyhinde hkm veren sadk bir hkim ve gizli bir histir. Bedizzaman Hazretleri de
vicdan yle tarif eder:
Vicdan, ftrat- zuurdur. 27
Vicdan, akln temyiz kuvvetidir. Ruh, akln, akl da vicdann tanzim ve tedbiriyle hareket eder. u
halde akla dayanan hllerin slh vicdan ile olur. Vicdan temyiz mahkemesine benzer. Akim fiil ve
hareketlerinde, isabet edip etmediine o karar verir.
Akl, dnce ve tasarruflarnda vicdana kar sorumludur. Vicdana mracaat etmeyen mesuliyetsiz
bir akl, nefsan arzulara daima malb olur. Ruhun kemlt arna kmas iin, akl ve vicdann
imtizac arttr.
Vicdan dahi hakikati grmekte bir ziyya muhtatr. Bu ziya ise Kurn- Kermdir. Vicdan Kuranla
aydnlanrsa, ruh iin artmaz bir rehber olur.
Vicdan insann i leminde bir nazr, bir mfetti ve emr-i manevdir. Bu ltife, maddeden mcerred
olan adalet, istikamet, gazab ve zulm gibi manev mefhumlarla meguldr. Hem bilen, hem de
bildiini bilen bir kuvvedir.Evet, bilmek baka, bildiini bilmek bakadr.

Eer dikkat edersek, ezelde ruhumuzun derinliklerinde bize tevcih edilen Hitab- Sbhniyyeyi
dinleyebiliriz. O ezel hitap, ruhumuzun kulana, her anHaliknz ve Rabbinizi unutmaynz diye
nida etmektedir.
Cenab- Hakkn ihsan ettii bir marifet nuru olan vicdan, hayr kabul ve erri reddeden, hakszl
kabul etmeyen emin bir mrittir. Saadet, istikamet, nefis muhasebesi, tedbir, insaf, merhamet ve
adalet gibi ulvi hasletler vicdann mmeyyiz vasflarndandr.
Vicdann en nemli ve en birinci zellii, insana sonsuz aciz ve fakir olarak yaratldn her zaman
hatrlatmasdr. Bylece insan, Halkn aramaya sevk eder. Evet ftrat ve vicdan akla bir penceredir.
Tevhidin uan nerederler.28nsan, btn dmanlarna kar onu koruyacak bir Kadir-i Mutlaka
dayanr ve Ondan medet ister. Btn ihtiyalarn yerine getirecek bir Ganiyyi Rahimin derghna
iltica eder. Her vicdan sahibi btn bu kinat ve iindeki eyay ona hizmet ettiren bir zatn varln
kabul eder. Bedizzaman Said Nurs Hazretleri bu hakikat yle ifade eder:
Akl tatil-i egal etse de, nazarn ihmal etse, vicdan Snii unutamaz. Kendi nefsini inkr etse de; onu
grr, onu dnr, ona mteveccihtir.29
Vicdan, cezbesi ile Allah tanr.30
Ayrca insann uzun yaama arzusu, lmek istememesi de onun vicdanndaki beka arzusundan
kaynaklanmaktadr. Zira insann vicdannda bekaya arzu ve ebediyete meyil ve itiyak vardr.
Bedizzaman bu hakikat yle ifade eder:
nsann ftrat- zuuru olan vicdan, saadet-i ebediyeye bakar, gsterir. Evet, kim kendi uyank
vicdann dinlerse Ebed!.. ebed! sesini iitecektir. Btn kinat o vicdana verilse, ebede kar olan
ihtiyacnn yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed iin mahlktur. 31
Bundan dolaydr ki, hibir insann, vicdanndan gelen Necisin? Neredengeliyorsun? ve Nereye
gidiyorsun? gibi mthi suallerin cevabn dnmemesi ve onlarn cevabn bulmadan huzur ve
rahata kavumas mmkn deildir. Baz kimseler zaman zaman vicdanlarn rahatsz eden bu gibi
suallerin cevabn dnmeden ii halletmeye alrlar. Hlbuki inanma hissi insann ftratnda ve
vicdannda dercedilmitir. Bazlar da bu ftri hissi teslis inanc gibi batl inanlara saparak bulmaya
almlardr. Bir ksm da insana uluhiyet isnat etmi, kimisi de kendileri gibi mahlk olan gnee,
atee, nehire, yldzlara ve sra taparak dalalete sapmlardr.
Bedizzaman Hazretleri insann ancak Allaha ve ahirete iman etmesiyle vicdannn tatmin olacan
yle ifade eder:
Ey insan! Senin nokta-i istinadn ancak ve ancak Allaha olan imandr. Ruhuna, vicdanna nokta-i
istimdad ise ancak hirete olan imandr. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insann
kalbi, ruhu tevahhu eder; vicdan daima muazzeb olur. Lkin birinci noktaya istinad ve ikincisinden
de istimdad eden adam kalben ve ruhen pekok zevk ve lezzetleri, nsiyetleri hisseder ki; hem
mteselli, hem vicdan mutmain olur.32
Hakk kabul, hakszlktan nefret etmek vicdann anndandr. Vicdan o kadar dorudur ki, sahibini her
zaman mahkm etmekten ekinmez. Bunun iindir ki, Vicdan yalan sylemeyen bir muhbir-i
sadktr. sz darb- mesel olmutur.

Vicdan, verdii hkmlerde yanlmaz ve aldanmaz. Zira vicdann mstear akl ve ilimdir. O, daima
adalet ve insaf, ittifak ve lfeti sever. Hasenattan holanr, seyyiattan nefret eder. O, insann akl ve
hakikate muhalif ilerinde, onu lnceye kadar tazb eder. Hayr ve hasenat yapt zaman ise, onu
huzur ve saadete gark eder. Bu dnyada vicdanen rahat olmak kadar tatl bir ey yoktur.
Hakszlk ve zulm yapan bir insann vicdan azab ekmemesi mmkn deildir. nsann tad
vicdan, yapt zulm ve ktlklerden dolay daimasahibini tazip eder. yle ise bir insan, bir fiili
ilemeden nce ok iyi dnmeli, eer yapaca i, dnya ve ahiretine zararl ise terk etmelidir.
Hatta mft o iin yaplmasna fetva verse bile o kendi vicdanna danmal, eer vicdanen rahat
ediyorsa o ii yapmaldr. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) Mft (senin lehine) fetva verse de sen
yine kalbine dan ( defa tekrar ederek)buyurmaktadr. O halde tutum ve
davranlarmzda Vicdanmza soralm. Bakalm o ne hkm veriyor. Hlimizi ve eflimizi
beeniyorsa ne byk eref, ne byk nimet! Beenmiyor ise, kusurumuzu anlayp slahna alalm.
Onun halisane nasihatlerini can kulayla dinleyelim ki, saadet ve selamet ondadr.
Bir Arif-i Billh da vicdana yle sesleniyor:
Ey Vicdan! Ey nur-u irfan! Seni hakkyla kim tarif edebilir. Sen melekut lemine mensup mcerret bir
mana-y muallasn. Letafet ve nezahette ancak ruh sana erik olabilir. Ruh nasl gze grnmezse,
nasl idraki mmkn deilse, nasl latif ve erif bir cevher-i nuranyse sen de ylesin. Evet, her ikinizin
mahiyeti de biz insanlara gre birer muammadr. Fakat mevcudiyetiniz faaliyetiniz ile bilinir. Ey
Vicdan! Ey Feyz-i Yezdan! lem senin ulv anna hayrandr. Hayr ve erri, hak ve batl gayet kati bir
isabet, bir vukuf ve irfan ile tefrik ve temyiz ederek doru yolu bize gsteren sensin. Hasenatmz
takdir, seyyiatmzdan dolay bizi tevbih ve tazip eden, iyiliimizi isteyen sensin. Kalbimizin serir-i
saltanatnda senin gibi bir hkmdar- adilin bulunmas bizim iin ne byk bir saadettir! Ey Vicdan!
Ey Mrebbi-i insan! Beeriyet her zaman senin iradna muhtatr. Biz eminiz ki, dnyada beeriyet
bulunduka sen bu ltf-u irad esirgemeyeceksin. ayan- teessrdr ki, her vakit emir ve iradna
muhalif hareketlerde bulunanlar da oluyor. Keke onlar seni dinleselerdi de ebedi bir azap ile mahkm
ve muazzep olmasalard.
Cenb- Hakkn insana ltfu, keremi ve inayeti aikrdr. Her hayr ve nimetin, saadet ve huzurun
tkenmez menba yine Onun ihsandr. Faraza Cenab- Hak, kullarndan kr istemese bile insann
vicdan, byle rahmet ve kerem sahibi bir Zata kar sonsuz hamd ve kretmeyi emreder. Bir fincan
kahvenin krk yl hatr vardr. sz darb- mesel olmutur. nsana verilen kalp, ruh ve akl gibi enfus
nimetler ile gz, kulak ve dil gibi afaki nimetlerin hatr ve kr nasl denir? Her insan vicdanen bilir
ki, bata vcudu olmak zere btn bu nimetler hep Allahtandr.
Bedizzaman bu hakikat yle ifade eder:
Hem insann vcudu ve cesedi bile onun deildir. nki kendisinin eser-i sanat deildir. O vcudu
yolda bulmu, lakita olarak temellk de etmi deildir. Kymeti olmayan eylerden olduu iin yere
atlm da insan alm deildir. Ancak o vcud hvi olduu garib sanat, acib naklarn ehadetiyle, bir
Sni-i Hakmin dest-i kudretinden km kymettar bir hane olup, insan o hanede emaneten oturur.
O vcudda yaplan binlerce tasarrufattan ancak bir tane insana aittir.Ve keza esbab ierisinde en
eref, en kuvvetli bir ihtiyar sahibi insan iken, efal-i ihtiyariye namyla kendisine mal zannettii efalin
ekl, rb gibi en di bir fiilin husulnde, yz cznden ancak bir cz insana aittir.33

Dip Notlar:
27:Mesnevi-i Nuriyevi
28:Mesnevi-i Nuriye
29:Mesnevi-i Nuriye
30:Szler
31:Szler
32:ualar
33:Mesnevi-i Nuriye

Ruhun Gayesi
Gaye, eyann var olma sebeblerinden biridir. Yni, herhangi bireyin vcud bulmasnn
bir sebebi o eyde gzetilen gayeler ve ondan beklenen semerelerdir.
Gaye, eyann kymet ve beksnn da sebebidir. Mesel, biri diki inesi,dieri ise, elektronik beyin
iml eden iki fabrikann kymet ve nemi elbette bir deildir. Her fabrika, gayesinin bykl
nisbetinde kymet kazanr. Kinatta hereyin bir gayesi vardr. Ve o gaye, onun vcuduna sebebtir.
Hereyin kymeti gayesiyle llr. Bu hakikat, btn mevcudat iin geerli kll bir kanundur.
nsan, kinat aacnn en mkemmel meyvesi ve en kymetdr neticesidir.Btn mevcudatn insann
imdadna komas ve onlardan hsl olan faydalarn insanda toplanmas etmesi gsteriyor ki, bu
kinatn yaratlmasndan maksat insandr; daha dorusu insan ruhudur. Kinat da bu ruha
hizmetkrdr, insan bedeni de. Biri saray ise, dieri menzili; biri hanesi ise, dieri libsdr. Cenb-
Hak, insan ruhunu, marifetlere mahal, faziletlere merkez, lemlere santral olabilecek keyfiyette
yaratm ve hereyi onun emrine vermitir.
nsann, ruhunda duyduu hadsiz srrlar, zihninden geen yksek fikirler, kalbine doan li
hakikatlar gsteriyor ki, bu derece keyfiyete kymetli
insaniyetin gayesi elbette kinattan daha byk olmaldr. Ne kinat, ne de kinattaki herhangi
birey, ebed iin yaratlan ve ebede namzet olan insan ruhunun gayesi olamaz. Kinattaki herhangi
bireyi ruha gaye te vehhm etmek, terakki ve tekml kanunlarna zt der. nk kinattaki
her hakikat bir sonrakine hmiledir. ekirdek aaca, yumurta tavua, bulut yamura... hmile olduu
gibi, ruh da elbette kendinden ve kinattan byk bir hakikata hmile olacaktr. Bu hakikat, kulluktaki
esrarn inkiafiyle, Allaha iman etmek, yalnz Onu hakik Mbud tanyp, Ona ibdet etmek ve
Ondan yardm dilemektir. te ruhun gayesi budur.
Bunu bir mislle izah edelim:
Faraza, bir fabrikada retilen elektronik beyinin dnebilme kabiliyeti olsayd, herhalde nce kendi
kabiliyet ve liykatine bakar, kendisine bu derece ehemmiyet verilmesini, ince ve dakik olarak
yaplmasn, koskoca fabrikann kendisi iin altrlmasn dnr ve kendi kendine yle derdi: Bu
kadar masraflar, benim iin yapldna gre, elbette benim bir vazifem olmal. Ben babo olamam.
Benim varlm, benim illetim olamaz. Yni, bu fabrika ben, ben diye kurulmamtr. Ben ancak,
katalogumda yazlan gayeler iin yaplmm.
Bu misl gibi, insan da kinat fabrikasnda binbir naklarla dokunmu; kafasna, kinattaki btn
incelikleri tartp tanyabilecek akl tac taklm; gs en ince hissiyatlar, en ltif duygularla
bezetilmi bir mahlktur. Mevcudatn nizmnda, onun farkl bir yeri ve ayr bir arl vardr. O,

zeminin sultan, mevcudatn en ereflisi, kinatn semeresidir. nsan, kendi kabiliyetlerine,kinat


ierisindeki ehemmiyetine ve kinat ile olan mnasebetlerine dikkat etse, anlar ki, Ben semvat, arz
ve ciblin yklenmekten ciz kaldklar bir emaneti deruhte etmiim. Benim btn hayat sahiplerinden
farkl bir hususiyetim var. Btn mevcudatn tesbihat ve ibdetlerini klli bir uur ve idrk ile dergh-
lhye takdim ediyorum. Bu mn iin yaratlmm.
Daha sonra, bu vadide tefekkrn derinletirerek, dncelerini yle sralar: Tat ve kokularyla,
ekil ve letfetleriyle, kvam ve gzellikleriyle ne kadar zengin ve hrika sofralarla taltif edilmiim.
Ya saraym!
Gne gibi bir lmba ile bezetilmi, yldzlar gibi avizelerle sslendirilmi, kamer gibi gece lmbasyla
tezyin edilmi. Bahar bir hal gibi gna gn ieklerle ziynetlendirmi ve benim emrime verilmi.
Ya idrkim!
Bu muhteem lemleri anlayabilecek, kinatn geni tabakalarnda gezebilecek bir vsat ve
keyfiyette yaratlm. Zaman ve mekn aarak, u usuz bucaksz kinatn maverasnda, mutlak
hakikati sezebilecek bir kabiliyettayor.
Ya kalbim!
En ince hissiyatlarla, en ltif duygularla bezetilmi ve o kalbe, kinat kuatabilecek bir muhabbet,
btn mahlkat kucaklayabilecek bir efkat taklm...
Ya hayatm!
Esm-i lhiyyeye it garaibin fihristesi, hem un ve sfat- lhiyyenin bir mikyas... hem kinattaki
lemlerin bir mizan... hem bu lem-i kebrin bir listesi... hem u kinatn bir haritas... hem u kitab-
ekberin bir fezlekesi... hem kudretin gizli definelerini aacak bir anahtar klesi... hem mevcudata
serpilen ve evkata taklan kemltnn bir ahsen-i takvimidir.34
Evet, benim bu kabiliyetlerim, bu zelliklerim gsteriyor ki, ben byk bir mn ve ulv bir gaye iin
yaratlmm. Kinat, bu gayeye hizmet etmem iin benim emrime verilmi. Bana yaplan bu kadar
masraf, gsterilen bu kadar ihtimam, hep insaniyete lyk bir gaye tamam iindir. Madem, kinat
benim hizmetkrmdr. Ben, hizmetkrma hizmet edemem. Hayatmn hfz, hakikati ve bekas iin
kinat bana auunu am, ya ben gnlm kime aaym? Ben ki, arzn halifesiyim, benim gnlmn
sultan kimdir? Belki kinatn tacym, kalbimin sertc kimdir? Ben ki, kinatn gayesiyim, benim
gayem nedir?
Evet, bir tek elektronu dahi ekirdek etrafnda gayesiz dndrmeyen Hkim-i Mutlakn, insan ruhunu
gayesiz, neticesiz, semeresiz brakmas dnlemez. Ruhun gayesi bilinmekle, kinatn yaratl srr
zlm olur. Cenb- Hakkn nihayetsiz hikmeti, rahmeti, inayeti, btn berraklyla tezahr eder.
Ben insanlar ve cinleri ancak bana ibdet etsinler diye yarattm. 35
yeti, ruhun gayesinin kr ve ibdet olduunu ak bir ekilde ifade eder.
Kinat saray ve iindeki herey, ruhun bu li gayesine erimesinin yollar, vesileleri,
vastalardr. bdet ifdesinin iinde tesbih, tahmid, tekbir vardr; tazim, tevhid, tehlil vardr; zikir,

fikir, kr vardr. Hakm-i Mutlak,ruhun, bu vazifeleri yerine getirebilmesi iin onu hassas bir mzan,
doru bir mikyas, mkemmel bir harita, cami bir ayna, gzel bir takvim olarak yaratmtr. Ruhun en
gzel ekilde yaratlmasndan gaye, gzellerin gzeli olan Hak Tely gzel anlamak ve mutlak gzel
olan keml sfatlarn tanyarak, cz iradesiyle Onun klli irdesinin istek ve meietindeerimektir.
Ruh, bu ulv vazifeleri kemliyle yapmak ve bylece Allah-u Azimnn isimlerine, sfatlarna ve
unatna bir l ve mzan olmak iin yaratlmtr.
nsan hereyin hikmetle, yerli yerinde yaratlmasn grmekle, Cenb- HakknHakm ismini;
kinattaki rzklarn verilmesinden Hak Telnm Rezzk ismini; hereyin ilim ve kudretle yaratlm
olmasndan Alm ve Kadir isimlerini okuyabilir. G ve gayreti nisbetinde terakki ederek doksan dokuz
isme, hatt binbir isme ular. sim msemmasz, sfat mevsufsuz olamayaca iin, Cenb- Hakkn,
isim ve sfatlarnn, kinattaki tezahrlerini okuduktan sonra, Zt- Akdesin, ryetine, cemline
itiyak uyanr. Ryete ebediyyen mazhar olabilmek iin azim gayretler gsterir. Bilir ki, ibdet yalnz
Ona mahsustur; kr yalnz Onun anna lyktr; hamd yalnz Onun ulhiyyetine hastr. Ar ve
feri nlatan bir vecd ve hayret ierisinde nihayetsiz bir minnettarlk ile kalbini, ruhunu ve btn
latifelerini Onun emrine verir. te ruhun gayesi budur.
Bu hakikati, stad Bedizzaman Hazretlerinden dinleyelim:
Mhiyet-i hayat, esm-i lhiyyenin definelerini aan anahtarlarn mahzeni ve naklarnn bir kk
haritas ve cilvelerinin bir fihristesi ve kinatn byk hakikatlarna ince bir mikyas ve mzan ve Hayy-
Kayymun manidar ve kymetdr isimlerini bilen, bildiren, fehmedip tefhim eden yazlm bir kelime-i
hikmettir.
Evet, O efkat ve ikram bol olan Rahm-i Kerm, sonsuz fakirlik zere yaratt insan, nihayetsiz bir
efkat ve keremle beslemekle, insan ruhunun nne azim bir hamd ve kr levhas koymutur.
nsann nimetlendirilmesinden maksat, ruhun bu kuds mnlara vukfiyeti, Cenb- Hakk, Mnim,
Muhsin, Mcemmil, Mufaddl gibi esm-i cemile ile tanyp, ihsanna peresti, inmna teekkr,
ikramna tahabbble mukabelede bulunmasdr.
Yine O Kadir-i Zlcell, insan mutlak bir acz zere yaratmakla insan ruhunun nazarna, bedendeki bir
hcrenin tedbirinden t arz ve semvtm tanzimine kadar geni bir tefekkr levhas koymu, onu
takdir, tahsin ve tekbire davet etmi, tebcil ve tazime armtr.Bu levhalarda, hikmet, inayet,
adalet, ilim, irde gibi daha nice lh hakikatlar grlebilir ve okunabilir. nsan ruhu, bu hakikatlar
idrk edip kavramak ve bunlara ayine ve mazhar olmak zere pek ok let ve hissiyatla, sfat ve ahvl
ile donatlmtr.
Cenb- Hak, her biri nihayet derecede gzel olan isimlerini, bu hayretfez lemde tecell ettirmekle
birlikte, insan da nihayetsiz ceml, cell ve kemline kar tahsin, takdir, tebcil, tazim, tahmidle
mukabele edecek bir mahiyette yaratmtr. te bu mahiyetteki bir ruhun gayesi;
Aczini bilip, Kudret-i lhiyyeye iltica, zaafn grp, Kuvvet-i lhiyyeye itimad, kusurunu grp, afv lhye istifar, nakn grp, keml-i lhye tesbihhan olmaktr. Esm-i lhiyyeyi murassaatiyle
bilerek sslenmek ve Her bir ismin feyz-i tecellisine bir mazhar- cami olmaya almak tr.36
Bahsimizi yine Risle-i Nr mellifinin beyanlaryla sona erdirelim:

Ben kendi hayatmda ve uurlu fiillerimde bilmek, iitmek, grmek, sylemek, istemek gibi ok
mnlaryla bildim ki, bu kinatn ahsmdan bykl derecesinde daha byk bir mikyasta
Hlkmn muht ilmini, irdesini, sem ve basar, kudret ve hayat gibi evsfn, muhabbet, gazab ve
efkat gibi untn anladm; iman ederek tasdik ettim ve itiraf ederek bir marifet yolu daha
buldum.
Ruhun gayesi, bu marifet yollarnda ilerlemek, Muhabbetullahda kat- meratip etmek ve kemlta
ykselmektir.
Dip Notlar:
34:Szler
35:Zariyt Suresi, 51/56
36:Bedizzaman Said Nurs

Nefsini Bilen Rabbini Bilir


Nefis zat manasna gelir. Yani cisim ve ruhun ikisine birlikte nefis denilir.
Nefis, insann daire-i hayat iindeki cisim, ruh ve kalbin ve onlar iindeki gz, dil, akl ve hayal gibi
zahir ve btn hasseleridir.
Nefsini bilmekten maksat, insann yaratl ve mahiyetini bilmesi demektir. slm limleri ittifakla
buyururlar ki, Allaha giden yollar nihayetsizdir. Zira zerreden yldzlara, kamerden gnelere kadar
her ey Onun mevcudiyetine delildir.
Bu mevcudat iinde Allahn varlk ve birliine en byk delil, en ksa ve yakn yol insann kendisidir.
Esm-i Hsn ve Sfat- Kudsiyenin en geni ve en berrak aynas insandr. Zira bu kutsi hakikatler
kemaliyle yalnz insanda tecelli etmektedir. Bu bakmdan mahlkatn en mkemmeli insandr. Onun
hilkatindeki garabeti ve mahiyetindeki ulvyeti dnmekte akl aciz kalp, hayrete dmektedir. nsan
kendi nefsine ve mahiyetine dikkatle bakar ve tefekkr ederse, yzlerce belki binlerce harikulade
esrar grr ve Allahn en byk eseri olduunu idrak eder.
Cenab- Hakkn en byk eseri insandr. Allah (c.c) insandan daha byk, daha erefli, daha itibarl,
daha sevgili ve daha stn bir mahlk yaratmamtr. Bu vasflarndan dolaydr ki, Allah kemal
manada anlayp anlatan insandr. O, bu ynyle cin ve meleklerden stn klnmtr.
Evet, insan u kinat kitabnn bir nsha-i camiasdr. Ondaki her sahife, her cmle ve kelime
nihayetsiz manalar ihtiva eder. Basiret sahibi her insan, bu sahifelerde tecelli eden binler yeti ve
ilhi hikmetleri grr, okur ve onu yazan Halknn mevcudiyetini bilir ve Onun azamet ve kudretini
tasdik eder.
Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku! Yoksa hayvan ve camid hkmnde insan olmak ihtimali
var!37 cmlesi yukarda belirtilen gerein vecz bir ifadesidir. Evet, insann zat maddeten kk bir
cz ve cz gibi grnse de ihtiva ettii ilhi srlar itibariyle sanki byk bir lemdir. Hazret-i Ali (ra.)
bu hakikat yle ifade buyurmutur: nsan maddeten kk bir mahlk olmakla beraber onda btn
lem gizlidir.

Cenab- Hakkn en mkerrem mahlku olan peygamberler ve onlarn izinden giden kamil
mminler, Nefsini bilen Rabbini bilir. hakikatini hayatlarna en mkemmel manada tatbik etmiler
ve bakalarna da rnek olmulardr.
nsann nefsini tanmasnn ok cihetleri vardr. Bir ayette mealen yle buyrulmaktadr:
Dehrin (zamann) ak iinde yle zaman geti ki, o dnemde insann ad dahi anlmazd. Biz insan
katk bir meniden yarattk. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple kendisini iiten ve gren bir varlk
olarak yarattk.38
Evet, insann vcudundan hibir eser yok iken, nasl oldu da bir katre sudan halden hale, tavrdan
tavra deiip tekml ederek insan eklini ald? O bir damla su iinde ne et, ne kemik, ne gz, ne
kulak, ne can, ne de akl Hsl zahir ve batn hibir aza ve duygu yok iken, nasl gren ve iiten bir
varlk haline geldi. nsan, kendisine nasl muntazam bir vcut verildiini, her eyi tefekkr eden bir
akla, dnyay temaa eden bir gze, sesleri iiten kulaa nasl malik olduunu dnp, bunlarn
Allahn inayeti, ihsan ve keremi olduunu idrak etmelidir.
nsann vcudundaki azalarn birbiri ile mnasebeti ve birbirine yardm ne kadar mhim ve ne kadar
hikmetlidir. Mesela, btn azalar aralarndaki mnasebet ve yardmlama olmasa idi, akl manasz
kalrd ve bugn ki fen ve terakkiyatlar vcuda gelemezdi. Gz ve kulak gibi sair azalar da ayn ekilde
birbirine yardm etmese idi, hayat azap olurdu. te insan, vcudundaki her bir azann binler
hikmetini dnp tefekkr ederek kendini ve Rabbini bilir. Kinattaki her mahlkun, insann
istifadesine gre yaratlmasn ibretle ve hayretle tefekkr eder. Bu ise, kiinin kendini bilmesinin
baka bir vechesidir.
nsann kendisini bilmesinin dier bir ciheti de, esma-i lahiyeye yine olmasdr.
Evet, insann kendi mahiyetine taklan sfatlarn tefekkr edip, onlarla Halknn sfatlarn kyas
yoluyla bilmesi ve stnde naklar grnen esma-i lahiyeye yinedarlk etmesidir.
Evet, bu mahiyetteki bir insan, nefsini derinden derine tefekkr etmekle Halkna tahkiki bir surette
iman eder. Byle salam bir iman ise, ancak tefekkrle mmkndr. Zaten Cenab- Hakkn insana
akl ihsan etmesinin hikmeti de budur.
nsan kendisinde tecelli eden esma ve sfatlar tefekkr ettike Cenab- Hakkn isim ve sfatlarna en
mkemmel bir ayna olduunu anlar. Evet, her mahlk, bir ayna ve mkemmel bir naktr, ama
insan Nak- azamdr. Zira insann hilkatinde yle esrar- lahi ve kudret-i rabbani vardr ki, onu ne
cin ne de melek taifesi idrak edebilir. Demek ki, insan kemaliyle anlayan yine kendisi olmutur. te
kendini anlayan bir insan, elbetteki Rabbini bilir, bu noktada, melek ve cinlerin fevkine kar.
Byle bir insan kendi mahiyetinin ulvyetini hayretle tefekkr, yaratlndaki hakikatleri ibretle ve
dikkatle temaa ederse, kendisine verilen nimetlerin bir Mnim tarafndan ihsan edildiini dnr
ve idrak eder. Sbhanallah der ve Ona kr ile mukabele eder.
Bu hakikatleri gren bir insann, kendisine akl, ruh, istidat, vicdan, ak, evk ve iman gibi manev ve
cihanbaha latifeleri ihsan eden Halkn bilmemesi mmkn mdr?.

Kendisinin bir damla sudan yaratldn ve ona verilen zahir ve batin duygularn menfaatlerini
dnen akl sahibi bir insann, Rabbine kar marifet ve muhabbeti her an ziyadeleir ve kendi aciz
kudretinin stnde merhamet ve inayet sahibi bir kudret-i kmilenin mevcut olduunu idrak eder.
nsann nefsini tefekkr etmesine dair saydklarmz bu misaller, denizden bir katre, gneten bir
ziyadr.
Bir arif-i billahn nazarnda bu kinat nizam ve intizamyla Cenab- Hakkn varln ve birliini ilan
eden mcessem bir delil ve bir hccettir. Kinatn her bir eczasnda, ieinde, meyvesinde, aacnda
insan vecde getirici bir cazibe vardr. nsan bunlarn letafet ve ziynetlerini temaa ettike, azamet-i
subhaniyenin ulvyetine hayran olur. Erbab- kemal iin bundan daha byk bir zevk ve ak m olur?
Ak- hakiki ile dolu olan gnlleri hangi keder ve znt mahzun edebilir?
lemleri tenvir eder envar- kemalin
Her zerrede mehud olur asar- kemalin
drak edemez knhn erbab- ukul
Akllar mesrur eder esrar- kemalin.
slm filozoflar demilerdir ki: Allahn insana verdii en byk ve en hayrl ve en nuran hediyesi
akldr. Zira insan, kendi nefis ve mahiyetini o nur ile bilebilir.
Akln erefi, insana kendini bildirmesi ve tefekkr ettirmesidir. nk tefekkr, insan Halkn
bilmeye gtrr.
Musibetlerin en erlisi ve cehaletlerin en by kendini bilmemektir. Ehl-i dalaletin kfrde
kalmalarnn yegne sebebi ite budur. Yani kendi nefislerini tefekkr etmemeleridir.
Dalalet ve cehalet gibi gayr-i insan yollara sluk etmek, insann yaratlndaki hikmetle asla kabil-i
telif olamaz. Kendini bilemeyen kinattaki nizam ve ahenkteki manay kavrayamaz. Bu ise tam
anlamyla cehl-i mrekkep, yani katmerli bir cehalettir
.Zerrelerden yldzlara ve gnelere kadar ibret alan akl sahipleri iin bu kinat, Kudret ve Azamet-i
ilhiyeyi ilan eden antika eserlerin bir tehirgahdr..
Gerek kendi nefsine gerekse kinata sathi ve cahilane bir nazarla bakmak, hibir zaman akl ve fikirle
badamaz. Her eyin kymet ve deeri olduu gibi, insannda kymeti ve deeri Mevlasn
bilmesinde ve Onun asarn tefekkr etmesindedir.
Yunus Emrenin dedii gibi, ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
lim hakikatnn balangc ve asl, kiinin kendi nefsini bilmesiyle mmkndr. Buna hibir vicdan
sahibi itiraz edemez. nsann bu dadaal ve kemeke dnyada huzur iinde yaamas nefsini bilip,
kendini okumasna baldr. Hem kendi nefsine ve hem de lemi insaniyete faydal olmas buna
baldr.
nsann kendini bilmesinin baka bir ciheti de; kensinin bu dnyada bir memur ve misafir olduunu,
ebedi bir saadeti kazanmak ve kaybetmek imtihan geirdiini, mahiyetinde nihayetsiz acz, fakr ve
naksn bulunduunu, cisminin tatan ve demirden olmayp, her an yklmaya mahkm et ve kemikten
yaratldnn idrak etmesi ve bu uur ile Rabbine kar kulluk vazifesinde hassasiyet gstermesidir.

Dip Notlar:
37:Szler
38:nsan Suresi, ayet, 1-2.

Ruhun Tekml
Ruh, bata iman olmak zere, ilim, marifetullah, muhabbetulah, ibdet, tefekkr, takva,
amel-i Slih ve dua gibi li hasletlere sahip olmak ve bunlarda terakki etmekle
olgunlar.
man; gvenmek, emin olmak, gven vermek anlamndadr.
man, Allah-u Telya ve Onun meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine ve ahiret gnne, kaza ve
kadere (Yce Allahtan ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)a vahyolunan btn hakikatleri) tereddtsz
bir ekilde inanmak, bu hakikatleri kalben tasdik etmek ve bu tasdiki dil ile ifade etmektir.
man, Allahn varln, birliini ve kemal-i kudretini tasdik edip, Mukaddes Zatn her eyden ziyade
takdir, tazim ve tesbih etmektir.
Bedizzaman Hazretlerinin ifadesiyle;
man, Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselamn tebli etti zaruriyat- diniyeyi tafsilen ve zaruriyatn
gayrisini icmalen tasdik etmekten hasl olan bir nurdur.39
nsann en mukaddes vazifesi yaratcsn bilmektir. Marifetullah ibadetten nce gelir. Zira bir eyin
ulviyeti ve azameti bilinmezse tazimde noksanlk olur. Tazim ise marifetten sonradr. Cenab- Hakka
iman her eyin fevkindedir. man marifetullaha bina edilir. Bu da dinin temeli ve esasdr.
Mmin olmann iki temel art vardr: Kalben tasdik ve lisanen ikrar etmek.
Kalben tasdik; kalpteki tasdik haliyle daimi ve bakidir. Bu gibi tasdikte deiiklik olmaz. Kulun lisan
sadk olmadka inanc sadk olmaz. Kalbi sadk olmadka lisan sadk olmaz.
Lisanen ikrar; iman hakikatlerine inanan her insan bu imann lisanen ikrar etmelidir. nk kalpteki
tasdike ancak ikrar ile vakf olunur. Aksi halde o kiinin mmin olup olmad bilinmez. Zaten bu ikrar
olmazsa o kii, Allah indinde mmin olsa bile eriat nazarnda iman sahibi saylmaz. eriat zahire
gre hkmettiinden kendisine dnyevi ve hukuki hkmler de tatbik edilemez.
mann alt rknne inanmak farzdr. man bir btndr paralanma ve blnme kabul etmeyen bir
klldr. man hakikatlerinden bazsna inanp bazsna inanmayan bir kimse, iman etmi olmaz.
Bedizzaman Hazretleri bu hakikat yle ifade etmektedir:
man alt rknnden kan yle bir vahdan hakikattr ki, tefrik kabul etmez. Ve yle bir klldir ki,
tecezzi kaldrmaz. Ve yle bir klldr ki kabil-i inksam olmazlar. nki herbir rkn- iman, kendini
isbat eden hccetleriyle sair erkn- imaniyeyi isbat eder. Herbiri herbirisine gayet kuvvetli bir hccet-i
azam olur.40
Bir insan, btn peygamberlere iman ettii halde, Peygamber Efendimiz (s.a.v)n peygamberliini
inkr etse o ahs slm ve iman dairesinden kar. Yine bir insan helal olan bir eye haram derse veya
haram olan bir eyi helal diyerek ilerse o kimse de imann kaybeder ve Allah katnda kfre der.

Namaz, oru, zekt gibi ibadetleri ehemmiyetsiz gren ve hafife alan kimse de kafir olur.
Bedizzaman Said Nurs Hazretleri yle buyurur:
man, yalnz icmali ve taklidi bir tasdika mnhasr deil, bir ekirdekten t bir byk hurma aacna
kadar ve eldeki ayinede grlen misali gneten t deniz yzndeki aksine t gnee kadar
mertebeleri ve inkiaflar olduu gibi imann o derece kesretli hakikatleri var ki, bin bir Esma-i lahiyye
ve sair erkan- imaniyenin kinat hakikatleriyle alakadar ok hakikatleri var ki, btn ilimlerin ve
marifetin ve kemalat- insaniyenin en by imandr ve iman- tahkikiden gelen tafsilli ve brhanl
marifet-i kutsiyedir.41
man, insan Cenab- Hakka intisab ettiren, ona kul olmann erefine erdiren ve rzasna ulatran
mukaddes bir rabtadr. mn, insan Sni-i Zlcelline nisbet ediyor; mn, bir intisaptr.42
man ve din yle bir nurdur ki onlarn ziyas hangi kalpte tecelli ederse o kalp marifetullaha yine
olur.
man, mukaddes ve muazzam bir fazilet menbadr, vicdann ziyas, fikrin mealesidir. O, yle bir nur
ve bir saadettir ki, ruh ancak onunla tatmin olur ve huzur bulur, yle bir kuvvettir ki, insan o kuvvetle
her musibete ve her elim hadiseye kar dayanabilir. O yle bir vsattedir ki, insan gemi ve gelecek
btn zamanlarda aklen ve ruhen yaatabilir. ayet iman tecessm etse, onun kemal ve cemalini
temaa edenler kendilerinden geerler.
nsan, iman sayesinde Peygamberimizden ve Cenab- Hakkn Ona inzal ettii Kuran- Kerimden
istifade ederek insan- kmil mertebesine ulaabilir. Zira iman insana kudret-i ilahiyeye kar acz ve
kusurunu hissettirip, nefsini gurur ve kibirden muhafaza ettirir.
man yle salam ve hi kopmaz bir badr ki, sdk ile ona sarlan dorudan doruya Allaha vasl olur.
Bylece ruhu, akl ve kalbi huzur bulur. nsan, iman sayesinde nce kendi nefsini tefekkr ederek
nasl bir kudret klemiyle yazlm bir nsha-i kbra olduunu, sonra kinatn ulviyetine, nizamna
dikkat ederek, bu ahengin bir Sani-i Kadirin varlna ve birliine ehadet ettiini tasdik eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i eriflerinde yle buyurmutur: man plaktr, elbisesi takva,
ziyneti hay, sermayesi ibadet ve meyvesi de ameldir.
Bir insan kalp ve ruhunu, akl ve hissiyatn kelime-i tevhid ile tenvir ederse, derece derece kemal-i
iman kazanr, Allahn feyzine, rzasna ve saadet-i ebediyeye mazhar olur. nsan, kelime-i tevhidi
lisanen zikrettii gibi, onu hayatna tatbik etmeli ve tevhid inancna uygun olarak yaamaldr ki, kmil
imana vasl olsun.
Kamil iman sahiplerinin, Allahn yannda dereceleri pek yksek ve ok lidir. Onlar, Mevlann
yannda aziz ve mkerrem olduklar gibi, dier insanlarn yannda da kalplerin mahbubu, gnllerin
maukudur. Onlarn btn fiilleri ve sohbetleri marifetullah ve muhabbetullah zerinedir.
Dip Notlar:
39:arat-l caz
40:ualar
41:Sikke-i Tasdik-i Gaybi
42:Szler

lim ve Marifet le Terakki


lim; bir eyi olduu gibi idrak etme, dnme, hayal etme ve fehmetme gibi manalara
gelir.
lim cehlin zdd ve ortada olan bir eyin akldaki tezahrdr. lim ve marifet fikrin nuru, vicdann
ziyasdr.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Hikmet mminin yitiidir, velev ki, kfirlerin elinden de olsa
alnz. demekle ilmin ehemmiyetini ortaya koymutur. Ehl-i hikmet ise, Cismin gdas taam olduu
gibi, akln gdas da hikmet ve ilimdir. diye buyurmulardr.
Cenab- Hak, mealen yle buyurmaktadr: limlerle cahiller bir olur mu?43Sakn ha cahillerden
olma 44 Peygamber Efendimiz (s.a.v) lim taleb etmek her erkek ve kadn zerine farzdr. Beikten
mezara kadar ilim tahsil ediniz. Maherde lema-i hakikatn sarfettikleri mrekkeb, ehidlerin
kanyla mvazene edilir; o kymette olur. gibi bir ok hadislerle, ilmin yksek kymetini ve nihayeti
olmadn anlatmtr.
lim, bal bana byk bir fazilet ve meziyettir. Semeresi ve faydas ancak amel iledir. lim ile amel
arasnda esasl bir mnasebet vardr. lmin kymeti ve erefi amel ile tezahr eder. Amelsiz ilim
sahiplerinin ne kendilerine ne de dier insanlara pek faydas yoktur. Peygamber Efendimiz
(s.a.v) Amelsiz ilim meyvesiz aaca benzer. buyurarak bu hakikati ifade etmitir. Zira dnyevi ve
uhrevi terakkinin muktezas olan ilim, amel ile birleirse iki dnya saadetini netice verir.
.Mahiyet ve istidad itibariyle herey ilme baldr. Ve btn ulm-u hakikiyenin esas ve madeni ve
nuru ve ruhu; marifetullahtr.45
Marifetullah, Allah Kuran- Kerimin bildirdii ve Peygamber Efendimizin (s.a.v) ders verdii gibi
tanmaktr. nsan, ilahi hakikatlara vukufiyetle ve kinatta tecelli eden esma ve sfat- ilahiye-yi daima
tefekkr etmekle marifet sahasnda terakki ve teali eder.
Allah bilmek, evvel, varln ve birliini bilmekle mmkn olur. Bu da ancak afak ve enfs deliller
ile Allah ek ve phesiz, yakinen, gzle grr gibi bilip inanmak sayesinde mmkn olur ki, Hz. Ali
(r.a) Efendimiz de Perde-i gayb alsa yaknim ziyadelemeyecek buyururken; bunu
vurgulamaktadr.
Nitekim bu enfs ve afak delilleri yani insann kendi yaratlndaki ve lemdeki isimlerin tecellilerini
tedkik eden bir mmin, Allah birdir Onun eriki, nazri, zdd ve benzeri yoktur ve bu kinat Onun
mlkdr. Hakiki varlk O dur, zira O Vacibl Vcuttur. Vahid, Ehad ve Sameddir. Benzeri, eriki ve
yardmcs yoktur. Cisimden mnezzehtir. lmi her eyi kuatmtr, eyann mahiyetini bilir. O Azizdir,
Kahhardr, Halimdir ve Kadirdir. Mafiret edici ve gnahlar rtcdr. O, yardm edici ve ok
merhametlidir. O, Evveldir, Ahirdir ve btn mahlkatn Halkdr. der her eyin stnde Cenab-
Hakkn sikkesini grr ve her eyin cephesinde bulunan mhrn, damgasn okur. Ve bu sayede,
dalalet ve evhamn taarruzundan kurtulur. Bylece kmil iman elde eder.
Evet, Cenab- Hakkn hayat ezel ve ebeddir. zzet ve azameti sermedidir. O azizdir ve intikam
ediddir. Btn hareket ve skn Onun iradesiyledir. Cenb- Hakkn btn sfatlar sonsuz ve
mutlaktr. Allah Sameddir. Yani, herey Ona muhtatr; O ise, hibir eye muhta deildir. Her
varln, her ihtiyacn bizzat O grr.

Allah Kayymdur. Yani, Ztnda kimdir. Btn mevcudat ise, Onun kudretiyle, ilmiyle ayakta
durmaktadr. Allah, Mabdn bilhak tr. Yani, ibdete lyk ve mstehak ancak Odur.
Allah, ztnda mutlak kadir, mutlak ganidir. Allah, maddeden mcerreddir.
Allah-u Tel Hazretleri, yerin ve gn hem Hlk, hem Mabdu, hem Hafzi, hem idarecisidir.
Kudreti gayr-i mahdut, ilmi gayr-i mtenah, sfatlar muhittir. Onun mebde ve mntehas yoktur.
Ezel ve Ebeddir. Allahn vcduvcibdir. Yni, varl Ztndandr; olmamas muhaldir.
O, yeane yaratcdr. Btn varlklar Onun yaratmasyla vcud sahasna kmlardr. Her eyin
Halk ve Mliki Allahtr. Gk ve gktekiler, yer ve yerdekiler ancak Onun irade ve kudretiyle, ltuf
ve keremiyle yokluktan varlk sahasna geldikleri gibi, O, diledii anda bunlarn hepsine kahretmeye,
yok etmeye de muktedirdir. Allah, kahr irade buyurduu takdirde, hibir mahlk bundan ne
kendisini, ne de bakalarn kurtarabilir.
Sonradan yaratlan, Allahn ltfuyla tavrdan tavra giren, uyuyup uyanma, yiyip ime gibi nice
ihtiyalara maruz bulunan bu ciz mahlklarn, kinatn yaratlmasnda, arz ve semnn tanziminde,
bitkiler ve hayvanlarn icadnda elbette bir tesirleri yoktur.
Btn keml sfatlarla muttasf, kudreti nihayetsiz, ilmi muht, iradesi mutlak olan Cenab- Hakkn
zatnda eriki olmad gibi, fiil ve icraatnda, tasarruf ve tedbirinde, terbiye ve idaresinde de eriki
yoktur. Her mahlk, vcuda gelmesinde, hayatnn devamnda ve btn hallerinde her an Ona
muhtatr.
Allah, vehimlerin tasavvurundan ve zihinlerin takdirinden, yani akl ve fikrin ihatasndan mnezzehtir.
Zira Cenab- Hak, suret ve cisim olarak vasflandrlamaz ve ekil olarak hayal edilemez.
Mminler, Allaha, maddeden mnezzeh, zaman ve meknla kaytl olmayan, ezel ve ebed bir Zt-
Akdes olarak iman ederler. Zira Hlkn hakikati baka, mahlkatn mahiyeti bakadr. Hibir eserin,
ustasna benzemedii bilinen bir gerektir. Mesel, bir saat ne zt, ne mahiyeti, ne sfat ve fiilleri
itibariyle ustasna benzemez. Bunlarn her ikisi de mahlk cinsinden olduklar halde, aralarnda byk
bir mahiyet farkll vardr. O halde, btn varlklarn Hlk olan Cenb- Hakkn kuds mahiyeti,
Onun yaratt hi bir mahlkun mahiyetiyle iltibas edilemez.
Ancak her eser, ustasnn ilim, irade ve kudret gibi sfatlarn gstermesiyle, onun aynasdr.
Binaenaleyh Cenab- Hak, kudretinin mucizeleri olan eserleriyle bilinir.
Onun hibir benzeri yoktur46.
Yani, ne ztnda, ne sftnda, ne eflinde nazri yoktur, misli olmaz, ebhi yoktur, erki olmaz. Evet,
btn kinat, btn untyla ve keyfiytyla kabza-i rubbiyetinde tutup bir hane ve bir saray
hkmnde, keml-i intizamla tedbr ve idare ve terbiye eden bir Zt- Akdese, misil ve mesl ve erk ve
ebh olmaz, muhldir.47
Hz. Aliye (r.a) tevhidden sual sorulduunda yle cevap vermitir:
Tevhid, Allah kalbine gelen, tahayyl, tasavvur ve tevehhm ettiin btn ahvlin maverasnda
bilmektir. Yine, bu mny teyiden yle buyurmutur:

Allah, fehimlerde tasavvur, zihinlerde tahayyl olunan hereyin mverasdr.Yani, insann kalbi,
zihni, akl, hayli, hep mahlk olduklarndan, onlara gelen herey de mahlktur. Allah ise, ztnda
sfatlarnda, fiillerinde mahlkata benzemez. Akla, zihne, hayle gelen herey de mahlktur. Allah ise
ztnda, sfatlarnda, fiillerinde mahlkata benzemez. Akla, zihne, hayle gelen herey mahlk
olduuna gre, onlara ulhiyet isnad etmek apak irktir.
Evet, Allahn zat, sfat ve mahiyetini anlama hususunda akl-i beer aciz kalr. Nitekim Hz. Ebubekir
(ra): Allah bilmede aczini bilmek, Allah bilmektir.buyurmaktadr. Allah hakk ile ancak kendisi
bilir. Cenab- Hakkn azamet ve bykl sonsuzdur. u nihayeti olmayan usuz bucaksz kinat,
Onun azamet ve ilmi yannda bir zerre kadardr.
O her eyden mstanidir, ama her ey ona muhtatr. Her eyin mlk ve melektu Onun kabza-i
tasarrufundadr. Allah-u Teala, hayat sfatyla Hayy, ilim sfatyla lim, irade sfatyla Mrid, kudret
sfatyla Kdir, kelam sfatyla Mtekellim, emriyle mir, nehyi ile Nhi, hkm ve icraatnda dil,
inamnda Muhsin, gc yettii halde ceza vermeyen ve erteleyen olmasyla Halmdir.
O, kalpleri diledii gibi evirip evirendir. istediini izzetle ereflendirir ve dilediini de zilletle rezil
eder.
Sonsuz kudret sahibi Cenab- Hakkn ilmi, lemin her tarafn ihata etmitir. Her an bir ok lemi
gtrp baka nice yeni lemleri getirir. Bir anda yaz ka, k yaza evirir. You var, var yok eder.
yle ise, kudreti ve rahmeti nihayetsiz olan Allaha iman ve intisap et.
Baka eylere mracaat edip yorulma, onlara tezelll edip minnet ekme, onlara temelluk edip
boyun eme onlarn arkasna dp zahmet ekme, onlardan korkup titreme nki: Sultan- Kinat
birdir, hereyin anahtar onun yannda, her eyin dizgini onun elindedir; her ey onun emriyle
halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.48
Cenab- Hakk byle bir itikatla tanyan bir marifet sahibi, her eyde olduu gibi bir yumurtada ve bir
iekte de Onun mhrn okur, onlarda vehve alklli eyinkdir cmlesinin yazl olduunu
grr. Yani her eye kadir olamayan bu yumurtay ve iei yaratamaz der ve bu sayede sarslmaz
bir imana sahip olur.
Bir kii, Allah ne kadar tanrsa, o nisbette Ona muhabbeti artar. nk btn gzellikler, ltuf ve
ihsanlar Ondandr. Zaten insann yaratl gayesi de Allah tanyp Ona iman, muhabbet ve ibdet
etmektir. Bedizzaman Hazretleri bu hakikat u veciz szleriyle ifade eder.
Katiyyen bil ki: Hilkatin en yksek gayesi ve ftratn en yce neticesi iman- billahtr. Ve insaniyetin
en ulvi mertebesi ve beeriyetin en byk makam, iman- billah iindeki marifetullahtr. Cin ve insin
en parlak saadeti ve en tatl nimeti, o marifetullah iindeki muhabbetullah 49 dr.
nanma ihtiyac insann ftratnda dercedildiinden, insann marifetullah ve muhabbetullahtan
mstani kalmas mmkn deildir.
Bundan da anlald gibi, bir mmin iin en yksek mertebe, marifet ve muhabetullahdr. Marifet
olmadan muhabbet olamaz. Kalbi muhabbet ile dolu olan bir insann derecesi ok ali ve pek
yksektir.Marifetullah bir nurdur ki, hangi arif-i billahn kalbinde tecelli ederse, o kalp nazargh- lahi

olur. Zevk-i iman, feyz-i irfan, evk-i uhud ve srr- esma bu sayede inkiaf eder. Brigh- Briye
(Allahn kapsna) bu yoldan gidilir. Ltuf ve ihsan kaplar bu yolun kara sevdals olan ariflere alr.
Marifetullah, ruhun gdas, kalbin ziyas ve akln nurudur. Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
Dnyann lezzetleri, zevkleri ve znetleri, Hlkmz, Mlikimizi ve Mevlmz bilmediimiz takdirde
cennet olsa bile cehennemdir. Evet yle grdm ve yle de zevkettim. Bilhassa efkatin ateini
sndrecek, marifetullahtan baka bir ey var mdr? Evet, marifetullah olduktan sonra, dnya
lezzetlerine itiha olmad gibi Cennete bile itiyak geri kalr.
Marifetullahta az bir inkiaf, marifetsiz ok amelden daha hayrldr. Marifetullah ile beraber amel-i
salih olursa nurun ala nurdur.
Seyyidl arifin ve Fahr-i lem olan Hazret-i Peygamber (s.a.v) ashabna hitaben yle buyurdular:
Yar- fedakrm ve efiki refikim olan Ebubekir (r.a), ok oru tutmak ve ok namaz klmakla sizden
daha efdal olmad. Onun sizden stnl kalbinde tecelli eden nur-u marifetten dolaydr.
Evet, bir insann eref ve haysiyeti marifetullahtaki derecesi nisbetindedir. Bir kul, marifette terakki
ettike en mukaddes vazifesi olan Halkn bilir ve emirlerini yerine getirir. Zira kulluk sfat bunlar
icab eder.
nsan, marifetullahta terakki ettike, yani Cenab- Hakk tandka ubudiyet, tazim, zikir ve tefekkre
daha ziyade mazhar olur ve onlardan zevk alr. Btn ulum-u diniye, ona isnad eder. limlerin en
erefi ve en alas ve en kymetlisi marifetullahtr. Kulun izzeti, fazilet ve meziyeti ve uluvv-i himmeti
marifetullahtaki dereceleri nisbetindedir. O halde, eref ve izzet arayan bir insan, marifetullahtaki
hissesinin ziyade olmas iin azami gayret etmelidir. nsann Cenab- Hakkn yanndaki kymeti bu
sahadaki terakkisi iledir.
Marifet ve hakikati aramann yolu nihayetsizdir. Bu iin srrn anlayan arif kimseler ve insafl
vicdanlar, Cenab- Hakkn byklk ve azameti karsnda ba emi, hayretle secdeye varmlardr.
nsann bedeni gdalarla beslendii gibi, ruh ve vicdan da iman, marifet ve muhabbet gibi manev
gdalarla beslenir ve hayat bulur. Bylece srur ve saadetlere gark olur.
Cenab- Hakkn varl malum, mahiyeti ise, mehuldr. Yani, her mahlkta Onun sfat-
mukeddesesi ve esma-i ilahiyesi tecelli ettiinden bu tecelliler ile bilinir. Hibir akln Onun hakikat ve
mahiyetini ihata etmeye asla muktedir olamamas cihetiyle de mahiyeti mehuldr. Cenab- Hakkn
bir ismi Zahirdir. Yani Onun varl her eyden daha aikrdr. Onun dier bir ismi deBatn dr.
Yani mahiyeti beerin idrakine smaz. nk:
Hakikat- mutlaka, mukayyed enzar ile ihata edilmez.
Akl ve marifette en ileri, Cenab- Hakk tanmada en mkemmel bir bahr-i kemalat olan Peygamber
Efendimiz (s.a.v) bile mirata Cenab- HakkaSubhneke maarefnake hakkamarifetike ya
maruf (Seni noksan sfatlardan tenzih ederim. Ben seni tam bir marifetle bilemedim) buyurarak
acziyetini itiraf etmitir. Evet, btn nebiler, arifler ve melekler Cenab- Hakk hayretle tesbih ve
tazim ettikleri halde, Onun mahiyet ve hakikatini ve an- kudsiyyetini tam bir marifetle
bilememilerdir.

Arif-i billah, baka insanlarn duymad, grmedii veya idrak edemedii bir feyiz ve evk ile
dnyann grltl dadaalarndan ve hadisatn dalarvari dalgalarndan uzaklaarak, vahdet
leminin derinliine dald zaman, ezel ve ebed sahibi Fatr- Zlcelalin btn mkevvenattaki aaai tecelliyatn hayretle temaa eder.
Kinatta olan bu nizam ve ahenk iindeki deveran ve hakimane fiiller, bir Kadir-i Mutlakn varln ve
birliini, hudutsuz sfat ve isimlerini, mutlak ilim ve kudretini gne gibi gstermektedir.
Marifetullahn delillerini derin bir dnce ile mtalaa eden bir mtefekkir, yerleri ve dalar,
denizleri ve balar ve btn galaksileri kudretine ve iradesine musahhar eden bir Zat- Celili grr,
onu sever ve sevdirir. Byle bir arifin aklnda zerre kadar ek ve phe kalmaz. Artk marifette
mertebeler kateden o mtefekkir insan, Cenab- Hakkn isimlerini rengrenk ieklerde, meyveli ve
meyvesiz aalarda byk bir itiyakla okur; ruhunda ebediyen snmeyen bir srur uyanr ve vecde
gelir. Ltuf ve keremi lemi ihata eden efkatli bir Rahim-i Zlkemalin varlna mtak olur. Hayat
boyunca byle devam eder.
Her eyde lahi isimlerin tecellilerini gren bir arif, dehet verici gk grltsnde Cenab- Hakkn
celal ve azametini, blbllerin ahenkli ve srurlu namelerinde de Onun cemal ve rahmetini
mahede eder. Bylece saadet anahtar olan iman kuvvetlenir ve madd ve manev terakkiyatn
anahtar olan mrifeti ziyadeleir.
Evet, insan marifetin ahikalarna ykselmek iin bu lh vecdin kucana atlmaldr. Dalarn vakur
skneti, semann derinliklerine sokulan galaksilerin heybetli duruu, kudret-i ezeliyenin tecellileridir.
Bir an bile susmayan denizlerin hrts ve ormanlarn uultusu, insanlarn yazm olduu hibir
kitapta grlmeyen bir fesahat ve belaat ile insana Allahn varln, birliini, gzel sfat ve isimlerini
okutur ve kinatn srlarn ona aar ve onu marifet sahasnda durmadan terakki ve teali ettirir.
Marifet a bir arif, kinattaki her mahlkun bir efkatperverin terbiyesinde olduunu idrak eder.
Dnyada bunlardan ald marifet ak ile yaar ve ahirette de ebediyen saadet ve huzur ile
ryatullaha merref olur.
Evet, ibret alan akl sahipleri iin, bu kinat, kudret ve azamet-i ilahiyyeyi ilan eden antika ve harika
sanat eserlerin tehirgahdr. Marifet ve tefekkr erbab iin bu lem bir seyrangah ve bir
temaagahtr. Ezeli bir akn cezbesiyle kendinden geen bir insan, semada nurlar saan yldzlarn
birinden dierine fikren seyahat eder ve oralarda evk ile dolar. Nazarna alan esrarengiz marifet
hazineleri, kalbinde inkiaf eden ak- ilahinin cezbeleri durmadan onu marifet leminde seyran
ettirir.
Marifet sahibi bir insan, kendi mahiyetinin ulvyetini hayretle tefekkr, yaratlndaki hakikatleri
ibretle ve dikkatle temaa ettike, Sbhanallah der ve Halkna kr ile mukabele eder. badete
layk mabudun ancak O olduunu bilir, yalnz Ona ibdet eder ve ancak Ondan yardm ister.
Allaha Kurann bildirdii itikat zere inanan mminler, Cenb- Hakk btn lemlerin Rabbi olarak
bilirler. hiret gnnn yegane Mlikinin O olduunu, eksiz ve phesiz kabul ederler. Yalnz Ona
ibdet edip, Ondan yardm dilerler. Btn fiillerinde, szlerinde, hllerinde Kuran-n gsterdii Srat Mstakim zere olurlar. Allah-u Telnn;

Hereyin dizgini elinde, hereyin hazinesi yannda, hereyin yannda nzr, her meknda hzr,
mekndan mnezzeh, acizden Mberra, kusurdan mukaddes, nkstan muall bir Kadir-i Zlcell, bir
Rahm-i Zlceml, bir Hakm-i Zlkeml50
olduuna itikad ederler. Btn hayrlar Ondan bilirler. Gnei, yamuru, bahar... rzk iin, rzk da
hayatn devam iin birer sebeb olarak kabul ettikleri gibi; peygamberleri, mridleri, limleri de
hidyete ve ilh feyze birer vesile olarak bilirler. Her trl irkten zde, btn hurafelerden
mberr, akl ve hikmete muvafk olan slm hakikatlar etrafnda toplanrlar.
Bu hakikatlar gren bir insann, kendisine akl, ruh, istidat, vicdan, ak, evk ve iman gibi manev ve
cihanbaha latifeleri ihsan eden Halkn bilmemesi mmkn mdr?
Kendisinin bir damla sudan yaratldn ve ona verilen zahir ve batn duygularn menfaatlerini
dnen akl sahibi bir insann, Rabbine kar marifet ve muhabbeti her an ziyadeleir ve kendi aciz
kudretinin stnde merhamet ve inayet sahibi bir kudret-i kmilenin mevcut olduunu idrak eder. Bir
insann ruhunda ve vicdannda marifet ve muhabbet tecelli ederse, artk o insan hibir mahlka
peresti etmez.
Bir arif-i billahn nazarnda bu kinat, nizam ve intizamyla, Cenab- Hakkn varln ve birliini ilan
eden mcessem bir delil ve bir hccettir. Kinatn her bir eczasnda, ieinde, aacnda,
meyvesinde, banda ve bostannda insan vecde getirici bir cazibe vardr. nsan bunlarn letafet ve
ziynetlerini temaa ettike, azamet-i subhaniyenin ulvyetine hayran olur. Erbab- kemal iin bundan
daha byk bir zevk ve ak m olur? Ak- hakiki ile dolu olan gnlleri hangi keder ve znt mahzun
edebilir? nsan en sevdii bir eyden dahi usanabilir, ancak marifet ve muhabbetten asla usanmaz ve
bkmaz. Marifet sahibi bir insan, Allahn kinattaki saltanat- rububiyetini, yani her eyi olduu gibi,
onu da en mkemmel ekilde terbiye ettiini dnr ve btn hayatn Ona itaat ve ibdetle geirir.
Kinatn gzel ahengini, aikr grnen muhteem nizamn ve hayatn srr- hakikatn hakkyla
anlamayan tabiatperest bir insan ise, kinata sathi bir nazarla bakar ve onu tabiata isnat eder. Ondaki
srlar anlayamaz, ne kendini ne de kinat kitabn okumadan geip gider. Hem dnyada hem de
ahirette azap iinde yaar. Kinatn gizli srlarn okuyan ve kendini bilen insan Cenab- Hakk tanr ve
bilir. Bu marifet ile kalbine ilahi bir ak hakim olur ve namtenahi tefekkr lemleri fikrine alr.
Gerek semavat ve arzdaki gzellikleri, gerek hayvanatn insanlarn imdadna komalarndaki rahmet-i
ilahiyenin tecellilerini seyreder.
nsan ruhunu tekmle gtren en byk ilim marifetullahtr. Bu marifet, en gzide hakikatlarn
temelidir. Marifet, akl ve kalbleri aydnlatan bir gnetir. Hak ve btl, hayr ve erri temyiz eder ve
birbirinden ayrr. nsan marifetiyle dnya ve hirette rabet kazanr; ruhu tekml eder. Marifet,
kalbte doan bir nurdur. Btn eyann hakikati bu nr ile zahir olur, grnr. Marifetullah ilimlerin
en ereflisidir. Marifetullah olmazsa, insann akl, kalb, ruh ve sr gibi havas ve letifi elmas
derecesinden di cam paralan derekesine iner.
Marifet-i lhiyyede hissesi olmayan bir ferd, dier ilimleri bilse dahi kemlt nakstr. Bedenin
shhati gdaya bal olduu gibi, ruh ve kalbin shhati de marifete, Allah bilmeye baldr.
Evet, hereyin bir merkezi olduu gibi, ilim ve fnnun da bir merkezi vardr. te bu merkez
marifetullahtr. Dier ilimler bununla hayat kazanr ve ebedleir.

