Anda di halaman 1dari 471

paye I

YAAM YOLU

4.basm

kinci Kitap

eviren: emsa Yein

ANTON S. MAKARENKO

PAYEL Y A Y IN L A R I: 71
ada Romanlar
: 11

Cilt II: ISBN: 975-388-094-4


Takm: ISBN: 975-388-045-6

Dizgi
: Payel Yaynevi
Bask
: zal Matbaas
Kapak Filmleri : Seval Grafik
Kapak Basks : Seval Grafik
Cilt
: Yldz CUt

ANTON S. MAKARENKO

YAAM YOLU
( Bi r E i t i m D e s t a n )
kinci Kitap

ngilizceden eviren
EMSA YEN

3
payel

PAYEL YAYINEV
stanbul

Yaptn zgn ad: Eitbilimsel Destan


ngilizce evirinin ad: The Road of Life
Franszca evirinin ad: Pome Pdagogique
Trke birinci basm: Ocak 1985
kinci basm: Haziran 1997
nc basm: Ocak 2004
Drdnc basm: Mart 2010

Kapak resmi: Winslow Homer

KNC BLM

MUTLULUK
Y e n i Toplulua yazdan kalma bir gnde tandk. Hava ak,
gneli ve lkt. Aalarn yapraklan henz sararmaya balamamt;
gzn ilk gnlerinin canlandrd otlar, ikinci genliklerinin en mutlu
gnlerini yayormuasna kaygsz, yeil ve tazeydi. O zamanlar, Yeni
Topluluk da, otuzuncu baharn yaayan bir gzelden aa deildi;
gzellii, kendisine olduu gibi bakalarna da mutluluk veren, olgun,
dingin, ekiciliinin verdii zgvenle vnl bir kadn gibiydi Trepke.
Kolomak rma, hemen hemen drt bir yanmz sarm, yalnzca
Gonarovka'yla haberlememizi engellememek iin dar bir geit
brakmt. Bahemizdeki grkemli aalar, hr hr fislriaan dallarn
Kolomak zerine sarktm, ykseklerden salnm bol bzgl bir tl
gibi rtmt onu. Saysz glgelikler rahat rahat soyunup sularn
koynuna atlmaya, su perilerine kur yapmaya, ya da hi deilse, kafa
dengi bir arkadaa byk srlar amaya, oturup onunla bol bol dert
lemeye elverili nice kuytu keler vard burda. Byk binalarmz, dik
yamacn tepesinde, rmak boyunca sralanmt; yaramaz ve becerikli
ocuklarmz, giysilerini oraca, pervazlara frlatp, pencerelerden
rmaa atlarlard.
Pek de gen olmayan aalarla dolu meyva bahemiz, basamak
basamak rmaa iniyordu; ve ere, en alttaki aalk seti, daha ilk
gnden kendine ayrmt; oray ilk kefeden oydu nk. Havadar bir
yerdi buras, gnn her saatinde gne alyordu ve Kolomak rma,
iinde deniz kzlan banndrmasa, oltalara bol bol balk salmasa ya da
esin perileri gnderip iirler yazdrmasa da, bu noktada hayli genilettii

YAAM YOLU D

yatanda sere serpe akyor, dinginlii evresine de datyordu. Buralar


iirden ok lahana ve ku zm retmeye elveriliydi. Topluluun
yeleri, bu ayrcalkl blgeye, bel krei ya da apalarla silahlanm
olarak, belli bir ii yapmak zere gelirlerdi. Bazen bir sabana koulmu
zar zor ilerleyen Haydut'un ya da Frtna'ya elik eden birka ocuun
geldii de olurdu. nl iskelemiz, yani Kolomak rmann dalgalan
zerine uzanm bir aya kyda, bir aya metre ilerde suyun iinde
keresteden oluan limanmz da bu noktadayd.
Kolomak, az ilerde douya doru kvrlyor, ayaklarmzn altna,
byk bir eliaklkla dnm dnm otlaklar seriyordu. Bu usuz bu
caksz yeillikler tek tk aak ve allklarla sslenmiti. Bu otlaa,
meyvalmzdan dmdz inebiliyorduk; dinlenme saatlerinde, meyvaln kysndaki kavaklarn glgesinde, imenlerin zerine oturmaya
ve gzelliine bir trl doyamadmz bu otlaa, aalara, gkyzne
ve ufukta eri br izgiler oluturan Gonarovka kyne bakmaya
baylrd herkes. Kalina vanovi de buradan ok holanrd; baz pazar
gnleri, beni de zar zor oraya srklerdi; byle zamanlarda, genellikle
le gneinin altnda oturur, syleirdik onunla.
Kalina vanovi'le kyllerden, yaplacak onanmlardan, dnyadaki
hakszlklardan ve kendi geleceimizden konumak benim de houma
giderdi, nmzde, ayr ve tarlalar uzanrd, bu yzden Kalina vanovi
son derece nemli felsefesel yorumlarn zaman zaman yanda kesip
baka ilerle uramak durumunda kalyordu.
"Yaa, ite byle dostum, yaam bir kadn gibidir, ondan hakseverlik
beklenmemelidir, adalet beklenmemelidir. Pehlivan zentisi gibi
grkemli byklarn m var, baklavalar breklerle aalanrsn, ama kse
misin, byn yok mu, sana bir yudum su bile vermez kimse... Hak hukuk
deil ye krkm ye dnyas. Benim bamdan bir olay geti, o zamanlar
svari eriydim... Ulan orospu ocuu, Kafan nerde senin ha? Akam
yemeinde mi yedin, evde mi unuttun, ha? Bak at nerelere sryor
asalak! Ulan geberesice, orda lahana ekili, lahana!"
Kalina vanovi bu syevin sonunu ayakta, benden hayli uzakta,
piposunu tutan elini havalarda sallayarak tamamlard.
Otlann arasnda, yz metre kadar uzakta bir yerde, kestane renkli
bir karalt grnyordu ama ortada bir "orospu ocuu" falan yoktu.

MUTLULUK

Kalina vanovi kiminle konutuunu biliyordu ama. Bu ayrlk


Bratenko'nun blgesiydi, gzle grnmemesine karn her an orda
olduu varsaylabilirdi, Kalina vanovi'in syleviyse, aslnda bir eit
ruh armayd. ki ksa ardan sonra Bratenko elle tutulur bir
cisim olarak ortaya kard; ancak o da, gizemli havaya uygun olsun
diye atn yambamda deil, bizim arkamzda bir yerlerde, meyva
bahesinde belirirdi.
"Ne barp duruyorsun Kalina vanovi? Lahanalar nerde, at
nerde?"
Bunu, son derece byk uzmanlklar gerektiren bir tartma izlerdi;
ancak bu konumalar dinleyen kundaktaki ocuk bile, Kalina
vanovi'in grlerinin hayli modas geik olduunu, Topluluk topraklanmn san solunu artk birbirine kartrdn, lahana ekimi iin
hangi tarlann hazrlandn oktan unuttuunu anlard.
ocuklar, Kalina vanoviin rahat rahat ihtiyarlamas iin el
lerinden geleni yaptlar. Tarmsal sorunlar, oktan tmyle ere'nin
omuzlarna yklenmiti, Kalina vanovie, ok ince ayrntlar konu
alan eletirmeler yapmak, tarm zrhnn kck deliklerinden yal
burnunu sokmak kalyordu yalnzca. ere bu bumu; sakin sakin, kibarca
ve de akayla yakalar, imdiklerdi; Kalina vanovi gene de hi altta
kalmaz, son sz bakasna brakmazd.
y i valla, bu iin sonu nereye varacak, Tanr bilir. Vaktiyle bizim
kyde de buday ekerlerdi, bilmez deiliz. imdikiler bir lem.. Yeter
ki yetenek olsun insanda diyorlar. yi ama, yetenek buday yeertir
mi, sorarm?"
te yanda, ekonomik alanda krallk tahtna her geen gn biraz
daha yaklayordu Kalina vanovi; ancak bu, banda tac olan ama
ynetime hi karmayan bir krald. Ekonomik konularda sz ona
brakyor, kararlan nnde saygyla eiliyor ama doru bildiimizi
okuyorduk. Kalina vanovi, bunlara alnmyordu bile, hi de alngan
bir yrei yoktu nk, hem, onun iin nemli olan syledii byk
szler, ektii sylevlerdi.
Artk gelenek haline gelen eski bir alkanlmz srdryor, ka
sabaya hep Kalina vanovi'i gnderiyorduk; bu yolculuklar imdi az

YAAM YOLU II

da olsa trenlerle balyor saylrd. Modas gemi debdebelere hibir


zaman metelik vermemiti Kalina; onun u szlerini ezberleyecek kadar
sk duymutu ocuklar:
"Efendilerin faytonu grkemli, at bir deri bir kemik olur, ama iyi
adamn arabas eski, at besilidir."
ocuklar, eski, cenaze arabasn andran arabann iine bir kat taze
saman, zerine de temiz bir rt, elde dokunmu gzel bir keten se
rerlerdi. Sonra atlarn en iyisini arabaya koar, kurallara uygun olarak,
bir arabac gibi, Kalina vnoviin kapsnn nne ekerlerdi. Eko
nomik ilerimizi yrten tm grevli ve yetkililer, ilerini kusursuz
yaparlard; yani Levazm mdr yardmcmz Deni Kudlati'nin ce
binde kasabada yaplacak tm ilerin bir listesi bulunurdu rnein; depo
grevlisi Alyoka Volkov, kutulan, anaklan, ip yumaklarn ve alnacak
mallan paketlemek iin gerekli baka eyleri arabaya yerletirirdi. Kalina
vanovi, arabay ya da drt dakika kadar bekletirdi kapsnn nnde,
sonra tertemiz ykanm, gzelce tlenmi yamurluu srtnda olduu
halde kapnn nnde belirir, orda bir durur, daha nce hazrlad
piposunu yakar, atla arabaya yle bir bakar, bazen de dilerinin
arasndan fkeli u szleri sylerdi:
"Sana ka kez syleyeceim, kasabaya byle pespaye bir apkayla
gidilmez diye! Ne kaln kafal adamsn be!
Deni, yoldalarndan birinin apkasn kendisininkiyle deiirken,
Kalina vanovi yerine kar oturur, buyruunu verirdi:
"Evet, yr bakalm!"
Kalina vanovi, kasabada, vaktinin ounu bir kodamann, falanca
levazm yetkilisinin odasnda lak lak etmekle geirir, bu arada burnunu
havalarda, ban dimdik tutar, o gl ve zengin kurumun, Gorki
Topluluu'nun onurunu bylece korurdu kendine gre. Gene ayn onuru
korumak ve yceltmek amacyla son derece nemli siyasal konulardan
sz ederdi genellikle.
"Kyller tm gereksinmelerini karlam, tm isteklerine kavumu
drmdalar," diyordu kodamana. "Bunu deneyimlerime ve gzlemlerime
dayanarak sylyorum size..."
Bu arada Deni Kudlati, banda dn apkayla ordan oraya
komakta, Kalina vanovi'in kendini konuk ettii odann bulunduu

MUTLULUK

katn hemen altnda, odadan odaya dalmakta, istek filerini dol


durmakta, mdr ve memurlarla tartmakta, uval ve torbalan arabaya
yklemekte, Kalina vanovi'in oturaca yerin rahatnn herhangi bir
ykle bozulmamasna zen gstermekte, ata yem vermektedir. Saat
e doru st kattaki odaya dalacak, st ba undan bembeyaz,
salanysa testere talayla dolu olduu halde telala:
"Haydi, hazrz, Kalina vanovi!" diyecektir.
Kalina vanovi'in yznde bir diplomatik glmseme belirecek,
mdrn elini skacak, Denis'e de ciddi ciddi:
"Her eyi gzelce yerletirdin mi? diye soracaktr.
Toplulua vanldkta yorgun dm olan Kalina vanovi, din
lenmeye ekilecek, Deni de, yarm yamalak stlm yemeini alelacele
yiyip Topluluun eitli ynetim odalarna koturarak, ordan oraya gidip
gelecek, ve bir kocakan gibi durmadan sylenecektir.

Kudlati, herhangi bir eyin ziyan edilmesine asla dayanamazd.


Arabadan bir damla saman decek olsa, biri bir asma kilidi yitirse,
ahrn kapsnn tek menteeyle pervazdan sarktn grse, dpedz
ac duyard bu ocuk. Byle durumlarda glmsemesini siler, suratn
asard belki, ama kimseye, gerekten danlmazd; ekonomik deerleri
boa harcayan birine yalnzca kocakan gibi sylenmekle yetinmezdi
Deni; dr dr terdi, doru, ama sesinde karsndakine dediini yaptran
bir kesinlik, onu hakl olduuna inandran bir gllk okunurdu.
Kklerden biri, ocukluun verdii o saflkla, insan enerjisini har
camann en akla uygun yolunun bir aaca trmanmak olduunu mu
dnd, ve bu uada dikkatsiz mi davrand, Deni onu nasl yola ge
tireceini bilirdi. atk kalannn bir hareketiyle onu aa indirirdi
nce.
"Sen kafanla m dnyorsun, baka bir yerinle mi?" derdi ona.
"Evlensen ocuun olacak nerdeyse, aalara trmanp pantolonunu
berbat etmemeyi renmemisin daha. Gel bakaym, sana baka bir
pantolon vereceim."
Souk terler dkmekte olan ufaklk, "Ne pantolonu? diye sorard
bu kez.

Aalara trmanrken giyilen trden, ne olacak! Yepyeni pan


tolonla aaca kmak olur mu? Sen mrnde grdn m byle ey?"

10

YAAM YOLU II

Deni, anadan doma iktisatyd sanki, tm akln hangi deliin


hangi yamayla kapatlacan hesaplamaya vermiti; bu yzden insansal
duygulan deerlendirme yetisinden yoksundu. nsan ruhunun o yaln
anlatmn grememi, anlayamamt. Ufaklk, kendisine verilen o
yepyeni pantolonun dourduu cokuyla, o takn sevinle yerinde du
ramam, aaca trmanmt oysa. Pantolonla aa arasnda ok yakn
bir nedensellik ilikisi vard; Denis'e sorarsanz, bu ikisi asla yan yana
gelemezdi.
Kudlati'nin bu kat tutumu, kanlmaz bir gereklilik sonucuydu
aslnda, nk yoksulluumuz, ok tutumlu davranmamz gerekti
riyordu. Bu yzden, Komutanlar Kurulu, Kudlati'yi levazm mdr
yardmclna aday gstermiti. Kklerin, pantolonlarla ilgili "haksz"
cezalar konusundaki erkeklie smaz yaknmalarna bana msn demedi
Kutlati. Karabanov, Belukhin, Vernev, Burun ve teki eskiler, Kud
lati'nin aba ve rpnmalarn her zaman deerli, nerilerini yerinde
buluyorlard, bu yzden baharda, Kudlati'nin bir genel toplantda yapt
neriye gk demeden evet oyu verdiler. neri uydu:
"Pabular yanna kadar levazma teslim edilsin; yazn yalnayak
dolaabiliriz."
Deni, 1923 Ekiminde ok alt. Topluluun on mfrezesi, tmyle
onarlm olan binalara zar zor syorlard. Beyaz Saray adn taktmz
eski maliknede yatakhaneler, derslikler vard, veranda grevi gren
byk salondaysa, marangozevi kurulmutu. retmenlerle teki
grevlilerin odalannn bulunduu ikinci evin bodrum katn yemek
salonu olarak kullanyorduk. Buraya ancak otuz kii syordu, bu yzden
yemei posta halinde yiyorduk. Ayakkabc, tekerci ve terzi
dkknlan, kelere skm durumdayd; bunlar, birer sanayi okuluna
yarar durumda deildi. Toplulukta hi kimse, ne retmenler, ne de
renciler rahat deildi; herkes sk skt. Yeni meyvalkta, iki katl
saray gibi bir bina vard; bu, bize gelecekte ok zengin olabileceimizi
durmadan anmsatan, bylece umutlarmz diri tutan bir ykntyd.
inde bol bol ve de geni geni odalar vard, tavanlar kabartmalarla
sslyd, meyvala bakan koca bir de verandas vard, bunlan deil
grmek, dndke iimiz gidiyordu. Btn i, demeleri onarmaya,
pencere, kap, merdiven ve mineler yapmaya bakyordu. Bunlan yaptk

MUTLULUK

11

m, tam yz yirmi kiilik gzel bir yatakhanemiz olacak, bu i iin


kullanlan ufak tefek yerler de daha baka ilerde kullanlmak,
eitbilimsel almalara daha rahat olanak tanmak zere boalacakt.
Ancak bu i iin alt bin ruble paraya gereksinmemiz vard; tm ge
lirimizi eski yoksulluumuzun kalntlarn ortadan kaldrma
savamnda harcyorduk; o kt gnlere dnmeyi hepimiz dayanlmaz
buluyorduk nk. Bu alandaki baarlarmz, gzle grlr elle tutulur
biimde kendini gsteriyordu. Yamal ceketleri atmtk, partal apkalar,
ot yataklar, kerevetleri atmtk, sonuncu Romanov'un zamanndan
kalma yrtk yorganlardan kurtulmutuk, ayaklarmza da artk pabu
yerine bez dolamyorduk. Ayda iki kez dzenli olarak Topluluumuza
gelen bir berberimiz vard artk; makasla dmdz ksaltmaya on kopek,
birinci snf sa kesmeye yirmi kopek alyordu berber geri, ama gene
de eit eit sa tuvaletim sergileyen kafalar grlebiliyordu aramzda.
Eyalarmz boyaszd, daha hl tahta kaklarla yemek yiyorduk,
amarlarmz da hl yamalyd, ama gelirimizin byk bir blmn
ara gerece ve daha baka tanmaz mallara yatrmay setiimizden
bu zveriye seve seve katlanyorduk.
Gerekli olan alt bin rublemiz yoktu; olmad gibi, bunu salaya
bilme yolu ya da umudu da yoktu. Genel toplantlarda, Komutanlar
Kurulunda, Genlik Kolu toplantlarnda, ya da byklerimizin
hobelerinde, ufaklklarmzn gevezeliklerinde hep bu alt binden sz
ediliyordu; ve her konuma, bunca parann hibir biimde salana
mayaca dncesiyle kapanyordu.
O dnemde, Gorki Topluluu, Halk Eitim Komiserliine balyd,
belli veri ve varsaymlara dayanlarak saptanm snrl yardmlar
alyordu bu kurumdan. Giyim kuam iin, adam bana yirmi sekiz ruble
verildiini sylersek, bu yardmlarn ne kadar olduu kolayca anlalr.
Kalina vanovi fkeden kpryordu:
"Hangi Allahn aklls bu miktan saptyor acaba? O herifi bir
bulsam, yzne yle bir bakar ne mal olduunu anlarm! Yarm
yzyldan fazla ya yaadm, altmma geldim de byle bir insan
grmedim namussuzum! Asalaklar!"
Halk Eitim Komiserliine sk sk gitmeme karn ben de byle bir
insan grmemitim. Bu rakamlar belli bir kii tarafndan saptanmyor,

12

YAAM YOLU H

tm yurtta bulunan kimsesiz ocuklara ayrlan toplam parann, ocuk


saysna blnmesiyle elde ediliyordu.
Bu durumda, Trepke topraklarnda bulunan ve genellikle Kzl Saray
diye andmz imparatorluk stili bina, yarn balo verilecekmiesine
sprlp temizleniyor, ama para yokluundan balo belirsiz bir tarihe
erteleniyordu. Balonun al dansn yapacak olan danslar ma
rangozlar bile anlmamt daha.
Ancak, btn bu durumlar, byk umutsuzluklar Topluluk yelerinin
keyfini bozuyor deildi. Karabanov'a sorarsanz, bu neeli ruh halimizi
eytans glere olan inancmza borluyduk:
"eytan yardm eder, grrsnz! Biz hep drt ayak stne deriz,
neden biliyor musunuz, ak ocuklaryz da ondan... greceksiniz,
eytann kendisi deilse de baka kt ruhlar yardmmza koacak, belki
bir cad, ya da ne bileyim... Bu evin byle durup duracana, gz zev
kimizi bozacana inanmyorum!"
Derken, Ukrayna ocuklarna Yardm Kurumunda bir denetleyici
olan Bokovanm 6 Ekim gn bizi ziyaret edeceini bildiren bir telgraf
aldk. Telgrafta ayrca bu bayan karlamak zere Harkov tren is
tasyonuna bir araba gndermemiz gerektii belirtiliyordu. te bu haber,
Topluluun ilerigelenlerince ok nemli grld; Kzl Sarayn
onarlmas iinin hemen balayabilecei grn savunanlar kt.
"Kocakar bize alt bin rubleyi verir isterse...
htiyar olduunu nerden biliyorsun?
ocuk Kuramlarnda hep yal kadnlar alr."
Kalina vanovi pek iyimser deildi ama.
"ocuk Yardm Kurumundan zrnk alamazsnz. Bunu adm gibi
biliyorum. Bize ocuk daha kakalamaya alacaktr. Sonra bir de,
kadndr ne de olsa... Eh, kurama bakarsan kadnlarn eit hak ve yet
kileri var, ama gereklikte, kadn, daima kadndr...
Ayn beinde, Anton Bratenkonun blgesinde ateli bir alma
gze arpt; iki atl fayton ykand, Kzlla Mari'nin yeleleri rld.
Toplulua bakentten konuk geldii pek olmuyordu, bylesi seyrek bir
olay karsnda gerekli saygy gstermekten yanayd Anton. 6 Ekim
sabah Bratenko'yla birlikte istasyona gittik; Anton srcl
bakasna brakmay saygszlk saymt. Anton'la ikimiz arabaya

MUTLULUK

13

oturmu, istasyondan kan ihtiyarlara drt gzle bakyor, aralarnda


Halk Eitim Bakanlndan gelmie benzer biri var m diye aryorduk.
Anszn bizim aradmza hi, ama hi benzemeyen birinin sesini
duyduk.
"Bu nerenin arabas?
Bizim iimiz var! diye tersledi onu Anton. Araba tutacaksanz
orada sryle!
Siz Gorki Topluluundan deil misiniz?"
Anton ayaklarn kaldrd, kendi ekseni evresinde tam bir daire
izdi. Benim de ilgim uyanmt dorusu.
Karmzda, son derece artc biri duruyordu: ekose kumatan
yaplma ak kl rengi bir mantonun altnda, ipeklere brnm bir
ift bacak grnyordu. Przsz bir yz, pembe pembe yanaklar, ve
yanaklarda grlmedik gzellikte gamzeler... l l gzler, keman
kalar. Dantel bartnn kysndan sarkan srma lleler... Arkasnda,
hemen hemen yok denecek ykn, kk bir kutuyla, iyi deriden
yapld belli bir kk bavulu tayan hamal...
"Yolda Bokova siz misiniz?
Hah! Nasl da anladm Gorki Topluluundan olduunuzu!"
Anton toparland, zgn zgn ban sallad, dizginleri dikkatle
toplad. Bokova bir ku gibi rahata zplayarak arabaya bindi. Trenlerin
ve istasyonlarn kokusu arabadan gitmi, yerine ok daha baka, tatl,
iac bir koku gelmiti. Koltuun bir kesine sinmi oturuyordum,
bu beklenmedik durum karsnda ok utanmtm dorusu.
Yolda Bokova yol boyunca eitli konulardan konutu. Gorki
Topluluu zerine ok ey duymutu, bir an nce grmeye can
atyordu.
"Biliyor musunuz Yolda Makarenko, bu ocuklar ekip evirmede
yle byk glklerle, ama yle byk glklerle karlayoruz ki..
Onlara korkun acyorum, elimden gelse de onlara yardm edebilsem,
ah... Bu ocuk sizinkilerden biri mi? ok eker bir delikanl! Burada
sklmyor musunuz? Ah, ocuk yuvalan korkun skc oluyor, biliyor
musunuz? Hakknzda yle ok ey duyduk ki! Bizi sevmiyormusunuz
diyorlar.
Kimi sevmiyormuum?

14

YAAM YOLU D

Bizi, Toplumsal Eitim Kuruntunda alan bayanlar.


Anlayamadm.
Bize, Bayanlara zg Toplumsal Eitim Yapanlar' diyormusunuz.
Dorusu bilmiyordum! dedim. mrmde kimseye byle bir ad
takmadm... ama... hi de fena deil galiba!"
Kahkahalarla gldk. Bokova da bu ad ok uygun buluyordu.
"Aslnda pek de yanl yere sylenmi bir sz deil bu, dedi. Toplumsal
Eitimle uraan ynla kadn var. Ben de onlardan biriyim. Benim
azmdan, nasl diyeyim, bilimsel bir sz kacak diye beklemeyin. yi
mi?"
Anton ikide bir akasma dnyor, bu olaand yolcuya iri gzlerini
eviriyordu.
"Boyuna bana bakyor," diye gld Bokova. "Neden yle bana
bakyor?"
Anton kpkrmz kesildi, atlarn dehledikten sonra bir eyler de
mrldand.
Toplulua geldiimizde ocuklarla Kalina vanovi karlad bizi.
Hepsi de arabadan ne kacak diye ilgiyle bekliyorlard. Semyon Karabanov, kafasn kad, utandn ele veren bir hareketti bu. Zadorov,
gzlerinden birini kst ve glmsedi.
Bokova'y ocuklara tanttm. Bizimkiler byk bir incelikle ona
Topluluu gezdirmeye baladlar. Kalina vanovi kolumu drtt:
"Onu neyle besleyeceiz?"
Kalina'nn sesine yknerek, "Bunlar ne yer, hi bilmiyorum, dedim
bende.
Herhalde bol bol st ister bu, ha? Ne dersin?
Hayr, Kalina vanovi, dedim. Biraz daha katica bir eyler ister
kanmca.
Ne vereceim ona? Bir domuz mu kessek acaba? Edvard Nikolayevi dnyada izin vermez buna."
Kalina vanovi, sekin konuumuzun beslenmesi sorununu zmeye
yolland, ben Bokova'nn peinden gittim. ocuklarla kaynamt bile,
yanlarna vardmda, yle konuuyorlard:

MUTLULUK

15

"Bana Maa Kondratyevna! deyin.


Maria Kondratyevna! Peki! yleyse, buraya baknz Maria
Kondratyevna, buras bizim seramzdr. Kendimiz yaptk. Az kazma
sallamadm burada. Bakn, ellerimin yaralan duruyor daha."
Karabanov, Maria Kondratyevna'nn nnde, krek gibi bir el
sergilemekteydi.
"Siz ona inanmayn, Maria Kondratyevna! Krek ekmekten
avulan patlad, sandal sefasndan yani!"
Maria Kondratyevna, imdi rtsz olan san sal gzel bam bir
o yana bir bu yana dndryor, son derece canl, neeli grnyordu;
ancak, seraya kar, teki baanlanmza kar pek gi duymad apak
ortadayd.
ocuklar ona Kzl Saray' da gsterdiler.
"Neden bitirmiyorsunuz? diye sordu Bokova.
Alt bin ruble, dedi Zadorov.
Demek paranz yok, ha? Zavalllar!
Siz de var m peki? diye grledi Semyon. Neden byle ayakta
duruyoruz canm... Gelin u otlara oturalm, ha!"
Maria Kondratyevna, Kzl Saray'n nndeki otlann stne bir
kralie gibi brakt kendini. ocuklar, kalabalk yaantmz capcanl
renklerle nne seriyorlard, geleceimizin nice parlak olduunu, Kzl
Saray'n onarlmas halinde, ne byk rahatlklara kavuacamz
anlatyorlard.
"u anda seksen yemiz var, yle olsa, yz yirmi kii alacaz, iin
gzel yan bu ite!"
Kalina vanovi meyvalktan geliyordu. Ardnda Olya Voronova
yrmekteydi; Olya'nn elinde koskocaman bir gm, iki testi ve yarm
okka avdar ekmei vard. Maria Kondratyevna az daha kk dilini
yutacakt.
"Hii! Ne gzel! diye haykrd. Burada her ey yle gzel ki! Bu sevimli
ihtiyar da kim? Ancnz, deil mi?
Hayr efendim, anc deilim, dedi Kalina vanovi kabara kabara.
Hibir zaman bir anc olmayacam, ama size u kadann syleyeyim,
bu st baldan daha tatldr. iftlikten falan almadk, Gorki Top
luluunun rndr bu. Bylesi tatl ve de buz gibi st mrnzde
imemisinizdir.

16

YAAM YOLU H

Maria Kondratyevna ellerini pt, sonra eildi, Kalina vanoviin,


bir dinsel trenin gereini yerine getirircesine zen ve kendinden
gemilik iinde doldurdua marapay ald. Zadorov bu ilgin olaydan
yararlanma frsatn deerlendirmeye koyuldu.
"Sizde hibir ie gerekmeyen bir alt bin ruble var, bizse bu saray
onaramyoruz. Bu hi de haka bir durum deil, biliyor musunuz?"
Maria Kondratyevna buz gibi st bir solukta imiti, imdi komu
da yorulmu gibi soluyordu.
"Ne st ama! diye fsldad sesli sesli, mrmde bylesini tatmadm...
Mutluluk dpedz!
Ee, alt bin rubleden ne haber?" dedi Zadorov. Kzn gznn iine
bakyor, ar daman atlamasna glmsyordu.
Maria Kondratyevna gz krpt, "Amma da maddeci bir ocuk bu,
ha! dedi. Alt bin ruble istiyorsun, karlnda ne vereceksin
bakalm?"
Zadorov, aresizlik iinde sama soluna baknd, ellerini iki yana
at, alt bin rubleye karlk varn younu vermeye hazrd. Karabanov
hazrcevaplm gsterdi hemen:
"Size dilediiniz kadar mutluluk veririz.
Ne mutluluu... yani? diye sordu Maria Kondratyevna, yz al
al olmutu.
"Souk st."
Maria Kondratyevna otlarn zerine yzkoyun kapand, gzlerinden
ya gelesiye gld.
"Beni stle kandramazsnz ama! dedi. Ben size alt bin ruble ve
ririm, siz de benden krk ocuk alrsnz, hepsi de tatl ocuklardr, yalnz
birazck... kirli.
Topluluk yeleri ciddileti. Olya Voronova elindeki gm bir saa
bir sola sallyor, Maria Kondratyevna'nm gzlerinin iine bakyordu.
"Nolur? dedi. Krk ocuu alnz biz de.
Elimi yzm ykayacam bir yere gtrn beni, biraz uzanp
kestireceim hem. Tamam, size alt bin ruble vereceim.
Daha tarlalarmz grmediniz ama.
Olsun, yarn da tarlalan gezeriz, tamam m?"

MUTLULUK

17

Maria Kondratyevna bizimle gn geirdi. Birinci gnn aka


mnda Topluluun ou yesinin adn renmiti, eski meyvalkta,
gecenin ge saatlerine dek onlarla ene ald. Kaykla gezdiler, uzun
yryler yaptlar, salncaklarda sallandlar, ama tarlalar gezmeye
vakti olmad... Benimle bir szleme imzalamaya bile zor frsat buldu
Maria Bu anlamaya gre, UkraynalI ocuklara Yardm Kurumu, bize,
Kzl Sarayn onarlmas iin alt bin ruble gndermeyi, buna karlk
biz de, bu onanmlar tamamland zaman UkraynalI ocuklara Yardm
Kurumundan krk ksz ocuu almay taahht ediyorduk.
Maria Kondratyevna, Topluluu pek beenmiti.
"Bir cennet buras! diye haykrd. ok gzel eyleriniz... Onlara ne
demeli, bilmem ki?
Melekler mi?
Yok, hayr melek deil! nsan! ok gzel insanlar var burda! Hepsi
gzel!"
Maria Kondratyevna'y ben geirmedim. Bratenko da arabann
src yerine kurulmad, atlarn yeleleri de rlm deildi bu kez.
Bratenko, her eyi Karabanov'un ellerine teslim etmiti; src yerinde
o oturuyordu. Kara gzleri parlyordu, eytans glmsemeleri azndan
tayordu sanki, glcklerini bahenin drt bir yanma sayordu.
"Szleme imzaland m, Anton Semyonovi? diye fsldad bana
bir ara.
Evet, diye yantladm.
Tamam yleyse. Bu bebein arabasn bir gzel sreceim ki..."
Zadorov Maria Kondratyevna'mn elini skt.
"Yazn geleceksiniz, unutmayn, dedi. Sz verdiniz, tamam m?
Tamam, tamam, geleceim. Burda bir yazlk tutarm.
Yazlk da nesi? Bize geleceksiniz."
Maria Kondratyevna bayla herkese veda etti, saygyla eildi, se
vecen, prltl ve glmsemeli baklarn hepimize datt.
Karabanov istasyondan dndkten sonra atlan zerken zntl
grnyordu, Zadorov da karsnda durmu, zgn bir suratla onu
dinliyordu. Kalktm, yanlarna gittim.
"Bize bir cad yardm edecek demitim, deil mi? dedi Zadorov, bak
nasl dediim kt.

18

YAAM YOLU H

Maria Kondratyevna cad deil, azn topla!


Btn cadlarn bir al sprgesi ve kanca burnu olmaz ya!
Gerek cadlar ok gzeldir, ok!" diyerek gld bu kez Zadorov.

OTENA

Bokova bizi d krklna uratmad, alt bin rublelik para


gnderimi bir hafta iinde bize ulat; Kalina tvanovi, birden kendinden
geti, alayp inlemeye, ordan oraya komaya, onarma ateiyle tutumaya
balad. Ya tahtalardan kap ve pencere pervaz yapma buyruu alan
drdnc mfreze de szlanp duruyordu. Kalina vanovi, bilinmeyen
bir kimseye svyordu:
"nallah geberir de, ya tahtadan tabut iinde gmlr, asalak
herif!"
Trepke ykntlaryla yaptmz drt yllk savamn son perdesi
alm bulunuyordu. Kalina vanovi'den urka Jeveli'ye dek hepimiz,
evi elden geldiince abuk bitirme isteiyle yanp tutuuyorduk. Yllar
yl ve de durmadan aklmz taktmz eree hi gecikmeden varmak
zorundaydk. Kire ukurlan, al rp ynlar, bahedeki arpk urpuk
yollar sinirimizi bozuyordu. Sada solda yapm artklan doluydu, pis
likten bkmtk. Ve topu topu seksen kiiydik. Komutanlar Kurulu, sa
solu dzene koymak iin ere'den zel mfreze daha koparabilmiti.
Komutanlar, ere'ye ok kzyorlard.
"Bu kadar da olmaz ama! Bizi adam yerine koyan yok... Sizin iler
yolunda ya, gerisini dnmeyin hi!"
ere, buru kr defterini bir yerlerden kanyor, yazlara baka baka,
ve de hi heyecanlanmadan, ilerinin hi de yolunda olmadn,
yaplmasn tasarlad ilerde hep geri kalndn ve yaplacak daha
dalar kadar i olduunu sylyordu. Baheyi temizlemek iin iki
mfreze vermesinin tek nedeniyse, bu iin son derece gerekli olduunu
kabul etmesiydi, yoksa bir insan bile veremez, onlan tohum ayrma
iinde, ya da seralarn onarlmasnda kullanrd.
Komutanlar honutsuzluk iinde sylenmeye balyorlar, ancak,
birbiriyle elien iki duyguyu, ere'ye kar inatl dolaysyla fke,

OTENA

19

ama ayn amanda kararlarna bal kald iin hayranlk duygularn


kafalar bir trl almyordu.
O sralar, ere alt ekimlik nadaslama dizgesinin rgtlenmesi iini
tamamlamak zereydi. Tarm alanndaki almalarmzn byk bir
gelime gsterdiini birden farketti herkes. ocuklarmzdan bazlar
kendilerini tmyle tarma adamlar, gelecekte de bu ii meslek
edinmeyi kafalarna koymulard; bunlar arasnda en atelisi Olya
Voronovayd. Karabanov, Volokhov, Burun ve Osadi'nin toprakla
har neir olmaya kar duyduklar byk hevesse, tmyle deyi
yerindeyse estetik nedenlere dayanyordu. Kiisel kar diye bir
kavram aklndan bile geirmeyen ocuklar, gzlerini krpmadan
topraa k olmular, bu ballklaryla gelecekleri ya da daha baka
yetenek ya da istekleri arasnda bir ilinti kurmaya kalkmamlard.
Yalnzca yayor ve yaam seviyorlard, btn gn durup dinlenmeden
almaktan holanyor, yarn, bayramm gibi iple ekiyorlard. Btn
bu gnlerin, onlar yeni ve esiz baarlara gtrmekte olduunu bi
liyorlar ancak bu baarlarn neler olduunu dnmek zahmetine bile
katianmyorlard. Hepsi i niversitesine girmeye hazrlanyordu, ama
bu konuda da topraa kar duyduklar trden bir tutku besliyor, hangi
dalda eitim grmek istediklerini, hangi faklteye gireceklerini bile
dnmyorlard.
Topluluumuzda, iftilikten holanan daha bakalar da vard.
Bunlarn konumu ok daha yaln, ok daha akla yaknd. rnein,
Opriko'yla Fedorenko kendi okulumuza gelme istei bile duymuyorlar,
dahas, yaamdan hibir ey beklemiyorlard. Onlara sorarsanz, insann
ekilecek bir kar topra, bam sokacak bir kulbesi, bir at ve bir de
kars olmal, yazn gnele birlikte kalkp onunla birlikte yatmal, gzn
her eyi gzelce toplayp ambarlara ymal, kn da bir kede oturup,
gelsin orbalar, gelsin brekler, rekler ve de tereyalar diyebilmeli,
ayda iki kez bir dne, bir aziz bayramna, evlenme ya da doum
yldnm elencelerine katlmalyd; bir erkek iin bundan byk
mutluluk olur muydu? te bu iki delikanl yaamn kendilerine ve
rebilecekleri konusunda son derece alakgnll davranyor, bu
zlemleri beslemekle yetiniyorlard.

20

YAAM YOLU H

Olyaya gre durum ok daha bakayd. Olya Voronova, gerek bir


Komsomol yesine yarar ilgili ve dnceli baklarn bizim tarlalarla

komularn tarlalarnda gezdiriyor, topran brek rek vaat ettii


kadar bir yn soruna gebe olduunu da gryordu.
ere'nin can kasya iledii altm desyatinlik topramz, ne onun
ne de rencilerin gzn korkutmam, byk apta iftilie girime,
topra traktrlerle ekme, kilometrelerce uzunluunda sulama oluklar
ama dleri kurmalarna engel olmamt. ere, topluluk yelerinin
ilgisini bu konuya nasl ekeceini biliyordu; birka kiiden oluan bir
srekli dinleyiciler kmesi vard. Bizimkilerin yansra, Pavel Pavlovi
ve Gonarovka Genlik Kolu sekreteri Spridon da bu kmenin deimez
yeleriydi.
Pavel Pavlovi Nikolayenko, yirmi alt yama gelmi olmasna karn
bekrd ve ky ltlerine gre evde kalm saylyordu. Babas ihtiyar
Nikolayenko burnumuzun dibinde, gz gre gre "kulak" olmu,
kpralt ocuklarn toplayp boaz tokluuna altrarak cebini
iirmiti; iin en kt yanysa, herkesi aptal yerine koyup, be kurua
avu aacak denli yoksul numaralan yapmasyd; zavall, yoksul bir kyl
havalarnda dolayordu.
Pavel Pavlovi'in baba ocandan holanmamasnn ve vaktinin
ounu Toplulukta geirmesinin nedeni buydu belki de. ere onu ie
alm, tanmclk yapanlann yanna katm, ancak ona daha byk
sorumluluk gerektiren bir grev vermiti; yle ki, Pavel bizim ocuklarn
gznde retmenlerle ayn konumdayd. Pavel Pavlovi, okumu
adamd, ere'nin konumalarn byk bir dikkatle dinler, sylenenleri
ok iyi kavrard.
Pavel Pavlovi de, Spridon da hep iftilikten, kyllkten konu
urlar, tm konumalarnn konusunu bu yne evirmeyi baarrlard;
onlara gre kyllerin yoksulluuna son vermek iin byk apta iftilik
yapmak, tm kylleri tek bir byk iftlik evresinde bir araya getirmek
gerekiyordu. Olya Voronova gzn onlardan ayrmaz, Pavel Pavlovi'in
dingin bir tavrla konuur, dncelerini aklarken kahverengi gzleri
ona hak verdiini anlatan bir scaklkla l l parlard.
"Bakn ben ne dnyorum, diye balard Pavel, herkes alyor,
didinip duruyor, ama hi kimse gerektii gibi almyor. Gerektii gibi

OTENA

21

almalarm salamak iin onlara bunun nasl olacan retmek,


halk eitmek gerek. Peki, kim eitecek onlar? Mujikler mi? Can ce
henneme, nce onlar eitmek gerek! EdvardNikolayevi her eyi lp
bimi, bize ne yapacamz p diye sylyor. Byle olmal! nsan byle
almal! Bu eytanlar bizim gibi almay hayatta renmezler! Kendi
bildiklerini okumak istiyorlar.
Ama topluluk yeleri alyor," diye laf sokutururdu Spiridon.
Bu adamn az kocaman, enesi dk, diliyse ineliydi.
Pavel Pavlovi kan kaldrarak ban sallad, "Topluluktakiler,"
diye glmsedi, "Topluluktakiler baka..."
Olya da glmsedi. Ellerini ceviz kracakm gibi birbirine kenetleyip
skt; yaramaz bir ocuk gibi kavak aalarnn tepesine doru bakt.
Olya'nn altn sars rgleri, omuzlarndan kayd, kucana dt; Pavel
Pavlovi'in mavi baklar bunlar izliyordu.
"Topluluktakiler mr boyu iftilik yapmay dnmyor ama gene
de alyorlar, dedi Olya. "te yanda kyller tm yaamlarn top
rakla har neir olarak tketiyorlar, oluk ocuk bytyorlar, aile
bakyorlar...
Spridon, Olya'nn ne demek istediini anlamad, "Eee, yani? diye
sordu.
Anlamyor musun?" diye atld Olya; sesinde aknlk oku
nuyordu. "Kyller bir zek topluluk halinde ok daha verimli alrlar,
buna zorunlular hem."
Pavel Pavlovi, "Neden ylesi daha iyi sence? diye sordu tatl
tatl.
Olya, Pavel Pavlovi'in gzlerine sert sert bakt; Pavel, o anda kzn
altn renkli sa rglerini falan unutuverdi, bu ciddi, neredeyse erkeksi
baklardan baka bir eyi gz grmedi.
"Buna zorunlular! dedi Olya. 'Zorunlu' ne demek, biliyorsun deil
mi? ki kere iki drt, bu kadar ak"
Karabanov'la Burun da bu konumay dinlemekteydi. Onlara gne
bu, "mujikler zerine yaplan tm konumalar gibi yalnzca kuramsal
nem tayordu; mujiklerle yldzlan bir trl barmamt onlann

22

YAAM YOLU H

nk. Ama bu ateli tartma Karabanov'un ok houna gitmiti, bu


ilgin konuma cimnastiine katlmaktan yoksun kalamazd.
"Olya hakl, dedi. Zorunlu' demek, onlan ele alp, ii yapmak zo
runda brakmak demektir...
Onlan nasl zorlayacakmsn bakalm? diye sordu Pavel Pavlovi.
yle,-ya da byle," dedi Semyon. Tartmay kztnyordu
aklnca. "nsan bir ii yapmaya nasl zorlarsn? G kullanarak! Mu
jiklerin tmn bana ver hele, bir haftaya kalmaz hepsi kuzu kesilir,
tatl tatl almaya koyulurlar, iki hafta sonra da bana kreder, elimi
perler."
Pavel Pavlovi, gzlerini kst.
"Nasl bir g kullanacaksn peki? enelerine yumruk mu in
direceksin?"
Semyon kahkahay koyverdi, kasklarn tuta tuta sraya doru eildi,
ban srann arkalna dayad. Bu arada Burun, son derece sakin bir
tavrla, sorunu hi nemsemiyormu gibilerden, "Sille tokat da neymi
canm! G kullanmak tabancayla olur." dedi.
Olya yzn yava yava ona evirdi, sabrl bir retmen
tavryla:
"Asl sen anlamyorsun," dedi ona. "Halk bir ey yapacaksa, bunu
tabancasz tfeksiz gerekletirmelidir. Kendi zgr iradeleriyle yap
maldrlar o ii, bu ancak byle olur zaten. nemli olan onlara sorunu
doru drst aklamaktr."
Semyon ban srann arkalndan kaldrd, daha glmeyi kesememi olan gzleri oyun dolu bir aknlkla almt.
"Olya! Olya! diye haykrd. "Ne adamsn be! 'Akla'ym! Duydun
mu Burun? Aklayacakmz. Adam Kulak olmak istiyorsa aklamann
ne yarar var?"
Olya da gzlerini iri iri at, "Kulak olmak isteyen kim? diye ba
baland.
Kimmi! Kim olacak, hepsi! Topu birden. Spiridon, Pavel Pavlovi,
herkes!
Pavel Pavlovi glmsedi. Spiridon beklenmedik saldn karsnda
armt, "Vay canna! diyebildi yalnzca

OTENA

23

Vay canna ya! diye yineledi Karabanov.


Bu neden Genlik Kolunda, biliyor musunuz, topra yok da
ondan. Bir anda yirmi desyatin toprak, bir inek, bir koyun, gzel bir de
at ver ona, tamam. Sana bana ders vermeye kalkar o vakit, tamam
m Olya!"
Burun gld ve bilgi havalarda arkadan destekledi.
Cannz cehenneme ulan pi kurulan!" diye haykrd birden
Spridon. Yz kpkrmz kesilmiti, yumruklan havay dvyordu.
Semyon, srann evresinde bir tur att, ayaklann havalara dek
kaldryor, gsn kabartarak rap rap yryordu, bu, onun ok ke
yiflendiinin anlatmyd. Davran iten miydi, yoksa bu kylleri
kzdrmak iin mi byle yapyordu bilinmez.
Srann nnde, imenlerin zerinde Silanti Semyonovi Otena
oturuyordu. F gibi yass uzun bir kafas, krnz surat vard bu adamn,
renksiz byklan iyice krplmt, kafasysa son derece kabakt.
imdilerde bylelere ok seyrek rastlanyor ama eskiden insanlk ko
nusunda, insan haklan ve de votka eitleri zerine derin bilgilere sahip
filo-zoflardan ok vard Rusya'da. Otena bunlardan biriydi.
"Semyon'un syledikleri doru," dedi. "Mujik... nasl derler yani...
dostluktan anlamaz. Bir at varsa, ilerde iki at olsun diye tay ister. Gerisi
bo!"
Otena bunlan sylerken skl yumruundan frlayan baparman
arkaya doru kvrm, atlan ya da kylleri gsteriyordu aklnca. Beyaz
kirpikli gzlerini de ok nemli bir ey sylyormuasna ciddi havalannda ksmt.
"Yani demek insanlan atlar ynetiyor, ha? diye sordu Spiridon
fkeyle.
yi syledin! Asl ynetenler atlar, doru dedin! Yani adar, inekler
falan! Ve eer insann hibir eyi yoksa, kendisi be para etmez, karpuz
tarlalanna bekilik yapmaktan baka bir ie yaramaz. Gerisi bo!"
Topluluumuzda bulunan herkes Silanti'den holanrd. Olya Voronova da onu severdi. imdi ona sevgiyle eilmi, kalanyla, gzleriyle,
her eyiyle glen yzn gnee evirircesine ona dndrm,
bakyordu.
"Syle gzelim?

24

YAAM YOLU H

Sen geri kafalsn Silanti! Sylediklerin, hep modas gemi


zrvalar! Oysa yepyeni bir dnyada yayoruz biz."
Silanti Semyonovi Otena'm nerden geldii konusunda kimsenin
bir fikri yoktu. Bir dervi gibi birden ortaya kvermi, gkten inmiti
sanki. Srtnda uval gibi kaba bir keten gmlek, plak bacaklarm rten
partal bir pantolonu vard yalnzca. Elinde baston yerine geecek bir
sopa bile yoktu. ocuklar, bu son derece zgr adam grr grmez
sevivermi, yakasn brakmamlard; byk bir heves ve sevinle onu
alp odama getirdiler.
"Anton Semyonovi, bakn nasl bir adam bulduk!"
Silanti bana ilgiyle bakt, ve kendini getiren kk ocuklara krk
yllk dostuymu gibi glmsedi.
"Bu, hani ne derler canm, sizin ef mi yani?"
Benim de birden kanm kaynad ona.
"Bir i iin mi geldiniz?" diye sordum.
Silanti kendini toparlamaya, bir i konumasna yarar anlatmlara
brnmeye kalkt hemen; yz ciddeti, gven verici bir hal ald.
"in asl u yani... dedi. Ben, ahsen bir iiyim, sizde yaplacak i
var, ite gerisi bo!..
Ne i yaparsnz?
Hani ne derler, insann paras olmaynca, yapamayaca i yok
tur."
Bunu syledi ve birden kahkahalarla glmeye balad. Glnde
bir itenlik, tatl bir nee vard. ocuklar da onunla birlikte gld, eh,
ben de glyordum. nk herkes glmekten baka bir ey yaplama
yacan anlamt.
"Peki, her ii yaparsn yani ha?
Eh, hemen hemen her ii yaparm yani... Yani nasl sylesem..."
diye yantlad beni Silanti, ama ne diyeceini bilemiyordu.
"rnein bir i syle?
ift srerim, trmk yaparm," diye saymaya balad Silanti, bu
yandan da parmaklarn bir bir tutuyor, saydka avucuna kapatyordu.
"Sonra, atlara bakarm, her eit sr ve hayvana bakarm, sonra, hani
nasl derler, ayak ilerinizi grrm, marangozluk yapanm, dkmevinde almm, soba yapanm. Sonra boyacymdr, tamam m, sonra,
ayakkabcymdr, izme, potin onannm. Yaplacak bir kulbe mi var,

OTENA

25

yaparm, domuz mu kesilecek, keserim. Yalnz isim babal yapamam


bu dnyada, byle bir i bana hi dmedi."
Gene glmesini koyverdi. ylesine gln bulmutu ki szlerini,
gzlerinden ya gelesiye gld.
"Demek o i hi sana dmedi? aka ediyorsun!
Yok, doru, kimse gelip benden byle bir ey istemedi... Dorusu
bu!"
ocuklar da kahkahalarla glyorlard. Toska Solovyov ayaklarnn
ucunda ykselerek Silanti'nin boynuna sarlmaya abalar gibi pan
tolonuna tutundu:
"Neden kimse seni armad, neden armad?" diye sordu mark
mark.
Silanti glmesini kesti, birden ciddileti ve iyi bir retmen tavryla
Toska'ya yant verdi:
"Bak, anlataym, kardeim, dedi. Bir bebek douyor, vaftiz edilecek,
tamam diyorum kendi kendime, bu kez beni arrlar isim babas olarak!
Sonra bir bakyorum, zengin birini bulmular, anladn m!
Ktlarn tamam m? diye sordum.
Yakn zamana dek bir kdm vard, nasl derler, belgem vard
yani, dedi. Ama ne biliyor musunuz, cebim yok. Eh, bu yzden yitirdim
o belgeyi. Ama ben kendim varm ya, yaam kadar gerek, capcanl
duruyorum ite karnzda, kda ne gerek var?
Daha nce nerde altn?
Nerde almadm ki! Kimlerin yannda almadm ki! yi in
sanlara altm, canavarlara, kt insanlara altm! Bak, sana doruyu
syleyeyim mi gizleyecek hibir eyim yok eit eit adamn
yannda altm, gerisi bo!
Doruyu syle bana, hi hrszlktan yattn m?
Bende yalan yok, hrszlktan yatmadm. Hi hrszlk yapmadm,
doru doru dosdoru! te byle, gerisi bo!"
Silanti birden utand, yan yan bana bakt. Daha baka bir yant
vermesini yelerdim belki diye dnmt.
Silanti almak zere aramza katld. Hayvanlarn bakmyla ilgili
bir i yapmas iin erenin yanma verdik onu, ama onu "ekip evirme
giriimlerimiz hibir sonu vermedi. Silanti, insanlarn etkinlikleri

26

YAAM YOLU H

alannda snr diye bir ey tanmyordu, neden unu yapmasna engel


olunuyordu da, yalnzca bunu yapmasna izin veriliyordu? Bunu bir trl
iddi almyordu. Bu yzden, bizimle alrken, gerekli grd ileri,
kendisinin gerekli grd zamanlarda yapyordu. Btn yetkililere
glp geiyor, verilen buyruklar, ince bir sylev dinler gibi dinliyordu.
Yalnzca bir gnde, hem ahrlarda, hem tarlada, hem de domuzlukta,
sebze bahesinde, dkmevinde alyor, bunlar yetmiyormu gibi hem
retmenlerin eitim sorunlar toplantsna, hem de Komutanlar Ku
rulunun toplantlarna katlmaya vakit ayryordu. Bu adamda bir altnc
duyu vard sanki. Topluluktaki tehlikeli durumlar annda seziyor, esiz
bir yetenekle nerde bir bel varsa orda bitiveriyor, ve hemen sorumlu
kii rolne brnyordu. Yetkeye boyun emezdi bu adam, ama te yanda
yapt iin hesabn vermekten hibir zaman kanmaz, yanln,
baarszlklarn kabul eder, bu nedenlerle sylenen szlere de
gcenmezdi. Byle durumlarda, nce bir kafasn kar, sonra da iki elini
yanma sarktarak:
"leri gene berbat ettik," derdi. "Beceremedik ite, gerisi bo!
Silanti Semyonovi Otena, bize katldnn ilk gnnden
balayarak Genlik Kolumuzun almalarnda etkin rol ald; gerek
Genlik Kolunun toplantlarnda, gerek retmenler toplantsnda
sylevler ekme frsatn, almalarda ba ekme frsatn karmak
istemezdi. Bir keresinde hakl olduuna yrekten inand fkesini tara
tara odama dald.
Baparmayla "onlar" gstererek, "unlara bak," dedi, "yanlarna
gittim...
Kimlerin yanma?
Kim olacak, komsomollar yani. Beni ieri sokmadlar, hani o,
kapal toplant dedikleri eyden yapyorlarm. Gzel gzel konutum
onlarla, 'daha toysunuz, deneyimsizsiniz, "beni ieri almazsanz, lnceye
dek cahil kalrsnz,' dedim, 'cahil dodunuz, cahil leceksiniz, o
kadar!'
Eee, sonra ne oldu?
yle oldu, bak, ya szden anlamyor bunlar, ya da sarhotular.
Yok, sarho deildiler ama. yle konutum onlarla: 'Siz kimden ne
gizliyorsunuz? Luka'dan gizli olur, anlatm, Sofron'dan ya da Moussi'den

OTENA

27

gizli olur, anlarm. Ama beni nasl almazsnz toplantlara? Belki de,
nasl derler, beni tanmyorsunuz, ya da belki aklnz oynattnz!' te,
byle dedim onlara, ama dinlediler mi, nerdeee, gldler yalnzca, ham
nas derler, u kadarck ocuk gibi gldler. Ciddi ciddi konuuyorsun,
seninle eleniyorlar, ite bu kadar, gerisi bo!"
Silanti, Genlik Kolumuzun yansra okulla ilgili sorunlarmz da
benimsedi, onlarn zlmesinde de etkinlikler gsterdi.
Genlik Kolunun, yani Komsomol'un stlendii en nemli i, oku
lumuzu salam temeller zerinde oturtmak oldu. O gne dek pek doru
drst iliyor saylmazd okulumuz, daha dorusu zlmedik sorunlar
oktu; yelerimizin ou okula gelme, derslere katlma hevesi
gstermiyor, okul da bu isteksizlii yenmeyi baaramyordu.
unu da sylemek gerekir ki, bu durumun nedenlerini anlamak hi
de g deildi. Gorki Topluluundaki ilk gnler, ocuklarn evsiz barksz
geirdikleri dnemlerde yaanlan ac deneylerin izlerini silme, yeni
ortama alma abalaryla geiyordu. O gnlerde, ayakkab onarmcs
ya da marangoz olmak gibi dler, bu trden alakgnll istekler bile,
geride braklan gnlerin hasta ettii sinirlerin salna kavumas iin
gerekli birer smak grevi gryordu.
Topluluumuzun gz kamatrc baars, sralad hzl gelime
ve Kolomak rma kylarnda trampetlerle borazanlarn eliinde
yaplan utkulu yry, ocuklarmzn kendilerine olan gvenini
artrm, gerek deerlerini grmelerinde byk rol oynamt. O yaln
ayakkab onarmcs olma ideallerinin yerine, ok daha uygun ve he
yecan verici bir imge yerletirmemiz, hi g olmad bu yzden. Szn
ettiim imge uydu: RABFAK.
O vakitler Rabfak, yani i niversitesi, imdikinden ok daha baka
bir anlam ve nem tamaktayd. imdi sade, iddiasz bir renim
kurumunun ad haline geldi; ancak o vakitler, iileri, genleri ka
ranlklardan ve bilgisizlikten kurtarp, yeni, bilgili insan yaratacak bir
g olarak kabul ediliyor, bu imgeleri ieren bir kurum olarak
grnyordu. Ve o zamanlar Rabfak szcn duyunca hepimizin
yrei hop eder, tatl bir heyecanla dolard.
Bu konudaki gelimeler yle oldu: 1923 gznde i niversitelerine
girme hevesi, hemen hemen tm rencilerimizi sard. Bu byk heves

28

YAAM YOLU H

Topluluumuza nasl trmand, hibirimiz anlatamayz belki de. Daha


1921 ylnda, kadn retmenlerimiz karayazgl Raissay, i
niversitesine girmeye raz etmilerdi. Demiryolu atlyelerinde alan
birok renci gen, bizim Toplulua gelirdi. ocuklar, ilk Rabfak
rencilerinin kahramanlklarla dolu ilk gnlerine degin ykleri
imrenerek dinlerlerdi; onlann duyduu bu imrenme sayesinde, Rabfak'
vmemiz, vglerimizi dinletebilmemiz kolaylamt. ocuklarmz,
okula gitmeye, renim grmeye zendiriyor, bu konuda ylmadan srar
ediyor, niversitelerin insanolunun yryebilecei en utkulu yol
olduunu sylyorduk. Ancak, ocuklarmzn gznde Rabfak demek,
son derece g, verilmesi olanaksz bir smav demekti, bu snav da, grg
tanklarnn sylediine gre yalnz ve yalnz harika ocuklar
kazanyordu. Onlann srat kprsnden gemek olarak deerlendirdii
bu snava, bizim okulumuzda da hazrlanlabileceine ocuklanmz
inandrabilmek iin akla karay setik. ou bir i niversitesine
girecek hale gelmiti ama gerekte olmayan, akld bir korkuyla
hepsinin de nutku tutuluyor, daha iyi hazrlanmak iin bir yl daha
Toplulukta kalmay seiyorlard. Burun, Karabanov, Vernev ve Zadorov salt bu nedenle aramzdaydlar, yoksa oktan okulda olmalar
gerekiyordu. zellikle Burun'daki okuma ve renme tutkusu hepimize
parmak srtacak ldeydi. Onu yreklendirmeye gerek bile yoktu. Sessiz
bir kararllkla alp duruyor, aritmetik ve dilbilgisi alanlannda
karlat glklerle ylmadan savayor, stelik kendi yayla kav
ruluyor, kimseye bir ey sormamaya, glklerini kendi snrl olanaklanyla amaya abalyordu. En kolay bir ey, bir dilbilgisi kuraln
renmek ya da belli bir matematik problemini zmek bile Burun'un
byk abalar harcamasn gerektiriyor, bizimki oflaya poflaya alyor,
kan ter iinde kalyor ama bir an bile ylmyor, fkelenmiyor, doru
sonuca varacana hibir zaman kuku duymuyordu. Aslnda Burun,
bilgi edinmenin son derece g, akl yorucu, kafa patlatc bir i olduunu,
ve bilginin ancak byk abalar sonucu elde edilebileceini sanyordu;
yanlyordu aslnda elbet ama bu yanlsama o koullar altnda ie
yanyordu. Btn bu glkleri bakalannn glk diye grmediinin,
Zadorov'un okuldan ktktan sonra bir dakika bile ders almadnn,
Karabanovun, snfta bile dersten baka her eyi dndnn,

OTENA

29

bambaka dlere daldnn, nndeki problemi zmek ya da


altrmalar yapmak yerine topluluun bir baka sorununa are bulmaya
abaladnn farknda deildi Allahtan. Elbet sonunda, Burun tm
yoldalarn geride brakt; onlarn yanp yanp snen gz kamatrc
bilgileri, byk abalar sonucu salanan kkl ve geni bilgisi yannda
hi saylrd. MarusyaylaLevenko, Burun'un tam tersiydiler. Marusya,
Toplulua gelirken tm kavgacln, tm inatlm, velveleciliini,
kukuculuunu da birlikte getirmiti; aynca ok sulugzlyd bu kz.
Ondan az ekmedik. Yaptklarn gren, bir sarho gibi hareketlerini
denetleme yetisinden yoksun, ne yapaca bir saniye ncesinden bile
kestirilemeyen sinir kp biri olarak kabul ederdi onu, nk en deerli
eyleri, rnein dostluu, baary, gzel bir gn, parlak yldzlarla ssl
dingin bir geceyi, en byk, en parlak umutlan bir anda feda edebilir,
parampara yrtp bir kenara atabilirdi bu kz. Bazen insan bu sonu
gelmez ahmaklklar, dayanlmaz ate pskrmeler karsnda kovalarla
souk suyu alp onun bandan aaya acmaszca boaltmaktan baka
are yok sanrd.
Topluluun, sevecenlikten uzak ve genellikle nerdeyse acmasz
biimlerde kendini gsteren direnci Marusya'ya kendini denetlemeyi
retti, ama bu kez ayn hastalkl inatla, kendi kendine ikence etmeye
balad. Bellei ok glyd bu kzn, zekiydi, stelik ok gzeldi; esmer
yanaklannda derin bir pembelik gze arpard, iri kara gzleri, dingin,
temiz, katksz ve zeki alnnn insann yelkenlerini suya indiren itenlikli
izgileri altnda alevler ve imekler saar gibi grnrd. Ama Marusya,
ok irkin, hatta korkun olduuna, hibir eyi anlamadna, ve de
hibir zaman anlamayacana, tam bir kaz kafal olduuna inanyordu.
ok kolay iler karsnda bile bu nyargy sergiler, olumsuz tavrlar
alrd.
"Bouna urayorsunuz! Bu iten bir ey kmaz!" diye yaygaray
basyordu sk sk. "al, al diye bamn etini yiyorsunuz! Siz gidin
Burun gibilere retmenlik edin. Ben hizmeti olup kacam buradan!
Bir ie yaramam diyorum, anlamyor musunuz, bana ikence etmekle
elinize ne geecek sanki?
Bir meleinkini andran gzleri, ve insan neredeyse ileden
karacak denli meleksi davranlan olan Natalya Markovna Osipova,
Marusyayla ders yaptktan sonra gzyalanyla alard.

