Anda di halaman 1dari 7

AZI EKL ADAM

(lUomo dal Fiore in Bocca)


Luigi Pirandello
(ngilizceden eviri: Okan Doan Haziran 2005 [Dzelti: Mays 2012])

Kiiler:
AZI EKL ADAM,
SESSZ MTER,

(Sonlara doru, belirtilen yerlerde kede grnen, kara giysili, sarkk tyl eski bir
apka giymi bir kadn).
(Geride, bir caddenin aalar ve sokak lambalarnn,
yapraklarn arasndan szan klar; her iki tarafta, bu caddeye
alan sokaklarn son binalar; soldaki binann nnde,
kaldrma serpili kk masa-sandalyeleriyle ucuz bir kafe;
sadaki evlerin nnde yanan bir sokak lambas; solda,
caddeyle sokan kesitii kede, binaya yapk baka bir
lamba; gece yars. Aralarda, uzaktan, belli belirsiz bir
mandolin sesi.)
(Perde aldnda, AZI EKL ADAM bir masada oturmakta ve
sessizce, yan masada oturan ve bir pipetle nane urubunu ien
MTERye bakmaktadr.)
AZI EKL ADAM: Yani diyecektim ki, siz pek halim selim birine benziyorsunuz.

Treni kardnz, deil mi?


SAKN MTER: Bir dakikayla! stasyona girdim ve bir baktm ki tren gzlerimin

nnden akp gidiyor.


ADAM: Arkasndan kosaydnz ya?
MTER: Tabii, koardm komasna da paketler... Elim kolum paketle doluydu; bir

katr gibi yklemilerdi beni, iyi mi... Ama kadnlar meselesi, malum; ve
kadnlarn ayak ileri... Hi bitmez! Tam dakika uratm biliyor musunuz; o
da, taksiden indikten sonra paketleri ellerime paylatrabilmek iin: parmak
bana iki paket!..
ADAM: Ne gzel... Ben olsaydm ne yapardm? Takside brakrdm paketleri.
MTER: Ya karm? Kzlarm? E-dost?
ADAM: Bir gzel yaygaray koparrlard tabii. Fena m, bana da elence kard.
MTER: Tabii... Kadnlarn yazlkta ne biim yaratklara dndnden haberiniz

yok galiba?
ADAM: Olmaz olur mu? Biliyorum o durumlarn. Bildiim iin de... (Sessizlik.)

Hibir ey gerekmeyecek der dururlar, deil mi?


MTER: Onunla kalsa yine iyi! Bir de tasarruf edeceklerini iddia etmezler mi...

Sonra da daha civar kylere varr varmaz (ki berbatn berbat olur bu kyler

de) takp taktrma telana kaplrlar. Ah kadnlar, ah! Ama beyefendi,


onlarn da ileri gleri bu; arya iniyorsan bana da bir bilmemne alverir
misin hayatm? Bir de bilmemne... ey, ey de lazmd ama... Tabii zahmet
olmazsa (Zahmet olmazsa... Baylyorum bu lafa!) zahmet olmazsa, oraya
kadar gitmiken... Bu kadar ii saatikte mi yapacam? Nasl olur?
Bytme hayatm, ne var? uradan ura. Bir taksi tutuverdin mi... in
kts, bu saat szne gvenip buradaki evin anahtarlarn da orada
braktm.
ADAM: Ah, ne macera! Ee, sonra?
MTER: Elimdeki paket yn istasyondaki emanetiye braktm, gidip bir

lokantada yemek yedim. Sonra da biraz kafam dalsn diye tiyatroya gittim.
Hamam gibiydi tiyatro da: az kalsn boulacaktm. imdi ne yapmal, dedim
kta; gece yars olmu, ilk tren de ta sabahn drdnde. Birka saatlik uyku
iin otele gitmeye demez dedim ve buraya geldim. ey... Geldim gelmesine
de, kapanmaz buras deil mi?
ADAM: Yok, sabaha kadar ak. (Sessizlik.) Yani paketleriniz emanetide mi imdi?
MTER: Neden? Gvende deiller mi? Azlarn da sk sk balamlard ama...
ADAM: Ah, tabii, tabii... (Sessizlik.) Onu demek istemedim; tabii ki emniyetteler.