O merkeze bal olmayan ve marifette hissesi bulunmayan ilim bir hitir, vehimden ileri gidemez.
lim, hikmet ve fnn-u medeniyyenin hakik mnda keml ve terakkileri marifetullaha yine
olmalarna baldr. Aksi halde, o kymetli hakikatlar neticesiz bir haylden ibaret kalr.
lim ve marifetle takviye edilmemi btn izzetlerin sonu zillettir. Gne,
yeryzn yeillendirdii gibi, ilim ve marifet de, kalb, hissiyat ve vicdanlar yeertir. Gerek ilim, bu
hissiyatlara hayat veren ilimdir. Bu hissiyatn hayatlanmasyla insan, Hakk idrk eder, basireti alr,
kinat iindeki sabit hakikatlar grebilir. nsan bu hakikatlar tefekkrle, Allah (c.c) bilir. Bylece;
kitab, nbvvet ve hair gibi byk hakikatlarn kaplar
kendisine alr.
Dip Notlar:
43:Enam Suresi 5/35.
44:Enam Suresi 5/35.
45:Szler
46:r Suresi 42/11
47:Lem'alar
48:Mektubat
49:Mektubat
50:Szler

Muhabbetullah ve Mehafetullah
nsan Allah-u Tely sevmelidir. nk sevgiye sebeb olan her gzellik,her keml, her
ceml Ondadr. Hayat, ilim, kudret... gibi ezel ve ebed olan keml sfatlar Onundur.
Bunlar ise ztnda sevilirler. u kinatta ieinden baharna, zemininden semsna
kadar sevdiimiz, takdir ve tahsin ettiimiz herey Cenb- Hakkn Esm-i Hsnsnn
yineleridir. Ezelden ebede btn nimet ve ihsanlar, ltuf ve ikramlar Onun
hazinesinden gelmekte, Onun kereminden akmaktadr. Nitekim bir ayette mealen yle
buyrulur: phesiz Rabbiniz ok efkatli, pek merhametlidir.51 yle ise insan
iin sebebsiz ve bizzt mahbub olan kemal-i mutlak sahibi, Zt- Zlkemalin ve
Zlcemalin52 sevgisine mazhar olmaktan daha byk bir saadet dnlemez.
Evet, insan Allaha dost eden ve sevdiren muhabbettir. Kuds bir hadiste Cenab- Hak: Ben yerlere
ve gklere smadm, ancak mmin kulumun kalbine sdm. (Yani onun ile bilindim.) buyurmutur.
Demek ki, kalp Allah iindir ve ancak Onun marifet ve muhabbetiyle tatmin olur. Nitekim bir ayette
mealen yle buyrulur: yi biliniz ki, kalpler ancak Allah zikretmekle (anmakla) huzur bulur. 53
Bu ayetten de anlald gibi, ruhun en byk gdas marifetullah, muhabbetullah ve mehafetullahtr.
Bunlara zerre kadar mazhar olmak, her eyin fevkindedir. Bunun iindir ki, Bedizzaman
Hazretleri: Kinat kadar kalbim olsa onu muhabbetle doldurmak isterim. diye buyurmutur. Zira
her eyin temeli ve esas muhabbettir.
Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
Muhabbet, u kinatn bir sebeb-i vcududur. Hem u kinatn rabtasdr. Hem u kinatn nurudur,
hem hayatdr.54

nsan, kinatn en cmi bir meyvesi olduu iin, kinat istila edecek bir muhabbet o meyvenin
ekirdei olan kalbine dercedilmitir. te yle nihayetsiz bir muhabbete lyk olacak, nihayetsiz bir
kemal sahibi olabilir.55
Kalp, Allaha dost olmann, Onu sevmenin evk ve heyecan ile mesrur olur. O cemalin didarna velev
bir saniyecik olsun nail olmak, o kalp sahibi iin cennetlere deiilmez bir makam- ldr. O cemalin
sonsuz cazibesi, Onun muhabbeti, fani ve geici olan dnyann birka gnlk zevkiyle mukayese
edilmez.
Bedizzamann bu mevzuyla alakal u ifadeleri ok arpcdr:
Rahmanrrahm ismiyle, hurilerle mzeyyen Cennet gibi senin btn arzularna cmi bir meskeni,
senin cisman hevesatna ihzar eden ve sair esmasyla senin ruhun, kalbin, srrn, akln ve sair letaifin
arzularn tatmin edecek ebed ihsanatno Cennette sana mheyya eden ve herbir isminde manev
ok hazine-i ihsan ve kerem bulunan bir Mahbub-u Ezelnin, elbette bir zerre muhabbeti, kinata
bedel olabilir. Kinat onun bir cz tecelli-i muhabbetine bedel olamaz.56
nsan, ebed iin yaratldndan onun kalbi, dnyann fani lezzetleri ile asla tatmin olmaz. Zira
dnyada mkemmel bir saadet yoktur. Dnya ancak zdrap, meakkat ve musibetlerin kaynadr.
Dnyada fazilet ve marifetten baka hibir ey insan tatmin ve mutlu edemez.
Evet, bu hayatn gayesi ve neticesi hayat- ebediye olduu gibi, bir meyvesi de, hayat veren Zt-
Hayy ve Muhyye kar kr ve ibdet ve hamd ve muhabbettir ki, bu kr ve muhabbet ve hamd ve
ibdet ise, hayatn meyvesi olduu gibi, kinatn gayesidir.57
Bu bakmdan akll insan, muhabbet hissini, Dnyann bin sene mesudane hayat, bir saat hayatna
mukabil gelmeyen Cennet hayatnn ve o Cennet hayatnn dahi bin senesi, bir saat ryet-i cemaline
mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zlcelalin muhabbetine hasretmeli ve Onun rzasna mazhar olmak
iin azami gayret gstermelidir.
Kmil bir mminin maksudu cennet deil, Allahn rzasdr. Zira cennet mahlk ve mahduttur. Onlar
mahlk ve mahdut olana deil, nihayetsiz cemal ve kemal sahibi olan mahbub-u hakikiye kavumaya,
Ona yakn olmaya ve Onun ryetine mazhar olmaya aktrlar. Cennet ve iindekiler bu nimetin
yannda hi hkmndedir. Bu bakmdan onlar, Allahtan baka hibir eye meyil ve iltifat etmezler.
Yunus Emre bu gerei btn muhabbet ehli namna yle ifade eder:
Cennet cennet dedikleri,
Birka kkle birka huri.
steyene ver onlar,
Bana seni gerek seni.
Bir Hadis-i Kudside Cenab- Hak yle buyurur:
Ya Davud! Kullarma haber ver, beni seveni ben de severim. Bana muti olana ben de ihsan ve ltufta
bulunurum, onun her meru arzusunu yerine getiririm. Beni isteyeni ben de isterim. Bana mtak
olana, benim itiyakm daha ziyadedir.

Hz. brahime (a.s); Sen ne ile bu dostluu kazanp Halilullah nvanna mazhar oldun? diye
sorulunca; O da: Allahn isteklerini kendi isteklerime tercih ettim ve her eyden ziyade Onu
sevdim. diye cevap vermitir. Bir kul Allah severse, Allah da onu sever. Bir mmin Allahn rzasna
talip olursa, Allah da ona talip olur, onu sever, onu raz eder ve cennet ve cemaliyle merref eder.
Bir kimse Allaha dost olmak isterse Allah da onunla dost olur. Allahn dost olduu kimse ile her ey
dost olur. Dost istersen Allah yeter. Evet, O dost ise her ey dosttur.
Peki insan Allah nasl sevecek?
Allah sevmenin yolu Hazret-i Peygambere (s.a.v) uymaktan geer. Nitekim bir ayette mealen yle
buyrulur: Ey Reslm, de ki: Ey insanlar! Eer Allah seviyorsanz, bana uyun ki, Allahta sizi sevsin
ve gnahlarnz balasn. Allah afrdur, Rahmdir. 58
Bu ayetten de anlald gibi, Allah sevmenin art Hazret-i Peygamberi (s.a.v) sevmek ve Onun
snnet-i seniyyesine tabi olmaktr. Onu seven, snnetine ittiba eder. Cenab- Hakkn emirlerine uyar
ve yasaklarndan kanr. Byle bir insan, her eye ramen, mrn Allaha muhabbetle daima
elemsiz ve kedersiz geirir.
Baka bir ayette de yle buyrulur: Kim Allaha ve Reslne itaat ederse, muhakkak byk bir
baarya ulamtr. 59
Hz. Peygamberin (s.a.v) Allahn yanndaki kymet ve mertebesini ifade eden bir hadis-i kudside ise
yle buyrulur: Ey Habibim! Sen olmasaydn lemleri yaratmazdm. Buna gre kinatn, dolaysyla
insanlarn yaratl sebebi olan Hazret-i Peygamberi (s.a.v) nefsimizden, ailemizden ve dier btn
mahlkattan ok sevmemiz akln, vicdann ve kmil imann gereidir.
Bir airin dedii gibi;
Muhabbetten Muhammed oldu hasl,
Muhammedsiz muhabbetten ne hasl.
Eer insann kalbi muhabbetullah ve muhabbet-i Reslullah ile dolmazsa kemal-i iman elde etmi
olamaz. Hazret-i Peygamber (s.a.v), Hz. mere (ra) Ya mer beni ne kadar seviyorsun? deyince, Hz
mer (ra): Ya Resllallah nefsimden sonra en ok seni seviyorum. diye cevap verince; Peygamber
Efendimiz (s.a.v) Sizden herhangi biriniz beni nefsinden ve ailesinden ok sevmedike kmil iman
etmi olamaz. buyurdular. Bunun zerine Hz. mer (r.a): Ya Reslallah seni, anamdan, babamdan,
aile efradmdan
ve canmdan ok seviyorum. dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v) da: Ya mer: te imdi imann
kemle erdi. diye buyurdular.
Hazret-i Peygamber (s.a.v) insanlar dnya ve ahiret zararlarndan kurtarp, iki cihanda saadet ve
selamete kavuturacak en salam ve en selametli yolu gstermektedir. nsann nefsi emmaresi ise,
daima ktl emreder ve onu felaketlere srkler. Demek ki, Hazret-i Peygamberin (s.a.v) efkati,
mminlere nefislerinden daha ileridir. Bu bakmdan her eyden ok Onun (s.a.v) sevilmesi lazmdr.
Burada yle bir soru akla gelebilir:
nsan, dier mahlkata kar nasl muhabbet etmelidir ki, bu hissi yerinde kullanm olsun?

nsann, kendi nefsine muhabbeti, onu zararl eylerden muhafaza ederek terbiye etmek, ana babaya
muhabbet, onlara hrmet ve mrlerinin bekas ve ebedi saadete mazhar olmalar iin dua etmektir.
Allahn byk bir nimeti olan genlie muhabbet ise, onu iffetle muhafaza edip, hayrda istimal
ederek ibdetle geirmektir.
nsanlarn birbirini sevmesi de dinimizin bir emridir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) Birbirinizi
sevmedike hakiki iman etmi olamazsnz. diye buyurmutur. Bu muhabbet de ancak, ihsan, ikram,
yardmlama, tebessm ve lfetle mmkndr. lfet; dostluk, arkadalk, cana yakn olma demektir.
Allah-u Tel mminlerin kalblerini birletirmi, onlarn gnlne dostluk ve lfet doldurmutur. Bunu
devam ettirmek de her Mslmann grevidir.
Peygamber Efendimiz(sav) yle buyurmaktadr:
Mmin lfet eden ve kendisi ile lfet edilendir. lfet etmeyen ve kendisiyle lfet edilmeyen kimsede
hayr yoktur.60
Abdullah Bin mer yle buyuruyor:
Geceleri hep kaim olsam, gndzleri orula geirsem ve btn malm da Allah yolunda infak etsem
de Allaha itaat eden bir mmini sevmeden lsem vallahi bu yaptklarmn bana bir faydas olmaz.
Allah iin olan muhabbetler hem lezzetli, hem daimi, hem kedersiz, hem de sevapl olur; insan dnya
ve hiret saadetine mazhar eder. Eer bir insan, sevdiklerini Allah namna sevmezse, o muhabbet
azap olur. Lezzetlerin elinden gitmesiyle de o lezzetler, zehirli bal hkmne geer. Cenab- Hakkn
hesabna olmayan muhabbet, insana bir fayda salamaz.
Her eyin ifrat ve tefridi zararldr. Muhabbettin de ifrat ve terfiti bir ksm insanlar dalalete
gtrmtr. slm dini her eyde olduu gibi, muhabbetin lsn de koymutur. nsan kendini,
ana ve babasn sever, ancak Hazret-i Peygamberden ok sevemez. Hazret-i Peygamberi (s.a.v)
Allahn kulu ve Reslu, esm-i ilahiyenin en mkemmel aynas ve saltanat- ilhiyenin en byk bir
dellal olarak sever, ama Ona ulhiyet isnad edemez. Hiristiyanlar Hz. say h, Allahn olu olarak,
ya da Ona ulhiyet sfat vererek sevdiler ve dalalete dtler. Bunun gibi baz insanlar da Hz. Aliye
(ra) ar muhabbetten dolay dalalete dtler.
nsann ruhunda muhabbet gibi, korku da mevcuttur. nsana bu hislerin verilmesinin hikmeti, Allah
hakkyla sevmek ve Ondan lykyla korkmaktr. Bedizzaman Hazretleri korkunun hikmetini yle
ifade eder:
Cenab- Hak havf damarn hfz- hayat iin vermi, hayat tahrib iin deil! Ve hayat ar ve mkil
ve elm ve azab yapmak iin vermemitir.61
Bir ayette mealen yle buyrulur: Ey iman edenler! Allahtan Ona yarar ekilde korkun ve ancak
Mslmanlar olarak can verin.62
Bu ayet, Mslmanlarn Allahtan korkmalarn, dnyev ve uhrev felaketlerden korunup, hidayet ve
saadete nail olmalarn emir ve tavsiye buyurmaktadr. Allahtan korkmak insan her trl ktlk,
zarar ve gnahtan muhafaza eder ve onun ebedi saadeti kazanmasna vesile olur.

Allah, ibadetleri ancak mttaki mminlerden kabul buyurur.63 Allah, kendisini kfrden ve
isyandan muhafaza edenleri sever.64Biliniz ki, Allahn yardm her cihetle mttakilerle
beraberdir.65
gibi bir ok ayet, bu hakikat aka ifade etmektedir.
man muhafaza iin gnahlardan kanp emir dairesinde hareket etmek her mmin iin gereklidir.
nk gnah ileyen bir kimse iman dairesinden kmasa bile kfre giden yola bir kap am olur.
Bedizzaman Hazretlerinin dedii gibi;Her bir gnah iinde kfre gidecek bir yol vardr. Onun iin
hemen tevbe ve istifar etmek lazmdr.
Gnahlardan kanp, dinin emirlerini yerine getiren bir insan, imann bu tehlikeden koruduu gibi,
Allah katnda da insanlarn en ok ikram edileni ve en sevgilisi olur.
nsann Cenab- Hakkn azabn dnerek, akibetinden korkmas ve endie iinde olmas iktiza eder.
Bir insann Allahtan korkmas ve akibetinden endie etmesi yaratln ve akln gereidir. Bundan
dolaydr ki, sahabeler, evliyalar ve hatta cennetle mjdelenen aere-i mbeere dahi acaba bu
emaneti hsn- hatime ile teslim edebilecek miyim? diye akibetlerinden daima endie etmiler ve
hsn- akibet iin her an Allaha niyazda bulunmulardr.
Allahtan korkmann birok mertebesi vardr. En aa mertebesi, insann kendini kfrden saknmas,
vasat mertebesi kiinin gnahlardan saknmasdr. En yksek mertebesi ise, insann Cenab- Hakkn
muhabbet ve marifetine mani olacak her eyden kalbini muhafaza etmesidir.
Dinin en byk gayesi, Allahn muhabbet ve mehafetini kalplere yerletirmesidir. Her hikmet,
gzellik ve iyilik Allah korkusundan doar. nsanlara fazilet hissini veren Allah korkusudur. Cenab-
Hak kendisinden korkan sever ve hakkyla korkan korkutmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i
eriflerinde Allah korkusundan alayan gze cehennem atei dokunmaz. buyurmutur. Allahtan
korkann hiretteki yeri cennettir, korkmayann yeri ise cehennemdir. man kemale eren bir mmin,
Allahtan korkmaktan lezzet alr.
Allah korkusunun kalplerde tecellisi mslman iin byk bir ltuftur ki, onu isyandan, dalaletten
muhafaza eder. Bir ayette mealen yle buyrulur:
Kim Allaha ve Reslne itaat eder, Allahtan korkar ve Ona kar gelmekten saknrsa, ite onlar
baary elde edenlerin ta kendileridir. 66
Allah korkusunun hkim olduu kalpler her iki dnyann saadetine nail olurlar. Namus, iffet, haysiyet
ve erefin koruyucusu Allah korkusudur. Bir insann kalbinden Allah korkusu silinirse, artk o insanda
bu ulv deerlerden hibir eser kalmaz. Bu konuda merhum Mehmet Akif ne gzel demitir:
Ne irfandr veren ahlka ykseklik ne vicdandr.
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandr.
Yrekler ekilmi farz edilsin havf Yezdann
Ne ahlkn kalr tesiri katiyen ne de vicdann.
Allah korkusu insanlar btn dalaletlerden, tehlikelerden ve nice afetlerden kurtararak srat-
mstakime gtrr ve insann aklna nur ve rehber olur.

Erbab- irfan buyururlar ki, Allah korkusu ikidir: Biri, Cenab- Hakkn azabndan korkmaktr ki, Allaha
isyan edenlerin korkusu bu kavildendir. Dieri ise; Allah-u Telnn celal ve azametini tefekkrden
meydana gelen bir korkudur. Bu korku hibir mahlkun ister melek-i mukarrreb olsun ister nebiyy-i
mrsel olsun kalbinden kmaz.
Gne sisteminde, nizmn salanmas ve bu sistemden beklenilen neticenin alnmas, ancak cazibe
ve dfia (ekme ve itme) kuvvetlerinin bir merkeze balanmasyla mmkndr. nsan ruhunun ahenk
iinde, arzu edilen kemlta erimesi de muhabbet ve korku hislerinin Allaha balanmasyla olur.
Hem insan, Allahtan korkmaldr. nk O, Rahman ve Rahm olduu gibi, Kahhr ve Cebbrdr, Azz
ve Celildir de. Onun izzet ve celline dokunan, karsnda Cehennemi bulur. Evet, u kinatn
hametli Mlikinin elbette cezas da dehetlidir.
nsandaki korku ve sevgi, terakkinin iki byk esas olan takva ve amel-i slihi meyve verir. nsan
Allah sevmek, Ona itaat etmek ve Ondan korkmakla rzya nail olur.
nsandaki havf ve muhabbeti Bedizzaman Hazretleri, vecz bir slpla yle tahlil etmektedir:
nsann havfe ve muhabbete let olacak iki cihaz ftratnda dercolunmutur. Alkllihal o muhabbet
ve havf, ya halka veya Halika mteveccih olacak. Hlbuki halktan havf ise, elim bir beliyyedir. Halka
muhabbet dahi, bell bir musibettir;nk sen ylelerden korkarsn ki, sana merhamet etmez veya
senin istirhamn kabul etmez. u halde havf elim bir beldr.
Demek, sevdiin eyler ya seni tanmyor, ya seni tahkir ediyor, ya sana refakat etmiyor. Senin
ramna mfarakat ediyor. Madem yledir, bu havf ve muhabbeti yle birisine tevcih et ki, senin
havfn lezzetli bir tezelll olsun. Muhabbetin zilletsiz bir saadet olsun. Evet, Hlik- Zlcellinden havf
etmek, Onun rahmetinin efkatine yol bulup iltica etmek demektir. Havf, bir kamdr; Onun
rahmetinin kucana atar. Malmdur ki, bir valide, mesel bir yavruyu korkutup sinesine celbediyor.
O korku, o yavruya gayet lezzetlidir. nk; efkat sinesine celbediyor. Hlbuki btn validelerin
efkatleri, rahmet-i lhiyyenin bir lemasdr. Demek, havfullahda bir azim lezzet vardr. Madem
havfullahn byle lezzeti bulunsa, muhabbetullahda ne kadar nihayetsiz lezzet bulunduu malm
olur. Hem Allahtan havf eden, bakalarnn kasavetli, bell havfndan kurtulur. Hem Allah hesabna
olduu iin mahlkata ettii muhabbet dahi, firakl, elemli olmuyor. 67
Ayrca, unu da belirtelim ki, sevgi ve korku, ferd ve itima hayat iin en byk iki unsurdur. Bir hne
idaresinden, ky, ehir ve devlet idaresine kadar cemiyet hayatnn her kademesinde nizmn
zemberei, intizamn esas sevgi ve korkunun beraber ve dengeli olmasdr. nsanlar arasnda hrmet
ve efkatin, itaat ve disiplinin bu temele dayanmasyla itimi hayatta ahenk hsl olur. Gayr-i meru
eylere kar olan meyil, ancak Allah korkusuyla dizginlenir.
Dip Notlar:
51:Nahl Suresi 16/7
52:ualar
53:Rad Suresi, 13/ 28.
54:Szler
55:Szler
56:Szler
57:LemalarSzler

58:Al-i mran suresi, 3/31


59:Ahzp Suresi 33/71
60:Msned,2,4,5,335
61:Mektubat
62:Al-i mran Suresi, 3/102
63:Maide Suresi, 27
64:Tevbe Suresi, 4
65:Bakara Suresi, 194
66:Nur Suresi 24/52
67:Szler

bdet
bdet, Mabd-u Bilhak olan Allah-u Azmn Onun tarifi vehile tazim, tekbir,
tesbih ve tahmiddir.
bdet; kulun, Ubudiyetin esas olan, acz ve fakr ve kusur ve naksn bilmek ve niyaz ile dergh-
uluhiyete kar secde etme sidir. Yni, zilleti iinde Allah tazim etmesi, zilletini Onun izzetine bir
yine yapmasdr. Bu ise, vicdan- beer iin en byk bir izzettir. Evet, hakkyla ibdet, bir kudret-i
kmilenin derghna mutlak acziyetle snmaktr.
bdet, azam bir zillet iinde, keml-i tazime mnafi bilinen en cz hareketlerden bile kanarak
Allahn rzasn kazanmaktr. bdet, insann bedenen ve ruhen, zahiren ve batnen tam bir
tevecchle, yalnz Allaha yapt uurlu bir tattir. bdet, zevalden mnezzeh, kusurdan mberr
olan Allaha intisabn senet ve vesikasdr.
badet, slm dininin ruhu ve temelidir. man edip hakkyla ibdet eden insan, kmil manada
Mslman olur ve Cenab- Hakkn muhabbet ve rzasn kazanr.
Kul, ibdet ederken, benliinden tamamen syrlarak, Mabduna tam bir edeb ve huu iinde secde
eder. Byle bir ibdet, insan ruhunda en yksek muhabbetle en byk korkuyu bir noktada birletirir.
Bu, insann hem zahirinde, hem btnnda sonsuz bir tezelll ile nihayetsiz bir tazimi ihtiva eder.
nsann kalbini tatmin ve ruhunu terakki ettirir.
nsan, ibdet sayesinde, her hdiseyi Kurann mzanyla tartma melekesi kazanr. bdet insana,
dnyev ve uhrev hl ve hareketlerinde istikamet kazandrr. Dnyev ilerin, ebed hayat iin birer
vesile olduklarn retir. nsan bo ve malyni ilerden ekerek, ulv hakikatlarla megul ettirir.
Hell ve haram mevzuunda, insan mteyakkz klar. Hukuku salam temellere oturtur. Bylece, ahs
ve itima hayat, emniyet, huzur ve saadete kavuur. Allah sevgisini talim ettirir. Peygamber sevgisini
kalblere ilka eder. Vakti deerlendirir, mr kymetlendirir.
bdet, insan Allaha balar ve Onun rzsna kavuturur. Zaten ruhun en byk kemli de bu rzya
nail olmaktr. Yni, ibdet rzya nail olmann ve ebed saadete ermenin bir artdr. Namaz klan bir
mminin meru diredeki btn dnyev ilerinin ibdet hkmne geecei mjdelenmitir. Bir
dier mjde de, namaz iinde ve dnda, azdan kan her bir kelime-i tayyibeden (Sbhnallah,
Elhamdlillah, Allah-u Ekber... gibi) Cenb- Hakkn bir melek yaratt ve o melein o kul iin srekli
olarak istifarda bulunduudur.

Btn mr boyunca, insanlar takva ve amel-i slih yoluna, fevkalde bir gayret ve azim bir ihls ile
davet eden Bedizzaman Hazretleri, ibdetin mn ve ehemmiyetini bizlere u hrika ifadeleriyle
hlsa etmektedir:
Akaidi ve iman hkmleri kavi ve sabit klmakla meleke hline getiren, ancak ibdettir. Evet, Allahn
emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden saknmaktan ibaret olan ibdetle vicdan ve akl olan imani
hkmler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayf kalr. bdet, dnya ve hiret ilerinin
tanzimine sebebtir ve ahs ve nev kemlta vastadr. Ve Halik ile abd arasnda pek yksek bir
nisbet ve erefli bir rabtadr...bdet, fikirleri Sni-i Kerime evirtmek iindir. Abdin Sni-i Hakme
olan tevecch, itaat ve inkyadn inta eder. taat ve inkyd ise, abdi intizam- ekmel altna idhl
eder. Abdin intizam altna girmesiyle ve nizama ittib etmesiyle, hikmetin srr tahakkuk eder.nsan,
santral gibi, btn hilkatin nizamlarna ve ftratn kanunlarna ve kinattaki nevmis-i lhiyyenin
ualarna bir merkezdir. Binenaleyh, insann, o kanunlara intisab ve irtibat etmesi ve o namuslarn
eteklerine yapp temessk etmesi lzmdr ki, umum cereyan temin etsin. Ve tabakat- lemde
deveran eden dolaplarn hareketlerine muhalefetle o dolaplarn arklar altnda ezilmesin. Bu da
ancak, o emir ve nevhden ibaret olan ibdetle olur.nsan, slmiyet sayesinde, ibdet saikasiyle
btn Mslmanlara kar sabit bir mnasebet peyda eder ve kavi bir irtibat ve ballk elde eder.
Bunlar ise, sarslmaz bir uhuvvete, hakik bir muhabbete sebeb olur. Zaten heyet-i itimaiyenin
kemline ve terakkisine ilk ve en birinci basamaklar, uhuvvet ile muhabbettir...te byle bir insann o
yksek ruhunu inbisat ettiren, ibdettir; istidatlarn inkiaf ettiren, ibdettir; meyillerini temyiz ve
tenzih ettiren, ibdettir; emellerini tahakkuk ettiren, ibdettir; fikirlerini tevsi ve intizam altna alan,
ibdettir; eheviyye ve gadabiyye kuvvelerini had altna alan, ibdettir; zahiri ve batini uzuvlarn ve
duygularn kirleten, tabiat paslarnizle eden, ibdettir; insan, mukadder olan kemltna yetitiren,
ibdettir; abd ile Mabd arasnda en yksek ve ltif olan nisbet, ancak ibdettir. 68
Evet, Cenab- Hak, btn lemi birbirine raptedip insann hizmetine verdii gibi, insan da kendisine
ibdet iin yaratmtr. Ta ki insann iman, ubudiyet ve tefekkr ile Allaha olan irtibat devam etmi
olsun. badet vesilesiyle halk ile Halk arasnda lfet ve nsiyet olur. Allah onlar sever, onlar da
Allaha kar olan kulluk vazifelerini ak ve muhabbetle yaparak Ona kar itaatlerini bildirirler. Ben
cinleri ve insanlar ancak bana ibdet etsinler diye yarattm.69 ayeti bu hakikati ak bir ekilde ifade
etmektedir.
Evet, insann yaratlndaki asl gaye, Allaha iman etmek ve ona gnl holuuyla ibdet edip rzasn
kazanmaktr. Baka bir ayet-i kerimede de mealen yle buyrulmaktadr:
Ey insanlar! Sizi ve sizden evvelkileri yaratan Rabbinize ibdet ediniz ki, takva mertebesine vsl
olasnz. Ve yine Rabbinize ibdet ediniz ki, arz size dek ,semay binanza dam yapm ve semadan
sular indirmi ki, sizlere rzk olmak zere yerden meyve ve sir gdalar kartsn. yle ise, Allaha
misil ve erik yapmaynz. Bilirsiniz ki, Allahtan bakamabud ve Hlknz yoktr.70
Cenab- Hakkn insana ihsan ettii maddi ve manev, enfusi ve afaki nimetlerin nihayeti yoktur. nsan,
o nimetleri veren Mnim-i Kerimi dnerek, muhabbet ve ibdetini Ona hasretmelidir. badet
Allahn vermi olduu bu saysz nimetlerine kar bir krdr. kr ise, en mhim ibdetlerden
biridir.
nsan, vazife-i asliyesi olan ibdeti kendi saadet ve selametine vesile yapp, Allahn ibdetten
mstani olduuna itikat etmelidir. Yani insan, Cenab- Hakkn hibir mahlkun ibdetine muhta

olmadnn uurunda olmaldr. Evet, bir hastann doktorun verdii ilalar kullanmas onun
faydasnadr. O ilaca tabibin deil, hastann ihtiyac vardr
.Btn peygamberler bile nbvvetlerinden ziyade, Allaha kul olduklar iin iftihar etmilerdir. Kulluk
erefini nbvvetlerinden daha stn grmlerdir. Onlar nce kul, sonra resldrler. Demek ki,
risalet erefi kulluk sfatna bina edilmitir. Risalet gibi ulv bir mertebeye ve nice makamlara vasl
olan Peygamber Efendimize (s.a.v) hitaben Cenab- Hak: Ya Muhammed, seni bu kadar ulv
derecelere kavuturmuken, bunlardan baka daha seni neyle ereflendireyim? buyurunca,
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Ya Rabbi beni kulluunla, ubudiyetinle ereflendir. buyurmutur.
te kulluun ehemmiyetini ortaya koyan bundan daha byk bir hakikat olamaz. Hlbuki insanlardan
kimi, eref ve fazileti hretin cazibesinde, kimi servetin ihtiamnda, kimi de siyaset leminde
aramaktadrlar. Oysa bunlar birer glgeden ibaret olduundan, arad saadet ve mutluluu onlarda
bulmalar mmkn deildir. nsann, Allaha ubudiyeti haricinde bir eref ve izzet aramas, kulluun
ehemmiyetini idraktan uzak olduunu gsterir.
badetin bir vechesi de Cenab- Hakkn insana verdii nihayetsiz istidat ve kabiliyet ile Ona
ayinedarlk etmesidir. Mesela gzyle Cenab- Hakkn kinattaki asarna bakp temaa etmesi,
kulayla ibretli eyleri dinlemesi, dilinin taamlar iin bir mfetti olmas ve aklyla en byk ibdet
olan tefekkr yapmasdr.
nsan, ibadetle kalbini Allaha balar, tevekkl ile Ona istinad eder, hadiselerin tazyikinden kurtulur,
huzur ile yaar. badet, insann kalbinden uzaklk perdesini kaldrr, onu Allaha yaklatrr ve daimi bir
huzura kavuturur. Bylece insan, gaflete dalarak Mabudu lahiyi unutmaz.
unu da ifade edelim ki, Mabud-u Hakkn emrettii ibdetler, insanlarn gcnn yetmeyecei
ekilde deil, hatta insan takatinin ok altndadr. Mfessirler, Cenab- Hakkn emrettii ibdetlerin
insan takatinin son snr olmadn ifade etmilerdir. Yani insan takatinin snr orucu bir ay tutmak
ve namaz be vakit klmak deildir.
Zerrelerden yldzlara kadar, canl cansz her ey Allah tarafndan vazifelidir. Onlarn vazifeleri
ibdetleridir. Her ey ibdet ile mkellef iken, elbette insan gibi mkerrem, uurlu bir mahlk bundan
mstesna olamaz.
Bu misafirhane-i dnyada, aciz ve fakir kalbine kut ve gda ve elbette bir menzili olan kabrinde gda
ve ziya ve herhalde mahkemesi olan maherde senet ve berat ve ister istemez stnden geecei srat
kprsnde nur ve buraktr.71
Kabirde k ve sratta burak olacak namaz, ruhun hassasiyetini ve kalbin temizliini temin eder. Zira
ibdetin en ulvisi, en mukaddesi ve en mkemmeli namazdr. Allaha kar krn en mkemmel ekli
ve Onu tazim ve tesbih etmenin en gzel yolu namazdr. Zira namaz, bir ok ibdeti iine alan ulv
bir ibdettir. Allahn rzasn temine en gzel vasta da yine namazdr. Hayatn huzur ve saadetle
devam ettirmek isteyen bir insan, namazadevam etmelidir. Zira Namaz mminin miracdr. Hayatn
namaz ve dier ulvi ibdetlerle geiren bir insan ne kadar bahtiyar ve ne kadar huzurludur!
Namazn iinde insana huzur veren yle byk bir sr vardr ki, tarif edilmez. Cenab- Hak, kullarn
gnde be defa kendi manevi huzuruna davet ederek onlarla adeta sohbet ediyor, onlarn manevi
derecelerini arttryor ve huzuru ile onlar ereftendiriyor.

Namaz, insann, Mahz- rahmet olarak Zt- Cell-i Zlceml ve Mbud-i Ceml-i Zlcellin huzuruna
kabl 72dr. nsan iin Allaha muhatap olmaktan ve Onunla byle ulv bir sohbet etmekten daha
byk bir huzur, daha byk bir izzet ve eref dnlebilir mi? Byle bir davetin ulviyetini ve
kymetini anlayan bir insann evk ile o huzura komas icab eder.
Namazda hem hizmet hem kurbiyet hem de vuslat vardr. Allahn bu kudsi davetine icabet etmek
hizmettir. Ruh, kalp ve btn duygularla Allaha tevecch etmek, kurbiyettir. Kulun, namaz vastasyla
Allahn huzuruna kabul edilmesi ve Onunla ali bir sohbet etme erefine mazhar olmas da vuslattr.
Bir hadisi kudsi de Cenab- Hak yle buyurur:
Bir kulum beni tazim ederse, ben de onu tazim ederim. Beni tazimin en gzel yolu da namazdr.
Bedizzaman Hazretleri de namazn ehemmiyetini yle ifade eder: Namazn mns Cenab- Hakk
tesbih ve tazim ve krdr.73 Allahn mminlere imandan sonra en byk ihsan, ikram ve
hediyesi namazdr.
Cenab- Hak, bu dnyada mrn ibadetsiz ve namazsz geiren kullarna hirette: Ey Kullarm! Ben
sizleri yoktan var ettim. Sizin nihayetsiz ihtiyalarnz yerine getirmek iin btn kinatta olan enfusi
ve afaki nimetlerimle size tevecch ettim. Madd ve manev hadsiz nimetlerimi zerinize yadrdm
halde siz kimin huzurunda eildiniz, kime secde ettiniz, kime hizmet eylediniz ve bu nimetlerin krn
kime ettiniz? kr ve ibdet bana layk iken, beni unutup kimlere el ap boyun ediniz? dediinde o
huzurda hsl olan hay ve utanma atei, Cehennem ateine nisbeten daha ar ve iddetli olmaz m?
Dip Notlar:
68:arat1-cz.
69:Zariat Suresi, 51/ 56
70:Bakara Suresi, 2/ 21-22
71:Szler
72:Szler
73:Szler

Dua ve Mnacat le Kurbiyet (Yaknlk)


Dua, kulun Rabbinden medet dilemesi, inayet istemesi ve kendi acizliini ve fakirliini
Kadir-i Mutlaka arz etmesidir. Dua her eyden nce Kudret-i lahiyeye tazimdir.
nk Dua ubudiyetin ruhudur ve halis bir imann neticesidir.74
Dua, acz, fakr ve kusurunu gren insann, zillet ierisinde Cenab- Hakka ynelip halini Ona arz
etmesi ve her eyi Ondan beklemesidir. Bu hal, kulun Rabbine kar iman ve itimadnn gereidir.
Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
man duay bir vesile-i katiyye olarak iktiza ettii ve ftrat- insaniye, onu iddetle istedii gibi . 75
Cenab- Hak da mealen;
De ki, eer duanz olmazsa (Rabbiniz katnda) ne ehemmiyetiniz var?76 Bana dua edin, size cevap
vereyim.77 buyurmaktadr.
Peygamber Efendimiz de (s.a.v) Allah katnda duadan daha makbul ve erefli bir ey
yoktur. buyurarak, duann ehemmiyetini vurgulamtr.

Duadan maksat, istenen eye kavumak deil, kulluu izhar etmektir. Zira dua kurbiyet-i ilhiyeye
vastadr ve ibdetlerin en efdalidir. nsan arzu ve isteklerini mahviyet ve zillet iinde Rabbine arz
etmelidir. Dua eden kimse madd ve manev btn varlyla Zat- Akdese ynelmeli ve gnl ondan
gayrs ile megul olmamaldr ki, duadan maksat hasl olsun. Nitekim Peygamber Efendimiz
(s.a.v): Biliniz ki Allah-u Tel kendisinden gafil olan kalbin duasn kabul etmez. buyurarak bu
hakikati ifade etmitir.
nsan Allahtan hakknda hayrl olan istemelidir. Zira insan kendi hakknda neyin hayrl olacan
bilemez. Her eyi hakkyla bilen ancak Allahtr. Israrla zenginlik isteyen Karunun elm akbeti bunun
en arpc bir misalidir.
Cenab- Hakkn insann isteklerini aynen vermemesi duasnn kabul olmad anlamna gelmez. Onun
vermemesi de bir nevi vermektir. nsann nihayetsiz arzularn, her eye her eyden daha yakn olan
ve her insann kalbinden geeni hakkyla bilen bir Kadir-i Mutlak yerine getirebilir. Nitekim Kuran-
Kerimde Cenab- Hak Kullarm beni senden soracak olurlarsa, bilsinler ki, ben onlara pek yaknm.
Bana dua edeninin duasna icabet ederim.78buyurmutur.
Dua eden adam, duas ile gsteriyor ki: Btn kinata hkmeden birisi var ki; en kk ilerime
ttla var ve bilir, en uzak maksatlarm yapabilir, benim her hlimi grr, sesimi iitir. yle ise; btn
mevcudatn btn seslerini iitiyor ki, benim sesimi de iitiyor. Btn o eyleri o yapyor ki, en kk
ilerimi de ondan bekliyorum, ondan istiyorum.79
Dua bir ubudiyet olduu iin, insan sadece skntya dtnde veya baz musibetlere maruz
kaddnda deil, her an Cenab- Hakka yalvarp, Ona snmaldr. Yine bir ayette mealen yle
buyurulmaktadr:
Biz insana nimet verdiimizde o, krden yz evirir, ban alr uzaklar. Fakat kendisine sknt
dokununca, yalvarmaya koyulur.80
Cenab- Hak, her eyin meydana gelmesini bir takm sebeplere bal klmtr. Dua da bu sebeplerden
biridir. Bunun iinde dua eden kimse, nce istifar ile manev temizlenmeli, sonra makbul bir dua
olan salvat- erifeyi duann evvelinde ve ahirinde okumaldr.
nsanlarn birbiri hakknda gyaben dua etmeleri de ok nemlidir. nk dua edenin az, dua edilen
kimse hakknda gnahszdr. Sonra Kuran- Kerimde zikredilen tesirli dualarla Allaha yalvarmal.
Ayrca namazlardan sonra, zellikle de sabah namazndan sonra ve mbarek yerlerde dua
edilmeli.Hususan Cuma gnlerinde, aylarda ve mehur gecelerde yaplan dualar kabule karin olur.
Geceleri ve seher vaktinde Cenab- Hakkn rahmeti kullar zerine sanak sanak yaacandan bu
vakitlerde, zellikle secdede, Cenab- Hakka yalvarmak ve Ona snmak ve her eyi Ondan
beklemek kulluun ve duann en faziletlisidir.
te ey ciz insan ve ey fakir beer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtar ve tkenmez bir kuvvetin
medar olan bir vesileyi elden brakma, ona yap, al-y illiyyn-i insaniyete k. Bir sultan gibi btn
kinatn dualarn, kendi duan iine al. Bir abd-i kll ve bir vekil-i umum gibi iyyakenestein de.
Kinatn gzel bir takvimi ol81
Dip Notlar:
74:Mektubat

75:Szler
76:Furkan Suresi, 25/77.
77:Mmin Suresi, 40/60.
78:Bakara Suresi 2/186.
79:Mektubat
80:Fusslet Sresi 41/51
81:Szler

Tefekkr
Tefekkr, ilim ve tecrbe, fikir ve muhakeme ile idraki gelitirip, basireti aan bir
kuvvedir. Tefekkr nefsi ve afak hakikatlar muhakemede, insanda ve kinatta tecelli
eden Rabbani hakikatlar mtalada, idrkin derinlik kazanmasdr. nsan tefekkrle bu
hakikatlarn menbn ve merkezini bulur, idrk terazisiyle tartp takdir eder. Srekli
mtala ile tefekkrde meleke kazanan bir ruh, kemlt arna doru yrr. Tefekkr,
dnceyi sathlikten ve taklitten kurtarr. Bylece insan, kendine hcum eden her trl
phe ve vesveseleri defedebilir.
Mantk ve muhakeme, hccet ve brhan tefekkrn rknlandr, kanatlardr, ayaklardr. nsan
bunlarla bir hakikatin kapsndan birok hakikatlara girebilir, bir esastan binlerce netice karabilir.
Bilinenlerden hareketle bilinmeyen nice gereklere varabilir. Dimanda taze fikirler doar, aklna
yeni ufuklar alr. Bu seviyeye ykselmi bir ruhun, kinattaki sabit hakikatlara nasl baktna dair
bz misller verelim:
Hibir eserin, ustasz olamayaca kat ve deimez bir hakikattir. Yni, bir harf ktipsiz, bir ine
ustasz olamaz. Sanat, sanatkrsz dnlemez. Ruh, tefekkrle bu hakikata erer ve kinatta her
mevcudun bir Sni-i Hakmin varlna dellet ettiini bilir. Ruh, bu hakikatin altnda, kinattaki
icad fiilinden bir Mucidi, yni, icad edeni grr. Kinatta tecell eden ikram, ihsan, ltuf... gibi
mnlardan, enlerden Mkrim, Muhsin ve Ltif bir Zt- Kermi anlar.
Kinatta tezahr eden tanzim, takdir, tezyin, ihya, imate gibi fiillerin Cenb- Hakkn Esm-i
Hsnsna dellet ettikleri hakikatna aadaki misllerle bir derece baklabilir.
Mesel, insan bir kelimeye bakt zaman, onu bir Yazann mevcut olduunu anlar. Bir kitaba
bakt zaman, ktibinin, onu sahife sahife, satr satr tertip ettiini kavrar. Kitabn her cmlesinde
onun ilim ve maharetini, kabiliyet ve liykatini, hedef ve maksadn seyreder. O kitabn, ktibinin
ilmini, irdesini, kudretini, hayatn... gsterdiini anlar. Kitabn bu sfatlardan doduunu, ktibinin
kitabtan evvel var olduunu idrk eder. Kinata da bu lyle bakar ve onu, bu l ierisinde
deerlendirir. Kinat Kitabnm da irde, hayat, kudret ve ilim... gibi sfatlardan doduunu, bu
sfatlarla mevsuf olan Zt- Akdesin kinattan evvel var olduunu yaknen bilir. Bu lemin, Onun
kemlt ve maharetini, ince hner ve meziyetlerini gsterdiini idrk eder. Onun nihayetsiz
mcizelerini, hadsiz maharetlerini grr, zevk alr.
Hem mesel, insan, bir fabrikaya baktnda, o fabrikann bir l ve takdirden ktn, hikmet ve
maharetle tertip edildiini anlar. O fabrikann birok maksatlar iin altrldn dnr. Fabrikann
mkemmel bir ahenk ve intizam ierisinde altn grmekle ustasnn ilmini, sanatn, fevkalde
kemltn anlar ve takdir eder. Bu mislden hareketle, kinatn da akllara durgunluk veren bir
byklkte muhteem ve mkemmel bir fabrika olduunu dnr. Byklne ramen, hatasz

ilediini hayretle seyreder. Kinat fabrikasnda her arkn yerli yerine konulduunu, btn eyann el
ele, bel bele, omuz omuza verdiini takdirle mhade eder. Sbhnallah der, Rabb-i Alsn
tasdik eder; Elhamdlillah der, medh ve sena eder; Allah-u Ekberder, tekbir ve tazim eder. Bu
fabrikadan hsl olan nihayetsiz nimetleri, ikramlar, ltflar ve ihsanlar grr. Allah-u Azimnn
nihayetsiz rahmetini, hadsiz servetini, hudutsuz keremini dnr. nsana bu kadar ikram ve ihsan
eden, btn kinat onun hizmetine koturan Hlik- Kinata itaat vcibdir der; vicdan dahi bunu
tasdik eder.
Bir ayette mealen yle buyrulur:
Gerekten gklerin ve yerin yaratlnda gece ile gndzn birbiri ardnca geliinde, saduyulu, akl
sahipleri iin Allahn varln, kudret ve azametini gsterir kesin deliller vardr.82
Gkleri ve yeri, gece ve gndz birer tezgh hkmnde yaratan Cenb- Hak, insann nazar-
dikkatini lem sahifelerinde tehir ettii hadsiz ltuf ve ihsanatna celbediyor ve onu tefekkre davet
ediyor. Bu kinat kitabna dikkatle bakp, ibretle mtla etmesini, suretten mnya, eserden
messire, fiilden faile ltuftan ltife, ihsandan muhsine intikal etmesini istiyor. Allah-u Tel, Kuran-
Kerminde hitablarn akl sahiplerine, hususan insana yapyor. Zira insan, bu ulv vazifeyi hakkyla
yerine getirebilecek bir ftrat ile dnyaya gndermi, btn lemleri varlnn ve birliinin delilleriyle,
kudret ve azametinin burhanlaryla, rahmet ve kereminin nianlaryla doldurarak onun nne
sermitir. T ki, o insan semavat ve zeminin hrika tedbirini, gece ve gndzn mkemmel tanzimini,
semav cisimlerin badndren tedvirini, u muhteem tablolarn hayretfeza tasvirini, u rengrenk
mevcudatn gz kamatran tezyinini ayr ayr tefekkr etsin, onlarda tecelli eden nimet ve ihsanlara
kar kr ve hamd ile mukabelede bulunsun.
Nurun gelmesi elbette nuranden ve vcut vermesi herhalde mevcuttan, ihsan ise gnadan, sehavet
ise servetten ve talim ilimden gelmesi bedih olduu gibi, hsn vermek hasenden ve gzelletirmek
gzelden ve ceml vermek cemilden olabilir, baka olamaz.83
diyerek btn varlk lemini geride brakp onlar var edene tevecch etsin, Onu bilsin, Onu tansn,
Onu sevsin. Huzurunda el balayp, bel bksn, diz kp, yz srsn. Bylece Ona kul olma
erefinin krn edaya alsn.Cenab- Hakkn Ben cinleri ve insi ancak bana ibdet etsinler diye
yarattm.84 fermanna bu suretle mukabelede bulunarak, hem lisan- hl, hem de lisan- kl ile Ben
de ancak Sana ibdet eder ve ancak Senden yardm dilerim. desin.
Hkm-i Ezel, nihayetsiz hikmeti ile u kinat ince ve derin mnlar ihtiva eden bir kitap hkmnde
yaratt. nsan da o kitabn kelimelerini, satrlarn, sahifelerini okuyabilecek bir kabiliyette halketti.
Onu akl, kalb ve ruh cihetiyle inkiaf ettirdi. Ona bir temyiz kabiliyeti, bir idrk, bir cz-i irde
balad. Bu mahiyeti ile insan bu kinatn manen fevkine kt. Artk, kinat bir kitab, insan ise onun
mtalacs idi; kinat bir mescid, insan onda sacitti, kinat bir misafirhane, insan ise Rabb-i
Rahminin nazl ve nazdar bir misafiri idi. Herey onun hizmetine verilmi ve o dier nevilerde
tasarrufa yetkili klnmt. Gne ve aydan, nehirlere ve aylara, havadaki buluttan yer altndaki
madenlere kadar, herey onun hizmetine verildii gibi, her bir hayvan ve nebat da onun yardmna
kouyor, ona hizmet ediyordu. nsan, bu haliyle, anm hakk iin biz Ben ademi tekrim
ettik yetine en gzel bir masadak olmutu.

imdi mkerrem olarak yaratlan bu insann yapmas lzm gelen tefekkrn hlsa olarak takdim
edelim:
Evet, insan hem kendi nefsini, hem de bu muhteem lem sarayn temaa ve tefekkr etmekle
Allah bilebilir ve bulabilir. Nefsini bilen Rabbini bilirhakikatndan hareketle nce kendi nefsini
dnr. Menei olan bir katre sudan t son ald surete kadar geirdii btn tavr ve safhalara
hayalen nazar eder. uursuz ve cansz elementlerin bu safhalarda ne kadar harika bir nizm ile ve ne
kadar mkemmel bir tertip ile istihdam edildiklerini hayret ve ibretle dnr. Bu cansz ve uursuz
elementlerden uur ve hayata merkez bir vcud halkeden Sni-i Hakmin muht ilmini, nihayetsiz
kudretini takdir ve tazim eder. Bedenindeki nizm ve intizama, l ve takdire bakarak, onlarda
tezahr eden ilim ve hikmeti akl gzyle grr. Btn organlarnn en gzel surette yaratldklarn,
birbirileriyle elele verip muntazaman vazife grdklerini, hepsinin kendi vazifelerine gre en uygun
ekli aldklarn, en gzel sureti giydiklerini hayretle tefekkr eder.
Btn rzklardaki hadsiz tadlar tanyan, tartan ve zevkeden dilini; glnden zambana,
karanfilinden menekesine kadar, btn kokular taifesini tefti eden burnunu; rzgrn
terennmatndan, kularn namelerine kadar btn ses dnyasndan onu haberdar eden kulan; u
suret ve renk lemlerinin seyircisi ve bu lem kitabnn mtalacs olan gzlerini bu uurla mlhaza
ederek Hliknn rahmet ve hikmetini takdir, kemlt ve maharetini tazim eder. Sonra, bedenindeki
her bir azadan hsl olan faydann, o znn ekliyle yakndan alkadar olduunu dnr. Grd
btn iler ve yapt btn eserleri ellerinin u hazr ekline borlu olduunu ibretle tefekkr eder.
Dier azalarn da ayn nazarla deerlendirir. Cenb- Hakkn takdir ve tasvirindeki nihayetsiz
hikmetini seyreder ve her bir znn bir vahdet mhr olduunu bilir. Daha sonra, her bir znn
ancak
kendi yerinde bulunmakla faydal olduu dikkatine arpar. Burnunun, koltuk altnda; gznn, tam
tepesinde; aznn, ense kknde, ellerinin, ayak yerinde; ayaklarnn el yerinde bulunmalar halinde
bu azalarn birer haz kayna deil, zdrap menba olacaklarn derkeder.
Bir fotoraf makinas gibi bann en mnasip yerine konan gzlerini dnr. Onlar, alnndan inecek
terlerden koruyan kalarna, en kk tozdan bile esirgeyen kirpiklerine dikkatle bakar. Bu gz-kirpikka lsnnhikmetli yaratllar yannda, ayrca, yze bir ss olmalarn da ibretle hatrlar. Btn
zalarnn byle yerli yerine konulmasndaki hikmet ve inayeti dnp, Mukaddir-i Hakmine hamd
sena eder.
Bedenini bylece temaa ettikten sonra, tefekkrn bir derece daha derinletirerek onda
hkmeden mn lemine, yni, hayata ve onun ihtiva ettii kuds hakikatlara bakar. Her ilmin
anahtar olan aklna, binler ktphane kadar mnlar iine alan hafzasna, kinat kuatacak
derecede geni olan muhabbet kabiliyetine, efkat, ak, evk gibi ltif duygularn mahalli olan
kalbine, mrifet-i lhnin ziyasn nereden vicdanna ve btn i dnyasna ve ruh lemine hayret ve
ibret nazarlaryla bakar. Azalarndaki nizmn ve onlar arasndaki yardmlamann ok daha hrika bir
surette, bu hissiyat ve duygular arasnda da mevcut olduunu bilir, hisseder ve zevkeder.
Bir et ve kemik, kan ve ilik yn olan bedeninde dnme, hayal kurma, hfzetme, sevme, korkma,
endie etme gibi binlerle faaliyetin kaynatn hayretle tefekkr eder. Her bir hissinin ve
duygusunun ayr bir vazifesi bulunduunu fehmeder. Dnme, inanma, sevme... istidadnda olan
ruhuna yazan el, konuan dil, secde eden ba... veren Rabb-i Hakmine hadsiz hamd sena
eder. Bedenimi btn azalaryla kim tanzim etmise, ruhumu da, btn hissiyatiyla ve duygularyla

yine o tanzim etmitir. diye hkmedip Sni-i Hakminin hikmetine hayran olur. Kendisinin o ulv ve
zengin istidadiyle, Cenb- Hakkn btn isimlerine en cami bir yine olduunu idrk ederek,
Biz insan en gzel bir biimde yarattk85 yetinin srrn anlar.
...Ve yine Rabbinize ibdet ediniz ki, Arz size dek; semay binanza dam yapm; ve semadan
sular indirmi ki, sizlere rzk olmak zere yerden meyve vesair gdalar kartsn, yle ise, Allaha
misil ve erik yapmaynz. Bilirsiniz ki, Allahtan baka mbud ve Halknz yoktur.86
Azalarn ve duygularn en gzel ekilde terbiye etmekle onu ahsen-i takvim zere yaratan Allah-u
Azmnn nihayetsiz ilminin, hadsiz kudretinin, hakimane tasarruflarnn kendi vcudundaki
tecellilerini bylece tefekkr eden o akl- selim sahibi, enfs tefekkrden afak tefekkre geer.
Nefsinde tecelli ve tezahr eden isim ve sfatlar bu defa kinat sahifele-rinde ve mevcudat
yinelerinde temaa etmeye balar. Evvel ekirdeklerden aalara, katrelerden denizlere,
yumurtacklardan hayat tabakalarna, atomlardan sema sistemlerine kadar hereye muht,
mkemmel bir nizam gzne arpar. Bu nizamdan kaynaklanan derin hikmetleri, ulv gayeleri, saysz
faydalar, rahmet ve merhameti gsteren semereleri mtala eder. lim, hikmet, merhamet, efkat
gibi sfatlarn ve hakikatlarn bu camid, cahil, uursuz, iradesiz ve merhametsiz zerrelere, krelere,
sistemlere isnad edilemeyeceini dnr. Btn kinat ihata eden u nizmn ancak hereyi bilen
ve hereye kadir olan bir Zt- Akdesin tanzimi ile olduunu yaknen anlar.
Sonra, kinatta olan her eyin bir itaat ve inkyad ierisinde, bir emir ve irde tahtnda vazife
yaptklarn grr. Btn hayvanat ve nebatat nevilerinin ayr ayr vazifelerde hkimne istihdam
edildiklerini, zemin yzndeki btn dalarn, denizlerin, fezadaki btn sistemlerin Cenb- Allahn
emrine ve irdesine itaat ve inkyd ettiklerini derkeder. Dier taraftan kinattaki her sistemin, her
menzilin, her tabakann, her lemin, her taifenin ve her ferdin bir terbiye neticesinde semeredar bir
vaziyet aldn grr. Umum kinattaki bu terbiyenin bir Rabb-i Rahm ve Alm-i Hakmin rahmet,
inayet ve hikmetiyle olduunu idrk eder. Sonra, bu kinat memleketinin ve zemin ehrinin her
tarafna ihata eden fiillere ve durmadan tazelenen icadlara bakar. Btn hayat sahiplerinin hibirini
unutmayarak rzklandran bir Rezzk- Kermin hadsiz ihsan ve keremini; atomlardan galaksilere
kadar nihayetsiz sistemleri hi durdurmayarak hikmetli tedvir eden bir Kadir-i Mutlakn sonsuz
kudretini; gnein k verme vazifesinden beyin hcrelerinin zek samalarna ve btn aalarn
meyve vermelerine kadar her eyi mahsus vazifelerde altran bir mdebbir-i Hakmin hikmetli
tedbirini, insann azalarndan aalarn dal ve yapraklarna, yamur
katrelerinden sema yldzlarna kadar hereyi en gzel bir ekilde, en ll bir biimde halk ve takdir
eden bir Mukaddir-i Almin limne takdirini ibret nazariyle temaa eder. Bu fiiller gibi, tezyin, teshir,
tebdil, tahrik, tenvir, teskin, tasrif... fiillerinin de btn mevcudat ihata ettiini dnr ve Cenb-
Hakkn nihayetsiz ve mutlak sfatlarna ve hadsiz kemltna yakinen iman eder.
Bir de insan taamna baksn. Biz o yamuru bol bol yadrdk, sonra topra (hayat menba olan
rzknz oradan gndermek iin) bir yar yardk. Bu suretle bitirdik, onda taneler; zmler, yoncalar;
zeytinlikler, hurmalklar; faka ser ekmi (dilber) baheler; meyveler ve nice ayrlar... (Btn
bunlar) sizin ve hayvanatnzn menfaati iin yarattk.87 yet-i kerimesindeki, Bir de insan, taamna
baksn emrine inkyd ile kendisinin istifadesine sunulan btn meyve bahelerinden, hayvanlarna
rzk olarak gnderilen ayrlara, yoncalara kadar btn taamlar, nimetleri, ihsanlar, ikramlar bir
sinema eridi gibi nazarndan geirir.

Sanat- lhiyyenin birer mcizesi ve ltf- lhiyyenin birer hediyesi olan meyvelerden birisine,
mesel, bir nara, bir elmaya, yahut bir kiraza dikkatle bakar. Mcessem birer rahmet ve inayet olan
bu meyvelerle kendisi arasndaki mnasebetleri ayr ayr tefekkr eder: Renkleriyle gzme,
tadlaryla dilime, kokularyla burnuma, zerafetleriyle itihama tam hitap ettikleri gibi, vitaminleriyle
de bedenimin imdadna kouyorlar der ve u hkme varr: Bu meyveleri kim halk ve terbiye etmise,
benim Rabbim ve Halikm da Odur.
Sonra, o meyvelerden szlen ekirdeklere bakar. Onlarn da gelecek nesiller iin hazrlandn
ibretle tefekkr eder. ekirdekler meyveden szldkleri gibi, meyvenin aatan, aacn da btn bir
kinattan szldn dnmekleekirdein Halik kim ise, btn kinatn Mliki de Odur. diye
hkmeder.Her bir ey, bir mhr- Rabbani hkmnde btn eyay kendi Halkna isnad eder.88
hakikatinin bir tecellisini o meyvelerde ve ekirdeklerde aka grr.
Meyvenin aaca takl olmas gibi, aacn da baheye, bahenin arz kresine, arzn da gnee, gnein
samanyoluna... takl olduunu dnmekle kinatn blnmez, paralanmaz bir tek hakikat
olduunu, muhit bir ilim, nihayetsiz bir kudret ve mutlak bir irde ile sevk ve idare edildiini izan
eder.
Tabiat, bir sanat- lhiyedir, sni olamaz... bir kitab- Rabbanidir, ktib olamaz... bir naktr,
nakka olamaz.89 hakikatn anlar.
O akl- selim sahibi kinat tem ederken, sebebler lemi nazar- dikkatini celbeder. Gne, ay,
hava, toprak, su gibi sebeblerin ayn derecede ciz, cahil, uursuz, iradesiz, ilimsiz, hayatsz, efkatsiz
ve merhametsiz olduklarn mahede eder. O sebeblerden hibirisinin bu sfatlar itibariyle
dierinden bir stnl olmadn grr. Bununla birlikte o sebeblerin eliyle vcuda gelen bitki ve
hayvanlarda nihayetsiz bir ilim ve hikmetin tecelli ettiini aka grr.
Okuma yazma bilmeyen binlerce insann bir araya gelmesiyle bir tek mektup dahi yazlamayaca
gibi, bu lemdeki cahil, uursuz sebeblerin de biraraya gelmesiyle bir tek iek yahut bir tek sinein
icad edilemeyeceini yaknen anlar. Misaldeki o binlerce insan hayat, akl, irade, his ve duygu sahibi
olduklar halde, sadece ilim sfatndan mahrum olmakla bir mektup, hatta bir satr dahi
yazamazlarken, bu tamamen cansz, uursuz, ilimsiz, iradesiz sebeblerin u nihayetsiz bitki ve
hayvanlar yaratamayacaklarn anlar.
Haylen bir atelyeye mesel bir marangozhaneye girer. Atelyede imal edilmi, nakl, mkemmel ve
mzeyyen bir ktphane grr. Bu gzel eserin ustasn merak eder. Ne atelyedeki tezghlarn, ne
bk, tutkal, ivi ve keski gibi let ve malzemelerin ve ne de atelyenin tavannn, tabannn,
lmbasnn... bu eserin ustas olamayacaklarn hemen anlar. Onu yapan Ztn ne atelyeye, ne de
ondaki letlere benzemeyen ve onlarn cinsinden olmayan hayat, ilim, irde sahibi mahir bir
sanatkr olduunu kabul eder.
Bu hametli kinat da, iinde insan yaplan, hayvanat dokunan, nebatat nescedilen bir atelye gibi
grr. Bu atelyenin tavan hkmndeki semavatm, onu naklayan yldzlarn ve lmbas olan gnein,
kandili olan kamerin, zemini olan kre-i arzn, birer tezgh hkmndeki gece ve gndzn, k ve
yazn, toprak, hava, su gibi kll unsurlarn... ne tek balarna, ne de biraraya gelmekle en kk bir
canly dahi icad edemeyeceklerini izan eder

.Allahtan baka btn ardnz ve ibdet ettiiniz eyler toplansalar,bir sinei halkedemezler.
yet-i kerimesinde beyan edilen ulv hakikati yaknen anlar. Bu kinat atelyesini halkedip, mahlkat
icad eden, ezel, ebed ve nihayetsiz ilim, irde, kudret sahibi olan Cenb- Hakkn, hereyin Mliki ve
Halik olduuna ve mahlkata hibir cihetle benzemediine iman eder.
Sivrisinein gzn halkeyleyendir mutlaka, gnei hem kehkean halkeylemi.Pirenin midesini
tanzim edendir mutlaka, Manzme-i emsiyeyi nazmeylemi.Gzde ryet, midede hem ihtiyac
dercedendir mutlaka, sema gzne ziya srmesi ekmi, zemin yzne gda sofras sermi.90
olduunu grr.
Sonra, o akl- selim sahibi, kendisindeki ince ve dakik intizamla kinattaki mkemmel ve muhteem
nizm arasndaki ahengi, muvafakati, mutabakat dikkatle temaa eder.
Bendeki nizm, kinattaki nizmn kardeidir. kisi de bir nazmn plnndan kmtr. Biri merkez ise
dieri muht, biri ekirdek ise dieri aa, biri fihrist ise dieri kitap hkmndedir. diyerek, kinatla
insann bir tek mrebbinin terbiyesinde ve bir tek mdebbirin idaresinde olduunu derkeder.
Gnein bir soba ve lmba, ayn kandil ve takvim, gecenin istirahat rts, gndzn bir sergi, bir
ticaretgh ve zemin yznn bir iftlik olduunu tefekkr eder. Ve u hkme varr:
Gnee soba ve lmba dedirten bendeki snma ve grme ihtiyac olduu gibi, geceye rt dedirten
de benim istirahat ve dinlenme ihtiyacmdr. Arza beik dedirten benim acizliim, nzeninliim,
nzdarlmdr. Sonra insansz bir kinat tasavvur eder. nsan olmadan gnein, ziya vermesinin,
dnyann hem kendi etrafnda, hem de gne etrafnda dnmesinin, gece ve gndzn birbiri ardsra
gelmesinin ve her k bir baharn takib etmesinin, atmosferin arz kresini epeevre sarmasnn...
hibir mn tamayacan
anlar.
Sonra, kinattaki btn mevcudatn bir rahmet ve inayet ile insann imdadna gnderildiini ve
ihtiyalarna koturulduunu dnr. Evvel, el ve ayak gibi d organlarna ve kalb ve mide gibi i
organlarna dikkatle ve ibretle bakar. Bu azalarn da kendi ztlar iin vazife grmediklerini ve kendi
ihtiyalar iin birbirilerinin yardmna komadklarn dnr. Ne gz kendi yolunu grmekte, ne
mide kendi ihtiyac iin hazm yapmakta, ne el kendisi iin almakta, ne de ayaklar kendi ilerine
komaktalar diyerek bunlarn hep insan ruhuna yardmc ve hizmetkr olduklarn idrk eder. Sonra,
bir kademe daha ilerleyerek arz kresinde vazife gren, bata toprak, su, hava olmak zere, btn
unsurlar ayr ayr mtala eder. Bedendeki azalar gibi bu unsurlarn da yine kendi ztlar iin vazife
grmediklerini idrk eder. Onlar bu vazifelerde altran ancak benim Rabbim ve Halkm olabilir;
zira btn bunlar hep benim imdadma kouyorlar. Arzn durup dinlenmeden dnmesi, havann
faslasz almas, aacn meyve, tarlann mahsul vermesi hep benim iin olduu gibi, kavunun
letafeti, gln gzel kokusu da yine benim iindirdiyerek Hlik- Rahmine nihayetsiz hamd sena
eder.
Sonra, ayn bir takvim ve kandil, gnein bir lmba ve soba olarak onun yardmna kotuklarn, ona
hizmet ettiklerini dnr. Gne sisteminin, btn gezegenleriyle, samanyolunun bir dal olduunu
hatrlayarak, bu muhteem kinatn bir Hakm-i Rahm, bir Kadir-i Alm tarafndan insana hizmet
ettirildiini, hayret ve ibretle tefekkr eder. Btn bu c-mid ve cansz mevcudat beni tanyp, bana
merhamet etmekten hadsiz derece uzak olduklarna gre bu ihsan ve ikram ancak beni tanyan ve

bilen bir Rabb-i Kermin tesiriyle, emriyle, tedbiriyle, ilmiyle ve irdesiyledir diyerek Allaha hadsiz
kreder. Bedizzanan Hazretlerinin ifade ettii;
Zaaf- Mutlak iinde bir kuvvet-i mutlaka tezahrat var. Ve aczi mutlak iinde bir kudret-i
mutlakann sr grnyor.91 hakikatn idrak eder.
O akl- selim sahibi afak tefekkrne devamla ruhsuz, hayatsz, ilimsiz ve iradesiz elementleri
dnr. Bunlardan yaplan hadsiz lh sanatlar; nebatat, hayvanat, insanlar ve onlarda tecelli
eden ulv gayeleri tefekkr eder. Gayet edibne yazlm mkemmel bir kasideyi cansz ve uursuz
mrekkep zerrelerine vermenin kabil olamayaca gibi, her biri bir kudret mucizesi olan bu Rabban
sanatlarn da bu basit elementlere havale edilemeyeceini idrk eder. Binlerce meyve veren o
hametli davari aalarn narin, zarif ve hassas ekirdeklerden; ku, balk ve bcek gibi hrika
mahlklarn di ve basit yumurtalardan; insan gibi li bir mahiyetin bir katre sudan kendi kendine
olamayacaklarn aka anlar.
Sonra aklsz, uursuz, hayvanatn eliyle vcuda gelen harika sanatlara bakar. Bu sanatlar mahlkat
ierisinde uurca en yksek ve istidadca en zengin olan insann bile yapamayacan dnr.
nsanolu mkemmel fabrikalarda, muhteem tesislerde ancak hazr ynden, yahut pamuktan kuma
dokurken, ipek bceinin sert ve basit dut yaprandan ipek yaptn; yine insanolunun hazr eker
pancarndan binbir glklerle eker retmesine karlk, arnn ieklerden bal yaptn hayretle
temaa eder. Bu hayvanatn ancak bir Sni-i Hakmin birer fabrikas, birer tezgh olduklarna
hkmeder ve u hakikati gne gibi grr:
Bu acz iindeki kudret ve zaaf iindeki kuvvet ve fakr iindeki servet ve gna ve cumud ve cehil
iindeki hayat ve uur; bilbedahe ve bizzarure, bir Kadir-i Mutlak ve Kaviyy-i Mutlak Hayy- Kayym
bir Ztn vcub-u vcuduna ve vahdetine kar her taraftan pencereler aar.92
Sonra iradeli ve iradesiz uurlu ve uursuz hibir mahlkun kendi i leminde mstakil olmadn
dnr.
Evvel, nazarn kendi i lemindeki eitli makinalara, tezghlara, arklara evirir. Ana rahminde iken
bu i azalarn yaplmasnda, taklmasnda, her birinin kendine mnasip vazifeler yklenip, en elverili
yerlere yerletirilmesinde ne kendisinin, ne de en yakn sebebler olan ana-babasnn hibir hisseleri
olmad gibi; dnyaya geldikten sonra da bu azalarn faaliyetlerinde onlarn tesirleri olmadn
ibretle tefekkr eder. Kalbinin almasndan, midesinin hazm faaliyetlerine ve diman hayretengiz
bir laboratuvar gibi vazife grmesine kadar btn fiillerin hep onun irdesi ve kudreti dnda cereyan
ettiini, kendisinin bunlarda hibir tesiri olmadn bilir. Bu organlar hakimane tanzim eden ve
mahirne altran bir Sni-i Hakmin, bir Rabb-i Kermin mevcudiyetine yaknen man eder.
Ayn ekilde, btn hayvanatn i lemlerine de nazar eder. Onlardaki hakimane faaliyetlerin,
basirne tedbirlerin, rahimne tasarruflarn sar tabiata, kr kuvvete ve uursuz sebeblere
verilemeyeceini yaknen bilir.
Nebatatn ilerinde cereyan eden hrika faaliyetleri de bunlara kyas eder, ayn mizanla tartar.
Sonra bu hakikatin deryalarda, dalarda, yerin derinliklerinde, sema tabakalarnda cari olduunu
dikkate alr. Ne deryalarn, ilerindeki mahlklardan; ne dalarn, tadklar hazinelerden; ne
semann, ihtiva ettii sistemlerden haberdar olmadklarn ibretle tefekkr eder. Ve bu tefekkr ile

kinatn mihrak noktas olan insandan, sema tabakalarna kadar btn mevcudatn i lemlerinin ayn
ilmin murakabesinde, ayn irdenin tedbirinde, ayn kudretin tasarrufunda...
Hereyin btn zahirinden daha li, daha kmil, daha ltif, daha gzel, daha mzeyyen olduu gibi,
hayata daha kavi, uurca daha tamdr.93 olduunu izan eder.
Sonra, hereyin i leminin dndan daha mkemmel olduu hakikatini tefekkre balar. nce kendi
i lemini nazara alr. Hayl, hafza, muhakeme
ve uur gibi i duygularnn efendisi olan aklnn; marifet, muhabbet, efkat gibi hakikatlarn makesi
olan vicdannn bedendeki azalardan ok daha hrika, ok daha mkemmel olduunu hemen anlar.
Ve u hakikatlara intikal eder:
Saray gzeldir, lkin sultan daha gzeldir. Zira saray sultan iindir.
Kafes gzeldir, ama blbl daha gzeldir.
Lfz gzeldir, fakat mn daha gzeldir. nk lfz kuvvetini ve kymetini ondan alr.
Kabuk gzeldir, lkin lb daha gzeldir. nk ukde-i hayat ondadr.
Bu tefekkr ile kendi bedenin de bir saray, bir kafes, bir lfz yahut bir kabuk hkmnde olduunu ve
ondaki btn gzelliklerin, tenasbn, ahengin onda hkm sren ruh sultanndan kaynaklandn
yakinen anlar. Asl, nuran kmil ve hkim olann hep ruh olduunu, bedenin ise ancak ruhun terakki
ve tealisine hizmet eden, dalmaya mahkm bir kabuk olduunu idrk eder.
Bu kinat da bir byk insan gibi tasavvur ederek onun akllar hayrette brakan kametini, nazarlar
kamatran endamn ve onda tezahr
eden hrika gzellikleri tefekkr eder. nsandaki btn gzelliklerin onun i leminden gelmesi gibi,
bu muhteem kinattaki gzelliklerin de melekt leminden geldiini bilir. Kendisindeki kalb, akl,
ruh, hafza, hayal... lemlerine mukabil, insan- ekber olan kinatta da Ar, Krs, lem-i ervah, levh-i
mahfuz, lem-i misl gibi lemlerin mevcud olduunu ve bu lemlerin u grnen lemden daha li,
daha yksek, daha gzel, daha ltif olduunu anlar.
Dip Notlar:
82:l-i mran 3/190
83:ualar
84:Zriyt Suresi 51/56
85:Tin Suresi 95/4
86:Bakara Suresi 2/22
87:Abese Suresi 80/ 24-32
88:Szler
89:Lemalar
90:Lemaat
91:Szler
92:Szler
93:Mesnevi-i Nuriye

Hak, Adalet, lim ve Fen,Ruhun Varl le Kimdir


Btn haklar-hukukullah ve hukuk-u ibd- ancak ruhun varl ile sabit olur. Ruhun
inkr halinde, fertler iin ortada hibir hukuk mesuliyet kalmaz. Bilindii gibi, insan
bedeni, muayyen bir zaman sonra tamamen deimektedir. Bu sebeble, ruhun inkr,
iinden klmaz bir takm mkilleri de beraberinde getirir. yle ki:
Cinayet ileyen bir adama, hkimin otuz sene ceza verdiini kabul edelim. Bu adam, vcudunun
btn zerreleri deiecek kadar hapis yattktan sonra, Suu, bu vcuttan nceki vcut ilemitir. Bu
vcudun kabahati yoktur; beraat gerekir diyebilir. Bu iddia karsnda hkim syleyecek sz bulamaz
ve adaleti tevzi edemez. nk artk kendisi de eski hkim deildir. Bu durumda adalet
messeselerinin istinad noktas kalmaz; ihkak- hak iin bir mesnet bulunamaz.
te yandan, ruhun inkr hlinde, kardelik, nikh ve mahremiyet gibi madd-manev balar da
zedelenir. Aile mefhumu diye birey kalmaz. nk bu balar ve mefhum, ruhun varl ile kimdirler.
Bu deerler ruh ile sbt bulur. Ruh olmazsa, herhangi bir kar-kocann btn beden zerreleri
deitikten sonra, ortaya bambaka, apayr bir insan kar. Ortada, bunlarn nikhlarna
hkmedebilecek hibir ba kalmaz. Yine ruh olmazsa, kardelik balar da ortadan kalkar. yle ki:
ki kardein btn zerreleri yenilendiinde, ncekilerden tamamen ayr iki ahs ortaya kar. Bu
arada, anne ve babalarnn da zerreleri deimi, onlar da bakalam olacaklarndan, sz edilen iki
kiiye, Karde dememiz iin ortada hibir sebeb kalmaz. Bu durum, btn akrabalar iin de
geerlidir.
Demek ki, her trl hukuk, kardelik, aile mefhumu ve mahremiyet gibi muameleler hep ruh ile
kimdir.
Mcerred beden iin, ilim, fen, sanat, hatt iman ve ibdetten de bahsedilemez. Bunlar ruha ait
mefhumlardr. Bir an iin, ruhun deil de, bedenin bu mefhumlara sahip olduunu farzetsek bile
vcuttan ayrlp giden zerreler bunlar da beraberlerinde gtrecekler, yerlerine gelen zerreler de bu
mefhumlardan habersiz olacaklardr. Bu durumda, beeriyet iin terakkiden sz edilemez.