30

YAAM YOLU H

"Onu seviyorum," diyordu, "retmek istiyorum, ama bana yap


madm koymuyor, ona kar iyi davranmakla suluyor beni, iyilik
gstermek aypm, yle diyor. Ne yapacam ben?"
Marusya'y Ekaterina Grigoryevna'nn snfna verdim. Aslnda bu
giriimin douraca sonulardan kendim de korkuyordum, nk
Ekaterina Grigoryevna doru bildii kurallar apak ve dmdz uygular,
kimsenin azndan girip burnundan kmaya yanamazd.
Derslere balandktan gn sonra, Ekaterina Grigoryevna Marusya'y bana getirdi, kapy ardndan kapatt, fkesinden titremekte
olan rencisini bir sandalyeye oturttu ve yle dedi:
"Anton Semyonovi! te size Marusya'y getirdim, bu kzla ne ya
pacamza siz karar verin! Deirmenci bir hizmeti aryormu. Marusya
hizmetilikten baka hibir ie yaramayacan dnyor. Brakn
deirmenciye gitsin! Ama bir seenek daha var: Sonbahara dek onu
Rabfak snavlarna hazrlamay garanti ediyorum, ok yetenekli bir
kz.
i niversitesini semek gerek elbet," dedim.
Marusya sandalyeye oturmu, kin fkran gzleriyle Ekaterina
Grigoryevna'nn heyecansz yzne bakyordu.
"Ancak," diye konumasn srdrd retmeni, "derste bana hakaret
etmesine izin veremem. Eer bir daha 'eytan' szcn kullanr, ya
da bana bir daha 'ahmak' diye sverse snftan atarm."
Ekaterina Grigoryevna'nn uygulamak istedii yntemi anlamtm,
ama Marusya'y adam etmek iin denenmedik yol kalmamt, bense,
dgcmn rettii tm eitbilimsel yntemleri denemi, bu alanda
sermayeyi tketmi bulunuyordum, stelik, eitbimin olanaklarn daha
da zorlamak iin yreimde kck bir heves kvlcm bile yanmyordu
artk. Marusya'ya bkkn bir bak baktm, sevgisiz bir tavrla:
"Bu adam olmaz! dedim. eytan da der, ahmak da, aptal da. Marusya'nm bakalarna saygs yok. Hem, huylu huyundan vazgemez...
Bakalarna saygm var pekl! diye szm kesti Marusya.
Hayr, kimseye saygn yok," dedim. retmene dndm, "Ama
bu kz ne yapacaz? dedim bu kez. "Topluluumuzun yesi, ren
cimiz... Ben unu neriyorum Ekaterina Grigoryevna: Siz akl banda,
akll, deneyimli bir kiisiniz, Marusya'ysa mark, yaramaz bir kk

OTENA

31

kz. Onunla sinirimizi bozmayalm. Brakalm ne yaparsa yapsn, brakn


size ahmak desin, hatta isterse hayvan desin, bu da banza gelmedi
deil, yalan m? Hi umursamayn, gn gelir susar elbet. Tamam
m?"
Ekaterina Grigoryevna glmsyordu, Marusya'ya bakt, "Tamam,"
dedi. "Bundan sonra byle davranacaz."
Marusya'nm utantan dolu dolu olan kara gzleri bana dikilmiti;
bir sre yle durdu, sonra birden mendilini iki eliyle yzne bastrd,
alaya alaya odadan kt.
Bir hafta sonra Ekaterina Grigoryevna'ya "Marusya'dan ne haber?
diye sordum.
yi. Dilini tutuyor artk, ama size dargn."
Ertesi gn akamn ge saatinde Silanti, Marusya'nm kolundan
tutmu bana getirdi.
"eke eke getirdim nerdeyse, nasl derler... Yani, Marusya sana ok
gcenmi yani Anton Semyonovi. Onunla konuman gerek."
Silanti kenara ekildi. Marusya ban yere edi.
"Size syleyecek szm yok, dedi. Beni deli sanyorlar, sansnlar!
Umurumda deil!
Bana neden krgnsn peki? diye sordum.
Beni deli sanyorsunuz!
Ben hi bu kanda deilim.
Ama Ekaterina Grigoryevna'ya yle dediniz?
Eee, ite o vakit yanlmm demek. Ona svmekten vazge
meyeceksin sanmtm."
Marusya glmsedi.
"Ama svmyorum ki?
Demek svmyorsun? Demde ben yanlmm. Nedense sversin
sanmtm."
Marusyanm gzel yz, nlemle, gvensiz bir neeyle parlad:
"Siz hep bylesiniz zaten, insann stne ullanrsnz..."
Silanti apkasyla oynaya oynaya bize yaklat.
"stne varma adamn! Siz srylesiniz, nasl derler, ama o bir tane.
Kk bir yanl yapmsa n'olmu, insan bu yzden darlr m."

32

YAAM YOLU H

Marusya, Silantinin yzne bak, gzleri glyordu.


"ok kaz kafalsn be SilantL!" diye bard. "Bu yaa gelmisin, gene
de tn tnsn!"
Koarak odadan kt. Silanti apkasn eline vurdu.
"Vay canna, demek byle, dedi. Gerisi bo!"
Sonra apkay dizine yaptrd, eliyle dzeltti ve birden bir kahkaha
savurdu.
"Seni gidi bacaksz! Demek byle ha!

KLK ZMLEMES
Marangozlarn Kzl Saray'n pencere pervazlarm bitirmesiyle kn
bastrmas bir oldu. Ama o yl k ok tatl, kardan bir krk mantoya
brnm scak yzl bir ocuk gibi tatl geti; ne sala zararl ani
erimeler ne de ar donlar grld. Kudlati, tam gn, hi durmadan
ocuklara klk giysilerini datt. Seyislere ve domuz bakcanna uzun
konlu izmeler, tekilereyse potin verdi. Bu potinlerin gerek yenilik
gerek gzellik asndan aza alnmaya deer zellikleri yoktu ama
erdemleri saylmakla bitmezdi: Bir kere ok salam malzemeden
yaplmt bu potinler, sonra, harikulde gzel yamalarla onarlmt.
Son derece rahat, iki ift klk kaln Rus orabyla giyilebilecek denli
boldu hepsi de. O zamanlar palto nedir bilmezdik, yorgan gibi doldurulup
dikilmi iliklerle astarlanm, kollar da ayn biimde, emperyalist
savata ortaya kan ve Nicolas'n askerlerinin "koufaika" diye ad
landrd kaln iliklerle kaplanm ceketler giyerdik. Baz kafalarda,
arlk askerlerinden kalma apkalar grlrd. Ama ocuklarn byk
bir ounluu, kn da yazlk apkalarn giymek zorundaydlar. Gene
o zamanlar, ocuklarmzn bedenlerini gerektii biimde stma ola
naklarndan yoksunduk. Gmlek ve pantolonlar, ince pamukludan
yaplmt ve yaz k ayn giysileri giyerlerdi. Bu yzden, kn,
ocuklarmzn hareketlerinde, inanlmaz bir eviklik gze arpard,
hepsi de en ar souklarda bile yldrm hzyla koar, bir yerden bir yere
birer yldz gibi kayarlard.'

KLK ZMLEMES

33

K geceleri ok tatl geerdi.


Saat be; i paydos edilmitir. Yemek vaktine daha saat var. Tek
tk, gaz lambalarnn titrek klan grlyor, ama asl hareketlilii
ve tatl saatleri balatan olay bu deildir. Yatakhanelerde ve snfta
sobalar yaklmaktadr. Her sobann evresinde her zaman iki kme
vardr: bir kme odun, bir kme ocuk... ki kme de stmak ya da
snmak amacyla deil de tatl tatl ene almak iin oraya toplanm
sanrsnz. nce odunlann sesi duyulur, ocuklardan birinin akll eli
odunu sobaya yerletirmitir. Elenceli servenler, kahkahalar, silah
sesleri, kamalar, kovalamalar, ocuksu sevinler ve utkulu savalarla
dolu uzun bir yk anlatmaktadrlar. ocuklar onlann ne dediini pek
karamazlar, nk anlatanlar, hep birbirlerinin szn kesmekte,
hepsi de bir yere yetiecekmi de, ok aceleleri varm gibi dav
ranmaktadrlar; ancak yknn anlam ortadadr, sylenmek istenen
ey, yreklerin derinliklerine ilenmitir: yaam, nee dolu, srkleyici
bir servendir. Odunun atrts kesildiinde, anlatclar, byk bir istekle
yerine yumulmu, dinlenmeye ekilmi demektir. imdi yalnzca bitkin
dillerinin dkt fsltlar duyulmaktadr; kzlarla olanlar, artk kendi
yklerine balayacaklardr.
Bu kmelerden birinde Vetkovski vardr mutlaka. Toplulukta,
ykc olarak n yapmtr ve bu ocuk ne anlatsa, dinleyicisi bol
olur.
"Dnyada saysz gzellikler var," diye balar rnein. "Biz burda
kapanm, dnyadan habersiz yayoruz. Ama hayatta hibir eyi
karmayan ocuklar da var. Byle biriyle konutum yaknda, bakn
anlataym. Hazar Denizi'ne gitmi, Kafkas dalannda dolam. Orda
ok derin bir uurum varm, sarp kayalar gklere dek ykseliyormu.
Kayalarda incecik bir geit varm, adna da 'Tann Geirsin Geidi'
diyorlarm. nk bu uurumun kysndan baka yol yokmu, burdan
gemek zorundaymsn, ama herkes geemiyormu tabii. Neden biliyor
musunuz? Yukardan boyuna kayalar yuvarlanyormu. Bana rast
lamazsa mesele yok, ama rastlarsa yandn, doru uurumun dibini
boyluyorsun. Kemiklerini bulana akolsun tabii."
Zadorov durmu dikkatle dinlemekte, Vetkovski'nin mavi gzlerine
bakmaktadr.

34

YAAM YOLU n

"Sen gidip urdan gemeyi denesene ha, Kostya?" der. "Tanr seni
geirir belki.
ocuklar sobadan vuran kla aydnlanm kafalarn Zadorov'a
evirirler.
Kostya bu soruyu beenmemi havalarnda gs geirir.
"Anlamyorsun, urka," diyecektir. "Her eyi grmek ok ilgin olsa
gerek. Bu szn ettiim delikanl oraya gitmi ite."
Zadorov her zamanki dayanlmaz, alayl glmsemesiyle yle
der:
"O delikanlya baka eyler de sormak isterim... Neyse, haydi, sobann
azn kapatma vakti geldi, ocuklar..."
Vetkovski, dnceli bir tavrla, "Ona ne sorarsn acaba?" de
mektedir.
Zadorov'un gz, bacann ekmesini nlemek iin sobann koca
kapan iteleyen gayretli, istekli, yaam dolu ocuktadr.
"arpm cetvelini sorardm bir kere. ocuk be para etmez biridir
herhalde. Onun bunun srtndan geiniyordur, her eyi rendiini sanr
ama aslnda hibir ey bilemez, belki okuma yazma bile bilmiyordur
o ocuk. 'Tann geirsin'mi! Geirsin ya! Onun gibi mankafalarn ka
falarn ezeceksin. Zaten o uurum da onun gibiler iin zel olarak
hazrlanm!"
ocuklar glmeye balar. Biri ordan atlr:
"Sen bizimle kal daha iyi, Kostya! Sen mankafa deilsin nk!
Bir baka sobann bandaki kmelerden birinde Silanti vardr. Yere
oturmu, bacaklarn iki yana amtr, kabak kafas prl prl par
lamaktadr. Onun da kendine gre masallar vardr.
"...Hani nasl derler, her ey yolunda sanyorduk. Adam alayp
zrlyor, boynumuza sarlyordu pis herif! Ama yerine dner dnmez
oyun oynad bize. Tm kpeklerini sokaklara sald m sana? Evet,
adamlarn peimize takt aka. Ertesi sabah bir baktk, ne grelim,
atl polisler tkr tkr dolayor. Herkesin aznda bir kam laf,
kamlayacaklarm bizi. Ama aabeyimle ben, nasl derler, kmz
akta kalsn istemiyorduk... Gerisi bo. Ben asl yavuklumu
dnyordum, gerisi bo. Ama dedim kendi kendime, kz ksmna
dokunmazlar herhalde..."

k l Ik z m l e m e s i

35

Silanti'nin ardnda, Katina vanovi'in uzun izmeleri ykseliyordu.


Yerden bitmi gibi duran bu izmelerin zerinde Kalina'mn piposundan
kan dumanlar grlyordu. Dumanlar, birden dnerek aa, sobann
zerine iniyor, uzun, sivri kafal bir ufakln kulaklar evresinde iki
atal olup dalga dalga ilerliyor, sobann azndaki kk deliklerden
koarak ieri giriyorlard. Kalina tvanovi, bana gz krpt, sonra Si
lanti'nin szn kesti:
"Hih-hih-hih!" diye gld ilkin. "Onu bunu brak da, Silanti, o
asalaklar, iki bacann kt o noktay patakladlar m, pataklamadlar
m onu syle bize?"
Silanti kafasn kaldrd birden, nerdeyse yere decekti, bir kahkaha
koyverdi.
"Patakladlar be Kalina vanovi, iyi bildin, patakladlar! Hep o
yosmann yznden ite, krolasca!"
Baka sobalarn banda, snflarda ve evlerde de byle mini mini
ykler anlatlmaktayd. Vernev'le Karabanov, Lidoka'nn odasndaydlar kukusuz, nk Lidoka onlara ay yapmt, ayrca reel
sunmaktayd. Ancak ay, Vernev'in Karabanov'a fkelenmesine engel
deildir.
"yi be, sabahtan akama dek dalga geiyorsun yalnzca. Ne zaman
dnmeye balayacaksn, ha?" Vernev, her zamanki gibi kekeleyerek
konumaktadr.
"Ne yani, dnecek ne varm? Karn m var yani, ineklerin mi var,
yoksa tepeleme dolu ambarlarn m? Ne var yani dnecek? Yaa gitsin,
o kadar!
Olum insan yaam zerine kafa yormaldr biraz, anladn m!
Sen aptaln tekisin Kolka, tamam m, dpedz aptalsn sen! diye
barr bu kez Karabanov. Sana gre, dnmek demek, bir koltua
kurulup nne bakmak demek, deil mi? Ama kafatasnda bir beyni
olan herkes, istese de, istemese de dnecektir naslsa. Ancak senin
gibiler, dnmeye balamadan nce kendilerini hazrlamak, ayarlamak
gereksinmesi duyarlar.
Kolya'dan ne istiyorsun? diye araya girer bu kez Lidoka. Brak
dnsn, madem ki yle istiyor... Dnmekten zarar gelmez ki? Belki
o da bylelikle bir yere varacaktr.

36

YAAM YOLU H

Kim? Kolka m? Ha-hay! Kolka ne biliyor musun? Kk bir sa


o! 'Hakikati aryor'. Hi byle bir aptal grdn m mrnde? Hakikati
aryormu. izmeleri hakikatle parlatacakm, yle istiyor!"
Semyon'la Kolka, sevgili dostlan Lidoka'nn evinden kmlardr.
Semyon cierleri patlarcasna bararak trk sylemektedir, Kolka,
kolunu sevgiyle Semyon'un beline dolam, onu dncesine inandrmaya
abalamaktadr.
"A-a-ama, madem ki d-d-d-devrim oldu, diye kekeler, "hibir
yannn-l-l-l yapmamal."
Benim kk evime de sk sk konuk gelirdi. imdi yal bir kadn
olan annemi yanma almtm; yaam, artk saydam, dingin bulutlann
yumuack bir duvak gibi rtt son gnlerine doru sessizce akp gi
diyordu. ocuklar ona "Nine" derdi. te, u anda Mitka Jeveli'nin kardei
urka Jeveli onu ziyaret etmekteydi. urka'nn burnu sipsivriydi.
Toplulua geleli ok olmutu, ancak baz yrelerinin giderek sivrilmesine,
keskinlemesine, her yannda bir knt belirmesine karn kavruk
kalm, fazla gelimemi saylrd. Burnu uzun ve sivriydi rnein, kulaklan sivri, enesi sivriydi, baklan da hayli keskin saylrd.
urka, her an garip iler evirirdi. Bahenin uzak bir kesinde bir
kulbecik yapm, iki tavan besliyordu, ateinin evinin bodrumunda
bir kuzgun yavrusu vard. Genel toplantlarda, Genlik Kolu yeleri,
bazen urka'y sular, son derece "zel" bir mlk saylmas gereken
"iftlik"inden yaknr, bunun karaborsa vurgunculua yol aacan,
iftiliin de bu amala kurulduunu ne srerlerdi. urka hemen
hrslanr, kendini savunmaya kalkar, bu arada hi de elebice dav
ranmazd.
"Haydi, kn ortaya da bir ey sattm kantlayn bakalm! Hibir
ey satarken grdnz m beni?
Paray nerden buluyorsun peki?
Ne paras?
Dnk o ekerleri hangi parayla aldn?
Ona da para m diyorsunuz? Nine bana on kopek verdiydi..."
Genel toplantda kimse Nine'ye kar kmazd. Onun eteklerinde
dolaan birka kk ocuk bulunurdu her an. Bazen, Gonarovka'dan

KLK ZMLEMES

37

iMedii bir eyi alr, bir iini grrlerdi, ancak bunu yaparken, bana
nstiamamaya zen gsterirlerdi. Bir iim olduunu, o sralar kesinlikle
ere uramayacam rendikleri an ikier er eve koar, Ninenin
masasna doluur, ay ier, ya da onun bana hazrlad ancak vaktim
olmadndan elimi sremediim kompostoyu kaklarlard. Nine, yana
uygun olarak unutkan bir ihtiyard, kk dostlarnn adlarn bile bi
lemezdi, ama urka onun gzdesiydi. nk urka eskilerdendi, ve
nk ilerinde en cvl cvl, en konukan olan oydu.
urka bugn, son derece zel ve nemli bir nedenle Nine'yi ziyarete
gelmi bulunuyordu.
'yi gnler!
yi gnler urka! Nerelerdeydin btn gn? Hasta miydin
yoksa?"
urka, bir sandalyeye iliti, bir zamanlar beyaz olduu anlalan
apkasnn siperini yeni pantolonunun dizine srtyordu. Sa ba
darmadankt, bir berber aranan salar havalara kabarmt. urka,
burnunu havaya kaldrm, alak tavana bakmaktayd.
"Ben iyiyim. Ama tavanm hasta."
Nine, yatan zerinde oturmu, eyalarnn byk bir ounluunu
ieren tahta kutuyu kartrmaktayd, kuma paralan, iplik makaralan,
bir ninenin hzinesini oluturan yn yumaklarn arasnda bir eyler
anyordu herhalde.
"Tavann hasta demek, vah zavall! Senin iin ok g olmal buna
dayanmak, ha!
urka ciddi ciddi, "Elden ne gelir," dedi. Ksk gzlerindeki endieyi
gizlemek iin byk aba harcyordu.
"Belki urasan, iyileir, bir eyler yapamaz msn? diye sordu
Nine.
yiletirecek eyim yok ki, diye fsldad urka.
la m istiyorsun?
Birazck akdan olsa, yanm bardakk... Baka bir ey istemez!
ay ister misin, uka? diye sordu Nine. Bak, sobann zerindeki
aydanl al, bardaklar burda. Bana da bir ay koy bakalm."
urka apkasn yavaa sandalyenin zerine koydu, beceriksiz
admlarla yrd, boyunu aan sobaya uzand; bu arada Nine, ayak

38

YAAM YOLU D

alarnda ykselerek, zar zor rafa yetiti, iine akdar koyduu pembe
torbay indirdi.
Kozir'in yerinde, yani teker iliinde toplaanlar hepsinden daha
neeli ve daha grltl bir kme oluturmulard. Kozir burda alr,
burda yatar kalkard. liin bir kesinde alak, elde yaplma bir soba
vard, sobann zerinde de aydanlk. Bir baka kede zeri kck
basma paralarndan yaplm bir yorganla rtl yata dururdu. Kozir
yatan zerine otururdu, konuklarysa aa ktklerine, teker
ynlarna ya da bir gerecin ucuna iliirlerdi. Kozir'i, yaam boyunca
edindii ynlarla inantan koparmak iin ellerinden geleni yapard
herkes.
Kozir, bilgi bilgi glmserdi onlara.
"Yanlyorsunuz ocuklarm, yanlyorsunuz, Tanr bizi balasn!
Efendimiz fkelenecek!"
Ancak, daha Efendi fkesini estirmeden Kalina vanovi'in tepesi
atard. Kapya yakn lo bir alandan birden kar, aydnlk bir yere
yanap piposunu havada sallayarak barmaya balard:
"Babanz yandaki adamdan ne istiyorsunuz bakaym? sa Pey
gamberden size neymi, renmek isterim dorusu! imdi size gnnz
gsteririm de, yalnz sa Peygambere deil, Aziz Nikolas'a bile ya
karmaya balarsnz!
Tanr senden raz olsun Kalina vanovi, benim gibi bir ihtiyar
koruduun iin sevaba giriyorsun bil ki!
Byle durumlar olursa gel bana syle hemen! Sen bensiz bu
serserilerle ba edemezsin, stelik, sa Peygamber de yardmna komaz
yani!"
ocuklar, Kalina vanoviten korkuyormu numaras yaparak
tekercinin evinden kar, topluluun eitli kelerine dalrlard.
yle, hangar gibi yatakhanelerden kurtulmutuk; ocuklarmz, alt
ile sekiz kiilik kmeler halinde, kk odalarda yatp kalkyorlard.
Bu yeni dzen, kmeler oluturmaya, birbiriyle anlaan ocuklarn bir
araya gelmesine olanak salyordu. Bylece, kmelerin nitelik ve
zellikleri daha gl, daha canl bir biimde ne kyor, onlarla
almak ilgin hale gelmi oluyordu. On birinci mfreze de kuruldu

KLK ZMLEMES

39

bu arada. Bu, kklerden oluan ve Georgiyevski'nin dinmek bilmeyen


srarlarnn sonucu olarak ortaya kan bir kmeydi. Eskiden olduu
gibi Georgiyevski bakyordu mfreze yelerine, onlar giydiren, ellerinin
yzlerinin ykanmasn salayan, gerektiinde azarlayan, onlarla oy
nayan, zaman zaman bir ana gibi martan oydu. Onun bu tkenmez
abas ve sabr, teki ocuktan artyor, kabuk tutmu yreklerinde,
yenilmez meraklar uyandnyordu. Onun bu davran, bir rkutsk va
lisinin olu olmasndan kaynaklanan kt kanlarn ve izlenimlerin
azalmasna da yardmc oluyordu.
Topluluumuza yeni retmenler gelmiti. Gerek inam arama iini
sabrla srdryordum; pek de zengin olmayan retmenler ordusunda
oltama iyi eylerin geldii oluyordu naslsa. Pavel vanovi Jurbin'i
retmenler Sendikasnn sebze bahesinde beki olarak alrken
buldum rnein. yi eitim grm, incelikli, disiplinli, soukkanl, olgun
bir genti. Gerek bir beyefendiydi. zellikle deerli bulduum bir ni
telii vard: nsan ruhundan anlyor, insanlan seviyordu. nsan kiiliinin
zelliklerini belirleyen etkenler, kiilikler arasndaki saysz ayrlklar,
kahramanlklann gzellii, insanlann kklklerinin, aalklannn
derinliklerinde yatan nedenler zerine, bir koleksiyoncuya zg zenli
bir tutkuyla uzun uzun konuuyordu. Yeni birlikte yaama ve birlikte
alma yasalan aray iinde insan kmelerini sabrla incelerken de
bunlan uzun uzun dnrd. Ondaki bu yzeysel hevesten pek bir ey
kmayacam, ama itenlikli oluu, sade katksz doas houma gi
diyordu.
Bir baka bulgum da, Zinovi vanovi Butsai adn tayordu. Yirmi
yedi yalannda kadard, sanat okulunu daha yeni bitirmiti; bunu bize
bir sanat nerdi. Hem okul, hem de tiyatromuzda alacak ve Genlik
Kolunun eitli etkinliklerinde katks olacak bir sanatya ge
reksinmemiz vard.
Zinovi vanovi, "an lleriyle" etkiledi bizi en ok. Tm
zellikleri bu iki szcn yardmyla betimlenebilirdi ancak. An
lde zayf, son derece esmerdi. Sesiyse, ylesine kalnd ki, karlkl
konumak son derece gt, azndan mortesi sesler kanyordu sanki.
Zinovi vanovi, aynca an lde sakin ve inanlmaz derecede
umursamaz olmakla herkesten aynlyordu. Bize kasm sonlarnda geldi;
yaammz ne gibi sanatsal yenilikler zenginletirecek diye merak ediyor,

40

YAAM YOLU II

aznn iine bakyorduk. Ancak Zinovi vanovi, eline daha kalemini


almadan baka bir sanatsal ynn gsterdi bize.
Geliinden birka gn sonra, ocuklar, her sabah odasndan rl
plak ktn, omuzlarna ald ceketin iinde sallana sallana Kolomak'ta yzmeye gittiini sylediler. Kasm sonunda Kolomak donmaya
balamt, az sonra da Topluluun kzak alan haline geldi. Zinovi
vanovi, Otena'n yardmyla buzda bir delik a, korkun banyolarn
her sabah srdrd. Bundan ksa bir sre sonra gs zan yarasyla, iki
hafta kalkmamacasna yataa serildi. yileir iyilemez buzdaki delie
kotu. Aralkta solunum yollan yarasndan yatt. Derslere giremedi,
dzenimizi bozdu. Sonunda sabrm yitirdim, bu samala son vermesini
rica ettim.
Zinovi vanovi bouk sesiyle yantlad beni:
"Canm ne vakit isterse o vakit yzerim! yasasnda byle" bir yasak
yoktur. Aynca, hasta olmaya da hakkm vardr, dolaysyla kimse bana
herhangi bir resmi sulamada bulunamaz.

yi ama Zinovi vanovi, dostum, diye kar ktm ben de, resm
bir sulama yapmyorum ki. Neden kendine ikence ediyorsun? Bir insan
olarak acyorum sana, o kadar.
yleyse, size aklayaym, salm iyi deil, her rl hastalk, her
trl bela var bu vcutta. Bu yzden kesin karar verdim, ya direncini
artrr, onu adam ederim, ve bylece rahat bir yaam srerim, ya da can
cehenneme! Hastaysa gebersin! Geen yl drt kez akcier zan
yarasndan yattm, bu yl aralk ayndayz, daha bir kez yattm. Olsa
olsa bir kez daha yatrr pis hastalk. Burda bir rmak var diye setim
bu ii...
Hemen Silantiyi arttm, onu payladm bu kez:
"Bu ne samalk byle? Burda adam akln karm, sen kalkm
ona buzda delik ayorsun!"
Silanti, iki kolunu iki yana uzatt:
"Kzma be Anton Semyonovi!" dedi yakarmal bir sesle.
"Baedemedim ki, anlamyor musunuz! Bunun gibi biriyle daha nce
de bam derde girdi. Adam br dnyaya gitmek istiyor, kararn
vermiti. Dediini yapmadm, bam evirdim, baktm sulara dalm
hayvan. Paralandm, hani nasl derler, onu en az yz kez kurtardm,
canm kt. Ama ne oldu, geberesice, gitti, ast kendini. Asaca aklma
gelmemiti. Tamam m yani! Gerisi bo! Onun iin, bu seferkine engel
olmaya kalkacak deilim! Gerisi bo!"

42

YAAM YOLU H

K. Varskaya, gzel, etli butlu, sarn, ufak tefek ve yerinde duramayan


yaam dolu bir kzd; yzne yaylm olan tatl pembelik, ancak ve ancak
suluboya resimlerde grlebilirdi. nce, hemen hemen yok saylabilecek
denli renksiz kalarn kvr kvr atarak, dudaklarnda ikide bir beliren
glmsemesini silmek, bu isteine kar koymak iin byk aba har
cayarak beni olaan sorgulara ekti.
"Eitbilimsel almalara ayrlm bir odanz var m?
Hayr yok.
Kiilik zmlemesini nasl yapyorsunuz yleyse?"
Elimden geldiince ciddi bir tavrla, "ocuun kiiliini mi yani?
diye sordum.
Elbette. Sorulur mu! rencilerinizin kiiliini elbet.
Neden inceleyecekmiiz peki?
Ama baka trl alamazsnz ki? Bilmediiniz bir malzemeyle
ne youracaksnz, nasl alacaksnz?"
K. Varskaya cvl cvl bir kzd, bu szleri byk bir itenlikle,
duygularn yznden okutmamaya aba harcamadan, ve her szcn
banda dnp arkadana bakarak sylyordu. Esmer tenli, bilek
kalnlnda upuzun iki rgs beline inen R. Lansdberg gzlerini yere
indiriyor, doal hogrsn, sabrl bir hogryle bastrmaya
alyordu.
K. Varskaya, kararl bir ciddilik iinde, "rencilerinize hangi baat
davranlar egemendir?" diye sordu.
R. Landsberg, umursamaz bir tavrla, "Toplulukta kiilik zm
lemesi yaplmadna gre baat davran ya da gdlerden konumann
anlam yok, dedi.
Yok, yanlyorsunuz, dedim ben de ciddi ciddi. Baat davran ve
gdler konusunda bilgi verebilirim size. Burada size egemen olan baat
gdler egemendir. rencilerimiz ayn gdlerin baatlnda
ynlenmektedirler."
K. Varskaya ters ters bakt, "Bizi tanmyorsunuz ki? dedi.
Karmda oturmu konuuyorsunuz, deil mi?
Eee, ne olmu?
te, sizin cierinizi gryorum. Karmda camdan yaplm gibi
duruyorsunuz, iinizde ne olup bittiini birer birer gryorum."

KLK ZMLEMES

41

Zinovi vanovi, ta mays ayma dek buzdaki delikten girip yzd.


ocuklar balangta bu irozun aklna gld ama giderde kararll
karsnda sayg duymaya baladlar. Artk hastalanp yattnda ona
sabrla bakyor, bir an nce iyiletirmeye abalyorlard.
Neyse ki, Zinovi vanoviin organizmasn glendirme sreci
iinde, ateinin doal insan ss snrlan iinde kald iki haftalk
sreler oluyordu ve bu sreler iinde, gerek sanat doas kendini
gsteriyordu. Onun denetiminde hzla bir sanat evresi olutu, evreyi
oluturanlara da kk bir at odas verildi; kendileri buray derleyip
dzenleyip bir sanat ilii haline getirdiler.
tnsanlann birbirleriyle daha ok bir arada olduu, konuup
sylemeye daha ok vakit ayrabildii k akamlan, Butsai'nin iliinde
byk iler dner ve atnn duvarlan sanatlarn ve hayran izleyicilerin
kahkahalanyla zangr zangr sallanrd.
erde, birka kii dev bir kanonun zerine eilmi, byk bir gaz
lambasnn altnda almaktadr... Zinovi vanovi, kmr karas
kafasn, frann ucuyla kayarak, arap komasndan yeni kan bir
kilise grevlisi gibi bouk bouk barr:
"Fedorenkoya biraz kahverengi kat! Adam kyl, sizse onu tccar
kansna benzettiniz, her yere de krmz katlmaz ki Vanya! Gerekse
de gerekmese de basyorsun krmzy!
Krmz suratl, illi yzl, bask burunlu olan Vanka Lapot, Zinovi
vanovi'in yz hareketlerine yknerek ayn kaln, bouk sesle yant
verir:
"Kahverenginin hepsini Lei'ye harcadm.
Benim alma odam da hayli kalabalk ve grltl olurdu
akamlan. ki kz renci, Harkov'dan gelmi ellerindeki kd bana
uzatmaktaydlar u anda. Ktta unlar yazlyd:
"Harkov Eitbilim Enstits, yolda K. Varskaya ve Yolda R.
Landsbergi, Maksim Gorki Topluluundaki eitbilimsel alma diz
gesini tanmak ve incelemek amacyla okulunuza gndermitir."
Gen eitmenler kuann bu temsilcilerini byk bir ilgiyle
karlardm, ok garip bulurdum onlan. K. Varskaya da R. Landsberg
de kskanlacak lde gentiler, olsa olsa, yirmi yalarnda var yoktular.

KLK ZMLEMES

43

K. Varskaya kzard; tam o srada, Vernev, Zadorov ve daha birka


kii odaya dald.
"Girebilir miyiz? zel grmeniz varsa?..
Hayr, hayr, girin, dedim. Sizi tantraym, bunlar bizim ko
nuklarmz, Harkov'dan gelmiler, kendileri renci.
Konuk ha! Ne gzel! Adlarnz ne?
Ksenia Romanovna Varskaya.
Rakhil Semyonova Landsberg."
Semyon Karabanov elinin ayasn yananda gezdirdi, byk bir
telaa kaplm havalarnda, "Eyvah! diye haykrd. "Bunlarn hepsini
syleyecek miyiz? Size yalnzca Oksana diyebiliriz rnein, deil mi?
Pekl! dedi K. Varskaya.
Size de Rakhil deriz, tamam m?
Nasl isterseniz, diye fsldad R. Landsberg.
Tamam yleyse! imdi size gzel bir akam yemei verebiliriz
ite. renci misiniz.
Evet.
Batan syleseydiniz canm; hani, Vernev'le Zadorov'un deyiiyle
kurtlar gibi ackm olmalsnz, ama gene de biz, kedi gibi diyelim,
ha?
Aslna bakarsanz, kammz zil alyor, diye gld Oksana.
Elimizi yzmz ykayabileceimiz bir yer var m?
Gelin! Sizi kzlara teslim edelim. Orda ne isterseniz ya
parsnz."
lk tanmamz byle oldu ite. Her akam bana geliyorlard, ama
ancak bir iki dakikalna. Kiilik zmlemesi konusu bir daha hi
almad; Oksana'nm da, Rakhil'in de vakti yoktu bunlar konumaya.
ocuklar onlar usuz bucaksz, kylan olmayan bir okyanusa, Topluluk
ilerinin, elence ve sorunlann ortasna atm, saysz temel sorunu
nlerine sermilerdi. Yaayan bir canlnn, toplu yaantda arada bir
ortaya kan girdaplara, akntlara kendini kaptrmamas olanakszd;
banz evirip bakmaya frsat kalmadan biri boulup gidiveriyordu.
Bazen, aknt benim odama da birini getiriyor, kyya vurur gibi oraca
atyordu.
Bir akam, ok ilgin bir kme, Oksana, Rakhil, Silanti ve
Bratenko'yu getirdi aknt.

44

YAAM YOLU H

Oksana, Silanti'nin kolundan tutmu bir yandan glyor, bir yandan


da baryordu:
"Haydi, gel canm, neden direniyorsun?"
Silanti gerekten direniyordu.
"Bu adam Toplulukta ahlk bozuyor da haberiniz yok, dedi Ok
sana.
Ne oldu Silanti?" diye sordum.
Silanti, kolunu hrsla ekti, kzn elinden kurtard, kabak kafasn
eliyle svazlad.
"Bakn nasl oldu, tamam m," dedi, "Bir kzak vard, bahede
brakmlard. Semyonla bunlar, kzak kaymay kafalarna koymular,
tamam m. Anton... te kendisi burda, anlatsn!
Kzak kayacaz diye tutturdular, asldlar da asldlar! diye balad
Anton. Eh, Semyon'a kolon kay takl bir kzak verdim, gitti ocuk.
Ama bu ikisi sz dinlemiyordu, kza ekeleyip duruyorlar,
brakmyorlar. Ben ne yapaym? Kolon kay vursam alyor
bu. Sonra Silanti dedi ki...
Hah!" diye haykrd Oksana fkeli fke. "Kendi sylesin bakalm
imdi ne demi! Haydi syle!
Bunda ne var yani? dedi Silanti. Doruyu syledim, yalan deil
ki, ne var! 'Evlenmek istiyorsun da ondan kzaklar paralamak is
tiyorsun,' dedim. te bu kadar, gerisi bo.
Bu kadar deil! Bu kadar deil!
Baka ne dedim ki?
Anton'a dedi ki: 'Oksanay kzaa ko, seni drtnala Gonarovka'ya gtrsn, o vakit hemencecik sakinleir dedi. Demedin mi?
Dedim, gene de sylerim. Gl kuvvetli kzlar, ileri gleri yok,
bizim atlar karaborsa, ne olur yani! Gerisi bo!
Ahh! diye haykrd Oskana. ekil urdan! Defol! Haydi, ileri,
mar!"
Silanti bir kahkaha koyverdi ve Anton'la birlikte odamdan kat.
Oksana kendini srann zerine att. Rakhil bir sredir ayn srann
zerinde uyuklamaktayd.
"Silantinin ilgin bir kiilii var, dedim. nceleseniz iyi olur."

KLK ZMLEMES

45

Oksana koarak kmaya davrand, ama kapda durdu, glerde yle


dedi:
"Cierinin iini gryorum. Camdan yaplm o, saydam!
Bir kou kopard, ama fazla ileri gidemedi, bir kme ocua rastlad,
orada kald. m n ten sesi bir an iin duyuldu, sonra kulama hi
yabanc olmayan neeli uultular arasnda yitti.
"Haydi git yat, Rakhil dedim.
Ne? Uykum yok ki? Sizin uykunuz mu geldi?
Ben yatyorum.
Pekl yleyse... Tabii, yataym artk...
Sol gzn bir ocuk gibi yumruuyla ovalayarak elimi skt ve bir
kr gibi odamdan kt; omuzu kapya arpt.

TYATROMUZ
Bu yukardaki blmde anlattklarm, k akamlan yaptmz ilerin
yalnzca kk bir blmn oluturmaktayd. imdi geriye bakyorum
da, itiraf etmekten belki de biraz utanyorum, ama gerek u ki, bo
vaktimizin hemen hemen tm tiyatroya ayrlmt.
Yeni Toplulukta gerek bir tiyatro binas ele geirdik. Deirmen
ambarnn tmyle bizim olduunu rendiimiz an duyduumuz byk
sevinci, o gn ve daha gnlerce nasl kendimizden getiimizi be
timlemek ok g olacaktr.
Tiyatromuzda tam alt yz izleyiciyi oturtacak yer vard; yani birka
kyn tiyatro-severini bir anda arlayacak denli geniti yerimiz. Sanat
evresini oluturanlarn nemi byk lde artm, buna kout olarak
tiyatroya kar duyulan talep de hayli bymt.
Tiyatroda baz eksiklikler vard geri, ne yalan sylemeli. Kalina
vanovi, bu eksiklikleri yle byk gryordu ki, tiyatroyu bir araba
korunana evirmeyi nerdi.
"Buraya bir araba koysan, souktan yaknmaz, diyordu, dolaysyla
soba kurmak durumunda kalmazsn. Ama izleyiciler iin soba gerek.
yi yleyse, soba kurarz biz de.
Sana avucunu uzatan dilencinin elini skmak gibi bir ey bu.

46

YAAM YOLU D

Grmyor musun, burann tavan yok, dpedz sala rtmler aty.


Sobay yaktnda, yukardaki melekleri stm olacaksn, izleyicileri
deil. Hem zaten ne soba kuracaksn ki? Buraya demir soba gerek, kim
koydurur sana demir-sobay? Ha buraya yle bir soba kurmusun, ha
yangn karmsn. Birinci perdeyi amadan itfaiyeyi arman ge
rekecek."
Ancak biz Kalina vanovile aym grte deildik. Hem, Silanti'nin
dile getirdii gr de yabana atlamazd!
"Bak nasl, anlataym, tamam m," diyordu Silanti. "Tiyatroya giri
bedava olacak, dolaysyla yangn bamza i amaz, kimse bizi dava
edemez nk, tamam m?"
Dkme demirden yaplma birka soba kurduk, bunlar yalnzca oyun
oynanrken yakyorduk. Sobalar, tiyatromuzun tm havasn bir saat
bile stmyorlard, nk verdikleri s dmdz havaya ykseliyor, at
yerine geen ince satan kap gidiyordu. yle ki, sobalarn hepsi de kor
krmzs olmasna karn izleyiciler paltolaryla oturmay yeliyor,
sobaya yakn olan yanlarn yakmamaya bakyorlard.
Tiyatromuzda yalnz bir kez yangn kt, o da bir sobadan deil
sahnede dp knlan lambadan yaylan alevlerin neden olduu bir
yangnd. Ortalk kant elbet, ama ok ilgin bir kanklkt bu; iz
leyiciler yerli yerinde otururuyor, ocuklar sevin iinde evet, dpedz
sevin iinde sahneye doluuyordu. Karabanov'sa banp duruyordu:
"Ulan aptallar! mrnzde yangn grmediniz mi hi?"
Gerek bir sahne yapmtk; geni, yksek bir sahne, bika karmak
girili kulisimiz, suflr deliimiz be vard! Sahnenin arkasnda byke
bir alan kalmt; ne var ki, buradan yararlanamyorduk. Aktrlerin
souktan donmamas iin yeterli bir s salayabilmek umuduyla bu geni
alanda kk bir oda oluturduk, uydurma bir soba koyduk; giyinme,
soyunma ve boyanma ileri burada yaplyordu, herkes srasna gre bu
lk alana girip kyor, bu arada iki ayn cinsin ayn anda ierde ol
mamas kuralna uymann da bir yolu bulunuyordu. Sahnenin
arkasndaki o geni alan ve de sahne, dars kadar souktu. zleme sa
lonunda birka dzine sra vard. Bunlar uzun kerestelerden yaplmt
ve saysz koltuk yerine geiyordu; ite, ekilmeye ve biilmeye hazr ve
de bizim evrede ei benzeri hi grlmemi, esiz bir kltr tarlas.

TYATROMUZ

47

Yeni Toplulukta tiyatro etkinliklerimiz byk bir hzla geliti.


k boyunca bu gelime hz asla yavalamad, bir an bile durmad ve
yaylma alan daralmak bir yana, yle geni boyutlara vard ki, u anda
yazdklarma ben bile inanamyorum.
K boyunca aa yukan krk oyun sahneye koyuyorduk; ancak
klplerde rastlanan o olaan hafif elentiler sunma yoluna hibir zaman
gitmiyor, drt be perdelik, ciddi ve genellikle bakentteki tiyatrolarda
oynatlm uzun oyunlar seiyorduk. Bu esiz bir yreklilik rnei
saylabilir, kendimize yeterinden ok gvendiimiz sylenebilir, ama
uyduruk oyunlar sahnelediimiz, iin kolayna katmz sylenemez.
nc oyunumuzdan sonra tiyatromuzun n Gonarovka
snrlarnn ok telerine yayld. Pirogovka kynden, Grabilovka,
Babievka, Gontsi, Vatsi, Storojevoye kylerinden, Volovi, umatski,
Ozerski iftliklerinden, kasaba dndaki yerleim yerlerinden, istasyonda
ve demiryolu iliklerinde alan iilerden oyunlarmz izlemeye ge
lenler oluyordu. Ksa bir sre sonra, kasaballar da gelmeye balad
retmenler, Halk Eitim Bakanlndaki grevliler, ordu grevlileri,
Sovyet'lerde alanlar, kooperatiflerde alanlar, levazmclar, genler,
bizim kzlarn ve olanlarn arkadalar, onlarn arkadalarnn ar
kadatan tiyaromuzu doldurmaktayd. Birinci tiyatro mevsimimizin
sonuna geldiimizde nmz iyice yaylm bulunuyordu. Cumartesi
gnleri, daha le saatinde kalabalklamaya balard Topluluk.
Uzaklardan gelen izleyiciler erkenci olurdu. Yakalar krkl, scack
paltolara brnm burma bykl adamlar, atlarnn koumlarn zer,
hayvanlann zerine uvallan, at battaniyelerini rter, sonra da ellerine
kovalann alp tulumbann banda toplarlard. Karlan tiyatro
kapsnda zp zp zplayarak yolda donmu olan ayaklarn stmaya
abaladktan sonra, kemiklerini de stmak ve yeni kurulmu arkadalklan tazelemek zere, yksek demir topuklu izmeleriyle seke
seke kzlarmzn odalarna koarlard. ou, kzaklarm rten hasnn
altndan torbalar, knlar karrd. Bu ky-an tiyatro gezisi iin
gerekli azkla doluydu bunlar: rekler, pastalar, tereyal ekmek di
limleri, sucuk, sosis... Bu azklarn byk bir blm Topluluk yelerine
sunulmak zere hazrlanm olurdu; zaman zaman birer leni andran
armaan sofralar bile kuruluyordu. Ancak bunlar uzun mrl olmad,

48

YAAM YOLU n

nk Genlik Kolumuz, tiyatro izleyicilerinden hibir biimde armaan


alnmamas kuraln koydu.
Cumartesi gnleri, tiyatrodaki sobalar, izleyicilerin snabilmesi iin
saat ikide yaklrd. Ancak, bizimle olan tanklklar arttka Top
luluun daha baka binalarna girme eilimleri artyordu. Yemek sa
lonunda bile, o gnk nbeti rencinin masaya buyur etmek du
rumunda kald birka ayrcalkl konuk grlebiliyordu.
Oyunlar, Toplulua epey paraya patlyordu. Krk, elli ruble giysi,
peruk ve dier donanma gidiyordu yalnzca. Baka harcamalar da
kyor, her ay en azndan iki yz ruble gidiyordu. Bu byk bir parayd
ama, yiitliimize leke srmyor, izleyicilerimizden, giri bedeli olarak
tek bir kopek bile istemiyorduk. Herkesten ok genlere nem veriyor,
daha ok onlar iin oynuyorduk; kyl genlerin, hele kzlarn krk
parasnn bile bulunmadm iyi biliyorduk. Balangta tiyatroya girmek
iin bilet falan gerekmedi. Ama ksa bir sre sonra, tiyatromuza bizim
barakann alamayaca kadar ok kii gelmeye balad, bir bilet dizgesi
oluturmak durumunda kaldk. Biletleri, Genlik Kollarna, ky Sovyetlerine ve kylerdeki belirli kiilere datyorduk.
Kyl halkn, tiyatroya byk bir ilgi gsterdiini hayretle grdk.
Bilet datm konusunda, kyler arasnda yanl anlamalar oluyor,
bunlar zaman zaman kavgalara bile yol ayordu. Bilet almaya gelen
temsilciler, ii, bize bamp armaya dek vardryorlard:
"Yarna neden yalnzca otuz bilet veriyorsunuz?"
Gie mdrmz olan Jorka Volkov, ban olmaz anlamnda iki
yana sallayarak, adamn gznn iine baka baka yle yantlard
onu:
"Size otuz bilet bile ok.
okmu! Burda bir brokrat gibi kurulmu oturuyorsun, bu bi
letlerin bize yetip yetmediini nerden bileceksin sen?
Biz burda kurulup oturuyoruz ve papaz kzlarnn bizim biletlerle
bu tiyatroya girdiini izliyoruz!
Papaz kzlar m! Ne demek istiyorsun sen?
Papaz kzlan demek iyorum. Kzl sal kzlar.
Ky papaznn kzlarndan sz edildiini anlayan temsilci bu kez
yumuar ama tkrdn yalamamaya bakar.

TYATROMUZ

49

"Eee, ne olmu yani, papazn iki kz gelmi. Ama bizim yirmi bileti
niye kesiyorsunuz? Elli bilet veriyordunuz, otuza indirdiniz.
Size olan gvenimizi yitildik de ondan," diye yantlard onu Jorka
sver gibi. "ki papaz kz, ka papaz kars, ka bakkal kars daha geliyor
Tann bilir, pisliin ve kokumuluun sizin aranzda nerelere dek
vardn anlamak bizim iimiz deil.
Peki hangi orospu ocuu bizi ele verdi, syler misiniz?
Orospu ocuklarnn listesini yapmak da bizim iimiz deil. Otuz
bilet yeter, size, haydi.
Temsilci, tabanlar yalad gibi, yeni ortaya kan dmann
bulmak ve ona gnn gstermek zere kyne koard. Ancak, daha
o gitmeden ikinci kavgacyla uramaya balard bizimkiler.
"Bu da ne demde oluyor, Yolda? Genlik Kolumuzda elli ye var,
sizse on be bilet gndermisiniz!
Alt-K zel mfrezesinin verdii bilgiye gre, geen oyunumuza
on be ayk Genlik Kolu yesi gelmi, bunlardan drd de yal
kadnlarm. Gerisi zil zurna sarho.
Byle bir ey olamaz! Sarho olduklarm syleyen hat etmi! Bizim
yelerimiz votka fabrikasnda iidirler, dolayasyla, iki kokarlar...
Biz iyice baktk, soluklan kokuyordu, suu bouna votka fab
rikasnn zerine yklemeyin.
Hepsini nce sana getireyim, kendi gzlerinle gr, imdi de ko
kuyorlar, her an iki kokuyorlar. Bahane anyorsanz o baka elbet! Bu
yaptnz hangi ahlka sar, sorarm?
Haydi, haydi! Biz, almaktan iki kokanla, sarholuktan iki
kokan arasndaki ayrm biliriz bakalm.
Hi olmazsa be bilet daha verin, utann be, utann! Kasabadaki
kzlara bilet datyorsunuz, dostlarnza datyorsunuz, bizim Genlik
Koluna da tencere dibini kazmak dyor."
Tiyatronun, yalnzca kendi bo vaktimizi deerlendirmek iin gerekli
bir elence ya da oyalanma arac deil, kanlmaz bir toplumsal
ykmllk olduunu anladk birden. Bu grevi kmsemek ya da
brakmak olanakszd.
Genlik Kolumuz, bu konuyu derinlemesine tartt. Bylesine byk
bir yk yalnzca tiyatrocularmzn omuzuna ykmak doru olmazd.

50

YAAM YOLU D

Oyunsuz geen tek bir cumartesi olmuyordu, ve her hafta yeni bir oyun
sahneliyorduk. Bir oyunu iki kez oynamak, saygnlmz azaltacak,
her cumartesi gn konuumuz olan yakn komularmzn bir gecesinin
boa gitmesine yol aacakt. Tiyatro oyuncularndan da eitli yakn
malar duyulmaya baland.
Karabanov bile yorulduunu sylyordu.
"Ne yani, st beygiri miyim ben? Geen hafta byk bir rahibi,
bu hafta generali oynadk! imdi de kalkm gerilla savas olmam
istiyorsunuz. Ben insan deil miyim? demirden yapldm m
sanyorsunuz yani? H a- gece ikilere dek prova... Cumartesi gnleri
masalar ta, sahneyi hazrla!..."
Yumruklarm masaya koymu, arln kollarna vermi duran
Koval, ona yle bard:
"stersen bir armut aacnn altna yumuak bir kanepe ekelim de
uzan biraz dinlen ha? Bu ii yapmak zorundayz!
yaplacaksa, yle bir dzen kurun ki herkes alsn!
Tamam, alsn.
rgtleyin yleyse!
Komutanlar Kurulu toplansn!
Komutanlar Kurulunda u karar alnd: Tiyatro oyuncular diye bir
ey yok, herkes oyunlarda rol alacak, hk mk etmek yok!
Kurul toplantlarnda, yazl karar karmak ocuklarn houna
giderdi. Bu konuyla ilgili karan yle ifade ettiler:
Madde 5:
Komutanlar Kurulunun ald karar uyarnca tiyatro oyuncular iin
gerekli almalar, Topluluun tm yelerini balayc bir grev olarak
kabul edilmitir, dolaysyla Grlmedikler Kabilesinin Servenleri adl
oyunun sahnelenmesiyle ilgili almalar yrtmek zere zel
mfrezeler oluturulmutur.
Ayn karar, sz konusu olan sanat deil, tiyatro deil de, pancar
tarlasndaki otlarn temizlenmesi, ya da patates toplanmasym gibi,
uzunca bir zel mfrezeler listesini ieriyordu. Gzel sanatlara gsterilen
bu saygszlk, tiyatro evresi denilen eyi bir anda silip, belli bir oyunu
sahnelemek zere Vernev komutanlnda yirmi sekiz kiiden oluan
6-A mfrezesinin kurulmasyla balyordu.

TYATROMUZ

51

zel mfreze demek, ii zorunlu olarak yapmak, herhangi bir ge


cikme, ve kaytarmada bulunmamak, kurallara uyulmamas halinde
akam raporunda yer almak, komutann buyruuna ne olursa
olsun her zamanki gibi asker selm ile ve "Tamam" diye karlk
vermek demekti. En kk bir savsama, grevi bolama halinde,
Topluluk disiplinini bozma suuyla Komutanlar Kurulu ya da Genel
Kurul karsna karlmay, bunun sonucu olarak da, en azndan
"benimle bir konumak", dinlenme saatlerinde fazladan almak ya
da bir pazar gnn yatakhanede geirmek cezalarna arptrlmay
gerektirirdi.
Bu gerek bir reformdu. Tiyatro evresi dediimiz ey, ne de olsa
bir gnlller rgtyd; byle durumlarda yeler, an bir demokratlk
gsterme eilimindedirler; kararsz, dalgalanmalara elverili bir or
tamdr bu. Dahas, bir tiyatro evresi, birbirine uymayan bireysel istek,
beeni ve savlarn arpt bir sava alandr. Bu durum, zellikle
oyunlarn seilmesinde ve rollerin datlmasnda belirgin bir biimde
ortaya kard. Bizim tiyatro evremizde de, bir kiilik esi kendini
gstermeye, varln duyurmaya balamt. Ama Genlik Kolunun
ve Komutanlar Kurulunun bir karan, Toplulukta tartma gtrmez,
zmlenmi bir ey olarak kabul edilir, kararn yerinde olup olmadm
dnmek kimsenin aklndan gemezdi. Komutanlar Kurulunun be
numaral karanyla Topluluktaki tiyatro almalar, toprak ilemek,
yaplan onarmak, yatakhanelerde, iliklerde temizlik ve dzeni koruma
ileriyle ayn teraziye konulmu oluyordu. Bir oyunun sahnelenmesiyli
ilgili olarak, u ya da bu kiinin hangi ii yapt, Topluluun karlan
asndan, o iin bir btn olarak gerekletirilmesi asndan nem
tamyordu; kimin ne ii yapt deil, sonu nemliydi; dolaysyla
herkes kendisine verilen grevi yapmakla ykmlyd.
Kural olarak, pazar gnleri toplanan Komutanlar Kurulunda, bir
sonraki cumartesi gn oynanacak oyunu ve rollerin kimlere
datldm aklardm. Bu oyuncular hemen 6-A zel Mfrezesini
oluturur, balanna aralarndan bir komutan atanrd. Geri kalan
ocuklar, eitli tiyatro zel mfrezelerini olutururdu. Hepsinin de
numaras altyd ve ileri belli bir oyunun son perdesinin inmesine, iz
leyicilerin de uurlanmasna dek srerdi. u zel mfrezeler oluturulmutu;

52

YAAM YOLU

A lt-A
Alt-
Alt-G
Alt-I
Alt-D
Alt-Ak
Alt-IS
Alt-T
Alt-S
Alt-P

Aktrler
zleyiciler
Giysiler
Istma
Dekor
Aksesuarlar
Ik-Ses
Temizlik
Ses dzeni
Perde

O sralar topu topu seksen kii olduumuz dnlrse, tek bir


ocuun bile grevsiz kalmad, ve setiimiz oyundaki oyuncu saysnn
ok olmas halindeyse glerimizin hayli yetersiz olduu ortaya kar.
Komutanlar Kurulu, zel mfrezeleri olutururken bireysel istek ve
eilimleri dikkate almak iin elinden geleni yapard elbet, ama bu aba
her seferinde istenen sonucu vermezdi. Bu yzden u soruyu hep duyar
dk:
"Nee? Beni 6-Aya m yazdnz? Ama ben mrmde sahneye
kmadm ki?

O ne biim sz? Bir mujik gibi konuuyorsun," diye yant verilir


bu soruya. "Ne olursa olsun, herkes mrnde bir kez 'ilk olarak' sahneye
kacaktr.
Btn bu zel mfrezeler ve zellikle bunlarn komutanlar, btn
hafta boyunca alma saatleri dnda kalan tm vakitlerini Topluluk
iinde ve dnda deli gibi oradan oraya kouturmak, kasabaya gidip
gelmekle geirirlerdi. Ne olursa olsun, balatc neden tanmyorduk,
oysa zel mfreze komutanlarmz byk glklerle karlayor,
aradklarm hi de elleriyle koymu gibi bulmuyorlard. unu da sylemek
gerekir ki, kasabada dostlarmz vard, bizi destekleyen, yardma hazr
kiiler vard, ve bu yzden hem hemen her oyun iin dilediimiz sayda
giysiyi bulabiliyorduk; hem, bulamasak da, 6-G zel, hangi tarihsel
dnemin giysisi olursa olsun, Topluluktaki olanaklar deerlendiriyor,
bir gn olup da ie yarayabileceini kimsenin aklndan geirmedii eyleri
kullanarak gerekli sayda giysi karabiliyordu. Aynca, yalnzca Top
lulua ait eylerin deil, Topluluk alanlarnn eyalarnn da tiyatro

TYATROMUZ

53

almalarn yrtmekle ykml mfrezelerin emrinde olduu var


saylyor, ve her ey buna gre ilem gryordu. rnein 6-Ak, o
eyalarn aslnda birer aksesuar olduunu, retmenlerin ya da teki
grevlilerin elinde baka adlar aldm sylyordu. Kuruluumuz
gelitike aksesuarlarmz birikmeye, Topluluun snrlan iinde snrl
bir tiyatro gereleri blm olumaya balad. Sk sk, silah patlamalan
gerektiren sava oyunlan sahnelediimizden, eit eit askeri
niformalar, rtbe iaretleri, omuzluklar, kolluklar ve madalyalarn
yansra, gerek bir cephanelik sahibi de olmutuk. Giderek, yalnzca
aktrler deil, daha baka yetenekler de ortaya kmaya balad Top
luluumuzda. Kendi bulgularnn yardmyla gerek makinal tfek
teinden ayrt edilemeyecek ses ve grntler yaratan esiz sanatlar
tredi aramzdan. Sonra bir de, gk tanns Jpiterden aa kalmayan
topularmz vard, bunlarn rettii grlt frtnadan, yarattktan k
imekten ayrt edilemezdi.
Rollere hazrlanma sresi bir haftayd. Balangta, ii gerektii gibi
yapmaya kalktk, rolleri oaltarak aktrlere datyor, ezberlemeye
alyorduk; ama bu ie ksa bir sre sonra bo verdik. Ne oaltmaya
vaktimiz vard ne de ezberlemeye; nk, ne de olsa Toplulukta gnlk
ilerimiz vard, okulumuz vard; ders, ha- eyden nce gelirdi, bu yzden
almak gerekliydi. Tiyatroyla ilgili tm gelenek ve kurallan bir yana
brakp, srtmz suflre dayyorduk; iyi ki yle yapmz, baka trl iin
iinden kamayacakmz meer. ocuklar syleyecekleri her eyi
suflrden kapmada uzmanlatlar; aralara sz sokuturmalar, "idare
etmeler", yanl davranlarla bile sahnenin ortasnda ba edecek denli
ileri gtrebiliyorduk ii. Ne var ki, bir oyunun prssz oynanmas iin
oyun ynetmenliinin yan sra suflrl de benim yklenmem ge
rekiyordu, ancak, bu suflr yalnzca unutulan szckleri anmsatma iini
deil, sahnede olup biten her eyi denetleme ve ynetme grevini
yklenmi zgn bir suflrd; giri klar, yanllar, silah atlan,
kucaklama ve lmlerle ilgili zaman ayarlamalan hep ona, yani bana
bakyordu.
Aktr ktl ekmedik hibir zaman. ocuklarmz arasnda saysz
yetenekli gen vard. Pyotr Ivanovi Gorovi, Karabanov, Vetkovski,
Butsai, Vernev, Zadorov, Marusya Levenko, Kudlati, Koval, Gleiser
ve Lapot, yldz oyuncularmz oluturuyorlard.

54

YAAM YOLU H

Oyuncusu bol olan oyunlar semeye alyorduk, nk ocuklarn


byk bir ounluu oynamak istiyordu, ayrca sahnede doal davranma
yetisine sahip kiilerin saysn bir an nce arttrmak abasmdaydk.
Tiyatroya ok nem veriyordum, nk ocuklar bu yolla konumalarn
byk lde dzeltmiler, dillerini gelitirmiler, ufuklarn genilet
milerdi. Ancak zaman zaman yeterli oyuncu bulamadmz durumlar
da oluyordu. O vakit Topluluk grevlilerinden, alanlarndan birinin
bize yardmc olmasn salyorduk. Bir keresinde Silanti'yi bile sahneye
kardk. Provalarda kusursuz bir oyuncu gibi oynad; tek bir tmce
syleyecekti: "Tren saatlik bir gecikmeyle gelecek." Dolaysyla yanl
yapmasna hemen hemen olanak yoktu. Ancak bulduumuz,
umduumuzu fersah fersah at.
Silanti gerektii anda ve de gerektii gibi sahneye girdi, pek de fena
oynamad. Ne var ki derdini u szcklerle anlatt: "Bu tren var ya, yani,
size syleyeyim mi, tam saat sonra gelecek, gerisi bo!"
Bu szler izleyicileri ok etkiledi evet, ama o da bir ey mi, istasyonda
bekleyen mlteciler kalabaln daha da ok etkiledi. Bunlar, byk
bir aresizlik iinde sahnede dnenip duruyor, suflr deliinden gelen
seslere bana msn demiyorlard; nk, ne de olsa ben de etkilenenler
arasndaydm... Silanti btn bu olanlar birka saniye izledi, sonra sabr
tat.
"Ka kere syleyeceiz be ahmaklar! Bu tren var ya, tam saat
sonra gelecek, glecek ne var bunda?"
Mlteciler Silanti'yi nee iinde dinlediler, sonra birer kou kopanp
sahneden ktlar.
Bu arada ben kendimi toparladm, suftr deliinden fsldadm:
"k imdi burdan dar, sana sylyorum! Silanti, haydi, k,
krolmayasca!
ey, iyi, gerisi bo!..."
Elimdeki kitab kapatarak dik tuttum, perdenin indirilmesi iaretini
veriyordum..
Kadn oyuncu bulmak gt. Nastya Noevnaya ve Levenko az ok
oynayabiliyordu, ama alanlar arasnda, Lidoka'dan baka kadn
oyuncu yoktu. Hem, bizdeki kadnlar, sahneye kmak iin yaratlm
deillerdi; ok utangatlar, rol gerei kanlmaz olsa bile kucaklamaya,

TYATROMUZ

55

ya da pmeye yanamyorlard. Eh, sevgilisiz de olmuyordu, hemen


hemen her oyunda iki sevgili vard mutlaka. Kadn oyuncu aray iinde,
Topluluumuzda alanlarn elerini, kz kardelerini, teyze, hala ya
da baka akrabalarnn hepsini denemitik, deirmende alanlar
denemitik, kasabadaki dostlarmzn yardmna bile bavurmutuk;
ama gene de bu soruna kalc bir zm bulamadk. Oksana'yla Rakhil
bile, Toplulua geldiklerinin ertesi gn provalara katlmlar, hi
krtmadan, utanp sklmadan pebilme yeteneklerine bizi hayran
brakmlard.
Bir keresinde, deirmencinin bir arkadan, kasabadan salt ziyaret
iin gelip de provalar izlemeye dalan birini aramza katlmaya raz
ettik. Gen kadn bir hzineymi meer; gzellii, tatl, dolgun sesi,
gzleri, salna salna yry arayp da bulamadmz eydi. Devrimci
bir oyunda, batan km bir soylu kadnn roln oynayacak birine
gereksinmemiz vard ve bu kadnda, aradmz tm nitelikler bir araya
gelmiti. Provalarda zevkten birka ke olduk, oyun gecesi
salayacamz parlak baarnn bekleyii iinde kendimizden getik.
Oyun ok iyi balad, her ey yolunda gidiyordu, ancak birinci perdeden
sonra hzinenin tren istasyonunda telgraf memuru olarak alan kocas
kulise geldi ve karsna herkesin nnde unlar syledi:
"Bu oyunda oynamana izin veremem. Haydi, eve gidiyoruz!"
Hazine, byk bir d krkl, derin bir znt iinde boynunu
bkt:
"Ama nasl olur? Oyunu brakamam ki?
Oyun beni ilgilendirmez. Yr! Sahnenin ortasnda herkesin
karm ekip ekitirmesine, pp koklamasna gz yumamam!
Olamaz, oyunu yanda kesemem!
Daha birinci perdede en azndan on kez pldn be! ren bir
ey!"
nce hepimiz aknlktan donakaldk. Sonra zlp kskan
kocann fikrini deitirmeye abaladk.
"Ama yolda," dedi Karabanov, "Bir insann sahnede plmesi
hibir ey deildir.
Bir ey mi, deil mi kendi gzlerimle grdm," dedi kskan koca.
"Beni kr m sandydnz? Birinci srada oturuyordum."

56

YAAM YOLU H

Lapot'u buldum.
"Sen akll ocuksun, bir yolunu bul, u adam yumuat!" dedim.
Lapot kollan svayarak ie koyuldu. Kskan kocay yakasndan
tuttuu gibi bir sraya oturttu, ve kulana mini mini u okayc sesleri
dktrd:
"Ne garip adamsn yani! Hem de bylesine yararl, kltrel bir dava
uruna yaplan bir ii baltalamaya kalkyorsun! Karn bylesi bir amaca
hizmet etmek iin pyor demek, ktlk deil, iyilik ediyor de
mektir!"
Telgrafnn inad inatt.
"Birine iyilik ediyordur belki ama bana u kadarck yaran do
kunmuyor.
Ama herkese yaran dokunuyor!
Yani demek istiyorsun ki, nne gelen kanm pebilir, ha!
Amma da garip adamsn! Demek sana gre, karn bu ii yapacak
bir adam bulsa daha iyi, ha!
Ne adam?
Olur olur. nsanlk hali. Naparsn o vakit, dnsene? Burda
herkesin nnde, senin gznn nnde yapyor. Bir alnn ardnda,
senin ruhun duymadan yapsa daha m iyi?
Byle bir ey yapmaz o!
Yapmaz ha? Karn ok gzel pyor... Onda o yetenek varken,
boa harcayacan m sanyorsun? O yeteneini sahnede deerlendirsin
daha iyi."
Koca, Lapot'un savlarna zar zor boyun edi, diini skmay baararak
kansmn oyunu tamamlamasna izin verdi, yalnz bir koul ne srd:
pleri "sahici" olmayacakt. Ancak adamla barm deildik. Hazine
zntlyd. Oyunun berbat olacandan korkuyorduk. Koca en n
sraya oturmu, avn skarak ldren bir boa ylan gibi herkesi
baklanyla eziyor, ipnotize ediyordu. kinci perde cenaze treni
havasnda oynand ama izleyiciler memnundu, nc perdede baktm,
koca n srada oturmuyor. Meraktan atlayacaktm. in asl oyundan
sonra anlald.
"Gitmesini nerdim," dedi Karabanov hi bbrlenmeden. "nce
pek istemedi, sonra raz oldu.

