Anda di halaman 1dari 113

Paris, Frankfurt...

yahut Hi!
Ahmet Haim

NOTOS
GEZ KTAPLII

Ahmet Haim
P aris, Fra n kfu rt... ya h u t H i !

Notos Kitap 021


Gezi Kitapl oo
N o to s Kitap Yaynevi, 2008
Birinci Basm
Eyll 2008
ISBN 978-605-5904-06-7
Sertifika 0707-34-008854

Notos Kitap Yaynevi


nn Caddesi, Emektar Sokak, 18/1
Gm sy 34427 stanbul
Telefon: 0 212 243 49 07
notoskitap.blogspot.com
Bask ve Cilt
Gezegen Basm , Yeilce Mahallesi,
Uluba Caddesi, No: 54, Seyrantepe stanbul
0 212 325 71 25

Ahmet Haim
Paris, Frankfurt... yahut Hi!
Y A Y IN A H AZIRLA YAN

Serdar Soydan

Ahm et H aim
Badatta dodu (1884). Annesinin lm zerine on iki yanda stanbul'a gel
di. Galatasaray Sultanisi'ni bitirdikten sonra Reji idaresine memur oldu, bir
yandan da Mekteb-i Hukukta yksek renimini yapyordu. Hukuku brakp z
mir Sultanisi'ne Franszca retmeni oldu (1908-1911). Sanayi-i Nefise Mektebinde (Gzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocal ve Mlkiye Mektebindeki Franszca retmenlii grevlerini lnceye kadar srdrd. Galata
saray'da okurken edebiyat retmeni olan Ahmet Hikmet Mftolu'ndan ald
edebiyat zevk ve hevesiyle iire ynelen, ilk iirini 1901 balarnda yazp ya
ymlayan Ahmet Haim, zmir'deki retmenlii srasnda Fecr-i ti topluluu
na katld. 1911'de yaymlanan Gl Saatleri adl iir kitabyla hakl bir hret ka
zand. Fecr-i ti daldktan sonra siyasi ve edebi akmlarn dnda kendine has
bir iir ve dzyaz anlaynn tek temsilcisi olarak kald. Tm de aruzla yazl
m, ak ve doa izleklerini ileyen, sembolizm akm anlayna uygun iirlerin
de hayale ve mzie byk deer verdi, ahengin etkilerinden yararland, d
dnya gzlemlerini bir prizmadan geirerek deitirip ssleyerek yanstt.
1933te stanbulda ld. Eserleri: Gl Saatleri (iirler, 1921), Piyale (iirler,
1926,1928), Gurabhne-i Laklakan (fkralar, musahabeler, 1928), Bize Gre (fk
ralar, 1928), Frankfurt Seyahatnamesi (Gezi yazlar, 1933).

N D EK LER

Serdar Soydan, Paris, Frankfurt... yahut H i!

Bir Seyahatin Notlar

15

Paris 1929

55

Frankfurt Seyahatnam esi

75

O belde
H angi bir kta-y muhayyelde?
H angi bir nehr-i dr ile m ahdd?
Bir yalan yer m id ir veya mevcd
Fakat bulunm ayacak bir m elz-i huly m ?
B ilm em ... Y alnz
Bildiim , sen ve ben ve mi deniz
Ve bu akam ki eyliyor tehzz
Bende evtr- hzn ilhm .
Uzak
Ve mi glgeli bir beldeden cd kalarak
Bu nefy hicre, mebbed bu yerde m ahkm uz.

O belde
H angi hayali ktada?
H angi uzak nehir ile sn rl?
Bir yalan yer mi veya mevcut
Fakat bulunm ayacak bir d sna m ?
B ilm em ... Y alnz
Bildiim sen ve ben ve mavi deniz
Ve bu akam ki
Titretir bende hzn ve ilham tellerini.
Uzak
Ve mavi glgeli bir beldeden ayr kalarak
Sonsuza dek srgn ve ayrla m ahkm uz bu yerde.
- O Beldeden

Paris, Frankfurt... yahut Hi!


Serdar Soydan

Ahmet Haim, Frankfurt Seyahatnamesine yazd Hariku


lade balkl girite, airlerle gezilerini yazya eviren gezgin
ler arasndaki ilikiye deinir. Gezgin de air gibi farkl bir ger
eklii, farkl dnyalar anlatmaktadr. Nasl ki yeni hayaller
yaratc air, alelade eyleri bir araya getirip harikuladeyi or
taya karyorsa, gezgin de ayn ekilde, tamamen yabancs ol
duu bir evrede, bilmeden, ounlukla anlamadan, daima
uyduruku bir gzn hayretiyle bakar ve yazar. te bu yz
den, Evliya elebinin eski Trkiyesi, Comte de Gobineaunun Afgan ve ran, Pierre Lotinin stanbulu, Paul Morandm New Yorku ancak seyyah gznn yoktan yaratp g
rebilecei birer harikulade hayaldir.
Ahmet Haim, hem air, hem de gezgin, dahas gezilerini
yazya dkmeyi seven bir gezgin olarak kar karmza. kt
Avrupa gezisini kaleme alr. Bu gezilerden ilk ikisi 1928
ve 1929 yllarnda Parise, son gezi 1932 ylnda Frankfurta
yaplmtr.
Bu geziye ait tm yazlan bir araya getiriyor bu kitap. Bu
adan bir ilk olma zelliini de tayor. nk 1928 Paris ge
zisinin notlarnn byk blmn Bir Seyahatin Notlar alt
bal ile Bize Gre kitabna alm, 1932 ylnda yapt Frank
furt gezisini de Frankfurt Seyahatnamesi bal altnda yaym
lamt Ahmet Haim. 1929 Paris gezisine dair yazlan ve 1928
gezisinin Bize Greye alnmayan paralarysa kdam gazetesi
nin sayfalar arasnda kalm, ancak Eyll 1991de Dergh Ya

ynlar tarafndan yazann gazetedeki br yazlar ile kitaplamt.1 Yazarn tm gezi yazlarn ilk kez bir araya getiren bu
kitap, Ahmet Haimin gezi edebiyat klliyatna katksn b
tnlkl bir ekilde sunmay amalyor.2
***

Okunduunda grlecektir ki, Ahmet Haimin gezi edebi


yatna sunduu metinlerin btn bir iir estetiine ulamak
tadr. Gezdii yerlerden ufak ayrntlar, farkl imgeler topla
mtr yazar. Harikulade balkl nsznde belirttii gibi,
bir yabanc, dil bilmez bir yabanc gibi, bir ocuk gz ile gez
mitir hep. Birbirinden kopuk, ilgisiz grnen yazlan, bir ii
rin msralar gibi, ancak bir araya getirilip alt alta dizildiinde
btnlenir. Bu btnlk iinde bile ak bir anlam, net bir
mesaj yoktur. Bir eyler duyumsarz, bir eyler hissederiz, bir
eyler yaarz sadece.
Piyaenin nsznde, iirde anlam ve aklk aramay, a
kmas yaz gecelerinde yldzlan bile rperten kck bir ku
u eti iin ldrmekle bir tutan Haimin gezi yazlarn okur
ken, bir ehir rehberi ya da nemli, gezilesi yerler klavuzu
okumadn bilmelidir okur. Peyami Safamn Frankfurt Seya
hatnamesi hakkmdaki yazsnda da dedii gibi, tm bu eserler
de gezilip grlen yerlerden ziyade Ahmet Haimi buluruz
nk.3
Yazar da yazdklannm, yazmay kurduklarnn okuyucuyu
tatmin etmeyebileceini dnm olmaldr ki, farkl yerler
de kendini anlatma, yazdklarn okurlardan da nce eletirme
gerei duyar. Bir Seyahatin Notlannm Son Sahifesinde, Pa
ris gibi cokun bir hayat ve hareket ehrinde duyduu bu hi
ten zevkleri, notlarnn bu son sahifesinde hatrlamaktan skl
mayan adamn safl, niceleri iin belki ocuksudur. Fakat bu

adam, zevklerini bakalarna satmak zere tatmyor. Onun


iin saffet ve samimiyeti ho grlmeli; Frankfurt Seyahatnamesinin Harikuladesinde, Bu edebiyatn rengini ve lezzeti
ni pek iyi bildiim iin dtan ziyade iten bahseden bu renk
siz ve vakasz kk kitabma seyahatname ismini vermekle
okuyucuyu aldatm olmaktan korkuyorum, demeyi ihmal
etmez. Hatta daha da teye gider ve, Pariste ne yaptm? Hi!
der.
Ahmet Haimin Avrupas gezi kitaplarndan ansiklopedik
bilgi ve neri bekleyenler iin gerekten de bir hi deerin
dedir. Oysa bir bakasnn gzleri ve ruhu ile dolamak, iirli
bir syleyiin bysne kaplarak farkl ayrntlar, kck
duyular yaamak isteyenler iin paha biilmez bir frsattr.
1 Ahmet Haim, Btn Eserleri: Bize G re - kdam daki dier yazlar, Ha
zrlayan: nci Enginn-Zeynep Kerman, stanbul, Dergh Yaynlan, Eyll
1991.
2 Metinleri yayna hazrlarken, Yap Kredi ve Dergh basklarnda yazla
rn sadeletirilmemi hallerinin bulunmasnn da verdii rahatlkla, okuma
kolayl asndan gerekli grlen yerlerde, yazann anlatmn bozmayacak,
metnin genel havasn zedelemeyecek, ufak sadeletirmelere gidildi. (Benzer
bir sadeletirme Milli Eitim Bakanl basks iin Mehmet Kaplan tarafndan
da yaplmt.)
3 Peyami Safa, Frankfurt Seyahatnamesi, Cumhuriyet, 2 4 Mays 1933.

Bir Seyahatin Notlan

Seyahate kan Adamn Duyduklar


14 Eyll 1 9 2 8

Bir ehir caddesi gibi her gn binlerce insann zerinde gi


dip geldii u Avrupa yolunda, okuyuculara anlatlacak hari
kulade eyler bulmak iddiasnda deilim. yle olsayd, u k
t Avrupaya deil, arzn daha bakir bir mntkasna gitmenin
yolunu aratracaktm.
Esasen, gidilecek yollar evvelden belli, grlecek eyleri
herkese malum, inenmi, usaresi alnm, posa haline gel
mi olan bu Avrupa seyahatine niye ktm, vapur Galata
Rhtmndan hareket ederken bile pek iyi bilmiyordum. Du
rup dururken sevgili detlerimden, kitaplanmdan, dostlarm
dan, yatamdan, geceliimden, terliklerimden ayrlp bir de
niz seferinin zorunlu arkadalklarna, allmam yemekleri
ne, i skntlarna, rahatszlklarna, endielerine, bile bile
kendini katlandrmak, benim gibi krk iki yann faziletine er
mi olan bezgin ve tembel bir adamn kolay kolay yapaca ha
ta deildi. Bu hatay biraz baka bir hava almaya ve dinlenme
ye ihtiyacm olduunu zannettiim iin yaptm. Fakat imdi
kendime soruyorum. nsan, hi holanmad eyleri grmek
le dinlenebilir mi? Yabanc havann teneffsnde ne kymet
olabilir?
Vapurda yol arkadalarmn byk bir nispette tccar ve
komisyoncular olacan, rhtmda, teyi iin biriken kalabal
n, ekseriyetle yzleri keskin renklerle boyanm gen, k
Musevi kadnlarndan mrekkep olmasndan anlamtm. Ge

ni kanatl kartallar gibi dnyann btn yollar zerinde du


rup dinlenmeksizin, cesaretle uan tccar cinsinin, maalesef
iyi seyahat arkada olmadn tecrbelerimle bilirim.
Bundan baka vapurun Suriyeden slaya giden birok has
ta, yaral, kolsuz, topal zabit, zabit kars ve papazlarla dolu ol
duunu ilk bakta etrafmda dolaan veya sandalyelere uza
nan kederli malullerin okluundan anlamtm. Bir tccar ve
hasta vapurunun pek neeli olmayacan tahmin etmek iin
fazla zeki olmaya hi lzum yoktu. stanbulun bu altn rengindeki tatl sonbahar sabahnda, Lotus vapuru nhtmdan ay
rlrken iim sebepsiz bir seyahatin nedametiyle iddetle dar
gn ve gergindi.

lk zlenimden Sonra
Vapura binerken ilk duygularma dair yazdm satrlar
okuyan okuyucu, o karanlk fikirlerle mutlaka ekmece hiza
sna gelmeden kendimi denize attma ve yze yze sahile
ktma hkmetmitir. Halbuki bilakis ak hava, yorgun
asabmn gergin ipleri zerinde tneyen kara kular kard ve
onlarn yerine mart gibi beyaz ve hafif birtakm nee kulan
getirdi.
Bergsonun rencisi Profesr Mustafa ekip Beyin dersle
rini veya neriyatn takip edenler bilir ki, insann hem bir u
uru, hem de bilinalt ismini verdikleri gizli bir basireti vardr.
Denizin yeil bir karanlk hkm sren dibinde biten renkli
sngerler ve kpkzl mercanlar gibi, ruhun da alt tabakalarn
da grnmez bir mantn garip nebatat dal budak salar.
Hareketlerimizin ekserisi ite bu dilsiz zeknn emirleriyle
vuku bulur. Bu muhta olduum seyahati bana yaptrmak iin
bilinaltm, tembel ve ahmak uurumu, topal bir merkebi y

rtr gibi sopa ile tekme ile harekete getirmiti. Bilinaltmn


cebir ve tazyikinden imdi ne kadar memnunum!
lk bakta bana neesiz insanlar ve malullerle dolu, seyyar
bir hastane hissini veren gemi, birinci yemein onuncu lokma
sndan sonra bilakis gzme bir cennet gibi grnmeye bala
d. Tacirlerin iyi seyahat arkada olmadn yazmtm. B
yk bir hicap ile bu hkmmde ne kadar aldandm anla
makta gecikmedim. Etrafmda hastalar, topallar, kolsuzlar gr
mtm, meer btn bunlar da yorgun bamn dar vuran
karanlk hayalleri imi! Gzm alnca, her tarafta ho, terbi
yeli insan ehrelerinden baka bir ey gremedim.
Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun btn dertlerine deva
dr.

Yapraklar ve iekler inde Bir ehir


lk merhalemiz Napoli ehri oldu.
klim taksimatn insanlar yapmtr. Tabiatn bu itibariyata fazla kulak ast phelidir. talya bir Avrupa memleketidir,
malum! Fakat talyann cenubu, hava, ziya, nebatatn cinsi,
insan tipi itibariyle, muhakkak imali Afrikadan addolunmak
lazm gelir. Arada deniz olmasa, hi phe yok ki Yunanis
tann, talyann, Fransann ve spanyanm btn cenup k
smlar, Avrupann iklim hududu haricinde kalrd. Corafya
kitaplarnn sylemedii bu hususiyeti anlamak iin Napolide
drt be saatlik bir gezinti kifayet eder.
Bu beyaz talyan ehrine bir sonbahar sabah girdik. Dala
r, ovalar saran saysz bahelerin yeillii iinde yatan Napo
li ile eyll meyvelerinin baygn kokular iinde tantk. Bura
da hurma aalar kendi vatanlarmdadr. Destelenmi yeil
balar, bahelerin dier btn aalarn geiyor. Yakan bir

gnein tahrikiyle portakal ve limon aalarnn henz yemye


il meyvelerinden dalan sert ve tatl bir koku, Afrika hazan
nn dier yabanc rayihalarna kararak neeli ve ehvani eh
re, asab gcklayan emsalsiz bir hava yayyor.
Gittiimiz gn, sanki Napolide sonbaharn bereketi kutla
nyordu. Btn evlerin pencereleri ve balkonlar, liften balar
la tutturulan yzlerce kavunla donatlm, manavlarn tezgh
lar zerine iri kzlck biiminde kpkrmz domatesler, g
rlmemi irilikte sapsan biberler, siyah incirler, pembe eftali
ler ve kehrba renginde zmler ylmt. beygirli yk
arabalan, krlann bin bir mahsulyle ykl, ar ar ehrin
yollanndan geiyor... Siyah sal, siyah gzl, beyaz dili, es
mer tenli yakc kzlar, yabanc olduumuzu anlayarak otomo
bilimizi durdurdu ve bize bahelerden nar ve incir att.
Be saatlik bir duraklamadan sonra Napoliden aynlrken,
insan deta dasslaya benzer tuhaf bir ac duyuyor.

Bir Rahibin Nasihati


Vapur her bir yeni limana yaklarken vize muamelatn
kolaylatrmak iin pasaportlar toplanr ve hareketten sonra
yine sahiplerine iade edilirdi. Napoliden aynldmz gnn
ertesi, sabah kahvaltsn yaparken metrdotel, endieli bir yz
le yanma yaklaarak sordu:
- Pasaportunuzu geri verdiler mi?
- Hayr!
- Tuhaf ey! Gidip bakaym.
Bir mddet sonra tekrar yanma gelerek:
- Bulamadm, sakn baka yolculannkine kanm olma
sn? Bir de byle arayaym, dedi.
Yabanc memleketlerde seyahat eden adam, zerinde ayn

ehemmiyette ey tar: Can, kesesi ve pasaportu.


Bunlar yekdierinin nne asla gemez. Herhangi bir sra
takip etmeksizin bu kelimeyi kt zerinde yan yana getir
mek kabil olmadndan srf kalemin tesadfne uyarak evve
la can yazm bulundum. Yoksa mantk ve hakikat zerre ka
dar tahrif edilmeden, pekl kese veyahut pasaport kelime
leri baa getirilebilirdi.
Metrdotel uzaklatktan sonra iin vahameti, meum bir
imek akmts halinde uurumun btn arklarn mavi bir
kla aydnlatt: Pasaportunu yol ortasnda kaybeden adamn
bana acaba neler gelebilir? Yanmda rahata ayn ien Bey
rut Fransz Tp Fakltesi reisi kolsuz rahibe sordum:
- Ne dediini iittiniz mi? Pasaportumu kaybetmiler. Bu
lunmazsa acaba ne olabilir?
ok okumu insann en garip bir numunesi olan ve Anato
le Francem hikyelerinden birindeki kimyageri hatrlatan bu
rahip, elektrikle ykl bir batarya gibi inktasz bir fikir akm
nn kvlcmlarn mtemadiyen etrafna datr. Kemal-i ciddi
yetle cevap verdi:
- Ne mi olacak? Vahim! Vahim! Sizi alacaklar, kollarnz
balayacaklar, hapse tkacaklar, siyah ve slak bir zindanda ay
larca bekletecekler ve nihayet bir diree balayp sizi kuruna
dizecekler!
Hayretle dinliyordum.
- Evet, byle en korkun akbetleri hatrnza getiriniz ki
pasaportunu kaybeden adamn ne hapse tkldm ne de kur
una dizildiini grme memnuniyetini duyabilesiniz. Ben har
bi umumide askerdim. Sol kolumu Verdune muharebesinde
kaybettim. Orduda iken ben ve arkadalarm, her sabah, ba
layan gn iin en karanlk ihtimallerden rlm korkun bir
program tasavvur ederdik ve her akam kendimizi yaralanma
m, lmemi, hl yayor ve hl teneffs ediyor grmekle,

ucuza mal olan bir saadetin btn zevklerini tadardk. Size bu


szlerimle bir iyimserlik ve saadet dsturu vermi oluyorum.
Hayatnzda bundan daima istifade etmeye alnz.
Parise girerken, otomobilde, birinci seyahatini yapan yol
arkadama sordum:
- Parisi nasl buluyorsun?
- Fena! irkin! Dnmek kabil olsa imdi dneceim. Hi
dndme benzemiyor!
Beklediim bu cevap, bana kolsuz rahibin vapurdaki ma
kul szlerini hatrlatmt. Yol arkadam, hayalen, Paristen
mmknat haricinde birok olmayacak ey beklemiti. Mk
fat da Parise ilk defa girenlerin pek iyi ainas olduu o gei
ci sknt dakikas olmutu.

Paris Sabah
Caddelerinde, kimsenin hayretini uyandrmakszm, kendi
memleketlerinde imi gibi, rahat rahat, salma salma dolaan,
sar pabulu ve bornozlu Afrikallar, altn dili ve gzlkl si
yahiler, entarili inliler, alvarl Siyamllar, Krtler, Rumlar ve
Ermenilerden ziyade bilhassa, ufak yapl, siyah gzl, siyah
sal, ayan- dikat derecede gzel yerli kadnlaryla yolcu ze
rinde derin bir intiba brakan renkli ve grltl Marsilyada
yirmi saat durduk. Bu mddet zarfnda, Cook Ajansnn oto
karyla, bir yn ngiliz ve Amerikal seyyahla birlikte ehrin
grlmesi mutat olan yerlerini ve abidelerini grdk. kinci
gn, akam saat 19.48de Parise hareket eden eksprese bin
dik. Bizde ekspres denince, hatra bir tek tren gelir. Hayr!
Marsilyadan Parise gnde drt ekspres gider ve her ekspresin
kalk saatinde, beer dakika fasla ile ve lzumuna gre da
ha fazla tren hareket ettirilir. Ben ve dostlarm bin zahmetle

Notre Dame Katedralinden Paris.

ancak nc tren iin bilet alabildik. Paris, ktan hortumla


ryla dnyann drt tarafndan kendisine doru ipnotizma
edilmi saysz insan srs ekiyor. Bunlar tamaya hangi
vasta- nakliye kifayet edebilir?
Gece, tren cenuptan imale geerken birden deien iklim
ve den hararet derecesi, bizi, yani arktan gelenleri harap et
ti. Ilk bir yaz akam Marsilyadan trene binmiken, gece yar
s anszn, kompartman istila eden buz gibi souk bir k ge
cesinin dileri, bizi her tarafmzdan srmaya balad. Telala
antalarmz indirdik, k paltolarmz kardk ve yakalar
mz kaldrp enelerimiz titreyerek hasta horozlar gibi birer

keye bzldk. Sabah, sisler iinde, mthi bir ba ars,


keskin bir nezle ve deta kapana tutulmu bir hayvann gizli
hiddetiyle mahmur, Parise girdik.