Tenash Nedir?
Ruhun, bir bedenden dier bir bedene intikalini kabul eden btl
itikadaTenash denilmektedir. Bu inanca gre, bedenler ruhlarn kalplar gibidir; ruh,
kalptan kalba, bedenden bedene g etmektedir. nsan ruhu, cesedini terkettikten
sonra, karada, havada, yahut denizde yaayan herhangi bir hayvann bedenine girmekte,
oradan da baka bir hayvann bedenine, bilhare, tekrar dier bir insannkine girerek
varln devam ettirip gitmektedir. Hatt bz iptida kavimler, insan ruhunun, nce
madenlere, sonra nebatlara, daha sonra insanlara geerek bir devr-i dim eklinde bir
bedenden dier bir bedene hicret ettiine inanmlardr. Fisagor, Ruh, tamamen
maddeye galip oluncaya kadar beden deitirir diyerek bunu, bir felsef nazariye haline
koymaya almtr. T ilk alara kadar uzanan bu gr, daha ok basit fikirli
insanlarca kabul grmtr. Semav kitablara inanmayan,
peygamberlerin teblilerinden uzak olanlar, Allah-u Azimnn hiretteki ebed ve
daim menzillerini kavrayamadklarndan, yahut dar dncelerine
stramadklarndan, ftratlanndaki ebediyet arzusunu tatmin ve teskin edebilecei

zannyla bu fikre saplanp kalmlardr. Bu yanl itikada, zamanla felsef bir klf bile
giydirilmitir.

Tenashn Tarihesi
Tenash fikrinin, ilknce nerede doduu hakknda ihtilflar vardr. Bz kaynaklara
gre, bu nazariyenin menei Eski Msrdr. Tarihi Herodot da ayn kanaattadr. Eski
Msrda, len bir kimsenin ruhunun, hayvanlarn, bilhassa ku ve ylanlarn cesetlerine
geerek hayatn devam ettirdiine inanlrd. Msrllar, ruhun, lmn hemen akabinde
bir hayvan cesedine girdiine, havada, karada ve suda yaayan pek ok hayvan cesedini
dolatktan sonra, tekrar insan cesedine dndne inanrlard. Firavunlar devrinde,
Piramitlerin yaplmas, bu kaba hurafenin tesriyledir.
Baz kaynaklarda, bu khne safsatann, Msrda tahsilini yapan Pisagor tarafndan Yunanllara ve
bylece, Bat Dnyasna gtrld kaydedilmektedir
Douda ise, tenash gr, daha yaygn bir ekilde, Hindistanda grlmtr. Ganj ve Sent
nehirlerinin scak havzalarnda yaayan insanlar, ldkten sonra ruhlarnn, kularn hayatnda devam
edeceine inanrlard.
Dinler Tarihi tetkik edildiinde grlr ki, bu hurafe, Eski Msr ve Hindden nce, ok tanrya inanan,
iptida kavimlerin itikadlar ierisinde de vardr. Keza, Totemizimde de, tenashn izlerine
rastlanmaktadr.
Eski insanlar, ruhlarn yalnz insan bedenlerine deil, ayn zamanda hayvanlara, bitkilere ve cansz
varlklara da g ettiklerine inanmaktaydlar. Bu sebeble, ruhun bir insan bedeninden dier bir insan
bedenine intikaline Nash, kendi ruh kabiliyetine uygun bir hayvann bedenine gne Mash,
nebatlara intikaline Rash, maden ve cemadatlara intikallerine de Fash denilmitir.
Bu hurafe, Eski Yunan, Msr, Hind, in ve randa farkl ekillerde ortaya kmtr. Mesel,
Hindistanda tenash gr kllidir; btn varlklara tamim ve temil edilmitir. Buda ve Brahman
dinlerinde mistik bir ekle brnmtr. Neticede yle bir itikad benimsenmitir: Temizlenen ve
gnahsz ruhlar Nirvanaya eriir, gnahkr ruhlar da temizleninceye kadar, hayvan cesetlerinde
dolarlar.
Eski Msrllar ise, tenash, yalnz insandan hayvana, hayvandan da tekrar insana g eklinde kabul
etmilerdir.
Eski Yunanda, felsefe tarihinden anlald kadaryla, tenash grne, nce Fisagor, Efltun94,
sonra da, Yeni Efltuncular tarafndan felsef bir libs giydirilmeye abalanmtr.
ptida olarak, Msrda ortaya kan bu khne gr, Hindde mistik ekle, Yunanda felsef libsa
sokulmu, randa ise bu btl inanca bir ahlk meslek ve din ss verilmitir. Bu gr, Zerdt ve
Mezdekler gibi din gruplarda taraftar bulmutur. randa, eskilerden gelen bu btl felsefe, ilik
perdesi altnda Gulat gibi bz i kollarna hulul etmitir. Maalesef, bu ilim ve fikir asrnda bile hl bu
safsataya inananlara rastlanmaktadr! Bunlar, fikren t lkalarda dolaan ve bu asrn alkantlar
ierisinde bunalmlar geiren kimselerdir.

Grlyor ki, Eski Yunan, Hind, Msr ve Mezopotamyada rastlanan bu itikad, daha sonra, kuvvet ve
tesirini yava yava kaybetmi, semav dinlerin, bilhassa slm Dininin yaylp gelimesi ile fikir
dnyasndan bsbtn silinip gitmitir.
Fakat asrmzda, bu safsatay yeniden sergilemek isteyen bz kastl simalara rastlanmaktadr.
Bunlarn banda Fransz Charles Fourrier ve PierreLerou gelmektedir. Bunlarn her ikisi de kat birer
sosyalisttir. deolojileri icab, ruha inanmamaktadrlar. Buna ramen, bu materyalistler semav
dinlerdeki hiret inancn zedelemek kasdyla, tenash fikrine sarlmakta ve bylece sapk
ideolojilerine malzeme hazrlamak istemektedirler. Bugn de, bu hurafeye rabet gsterip onu
yaymak, propaganda etmek isteyenler, maddeci tezghtarlardan bakas deildir.
Dp Notlar:
94:Efltun: Sokratesin talebesi olan Efltun Atinada dodu. Eserlerinde diyalog metodunu
kulland. ki lem grn ortaya att. Sokratesin eserlerini, o ldkten sonra yazan Efltundur.
len adl eserinde ruh ve beden ayrln, Devlet isimli eserinde de devlet ekli, snflar ve eitim
tarz zerinde durdu. Felsefeyi fikir dnyasnda ykseltti, ideler zerinde srarla durdu, aklcl
gelitirdi.

Tenash ddiasnn Btl Olduunu Gsteren Deliller


Btn semav dinlerin akde ve esaslarna zd den tenash fikrinin hibir ilmi istinad
yoktur. Tenash fikrini iddia edenlerin says, dnya nfusu ierisinde istatistik
deerlendirmelere giremeyecek kadar azdr.
Bu iddiay rten delillere gemeden nce unu belirtelim:
Kinatta yldzlardan zerrelere kadar her ferd, her mahlk mutlak bir irdenin, ihatal bir ilmin, kahhr
bir kudretin tasarruf ve hkimiyeti altndadr; bir nizmn esiridir. Yni, btn mevcudat, Allahn
tedbir ve tanzimiyle konup kaldrlmaktadr. Onun mutlak ilim ve iradesiyle vazife grmektedir. O
hametli gnelerin, o usuz bucaksz sistemlerin, yaratldklarndanbu yanaKeml-i intizam ve
hikmet ile bir saniye kadar armayarak hareket etmeleri ve vazife grmeleri gsteriyor ki, ruhlar ve
bedenler babo olamaz, bu nizma muhalefet edemezler. Ruhu, bu nizmn dna karan tenash
iddias, hikmet-i lhiyyeye tamamen zt ve Allah-u Azimnn ltuf, kerem, ihsan ve inayeti gibi
kuds sfatlarna byk bir iftiradr.
Evet, Cenb- Hakkn hikmet ve rahmeti bu irkin hurafeyi reddeder. nsan leme halife ve sultan
yapan, yer ve gkleri onun emrine veren, lemin z ve zeti olarak onu en yksek ftratta, en
mkemmel surette, eri geni ve klli istidatta yaratan Kudret-i lhiyye, bu mahiyetteki bir ruhu hi,
binler derece aaya drerek farelerin, kpeklerin, ylanlarn... daha ayb maymunlarn
cesetlerinde dolatrr m? Adalet ve hikmeti, rahmet ve efkati, ltuf ve ihsan buna msaade eder
mi? Bu hl, O Hakm-i Zlcellin, h anna yakr m?
Dinimiz, insanlara o kadar ehemmiyet vermitir ki, kabirlerinin inenmesine bile msaade
etmemitir. Kabristanlardaki kemikleri ve o kemikleri misafir eden topraklar inemeye msaade
etmeyen Hak Tel, hi insan ruhunu, hayvanlarn cesetlerinde barndrr m?
Kendisine, Kpek denildiinde kzan insanolunun ruhunu, Cenb- Hak hi kpek cesedine sokup
da olunun kapsna balatr m? Yahut eein bedenine sokup, olunu ona bindirir mi? Bu iren
safsataya inanan bir insana, hinsan denilebilir mi?

Tenash iddias, Cenb- Hakkn vadine de muhaliftir. Zira Cenb- Hakkn emir ve nehiylerinin icab
mutlaka tahakkuk edecektir. Mminlere Cenneti vad etmitir ve bu vadini yerine getirecektir.
Ulhiyyetini inkr eden erir insanlar, kfir ve mnafklar da ebed azb ile cezalandracaktr. Ne
mminler mkfatsz kalacaklar, ne de kfir ve mnafklar, tenash iddialaryla azbtan
kurtulabileceklerdir.
Tenash iddias, peygamberlerin gnderilmeleri ve semav kitablarn indirilmeleri hakikati ile de
badaamaz. Eer ruhlar, dnyada babo braklsalar ve hareketlerinde serbest olsalard,
peygamberlerin gnderilmelerine ve kitablarn inzaline ihtiya kalmazd. Peygamberlerin en byk
dvalar, Allahn varl ve birliinden sonra ebed hayattr, hiret hayatdr. Cenb- Hak onlar, insan
nevinin terakki ve tekmln temin etmek, beerin nazarn ebed hayata evirmek iin
gndermitir. Hlbuki tenash, peygamberlerin gnderilmesi ve kitablarn indirilmesi hakikatlaryla
tam bir tenakuz iindedir.
nsann mkerrem bir mahlk olarak yaratldn, semvt ve arzn, gece ve gndzn, hayvan ve
nebatlarn onun emrine verildiini, kre-i arza halife tyin edildiini, Ahsen-i takvmde, mmtaz bir
surette yaratldn, bir ksm meleklerin, onu gzetmek ve muhafaza etmek iin altrldklarn,
bak bir hayata mazhar klndn, mminlerin ebed olarak Cennette, kfirlerin Cehennemde
kalacaklarn bildiren Kurn- Mbn de tenash iddiasn tamamen reddetmektedir.
Tenash iddiasnn tutarszlna bu ksa baktan sonra mevzyu biraz daha geni olarak izaha
alalm.

Tenashn Mantk Ve Hukuk Asndan Tutarszl


Tenash varsa ve vki ise, btn insanlara mil olmas, az ok her insann, hlihazr
bedenine girmeden nce misafir olduu bedenleri ve o bedenlerde iken yapt ileri
hatrlamas gerekir. Milyarlarca insann yaamadklar, bilmedikleri ve inanmadklar bir
hurafeyi, srarla piyasaya srmenin mantk ve muhakeme asndan hibir deeri
olamaz. Bu hurafe, insanlarn zihinlerine hangi maksatla yerletirilmek istenmektedir?
Dorusu, bu husus dndrc ve ibret vericidir.
Tenash iddiasnda bulunan grub insan vardr: Bunlar, birka ocuktan, psikopat ve ideolojik
dzenbazdan ibarettir.
Bugne kadar, sadece birka ocuk, baka cesetlerde yaadklarn iddia etmilerdir. Hlbuki alt veya
yedi yalarndaki bu ocuklarn szleri, hukuk ve ilim asndan bir deer tamaz. nk bunlar reit
deildirler. Kendi ocukluk dnyalarn yaayan, temyize henz kabil olmayan, hayl ile gerei ayrt
edemeyen tufeylilerin szleriyle bir mesele isbat edilemez. Zira evrelerini kendileriyle megul
etmek, ilgilerini ekmek, itibarlarn ykseltmek, tannmak ve aferin almak gibi birtakm psikolojik
tesirler altnda kalabilirler. O halde, onlarn ciddiyetten uzak, hayl mahsl konumalarnn hukuk
ve ilm bir deeri olamaz. Zaten, tesbitlere gre, kendilerine tenash isnat edilen bu ocuklarn,
saylar -be kiiyi gememektedir.te, btn tenshlerin dayandklar delil ve balandklar ip
bu ocuklarn samasapan szlerinden ibarettir.
Psikopatlara gelince, bunlarn akl muvazeneleri bozuktur; ifadelerinde ok ynl elikiler
mevcuttur. Cidd bir tedaviye muhta olan bu insanlarn ifadeleri zerinde yorum yapmann abes
olduu aktr. Bunlarn beyanlar da hukuk asndan geersizdir; itibar olunamaz.

Tenash fikrini kabullenen nc grub da, belli bir ideoloji namna hareket eden samimiyetsiz ve
kastl kiilerdir. Allaha ve hirete inanmayan bir ksm dinsiz ve materyalist insanlar kasten, milleti
ifsat etmek, din temaylleri krmak, umum itikad ve inanc sarsmak iin, para ve menfaat
karlnda uydurma vakalar hazrlamakta, -be zavally teyp gibi kurup, umum efkr
bulandrmak istemektedirler.
Netice olarak, birka ocuun, bir grub psikopatn ve birtakm kastl kiilerin aslsz iddialarna
dayanan bu hurafeye hakikat kisvesi giydirilemez.

Tenash Ftrat Kanunlarna Muhaliftir


Kinat nizamn ayakta tutan ve hayatn devam ve bekas iin vaz edilmi bulunan
sonsuz diyebileceimiz kadar ok kanun vardr. Eya arasndaki tensb, ahenk, disiplin,
tertib, muvazene ve nizm bunlarla temin edilmektedir. Btn kinat kuatan bir
tenasb ve btn leme mil bir muvazeneyi salayan bu kanunlarn messisi, Allahu Azimndr.
Kinatn her kesinde, her cephesinde mhade edilen Takdir ve Muvazene, Rahmet, efkat,
Rubbiyyet, Rezzkiyyet, Mlikiyyet... gibi kanunlar zerrelerden yldzlara kadar lemde hibir eyin
babo olmadn gstermekle, ruhun da babo kalamayacana dellet eder ve tenash iddiasn
reddederler. Bunlardan zerinde ksaca duralm:
1- Tenash, Takdir ve Muvazene Kanununa Ztdr
Kinatta herey bir pln ve programdan, takdir ve tyinden, l ve mizandan kmtr. htimamla
yaplm bir elbise, nasl ki, prova defterinden, terzinin ilim, l, takdir ve maharetinden haber
veriyorsa, kinatta hikmetle yaratlan hereyin ls, dzgnl, ahenk ve estetii ince nizm ve
intizam da Takdir ve Muvazene Kanunundan haber verir; Hak Telnn adalet, ilim, hikmet ve
irdesini gsterir. Dakik bir nazarla kinata baktmzda, btn eyadaki gzelliklerin, tensb ve
ahengin, l ve nizmn, cazibe ve ekiciliin, bu iki kanundan geldiini grrz. nk eya
arasndaki estetik ve gzellik, ince bir lye, hassas bir tartya, maharetli bir takdir ve tyine, yksek
bir tensb ve henge dayanmaktadr.Muvazene kanununu, birka mislle izah etmeye
alalm:nsann yaamasna yardm eden bir ksm kanunlar vardr. Vcutta, ya ve besinlerin
paralanmalar, enerjiye evrilmeleri tam bir muvazene ierisinde olmaktadr. nsann erkek ve kadn
olarak yaratlmasnda bir l ve denge mevcuttur. lm ve doum denge zerinedir. Dnya ile
gne arasnda bir denge vardr. Med ve cezir olay, dnya ile ay arasndaki muvazeneyi gsterir.
Faydal ve zararl mikroplar dengeli bir ekilde oalrlar. Btn hayvanlarn oalmalar yine denge
iledir. O hlde, kinatta muvazene kanunu vardr ve hibir ey, kendini bu kanunun dna
karamaz.Dnyann hareketleri, mevsimlerin geli-gidileri, hep bu kanun ile olur. Btn atomlardaki
sistem, denge kanununa baldr. Semdaki btn menziller, btn galaksi sistemleri, samanyollar,
hep denge ile ayakta durmaktadrlar.
Grlyor ki, kinatn her kesinde hkmeden bir muvazene kanunu vardr.Muvazene kanunu
muhittir yani her eyi kaplamtr ve ok ynldr. Bunun, kinatta, fizik denge, biyolojik denge,
bedenle ruh arasndaki denge... gibi eitleri vardr.Btn hayat sahiplerinin vcutlarndaki ya ve
besinlerin paralanma ve enerjiye evrilmeleri tam bir denge ierisindedir. Btn hayat sahiplerinin
doma, byme ve beslenmeleri ve nihayet lmeleri hep bu biyolojik denge kanununu gsterir.Fizik
dengeye gelince, semdaki btn menziller, btn galaksiler, samanyollar,fizik dengeyle ayakta

durmaktadrlar. Atom sistemlerinden gne sistemlerine kadar herey bu kanunun mulne


dhildir. Hereyin fizik yaps ve dengesi, onun vazifesine gre tanzim edilmitir. Mesel, gne ve
ayn fizik yaplar, onlarn ruhlar hkmnde olan vazifelerine en uygun bir ekildedir. Biri dierinin
vazifesini icra edemez.
2- Tenash, mtiyaz Kanununa Zttr
Cenb- Hak, her bir mahlkunun hviyet ve ahsiyetini muhafaza etmektedir. Buna imtiyaz kanunu
diyoruz.
Kinat ierisinde her nevin, mahiyeti farkldr. Herhangi bir mevcudun mahiyeti baka bir mahiyete
dnemez. Hibir eyin hakikati zddna inklb etmez; zelliklerini yitirmez. Mesel, elmann
vasflar kendisinden ayrlamaz, koparlp alnmaz. O, hibir zaman, armut yahut kiraza inklb
edemez.
Bu kanun, yldzlarda, gnelerde, nehirlerde, dalarda, balarda da cridir. nk kinatta herey,
ahsiyetiyle tekdir. Mesel, dnya haritasnda bir baka Ar Da, bir baka Nil Nehri yoktur. Denizler
bile ahsiyetlerini muhafaza etmekte, birbirilerine karmamaktadrlar.
Bu kanun, kinatta yle hakimane ve hassas bir ekilde almaktadr ki, deil btn neviler, hatt her
bir ferd dahi, dierlerinden kesin izgiler, tantc vasflar, temyiz edici hususiyetlerle ayrlmtr.
Mesel, her insan, simasndan parmak izlerine kadar her eyiyle dier insanlardan farkl yaratlmtr.
Bu kanun, eya arasndaki hukukun korunmas iin vazedilmitir. Btn insanlar ayn tip, ekil ve
hususiyetleri tam olsalar, kimse kimseyi tanyamaz, hayat mahvolur, hukuk zayi olurdu.
Bedizzaman Hazretleri bu hakikat veciz olarak yle ifade eder:
Senin yzn, vechin o kadar kkl ile beraber gemi ve gelecek btn insanlarn adedince
kendisini onlardan ayran ve tarif eden nian ve almetleri hvi olduu gibi, yzn tekil eden esas
ve erknnda da btn insanlar ittifaktadr. Btn insanlarda biri tevafuk, dieri tehalf olmak zere
iki cihet vardr. Tehalf ciheti Sniin muhtar olduuna, tevafuk ciheti ise Sniin Vhid-i Ehad olduuna
delalet ederler. Bu iki cihetin bir Kasdn kasdyla, bir Muhtarn ihtiyaryla, bir Mrdin iradesi ile bir
Almin ilmiyle olmadn tevehhm etmek, muhaltn en acibidir. Fesbhanallah! Yzn o kk
sahifesinde nasl gayr- mtenah nianlar dercedilmitir ki, gz ile okunur da nazar ile yani akl ile
grnmez.95
Malmdur ki, eyann vasflar, zat hassalar, mahiyetinden ayrlmaz. Bal ars ile karasinei ele
alalm: Her ikisinin de vcud yaplar genelde birbirilerinden farkl olduklar gibi, teferruatta da
farkldr. Mesel, birinin kanat yahut ayak yapsyla, dierininki birbirine benzemez. ok nian ve
hususiyetlerle birbirilerinden ayrlrlar.
Bunlar, uzuvlar itibariyle olduu gibi, ruh ve istidatlar itibariyle de birbirilerinden ayndrlar. Birinin
ruhu gl bahelerinden holanrken, tekinin ki kanalizasyon ukurlarndan holanr. Bu misl
drbnyle dier hayvan nevilerine de baklabilir. Hibir hayvan nevinin zat hassalar kendilerinden
kopup, baka neve gemez. Bu durum, insanlarla dier hayvan nevileri arasnda kendini daha iyi
gstermektedir. Mesel, insan ruhu, bir hayvann cesedine girmi olsayd, o takdirde, idrk ve
dncesiyle, hitabet ve kitabesiyle, sanat ve istidadiyle, hlsa btn hassalaryla birlikte gitmesi

gerekirdi. O zaman hayvanlarda da, mesel, filozoflar, mtefekkirler, ilim adamlar... olmas lzm
gelirdi. Onlarn da kltr ve medeniyetleri, sanat ve edebiyatlar... olacakt!
mtiyaz kanununun zaruri bir neticesi olarak, insanlarla hayvanlar arasnda ve hayvanlarn kendi
aralarnda tenash olamayaca gibi, insanlarla insanlar arasnda da olamaz. Zira bir insan, ilim ve
irfanyla, itikad ve ima-nyla, zek ve diryetiyle, efkat ve merhametiyle, hamiyet ve ecaatiyle... bir
bakasnn tpatp ayn deildir. Mesel, mam- Gazlinin o nezh ruhu; vicdan- kudssi ve ilm-i
lisiyle dier ruhlardan ayrlr. Eer, tenash mmkn olsayd, bugne kadar dnyaya birok
Gazllerin gelmesi gerekirdi. Ve yine, birok bn-i Sinalar, Efltunlar... gelmi olacakt. Hakikatta ise,
byle birey vaki deildir.
Bir insann, hem tahsil hayatnda, hem de mezuniyetinden sonra alt btn vazifelerinde hviyet
ve ahsiyetini devam ettirmesi gsteriyor ki, onun, Sicil Dosyas lmnden sonra da ondan
ayrlmayacaktr. O, bu hviyetiyle Mahkeme-i Kbrda, en kk ayrntlarna varncaya kadar
hayatnn hesabn verecektir. Cenb- Hakkn adlet-i mutlakas, Hirde yle bir vsatle tecelli
edecektir ki, deil insanlar, btn hayvanlar bile hviyetleriyle dirilecek ve muhasebeye tbi
tutulacaklardr. Bu hakikatin tahakkuku, imtiyaz icab ettirmektedir.
mtiyaz kanununun en azim gayesi, en byk hikmeti ve en mhim neticesi hirete bakar. Mizn-
Kbrda, her ferd, Kurn- Azmanm ifadesiyle, Zerre Miskal hayr ve errin hesabn
verecektir. Bu muhasebenin neticesi olarak, ehl-i Cennetin her birisi, imn, amel ve takvas
nisbetinde ayr ayr ltflara ve makamlara mazhar olacaktr. Ehl-i Cehennemden her bir ferd de,
kfr ve isyannn arlna gre, farkl azblara mruz kalacaktr. Bu hakikatin tahakkuku, her ferdin,
hviyet ve ahsiyetini muhafaza etmesine ve dier hayat sahiplerinden ayrlmasna baldr.
3- Tenash ddias Rezzkiyet Kanununada Aykrdr
Her nevin rzk, o nevin ahsiyet ve hviyetine, kadr- kymetine gre tyin ve taksim edilmitir.
Cenb- Hak, uuru, idrki ve konuma kabiliyetini ihtiva eden en byk hayat mertebesini insana
bahettii iin kemmiyet ve keyfiyet itibariyle en mstesna, en ltif, en gdal, en zarif nimetleri onun
sofrasna sermitir. Mesel, tavuk yem ve dar ile iktifa ederken, insan tavuk ve yumurta yemektedir.
Koyun, diken ve saman yerken, insan et ve st ile beslenmektedir. Dnyada bile davet ve
kabullerde Protokol gzetildiine gre, insana bu kadar ehemmiyet veren Rezzk- Kerm, elbette,
onu insaniyet sofrasndan alp, bir baka hayvann cesedine sokarak onun sofrasna oturtmaz. Onun
hikmet ve rahmeti, buna msaade etmez.
Dip Notlar:
95:Mesnevi-i Nuriye

Tenash, nsaniyetin Kymet ve erefini Tahkir Eder


Cenb- Hak, insan en yksek bir mahiyette, cmiiyette halketmitir. Umum nebatat ve
hayvant ona hizmetkr yapmtr. Mesel, aa, meyvesiyle; inek, style; koyun,
etiyle... insann imdadna koturulmakta, onun iin altrlmaktadr. O, cihann zneti,
arzn halifesidir. Cenb- Hak, Kinat Sarayn, btn mtemiltyla onun iin yaratm,
tanzim ve tertb etmitir. Bu sarayn azmeti,| hameti, ziyneti... hep o misafirin erefini,
makbuliyetini ve Allah-u Azimn yanndaki itibarn, kadr- kymetini
gstermektedir.

nsan, Cenb- Hakk tanmak ve Ona ibdet etmek iin yaratlmtr.Bu hikmete binen, ona pek
kymetli cihazlar taklm, cami istidatlar verilmitir. Evet, insan, yerlerin ve gklerin kaldramadklar
bir emaneti tamaktadr. Elbette, kinatn neticesi, meyvesi olan insann bu kinattan daha byk ve
daha ehemmiyetli bir gayesi olmaldr. Bu gaye ise, ancak yukarda da iaret ettiimiz gibi, Allah
bilmek, Ona bihakkn kul olmaya almak, Ona muhabbet edip rzsna nail olmak ve bylece
Cenb- Hakkn ebed ziyafetgh olan Cennete lyk bir kymet almak ve orada, beden ve ruhuyla
ebed bir hayat srmektir.
te tenash hurafesi, insann mahiyetine, hakikatna ve ona verilen bu deere ters der. Elbette,
insana bu kadar kymet veren Hakm-i Rahm, onun ruhunu nihayet derece aa drp terzil
etmez, tenkis etmez, tahfif etmez. nsann ruhunu, ona hizmet eden ciz bir hayvan cesedine sokmaz.
Elmas kymetinde yaratt o ulv ruhu kmr derecesine indirmez.
Bedizzaman Hazretleri insann eref ve kymetini u harika ifadelerle yle ifade eder:
nsan u kinat aacnn en son ve en cemiyetli meyvesi ve hakikat- Muhammediye Aleyhissalt
Vesselm cihetiyle ekirdek-i aslsi ve kinat Kurannn yet-i kbras ve ism-i azam tayan yet-l
krsisi ve kinat saraynn en mkerrem misafiri ve o saraydaki sair sekenelerde tasarrufa mezun en
faal memuru ve kinat ehrinin zemin mahallesinin bahesinde ve tarlasnda, vridat ve sarfiyatna ve
zer ve ekilmesine nezarete memur ve yzer fenler ve binler sanatlarla techiz edilmi en grltl ve
mesuliyetli nzr ve kinat lkesinin arz memleketinde, Padiah- Ezel ve Ebedin gayet dikkat altnda
bir mfettii, bir nevi halife-i arz ve cz ve kll harekt kaydedilen bir mutasarrf ve sema ve arz ve
cibalin kaldrmasndan ekindikleri emanet-i kbray omuzuna alan ve nne iki acib yol alan, bir
yolda zhayatn en bedbaht ve dierinde en bahtiyar, ok geni bir ubudiyetle mkellef bir abd-i kll
ve kinat sultannn ism-i azamna mazhar ve btn esmasna en cmi bir yinesi ve hitabat-
Sbhaniyesine ve konumalarna en anlayl bir muhatab- hass ve kinatn zhayatlar iinde en
ziyade ihtiyals ve hadsiz fakryla ve aczi ile beraber hadsiz maksadlar ve arzular ve nihayetsiz
dmanlar ve onu inciten zararl eyleri bulunan bir bare zhayat ve istidadca en zengini ve lezzet-i
hayat cihetinde en mteellimi ve lezzetleri dehetli elemlerle lde ve bekaya en ziyade mtak ve
muhta ve en ok lyk ve mstehak ve devam ve saadet-i ebediyeyi hadsiz dualarla isteyen ve
yalvaran ve btn dnya lezzetleri ona verilse, onun bekaya kar arzusunu tatmin etmeyen ve ona
ihsanlar eden zt peresti derecesinde seven ve sevdiren ve sevilen ok hrika bir mucize-i kudret-i
Samedaniye ve bir acube-i hilkattir. 96

Dip Notlar:
96:ualar

Tenash Safsatas, Allahn (c.c) Emir ve rdesine Muhaliftir


Cenb- Hakkn tasarrufu lemmuldur. Her mahlk gibi insan da, bu tasarruftan hari
deildir.
nsan, dnceleriyle, meyilleriyle, arzularyla... her an ve demde durmadan deimektedir. Btn bu
deiiklikler hem zaman, hem de mekn itibariyle olmaktadr. Bilip yaadmz bu hakikati, Allah-u
Azmn, mteaddid yetlerde, muhtelif vechlerle beyan buyurmaktadr. Bu yetlerden bir kan,
melen takdim edelim:

nm hakk iin biz insan amurdan (szlm) bir hlsadan yarattk. Sonra onu sarp ve metin bir
kararghta bir nutfe yaptk. Sonra o nutfeyi bir kan phts hline getirdik, derken o kan phtsn bir
inem et yaptk, o bir inem eti de kemik(ler)e kalbettik. Suret yapanlarn en gzeli olan Allahn
an (bak) ne ycedir! Sonra siz bunun arkasndan, hi phe yok ki, ller (olacaksnz). Sonra siz
kyamet gnnde muhakkak dirilip kaldnlacaksnz. 97
Bu yetler, insann ilk yaratlndan t kyamet gnnde diriltilmesine kadar geirdii btn ahvl ve
merhalelerde, yalnz ve yalnz Allah-u Azmnn tasarrufu altnda olduunu gstermektedir. Bu
yetlerde, yaradla ait ince esrar ve keyfiyetler dokuz merhalede beyan buyurulmaktadr:
Hak Tel, beerin kalp ve ekli mevcut deilken, insan tohumuna da gerek kalmadan, Hz. demin
szlm bir amurdan, taklitsiz ve gayet mkemmel bir ekilde, yaratldn beyan buyurmaktadr.
nsan neslinin bekas iin ana rahminde karar klan nutfenin, yni, beyaz kann yaratlmasn beyan
etmekte, neslin devamn kanunlatrmakta ve kudretinin tasarrufunu nazara vermektedir.
nsan mahiyetinin, nutfeden alkaya, yni tohumdan kan phtsna dntrldn beyan ile
tahavvldeki terakki ve terbiyeyi nazara vermektedir.
Sonra, o mahiyetin alkadan mudgaya, yni, kan phts hlinden bir inemlik et paras hline
dntrldn ifde buyurmaktadr.
Daha sonra, onun, beden atsn tekil edecek temel direk ve stunlarnn halk ediliini akla
gstermektedir. te bu safha, mudgadan izama gei, yni, bir inemlik et parasndan kemiklerin
yaratlmasna intikal safhasdr.
Bu merhaleden sonra, o kemiklere et giydirildiini buyurarak, tasarrufundaki gzellik ve hikmeti
vicdan ve akllara havale etmektedir.
Sonra onu, bambaka bir halk ve icad ile in eyledik. fermanyla da, insana taklan btn maddi ve
manev cihazlar nazara vererek, insann ne derece nazenin, ltif, mkemmel halkedildiini
zikretmektedir. Artk boy ve endam ile sezi ve duyusuyla, his ve vicdan ile ruh ve kalbi ile bir sanat
hrikas, bir hilkat aheseri, Esm-i lhiyyeye ait garaibin fihristesi, un ve sfat- lhiyyenin bir
mikyas ve Kinattaki lemlerin bir mizan olan insann hilkati tamamlanmtr. nsan bu keyfiyette
yaratan Zt- Akdes, elbette Ahsenl Hlikndir. nsan da ahsen-i mahlkattr, yaratlmlarn en
gzelidir. nsan bu derece stn ftratta yaratan Cenb- Hak, onun ruhunu hi hayvanlarn
derekesine indirir mi?
Sonra, onun iradesiyle lm tadacamz,
Sonra da, muhakkak kyamet gnnde diriltileceimizi beyan buyurmaktadr.
yetlerde geen dokuz merhale gsteriyor ki, insan hayatnn hibir safhas, hibir an Allah-u
Azimnn tasarruf ve irdesinden hari deildir. Hkmranl ebedi olan Cenb- Hakkn, insan
bu derece ulv yaratmasnn hikmeti, onu birtakm ciddi emanetlerle, byk tekliflerle mkellef
klmak iindir. Halife-i arz olduunu iradesiyle, hayat ve felsefesiyle tescil ettirmesi iindir. Ebed
saadete namzet olduunu imanyla, ahlakyla, ameliyle, hayat ile gstermesi iindir. Elbette, Cenb-
Hak, insan ne dnyada, ne de hirette kendi hline brakmaz. Evet, yet-i Kuraniyenin beyanyla,
kyamet kopacak ve her insan tek tek hesaba ekilecektir. Peygamberlerin en byk bir dvas, iddias

hiret olduu gibi, Kurn- Kermin de drtte hairden, hiretten bahsetmektedir. Gne gibi
zahir olan bu hakikata kar, tenshlerin vehim ve vesveselerinin ne nemi olabilir?
Ruhun, bir insan bedeninden herhangi bir hayvan bedenine, oradan da baka bedenlere gemesini
bir fikir olarak ele alrsak, bu hususta iki ihtimal karmza kar:
Tenash, ya Cenb- Hakkn emir ve irdesi ile yaplmakta veyahut ruhun,kendi tercih ve iradesiyle
olmaktadr. Birinci kkn imkanszl, yukarda yaplan izahlardan anlalmtr.
kinci ihtimale, yni, ruhun bir bedenden dierine, kendi tercih ve iradesiyle gtne gelince,
burada da iki yol sz konusudur. Ruh bu g, ya uurlu olarak veya uursuz olarak yapmaktadr. Ruh
uursuz ise, zaten tercih yapmas imknszdr. Zira hareketleri akim ve uurun dndadr. Ruhun,
herhangi bir cesedi kendi iradesiyle tercih etmesi ihtimali ise, saysz muhallere bina edilmi, utan
verici bir safsatadr. yle ki:
Ruhun irdesi kendi elindedir demek, ruhun tercih sahibi olduunu kabul etmek demektir. Madem
tercih sahibidir, o zaman ruhun uurlu olduu, beenmek, semek ve ayrmak gibi meziyetlere sahip
bulunduu kabul edilecektir. nk tercih, uur ve muhakemeye dayanr. Madem ki, ruhun uur ve
muhakemesi vardr; yleyse o, hibir zaman bir hayvan cesedine girmeyi tercih etmeyecektir. Demek
insan ruhunun, bitki ve hayvanlarn cesetlerine girmesi ihtimali yoktur.
Farzedelim, ruh, kendi iradesiyle hayvanlara g ediyor. O zaman karmza, halli mmkn olmayan
zorluklar kar. Mesel, bu faraziyeye gre, ruhun durup dinlenmeden, usanmadan ve hatt
utanmadan her eit hayvann dl yatana girmesi lazm gelir. Daha ak bir ifdeyle, karada, havada
ve denizde yaayan saysz hayvanlarn yumurtalarnda veya gen ve kromozomlarnn yannda, her
zaman hazr bulunmas gibi bir safsataya kap alr. Akldan binler derece uzak, muhal ve btl byle
bir meslei, deil insan, hayvan dahi kabul edemez. Akla gelen dier bir muhal de udur: Faraza, ruh
hangi anne babay tercih ediyorsa, onlarn iftlemesi annda, orada hazr bulunmas icab eder.
Acaba, o anda ruhun nbet yeri neresidir?
Ruh, ister ieride, ister darda beklesin, bu noktada u muhaller ortaya kar: Ruh ile dl yatanda
toplanan erkek ve dii genler, rahim, tenasl uzuvlar, onlar telkih ve telkkuh hline getiren ehvet,
ehvetin dayand enerji, enerjinin elde edildii vcud, vcudu besleyen gda maddeleri arasnda,
ksacas bunlarla kinat arasnda bir anlama yapldn kabul etmek gerekir. Bunlarn muhal olduu
aktr. Mesel, dii ve erkek genler tah ve ehvet Kanununa gre alr. Hlbuki bu kanun
mulldr. Btn hayat tabakalarna mil olan bu lh Kanunu, ciz bir insan ruhu ile erkek ve dii
genlerin emir ve irdesine vermek divaneliktir. Allah bilmemektir. Sualler ve muhaller, artk bu
noktada sonsuza doru uzar gider.
Bilinen bir hakikattir ki, cesedin dl yatanda byyp gelimesi, nev- nema kanununa baldr.
Cesedde nihayet derece intizam bulunduundan, onun yaplmas nihayetsiz ilim, kudret ve iradeyi
gerektirir. nce hikmetlerle dokunan, gayet ihtimam ve intizamla yaratlan bu cesedin pln ve
programn, ciz ve chil bir ruha vermek byk bir hezeyandr. Bu safsata kabul edilirse, u suallere
ne cevap verilecektir? Farzediniz ki, ruh dl yatanda beendii hayvann tohumunu buldu. Bu
tohumun erkek veya dii olduunu bizzat kendisi mi tesbit ediyor, yoksa herhangi bir laboratuvarda
m tesbit ettiriyor? Bu tohumlar, erkek veya dii hline kendisi mi sokuyor? Yoksa ruh, gah erkek, gah
dii bir hayvann cesedine mi giriyor? Bylece, bir zaman erkek, bir zaman dii olarak m yayor?

Veya erkekse, her zaman erkek; diiyse, her zaman dii bir hayvann cesedine mi giriyor? Dnyaya
geldii zaman mazisini, erkek ve dii olarak yaad bedenleri neden hatrlamyor? Bunu milyarlarca
insan hatrlamyor d, -be tane ocuk veya psiko-manyak m hatrlyor?
Ayn dl yatana birden fazla ruh tlib olunca, ihtilflarn kura ile mi, kavga ile mi, yoksa ikna ile mi
hallediyorlar?
Hem ruh, ne diye bir hayvan cesedine girsin?
Buraya kadar zikrettiklerimizden anlalmtr ki, tenash hurafesi, mantk ve muhakeme, hikmet ve
hakikat, hak ve hukuk, akl ve vicdan asndan btldr, hurafedir, safsatadr. Ve yine, bu izahlarn
nda grld ki, tenash iddias kinatta cri kanunlara aykr dmekte, her bir kanun hikmet
lisan ile hakikat dili ile bu hurafenin btl olduunu haykrmaktadr. Dier taraftan tenash iddias,
Zt- Akdesin hikmet ve adaletine, rahmet ve inayetine kar bir istihzadr, nihayetsiz bir cinayettir.
imdi dnelim: Acaba, bu iddiadan daha hurafe ve btl ne vardr! Byle bir iddia gericiliin,
yobazln, cehalet ve taassubun en katmerlisi deil de nedir?
Dip Notlar:
97:Mminn sresi, 23/12-16

Tenash, Ruh-Beden Mnasebetine de Ters Der


Tenshlere yle bir soru soralm: Her hane, iinde oturann, kamet ve kymetine
gre tertip, tanzim ve tekil olunur. Saray sultana gre, kafes kanaryaya gre yaplr.
te, haneler ile iinde oturanlar arasndaki bu mnasebet, en kmil mnda ruhlar ile
cesetler arasnda mevcuttur. Hkim-i Mutlak, koyunun cesedini, onun munis ruhuna,
arslann cesedini de, onun hain ruhuna mutabk ekilde yaratmtr. Bunun ahitleri,
canllarn nevileri, hatt fertleri adedincedir. Rahm-i Zlkeml, ebed saadete namzet
olarak yaratt, akl, hafza ve hayl ve daha nice zahiri ve batn hassalarla tehiz edip
bezettii insan ruhuna, tefekkr, ibdet, kr gibi ulv vazifeleri yapmaya en elverili
bir beden giydirmitir. Malumdur ki, bir mahiyetin hassalar, o mahiyetten ayrlmaz. Bu
hakikata gre, insan ruhu, faraza bir hayvan bedenine girse, dnmesine, tefekkrne
devam etmek isteyecek, bildiklerini anlatmak, marifetlerini sergilemek arzu edecektir.
Bulunduu ceset, buna hibir cihette elverili olmayacandan hayatn devam
ettiremeyecektir.
nsan bedeninde bile bazen sklan, bunalm geiren bir ruh, elbette hayvan bedeninde
yaayamayacaktr.
te, tenash fikrine saplananlar, dnyadaki vazifesini bitirdiinde bedenden ayrlan bu li misafiri,
bazen kmese sokup insanlardan rktmekte, bazen arslana yerletirip ceylnlara saldrtmakta,
bazen da kurbaaya gnderip, suya sokup karmaktadrlar. O ltif misafirin nne bazen kum, bazen
hayvan lei, bazen ot ve saman koymakta, hikmete isyan etmekte, hakikata ters dmektedirler.
Bazen, hayatta iken tavuk yiyen o misafiri, ldkten sonra tavuk bedenine sokup, gah insanlara, gh
tilkilere yedirmektedir! Tenshler, hamam bceindeyken herkesten ve her sesten rken, dibde
kede ne bulursa onunla kanaat eden bir ruhu, kaplan bedenine sokunca cevval ve kahraman
yapmakta ve ceyln etine meftun etmektedirler. Ve yine tenshler, bir ruhu gnde birka bedene

sokmakta, mesel, sabahleyin bir keide, ikindiye kadar kzde, akama kadar inekte yaamakta,
gece de maymun olarak yatrmaktadrlar.
Tenshlere gre, bugn ceylana saldran kaplan, belki de dn ceyln idi. Veya bugn bu safsatay
savunan tensh belki de dn bir ylan idi. Acaba, tenshlerin zehirli fikirleri, ylanlk
dnemlerinden kalm olmasn?!..
Hsl, cesetlerle ruhlar arasndaki mkemmel uygunluk, ahenk, mutabakat ve mnasebet gsteriyor
ki, Cenb- Hak, bu cihana merkez olarak yaratt, doutan meden klp, ilim ve irfan ile sinesini
genilendirdii, arza halife ve mahlkat kafilelerine kumandan tyin ettii insann ruhunu, lmden
sonra hayvanlarn cesetlerinde gezdirmez; bitkilerde, madenlerde seyr- sefer ettirmez; onu hakir ve
zelil etmez.

Ruh arma Nedir?


Batdan kaynaklanan Ruh arma(!) modas, memleketimizde, bilhassa yksek
sosyete arasnda gelime istidad gsterdiinden, bu konunun eitli cepheleriyle
incelenmesinde fayda vardr.
Ruh ardklarn iddia edenler, bz gafil ve safdil insanlar muhtelif ekillerde aldatmaktadrlar.
Bunlardan en yaygn udur: Medyum, yni, ruh aran kii bir masa zerine birka fincan ve birtakm
harfler serer. Gya, araca, ruhun ismini syler. Biraz sonra fincanda kmldanmalar balar,
masadan Tak, tak!.. sesleri ykselir.
Bu arada harfler saa sola doru hareket eder. Harflerin kmldanmasndan szde ruhun suallere
verdii cevaplarn belirlenmesine allr.
Ruh arma hdisesinin, gerekten ruhlarla bir ilikisi var mdr? Medyumlarn arp konutuklarn
iddia ettikleri, hakikaten lm insanlarn ruhlar mdr? Eer bunlar, lm insanlarn ruhlar deilse,
masaya vurarak ses karanlar kimlerdir?
Bu suallere ancak, ilim ve mantn, akl ve nakl delillerin nda cevap aranabilir.
nce unu belirtelim ki, kinatta hibir ey gayesiz, sahipsiz ve babo deildir. Hibir ey kendi
hline braklmam, tesadfe havale edilmemitir. Kinatta canl-cansz her mahlk bir nizmn
esiridir, bir murakabe ve tesir altndadr. Hibir ey, Cenb- Hakkn koyduu ihatal ve mull
kanunlarn tazyikinden hari deildir.
Mtemadiyen nizm ve intizm altnda cereyan eden bu kanunlar tefekkr eden her insan anlar ki,
hayat bu kanunlarla idare eden Zt, ihatal ilmi ve kll iradesiyle o hayat, lmden sonra da bir
nizm altnda devam ettirecektir.
Hem Allah-u Azimnn, insan ruhunu, mahlkat iinde en merref ve en mkerrem bir
mahiyette yaratp, o ruhu yksek meziyetlerle sslemesi, kinat ona tevecch ettirmesi ve onu
kendisine muhatap ve dost olarak semesi apak gsteriyor ki, o Zt- Zlcell, bu meziyetlere sahip
ve bu liykatlara mazhar kld insan ruhunun tasarrufunu baka ellere teslim etmez. Birtakm sefih
cambazlara brakmaz.
nsann kendi cesedi zerindeki tasarrufu dahi elinde deildir. Mesel, yedii bir lokmann,
boazndan getikten sonra, nasl taksim edildiini, her zya ne kadar datldn dahi

bilememektedir. Kendi i lemindeki bunca tasarruftan haberi olmayan insann, ruhlar zerinde
tasarruf dva etmesi ne kadar gln bir iddiadr, tarif edilemez.
Yerde ve gkte ne varsa, hepsi Cenb- Hakkn tasarrufu altndadr. Binenaleyh, ruhlar da kendi
irdelerine terkedilmemilerdir. Nitekim onlar kendi iradeleriyle, diledikleri gibi hareket
edebilselerdi, belki de, bir ksm dnyaya bile gelmek istemeyecek, gelse de gitmek istemeyecekti.
sr suresinin 85. yetinde, Ruh Allahn emrindendir. buyurulmaktadr. yet-i kermede apak
olarak, insan ruhunun, Allahn emrinden geldii bildirilmektedir. Emr-i lhden gelen bir ruha, hangi
kuvvet tesir edebilir ve onda tasarruf sahibi olabilir?
Yine pek ok yetlerde, insan ruhunun, lmden sonra da babo braklmad, lmle birlikte
muhasebesinin de balad beyan edilmektedir. Mesel, kfirler hakknda beyan olunan Enfl
sresinin 50. yetinde de; Melekler kfir olanlarn canlarn aldklar zaman yzlerine ve arkalarna
vurup onlara, cayr cayr yanmann acsn tadn, ekin derlerdi.. buyurulmaktadr. Mmin sresi
46. yetinde de, Onlar (kabir iinde kyamet gnne kadar) sabah ve akam atee
arzedileceklerdir. buyurulmaktadr. Bu yette de ak olarak, kfirlerin kyamet gnne kadar ate ile
azb grecekleri bildirilmektedir. Nahl sresi 32. yetinde ise mminler hakknda yle
buyurulmaktadr: Bunlar (o kimselerdir ki) melekler ruhlarn en iyi hlde alr. Ve onlara: Selm sizin
zerinize olsun. Yaptklarnzn karl olarak Cennete giriniz derler.
lmden sonraki hller ve kabir azab hakknda Hazret-i Reslullahn (s.a.v) pekok hadsleri
mevcuttur. Misl olarak, yalnz bir iki tanesini zikredelim: Bir hads-i eriflerinde Efendimiz (s.a.v)
yle buyurmaktadr:
Kabir (herkesin ameline gre) ya Cennet bahelerinden bir bahe veya Cehennem ukurlarndan bir
ukurdur.
Dier bir hadis-i eriflerinde ise,
l, kabre defnedildii zaman ona, birine Mnker, dierine Nekir denilen kara yzl ve gk gzl iki
melek gelip: Siz bu Zt (Hz. Peygamber) hakknda ne dersiniz? diye sorar. Eer o mmin ise, O,
Allahn kulu ve Peygamberidir. ehdet ederim ki, Allahtan baka hibir ilh yoktur. ehdet ederim
ki, Muhammed muhakkak Onun Peygamberidir! der. Melekler de: Biz de (dnyada) byle ikrar
ettiini biliyorduk derler. Sonra o lnn kabri enine ve boyuna yetmi arn geniletilir, oras
nrlandrlr. Sonra ona, uyu denilir. Bunun zerine o der ki: Aileme dneyim de (u saadetimi)
onlara haber vereyim. Melekler de yle derler: Sen uyu, ancak kendi ehlinden, kendisine en sevgili
olan kimsenin uyandrabilecei bir gveyinin (yahut gelinin) uykusu gibi uyu. O, bas vaktine
(kyamet gnne) kadar bu hlde kalr. Eer, l bir mnafk ise, cevabnda der ki: nsanlardan
iitirdim. Ona Allahn Peygamberi derlerdi de, ben de yle derdim. Hakikatte O bir Peygamber midir,
deil midir, bilmiyorum. Bunun zerine melekler: Biz de yle sylediini biliyorduk derler. Artk
topraa: Onu olanca iddetinle sk denilir. Toprak da onu skar, kaburga kemikleri birbirine geer ve
artk o, kyamet gnne kadar bu hlden kurtulamaz.
Yukarda zikredilen yet-i kerime ve hads-i eriflerden aka anlalyor ki, lemde, her mahlk gibi,
ruh da, babo deildir. nsann lmnden sonra ruhu, lem-i berzah denilen kabir leminde daim
bir murakabe ve muhasebeye tabi tutulmakta, bir kahr veya taltife muhatap olmaktadr.

