Stefanie Zweig
AFRKA'NIN HBR YERNDE
NOKTA YAYINLARI
Roman
Yayn No: 1 6
AFRKA'NIN HBR YERNDE
Orjinal Ad: Nirgendwo in Afrika
Yazar: Stefanie Zweig
Genel Yayn Ynetmeni: Oya Uur
Yayn Koordinatr : Necati G
Editr: Ece zba
eviri: Deniz Banolu
Teknik Editr: Attila Akdemir
Halkla ilikiler: Saym nar
Bilgisayar Uygulama : Adem enel
Kapak Tasarm: Yahya Berkay Bostan
Kapak Film: Ebru Grafik
BaskCilt: Melisa Matbaas
1. Bask: Aralk 2003 ISBN: 9758823086
Kitabn telif haklar ONK AJANS aracl ile NOKTA YAYINLARI'na
aittir. Yaynevinden yazl izin alnmadan ksmen veya tamamen alnt
yaplamaz, hibir ekilde kopya edilemez, oaltlamaz ve yaymlanamaz.
NOKTA YAYINLARI
Caalolu Yokuu No.22 Kat.23 P.K. 34440 Caalolustanbul Tel. 519 95 71
72 TelFax: 513 72 48 email: info@noktayayin.com
STEFANIE ZWEIG
AFRKA'NIN HBR YERNDE
eviri : Deniz Banolu
NOKTA YAYINLARI
STEFANE ZWEG
Stefanie Zweig 1938 ylnda ailesiyle Kenya'ya g eder ve ocukluunu bir
iftlikte geirir. 1947 ylnda aile Almanya'ya dner.
Halen serbest gazetecelik yapan yazar, bugne kadar yedi tane genlik kitab
yazmtr. "Bir Avu Toprak" adl kitab, Alman Genlik Kitaplar dl Seke
Listesine girmi, 1995 ylnda da Royal Dutch Geographical Society tarafndan
En yi Genlik Kitab Kristal Dnya dln almtr. Yazar 1993 ylnda da
Federal Almanya Liyakat Madalyas ile dllendirilmitir.
tek kuruumuzu bile hesaplamak zorundayz. nemli olan bir an nce gemiye
binerek denize almanz. Ancak o zaman hepimiz rahat uyuyabiliriz.
Yannza alacanz sandklar iin vakit geirmeden Danzig firmasyla
balantya ge. Biliyorsun, son anda unuttuumuz bir eya olur diye,
sandklardan birini bo brakmtk. Bu kurak yerler iin en nemlisi buzdolab.
Bir de mutlaka bir gaz lambasna ihtiyacmz olacak. Gittiim iftlikte elektrik
yok. Ayrca sivirisinekler iin iki de cibinlik al. Hatta, paran yeterse tane
olsun. Rongai geri pek stma blgesi saylmaz ama nasl bir yere gideceimizi
de bilmiyoruz. Eer buzdolabn koyacak yer kalmazsa, paketlerden Rosenthal
porselen takmn kar. Buradaki yaantmzda buna ihtiyacmz olmayacak,
zaten sadece iek motifli tabaklarmz deil baka eylerden de vazgemek
zorunda kalacaz.
Regina'nm ve tabii senin de lastik izme ile bir Manchester pantolona (senin de)
ihtiyac olacak. Arkadalarna veda ederken sana armaan vermek isteyenler
olursa, onlardan Regina'nn iki yl daha rahata giyebilecei bir ift ayakkab
rica edebilirsin. Ayakkab satn alacak kadar zengin olacam, en azndan
imdilik dnemiyorum."
Hereyi toparladnda, yanna alacaklarnn listesini yap. Beraberinde
getirecein her eyay tek tek saymalsn. Aksi halde hepimiz iin byk znt
olur. Birilerine bir eyler gtrmen konusunda srar etseler de sakn kabul etme.
Zavall B'yi hatrla! Hamburg gmrnde ba beladan kurtulduysa bunu srf
iyiniyetine borlu. ngiltere'ye gidip gitmeyecei ne malum, ya da yanma ald
kitaplar ne kadar iine yarayacak? Senin yapabilecein tek ey, gelecekteki
planlarna ilikin azn sk tutup kimseye bir ey sylememen.. En iyisi bu.
Biriyle konutuunda, sonunun nereye varaca bilinmez, mr boyu tanan
bile, insanlarn iinin ne olduunu bilemezsin ki ...
Kendimle ilgili syleyeceklerimi imdilik ksa kesmek istiyorum, yoksa kafan
bsbtn karacak. Rongai yaklak bin metre yksekte bir yer, ama korkun
scak. Akamlar ise ok souk oluyor (yannda mutlaka ynl bir eyler getir).
iftlikte ounluk msr yetiiyor. Ancak bu msrlarla ne yapacam henz
kestiremedim. Bunun dnda be yz kadar ineimiz, bir sr de tavuumuz
var. Yani, st, tereya ve yumurtadan yana bir skntmz yok. Yalnz ekmek
piirme tarifi getirirsen iyi olur.
Boy'un (iftlik ua) piirdii ekmek bizimkilerin hamursuzuna benziyor ama
lezzeti ondan da kt. Boy, sahanda yumurtay olaanst yapyor, omleti ise
beceremiyor. Rafadan yumurta piirirken de her seferinde ayn arky
tutturuyor.. Gel gr ki yle uzun bir ark ki, sonunda yumurtalar kat oluyor.
Grdn gibi artk burada bana yardm eden bir Boy var. Uzun boylu, tabii
siyah (ltfen, btn insanlarn beyaz olmadn Regina'ya anlatmaya al), ad
da Owuor. Srekli glyor, dorusu u sralarda bana ok iyi geliyor,
skntlarm hafifletiyor.
Burada erkek hizmetkarlara Boy deniyor. Ama Boy varm yokmu hi nemli
deil. nk burada, bir iftlikte alacak istediin kadar eleman bulabilirsin.
Yani artk bir hizmeti kzm yok diye dert edinme. Burada o kadar ok insan
var ki. Dorusu hepsini kskanyorum, nk dnyada olup bitenlerden
habersizler, stelik geinecek paralar da var.
Bundan sonraki mektubumda Ssskind'den daha ok sz ederim. Melek gibi bir
insan. Bugn Nairobi'ye gidip postay getirecek. Onun sayesinde mektuplar en
az bir hafta nce elimize gemi oluyor. imdilerde bizim iin en nemli ey sk
sk haberlememiz. Senden her cevap geliinde mektuplar numaralyorum ve
hangi mektubunu yantladm da bir yere not ediyorum. Yoksa hayatmz
imdikinden de zor olur. Mmknse Babana ve Liesel'e hemen yaz ki, bizi
merak etmesinler.
Seni ve ocuumuzu belki de en ksa zamanda kollarma alacam dndke
kalbim sevinten pr pr ediyor, mektubumun anneni zeceini dndke de
iim daralyor. Bundan byle iki kzndan sadece biri yannda olacak, o da
bakalm daha ne kadar? Ama annen olaanst bir kadn, eminim, kzyla
torununun Breslau'da yaamaktansa Afrika'da olmalarn tercih edecektir.
Regina'ya benden kocaman bir pck, sakn onun hanmevlad olmasna izin
verme. Yoksullarn doktora verecek paras yoktur, bilirsin.
Bu mektubun seni nasl telalandracan biliyorum, ama artk gl olmalsn.
Hepimiz iin. zlemle kucaklarm.
Senin Yal Walter'in
Not: Rubens'in oullarn eminim seveceksin, delikanl ocuklar. Eskiden
gittiimiz dans kurslarndaki genlere benziyor.. kisini de bekar sanyordum,
ama sonradan rendim ki, bizim gibi snmaclar gndeme geldiinde, onlar
desteklemek amacyla, eleri bri masasnda buluuyormu.
Bu konu artk onlara da bkknlk getirmi.
15 ubat 1938, Rongai
Sevgili Babacm
Umarm bu arada Jettel'den haber alm ve olunun ifti olduunu
renmisindir. Annem hayatta olsayd, herhalde "gzel ama zor," derdi, yine de
iten atlm bir avukat ve noter bundan daha iyisini hayal edemezdi. Daha bu
sabah gn doarken inein karnndan bir buzay kardm, vaftiz edip Sohrau
adn verdim ona. Ancak, bir tayn ebesi olmay daha ok isterdim, biliyorsun
ata binmeyi senden renmitim.
Beni niversiteye gndermekle hata ettiini sakn dnme. Belki bugn sana
byle grnebilir. Bu durum daha ne kadar srebilir ki? Benim patron iftlikte
deil, Nairobi'de yayor. Buradaki dolabnda bir yn kitab var. Brittanica
Ansiklopedileri ile bir de Latince szlk elime geti. Eer Latince bilmeseydim,
bu vahi doa ortamnda asla ngilizce renemezdim. imdi hi deilse
rmaklar, lejyonerler ve sava hakknda insanlarla sohbet edebiliyorum, hatta
"Ben vatan olmayan bir adamm" bile diyebiliyorum. Ama at pat ngilizce
paralamam ne yazk ki sadece szde kalyor, yani ie yaramyor. nk
Sevgili Jettel'im
Bugn 17 Ocak tarihli mektubun geldi. Keke Nairobi'den gnderilmi olsayd.
Elime gemesi mucize. Bu lkede uzaklklar hayal bile edemezsin. Komu
iftlik benim iftlikten 55 kilometre mesafede. Walter Ssskind amurlu, kt
yollardan bana ancak saatte gelebiliyor. Yine de Sabbat'* birlikte kutlamak
iin her hafta bendeydi. Dindar bir aileden geliyor. Patronu emrine bir araba
verdii iin ok ansl. Benim patronum Bay Morrison ise, yerlemek zere le
yaptklar zorlu yolculuktan sonra srailli ocuklarn yayan dolamaya
altklarn sylyor.. Ssskind beni buraya getirdiinden beri iftlikten hi
ayrlmadm.
Ne yazk ki burada at yok. iftlikteki tek eek de beni her biniimde srtndan
frlatp atnca, feleimi ardm. Ssskind halimi grnce glmekten krld.
Afrika'daki eeklere at gibi binilemeyeceini syledi. Buradaki eekler,
Almanya'da gl kylarnda grmeye altmz benzerleri gibi kendilerini yle
ucuza satmyorlar anlalan.
Buraya geldiin zaman, yamurun yatak odasnn iine yamasna herkes gibi
sen de alacaksn. nsanlar hibir ey olmam gibi, sessizce yamurun altna
kovalarn koyuyor, sonra suya kavutuklar iin bayram ediyorlar. Su ok
kymetli. Getiimiz hafta her yer alev alevdi. Heyecandan neredeyse lecektim.
Neyse ki Ssskind ziyaretime gelmiti de, fundalk yangnlar konusunda beni
aydnlatt. Byle yangnlar burada sk oluyormu.
Breslau'daki gnlerin artk sayl. Hatrlar msn, bir mays ayyd, gelecek iin
nasl da byk hayaller kurmutuk. Sizi burada greceimi dndke bugn
de ayn heyecan yayorum. imdi ikimiz de tek bir eyin nemli olduunu
biliyoruz bir an nce bugnleri geride brakmak...
ngilizce derslerine mutlaka devam etmelisin, retmeninden holanp
holanmaman u noktada o kadar nemli deil. spanyolcay brakabilirsin.
spanyolca sadece, Montevideo iin vize alabilseydik gerekecekti. iftlikteki
insanlarla anlaabilmemiz iin Svahili dilini renmemiz gerekecek. anslyz,
Tanr bu kez bizden yana. nk Svahili renmesi ok kolay bir dil. Rongai'ye
geldiimde tek bir szck bile bilmiyordum, imdi ise Owuor'la anlaacak kadar
ii ilerlettim. Evdeki eyalardan birini elimle iaret ediyorum o da bana adlarn
sylyor, pek de houna gidiyor. Bana Bwana diye sesleniyor. Burada beyaz
adamlara byle diyorlar. Sen Memsahib olacaksn, Regina da Toto. Toto
Svahili'cede ocuk demek.
kinci mektubuma kadar, Svahili dilini daha iyi konumay umuyorum. O zaman
Owuor'a, orbay pudingden sonra yemek istemediimi syleyebileceim.
Aklma gelmiken, o pudingi olaanst yapyor. lkinde azm hprterek
apr upur yeyince, o da azn aprdatarak beni taklit etti, o gnden beri de her
gn ayn pudingi piiriyor.
Aslnda u skntl gnlerimde daha sk glmem gerekir, ama insan yalnzken
glemiyor ki. Hele beynine en anlara direnemedii geceler, hi...
Keke sizden bir haber alabilseydim, acaba vapur biletlerinizi alabildiniz mi?
Vatandan ayrlmann bu denli nemli olaca kimin aklna gelirdi ki? imdi st
samaya gideceim. Daha dorusu Boy'larn nasl sadklarn seyredeceim,
ineklerin de adlarn reneceim. Srf kendimi unutabilmek iin.
Mektuplarm alr almaz ltfen hemen yaz! Ve ltfen telaa kaplma. nan,
sizleri dnmediim bir an, bir gn bile yok.
kinize kocaman bir pck, annene ve kardeine de..
Senin Yal VValter'in
15 Mart 1938, Rongai
Benim Sevgili Jettel'im!
Bugn 31 Ocak tarihli mektubun geldi. Endielerin ve korkularn iin sana
yardmc olamadmdan, mektubun beni hayli zd... Bugnlerde ok zc
eyler duyduunu tahmin edebiliyorum. Ama gryorsun; kaderin sillesini yiyen
sadece biz deiliz. stelik, lkesini terk eden tek insan da ben deilim. Burada,
geimlerini saladktan sonra ailelerini getirmek isteyen bir sr erkek var; onlar
da aynen benim durumumda, tek anszlklar, Rubens gibi kurtarc bir
meleklerinin olmamas. Bana inan, ok yaknda birbirimize kavuacaz. Bu,
bizim Tanr'ya borcumuzdur. Hollanda ya da Fransa'ya gitseydik daha m iyi
olurdu diye, ii kurcalamann da bir anlam yok. Seim yapacak durumda
deildik, ayrca neyin iyi olacan kim bilebilir?
Regina'y anaokuluna almak istemiyorlarsa da artk hi nemi yok. Yllardr
tandn insanlarn sana selam vermemelerinin ise gelecekteki mutluluumuzda
bir rol olmayacak, inan. nemli ile nemsizi birbirinden ayrmay renmenin
zaman geldi artk.. Bundan sonraki hayatmzda, senin el bebek gl bebek
yetitirilmi olmann hibir deeri yok. Srgnde, insann gemiine baklmyor,
nemli olan erkekle kadnn ayn ama iin elele vermesi.. Bunu
baaracamzdan eminim. Ah bir gelebilsen ve bir balayabilsek!.
Her ikinize de kocaman bir pck
Senin Yal Walter'in
17 Mart 1938, Rongai
Sevgili Ssskind
Boy, bu mektubu ka gnde sana ulatracak, bilmiyorum. 40 derece atele
yatyorum kafam yerinde deil. Eer bana bir ey olursa, yatamn yanndaki
sandn zerinde bir kutu var, karmn adresini orada bulursun.
Walter
4 Nisan 1938, Rongai
Benim Sevgili Jettel'im!
zlemle beklediim, iyi haberini aldm mektubun bugn geldi. Mektubu,
Ssskind tren istasyonundan bana getirdi, gzyalarna boulduumu grnce
dehete kapld. Gznn nne getirebiliyor musun, o koca adam da benimle
birlikte alad. Neyse ki, burada bizi Alman deil de snmac olarak kabul
ediyorlar. yle olunca alamaktan utanmyorsun.
Gemiye bineceiniz Haziran ayma kadar zaman bana yle uzun geliyor ki.
Doru anmsyorsam, "Adolf Wormann" lks bir gemi, btn Afrika'y
dolayor. Demek ki, her limana urayp bir sre orada kalacaksnz, anlalan
yolculuunuz benim "Ussukuma" gemisiyle yaptmdan daha uzun srecek.
Zaman olabildiince iyi deerlendir ve keyif almaya bak, ama ne olur ne olmaz,
yine de, yeni yl eyll aynda kutlayan kiilerle ahbaplk kurmay tercih edin.
Yoksa baz tatsz sorunlar kabilir. Ben yolculuum esnasnda kamaramdan
hemen hemen hi kmadm, oysa insanlarla bir arada olmak iin son ansmd.
Yazk! kiilik kamara nerimi dinlemedin. Oysa, burada ihtiyacmz olan
paradan epey tasarrufumuz olacakt, kamarada yabanc bir yatak arkadann
ocua hibir zarar olmazd. Evet, ad Regina ama, sonuta kralie deil ya,
bunu artk iyice kafasna koymal.
u anda yle mutluyum ki, bu yzden seninle tartmak istemiyorum. imdi
nemli olan zihnini toparlayarak, sandklar nasl yanna alacanz dnmen.
Onlara ok ihtiyacmz olduundan deil, ama duyduuma gre, eyasn
sonradan gnderip, hl gelmesini bekleyenler varm. Buzdolabnn bizim iin
ne denli nemli olduunu korkarm hl anlayamadn. Bu tropik yerlerde
buzdolab gnlk ekmek kadar gerekli. Bu yzden mutlaka bir tane tedarik
etmeye al. Ssskind bana Nakuru'dan et getirebilir, ama buzdolab olmazsa et
bir gnde kokar. Bay Morrison da patron olarak bu ii cok ciddiye alyor.
Tavuklar bile ancak kendisi iftlie geldiinde kesiliyor. En azndan,
yumurtalarn yememe izin verdii iin memnunum.
Tebrik ederim, petrol lambasn almsn. En azndan karanlkta yolu bulmak
iin Bay Morrison'un kymetli tavuklaryla yataa gitmek zorunda
kalmayacaz. Gece elbisesini almasaydm da olurdu. Burada onu giyecek yerin
olmayacak. Rubens ayarnda insanlarn, seni kendi topluluklarna davet
edeceini sanyorsan ok yanlyorsun. Birincisi, burada eski yerleik zengin
Musevilerle, bizim gibi ulsuz snmaclar arasnda byk bir uurum var;
ikincisi Rubens ailesi Nairobi'de yayor, Rongai'den, BreslauSohrau arasndaki
mesafeden de ok uzakta.
Afrika hakkndaki yanl hayallerle zihnini bulandrmak istemiyorum. Buraya
geldiimde neyle karlaacam ben de bilmiyordum, Ssskind'in buraya
geldikten iki yl sonra doal grd eylere ben hl aryorum. Suaheli'ceyi
daha iyi konumaya balaynca, Owuor'un benimle nasl candan ilgilendiini de
daha iyi fark etmeye baladm.
Bir ara hastalanmtm. Bir gn ateim ykseldi. Owuor, Ssskind'i armam
iin srar etti. Ssskind gece ge vakit geldi, hemen tehisi koydu. Stma. Neyse
ki yannda kinin varm, ksa srede iyiletim. Beni grdnde sakn korkma.
ok zayfladm, yzm de olduka sar. Anlayacan, kz kardeinin bana
ayrlrken armaan ettii, benim de o zaman hi de gerekli bulmadm minik
ayna ok ie yarad. Ama ne yazk ki aynack ou kez tatsz ykler anlatyor.
Sizin Walter'mz
25 Mays 1938, Rongai
Benim Sevgili na'm, benim sevgili Kaete'im Bu mektubu aldnzda, Tanr izin
verirse, Jettel ve Regina yola km olacaklar. u anda ne hlde olduunuzu
tahmin edebiliyorum, ama inan, Breslau'yu ve sizleri dndke, neler
hissettiimi szcklere dkmekte zorlanyorum. Biz ayrldktan sonra Jettel'i
avutmak iin elinizden geleni yaptnz, benim mark Jettel'im, tandm
kadaryla eminim epey banz artmtr.
Jettel iin endielenmeyin. Buraya alacana inanyorum. Son yllarda,
zellikle de son aylarda yaadklarndan sonra,
* "leh hab mein Herz in Heidelberg verloren", Almanlarn ska syledii pek
sevilen nl bir sarkdr, .N
eminim bir tek eyin nemli olduunu anlamtr: birlikte ve gven iinde
olmamz. Biliyorum sevgili na, benim gibi fkeli biri, Jettel'in de, suyuna
gidilmedii zaman hemen ly karan, dikkafal, inat bir ocuk olmas, seni
her zaman endielendirmitir, ama bunlarn hibirinin bizim evliliimizle bir
ilgisi yok. Jettel, hayatmn byk akyd, her zaman da yle kalacaktr. Bazen
hayatm zorlatrsa da.
Gryorsun, Afrika'nn hi batmayan kzgn gnei insann dilini nasl da
zyor, ama zaman geldiinde insan baz eyleri aka syleyebilmelidir.
Bence imdi tam sras: Sevgili na'm, yeryznde senden daha iyi bir
kaynvalide daha yoktur.. Sakn kzarm patateslerinden sz ettiimi sanma,
rencilik gnlerimden sz ediyorum. Evine geldiimde henz ondokuz
yandaydm, bana olun gibi davrandn. Ne kadar uzun zaman geti ve ben,
yaptklarnn karln ne kadar az verebildim!.
imdi hepiniz gl olmalsnz!. Amerika ile mektuplamanzdan ok
mitliyim. Her frsat deerlendirin. Biliyorum, dualarla aran pek iyi deildir,
bense Tanr'nn yardmna snmay ihmal etmiyorum. Umarm bir gn ona
teekkr edecek frsat bana verir.
Jettel ve Regina burada prensesler gibi arlanacaklar. Regina iin, sedir
aacndan ba ksm ta sslemeli harikulade bir karyola yaptrdm (burada
yaamak iin hibir eyim yok geri ama istediim kadar aac kesebiliyorum).
Tac nce kadn zerine izdim, sadk hizmetkarm ve arkadam Owuor,
elinde ba ile yar plak dev gibi bir adam getirdi, bizim tac bir gzel
yonttu. Btn Breslau'da eminim byle gzel bir paray daha bulamazsn.
Yamur yadnda Jettel'in ayaklar amura batmasn diye, evle dardaki
baraka tuvalet arasndaki patikay tahta dettim. Burada en kk bir ii bile
insann kendisinin yaptn grnce, umarm ok armaz. Evden tuvalete
gitmek dakika sryor. shal olunca tabii daha az.
Belediyeye ve bizimkilere yardm eden kim varsa, herkese selamlarm ilet,
kendinize iyi bakn!. Bunlar yazmak bana aptalca geliyor ama, insan
hissettiklerini baka nasl ifade edebilir ki?
imdi benim iin ok ilgin bir olay anlatmak istiyorum. Bir hafta nce Heini
Weyl aniden kageldi. Hani u, Tauentzien Meydannda byk amarhanesi
olan adam. ten atldktan sonra nereye g edeceimizi bilmediim bir srada
babamn tavsiyesi zerine ona gitmitim. Adam bana sadece elli sterlin
istiyorlard, bu yzden Heini o zaman bana Kenya'y nermiti.
imdi onbir aydr burada; bir otelde i bulmay denedi ama olmad. Garsonluk
beyazlara pek uygun bir i saylmyor, daha iyi bir pozisyon iin ise ngilizce
bilmek gerekiyor. Sonunda Kisimu'da bir altn madeninde menajerlik buldu (ki
burada herkes menajer, ben bile). Kisumu'nun korkun scak bir iklimi var, hatta
stma blgesi diye de biliniyor, ama o btn bunlara ramen iyimserliini
kaybetmedi. Rongai, Nairobi'den Kisuma'ya giden yol zerinde olduundan,
cebindeki son paras ile satn ald bir arabayla kars Ruth'la birlikte bize
urad. Btn bir gece laklak yaptk, Breslau'dan anlarmz tazeledik.
Owuor'da puding fkesini unutup, sadece Bay Morrison iin kesimine izin
verildii halde, elinde bir tavukla geldi. Sylendiine gre tavuk ayaklarnn
dibine cansz dvermi.
iftlie birinin ziyarete gelmesi ne byk nimet bilemezsin! nsan lm de
yeniden dirilmi gibi oluyor.
Weyl'ler'in dediklerine gre, Fritz Feuerstein'la iki erkek kardei Hirschl
tutuklanmlar. Schlesinger'in bir mektubundan, Hans Wohlgemut'la
kaynbiraderi Siegfried'i de gtrdklerini rendim. Bunu oktandr
biliyordum, ama Breslau'dan ayrlana kadar sana bu tutuklamalar yazmak
istemedim. Yahudi bir avukata gitmeyi bir trl kabullenemeyen, bizim iyi
yrekli, sadk Greschek'in, Cenova'ya kadar trende bana elik ettiinden de sana
hi sz etmedim. O da bana buraya bir mektup gnderdi. Cevaplamadm iin
umarm beni anlayla karlamtr.
Tanr'nn ne sevgili kullaryz, artk ekinmeden, korkmadan birbirimize mektup
yazabiliyoruz. "Adolf VVrmann" gemisinde, bitiiinizdeki masada Naziler
varsn hayranlkla Hitler'den sz etsinler, kulak asma. Hi nemli deil! Byle
krlganlklar zengin insanlarn harcdr, bunu artk iyice kafana koy. Sizin iin
sz konusu olan u anda VVrmann gemisinde olmanzdr, yoksa kimlerle
seyahat ettiiniz deil.
Mideni bulandran bu insanlar bir ay sonra grmeyeceksin bile. Owuor'a
gelince, o zaten insanlar nasl inciteceini bile bilmez.
Ssskind, patronunun, Mombasa'ya giderken arabasn almasna izin vereceini
umuyor. yle olursa, ikinizi de gemiden alr, direkt buraya getiririz. Direkt
dediime bakma, asfaltlanmam yollardan en az iki gn, ama bir geceyi
Nairobi'de Gordon ailesinin yannda geirebiliriz. Gordon'lar drt yldr orada
yayorlar, yeni gelen herkese de her an yardma hazrlar. Ama eer Ssskind'in
patronu, bir snmacnn lm korkusundan aylar sonra karsyla ocuunu
kollarna alma zlemiyle yanp tututuunu anlayla karlamazsa da, sakn
zlme. Mombasa'daki Musevi cemaatinden kim olursa, Nairobi'ye giden trene
sizi koyar, oradan Rongai'ye devam etmenize de yardm eder. Buradaki
Regina'y vmt. Ama imdi kavurucu scakla birlikte nemli olan bu yeni
havay solurken, hikyenin sonunu pek anmsayamyordu.
Sadece, annesinin beyaz elbisesinin zerindeki mavikrmz ieklerin kular
gibi uutuunu gryordu. Babasnn alnnda biriken inci tanecikleri de l l
parldyorlard, geri Owuor'un yzndekiler gibi gzel ve rengrenk deildiler
ama, yine de Regina'y elendirmeye yetiyordu.
"Gel, ocuum," Regina annesinin seslendiini duydu, "bir an nce gneten
kamalyz". Babasnn elini kavradn hissetti, ama parmaklar artk onun
deildi, sk sk Owuor'un gmleine yapmlard.
Owuor kzn ellerine vurup, parmaklarn zgrlne kavuturdu.
Evin nndeki kk aaca tnemi olan byk siyah kular bararak
bulutlara doru uutular, ardndan krmz toprak zerine plak ayaklarn vura
vura Owuor da uar gibi gzden kayboldu. Beyaz melek entarisi uzakta
rzgrdan toparlack olmutu. Owuor'un gittiini grmek Regina iin kt oldu.
Gsnn tam ortasnda, her defasnda byk bir zntnn habercisi olan o
keskin acy hissetti, ayn anda, annesinin yolculua kmadan nce kendisine
sylediklerini anmsad, annesi ona, "Yeni yaamnda artk alamamalsm."
demiti. Gzyalarnn akmamas iin, gzlerini yumdu. Yeniden atnda,
Owuor'un sararm otlardan kendilerine doru gelmekte olduunu grd.
Kollarnda kk bir karaca tayordu.
"Bu Saura. Saura, senin gibi bir Toto," dedi. Regina sylediklerinden bir ey
anlamad halde, kollarn at. Owuor titreyen hayvanc ona uzatt. Srtst
yatyordu, incecik bacaklar vard. Kulaklar, sandkta koyacak yer kalmad
iin, yolculua karken yanma alamad bez bebei Anni'ninki kadar
kckt. Regina o gne kadar bir hayvan ellememiti. Ama iinde en ufak bir
korku duymad. Ban edi, salar kk karacann gzlerine deiyordu,
dudaklaryla hayvann alnna bir pck kondurdu.
"Hayvanck ackm" diye fsldad Regina; "benim gibi".
Jettel: "Aman Tanrm, hayatn boyunca bugne dek byle bir ey sylemedin."
"Bunu benim karacam syledi, ben deil."
"Bakyorum artk bir zenci gibi konuuyorsun," dedi Ssskind. Gl
Owuor'unkine benzemiyordu ama, yine de kulaa pek fena gelmiyordu.
Regina karacay skca gsne bastrd, imdi scack bedeninden gelen dzgn
kalp atlarndan bakaca bir ey duymuyordu. Hayvann gzlerini kapad.
Babas uyuyan hayvan Regina'nn kollarndan alarak Owuor'a uzatt. Sonra
Regina'y kk bir ocukmu gibi kucana alarak eve tad.
"Ne gzel!" diye sevinle bard Regina; "damda delikler var. Bugne kadar
byle bir ey grmedim".
Walter, "Buraya gelene kadar ben de grmemitim. Hele bir bekle, ikinci
hayatmzda her ey ok farkl." dedi.
Regina mutlu bir sesle: "kinci hayatmz yle gzel ki!" dedi.
Owuor daha ilk gnden ard gibi, karacann ad Saura kald. Saura, kk
evin arkasndaki byk bir ahrda kalyordu, scack diliyle Regina'nn
nce, byle bir iftlikte, arabas, bir sr at, tabii ocuklara bakmak zere bir de
Aja's olan bir Bwana'nin beyaz adam) yannda almt.
Nehrin kysndaki kulbelerden birinde yaayan gen kadn getirdii gn
"Aja'nm olmad bir ev iyi deildir," demiti. Teekkr ederken, "senta sana"
demeyi rettii Memsahib (beyaz kadn) beenisini Owuor'a gzleriyle
anlatmaya almt. Aja'nm Saura'nnkiler gibi yumuack, iri kahverengi
gzleri vard. Minicik ellerinin ayalar, Rummler'in derisinden daha beyazd. O
da Owuor'un Jaluo kabilesinden geliyordu ama, teni onunkinden daha akt.
Sa omzuna koca bir dmle tutturduu sar atk rzgrdan aldka, kk
diri gsleri ipe dizilmi ampuller gibi srtyordu. Aja hibir eye ne
fkeleniyor ne de sabrszlk gsteriyordu. Az konuuyordu ama grtlaktan
kard ksack sesler bile gzel bir ark gibi kyordu.
Regina Owuor sayesinde dillerini nasl o kadar ksa zamanda ve mkemmel
rendiyse, Aja ile de yaamna suskunluu renmek girmiti. Her gn le
yemeinden sonra, evle mutfak arasndaki avluya karlar ve avludaki aacn
glgeliinde otururlard. Scak stle, sahanda yumurtalarn kokusunu en gzel
buradan alabiliyorlard. Kokuya doyup, dama slannca da yzn usulca
Aja'nm atksna saryordu. Sonra da kula iki yrein atnda uykuya dalar,
gne gkyznden iyice ekilip, glgeler uzaynca da, Rummler'in yzn
yalamasyla uyanrd.
Sonra sra Aja'nn uzun sapl otlarla kk sepetleri rd saatlere gelirdi.
Elleriyle otlarn arasndan ayklayarak uyandrd minik kanatl hayvancklarn,
tm dileklerini Tanr'ya ulatiran uan atlar olduunu sadece Regina bilirdi. Aja
iini yaparken bir yandan dilini aplatr, ama bunu yaparken de dudaklarn hi
kprdatmazd.
Gecelerin grltleri hep aynyd. Karanlk bastnda, srtlanlarn ulumas
duyulur, kulbelerden zaman zaman ark sesleri ykselirdi. Regina yataktayken
bile bu seslerden nasibini alrd. atya kadar uzanamayan evin duvarlar ok
alak olduundan, kendi odasndan annesiyle babasnn konumalarnn her
kelimesini duyard.