Hayvanlar Arasnda
Parisin byk hayat stmasna tutulduktan sonra yapmaya
hi vakit bulamayacam bir ziyarete ilk gnm hasretmeyi
muvafk buldum. ndiim otelden pek uzak olmayan doal ta
rih bahesindeki hayvanlar grmek istiyordum. Trenin yor
gunluunu scak bir banyo ve iyi bir kahvalt ile geirdikten
sonra o tarafn yolunu tuttum.
Eyll sonunun bu kapank ve serin gnnde bahenin b
tn aalan durgun ve karanlk... Havuzlarn sulan, bulutlu
semann akisleriyle kirli bir katran renginde... Neesiz fskiye
ler, havada tutunamyor... Derinden derine, perian ku fer
yatlar, bin tempoda hayvan barmalar iitiliyor... nsan daha
kapdan girerken bir gurbet ve strap bahesinin eiine ayak
bastn anlyor.
Evvela kularn bulunduu tarafa saptm. Birer byk oda
geniliindeki kafeslerinde, Hindi inden getirilmi leylek bi
iminde birtakm tyleri dkk kular, boyunlarn ekmi,
nihayetsiz bir hzn iinde dnp durmakta. Bu bedbaht
larn kafesi yannda, ak bir saha zerinde dikili kazklarn
ucundaki halkalara tnemi renkli papaanlar, kafeslerde
mahpus hasretli kularn havaya datt anlatlmaz elemi bir
dereceye kadar tadil ediyor. Daha biraz tede, baka bir byk
kafesi dolduran ufak Senegal kular, renkli tyleriyle bir son
bahar bahesinin keskin ieklerini andryor. Bu masum
mahluklar, bulutlu havay bir akam balangc zannederek
dallan zerinde sralanp uyumaya hazrlanyor. Daha tede,

yine byk bir kafeste hasta ve dargn akbabalar var. Hepsi de


yzlerini duvara evirmi uyuyor gibi duruyor. Yusuf Ziya, Pa
ris Hayvanat Bahesinde akbabann irkin ve gaml ban gr
seydi, neeli gazetesine onun ismini vermeye mmkn deil
raz olmazd.
Maymunlar tarafna getim:
ki gen empanze, mahpeslerinin demir parmaklklar ar
kasnda birbirine sarlm, alayan ve hkran felaketzedelerin
sallanyla mtemadiyen sallanyor. Ne hazin bir ey!
Kafesinde tek bana yaayan bir goril biraz almak ve sn
mak iin ikide bir tavandan sarkan trapeze taklarak birka
jimnastik hareketi yaptktan sonra tekrar bzld keye
dnyor. Hele dier bir kafeste bir Cezayir maymunu ailesinin
hatras, yreimde daima kanayan bir yara halinde kalacak.
Anne, bir aylk yavrusunu bar zerinde skm stmaya al
yor ve dalgn, bo, mitsiz gzlerle bu esmer ve yabanc se
maya bakp dnyor.
Ne talihsiz bir anne ehresi!
Teessrm tahamml kabiliyetimi gemiti. Artk kafesle
rin nnde ok durmadan geiyordum: te mtemadi bir dil
hareketiyle mahpeslerinin demir ubuklarn andrmaya al
an aptal aylar... te fke ve gazaptan kendi etine diini geir
meye alan hiddetli bir pars... te, serbest olsa, bir hamlede
kan ve kemik ynna dndrebilecei gln bir seyirci ka
labalna esir ehresini gstermemek iin inatla duvar taraf
na bakan marur bir Bengal kaplam...
te dalgn aslanlar. te iren srtlanlar, ite kafeslerinde
durup dinlenmeksizin dnen tesellisiz kurtlar!
Ylanlar ve timsahlar da derin uykularnda seyrettikten
sonra bahenin Seine Nehri tarafna alan kapsndan kma
dan evvel, heykeltra Fromiernin bir ay yavrusu avcsyla iri
bir ay annesinin kanl kucaklamasn temsil eden tuncu

nnde durdum. Esir ve gurbetzede hayvanlarn ifasz stra


bndan akan zehirle dolan ruhum, serbest canavarn zalim in
san zerindeki zaferini gsteren bu trajik aheseri seyretmek
le bir para ferahlad.

Paris
Seyahate kan bir dostunuzun size her vard yerden
muntazaman mektup, kart yazarken birdenbire susmas, ya l
dne veyahut Parise vardna delalettir. Parisin havasna
giren adam, mektup yazmak iin artk vakit bulamaz, byle
eylerle megul olmay hi dnmez.
Batanbaa mamur, sekiz on katl, bir hiza zerine dizilmi
asil talan, havadan ken tozlarla simsiyah, ayn mimaride
koskoca apartmanlar... Sultanahmet Meydan geniliinde, as
falt veya tahta ve nadiren granit deli, ehrin her istikametine
uzanan, aal aasz, sonu gelmez caddeler... Akla aknlk
veren maazalar, kahveler, barlar, tiyatrolar, mzeler, bahe
ler, parklar, heykeller, abideler, taklar... Oklar siyah bulutlan
delen, mermerleri dantela haline getirilmi asrlardan kalma
tarihi kiliseler.
Burada, adm banda, Hamitin Londray tarif eden o me
hur msralar hatra geliyor:
Drttalimler, rasadgehler,
Sonra birok mesiri dni, ilh...
Gecenin karanlklar iner inmez batan baa sar, krmz,
lacivert klardan oluan kl bir mimariye dnen bu er
eve iinde, gnn hemen her saatinde caddeleri dolduran te
miz, gzel, terbiyeli, endiesiz karncalar gibi faal bir insan ka

labal... Bu kalabalkta, ismi btn dnyaca tannm limler,


airler, edipler, sanatkrlar, fahieler, i kadnlar, her yata ta
lebe ve her iklimden gelmi bin bir insan numunesi var. Bun
lar byk bir meale etrafna m vzltl gece bcekleri
gibi Paris caddelerini muhtelif lehelerinin grltsyle dol
durur. Hi kimsede yabanc ekingenlii yok. Franszlardan
baka burada herkes, mlkn hakiki sahibi imi gibi, tuhaf bir
marklkla dolayor. Sanki buras, Hintli iin Benares, inli
iin Pekin, zenci iin de Tomboktodur.
Parisin umumi sokak ehresini tamamen izmi olmak
iin rengrenk insan gelgitine, piyadenin yaama hakkna hr
metkar, bin bir istikamette uup giden yz binlerce taksinin,
tramvayn, otobsn, kamyonun ve bisikletin imeklerini de
ilave etmek lazm.
Fakat Paris bundan ibaret mi? Hayr. Zira bu ayn cmle
lerle, hatta kelime deitirmeksizin, btn yeni Avrupa mede
niyet merkezlerini, Berlini, Londray, Viyanay, Stockholm,
Brkseli de anlatmak kabil. Hayr, Paris bundan ibaret deil.
Bu dakikada sonbaharn altn yapraklarna brnmeye bala
yan, semas bakr renginde bulutlarla ykl Parisin hakiki so
kak ruhu kalabalk, evler, maazalar, aalar, otomobiller de
il, fakat o sade giyinmi, o esiz Paris kadnnn, btn musi
kilerden daha gzel olan cvlts ve onun etrafa sihirli bir ak
gibi datt pudra ve lavanta kokularyla dolan, o anlatlmaz,
o hafif, o munis, o sarholatc tatl havadr!

Paris Kadn
hreti dnyay tutan Paris kadn nadiren gzeldir. Paris
caddelerinde tesadf edilen gzel kadnlar, ekseriyetle ya ce
nuplu veyahut ecnebidir. Fakat, gzellik anlayma uygun bir

Eyfel Kulesi altnda gezinti.

gzellii haiz olmayan Parisli kadnlar, bilaistisna sevimlidir.


Mide bulandmc irkinlie burada hi tesadf etmedim.
Gayet sade giyinen, hatta kyafete iptidai bir ekil arz eden
bu ekseriyetle henz salarn kestirmeyen kadnn btn teh
likeli cazibesi, vakanndan, saffetinden, konumasndan ve bil
hassa o anlatlmaz ive ve edasndan geliyor. Bunlar, btn
dnyann en gzel kadnlarna Parisli kadnn cesaretle mey
dan okuyabilmesi iin kfidir.
Parisin en byk moda atlyelerinde bizzat Fransz kad
nnn parmaklan ve inesiyle vcut bulan o kymetli, eit e
it elbise, hemen hemen mnhasran ecnebiler iin yaplr.

Fransz kadn, dnyann dier kadnlarn srma ve ipekten


rlm en byleyici kyafetlere soktuktan sonra onlar sr
tst getirir. Bir ak dakikasnn lezzetine ebediyet verecek
kudreti haiz olmayanlar, ssten medet ummakta belki ok
hakldr. Fakat ipekler ve boyalar, ruhun eksikliklerini bilmem
ki nasl telafi edebilir?
Yabancya mahremiyetinin kaplarn g aralayan Fransz
cemiyeti hakknda bir ecnebinin ksa bir mahade neticesin
de, umumi bir hkm yrtmeye kalkmas kstahlktr. Bi
naenaleyh btn bu satrlarda anlatlan sathi hayatn, bir so
kak gr olmaktan fazla bir iddias olmadn sylemek la
zm.
Yalnz Pariste kaytl fahie adedinin drt yz bin olduu
nu bir resmi makamdan renmitim. Fakat buna gizli fuhun
belki drt yz binden bile fazla olan rakam ilave edilirse, cad
delerde, umumi bahelerde, otellerde, dansinglerde ak avc
lar iin ne kolay bir faaliyet sahas mevcut olduu hakknda
takribi bir fikir peyda edilebilir. Fakat her gn bir kapsndan
alt yz bin ecnebi karken, dier bir kapsndan bir o kadar
ecnebi giren, nfusu drt milyona varan muazzam bir mede
niyet merkezi iin bu serbest kadn adedi hi de fazla deildir.
Fakat iyi bilmeli ki bu fuhu ve elence lemi asl Paris deil
dir. Zira Montmartre Mahallesi, btn Fransann kk bir
modeli addedilse, o zaman darlfnunlar, akademiler, enstit
ler, hastaneler, fabrikalar, limler ve sanatkrlar Fransas gay
ri kabili izah bir hale gelir. Dn hakiki bir Fransz ailesinin
sofrasnda le yemeine davetliydim. Ruhum kutsi bir gn
lk kokusuna benzeyen coturucu bir namus ve iffet triyle h
l doludur. O sofrada bir Trk ailesinin nezahet ve mahremi
yetini mtemadiyen hatrladm.
Yabancya etini satan Parisin sokak kadnnn, yakndan
tetkik edilse, ruhen bir aile kadnndan farkl olmad gr

lr. Bir gece, Montpamasseta ssl bir bar, kibar bir kadn ve
elence yeri olan Coupolle Kahvesinde bir arkadala beraber
otururken, yanmzda gazetesini okuyan gen bir kadnla tesa
dfen ahbap olduk ve be dakika iinde eski ahbaplar gibi ko
numaya koyulduk. Arkadam, szn geliiyle Fransz kad
nnn maddiyatperestliinden ve paraya dknlnden te
essfle bahsetti ve ahlaki mtalalardan rlm keskin bir nu
tuk att. Gen kadn, lakayt gzlerle bu uzun ve Asyaya zg
hitabeyi dinledikten sonra, pembe dudaklaryla u ksa ve ma
kul cevab verdi:
Ne iin paray kazanmak istememeli? nsan parasz ve fa
kir olduktan sonra...
Filhakika den Fransz kadn yalnz fakir, safdil ve talih
siz olanlarn snfmdandr. Fakat bunlarn ruhu, kirli etleri
iinde snmeyen bir mcevher gibidir. Fransz kadn ru
hunu cisminden ayrmay biliyor. Bu byk bir hner ve kfi
bir fazilettir.

Neesiz Paris
Her bir ta bin bir eit sanatkr eliyle kutsi bir mahiyet al
m ve bir gn yeraltna gese, eski Yunan medeniyeti yknt
larndan bir kere daha kymetli bir harabe lemi brakacak
olan Paris ehri iinde, imdi eski neesini ksmen kaybetmi,
aim hafife krk bir halk yayor. Bunu grmek ve hissetmek
iin hi de fazla dikkatli olmaya lzum yok.
Bir Amerikal muharrir New York Herald gazetesinde, Pa
risin bu gze arpan somurtkanl hakknda zalimane bir
makale neretmiti. Btn Paris matbuatnn mukabele ettii
bu yazda ezcmle deniyordu ki: Btn yerlileri siyahlar giyi
nen bu ehirde, renkli elbiseleriyle esmer havaya cazibe da

tan yalnz yabanclardr. Parisi dolduran yz binlerce ecnebi


nin balca elencesi undan ibarettir: Yars kahve nlerinde
ki iskemlelerde oturur, dier yans da caddede yryerek oturanlan seyretmekle vakit geirir. te Paris bulvarlarnn bu
gnk tatsz manzaras!
Dn akam, soframzda misafir olan gen bir Parisli kad
na, Amerikal muharririn Paris hakkmdaki bu nevi mahadelerinden bazlarm naklettim. Gururunun btn altn tyleri
kabard ve istihzann en keskini ve en zekisiyle u cevab ver
di:
- Amerikal denen mahluk, insana en yakn olan hayvan
dr. Parislinin yzndeki nee alametlerini seme kabiliyetini
ondan istemek fazla insafszlk olmaz m? Biz, harbin en etin
senelerinde bile Parisi tebessmsz brakmadk. imdi durup
dururken neden neesiz olalm? Elenmesini, glmesini bil
meyene biz ne yapabiliriz?
Bu, belki byle olmakla beraber, muhakkaktr ki bugnk
elence Parisi, artk o eski delimen Paris deildir. Bunu k
l ehrin eski halini bilenlerin cmlesi sylyor.
Clichy ve Pigalle meydanlarnn havasnda her gece lacivert
alevler ve krmz atelerle yazlan ziya cmleleri imdi beyhu
de yere elektrik cereyanlarn yutup duruyor. Montmartrem
yerine gemekte olduu sylenen Montparnassem btn zevk
hummas, birka byk Amerikankri barn ssl camlarn
dan teye geemiyor. Bu acayip durgunluu, tantm Paris
liler bana muhtelif tarzda izah etti. Kibar Passy semtinde bir ai
le salonunda bir gen kadn yle anlatt:
- Hayat pahallat, kazanmak da o nispette gleti. Onun
iin Parisin birok ailesi artk kamyor, gezemiyor, elene
miyor ve kendi aralannda toplanmaya mecbur kalyor. Paris,
ecnebiler iin kurulmu bir panayr deildir. Parisin neesini
yapan yine bizzat Parislilerdir. Onlar ortadan ekilince, tabi-

i byle durgun bir ehir hasl olur.


Bir Fransz muharririne gre:
Paris ehri, frangn dknl srasnda, yalnz elen
mek iin gelen ecnebilerin bazen ne adi ve ne kaba birer mah
luk olabileceini gzyle grd ve onlardan irendi. Servetle
rini avular iinde bir gnde havaya karm grmekten
mahzun Franszlar, kendileri a ve mitsiz iken, yksek kambiyolu yabanclarn Paris sokaklarnda yapt rezaletlere ahit
olarak ruhlarnn btn o eski saffetini kaybetti. imdi Parisli,
Meteklere kar ii nefret ve aalama ile doludur. te onun
iindir ki Parise elenmeye gelen yabanc, artk kendisi ile
yerli arasnda eskisi gibi bir nee ortakl bulamyor.
Sebepler her ne olursa olsun, Paris, muhakkak ki imdi bi
raz neesiz bir ehirdir.

Sebze Yiyiciler
Avrupa yoluna ktm gnden beri sebzeye hasret kalm
tm. Vapurdan itibaren gdamz muhtelif kara ve deniz hay
vanlan etlerinden ve iki olarak araba mnhasr kalmt. Yal
nz Fransa topra zerinde yaayanlann boazndan, her gn
biftek, rumstek, rozbif ve atobriyan eklinde muazzam bir da
na, kz, domuz, kei, at ve eek srs geer ve Seine Neh
ri geniliinde de bir arap nehri bu sry ayn yoldan takip
eder.
Geri bu beslenme tarz beni senelerden beri bilmediim
bir sindirim sistemi shhatine mazhar etmiti. Fakat buna mu
kabil cismimde ruhumun tyl, dili ve trnakl bir mahluka
dntn hissetmek ezasyla rahatsz olmaya balamtm.
Bir gn, otelde tantm bir ngilizle birlikte nadir bir ki
tabn peinde Saint-Germaine Bulvarnn eski kitap satclan-

nm bulunduu yan sokaklarndan birine saparken, cameknna yemek listesini asan Byk Gne isimli bir lokanta, ar
kadamn nazar dikkatini celp etti. Durduk ve listeye gz
gezdirdik. Tuhaf ey! Bu listede hibir et ismi gemiyordu. Ta
hayyl ettiim sebze cennetini nihayet bulmutum.
Arkadam mstehziyane bana veda edip gitti. Bense se
vinle, sebze yiyiciler lokantasna girdim. Kalabalk iinden
zahmetle bo bir masa bularak oturdum. Kendini hayli beklet
tikten sonra nihayet garson yanma geldi. Bana garip bir eda
ile mahremane sordu:
- Lokantamzn ne olduunu biliyor musunuz?
- Evet.
- O halde yemeklerinizi smarlaynz.
Hibir canl mahlukun hayatna mal olmayan ve mayalan
m hibir maddenin karmad yemeklerden beendiklerimi
syledim.
Bu sebze ve su cennetinin sakinleri ekseriyetle tertaze,
shhatli gen kzlar ve hibir hastaln alametlerini tamayan
gen adamlard. Yalnz i salonlarda, mneccim veya sihirbaz
veyahut sanatkra benzeyen, sal sakall, temiz fakat acayip
klkl birtakm mteriler vard. Belliydi ki btn bunlar,
doktor tavsiyesiyle nebati bir rejim takibi iin deil, srf bir
prensibin evkiyle burada toplanmt.
inde bir ibadethane skun ve edebinin hkm srd
bu lokantaya gn devam ettikten sonra uzviyetimin azar
azar bir masum ocuk uzviyetine dndn, ruhumun artk
zehirli mayalanmalara sahne olmamaya baladn zevkle his
settim. Dnyann manzaras gzmde deimeye balad: B
tn mstevli Avrupa halk bana masum sebze yiyici milletlere
musallat olmu kanl ve uzun dili bir canavar srs eklin
de grnmeye balamt. Mstemleke siyasetini et aramak
hrsyla izah etmeye balyordum. Fakat kendi kendime unu

da itiraf ediyordum ki, btn yararl hayat hrslarnn kkrt


cs da ettir ve hareketleri ar olan sebze yiyiciler, et yemeye
alncaya kadar peneli hayvanlarn aciz bir av olmaya mah
kmdur.

Siegfried
Harp ve zafer, kolay i deildir. Cihan harbi, bunu btn
kavgac milletlere retti. imdi Fransz topra zerinde lm
tayflar gibi dolaan binlerce siyahlar giyinmi matemzede ka
dn; adm bana rastgelinen kr, topal, kolsuz, kulaksz, burunsuz harp malul; yarm saat iinde enkaz ynlar haline
gelen mamureler; bilhassa mtarekeyi mtekaip Fransz serve
tini kle dndren o mthi para buhran, muharebenin bir
golf partisi kadar basit veya savalara yakr bir iirin tebih
ve istiareleri gibi parlak bir ey olmadn, ailesine bal ve pa
rasn sever Fransza iyice retti. Geri devlere yakan bir
himmetle btn harabeler az zamanda ayaklandrld. Frankn
tekerlenmesi durduruldu. Banka kasalar altnla azlarna ka
dar dolduruldu; fakat felaketin ne pahaya tamir edilebilecei
ni bittecrbe renenler, bu suretle trajik oyuna tekrar bala
may arzu ettirmeyen bir rte ermi oldu. Bu harp sonu hale
ti ruhiyesi, birok Fransz, Alman mtefekkir ve ediplerini,
mtekabil anlama iin bir zemin hazrl dnmeye sevk et
mitir. Yeni Fransz edebiyatnn en gzel ehrelerinden biri
olan ve evvelce mensup olduu mfrit sanat cereyanlarndan
makul ve yeni bir gzellike ulaan Giraudouxnun drt be
aydan beri, aralksz Pariste Comedie de Champs-Elyseede ve
ayn zamanda Berlinde oynanan Siegfried isimli nefis piyesi,
bu olgunluk edebiyatnn en ayan dikkat numunelerinden
biridir.

Paristen bir sokak.