Ayrca, unu da belirtelim ki, lem maddeye mnhasr olmad gibi, ruh da, yalnz insana mnhasr
deildir. Ruhan lemler hadsizdir; o lemlerde yaayan mahlklar da nihayetsizdir. Nitekim
meleklerin, cinlerin, eytanlarn, ksacas ruhan varlklarn saysn ancak Allah-u Azimn bilir.
imdi, bu ruhan varlklarn, ruh arma iddias ile irtibatlarnn olup olmadn etraflca tahlil
edelim:
Ruhan varlklarn en byk taifesi meleklerdir. Melekler Nurdan yaratlmtr. Melekler, Allaha
mutlak itaat ederler, hibir surette s olmazlar. Bu ibd- mkerremler; mzaheret, zikir, tebih,
ibdet, marifet gibi vazifelerle megul olur, Cenb- Hak hesabna, Onun namyla, kuvvet ve emriyle
i grrler. Bedizzaman Hazretleri bu hakikat yle ifade eder:
Semann skt ve skneti ve intizam ve ttrad ve vsat ve nuraniyeti gsterir ki: Sekenesi, zeminin
sekenesi gibi deiller; belki btn ahalisi mutidirler. Ne emrolunsa onu ilerler. Mzahame ve
mnakaay cab edecek bir sebeb yoktur. Zira memleket geni, ftratlar safi, kendileri masum,
makamlar sabittir. 98
Elbette, btn fiilleri mutlak hayr zerine olan bu mukaddes mahlklar; gnahkr insanlarn
ayaklarna inmez, medyumlara tbi olmazlar.
nsan ruhlarnn ve meleklerin lah tasarruf altnda olduklarn bildiren pek ok yet-i kerime
mevcuttur. Bunlardan bir ksmn zikredelim:
Tahrim Sresinin 6. yetinde yle buyurulmaktadr: ...0 melekler Cenb- Hakka, kendilerine
emrettikleri eylerde asla s olmazlar. Neye de memr edildilerse yaparlar. Yine melekler hakknda
Enbiy suresi, 26 ve 27. yetlerinde de yle buyrulmaktadr: Dorusu onlar ikram olunmu
kullardr. Onun sznn nne gemezler. Hep Onun emriyle hareket ederler.Grlyor ki,
meleklerin, medyumlarca celbedilmesi mmkn deildir. nk onlar, bu gibi sfl ilerden
mnezzeh ve mberrdrlar.
Yukarda zikrettiimiz yet-i kermelerden katiyyetle anlalyor ki, medyumlara haber getirenler
melekler olamazlar.
nsan ruhlarna gelince, bunlar derece ve mertebe itibariyle drde ayrlrlar:
1- Peygamberlerin ve Vellerin Ruhlar:
Mahlkat iinde en sekin ve mmtaz olan bu nrn ztlar, beeriyetin kumandanlardrlar. Cenb-
Hak indinde en makbul, en mntaz ve meleklerden stn olan bu li ruhlarn, sfl ve gnahkr
insanlarn armala-ryla gelmeyeceklerini, her akl, vicdan ve inan sahibi tasdik eder.
2- ehitlerin Ruhlar:
Bakara Sresinin, 154. yetinde yle buyrulur:
Sakn Allah yolunda ldrlm olanlara ldrler demeyiniz. Hayr, onlar l deil, diridirler.
Fakat siz duyamazsnz, sezemezsiniz.

ehitler, umum mfessirlerin beyanlaryla, veli hkmndedirler ve hed hayat denilen ayr bir
hayat mertebesinde bulunurlar. Hayatlarn Allah iin feda eden bu mcahidler zmresinin ruhlarnn
da, bu dzenbazlarn leti olamayacaklar aktr.
3- Gnahkr Mminlerin Ruhlar:
Bu ruhlar, Allaha ve hirete inandklar hlde, slih amel ilemeyerek, sefahate dp, gnahlara
daldklarndan, kabirlerinde azaba mruzdurlar. Bunlarn, medyumlarn ayana gelmeleri hi
dnlemez. Zira kendi hesaplarn vermekle babaadrlar.
4- Kfirlerin Ruhlar:
Kitab ve snnet ile sabit olduu zere, Allah-u Azimna, Peygamber-i Zina, Kurn- Kerme,
hiret gnne inanmayan bu ruhlar da, kabirde daim ve elm, iddetli bir azaba mruzdurlar. Kahhr Zlcellin kahrna muhatap olan bu ruhlar, kim brakr ki, gelsinler, masalar tkrdatsnlar?!
Yukardaki izahlardan, meleklerin ve insan ruhlarnn, medyumlarn ayaklarna gelmeyecekleri
anlalmtr. yleyse, medyumlarn irtibat kurmalar neticesinde, gelip masaya vuranlar kimlerdir?
Bu suale yeterli cevap verebilmek iin insanlarn yaratlmalar ile ilgili hikmetler zerinde biraz
durmakta fayda vardr. nsan Sresinin 2. yetinde melen yle buyurulmaktadr: Hakikat, biz
insan birbiriyle kark bir damla sudan yarattk. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeble onu iitici ve
grc yaptk...
yetin mealinden aka anlald zere, insan bu dnyaya imtihan iin gnderilmitir. Dnya, onun
nne, bir msabaka yeri olarak almtr. Elmas gibi ruhlarn, kmr gibi ruhlardan ayrlmalar bu
msabakay gerektirmektedir. Bu msabakada iyilerle ktlerin birbirinden ayrlmalar, eytanlarn
yaratlmasn iktiz eder. T ki, eytanlar beere musallat olsun, iyilerle ktler birbirilerinden
ayrlsnlar.
Nitekim eytanlarn hayrdan mahrum ve er zere yaratlm mahlklar olduklar ve insanlara
musallat olup, onlar ifal edecekleri Araf Sresinin, 11 ve 12. yetlerinde yle beyan
buyurulmaktadr:
Andolsun sizi yarattk, sonra size suret verdik, sonra da meleklere, secde ediniz dedik. Hepsi secde
ettiler. Yalnz blis etmedi, o secde edenlerden olmad. (Allah-u Tel) dedi: Ben sana secde emretmi
iken seni alkoyan nedir? O da: Ben ondan hayrlym, beni ateten yarattn, onu amurdan yarattn
dedi. (Allah-u Tel): yleyse, oradan hemen in. Sana orada kibirlenmek gerekmez. Hemen k,
nk sen alaklardansn dedi. (O da): Bana dirilip kaldrlacaklar gne kadar mhlet ver dedi. (Hak
Tel da): Sen mhlet verilmilerdensin dedi. (blis), yle ise, dedi. Sen beni azgnla mahkm
ettiin iin onlan gzetlemek zere Senin doru yolunda oturacam. Sonra, andolsun, onlarn
nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan kendilerine geleceim (musallat olacam). Sen de
onlarn ounu kredici (kimse)ler bulmayacaksn. Allah (c.c) dedi ki: Zem ve tahkire uram ve
kovulmu olarak k oradan. Yemin ederim ki, onlardan kim sana uyarsa Cehennemi btn sizlerden
dolduracam.
yet-i kermede, iki nokta meselemizle yakndan ilgilidir. Birincisi; eytanlarn beere musallat
olmasna, t kyamete kadar msaade edilip mhlet verilmesi; ikincisi ise, eytanlarn insanlara,

nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan sokulabilmeleridir. Bunun iin eytanlar, daima


insanlarn sfl ve hayvani arzularn iletmekte, onlar aldatmakta, doru yoldan saptrmaktadrlar.
fal yollarndan biri de, medyumlar maskara olarak kullanmalar ve onlara yanl haberler vererek
beeri ifsad etmeleridir.
u hakikati da belirtelim ki, bu imtihan meydannda, Rabbini bilen, Kurana ve Reslullaha uyan,
slih amel ileyen mttak mminler zerine eytanlarn hibir hkimiyeti olamaz. Yni, onlara
musallat olamazlar. eytanlar ancak, itikad zayf, ameli noksan, sefhete dkn, emr-i haktan uzak,
hsl Kuran-n nurundan tam istifade edememi insanlar ktle srkler ve oyuncak hline
getirebilirler. Bu tip insanlar batan karmak iin frsat kollarlar.
Bu sebeble, Mslman bir insan, Kurana uymayan herhangi bir hareketve amelin eytanlarn eseri
olduunu anlamakla, onlarn elinde oyuncak olmaktan kurtulabilir. Bir ksm kimseler de, hem
eytanlarn eitli ifallerine kaplmakta, hem de ie ilim ss vererek bu btl meslei cazip
gstermeye almaktadrlar.
Ancak, Hazret-i Allah (c.c) mcize ve ibret dolu u yetleri, bu kimselerin balarna birer necm-i skp
gibi vurarak onlar leme rezil ve rsvay etmektedir:
Haber vereyim mi size, eytanlar kimin zerine inerler? Vebal yklenici her bir sahtekr zerine
inerler. Onlar, (eytanlara) kulak verirler ve ekseri yalan sylerler. 99
Evet, arld zaman gelenler ve medyumlarn masalarna vurarak ses karanlar, eytanlar ile
cinnlerin fsk olan ksmlardr. stad Bedizzaman Hazretleri bu konuda unlar sylemektedir:
Bu mesele, felsefeden ve ecnebiden geldii iin ehl-i mana ok zararlar olabilir. Ve ok si
istimalta mene olmakla beraber iinde bir doru olsa on yalan karyor. nk doruyu ve yalan
tefrik edecek bir mihenk, bir mikyas olmadndan ervh- habise ve eytana yardm eden cinnlerin bu
vesile ile hem onun ile megul olanlarn kalbine ve hem de slmiyete zarar vermek ihtimali var.
nk; Maneviyat namna Hakik- slmiyeye ve akide-i umumiyeye muhalif ihbarat oluyor. Ervh-
habise iken kendilerini, ervh- tayyibe zannettirip belki, kendilerine bz byk veliler namn verip
slmiyetin esasatna muhalif szlerle zarar vermeye alabilirler. Hakikati tayir edip, safdilleri tam
aldatabilirler. 100
Mevzu ile ilgili olarak, Mevlnnn u msralarn nakletmeyi yerinde bulduk:
Cin insana galip gelir ve ona musallat olursa, insandaki insanlk sfat kaybolur.
Her ne sylese, onu cin sylemi olur. ster bu batan, ister br batan, hakikatte sz cinnindir.
Byle bir zamanda insann kendi benlii gitmi, tamamiyle cin hkim olmutur. Bu anda bir Trk,
ilhamsz olarak Araba syler.
Cinlerin insanlara musallat olmalar hususunda Eb Hureyre (r.a) demitir ki,
Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) bir gn buyurdular ki, Cin (taifesinden) bir ifrit dn gece namazm
bozdurmak iin bana anszn hcum etti. (Lkin) Allah-u Tel (beni galip getirip) ona istediimi
yapmaya frsat verdi. Sabah olunca hepiniz onu grp seyredesiniz diye mescidin direklerinden birine
balamak istedim. Fakat Sleyman Bin Dvudun (a.s): Y Rab, bana mafiret et ve benden sonra

kimseye nasib olmayacak bir mlk, bana bala demi olduu hatrma geldi ve ifriti kpek gibi
kovdum.
Darulfnun eski mderrislerinden mehur Babanzde Ahmed Naim Beyin, bu hads-i erifin
altnda cinler hakknda yapt fikri tetebbuat cidden takdire ayandr. Babanzde, bu husustaki
aklamalarnn ilk ksmnda, mahlkat nevilerinin saylarn bilmenin ancak Allaha mahsus olduunu
ifde eder ve hayat sahibi mahlklarn, yalnz insan ve hayvanlar olmadn belirtir. Bu iki taife
dnda, melek ve cin gibi ltif mahlklarn da bulunduunu, Peygamberimizin ihbar yannda,
asfiynm da ehdetlerini delil gstererek beyan eder. Meleklerin tamamnn ruhani olup, Allahn
emrine itaatten zerrece ayrlmadklarn, kararghlarnn semvat olduunu belirttikten sonra, cinler
taifesi hakknda u bilgilere yer verir: Cinler, insanlar gibi yeryznde yaarlar. Kfir ve mminleri
vardr. Deiik ekil ve klklara girebilirler. Melek ve cinlerin varlklar Kurann beyan ve
Peygamberimizin ihbaryla sabittir. Bunlar inkr etmek, Kuran ve Peygamberimizin szlerini tekzip
olacandan kfrdr.
lmin her hakikati idrk edemeyeceini ifde eden Ahmed Naim Bey,
lim, hereyi bilirim dedii gn, tevecch ettii gayelerden sapm, ilmlikten kp cehle dm olur.
Hlbuki ilmin gayesi hakikatlar inkr deil, aratrmaktr. Henz yetiemedii saha ve hakikatlar
inkr etmenin hibir faydas olmamakla birlikte, zararlar oktur der.
Ahmed Naim Bey, bir ksm fikir sahiplerinin, lmin tasdik ettiini kabulederiz, etmedii hakknda da
hkm veremeyiz eklindeki fikirlerini de tenkid etmekte, bu hususta yle demektedir:
Eer bu felsefe, hakikati arama akndan kaynaklanyorsa, akl ve naklin kahir teyidiyle mberhen
olan, Nbvvet-i Muhammediyyeye istinad eden bu haber-i sahih neden aratrlmyor?Herhalde
hakikati aratrmaya k olan bir kimse, bu sahaya biraz yzn evirip aramaya alsa doru yolu
bulabilir.
Ahmed Naim Bey, Bugn, bz kitablarda, gya ruhlarn ekilen fotoraflarna rastlanmaktadr. Bu
fotoraflarn ruhlarla hibir ilgisi yoktur demekte, bunlarn, cinlerin fotoraflar olabileceini
kaydederek, alafranga cinciliin, telekinezi ve ektoplasmn cin ve eytan tifeleriyle ilgili olduunu
sylemektedir. Babanzde, medyumlarn elleri demeden, sandalyelerin havada dolamalarnn ve
fincanlarn masa zerinde kprdanmalarnn cin ve eytanlar tarafndan yapldn belirtmektedir...
Ahmed Naim Bey, bu konuda, ngilterenin en byk fizik ve astronomi limlerinden Kroksu
(Krookes) delil gstererek yle der: Tecrbelerini, fizik leti zerinde icra eden Kroks, tetkiklerini
ngiliz Yksek Kraliyet Cemiyetine haber verdiinde, kendisi iin aklanmtr, gz balanmtr diyen
mnkirlere hitaben, Haydi benim aldanm olduumu kabul edeyim. Ya u fizik ltnn da aklanm,
gznn balanm olduunu nasl teslim edeyim demitir.
Babanzde, Batda cinlerin esrar ve hakikatlarn aratrmak ve bu taifeyle irtibat kurmak isteyen pek
ok cemiyetin bulunduunu ve bu konuda yzlerce mecmuann karldn kaydeder. Hatt artk bu
konuyla ilgilenmeyi ar saymayan yzlerce profesrn bulunduunu belirtir. Bunlardan Birmingham
niversitesi Rektr Sir Olivier Lodge ile Charles Richet ve Lazarref gibi ztlarn da bulunduuna kail
olduklarn syler. Ahmed Naim Bey, bu konuda u hakikati da vurgular: Bu babda, bu ztlarn
cinlerle ilgili olarak vermi olduklar malmatlar, eksik ve yetersiz, muvazenesiz ve yarm yamalktr.
Bu sebeble, bunlardan alnan malmat pek iptidadir. Ancak bu bbda, itikad ve inancmz, vahy-i

semav ile malmat sahas fevkalde genilemi olan Muhbir-i Sdkn (s.a.v) beyanatdr.
Hkmlerimiz, o sadk beyann hududu ile hududludur. Ondan nasl telakki etmi isek, ylece kabul
eder, Ona kendiliimizden birey katmayz. Avrupal ve Amerikal ilim erbabndan bahsediimiz onlarn bu bbdaki fikir ve nazarlar bize uysun uymasn- yalnz vahyi inkr edenlere, malmat
sahalarnn henz pek dar olduunu, hakikatlar kendilerince mehul olan hereyi uluorta,
dnmeden, inkra kalkmann, hakikat namna tehlikeli ve ilim namna kfr ve ilhad olduunu
anlatmak iindir.
Dip Notlar:
98:Szler
99:uara sresi, 26/ 221-223
100:Emirda Lahikas, II.Cilt

eytanlar, Cinler ve Mbareze Kanunu


Mbareze kanununun bir gerei olarak, eytanlar ve cinler insanlara musallat
olmaktadrlar. Kinatta ztlarn atmas, yni, mbareze kanunu vardr. nsan bu
dnyaya teklif ve imtihan iin gnderilmitir. Bu teklif ve imtihan ile insan bu dnyada
istidatlarn inkiaf ettirecektir. Elbette bu inkiaf, bir hareket ister. Bir muamelenin
olmasn gerekli klar. T ki, terakki zemberei alabilsin. Terakki ve mcahede ise,
eytan ve erir mahlklarn vcutlarn ve insanlara musallat olmalarn hikmeten iktiza
etmektedir. Aksi hlde, insanlarn makamlar sabit kalr, beer terakki edemezdi. Zaten
insanlar da, yaradllar gerei, erre meyyaldirler. yle ise, insan hari ve dahilde
terakki ve tedenniye sevk ve tevik edecek bu iki haric milin olmas aklen gereklidir.
Bu sebeble, melekler beeri al-y illiyyne ykseltmek; eytanlar ise, esfel-i safilne
indirmek isterler. Bu bir kanun-u lh ve srr- kaderidir. Beer tabakalarndaki terakki
ve tedenni de, bu hakikati tasdik etmektedir. Peygamberlerden, evliyalardan t
Nemrudlara ve Firavunlara kadar deiik terakki ve tedenniler bu hakikati isbat
etmektedir. Madem kinatta byle bir mcadele kanunu var, elbette eytanlar,
kendilerini insan ruhu imi gibi gstererek bz insanlar aldatacak,
bir ksm safdil ve meczuplar maskara edeceklerdir.
Malmdur ki, kinatta her nevin, her taifenin gzeli yannda irkini, lisi yannda disi, iyisi yannda
kts vardr. Elbette ruhanler taifesinin de, hayrl ve nrnleri yannda, mlevves ve erlileri de
vardr. Bunlarn zararl ve erli taifesi elbette insanlara ve meleklere ilimek isterler. Meleklere
iliemeyip, semdan terkedildiklerini yat- Kuraniye sarahatle haber verdiine gre, bu zararl
mahlklar en ok insanlarla uraacaklardr. Nitekim urayorlar da...
Bu hususta, delil olarak, aadaki iki yet-i kerimeyi nazara verelim:
Andolsun ki, biz yere en yakn olan g kandillerle donattk. Bunlar eytanlara ate taneleri yaptk.
Ve onlara (lgn ate) azab hazrladk.101
phesiz biz semy, o yksek lemi yokladk da onu iddetli ve kuvvetli muhafz melekler ve
atlmaya hazr tein alevler, ihblarla doldurulmu bulduk. 102
Yukardaki yetler, ak bir ekilde eytan ve cinnlerin meleklere musallatolmak ve erri semvta
gtrmek iin ykselmek istediklerini beyan etmektedir. Meleklere musallat olan bu taifenin

gnahkr, gabi ve isyankr insanlara musallat olmas, hikmetin muktezs ve mbareze kanununun
icabdr. eytan ve cinlerin erlileri semvta ykselmek isteyip, kulak hrszl yaparak bz yanl,
yalan ve eksik haberleri khin, medyum ve ispirtizmaclara getirdikleri tarih baz hdiselerden de
anlalmaktadr. Elmall Hamdi Efendi, yukarda zikredilen ikinci yetin tefsiri zerinde genie
durmakta, yeryznde bir ksm kimseleri ilham vastas imi gibi mknatslayan eytanlar ve zararl
cinlerin, ispirtizma, manyetizm, Summanbolizm, psiizm, metapsiizm gibi biri doru ksa, ou yalan
olan kehanet ve cincilik gibi iler vastasyla insanlar aldattklarn bildirmektedir. eytanlar ve
cinlerin erli ksmlarnn bu hareketler ile Peygamberlere ve meleklere rekabet etmek istediklerini,
fakat semvta ykselmek isterken ateli ihblarla tardedildiklerini belirtmektedir.
Dip Notlar:
101:Mlk sresi, yet: 5
102:Cin sresi, yet: 8
Okunma Says : 1662

Ruhlarla Mnsebet Kurulabilir mi?


Ruhlarla mnsebet mmkndr ve vkidir. Bu hakikatin en ak delili de Ryy
sdkalardr. Ancak bu mnasebet, eytanlara ve cinlerin erli ksmlarna oyuncak olan
ispirtizmaclarn, dzenbazclarn ii deildir. Ruhlarla irtibat yolu onlara kapaldr. Zira
bu mnsebet, ruhen terakki ile fenfillah, bekbillh gibi mertebeleri katederek ruhlar
lemine yaknlk kazanmak ve ahvllerine muttali olmakla olur. Bunun da yolu, Allaha
ihls ile ibdet ve emirlerine tam inkyd ederek, Onun rzsn tahsilden geer. Bu
cadde, ancak ve ancak Havass- izam denilen evliya ve asfiyya mahsustur. Evet, O
ztlar mn lemi ile ilgili feyiz ve bereketler, sr ve hakikatlar, melekt lemi ile ilgili
cidd maksatlar iin, lem-i ervah ile mnsebet tesis edebilmektedirler.
Nefsini, Cenb- Hakkn rzs iin yok etmi ehl-i velayete, bir ksm manev ve nrn lemlere irtibat
tesis ettirmesi, Rabbl lemnin ltuf, inayet ve veddiyetinin muktezsdr.
Cenb- Hakkn Ltif ismine mazhar olan ehl-i velayetin, ruhlarn hllerini mahede, feyz ve
bereketlerinden istifde ve hussan Fahr-i Kinat Efendimizin rhnyeti ile grp tefeyyz
etmeleri, melekt lemi ile ilgili esrara mncelip olup, o lemlerde gezmeleri, seyir ve temaalar,
ltif, nurlu ve manev sofralardan istifade etmeleri, hikmet-i lhiyyeye muhalif olmad gibi, kudreti lhiyye asndan da, ne mkildir, ne de imknszdr.
Ruhlarla grme hususunda, Selef-i Slihnin muhtelif eserlerinde pek ok rivayetler ve kaytlar
vardr. Bunlar teyid sadedinde, asrmzn byk mtefekkiri Bedizzaman Hazretleri de unlar ifde
etmektedir:
...Belki ayn- hakikat ve edeb ve hrmet ve istifade odur ki, Celleddin-i Syt, Celleddin-i Rm,
mam- Rabbani gibi ztlarn seyr slk-i ruhanleri gibi seyr slk ile ykselerek, o kuds ztlara
yanamak ve istifade etmektir.
Celb-i ervh-i tayyibe ise, medenlerin yapt gibi; hezeliyat suretinde bz oyuncaklara o pek cidd
ve cidd bir lemde olan ruhlara hrmetsizlik edip, kendi yerinde ve oyuncaklarna celp etmek deil,
belki cidd olarak ve cidd bir maksat iin Muhyiddn-i Arab gibi ztlar ki, istedii vakit ervah ile

gren bir ksm ehl-i velayet misill; onlara mncelip olup mnsebet peyda etmek ve onlarn yerine
gidip lemlerine bir derece takarrb etmekle rhniyetlerinden manev istifade etmektir...
Evet, bu nrn zatlar bu mertebelere ykselten, terakki ettiren, feyizyb klan Kurn- Kermdir. O
ztlar, Rabbani srlar, lh hakikatlar, hep Kurn- Kerimden karmlardr. Btn mtehidler,
yksek itihadlarnn delil ve burhanlarn, bu sofradan istihra etmilerdir. Btn sddklar, sadakatin
zirvesine bu sofradan alnan marifetlerle ykselmilerdir. Btn slm hkemsn, muhakkikin
seviyesine karan o sofrann hikmetleridir. Btn bidleri, Mabd-u Bilhakka secde ettiren o
sofrann letafet ve feyizleridir. Btn evliya ve arifleri kef, mhade ve irfan ile doyurup cezbeden o
sofrann zevk ve feyizleridir. Btn kutublar ird makamna karan o sofrann talim ve terbiyesidir.
Btn fukah-i izam adaletli hkim seviyesine ycelten o sofrann dstr ve prensipleridir. Btn
mtekellimleri mantk ve fikrin ahikasna ulatran o sofrann hccet ve delilleridir.
yle ise, en byk mrebbi, en byk halaskar, en byk mrid ve en doru rehber Odur. Bu
bakmdan ruhlarla irtibat, ancak Onun terbiyesi altnda yetien nrn ztlara mahsustur.

Cinler ve eytanlar Msbet Mecrada altrlr m?


erleri defedilmek suretiyle, cin ve eytanlar insanlarn emrinde altrlabilir. Evet,
nefsini yok etmi, enniyetini tamamen krm, rz ve sddkiyet makamna ykselmi
olan nrn ztlar, lisan- smet ile cin ve eytanlarn teshirini Cenb- Hakdan
isterlerse, Hak Tel, bu muti kullarna cin, eytan ve erirleri itaat ettirir. O nrn
ztlar, velayet iksiriyle, cin ve eytanlarla temas kurabilir ve onlar msbet ilerde
altrabilirler.
Kurn- Kermde bu konu ile ilgili yetler mevcuttur. Mesel, rislet ile birlikte saltanat nimetine de
mazhar olan Hz. Sleyman (a.s), cin ve eytanlar emr-i lh ile altrm, Mescid-i Aksnn
insnda istihdam ettirmitir. Hz. Sleyman Aleyhisselm, geni olan memleketinde, saltanatn,
adalet zere bihakkn devam ettirmek, riyetinin hallerini grmek ve dertlerini iitmekle, icratn hak
ve hakikat zere yapmak iin lisan- ismetle cin ve eytanlarn, kendisine musahhar klnmalarn
Cenb- Haktan istemi, Hak Tel da bir mcize ve bir ihsan olarak Ona cinleri teshir etmitir.
Bu husus, bir ayette melen yle ifade buyrulur.
eytanlardan da Sleyman iin dalglk edenleri ve daha baka i iin alanlar teshir etmitik ve
hep onlar zapteden biz idik.103
Bu yetin tefsirinde, Bedizzaman Hazretleri yle demektedir:
Yerin insanlardan sonra, zuur olarak en mhim sekenesi olan cin, insana hizmetkr olabilir. Onlarla
temas edilebilir. eytanlar da dmanl brakmaya mecbur olup, ister istemez hizmet edebilir ki,
Cenb- Hakkn evmirine musahhar olan bir abdine, onlar musahhar etmitir. Cenb- Hak manen
u yetin remziyle der ki: Ey insan! Bana itaat eden bir abdime cin ve eytanlar ve erirlerini itaat
ettiriyorum. Sen de benim emrime musahhar olsan, ok mevcudat, hatt cin ve eytan dahi, sana
musahhar olabilirler. te beerin, sanat ve fennin imtizacndan szlen, maddi ve manev fevkalde
hassasiyetinden tezahr eden ispirtizma gibi, Celb-i ervah ve cinlerle muhabereyi u yet, en nihayet
hududunu iziyor ve en faydal suretlerini tyin ediyor ve ona yolu dahi ayor. Fakat imdiki gibi
bzan kendine emvt namn veren cinlere ve eytanlara ve ervh- habseye musahhar ve maskara

olup oyuncak olmak deil, belki tlsmat- Kuraniye ile onlar teshir etmektir, erlerinden
kurtulmaktr. 104
Dip Notlar:
103:Enbiy Suresi 21/82
104:Szler

slm limleri le Garb Filozoflarnn Ruh Hakkndaki Grleri


Gerek slm Ulem ve Hkems ve gerekse Garb Filozoflar, ruh mevzuu zerinde
nemle durmu, bu hususta fikirler serdedip eserler telif etmilerdir. Biz, nce slm
ulem ve hkemsnn, sonra da Garb filozoflarnn ruh hakkndaki grlerini hlsa
olarak takdim edeceiz.

slm limlerine Gre Ruh:


Felsefe ve kelm kitablarn incelediimizde, btn slm hkemsnn (el-Kind, Farab,
bn-i Rd, bn-i Miskeveyh... ilh.) ruhun varlnda mttefik olduklarn grrz. Biz,
bunlardan fikirlerinin daha sistemli oluunu dikkate alarak, nce bn-i Sinann
grlerinin bir hlsasn vermekle iktifa edeceiz:
bn-i Sinaya105 gre insan, cisimle ruhtan mrekkebtir. Cisim, nefsin almasna msait duruma
gelince, ruh cisme gnderilir. Cisim, nefsin memleketi yahut tezgah hkmndedir.
Nefis, cismin hadis olmasyla hadis olur. Nefs-i natka (ruh), cisme girmekle ebediyet kazanr,
cisimden ayrldktan sonra da yok olmaz. Nefs-i natkann kurtuluu ilim ve faziletledir. Bu fazileti, ruh
cisimde iken kazanr. bn-i Sina, bu hususta u delilleri serdediyor:
1- nsanda birtakm eserler vardr ki, ruhun varl kabul edilmedike bunlar izah mmkn deildir.
Bunlarn en nemlileri hareket ve idrktir. Cismin tabiatnda skn ve atalet vardr. Hareket, onun
ftratna zddr. yle ise, bir cismin hareket etmesi iin varlnn dnda bir baka mahiyete ihtiya
vardr. Bu kaideye binen, insan bedeninin de ftratnda atalet
(tembellik) vardr. Hareketi iin, onun dnda bir mahiyetin var olmas zarurdir. te o mahiyet
ruhtur.
Maddenin tabiatnda idrk olmadna gre insann maddesinde de idrkin olmamas zarurdir.
Hlbuki insan idrk sahibidir. Bu idrk, cismin hassas olmadna gre, bir baka mahiyetten
kaynaklanmaktadr. te o mahiyet ruhtur.
Benlik Fikri: nsan, yle yaptm, Byle yaptmder. Bu szler, onun bedenine yahut organlarna
veya bunlarn fiillerine verilemez. u hlde, insan,Ben demekle nefs-i natkasn, yni, ruhunu
kasdetmektedir.
Nefsin fiillerindeki birlik, dou yerinin bir olduunu gsteriyor. bn-i Sina yle demektedir. Ey chil
insan, dn ki, senin ruhun btn mrn boyunca deimemektedir. Hlbuki cismin daima
deimekte ve bozulmaktadr.Bu deimelere ramen, bandan geen birok hdiseleri hatrlaman
gsteriyor ki, sen de deimeyen bir hakikat vardr. O hakikat ise ruhtur.
nsan bir bolukta dnyaya gelse, gz, kulak gibi birok azalar da bulunmasa,fakat buna karlk akl
ve uuru yerinde olsa, byle bir hlde o, zaman, mekn, uzunluk, genilik gibi mefhumlar

anlayamamakla birlikte, kendi varlndan da phe etmeyecektir. nsann azalara ihtiyac,


mevcudatla mnasebeti iindir. Kendi varln ise, bu azalar olmadan da bilebilir. te o kendini bilen
varlk ruhtur.
Bedenin ihtiyarlamasyla organlar zayflar. Bu hl, krkndan sonra balar. Hlbuki makulleri kavrama
prensibi asl bu yatan sonra kuvvet kazanr. Yni ruhun faaliyeti organik gelimeyle zddiyet gsterir.
Demek ki, insanda, beden ve ruh olmak zere iki ayr mahiyet vardr.
bn-i Sinaya gre hayat, his ve hareket hassalarna aykr ve onlar gerektiren ayr bir kuvvettir. Fel
olan azalar his ve hareketten mahrum olduklar hlde, hayattan mahrum deillerdir. O fel olan
azalar dalmaktan koruyan birisi var ki, o da ruhtur.
imdi de akl ve nakl ilimlerin merkezi Hccetl-slm mam- Gazl Hazretlerinin ruh mevzuundaki
fikirlerini hlsa olarak arzedelim.
Gazliye106 gre, insanda, bedenden baka asl ve sabit bir varlk vardr ki, o da ruhtur. Beden ruhta
deil, ruh bedende tasarruf etmektedir. lm bir insann ortada cesedi vardr, fakat ruhu yoktur.
Mesel, bir insan gzn yumduu zaman, varlklar nazarndan kaybolur. Hatt kendini bile gremez.
Bununla birlikte, kendi varln yaknen bilir, hibir pheye kaplmaz. Demek ki, esas insan,
evresine ve bedenine bal olmakszn kendi varln mstakilen bilip dnendir. O ise, ruhtan
bakas deildir. Beden, o ruhun tezahr ettii bir kalp, alt bir tezgh, bir kla, bir mekteptir.
Gazl, ruhu bir cevher-i mcerred olarak kabul etmitir. Yni, ruh araz deil cevherdir. Beden ruh ile
kimdir. Ruh kendini, Hlkn ve mahlkat lemini bilir. te bu, ilimdir. lim ise arazdr. Ruhun araz
olduu kabul edilirse, o zaman arazn araz ile kim olmas gerekir ki, ite bu muhaldir.
Gazl, ruhun cisim olmadn yle izah ediyor: Her cisim paralara ayrlr, ruh da cisim olsa, onun da
blnmesi, paralara ayrlmas gerekir. O takdirde, herhangi bireyi, ruhun paralarndan bir ksm
bilir, bir ksm bilmez. Byle bir durumda, insann bireyi hem bilmesi, hem de bilmemesi gerekir. Bu
ise imknszdr. Demek ki, ruh cisim deildir.
Ruh, beden ierisinde herhangi bir yeri mekn tutmaz. O, mekn ve cihetle sfatlanamaz.
Binenaleyh, ruhun bedene hulul ve ittisali de olamaz. Gazalinin en ok megul olduu mesele, ruh
ile bedenin alka ve keyfiyetidir. Gazalye gre ruh, bedene dahil olmad gibi, hari de deil;
muttasl (bitiik) olmad gibi, munfasl (ayr) da deildir. Muttasl ve munfasl olma, cismin
zelliklerindendir. Hlbuki ruh cisim deildir. Yni, ruh iin, bedene muttasldr denemeyecei gibi,
munfasldr da denemez. Bu hakikati yle bir misalle akla yaknlatryor: Cansz bir cisme chil
denemedii gibi, lim de denemez. Yni, o ey ne childir, ne de limdir. Ayn ekilde, ruh da, ne
muttasldr, ne munfasldr.
Gazl, bedeni bir ehre benzetir ve yle der:
Beden bir ehre benzer. El, ayak ve azalar ehrin sanat erbab gibidir. ehvet, maliye mdr;
gazab, emniyet miri gibidir. Ruh, bu ehrin padiahdr. Akl ise padiahn veziridir,Padiahn,
bunlarn hepsine ihtiyac vardr. Memleketin idaresi ancak bunlarla yrr.
Fakat maliye mdr olan ehvet, yalancdr, sebebsiz yere bakalarnn iine karr ve samasapan
konuur. Vezir olan akln sylediklerine muhalefet eder. ehvet daima, memlekette olan btn mallar

toplamak, almak ister. Emniyet mdr mesabesinde olan gazab erir, iddetli, azgn ve serttir.
Herkesi ldrmek, her eyi krmak, dkmek ister. ehrin padiah daima, veziri ile meveret ederse,
yalanc ve tamakr maliye mdrn hrpalarsa, onun vezire uymayan szlerini dinlemez, emniyet
mdrn onun peine takp sebebsiz ve lzumsuz i grmekten onu menederse, emniyet mdrn
de yapmak istedii hakszlklardan dolaya dver ve incitirse, memlekette asayi ve nizm olur. Bunun
gibi ruh padiah, veziri olan akln iareti ile i yaparsa, ehvet ve gazab zabt-u rabt altna alp akla
uymalarn emrederse, akl onlara tbi eylemezse, beden memleketinin ileri dzgn olur. Saadet yolu
ve Allaha kavuma yolu kapanmam olur. Eer akl, ehvete ve gazaba esir ederse, memleket harab
olur. Padiah bedbaht olup helak olur.
Gazl, ruhun bedenden ayr bir varlk olduunu sylemi ve bunu yle bir temsil ile izah etmitir:
Ruh, bir hkmdar, beden ise, onun tasarruf ettii byk bir lke, yahut ikamet ettii bir hanedir.
Gazliye gre, ruh, kendi nefsiyle kim bir cevherdir, ebeddir, daimdir. Kendi ztn bildii gibi,
Hlknn da mevcudiyetini ve sfatlarn bilir. Bu bilmede, ruh duyulara muhta deildir. Bu itibarla,
kinattan gafil bulunsa da, kendini ve Yaradann bilmektedir.
mm- Gazl Hazretleri, Ruh nedir? Hakikati neden ibarettir? sorularna cevap verirken, bu
suallerin, ehil olmayanlara almas iin Peygamber Efendimize (s.a.v) izin verilmediini beyan
ettikten sonra yle buyuruyor:
Eer sen bu suale verilecek cevabn ehli isen, iit ve bil ki, ruh, suyun kabna hll gibi bedene hulul
etmi bir cisim deildir. lmin limde, karanln kara bireyde hulul gibi ruh dimaa hulul etmi araz
dahi deildir. Belki, o, araz deil, cevherdir. nk kendini ve Yaratcsn biliyor; aklla kavranabilen
eyleri idrk ediyor. Araz ise bu sfatlarla sfatlanc olamaz.
Eer ruh bir cihette midir? denilirse cevap veririz ki Ruh, cihetlerle kaytlanmaktan, hulul ve ittihattan
mnezzehtir. Zira bunlar cisimlerin sfat ve arazlardr. Ruh ise cisim ve araz deildir.
Peygamber Efendimiz, ruhun hakikatini izahtan, bu srr ifadan niin menedildi diye sorulsa, yle
cevap verilir. Zira insanlar havas ve avam olmak zere iki snftrlar. Tabiatnda avmlk galip olanlar,
ruh hakkndaki hakikatlar Allahn sfat hakknda bile kabul ve tasdik etmiyorlar, ruh hakknda nasl
tasdik ederler?
mam- Gazl Hazretleri, deme (a.s), ruhun nefhedilmesini (flenmesini)izah ederken yle
buyuruyor:
Maksat, insan ruhunun Cenab- Haktan bir cz olduunu beyan deildir. (Bir insann baka bir
insana malndan bir cz vermesi gibi) Buradaki nisbet manevdir. u suretle temsil olunabilir:
Gnein bir duvara aksetse, o duvar, haliyle, aydnlanr. Bu hlde gne nutka gelip: Ben duvara
mdan verdim dese, bundan, gnein ndan bir parasnn kendisinden kopup ayrld, yani,
gnein blnme kabul ettii iddia olunamaz. te Cenb- Hakkn: Ve ona kendi ruhumdan fledim
buyurmasyla da gnein nn duvardaki aydnla olan nisbeti kabilinden bir mnsebet
anlalmak lzm gelir. Yoksa hulul ve blnme akla gelmez.
mam- Gazl bahsi geen yet-i kerimeyi tefsir ederken Halk ve Emirlemlerine de temas ederek
yle buyuruyor:

Saylmas ve llmesi kabil olan eylere halk leminden denilir. Burada Halk, yoktan icat ve ihdas
mnsna olmayp takdir manasnadr.
Kemiyet ve takdire gelmeyen herey Rabbani emirdendir.
Emir lemi, his ve haylin, cihet ve mekn tutmak hassasnn dnda kalan haric varlklardan
ibarettir; l ve tart altna girmez, t ki, kemiyeti nefyedilebilsin.
mam- Gazl, devamla yle buyuruyor:
Ruhun kadm olduu tevehhm edilmemelidir. phesiz, ruh mahlktur. Aksini iddia etmek cehalet
eseridir. Ruh iin, mahlk deildir denildiinde u anlalmaldr: Ruh bolukta yer kaplamaz,
blnmesi, tartlmas ve saylmas da kabil deildir.
Hccetl-slm mam- Gazlnin, ruhla ilgili fikirlerini zet olarak arzettikten sonra, biraz da Tefsir-i
Kebir sahibi Fahreddin-i Razi107 Hazretlerini dinleyelim:
O byk mfessir, ruh hakknda zetle yle buyurmaktadr:
nsann asl ruhtan ibarettir. Beden, onun ykselip gelimesi iin bir kladr. Zaruri olarak bilinmesi
gerekir ki, beden deitii hlde, insann benlii hayatnn sonuna kadar sabit kalr. Deien, o
bnyenin talar hkmnde olan hcreleridir. Deienle sabit kalann birbirine aykrl aktr. Bu,
aklen bilinen bir gerektir. yle ise, insann beden dediimiz bnyeden baka birey olmas icab eder.
Fahreddin-i Raz Hazretleri Tefsir-i Kebirinde Ve yeselneke anirrhiyetini tefsir ederken, ruhun
isbat iin on yedi delil serdetmektedir.Biz bunlardan, bzlarn hulsa olarak nazara, vermek
istiyoruz.
Birinci Delil
nsan, fikrini tek bireye evirdii zaman vcudunu tekil eden czleri unutsa bile benliini unutmaz.
Byle bir anda grdn iittiini nefsine dayandrr. Fikirleri, dnceleri, emelleri, arzular onun
benliini terketmez. Demek ki, nefsini unutmuyor. yle ise, nefsinden gafil deildir. u hlde ruh
bedenin gayrisidir.kinci DelilBir insann kulland eyalar ile kendisi arasnda mahiyet bakmndan
farkllklar vardr. Mesel, Benim klemim dendiinde, elbette,Ben baka, Klem bakadr.
Aynen bu misl gibi, her insan Bam, Ayam, Gzm diyerek bu azalar nefsine nisbet
etmektedir. te, beden zalarnn nisbet edildii bu hakikat ruhtur. Malmdur ki, nisbet olunan
baka, nisbet edilen bakadr.
nc Delil
nsan hakikati, u grnen bedenden ibaret deildir. Zira insanda ilim ve marifetin varl aktr.
Hlbuki ilim ve marifet ceset ile kaim deildir. Demek oluyor ki, insanda u cesetten baka bir
ahsiyet mevcuttur. Bu da ruhtan bakas olamaz.
Drdnc Delil
Hibir cismin tabiatnda irde yoktur. Hlbuki insanda nihayetsiz irad hareketler vardr. Bu irad
hareketler, onun cismine isnad edilemeyeceine gre, demek ki, onda bir mebde-i irde vardr. Bu ise
ruhtur.

Beinci Delil
Fahreddin-i Raz Hazretleri, insanda, bedenin dnda bir hakikatin bulunduuna,u yeti delil
gsteriyor: Ey o Rabbine muti olan nefs-i Mutmainne!
Sen dn O Rabbine, hem rdiyye olarak, hem mardiyye108
yetteki Sen dn hitab, elbette lm cesede deildir. Bu hitabn yapld bir baka mahiyet vardr
ki, o da ruhtur.
Ruh mevzuunda slm limlerinin grlerini beyan ederken, Tasavvuf semalarnn bir gnei olan
Hz. Mevlnnn109 inci gibi kymetli ve derya gibi derin mnlar tayan msralarndan da bazlarn
takdim etmeden geemeyeceiz.
Btn mutasavvflar gibi, Hz. Mevln da insan ten ve can, yni, beden ve ruh olmak zere balca iki
ksmda inceler. Can esas, ten yardmcdr; can aziz, ten hakirdir; can efendi, ten hanedir; can baki,
ten fanidir.
Hz. Mevln Mesnevi-i erifinde yle buyuruyor:
Suret toprak olur ama mn olmaz. Kim, olur derse, de ki: Hayr, buna imkn yok.
Ruhlar leminde gh suretten kaarak, gah surete brnerek beklerler.
Suretlere gidin diye emir gelir, giderler. Yine onun emriyle suretlerden ayrlrlar.
Hsl Halk da Onundur, emir de srrn bil. Halk Surettir, emir de o surete binen can.
Binek de padiahn buyruundadr, binen de. Cisim kapdadr, can huzurda.
Su, testiye dolmak istedi mi padiah, can askerine Binin diye emreder.
Sonra yine canlar ycelere ekmek diledi mi Padiah, nakiplerinden ses gelir: nin!
Bundan te sz inceldi: Atei azalt, odunu ok atma!
Can, karncaya benzer, beden de bir buday tanesine. Karnca, o buday tanesini her an eker durur.
nat, Kurandan buna delil istiyorsan oku: Onlarn hepsi huzurumuzdadr.
Haklarnda, Huzurumuzdadr denenler yok olmazlar, iyi dikkat et de ruhlarn bekasn iyice
anlayasn. Bekadan mahcup olan ruh azbtadr, Allaha vsl olan ruh ise beka leminde hicaptan
kurtulmu bir hldedir.
Gayb havasnda bir ku uar, ama glgesi yere vurur. Beden gnln glgesinin glgesinin glgesidir.
Nerden beden, gnl mertebesine eriecek?
Adam uyur, ruhu, gne gibi gkyznde parlar. Bedense yorgan altndadr.
Beden (de) cann ayanda bir ipe benzer, onu gkyznden yere eker durur.
Arta oturup duruyordum. Anamn itihas, nin emriyle beni buraya att.
O tam ycelikten bir kocakarnn hilesiyle rahim zindanna dtm.

Ruhu, t artan bu yurda getirdi. Hsl, kadnlarn hilesi pek byk!


niim, nce de kadn yznden, sonradan da kadn yznden.
Ruhtum, nasl oldu da bedene brndm?
Bir gne, bir zerre iinde gizlidir. Derken anszn o zerre azn aar.
O gnein huzurunda gizlendii yerden srad m, gkler de zerre zerre olur, yeryz de.Artk byle bir
can; nasl olur da bedene lyk olur? Kendine gel de ey beden, bu candan iki elini de yu!
Ey cana bucak olan beden, yeter artk! Deniz, bir mataraya ne kadar sabilir ki?
imdi, Mevlndan asrlar sonra yaam olan byk mfessir ve mutasavvfsmail Hakk Bursevi110
Hazretlerine kulak verelim. Bakalm, ruh mevzuunda ne demi, dinleyelim:
Evet, smail Hakk Bursev Hazretleri, bu mevzdaki grlerini Ruhul-Beyanisimli
eserinde, Gulirrhu min emri Rabbi yetini tefsir ederken dile getirmitir. Biz, aada bu grlerin
bir hlsasn takdim ediyoruz.
smail Hakk Bursev, beer aklnn ruhu ihata etmekten ciz bulunduunu, ruhun Cenb- Hakkn
ilmiyle esrar- hafiyyeden ihtiyar ve irde ettii hakikatlardan olduunu beyan etmektedir.
Bursev, lem hakknda aklamalarda bulunurken, Sadreddin Konev ve Necmeddin-i Kbrnn
tasnifine yer vermekte, onlarn grlerini izah.etmektedir. Bu grlere gre, lem ikiye
ayrlmaktadr: Biri lem-i halk, yni, lem-i kevn, lem-i hudstur. Dieri ise, lem-i emr, lem-i
ilimdir...
Bunlardan birincisine lem-i halk denilmesinin sebebi, o leme it varlklarn sebebler tahtnda
yaratlm olmasdr. Aacn meyveye, annenin ocua sebeb olmas gibi.
Dierine, yni, lem-i emre, Emr denilmesinin sebebi ise, Cenb- Hakkn lem-i emre it
mevcudat vastasz, yni, maddesiz, mddetsiz ve hi yoktan Kn emriyle yaratm olmasdr.
lem-i halk, lem-i emre tbidir. nk lem-i emr, lem-i halkn asl ve mebdeidir. Ruh, akl, levh,
ar, Krs, Cennet ve Cehennem emir ve beka lemindendir; halk ve fena leminden deildir.
Bursev, Hak Telnn ruhu mphem braktn iddia eden, hatt daha da ileri giderek Neb (a.s) ruhu
bilmiyordu, diyenlere kar da yle bir izah getirmektedir. Hz. Reslullah, lim-i Billh idi. En ince
srlara vkf olan Habibullahn yce makam, elbette dire-i vcbdan haberdardr ve ruhun
mahiyetini bilir. nk Sana bilmediin eyleri Cenb- Hak retti veAllahn sana fazl-u ihsan ok
byktr yetleri, Onun, ruhun mahiyetini bildiine iaret etmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v)in,
Yahudilerin ruh hakkndaki suallerine kar skt etmesi ve vahye muntazr olmasnn hakikatna
gelince suali soran Yahudiler, fikren gabi, kalben kat olduklarndan ve bozuk bir itikad tadklarndan
Hz. Reslullah onlarn bu derece derin bir hakikati anlayabilecek bir kabiliyet ve ferasette
olmadklarn bilmi ve o samimiyetsiz kimselere kar sktu tercih etmitir. Yoksa ruhun hakikatini
bilmedii ve konumaktan ciz olduu iin deildir.
Bu byk mutasavvf, Cenb- Hakkn, ruh ilmini kendi ilmine mnhasr klmadn da belirtmekte,
asfiy makamndaki byk ztlarn (mam- Gazali gibi) ruhu bileceklerini ifde etmektedir.

Son devrin byk mfessirlerinden ve mstesna mderrislerinden Elmall Hamdi Yazr111 da ruhla
ilgili olarak yle demektedir:
"Ben, ruhlarda cisimleri gryorum. u anda, zihnimde, memleketimin cisme dair btn htralar
yayor. Sonra, cisimlerde de ruhlar gryorum. Mesela, zihin almalarmn u snrl beden iinde
kaynatn duyuyorum. Bu suretle, ruh ile bedenin, birleme derecesinde bir balant ile (Ben)
dediim nefsimde karar kldklarn anlyorum. Cisim ile ruhun bulumas olmasa idi, ben u klemi ve
hatt o klemi tutan bu elimi nasl bulur, nasl tanrdm? Gnahlarmn karalar gibi u kara satrlar
nasl dkerdim? Demek ki, lem pergelinin kutublan yerindeki o iki kavuma balangc arasnda,
daha mhim ve daha byk bir kavuma balangc var. Var ki, ruh ile beden birleebiliyorlar. Ruh ile
bedenin bu kavuma balangcndan ben kendimi buluyorum. (Ben) diyebiliyorum. Ruhnilii ve
cismanilii toplayabiliyorum. Bu iki suretin aksettii bu aynaya (Nefsim) diyorum. (Kendim) dediim
bu birlik balangcnda ikileme, leme yklyor. Ortak koma, tek varln kabulne dnyor. Artk
(Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu, Nefsini bilen Rabbini bilir) in ne demek olduunu bu
grme ile anlyorum. Bundan sonra, btn ruh suretlerini bir tarafa, cisim suretlerini de bir tarafa
diziyorum. Ezellere (Ba olmayanlara), lezellere (Sonu olmayanlara) kouyorum. Nefsim gibi ince
nice nefisler bulunduunu gryorum. Aralarndaki mnsebetleri ve kavumay duyuyorum. Grp
konuuyorum. Kendimdekini onlarda, onlardakini kendimde tekrar buluyorum. Kendi birliini, hid
olduum vicdan ile onlardaki birlii de kyas vicdan ile anlyorum. Aramzdaki birlii yine vicdanmda
idrk ediyorum. Kyas eden ile edilenin, gren ile grlenin, vicdan ile vcudun birletii bu nokta,
artk olaylarn Sidre-i Mntehs, vcudun (stiva) noktasdr. (Er-Rahman alel aristev) bunun
belirdii tahta aslm bir ledn kitabesi. Bu nianeyi gryorum. Tekniin arna geldiimi anlyorum.
(Ehed en l ilahe illllahu vahdeh l erike lehu) deyip bu teklik dershanesine giriyorum.
Elmall Hamdi (Yazr) Efendi, Hak Dini Kuran Dili tefsirinde de ruh hakkndaki grlerini noktada
toplamtr: Hareket mebdei, hayat mebdei, idrk mebdei diye.
Hareket mebdei hususunda yle der: Hareketin balangc dncesiyle ruh, maddenin tam karl
olarak kuvvet demek olur. Madde veya kuvvet, madde veya ruh denildii zaman bu dnce
kastedilir. Hamdi Efendi, Bu mn ruhun en umum mnsdr. Mesel, elektrik bu mnca bir ruh
ve hareket ettiren her kuvvet bir ruh demektir eklinde ifade etmektedir.
Hayat balangc dncesiyle ruhun bir ncekinden daha husus olduunu belirten Hamdi
Efendi, Zira hayat kuvveti, mutlak kuvvetten ehastr. Fakat bunda da iki mlhaza vardr. Birisi en
umum mansyla hayattr ki; nebati hayata amil olur. Onun iin umumiyetle nebatata dahi ruh
denildii vkidir. Birisi de mehur mansyla hayat, hayvani hayattr ki, insan hayatta son bulur. Bu
mnca ruh, nebat ruhtan daha husus, binenaleyh onu da iine alrdemektedir.
Daha sonra, drk mebdeini ele alan Hamdi Efendi, bunun tanmak, bilmek, irde etmek ve
konumak gibi en yksek derecelere kadar varan insan hayat olduunu ifde etmektedir.
Hamdi Efendi, nsan nefsini, hayvani ruhtan ayran ve hakk bilmeye kavuturarak kendisini ve
bakasn bildiren bu ruh hakknda Ona kendi ruhumdan frdm buyurulduunu ifde etmektedir.
Biz bunu kendisiyle duyar, vicdan, irde, taakkul ve batn kelm gibi eserleriyle tanrz dedikten
sonra, her insanda bu ruhun bulunduunu, insan nefsinin bunun ayn olup olmadnda ihtilf
edildiini belirtmektedir. Daha sonra, Fakat ruhun hakikati, hakikat- insaniyenin maverasnda
(tesinde) olmasa idi insan, eyann ztndan hibir hakikati idrk edemez veya btn hakikat

insandan ibaret olmak lzm gelirdi diyen Hamdi Efendi, u hususu da belirtmeden
geememitir. Hlbuki insann bilmedikleri pek oktur. Ne kadar az olursa olsun bildii de yok
deildir. Binenaleyh, idrk olan ruh, insann cismn hayatnda bedenine nefholunan bir balangdr
(mebde) ki, insan nefsinin akilesi, hidyet ve dalletteki hissesi derece-i nefhi ile mtenasiptir 112 .
Fatih Dersimlarndan mer Nasuh Efendi113 de ruhun mevcudiyeti hakknda slmn akidesini
nazara verdikten sonra, materyalistlerin ruh hakkndaki mtlalarn ele alm ve bunlarn tenkidini
yapmtr. Bu konuda:
Bereket versin ki, son zamanlarda maddiyynun (maddecilerin) felsefe binas pek byk bir tezelzle
(sarsnt) uram, rhiyyn (ruhular) galibiyet kazanmtr diyen Nasuh Efendi u hususa dikkati
ekmitir: Vaktiyle ruhun mevcudiyetine inananlar, cehl ile aklszlkla itham eden birok filozoflar,
mtefenninler (msbet ilim adamlar) bilhare yaptklar tecrbe ve tetkikler neticesinde tebdil-i fikir
etmi, bu hususta birok kitablar nerederek ruhun mstakil varln itirafa mecbur kalmlardr.
Hatt birtakm kimseler daha ileri giderek, ruhlar ile konutuklarn, hatt ruhlarn fotoraflarn bile
alabildiklerini iddiaya cret gstermilerdir.
Nasuh Efendi, Muvazzah lm-i Kelm Dersleri isimli kitabnda ruhun mevcudiyetini isbat eden
delilleri sralamakta ve ruhun mahiyetinin anlalp anlalmayaca hakknda deerli fikirler
vermektedir. Eserinde ruhun kbil-i idrk olabileceini syleyenleri grubta incelemektedir. Ayrca,
ruhun bekaya mteveccih olduuna ve ehdiyetine dair gayet makl ve nemli deliller serdetmitir.
imdi de amzn byk mrid ve mtefekkiri Bedizzaman Said Nursnin114 ruhla ilgili grlerini
takdim edelim:
Bedizzaman, hakik-i imaniye ve Kuraniyeyi izah ve isbat sadedinde yz otuz para eser telif
eylemi ve bu arada insanl pek yakndan alakadar eden ruh mevzuu zerinde de hakkyla durmu
ve birok zihni megul eden hakikat- insaniye sahasnda fikirlerini beli ve vecz ifadeleriyle ortaya
koymutur.
Ruh mevzuunda, imdiye kadar ileri srlen nazariyelerin en ileri seviyesinde serd-i kelm etmi, bu
mevzuu lykiyle ilemi, denilmesi gerekeni en gzel ekilde dile getirmitir. Tafsiltn,
mellifin Risle-i Nr Klliyatna havale ederek, ruh mevzuundaki fikir ve mlhazalarnn bir ksmn
aada takdim ediyoruz.
Bedizzaman Said Nurs, Szler isimli eserinde, ruhu yle tarif etmektedir.
Ruh, zhayat, ziuur, nrn, vcd-u haric giydirilmi, cami, hakikatdr, klliyet kesbetmeye
mstaid bir kanun-u emridir.
Mektbatnda ise yle der:
Ruh, bir kanun-u zvcd-u hricidir, bir nmus-u zuurdur. Sabit ve dim ftr kanunlar gibi, ruh dahi
lem-i emirden, sfat- irdeden gelmi; kudret ona vcd-u hiss giydirmitir; bir seyyle-i latifeyi o
cevhere sadef etmitir. Mevcut ruh, mkul kanunun kardeidir. kisi; hem daim, hem lem-i emirden
gelmilerdir. ayet, nevilerdeki kanunlara kudret-i ezeliye bir vcd-u haric giydirseydi, ruh olurdu.
Eer ruh, uuru bandan indirse; yine lyemut bir kanun olurdu.

Bedizzaman, insann madde ve mndan, ruh ve bedenden mrekkeb olduunu kabul ederek ruhun
esas, maddenin ise ona tbi ve musahhar olduunu yle dile getirmektedir:
Bittecrbe, madde asl deil ki, vcud ona musahhar kalsn ve tbi olsun. Belki madde, bir mn ile
kimdir. te o mn, hayattr, ruhtur. Hem bilmhade madde, mahdum deil ki, herey ona irca
edilsin. Belki hadimdir; bir hakikatin tekemmlne hizmet eder. O hakikat, hayattr. O hakikatin esas
da ruhtur. Bilbedhe madde hkim deil ki, ona mracaat edilsin; kemlt ondan istenilsin; belki
yarlmaya, erimeye, yrtlmaya mheyya bir krdr, bir kabuktur ve kpktr ve bir surettir.
Grlmyor mu ki: Gzle grlmeyen hurdeb bir hayvann ne kadar keskin duygular var ki,
arkadann sesini iitir, rzkn grr, gayet hassas ve keskin hisleri vardr. u hl gsteriyor ki;
maddenin klp incelemesi nisbetinde sr- hayat tezayd ediyor, nr-u ruh teeddd ediyor.
Gya madde inceletike, bizim maddiyatmzdan uzaklatka ruh lemine, hakikat lemine, uur
lemine yaklayor gibi hararet-i ruh, nr-u hayat daha iddetli tecelli ediyor. te hi mmkn mdr
ki: Bu madde perdesinde bu kadar hayat ve uur ve ruhun tereuhat bulunsun; o perde altnda olan
lem-i btn, zruh ve zuurlarla dolu olmasn. Hi mmkn mdr ki: u maddiyat ve lem-i
ehdetteki mnnn ve ruhun ve hayatn ve hakikatin u hadsiz tereuhat ve lemt ve semeratnn
menbii, yalnz maddeye ve maddenin hareketine icra edilip zah edilsin. H ve kata ve asla! Bu
hadsiz tereuhat ve lemt gsteriyor ki: u lem-i maddiyat ve ehdet ise, lem-i melekt ve ervah
stnde serpilmi tenteneli bir perdedir.
Bedizzaman Hazretleri ruhun varl ve bekasn ispatta, dikkate yn bir tarz ve metod ortaya
koymutur. nce, enfs delillerle insann akl ve vicdann tatmin etmi, bu mevzuda insana
kazandrd ilim ve irfan afak delillerle takviye ve tahkim etmitir.
Enfs deliller hususundaki telkkilerini yle dile getirir:
Herkes hayatna ve nefsine dikkat etse, bir ruh-u bakyi anlar. Evet, herbir ruh, ka sene yaam ise,
o kadar beden deitirdii hlde, bilbedhe aynen bak kalmtr. yle ise: Madem, cesed, gelip
geicidir. Mevt ile btn btn plak olmak dahi ruhun bekasna tesir etmez ve mahiyetini de
bozmaz. Yalnz, mddet-i hayatta, tedric cesed libsn deitiriyor. Mevtte ise birden soyunur. Gayet
kat bir hads ile belki mhade ile sabittir ki, ceset ruh ile kimdir. yle ise; ruh, onun ile kim
deildir. Belki ruh, binefsih kim ve hkim olduundan; ceset istedii gibi dalp toplansn;ruhun
istilliyetine halel vermez. Belki, ceset, ruhun hanesi ve yuvasdr, libs deil. Belki ruhun libs, bir
derece sabit ve letafete ruha mnasip bir glf- ltifi ve bir beden-i mislsi vardr. yle ise, mevt
hengmnda btn btn plak olmaz, yuvasndan kar, beden-i mislsini giyer.
fki deliller konusunda dahi derin dncelerini yle ifde eder:
Mkerrer mhedat ve mteaddid vkat ve kerrat ile mnsebattan neet eden bir nevi hkm-
tecrbdir. Evet, tek bir ruhun bdelmemat bekas anlalsa, u ruh nevinin klliyetle bekasn istilzam
eder. Zira fenn-i mantka katdir ki: Zat bir hassa, bir tek ferdde grnse; btn efratta dahi o
hassann vcuduna hkmedilir. nk Zatdir. Zat olsa, her fertte bulunur. Hlbuki deil bir fert, belki
o kadar hadsiz, o kadar hesaba, hasra gelmez mhedata istinad eden sr ve beka-i ervaha delalet
eden emrt o derece katdir ki, bize nasl Yeni Dnya, yni, Amerika var ve orada insanlar bulunur; o
insanlarn vcudlarna hi vehim hatra gelmez. yle de phe kabul etmez ki, imdi lem-i melekt ve
ervahta; lm, vefat etmi insanlarn ervah, pek ok kesretle vardr ve bizimle mnsebettardrlar.
Manev hedymz onlara gidiyor. Onlarn nrn feyizleri de bizlere gelir.

Ruhun ispat yannda, bekas zerinde de nemle duran Bedizzaman Hazretleri bunu hassasiyetle
nazara vererek yle demitir:
Hem hads-i kat ve vicdanen hissedilebilir ki; insan ldkten sonra esasl bir ciheti bakidir. O esas ise
ruhtur. Ruh ise, tahrib ve inhille mruz deil. nk; basittir; vahdeti var. Tahrib ve inhill ve
bozulmak ise, kesret ve terkib edilmi eylerin enidir. Sabkan beyan ettiimiz gibi; hayat, kesrette
bir tarz- vahdeti temin eder, bir nevi bekaya sebebiyet verir. Demek vahdet ve beka, ruhta esastr ki,
ondan kesrete sirayet eder. Ruhun fenas, ya tahrib ve inhill iledir. O tahrib ve inhill ise, vahdet yol
vermez ki girsin; besatet brakmaz ki bozsun. Veyahut idam iledir. dam ise, Cevd- Mutlakn hadsiz
merhameti msaade etmez ve nihayetsiz cdu brakmazki, verdii nimet-i vcdu, o nimet-i vcda
pek mtak ve lyk olan ruh-u insanden geri alsn.
Bedizzaman Hazretleri, Szler adl eserinde ruhun varl ve bekasn eitli ynleriyle ve muhtelif
tarzlarda izah ve isbat etmitir. Bu mevzuda tafsilt iin ad geen esere mracaat edilebilir. Bunun
yannda, dier eserlerinde de eitli vesilelerle yer yer ruh mevzuuna temas etmi, hrika beyanlarda
bulunmutur. Bunlardan bir ksmn takdim ediyoruz.
...Ve keza, o kalbin yle bir kabiliyeti vardr ki, bir harita veya bir fihriste gibi btn lemi temsil eder.
Ve vhid-i Ehadden baka merkezinde bireyi kabul etmiyor. Ebed, sermedi
bir bekadan mada bireye de raz olmuyor.
nsann ekirdei olan kalb, ubudiyet ve ihls altnda slmiyet ile isk edilmekle imanla intibaha
gelirse, nrn, misli lem-i emirden gelen emr ile yle bir ecere-i nrn olarak yeillenir ki, onun
cismn lemine ruh olur. Eer o kalb ekirdei byle bir terbiye grmezse, kuru bir ekirdek kalarak
nura inklb edinceye kadar ate ile yanmas lzmdr.
lem-i ziya, lem-i hararet, lem-i hava, lem-i kehrb, lem-i elektrik, lem-i cezb, lem-i esr,
lem-i misl, lem-i berzah gibi lemler arasnda mzheme ve yer darl yoktur. Bu lemler, hepsi
de, ihtillsiz, msdemesiz, kk bir yerde itima ederler
.Kezlik, pek geni gayb lemlerin de bu kk arzda itimalar mmkndr. Evet, hava, su, insann
yryne; cam ziyann gemesine; un rntgen vastasyla kesif cisimlere bile nfuzuna ve akl
nuruna, melek ruhuna, demirin iine hararetin akmasna, elektriin cereyanna bir mni yoktur.
Kezlik, bu kesif lemde ruhanleri deverandan, cinnleri cevelndan, eytanlar cereyandan, melekleri
seyerandan menedecek bir mni yoktur.
Lfzlarn tebeddlyle mn tebeddl etmez, baki kalr. Kabuk paralanr, lb baki ve salam kalr.
Libs yrtlr, cesedi salam, baki kalr. Cesed lp dalrsa da ruh baki kalr. Cisim ihtiyarlanrsa,
enniyet gen kalr. okluk, cemaat dalr amma, vhid-i ferd baki kalr. Kesret bozulur, vahdet
bakidir. Madde krlr, nr bakidir. Binenaleyh, mrn bidayetinden sonuna kadar devam eden
mn, ok cesedleri tebeddl ve tavrdan tavra intikal ve devirden devire yuvarland hlde
vahdetini, bekasn muhafaza ettii gibi, lm hendeini de atlayarak salimen ebed yoluna devam
edecektir.
Evet, zahire baklrsa insan bir zerre hkmndedir. Fakat insann tad ruha, kafasna takt akla,
kalbinde besledii istidatlara nazaran bu lem-i ehdet dardr, istiab edemez. Ancak o ruhun
arzularn ve o akim fikirlerini tatmin ve temin edecek lem-i hirettir. Ve keza, istifade hususunda

mzaheme, mmaneat ve tecezzi yoktur; bir kll ile cziyat gibidir. Nasl ki, bir klli, btn
cziyatnda mevcut olduu hlde, ne o kllide tecezzi ve inksam olur; ve ne de cziyatnda
mzaheme ve mdafaa olur. Kre-i Arzdan da binlerce mstefid olsa, ne aralarnda bir mzahame
olur; ve ne Kre-i Arzda bir noksaniyet peyda olur. Yalnz insann indallah kerameti olduu iin, lem-i
ehdetin yaratlnda insan, ille-i gaiye menzilesinde gsterilmitir. Ve insann hatr iin, btn
enva bir umum ziyafet verilmitir. Bu ise, btn lemin fideleri insana mnhasr olup bakalara hi
bir fidesi yoktur, demek deildir.
Melike ve ruhniyatn vcudu, insan ve hayvanlarn vcudu kadar katidir denilebilir. Evet,
Onbeinci Szn Birinci Basamanda beyan edildii gibi; hakikat katiyyen iktiza eder ve hikmet
yaknen ister ki; zemin gibi, semvtn dahi sekeneleri bulunsun ve zuur sekeneleri olsun ve o
sekeneler, o semvta mnasip bulunsun. eriatn lisannda, pekok muhtelif-l-cins olan o
sekenelere melike ve ruhniyet tesmiye edilir. Evet, hakikat byle iktiza eder. Zira u zeminimiz,
semya nisbeten kkl ve hakaretiyle beraber, zuur mahlklarla doldurulmas; arasra boaltp
yeniden yeni zuurlarla enlendirilmesi iaret eder, belki tasrih eder ki; u muhteem burlar sahibi
olan mzeyyen kasrlar misli olan semvat dahi, nr-u vcudun nuru olan zhayat ve zhayatn ziyas
olan zuur ve zevil-idrk mahlklarla elbette doludur. O mahlklar dahi, ins ve cin gibi, u saray-
lemin seyircileri ve Saltanat- Rubbiyyetin dellllardrlar. Kll ve umum ubudiyetleri ile kinatn
byk ve kll mevcudatn tesbhatlarn temsil ediyorlar.
Dp Notlar:
105:bn-i Sina: 980 tarihinde Harmisende dodu. 1037de Hemedanda ld. Gen yanda yazmaya
balad. Aristonun metafiziini ok kark buldu. Farbnin El-bnesi Ona Aristoyu tantt. Hayat itimaiyyenin eitli kademelerinde vazife yapt. Eserlerini yollarda, hapishanelerde ve son derece
g artlar altnda yazd. bn-i Sinann sistemi Ortaa felsefesinin karakterini tyin eder. Bat
leminde Avicenne ismiyle tannr. O slm hkemsnn nderi ve zamannn Aristosu
olmutur. Tbda da mahirdi. Onun ruha ait bilgileri geni bir inceleme mahsuldr. Mantkta olduu
kadar ruh nazariyesinde de mene itibariyle Aristoya dayanr. Ancak, ruhun ezeliyetini kabul etmez.
106:mam- Gazl: 1058 ylnda Horasann Ts ehri civarnda, Gazale kynde dodu. 1111 ylnda
Tsda ld. Gazl, akl ve nakl ilimlerin merkezi olmutur. Onun eitli
ilim ve fenlerdeki hrika kudretini ilim dnyas takdirle tanmtr. Kendisi slm Mceddidleri
arasnda ayr bir hususiyete haizdir. Yksek dehs, keskin hccetleri ve hakimane metodu ile ehl-i
snnet itikadna saldrmak isteyen felsefi ve fikr cereyanlarn emberini krmtr. slm Dnyasna
saysz eserler kazandran Gazl, asrnn her cihette ferd-i fendi olmu, Hccetl-slm unvann
bihakkn kazanmtr.
107:Fahreddin-i Raz: Raz, Rey ehrinde 1148de domu, 1209da Herat ehrinde vefat etmitir. Raz,
ahlk, ilahiyat, felsefe ve astronomiye ait mevzular derin bir vukfiyetle muhakeme etmi, ruh
hakknda incelemelerde bulunmutur. Akl ve nakl ilimlerin bayran elinde tutarak ilmin tam
hakimiyetini korumutur. 300 ksur eseri vardr.
108:Fecr sresi, 89/ 27-28
109:Mevln (1207-1273): slm tasavvufunun byk mmessillerinden, mtefekkir ve air. Mevlevi
Tarikatnn Piridir. Belh ehrinde domu, Konyada vefat etmitir. Hazret-i Ebbekir (r.a)

sllesindendir. Alt Ciltlik Mesnevi, Divan- Kebir, Tranme, Esrrnme, Lbbl-Lbab, el-Mnevi gibi
tasavvuf ve ahlaki eserleri telif etmitir.
110:smail Hakk Bursev: Celvet Tarikatnn eyhlerindendir. Aydosta domu, Bursada vefat
etmitir (1725). Pek ok eserleri vardr. Ruhl-Beyan, Ruhl Mesnevi,
Muhammediyye erhi, en mehurlanndandr.
111:Elmall Hamdi Yazr: 1878de Antalyann Elmal kazasnda domu, 1942de stanbulda vefat
etmitir. Kayserili Mahmud Hamdi Efendiden ders almtr. Byezid Dersiam olarak vazife yapm,
Drl-Hikmetil-slamiyye zlna seilmitir. Hak Dini Kuran Dili ismini tayan Trke tefsiri
mehurdur. Franszcadan tercmeye balad felsefe tarihi kitabn, nsz ve dipnotlaryla birlikte
Metalib ve Mezahib adyla bastrmtr.
112:Hak Dini Kuran Dili, C.5, S.3198-3199
113:mer Nasuh Bilmen: (Erzurum 1884 - stanbul 1971): Din limi. Tahsilini Fatih Medresesinde
tamamlad ve oraya hoca oldu. stanbul Mftl yapm olan mer Nasuh, bir ara Diyanet
Reisliinde bulunmutur. Kurandan Dersler ve tler, lm-i Kelm, slm Ahlk, Hukuk-u slmiyye
ve Istlhat- Fkhiyye Kamusu, Byk Tefsir Tarihi... Onun balca eserleridir.
114:Bedizzaman Said Nurs: 1876 tarihinde, Bitlisin Nurs kynde doan Bedizzaman Said Nurs,
amzn en byk mridlerinden, lim ve mtefekkirlerindendir. Birinci Dnya Savanda, Douda,
Rus ve Ermeni birliklerine kar milis albay olarak kahramanca arpp esir dm, iki yllk Sibirya
esaretinden sonra stanbula dnmtr. Dini Siyasete let ittihamyla karld btn
mahkemelerden beraat karar alan Bedizzaman Said Nurs, eserlerinin hemen hemen tamamn
hapishanelerde, srgn yerlerinde, olduka g artlar iinde telif etmitir. Din, felsefi, itima
meseleleri anlamak ve anlatmakta mstesna bir kabiliyet sahibi olan Bedizzaman, 130 paradan
meydana gelen eserlerinin tamamna birden Risle-i Nr Klliyat ismini vermitir. Bu eserler,
Kuran tefsirleri olup, okuyucularna tahkiki iman dersi vermi, asrn, karln bekledii her tr suali
byk bir vukfiyetle, mukn ve mdellel cevaplandrmtr. Gnmzde eserleri, bilhassa tahsil
andaki genler tarafndan hararetle okunmaktadr. Eserlerinin ou Dou ve Bat dillerine tercme
edilmitir. Hakknda, yurt iinde ve yurt dnda birok yazlar yazlmtr. 1960ta Urfada vefat
etmitir.