TYATROMUZ

57

Nasl baardn bunu?"


Karabanov'un gzleri d, o eytans glyle gld ve sesli Ur
fsltyla adama sylediklerini syledi:
"Bak! Seninle bir anlamaya varalm. Bugn hibir ey yapmaya
caz, iler yolunda gidecek, ama burdan hemen kalkp gitmezsen, bir
Topluluk yesi olarak onurum zerine ant iiyorum, seni boynuzlatrz.
Karnn aznn sularn aktacak yakkllar var bizim burda, haberin
olsun!"
Kulak kesilmi dinleyen ocuklar, "Eee, sonra ne oldu? diye sor
dular.
Hi! Adam yalnzca, 'Pekl, sznz tutacaksnz ama?' dedi
ve en arka sraya gitti."
Her gn prova yapyorduk, bunlarn hepsi de oyunu batan sona
yinelediimiz "son provalard. Kural olarak pek uyku uyumuyorduk.
Unutulmamaldr ki, aktrlerimizden ou sahnede doru drst yrme
yetisinden yoksundu; dolaysyla, tm hareket ve davranlar ezberlemek
gerekiyordu. Diyelim elin bir hareketi, ayan kalkaca, ban yle
duraca, bir bak, bir dn, hep ezberlenerek yaplyordu. Ben, tm
arlm buna vermitim, sylenecek szleri naslsa suflr dikte edi
yordu... Bylece, cumartesi akam, oyunun hazr olduu kabul edirdi.
Ancak, unu da sylemek gerekir ki, hi de fena oynamyorduk,
kasabadan gelen birok kentli oyunlarmz beenirdi. yi oynamaya
abalar, gereksiz abartmalara bavurmazdk; izleyicinin beenisine
seslenmek ya da ucuz baar elde etmek gibi eylerin peinde de deildik
hibir zaman. Ukrayna ve Rus oyunlar sahneliyorduk.
Cumartesi gnleri saat ikiden sonra tiyatro evresi hareketlenirdi.
Oyuncu says oksa, Butsai, Pyotr vanovi'in de yardmyla yemekten
hemen sonra onlan boyamaya, giydirip kuatmaya balarlard. kiden
akamn sekizine dek altm kiiyi hazr ettikleri olurdu. Sonra da
kendileri boyanr giyinirlerdi.
Bir oyun iin gerekli eyalarn salanmas konusunda, Top
luluumuzun yeleri, insandan ok birer yabanl hayvan gibi dav
ranrlard. Diyelim, sahneye mavi ieli bir lamba koymak gerekti;
yalnzca bizim retmen ve dier grevlilerin evlerini deil, kasabadaki

58

YAAM YOLU H

dostlarn evlerini de basar, ne yapar yapar mavi ieli lambay hazr


ederlerdi. Sahnede yemek mi yenecek, doru drst bir sofra hazrla
nacak, yalanc yiyecekler, yalandan yemek yemelere yer verilmeyecekti.
6-Ak zel mfrezesinin iini anna layk bir biimde yapmas iin
gerekliydi bu; ayrca sahnede sahici yemek yemek, gelenek gereiydi.
Oyuncularmza gre sahnede bo tabaklardan yemek yermi gibi
yapmak bizim Topluluumuza yakmazd. Bu yzden mutfamz,
zaman zaman son derece g grevler yklenir, eitli mezeler, soylu
sofralarnda grlen trden yiyecekler hazrlamak, turtalar, pastalar
yapmak durumunda kalrd. arap yerine meyva suyu kullanyorduk.
Yemek sahnelerinde, suflr deliinde deliye dner, durmadan barp
arrdm: byle durumlarda, oyuncular kendilerini rollerine yle bir
kaptrrd ki, suflr falan dinlemez, masada yiyecek diye bir ey kalmaymcaya dek yerlerinden kmldamazlar, sahneyi bylece uzatrlard.
Byle bir sahneyi, una benzer szlerle hzlandrmak durumunda
kalrdm genellikle:
"Yeter artk! Duyuyor musunuz? Artk yemeyin, krolascalar!"
Oyuncular akn baklarn bana evirir, gzleriyle masada duran
yarm kaz gsterirlerdi. Ben ancak fkeden kprr bir halde dilerimin
arasndan yle haykrmadan kimse yerinden kmldamazd:
"Karabanov! Kalk o masadan! Semyon, krolasca, 'Gidiyorum,' de
ve k!
Karabanov azndaki lokmay inemeden yutar, "Gidiyorum."
derdi.
Perde arasnda kuliste darlm baklarn bana evirir, yle der
lerdi:
"Ama Anton Semyonovi, bunu nasl yaparsnz? nsan byle gzel
kzarm bir kazla mrnde ka kez karlar? Lokmalar boazmza
dizdiiniz gibi cnm kaz da yarm braktrttmz bize, olur mu yani!"
Bunun dnda, oyuncular sahnede uzun sre kalmaya hi de hevesli
deildi, nk sahne, dars kadar souktu.
Makinalarr syan oyununda, Karabanov, srtnda yalnzca bir
petemalla tam bir saat sahnede durmak zorundayd. Aylardan ubatt,
ve, ansa bakn ki, scaklk bazen sfrn altnda otuz dereceye dyordu.
Ekaterina Grigoryevna Semyon'un donaca gerekesiyle oyunun iptal

TYATROMUZ

59

edilmesini istedi. Neyse ki kimseye bir ey olmad, yalpz, Semyon'un


ayak parmaklan donmutu; Ekaterina Grigoryevna, Semyonun rol
biter bitmez ayaklann stc bir merhemle ovdu, oldu bitti.
Ancak souk, zaman zaman sanatsal gelimelerimize engel ola
biliyordu. Yolda Semivzvodni diye bir oyun oynuyorduk. Oyunun bir
sahnesi, byk bir toprak sahibinin bahesinde geiyordu, bahede de
bir heykelin bulunmas gerekiyordu. 6-Ak zel, kasabadaki tm me
zarlktan altst etmi ama gene de bir heykel bulamamt. Heykelsiz
oynamaya karar verdiler. Ama perde aldnda, benim de gzlerim
falta gibi ald. Sahnede bir heykel vard, tebeir tozuna bulanm,
arafa sannm olan elaputin, beyaz rtyle gizlenmi bir taburenin
zerinden aktrmadan bana bakyordu. Perdeyi indirttim, heykeli,
6-Ak zelin akn baklan ve ah-ih'leri arasnda kaldrttm.
6-S (Ses dzeni) zel mfrezesi byk bir zenle alyor, aklalmaz
bululanyla hepimizi artyordu. A zef adl oyunu oynayacaktk. Sazonov, Plehve'ye bomba atacakt. Bombann patlamas gerekiyordu.
6-S zelin komutan olan Osadi yle dedi:
"Sahici bomba patlatacaz."
Plehve roln ben oynadmdan, bu sorun herkesten ok beni il
gilendiriyordu.
"Ne demek yani 'sahici'? diye sordum.
Tiyatroyu havaya uurabilecek trden.
Bu biraz fazla sahici olmaz m? dedim sakna sakna.
Siz hi merak etmeyin, dedi Osadi. Bu ii bana brakn, kimsenin
khna zarar gelmeyecek."
Patlama sahnesinden nce Osadi yapt hazrlktan bana gsterdi.
Sahne giriine birka bo f yerletirilmiti, her fnn banda bir
nbeti, ellerindeyse, hepsi de birer fili ldrmeye yetecek denli dol
durulmu birer ifte vard. Sahnenin teki tarafnda yerlere cam
paralan serpilmi, her parann bana birer adam dikilmiti, bunlarn
elinde de tulalar vard. br yanda, sahne giriinin karsnda be alt
ocuk yer almt. Bunlann nndeyse yanm mumlar, ellerinde de
iinde bir sv bulunan ieler vard.
"Bu mumlar n'oluyor, cenaze hazrl m? dedim.
te iin pf noktas bu. O ielerde parafin var. Zaman gelince,

60

YAAM YOLU E

ocuklar azlarna parafn alacak, mumlarn alevine fleyecekler.


Harikulade gzel olacak!
Krolasca! Yangn karacaksnz!
Siz hi merak etmeyin, yalnz dikkatli olun parafin gzlerinize
kamasn. Yangn karsa sndrrz."
Bunu sylerken bir baka hazr-gc gsterdi eliyle. Bir baka
noktada, sra olmu duran be alt ocuk daha vard. Bunlarn nnde
suyla dolu birer kova bulunuyordu.
yandan bu hazrlklarla kuatlm olduumu grnce, kyametin
kopacan hisseden karayazgl papaz gibi ciddi ciddi tasalanmaya
baladm. Kendi kendime, her ne kadar Plehve'nin roln oynuyorsam
da, onun iledii sulardan sorumlu olmadm, korktuumun bama
gelmesi halinde izleyicilerin ortasna atlayp kama hakkm ko
ruduumu syledim. Sesli olarak da, Osadi'nin bu iten cayaca umuduyla, ocuun iinde yanan atei hafifletmeye abaladm.
"Parafin alevi suyla sndrlr m peki?" diye sordum.
Ama Osadi iini biliyordu, caymasn beklemek bounayd. Byk
bir uzman havalarnda beni susturacak aklamay yapt:
"Parafin, bir mumun alevine flendiinde, gaza dnr, onu
sndrmeye gerek yoktur. Bu arada baka nesneler tutuabilir, onlar
sndrmek gerekir.
rnein beni?
Sizi hepsinden nce sndrrz."
Yazgma boyun edim. Yana yana lmesem bile souk suyla
srlsklam edilecektim, stelik hava scakl, sfrn altnda yirmiydi!
Ama, yiitlie leke srmek, ve hele, sahici bir patlama izlenimi yaratmak
iin bunca emek vermi, bunca esiz bir yaratclk rnei gstermi olan
6-S zelin karsnda tabanszlm sergilemek var myd?
Sazanov bombay attnda, kendimi bir kez daha Plehve'nin yerine
koydum; dorusu sahiden Plehve olmadma sevindim. Av tfekleri,
bo flarda patlad, flar zangr zangr titredi, kardklar ses ku
laklarmzn zarlarn patlatt, tulalar, kokun bir gle camlarn
zerine frlatld, be alt azdan, gen cierlere zg o korkun gle
parafinler flendi, sahne bir anda alev alev yanan boucu bir girdaba
dnd. Kendi lm sahnemi oynuyor olsaydm, ancak bu kadar olurdu.

TYATROMUZ

61

Kulaklar sar eden alk tufan ve 6-S zelin sevinli lklar arasnda
yan baygn yere yldm. Yal parafin klleri zerime yayordu. Perde
indi, Osadi yanma kotu, kaldrmaya davrand. Koltuk altlarmdan
ekelerken merakla soruyordu:
"Bir yeriniz yanmad ya?"
im yanyordu, ama hibir ey sylemedim, neme gerek! Byle bir
yangn sndrmek iin de bir nlem almt belki 6-S!
Gene ayn yntemle, devrimden sonra SSCB'nin kylarna sefer
yapan zavall bir gemiyi havaya uurdular. Bu olayn mekanizmas ok
daha karmakt. Yalnzca lumboz deliklerinden alev kartmak yet
miyordu, geminin dpedz havalara umas gerekiyordu. Bu amala
birka ocuk, geminin te yannda yerlerini aldlar, tahta, sandalye,
tabure gibi eyalar havalara frlattlar. Btn bu eyalardan kafalarn
korumay baardlar, ama Kptan roln oynayan Pyotr vanovi
Gorovi, pek ansl kmad; kolazlanna taklan kttan yaplma
altn sars dantel, alev ald, ayrca havalara atlan eyalardan bazlan
da zerine dt. Ancak, adamcaz, brakn yaknmay, doru drst
yerinde bile duramyor, kasklanm tuta tuta glyordu. Kaptann her
eyinin yerli yerinde olup olmadn anlamak ii yanm saat beklememiz
gerekti.
Oynanmas g sahneler de oluyordu. rnein ocuklar, silah
atlanmn "sahne dnda" yaplmasna karydlar. Eer bir sahnede
ate edilecekse, herkes, bana gelecei ekmeye raz olmalyd. nsan
ldrmede, sradan bir tabanca kullanlrd. Kurunlar kanlr, yuvalar,
kendirotu ve krpntyla doldurulurdu. Vakit saat gelince, yaylm ateine
tutulurdunuz; eh, nianc, kanlmaz olarak kendini rolne
kaptrdndan, gzlerinize nian alrd. Eer birka at yaplacaksa,
ayn ateleme dzeni kullanlarak, tabancann tm yuvalar dol
durulurdu.
zleyiciler bize gre ok daha rahatt ne de olsa. Paltolanyla scack
oturabilirlerdi onlar; salonun orasnda burasnda sobalar kurulmutu,
koyduumuz tek yasak tiyatroda gndnd ekirdei yemek ve sarho
gelmekti. Eski bir geleneimize gre ayrntl bir aratrma ve soruturma
sonucunda bir yudum olsun alkol koktuu saptanan yurtta, sarho
saylrd. ocuklar, bu kokuyu salan ya da tad izlenimi veren adam

62

YAAM YOLU H

yzlerce izleyici arasnda p diye tanma yeteneini gelitirmilerdi.


Bylelerini, hemen yerlerinden kaldryor, ite kaka tiyatrodan karyor,
sarho yakanlarna hi mi hi kulak asmyorlard.
"Bir bardak biradan baka iki koymadm azma ama! Onu da ta
sabahleyin imitim!"
Oyun ynetmeni olarak, hem oyun srasnda, hem de hazrlk ev
relerinde en ok ileyi ben ekiyordum. rnein, Kudlati, bir tmceyi
bir trl syleyemiyor, ha- seferinde anyordu.
Kesiyordu adam bir anda
Tm gemi vergi ve ondal
Neden bilinmez, bu szleri yle sylemeyi yeliyordu:
Kesiyordu adam bir anda
Tm gemi vergi ve ormanl
Ne yaptmsa kr etmedi, sahnede, halkn nnde hep byle
syledi.
Gogoln Mfetti'm oynuyorduk; ocuklar ok iyi oynadlar, her
ey .yolunda gidiyordu, ancak oyunun sonuna doru beni ileden
kardlar; nk bu oyunda ben Vali Anton Antonovi' oynuyordum,
oyuncu arkadalanmsa bana srarla Anton Semyonovi, diyorlard.
Bu durumda, bir sahne yle geiyordu rnein:
AMOS FEDOROV: Banza korkun bir devlet kuunun konduu
syleniyor, Anton Semyonovi, doru mu acaba?
ARTEM FLPPOV: Sayn Anton Semyonovi'i, bu esiz rastlantnn
getirdii byk mutluluktan tr kutlamaktan onur duyarm. Haberi aldmda,
ne denli sevindiimi bilemezsiniz. Anna Andreyevna! Maria Antonovna!
RASTAKOVSK: Sizi kutlarm Anton Semyonovi! Tanr size ve nianl
genlere uzun mrler versin, soyunuzu srdrecek saysz ocuk, torun ve byk
torun sahibi olursunuz umarm. Anna Andreyevna! Maria Antonovna!
KOROBKN: Sizi kutlamak onurunu balaynz bana, sayn Anton
Semyonovi!

TYATROMUZ

63

in kt yan, sahnede, Vali giysileri iinde bu canavarlar yola


getirme olanandan yoksundum. Ancak son szsz-oyun sahnesinden
sonra kuliste banp armaya balayabildim.
"Krolascalar! Ne oluyorsunuz byle? Benimle alay ediyorsunuz
aklnzca ha? Bilerde yaptnz, deil mi, syleyin!"
ocuklar akn akn yzme bakt, postac roln oynayan Zadorov sordu:
"Ne oldu? Ne yaptk? Hepimiz de doru oynadk! Hem de gzel
oynadk!
Neden bana hep Anton Semyonovi dediniz peki?
Peki ne diyecektik... ey... Hay Allah! Valinin ad Anton Antonovi'ti hay Allah!
Provalarda doru drst konutunuz ama.
Ne yapalm konutuksa yani... O provayd. nsan sahnede aryor
nedense..."
KULAK ETM
26 Martta, A. M. Gorki'nin doum yldnmn kutladk. Daha
baka kutlama gnlerimiz de vard, ama, bunlar ok daha sonra sap
tamtk. Kutlamalarmza herkesin katlmas, masalarmzn yiyecekle
dolu olmas iin elimizden geleni yapardk. unu sylemek gerekir ki,
ocuklar bu kutlamalardan, hele hele kutlama hazrlklar yapmaktan
ok holanrd. Ancak Gorki'nin doum gn bizim iin ayrca bir anlam
tayordu. O gn, ayn zamanda bahar karlyorduk. Bu, bal bana
bir olayd. Bazen, ocuklar hep birlikte oturalm, birlikte elenelim diye
byk masalar ve elbet darda hazrlarlayd; bir bakardk, doudan
korkun keskin bir rzgr, daha sonra da bardaktan boanrcasna
yamur gelir, bahedeki su birikintilerinin yzeyleri buruur, kutlamalar
onuruna direklere ekilmi bayraklarmz da, trampetlerimiz de
srlsklam olurdu. Bununla birlikte ocuklarmzdan biri douya doru
yle bir bakar, "Nasl da mis gibi bahar kokuyor hava!" derdi.
Gorki kutlamalarnn bir zellii vard; kendi koyduumuz, ve de
gururla korumak istediimiz bir kurald bu. ocuklar o gn "tm
gcmz"le kutlamaya, ancak dardan hi kimseyi enliklere ar-

64

YAAM YOLU H

mamaya karar vermilerdi. Akima esen gelirdi, onu elimizden geldiince


arlardk; ama bayram olduundan deil, kendi isteiyle gelmi bir
konuk olduundan arlardk onu; ancak bizim bayrammz, aile
arasnda kutlanacak bir bayramd ve dardan biri kutlamalara
katlmamalyd; bu, onu ilgilendirmezdi. Gerekten de, tam bir bayram
havas iinde, ama ok sade, yaln bir biimde geen kutlama elenceleri
Gorki Topluluu ocuklarn birbirlerine daha ok yaklatrrd. Ne var
ki, kutlamalar hi de aile-ii kutlamalara benzemiyordu. Bayram bir
yryle ayorduk. Byk bir saygyla bayramz diree ekiyor,
konumalar yapyor, sonra Gorkinin resminin nnde gene ciddi bir
yry yapyorduk. Bundan sonra masalara oturuyor ve... Evet, burada
yapay bir alakgnlllk sergileyecek deilim! Gorki'nin salna kadeh
kaldrp imiyorduk geri ama, kak kaldrp bol bol yiyorduk dorusu.
Bol bol da sz m, paayasya yiyorduk! Kalina vanovi, masadan
kalkarken yle derdi:
"imdi yanldmz anlyorum. Soylular, o asalaklan sulamamak
gerek dorusu... Onca yemei, brak insan, hayvan yese urdan uraya
kmldayamaz, Soylular nasl alsn, asalaklar!"
Softamzda u yiyecekler bulunurdu: Bor... ancak sradan bir lahana
orbas deil, usta bir ev kadnnn, sevgili kocasnn isim gn kutlamas
iin zene bezene piirdii trden bir orbayd bu. Sonra etli brekler,
lahana dolmalan, kremalar, patetes kzartmas, frnda patates, msr
ekmei, gene brek... rek, meyval turtalar... Bu turtalar yle bykt
ki, bizim ocuklarn cebine bile smazd. Neyse, breklerden sonra
fnnda kzarm domuz gelirdi sofraya, ancak bu da, ardan alnma
deil, kendi srmzden seilme, gzden beri onuncu mfrezenin besleyip
bytt, Goki bayram iin zellikle yetitirdii bir domuzdu mutlaka.
ocuklar domuz besleyip bytmeyi iyi beceriyorlard, ancak kesmeye
gelince, onuncu mfrezenin komutan Stupitsin bile eline ba almaya
yanamazd.
"ldremem ben o hayvan! Kyamam! Kleopatra yle iyi bir domuz
ki... Nasl keserim!"
Elbet kesilirdi Kleopatra ve elbet, bu ii Silanti Otena yklenir,
gerekesini de yle dile getirirdi:
"Brakn l domuzu dmanlarmz yesin biz, ne demiler,
ldreceiz, iyileri kesip yiyeceiz! Gerisi bo!

KULAK ETM

65

Masadan Kleopatray kaldrdktan sonra dinlensek iyi olurdu, ancak


daha sonra Kleopatralarmz yutmadan masaya irili ufakl taslarda
kremalar ve yanlarnda pastalar, biskviler gelirdi. ocuklardan hibiri
dinlenmeye istekli grnmyordu, tersine herkes tm gcyle pastalara,
kremalara dalyordu. Bundan sonra sra meyva jlesindeydi, ancak bunu
soylular gibi kk pasta tabaklarnda deil, orba tabaklarnda su
nuyorduk. ocuklardan hibirinin onca jlenin bir lokmasn bile ek
meksiz ya da breksiz yediini grmedim mrmde. Ancak jleden
sonra, yemein sona erdii kabul edilirdi. Masadan kalkan herkese, bir
kk torba dolusu eker ve zencefilli kurabiye verilirdi. Bu konuda da
en yerinde sz syleyen Kalina vanovi olurdu:
"Aahh, Gorkiler daha sk domu olsayd keke!
Yemekten sonra ocuklar dinlenmeye ekilmedi, Alt zel, tiyatro
mevsimimizin son oyunu olan Uurum nsanlar'm oynama
hazrlklarn tamamlamaya ekildi. Kalina vanovi, oyuna byk ilgi
gsterdi.
"Bakalm nasl bir oyunmu bu. Uurumlar konusunda ok ey
duydum ama hibirini grmedim. Ve nedense oyunu okuma frsat da
gemedi elime."
Burada unu sylemek gerekir ki, Kalina vanovi, bu eline gemeyen
frsat konusunda biraz atyordu, nk aslnda, okuma sanatnn gizlerini
tmyle zm be deildi kendisi. Ne var ki, Kalina vanovi'in keyfi
yerindeydi bugn, onu bozmak yerinde bir davran olmazd. Gorki'nin
doum gn kutlamalar bu yl ayn bir zellik tayordu. Genlik Ko
lumuzun nerisiyle, ocuklarmza "Topluluk yesi" unvannn verilmesi
kararlatrld. Hem ocuklar, hem de retmenler, bu konuda uzun
uzun ve ciddi tartmalar yaptlar, sonunda fikri benimsediler. Top
luluumuza gerekten deer veren, onun gelimesi urunda alan
kimselere verilecekti "Topluluk yesi" unvan. Heves ve canllk
gstermeyen, durmadan yakman, sylenen ya da kaytaranlar, "renci"
diye anlacakt. unu belirtmek gerekir ki, bu rencilerin says pek fazla
deildi, olsa olsa yirmi kii kadardlar. Eski retmenlerle teki
alanlara da "Topluluk yesi unvan verildi. Ayn zamanda u karar
alnd: Eer bir alan ie baladktan sonra bir yl iinde bu unvan
almazsa, Topluluktan karlacaktr.

66

YAAM YOLU H

Her Topluluk yesine Harkov'da bir fabrikada zel olarak yaptr


dmz nikel kaplama nianlar verildi. Bu rozetler cankurtaran simidi
biimindeydi ve zerinde, Gorki'nin adnn ba harfleri olan MG, st
tarafnda da bir yldz vard.
O
gn, Kalina vanovi' de trenle bir rozet verildi. Bundan o
byk bir mutluluk duydu Kalina ve bu duygusunu gizlemeye kalkma
d.
"Nikolay Aleksandrovi'e onca yl hizmet ettim, elime ne geti, hi!
st ba ssl bir svari eriydim alt taraf. Oysa bu sokak serserileri
bana madalya veriyorlar, asalaklar! Eh, baka are yok, takacaz, ama
dorusunu syleyeyim, holandm bu iten! Kendileri plak geziyor, bana
madalya veriyorlar!"
Kalina vanovi'in mutluluu, Maria Kondratyevna Bokova'nn
beklenmedik geliiyle az da olsa snd nedense. Bokova, bir ay kadar
nce, bizim vilayete atanmt, Toplumsal Eitim Bakanlnda al
yordu. Geri, biz dorudan ona bal deildik, ama gene de, belli bir
lde denetleyebilirdi Topluluumuzu.
Bir araba tutup gelmiti; aa inerken, bizim donan masalar grd,
yemek datanlar, imdi masalan topluyordu. Bokova ard kald.
Kalina vanovi bu aknlktan yararlanp ortadan yitmeye kalkt;
bylece, kendi gnahnn borcunu da benim omuzlanma ykledi.
"Neyi kutluyorsunuz? diye sordu Maria Kondratyevna.
Gorkinin doum gnn.
Beni neden armadnz?
Bu kutlamaya dardan kimseyi armyoruz. Gelenek byle.
Gene de bana yiyecek bir eyler verirsiniz, ha?
Elbette, bamzla beraber, buyrun!.. Kalina vanovi de nereye
kayboldu?
Ah, ne korkun bir ihtiyar o! Anc, deil mi? imdi benden kaan
oydu, deil mi? Bu korkun olaya siz de kantnz! Halk Eitim
Mdrlnde durmadan taklyorlar bana. Mdr iki yllk cretimi
keseceini sylyor. Nerde o Kalina vanovi? Gnderin onu bu
raya!"
Maria Kondratyevna'nm yzne bakan onu fkelenmi sanrd,
ancak, Kalina vanovi'in bann byk bir derde girmeyeceini

KULAK ETM

67

anlamtm ben. Maria Kondratyevna'mn keyfi yerindeydi. ocuklardan


birini yollayp Kalina'y arttm. Daha uzaklardan selam verip eilerek
yanmza yaklat.
"Sakn yaklaaym deme!" diye gld Maria Kondratyevna. "Sen
hi utanmyor musun? Ayp yani! Bu yaptna dpedz ayp denir."
Kalina vanovi, sraya oturdu.
"yi bir i yaptk ama."
Kalina vanovi'in bir hafta kadar nce iledii sua tank olmutum.
Birlikte Halk Eitim Mdrlne gitmi, kk bir i iin de Maria
Kondratyevna'mn odasna girmek durumunda kalmtk. Maria
Kondratyevna'mn odas ok bykt, ve iyi tahtadan yaplm eyalarla
tklm tklm doluydu. Masas, odann ortasnda bulunuyordu. Herkes
onun peinden kouyor, hekes ille de ona bir ey somak istiyordu.
Masasnn evresinde her an Eitim Mdrlnde alanlardan oluan
bir kalabalk bulunurdu. Bokova biriyle konuurken, biri araya girer sze
karr, bu arada bir bakas yalnzca dinlerdi diyelim. Daha bakalar
telefonu kullanmakta, bir iki kii masasnn ucunda bir eyler yazmakta,
biri bir ey okumakta, bir el imzalanacak bir kd nne uzatmaktayd.
Btn bu ileri balarndan akn kiilerden baka sada solda durup
konuanlardan oluan kalabalk kmeleri gze arpmaktayd. Odada
bir an bile durmayan bir uultu, sigara duman ve yerlerde er p
egemendi.
Kalina vanovi'le ben bir kenarda kanepeye oturmu kendi dert
lerimize dalmtk. Birden, son derece heyecanl bir kadnn her eyi
bastran ince, tiz sesi odaya dald; kadn drdr konumakta, kimseye
de yant verme frsat tanmamaktayd. Biz, byk bir glkle, sorunun
bir ocuk yuvasyla ilgili olduunu, sz konusu yuvada pek ok ocuun
bulunduunu, bu okulda ok iyi bir yntemin uygulandn, ancak iinde
eya bulunmadn kardk kadnn konumalarndan. Anlalan kadn
daha nce de buraya gelmiti, nk kimseden korkmadan rahata
barp aryor, orada bulunanlarn hibirini umursamyordu.
"Geberesiceler! Bir yn yuva rgtlyorlar, bir tane eya ver
miyorlar! ocuklar nereye oturacak, soranm size! Bana bugn gelmemi
sylediler, gel, sana eya vereceiz! Hani? ocuklarm onca yolu geldi,
onca araba kiralayp getirdim, eyalar verecek adam yok, derdimi
*

68

YAAM YOLU H

dinleyecek yetkili de yok. Ayp be! Ben buna dpedz ayp daim. Bir
aydr her gn buraya tanyorum. Bakn kendisinde ne kadar ok eya
var, bunlar neye yaryor, sorarm size!"
Kadnn sesi n m tyordu geri ama Maria Kondratyevna'nn
masas banda duranlardan hibiri onu umursamyordu, belki de
odadaki grltden onu kimse duymuyordu. Kalina vanovi, eyaya
yle bir bakt, zerinde oturduumuz kanepeye eliyle bir amar att,
ve sordu:
"Yoldam, yanlmyorsam, bu eya sizin iin uygun grnyor, yle
mi?
Bu eya m? diye sordu kadn neeyle. Elbet, ok gzel eyler
bunlar!
yleyse ne konuuyorsunuz? dedi Kalina vanovi. Madem ki size
uygun, burda da bou bouna duruyor, aln gtrn hepsini ocuklarnza"
Bu szler zerine kadnn heyecandan al al olmu yznde parlayan
ve o ana dek Kalina vanovi'in yzne akl olan gzleri anszn yu
valarndan dnd, sonra gene eski yerine kondu.
"Nasl olur?
ok kolay olur, aln, arabalarnza ykleyin.
yi ama, sonra?
Kt m istiyorsunuz yani, bo verin canm! Size dilediinizden
ok kt yazp gnderecek bir ym asalak var! Haydi, aln gidin!
Peki, yani bana sorarlarsa, bana kimin izin verdiini
syleyeceim?
Benim verdiimi syleyin.
Yani bana bunlan siz veriyorsunuz?
Evet, ben veriyorum!"
Kadn, "Tanrm! diye bard ve bir gve gibi ua ua odadan
kt.
Az sonra gene ua ua geldi, bu kez peinde birka ocuk vard.
Bunlar sandalyelere, koltuklara, taburelere ve kanepelere atldlar,
srkleye srkleye hepsini kapdan dar kardlar. Bu i pek kolay
olmad geri, eyalar hayli ard. Oday bu kez eyalarn hareketinden
kan sesler doldurdu. Sonunda Maria Kondratyevna kendine geldi.
Ayaa kalkt ve sordu:

KULAK ETM

69

"Siz ne yapyorsunuz bakaym?"


Bir yoldan yardmyla koca bir koltuu srklemekte olan esmer
ocuk, "Bunu dar gtryoruz, dedi.
Sessiz yapamaz msnz bu ii?" dedi Maria Kondratyevna ve
oturdu, Eitim Bakanln ilgilendiren sorunlarna gmld.
Kalina vanovi bu ie am gibi yaparak bana dnd.
"Hi byle ey grdn m mrnde? Bacakszlar, eyalar gtr
yorlar, asalaklar!" dedi.
Maria Kondratyevna'nn odasndaki eyalarn tanmas iini glerek
izlemekteydim, dorusu ya, kimseyi azarlamak iimden gelmedi. ki
ocuk, bizim oturduumuz kanepeye asld, gzelce kalktk, onu da rahat
rahat tamalarn olas kldk. Ordan oraya koumakta olan kadn,
ocuklarna son ilerini de anlattktan sonra Kalina vanovi'e kotu,
eline yapt, byk bir heyecanla skt, bu soylu kiinin mahup ve glen
yzne sevgiyle bakt.
"Bana adnz syleyin, ne olur! Bilmek istiyorum, canmz kur
tardnz dpedz!
Benim adm ne yapacaksnz? Artk yaayanlara dua etmiyorlar,
eh, cenaze trenime de daha vakit var.
Aah, ama syleyin, ne olur!
Bana teekkr edilmesinden holanmam, gerek yok."
Ben duygulandm, "Bu iyi adamn ad, Kalina vanovi Serduktur,
dedim.
Saolun Yolda Serduk, saolun!
Bir ey deil! Gle gle kullann. Yalnz, hemen gitseniz iyi olur,
biri kp her eyi geri alabilir imdi yoksa.
Kadn, kanatlanp utu birden. Sevinle, kranla doluydu. Kalina
vanovi, paltosunun kemerini dzeltti, bir iki ksrp boazn te
mizledi, piposunu yakt.
"Neden syledin? Olduu gibi brakacaktk, ylesi daha gzel oludu.
Biliyorsun, insanlarn bana gereinden fazla teekkr etmesinden
holanmam... ey... acaba yakalanrlar m ne dersin?.."
Ksa bir sre sonra Maria Kondratyevna'nn bandakilar baka oda
ve katlara daldlar, biz derdimizi anlattk, iimiz grld; sonra Maria
Kondratyevna bo gzlerle evresine baknd, sesli dnrcesine sordu:

70

YAAM YOLU H

"u eyalar da nereye gtrdler acaba! Odam tamtakr brak


tlar.
ocuk yuvasna gtrdler," dedi Kalina vanovi. Yznde ciddi
bir anlatm vard, oturduu sandalyenin arkalna da iyice yasland.
Eyalarn Kalina vanovi'in izniyle tand bir rastlant sonucu
iki gn sonra ortaya km. Hemen Eitim Mdrlne arldk, ama
gitmeye hevesli deildik.
"Bir yn tahta paras iin oraya gidemem!" dedi Kalina vanovi.
"Benim derdim bana yetiyor zaten!"
te, bu nedenlerle, Kalina vanovi, Maria Kondratyevna'ya kar
son derece mahuptu.
"yi bir hizmet yaptk. Ne fark eder?
Yaptnz beeniyor musunuz peki? Sizin izin vermeye ne
hakknz var?
Kalina vanovi oturduu yerde saygl bir tavrla dnd:
"Herkes gibi, benim de bir eye izin vermeye hakkm vardr. Di
lediim eye izin veririm stelik, rnein sizin, kendinize bir arsa
almanza izin veririm, size izin veriyorum ite, daha da yzlerce izin
verebilirim! Parayla aln! Dilerseniz parasz aln, buna da izin ve
ririm!"
Maria Kondratyevna sama soluna baknarak, "Ama ben de izin
verebilirim, dedi. rnein u masalar ve sralan alp gtrmelerine izin
verebilirim.
Evet, verebilirsiniz!"
Maria Kondratyevna biraz utand bu kez, "Peki sonra? diye sordu.
Sonra hi!
Yani, al, ta gtr diyorsunuz, ha?
Kim gtrecek?
u, ya da bu.
Ha-haay! Gtrsn de grelim. Acaba elini srse kendisi ne hale
gelir, biliyor musunuz?
Arabasn kendi sremez, biri onu gtrmek zorunda kalr," dedi
Zadorov glerek. Epeydir Maria Kondratyevna'nn arkasnda ayakta
duruyordu.
Maria Kondratyevna kzard, ban kaldnp Zadorov'a bakt, ne
diyeceini bilmez halde sordu:

KULAK ETM

71

"yle mi diyorsun?"
Zadorov tm dilerini sergileyerek glmsedi.
"Bana gre yle, dedi.
Yolkesen felsefesi," dedi Maria Kondratyevna. Bana dnd, "siz
rencilerinizi byle mi yetitiriyorsunuz? diye sordu.
Eh, yle saylr.
Siz buna da yetitirmek mi diyorsunuz? Bir alma yerinden
eyalar alp gitmek doru mu sizce? Bunlar byynce ne olsun is
tiyorsunuz? Ortalkta birey duruyorsa, alabilirsiniz, yle mi yani?"
Birka ocuk bizi dinlemekteydi. Yzlerinden, konumay ilgiyle
izledikleri anlalyordu. Maria Kondratyevna fkelenmeye balad,
sesinden de fkesini bastrmaya alt belli oluyordu. Tartmay bu
ynde gtrmek istemiyordum.
"Bu sorunu bir baka gn uzun uzun konualm, ha? Ne de olsa
karmak bir konu!"
Ama Maria Kondratyevna konuyu deitirmeye yanamad.
"Bunda bir karklk yok ki? ok basit, sizinkine 'kulak' eitimi
denir."
Kalina vanovi, Maria Kondratyevnann fkesinin ciddi olduunu
kavrad, onun yaknna oturdu.
"Benim gibi bir ihtiyara kzma, dedi. Ama bizim 'kulak' eitimi
gsterdiimizi nasl sylersiniz! Ben aka ediyordum elbet. Sahibi burda,
dedim kendi kendime, benim bu yaptma glecek, belki de bylece
ocuklarn oturacak sandalyesi olmadn renecek. Ama mal sahibi,
malna sahip kmad; eyalar, gzlerinin nnde tand gitti, imdi
de suu ykleyecek adam aryor... Kulak eitimi olur mu hi!
Sizin rencileriniz de ayn eyi yapard demek istiyorsunuz yani?"
dedi Maria Kondratyevna. Neyse ki biraz yumuad grlyordu.
"Yapsnlar!
Ama neden?
Dikkatsiz mal sahiplerine ders vermek iin, neden olacak!
Karabanov, ocuklarn arasndan kt, elindeki ubuu Maria
Kondratyevna'ya uzatt. ubuun ucunda kar-beyaz bir mendil balyd.
ocuklara, kutlamalarn onuruna birer temiz mendil verilmiti.
"Ne deseniz bouna, Maria Kondratyevna, beyaz bayra kaldrsamz
iyi olacak!"

72

YAAM YOLU II

Maria Kondratyevna'nn gldn grnce ardm. Gzleri


ldad birden.
"Teslim oluyorum, tamam, teslim! Siz 'Kulak' eitimi grmyor
sunuz, beni de kimse dolandrmad, teslim oluyorum. Bayanlarn Top
lumsal Eitimi teslim oluyor!"
O
akam, birinin deri ceketine sarnm olarak suflr deliinden
ktmda, Maria Kondratyevna'nn yava yava boalmakta olan
salonda oturduunu, ocuklarn yaptklarn dikkatle izlediini grdm.
Toska Solovyov, o tiz sesiyle sesleniyordu:
"Semyon, Semyon, giysini geri verdin mi? Oyun giysisini teslim et
de yle git!"
Karabanov onu yantlyordu:
"Ah Toskack, sende akl kalmam... Satin1roln oynadm ben!
Haa, Satin! yleyse kalsn an olarak saklarsn!"
Volokhov sahnenin ucunda durmu karanla sesleniyordu:
"Galatenko, olur mu ya... sobay sndrmedin!
Kendi kendine sner, diye yantlad onu Galatenko'nun uykulu
sesi.
Sndr diyorum, o kadar! Buyruu duydun, deil mi, sobalar yank
braklmayacak.
Buyruk, buyruk!" diye homurdand Galatenko. "Sndreceiz,
tamam."
Sahnede birka ocuk, han yataklarm skyordu. Biri oyundaki
trky mrldanyordu.
"Bu tahtalar yarn marangoz iliine gidecek," dedi birine Mitka
Jeveli. Sonra sesini ykselterek, "Anton! Heey! Anton! diye seslendi.
Burdaym! Anrma, eek misin sen!
Bana yarn bir araba verecek misin?
Tamam, veririz!
At?
Kendin ekemez misin arabay?
Gcm yetmez ki!
'Gorki'nin Uurum nsanlar'niaS bu kii, pl prtlara sarnm bir uurum insanm
canlandrmaktadr.

KULAK ETM

73

Sana yeterince arpa vermiyorlar m?


Hayr!
Bana gel, miden bayram etsin!"
Maria Kondratyevna'ya yaklatm. .
"Nerde yatacaksnz?
Lidokay bekliyorum. Yzndeki boyalan siliyor, sonra gelip
beni alacak, odasna gtrecek. Anton Semyonovi, sizin ocuklar birer
harika, ama ok alyorlar. Saat ge oldu, daha oturmadlar. ok
yorgun olsalar gerek. Onlara yiyecek bir eyler verseniz? Hi deilse ge
vakitlere dek alanlara bir lokma bir ey...
Hepsi altlar, hem, herkese yettiremeyiz...
Peki, yleyse kendinizi ve retmenleri dnn. Bugn siz de
oynadnz, yle de ilginti ki... yle bir araya gelip otursanz, bir iki sz
etseniz, bir iki lokma bir eyler attrsamz? yi olmaz m?
Saat altda kalkacaz, Maria Kondratyevna.
Tek neden bu mu?
Bak, ne biliyor musun," dedim bu sevgili iyi kadna. "Bizim
yaammz dndnden de etin. ok daha etin!"
Maria Kondratyevna dnceye dald. Lidoka sahneden atlad:
"yi oyun kardk bu akam, deil mi?" dedi.

EROS UN OKLARI
Gorki bayramyla birlikte bahar de geldi. Ancak, bir baka alanda,
bahann oktan geldiini, tomurcuklarn birbiri ardna patladn
gzlemlemekteydik.
Tiyatro ile ilgili etkinliklerimiz, bizim ocuklarla kyl genler
arasnda belirli ilikilerin domasnda byk rol oynuyordu; bu iliki
ve yaknlamalar iinde, toplumsal-eitim kuramlanyla aklanmam
olan birtakm duygu, coku ve tasanmlar da kendini gsteriyordu.
Komutanlar Kurulunun karan uyannca en tehlikeli noktalarda grevli
olanlar yani, 6- zel mfrezesini oluturan ve izleyicilerin, ko
nuklarn gereince arlanp yerlerine yerletirilmesi grevini yrtenler,
szn ettiimiz kuramd duygularn kurban oluyorlard.

74

YAAM YOLU H

6-A zelin yeleri olarak sahnede oynayan ocuklar, kanlmaz


olarak tiyatronun "zehirli batakl" tarafndan dibe ekilmi bu
lunuyorlard. Bunlarn da sahnede, cokun duygularnn peinden
srklendikleri oluyordu sk sk, sahne aknn ateiyle yandklar olu
yordu, ama ite, sz konusu akn sahnede alevlenmesi nedeniyle bu
duygulara bir sre iin ilk akn keskin sanclan gzyle baklrd. teki
Alt-zel mfrezelerin yeleri de ayn koruyucu bahane ve nedenlerden
tr gvenlik iindeydiler. rnein 6-Sde alan ocuklar, korkun
patlayclarla urayorlard her zaman; fiek yapma sanatn gelitirmek
yolunda yapt saysz deneyleri srasnda meydana gelen kazalar ne
deniyle, Taranets'in kafasnn sanl, yznn yaral olmad gn yok
gibiydi. Bu zel mfrezede de ak denen ey kk salmyordu pek, havaya
uan gemilerin, tabyalann ve papaz arabalannn kulaklar sar eden
grlts, bu grltleri retenlerin yreini esir alsa gerekti, nk "iin
iin yanan huysuz tutku atei" kendine bu yreklerde bannak
bulamyordu. Bu ate, eya getirip gtren, sahneyi hazrlayan ocuklarn
bannda da yanmyordu pek, nk, eitbilimcilerin "yceltme diye
adlandrmaya bayldktan o sre, bu mfrezedekilerde ok fazla gelimi
bulunuyordu. Tm etkinliklerini, izleyicilerin ortasnda yapmak du
rumunda olan stma mfrezesindekiler bile Eros'un oklarndan ko
runmu durumdaydlar, nk, ne denli umursamaz ve sorumsuz olursa
olsun, hibir Eros, oklann, bu yz gz kmr tozuna bulanm, isten
kararm ocuklara evirmeyi aklndan geirmezdi herhalde.
En byk tehlike, 6- zelin yelerinin banda dolamaktayd.
Bunlar, Topluluun ocuklara salayabildii en yeni, en gzel giysilerini
kuanm olarak izleyicilerin arasnda dolarlard; ardan almalarna
asla gz yummazdm. Hepsi de capcanl, dipdiri, oradan oraya koarlard.
Gs ceplerinden, tertemiz bir koket mendilinin ucu grnrd; salan
her zaman bir klk rnei sergilerdi, hepsi de birer diplomat kadar
nazik, birer di doktoru kadar ilgili ve hizmete hazr olmak zorun
daydlar. Eh, bu durumda, Gonarovka ya da Pirogovka kylerinde, ya
da Volovi iftliinde, bir Paris gzellik salonunda uygulanan yntemlerle
hazrlanan byleyici dii elerin etkisi altnda kalmalan hi de g
olmuyordu.

EROS'UN OKLARI

75

Tiyatromuzun kapsndaki ilk karlama, biletlerin toplanmas ve


konuklarn oturtulmas srasndaki ilikiden pek bir zarar gelmedi. Bu
harikulade oyunlar dzenleyen yetkin kiiler, heyecan verici szleri,
ekmk alanda gsterdikleri mucizelerle kzlara byleyici grndler,
Myleyici ve eriilemeyecek denli uzak. yle ki, ky Romeo'lan bile
ayn hayranl duyduklarndan, kskanlk nbetlerine tutulmadlar.
Ama bir oyun daha sergilendi, derken bir daha, bir daha... Ve dnya
kanlal beri var olan yk, yaanmaya baland.
Pirogovka'dan Paraska ya da Volovi iftliinden Marusya, pembe
yanaklarn, prltl gzlerin, koyu ya da kumral kalarn ve de prl prl
yepyeni, modaya uygun bir basma giysinin, kulaklara talyan trkleri
gibi gelen ve kzlarn ocuksu dudaklarndan dklen tad Ukrayna
Asannn, Gorkililerin sahneler dzenleme becerisinden ya da ya
muklan byk tekniklerden ok daha gl olduunu kefettiler. Gn
geldi, ocuklar, oyunlardan sonra u itenlikten uzak dileklerini dile
getirmeye baladlar:
"Anton Semyonovi, Pirogovkadan gelen kzlan geirebilir miyim,
yalnz gitmeye korkuyorlar."
Byle bir tmce, bizde pek rastlanmayan bir yalanlar yumandan
baka bir ey deildi, nk dilekte bulunan da, ben de, kimsenin bir
eyden korkmadm, kimsenin de evine gtrlmesine gerek olmadn
ve "kzlar" biiminde ifade edilen oul-isimde, byk bir abartma
bulunduunu biliyorduk. Ayrca, buna izin gerekmezdi. ekingen bir
izleyiciyi gerek grlen durumlarda evine brakmak izine bal
deildi.
Bu nedenlerle hem izin veriyor, hem de eitbilimci yanmda beliren
ve beni rahatsz eden bir duyguyu, yanl yaptm duygusunu bastrmaya
abalyordum. Bilindii zere, Eitbilim, ak dorudan doruya yok
sayar. Bu "duygularn" yalnzca, eitim yntemlerinin baanszlkla
sonuland durumlarda ortaya ktn kabul eder. Her zaman ve her
yerde, tm halklarn eitbilimcileri, ak horgrm, ondan nefret
etmilerdir. Bir Genlik Kolu toplantsn ya da bir genel toplanty
karan, kitabn aalayc bir tavrla frlatp atan, bir Topluluun,
bilinli etkin bir yesinde bulunmas gereken nitelikleri bir kenara iten
bir ocuk, eitbilimsel, siyasal ya da ahlksal alardan benden ok ok

76

YAAM YOLU

aalarda bulunan yaratklardan bir Marusya ya da bir Nataadan baka kimsenin yetkesini tanmayp inatlk ettiinde ben de
honutsuz bir titizlik gsteriyordum geri, ama ben, sorunlar enine
boyuna dnmekten yanaydm, hemen parlayp, titizliimin hakl
nedenlere dayandn kantlamaya kalkmyordum. Topluluktaki
retmenler, ve hele Halk Eitim Bakanlnda alanlar, benden ok
daha katyd, Eros'un hi beklenmedik ziyaretleri onlar byk lde
fkelendiriyor, bu kk, kanatl tanrnn tasarlarn altst etmesi,
ilerine burnunu sokmas, nasl karanacam bilmedikleri oklarn
saplamas onlar adeta sinirlendiriyordu.
"Buna kesinlikle kar konulmaldr."
Yaplan tartmalar her zaman iin yararl oluyordu, nk, durumu
aydnlatyor, u noktaya kesinlik getiriyorlard: nsan kendi saduyusuyla
ve yaamn saduyusuyla hareket etmeliydi. D kurmann bir yaran
yoktu. Zengin olsaydk, oculan evlendirir, evre nfusumuzu evli
genlerle oaltrdm. Bunda ne zarar olabilirdi ki? Ama o gnler daha
ok uzaklardayd. Olsun! Yoksulluklarla dolu bir yaamda da her eyin
aresi bulunurdu. Ak yaralannn aresini, eitbilim snrlan iinde
aramaya kalkmyor, eitbilimi bu ie kantrmyordum, zaten bu tr
servenler iyiniyet ve itenlik snrlama amyordu. Bir yaknlama
annda, Opriko bana Marusya'nm resmini gsteriyordu rnein, biz
dnedururken, onun oktan uygulamaya getiinin, iini yoluna
koyduunun bir kantyd bu resim.
Resim, tek bana pek bir ey anlatmyordu. Ablak, yayvan burunlu
bu surat bana bakyor, imgelemimdeki ortalama Marusya tipine hibir
yenilik katmyordu. Ama resmin arkasnda, ocuksu bir elin tuttuu
kalemin, zene bezene yazd u szler okunuyordu: "Sevgili Dimitri'ye,
Marusya Lukaenko'dan. Resmine bak, beni anmsa!
Dimitri Opriko, kendini sandalyenin zerine atm, kendinden
gemi bir halde oturuyordu. Dpedz periand ocukcaz. Bir za
manlar yakkl olan grnmnden birka lgn iz kalmt ancak;
grkemli peremi bile ortada yoktu, salan gzelce ve dzgnce yana
taranmt. Eskiden hibir eyi karmayan, evresine zek kvlcmlan
saan, her an glmeye hazr pnl pnl kahverengi gzleri imdi uysal,
durgun ve donuktu; yazgsna boyun emi insanlann aresizlii oku
nuyordu bu gzlerde.

EROS'UN OKLARI

77

"Ne yapmay dnyorsun?" dedim.


Opriko glmsedi.
"Siz yardm etmezseniz hibir ey yapamam. Babasna bir ey
sOylemedik daha. Marusya korkuyor. Ama babas benden holanyor,
yani genel anlamda.
yi yleyse. Bakalm gnler ne getirecek!"
Oprikonun ii rahatlamt; sevgilisinin resmini zenle koynuna
yerletirdi ve gitti.
obotun durumu ok daha acklyd. obot, ask suratl, inat bir
ocuktu, bakaca bir zellii yoktu. Toplulua gelir gelmez, baklarn
da ie kart byk bir kavgaya neden olmu, ama o gnden sonra
disipline uymu, Topluluun dzenini bozmamt. Ancak, her zaman
bir izleyici olarak kalm, yaammzn hzl, hareketli gidiine ayak
oydurmaya, etkinliklere katlmaya yanamamt. Anlatmsz, renksiz
bir yz vard. Gzleri, fkeli anlarnda bile bo bo bakard. Okula,
zorunlu olduu iin geliyordu; okumay retene dek akla karay
semitik. Ancak, bu ocuun konuma biiminden holanrdm, az ama
Oe konuuldu ve szlerinde, byk ve sade bir doruluk kendini gsterirdi.
Genlik Koluna kabul edilen ilk ocuklardan biriydi. Kovaln ona degin
tans kesindi:
"Bu ocuk hibir zaman kalabalk nnde konuma yapamaz,
konuma gereken almalarda hi ie yaramaz, ama eline bir makinal
w r, ldrsen geri alamazsn!"
obotun Nataa Petrenkoya deli gibi k olduunu herkes biliyordu.
Naiaa, Moussi Karpovi'in evinde kalyordu; Karpovi onu yeenim
diye tantyordu ama aslnda dpedz bir rgatt. Moussi Karpovi ti
yatroya gelmesine izin veriyordu, ancak kzn st ba ok ktyd:
Yllar nce bir bakasnn eskittii, stne uymayan bir eteklik,
pabuluktan km pabular, modas gemi, koyu renkli bir ceketle
gelirdi oyunlara. Baka bir giysi grmedik zerinde. Bu giysiler, Nataa'y
acnas bir bostan korkuluuna dndryor, ancak yznn ekiciliini
bsbtn ortaya karyordu. Delik deik, lekeli, rengi kak bir rtnn
ortasnda duran ey sanki bir kzn yz deil, esiz bir masumluk, bir
saflk rneiydi; bu yzde, ocuksu bir gven glmserdi her an. Nataa
hibir zaman surat asmaz, fkesini, dargnln, kuku ya da zntsn

78

YAAM YOLU H

yznde belli etmezdi. O tm itenliiyle dinlerdi yalnzca; gr siyah


kirpiklerini belli belirsiz titretirerek ya da biri azck arpk olan kk
gzel dilerini gstererek tm benliiyle glerdi.
Nataa Toplulua hep birka kzla birlikte gelirdi; bu cvl cvl,
grltl kalabaln ortasnda, sade, ocuksu saknganl ve dingin
neesiyle dikkati ekerdi.
obot, onun bu gelilerini hi karmaz, hemen yanna giderdi;
suratn asar, k pozlarnda bir sraya, kzn yanma otururdu. Onun
bu hareketi, ya da orada bulunuu, kzn zerinde hibir etki uyan
drmazd: ne yz kzanr, ne de yrek atlarnn hzlandn belirten
bir iaret gze arpard. Bu ocuun, obotu sevdiine inanamazdm,
ama ocuklarn hepsi de yanldm sylyorlard.
"Kim? Nataa m? obot iin bir an bile dnmeden cann
verir!"
Aslnda o sralar, ak servenlerine ayracak vaktimiz yoktu.
Gnein, gnde on sekiz saat parldayaca, zerimize yapaca yllk
saldrlar balataca gnler yaknd. ere de, gnee yknyormu
gibi zerimize dalar kadar i yyordu; bize fleyip pflemekten,
burnumuzdan soluyup azmz amamaktan baka yapacak ey
kalmyordu, onun bu ekim tasarsna geen gz, bir genel toplantda
byk bir heves ve istekle evet diyen bizdik nk, mrn krn etmeye
hakkmz yoktu. Alman karara gre, ere, alt yllk nadaslama dizgesi
uygulayacakt, ancak bu i gereklikte kt zerinde grndnden
ok daha karmakt. ere, hemen hemen hi tahl ekmedi. Yedi hektar
kadar k buday tarlas, ayrca, Topluluumuzun ok uzak bir kesinde,
avdar ve yulaf ekili kck bir tarla vard; bir de, yapaca deneyler
iin biraz yer ayrmt; buraya daha nce ad hi duyulmam bir avdar
tr ekti; sylediine gre kyller bu tahln ne olduunu anlayabilmek
iin gnlerce kafa patlatacaklar, avdar olduuna da inanmayacaklard.
imdilik aran kyller deil, bizdik. eit eit patatesler, pancarlar,
kavunlar, lahanalar ve binbir eit baklagil fkrd topraktan, bu trleri
birbirinden ayrmak ok g geldi bize dorusu. ocuklar, ere'nin,
tarlalarda kar-devrimi yaydn sylyorlard.
"Krallar, arlar, kralieler ekmi her yana!" diyorlard.

EROS'UN OKLARI

79

Yalan deildi. ere tm topraklan dmdz snr izgileri ve itinle


birbirinden ayrm, her alann bana birer tabela dikmiti; bu ta
belalarda o tarlada neyin ne kadar ekildii yazlyd. ocuklar, belki
de ekinleri ineklerden korumakla grevli olanlar, bir sabah, ere'ninkinin yanna kendi tabelalann dikmiler. ere bunu grnce Ko
mutanlar Kurulunun ivedi olarak toplanmasn istedi ve daha nce hi
grmediimiz bir eyi yapt: bize bard.
"Dpedz samalk bu! Maskaralk! Ben trleri gerek adlanna gre
adlandryorum. Bir tre, 'Endls Kral demisem, buna btn dnyada
bu ad veriliyor demektir, ben kafadan ad uyduramam! Buna dpedz
serserilik derler! General Pancar, Albay Bezelye, Yzba Kavun,
Temen Domates diye tabela dikmek ne demek oluyor!?
Komutanlar glmsedi, sebze ordulanyla nasl savalacan bil
miyorlard nk. Ciddi bir tavrla sordular sonra:
"Bu oyunu oynayan kim? nce krallan diktiler, sonra yzba,
mzba, yok bilmem ne! Daha neler kacak bamza?"
ocuklar, ere'den ne de olsa korkarlard, ama gene de glmse
melerini tutamyorlard. Silanti durumun gergin olduunu sezdi, havay
yumuatmaya davrand.
"Balon syleyeyim, ne demiler neklere yem olacak bir kral tehlikeli
olamaz, brakn kral olarak kalsn. Gerisi bo!"
Kalina vanovi de ere'nin tarafn tutuyordu:
"Neden byle amata kanyorsunuz? Krallara kar savamak,
asalaklarn kafasn uurmak istiyorsunuz, yle mi? zlmeyin, hepinize
birer bak veririz, lesiye kesersiniz."
ocuklar bunun pancarlarn yapraklarn kesmek anlamna geldiini
iyi biliyorlard, bu yzden Kalina vanovi'in szlerine boyun ediler,
daha bir ey demediler. Bylece, tarlalarmzdaki kar-devrim sorunu
zmlenmi oldu; yle ki, ere, byk binann nne iki yz gl fidan
dikip nlerine de "Kar Kraliesi" levhasm yerletirdiinde, tek bir kii
bile azn ap kar kmad. Karabanov yle dedi yalnzca:
"ster Kralie olsun ister yosma, gzel koksun da..."
Bizi en ok uratran pancard. Dorusunu sylemek gerekirse,
insana lanet okutan trden bir sebzeydi bu, ekmesi ok kolay, ama
bakm ok gt; pancar insan deli eder denilse, inanmak gerekirdi.

80

YAAM YOLU H

Daha topraktan ban karp da baygn baygn szlmeye balar


balamaz zararl otlarn ayklamak gerekiyordu. Birinci ayklama,
gerek bir trajediydi. Pancar fidelerim zararl otlardan ayrmak byk
bir uzmanlk isterdi. ere bu i iin bykleri ve kdemlileri seerdi.
"Nee? pancarn otunu mu yolacakmz? Zamannda yeterince ot
yolmadk m yani? Biz sramz savdk!"
Birinci ot yolmadan sonra kincisi gelirdi. Herkes lahana ve be
zelyeleri dnmeye balyor, saman yapma vakti yaklayor, derken,
al sana! ere pazar gn istek bildirimine unlar yazyor: "Pancar
tarlasnda ot yolmak iin krk kii."
Kurul sekreteri Vernev, bildirimi okuyor ve yumruunu masann
zerine indiriyor!
"Bu da ne? Gene pancar otu mu yolunacak? Bu Allahn belas i
ne vakit bitecek! Belki yanllkla eski bir bildirimi veriyorsunuzdur,
ha?
ere, soukkanlln korumaktadr. "Yeni bir bildirim," diyor. "Krk
kii ve, ltfen byklerden rica ediyorum."
Bu konu grlrken yaknmzda bir kk yazlk tutmu olan
Maria Kondratyevna da toplantdayd, ocuklarn kar koymas zerine
"sizi gidi," der gibi glmsedi, yanaklarndaki gamzeler de tatl tatl
glyordu.
"Amma da tembelsiniz yani ocuklar! Ama Bor orbasnda pancar
yemek hounuza gidiyordur kukusuz!
Semyon ban edi sonra onun yzne bakt, ve tane tane,
szcklerin zerine vura vura yantlad onu:
"Bu Allahn belas pancarlar ineklere verilecek bir, kincisi siz de
gelip bizimle ot yolsanza? Siz bizimle bir gn sabahtan akama dek
almay baarrsanz, sz veriyorum, bir zel mfreze oluturup bu
Allahn belas otlar yolduracam!"
Maria Kondratyevna bana bakarak glmsedi, gene aresiz kalmt,
bayla ocuklar gstererek:
"Gryor musunuz?" dedi.
Maria Kondratyevna izindeydi, bu yzden gndzleri de Toplulukta
grlebiliyordu. Ama Topluluk, gndzleri skc olur, ocuklar kir pas,
toz toprak iindedirler, gneten kavrulmulardr, yalnzca akamlar

EROS UN OKLARI

81

yemee gelirler. apalarn Kudlati'nin oraya attklar gibi birer


Budyonni svarisi gibi atlarlar dik yamatan aa. Koarken ksa
pantolonlar zmektedirler bir yandan. Kzgn gvdelerini Kolomak'a
atmalaryla rman canlanmas, banlarla, kahkahalarla dolmas
bir olur. Oyunlar m istersiniz, birbirine akalar yapmak m, cakalar
satmak m, hepsi vardr o saatte Kolomak'ta. Kzlar, kydaki allklarn
ardndan seslenir:
"Haydi, yeter, gidin artk! Heey, ocuklar! Beyler! Sra bizde!"
O
gnk nbeti, kyda dnceli dnceli volta atmaktadr.
ocuklar daha soumam olan ksa pantolanlann slak bacaklarna
geirirler. Omuzlarnda yaam dolu su damlacklar parldamaktadr.
Masalarn evresinde, eski bahedeki emenin banda toplarlar.
Maria Kondratyevna burada onlar beklemektedir.
Maria Kondratyevna Toplulukta teni beyaz kalm, salar gneten
almam tek insanoluydu. Bu da onu, olaanst bakml, son derece
gzel gsteriyordu, yle ki, Kalina vanovi bile bu konuda bir iki sz
sSylemekten kendini alamad.
"Gzel bir kadn, biliyor musun, burada ziyan oluyor, Anton
Semyonovi! Ona o kadar da kuramsal adan bakmamalsn! O seni
bir insan gzyle gryor, sense ona hi ilgi gstermiyorsun; mujik gibi
davranyorsun yani.

Ayp, ayp! dedim Kalina vanovie. Bir bu eksikti, Toplulukta


bir de ak srevenleri mi yaayacaktk yani."
Kalina vanovi piposunu yakmaya koyuldu, o ihtiyar kaba sesiyle,
"Haydi oradan!" dedi bana. "Bu szlerime mim koy, sonunda avucunu
yalayacaksn!"
Maria Kondratyevna'nm sahip olduu niteliklerin kuramsal ve
klgsal zmlemelerine ayracak vaktim yoktu, belki de gene ayn
edenle, kzcaz beni durmadan aya aryor, bense srarla "ay
hi sevmem, kusura bakma, krk yl imesen aklma gelmez," deyince
baya darlyordu.
Bir gn yemekten sonra, ocuklarn hepsi de ilerine gitti, masada
yalnzca Maria Kondratyevna'yla ikimiz kaldk. Bana dosta yle
dedi:
"Bana bak, Diyojen Semyonovi! Bu akam bana gelmezsen son
derece kaba bir yaratk olduuna karar vereceim.

82

YAAM YOLU H

Ne, gene ay m yapacaksn?