Piyesin ruhu udur: Byk bir aileye mensup bir Alman


hemiresi, muharebe meydannda yaral, plak, baygn bir
halde bulduu bir Fransz askerini kaldrarak, aylarca devam
eden bir anne efkat ve ihtimamyla onu hayata avdet ettirir;
ald yara tesiriyle btn eski hatralarndan boalan esir di
ma, Alman sistemleriyle yeniden terbiye ederek, eski Fransz
askerinden tertaze, ateli bir Alman vcuda getirir. Artk is
mi Siegfried olan bu yapma Alman, yeni milletinin mukadde
ratn eline alm, onu yeni bir hayat idealinin en yksek zir
velerine karmtr. Siegfried imdi bir Alman deil, Alman
yann btn deruni kuvvetlerini ruhunda toplayan bir Ger

men rk timsalidir.
Piyesin mihveri bu mucizevi bakalamadr. Mellife gre
bir Franszla bir Alman yekdierinden ayran, uzviyet ayrl
deil, sadece dimalarda birikmi hatralarn mahiyet farkdr.
Herhangi bir sebeple bu hatralar unutulunca, iki birbirinden
nefret eden kimlik yekdierine dndrlebilir hale gelebilir.
Alman hkimi Nietszche de, Giraudoux gibi dnmyor
muydu? Bu feylesofa gre milletleri birbirine dman yapan
yegne kuvvet tarihtir. Geni bir beeri anlamaya vcut ve
rebilmek iin yaplacak ilk i, tarih tedrisatnn el birliiyle or
tadan kaldrlmasdr.

Bir Akam Sohbeti


Montpamasseta, kk Rus lokantas Cigidde toplandk.
Bizi davet eden hanmefendi, onun ahbab gen bir Avusturya
lI kadn, sanat cereyanlarn yakndan takip eden iki Fransz

genci: Doktor Lakan, Vikont de Santak, ben.


Cigid, dkn Rus asilzadelerinin btn byk ehirlerde
at malum mzikli, ikili lokantalardan biridir. Duvarlar,
Ruslarn pek sevdii Binbir Gece Masallar sahnelerini gsteren
renkli resimlerle svanm. Beyazlklar pheli rtler altnda
saklanan kk masalar zerinde krmz abajurlu lambalar
yanyor. Alttan gelen bu krmz kla btn lokantay doldu
ranlarn ehreleri yukar doru uzanm. Sanki yeryzne ya
banc, esrarengiz bir lem kesi. Kalabalk iinde glkle
bo bir masa bulabildik. Mecnun veya dhi nevinden birtakm
insanlarn topland bu kede btn garabetlerin asil bir ca
zibesi var. Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakan bir ereve
iindeyiz.
Yemek srasnda Doktor Lakana sordum:

- Edebiyatnz ne halde? Son manzaras nedir?


- Edebiyatmzn bugnk timsali bir doru yol deil, bir
aatr. Ktn mihveri etrafnda muhtelif sanat cereyanlar,
ayr dallar eklinde, her istikamete doru uzanm, hava ve zi
yay ayn zamanda massedip duruyor. ahsiyete azami hrri
yeti tanyan bir devre yakan da bu deil midir?
- Bu dallarn isimleri?
- Saymakla tkenmez ki. Balcalar: Kbizm, ftrizm,
dadaizm, srrealizm. Sembolizmin rmesiyle ortaya kan
btn bu mantar cinsinden mesleklerin hemen cmlesi, birta
km yabanclarn memleketimize getirdii kahve ve meyhane
hareketleridir. Biz misafirperver bir milletiz. Hapishanelerimiz
yabanc mcrimlerle, hastanelerimiz yabanc hastalarla, mek
teplerimiz yabanc talebe ile, akademilerimiz, enstitlerimiz
yabanc lim ve sanatkrlarla doludur. Mzelerimizde kendi
byklerimizin gnden gne artan mahsulatna bile yer bula
mazken, Legion dHonneur nianyla dehasna hrmetimizi
dediimiz ve byk hnerini erefle benimsediimiz Japonyal ressam Foujitanm aheserlerine, sanat hzinelerimizin en
mutena yerlerini ayrdk. Aslen Polonyal Landowsky, bizim
en byk heykeltralarmzdan biridir.
Kbizmin bizde babas, edebiyatta Guillaume Apollinaire
ismiyle tannan Polonyal Vilhelm de Kostrowitskydir. K
bizm, balangta yalnz resme mahsus bir yenilikti ve empres
yonizme kar bir akslamel olmak zere vcuda getirilmiti.
Resimde empresyonizm, modelin muayyen bir k altnda, bir
na mahsus ekil ve vaziyetini tespit etmeyi amalar. Kbistler
ise, modelin yalnz grnen cephesini deil, grnmeyen k
smlarn da, boyutunu da levhada gsterme gayretine d
t. Bu suretle seyirciler bir gn, ayn tablonun erevesi iin
de bir keman parasn, bir tara, bir ubuu, bir by ve bir
yarm insan ehresini toplanm grmekle hayret iinde kald.

Kbist ressam yapt bir eklin ayan resmetmek iin ayet


yer bulamazsa, baca ban yan tarafna uzatmakta hibir
mahzur grmez. Guillaume Apollinaire ve arkadalar, bu ds
turu ressamlardan kskanarak onu yaz sahasna tad ve iiri
de tasvir ettii mevzuun btn teferruatn, karmakark nak
letmeye mecbur ettiler.
- Ftrizm?
- Harbi Umumiden iki sene evvel beliren ftrizmin de
Fransada n ayak olan ayn Guillaume Apollinairedir. Ft
rizm aslen talyandr ve mucidi Marinetti isminde biridir. Ftristlerin iddias yalnz muasrlar tarafndan deil, gelecek ne
siller tarafndan da anlalmaktr. Bunlar, mstakbelin szde
habercileridir. Ftrist air, makinelerden, fabrikalardan bah
seder ve yeni hayatn sratini anlatmak maksadyla tasvirleri
ni, hibir rabta ile balamakszm bir sinema dn sratiyle
sralar.
- Dadalar?
- Bir manas olmayan dada tabiri 1916 senesinde, svi
rede Zrih ehrinde toplanan ve reisleri Tristan Tzara ismin
de bir Romanyal gen olan, muhtelif milletlere mensup kk
bir zmre tarafndan icat edildi. Bunlar iki sene sonra karar
ghlarn Parise tad ve orada birtakm Fransz genleriyle
birleti. Guillaume Apollinaire bu yeni grubun da iindeydi.
Dadaizm, esas itibariyle Cihan harbi neticesinde iflas eden b
tn mantk ve hikmetle istihza ve aklselime hakaret iin sa
ma sapan sylenmekten baka hibir ey deildir. Bu meslei
edebi bir mektep eklinde muhakeme, ona hakaret etmektir.
Zira onun iddias hibir ey olmamaktr.
- Srrealizm?
- Srrealizm olduka makul bir esasa istinat eder. Bu mes
lein nazariyats ve reisi Andre Bretona gre, iirin zevki bi
linalt membalannda gizlidir. Bazen srf tesadf evkiyle yan

yana gelen iki kelimenin arpmasndan fkran parlt, koca


bir manzumenin yegne parlak iir noktasn tekil eder. Sanat
eserinin meydana geliinde sanatknn iradesinden ziyade tesa
dfn etkili bir rol vardr. Binaenaleyh, kendimizi igdle
rimize brakmak suretiyle bilinalt lemle temasmz muhafa
za edebiliriz.
Bu nazariye tatbikatta u suretle kullanlr: Srrealist air,
nne bo bir kt alr ve hibir ey dnmeksizin mekanik
bir inkyat ile kalemini beyaz sahife zerinde yrtr; satrlar,
aranmakszn akla gelen birtakm kelimelerin sralanmasndan
hasl olmutur. Buna otomatik yazma usul nam verilir. Bu
sistemle hi de fena olmayan eserler vcuda getirilmitir.
- Halknzn edebi zevkine imdi tahakkm edenler hep
bunlar m?
- Fransz milleti ks dinlemitir. Bu nevi zmrelerin yay
garalar ona vz gelir. Fransz edebiyatnn bu dakikada h
kmranlan iirde mnhasran Valry, nesirde Proust, Morand,
Gide, Claudel ve Giraudouxdur. Ne gariptir ki bunlar evvelce
sra ile sembolist, dadaist, kbist ve son merhale olarak srrea
list idi. Fakat halk tarafndan anlalr bir hale gelince ve ra
bet bulmaya balaynca arkadalan onlan frkalanndan tart et
tiler. Anlalan, bu yeni cereyanlara mensup olmak erefi, ra
beti ancak ryada grm olmay gerektirir.
Arkadamz gen kadn kedi gibi esnetmeye balayan bu
uzun edebi sohbeti burada braktk ve hayatn renkli helezon
larla alp kapand neeli bir rakshaneye gittik.

Darlfnun ehri
Aile kontrolne tabi yerli genler iin emsalsiz bir alma
yeri olan Paris, otelde yatp kalkan iradesiz yabanc iinse bi

lakis ba dndrc bir fuhu ve rezalet girdabdr. Birok


memleketten bu ehre tahsillerini yapmak zere gnderilen
genler, tam bir hazrlk, mthi bir hsnniyet ve hibir ey
tani ihva ateiyle erimeyecek deruni bir kuvvetle mcehhez
deillerse, ruhlarn ve etlerini bu cehennemi arkn dilerine
kolayca kaptrr. Her rka mensup nice bedbahtn, Paristen
memleketlerine dnerken her gece mutat saatlerde yataklarna
girmi olmaktan baka hibir gnahlan olmayan vatandalar
na kafa tutmak iin havada sopa eklinde salladklar yegne
yeni fazileti, Montmartre, Saint-Michel veyahut Montpamasse
sokaklarnda, birka sene sabahlara kadar kundura eskitmi
olmak meziyetinden baka bir ey deildir.
Genliin Pariste maruz olduu tehlikeleri bilen baz hayr
sahipleri, bunlar sefahate ve sefalete kar messir bir surette
korumak zere bir Darlfnun Mahallesi tesisi dnmtr.
Bu insani fikrin hakikat sahasna intikali, imdi Pare Monceau civarnda, yklan eski istihkmlarn yeri zerinde ykselme
ye balayan muhteem darlfnun ehrine vcut vermitir.
Yemyeil tarhlar... Sar kum deli yollar... Aalar yeni
dikilmi baheler iinde, ite sra ile Fransz, Belika, Brezilya,
Kanada, Japon, Birleik Devletler saraylar... En zengin oteller
den daha mkemmel dinlenme artlarn kendinde toplayan
bu binalarn cephesinde, ina masrafn ceplerinden demi
olan zenginlerin altn ve mermer harflerle isimleri:
Fransz binas stnde Duc de la Muerthe ismi.
Belika binas stnde Birmans la Port ismi, ilh..
Romanya, Yunanistan ve hatta masraf Nubar Paa tarafn
dan denecei sylenen Ermeni binalarnn yerleri imdiden
hazrlanm, ustalarn ie balamas bekleniyor.
nsani bir msabaka sahas mahiyetini alan Darlfnun
Mahallesinde Trk bayrann da bir an evvel dalgalandn
bilmek ne kadar ayan temennidir.

Cami ve Havra
Franszlar, Kuzey Afrika Mslmanlarna szde bir cemile
olmak zere Pariste hayvanat bahesi civarnda Magrip mima
risiyle gzel bir cami ina etmitir. 1924 senesinde, bu cami
henz yaplmaktayken, Afrikal iilerin bir eki ve bir demir
kalemle taa nasl yontulmu bir mcevher eklini verdikleri
ni grmeye gitmitim. Bornozlu ustann marifeti, kulland
iptidai vastalara gre bir kunduz veya bir arnn ayan hayret
hnerinden hi farkl deildir.
sene sonra, inaat artk biten bu camiyi yine ziyarete
gittim. Grdklerimle yzm haya ve hicaptan kzard. Pa
riste, Franszlarn sadakas olan bu Mslman ibadethanesi
imdi Montmartre Mahallesinin elence yerleri gibi kaplarn
ancak saat ondan sonra gece ziyaretilerine aan mehur bir
batakhanedir. Mezzin ve hademeler, caminin etrafndaki ya
plardan kuskus pilav yapan bir lokantann varidatyla ve her
trl fuha sahne tekil eden, ii seccadelerle rtl, sedirli,
avizeli, arabesk bir salonun gece iftlerine iirdii kokteyl ve
ampanya haslatyla geiniyor. erefli bir cami!
Dnyada emsali olmayan Champs-Elysees Caddesi eskiden
kibar bir gezinti ve tatl bir sohbet yeriydi. imdi inci, elmas,
zmrt ve yakutun istilas altndadr. Eski katl konaklar
birer birer yklyor, yerlerinde on, on be katl bankalar, tica
rethaneler ykseliyor. Eski siyah duvarlar, mermer, altn ve
gm levhalar altnda saklanmaktadr. Muazzam cameknlar
iinde, yksek markal otomobiller, nadir birer canavar gibi
tehir ediliyor.
Akamn alacal caddenin kestane aalarn karartt
andan itibaren sema, Champs-Elysees stnde btn kelime
leri atele yazlm namtenahi bir ilan sahifesidir.
Bir akam gezintisinde bu caddeden geiyorduk. Byk bir

iskele kurulmu, saysz ii, semalara doru ykselecek gra


nitten bir duvar rmekle megul. Yanmdaki arkadam, bina
y gstererek anlatt:
Bir mddet evvel bu binann yerinde Kont Massanm asr
lk kona vard. Kont, son senelerde parasz kalnca mlkn
Musevi cemaatine satt. Eski binann tarihi kymeti bykt.
Hkmet satn ald ve Rasathane bahesine olduu gibi nak
lettirdi. Bo kalan arsa zerinde ina edilmekte olduunu gr
dnz bu muazzam bina ise bir havra olacak!
Yanmzdaki sar sal gen kadn, tatl ve yava bir sesle
dncesini syledi:
Bir havra daha yaplm, bunun ne ehemmiyeti var? Kkle
ri her taraftan dnyay saran btn bankalar birer havra ol
duktan sonra...

Mstakbel Mimar
Pariste sokak trafii, byk bir medeniyet merkezi iin
cidden utanlacak bir hale gelmitir. Buna sebep otomobildir.
Buharn kefi, insanlk hayatnda byk bir deiiklik yap
mt. Mavi deniz zerinde byk pervaneler gibi dolaan yel
kenli gemiler kanatlarn toplayp ld; fabrika mimarisi do
du; siyah bacalar, hava ve sema manzaralarn deitirdi. Her
taraftan amele rk, eski esirler cinsinin yerini ald. te o ka
dar. Fakat motor, hayatn umumi manzarasn yaknda kkn
den evirip baka bir ekle koyacak.
Pariste az ok istatistik ilerinden anlar bir zattan rendi
ime gre, bu ehirde alan yalnz kira otomobillerinin ade
di, otuz alt bini geiyor. Buna, says bence mehul binlerce
hususi otomobil daha ilave edilirse, yol trafiinin Pariste ne
etin bir mesele tekil ettii anlalabilir. Dnyay kaplayan

Esplanade des Invalit Meydan.

otomobil fabrikalarnn motorda her gn vcuda getirdii ye


ni tekemmller, araba sahibinin maruz olduu mklat s
ratle azaltyor. Fiyatlar gnden gne ucuzlamakta, tediye iin
yaplmakta olan kolaylklar, artk her keseyi otomobile doru
ekmektedir. O suretle ki her adamn iip koca bir otomobil
haline gelmesi ve caddelerde akan halkn bir dev srsn an
drmas hi de uzak bir mstakbel deil!
Bu istikbal geledursun, daha imdiden Paris caddeleri, bil
hassa akam beten yedi buua kadar, boulan hasta bir da
mar gibi trafik aknm istiaba yetimiyor. Binlerce otomobil
cadde ortalarnda skm, adm bana dikilen polislerin sopa

iaretine uyarak birer kaplumbaa yry arlyla her be


dakikada bir ancak yarm metrelik bir yol alyor. Bu hal, yeni
bir srat aleti olan otomobili, zdd olan kadim beygirli araba
nn da aasna drmektedir. Bu yzden yollar tkanyor,
piyade hareket edemiyor ve ehrin umumi hareketi her tarafta
felce uruyor.
Ne olacak? imdiye kadar btn bavurulan arelerin der
de deva tekil edemedii anlald. Otomobili dnya yznden
kaldrmak da tabii mevzu bahis deil. ster istemez ilkel ula
m vastalarna gre kurulan ortaa ehir ereveleri ykla
cak ve imdi bir nevi deli addedilen Le Corbusier gibi mimar
larn estetii dnya zerinde hkim olacak...
Mstakbel otomobil ehrinin zemini muhtelif tabakalardan
vcuda gelecek. Seyrsefer sahasn boaltmak iin evler kal
kacak ve btn bir mahalleyi karnnda toparlayan Amerikankri krk elli katl, bin bir pencereli korkun ve plak kpler
ykselecek. Bunu bir hayal zannetmemeli, Pariste imdiden
yer altnda byk caddelerin almas ciddiyetle dnlyor.

Pislik ve Temizlik
stanbuldan uzak kaldm mddete bilhassa pire ve tahtakurusunun hasretini ekmitim. Geri beni gtren vapurun
ssl kamarasnda yol arkadalarm saysz hamam bceiyle
ismini bilmediim birtakm iren kurtlard. Fakat Marsil
yadan itibaren btn dost haarata bir mddet iin veda et
mek lazm geldi.
Paris, domuz eti yer, arap ier ve Mslman erinin em
rettii taharetlerin hibir nevini tanyacak bir seviyeye henz
varmamtr. Fakat buna ramen ne gariptir ki bu ehrin hava
s, keskin hela kokusu yerine, taze sonbahar gllerinin rayiha-

sim andrr nebati, hafif, uucu bir tr ile doludur. nsan ba


rsaklarnn karanlklar iindeki kimyevi faaliyet gibi Parisin
btn kirli mayalanmas her byk ehirde olduu zere be
duyudan hibirisine aikr olmakszn, yeralt yollardan birta
km uzak ve esrarengiz yerlere dklp gider. Bu meyanda bit,
tahtakurusu ve pire itimai birer ayp gibi ortadan kaldrlm
tr. Filitoks veya filit ilanlarna Parisin hibir duvar stnde
tesadf edemedim.
Fakat ne yalan syleyeyim, Pariste odalarn tahtakurusuz
ve yataklarn piresiz oluu, bana ilk gnlerde azap vermedi de
il! Pislii sevmemekle beraber, herkes gibi ta ocukluumdan
beri tandm bu aziz ainalarn etrafmda eksiklii deta ha
yatmn intizamn bir mddet iin bozmutu. Artk geceleri,
ikide bir, bir ine ucuyla drtlerek uyanamaz ve zamann
seyrinden haberdar olamaz olmutum.
Bu kesintili uykular sayesindedir ki senelerden beri gecele
ri kalkar, lambam yakar, masamn nne geer ve uykum tek
rar gelinceye kadar okurum. Kitaplardan istifademin belki
yzde krkn, gecenin bu munis haaratna medyunum. Pire
siz Pariste, uykularm birer siyah kbusa dnmt. Sabahla
r, gzlerimi hatrasz bir lmden ayor gibi olmutum.
Her tarafta gze arpan bu fiili temizlie ramen Franszcada bitli sfatnn mevcut oluu hayretimi celp etmiti. Franszlardan bu garabetin hikmetini sordum.
Evet, dediler, bu kelimenin neye delalet ettiini bilmeden
kullanrdk. Fakat Harbi Umuminin son senelerinde Paris
iinde iki bit bulunabildi. Bu nadir mahlukat, hayvanat bah
esinde hayli mddet oluk ocua tehir ettiler. Tahtakurusu
ve pireyi de ancak mamut gibi, soyu tkenmi hayvan rklar
arasnda tanrz.
Paristen dndmn ilk gecesi gzm kapadktan bel
ki yarm saat gemeden, ainalarmn ziyaretini haber veren

bir ac ile uyandm. Sevimli bir pire, gen bir ceylan neesiyle
etrafmda sryor, bir tahtakurusu da gece mesai saatinin geldiini haber vermek zere dost bir yryle yak
layordu. Artk hayrhah kk dostlarmn ortasndaydm.