Filozoflara Gre Ruh:


imdi de bz mehur filozoflarn ruh hakkndaki mlhazalarn arz edelim:
lk an en ziyde itihar bulmu felsefecilerinden olan ve kendinden sonraki filozoflar zerinde
derin tesirler brakan Sokratn, ruh mevzuunda dikkate yn fikirleri vardr. Sokrates115, hikmete
dair meselelerin halli iin insann nefsi ve mahiyeti zerinde durmu, felsef tefekkr sistemini bunun
zerine bina etmitir. Bu cihetiyle, enfs direye eilen ilk filozof unvann lykyla hak etmitir.
Sokratn ruh konusundaki grlerini yle zetleyebiliriz:
nsanlarn nefisleri, yni, ruhlar, cisimlerinden evvel varlklar leminin bir tarafnda mevcuttur. Daha
sonra cisimle birleir. Cisim, ruhun alma leti ve kabdr. Cisimler bozulup daldklar zaman,
nefisler gelmi olduklar menbalarna dnerler. Nefsin, yni, ruhun cisimle birlemesi iki nemli
gayeye mteveccihtir:

Tekml etmek,
Devamllk kazanmak.
Sokrata gre insan, ruhundan ibarettir. Cismin hibir ehemmiyeti yoktur.Sadece ruh dediimiz
efendinin almasna bir merkez ve fiillerini gerekletirmede bir lettir. Ruh, kendi bedeninde
grnmeksizin tedbir ve tasarrufta bulunmaktadr. Beden fnidir, geicidir, zevale maruzdur, lkin
ruh ebeddir, daimdir.
Sokrat, insanlarn dnyaya niin geldii ve vazifesinin ne olduu suline yle cevap vermitir: nsann
vazifesi, sfl lemin geici zevklerinden syrlmak, ruhunu ulv hedeflere doru kamlamaktr.
Dnyaya geliindeki gaye de budur. Sokrat, cisman hari, yni, insanlarn ldkten sonra
bedenleriyle tekrar dirilecekleri hakikatini kabul ve tasdik etmitir. Bu inancn, muhakeme edilirken
hkimlere hitaben syledii u cmlelerden anlyoruz: Ruhun bu dnyadan g olan lm, bir
fenalk deil, bir necattr, kurtulutur. Gerekten lm, insanlar bu dnyadan hirete gtren bir
yolculuktur. Btn lenler baka bir dnyada yaamaktadrlar.
Mehur ilk a filozoflarndan bir bakasna, Efltuna kulak verelim:
Varlklar ulv varlklar, sfl varlklar diye iki ksma ayran Efltun, ruhun, ulv varlklardan olduunu
syler
.Ruh nceleri o yce makamnda (ideler leminde) yayordu. Hayatndan memnundu, ilim sahibiydi.
Biri Hak, dieri Hayr olmak zere iki kanad vard. Bilhare yeryzne indi ve kanatlarn kaybetti.
Ruhun bu dnyadaki asl gayesi, kaybettii bu kanatlarn, yni, Hak ve Hayr sfatlarn yeniden
kazanmaktr.
Efltun, insandaki nefsi e ayrmaktadr:
1- ehvan nefis,
2- Gadab,
3- Nefs-i NatkaNefs-i
Natka ruh olup, dncenin mebde ve meneidir. nsandaki tefekkr kabiliyetinin kaynadr. Ruh,
Cenb- Hak tarafndan vesilesiz yaratlmtr. Herhangi bir ekli yoktur ve insan gzyle grlmesi
mmkn deildir. Bizzat mteharrik bir cevherdir, yni, hareketini kendi ihtiyar ve isteiyle yapma
kabiliyetine haizdir. Basittir; paralanp, blnemez. Cisman deildir. Her trden faaliyetin
merkezidir. lhdir ve ebeddir.
Sokrattaki, ruh bedenden nce mevcuttur fikrini Efltunda da grmekteyiz. Ruh, bedenin
dalmasndan sonra da devam edecektir. Ruh,mahz hayattr. lm, ruhun bedenden ayrlmasdr.
Ruh, bedenden ayrldktan sonra da tabiatnn muktezs olarak yaamaya devam eder.
nsan, nefsi ile hisseder ve idrk eder. Ruhta, biri insan, dieri hayvani olmak zere iki itibar vardr.
Ruhun bedene ittisali, tedbir ve tasarruf cihetiyledir. nsanlarn suretleri birbirine benzemedii gibi
ruhlar da birbirine benzemez, biri dierinden temayz eder. Ruh, mnfail deil, faildir. Bir lirin
ahengi deil, grnmeyen bir musikiinastr ki, beden denilen leti alarak, hayat denilen ahengi
husule getirir, isterse onu krp databilir.

Ruhun cisim olmayp, bir cevher olduu fikrinde, Efltunla Aristo116 mttefiktirler. Aristoya gre
ruh, hadistir, yni ezel deildir, sonradan cisimle beraber yaratlr. Cisim yok olduktan sonra, nefis
kalr ve ebedleir.
Aristo sisteminde mebde-i hayat, ruhtur. Hayat da bir harekettir. Her hareket, harekete getiren bir
suret ile mteharrik bir maddeye muhta olduundan, ziyahat insanda da, suret ruh, madde cisimdir.
Ruh, bedenden olmad gibi ondan ayr da deildir. Ruhun mteharrik-i bizzat olmadn syleyen
Aristo, bu ynyle Efltuna ters der. Aristoya gre, ruh, kendi hareket etmeksizin tasarruf eder,
tahrik eder. Ruhun hareketi, karada yryen bir adamnki gibi deil, kaya binmi, bir kimsenin
hareketi gibidir.
Ruh, madd ve gayr-i muayyen deildir. Cesedin btn hareketini o ortaya getirir ve idare eder.
Bedenin btn erait-i hayatiyesine sebeb olan ruhtur.
Ruh, cesedin suretidir diyen Aristo, cesedin ruh iin yaratld fikrindedir. Cesedin gayesi, ruha
hizmet etmektir. Ruhun leti olan beden, yksek gaye ve vazifeleri icraya msait bir hlde yaratlm
ve mnsip bir ekilde tanzim edilmitir.
Ruh sayesinde hayat inkif eder diyen Aristo, be eit ruh tasavvur etmitir:
1- Nefs-i gda,
2- Nefs-i hiss,
3- Nefs-i muharrik,
4- Nefs-i ehevan,
5- Nefs-i akldir.
Descartes117 de ruh mevzuunda enteresan mlhazalar yrtmtr. Dnceye verdii
ehemmiyeti ile tannan Descartes, ruhun da znn fikir olduunu syler. Ruhu cevher klan fikirdir.
Ruh bu sayede kendini tantmaktadr.nsan ruhu nerede olursa olsun dnebilir. Bu kabiliyet onda
vardr. Bedenden ayr bir bilme gc mevcuttur. Bedenle var olmad gibi, bedenle snrl da deildir.
ekli yoktur ve blnemez. Bu nedenle bedenin bozulmas ona sirayet etmez. nsan ruhu
lmszdr.
Malebranche118 ise, bu konudaki btn fikirlerini Allaha ve Allah inancna istinat ettirir. Btn olup
biten hdisatn birer vesileden ibaret olduunu syleyen Malebranche, insan ruhunun Allahn tesiri
olmakszn idrk edemeyecei ve hissedemeyecei grndedir.
Ruh cisimden bsbtn ayrdr; aralarnda hibir balant yoktur. Ruh, bamsz deildir;
faaliyetlerinde Allaha baldr. Bilgiyi de insan ruhuna veren Allahtr.
Bu meynda, metafizie yepyeni bir istikamet tyin eden ve felsefe dnyasnda byk bir inklp
yaparak mstesna bir mevkiye ykselen, asrmzn byk filozofu Bergsonun119 fikirlerini
zikretmeden geemeyeceiz.
Bergsona gre, uurumuzun bir kabuk, bir de i ksm vardr. Kabuk taraf akl, zek, mantk ve ilim
tabakasdr. Bu tabaka, madde ve cemiyet hayatnn amel artlarna uyarak teekkl eder. Bu ksmn
faaliyetlerinde illiyet kanunlar cardir. Burada hrriyet yok, muayyenlik vardr.

uura gelince... Buna, ene yahut ben diyebiliriz. Evvelkinde, amel, mantk, muayyenlik gibi
kaytlar sz konusu olduu hlde ene, bunun tamamen zdd bir keyfiyet arzeder. Birincisi, madde ve
cemiyete uyarak katlam ve meknlam, sath bir ben hline gelerek itimalemitir. Hlbuki i
uur, yni ene daima bir kaynama, srekli bir erime ve bir hulul halindedir. te asl enenin sahas
budur.
Bergsona gre, madde ile ruh mnsebeti, hafza ile dima mnasebeti gibidir. ki nevi hafza vardr:
1. Asl hafza.
2. Mihaniki hafza
Mihaniki hafza madde lemiyle mnsebet iindir. kinci hafza ise, hayl ve htralardr. Bergson,
yapt aratrmalar neticesinde u kanaata varmtr. Dima, hafzann kendisi deildir. Onun
dayand bir yer ve intiba letidir. Tefekkrn menb dinamik hafzadr.
Dima, tefekkr gibi ruh haletin hibir zaman kendisi olamaz. Zaten dnce ve zek gibi madd
olmayan varlklarn maddeden domas hi varit deildir. Diman vazifesi, dnce ve uur
unsurlarnn, realite ile temasta bulunmasnda hizmet etmekten ve hlin zaruretlerine kar intibakta
vesile olmaktan ibarettir.
Grlyor ki, Bergson, maddeci filozoflarn tabi ilimlerle izaha kalktklar idrk meselesini,
tamamen ruh bulmakta, insann hviyetinde, tamamen farkl bir hakikati, hibir vasfla tavsif
edilmeyecek manev ve asl bir varl kabul etmektedir.
Bu mehur filozof, cismi, ruhun emrinde bir let olarak grmtr. Ruh, fikirlerini aklamada ondan
istifade eder. Cisim daima amele yneliktir. Cismin esas vazifesi amele mnhasrdr; akl olaylarndan
birini meydana getirebilecek bir gc yoktur. Akl olaylar, cismin tesinde madd olmayan, bir
kuvvetin eseridir. Bu kuvvete ister ruh, ister nefis densin, netice deimez.
Bergson, tesis ettii tefekkr sistemiyle, insann madd ve manev olmak zere iki mevcudun
birlemesiyle meydana gelen bir varlk olduunu ispat etmi, yalnz maddeye inananlar da, ruhtan
baka hakikat kabul etmeyenleri de ykmtr.
Ruhun Varl ile lgili Nakli Deliller blmnde de belirttiimiz gibi, ruh konusunda, hakik sz
sahibi onu yaratan Cenb- Hakkdr, vahy-i lhiye istinaden konuan Peygamberlerdir ve onlarn
vrisleri olan din limleridir. Feylosoflarn grleri ise, vahy-i lhye uygunluklar nisbetinde
makbuldr. Mcerret akl, hakikati her ynyle kavramaya yeterli olmadndan feylesoflarn
hibirinin btn fikirlerini aynen kabul etmek mmkn deildir. Her biri Hakka belli bir nisbette
yaklam, hakikatin bir ynn kendi aklnn vsati orannda ortaya koyabilmitir. Onlarn szleri Hak
Dinin mizannda tartlmal, hlis kan fikirleri takdirle kabul edilip, hatal grlerine itibar
edilmemelidir.
Dp Notlar:
115:Sokrates (M.. 468-400): Atinaldr. Konuma metodunu kulland. mrn, halkna ahlk ve
felsefe dersi vermekle geirdi. Madde ile uraan felsefeyi ahlak konulara yneltti. Fikirlerini ortaya
koyan bir eser brakmad. Talebesi Efltunun anlattna gre, Tek Allah inancn kabul ediyordu.
Dolaysyla ok tanrclkla mcadele etti. Hakszlklara tahamml edemeyen Sokrates, dmanlar ve

onlar anlayamayanlar tarafndan baldran zehiri iirilerek Atinada ldrld.


116:Aristo (M.. 384-322): Yunan filozofu. Efltunun talebesidir. Makedonyada dodu.
Mantk ilmini kurdu. Realizmi savundu. Byk skendere hocalk yapt. Aristo Mant gnmzde
de geerliliini devam ettirmektedir. Eserleri eitli dillere evrildii
gibi Arapaya da evrildi.
117:Descartes (1596-1650): Fransz filozofu, matematikisi ve fizikisi. Avrupay dolat. Optik ve
Analitik Geometriyi o bulmutur. Felsefenin Esaslar, Ruhun htiraslar,
Zeky letmenin Yollar, Metod zerine Nutuklar... balca eserleridir.
118:Malebranche (1638-1715): Fransz hatibi ve metafizikisi. Hakikatin Aratrlmas isimli eseri
mehurdur.
119:Bergson (1859-1914): Fransz filozofudur. Balca eserleri: uurun Vastasz Verileri zerine
Deneme, Madde ve Hafza, Ruh Enerji, Sre ve Hemzamanlk, Ahlk ile Dinin ki Kayna...

Akl
Akl, madde ve mn lemlerini idrak iin insana verilmi bir kuvvedir. nsan, ilim ve
hikmetin srlarn aklla elde eder. Akl, tedbir ve fiil itibariyle maddeye yakn olup,
ztyla maddeden mcerreddir. O yle bir cevherdir ki, Allah-u Tel onu, insan ruhuna
bir nr olarak ihsan etmitir; t ki, eyann hakikatini onunla kefetsin.
Akl, anlama leti olup, insanla hayvan birbirinden ayran ve insan kemltn zirvesine karan bir
nurdur. Akl, her fazilet ve marifetin esasdr. Allah-u Tel, akl, dinin temeli, dnyann stunu olarak
yaratmtr. Din, ona tevecch etmitir. Dnyann nizm ve ahengi onunla olduu gibi, ebed saadet
de onunladr.
Akl, tasavvurlar birbirinden seip, mantk kaidelerine gre, eya ve hdiseler arasndaki mterek
noktalar bulup, tahlil ve tertib ederek bir hkme varr. Mefkrenin neticelerini fiil ve amelde tatbik
eder. Akl, mefhumlarla dtaki varlklar arasnda mutabakat temin eder. Kyas yoluyla, bildikleri
yardmyla bilmediklerini anlar. Hem czden klliye, hem de klliden cziye doru tefekkr ederek
neticeler elde eder. Bylece akl, zahiri ve nazar ilimlerle mevcudatn sr, hakikat ve mahiyetlerini
zmeye alr.
Akln mertebesi vardr. Hikmet, cerbeze ve gabavet.
Hikmet, akln vasat mertebesi olup, hakk hak bilip imtisal, btl btl bilip itinab etmektir. Akl,
hikmet zere olmakla, zararlar def ve menfaatleri celbeder. Bylece, takva ve amel-i slihe vsl olur.
Cerbeze ise, akln ifrat mertebesidir; btl hak, hakk btl gsterecek kadar aldatc bir zekya sahip
olmaktr. Gabavete gelince, bu, en basit eyleri bile anlayamamak ve hibir eyden haberi
olmamaktr.
Rivayetlerden anlaldna gre, Allah ilk nce akl yaratp, ona oturmakla emretmi, o hemen
oturmu; kyam ile emretmi, hemen kalkm; konu demi, konumu; dinle demi, dinlemi; ne
dn demi, dnm; geri dn demi, dnm. Sonra, Allah akla hitabederek, Cell ve Kibriyamn
hakk iin senden mkerrem, sevgili ve muhterem bir nesne yaratmadm. Sen, beni bilir ve bana itaat
edersin. Seninle kullarm sslerim, seninle dostlarm ihya ederim. Senin iin veririm, seninle inayet ve
yardm ederim, seninle hidyet ederim. Seninle hitap ve itap ederim, senin iin lemleri halk
ederimbuyurmutur.

Hz. mer (r.a), nsanln erefi aklyla, asaleti diniyle, ahsiyeti ahlkiyledir buyurur. slm
Hkems, akl drt dereceye ayryorlar:
1-Akl- Heyln:
u, ilim ve hikmeti idrk iin yalnz istidattan ibarettir. Yni, ilmi kesbetmeye hazr bir kuvvedir.
ocuklarn akl gibi.
2-Akl Bilmelek:
Bu mertebedeki akl, eya ile ilgili hakikatlar doru ve shhatli bilir, bilmedii hususlar iin de, kyas
yoluyla neticelere varr.
3-Akl- Bilfiil:
Bu mertebedeki akl, cidd bir almayla, nazariyelere sratle intikal eder. Bylece, istedii eyin
hakikatna az bir tevecchle ulaabilir. Mesel, bir adamn ancak bir yl almakla elde edebilecei
ilmi, o bir gn veya bir saatte elde edebilir.
4-Akl- Mstefd:
Bu mertebe, mevhibe-i lhdir. Buna ilm-i huzur tabir edilir. Nazar olan ilimler, onun yannda
hazrdr. Yni, nazar ilim ve hakikatlar, bu mertebeye mazhar olanlarn yannda yn beyndr. Bu
makam, Peygamberlere ve onlarn ender vellerine mahsustur.

Kalb
Kalb, madd ve manev olmak zere iki ayr mnda mtala edilmektedir:
Madd kalb (Yrek): am kozalana benzeyen, kuvvetli kaslardan yaplm bir et parasdr. Bu
mnda kalb, b- hayat olan kan vcudun her tarafna yayp hayat baheder. Bu kalb, hayatn bir
zembereidir. Hayat, onun almasyla kimdir. O durunca, hayat sona erer.
Manev kalb: Bir srr- lh olup, esrar- lhiyyeye makes olan bu kalbe, ehl-i irfan ve hikmet ltife-i
Rabbaniyye demilerdir. Bu latifeye kalb denilmesinin sebebi, devaml olarak deimesindendir.
Cenb- Hak, kullarna, kendisini bildirmek ve sevdirmek iin ltuf ve merhametiyle onlara, irfan ve
feyiz mahalli olan bu kalbi ihsan etmitir. Marifet ve muhabbet bu kalb ile olur. Kalb, btn fazilet ve
reziletlerin beii, hanesi, havuzu ve merkezidir. Manev kalb, kendisine tevdi edilen vazifeleri yerine
getirmenin evk ve heyecanyla, durmadan inirah etmekte, hlden hle girmektedir. Bu esrarengiz
ltife, dernundaki cokun faaliyetlerin mahsullerini, dil, gz, kulak, el ve ayak gibi mecralarda tehir
eder; batn srlarn zahire vurur.
Bylesine esrarl bir hne veya havuzun kap ve musluklar, bilgisizce almamaldr. Askeri
bir karargh da diyebileceimiz byle bir merkezin bir giri ve k talimat mutlaka olmaldr. Her
gelenin ieri alnmasna ve her mnnn da dar atlmasna izin verilmemelidir.
Ayine-i Samed olan bu kalbe ulv ve lht grevler ykleyen Allah-u Azmn, Kuran- Kermde
onun ileyi talimatn da bildirmitir. slm limlerince yazlm tasavvuf ve ahlk eserlerde, bu
talimat teferruatyla erh ve izah edilmitir.

Vicdan
nsan kendi fikriyle tasavvur ederek, muhakemesi neticesinde vard bir neticeyi
vicdan tasdik ederse, bu, ilm-i yakn, yni, pheden uzak bir ilim olur. Kalbin mutmain
ve msterih olmas bu tasdike baldr. Vicdan, ayrca elem, haz, srur, hzn,
muhabbet, adavet, gzel, irkin, hak ve btl gibi keyfiyetleri hissedip tartan bir
mizandr; asla hatya dmez ve nefs-i natkay ifal etmez. Vicdan, fiil ve davranlarn,
fikir ve dncelerin, arzu ve meyillerin hayrl-erli, faydal-zararl taraflarn tartan bir
hiss-i manevdir. Ruh, kendi varlk ve keyfiyetini vicdan ile bilir.
nsan, Cenb- Hakka kar vazifelerini bununla ifa ettii gibi, cemiyetekar olan mesuliyetlerini de
bununla yerine getirir. Ksacas vicdan mizan- insandr.

Kuvve-i Hayaliye
Kuvve, selahiyet, iktidar, g, fikir, niyet, hasse, duygu ve meleke gibi manalara gelir.
Hayl, hiss-i mterekin bir hazinesidir. Hiss-i mterek, be duyu ile ald malmat hayle aktarr.
Mesel, grlen bir cisim ve duyulan bir ses ortadan kaybolmadan hiss-i mterek onu alr ve hayle
teslim eder. Fotoraf makinasnn, ektii ekilleri kt zerine tesbit edii gibi, hiss-i mterek de
be duyu ile aldklarn hayle tevdi eder. te bu sayede, insan daha nce grd bireyi veya
duyduu bir sesi tanyabilir. Evvelce grd bir ehri veya dinledii bir sesi bu kuvve vastasyla
zaman zaman tahayyl edebilir. Bedizzaman Hazretleri yle buyurur:
Ve keza o habbe-i kalb iin, pek ok hizmeti vardr ki, o hdimler kalbin hayatyla hayat bulup
inbisat ederlerse, kocaman kinat onlara tenezzh ve seyrangh olur. Hatt kalbin hdimlerinden
bulunan hayal -mesel- en zaf, en kymetsiz iken, hapiste ve zindanda kaydl olan sahibini btn
dnyada gezdirir, ferahlandrr.120
Akl ve fikir ve hayal, o midenin elleri hkmnde, semavat ve zemin geniliinde, o sofra-i rahmetten
istifade edip kreder. 121
Haylin bir vazifesi de, zihnimizin muhta olduu ham maddeyi depo etmektir. Yni, hiss-i mterek
vastasyla hariten gelen eyleri zihne sermaye olarak hazrlar. Hayl, dada kan kark madenlerin
ilk deirmeni gibidir. Bu kark madenler, birtakm kimyev szgelerden getikten sonra,
zelliklerine gre seilip tasnif edildii gibi, hiss-i mterekin hayle teslim ettii ham fikirler,
tasavvur szgecinden geirilerek tasnif, terkib ve tahlil edilir. Hafzada kazanlm bilgiler tasnifi bir
ekilde kayt ve istif edildii hlde, haylde dank ve dzensizdir.
Haylin bir vazifesi de, insann istikbalde yapaca hareket ve amellerin gereklemesine yardmc
olmasdr. Nitekim insan bir arzuyu nce tahayyl, sonra tasavvur eder, daha sonra onu
gerekletirmenin yollarn arar. Evet, insan istikbal iin tahayyl ettii eylerin tahakkukuna inanrsa,
gveni artar, yeisten kurtulur; itimat etmezse mitsizlie der. u hlde hayl insann mit
dnyasdr, dolaysyla en byk teselli kaynadr. Mesel, bir tccar, bir sene zarar etse, istikbalde
kazanacann hayaliyle rahat eder, teselli bulur. Tahayyl edilen eyler saadete de, ekavete de,
atalete de sebeb olabilir. nk insan ona fikriyle hkim olamazsa tahayyl, nice safsatalar dourur,
btl ve zararl eyleri gzel gsterir. nsan iin en mhim husus, tasavvurata hkim olmakla, hakikati
hayalden ayrabilmektir.

Dip Notlar:
120:Mesnevi-i Nuriye
121:Lemalar

Kuvve-i Hafza
Kuvve-i hafza, ekil ve suretlerin, ses ve mnlarn, htra ve hdiselerin, renk ve
keyfiyetlerin... kayt merkezidir. Yni, akln arividir. Zahir ve batn hislerden gelen
ekil ve suretler bu kuvvette olduu gibi nakolunur ve muhafaza edilir. Mesel,
birbirileriyle gren iki ferd daha sonra karlatklarnda suretlerini tanrlar. nk
ilk karlatklarnda suretleri birbirilerinin hafzasnda nakolmutur. Bedizzaman
Hazretleri yle buyurur:
Hardal gibi kk kuvve-i hafzanda, senin sahife-i amlin ekseri ve sahaif-i mrn alebi iine
girdii gibi, ok cz kk eyler var, yle byk eyay bir cihette yutar, istiab eder.122
Hafza, dikkat, tekrar ve itina ile kuvvet kazanr.
Dip Notlar:
122:Lem'alar

Kuvve-i Vehmiye
nsan yersiz korku ve kuruntularla megul eden bir kuvvedir. Bu kuvve, mmkn olan
veya olmayan eyleri ar derecede abartarak takdim eder.nsan bu kuvve ile mesel,
bir tek gne yerine binlerce gneleri yahut hi asl olmayan Anka Kuunu veya Kaf
Dan tahayyl edebilir.
nsan, kuvve-i vhimeye malp olursa, akl ve nakl delillere muhalif, hak ve hakikata aykr birok
yalan ve safsatalar icad eder. Btn btl inanlar, bu kuvvenin semeresidir. nsana bu kuvvenin
verilmesi srf imtihan iindir. Evliyalar, vehmin fehme galebesinden Allaha snmlardr.

Kuvve-i Mutasarrfa
Hikmet limleri beinci bir his olarak, kuvve-i mutasarrfa ismiyle bir kuvve tespit
etmilerdir. Bu kuvvede, hem kuvve-i vehmiyye, hem de kuvve-i akliyye tasarruf
edebilir. Yni, kuvve-i mutasarrfa, bu iki kuvvenin de tezgah mesabesindedir. Bu
kuvveye, akln lboratuvar olmas haysiyetiyle kuvve-i mefkure; kuvve-i vehmiyyenin
alma yeri olmas cihetiyle
de kuvve-i mtehayyile denir. Yni, insan bu kuvve vastasyla hissettii suretlerde
tasarrufla birlikte, bunlar terkip ve tahlil ederek hakikati olmayan eyleri de karr.
Mesel, iki bal ve drt ayakl insan tasavvur edebilir.
Kuvve-i mutasarrfa tezghnda kuvve-i akliyye alrsa, bu kuvve, kuvve-i mefkure adn alr. Artk,
kuvve-i vehmiyye oraya yanaamaz. Akl, o tezghtan elini ekince, meydan kuvve-i vehmiyyeye kalr.

Hiss-i Mterek
Hiss-i mterek, diman nne konulmu bir kuvvedir. Be duyunun, d lemden
ald bilgi, ekil, suret ve sesleri kendinde toplayp, batn duygulara intikal ettirir.

Zahir duygularla alnan eylerin sureti hiss-i mterekte toplanr. Hiss-i mterek ses, suret, ekil ve
renkleri alp nakleden televizyona benzetilebilir. Bu hissin vazifesi, dtan gelen duygular ie, iten
gelenleri de da tercme etmektir.
Kalbten kan mnlar plak olarak dimaa gelir, dimada, tahayyl, tasavvur, taakkul gibi
safhalardan getikten sonra suret giyip hiss-i mtereke ular, oradan, irdenin taallkuyla, zahiri
duygular vastasyla haric leme alr.

nsan Ruhuna Konulan Kuvve


Kuvve, selahiyet, iktidar, g, fikir, niyet, hasse, duygu ve meleke gibi manalara gelir.
Tegayyr, inklab ve felketlere maruz ve muhta u insan bedeninde iskn edilen ruhun
yaayabilmesi iin kuvvet ihdas edilmitir. Bu kuvvetlerin birincisi: Menfaatleri celb ve cezb iin
kuvve-i eheviye-i behimiye. kincisi: Zararl eyleri def iin kuvve-i sebuiye-i gazabiye. ncs:
Nef ve zarar, iyi ve kty birbirinden temyiz iin kuvve-i akliye-i melekiyedir.123
nsana verilen bu kuvvelerin ifrat, tefrit ve vasat olmak zere mertebesi vardr.
Dip Notlar:
123:arat-l caz

Kuvve-i eheviye
Kuvve-i eheviye, menfaatlar celb ve cezbeden kuvvedir. Yemek, imek, uyumak ve
konumak gibi eyler kuvve-i eheviyedendir.
ffet, kanaat, nezahat ve seha kuvve-i eheviyenin nemli ksmlarndandr. ffet, nefsini haram olan
eylerden muhafaza etmek, kanaat, elindeki nimetlere rza gsterip haris olmamak, nezahat, irkin ve
rezil olan eylerden kendini muhafaza etmek, seha ise, insann kendi istek ve arzusuyla muhta
olanlara yardmda bulunmasdr. Seha, ahlk- hasenenin en mhimlerindendir.
Dier kuvveler gibi, kuvve-i eheviyenin de mertebesi vardr
Kuvve-i eheviyenin tefrit mertebesi humuddur ki; ne helle ve ne de harama ehveti, itihas yoktur.
frat mertebesi fcurdur ki; namuslar ve rzlar payimal etmek itihasnda olur. Vasat mertebesi ise
iffettir ki; helline ehveti var, harama yoktur.124
Ve keza kuvve-i eheviyesi haddi aarsa heva-i nefse tbi olur, kalbinden efkat-i cinsiye zil olur,
kendisi berbad olaca gibi bakalarn da berbad edecektir125
nsann hayat, her zaman ifrat ve tefritten uzak ve daima istikamet zere olmaldr. Her meselede
olduu gibi yemesi, uyumas ve konumas hep ll, israftan uzak ve snnete uygun olmaldr.
Nitekim Yiyin, iin; fakat israf etmeyin.126 ayeti bunu emretmektedir.
Ebu Ali bni Sina, yalnz tp noktasnda bu ayeti yle tefsir etmitir: lm-i Tbb iki satrla topluyorum.
Szn gzellii ksalndadr. Yediin vakit az ye. Yedikten sonra drt-be saat kadar daha yeme. ifa,
hazmdadr. Yani, kolayca hazmedecein mikdar ye. Nefse ve mideye en ar ve yorucu hal, taam
taam stne yemektir.

Dip NOtlar:
124:arat-l caz
125:arat-l caz
126:Araf Suresi

Kuvve-i Gadabiyye
Kuvve-i gadabiyye, gerek nefisden ve gerekse hariten gelen tehlikelere kar insann
kendini muhafaza etmesi iin Allahn bahettii bir mdafaa ve dafia kuvvesidir.
Bu hasse ve meziyet akl ve hikmete uygun olarak ihtiyatl bir ekilde istimal edilmeli, ifrat ve tefritten
kanlmaldr. Kuvve-i gadabiyenin de ifrat, tefrit ve vasat mertebeleri vardr.
Evet, Kuvve-i gazabiyenin tefrit mertebesi cebanettir ki, korkulmayan eylerden bile korkar. frat
mertebesi tehevvrdr ki, ne madd ve ne manev hi bir eyden korkmaz. Btn istibdadlar,
tahakkmler, zulmler bu mertebenin mahsuldr. Vasat mertebesi ise ecattr ki; hukuk-u diniye ve
dnyeviyesi iin cann feda eder, meru olmayan eylere karmaz.127
Ve keza kuvve-i gazabiyesi hadd-i vasat tecavz ederse, hayat- itimaiyenin hem yzn, hem
astarn yrtar, altst eder.128
Eer bir insan, fkesinde ifrata giderse, o fke, onun ruhunu yakar ve akln perian eder. nk fke
akl- selimin ve mantn dmandr.
Hkemadan bazlar, fkenin evveli cinnet, ahiri ise pimanlk ve zarardr.demilerdir. fke bazen
insann iman ve ameline byk zarar verebilir.fke ile kalkan, zarar ile oturur sz darb- mesel
olmutur. Bundan dolaydr ki, insann fke vaktinde adeta atee su serpmek gibi, innallahe
meassabirin diyerek, ona hilim ile mukabele etmesi hakimane bir tedbirdir. Cenab- Hak, Kuran-
Kerimde :Kzdklarnda fkelerini yutarlar, insanlarn kusurlarn affederler.129 buyurmaktadr. Zira
gadap ile hareket eden tehlikeye yaklam olur.
Hazret-i Ali (ra): ey yerde belli olur. ecat ehli, muharebe vaktinde; insann dostu ihtiya
vaktinde ve hilm gadap zamannda belli olur.buyurmutur. Bunun iin hikmet ehli, Nefis hiddetle
deil, sknetle teskin olunur. demilerdir. mam- aran de Hilm, rza halinde deil, gadap halinde
olan sknettir demitir. Yani fkeli deilken veya acz halinde iken gsterilen hilm, hilm deildir. Asl
hilm sahibi, fkeli ve gl olduu halde affeden, ceza vermekten vazgeen kimsedir.
Cezalandrmaktan aciz olarak affeden kimse, hilm sahibi olamaz.
Hkemadan birisi Gadabna uyan adam, edebini zayi eder. demitir. Evet, insan hiddet ve iddet
annda ne yaparsa yapsn, yapt i akl ve hikmete zt olacandan, neticesi onu, telafisi mmkn
olmayan bir acya drr ve nedamete gtrr.
Gadap yle bir haldir ki, sahibini menfur ve bedbaht yapar ve yalnz yaamaya mecbur eder. Zira
hiddet ve iddete tahamml edecek az kii bulunur.
Sahabe-i Kiram efendilerimiz Peygamber Efendimize (s.a.v) Ya Reslallah! ftn iddetlisi
nedir? diye sorduklarnda Allahn gadabdr. diye buyurmu, Bundan kendini muhafaza edip,
kurtulmann yolu nedir? diye tekrar sorduklarnda Efendimiz: Gadap etmemek ve ondan uzak
durmaktr.buyurmulardr.

mam- Suyt : Gadap ve iddet vcut ikliminin en dehetli bir afatdr. Eer onu defetme aresi
aranmazsa insan harab eder.demitir. Hiddet insann kalbini ate gibi yakar, onu galeyana getirir,
yerinden sarsar ve i lemini alt-st eder. Maazallah insann vcudunu tahrip eder veya az bir vakitte
onu ya hapishaneye ya da mezaristana gtrr. Elhasl gadap ve hiddet, insan iin byk bir
kusurdur. Kendisini bundan muhafaza etmeyeninsan, her zaman byk zararlara urar.
Dip Notlar:
127:arat-l caz
128:arat-l caz
129:Al-i mran Sresi, ayet, 134.

Kuvve-i Akliye
Akl, dnme ve tefekkr hassas olan bir kuvve-i kudsiyyedir ve mahiyetinin
anlalmas mmkn olmayan ilah bir srdr. Akl, hayr ve erri birbirinden ayran,
insan doru yola sevk eden ilah bir nurdur. Eserden messire intikale vesile olan bir
idrak aletidir. Zira akl, insan gz ile grnen eserden, grnmeyen ve messir-i hakiki
olan Cenab- Hakka gtrr.
lim ile akl, ruh ve ceset gibidir. Baz tefsirlerde vardr ki, kmil iman, akl- kmile bina edilmitir. Akl,
ancak ilim ve irfan ile tekml ederse kemale erer.
limsiz akl her zaman srat- mstakimde yryemez, ufku her eyi kuatamaz. ou zaman hayrdan
ziyade erre alet olur. nk akl mahlktur ve snrldr. lim ise Allahn sfatdr ve sonsuzdur.
Bundan dolaydr ki, insanlar irat iin, kitaplar; peygamberler ve mritler gnderilmitir.
lim ve medeniyet sahasndaki terakkiler, aklla gerekleririldii gibi, manevyat sahasndaki terakki
de yine akl sayesinde meydana gelmitir.Akl, daha nce geni olarak anlatldndan burada ksa
kesiyoruz.

Nefis
Nefis zat manasna gelir. Yani cisim ve ruhun ikisine birlikte nefis denilir. Bedizzaman
nefsi yle tarif eder:
Nefis, insann daire-i hayat iindeki cisim, ruh ve kalbin ve onlar iindeki gz, dil, akl ve hayal gibi
zahir ve btn hasseleridir.
Nefis, insan yaratlna konulan ve onun terakki ve mcadelesine vesile olan bir histir.
nsan nefis ile mcadelesi sayesinde terakki eder ve meleklerden stn olur. Eer nefsine malup
olursa hayvandan daha aaya der.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) yle buyurmaktadr:
Akln alameti, nefse galip ve hkim olmak ve ldkten sonra lazm olanlar hazrlamaktr. Ahmakln
alameti nefse uyup, Allahtan af ve merhamet beklemektir.
Ebu Bekr Tamistani diyor ki; Nefse uymaktan kurtulmak, dnya nimetlerinin en bydr. nk
nefis, Allah ile kul arasndaki perdelerin en bydr.Sehl bin Abdullah Tsteri de;

badetlerin en kymetlisi nefsine uymamaktr.demitir.


Erbab- hikmet ve irfan, insanda, nefs-i tabi, nefs-i nebat, nefs-i hayvani ve nefs-i insan olmak zere
drt trl nefis tesbit etmilerdir.
Nefs-i Tabi: nsan bedeninin czlerini birbirilerine balayp, ayrlmalarn nleyen kuvvedir.
Nefs-i Nebat: Bu, insann byyp gelimesini salayan bir kuvvedir. Rzk arayp bulmak, yiyip imek,
midede hazmetmek, bedene faydal ksm uzuvlara taksim etmek, lzumsuz ve zararl ksm darya
atmak, neslin devam iin gerekli olan nutfeyi hazrlamak, bu kuvvenin vazifeleri arasndadr.
Nefs-i Hayvani: Bu kuvve, yaama, itiha ve hareket kuvvesidir.
Nefs-i nsan (Nefs-i Natka): Maddeden mcerred bir cevher veya bir cism-i ltiftir ki, ite bu nefse
ruh denilmektedir. Ruh bedenin sultandr. Ancak, bedenin czlerindeki tasarrufunu nefs-i hayvan
vastasyla icra eder.
Ehl-i tefsir, ruh-u tabiyi mikta (lmba kafesi); ruh-u nebatyi fitile; ruh-u hayvaniyi gaz yana; ruh-u
insaniyi de zccaceye benzetirler.
Nefsin Tabakalar:
nsan nefsinin terakki ve tezkiyesinde yedi mertebe vardr.
1- Nefs-i Emmare: Nefs-i emmare, iddet ve srarla hep ktlkleri emreden bir duygu ve histir.
nsan kt ve zararl eylere zorlad iin, bu ismi almtr.
Bu nefis, eytann telkin ve teviklerine itirazsz tbi olur. nsan, gayr-i meru zevk ve arzularna tbi
klar. Sahibinin izzetine deil, zilletine taliptir, kimsenin emri altna girmeyip, daima emretmek ister.
Nefs, kendini serbest ve mstakil ve bizzt mevcud bilir. Ondan bir nevi rububiyet dava eder.
Mabuduna kar adavetkrane bir isyan tar. 130
Bundan da anlalyor ki, insann en byk dman nefsidir. nsan, bu dmanna kar daima uyank
olmaldr. nk Su uyur, dman uyumaz. sz nefis iin kullanlmtr.
Nitekim Hazret-i Yusuf (as.) gibi ulu-l azim bir peygamber bile nefsinden ikyet ederek yle
burmutur:
Dorusu ben nefsimi temize karmam. Rabbimin merhamet edip koruduklar hari, nefis daima
fenal ister ve ktl emreder.131
Peygamber Efendimiz, (s.a.v) Tebk seferinden Medine-i Mnevvereye dnnde Kk cihattan
byk cihada dnyoruz. buyurarak, en gl ve byk bir ordu ile yaplan cihad kk cihad olarak
vasflandrm, nefs-i emmareye kar olan mcahedeyi ise, byk cihat olarak nitelendirmitir. Zira
savata len ehadetlik mertebesine kar ve ebedi saadete mazhar olur. Eer insan, nefs-i
emmaresine malup olursa, ebedi ekavet ve mcazata dar olur.
Bu hadis-i erife istinaden slm limleri gazaya, yani dmanla yaplan savaa kk cihad, nefisle
mcahedeye ise byk cihad nazariyle bakmlardr. Demek ki, hakiki mcahid, dman ordularn

malup edip, lkesine lke katan deil, nefsine kar cihad edip, onun kt arzularna galip gelip
muzaffer olandr.
nsann en mhim vazifesi, kendisini nefsin gayrimeru arzularndan ve kin, haset, gybet, cimrilik,
cahillik gibi kt huylardan men ederek; fazilet, ubudiyet, iffet ve hay gibi meziyetlerle sslemektir.
Eer insan nefsinin slahna muvaffak olamazsa, nefis onu, sonu gelmeyen fenalklara gtrmeden
brakmaz. Evet, akl banda olan bir insann hayat boyunca nefisle mcadele edip, onu malup
etmesi son derecede zarrdir.
Bedizzaman Hazretleri bu hususta yle buyurmutur:
Herkes kendi leminde bir kumandan olduundan lem-i asarnda cihad- ekber ile mkelleftir. Ve
ahlk- Ahmediye (s.a.v) ile tahalluk ve snnet-i nebeviyeyi ihya ile muvazzaftr.132
Evliya-i izam hazretleri, mrleri boyunca nefisleriyle aslanlar gibi mcadele etmilerdir. Evet, nefs-i
emmarenin zarar ve tehlikesinden kurtulmann yegane aresi Allahtan korkup, Onun emirlerini
yapp, yasaklarndan saknmak ve kendisinde;
Yalnz kusuru ve naks ve aczi ve fakr grp; btn mehasin ve kemaltn, Ftr- Zlcelal tarafndan
ona ihsan edilmi nimetler olduunu anlayp, fahr yerinde kr ve temeddh yerinde
hamdetmek133ve takva dairesinde yaamaktr.
Zira nefisle cihadn en ksa yolu takvadr. Hazret-i mer (ra.) Efendimiz Sad bin Ebi Vakkasa yazm
olduu bir mektubunda Zaferin ekvas (kuvvetlisi) takvadr. buyurmutur.
Evet, takva silahyla mcehhez olan bir insan, nefsine - biiznillah - galip gelir. nsan, nefsini akln ve
dinin gzel dsturlar olan; ilim, irfan ve fazilet ile terbiye ettii takdirde, erre deil hayra, irkine
deil gzele ynelir. Allahn rzasn kazanmak iin her trl meakkate kar dayanr. Yani nefs-i
emmarenin iddet ve zararndan bir derece kurtulup, nefs-i levvame makamna terakki eder. O
zaman hem ubudiyet hem de ahlkta mertebe mertebe ykselir.
2- Nefs-i Levvme: Nefs-i emmarenin tazyik ve zorlamasyla yapt ktlklerden pimanlk duyarak
kendisini knayp vicdanen azb eken nefistir. Bu nefis, her nekadar kendini levmetse, ayplasa da,
onlara kar yine arzu ve meyli vardr. Hatt nefs-i emmarenin bz kalntlarndan da tamamen
temizlenmi deildir. Gayr-i meru ehvete kar meyli devam etmektedir; ancak bu durumdan
mteessirdir.
bdetini Allah iin yapmakla beraber, bakalarnn grmelerini de ister. Fakat bu gsteri arzusundan
da vicdan rahatsz olur. Bu nefis tehlike ve hatlardan tamamen beri deildir. nsann bu nefsin
tehlikelerinden kurtulmas iin akln, fikrini iman hakikatlaryla doyurmas, nefsiyle cihad etmesi
lzmdr. O zaman huzur ve rahata kavuur, manev zevk ve sevinle dolar, nefsinin vesveselerine
malup olmaz, ehvetin telkinine aldanmaz.
3- Nefs-i Mlhime: Kurana uyan ve btn haramlar terkederek Snnet-i Seniyyeye tam ittiba ile
takvaya giren bir insan, nefs-i levvmeden kurtulup, nefs-i mlhimeye girer. Bu nefse, mlhime
denilmesinin sebebi, Cenb- Hakkn feyiz ve nurlar, hikmet ve marifetleri bu nefis sahibine ilham
etmesi dolaysyladr. lim, hilm, iffet, sabr, tevazu, hakk tavsiye, cihad gibi yksek meziyetler bu
mertebede tebarz eder.

4- Nefs-i Mutmainne: Bu nefis, gzel ahlk ile muttasf, kurb-u lhiyeye itminan ve istikrar kazanm
ve kt sfatlardan temizlenmi bulunan nefistir. Nefs-i mutmainneye sahip olan kimse halimdir,
selimdir, tevekkl- tam sahibidir. Snnet-i Seniyyeyi kendisine hl edip, kalb ve zevkini bununla
tatmin eder. Bu sebeble, yannda oturanlar, huzur bulur, sohbetinden mesrur olurlar. Belli bir
mertebeden sonra, onda vehb ilim tebellr eder. O, eyann hakikatma ve Kurn- Kermin ince ve
derin esrarna derece derece vkf olur.
5- Nefs-i Rziye: Nefis, ister meru, ister gayr-i meru olsun, btn arzulardan vazgeer de, Allahn
rzsn tahsil arzusu onda keml derecesine gelirse, bu nefse nefs-i rziye denir. Bu makamdaki
nefiste, artk beeri zaaflarn izi bile kalmamtr. Onun hareketleri tamamen Cenb- Hakkn rzs
iindir.
6- Nefs-i Marziyye: Cenb- Hakkn, kendisinden raz olduu, ind-i lhde makbul olan nefistir. Bu
nefis sahibi hell dairesinde de olsa, btn arzu ve beeri istekleri unutmada keml derecesine
varm Allahn irdesine klliyen teslim olmutur. Byle bir insan, kendisine kar yaplan kusur ve
hakaretleri afveder. Herkese efkat ve merhamet eder, onlar irfanyla aydnlatr. Cehalet
karanlklarndan kurtarr. Kendinde bir imtiyaz grmez. Onun ruh ve kalbi, nurlarn emesi, srlarn
kaynadr.
7- Nefs-i Kmile: lim, ver ve gzel ahlkta keml derecesinde bulunan ve insanlar ird ile vazifeli
olan nefse, nefs-i kmile denir. Bu nefse sahip olan insan, irfan meydannda ird makamna gelmi,
dier makamdakilerin tekmiline manen vazifeli olmutur. Onun konumas ilim ve hikmettir. Bu zt
grenlerin kalbleri Allah sevgisiyle dolup taar.
Nefs-i Cismnnin Kuvveleri (Nebat ve Hayvan):
Nefs-i cismnnin be kuvvesi vardr:
1- Kuvve-i Gadaiyye: Yiyip ime ve gda alma kuvvesidir.
2- Kuvve-i Nmiye: Nevnema, yni, byme ve gelime kuvvesidir.
3- Kuvve-i Mvellide: Dourma ve reme kuvvesidir.
4- Kuvve-i Musavvire: Kuvve-i Mvellidenin tevlid ettii eylere ekil ve suret giydiren kuvvedir.
Rahime den veya ekilen tohumlar, biiznillah bu kuvve ile ekil ve suret kazanrlar.Bu son iki kuvve,
nevin devam ve bekas iin lzmdr.
5- Kuvve-i Mmeyyize: Gdann ltifini, kesifinden ayrp, lyk olduklar yere gnderen kuvvedir. Bu
kuvve, gdann en deerlilerini dimaa, sonra beyaz kana ve ehemmiyet srasna gre dier organlara
datr.
Hazm Kuvveleri:
Bunlar drde ayrlr:
1- Kuvve-i Cazibe (ekici Kuvve): Bu kuvve, alnan gdalar vcudun ihtiya blgelerine gtren
kuvvedir. Bu kuvve olmazsa, alnan gdalar, deirmen suyu gibi akp gideceinden hayatn devam
mmkn olmaz.

2- Kuvve-i Msika (Tutucu Kuvve): Kuvve-i cazibe tarafndan ekilen gdalar kuvve-i msikaya teslim
edilir. Bu kuvve ile gdalar bedende belirli bir mddet tutulur. T ki, hazmettirici kuvvet vazifesini
yapabilsin.
3- Kuvve-i Hazime (Hazmettirici Kuvve): Kuvve-i msikann tuttuu gda, bu kuvve ile hazmettirilir.
Hazmolunan gdalar, kuvve-i cazibenin de yardmyla vcudun bir paras hline getirilir. Hazmn drt
szgeci vardr.Bunlar, az, mide, karacier, ince ve kaln barsaklardr.
4- Kuvve-i Dfia (Defedici Kuvve): Hazma elverili olmayan kesif ve faydasz maddeleri vcudun
dna atan kuvvedir.
Dip Notlar:
130:Szler
131:Yusuf Suresi, ayet 53.
132:Hutbe-i amiye
133:Szler

Cevher
Cevher, zerinde hdise ve hassalarn tagayyr ve tebeddl ile cereyan ettii deimez
bir asldr.
Cevher, madd ve manev cevher olarak ikiye ayrlr:
Temel maddeler madd cevher; bunlarn eitli terkipleriyle ortaya kan deiik ekil ve zellikteki
maddeler, cisimler ise arazdr.
Manev cevhere gelince, btn ruhniyat bu snfa girer. nsann ruhu cevher, bedeni ise arazdr.
Malmdur ki, insanda srekli deien beden yannda, bir de sabit kalp deimeyen bir z, bir
mahiyet vardr. te, bu deien ksm araz, kalan z ise cevherdir.

Nasl Aldanyorlar?
man Mevzularda nsan Aldatan Sebebler
Hz. dem'den beri insanlar birbirilerine zd iki ayr yolda yryegelmilerdir. Bunlardan
birisi hak ve hidayet yolu, dieri ise kfr ve dallet yoludur. Btn gzellikler, hayrlar,
kemltlar, saadetler birinci yolun semereleri olduu gibi, btn irkinlikler, serler,
tahrip ve tecavzler de ikinci yolun neticeleridir.
Vahiy ve ilham birinci yolun mevvikleri, vesvese ve eytan ise ikinci yolun
muharrikleridir. nsandaki kalb, akl ve vicdan onu birinci yola sevkederken, nefis, his ve
hev da ikinci yola iterler. Bunun neticesi olarak insann i dnyas alkant ve
muharebelere sahne olur.

Bu muharebeler bir taraftan iman ve istikamet, ibadet ve huzur, efkat ve merhamet,


emniyet ve adalet gibi saadet sebeblerini, dier taraftan kfr ve isyan, anari ve tuyan,
hurafe ve safsata, zulm ve aldatma gibi dallet vesilelerini netice verir.
Bu blmde, insanlar aldatarak dallet yoluna sev-keden ve onlarn hak ve hakikati
grmelerine perde olan sebebler zerinde duracaz.
Bu sebeblerin balcalar unlardr:
1- SATH NAZAR VE GAFLET
nsanlar hakikattan uzaklatran nemli bir sebeb u muhteem kinata ve onda
cereyan eden harika h-disata gaflet ile, sath bir nazar ile bakmaktr. lde, uzaktan
bakldnda serabn su zannedilmesi gibi, tahakkuku mmkn olmayan bir hurafe de
gaflet ve sath nazar ile hakikat zannedilir. Hem uzak mesafelerden bakldnda bir
yldz mum kadar grld gibi, bir hakikat da uzaktan temaa edildiinde lykmca
idrak edilemez. Rabban ve lh hakikatlara kar laubali kalmak ve lkayd davranmak,
hakikat-lar perdeler ve neticede insan aldana gtrr. Evet, insan gaflet ve nazar-
sath ile bu lemi batan baa kuatan ve Allah Tel'nm varln gne gibi gsteren
dakik nizam, mkemmel intizam, hrika ahengi, gzler kamatran gzellii gremez.
Mesel, bu kinatn bir fabrika gibi kolay ve ahenkli idare ve tedbirine, tanzimine,
tertibine, tavzifine bakamaz. Hava unsuru ile btn hayat sahiplerinin emzirilmesi, gece
ve gndzn ve mevsimlerin birbiri ard sra, hikmetle dizilmesi, bulutlardan yamurun
salmas, gneten ziyann szlmesi gibi harika icraat tem edemez. Unsurlarn
nebatatn imdadna hakimane koturulmasn, nebatatn hayvanatn yardmna
merhametkrne gnderilmesini ve hayvanatn da insanlarn ihtiyacna inayetkrne
musahhar edilmesini ibret nazaryla seyredemez.
Btn habbe ve ekirdeklerden eit eit aalarn maharetle yaratlmasn,
nutfelerden, yumurta ve yumurtacklardan hadsiz zihayatlarn hakimane halkedilmesini, onlardan nihayetsiz ku ve balklarn harika yaradln tefekkr edemez.
Her bir iek ve yapran,-her bir ekirdek ve meyvenin birer kudret m'cizesi, birer
san'at harikas olduunu idrak edemez. Btn hayvanatn ayr ayr mahiyetlerini,
birbirilerinden farkl hissiyatlarn, eit eit cihazatlarm, muntazam beslenmelerini,
doup lmelerini dnemez.
Ve neticede bu lemde tecelli eden nihayetsiz kudretin bir Kdir'den, btn mevcudat
ihata eden ilmin bir Alm'den, umum mevcudata mil tasarrufun bir Mutasarrftan,
btn varlklarn hikmetli ve faydal suret ve ekillerinin bir Hakm'den geldiini
kavraya-maz.
Elhasl, binbir ismin tecelligh olan bu muhteem kinata sath nazarla bakan bir insan,
ondaki lh hikmetleri sezemez, kavrayamaz. Cenb- Hakk'm varlk ve birliinden,
azamet ve kudretinden, saltanat ve hametinden gaflet eder.

2- NSANIN YARADILIINDAK GAYE VE SIRLARI DNMEMEK


Bir dier aldanma sebebi de, insann, kendi ulv ha-kikatmdan gaflet etmesi, nereden
gelip, nereye gittiini ve bu dnyadaki vazifesinin ne olduunu dnmemesidir.
Cenb- Hak, insan bu kinat iinde en mmtaz bir mahiyette yaratm, ona lemdeki
hikmetleri tefti edebilecek bir akl, iyi ile kty, hak ile btl tefrik edebilecek bir
vicdan, btn ilimlere ayna olabilecek bir istidad, hadsiz srlara mahal ve binlerce
hissiyata makes olabilecek bir kalb ihsan etmitir. Ona btn tatlar lemini tefti
edebilecek bir dil, gzelliklerin btn nevilerini tem edebilen bir ift gz, her eit naamat ve Rabbani tesbihat iiten
kulak ltfetmitir.
Hak Tel, mmtaz olarak yaratt bu insan kendisine dost ve muhatab klm,
gnderdii semav kitaplarla ona emir ve yasaklarn bildirmi, saadet ve istikamet
yollarn gstermitir.
nsan kendisine bahedilen ulv cihazlarn kymetini takdir edemezse, onlar ihsan eden
Rabb-i Kerm'inden gaflet eder. Allah Tel'nm bir mahlku ve san'at olduunu ve her
an O'nun terbiye ve murakabesi altnda bulunduunu ve O'nun nimetleriyle beslendiini
unutur. O'na kar yapmas lzm gelen vazifelerden yz evirir. Kendisini babo
zanneder, vazi-fesiz telkki eder. Allah Azimn' tanmak iin verilen btn istidad
ve kabiliyetini yerinde ve gayesinde kullanmamakla vehimlere, hayallere ve hurafelere
kaplr.

3- DNYANIN FAN ZEVKLERNE AK LE BALANMAK


Cenb- Hak, bu dnyay kuds sfatlarna ve esm-i hsnsma bir tecelligh klm,
san'atm, maharetini,-hakimiyetini onda tezahr ettirmitir. Dnyay, insann hayat-
ebediyyesi iin bir iftlik, istidatlarnn inkiaf iin bir imtihan meydan, san'at-
lhiyye'yi seyr ve tefekkr iin bir temgh olarak yaratmtr.
Dnyann bu mahiyetinden gaflet eden insanlar, onun fan ve aldatc yzne k
olurlar. Ebed hayat iin verilen akl ve kalblerini, istidad ve kabiliyetlerini onun geici
zevklerine sarfederler. Kendilerine tevecch eden enfs ve fk nimetlerin, sadece
nefislerinin tatmini iin verildiini vehmederler. Rz-i lh yerine insanlarn tevecchne
itibar ederler. Uhrev mertebeler yerine, dnyev makamlar arar, onlara talip olurlar.
Ar zevk ve sefahet ile muhakeme glerini ve mstakim dnme kabiliyetlerini zayi
ederler. Gitgide bu hayat tarzlarn bir dva haline getirirler. Uhrev ve manev
mes'elelere nce lkayd ve bgne kalr, daha sonra bunlara cephe alma vaziyetine

girerler. Neticede lh ve Rabbani hakikatlara kar idrakleri ksrlar, muhakemeleri


sathleir. Muhal olduu az bir dikkat ile anlalabilecek bir vesveseyi, yahut hariten
telkin edilen bir hurafeyi muhakeme etmekten ciz kalrlar; hakikatsiz vehimlere abuk
aldanrlar.

4- PEYGAMBERLERN TEBL VE TALM BUYURDUU HAKKATLARDAN MSTAN


KALMAK
nemli bir aldanma sebebi de insann nihayet ulviyetteki lh ve Rabban hakikatlar
anlamakta kendi fikir ve muhakemesini yeterli grp, nbvvet kapsn almamasdr.
Halbuki, Allah Azmn'a ve O'nun sfat ve isimlerine nasl iman edilecei, O Zt-
Akdes'in bu kinat niin yaratt, insanlar bu leme hangi gayeler iin gnderdii,
onlara ne gibi vazifeler verdii bu lemden sonra nasl bir leme gidilecei gibi ulv,
muht ve nihayetsiz hakikatlar, mahdud ve m-cerred akl ile kavranamaz. Bunlar ancak
vahyin ziyas ile bilinebilir. Allah Tel bu hakikatlar bildirmek iin peygamberler
gndermi ve kitaplar inzal etmitir. Merkeziyet kanunu ile gezegenleri gnein,
elektronlar ekirdein, arlar bir beyin, karncalar bir emir'in etrafnda toplayan O
Hakm-i Rahm, insanlarn da nbvvet merkezi etrafnda toplanmalarn irde etmitir.
T ki, onlarn kalbleri, ruhlar ve vicdanlar, Peygamberlerin (Aleyhimsselm) eliyle
terbiye edilsin ve matlub olan kemlta ykselsinler.
Bilindii gibi, insanlarn simalar gibi, fikir ve muhakemeleri, arzu ve hissiyatlar da
birbirinden farkl olduundan ayn lh ve Rabbani hakikata farkl ekillerde nazar
ederler. Birisinin doru grdne dieri yanl diyebilir; birinin hak bildiini dieri
btl grebilir. Neticede insanlar saysnca farkl gr ve dnceler, deiik
deerlendirme ve hkmler ortaya kar.
Evet, ulv bir hayata namzet, ebed bir saadete mtak olan insan iin bu naks ve
mahdud akl, kfi ve vfi bir rehber olamaz. nsan onunla belli bir noktaya kadar
gidebilir. Hakikati bulmas, dnyev ve uh-rev saadete erimesi ancak peygamberlere
tbi olmas ile mmkndr. Kll ve muht olan lh hakikatlarm akllara talim
ettirilebilmesi iin insanlara peygamber gnderilmesi zaruridir. Bu hakikata binaen
Cenb- Hak insanlara peygamberler gndermitir. T ki, hak ile btl, doru ile yanl,
hakikat ile hurafeyi ayrabilsinler.
Evet, Peygamberler (A.S.), insanlara, Cenb- Hakk'm vahdaniyetini bildirmiler,
kendilerine tbi olanlar marifet tabakalarnda terakki ettirmiler ve onlar irkten ve
btl itikatlardan kurtarmlardr. O nuran ztlar, Cenb- Hakk'm isim ve sfatlarna en
mkemmel yine olmular. O Zt- Akdes'i hakkyla sevip, mmetlerine de
sevdirmilerdir. Kendilerine inananlar saadet-i ebediyyeye tevik etmi, lh azab-tan
sakmdrmlardr. Kinatta tecelli eden lh isimleri onlara okutturmular ve lemin
nasl tem ve tefekkr edileceini retmilerdir. Hem, kinatn yaradl srrnbildirmiler, mevcudatn nereden gelip, nereye gittiini ve vazifelerinin ne olduunu en

gzel ekilde retmilerdir. Ksacas, Allah'n rzasn nasl kazanacaklarn, lh


gadabndan nasl kurtulacaklarn bildirmilerdir.
Evet, Allah Tel Peygamberleri (A.S.) en ulv bir ftratta yaratm, onlarn akl ve
kalblerini btn meleke ve hissiyatlarn en gzel bir ekilde bizzat terbiye etmi,
rubbiyet ve ubudiyet direlerine ait hakikatlar onlara talim ettirerek o mmtaz ztlar
beer lemine birer mrid ve muallim olarak gndermitir. Hususan Sultan- Enbiy
olan Peygamber Efendimizi (S.A.V.) en ekmel bir surette terbiye etmi, eline ezelden
ebede ul-hiyet ve ubudiyete ait btn hakikatlar ihata eden bir Kur'n vermi, O'nu
btn hakikatlarm en ince srlarna vkf klm ve insanlar en yksek mertebeye
kartacak btn meziyetleri o Habib-i Edb'inde cem etmitir. O'nu gzel ahlkn btn
ubelerinde en ileri dereceye ykseltmi, iman ve ubudiyette, kemlat ve fazilette O'nu
lem-i insaniyete bir rehber-i ekmel, bir srac- hakikat, bir brhan- Hak ve bir ems-i
hidayet olarak gndermitir.
Her biri birer hidayet yldz olan sahabeler; mam- A'zam, mam- afi, mam- Malik
ve bn-i Hanbel gibi byk mctehidler; h- Geyln, h- Nakibend, Rufa ve azel
gibi kmil mridler, Kur'n- Azmn'm en ince srlarna vkf olan Fahreddin-i Rzi,
Taftazan ve Seyyid-i Crcn gibi al-lmeler; Muhyiddin-i Arab, Mevln, ems-i Tebriz
gibi mutasavvflar hep o hidayet gneinin marifet ve imanndan feyz almlardr.
Asrmzda kfr ve inkrn cemiyetin manev bnyesini tahrip etmesi, birok istifham,
hurafe ve safsatalarn insan zihninde mecra bulmas, bu hidayet gneinin ders ve
terbiyesinden, irad ve feyzinden yeterli lde istifade edilmemesinin neticesidir.
Hatta bugnk ileri seviyesine ramen, fen ve teknolojinin ferd ve cemiyet hayatnda
huzuru temin edememesi, itima hayattan efkat, merhamet, muhabbet ve adalet gibi
ulv esaslarn ekilip, yerini zulme, tecavze ve anariye terk etmesi ve hibir felsef
doktrinin cemiyetin bu yaralarn tehis ve tedavi edecek gce sahip olamamas, hatta
baz doktrinlerin bizzat zulm ve tecavze sebeb olmas, hep nbvvet mektebinin
kapsn almamaktan kaynaklanmaktadr.

5- MATERYALST PROPAGANDA VE TELKNLERN TESRNDE KALMAK


Daha nce de bahsettiimiz gibi insan ftraten mteessirdir. Yni, mutlaka bir tesirin
altnda kalr, telkine daima aktr. Bu haliyle bo bir kab andrr. i msbet fikir ve
hakikatlarla dolmazsa, onlarn yerini ister istemez menf ideolojiler, hurafe ve safsatalar
alr. Bugn genlii sarsan ruh bunalmlarn, fikr zdraplarm asl sebebi budur. Bu
manev zdraplardan kurtulmalarnn tek yolu, akl, kalb ve vicdanlarn, Kur'an'm
getirdii ulv hakikatlarla doyurmak iken, bir ksm genler, ilim ve fikir yerine, aldatc
sloganlara, sihirli reetelere (!), daha ok meylederler. Manev boluklarn bylece
doldurup huzura kavuacaklarn ve zdraplardan kurtulacaklarn zannederler.
Materyalistler onlarn bu halinden istifade ederek bu safdil ve zavalllar "adalet",
"eitlik"

gibi hayal slogan ve propagandalarla aldatr, kendilerine ekerler. Onlar


sempatizanlar haline getirdikten sonra itima problemler iin ileri srdkleri hayal ve
vehm reeteler yannda yer yer bu genlerin kafalarna maneviyt sarsc pheler
atarlar. Belli bir merhaleden sonra srekli ve youn telkinlerle zavall muhataplarnn
beyinlerini ykaya ykaya nihayet onlar materyalist ve ateist dnce dnda hibir
hakikati kabul edemeyecek bir hale sokarlar. Artk bu genler mantk ve
muhakemelerini kaybederek tamamen robotlarlar. Basit bir hanenin dahi ustasz
olamayaca kafi bir hakikat iken, u muhteem kinat sarayn sahipsiz ve sni'siz kabul
ederler. Bir harfin ktipsiz olmas muhal olduu halde, her harfinde nihayetsiz hikmetler
bulunan u kinat kitabn ktipsiz telkki ederler. Hem btn bitkiler, hayvanlar ve
insanlar hayatsz, uursuz ve iradesiz tabiatn yaptna, yahut bunlarn kendi kendine
meydana geldiine inanrlar. Kendilerini gayesiz, vazifesiz, babo ve sahipsiz
zannederler, korkun bir dallete derler.
nsann mahiyetini elmas derecesinden kmr derecesine indiren, btn insan
meziyetleri silip sprerek onu hayvandan ok aa dereceye dren kfrn i
yzndeki irkinlii ve muhaliyeti gremezler. Halbuki, kinattaki byk ve ihatal
hakikatlar kfr ve inkr ile izah edilemez. u suallerin materyalist ve ateist felsefede
hibir cevab yoktur:
"Bu kinat ve iindeki hadsiz harika mevcudat yaratan kimdir?"
"Btn sema sistemlerini mkemmel bir intizam ve hikmetle evirip eviren kimdir?"
"Zeminimizi da ve balaryla, deniz ve nehirleriyle, topra, suyu ve havas ile insanlara
hizmet ettiren
kimdir?"
"Her bir hayvann ruhunu bedenine, bedenini de ruhuna mnasip bir tarzda yaratan
kimdir?"
"nsan yksek bir mahiyette yaratarak, ruhuna harika bir endam giydiren ve o ruha her
biri cihan deerinde binlerce ltif hissiyat takan kimdir?"
"nsan bu leme nereden gelmitir, bu dnyadaki vazifesi nedir ve nereye gidilecektir?"
nsan ancak bu suallerine cevap bulmakla tatmin olur, huzur bulur, dnyada rahata,
hirette saadet ve selmete kavuur.
Hem kfr; ztnda muhaldir, hakikatin zddn kabuldr, mahiyeti kizbdir, yalandr.
Mesel, Selimiye Camii'nin mimarn inkr etmek, hakikatsiz bir safsata ve byk bir
yalandr. Evet, mkemmel pln, hrika estetii, san'atkrne yapl ile akllar hayrete
dren byle muhteem bir eser ortada iken, onun ustasn inkr etmek en byk bir
safsata, en dehetli bir zulm ve en hakikatsiz bir hurafedir.