Hayr efendim, dondurma sunacam sana, dondurma, anladn
m? ay deil! zel olarak senin iin yaptm o dondurmay, tamam
m?"
aresiz "Olur, dedim. "Saat kata geleyim dondurma yemeye?
Sekizde.
Ama saat sekiz buukta komutanlarn gnlk raporlarn alyorum.
Ahh, eitbilim yolunda ehit olacak bu adam! Peki yleyse do
kuzda gel!"
Ama saat dokuzda, raporlardan sonra odamda oturmu, dondurma
yemeye gideceime, bundan nce tra olmaya vakit kalmadna yanar
dururken Mitka Jeveli koarak odama dald:
"Anton Semyonovi, abuk gelin!
Ne oldu?
ocuklar obot'la Nataa'y getirmiler. Hani o bykbaba,
Moussi Kapovi var ya..
Nerdeler?
Orda, bahede."
Kotum, baheye ktm. Leylak aalarnn evreledii bir kede,
bir srann zerinde, korkudan sesi tutulmu olan Nataa oturuyordu.
Kzlar ve kadnlar evresini sarmt. Olanlar, leylakln baka
kelerinde kmeler oluturmular, harl hani konuuyor, tartyorlard.
Karabanov'un sesi hepsininkini bastryordu:
"yi olmu! Keke ldrseydi domuzu!"
Zadorov, tir tir titremekte olan gzleri yal obot'u yattrmaya
abalyordu.
"Haydi, sus, sus artk! Bak, ite Anton geldi, o ileri halleder im
di."
Birbirlerinin szn kese kese bana u yky anlattlar:
Moussi Karpovi, tlbentleri kurutmay unuttu diye, ya da baka bir
nedenle Nataa'y cezalandrmaya kalkm, ve iki kam indirmi;
ncy vurmaya kalmadan obot ieri girmi. obot'un tam olarak
ne yaptn anlamak gt, obot susuyordu. Konu-komu ve bizim
ocuklardan birka kii, Moussi'nin bann duyarak komular ve de

EROS'UN OKLARI

83

ad geen eli kaml adamn yz gz kan iinde, per perian bir keye
yd olduunu grmler. Moussi Kapovi'in ocuklandan biri de ayn
dorumdaym. obot odann ortasnda duruyor ve Karabanov'un szleriyle,
kpek gibi hrlyormu. Nataa, daha sonra bir komunun evinde butanmu.
Btn bunlar, bizim ocuklarla iftiler arasnda baz grmelerin
yaplmasna yol amt. Bu grmeler srasnda, yumruklara ve daha
baka savunma yollama bavurulduunu gsteren iaretler de vard,
ancak ocuklar bundan hi sz etmiyor, masum pozlarnda, yalnzca
fitierine deni yaptklarm sylyorlard.
"Biz bir ey yapmadk... Yalnzca... Olaydan sonra... Ne derler,
yarallara ilk yardm yaptk. Karabanov, Nataa'ya dedi ki, Haydi,
Toplulua gel Nataa, korkma, Toplulukta iyi insanlarla karlaacaksn,
haydi, zlme, biz bu sorunu zeriz.' dedi."
Bu olaya ad karanlar odama ardm.
Nataa gzlerini iri iri am, evresine baknyor, daha nce hi
grmedii bu dnyay inceliyordu, baklar ciddiydi; kokusunun izleri,
imdi yalnzca dudaklarnn belli belirsiz kmltlarnda ve yananda
giderek souyan bir damla gzyanda grlebilirdi.
"imdi ne olacak?" dedi Karabanov ateli ateli. "Bu ii zmlemek
gerek!
zelim yleyse! dedim.
Onlar evlendirelim! diye nerdi Burun.
Hele durun bakalm, evlendiririz, dedim. Bunun iin daha erken.
u anda yaplacak i deil evlendirmek. Nataa'y Toplulua almaya
hakkmz var, deil mi. Buna kar kan var m? Susun, tamam,
barmayn bakalm! Yerimiz var. Kolya, yarnki i datmnda onu
beinci mfrezeye yaz.
Pekl" diye haykrd Kolya.
Nataa, partal bartsn birden frlatp att, gzleri rzgrda
ykselen alevler gibi parlyordu. Bana doru kotu, neeyle gld, bir
insann byle glebilmesi iin ocuk olmas gerekirdi.
"Sahi mi, gerek mi? Toplulua ha? Ahh, saol Amca!"
ocuklar, duygularm kahkahalarla bastrdlar. Karabanov ayayla
yere vurdu.

84

YAAM YOLU H

"te bu kadar! Tamam ite... ok basit! Toplulua alrsn, olur biter!


Gelsin biri bizim Topluluktan birine bir fiske dokunsun bakalm!"
Kzlar Nataa'y sevinle yatakhaneye gtrdler. ocuklar daha biraz
gevezelik ettiler. Karmda oturan obot, bana teekkr etmeye
abalyordu.
"Dmde grsem inanmazdm! Savunmasz bir insan koruduunuz
iin size teekkr ederim! Evlenmeye gelince, kamyoruz ya!"
Olay gecenin ge saatlerine dek tarttk. ocuklar daha nce
yaanm, benzer olaylar anlattlar. Silanti kendi grlerini aklad,
kzlar, Nataa'y Topluluk giysileri iinde grmem iin bana getirdiler.
Bir gelin gibi deil, tatl, kk bir gen kz gibi giyinmiti. Son olarak
Kalina vanovi geldi ve akamn olaylarn u szlerle zetledi:
"i bytmenin anlam yok! Bir insann ban kesmedinse, yayor
demektir; haydi, iler yolunda. Gel gezelim, kendi gzlerinle gr! Bu
Kulaklar Musa gibi adamlar, hepsi kuzu kesilmi u anda, tabutlarnda
yatarken bile bu kadar sessiz olamazlar."
Kalina vanovi'le birlikte dolamaya ktmzda saat geceyansn
geiyordu. Kmltsz, lk gece, Kalina vanovi'in szcklerini can
kulayla dinliyor sanlrd. Asker gibi sra olmaya oldum olas baylan
kavak aalan, gslerini iirmi, dimdik duruyor, kendi dncelerine
dalm bir halde Topluluumuzu bekliyorlard. evrelerindeki
deiiklikler karsnda akna dnmlerdi belki de. Balangta Trepke
ailesini korumak iin dikilmilerdi, imdiyse, Maksim Gorki Topluluunu
korumalan bekleniyordu.
Maria Kondratyevna'nn kk evi, kavaklann arasndan, karank
gzleriyle dorudan bize bakyordu. Anszn pencerelerinden biri sessizce
ald, biri dan atlad. Bize doru yrmeye balad ama sonra bir an
durdu, aalarn arasna dald. Kalina vanovi, 1918 Mirgorod boalt
masn anlatrken birden durdu ve heyecansz bir sesle bana unlan
syledi:
"Karabanov'du bu, asalak! Grdn m, o iini biliyor, yalnzca kuramla
uramyor senin gibi. Hani senin okumuluun? te, avucunu ya
larsn!"

TAZE G

85

TAZE G

Moussi Karpovi'in Toplulua geldiini grnce, ocuklarn, kafasn


diledikleri biime sokma konusunda gsterdikleri zgr tutumla ilgili
grmeler yapmaya kalkacan, ve de yerleri yerinden oynatacan
sandk. Szn ettiimiz kafa, sarlp sarmalanm bulunuyordu, zerinde
yara bant yapmadk alan kalmamt ve Moussi Karpovi, eski Karpovi
gibi deil de, can ekien bir kuu gibi konumaktayd. Ancak konuma
konusu bambakayd. Son derece barl bir havayla, yaptna piman
olmu iyi bir Hristiyan gibi, bizi ok tedirgin eden bir konuya girdi.
"Kz iin geldiimi sanmayn! Yook, bambaka bir ey konuacam
sizinle. Tanr korusun, sizinle tartr mym hi; hem, neden
tartacakmm ki? Ne iin? Her ey olacana varr... Ben asl deirmen
iin geldim. Ky Sovyetinden iyi neriler getirdim size."
Koval kalarn kafasna doru dikti, Moussi Karpovie bakt.
"Deirmen mi?
Evet, neden olmasn! Siz deirmeni kiralamak istiyorsunuz, deil
mi? Yani unu demek istiyorum, Ky Sovyeti de bir bavuru yapt.
nerimiz u: Siz de en azndan Ky Sovyeti kadar yetkeye sahip bir
kurulusunuz. Siz de bir Sovyet yetkilisisiniz. Birimiz bir tarafta, birimiz
kar tarafta olamayz, birbirimize kar olmamamz gerekir."
Koval, alayl bir tavrla, "anlyorum," gibilerden "Haaa!" diye
haykrd.
Bylece barm olduk. Koval'la teki ocuklar, diplomatik mas
kelerini kuanmaya, beyaz kravatlarn takmaya raz ettim, Luka Semyonovile Moussi Karpovi de, yaamlarm tehlikeye atmadan Toplulua
girip kmaya baladlar.
O
zamanlar Toplulukta herkes, at alma iine kafasn takmt. O nl
ve de gl atlarmz gze grlr lde yalanmaktayd, Kzl'da bile
sakal kmaya balamt. Komutanlar Kurulu, Kerata'ya "e yaramaz"
raporu vermi, emekliye ayrmt. Ona Toplulukta bir yer ve geri kalan
gnleri boyunca gnde bir n arpa verilecekti, yalnz ve yalnz benim
iznimle arabaya koulabilidi. ene de Haydut'tan, Mariden ve Frtna'dan
yakmyordu boyuna.
"yi iftlikte iyi at bulunur," derdi. "Atlar ie yaramyorsa, o iftlik
be para etmez."

86

YAAM YOLU H

Atlarmzn hepsine de uayla delicesine k olan ve Kzl' hibirisine


deimeyen Anton Bratenko bile, ere'nin etkisiyle, bahemizde her
an belirivermesi olas bir bilinmedik ata tapmaya balamt. ere, Kalina
vanovi, Bratenko ve ben, hibir panayr karmaz olduk. Binlerce at
elden geirdik ama bir tanesini bile beenip alamadk. Bulduumuz atlar,
ya bizimkilerden hrl olmuyor, ya sahipleri ok para istiyor, ya da baz
durumlarda, ere dndan ok salkl grnen bir atn zenle gizlenmi
bir sakatl ya da hastal olduunu anlyordu. Dorusunu sylemek
gerekirse, panayrlarda iyi at bulunmuyordu. Sava ve devrim en iyilerini
alp gtrmt, cins at yetitiren yeni haralar da henz varlk ka
zanmamt. Anton panayrdan eli bo dndnde hrsndan kprrd.
"Nasl olur? Bu dnyada at yok mu? nsan doru drst bir at almak
isteyemez mi? apkalarmz elimize alp bujuvalann karsnda boy
numuzu mu bkeceiz iyi bir at almak iin?
Kalina vanovi, eski bir svari olarak at sorunuyla yakndan il
gilenmeye baylrd. Bir keresinde ere bile bo bulunup onun szlerine
kand. Bir gn, bir yn at uzmannn ortasnda yle dedi Kalina
vanovi:
"O Luka'yla Moussi asala iftliklerdeki mujiklerde iyi atlar var diyor.
Bunlan panayra gtrmyorlarm, korkularndan yani.
Yok efendim, dedi ere. Doru drst bir at yok onlarda.
Grdklerimiz gibi hepsi. ok gemez haralarda cins atlar yetitirmeye
balayacaklar, ama daha vakit var.
Siz beni dinleyin, diye steledi Kalina vanovi. Luka bilir, o
orospu ocuu her yeri avucunun ii gibi biliyor, nerde ne var, ona so
racaksn. yle byle diyoruz ama, iyi atlan bu kk iftliklerde deil
de nerde bulacaz? Bu iftiler kurnaz olur, iini bilirler! El altndan at
yetitirir asalaklar! Neden, nk elinden alnacak diye korkar pis domuz!
Ama biz ayaklanna gidersek verirler belki."
in ideolojik yann bir kenara atarak ben de sorunla ilgilenmeye
baladm.
"Haftaya pazara gider bakarz, dedim. Belki de bir eyler buluruz.
Eh, iyi ya, dedi ere. At falan almasak da gezmi oluruz. Bu kk
iftilerin ne rnler yetitirdiini grrm hem.

TAZE G

87

Pazar gn adarmz faytona kotuk ve kyleri birletiren toprak


yollar zerinde yava yava ilerlemeye baladk. Gonarovkay geride
inaktk, Harkov karayolundan karya getik ve kumlu topraklar zerinde
ykselen bir am ormannda yava yava ilerledik, sonunda, daha nce
U grmediimiz bir "uzak lkeye vardk.
Yksek bir yamacn tepesindeydik. Esiz bir manzarayla kar
karyaydk. nmzde usuz bucaksz bir vadi uzanmakta, ufukla
birlemekteydi, zerinden koca bir silindir gemiti sanki, ylesine
przsz, ylesine dmdzd. Deiik grnmler yoktu burada ama
aal gzel olan bu tekdzelikti. Vadiye msr ekilmiti. eit eit renklerin
dalgaland bir deniz oluturuyordu msrlar, altn sars, yeilimsi san,
koyu san, arada rdek yeili akdan tarlalan ya da kocaman bir gamze
gibi grnen, karabuday ekilmi bir alan. te bu altn sars zemin
zerinde neredeyse aklalmaz bir dzenlilikte, bek bek kar beyaz ev
kmeleri yerletirilmiti; evleriyse o ekin denizinden aadaym gibi
grnen belli bir biimden yoksun baheler evreliyordu. Her ev
knmesinin kendine ait iki st aac, kavak ya da am aac, uydurma
koriculuk kulbesiyle kavun-karpuz bostan vard. Btn bu grnm
essiz bir uyum sergiliyordu, dnyann en usta ressam gelse, bu tabloda
yanl vurulmu bir fra darbesi bulamazd.
Bu resim, Kalina vanovi'in de ok houna gitti.
"Bak u Kulaklar nasl yayor! Bunlar ii iyi biliyorlar!"
ere de isteksiz isteksiz "evet," demek zorunda kald.
"Gel urdakine urayalm bakalm," diye nerdi Kalina vanovi.
Anton, ayrn ortasnda alm bir dar yola srd atlan ve kenevir
kabuuyla birbirine balanm ince uzun st aacndan oluan ilkel
bir bahe kapsnn nnde durdu. Bir arabann altndan uyuz klkl boz
bir kpek kt, bir yandan gerinirken bir yandan da tembel tembel bize
havlad. Evin efendisi grnd, dank sakalnda duran bir eyi sil
keliyordu eliyle; asker giysisine benzeyen niformama byk bir aknlk
ve ayn zamanda merakla bakyordu.
"yi gnler beyim! dedi Kalina vanovi neeyle. Kiliseden yeni gelmi
alacaksnz?

Ben pek kiliseye gitmem," diye yantlad onu evin sahibi; sesi,
hnn bekisininki kadar tembel ve bouktu. "Arada kanm gider
yalnzca Siz nereden geliyorsunuz acaba?

88

YAAM YOLU H

Bizimki i ziyareti. Gzel bir satlk atnz varm, doru mu?"


Adamn gzleri bir anda hepimizin zerinde dolat. Kzl'la Mari'nin
birbirine hi de uymayan bir ift oluturmas kukularn giderdi bir
lde.
"Bilmem ki... yi at ne gezer bende. Geri bir atm var, yanda.
Belki iinize yarar?"
Ahra gitti, ta teki ucundan yanda bir ksrak kard. yi bes
lenmi, dipdiri bir att bu.
"Hi koum taklmad buna, deil mi diye sordu ere.
Biz buna pek koum takmadk, bir yere gitmedik, ama arabaya
koulsa drtnala gider. yi koar yani, bu kadarn syleyebilirim!
Yok, bu yaramaz, dedi ere. Bize gre ok gen. Biz ie komak
iin at istiyoruz.
Evet, bunun ya kk, dedi atn sahibi. Ama iyi baklrsa abuk
byr. Bu kadarn syleyebilirim! yldr bakyorum ben ona. ok
da iyi bakmmdr. Kendi gzlerinizle de gryorsunuz, ha?"
Ksrak gerekten de iyi haklmt; teni tertemiz, prl pnld, yelesi
taranmt, sahibinden ok daha bakml ve yakklyd kukusuz.
"Byle bir ksraa ne kadar istiyorsunuz acaba?
Alc olursanz, size altm altna brakrm, yabanc deilsiniz."
Anton'un dnceli gzleri bir st aacnn tepesinde dudu bir sre,
sonra altm altnn ne ettiini ancak anlam olsa gerek, bir "Hii!"
ekti.
"Ka para? Alt yz ruble mi?
Evet, alt yz, dedi mal sahibi. Alt ruble der gibi doald sesi.
"Bu gbre ynna alt yz ruble ha!" diye bard Anton. Kendini
tutamamt.
"Gbre yn sensin!" dedi adam. "Sen ne anlarsn attan! nce bir
dene hayvan da ondan sonra konu!"
Kalina vanovi havay yumuatmak iin, "bu hayvana da gbre
denmez dorusu," dedi. "yi bir ksrak, ancak bizim iimize yaramaz."
ere hi sesini karmad, glmsemekle yetindi. Hepimiz faytona
dndk, yrdk gittik. Boz kpek bir kez daha sayglarn sundu bize,
ksaca havlad, ama sahibi bahe kapsn kapatrken ban kaldrp
yzmze bile bakmad.

TAZEG

89

On, on iki iftlik gezdik. Hemen hanen hepsinde de bir at vard satlk,
ama hibirini almadk.
Eve dndmzde akam kmek zereydi. Tarlalarn unutmu
grnen ere, yolda derin dncelere dalmt. Anton, hncn Kzldan
alyor, onu kamlayp duruyor, bir yandan da syleniyordu:
"ldrdn m be? mrnde ot grmedin mi? Eve gidelim, ben sana
gsteririm!"
Kalina vanovi, fkeli gzlerini yolun kenarnda byyen pelin
otlarna daldrm, yol boyunca kendi kendine konumu durmutu:
"Ne biim insan bunlar, anlayamadm! Asalaklar! Kalkm ayana
gelmiler, eh, senin atn almamlar, ama olsun, insan en azndan insan
gibi davranr be! Hani senin konukseverliin, domuz! Domuz olu domuz!
Ulan Asalak, gzn kr deil, bu adamlarn sabahtan beri dolatn
gryorsun, bir lokma bir ey ver de yesinler ulan, bir kak orba da
m yok evinde, iki tane patates de mi yok... Hh! Adama bak! Sakalm
taramaya vakti yok, hi byle ey grdnz m? Sen kalk, beygir klkl
bir ata alt yz ruble para iste! Ata kendi elleriyle bakm! Vay canna
be! Sen kim, ata bakmak kim, grdn m ka tane iisi vard he
rifin?"
Grmtm. st ba perian birka kii aknlktan azlarn birer
kar am, bu olaand olay, kasaballarn geliini izlemek zere ahrn
ve domuzluun nne kmltsz birer ta yn gibi sralanmlard.
Bunca saygdeer insann bir bahede toplanm olmas bir mucizeydi
onlara gre. Bu sar ve dilsiz gibi duran iilerden biri bazen ahrdan
bir at karyor, dizginlerini utanga utanga efendisine uzatyor, ya da
hatta, atn aka baldrlarn eliyle okuyordu, bildik bir yarata, bir tana
kar duyduu sevgi ve sevecenlii anlatma isteini doyuruyordu bylece
belki.
Kalina vanovi sonunda sustu, piposunu, yutarcasna ekmeye ko
yuldu. Ancak Topluluun kapsndan gireken bu sessizliini bozdu, nee
iinde bard:
"Bizi alktan ldrd kahrolas asalaklar!"
Luka Semyonovi'le Moussi Karpovi Toplulua gelmilerdi. Luka,
yaptmz seferin baarszlkla sonulandn grnce ard kald.
"Olamaz!" dedi. "Anton Semyonovi'le Kalina vanovi'i bu ie ben

90

YAAM YOLU H

soktuuma gre, bir aresine bakacaz. Siz hi merak etmeyin Kalina


vanovi! Sinirlerinizi harap ediyorsunuz, salnza bundan byk
ktlk edemezsiniz! Hi sinirlenmeyin. Keyfinize bakn. Gelecek hafta
ikimiz gider dolarz, Anton Semyonovi'i gtrmeyelim, nk ey...
Nasl derler, onda bir Bolevik grnm var! Kulaklar rktyor!"
Ertesi pazar Kalina vanovile Luka Semyonovi, Luka'nm arabasyla
iftlikleri gezmek zere yola koyuldu. Bu at arama iine aresiz bir
umursamazlk gsteren Bratenko, Kalinay uurlarken alayl alayh
takld ona:
"Yanna ekmek almay unutma, yoksa alktan lrsn!"
Luka Semyonovi, o grkemli kzl sakalm yerine yerletirir gibi bir
hareketle okad, ilemeli bayramlk gmleinin zerine indirdi, krmz
dudaklar glmsemeye hazr gibilerden kvrlp bklyordu.
"Bunu nasl sylersiniz yolda Bratenko! Ziyarete gidiyoruz,
yanmza ekmek alr myz hi? Bugn bor verecekler bize, koyun eti,
hatta belki biri bir ie bir eyler bile sunar."
Bu szleri ilgiyle dinleyen Kalina vanovi'e gz etti, ve dizginleri
eline ald. Gepgeni gsl, besili atlar, arabann oklar altnda ayaklarn
neeyle kmldattlar ve koca arabay harekete geirdiler.
Akam zeri, toplulukta bulunan herkes, artc bir grnm, ut
kuyla dnen Kalina vanovii incelemek zere yangna koarcasna
heyecanl yreklerle toplatlar. Luka Semyonovi'in at arabann arkasna
balanmt. Oklar arasnda ok gzel, iri bakla kn bir ksrak duruyordu.
Kalina vanovi de, Luka Semyonovi de, at sahiplerinin kendilerine
gsterdii konukseverliin izlerini aka tamaktaydlar. Kalina vanovi
nerdeyse yerinden kmldayamayacak haldeydi, ama ocuklarn bu durumu
fark etmemesi iin elinden geleni yapt. Karabanov, arabadan inmesine
yardm etti.
"Demek sizi baya arladlar?
Elbette arladlar! Bak ne gzel bir hayvan aldk, grdn m!"
Kalina vanovi ksran sarsn okad. Gerekten de gzel bir
hayvand. n ayaklan glyd, iri yapl, Herkl gsl, kaslan kat,
salam bir att. ere bile uzun uzun incelemelere, atn altna yatmalara
karn hibir kusur bulamad. Bu incelemeyi yaparken arada bir sevecen
bir sesle:

TAZE G

91

"Ayan ver yavrum, ver ayan bakaym!" diyordu.


ocuklar da bu alveriten honuttular. Burun, gzlerini ciddi ciddi
ksarak ksran evresinde dolat, sonra dncesini aklad:
"Sonunda bu Toplulua adyla sanyla at diyebileceimiz bir hayvan
geldi yani!"
Karabanov da at beenmiti.
"Evet, bu at bize hayli i yapar," dedi. "Be yz rubleye deer. Bunun
gibi on, on iki atmz olsayd her gn baklava brek yerdik."
Bratenko, sevgi dolu bir ilgiyle karlad hayvan, evresinde dolat,
azm aprdatarak zevkten utuunu anlatmaya alt; hayvann o bitip
tkenmez dingin gc, uysal, gven verici doas karsnda sevinli bir
aknlk duyuyordu. Bratenko'nun nnde yeni ufuklar almt imdi.
ereye aslmaya balad:
"imdi bize iyi bir baba gerek. Kendimize damzlk at yetitirebiliriz
artk, ne demek istediimi anlyorsunuz, deil mi?"
ere onun ne demek istediini ok iyi biliyordu elbet. afak'a (atn
ad afak't) yle bir bakt, bir kez daha lt biti, sonra dileri arasndan
u szleri fsldad:
"Bir damzlk arayacam. Bir yere mim koymutum... Hele bir
buday kaldralm, gideceim."
Bu aylarda sabahn erken saatlerinden gn batmna dek, ere'nin
byk bir titizlikle dedii prl pnl, dmdz raylar zerinde tek bir
yrek halinde dzenli atlarla ileyen bir tren gibi almaktadr ocuklar.
Kimisi byk, kimisi kk, kimisi yalnzca byklerden, kimisi de
zellikle kklerden oluan, apa, trpan, trmk ya da yalnzca iki el
leriyle silahlanm zel mfrezeler bir ekspres tren gibi dzenli olarak
tarlalara gidip gelmektedirler. Hepsi de neeyle glmekte, birbirlerine
taklmakta, akalamaktadrlar. Sonsuz bir zgvene sahiptir hepsi, neyin,
nerede ve nasl yaplacan ok iyi bilmektedirler. Yardmc
Tanmbilimcimiz Olya Voronova'nn arada bir tarlalardan dnd,
brodaki marapadan birka yudum su ierken, nbeti renciye u
szleri yetitirdii grlr:
"Beinci zele yardmc gnder.
Hayrola?
Balyalamay bitiremeyecekler. Korkun scak var!

92

YAAM YOLU n

Ka kii istiyorsun?
Be falan. Bota hi kz var m?
Yalnz bir kii."
Olya dudaklarn kolunun yenine silerek bir yerlere yitmitir. Nbeti
elinde defteriyle armut aacnn altna yollanr; burada, sabahn erken
saatlerinden beri bir yedek zel mfreze komutan beklemektedir. Nbeti
komutann ardnda ksa admlarla nbeti borazanc yrmektedir. Bir
dakika sonra ksa bir borazan sesi duyulacak, yedekleri i bana
aracaktr. allklarn altndan, rmaktan, yatak odalarndan Mayan
kkler bir anda paldr kldr kouacak, armut aacnn altnda
toplaacaklar, bir dakika soira da be kiilik bir kme hzl admlarla
buday tarlasna yollanacaktr...
Bu arada o krk ocuu almtk. Topluluk yeleri, bir pazar gn
sabahtan akama dek onlarla uratlar, ocuklar ykadlar, giydirdiler
ve ilgili mfrezelere atadlar. Mfreze saysn artrmadk, on bir
mfrezenin on birini de Kzl Saraya gndermi, her birinde belli sayda
ak brakmtk. Bu aklan yenilerle kapattk, bylece yenilerin zgib
yelerin saflanna katlmalarna, onlarla iyice kaynamalarna olanak
salam oluyorduk. Yeniler, daha doru drst uygun adm
yryemiyor ve Karabanov'un deyiiyle, "emekliyor"du ama birer GorkiTi
olmann bilincine varm ve bundan byk gurur duymaya balam
bulunuyorlard.
Yenilerin hepsi de kkt; en bykleri, ancak on , on drt
yalanhdayd. Aralarnda, ok tatl suratlar, hele 6anyodan kp prl pnl
yeni saten ortunu giyince pembe yanaklanyla pek sevimli olan ufaklklar
vard. Salan daha doru drst kesilmi deildi, ama Belukhin bu konuda
iyi eyler sylyordu:
"Salann kendileri kestiler bugn... Unutmayn ki analanndan berber
domad bunlar. Akama berberimiz gelecek, hepsini de bir eye ben
zetecek."
'Taze gler", ilk bir iki gn Toplulukta dolarken srekli bir aknlk
hali yaadlar, bir yn yeni izlenimler edindiler. Domuzluu gezdiler,
surat bir kar ciddi duran Stupitsin'e akn akn baktlar.
Anton, ilke olarak bu yenilerle uramaya yanamyordu.

TAZE G

93

"Burda ne iiniz var bakaym? Sizin yeriniz yemekhane, haydi,


mar!
Neden peki yemekhane?
Siz baka ne ie yararsnz? Kocaman bir yemek yeme makinasndan baka bir ey deilsiniz nk.
Yaa, ama ben alacam!
Sizin nasl altnz biliyorum! Banza en az iki adam dikmek
gerek! Yalan m?
Ama komutan br gn ie balayacamz syledi. O zaman
grrsn nasl alyoruz!
Hh! Grrmm! Greceim bir ey yok, biliyorum nk. 'Ah,
terledim! Vah, susadm! Ay babacm! Vay anacm!' deyip du
racaksnz!"
Kkler utanga utanga glmsediler bu sze.
"Neden anamz aracakmz, hi de deil!"
Bununla birlikte, Anton Bratenko, daha ilk gnn akam kklerin
ouyla dost olmu, kendine zg bir yntemle birka at-sever bile semi
bulunuyordu. Hem de ne at-sever, ne alkan ocuklard bunlar bilseniz!
te, koca bir su bidonu tarlaya giden yolda adeta yuvarlanmakta, bidonun
zerine bir yeni Gorki'li tnemi, Frtma'nn dizginlerine aslm koturan
Petya Zadorojni bu; ahr kapsndan gelen nlemler eliinde gidiyor.
"At hzl srme diyorum! O fyla yangna gidiyor deilsin, duydun
mu!"
Yeniler, bir gn sonra zel mfrezelere katlp almaya ko
yulacaklardr. Balangta mrn krn edecek, almadklar bu ar ve
dzenli i karsnda yaknmaya kalkacaklardr belki, ama u patates
tarlasnda alan eskilerin sralarn bozmadan tkr tkr ilerlediklerini
grnce, onlara yknmeye, onlardan aa kalmamak iin aba
gstermeye balayacaklardr. ki yeniye bir sra verildiini, te yanda
eskilerin her birine birer sra dtn anlamalar iin bir saat gemesi
gerekir. Yz gz terden srlsklam olmu bir yeni, yamndakine sk
sk u soruyu sorar:
"Daha ok var m dersin?"
Ekin kalkm, harman dvme hazrl balamt. Herkes gibi kir

94

YAAM YOLU H

pas iinde, ve de terden srlsklam olan ee, dvlecek ekin ynlarn


yle bir gzden geirdikten sonra:
"br gn harman dvmeye balarz," dedi. "Yarn da at almaya
gideriz."
Semyon, yan gzle Bratenko'ya bakt, "Sizinle ben geleyim, dedi.
yi, git, dedi Anton. yi bir damzlk m bari?
Fena deil, diye yantlyordu onu ere.
Sovhoz'dan m aldn?
Evet, Sovhoz'dan.
Kaa?
yz.
Fena deil.
Hu...
Demek bir Sovyet at," dedi Kalina vanovi. Dnd, harman
makinasna bakarak, "O kaldrcy ne yle havalara dikiyorsun? diye
ekledi.
Sovyet at ya, diye yantlad onu ere. Yksek deil, saman ok
hafiftir."
Pazar gn herkes dinlendi, ykand, rmaa girdi, sandallarda dolat
ve yenilerle ilgilendiler. Akam zeriyse, "aristokrasi," her zaman olduu
gibi, ana binann nndeki sundurmada topland, "kar kralielerinin gzel
kokusunu ilerine ekerek, saygmn gerektirdii bir uzaklkta sessizce
duran yenileri etkileyen ykler anlatmaya koyuldu.
Anszn, deirmenin bulunduu keden, nce bir toz bulutu, sonra
da bulutun iinde bir ad belirdi; atlnn at, nne kan eski bir kazandan
rkerek aha kalkt, sonra drtnala komaya balad. Semyon, altn sars
grkemli bir atn zerinde bize doru uuyordu. Birden sustuk, so
luklannz kesildi. Bugne dek, byle bir grnm ancak fotoraflarda,
masal kitaplarndaki renkli resimlerde ve Gogol'n Korkun 'nde
grmtk. At, Semyon'u, rahat, gl, uyumlu admlarla, tatl, masals
bir hava iinde uuruyor, gr, grkemli kuyruunu gururla sallyordu;
altls prltlar yanstan yelesi, rzgrda dalgalanmaktayd. Hayvan, yle
hzl gidiyordu ki, aknlktan ilemez hale gelen akllarmzla, atn
grlmedik gzellikteki zelliklerini, insana dilini yutturan o esiz
izgilerini semeye yetiemiyorduk: Gururlu ve argan bir tavrla

TAZE G

95

dndrd o gl boyun, ylesine cmert, geni admlarla yaldaan


ince uzun bacaklar her atta bulunan trden deildi.
Semyon at nm2de durdurdu, hayvann gzel, kk kafasn
gsne doru ekti. Atn kmr karas, gen ve istekli gz, alev alev
yanan yuvasnda dnd ve zaten baylmakta olan Anton Bratenko'nun
yreine sapland. Anton ellerini kulaklarnn zerine kapad, kesik kesik
soludu; birden ii titredi.
"Bu bizim mi? Bizim mi yani? u at? Bizim, ha?
Semyon, gururla, "Bizim," dedi.
Anton bu kez, "n ulan o attan aa! diye bard Karabanov'a. "Orda
sonsuza dek oturacan m sanyorsun? Yetmez mi bindiin? Bak
hayvancaz nasl terletmisin! Bu senin Kulak beygirlerine benzemez,
anladn m!"
Anton buyruunu fkeli baklarla yineleyerek dizginlere yapt.
Semyon eyerden atlad.
"Tamam, pekl ahbap, dedi. "Anlyorum. Bu dnyada byle bir
at yaamsa, ancak Napolyon'a ksmet olmutur."
Anton, bir rzgr gibi eyerin zerine utu, atn boynunu tatl tatl
okad. Sonra birden utanarak ban yana evirdi, gzlerini kolunun
yenine sildi.
ocuklar glmsediler. Kalna vanovi de glmsedi, grtlan
temizledi, gene glmsedi.
"Doru doru dosdoru," dedi. "Esiz bir at. Hatta unu da
syleyeyim, bize layk olmayacak denli gzel. Hayvan perian ederiz.

Kim edecek?" diye atld Anton birden. Kalina'ya saldracakm


gibi eilmiti. Sonra ocuklara dnd:
"Hepinizi gebertirim!" diye grledi. "Ona dokunan olursa, gebertirim!
Elime koca bir demir alr, kafanza indiririm!"
Birden doruldu, at dndrd; hayvan, kck admlarla, kmta knta
yryerek onu ahra gtrd, eyerine sonunda kendisine layk, gerek
bir valye oturtmu gibi seviniyordu sanki.
Ata "apkn adn verdik.

96

YAAM YOLU H

DOKUZUNCU VE ONUNCU MFREZELER

Temmuzun balarnda, deirmeni yllna kiralayp bir szleme


imzaladk. Ylda bin ruble verecektik. Ortamz falan yoktu, deirmen,
tmyle bizim hizmetimizde olacakt.
Ky Sovyetiyle aramzdaki diplomatik ilikiler bir kez daha bozulmu
bulunuyordu. Zaten, Ky Sovyetinin gnleri de saylyd. Deirmenin
ele geirilmesi, kendi Genlik Kolumuzun bir utkusuydu.
Topluluumuz, gze grnr biimde zenginleiyor, doru drst,
iyi dzenlenmi, dizgeli bir kurulu grnm alyordu, dorusu buna
biz bile ayorduk nerdeyse.
Daha ksa bir sre nce bir ift at satn almak btemize ar bir yk
bindirirken, yazn ortasnda ok sayda cins inek, bir koyun srs ve
yeni eyalar edinme olana bulmutuk.
Btemize hemen hemen hi yk olmayan ere bile, yeni bir inek
ahrnn yaplmasn istedi, ve biz gzmz ap kapayncaya dek
bahenin bir yamnda, gzel, salam bir yeni bina beliriverdi. Ahrn
nnde ere'nin daha nce dzenledii iek yataklar bulunuyordu, bu
durum, ahrn pislik ve koku demek olduu grn rtyordu. Yeni
ahrda, be tane Simmenthal inek duruyordu u anda. te yanda, bizim
buzalardan biri hepimizi, hatta ere'yi bile hayretlere drerek birden
koca bir boaya dnmt. Olaanst izgileriyle gzlerimizi
kamatran bu hayvana Sezar ad verildi.
ere, Sezar'n cins inek olduunu gsterecek belgeyi almakta byk
glklerle karlat; ama hayvann bir Simmenthal olduunu gsteren
kantlar ylesine apak ortadayd ki, sonunda hayvana bir kimlik kart
verildi. aplan da belgelilerdendi, iftliimizin bir baka belgeli yesi
de Vasili vanovi'ti. Birka zaman nce bir deney iftliinden Toplulua
getirdiim bu safkan ngiliz domuzu tam iki yz elli kilo geliyordu;
kendisine, Trepke ailesinin en byk olunun ansna bu ad verilmiti.
Btn bu sekin yabanclardan oluan ekirdekle, soyu sopu belli bir
sr yetitirmemiz kolaylayordu.
Stupitsin'in komutanlndaki onuncu mfrezenin etkinlik alan
domuzluk ok nemli bir kurulu haline gelmiti, verim ve soyun
katkszl asndan deney ifiinden sonra geliyordu.

DOKUZUNCU VE ONUNCU MFREZELER

97

On drt kiiden oluan onuncu mfreze, her zaman iin rnek bir
alma sergiliyordu. Toplulukta domuzluktan yana hi kimsenin kck
bir kaygs bile yoktu. Orada iler yolundayd kukusuz. Briketten yaplma
gzel bir Trepke yaps olan domuzluk, bahemizin ortasnda duruyor,
Topluluumuzun merkezini oluturuyordu. yle prl prl, yle gsterili
bir binayd ki bu, konumunun, Gorki Topluluunun saygnlna halel
getirecei kimsenin akimdan gemiyordu.
Domuzlua girme yetkisine sahip kiilerin says azd, ancak yeniler
gezme amacyla ieri alnrd. Genel olarak domuzlua girmek iin ere
ya da benim imzam tayan bir belge gerekliydi. Bu yzden, onuncu
mfrezenin almalar, Topluluk yelerinin ve kyllerin gznde ok
gizemli saylr, bu gizlerle yalandan tanmaksa zel bir onur olarak kabul
edilirdi.
"Bekleme Odas" denilen yere girmek, kolay saylrd; nk bunun
iin yalnzca Onuncu mfrezenin komutan olan Stupitsinin iznini almak
yetiyordu. Burada, sata hazr domuz yavrulan barnmaktayd. Bir de,
iftletirmek zere dii domuzlarn getiren kyller burada kabul edi
lirdi.
iftletirme bedeli olarak ruble alnrd. Stupitsin'in yardmcs
ve kasadar olan Ovarenko bu rubleleri alr, karlnda birer makbuz
verirdi. Bekleme odasndaki domuz yavrularysa belli bir fiyat zerinden,
kiloyla satlrd. Kyller, domuzlan kiloyla satmann ok sama
olduunu, byle bir eyin ne duyulduunu ne de grldn sylemi,
bizi caydrmaya abalamlard ama biz karanmz uyguluyorduk.
reme mevsiminde, bekleme odas her gn tklm tklm olurdu; nk
ere, her batndan, en fazla yedi domuzu en bykleri ve ilk
doanlan tutar, gerisini domuz-severlere datrd. Stupitsin, anasmn
kamndan yeni km yavrulan alanlara hemen orackta ne yapacaklarn
anlatr, lastik emzikle nasl besleyeceklerini, verecekleri ste ne oranda
su katacaklarn, yavruyu nasl ykayacaklann ve ne vakit kat yiyecek
vermeye balayacaklarm sylerdi. Meme yavrulan, Yoksul Kyller
Birliinden kt getirene verilirdi yalnzca; ere, domuzlarn ne zaman
douracam ok nceden kestirdiinden, domuzluun kapsnda ge
nellikle bir liskte asl durur, bu listede u yurttan ne zaman, bu yurttan
ne gn gelip yavrusunu alabilecei belirtilirdi.

98

YAAM YOLU n

Bu domuz yavrusu datma ii nmzn tm blgeye yaylmasna


yol at; ksa bir sre iinde pek ok kyl dost edinmi olduk. Tm evre
kylerde iyi cins ngiliz domuzlan yetimekteydi; bunlar tr retmeye
pek elverili deildi belki, ama hzla etlenip budanan trden, grkemli
dii ve erkek domuzlard.
Domuzluun bundan sonraki blmnn ad "yuva"yd. Buras gerek
bir laboratuard; her bireyin gelecei ile ilgili karan vermek zere ok
ince ve sk gzlemler yaplrd burada. ere'nin elinde her zaman iin
birka yz yavru bulunurdu, bunlann says baharda atard. ocuklar,
bu yetenekli genlerin ounu bir bakta tanr, gsterdikleri gelimeleri
byk bir dikkat ve ilgiyle izlerlerdi. Gelecei parlak olanlan ben bile,
Kalina vanovi, komutanlar Kurulu bile ve de elbet ocuklarn byk
bir ounluu hemen tanyordu. rnein Vasili vanovi'le Matilda'nn
olu daha doduu gn helkesin ilgisini zerine toplad. Bir Hekl olarak
domutu ve bu domuz ve daha ilk gnden "cins domuz" nitelik ve
zelliklerini gstermeye balad; bu hayvan, babasnn izinde yryecekti
kukusuz. Nitekim umutlanmz boa karmad, ksa bir sre sonra
atasnn yannda bir zel yere alnd ve Trepke'lerin kk olunun adn
alarak Pyotr Vasilyevi olarak ktmze ilendi.
Daha arkada yemlikler blm bulunuyordu. Bir burjuva rahatlk ve
mutluluunun hkm srd bu yeme-ime alannda her ey yazlp
iziliyor, byk bir titizlikle tart ve arlk cetvelleri tutuluyordu. Buraya
gelenler arasnda, stten kesilmi olmalan nedeniyle herhangi bir felsefesel kuku beslediklerini ele veren ya da daha da ileri giderek deiik
felsefesel grlerini seslerle dile getiren olursa, bir ay kadar saman
deinde sessizce yatacak, kendisine aynlan yemi gzel gzel sin
dirmekten baka bir ey yapmayacaktr. Bunlann yaamyksnde, son
olarak zorunlu beslenmeye geirildikleri yazlacak, gn gelip de Kalina
vanovi'in yetkesine ve de Silanti'nin ellerine teslim edilmeleriyle
dosyalan kapanacaktr. Silanti, eski bahenin yanndaki kumlu bayrn
banda, bu bireyi kck bir felsefesel gre yer vermeden pirzolaya
ve ete dntrecek, kilerdeyse, Alyoka Volkov, Topluluun besin
maddeleri arama katlacak yeni ya koymak zere bir tahta f
hazrlamaya balayacaktr.
Domuzluun son blm, dii domuzlarn bulunduu ve reme

DOKUZUNCU VE ONUNCU MFREZELER

99

penilerinin yapld yerdi; ancak buraya yalnzca ok yksek ve nemli


kipler girebilirdi; bu yzden, bu kutsal tapman tm gizlerini ben de
hibir zaman renemedim.
Domuzluk, bize iyi gelir salyordu. ylesi ksa bir sre iinde bu
denli verimli bir iletme haline gelebileceimiz aklmzdan gememiti.
ere'nin, en ince ayrntlar bile belli bir dzenin snrlan iinde
gerekletirdii ekim ileri, bize korkun hayvan yemi pancar, kabak,
da, patates salyordu. Koca bir gz boyunca bu yem ynlarn kapal
; tir yere ymaya urayorduk.
!
Deirmenin kiralanmas da nmzde geni ufuklar at. tme
; i a e ti olarak aldmz paradan baka (15 kiloluk tahl drt rubleye
i tyorduk), hayvanlarmz iin ok deerli bir yem olan kepei
I alyorduk deirmen sayesinde.
Deirmen, bir baka konuda da nemli rol oynamt: evre ky
| halkyla olan ilikilerimizi deitirmi, kyller karsndaki konumumuz
i ok byk ve geni kapsaml bir politika uygulamamz gerekli hale
getirmiti. Deirmen, Topluluun Dileri Bakanlyd. Kyllerin
| damadan deien durumlarnn oluturduu o karmak aa taklmadan
l kack bir hareket yapmamz bile olanakszd. Her kyde bir Yoksul
KOyller Birlii vard, ou da etkin ve disiplinli rgtlerdi; orta halli
kyller vard bir de, bunlar bezelye tanesi gibi yusyuvarlak, tostoparlak,
cfi sk adamlard; ve tpk bezelyeler gibi, birer birer kendi ayn ve de
M hcrelerine kapanmlard. Kyller arasnda bir de "patronlar"
yani Kulaklar vard; bunlar kendi kalelerine ekilmi, yalnzca
onmuyor, suratlarn her zaman bir kan sarktyor, yreklerindeki kin
; e an anlan nedeniyle huysuz ve yabanl davranyorlard.
Deirmeni iletmeye baladmzda daha ilk gnden, kolektiflerle
i yapmak istediimizi, onlara ncelik tanyacamz akladk. Bu
; kflmelerin gelip nceden yazlmalarn istedik. Yoksul kyller iin bu
; lir kolektifleri oluturmak bir sorun olmad, deirmene tam saatinde
geliyor, temsilcilerinin dediklerini olduu gibi yapyor, hesaplarn
frimcak ve kavgasz grltsz gryor, deirmenin almasn hi
aksatmyorlard. "Patronlar" da ister istemez kk kmeler oluturdular;
' vad e bunlann kolektifi, aralannda ok sk ilikiler bulunan, ortak kar
ve kan balanyla birbirlerine kenetlenmi kiilerden oluuyordu. Azlan

100

YAAM YOLU n

skyd, rgtleri konusunda kimseye bir aklama yapmyor, gizlerini


ele vermiyorlard; kimin, neden ve nasl rgte katld, kimin kim olduu
pek anlalmazd.
Orta halli kyllerden oluan kmelere gelince... Bunlar deirmene
geldiinde, ocuklarn ileri gleirdi. Orta halliler kolektifleri, hibir
zaman topluca gelmez, btn gn gelip gelip giderlerdi. Bira temsilcileri
vard onlarn da, ama temsilci nce kendi tahln teslim eder, bunu da
kendisine doal olarak tannan bir ayrcalk olarak grr, sonra da ununu
ald gibi evine yollanr, yaplan bu hakszln yarm yamalak bilincinde
olan, daha dorusu ne olduunu pek anlamayan kukulu ve tedirgin bir
kalabal ocuklarn bana brakrd. Yola kmay bahane bilip kahvalt
yerine birka tek ev votkas eken mterilerimiz, baz yerel anla
mazlklar annda giderme eilimi gsterirlerdi; bunun sonucu olarak da
yemek saatine varmadan, uzun tartmalar ve bizimkileri bir hayli yoran
bir iki sille tokattan sonra, mterilerimizin ou, mterilikten kar,
birer hasta olarak Ekaterino Grigoryevnann salk odasnda kabul
edilirlerdi. Deirmende alan dokuzuncu mfrezenin komutan Osadi,
ister istemez oluturuluveren hastaneye gider, Ekaterina Grigoryevnaya
atard:
"Neden yarasn saracakmsnz? yileecek mi sanki? Bunlar mujik,
ne mal olduklarn bilmiyor musunuz! Bunlar byle iyiletirmeye kal
karsak birbirlerinin grtlan keserler. Siz mujikleri bize brakn, gzelce
iyiletirelim! Deirmende olup biteni grseniz onlara byle iyi dav
ranmazsnz zaten!"
Burada kimsenin hakkn yememek, doruyu sylemek gerek: Do
kuzuncu mfreze de, deirmenin yneticisi olan Denis Kudlati de kav
gaclarn nasl iyiletirileceini ve bu dzensiz kyllerin nasl adam
edileceini ok iyi bilmekteydiler ve zamanla bu alanda byk ne
kavutular, yntemlerinin amazl konusunda kimsenin kck bir
kukusu kalmad.
ocuklar, yemek saatine dek deirmenin tahl sand zerinde ve
kudurgan bir svgler denizinin ortasnda, votka kokulan iinde sessiz
sakin dururlar, sallanan kollan, birinden birine frlatlan tahl uvallarm,
akla gelmeyecek ilgisiz hesaplamalar ve dedelerden kalma anlarla kark
sonsuz sra hesaplamalanm sabrla izler ve dinlerlerdi. ocuklann tm

DOKUZUNCU VE ONUNCU MFREZELER

101

bunlara artk dayanas kalmadnda Osadi deirmenin kapsn kilitler,


ist istemez bask nlemlerine bavururdu. Dokuzuncu mfrezenin
flyeleri, en akrkeyif ve en svgc olanlardan drt kiiyi yle bir
kucaklar, koltuk altlarndan tuttuu gibi Kolomak kysna indirirlerdi.
ocuklar, kurbanlaryla gerek birer doktor, hastabakc ya da grevli
havalarnda tatl tad konuur, onlar hastasn ameliyata gtren bir doktor
gibi ok ac ekmeyeceklerine inandrmaya alarak byk bin incelik
ve zenle yerlerine yani yere yerletirir, zerlerine kova kova su
boaltmaya balarlard. Kurbanlar balangta ne olup bittiini pek an
layamaz, deirmende tartmakta olduklar konuya dner, inatla ken
dilerini savunurlard. Osadi, gne yan bacaklarn iki yana am,
elleri ksa pantolonunun ceplerinde, bir heykel gibi dikilir, hastasnn
szlerini cankulayla dinler, tm hareketlerini souk boz gzleriyle
izlerdi.
" 'pi' daha dedi, kova daha verin." ini grmekte olan Lapot,
nce istei karlayacam bildirmek zere yerlere dek eilir, sonra gerek
bir doktormu gibi hastasnn yzne byk bir zntyle bakar, rmaa
eilerek istenilen miktar salard.
Hasta sonunda durumu kavrar, gzlerini ovuturur, bam iki yana
sallayarak bitkin bitkin kar koyard:
"Size bu hakk kim veriyor ulan oros..."
Osadi olgun bir doktor gibi dingin bir tavrla buyruunu verirdi:
"Bir doz daha!
Bir doz H20 daha," diye yinelerdi Lapot tatl tatl, sonra bir kova
soyu alr, son derece deerli bir ilacn son damlasym gibi byk bir
zenle hastann bana boca ederdi. Hastann ekmedii kalmayan slak
gsne doru eilir, o szmona sevecen ilgiyle u buyruklar ve
rirdi:
"Soluunu tut... Derin bir soluk al... gene tut..."
Nerden geldiini iyice arm olan hasta, Lapot'un buyruklarna birer
birer uyar, gkn karmadan gsn iirir, hareketsiz durur, sonra
soluunu verir, ksrrd... zleyiciler bu grnmden bsbtn
holanrken Lapot dorulur, rahatlam bir yzle ciddi ciddi kafasn
sallard:
"Durumu fena deil, nabz 370, vcut scakl 15.

102

YAAM YOLU n

Lapot, byle durumlarda ciddi bir surat taknmay iyi becerirdi,


dolaysyla btn bu ilemleri son derece bilimsel havalarda uyguluyordu.
Ancak rman kysnda ellerinde bo kovalarla duranlar, kendilerini
tutamyorlard. Yamacn bandaki kyller kalabal da glmekten
kendilerini alamazlard. Lapot bu kalabala yaklar, byk bir incelik
ve ciddilik taknarak:
"Sra kimde? diye sorard. "Su tedavisi sras kimde?
Kyller, Lapot'un azndan ne inci dklecek diye sabrszlkla
bekler, her bir szcn byk bir hayranlkla dinler, o daha szn
bitirmeden kahkahaya boulurlard.
"Profesr Yolda," derdi Lapot Osadi'ye, "Baka hasta yok."
Bunun zerine Osadi, "iyilemeye balayanlar kurumaya brakn,"
buyruunu verirdi.
Dokuzuncu mfreze hemen atlr, imdi artk gerekten kendine
gelmeye balayan hastalan otlann zerine yatrr, gnein altnda bir
srtst bir yzkoyun evirmeye koyulurlard.
"Brak! Kendim dnerim!" diye terslerdi biri snta snta. Sesi artk
iyice ayk ve canlyd. "imdi gayet iyiyim."
Lapot, ancak bu szler zerine tatl tatl ve itenlikle gler, sonra u
aklamay yapard:
"Bu hasta iyilemitir, taburcu edin!"
Kimisi de inad elden brakmaz, direnmeye kalkar, hatta eski
yntemleri olan svmeye bile bavururdu. "Cehennemin dibi..." Ama
Osadi hemen szlerini keser, kovay gsterir, bu kendini yitirmileri
ayltrd. Bunun zerine "Ah, n'olur yapma! Azmdan kat... Svmek
alkanlk haline gelmi bende, kt bir niyetim yok!" diye yakanrd
hasta.
Lapot bylelerini durumlan daha arm gibi daha da byk zeni
muayene ederdi. Bu arada ocuklarla izleyici kyllerin kahkahalannn
bini bir parayd, ancak, Lapot'un azndan dklen bir inci tanesini
karmamak iin arada bir ses kesilirdi.
"Demek alkanlk, vah vah. Ne zaman balad peki?

Benimle nasl alay edersin!" diye atlacak olur ama hemen sinerd
ne yapacan arm ve de belki utancndan kpkrmz kesilmi olan

DOKUZUNCU VE ONUNCU MFREZELER

;
\

103

hasla. Sinerdi, nk rman kysnda hazr bekleyen dokuzuncu mfreze


yeleri ellerindeki kovalan brakm deillerdi.
"Yaknda m diyorsunuz? Hmm... Annenizde babanzda da var myd
peki bu svme hastal?"
Hasta, aptal aptal glmser, "Vard tabii, derdi.
Peki ya dedenizde?
Dedemde de vard.
Ya amcanz, onda da var myd?
Eh, vard ya.
Ninenizde?
Elbette... Hay Allah! Ninemde yoktu belki..."
Hastann ninesinin salkl olduunu duyan izleyiciler ve de Lapot,
buna sevindiklerini belli ederlerdi.
Lapot, stnden bandan sular damlayan hastay kucaklayarak, onu
avutma grevini yerine getirirdi.
"Geer, geer! Siz beni dinleyin! Sk sk gelin. Tedavi creti
almyoruz, ekinmeyin."
Hasta, dostlanyla dmanlaryla birlikte kahkahalarla glmeye
balamtr artk. Osadi, deirmenin kapsn aar Lapot, deirmene
doru giderken bir ey unutmu gibi dner, ciddi ciddi unlan syler:
"Dilerseniz, evinize de geliriz. Bu da bedava Ancak iki hafta
ncesinden gn almanz, ve profesre bir araba gndermeniz gerekir.
Kovalarla su da sizden elbet. Babanzla ananz iyiletiririm is
terseniz."
Kalabalktan biri glmesini bir an iin tutmay baararak, "Onun
annesinde yok o hastalktan," der rnein.
Lapot iyilemi ama daha kurumam olan hastaya dner, "Doru
mu bu?" diye sorar. "Demin sordum, 'evet, onlar da hasta,' dedin?
A -Aaa! Ben byle bir ey sylemedim!" diyen hastann az
aknlktan bir kar almtr.
Kyllerin keyfine diyecek yoktur.
"Hah-hah-haa! una balan, z anasna iftira ediyor!
Kim iftira ediyor?
Kim olacak, Yavtuk! Hasta olan! Ayy, katlacam glmekten!
nan katlacam! Aah! Gebermeyesice! Ya u delikanlya ne dersin...
bir an olsun glmsemedi. Harika bir doktor!"

104

YAAM YOLU H

Lapot, sava kazanm bir komutan tavnyla deirmene dner, makina


dairesine alma buyruu verilir bundan sonra. Deirmende, daha nceki
durumun tam tersi bir hava esmektedir imdi. Mteriler, Kudlati'nin bir
dediini iki etmemek iin ellerinden geleni yapmakta, hepsi de belki
iinden bile mzldanmadan srasna raz olmakta, inci dktrme ko
nusunda kimsenin kendisiyle yanamayaca Lapotun azndan kan
her szc yutmaktadrlar. Akama varmadan tme tamamlanmtr.
Kyller, ocuklann elini sallaya sallaya skarak arabalanna binerken,
elenceli saatlerinin ansn canlandrrlar:
"Ninesi de hastaym diyor! Ne ocuk yani! Her kyde byle bir
delikanl olsa kimse kiliseye gitmeyi aklndan geirmez.
Merhaba Karpo! Kurudun mu?" diye barmaktadr biri. "Kafan
nasl peki? yi misin? Ninen de iyi mi, ha? Ha-ha-ha!"
akn Karpo, ban ne eer, sakalna baka baka glmser, bu
yandan da uvallann arabasna yerletirmektedir.
Ban sallaya sallaya, "dmde grsem inanmazdm," diye yant
layacaktr dostunu. "Meer hastanelere decekmiim!
Haydi, svsene, korkma! Yoksa unuttun mu bildiklerini?
Yok yok, imdi svmez! Belki Storojevoye'yi geince atlarna bir
svg savurur!
Ha-ha-ha-ha!"
Dokuzuncu mfrezenin su tedavisinin n ok uzaklara dek yayld,
mterilerimiz, zaman zaman bu esiz kuruluu anmsayarak, Lapotla
daha yakndan tanma istei duyuyorlard. Bizimki ciddi ve dosta bir
tavrla elini uzatr, tokalard bu merakllarla.
"Ben bayardmcym. Asl badoktor, profesr orda, Yolda Osadi."
Osadi konuklara souk bir bak bakard. Konuklar Lapot'un plak
omuzuna saygl bir tavrla vurmaktaydlar:
"Yardmc ha? Kyde biri svmeye grsn, ona hemen, Topluluktan
su doktorlanm araym m diyoruz. 'Evlere de geliyorlar,' diyoruz."
Ksa bir sre sonra, deirmende kendi havamz estirmeyi baardk.
Capcanl, neeli, hareketli, dipdiri bir havayd bu. Disiplin, her an iin
hazr bekliyor, ayaklarnn ucuna basa basa ordan oraya dolayor, ar
yasalarn bozmaya yeltenen biri varsa, hemen elini uzatp onu yerli yerine
koyuyordu.

DRDNC ZEL MFREZE

105

Temmuzda yeni Ky Sovyeti seimi istedik. Luka Semyonovile


adcadalan kavgasz grltsz sandalyelerini teslim ettiler. Pavel
Pavlovi Nikolayenko bakanla getirildi ve Topluluk yelerinden Deni
Kudlati, Ky Sovyetine seildi

DRDNC ZEL MFREZE


Temmuz sonunda drdnc zel, elli yesiyle Burun'un denetiminde
almaktayd. Burun, drdnc zelin komutanyd ve Topluluk
yelerinden hibiri bu g, ama ayn zamanda onur verici greve sahip
kmaya kalkmyordu.
Drdnc zel mfreze sabah karanlndan, akam karanlna dek
alrd. ocuklar genellikle, "sinyalsiz" altklarn sylerlerdi, nk
ne toplanmalar iin ne de iin bittiini belirtmek zere bon alnmazd.
Burun'un drdnc zeli u ualar harman yerinde almaktayd.
Drdnc zel, sabah saat drtte kalkar, kahvalt eder, Beyaz Sarayn
ana giriinin karsndaki ieklerin nnde sralanrd. Tm retmenler,
ocuklarn sa tarafnda sra olurlard. Aslnda retmenler, drdnc
zelin iine katlmak zorunda deillerdi. Yalnzca i nbetinde olan iki
retmenin onlarla birlikte gitmesi gerekiyordu. Ancak, Topluluumuzda,
drdnc zelde almamak kendiliinden ayp saymt; bu yzden
kendisine saygs olan hi kimse, burada alma arsna uymazlk
etmezdi, sa tarafta srayla u kiiler dururdu: ere, Kalina vanovi,
Silanti Otena, Oksana, Rakhil, iki amarc kzmz, sekreter Spiridon
ve u sralar izinde olan deirmen makinisti, araba tekeri retmeni Kozir,
Mizyak, kzl sal dalgn bahvanmz, kars gzel Nadenka, Jurbinin
kars ve daha birka kii... Ben bile hepsini tanmyordum.
ocuklardan da pek ok gnll katlrd drdnc zelin saflarna.
Dokuz ve onuncu mfrezelerden o anda bo olanlar, kinci ahr iileri
rfrezesinden, nc inek-bakm mfrezesinden ii olmayan da onlarn
arasna katlrd.
Maria Kondratyevna Bokova'ysa, o saatte kalkmak zahmetine kat
lanmasna, eski bir pamuklu giysiyi srtna takp dar kmasna karn,
gidip sraya girmez, kapnn nnde Burunla ene alard. Maria

106

YAAM YOLU H

Kondratyevna bir hayli zamandr beni aya armyor, dondurma


yatn sylemiyor, ama herkese olduu gibi bana kar da eskisi gibi
nazik davranyordu. Ben de, ona darlm deildim. Darlmak bir yana,
eskisinden daha ok holanyordum ondan. imdi gzleri daha ciddi, daha
sert bakyordu, akalarysa daha hafif, daha tatlyd. Bu zaman iinde
Maria Kondratyevna kk olanlarla ve Topluluun kzlaryla daha
yakndan ilgilenmi, Silanti'yle dst olmu, biraz inat, ya da huysuz
ocuklarmzla iyi anlamaya balamt. Maria Kondratyevna ok narin
bir bayand, ama ben bunlar bir yana brakp, "Maria Kondratyevna, gidip
uaya girsenize, dedim. "Sizi ii saflarnda grmek ok holarna gi
decek ocuklarn."
Maria Kondratyevna, gnein ilk klarna doru glmsedi, gl renkli
parmaklarm birbirine geirdi, gsten gelen bouka bir sesle yantlad
beni:
"Aa, teekkr ederim. Peki ne yapacam ben, buday m
ayklayacam?
Hayr, ona harman dvmek denir, dedi Burun. Ama siz buday
klarn yazarsnz.
Bu ii yapabilecek miyim dersiniz?
Ben size gsteririm.
Bana numaradan, kolay bir i veriyorsunuz, deil mi?"
Burun glmsedi.
"in kolay zoru yoktur. Drdnc zel yemee geldiinde anlatrsnz
bize kolay mym bakalm...
Ahh! Ne gzel. Akamleyin iten sonra yorgun argn yemee
oturmak!.."
Maria Kondratyevna'nn da vuran cokusunu grmtm, glm
sememi gizlemek zere bam yana evirdim. Sa tarafta hemencecik
sraya girmi olan Maria Kondratyevna kim bilir neye n n
glyordu bile ve apkn bir kr tanrs, bir Faun olan Kalina vanovi,
kzn elini tutmu, ona elik ediyordu.
Sekiz trampeti koarak geldi, kk sopalarm gergin derinin zerine
hafif hafif vurmaktaydlar, sa tarafta yerlerini aldlar. Drt borazanc,
ocuksu esnek vcutlarn hafiften sallayarak yaklatlar, hazrola getiler.
ocuklar da toparland, ciddiletiler.

DRDNC ZEL MFREZE

107

"Dikkat! Bayrak treni! Hazrol!" nce plak kollar saf saf havaland,
idama geti. O gnk Topluluk nbetisi olan Nastya Noevnaya en
temiz giysilerini giymi, krmz kolluunu takm, davullarn tmbrts
ve trampetlerin gms selamlan eliinde, ipekten Gorki flamasn sa
fanata getirmekteydi; iki yannda, souk elikleri gnein klarm
yanstan iki sngyle korunmaktayd.
"Drder drder sra ol! leri! Mar!"
Byklerin saflarnda kk bir kanklk olsa gerekti, Maria
Kondratyevna birden bir "ayyy!" ekti, bana kaamak bir bak bakt ama
davullann vuruu herkesin admn birbirine uydurdu. Drdnc zel
ie gitmiti.
Burun koarak mfrezeye yetiti, srayarak admn tekilere uy
durdu, Silanti'nin yapt, ve pek de dzgn olmayan birka kk ynn
yansra uzun bir zamandr tarlay sslemekte olan yksek, dzgn baak
tepesinin bulunduu yne doru yrmeye, ardndakilere nclk etmeye
koyuldu. Bu kk ynlar, avdar, yulaf ve arpa ynlanyd; aralarnda,
kyllerin bile tanyamad, arpa sand o zel avdar da vard. Bunlan
Karabanov, obot ve Fedorenko ymt buraya ve dorusunu sylemek
gerekirse, ocuklar belki ok ter dkm, canlarn karm ama Silanti'yi
geememilerdi.
Bir komu kyden kiraladmz bir motorun banda st ba yal
makinistler, drdnc mfrezeyi beklemekteydiler. Harman makinas
kendimizindi, baharda taksitle almtk ve yaammzdaki herey gibi,
yeniydi.
Bir gn ncesinden her eyi tasarlam olan Burun hemen kmelerini
olutururdu, drdnc zelin deimez komutan oluu bouna deildi.
Flamamz, dvlecek son apa ynnn tepesine dikilirdi.
le yemeine dek buday dvlm olurdu. Harman makinasnn
tepesi en kalabalk ve en neeli blgedir. Burada, altn sansyla boz
karm buday tozuna bulanm kzlar durmaktadr; gzleri l ldr,
aralannda erkeklerin tek temsilcisi olarak Lapot bulunmaktadr. Lapot
yorgunluk nedir bilmez, ne srtm dinlendirdii grlmtr ne de
enesini. En nemli ve en sorumlu grevin yerine getirildii noktada,
Silanti'nin, ayn toza bulanm kabak kafasyla ince byklan seil
mektedir.

108

YAAM YOLU n

u anda Lapot Oksana'yla uramaktadr.