Son Sahife
Herkesin tand bir memlekette yaplan ksa bir seyahate
ait olan bu notlarda birok okuyucu, Amerikankri bir haydut
vakasna, dolak bir hrszlk hikyesine, gz kamatrc bir
elence lemi tasvirine tesadf etmedikleri iin belki sukutu
hayale uramtr. Haklar da yok deil. Bir seyahat daima al
lm hayatn dzl haricinde, fevkalade maceralar fikrim
istilzam eder. Zannedilir ki ufuklarmzn tesi bambaka
lemlerin eiidir. Gnein batt yerde, bulutlardan saraylar
kurulduunu, erguvandan kaleler ykseldiini, ateten cadde
ler aldn, zmrt veya yakuttan tavuslar ve horozlar dola
tn grenler, kendi hayatlarndan artk tat almaz olur ve
ufuklarn arkasnda emsalsiz bir cihann saklandn zannede
rek bu lemin hasretini ekmeye koyulur.
Bu, ac bir vehimdir. Vapurdaki seyyah, geni deniz zerin
de ilerledike, ayn denizin nnde mtemadiyen uzayp git
tiini grmekle hayret eder. Cins cins zannettiimiz insanlar
da her yerde birdir ve ayn eyleri syler. Sinema perdesine ba
knz: Dil farklarnn seyirciyi aldatmad bu beyaz sahne ze
rinden geen bin bir insan numunesinin ayn el ve ehre hare
ketleri, ayn elem kvranmalar, ayn nee sramalan yapt
na bakarak btn rklarn bir tek lisanla konutuuna hkme
deceiniz gelmiyor mu?
Ben ksa seyahatimde hibir macera aramadm. Zaten arasam da bulamazdm. Polis inzibatnn demir zincirler gibi her

taraftan kskvrak balad bir kre zerinde, mutat dzen


haricinde bir fevkaladelie tesadf edilebileceini zannetmek
te inat eden yalnz Amerikal seyyahlar kalmtr. ri beikleri
andran otokarlarn, byk ehirlerde sokak sokak dolatrd
bu kocaman gzlkl, kedi yzl insanlarn hali glntr.
Bu ihtiyarlam ocuklan elendirmek iin Hint ormanlannda
uydurma kaplan avlan, Ispanyada yalanc haydut msademe
leri, Pariste de polis nezareti altnda sahte apa toplanmalan tertip ederler. Denebilir ki Amerikal seyyah, gezdii dnya
nn hibir tarafn hakiki ehresiyle grmyor. Yapt i, ken
di sadeliini memleket memleket dolatrmak ve lemi kendi
sine ks ks gldrmekten ibarettir.
Pariste ne yaptm? Hi! imdi hatras bende akl almaz bir
macerann keskin tad gibi kalan en kuvvetli saatlerim, krizan
tem ve k glleri kokusu ve kadn ehreleri renkleriyle dolu
neeli bulvarlarda hedefsiz gezintilerim; Ntre Dame kilisesi
eteinde korkun, ortaaa ait glgeye snm kk bir son
bahar bahesindeki hayal ve unutma dakikalarm; bilhassa ge
celeri evime dnerken, Seine Nehrinin rhtmlar zerinde tek
bama yaptm gezintilerdir. Tatan bir ereve iinde hapse
dilen nehrin siyah sular, gece, hayali denecek bir durgunluk
la durgundur. Ba aa evrilmi ikinci bir Paris, beyaz, kr
mz ve yeil klaryla bu sihirli nehir iinde hareketsiz d
nr. Bu suda boulmu ehrin, ba aa dolaan yegne saki
ni ben olurdum.
Paris gibi cokun bir hayat ve hareket ehrinde duyduu
bu hiten zevkleri, notlarnn bu son sahifesinde hatrlamak
tan sklmayan adamn safl, niceleri iin belki ocuksudur.
Fakat bu adam, zevklerini bakalarna satmak zere tatmyor.
Onun iin saffet ve samimiyeti ho grlmeli.

Bir Seyahatin N otlarna Ek

eref Duyulmayacak ki Gzlem


1 4 E yl l 1 9 2 8

Birden vapurumuzda acayip bir tela hasl oldu. Sanki


harpte dman ateine maruz tehlikeli bir mntkaya yakla
yorduk. Herkesin ehresinde byk bir endie, herkes ne ya
pacan arm gibi, nne gelenden akl danyor. Vapur
komiserinin emriyle kamaralann pencereleri sk skya kapa
tld, kaplar kilitlendi ve koridorlara birer nbeti ikame edil
di. Buna ramen, gizli bir fslt halinde, btn bu tedbirlerin
kfi gelemeyecei, herkesin eyasna, parasna fevkalade dik
kat etmesi lazm gelecei htan btn yolcular arasnda dola
t. Acaba ne oluyorduk? Basit bir ey: enebazln, tccarln
ve hrszln ayn cinsten olduunu bize bildiren ilahi Hermesin vatanna, en ele gemez hrszlann, en usta yankesicile
rin, en mthi kasa knalarnn yetitii byk mektebe, yani
Pire Limamna giriyorduk.
Yunan memurlan, btn yolcular arasnda, yalnz Trk pa
saportunu tayanlara ehri gezmek iin msaade vermedi.
Mthi bir liman faaliyeti arkasnda yeisin ve sefaletin en feci
ekillerini gizleyen memleket hakknda sathi bir fikir peyda et
mek iin vapur gvertesinden Pire limann seyre koyulduk.
Birden btn limandaki Yunan vapurlarnn ddkleri t
meye, ehrin kilise anlar almaya balad, nhtm boyunca
fevkalade bir hareket, taraf taraf merakl bir halk toplan. B
tn pencerelerden caddeye sarkan binlerce insan ba, azize
resimleri; siyah bayraklar, halar ve buhurdanlar tayan bir

mukaddes alay, rhtmn uzak bir noktasndan vapurumuzun


yanat tarafa doru, dualar okuyarak, ar ar yaklayor.
Drbnle baktk: Srmal cbbeler giyinmi papazlarn gtr
d bu alayda bayrakl niformal bahriye efrad, halar bir
takm dzgn kyafetli efendiler, buhurdanlar ocuklar ta
yordu. Yol zerinde byk bir kalabalk huu ile durmu m
temadiyen ha karyordu.
Bu dini nmayiin ne iin yapldn vapura gelen bir Yu
nan zabitinden rendik. Meer halk, dang hastalnn biraz
hafiflemesinden dolay Aya Varevar ismindeki azizeye teek
kr etmek zere onu namn tayan kiliseye gidiyormu!
Pire limannn beynelmilel korku salan emniyetsizliini,
nefes ve dua ile salgn tedavi eden papazn kudretini gsteren
bu iki mahadeden sonra, Yunan topraklan zerinde bugn
yaamakta olan halkn medeniyeti hakknda artk fazla bir ey
renmeye lzum grmedim.

Etnografya ve Corafya
Giderken ve gelirken vapurlanmz Yunanl yolcularla do
luydu. Tccar, doktor, diplomat, talebe, asker, gazeteci... B
tn bir rk, dnyann yollanna dklm karncalar gibi nzkn her tarafta aryor. Giderken Pireden Fransaya koyun o
banlan bile gtrmtk. Zira Franszlann arasnda artk ko
yun obanl yapacak adam bulunamyormu. Bu Tevrati, a
irane sanat iin imdi iptidai milletlerden talip aranyormu...
Vapurda, yemek sofrasnda komulanm bir Yunanl doktor
kaymakam ile gen zevcesiydi. Her Fransz sofrasnda olduu
gibi, be dakika gemeden nee iinde dostluklar olutu. Mtekabilen mensup olduumuz memleketleri syledik ve ahbap
olduk. Yunanl yol arkadalanyla her bahse dair konutuktan

ve birok dnce teati ettikten sonra, artk yekdierimiz hak


knda olduka sahih birer fikir sahibi olduumuzu zannetti
im bir srada, bir gn kaymakamn gen ve esmer zevcesi, bir
mddet yemek yiyiime, atal kullanma, azm oynatma
dikkat etti ve kocasna eilerek lehimde olduunu hissettiim
baz eyler syledi. Umumi bir sofrada mahrem bir konuma
nn yeri olamayacan hisseden terbiyeli zev, bana yksek
sesle zevcesinin dediklerini tekrar etti.
- Refikam hakknzda sitayite bulunuyor, bizim gibi ye
mek yiyor, diyor.
Fakat birden bu szn dier sofra arkadalar zerindeki
fena intiban hissederek mahcup ve telal, dzeltti:
- Bu gibi yemeklerden, bir arkl sfatyla holanamayacamz zannediyordu da...
Dnte, Marsilyadan vapura binerken Petit Marseille ga
zetesinin o gnk nshasn almtm. Kari mektuplar stu
nunda, muharrir, kendisinden fikir danan bir muhabire y
le cevap veriyordu: zmir ehri bir Fransz mstemlekesi de
ildir ve ekvatorda da bulunmuyor. Trkiyeye ait olan zmir,
Akdeniz limanlarndan biridir. Avrupallar o iklimde yaamak
ta hi zahmet ekmez. Binaenaleyh siz de orada teklif edilen
vazifeyi pekl kabul edebilirsiniz.
Bu iki notu, Avrupada yaayan milletler iin mutavasst in
sann dnya ve insanla dair vukufunu gsteren birer numu
ne olarak buraya naklediyorum.

ki Defa ayan Dikkat Bir Cetvel


Dn Darlfnun ehrinden bahsetmitik. Byle bir messesenin Pariste ne derece hakiki bir ihtiyaca tekabl ettiini
anlamak iin, bu ehre tahsil maksadyla muhtelif memleket

lerden gelen talebenin miktarn bilmek lazmdr. Byk bir


kz mektebinin muhterem mdiresi delaletiyle, Sorbonne ka
tibi umumiliinden 1927-28 senesi iinde, 31 Temmuza ka
dar, Paris Darlfnununa mukayyet ecnebi talebenin adedini
renebildim. Resmi kaytlardan karlan ve bana gereken bir
vesika olarak tevdi edilen istatistik rakamlarm aynen neredi
yorum.
Avrupa: Arnavutluk 16, Almanya 426, Avusturya 72, Bel
ika 58, Bulgarya 139, Danimarka 20, Osmanl Devleti 122,
spanya 29, Estonya 16, Finlandiya 10, Yunanistan 285, Ma
caristan 174, rlanda 8, zlanda 9, talya 75, Letonya 58, Litvanya 137, Lksemburg 74, Monako Prenslii 6, Norveya 15,
Hollanda 53, Polonya 715, Portekiz 6, Romanya 1182, Birle
ik Devletler 174, Rusya 546, sve 20, svire 166, ekoslo
vakya 78, Ukrayna 1, Yugoslavya 259, Danzig Serbest ehri 4.
Afrika: Msr 391, Fas 3, Moris Adas 1, Tunus 64, Mada
gaskar 2.
Okyanusya: Avustralya 4, Yeni Zelanda 1.
Asya: Ermenistan 49, Azerbaycan 1, in 158, Grcistan
12, ngiltere Hindistan 24, Anam 41, Kambo 9, Hindi ini
53, Siyam 3, Tavnken (Tayvan) 28, Irak 3, Japonya 32, Filis
tin 39, ran 60, Anadolu 4, Lbnan Cumhuriyeti 13, Suriye
Hkmeti 41.
Amerika: Antil adalar 8, Bolivya 7, Brezilya 12, Kanada 45,
ili 22, Kolombiya 23, Kostarika 7, Kba 16, Ekvator 2, Birle
ik Devletler 275, Guatemala 12, Haiti 7, Meksika 29, Nikara
gua 11, Panama 3, Paraguay 2, Peru 35, Arjantin Cumhuriye
ti 20, San Salvador 5, Uruguay 22, Venezella 23, San Domi
nik Cumhuriyeti 42, PortoRiko 6.
Tara, belediye ve sanal mekteplerine gidenler dahil ol
makszn, yalnz Darlfnun mdavimlerini gsteren bu ista
tistikte Osmanl Devleti isminin mevcudiyeti, cetvelin heyeti

umumiyesi hakknda emniyeti yok edecek gibidir. Sorbonne


genel sekreterliinin hl bir Osmanl Devleti vcudundan
bahsedii, o kurumda ilmin maalesef btn odalara sirayet
eden bir hava olmadn gsteriyor. Bu itibarla bu istatistik
hayli garip ve manidardr.
Fakat bu kk eletirel dnceyi syledikten sonra, Pa
ris Darlfnununun btn dnya iindeki an ve aaasn
gsteren bu rakamlann belagati hakknda da nazar dikkati
celp etmeyi bir vazife addediyorum.

lleri Hatrlamak
Franszlar aasz mntkalarda harpte lenlerin hatrasn
yaatmak iin gzel ve faydal bir usul bulmu. Aasz hava
lide senenin bir gn herkes birer aa dikmek suretiyle kah
ramanlarn namna yeil ve zinde bir abide dikiyor. Bu aalar
fidandan aa ekline girecek, meyve verecek, glge salacak,
bulutlar ekecek, yamur yadracak ve bu suretle lenler, ya
ayan kardeleri arasnda daima faydal bir hizmet grmekte
devam edecek. Cenazeleri altrma ve ademi malup etme
nin ne gzel bir aresi!
Bunu biz de tatbik etsek, lenlerin ve yaayanlarn ruhu ne
kadar memnun olur.

Sadan Yaz
Yeni harf inklabnn birok kymeti arasnda bir ehemmi
yetlisi vardr ki, bunu, ancak Avrupa ehirlerinde seyahat et
mi olanlar bilir.
Bir gn Pariste, hayvanat bahesinde, maymunlar kafesi

karsnda dururken, hatrma gelen bir eyi defterime yaza


ym, dedim. Daha ikinci satn tamamlamadan, etrafmda tabii
olmayan bir sessizlik hasl olduunu hissettim. Bam kaldr
dm. Bir de ne greyim: Herkes maymunlar brakm, sadan
yaz yazan adama hayretle bakyor. Hemen defterimi cebime
koydum ve oluk ocua tuhaf bir manzara arz etmi olmak
tan mahcup, oradan sratle uzaklatm.
Bu suretle rendim ki, eski yazmzn yazlrken temaas
bir Avrupal seyirci kitlesini maymunlardan bile daha fazla e
lendiriyor.

Paris 1929

Tehlike Hissi
Eski yelkenlilerle seyahat nasl yaplrd, neler hissedilirdi?
Bilmem. Fakat yryen bir palas iinde imi gibi insana deniz
zerinde olduunu unutturma iddiasnda olan u en mkem
mel yeni vapurlar bile, btn o geni teraslarna, mutantan
sofralarna, ssl salonlarna, suarelerine, danslarna, sinema
larna ramen, yolculuk halinin ruhta yapt bir nevi buru
ukluu bir trl unutturamyor.
Ac dalgalar iinde, derin bir uurum zerine aslm yr
yen bir demir yn stnde olma tehlikesini, yolcular, aklla
ryla deilse bile bilinaltlaryla mtemadiyen duyar. Bu anla
tlmaz, gizli hissin grn u suretle oluyor.
Vapur demir alp rhtmdan ayrlnca, yolcular, rk, millet,
memleket, cins, ya farklarna ramen, kendiliklerinden bir
birlerine yaklayor ve byk felaket anlarnda olduu gibi,
yekdierinin dostu, srda, mahremi, hatta akrabas gibi bir
ey oluyorlar.
En mkemmel bir vapurun bile neeli bir yer olmadn
gsteren dier cihet:
Vapurda en irkin kadn bile, herkesin gzleriyle deta ye
dii, etrafnda manevra yapt, tebessmn, iltifatn yana
yakla dilendii bir afet oluyor!
Halbuki kadn ancak muharebe yerlerinde, tenha yerlerde
ve hastalkta ancak bu kadar kymet alr, deil mi?
Evliler hep vapurlarda yaasa boanma kalkard.

Valiz
ok seyahat etmi olan aziz arkadam Yakup Kadri, yola
kmadan, bana imdiye kadar hi bilmediim bir endie a
lamt: Seyahatte valiz meselesi. Bana demiti ki: Valizlerin
gzel deilse zahmet edip seyahate kma, demez. Zira hibir
yerde iyi muamele grmezsin. Vapurda kamarotlarn, hizmet
ilerin sana itinas, hep valizlerinin kymeti nispetindedir. Va
lizler adi mukavvadan veyahut fiberden ise, bilhassa Paris ve
ya Londra ii deilse, halin harap. stediin yaplmaz, ard
n gelmez, sofrada en kt yeri sana ayrrlar, yemek sana en
sonra getirilir. Yolculuun devam ettike muhakkir ve ms
tehzi baklarn emberi ortasnda bunalp kalrsn. Vardn
ehirlerde ayn hal. Hamallar eyan kaldrmakta nazlanr. a
rdn otomobil geip gider. yi otellerde ya hi yer bulamaz
sn veyahut en kt oday verirler.
Geri ilk defa yolculuk yapmyordum. imdiye kadar da
anta yznden bama byle iler gelmemiti. Fakat Yakupun sihirli muhayyilesini tanmakla beraber tecrbeye ky
met verip dediklerini hie saymadm ve hemen iki valizimden
birini tazeledim. Fakat bu da kfi deilmi.
Byk dostum bu sefer rahatm bozacak baka eyler sy
ledi. Dedi ki:
Yeni anta... Fakat bu kt bir valizden farkl deil ki! Se
yahat adabn imdi, sonradan grm, soysuz bir insanlk
tanzim ediyor. nsann baya olmasnda hi zarar yok, fakat
eyann asil olmas artyla! Bir valizin seyahatte itibar grme
si iin yalnz iyi cinsten olmas yetimez. Biraz eski ve yorgun
olmas lazm. Bu etiketler ne kadar fazla ise, yani valiz dnya
y ne kadar ok dolam olursa sahibinin de itibar vapurlar
da, imendiferlerde, otellerde o nispette artar. Birok kimsenin
byk otellerin etiketlerini minnet ve rica ile, hatta para ile te-

Seine Nehri kys.

darik ederek valizlerine yaptrdklarn bilmez misin?


Ne yalan syleyeyim, bilmiyordum.
Biletimi alm olmasaydm, etiketli valizlerim olmad iin
yola kmaktan vazgeecektim.

Yemek
Herkes bilir ki birok vapurda yolcular, gnde be defa ye
mek sofrasna arlr.
ark milletleri ngilizlere mahsus olan bu mthi yemek
usuln Allaha kr bilmez. Zira scak iklimler, uzviyete bu
kadar fazla beslenme ihtiyacn hissettirmez. Bir ba soan, be

on zeytin tanesi veya bir miktar yourtla yarm okka ekmek,


cenupta yaayan milyonlarca insann, asrlardan beri, gndelik
gdas olmutur.
Bir Ingilizi yirmi drt saatte mumya gibi kurutup nefesini
alamaz bir hale getirmek iin kfi olan bu rejim, bizde, ifti
yi gne altnda btn gn almaktan, bir mekkreciyi sekiz
on saat faslasz yol yrmekten, ihtiyar bir hamal btn bir
ev eyasn srtlayp dik bir yokuu kmaktan menetmez. Vak
ti hali yerinde olanlarmzn da yedii malum: Midede hemen
suya dnen bir iki tabak sebzeden baka bir ey deil!
Doulu, bu kanaatkrl sayesinde, Bolevizm gibi alk
ihtilalarndan daima masun kalacak. Moskovada kan ryala
r gren a aynn homurtusunu renip bunu musiki diye
dinletmeye ve ruhlarn czam illeti gibi kemiren hrslan bize
de geirmeye gelenler bouna urayor. Hazm cihazmzn
ucuna, kendi azlar gibi doymak bilmeyen bir karga gagas
takmadan mmkn deil, ilerini baaramayacaklardr.
Her deniz seyahatinde olduu gibi, bu sefer de vapurda ve
rilecek yemekleri hastalanmadan nasl yiyebileceimi dn
dm. Gnde be defa yemek... Sabah kahvaltsnda bir lokma
ekmei bile boazndan geiremeyen, gnde bir iki defa ye
mekle doyan, hatta ste de imanlayan bir adam iin gnde
be defa sofrada bulunma mecburiyeti korku ile dnlme
yecek ey mi? Halbuki her defasnda hayretle unu grdm ki,
deniz bir anda insana, deirmen gibi her eyi ten korkun
bir ngiliz midesi veriyor. Vapur kumpanyalan da her deniz
yolcusunu ngiliz addedip ona gre besliyor.
Mehur talyan airi DAnnunzio, ngilizlerin istila hrsm
rezil etmek kastyla onlara alt yemekli millet der. Vapurda
bulunduka ngilizlerin bu harikulade itihas bana gayet tabii
geliyor. Byk Britanya adas sabit bir byk vapur ve ngilizler daimi deniz yolculanndan baka nedir? Yemek iin dnya

y ellerine geirmi olmasalar, en korkun Bolevikler, ngilizler olacakt.

Venedik
Gz, grmek iin deil, abanmak iindir.
Seyahatimin ilk merhalesini tekil eden Venedik btn g
zellik hretine ramen hakikatte byk bir bataklk zerine
kurulmu rutubetli, rm, hastalkl bir ehirdir.
Venedikin bulank sular iinde yosundan nihayetsiz yeil
bir sakal var. Evlerin yzde doksan yapldklar gnden beri
gne grmemitir. Birok sokak bir buuk metre geniliinde
bile deil. Venedike vardm gnn akam grupla beraber
sulardan yeil bir hayal halinde kan stmann yumuak ve s
lak elleri etimin zerinde dolat ve vcudumu titreme iinde
brakt. te gz, doru grmesini bilse, airler ve klar eh
rini byle grecekti.
Fakat herkes gibi, ben de Venediki olduu gibi greme
dim. Kazanovanm vatan bin bir hayalin aaasna brnm
olarak karma kt.
Caddeleri, sokaklan renkli akislerle dolu, durgun kanallar
dan ibaret olan bu ehirde ne otomobil, ne tramvay, ne at, ne
araba grlts var. Skut sularnn kenannda dizilmi duran,
iekten yapraktan, altn ve gneten rlm harap saraylar
tpk Dojlar zamannda olduklar gibi. Saint Marc meydannn
ortasna dikilmi yksek tun direkler zerinde byk krm
z Venedik bayra hl her pazar gn iki muazzam talyan
bayra ortasnda Adriyatik denizinin rzgrlaryla dalgalan
yor. Her gece byk kanaln sulan sanki eski Venedik kamavallannm k hatralar ile dnr. Btn dkknlarda hl
satlan mercan gerdanlklar, Murano camlan, Burano dantelle

ri ve ilenmi derilerdir. Kiliselerin eski byk anlar hl iki


de bir havay tun arklarla dolduruyor. Mavi sema yrei
zevkten eritecek kadar mavi olan sema, yz binlerce krlang
cn kac kk siyah genleriyle dolu. Byle bir ehirde
asrlarn deitiinden haberdar olmak ne mmkn!
Venedik belki dnyada ei olmayan bir tarihi tahayyl eh
ridir. gn ve gece Venedikte, krmz cppeli Dojlar,
gizli bir ak bulumasna gondolla giden kk alnl sevgililer,
kadife maskeli klar, buseler, hanerler, zehirler, hileler, zin
danlar ve lmler iinde mesut yaadm.