Fsldar gibi konusalar da, sesleri gndz olduu kadar yksek gelirdi. Kimi
nisbeten sessiz gecelerde bu sesler ar vzltlarna bazen de Rummler'in, dilinin
bir iki hereketiyle anan boaltrken kard homurtulara benzerdi. Ama
bazen de srtlanlarn ilk ulumalaryla, birbiri ardndan gelen korkulu
konumalarn duyulduu, bitmek bilmeyen uzun ve kt geceler de olurdu.
Ancak afakla beraber korkulu sesler yerini uyanan horozlarn seslerine
brakrd.
Bu grltl gecelerin sabahnda Walter inekleri saan obanlardan da erken
ahrlarda olurdu, Jettel de mutfakta uykusuzluktan kzarm gzleriyle fkesini,
tten ocan zerindeki st kabnda sndrrd.. kence gibi geen bir geceden
sonra Rongai'nin serin akamlan btn bir gnn kzgnln alarak bulanm
zihinleri rahatlayana kadar birbirleriyle hi konumazlard.
basama olan Breslau'ya gidi, yahudileri topraklarna almay kabul edecek bir
lkenin mitsiz araylar, VValter'den ayrl ve nihayet onu bir daha
gremeyip, Regina'yla Almanya'da tek basma yaamak zorunda kalaca
korkusu, Jettel'i akln bir anda bana getirdi.. Artk hibir gelecek vaad
etmeyen anlk zevklerle geen o yllarda neler olup bittiini sonunda anlad.
Kendini dnya aklls sanp, insanlar anlama konusundaki gl igdsne
inand iin, stne stlk sorumsuzluundan ve iyiniyetli oluundan adeta
utan duydu.
Rongai'de kendi kendisini sorgulay, sululuk duygusu ve huzursuzluu iyice
artt. Jettel, iftlie geldii ay iinde ev, ineklerin ahr ve ormandan baka bir
ey grmemiti.. lkeye geldiinde, bedenini halsiz brakan, kafasn
sersemleten kuraklktan olduu kadar hemen ardndan balayan yamurlardan
da nefret etmiti. Gnlk yaamn, umutsuzca balklarla boumak, mutfaktaki
oca iin kuru odun toplamakla snrlamt.
Her an, stma ve Regina'nn lmcl bir hastala yakalanmas korkusu
iindeydi. Her eyden te, Walter'in iini kaybedip, Rongai'yi terk etmek
zorunda kalacaklar ve barnacak bir yuva bulamayacaklar panii ile yayordu.
Jettel, gerekleri grme konusundaki keskin igdsyle, her geliinde
Regina'ya pek de dosta davranmayan Bay Morrison'un, iftlikte olup
bitenlerden kocasn sorumlu tuttuunun da farkndayd.
Msrlar nce ok kurumu, sonra da slanmlard. Budaydan rn
alnamamt. Tavuklar bir gz hastalna yakalanmlard, gnde en az be
tanesi telef oluyordu. nekler yeterince st vermiyorlard. Yeni doan son drt
buzadan hibiri iki haftadan fazla yaayamamt. Walter'in, Bay Morrison'un
istei zerine at kuyudan su kmamt. Byyen sadece atdaki deliklerdi.
Byk yamurlardan sonra Menangai'i kzla boyayan ilk allk yangnn kt
gn kavurucu bir scak vard. Owuor yine de Walter ve Jettel iin evin nne iki
iskemle att. "Epeydir uykuda olan bir yangn seyretmelisiniz," dedi.
"yleyse sen neden kalmyorsun?"
"Bacaklarm frla diyor."
Gne batm ncesindeki bir saat iin rzgr olduka kuvvetliydi, bulutlar
iftliin zerine kmelenmi, youn dumanlardan gkyz grilemiti. Kargalar
tnedikleri aalardan utular. Ormandan maymunlarn sesleri geliyor, srtlanlar
zamansz uluyorlard. Hava keskin ve boucuydu. Konumak zorlayordu ki
Jettel aniden yksek sesle "Artk dayanamyorum." dedi.
"Korkma, ilk defasnda ben de ev yanacak sandm ve itfaiyeyi armak
istedim."
"Ben yangndan sz etmiyorum. Artk burada olmaya dayanamyorum."
"Buna mecbursun Jettel, bize kimsenin yardm edecei yok."
"Peki burada sonumuz ne olacak? Be sent bile kazandn yok, son paramz da
bitmek zere. Regina'y okula nasl gndereceiz? Bir ocuk iin burada hayat
yok, btn gn Aja ile aacn altnda pinekliyor."
geliyor. Aviary bir ku kafesi. Bu daha da sama. Bir de avid diye bir kelime
var, hrsl demekmi."
"Jettel, btn bunlar samalk. Byle bir yere varamayz." "nsan iinde
aradn bulamyorsa szlk ne ii yaryor?" "Peki yleyse, ver bana. Bir de
E'ye bakaym. Evergreen," diye bu kez Walter okumay srdrd, "her dem
yeil, demekmi."
Regina ilk kez babasnn Owuor'dan daha tumturakl tkrdn fark etti.
Rummler'in ban okamay brakarak, neeyle ellerini birbirine rpt.
"Kes sesini Regina. Kahretsin. Bu ocuk oyunu deil. Evergreen olmal, tabii
ya, Morrison her zaman yemyeil olan msr tarlalarndan sz etmi olmal.
Dorusu ok tuhaf, bunu ondan hi ummazdm."
"Hayr," dedi Jettel, hafif bir sesle; "Buldum. Gerekten buldum. Every, her,
anlamna geliyor. Duydun mu Walter, every month, her ay demek. Baka ey
olamaz. Acaba Bay Morrison, bize her ay alt sterlin vereceini mi sylemek
istedi?"
"Bilmiyorum. Bekleyelim bakalm, bu mucize bir kez daha olacak m?"
"Hep bir mucize der durursun," diyen Regina, pusuda sabrszlkla bekleyen bir
av gibi atld. Acaba babas, annesinin sesini taklit ettiini fark etmi miydi?
"Bu kez baban hakl," diye fsldar gibi konutu Jettel, "hakl olmal." Ayaa
kalkarak Regina'y kendine doru ekti yanana bir pck kondurdu. pc
tuz tadndayd.
Mucize gerek oldu. Her ayn banda Bay Morrison iftlie geliyor, nce iki
fincan ayn iiyor, tavuklarn ve mutfaklar kolaan ediyor, msr tarlalarn
tefti ediyor, nc fincan ay iin eve dnnce de alt kt sterlini tek tek
usulca masann zerine koyuyordu.
Jettel, Rongai'deki yaam tamamen deitiren kader gnnden sz aldnda
tpk Owuor gibi bbrleniyor, "Grdn m?" diyordu. "Bir ngilizce'yi bile
renemedikten sonra o gzelim tahsilin ne ii yarar?" Regina da bildii bu
szleri dudaklarn kprdatmakszm iinden tekrarlyordu.
"Hibir ie yaramaz Jettel, hi, benim cppem gibi."
Walter bunu sylerken, gzleri artk yorgun grnmyordu, stma geirmeden
nceki gnlerde olduu gibi salkl bakyor, hatta Jettel kk zaferinin keyfini
karrken o da glyor, "ah benim kk Owuor"um diye ona iltifat ediyor,
geceleri de her ikisinin oktandr kaybettikleri scak birlikteliin tadna
varyordu.
Akasya altnda oturduklar gn, Regina "Gece bana bir erkek karde yaptlar,"
diye anlatt.
"ok iyi," diye yantlad Aja, "nk Saura artk ocuk deil."
Akam olduunda Walter, "Regina'y okula gnderelim," diye nerdi. "Ssskind
gelecek defa Nukura'ya gittiinde, bunun iin ne gerekiyor rensin."
"Hayr," diye itiraz etti Jettel, "henz erken."
"Ama sen deil miydin o kadar srar eden! imdi ben de istiyorum."
Jettel yzne ate bastn hissetti, ama yine de sklganln yenerek, "Ben,"
dedi, "ekirgelerin iftlii basmadan nce neler olduunu unutmu deilim. O
gn sylediklerini anlamadm sandn, ama dndn kadar aptal deilim.
Regina yedi yama gelince de okumay renebilir. u anda anne ve Kaete iin
paraya ihtiyacmz var."
"Bunu nasl dnebiliyorsun?"
"imdilik geinecek kadar paramz var. Neden bir sre daha byle gitmesin?
ok iyi hesabn yaptm. ayet paraya dokunmazsak, onyedi ayda, anneyle
Kaete'i buraya getirtecek yz sterlini biriktirmi oluruz. ki sterlin de geriye
kalr. Greceksin, baaracaz."
"Eer bir ey olmazsa."
"Ne olacak ki? Burada bir ey olmaz."
"Ama bizim dmzdaki dnyada, Jettel. Almanya'da durum hi de iyi
grnmyor."
Jettel'in byk bir evkle fedakrla hazr olmas, her ay kck bir kutuya alt
sterlini koyarken paralan tekrar tekrar sayarken duyduu sevin, onlar
kurtarmaya yetecek miktar tam zamannda bir araya getireceine olan sonsuz
inan, Walter'e, gnn her saati hatta ou zaman geceleri dinledii haberlerden
daha dayanlmaz geliyordu.
Breslau ve Sohrau arasndaki mektup trafiinin aras giderek uzuyordu;
mektuplar da korkuyu saklamak iin gsterilen btn gayretlere ramen,
ylesine endie doluydu ki, Walter umut etmenin artk bir cinayet olduunu,
karsnn nasl olup da hl fark etmediini kendisine sk sk soruyordu. Bazen
de onun gerekten saf ve temiz yrekli olduunu dnnce zlyor ve onu
kskanyordu. Ama bu ezilmiliin kendi kurtuluuna bile artk minnettarlk
duymayacak kadar ona ac verdii gnlerde mitsizlii, Jettel'e ve onun bitmek
bilmeyen hayallerine kar nefrete dnyordu.
Babas, btn abalarna karn, oteli satamadn, evden hemen hemen hi
dar kmadn, Sohrau'da hlen sadece yahudi ailesinin kaldn,
kendisinin durumunun ise, her eye ramen iyi olduunu ve ikayet etmek
istemediini yazyordu. Sinagog yangnndan sonra gnderdii mektupta,
"Liesel belki Filistin'e gider," diyordu. "Eer benim gibi kocam birinden
ayrlmaya onu raz edebilirsen." 9 Kasm 1938'den sonra yazd mektuplarnda
ise, "Yaknda grmek zere," eklindeki dilek szcklerine artk
rastlanmyordu.
Breslau'dan gelen mektuplarn her satrnda sansr korkusu seziliyordu. Kaete,
"Bizi epey skntya sokan" kimi kstlamalarn olduunu yazyor, her seferinde,
'aniden seyahate kan, bir daha da kendilerinden haber alnamayan" ortak
dostlardan sz ediyordu. na, artk oda kiralayamadn haber veriyor, "Sadece
belli zamanlarda evden kyorum." diye yazyordu. Regina'nn eylldeki
doumgn armaan ubat aynda postaya verilmiti. Walter dehetle, ifreli
mesajn ne olduunu anlamt. Kaynvalidesi ile kaynbiraderinin artk uzun
geliyor. Hadi, Walter! Artk brak bunlar da, buradaki zamann deerlendir,
biraz rahatla, kendinle bark ol. Buradan kurtulduumuzda her eye yeniden
balayabilirsin."
"Beni deli eden de bu ya. Kral bize yardm etmezse, ben ve ailem ne olacaz?"
"Hl Rongai de bir iin var."
"Hl demen ok gzel."
"Bana Oha desen nasl olurdu?" diye glmsedi Hahn "Karm buras iin bana
bu ad uygun buldu. Bana Oscar kadar Alman ad gibi gelmiyor. Benim Lilly'im
mkemmel bir kadn. O olmasayd, Gilgil'deki iftlii satn almaya cesaret
edemezdim."
"Tarm ilerinden o kadar iyi anlyor mu?"
"Hayr, o konser solistiydi. Ama hayat her ynyle ok iyi biliyor. Schubert'ten
liedler sylediinde, hizmetkarlar zevkten drt ke oluyorlar. neklerin de st
bollayor. Umarm yaknda sen de tanrsn."
"Sen de Ssskind'in teorilerine inanyorsun demek?"
"yle."
Ssskind, askeri makamlarn tutumu ve gelecekte neler olabilecei konusunda
varsaymlarn yapld tartmalardan birinde: "Rubens gibi adamlar btn
yahudileri 'enemy alliens' gibi grmekten bir sre sonra vazgeecekler, bizi
sava boyunca burada kapal tutamazlar, greceksiniz." demiti, "Eminim, yal
Rubens'le ocuklar bizim kendilerinden ok nce Hitler'e kar olduumuzu
ngilizlere oktan anlatmlardr."
Albay VVhidett, gerekten de nceden hi hazrlkl olmad bir yn sorunla
uramak zorunda kalyordu. Rubens'in be erkek kardeinin, tabii babasnn da,
hi aksatmadan brosunu ziyaret etmelerinin mi, yoksa Londra'daki sava
bakanlyla aralarndaki gr ayrlklarnn m daha tatsz olduuna karar
veremiyordu. Albay sava kana kadar, Avrupa'da olup bitenlerin, Jaluo ile
Lumbwa arasndaki srp giden kabile savalarndan daha az ilgisini ektiini
itiraf etmekten utanmyordu. Ama onu en ok artan Rubens ailesini her
ziyaretine gidiinde, onlarn tm olaylarn ok edici ayrntlarndan haberdar
olduklarn bildii halde hibir ey bilmiyormu gibi davranmalaryd.
Whidett Boarding Okulu'na gittii ilk yl karlat, hrsl bir renci ve son
derece kt bir kriket oyuncusu olarak belleinde kalan Dave ve Benji
kardeleri hesaba katmazsa, o gne kadar hi Musevi tanmamt.
Rubens ailesinin kendisinden nce Kenya'yla balantsnn olmas stelik
ngilizce'yi de Oxford'un kdemli rencileri kadar mkemmel konumas
VVhidett'i ciddi bir ekilde dndryordu. Bu yzden gnlden istemese de,
"kendilerine hakszlk yapld" sylenen snmaclarn kaderiyle ilgilenmeye
balad.
Bylece VVhidett, iftlikte altklar iin dmanla iliki kurmalar olanaksz
grnen snmaclarn serbest braklmas nerisini kabul etti. Doru
yaptndan pek emin deildi ama, bu karar zellikle askeri evrelerde kabul
grnce epey ard. Daha sonra alnan kararn gerekli olduu da anlald.
Norfolk ve New Stanley'den hareket eden kamyonetler bir pazar leden sonra
kampa geldiler. Srtlarnda haki niformalaryla erkekler tel rglerin nnde
grndnde ocuklar rkek rkek el salladlar, anneler de en az onlar kadar
gergindiler. Kadnlarn ou, st dzey davetin verildii bir partiye gider gibi
giyinmilerdi. Bazlarnn zerinde en son Almanya'da giydikleri dekolte
kyafetler vard, birka da elinde, ocuklarn otel bahesinden kopard minik
solmu iekleri tutuyordu.
Walter uzaktan Jettel'i grd. Karsnn zerinde krmz bir bluz vard, yolculuk
iin ald beyaz eldivenleri de giymiti. Gece elbisesi aklna gelince, fkesini
zor tuttu. Ayn anda karsnn ne kadar gzel olduunu fark etti, ama sonra en
samimi anlarnda bile karsna drst davranmad ve onu kandrd aklna
geldi, nabznn heyecanla att gnler artk gemite kalmt. Kendisini bir an
yalanm, tkenmi ve gvensiz hissetti.
Regina da ona imdi yabanc geliyordu. Ayrlmalarnn zerinden henz drt
hafta gemi olduu halde kz sanki serpilmi, boy atmt. Rongai'de Aja ile
aacn altna oturduklar gnlerden ok daha farklyd. Walter karsyla
konuacak ortak konular bulmak iin, nce karacann adn hatrlamaya alt,
ama bir trl ad aklna gelmedi. O srada Regina'nm koarak kendisine doru
geldiini grd.
Regina taz gibi srayp, sska kollarn babasnn boynuna dolaymca Walter,
birden kzn karsndan daha ok sevdiini fark etti. Gizleyemedii bir sululuk
duygusuyla, bu gerei asla ikisinin de renemeyeceine dair kendine sz
verdi.
"Baba, baba!" diye kulana haykran Regina'nm sesiyle, kendine geldi, imdi
biraz daha rahatlamt. "Bir arkadam var artk, gerek bir arkadam. Ad
Inge. Okumasn da biliyor Annem de bir mektup yazd."
"Ne mektubu?"
"Gerek bir mektup ite. Seni ziyaret edebilmemiz iin."
"Evet," diye atld Jettel, Walter'i kucaklayabilmek iin, Regina'y iyice teye
itekleyerek, "Seni serbest brakmalar iin bir dileke yazdm."
"Benim Jettel'im ne zamandr dileke nedir biliyor?"
"Senin iin bir eyler yapmak zorundaydm. ylece oturup sinek avlayacak
deildik ya. Belki yaknda yine Rongai'ye dnebiliriz."
"Jettel, Jettel, sana ne yaptlar byle? Hani Rongai'de lesiye mutsuzdun."
"Btn kadnlar tekrar iftliklerine dnmek istiyorlar."
Jettel'in sesindeki marur ifade Walter'i hznlendirdi. Dahas yalan sylerken
ona bakmaya cesaret edememesi pek bir dokundu, ama karacann ad gibi,
houna gidecek, onu okayacak, pohpohlayacak szckler bulmakta zorland.
Regina'nm konutuunu duyunca rahatlad.
"Almanlardan nefret ediyorum baba, Almanlar'dan nefret ediyorum."
"Kimden rendin bunu?"
"Kendine bir Nebbich setiin iin Jettel. Keke Amcan Badmann'n szn
dinleseydin. Daha nianmzdan nce bunu sana sylemiti. Gel, brak alamay.
te dostum Oha da geliyor. ok ansl, Naziler onu daha 1933'te defterden
sildiler. imdi Gilgil'de bir iftlii var. Onu tanmalsn, utanmana gerek yok.
Onun hereyden haberi var. Hatta bize yardm etmeye sz verdi. Nasl
yapacan bilmiyorum ama, bunu sylemesi bile houma gitti.
15 Ekim 1939 gn, Ngong Kampndaki kara tahtada, snmaclar arasnda
farkl yanklar uyandran, iki duyuru aslmt. ngilizler'in "Royal Oak" sava
gemisinin bir Alman denizalt tarafndan batrld haberi, askerin kt
ngilizce'siyle yazld iin, duyuruyu nce ok az kii anlayabilmi, Scapa
Flow krfezinde kimin saldrd, kimin zafer kazand anlalmadndan da
ilgiden ok aknla neden olmutu. Buna karlk kusursuz bir Almanca ile
yazlm olan ikinci duyuru byk heyecan yaratmt, duyuruda iftliklerde
belli ve srekli bir ii olan Enemy Alliens'larn serbest braklabilecekleri
bildiriliyordu. Birka gndr etrafta dolaan bu sylenti yeni bir haberle
beslendi; Nairobi'deki askeri makamlar smrd edilecek olan erkeklerin Gney
Afrika'ya srgn edilmelerini planlyorlard.
Uzun aramalardan sonra Walter'i bir baraka tuvaletin arkasnda bulan Oha,
"imdi iftliime bir menajer bulmak zorundaym" dedi.
"Niye? Birka gn sonra buradan gideceksin ya."
"Ama sen gitmeyeceksin."
"Hayr, bana byk piyango vurdu. Regina'yla Jettel'e de. Kadnlarda ve
ocuklar da m Gney Afrika'ya gnderecekler?"
"Tanr akna sylesene, sen hibir ey anlamaz msn? iftliimi sen idare
edeceksin. En azndan bir i bulana kadar. Bir ibirlikinin bir dierini ie almas
eminim yasak deildir. Ssskind, senin iin dzenlediim i anlamasn
tercme ediyor.
Ssskind hukuk ilerinden pek anlamad, yazmalar konusunda da acemi
olduu halde, Albay Whidett'i memnun etmiti. Albay, savan geri kalan
gnlerinde, yaantsnn dengesini bozacak insanlarla uramaya hevesli deildi,
tek istedii mmkn olduu kadar ok sayda snmacy serbest brakmakt.
Bylece Albay sadece Walter'le Hahn'm kamptan ayrlmalarn salamakla
kalmad, New Stanley Oteli'nden Lilly'yi, Norfolk'tan da Regina ile Jettel'i
aldrarak, iki erkekle birlikte Gilgil'e gnderdi.
Ngong'daki son akam, Walter "Btn bunlar bizim iin niye yapyorsun?" diye
sormutu.
Hahn, "Aka sylemek gerekirse, ayn renci birliinden olan bir dostuma
yardm etmenin grevim olduunu dnyorum," diye cevap vermiti, "ayrca
benim iin zor bir ey de deil. stelik sana ok altm, benim Lilly'imin de
evresinde yeni dostlara ihtiyac var."
Hahn'n iftliinin ad Arkadia'yd. Yumuak yeil imlerle rtl tepelerde
dolanan ineklerle koyunlar, byke bir sebze bahesinin iindeki kumlukta
einip duran tavuklar, zenle ekilmi msr tarlalar, etrafnda gller, karanfiller
Mutfak tamamland gn, Kimani yannda erkek kardeim diye tantt bir
adamla geldi, ad Kania'yd, odalar sprecekti. Tarladan alp getirdii
Kinanjui'in grevi ise yataklar yapmakt. Kamau'nun ii bulak ykamakt,
saatlerce evin nnde oturuyor, gne vurunca l l olana kadar bardaklar
parlatyordu. En son kapda Jogona grnd. Henz ufack bir ocuktu, rp
kadar incecik bacaklar vard.
Kimani Regina'ya onun iin, "Bir Aja'dan daha iyidir," demiti
"Eskiden bir karaca myd?"
"Evet."
"Ama konumuyor."
"Konuacak. Kessu."*
"Ne yapacak?"
"Kpek iin yemek yapacak."
"Ama bizim kpeimiz yok ki?"
"Bugn bir kpeimiz yok," dedi Kimani, "ama Kessu olacak."
Kessu gzel bir szckt. Yarn, hemen, herhangi bir zaman, belki anlamna
geliyordu. Kafalarn, kulaklarn ve azlarn dinlendirmek isteyenler Kessu
derlerdi. Sabrszlna gem vurmay bir tek Bwana beceremiyordu. Her gn
Kimani'ye, Memsahib'e mutfakta yardm edecek bir uak bulup bulmadn so
ruyordu, Kimani yant vermeden nce dileri birbirine kenetli, havay yle bir
iine ekiyor, sonra:
"Mutfakta bir uan var ya Bwana." diyordu.
"Nerede Kimani, uak nerede?"
Kimani her gn yinelenen bu konumay pek seviyordu. ou zaman azyla
birtakm sesler karyordu. Bunun Bwana'yi kzdrdn biliyordu ama bunu
yapmaktan da bir trl vazgeemiyordu. Bwana'yi sknetle yola getirmek
mmkn deildi nk. Yolculuu ok uzun srmt. Kimani'nin duruma
aklk getirmemekteki srarl direnii VValter'in cann skyordu. Jettel'in
mutfakta yardma ihtiyac vard. Ekmek hamurunu tek bana youramyor,
ime suyu dolu ar bidonlar glkle kaldryordu; bulak Kamau'yu
ikidebir tten ocaa bakmas ya da yemei mutfaktan eve kadar tamas iin
bile yerinden kprdatamyordu.
Kendisinden her yardm istendiinde, "Bu benim iim deil," diyerek, yeniden
nndeki bardaklar parlatmaya koyuluyordu.
Her gn sregelen bu kavga Jettel'in cesaretini kryor, Walter'i de
sinirlendiriyordu. Ev ilerine yardm edecek yeterli sayda hizmetkar olmazsa
iftlikteki insanlarn nnde gln duruma deceini biliyordu. Onu en ok
korkutan, Bay Gibson'un bir gn aniden kp gelerek, yeni iftlik yneticisinin,
mutfakta bir yardmc bile bulamayacak kadar aciz olduunu grecei
dncesiydi. steini gerekletirmek iin ok zaman kalmadn
hissediyordu.
Kimani'yle iftliklerde turlarken kendisine dosta "Jambo" diye seslenen ya da
evlerde almak yerine, Memsahib'e mutfakta yardm etmeye hazr grnen
ses dinmek bilmiyordu. Grlt neredeyse onu ldrtmak zereydi, bir ara
kpek havlyormu gibi bir hisse kapld. Kimani'ye "Neden bir mutfak
hizmetkar bulamyoruz?" diye sorduu zaman, onun kendisine aalayc bir
tonla cevap verirken kard seslere benziyordu.
Walter, yavaa Kimani'nin adn seslendi, ayn alayc ses daha gl bir ekilde
yankland. Beynindeki isyann yava yava midesini artmaya baladn
hissetti. Kapnn nne kusmamak iin kendini evden dar att. rmek onu
rahatlatamad. Alnna biriken terler, ellerindeki uyuma, gzlerindeki hafif
perdelenme, ona stmay ve Ol'Joro Orok'da onu doktora gtrebilecek bir
komusu dahi olmadn hatrlatt.
Gzlerini ovuturdu, kuru olduunu anlaynca biraz rahatlad. Ama yine de
yznde hafif bir slaklk vard sanki, birden gsnn zerinde iddetli bir
bask hissetti, bir an sendeledi. Sa taraftan bu kez daha kuvvetli bir kpek
havlamas iitince, bsbtn iradesini kaybetti, elindeki lambay imlerin
zerine frlatt, vcudu kaskat kesilmiti. Bir anda tm bedenim bir ate bast.
Sonra nereden geldiini tam olarak anlayamad bir koku alglad, ona anlarn
canlandran bir koku... indeki heyecan bastrmaya alt. Bir an sonra
prtkl bir dil yzn yalamaya balad, hissettikleri hayal gcnn bir rn
deildi, gzel, tatl bir gerekti...
"Rummler," diye fsldad Walter, "Rummler, seni lanet olas hayvan. Nereden
ktn byle? Beni nasl buldun?" nceleri hi aklna getirip de kpeine
sylemedii okayc szleri birbiri ardna sralamaya balad, kpein gl
ensesini kavrayarak kendine doru ekti, terden buharlaan derisini koklad.
Walter heyecandan tyleri dikenleen hayvan, biraz da utanarak byk bir
cokuyla gsne skca bastrp okarken, rkerek evresine bakmay da ihmal
etmedi. Kapld bu duygu selinin sarholuunu herhangi birinin grmesinden
korkuyordu sanki. Birden bir glgenin kendisine doru geldiini fark etti.
Walter hantal bir hareketle uzand, imenlerden lambay ald. Bedenini
sarmalayan olaanst sevin ve sklganlktan ancak syrlabildi. Lambann
fitilini ykseltti. nce sadece kara bir buluta benzeyen glgeyi grd, sonra
glge koarak gelen, gl, kuvvetli bir erkein siluetine dnt. Gnlerdir
rzgr esmiyordu ama Walter, glgeyi her adm atta saa sola savrulan bir
paltoya benzetti.
Rummler nce inler gibi havlad, ardndan daha gl sevinli bir uluma
duyuldu, bir an baka hibir ses duyulmad, daha sonra bildik bir ses gecenin
sessizliini bozdu.
"Kalbimi Heidelberg'de braktm" arksn syleyen Owuor lambann sar
nda belirdi. Siyah cppenin altndan beyaz malahnn ucu parlyordu.
Walter gzlerini kapad, bitkin bir halde ryadan uyanmay bekledi, ama ite
elleri hl kpein srtndayd, Owuor'un sesi de yanbamdayd: "Bwana,
ayakta uyuyorsun."
Walter kenetlenmi dilerini aralad ama konuamad. Owuor'un vcudunu
bedeninde ve cppesinin ipekli pervazn enesinde hissetmiti ki, ancak o
zaman ryada olmadn anlad ve kollarn ona doru at. Przsz cildi,
geni burnu ile Owuor'un yzn babasna benzetti, birka saniye bunun keyfini
kard.
"Owuor, seni gidi koca herif, nereden geliyorsun byle?"
"Koca herif..." Owuor yabanc szc sindire sindire tekrarlad, abuk
becerdii iin de keyiflendi. "Rongai'den," diyerek gld, cppesinin altndaki
pantolonunun cebini kartrd, kk, zenle katlanm bir kt kard.
"Tohumlan getirdim," dedi, "ieklerini artk burada da yetitirebilirsin."
"Bunlar babamn iekleri.."
Owuor "Bunlar babann iekleri' diye tekrarlad, "iekler seni aradlar."
"Sen beni aradn Owuor."
"Memsahib'in Ol'Joro Orok'da bir as yok."
"Evet yok. Kimani ona bir a bulamad."
"Kimani bir kpek gibi havlad. Onu kpek gibi havlarken duymadn m,
Bwana?"
"Evet duydum. Ama niin havladn bilmiyordum."
"Kimani'nin azyla konuan Rummler'di. Sana, onun benimle safaride
olduunu syledi. Uzun bir safariydi Bwana. Neyse ki Rummler'in iyi koku alan
bir burnu var. Yolu o buldu."
Owuor Bwana'nm yapt akaya inanp inanmadn grmek iin bir sre
bekledi, yoksa Bwana'si, hl bir inek kadar aptal myd? Safaride bir erkein
kpein burnuna deil, zekasna ihtiyac olduunu bilmeyecek kadar aptal
myd...
"Owuor Rongai'ye son kez eyalar almaya geldiimde sen yoktun."
"Evinden ayrlan bir erkein gzleri hznldr. Gzlerini grmek istemedim."
"Sen akll birisin."
"Bunu ekirgelerin geldii gn de sylemitin," dedi Owuor sevinle.
Konuurken sanki gemii geri getirmek ister gibi uzaklara bakyordu, yine de
gecenin karanlnda en ufak kprtlar dahi hissedebiliyordu. "Hah ite
Memsahib kidogo!" diye sevinle bard.
Kapnn nnde Regina grnd. Rummler kzn plak bacaklarn yalarken,
Regina Owuor'un adn birka kez bararak kucana atld. Owuor onu tekrar
yavaa yere brakrken, Regina kpein zerine eilip, hayvann vcudunu
gzyalar ve pckleri ile slatt, bir yandan da durmadan konuuyordu..
"Regina ne zrvalyorsun? Sylediklerinden bir tek kelimesini bile
anlamyorum."
"Jaluo'ca Baba, Rongai'deki gibi Jaluo'ca konuuyorum"
"Owuor, Regina'nn Jaluo dilini bildiinden haberin var myd?"
"Tabii haberim vard Bwana. Jaluo benim anadilim. Burada Ol'Joro Orok'da
sadece Kikuyular ve Nandisler yayor, ama Memsahib kidogo benim dilimden
konuuyor. Senin yerini onun sayesinde bulabildim. Bir erkek, kendi dilinin
konuulmad bir yere gitmez."
Inge her Pazar, "Yahudiler kilisede dua edebilirler," diye Regina'ya anlatyordu,
"Dua ederken ha iareti yapmamalar yeter."
Inge kararl, azimli, pratik bir kzd, arkada gibi alngan deildi, ondan daha
gl, kuvvetli ve becerikliydi. Hayalci deildi, Regina gibi hayal kurma ve
canlandrma yetenei de yoktu. ki arkada, anlamak iin artk eskisi gibi
anadillerine bavurmak zorunda kalmaynca, Inge, annesinin masallarn
dinleyen bir ocuk gibi Regina'nm anlattklarnn tadn karmaya balad.
Regina en ufak bir ayrnty karmakszm, byk bir zlem iinde ve anlarnn
cokusuyla Ol'Joro Orok'taki hayatn, anne ve babasn, Owuor ve Rummler'i
anlatyordu. Huzurlu, mutlu bir dnyann ykleriydi bunlar.. Anlattka tatl bir
scaklk bedenini saryor, gzlerinde yalar birikiyordu, yine de bu ykler
umarsz ve zorba bir dnyann en byk tesellisiydiler.
Regina karsndakini dinlemeyi de seviyordu. Londiani'deki iftlii ve
Norfolk'ta geirdii gnlerden ok iyi anmsad annesini sorunca, Inge anlarn
denizine dalyordu. ki ocuk da okuldan nefret ediyordu, snrlarndaki kz
rencilerden korkuyor, retmenlere de gvenmiyordu. Anne ve babalarnn
kendilerinden ok ey beklemelerini ar bir yk gibi srtlarnda hissediyorlard.
"Babam, kendisini utandrmamam ve snfn en iyisi olmam gerektiini
sylyor," diye anlatyordu Inge.