"ocuklar seninle dalga gemi, akadan buday demiler kzm, bu
buday falan deil, bezelye!"
Oksana daha zlmemi bir buday demetini alp Lapot'un kafasna
yerletirdi, ama bu, Lapot'un szlerinin gzel yanksn sndrmedi.
Harman zamann severim. Hele akama doru, harman dvme
bsbtn tadna doyulmaz bir hal alr. Mzik, artk makinann tekdze
vurularna dnmtr, ve kulaklar, bir andan bir ana sonsuzca deien
ama gene de her biri bir ncekinin ayn olan o garip mziksi seslere
almtr. Bu mzik, artk lgnlemi olan ama inatla yenilmeyen,
yorgunlua teslim olmayan alanlarn seslerine yle neeli bir fon
olutjrur ki... Buday desteleri, gizemli bir bynn gereini yerine
getirircesine, bitmek bilmeyen yndan sra sra kalkar, son yolculuklarina
karlar, ocuklarn sevecen elleri, destelere ok ksa bir sre iin deerek
bu son yolculuu hzlandrr, onlan doymak bilmez makinann azna
atar; evreye salan paralarn oluturduu bir kasrga kalr geride ve
o capcanl baaklardan koparlarak havalarda uan buday tanelerinin
iniltileri duyulur. te bu kasrgann ortasnda, saysz buday balyasnn
lm lktan arasnda ocuklar glmekte, birbirleriyle akalamakta,
yorgunluktan ve heyecandan ordan oraya sallanmakta, yorgun dtkleri
iin kendilerini azarlamakta, eilmekte, komakta, ar yklerin altnda
iki bklm yrmekte, buna karn birbirlerine taklmakta ve dingin bir
yaz akamnn insan ferahlatan serinliini duymaya balamaktadrlar.
ocuklar seslerin oluturduu bu senfoniye, tkr tkr ileyen makinalann
tekdze sesine, ve makinann tepesinde duranlarn uyumsuz, dokunakl
seslerine salkl bir insan yorgunluunu dile getiren cokulu, majr
perdeden bir mzik deliyorlard. Aynntlan semek gt, ama harman
meydannn bu bysnden kopmak da ayn lde gt. Bana fotoraf
negatiflerini anmsatan o altn sans boz karm tozlara brnm kiileri
birbirinden ayrmak bile gt. Kzl sals, siyah sals, san sals hep
bir rnek olmutu imdi. u hayaleti andran, sabahn krnden beri elinde
defteriyle iki bklm olmu bu girdabn ortasnda durup duran grntnn
Maria Kondratyevna olduuna inanmak hemen hemen olanakszd;
yanbanda duran iki bklm, kaba grntnn kim olduunu karmak

DRDNC ZEL MFREZE

109

da her yiidin hara deildi. Onun Edvard Nikolayevi olduuna, her


zamanki nazik ve saygl konumasndan anlayabiliyordum ancak.
"Yolda Bokova, ne kadar arpa ayrdk?"
Maria Kondratyevna defterini gnein na doru evirdi.
"Alt yz kilo," diye yantlad onu. O bitkin, titrek soprano sesini
duyunca ona acmadm desem yalan olur.
Lapot'a gre hava hotu, an yorgunluk annda bile bir yolunu bulur
herkesi neelendirirdi o.
Harman alannn drt bir yanndan duyulacak denli yksek sesle
"Galatenko!" diye bard. "Galatenko!"
Otuz kiloluk bir saman ykn, trmn yardmyla banda dengede
tutmaya abalayan Galatenko bir an iin durdu ve samanlann altndan
seslendi:
"Ne istiyorsun?
Gel buraya bir dakika... Bir ey syleyeceim!"
Galatenko, Lapot'a kar neredeyse dinsel bir ballk duyard. Akll
olduundan, neeli ve akac olduundan ve kendisine sevgi
gsterdiinden severdi onu; Galatenko'yu deerlendiren, onu anlayan
ve bize, bu ocuun aslnda hi de tembel olmadn gsteren tek kii
Lapot-du.
Galatenko, bandaki yk motorun nne brakt ve harman makinasma doru kotu. Trmna yasland, bu evrensel curcuna ve
grltnn lasnda bir an olsun dinlenme bahanesi bulduuna iin iin
sevindii belliydi; bylece Lapotla konumaya koyuldu:
"Beni niye ardn?"
Lapot, yukardan aa doru eilerek, "Bak ne diyeceim," dedi.
Orada bulunanlar, elenceli bir eyler dinleyeceklerini bildiklerinden
kulak kesildiler.
"Eee, syle!
Bizim yatak odasna git
Eee?
Orda, benim eyin altnda...
Neyin altnda?
Yastn altnda dedim...

110

YAAM YOLU n

yi, ne var orda?


Yastmn altnda ey var...
Anladk, yastnn altnda ama ne?
Bir ift yedek el.
Eee, ne yapaym onlar? diye sordu bu kez Galatenko.
Onlan abucak buraya getir," dedi Lapot; kendi ellerini evire evire
gstererek, "bunlarda i yok artk," diye ekledi. Herkes kahkahadan
knlyordu.
"Haa, tamam," dedi Galatenko.
Herkesin Lapot'un szlerine, ve belki de kendisine gldn
sanyordu. Aptalca ya da sama bir sz sylememeye zen gstermiti,
ve baarl olduuna da inanyordu, nk yalnzca Lapot konumutu.
Ama kahkahalar artmaktayd, harman makinas bota alyordu, Burun
ocuklan azarlamaya balad.
"Ne oluyor? Neden almyorsunuz? Bunlar hep senin bann altndan
kyor Galatenko!
A-aa! Ben ne yaptm..."
Lapot, yorgunluktan lmek zere pozlarnda, son derece ciddi bir sesle,
Burun'a kar duyduu dosta gvenle gz etmeye gerek grmeden du
rumu aklayacakt imdi, bu yzden herkes susmutu:
"Bu eller artk ie yaramyor," dedi Burun'a. "Nolur izin ver de Ga
latenko gitsin benim yedekleri getirsin."
Burun hemen durumu kavrad ve sesini yumuatarak, Galatenko'ya
izin verdi.
"Aa, elbet de gitsin! Haydi, git getir onlan! Bundan ne kar canm!
Amma da tembelsin yani Galetenko!"
Harmanlama senfonisi bitmiti. imdi birbirini andran seslerden
oluan kahkahalar ve glmekten lme sesleri duyuluyordu; ere bile
glyordu, makinistler bile motoru brakm, yal dizlerini dve dve
glyorlard. Galatenko yatakhanelerin bulunduu yne dnd, Silanti
ardndan bakyordu.
"Yaa, ite, gerisi bo!" dedi.,
Galatenko orda dikilmi duruyordu. Dnyor gibiydi. Karabanov,
buday ynnn tepesinden bard ona:

DRDNC ZEL MFREZE

111

"Ne bekliyorsun? Gitsene!"


Galatenko tm dilerini gstererek srtt. imdi anlamt olanlan.
yle glmseye glmseye, yava admlarla yerine dnd. Orada bulunan
iki kii sordu:
"Neredeydin?
ey, Lapot gidip a yedek el falan getirmemi istedi.
Eee, neden getirmedin?
Yedek eli falan yok ki, aka ediyordu."
Bu arada Burun'un sesi duyuldu:
"Haydi, yeter bakalm, yedek el tantanas bitti! bana!
Yedek el tantanas bitti!" diye yineledi Lapot, "eskilerle idece
edeceiz."
Saat dokuzda, ere motoru durdurdu ve Burun'a danmaya gitti:
"ocuklar yoruldu. Daha yarm saatlik i var.
Olsun," dedi Burun. "Bitiririz."
Lapot, makinanm tepesinden bard:
"Eyy, Gorkili yoldalar! Yarm saatlik iimiz kald. Ve kokanm bir
yarm saat daha alrsak, bizim iimiz bitiktir. Kabul etmiyorum!"
Burun biraz ard, "Ne neriyorsun peki? diye sordu.
Ben bu ie karym! Yanra saat iinde bizim pestilimiz kar.
yle deil mi Galatenko?
Evet, haklsn. Yarm saat ok."
Lapot, yumruunu havaya kaldrd.
Yarm saat dayanamayz, bu yn son tanesine dek bitireceiz, ancak
eyrek saatte! Yanm saat de ne oluyormu!
Doru! diye bard Galatenko. "Ne kadar da hakl!"
ere, bir kez daha duyulan kahkaha seslerinin eliinde motoru
altrd. Her ey, yirmi dakika iinde silinip sprlmt. Birden, tm
ocuklar, samanlarn zerine ylp ylece uyumak istei duydular.
Dayanlmaz bir istekti bu. Ama Burun'un buyruu duyuluyordu: "Sraya
ge!"
Saatlerdir sralarnn gelmesini bekleyen trampetilerle borazanclar
hemen n sralara kotular. Drdnc zel, flamamzn eliinde yrd,
flamay, Beyaz Saraydaki yerine teslim etti. Ben, harman yerinde
kalmtm. ocuklar flamay selamlyorlard, Beyaz Saraydan se-

112

YAAM YOLU H

tamlamann sesleri geliyordu. Karanlkta, elinde uzun bir sopa bulunan


biri tkezledi, bana arpt.
"Kim o? diye bardm.
Benim Anton Semyonovi. Harman makinas iin geldim. Hani
u Volovi iftliindenim, adm da Volovik.
Pekl! Eve buyrun."
Biz de Beyaz Saraya yollandk. Hayli yal olduu anlalan Volovik,
karanlkta bir eyler mrldanyordu.
"yi iyi... ok gzel. Tpk eskiden olduu gibi.
Ne diyorsunuz siz?
Bakn ne diyorum! Siz harmana hala ve sancakla gidiyorsunuz,
byle olmas gerekir, ok gzel.
Ha da nerden kardnz? Yalnz flamamz var bizim. Papazmz
da yok."
Volovik koar gibi bir iki adm att, nme geti, bana dnerek, "Papaz
nemli deil," diye haykrd. "Asl gzel olan ne biliyor musunuz, bir
bayram havas veriyorsunuz bu ie. Baya bir bayram gibi. Bak asl ne
biliyor musunuz, hasat bayram, bayramlarn en bydr ve bugn
insanlarmz bunu unutmu durumda."
Beyaz Saray kaynyordu. ocuklar yorulmulard ama, nehre dalp
serinleyemeyecek denli bitkin deildiler; bu banyodan sonra hepsi dipdiri
oluyor, kimsede yorgunluktan eser kalmyordu. Bahede, masalar cvl
cvld, her yandan glme sesleri geliyordu. Maria Kondratyeyna, binlerce
nedenden tr alamaklyd: Yorulduu iin alayacakt, ocuktan ok
sevdii iin, gerek insanlk yasas kendi iinde de yeniden canland
iin, zgr bir alma topluluuna katlmann tadn tatm olduu iin...
alayabilirdi.
"Eee, iiniz kolay mym bakalm? diye sodu Burun.
Bilmiyorum," dedi Maria Kondratyevna. "Gl sanrm, ama oras
nemli deil. Byle almaya, almak deil, mutluluk denir."
Silanti, yemekte yanma oturdu, kulama eilerek bir giz aklad:
"Bak, sana sylememi istediler, ben aracym: Pazar gn, yani ne
derler, grcler gelecekmi, Olgay istemek iin yani. te... Gerisi
bo!

DN

113

Nikolayenko mu gnderiyormu grcleri?


Gnderen Pavel vanovi, damadn babas yani. Bak, Anton
Semyonovi, yzmz kara karmamalyz, ne gerekse hazrlamalsn.
Hani, yani, el havlusu, demek, tuz1... te, hepsi bu. Gerisi bo.
Silanti'ciim bu hazrlklar sen yapsan ha?
Tamam, bu ii ben yaparm. Nasl derler... Ama bak kardeim,
byle durumlarda ya votka karacaksn, ya bir ey, gerisi bo.
Votka olmaz Silanti, ama iki ie arap alabilirsin."

DN
Pazar gn, Pavel vanovi Nikolayenkonun elileri bizi ziyaret etti.
Onlar daha nceden tanyorduk, biri Kuzma Petrovi Mogori, teki
de Osip vanovi Stomukha'yd. Kuzma Petrovi'i Toplulukta herkes
tanrd, nk evi bize yakn, rman kar kycndayd. Son derece
geveze bir insand, kiilii de pek salam deildi. zerinde her trl
yabanl otun bittii kumlu bir tarlas vard; tarlada alt pek
grlmezdi, zaten burada, ou bana buyruk, kendiliinden yetien her
trl er-pten baka bir ey yoktu. nne gelen tarlay kendine yol
yapm, gelen geen herkes, ayr bir keiyolu oluturmutu. Kuzma
Petrovi'in yz de tarlas gibiydi, nk yzndede, ayn tarlasnda
olduu gibi hibir yararl ey yoktu; sakallan bile doru drst bitmemiti;
rengi belli olmayan seyrek sakal, sahibinin karlanna ters dmek
pahasna oradan buradan, yabanl ot gibi filiz sryordu. Yznde de
tarlasnda olduu gibi saysz yollar, knklklar, buruukluklar ve
ukurluklar vard. Kuzma Petrovi'i tarlasndan ayran tek ey, uzun ince
burnuydu. Osip vanovi, arkadann tersine, ok yakklyd.
Gonarovkadaki erkekler arasnda yz en gzel, yaps en gsterili
olan oydu. Kocaman bir kzl by, belki biraz fazla gvenli, gzel ve
azck frlak gzleri vard. Giysileri yan kyl, yan asker giysisiydi, her
^Eski bir Ukrayna geleneine gre, evliliin uygun grldn belirtinde zere erkek
tarafna ekmek ve tuz verilir. Sevgililer de evlenmeye evet derse, grcler gslerine
aprazlamasna birer havlu balarlar. Kzn verilmesi halinde, kendilerine bir tatl kaba
sunulur.

114

YAAM YOLU D

zaman iin akll izlenimi brakrd, ayrca t gibiydi. Akrabalarnn ou


zengin kyllerdi, ama nedense kendisinin bir kar topra bile yoktu,
bilindii kadaryla yalnzca avlanmayla geiniyordu. Irman kysnda,
kyden kayormu gibi duran ssz bir kulbede yaard.
Konuklarn geleceini bilmemize karn gafil avlandk. Bylesine
az rastlanan bir konuda yaplmas gereken hazrlklarn neler olduunu
nerden bilecektik. Geri, geldiklerinde, benim bromda her ey sakin,
yerli yerinde ve etkileyiciydi ve Kalina vanovi'le benden baka kimse
yoktu ierde... Neyse, konuklar ieri girdi, ellerimizi skt ve kanapeye
oturdular. Ne diyeceimi bilemiyordum, bu yzden Osip vanovi'in bir
giri yapmasna sevindim.
"Eskiden byle durumlarda, bir avc masal anlatmakla sze girerlerdi
ava kmtk, bir tilki grdk, bu tilki gzel bir kzd... Geri ben
avcym ama, bana kalrsa byle masallara gerek yok u anda.
Doru, dedim ben.
Kuzma Petrovi, oturduu yerden kalkmadan ayaklarn indirip
kaldrd, ayak ayak stne atacakm gibi yapp, atmad, sakaln sallaya
sallaya:
"Bana sorarsanz sama bunlar!" dedi.
Stomukha onu dzeltti.
"Samalktan deil, zaman deiti...
Eee, zaman deiir, gelenekler deiir," diye sze balad Kalina
vanovi; ok nemli bir sylev ektiine kuku duymad yznden
okunuyordu. "Baz insanlar karanlklara gmlmtr, geri kalmlardr,
ama bu yetmiyormu gibi, eit eit hayaletler, cinler periler yaratr; bir
eyden korkmak gerei duyar sanki, sonra da her eyden, frtnadan,
aydan, bir kara kediden korkan aklsz yaratklar gibi yaar. Ancak bunlar
eskidendi. imdi Ekonomiyi denetleme grevlilerinin basknlarndan
baka bir eyden kokusu yok kimsenin, bu bile yle korkun bir ey
deil!
Burada, felsefe yapmak zere toplanm bulunmadmz unutmu
grnen Kalina vanovi'in szn kesti Stomukha.
"Geli nedenimiz ak ak syleyelim de bitsin bu i... Bizi buraya
irin de tanyp bildiiniz Pavel vanovi Nikolayenko'yla ei Evdokya

DN

115

Stepanovna eli olarak gnderdi. Burada, Toplulukta, baba olarak sizden,


kznz Olya Voronova'y istemeye, ve u anda Ky Sovyetinin bakam
bulunan oullan Pavel Pavlovile evlenmesine izin vermenizi ricaya
geldik.
Yantnz rica ediyoruz, dedi ordan Kuzma Petrovi. Olur derseniz,
kzn babas olarak bize havlularmz ve ekmeimizi verirsiniz, olur biter,
olmaz derseniz, sizi rahatsz ettiimiz iin balamanz dileriz."
Kalina vanovi kih kih gld, "Balanmay dilemek yetmez, dedi.
Sizin o sama geleneinize gre burdan birer tatl kaba gtreceksi
niz.
Tatl kaba vermeseniz de olur, diye glmsedi Osip vanovi.
Hem, kabak zaman deil ki.
Doru, dedi Kalina vanovi. Ama eskiden, bir gen kz,
uursuzluk getirecei korkusuyla kimseyi kabaksz geri evirmez, bu
yzden de bir kenarda birka kabak bulundururdu. Grc mrc
gelmezse oturur bir gzel piirirdi hepsini, asalak! Tatl kaba da gzel
olur hani... hele danyla birlikte piirilirse.
Ee, bir baba olarak ne yant veriyorsunuz?" diye sordu Osip
vanovi.
u yant verdim:
"Bana bu onuru verdiiniz iin teekkr ederim. Ancak ben babas
deilim, bir baba yetkisine de sahip deilim. Bunu kendisine sormamz
gerekecek. teki ayrntlar da daha sonra Komutanlar Kurulu tarafndan
saptanr, kararlatnhr elbet.
Ne yaplacan sylemek bize dmez, siz, yeni geleneklere gre
gerekeni yapnz," dedi Osip vanovi.
Brodan ktm, Topluluk nbetisi bitiik odadayd, Komutanlar
Kurulunu toplantya armasn, bu iareti veren boruyu aldrmasn
syledim. Toplulukta grlmedik bir heyecan kasrgas esmekteydi.
Nastya koarak bana geldi, glmesini zar zor tutarak:
"Havlulan nereye getireceiz? diye sordu. Bayla broyu gstererek,
buraya m? diye ekledi.
Havlularn acelesi yok, daha koullan konuup kararlara varmadk.
Sen buralardan uzaklama, gerek olduunda arrm, tamam m?
Balama iini kim yapacak peki?

116

YAAM YOLU D

Ne balamas?
Havlular! Onlara... ne derler, grclere balamak gerek."
Toska Solovyov yanbamda duruyordu. Koltuunun altnda koca
bir somun ekmek, elinde de bir tuzluk vard; salt tuz tanelerinin
uutuunu grmek iin tuzluu sallyor, oyun oynuyordu. Silanti koa
koa yanmza geldi.
"Ne sallyorsun tuzluu yle? Ekmekle birlikte bir tabaa koyacaksn,
tabaa."
Glmesini gizlemek iin birden eildi Silanti.
"Ah u bacakszlar!... dedi sonra bana dnd, "Ne yedireceiz bun
lara?" diye sordu.
Neyse ki o anda Ekaterina Grigoryevna grnd de beni o g du
rumdan kurtard.
"u ileri siz yapn, nolur, dedim ona.
Saatlerdir onlar aryorum. Bu ekmei, sabahn krnden beri
Toplulukta oradan oraya gezdiriyorlar. Haydi, gelin benimle. Her ey
yoluna girer, zlmeyin. Biz kzlarn odasndayz, gerekirse arn."
Yalnayak komutanlar koarak broya geldi. O mutlu gnlerin ko
mutanlar listesi hl bir kenarda durur. yleydi;
Birinci Mfreze (Ayakkabclar) Komutan: Gud.
kinci Mfreze (Seyisler) Komutan Bratenko.
nc Mfreze (Sr obanlan) Komutan: Opriko.
Drdnc Mfreze (Marangozlar) Komutam: Taranets.
Beinci Mfreze (Kzlar) Komutan: Noevnaya.
Altnc Mfreze (Demirciler) Komutan: Belukhin.
Yedinci Mfreze Komutan: Vetkovski.
Sekizinci Mfreze Komutan: Karabanov.
Dokuzuncu Mfreze (Deirmen) Komutan: Osadi.
Onuncu Mfreze (Domuz bakcar) Komutan: Stupitsin.
On Birinci Mfreze (Kkler) Komutan: Georgievski.
Komutanlar Kurulu Sekreteri: Kolya Vernev.
Deirmen Yneticisi: Kudlati.
Kiler sorumlusu: Alyoka Volkov.
Tarm Uzman yardmcs: Olya Voronova.
Aslnda, Komutanlar Kurulunda daha birok kii bir araya gelirdi.

DN

117

Genlik Kolunun yeleri Zadorov, Jorka Volkov, Volokhov, Buran


da, toplantlarmza katlma hakkna sahipti, aynca o "salarm Toplulukta
aartm eskiler yani Prikhodko, Soroka, Golos, obot, Ovarenko,
Fedorenko, Korito da Kurulun doal yesiydi. Bir de, yerlere melen,
eteklere yapan bir merakllar topluluu vard: Ufaklklar. Mitka, Vitka,
Toska, ve Vanka elaputin bu toplantlan hi karmazlard. Kurul
Toplantlarna Kalina Ivanovile Silanti Semyonovi'in yansra
retmenler de katlrd. Hibir toplantda, herkese yetecek denli iskemle
salanamazd ve bu yzden yeler, pencere pervazlarnda oturur, ya da
darda ayakta durur, pencerelerden balarn uzatarak toplantlara
katlrlard.
Kolya Vernev oturumu at. On, on iki ocuk grclerin bana
mt, bu durum, konuklarmzn, bir yn plak kol ve bacak
karsnda resmiyeti biraz elden brakmalarna yol at.
Komutanlara grclerin geldiini akladm. Komutanlar Kurulu
durumdan oktan haberliydiler, nk Pavel Pavlovi'le Olya'mn uzun
sredir arkadalk ettiini herkes biliyordu. Vernev, det yerini bulsun
diye Olya'ya sordu:
"Pavelle evlenmek istiyor musun?"
Olya'mn yz azck kzard:
"Tabii istiyorum!"
Lapot hemen suratn ast, kz azarlad:
"yle sylenir mi hi. Direneceksin ki seni raz etmeye alalm!
Yoksa iin zevki kmaz ki.
Zevki mevki brakn imdi, dedi Kalina vanovi. konuacaz.
imdi ak ak syleyin baylar, mal mlk konusunda ne dn
yorsunuz?"
Osip vanovi bym burdu.
"Durum u," dedi, "Raz olursanz, dn ve evlenme trenini
stmze alrz, sonra gen ift ihtiyarlarla birlikte oturacak. Birlikte
oturacaklarna gre de, mal mlk herkesin mal mlk olacak.
Peki o yeni ev kimin iin yapld? diye sordu Karabanov.
Orda Mikhail oturacak.
Ama Pavel en byk oullan deil miydi?
Evet, en byk, doru elbet. Ama ihtiyar yle istedi. Yani, bakn,
Pavel Topluluktan biriyle evleniyor.

118

YAAM YOLU D

Ee, kz Topluluktansa ne olmu?" diye grldedi Koval.


Osip vanovi ne diyeceini ard bunun zerine. Kuzma Petrovi
kamtan yaplma ddk tn andran sesiyle yle dedi:
"Bakn, durum yle; Pavel vanovi diyor ki, Tju evi ekip evirecek
bir kadna gerek var, gelin, ben kaynpederini baba bilir, birlikte bir aile
olarak geinir gideriz.' yle diyor. Mkhail Sergei Greani'nin kzn
alyor, tamam m. Oysa sizinki, bu eve gelin gelecek. Pavel Pavlovi byle
istiyor.
Bu gidile kabak aramaya kacaz galiba," diyerek elini sallad
Karabanov. "Pavel Pavlovi'in ne istedii bizi ilgilendirmez ki? Bu
yalnzca onun be para etmediini gsterir. Komutanlar Kurulu Olya'y
yle bandan atar gibi veremez. Sizin o dediinizin, kz ihtiyar kurta
rgat olarak vermekten fark yok."
Kolka kalarn atarak, "Semyon, dedi.
Peki, peki! Kurt szn geri alyorum. imdi onu brakalm, u
sizin evlenme treni dediiniz ey de ne oluyor?
Her eyin bir yolu var. Daha kimse papazsz evlenmedi. Byle
bir ey kymzde daha hi olmad.
Eh, bu birincisi olur yleyse," dedi Koval.
Kuzma Petrovi sakalm kad.
"Eee, neyin olup neyin olmayacam kim bilebilir ki? Bize gre doru
deildir papazsz evlenmek. Gnah iinde yaamakla bir tutulur."
Ortala bir sessizlik kt. Herkes ayn eyi dnyordu. Evlilik
gereklemeyecekti. Bense, ilerin yolunda gitmemesi durumunda
ocuklarn grcleri trenle uurlamasndan korkuyordum.
"Olya, seni bir papazm evlendirmesini istiyor musun? diye sordu
Kolya.
Ne? Aldm m kardn sen? Genlik Kolu yesi olduumu unu
tuyorsun galiba?"
Grclere, "papaz mapaz yok," dedim. "Baka bir ey isteyin. Nereye
geldiinizi batan biliyordunuz, deil mi? Bizim kilise dnne raz
olacamz nasl aklnzdan geirebilirsiniz?"
Silanti ayaa kalkt, bir sylev ekmek istediini belirtmek zere
parman kaldrd.
"Silanti, konumak m istiyorsun? diye sordu Kolya.

DN

119

Bir ey sormak istiyorum.


Tamam sor.
Kuzma, nasl derler, d peinde koan, kuruntulu bir adamdr.
Osip vanovi'e sor bakalm, o kmr uvallan ne iine yararm? Papaz
yerine besili bir domuzu yelemez mi acaba?
Brak u papazlar! diye gld Stomukha. Ava giderken papaza
rastlarsam geri dnyorum, uursuzluk getiriyorlar.
Yani bu papaz ii Kuzmann bann altndan kyor, ha?"
Kuzma Petrovi gld.
"Hih-hih-hi, yok canm! Bakn durum yle, anlataym, dedelerimiz
ve (te onlarn dedeleri, bu ii byle yapm, Pavel vanovi diyor ki, yoksul
bir kz alyoruz, hani nasl dersiniz... hah! eyiz meyiz ge
tirmeyecek..."
Kalina vanovi yumruunu masaya indirdi.
"Yava gelin bakalm! diye grledi. Byle sama sapan szler
konumaya ne hakknz var? Karmza kp hava basmaya kalkan bu
zengin de kimmi bakalm? Yani sizin o Pavel vanovi'iniz amurdan
bir kulbe yapt diye byle burnunuz mu byd? Hah-haay! Asalak!
Bir masasyla iki sandalyesi, dolabnda da bir deri paltosu var diye kendini
milyona-mi sanyor yani!"
Kuzma Petrovi telaland, gene o ddk sesiyle tt:
"Kimse hava basmyor ki? Biz eyizden sz ettik yalnzca...
Siz, nerede olduunuzu biliyor musunuz u anda? Topluluk yle
bir eyiz verir ki, sizin o kokmu dedeleriniz, mezarlarnda rahat yatamaz,
anladnz m!"
Kuzma kar koymaya kalkt, ama pek sesi kmad:
"Biz yalnz..." dedi kald.
ocuklar kahkahalarla glmeye ve Kalina vanovi'i alklamaya
baladlar. Kalina vanovi, gerekten fkelenmiti.
"Komutanlar Kurulu bu ii tartacak," dedi. "Bana bakn! Bunlar
bize grc gelmiler, ama bakalm kzmz Olga'y, azna mrnde
patatesle soandan baka bir ey koymam olan ve tarlasnda avdar
yerine kaz aya yetitiren o asalak Nikolayenko gibi bir yoksula verecek
miyiz, vermeyecek miyiz, bunu iyi dnelim. Biz, zenginiz, iyice bir
dneceiz bakalm."

120

YAAM YOLU D

Komutanlar Kurulunun sevincine ve orda bulunanlarn yzne


baklrsa, zmlenecek baka sorunun kalmad anlalyordu. Grcler
ksa bir iire iin dan karld ve Komutanlar Kurulu, Olya'nn eyizini
tartmaya koyuldu.
Az nceki grmeler, ocuklarn yaralarna dokunmutu, bu yzden
Olga'ya hericese parmak srtacak bir eyiz dzdler. ere'yi armaya
bir adam gnderildi. Bylesi byk zverilere kar koyacak diye herkesin
d kopuyordu. Ama ere, bir an bile dnmeden unlar syledi:
"ok doru! Bizim iin ne denli g olursa olsun, Voronova'nn zengin
bir gelin olmas iin ne gerekirse yapmalyz, bu blgenin en zengin gelini
olmal. Kulaklarn aznn paym vermeliyiz!"
Bylece, eyiz tartmas srasnda ancak u trden anlamazlklar
zmek gerekli oldu:
"Tay m dediniz, hayr! Bir at vereceiz, tay da neymi!"
Temiz havada, gerilen sinirlerini rahatlatan grcler bir saat sonra
Kurula arldlar. Kolya Vernev, masann banda ayakta durarak, ve
hafiften kekeleyerek u etkileyici konumay yapt:
"Komutanlar Kurulu u kararlan almtr: Olya, Pavel'le evlenecektir.
Pavel, ayn eve kacak, babas, kendi iftliinden istedii bir blm
ona verecektir. Dinsel tren yaplmayacak, evlilik, resmi kte
iletilecektir. Evliliin ilk gn burada kutlanacak, sonra olan taraf
dilediini yapacaktr. Olya'ya, bir iftlik kurmasna yardmc olmak zere
unlar verilecektir:
Bir Simmental inek ve bir buza.
Bir ksrak ve bir tay.
Be koyun.
Bir ngiliz domuzu (dii)..."
Bu sonsuz listeyi okumaktan Kolya'nn sesi ksld. Neler yoktu eyiz
listesinde tarm aletleri, tohumlar, yedek yem, giysi, araf, eya...
Diki makinas bile vard. Kolya szlerini yle bitirdi:
"Olya'ya gerektiinde her zaman yanlm edeceiz. Kendisiyle kocas
da gerektii zaman Toplulua yardma olmak zorundadrlar. Pavel'e de
Topluluk yesi nvan verilecektir."
Grcler sinirli sinirli gzlerini krpmyorlar, kendi cenaze
trenlerine hazrlanyormu gibi grnyorlard. Artk ille de geleneklere

DN

121

uymay, neyin nasl yaplacan umursamayan kzlar gttle gle kotular,


havlular grclerin gsne apraz baladlar; ufaklklarsa, Toska'nn
nderliinde gelip, adamlara, zeri bir peeteyle rtl tabak iinde
ekmekle tuz sundular. Grcler akna dnmlerdi, ne yapacaklarn
bilemediler, ekmei aldlar ama onu nereye koyacaklarn bilmiyorlard.
Toska, Kuzma Petrovi'in koltuunun altndaki taba usulca ekerken,
neeli neeli glyor, yle diyordu:
"ey... Bunu geri vereceksiniz, yoksa deirmenciyle bam derde girer.
Bu onun eyi... Nasl derler... Taba ite!"
Kzlar masann zerine bir rt yayd, ie krmz arapla on, on
iki kadar bardak getirmilerdi. Kalina vanovi herkese bir bardak arap
koydu, kendininkini kaldrarak yle dedi:
"Bir yastkta kocasmlar! Kzn da akl uzun, itaati tam olsun!
Kime boyun eecek yani? diye sordu Osip vanovi.
Bunu bilmeyecek ne var, Komutanlar Kuruluna elbet!
Bardaklar tokuturduk, kafalara diktik, stne sosisli sandviler
yedik.
Kuzma Petrovi saygyla eildi:
"Her eyi byle gzel bir biimde dzenlediiniz iin teekkr ederiz,"
dedi. "imdi artk gidip Pavel vanovie Evdokya Semyonovna'y
kutlayabiliriz.
Haydi, gidin kutlayn bakalm, dedi Kalina vanovi. Osip
vanovi ellerimizi skt.
"Bulunmaz insanlarsnz. stnze yok!"
Grcler, okullu kzlar gibi utana skla, eile dorula ktlar ve
kye yollandlar. Onlar geirdik, arkalarndan baktk. Kalina vanovi
birden neeyle gzlerini kst, sanki kendisine yakaryomu da sonunda
raz olmu gibilerden omuzlarn kaldrp indirdi.
"Bu byle olmayacak! Doldurulmu bayku postu gibi grc
gnderilir mi hi! Ko arkalarndan yeti, Petya, syle benim odama
gelsinler; sen Anton, atlan arabaya ko, bir saate kadar hazr ol."
Bir saat sonra ocuklar, grcleri kahkahalar arasnda arabaya
bindirdiler. Havlular nlerinde bal duruyordu daha, ama, doru drst
konumak da dahil, resmi grevlerinin ne olduunu gsteren tm teki
belirtileri ve resmilik zelliklerini yitirmilerdi. Kuzma Petrovi, ekmei

122

YAAM YOLU II

unutmamt ama, onu sevgiyle barna bastryordu. apkn, o koca


arabay, kumlu yol zerinde, ku tyym gibi ekiyordu.
Kalina vanovi yere tkrd.
"Bu be para etmezleri bilerek gnderdi, asalak!
Kim?
Kim olacak, Nikolayenko! Byle geline byle grc diye bize
ders verecek aklnca!
Yok, yok," dedi Silanti, "ondan deil. Bazlar, byle papaz
tanmazlara grc gitmeyi kabul etmez. Oysa bunlar yle insanlar deil,
papaz mapaz umursamyorlar! Bana kalrsa moruk, hani, biliyorsunuz
kimi demek istediimi 'dinsel tren istiyormu gibi grnn,' diye
tembihledi bunlara, istemezlerse fazla! stelemeyin,' tamam m, gerisi
bo ite.
Dn austosun ortalarnda yaplacakt, bu yzden komisyonlar ie
koyuldu, bir oyun hazrland. Derdin biri bitmeden biri kyordu, dert
bir yana, yaplan harcamalarn sonu gelmiyordu. Kalina vanovi'in can
sklmaya balamt.
"Anton Semyonovi," dedi bana, "Eer btn kzlarmz byle ev
lendirmeye kalkarsak, olanlarla beni benim gibi bir kafasz so
kaklara salp mendil amaya gndereceksin... Ama bu iten alnmzn
akyla kmalyz, biliyorum..."
Dn gn Topluluun evresini nbetiler sard: iki-mfreze bu
ie ayrlmt, doru drst davetiyeler bastrdk, yetmi kiiye gnderdik.
Davetiyeler yleydi:
"Maksim Gorki alma Topluluu Komutanlar Kurulu, Topluluk
yelerinden Olga Voronovay uurlamak, ve Yolda Pavel Pavlovi
Nikolayenko'yla evlenmesini kutlamak zere verecei yemek ve oyunda
hazr bulunmanz rica eder.
Komutanlar Kurulu."

leden sonra ikiye kalmadan her ey hazrd. len sofralar,


baheye, emenin evresine kuruldu. Bu alann sslenmesi iini, Zinovi
vanovi'in sanat evresi stlenmiti. Dikilen direklerin tepesine, yeil
yaprakl dallardan yaplma elenkler aslmt, bunlar tatl tatl salmyor,

DN

123

g&kemli bir grnm oluturuyordu. Ak hava yemek salonumuzun tm


evresi bu uzun direklerle sarlmt; bu elenklere herkes hayran oluyor,
bakmaya doyamyorlard, ama kimse de ocuklarn bunlan oralara nasl
astn merak etmiyordu. Masalarsa, beyaz gllerle, ere'nin "Kar
Kralieleri"yle sslenmiti.
Topluluun ne lde gelitii, d grnmn nasl dzelttii bugn
aka grlyor, bu durum insana byk bir mutluluk veriyordu.
ieklerle dolu olan bahemizi ssleyen kumlu dar yollar, meyvalklanmzn ne denli zengin, aalarmzn ne denli bol olduunu iyice
ortaya karyor, bu gereklii vurguluyordu. Meyvalklanmzdaki her
aa zerinde, h a- bir fidanlar kmesi zerinde, iek yataklarnn her
bir sras zerinde nice gecelerin sessizlikleri boyunca dnlmt,
kim bilir... Bunlarn hepsi zel mfrezelerin teriyle sulanm, prlanta
talaryla sslenir gibi, topluluun tmnn sevgi ve zeniyle g
zelletirilmiti. rmak yamacndaki setler ve dzlkler, hogrsz, ama
seven eller tarafndan dzene konulmutu. urada birka tahta merdiven,
aatan yaplma korkuluk, dikdrtgen biiminde kk bir hal
iekleri ileme deil, canl... Dne dne giden dar, dzenli yollar... Btn
bunlar insanolunun, insanln bizler gibi yalnayak temsilcilerinin bile
doaya stn gelebileceinin yeni kantlarn oluturuyordu. Ve bu
yalnayak ustann usuz bucaksz bahelerinde, eski insanln vey
ocuu, gemiin yaralarn bir sanat ustalyla iyiletirmeyi baa
rabilmiti. Daha gzn, buraya iki yz gl fidan ekmiti ocuklar, ama
yldz ieklerinin saysn bilen yoktu, karanfilleri, aalan, al sardunyalan, an ieklerini, haseki kpelerini sayabilen kmamt. Bahe,
binalarn bulunduu alancklan birbirine balayan ta yollarla evriliydi.
Kare ve gen biimindeki imlik alanlar, baheye bir tazelik, bir baka
gzellik katyordu; hemen her yerde bir tahta sra bulunmaktayd.
Toplulukta yaam gzeldi artk, dirliimiz dzenliimiz tamd, bu
byk gelimeyi grp yreimde duyduka dnyamzn sslenmesi iine
yaptm katkdan gurur duyuyordum. Ancak, benim, kendime gre
bambaka bir gzellik anlaym vard. Ne iekler, ne glgelik kuytu
keler, ilgimi ve dikkatimi o lacivert ksa pantolonlu, beyaz gmlekli
ocuklardan ekip koparamazd. u anda da onlan izliyorum. te, gene
koturuyorlar, konuklarmzn arasnda sessizce dolayor, masalardaki

124

YAAM YOLU n

eksiklikleri, fazlalklar izleyip gerekeni yapyor, ya da belli noktalarda


nbet tutuyor, bu olaanst dne arp kalmak, parmak srmak zere
gelmi olan yzlerce arsz konuu baheye sokmamaya abalyorlar.
te bu grdkleriniz, Gorki ocuklardr! Gorki'liler! Balan dik, pazulan
salam, ruhlan salkldr. Vcutlan esnektir, her eye yetiir, her iin
stesinden gelirler. Bu dolgun adaleler, salkl bedenler ila yz
grmemitir, bu canl yzler, krmz dudaklar, gzelliklerini ilalara
borlu deiller. Bu yzler, Topluluun eseridir bu mutlu yzler, so
kaklardan toplanp getirilmemitir Topluluumuza, gkten yamam
tr.
Hepsinin, kendine gre bir yaam yolu var. Gorki Topluluunun da
bir yolu var. Bu yollarn nerelerde baladm az ok grebiliyorum artk,
ama gelecei saran bu sis bulutlan arasndan, yollarn ne yne gittiini,
nasl ilerleyip nerede, nasl sona erdiini grmek yle g ki. Bu bulutlarn
arasnda, insanlar tarafndan henz bulunmam, ad konulmam, kim
senin aklndan gememi, hibir hesaba kitaba smayan eler fini fini
dnmekte, girdaplar oluturmaktayd. te, insan bu eler arasnda
ilerlerken, kendine gre baka gzellik anlaylan gelitiriyor, yle ki,
ieklerin ve dzenli bahelerin gzellii artk coku vermiyor bana.
Hele Maria Kondratyevna gelip de bana u soruyu sorunca iekleri
bsbtn unuttum:
"Karadeniz'de gemilerin mi batt? Ne yle tek bana somurtmu
duruyorsun bakalm, kz babas?
Ben somurtmayaym da kim somurtsun, sen bile beni yalnz
braktn.
Haydi, haydi, gel seni avutalm biraz bakalm. Seni anyordum
zaten, dn armaanlanna birlikte bakalm, ha? Haydi, yr!"
Olya'nn tm eyalan iki derslikte toplanmt. Konuklar, eyiz
bakyordu. fkeli, kskan kadnlar dudaklarn bkyor, yan gzle beni
szyorlard. Kibirlilik etmi, oullarm ifti kzlanyla evlendirmilerdi,
bizim gelinimizi kk grmlerdi. Oysa imdi, bundan daha zengin
bir gelin grmediklerini dnyorlar, byle bir ksmeti kardklanna
yanyorlard. Bana ters ters bakmalann anlayla karlyordum.
"Akn akn grc gelmeye balarsa ne yapacaksn? diye sordu Bokova.

DN

125

O bakmdan hi korkum yok," diye yantladm onu, "Bizim kratar


kolay kolay koca beenmez nk."
Ufaklklardan biri korkudan d patlam gibi, heyecanla bize doru
kouyordu:
"Geliyorlar!
Bahede, toplan borusunun sesleri yankyordu bile. Sancak takm
ve trampetiler, kapnn nnde sra oldular. Gelinle damat, deirmenin
arkasndan doru geliyorlard. Atlar krmz kordelalarla sslenmiti.
Src yerinde oturmakta olan Anton Bratenko da bir kodela takmt.
ifti selamladk. Anton dizginlere asld ve Olya, sevinle kendini
kollanma att. ok heyecanlyd, hem alyor, hem glyordu:
"Ah, ne olur beni brakmayn... yle korkuyorum ki!"
Kk bir toplant yapld. Maria Kondratyevna, gen ifte, Halk
Eitim Bakanl adna, tanm kitaplarndan oluan bir kitaplk sundu;
onun bu incelii beni hem artt, hem duygulandrd dorusu. Maria'mn
ardnda duran iki ocuk, ieklerle ssl masa byklnde bir tahta
zerinde dizili kitaplan tamaktayd.
Toplantdan sonra, gen ifti flamamzn eliinde uygun adm len
masalarna gtrdk. Ba keyi onlara ayrmtk, sandalyelerin ardnda
bayrak tutan iki Topluluk yesi duruyordu. Topluluk nbetisi, bu bayrak
tayclan dzenli aralklarla deitiriyordu. Kar beyaz ceketler giymi
yirmi topluluk yesi yemei datmaya balad. Taranets'in komutasndaki
zel mfreze, konuklann eplerine yle bir gz atyor, hokkabazlara
zg elabukluuyla ie ie ev votkasn Kolomak'n sularna sessizce
atyordu.
Gen iftin bir yannda ben oturuyordum, br yannda Pavel
vanovi'le Evdokya Stepanovna. ok acmasz, kat bir adam olan Pavel
vanovi, byk keramet sahibi Aziz Nikola'nn sakaln andran koca
sakalm indire kaldra burnundan soluyordu. Ya olunun yle bamsz
olmasna fkelenmiti, ya da Taanets az nce elinden bir ie votkay
aldndan, bira iesini grdke tepesi atyordu solumas bundan
olsa gerekti.
ocuklar bugn harikulade. Ollara bakmaya doyamyorum. Hareketli,
neeli, nazik birer delikanl hepsi. Ve hepsi de, o kendilerine zg tatl
alaycl elden brakmyor, bylece bsbtn sevimli oluyorlar. Masann

126

YAAM YOLU H

br ucunda oturmu, kendilerine den be konukla ilgilenen on birinci


mfreze, onlarla uzun sohbetlere dalm grnyorlar. Acaba yeterinden
ok itenlikli mi davranyorlar, fazla m ileri gidiyorlar diye dndm,
yanlarna gittim. O ocuksu sesinden kurtulamam olan elaputin,
Kozir'in bardana bira doldururken yle diyordu:
"Peki sen kilisede evlendin de ne oldu, bak, sonu iyi kmad!
Haydi seni yeniden evlendirelim, dedi Toska.
Benden gemi artk evlatlar..."
Kozir ha kard, birasn kafasna dikti. Toska gld.
"imdi kamn aryacak.
Tanr korusun! Nedenmi?
Neden ha kardn peki?"
Yannda saman renkli, dolak bir sakal sarktm bir kyl oturuyordu.
Pavel vanovi'in listesinden arlm bir konuktu bu. Toplulua daha
nce hi gelmemiti, grd her ey artyordu onu.
"ocuklar, burda sizin patron olduunuz doru mu?
Elbet doru! diye yantlad urka.
Neden topra iliyorsunuz, buna ne gerek var?"
Toska Solovyov, dnd, onun yzne bakt:
"Neden, bilmiyor musunuz? lemezsek rgat oluruz hepimiz. Oysa
imdi kimsenin kapsna gitmemize gerek yok.
Sen ne olacaksn peki?"
Toska, azna bir brek att, "Ben mhendis olacam, Anton Semyonovi bile byle sylyor... elaputin'se pilot olacak.
Alayl alayl arkada elaputin'e bakt; Toplulukta herkes onun pilot
olacan sylyordu. elaputin, lokmasn itahla ineyerek, "Hmm...
dedi, pilot olacam.
Peki ama topra kim ileyecek, iinizde ifti olmak isteyen yok
mu?
Var elbet! dedi Toska. Bazlarmz topra seviyor." Adamn
yzne yle bir an bakt, "Ama bizim ocuklar sizin kyller gibi ol
mayacak, diye ekledi.
Deme! Nasl yani?
Yani biz baka trl iftiler olacaz. Traktrlerimiz olacak. Siz
hi traktr grdnz m?
Grdm diyemem dorusu.

DN

127

Biz grdk. Bir sovhoz vard, oraya dii domuz gtrmtk, ile
orda grdk. Traktrleri var onlarn. Tpk bir austos bceine ben
ziyor."
Mfrezelerimiz, yanyana oturmu konuklardan oluan uzun sralan
birbirine balyorlard. Bizim ocuklarn kmelendikleri noktalan ta
uzaktan seebiliyordum zaten grmesen de grltlerden hepsinin
nerelerde olduunu anlayabilirdim. lerinde en hareketli, en neeli olan
dokuzuncu mfrezeydi, nk Lapot oradayd ve ocuklar da konuklar
da kulaklann ona vermi kahkahadan knlmaktayd. Lapot, arkada
Taranets'le birlikte, dokuzuncu mfrezenin masasmda arlanan
deirmencilere bir oyun hazrlamlard. Deirmenin kodamanlarnn
kendi masasna oturtulmasn zel olarak salamt bu yzden. Bu ko
damanlar, gl kuvvetli, ay gibi kll bir adam olan ark, ince uzun,
kemikleri saylabilen muhasebeci ve kendi halinde bir adamcaz olan
teknisyendi. Taranets vaktiyle "cepi"ydi. Bu yzden arknn cebinden
votka iesini alp yerine Kolomak suyuyla doldurulmu bir baka ie
koymak ona gre ocuk oyuncayd.
arkyla muhasebeci bir sre utanga utanga oturdular masada,
arada bir gz ucuyla Taranets'in zel mfrezesinden yana bakyorlard.
Lapot anlam gibilerden gz krpt onlara.
"Siz bizdensiniz, bir eyler yapacam!" dedi.
Oradan gemekte olan Taranets'in eilmesi iin iaret ederek kulana
bir eyler syledi. Taranets olur anlamnda ban sallad.
"Masann altnda birer bardak doldurun," dedi Lapot gizlice, "biraz
da bira katn ki rengi deisin, kimse anlamaz."
Masann altnda yaplan eitli akrobatik hareketlerden sonra, rengi
olaanst aklkta biralarla dolu bardaklar tabaklarn yanma konmu
bulunuyordu; bardaklann mutlu sahipleri, kendilerini dikkatle izleyen
dokuzuncu mfrezenin baklan alanda ve de sinirli ellerle mezelerini
hazr ettiler. Sonunda her ey tamamland, ark, Lapot'a mahup mahup
gz krptktan sonra bardam sakalna yaklatrd. Muhasebeciyle
teknisyen nlemli davranyor, bir saa, bir sola bakmyorlard ama
kimseden t kmyordu. Taranets, hibir ey yokmu gibilerden bir aa
gvdesine yaslanm duruyordu. Lapot, gzlerinde beliren ani kvlcm
gizlemek iin gzkapaklann indirdi.
"Eh, erefinize!" dedi deirmenci.

128

YAAM YOLU 0

Dokuzuncu mfreze balarn ne emi, konuun bardak


tokuturmasn izliyorlard. Son yudumlarda, adamlarn bu iin iinde
bir i olduunu sezdiklerini ele veren belirtiler grld. Deirmenci bo
bardan masann zerine koydu ve Lapot'a sakngan bir bak bak.
Ancak Lapot, hibir eyden haberi yokmu, ok baka eyler d
nyormu gibilerden nne bakyor, lokmasn iniyordu. Muhasebeciyle
teknisyen de hibir ey olmam gibi durmak iin ellerinden geleni
yaptlar, atallarn mezelerine bile daldrdlar.
Deirmenci masann altnda, iesim yoklamaya, incelemeye davrand
ama o anda biri eline yapt, Tarenets'in illi yz ona doru eilmi
ti.
"Ayp ayp!" dedi Taranets. Gerekten fkelenmi gibi yz kpkrmz
kesilmiti. "Votka getirmek yok dendi size, stelik kendi iimizden biri
saylrsnz! Ayp! Bak hepsini de imisin! Baka kim iti bu ie
den?"
Deirmenci allak bullak olmutu, "Tann bilir kim iti!" dedi. "Aslnda
itik mi, imedik mi bilemiyorum dorusu!
Bilemiyorsun ha? Vay canna! Hoh de bakaym! Bilemiyormu!
Votka fs gibi kokuyorsun be! Hi utanmak yok sizde, Toplulua yle
ey getirilir mi!"
Kalina vanovi, biraz uzakta "Ne oldu, hayrola?" diye sordu.
Taranets ieyi gstererek, "Votka!" diye yantlad onu.
Kalina vanovi deirmenciye ters ters bakt. Dokuzuncu mfreze
glmekten katlma noktasna varmt, Lapot, onlara Galatenko'yla ilgili
gln bir eyler anlatyordu kukusuz. ocuklar balarn masaya ka
patmlard, glmekten duramyorlard.
Burada, herkesi yemein sonuna dek glmekten kaltacak konu vard,
nk Lapot arada bir deirmenciye dnp, soruyordu:
"Yetmedi mi? Daha yok muydu, ha? Vah vah! yi miydi bari? Pek
deil, ha? Ah, ne yazk ki Fedor bu ie burnunu sokmu! Onlar
grmezlikten gelseydin olmaz myd, Fedor, ne de olsa bizden saylr!
Hayr, olmaz!" diye yantlyordu onu Taranets ciddi ciddi.
"Baksana, sandalyelerinde (Kuramyorlar!"
Lapot'un oyunu sona ermemiti anlalan. Deirmenciyi koltuklayarak
yerinden kakd, onu yava yava yrtmeye alrken yle fsldyordu:

DN

129

"Gel, gel seni yle bir dolatraym, hekes anlayacak yoksa sarho
olduunu."
Karabanov'un sekizinci mfrezesi o gn nbetilik gevindeydi, ama
kendisi arada bir masalarn evresinde dolayor, bu grlmedik dn
zerine yaplan felsefesel tartmalarn en ateli olduu noktalarda bitiveriyordu. Koval, Spiridon, Kalina vanovi, Zadorov, Vernev, Volokhov ve Lunaarski KomnUnUn bakan, kzl kei sakall uyank
Nesterenko'nun oluturduu bir kmede bir baka ateli konuma vard.
Karabanov yanlarna yaklat.
Nehrin kar kysndaki komnde iler yolunda deildi, topra
ilemede pek baarl olamamlar, ayrcalk ve grev datmn iyi
dengeleyememilerdi. Dikkafah kzlarla ba edemiyorlar, onlar nasl
yola getireceklerim bilmiyorlard. inde bulunduktan zaman iinde sabrl
olmay, gelecee gven ve inanla bakmay renememilerdi. Nesterenko konuyu u szlerle zetledi:
"Birka tane yeni insan bulmamz gerek... Ama nerdeee... ylelerini
bulmak ok g, ok.
Kalina vanovi hemen atld bu szler zerine,"Aa, byle konumak
size hi yakr m, Nesterenko Yolda!" dedi. "Hi yle sz olur mu!
O yeniler hibir eyi doru drst yapmay beceremiyor asalaklar. Sizin
asl eskilere gereksinmeniz var! Ne varsa biz yallarda var, siz beni
dinleyin!"
Masalarda grlt azalmyor artyordu. Kendi aalanmzdan top
lanm elma ve armutlar getirildi bu kez ve uzaklardan dondurma flan
o gn dzenleyen ocuklarn vnc grnd.
Derken anszn, binalardan birinin ardndan duyulan crtlak akordeon
sesleriyle kyl kadnlann cyak cyak banlan, havadaki gzellikleri
bozdu, geleneksel dnlerde, tre gerei byle birka kadn amata
karrd. Be alt kadn, gzleri dumanlanm, akrkeyif bir akorde
oncunun n sra szmona dans ederek yava yava bize yakla
maktaydlar.
"eyiz almaya geldiler," dedi Taranets.
All gll giysiler kuanm clz bir kadn, kollann iki yana am,
anlalan zellikle benim iin oynuyor, ayana byk olduu belli garip
izmelerini kumlara daldnyor, ter ter tepiniyordu adeta.

130

YAAM YOLU n

"Baback, baback, bir kadeh ikiye kz almaya geldik, al ikiyi ver


kz... Haydi giydir kzm..."
Elinde anszn bir ieyle kesme camdan ve nedense kahverengi bir
bardak belirdi. Sarho elleriyle barda doldururken votkann yarasn
yerlere ve giysilerine dkt. Taranets geldi, ikimizin ortasnda durarak
kadnn nn kesti.
"Yeter, anlad," dedi.
ieyle barda elinden almakta glk ekmedi ama kadn bu kez
beni brakp tm ayyalyla Olga'nm zerine atld.
"Olga Petrovna, bu ne gzellik! Aaa, ne gryorum? rglerini byle
sallandramazsn artk! Yarn ban rttreceiz, evli bir kadna
dneceksin o vakit.
Ben bam rtmem! diye tersledi onu birden Olga.
rtmeyeceksin ha? Sa rglerini byle ak ak sarktacaksn
ha?
Evet, sarktacam!"
Kadnlar vd vd konumaya, Olya'mn stne stne gelmeye
baladlar. fkesi burnuna km olan Volokhov, dayanamad, kadnlan
ite kaka uzaklatrrken, balanndakine sordu:
"Bart takmazsa ne olacak? Ne olacak, syle?
Can isterse taksn! stemezse de takmasn! Siz daha iyi bilirsiniz!
Zaten bu da doru drst bir evlilik deil ya!"
Yallar geldi, ii d votka olmu ayya kadnlan drt bir yana
dattlar. Olya'yla ikimiz bahede dolamaya gittik.
"Onlardan korkmuyorum," dedi Olga. "Ama kolay olmayacak."
Ellerinde baz eyalan ve giysi tomarlanm tayan birka ocuk
koarak yanlarmzdan geti. Gogol'n Evlilik adl oyunu oynanacak,
ardndan Jurbin, "eitli Uluslarda Dn Trelleri" konulu bir konuma
yapacakt. Elencelerin bitecei yoktu daha.

AYRILMANIN ACISI
Olga'nm dnnden ksa bir sre sonra, oktandr beklediimiz bir
felaketle karlatk. i niversitesi adaylarmzn bizi brakp gitme
zaman gelmiti. Aslnda, daha Raissa'yla bebeinin zamannda ba

AYRILMANIN ACISI

131

lamtk. Rabfak'tan konumaya ve o gnden beri de giri snavlarna


hazrlanyorduk; rencilerimizi, birer b ira i niversitesinde
grmekten daha byk bir dileimiz, daha gl bir isteimiz yoktu belki
de ve geri, bu i ok sevindirici, byk bir baarnn kutlanmas gibi
bir olayd, ama gene de, aynlk gn gelip attnda helkesin boaznda
bir dm olutu. Topluluktaki tm gzler, dolu doluydu. Hi kimse,
u korkun olguyla yz yze gelmeye, onu kabullenmeye yanamyordu:
Topluluk, yaam, alm, glm oynamt ve anszn dalyordu
sanki. Bu olguyu, gitmek zorunda olanlarn bir gn aralarnda ayrlacam
hi kimse aklna getirmemi, onun gerekleeceine kimse inanmam
gibiydi O sabah ben de, yreimde bir skntyla uyandm, ykkn, kaygl
bir halim vard.
Kahvaltdan sonra herkes temiz giysilerini giydi, bahede len
masalarn hazrlamaya koyuldu. Bu arada sancak takm benim alma
odamdaki sanca ald, davulcular, trampetlerini karnlarnn zerine
sarkttlar. Bu bayram havas, davul sesleri bile iimizdeki kararty gi
dermeye yetmedi. Lidoka, sabahn krnden beri hngr hngr
alamaktayd, mavi gzleri kan anana dnmt. Kzlar, hi
ekinmeden sesli sesli alyor, yataklarndan kalkamyorlard bir trl.
Kendi duygularn zar zor gizleyebilen Ekaterine Grigoryevna, onlar
bou bouna avutmaya abalyordu. Olanlarn surat ask, sesleri kesikti,
Lapot hi kimseyi gldrmyordu. Kkler, telgraf tellerine tnemi
yzlerce krlang gibi dmdz, dimdik sralar oluturmulard, bylesi
grlm deildi. Hepsi de bahedeki sralarn ve parmaklklarn zerine
tnemi, ellerini iki dizlerinin arasna koymu, gzlerini her zamanki
gr alanlarndan ok, ama ok yksek yerlerde bulunan nesnelere
damlara, aa doruklarna ve gkyzne dikmilerdi. Ve Toplulukta
daha nce hi bu kadar ok hkrma sesi duyulmamt.
Onlarn o ocuksu ksknlne katlyordum, zntlerini hakka
kar an bir sayg duyanlara zg derin zntlerini paylayordum.
Solovyov'u hakl buluyordum, neden Matyev Belukhin yarn Toplulukta
olmayacakt? Matyev'in gitmesini, Toska'nnsa bu sonsuz onulmaz ve
hi de hak etmedii znty duymasm engelleyecek biimde aklc
bir yol izlenemez miydi? Ama Matyev'in brakp gittii tek dostu Toska
deildi, ve brakp giden tek kii Matyev deildi Burun, Karabanov,

132

YAAM YOLU n

Zadorov, Krainik, Vernev, Golos, Nastya Noevnaya... hepsi gidiyorlard, hepsinin de dzinelerle dostu, arkada vard ve Matyev de, Semyon
da, Burun da hep gerek birer insanoluydular saplarna dek insan
ve onlardan rnek almak, onlara yknmek byk bir mutluluktu;
onlarn yok olmas demek, yaama yeniden balamak demek olacakt.
Topluluun zerine km olan duygular, herkesin cann skan
eyler, yalnzca bunlar deildi. ocular da ben de, Topluluun kafasn
cellatn nne yatrdn, baltannsa boynuna inmek zere olduunu
aka gryorduk.
i niversitesi adaylar da "Gereklilik ve Kader Tannlari'nn saysz
isteklerine boyun emeye hazrlanyormu gibi duruyorlard. Karabanov
hi yanmdan ayrlmyor, glmsyor ve yle diyordu:
"Eeh, yaam byle ite, her ey istenildii gibi olamyor. i
niversitesine girmek dnyann en byk mutluluu, hatta, bir d gibi
bir ey... Herkesin tek istei, en byk erei, falan filan! Ama nne kondu
mu da, insan bakyor, belki de pek yle istenilecek bir ey deildir, diye
dnebiliyor! Belki de aslnda bizim mutluluumuz bugn sona eri
yordun Topluluktan ayrlmak ok ac, ok.. Utanmasam alayacam!
Kimsenin beni gremeyecei bir yer bulsam resmen uluyacam! Belki
de alasam rahatlarm! Dnyada hakikat diye bir ey yok!"
alma odamn bir kesinde duran Vernev, fkeli gzlerle bakt
bize uzaktan.
"Yalnzca tek bir hakikat var: nsan. Dedi.
Vay canna! diye gld Karabanov. Demek sen hakikati kedilerde
aryordun bugne dek, ha?
Y-y-y-yok, onu demek istemedim... Ben unu diyorum: nemli
olan insanlarn iyi olmasdr, yoksa hakikatin ne anlam olur? Yani bak,
bir insan be para etmezin tekiyse, toplumcu da olsa ba belas olacaktr.
te bugn bunu rendim, ben."
Nikolaya merakla, ilgiyle baktm:
"Neden bugn? Dedim.
nk bugn aynaya bakm gibi gryorsun insanlan. Neden
bilmiyorum... Kendimizi almaya vermitik belki, her gn bir i
gnyd, ama bugn her ey tm plaklyla o-o-ortada. Gorki'nin
yazd ey doruymu, ama daha nce anlayamamm, ya da anlamtm

AYRILMANIN ACISI

133

ama bu denli nemli olduunu dnmemitim: nsan rastgele bir ipsiz


demek deildir, bir sradan insanlar vardr, bir de gerekten insan olan
insanlar."
i niversitesi adaylar, Topluluktan ayrlmalarnn at yaralan
bu szlerle gizlemeye alyorlard. Ancak onlann znts bizimkine
gre daha azd ne de olsa, nk onlan prl pnl, l l bir Rabfak
bekliyordu, oysa bizi bekleyen aydnlatc bir ey yoktu.
Dn akam, retmenler benim kapmn nnde toplanmt, kimi
oturuyor kimi ayakta duruyordu; hepsi de dnceliydi, utana utana
birbirlerine sokuluyor, yle duruyorlard. Topluluk uykudayd, gece
dingin, lk ve ydzlyd. Dnya, korkun derecede karmak bir btn
oluturan olaanst bir potpuri gibi geliyordu bana o an: tatl, nefis bir
mzikti bu ama hangi ezgilerden olutuunu anlamak, bu karmn iinde
ne gibi aclarn eriyip yittiini seebilmek olanakszd. nsan byle anlarda
felsefesel dncelere dalyor, "anlamaz" kavrama isteiyle kav
ruluyor. Ve eer yarn, bir insann, glklerle de olsa toplumsal
gelimelerine katkda bulunduu, onlan bir kaostan kanp bir- toplumsal
varlk haline soktuu dostlann "sonsuza dek" uzaklatnyorsa, o insan,
nutku tutulmu bir halde dingin gkyzne bakp duracak ve zaman
zaman u st aalarnn, kavak ve hlamur aalarnn, sorunlarnn
zmlerini fsldadna inanacaktr nerdeyse.
te biz, bu aresiz, lml insanlardan oluan bu kme, susuyorduk;
herkes birer birer ve hepimiz birlikte susuyor, kendi dncelerimize
dalyor, yapraklarn fsltlarn dinliyor, yldzlarn gznn iine
bakyorduk. Baansz bir av seferinden dnen yabanllar da ayn byle
davranrlar.
te ben, dnyordum, herkes gibi ve onlarla birlikte dnyordum.
O gece, ilk mezunlanm verdiim gece, bir ym sama dnce geti
aklmdan. Bunlan o zaman kimseye sylemedim, ve retmen ar
kadalarm, salt kendilerinin yprandm, benim, kkleri derinlere uzanan
bir kavak aac gibi sapasalam, elimdik kaldm, hi sarslmadm
dnyorlard belki. Kendi zayflklarm bana gstermeye utanyorlard
belki.

134

YAAM YOLU II

Yaammn ne byk glk ve hakszlklarla dolu olduunu d


ndm. Salt, yarm dzine "sulu ocuk Rabfak'a girecek diye
yaammn en gzel dnemini feda ettiimi, ve Rabfak'ta, byk kentte,
bu ocuklarn benim denetleyemeyeceim yeni etkilerle deiebileceklerini
dndm... Bu iin sonunun neye varacan kim bilebilirdi hem? Belki
de tm abalarm, tm zverilerim boa gidecekti, belki de hepsi yanl
uygulanm, boa harcanm clz abalardan baka bir ey deildi!...
Baka eyler de dndm. Bu hakszlk niyeydi? stme deni
gerektii gibi yapm deil miydim? Yaptm i, bir gece kulbnde ark
sylemekten, ya da hatta iyi bir oyunda ve de Moskova Sanat Tiyatrosu
gibi byk bir tiyatroda oynamaktan yz kez daha g ve ok daha deerli
deil miydi? yleyse neden oyuncular binlerce izleyici alklyordu,
neden onlar, insan ilgi ve kran duygulann yreklerine yklemi olarak,
byk bir doygunlukla evlerine ekilip dinlensinlerdi ve ben bu dnyadan
rak alma topluluunda karanlk geceleri ldrmeye alaydm? Neden
hi kimse, Gonarovka kylleri bile beni alklamamt? Hepsi bu kadar
m, Rabfak adaylarm giydirip kuatmak iin bin ruble para harcamtm;
ikide bir aklma geliyordu bu. Btemizde byle bir harcama yoktu,
Mdrlk Muhasebe ubesinden geW denetimci garip garip yzme
bakm, isteimi u szlerle yantlama:
"stiyorsan yap bu harcamay, ama unutma ki, ak karsa aylndan
keseriz."
Bu szler aklma gelince glmsedim. Beynimin iinde koca bir
Eitim mdrl hani hani almaya balad. Bir odada biri, de
netimciye banp anyor, hararetli bir svg sylevi ekiyordu, bir
baka odada bir kabaday elini masaya vuruyor, "Bu da ne dnek oluyor!"
diye banyordu, ve onun yanndaki odada, masalarn zerine eilmi
birka kii birbirlerinin szn onaylyor, hepsi birbirine ya ekerek,
bin rublelik a kapatmak iin ka ay daha almam gerekeceini
hesaplyordu. Bakanln teki ubeleri de alyordu beynimde ama
bu blmde olanlar bir an bile aklmdan kmyordu. Bitiik binada
grkemli bir toplant yaplmaktayd, tm retmenlerimiz ve Rabfak
rencilerimiz krsde sralanm duruyor, yz kiilik bir orkestra ezgiler
alyordu; bilgili bir eitbilimci de konuma yapacakt.