Lido
Lido, Venedikin karsnda dmdz, yeil bir adadr. Be
yaz kumlu sahillerinde dnyann en byk ve en zengin yaz
lk otelleri ykselir. Bu otellerde mevsim geirmeye gelenlerin
bembeyaz yatlar, uzakta, mavi dalgalarda sallanr.
Her mehur kumsal gibi Lido, Avrupallan Afrika renkleri
ne boyamaya mahsus bir ss ve gne fabrikasdr. Burada sa
bahtan akama kadar, beyaz dileri, ehrelerinin tatl esmerli
i iinde parl parl yanan kadnlar vahi gerdanlklar takm,
erkekleri dvmeli, ngilizce konuur, taze ve acayip bir insan
lk dolar. Lidoda kumlar karsnda yaplan kk bir ma
hede:
Dnyann btn bykleri, fabrikatrler, banka mdrle
ri vb. hemen hemen bila istisna batan dkk sal, vcuta
orangutan gibi kll ve bilhassa iman ve iri gbeklidir. Kar
lar da kendileri gibi yzerken fazla yadan, dalgalarda boul
mu foklar andrr. Gzel vcut, yani dar bel, geni omuz,
adaleli kollar ve bacaklar, henz bir ey olamam gencin, k
k ktibin, ran ve hademenindir. Muvaffak olmu zek ile

irkinliin ve bilhassa iri gbein sk bir mnasebeti mevcut


olduundan phe etmemeli. Lido plajnda rendiim bu oldu.

Dillerin Karanlnda
Srf zevkim iin sekiz gn kaldm gzel talyada, etrafm
da tabii, yalnz talyanca konuulduunu iittim. Bu beni hay
li rahatsz etti. lk gnler bir tek kelimesini anlamadm bu li
sanla konuanlarn sesleri, benim iin at kinemesinden veya
hut aylak slndan hi farkl deildi. Muhataplarmn syle
dii eylerde bir mana olabileceine akl erdiremiyordum. Be
nimle konuanlar da, dillerini anlamayan bir adamda akl ve
idrak olabileceine zerre kadar ihtimal veriyor grnmyor
du. Fikirlerimin, hislerimin birounu atm, anlaabilmek
midiyle arzularm en iptidai bir dereceye kadar indirmitim.
O kadar iptidailemitim ki, bana bir ey sylemek isteyenler,
bir hayvana dert anlatmak iin yaplan sesleri ve iaretleri kul
lanyordu. Sanki insandan kediye dnmtm.
Sokakta maazann tabelalar, duvar ilanlar da baka bir
ikence. Latin harfleriyle yazlan bu yazlara insiyaki bir hare
ketle gidiyor ve tabii bir anlalmaz leheye vuruyordum. San
ki azma meyve diye koyduum eyleri inemek isterken,
dilerim birden bir akl tann sertliine arpyordu. Anlamamazlktan gzlerim yanmaya ve beynim ac ac szlamaya ba
lamt. Hibir ey grmemek, okumamak ve biraz dinlenmek
iin ilan ktlarnn yaptrlmad bo bir yere, havaya, g
e bakp yrmeye balamtm.
Bundan anladm: nsan zeks dili icat etmemi, dil zek
y para para yaratmtr. Yabanc bir dilin karanlnda in
san, bir gn iinde hviyetim kaybederek hayvandan fark
edilmez bir hale geliyor.

talya ehirleri
Bir ehrin medeniyet ls nedir? Bekra temin ettii ra
hat derecesi.
Toplu yaamak insana mahsus bir hner veya bir fazilet
deildir. Gvercinler, martlar, koyunlar da gzmzn nn
de byle yaamyor mu? Tek balarna zayf ve aciz kalan b
tn hayvanlar, sr halinde olmaya mecburdur. Cemiyetin en
iptidai hcresi aile kmeciidir. zdiva, itimai bir insan ica
d olmaktan ziyade tabiatn zorla birok hayvana kabul ettirdi
i yaay tarzdr.
Ta devrinin i balk yiyen insan muhakkak evliydi.
ptidailikten medeniyete, kyden ehre gittike evli azal
maya ve yksek bir insan numunesi olan bekr gzkmeye
balar.
Bekr kalmak, aile tekili mecburiyetinden uzak olmak,
ancak bir medeniyet iinde kabildir. Mkemmel hastaneler,
muntazam oteller, temiz lokantalar, fenni amarhaneler,
baheler, kahveler, kulpler, ktphaneler, tiyatrolar, dan
singler ve daha bin trl elence yeri olmadka bekr denen
byk medeniyet mahsul insann da yaamasna imkn yok
tur.
Getiim btn talya ehirleri bana, bu itibarla, ok m
kemmel grnd. talyan oteli, Fransz oteline kat kat stn
dr, talyan soka renkli bir nee kaynadr. Geri talya ha
yat, umumiyet itibariyle henz, Hindistan gibi, iptidai bir aile devresindedir. Fakat bekr ve beknn bir nevi olan
seyyahn talyada bir an yalnzlk neesizliini duymasna im
kn yoktur.

Ruhiyat
Seyahat esnasnda balca elencem, o bin bir cinse men
sup ve her gn deien seyyahlarn halini seyretmek oldu. Ya
Avrupada seyahate yalnz budalalar kyor veyahut seyahat
Avrupal adamlar budalalatnyor.
Yeni bir iskeleye, bir gara, bir ehre vardk m, vapuru, i
mendiferi dolduran kadn ve erkek kalabal, hemen kartpos
talclara hcum ediyor ve herkes bir keye ekilerek, etrafna
bakmakszn, acayip bir stmann harareti iinde, btn bir sti
lonun mrekkebini, sama sapan satrlar halinde yzlerce kar
tn beyazl zerine dkyor. Bu kartpostal yazmak yarnda,
memlekette braklan en ehemmiyetsiz tanmalar bile seyyah
gznde bir dostluk kymetini alyor.
Hele Kodak, seyahatte, nice bayalklarn tespiti vastas
dr. Her da kesinde, her dere kenarnda, her kaya, her aa
altnda birbirinin fotorafn almakla megul muhakkak irkin
bir ifte tesadf olunur. Bu resimler, ancak dnte dostlara ve
akrabalara emsalsiz bir macerann vesikalan eklinde gsteril
mekten baka hibir maksatla ekilmiyor.
Seyyahn safl Venedik ehrinde azam dereceyi bulur.
Venedikte San Marko Meydammn a gzl saysz gvercin
leri var. Bunlar yemi insan elinden yiyecek kadar alkndr.
Venedike her urayan seyyahn, mutlaka elinde, omzunda
San Marko Meydammn bir iki gverciniyle fotoraf ektirme
si dettir. Yzlerce fotoraf, seyyahlarn bu gln merak ile
geinir.
Belli ki geni bir ktann yollar zerinde alay alay seyahat
eden bu kafileler, baka lemler, baka insanlar grmek iin
deil, sadece memlekette kalan dostlan ve akrabalar hasetten
atlatmak zevkini tatmak zere yalnz kartpostal yollamak ve

fotoraf ektirmek iin dolayor.

Pariste 14 Temmuz
Parise 14 Temmuz bayramnn arifesinde vardm. Kahve
lerin saaklar, bayraklar, kt fenerler, elektrik kandilleriyle
ssleniyor. Meydanlann ortasna orkestra takmlar iin yerler
hazrlanyor, iskemleler oalttrlyor.
Fakat bayram sabah Paris ehri koleraya uram gibi g
ze arpacak tarzda boalmt. Caddeler esniyor, kahveler ge
riniyor, aan tek tk maazalar mahmur gzler gibi yarm ka
pal kepenklerle gelip geenlere bakyordu. Btn Parisin ha
lis Fransz sakinleri, krlara, rmak kenarlarna, kumsallara
kam, Eyfel kulesini, Louvreu, Pantheonu bize, yabanclara
brakmt.
14 Temmuz akam, milyonlarca kandil nda ve havai fieklerin patlayyla yeil, sar, krmz atelerin lacivert bah
esi haline gelen titrek bir gece semas altnda, Almanlar Ingilizlere, Amerikallar zencilere, inliler Japonlara sarlarak sa
baha kadar itiler, gldler, oynadlar ve orada namevcut
Franszlar namna Bastilin fethi bayramn kutladlar.

Aix-Les-Bains
Figaro gibi kibar gazetelerin okuyucular, mehur kaplca
nn zevk ve sefas hakknda verilen tafsilat okurken azlar
nn salyas akar: Dn gece Vichyde falan prens ve prenses u
kadar kiilik mutantan bir ziyafet verdi... Evvelsi akam fa
lan Flint racas, Evianda yle bir elence tertip etti. Yarn fi
lan Acem ehzadesi dostlarn ve davetlilerini Brides LesBa-

Paris O pera B inas.

insde hayal bir ark gecesinin bys iinde yaatacak...


Yolum bu ehirlerden birine, AixLesBainse urad.
Gazetelerin u prens ve prenseslerini, kont ve konteslerini,
raca ve ehzadelerini yakndan grebildim. Korkun! Bu bo
ifa kaynaklar kenarnda, dnyann btn zengin sakatlarn,
buruuk ihtiyarlarn, romatizmallarn koltuk denekleriyle,
kk arabalaryla, sarglaryla ve hastabakclaryla toplanm
buldum. Ssl ime yerleri etrafnda sabahtan akama kadar
ngiliz acuzeleri, Amerikan mtekaitleri, spanyol bunaklar,
billur fskiyelerden akan alelade bir suyu bardak bardak iiyor,
gazinolarn orkestralar cansz havalarla bu su dolu ikin ka
rnlara beyhude nee vermeye alyor...

Aix-Les-Bainsde yaprakl byk aalarn dallarndan cad


delere ve meydanlara dklen glge bana bir ahiret alacal
hissini verdi. Hastaneleri andran byk otellerde perhiz ye
mekleri...
Mezarl andran bahelerde durgun, dnceli, bezgin
hastalar...
Hastalk, ihtiyarlk ve irkinliin maddi manzaralaryla do
lu olan bu yerde suyun ne tesiri olabilir? htiyara bakan ihti
yar, hastaya bakan hasta, irkine bakan irkin, son nefesini
hzn iinde vermeye mahkmdur.
Her ne ekilde olursa olsun, insan irkinlii zehirlerin en
katilidir. Bu zehri gzleriyle ienler iin hibir menbanm ifa
s yoktur.

Kadn leri
Bir gn Pariste, Maliye Nezaretinin kaps nnden gei
yordum. Akamd. Tatil saati idi, memurlar kyordu. Seyir
iin durdum. kanlar hep kadnd. Gen, ihtiyar, irkin, g
zel kadnlar!
Arada bir bu eteklikli memur kafilesinin yumuakl iin
de sert ve zeki izgili bir erkek ba grnyordu. Belliydi ki
bu Fransz nezareti eskiden aciz memurlara grdrlen basit
ktip ilerini imdi kadnlara tevdi etmi, fakat muamelatn si
nir noktalann yine erkek ellerinde tutmaya mecbur kalmtr.
Memurluk hayatnda pembe trnakl beyaz eller mukayyitlik
ve daktilograflm tesine bir trl geememiti.
Harp senelerinden beri kadnn ucuz cretler mukabilinde
vazife kabul ediidir ki, onu baz kolay faaliyet sahalarnda er
kek rakibi vaziyetinde gstermi ve ona muhayyel bir mstak
belde erkeinkine muadil bir dima kudreti sahibi olaca

vehmim vermiti. Hakikatte kadnn hizasna gelebildii er


kek, hemen her ite, ilemez bir memurdan baka ey deildir.
Bir dostuma Paris lokantalarnn iyisini fenasndan nasl
ayrabileceini sormutum. u cevab vermiti:
Kolay: Garsonlar erkek olan lokantalar iyi, garsonlar ka
dn olanlar fena.
Bu cevap bana bir itimai meselenin hakiki ehresini ta
yor gibi grnd. Getiim btn memleketlerde erkee rakip
olan kadnn faaliyette nereye vardn renmeye altm.
Her yerde reklamla geinen kymetsiz muharrirler grdm.
Bolonya ormannn yeil yollarnda terbiyeli beygirlere binmi
ssl amazonlar grdm. Cppeli, fakat mterisiz, gzlkl,
fakat hastasz yn yn avukat ve doktor kadn grdm. Yal
nz fabrika, vapur ve imendiferlerin kpkzl ocaklar karsn
da tun derileri para para parlayanlarn iinde tek bir kadn
yoktur. Zeks cisimlere en ufak bir hareket vermi olan bir
mhendis kadndan hibir tarafla bahsedildiini duymadm.

1 Austos
Bu sene komnistler, dnyann her tarafnda, austosun
birinci gn kk bir ihtill sarsnts vcuda getirmeyi ka
rarlatrmt. Bu hareketin ismi Harbe kar protesto idi.
Hangi harp? O mehul.
Ta temmuzdan itibaren Pariste kan btn komnist ga
zeteler, sayfalarn iki kelimenin tekerrrnden rlm o
mahut yavan nesirle doldurmaya balamt: Proletarya... Bur
juva... Krk yakal kapitalist... ampanya kadehleri... Makine,
buhar... Lokomotif... Raks... ark vesaire...
Gvercin mukallidi kzl kular dnya havasn uursuz

kanat akrtlaryla dolduruyor; rahat, mesut, zengin ve gzel


grmekten mustarip olduklar bir dnyay harabeye dndre
cekleri gnn yaklatn ummaktan yerlerinde duramyor
lard.
Humanite gazetesi, sayfalarn byk puntolarla donatyor,

yoldalarn belirlenen saatte nasl toplanp nasl hareket edece


ini, burjuva ehrinin nasl kolunun kanadnn balanacan,
elektriin nasl kesileceini, ulamn nasl durdurulacan ve
neticede kaldrmn nasl zapt edileceini inanlmaz bir cesa
retle aktan aa yazyordu.
Austosun birinci gn geldi. Sokaa frladm. Hayatmn
bahasna bile olsa u misli gememi kaldrm muharebelerini
grmek istiyordum.
Fakat gzm etrafta her gnk hayat manzaralarndan ba
ka bir ey grmyordu. Tatl bir yaz sabahnn neeli gnein
de ilerine giden kadnlar, erkekler. skemlelerinde rahat rahat
havay teneffs eden veya gazetelerini okuyan lakayt kahve ka
labalklar... Polisler, yine her gn gibi, tede beride ikier iki
er dolaarak heyecansz konuuyor ve etrafla zerre kadar
megul grnmyordu.
Hayret!
Rastladm bir Fransz dostuma vakit gemeden bir ihtilal
sahnesini nerede grebileceimi sordum. Uzun bir kahkaha
att.
htilal mi? Bazlarnn akimdan baka hibir yerde byle bir
eye tesadf edemezsiniz. Ciddi bir kuvvetin ayak stnde tu
tulduu bir gnde komnistler mnasebetsizlik yapacak ka
dar canlarndan bkm adamlar deildir. Bunlarn dnyay
ykmak iin kulland mthi silah ftrist iir ve kbist re
simden baka bir ey deil!
Filhakika 1 Austos, dier gnlerden hibir renkle ayrl
mad ve ile, neeyle, ticaretle, akla, buse ile, musiki ile, k

la mutat saate kadar devam edip Paris ehrini sapasalam iki


austosa teslim etti.
O

gnn polis bilanosu kendi cesaretlerinden rkp kal

drmlar zerinde baylan sarho bir inli, iki Tunuslu ve bir


Lehli komnistin kahramanlndan baka kaydedecek bir ey
bulamad.

Bir airin Hatras


iirin ve airin iktisadi bir rol olmadn iddia edebilenler, grgsz ve bilgisizlerdir. Alp Dalarndaki Aix-Les-Bains
civarnda mehur Bourget Gl, srf byk bir airin hatras
sayesinde, Fransa iin mhim servet menbas tekil ediyor.
Herkes Lamartine ismini iitmitir ve onun her lisana ter
cme edilmi Raphael isimli romann okumutur. Eserin mev
zuu hafife tahrife uratlm bir ak macerasdr. Romann er
kek kahraman Raphael bizzat airdir, kadn kahraman Julie
ise, bir fizik mualliminin Veremli zevcesi Madame Elviredir.
ki gen ilk defa, Bourget Glnde, bir frtna yznden tan
m ve gln bir sahilinde, Hautecombe isimli kk bir ba
lk kynde ilk buselerini birbirlerinin dudandan almtr.
Raphael romannn kt tarihten beri her sene yz binler

ce seyyah Bourget glne gelir, Hautecombea gider ve bu a


kn, iir kudretiyle hl yaayan hatralarna kalbini srterek,
tatsz maddi insanln bir maneviyat zerresiyle asilletirmeye
alr.
Bu soluk tabiat kesinde, bir tarihte, bir air birka gzya
dkt iindir ki, bugn bu su, bu kayalar, bu dalar, bu
aalar, sihirli bir gzellie brnm ve dnyann btn su
lar, dalan ve talar fevkinde bir itibar kazanmtr.
Geri Lamartine fakir ld. Fakat byk airin yoksulluk

iinde lmesine raz olan milletin bugn binlerce ocuu


onun hatrasnn maddi kryla besleniyor. Aix-Les-Bains ile
bu Bourget arasnda birok otobs azlarna kadar dolu ola
rak insan tayor. Bourget Glnde birok vapur Hautecombea seyyah gtrp getiriyor. Aix-Les-Bains ehrinde airin
sevgilisiyle oturduu aile pansiyonu bugn adam bana iki
frank duhuliye ile ziyaret edilen bir mzedir.
Turizmin en mhim merhaleleri, byk airlerin bir za
man yaamak ve strap ekmek ltfunda bulunmu olduklar
yerlerdir.

Seyahat Notlarnn Sonu


Dnerken ekspreste yemek masasnda bir yolcuyla tan
tm. Yz yorgunluk ve kmr tozunun yama, kirine bula
m, gz mustarip bir hayvanmki gibi kk ve rkek bir
adam.
Be on dakika iinde birbirimizin kim olduunu tandk.
Karmdaki adam emekli bir Portekiz zabitiydi.
im yok. Evli deilim. Lizbondaki evimde beni yalnz bir
ihtiyar hizmeti ve bir kanarya kuu bekliyor. Param var. Fa
kat iim sklyor. Can skntsndan deli olacak gibiyim. Bana
seyahati ila gibi tavsiye ettiler. aydan beri Avrupann gr
mediim ehri kalmad. Berlinde midem bozuldu, Pariste
nezle oldum, Hollandada romatizmaya tutuldum. Her yerde
ancak yabanclm daha fazla hissettim. Nevrasteni ileri bir
ekle girdi. te seyahatten istifadem. Seyahatim bo bir ey
mi. imdi bu mit ve teselliyi de kaybetmi olarak, memleke
time, yani hznme ve yalnzlma dnyorum. Mustaribim,
mustaribim, her zamandan daha fazla mustarip.
Zavall adam hakl idi.

Muhayyelat Aziz Efendi nmndaki masal kitabn imdiki


neslin okuyucular tanmaz. Halbuki bu gzel kitab okuma
m olmak yazktr. Orada ah Serendibin hikyesi gayet ma
nidardr. ah Serendib saadeti bulmak hlyasyla dnyay do
lar, fakat bulamaz. Nihayet avdetinde, onu kendi evinde bu
lur.
Saadeti tatmak bir iztidattr. Mesut adam onu ancak kendi
ruhunda ve kendi elinde bulur. imendiferleri, vapurlar, otel
leri dolduranlar bir serabn arkasnda koan zavalllardr. ah
Serendib gibi yolunu arm zavalllar.

Frankfurt Seyahatnamesi

Harikulade
Mukaddime
nsan, hayatnn tatszlndan ve etrafnda grp bkt
eylerin o yorucu aleladeliinden bir mddet kurtulabilmek
midiyle seyahate kar. Bu itibarla seyahat harikuladelikler
av demektir.
Keskin aklllar harikuladenin zamanmzda artk bir ma
nas kalmadn syleyebilir. Harikulade hibir zaman haki
kat sahasnda mevcut olmamtr ki, bundan byle yok olsun.
Baka bir mnasebetle de sylediim gibi, srf kendi dima
mzn bir ameliyesi mahsul olan ve sinema ekli gibi bir
membadan darya vuran harikulade birka aleladenin bir
lemesinden meydana gelir: kz aleladedir, aa aleladedir,
vakta ki kz aaca kar, harikulade vcut bulur. Eski millet
ler, dinleri iin lazm olan ilahlar hep bu dstur ile yapt. Yu
nanllar, insan bedenini beygir vcuduyla birletirerek cen
taure denilen efsanevi mahluku; Asuriler, insan ban, kz
vcudunu ve kartal kanadn hep bir yere getirerek byk ma
butlarn yaratt.
Bu ameliye, hayal yaratc airin her dakika yapt ameli
yedir. Hele muvakkatbir air olan seyyah, yabanc lemler
iinde kendisine arz olan zaruri cehalet sayesinde etrafn dai
ma uydurucu bir gzn hayretleriyle grecektir: Evliya elebinin eski Trkiyesi, Comte de Gobineaunun Afgan ve
ran, Pierre Lotinin stanbulu, Paul Morandm New Yorku
ancak seyyah gznn yoktan yaratp grebilecei birer hari

kulade hayaldir.
te air ve seyyahn bu akrabal yzndendir ki seyahat
name, hibir lisan hnerine muhta olmakszn bir iir kitab
nn kardeidir.
Seyahatname okumann tadn teden beri bilirim. Btn
ocukluum onlar okumakla geti. K geceleri, darda rz
gr ulurken bir gaz lambasnn n gz bebeklerimde iki al
tn nokta gibi tayarak zengin bir ate karsnda rahat bir kol
tukta okuduum o Afrika ve Amerika seyahatnamelerinin ma
sum ve namuslu slubundan aldm tad bana az edebi eser
verebilmiti.
Bu edebiyatn rengini ve lezzetini pek iyi bildiim iin d
tan ziyade iten bahseden bu renksiz ve vakasz kk kitab
ma seyahatname ismini vermekle okuyucuyu aldatm ol
maktan korkuyorum.
A. H.