"Bunu benim babam da sylyor," diye Regina kafasyla onaylyordu. Tatilden
bir nceki son Pazar gn de yle eklemiti, "Hep babam deil de bir
Daddy'im* olsun isterdim."
* ngilizce baba, bir ngiliz baba, anlamna geliyor. .N
Regina'nn hayallerinden her zaman biraz ekinen Inge, kesin bir ifadeyle, "O
zaman baban senin baban olmazd," dedi
"Yo yine babam olurdu. O zaman ben Regina olmazdm. Daddy'im olsayd, ben
de Jariet olurdum. Uzun sar rglerim, ok kaim kumatan yaplm bir okul
niformam olurdu. Janet olsaydm, heryerime de arma koyardm. yi hokey
oynayabilirdim ve dierlerinden daha iyi okuyabildiim iin de kimse gzlerini
dikip bana bakmazd.
"Okumay beceremezdin," diye Inge itiraz etti. "Janet de okuyamyor. yldan
beri burada ama hl birinci snfa gidiyor,"
Regina srarla, "Ama bu onun Daddy'sinin umurunda bile deildir," dedi,
"herkes Janet'ten holanyor."
"Belki de Bay Brindley tatilde onun babasyla ava gittii iindir."
"Benim babamla hibir zaman ava gitmeyecek."
Inge hayretle sordu, "Senin baban ava gider mi?"
"Yooo, Tfei yok ki."
"Benim babam da gitmiyor," diye Inge rahatlam bir ifadeyle yantlad. "Ama
bir silah olsayd, btn Almanlar7! vururdu. Almanlardan nefret ediyor.
Amcalarm da onlardan nefret ediyor."
Regina Inge'nin sylediini dzeltti, "Naziler. Evde Almanlardan nefret etmeme
izin vermiyorlar. Sadece Nazilerden edebilirim. Ama savatan nefret ediyorum,"
"Neden?"
"Btn kabahat savata. Bunu bilmiyor muydun? Savatan nce okula gitmek
zorunda deildik,"
"ki hafta ve iki gn sonra" diye Inge hesaplamaya koyuldu," her ey bitmi
olacak. O zaman evimize gidebileceiz." O anda aklna gelen bir fikir ok
houna gittii iin glerek, "Senle ikimiz yalnzken ve bizi kimse duymad
zaman, sana Janet diyebilirim," dedi.
"Sama, Bu sadece bir oyun. Kimse yokken ve bizi kimse duymad zaman,
Janet olmak istemiyorum."
Bay Brindley de tatili zlyordu. Yalandka ay sren okul dnemi bile ona
ok uzun geliyordu. Artk ocuklarla olan bir hayat ve grlerini, dncelerini
ideallerini paylamayan kendinden gen meslektalaryla ayn toplulukta olmak
ona eskisi gibi zevk vermiyordu.
Tatile kmadan nce dnem sonu snav ktlarn okuyup not att gnlerde,
gc yle tkeniyordu ki, ilerini yetitiremiyor, pazarlar bile almak zorunda
kalyordu.
Hayatnn mavisiyah mrekkepler arasnda gidip gelen bir ksrdngye
dntn grp bsbtn umutsuzlua kapld hlde, kk snmaclarn
(yannda kimse yokken onlara hep byle derdi) her zaman olduu gibi yine
olaanst bir baaryla snavlarda en iyi dereceleri aldklar dikkatinden
kamyordu.
Giderek azalan hogrs onda bir eit depresyon yaratsa da, yine de kat
prensiplerini brakmt. Kendisinin bile ard mizacna ters den bir inatla,
bir okulun asl grevinin rencilerini sadece sportif baarlarna ynlendirmek
deil, onlarn dnsel geliimlerini de eitmek olduuna kendisini inandrmt.
Bay Brindley genelde kendi kendine konumaktan nefret ederdi. Ama imdi
yksek sesle dnrken elinde olmadan glmsedi. Ayn anda o gne kadar
telaffuzunu zor sand Regina'nn adnn hi de yle olmadn fark etti.
Sonuta o da uzun yllar, hem de zevkle Latince okumutu. Sadece kafasn
kurcalayan, Almanlar'n hangi akla hizmet edip, byle iddial adlar koyarak
ocuklarn skntya soktuklaryd. Galiba Almanlar hrsl ve biraz da kendini
beenmi bir ulustu, kk de olsa baz ayrntlarla bile dikkati ekmek
istiyorlard.
Pencerenin pervazna ylm bir yn dosya arasndan Regina'mn yazd
kompozisyonu ekip kararak okumaya balad. Kendisine yaktramad bu
davranndan tr hakl bir neden bulmak iin de kendini hi zorlamad.
Yaznn daha ilk satrlar merakn uyandrd, tamamn okuduunda ise
hayranl artt.. Sekiz yandaki bir ocukta byle bir anlatma o gne kadar hi
rastlamamt. Regina ngilizce'yi sadece yanlsz yazmakla kalmamt, ok
zengin bir kelime haznesi ve mthi bir hayalgc de vard. Tanmad,
bilmedii bir dnyadaki olaylarla ilgili abartl betimlemeleriyle okuyan
fazlasyla duygulandran kyaslamalar, Brindley'in zellikle ilgisini ekmiti.
Snf retmeni Bayan Blandford, sayfann altna, "Well done!" diye not
Mdr, Museviler hakknda bir eyler okuduunu hatrlad, hemen her konu
aldnda paradan sz etmek yahudilerin adetiymi. Ancak sadece byle bir
gerekeye dayanarak genelleme yapmay doru bulmuyordu. Bir an kendisini,
yeni domu bir hayvan yavrusunun annesini kazayla vurup ldren avcya
benzetti ve aniden tatsz bir sancnn midesine saplandn hissetti. akaklar da
zonklamaya balamt.
Tek istedii rf ve detleriyle, karmaadan uzak sakin bir dnyada yaamakt.
Yalanmakta olan bir insann tek dayana buydu nk. Brindley Regina'y
yerine gndermek iin bir anlk tereddt geirdi, ama sonra, henz
balamadklar bir konumay bitirmek ona gln grnd. Acaba kk kz ne
konuulduunun farknda myd? Hevesli olduuna gre elbette farkndayd.
"Babam," diye Regina araya girdi, "ayda sadece alt sterlin kazanyor, buraya,
okula ise be sterlin veriyoruz."
"Bu kadar kesin nerden biliyorsun?"
"Ah evet Sir, bana babam syledi."
"Sahi mi?"
"Bana her eyi syler Sir. Savatan nce beni okula gnderememiti. Buna ok
zld. Annem de ok zld."
Mr. Brindley, okul harlarnn miktarn aklamakta hi bu kadar
zorlanmamt, stelik kk bir kz renciyle, Hintli bir tacir gibi paradan
konumak zorunda kalmas ona komik geliyordu. Syleyeceklerini
bitiremediine gre, en iyisi konumay bandan almakt, onurlu ve disiplinli
bir adam olarak yapmas gereken de buydu, yine de merakn yenemeyip sordu.
"Allahn belas savan bununla ne ilgisi var?"
"Sava kt zaman," diye Regina anlatmaya koyuldu, "okula yetecek kadar
paramz vard. imdi artk teyzemle anneannem iin para ayrmamza gerek
kalmad."
"Neden?"
"Almanya'dan Ol'Joro Orok'a gelemiyorlar nk."
"Almanya'da ne yapyorlar?"
Regina yznn alev alev yandn hissetti. Korktuu zaman yznn renginin
deimesinin iyi bir ey olmadn biliyordu. Acaba, Almanya'dan her sz
aldnda annesinin aladn sylemeli miydi? Belki Bay Brindley alayan
annelerden hi haberi yoktu, duyunca sinirlenebilirdi. Zaten alayan
ocuklardan da nefret ediyordu.
"Savatan nce," diyerek yutkundu, "anneannemle teyzem mektup yazmlard."
"Little Nell," dedi Brindley alak bir sesle, nihayet bu ad syleme cesaretini
kendinde bulduu iin biraz akn ama ayn anda garip bir ekilde rahatlam
hissetti. Regina odasna girdii anda onu Little Nell'e benzetmiti, ama o zaman
bunu ona syleyememiti. Yllar sonra Dickens'in zellikle bu romann
anmsamas garipti. Oysa Little Nell ona gre Dickens'in en kt romanlarndan
biriydi, fazla duygusal, ar melodramatikti, ngiliz mantalitesiyle de hibir
ilgisi yoktu, imdiyse roman sanki iini styordu, hatta gzel bile grnyordu.
Yalandka baz eylerin deimesi ok garipti.
"Mdr yznde ciddi bir ifadeyle Little Nell," diye yineledi. Bunu sylemek
artk ona hi ters gelmedii gibi elendiriyordu da, "demek bu lanet olas okul
bu kadar pahal olduu iin derslerinde ok iyisin?"
"Evet Sir," diyerek Regina kafasn sallad. "Babam, paray sokakta bulmadk
diyor. nsan yoksul olunca dierlerinden daha iyi ve gl olmaldr."
Regina rahatlamt. Babasnn szlerini Brindley'in anlayaca bir dile aktarmak
kolay olmamt. Eh ne de olsa rencilerinin adlarn bile aklnda tutamyordu,
Tanr bilir dnyada yoksul insanlarn olabileceinden bile habersizdi, yine de
onu anladn umuyordu.
"Demek istiyorum ki, baban Almanya'da ne yapt?"
Eli ayana dolanan Regina yine suskunlat, babasnn bir zamanlar avukat
olduunu acaba ngilizce nasl syleyebilirdi? Bulmutu; "Babam," dedi, "ie
gittii zaman siyah bir palto giyerdi, ama iftlikte onu giymesine gerek yok.
Paltosunu Owuor'a hediye etti. ekirgelerin iftlii bast gn."
"Owuor da kim?"
"Bizim a," diyen Regina, babasnn alad geceyi anmsad. Tatl
gzyalaryd onlar. "Owuor Rongai'den Ol'Joro Orok'a yryerek geldi.
Kpeimizi de getirdi. Ben Jaluo'ca bildiim iin yolu bulup, bize kadar
gelebildi."
"Jaluo mu? Hey Tanrm, o da nesi? "
"Owuor'un konutuu dil," diye yantlad Regina, ararak. "iftlikte Owuor'la
kendi diliyle konuan bir tek ben varm. Dierlerin hepsi KikuyuTu. Daji
Jiwan'in dnda. O Hintli. Bir de biz varz tabii. Biz Almanz, ama Nazi
deiliz," diye ekledi telala. "Babam her zaman, insanlar kendi dillerinde
konumaldr diyor. Owuor da byle sylyor."
"Baban ok seviyorsun, deil mi?"
"Evet Sir, annemi de seviyorum."
"Annenle baban karneni grnce sevinecekler, yazdn gzel kompozisyonu
okuyunca da."
"Okuyamayacaklar Sir. Ama hepsini onlara ben okuyacam, kendi dillerinde.
Almanca da biliyorum."
"Artk gidebilirsin," dedi Brindley, pencereyi aarak. Regina kapya
yaklatnda, ekledi. "Arkadalarnn burada konutuklarmzla ilgileneceini
zannetmiyorum. Onlara anlatmana gerek yok."
"Hayr Sir, Little Nell bunu yapmayacak."
VI. BLM
Pazartesi, aramba ve cuma gnleri Thomson elalelerinden Ol'Joro Orok'a
yola kan kamyon, darack yollardan geerek tepesine arpan aalarn
dallarndan saa sola yalpa vura vura Hintli Patel'in dkkanna parafin, tuz, ine
gibi acil mallarn dnda, mektup, gazete ve paketlerle dolu bir uval tard.
Kimani kamyon gelene kadar dut aalarnn glgesinde oturur beklerdi.
Uzaktan kendisine doru sis dalgalar gibi gelen kzl toz bulutunu hayal meyal
sezdii anda, uyumu ayaklarn yle bir silkeleyip yerinden dorulur,
bedenini ata hazr bir ok gibi gererdi. Kimani haftann gn tekrarlanan bu
bekleyileri seviyordu; nk Bwana'si, msr, keten ve yamurlardan ok,
kendisine mal ve posta getiren Kimani'yi nemsiyordu. Bu yzden de iftlikteki
btn adamlar Kimani'yi kskanrlard.
zellikle de Owuor, her seferinde Kimani'nin posta gnlerine el koymaya
alrd ama her defasnda, hakk olmayan bir ganimete ulaamayan talihsiz bir
avc gibi eli bo dnerdi. Kikuyular'n kulbelerinde de geri bir sr gen
vard, hepsi de Kimani'den daha soluklu ve bacaklar da daha gl kuvvetliydi,
Patel'in Duka'sndan iftlie hi yorulmadan gidip gelebilirlerdi. Ama Kimani
zeksyla hakkn kimseye kaptrmyordu.
Sabahn erken saatlerinde kulbesinden frladnda gkteki yldzlar daha
kaybolmam, gkyzndeki sisli karanlk hafiften syrlp gnein yzn
gstermeye balad afak vaktiyse oktan, pis kpek, Patel'in dkknna
varm olurdu. Kamyon onu deil, hep Kimani kamyonun yolunu beklerdi. Kara
maymunlarn beyaz yelelerini savurarak aatan aaca srayp gsteri yaptklar
uzun ormanlk yol epey zorluydu. ki yamur mevsimi arasndaki yakc
scaklarda, Kimani dkkna giderken kemiklerinin szladn hissederdi.
Tabanlar kor atee basmasma ale alev yanard. Gnboyu sadece su itii
halde, iindeki sonsuz sevin onu doyurmaya yeterdi. Memsahib hep yola
kacann bir akam ncesinde gzel yeil iesini suyla doldururdu.
Mektup gelmedii zamanlar en kt gnlerdi. Patel iftlie mektup gelip
gelmedii sorusunu hayr anlamnda kt kt kafasn sallayarak cevaplarken,
tpk avnn en iyi paralarn kargalara kaptrm kurta benzerdi. Bwana iin
mektup lmeye yatmadan nce iilen birka damla su kadar nemliydi. Kimani,
Patel'in pis kokulu dkknndan elinde sadece un, eker, ve Memsahibe
verilmek zere yarm teneke sar sv yala dndn gren, Bwana'nm keyfi
kaar, beti benzi atard. Eline tututurulan bir tek gazete bile onu neelendirirdi,
sevinli bir i ekile kk gazete paketini alr, Kimani'nin gnboyu sadece
hayvanlarn bartlaryla trmalanan kulaklar, bu tatl i ekile adeta bayram
ederdi.
Bwana iftlie geleliberi ksa iki de uzun yamur mevsimi gemiti.
Bwana'siyla yeni yaamna balarken kafasnn kesmedii ok eyi Kimani bu
sre iinde renmiti. (Her ne kadar yeni domu bir bebek kadar yava olsa
da) Gnein, geceleri mehtabn, kuruyan bir cildi slatan yamurun ya da don
durucu soukta grl grl yanan bir atein, radyodan gelen ve insanda uyku
brakmayan seslerin, hatta Memsahibin yata ile iftlikten hayli uzaktaki
Nakuru'daki okuldan evine gelen kz Regina'nn sevinle ldayan gzlerinin
Bwana'yi mutlu etmeye yetmediini artk biliyordu.
iin kimse onu caydramam, bu ssler iin de fazladan ilin almt. Jettel
bir an, elbise bittiinde arada geen konumalarn her kelimesini anmsad.
Walter de elbiseyi grnce, "Redlich'lerin otelinde masa rts olarak kalsayd
daha houma giderdi," demiti.
Jettel, VValter'in yksek ve sert ses tonundan yle fkelenmiti ki, hemen
savunmaya gemek istemi, ama szckler boazna tkanmt. yice
gerginleince de, gzlerinden bir anda yalar boanmt.
Regina, yksek ve yabanc bir ses tonuyla "Mami" diye seslendi. Ardndan
fsldar gibi efkatle "Anne," dedi.
Avn elden kardn fark edememi bir taz gibi soluyordu. Yz yangn
ormanlar kadar kzarmt. Alnna bulam kzlms bir toz taneciinden terler
akyordu. Salarndan szan kirli slaklk beyaz elbisesine damlyordu.
"Regina kou at gibi burnundan soluyorsun. Nereden kp geldin byle? Seni
buraya kim getirdi? Tanr akna sylesene ne oldu?"
"Ben kendim geldim," dedi Regina sesinde sevinli bir gururla. "Kiliseye
giderken kap geldim. Bunu her pazar yapyorum."
Jetel, Stag's Head'e geldiinden bu yana ilk kez kendisini bedence ve kafaca
rahatlam hissetti, ama hl konumakta zorlanyordu. Regina'nn terlemi
bedeninden yaylan tatl koku, Jettel'in arzusunu kamlyor, bir an nce kznn
terli vcudunu kucaklayarak kalp atlarn duymaktan baka bir ey
dnemiyordu. Kzn pmeye davrand ama titreyen dudaklar bunu engelledi.
Regina "Kalbimi Heidelberg'de braktm" arksn sylemeye balad ve
sklarak birden susuverdi. En basit tonlamay bile bildii hlde beceremedi. "Bu
Owuor'un arks, onun kadar gzel syleyemiyorum. Owuor gibi akll deilim.
Bir gece bize geldiini biliyor musun? Rummle/le. Babam onu grnce alad."
"Sen iyi ve akll bir ocuksun," dedi Jettel.
Regina, duymaya hasret kald okayc szleri iyice belleine yerletirmenin
keyfini tatt bir sre. Sonra yataa annesinin yanna oturdu, imdi ikisi de
susuyordu. Birbirlerine skca sarlmlar, sabrla, yeniden buluma
mutluluunun cokuya dnmesini bekliyorlard
Jettel aklndan geirdii szleri sylemeye henz cesaret edemiyor, ama sessizce
kzn dinlemeyi srdryordu. Regina nasl bir zlem ve zenle ka plann
tasarladn, gruptaki kzlardan ayrlarak otele nasl geldiini anlatyordu. Uzun
ve kark bir hikyeydi bu, Regina Owuor'un konuma sanatndan kapt
tekrarlarla, hep ayn ses tonuyla anlatmak istediklerini aktaryor, Jettel ise tm
gayretine karn kznn sylediklerini takip etmekte zorlanyordu.
Suskunluunun Regina'y yava yava hayal krklna urattn fark
ediyordu. Kzma, "Bebek olacak diye neden bu kadar seviniyorsun?" diye
sormasna, kendi bile ard.
"nk ona ihtiyacm var."
"Neden bir bebee ihtiyacn var ki?."
"Babam ve sen lnce yalnz kalmamak iin."
"Fakat Regina byle bir eyi nasl dnebiliyorsun? Biz o kadar yal deiliz ki.
Neden lelim? Bu samalklar kim aklna soktu?"
"Senin annen de lecek," diye Regina yant verdi. "Babam, kendi babasnn da
leceini syledi. Liesel teyzem de lecek ... Ama babam, bunlar sana
sylemememi tledi, Fam so sorry."
"Bykannenle bykbaban ve teyzelerin Almanya'dan kamadlar. Bunu sana
anlatmtk. Ama bizlere bir ey olmaz. Biz artk buradayz, biz mz."
"Biz drdmz," diye Regina annesini dzeltti ve memnun bir ifadeyle gzlerini
kapayarak, "Yaknda drt olacaz," dedi
"Ah Regina, bir ocuk sahibi olmann ne kadar zor olduunu bilemezsin. Sen
dnyaya geldiinde her ey ok bakayd. Babann, evin iinde drt dnp dans
ettiini unutamyorum. Bugn ise her ey yle korkun ki."
"Biliyorum," diye Regina ban sallad, "Warimu'nun yanndaydm. Warimu
neredeyse lecekti. Karnndan, nce bebein ayaklar kt. Ben de ayaklarn
ekerlerken yardm ettim."
Jettel midesinin bulantsn zorlukla bastrarak; "Ve bunu yaparken korkmadn
yle mi?" diye sordu.
Regina "Tabii ki korkmadm," diye yantlarken, acaba annesi aka m ediyor
diye aklndan geirdi. "Warimu avaz avaz barnca ii kolaylatrd. O da hi
korkmad. Hi kimse korkmad."
Regina'dan uzun zamandr saknd scak gven duygusunu hi deilse biraz
olsun verebilmek Jettel iin ikenceydi, bu ikenceye katlanmak, yenildiini fark
etmekten daha zor oldu. Regina ona, kendisi kadar savunmasz grnd.
"Korkmayacam" dedi.
"Bana sz ver,"
"Sz veriyorum,"
"Bunu bir kere daha sylemelisin. Hepsini bir kere daha sylemelisin" diye
Regina srar etti.
"Bebeim olunca, korkmayacama dair sana sz veriyorum. Bebein senin iin
bu kadar nemli olduunu bilmiyordum. Dier ocuklarn bir kardee senin
kadar sevineceklerini sanmyorum."
"Biliyor musun," diye Jettel ekledi, "Tpk seninle konutuum gibi ben de bir
zamanlar annemle dertleirdim,"
"Ama sen de Boarding School'da okumuyordun."
Jettel, yeniden geree dnerken zntsn gstermemeye gayret etti.
Yerinden dorularak Regina'y kucaklad. "Katn fark edilirse ne olur?" diye
skkn bir ifadeyle sordu, "Sana ceza vermezler mi?"
"Verirler, ama I don't care."
"Umurumda deil mi demek istiyorsun?"
"Evet, umurumda deil."
"Ama hibir ocuk cezalandrlmak istemez,"
"Ben istiyorum," diye Regina gld. "Biliyor musun bize ceza verdiklerinde, iir
ezberlemek zorundayz. Ben de iiri seviyorum."
biliyordu. Tevekklle ban eerek dileklerini iine att, yznden bir ey fark
edilmemesi iin de epey gayret sarf etti. Bu arada elinde tuttuu Mango'yu
unutmutu. Gsne akan lk scakl hissedip tenindeki sar lekeleri grnce,
Mungo'nun kendisiyle ilgili olumsuz karar verdiini anlad. Demek gvendii
Tanr, yreini daraltan cendereden onu kurtarmaya henz hazr deildi..
Elinde olmadan yaknd, sonra da Mungo kendisine gcenmesin diye hemen
gzlerini dalara evirdi. Regina yitirdii kardeinin yasn unutmak iin epey
mcadele etmi, yine de becerememiti, kedinin fareyi kovalamas gibi,
yreindeki yas atmaya altka, znts her defasnda geri tepmiti.
Kafasnda dolaan tilkiler sadece gndzleri onu rahat brakm, geceleri ise
dnceleriyle babaa kalmt; demek annesiyle babasnn gelecekteki
hayatlarnda, yine kendisinden baka biri olamayacakt.
Regina, annesinin kulbelerde yaayan dier kadnlara benzemediini biliyordu.
Kadnlardan birinin ocuu ld m, ok beklemesine gerek yoktu, iki yamur
mevsimi aras karn yeniden iiveriyordu. Regina, "Acaba annem yeni bir
bebein doumuna sevinmek iin daha ne kadar bekleyecek?"diye aklndan
geirirken, hrsla Mango'nun ekirdeini srd, dileri szlaynca, bir an
kafasndaki kt dnceler uuverdi. Ama annesiyle babas aklna gelince
znts yeniden depreti.
Annesiyle babas, doann nimetleriyle ilgilenmezlerdi. Kulaklar yamurun
sesini duymaz, ayaklar sabahlar den iin yeni bir yaama uyann
hissetmezdi. Babas, Sohrau'dan sz ettiinde, gzel anlarn anlatr, annesi de
Breslau'yu safariyi zledii zamanlar hatrlard. Regina'nn, okuldayken
arkadalarna "home" tatildeyken ise "bizim oras" diye betimledii Ol'Joro
Orok ise annesiyle babasna hibir ey ifade etmiyordu. Onlar sadece Ol'Joro
Orok'ta gecenin karanlk renklerini grrlerdi, genelde konumay sevmeyen
ancak gldklerinde sesleri karan insanlar nemli deildi.
"Greceksin Rummler," dedi kpeine dnerek, "bir daha bebek
yapmayacaklar."
Regina'nn sesiyle uyanan kpek, sinek girmi gibi sa kulan oynatt, azn
kocaman ap esneyerek, silkindi. Sesin yanklan onu rktm olmalyd.
"Aptal bir leten farkn yok Rummler," dedi Regina glerek, "hibir eyi aklnda
tutamyorsun." Burnunu kpein gneten buharlaan nemli derisine srtnce
biraz rahatlad. Sonra yannda oturan Owuor'a dnd:
"Owuor, biliyor musun, sen ok akllsn. nsann gzleri slakken, derisi
nemlenmi bir kpei koklamas iyi oluyor."
"Sen gzlerinle kpein derisini slattn," dedi Owuor. "imdi ikimiz de
uyuyacaz."
Ertesi gn gne dalarn arkasnda henz kaybolmuken, Regina uzaktan
hrlayan bir motorun grltsn duydu. Saatlerce ormann kenarnda oturarak
tamtam seslerini dinlemi, karnnn altnda yavrusunu tayan bir anne maymunu
gptayla seyretmiti. Henz ok derinlerden gelen ilk sinyali yakalamt ki,
yerinden frlayarak, bir solukta yumuak toprakl yolun sonuna varp, hareket
Regina, ate basan yznn kzardn fark etti. "leriyi gren" szn
anlamam gibi, eliyle pencereyi iaret ederek, "Ama pencereler kapal ve
oktan karanlk oldu "dedi
" Sen kk bir Kikuyu'sun, Madamck," dedi Oha. "Tam bir laf cambazsn.
Biliyor musun, gzel bir hukuku olurdun, ama dilerim kader bunu sana reva
grmez."
Regina itiraz etti, "Hayr hayr, Kikuyu deil," Owuor'a bakarak, sadece ikisinin
duyaca bir ses tonuyla, "Ben Jaluo'yum!" dedi.
Owuor bir elinde bir tepsi tutuyor, dier eliyle de kk kanile, Rummler'i
okuyordu. Daha sonra, zel ve gzel gnlerde doldurduu byk cezveyle
kahveyi getirerek, minik sandvi ekmeklerle birlikte servis yapt. Henz a
deilken bu ekmekleri ilk olarak Bwana'si beenerek vmt, o zamanlar
beyaz adamlar hakknda hibir ey bilmiyordu, tek fark ettii, kabilesindeki
kardelerinden daha esprili olduklaryd..
Walter "Bunlar ne minik ekmekler byle," diye hayranln belirterek, atalyla
taban tklatt. "Bu koca eller nasl oluyor da byle kk ekmekikler
yapabiliyor? Sen Ol'Joro Orok'taki en iyi asn. Ve bu akam," diye, Owuor'un
aknln grerek, laf deitirip szlerine devam etti, "bu akam bir ie de
arap aacaz."
"yleyse hemen kedeki bakkala gidip bir ie alyorsun," diye glerek espri
yapt Lilly.
"Babam ayrldm gn bana iki ie arap vermiti. zel gnlerde ielim diye.
kincisini kim bilir ne zaman amak ksmet olacak. lkini, yce Tanr bize
Jettel'i armaan ettii iin bu akam ieceiz. Tanr'nn bazen kahrolas
snmaclar dnecek zaman oluyor."
Regina Rummler'i dizlerinin zerinden uzaklatrp, babasna doru koarak
elini avcunun iine ald, trnaklarnn etine battn hissedene kadar skt.
Babasnn gzlerinde yalar birikmiti. Regina ona bu yzden hayrand,
grtlaktan gelen bir kahkahayla glerken bile, rahata gzlerinden yalar
aktabiliyordu, bunu babasna da syleyecekti ki, telatan dili dolannca onun
yerine, "arap ierken alaman m lazm?" diye sordu
arab, renkli likr kadehlerinden itiler. Sedir aacndan yaplm masann
zerindeki kadehler, yamurdan sonra ilk arlar bekleyen ieklere benziyordu.
Owuor mavi, Reginada krmz kadehleri aldlar. Baazmdan kayp giden iki
minik yudumdan sonra Regina kadehi petrol lambasnn titrek na tutarak
yine hayale dald, elindeki kadeh imdi periler kraliesinin ldayan atosuydu.
Bundan kimseye sz edemeyeceini dnnce zntsn iine att, ama
Almanya'da perilerin olmadn ok iyi biliyordu. Sohrau, Leobschtz ve
Breslau'da perilerin yaamadna emindi. yle olsayd annesiyle babas
kendisine bunlardan sz ederlerdi.
"Ne dnyorsun Regina?"
"Bir iei."
"Bu kz tam bir gurme, araplardan iyi anlyor," diye vd onu Oha.
balklarn, kahrolas hukuk ilerini ve bir zamanlar kim olduunu kafandan sil
at. Almanya'y da unut. En azndan kzn rnek al!"
"O da unutmad ki!" diye Walter inatlat, sonra da neeli bir sesle, "Regina"
diye seslendi, "Almanya'y hala hatrlaybiliyor musun?"
Regina "Evet," diye aceleyle yantlad. Cevabn vermeden nce bir sre bekledi,
perisini krmz likr kadehine uurluyordu. Btn gzlerin pr dikkat zerine
dikilmesi onu rahatsz etmiti, babasn hayal krklna uratmak istemeyiinin
basksn tm arlyla zerinde hissediyordu.
Regina yerinden dorularak kadehi masann zerine brakt. Sadece ingilizce
konuan perisi kulan ekitiriyordu. Kadehi masaya koyarken kan ses onu
cesaretlendirdi: "Pencere camlarn nasl krdklarn biliyorum," dedi, annesiyle
babasnn yzndeki hayret ifadesi iini sevinle doldurdu, "ve btn kumalar
sokaklara attklarn ve btn insanlarn nasl tkrdklerini. Ve bir de yangnn
olduunu... ok byk bir yangnd."
"Fakat Regina, btn bunlar sen yaamadn ki. Bunlar sadece nge grd.. Biz
o gnlerde orada bile deildik."
" Onu rahat brak" dedi Oha. Regina'y kendine doru ekerek, "ok haklsn
kzm" dedi. "Burada bir tek akll olan sen varsn. Owuor ve kpeklerin dnda.
Almanya'dan aklnda kalanlar, gerekten bir yn cam paras ile yangnlar ve
nefretten baka bir ey deil."
Regina, birka saniyelik bir suskunluun ardndan bu vg dolu szleri bir soru
sorarak uzatmaya hazrlanyordu ki, babasnn gzlerini grd. Uzun
havlamalardan sonra yorgunluktan bitap dp yeniden kuyruunu toplayan bir
kpeinki gibi gzleri nemlenmiti. Rummler mehtap olduu geceler hep alar
gibi ulurdu. Regina, kpeini^ korkudan vcudu terleyip kokmaya balamadan
yattrmay baarrd.
Babasn Rummler kadar kolay teselli edemeyeceini dnnce, boazna bir
yumru tkand, gcn toparlayarak, boazmdakileri bir iki ksrkle temizledi.
Alamasn byle gizlemeyi rendiine sevindi.
"Almanlardan deil" diyerek Oha'nn dizlerine iliti, "sadece Nazilerden nefret
etmelisin. Biliyor musun Hitler sava kaybederse, hepimiz yine Leobschtz'e
dnebiliriz."
IX. BLM
Bwana iftlie geleli drt yamur mevsimi gemiti. Kimani o gelmeden nce,
iki karsyla alt ocuu ve babasnn yaad kulbelerin te yakasnda neler
olup bittiinden pek haberi olmazd. Keten tarlalar, pyrethrum ve
sorumluluunu tad tarlada alan boylarla uramak ona yetiyordu.
Yabanc bir memleketten gelen siyah sal Bwana'smdan nce tand btn
ak tenli sar sal Mesungu'lar* Nairobi'de yayorlard. Onlar da ounluk
yeni ekilen tarlalardan, odunlardan, yamurlardan, yeni toplanan rnlerden ve
iftlikte sk duyulan bir sz deildi, stelik bir Bwana o gne kadar kendisine
asla byle bir ey sylememiti.
"El Alamein" diye Kimani tekrarlad. nemli eylerin mutlaka iki kez
sylenmesi gerektiini sonunda Bwana da renmiti.
Walter, "El Alamein'in zerinden bir yl geti" dedi ve parmaklaryla nce on
sonra da iki iaretini yapt.
Kimani, sabrszland zamanlardaki ark syler gibi bir ses tonuyla, "Ya
Tobruk ne oldu?" diye sordu.
"Tobruk da bir ie yaramad. Savalar uzun srer Kimani. Durmadan da insanlar
lr."
"Bingazi'de de ldler. Bunu sen syledin. Her gn lyorlar. Her yerde."