Tezghtarlar zaten aldklarnz yle gzel paketliyorlar ki. Biliyorum,


zenle... (Sessizlik.) Nasl elleri var ama? Alyorlar geni, izgili, krmzms,
ift katl bir kt. Otur karsna seyret, yle ktlar! Yumuack: insann
yzne sresi geliyor. Kd yayyorlar tezgha, aldnz kyafeti de ortasna
yerletiriyorlar, kibarca ve bir o kadar da eviklikle. Ellerinin tersiyle kdn
bir ucunu yavaa kaldrp brn indiriyorlar; ortada buluturuyorlar sonra
iki ucu: bu kvrm iyi lebilmek iin. Kdn kelerinden, tepesi yle duran
bir gen yapyorlar. Sonra bir elleri tezghn altndan ip kutusuna varyor.
Alkanlkla, tam gereken kadar uzunlukta ipi koparyorlar ve ite! Vay ne
maharet diye hayran olmaya vakit bile brakmadan paketi balayp elinize
veriyorlar! Parmanz geireceiniz kk kvrm bile hazr.
MTER: Anlalan tezghtarlar izleyerek epey bir vakit ldrmsnz?
ADAM: Ben mi? Beyefendi, size yle syleyeyim: Gnlerimi bu meseleye ayrdm

ben. Bir saat boyunca vitrin mankenlerinden de hareketsiz kalabilirim bir


maaza nnde. Kendimi unutuyorum deta. Bana yle geliyor ki, izlerken o
ipekli kuma gibi oluyorum. Evet, gerekten de o ipek pskllerden, mavi ya
da krmz kurdelelerden biri olmak isterdim ben. Hi grdnz m; o ipei
kda sarmadan nce ne yapyor tezghtarlar? Hani sol ellerinin ba
parmayla sere parma arasnda kvrp bir sekiz yapyorlar ya? (Sessizlik.)
Bakyorum mteri dkkndan kyor, parmana geirmi paketi kvrmndan,

ya da elinde tutuyor, ya da koltuunun altnda... Geip gidiyor nmden,


yolun sonunda kayboluncaya kadar izliyorum onu. Dler kuruyorum, dler.
Dolu dolu dler, bir bilseniz neler neler... Ama nereden bileceksiniz ki?
(Sessizlik. Biraz sonra bouk bir tonla, kendi kendine konuuyormu gibi:)
Bana lazm olan da bu zaten.
MTER: Lazm olan m dediniz? Pardon, anlayamadm; nedir bu lazm olan?
ADAM: Kendimi byle yaama balamak; yani d kurarak demek istiyorum. Yani

tpk yksek bir demir kapnn parmaklklarna tutunan bir sarmak gibi...
(Sessizlik.) Durmakszn d kurmak... Dlerimle bakalarnn yaamlarna
balanmak,

hi

durmadan.

Tabii

tanmadm,

bilmediim yaamlara;

tandklarma deil. br trls elimden gelmez zaten; anlyorsunuz ya,


tandm kiilerin yaamlar skar beni. Yok yok, ille de yabanclar: onlarla
olunca d gcm snrlanmyor. yle stnkr de deil haa! Yaamlar
hakkndaki en ufak ayrnty bile dikkate alyorum. Zihnim ar gibi alyor; bir
bilseniz neler yapyorum... Adamn birinin evine dalyorum mesela, o kokuyu
alana kadar eya gibi yayorum evde. O koku... Bilirsiniz canm, her evde olur
yle bir koku; benimkinde, sizinkinde... Geri insan kendi evinin kokusunu
almaz, nk o koku zamanla o insann yaamnn kokusu haline gelir ama...
Anlatabiliyor muyum? Onaylyorsunuz anlalan?
MTER: Evet, evet. Yani, d kurmaktan byk zevk alyorsunuz.
ADAM (Kukulu, biraz dndkten sonra): Zevk mi? Ben mi?
MTER: Yani yle grnyor.
ADAM: Syler misiniz bana, hi yle iyisinden bir doktora grnm mydnz

acaba siz?
MTER: Ben mi? Hayr, grnmedim; neden? Hasta filan deilim ki ben.
ADAM: Durun canm, telalanmayn. Sadece eyi soracaktm: u muayenehanelerdeki

bekleme odalarn grdnz m hi? Hani hastalar ieriden arlmay


beklerler filan?
MTER: Ha onu... Grdm, evet. Bir keresinde kzlarmdan birini gtrmtm

doktora. Birazck sinirleri bozulmutu da...