Gece
Bu bir hastann yol notlar, rzgrl, karanlk bir sonbahar
gecesiyle balar.
stanbulun denizini sinirli, ufuklann mrekkep gibi siyah
ve skdar taraflarnn gklerini uzak bir yangnn hafif kr
mzlklarna boyanm braktm. Onun iin zifiri bir karanlk
ta tren Sirkeciden ayrlrken sinirlerim iyi deildi.
nsan, geceleyin nasl yola kmaya cesaret eder?
Bunu, bir kesinde bzlp kaldm kompartmanmda
siyah siyah dnmeye koyuldum:
Gece, her eit kuruntunun kafatasmzn kovuklarndan
kp hakikat ehreleri taknarak sr sr ortaya dald,
yeri ve g tuttuu saattir. Uyku, geceye bir panzehir gibi da
hil olmasa, insan, karanlklar iinde duyaca ve grecei ey
lerle kolayca akln oynatabilir. Uykusu kam bir adam, otur
duu odann penceresinden kendi bahesine bile bakamaz;
itlerin genilediini, demirlerin, talarn, aalarn, ieklerin
en akla gelmez ekillere istihale ederek bir eyler fsldamakta olduunu tyleri rpererek grr.
Sonsuz karanlklar uzun ve byk bir burgu gibi delip ge
ecek olan trenimizin kafas ve gz, iki saat sonra uyku
nun ve yorgunluun uyuturaca iki makinistin aciz kafas ve
gznden baka nedir? Alevlerin deli ettii makinelerin bin bir
hyanet ihtimaline kar bunlara nasl gvenilebilir? Sonra, ka
ranlkta elik yollarn asl sahipleri kimlerdir? Bunlar, herkes
uyurken yldzlar altnda ne iler grr?
lm, canlar gece alr, aclar gece zlr, kaza ve kader,

gece iini grmeye koyulur.


Nihayet uyumuum.
kinci gn, gzel bir sonbahar gnei aydnlyla, neeli
Bulgar krlar iinde uyandm.

Bulgar Krlar
Ali Naci, gayet gzel birka makale ile bizi yeni Bulgar me
deniyetinden haberdar etmiti.
Tannm imzalar tayan yazlarda edebiyatn payn fazla
ca ayrmal. Usta bir kalem, methettii eyin yazs kadar gzel
olduuna herkesi inandrmay bir haysiyet meselesi addeder.
Onun iin yaz, zevk vermekle iktifa etmeyerek, retmek de
istedii zaman gayet eksik bir bilgi vastas tekil eder. Faraza
mango meyvesini mrnde tatm olmayana tebih yolu ile
mango yedirmek kabil mi? ininati (Cincinnati) ehrini gr
m olmayana istiare ile ininatiyi gstermek mmkn m?
Dnyada birbirine tamamen benzer iki ey olmadna gre,
yaznn balca ifade vastas olan tabih hakikatte bir bozma
ve yanltma vastasndan baka bir ey deildir.
Henz st, yn ve oban kokan ncili Bulgar krlarnda bir
fabrika bacas orman grmedim. Bu krlar, sonradan grd
m Macar, Avusturya ve Alman krlar yannda aza bile aln
maa deer eyler deildir; bununla beraber bu krlarn ne
keskin bir belagat var!
ark folklorunda ismi sk sk geen gurbet denen eyin
Bulgar krlarnda, tepelere baykular gibi tnemi, uzakta ha
zin hazin gzyalar dkt hissedilmez. Bulgar krlar, kurt
veya akal meskeni, karga dolat yer bir l deil fakat ayn
adamn mlk olan hudutsuz bir iftlii andrr.
Burada her aacn, her tan, hatta her otun ve dikenin ti

tiz bir sahibi var zannedilir. Bu krlar, koyun srleri, temiz


ky evleri, suluboya ile renklendirilmi gibi shhatli kyller,
alan yahut dinlenen yank yzl saysz amele kmeleriyle
dolu bir hayat bayram yeridir.
Bulgar istasyonlarnda ksa duru mddetince pencereden
grebildiklerim: Fikrin henz ziyaret etmedii dar alnlar...
Sert bakl, yamasz boz elbiseli kyller, akta et satan peri
an kasap dkknlar, dank iskemleli, gramofonlu mahalle
kahveleri, tede beride krlm aynalar gibi parlayan su biri
kintileri, amura bulanm kaan aptal kaz srleri, vs.
Sofya istasyonunun civar, yamurlu bir gnde, hudutsuz
bir bataklk ve anlalan her zaman nihayetsiz bir sprnt
lktr.
Ali Nacinin anlatt yeni Bulgar medeniyeti her nedense
istasyonlara yaklamyor.

Sknts
Sekiz saattir imendiferdeyim.
Tren bo ve neesiz.
im sklyor.
Yolun iki tarafnda memleketler, ktalar akp gidiyor, fakat
gz iin yeni hibir ey yok. Be dakikada bir pencere deiti
riyorum: Ayn aalar, ayn yollar, ayn dereler, uzun bir ba
ars gibi yolun iki tarafnda tekrarlanp duruyor.
Rabbim! u manzara dedikleri ne mzi bir eymi!
Elimde byk bir airin harikulade kitab var. Trenin anla
tlmaz can skntsn gidermek iin kitabn byl nesrim mi
okumal yoksa u pencerelerin dnda bin bir renkle kaynaan
fakat bir trl deimesini bilmeyen hayatn dmdz eridini
mi seyretmekte devam etmeli?...

te halledilecek kk bir mesele:


Geri hayat, kitaba smayacak kadar genitir; fakat teker
rrlerle doludur. Kitap, tabiatta en byk olan eyin yani in
sann en gzel baln tamak itibariyle tabiatn geniliini ha
iz olmaya muhta olmakszn ona stndr. Tabiatta insann
en byk ey olduuna phe etmemeli. Zira en karanlk bir
Afrikann en kuzguni bir vahisi bile en akil bir fil, en tedbir
li bir karnca ve en kmil bir baubab aacna zekca bir mil
yon kere stndr.
nsan zeks, tabiatn iinde deil, tabiatn yannda, ayr bir
kuvvettir. Tabiat beenmedii iin deil midir ki insan zek
s, iiri, mimariyi, musikiyi, raks ve onlarn yannda byk,
kk u bir sr hayat sanatlarn yaratmtr. Hayatmza tat
veren derin zevklerin hakiki yaratcs olan insan zeksnn ha
lis bir mahsul olduu iin kitap, tabiattan bsbtn ayr, on
dan daha lezzetli ve ondan daha dinlendiricidir. Kitabm oku
yorum.

Kmldamayan Iklar
Seyahat ne kadar rahat ve elenceli olursa olsun yine iin
iin

anlalmaz bir

endie

tohumu

tar.

En

iptida-

i ve ar kervan yrylerinden en ssl ekspres ve en mu


tantan vapur seyahatlerine kadar yolculuun btn eitlerini
tecrbe ettim, hepsinde de ayn gizli acnn iimi srdn
duydum.
Akam, yolculuun en keskin duygu saatidir.
Yolcu zerinde karanln bu tesiri nereden geliyor?
Uzaklardan, insanln ta ilk hayvani gecelerinin hatrala
rndan...
Gece, korku vaktidir. Gz artk vazifesini yapamad iin

yanl eyler grmeye balar. Her glge oyunu, her ot titreyii,


her yaprak kmlday bir dman yaklamas hissini verir. Si
nirlerin diken diken olduu bu karanlk saatlerde hayvanlarn
birou iin toplanmaktan, tnemekten veya ine ekilip uzan
maktan ve yatmaktan baka yapacak bir i yoktur. Elektriin
kefine ramen medeni iir, vahi iir gibi hl gece balang
cnn getirdii hznden ve karanln uyandrd faciadan
bahseder.
Gecenin karanlklar iinde seyyah nedir? nine girmemi,
yolunu arm ve her an bir dmann penesine av olmak
tehlikesine maruz kalm titrek ve zavall bir hayvandr. Va
gonlarn elik angrts veya geminin uskur grlts iinde,
esrarengiz bir talih iaretine doru giden bir yolcu iin sahilin
her kmldayan , yerlerini ve detlerini deitirmeye lzum
grmemi makul insanlarn mesut bir toplanma noktasdr.
Yolcu o klara baktka kendisini siyah rzgrlar eline d
ren deliliini dnr ve uzaklarda brakt lk bir oda ile
dost bir lambay ii szlayarak hatrlar.

Sinek
Bir sinek bir kartal kaldrp yere vurdu
Y u n u s E m re

Sinekten nasl kurtulmal!...


Ne memleket, ne iklim deitirmek, ne de her taraf cilal
ceviz tahtalarla parl parl yanan Avrupa ekspresiyle seyahat
etmek bunun iin kfi deil!
le yemeinden sonra sinirlerim uyutu, ufak bir uyku
kestireyim diye kompartmanmda uzandm. Havada vzlt
dan murabbalar, msellesler, daireler, helezonlar izen on, on

be sinekten bir tanesi beni gzne kestirdi; szlp duda


mn bir kenarna kondu ve bir kurun arlyla etime yap
t. Herkes gibi sineklerin ahlakn az ok bilirim, onlarla zt
gitmeye gelmez. Bana musallat olann teslimiyetimi grp ni
hayet defolacan umarak kmldamadm ve mthi bir sabr
la benden uzaklamasn bekledim. Ne gezer! ren bcek,
dncemi anlam ve sinirlerimin tahamml kabiliyetini l
mek istiyormu gibi gitmek yle dursun, bilakis yar yanya
harap ettii asabm son haddine kadar andrmak iin kon
duu yerde daha derin yerleerek, slak hortumu ve souk ba
caklaryla derimin zerinde ar ar, kk kk rpertici
daireler izmeye koyuldu. kenceler Bahesi isimli kitapta
anlatlan in azaplarn kat kat geen bu mthi ikence altn
da fazla dayanamadm. Krlan bir zemberek gibi bir an iinde
btn sabrm boand, gzm karard, acayip, siyah klar
grmeye baladm ve btn irademi kaybederek can havliyle
kalkp var kuvvetimle havay tokatladm. Fakat bo. O andan
itibaren sinekle aramda ba dndrc bir inat kavgas bala
d: Ben abaladka, o bir an iin havalanyor ve elimin hare
ket kavsi bitince sanki glerek szle szle ayn yere gelip
konuyor ve etimin zerinde balad ikenceye rahata devam
ediyordu. Bam dnmee balad, ldrm gibi yerimden fr
ladm ve kompartmanm muzaffer sinee terk ederek kendi
mi koridorlara atmaktan baka bir kurtulu aresi bulamadm.

Alman Gecesi
Macaristandan ve Avusturyadan itibaren ieride ve dar
da her ey bana deimi grnd: Geilen memleketlerin me
deniyet ls olan vagonrestoran hizmeti ve hat boyunda
manzaralar... Sembolist airlerin btn o titrek hayalleri, kar

mda hakikat olmutu: Zmrt ayrlar ortasnda prl prl


akan pembe akam dereleri... Bunlarn kenarnda gm yap
raklar hafif rzgrlarla oynaan mesut kavaklar... Oyuncaklar
gibi en tatl renklere boyanm beyaz tl perdeli kkler...
Bunlarn etrafnda otlayan shhatli, altn tyl kzler... Geen
trene bir an bakmaya tenezzl edip ban eviren baygn ka
dn bakl marur san beyaz inekler...
Demiryolun iki tarafndaki tarlalar, kymetli atlaslar gibi te
mizlenmi, ayklanm, taranm, ekilmi, biilmi ve ayn
renklerle yan yana ta ufuklara kadar uzanyordu.
Belli idi ki bsbtn baka kudretlerle mcehhez bir insa
nn yaad bir leme girmitik.
Avusturya-Almanya hudut ehri olan Passaua girince b
tn bu deimeler benim iin bsbtn akla hayret verici bir
mahiyet almt. Sanki bindiimiz tren anszn bym, ge
nilemi, eya somlam ve kibarlamt.
Danda byk bir istasyonun mimarisi, geni rhtmlar,
havada elektrik saatlerinin kl iaretleri, istikamet gsteren
oklar, birtakm iri harfler, spor, da ve gl ilanlan... Temiz ta
baklar iinde elma, armut, zm satan ve sattklan meyveler
kadar pembe, shhatli, tertemiz giyinmi ocuklar ve kzlar...
Passauya krk dakika gecikerek gelen trenimiz kaybettii
vakti Alman hatlan zerinde de muhafaza edemeyeceinden,
o istasyondan sonra gecenin karanlklarna bir yldrm lgn
lyla saldrmaya balad. inde deliler gibi kotuumuz ge
cenin yeniliini tadabilmek maksadyla kompartmanmn
lambalann sndrdm. Trenimizin bir an iinde getii b
yk istasyonlar ve bir iki dakika iinde bitirdii ehirler, pen
ceremin karanlk cam zerinde korkun birer kibrit gibi b
yk bir hrtyla parlayp snyordu. Darda, gk grltle
ri ve imek panltlan zannettiim eyler, sadece yanmzdan
akp geen fabrikalarn mthi grlts ve krletici aydnl

idi. Sanki demirciler ilah Topal Vulcainin diyarna girmitik!


Bu srada gzm kvlcml, dumanl semada ne tarafa gi
deceini aran bizim zavall aya iliti. Bu sar ve perian eh
re, bir gurbetzedenin acnacak ehresiydi.

Var
Seyahatimin hedefi Frankfurta, gece yarsndan sonra iki
ye yirmi kala vardk; gecikmi saate ramen derinden derine
her taraftan makine grltleri duyulan bu ticaret ve sanayi
ehrine muhteem ekspresimizden ka kii indi tahmin eder
siniz? Yalnz iki kii:
Ben.
Bir de midesinden rahatsz gen bir Romanyal.
elikten, camdan ve mermerden yaplm girift ve havai gzellii hakknda ancak Belikal byk air Verhaerenin
iirlerinin fikir verebilecei byk istasyonun kocaman cam
hol altnda, bo rhtm zerinde iki yorgun seyyahn uykulu
ayak sesleri ne gln akisler yapyordu.
Geri Avrupann en byk istasyonlarndan biri olan
Frankfurt stasyonuna gnde girip kan trenlerin adedi yz
ile saylmaz; fakat uzaklardan, ta stanbuldan, Balkanlardan,
Budapete ve Viyanadan gelen byk bir ekspresin rhtma b
rakt ykn iki hastadan ibaret olduuna baklrsa, bu etraf
ta marur eliklerini bken Merihi erevenin hakikatte sessiz
bir facia dekorundan baka bir ey olmadna inanmal.
lk admda bitmi bir Almanya ile karlamtk.
stasyondan dar ktk: Dnceli iki hamal antalarm
z srtlam, bizi ismini verdiimiz civar bir otele gtryor.
Konuarak arkalarndan geliyoruz. Etraftaki sessizlik ve bo
luk o kadar derin ki gayet yksek demir direkler zerinde et-

rafa keskin bir elektrik datan saysz fenerin gndz gi


bi aydnlatt meydann asfalt zerinde ayaklarmz, iri ta
kunyalar giymi gibi gln patrtlar yapyor ve seslerimiz, bir
hamam kubbesi altnda konuuyormuuz gibi nispetsiz akisler
uyandryordu...

Byk Bir Avrupa ehri


Hayatnda byk bir Avrupa ehri gren bir adam, kendi
ni, sonradan grecei btn byk Avrupa ehirlerini evvel
den grm addedebilir: Bu ehirler o kadar birbirinin eidir.
Frankfurt ehemmiyetsiz bir yer zannedilmesin. Eskiden Al
man kayzerlerinin ta giyme merasimi burada yaplrd; me
hur Heidelberg Darlfnunu onun manevi emberi iindedir;
Wiesbaden, Hombourg, Nauheim gibi eski Rus prensleriyle
ngiliz milyonerlerinin topland en k Avrupa kaplcalar,
hudutsuz parklar, zengin gazinolar, hayal dolu glleri, siyah
ve beyaz kuular, heykelleri ve fskiyeleriyle, hep onun etrafmdadr. Hele, nfusunun onda iki nispetinde Yahudi olduu
nu sylemek, bu ehrin i itibariyle de ne byk bir faaliyet
merkezi bulunduunu anlatmaya kfidir. Yahudiler byk
kular gibidir: Onlarn havada u veya bu istikamette uuu,
yerde, byk hayat cereyanlarnn ne tarafa aktn gsterir.
Frankfurtun eski byk refahndan imdi sefalete dmekte
olduunu, Yahu dilerin artk imale hicret etmekte olduklarn
dan anlyoruz.
Gece karanlnda iine girdiimiz bu byk Avrupa ehri
ni ikinci sabah, binalar, caddeleri, maazalar ve kalabalyla
grnce, kendimde en ufak hayrete benzer bir ey duymadm.
Zira karmdaki o byk hayat gelgitinin ismi Frankfurt oldu
u gibi pekl Paris, Londra, Viyana veya Budapete de olabi
lirdi.

Garabete dmeden iddia edilebilir ki, byk bir action


medeniyeti olan Avrupa medeniyeti erevesinde eklin fikir
den fazla ehemmiyeti vardr. Kafas ne olursa olsun, bir insa
nn Avrupal unvanna hak kazanmak iin muhakkak srtnda
ceketi, ayanda bir pantolonu ve banda u veya bu biimde
bir apkas olmak lazm. Bu hazin ve renksiz kyafet, medeni
yetin niformasdr.
Ganj suyu dolu bakralar ve mukaddes keileri ortasnda,
beyaz kefenine sarlp bada kurarak Londraya seyahat eden
Gandi hazretlerinin azndan kacak szler dinlenmeden o
acayip klnn Avrupa matbuatnda nasl mthi bir skandal
yaptn hepimiz hatrlarz.
Byk Avrupa ehirlerinin bu ekil yeknesaklna eklenen
dier bir tatszl da artk hayali heyecana getirecek hibir
srn ihtiva etmemelerinden ileri geliyor: Bu ehirlerin haya
tn yer altndan ve havadan tanzim eden mthi makine ve
elektrik mucizeleri, imdi mektep kitaplarnda ocuklara re
tilen birtakm basit eylere istinat ediyor. Bunlar bilmek, seya
hatin mkfat olan hayreti ortadan kaldryor.
Karmda sanki yz seneden beri tandm fakat sekiz sa
atten beri misafiri olduum Frankfurta bakarak eski altn e
hirleri, o hayal sislerinde yarm grnen Kartacay, Sidonu,
Babili, Ninovay dnyorum.
Yedi seyyareye gre yedi renge boyanan tepelerinde grn
mez mneccimlerin, anlalmaz hesaplar yapt geni merdi
venli kuleler, granit ve altn stunlu yaklalmaz mabetler,
bunlarn tehlikeli karanlnda dnen ilahlar ve bu yabanc
ilahlarn tyler rpertici srtkan krmz ehreleri...
Geri bu eski ehirlerde Frankfurtun palaslarndaki rahat
ve lokantalarndaki zengin listeleri bulamazdm, fakat o cellat
ehirlerinde, uzaktan gelen yabanc iin ne kuvvetli hayretler
ve ne keskin rpermeler vard!...