"Bir adam lmek isterse, ona kimse engel olmamaldr. Bwana. Bunu bilmiyor
muydun?"
"Ama onlar lmek istemiyorlar ki. Kimse lmek istemez."
Kimani, minik bir ot parasn topraktan yolmaya alrken," Babam lmek
istiyor," dedi
"Baban hasta m? Bunu bana neden sylemedin. Memsahib'in evinde ila var.
Oraya gider, ilalar alrz."
"Babam ihtiyar. ocuklarnn ocuklarn bile saymay beceremiyor.. lacn ona
yarar olmaz. Yaknda onu evinden alp, kulbelerin nne karacam."
* Refikim, arkadam, dostum anlamnda. .N
"Benim babam da lmek zere," dedi Walter, "ama hl onun iin ila bulmaya
alyorum."
"Onu kulbenin nne karamyacan iin, ila aryorsun, dedi. Kimani
kendine gre tehisini koymutu, "bu senin ban artyor, zlyorsun. Bir
erkek ocuu, lmek isteyen babasnn yannda olmal. Baban neden burada
deil?"
"Hadi imdi gel, bunu sana yarn anlatrm. Bu uzun bir hikaye. stelik gzel de
deil. imdi Memsahib yemek yapm, bizi bekliyordun"
Kimani bir kez daha "El Alamein" demeyi denedi. Yarda kesilen bir safaride
yeniden yolun bana dnmek her zaman iyi oluyordu. Ne var ki kzlerin
ld gn bu szn btn sihiri yok olmutu. iftlie dnerlerken, Bwana'si
kulaklarn tkad eve gidene kadar da yol boyunca bir daha azn amad.
Kimani rperdiini hissetti, oysa le saatlerine gre gne topra ve bitkileri
fazlasyla styordu. Bwana'nm anlattklar ona yaramamt anlalan.
Kulbelerin te tarafndaki yaam hakknda ok eyler bilmek bazen hi de iyi
olmuyordu. Bu hayat, ecel vakti gelmeden bir adam, elden ayaktan kesiyor,
gzlerinin ferini karyordu. Kimani yine de ok merak ediyordu, acaba gz
dnm a beyaz savalar, Bwana'nin babas gibi yal erkeklere lmeleri iin
eline bir silah veriyorlar myd? akaklarn zonklatan dnceleri azn ap
dile getiremedi, tek hissettii hzlanmak iin bacaklarnn verdii komuttu. Tam
eve yaklamlard ki, unuttuu ve bitirmek zorunda olduu bir i aklna gelmi
gibi hzla koarak uzaklat.
Saylar ift karsa, keyfini karan huzursuzluun dnda bugn baka kt bir
ey olmayacak demekti, otuzun altnda tek say bir ziyaretin olacana, sevimsiz
kularn hep beraber uup gitmesi maanda bir arta iaretti.
"Ve unu da unutmuyorum! diye aalara bakp bard," siz pis haaratlarn
olmad bir tek gn gn bile yok." Sesindeki fke onu biraz rahatlatt. Bu arada
ipin ucunu kard ve akbabalar tek tek sayamaz oldu. Birden, ku falcsnn
Latincedeki adn bulmak ona daha nemli grnd. Ne kadar zorlandysa da
karln bir trl anmsayamad.
"Biraz bildii bir eyi bile insan burada unutuyor," dedi, kendisine koarak gelen
Rummler'e. "Sen syle bakalm aptal kpek, bizi kim ziyaret edecek?"
Gnler bitmek bilmiyordu. Walter gurbete geldiinin ilk gnlerindeki iyimserlik
tellal, dostu Ssskind'i zler olmutu. O zamanki hayat imdi ona gzel
grnyor, burasyla kyasladnda Rongai ona cennet gibi geliyordu. Burada,
Ol'Joro Orok'ta karsyla kendisini bunaltan, ama bir trl dile getirmeye cesaret
edemedikleri terkedilmilik duygusunu Rongai'de, Ssskind'in scak dostluu
sayesinde hi hissetmemilerdi.
Hkmet benzini karneye balamt, ibirlikilere iftlikten ayrlrken lazm
olan belgeleri vermekte de zorluk karyorlard. Ssskind'in, gergin sinirlerini
biraz olsun geveten, yaamlarna renk katan ziyaretleri de seyreklemiti.
Dingin dnyasndan karak, Nakuru'dan yeni haberlerle kp geldiinde, hibir
mantn sarsamad bir inanla, savan birka aydan fazla srmeyeceini
syledii zaman, Jettel'le Walter'i hapseden izbe kodesin nndeki parmaklklar
ksa bir sre iin de olsa alveriyordu, kar kocann yaam bir anda
aydnlanyordu.. Sadece Ssskind geldii bu gnlerde Jettel yine Walte/in eski
gzel gnlerdeki kadn oluyordu.
Kafas Ssskind'le yle doluydu ki, aniden kp gelirse ne yapacan, ne
syleyeceini ve ondan neler dinleyeceini iyice zihninde tasarlamaya alt.
Bu arada mutfan olduu binadan baz sesler geldiine vehmetti. Ama bu
trden evhamlarn epeydir umursamyordu zaten gnlk gereksinimlerini
belirleyecek gc ancak kendinde buluyordu..
Evle mutfak binasnn arasndaki yola baknca, bir arabann drt tekeri ile
zerinde st ak bir sandk gzne arpt. Kzgn le gneine kar ellerini
siper edip, gzlerini ksarak, akn akn bakt. Hahns'larn arabasnn dnda
epeydir buralara baka bir araba gelmiyordu, acaba askeri bir ara myd, yoksa
yine son gnlerde ska grd hayallerden biri miydi, karar veremedi. Gzn
elen grnt giderek daha belirginleti, sonunda Walter su deposuyla kaln
gvdeli sedir aacnn arasnda durann, gerekten bir cip olduunu far ketti.
Eer bu gelen onu yeniden gzaltna almak zere Thomson elaleleri'ndeki
polis karakolundan bir memursa hi armayacakt. Ne garip bir rastlant ki,
tam da mttfefiklerin Sicilya'ya kartma yaptklar srada baz tutuklamalarn
olduunu duymutu. Geri tutuklamalar sadece Nairobi ve Mombasa
evresindeydi... Sava kt gnlerdeki gibi ikinci kez iftlikten ayrlma
ihtimali, yine de Walter'e ters gelmedi, ama sonucu ne karsa ksn, hayatnda
byle ani bir deiiklie hazr deildi..
Birden Jettel'in heyecanl sesini duydu.. Bazen "Martin, Martin" kimi kez de
"hayr, hayr" diye baryordu. nnden hzla koup geen Rummler, sadece
yabanc ziyaretiler geldiinde yapt gibi ulurcasna havlamaya balad.
Walter, yksek otlarda ayaklan bodur kklere taklp birka kez tkezleye
tkezleye koarken bir yandan da bu ad son defa nerede duyduunu
anmsamaya alyordu. Leobschtzdeyken mektup getiren, Almanya'dan
ayrlana dek de kendilerine dostluk gsteren postacdan bakas aklna
gelmiyordu.
Yahudilerin srekli youn bask altnda tutulmalarna ramen adamcaz 1936
Haziran aynda, karmak bir miras olay iin Walter'in brosuna gelmiti. Her
geliinde hep "Heil Hitler" diye selam vermi, giderken de utanarak
"Allahasmarladk" diye vedalamt. Adam birden gznn nne geldi. Ad
Kari Martin' di, bir by vard, Hochkretscham'dan geliyordu. Bir Noel
gecesinde, Asternweg'e elinde bir kazla kagelmiti, tabii kimsenin onu
grmediine iyice kanaat getirince. Drstlerin hayatta kalabilmesi iin
karanla gereksinimi vard.
Owuor mutfan kk penceresine yaslanm, gnete dilerini parlatyordu.
Ellerini rparak, "Bwana!" diye seslendi, arap itii gnk gibi dilini
aprdatp, "abuk gel. Memsahib alyor, askari daha da ok alyor."
Mutfaa giden kap akt. Parafin ok pahal olduu iin ancak gne battktan
sonra lamba yakldndan gndzleri ierisi neredeyse gece gibi karanlk
oluyordu. Walter'in gzleri karanlkta ekilleri seene kadar epey zorlandlar.
ekiller belirlenince, gerekten de kafasnda Leobschtz'deki postacnn kasketi
olan adam grd, karsyla skca birbirlerine sarlmlar, odann ortasnda
dansediyorlard.. Sadece sradklarnda ayrlyorlar, sonra tekrar birbirlerinin
kollarna derek, karlkl pyorlard. Walter kendini ne kadar zorladysa
da bir trl anlayamad, acaba karsyla Martin glyorlar myd, yoksa
Owuor'un iddia ettii gibi alyorlar myd?
"te Walter!" diye bard Jettel. "Martin, bak, Martin geldi. Kuzum bu kadar
skma beni, neredeyse ldreceksin. Walter de mutlaka hayal grdn
sanyordun"
Walter nihayet adamn srtndaki haki niformayla kafasnda ngiliz askerlerinin
giydii kasketi farketti. Sonra kendisine seslendiini duydu. Yznden nce
sesini tanmt. Kars nce grler gibi "Walter," dedi sonra da fsldayarak;
"galiba aklm oynatmak zereyim. Bugnleri bir daha greceimi ummazdm."
Boazmdaki yumru hzla midesine inen Walter, bacaklarnn titremesiyle
sendeleyince mutfak masasna dayanacak zaman bulamad, neyse ki dmedi.
Korkular onu her zaman heyecanlandrrd, ama imdi mutluluun verdii daha
byk bir heyecanla ban Martin Batinski'nin omuzlarna yaslad. Dostunun
son beraberliklerinden bu yana geen alt uzun ylda bu kadar bym
olacana bir trl inanamyordu.
Bir hafta sonra, arabalaryla Kenya Mount dann en gzel grnd Naro
Moru'ya giderlerken, Walter, Owuor'la beraber Kimani'yi de yanlarna almak
iin srar etmiti.
"Biliyor musun, her gn o da birlikte seyrederiz. Kimani benim en iyi dostum.
Owuor artk aileden biri saylr. Bir sor bakalm Kimani'ye, El Alamein nedir
diye."
Martin gld, "Sen yok musun!" diyerek, Kimani'yi Rummler'le Owuor'un
arasna oturttu. "Baban bana hep senin yannda altrdn adamlarn ahlakn
bozduunu sylerdi."
"Kimani'nin ahlk bozulmaz. Beni yiyip bitiren korkularmdan aklm karacak
gibi olduum gnlerde, tek kurtarcm Kimani."
"Neden korkuyorsun ki? "
"imi kaybetmekten, sonra aklm kaybetmekten.!!"
"Hibir zaman mcadeleci bir insan olamadn. Nasl oldu da Jettel'le evlendin
hayret ediyorum."
"Ben onun nc seeneiydim. Silbermann'la evlenemeyince, seni istemiti."
"Sama."
"Hibir zaman iyi bir yalanc olamadn martin."
Naro Moru'daki otel eskiden daha gzel gnler grmt. Sava ncesi daclar
burada mola verirlerdi. Seferberlik olalberi ise mterilerine eskiden olduu
gibi donanml ve hazrlkl olamyordu. Martin'e gelince byle yerlerde yine
havasn basyordu. Hemen bir a bulup getirterek, len yemeini bahede
servis yaptrd. Owuor'la Kimani otel personeline ayrlan blmde konuk
edildiler. Yemekten hemen sonra dnp da seyretmeye geldiler. Jettel
ezlongta uyuyor, Rummler'de ayaklarnn dibine kvrlm horluyordu.
"Jettel eski gnlerdeki gibi hi deimemi," dedi Martin, sonra aceleyle, "Sen
de yle. Eski braktm Walter"sin" diye ekledi.
"Beni bir aynas bile olmayan pis bir yahudi mi sanyorsun? Biliyor musun,
Jettel'i pek mutlu edemedim."
"Jettel'i kimse mutlu edemez. Bunu bilmiyor muydun?"
"Biliyordum. Ama belki de zamannda yeterince bilemedim. Yine de onu
knamyorum, sitem de etmiyorum. Kocasn semek iin yeterince titiz
davranmad. ok zor gnlerimiz oldu. Bir ocuumuzu kaybettik."
"Siz kendinizi kaybetmisiniz." dedi Martin.
Owuor kulaklarn iyice dikmi, dadan esen rzgarn sesini dinliyordu. Bwana
askariyi daha nce bu sesle konuurken duymamt, kk akl talarnn
zerinden akp giden suyun sesine benziyordu. Kimani Bwana'nm sadece
gzlerini gryor ve tuz ksryordu.
Naro Moru dnnn akamnda Martin "imdi bir tek Regina'y grmem
kald," dedi. "Onu grmeden savaa gitmem. Onu greceim diye yle
sevinmitim ki."
"Ancak bir hafta sonra tatile kacak."
"Ben de tam o zaman dnmek zorundaym. Onu okuldan nasl alyorsunuz?"
Bay Brindley'in Regina'y ilk kez Little Nell diye ardndan bu yana epey
zaman gemiti. Ama Regina sihrin etkisini gstermeye balad o gn ok iyi
hatrlyordu, sonuta bir yahudi kz ocuuna ngiliz ad yaktrmak ok zel
bir eydi
Mdr ev devleriyle akam yemei arasnda gnn tek bo geen saatlerinde
Regina'y sk sk odasna arrd. Karlatklarnn o korkun ilk dakikasnda
mdrn az bzlr, gzleri "noel hikayesindeki" pinti Scrooge gibi ate
pskrrd. Regina kapdan koarak girip yaz masasnn nnde soluunu
tutarak beklerken, Brindley sanki onu cezalandrmak iin arm gibi bakard.
Regina'ya saatler gibi gelen uzun bir suskunluun ardndan Brindley yerinden
dorulur, dudaklar hafif bir solukla alr, gzlerindeki yangnlar sner, altn
anahtarl dolaptan bir kitap ekip karrd. Bu kk anahtar ok zel gnlerde,
mavi ieklerle bezeli keten tarlalaryla yeil tepelerin tanrs Pan'nm, gnn en
uzun glgelerinin dt saatlerde ald bir flte dnrd. Kitap hep
Dickens'tan olurdu ve koyu krmz bir ciltle bal olurdu. Regina okul
kurallarn inedii bir srada sust yakalanan bir ocuun rkekliiyle,
kitab alrken, iki ruhlu mdr hep ayn eyi sylerdi: " hafta sonra kitab
getir ve bana okuduklarn anlat."
Kitab iade ettiinde, Bay Brindley'in kendisine sorduu sorular Regina pek
ender yantsz brakrd. Tatilden nceki son drt hafta, Dickens'in sadece
mdrle kendisine zel olarak anlatt olaanst gzel hikyeler hakknda Bay
Brindley'le yle uzun sohbet ederlerdi ki, Regina akam yemeine her defasnda
gecikirdi. Regina'nm nerede olduunu bilmezden gelen kantin sorumlusu
retmenin verdii cezalar, etkisine inand sihrin kendisine verdii keyifin
yannda ok hafif kalrd.
Bebein lmnden sonrasna gelen tatilde Regina ilk kez babasna bunlar
anlatmay dnd, fakat babas perilerin "ngiliz samalndan "baka bir ey
olmadna inanyordu. Regina da babasn heyecanlandrmak istemediinden
sadece Dickens'den sz ederdi.
Mdr sabrszlkla tekrarlad, "Sana avu Martin Barret'in kim olduunu
sordum."
"Bilmiyorum Sir."
"Bilmiyorum da ne demek?"
Regina mahcup bir ifadeyle, "Bana verdiiniz hibir kitapta bir avu yok,"
dedi. "Yoksa mutlaka gzme arpard Sir. Mutlak aklmda kalrd."
"Kahretsiz Little Nell. Ben Dickens'tan sz etmiyorum."
"Ah zr dilerim Sir. Bilmiyordum. Yani bilemezdim demek istiyorum."
"Ben burada Bay Barret'den sz ediyorum. Sana bir telgraf gndermi."
"Bana m Sir? Bana bir telgraf m gndermi? Bugne kadar hi telgraf
grmedim."
"Burada," diyen Mdr, kad uzatarak; "hadi oku bakalm" dedi.
Regina "Perembe seni almaya geliyorum. Mdre haber ver" yazan kad
okurken, birden sesinin Brindley'in duyarl kulaklar iin fazlaca yksek
olduunu farketti. "Bir hafta iinde cepheye gideceim" diye alak sesle devam
etti.
Bay Brnidley, "Bu isimde bir amcan var m?" diye sorarken yz bir an iin,
Noel'den bir nceki akam Scrooge'nunkine benzedi.
"Hayr Sir, sadece iki tezyem var. Almanya'da yayorlar. Her akam onlar iin
dua ediyorum, ama Almanca olduu iin bunu yksek sesle yapmyorum."
Brindley fkeli davrandn, ocua hakszlk yaptn, sabrsz ve hain
davrandn fark etti. Kendinden utand, te yandan Little Nell'in, bu kahrolas
kk yabancnn, yorgun olmad gnlerde en i sayfalarndaki btn haberleri
dikkatle tek tek okuduu ngiliz gazetelerindeki, bir yn zmsz sorunu olan
kzlardan birine benzemesine de gnl raz deildi. Her gn dzenli bir ekilde,
sava kalberi de dierlerinden daha severek okuduu African Standard
gazetesinde neyse ki kendi dnyasnn dnda olup bitenlere dair haberler
olmuyordu.
Brindley kurcalamay srdrd. "Sana bir telgraf gnderdiine gre Bay Barret'i
tanman gerek." Honutsuzluunu saklamadan, "Her ne hal ise, tatilden be gn
nce seni eve alabileceini sanmasn. Bunun okul kurallarna aykr olduunu
biliyorsun" dedi.
"Oh evet Sir, byle bir ey istemiyorum. Bana bir telgrafn gelmesi bile kafi.
Tpk Dickens'te olduu gibi Sir. Orada da zavall insanlar bir gn aniden mutlu
oluyorlar. En azndan bazen"
"Gidebilirsin," dedi Brindley, kendi sesini duymam gibi.
"Telgraf alabilir miyim?"
"Neden almayasm ki?"
Regina karken arkasndan kapy kapattnda, Arthur Brindley iini ekti.
Gzlerinden yalar akmaya balaynca, yine ttn farketti. Kendisini,
tatsz, uygunsuz sorunlar yklenmek zorunda kalan duygusal, elden ayaktan
kesilmi bir salak gibi gryordu, yeterince akln kullanamyor, yrei
hemencik yumuuyordu. Tek bir ocuk iin bu kadar zaman ayrp
uramaya deer miydi, stelik eskiden hi byle davrand olmamt. Ama
Regina'nn stn yetenei, okumaya kar duyduu ar hrs, kendi meslek
yllarnn biteviyelii iinde edebiyata yeterince zaman ayramam olmas, gibi
nedenler onu gln bir ihtirasn tutkulu esiri hline getirmiti.
Evham yapt zamanlar, hi anlamad kitaplar nne ydnda Regina'nn
aklndan neler geirdiini merak ediyor, her grmeden sonra da ocuu bir
daha yanma armamaya karar veriyordu. Ama kararn uygulayamaynca her
zaman zayflktan nefret etmi biri olarak, nasl byle onursuz davranabildiine
mthi zlyordu. Ama genliinde hatta orta yalarda farkna varmad
yalnzl, yallnda iradesini galebe alyor, kemiklerinin sodal gln nemli
havasna duyarll kadar duygular karsnda da ayn ekilde hassaslayordu.
Regina telgraf, perisi iin minik bir dek olacak ekilde drde katlayarak okul
niformasnn cebine koydu. Gn boyu telgraf aklna getirmemeyi denediyse de
beceremedi.. Cebindeki kt en ufak bir hareketiyle hrdadka, herkesin bu
gelmi. Bu benim iin allmam bir durum. Bu okulda bugne kadar kimse
iin hibir ayrcalk yaplmad, gelecekte de yle olacak, ama sonuta
savatayz, kiisel fedakarlklarda bulunmay renmek zorundayz."
Bu cmleyi sylerken Brindley'e cesaretle bakmak daha kolay oldu, ayn anda
enesini sk sk gsne bastrd. Ne zaman fedakrlklar ve kurbanlardan sz
alsa ocuklar vatana ballklarn ve sevgilerini gstermek iin hep bunu
yaparlard. Regina yine de olup bitenleri aknlktan az ak izliyordu. nk
hereyden nce Bay Brindley'in bu kadar uzun konutuunu epeydir
duymamt, ikincisi fedakarlk, savan insanlardan yapmasn bekledii bir
eydi; genel olarak, bir ngiliz gemisinin battnn acl haberi geldiinde, neden
okulun acil gereksinimlerinden olan defter, kalem, sabahlan reel ya da akam
yemeklerinde puding bulunamamasnn aklamasyd. Henz okul bitmeden
drt gn nce kendisini tatil iin eve gtrmek zere gelen Gney Afrikal bir
avuun nasl bir fedakarlk olabilecei Regina'nm kafasn kurcalyordu ama,
yine de enesini gsnn zerinde tutmaya devam etti..
Bay Brindley kararl bir sesle, "Seni bugn Ol'Joro Orok'a gtrmek zere gelen
bir askerimizin arzusunu reddetmeyeceim," dedi
"Regina, mdre teekkr etmeyecek misin?" Regina o anda karncalanmaya
balayan boazna, bir yavru flamingonun tynn takldndan emindi, yine de
ihtiyat elden brakmayp, ciddi bir yz ifadesi taknd. Az kalsn son anda
kkrdayarak, btn byy bozacakt ki, kendini zor tuttu. Gney Afrika'dan
gelen bu asker kral, ngilizce szckleri tpk Oha gibi aznda eveleyip
geveliyordu. Koca bir cmlede sadece bir tek kelimeyi doru sylemiti, o da
kendi adyd. "Teekkr ederim Sir, ok teekkr ederim Sir." " Little Nell,
imdi git ve Bayan Chart'a, bavulunu hazrlamana yardm etmesini rica et.
avu Barret'i ok bekletmeleyim. Savata zaman ok nemli. Bunu hepimiz
biliyoruz."
Bir saat gemeden Regina rahatlamt, cierlerini iirerek derin derin soluk
alp verdi, okul sresince peini brakmayan, nefret ettii, prasa, kuzu eti ve
keskin sabun kokusunu burnundan defedip att. Bu kokular, Regina'ya gre, bir
ocuun, gzlerinde tuz topaklar olumadan iine atmak zorunda kald
gzyalar kadar okul iin tehlikeliydiler. Okul kravatnn dmn zp,
niformasnn darack eteini dizleri gne grene kadar yukarya syrrken,
rzgr tatl tatl salaryla oynayordu. Arkasna dnp her baktnda tepede ki
beyaz badanal okul binas giderek belirsizleiyordu. rili ufakl evlerin koyu
glgeleri bsbtn gzden kaybolunca bedeni, kanatlarn ilk kez rparak
umaya hazrlanan yavru bir gvercin kadar hafifledi.
Regina yine de konumaya cesaret edemedi Gney Afrikal Kraln, akl ve
yreiyle ihanet ettii bir dilee dnr korkusuyla, Martin'nin yzne
bakmaya da korkuyordu. Sadece Martin'nin direksiyonu tutan ellerine gz
atabiliyordu, Martin Nakuru'dan kp, arabasnn direksiyonunu, Gilgil'in
yukarya kvrlan tozlu yoluna doru yneltmiti ki, sordu: "Bu kart horoz neden
sana Little Nell diyor? "
Regina bir kez daha Martin'nin insanst biri olduuna inand. nemli
szckleri tekrarlamann ne kadar gzel olduunu o da biliyordu nk. "Neden
zlmemi istemiyorsun? "
"nk savatan sonra seni grmeye geleceim. Sonra bir kadnsn. Ama daha
nce cepheye gitmek zorundaym, orada bambaka bir dnya var, buradaki gibi
gzel deil. Bu yzden hi deilse senin imdiki kadar mutlu olduunu bilmek
istiyorum. ok ey mi istiyorum?"
"Hayr," diye cevap verdi Regina, "senin hl bir Kral olduunu dnyorum.
Benim Kralm. Herhalde senin iin bir sakncas yoktur?"
"Kesinlikle yok," diye Martin gld, "Tanrnn unuttuu bu yerde insan hayal
kurmay reniyor," Eildi, Regina'y omuzlarndan tutup yukarya kaldrd,
kk kzn tenine dokunduunda yine zaman kavram alt stoldu. Kendini nce
tasasz ve gen hissetti, Regina'nn arlyla soluu kesilince de, ne kadar
yalandn ve budala olduunu fark etti. Derin bir soluk alp, zntsnden
silkelenmek zereydi ki, Regina'nm sesi frsat vermedi.
"Ne yapyorsun?" diye Regina kkrdad. "Gdklanyorum,"
XI. BOLUM
1943 ylnn Aralk ay balarnda Albay Whidett'e yeni bir grev iin emir
geldiinde, btn neesi snverdi. Mount Kenya'daki Saferi Club iin zenle
hazrlanarak planlad Noel tatili berbat olmutu. stelik yeni grevi, btn bir
askerlik mesleinin en etinlerinden biri olmaya namzetti.'. Londra'daki Sava
Bakanl ona "J Operasyonunun sorumluluunu vermiti. Bu, Kenya'da slenen
askeri glerin yeniden yaplanmas anlamna geliyordu.
Smrge hkmeti, anavatan ingiltere ile dier Commenwealth yesi lkelerin
uygulad gibi, ngiliz vatanda olmayp, mttfeklerin davasna dosta
yaklaan ve i gvenlik iin de tehdit unsuru oluturmayan gnllleri de
Majesteleri Kraln ordusuna alacakt. Blgedeki snmaclarn nce "Alman
kart" bir tavr iinde olduklarn keein olarak teyit edilmesi gerekiyordu. Bu
zihniyet, iki dnya sava deneyimi yaam olan Albay Whidett'in kanaatini
glendirir dorultudayd, demek ki Sava Bakanlnda grev almak iin
salam bir ngiliz mantalitesine sahip olmak yeterli deildi..
Gelen talimata eklenmi, olduka abartl ayrntlarla yazlm bir dipnotta,
Almanya'dan gelen snmaclarn bulunduu mntkann da mutlaka dikkate
alnmas gerektiine iaret ediliyordu. Albay zellikle talimatn bu blmn
gereksiz, abartl,dahas izofrenik bir ruh halinin rn olduunu dnyordu.
Sava ktnda geerli olan kurallarn ne olduunu imdi de ok iyi biliyordu.
Sadece Almanya'nn kendi topraklarna katt Avusturya'dan gelen
snmaclarla, barbar bir saldrnn kurban ekoslovakya ile acnacak bir
durumda olan Polonya'daki snmaclar "mttefiklerin dostu" kabul edilmiler,
Almanya'dan gelenler ise gzkapal istisnasz Enemy Alliens olarak
grlmlerdi. Bugne kadar da, otoritelerin sk skya uyduklar bu
"Bana syler misiniz ltfen, u lanet lkede, ordunun ani bir kararla kendilerine
ilgi gsterdiini duyurmak zere sizin insanlarnza nasl ulaabilirim?"
Archie'yle Benjamin hemen atldlar, "Siz bu ii bize brakn!" Ayn anda
konutuklarn farkedince ikisi de yksek sesle gld, ardndan sanki tek tek sz
alamyormu gibi, yine ikisi birden nerdi: "ayet sizce bir sakncas yoksa,
iftliklere giderek, ordunun istediini insanlara aklarz."
Albay Whidett memnun bir ifadeyle ban edi, rahatladn saklamaya da
gerek duymad. Geri kural d zmlere kar her zaman ihtiyatlyd, ama
yarar olacan bildii ani zmlere ve uygulamalara itiraz edecek biri deildi.
Bir ay iinde Londra'dan resmi izin geldi, Archie ile Benjamin ordudaki zorunlu
hizmetlerinden ayrlarak zel grevlerine gideceklerdi. Albay, baba Rubens'e de
desteklerinin devamn rica eden nazik bir mektup yazd. Yal Rubens ikinci
kez grmeye yanamad. Bu Albay'n da iine geldi, nk iki taraf iin de
gereksiz, zel bir grme olacakt.
Yal Rubens, bir sonraki Cuma akam ayinininden sonra, gen yahudi
erkeklerin, konuk edildikleri lkeye olan kran borlarn hatrlatan ksa bir
konuma yapt, zaman yitirmeden de gereken organizasyonu yapmak zere
hemen kollan svad. David, Eldoret ile Kisumu arasndaki blgede yaayan
snmaclarla balant kuracakt. Benjamin ky blgelerini tarayacakt, Archie
de dalk arazide almalarn yrtecekti.
Archie, "Sabbatia'dakilerle ie balayacam.. Yanma tercman almadan yola
kmak istemiyorum."
"Ne demek istiyorsun yani, bizimkiler hl ngilizce renemediler mi?" diye
sordu kardei.
" nsan orduda gerekten her gn yeni bir olayla karlayor. Bizim blkte
antika bir Polonyal var. ki yl getii halde hl tek kelime bile ngilizce
bilmiyor." diye yantlad Archie. Baba Rubens sze kart, "Yaban ellere
getmek zorunda kalsalar bile benim akll oullarmn bana byle bir ey
gelmezdi. Hepsi de, Kikuyu iftliklerinde en mkemmel Oxford ngilizce'sini
renirdi.
Ol'Joro Orok'da ksa mevsim yamurlar henz balamadndan, Archie'nin, ilk
dura Gibson'larn iftlii oldu. Bylece Walterde 1944 Mart aynda Albay
Whidett gibi yeniden savan balad gnlere dnd. Yaamnn nemli dnm
noktas olacak bu haberi yine kendisine Ssskind verdi.
leden sonra ge saatlerde, Ssskind (srtnda baavu niformasyla) yannda
Archie iftlie geldi. Daha cipten inmeden Walter7 e heyecanla seslendi;
"Grmeyeli ne kadar uzun zaman oldu. Artk bugnden balayarak buradaki
gnlerini sayabilirsin. Sonunda bizi de istiyorlar." Ardndan Jettel'e doru kotu,
kadnn etrafnda fr dnp dolanrken, bir yandan da glerek; "Sen de, kellemi
keserim ki, Nairobi'nin en gzel sava gelini olacaksn" dedi.
Jettel "Bu da ne demek oluyor yine?" diye sordu.
Walter, " kerede tahmin et bakalm" dedi.
XII. BOLUM
6 Haziran 1944 gnnn sabah, uyandrma arsndan iki saat nce Walter erat
mahfilindeydi. Mahfilde henz kimseler yoktu. Camlar ak dar pencerelerden
ieriye giren ay yla aydnlanm gecenin, insan canlandran serin havas
mahfilin ahap duvarlarnda buharlayor, evreye Ol Joro Orok'taki sedir
aalarn anmsatan bir koku yaylyordu. Geceleri karanlk bast m afak
skene kadar uyuyamayan Walter, bunu nimetten sayp, dnceleri ve
hayalleriyle babaa kalyordu; rahata mektuplarn yazyor, vatanlar olma
ansna sahip, ama bunun deerini bilemeyecek kadar fantazi yoksulu askerlerin
merakl baklarndan uzakta, radyoda Almanca yayn yapan istasyonlar
kartrarak, gnlk haberleri dinliyordu. Sonra da, Nakuru'daki sodal gln
gney kysnn kavurucu scaklarndan ok Avrupa'nn souk knda sren
savaa daha yakan kaba haki gmleini pantolonuna tktryor ve mutluluun
keyfine varyordu. Yeni, gvenli bir yaamn kendisini sonsuz heyecanlandran
bir mutluluuydu bu.
Orduya yazldnn ilk drt haftasnda, musluktan sularn akmasna, elektrikle
aydnlanmaya, gnlerin dolu dolu gemesine hl alamamt, bu yzden
epeydir zlemini ektii hlde, bu rahat yaamn zevkine varamyordu. Bo
zamanlarnda yaz masasnn yanma oturarak, telefon aletini seyretmek ona
ocuka bir sevin veriyordu. Hatta srf sinyal sesini duymak iin arada bir
ahizeyi kaldrd da oluyordu.
Pilleri bitti mi diye dert edinmeden radyo dinlemenin mutluluunu tadyordu.