ADAM: Tamam, mesele kznz deil. O odalar, diyordum... (Sessizlik.) Hi dikkat

ettiniz mi; koyu renk kumala kapl eski model bir kanepe, birbirlerine
uymayan, uyduruk sandalyeler... Ya koltuklar? Elden dme, oradan buradan
toplanm eyalar... Bunlar hastalar iin tabii, ev eyas deil. Doktorun,
kendisi, kars, ei-dostu iin bambaka eyalar vardr; gsterili, gzel...
Evindeki sandalyelerden birini getirip bekleme odasndaki o gariban eyalarn
arasna koysa, sandalye bile yerini yadrgar. Neyse, ey diyordum: kznz

doktora

gtrdnzde,

bekleme

odasnda

oturduunuz

sandalyeye

dikkatlice baktnz m? Ya da koltua?


MTER: Bilmem, bakmadm galiba.
ADAM: Tabii ki bakmadnz: hasta deildiniz siz... (Sessizlik.) Geri hastalar da

kendi dertleriyle o kadar urayorlar ki, hibiri sandalyeye dikkat edecek


durumda olmuyor. (Sessizlik.) Bazlar var mesela, yle, bo gzlerle, koltuun
kenarna anlamsz daireler izip duran parmaklarna baka baka oturuyorlar.
Arpac kumrusu gibi dnmekten sandalyelere dikkat etmeye frsatlar
olmuyor tabii. (Sessizlik.) Ama ne etkileyicidir, deil mi: kafanzda henz tam
renemediiniz hastalnzn endiesi, doktorun odasndan kar, bekleme
odasn adm adm geersiniz; az nce oturduunuz sandalye orada duruyor!
zerine baka bir tedirgin hasta tnemi bile! Ya da sandalyeniz bombo;
olanca ketumluuyla, az sonra gelip zerine oturacak olan Bay Bilmemneyi
bekliyor! (Sessizlik.) Ne diyorduk? Ha, evet: d kurmann zevki, diyorduk;
sonra bu sandalyelerden biri dt aklma. Neden byle oldu acaba?
MTER: Evet, biraz tuhaf oldu.
ADAM: Balanty gremiyorsunuz, deil mi? Esasnda ben de gremiyorum.

(Sessizlik.) Aklnza bir ey geliyor, sonra baka bir ey, hi balantsz. Yani,
bakalarna gre yleler; yoksa ikisi de sizin deneyimlerinizden kp geliyor;
kendinizce aklamalarnz var, yani sizce balantllar. Ama biliyorum, insan
konuurken bunlar kullanmamal. Byle eyler bakalarna o kadar sama
geliyor ki... Yani bu benzetmeler. (Sessizlik.) Bakn, belki yle bir balant
dnlebilir: Sizce bu sandalyeler, zerlerine oturacak bir sonraki hasta
hakknda d kurmaktan zevk alyor mudurlar? Bu hastann nesi var acaba?,
Buradan knca nerelere gidecek, ne yapacak acaba? Almyorlardr tabii.
te benim durumum da biraz onun gibi: ha o zavall sandalyeler, ha ben...
Onlar doktora gelen hastalara kucak ayorlar, bense... Ona, buna, una...
Mesela size... Bununla birlikte, ne sandalyeler hastalardan zevk alyorlar; ne
de ben sizden, kardnz trenden, yazlkta o treni bekleyen ailenizden, ya
da ne bileyim, ite baka ufak-tefek skntlarnzdan...
MTER: Bende de o kadar ok var ki onlardan...
ADAM: O halde halinize kredin. (Sessizlik.) Daha beter olan insanlar da var

beyefendi. (Sessizlik.) Dediim gibi: d kurmak yoluyla bakalarnn


yaamlarna sarlmak zorundaym stelik bundan hi zevk almadan, hatta
buna hi ilgi bile duymadan. Hatta... Hatta, bu duygularn tam zdd D
kurarak onlarn eften pften skntlarn sezmek, bana sadece yaamn ok
bo ve aptalca olduu duygusunu verebiliyor. Anlyorum ki yaamak ok bo ve
aptalca bir ura. (Gizemli bir fkeyle:) Ama insann bunu kendine ispatlamas