AYRILMANIN ACISI

135

Gene glmsedim. Bilgili bir eitbilimci de neydi? Onun syledikleri


ne ie yarayacakt? O, Karabanov'u elinde silahla anayolda grmemiti,
Burun'u, soyguncu arkadalar vurularak ldrlen o eli abuk hrsz
Burun'u bir bakasnn penceresinde tnemi halde grmemiti... Ne
grmt ki o?
"Ne dnyorsunuz boyuna? diye sordu Ekaterina Grigoryevna.
Dnp dnp glmsyorsunuz.
Resmi bir toplant yapyorum, dedim.
Oras belli. Siz o toplanty brakn da, ekirdeksiz ne yapacaz,
o t u syleyin?
Hah! te gelecein eitim biliminde yeni bir inceleme alan,
ekirdek sorunu!
Ne alan?
ekirdekten sz ediyorum. Bak, eer bir beraberlik, karlkl
anlay varsa, orada mutlaka bir ekirdek vardr.
ekirdein trne bal.
Tam istediimiz trden bir ekirdek. Topluluumuzu kmse
memeliyiz, Ekaterina Grigoryevna. Biz buda durmu, ekirdei nasl
oluturacaz diye dnken, bu topluluk farkna bile varmadan yeni
ekirdeini retti. yi bir ekirdek, blnmeyle rer. Bunu bir kenara yaz,
gelecein eitim biliminde gerekli olur.
Pekl, yazanm," dedi Ekaterina Grigoryevna duyulur bir sesle.
Ertesi gn retmenler pek neesizdi, kutlamalar ok snk, resmi
bir hava iinde geti. Bu ruh halini daha da beter etmeye niyetim yoktu,
bu yzden, sahneye kmm gibi davranyordum, en byk istekleri
sonunda gereklemi olan mutlu bir tipi canlandryor, szmona bayram
ediyordum.
lende, len masalarnda yemde yedik, biz de ardk ama, nedense
bir hayli kahkaha sesi duyuldu. Lapot Rabfak adaylarmzn, yedi sekiz
yl sonra ne hale geleceklerini gsterdi bize; veremden lmek zere olan
mhendis Zadorov'un yatann ba ucunda iki doktor Burun'la
Vernev doktor parasn kzrlarken, mziki Krainik cenaze mar
cretini almaya geldi, paray pein almazsa, almayacakm... Bu arada
herkesin klna girip onlara gzel gzel yknd elbet Lapot Ama ne
bizim kahkahalarmz, ne de Lapot'un aklabanlklar bizi gerekten

136

YAAM YOLU H

neelendiriyordu, herkesin asl duygularn belli etmemek iin byk bir


aba harcad belliydi.
Saat te sra olduk, bayraklar ektik. i niversitesi adaylar, sa
kanatta sra oldular. Anton, apkn srerek ahrdan kt, kkler,
gidenlerin sepetlerini arabaya yklediler. Komut verildi, tokmaklar da
vullara indi ve Topluluk istasyona doru uygun adm yola kt. Yarm
saat kadar sonra, kumlu Kolomak vadisini gerilerde brakm bu
lunuyorduk;; bir zamanlar Tatarlarla Dinyeper Kazaklarnn gelip getii
geni bir karayolu olan odaa dalnca rahat bir soluk aldk. Trampetiler
kamburlarn dzelttiler, ellerindeki sopalar imdi daha hareketli, daha
canl iniyordu davullara.
"Saa dn! Balan dik tut!" diye komut verdim gene.
Karabanov admlarn bozmadan dnd, glmsedi. Bu yaln
glmsemede, gururu, sevinci, sevgisi, kendi gcne ve gzel bir gelecee
olan gveni okunuyordu. Onun yannda yryen Zadorov, aramzdaki
bu sessiz konumay duydu, her zaman yapt gibi duygularn aa
vurmama abasyla baklarn ufka evirdi, sonra bayra biraz daha
yksee kaldrd. Karabanov birdenbire patlarcasna neeli bir trkye
balad.
Ayann altnda
M or menekeden hal
Sokul, sokul be Kazak,
Bu arkadalk hali!

Tiz sesi anszn havay doldururken, tekiler ona katld. O anda, bir
bayram yryndeymiiz gibi geldi bana, yle byk bir sevin, yle
byk bir gurur duyuyordum ki... ocuklar da benim duygularm
paylayor, onlar da kendi hesaplarna gururlanyorlard. Byk gereklik
birden kafamza dank etmiti: Gorki Topluluu, en ilk ve en iyi yelerini
uurluyordu. pek sancamz onlarn onuruna dalgalanyor, davullarmz
onlar iin gmbrdyor, taburlarmz onlarn onuruna balan dik, uygun
adm ilerliyorlard. Gne o gn sevincinden parlyor gibiydi: batmak
zere deil de bize yol amak iin batya doru kayyor, bizimle birlikte
tad bir trk sylyordu sanki; taklgan bir trkyd bu, aka dm
bir Kazaktan sz ediyor sanlrd, ama aslnda, dn, Komutanlar Ku-

AYRILMANIN ACISI

137

nlu'nun, "Aleksander Zadorov komutasndaki zel mfreze"ye verdii


buyruk gereince Haricova gitmekte olan Rabfak rencileri mfrezesinin
duygulanm dile getiriyordu. ocuklar bu iten pek holandlar, itenlikle
sylyor, arada bir de glmsyor muyum, somurtuyor muyum diye yan
gzle bana bakyorlard. Beni mutlu grrlerse bsbtn seviniyor
lard.
Arkamzda bir toz bulutu belirdi, az sema bulutlarn ortasndaki atly

seebildik: Olya Voronova'yd bu.


Attan indi, dizginleri bana uzatt.
"Buyrun! Gzel bir at, gerek bir Kazak at, dedi. Az daha yetiemiyordum...
Ben general deilim, dedim, Lapot binsin. Ne de olsa Komutanlar
Kurulu Sekreteri oldu artk.
Doru ya!" dedi Lapot, eyere atlad, tren taburunun nne geti,
oturduu yerde yle bir yerleti ve olmayan byklarm burdu.
Biraz Olya'nn konumasna olanak salamak, biraz da Lapot'un
aklabanlklarna herkesin rahata glmesini engellememek iin "rahat
komutu verildi.
stasyonda, zerine birer parmak yapmack nee alnm kskn bir
dalgnlk kt hepimizin zerine. ocuklar vagonlarna bindiler, Gorki
taburuna ve bizim gelmemizle nedense birden heyecanlanp bizi izlemeye
balayan teki yolculara gururla baktlar.
kinci kalk uyarsndan sonra Lapot ksa bir konuma yapt:
"Bizim yzmz kara karmayn evlatlar! urka, sen onlara gz
kulak olursun. Bu vagonu da bir mzeye gndermeyi unutmayn sakn.
zerine u szleri yazarsnz: 'Semyon Karabanov, Rabfak'a bu vagonla
gitmitir."'
Dnelken ayrlara vurduk, dar kei yollarndan, rmaklarn zerine
atlm kalaslarn zerinden yrdk. Bu durum, kk kmeler
oluturmamza, herkesin birbirine daha ok yaklamasna yol at; ken
ikindinin rts altnda herkesin iindeki da vurdu, ruhlarn de
rinliklerindeki duygular, itenlikle, bbrlenmeden uzak bir hava iinde
ortaya dkld. Gud yle dedi:
"Ben i niversitesine falan gitmeyeceim. Ayakkabc olacam
ben, ve iyi ayakkablar yapacam. Fena m? Hayr! Bunda bir ktlk
var m, yok! Ama ocuklarn bizi byle brakp gitmesi ac, deil mi?"

138

YAAM YOLU D

ri yan, her yara yamru yumru, bacaktan yamuk olan Kudlati, Gud'a
ters ters bakt.
"Senden ayakkabc olmaz olum," dedi. "Geen hafta pabucuma bir
yama koydun, daha akama kalmadan dt. Byle bir ayakkabc
doktordan beterdir. Ama bak, iyi bir ayakkabc olmak, doktor olmaktan
iyidir."
Toplulukta o akam bitkin bir sessizlik egemendi. Derken, tam yat
borusu ald sralar, nbeti komutan Osadi, Gud'u odama getirdi.
Gud sarhotu. Ya da pek sarho deildi belki, biraz fazlaca duygulanmt;
imekten ok zntsnden sarho olmu gibiydi. Herkesin sayp
svmesine, onu azarlamasna hi aldrmadan karma dikildi, mrekkep
hokkama gzn daldrm bir durumda yava yava unlan syledi:
"Evet, iiyordum, nk baka yaplacak ey yoktu. Alt taraf bir
ayakkabcym, tamam, ama benim de bir ruhum var, deil mi? Evet var.
Zadorov'la onca arkadamz yollara dklr, ekip gider de, ben hibir
ey olmam gibi oturabilir miyim? Buna sessiz sakin dayanabilir miyim?
Hayr, dayanamam. Ne yaptm, gittim, kendi paramla itim. Deir
mencinin izmelerine pene yaptm m? Yaptm. Hakkm olan paray
aldm m, aldm! Kendi paramla itim. Kimsenin grtlan kestim mi?
Kimseye azm ap bir ey dedim mi? Herhangi bir kza parmamla
bir fiske dokundum mu? Hayr dokunmadm. Bu kalkm bas bas
banyor: 'Yr Antona! Yr bakalm! Kim bu Anton dedii? Siz
misiniz Anton Semyonovi? Kim? Yabanl bir canavar m? Hayr, yabanl
bir canavar deil. Ne biim bir adam bu Anton, be para etmezin teki
mi? Hayr, be para etmezin teki deil. te, geldim. Karnzda kt
ayakkabc Gud!
Syleyeceimi dinleyebilecek durumda msn?
Evet, dinleyecek durumdaym.
Peki, dinle yleyse! Ayakkab yapmak, ok gerekli, ok iyi bir
eydir. Eer imezsen, ok iyi bir ayakkabc, dahas, bir ayakkab fab
rikasnn mdr bile olabilirsin.
Onca kii bizi brakp gidince bile imeyecek miyim?
Hayr, imeyeceksin.
Demek size gre imekte hakl deildim.
Hayr, hakl deildin.

AYRILMANIN ACISI

139

imdi olan olduuna gre, dedi Gud ve bam ne edi, beni


cezalandracaksnz.
Git yatana yat! Bu kez cezalandrmayacam seni.
Ben size demedim mi? diye haykrd Gud izleyicilerimize. Sonra,
azarlamal gzlerini odada gezdirdi, bana dnd, kurallarmza uygun
olarak selam akt:
"Tamam Yolda! Yatama yatacam!"
Lapot onun koluna girdi, endieli bir baba gibi yatana gtrd;
Topluluun duyduu zntnn bir simgesi olarak kabul etmiti onu
sanki.
Yarm saat sonra Kudlati, g izmelerinin datm iin odama geldi.
Yeni izmeleri sevgiyle kutulardan karyor, listesindeki mfrezelere
gre datyordu. Her kafadan bir ses kyordu bu arada:
"Ne zaman deitireceksin? Bunlar bana kk!"
Kudlati herkesi yantlad, ama sonunda sabn tat ve haykrd:
"Yz kez syledim, duymuyor musunuz! Bugn deitirmeyeceim,
yarn! Ya-nn! Anlald m kaz kafallar!"
Benim masamda oturan Lapot, gzlerini ksarak Kudlati'ye bakt.
"Sat grevlileri mterilere kar saygl davranmak zorundadr
Yolda." dedi. aka yapmaya alsa da bitkin, tkenmi bir hali vard.

GZ
K bir kez daha grnd. Ekimde, saysz "brti" bir sra pancar, bir
sra samanla doldurulmu bulunuyordu. Lapot, Komutanlar Kuruluna
u neriyi yapt:
"Rahat bir soluk alma karan verilsin."
"Brti" dediimiz, yirmi metre uzluunda derin hendeklerdi. ere,
k iin on, on iki hendek doldurttu, gene de pancarlarn yeterli olmadn,
onlan idareli kullanmamz gerekeceini sylyordu.
Pancarlar, pancar deil de optik gerelermi gibi dikkatle bu hen
deklerdeki yataklara yerletiriliyordu. ere, bir zel mfrezenin banda
sabahn karanlndan akamn ge saatlerine dek dikilebilir ve ocuklar
vr vr yiyebilirdi:

140

YAAM YOLU II

"Onlan yle atmaynz ltfen yoldalar! Ltfen! Unutmayn ki pancar


berelenirse rmeye balar, bir kez rynce de bakterileri tm teki
pancarlara yayar. Dikkatli olun yoldalar! Ltfen dikkatli olun!"
Bu iin tekdzeliinden bitkin dm, ve hele pancarlardan bkm
usanm olan ocuklar, ere'nin t molalarm bahane bilip yorgunluk
gidermeye, biraz glp elenmeye bakarlard. Ynn iinden iri, yus
yuvarlak ve de mosmor bir pancar seer, Mitka m olur Vitka m
komutanlarnn bakanlnda bu rnek pancarn etrafnda toplarlard.
Komutan parmaklarm yayar, ellerini kaldrr, yksek sesle fsldard:
"Yaklamayn! flemeyin! Solumayn! Kimin elleri temiz baka
ym?"
Bu temiz elli bir avu saman getirir. Komutan, ynn iinden seilen
pancar zenle eline aldnda, kyamet topmuasna baracaklardr.
"Ne yapyorsun? Ne yapyorsun?"
Hekes korkmu gibi olduu yerde donup kalacak, ayn ses, "Dikkatli
olun," diye konumasn srdrnce de, "anlald" anlamnda balarn
sallayacaklardr.
Bundan sonra sra bir kuma paras ya da daha dorusu bir giysi bulup
bunu yumuak bir dek haline getirmeye gelmitir. Dek, samanlarn
zerine yerletirilir, al yanakl yusyuvarlak besili pancar da zenle onun
zerine yatrlr. Bu, gerekten dokunakl bir grnmdr. ere,
gldn belli etmemek iin bir saman p inemektedir. Samanlar,
dek ve pancarla birlikte yavaa yerden kaldrlrken Mitka yle
fsldamaktadr:
"Dikkatli olun yoldalar, dikkatli olun! Unutmayn, berelenirse riir,
rrse..."
Mitka'nn sesi az da olsa ere'ninkine benzemektedir. Bu yzden ere,
azndaki saman pn daha bir sre atmayacaktr.
Klk ekim iin topra srme ii bitmiti. Artk traktr dleri
kurmaya balamtk. Saban ve iki atla gnde elli dnmden fazla toprak
sremiyorduk. Bu yzden ere birinci ve kinci zel Mfrezelerin
almalarm izlerken baya kayglanyordu.
Bu mfrezelerde, Fedorenko, Korito ve obot gibi "gzbebeklerimiz 'in komutanlnda en deneyimli ocuklarmz almaktayd. Bu

GZ

141

yoldalar g asndan saban eken iki attan pek aa kalmazlard; ift


srme iini en ince ayrntlarna dek biliyorlard. ift srme yntemlerim,
yaamn daha baka alanlarnda da ok gzel uygularlard bunlar.
Topluluk iinde, ortaklaa yaantda, dostluk ilikilerinde, zel yaam
larnda da sabann toprakta brakt trden dmdz, derin izler brakr,
sabann o prltl demirlerini kaskat topraa daldrma konusunda
gsterdikleri tutku ve iseverlii her durumda ortaya koyarlard. Onlarn
beyni sanki kafalarnn iinde deil de baka yerlerde, yani rnein, elik
gibi gl ellerinin kaslarnda, zrh kuanmasna sert ve salkl
gslerinde, birer heykeli andran baldrlarnda iliyordu. Bu ocuklar,
i niversitesinin ekiciliklerine kendilerini kaptrmayan sayl Topluluk
yelerindendi. i niversitesine karydlar, okulla, okumakla ilgili
konular aldnda dilsiz kesilirlerdi. Nuh diyor peygamber demiyorlard,
belli konularda yalnz kendi grlerine inanyor, bakasn tanmyorlard.
Mert ocuklard, Toplulukta onlar gibi iyi huylu, onlar kadar onurlu ocuk
yok gibiydi; az, ama z konuurlard.
Birinci ve ikinci zel mfrezelerin etkin yeleri olarak hekesten sayg
grrlerdi. Elbet arada onlara taklmadan edemeyen akaclar, belki de
ekemedikleri iin alayl alayl konuan kt yrekliler yok deildi.
Birinci zel mfreze sabah saat altdan len on ikiye dek, ikinci
zelse, leden akamn altsna dek alrd. zel mfrezeler haftalkt.
Belli bir lde, uzmanlk dallan dikkate alnyordu geri ama, ocuklarn
her hafta baka bir mfrezede, baka bir ite almas salanrd.
Her gn, zel mfrezeler iini tamamlayaca srada, yardmc tarm
uzmanmz Alyoa Volkov iki metrelik dlger cetveliyle tarlaya kar,
her mfrezenin ka metre kare toprak srdn lerdi.
zel mfrezeler toprak srme iini iyi yapyorlard ama yaplan iin
nicelii, topraa, atlara, ini yoku durumuna, havaya ve dier d et
kenlere gre deiiyordu. Alyoa Volkov, her akam duyuru tahtasna
lm sonulann yazyordu;
19 Ekim

1. zel-Korito
1. zel-Vetkovski '
2. zel-Fedorenko
2. zel-Neitaylo

2.350m2
2.300 m2
2.410m2
2.270 m2

142

YAAM YOLU H

Dken ocuklar, yaptklar iin sonucunu karlatrmaya, birbirleriyle


yarmaya baladlar. En iyi komutanlarn ve listenin hemen hanen her
gn bamda olanlarn, Fedorenko'yla Korito olduu (taya kt. Uzun
sredir yakn arkadat bunlar, ama bu, birbirlerinin elde ettii sonucu
kskanmalarna, birbirlerinin iinde yzlerce yanl bulmalarna engel
deildi. Byle durumlarda zaman zaman Fedorenko'nun tepesi atyor,
oyun diye balayan ey, ciddi zntlere neden oluyordu. Hayli zamandr,
teki mfrezelerin ilerisindeydi, Alyoa Volkov'un kara tahtasnda grlen
sonular, 2.250 ile 2.600 m2 arasnda deiiyordu. Korito'nun mfrezesi
bu rekorlara erimeye abalyor, ama her seferinde krk, ya da elli m2
geride kalyordu. Fedorenko arkadana taklyordu:
"Benimle boy lmeyi brak dostum! Sen daha iei burnunda
bir iftisin..."
Ekim sonunda, atmz afak hastaland, ere tarlalara yalnz bir ift
at gndermeye karar verdi. Komutanlar Kurulundan verimi artrmak iin,
Fedorenko'yu Korito'nun mfrezesine vermelerini istedi.
Fedorenko balangta iinde bulunduu durumun dourabilecei
dramatik olaslklar aklna getirmedi, nk o sralar afak'm hastalna
zlyor, k topranm yalnzca bir ift atla nas srleceine ta
salanyordu. e drt elle sarld, canla bala almaya koyuldu, ancak,
Alyoka Volkov tahtaya unlar yaznca kendine geldi:
24 Ekim 2. zel Korito 2.730 m2
Korito, koltuklarn kabarta kabarta ortalkta dolayor, Lapot da bu
arada nne gelene yle diyordu:
"Fedorenko, Koritoyla boy lebilir mi canm! Korito gerek bir
tarmc, onun yannda Fedorenko'nun sz m olur?
ocuklar, Korito'yu havalara frlatp, "Yaaa!" diye barrken,
Fedorenko, ellerini pantolonunun cebine sokmu, kskanlktan beti benzi
solmu bir halde onlar izliyordu.
"Korito tarmc demek ha!" diye bard. "Byle bir tarma mrmde
grmedim!"
Fedorenko, srekli olarak ocuklarn saf saf sorduu u trden so
rularla karlayordu:
"imdi, Korito'nun seni getiini kabul ediyorsun, deil mi?"
Ancak Fedorenko, bu konuda dnm tanm olmalyd, Ko
mutanlar Kurulunda yle dedi:

GZ

143

"Korito neden yle hindi gibi kabaryor? Bu hafta da yalnzca bir


beze alacak. Birinci zele, bana verin Korito'yu, size bin metre
kare toprak sreyim."
Komutanlar Kurulu, Fedorenko'nun bin metresinden pek holand,
isteini yerine getirdi. Korito ban iki yana sallyordu:
"Ah u Fedorenko yok mu! dedi. "Ah, ne eytandr o!
Ayan denk al!" diye uyard onu Fedorenko, "Ben sana alrken
fiimi trnama taktm, sakn mrn krn etmeye kalkma, tamam m!"
Daha i balamadan Korito durumunun ok g olduunu itiraf etmek
zorunda kald.
"Ne yapacam ben imdi? Bir yanda Fedorenko'yu krmak istemem,
bir yanda tarlalarn srlmesi gerek. te yanda ii asarsam Fedorenko'yu
yan yolda braktm, on utandrdm diye ocuklarn diline derim...
Ne yapacam, ah..."
Ertesi sabah tarlalara giderken Fedorenko da, Korito da glyorlard.
Fedorenko, sabann zerine kocaman bir sopa yerletirdi, bunu arkadana
gstererek yle dedi:
"Bunu gryorsun, deil mi? Tarlada gznn yama bakmam
ha!"
Korito nce durumun ciddiliinden, sonra da glmekten kpkrmz
kesildi.
Alyoa, eliyle cebinin iinde, bir tebeir parac arana arana tarladan
dndnde, herkes onu karlamaya kotu. ocuklar sabrszlk iinde
sordular
"Eee, ka metre?"
Alyoa, onlar yantlamad, tahtaya yava yava unlar yazd.
26 Ekim 1. zel Fedorenko 3.010 m2.
"Vay caunaa! Fedorenko'ya da bakn... bin metre!"
Fedorenko'yla Korito tarladan dndler. ocuklar, Fedorenkoyu bir
fatih gibi karladlar. Lapot yle dedi:
"Ben size demedim mi Korito Fedorenkoyla boy lemez diye?
Yaa, grdnz m, Fedorenko gerek bir tarmc nk!"
Fedorenko Lapot'a ters ters bakt, onun bu kurnaz davrann nasl
deerlendirdiini sylememek iin kendini g tutuyordu. nk olay,
tarlada de, bahede gemekteydi ve Fedorenko, o anda, sabann titreyen
kollarn smsk tutarken duyduu gveni duymuyordu.

144

YAAM YOLU H

"Nasl oldu da yenildin, Korito? diye sordu Lapot.


Bu ie hile kant sevgili Yoldalarm! Ne biliyor musunuz, Fedorenko tarlaya giderken yanma bir sopa ald... ite size yant!
Aldm elbet, diye araya girdi Fedorenko. Arada bir sabann
baklarm temizlemek gerek.
Bir de, 'gznn yama bakmam,' dedi.
Neden bakacakmm? Gene sylerim, neden senin nazn
ekecekmiim, kz deilsin ya!
Sana ka sopa vurdu? diye sordu ocuklar.
Sopadan yle korktum ki, canla bala altm, o da sopay kul
lanmak zorunda kalmad. Haa, aklma geldi, sen saban o sopayla te
mizlemedin ki, Fedorenko?
Onu yedek olarak almtm... Sonra, ey... Tarlada daha uygun bir
sopa buldum.
Seni dvmediine gre yaknmaya hakkn yok, dedi Lapot. Sen
daha batan yanl politika uyguladn, Korito. Yava yava alacaktn,
byle... Sonra komutanla tartacaktn. O da seni sopayla okayacakt.
te o vakit durum ok farkl olurdu: Komutanlar Kurulu, Genlik Kolu,
Genel Toplant, falan filan...
Dnemedim," dedi Korito.
Bylece, kararll ve temiz yrei, itenlii sayesinde Fedorenko
yar kazand.
Gz bitmek zereydi; bolluk getirmiti bize, umut ve gven getirmi,
ve sessizce uzaklamt. Haricova gidenleri zlemitik; ama canllk dolu
insanoullan, almayla dolu gnler, akamla birlikte kahkahalar ve nee
de getiriyordu Topluluumuza; yle ki, Ekaterina Grigoryevna bile u
itirafta bulundu:
"Ne, biliyor musunuz, bizim u Topluluumuz harikulade! Sanki hibir
ey olmam gibi..."
Aslnda, gerekten de hibir ey olmu deildi; bunu imdi daha iyi
anlyorum. niversite adaylarnn, Harkov'da giri sravlann baaryla
vermesi, herkesin gsn kabartmt. ocuklar bir baka kasabada
yayor, orada okuyorlard geri ama, gene de yedinci zelin yeleriydiler,
ite herkes byle duyuyordu, ve bu duygu, Topluluktaki iyimserlii
artryordu kukusuz. Yedinci zelin komutan olan Zadorov haftalk
raporlar gnderiyordu. Bu raporlar toplantlarmzda okurken, herkesin

GZ

145

azndan sevinlerini dile getiren deiik tatl nlemler dklrd. Zadorov, raporlar ayrntl yazar, kimin hangi konuda ter dktn bir
bir anlatr, olaylara keni grlerini de eklerdi:
"Semyon, errigov'un kzna k olmay dnyor. Ona yazn bu
iten vazgesin. Vernev, i niversitesinde tb retilmiyor diye
mzldanp duruyor, dil bilgisi almaktan bkm, yle diyor. Ona
syleyin, byle mrn krn etmesin.

Bir baka mektupta yle yazyordu Zadorov:


"Oksana'yla Rakhil sk sk bizi grmeye geliyorlar. Onlara ya ve
riyoruz, onlar da bize birok konuda yardmc oluyorlar. Kolya'nn dil
bilgisi zayf, Golos'un da aritmetii. Kzlar onlar altryorlar. K o
mutanlar Kurulundan, Oksana'yla Rakhil'i yedinci zelin yeliine al
malarm istiyoruz. Kurallara uyuyorlar.

Bir baka mektup:


"Oksana'yla Rakhil'in botlar yok, paralar da yok. Biz kendimizinkileri onartma verdik, imdilik iyi. ok yol yryoruz. Her yere
yryerek gidiyoruz. Anton Semyonovi'in gnderdii para bitti, ders
kitabyla bana izim gereleri aldk nk. Oksana'yla Rakhil bot ala
caklar, arda iftini yedi rubleye satyorlar. Bizi burada iyi besliyorlar,
ancak ne yazk ki, gnde bir n yemek veriyorlar. Yamz da bitti.
Semyon ok ya yiyor. Ona yazn, bir daha gnderirseniz, ok y e
mesin.

Genel toplantda, ocuklar byk bir istekle u kararlan ald: para


gnderilecek, ya gnderilecek, Oksana'yla Rakhil, yedinci zelin
yeliine alnacak, onlara Topluluk yesi nian gnderilecek, Semyon'a
ok ya yedii iin bir ey sylenmeyecek, kendi komutanlan var nk,
komutanlm bilsin, ya pay etsin; Vernev'e nazlanmamas sylenecek,
Semyon'a da o emigov kzma gnln kaptrmamaya bakmas, kafasn
duygusal eylerle doldurmamas nerilecek. emigov'un kz gerekirse
Komutanlar Kuruluna yazabilir.

146

YAAM YOLU H

Lapot, bu genel toplantlara her seferinde bir i grmesi havas verir,


o dakikalar ateli, capcanl geirmenin bir yolunu bulurdu; niversi
telilerimizle haberleme konusunda da esiz formller yaratyordu.
emigov'un kznn Komutanlar Kuruluna bavurmas fikri herkesin
houna gitti; bu neri gelecekte baya nemli gelimelere yol aacak
t.
Harkov'daki yedinci zelin yaants, bizim okulun gidiini kkl bir
biimde deitirdi. Artk herkes, niversite denen eyin bir gereklik
olduunu, oraya herkesin girebileceini, bunun iinse yalnzca istemenin
gerektiini anlamt. Sonbaharda, herkesin derslerine drt elle sarldm,
byk bir hevesle almaya koyulduunu da gzlemledik. Bratenko,
Georgievski, Osadi, Schneider, Gleiser ve Marusya Levenko niver
siteye girmeye karar verdiler ve itenlikle almalarn hzlandrdlar.
Marusya bu arada o deli-dolu halini brakm, arbal bir kz olma
yoluna girmiti. Bu dnemde, Ekaterine Grigoryevna'ya adeta k
olmutu, ayrca, peinden ayrlmyor, onunla her yere gidiyor, nbetteyken
ona yardmc oluyor, dikkatli baklarn hi ondan ayrmyordu. Marusya'nn stne bana zen gstermeye balamas, gsn barn
kapayan bluzlar giymesi houma gidiyordu. Doru drst, zenle dikilmi
giysiler giymeyi de renmiti artk. Marusya, gzlerimizin nnde bir
iek gibi amakta, giderek gzellemekteydi.
Kklerin oluturduu kmeler de, imdilik uzaklarda bulunan ii
niversitesinin kokusunu almlard, ikide bir, hangi fakltenin kendilerine
uygun olacan, nereye girmeye hazrlanacaklarm soruyorlar, aralarnda
ciddi ciddi tartyorlard.
Nataa Petrenko kendini iyice derslere vermi, grlmedik bir abayla
konularn stne stne gidiyordu. On alt yandayd bu kz, ama daha
okuma yazma bilmiyordu. Daha okula geldii ilk gn, olaand bir
yetenei olduunu gsterdi; yle ki, birinci ve ikinci snf bir ders yl
iinde bitirmeyi nerdim ona. Nataa, gzlerini krptrarak teekkr
etti.
"Baarrm herhalde," dedi yalnzca.
Bana artk eskisi gibi "Amcacm, demiyordu. Toplu-yaantya
giderek daha ok uyuyor, Topluluun bir paras olma yolunda hzla

GZ

147

ilerliyordu. Onu hekes seviyordu, anlatlmaz bir gzellii vard bu krem


nk, herkese iyi davranrd; glmsemesinde tatl bir itenlik okunurdu;
gizlisi sakls yoktu, ak, tatl bir kzd ksacas. obot'la olan eski ar
kadaln srdryordu, obot da, bu deerli yarat sessizce ve atk
kalarla dmanlardan koruyordu. Ancak obot'un durumu her geen
gn biraz daha gleiyordu, nk Nataa'nn evresinde dmanlar
yoktu; tersine hem kzlarla hem olanlarla arkadalklar kuruyordu. Lapot
da Nataa'ya kar olan tutumunu deitirmiti; onunla hibir ekilde alay
etmiyor, akalar yapmyor, ona kar zenli, sevecen ve ok ciddi dav
ranyordu. Bu yzden obot Nataa'y pek yle yalnz yakalayamyor,
oturup kzla konuamyor, ya da daha dorusu, son derece zel ve de
gizli bir konuda ona istedii gibi alamyordu.
obotun tutumunda garip bir tela seziyordum, bir akam bana gelip
de unlan syleyince, hi armadm:
"Anton Semyonovi, izin verin de gidip aabeyimi greyim!
Aabeyin olduunu bilmiyordum.
Var ya. Bogodukhov yaknlarnda bir yerde iftlii var. Ken
disinden bir mektup aldm.
obot mektubu bana uzatt. Ktta unlar yazlyd:
"... Senin durumuna gelince, buraya gel sevgili kardeim Mikola
Fedorovi, benimle otur, nk evim bir hayli byk, benim gibi byk
bir iftlii olana da az rastlanr, yreimse, kardeimi yeniden bulmaktan
mutluluk duyacaktr, ve madem ki kzdan holanyorsun, onu da
getir."
"te... Gidip bir bakaym dedim.
Nataa'yla konutun mu?
Konutum.
Eee?
Nataa ne bilir ki? Gidip kendim greceim... Evden katmdan
beri grmedim aabeyimi.
yi yleyse, git, kendi gzlerinle gr. Aabeyin bir Kulak olsa
gerek, ha?
Kulak demek doru olmaz, yalnzca bir at vard eskiden. imdi
ne durumdadr, bilemiyorum ama...

148

YAAM YOLU H

obot, Araln balarnda gitti ve uzun bir sre gelmedi.


Nataa, onun yokluunu hi fark etmemi gibiydi; her zamanki gibi
dingin, itenlikli ve gevezelikten uzak bir gen kz olarak durmadan
derslerine alt. Bu kzn bir ders ylnda snf birden atlayabileceim
seziyordum.
Toplulukta bulunan ocuklarn, okula kar gsterdii bu yeni tutum,
Topluluun kiiliini deitirdi. imdi ok daha uygar, bir eitim kunmuna daha ok benzeyen bir kurulu haline gelmiti. Artk, eitimin
nem ve gereklilii konusunda kck bir kuku duyan yoktu aralarnda.
Bu yeni ruh hali, Maksim Gorki'ye kar herkesin besledii duygu ve
dnceler nedeniyle bsbtn kzyordu. Aleksi Maksimovi, ocuklara
yazd mektuplardan birinde yle diyordu:
"Topluluktaki ocuklarn, ocukluum adl kitabm gz akamlar
okumalarn dilerim. Onu okuyunca, benim de kendileri gibi olduumu
bu ykden anlayacaklardr. Ancak ben, daha kk yata duyduum
okuma isteini hibir zaman brakmadm ve almaktan hibir zaman
ylmadm. Diren ve abann, her eyin stesinden geleceine olan
inancm bir an olsun yitirmedim."

ocuklar, uzun sredir Gorki'yle yazyorlard. lk mektubumuzu


"Maksim Gorki, talya, Sorrento," adresine yollamtk. Aleksi Maksimovi'in mektubu aldna ardk bile. Gorki, byk bir incelikle bizi
yantlam, bir hafta boyunca okumaktan okunmaz hale getirdiimiz
dosta bir mektup yazmt. O gnden sonra dzenli olarak yaztk.
ocuklar, Gorki'ye mfrezeler adna yazyor, mektuplarm dzeltmem
iin bana getiriyorlard. Ancak ben, dzeltmenin gerekli olmad,
grndeydim; mektuplar, ocuklarn doalln da tarsa, Gorki daha
ok sevinir diye dnyordum. Dolaysyla bir editr olarak ancak u
uyarlan yapyordum:
"Daha doru drst bir kt paras bulamaz mydnz?
Hani imzalar?"
talya'dan mektup geldiinde, ocuklarn hepsi onu bir an iin tutmak,
zarfn zerindeki adresin Maksim Gorki'nin elleriyle yazldna amak,
pulun zerindeki kral resmine eletirel bir bak bakmak isterlerdi.

"u talyanlar krala bunca yldr nasl dayanyorlar? Kral da ne


oluyormu?..."
Mektubu ama yetkisi yalnzca bana verilmiti; onu Komutanlar
Kurulu sekreterine teslim etmeden bir iki kez yksek sesle okumak
gelenek haline gelmiti. Daha sonra, Lapot, mektubu hayranlara verir,
diledikleri kadar okuyabileceklerini, ancak bir koulu olduunu sy
lerdi:
"Satrlar parmaklarnzla okumayn. Size gz vermiler, parmaksz
okuyabilirsiniz."
ocuklar, Gorki'nin her satrndan engin bir yaam felsefesi
karrlard, bunlar Gorki'nin satrlaryd nk, ne buna, ne de
yazlanlarn doruluuna kuku yoktu. Kitap bakayd, mektup baka.
nsan bir kitapta yazlanlar zerine tartabilirdi, iindekileri doru
bulmazsa kitab bir yana atabilirdi... Ama bu bir kitap deil, Maksim
Gorki'nin kendi elleriyle yazm olduu gerek, canl bir mektuptu.
ocuklar, Gorkiye kar nceleri dinsel diyebileceim bir sayg
duyuyor, onu herkesten stn bir yaratk olarak gryorlard; ona
yknmeyi, ya da ona benzemi olmay nerdeyse ayp sayyorlard.
ocukluum romanndaki olaylarn, kendi zyaamndan alndna
inanamyorlard.
"Ne byk bir yazar! Bak, neler grm geirmi. Grm, ve yazm,
daha kkken bile herkese benzemiyormu..."
Gorki'nin mektubunda hakikati yazdm, ocuklara bir trl anlatafnadm; insan, yetenekli de olsa ok almak, okuyup renmek
zorundadr, diyordum... Yaam, bizim Topluluktaki ocuklarn oununkinden farkl olmayan yaayan bir insanolunun, yani Alyoa'nn elle
tutulurcasna canl, yaayan zelliklerini giderek hepimiz daha iyi an
lamaya, o yaamn yabancs olmadmz grmeye baladk. Bunun
zerine ocuklar Aleksi Maksimovi'e daha da byk bir hayranlk
duydular, onunla grme istekleri bir kez daha depreti, byk yazarn
Toplulua gelecei gn dlemeye baladlar; ancak bir yandan d
kuruyor, bir yandan da bu dn gerekleeceine pek inanamyorlard.
"Hi ii yok da buraya kadar gelecek! Senin ne zelliin varm ki
gelsin, olum, herkesten ne farkn var, ha? Gorki senin gibilerden en az
bin kii, ne bini, en az on bin kii tanyordur.

150

YAAM YOLU H

Ne olmu yani? Hepsinde de mektup mu yazyor sanyorsun?


Yok, yazmyor! Gnde yirmi mektup karr o be, dnsene ayda
ka mektup eder! Tam alt yz! Yaa, ne haber!"
Bu konuyla ilgili olarak bir yn soruturma yapld, sonunda
ocuklar, Gorki'nin gnde ka mektup yazdn sormak zere bana
geldiler.
"Herhalde bir iki mektup yazar, dedim. O da her gn deil elbet...
Olamaz! Muaka daha oktur!
Evet, olur. nk o kitap yazyor, vaktini o ie ayrmak zorundadr.
Hem, onu grmeye gelenler olmuyor mu sanyorsunuz, gideni geleni yok
mu! Ayrca, makina m bu adam, dinlenmeye gereksinmesi yok mu?
Yani demek istiyorsunuz ki, bize mektup yazdna gre biz onun
dostlan saylnz, Gorki'nin dostlan! Ha?
Hayr, dostlan deil, dedim. Biz onun ocuklanyz. O bizim isim
babamz. Ona yazmay srdrrsek, dahas, onunla karlarsak, ar
kadatan olacaz. Gorki'nin bizim gibi dostlan ok deildir."
Gorki imgesi, Toplulukta doal boyutlarna eriti sonunda; bundan
sonra, ockularda bir byk adam karsnda duyulan korku deil, byk
bir yazara duyulmas gereken sayg deil, Aleksi Maksimovi'e kar
duyulan gerek, canl bir sevgi grdm; bizden uzak, esiz, sekin, ama
her eyden nce insan olan Aleksi Maksimovi'e iten bir kran duygusu
besliyordu Gorki ocuklan.
ocuklar, bu sevgiyi anlatmakta byk glk ekiyorlard. Sev
gilerini hangi szcklerle dile getireceklerini bilmiyorlard; buna, duy
gularn aa vurmama ilkelerini de ekleyince ileri bsbtn gleiyor,
sevgilerini aklamaktan nerdeyse ekinir oluyorlard. Derken Gud'la
mfrezesi bir are dnd. Aleksi Maksimovi'e yazdklan bir mektupta,
ayak llerini bildirmesini istediler ondan, Gorki'ye bir ift izme ya
pacaklard. Birinci mfreze, Goki'nin bu isteklerini geri evirmeyeceine
inanyordu, nk izme, her zaman iin ie yarayan bir eydi. Bizim
dkkana ok kii izme smarlamazd; biri bir izme siparii verse bile
onu yapmak bizim iin ok zahmetli olurdu; uygun ya da dayankl
malzemeyi salamak iin dkkn dkkn dolamak gerekirdi; te yanda
kseleyi ve astan da dardan alr bir yn harcama yapardk, bu durumda
izmenin astan yznden pahalya kard. izme yapmak herkesin harc

GZ

151

deildi, izme dediin hem aya vurmayacak, hem de grnm gzel


olacakt. Bu nedenlerle Gorki, kendisine bir izme gnderilmesinden
holanacakt kukusuz, stelik sradan bir talyan ayakkabcs yerine
Topluluk yelerinin yapt izmeleri giymekten gurur duyacakt.
Bu alanda usta saylan ve kasabada alan bir ayakkabc tanmz,
bir uval tahl ttrmeye Toplulua geldiinde, bu konudaki grn
syledi, ocuklar yanlmyordu ona gre:
"talyanlarla Franszlar, bizim gibi uzun izme giymezler, dolaysyla
onlar yapmay da bilmezler. Ama siz Gorki'ye nasl bir izme yapmay
dnyorsunuz? Acaba ne tr izmeden holanyor, tek para m, yoksa
tozluklu mu? Sonra burnu nasl olacak, topuklan ne kadar olacak?
Yumuak m olacak, bazlan ayakkab burnunun sert olmasn ister. Sonra,
ne tr deri kullanlacak? Kei derisi kullanrsanz, burunlanna buza
derisi koyacaksnz. Sonra bir de uzunluk sorunu var...
Bu meseleyi pek karmak bulan Gud, bana dant:
"Diyelim izmeleri yaptk, bir eye benzemedi! N'olacak? Sonra, ne
tr izme yapacaz, rugan m, deri mi? Rugan isteyecek olsa, nerden
bulacaz, kim bulacak? Kalina vanovi bulur belki, ama ne diyor, siz
kim oluyorsunuz be asalaklar, diyor, Gorki'ye izme yapacak adam
mymz? Gorki izmelerini talya'da kraln ayakkabcsna yaptrr
diyor."
Kalina vanovi byle sylediini yadsmyordu:
"Yalan m? 'Gud A..' diye bir ey var m? Yok. Doru drst izme
yapamazsnz siz. O bir ift orabn zerine giyilecek ve de nasr yap
mayacak bir izme ister. Sizin yaptnz i neye benziyor, baksanza!
nsan ayana kat ul sarsa gene actyor sizin izmeler, asalaklar!
Gorki'nin ayanda nasr karmadnz kalmt zaten! Onu da yapn,
tamam olsun!"
Gud kara kara dnmeye balad; yant gelene dek tasadan mum
gibi eridi ocukcaz.
Bir ay sonra Gorki'den mektup geldi.
"izmeye gereksinmem yok," diye yazyordu. "Hemen hemen btn
vaktim krlarda geiyor, izme giyilmese de olur buralarda."
Kalina vanovi piposunu yakt, bam gururla havaya dikti.
"ok akll bir adamm dorusu. Senin izmeleri giymektense

152

YAAM YOLU II

yalnayak dolamay yeliyor. Silanti bile senin izmeleri giydii gn


dnyaya geldiine piman oluyor, haberin var m! Silanti acya alktr
stelik!
Gud, bir gz krpt, ve onu yle yantlad:
"Eh, tab, ayakkabc burada, mteri ta talya'da olursa iyi bir izme
yaplmaz ki zaten. Zarar yok, Kalina vanovi, gn ola harman ola. Eer
bir gn buraya gelirse ona bir izme yaparz ki, sen bile aarsn!"

Gz, gnlerini gzel gzel doldurdu.


Halk Eitim Bakanl denetimcilerinden Lyubov Savelyevna Jurinskaya'nn gelii, anlatmaya deer bir olayd. Taa Harkov'dan kalkm,
Topluluu grmeye gelmiti. Tm denetimcileri olduu gibi onu da
avlanmaya alm bir kurdun nlemli duygularyla karladm. Al yanakl,
neeli yzl Maria Kondratyevna'yla birlikte gelmiti.
"Sizi bu yabanlla tantrmama izin verin, dedi Maria Kondratyevna,
ilgin biri olacan sanyordum ben, meer dpedz bir azizmi bu
grdnz adam. Onunla ne yapacam bilemiyorum, dndke
vicdanm ikence iinde kvranyor.
Jurinskaya, Bokova'nm omuzlarn tuttu.
"Haydi, sen iine bak, gevezeliklerin olmadan da tanrz biz!
dedi.
Maria Kondratyevna tatl tatl glmsedi, yanaklarndaki gamzeleri
oynatarak, "Sevinerek giderim!" dedi. "Samalklarmdan holanacak
adam ook." Bana dnd, "ocuklarn nerde?" dedi. "Irmakta m?"
Bu srada elaputinin rmak kysndan ykselen soprano sesi du
yuldu:
"Maria Kondratyevna! Maria Kondratyevna! Buraya gelin! ok gzel
bir kzak var burda!
Maria Kondratyevna hemen koar adm yrmeye balad, bir yandan
da, "kimize de yer var m? diye sesleniyordu.

Var, var! Kolya da geliyor! Ama siz eteklik giymisiniz, derseni


garip olur.
Maria Kondratyevna, yle bir dnd, Jurinskaya'ya bakt ve:
"Bo ver, usturuplu dmesini bilirim," diye yantlad onu.
Kolomak'a inen buzlu yamaca doru hzland. Onu sevgili gzlerle

GZ

153

izleyen Jurinskaya, "Garip yaratk! dedi. Babasnn evindeymi gibi rahat


ediyor burda.
in kts, fazla grlt yapt iin ceza vereceim ona yaknda,
dedim.
Bana grevlerimi anmsattnz. Buraya sizinle disiplin konusunda
konumaya geldim. Yani, ceza verdiinizi yadsmyorsunuz... Burda baka
uygulamalar da yaplyormu, rnein tutuklamalar... ocuklar alk
cezasna arptrdnz, yalnz ekmekle su verdiiniz de doru mu?
Jurinskaya uzun boylu, geni alnl, iri gzl, capcanl baklar olan
bir kadnd. Nedense, onun karsnda resmiyeti brakabileceimi
dndm.
"Kimseyi a brakp ekmek-su perhizine sokmuyorum, ama bazen
yemek vermediim oluyor. alma cezas da veriyorum. Tutukluyorum
da, ama kilit vurmuyorum zerlerine elbet, alma odamda duruyorlar.
Duyduklarnz yalan deil.
Ama bakn, bu sylediklerinizin hepsi yasak.
Yasalarla belirlenmi bir yasak yok. Yazclarn yazdn benim
de okuduum yok.
Yani eitbilim zerine yazlm kitaplar okumuyorsunuz, ha? aka
ediyorsunuz!
yl nce braktm okumay.
Aaa, ayp! Bundan utanmalsnz! Hibir ey okumuyor musunuz
yani?
ok okuyorum. Ve hibir eyden utanmyorum, bunu unutmayn!
Eitbilim konusunda kitap okuyanlaraysa ok acyorum.
Sizin yolunuzu deitirmem gerek... Gerekten... Yapacam da!
Yeni eitbilimi uygulamak zorundayz."
Konumay kesmek istiyordum, bu yzden Lyubov Savelyevna'ya
yle dedim:
"Bana bakn! Sizinle tarbcak deilim. Burada, bu Toplulukta, gerek
eitbilimin uygulandna yrekten inanyorum ben. Hatta, bizim
eitimimizin gerek bir eitim olduunu rahata syleyebilirim size.
nsann fikri ya deneyle, ya da ciddi bir aratrma, bir konu zerinde
almakla deiebilir. Bu konularda karara varmak iin karlkl
konumak yeterli deildir. Burada uzun sre kalacak msnz?

154

YAAM YOLU H

ki gn.
ok gzel! Bilgi edinmek iin dilediiniz yntemi uygulayabi
lirsiniz. Dilediiniz yere girin kn, dolan, ocuklarla konuun, onlarla
birlikte yemek yiyin, dinlenin, aln. Bunlardan dilediiniz sonulan
karn, dilerseniz beni grevimden de alabilirsiniz. kardnz sonulan
ve kararlarnz bir bir yazabilir, raporlar dzenleyebilir, bana dilediiniz
yntemi uygulamam buyurabilirsiniz. Bu sizin hakknz. Ama ben, gene
de gerekli grdm eyleri, gerekli grdm biimde yapmaya ve bunu
elimden geldiince iyi yapmaya alacam. Ceza vermeden nasl eitim
yaplr, bilmiyorum, bu sanat daha renmedim."
Lyubov Savelyevna iki gn deil, drt gn kald bizimle. Bu sre
iinde onunla hi grmedim desem yalan olmaz. ocuklar ondan yle
sz ediyorlard:
"etin ceviz, neyi nasl yapacan biliyor."
Onun Topluluktaki konukluu srerken bir gn Vetkovski bana
geldi.
"Topluluktan aynlyorum, Anton Semyonovi, dedi.
Nereye gideceksin?
Bir yer bulacam elbet. Buras skc olmaya balad. i
niversitesine girmeyeceim, marangoz olmak da istemiyorum. yle
yollara dp dnyay grmek istiyorum.
Sonra ne olacak?
Hele bir yola kalm, grrz. Siz bana k ktlanm verin.
Pekl. Akama Komutanlar Kurulunu toplarz. Gitmene izin verip
vermemek Kurula kalm bir ey."
Komutanlar Kurulunda, Vetkovski dmans bir tavr taknd, yalnzca
resmi yantlarla yetinmeye kalkt.
"Burdan holanmyorum. Zorla tutacak deilsiniz herialde? Dilediim
yere giderim. Ne yapacam yalnz beni ilgilendirir. Belki de hrszla
balanm."
Bu szler zerine Kudlati'nin tepesi att.
"Yani ne yapacan bizi ilgilendirmez mi demek istiyorsun?
alacaksn ve bu bizi ilgilendirmeyecek, ha? imdi kalksam, byle
konutuun iin eneni bir gzel okasam gene bizi ilgilendirmez mi
diyeceksin?"

GZ

155

Lyubov Savelyevna'mn yz sapsan kesildi, konuacakm gibi yapt


ama azn amasna frsat kalmadan fkeden kprm olan ocuklar
Vetkovski'yi sz bombardmanna tuttular. Volokhov, Kostyann karsna
dikildi.
"Seni bir hastaneye yatrmak gerek! Hastasn sen! 'k ktlarm
ver'mi! Vay canna be! Bize gerei sylesene? Belki bir i buldun
ha?"
Gud, hepsinden ok fkelenmiti.
"Bahemizde duvarmz, kapmzda kilidimiz var m? Hayr yok!
Madem ki sen bu denli insanlktan ktn, eker gidersin, yolun ak olsun!
apkn'a eyer takp peinden geleceimizi mi sanyorsun? Sana yal
varacak deiliz! Nereye istersen git! Buraya niye geldin ki zaten?"
Lapot oturumu kapatt.
"Tamam, yeter. Hekes grn aka belirtti saylr. Kostya, sana
k kd vermeyeceiz."
Kostya ban ne drd, "Kt mat istemiyorum, diye mrldand.
Ktsz giderim. Bana yol harl olarak on ruble verin.
Verecek miyiz?" diye sordu Lapot.
Kimsede t yok. Jurinskaya salt kulak kesildi, hatta gzlerini kapatp
ban kanepenin arkalna yaslad. Koval sz ald.
"Bu konuyu Genlik Koluna da getirdi! Onu Komsomoldan kardk!
Ama kanmca on rubleyi vermemiz gerekir.
Doru, dedi biri. On rubleyi ok grmeyelim ona."
Czdanm kardm.
"Ben yirmi ruble vereceim," dedim. "Bir makbuz yazn."
Kostya, byk bir sessizlik iinde makbuzu yazd, paray cebine
koydu, apkasn giydi.
"Hoakaln yoldalar!
Kimse yantlamad onu. Dericen Lapot yerinden frlad, tam kapdan
kmak zereyken arkasndan seslendi:
"Heey, bana bak! Yirmi ruble suyunu ekince dnp gelebilirsin.
Utanma, olur mu! alr dersin aldn!"
Komutanlar suratlar birer kar ask bir halde daldlar. Lyubov
Savelyevna kendine geldi:
"Ne korkun bir ey! dedi. "Biri ona iki ift sz etmeliydi."

156

YAAM YOLU H

Sonra biraz dnd, unlar ekledi:


"Ama sizin u Komutanlar Kurulu ne korkun bir gm byle!
Yaman ocuklar dorusu!"
Ertesi sabah yolcuydu. Anton kza getirdi. inde kirli samanlar,
kt paralan vard, Lyubov Savelyevna kzaa oturdu hemen; ben
Anton'a dndm:
"Bu ne pislik byle? dedim.
Vakit olmad... diye mrldand Anton, ve kzard.
Kasabadan dnnceye dek tutuklusun, git kendini hapset!
Tamam!" dedi Anton ve kzaktan bir iki adm uzaklat. "Sizin
odanzda m?
Evet."
Anton ayaklarm srye srye broma doru yrd, yle kat
davrandm iin gcenmi bir hali vard. Biz, ektik gittik. Lyubov
Savelyevna, istasyona yaklancaya dek o konuyla ilgili bir ey sor
mad:
"Neden yle kat davrandnz? dedi sonunda. "yle esiz bir Top
luluunuz var ki! Bir mucize gibi. Dpedz hayran kaldm... Ama, bir
ey soracam, imdi, o ocuk, Anton yani... u anda tutuklu mu?"
arm gzlerimi Jurinskaya'ya evirdim.
"Anton ok onurlu bir insandr," dedim. "Elbette tutukludur u anda.
Ama... Genel olarak bir hayvan srsnden farksz bu Topluluk...
Aaa, yle demeyin! Kostya yle yapt diye... Mutlaka dner o da.
Harikulde bir Topluluk! ocuklannz esiz birer insan! Kostya'ysa
hepsinden tatl bir ocuk."
Gs geirdim, hibir yant vermedim.

AK BELASI
1925 ylma girdik. zc olaylarla balad bu yl.
Komutanlar Kurulunda, Opriko evlenmek istediini aklad. Top
luluk, ona Olga Voronova'ya verdii "eyiz kadar iyi bir eyiz vermezse,
Lukaenko ona Marusya'y vermeyecekmi; byle bir eyizin verilmesi

AK BELASI

157

halinde, Lukaenko, Oprikoyu kendi evine alacakm, birlikte iftilik


yapacaklarm.
Opriko, Komutanlar Kurulunda, Lukaenko'nun mirassym gn
konuuyor, ok nemli bir adam pozlan taknyordu.
Komutanlar soruna nasl yaklalacan bilmediklerinden bir sre
sustular. Sonunda Lapot, elinde tuttuu kalemin ucundan doru
Opriko'ya bakarak, sakin sakin konutu:
"Syle bakalm Dimitro, sen ne dnyorsun bu konuda? Lukaenko'ya gidersen, kyllerden biri mi olacaksn yani?"
Opriko, bam evirip omuzunun zerinden Lapot'a bakt, alayl alayl
glmsedi:
"Haydi yle diyelim, kyl olacam.
Sen nasl diyorsun peki?
Vakti gelince grrz.
Anlald, dedi Lapot. Evet, kim konumak istiyor?"
Altnc mfrezenin komutan Volokhov sz ald.
"ocuklar, kendi yaamlarn dnmek zorundadrlar elbet. Kimse
lnceye dek bu Toplulukta kalmayacak. Elle tutulur birer meslei de
yok herkesin. Altnc, drdnc, ya da dokuzuncu mfirezedekiler paay
kurtardlar saylr, marangoz, demirci ya da deirmenci olabilirler. Ama
tarlalarda alan mfrezelerde grev alanlar hibir meslek edinmiyorlar.
Bu durumda, Opriko kyl olmak istiyorsa, buna bir diyeceimiz yoktur.
Ama bu ite bir i var gibi geliyor bana. Sen Genlik Kolu yesisin, deil
mi?
yesiysem ne olmu?
Bana yle geliyor ki, bu konuyu nce Genlik Kolunda ele almak
iyi olacak, diye srdrd konumasn Volokhov. Komsomollar bu ii
nasl deerlendirdiini bize bildirsinler.
Genlik Kolu bu konuda belli bir gre sahiptir, dedi Koval. Gorki
Topluluu, Kulaklar beslemek iin kurulmad. Lukaenko bir Ku
laktr.
Neden ona Kulak diyorsun? diye kar kt Opriko. Evinin
damnda sa ekili olan herkes Kulak m yani?
ki tane de at var, deil mi?
Evet, var.

158

YAAM YOLU H

Bir tane de rgat besliyor?


Hayr, rgat mrgat yok onda.
Sergey ne peki?
Halk Eitim Bakanl Sergey'i ocuk yuvasndan evltlk olarak
gndermi ona.
Ha Haan kel, ha kel Haan, dedi Koval. Eitim Bakanlndan
gelsin gelmesin, bir ey deimez, nnde sonunda rgatlk ediyor mu,
etmiyor mu, sen ona bak.
E, adama vermiler, ne yapsn...
Vermilermi! Drst bir insan olsayd almazd!"
Konunun byle karlanacam ummayan Opriko, duyulur duyulmaz
bir sesle yle dedi:
"Neden bana byle yapyorsunuz? Olga'ya neler..."
Koval'm yant hazrd:
"Olga'nn durumu ok daha bakayd. Her eyden nce bizden biriyle
evlendi o, imdi Pavel'le birlikte alyorlar, verdiimiz eyiz, herkesin
iine yarayacak. kincisi, Olga, bir Topluluk yesi olarak da senden ok
daha bakayd. Ve nc olarak, Kulaklar beslemek iimize gelmi
yor.
Ben imdi ne yapacam peki?
Ne istersen onu yap!
Yok, byle olmaz! diye araya girdi Stupitsin. Birbirlerine ksalar,
brakn evlensinler. Lukaenko'nun evine gitmek yerine Olga'lara katlrsa,
Dimitri'ye de bir eyiz verebiliriz, Olga onlan ekip evirir.
Marusyann babas kz brakmaz.
O zaman Marusya kasn?
Kaamaz.
Demek seni yeterince sevmiyor... nnde sonunda o da bir Kulak
elbet!
Beni sevip sevmedii sizi ne ilgilendirir?
yle bir ilgilendirir ki... Seninle kan iin evleniyor o nk...
Sevseydi...
Sevmediini nerden biliyorsunuz? Babasna kar gelemez.
Gelemez ha! yleyse Komutanlar Kurulu o kz niye dne
cekmi?" dedi ordan Kudlati. "Sen bir Kulakla birlik olmak istiyorsun,

AK BELASI

159

Lukaenko da evine zengin bir damat girsin istiyor. Bundan bize ne?
Oturumu kapayalm."
Lapot'un az kulaklarna varyordu: "Marusya'nn sevgisinin ye
tersizlii nedeniyle oturum kapanmta-."
Opriko, nereden geldiim armt. Frtna bulutu gibi dolayordu
Toplulukta. Kklere barp aryor, nne gelene atyordu. Ertesi
gn sarho olmu, yatakhanede olay karm.
Komutanlar Kurulu, Opriko'yu sarholuktan yarglamak zere
topland. Herkesin surat bir kart. Opriko da suratn salktm, duvara
yaslanmt.
"Komutansn, tamam ama, burada zel bir sulama nedeniyle bu
lunuyorsun," dedi Lapot "Ortada durmalsn."
Gelenek buydu, sank odann ortasnda dururdu.
Opriko, ters baklarn Kurul bakannn yznde dolatrd, ve yle
mrldand.
"Bir ey alm deilim, ortada durmayacam."
Lapot, hi istifini bozmadan, "Biz durdurmasn biliriz ama," dedi.
Opriko, Kurula yle bir bakt, dediklerinin dedik olacan anlad.
Yaslanmakta olduu duvardan koptu, odann tasma geldi.
"Pekl, madem yle...
Hazrol duracaksn!" diye buyurdu Lapot.
Opriko omuz silkti, alayl bir gl gld, ama gene de ellerini iki
yanma sarktt ve doruldu.
"imdi anlat bakalm sarho olmaya ve yatakhaneyi bibirine katmaya
nasl cesaret edersin, sen, bir Genlik Kolu yesi, bir komutan ve bir
Topluluk yesi olarak bunu nasl yaparsn! Anlat!
Opriko, ikiyzl bir ocuktu, iine geldii zaman kabaday kesilir,
ortal birbirine katard, ama aslnda son derece nlemli, kurnaz bir
diplomatt. ocuklar onu iyi tanrd, u andaki tavr da bu yzden kimseyi
artmamt. Daha nce Vetkovskinin yrtt greve daha yeni atanan
Yedinci Mfreze komutam Jorka Volkov, Opriko'ya doru elini sal
lad:
"te gene balad! Birdenbire melek kesildi imdi! Bugn kuzu, yarn
gene kabadaylk taslar.
Sus, brak konusunl diye bard Osadi.