Caddeler
Sabah kahvaltsndan sonra otelimden ktm. Bana imdi
lik her eyi kapal olan Frankfurt caddelerinde gelii gzel do
layorum.
Seyyahn yabanc kaldrmlar zerinde gze arpan bir aca
yip hali var: Gzleri etraftaki izahatsz eyay kavramak iin
yataklarndan lzumundan fazla frlamtr, kulaklar ise iit
tiklerinin manasn seebilmek son mit ve gayretiyle sersem
lemi bann iki yannda asabi yapraklar gibi dikilmitir. Victor Hugonun stanbulu gren mehur patlak gzl adam bir
karikatr deil, seyyahn daima doru kalacak olan bir portre
sidir. Frankfurt caddelerinde kabark dikkatlerimle kendimi
bir karikatre dnm hissediyorum.
Etrafma bakmyorum:
Hayalimizde bile grmediimiz kadar geni, hendesi, te
miz, pergel ve zevkin mterek eseri, nihayetsiz caddeler. Bu
caddeler o kadar mkemmel eyler ki, bunlar grdm diye
ayrca not etmeyi kendimce lzumsuz bir i addetmiyorum.
Byk ve zengin cameknlar, henz elifini bilmediimiz
bir gz avlama sanatnn zalim incelikleriyle dzeltilmi maa
zalar... Sabahn pembe aydnlnda parl parl yanan kocaman
billur camlarn arkasnda adi bir meyve, i bir biftek, bir cep
defteri, bir hal, bir stilo, firuzeden bir bilezik veya prlanta bir
gerdanln korkun cazibesiyle gz ekiyor. Caddelerin sa
nda ve solunda tpk kinci Frederikin mehur piyadeleri gi
bi sert, bir hizada dizilmi ve marur cepheleri batanbaa ti
cari altn yazlarla kaplanm granit renginde hayat kayna
koca binalar... Bunlarn bana verdii gz zevkinden burada ay
rca bahsetmeyeceim. Yalnz pencereler zerinde duraca
m: Arkalarnda k fidanlarnn krmz iekleri ve iri yeil
yapraklarnn tembel tembel dinlendii, silinmi byk kristal

caml, bembeyaz tl perdeli mesut Frankfurt pencereleri! Has


tane, kla, kk, maaza ve mektep pencereleri, burada hep
Alman kadnnn eliyle, ruhu ayn mahrem hlyalarla deli ede
cek gizli bir saadet marifetiyle sslendirilmitir. Yalnz Alman
pencerelerinin srrn kavrayp getirecek olan kimse, kendini
memleketine gzel bir hizmet yapm addedebilir.
Fakat bu muhteem sokak dekoru iinde ne garip iler g
ren adamlar gze arpyor: yi giyinmi, iyi taranm, yz ra
hat birtakm efendiler, caddelerin muhtelif noktalarnda kme
kme durarak ark syleyip mzka alyor. Ne var? Bir umu
mi nee mi, bir bayram m var? Hayr, ne nee, ne de bayram!
Bunlar Almanyann adedi gnden gne artan sefalet haberci
leri, isizleri, dilencileridir.
Gelip geenlerin yolunu terbiyeli bir tebessmle kesen ve
teneke kutular uzatp kttan san, beyaz iekler datan u

adamlar ne istiyor? Bunlar artk Almanyay azna kadar dol


duran saysz sakat, yetim, fakir, hasta cemiyetlerinin sadaka
toplayclardr.
Sar bezden uydurma bir avc niformas zerinde uydur
ma bir kay, uydurma bir matara ve bir muhayyel mstakbel
seferin uydurma tehizatyla erken sslenmi u baya ehreli adamlar kim? Bunlar Hitler askerleridir. Etrafa yan baka
rak, sessiz ve karanlk dolaan krmz kravatl genler kim?
Bunlar da Hitlercilerden daha hayrl olmayan komnistlerdir.
Akam oluyor: Lacivert gece, bin bir k beneiyle cadde
leri dolduruyor; karanlk kelerde siyah mantolarna sarlm
birtakm korkak, gen kadn ehreleri belirdi. Bunlar bir deil,
iki deil, belki binlerden fazla! Bunlar ne? Bunlar da aln
gnden gne artrd kt mterili Alman gece fahieleridir.
Almanya pembe ve byk bir elmadr. Fakat ii kurtlu
dur. ..

Faustun Mrekkep Lekeleri


Frankfurta gelene herkesin sorduu unlardr:
Eski ehri gezdiniz mi?
Rothschildin evine gittin mi?
Goethenin evini gezdin mi?
Frankfurt ehri mehur gezgin Rothschildin ve air Goet
henin vatan olmakla iftihar eder. Vardmn ilk gn Goet
henin evine kotum. Romanyal hasta arkadamla beraber.
Gn pazard. Eski bir stanbul sokan andran grlt
sz, tenha, temiz, lo bir sokakta eski bir stanbul konann
tokmakl kaps nnde durduk. Ve bir elektrik zilinin d
mesine dokunduk. Goethe ne kadar byk bir air olursa ol
sun, lmnden yz sene sonra, btn duvarlar, baheleri,

meydanlar taze sar ieklerle dolduran bu neeli ve gneli


sonbahar sabahnda lo bir sokaktaki lo evinde kendine kfi
bir mteri bulabileceini pek de ummuyordum. ahlanan
maddiyetin ruhunu ifa etmesi icap ediyorsa, artk harikulade
fenni keifleri saylamayacak bir hale gelen, semada koca Zeppelini uurup kular eski bir makine glnlne dren,
Atlantikte Bremen vapurunu iitilmemi bir hzla kaydran,
hava azotundan suni gbre, odundan eker, kmrden benzin
karan u altn gzlkl, kenevir sal, golf pantolonlu kimya
muharebesi hazrlayclar gen Herr doktorlar vatannda es
ki bir airden baka bir ey olmayan Goetheyi lmnden yz
sene sonra ziyaret edecek iki kii bile bulunamaz, diye d
nyordum. Meer aldanmm. Bir mezara inecekmiim gibi
souk bir rperme ile alan kapdan ieriye girince hayretten
donakaldm. Burada ruhun aydnl bir afak ziyas gibi yz
mze vurdu. Evin ii talebe yanda ocuklardan, kzlardan,
k kadn ve erkeklerden, yal efendilerden mteekkil gayet
temiz ve heyecanl byk bir kalabalkla dolu idi. Bunlarn
hepsi de Almand, yani bizim gibi tecesssn oraya ektii
seyyah ve yabanc nevinden vahi ve lakayt bir glge yn deFrankfurtun zengin iki ailesinden birine mensup olan
Goethenin kona kuyulu idi. O zamanlar kuyusu olmak bir
aile iin mhim bir imtiyazd. Ancak Rothschildlerin, Goethelerin kuyusu vard. Umum iin sokakta emeler akard.
Mutfakta Goethe ailesinin muhteem kuyusuna hrmetle bak
tk. Mutfan duvarlar zerinde dizili duran elli, altm tatl ve
pasta kab Goethenin annesinin ne scak bir ev kadn olduu
nu gsteriyordu. Ev, olduu gibi muhafaza edilmiti. Btn
pencereler eskisi gibi iekli ve tl perdeliydi. airin hatras
bu evin her tarafnda nefes alyordu. Yz sene evvel iinde can
verdii oda, memleketin her tarafndan yeni gnderilmi e-

Kronberg.

lenk ynlaryla dolu idi. Sanki airin cesedi henz kaldrlma


mt ve havada esen an ve erefinin tr, o sabah am iri bir
krmz gln kokusu gibi taze ve kuvvetliydi.
Nihayet airin alma odasna vardk. Kafileye klavuzluk
eden memur, st batan baa mrekkep lekeleriyle kapl es
ki bir yaz masas nne gelip de, Goethe Faustu bu masa
zerinde yazd. Bu lekeler Faustun lekeleridir! dedii zaman,
kalabaln son hadde varan merak ve heyecan, k halinde
gzlerden tat. Herkes o mukaddes glgeleri yakndan gr
mek iin medeni nezaketi unutarak masaya yaklamak zere
kendine yol amaya alyordu. Bu hayran gzlerde lekeler,
mrekkep lekeleri deil, fakat bir ebedi lacivert semada nam
tenahi yldz serpintileri idi.

Ticaret
Byk Trk edibi, dostum Yusuf Ziya, gidiim mnasebe
tiyle yazd ksa bir aheserde seyahatimin sebebini anlatm
t: lmden beni kurtarm olan dostlarm ve yksek kymet
li doktorlarm hsan Rifat ve Fazl erafeddin Beylerin tensi
biyle, stanbulda tedavisi ksmen yaplan bbreklerim hakkn
da fikrini almak zere Frankfurta mtehasss Profesr Volhard grmeye gitmitim.
Gayet usta bahvanlarn dzelttii byk bir bahede Be
lediye Hastanesi iinde ayr bir bina tekil eden Volhard Kliniine gittiim zaman, bir mze veya bir gzel sanat akademisi
kapsndan giriyorum zannettim. Bu klinik, fennin manasn
ters anlam birtakm dar kafal zevksiz ve anlaysz adamla
rn kurduu bir yer deildi.
Altm yama ramen henz yemyeil bir nar tazeliiyle
duran ve hastanenin merdivenlerini bir kedi sratiyle kan
gzel kumral sakall, neeli ve akac Profesr Volhard, bu g
zel binann btn hayat idi.
Volhardm klinii yalnz bbrek ve yrek hastalklarnn te
davisi yeridir. katn btn o k ve temiz odalan yrek ac
larndan oraya dm gen ve gzel kadnlarla dolu idi.
Onun iin kliniin hafif havasnda, iren kloroform veya asitfenik buhar yerine hafif pudra ve mahrem lavanta kokularnn
uzak, hisli seyyaleleri dolard. Klinikte balca ila, tuz yeme
mek ve doal olarak en ok tuzu olan st imemekten ibaret
ti. Zira burada tuz, bbrek, yrek, damar ve damar tazyikinin
en byk ve belki de yegne dman saylyordu. Hastalara
Almanlarn kefettii ve alelade tuzdan hemen hi fark olma
yan citrovin isimli bir madde veriliyordu.
Bir gn doktorlarmdan birine bu tuzun beni ne kadar
memnun braktndan, hibir ey dnmeyerek bahsetmi

tim. Doktor, bir hastasnn bu kymetsiz memnuniyetini, b


yk bir takdir nianesi gibi hemen o gn telefonla fabrikaya
bildirmiti. Niin? Bilmiyorum!
Bir sabah kahvaltm yaparken bana mutantan bir zarf ge
tirdiler. Bu mektup citrovin fabrikasndan geliyordu. Tuzla
r hakknda doktoruma gstermi olduum memnuniyetten
dolay bana hararetle teekkr ediyor ve fabrikay gezmekli
im rica edilerek, ikinci gn saat onda bir otomobilin klinik
nnde emrime amade bulunaca bildiriliyordu. Ertesi gn,
denilen saatte k bir araba beni ve hastane arkadam Vedat
Fuat Beyi alarak ehir dndaki Chemhverk fabrikasna g
trd. Bizi en ince bir nezaketle her taraf bembeyaz ve zemi
ni kan krmz modem bir bekleme salonuna aldlar. Az sonra
bizi kabul eden mdr umumi Mr. Ablmann, fabrikada gze
arpan gzellik ve temizlikten aldmz intibadan hassaten
mtehasss grnd, dedi ki:
On sene evvel bir kk odadan ibaret olan bu grd
nz koca fabrikay yaparken unu ispat etmek istedim: Elinde
bir fen aleti tutan adamn her trl gzellik hislerinden mah
rum, kaba ve fena adam olmas lazm gelmez; bir fabrikann da
siyah, kirli ve kokumu bir yer olmas icap etmez. Gryor
sunuz ki szm tutmuum. Memurlar ve amele burada nee
ile alr ve akam ileri bitince, bir mahpesten kar gibi,
kendilerini sokaa dar atmaz!
Hibir ticari kymeti olmayan bu iki ziyaretiye fabrikann
her tarafn uzun uzun gezdirdikten sonra, onlar en byk iti
nalarla yine geldikleri yere gnderdiler. Ayn leden sonra
fabrikadan bir telefon: Fabrika bizi akam iin bir elence ye
rine davet ediyordu. Umumi ktip Msy Haas fabrika davet
lilerine elence yerlerinde kadnsz bir bekr grubu irkinlii
vermemek iin gen nianlsn da bize katmt.
Byle hiten balayan bu mnasebet tedricen o ekil ald ki

artk her gn Msy Ablmann shhatimi ya bizzat, ya telefon


la soruyor ve her akam Msy Haas bana hastanede ge va
kitlere kadar arkadalk ediyordu. Frankfurttan ayrldm ge
ce, garda, sabahn beinde beni uurlamaya gelen dostlar ara
snda Msy Haas da duygulu bir ehre ile duruyordu.

Hasta
Hasta telakkisi bizde ve orada ne kadar birbirinden ayr
eylerdi! Bizde hasta, cezalandrlmas lazm bir kabahatli ve
her trl cefalara layk bir mcrimdir. Nabznz fazla att m,
hararetten yznzn derisi azck kzard m, hemen zalim
ehreli fen ve cellat suratl efkat, baucunuzda iki zebani gibi
dikilir. Tatsz tuzsuz yemekler yutmak, iren mayiler imek,
kapal odalarda gnlerce mahpus kalmak, kaim hrkalar giy
mek, korkun kuaklar sarmak ve banda yn yn sarglar
tamak gibi ikencelere bizde tedavi ismi verilir. Bu anlatt
mz hasta klyla sahneye kacak bir adam, seyircileri kah
kaha ile gldrmekten emin olabilir. Fransz tiyatro mellifi
Moliere, en elenceli ehasndan birini bu hasta tipinden
karmtr.
Denebilir ki bizde bin sene evvel hasta ne ise, bugn de
hasta odur. Kan gibi, hasta da hibir geliime mazhar olma
mtr.
***
ifa vastas olduklar pheli, fakat hastalktan ayr bir
elem ve straba sebep olduklan muhakkak olan bu iptidai ikence malzemesinin orada artk tarihe brakldn tedavim
srasnda grdm. Regime yemeklerinin tiksinilmeyecek bir

hale getirilmesi, bugn birok fen adamnn alma mevzuu


nu tekil ediyor. imdi birok koca kimya fabrikalar, hasta ye
mekleri iin lazm gelen evsaf haiz baharlar, tuzlar, sirkeler,
turular, salalar, ekerler yapyor ve hastala kar tahamm
l kolaylatrmaya alyor. Hatta et yiyemeyenler iin bir ne
vi nebati et yapldn ve bundan kotlet, fileto, biftek piiril
diini iitmitim. Bilmem mbalaa m? Hastann az ve bu
run haklar bu suretle tatmin edildikten sonra gz hakkna
da riayet edilerek karsnda strabn kt ehresini peelemek maksadyla hastane binalar zengin byk baheler, uzun
gl tarhlar, havuzlar ve fskiyeler ortasnda ykseltilmitir. Bu
bedii ereveyi temiz kyafetli hastabakclarn neeli ehreleri
canlandrr. Buralarda acy hatrlatan hibir eklin, hibir ren
gin, hibir kokunun hastalara kadar sokulup ruhu rahatsz et
mesine meydan verilmez.
Volhardm kliniinde, muayene ve ila saatlerinden sonra,
btn hastalara olduu gibi bana da her gn ehre gidip gez
memi, hele akamlan tiyatrolara gitmemi ve iki olarak bir ka
deh bira imemi srar ile tavsiye ederlerdi. Hastann byle ge
zintilerden alaca zevk ve onlarn verecei yorgunluklara kar
gsterecei mukavemet, tedavide takip edilecek birer yol
iareti idi. Fakat ben, byle tavsiyeler karsnda kalnca, aca
yip bir gcklanma duyar ve gayri ahlaki bir iva sesi duyan bir
kimse gibi kzarrdm:
Zira ben bir stanbul hastas idim!

Bir Zihniyet Fark


Yalan byk bir kymettir. Zamanlarnn en medenisi ve
medeniyetleri, ruh itibariyle, bugn bile eriilmez bir model
addedilen eski Yunanllar, yalan Hermes isminde gen ve

Frankfurt Opera Binas.

gzel bir ilahn ekliyle temsil ederdi. Hermesin azndan al


tn zincirler akard; bunlar dinleyeni syleyenin azna bala
yan szn ve yalann sihirli balar idi.
Esthetique ileriyle az ok megul olanlar bilir ki, olmu
vakalarn doru anlatl gayet kt eserler meydana getirir.
Yalann ilahi nefesi zerlerinden gemedike ne ses, ne renk,
ne ta, ne tun sanat eserine istihale edemez. Gzel, yalanm ocuudur.
Yalan en gzel kullanm olan eski arkllardr. Onun iin
dir ki bugnk sukutuna maruz kalmadan evvel ark masal
ve ark adab yalann altn iekleri idi. arkn ierilerine gir
dike yalanm daha byk nispette hayatta rol ald grlr.
nce ve artist Japonlarn adabnda muhataba hayr demek
yoktur.

Frankfurttaki klinikte gece nbetini yapan hemire, taze,


temiz sporcu bir Alman kzyd. Gznn bebeinden, ruhu
nun dibini grmek g deildi. Akamn sekizinden sabahn
sekizine kadar, her gece btn hiddetli zil seslerine, gen, ya
l, sinirli veya bunak trl trl hastalarn ansma, barmas
na, marklna, nbetine ayn sknla, ayn tebessmle ko
an ve her iine girdii odaya bir efkat serinlii getiren bu k
zn hizmetinden o derece memnundum ki bir gn sz arasn
da ve bir iltifat olsun diye:
Seni stanbula gtrelim! dedim.
Tabii benim iin buna imkn yoktu. Bu, sadece bir nezaket
yalan idi.
Kz cevap vermedi. On gn geti. Bir akam, ben arma
dan odama geldi. ehresi sevin klar iindeydi:
Teklifinizi mektupla anama babama bildirmitim. imdi
cevap aldm. stanbula gitmem iin msaade veriyorlar...
Donakaldm!

Alman Ailesi
Yrmenin, gezmenin, hatta elenmenin shhatim ilerine
dahil olduunu sylemitim. Onun iin bazen dizlerimde der
man olmad halde, yine ehre gitmeyi ihmal etmezdim. Va
kitleri msait olduka sevgili Trk etdyanlan da bu gezinti
lerde bana arkadalk ederdi. Gndz vakit geirecek yer bul
makta mklat ekmezdik: Baheler, caddeler, ormanlar,
mzeler, byk kahveler bize akt. Fakat gece gidilecek yer
bulmak halledilmez bir mesele olurdu. Frankfurt gecelerinin
karanl kadar fakir bir karanlk bilmiyorum: Kahveler yekne-

saktr, kabareler souk ve tenhadr. Varyete tiyatrolar elencesizdir, dansingler tatszdr, sinemalar ise lisan bilmeyen bir
adam iin birtakm ahmaka resimlerin birbirini kovalad bir
sinir ve i sknts yeridir. Ne yapmal? Baz akamlar saatler
ce gidilecek bir yer aratrmakla urar ve nihayet bir ey bu
lamayarak, meyus, her gn gittiimiz ve havasndan artk bize
usan gelen Viyana Kahvesinin altn tavanlar altna snr
ve dinlendirici, yumuak koltuklarna bitkin, kendimizi atar
dk.
Bu bahse dair bir Alman dostumuzla muhavere:
Alt yz bin nfusluk bir ehir iin elence fukaralnn bu
derecesi garip deil mi?
Almanyada elence ehri Berlindir. Berlin dnya geceleri
iinde bir ziya ahtapotu gibi yaylm, dier btn medeni e
lence merkezlerinin kanm emiyor.
Frankfurta gelince, o btn ikinci derece Alman ehirleri
gibi ahalisi onda horlayan tatsz bir aile ehridir. Burada yalnz
aile saadetini aramal.
Frankfurtta nianlanm olan dostumuz u aile saadeti
sz zerine gld:
Bugnk Alman ailesinin saadeti hakknda size bir fikir
vermek zere kendi ailemi anlataym:
Kaynatam
Kaynanam
En byk baldzm

Demokrattr.
Katolik frkasmdandr.
Komnisttir.

Ortanca baldzm

Nasyonal sosyalisttir.

En ufak baldzm

Nasyonalisttir.

Olan ocuk

Merkez frkasmdandr.

Fler akam soframzda bu alt zt akidenin muharebesi


olur. Evvela mnakaalar, barmalar, sonra sinir buhranlan,

alamalar ve nihayet baylmalar... Komnist baldzm kollan


balanp bir odaya hapsedilinceye kadar bizde rahat yemek
yemenin imkn yoktur.

Sincaplar, Kular Vesaire


Odam birinci katta. Pencerem, bahenin tenha ve yemyeil
bir kesine bakar. Yalnz kaldm zamanlar bu pencerenin
nnde oturur, imenlere, aalara, rzgr elinde yapraklann
oynamasna bakar, bylece gzlerimi elendirirdim. Bu bah
e kesinde kularn pencereme kadar yaklamas ve bir b
cek paras iin kanat kanada dvmesi ne elenceli idi! He
le aalardan inen kna renkli sincabn imenler zerinde sraya sraya gitmesi, ikide bir yerde bulduu yiyecei elleri
arasna alp, iki aya zerinde kalkmas ve kck gzleriy
le etraf gzetleyerek kemirmesi ne dinlendirici bir tabiat ve
saffet levhas idi!
Sincaplar yakndan tannm. ocukluum dalk, yabani
bir memlekette geti. Orada biz ocuklara, oyuncak yerine ay
yavrusu, karaca, sansar, tilki veya sincap getirilirdi.
st katta, sandk odasnda, dolaplar arkasnda tilkilerimiz
saklanrd; bahede byk bir aacn glgesinde esir bir kar
tal, tayyare geniliindeki kanatlarn germi, penelerini tutan
koca bir zinciri mgrdatrd; ay homurdanarak bahenin yk
sek duvarlar zerinde dolar ve kurun hzyla uzaklara ta
atard. Kurnaz ve evik sincaplar evde tutmak kabil deildi;
getirildikleri gn boyunlarna geirdiimiz ngrakl krmz
tasmalaryla ellerimizden kaar ve byk itlembik aacnn
sk yapraklar iinde kaybolurlard. Gnlerce bahemizin
aalar, bir yerde durmayan esrarengiz ince ngrak sesleriy
le nlar dururdu.