da az i deil, sizce de yle deil mi? Kantlar gerek, bin bir trl rnek gerek,
hepsinden nemlisi, insann kendine amansz olmas gerek. nk... Yani
diyorum ki baym, nasl bir eydir, neden yaplmtr, bilmem ama bir ey var
hissettiimiz; boazmzda bir aclk gibi hissettiimiz bir ey var: yaamak
al! Hi gitmeyen, giderilemeyen bir alk bu; nk yaadmz anlar
boyunca yaammz yalnzca kendini doyurabiliyor, bize tadacak bir ey
kalmyor. Yaamn tad tuzu gemitedir; iimizde tadmz gemite. Ya da
yle diyeyim: bizden uzaktadr hep. Bu tada yalnzca ipince bir iplikle
balyz: anmsamayla. Evet, anmsama balyor bizi; ama neye? Aptallklara,
sinir bozucu yanlglara, kuruntulara, heveslere... Evet evet, aynen byle!
imdinin aptallklar, sinirleri, yanlglar, hatta ansszlklar... Bakn, size ne
olacan syleyeyim: drt yl geecek aradan, ya da be yl, on yl, her neyse.
Ve bunlar kim bilir ne kadar gzel bir tat verecek size o zaman. Bunlarn
zerine dklecek gzyalar ne kadar lezzetli olacak! Yaam... ah beyefendi,
yaamak diyorum size. nsan yalnzca... ve yalnzca gnlerinin sayl olduunu
bilirse vazgeebilir bu taddan. (Tam bu srada, kede, kara giysili kadnn
ba grnr.) Aa! Bakn, bakn una! Gryor musunuz? Kede, urada! Bir
kadn, bir kadn grnts; grdnz m? Ah, sakland imdi.
MTER: Ne? Kimdi o?
ADAM: Grmediniz mi? Ah, imdi sakland.
MTER: Bir kadn m dediniz?
ADAM: Benim karm.
MTER: Karnz m? (Sessizlik.)
ADAM: Gz hep zerimde. eytan diyor git bas tekmeyi! Geri neye yarayacak?

Arsz itin tekine dnd: vurduka srnayor. (Sessizlik.) Bu kadn benim


yzmden ne aclar ekiyor bilemezsiniz. Yemek yemiyor, uyumuyor. Sadece
beni izliyor. Gece gndz, yle, uzaktan. Elbiseleri, apkas toza topraa
buland. Temizlemez etmez de. Kadnlktan kt artk, paavraya dnd.
Salar beyazlyor, evet, ihtiyarlyor. Halbuki daha otuz drt yanda.
(Sessizlik.) Canm skyor. Bir bilseniz, ne kadar sknt veriyor iime. Bazen
yakasna yapp baryorum, Aptalsn sen, aptal! diyorum. t karmyor,
yle suratma bakyor. Zaten o baklar... Parmaklarm kanyor, gzlerini
oyasm geliyor! Yani yapmyorum yle bir ey tabii. Ben uzaklaana kadar
bekliyor; sonra bir bakyorum, yine dm peime. (Kadnn ba yine
grnr.) Bakn, bakn! Yine ortaya kt!
MTER: Zavall kadncaz...
ADAM: Zavall m? Ne istiyor, biliyor musunuz? stiyor ki, yuvamzda halim selim

oturaym, o rahat ve dingin yuvamzda; ve bana irinlikler yapmasna, sevgi

gsterilerinde bulunmasna, karlk filan taslamasna izin vereyim. Ah,


yuvamz, tabii! Korkun, dzenli odalarmz, sekin mobilyalarmz, en
gzelim eyalarmz! Hkmne altmz ve yalnzca yemek odamzdaki
saatimizin tik-taklaryla blnen kutsal sessizliimiz! (Sessizlik.) stedii ite
bu. Samaln grmenizi istiyorum. Sama, deil mi? Samadan da beter:
vahi bir ey bu! Yani unu demek istiyorum: Messinallar dnn. Ya da
Avezzanolular... Varsayn ki, ehirlerinde deprem olacan biliyorlard. Sizce
o insanlar yle oturabilir miydiler? Sorarm size: ay nda sakin sakin oturup
depremi bekleyebilir miydiler? Aman zabtayla ters dmeyelim diye yaptklar
pizzalarn

kalitesini

yksek

tutmann,

yollardaki

erit

izgilerini

ypratmamann hesabn yapabilir miydiler? Deli misiniz yahu? Evler, talar,


kalaslar bile kaard. (Birden MTERye dnerek:) Sylesenize, haksz mym?
MTER (endieli): ey, dorusu...
ADAM: Yani sadece varsayn: Avezzano ve Messina halk, kaytszca soyunup yataa

girebilir miydi? Elbiseler katlanm, baucuna; ayakkablar kapnn dna...


Temiz, yeni araflarnn ferahln hissedebilir miydiler rahata, birka saat
sonra leceklerini bile bile? Olacak ey mi bu?
MTER: Ama belki karnz...
ADAM: zin verin bitireyim. (Batan alyormu gibi.) lm, beyefendi... Eer lm u

iren

sineklerden

biri

olsayd...