Aynen bu misl gibi, binlerce menzilleri ihtiva eden u muhteem kinat saraynn Hlk
ve Mlikini, sa-hib ve mutasarrfn inkr etmek, bu mislden hadsiz derecede irkin bir
yalan, mthi bir hezeyan, korkun bir safsatadr.

6- ALLAH AZMNI MAHLKATINA KIYAS ETMEK


nsanlar dallete gtren bir dier yanlma sebebi de Allah Tel'nm ztna ve
sfatlarna dair hakikat-lar, mahlkatma kyas etmektir. Halbuki Cenb- Hak, vcib-l
vcuddur, ezel ve ebeddir. Btn sfatlar nihayet derecede kemldedir. Aczden,
ihtiyatan, mekn ve zamandan mnezzehtir. Elbette O Zt Mukaddes hiten yaratt
nihayetsiz ciz, zelil, fani mahlkat ile hibir cihetle kyasa girmez. Malmdur ki iki
eyin birbiriyle mukayese edilebilmesi iin, aralarnda mterek noktalar bulunmas
lzmdr. Mesel, insann mahiyeti, nebatat ve hayvanatn mahiyetleri ile hibir cihetle
kyasa girmez. Farkl mahiyetteki iki mahlk dahi birbiriyle kyasa girmezken, vcib,
mmkin ile; Hlk, mahluku ile; mutlak, mu-kayyed ile, nasl mukayese edilebilir!
Bu mevzu, kitabn nc blmnde genie izah edilecektir.

7- AKLIN, ALLAH TEL'NIN KUDS MAHYETN ANLAYAMAYACAINDAN GAFLET


ETMEK
Evet, her insan, aklyla Allah Tel'nm varln bilebilir, "bir eser ustasz, bir bina
bnisiz olamayaca gibi ben de Hlk'sz, Mlik'siz olamam; ve u gkyz ve u
yeryz de Hkim'siz, Sni'siz olamazlar" diyebilir. Ancak, akl Cenb- Hakk'm Zt-
Kuds'sini anlamaktan cizdir; bu vadide bir adm dahi atamaz.
Malmdur ki, bireyin varln bilmek baka, mahiyetini bilmek bakadr. Kinatta ok
ey vardr ki akl onlarn varlklarn apak bildii halde, mahiyetlerini
kavrayamamaktadr. Ruh, yerekim kanunu, elektrik, hayal, efkat gibi nice hakikatlar
vardr ki bunlarn varlklarn bilmek bir hakikat olduu gibi, mahiyetlerinin idrak
edilemeyeceini bilmek de ayr bir hakikattir. Akl ile idrak olunamayacak mahiyetleri
anlamaya zorlanmak cerbezedir, cehalettir. nsan
bu hali ile srat- mstakimden sapar ve takatinin nihayetsiz derecede stnde olan bir
ykn altna girmekle kendisini helak eder.
"Eser, ustasn idrk edemez" hakikatmca, akl da Hlk'nn hakikatini kavrayamaz.
nk, O'nun mahlukudur, masnuudur. Her mahluk gibi akl da hudutludur. Grmenin,
iitmenin hsl btn hislerin mahdut birer ceveln sahas olduu gibi, akln da belli bir
idrak sahas, muayyen bir intikal gc vardr. Cenb- Hakk'n kuds mahiyetini idrak
etmek, akim idrak ve intikal sahas dahilinde deildir.

Malmdur ki, bir insan deil Allah'n ztn, kendi ruhunun, haylinin, vicdannn dahi
mahiyetlerini kavrayamaz. nk, bunlar cisman olmadklarndan akl onlara bir suret
giydiremez, bir ekil veremez. Mesel, hayal iin ne uzunluktan, ne ksalktan; ne
yalktan, ne kuruluktan; ne byklkten, ne kklkten sz edilemeyecei iin akl
ona bir taayyn veremez, bir hudud izemez. Bununla birlikte hibir insan mahiyeti
mehul olan bu varl inkr da edemez.
Kendi mahiyetini bilmekten ciz olan insann, btn akllarn, hayallerin, ruhlarn,
hislerin, vicdanlarn, hafzalarn, melklerin ve hadsiz ruhaniyet leminin Hlk' olan
Allah Azmn'n Zt- Kuds'sini anlamaya zorlanmas en byk bir cehalet ve
cerbezedir.
Allah Azman'm btn sfatlar nihayetsizdir, mutlaktr, ezel ve ebeddir. Akl ise
mahduttur, mu-kayyeddir, hadistir. Mukayyed olan mutlak olan, mahdut olan
nihayetsiz olan, hadis olan ezel ve ebed olan elbette kavrayamaz. nsann bunu
bilmesi, yni Cenb- Hakk'm kuds mahiyetini idrkten ciz olduunu anlamas gerek
idraktir. -.., .;,.
Akln, Allah Tel'nm ztn idrk etmesi, mantken de tenakuzu icab ettirir. nk, o
takdirde mukayyedin mutlak; mahdudun nihayetsizi; hadisin ezelyi ihata etmesi lzm
gelir. Bu ise hakikatin zddna inklbdr ve muhaldir. Akl, Allah Tel'y "varl vcib,
kudreti hadsiz, iradesi mutlak, ilmi muht" olarak bilmekle mkelleftir. Zaten onun
yaradlnn gayesi de budur.
O halde, O Zt- Br'nin kuds mahiyeti ne idrk edilebilir, ne hayal edilebilir, ne de
hissedilebilir. Aklla anlalan ve duygularla ihata edilen herey mahlktur. Allah'n
varl bu dnyada ancak akim nuruyla grlr, kalbin ziyas ile sezilir.
Hakikat bu iken, insann Allah Tel'y ztiyle anlamaya zorlanmas vehimden baka
birey deildir.
Evet, akln vazifesi, Cenb- Hakk'm, kinatta tezahr eden kibriy ve azametini, kudret
ve hkimiyetini ve mahrukatnda tecelli eden nihayetsiz meharetini, hikmetini,
inayetini, ltuf ve keremini tem ve tefekkr etmektir.
Kur'n- Mciz'l-Beyan mteaddid yetlerinde ve Peygamber Efendimiz (S.A.V) pek ok
hadis-i eriflerinde bize bu hakikati ders vermilerdir.
nsan iin Allah'n kuds mahiyetini idrk etmek u cihetle de imknszdr. O Vahid-i
Ehad'in misli misli yoktur ki insan, kyas ve temsil yoluyla veya tecrbe tarikiyle yahut
tahayyl ve tasavvurla, O'nun kuds hakikatini anlamaya yol bulabilsin.
Bir gl yapra zerinde parlayan bir damla su, semann genilik ve derinliini
hakikatyla kavrayamayaca gibi, insann da, o damla misl akl, hadsiz lemleri yoktan
var eden bir Vcib'l-Vcud'un kuds mahiyetini kavrayamaz.

8- BTN VARLIK LEMN BE DUYU LE KAVRAMAYA ZORLANMAK


Baz insanlar aldatan sebeblerden biri de be duyu ile hissedemedikleri hakikatlar
inkr etmeleridir. Halbuki, varlk lemi sadece be duyu ile hissedilenlerden ibaret
deildir.
Malmdur ki, insan grme duyusu ile madd ve cis-man varlklar grr. Dili ile, tatlar
lemini, kulayla sesler lemini, burnuyla kokular lemini hisseder. Halbuki melike,
ruhaniyet, elektrik, yer ekimi, cazibe ve dafia gibi nice hakikatlar vardr ki bunlar ne
grlrler, ne iitilirler. Bununla birlikte bu hakikatlarn varlklar phe gtrmez.
Bu hakikattan gaflet eden bir ksm insanlar "grmediime inanmam" diyerek btn
varlk lemini sadece gzleriyle grdklerine mnhasr klmakla byk bir hataya
dmektedirler. Halbuki, grnmemek olmamaya delil olamaz. Bu lemde
grmediklerimiz grdklerimizden ok daha fazladr. Hatta insan vcudunda akl, hayal,
hafza gibi grnmeyen hakikatlar, grnenlerden kat kat ziyadedir.
"Grmediim eye inanmam" safsatasnn altnda akln vazifesini gze ykleme hurafesi
yatmaktadr. Halbuki, insandaki her bir duyu ayr bir lemin kapsn aar; birinin
vazifesi dierinden beklenemez. Mesel gz, kulan; burun dilin vazifesini gremez.
nsan, gz ile ne yemein tadna, ne blbln sesine, ne de gln kokusuna bakabilir.
Gz bu azalarn vazifelerini yapmaktan ciz iken, elbette akln vazifesini yklenemez.
Malmdur ki, herhangi bir eser gz ile grld halde, ustas akl ile idrk olunur.
Grmediime inanmam diyen bir kimse, bu eserin ustasn inkr durumuna der.
Aynen yle de, bir insann, kudret mu'cizesi olan u muhteem kinat seyr ve tem
ettii halde, onun san'atkrn "gremiyorum" diye inkra kalkmas byk bir
hezeyandr.
Byle bir insan, bu kinatta her an tecelli eden ve Allah'n varln gne gibi gsteren
halk, icad, rzklandrma, hayat verme gibi hadsiz fiilleri ne ile izah edecektir?
Evet, Cenb- Hakk'm grnmemesi iddet-i zuhu-rundandr. Ve zddnn
yokluundandr. Mesel, atmosferin kremizi her yandan kuatmas gibi gnein de
btn feza lemini cismi ile kuattn farzetsek, o zaman gnei gz ile grmek
mmkn olmaz. Artk gne iddet-i zuhurundan grnmez olur. Hem gece gibi bir zdd
da olmad iin zddnn yokluundan gne grlemez. Bununla beraber ziysyla her
yerde hazr ve nazr olan o gnein varln inkr etmek de nihayetsiz bir cehalet olur.
Nru'l-envr olan Allah Azmn'm "iddet-i zuhurundan ve zddnn ademinden"
grnmemesine bu mislin nda bir derece baklabilir.
Evet, "hereyi maddede arayanlarn akllar gzlerindedir. Gz ise maneviyatta
krdr."1

9- NSANIN FITR VAZFES OLAN BADET TERKEDP SYANA GRMES


Cenb- Hak, bu kinat ve iindeki btn mevcudat insan iin yaratm ve onu bu leme
en byk gaye ve
netice yapmtr. Elbette insann de kinatn fevkinde bir gayesinin olmas zarurdir. Bu
gaye ise ancak Allah'a iman ve O'na ibadet ve itaat etmektir. badet, Cenb- Hakk'm
azamet ve kibriysm tebih ve tenzih; nihayetsiz kemlini ta'zim ve takdis; hadsiz ltuf
ve ihsanna kr ve hamd etmektir. nsan hakiki insaniyet mertebesine ancak ibadet ile
kabilir. Zira, ibadet insann hayvan arzularn kayt altna alr. Onu Mabd-u
hakkisine yaklatrr. Kuwe-i akliyye, kuvve-i gadabiyye ve kuvve-i eheviyesini intizam
altna alr. Ruhunu inkiaf ettirir, kalbini tasfiye eder. nsan yksek ahlk ve ulv seciye
sahibi klar.
Evet, insann ftri vazifesi ibadettir. Bu ftri vazifeyi terkeden insan, ahlaken sukut eder,
hayvan hislerinin mahkmu olur. tima hayatta hak ve hukuk dinlemez, mtecaviz
olur. Ruhen tedenni eder, gnahlarn i yzndeki dehetli irkinlii gremez. ledii
gnahlar onu adm adm inkra doru gtrebilir. Gnahlar ileye ileye kalbi ve
vicdan kararr. Latifeleri sner, idraki meflu olur. Muhakeme kabiliyetini kaybeder.
Neticede hayra kabiliyeti kalmaz.
Malmdur ki, mirinin verdii vazifeleri yapmayan bir memur, ona kar nce
mahcubiyet duyar. Eer itaatsizlie devam ederse sonunda bu mahcubiyet yerini bir
nevi dmanla, isyana terkeder. Aynen bu misl gibi insan da, Mabd-u Bilhak olan
Allah Azmn'n emir buyurduu kulluk vazifelerini terk ettiinde nce sklr,
mahcup olur. Gnaha devam ede ede, sonra kalbinden Allah Tel'ya kar muhabbet
ve havf silinir, yerini kin ve ibirara terkeder. syanda srar ettike ibadetten
holanmamaya ve nefret etmeye balar. Kaderi tenkid eder, Cenb- Hakk'n rahmetini
ittiham eder. Yapt isyanlar mdafaa halet-i ruhiyesine girer. Artk byle bir insan, din ve mukaddesat aleyhindeki ifal, ifsat ve
propagandalara kaplmaya hazr hale gelmitir. Byle bir insan, ulhiyet, hiret, kader,
hair gibi iman mes'elelerde kk bir vesveseyi, di bir vehmi kuvvetli bir delil telkki
eder. Bu zan ile gya, mes'uliyetten kurtulup selmete kacan vehmeder. fsat
komiteleri bu tip insanlar kolayca aldatp kendilerine rmederler.

10- DNE AT HAKKATLARDA HTSAS EHLNE MRACAAT EDLMEMES


Gnmz insan ilm ve fenn sahalarda hakl olarak, ehl-i ihtisasa mracaat etmektedir.
Bu hassasiyeti dini mes'elelerde ok daha fazlasyla gstermesi gerekirken, byle
yapmayp ya kendi akl ile iktifa etmekte, yahut bu sahada ehliyetsiz kiilerin szlerine
itibar etmektedir. Halbuki, dinde ehil olmayan kii baka sahalarda mtehasss bile olsa,
onun sz dinde hccet olamaz. Malmdur ki, bir fende cahil olabilir. Onun sz bu
fende geerli deildir. Mesela bir doktor tp ilminde ne kadar terakki ederse etsin, sz

mimarlk ilminde delil kabul edilmez. Bu sahada ona mracaat edilmez. Hakikat
byleyken, mcerred akl ile kavranlmas mmkn olmayan "iman, Kur'an ve din
hakikatlar"da insan ne kendi aklna gvenebilir ve ne de bu sahada ehil olmayan
kimselerin szyle hareket edebilir. Bu hususta ona den: Dinde ehil ztlara bizzat
mracaat etmek yahut onlarn yazd eserlere bavurmaktr. Bunu yapmayanlar ou
zaman kendi arzularn, vehim ve hayallerini fikir ile iltibas etmekle aldanp, hakikattan
uzaklamaktadrlar.
Dipnotlar:
1 Said Nurs, Mektubat, s. 445

Aldanmaktan Kurtulu Yolu


Buraya kadar insanlar gaflete dren sebeblerden en nemlilerini izah ettik. Bu
aldanma yollarna kaplmamann yegne resi Allah Azmn' Kur'an- Kerm'in
beyan buyurduu ve Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) talim ettii vech ile tanmak ve
bilmektir.
nsan, Allah Tel'nm varln, birliini, sfat- kudsiyesini, esm-i hsnsm ancak
Kur'n- Kerm ile renebilir. Bu sayede Allah Tel'y Vcib, Ezel, Ebed, hereye
Kadir ve Alm; mahlkat ise, fni, mmkin, ciz olarak bilir. Hak Tel'y btn mahlkatn yegne Halik, btn lemlerin tek mutasarrf, btn mevcudatn eriksiz hkimi
olarak tanr. O Zt- Zlcell'in btn keml sfatlarla muttasf ve btn noksan
sfatlardan mberr olduunu itikad eder.
Allah Azmn en emin ve en salim olarak kelm- Ezelsi olan Kur'n-
Azmn'dan renilebilir. Evet, O Zt- Vcib'e Kur'n-m beyan vehile iman
edilmezse o iman sahih olmaz, bir fayda vermez, phe ve vesveselere mukavemet
edemez.
Bilindii gibi, "birey sabit olsa levazmyla sabit olur." Mesel, s ve k gnein
lzmlarndandr.
Gne onlarsz dnlemez. Aynen yle de Allah (C.C.) dendi mi btn sft- ztiye ve
sbtiyesi1 btn Esm-i Hsn's2 birden mlhaza edilir; btn keml sfatlarla
muttasf ve btn noksan sfatlardan mnezzeh bir Zt- Mukaddes anlalr. O'nun sfat,
esma, ef al ve uuntmdan birisine dahi inanlmasa Allah'a iman sahih olmaz. Evet, iman
bir btndr. Yni, imann alt esasndan birisine dahi inanlmasa kalbte iman hsl
olmaz. Bu kaide imann btn rknleri iin geerlidir. Bir insan, "melikeye
inanyorum" dedi mi, Cebrail'e (A.S.) inanmak da onun iindedir. Sadece bu byk
melee inanmasa o ahsn meleklere inandndan sz edilemez. Ve yine, bir insann
kitaplara iman etmi saylabilmesi iin btn semav kitaplara inanmas gerekir. Kur'n Kerm'in bir tek yet-i kermesine inanlmazsa o iman sahih olmaz.
Allah'a iman da yukardaki esaslara gre deerlendirilir. Nihayetsiz kudret, mutlak
irde, hudutsuz malikiyet, eriksiz ulhiyet, vezirsiz saltanat, sonsuz ilim ve nihayetsiz

byklk, Allah Tel'nn ztnn zaruri lzmlar olduundan, Allah'a inanan bir insan
btn bunlara da inanm demektir.
Bu hakikatlara binaen biz evvel Kur'n- Kerim'de Allah Tel'nn zt, sfat ve
esmasnn nasl tantldn izah edeceiz. Daha sonra, kalb ve fikrini Kur'an'm
hakikatlar ile nurlandran bir akl- selim sahibinin kinat, insan ve kinatta olan
hdiseleri nasl deerlendirmesi lzm geldiini bir tefekkr levhas olarak takdim
edeceiz.
"De ki O Allah'dr, bir tektir. (O) Allah'tr, Samed'dir. Tevlid etmedii gibi, tevelld de
etmemitir. Hibir ey O'nun dengi (ve benzeri) deildir."
Bu sre Allah'n varlnn, birliinin, ei ve dengi olmadnn en gzel, en cami, en
veciz, en harika bir ifadesi olup, tevhidi btn mertebeleriyle isbat etmekte ve irkin
btn nev'ilerini kesip atmaktadr. Kur'n- Kerm'in tevhid noktasnda bir hlsas olan
bu srenin her bir yeti bir burak gibi insann ruh, kalb ve akln marifet mi'rcna isal
etmektedir.
Bu mevzudaki dier yet-i kermeler, bir bakma bu sre-i erifin tefsiri
hkmndedirler. Biz de, nce bu sre zerinde ksaca duracak, sonra dier yet-i
kermelere geeceiz.

ALLAH TELNIN ZT-SIFAT VE ESMASINA DAR YETLER


Bu blmde Cenb- Hakk'm zt, sfat ve esmasn bildiren yetlerden birkan numune
olarak takdim edeceiz. Bu mevzudaki btn yet-i kermeleri ve tefsirlerini burada
dercetmemiz elbette mmkn deildir. Nmne olarak bazlarn alacak ve maksada
kfi lde izah edeceiz.
Cenb- Hak hls suresinde kendisini kullarna ylece bildirmektedir:
"De 'ki O Allah'dr, bir tektir. (O) Allah'tr, Samed'dir. Tevlid etmedii gibi, tevelld de
etmemitir. Hibir ey O'nun dengi (ve benzeri) deildir."
Bu sre Allah'n varlnn, birliinin, ei ve dengi olmadnn en gzel, en cami, en
veciz, en harika bir ifadesi olup, tevhidi btn mertebeleriyle isbat etmekte ve irkin
btn nevilerini kesip atmaktadr. Kur'n- Kerm'in tevhid noktasnda bir hlsas olan
bu srenin her bir yeti bir burak gibi insann ruh, kalb ve akln marifet mi'rcna isal
etmektedir.
Bu mevzudaki dier yet-i kermeler, bir bakma bu sre-i erifin tefsiri
hkmndedirler. Biz de, nce bu sre zerinde ksaca duracak, sonra dier yet-i
kermelere geeceiz.

De ki: O Allah'tr, Ehad'dir.


yet-i kermedeki Allah lfz Cenb- Hakk'm ztna dellet etmekte, Ehad ise, O'nun
birliini ifade etmektedir. Burada unu belirtmek gerekir ki, Ehad ism-i erifi "adet
olarak" bir mnsna gelmez. Mfessirn-i zam Hazretleri Ehad iin "yegne birdir", "tek
birdir", "eriksiz birdir", "gayrisi hep mahlk, madas hep mmkin olan birdir" gibi
mnlar vermilerdir. Yni O'ndan baka btn birler adet olarak birdirler,
mahlkturlar, mmkindirler.
Cenb- Hakk'm ztnn bir olduunu, kuds mahiyetinin hibir mahiyete benzemediini,
mekn dan ve zamandan, cisimden ve cisme ait btn hususiyetlerden mnezzeh
olduunu ifade eder.
Cenb- Hakk' "Ehad" olarak bilen bir insan, Allah'n ztnn tasavvur, tevehhm ve
tahayyl edilen hereyden mnezzeh ve mberr olduuna itikat eder. Byle bir
m'mini hibir vehim ve vesvese pheye ve tereddde dremez.
"Allah Samed'dir." Yni, hibir eye muhta olmayan, hereyin kendisine muhta olduu
bir mstan-i alel-tlaktr. Btn istek ve arzulara cevap veren, btn ihtiyalar
gideren yegne merci O'dur. Her mahlkun dorudan doruya muhta olduu, zevalden
mnezzeh, ihtiyatan mberr, kusurdan mukaddes bir Zt- Akdes'tir. Mahlkat
yaratmas h- ihtiyacndan deil, srf ltuf ve keremindendir.
"Yni, Ehad ve Samed olan Allah Tel, tenaslden (evld sahibi olmaktan,
dourmaktan) ve tecezziden (blnmek ve paralanmaktan) mnezzehtir. "Allah
Tel, Ehad, Samed olduu iin tecezzi etmez, O'ndan ne bir cz, ne bir cevher, ne bir
madde kopup ayrlmaz, kmaz ve O'nun cinsi, nev'i, benzeri olmaz, hibir ihtiyac eksii,
gedii bulunmaz. Ancak O'nun ilminde bulunan mmkinattan diledii O'nun sade
yaratmasyla husule gelir. Ol demesiyle olur."3
O Vahid-i Ehad tecezzi ve inksamdan mnezzeh olduu iin, kendi ztndan bir ilh
sudur etmesi muhaldir. Mahlkatn ilmi, iradesi, kudreti... ile yaratr. Yaratt
mahlkatm O'na denk yahut O'ndan gl olmas muhaldir.
-"Yni, bir bakasndan domamtr, hadis deildir, sonradan olmamtr; evveli yoktur,
ezeldir. O'nun olmad bir zaman tasavvur edilemez. Bu yet-i kerme, Cenb- Hakk'm
hudsunu nefy ile, kdemini isbat etmektedir.
"Allah Tel hakknda babal, anal nefyettii gibi, ^J f* de bakasndan
domadn beyan etmekle bata Hristiyanlarn "teslis" akidesi olmak zere her trl
velediyet fikrini nefyetmektedir. Evet, Cenb- Hak veld de deildir, mevld de deildir.
Allah Azmn -h- baka bir ilh vesilesi ile yaratlmamtr.
Yni, hibir ey O'nun dengi (ve benzeri) deildir. Merhum Elmalk Hamdi Efendi, bu
yetin tefsirinde yle buyurur:

"Ne evvelinde douran bir sabk, mafevki, ne de hirinde domu, doacak bir lhiki,
mataht olmad gibi, O'na kadr snnda beraber olacak hibir vech ile hibir denk, ne
ztta, ne sfatta hibir msavi, hibir mmasil; ne ztlaacak, ne birleecek hibir e, ne
arkada, ne rakip hibir erik nazr olmamtr ve olamaz. Yni, ezelde olmamtr.
Ondan baka bir Vcib-l Vcd daha yoktur, ezelde olmaynca sonradan lyezelde
olmas muhal bulunduunu da ihtara hacet yoktur. nk sonradan olanda ne kadar
keml farzedilse mmkn, hadis, mahlk olaca iin O'na msavi, O'na beraber
olamaz."4
Srenin nceki yetleri tevhidin btn mertebelerini hulsa tarznda ifade ettii gibi, bu
yet-i kerme de Cenb- Hakk'm Ztnda naziri, eflinde eriki ve sfatnda benzeri
bulunmadn beyan ile irkin btn nev'ilerini reddetmektedir.
Evet... Vcudu vcib ve btn keml sfatlarla mut-tasf olup hibir yardmcya muhta
olmakszn umum mevcudat en mkemmel ekilde yaratan, onlar sonsuz kolaylkla
idare eden, tedbirlerini gren; "mekndan mnezzeh, acizden mberr, kusurdan
mukaddes, nakstan muall" bir Zt- Ehad ve Samed'in elbette hibir cihetle eriki ve
nazri yoktur. O'na irk koanlar, eriki ancak bo kafalarnda, vehimlerinde
yerletirirler.
Cenb- Hak bir baka yet-i kermede yle buyuruyor: "O'nun misli gibi birey yoktur"
(ra, 11),
Yni, ne ztnda, ne sfatnda, ne fiillerinde benzeri yoktur. Akla, htra, hayle ne gelirse
Allah onun bakasdr. Mevcudat ve mmkinattan hibirisine, hibir surette benzemez.
Allah Tel gerek ztyla, gerek sfatlaryla akla, hayle, zihne, fikre ve tasavvura gelen
ve gelmesi mmkn olan hereye benzemekten mnezzehtir. Mukaddes mahiyeti hibir
mahiyete benzemez. Cenb- Hakk'm vcib, zti ve ezel olan varl mahlkatm
mmkin, hadis ve fni varlklar ile hibir cihetle kyas edilemez. Hak Tel'nn Zt
mahlkatyla mukayese edilemeyecei gibi, sfatlar da mahlkatm sfatlaryla kyasa
girmez.
Zira, Hak Tel'nm btn sfatlar ezelidir, mutlaktr, nihayetsizdir. Mahrukatn sfatlar
ise kendileri gibi mahlktur, hadistir, snrldr. Bu sfatlar ne kadar byk tahayyl
edilirlerse edilsinler Cenb- Hakkn mukades sfatlar ile mukayese edilemezler; ancak
O'nun sfatlarna dellet ederler.
Hlik-i Zlcell'in, hibir mahlukuna benzememesi bedih bir hakikattir. Malmdur ki,
her eser, bir yine gibi kendi ustasnn kemlini, ilmini, maharetini gsterir. Ama hibir
eser mahiyet ve hakikat itibariyle ustasna benzemez. Mesel, bir saat kendi ustasnn
hnerini gsterir ve kemline yine olur. Ama hibir cihetle ustasna benzemez.
O saat ustasnn ahsiyet ve insaniyetinden koparak harite teekkl etmi deildir.
Ancak ustasnn maha-retiyle, irde ve kudretiyle, ilim ve hikmetiyle vcud bulmutur.
Evet, ustann zt, hakikati, sfatlar, unvanlar baka, saatinki bakadr. Bir saat ne kadar

byk olursa olsun, saat olma mahiyeti deimez. Yine, ustasnn tasarrufu, irdesi,
tedbiri altndadr. O'nun koyduu kanunlarn mahkmudur ve ustasyla hibir cihetle
kyasa giremez.
te bu kinat da gayet hassas ve dakik bir nizamla alan bir saat gibidir. Allah
Tel'nm halk ve icad ile yokluktan vcud sahasna kmtr. O'nun tasarruf ve
murakabesi altndadr. O Hlik- Zlcell, kinata ve ondaki canl cansz hibir eye,
hibir cihetle benzemez. Evvel ve hir, Zahir ve Btn olan O Vcib-l Vcud ilmiyle,
irde ve kudretiyle mevcudata nihayet derecede yakndr. Mevcudat ise O'na hadsiz
derecede
uzaktr; O'nun zt ve kuds mahiyetinden ayrlarak harite teekkl etmi deildir.
Ancak O'nun irde ve kudretiyle yoktan yaratlp vcud sahasna kartlmlardr.
Hlsa; O'nun Zt, sfat, mahiyet ve hakikati, mahlukatm zt, sfat, mahiyet ve hakikatna
benzemekten mnezzeh ve mukaddestir.
"Evet, bir Zt ki, O'na yldzlarn icad zerreler kadar kolay gele... ve en byk ey en
kk ey gibi kudretine musahhar ola... hibir ey hibir eye, hibir fiil, hibir fiile
mani olmaya... ve hadsiz efrad, bir ferd gibi nazarnda hazr ola... ve btn sesleri birden
iite... ve umumun hadsiz hacetini birden yapabile... ve kinatn mevcudatndaki btn
intizamat ve mizanlarn ehadetiyle hibir ey, hibir hal, dire-i meiet ve irdesinden
hari olmaya... ve hibir meknda olmad halde, her bir yerde ve her bir meknda
kudretiyle, ilmiyle hazr ola... ve herey O'ndan nihayet derecede uzak olduu halde, O
ise hereye nihayet derecede yakn olabilen bir Zt- Hayy- Kayym-u Zlcell'in elbette
hibir cihetle misli, naziri, eriki, veziri, zdd, niddi olamaz; ve olmas muhaldir."5
"Yerde, gkte Allah'tan baka ilhlar olsa idi, ikisi de fasit olup gitmiti."
"Rabbin, o Ar'n Rabbi Allah mnezzeh, sbhndr onlarn isnad ettikleri vasflardan."
(Enbiy: 22)
lh, btn noksan sfatlardan mberr ve btn keml sfatlar ile muttasf bir Zt-
Vcib demektir. Birden fazla ilh farzedildii takdirde her birinin vcudu vcib, kudreti
nihayetsiz, ilmi muhit, irdesi nafiz... olmas lzm gelir. Bu ise mmkn deildir. nk,
bilfarz, iki ilh bulunsa, her ikisinin de mutlak kudret, mutlak tasarruf, mutlak
hkimiyet... sahibi olmas gerekecektir. Byle olunca tezat ve tenakuz ortaya kar. Birisi
hayat vermek isterken, dieri ldrmek isteyecek, yahut, biri bir mahlk yaratmak
isterken, dieri yaratmamak isteyecek, mdahale edecektir. Birisi gnein arktan
domasn isterken, dieri garbdan domasn irde edecektir. Misller oaltlabilir.
Her iki ilhn da irde ettii eylerin tahakkuk etmesi lzm geldiinden bir eyin ayn
anda hem yaratlmas, hem yaratlmamas safsatas ortaya kar. Bu ise nihayetsiz
muhalleri iine alr.
Madem kinat var ve bu kinat iinde atomlardan sistemlere, ekirdeklerden aalara,
sinek kanadndan semavat kandillerine kadar hereye hkmeden, hassas, mkemmel,

amaz bir nizam var. yle ise Sni-i lem birdir, vehimlerde tevehhm edilen irkin
harite hibir yeri yoktur.
Dier taraftan, bu lemn birden fazla ilhn ibirliiyle yaratlmas ve idare edilmesi de
muhaldir. nk ibirlii herhangi bir ii taraflarn mstakilen yapamamasnn
neticesidir. Bu ise iki ilhn ciz ve birbirine muhta olmas ve birbirilerinin tesiri
altnda kalmas demektir. Byle bir durumda, her iki ilhn ulhiyetleri, hkimiyetleri,
amiriyetleri, kibriyalar, irde, ilim ve kudretleri kaytl olmu olur. ciz, muhta,
mukayyed ve mteessir olan ilh olamaz. Evet, bireyin hem mutlak, hem kaytl; hem
nihayetsiz, hem hudutlu olmas muhal iinde muhaldir.
Mevhum ilhlardan birinin bir dierinin emir ve irdesine tbi olmas da dnlemez.
nk tbi olan, ilh olamaz.
"phe yok ki Allah hereye kadirdir." (Fetih: 21)
Bu yet-i kerme ile Cenb- Hak kendisinin kudret sfat ile muttasf olduunu beyan
buyurmaktadr.
Allah Azmn'm kudreti, ezeldir, sonsuzdur, nihayetsizdir. Hibir ey o kudreti ciz
edemez ve kayd altna alamaz. O kudretin tasarrufunda byk-kk, az-ok, cz-kll
msavidir. Bir zerreyi kolayca yaratp tanzim ettii gibi, btn zerreleri de ayn anda,
ayn kolaylkla yaratp onlara tasarruf eder. Kre-i Arz' gnein etrafnda nihayetsiz
kolaylkla dndrd gibi, btn sema sistemlerini de ayn kolaylkla teshir eder.
Daire-i imknda, Allah Tel'nm kudretinin yetmeyecei hibir ey tasavvur edilemez.
Sonsuz bir kudret O Vcib-l Vcudun ztnn lzmdr. O'ndan ayrlmas muhaldir.
O'nun kudretini ciz brakacak bir g tevehhm edilemez. nk, O'nun kudreti zatdir.
Acz, kudretine tedahl edemez. Malmdur ki, "bir ey zat olsa onun zdd ona arz
olamaz." Mesel gnein ziyas bir derece zat olduundan,6 ona karanlk nfuz edemez.
Fakat avizenin arz olduundan, yni, baka yerden geldiinden snme ve
sndrme ona arz olabilir. Ve yine altn ve elmasn parlakl zat olduundan solma ve
kararma onlara arz olamaz. Cilalanm bir eyann parlakl ise arz olduundan
dklmeye ve solmaya mahkmdur.
Cenb- Hakk'm kudreti zat, nihayetsiz ve mutlaktr. Ne kadar lemler yaratrsa
yaratsn O'na bir acizlik, noksanlk arz olamaz. Hikmeti iktiza etse, her an nihayetsiz
kinatlar yaratabilir. Yine de yaratt eyler mahduddur, mahkmdur, kudret-i lhiye
ise namtenahidir.
Gne iin k verme fiilinde bir katre ile deryann, yahut bir iekle yldzn fark
olmad gibi, Kudret-i lhiye'ye nisbeten de az-ok, cz-kll fark yoktur; zerreler ile
yldzlar msavidir. Bu hakikatin misllerini bu lemde her an mahede etmekteyiz.
Mesel, her gn nihayetsiz kolaylkla, intizam ve tefrik ile yzbinlerce insan, had ve
hesaba gelmez nebatat ve hayvanat yaratlyor. Mahiyet ve suretleri, miza ve
hissiyatlar birbirinden farkl ve imtiyazl olan bu hadsiz mahlkatm ayn anda, her

yerde nihayet kolaylkla tekil ve tedbiri, iae ve tasarrufu, Kudret-i lhiyye'nin


nihayetsizliine apak bir delildir.
lm tesbitlere gre gnde yzbin kadar insan yaratlyor. Buna gre yaklak olarak
bir saniyeye takriben drt adam dyor. Yni, Cenb- Hak bir saniyede drt adam
yaratm oluyor. nsann yaratld o saniyede mikroplardan, bakterilerden,
karncalardan, sinek ve bceklerden, balklardan hadsiz fertlerin de yaratld, yine o
saniyede bir milyona yakn nebatat nev'ilerinden nihayetsiz fertlerin yaratld
gznne alnrsa saniyenin patlad, zamann ortadan kalkt grlr, bir anda sonsuz
mahlkat yaratmann, O kudreti ciz etmedii aka anlalr.
Hem, bu dnyada, btn hayvanat ve nebatat nev'ilerinin elbise, silh, rzk, talim ve
terhislerinin birbirinden farkl olduunu, bunlarn ekilce, intizamca, tertipe, kemiyet
ve keyfiyete birbirinden ayr ve mmtaz olduunu grmekteyiz. Btn bu ayrlk ve
farkllklar karkla ve gle sebeb olduu halde, umum hayvanat ve nebatat
lemlerinin hadsiz fertlerinin nihayet kolaylk ve imtiyaz ile noksansz ve kusursuz
yaratlmas, Kudret-i lhiyye'nin azametini keskin akllara teslim ettirir. Yaratlan bu
hadsiz mahlkata daha dakik bir nazar ile baktmzda tanzim, takdir, tasvir, tanzif,
ihya, imate gibi hadsiz fiilleri de mahede ederiz. Hkmleri ayr ayr olduu halde,
birbirini tekmil ve takviye eden, ayn maksad ve gayede birleen bu fiiller hey'et-i
umumiyesiyle dnldnde Kudret-i lhiyye'nin azamet ve niha-yetsizlii gne
gibi zuhur eder.
Elhsl, Kudret-i lhiyye zatdir, nihayetsizdir, mutlaktr, muhittir. Aza oa, ke
bye bir bakar. "Vcib-l Vcud'un hem vcib, hem zt olan kudretine kar
mevcudatn hem hadis, hem arz vcudlar, hem mmkinatn, hem kararsz, hem
kuvvetsiz sbtlar, elbette nihayet derecede kolay ve hafif gelir. Vcib-l-Vcud,
maddeden mcerred, btn mahiyata muhalif, misli, misli, mesili olmayan bir Zt-
Zlcell'in o
Kudret-i Ezeliye'sine nisbeten btn kinatn idaresi ve terbiyesi bir bahar, belki bir
aa kadar kolaydr."7
"Evet, Hlik-i Rahm, bir kuun tyl libasn hangi kanunla deitiriyor, tazelendiriyor;
O Sni'-i Hakm ayn kanunla, her sene kre-i Arz'n libasn tecdid eder. Hem o ayn
kanunla, her asrda dnyann eklini tebdil eder. Hem ayn kanunla, kyamet vaktinde
kinatn suretini tayir edip deitirir.
Hem hangi kanunla zerreyi, mevlev gibi tahrik ederse; ayn kanunla kre-i Arz' meczub
ve semaa kalkan mevlev gibi dndryor... Ve manzme-i emsiye'yi gezdiriyor.
Hem hangi kanunla senin bedenindeki hceyratm zerrelerini tazelendiriyor, tamir ve
tahlil ediyorsa, ayn kanunla senin ban her sene tecdid eder ve her mevsimde ok defa
tazelendirir. Ayn kanunla, zemin yzn her bahar mevsiminde tecdid eder, taze bir
pee stne eker.

Hem O Sni'-i Kadr, hangi kanun-u hikmetle bir sinei ihya eder; ayn kanunla u
nmzdeki nar aacn her baharda ihya eder ve ayn kanunla Hair'de mahlkat da
ihya eder."8
"O hereyi bilir bir Alm'dir"
(Bakara: 29).
phesiz gklerin ve yerin gaybn Allah bilir. Allah, ne yapyorsanz hakkyla
grcdr." (Hucrt: 18).
Evet, Cenb- Hak, gizli aikr, olmu olacak hereyi bilir. O'nun ilmi, ztnn hassasdr.
O'ndan ayrlmas muhaldir. Allah Azmn'n ilmi zamanla kazanlmaktan mberr
ve tecrbe ile inkiaftan mnezzehtir. Dnce ve mtala ile tevess etmekten
mukaddestir. Cenb- Hakk'm ilmi sonradan tekml etmi deildir. Ezelde ne idiyse,
imdi de odur. Ezelden ebede, yaratlm ve yaratlacak btn eyann pln ve
programlar, mahiyet ve hakikatlar, suret ve sretleri O'nun ilminde mevcuddur.
O'nun ilmi huzurdir. Yni btn mevcudat, mazi, hl ve istikbl, evvel, ahir, zahir, btn,
gizli, ak her ey, her an dire-i nazar ve hdundadr.
Cenb- Hakk'm ilmi mahlkatm ilmi ile hibir cihetle mukayese edilemez. nk
mahlkatm ilmi ister kesb ve tecrbe ile, ister ilham ile hsl olsun noksandr,
hudutludur, hadistir. Cz'iyyetten kamaz, belli bir sahann dna taamaz. Btn
kabarcklarda, damlalarda, yinelerde tecelli eden k huzmeleri, gnein ziyasnn bir
cilvesi olduu gibi, btn insanlar, melekler ve cinlerin ilimleri de ilm-i lhfnin bir
rehas, bir cilvesi, bir tecellisidir.
O'nun ilmi nihayetsizdir, muhittir, ezelden ebede kadar herey her an O'nun huzur ve
murakabesindedir. Btn cemdt, nebatat ve hayvanattaki teahhus, imtiyaz ve
zellikler bu hakikatin kat' ahididir. Dnyaya gelen her insana, dem (A.S.)'den
kyamete kadar gelmi ve gelecek btn insanlardan farkl, deiik, ayr, farikal ve
mmtaz bir sima taklmas, karakterlerinin hatt parmak izlerinin birbirinden farkl
olmas bu hakikatin en ak bir delilidir.
Bedizzaman Hazretleri bu mevzuda yle buyurmaktadr:
"Btn mevcudatta grnen btn hikmetler; o ilme iaret eder. nk: nyetkrne,
ltufkrne i gren; elbette bilir ve bilerek yapar. Hem her biri birer mizan iindeki
btn intizaml mevcudat ve her biri birer intizam iindeki btn mzanl ve ll
hey'at, yine o ilm-i muhite iaret eder. nk: ntizam ile i grmek, ilim ile olur. Hem
btn inayetler, tezyinatlar o ilme iaret eder. l ile, tart ile san'atkrne yapan;
elbette kuvvetli bir ilme istinaden yapar. Hem btn mevcudatta grnen muntazam
miktarlar, hikmet ve maslahata gre biilmi ekiller, bir kazann dstu-riyle ve kaderin
pergriyle tanzim edilmi gibi meyve-dar vaziyetler ve hey'etler, bir ilm-i muhiti
gsteriyor.

Evet, eyaya ayr ayr muntazam suretler vermek, hereyin meslih-i hayatiyesine ve
vcuduna lyk mahsus bir ekil vermek, bir ilm-i muhit ile olur, baka surette olamaz...
Hem btn zihayata, her birisine lyk bir tarzda, mnasib vakitte, ummad yerde
rzklarm vermek; bir ilm-i muht ile olur. nk; Rzk gnderen; rzka muhta olanlar
bilecek, tanyacak, vaktini bilecek, ihtiyacn idrk edecek; sonra rzkn lyk bir tarzda
verebilir.
Hem umum zihayatm, ibham unvan altnda bir kanun-u taayyne bal olan ecelleri,
lmleri bir ilm-i muhiti gsteriyor. nk; her taifenin, geri ferdlerin zahiren
muayyen bir vakt-i eceli grnmyor, fakat o taifenin iki had ortasnda mahdud bir
zamanda ecelleri muayyendir. O ecel hengmmda, o eyin arkasnda vazifesini idme
edecek olan neticesinin, meyvesinin, ekirdeinin muhafazas ve bir taze hayata inklb
ettirmesi; yine o ilm-i muhiti gsteriyor.
Hem btn mevcudata mil, her bir mevcuda lyk bir surette rahmetin taltifat; bir
rahmet-i vsia iinde bir ilm-i muhiti gsteriyor. nk, mesel: Zhayatm etfallerini st
ile iae eden ve zeminin suya muhta nebatatna yamur ile yardm eden, elbette etfali
tanr, ihtiyalarn bilir ve o nebatat grr ve yamurun onlara lzumunu derkeder
sonra gnderir... ve hkez.. Btn hikmetli, inyetli rahmetinin hadsiz cilveleri, bir ilm-i
muhiti gsteriyor.
Hem btn eyann san'atmdaki ihtimamat ve san'atkrne tasvirat ve mhirane
tezyinat, bir ilm-i muhti gsteriyor. nk, binler vaziyet-i muhtemele iinde,
muntazam ve mzeyyen, san'atl ve hikmetli bir vaziyeti intihab etmek, derin bir ilim ile
olur. Btn eyadaki u tarz- intihabat, bir ilm-i muhti gsteriyor.
Hem cad ve ibda'- eyada keml-i suhulet, bir ilm-i ekmele dellet eder. nk bir ite
kolaylk ve bir vaziyette suhulet, derece-i ilim ve maharetle mtenasib-dir. Ne kadar
ziyade bilse, o derece kolay yapar.
te bu srra binaen, her biri birer mcize- san'at olan mevcudata bakyoruz ki; hayretnm bir derecede suhuletle, kolaylkla, klfetsiz, dadaasz, ksa bir zamanda; fakat,
mu'ciz-nma bir surette icad edilir. Demek hadsiz bir ilim vardr ki, hadsiz suhuletle
yaplr... ve hkez... Mezkr emareler gibi binler al-met-i sdka var ki, u kinatta
tasarruf eden Zt'n, muhit bir ilmi vardr. Ve hereyi btn unatyla bilir, sonra
yapar."9
Elhasl, Cenb- Hakk'm ilmi zatdir, mutlak ve muhittir; mevcudattaki btn
hikmetlerin, maslahatlarn, pln ve programlarn mercii ve esasdr. Mahlkat ademden
vcuda gelmek iin O'nun ilmine muhtatr. O'nun ztnn misli, misli, nazri olmad
gibi, ilminin de ei, benzeri ve dengi yoktur. Btn mahrukatn mebdei O'nun ilmine
istinad eder. Meleklerin, cinlerin, insanlarn hsl btn mevcudatn ilimleri, ilm-i
ezelye nisbeten gnee kar bir mum mesabesinde dahi olamaz. nsann, elindeki
bir fener ile gnee kar koymas ne derece gln ise, kendi kafa feneri ile yni, cz'i

fikir ve ilmi ile Cenb- Hakk'n ilm-i ezelisiyle mbarezeye kalkmas, O'na denk ve
misil tevehhm etmesi de bundan bin derece daha byk bir dallet divaneliidir.
"O, daima yaayandr. O'ndan baka hibir ilh yoktur." (El-M'min: 65).
Cenb- Hak, Hayy'dr. Yni, hayat sahibidir. O'nun hayat, ezel ve ebeddir, ztidir, fena
ve zevalden mnezzehtir. u kinat yznde hummal bir faaliyetle, kafile kafile gelip
geen hadsiz hayat sahipleri "Hayy" isminin tezahrleridir. O'nun kuds mahiyeti
mmki-natm mahiyetine benzemedii gibi, mukaddes hayat da mmkinatm hayatna
benzemez.
Arz ve semadaki btn hayat tabakalar, insanlar, hayvanlar, melekler, cinler ve o Hayy-
Kayym'un "Hayy" isminin birer cilvesidirler. Mahlkatm hadis, arz, zayf hayatlar,
Vcib-l Vcud'un ezel, ebed hayatna nisbetle gayet zayf bir glge hkmndedir. O
Hayy- Lyemt'a nisbeten, b'ir iei hayat-landrmakla bir bahar hayatlandrmak
msavidir. Btn hayat sahipleri O'nun "Hayy" ismine istinad ederler. O'nunla kaim ve
daimdirler. Mahrukatna hayat bahetmesi, srf O'nun ltuf ve keremindendir.
"Mevcudat; vcudlaryla, hayatlaryla nasl ki O Hayy- Lyemt'un hayatna ve o hayatn
Vcub-u Vcuduna dellet ve ehadet ederler; yle de; mevtle-riyle, zevlleriyle o
hayatn bekasna, sermediyetine dellet eder ve ehadet ederler. nk; mevcudat
zevale gittikten sonra, arkalarnda, yine kendileri gibi hayata mazhar olup yerlerine
geldiklerinden gsteriyor ki; daimi bir zhayat var ki, mtemadiyen cve-i hayat
tazelendiriyor. Nasl ki, gnee kar cereyan eden bir nehrin yznde kabarcklar
parlar gider. Gelenler ayn parlamay gsterip, taife taife arkasnda parlayp snp gider.
Bu snmek, parlamak vaziyetiyle; yksek daim bir gnein devamna dellet ederler.
yle de u mevcudat- seyyaredeki hayat ve mevtin deimeleri ve mnavebeleri, bir
Hayy- Bk'nin beka ve devamna ehadet ederler," 10
Gelmi ve gelecek, grlen ve grlmek snndan olan hereyi birden mahedesinde
tuttuu gibi; gizli aikr btn sesleri de birden iitir. Ve umumun arzularna birden
cevap verir. O'nun grme ve iitmesinde uzak-yakm, gizli-ikr fark yoktur. Bireyi
grp iitmesi baka eyleri grmesine ve iitmesine mni deildir. Herey, her an
O'nun huzur ve murakabesindedir. O'nun grme ve iitmesi mahlkatm grme ve
iitmesine benzemez. Zira, mahlkatm grmesi, iitmesi mmkndr, hadistir ve
nakstr. O Vcib-l Vcud'un ise sair sfatlar gibi, grme ve iitmesi de ztidir, muhittir,
ezel ve ebeddir. Sonsuz fezalar gz penceresinden hadsiz gzlere seyrettiren ve
nihayetsiz sesleri nihayetsiz kulaklara iittiren O Zt- Zlcell'in o gzlerin grdklerini
de grmesi ve o kulaklarn iittiklerini de iitmesi, imann zaruri-yatmdan olduu gibi,
akim da gereidir.
Mahlkatm naks ve mahdut olan grme ve iitmeleri ne kadar inkiaf ederse etsin,
Cenb- Hakk'm mutlak ve muhit olan grme ve iitme sfatlarnn cz' bir tecellisi, zayf
bir glgesi olmaktan ileri gidemezler. Btn hayat sahipleri grmelerinde ve
iitmelerinde O'na muhtatrlar.

"Muhakkak ki, Allah Semi'dir,


Basr'dir." (Mcdele: 1).
Evet, Cenb- Hak, Sem' ve Basr'dir. Ezelden ebede, "Gklerin ve yerin ve aralarndaki
hereyin hkmranl Allah'ndr. O ne dilerse yaratr." (Mide: 17).
Cenb- Hak irde sfat ile muttasftr. rdesi ezeldir. Her bir mevcudun btn
hususiyetlerini, eklini, miktarn, mahiyet ve hakikatini ve hangi zamanda vcud
sahasna kacan, ezel irdesi ile tayin ve tesbit etmitir.
O Zt- Zlcell, "Fa'ln lim yrd"dir, irde ettiini yapar, herey O'nun dilemesiyle
vcuda gelir. Lkin yapt her ite bir deil, belki binler hikmetler vardr. O Hakm-i
Ezel abes i yapmaz. O Fil-i Muhtar mevcudat -h- bir mecburiyet sikasyla deil,
irdesinin, ilminin, hikmetinin muktezasna gre yaratr. Hibir kuvvet ve kudret O'nun
mutlak iradesini kaytlayamaz. Dier sfatlar gibi, irde sfatnda da misli ve misli
yoktur, ei ve dengi olamaz. Ezelde, halde, lyezalde Zt- Akdes'in irdesini hkmsz
klacak hibir kuvvet tasavvur edilemez. O'nun irdesini hkmsz klacak bir irdenin
mevcudiyetini vehmetmek, hurafelerin en btl, muhallerin en acibidir.
"Allah Musa'ya da hitab ile konutu"
(Nisa: 164)
Cenb- Hak, kelm sfat ile de muttasftr. Bata Kur'an olarak btn semav kitaplar
Hak Tel'nm kelm sfatnn en byk delilleridir. Hem insann cz' irdesi, ilmi
Cenb- Allah'n irdesine, ilmine dellet ettii gibi, insann konumas da Hak Tel'nm
kelm sfatna dellet eder. Evet, Allah Tel mtekellimdir. O'nun kelm, kuds ztna
mahsus, unat- ztiyeden bir sndr, kadmdir, ezeldir, ebeddir.
Kelm, Kur'n- Kerm'deki harflerin ve kelimelerin
kendileri deil, onlarn dellet ettikleri ve yine olduklar ulv ve mukaddes mnlardr.
Kelm- lh, sesten ve harften mberr ve mnezzehtir. nsan dier kuds sfatlar gibi,
kelm sfatnn da ancak varln bilir, lkin mahiyetini bilemez. Cenb- Hakk'm
iitmesi, grmesi... mahlkatn iitmesine, grmesine benzemekten mnezzeh olduu
gibi, kelm sfat da beerin kelmna benzemez. Btn vahiyler ve ilhamlar Hak
Tel'nm bu sfatnn tecellileridirler.
Allah Azmn irde sfatndan gelen u kinat kitab ile varln ve birliini,
azametini ve kibri-ysm bildirdii gibi; kelm sfatndan gelen Kur'n- Azmn ile
de Zt- Kuds'sinin ei ve dengi olmadn ve olamayacan, nazri mmteni, misli
muhal olduunu... btn uur sahiplerine beyan etmitir.
Buraya kadar ki aklamalarmzda Cenb- Hakk'm kendisini bizlere tantt yetlerden
bazlarn zikrettik. imdi ise Kur'n- Kerm'de esmas ile kendisini nasl tanttn
beyan edelim:

Evet, Cenb- Hak, mteaddid yet-i kermelerde kendisini kullarna Esm-i Hsna's ile
tanttrmaktadr. T ki m'minler O Zt- Zlcell'i bu isimlerle tanyp bilsinler ve O'nun
derghna bu kudsi esma ile iltica etsinler, eytanlarn desise ve vesveselerinden ve ehl-i
dalletin ifal ve ifsadatmdan masun kalsnlar. Allah Azman' Azz ve Cell; Azm ve
Gan, mevcudat ise zell ve ciz; hakir ve fakir tansnlar, bilsinler...
Bu hakikata binaen, biz de Allah Azmn'm Kur'n- Kerm'de geen kuds
isimlerinden nmne olarak bazlarn ksaca beyan edeceiz.
Cenb- Hak Evvel ve hir'dir. Yni, varlnn bidayeti olmad gibi nihayeti de yoktur.
"O'na Evvel demek, ikincisi var demek deil, sabk yok demektir.
O'na hir demek de sabk var demek deil, lhiki11 yok demektir".12Ezeliyette O'ndan
evvel, ebediyette O'ndan ahir bir varlk dnlemez, bir erik teveh-hm edilemez.
Evvel ismi Cenb- Hakk'm kdemine, ezeliyetine bakt gibi, hir ismi de bekasna,
ebediyetine bakar. nsan fikren ezele doru ne kadar giderse gitsin O'nun mevcut
olmad bir an tasavvur edemeyecei gibi, ebede doru da ne kadar gitse O Zt-
Kadm'e bir nihayet tahayyl edemez.
Cenb- Hak Zahir ve Btm'dr. Yni varl hereyden ak ve aikrdr, kuds mahiyeti
ise mehuldr.
Evet Allah Tel Zhir'dir. Bu kinat mevcudiyeti ile bir Mucid'i, nizamyla bir Nzm',
suretiyle bir Musavvir'i, mahlkiyeti ile bir Halik.., zahir ve bahir bir ekilde gsterir.
Cenb- Hak Btm'dr. Yni, O'nun zatnn knh bilinemez, kuds mahiyeti mehul ve
mesturdur. nsan, deil Cenb- Hakk'm hakikat- kudsiyesini, kendi akl ve ruhunun ve
sair birok varlklarn dahi mahiyetini anlamaktan cizdir. Hlsa, Allah Tel isim,
sfat ve fiilleri ile Zahir, Zt'nn hakikati ile Btm'dr.
Cenb- Hak, Hlk'tr. Btn mevcudat O'nun halk
ve cad ile yokluktan varlk lemine kmtr. Hereyi ekliyle, suretiyle ve mahiyeti ile,
hsl btn keyfiye tiyle takdir ve tayin edip, onlar bu takdir zere halk etmitir. Model,
ekil, kalp, madde, hareket, mddet, mekn, zaman ve kanun yokken hereyi ibda-i
mahz ile yoktan yaratmtr.
Mevcudat yaratmas ltuf ve keremini izhar etmek, ezel irdesini tahakkuk ettirmek,
"servetinin a'aasm", "san'atnm hrikalarn" ve "saltanatnn hametini" gstermek,
azamet ve kibriysm, nihayetsiz ceml ve kemlini sezdirmek ve saysz nimet ve
ihsanlarndan onlara tattrmak ve faydalandrmak gibi azm hikmetler iindir.
Kinat yaratmakla O'nun nihayetsiz kudretinden birey noksan olmad gibi, sonsuz
kemlinde de bir ziyadeleme olmamtr. Mahlkat kemiyeten ve keyfiyeten ne kadar
ok ve ne kadar byk olurlarsa olsunlar, O Hlk- Klliey'in icadnn birer cilvesi
olmaktan teye geemezler.

Cenb- Hak, Kayym'dur. Yni, "bizatihi kimdir, dimdir. Bakidir. Btn eya O'nunla
kaimdir, devam eder... ve vcudda kalr, beka bulur. Eer kinattan bir dakikack olsun,
o nisbet-i kayyumyet kesilse, kinat mahvolur."13
Atom sistemlerinden galaksilere kadar hereyin kyam, devam ve bekas Kayym
ismine istinad etmektedir. nsan da Kayym isminin bir cilvesine maz-har olan ruh ile
ayakta durmaktadr.
Allah Azmn btn eyay srr- kayymiyetle ayakta tutmakta, beka ve kyam
vermektedir. Srr- Kayymiyet'e nisbeten az-ok, cz-kll birdir. Atom sistemi ile gne
sistemi arasnda fark yoktur.
Cenb- Hak, "Aliyy-l Azm" dir.
Evet... Zt- Akdes "Aliyy"dir. Yni, mutlak ycedir. O'nun ulviyetinin fevkinde bir derece
tahayyl edilemez; maddi ve manev, cisman ve ruhan btn derecelerin fevkindedir.
Hak Tel'nm ulviyyeti izafetsizdir, bakalara nisbetle ve mukayese ile deildir. Allah
Tel'nm Zt- Al's mahlkatm ztna benzemedii gibi, ulviyeti de mahlkatm
ulviyetine benzemez. O'ndan daha stn bir varlk dnlmesi imknszdr. Allah
Azman kudrette, ilimde, irdede ve dier btn keml sfatlarda nihayetsiz ulvdir.
Ulhiyetinin snna yaramayan her trl noksaniyetten mnezzehtir.
Mahlukatn ister cisman, ister akl, ister hissi olsun btn byklkleri hep O'nun
ihsandr. Btnn birden grr, btnnde birden tasarruf eder, hepsinin ihtiyacna
birden cevap verir. Mevcudat ilelebed terakki ve teali etseler, onlarn byklk
dereceleri, O'nun ulviyyet ve ycelii ile nisbete giremez, hepsi yine O Zt- Al'nn emir
ve hkm altndadrlar.
Cenb- Hak, Azm'dir. Mutlak byktr. O'nun azameti nisbi ve izaf deildir. Varlklar
iin dnlebilen btn byklkler nakstr, mutlak deildir. Mahlkat celal, ceml
ve keml sfatlar itibariyle ancak birbirilerine nisbetle byktrler. Mutlak byk olan
Zt- Akdes'in azamet ve kibriys, mahlukatmdaki bu tecellilerle kyasa girmez. Mutlak
azamet ezelde, halde, lyezalde tekdir ve O'na mahsustur. Allah Azman kibriy ve
azametinde, ycelik ve sermediyetinde emsalsizdir.
Btn mahlkat hi yoktan yaratp, onlara vcud nimetini O verdii gibi, o varlklardaki
iktidar, kudret, kabiliyet, saltanat, hamet, cesaret, ilim gibi her trl byklk
mertebelerini de yine O bahsetmitir.
Allah Azman Kebr'dir. Kibriy sahibidir, esizdir, tek byktr.
Cell'dir; cellet ve ululuk sahibidir, ilim, kudret, hkimiyet, izzet, azamet gibi cell
sfatlar ile mut-tasftr.
Hakemdir; "Hakiki hkim, gerek karar verici O'dur. O'nun hkmn bozacak, kararn
temyiz edecek birisi yoktur."

Hakimdir; nihayetsiz hikmet sahibidir. Btn fiil ve icraatnda, emirlerinde ve


yasaklarnda, hsl btn tasarruflarnda nice hayrlar, menfaatler, maslahatlar vardr.
Ztnda ve sfatlarnda btn mevcudattan mstanidir.
Cebbr'dr; dilediini cebr ile yaptrmaya muktedirdir. Hibir mahlk O'nun kudret
elinden kurtulamaz.
Azz'dir; mutlak surette kuvvet ve galebe sahibidir. Malb edilmesi mmkn olmayan
yegne galibdir.
Kahhr'dr: her vecihle stn, daima galiptir. "O odur ki, dmanlarnn belini krar.
Bylece, ldrmek ve zelil etmek suretiyle onlar kahreder. Hatta hibir varlk yoktur ki
O'nun kahrndan ve kudretinin altnda pusmu, kudret penesinde ciz kalm
olmasn!.."14
Elhsl, Hak Tel'nm isim ve sfatlarn Kur'an- Kerm'in beyan ettii vehile bilenler, O
Zt- Akdes'i nihayetsiz ceml ve keml sahibi olarak tanr. Ulhiyetinin anna mnasib
dmeyen her trl btl fikirlerden, hayallerden, vehimlerden tenzih ederler. manlar
taklidden, tahkike ykselir, mutlak kemlin ancak ve ancak Allah Tel'nn zt ve
sfatlarna mahsus olduunu bilir, btn mahlkata taklan izzet ve kemllerin O'nun
nihayetsiz kemlinin cilveleri olduunu iz'an ederler. Allah Azman'n, "misilsiz... ve
Vcib'l-Vcud. ve maddeden mcerred... ve mekndan mnezzeh... ve tecezzisi ve
inksam her cihetle muhal... ve tegayyr ve tebeddl mmteni... ve ihtiya ve aczi
imkn haricinde bir Zt- Akdes" olduunu bilirler. ns ve cinn eytanlarn ifsatlarna ve
nefislerinin desiselerine kaplmaz, tereddd ve phelere dmezler.
Dipnotlar:
1 Sft- Ztiye: vcud, kdem, beka, muhalefetn lil-havdis, kyam bizatihi (kyam
binefsihi), vahdaniyettir. Vcud: Allah Azmn vcud sfat ile muttasf bir mevcud-u
hakikidir. Kdem: Allah Tel'nm varlnn evveli olmamas, ezel olmasdr.
Kdem, Hak Tel'nm ztnn muktezasdr. Bunun zdd olan hudus (sonradan olma),
Allah Tel hakknda muhaldir. Beka: Allah Azmn'm varlnn sonu olmamas,
yani ebed
olmasdr. Beka ve ebediyet, O'na vcibtir. Bunun zdd olan zeval ve fena, Cenb- Hak
iin muhaldir. Muhalefetn lil-havadis: Vcib ve Ganiy-yi Mutlak olan Allah Azmn
mmkinat ve mahlkata hibir cihetle benzemez.
Mmkinatn vasflarndan mnezzehtir. Kyam bizatihi (Kyam binefsihi): Allah
Tel'nm bizzat kaim olmas, yani ikamet edecek bir mekna, hulul edecek bir mahalle,
kendisini tahsis edecek bir muhassise, yahut kendisini icad edecek bir mucide muhta
olmamasdr. Vahdaniyyet: Cenb- Hakk'm bir olmas, ulhiyet ve O'nun hssalarnda
erik ve naziri olmamasdr. Sfat- Sbutiye; hayat, ilim, irade, kudret, semi, basar,
kelm, tekvindir.

2 Esm-i Hsn: Allah Tel'nm isimleridir. Cenb- Hakk'n hadisle sabit olan mehur
isimleri 99'dur.
3 Elmalh Hamdi Yazr H.D.K.D., Cilt 9, s. 6321
4 Elmall Hamdi Yazr a.g.e., s. 6333
5 Said Nurs, Lem'alar, s. 322
6 Hibir mahlkun hibir sfat zat deildir. Hepsi Cenb- Hakk'm ihsan, hediyesidir.
Zat sfat ancak Allah'a mahsustur. Hakikatin anlalmasna yardm olmas bakmndan
gnein ziyas ve altnn parlakl bir derece zat farzedilmitir.
7 Said Nurs, Mektubat, s. 229
8 a.g.e., s. 269
9 a.g.e., s. 223
10 a.g.e., s. 221, 222.
11 Lahik: Yetien, ulaan.
12 Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, s. 6304.
13 Said Nurs, Lem'alar, s. 322.
14 imam- Gazali, Esm-i Hsn erhi, s. 130.
Okunma Says : 1403

Bir Tefekkr Levhas


"Gerekten gklerin ve yerin yaratlnda gece ile gndzn birbiri ardnca geliinde,
saduyulu, ak sahipleri iin Allah'n varln, kudret ve azametini gsterir kesin
deliller vardr." (l-i mrn: 190)
Gkleri ve yeri, gece ve gndz birer tezgh hkmnde yaratan Cenb- Hak, insann
nazar- dikkatini lem sahifelerinde tehir ettii hadsiz ltuf ve ihsa-natma celbediyor
ve onu tefekkre davet ediyor. Bu kinat kitabna dikkatle bakp, ibretle mtla
etmesini, suretten mnya, eserden messire, fiilden faile, ltuftan ltife, ihsandan
muhsine intikal etmesini istiyor. Allah Tel, Kur'an- Kerm'inde hitablarn akl
sahiplerine, hususan insana yapyor. Zira, insan, bu ulv vazifeyi hakkyla yerine
getirebilecek bir ftrat ile dnyaya gndermi, btn lemleri varlnn ve birliinin
delilleriyle, kudret ve azametinin burhan -laryla, rahmet ve kereminin nianlaryla
doldurarak onun nne sermitir. T ki, o insan semavat ve zeminin hrika tedbirini,
gece ve gndzn mkemmel tanzimini, semav cisimlerin badndren tedvirini, u
muhteem tablolarn hayretfeza tasvirini, u rengrenk mevcudatn gz kamatran
tezyinini ayr ayr tefekkr etsin, onlarda tecelli eden nimet ve ihsanlara kar kr ve
hamd ile mukabelede bulunsun.