Hatta, Ol'Joro Orok'a geldii ilk gnden beri kendisine ikence olan azndaki
iki dii, blndeki di doktorunun kaba bir ekilde acemice ekmesinden
sonra duyduu ac, ona yaam serveninde epey yol aldnn kant olarak
grnmt, nk doktora para demek zorunda kalmamt.. Kendisini bitkin
hissetmedii, bir sredir skntsn ektii iddetli ter boanmalarnn olmad
gnler, klkrk yaran bir titizlikle, deien hayatnn bilanosunu yapmaya
baylyordu.
Walter bu bir ay iinde, Rongai ve Ol'Joro Orok iftliklerinde geirdii be ylda
olmad kadar ok ey iitmi, ok konumu ve hatta glmt. Gnde drt
n yemek yiyordu. nlerden ikisinde et oluyordu, stelik cebinden hibir
ey demiyordu. amarlar, ayakkablar hatta gereksiniminden ok
pantolonu vard, sigaralarn askerlerin ucuz tarifesinden alyor, haftada bir de
iki alma ans oluyordu, srtn iki kez dosta svazlad bykl bir skoyal
bunu kendisine salamt. ngiliz Ordusunun zel hizmetlisi olarak ald
parayla, Regina'nn okul masraflarn deyebiliyor, ayrca Jettel iin, Nairobi'ye
bir sterlin gnderiyordu. Bunun dnda ordudan ek aylk yardm da alyordu.
Daha da nemlisi Walter, eski korkularndan kurtulmutu. Her an iinden
atldn, hayatnn mahvolduunu bildiren bir mektup gelecek korkusu artk
ok gerilerde kalmt.
evirdi. Souk ter damlacklarnn ensesinden srtna doru indiini fark edince,
rperdi, gemii peini brakmyordu. Orduya geleliberi ilk kez bunu idrak
ediyordu. Alnna, vatanszln damgas bir kez vurulmutu, bunu mr boyu
silemeyecek, yaam boyunca da yabanclar arasnda yabanc olarak kalacakt.
Walter'in kulana kesik kesik kopuk konumalar geldi. Radyo tam ak
olmad halde, sesler yksek, heyecanl kimi zaman da neredeyse isterikti, yine
de kafasnn karklna iyi gelmiti. Birden radyodaki haber sunucusunun
sesinin her zamankinden farkl ktn farketti. Walter, tek tek hecelerden
szck retemeye altaysa da beceremedi. Dolaptan temiz bir dosya kad
alarak kulana gelen her sesi harflere dkmeyi denedi. Sonunda ortaya kana
anlam veremedi, spiker ksa aralarla iki szc birka kez tekrarlyordu, byk
olaslkla "Ajax" ve "Argonaut" tu. Walter, kendisine yabanc gelmeyen her iki
ad ngilizlerin genizden gelen aksanna karn anlam olmasna ard.
Gzlerinin nne, Pless'deki Prensler Okulu ve Gladisch adndaki retmen
geldi retmen, Yunanca dersinden sonra ifadesiz bir yzle defterleri datrd.
Walter silkindi, imdi anlara dalmann zaman deildi.. Yumuak ahap zeminin
zerinden, odasna doru ayak seslerinin yaklatn duydu. Gelen Sergeant
Pierce'ti.
Gnele beraber uyanmt. Admlar gl kuvvetliydi ama, bedeninde hala
gecenin yorgunluu seziliyordu.. avu ellerini, gr salarnn arasnda
geliigzel gezdirdi, hareketleri ar ve hantald, gnee yatm inek gibi birka
kez gerindi, hantal bir hareketle belindeki kayn dzelterek, evresine baknd.
Sanki gne balamak iin bir iaret bekliyordu..
Konumadan, gzlerini ksm Walter'e bakarken, doa koullarnn andrd
ypranm bir heykeli andryordu. Sonra uzuvlarna aniden bir canllk geldi,
komik hareketlerledir iki kez yerinde srayarak, hantal izmeleri neredeyse
zemine demeksizin uarcasna radyoya doru kotu. Radyonun sesini sonuna
kadar aarken, ara ara kuvvetli soluklar duyuluyordu. Solgun tenine, alk
olmadk bir kzllk, yznde de akn bir ifade belirmiti. avu Pierce,
radyoyu amak zere edii hantal vcudunu glkle yerinden dorulttu, iki
elini pantolonunun diki yerlerine koydu, derin soluklarla cierlerindeki havay
boaltp, kulaklar trmalayan keskin bir sesle bard: "They've landet."
Walter olaanst bireylerin olduunu, avuun kendisinden tepki gstermesini
beklediini hemen hissetti, yine de ona bakmaya cesaret edemedi, skntyla
elindeki kada bireyler karalad..
Pierce'in kendisini aptal yerine koyacan bile bile "Ajax" dedi sonunda.
"They've landet' diye avu bir kez daha bard, "you bloody fool, they've
landet". Walter'in omzuna okkal bir yumruk indirdi, sabrsz heyecanna ramen
yine de dosta bir tavrd bu. Walter'i oturduu sandalyeden kaldrarak, kt
basml bir haritann nne srkledi. Harita Kraln fotorafyla, ordudan gelen
bir duyurunun arasndaki panoya aslmt. Pierce, "Here" diye kkredi.
Walterde aynen onun gibi, "Burada!" diye tekrarlad. Bunu sylemek baya
houna gitmiti, hi deilse bir kez olsun Piere'en dediini anlamt. avuun
haritann zerinde dolatrp sonunda Norve zerinde karar klan, etli iaret
parman akn akn izledi.
Walter yksek sesle, "Norway" diye okurken bir yandan da dnyordu; Ne
olmutu acaba bu lkede, sonra Norve szcndeki son hece acaba gerekten
ngilizce'de "ey" diye mi okunuyordu.
Pierce "Normandy, you damn'd fool"* diyerek fkeyle Walter'i dzeltti. aret
parman nce douda Finlandiya'dan, gneyde Sicilya'ya kadar getirdi,
Walte/in hl sessiz kaldn grnce de, bu sefer dvmeli elini Avrupa haritas
zerinde tklatmaya koyuldu. Sonunda sesinin gcne gvenen bir adamn en
son aklna gelebilecek bir eyi yaparak, mrekkepli kalemi eline ald,
beceriksizce "Normandy" szcn karalamaya alt. Bir yandan da merakla
Walter'i gzleriyle kolluyordu, rkek bir ocuk gibi elini ve uzatt.
Walter tek kelime sylemeden, avuun iaret parman hafife yakalad ve
Normandiya sahilinin zerine koydu. Mttefik kuvvetlerin bu sahillere kartma
yaptklarn ise ancak kahvaltda Grlitz'li radyo satcsndan renebildi. Pierce
erlerin her sabahki tam donanml allm arazi yry yerine Walter^,
gnlk grevini yapmak zere ofisine ard, avuun yz ifadesi geri her
zamanki gibiydi, ama Walter yine de onun kendisi iin olumlu eyler
dndn vehmetti.
Akam yemeinde nane soslu kuzu kzartmas ile az pimi taze fasulye ve
Fransa'nn mucize yemeklerinden Yorkshire usul puding servis edildi,
mttefiklerin Sicilya kartmasndan beri ilk kez grlen bir ziyafetti bu. Bir
batan bir baa kk, Union Jacks armalaryla donatlm mahfilde, yemee
balamadan nce hep bir azdan "God save the king" ve "Rule Britannia", scak
vanilya soslu meyve salatas servis edilirken de, "Keep the Homefires Burning"
arklar sylendi. Askerlerin cokusu, "It's a Long Way to Tipperary" arksyla
dorua ulat.
Su bardaklarna konulan konyaktan iilen ilk yudumdan sonra ise, mahzun,
zgn gzlerden yalar boand. avu Pierce havasna girmiti. Cokulu
askerlerin, ark sylemeye ara verildiinde, zafer haberini ilk ondan duyduklar
iin birbiri ardna kendisine yadrd iltifatlar ve vgl szler gururunu
okuyor, zevkten koltuklar kabaryordu. Ama avu Pierce drst olduu gibi,
kafas da iyi ileyen bir adamd... Bakalarnn zaferini sadece kendisine
maledilemiyeceini de unutmuyordu. Bylece, herkesi mutlu eden gnn
haberinin ksa zetini vermeden nce, sofradakilerden "bloody Normandy"nin
yerinin nerede olduunu bilen Walte/i alklamalarn istedi. Walter'in iki
kadehinin bo kalmamasna da zellikle kendisi dikkat etti.
Walte/in kadehi boaldka bir konyak, bir viski ile dolduruyor, az var dili yok
bu Avrupal'nn sonunda "Cheers" dediini, hele bunu, avuun tipik
zelliklerinden biri olan gzelim Cocney aksan ile sylediini duyunca,
bsbtn keyifleniyordu.
Konyak, Walter'in gnlerdir isyan halinde olan midesine iyi gelmiti; viski ise,
geri her yudumdan sonra, zaten pek anlamad sohbeti takip etmesini biraz
daha zorlatryordu ama, souk, tatsz yal kuzu etini aznda geveleyip
datmas iin ideal bir ikiydi. Kafasnn sersemlediini hissediyorsa da,
kulaklarndaki ho uultular ona bir ekilde mutlu rencilik yllarn
anmsatyordu. Bu yzden bir sre bu uultuyu hayra yordu, sonrasnda
meye baladn farketti. me hissi nce onu pek rahatsz etmedi, sonuta
alkol, ttn ve terle iyice dumanlaan kafas biraz hafiflemiti, akaklarnn
iddetli zonklamalarna da en azndan imdilik dayanabiliyordu.
Ancak ok gemeden, gzlerinin nnde nce btn eyalar sonra insanlar
dalgalanmaya balad. avu Pierce gzlerinin nnde aniden kocamanlat.
Yz, Walter'in son olarak "Ussukuma" gemisinin gverte balosunda grd
utanlas krmzlktaki balonlardan birine benzedi. imdi de mttefik
kuvvetlerini gryordu... Normandiya kartmasnda bu ucuz balonlar
kullanmalar, Walter'e ocuka geldi. stelik son derece ihtiyatsz bir davrant,
nk balonlar pepee patlayarak havada gamal ha biiminde daireler
iziyordu, ardndan pervaszca ve yksek sesle "Gaudeamus igutur" arksn
sylenmeye balaynca Walter bsbtn fkelendi.
ark bitip de, kafasndaki anlar bir ara durulunca, Walter etrafna baknd;
anlalan orada bulunanlarn iinde bir tek kendisi alkole dayankszd. Can
skld. Bedeninden terler boand, kendini gbela toparlayp, dilerini birbirine
kenetledi, srtn sandalyenin arkalna dayayarak, olabildiince dik durmaya
gayret etti. Dilerinin arasna sktrd souk yal kuzu etinin aznda lk kan
haline geldiini hissettiinde yerinden dorulmak istediyse de, snmac
olduunu hatrlad; gereksiz yere dikkatleri zerinde toplama endiesiyle
vazgeti. Sonunda yerinden hafife kmldamad, trnaklarn sk sk masann
kenarlarna geirdi.
Kulan trmalayan yeni grltler onu ncekinden de ok rahatsz etti,
neredeyse sinirlerini dumura uratacak denli iddetliydi. Walter Owuor'un
gldn sonra da babasnn kendisine seslendiini duydu. Ancak korkulu
iniltilere dntnde sesleri ayrd edebildi. Babasnn Normandiya'da gvende
olduunu bilmek Walter'i rahatlatt, fakat kz kardeinin adn anmsyamaymca
biraz can skld. Kzkardeini, kendisini arsa bile hibir ekilde
incitmemeliydi.
Btn bu ayrntlar hatrlamak Walter'i iyice yordu, hele babasyla kzkardeini
Sohrau'da bir balarna brakp terk ettii iin yllar sonra, onunla hesaplamak
zorunda kalmas da btn vcudunu ter iinde iinde brakt. imdi tam
zamanyd, Regina'yla kars Jettel'i kanatlar altna alarak onlar cehennemden
ekip kurtard iin yal Rubens'e teekkr etmeliydi. Bundan daha uygun bir
frsat olamazd. rpermesi gemiti. Yerinden dorularak hayatlarn kurtaran
Rubens'e doru yryordu ki, yere yld, sonrasn hatrlamyordu.
Walter gn sonra kendine geldi. Sadece birka dakikalna uyandnda,
askeri barakada deilde, Nakuru'daki Ordu Hastanesinde olduunu fark etti.
Hastalarn, oynak kalalarna gptayla bakarak hayran kaldklar, ksaca Prue
diye ardklar, onba Prudence Dickinson, Walter uyandnda tesadfen
yatayd.. Gzn alabildiine uzanan bir alanda kurulu bu otel tesisleri, gelecei
gren Susex'li bir mimar tarafndan 1905 ylnda ina edildii zaman, aileleri
yanlarna gelip de kendi evlerine tamana kadar, buraya yeni g eden hkmet
grevlilerinin ilk karargh olmutu.
Mr. Malan oteli satn alana kadar, buras fazlaca ingiliz kokan devlet iinde
devlet gibiydi. Malan otel iin yeni tabelalar yaptrrken, epey dnp tanm
sonra da otelin adn kaldrmt. Bununla da kalmam, Hove Court'u, snf
ayrm yapan, etiket dkn insanlarn doru adresi olmaktan da karmt.
inibilir, tecrbeli Bombayl tccar, yeni balayan bir dnemin isteklerinin ne
olabileceini bir bakta kefetmiti. Artk buraya gelecek mteriler artk eski
vatanlarnn zlemiyle hayal kuran hkmet grevlileri ile byk servenlerine
balamadan nce, kaldklar otelde klk ve konfor arayan safari konuklar
deil, Avrupal snmaclard. gdsel bir kurnazlkla, yaamn en zor
dnemlerinde servet edinen Malan, snmaclarla iyi ticaret yaplacan
sezmiti. Bu insanlar yaamlarn yeniden kurmak zorundaydlar, alkan ve
becerikliydiler, Kenya'da yeni bir balang yapmak isteyen kendi
memleketlileri gibi, kanaatkar ve tutumluydular.
Elem ve acya ar duyarl snmaclara eski ngiliz evlerinin geleneksel
donanmn sunmaya gerek yoktu, dk fiyatlarla pekl daha iyi hizmet
gtrlebilirdi. 1930'larm ortalarna doru, Avrupa'dan ilk gmenler
geldiinde, Malan, otelin geni odalarn deitirerek, kk daireler haline
getirdi. Toplant salonlar ile kk mutfaklar ve banyolar da yktrp yerine,
perdelerin arkasnda birer kk lavabosu olan tek kiilik odalar yaptrd, genel
kullanma ak tuvaletler koydurdu. Geni bahenin arka tarafndaki bo arazide
de, sadece siyah personelin barnd, beyaz ondle teneke daml pis grnml
kk kulbelere dokunmad, onlar olduu gibi brakt. Yresel gelenekleri
dikkate alan bu uygulama pek beenildi ve son derecede mantkl bulundu.
Malan'm kiraclar, geri beyaz insanlarda grmeye alk olunmayan bir
yoksulluk ve sadelik iinde, neredeyse Bombay'daki akrabalar gibi ilkel
koullarda, st ste bir yaam sryorlard, ama Malan'in kurnazca hilesi
sayesinde, bunu hissetmiyorlard bile. Kendilerini ehrin dnda yaayan zengin
ngiliz ailelerinin yaam dzeyinde, yeni vatanlarna uyuma hazr insanlar
olduklarn hayal ediyorlard.
Sabrsz ve heyecanl bekleyiin ardndan, olduka yksek olan bir aylk
demeyi yaparak Hove Court'a gelenler uzun sre iin buraya yerleiyordu.
Hatta baz ailelerin yllarca burada yaadklar bile oluyordu.
Mr. Malan Avrupa corafyasn pek az biliyordu, stelik serveti olan insanlar
gibi kimi nyarglar da yoktu. Otel kiraclarmn seiminde tek bir lt vard.
Almanya'dan gelen snmaclar yeliyordu o kadar. nk onlar, rnein
kendine pek bir gvenen Avusturyallardan daha sessiz, sakin insanlard.
Polonyallardan daha temizdiler, her eyden nce de demelerini zamannda
yapyorlard, Malan'n deiik bir aksanla konumasn duyduklarnda, kendini
Gmenlerin arasnda kaderin ltfuna mazhar olmu sekin bir grup da vard.
Stuttgart'dan gelen Schlachter ailesi bunlardan biriydi. SchlachterTerin geimini
nasl salad bilinmiyordu, ravyoli ile yufkay aarak kendi elleriyle yaptklar
makarnann tarifini sr gibi saklarlard. Sevimsiz marangoz KellerTe kars,
Erfurt'ta bir odun fabrikasnn menajerliine kadar ykselen olu, kaynvalidesi
ve ocuuyla Krakau'dan gelen Leo Slapakda bu talihli gmenler
arasndayd.. Slapak geri ikinci el eyalarn satld dkknndan iyi para
kazanyordu ama, daha konforlu bir odaya geerek, yksek kira demek
istemiyordu.
Hove Court'da en uzun sre kalan konuun Elsa Conrad olduu syleniyordu.
Geri bu pek doru deildi ama, MalanTa arasndaki rahat diyalog naslsa onun
gzndeki saygnln artrmt. Elsa Conrad sava ktktan sonra otele
yerletii halde, iki tane byk odas ve Bayan Taylor'unki kadar geni bir teras
vard. Aslnda Hove Court'un en eski kiraclarndan biri seksen yandaki
Profesr Siegfried Gottschalk't; kk ahap barakalarda kalan otelin anssz
konuklar her eye ramen onu sempatik buluyorlard.
Gottschalk Birinci Dnya Sava'nda mparator7 a sa kolunu feda etmi biriydi,
kolunu imdi hi hareket ettiremiyordu, ancak bylesine bir kadersizlik onu
yldrmam, doduu kentte profesr olarak hizmet vermeyi srdrmt. 1933
ylnn bir ilkbahar gn Frankfurt niversitesi'nin gzdnm rencileri onu
caddelerde srklemilerdi. Profesrn tatl esintili ilkbahar gnnn yreinde
at derin yaralar o belleine kaznmt. Oysa, renciler, hayatlarna yn
veren olaanst bir rehber hoca olarak grdkleri Profesr, kaderin dnm
noktas olan o meum gne kadar, sonsuz bir sevgiyle hayallerinin scack
dnyasnda elstnde tutmulard.
Gottschalk Hove Court'ta genel eilimin aksine gemiteki gzel gnlerinden
ender sz ederdi. Her sabah saat yedide yatandan kalkar, uaklarn kaldklar
barakalarn arkasndaki tepeye kadar yrrd. Gottschalk bu hizmetkarlara
"Adlati" derdi. Yrylerinde kafasnda, Almanya'dan g etmeden nce satn
ald sahra apkas, srtnda, Frankfurt'tan gelirken beraberinde getirdii koyu
renk kostmyle, boynunda gri kravat olurdu. len saatlerinin kavurucu
scanda, hatta yre adetlerinden olan yemek sonras dinlenme saatlerinde bile,
daha hafif giysilere rabet etmez, ayn kyafetleri giyerdi.
Hove Court'un kimi konuklar, lkelerinde akademik yaamla pek ilgileri
olmad iin, hali tavryla, kafas dank ve olduka garip biri olarak
grdkleri Gottschalk'a "bizim profesr" diyorlard. Bizim Profesr Lilly
Hahn'm babasyd. Profesr, kznn, Gilgil'deki iftlie yerlemesi iin srarl
yalvarmalarn, "ben evremde insan grmek istiyorum, hayvan srclerini
deil" diyerek her defasnda geri evirmiti.
Profesr yalnz kaldnda hep dnr, yaam zerine felsefe yapard:
apokaliptik svarilerin (veba, sava, alk, lm sembolleri) bu anlamsz
yarma neden zellikle de kendisi tank olmutu ve neden hl yaamak
zorunda kalyordu? On yldan beri srekli bu soruyu kendi kendine sormu,
yantn bulmak iin yzlerce kitap kartrmt. Her eye karn hayatndan yine
de ikyeti deildi. Ve bir gn kzndan onu, hi deilse birka gnlne
heyecanlandran bir mektup geldi. Kz babasndan, Gordon'larm yannda kalan
Jettel'i ziyaret ederek, kzyla birlikte Hove Court'a yerleebilmeleri iin Malan'
ikna etmesini rica ediyordu.
Kznn kendisine ykledii bu grev, geri Kilindini Liman'na ayak bast
gnden bu yana karlat en etrefilli meseleydi ama, yal adam yine de
sevindi; hi deilse zamannn azck bir blmn bile olsa, Seneca, Descartes,
Kant ve Leibniz'in dndaki yeni insanlarla geirecekti. Pazar sabah tam saat
sekizde, ceketinin yan cebinde kk bir su iesiyle Hove Court'un demir
kapsndan neeyle frlad. ofre nereye gideceini ingilizce ya da Svahilice mi
sylemesi gerektiini kestiremediinden, otobse binmeye cesaret edemedi.
Gordon'lara kilometrelik yolu yryerek gitti.
Konuksever iftin, Knigsberg'den olduklarn renince sevindi. Amcasnn
yannda tatilini geirmek zere genliinde sk sk Kngsberg'e giderdi. Jettel'in
solgun teni, koyu renk gzleri, ocuksu ifadesi ve alma odasnda asl duran
ok sevdii tabloyu anmsatan siyah lleleri onu duygulandrd.
nc fincan kahvesini itikten sonra, "Size sadece elik etme konusunda
yardmc olabilirim," dedi, "herhangi bir iltimas iin sz veremem. ngilizce'yi
bir trl renemedim nk." aresizliinden utanmt.
"Ah Bay Gottschalk, Lilly bana sizden o kadar ok sz etti ki. Ne olursa olsun
benimle birlikte Malan'a gelmeniz bile yeter. Onu hi tanmyorum nk.
"Onun insanlardan holanmadn duydum," dedi Gottschalk.
Jettel, "nemli deil, eminim, siz bana ans getireceksiniz" dedi
"Bir kadndan epeydir byle gzel bir sz iitmemitim" diyen Gottschalk
glmsedi. "Hem de bu kadar gzel olan bir kadndan. Yarn size, nce bizim
Hove Court'u gezdiririm, belki ne yapabileceimiz orada aklmza gelir."
ki gn sonra kzna mektupta yle yazyordu: "Bu byleyici lkede bundan
daha iyi bir fikir olamazd." Ancak, olaylar kendisiyle deil, rastlantyla ve Elsa
Conrad sayesinde geliti.."
Elsa Conrad, "seni pis omar" diye kfrederek, ibrikte kalan son suyu Bayan
Clavy'in boksr kpeinin su kabna boaltt srada, Gottschalk, evresinde
sar kelebeklerin uutuu duvar dibindeki Hibuskus ieklerini Jettel'e
gsteriyordu. Jettel savan ilk gnlerindeki canl, cvl cvl kader arkadan,
srtnda uzun iekli sabahl, banda krmz trbanndan hemen tand.
Heyecanla, "Aman Tanrm!" diye ona seslendi. "Sen Norfolk'tan Elsa'sm. 1939
ylnda orada gzaltna alnmtk, hatrladn m?"
Elsa hemen, "Hayatn bir barda alarak geirmi biri, grd yzleri unutur
mu sanyorsun?" dedi. Hadi ieri gel. Siz de Bay Gottschalk. Her eyi dn gibi
hatrlyorum.. Kocan avukatt. Cici, rkek bir ocuun vard. Bir iftlikteydiniz.
Nairobi'de ne iin var? Yoksa kocandan m katn?"
"Hayr, kocam orduda," dedi Jettel gururla, "Ben de," diye szlerini srdrd,
"ne yapacam bilmiyorum. Kalacak yerim yok. Regina'da yaknda tatile
kacak."
"Bu aresiz, ciz sesi bir yerden tanyorum. Hl o tkrldm, avukat ei misin?
Anlalan henz bymedin. Neyse, zarar yok. Elsa, elden geldiince herkese
hep yardm etmitir. zellikle de sava kahramanlarna. Malan'a giderken
yannda mutlak biri olmal. Sakn gcenmeyin, Profesrck ama, bu i iin
doru adam deilsiniz. Hemen yarn birlikte gideriz. Yine alamaya balama. u
zavall Hintli, gzyalarna kanmaz."
Elsa Conrad, ertesi gn, Malan'm brosuna giderek, cesur bir askerin kars
olarak tantt Jettel'in, dk bir kira karlnda kalacak yere gereksinimi
olduunu sylediinde, Malan, hiddet ve gazabn glkle bastrabildi. ok
sevdii erkek kardei bile kendisinden byle bir ey istemeye cesaret
edememiti. Ama kadnn didiken huyunu ok iyi bildiinden, kar gelmenin
anlamsz olacann farkndayd.. Bu yzden sesini karmadan, ona bakmakla
yetindi. Baklarnda sanki bir uzlama seziliyordu. stelik Malan, fkesinden
kuduran gl kuvvetli bir boa gibi kavgac olan bu kadn, Normandiya
kartmasndan sonra, ngiliz kart Hint gazetelerinde yaynlanan sava
gemilerine benzetiyordu ki, bu da onun bir bakma houna gidiyordu.
Bayan Conrad, Malan'm her zamanki kurnaz haliyle, szn kesip kendisini
susturmasna frsat vermiyordu. Gl sesi Malan'nkini bastryordu. Malan
suspus kesilmiti, zaten kadn, anlamad bir dilde, pe pee yle gerekeler
ortaya sryordu ki, Malan, hibirine yant veremiyordu. Hepsinden te Malan
kalabalk ailesini de dnmek zorundayd dizginleyemedii bir fkeyle her eyi
berbat etmemeliydi.
Kafasna sarmalad trbannn zerine ilitirdii gln karanfiliyle baheye
akseusar olarak konulan karanfillerdenbu iri yar kadn, Malan'm olaanst
durumlar ve zel mterileri iin baz odalar bo tuttuunu biliyordu. Ayrca
Horse Schoe barnn da iletmecisiydi. Bar, vanilyal dondurmas, bol krili
yerel yemekleri ve samimi havas nedeniyle Nairobi'deki ngiliz askerlerinin
buluma yeriydi, mutfanda alan personelin hepsi Hintli ve Bay Malan'm
akrabalaryd. Malan btn bunlar hesaba katmak zorundayd.
Bylece asker kars olay abuk zmlendi. Jettel'in gzlerinin, genliinde
ok sevdii inekleri hatrlatmas Malan'm yreini burkmutu, ayrca onun
Almanyal bir snmac olduunu renince bsbtn rahatlamt. Oday en
azndan bir snmacya verecekti.. Sonunda Jettel bo odaya yerleti, kpeiyle
uan da getirmesine izin verildi. Malan'm karsnn erkek kardelerinden en
ufa imdilik Horse Shoe barnn erkekler tuvaletinde hademelik yapacakt,
zaten sa elinin iki parma olmad iin, Hove Court'ta yerlemesi zordu.
Jettel, genelde yeni gelenlerin baetmek zorunda kaldklar birtakm kk
tatszlklarla karlamad. nk Hove Court sakinleri, yeni kiracnn Elsa
Conrad'n korumas altnda olduunu biliyorlard. Tek yaknd Nairobi'de
alk olmad boucu, bunaltc scaklard. Owuor'un kk elektrikli bir ocak
"Evet, Bwana geldi" diye gld Owuor, "Askari Bwana geldi", mjdeli haberi
verirken, yznde marur bir ifade vard.
Sihrin etkisini gsterdii gnk gibi Regina'y kollarna alp havaya kaldrarak
gsne bastrd. Bir an onun yzne ylesine yaknlat ki, gzkapaklarna
yapan tuz taneciklerini grd.
Alak bir sesle, "Sen ok akllsn Owuor," dedi, "ekirgelerin nasl geleceini
hl biliyor musun?"
imlerden uarak komak istiyordu, ayakkablarn karp att, sabrsz bir
telala kaldklar daireye doru komaya balad. Kapya yle bir yklenrdi ki,
neredeyse menteeleri frlayacakt.
Annesiyle babas dar bir yatakta birbirlerine sarlm bir hlde yan yana
oturuyorlard, grlty duyduklarnda ani bir hareketle ayrlnca, nlerindeki
kk sehpa salland. kisinin de yz Bayan Clavy'nin taze karanfillerinin
rengindeydi. Regina annesinin sesli ve hzl soluklarn duydu, stnde bluzuyla
etei yoktu. Annesi, iyi gnlere dndklerinde, bir bebek yapacana dair
kendisine verdii sz unutmamt demek. Acaba o iyi gnler safariye mi
kmlard?
Regina nasl davranmas gerektiine karar veremedi. Annesiyle babas pazardaki
tahta heykelcikler gibi hibir sylemeden ylece kaskat duruyorlard. Regina
yznn kzardn hissetti. Azn ap konumakta zorland.
"Baba" diyebildi sonunda. Ardndan konumasn engelleyen szckler inci
taneleri gibi pepee dklverdiler, "yoksa seni iten mi attlar?"
Walter Regina'y plak dizlerinin zerine doru ekerek "Hayr," dedi,
gzlerindeki ate dinginleti, glmseyerek yineledi: "Hayr, Kral George
benden ok memnun. Bunu sana sylememi zellikle benden rica etti." Kolal
haki gmleinin koluna hafife dokunarak iki beyaz eridi gsterdi.
Regina akn akn, "Demek onba oldun" dedi. Yeni kemerinin kk
talarndan birine eliyle dokundu, korkusunu yenmesi iin buna ihtiyac vard,
gcn toplayarak, sevgiyle babasnn yzn yalad. Kendisini her grdnde
sevinle zerine atlan Rummler'de byle yapard...
Walter, "Corporal is bloody good for a fucking refugee"* dedi. Regina kkrdad,
"You are speaking English, Daddy". **
Azndan kan bu cmle, nefret ettii, sululuk duyduu bir ansn depretirdi.
Eskiden hep, bakalarnn babasna benzeyen, vatann kaybetmemi, ngilizce
konuabilen bir Daddy'nin zlemini ekmiti. imdi babas acaba bunu
farketmi miydi? Nasl bir ocukluktu kendisininki, dnnce utand.
"Sergeantmajor (Baavu) Pierce'e hatrladn m?"
"Sergeant", diyerek babasn dzeltti Regina. Rahatlamt.
"Hayr Regina, imdi artk Sergeantmajor. ngilizler de terfi ediyorlar. Bil
bakalm, ona ne rettim!. Artk Lili Marlen'i Almanca syleyebiliyor."
"Ben de isterdim," dedi Regina. Sylediinin yalan olduunu kendi de ok iyi
biliyordu. Ama Diana her zman, "Yalan, byk sevginin tad tuzudur" dememi
miydi!
Onbalk kahrolas snmaclar iin iyi bir unvan. ' Baba, bakyorum ngilizce
konuuyorsun.
XIV. BLM
1945'in 8 Mays'nda, radyodaki btn haber yaynlarnn, "Olaanst bir olay
beklenmiyor" cmlesiyle balamasnn nedeni, Mombasa'dan Rudolf Gl'ne
kadar tm lkede havann, mevsime gre ok kuru ve scak olmasyd. zellikle
de byk yamurlardan sonraki ilk rn zaman, iftilere, dnyadaki
olaylardan nce, saat ba kendilerini ilgilendiren haberlerin verilmesine dikkat
ediliyordu. Bu yzden Nairobi Radyosu bir sreden beri hava durumu
haberlerine ncelik vermeyi det haline getirmiti.
Ne Kral V. George'un lm ile VIII. Edward'm tahttan ekilmesi ne de VI.
George'un ta giymesi ya da kinci Dnya Sava'nn patlak vermesi, bu
gelenei ykmaya yeterli nedenler olarak grlmt. Radyonun haberlerden
sorumlu yeni mdr, bu yzden Almanlar'n koulsuz teslim olmasn
ayrcalkl, olaanst bir durum olarak deerlendirmemiti. Smrge halk her
eye ramen yine de, zafer sarholuuna gmlmt, ama bu, aclar tatm
anavatandaki zafer enliklerinden doaldr ki ok farklyd.
Bay Brindley Nakuru'daki okulun batanbaa bayraklarla donatlmas iin
talimat verince, kollar svayan, retmenlerle renciler hayal glerini
harekete geirerek, olmadk yaratclklara imzalatmay baarmlard. Okulda
rengi soluk tek Union Jack bayra vard, o da her gn naslsa anabinada sallanp
duruyordu. Bunu gren renciler, vakit geirmeden renci msamerelerinde
gsteri yapan maymunlara giydirdikleri krmz kostmlerle, iyilerini ayrdklar
yatak rtlerini birbirine dikerek bayrak yaptlar.