Hani

zerinize

konmutur

da

fark

edememisinizdir. Ya da yle diyeyim: Yolda yryorsunuz mesela; birden


geip gidenlerden biri durduruyor sizi, parmayla ekinerek- yakanz
gsteriyor: zr dilerim efendim, stnze lm konmu. Sonra iki
parmayla irenerek- alyor lm ve atyor. Harika olurdu, deil mi? Ama
lm bir sinek deil beyefendi. Yolda yryen insanlarn hepsinin yakasna
aslnda; dnceleri ne kadar derin olursa olsun, ya da ne kadar kaygsz
olurlarsa olsunlar, hepsinin stnde. Ama farknda deiller. Ertesi gn ne
yapacaklarn dnyorlar. Ama ben... (Ayaa kalkar) Bakn beyefendi, yle
gelebilecek misiniz biraz? (MTERyi kaldrr, sokak lambasnn altna
gtrr.) yle, lambann altna doru... Bir ey gstereceim size. Bakn
urada, bymn altnda. Tomurcua benzer bir kabart var; gryor
musunuz, mor gibi biraz? Ad nedir, bilir misiniz? Bir ad var, harika: iir gibi...
ekerden, baldan tatl ad; epiteliyoma (o harfi vurgulu) diyorlar buna.
Siz de sylesenize, bakn ne kadar tatl geliyor kulaa: epiteliyooma!
Anlyorsunuz ya, lm, beyefendi, geip gitmekteyken yoluna, azma tkt bu
iei, Aziz dostum dedi; buna iyi bak. Dneceim sekiz on ay sonra.
(Sessizlik.) imdi sra sizin: syler misiniz bana, azmda bu iekle, o kadnn
istedii gibi, dingin yuvamzda ks ks nasl oturaym? (Sessizlik.) Yani seni

pmemi istiyorsun, yle mi? diye baryorum ona; Evet diyor; nolur p
beni! Geen gn ne yapt, biliyor musunuz, bir ine bulup dudan kanatm,
geldi tuttu bam, pmeye alyor beni dudaklarmdan. Benimle lmek
istiyormu

da...

(Sessizlik.)

Delirdi

kar!

(Kzgnca:)

Yuvamzda

filan

durmuyorum ite! Hi durmayacam! Vitrinlerin nnde durup tezghtarlar


izlemek istiyorum ben! nk... Anlyorsunuz ya, bir saniye iin bile bo
kalrsam, yani birini alp onun yaam hakknda bir eyler kurmazsam, yaam
birinde, hi tanmadm birinde boa harcam olurum. Yani elime silah alp
birini ldrm olurum, mesela sizin gibi, trenini karm birini ldrrm.
(Gler.) Bu sonuncusu akayd tabii. (Sessizlik.) Gidiyorum imdi. (Sessizlik.)
ldrebilsem kendimi ldrrm zaten. (Sessizlik.) ey... Yln tam bu zaman
harika kayslar olur, harika... Siz nasl yersiniz kaysy? Kabuuyla m? Boyuna
ikiye blersiniz, deil mi, parmaklarnzla? Ve sonra da... (Yutarm gibi
yapar.) Ne kadar lezzetli: tam aznza lyk. Kadn duda gibi. (Gler.
Sessizlik.) Yazlkta, einize ve kzlarnza selamlarm iletin ltfen. (Sessizlik.)
Onlar gzmn nnde canlandrabiliyorum: glgeli bir ayrdalar, beyaz ve
gk mavi giyinmiler. (Sessizlik.) Yarn sabah, oraya vardnzda, benim iin
bir iyilik yapar msnz? Bana yle geliyor ki, sizin bu kaldnz yer,
istasyondan uzaktadr biraz. Sabahn serinliinde vuruverin yola, yayan gidin
oraya ltfen. Yolun kenarndaki ilk ayrdan bir demet ot koparn;
yapacaksnz bunu, deil mi? Bir sayn bakalm: ka tane ot varm o
demette... Ka ot varsa, o kadar gnlk mrm kalm demektir. (Sessizlik.)
Bir de... ey... Biraz byke bir demet ot koparn, olmaz m? (Gler.) O
halde, iyi geceler beyefendi, mutluluklar.
(Uzaktan iitilen mandolin arksn yar kapal dudaklarnn
arasnda mrldanarak yrr. Sadaki keye doru yaklar.
Ama birden karsn hatrlayarak- durur, dner ve br
keye doru ilerler. MTER ise onu gzleriyle izler.
aknlktan ta kesilmitir.)

Anda mungkin juga menyukai