"Nurun gelmesi elbette nuranden ve vcut vermesi herhalde mevcuttan, ihsan ise
gnadan, sehavet ise servetten ve talim ilimden gelmesi bedih olduu gibi, hsn
vermek hasenden ve gzelletirmek gzelden ve ceml vermek cemilden olabilir, baka
olamaz." diyerek btn varlk lemini geride brakp onlar var edene tevecch etsin,
O'nu bilsin, O'nu tansn, O'nu sevsin. Huzurunda el balayp, bel bksn, diz kp, yz
srsn. Bylece O'na kul olma erefinin krn edaya alsn.
Hak Tel'nm "Ben cinleri ve insi ancak bana ibadet etsinler diye yarattm." fermanna
bu suretle mukabelede bulunarak, hem lisan- hl, hem de lisan- kl ile "Ben de ancak
Sana ibadet eder ve ancak Sen'den yardm dilerim" desin.
Hkm-i Ezel, nihayetsiz hikmeti ile, u kinat ince ve derin mnlar ihtiva eden bir
kitap hkmnde yaratt. nsan da o kitabn kelimelerini, satrlarn, sahifelerini
okuyabilecek bir kabiliyette halketti. Onu akl, kalb ve ruh cihetiyle inkiaf ettirdi. Ona
bir temyiz kabiliyeti, bir idrk, bir cz-i irde balad. Bu mahiyeti ile insan bu kinatn
manen fevkine kt. Artk, kinat bir kitab, insan ise onun mtalacs idi; kinat bir
mescid, insan onda sacitti, kinat bir misafirhane, insan ise Rabb-i Rahmi'nin nazl ve
nazdar bir misafiri idi. Herey onun hizmetine verilmi ve o dier nevilerde tasarrufa
yetkili klnmt. Gne ve aydan, nehirlere ve aylara, havadaki buluttan yer altndaki
madenlere kadar, herey onun hizmetine verildii gibi, her bir hayvan ve nebat da onun
yardmna kouyor, ona hizmet ediyordu. nsan, bu haliyle,
"anm hakk iin biz Ben ademi tekrim ettik" yetine en gzel bir masadak olmutu.
imdi mkerrem olarak yaratlan bu insann yapmas lzm gelen tefekkrn hlsa
olarak takdim edelim:
Evet, insan hem kendi nefsini, hem de bu muhteem lem sarayn temaa ve tefekkr
etmekle Allah' bilebilir ve bulabilir. "Nefsini bilen Rabbini bilir" haki-katndan hareketle
nce kendi nefsini dnr. Menei olan bir katre sudan t son ald surete kadar
geirdii btn tavr ve safhalara hayalen nazar eder. uursuz ve cansz elementlerin bu
safhalarda ne kadar harika bir nizm ile ve ne kadar mkemmel bir tertip ile istihdam
edildiklerini hayret ve ibretle dnr. Bu cansz ve uursuz elementlerden uur ve
hayata merkez bir vcud halkeden Sni-i Hakm'in muht ilmini, nihayetsiz kudretini
takdir ve ta'zim eder. Bedenindeki nizm ve intizama, l ve takdire bakarak, onlarda
tezahr eden ilim ve hikmeti akl gzyle grr. Btn organlarnn en gzel surette
yaratldklarn, birbiri-leriyle elele verip muntazaman vazife grdklerini, hepsinin
kendi vazifelerine gre en uygun ekli aldklarn, en gzel sureti giydiklerini hayretle
tefekkr eder.
Btn nzklardaki hadsiz tadlar tanyan, tartan ve zevkeden dilini; glnden zambana,
karanfilinden menekesine kadar, btn kokular taifesini tefti eden burnunu; rzgrn
terennmatmdan, kularn namelerine kadar btn ses dnyasndan onu haberdar eden kulan; u suret ve renk lemlerinin seyircisi ve bu lem kitabnn mtalacs
olan gzlerini bu uurla mlhaza ederek Hlik'mm rahmet ve hikmetini takdir, kemlt

ve maharetini ta'zim eder. Sonra, bedenindeki her bir azadan hsl olan faydann, o
znn ekliyle yakndan alkadar olduunu dnr. Grd btn iler ve yapt
btn eserleri ellerinin u hazr ekline borlu olduunu ibretle tefekkr eder. Dier
azalarn da ayn nazarla deerlendirir. Cenb- Hakk'n takdir ve tasvirindeki nihayetsiz
hikmetini seyreder ve her bir znn bir vahdet mhr olduunu bilir. Daha sonra, her
bir znn ancak kendi yerinde bulunmakla faydal olduu dikkatine arpar. Burnunun,
koltuk altnda; gznn, tam tepesinde; aznn, ense kknde, ellerinin, ayak yerinde;
ayaklarnn el yerinde..; bulunmalar halinde bu azalarn birer haz kayna deil, zdrap
menba olacaklarn derkeder.
Bir fotoraf makinas gibi bann en mnasip yerine konan gzlerini dnr. Onlar,
alnndan inecek terlerden koruyan kalarna, en kk tozdan bile esirgeyen
kirpiklerine dikkatle bakar. Bu gz-kirpik-ka lsnn hikmetli yaratllar yannda,
ayrca, yze bir ss olmalarn da ibretle hatrlar. Btn zalarnn byle yerli yerine
konulmasndaki hikmet ve inayeti dnp, Mukaddir-i Hakm'ine hamd sena eder.
Bedenini bylece temaa ettikten sonra, tefekkrn bir derece daha derinletirerek
onda hkmeden mn lemine, yni, hayata ve onun ihtiva ettii kuds haki-katlara
bakar. Her ilmin anahtar olan aklna, binler ktphane kadar mnlar iine alan
hafzasna, kinat kuatacak derecede geni olan muhabbet kabiliyetine, efkat, ak,
evk gibi ltif duygularn mahalli olan kalbine, mrifet-i lh'nin ziyasn nereden
vicdanna, hlsa btn i dnyasna ve ruh lemine hayret ve ibret nazarlaryla bakar.
Azalarmdaki nizmn ve onlar arasndaki yardmlamann ok daha hrika bir surette,
bu hissiyat ve duygular arasnda da mevcut olduunu bilir, hisseder ve zevkeder.
Bir et ve kemik, kan ve ilik yn olan bedeninde dnme, hayal kurma, hfzetme,
sevme, korkma, endie etme gibi binlerle faaliyetin kaynatn hayretle tefekkr eder.
Her bir hissinin ve duygusunun ayr bir vazifesi bulunduunu fehmeder. Dnme,
inanma, sevme... istidadnda olan ruhuna yazan el, konuan dil, secde eden ba... veren
Rabb-i Hakm'ine hadsiz hamd sena eder. "Bedenimi btn azalaryla kim tanzim
etmise, ruhumu da, btn hissiyatiyla ve duygularyla yine o tanzim etmitir" diye
hkmedip Sni'-i Hakm'inin hikmetine hayran olur.
Kendisinin o ulv ve zengin istidadiyle, Cenb- Hakk'm btn isimlerine en cami bir
yine olduunu idrk ederek,
"Biz insan en gzel bir biimde yarattk." (Tn: 4) yetinin srrn anlar.
"...Ve yine Rabbinize ibadet ediniz ki, Arz' size dek; semay binanza dam yapm; .ve
semadan sular indirmi ki, sizlere rzk olmak zere yerden meyve vesair gdalar
kartsn, yle ise, Allah'a misil ve erik yapmaynz. Bilirsiniz ki, Allah'tan baka mbud
ve Haliknz yoktur" (Bakara: 22).
Azalarn ve duygularn en gzel ekilde terbiye etmekle onu ahsen-i takvim zere
yaratan Allah Azmn'm nihayetsiz ilminin, hadsiz kudretinin, hakimane
tasarruflarnn kendi vcudundaki tecellilerini bylece tefekkr eden o akl- selim

sahibi, enfs tefekkrden afak tefekkre geer. Nefsinde tecelli ve tezahr eden isim ve
sfatlar bu defa kinat sahifele-rinde ve mevcudat yinelerinde temaa etmeye balar.
Evvel ekirdeklerden aalara, katrelerden denizlere, yumurtacklardan hayat
tabakalarna, atomlardan sema sistemlerine kadar hereye muht, mkemmel bir nizam
gzne arpar. Bu nizamdan kaynaklanan derin hikmetleri, ulv gayeleri, saysz
faydalar, rahmet ve merhameti gsteren semereleri mtala eder. lim, hikmet,
merhamet, efkat gibi sfatlarn ve .hakikat-larn bu camid, cahil, uursuz, iradesiz ve
merhametsiz zerrelere, krelere, sistemlere isnad edilemeyeceini dnr. Btn
kinat ihata eden u nizmn ancak hereyi bilen ve hereye kadir olan bir Zt-
Akdes'in tanzimi ile olduunu yaknen anlar. Sonra, kinatta olan her eyin bir itaat ve
inkyad ierisinde, bir emir ve irde tahtnda vazife yaptklarn grr. Btn hayvanat
ve nebatat nevilerinin ayr ayr vazifelerde hkimne istihdam edildiklerini, zemin
yzndeki btn dalarn, denizlerin, fezadaki btn sistemlerin Cenb- Allah'n
emrine ve irdesine itaat ve inkyd ettiklerini derkeder. Dier taraftan kinattaki her
sistemin, her menzilin, her tabakann, her lemin, her taifenin ve her ferdin bir terbiye
neticesinde semeredar bir vaziyet aldn grr. Umum kinattaki bu terbiyenin bir
Rabb-i Rahm ve Alm-i Hakm'in rahmet, inayet ve hikmetiyle olduunu idrk eder.
Sonra, bu kinat memleketinin ve zemin ehrinin her tarafna ihata eden fiillere ve
durmadan tazelenen icadlara bakar.
Btn hayat sahiplerinin hibirini unutmayarak rzklandran bir Rezzk- Kerm'in
hadsiz ihsan ve keremini; atomlardan galaksilere kadar nihayetsiz sistemleri hi
durdurmayarak hikmetli tedvir eden bir Kadir-i Mutlak'm sonsuz kudretini; gnein k
verme vazifesinden beyin hcrelerinin zek samalarna ve btn aalarn meyve
vermelerine kadar hereyi mahsus vazifelerde altran bir mdebbir-i Hakm'in
hikmetli tedbirini, insann azalarndan aalarn dal ve yapraklarna, yamur
katrelerinden sema yldzlarna kadar hereyi en gzel bir ekilde, en ll bir biimde
halk ve takdir eden bir Mukaddir-i Alm'in limne takdirini ibret nazariyle temaa eder.
Bu fiiller gibi, tezyin, teshir, tebdil, tahrik, tenvir, teskin, tasrif... fiillerinin de btn
mevcudat ihata ettiini dnr ve Cenb- Hakk'n nihayetsiz ve mutlak sfatlarna ve
hadsiz kemltma yakinen iman eder.
"Bir de insan taamna baksn. Biz o yamuru bol bol yadrdk, sonra topra (hayat
menba olan rzknz oradan gndermek iin) bir yar yardk. Bu suretle bitirdik, onda
taneler; zmler, yoncalar; zeytinlikler, hurmalklar; faka ser ekmi (dilber) baheler;
meyveler ve nice ayrlar... (Btn bunlar) sizin ve hayvanatnzn menfaati iin
yarattk."(Abese: 24-32).
yet-i kerimesindeki, "Bir de insan, taamna baksn" emrine inkyd ile, kendisinin
istifadesine sunulan btn meyve bahelerinden, hayvanlarna rzk olarak gnderilen
ayrlara, yoncalara kadar btn taamlar, nimetleri, ihsanlar, ikramlar bir sinema
eridi gibi nazarndan geirir.

San'at- lhiyye'nin birer m'cizesi ve ltf- lhiyye'nin birer hediyesi olan


meyvelerden birisine, mesel, bir nara, bir elmaya, yahut bir kiraza dikkatle bakar.
Mcessem birer rahmet ve inayet olan bu meyvelerle kendisi arasndaki mnasebetleri
ayr ayr tefekkr eder: "Renkleriyle gzme, tadlaryla dilime, kokularyla burnuma,
zerafetleriyle itihama tam hitap ettikleri gibi, vitaminleriyle de bedenimin imdadna
kouyorlar" der ve u hkme varr:
"Bu meyveleri kim halk ve terbiye etmise, benim Rabbim ve Halikm da O'dur."
Sonra, o meyvelerden szlen ekirdeklere bakar. Onlarn da gelecek nesiller iin
hazrlandn ibretle tefekkr eder. ekirdekler meyveden szldkleri gibi, meyvenin
aatan, aacn da btn bir kinattan s-zldn dnmekle "ekirdein Halik kim
ise, btn kinatn Mliki de O'dur" diye hkmeder.
"Her bir ey, bir mhr- Rabbani hkmnde btn eyay kendi Halikna isnad eder"
hakikatinin bir tecellisini o meyvelerde ve ekirdeklerde aka grr.
Meyvenin aaca takl olmas gibi, aacn da baheye, bahenin arz kresine, arzn da
gnee, gnein samanyoluna... takl olduunu dnmekle kinatn blnmez,
paralanmaz bir tek hakikat olduunu, muhit bir ilim, nihayetsiz bir kudret ve mutlak
bir irde ile sevk ve idare edildiini iz'an eder.
"Tabiat, bir san'at- lhiye'dir, sni' olamaz... bir kitab Rabbani'dir, ktib olamaz... bir
naktr, nakka olamaz." (Lem'alar).
O akl- selim sahibi kinat tem ederken, sebeb-ler lemi nazar- dikkatini celbeder.
Gne, ay, hava, toprak, su gibi sebeblerin ayn derecede ciz, cahil, uursuz, iradesiz,
ilimsiz, hayatsz, efkatsiz ve merhametsiz olduklarn mahede eder. O sebeblerden
hibirisinin bu sfatlar itibariyle dierinden bir stnl olmadn grr. Bununla
birlikte o sebeblerin eliyle vcuda gelen bitki ve hayvanlarda nihayetsiz bir ilim ve
hikmetin tecelli ettiini aka grr.
Okuma yazma bilmeyen binlerce insann biraraya gelmesiyle bir tek mektup dahi
yazlamayaca gibi, bu lemdeki cahil, uursuz sebeblerin de biraraya gelmesiyle bir tek
iek yahut bir tek sinein icad edilemeyeceini yaknen anlar. Misaldeki o binlerce
insan hayat, akl, irade, his ve duygu sahibi olduklar halde, sadece ilim sfatndan
mahrum olmakla bir mektup, hatta bir satr dahi yazamazlarken, bu tamamen cansz,
uursuz, ilimsiz, iradesiz sebeblerin u nihayetsiz bitki ve hayvanlar
yaratamayacaklarn anlar.
Haylen bir atelyeye^ mesel bir marangozhaneye girer. Atelyede imal edilmi, nakl,
mkemmel ve mzeyyen bir ktphane grr. Bu gzel eserin ustasn merak eder. Ne
atelyedeki tezghlarn, ne bk, tutkal, ivi ve keski gibi let ve malzemelerin ve ne de
atelye-nin tavannn, tabannn, lmbasnn... bu eserin ustas olamayacaklarn hemen
anlar. Onu yapan Zt'm ne atelyeye, ne de ondaki letlere benzemeyen ve onlarn
cinsinden olmayan hayat, ilim, irde sahibi mahir bir san'atkr olduunu kabul eder.

Bu hametli kinat da, iinde insan yaplan, hayvanat dokunan, nebatat nescedilen bir
atelye gibi grr. Bu atelyenin tavan hkmndeki semavatm, onu naklayan yldzlarn
ve lmbas olan gnein, kandili olan kamerin, zemini olan kre-i arzn, birer tezgh
hkmndeki gece ve gndzn, k ve yazn, toprak, hava, su gibi kll unsurlarn... ne
tek balarna, ne de biraraya gelmekle en kk bir canly dahi icad edemeyeceklerini
iz'an eder.
"Allah'tan baka btn ardnz ve ibadet ettiiniz eyler toplansalar, bir sinei
halkedemezler" yet-i kerimesinde beyan edilen ulv hakikati yaknen anlar.
Bu kinat atelyesini halkedip, mahlkat icad eden, ezel, ebed ve nihayetsiz ilim, irde,
kudret sahibi olan Cenb- Hakk'm, hereyin Mliki ve Halik olduuna ve mahlkata
hibir cihetle benzemediine iman eder.
"Sivrisinein gzn halkeyleyendir mutlaka, gnei hem kehkei halkey-lemi.
Pirenin midesini tanzim edendir mutlaka, JAanzme-i emsiye'yi nazmey-lemi.
Gzde r'yet, midede hem ihtiyac dercedendir mutlaka, sema gzne ziya sr
mesi ekmi, zemin yzne gda sofras sermi. (Lemaat)
Sonra, o akl- selim sahibi, kendisindeki ince ve dakik intizamla kinattaki mkemmel ve
muhteem nizm arasndaki ahengi, muvafakati, mutabakat dikkatle temaa eder.
"Bendeki nizm, kinattaki nizmn kardeidir. kisi de bir nazmn plnndan kmtr.
Biri merkez ise dieri muht, biri ekirdek ise dieri aa, biri fihrist ise dieri kitap
hkmndedir" diyerek, kinatla insann bir tek mrebbinin terbiyesinde ve bir tek
mdebbirin idaresinde olduunu derkeder. Gnein bir soba ve lmba, ayn kandil ve
takvim, gecenin istirahat rts, gndzn bir sergi, bir ticaretgh ve zemin yznn
bir iftlik olduunu tefekkr eder. Ve u hkme varr:
"Gnee soba ve lmba dedirten bendeki snma ve grme ihtiyac olduu gibi, geceye
rt dedirten de benim istirahat ve dinlenme ihtiyacmdr. Arza beik dedirten benim acizliim, nzeninliim, nzdarIlgmdr." Sonra insansz bir kinat tasavvur
eder. nsan olmadan gnein, ziya vermesinin, dnyann hem kendi etrafnda, hem de
gne etrafnda dnmesinin, gece ve gndzn birbiri ardsra gelmesinin ve her k bir
baharn takib etmesinin, atmosferin arz kresini epeevre sarmasnn... hibir mn
tamayacan anlar.
Sonra, kinattaki btn mevcudatn bir rahmet ve inayet ile insann imdadna
gnderildiini ve ihtiyalarna koturulduunu dnr. Evvel, el ve ayak gibi d
organlarna ve kalb ve mide gibi i organlarna dikkatle ve ibretle bakar. Bu azalarn da
kendi ztlar iin vazife grmediklerini ve kendi ihtiyalar iin birbirilerinin yardmna
komadklarn dnr. "Ne gz kendi yolunu grmekte, ne mide kendi ihtiyac iin
hazm yapmakta, ne el kendisi iin almakta, ne de ayaklar kendi ilerine komaktalar"

diyerek bunlarn hep insan ruhuna yardmc ve hizmetkr olduklarn idrk eder. Sonra,
bir kademe daha ilerleyerek arz kresinde vazife gren, bata toprak, su, hava olmak
zere, btn unsurlar ayr ayr mtala eder. Bedendeki azalar gibi bu unsurlarn da
yine kendi ztlar iin vazife grmediklerini idrk eder. "Onlar bu vazifelerde altran
ancak benim Rabbim ve Halikm olabilir; zira btn bunlar hep benim imdadma
kouyorlar. Arzn durup dinlenmeden dnmesi, havann faslasz almas, aacn
meyve, tarlann mahsul vermesi hep benim iin olduu gibi, kavunun letafeti, gln
gzel kokusu da yine benim iindir" diyerek Hlik- Rahm'ine nihayetsiz hamd sena
eder.
Sonra, ayn bir takvim ve kandil, gnein bir lmba ve soba olarak onun yardmna
kotuklarn, ona hizmet ettiklerini dnr. Gne sisteminin, btn gezegenleriyle, samanyolunun bir dal olduunu hatrlayarak, bu muhteem kinatn bir
Hakm-i Rahm, bir Kadir-i Alm tarafndan insana hizmet ettirildiini, hayret ve ibretle
tefekkr eder. "Btn bu c-mid ve cansz mevcudat beni tanyp, bana merhamet
etmekten hadsiz derece uzak olduklarna gre bu ihsan ve ikram ancak beni tanyan ve
bilen bir Rabb-i Kerm'in tesiriyle, emriyle, tedbiriyle, ilmiyle ve irde-siyledir" diyerek
Allah'a hadsiz kreder.
"Zaaf- Mutlak iinde bir kuvvet-i mutlaka tezahrat var. Ve aczi mutlak iinde bir
kudret-i mutlakann sr grnyor" (Szler).
O akl- selim sahibi afak tefekkrne devamla ruhsuz, hayatsz, ilimsiz ve iradesiz
elementleri dnr. Bunlardan yaplan hadsiz lh san'atlar; nebatat, hayvanat,
insanlar ve onlarda tecelli eden ulv gayeleri tefekkr eder. Gayet edibne yazlm
mkemmel bir kasideyi cansz ve uursuz mrekkep zerrelerine vermenin kabil
olamayaca gibi, her biri bir kudret mu'cizesi olan bu Rabban san'atlarn da bu basit
elementlere havale edilemeyeceini idrk eder. Binlerce meyve veren o hametli
davari aalarn narin, zarif ve hassas ekirdeklerden; ku, balk ve bcek gibi hrika
mahluklarn di ve basit yumurtalardan; insan gibi li bir mahiyetin bir katre sudan
kendi kendine olamayacaklarn aka anlar.
Sonra aklsz, uursuz, hayvanatn eliyle vcuda gelen harika san'atlara bakar. Bu
san'atlar mahlukat ierisinde uurca en yksek ve istidadca en zengin olan insann bile
yapamayacan dnr. nsanolu mkemmel fabrikalarda, muhteem tesislerde
ancak hazr ynden, yahut pamuktan kuma dokurken, ipek bceinin sert ve basit dut
yaprandan ipek yaptn; yine insanolunun hazr eker pancarndan binbir
glklerle eker retmesine karlk, arnn ieklerden bal yaptn hayretle temaa
eder. Bu hayvanatn ancak bir Sni'-i Hakm'in birer fabrikas, birer tezgh olduklarna
hkmeder ve u hakikati gne gibi grr:
"Bu acz iindeki kudret; ve zaaf iindeki kuvvet; ve fakr iindeki servet ve gna; ve
cumud ve cehil iindeki hayat ve uur; bilbedahe ve bizzarure, bir Kadir-i Mutlak ve

Kaviyy-i Mutlak Hayy- Kayym bir Zt'n vcub-u vcuduna ve vahdetine kar her
taraftan pencereler aar. "1
"(Ey Habibim)! Sen de! Hereyin melekutu (i lemleri) Kimin elindedir (yed - i
kudretindedir)?" (El-M'minn: 88).
Sonra iradeli ve iradesiz uurlu ve uursuz hibir mahlukun kendi i leminde mstakil
olmadn dnr.
Evvel, nazarn kendi i alemindeki eitli maki-nalara, tezghlara, arklara evirir. Ana
rahminde iken bu i azalarn yaplmasnda, taklmasnda, her birinin kendine mnasip
vazifeler yklenip, en elverili yerlere yerletirilmesinde ne kendisinin, ne de en yakn
sebebler olan ana-babasmn hibir hisseleri olmad gibi; dnyaya geldikten sonra da
bu azalarn faaliyetlerinde onlarn tesirleri olmadn ibretle tefekkr eder. Kalbinin
almasndan, midesinin hazm faaliyetlerine ve diman hayretengiz bir laboratuvar
gibi vazife grmesine kadar btn fiillerin hep onun irdesi ve kudreti dnda cereyan
ettiini, kendisinin bunlarda hibir tesiri olmadn bilir. Bu organlar hakimane tanzim
eden ve mahirne altran bir Sni'-i Hakm'in, bir Rabb-j Kerm'in mevcudiyetine
yaknen man eder.
Ayn ekilde, btn hayvanatn i lemlerine de nazar eder. Onlardaki hakimane
faaliyetlerin, basirne tedbirlerin, rahimne tasarruflarn sar tabiata, kr kuvvete ve
uursuz sebeblere verilemeyeceini yaknen bilir.
Nebatatn ilerinde cereyan eden hrika faaliyetleri de bunlara kyas eder, ayn mizanla
tartar.
Sonra bu hakikatin deryalarda, dalarda, yerin derinliklerinde, sema tabakalarnda cari
olduunu dikkate alr. Ne deryalarn, ilerindeki mahlklardan; ne dalarn, tadklar
hazinelerden; ne semann, ihtiva ettii sistemlerden haberdar olmadklarn ibretle
tefekkr eder. Ve bu tefekkr ile, kinatn mihrak noktas olan insandan, sema
tabakalarna kadar btn mevcudatn i lemlerinin ayn ilmin murakabesinde, ayn
irdenin tedbirinde, ayn kudretin tasarrufunda... olduunu iz'an eder.
"Hereyin btn zahirinden daha li, daha kmil, daha ltif, daha gzel, daha mzeyyen
olduu gibi, hayata daha kavi, uurca daha tamdr"(Mesnevi-i Nuriye)
Sonra, hereyin i leminin dndan daha mkemmel olduu hakikatini tefekkre
balar. nce kendi i lemini nazara alr. Hayl, hafza, muhakeme ve uur gibi i
duygularnn efendisi olan aklnn; marifet, muhabbet, efkat gibi hakikatlarn makesi
olan vicdannn bedendeki azalardan ok daha hrika, ok daha mkemmel olduunu
hemen anlar. Ve u hakikat-lara intikal eder:
"Saray gzeldir, lkin sultan daha gzeldir. Zira saray sultan iindir."
"Kafes gzeldir, ama blbl daha gzeldir."

"Lfz gzeldir, fakat mn daha gzeldir. nk, lfz kuvvetini ve kymetini ondan
alr."
"Kabuk gzeldir, lkin lb daha gzeldir. nk, ukde-i hayat ondadr."
Bu tefekkr ile kendi bedenin de bir saray, bir kafes, bir lfz yahut bir kabuk hkmnde
olduunu ve ondaki btn gzelliklerin, tenasbn, ahengin onda hkm sren ruh
sultanndan kaynaklandn yakinen anlar. Asl, nuran kmil ve hkim olann hep ruh
olduunu, bedenin ise ancak ruhun terakki ve tealisine hizmet eden, dalmaya mahkm
bir kabuk olduunu idrk eder.
Bu kinat da bir byk insan gibi tasavvur ederek onun akllar hayrette brakan
kametini, nazarlar kamatran endamn ve onda tezahr eden hrika gzellikleri
tefekkr eder. nsandaki btn gzelliklerin onun i leminden gelmesi gibi, bu
muhteem kinattaki gzelliklerin de melekt leminden geldiini bilir. Kendisindeki
kalb, akl, ruh, hafza, hayal... lemlerine mukabil, insan- ekber olan kinatta da Ar,
Krs, lem-i ervah, levh-i mahfuz, lem-i misl gibi
lemlerin mevcud olduunu ve bu lemlerin u grnen lemden daha li, daha yksek,
daha gzel, daha ltif olduunu anlar.
Dipnotlar:
1 Said Nurs, Szler, s. 619.
Okunma Says : 1385

Materyalistlerin leri Srd Alt Sual ve Cevaplar


Gnmzde btl hak, hakk btl gsteren ve ha-kikatlar perdeleyip insanlar dallete
atan muhtelif vehmi suallerle karlalmaktadr. Bu suallerle birok safsatalar, mugalta
ve demagojiler ve nihayet birtakm ideolojik arzular fikir gibi gsterilmekte ve gen
dimalara enjekte edilmektedir. Aslsz vehimlere hakikat ss verilmekte, saf zihinler
aldatlmaktadr.
tikad ve iman mes'elelerle yeterli lde takviye ve tahkim edilmemi baz
genlerimize, mevcut kltr seviyeleri ile cevap veremeyecekleri birtakm sualler
sorulmakta ve tamamen safsata zerine kurulmu bu suallerle genler, phe ve
teredddlere drlmektedirler.
Bu sualleri ortaya atanlarn maksatlar itikad ve man mes'eleleri renmek, yahut
taharri ile bir hakikati meydana karmak deil, arlatanlk ve demagoji ile
muhatablarmm iman ve itikadlarm sarsmaktr. Allah Tel'y Kur'n- Kerm'in beyan
ettii vech ile tanyan, iman hakikatlarn delil ve burhanlarla tahkiki bir surette bilen,
kalblerini, iman haki-katlaryla tenvir eden ve imanlarn taklidden tahkike karan
m'minler ifsat komitelerinin propagandalarna aldanmazlar, eytan desiselere
kaplmazlar ve hibir hak ve hakikata istinad etmeyen esassz ve vehmi suallerin tesiri
altnda kalmazlar. Bu nokta-i nazardan kitabmzn ikinci blmnde marifet-i lhye'ye

dair bilgiler takdim ettik. Bu bahisler dikkatle mtala edilirse, Cenb- Hakkn n-
ulhiye-tine yakmayan, izzet ve azametine mnasip dmeyen her trl ek ve
phelerden -biiznillhah-salim kalnr.
Bununla birlikte biz yine de materyalist ve ateistlerin en ok istismal ettikleri "Alt
Sual"e cevap vereceiz.

Birinci Sual:"Cenb- Hak Kendisinden Byk Bir Mahlk Yaratabilir mi?"


Bu sule alt madde halinde cevap vereceiz:
1- Sualde kast vardr:
Bu sualin hedefi inanlar sarsmak, saf zihinleri bulandrmak, masum ve krpe
dimalara zehir aktmaktr. Bir akrep kskac olan bu mualtal sual ile muhatap
zehirlenmek istenmektedir. yle ki:
Eer bu suale "Evet" diye cevap verilse o zaman "Demek ki sizin Rabbiniz yaratt
eyden gszdr" denilecek. Eer, "Hayr" diye cevap verilse, o zaman da "Demek ki
sizin Rabbiniz cizdir" denilecektir. Her iki halde de h Cenb- Hakk'a acizlik isnad
szkonusudur.
Bu suali ortaya atanlar, vcudu muhal olan bir erik yaratmay Cenb- Hakk'm
kudretinden talep etmekle Allah Azmn' "Hlk" ve o mevhum erikin de "mahlk"
olduunu bir n yarg olarak kabul ettikleri halde, daha sonra o mevhum mahlukun Hak
Tel'dan byk olabileceine ihtimal vermekle, bariz bir mugaltay
sergilemektedirler.
Bu kimseler Hlk Tel'nm kuds mahiyetinin mahlk mahiyetine hibir cihetle
benzemeyeceini bilememektedir. Evet, eser ustasna hibir cihetle benzemeyecei gibi,
Allah Azmn da mahlukatma hibir cihetle benzemez. Bu hakikati bilmemek, bir
cehli azimdir.
Bu cehalete denler Allah Azmnm mutlak kadir, mahlkatn ise nihayetsiz ciz
olduu haki-katmdan gafildirler. Kendi vehimlerinde mutlak kudreti mutlak aczin,
nihayetsiz aczi de nihayetsiz kudretin yerine koymakla anlayszlklarn sergilemekte
ve ahmaklklarn tehir etmektedirler.
2- Sualde "imkn- vehm" ile "imkn- akl" iltibas edilmektedir.
mkn- akl: Aklen hem olmas, hem de olmamas mmkn olan eye denir. Mesel, yeni
evlenen bir insann ocuu olmas da olmamas da mmkndr.
mkn- vehmi: Harite tahakkuku mmkn olmayan, hakikatsiz ve esassz bir
tevehhmdr. mkn- vehmi hibir hkme esas olamaz. Hibir delil ve haki-kata istinad
etmedii iin ilim ve hikmet imkn- vehmi ile megul olmaz.

mkn- vehmi sadece "olabilir", "belki" gibi temenni, zan ve hayallerden kaynaklanr.
Nasreddin Hoca'nm "ya tutarsa!" zann ile gl mayalamas buna gzel bir misldir.
"Cenb- Hak kendinden byk bir mahlk yaratabilir mi?" sualinde imkn- vehmhi ile
imkn- akliltibas edilmektedir. Bu sual ancak vehmin mahsuldr; hibir hakikata
istinad etmeyen bir hurafe, bir safsatadr; aklen muhaldir. Hibir akl, bir mahlkun
Allah Azmn'dan byk olmasn mmkn gremez.3- Sual ile demagoji yaplmaktadr.
Ehl-i ihtisasn malmu olduu zere, mantkta "Gerek olmayan mukaddemelerden
terkip edilen kyaslara mugalta (demagoji) veya safsata" denilmektedir. Mesel duvar
zerine izilmi bir at resmi gren mugalatac (demagog):
"Bu suret, kiner. nk, bu suret attr."
"Her at kiner."
"yle ise bu suret de kiner" diye yanl bir hkme varr. Cenb- Hakk'm yarataca bir
mahluku -h-Allah'tan byk tevehhniy etmek, duvardaki nak at kabul etmekten
daha byk bir safsatadr. Evet, sual muhali netice veren mukaddemelerden kurulduu
iin de safsatadr, hibir hakfkat yoktur. Srf tahakkm-dir, tamamen muhal olan
mcerred bir vehmin, gya hakikat lemine intikal ettirilme safsatasdr. Sualin
muhtevasnda esas olarak u mukaddemeler mevcuttur:
1) Yaratlmas vehmedilen varln u anda mevcutolmad kabul edilmektedir.
2) Mevhum varln yaratlmas Allah'tan beklenmekte, bylece Allah Azmnm
Hlk olduu, o mevhum varln ise mahlk olaca kabul edilmektedir.
3) O mevhum varln yaratlmas Allah'tan istendii gibi, onun bykl, gc, dirayet
ve azametide Allah'tan istenmektedir.
Bu mukaddemelerden Cenb- Hakk'm nihayetsiz byk, yegne Hlk, ezel ve ebed ve
mutlak Kadir olduu; o mevhum varln ise yaratlmaya muhta, ciz, zelil, mmkin ve
miskin olduu neticesi kt halde, tam tersine o vehm varln Allah'tan byk olup
olmayaca sorulmaktadr. Bu ise yukardaki mislden ok daha ahmakne bir
safsatadr.
4) Sual pek ok tenakuzlarla doludur:
Sual ile yaplmak istenen kyas, tenakuzlu kaziyelere (elikili hkmlere)
dayandrlmtr. Dolaysyla, bu sualin "iddia olma" vasf yoktur. Mesel, "Sonsuzdan
daha byk bir say yazlabilir mi?" sorusu byle tenakuzlu bir kaziyeye istinad eder. Bu
sebeple hibir ilm kymeti haiz deildir. nk, sonsuzdan byk bir say olamaz ki,
byle bir sual de sorutabilsin. Eer sonsuz mutlak bir bykln sembol ise hibir
rakam sonsuz ile mukayese edilemez. Sonsuzdan byk bir rakam telkki edilse o

zaman da sonsuzluk hakikati ortadan kalkar. Sonlu bir rakamn sonsuzdan byk olma
muhali .ve imknszl ortaya kar.Bu sual de, elikili kyaslardan olduu iin
mantken ve ilmen hibir kymeti yoktur.
Bilindii gibi bir eserdeki kemlt, sniinin, yni ustasnn kemlinin in'iks, cemlinin
irtdr. Ve bu eserdeki kemlin ustasnn kemlini amas, ondan fazla olmas
muhaldir. Hem bir ustann yapt bir eserine kendi kemltmdan daha fazla bir keml
vermesi dnlemez. Bir limin, telif ettii bir kitabna kendi ilminden fazla ilim
yerletirmesi, yahut, bir mimarn kendi maharetini aan bir eser yapmas, gnein kendi
ziyasndan fazlasn bir katreye vermesi muhal iinde muhaldir, safsatalarn en acibidir.
"Cenb- Hak, kendinden byk bir varlk yaratabilir mi?" sorusu, daha dorusu
mugaltas: "Allah Tel kendi kemlatndan daha fazlasn bir mahlkuna verebilir
mi?", "mahrukat kmil, kendisi naks olabilir mi?","mahlku Hlk, kendisi mahlk
olabilir mi?"... gibi hezeyanlar tamaktadr.
Sual, Cenb- Hakk'm sfatlar, fiilleri, unt adedince muhaller ihtiva eder. Bunlardan
birkan zikredelim:Hak Tel'nm sfatlarndan biri "Kudref'tir. Soru, bu sfat ynnden
tahlil edildiinde yle olur:
"Kudreti sonsuz olan Cenb- Hak, kendinden daha kudretli birisini yaratabilir mi?"
Bu sorunun sahibi, sonsuzluk mefhumunun cahilidir. Sonsuz kudretten daha byk bir
kudret olamaz ki, byle bir sual sorulabilsin. u nihayetsiz feza, u usuz bucaksz
sistemler, hep O Kadir-i Zlcell'in kudretinin tecellighdr. Malmdur ki, bir mahiyetin
tecellileri, o mahiyet ile hibir cihetle muvazene edilemez. Hametli bir dan yinedeki
tecellisi bir akl ta arlnda da olamaz. Hadsiz yldzlar, usuz bucaksz galaksiler
hep Allah Azman'm Hlk isminin tecellileridir. Bu tecellilerin O Kadir-i Mutlak'
yormas, ciz brakmas dnlemez. Hikmeti iktiza etse ve her an byle milyarlarca
kinat yaratsa, bunlarn tm o kudret nazarnda yine bir zerre kadar da olamaz...
Sz konusu soru, Cenb- Hakk'm irde sfat ynnden tahlil edilirse u ekle girer:
"Mutlak irde sahibi olan Allah Tel, kendi hkmn geri braktracak, kendi irdesini
kaytlayacak bir ilh yaratabilir mi?"
Halbuki, Cenb- Hakk'm irdesi mutlaktr, nihayetsizdir. Hibir kayt altna girmez.
O'nun irdesini kayt altna alacak bir mevcudun bulunmas muhaldir. te yandan,
Cenb- Hakk'm yarataca ey, mahlk olur. Mahlk ise Hlk'm irdesi altndadr. Bu
sual ile Hlk'n irdesi kaytl, mahlkun irdesi ise mutlak tevehhm edilmekte,
bylece "mukayyedin mutlak kayt altna almas" gibi en byk tenakuza
dlmektedir.
Soruyu, bir de Cenb- Hakk'n "ilim" sfat ynnden mtala edelim. O zaman soru
yle olur:
"Cenb- Hak kendisinden daha lim bir mahlk yaratabilir mi?"

Bu vehme gre Alm-i Klli ey'in o nihayetsiz ilmi ile yaratt herhangi bir mahlkuna
bahettii cz', hadis, naks ve mahdut ilmin, O'nun mutlak ilminden daha mull ve
ihatal olmas lzm gelir. Bu ise hurafelerin en irkinidir.
Soruyu, Allah Tel'nn ezeliyeti ve ebediyeti noktasndan dndmzde u safsata
ile karlarz:
"Cenb- Hak, kendinden evvel var olup, kendisinden sonra da vcudu devam edecek
olan bir varlk yaratabilir mi?"
Ezel ve Ebed Sultan olan Allah Azman'm, bir ismi Evvel, bir ismi de hir'dir.
Varlnn evveli olmad gibi, Sonu da yoktur. "Evveliyetine bidayet olmad gibi
hiriyetine nihayet yoktur." Ezelden evvel ve ebedden te bir zaman mefhumu olamaz
ki, byle bir hurafeye, bir vehme yer olabilsin. Bu safsataya gre, Allah Tel ezel ve
ebed olduu halde, h, fni ve hadis olacak, yarataca o mevhum varlk ise, mahlk
olduu halde ezel ve ebed olacaktr.
Cenb- Hakk'n Hayat, Semi', Basar gibi dier sfatlar da ayn mantk ve l ierisinde
mtala edilebilir. Ne gariptir ki, byle bir safsata, bir hurafe, bir hezeyan bu asrn
cehalet arsnda mteri bulmakta, az da olsa bir ksm insanlar saptrabilmektedir.
5) Sualde hakikatlarn zdlarma inklb taleb edilmektedir.
Bilindii gibi, bir hakikatin, zddna inklb etmesi muhaldir. Yine, bir hakikatin kendi
mahiyetini muhafaza etmekle birlikte kendi zdd olan bir mahiyetegirmesi de muhaldir.
Mesel, gnein, kendi mahiyetini aynen muhafaza ederek suya inklb etmesi, yahut bir
keinin "keilik" mahiyetini hi kaybetmeden ars-lan olmas muhaldir. Misller
oaltlabilir. Mahlkat iin, inklb- hakik byle binlerce muhaller tad halde, Hlk
Tel hakknda byle bir ey vehmetmek, sapklklarn en garibi, muhallerin en acibidir.
Evet, yukardaki sual ile ulhiyete ait sonsuz haki-katlarm, zdlarma inklb etmesi
tevehhm edilmektedir. yle ki; sual sahibi bu mugaltas ile, hem Allah Tel'nn
nihayetsiz keml ve cemline nihayet tevehhm etmekte, hem de sonradan
yaratlacandan haliyle naks, fni, ciz, mukayyed olacak olan o mevhum varln
hakikatini, zdd olan nihayetsiz kudret ve kemle inklb ettirme muhaline
dmektedir. Allah Tel'nn mutlak kemli, zdd olan mutlak noksanla, mutlak
cemli mutlak irkinlie, mutlak kudreti, mutlak acze inklb etmez. O Zt- Zlcell
nihayetsiz aziz, mahlkat ise nihayetsiz zelildir. Allah Azmn, nihayetsiz lim ve
mutlak Hkim'dir; mahlkat ise cahil ve mahkmdur. Hak Tel'nn vcudu vcib, Zt-
Kibriya's ezel ve ebeddir. Yaratt ve yarataca herey ise mmkindir, fnidir ve
hadistir.
Bu sual ile ilenen inklb- hakik cinayetlerinden birkan misl olarak sergileyelim:
"Mezkr sual sahibinin vehmine gre, Cenb- Hak ezeli olduu halde, h hadis olacak,
yaratlmas vehmedilen o varlk ise, hadis olduu halde ezel olacaktr. T ki, Allah

Tel'dan, h daha byk olmas tevehhm edilsin. Ayn ekilde, Allah Tel, vcib
olduu halde mmkn olacak; bir mmteni ise vcib olacaktr. Allah Azmn,
nihayetsiz kadir olduu halde, ciz olacak, O'nun yaratmasna muhta olan o varlk ise
nihayetsiz kadir olacaktr. Yni, o varlk yaratlmasnda, devam ve bekasnda Allah'a
muhta iken h Allah Tel ona muhta olacaktr. Yine; Cenb- Hak, nihayetsiz
hakm olduu halde nihayetsiz mahkm olacak; u anda o iddiacnn zihninde mahpus
olup, vcut sahasna kamayan o mevhum varlk ise mutlak hkim olacaktr ve hakeza
kyas edilebilir."
6) Sual sahibi vcut mertebelerinden habersizdir.
Bu sualin cevab, ilim ve ihtisas ehlince sabit olan hakikatin bilinmesine baldr. Bu
hakikatlar ise vcib, mmkin ve mmtenidir.
Malm olan bir hakikat, ya vcibdir, yat mmkindir, ya mmtenidir. Aklen bu
hakikatin haricinde bir baka k dnlemez.
Gayet mkemmel ve mzeyyen bir heykele baktmzda bu hakikati yle tesbit
edebiliriz:
"Heykelin bir ustas olmas vcib tir." Zira, eser messirsiz, sanat sanatkrsz
dnlemez. "Bu heykel yaplmadan nce, ustas iin heykeli yapp yapmamak ise
mmkndr." Yni usta iin, o eseri yapp yapmamak msavidir. "Heykelin, ustasndan
daha mahir, kmil, daha gl., olmas ise mmtenidir, muhaldir." Ayn hakikati gne
iin dnecek olursak: Gnein ziyadar olmas vcibdir. Yni, ziysz gne
dnlemez. Gnei irde sahibi farzetsek, n dilediine verip, dilemediine
vermemesi de mmkndr. Gnein yinedeki tecellisinin, gnein cesamet ve
hararetine sahip olup, etrafnda oniki seyyareyi gezdirmesi ise mmtenidir.
Yukardaki misller gibi, vcud mertebelerinde de hakikat vardr: Vcib, mmkin,
mmteni.
Cenb- Hakk'm vcudu "vcib", yaratlm ve yaratlacak olan hereyin vcudu
"mmkin", Allah Tel'nm eriki, misli, benzeri ve nazilinin bulunmas ve herhangi bir
mahlkunun kendisinden byk ve gl olmas ise "mmteni"dir.
imdi bu hakikatlar ayr ayr izah edelim:
Cenb- Hakk'm vcudu vcibdir. O'nun vcudu Ztnn muktezasdr. Vcuduna
yokluun arz olmas muhaldir. Cenb- Hakkn Zt, varlnda bakasndan
mstanidir. Yni, var olmak iin hibir sebebe muhta deildir. Hibir sebeble var
olmad gibi, hibir illete de muhta deildir.
O'nun kendine mahsus bir vcudu vardr. Mahlkatm vcuduna hibir cihetle
benzemez. Zt, sfat, efl ve unat ile hereyden temayz eder. Ztnda bir olduu gibi,
sfatlarnda, unatnda, efl ve ahkmnda da birdir. Hibir cihetle O'nun kfr, dengi,
ei ve benzeri yoktur. O vhiddir, ehaddir; ezel ve ebeddir. Varlnn balangc

olmad gibi nihayeti de yoktur. Mahlkatdan hibirisi, Hak Tel'nn sfatlarn aamaz.
nk, bir mahlk ne kadar byk olursa olsun, mahduttur, evveli ve hiri vardr.
zetleyecek olursak Cenb- Hak Vcib-l Vcud'tur. O'ndan baka vcib lizatih yoktur.
Ezel ve ebed, bak ve kadm olmak, domaktan ve dourmaktan, yaplmaktan ve
yaratlmaktan, zaman ve mekndan, bakalarna muhta olmaktan yegne mstani,
sadece ve sadece Allah Tel'dr (C.C.)
Mmkine gelince, mmkin "mtesaviyyt-tarafeyn" eklinde tarif edilmitir. Yni,
mmkinin varl ile yokluu msavidir; var da olabilir, yok da olabilir. Mmkinin varl
da, yokluu da muhal deildir. Zira onun varl da, yokluu da ztnn
muktezasndandeildir. Yaratlan ve yaratlmaya kabil olan herey mmkndr.
Yokluk ve varlk mmkinin ztna nisbeten msavi olduundan bir mmkin, varlk
sahasna kmak iin mutlaka bir illete, bir sebebe muhtatr.
Mesel, ktibe gre bir harfin yazlp yazlmamas msavidir. Yni, ktib, o harfi
yazabilir de, yazmayabilir de. Demek ki, "harf iin iki taraf szkonusudur. Olmak ve
olmamak. Ktib bu iki ktan hangisini tercih ederse o tahakkuk eder. Yazmay tercih
ederse harf yokluktan varlk lemine kar, yazmamay tercih ederse yoklukta
kalr.Btn mmkinat, Cenb- Hakk'm yannda bu harf gibidir.
Kinat, O'nun yaratmasyla vcuda geldii gibi, yine O'nun irdesi, kudreti, terbiye ve
takdiri ile varln srdrmektedir. Gerek vcuda gelmesinde ve gerekse devam ve
bekasnda Allah'a muhtatr.
Evet, acz, fakr, kusur, zafiyet, ihtiya, deime, ypranma, paralanma, dalma, yok olma
mmkinin vasflarndandr. Kinatn her trl ihtiyacn her an gren Cenb- Hak ise
Vcib'l-Vcud'tur, nihayetsiz kadirdir, nihayetsiz limdir. lmine, irdesine, kudretine
son yoktur.
Mmkinat leminde, O Vcib-l Vcudu ciz klacak bir mahlkun olmas dnlemez.
O'nun ezel irdesi ve mutlak kudreti karsnda dire-i imknda- herey msavidir.
Kk -byk fark yoktur. O kudrete nisbeten btn galaksilerle bir zerre birbirine
msavidir. Bir iek ile baharn, czile klln fark yoktur.
Mmteniye gelince, mmteni, varln tasavvur etmek asla kabil olmayan ve yokluu,
ztnn muktezas olan mefhuma denir. Mmknn "olmak", "olmamak" gibi iki ciheti
varken, mmteninin tek ciheti vardr; o da olmamaktadr. Yokluk mmteninin daim
vasfdr. Onun varln tasavvur etmek, tenakuz ve tezatlar dourur.Mesel, bir rakam
ya ifttir, ya da tektir. Bir rakamn hem ift, hem de tek olmas mmtenidir.Bir insann
ayn anda hem ayakta, hem de oturur olmas da mmtenidir.Bir rakamn sonsuzdan
byk olmas da mmtenidir.Aynen yle de, Cenb- Hakk'm erik ve nazri olmas da
mmtenidir.Mmknn vcib'ten byk olmas da mmtenidir.Mahlkatm Hlk'tan
kadir, stn olmas da mmtenidir.

Bu blmn banda bu sual sahibinin, vcud mertebelerinden habersiz olduunu


sylemitik. Bu noktaya kadar yaptmz izahlardan anlald ki, sualde vcib mmkin
ile, mmkin mmteni ile, yahut mmteni vcible kartrlmaktadr. Bu kartrma ya bir
cehalet eseridir, yahut zihinleri bulandrmak iin kas-den yaplm bir mugalta, bir
cerbezedir.
Cenb- Hakk'm sfatlarnn nihayeti yoktur. Mahlkat ise her cihetle hudutludur. Allah
Tel'nm yaratt ve yarataca her ey O'nun sfatlarnn ihatasnda kalr. Sonsuza
nisbetle, her rakam kk kalaca gibi, Cenb- Hakk'm mutlak ve muht sfatlarna
nisbetle de byk-kk btn mahlkat birbirine msavidir.
yleyse bireyin yaratlmasndan sz edildikten sonra artk onun kudret-i lhiyye'ye
kar byklnden bahsedilemez.
Sual sahibi bir mugalta ile mmteniyi mmkin
gsterme cehaletine dmekle kalmayp, o mevhum mmkini vcib telkki etmekte,
bylece vcudu hi tasavvur edilemeyen bir mmteniye, vcib bir vcud is-bat etmek
ahmaklna dmektedir.
O mmteninin var olmas dahi dnlemezken ona -kendi vehimleri ile - bir de
byklk sfat takanlar ne kadar byk bir divanelik etmektedirler, kyas edilsin.
7) Sual sahibi byklk mefhumunun cahilidir.
Cenb- Hakk'm bykl zatdir, mahlkata nis-beten deildir. Yni, Allah Tel
ztnda byktr, bykl izfetsizdir, mahlkat ile kyasa girmez. O'nun Zt-
Kibriys, hibir mahlukuna benzemedii gibi, bykl de mahlkatm byklne
benzemez, takdirle bilinmez. Mahlkatm bykl nisbdir, birbirine gredir. Cenb-
Hakk'n bykl ise mutlaktr, hadsizdir, nihayetsizdir.
Bu hakikati bir misl ile aklamaya alalm. Gnein bykl kar zerrelerindeki
tecellileriyle kyasa girmez. Zira, btn o tecelliler ziyalarn parlaklklarn o gneten
almaktadrlar. Nasl onunla kyasa girebilirler?
Aynen bu misl gibi ilmi nihayetsiz, kudreti hadsiz, azamet ve kibriys namtenahi olan
Allah Tel'nm bykl de mahlkatm bykl ile hibir cihetle kyasa giremez.
Zira btn mahlkat hep O'nun sfatlarnn ve isimlerinin tecellileridir. Varlklar O'nun
var etmesiyle, hayatlar O'nun hayat vermesiyle, nurlar O'nun tenviriyle, ziynetleri
O'nun tezyiniyledir. Onlarn byklkleri ancak birbirilerine nisbetledir. Byklk,
kibriy ve azamet vadisinde Allah Azmn ile kyasa girecek halleri yoktur. O'nun
bir mahlku olan insan akl da, ne kadar byklk tasavvur ederse etsin, hepsi mahlk
bykldr. Cenb- Hakk'm bykl, o tasavvur ve tahayyl edilen byklklerin
hepsinden mnezzehtir, lidir, ycedir.
Bilindii gibi, matematik ilminde bir "sonsuz" mefhumu vardr. O mefhumun bykl
rakamlara gre deildir. Btn rakamlar ona nisbetle kyasa giremeyecek kadar kk

kalrlar. Onlarn byklkleri birbi-rilerine gredir. Sonsuz katnda bir ile bir milyarn
fark yoktur. Bu noktada sonsuza nisbeten byk kk fark yoktur. Btn rakamlar,
faraza uurlu kabul edilse, bunlarn hepsi sonsuzu kavramakta ayn derecede gsz ve
naks kalacaklar gibi, Allah Azmn'n nihayetsiz bykln anlamakta da btn
akllar ayn nisbette ciz kalrlar. O mutlak ve sonsuz byklk, bu mahdut ve kasr akla
smaz.
Malmdur ki, byklk mefhumu ok eye izafe edilmektedir. Bu izafe edilen eyler
kendi aralarnda sralamaya, derecelemeye girerler. Lkin, bir byklk nevi dieriyle
kyasa girmez. yle ki, byk lim ile byk da ifadelerindeki "byk" sfatlar
arasnda mahiyet farkll vardr. Biri ilmin bykln, dieri ise cirmin ve cismin
azametini ifade eder. Dalar da, limler de ancak kendi aralarnda mukayese
edilebilirler. Bir ta uurlu farzederek ona, byk bir limden bahsetseniz, onun
hayalinde kocaman bir da canlanr. Zira onun byklk anlayna, ilmin keyfiyeti
smaz. O ta gibi, insan akl da bir mahlktur. Onun da byklk anlay kendi
yinesine gredir. nsann btn byklk tasavvurlar, mahlkiyet diresinde kalmaya
mahkmdur.
Mezkr suali bu hakikatlarm nda tahlil ettiimizde sualde Allah Tel'nn
byklnn, mahlkat bykl ile kartrldn grrz. yle ki: Sualde, sz
edilen o vehmi varln, mahlk olaca peinen kabul edilmektedir. Bir mahlk ise ne
kadar byk olursa olsun, bykl mahlkiyet diresinde kalr.
Malmdur ki, her mahlk vcud sahasna Allah'n kudret ve iradesiyle kt gibi,
varln devam ettirmek iin de her an O'ndan medet alr. Vazifelerini O'nun muht ilmi
altnda srdrr. Acz, fakr ve ihtiya mahlkun sfatlar, halleridir. Yine her mahlk, tegayyr ve tebeddlden, fena ve zevalden kendini kurtaramaz. Her mahlkun ftr bir
mr ve yine ftr bir eceli vardr. Mahlkata ait bu ve benzeri sfatlar gznne alnrsa,
Cenb- Hakk'm yaratp yaratamayacandan sz edilen o mevhum varln ciz, fakir,
mtebeddil, mtegayyir, naks, fni, hadis, mmkin olmaktan kendini kurtaramayaca
ve szkonusu sualin de bir vehimden, bir desiseden ve bir safsatadan ileri gidemeyecei
aka anlalr.
Hem, messirin, eserden, san'atkrn san'atndan, failin fiilinden byk olduu tartma
kabul etmez bir hakikattir. Bir eserdeki btn kemlt ve gzellikler, san'atkrmdan
gelmektedir. Eserdeki san'at, ilim, kudret, tezyin o sanatkrn bykln gsterir, ona
dallet eder. Mesel, Selimiye Camii'ndeki btn kemlt ve gzellik hep mimarnn
kemltmdan szlm, ilminden dklmtr. O talar bir aheser hline getiren,
Mimar Sinan'n ruhundaki incelik, dncesindeki derinlik, hissiyatndaki zerafet ve
san'atmdaki meharettir. Alk Sinan'adr, takdir O'na gider. Faraza, Sinan'n mr, ebed
olsayd, daha nice camiler yapar, eserler vcuda getirirdi. O eserlerin hepsi de O'nun
byklne delil olurdu. Lkin, onlarn byklkleri Mimar Sinan'n byklyle
mukayeseye giremezdi. Hepsi, O'nun ilmi, mehareti, sanat karsnda hakir kalrd.

u kinat denilen mescid-i kebr, arlar, ferler, sema tabakalar, usuz bucaksz
galaksiler de hep Allah Tel'nm eseri, icad, mahlku ve memlkdr. Onlarda tecelli
eden btn kemlt Esm-i lhiyye'ye aittir. Btn mevcudat Cenb- Hakk'n
kudretiyle, iradesiyle, hkimiyetiyle ayakta durmaktadr. Atomlardan galaksilere kadar
her'ey, her haliyle ve tavriyle, her an O Zt- Zlcell'in hkimiyeti, ceberutiyeti ve
murakabesi altndadrlar. Mahlkat hibir cihetle O'nun sfatlarnn mulnden
kamaz. Hereyi bizzat tasarrufunda tutmaktadr. O'nun hkimiyeti karsnda herey
mahkm, O'nun bykl karsnda her mahlk zelildir.
te yukardaki sual, byklk mefhumunu bilmemek yannda, Hlikyet ve mahlkyeti
de bilmemekten kaynaklanmaktadr.

kinci Sual: "Madem Cenb- Hak Hibir eye Muhta Deildir, O Hlde
Kinat Niin Yaratmtr?"
Evvel unu belirtelim ki, birinci suale verilen ce-vapler dikkatle mtala ve tetkik
edilirse, byle bir suale ihtiya kalmaz. Allah' bilmek ve hakikati bulmak maksadiyle,
samim dnlse, Hlik- lem'in bu lemden mstani olduu ve mahlkatma hibir
cihetle muhta olmad kolayca anlalr. Byle aslsz ve vehm sualler, daha nce de
belirttiimiz gibi, Allah Azmn' Kur'n- Kerm'in tarif ettii vehile bilememekten,
sath nazardan ve fasid bir kyas ile O Vcib'l-Vcd'un zt, sfat ve unatn, mahlkatm zt, sfat ve ahvli ile iltibas etmekten kaynaklanmaktadr. Biz bu suale nce bir
mislin nda ksaca cevap verecek, daha sonra tafsilta geeceiz.
Gnein yinelere tecellisinde, onlar klandrmasnda, ziyas ile onlar
feyzlendirmesinde, ne zt iin, ne de sfatlar hkmndeki harareti, ziyas, renkleri iin
bir ihtiya dnlemez. Yni, gne yinelerde tecelli etse de, etmese de kemli,
gzellii ztnda ne ise odur. yineler olmasa onun kemlinde bir noksanlk olmayaca,
gibi, ylnelerin olmas da, onun ceml ve kemlini ziyadeletirmez.
Gnein ziya ve hararetini tecelli ettirmesindeki btn fayda ve menfaat ancak yinelere
aittir. Onlar zulmetten kurtulup, nura kavumakta gnee muhtatrlar. Yoksa gne
onlarn ne karanlkta kalmalarna, ne de aydnlanmalarna muhta deildir. Onlarn
karanlkta kalmas, gnein kemli iin bir noksanlk olmad gibi, aydnlanmalar da
onun kemline bir ziydelik getirmez. Faraza gne ilim, irde ve hayat sahibi, yineler
de akl ve uur sahibi olsalar, onlar gnei tanmakla, sevmekle ve onu medh sena
etmekle gnein kemline ne katabilirler; onun hangi ihtiyacn grebilirler. Yahut,
gnee isyan ile, onun nma ne noksanlk getirebilirler. Mesel, gnein nebatat ve
hayvanata k vermesinde ne menfaati olabilir, yahut vermemesinde onun iin ne
noksanlk dnlebilir. Elbette zarar da, menfaat de onlara aittir.
Ganiyy-i Mutlak olan Cenb- Hakk'm da hadsiz gne ve yldzlarla dolu u feza lemini
ve hadsiz zi-yahat ile enlenen u zemin yzn yaratmas, h, ihtiyacndan deildir.
Bu mkevvenat yaratmakla O'nun zt ve sfatlarnn kemlinde bir ziydelik olduu
dnlemez. Keza, bu mevcudat yaratmasayd da nihayetsiz kemlinde hibir
noksanlk olmazd. Evet, mahlkatn yaratlmas ile hsl olan btn kemller, cemller,

fayda ve gzellikler o mahlukata aittir. Mesel, hadsiz yldzlarla yaldzlanm u gk


kubbenin zerimize adr gibi atlmasnda ve yeryznn rengrenk ieklerle tezyin
edilmi bir hal gibi ayamzn altna serilmesindeki btn menfaatler bizlere aittir.
Hak Tel, ne mevcudatn yokluktan varla kmalarna, ne meleklerin medh
senasna, ne de insanlarn ibdet ve itaatlerine muhta deildir. Bunlar olsun veya
olmasn. O, ztnda hamd senaya lyk, ei, misli, dengi olmayan bir Mahmud-u Bilhak
ve Mbud-u Mutlak'tr.
imdi cevabmzn tafsiltna geelim:
Hemen ifade edelim ki, sualin banda Cenb- Hakk'm hibir eye muhta olmad
sreten kabul edilirken, daha sonra "O halde kinat niin yaratt?" denilmekle Allah
Tel'ya zmnen ihtiya izafe edilmektedir. Bu sebeple biz nce Cgnb- Hakk'm hibir
eye muhta olmayp, hereyden mstani olduunu izah edecek, daha sonra bu
kinatn yaratl hikmetleri zerinde ksaca duracaz.
Ganiyy-i Mutlak olan Vcib'l-Vcd Hazretleri, hem zt, hem de sfatlar ile hereyden
mstanidir. Hibir eye muhta deildir. Mahlkat yaratmasyla O'nun azamet ve
kibriysmda ziydelik olmamtr. Yaratmasayd da izzet ve kemlinde hibir noksanlk
olmazd.
"phesiz ki Allah lemlerden mstanidir." (l-i mrn: 97).
yeti mucibince, Cenb- Hak ztyla hereyden mstanidir. O'nun ztmdaki nihayetsiz
kemlinin, izzet ve azametinin fevkinde bir derece, bir mertebe yoktur ki Allah
Azmn lemleri yaratmakla -h- kemlini tekmil ederek o dereceye varm olsun...
Evet, O'nun kemli zatdir, ezeldir, mutlak ve nihayetsizdir. Nisb ve izaf deildir. Gayra
bakmaz.
Gayrn tasavvuruna bina edilemez. Bizzat bir hakikat- mukarreredir.
Ezelde mutlak vcud O'na mnhasr olduu gibi, mutlak keml de O'na mahsustur.
Ulhiyet hakikati ezelde, halde ve lyezlde O'nundur. Evet madem ezelde O'nun kemli
nihayetsizdir, elbette lyezlde de nihayetsiz olacaktr. Lyezlde a ezel ve mutlak
kemlin ne noksanlamas, ne de ziyadelemesi dnlemez. nk, O'nun kemlt
ztiye ve hakikiyedir. Kendi yaratt ve yarataca mahlklarndan keml almas ve
onlara muhta olmas elbette muhaldir. yleyse Ehad, Samed olan O Ganiyy'l-Mutlak'm
bu kinat bir ihtiyaca binen yarataca dnlemez.
Elhsl, O Ganiyy-i Mutlak mevcudat yaratmaktan da, yaratmamaktan da mstanidir.
Yaratlan her mevcud kemlini O'ndan almaktadr. Mahlkatm kemli O'nun ztnn
kemline nisbeten zaif bir glgedir. Hibir cihetle muvazeneye girmez. Bedizzaman
Hazretleri'nin buyurduu gibi "Sni'-i Zlcell ve Ftr- Zlceml ve Hlik- Zlkeml'in
btn kemlt hakikiyedir, ztiyedir. Gayr ve masiva O'na tesir etmez. Yalnz mezahir
olabilirler." Evet, btn lemler O'nun icadyla var olduu gibi, btn ihtiyalarn da

O'nun tkenmez gayb hazinelerinden tedarik etmektedirler ve btn kemltlarn


O'nun mukaddes ve ezel kemlinden almaktadrlar.
Bu suali soranlar u hakikattan da gafildirler:
"Allah Tel'nm kuds mhiyeti, mmkinatn mahiyeti cinsinden deildir." Birinci
sualin cevabnda da izah edildii gibi, Cenb- Hakk'm vcudu vcibdir ve zatdir,
yokluu muhaldir. Mahlkatm vcudu ise mmkindir, olup olmamas msavidir. O
Vcib'l-Vcdun icadiyle yokluktan kurtulup varlk lemine
kavumulardr. yle ise, tam istina, ancak Allah'a mahsustur, ihtiya ise mahlklarn
tarafmdadr.
O Vcib'l-Vcd'un mmkinata ihtiyac olmad gne gibi ak bir hakikattir. Bu
hakikat Risle-i Nur'da beli ve veciz bir slb ile beyan edilmitir.
"...O'nun vcudu; zatdir, ezeldir, ebeddir, ademi mmtenidir, zevali muhaldir ve
tabakat- vcudun en rasihi, en esasls, en kuvvetlisi, en mkemmelidir. Sair tabakat-
vcud, O'nun vcuduna nisbeten gayet zaif bir glge hkmndedir. Ve o derece Vcd-u
Vcib, rasih ve hakikatli ve Vcud-u Mmkinat o derece hafif ve zaiftir ki, Muhyiddin-i
Arab gibi ok ehl-i tahkik sair tabakat- vcudu, evham ve hayal derecesine indirmiler;
"l mevcde ill hu" demiler. Yni: Vcd-u Vacibe nisbeten baka eylere vcud
denmemeli; onlar vcud unvanna lyk deillerdir diye hkmetmitir."1
Allah Azmn zt ile olduu gibi, sfatlaryla da hereyden mstanidir ve her trl
ihtiyatan m-berrdr. Zira O Zt- Mukaddes btn keml sfatlarla muttasf ve btn
noksan sfatlardan mberrdr. Btn sfatlar zatdir, nihayet kemldedir, mutlaktr,
muhittir. Mahlkat yaratmakla bu sfatlarnn kemlinde bir ziyadelik
dnlemeyecei gibi, yaratmamakla da bir noksanlk tevehhm edilemez.
Bu hakikati bir derece aklamakta fayda gryoruz. Evet, Allah Tel'nm sfatlarndan
biri hayattr. O Zt- Akdes'in kuds hayat daimdir, ezel ve ebeddir. Ezelde hayat ne
ise, hlde de, lyezlde de odur. Btn hayat tabakalar O'nun kuds hayatnn cilvesi ile
zuhura gelir. Allah Azmn'm hayat vcib, sermedi, ezel ve ebeddir. Mahlkatn
hayat ise, mmkin, hadis, fn ve zaiftir. Elbette Zt- Hayy- Kayymun kendi yaratt
ve btn ihtiyalarn grd, kemle erdirdii zihayatlara muhta olmas hibir
cihetle dnlemez.
O Zt- Akdes'in bir dier sfat da ilimdir. O Alm-i Klli ey'in ilmi nihayetsizdir,
mutlaktr. Kinat yaratmakla tekml etmi deildir. O'nun ezel ilmi kinattan
kemlini almam, bilkis kinat kemlini O ilimden almtr. O Hkim-i Zlcell'in ilmi
ezelde ne ise ebedde de odur. Bu lemdeki btn pln ve programlar, hikmet ve
semereler, hayr ve bereketler hep o ezel ilmin tezahr ve terauhatdr. O ilm-i
ezelnin, bu tezahrlere muhta olmas elbette dnlemez.