Minik bayrakklarda eksik kalan mavi kuma iin de, gardroblar azna kadar
dolu varsl ocuklarn okul niformalar ile izci giysilerinden yararlandlar.
renciler daha sonra, bu fedakrlklarndan duyduklar gururun, dikkati
ekmemesine de byk gayret gsterdiler.
Sadece bir tek okul niformas ile rengi iyice atm bir izci giysisi olduu iin,
bu vatansever makas operasyonuna sessizce seyirci kalmak, Regina'y
zmemiti. Kader ondan daha byk fedakarlklar ya da daha byk iler
bekliyordu. Bay Brindley ordu mensuplarnn ocuklarn ertesi gnk
devlerinden kurtarmakla kalmam kendisinden beklenmeyen efkatli bir sesle,
tm rencilere talimatn duyurmutu: ocuklar, niformal babalarna,
zaferlerini kutlayan, olaylarn anna yakr birer mektup yazacaklard. O
babalar ki dnyann br ucundaki sava alanlarnda bunca baarlar
kazanmlard.
Regina'nn, verilen bu devle ilgili nce kimi endieleri olmu ve epey tereddt
etmiti. Babasnn aydr orduda grev yapt, Nairobi'den sadece birka
kilometre uzaklktaki Ngong acaba Bay Brindley'in dedii gibi gerekten uzak
bir sava alan myd? Ayrca onu Byk Britanya mparatorluu'na feda etmek
"Neden?"
"yi bir elbise olmadn sen syledin."
Jettel, Owuor'un srtndaki dmeleri zmesine izin verdi. Souk ellerini
yeniden teninde hissetmek, ona g veriyor, skntlarndan kurtaryordu.
Baklarn zerinde hissedince, bu samimi durumun gvenini sarsacan sand.
Ama sadece sinirlerinin geveyip, rahatladn fark etti. Owuor'un gzlerinde,
Rongai'de Regina'y kollarna alarak, gsne bastrp, arabadan indirdii
gnlerdeki ayn yumuak, efkat dolu ifade vard.
"Duydun mu Owuor" diye fsldar gibi konutu, "sava bitti."
"Btn ehirde herkes bunu konuuyor. Ama bu bizim savamz deil
Memsahib!"
"Hayr Owuor, bu benim savamd. imdi nereye gidiyorsun?"
"Memsahib monenu mingi'ye" diye yantlad. Owuor kkrdayarak yantlad.
Elsa Conrad' byle ard zamanlar, Jettel'in gldn biliyordu. nk bu
kadn, insann kulaklarna sdramayaca kadar ok konuurdu. "Ona gidip,
senin bugn ie gitmeyeceini syleyeceim!" diye ekledi.
"Olmaz Owuor, gitmek zorundaym."
"nce kafandaki sava bitirmelisin," dedi Owuor, "Bwana her zaman sylerdi:
nce sava bitmeli, diye. Bugn Bwana geliyor mu?"
"Hayr ancak gelecek hafta burada olacak."
"Bu onun sava deil miydi?" diyen Owuor ayayla hafife kapya vurdu.
Sabrszlanmt. Bwana'siz gnler, kadnsz geen gnlere benziyordu.
"Evet onun savayd. Hadi imdi git ve abuk gel, yalnz kalmak istemiyorum,"
"Bwana gelene kadar sana bakarm Memsahib, korkma."
Walter'in kafasndaki sava Ngong'un sakin, huzur veren doasnda balamt.
leden sonra saat drtte, yatak odasndaki pencerenin nnde durmu,
dardaki hareketlilii seyrediyordu. Dou Afrika Kraliyet Kolordusu Onuncu
Birlii'den askerler Nairobi'deki zafer kutlamalarna gitmek zere ciplerine
biniyorlard. Walter, kendi isteiyle akam nbetine kalmt, birliindeki
cokulu askerlerle, Yzba McCall, "jolly good chap" diyerek, onu daha nce
kutlamlard.
Walter enliklere gidecek havada deildi. Almanlar'in yenilgi haberi, onu ne
sevindirmi ne de rahatlatmt. elikili duygular iindeydi, bundan da
rahatszlk duyuyordu, sanki savan bitmesi kaderini tayin etmiti.. Herkes
cokuyla enlie koarken, Walter aksine o gn yalnz kalmak istemiti. O kadar
ki, haber vermeden Jettel'i ziyarete gitmek bile iinden gelmemiti.
Walter Ngong'a atanp da, Jettel Horse Shoe'da almaya baladktan ksa bir
sre sonra, evliliklerinde baz eylerin deitiini gzlemlemiti. Nakuru'dayken
kendisine sevgi dolu mektuplar gnderen Jettel, Nairobi'de onu beklenmedik bir
anda karsnda grnce kln kprdatmamt. Walter onu ok iyi anlyordu.
Kars alrken, kolunda onba eridiyle, keyifsiz bir suratla, sessiz sakin
barda oturan bir koca, srtnda subay niformalar olan kavalyelerin hayran
hayran etrafnda fr dndkleri bir kadnn renkli hayatna yakmyordu.
komu olacamz bir grev verir. Ne de olsa byk bir Kral, eski savalarna
kendisini borlu hissediyordur" diye yazmt. 8 Mays'n sakin bir leden
sonrasnda, Walter, Ssskind'in aka yollu ya da kendisinin yle yorumlad
szlerini, ona acmasz ve anlam veremedii bir gelecee atf gibi grnmt.
niformasn srtna geirdii gnden beri asla hayal edemedii bir gelecekti bu
belki de. Omuzlarn dikletirerek, kafasn sallad, admlarn ise srklyordu.
ki saate kalmadan gne batacakt. aresizlii yreine bak gibi saplanyor,
adeta bedenini actyordu. Kafasndan atamayaca dncelerinin, karabasana
dneceini, biliyordu. Bitkin bedenini yal akasya aacnn altndaki byk
bir tan zerine brakt. Kalbi hzl hzl arpyordu. Yksek sesle. "Walther von
der Vogelweide"* dediini farkedince, sarsld. Bu Walther de kim ola ki
diyerek, kafasn kurcalad, isim ona yabancyd, iinde bulunduu durum ona
yle komik grnd ki, elinde olmadan gld. Dorulmak istediyse de
beceremedi.. Grmemekte uzun zaman inatla direndii cennet u anda btn
ihtiamyla gzlerinin nne serilmiti, oysa o hl bunun farknda deildi.
Ngong'un, koyu yeilliklerin ardnda ykselen ltl mavilikteki yumuak
tepeleri, rzgarn etkisiyle incecik bir erit gibi uuan bulutlarn izinde
uzanmaktayd. Kamburlam srtla
* 13. Yzyln ortalarnda yaam nl bir Alman lirik ozan ve yazar .N
ryla tarih ncesi hayvanlar andran koca kafal inekler, krmz toz bulutlarn
yararak kk nehire yol alyorlard. obanlarn tiz barlar imdi daha iyi
duyuluyordu. Uzaktaki bir itten koca bir zebra srs salverilmiti. Gergin
vcutlarndaki siyah beyaz izgiler gneten ltl yansmalar yapyordu.
Srnn hemen yaknnda, zrafalar uzun bedenlerini kmldatmakszn aa
kabuklarn kemiriyorlard. Walter birden, Ngong'a gelmeden nce hayatnda hi
zrafa grmediini anmsad ve onlar kskandn hissetti, nk hep yksekte
duran kafalarn kullanarak yaamlarn srdrebiliyorlard. Kendisine cennet
gibi grnen doadan ayrlmak zorunda olmas sanki onu rahatsz etmiti.
Sohrau'dan ayrlalberi hi byle bir duyguya kaplmadn fark edince kafas
kart.
Gecenin serinlii sinirlerini kamlyor, kollarnda iddetli bir me duyuyordu.
Aydnlk gkyznden koca bir yumak gibi den karanlk, kardaki sradalar
bir kez daha grmesini engelliyordu, ynn arm gibiydi, dncelerini
belli bir yere odaklandramyordu. Walter zihnini zorlayarak, bu kez tm
ayrntlaryla, Sohrau'yu anmsamay denediyse de baaramad, ne pazar yerini,
ne evini ne de nndeki aalar gzlerinin nne getirebildi, sadece bo bir
dzlkte babasyla kz kardeini grd. imdi Walter onaltsnda, Lieselde on
drt yamdaydlar, babasysa Ortaa valyelerine benziyordu. Savatan yeni
dnm, ald nianlan gsteriyor, vatann zorda brakarak terkeden olundan
hesap soruyordu.
"I am a jolly good chap" dedi Walter, babasyla ngilizce konutuu iin birden
kendinden utand.
kaldrarak, paras olmad anlamna gelen bir iaret yapt; ama kadnlar bir trl
anlamak istemiyorlard. Bunun zerine cam indirerek onlara Kikuyu dilinde
bard: "Param yok. Bir maymun kadar yoksulum."
Kadnlar glerek, geceleri kulbelerinin nnde tek balarna oturan erkekleri
gibi kollarn gslerine vurarak, rtlar. Kavurucu iklim ve yaam
koullarndan iki bklm olmu, banda, mavisi l l trbanyla, disiz, ufak
tefek bir Kikuyu kadn, ki ilerinde en yals oydu, omuzlarndaki tayc deri
kaylar zp, ar muz hevengini yere indirdi, arasndan kocaman yeil bir
muzu ekip kararak, Regina'ya uzatt.
"Maymunun iin" dedi, bunu duyan btn kadnlar, at kinemesine benzer bir
glle kkrdadlar. Bu arada, kompartmandaki dier be kz da merakla
Regina'ya bakp aralarnda gltler. Belki de Regina'nm Kikuyu kadnlaryla
konumasn doru bulmamlard. Bu dncelerini aklamalarna gerek yoktu,
gzleriyle birbirleriyle anlayorlard zaten. stelik kendilerini bakalarn
onaylamadklarn ima etmeyecek denli de yetikin birer insan kabul ediyorlard.
Kadn muzu pencereden ieriye uzattnda, nasrlam parma bir an iin
Regina'nn eline dedi. Yal kadnn teni gne, ter ve tuz kokuyordu. Regina
kendisine tandk gelen, epeydir de zledii bu kokuyu olabildiince burnunda
tutmaya alt; ancak tren Nyeri istasyonunda durduunda, gzel gnlerin
doyumsuz anlarndan artk eser kalmamt, gzlerini actan minik tuz
taneciklerinden baka...
Nyeri istasyonunda bir ym adam bekleiyordu, renkli rtlere sarlm ar
denkler, tayorlard, ellerindeki geni sepetlerde kahverenkli kese katlarnda
msr unu, zerlerinden kanlar akan et paralar, tabaklanmam hayvan derileri
tayorlard.
Seslerinde, dalk blgelerin melodik yumuakl yoktu. Yksek sesle
bardklar halde syledikleri anlalmyordu. Btn erkeklerin ve kadnlarn
ayaklarnda sanki frtnadan sonra gkyznde beliren ebemkuamdan kesilip
yaplm, rengarenk ayakkablar, srtlarnda da yine alacal gmlekler vard.
Erkekler ellerinde tavuk tutuyorlar, kadnlarsa, iftliklerindeki ineklerini
srermicesine arkalarndan ar denkleri srklyorlard. Gen erkeklerden
bazlarnn bileinde gmi renkte saatler gze arpyordu, ounun elinde de
her zaman grlen kaln sopa yerine birer emsiye vard. Bu gen erkeklerin
gzleri kzgn hayvanlar kadar fkeli bakyordu, admlarndan ise gl
olduklar seziliyordu.
Alnlarndaki ve kollarndaki dvmeler, karanlkta bile dan seden yldzlar gibi
parldayan bilezikleriyle Hintli kadnlar, ikinci snf kompartmanlarda yolculuk
edeceklerini bile bile, yklerini, sessiz siyahilerin yardmyla vagona
yerletiriyorlard. Yllarca Afrika'da yaadklar halde, trenin hl tam vaktinde
kalkacandan emin olamayan beyaz tenli, haki niformal askerler birinci snf
kompartmana binmek iin acele ediyorlard. Uygun adm mar yrrken bir
yandan da sava sonras pek bir nlenen "Don't fence me in" arksn
Walter ekledi. "nce emin olmak istedik, zaten dua etmeye de baladk."
Owuor sanki srprizi yeni duymu gibi, ellerini rparak gzlerini Memsahib'in
karnna evirince, drd birden sessizce birbirine bakt; her biri bir dierinin
aklndan geenleri biliyordu. Ardndan Walter, Jettel ve Regina, sevgilerini ve
kran duygularn birletirmek istercesine, kolkola girdiler. ocukluk ryas
gerek olmutu artk.
Hove Court'un demirden kapsnn nndeki palmiyeler, son byk yamurlarn
sularyla hl slakt.. Owuor pantolonundan krmz bir bez kartp Regina'nn
gzlerini balad. Kz onun srtna binip kollarn boynuna dolad. Salar
eskisinden daha yumuakt ama hala Rongai'deki gibi gl kuvvetliydi. Owuor
dilini aplatarak, hafif bir sesle, "Memsahib kidogo" dedi, onu ar bir uval gibi
bahenin iinden, gl tarhnn nnden geirerek eve tad.
Regina grmesini engelleyen bez parasna ramen, Guavayana aacndan
yaylan mis kokular ve aacn dallarndan birine yerlemi olan perisinin hafif
bir sesle, geceleri elmas gibi parlayan yldzn arksn mrldandn
duyuyordu. Yine fantazileri canlanmt, perisi hibuskus ieklerinden krmz
bir elbise giymiti, dudaklarnn arasnda da gm bir flt vard. Aacn
nnden geerlerken Regina alak bir sesle: "Sana teekkr ederim," dedi. Jaluo
dilinde sylemiti, Owuor gld.
Soluk solua Regina'y srtndan indirip, gzlerindeki bezi zd. Buras
nemlenmi ahap kokan, kk ve Regina'ya yabanc bir mutfakt. Kz kk
ocan zerindeki sadece mavi emayeden tencereyi tand. Tencerede
Knigsberg usul ekili kfteler vard. Alman masallarndaki tatl bulama
kadar beyaz koyu bir sosun iinde yzyorlard. Sevinle havlayarak yan
odadan kan Rummler soluk solua Regina'nn zerine srad. Walter'le Jettel
bir azdan, "Bu bizim dairemiz," dedi, "ki oda ve eviyesi olan bir mutfak."
Regina, Rummler'in geldii yne yrrken, "Bu nasl oldu?" diye sordu.
Walter, gazetede okuyarak, ezberledii kaba bir ngilizce'yle az diline
dolanarak "Boalan daireleri ncelikle askerlere veriyorlar," diye aklad.
Regina babasnn konumasn duyunca, glmesini zor tuttu, "Hurra!" diye
sevinle bard, "demek artk snmac olmaktan kurtulduk."
Walter "Yoo!" diye hemen dzeltti, bunu sylerken glyordu, "Yine
snmacyz ama. Eskisi gibi bloody deiliz."
"Bebeimiz snmac olmayacak ama Papi."
"Bir gn gelecek artk hibirimiz snmac olmayacaz. Bunun iin sana sz
veriyorum," dedi Walter.
"imdi sz vermenin zaman deil," dedi Jettel isteksizce, "Gerekten bugn
deil."
"Bugn Horse Shoe'ya gitmiyor musun?"
"Artk almyorum. Doktor yasaklad."
Bu cmle Regina'nn kafasn kurcalad, oktandr unuttuu anlar, korku ve
aresizlikten rlm bir duvar gibi nne dikilirken, yanan gzlerinin nnde
minik noktalar uumaya balad. "Bu seferki iyi bir doktor mu?" diye sordu
"Yahudileri de tedavi ediyor mu?"
Jettel "Elbette" diye onu yattrd. Walter de "O bir yahudi!" diye kelimelerin
zerine basarak vurgulad.
"Ayrca gzel bir erkek," diye Diana seslendi. Kapda belirmiti. Srtndaki ak
sar elbisesi yzn, yeni km bir mehtap kadar solgun gsteriyordu. Regina
nce kadnn sar salarnda l l parldayan Hibiskus ieklerini grd, perisi
aatan inmi de karsnda duruyordu sanki. Ama Diana'nn pcnde,
perisindeki Guave deil viski tad vard.
"Hep byle dammdr," diye kkrdayan Diana, eliyle Regina'nn salarn
okarken, kucandaki kpei yere indirmeyi unuttu.
"Bir bebeimiz olacak. Duydun mu? Artk geceleri hi uyuyamayacam," dedi
Regina byk bir gururla.
Owuor, belinde ilemeli geni kua, uzun beyaz malayla, konumadan
akam yemeini servis yaparken. Servis srasnda konumamas gerektiini,
Kisuma'daki ilk Bwana'sindan renmiti..Gzlerindeki ifade buna ramen,
saygn bir ngiliz iftlik evinin ar sakin havasna pek yakmyordu.
Gzbebekleri tpk ekirgeleri kovalad akamki gibi kocaman kocamand.
Jettel, atalyla tabamdaki ekili kfteleri kartrrken yaknd, "Bu maymunlar
lkesinde kapari yok."
Regina keyifle, "Kapari nedir?" diye aznda geveleyerek sordu. zlemini
gidermenin mutluluunu yayordu.
Sonra merakla sordu: "Bebeimizin ad ne olacak?"
"Kzlha'a yazdk" diye babas cevap verdi.
"Ne demek bu anlamadm?"
Walter sanki kpee elindeki bir yiyecei vermek istiyormu gibi, kafasn
masann altna soktu. Oysa kpek arkasnda duruyordu. Walter'in de elinde
zaten bir ey yoktu.
"Byk annen ve babanla ilgili baz eyleri renmek istiyoruz Regina. Onlara
ne olduunu bilmeden, bebee onlarn ansna, Max ya da na adn koyamayz.
Biliyorsun, bizde ocuklar hayatta olan akrabalarnn adn alamazlar." diye
yantlad Walter.
Babasnn yzndeki ciddi ifade strapl bir hal almt. Annesinin gzleri ise
nemlenmiti. Regina'nn kafasnda korkuyla fke birbirlerini galebe alma
sava veriyorlard. ekinmeden, 'Almanlardan nefret ediyorum' diyebilen
Inge'yi kskand.
Kaplumbaa yavalnda toplad gcn tek bir soruya younlatrd: u
Knigsberger ekili kfteler nasl olup da acl tuzlu koca bir topak olup
boazna oturmutu? Sonunda babasna bakmaya cesaret etti, baknda, yardma
muhta kk bir ocuk ifadesi vard.
XVII. BLM
Yine de her zamankinden hzl koarak baheyi geti, ani bir kararla da karnca
ordusunun arasndan dairesine giden ksa yolu seti. Korkusu bacaklarndan
daha glyd. Beyninden midesine doru iniyor, gzlerinin nne, grmek
istemedii bir sr grntler uuuyordu. Dikenli itteki darack delikten
srnerek ieri szldnde, mutfak kaps akt. Annesiyla ba
* Yahudilerin kutsal gn 276
basn, kendisinin daha nce hi denemedii, ama ok iyi bildii bir eyi
yaparlarken grd. leden sonrayd, gnn yakc scaklyla ortalk kvl
kvl kaynyordu, nemli havann etkisiyle, annesinin her hareketi giderek daha
arlayordu, Regina buna ramen annesiyle babasnn dans ediyor olduklarn
anlad.
Bir an Martin'le annesinin Ol Joro Orok'ta dans ettikleri gn hatrlad. Acaba
yine ayn mucizeyle mi karlaacakt? Martin, Prens olduu gnlerdeki gibi
beklenmedik bir srprizle ziyaretlerine mi gelmiti? Yrei soluk soluayd,
hayal dnyas, kelerinde minik yakut talarn parldad yldzlarla bezenmi
bir gelecee doludizgin komaktayd. Birden yuvarlak masann zerinde duran
sar bir zarf gzne iliti. Regina zarfn stndeki damgalarn arasndan yazy
okumaya alt, ancak her kelime ngilizce olduu halde, hibirinden bir anlam
kmyordu. Ayn anda babasnn, kanatlarnda ilk yamur damlacklarn
hisseden bir kuun tiz sesiyle;"Almanya'dan ilk mektup geldi," diye seslendiini
duydu. Walter'in yz kzarmt ama, korku ifadesi yoktu, gzleri berrak, ltl
bakyorlard.
Mektup, asker postasyla Almanya'nn ngiliz igalindeki blgesinden
gnderilmiti. "Walter Redlich. Farmer in the Surrounding of Nairobi" adresine,
Greschek gnderici adyla gelmiti. Hove Court Mdriyet Brosundan
mektubu getirerek, bilmeden byk bir sevince neden olan Owuor, gnderenin
adn, dili dilerine yapmadan, sylemeyi becermiti.
Glerek, "Greschek" demi ve zarf haman iine koymutu, sonra da, zarfn,
genken Kisumu'da grd gemiler gibi hamaktaki sallann gzleriyle takip
etmiti. Sesini de hamak gibi dalgalandrarak "Greschek'den geliyor" diye
yinelemiti.
"Bizim Josef sonunda baard," diyen, Walter sevinle bard. Regina ancak
imdi babasnn gzlerinden yalarn enesine damladn fark edebildi, "Josef
kurtuldu. Beni de unutmam. Greschek'in kim olduunu biliyor musun?"
"Krause'ye kar Greschek!" diye Regina sevinle onaylad. Ona gre bu cmle
dnyadaki en sihirli szckt. Bunu syledii zaman, babas hemen glerdi.
Aralarndaki harika bir oyundu bu, ama bir gn babasnn glerken, tekmelenmi
bir kpek gibi mahzunlatm fark etmiti. O gnden sonra da, zaten anlamn
bilmedii bu szc, belleinin bir yerlerine gmmt.
Sklarak, "Unuttum," diye szlerini srdrd, "ne olduunu unuttum. Ama
Rongai'deyken hep bunu sylerdin. Greschek Krause'ye kar."
"Umarm retmenlerin aptal olduunu dnmyordun Oysa gerekten akll
bir ocuksun."
daha da ilgin hle soktu. ienin alp almamas konusunda farkl grler
ortaya atld. Jettel arabn iilmesinden yanayd, Walter ise kar kyordu,
sonra Jettel grn deitirince, Walter de deitirdi. Neyse ki fkelerini
odaya tamadan, ortak bir karara vardlar: "En iyisi biraz daha bekleyelim, belki
bizim iin daha iyi, zel bir gn olur."
Owuor kahve piirsin diye mutfaa gnderildi. Kahveyi, kapa pembe gll,
beyaz bir gmle getirirken, sol gzn krpt, bu, "Baz eyleri ok iyi
biliyorum ama sylemiyorum," anlamna geliyordu. Owuor kk ekmek
hamurlarn, Bwana'syla, Memsahib'i mektubu grp, ocuklar gibi sevindikleri
zaman, oktan frna atmt.
Ekmek taban masaya koyduunda, Memsahib, her zaman yapt gibi,
hayretini gizlemedi. Bwana'si da "senta sana" demek yerine, gzlerini kez
hzl hzl ap kapayarak, "Hadi gel Owuor, imdi gel de Memsahib kidogoya
mektubu okuyalm" dedi.
Owuor'un yemek yemesine artk gerek kalmamt. Memsahib'in kendisine
verdii onur ona yetmiti, midesine ama daha ok beynine yaylan tatl bir
scaklk onu doyurmutu. Keyifle hamaa oturdu. Kollarn dizlerine dolayarak,
ark syler gibi "Greschek" dedi. Yavru ceylan derisi kadar yumuak bir cildi
olan Bwana'simn gl, gnein son ltlaryla kulaklarnda nlad.
Walter mektubu okumaya balad: "Sevgili Doktor, hl yayor musunuz
bilmem. Leobschtz'te bir arslana yem olduunuza dair sylentiler dolayor.
Sava sa salim atlatmay baardm. Grete'de ayn ekilde. Ama ikimiz de
Leobschtz'den ayrlmak zorunda kaldk. Polonyallar bize sadece bir gnlk
sre tandlar. Ruslardan daha ktydler. imdi Marke'de yayoruz. Harz'n
irkin bir ky. Hehhenwitz'den de kk. Bize burada Polack ve Ostpack
diyorlar ve sava sadece bizim kaybettiimizi dnyorlar. Yiyecek
konusunda skntmz var ama, dier insanlardan daha ok altmz iin, yine
de durumumuz onlardan iyi. Aslnda varmz youmuzu kaybettik. En ksa
zamanda yeniden toparlanmay umuyoruz. Bu gayretimiz buradakileri
kzdryor. Greschek'i tanrsnz, ikimiz de canmz diimize takp alyoruz.
Grete hurda demir topluyor, ben de satyorum. Hatrlyor musunuz, Grete'ye
kar drst davranmadm sylerdiniz. Ben de Almanya'dan gederken,
yolda, hemen onunla evlendim, imdi de ok memnunum.
Lanet olas sava kana kadar sk sk Sohrau'ya giderek, babanla kz kardeini
ziyaret ediyordum, geceleri onlara yiyecek tayordum. Durumlar ok ktyd.
Grete her pazar onlar iin kilisede dua etti. Ben dua edemiyordum. Tanr olan
bitenleri grp de eer hibir ey yapmamsa, dualar ne ie yarar ki? Dualar da
iitmez, duymaz bile. SA birlikleri* Bacharach' sokaklarda srkleyerek, alp
gtrdler. Siz Breslau'dan henz ayrlmtnz. Bir daha da ondan hi haber
alamadk.
Umarm bu mektup elinize ular. Bir ngiliz askerine elikten bir mifer bulup
verdim. Adam biraz Almanca biliyordu,mektubu size gndermeye sz verdi.
Walterle Jettel, akam yemeini brakp ellerinde kk bir valizle, lgnca bir
telala, Mr. Slapak'm arabasyla gideli beri, Regina yreini saran korkuyla
mcadele halindeydi. Zihnindeki belirsizlik, frtna sonras azan alayan gibi
barsaklarnda fkeyle gurulduyordu. Grtlana oturan yumrunun, midesine
inmekte olduunu farkedince, koarak Owuor'un yanma gitti, parmaklaryla,
kendisine gven veren omuzlarn zerinde gezdirerek. "Bugnn iyi bir gn
olacana inanyor musun?" diye sordu.
Ovvuor hemen gzlerini at, mrnde sadece bu bir tek cmleyi sylemeyi
renmi gibi, "Biliyorum, iyi bir gn olacak.." dedi..
Sabahn saat nde Elsa Conrad penceresinin nndeki kamelyalar sularken,
yal bir bunak gibi kfrler savurunca, fkeyle balkonuna frlayan Mrs. Taylor
sessiz olmas iin bararak, onu uyard. Neyse ki kavga etmediler, nk Mrs.
Taylor, uygun ngilizce kfrleri aklndan geirip, dzgn bir aksanla
sylemeye hazrlanyordu ki, Profesr Gottschalk' grd. Elinde, her sabah
yedii yulaf bulamac olan minik porselen kab, banda apkasyla karanlk
bahede gezintiye kmt. Kadnlarn ikisi birden, szlemi gibi ayn "attk
belaya" deyip, adamn aklndan phe ettikleri anlamnda, parmaklaryla
alnlarn tkladlar.
Bu arada Chepoi de daha gn madan ok nce, Diana'nn yanndaki iki subay
evlerine postalamt. Hayal krklna urayan genler, nl Bayan Wilkins'in
ivelerini gzleriyle bile olsa takdir edip, hayranlklarn aklama frsatn
bulamamlard. Dianada henz afak skmeden pencereye kmt. Banda
renkli talarla ssl altn tac vard. Hayrl bir gelecek umuduyla, Moskova'da
ilk ve son kez sahneye ktnda bana koyduu bu ta, ne yazk ki bekledii
gelecei getirmemiti. Balkondaki koltuuna oturup, sevdii parfm kpeine
pskrtnce, hayvan sonunda burnunu korumaya almak iin, allmadk bir
fkeyle sahibinin parmaklarn srverdi.
Diana kpei parfmyle slatt yetmiyormu gibi, "boklu Stalin" diye barp,
yorgun den zavall hayvann onurunu da krd. Hereye kar duyduu gizli
nefretin yaratt derin bir ac ve fkeyle, bre bre alyordu. Salim
kafayla olsa, bu nefretinin "Bolevikler'den" kaynaklandn syleyebilirdi.
Sonunda Chepoi'nin yattrc szlerine teslim oldu. Bir iki ekimeden sonra,
uan viski iesini elinden almasna da sesini karmad. Yeni bir ey olursa,
kendisini uyandraca sz zerine de yatana girdi.
Saat bei bir gee, otelden be mil uzaklktaki Eskotene Nursing Home,
Hastanesi'nde, Max Ronald Paul Redlich dnyaya gzlerini at. Howe Court'ta
bu anm nemine iaret edecek en ufak bir hareket grlmedi.
Bouk bir gk grltsyle ayn anda bebein ilk lklar duyuldu. Hemire
Amy Patrick bebei arabasna yerletirip, ocuun iki buuk kilo olan
arlyla, hecelemesi zor uzun adn bir kda not ederken, donuk gzleri
parlayarak, "Bu bir mucize" deyip glmsedi..
Uykusuz geen geceden sonra iyice bitap den ebenin, sradan bir doum
vakas iin biraz abartl kaan glnn, ocukla ya da, anneyle bir ilgisi
yoktu. Kald ki, annenin berbat aksan, epey zor olan doum srasnda, Hemire
Amy'nin hassas kulaklarn, olduka rahatsz etmiti. Amy Patricks'in cokulu
tepkisi, aslnda, anlalr bir aknln davurumuydu: Bir gn nce
yaynlanan hava raporu haberlerinde en ufak bir ekilde belirtilmedii halde,
aniden boanan yamur Nairobi'yi, tarihinde grlmedik kavurucu scaklarndan
bir anda kurtarvermiti. Ebenin "mucize" dedii buydu ve bu mucize onu
ylesine rahatlatmt ki, bebein gbek ban keserken, memnun bir ifadeyle,
"Aman Tanrm, beyimiz kk bir ngiliz'e benziyor" diyerek ngilizvari
esprisini patlatmt.
Gkten gelen nimet, gecikmi bir yamur dnemine gre ne yazk ki pek hasisti.
zerinde bir haftadan ok konuulmayacakt. Yine de btn kularn kanatlarn,
inko atlar, dikenli akasyalarn en stteki dallarn hi deilse tozlardan
armdrmt. Ama yamurlarn yamas, daha ok, gece uykularndan isteyerek
fedakrlk eden insanlarn Max Redlich'in dnyaya gelmesinin olaanst bir
olay olduuna dair inanlarn kuvvetlendirmiti. Bebek ikinci kuak
snmaclar iin bir umut olabilirdi.
Regina ile Owuor, Walter'in eve dndn nce farketmediler. Skan kapy
amak iin yumruklamalarn, uyuyan kpein zerinden atlarken de ettii
kfrleri ikisi de duymad. Ancak, ani bir emirle greve arlan iki askerin,
henz daldklar uykudan frlamalaryla kan grltyle irkildiler. Askerler
boazlanan tavuklar gibi feryat ediyorlard. Owuor ayayla kapy iterek ieri
dald. Bwana'si, iki eliyle kavrad pasl bir kovann nnde diz km
inliyordu.
Regina babasna doru koarak, onu srtndan kavrayp kucaklamaya alt,
dehetten neredeyse tm vcudu uyumutu. Walter kznn kollarn gsnn
zerinde hissedince, kkleri susuzluktan kuruyup, yapraklarna den yamur
damlacklaryla yeniden hayat bulan aa gibi yerinden doruldu.
"Nihayet Max geldi," dedi soluk solua, "Bu kez Yce Tanr sesimizi duydu."
Ksa bir sessizliin ardndan Regina srekli ban sallamaktan daha anlaml bir
ey yapmak iin, babasnn sylediklerinin iyice kulaklarna yerlemesini
bekledi. Zorlu bir yarm dakikack... ve seller gibi boanan yalar. Regina,
sonunda gzlerini aabildiinde, babasnn da aladn grd, yzn
babasnnkine bastrd; gzlerinden dklen sevincin scak tuzlu taneciklerini
onunla paylamak istiyordu.
Owuor glerek "Max," dedi. Dileri lo bir odada yeni yanmaya balayan mum
gibi parldyorlard. "imdi bir Bwana kidogo'muz var."
Bir sre de konumad. Sonra Owuor tane tane, dzgn bir ifadeyle, bebein
adn tekrarlarken, Bwana'si omuzlarna dosta vurarak, ekirgeleri kovalad
gnk glyle "Sen Benim Rafikimsin" dedi..