160

YAAM YOLU H

Ne sylememi istiyorsunuz? Yanl bir i yaptm, daha ne


syleyebilirim?
Yok, buna nasl cesaret ettiini anlat bize!"
Opriko, gzlerine dokunakl bir hava verdi, zavall pozlarnda ellerini
iki yana at:
"Burda cesaret edecek ne var? zntden itim, insan sarho olunca
ne yaptm bilmiyor ki.
Ha, demek bilmiyor? dedi Anton. Bilmiyorsan renirsin. Bilgisiz
kalacam sanyorsan, aldanyorsun. Atn bunu Topluluktan, olsun bitsin!
Sarho olan kap dar etmek gerek! Kimsenin de gznn yana
bakmak yok!"
Georgiyevski'nin gzleri falta gibi ald, "Ama perian olacak! dedi,
sokaklarda srtecek!
Srtsn!"
Osadi, Opriko'nun masum yzne alayl alayl bakt, "ocukcaz
zntden imi, duymadnz m! dedi. Neden yle stne ullanyor
sunuz? ocuun derdi kendine yetiyor, siz de kalkm Komutanlar
Kuruluyla uratryorsunuz zavally!
Lukaenko da eli bo gelmesini istemiyor, dedi Taranets.
Bize ne? diye bard Anton. Lukaenko istemezse, bir baka Kulak
bulur Opriko kendine, zor mu?"
Georgiyevski kararsz grnyordu. "Bence atmak doru olmaz,"
dedi. "Ne de olsa eski bir Topluluk yesi. Evet, su iledi, ama kendini
yenileyebilir. Hem unutmamalyz ki Marusya'yla ikisi birbirlerini se
viyorlar. Onlara yle ya da byle bir yardmda bulunmak gerek...
Ne yani, bir sokak serserisinden mi sz ediyorsun?" diye sordu
Lapot akn bir tavrla. "Yenilenmek de ne demekmi? Bu adam bugne
bugn bir Topluluk yesi.
Schneider sz ald. Schneider, sekizinci mfrezenin yeni komutanyd.
Bu kahramanlklar mfrezesinde, Karabanov'un yerini almt. Sekizinci
mfrezede, Fedorenko ve Korito gibi gl ve deerli kiiler vard.
Karabanovun ynetimi altnda byk bir uyum iinde alyor, bir
birlerinin eksikliklerini, yetersizliklerini kapatarak byk baarlar
gsteriyorlard. Karabanov, onlar birer sapan ta gibi yerli yerine
yerletirmesini, en olanaksz grlen ilerin bile stesinden gelmelerini
salamasn, en g iler karsnda bir kazak azmi ve inad yeertmesini,

AK BELASI

161

ve elbet bu arada Topluluun onur bayran ykseklerde dalgalandr


masn ok iyi becerirdi. Balangta Schneider bakanla pek yak
mam gibi grnd. Ufak tefek, elimsiz bir ocuktu. Sa ba dar
madankt. Osadi olayndan beri Toplulukta bulunan Yahudi d
manl ylan bam kaldrmamt, ama Schneiderle herkes uzun sre
alay etti. Rusa szckleri bazen bir garip sylyor, tmceleri ocuklara
gln geliyordu; tarla ilerinde de pek becerikli deildi. Ama zaman
getikte sekizinci mfrezede yeni ilikiler yeerdi, tutumlar deiti. Artk
herkes seviyordu Schneideri; Karabanov'un kahraman arkadatan, imdi
onunla gurur duyuyorlard. Schneider ok zeki bir ocuk olduunu,
duygulu, neeli bir yrek tadn gsterdi ksa zamanda. En iinden
klmaz durumlarda, en zmsz olaylar karsnda, iri siyah gzlerinden
mfrezeye yaylan k, zm bir anda yakalayverir, azndan en
yerinde kararlar dklrd. Toplulukta kald sre iinde boyu be santim
bile bymedi belki, ama gl kuvvetli bir delikanl haline geldi, yaz
giysilerimiz olan kolsuz yelekleri utanmadan kuanacak denli iri kaslar
gelitirdi; sabann titreyen kollan onun eline teslim edildi mi, herkes rahat
bir soluk alabilir, ie yaplm gzyle bakabilirdi. Sekizinci mfreze
oy birliiyle onun Komutanla getirilmesini istemiti. Koval'la ben, bu
istei yle yorumlamtk: "Mfrezeyi kendimiz ekip evirebiliriz
pekl, ama Schneideri de ss olarak bamza istiyoruz."
Schneider, komutanla getirildii ilk gnden, Karabanov'un okulunu
bouna okumadn, onun snavlarndan bouna gemediini kantlad.
Kendisine verilen konumu sslemekle kalmad, onu korumaya da kararl
olduunu gsterdi. Karabanov'un imekler gibi akmasna, gmbr
gmbr barmasna alm olan Fedorenko, yeni komutannn kendisine
arada bir ynelttii tatl, yoldaa uyanlara da alverdi.
te, imdi sz isteyen Schneider, bu Schneider'di.
"Opriko Topluluumuza yeni gelmi bir ocuk olsayd, onu ba
lamak yerinde olurdu. Ancak imdi, ne olursa olsun, onu balamamalyz. Opriko, bu davranlanyla Toplulua metelik vermediini
gstermitir. Ayn davran yinelemeyeceini mi sanyorsunuz? Hepiniz
gene bir gn kafay ekeceini pekl biliyorsunuz. Opriko'nun mutsuz
olmasn istemem. Onun mutsuzluunun bizi sevindirecek yan yok. Ama
bizim Toplulumuzdan, bu gzel beraberlikten yoksun olarak yaasn
bakalm, o zaman deerini anlayacaktr. Aynca, Kulak numaralarnn

162

YAAM YOLU II

bize skmediini de gstermeliyiz herkese. Sekizinci mfreze, Opriko'nun Topluluktan karlmasn istemektedir."
Sekizinci mfrezenin istei, kararda etkileyici rol oynayan bir eydi
nk bu birimde hemen hemen hi yeni ye yoktu. Komutanlar balarm
ve gzlerini bana evirdiler, Lapot, bana sz verdi:
"Durum apak ortada, Anton Semyonovi. Siz ne dndnz
syleyin.
kann, dedim ksaca.
Opriko, kendisine kimseden hayr gelmeyeceini anlaynca, mas
kesini att, saygl, saknmal davranmay bir yana brakp gerek
kiiliiyle saldrya geti.
"karn ha? Bu da ne demek oluyor? Nereye gidecekmiim? alaym
m yani? Hrszlk m yapaym? Bunu mu istiyorsunuz? Sizin stnzde
bir yetkili yok sanyorsunuz galiba! Harkov'a gideceim, grrsnz!"
Herkes kahkahalarla gld bu sz zerine.
"Bak bu iyi ite! Harkov'a git! Onlar sana bir kt verirler mutlaka,
sen de kd alp buraya gelirsin, tm yelik haklarndan yararlanarak
yaar gidersin burda! Ah, ne gzel olur ama!"
Opriko, samaladn anlad ve hi sesini karmad.
Lapot, gzlerini herkesin zerinde dolatrarak, "Demek yalnz Georgiyevski bu karara kar, dedi, ve Nbeti komutan! diye seslendi.
Buyrun!"
Toparlanp ayaa kalkarak arya yant veren Georgiyevskiydi.
"Opriko'yu Topluluktan kar!
Tamam!
Georgiyevski selmm verdi, Opriko'ya bayla iaret ederde ardndan
gelmesini syledi.
Ertesi gn, Opriko'nun Lukaenko'nun evine yerletiini rendik.
Aralarnda ne tr bir anlama yapaklar konusunda en kk bir fikrimiz
bile yoktu, ama ocuklar, Marusyann borusunun ttn, son sz onun
sylediini anlatyorlard.
K sona ermek zereydi. Martta, kkler, buzdan sallara binerde
Kolomak rmayla birlikte gezmeye kyorlard; bu neeli gezmelere,
rdek yavrulan da katlyor, ocuklar, takvime gre ok doal olan bu
grnm karsnda sevinli aknlklar duymaktan kendilerini
atamyorlard. Doann kn insanlan kstren gleri, uydurma sallar,

"MIZIKILIK YOK"

163

yzen buz adacklar ve rnnam zerine saikan aa dallaryla, gemiim


balatyordu. Elbet bu arada, yeterince nezle ve grip kurban griild.
Ama nezleler geti, sisler dald, gz ap kapayncaya dek, Kudlati,
paltolarn bahenin orasnda burasnda unutulmaya baladn grd
ve ocuklara gzda vermeye, onlar, takvimle belirlenen zamandan iki
hafta nce kolsuz yelek ve ksa pantolon datmakla korkutmaya ba
lad.

"MIZIKILIK YOK"
Nisan ortasnda, Rabfak rencilerimiz bahar tatiline geldi.
Bir deri bir kemiktiler, benizleri solmutu. Lapot, yemekhanede iyice
imanlalmalann salamak zere rencilerin onuncu mfrezeye teslim
edilmesini nerdi. niversiteliler, ocuklarn yannda "okullu" havalan
basmadlar, bu beni zellikle sevindirdi. Karabanov, daha herkese
doyasya merhaba bile diyemeden tarlalan dolamaya, bir ilikten brne
komaya balad. Belukhin, eteklerine yapan kklere de sz yeti
tirerek, bize Harkov'u ve rencilerin yaantsn anlatt.
Akamleyin yldzl gn altnda oturduk, tpk eski gnlerde olduu
gibi Topluluun sorunlann tarttk. Karabanov, son olaylardan byk
znt duydu.
"yi etmisiniz elbet," dedi. "Madem ki Kostya buray sevmediini
sylemi, iyi etmisiniz, cehennemin dibine dek yolu var! Daha iyisini
bulsun kolaysa! Eh, Opriko da bir Kulak zaten... Gn gibi atada... Yeri
de Kulaklarn yandr. Ama gene de, insan dnyor da, bu ite bir
yanllk olsa gerek diyor. Bunu iyice dnelim. Hakov'da ok daha
deiik bir yaamla karlatk biliyor musunuz... Orada yaam baka...
nsanlar da baka...
Peki, yani Toplulukta nasl... Bizim insanlanmz kt m?
Topluluktaki insanlar iyi, dedi Karabanov, ok iyi. Ama yle bir
sanza solunuza bakn, Kulaklarn says her geen gn artyor. Bir
Topluluk burada yaamm srdrebilir mi? Ya, gnlerini dur-susla
geireceksin, ya da ekip gideceksin.
Yok, mesele bu deil, dedi Burun dnceli dnceli. Kulaklarla

164

YAAM YOLU H

savamalyz. Bu ayr bir konu. imdi, nemli olan bu deil. Asl sorun,
Toplulukta yapacak eyin kalmamasndan kaynaklanyor bence. Yz yirmi
ye var, bir yn da ii.... Buna karlk yaplacak i belli: Ek, bi, ek,
bi. Bir dirhem bal iin bir eki kei boynuzu inemeye benziyor bu.
olarak doyurucu deil... Bir yl daha byle gese, ocuklar sklacak,
daha iyi bir uran zlemini duymaya balayacaklar."
Belukhin, bana biraz daha yaklat, "Gria hakl!" dedi. "Bizim ar
kadalarmz, yani admz da sylemek gerekirse, serseriler, proleterdir,
onlara sanayi ii gerek. Eh, tarlada almak ok zevkli, falan, filan ama
tarladan ne elde ediyoruz? Kye gitsek,kk burjuvaziye katlmak
zorundayz, bu da byk bir ayp... Sonra bir de, burjuvalara bo elle
gidilmez, retim aralarna sahip olmak gerek, bir kulbecik, bir at, bir
saban gtreceksin en azndan. Opriko gibi bir Kulak aesine kaplanmak
olmaz. Eee, nereye gideceiz? Kala kala demiryolu onarm ilikleri
kalyor... Ordaki iiler de kendi ocuklarn nereye koyacaklarn bi
lemiyorlar."
niversite rencileri sevinle kendilerini tarlalara attlar. Komutanlar
Kurulu da, byk bir incelik gstererek onlar zel mfrezelere komutan
atad. Karabanov tarladan byk bir heyecanla dnyordu.
"Ah, toprakla uramay ne kadar seviyorum, bilseniz! Ne yazk ki
tarlada almann anlam yok! nsan tarlada alsa, topra srse, ekse
ve topraktan kuma, izme bitse, tarlalar dolusu makina, traktr, akordeon,
gzlk, saat, sigara tarlalarda rzgra uyarak ipek gibi dalgalansa... Ah,
ne gzel olurdu, ahh! Neden sanki u dnyay yaparken bana danmad
krolascalar!"
niversite rencilerimiz, 1 Mays' bizimle birlikte kutlayacaklard.
Zaten iple ektiimiz 1 Mays'ta, ifte bayram yapacaktk bylece.
Topluluk, eskiden olduu gibi borazan sesiyle uyanyor, zel
mfrezeler, dzgn ualar halinde, uygun adm tarlalara yollanyor, bir
an bile arkalarna bakmadan, yaam zmleme abalaryla bouna vakit
harcamadan ilerine gidiyorlard. En geri, en gelimemi ocuklar bile
rnein Evgenyev, Nazarenko, Perelpelyatenko ve daha birka
kii tekilere ayak uydurmaya balam, bira- sorun olmaktan
kmlard.

"MIZIKILIK YOK"

165

1925 yaznda, Topluluumuz, birbiriyle tam anlamyla kaynam


esiz bir okul haline gelmiti; stelik, hi deilse dardan bakldkta,
ruhsal adan son derece salkl bir topluluktu. Ama obot, gelime
yolumuzda durmadan ayamza taklan bir ta paras gibiydi, onunla
ba edemiyordum bir trl.
Aabeyini grmeye gitmi olan obot, Martta dndnde, onun
baya zengin olduunu, ama rgat altrmadn, orta halli bir kyl
saylacan sylemiti. obot Topluluktan hibir yardm istemedi, ancak
Nataa sorununu ortaya att.
"Bana ne sylyorsun, git kendisiyle konu," dedim. "Karan verecek
olan o."
Bir hafta kadar sonra kendini nerdeyse paralayarak geldi.
"Nataa'sz yaayamam! Onunla konu, syle benimle gelsin!
Bana bak obot, ocuk deilsin artk, koskoca adam oldun! Onunla
kendin konumalsn.
Sen git dersen benimle gelecek, biliyorum... Ama ben syleyince
hibir ey kmyor nedense.
Ne diyor peki?
Hibir ey demiyor, yalnzca alyor."
obot, tetikli bir tavrla gzlerime bakt. Szlerinin bende uyandrd
izlenim nemliydi ona gre. Szlerinin bana ac verdiini gizleyemedim.
"Bunun bir yaran yok," dedim. "Onunla konuacam."
obot, kan anana dnm gzlerini bana evirdi, varlmn de
rinliklerine bakmaya abalad ve bouk bouk, "Konu onunla," dedi.
"Ama unu unutma ki, Nataa benimle gelmezse, canma kyarm!
Bu ne sama sz! diye bardm. Sen ericek misin yoksa st ocuu
mu? Szlerinden utanman gerek! Ayp!"
obot, szlerimi bitirmemi bekleyemedi. uann zerine yld ve
hngr hngr alamaya balad. Ac ve umutsuzluk yreini dol
durmutu, kendinde deildi. Elimi alev alev yanan alnna koydum, hibir
ey demeden baktm yle. Birden frlad, dirseime yapt, birbiri ardna
karmakark szckler dkmeye balad.
"Balayn... Biliyorum... Banza dert oluyorm... Ama elimden
baka bir ey gelmez ki... te... Ben byleyim... te... Her eyi grdnz...

166

YAAM YOLU II

her eyi biliyorsunuz... Dizlerine kapanrm... Nataa'sz yaayamam


ben!"
Btn gece onunla konutum; ve btn gece ne denli aresiz olduumu
grdm. Yaamn byklnden, parlak geleceklerden, taanlardan,
insan mutluluklarndan sz ettim ona. Dikkatli davranmann, planlamann
nemini anlattm, Nataa'nn okula gitmesinin anlamn, esiz ye
teneklerini anlattm; daha sonra ona yardmc olabileceini, ama imdi
uzak bir Bogodukhov kyne gmlmemesi gerektiini, orada skntdan
leceini syledim. Ama bunlann hibiri, dbot'un kulana girmedi.
Suratn bir kan sarktarak, dnyaya ks bir halde dinledi beni ve arada
bir u szleri mmldand:
"Ne derse yapanm, ne isterse yapanm... Yeter ki benimle gelsin!"
Onu, konumaya baladmz halde braktm, kendi zerindeki de
netimini yitmi bir varlkt artk obot. Ertesi akam, Nataa'y arttm.
Sorumu dinlerken kl kprdamad, yalnzca kirpikleri titredi, gzlerini
yzme evirdi, hibir utan izi tamayan, tertemiz, pnl pnl bir sesle
yle dedi:
"obot beni kurtard... Ama imdi okumak istiyorum.
Yani onunla evlenmek, onun kyne gitmek istemiyorsun, yle
mi?
Ben okumak istiyorum. Ama siz git derseniz giderim."
O pnl pnl, apak gzlere bir kez daha baktm. obotun ne durumda
olduunu bilip bilmediini soracaktm. Ama nedense yalnzca u szlerle
yetindim:
"Pekl, sen git, gzel gzel uyu."
Ban azck bir yana edi, ve bir ocuk gibi, "Yani gitmeyecek
miyim? diye sordu.
Hayr, gitmeyeceksin, okuyacaksn, diye yantladm onu dalgn
dalgn ve dnmeye baladm, yle ki, odamdan sessizce ktm bile
fark etmedim.
obot'u ertesi sabah grdm. Beyaz Sarayn kapsnda dikilmi du
ruyor, anlalan yolumu bekliyordu. Bamla iaret ederek odama
ardm. Masamn anahtarlanyla sinirli sinirli oynuyordum; obot da
sessizce bu hareketlerimi izliyordu; (terken birden, kendi kendine konuur
gibi, "Demek gelmiyor," dedi.

"MIZIKILIK YOK"

167

Yzne baktm, ve orada, kendi kaybndan baka hibir eyi d


nmediini grdm. Bir omuzunu kapya dayam, pencere pervaznn
st kesine bakyordu. Bir sre gzleri dald, bir eyler mrldanyor
du.
"obot!" diye bardm.
Beni duymam grnd, doruldu, ban evirip yzme bile
bakmadan, bir hayalet kadar sessiz admlarla gitti.
Gzm ondan ayrmadm. Yemekten sonra zel mfrezedeki yerini
ald. Akamleyin komutan Schneider'i arttm.
"obot nasl?
Azn bak amyor.
Nasl alt?
zel mfreze komutan iyi altn sylyor.
u birka gn gzn ondan ayrma. Bir ey fark edersen gel
hemen bana syle.
Biliyorum... Tamam, sylerim," dedi Schneider.
obot, suskunluunu daha birka gn korudu. Ama iini aksatma,
akam yemeklerine gelmemezlik de etmedi. Benden uzak durmaya
alyor gibi geldi bana. Arife akam, ona zel grev vererek, binalara
afi asmasn istedim. Merdiveni zenle kard, ivi istemeye bana
geldi.
"Bana ivi kd verin.
Ne kadar?
Gzlerini tavana kaldrd, bir eyler fsldad, ve beni yantlad:
"Bir kilo yeter sannm."
almasn izledim. zenle alyor, afi ve pankart!an dmdz
ivilemeye abalyor, yanndaki merdivende duran yoldana, "Az daha
yukan... biraz daha... tamam... ive..." gibi buyruklar veriyordu.
ocuklar, bayram hazrlklanndan ok holanrlard; hele 1 Mays
bayramn iple ekerlerdi, nk bu, ayn zamanda bahann geldiini de
mjdeliyordu. Ne var ki bu yl 1 Mays, alanas bir durumda geldi: Arife
gn sabahn erken saatlerinden beri yamur yayordu. Yarm saatliine
kesiliyor, sonra gene iselemeye balyor, tpk gz yamuru gibi inatla
ve ince ince iniyordu yere. Ama gece yldzlar gkyznde yanp snmeye
balad. Yalnzca bada, mor bir rk gibi duran skkn ve donuk bulut,

168

YAAM YOLU D

Topluluun zerine, hi de dosta olmayan, donuk bir glge dryordu.


ocuklar toplantdan nce tm ileri bitirmek iin paralanyor, oradan
oraya kouyorlard. Giysiler hazr olmal, salarda berberlik i kalmamal,
herkes ykanmal, yatak araflan deimeliydi. Kapnn nnde da
vulcular, mzik aletlerinin pirin ksmlarm klle parlatyorlard. Bunlar,
yannn kahramanlanydlar.
Davulcularmzn stne yoktu. O lk Mfrezelerin, karmakank bir
gmbrtden baka bir ses karamayan acemi, zavall trampetileriyle
bugnkler arasnda dalar kadar fark vard. Gorki trampetileri, alt ay
bouna taban tepmemi, alay bandosundan bouna ders almamt. van
vanovi dnda herkes honuttu davulcularmzdan.
"Korkun bir yntemleri var, korkun!" diyordu o.
van vanovi, gzlerini iri iri ap dehetle bir noktaya bakyor, bu
yntemi betimliyordu bana. alman bu harikulade tekdze mzik insann
gz nnde bir kadn, ttn, peynir, katran ve buraya aktanlamayacak
nitelikte, ancak davul alma sanatnda ok nemli bir grevi yerine getiren
bir baka eyi canlandnyordu. Bu "korkun yntem" baanya ulayor
olacakt ki, davulcularmzn mzii, gzellik ve anlamllk asndan tm
tekileri bastnyordu. Birka mziimiz vard, "Yry", "Uyan,
"Bayrak Yry", "Gsteri Yry", "Sava Yry". Bunlarn
hepsinin kendilerine zg titreimleri, keskin, belirgin notalan, yumuak,
mmlty andran tatl gmbrtleri, sonra ani patlamalan, oyunlu, iveli
dans ritimleri vard. Davulculanmz, ilerini yle iyi baanyorlard ki,
onlan dinleyen Halk Eitim Bakanl denetimcileri bile, mziklerinin,
toplumsal eitim davasna, pek yle yabanc bir ideoloji getirmediklerini
itiraf etmek zorunda kalmlard.
Akam zeri, genel toplantda, bayram hazrlklanmz gzden
geirdik, yalnz bir ayrnt konusunda yeterince aydnlanamadk: Yarn
yamur yaacak myd? Gnlk i buyruuna, "Nbeti havann iyi
olmasn salayacak," tmcesinin yazlmasn neren akaclar kt. Ben,
yamur yaar, diyordum, Kalina vanovi'le Silanti ve teki hava uz
manlan da ayn grteydiler. Ama ocuklar tm korkulannza kar
koyuyorlard.
"Yaarsa ne olur? diye bardlar sonunda.
Islanrsnz.
eker miyiz eriyeceiz?"

"MIZIKILIK YOK"

169

Sabahleyin yamur yamas halinde kasabaya gidilip gidilmeyeceine


karar almak zere oylama yapmak zorunda kaldm. Yalnz el "hayr"
oyuna katld, bunlardan biri de benim elimdi. ocuklar utkulu bir
kahkaha attlar, biri bard:
"Biz kazandk!"
Bundan sonra ben yle dedim:
"Unutmayn, gkten ta yasa gideceiz, byle karar aldk!
Gideceiz! diye bard Lapot.
O zaman mzldanmak yok ama! Bugn kahraman kesilip yarn
yelkenleri suya indirebilirsiniz. Yarn sabah, Yay, yamur var, vay souk
var,' diyebilirsiniz!..
Hi mzkladk m?
Peki, bu da anlald: Mzklk yok!
Pekl! Mzklk yok!"
Sabahleyin donuk bir hava, alak bir gkyz, ve yamur ser
pintileriyle karlatk; yamur, arada bir bardaktan boanyor, yerlerde
seller oluturuyor, sonra gene sessiz sessiz iselemeye ekiliyordu.
Gnein yacan ele verecek kck bir belirti bile yoktu.
Beyaz Saraya gittiimde, ocuklarn dimdik sra olduunu grdm;
yrye hazrdlar, yan gzle yzme bakyor, ne diyeceimi merak
ediyorlard; bense yzme kaskat bir maske takm duruyordum. Deken
srann arasndan tek tk "Mzklk yok! szckleri duyuldu. ocuklarn
sesinde tatl bir alay da okunuyordu.
Anlalan, yoklamak amacyla, bayrak takmndan birini bana ko
turdular.
"Bayra alacak myz?
Bayraksz nasl gideriz?
ey, yamur yayor da.
Buna da yamur mu diyorsunuz? Kasabaya gidinceye dek bayra
amayz!"
Bayrak, duyulur duyulmaz bir sesle "Tamam!" dedi.
Saat yedide borazanlar alnd. Taburumuz, tam saatinde kasabaya
doru yola kt, kasabann merkezi, on kilometre uzaklktayd. Alan
her kilometrede yamur gcn artrd. Kasaba meydannda hi kimse
yoktu, gsteriler kaldrlmt anlalan. Dnte yamur artk ldrd,

170

YAAM YOLU n

ama umurumuzda deildi, nk hepimiz iliklerimize dek slanm bu


lunuyorduk. Botlarmdan, azna dek doldurulmu kovadan taar gibi
su boalyordu. Taburu durdurdum, ve ocuklara yle dedim:
"Davullar sland, ark syleyelim. Baz sralarn dzgn olmadna,
bazlarnn davula adm uydurmadna da dikkatinizi ekmek isterim.
Bir ey daha var, balarnz dik tutacaksnz."
ocuklar kahkahalarla glmeye baladlar. Yamur, oluk oluk
yzlerine boalmaktayd.
"leri mar!"
Karabanov, duruma son derece uygun bir trk tutturdu, yle ki, trk
de kahkahalarla karland:
Batt balk yan gider
Dnya bana vz gelir...

lk drtl tek bana syledi, ama yinelemeye balaynca herkes


ona katld, tek edilmi ve yamur sularyla doyasya slanm sokaklar,
trkye bouldu.
obot, benim yanmda, birinci srada yryordu. Ne trk syledii
vard, ne de yamuru umursad. nlerde, davulcularn tesinde bir
noktaya daldrmt gzlerini, inatla bakyordu; srekli olarak kendisini
izlediimin farknda deildi.
stasyonu geince, ocuklarn sray bozabileceklerini syledim. Hi
kimsede tek bir kuru sigara ya da bir lokma sktrlm ttn kalmamt,
bu yzden herkes benim deri tabakamn evresine t. ocuklar,
bbrlenerek szlerini tuttuklarn anmsattlar bana:
"Henz mzklayan yok!
;
Hele durun bakalm, dedim onlara. u keyi dnmeye kalmadan
gkten ta yamaya balayacak, o vakit ne diyeceksiniz?
Bamza ta dmesi pek ho olmasa gerek, dedi Lapot. Ama
beterin de beteri var, makinal tfek tatan daha fenadr rnein.
Topluluk uurlarna girmeden gene sra olduk, uygun adm yryerek
trkmz srdrdk. Ancak, arkclarn, giderek artan yamur sesini
bastrmalar hayli g oluyordu. Bu arada, dnmz selamlarcasna
yln ilk gk grlts duyuldu. Balarmz dimdik, gslerimiz kabark

ZOR GNLER

171

bir halde, rap rap yryerek girdik Toplulua. Ha- zaman olduu gn
bayra selmladk; ocuklar, ancak ondan sonra yatak odalarna
koumaya baladlar. Arkalarndan seslendim: "Bayramnz kutlu ol
sun!"
ocuklar birden dnd, slak apkalarn havaya frlatarak barmaya
baladlar, sonra komut buyruk beklemeden bana doru kotular. Beni
havalara attlar, botlarma dolmu olan sular yamurla birlikte stme
bama akt.
Bir saat kadar sonra, toplanma salonuna bir slogan ivilendi. Uzunca
bir afite yalnzca u iki szck yazlyd: "Mzklk yok!"

ZOR GNLER
obot, 3 Mays akam kendini ast.
Nbeti mfrezesi sabaha kar beni uyandrd; camn tkladn
duyduum anda ne olduunu anlamtm. obot'un ipini az nce
kesmilerdi, ahrlarn ordaydlar ve fener nda onu diriltmeye a
balyorlard. Ekaterina Grigoryevna'yla ocuklar uzun sre uratktan
sonra soluk almasn salamlard, ama obot, hi aylmad, o gn
akama doru da ld. Kasbadan ardmz doktorlar onu kurtarmann
olanaksz olduunu sylediler. Ahudaki asma kattan asmt kendini,
bu katta ayakta durmu, ve anlalan, ilmii boynuna geirmi, aa
atlamt. O dmenin hzyla boyun kemii krlmt.
ocuklar, obot'un kendini ldrd haberini pek yle tepkiyle
karlamadlar. Hi kimse, zellikle zldn gsteren bir davranta
bulunmad, yalnzca Fedorenko:
"Zavall Kazak," dedi. 'yi bir Budyonni svarisi olurdu yaasayd.
Lapot, Fedorenko'yu yantlad hemen:
"Hibir zaman bir Budyonni askeri olamazd ondan! Bir Kulak olarak
dodu, bir Kulak olarak ld. Onu asl ldren de agzllnden baka
bir ey deil.
Koval, obot'un tabutunun bulunduu toplant salonuna azarlamal
bir fkeyle bakt, banda nbet tutmay inatla istemedi, cenazeye de
gelmedi.

172

YAAM YOLU H

"obot gibilerini kendi ellerimle asarm... Sama sapan aptallklaryla


sorun yaratp insanlarn ayana dolayorlar..."
Yalnzca kzlar alyordu, Marusya Levenko bile gzlerini kuruluyor,
sonra fkeyle haykryordu:
"Aptal! Kazkafal! u yapt kepazelie bakn! Bir de gidip onunla
birlikte ev aacaksn, oturup kalkacaksn... Nataa'nnki de ansm yani!
yi ki gitmemi onunla kzcaz. Dnyada sryle obot var, hepsini
mutlu etmek Nataa'ya dmedi ya! Hele daha birka obot assm kendini
de biz de kurtulalm!
Nataa alamyordu. Kzlarn yatakhanesine gittiimde, korkulu bir
aknlkla bakt bana. Ve yavaa sordu:
"imdi ben ne yapacam?"
Bu soruyu benim yerime Marusya yantlad:
"Sen de git kendini as bari! O salakta senin ayann altndan ekilecek
kadar akl varm, sen ona kret! Yaasayd tm yaamn ikenceye
boacakt. imdi o ne yapacakm! Soruya bak! Rabfak'a gittiinde uzun
uzun dnecek vakit bulursun!"
Nataa gzlerini kaldrd, fkeden kpren Marusya'ya bakt, sonra
bir kedi gibi ona sokuldu.
"Peki... Madem yle..."
Marusya, saldrgan bir prltyla parlayan gzlerini bana evirdi,
"Nataa'nn koruyucusu ben olacam bundan byle," dedi.
Onlarn nnde eildim:
"Ah, rica ederim Levenko Yolda, dedim. Benim de size katlmama
izin verir miydiniz acaba?

Kendinizi asmayacanza sz verirseniz, evet! Be para etme


koruyucular var bu dnyada, biliyorsunuz, yle korunmaktansa ko
runmamak daha iyidir!.."
Selm aktm, "Tamam!" dedim. "Boynumu ilmikten saknmaya
alacam."
Nataa, Marusya'nn kollarndan syrld, yeni koruyucularna
glmserken, azck yz bile kzard.
"Gel bir iki lokma bir eyler ye, dedi ona Marusya.
Sorunun bu yn, iimi rahatlatmt bir bakma.
Akama doru soruturma yargcyla Maria Kondratyevna geldiler.

ZOR GNLER

173

Soruturma grevlisini, Nataa'y sorguya ekmemeye raz ettim; sznn


eri, iini bilir bir adamm; bir tutanak dzenledi, sunduumuz yemei
yedi ve gitti. Maria Kondratyevna, alamak zere Toplulukta kald.
Herkes uyuduktan sonra, gecenin ge saatinde Kalna vanovile birlikte
alma odama geldi, bitkin bir durumda kanepeye yld.
"Senin bu ocuklar birer canavar!" dedi. "Yoldalar lyor, onlar
ki-ki-ki glyorlar! O senin Lapot da her zamanki gibi orada burada
dolayor."
Ertesi gn Rabfak rencilerini geirmeye gittim. stasyona giderken
Vernev duygu ve dncelerini dile getirdi:
"o-o-ocuklar iin a-a-asln anlamyorlar. Adam, yaamndan hayr
gelmedii iin lmeye karar vermi. Onlarsa, Nataa y-y-yznden
ldn sanyorlar, oysa ocuk yaama kar dayan gsterememi,
o-o-o yzden asm kendini."
Belukhin ban iki yana sallad.
"Hi yle deil! dedi. obot hibir zaman doru drst bir yaam
sremezdi. Adam deil, bir kleydi o. Artk efendiler ortadan kalknca,
Nataa'y gznde Tanrlatrd.

ok fazla kurcaladnz bu ii ocuklar, dedi Semyon. Bu houm


gitmiyor! Biri kalkm, kendini asm... yi, gzel, bir izgi ekersin, olur
biter! Biz yann dnmek zorundayz. Ben size bir ey syleyeyim mi,
bu Topluluk bir an nce buradan ekip gitmezse herkes kendini sal
landrmaya balayacak."
Dnte, Topluluumuzun nnde uzanan yollarn neler olduu
zerinde dnmeye baladm. imizde bir bunalm bagstermi, bu
bunalm birden bymt; en fazla deer verdiim eylerin ou be
yllk alma sresince hemen hemen mucize gibi yaratlm olan o prl
prl, canl eylerin ne denli alakgnll olursam olaym, ok deerli
olduklarn kendimden gizleyemeyeceini o eylerin ou birbirine
dolanp uuruma yuvarlanmak zereydiler.
Bizimki gibi bir toplulukta bireylerin nlerinde uzanan yollarn be
lirsizlii, bir bunalm oluturamaz. Bireylerin gelecekleri, hibir zaman
aka ve kesinlikle belirlenmi deildir. Hem bir bireyin geleceinin
aklkla belirlenmi olmas ne demektir? Topluluktan soyutlanmak,
kk bujuva duygu ve dnceleri gelitirmek, yani yann ne yiyeceini

174

YAAM YOLU D

hesaplamak, her zaman iin geerli bir nitelik edinmek... Bu nitelikler


ne olabilir? Marangoz, ayakkabc, deirmenci... Yok, hayr, bizim
yaantmzda, on alt yandaki bir ocuk iin sahip olunmas gereken
en deerli nitelik, mcadeleci olmak ve insan olmaktr.
ocuklarn oluturduu bu topluluun gcn dndm ve birden
yanldm anladm. Tamam, bulmutum! Neden daha nce dnemedim
bunu! Btn bunlarn tek nedeni duraanlkt. Bir topluluk yaamnda
duraanla bir an olsun yer verilmemeliydi.
ocuk gibi sevinliydim o anda. Oh, ne gzel! Ne harikulade! Di
yalektik her eyi zmler! zgr bir alma topluluu asla yerinde
sayamaz. Genel gelimenin evrensel yasas gerek gcn daha yeni
gstermeye balad. zgr insan yaantsnn varlk nedeni hareket, ayn
eyi ortadan kaldracak eyse duraanlktr!
Evet, hemen hemen iki yldr hareketlilikten yoksunduk, hep ayn
tarlalar, ayn iek yataktan, ayn marangoz ilii, ve ayn bahar, ayn
k...
Byk buluumun ne etki uyandracan anlamak zere ocuklarn
gzlerine bakmak iin bir an nce Toplulua varmaya can atyordum.
Beyaz Saray'n nnde iki taksi duruyordu. Lapot beni u bilgiyle
karlad:
"Harkov'dan bir kurul geldi.
yi, diye dndm. Bu sorunu da hemen zmleriz."
Bromda kii beni bekliyordu: Lyubov Savelyevna Jurinskaya;
gl kuvvetli ama artk gen denemeyecek denli yal, yllann izini
tayan vine r renkli bir giysi giymi, parlak, iri gzl bir kadn
daha; bir de, ne sarn ne kzl, ne sakall, ne de sakalsz, ya da kck
bir sakal olan, zellikten yoksun bir kii. Bunun bir elinde bir anta vard,
gzlkleri, hep ereti duruyordu, bu yzden bo eliyle durmadan onlan
yerletiriyordu.
Lyubov Savelyevna, incelik olsun diye zorla glmseyerek beni ar
kadalarna tantt.
"te Yolda Makarenko! Sizi tantraym! Varvara Viktorovna
Bregel, Sergey Vasilyevi aikin."
En byk amirim olan Varvara Viktorovna'nn Toplulua gelmesine

ZOR GNLER

175

hibir diyeceim yoktu, ama bu aikin de kim oluyordu? Eitbilim


profesr olduunu duymutum. Bir ocuk yuvasnn mdr falan myd
acaba?
Bregel, "zel olarak sizin ynteminizi incelemeye geldik, dedi.
Buna kesinlikle kar kyorum, dedim. Benim yntemim diye
bir ey yok.
yleyse ne yntem uyguluyorsunuz?
Olaan eitim yntemi."
Bregel, alayl alayl glmsedi.
"Pek olaan bir yntem olmad kesin, dedi. Bununla birlikte in
celedikten sonra bir karara varacaz."
Sonra, insanlarn, terminolojiyle oyun oynad o son derece sevimsiz
konumalardan biri balad; bu insanlar, terminolojinin gereklii
tanmlayacana inanmaktaydlar. Ksa kesmek iin yle dedim:
"Sizinle byle konumak istemiyorum. Dilerseniz size bir rapor
vereyim, ama imdiden syleyeyim, en azndan saat dinlersiniz."
Bregel, nerimi uygun buldu. Hemen, orada oturduk, kapmz
kapadk, anlatmaya baladm. Be yllk bir dnem iinde yaanan de
neyleri, kukulan, kayglan, izlenimleri ve kavranlan, szcklerle ifade
edebilmek iin elimden geleni yapyordum; hi de kolay bir i deildi
bu. Son derece nemli ve etkileyici fikirleri doru olarak ifade edecek
szckleri bulduumu, akc bir dille, gzel ve anlaml konutuumu
sanyordum. Elimdeki ameliyat ban nlemli bir gzpeklikle oradan
oraya daldnyor, o gne dek gizemli bir rt altnda kalm alanlar gzler
nne seriyor, gelecein neler getirmesi gerektiini, yanmn glkleriyle
nasl savalacan anlatyordum. Ama ne olursa olsun byk bir
itenlikle konuuyor, kimsenin ne dneceini umursamyor, ve bana
gre "kuram"n bir lde etkisiz, deersiz olduunu, konulduu yerde
yama gibi kaldn gstermekten saknmyordum.
Jurinskaya beni dinlerken gzleri ve yz nee iinde panldyordu.
Bregel, renk vermemeye abalyordu. aikin'in ne dndn merak
edip kafam yormadm. Szlerimi bitirdiimde, Bregel tombul parmaklarn masann zerinde tklatt ve itenlik mi, yoksa alay m ierdii
belli olmayan bir tavrla, u szleri syledi:
"H-h... ok ilgin dorusu, son derece ilgin. yle deil mi Sergey
Vasilyevi?"

176

YAAM YOLU D

aikin gzln yerine yerletirdi, nndeki kda eildi,


bilgiliine yarar bir kibarlkla, yzn ekilden ekle sokarak ne denli
saygl bir kul olduunu gstermeye, bu saygsnn da yapmack olduunu
belli etmemeye abalayarak u sylevi verdi:
"Btn bu anlatlanlar iyi, gzel elbet... Ancak, baz noktalarn
aydnla kavumas gerek bence... yle ilk bakta, baz... eyyy...
teoremlerinizin yani nermelerinizin doruluu konusunda kuku
duyduumu da belirtmek isterim. Geri, siz bu nermeleri byk bir
cokuyla aktardnz bize... Bu sizin ne denli itenlikli olduunuzu kantlar.
Bu ok gzel bir ey. Ancak, rnein, daha nceden bildiimiz bir noktay
aklamanz bekledikse de, atladnz grdk... Bu nokta da ey yani,
burada bir eit yarmalar dzenleniyormu. ocuklar birbirleriyle
yanyorlarm. En fazla i yapan dllendiriliyor, en az yapan
sulamyormu. Tarlalarnz sreken byle bir yanma yapld, yle deil
mi? Bu konuda hibir ey sylemediniz... Belki yalnzca unuttuunuz
iin... Ancak ben, yarmann tam anlamyla bir burjuva yntemi olduu
konusundaki grmz paylap paylamadnz bilmek istiyorum.
Yanma, nesnelerle insanlar arasndaki dolaysz ilikileri yok ederek,
onlarn yerine dolayl ilikiler gelitirir; bu bakmdan yanma bize gre
geerli bir yntem deildir. Bu bir. kincisi, ocuklara tatil gnleri cep
harl veriyormusunuz, ancak, herkesin harl ayn deilmi, kiilere,
szmona hak ettikleri harl veriyormusunuz. Byle yapmakla,
ocuklardaki isel drtleri etkisiz klp onun yerine dsal drtler ya
rattnzn farknda deil misiniz? Bu da sizce son derece maddeci bir
ruhsal gelimeye yol amaz m? Sonra, bir de ceza verdiiniz syleniyor.
Cezann kle ruhlar gelitirdiini bilmeniz gerekir, oysa biz, zgr
kiilikler istiyoruz, davrantan kzlck sopasndan korku duymakla, ya
da herhangi bir cezadan saknmakla deil, isel drtlerle ve siyasal
bilinle ynlendirilen ocuklar yetitirmek istiyoruz..."
Bu aikin denen adam daha pek ok ey syledi. Onu dinlerken
ehov'un, bir deliyi ldren adam anlatan yksn anmsadm. Sonra,
aikin'i ldrmeye gerek bulunmadna karar verdim, ona yle gzelce
bir sopa ekmek yetecekti, ama kzlck sopasyla, ya da kam gibi bir
eski dzen gereciyle deil, basit bir kayla, iinin pantolonu dmesin
diye beline takt trden bir kayla evire evire dvmeliydi bu adam.

ZOR GNLER

177

Bu, ideolojik adan doru bir uygulama olacakt. Bregel, aikin'in szn
keserek bana sordu:
"Neden glmsyorsunuz? Yolda aikin'in syledikleri gln m
sizce?
Hayr, hayr, dedim. Hi de gln deil.
Ackl m yleyse?" dedi Bregel. Bylece ilk kez glmsediim
gryordum.
"Hayr! Hi ackl deil! Ne gln, ne ackl. Olaan szler.
Bregel, gzlerimin iine iine bakt, gs geirdi.
akayla kark, "Sizin cannz skyoruz, deil mi? dedi.
Zarar yok... insanlarn boyuna canm skmasna alm. Ben daha
ktlerini de grdm."
Bregel birden bir kahkaha kopard.
"Hep aka ediyorsunuz Yolda Makarenko," dedi. Sonra toparland,
"Ama gene de, Sergey Vasilyevi'e bir yant vermelisiniz, diye ekledi.
Bir eyler sylemeyecek misiniz?"
Bregel'e ciddi bir tavrla baktm; gzlerimde biraz da rica okunsa
gerekti:
"Bu sorularn yantn Bilimsel Eitim Kurulu aratrsa daha iyi olur
bence. Onlar her eyin en dorusunu yapmay bilirler, yle deil mi?
imdi gelin bir gzel kammz doyuralm, ne dersiniz?"
Bregel azck alnd bu szlerimden, "Pekl, dedi. Ha, bir de unu
soracaktm, Opriko adl rencinizi Topluluktan atmsnz, doru
mu?
Sarholuktan atld.
imdi nerede peki? Sokaklarda, deil mi?
Hayr, hayr! ok yaknmzda. Bir Kulakla oturuyor.
Yani onu oraya evlatlk olarak m gnderdiniz?"
Glmsedim, "Eh, onun gibi bir ey, dedim.
Orada oturuyor yani? Emin misiniz?
Evet, adm gibi eminim. Lukaenko adnda bir Kulakla oturuyor.
O deerli kyl, daha iki serseriyi 'evlatlk' alm bulunuyor.
Bu konuyu irdeleyeceiz.
Ltfen, ltfen... iyi olur."

178

YAAM YOLU D

Yemee gittik. Yemekten sonra Bregel'Ie aikin dolamak istediler.


apkam kararak Lyubov Savelyevnay selmladm:
"Ah, sevgili Halk Eitim Komserlii yetkilileri! Burada ok skk
durumdayz, elimizden geleni de yaptk. Alt aya kalmaz hepimiz sinir
hastas oluruz bu durumda. Bize byk bir eyler verin, iten bamz
dndrecek, bize gz atrmayacak bir eyler verin. Sizin yalnz ilkeleriniz
deil, daha baka eyleriniz de var!"
Lyubov Savelyevna gld.
"Sizi ok iyi anlyorum, dedi. Bu ii hallederiz. Gelin konualm bu
konuda! Ama durun bir dakika... Siz yalnz ve yalnz gelecekten sz
ediyorsunuz! Bu denetime cannz sklmad m, hi alnmadnz m?
Hayr efendim! Neden almaym! Baka trl olamazd ki?
Peki vardan yarglar... aikinin sorulan sizi zmyor mu?
Neden zsn? Bilimsel Eim Komitesi o sorunlan zecek, deil
mi? Bunun tasas bana dmez!"
Bregel, o gece yatmadan nce izlenimlerini anlatt bana.
"Esiz bir topluluksunuz," dedi. "Ama ne olursa olsun, yntemleriniz
korkun!"
in iin sevindim, iyi ki bunlar davulculanmzn nasl eitildiini
bilmiyorlard!
Bregel, "yi geceler," dedi. "Ha, az daha unutuyordum, obot'un
lmnden sizi sorumlu tutmak kimsenin aklndan gemedi..."
Derin kranlanm dile getirmek zere saygyla eildim!

ZAPOROG1TOPRAKLARI
Bir yaz daha geldi. Ve biz, bir kez daha, gnee ayak uydurarak, zel
mfrezeler halinde tarlalara vurduk, Bayrak mfrezesi olan drdnc
zel, bir kez daha ie koyuldu. Balarnda, her zamanki gibi Burun bu
lunuyordu.
niversite rencilerimiz, haziran ortalannda Toplulua geldiler; snf
1Zaporoglan XVI. ve XVIII. yzyllarda Dinyeper rmandaki Kortitsa adasnda zerk
bir askeri topluluk oluturan Kazaklar. ocuklar, akadan Kazak geleneklerine yknyor,
Zaporog rol yapyorlar.

ZAPOROG TOPRAKLARI

179

geme utkularndan baka iki yeni yeyi de yanlarnda getirdiler: Topluluk


yesi olmalar nedeniyle gelmekten baka seenekleri bulunmayan
Oksana'yla Rakhiidi bunlar. Onlarla birlikte, kalan ve gzleri grlmedik
siyahlkta bir yaratk olan emigov'un kz da geldi. Ad, Galya Podgomayayd. Semyon onu genel toplantya getirdi, herkese tantt ve
unlar syledi:
"ura size mektup yazarak bu emigovun kzma yank olduumu
syledi. Byle bir ey yok! Komsomol sz veriyorum ki ona hi yan
gzle bakmadm! Galya'nn, tatilde gidecek bir... ne derler, yeri yok yani!
Bu yzden buraya getirdim. Siz ln tartn, kimin hakl kimin haksz
olduuna karar verin sevgili arkadalar."
Semyon otlarn zerine kt toplant bahede yapmaktayd.
emigov'un kz akn gzlerle bizim toplumlunuza bakyordu,
yalnayak, plak kollu, bazlar dpedz plak insanlardan oluan bir
toplumdu bu. Lapot dudaklarn bzd, gzlerini kst, koskocaman,
przsz gzkapaklarn bir iki ap kapad ve bouk bir sesle yle
dedi:
"Rica etsek, Yolda emigovka, acaba bize ey... syler misiniz...
yani..."
emigovka da, orada bulunan herkes de kulak kesildi.
"... eyyy... 'Babamz tanyor musunuz?..."
emigov'un kz kzarp bozard, ekingen bir tavrla, "Hayr,"
dedi.
-Yaa, demek yle!" dedi Lapot. Dudaklarn biraz daha bzd, biraz
daha gzlerini krptrd. "Peki, 'Amenty biliyor musunuz?
Hayr, bilmiyorum.
-H-mmm! Peki Dinyeper Nehrini geebilir misiniz acaba?
emigov'un kz allak bullak oldu bu som zerine. Ne diyeceini
bilemedi.
"Bilmem ki... yi yzerim, herhalde Dinyeper'i de geebilirim..."
Lapot, dnebilmek iin byk bir aba harcayan bir ahmak ha
valarnda kalabala dnd. Dudaklarn uzatmt gene, gzlerini dur
madan krpmaktayd; burnunu ve de elinin iaret parman havaya
kaldrd, yznde en kk bir glme izi grlmyordu.
"Durumu ksaca yle zetleyebiliriz. 'Babamz' tanmaz, 'Ament'
hakgetire. Dinyeper'i geebilir. Ya da belki geemez, ha?

180

YAAM YOLU H

Geer, geer, diye bard ocuklar.


Peki, Dinyeper'i geemezse, hi deilse Kolomak' geebilir mi
acaba?"
ocuklar hep bir azdan glerek, "Geeeer! Geeeer! diye bar
dlar.
yleyse Zaporog svarilerine katlabilir, ha?
Evet, katlabilir.
Hangi birlik?
Beinci!
yleyse, kafasna kum1 serpin, ve birliine gtrn.
Bana sorarsan, diye bard ordan Karabanov, yalnz atamanlarn
bana kum serpilir..."
Lapot, Semyon'a doru elini uzatarak, "Be hey Kazak! diye seslendi.
Syle bakalm, yaam geliir mi, gelimez mi?
Geliir elbet, ne olmu?
Ne olmam ki! Eskiden yalnz reislerin bana kum serpilirdi, imdi
herkesin bana serpiliyor.
Haa, u mesele! dedi Karabanov. Haklsn!"
Zaporog Topraklarna gitmek fikri, Jurinskayadan aldmz bir
mektup zerine geliti kafalarmzda. Bu mektupta, Hortitsa adasnda,
byk bir ocuk topluluu kurulaca sylentilerinin dolat bil
diriliyordu. Jurinskaya, mektubuna, Halk Eitim Komiserliinin,
Gorki'lilerin bu yeni topluluun ekirdeini oluturmasn istediini de
duyurmutu.
Bu tasarnn ayrntlar henz belirlenmi deildi. Jurinskaya'ya
yaptm bavurulara kesin yantlar veremiyor, daha bir sre karar
alnamayacan, her eyin, Dinyeper tasarmlarna bal olduunu
sylyordu.
Harkov'da neler olup bittii konusunda hibir fikrimiz yoktu, ancak
Toplulukta, ok eyler oluyordu. ocuklarn ne dler kurduunu bi
lemiyordum, Dinyeper nehri, ada, byk tarlalar, ya da belki bir fabrika
dlyorlard, kim bilir. ou kendimize ait bir gani dyle avunuyordu.
Lapot, kzlara taklyor, eski geleneklere gre kadnlarn Hortitsa adasna
1Zaporog kumu: Askeri birlik temsilcileri, her yl, Zaporog ordusuna bir ataman (ba)
seerler. Seim srasnda bir tren yaplr, trende yeni atamann bana kum serpilir.

ZAPOROG TOPRAKLARI

181

atanmayacan, kzlarn Dinyeper kylannda bir yere yerletirilecei


sOyliiyordu.
"zlmeyin," diye avutuyordu onlar sonra da. "Arada bir ziyaretinize
geliriz. Kendimizi asmak falan istersek de bu ii adada yaparz, sizin iin
ok daha iyi olur hem."
niversite rencileri de, Dinyeper'de bir adaya konma dlerimize
ve akalarmza katlyor, henz tmyle kurtulamadklar sahne oyun
culuu heveslerine kendilerini seve seve kaptryorlard. Topluluk
ocuklar, Dinyeperdeki yaantyla ilgili ynla parodi hazrlamlard,
elbet bunun iin birka kiinin Tara Bulba'y iyice incelemesi gerekmiti;
akamlan bahede saysz temsiller veriliyor, herkes gzlerinden yalar
gelesiye glyordu. Bu oyunlarn sonu gelmiyordu bir trl. ocuklarn
yknme gc tkenmek bilmiyordu. Bir bakyorduk, Karabanov, sahne
perdesinden yaplma pantolonu giymi, bahede beliriveriyor, buna benzer
bir pantolonun nas yaplaca konusunda uzun bir sylev ekmeye
koyuluyordu; sylediine gre bunu yapmak iin tam on buuk metre
kumaa gerek vard... Bir bakyorduk, halkn hrszlk yapmakla sulad
bir Zaporog Kazann idam sahnesi canlandrlyor. Efsanevi gelenekleri
tmyle uygulamak iin ellerinden geleni yapyorlar: dam, sopalarla
gerekletirilecektir. Ancak, sopay eline alacak kimsenin, bir testi "ateli
su" imesi gerekmektedir. Ateli su, votka demektir, votka olmadna
gre celladn nne bir kp su konmaldr, cellat, bu suyu iecektir, oysa
yllarca susuz kalm biri bile bitiremez bunca suyu... Bir baka gn, ie
gitmek zere yola kmaya hazrlanan drdnc zel Burun'a bir asa ve
bir bunuk1 sunuyor. Asa olarak sakz kaba veriliyordu, bunuksa,
dpedz aa dalndan yaplmt. Burun, bu onur payelerini byk sayg
gsterileriyle kabul ediyor, pusula inesi gibi dne dne drt bir yana
selam veriyordu.
Yaz bylece geti gitti. Zaporog tasarm, bir tasan olarak kalmt,
yle ki, ocuklar, oyun oynamaktan bile bktlar. Austosta niversite
rencilerimiz yeni bir kmeyi de yanlarna katarak gittiler. Be komutan
saflarmzdan ayrlmt, ama bunlann hibiri, ikinci mfrezenin ko
mutan, en yakn dostum ve Gorki Topluluunun ilk yelerinden biri olan
Bunuk: Kazak liderliinin simgesi olan, ucunda at kl balanm sopa.

182

YAAM YOLU H

Anton Bratenko'nun at yara kadar byk bir yara brakmad geride.


Bratenko da sonunda Rabfak'l olmutu. Bir hayli ylm verdiim, sevgili
ocuk Osadi de gitti. Azl bir hayduttu Osadi, imdiyse Harkov'daki
Teknik Okula giden, ince uzun, t gibi, yakld, gl, gvenli, kendine
zg bir yiitlii ve zgveni olan bir delikanl gryordum karmda.
Koval, onun iin yle dedi:
"te sana rnek bir Komsomol Osadi! Byle bir Komsomol
yesinden ayrlmak yle ac ki..."
Doru sylyordu. Osadi, iki yldr, deirmen mfrezesinin ko
mutanlm yrtyor, grevin ykledii karmak sorumluluklar
omuzlarnda baaryla tayordu. Ard arkas kesilmeyen anlamazlktan
zmlemek, eit eit kylyle uramak, herkese dert anlatmak, Yoksul
Kyller Kuruluyla uramak, hep ona bakyordu, ve Osadi bu ileri
ok iyi yrtmt.
Resmi kaytlara gre "anas-babas bilinmeyen ama onuruna srlm
olan "kutsk valisinin olu" lekesini hibir zaman temizleyemeyen
Georgiyevski de bizi brakyordu.
Utkulu sekizinci mfrezenin komutan Schneider de, Beincinin
komutan Marusya Levenko da gidiyorlard.
i niversitesine girecek rencileri uurladmz anda, Gorki
toplumunda ne denli ok oluk ocuk bulunduunu, imdi yalnz, ocuk
bamza kaldmz grdk. Komutanlar Kurulundaki ocuklar daha
dn kkler arasndayd. kinci mfrezeye Vitka Bogoyavlenski, n
mfrezeye Opriko'nun yerine Kostya arovski getirilmiti; Beinciye
Nataa Petrenko, dokuzuncuya Mitka Jeveli seilmi, dev yapl Fedorenkoysa, sonunda sekizinci mfrezenin komutanlna getirilmeyi
baarmt. Georgiyevski, aralksz yl sren liderlii, Toska Solovyov'a
brakm, kkler mfrezesini, onun eline teslim etmiti.
Gene pancar kazmaya, patates karmaya koyulduk, bir kez daha
ahrlara saman serdik, baharda ekilecek tohumluk tahllan aynp bir kenara
koyduk; birinci ve ikinci mfrezeler, bir kez daha tarla srmeye koyuldu,
ancak bu kez, birbirleriyle yanmadan alyorlard...
te, Harkov'daki Halk Eitim Madrlnden, Dinyeper'deki Popov
topraklannn incelenmesi iin gerekli resmi iznin salanmas, bu gnlere
rastlad.

ZAPOROG TOPRAKLARI

183

Tm Topluluk yelerinin katld genel toplantda verdiim haberi


duyan ve Halk Eitim Komiserliinden gelen belgeyi elden ele
dolatrarak okuyan ocuklar, bunun ok ciddi bir konu olduuna karar
verdiler. nk, elimizde, bir kt daha vard, ve bu belgeye gre, Halk
Eitim Komiserlii, Zaporoji Blgesel Yrtme Komitesinden, popov
topraklarm Topluluumuzun emrine vermesini istiyordu.
O
zamanlar, bu ktlarn tm sorunlar zmleyeceini sanyorduk
imdi artk rahat bir soluk almak ve terk edilmi topraklar, baarya
erimemi topluluklar, yeni yaama katlmak zere henz yenilenmemi,
can ekien manastrlar ve soylu maliknelerini kafamzdan silip atmaktan
baka yaplacak i yoktu. Hortitsa adasyla ilgili efsaneleri bir yana
brakacak, pilimizi prtmz toplayp gidecektik, o kadar.
Genel Kurul, Popov topraklarn incelemeye benimle gelmek zere
Mitka Jeveli'yi seti. Mitka on be yana gelmiti. Kkler arasnda
en uzun boylu olan oydu, bir zel mfrezenin komutanln yapmak gibi
karmak bir sanat renmi bulunuyordu, bir yl akn bir sredir
Genlik Kolu yesiydi ve de ksa bir sre nce, dokuzuncu mfrezenin
(deirmen grubu) komutanl gibi sorumlu bir greve atanmaya deer
grlmt. Mitka, yeni tip Goki'lileri temsil etmekteydi: daha on beine
gelmeden pek ok deney grm, pek ok ustalk edinmiti; yay gibi
oradan oraya zplar, her ie yetiirdi; esiz bir rgtleme yetenei
gelitirmi, bu arada byklerden, yani mcadeleci kuaktan ok ey
renmi, onlardan iyi rnek almt. Mitka daha Toplulua geldii ilk
gn Karabanov'un izleyicileri arama katld ve sanki onun o kara
gzlerinden taan korkun imek baklarm, enerjik hareketlerini ald.
Ancak Mitkayla Semyon arasnda byk bir ayrlk vard, o da, Mitka'nn
on be yanda beinci snfta olmasyd.
Mitka'yla birlikte, kasm sonunda, ak, buzlu ve karsz bir gnde
yola ktk ve yirmi drt saat sonra Zaporoji'ye vardk. Byk bir saflk
iinde, Gorki Topluluunun yeni ve mutlu amn, aa yukar yle
balayacan dlemitik: Uysal, devrimci yzl bir adam olan Blgesel
Yrtme Komitesi bakam, bizi grmekten byk mutluluk duyacak,
bizi saygyla karlayacakt.
"Popov topraklan m?" diyecekti bize gre, "Gorki Topluluu iin

184

YAAM YOLU H

mi? Ah, elbette, biliyorum, biliyorum! Buyrun efendim! Sevinerek size


sunacaz bu topraklan! te tapusu, buyrun, aln!"
Ve biz, yalnzca bu topraklara nasl gidileceini soracak, sonra koarak
Toplulua dnecek, hemen eyalan toplayp yola koyulmalann syle
yecektik. Biz, byle olacam dlemitik.
Popov topraklarn beenmeyebileceimiz aklmzn ucundan
gemiyordu. Suratsz bir kadn olan Halk Eitim Komiserlii grevlisi
Bregel bile, Mitka'yla birlikte kendisini Harkov'da ziyaret ettiimizde,
yle demiti:
"Popov topraklan ha! Tam Makarenko'ya gre! Popov be para et
mezin tekiydi geri ama, oraya pek gzel binalar yapt! Gidin gznzle
grn. ok gzel bir yer, beeneceksiniz!"
Jurinskaya da aa yukan ayn eyleri syledi:
"Ah, yle gzel ki oralar. Zengin topraklar, aynca doal gzellik!
ocuk Topluluu yaplmak iin biilmi kaftan!"
Maria Kondratyevna da, "Harikulade gzel bir yer!" demiti.
Bu topraklann herkes tarafndan bilinmesi nemli diye dndk;
bu yzden Mitka'yla ikimiz oraya yazgya boyun emi bir hava iinde
gittik, buras zaten daha batan Gorki'liler iin yaratlm bir yerdi.
Ancak saysz umutlanmzdan yalnz bir tanesi gerekleti: Blgesel
Yrtme Komitesi bakamnn yz gerekten de uysal ve devrimci
grnmlyd. Bunun dnda hibir ey umduumuz gibi kmad. Adam
azn aar amaz ikinci umudumuz boa k.
Halk Eitim Komiserliinden verilen belgeyi okuduktan sonra yle
dedi Bakan:
"Ama burda pekl bir ky topluluu var. Bu Goki Topluluu da
neymi"
Mitka'yla bana ak yreklilikle bakt, ancak anlalan Mitka'y daha
diine gre bulmu olmal ki, onun o nlemli kara gzlerine glmseyerek
sordu:
"Burda ileri bunun gibi delikanllar m yrtecek?
Mitka kzard, daylanmaya balad.
"Ne olmu bizim gibi delikanllara? Sizin mujiklerden daha beter
yrtmezler ileri herhalde, deil mi!
Mitka bunlan syledikten soma raha da kzard, bu arada bakann
glmseyen dudaklan biraz daha yzne yayld.

ZAPOROG TOPRAKLARI

185

"Bizim kyllere mujik diyorsunuz ha?" dedi. Sonra itenlikle bir


itirafta bulundu: "leri doru drst yrtemiyorlar, haklsnz. Ama
burda tam bin be yz hektar toprak var. Konu, Blgesel Yrtme Ko
mitesinin yetki snrn amakta, bu meseleyi Halk Tarm Komiserlii
yetkilileriyle grmelisiniz."
Mitka gzlerini kst, bakana gvensiz baklarla bakt.
"Sizin neyinizin dnda dediniz... yetki snn? Bu ne anlama gelir?

Bak grdn m, ben senin dilini anlyorum ama, sen benimki


anlamyorsun! Bover, mdrn bunun anlamn aklar sana. imdi, size
nasl bir yardmm dokunabilir? Bir otomobil vereyim, gidin bakn,
dolan. Kyllerle yerinde grn, belki bir anlamaya vanrsnz. Ama
asl i Hakovda biter, Halk Tarm Komiserliinde..."
Bakan glmseyerek Mitka'nn elini skt.
"Tm delikanllannz bunun gibiyse sizi destekleyeceim," dedi.
Mitka'yla ikimiz Popov topraklann grdk, ve gzelliiyle
bylendik.
O
nl Byk ayrln kysnda, bize gre bir zamanlar Tar
Bulba'nn kulbesinin bulunduunu varsaydmz noktada, Dinyeper'le
Kara ekrak'n oluturduu bir ann iinde, stepten rastgele frlam
saysz dik yama vard. Bunlarn ortasnda akan Kara ekrak, bir ok
gibi dmdz szlyor, bir nehirden ok bir kanal andnyordu; bir an
nce Dinyepere kavumak ii acele ediyor gibiydi. te bu rman dik
yamacnda gerek bir mucize grdk. Kaleyi andran mazgall duvarlann
ardnda, sivri atlan, akl almaz bir karmaa iinde birbirine kanan
saraylar ykseliyordu. Baz kulelerde rzgr fnldaklan olduu gibi
duruyor, ancak pencerenin bulunduu delikler, kapkara, bombo danya
bakyor, o mthi Maribi ya da belki Arap yaratclnn grkemiyle
korkun bir biimde eliiyordu.
ki sra penceresi bulunan havadar bir kulenin altndaki kapdan, kare
talarla denmi byk bir avluya girdik; talarn arasndan bir yol bulup
huysuz bir inatla yeryzne km olan don yemi Ukrayna odan
umursamasz ve kaba bekikler oluturuyordu; bu kk otluklarda
ineklerin, domuz ve keilerin ortalkta babo dolarken brakt ayak
izleri grlmekteydi. Birinci saraya girdik. erde, karlkl alm
deliklerden esen korkun bir rzgr, kt bir kire kokusu vard; ve bir

186

YAAM YOLU II

de kollardan olduu gibi bacaklardan da yoksun bir Milo Vens holde,


yerde uzanm yatyordu. Ayn derecede geni ve gzel olan teki saraylar
da ayn lde braklmlk ve eskilik kokuyordu. Her eyi yle uzmanca
bir gzden geirerek, gerekli onarm ilerinin neye patlayacan he
sapladm. Aslna bakarsanz korkulacak bir ey yoktu, kaplarla pencereler
taklacak, demeler onarlacak, duvarlar svanacakt. Milo Vens
onanlmasa da olurdu, merdivenler, tavanlar ve sobalarsa iyi durum
dayd.
Mitka, benim gibi renksiz, snk bir ocuk deildi. Gzellik karsnda
duyduu bu byk cokuyu ne ykntlar, ne de baka bir g dindiremezdi. Ordan oraya dalp kyor, kulelere trmanp iniyor, bykl
kkl baheleri, saray girilerini geziyor, kendinden gemi bir halde
duygularn dile getiriyordu:
"Aman Tanrm! uraya da bakn! Byle gzel bir ey grmedim!
Bu ne saray byle, Anton Semyonovi! ocuklar buraya baylacak! ok
gzel, evet, ok gzel! Burda ka kii banndrabiliriz sizce? Bin ocuk
alr m dersiniz?"
Benim hesaplanma gre burada sekiz yz kii oturabilirdi.
"Onlan ekip evirebilir miyiz peki? Sekiz yz! ou da sokaklardan
toplanacak herhalde. Tm komutanlanmz da i niversitesinde."
Onca ocuu denetleyip denetleyemeyeceimizi dnmeye vakit
yoktu, gezmemizi srdrdk. Arka baheden ky komn sorumluydu
ve her eyi berbat etmilerdi. Usuz bucaksz ahr, gbre ynlanyla
doluydu, bu ymlann arasndaysa, dnyaya geldiine piman, bakmsz
birka beygir vard; altlarnda saman falan yoktu, hayvanlarn kaburgalan
saylabilirdi, popolan bek bek pislikle yamanm gibi duruyordu.
Hangar gibi, kocaman bir domuzluk vard, ancak duvarlan delik deikti.
inde birka domuz vard, ama bunlara domuz demeye bin tank ge
rekildi. Bahede, donmu toprak ynlan zerinde atlm arabalar, tohum
ekme makinalan, tekerlekler ve eitli makina paralan, birbirine girmi
durumda sereserpe yatyordu; btn bu eyleri, yabaml, artc, insan
aptal edici bir yalnzlk rtyor gibiydi. Yalnzca domuzlukta tek bir kul
oluna rastladk, sivri sakall, ytfmru yumru bir ihtiyard bu.
"Broyu anyorsanz, u binadadr, dedi bize hemen.
Domuzlannz nerde sizin? diye sordu Mitka.