Cenb- Allah'n sfatlarndan biri de Kudrettir. O Kadir-i Klli ey'in kudreti nihayet
kemldedir. Herey vcudunda, devam ve bekasnda, tebeddl ve tegayy-rnde O
Kudret-i Ezel'ye muhtatr. Mahlkatn yaratlmas veya yaratlmamas, O'nun mutlak
kudretinde hibir deiiklik meydana getirmez. Yaratlan btn mevcudat, O Kudret-i
Ezeliye'nin bir terauhudur. Herey O'nun kudretine mahkm ve muhta, O ise hereye
hkim ve her eyden mstanidir. Bu suale bu sfat ynnden de mahal yoktur.
rde, Semi, Basar gibi dier sfatlar da bunlara kyas .edilebilir. Evet, Cenb- Hakk'm
sfatlar itibariyle dahi her trl ihtiyatan mnezzeh olduu aka anlalr. Gayr olsun
olmasn O'nun sfatlar nihayet kemldedir.
Elhsl: Cenb- Hak, hem zt, hem de sfatlar ile nihayet derecede kemldedir,
hereyden mstanidir.
Hem O Ehad ve Samed'dir, herey O'na muhtatr, O ise hibir eye muhta deildir.
Kemlini bakasndan ikmal etmekten mnezzehtir. O Ganiyyn ani'l-lem-nin, her an,
her cihetle kendisine muhta olan bu fni mahlkatma muhta olmas tevehhm
edilemez.
Bu noktaya kadarki aklamalarmzda hereyin Cenb- Hakk'a muhta olduunu ve O
Ganiyy-i Mutlak'm ise hibir eye muhta olmadn bir derece izah ettik.
imdi de "O halde bu kinat niin yaratt?" sualine cevap verelim:
Kinatn yaratlmdaki hikmetler, esrarlar nihayetsizdir. Bunlardan kat- nazar, peinen
unu belirtelim ki:
Cenb- Hak hereyden mstanidir. O'nun istinas noktasnda bu kinatn varl ile
yokluu msavidir. Lkin mahlkat iin, adem ile vcud bir deildir. Yni mmkinatm
varlk lemine kmas, yoklukta kalmasndan kendileri iin .nihayet derecede hayrldr.
Zira yokluk srf serdir. Varlk ise srf hayrdr, ereftir, kemldir. O halde mahlkatn
yaratlmasndaki btn hayrlar, faydalar, menfaatler onlara aittir. Allah Tel
mahlkata bakan bu maslahat ve faydalar iin onlar ademde brakmam, ltuf ve
keremi ile vcud sahasna karmtr. Yni, onlar iin er olan ademi deil, hayr olan
vcudu irde etmitir.
Kinatn yaratl hikmetlerine gelince, bunlar iki cihette mlhaza edilir:
Birincisi; Cenb- Hakk'a, ikincisi ise hayat sahiplerine, hususan uur sahiplerine bakar.
BRNC CHET: .
Bu kinatn yaratlmasndaki en nemli cihet, Allah Tel'nm kendi manev ceml ve
kemlini, yni ilminin semerelerini, kudretinin harikalarn, zenginliinin vs'atini,
ihsannn'tezahrlerini efkat ve merhametinin tecellilerini... mevcudat yinelerinde
bizzat mahade etmesidir.

Evet... "Nihayet kemlde bir Ceml ve nihayet cemlde bir Keml, elbette kendini
grmek ve gstermek, tehir etmek istemesi en esasl bir kaidedir." hakikatmca Allah
Tel Hazretleri nihayetsiz ceml ve kemlini mevcudat yinelerinde bizzat seyretmek,
nihayetsiz sfatlarn ve Esm-i Hsn'sm tecelli ettirmek istemi ve bu lemi yaratmay
irde etmitir.
Haddizatnda Cenb- Hakk'm sfatlar tecelli etsin veya etmesin, nihayet kemldedirler.
Ancak Em-i Hsn'smm kemli mevcudatn yaratlmas je zahir olur.
Evet, madem Cenb- Hak nihayet kudret sahibidir, bu kudret-t Ezeliyesi tezahr iin
byle muhteem, muazzam bir mkevvenat ister. Hem madem O Zt- Zlcell'in
nihayetsiz ilmi vardr. Bu ilim, her harfinde, satrnda, sayfasnda binler hikmet ve
maslahatlar bulunan bu kinat kitabnn telifini iktiza eder. Hem madem O Hayy-
Kayyn'un sermedi, ezel ve ebed bir hayat vardr. Elbette O Hayat- Bakiye hadsiz
hayat tabakalarnn tezahrn iktiza eder ve hakeza... Btn lh sfatlar bu kinatn
vcudunu iktiza ettikleri gibi, btn esm-i Hsn da ayr ayr gzellikte, deiik
mahiyette, farkl suretlerdeki u mtenevvi mevcudatn hilkatini iktiza ederler. Mesel,
Hlk ismi mahlkatm yaratlmasn, Muhyi ismi zi-yahatlarn icadn, Rezzk ismi rzk
vermeyi, Kerm
ismi, ikram, Ltif ismi ltuf etmeyi... iktiza ederler. Elhsl, Cenb- Hak, nihayet
kemldeki Zt- Kibriya'sn ve sfat- kudsiyesini ve Esm-i Hsnsm sevdii gibi, o
esmann tezahrn de sever. Bu ise kinatn yaratlmasn iktiza eder. Cenb- Hakk'n
kendi zt sfat ve esmasn sevmesi hak olduu gibi, o es-mnm tezahrn istemesi de
haktr. Elbette kinat halk etmekle ltfunu, keremini, in'amm, ihsann, gnasn onda
tezahr ettirmesi, ettirmemesinden daha evldr. Mesel, bir padiahn hazinelerinde
bulunan eit eit mcevheratlar, trl trl nimetleri raiye-tine ihsan etmesi, onlar
hazinesinde saklamasndan daha hayrldr. Keza, binlerce hner sahibi bir limin ilim
ve maharetinden bakalarn istifade ettirmesi, ettirmemesinden daha hayrldr. Aynen
yle de, Allah Azman'm ind-i mneviyesinde mevcud bulunan nihayetsiz
hazinelerini ilim diresinden kudret diresine karmas, mahlkatna in'am ve ihsanda
bulunmas, bylece ceml ve kemlini seyr ve temaa ettirmesi, mahlkatm yoklukta
brakmasndan elbette daha hayrldr. Hem O'nun zt ve sfatlarnn nihayetsiz keml ve
istinas yannda, bu tezahr de n- Ulhiyyeti iin ayr bir kemldir.
te, Allah Tel Hazretleri bu kinat sarayn ve onda misafir olan insan nev'ini ve bu
nev'in en mkemmel fertleri olan evliya ve enbiyy, hususan risT let vazifesini en
ekmel surette ifa eden Resl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimizi bu hikmetlere binen
halketmitir.
Bu hakikati stad Bedizzaman Hazretleri yle beyan buyurmaktadr:
"te Cenb- Hakk'm btn kemlt ve Esm-i Hsn'smm btn meratipleri ve btn
faziletleri, hakiki kemlt olduklarndan bizzat sevilir.

"Mahbubetn lizatiha"drlar. Mahbub-u Bilhak ve Habib-i Hakik olan sfat ve esmasnn


gzelliklerini kendine lyk bir tarzda sever, muhabbet eder. Hem o kemltm
mazharlar, yineleri olan san'atm ve masnuatn ve mahlkatmn mehasinini sever,
muhabbet eder. Enbiysn ve evliyasn, hussan Seyyid-l Mrseln ve Sultan-l Evliya
olan Habib-i Ekrem'ini sever. Yni, kendi cemlini sevmesiyle, o cemlin yi-nesi olan
Habibini sever. Ve kendi esmasn sevmesiyle, o esmasnn mazhar- camii ve zuuru
olan o Habibini ve ihvann sever. Ve san'atm sevmesiyle, o san'atn delll ve tehircisi
olan O Habibini ve emsalini sever. Ve masnuatn sevmesiyle, o masnuatma kar:
"Maallah, Brekallah, ne kadar gzel yaplmlar" diyen ve takdir eden ve istihsan
eden O Habibini ve O'nun arkasnda olanlar sever. Ve mahlkatmn mehasinini
sevmesiyle, o mehasin-i ahlkn umumunu cami olan O Habib-i Ekrem'ini ve O'nun etba
ve ihvann sever, muhabbet eder."2
uras unutulmamaldr ki, Cenb- Hakk'm muhabbeti, memnuniyeti, efkati... O'nun
mukaddes ztna ve ulhiyyetinin snna lyktr, mahlkatm muhabbetine, sevgi ve
efkatine benzemekten mnezzehtir.

KNC CHET:
Kinatn yaratlmasndaki hikmetlerin ikinci ciheti zhayata hususan uur sahiplerine
bakar. Bu bak iki noktada mtala edilir:
Birinci nokta; "Mahlkat halkettim. T ki fayda, menfaat, ltuf ve keremler onlara ola.
Yoksa bana deil, yni onlar benden fayda greler, ben onlardan deil" hads-i
kudssinin beyan ile, ziyahatm Cenb- Hakk'm inayet ve ikramna, ltuf ve keremine,
in'am ve ihsanna mazhar olmalardr. Allah Tel zihayat ltfuyla yokluktan kurtarp,
varlk lemine karm, hayata mazhar klm, onlara istidatlarna muvafk bir keml,
bir lezzet, bir feyz ihsan etmitir. Btn hayat sahiplerini, menfaatlerini celb,
mazarratlarn def edebilecek eitli cihazatlar ile tehiz etmitir. Onlara muhtelif
ihtiyalar, arzu ve itihalar vermitir. tihalarm tahrik ve arzularn tatmin iin zemin
yzn eitli nimetlerle dolu bir sofra haline getirmitir. Bu sofralardaki nimetlerle
hem onlar telez-zz ettirmi, hem de devam ve bekalarn temin etmitir. Hususan
insan nev'ini akl, hayal, hafza gibi kymetli letlerle tehiz etmi, umum nimetlerini ona
tevecch ettirmitir.
te, umum mahlkatm srf yoktan yaratp rahmne, kermne, ltifne muamele eden
ve btn ihtiyalarn yerine getiren, O Ganiyy-l Mutlak'm bu nkevvenat bir ihtiyaca
binaen yaratt elbette tevehhm edilemez.
Vcudu vcib, ezeli ve ebed, ihtiyatan mberra, zamandan, mekndan ve mahlkatm
sfatlar olan yeme, ime, tevelld, tebeddl, taayyrden mnezzeh olan Allah
Azmn'm yoktan yaratt u mahlkatna muhta olmas hibir cihetle tahayyl
edilemez, edilirse u suallere mruz kalnr: Cenb- Hak, mahlkatm hangi kazancna,
kesbine, mesaisine, fiiline, fikrine muhtatr? Yni, u zihayatlar O Ganiyy-i Mutlak'm

hangi iini grmektedirler. Cenb- Hak onlarn yemesine mi muhtatr, imesine mi?
Domasna m muhtatr, lmesine mi? Balklar yzmeleriyle, kular umalaryla,
hayvanlar byyp oalma-laryla, insanlar fen ve terakkileri ile u kinatn hangi
noksann tamamlamakta, Allah Tel'nm -h- hangi ihtiyacn grmektedirler?
Halbuki btn hayat sahipleri O'nun mlknde yaamakta, O'nun ltfuna her an mazhar
olmaktadrlar.
Evet, Kadir-i Mutlak ve Ganiyy-i alel tlak olan Hakm-i Zlkeml'in izzet ve celline kar
zelil, hkimiyetine kar mahkm, nimet ve ihsanna kar mahcup olan zyahatlara h- muhta olmas elbette dnlemez.
Evet, mahlkatm yaratlmas srf O'nun ltuf ve ikramndan, in'am ve ihsanmdandr.
Bu lemin yaratlnn zihayata ve ziuura bakan ikinci noktas ise,
"Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm." (Zariyt: 56)
yetinin sarahatiyle uur sahiplerinin Allah Azmn' bilmeleri, tanmalar ve O'na
ibadet etmeleridir. Yni, azamet ve kibriysn, cell ve izzetini takdis ve tebih etmeleri,
nihayetsiz ihsan ve in'amma, ltuf ve keremine kar kr ve hamd ile mukabelede
bulunmalar, ulhiyetinin hametini ve saltanatnn azametini ta'zim ve tekbir ile iln
etmeleridir.
Bu vazifeleri yapmann menfaat ve kemli ancak uur sahiplerine bakar. Malmdur ki,
mutlak hayat cemadata gre bir kemldir, zihayat ierisinde de ziuur olmak kemldir,
zuurun kemli de ilim iledir. limlerin de mertebeleri vardr. Btn ilimlerin ah ise
Marifetullah'tr. Btn zuur mahlkat marifetul-lah ve muhabbetullahdaki dereceleri
nisbetinde, terakki ve tasaffi ederler, keml bulurlar. O Mabud-u Bilhakk' tebih ve
takdis ile, ta'zim ve tekbir ile, hamd ve kr ile, ubudiyet vazifelerini ifa edip, O'na
yaknlk kesbeder, ebed saadete mazhar olurlar. Bu hakikati en ltif, en veciz bir ekilde
Bedizzaman Hazretleri yle ifade etmektedir:
"Kat'iyyen bil ki: Hilkatin en yksek gayesi ve ftratn en yce neticesi 'man- Billh'tr.
Ve insaniyetin en li mertebesi ve beeriyetin en byk makam, iman- Billah iindeki
'Marifetullah'tr. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatl nimeti, o marifetullah iindeki
'muhabbetullah'tr. Ve ruh-u beer iin en halis srr ve kalb-i insan iin en safi sevin, o
muhab-betullah iindeki lezzet-i ruhaniyye'dir. Evet, btn hakiki saadet ve halis srr
ve irin nimet ve safi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahdadr. Onlar, onsuz
olamaz. Cenb- Hakk' tanyan ve seven nihayetsiz saadete, nimete, envara, esrara; ya
bilkuvve veya bilfiil mazhardr."
Bu ifadelerden de aka grld gibi hakiki saadet ve srura ancak marifetullah ve
muhabbetullah ile eriilir. Bunlarla Allah Tel'ya manen yaknlk peyda edilir. Bu
kurbiyet ile hsl olan eref, saadet, kemlt, menfaat ancak kullara aittir. Allah
Azman'm kullarnn tebihine, ta'zimine, ibadet ve itaatna muhta olmad
bedihdir.

Evet, arz ve semadaki btn zuur ve zhayatlar O'na ibadet etseler, O'nu ta'zim ve
tebcil etseler, hamd senada bulunsalar, hakkyle marifet kesbetseler O'nun kemline
bir zerre ziyadelik veremeyecekleri gibi, btn bu mahlklar O'na isyan etseler, yine
O'nun izzet ve cellini, kibriy ve kemlini zerre kadar nok-sanlatramazlar.
Bu bahsi asrmzn mtefekkir ve mfessirlerinden merhum Elmall Hamdi Yazr'n bir
tefekkr ve ibret levhas olan aadaki ifadeleri ile tamamlayalm:
"...Bilfarz O'nun krre-i kamerinde insanlar olmad gibi, arznda da olmayabilir,
bundan dolay b-righ- azametinden ne eksilir?..
Gneinden ziya ve hararet fkryor, kamerinden mehtaplar aksettiriyor, hk-i tireden
mehlikalar yaratyor, nesiminden sinelerinize inirah veren nefesler dklyor,
milyonlarca senelik mesafedeki yldzlardan, u ktnz ve nihayet gmleceiniz
topraklara nurlar yadryor, zerratnda nice nice ihtizazlarla tesirler uyandryor,
dalarn banda bitirdii nebatattan, denizlerinize gidecek rzklar izhar eyliyor;
sinenizde kimyahaneler, dimanzda hikmethaneler ayor, damarlarnzda nehirler
aktyor, sinirlerinizde akllarnz artan nice yol ebekeleri dokuyor, adalelerinizde
sermayeler gizliyor, daha ve daha birok harikalarla vcudunuzu tehiz ediyor, hey'et-i
mecmuasn bir heng-i vahdetle muntazam bir makine halinde tesis eyliyor ve kuvve-i
muharrikesini iinize yerletiriyor, iktiz eden plnlarn ruh ve uurunuza resmediyor,
zihin denilen bir hazine, akl namnda bir miyar, fikir dedikleri bir let, irde dediimiz
bir mif-tah da baheyliyor ve her birini yerli yerinde, gaye-i hilkatlarna gre istimal
edebilmenizi teshil iin size birtakm tatl, ac ihtarlar, iaretler, meyiller, ehvetler de
veriyor, daha byk bir inayet-i rahmet olmak zere sadk ve masduk emin rehberlerle
aktan talimat da gnderiyor, nihayet makineyi iletip, tecrbelerini size gsterip,
hikmet-i hilkata gre kullanmak ve istifadeler etmek iin yed-i emanetinize teslim
ediyor.
Allah, btn bunlar yapyorsa, size ve sizin iradenize, muavenetinize ihtiyacndan deil,
size mahlkat iinde bir mevki-i mmtaz, bir salhiyet-i mahsusa vererek bekam etmek
iin yapyor...
Siz domadan evvelki, doduunuz zamanki edvar ve etvar- vcudiyetinizi hi
dnyor musunuz? zerinde yatp kalktnz, yiyip itiiniz, gezip dolatnz, glp
oynadnz, dertlerinize deva, korkularnza melce, scaktan souktan, alktan
susuzluktan, vuh ve haeratn hcum ve tasallutundan kendinizi koruyacak vesaiti
bulduunuzda u krre-i arz yaplrken, talar topraklar hilkat frnlarnn atelerinde
piirilirken, suyu, havas henz kimya-hane.i kudrette inbiklerden ekilirken siz nerede
idiniz, ne iinde idiniz, hi tasavvur ediyor musunuz? Bugn, bizim dediimiz karalarn
denizlerden szlp ayrld; dalarn, derelerin, ovalarn, tepelerin ami-yat- feriyesi
yapld zaman acaba nerede idiniz?
Dipnotlar:
1 Said Nurs, Mektubat, s. 229.

2 Said Nurs, Szler, s. 579


Okunma Says : 655

nc Sual: "Cehb- Hakk'n nsanlarn badetlerirte Ne htiyac Var?"


Elcevap: nceki suale verilen cevaplarda Allah Azmn'm hibir eye muhta
olmayan bir Ganiyy-i Mutlak olduu tafsilatyla izah edilmitir. Bu cevaplar dikkatle
mtala edilirse, Cenb- Hak hakknda byle bir sual sorulamayaca aka anlalr.
Bununla birlikte, ehemmiyetine binaen bu soru zerinde mstaki-len duracaz:
Evet, Cenb- Hak Ganiyy-i Mutlak'r. Hereyden mstanidir. Hibir eye muhta
deildir. Bilkis her mahlk, hususan hayat sahipleri ve bilhassa insanlar O'na nihayetsiz
derecede muhtatrlar; her an O'nun derghna kar nihayet zillet ile el amaktadrlar.
Umum mahlkat istidad, ihtiya ve zdrar dilleri ile maksatlarn, matlublarm O'na
arzetmekte, O'ndan meded beklemektedirler. (Haiye) 1
nsanlar yoktan yaratan, onlar terbiye ederek kemle erdiren, semavat ve arz, nebatat
ve hayvanat onlarn hizmetlerine koturan, ihtiyalarn grdren O Ganiyy-i Mutlak'm
insanlarn ibadetine muhta olmad en ak bir hakikattir.
badetin mns, Allah Azmn'm ltuf ve insanyla, rahmet ve keremiyle vermi
olduu hadsiz nimetlere kar kulun kr ve hamd ile mukabelede bulunmasdr. O'nu
takdis, ta'zim ve tebcil etmesidir. Kulun bu kran borcunu ed etmesine Cenb-
Allah'n -h- muhta olduu nasl vehmedilebilir?
Hem ibadet, kulun dergah- lhiyye'ye ihtiyalarn arzetmesi, O'na dua ile iltica
etmesidir. Bu iltica ile insan kalbi ve ruhu her trl elem ve kederden kurtulup srr ve
rahata kavuur. Buna ise -h- Allah Tel deil, kul muhtatr.
Hem ibadet, insann iki byk yaras olan acz ve fakrnn Cenb- Hakk'n nihayetsiz
kudretine istinad ve sonsuz rahmetinden istimdad ile tedavisidir. Buna ise, kul
muhtatr.
Hem ibadet, insann ahs kemltma, ruhunun huzur ve sknuna, bedeninin shhatine,
ulv hislerinin tatmin ve terakkisine, nefsinin terbiyesine, kalbinin tasfiyesine, ahlknn
tezhibine, aile hayatnn hen-gine ve itima bnyede emniyetin tesisine, mesailerin
tanzimine esastr. Btn bu faydalar ise ancak insan iindir.
Hem ibadet, kulun bu fena ve fni, muvakkat ve kederli dnyaya bedel ebed, sermedi,
elemsiz, srrlu, baki bir saadeti kazanmasna vesiledir. Elbette bu saadete -hCenb- Hak deil, insan muhtatr.
Evet, Hak Tel kullarnn ibadetlerine elbette muhta deildir. nsanlar gnde bir saat
Allah'n huzurunda namaza durmakla, yahut O'nun bahettii maldan zekt ve
sadakalarn vermekle veya ramazanda bir ay a kalmakla O Ganiyy-i Mutlak'a nasl ve
ne gibi bir yardmda bulunmakta ve O'nun -h- hangi ihtiyacn grmektedirler? O

Rabb-i Celil'in keml ve cemline, izzet ve azametine, kudret ve hametine -h- bir
ziyadelik mi getirmektedirler?
Bu kimseler mezkr suali sorarken, zahmet edip etraflarnda bulunan mahlkata bir
nazar etseler sorularnn cevabn alacaklardr.
Beerin btn ihtiyalarna cevap veren u kinat, insana yapt bu kadar yardma
karlk, onun hibir eyine muhta deildir. Yni, kinat insandan deil, insan kinattan
istifade etmektedir.. Hakikat bu iken Hlk- Kinat hakknda nasl byle bir sual
sorulabilir?..
Evet, btn kinat umum nimetleriyle insana tahsis eden ve hizmetine koturan O
Rabb-i Rahm'in hadsiz ihsanlarna kar, ciz ve miskin insan neyiyle mukabele
edebilir? Hibir eye muhta olmayan O Ganiyy-l Kerm'e -h- ne verebilirler?
Cenb- Hakk'm detullah, snnetullah denilen kanunlar vardr. Bu kanunlara itaat
etmenin mkfat yahut isyan etmenin cezas insanlara aittir. Mesel bir iftinin ba ve
bostann gzelce terbiye etmesinin faydas, menfaati kendisine ait olduu gibi,
tembellik etmesinin zarar da yine ona aittir.
Cenb- Hak da insanlarn ebed hayata mazhar olmalar iin bir takm kanunlar, artlar,
emir ve yasaklar koymutur. Bu emirlere itaat etmenin mkfat insana ait olduu gibi,
isyan etmenin cezas da yine ona aittir. Her iki halde de Cenb- Hak iin -h- bir
menfaat veya zarar tevehhm edilemez. > Evet, Allah Azmn'm emir ve yasaklar
insanlar iin bir ltuftur. nsanlar bu emirlere uymak ve yasaklardan saknmakla ebed
saadete mazhar olurlar. Bu saadetin menfaati tamamen insanlara aittir. Mesel, bir
padiah raiyetine "u tarzda isteyenlere u kadar ihsanatta bulunacam" diye bir
ilnatta bulunsa, bu ltfa kar denilebilir mi ki, padiahn bize byle ihsan etmesinde ne
menfaati var?..
Hem, bir doktor ltuf ve merhametiyle, hastalar cretsiz tedavi etse, o hastalar
diyebilirler mi ki bu doktorun bizi tedavi etmeye ne ihtiyac var?.. Elbette diyemezler.
Elhsl, Allah Azmn Ganiyy-l Mutlak'tr, hibir eye muhta deildir. Bilkis her
mahlk O'ria muhtatr. Herey O'nunla kaim ve daimdir.
nsan yokluktan varlk lemine karan, onu hayata mazhar eden, insaniyet ile
ereflendiren, akl ve idrk ile ona btn mahlkat stnde bir makam veren ve Cenneti
hadsiz nimetleriyle onun iin hazrlayan bir Sultan- Ezel ve Ebed elbette bu ciz, ze-ll
ve miskin insann ibadetine -h- muhta deildir.
Sualin cevabn bu noktada tamamlarken u hususu da zellikle belirtelim ki: Mabud-u
Bilhak olan Allah Tel Hazretleri -faraza- kullarna ibadeti teklif etmeseydi yine
kullarn O'nun ceberutiyet ve ulhiyetine, azamet ve kibriysma kar ta'zim ve tebcil ile
ve hadsiz mukabelede bulunmalar gerekirdi. Evet, insan mahlkatm en erefi, en
mmtaz ve en itibarls olarak yaratan Cemil-i Zlcell'in bu ltuf ve ihsanna kar,

hacalet ve mahcubiyetle kranda bulunmas insann ftratnn lzmdr. Hem, sebebler


eliyle insana her an hadsiz ihsanlarda bulunan Rezzk- Kerm'in bu ikram ve in'amma
kar kulun esbab perdesini yrtp dorudan doruya O'na tevecch etmesi, medih ve
minnettarln O'na vermesi ve O'nu yegne mabud tanmas insaniyetin muktezasdr.
Hem, Hak Tel'y hakkyla bilememenin ve lykyla ibadet edememenin zdrabm
duymas ve O'nun dergh- izzetine mtezellilne snmas, el ap yalvarmas insann
imannn ve vicdannn icabdr.
Hem, insann "aczini bilip kudret-i lhiyyeye iltica, zaafn grp kuvvet-i lhiyyeye
istinad, fakrn grp Rahmet-i lhiyyeye itimad, ihtiyacn grp gma-y lhiyyeden
istimdad, kusurunu grp afv-i lh'ye istifar, nakn grp keml-i lhiye
tesbihhan"2 olmas, yaradln gereidir.
1 (Haiye) eyh Sa'di-i iraz'nin dedii gibi, "nsann her nefes al veriinde iki nimet
vardr; nefes almas, hayatnn selmetini temin eder, vermesi ise, vcuduna ferahlk
verir. u halde bir nefeste iki nimet vardr. Ve her nimete bir kr vcibtir." O halde,
insann yapt btn ibadetler sadece nefes al veriin dahi karl deildir.
2 Said Nurs, Szler, s. 507.
Okunma Says : 960

Drdnc Sual: "Bu Mahlkat Allah Yaratt. yleyse Allah' Kim Yaratt?"
Zamanmzda saf zihinleri bulandrmak, krpe dimalar ifsat etmek iin ortaya atlan
dessasane suallerden biri de "Bu mahlkat Allah yaratt, peki ya Allah' -h- kim
yaratt?" sualidir.
Birinci sualin cevabnda zikredilen btn deliller bir cihette bu suale de cevap tekil
etmektedir. Hususan "sual sahibi vcud mertebelerinden habersizdir" bahsinde beyan
edilen hakikatlar iyice tetkik edilirse sualin tenakuzla dolu, abes, mnsz ve hatta
muhal olduu aka anlalr.
Bu sual zerine Cebrail (A.S.), Allah Azmn'dan hls sresini cevap olarak getirdi.
Bu sre ile irkin btn nevileri kknden kesip atlyor, tevhidin btn mertebeleri en
gzel bir ekilde izah ve ispat ediliyordu. Resl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz de bu suali
soran kimselere yine hls sresi ile cevap verilmesini beyan buyurmulardr.
Biz de Resl-i Ekrem Efendimiz'e (S.A.V.) ittibaen bu
suale hls sresi ile cevap vereceiz. Srenin muhtasar bir tefsirini ikinci blmde
takdim etmitik. Burada sadece mezkr suale cevap olma cihetini beyan edeceiz.
u mevcudatn Halik ancak ve ancak vcudu vcib, ezel ve ebed, Evvel ve hir olan,
ztnda naziri, sfatlarnda benzeri, fiillerinde eriki bulunmayan Allah Azmn'dr
(C.C.). Elbette, O Zt- Akdes hakknda byle bir sual sorulamaz. nk kim yaratt suali
ancak hadis, fni, mmkin olan mahlkat iin sorulabilir.

Allah Tel Ehaddir. Zt ve mahiyeti her trl telif ve terkipten, tecezzi ve


tahayyzden, cihet ve mahalden, mekn ve zamandan, tegayyr ve tebeddlden
mnezzeh olan tek bir, yegne bir ancak O'dur. O Zt- Ehad hakknda sorulan bu sual
eytann desisesi ve vehmin mahsuldr.
Allah Tel Samed'dir. Btn mahlkat halk ve icadlarnda, devam ve bekalarnda iae
ve idarelerde, tedbir ve tanzimlerinde, hsl btn ahvallerinde her an O'na muhtatr.
Hibir eye muhta olmayan O mstani'yi alel-tlak hakknda byle bir sual sormak
O'nu tanmamann, bilmemenin bir ifadesidir.
Allah Azmn tevlid ve tevelldden mberrdr. O'nun ztndan -h- hibir varlk
infisal etmedii gibi, kendi de hibir varln sebebi ve tesiri ile meydana gelmemitir.
nk, O ezel ve ebeddir. O var idi, kevn ve mekn, madde ve mddet, ar ve krsi, asl
ve anasr hibiri yoktu. Ezel ve ebed olan ve fevkinde bir varlk tasavvur edilmeyen O
Zt- Zlcell'in, bir bakasnn tesiri ile, vcuda gelmesi nasl tevehhm edilebilir?
Allah Tel'nm ei, benzeri, dengi ve kfvv yoktur. Ne ulhiyyetinde, ne rubbiyetinde, ne mabudiye-tinde, ne hallkiyetinde ve ne de
hkimiyetinde O'na denk ve misil olacak hibir mevcud tasavvur edilemez. Zerre kadar
akl olan bir insan byle bir Zt hakknda bu tenakuzlu sualin sorulamayacan bilir.
Evet, "Cenb- Hakk' -h- kim yaratt?" sorusunda ak bir tenakuz vardr. yle ki:
Allah Tel Hazretleri'nin vcudu ztidir. Ezel ve ebeddir. Ei ve benzeri yoktur.
Hereyi yaratan ve hereyin kendisine muhta olduu bir Vcib-l Vcud'dur. O Vcib-l
Vcud'a yaratlma izafe edilirse tenakuz ortaya kar. Hakikatlarm zddna inklb lzm
gelir. Evet "inklb- hakik, ittifaken muhaldir ve inklb- ha-kik iinde muhal-ender
muhal, bir zddm kendi zddna'inklbdr. Ve bu inklb- ezdad iinde bilbe-dahe bin
derece muhal udur ki: Zt, kendi mahiyetinde kalmakla beraber, kendi zddmm ayn
olsun."1Mezkr sual bu hakikatin nda mtala edildiinde u tezatlar ortaya kar:
Allah Tel'nm -h- yaratld tevehhm edilirse o halde, O Zt- Mukaddes'in hem
"Vcib-l Vcud", hem "mmkin-i vcud", hem ezel, hem hadis, hem Hlk, hem mahlk,
hem nihayetsiz kadir, hem nihayetsiz ciz, hem mutlak gani, hem mutlak fakir... hsl
hem ulhiyetin nihayetsiz keml sfatlaryla muttasf, hem de mahl-kiyetin nihayetsiz
naks sfatlarna sahip olmas lzm gelir. Bu ise tenakuzlarn en acibi, hurafelerin en
en'isidir.
Evet, sual byle nihayetsiz tenakuzlar ihtiva ettii gibi, birok muhalleri de tazammun
etmektedir. Bu muhallerden sadece birisi olan "Teselsln muhali -yeti"ni nazara
vermekle iktifa edeceiz.
Bir an iin O Vcib-l Vcud hakknda byle bir sual sorulduu farzedilse, o zaman bu
sual o noktada kalmaz. Yni Cenb- Hakk' yaratt vehmedilen o halikn da halik,
onun da halik... sorulur. Bylece sual mteselsilen sonsuza kadar gider. Teselsl ise
btn selim akllarn ittifak ile muhaldir. O hlde bu sualin mahiyeti muhale incirar
eder ve byle bir sual sorulamaz.

Teselsl muhal olduuna dair baz misaller takdim edelim:


On-onbe vagonlu bir tren dnnz. Bu vagonlardan herbirisini bir nceki vagon
eker. Ve nihayet i lokomotife dayandnda artk "lokomotifi kim ekiyor?" diye bir
sual sorulamaz. Zira, ekip fakat ekilmeyen bir lokomotif olmazsa bu nizam bozulur ve
hareket meydana gelmez.
Ayn ekilde, bir ekerin nasl yapldn sorsak, bize cevaben, eker fabrikasnda
yapld sylenecek-. tir. eker fabrikasmdaki letlerin nerede yapldn
sorduumuzda onlarn da tezghlan gsterilecektir. Neticede mes'ele bir zihne
dayanmazsa, tezghn da tezgh sorulacak ve teselsle gidilecektir.
Dier taraftan bir elma, tabiri caiz ise, elma fabrikas olan aacnda yaplmaktadr. Bu
aa ise kinat fabrikasnda ina edilmitir. Eer elma aacnn da, kinatn da yaplmas
nihayetsiz bir ilim ve kudret sahibine verilmezse, kinat fabrikasna da bir fabrika, o
fabrikaya da bir fabrika icabedecek ve mes'ele kmaza girecektir.
Bir nefer emri onbadan, o da yzbadan ve nihayet bakumandan da padiahtan alr.
"Ya padiah
kimden emir alyor?" eklinde bir soru sorulamaz. Zira padiah da birinden emir alsa, o
da raiyyet derecesine iner ve emir ald zt padiah olur. Bu halde birinci ahs padiah
deildir ki: "Padiah kimden emir alyor?" diye bir soru sorulabilsin. Padiah denilince,
emir veren, fakat emir almayan bir zt akla gelir.
Teselsln muhaliyetini gstermek maksadiyle verdiimiz mezkr misllerden
anlald gibi, bu kinatn yaratlnn; zt, esmas ve sfatlaryla ezel ve ebed Allah
Azmn'a dayanmas zaruridir.
"Cenb- Hakk' -h- kim yaratt?" diye firavun-ne sual soranlar teselsln
muhaliyetini bilmemekle cehl-i mrekkep iinde bulunduklarn ve nefisleriyle mugalta
yaptklarn aa vurmu olurlar.
1 Said Nurs, Szler s. 65.

Beinci Sual: "Cenb- Hak u Kinat Yaratmadan nce Ne Yapyordu?"


Cevap: Bu sualin temelinde "zaman" ve "ezel" mefhumlarnn iltibas ve yanl
deerlendirilmesi yatmaktadr. nsan zaman ve mekn ierisinde yaad iin her
hdise ve hakikati zaman lsne gre deerlendirmekte ve zaman ezele temil
etmekle gafilne bir kyas yapmaktadr. te yukardaki sual byle bir yanl kyasn
mahsuldr.
"Zaman" mahlkatm yaratlmas ile balayan ve ierisinde "hdiseler silsilesinin
birbirini takip etmesi", "mahlkatm birbiri ardnca akp gitmesi" gibi hadistm cereyan
ettii mcerred bir mefhumdur. Umum mevcudatn halk ve icad, tebeddl ve tagayyr, fena ve zevali hep bu nehr-i azim ierisinde cereyan eder. Vcib-l Vcud'un

mutlak irdesi ile yokluktan varla karlan umum mevcudat, b nehir ierisinde
mtemadiyen hareket, seyr ve cevelan ederler.
"Mazi, hl ve istikbal" olmak zere e taksim edilen zaman, bir emr-i nisb ve izafdir.
Bu izafet mahl-kata gredir. Yni, "asr, sene, gn, dn, bugn,
yarn..." ancak mahlkat iin sz konusudur.
Ezel'e gelince, ezel zaman itibariyle bir sonsuzluk demek deildir. Ezelde "mazi, hl,
istikbal, mekn ve mahlk" yoktur. Zihin ezel hakknda bir zaman silsilesi tasavvur
edemez. Zaman "devir, asr, yl, ay, gn, saat, saniye, an..." gibi birimlere taksim edildii
halde, ezel iin byle bir taksimat yaplamaz. Ezel iin bir balang noktas da tasavvur
edilemez.
Ezel, ancak mekn ve zamandan mnezzeh olan Allah Azmhan'm (C.C.)
ferdiyetinden, mutlak varln sadece ve sadece O'na mnhasr olmasndan ibarettir.
Allah Azmn'm bu ferdiyetini Peygamber Efendimiz (S.A.V.) "Allah vard.
Beraberinde baka birey yoktu." hadsi ile beyan buyurmutur. O halde Cenb- Hakk'm
ezel olmas demek, O'nun kdemi demektir. Yni, yegne bir tek bir olan O Vcib-l
Vcud'un evveliyetine bir bidayet, bir balang olmad manasnadr.
Zt- Akdes'in ezeliyeti, devam ve bekas hdiselerin zaman ierisinde ak eklinde
tasavvur edilemez. O'nun evveliyetine bidayet, hiriyetine nihayet yoktur. Tebeddl,
tagayyr ve teselslden mnezzeh olan kdem ve bek-i lh hakknda zaman, boyut,
silsile, mazi, hl ve istikbal dnlemez. yleyse zaman kavram maziye doru haylen
ne kadar uzatlrsa uzatlsn Cenb- Allah'n ezeliyeti ile mukayese edilemez. Farz-
muhal olarak zamann bidayetinden geriye doru ha ylen gitsek ve u kinat gibi
milyarlarca kinat daha
yaratldn dnsek bu hayli ve vehm zaman yine Cenb- Hakk'n ezeliyeti ile
beraber olamaz, ve O'nunla kyasa girmez. Zira, byle bir mukayese Kadm'i hadis ile,
mahlku Hlk ile, mtenahiyi na mtenahi ile mukayese etmek demektir.
Bu izahlardan anlald ki Cenb- Hak Kadm'dir, ezeldir. Zaman ise mevcudatn
yaratlmas ile balamtr. Binaenaleyh, mevcudat yaratlmadan nce zaman yok idi ki,
O Zt- Akdes hakknda byle bir sual sorulabilsin.
Mezkr sual ancak yle sorulabilir:
"Ezelde Allah vard. O'nunla beraber hibir ey .yoktu. O halde ezelde Allah ne
yapyordu?"
Bu suale cevap vermeden nce unu ifade edelim ki, ezelde bir ey yapmak Cenb-
Hakk'a -h- vcib olmad gibi, birey yapmamak da O'nun n- Ulhiyyetine bir
noksanlk deildir. Zira O, mahlkat yaratmasa da nihayetsiz kemldedir. Yni,
mevcudat yaratmakla kemlinde bir ziyadelik, yaratmamakla da bir noksanlk

vehmedilemez. Hem mutlak irde sahibi olan O Zt- Akdes'e mahlkat yaratmak -hvcib deildir ki, yaratmamas O'nun iin bir noksanlk olsun.
Bu ksa aklamadan sonra, mezkur suali iki maddede cevaplandralm:
1) Cenb- Hak ezelde her kayttan mukaddes olan ve fevkinde hibir mertebe olmayan
Zt- Hakk'm ulhiyyetine mahsus izzet ve azametini, ceml ve kemlini bizzat
mahede ediyordu. Zt- Ulhiyyet'ini istin-i ztna lyk bir tarzda, n- ulhiyetine
mnasip bir surette hamd- kmil ile hamdediyor ve Zt- Kibriya'sn tenzih, tebcil,
ta'zim ve takdis ediyordu.
Evet, O Zt- Ecelle-i Al'nm Ztn kemli ile bilmek ancak O'na mahsus olduu gibi,
kendisini kemliyle takdis ve tahmid etmek de yine O'na mahsustur.
Marifetullah'ta en ileri mertebede olan Peygamber Efendimiz (S.A.V.) mi'rc mucizesi ile
Allah Azmn' bizzat mahade ettii halde O Zt-
Akdes'i hakkyla bilmek ve lykyla takdis ve tahmid etmekteki aczini yle itiraf
etmitir:
"Seni noksan sfatlardan tenzih ederim. Ben Seni lyk vechi ile zikredemedim. Ben
Sana lyk vechi ile kredemedim."
Dier bir hdis-i eriflerinde ise "Ben Sana senay sayp tketemem. Sen kendini sena
ettiin gibisin" buyurmutur.
2) Cenb- Hak mukaddes varlna, kuds sfatlarna ve esm-i lhiyesine tecelligh
olacak eyann hakikatlarm, mahiyetlerini, pln ve programlarn, manev miktar ve
suretlerini ezelde dire-i ilminde takdir ve mahade etmekteydi. (Haiye)1
O Zt- Zlcell, ltuf ve keremi ile rahmet ve mer-hametiyle dire-i ilmindeki bu
hakikat ve mahiyetlere harici vcud giydirmeyi irde buyurdu. Ve "kn" emrini verip
mevcudat halk etti. Bu halk ve icad mahl-kat iin bir ihsan, ltuf ve ikram idi. Yoksa,
mahlkat yaratmakla O Zt- Akdes -h- kemlini tekmil etmi deildi.
u hususu ehemmiyetle belirtelim ki, Cenb- Allah'n gerek kendi ztn mahede
etmesi, gerekse ilmindeki eyann mahiyetlerini takdir ve tanzim etmesi zaman
deildir. Yni bunlar bir zaman silsilesi ierisinde dnlemez. Ezeldeki bu mahede,
bu takdir ve tanzim insan aklnn anlad mnda bir mahade, bir takdir ve bir tanzim
deildir. Bu hakikata ne bir melek-i mukarrebin, ne bir nebiyy-i mrse-lin idrk ve
marifeti kavuabilir... Bu hakikat, ancak Allah Azmn'a (C.C.) malmdur...
Elhsl, ezelde Cenb- Allah nihayet kemlde olan Zt- Akdes'ini ancak kendisinin
bilebilecei bir keyfiyet ile tem; ve dire-i ilmindeki eyann mahiyet hakikatlarm
takdir ve mahade etmekteydi. Ezel ve ebed, kadim ve sermedi olan O Zt- Akdes'e
mahsus olan bu keyfiyeti hadis, aciz, naks ve mahdud olan mahlkatm idrk ve ihata

etmesi muhaldir. Hem bu keyfiyet ile tekeyyf iindir ki, o Zt- Akdes hakknda -hmuattallk tevehhm edilemez.

1 (Haiye): Merhum Elmall Hamdi Efendi'nin ifadesiyle, Allah Azmn ezelde


"inayet-i ezeliyesini, yani lem-i takdir, halk ve icad fiillerini isdar ediyordu. Dier bir
tabirle "kn" emrini veriyordu. lemin yaratlmas bunu takip etti. Binaenaleyh halk
ezel, mahlk zaman oldu."

Altnc Sual: "Hububatn Topraktan, Meyvelerin Aalardan, Hayvanlarn


Yumurta Yahut Nutfelerden Meydana Geldii, Ksacas Her eyin
Elementlerden Teekkl Ettii Ak Bir Hakikat ken Artk Btn
Mevcudatn Hi Yoktan Yaratld Nasl leri Srlebilir
Evvel unu belirtelim ki, bir ksm materyalist ve ateistler saf zihinleri pheye
drmek iin yle bir pln tatbik ediyorlar. Allah' dorudan inkr etmek yerine "u
kinat yoktan icad edilmeyip, zerrelerden teekkl etmitir" diyerek nce icad inkr
ediyorlar. cad inkrdan da btn kinatn mucidi olan Allah' inkra gidiyorlar. Halbuki
eya ister hiten bir anda, ister zerrelerden (tedricen, terkip tarznda) yaratlsn, bir
tertip edeni vardr. nk, madem eya var ve bu eya hadistir, mtegayyirdir,
mmkindir, elbette onu ihdas eden, yokluktan varlk lemine karan, yni onun
varln yokluuna tercih eden Vcib ve Ezeli bir mreccihi, bir muhdisi, bir snii
vardr.
Malmdur ki, hibir san'at sni'siz, hibir mektup ktibsiz olamaz. Sni ve ktibin
mevcudiyeti eserlerinden daha zahirdir. Bu eserler ister tedricen, ister defaten yaplsnlar her iki halde de
ustalarna delil olurlar. O halde mevcudatn yaratlmas -ne tarzda olursa olsun- Allah
Tel'nm varlna, birliine, azamet ve kibriysna, sfat ve isimlerine dellet eder. yle
ise bu sual Sni-i lem'i inkr namna deil ancak O'nun hikmetini taharri cihetiyle
sorulabilir.
Evet, Cenb- Hakk'm iki tarzda icad vardr. Birisi: bda ve ihtira tarzndadr; yni,
kinat meydana getiren unsurlarn hiten, yoktan yaratlmasdr. Dieri ina
tarzndadr; yni eyann zerrelerden terkip suretiyle icad edilmesidir.
Allah Azmn u kinatta yazd hadsiz, mek-tubat- samedaniyenin mrekkebi
hkmndeki zerreleri, yni atomlar ibda-i mahz ile hi yoktan halketti. Sonra esmasnn
cilvelerini gstermek ve ilminin kanunlarn, hikmetinin dsturlarn vazetmek ve meharet ve ihsanatm tecdid etmek gibi hikmetlere binaen, bir ksm mevcudat ina suretiyle
vcud dairesine kartt. Yni, zerreleri ibda ile yoktan yaratt. Sair mahlkat ise o
zerrelerden ina etti.
imdi mezkr suali daha geni bir ereve ierisinde -biiznillhah- izah etmeye alalm:

Evvel, u hakikati belirtelim ki Cenb- Hakk'm kudreti noktasndan mevcudatn


"BDA" yahut "NA" suretinde yaratlmasnn fark yoktur. Zerrelerin yoktan icad ile
herhangi bir mevcudun o zerrelerden yaratlmas kudret-i lhiyye'ye nisbeten
msavidir. Her snnda, her hlinde binler ihtiya ve meskenet ierisinde yuvarlanan ve
en basit ihtiyacn dahi tedarik edemeyen ciz bir insan, Ulhiyyetin hassasndan olan
bu hakikati kendi acziyeti ve cz' lleriyle tartarsa, elbette bu kyas cahilane,
zalimane bir kyas olur. Ve
neticede istib'ad ile inkra sapabilir. Halbuki, "birinin sr muhakeme olunurken, onun
hssasn nazara almak lzmdr" dsturunca, bu mes'eleyi Allah Azmn'm
canibinden, muht sfatlar ve mutlak kudreti noktasnda temaa etmek gerekir. nsann,
u koca kinat kendine musahhar eden Allah Azmn'm kernl-i azametini, mecmu srmda temaa edip, takdir, tebcil ve ta'zim etmesi gerekirken; lh ve Rabbn
hakikatlar kendi cz' aklna, kuvvet ve irdesine kyas etmesi ne kadar gafilne bir
telkki tarzdr. stmze gk kubbeyi adr gibi kuran, u nihayetsiz feza-y lemde
had ve hesaba smayan cisimleri kudretiyle evirip eviren, ulv nizamlar vaz eden, hem
yeri btn mtemiltiyle ve hrika eserleriyle ayaklarmzn altna deyen bir Hlik-
Klli ey'in kudretinden mevcudatn "ibda"' yahut "ina" ile yaratlmas uzak grlemez.
Zaten, bir insan keml sfatlarn cmlesini cami olan Zt- Vcib'l-Vcd'a iman
ettikten sonra, artk onun iin ne suretle olursa olsun Allah'a acz isnad etmek bedih bir
tenakuzdur.
Evet, Cenb- Hakk'm kudreti ztiyedir. Namtenahi ve mutlaktr. Kudretinin zevali
muhaldir. Acz, O'nun icadna mdahale ve muhalefet edemez; -her ne surette olursa
olsun- kudretinde meratip yoktur; hereye mtesaviyen mteveccihtir. Kudretinin
gnee tevecch ile zerreye tevecch arasnda fark yoktur. kisini de ayn suhuletle
icad eder, tedbir ve idare eder. Tevecchnde tecezzi ve inksam olamaz. Acz o kuvvete
tedahl edemez. Mmkinat dairesindeki manialar, kaydlar, O'nun icadnn nne
geemez. Kevn ve mekn, araz ve cevher, mlk ve melekt O'nun kudretine kar
nihayet derecede itaattedir. Elbette O'nun kudretine nisbeten eyann ibda' ve ina ile
yaratlmas arasnda fark yoktur.
Her eyi nihayet suhuletle icad edip sahra-i ceberru-tunda kreleri glleler, gneleri
zerreler misill evirip eviren ve btn mkevvenat O'nun taht- hkm ve idaresinde
olan, hereyi hlden hle, devirden devire, tavrdan tavra deitiren; zevalden, tegayyr
ve tebeddlden mnezzeh ve mberr olan O Zt- Kibriya -hikmeti iktiza ettii
takdirde- nihayetsiz kudretiyle istedii eyi, ademden vcuda, vcuddan ademe
rahatlkla getirip gtrebilir.
Evet, bir lhzaya nihayetsiz icadlar sktran bir Kadir-i klli ey'in zerrat yoktan, sair
mahlkat da o zerrattan yaratmas elbette en bedih bir hakikattir. Ancak bu noktada u
hakikati belirtelim ki, Ulhiyyetin nihayetsiz esrarndan, hilkatin hadsiz srlarndan ve
Rubbiyyetih nihayetsiz muammalarndan biri olan bu "icad" ve "idam" hakikatini, deil
ukul- beer, hatta feza-y melektta ceveln eden ervah- liyeler dahi idrkten

cizdirler. O'nun dire-i ibda ve ihtira'ma bir kadem dahi basamazlar. O'nun sema-y
rubbiyyetinde bir nefes dahi kanat ap ua-mazlar.
Madem ki, Kudret-i lhiyye noktasnda "ibda"' ile "ina"nn fark yoktur. yle ise akl-
beer, belki bu hakikatin hikmetini taharri etse, bir derece sezadr. Biz dahi, bu
mes'elenin hakikatini ilm-i Muht-i lhiyye'ye havale edip, haddimizin fevkinde bahse
girimeden mes'eleyi baz mfessirn-i izamn izahlar erevesinde, gayet muhtasar ve
icmali bir surette vu zuha kavuturmaya alacaz. Evvel, bu mevzuyu izaha, yardm
edecek temel bilgileri verdikten sonra, bir iki temsilin drbnyle hakikati rasad edip
fehme takribe alacaz.

bda've na Ne Demektir?
bda, hiten icattr. Eyaya hiten ve yoktan vcud verilmesi, bir mevcudun ve ona lzm
olan hereyin yoktan yaratlmasdr.
na ise, eyann mevcud elementlerden toplanmak suretiyle icad edilmesidir.
ki trl ibda' vardr: Birincisi, ibda'- mutlak yahut ibda'- mahz ve kllidir. Dieri ibda' cz' veya ibda'- nisbdir.
Kinatn ve mtemiltnn ilk yaratl ibda'- mutlak ve ibda'- mahz iledir. Yni,
kinatn ilk yaratlnda herey, srf hiten ve yoktan icad edilmitir. Daha ak bir
ifadeyle, misl ve nmne ittihaz edilecek hibir kanun, madde, mddet, asl, suret,
misl yokken mkevvenatm rneksiz, mukayesesiz, taklitsiz, nazirsiz, emsalsiz olarak
yoktan ve hiten icaddr.
Kanun, madde ve mddet henz mevcut deilken, zerrelerin taklidsiz, mukayesesiz ve
mlslsiz yaratlmas "ibda'- mahz"dr. Kinatn teekkl yni, arzn, kamerin, gnein
ve yldzlarn kendilerine mahsus keyfiyet, ekil ve hususiyetleriyle taayynleri ibda-i
mahz olduu gibi her nevi nebatat ve hayvanatn ve insann mahiyet itibariyle ilk
modelinin yaratlmas da "ibda'-i mahz" dr. Btn nevi'ler bu, ilk modellerden
yaratlmlardr.
Evet, kinat ve onu ortaya getiren zerreler, ibda'-i mahz ile yaratld. Bu ilk yaratltan
sonra hikmetin ibda'i mutlak yahut ibda-i mahz kaps kapatld. Artk u anda zerratm
yaratlmas bahis konusu deildir. nk lemde hereye hkmeden bir muvazene
mevcuttur. Cenb- Hak muvazene-i umumiye kanunu ile her mevcudu o kadar dakik bir
nizm ve o derece hassas bir l ile tanzim etmitir ki, hilkatte abes ve israf olmad
gibi, adaletsizlik ve dengesizlik de yoktur. Evet, kandaki alyuvar ve akyuvarlardan tut,
btn.canllarn doum ve lmlerine kadar, atom sistemindeki muvazeneden tut t
sema burlarna, feza sistemlerine kadar hereyi ihata eden bir muvazene mevcuttur.
Madem ki, kinatta bir muvazene-i umumiye kanunu vardr, herey gibi bu lemin temel
talar hkmnde olan unsurlar da bu kanunun mulndedirler. Evet, yaratt her
mevcudu bir had ile mukayyed klan Cenb- Hak, elbette zerreleri de bu kanunun

mulnden hari brakmamtr. Evet, bu takdir ve tayin O Zt- Akdes'in hikmet ve


adaletinin muktezasdr.
Yaratlan hereyin model ve suretlerinin ilm-i lhde hazr olmas, O Zt'n ilminin
nihayetsiz ve hereyi muht olduunu gsterdii gibi, hereyin asllar olan zerrelerin
nceden tartlp dengelenmesi ve istif edilmesi de, O'nun nihayetsiz tedbirini gsterir.
Evet, bu ahval O'nun hereyi keml-i mizan ile plnlayp hazrladnn ve hibir eyi
armadan, unutmadan ve ihmal etmeden gzelce idare ve tertip ettiinin ve bir zerreyi
bile israf etmediinin delilleridir.
Czlerde mahede ettiimiz bu muvazene kanununun kllerde de cereyan etmesi
hikmetin gereidir. Evet, insann her bir uzvu, vcuduna gre nasl muvazene ile
ayarlanm ise, kinat ortaya getiren manzume ve sistemler de ayn muvazene ile
tanzim edilmitir.
Elhsl, Hkim-i Ezel ve Ebed, bda'-i mahz ile yaratt ve hazrlad zerrat iplik gibi
istimal etmekte ve btn mahlkat bir kuma gibi dokumaktadr. te, bu ipliklerin hi
yoktan yaratlmas ibda-i mahz, onlarn biraraya getirilmesiyle muhtelif eyann
yaratlmas ise ina'dr. Bu ina ile zuhur eden yeni yeni ekiller, desenler, motifler,
tezyinatlar, keyfiyet ve mahiyetler de ibda'-i cz'dir.Baka bir ifade ile ibda'-i cz', ibda'
ve ina'nm birlikte tahakkuku ile ortaya kmakta ve kinatta her an cereyan
etmektedir. Mesel, u anda yaratlan her bir mevcudun, tbiri caiz ise, pln ve program
ibda'dr. Bu pln ve programa gre zerrelerin toplanp eyann ortaya k ise inadr.
Eyann saha-y vcuda kmas ile, onlara taklan saysz sfatlar, hususiyetler, ahvaller
ise yine ibda' hakikatini gstermektedir. Demek ki, kinatta her an ina, ibdaya istinad
ederek devam etmektedir.
bda' ve ina hakikatlarm daha iyi kavrayabilmek iin yle bir misl verelim: Mimarlk
san'at ve estetik ynnden dnyada bir aheser olan Selimiye Camii talardan yapld
halde, hi kimse bu san'at eserine "tatr" veya "ta yndr" diyemez ve byle bir
iddiada bulunamaz. Hi phesiz bu talarla ortaya kan san'at, maharet, itina,
ihtimam, tenasp, harika pln, gzel nak ve motifler, dakik tezyinat, ilm-i savt ve
manidar ihtiam, hlsa bu camideki btn hususiyetler elbette talardan ayr olarak
ustasnn fikir ve mtalasndan ortaya kan, tabiri caiz ise, yeni yeni ibda'-misl
maharetlerdir.te, bu caminin talardan tedricen yaplmas ina hakikatna, onun
saysz sfat, meziyet ve hususiyetleri yni, talardan baka hereyi ise ibda' hakikatna
gzel bir misldir.

bda' ve na'nn Telifinde 'caz Vardr


Selimiye Camisi talardan yapld gibi, mesel bir blbl de zerrelerden yaratlmtr.
Artk, blbl zerreler yn deildir. Kudret-i lhiye zerrat hamurundan blbl
halketmi, o hamurdan bambaka bir mahiyet ortaya karmtr. Bylece ina,
hususiyet kazanm, rengi ve ekli, sesi ve gzelliiyle, hayat ve hissiyatiyle apayr bir

mahiyete brnmtr. te, blbldeki hiten ve yoktan yaratlan btn hususiyetler


ibdadr ve hayvanat bu mislin altnda tezekkr edilebilir. Keza, u muhteem
kinat da Allah Azmn'n yedi kudretiyle yaratlan bir blbl gibidir. Bu blbl
binbir naamat ile Zt- Akdes'in ibda' ve inasmdaki hadsiz ceml ve kemli iln
etmektedir. imdi bu harika m'cize-i kudrete azot, karbon, oksijen vesaire mi
diyeceiz? Bu yepyeni, garip ve acib mahiyetleri basit elementlere mi vereceiz? Yahut,
bu harika icadlar kr kuvvete ve serseri tesadfe mi havale edeceiz? Grlyor ki,
mevcudatn telifinde i'caz vardr. Yaratlan herey hey'etiyle, maddesiyle, telifiyle
mu'cizedir. Elhsl, ibda ve ina tezahrleriyle bu kinat mtemadiyen dolup
tamaktadr.
Hlik- Kinat'm nihayetsiz ilim ve hikmetiyle bu lemi en ekmel bir surette takdir ve
tanzim ettiini ve onda vazife grecek btn maddeleri dakik bir mizan ve hassas bir
l ile hazrladn izah iin yle bir misl verelim:
Fevkalde mahir ve san'atkr bir ztn, hibir kimseyi taklit ve hibir eserden iktibas
etmeden gayet muhteem ve mkemmel bir fabrika kurduu ve bu fabrikada binbir
eit mesnuat dokuyup ilminin ihatasn, san'atmn inceliini, kudretinin messiriyetini,
hametinin bykln gstermek istediini farzediniz. Bu fabrikadan nihayetsiz
mahsult almak isteyen o zt, evvel, onun pln ve programn, gayesine uygun ve
istikbaldeki hedeflerine mnasip bir ekilde zihninde tesbit ve tayin eder. O fabrikann
mtemiltna taallk edecek en cz'i mes'eleleri dahi dikkate alr. Onun, ne kadar
alacan ve bu mddet ierisinde hangi maddelerin ne kadar lzm olacan, ince
hesaplarla tespit eder ve gerekli btn hammaddeleri hazrlar, istif eder.
O ztn mezkr fabrikann modelini, pln ve programn belirledikten sonra, fabrikada
faaliyet mddetince kullanlacak umum malzeme ve eyay nceden dnp tedarik
etmesi ve hereyi en ince teferruatna kadar plnlamas, onun ilim ve tedbirinin
ihatasna ak bir delil deil midir? Hem bu takdir ve tanzim onun gayet geni fikir ve
hafzasn ve fabrikadaki hereyi dikkate alan kll nazarn ve mdebbirliini vuzuh
derecesinde gstermez mi? Hem bu vaziyet o ztn keml-i mizan ve intizamla i
grdn ve hibir eyi unutmadan ve armadan hikmetle idare ve tertip ettiini
ortaya koymaz m? Hem hereyi btn incelikleriyle ihata eden bir ilim ve hibir eyi
adem ve israfa atmayan bir adalet sahibi olduunu gstermez mi?
Aynen bu misl gibi, Hkim-i Ezel, u kinat fabrikasnn icadn irde etti. Kinatn
esasatn lm-i Ezel'si ile vaz edip ezel ve ebede nazaran alt gn saylacak bir vakitte
mkevvenat, btn zerrat ve mtemilt ile yoktan ve hiten yaratt, yni ibda- mahz
ile halketti. Nihayet kemlde bir cemal ve nihayet cemlde bir keml sahibi olan O Zt-
Akdes, m'cizat- kudreti, havark- rahmeti ve dekaik-i hikmetiyle bu fabrikada binbir
isminin gzelliklerini gsteren mtenevvi tezghlar kurdu.
Evet, hereye bir had koyup, hudud tayin eden ve hereyi l ve tart ile dengeleyen,
btn kinat btn uuntyla ve keyflyetiyle kabza-i Rubbiyetinde tutan, keml-i
mizan ile tedbir, tedvir, idare ve terbiye eden ve hibir ey hibir hl dire-i meiet ve

irdesinden hari olmayan ve ezelden ebede kadar btn mlk ve melekt, kevn ve
mekn, btn ahval ve harekt dire-i ilminde ve nazar- uhdunda bulunan Allah
Zlcell Hazretleri bu kinat tezghlarnda kyamete kadar alaca mahsult ve
yarataca masnata yetecek kadar zerrat hazrlamtr.O Hkim-i Ezel ibda- mahz ile
yaratt zerrat hfz ve muhafaza ederek, bu tezghlarda bir vazifeden dier bir vazifeye
mnavebe ile sevketmektedir. Yni, bir zerreye nihayetsiz vazifeler grdrerek hadsiz
neticeler almaktadr. Btn zerrat halkettikten sonra ibda-i mahzkapsn kapatan
Kadir-i Hakm namtenahi hikmetini gstermek iin, zerreleri bir vazifeden dier bir
vazifeye koturmakta ve defalarca istimal etmektedir. Bu mes'eleyi bir dier mislle izah
edelim: Hkim ve lim bir ztm eitli ilimleri havi, cami bir kitap yazmak istediini
farzedelim. O zt evvel ar hkmndeki kalbi ile kitab yazmay irde eder; sonrakrsi
hkmndeki dimanda o cami kitabn muhteva ve mnderecatm tesbit ve tayin eder.
Daha sonra kalemine kitab yazmaya yetecek kadar mrekkep doldurur vemezkr kitab
hafzasnda tesbit ettii dstur ve esaslara gre yazar. O hkim ve lim zta kar "Bu zt
iin mrekkebi mektuptan evvel doldurdu, her sayfada ayr mrekkep doldurmas
gerekirdi!" denilebilir mi? Ktibin btn mrekkebi nceden doldurmas onun iin bir
noksanlk saylabilir mi? Halbuki, u hl ktibin noksanlna deil, ilminin kemline,
temkin ve tedbirine delildir. Hem, kitabn tamamnn onun ilmi ile ihata edildiine, her
bir harfin bir had ile tayin edildiine, her harfin, onun ilmindeki pln ve takdire gre
yazldna;hatta kitabn yazlmadan nce suret ve mahiyetiyle onun ilminde mevcut ve
hazr olduuna dellet eder. Demek ki, ktip harika ilmi ve ihatal hafzas ile, kitabn
takdir ettii gibi yazyor, intizamla tedbir ediyor.
Aynen yle de, Hkim-i Ezel u kinat kitabn yazmay irde etti. O kitabn te'lifi iin
lzm gelen mrekkep mnsndaki btn zerrat takdir etti ve nihayetsiz kudreti ile
halketti. Btn zerrat, o ilm-i ezeldeki plna ve takdire gre hareket etmekte ve kinat
kitabnn mrekkebi olarak vazife grmektedir.
Elhsl, ayn basit maddelerden dokunan ve ayn mrekkeble yazlan zemin yzndeki
muhtelif hayvanat ve nebatatn ayn hava, ayn su, ayn a mruz kalmakla beraber
her bir nev'in hatta her bir ferdin dierlerinden temyiz edici, ayrc renk ve ekilleri,
hususiyetleri, tad ve kokulan, hayat ve hissiyatlar, miza ve istidatlar vardr. te,
zerrelerde bulunmayan bu saysz meziyet ve hususiyetler "ibda'" ile ortaya
kmaktadr. Evet, bahar mevsimi bu hakikatin mahernmun bir mislidir. Hatta, her
an dahi Allah Azmn'n "icad" ve "ibda" sna bir bahar gibidir. Eer, ry-i zeminde
zerreler de her an, her devre yeniden yaratlm olsayd; bugn, kre-i arz mevcut
sikletinin belki milyonlar kat arlna kmakla kinattaki muvazene-i umumiye
bozulacak ve hilkatten malub olan neticeler akim kalacakt.

Anda mungkin juga menyukai