Bu derece korkak bir hayvann Frankfurt Hastanesi bahe


sinde hemen hemen insan bacaklar arasnda byle emniyetle
dolamas bana hayret verirdi.
Fakat oralarda bu dostluk yalnz sincaplara mnhasr de
ildir. Umumi parklarda sereler gelip parmaklara konar,
kumrular omuzlara yerleir, gllerde ve havuzlarda altn gz
l balklar kendilerine uzanan ele dosta yaklard.
Hayvanla insann bu gzel arkadalna, grdm btn
Avrupa ehirlerinde tesadf ettim. Bu dostluk baz yerlerde
hayvana bir nevi marklk bile vermitir.
Venedikte San Marko Meydamnda seyyahlar, hatra foto
raf karmak iin ellerinde yem, gvercinlerin tenezzl edip
yaklamalarn bekler. Bir gn kularn iltifatna bir trl mazhar olmayan iman bir kadnn asabiyetten hkra hkra a
ladn grmtm. Kular her nedense bu kadn sevmemiti.

Sonbahar
Sonbahar aylarnda, kendisiyle birlikte tenha Yakack kr
larnda al meyveli kocayemi fidanlar arasnda dolatmz
bir Fransz dostum bana daima derdi ki:
Sizin sonbaharnz olamaz, nk aalarnz az ve terin
lerde saranp dklen yapraklarnz yetersiz. Sonbahar gelip
de bizim memlekette grmeli...
Fransaya birok defalar seyahat ettim. Fakat ikametlerim
hi sonbahara tesadf etmemiti. Bu sefer Avrupa sonbaharn
Frankfurt dalarnda doya doya seyrettim. Hl gzlerim gr
d o muhteem eyin yn ym ihtiyar altnlaryla kama
makta...
***

Almanyada on, on iki seneden beri yerlemi ve imdi


Frankfurta yakn kibar Hombourg Kynde k bir moda ma
azas salonu sahibi olan ve mterileri arasnda eski Kayzerin
kars ve kzlar bulunan aziz hemerimiz Niyazi Bey, beni bir
pazar gn kyne le yemeine davet etti. Bizi ynl bir
spor kostm iinde, shhatten her taraf glen pembe bir eh
re ile karlad istasyonda hemen unu teklif etti:
Yemekten evvel otomobille bir da gezintisi yapalm...
Hayretle kabul ettim. Zira, kafamdaki btn da mefhum
lar uzak, sert, vahi ve korkuntu. ocukluumda grdm
Krdistan dalarn dndm: Erimez karlarla parlayan a
tall tepelerini mor ve kzl frtnalarn boutuu kzgn ufuk
lar zerine sralayan o karanlk renkli devler gzmn nne
geldi. Bu dalarn gecelerinde, byk alevler etrafnda snma
ya alan pos bykl ekya halkalarn, sinsi canavar baskn
larn, derin derelerin dibinde ylanlar gibi srklenerek ala
yan sularn feryadn hatrladm. Bu yaman dalarn hayalini
hatrmdan silkince, bu sefer Anadolunun yorgunluktan yere
km, tyleri dkk develeri andran o hzn, lm ve
yokluk kntlar gzmn nne geldi: Hi dada gezinti mi
olur?
Otomobile bindik ve uzun bir asfalt yol zerinde komaya
koyulduk. stanbul Belediyesinde terbiyesini yapan bir adama
gre asfalt bir yol nerede balar ve nerede biter? En ilek bir
yerde balar, fakat en mnasip ve en yakn bir yerde anszn
kesilmek iin. Hayretle gryordum ki otomobilimizin teker
lekleri altnda serilen siyah yol hibir noktada inktaa uram
yor, mtemadiyen alan bir seccade gibi ufuklara uzanyor,
tepelere trmanyor ve sonu gelmez ovalarda byk aprazlar
iziyordu. Nihayet otomobilimiz durdu. Taunus Danm bir
yksek noktasna varmtk. Mamur bir ormann ortasna in
dik.

Hava bulutlu ve zerinde durduumuz tepe rzgrl idi.


Aa denizinin zerinde byk glgeler kmldanyor, dallar
da uzanan hrtlar, aatan aaca srklenerek ormann kzl
derinliklerinde kayboluyordu. Orman yapraklarnn bir ksm
yerleri kaplayan sonbahar emenlerinin zerine dklm, bir
ksm da henz dallarnda idi. Fakat yerde ve daldaki yaprak
larn hepsi de krmz ve sar idi. O kadar krmz ve o kadar
sar ki, gya byk bir yangnn alevleri ormann her tarafn
sarm ve btn aalar byk birer meale halinde bu bulut
lu sonbahar semas altnda sesiz bir yanla yanyordu. r
m yaprak, nemli toprak ve yamurlu bulutlarn elektrikli
seyyalelerini koklaya koklaya, akam alacaln andran bu se
rin sonbahar esmerlii iinde, bu hayali altn yangnn seyrine
hayretle daldk.

Bulutlu Hava
Baz sabahlar, hastabakcm gelip beni muayyen saatte
uyandrmasa, pencere camlarnda geceyi gndzden ayracak
en ufak bir aydnlk fark grmediim iin, gece hl devam
ediyor zannyla yatamdan kalkmazdm.
Biz kendi bulutlu havalarmza bakarak Avrupann bir ya
murlu gnnn ne olduu hakknda fikir edinemeyiz. Bu,
bsbtn ayr, nefes kesici, sinirlendirici, alatc, deli edici
bir eydir. Eski Yunanllarn ve Latinlerin Paien cehennemin
de hkm sren yarm aydnlk, ite Avrupann bu bulutlu
havas olacak. Hakikaten cehenneme layk bir alacalk!
O

klrengi sabahlar bam yastktan kaldrnca alnm bu

lutlara arpacak ve beynim dalacak diye korkardm. Gz


m aar amaz bana btn sevdiklerimin lm haberini ver
milermi gibi bir demir penenin skt yreimde, birtakm

gzya sellerinin akacak yol bulmak zere vcudumun du


varlarna bavurduunu, bir barma, dvnme, yrtma ve kr
ma ihtiyacnn asap tellerimi tiril tiril titrettiini duyardm.
Yava yava yatamdan iner, grlt karmamaya ala
rak terliklerimi ayama geirir ve korka korka aynaya yakla
rdm: Aslm bir inli ehresini andran altn sans bir do
nuk iinde, bebekleri hadden fazla bym gzlerim, bir ak
trn o mhl bak ile bana bakard.
Bu bulutlu gnler klinikteki odam, bana iinde gmld
m bir mezar hissini vermeye balard. O zaman doktoru, ila
c, her eyi unutarak beni aramaya gelecek dostlar da bekle
mek iin kendimde bir saniyelik sabr bulamayarak, emsiye siz kendimi sokaa atardm. Bu zift rengindeki yamurun so
uk sularyla slanmak, benim iin bir uyuma ve dinlenme
olurdu.
Bir tramvay, bir otomobil, bir kamyon altnda kalmak teh
likelerinin birinden brne atlayarak istikametsiz, hedefsiz,
deli gibi caddelerde dolardm. Fakat bu lgn yrylerde
yamurlu havann ldrc skntsna, konuulan dili bilme
menin anlatlmaz bouculuu inzimam ederdi.
Hastanede, Franszcama bildiim birka ngilizce kelimeyi
ve orada rendiim iki Almanca tabiri kartrarak garip
bir lisan halitas vcuda getirmek ve buna birok el iaretleri
karmak, bazen de istediim eyin kt zerine resmini yap
mak suretiyle en basit fikirlerimi karmdakilere yarm yama
lak anlatabilirdim. Geri Alman mekteplerinde Franszca oku
tulmaz deildir, fakat Almanyada Franszca konumak ihtiya
cn kimse duymad iin mektebin rettiini hayat abucak
unu tturuveriy ordu.
Yamurlu

caddelerde

gzmn

grdkleri,

tabi-

i olarak kafamda fikir oluyordu. Fakat konuacak bir kimse


bulamayan bu fikirler, mahpus arlar gibi kafatasmn drt du-

vanna kendilerini vurmaya balaynca, varlmn alaldn,


bir kaptan gizlice akan su gibi insanlmn yava yava azald
n ve hasl olan bu bolua bir nevi hayvan zeksnn karan
lklarnn dolmaya baladn duyuyordum.
Dnrdm:
Ya imdi yere dsem, elim ayam krlsa, stmden bir
otomobil gese, ben ne yapanm? Halk beni saracak, ismimi,
memleketimi, yerimi soracaklar, ben ise asfalt zerinde kay
m bir araba beygiri gibi, etrafmdakilere sessiz bakmaktan
baka ne yapabilirim?
O zaman dnyann en gzel bahelerinden biri olan
Frankfurt Hayvanat Bahesine koardm ve bu gurbet diyarn
da, yamurlu havada, demir kafeslerin arkasnda, yal gzler
le kendilerini seyre gelenlere dalgn dalgn bakan dilsiz hay
vanlara bir karde acsyla bakardm.

Be Almann Keyfi in
Grltsz, kibar bir mahalle. Gzel bir kap. Gieden bi
letlerimizi alarak byk ehir bahesine giriyoruz. Soluk inci
renginde, titrek bir Aralk sabah. Btn scak yaz gnlerinde
kulara ve bceklere yuva olan yapraklar, imdi gzel mevsi
min srlar ile birlikte yerlere dklm, yn ym ayaklar al
tnda trdyor:
Bu kadar ok yapra Almanlar mmkn deil hie feda
edemez. Acaba bu kuru yapraklardan bunlar ne yapar?
Kim bilir, belki elik, belki ipek, belki porselen!
Solumuzda, derinlikleri lacivert sislere boulmu btn
aalar, mektep ocuklar gibi bakml ve muntazam nihayet
siz bir park. Manzarann slaklnda, yer yer yosunlu heykel
lerin hzn. Byk aalardan sarkan yapraksz dallarn kar-

makarkl altnda, sulan kutyleri ve kuru yaprak tayan


titrek bir gl. Gln kylarnda, dnen, dargn bakl beyaz
kuular. Hasl byk bir cennet iskeleti!
Souk bahede fazla dolaamadk. Geni mermer merdi
venlerden karak mehur Pelmer Garden limonluunun lk
lna girdik.
Buras mabet gibi sessiz ve mukaddes bir korku ile dolu
idi. Sanki krmz Hint ilahlar burada tebessm ediyordu.
Gizli kalorifer borularnn hesapl hararetiyle snan bu cam bi
nann havas, btn Asya ve Afrika iklimlerinin bunaltc elek
triiyle ykl idi. Yerler yemyeil ve slak bir imenle rtl.
Ktk diplerini, ekvatorun ylanlar andran biim biim sar
maklar sarm, gizli membalardan gizli havuzlara damlayan
sular, krlan ince billurlar gibi sessizlikte akrdyor. Daldan
dala konan kk bir kuun uu sesi!
Cins cins hurma aalar, yerden sekiz on metre havaya
ykselerek gergin yeil peneleri andran veyahut bir kirpi di
keni hissini veren sert yapraklarn cam kubbeye dediriyor
du. Btn iklimler burada: Japon hurmas, Cava hurmas, Ye
ni Zeland hurmas, vs. Bu korkun ktkler daha ykselecek
ve bir gn gelecek ki Asya ormanlarndaki ba dndrc
boylarn alacak. Onun iin cam kubbe, ktklerin nevne
masn takip edebilmek zere mteharrik yaplmtr. Etrafa
hkim lk ve yeil sessizlik iinde birtakm takrt sesleri geli
yor: Bu, gizli gizli boy atan ktklerin gerilmesidir.
***

Bulutlu bir imal semas altna getirilen bu yeil ve scak


ekvator manzaras karsnda bir kanepeye dizilen be ihtiyar
Alman, bastonlarna dayanm, kh tepedeki yapraklara, kh
ktklere bakyor, kh su akrtsn ve kanat grltsn

dinliyor ve mesut bir skn iinde kendi kendilerine tebes


sm ediyordu.
Bu pahal bahenin keyfini srmek iin bu bunaklardan
baka adamnz yok mu?
Alman belediyesinin zahmetini mkfatlandrmak iin bu
be bunan memnuniyeti oktur bile! Her Alman, ihtiyarln
ve kkln son haddine kadar gene bir Almandr ve onun
saadetini yapmak btn Almanya iin bir mukaddes vazifedir.
Bir Almann kymeti yoksa be Almann, on Almann, yz Al
mann ve altm milyon Almann neden kymeti olsun?...

Dilenci Estetii
Frankfurt caddelerinde en ok garibime giden insan, dilen
ci olmutur. Bu dilenci, temiz gmlek ve yakas lekesiz elbise
si, tlenmi beyaz mendiliyle iyi bir kahvaltdan sonra siga
rasn yakarak sabahn neeli kalabal iinde iine giden her
hangi bir efendiye benzer.
Hastanenin krmz nehir sulanna bakan pencereleri nn
de, ehrin en k ve en ilek caddelerinde, ikier, er kiilik
takmlar halinde sabahtan akama kadar opera ve operet par
alan syleyerek havay keman veya armonik sesleriyle doldu
ran dilenciler hep bu tiptedir. Bunlarn gndelik kazanlar,
alelade bir alveriin getirecei krdan aa deil.
Yakn veya uzak btn ark memleketlerinde, byle bir k
lkla gelip geenlerin merhametine el uzatmak cesaretini gs
terecek herifin toplayaca, hava ve yiyecei dayaktr. Merha
metli hanm veya efendi, sadakaya muhta adamn kendisine
bu kadar benzer oluuna tahamml edemez; kalbinin heyecan
mekanizmas harekete gemek iin, dilenciden, korkun bir
Lon Chaney makyaj ve tyler rpertici bir sahne tertibat is

ter.
ark estetiine gre dilencinin gz olmamal. Gz yerin
de patlam iki beyaz zar olacak ve onlardan paralanm ya
naklara doru birtakm kanl et paralan sarkacak! Dilencinin
az ve dileri olmamal! Az yerinde dipsiz bir uurumun ka
ranlklar srtacak ve diler, etlere geliigzel saplanm birta
km kemik paralar olacak! El ve ayak yerinde demir engel
ler angrdayacak veyahut kank tahtalar takrdayacak! Dilen
ci iin kyafet: Yazn onu buram buram terletecek yal, pa
rampara kaim bir hrka; kn ise, iinde titreyecei her taraf
delik deik siyah bir paavra gmlek! Austos gnei altnda
kan ter halinde, damla damla topraa akmayan ve k poyraz
larnda donmak zere olmayan bir dilenciye sadaka verilir mi
hi?
Hintin, Maribin, Buhara ve Semerkantm mthi dilenci
leri bu itibarla ne byk artistlerdir! Halbuki u yakal ve kra
vatl Alman dilencileri...
Bir gn bir Almana sordum:
Bunlara nasl acyabiliyorsunuz?
Mecbur olmadan el uzatabilecek bir Alman tasavvur ede
meyiz. Onun iin dilenen bir Alman, bizi kendine acndrmak
iin fazla yalana ve zillete dmeye muhta deildir. Bu bir hu
susi ahlak meselesi. Fakat ie bir de akl zaviyesinden bakalm:
Dilenen bir insan, ne kadar alelade bir insana benzerse, bana
o kadar yakndr; o nispette kolay derdini duyar, eksiini anlanm. Fakat her ne surette olursa olsun, insan eklinden k
m bir mahluk benim cinsimden deildir. Ona acyamam!
ark merhameti mantkszdr!
Kzardm. Uydurma bir cevap verdim:
Biz dilenciye acmayz, ondan korkanz. Bu korku dilenci
nin irkinlii nispetinde artar. irkinliin birtakm tehlikeli
kudretler tadna inanrz. Btn Afrika, Amerika, Hint ve

in ilahlar irkin deil mi? Bize en fazla hayet ve nefret ve


ren dilenciye uzattmz para bir sadaka deil, fakat korku sa
natkrna takdim edilmi naiz bir mkfattr. ark, artist mil
letlerin vatandr.

Profesr Aristokrasisi
Ekseri gnler, akam altya doru hastanenin byk kap
s nndeki meydanlk hususi otomobillerle dolard. Sahiple
rini saatlerce sessiz bekleyen bu yksek markal arabalar isiz,
parasz, durgun ve fakir Frankfurtta kimlerin olabilirdi? B
yk fabrikatrlerin, bankerlerin veya banka direktrlerinin
olamazd, zira bu cins kimselerin bir hastane veya tp faklte
sinde, byle saatlerce ikide bir toplanmalar iin hibir makul
sebep bulunamazd. O halde kimlerin?
Mein Nehrinin plak bir sahilinde slak k imenlerine
basarak dolayoruz. amurlu nehir sular, gurup aydnlkla
ryla tazelemi ayaklarmzn altnda yana yana akyor. Pembe
gkte kubbeler, kuleler, oklar stnde karga alaylar uuup
baryor. Romantik Almanya akam! Almanyay pek iyi ta
nyan arkadalarm, halledemediim bir muammay bana izah
ediyor.
Bu grdmz otomobiller, fakltede verilen konferans
lar takip iin gelen profesrlerin arabalardr. imdi Alman
yada greceiniz her hususi otomobil ya bir zengin Yahu
dinin yahut da bir profesrndr. Burada bu iki insandan
baka artk hususi otomobil sahibi olabilecek ok insan kalma
mtr. Hareket: ki tarafmzdan meydanlar, baheler, maa
zalar, binalar, renkli resimler gibi akp gidiyor. Yarabbi! Bu e
hirde ufak bir yknt, bir kk ihmal, yerine konulmas unu
tulmu bir ta, kapatlmam bir ukur yok mu? Bak gibi

keskin hatlar her tarafta ykselen bu kusursuz hendese iin


de insan nefes darlklar duyuyor. mrann bu kadar fazla.
Ruskinin dedii gibi muhayyilenin mesut bir faaliyete girebil
mesi iin biraz harabe grmek de lazm...
ehrin artk dndayz. Bostanlar, balar, srlm tarla
lar.. Tuhaf! Her yerde olduunun aksine, burada ehirden
uzaklatka binalarn gzellii artyor.
Arkadam sebebini anlatt:
Profesrler grltden rahatsz olmamak iin ehir hari
cinde yaamay sever. Bu gzel bahelerde grdnz zengin
evler profesr kaneleridir. Profesrler burada skn ve refah
iinde alr.
***

Almanya profesr ve doktor denen acayip bir insan cin


sinin vatandr. Bunlar Hindistandaki rahip snf gibi bir nevi
kutsiyetle evrili olarak hemehrileri arasnda yaar. Bunun
iin burada herkes muayyen birtakm imtihanlardan geerek
ve baz basit darlfnun merasimini ikmal ederek bir an evvel
bu sihirli unvanlardan birini ele geirmeye ve ereflerin envama malik bulunan bu bahtiyar snfa mensup olmaya alr.
Almanyada profesrler ve doktorlar saylamayacak kadar ok
tur. Tanmadmz herhangi bir adam biraz gense Herr
Doktor, biraz yal ve sakall ise Herr Profesr diye hitap et
mek ihtiyata muvafktr. Almanlarn bu lim sfat taknmak
merak mnasebetiyle bir ngilizin nktesi:
ki kap olsa, birisinin zerinde Cennet, dierinin zerin
de Cennet hakknda konferans diye yazl olsa, btn Al
manlar ikinci kapya hcum eder.
Almanya hakknda btn ecnebi karikatrlerinin mevzuu
nu yapan bu profesrler ve doktorlar kalabal ne i yapar?

ou dar kafal ve cahil; miyop olduklar iin gzlkl ve m


reffeh olduklar iin pembe ve shhatli olan bu insan cinsi,
aklamalar birok kitap ismi ve sayfa numaralaryla dolu, in
cir ekirdei doldurmaz meseleler hakknda karnca sabryla
cilt cilt uyutucu kitaplar yazmakla mrlerini geirir. Bu ki
taplarn kymeti ne? Byk Alman filozofu H. De Kayserlinge
nazaran Alman limlerinin mahsulatnn yzde yetmiinde
orijinal bir fikre tesadf etmek nadiren mmkn olur. Bunlar
bir nevi Almanyaya mahsus yobaz srsdr.
Hakiki Alman ilmini, o byk ve erefli ilmi yapanlar da
rlfnunun cppe ve takke giydirmedii serbest zeklardr.
- Byle faydas az bir snf el stnde tutmakta Alman
yann ne kn var?
- lerine karm olmas muhtemel hakiki zeklarn yan
llkla yok olmasna meydan vermemek iin... Almanya by
lelikle dnyann en yksek ilmine malik olabildi.

Paris, Frankfurt.
yahut Hi!
Ahm et Haim

Pariste ne yaptm? H i!
Ahmet Haim, hem air hem de gezgin; dahas
gezilerini yazya dkmeyi seven bir gezgin olarak da
kyor karmza. kt Avrupa gezisini kaleme
alan air, gezilerinden ilk ikisini 1928 ve 1929 yllannda
Parise, son gezisini ise 1932 ylnda Frankfurta yapm.
Bu geziye ait tm yazlar ilk kez bir arada.

GEZ K ita p l

Ahmet Haim'in Avrupas, gezi kitaplarndan


ansiklopedik bilgi ve neri bekleyenler iin gerekten
de hitir. Oysa bir bakasnn gzleri ve ruhu ile
dolamak, iirli bir syleyiin bysne kaplarak
benzersiz ayrntlar, kck duyular yaamak
isteyenler iin paha biilmez bir frsattr.

Anda mungkin juga menyukai