Bwana bouk ve hafif bir sesle, "dostum, arkadam" anlamna gelen bu gzel
sz ne zaman sylese, Owuor mthi gururlanyordu.
Owuor sordu. "ocuu grdn m? ki salam gz ve on parma var m? Bir
ocuk bir maymun gibi olmal."
"Benim olum maymundan gzel. Onu, kucama aldm. Bugn leden sonra
onu Memsahib kidogo da grd. Owuor seni de oraya gtrmek istiyordum
ama, hastanedeki hemirelerle, doktor izin vermediler. Oysa senin de yanmda
olman istiyordum.
"Ben bekleyebilirim Bwana. Unuttun mu? Drt yamur mevsimi bekledim."
"Dier ocuk ne zaman ld, ok iyi biliyorsun deil mi?"
"Bunu sen de biliyorsun, Bwana".
Kzyla hastaneye giderken yolda, "Bazen bu lanet olas kentte tek dostumun
Owuor olduunu dnyorum," dedi
"nsann hayatnda tek bir dostu olmas yeter."
"Yine nereden buldun bu sz? u senin budala ngiliz perilerin mi syledi?"
"Bu sz, benim budala ngiliz Dickens syledi Ama Bay Slapakda biraz bizim
dostumuz saylr. Sana arabasn dn verdi. Yoksa imdi otobsle gidecektik."
Regina, koltuun paralanm minderinden ekip kard at klnn sert ucuyla
babasnn kolunu gdklad. O gne kadar babasn direksiyon banda
grmemiti, hatta araba kullandn bile bilmiyordu. Babasna bunu sylemeyi
aklndan geirdi, ama nereden byle bir dnceye kapldn belki de
aklayamayacakt, onu rencide edebilecei endiesiyle vazgeti. "yi araba
sryorsun," demekle yetindi.
"Sen daha dnyada yokken araba kullanyordum."
"Sohrau'da m?" diye sordu Regina, temkinli.
"Hayr Leobschtz'deyken. Greschek'in Adle/ini kullanyordum. Tanrm^ keke
Greschek'de bu gnmz grebilseydi.
Ford, sarsla sarsla, tepeyi trmanrken arkasnda incecik krmz kumlardan
youn bir toz bulutu brakyordu. Arabann sol yannda ve nnde cam yoktu,
rm, paslanm tepesindeki kocaman deliklerden gne vuruyordu. Regina,
bir an kendisini Martin'nin cibinde sand. imdi karsnda Ol'Joro Orok'un lo
ormanlarn her zamankinden daha net grebiliyordu, sonra gzlerinin nne,
Martin'nin, sapsar salar, akmak akmak yldzlarn uutuu ak mavi
gzleri geldi..
inde duyduu ayn cokuyla, gemie geri dnd, ama sevinci ksa srd,
zlemi hep beklemekle geen gnlerle doluydu, bunu hatrlaynca, vcuduna
ate bast. en hayalleri kafasndan atmak iin derin bir soluk ald.
"Seni ok seviyorum," dedi sonra babasna fsldarcasma.
Eskotene Nursing Home, ak mavi pencereleri olan sade grnml bir
binayd. Yksek kapsnn iki yanndaki stunlarn zerinden, gne batmnda,
gn rengini alan gller sarkyordu. Bina, nilfer ieklerinin arasndan, altn
balklarn yzd bir havuzu olan parkn iindeydi. Park yemyeil bir im
halyla kaplyd. Dallarna konmu, srck kularnn, mavi ltl kanatlaryla
adeta minicik yelpazeler oluturduu yksek sedir aalar, sabah yaan
yamurun etkisiyle havaya buharlarn salyordu. Demir itin yanndaki ana
kapnn nnde, denizci mavisi niformasyla geni omuzlu bir askari iki eliyle
kaln tahtadan bir sopay kavram, nbet tutuyordu. Ayaklarnn dibinde, az
ve ene evresindeki kllar aarm, boz renkli bir rlanda kurt kpei
uyuklamaktayd.
Bu pahal zel klinik, snmac bebeklerinin dnyaya gzlerini amasna,
gnlsz de olsa, yardmc oluyordu. Doktor Gregory ise, bu konuda
kendisinden asla dn vermezdi, oysa normal zamanlarda son derece uyumlu
biriydi. Doktorlarn, siyah yerlilerin yattklar koridorlardan gemek zorunda
kaldklar Devlet Hastanesinde, asla hastalan tedavi etmeye yanamazd.
Hamilelii srasnda Jettel'den ald vizite creti, kadncazn Horse Shoe'de
alrken keye koyduu btn paray yutmutu, doum ve Eskotene
Hastanesi'ndeki yatak parasnn faturasn da hi kukusuz, bir avuun doum
parasna ayrd maa karlayacakt.
Keselerine gvenmeyen hastalar bile, btn bunlara karn Doktor Gregory'yi,
hastalaryla ilgilenen, vicdanl biri olarak gryorlard. Doktor, dost evresinde
olduu zamanlar, Jettel'in konuma tarzna nasl altn, glerek, byk bir
hogryle anlatmt. Bylesine bir hogr onda pek rastlanmayan bir eydi
aslnda. Bir sre sonra R harfini tpk hastas gibi aznda yuvarlayarak
sylediini farketmiti. Almas gereken cretin geri kalan yklce ksm iin,
Jettel'in yan ve hamilelii srasnda kabilecek przleri ne srerek, gizlice
Nairobi'deki Musevi Cemaatini devreye soktuunu da ona hissettirmemiti.
Doktor zaten, yllardan beri yal Rubens'le birlikte cemaatin ynetimindeydi.
Polonyal adn, telaffuzu kolay ngilizce bir adla deitirdii zaman bile,
Musevi olduunu hibir zaman saklamamt..
Doktor, genliinden beri mesleinin yansra meraklarn da hi ihmal etmemi,
ikisini birarada gtrmeyi becermiti. Bir merak da golftu. Eskotene Hastanesi,
golf sahasna giden yolun zerinde olduundan, gnde iki kez hastalarn ziyaret
ediyordu. O gn de Walter'le Regina hastaneye geldiklerinde Jettel'in
yanndayd. Doktoru grnce, ikisi de ne yapacaklarn bilmez bir halde, akn
akn, eikte durakladlar. Babayla kzn aresiz grnmleri, babann az sonra
i burkan bir yaltaklanmaya dnen sklganl; ocuksu elimsiz bedeni,
yaamn erken deneyimleriyle vaktinden nce olgunlaan yzyle, karsnda
duran kk kz, doktoru fazlasiyle duygulandrmt.
Babakzn birbirlerine kar hissedilir ballklar, ona komik ve modas gemi
gibi gelmiti. Hatta doktora bykbabasnn anlattklarn artrmt. Buna
ramen, kendisini rahatsz eden garip bir utanmayla, bu kk ailenin yazgsyla
daha yakndan ilgilenmesi gerektiini dnd. Londra'nn East End'inde kk,
rutubetli bir dairede oturan yal adam yllardr hi aklna getirmemiti.
Bykbabas kkl geleneklerine bal kalan bir adamd, kendisi ise o zamanlar
ateli bir tp rencisiydi ve ailesinin bu geleneklerinden kurtulmaya
alyordu. Doktorun bu heyecan, kendisini kaptrmayacak denli ksa srd.
Biraz abartl, yksek bir ses tonuyla, "come on" diye seslendi. lgi ve samimiyet
bekleyen Avrupallarca zellikle byle konumaya almt. Szlerini
srdrrken, duygusallkla aklayabilecei scak bir ilgiyle, biraz da ekinerek,
bu kez daha alak bir sesle ekledi: Massel tow. Dosta Walter'in srtna vurdu,
zihni baka yerlerde, kaytsz bir tavrla, Regina'nm salarn okarken, eli
farketmeden kzn yanana uzand, sonra da aceleyle odadan kt.
Doktor kapy arkasndan henz kapatmt ki, Regina Jettel'in kollarndaki
minicik ba ancak o zaman farkedebildi. Bebein banda, siyah tylerden bir
ta vard. Babasnn soluklaryla, yeni doann hafif vzlamalarn, sesleri yutan
bir sis perdesinin arkasndan duyuyor gibiydi. Jettel tatl szlerle bebei
yattrmaya urayordu. Regina nce doya doya glmek istedi, en azndan,
snftaki yatlarnn hokey malarndaki sevin lklarn atabilirdi,
beceremedi, grtlandan pek zayf bir hrlt kt sadece.
"Hadi gel," dedi Jettel, "bebei ikimiz de epeydir bekliyorduk."
Walter ocuu Regina'nn kollarna brakrken, "Sk tut, yenisini bir daha
yapamayz." diye kzn uyard. "Bu erkek kardein Max', derken, sesi alk
olmadk resmi bir tonda kmt, "bardn ilk kez bugn duydum. Ne
istediini ok iyi biliyor. Byynce sana iyi bakacak. Benim kzkardeime
bakmamdan daha iyi" dedi Walter.
Max gzlerini amt. Mavi mavi ldyorlard, yz Rongai'deki krpe msr
koanlarn rengindeydi, teninden yeni pimi poonun ho kokusu yaylyordu.
Regina, kokuyu iine ekmek istercesine burnunu kardeinin alnna dokundurdu.
Byle bir mutluluu hayatnda bir daha hi tadmayacandan emindi. Perisiyle
ii bitmiti, onu bir daha rahatsz etmemek zere, "hoakal" dedi. Ac
duymakszn, duraksamadan yaplan ksack bir vedayd bu.
"Ona bir eyler sylemek istemez misin?"
"Onunla hangi dilde konuacam bilmiyorum."
"Henz tam bir snmac deil, bu yzden anadilini duymak onu rahatsz
etmez."
"Jambo," diye fsldad Regina, "Jambo, bwana kidogo!" Babasnn kelimelerden
irkildiini grnce, pimanlk duygusuyla, ekinerek, "imdi kardeim
gerekten benim mi oldu?" diye sordu.
"Hepimizin.."
Geceki konumalar hatrlayan Regina, "Owuor'u da sayyor musun?" diye
sordu.
"Tabii, Owuor bizimle kalabildii srece."
Regina, merak ettii, dilinin ucuna kadar gelen soruyu sormaktan vazgeti,
sonra kardeinin zerine eilerek, "Bugn sylemeyeceim," dedi, ama sihirli
szckleri zihninde yinelerken, neredeyse glecekti ki, kendisini zor tuttu.
Babasyla annesinin, oullarnn Owuor'un konutuu dili, renmeye
baladn fark etsinler istemiyordu. Tepkisini sevin lklar atarak gsterdi..
Gne oktan gkyznden ekilmiti, Owuor'sa hl mutfan nne oturmu,
ba dizlerinin arasnda, gzkapaklarmm altnda uyukluyordu ki, araba sesiyle
irkildi. Araba, balk ve talarn ypratt bir traktr kadar grlt karyordu.
Bwana's gelmiti. Ama Owuor, sahibi, arabay dzenbaz Slapak'a teslim edene
kadar daha bir sre bekleyecekti, ancak saatleri saymaya alk deildi, tek
bildii gelecek gzel gnleri saymakt. Hantal bir hareketle, nce kolunu, sonra
da ban, arkasndaki glgeye uzatt, sonra yeniden uykusuna dald.
Slapak arabann anahtarlarn vermeye gelen Walter'le Jettel'i, nemli kundak
bezleriyle, lahana orbas kokan kk odasna ald. O da sevinliydi. Yeni
emeklemeye balayan drdnc ocuunun ardndan bir olu daha dnyaya
gelmiti..
Hove Court'ta ou kimse, Leon Slapak', krl kacan bilse, para iin
annesini bile satan, iini bilir kurt bir iadam olarak gryorsa da, kalbi temiz,
dindar bir adamd. Slapak'a gre, Tanr iyi insanlara hep gzel eyler ihsan
ederdi. Srtnda yabanc bir niforma ile karsnda duran bu askere de her zaman
sempati duymutu. Alakgnll, iten biriydi, gzlerinde gerek bir savan
deil, yaam savann acs ve hzn seziliyordu. Slapak Walter'e her
grnde selam verir, Walter'in kran duygularyla selamna karlk
vermesinden mutluluk duyard.. nk, zlemini ektii vatanndaki insanlar
anmsyordu.
Komularnn ou kez kmsedii ve hakir grd Slapak, mendiliyle zenli
bir ekilde ovalad votka dolu bir kadehi Walter7in eline tututurdu, kendisi de
ieden bir yudum ald, ardndan Walter7 in tek szcn bile anlamad
cmleleri sralad. Dou Avrupa lkelerinden gelen snmaclarn konutuklar,
Lehe, Yidi ve ngilizce karm bir dildi bu.. Slapak, tm itenliiyle ve buz
gibi ikiyle kendisini marttka, azndan kan szler, ona giderek Sohrau'yu
anmsatyordu. nk Slapak, nce ngilizce sonra da Yidi'ten vazgemi,
Lehe konumaya balamt. Lehe'yi becerebilmi olmak da, Slapak'
maazasnda hi ummad iyi bir al verii yapmasna gururlandryordu.
Dnyalar ayr, ama aclar ortak iki erkek, karlkl anlarn anlatarak, gzel bir
akam geirdiler. stelik ok iyi anlamlard. Slapak, konuu kendisiyle ayn
yata olduu halde, Walter^, baba duasyla uurlarken, armaanlarn vermeyi
de unutmad. Yeni doan bebee, kendisinin en erken bir yl sonra ihtiyac
olacak bir ocuk arabas ile, bir paket kundak bezi, Regina'ya da, en az on be
sterlin deerinde krmz kadife bir elbise...
Ksa yoldan dairesine dnerken, Walter, "Olumun doumunu, kendisiyle doru
drst bir ift laf bile edemediim bir adamla kutladm." diye hayflanyordu.
ocuk arabasna bir tekme indirdi. Lastikleri rm tekerlekler, talarn
zerinde gcrdadlar. "Belki gn gelir, btn bu olup bitenlere glerim," diye
sylendi. Slapak' ziyareti aslnda onu rahatlatt halde, yine de kstl yaam
iin sembolik bir eydi. Bu duygularn Regina'ya anlatmak istiyordu, ama nasl
yapacan kestiremedi.
Regina da o srada, zihninden geen karmak dnceleri aklamamak iin
kendisini zor tutuyordu, sonunda dayanamayp dilinin altndaki baklay kard:
"Max'i benden ok seviyorsun diye zlmyorum. Artk ocuk deilim."
"Nereden kardn bu samal imdi? Sen olmasaydn bu zor yllara
dayanabilir miydim sanyorsun? Bunu nasl unutabilirim? yi bir baba olmaya
altm. Ama sana sevgiden baka bir ey veremedim."
nce, yaz masasnn zerindeki kat ynlarnn arasnda zel bir mektubu
aramak zorunda olmas iyice keyfini karyordu. ngilizce'yi kt bir Hintli gibi
konuan, Krala selam dururcasma nne dikilen bu avu, ona kar nedenini
aklayamad baz nyarglar olsa da, Yzbaya antipatik gelmiyordu.
Carruthers'in en ufak bir disiplinsizlie tahamml yoktu, hele kendisinin sebep
olduu dzensizlikten bsbtn nefret ederdi. Holanmad grevlerin hep
kendisine verilmesinin nedenini bir trl zemiyordu. Tartmalardan kaan
onun gibi bir adamn, emrindeki askerlere duymak istemedikleri eyleri
sylemek zorunda kalmasna bu yzden mthi fkeleniyordu.
Tek istedii, sisli bir sonbahar gn Princess Street'de gezinerek, kn gelmekte
olduunun ilk belirtilerini teninde hissetmekti. imdiyse ordudan terhis
bavurusunun, "yeni bir emre kadar ertelendii"ni renmiti. stelik bundan en
ge kendisinin haberi olmutu. ki gn nce, postadaki bir yn evrak arasndan
emri arayp bulmutu. O andan itibaren de kafasna iyice dank etmiti; Afrika,
sadece kalbini deil, ok gen bir kadn da Edinburgh'ta be uzun yl tek bana
brakan kendisi gibi birine, uygun bir lke deildi. stelik kars mektuplarn
giderek daha uzun aralklarla yantlyor, gecikmelerin nedenine ise inandc bir
aklama getirmiyordu.
Captain Carruthers, gzlerinde, sko oban kpeinin, teslimiyeti meyus
ifadesiyle, karsnda duran bu komik avu'a, ordudaki grev sresini
uzatmasna Majestelerinin pek olumlu bakmadn aklamak zorunda
kalmasn, bu yzden talihin garip bir cilvesi gibi gryordu.
"Bu herif neden Almanya'ya gitmek ister ki?" diye homurdand srada
Walter'in sesiyle irkildi.
"Ben orada yayorum oras benim vatanm, Sir."
Walter'in kapya vurduunu duymam, yksek sesle dndn de fark
etmemiti, son zamanlarda ska bana geliyordu bu..
"ngiliz igal ordusunda grev yapmak istiyordunuz sanrm?"
"Evet Sir,"
"Fena fikir deil. Galiba Almanca da biliyorsunuz. Oral olmalsnz."
"Evet Sir."
"yleyse tam bu ie uygun bir adamsnz, u fucking Jerries'leri hizaya getirecek
biri."
"yle sanyorum Sir."
"Londra'dakiler byle dnmyorlar ama," dedi Carruthers, "eer dnme
yetenekleri varsa tabii," dedi, sesinde gizli bir alay seziliyordu. Espri yaparak
zaman kaybettiini fark edince, mektubu konumadan Walter'e uzatt. Kendini
beenmi Londra brokrasisinin birtakm anlalmaz, etrefilli szlerle aktard
emri, Walter'in yznde zgn bir ifadeyle okumasm, sabrla seyrettikten sonra,
"Oradakiler" dedi, sonradan piman olduu, kesin bir tavrla, "ngiliz pasaportu
olmayan askerlere igal kuvvetleri ordusunda grev vermiyorlar. Sahi,
Almanya'da ne yapmak istiyordunuz?"
"Ordudan ayrldktan sonra, Almanya'da kalmak istiyorum."
"Neden?"
"Almanya benim vatanm Sir," diye Walter kekeledi, "bunu sylediim iin,
sorry Sir."
Captain dalgn bir ifadeyle, "Zarar yok," dedi.
Konumay daha fazla srdrmeye artk gerek kalmadn grd. Grevi,
adamlarn kendilerini ilgilendiren konularda bilgilendirmek, kararlar
kavradklarna iyice kanaat getirmekti. Ancak byle bir grevi normal
zamanlarda yerine getirmek daha kolayd. Yabanc askerler ve zenciler sz
konusu olunca iin rengi deiiyordu.. Captain alnna konan bir sinei ban
sallayarak kovalad.
Her zamanki gibi kafasn sallayarak avu'u yerine postalayp, cebelleecei u
sersem sivrisineklerle babaa kalabilirdi ama bunu yapmad. Sonradan
dndnde, bunun nedenini belki de avula ayn kaderi paylam olmasna
yorumlad. Karsndaki adam, vatanndan sz etmiti. Bruce Carruthers'in
kafasn da aylardr bu duygusal szck kurcalyor, ciddi ciddi huzurunu
karyordu..
"Benim vatanm skoya" derken, birden yine yksek sesle dndn
zannetti, "ama Londra'da oturan lgnn biri, benim bu Tanrnn cezas
Ngong'da ryp gitmemi istiyor. Kafasna koymu bir kere."
"Evet, Sir."
"skoya'y biliyor musun?"
"Hayr, Sir."
"Olaanst gzel bir lke. Salam havas, iyi viskileri, gvenebilecein iyi
insanlar olan bir lke. ngilizlerin skoya hakknda birey bildikleri yok,
Kralmz bizden alp, bamszlmz aldlar." Bunlar sylerken, "evef'le
"hayr"dan baka syleyecek bir eyi olmad anlalan bu adamla, skoya ve
1603 ylnda olup bitenler hakknda tartmann ne kadar gln olduunu fark
etti. Konuyu deitirerek, sordu:
"Sivilken mesleiniz neydi?"
"Almanya'da avukattm, Sir."
"Sahi mi?"
"Evet, Sir."
"Ben de avukatm," dedi Captain. Bu cmleyi en son, lanet olas orduya girerken
sylemiti. Ummad bir merak saikasyla, biraz da istemeyerek sordu,
"yleyse ne iiniz var tanr akna, bu maymunlar lkesinde? Bir avukat
mesleinde kendi anadilini kullanr. Neden Almanya'da kalmadnz?"
"Hitler beni istemiyordu.."
"Neden?"
"Ben yahudiyim, Sir."
"Doru. Burada yazl. imdi de Almanya'ya gitmek istiyorsunuz? Toplama
kamplarnda olup bitenlere dair u korkun haberleri okumadnz m? Hitler
insanlarnza korkun eyler yapm."
"Hitler'ler gelirler ve giderler, ama Alman halk her zaman kalr."
yitirdi, zaten kendisi de en iyimser olduu gnlerde bile gelecekle ilgili olduka
temkinliydi.
lk mektup anghay'da yal bir kadndan gelmiti. yle diyordu: "Beni gzel
Mainz'dan buralara srdler.. imdi, Sayn Doktor, sizin sayenizde iimde
minicik bir umut yand; bir erkek kardeim var, bana neler geldiini
renmek istiyorum. Kendisinden en son 1939 Ocak aynda haber alabildim.
Paris'ten yazd mektupta, olunu grmek umuduyla Gney Afrika'ya gitmek
istediini sylyordu. Kuzenimin Gney Afrika'daki adresini ne yazk ki
bilmiyorum, o da benim anghay'da yaadm bilmiyor. Afrika'da tandm
tek insan sizsiniz. Erkek kardeimle karlamanz kukusuz byk bir rastlant
olurdu, ama bizlerin hayatta kalmas da rastlant deil mi? Hepimiz hayatmz
rastlantlara borluyuz.. Size ve olunuza mutluluklar diliyorum, umarm bize
layk grlen bu dnyadan daha iyisinde byme olana bulur."
Bunu, Walterle Jettel'in tanmadklar insanlardan gelen bir yn mektup izledi,
hepsi de, izini kaybettikleri yaknlarndan, akrabalarndan haber almay umud
ediyordu.. Avustralya'dan bir erkek "Enitem 1934 ylnda Buchenwald'da
ldrld," diye yazyordu, "kz kardeim de bunun zerine iki kk ocuuyla
Ratibor'a tand, orada bir dokumac tezghnda i buldu. Kzlha arivinde
yaplan aratrmalardan sonu alamadk, srgn kayt listelerinin hibirinde
kzkardeimle ocuklarn adlarna rastlayamadk. Kz kardeim bir keresinde
Leobschtz'den sz etmiti, bu mektubu size bu yzden yazyorum. Belki onun
adna rastlamsnzdr ya da Ratibor'da hayatta kalm olan yahudilerle bir
balantnz vardr. Bu ricamn budalaca bir ey olduunu biliyorum, ama henz
umudumu yitirmedim."
Ertesi gn buna benzer bir baka mektubu okuyan Jettel hayretle, "Ben de
Leobschtz' kimse bilmez sanrdm," dedi, "Hi deilse bir gn, gzel bir haber
duysak bari"
Walter'de can skkn yantlad, "Auschwitz'in Yukar Silezya'ya ne kadar yakn
olduunu ben de ancak imdi farkettim. Bu beni epey uratracak."
Uzak diyarlardan Nairobi'ye uzanan bu aclarla bo umutlar, kar kocann salt
kendi yaralarn yeniden demekle kalmamt, mektupta yazlanlar okuduka,
hisleri adeta dumura uramt.
Walter sonunda dayanamayp, oluna dnerek, "Grdn m yediin haltlar,"
dedi, "Bir ilan yznden bamza neler geldi?"
Mays aynn bir cuma gnyd, Regina, Owuor'un sepetinden bir mektup ald.
"lse adnda biri Amerika'dan yazm," diye annesiyle babasna haber verdi..
lse'yi ngilizce aksanyla sylemiti, Jettel elinde olmadan gld. "Almanya'da
bu adda biri yok, ver bakalm u mektubu."
Regina atld/'Sakm zarf yrtma! Amerika'dan gelen zarflar ok gzel oluyor."
Birden annesinin yznn sarardn, ellerinin titrediini grd.
Jettel hkrarak, "Sakn aladm sanma Regina," dedi, "bunlar sevin
gzyalar, mektup genlik arkadam ilse Schotlaender'den geliyor. Yaadna
inanamyorum."
durandan Hove Court'a giden ksa yolda, sadece Chebeti'nin ark syledii
duyuluyordu. Alktan iyice keyfi kamaya balayan bebei, yattrmaya
urayordu. Hafif bir sesle ho bir melodiyi mrldanyordu. arksnn
Memsahib'le Bwana'nm gzyalarn dindirdiini grnce keyiflendi. Yznde
memnun bir ifadeyle, glerek "Yarn yine bir mektup gelecek. Yarn iyi bir gn
olacak" dedi..
XX. BLM
Chebeti'nin, fazla yufka yrekli olmas yznden, kk Max'm, yrmeye
baladklar zaman bile hl meme emen kendi kabilesinin ocuklarna
benzediine dair sylentiler dolanmaktayd. Max bu nedenle hantal ve gsz
kalmt. Ama altnc ayna girdii gn Max, ummadk bir ekilde bu
sylentilere son vermeyi baard. Chebeti'nin kk askari, bu konuda epey
karamsar olan bilgi Alman anneleri utandran bir gayretle, dadsnn yardm
olmakszn bebe arabasnda doruluverdi. Bir pazar gn leden nceydi. Alt
kilo arlndaki bebein bu becerisi ne yazk ki pek kimsenin dikkatini
ekmedi, Hove Court'un bahesi buna uygun bir mekan deildi nk.
Kadnlarn ou, zengin mnl pazar sofra geleneini burada da hl
srdryordu. Giderek pek bir popler olan Brunch szc, burann detlerine
yabanc olduundan, aslnda bunu yaptklar iin biraz da utanyorlard. Bugn
de vazgeemedikleri pazar yemei iin kollar svamlard, mutfak personelinin
yemek piirmesini denetlerken bir yandan bayatlam etin kalitesizliinden
yaknyorlard. Erkeklerse, "Sunday Post" gazetesiyle cebelleiyorlard,
gazetenin kulland ar dil, edebi olma iddias ve Londra'daki yksek tabakayla
ilgili anlalmas zor haberler, ou snmacnn yeteneini zorluyordu,
okumaya zaman zaman ara vererek streslerini atmaya alyorlard.
Owuor her zamanki gibi sk sk pencereye gidip dar bakm olsayd, kk
Max'in bebek arabasnda neredeyse ayaklandn grebilecekti. Epeydir,
geceleri sakin sakin uyuduu halde, Owuor ona hl srarla "askari" diyor ve
kyle mthi gururlanyordu. Mahsul ncesi ok yamur yiyen patateslerin
suda dalmalarndan telaa kaplm, ilk avna kan gen bir Massai gibi
mutfakta dolanp duruyordu. Bu yzden, kendisini gururlandracak olan,
bahedeki o mthi sahneyi karmt.
Chebeti de o srada ocuk bezlerini tlemekteydi, Owuor'un erkeklik gururuna
pek dokunuyordu bu. Ar kmr tsyle uramak onun iiydi nk, bir
Aja'nn grevi sadece amar ykamakt. Jettel'le Walter7 e gelince, ikisi de
yorgun olduundan bir nceki akam baladklar kavgalarn ertelemilerdi,
Jettel, 'repatration' szcnn ne anlama geldiini kocasndan renince, zaten
konuacak bir eyleri kalmamt.
Kar koca Profesr Gottschalk' ziyarete gitmilerdi. Profesr ayan
incittiinden beri, yemeini ve dnyada olup biten yeniliklerle ilgili haberleri
haftalardr dostlar getiriyordu, ne radyolar ne de gazeteleri takip edebiliyordu.
Bylece kardei Max'in sadece Diana'nm kpeini dikkatini eken bir enerjiyle,
sevin lklar atarak hayatnn yeni bir hamlesine kalktna sadece Regina
tank olabildi.
Max o ana kadar minicik bir bebekti, ufkunu geniletmek istediinde yatta
yerden gzlerini gkyzne diker, byklerinin kendisini kaldrmasn beklerdi.
imdiyse bir kuun tehlike annda kanat rpmas kadar ksa bir zamanda, ne
olup bittiini renmek iin insanlarn gzlerine bakan, merakl kk bir insan
oluvermiti.
ocuk arabas, bir zamanlar Regina'nm ngiliz perisinin yuva yapt Guajava*
aacnn glgesinde duruyordu. Ancak peri snf fark gzettiinden, bir
snmac ocuun dilekleriyle ve zntleriyle artk pek ilgilenmiyordu. Regina
bu yzden ancak gne batp glgeler dmeye baladnda, hayallerinin
sma olan bu aacn altna geliyordu.
Max gzlerini akn akn gece parldayan ay gibi kocaman aarak, scak
yastndan dorulduunda, Regina yeni bir ey kefetti. Belleine gmd
anlar, sadece iyi bildii ve tand bir kokunun yeniden canlanabileceini ilk
kez btn aklyla gryordu. Bunu farkedince biraz kafas kart. oktan
geride brakt o gnlerin ho kokusunu yeniden duyunca, zntyle burnu
karncalanmaya balad. Bu perisine yaplan bir aryd. Ama onu isteyip
istemediine karar veremiyordu. Evetle hayr arasnda bocalyordu.
Sonunda kararl bir sesle, "Hayr," dedi, kardeine bakarak, "ona artk ihtiyacm
kalmad. imdi sen varsn. Sana bir ey anlatldnda hi deilse glyorsun.
Perimle olduu gibi, seninle de ingilizce konuabilirim. En azndan yalnz
kaldmz zamanlar. Yoksa Svahili dili daha m houna gider?"
Regina azn ap keyifle serin havay iine ekti. Max hayatndan memnundu,
kardeinin midesindeki guruldamalar duyunca, Regina onun "Aja" dediini
hayal ederek, kkrdad:
"Sakn babam duymasn. Olunun ilk syledii kelimenin Svahili olduunu
duyarsa deli olur. Seninle Almanca konumak, sana vatann anlatmak ister.
Hadi, bir kere Leobschtz de bakalm, ya da hi deilse Sohrau diyebilirsin."
Regina ocuka davrandn fark etmiti. Kendini, gereksiz lklaryla
hemcinslerinin itahn kabartp, sonra da onlarla ganimetini paylamak zorunda
kalan acemi bir akbabaya benzetti. Hayal dnyasyla dald girdaptan, yara
almadan dzle kamayacakt. Eskiden, yant vermeden btn dileklerini
yerine getiren perisiyle oynad gzel oyun artk bozulmutu, annesiyle
babasnn, Ol'Joro Orok'daki akallarn her geceki ulumalarna benzeyen
bitmeyen kavgalarn anmsatyordu.
Babasnn Almanya'nn lafn ettii anda, zlp kedere garkolduunu daha o
zamanlardan biliyordu. Ama bir sre sonra Almanya herkes iin tehlikeli
olmaya balamt. Regina'nn ocukken, anlamad ama korkmas gerektiini
bildii kelimelerden daha da byk tehlikeydi, en azndan Regina yle
hissediyordu, annesiyle babasnn tartmalar hep Almanya yznden kyordu
nk. Bu acmaszca kavgaya kulaklarn tkayamad gnler, bir ayrlk sz
aklndan geirdi, neden yal insanlar hep anlalmas zor eyler sylerlerdi ki,
antik sylencelerdeki gizemli masallar bile anlamak daha kolayd.
Profesr sordu: "Almanya'ya gideceksin diye seviniyor musun?"
"Evet" dedi Regina, ardndan parmaklarn aprazlad, azndan kard
yalann zehirinden vcudunu korumas iinbunu ona Owuor retmiti. imdi
de yalan sylemiti nk..Regina Profesrn, kafasnn baka yerlerde
olduunu oktan sezmiti. Sanki Regina'ya deil de kendine kendine bir eyler
anlatyordu. Regina buna hi armad. Babasyla da ayn ey olmuyor muydu,
karsndaki dinlemese bile bir insan mutlaka yannda konuacak biri olsun
isterdi..
Gottschalk "Keke sizin yerinizde ben olsaydm," dedi. "Dnsene,
memleketindesin, kendi evindesin, sokaa ktn, etrafndaki btn insanlar
Almanca konuuyor. ocuklar bile. Bir ey soruyorsun, hemen anlyorlar ve
cevaplyorlar."
Regina konumak iin azn atysa da hemen vazgeti. Bir sre bekledi, acaba
profesr, kendisinin iskemlesinin hemen yannda, yerde oturduunun farknda
myd?
Yal adam, sessizlii bozdu, yumuak bir sesle,"Frankfurt yle gzel bir ehirdi
ki... Hatrlyor musun? nsan nasl olur da Frankfurt'lu olmaz," derdin hep,
henz kck bir kzken. Duyanlar da hep glerdi. Tanrm ne mutluyduk o
zamanlar. Ve de lgn. Gittiin zaman vatana benden de selam gtr. Onu
unutmadm syle. Unutmay ok denedim, ama beceremedim."
"Sylerim," dedi Regina, aknln anlamamas iin ksrmee balad.
"Beni ziyarete geldiin iin de teekkr ederim. Annene syle, an dersine ge
kaldn diye, sakn sana kzmasn," Yal adam hl kz Lilly'le konutuunu
zannediyordu.
Regina, gzkapaklarmn altndan szan tuz damlacklar kuruyana kadar
gzlerini amad. Etraf net grmesi epey srd. Gzlerini atnda, profesr
uyumutu. Sesli soluklar rzgrn uultusunu kesiyordu, siyah apkas
devrilmi, burununa deiyordu..
Regina kurumu topran zerinde plak ayaklar kelebekler kadar hafif
koarken yine de grlt yapmamak iin parmaklarnn ucunda sekiyordu.
Yolun yarsna geldiinde, dnp arkasna bakt, profesr'n hl sakin bir
ekilde uyuduunu grmek onu nedenini anlayamad bir ekilde sevindirdi.
Almanca "hoa kal" yerine "Kwaheri" dediini profesrn duymadn
biliyordu nk..
Akam olmutu. Howe Court sakinleri, Gottschalk' hl sandalyesinde sakin
sakin oturur grnce hayret ettiler. Profesrn, Afrika gecelerinin serinliinden
nefret ettini hepsi biliyordu nk. ok gemeden, ld sylentisi, hzla
etrafta yayld, sanki ormanlardan gelen davul seslerinin yanklanmasyla haber
bu kadar abuk duyulmutu.
Defin treni ertesi gn yapld. Gnlerden cumayd. Yahudi detlerine gre, l
Sabbat balamadan nce gmlmeliydi. Profesrn kzyla damad Gilgil'den
Oha, hafif bir sesle sesle llere yaplan duay okumaya balad, annesiyle
babas leli epey zaman getiinden, dua metnini anmsamakta zorlanyordu,
telalanp heyecanlannca da yanl sesler karyordu. Bu arada, Oha'nm zorda
kaldnda, mezarn yanbanda duran ufak tefek bir adamn yardmna
bavurmaktan skld cemaattekilerin gznden kamamt. Kimsenin
tanmad bu adam tren baladnda mezar tann arkasnda belirivermiti.
Kafasnda siyah yksek bir apkas olan sakall yabanc, snmaclarn her defin
trenine zellikle gelirdi, nk ou snmac gerek bir Ortodoks
olmadndan, l duasn ezbere akc bir ekilde sylemeyi beceremiyordu,
bunu deneyimlerinden ok iyi biliyordu.
Oha son szc de zor bela kekeleyip, l duasn bitirince, toprak
kreklenerek mezar acele kapatld. Hahamn halinden acelesi olduu
anlalyordu.. Mezardan ayrlmak zereydi ki, Lilly kendisini teselli edenlerin
kollarndan kurtulup, bir ocuk rkekliinde hahama yanaarak alak bir sesle,
"Bir defin trenine arknn yakk almayacan biliyorum. Ama babamn ok
sevdii bir arky ruhu iin sylemek istiyorum, izin verirseniz," dedi.
Lilly'nin yz solgundu, ama "leh weiss nicht, was soil es bedeuten" arksn
sylerken, sesi berrak ve gr kyordu, ta uzaklarda grimavi ldayan Ngong
dalarndan yanklanyordu.. Birka kii Lilly'ye elik ederek, melodiyi birlikte
mrldand. arknn son dizesinin ardndan gelen sessizliin yaratt trensel
hava, kanii bile etkilemi grnyordu, Lilly ark sylerken ona her seferinde
uluyarak elik eden kpek suspus kesilmiti. Regina nce cemaatteki
bykleriyle birlikte melodiyi mrldanmaya, sonra da onlar gibi alamaya
kendisini zorladysa da ikisini de baaramad. Babas cenazeye gelmeden nce
birka uygun Almanca kelime retip, onunla defalarca egzersiz yapt halde,
Regina, Oha ve Lilly'ye syleyecekleri tmden unutmutu.
Jettel, Lilly ile Oha'y akam yemeine davet etti. Owuor onlara byk bir
gururla Max'i gstererek, ona neden askari dediini, ballandra ballandra
ayrntlaryla aklamaya alt. Gilgil'deki Memsahibi Lilly'nin tavada
yumurtalar nasl istediini hatrlamak onu daha da gururlandrd. Yumurtann
sars iyi pimi, ak hafif kzarm olacakt. lmeden nce babasyla konuan
son kiinin Regina olduunu Lilly'ye syleyen de Owuor oldu.
"Regina byk safariye babanzla gitti," dedi.
Oysa Regina, Profesrle grmesinin gizli kalmasn istemiti, bu yzden
Owuor'un boboazlna can skld, ama sonradan onun srrn aklamakla
akllca bir i yaptn farketmekte gecikmedi. Lilly "Onun yannda olduuna
sevindim" dedi. "Neler konutuunuzu belki bana anlatrsn" diye ekledi..
Jettel Max'i yatana gtrp, iki erkek bahede gezintiye ktklarnda, Regina
Profesr ldkten sonra zihnine kilitledii cmleleri anmsamaya alt.
zellikle de u cmle aklna geldi: "Bir insan nasl olur da Frankfurt'lu olmaz."
Regina Profesrn kendisini Lilly' ile kartrdn sylemeye nce cesaret
edemedi. Sonradan, boazn skan bir kskatan bir an nce kurtulmay ister
gibi, aceleyle azndan baklay karverdi. Lilly bunu duyduunda, cenazeye
benzer bir sesle aralarnda fsldarlar, yeni doan bir bebein ilk sevinli
l kadar hafif bir glle, tekrar ta duvarlarn iindeki yerlerine dnerlerdi.
Regina akamlan bu aristokrat insanlarn, darack erevelerinden kan hayal
ederken, kendisini frtnayla kumsala srklenen masallardaki deniz kzlarna
benzetirdi, yrmeyi unutmu, yine de denize dnmeye cesaret edemeyen deniz
kzlarna...
Gndzleri ise, pembe beyaz kokulu bezelye ieklerinin sarmalad evin d
cephesinin glgeliindeki, kol dayanaklar aslan kafas oymal, geni sandalyede
oturduunda, yamurdan hemen sonra gkyznde dans etmeye koyulan bulut
kmelerini seyre koyuluyordu, o zaman Regina kendini srtnda ar dnya
yuvarlan tayan bir harita gibi hissediyordu.
Bu dnyann kesitii noktada olduunu hissetmek Regina'y
heyecanlandryordu. ayet Mungo her birine deitirilmeyecek bir ekil
vermeyi denemi olsayd, dnyann birbirinden hi fark kalmayacakt.. Ayn
dili konumadklar ve kavga szcnde bile uzlama salayamadklar hlde,
insanlar nasl birbirlerini anlayabiliyorlarsa, bu farkl dnya da karlkl
birbirlerini tolere ediyorlard.
Kzlms ldayan dalardan vadiye uzanan otlar, o kadar gne yemilerdi ki,
yamur mevsiminde yeillenmeleri kolay olmayacakt. Sararm fundalklar,
sanki scaktan kavrulmu ekinleri gzlerden saklarcasna renk deitiriyorlard.
Bu doaya olmadk bir yumuaklk veriyordu. Zebralarn bedenlerindeki kaim
izgiler, gne batana kadar l sldlar, ebeklerin kaim derileri toprak rengi
battaniyeleri andryordu.
Gnein prl prl olduu gkyznn en aydnlk gnlerinde, maymunlar
birbirlerine sokulup hareketsiz bir yumak olurlard, Regina n glgeye
tahamml edemedii byle gnlerde, hemen yan banda gevi getiren inekleri
ancak srtlarndaki kamburdan fark edebiliyordu. Ne gn ne de gece olduu
anlalan baz saatlerde de gzlerindeki merakl baklarn saklayacak denli
deneyimli olmayan yeni yetme ebekler, evin yaknma kadar sokularak, herbiri
kendine zg sesler karrlard.
Orman, en sondaki msr tarlasnn arkasmdayd. Burada, tepeleri kklerinden
onlarca yksekte sedir aalar ile incecik dallar olan bodur, dikenli akasyalar
vard. Ormandan gelen davul seslerinin yanks, fkeli rzgr bile bir sre
sustururdu. Nairobi'deyken zlemini ektii bu sesler Regina'nm kulaklarn her
eyden ok okuyordu. Her davul sesi Regina'y korkusundan uzaklatrr,
kendisini gerekte artk tamamen evine dnm bir Odysseus gibi hissederdi.
Rzgr, gne ve yamuru teninde hissedip, gzlerini ufka evirdii zamanlar
Regina, hereyi unutarak, kendini o gne kadar tatmad tatl bir sarholuun
kollarna brakrd. Bildii, bilmedii, hayal ve gerek her ey belleinden
silinir, babasnn yeni admn att gelecei dnme yeteneini yitirirdi.
Lilly'nin ehrazat klna girdii uzak bir dnyadan bir sr karmak
grntler kafasna rd.
bir niyetim yoktu," dedi, bir yandan papayann siyah ekirdeklerini sayarken
szlerini srdrd, "ama biliyor musun, hayvana bir ngiliz ad verseydik komik
olurdun. Glerek, "Ayrca o sylediin adam da hibirimiz tanmyoruz."
Regina glerek karlk verdi, "Ziyan yok." Nezaketi kendisini bile artmt,
zr diledii zamanlardaki alkanlyla ngilizce konumutu. Sklarak
"David Copperfield," diye aklamaya koyuldu; "benim eski bir arkadam.
Little Nell de arkadam."
Bir an konumasn srdrsn m diye tereddt etti, acaba Little Nell hikyesini
de Oha'ya anlatmal myd? Ama onun kafas baka yerlerdeydi. Oha yant
vermeyince, Regina fark ettirmeden iini ekti, rahatlamt..
Btn bunlar olurken, iinde, ldayan bardaklar, etraf altn yaldzl beyaz
kaselerle, dans eden zarif porselen heykelciklerin bulunduu vitrinin yannda
oturan Manjala, koca vcuduyla yerinden doruldu, beyaz Kanzu'nun uzun
kollarndan ellerini dar kararak, nce ar, sonra da hzl bir ekilde
masadaki tabaklar toplamaya koyuldu. Tabaklar ellerinde sanki dans
ettiriyordu. Max arabasndan dorulmu, tabaklarn her krtsna, ellerini
rparak elik ediyordu.
Chebeti, plak ayaklarnn dibine kvrlm olan kpei teye itti, gzleri yar
yarya kapal yan yan Manjala'ya bakt. Uak kard grltyle onun rahatn
bozmutu. "Kk askari susad," diyerek, ieyi almaya gitti.
Lilly pantolonun cebinden, minik talarla ssl altn ereveli aynasn karp,
dudaklarnn etrafn, srtndaki krmz bluzun bir parasna benzeyene kadar
kadar kalemle boyad, eliyle havada bir pck iareti yapp, "Desdemona'ya
gitmek zorundaym," dedi.
Regina glerek "Ve tabii Mozart'a," dedi. Bu ad, ngilizce vurgusuyla
sylemeyi becermiti, yeniden gld. Lilly'nin, kardei Max'in bana bir
pck kondurduunu grnce, uzuvlarndaki arln ve kafasnana, gece
boyunca en dncelerin aniden uup gittiklerini hissetti.
imdi ormandan gnn ilk davul seslerini duyuyordu. Darda gne tozlar
renklendirmiti. Regina gzlerini ksarak pencereden bakt, doadaki grntler
deisin istiyordu. Zebralar ta uzaklarda incecik birer izgi gibi grnyorlard.
Gn mavisi tuvale alnm bir renk lekesiydi sanki, dikenli akasyalarn yeili
kaybolmu, sedir aalarnn renkleri kararmt.
Regina Max'i arabasndan ald, ban omuzlarnn zerine yaslayarak,
kulaklarna bir eyler fsldad.. Merakla kardeinin tepki vermesini bekledi,
sevgisini anlayacak kadar akll olduuna inanyordu. Elinde st iesiyle
Chebeti ieri girip, biberonu bebein azna dayadnda, odada hl bir sesslik
vard..
ie boaldnda Oha, Regina'ya dnerek, "Senin David Copperfield'ini
kskanyorum," dedi.
Oha cmlesinin sonundaki iki szc o kadar zorlanarak sylemiti ki, Regina
glmesini zor bela ksre evirebildi. Yaptna utanmt, "Fam sorry" diye
ngilizce zr diledi. Bu kez bile bile ngilizce konumutu.
Oha, Regina'y rahatlatmak iin, "ekinecek bir ey yok," dedi, "Senin yerinde
ben olsaydm, berbat ngilizceme ben de glerdim. Bu yzden David
Copperfield'i tanmak istiyorum." "Neden?"
"Kendimi biraz olsun evimde hissedeyim diye."
Regina Oha'nm ne demek istediini anlamak iin heceleri nce tek tek ayrd,
sonra birbirine ekledi. Hatta kendi diline bile evirdi. Ama kelimeler Oha'nm
grtlandan kyordu, bu yzden cmlenin arkasndaki anlam zemedi. Yine
de:
"Burada evindesin," dedi
"yle denebilir."
"Buras senin iftliin," diye Regina stne gitti. Oha'nm kendisine bir eyler
syleyeceini hissetti, vazgetiini grnce, tekrarlad." Burada evindesin.
Buras senin iftliin. Burada herey ok gzel"
"Pro transeuntibus. Regina. Ne demek biliyor musun?"
"Hayr anlamadm, babam okulda rendiim Latince'yi ancak kpeklerin
anlayabileceini sylyor."
"Kpekler deil. Kediler. Nairobi'ye gittiinde, pro transeuntibus'un ne
olduunu babana sor. Sana ne olduunu ok iyi aklayabilir. O akll bir adam.
imizde en aklls, ama kimse bunu itiraf edemiyor."
Regina, Oha'nm ses tonundan ve bakndan anlamt, babas gibi o da imdi
kendi kklerini, vatann, Almanya'y anlatmaya balayacakt. Bundan pek
holanmasa da dinlemeye hazrland. O srada Lilly odaya girdi. Glerek,
"Buza, adnn hakkn verdi," dedi.
Oha, "Yoksa Mozart. Kk Bir Gece Mziini", mi sylyor?" diye gld.
Lilly mzii mrldanarak kkrdarken, kocasnn sevincinin sadece szlerinde
kaldn sezdi. Alklamak istiyormu gibi ellerini birbirine ovuturdu, sonra da
"Bugn kutlamak iin k giyinmeliyim" dedi.
"Tabii sakn ihmal etme" diye onaylad Oha.
Regina Oha'ya kaamak bir gz atnca, onun hl, kt uzun safariden
dnmediini, karann hl oralarda olduunu anlad, Lilly ise hibir eyin
farknda deildi. Regina'nn vcudundan aniden ter boand, duymamas
gereken eyleri kulan duvara dayayp gizlice dinleyen bir ocua benzetti
kendini. Eski acl gnlerini hatrlayp zld zamanlarda babasna yapt
gibi, Oha'nm da yanna giderek onu teselli etmek iin bir sre kendiyle savat.
Bacaklar direniyordu, sonunda yerinden kalkt.
"Max'i alp biraz dar kacam," dedi, bebei bir kolunun altna sktrd, bo
kalan eliyle de Oha'nn salarn okad..
Sandalyenin aslan oymalar gneten iyice snmlard.. Sedir aalarnn
gvdeleri ve kkleri gece yaan yamura doymulard. Aacn dallarndan biri
"Bana bir i nerdiler. Cibuti'de bir iftlikte. Oraya gitmek ister miydin?"
'Cibuti'nin nerede olduunu bilmiyorum ki."
"Grdn m. Ben de bilmiyorum. En azndan Kenya'da deil, ama Afrika'da bir
yerde."
Walter bir an bocalad, iinde epeydir hissetmedii bir arzuyla karsn ocuk
gibi kollarnn arasna alp, tm korkularndan arndrmak istedi. Onu daha da
ok kahreden, karsyla ayn acy paylamalaryd. kisi de gemiin stesinden
gelemiyordu. Kars kadar o da kendisini gemie kar savunmasz
hissediyordu. Gemi, gelecee duyduu umuttan her zaman daha ar
basyordu.
Gzlerini yere evirerek, "haklsn, hibir zaman unutmayacaz" dedi. "Eer
tam olarak bilmek istiyorsan syleyeyim Jettel, nereye gidersek gidelim, her
yerde mutsuz olmak artk bizim yazgmz oldu. Bunun sebebi de Hitler7dir.
Hayatta kalmay baardk ama artk hibir zaman normal yaantmz
srdremiyeceiz. Yalnz unu da bil ki, mutsuz da olsam, bana sayg duyulan
bir yerde yaamay yelerim. Almanya Hitler demek deil. Bunu bir gn sen de
anlayacaksn. Sz yine drstlerin olacak."
Ne kadar dirense de, Walter'in yumuak ses tonu ve aresizlii Jettel'i
duygulandrmt. Kocasnn ellerini aresizlikle pantolonun ceplerine
sakladn grnce, kafasnda birka uygun szck bulmaya gayret etti, onu
yeniden incitmek mi yoksa teselli etmek mi istediine karar veremeyince,
susmay yeledi.
Bir sre Owuor'un t yapmasn seyretti. Yanaklarn iirerek amarlarn
zerine tkryor, sonra da ar demir ty havada kavisler izdirerek, ocuk
bezlerinin zerine indiriveriyordu.
tden kan minik buhar dalgacklarn, zlemini ekecei mutluluklarn
simgesi olarak grp iini eken Jettel, "Bunca zaman burada yaamaya
almtm. Hizmetkarlar olmadan bir kk ocukla nasl baederim? Regina
hayatnda eline sprgeyi almad."
"Tanr'ya kr, eski formuna kavutun. te benim kanl canl Jettel'im yine
karmda duruyor. Geleceimizle ilgili ne zaman bir karar almak zorunda
kalsak, her seferinde hizmeti bulamayacaksn diye korkarsn. Bu sefer bunu
dnp dert edinmene gerek yok Doktor Bayan. Almanya, i arayan insanlarla
kaynyor. Bugnden sana umut vermek istemem ama, kutsal olan her eyin
zerine, sana bir hizmeti kz bulmaya sz veriyorum."
Owuor, tledii mis kokulu amarlar, dzgn bir ekilde stste
yerletirirken sordu, "Bwana, valizleri scak suyla ykayaym m?"
"Neden soruyorsun?"
"Valizlerine safari iin ihtiyacn olacak. Memsahib'in de.."
"Bunu nereden biliyorsun Owuor?"
"Ben her eyi biliyorum Bwana."
"Ne zamandan beri?"
"Epeydir."
"Hah ilk karlatmzda da aynen byle olmutu. Siz sorry diyordunuz, ben de
batan alyordum, "Yzba bir an gzlerini kapad. "Sizi son olarak ne zaman
grmtm?"
"Tam alt ay nce Sir."
Yzba, ilk grmeden bu yana daha yalanm ve mahzunlam
grnyordu; kendi de bunun farkndayd. Sebebi sadece, her sabah uyandnda
midesinin armas, akamlar da son bir kadeh viskiden sonraki keyifsizlii
deildi.. Yaamn hassas dengelerini korumak iin kendi yanda bir insanda
olmas gereken melekeleri yitirmiti, bu da onu huzursuz ediyordu. Artk eskisi
kadar ll ve titiz davranamyordu. En nemsiz kk ayrntlar bile Bruce
Carruthers'i haddinden fazla rahatsz ediyordu. rnein, u anda nnde duran
adamn adn belleinde tutabilmek iin bile utanlas bir gayret harcyordu.
Bunun da tesinde, Carruthers ansnn artk kendisine eskisi kadar lutfkr
davranmadn her geen gn biraz daha iyi gryordu. Ava ktnda
dikkatini bir noktaya younlatrmakta zorlanyor, sk sk vatan skoya'y
dnyor, ok sevdii golf, kendi gibi, genliinde bilim yapmay hayal eden
bir adama aptalca bir zaman kayb gibi geliyordu. Gnlerce bekledikten sonra
gelen mektupta kars, artk ayrla daha fazla dayanamayacan, boanmak
istediini yazmt, bu mektubun hemen ardndan da ordudan gelen lanet olas
talimatta, Ngong'daki grevine devam etmesi gerektii bildirilmiti.
Yzba, isyan duygusuyla ii kabarp kafasnn kartn farkedince vcudu
kasld. Bu da son zamanlarda sk sk oluyordu. Ylgn bir tavrla
"Yanlmyorsam, terhisinizin hl Almanya'ya kmasn istiyorsunuz?" diye
sordu.
Walter "Ah evet Sir" diye hemen yant yaptrd, izmelerini birbirine vurarak
hazr ol durumuna gemeyi de bu arada unutmamt, "bu yzden buradaym."
Carruthers karsndaki adamla ilgili garip bir meraka kapld. Mizacna pek
uygun dmyordu hatta kendisine yaktrmyordu ama, garip bir ekilde
kendisine elenceli geliyordu.. Bu tuhaf adamn sorularn yantlama ekli, ilk
grtklerinden farklyd.. Hereyden nce aksan deimiti. Geri duyarl
bir kula, hl rahatsz ediyordu ama, naslsa daha iyi bir ngilizce
konuuyordu. En azndan ne dedii anlalyordu. Kara Avrupas'ndan gelen bu
hrsl ocuklarla baa kmak gerekten zordu. Kendi yatlar sadece yaamay
dnrlerken, bu insanlar kitaplara boulup yabanc dil reniyorlard."
"Almanya'da ne yapacanz biliyor musunuz?"
"Hakim olacam Sir," diyen Walter mektubun tercmesini uzatt.
Yzba armt. Btn ngilizler gibi o da gurur ve hrstan nefret ederdi, ama
mektubu okuduktan sonra sakin ve samimi bir ses tonuyla, "Fena deil," dedi.
"Evet Sir."
"imdi de fucking Jerrys'ler ucuz bir hakime gitsinler diye, ngiliz ordusunun bu
meseleyle ilgilenmesini istiyorsunuz?"
"Pardon Sir, ne dediinizi anlayamadm!"
"O seni giderken grd Bwana. Evin nnde durup arkandan bakt, araban ta
uzaklarda klene kadar bekledi. Ertesi sabah da ld. Ormanda sadece
gmleinden bir paray buldular."
"Bunu bana hi sylememitin Owuor, neden? Kimani'nin bana ne geldi?
"Kimani lmek istiyordu."
"Ama neden.? Hasta deildi, yal da deildi."
"Kimani her zaman sadece benimle konuurdu Bwana. Hatrlar msn,
Bwana'yla Kimani her zaman bir aacn altnda otururdunuz Keten tohumu
yetien en gzel tarlayd oras. Ona durmadan bir eyler anlatr, kafasn bir
yn resimlerle doldururdun. Kimani bu resimleri, oullarndan ve gneten
daha ok sevmeye balad. Akllyd ama, yeteri kadar akll deildi. Sonunda
tuzu bedenine aktt ve kksz bir aa gibi kurudu. Zaman geldiinde bir erkek
safariye kmal Bwana."
"Owuor sylediklerinden bir ey anlamyorum!"
"Owuor seni anlamyorum... Kulaklarn duymak istemedii zamanlar, hep ayn
eyi sylersin. ekirgelerin geldii gn de de bunu sylemitin. Ben, Bwana
ekirgeler burada demitim, ama Bwana, Owuor seni anlamyorum, demiti."
"Sesimi taklit etmekten vazge" diyen Walter, elini yavaa Rummler'in
ensesinden ekerek Owuor'un dizlerine dayad, sonra ekmek istediyse de,
przsz cildinin scaklnda uzun sre eli direndi. Bu seferki ayrlk ona
ncekinden daha acmasz gelecekti, bunu hissetmek onu bsbtn
kederlendirdi.
Deilen yarasnn kanamasna frsat vermeden, "Owuor" dedi, "Bugn iine
gitmezsen Memsahib'e ne sylerim? Ona, Owuor artk sana yardm etmek
istemiyor mu diyeceim? Ya da Owuor bizi unuttu mu demeliyim?"
"Benim ilerimi Chebeti yapacak Bwana."
"Chebeti sadece bir Aja.. Evde i yapamaz, bunu sen de biliyorsun."
"Chebeti senin Aja'n, ama benim de karm. Ben ne dersem onu yapar. Seninle ve
Memsahib'le birlikte Mombasa'ya gelecek, kk Askari'ye de gz kulak
olacak."
"Chebeti'nin karn olduunu sylememitin." Sesindeki sitemkar ton ona
ocuka grnd, skntyla alnndaki teri svazlad."Hay Allah, nasl oldu da
bunu bilemedim?" diye ekledi.
"Memsahib kidogo bunu biliyordu. O her zaman hereyi biliyor. Onun gzleri
bizimki gibi. Sen hep gzlerin akken uyudun Bwana" diyen Owuor gld..
"Kpek" diye ardndan acele ekledi, sanki her kelimeye nceden hazrlklyd,
"kpek gemiye binemez. Yeni bir hayata balayamayacak kadar yal.
Rummler'i ben alacam, beraber gideceiz. nce Rongai'den, sonra da
Nairobi'ye gitmek zere Ol Joro'dan nasl ayrldysam, imdi de buradan
gideceim, Rummler'le beraber."
Walter yorgun bir sesle, "Owuor, Memsahib kidogo'ya Kwaheri demelisin.
Kzma "Owuor gitti, seni bir daha grmek istemiyor mu diyeceim, Rummler
artk bir daha gelmemek zere gitti mi diyeceim? Biliyorsun, kpek kzmn bir
parasyd, ondan ayrlmak zor gelecek. Rummler'le dost olduklarnda sen hep
yanmdaydn, biliyorsun."
Yamurdan sonra rzgrn slk almasna benzer bir sesle i geirdi.. Kpek bir
kulan oynatt. Kap aldnda, hl uluyordu.
"Owuor gitmek zorunda Baba, yoksa yreinin kurumasn m istiyorsun?"
"Regina ne zaman uyandn? Demek bizi dinliyordun. Owuofun hrsz gibi
gizlice bizi terk edeceini biliyor muydun?"
Regina "evet" diye yantlayarak ban hafife sallad, sesini arlatran hafif bir
hznle devam etti, "ama bir hrsz gibi deil. Owuor gitmek zorunda. nk
lmek istemiyor."
"Aman Tanrm Regina, brak bu samalklar. nsan bir ayrlk yznden lmez.
Yoksa ben oktan lm olurdum."
"Baz insanlar ldkleri halde hl soluk alrlar."
Sylediine piman olmutu, korkuyla alt dudan srd, ama ge kalmt.
Boaz kurumutu, szlerini geri alamazd artk. aknlktan, babasnn
kendisine gldn bile hayal etti. Yzne bakmaya cesaret edemedi.
"Bunu sana kim syledi Regina?"
"Owuor, ok eskiden... Ama ne zaman olduunu bilmiyorum," diye yalan
syledi.
"Owuor, ok akllsn" dedi Walter.
Owuor derin uykusundan uyanp sesleri yakalamaya alan bir kpek gibi
kulaklarn dikerek, Bwana'sinm sylediklerini anlamaya alt. nk
Bwana's kocaman yrei olan yal bir erkek gibi konumutu. Yine de
Walter'in onu vmesi keyiflendirmiti. Tembel bir hareketle vcudunu yana
yaslaynca, Regina aralarna kt.
Bir sre konumadlar. Sessizlik ne de iyi gelmiti. Gn yavaa
aydnlanmaya balayp, yakc sca haber veren gnele yapraklarn yeili
koyulaana kadar, de sessizlii bozmaya cesaret edemedi.
Walter pencereyi aarken, "Owuor" diye seslendi, "burada benim eski siyah
paltom duruyor. Onu unuttun."
"Unutmadm Bwana. Palto artk bana ait deil."
"Onu ben sana armaan etmitim, Akll Owuor bunu bilmiyor mu? Sana onu
Rongai'deyken hediye etmitim."
"Paltonu yeniden giyeceksin."
"Bunu nerden biliyorsun?"
Rongai'deyken, paltoya artk ihtiyacm kalmad. Benim geride braktm
hayatma ait demitin." Owuor dilerini gstererek gld, "imdiyse kaybettiin
hayatna tekrar kavuuyorsun. Paltolu hayatna kavuuyorsun."
"Onu almalsn Owuor. Palto olmazsa beni unutursun,"
"Bwana kafam hibir eyi unutmaz. Senden o kadar ok kelime rendim ki!"
"Hadi syle, hadi syle dostum!"
"leh hab mein Herz in Heidelberg verloren" diye mrldand Owuor. Melodinin
her vurgusunda sesinin biraz daha gl ktn farkediyor, mzik ilk gnk
gibi grtlanda ho bir tad brakyordu. "Grdn m?" dedi gururla. "Dilim de
unutmam."
Walter kararl bir hareketle elleri titreyerek avukat cbbesini ald, nce bir
silkeledi sonra da, ocuunun omuzlarn souktan korumak isteyen bir baba
efkatiyle, onu Owuor'un omuzlarna koydu. "imdi artk git dostum. Ben de
gzlerimde tuz istemiyorum."
"Peki Bwana."
Regina sonunda dayanamayarak bard, "Hayr Owuor" gzlerindeki yalan
artk daha fazla tutamad, "beni bir kez daha kollarn alp, havaya kaldrmalsn.
Bunu sylemem doru deil ama, yine de sylyorum."
Owuor onu kollarna aldnda, Regina yreinde acy hissedene kadar
soluunu tuttu. Alnn Owuor'un adaleli ensesine dayayarak, cildinden yaylan
kokuyu iine ekti. Yeniden soluk almaya baladnda, dudaklar nemlenmiti.
Ellerini Owuor'un her gn bir perem daha grileen salarnda dolatrd, onun
deitiini hissediyordu.
Artk yal ve kederli deildi. Srt Massai'lerin gergin yayndan frlatlan ok
kadar dmdzd. Yoksa bu ak tanrs Amor'un oku muydu?
Regina bir an Amor'un yzn grdn sand, sanki onu, peinden
gidemeyecei bir lkeye srklyordu. Ama yzn Owuor'un ensesinden
uzaklatrp, gzlerini kaldrdnda onun burnuyla ldayan kocaman dilerini
grd. Hl, onu Rongai'de arabadan alarak kollarnn zerinde havaya kaldrp,
sonra da kzl topran zerine yumuack brakan o ayn dev adamd.
"Owuor buralar brakp gidemezsin," diye fsldad, "sihir hl burada. Sihri
bozmamalsn, aslnda safariye kmak istemiyorsun. Sadece ayaklarn
uzaklamak istiyor."
Gl kollan olan bu dev adam, Regina'nn kulana eilerek bireyler syledi.
Kelebeklerin uuu kadar hafif fsltlar, en zayf insan bile gzyalaryla gl
klabilirdi. Owuor kz kollarndan yere braktnda, Regina'nn yeniden
dnyas karard. Owuor'un dudaklarn teninde hissetmiti, ama yzne bakmaya
cesaret edemedi.
Halsiz bedenini pazardaki dilenciler gibi srnrcesine yere salverdi. imdi
byk bir dikkatle ayrln seslerine kulak verdi, Rummler'in solumalarn,
Owuor'un ahap zemin zerinde dans eden admlarn, ardndan hzla kapatlan
kapnn gcrtsn duydu ve nihayet, ta uzaklardan, yeni bir dnyay
mjdeleyelen kularn sesleri geldi kulaklarna, imdi yreinde alan yaralarn
olmad bir baka dnyay fsldyorlard.
"Owuor bizimle kalyor. Onu giderken grmedik," dedi. Bunu yksek sesle
sylediini, sonra da aladn fark etti.
"Beni affet Regina," dedi babas, "Bunu istemezdim. Henz ok gensin. Senin
yandayken, acnn ne olduunu ancak attan dtmde renmitim., bu sana
fazla geldi, haklsn."
"Atmz yok ki."