ZAPOROG TOPRAKLARI

*
r

187

Ne dedin? Haaa, domuzlar!..."


htiyar ayak deitirdi, arln bir ayana verdi, saydam par
maklarn sakalnda gezdirdi ve ahrlara doru yle bir bakt. Mitka'nm
sorusunu pek yerinde bulmamt anlalan. Gene de elini bir yne don
sallayarak yant verdi.
"Yediler... Hepsini yedi serseriler... Evet, o piler yedi hepsini...
Kimler?
Kim olacak? Bizim insanlarmz... Nah bu kyn insanlar...
Sen komnde deil misin peki, dede?
Aaah, evlat, ah! Ben bu komnde, koyun srsne karm bir
inek gibiyim. Burda kimin sesi yksek karsa onun borusu ter. Benim
gibi bir ihtiyara hibir grev vermediler... Vermedi piler! Siz kimsiniz
acaba, evlat?
Biz, i grmeye geldik.
Haa, i grmeye ha! Eh, madem i grmeye geldiniz, urda
toplant yapyorlar... toplant yani, anlarsnz... orospu ocuklar her saat
toplant yaparlar... Ve burada..."
htiyar, yeterinden ok ak konumaya hazrd o anda anlalan, ama
bizim dinleyecek vaktimiz yoktu,
htiyarn dedii gibi, sk tk bir broda, eski mal sahiplerinden
kald belli, ikide bir krlp ken sandalyelere oturmu, toplant
yapyorlard. Sigara dumanndan ierde ka kii bulunduunu anlamak
olanakszd, ancak grltlerden, en az yirmi kiinin bir azdan
konutuu ortaya kyordu. Ne yazk ki, konuulan konunun ne olduunu
hibir zaman renemedik, nk kapdan girdiimiz anda, kvrck sal,
kara sakall ve yuvarlak, kz gibi romantik bakl bir adam bize kim
olduumuzu sordu.
Bir nokta aka anlad: Bin be yz hektar, komne fazla geliyordu.
Komnn yoksulluunun bir nedeni, yeterinden ok servete sahip
olmasndan kaynaklanyordu. Topran paylalmas olasl konusunda
belli bir anlamaya varmakta glk ekmedik. Komn, ayrca saraylar,
svalan dkk duvarlan, kuleleri ve iine atlm Milo Vensyle birlikte
bize vermeye dnden raz grnyordu. Ancak, ekilen topraklar konusuna
gelince, komn yeleriyle aramzdaki teller gerildi, Mitka tartma kurallann da bir yana brakarak diklendi:

188

YAAM YOLU II

"Neden daha pancarlar toplamadnz? Hepsi tarlalarda yatyor, olur


mu byle!"
Bakan ona u yant verdi:
"Pancarlar ne zaman toplayacama karmak iin daha bir finn ekmek
yemen gerek!"
Ekilen topraklar konusunda anlamaya vardmzda, akamn ge
saatlerine yaklalmt.
"Aptallar gibi tartmann lemi var m?" dedi, Mitka. "Ekilen top
raklar duvarla ikiye ayrrz, olur biter."
Konumay bylece kesmi olduk.
Bizi Gorki Topluluuna hangi tama aracnn getirdiini
anmsamyorum, ancak bana yle geliyor ki, kanatlanp utuk dnerken.
Genel toplantda anlattklarmz sevin lklaryla karland. Mitka'yla
beni havalara frlattlar, gzlm nerdeyse krlacakt, Mitka'nn da, ya
burnu syrld, ya da kafas yanldyd.
Topluluumuz iin gerek bir mutlu dnem balam bulunuyordu.
ocuklar tam ay tasanlar ve dler kurarak yaadlar. Gene Toplulua
gelen Bregel, bana yle dedi:
"Siz ne biim ocuk yetitiriyorsunuz byle, Makarenko? Bunlarn
hepsi de birer dsever! Onlara bunu mu retiyorsunuz?"
Dsever olmularsa ne olmu yani? Ben, kendi adma "d kurmak"
szcnden pek holanmam aslnda. Kzlara zg bir etkinlik anm
yapyor bende, hatta belki de daha da beter bir ey. Ama dten de fark
vard. Krat tepesinde bir valye olmay dlemek baka, sekiz yz kz
ve ekek ocuun bir Topluluk halinde bir araya geldiini dlemek baka.
Sk tk barakalarda otururken, yksek tavanl, aydnlk odalar
dlemedik mi? Ayaklanmza pabu yerine pl prt sararken, gerek
birer bot giymeyi dledik. i niversitesine gitmeyi dledik, apkn
gibi bir ksraa sahip olmay, Simmental inekler yetitirmeyi dledik.
Bir uvala tktm iki ngiliz domuz yavrusunu Toplulua getirdiimde,
Vanya elaputin adnda, sa ba dank bir dsever, ykseke bir
tabureye oturmu, ellerini bacaklannn altna sokmu, bam tavana
kaldrarak yle demiti:
"imdi yalnzca iki domuz yavrumuz var. Ama ksa bir zaman sonra

ZAPOROG TOPRAKLARI

189

oalacaklar. oalanlar da oalacak, ve be yl iinde yz domuzumuz


olacak. Vay anasn! Duyuyor musun Toska, yz domuz!"
D de, Toska da duyulmadk bir kahkaha atm, broma gideken
yaptmz i konumasn bastrmlard. imdi yz domuzumuz vard.
elaputin'in dlerinin szn eden yoktu ama.
Belki de bizim eitim dizgemizle burjuva eitim dizgesi arasndaki
temel ayrm, bir ocuk topluluunun, kanlmaz olarak gelimek,
bymek, zenginlemek durumunda olmasnda, daha iyi bir yarna
kavuma abas iinde, ortak ereklere doru byk bir heves, coku ve
sebatla, ylmadan ilerlemesinde, elbirliiyle, duygu birliiyle almasnda
yatmaktadr. Gerek eitbilimsel diyalektik, belki de bu olgudan kay
naklanmaktadr.
Bu yzden, ocuklarn dlerini frenlemek konusunda hibir giriimde
bulunmadm, tersine ben de onlarla birlikte gzm ykseklere, hatta
belki de biraz fazla ykseklere diktim. Bunlar, Topluluun en mutlu
gnleriydi, tm dostlarm, o gnleri bugn bile sevinle anmaktadrlar.
Yaptklarmz yapacaklarmz kendisine ayrntl olarak yazdmz
Aleksi Maksimovi de bizimle birlikte dler kurmutu.
Toplulukta bu ie sevinmeyen ve d kurmayan birka kii vard, ve
Kalina vanovi, bunlardan biriydi. Onun ruhu genti, ama anlalan, salt
gen bir ruh, d kurmaya yeterli deildi. Kalina vanovi, yle di
yordu:
"yi bir atn otomobilden nasl rktn grdn m hi? Neden rker
biliyor musun, yaamak ister de ondan! Asalak herif! Ama dnyadan
gemi bir beygirin deil otomobilden eytandan bile korktuu
grlmemitir, nk artk hibir ey umurunda deildir, hani, Ruslarn
dedii gibi, ha buday yemi, ha yulaf, fark etmez.
Kalina vanovi'i bizimle gelmeye raz etmeye abaladm, ocuklar
da epey asld, ama hayr, inad inatt.
"Ben artk hibir eyden korkmuyorum, benim gibi asalaa ge
reksinmeniz yok sizin. Yolun bir ksmn sizinle yrdm, artk yeter.
Bir bakmevine yerleeceim. Hkmet bizim gibi ihtiyarlara iyi dav
ranyor."
Osipovlar da aa'lar oo'lar ekerek Toplulukla birlikte tanmaya-

190

YAAM YOLU II

caklanm sylediler, korkun gnler ve deneyler yaadklarm ek


lediler.
"Biz, kendi halimizde insanlarz," dedi Natalya Markovna, "Sekiz
yz kiiyi ne yapacanza, bizim aklmz ermez. Anton Semyonovi,
kendinizi atee atyorsunuz dorusu."
Bu szleri u dizeyle yantladm:
Delicesine yrekli trkler arrz!...
ocuklar, bu szlerin Gorki'den alndn annda anladlar,
alklamaya, glmeye baladlar, ama Osipov'lar, kllarn kprdat
madlar.
Neyse ki Silanti beni avuttu:
"Brak kalsnlar be! Sen herkesi yar arabasna komak istiyorsun
Anton Semyonovi, ama inek arabaya koulmaz, sense durmadan koum
balyorsun hayvana. te bu kadar, gerisi bo!
Ama sen bu ie varsn deil mi, Silanti?
Hangi ie?
Yar arabasna bineceksin?
Beni dilediin yere gtrebilirsin, utuna eyer koyup Budyonni'nin
altna bile srebilirsin. Bak, ne biliyor musun, o domuzlar beni st
beygiri gibi kullandlar; gerek bir svari at olduumu gremedi do
muzlar."
Silanti ban yle bir geriye att, ayaklarn rap diye yere vurdu ve
biraz durduktan sonra kullanmadan edemedii u szleri ekledi:
"Gerisi bo!
Hemen hemen btn retmenler, Silanti, Kozir, Elissov, demirci
Godanovi, tm amarclar, ahlar, hatta deirmen iileri bile bizimle
gelmeye karar verdi; bu olgu, tanmamza ayrca bir gvenlik ve yaknlk
katyordu.
Ancak bu arada, Harkov'da iler yolunda gitmiyordu. Sk sk oraya
uruyordum. Halk Eitim Komiserliindeki herkes bizi destekliyordu.
Bregel bile o zamanlar bana Zaporojye'nin Don Kiot'u diye ad takmasna
karn dlerimize kendini kaptrmt.
Halk Tanm Komiserlii bile, bize dudak bkmelerine, admz

ZAPOROG TOPRAKLARI

191

unutmu numaras yapp, bizi bazen GorkiTiler, bazen Korolenko ve kimi


zaman evenko Topluluu diye anmalarna karn, yelkenleri suya
indirmi, "sekiz yz desyatin toprakla Popov topraklarn aln dilerseniz,
yeter ki yakamz brakn," demek durumunda kalmlard.
Ancak ksa bir sre sonra, dmanlarmzn sava hattnda deil de,
siperlerde yattn anladk. Son baard darbeyi indiriyorum dncesiyle
balklama zerlerine yrdm, bu saldrmn ardndan utku borularmz
ttrebileceimizi sanyordum. Ancak, saldrma yant olarak allklarn
ardndan ksa ceketli kck bir bacaksz kp da, bana birka szck
syleyince, nerden geldiimi ardm, silahlarm bir yana attm, bayra
sanca brakp geri ekildim, ocuklarn, utkuyla ilerleyen saflarna
kotum.
"Halk Maliye Komiserlii, hi kimsenin iine yaramayacak bir saray
onarmak iin size otuz bin ruble vermek gibi bir kumara giriemez. Sizin
ocuklarnz u anda ykk binalarda oturmuyor mu hem?
Bu para yalnz onarm iin deil. Tanma harcamalar ve alnacak
baz ufak tefek eya da bu parann iinde.
Biliyoruz, biliyoruz! Sekiz yz desyatin toprak, sekiz yz serseri,
sekiz yz inek. Byle kumarlarn a oktan geti. Halk Eitim Ko
miserliine milyonlar dktk, sonu? Sfr. Her eyi aldlar, var yoku
krp dktler ve katlar."
Bu kk adam bizim o gzel, canl dmze, beklenmedik bir anda
ortaya kveren o de elme takm bulunuyordu. Ne gzya kr etti,
ne de bu dn Gorki'nin de d olduunu sylemek bu adamlar iin
bir anlam tad. D, ld.
Eve dnerken, okul programma yeni bir ders koyduumuzu
anmsadm, tylerim rperdi. Dersin ad, "Zaporojye Blgesindeki
iftliimiz"di. ere, Popov topraklarn iki kez gezmiti. Bir tarm plan
izmi, bunu ocuklara da anlatmt... zerinde prlantalar, zmrtler,
yakutlardan iaretler bulunan, traktr ordular, inek srleri, koyun
srleri, yz binlerce tavuk. ngiltere'lere tereya ve yumurta satmalar,
kuluka makinalan, meyvalklar, sebzelikler ieren bir pland bu; prl
prl parlyor, insann gzn kamatran klar sayordu.
Daha bir hafta nce Harkov'dan dnmde ocuklar beni cokuyla
karlam, ufaklklar oram buram ekerek beni arabadan alaa
etmilerdi.

192

YAAM YOLU H

"Anton Semyonovi! Anton Semyonovi!" diye bamyorlard bir


yandan, "afak dourdu. Gel, abuk gel! Gel de gr! Haydii! abuk!"
Beni ahra srklediler, ve altn sars bir yavrunun evresine tler.
Tay, daha kuramamt, tir tir titriyordu. ocuklar sessizce glmsediler,
ilerinden biri, anlaml bir tavrla yle fsldad:
"Adm Zaporojets koyduk."
Ah benim sevgili ufaklklarm! Byk Tarlada saban peinde
yrmeyecekmisiniz meer. Peri masallarnda grlen trden bir sarayda
oturmayacak, Maribi kulelerin tepelerinde borazan alamayacakmsnz!
Altn sans tayn adn bou bouna Zaporojets koymusunuz meer!

NEML BR KARAR
Halk Maliye Komiserliindeki ufak tefek adamn indirdii darbe, ezici
olmutu. ocuklarn yrekleri sancd, dmanlarmz bizimle alay etti,
kahkahalarla gld; bense, baya huzursuz oldum. Artk hibirimiz
Kolomak kylarnda kalmak istemiyorduk, buna aklmz kesmiyordu.
Halk Eitim Komiserlii bile bizdeki bu dayanlmaz istei, inatl ka
rarll grm, durumumuzu kabul etmiti. Onlar da, yalnzca unu
dnyordu imdi: Bunlar buradan tayacaz, ama nereye?
Bu yzden, 1926 yl ubat ve Mart aylan ok karmak gnlerin
yaand bir dnem oldu. Zaporojye dlerimizin boa kmas, bizdeki
son iyimserlik kvlcmlann da sndrmt, ama Topluluk, elde kalan
umut artklanna gene de, inatla ve de smsk tutunuyordu. ocuklann
genel toplantsnda bir nerinin ya da olasln tartlmad hafta
gemiyordu. Usuz bucaksz Ukrayna bozkrlannda, topra kimselerin
ilemedii, ya da yaplan iftiliin kt sonular verdii daha pek ok
alan vard. Halk Eitim Komiserliinde, Komsomollardan, yal kom
ularmzdan bir yn dost ya da tanmsal soranlann bizi karlatrd
uzak tanlarmz bize durmadan yer neriyorlard. Bu dnem iinde ere,
ocuklar ve ben, trenlerle, otomobillerle ya da apkn'm ve eit eit
yerel at ve katrn ektii arabalarla nice yollar katettik, nice dalar
bayrlar atk, Tann bilir.
Ancak gidenler, yorgunluktan baka bir ey getirmiyorlard pek; genel

NEML BR KARAR

i
;
i

193

kurul toplantlarnda grdklerini anlatyor, ocuklar onlar souk, ciddi


suratlarla, bir iadam tavryla dinliyor, anlatana, akllarna ilk gelen
olumsuz soruyu sorduktan sonra kendi ilerine bakyorlard:
"Orda ka kii barnr? Yz yirmi ha? Yaramaz!"
"Hangi kasabada demitin? Piryatin miydi? Hah! Gleyim bari!"
Bu sonular, grdklerini anlatanlar da sevindiriyordu, nk onlar
da nerilerinin uygun bulunacandan korkmaktaydlar.
te, Valki'deki Staristski topraklan, Piryatin'deki manastr, Lubni
manastn, Dikanka'daki Koubey prensinin maliknesi ve daha bir yn
be para etmez yer, hzla ve de birer birer gzlerimizin nnden geirildi,
bir kenara atld.
Daha bir yn yer de, grlmeden deersiz bulunarak bir yana
atlmt. Bunlardan biri de Kuryaj'd. Son derece ahlksz olduklar
sylenen drt yz ocuu barndran, Hakov yaknlarnda kurulmu bir
ocuk Topluluuydu bu. Ahlksz ocuklar kurumu fikri bizi ylesine
rktt ki, Kuryaj dncesi, olumasyla patlamas bir olan birka kk
hava kabarcndan baka hibir kprt yaratmad aramzda.
Bir keresinde, Hakov'a yaptm olaan gezilerden birinde, ocuklara
Yardm Komitesi toplantsna rastladm, dinleyici olarak katlmak du
rumunda kaldm. Bu komitenin denetimi altnda bulunan Kuryaj Top
luluunun durumu tartlmaktayd. Halk Eitim Bakanlndan bir de
netimci olan Yuryev, Topluluun durumu konusunda bilgi vermekteydi,
ancak sesinden ve tavandan son derece iren bir eyden sz ettii
sanlrd. ok kesin konuuyor, daha ar szckler kullanmamak iin
kendini g tutuyordu; buysa Kuryajda ilerin rndan ktn, du
rumun korkun olduunu ele vermekteydi. Kuryaj Topluluundaki krk
retmenle drt yz renci, atp tutmaktan, insanlara leke srmekten
holanan, gzel dlerden yoksun bir imgelemin yaratt kiiler olarak
gsteriliyordu. Yuyev grdklerini anlatmyor, insanl aalamak iin
dzlm bir yazt okuyordu sanki.
Yumruumu masann zerine indirip barmak istedim:
"Olamaz! Dpedz dedikodu bunlar!"
Ancak Yuryev, son derece gvenilir bir kii izlenimi veriyordu; ve
konumacnn o ll ciddiliinin altnda, bir eitbilimcinin derin
kayglan okunuyordu, bunu ok iyi anlayabiliyordum. Varlm Yuryev'i

194

YAAM YOLU H

rahatsz ediyor olmalyd, nk konuurken, giysilerinde bir terslik


olduunu sanan rahatsz biri gibi arada bir bana bakp duruyordu. Top
lantdan sonra yanma geldi, itenlikle unlar syledi:
"Btn bu canavarlklar senin yannda anlatmaya utandm inan olsun.
Senin Toplulukta, ocuklardan biri yemee be dakika ge kalsa, onu
tutukluyor, ekmek su perhizine sokuyormusun, o da buyruuna karlk
glmsyor, 'Tamam!' diyormu, yle diyorlar.
Pek yle deil, dedim ona. ylesine baarl bir yntem uyguluyor
olsaydm, siz Gorki Topluluundan da aa yukar bugnk gibi sz
ederdiniz."
Yuryevle konutuk, tarttk. Beni yemee ard, masada birden
yle dedi bana:
"Bak sana ne diyeceim, Kuryaj' sen ele alsan ya?
Niye? Hem, u haliyle tklm tklm dolu.
Dolu olsun. Senin iin yz yirmi kiilik yer aarz.
Yok, bu fikri beenmedim. Pis i! Hem, beni rahat brakmazsnz.
imi bildiim gibi yapmak isterim ben...
Seni durduran kim! Neden bizden bu kadar korkuyorsun? Sana tam
yptki veriyoruz. Dilediini yap. Kuryaj, ok kt durumda. Bakentin
dibinde byle korkun bir haydutlar yuvas barndrmak ne korkun,
dnsene! Anlattklarm duydun. Ana yolda adam soyuyorlar. Drt ayda,
Topluluun snrlar iinde tam on sekiz bin ruble deerinde mal
alnd!
Orda alanlarn hepsini de alacaksnz!
Yok, yle deme, ok iyiler de var aralarnda.
Byle durumlarda batan aa temizlik neririm genellikle.
Pekl! Hepsini ekeceiz ordan, tamam!
Yok, yok, Kuryaj'a gidemeyiz!
Ama daha grmedin bile, deil mi?
Hayr, grmedim.
Bak beni dinle! Bu gece burda kal, yann Kalabuda'y alr yle
bir gz atarz oraya, tamam m!"
Tamamd. Ertesi gn mz Kuryaj'a gittik. Oraya giderken, Top
luluum iin bir mezar seeceim aklmn ucundan gemezdi.
ocuklara Yardm Komitesi Bakam olan Kapovi Kalabuda bize

NEMLt BR KARAR

195

katld. Bu komite, o zamanlar ykk, sefil ocuk yuvas ve alna


topluluklar, bakkallar, sinemalar, eskici dkknlar, elence merkezleri,
lotaryaclar ve muhasebecilerden oluuyordu. Sidor Karpovi mikroplarla
savamaktayd: tccarlar, araclar, kumarclar, arlatanlar, serseriler,
dolandrclar ve zimmete para geirenler. Artk, ister ekonomik, ister
eitbilimsel, ruhbilimsel ya da baka bir bilimsel olsun, her trl neri
ve akla kulaklarn tkam, topluluklarnda neden yoksulluk olduunu,
neden ocuklarn sryle katklarn, neden hrszlk ve serserilik et
tiklerini anlayabilme umudunu tmyle yitirmiti. imdi artk gereklik
karsnda selam duruyor, evsiz ocuk denen eyin, yedi byk gnahn
yedisini de temsil ettiine kesinlikle inanyordu; eski iyimserliinden
geriye kalan tek ey, daha iyi bir gelecee ve avdarn erdemlerine olan
inancyd.
Bu szn ettiim son zelliini daha sonralar ortaya kardm,
imdiyse, otomobilin iinde oturmu, anlattklarm dinlerken, onun
avdara dknl konusunda aklmdan kck bir kuku bile
geirmiyordum.
"nsanlar avdarsz olmaz. nsann avdan oldu mu, korkulacak bir
ey yok demektir. Azna koyacak bir lokma ekmei olmayan ocua
Gogol okumay retmek neye yarar? nce azna avdar vereceksin,
sonra, ancak ondan sonra eline kitab verebilirsin. Bu haydutlar almay
iyi beceriyorlar, ama avdar ekmeye gelince hibirinde i yok.
ok ktler ha?
Onlar m? Ah, bir grsen! Durmadan bana gelirler. 'Sidor Karpovi,
n'olur bana be ruble ver, bir yudum sigara imezsem leceim!' Ve
riyorum paray elbet, bir hafta sonra gene geliyor: 'Sidor Karpovi, n'olur
bana be ruble ver.' 'Verdim ya,' diyorum. 'O sigara iindi,diyor. 'imdi
votka alacam'."
Skc, kumlu bir yolda alt kilometre kadar utuktan sonra alak bir
tepeyi trmandk ve manastnn ufalanverecekmi izlenimi veren
kaplarndan ieri girdik. Yuvarlak avlunun ortasnda, ok eski ama gene
de son derece irkin bir kilise olduu anlalan biimsiz bir ktle
ykseliyordu; ardnda katl bir bina ve evresinde rk kirilerin
ayakta tuttuu dar, uzun ve alak kmalar uzanmaktayd. Dik bir yamacn
kysnda, iki katl tahtadan yaplma bir han vard, ancak yap daha ta-

196

YAAM YOLU U

mamlanmmt. Ke ve bucaklarda kiik evler, kulbeler, mutfaklar,


ve daha ne olduu belirsiz eit eit yaplar, tanmlanmas olanaksz
eylerin oluturduu grlmedik ynaklar, yz yln kalnt ve bi
rikintileri grlyordu. Ancak her eyden nce dikkatimi eken ey,
Topluluun her yann saran ar, kt koku oldu. Lam, lahana abas,
gbre ve... evet, gnnk kokusundan oluan bir karmd bu. Kiliseden
dinsel arklar duyuluyor, merdivenlerinde birka klksz, dnyadan
gemi ihtiyar kadn oturmu, kukusuz dilenen avulara paralarn ko
nulduu gnleri dlemekteydi. Grnrde tek bir topluluk yesi yok
tu.
Kir pas iinde st ba dklen mdr, bizim Fiat arabaya zgn
zgn bakt, amurlua eliyle bir iki vurdu ve bize topluluu gezdirmeye
koyuldu. Anlalan adam, topluluu vmek iin deil, daha ok yermek
iin gstermeye alkt, iinin sknts yznden kolayca okun
maktayd.
Bir zamanlar bir kapnn bulunduu ancak imdi kap kasasnn bile
grlmedii koca bir deliin nnden geerken, "Buras birinci Top
luluun yatakhanesi," dedi, ikinci bir eikten ayn umursamazlk iinde
geerek sola dndk; buras boucu bir yer olmasna karn dars kadar
souktu. Duvar diplerinde biriktikten baka toza topraa bulanacak ra
hatl bulan karlar, bu sylediklerimi kantlamaktayd.
"Burda hi kap yok mu?" diye sordum.
Mdr, glmsemeyi tmyle unutmadn gstermek iin elinden
geleni yapt ve yoluna devam etti. Yuryev herkesin duyaca bir sesle
yantlad beni:
"Kaplar oktan yakld. Bu da bir ey mi! imdi demeleri skyor,
onlar yakyorlar. Ambar kaplarm, hatta arabalardan birkam bile krp
yaktlar.
Odunlan yok mu?
Tanr bilir neden odunlan yok! Odun paras verilmedi deil!"
Kalabuda burnunu sdikten sonra, "Belki de odun almlardr," dedi.
"Ancak kesip bimeye eniyorlar, bu i iin bir adam tutmaya da paralan
yok. Odunlan var domuz heriflerin! Yani, u Topluluk oculan var ya...
hepsi de dpedz bir haydut!..."
Sonunda gerek bir kapal kapnn nne vardk. Bu da bir yatakhane

NEMLt BR KARAR

197

kapsyd. Kalabuda ayayla yle bir dokundu, kap, alt menteesine


tutunarak sallanmaya balad, az daha kafamza decekti. Kalabada
glerek kapy eliyle tuttu.
"Bamza ineceini sanyorsan aldanyorsun! dedi kapya. "Senin
ne mal olduunu biliyorum!"
Yatakhaneye girdik. Kirli, krk yataklarn zerinde, biimsiz paavra
ynlarnn ortasnda kimsesiz ocuklar szcn tam anlamyla
kimsesiz ocuklar tm grkemleriyle oturmakta, snmak iin altlanndakine benzer paavralara yumulmaktaydlar. Bakmszlktan nerdeyse yklacak gibi duran bir sobann banda, iki ocuk, yaknlarda
sanya boyand grlen bir tahtay krmaktaydlar. Sa, sol hatta yatak
aralan bile kirden grlmyordu. Burada da bahede duyduum korkunun
ayn vard, yalnz gnnk kokusu burdaki kanmn dnda kalyordu.
Gzler bizi izledi ama hibir ba dnmyordu. Buradaki tm kimsesizlerin
on alty akn olduu dikkatimi ekti.
"Bunlar bykler mi oluyor?" diye sordum.
Mdr hemen atld, "Evet," dedi. "Bu Bir Numaral Topluluktur,
yani bykler."
Keden bir yerden bouk bir ses duyuldu:
"Onlann dediine inanma sakn! Hepsi de yalancdr!"
Bir baka keden, doru drst konumaya aba harcamayan bir
bakas, krk yllk dostuyla konuur gibi yle seslendi:
"Size buray gsteriyorlar, yle mi! Burda gsterilecek bir ey yok
ki? Asl aldklann gsterseler ya?"
Bu szleri duymazlktan geldik. Yuryev'in yz kzard ve utanmal
gzlerle bana bakt.
Geide girdik.
Mdr, "Bu binada alt yatakhane var, dedi. Onlan da gstereyim
mi?
Bana ilikleri gsterin," dedim.
Kalabuda binlen canland ve birka torna tezgah alnmas konusunda
yaplan baanl almalardan sz etmeye koyuldu.
Gene baheye ktk. Ceketinin nlerini smsk gsne dolayan
kk bir ocuk, plak, kara ayaklanyla kar kmelerine basmamak iin
zplaya zplaya bize doru gelmekteydi. Akada kaldm, ocuu dur
durdum.

198

YAAM YOLU II

"Nerden geliyorsun bakalm, ahbap?"


Durdu, ban kaldrd.
"Bizi burdan baka bir yere gnderecekler mi diye anlamaya
gitmitim.
Nereye?
Bir yere gnderilecekmiiz diyorlar.
Buradan holanmyor musunuz?
Burda yaayamayz," dedi bu kez ufaklk zntl bir sesle. Ce
ketinin eteiyle kulan kayarak, "Donarak leceiz burda, dedi. Hem
ayrca bizi dvyorlar.
Kim dvyor?
Hekes."
ok akll, cin gibi bir ocuktu, ancak anlalan sokaklarn insana
verdii trden deneylerden yoksundu. ri mavi gzleri, sokaklarda
renilen kurnazlklarla iren bir grnme brnmemiti henz.
Ykanp paklansa, baya gzel bir ocuk olurdu.
"Sizi niin dvyorlar?
Her ey iin. stedikleri bir eyi vermesen, dvyorlar. Ye
meklerimizi nmzden alyorlar. Bizimkiler hayli zamandr yemeksiz
yayor. Bazen ekmeimizi bile alyorlar... unu al dediklerinde
almazsan dvyorlar... Ne zaman bizi gnderecekler, biliyor mu
sunuz?
Bilmiyorum evlat.
Yaza az kald diyorlar...
Yazn gelmesini neden istiyorsun?
O vakit kaacam..."
Beni iliklere aryorlard. Bu kk ocua yardm etmeden (nadan
ayrlmayacakmm gibi geldi bana, ama ocuk, gene zplamaya, ya
takhanelere doru komaya balamt, anlalan oras, darya gre biraz
daha lkayd.
Sonu olarak iliklere bakamadk. Anahtarlar, kim olduunu an
layamadmz gizemli bir yaratktayd, ve mdr, arad arad, bu gizemli
kiiyi bulamad. Pencerelerden bakmakla yetindik. Delme makinalan,
marangoz tezgahlan ve iki dner torna tezgah seiliyordu, yani toplam
on iki gere. Eitbilimin geleneksel temeltalan olan ayakkabc ve terzi
ilikleri bir baka binadayd.

NEML BR KARAR

199

"Bugn burada tatil mi var?" diye sordum.


Mdr beni yantlamad. Yuryev, bu g grevi bir kez daha
stlendi.
"Beni artyorsun, Anton Semyonovi! Bu ana dek her eyi anlam
olman gerekirdi. Burada hi kimse hibir i yapmyor, bitti. Durum bu.
Ayrca ara gere alnm, malzeme yok, eneji yok, buyruk yok, hibir
ey yok! Olsa da, hibiri nasl allacan bilmiyor."
Kalabuda'mn bbrlenerek anlatt elektrik santral da almyordu,
bir yerinde bir bozukluk vard.
"Peki ya okul?
Bu soruyu mdr yantlad.
"Okulumuz var, dedi. "Ama ondan daha nemli taanlarmz
var.
Kalabuda bizi durmadan tarlalara gtrmeye abalyordu. Bir metre
kadar kaln duvarlarla evrili alandan dan admmz atnca, gzlerimizi,
bir zamanlar kck bir gl olduu anlalan koca bir oyuk selamlad.
te yanda tarlalar grlyor, ince bir kar tabakasyla kapl olan ekili
topraklar ormana doru uzanyordu. Kalabuda, elini Napolyonvari bir
hareketle uzatt, byk bir gururla haykrd:
"Yz yirmi desyatin. Bir servet!"
Adam sorguya eker gibi, "K rn ekildi mi? diye sordum.

K rn m? diye haykrd. Kalabuda neeyle. Ne diyorsunuz!


Otuz desyatin avdar ektik... Bir desyatinden bin alt yz kilo karsak
tam krk drt buuk ton avdar eder. Hem de ne avdar! Ekmeksiz
kalmayacaklar. avdar ektin mi ban rahat demektir. Herkes avdar ekse
ortalkta dert kalmazd, dert! Buday da neymi? avdar dnei yi
yeceksin! Almanlar avdar yiyemez, biliyor musun, Franszlar bile pek
sevmez avdar ekmeini, ama bizimkiler... avdar ekmeini nlerine
koy, tamam..."
Kalabuda, avdar konusundaki sylevini otomobile gelinceye dek
srdrd. Balangta canmz skt bu durum, ancak konumas iler
ledike ilginlik kazand: avdar zerine daha ne syleyebilir, diye merak
etmeye baladk.
Otomobile bindik, gaza bastk; dalgn, dnceli ve de yapayalnz

200

YAAM YOLU H

ynetici bizi uurlad. Kolodnaya tepesine gelinceye dek kimseden t


kmad. Pazar alanndan geerken, Yuryev sokakta babo dolaan birka
ocuu gstererek:
"Bu ocuklar da Kuryaj'dan ite, dedi. Ne diyorsun, ii stlenecek
inisin?
Hayr.
Neden korkuyorsun peki? Gorki Topluluu da bir kimsesiz ocuk
yuvas deil mi? Ukrayna Komisyonu sana eit eit sokak serserisi
gnderiyor naslsa. Bizse burada sana normal ocuklar veriyoruz."
. Otomobilde bulunan Kalabuda bile gld bu sze.
"Normal ha, amma da normal!"
Yuryev bu ii kafasna koymutu, konumasn srdrd:
"imdi Jurinskaya'ya gidip bir gzel konualm. ocuklara Yardm
Komitesi, Topluluu, Halk Eitim Komiserliinin denetimine verir.
Harkov babo ocuklar sana gndermek istiyor deil, ama kendi
Topluluklar yok, ne yapsnlar. Bu bizim kendi Topluluumuz olacak...
hem de ne Topluluk! Drt yz ocuk. Az deil ha! likler de fena deil...
Sidor Karpovi, Topluluu vermek ister misin?
Kalabuda bir an iin dnd.
"Otuz desyatin avdar, dedi. Tam krk drt buuk ton eder. Ya
alnmzn teri ne olacak? Bunun parasm verir misiniz? Byle olursa
Topluluu veririz elbet, neden vermeyelim!
Haydi Jurinskaya'ya gidelim, diye steledi Yuryev. Kklerden
yz yirmi ocuu baka bir yere alrz, size iki yz seksen ocuk brakrz.
Bunlar aslnda serseri deildiler belki, ama Kuryajda grdkleri eitimden
sonra serseriden beter oldular.
Neden kendimi bu delie tkacakmm? diye sordum Yuryev'e.
stelik oray temizleyip paklamak gerek. En azndan yirmi bin rubleye
patlar bu i.
Sidor Karpovi verir sana bu paray.
Kalabuda uyukluyormuasma silkindi:
"Yirmi bin ruble mi? Ne iinmi o?
Onarm, kaplar, ara gere, yatak yorgan, giysi, her ey..."
Kalabuda artk patlad.
"Yirmi bin! diye bard. Yirmi bine tm ileri kendimiz yaparz
be!"

NEML BR KARAR

201

Jurinskaya'nm yanna vardmzda da propagandasn srdrd


Yuryev. Lyubov Savelyevna yzne takt bir glmsemeyle dinledi
onu; arada bir de, merakla yzme bakyordu.
"ok masrafl bir deney olur bu, dedi. Ayrca, Gorki Topluluunu
byle bir tehlikeyle kar karya brakamayz. Kuryaj' kapatrz,
ocuklar da baka Topluluklara datrz, olur biter. Hem, Yolda Makarenko Kuryaj'a gitmez gibi geliyor bana.
Hayr, gitmem, dedim.
Bu kesin mi? diye sordu Yuryev.
Topluluktakilerle konumam gerek, ama sanrm kabul etmeye
ceklerdir.
Kalabuda gzlerini krptrd.
"Kim kabul etmeyecek?
ocuklar.
Yani, rencilerin mi demek istiyorsun?
Eveet, ne var bunda?
Onlar bu iten ne anlarm?"
Jurinskaya elini Kalabuda'nn koluna yayd.
"Sidor'cuum, dedi. "Senden benden iyi anlar onlar, sen kafam
yorma. Senin o Kuryaj' grnce yzlerinin neye dneceini grmek
isterim dorusu!"
Kalabuda'nn tepesi iyice att.
"Ne diye byle durmadan stme ullanyorsunuz yani? Kuryaj nerden
'benim' oluyormu? Size elli bin ruble verdim. Bir motor, on iki torna
tezgah verdim. retmenler sizden gitme... lerini bilmiyorlarsa ben
ne yapaym yani?
Bu toplumsal eitim iilerini, kendi sorunlaryla babaa brakarak
istasyona kotum. Karabanov'la Zadorov beni geirmeye gelmilerdi.
Kuryaj'da grdklerimi dinledikten sonra gzlerini vagonun tekerlerine
daldrdlar ve bir sre dndler. Sonunda Karabanov:
"Gorki'lilere hela temizlemek yakmaz, dedi. "Ama kim bilir, gene
de zerinde dnmek gerek."
Zadorov dilerini gstererek, "Size yalan olacaz," dedi. "Yardm
ederiz. Bak sana bir ey diyeyim mi Semyon, gidip yann bir bakalm
uraya!"

202

YAAM YOLU H

ocuklar, genel kurulda, son zamanlarda yaptmz tm toplantlarda


olduu gibi nlemli ve dnceli bir hava iinde dinlediler beni. Gr
ve dncelerimi anlatrken yalnzca havada sese dnen szlerimi de,
yreimin sesini de duymaktaydm. Anszn ac ac glmsemek geldi
iimden. Ne olmutu? Daha drt ay nce, ocuklarla birlikte ortal
birbirine katar, Zaporog saraylarn kuatrken ocuk muydum? O drt
ay iinde birden bym, birka ya birden mi almtm, yoksa iimdeki
yaama kvlcmlar tmden snm myd? Szlerimde rahatsz edici
bir gvensizlik olduunu seziyordum. Sesimin tonunda, yzmdeki
anlatmda karmdakileri bana inanmamaya iten bir ey vard, biliyordum.
Koca bir yl gepgeni kl alanlara kavumak iin azlarmz sulandrp
durmutuk, doru ama byk emellerimiz Kuryaj gibi ne olduu
belirsiz, pis bir yerle mi doyurulacakt? Bizi Kuryaj'a ekecek ne vard
ki? iek yataklarmz, Kolomak'mz, parke deli odalarmz el
lerimizle yaama kavuturduumuz topraklarmz, yaplannz ne uruna
brakp gidecektik?
Ama gene de, bir iir vard ortada. Yeterince szckten olumu, aldn
yolundan gemi bir iir... Gariptir, tek bir sevin szc yoktu dizelerde;
ama arbal, sade, sade olduunca da grkemli bir an, cokulu bir
heves kayna, istek kayna tanyorlard yreklere. Ve, uzaklarda bir
yerde, sakngan bir sevin kvlcm, yanp snyormu gibi geliyordu.
ocuklar, kendilerini en ok zeceini, umutsuzluklara dreceini
sandm noktalarda kahkahalar kopanyor, szlerimi bylece kesiyorlard.
Glmelerini zar zor tutarak beni soru yamuruna tutuyor, yantlarm
duyunca bsbtn kablasya glyorlard. Umut ya da sevin dolu
kahkahalar deildi duyulan, alayl alayl glyordu ocuklar.
"Peki o krk retmen ne i yapyor?
Pek belli deil."
Glmeler.
"Anton Semyonovi! Orda kimsenin enesini dattnz m? Ben olsam
dayanamazdm kukusuz!"
Glmeler.
"Orda yemek salonu var m?
Var, ama ocuklarn hepsi yalnayak, bu yzden orba kazanlarn
yatakhanelere tayorlar, herkes orda yiyor.

NEML BR KARAR

203

Glmeler.
"Kim tayor kazanlar?
Ben tanrken grmedim. Herhalde ocuklar getiriyordur.
Srayla m yani?
Herhalde srayladr, ne bileyim...
Vay vay vay! Demek rgtlenmesini biliyorlarm!
Glmeler.
Genlik Kolu var m, Komsomol yani?
Burada benim yantm beklemeden kahkahay koyverdi herkes.
Bununla birlikte, anlatacaklarm tamamladmda, hepsi de ciddi ve
kaygl bir merakla yzme baktlar.
"Peki siz ne dnyorsunuz? diye seslendi biri.
Ben sizin karamza uyacam."
Lapot dikkatle yzme bakt, ve anlalan orada hibir ey oku
yamad.
"Haydi bakalm, eneleri zn! Evet? Netten konumuyorsunuz?
Susmakla bir yere varlmayacan biliyorsunuz, deil mi?"
Deni Kudlati elini kaldrd.
"Hah! Deni! Syle bakalm!"
Deni elini ensesine gtrerek kafasnn arkasn kamaya balad,
ancak ocuklarn, onun bu zayflyla alay ettiini anmsaynca birden
toparland, elini aa sallandrd.
Ancak ocuklar bu numaray yutmamlard, gene de gldler.
"ey, aslna bakarsanz, syleyecek pek bir eyim yok... Harkov'a
yakn bir yer olmas iyi elbet... Ama byle bir sorumluluu omuzlamak
iin yeterli adam kalmad ki... Kimimiz var? Herkes i niversitesine
gitti."
Birden sinek yutmu gibi ban sallad.
"Aslna bakarsanz, u Kuryaj konusunda konumaya bile demez.
Orda bizim ne iimiz var? Hem, unutmayn ki onlar iki yz seksen kii
iki yz yirmi de biz... Hem bizimkilerin ou yeni saylr, bykler
parmakla saylacak kadar az. Toska komutan oldu, Nataa, Perepelyatenko, Sukhoivan da komutan... Galatenko'ysa...
Galatenko'nun nesi varm? diye atld ordan uykulu bir ses. Nerde
bir terslik olsa Galatenko'ya yklemeye hazr herkes.

204

YAAM YOLU D

Kapa eneni! diye bard Lapot.


Neden susacakmm? Anton Semyonovi ordakilerin neyin nesi
olduunu anlatyor burda. Benim neyim var, almyor muyum?
Pekl yleyse, dedi Deni. zr dilerim, ama oraya gidersek
canmza okuyacaklar, grrsnz."
Mitka Jeveli bam kaldrd.
"Terbiyeni takn!
Ne yaparsn yani?
Yapnca grrsn!"
Kudlati yerine oturdu. van vanovi sz ald.
"Yoldalar, benim bir yere gitmeye niyetim yok, dolaysyla duruma
dardan bakabilir, her eyi daha ak bir biimde grebilirim sanyorum.
Kuryaj'a gidip de ne yapacaksnz? ocuklarn en ktlerini, stelik tam
yzn, ve stelik hepsi de Harkovlu olan belallar brakacaklar
bize.
Buraya hi Harkovlu gndermiyorlar m sanki? diye sordu La
pot.
Gnderiyorlar, ama dnsene, bunlar yz kii! Anton Semyonovi'in sylediine gre yalan da hayli gekin. Bir ey daha var, siz
onlara katlacaksnz, onlarsa kendi yerlerinde ev sahibi durumunda
olacaklar. Brak baka eyleri, onsekiz bin rublelik giysi aldlarsa size
neler yapabileceklerini hesap edin artk!
Kebap yapp yerler! diye bard biri.
Piirmekle uramazlar, dedi bir bakas, hepimizi i i yer
ler!
Hem bizimkilerin ouna da hrszlk retirler, diye srdrd
konumasn van vanovi, bizde hrszla yatkn ocuk az m yani?
stemediiniz kadar, diye yantlad onu Kudlati. Krk ufaklmz
var. Bugn almyorlarsa, salt korku belasna almyorlar."
van vanovi, savlannn dorulandna sevinmi bir tavrla,
"Grdnz m, ite!" dedi. "imdi sayalm! Kzlan ve ufaklktan da
sayarsak siz seksen kiisiniz, onlarsa yzyirmi. Ne uruna katlacaksnz
onlarn arasna? Gorki Topluluunu neden ortadan kaldrasnz? Top
luluun mezarn kazyorsunuz, Anton Semyonovi!"

NEMLt BR KARAR

205

van vanovi oturdu, utkulu baklarla sa solu szd. ocuklar,


onun sylediklerini onaylyor izlenimi veren mrltlarla konutular, ancak
bu mrltlarda kararllk okunmuyordu.
Yzyllk paltosuna brnm, ama her zamanki gibi iki dirhem bir
ekirdek, sinekkayd tral Kalina vanovi sz istedi, ve herkesin istekli
desteiyle konumaya balad. Kalina vanovi, Topluluktan ayrlmak
zorunda kalaca fikrini bir trl benimseyememiti; yalln verdii
kukulu bir kla parlayan mavi gzlerindeki insancl ve byk dalgnlk
bundand; buysa benim gzmden kamyordu.
Kalina vanovi, acelesiz bir tavrla, "unu sylemek isterim ki," diye
sze balad, "Ben de sizinle gelmeyeceklerdenim, dolaysyla, herhalde
ben de dardan biri saylrm, ancak, ne var ki, kendimi byle gremi
yorum. nsann gideci yer baka, yaamn onu gtrecei yer baka...
Geen ay yle demitiniz: ngilizlere gndermeye yetecek kadar te
reyalnz olacak. imdi sorarm, benim gibi bir ihtiyara, byle bir eyin
nasl olabileceini ngiz asalaklarnn hayrna almann ne demek
olduunu syler misiniz? Hepiniz heyecandan bulutlarda geziyordunuz,
grdm. Haydi gidelim, gidelim! Ee, gitseydiniz ne olacakt? Evet,
kuramsal olarak iyi, ho, Zaporoglar gibi yaayacaktnz, ama uygula
mada, dpedz inek yetitirecektiniz, baka bir ey deil. Sizin tereyalar
ngilize gidinceye dek ka kova ter dkecektiniz, bunu dndnz m?
nek obanl yapacaktnz, arabalarla gbre tayacak, inek baldn
ykayacaktnz, iyi tereya elde etmek kolay m! Bunlan hi d
nmediniz, aptal olu aptallar! Gidelim! Gidelim! yi ki de gitme
misiniz. imdi de bir Kuryaj kt. Oturmu dnyorsunuz. Peki ama
dnecek ne var? Sizler ilerici insanlarsnz, bakyorsunuz, yz
kardeiniz, sizin gibi yz Maksim Gorki kpeklere yem olacak hale
dmek zere. Anton Semyonovi durumlarm anlatt, ne yaptnz,
kkrdadnz! Glecek ne var bunda? Hkmet, bakentin gbeinde,
Harkov'da, Grigori vanovi'in burnunun dibinde drtyz haydutun
barnmasna nasl gz yumabilir? Bunlarla nasl baedebilir? te, hkmet
size bavuruyor, gidin, kollan svayn, onlann drst birer yurtta haline
gelmesini salayn diyor, tam yz kii, dnsenize! stelik, vr zvr
kimselere, Luka Semyonovi'lere deil, koca bir Harkov kentinin insanlanna rnek olacaksnz! Bir de kalkm olmaz diyorsunuz! Gl fi-

206

YAAM YOLU H

danlannz brakmaya dayanamyorsunuz, yle mi, biz aznlktayz, onlar,


o asalaklarsa ounlukta diye korkuyorsunuz, yle mi? Peki, Anton
Semyonovile ben, yalnzca ikimiz, bu Topluluu nasl kurduk san
yorsunuz? Genel Kurul toplayp sylevler mi verdik? Volokhov'la Taranets'e sorun. Gud'a sorun bakalm onlardan kokmu muyuz! Bu,
Devletin iidir, hkmete gerekli olan bir itir, bu yzden size gidin
diyorum, ite uzun szn ksas! Maksim Gorki de size bakp desin ki,
bakn u benim aslan Gorkililerime, asalaklar! Gittiler! Hibir ey
gzlerini korkutmad, aslanlar!"
Kalina vanovi konutuka yanaklan kzard, ocuklarnsa gzleri
onun konumasna ve kzarmasna kout hzla prl prl yanmaya balad.
Yerde oturanlardan ou yaknmza yanatlar, bazlan, enelerini
yanndakilerin omuzlarna dayayp, gzlerin bir noktaya, Kalina
vanovi'in yzne deil, ama uzaklarda bir noktaya, gelecekteki bir
savama, bir yeni baanya diktiler. Kalina vanovi, Maksim Gorid'nin
adm sylediinde, ocuklann ateli gzleri, alev alr gibi oldu bir anda,
banlar duyuldu, lklar, yaasn'lar duyuldu. Ancak kutlamalar
yapmann sras deildi. Mitka Jeveli yerde oturanlarn ortasna dikildi,
arka sralardan diren greceini sanm olmal ki, oraya doru bar
d:
"Gideceiz ulan asalaklar! Gideceiz!"
Ne var ki arka sralarda oturanlar da Mitka'ya ateli gzlerinin
alevleriyle yant verdiler, hepsinin yzlerinde derin bir kararllk oku
nuyordu. Mitka, u anda ocuksu lklar atmaktan baka bir ey ya
pamayan bir yn ufaklkla evrili olan Kalina vanovi'e dnd:
"Kalina vanovi," dedi. "Madem yle, neden siz de bizimle gel
miyorsunuz?"
Kalina vanovi ac ac gld, piposunu doldurmaya balad.
Lapot, bir konuma yapt.
"urda ne yazyor, okuyun!"
Herkes bir azdan bard:
"Mzklk yok!
Tamam, bir daha okuyun!"
Lapot skh yumruunu aaya doru indirdi, herkes gene bir azdan
kararl bir sesle bard:

NEML BR KARAR

207

"Mzklk yok!
Sizse mzklyorsunuz! Ne biim matematikisiniz siz! Seksen
sayyorsunuz, sonra yzyirmi sayyorsunuz. Byle say saylr m!
Krk Harkov'luyu aldmzda saydk m? Nerdeler imdi?
Burdayz, burdayz! diye bard ufaklklar.
Ee, ne haber?
ok iyiyiz, ok iyiyiz, diye bard ufaklklar bu kez.
yleyse saymann ne yaran var? van vanovi olsaydk, yle
sayardk: bizde bit yok, onlardaysa onbin bit var, olduunuz yerde kaln!"
Herkes utancndan kpkrmz kesilen van vanovi'e bakt.
"Sonu u, dedi Lapot, Gorki Topluluu bizden yana, kim onlardan
yana?
Hikimse!"
Lapot konumasn bitirdi. ocuklar bir azdan bard:
"Doru! Gideceiz, bu, bu kadar! Anton Semyonovi Halk Eitim
Komiserliine yazsn!
Hah yle! dedi Kudlati. yleyse gideceiz. Ama gidebilmek iin
kafamz kullanmalyz. Yann Martn biri. Yitirilecek tek saniyemiz yok.
Mektup yazmak yerine telgraf ekmeliyiz. Yoksa sebze bahesini vaktinde
ekemeyiz. Bir ey daha var, parasz gidemeyiz. Yirmi bin midir, ne binse
bize para gndersinler.
Oya koyalm m?" dedi Lapot; benden bir yant bekliyordu.
"Anton Semyonovi de grn sylesin, diye bardlar ka
labalktan.
Grmyor musunuz? dedi Lapot. Ama kural bozulmasn diye
soralm bakalm. Anton Semyonovi, sz sizin."
Ayaa kalktm, ve yalnzca unlan syledim:
"Yaasn Gorki Topluluu!"
Yanm saat sonra, ikinci mfrezenin komutan ve yaknlarda ba
seyislie getirilmi olan Mitka Bogoyavlenski ata atlayarak kasabaya
yolland.
u telgraf gtrd:
"Harkov Eitim Komiserlii, JurirskayaKurjay' ekim zamanna
yetimek zere en ksa zamanda bize vermenizi rica ederiz masraf

208

YAAM YOLU II

stesini sonra gndereceiz Topluluk yeleri Genel Kurulu adna


Makarenko."

STEKLERMZ KABUL ETTRYORUZ


Jurinskaya'dan hemen ertesi gn gelen bir telgraf beni Harkov'a
aryordu. ocuklar, byle eylere pek alk olmadklarndan, telgrafa
byk nem verdiler.
"Grdnz m nasl tkr tkr alyor herkes... tak-tak-tak ek
telgraf, al telgraf..."
Oysa iler hi de yle tkr tkr ilemedi. Kuryajn iler tutar yeri
kalmad konusunda helkesin birlemi olmasna, evrede oturanlarn,
kyl ve iftilerin, bu "hrsz yuvasTmn ortadan kaldrlmas iin yalvarp
yakarmasna karn, onu elden karmak istemeyenler vard. in aslna
bakarsanz, Jurinskaya ve Yuryev dnda hi kimse, bizim Topluluun
ille de Kuryaja tanmasn istemiyordu. Bu iin gerekten uygun
olacana ald yatan tek kiiyse Yuryev'di; Jurinskaya salt bana olan inanc
nedeniyle raz oluyordu.
"Ne olursa olsun, huzursuzum, Anton Semyonovi," dedi bana.
"Elimde deil, ne yapaym! im hi rahat deil!
Bregel tanmamzdan yanayd, ancak benim asla kabul edemeyeceim
koullar ne sryordu: Bu olay, kiiden oluan zel bir komitenin
stlenmesini, Gorki geleneklerinin yava yava braklmasn, ve bana
yardm etmek zere Harkov'dan bir aylna elli Komsomol yesinin
gnderilmesini istiyordu.
Kalabuda, evresinden eksik olmayan birka baya, alak in
sanolunun drtklemesiyle yirmibin rublelik masrafn adm bile duymaya
dayanamyor, yalnzca "Yirmi binle bu ii biz de yaparz," deyip du
ruyordu.
i sendikasndan, beklenmedik dmanlar saldrd bize. Hele
ilerinde, Klamer adnda, kendisine "halkn dostu" adn takm, son
derece hrsl, kara sal bir adam vard ki, sormayn... Gorki Topluluu
onu neden ylesine sinirlendiriyordu, bugn bile bilemiyorum, ama bizim

STEKLERMZ KABUL ETTRYORUZ

209

Topluluun ad getii anda yzn fke brr, adam hrsla yere bir
tkrk atar, yumruunu masaya indirirdi:
"Bu reformculardan illallah! Makarenko da kim oluyormu? Ma
karenko ya da bilmemkim ortaya kt diye, byle binlerinin istei yerine
gelsin diye ii snfnn karlanna ters decek iler mi yapacaz, ii
snf yasalarn m ineyeceiz? Gorki Topluluu da neymi hem? Ona
degin ne biliyoruz? Kim grd buray? Jurinskaya grd, tamam,
grdyse ne oldu yani? Jurinskaya her eyi biliyor mu, her eyden doru
drst anlyor mu?"
Klameri en ok fkelendiren de benim u isteklerim oldu:
1. Kuryaj'da bulunan tm alanlar tartmasz iten alnacaktr.
2. Goki Topluluundaki retmenlerin says onbe olacaktr (aslnda
krk olmas gerekiyor).
3.retmenlere ayda krk deil seksen ruble denecektir.
4. Yeni alanlar tarafmdan seilecek, ii sendikas kar koyma
hakkn koruyacaktr.
te buncack istee kyametleri kopard Klamer.
"Bu kstah ltimatomu tartmaya kim cesaret eder, soruyorum! Her
bir szck, yasalarla alay etmekte, onlan hie saymaktadr. Onbe
retmene gereksinmesi varm, bu yzden yirmi be retmen denize
dklecek. retmenlerinin kle gibi almasn istiyor, krk kii olsa
bu istei yerine gelemez elbet."
Klamerle tartmaya kalkmadm, nk ne demek istediini, amacnn
ne olduunu pek anlamamtm.
Aslnda genel olarak tartma ve pazarlklardan kanmaya abal
yordum, nk iimde, kesinlikle baanl olacam fsldayan bir ses
duymuyor, kimseyi de inanmad bir davaya ba koymaya zorlamak
istemiyordum. Aslnda, benim tek bir dayanam vard: Goki Topluluu;
ancak Topluluumuzu ok kimse grm deildi, onu vmek de bana
dmezdi.
Topluluun tanmas iine yle ok kiinin ad, yle ok tutku ve
kiisel ilikiler kanmt ki, ksa bir sre iinde ne yapacam bilemez
hale geldim; Hakova her gidiimde de en azndan bir gn orada kalmak
durumunda olduumdan, toplantlara katlamyordum; buysa ilerimi
zorlatmyordu. Nedense dmanlarmn itenliine inanmyordum;

210

YAAM YOLU D

oniann bu gsterili kar kmalarnn altnda daha baka nedenlerin


yattn sanyordum.
Halk Eitim Komiserliinde, gerek, tutkusuz ve insancl inan ve
gvene sahip tek bir kiiye rastladm ve kendisine bu yzden duyduum
hayranl gizlemeye kalkmadm. Bu kimse, giysilerine baklrsa bir
kadnd; ancak cinsiyeti belirsiz bir yaratk izlenimi brakyordu. Ksa
boylu, at suratl, dmdz, tahta gsl ve iri kalal, kaim bacakl bir
yaratk. Her an elini kolunu sallad grlrd, ya bir hareket yapyor,
ya da o kaln telli, sopa gibi dz, ktk renkli salarn dzeltiyor olurdu.
Ona herkes Yolda Zoya diyordu; Bregel'in odasnda pek etkili bir grevli
olduu da apak ortadayd.
Yolda Zoya benden ilk grte nefret etti, bunu da ne gizlemeye
kalkt, ne de beni azarlamaktan, en ar szleri etmekten saknd.
"Siz bir eitbilimci falan deilsiniz Makarenko, askersiniz. Eskiden
albay olduunuzu sylemilerdi bir yerde, bunun doru olduunu imdi
anlyorum. Burdakiler sizi neden gzlerinde bytyorlar, anlamyorum!
Ben olsam sizi ocuklarn yanma yaklatrmazdm!"
Yolda Zoya'daki bu katksz itenlik ve o tertemiz hrs, houma
gitmiti, ben de ona kar olan duygularm gizlemedim:
"Size her geen gn biraz daha hayran oluyorum Yolda Zoya, ama
ben mrmde albay olmadm, biliyor musunuz."
Topluluun tanmasnn felaketle sonulanacana kesinlikle inanan
Yolda Zoya, yumruunu Bregel'in masasna indirerek haykrd:
"Karasevda olmu gibi duruyorsunuz hepiniz! Ne by yapt size u...
u...
Albay! diye anmsattm ona ciddi ciddi.
Evet, Albay! Bunun sonu neye varacak, biyor musunuz, meydan
savama! Bu adam kendi yzyirmi ocuunu da oraya gtrecek ve
meydan sava olacak. Buna ne diyorsunuz bakalm, Yolda Ma
karenko?
Sylediinize aklm yatmyor deil, ama kim kiminle savaacak,
onu karamadm."
Bregel ortal yattrmaya, aramzdaki gerginlii gidermeye
abalad:
"Zoya! Ayp ediyorsun dorusu! Neden durup dururken sava olsun?
Siz de Anton Semyonovi, her eyi akaya alyorsunuz yani!

STEKLERMZ KABUL ETTRYORUZ

211

Aramzdaki tartma ve eliik grlerimiz st kadamelerdeki yet


kililere dek ulat; ben buna seviniyordum. Kuyaj'n korkun bir koku
salarak ryp eridiini, ivedi nlemlerin alnmas gereinin iyice
kendini gsterdiini duyunca bile sevinmitim. Ordaki retmenlerin,
bizim oraya tanmamz sylentilerinin Kuryaj'daki ocuklarda moral
brakmadm ne srmelerine karn, Kuryaj Topluluu hemen bir karar
alnmas iin grltler koparyordu.
Bu retmeni:, saa sola son derece gizli bir giz yayma iini de
yklenmi, Kuryaj'llann, Gorki'lilerin geliine hazrlk olmak zere
dilerini bilediklerini sylyorlard. Yolda Zoya yzme kar yle
haykrd:
"Gryorsunuz ite!
Gryorum, diye yantladm onu. imdi kimin ne yapacan
renmi olduk, bizim grtlamz kesecek olan onlar, biz onlarnkini
kesecek deiliz.
Hah! renmi olmumu... Dikkat et Varvara! Bunlarn hesab
senden sorulacak! Byle bir ey duydun mu mrnde? Bir kme serseriyi
bir baka kmeye kar kkrtyor!"
Sonunda daha st dzeyde bir rgt brosuna arldm.
Sinekkayd tral bir adam ban nndeki ktlardan kaldrd ve
yle dedi:
"Oturunuz, Yolda Makarenko."
Jurinskayayla Klamer de oradaydlar.
Oturdum.
"ocuklarnzla birlikte Kuryaj'daki kokumay durdurabileceinizden
emin misiniz? diye sordu adam dingin bir tavrla.
Karmdakinin dorudan gznn iine bakabilme ve itenlikle so
rulmu bir soruya byk bir yalanla yant verebilme abasndan suratm
kire gibi bembeyaz olmutur kukusuz:
"Evet, eminim."
Sinekkayd tral adam gzn benden ayrmadan konumasn
srdrd:
"imdi son derece teknik bir soru sormak istiyorum size dikkatinizi
ekerim Yolda Klamer, ilkeyle ilgili bir soru deil bu, tmyle tek
nik elinizden geldiinde ksa ve z olarak syler misiniz, neden krk

212

YAAM YOLU H

retmen yerine yalnzca on be retmen istiyorsunuz ve krk rublelik


ayl neden beenmiyorsunuz?"
yle biraz dndm, sonra soruyu yantladm:
"Ksa yant istediinize gre, yle syleyebilirim: Krk rublelik
retmenler, salt ksz ocuklar topluluunda deil, dnyadaki hibir
toplulukta moral brakmaz."
Sinekkayd tral adam koltuuna kendini brakt, kaykld ve kah
kahalarla glmeye balad; sonra Klameri gsterdi ve kendini zar zor
tutarak, yle dedi:
"Bu toplulukta Klamer gibileri olsa bile mi?
Kesinlikle evet," dedim ciddi bir yzle.
Adamdaki resmi hava esen yelle silinip gitmiti sanki. Kolunu Lyubov
Savelyevna'ya doru uzatt:
"Ben sana dememi miydim, nerde okluk, orda bokluk!" dedi.
Sonra birden ban yorgun yorgun sallad, o kat resmi tavrna
brnerek, Jurinskaya'ya:
"Brak alsn!" dedi. "Hem, acele et!"
Ayaa kalkarak, "Yirmi bin, dedim.
Tamam, vereceiz. Biraz fazla deil mi?
Yeterli deil!
Pekl. Haydi gle gle! Oraya gidin, ama unutmayn, Kuryaj'
adam edeceksiniz."
Gorki Topluluunda, o ilk gnlerdeki ate hzm yitirmi, yerini
neredeyse bir ordu dzeniyle ama ar aksak, acelesiz bir havayla
yrtlen hazrlanma srecine brakmt. Lapot, Topluluun gerek
yneticisiydi. Kritik anlarda Koval kendisine yardm ediyordu; ne var
ki, Topluluu ynetme grevi pek g saylmazd. Daha nce hibir
dnemde bylesine dosta bir dayanma havas, bylesine kkl bir
sorumluluk duygusu grlm deildi. Kck bir kural ineme olay
dnyann en kat ve en akn yz ve u ksa ama anlaml szlerle
karlanyor-du:
"Sen bu halde Kuryaj'a nasl gidersin, ha?"
Toplulukta yaayan hekes, orada bulunan sorunun bykln,
grevimizin ciddiliini kavramt. ocuklar belki de biraz bilinsizce,
Topluluun tm isteklerine boyun emeleri gerektiini yreklerinde

STEKLERMZ KABUL ETTRYORUZ

23

duyuyor, bunlar yapaken de, bir zveride bulunduktan duygusuna


kaplmyorlard.
Bu karlkl dayanma ve, birbirine baml olma duygusu, insanlararas ilikilerin bylesine esnek, hogrl ve gl olduunu
grmek, Topluluun kendi gcn iine iyice sindirmi bir ortamda
titreen korkun yetisini elle tutulur bir halde grmek yle byk bir
sevin veriyor ki insana, dnyada daha byk bir sevin kayna yoktur
belki de. Bu sevin kaynaklan, tm ocuklarn gzlerinde, hareketlerinde,
yzlerindeki anlatmda, yrylerinde, ilerinde kendilerini gsteri
yorlard. Tm gzler kuzeye, yoksulluun, kuralszln ve anhm,
svglerin ve dikbalhm bir araya getirdii cahil bir srnn, kokun
hrltlar kararak kaln duvarlar ardnda bizi beklemekte olduu yne
evrilmiti.
ocuklann davranlarnda en kk bir bbrlenme olmadn
gryordum. Herkes, yreinin derinliklerinde bir yerde, gizli bir korku
ve kararszlk besliyordu, ve bu korku, dman kimsenin gzyle
grmemi olmas olgusuyla bsbtn artyordu.
Kasabadan dnm herkes sabrszlkla ve drt gzle beklerdi.
ocuklar yollara dklr, aalara kar, damlara gzcler konurdu.
Arabam baheye girer girmez, bir trompeti benim iznimi falan almadan
genel toplant borusu alard. O zamanlar, beni byk bir oyuncu gibi
alklarla karlamak detti. Bu alk elbet bana deil, (tak davamza
duyulan duygulan dile getiriyordu.
Sonunda, Maysn balangcnda, byle toplantlardan birine, elimde
imzal bir szlemeyle girdim.
Bu szlemeye gre, Halk Eitim Komiserliinin zel karanyla,
Maksim Gorki Topluluu, tm yeleri, alanlan, tanabilir eyas,
hayvanlan ve ara-gereleriyle, Kuryaj'a tanacakt. Kuryaj Topluluu
kapanm bulunuyor, ikiyzseksen yesi ve tm varl, Gorki Top
luluunun emrine ve ynetimine teslim ediliyordu. Birka dnda Kuryaj
Topluluundaki tm alanlar, Gorki Topluluu mdrnn Kuryaj
ynetimini stlendii andan balayarak ii brakm saylacaklard.
Topluluu 5 Maysta devralacaktk, tanma iini de 15 Maysa dek
tamamlam olmam isteniyordu.
Goki'lilere karan ve anlamay okuduumda, kimse "Yaasn!" diye

214

YAAM YOLU H

haykrmad, kimse de kimseyi havaya frlatmad. Lapot, suskunluu


yararak yle dedi:
"Bunu Gorki'ye yazalm haydi! Bakn, unutmayn ocuklar mzklk
yok!
Tamam! Mzklk yok!" diyen bir ocuk sesi duyuldu.
Kalina vanovi'se elini havada sallad:
"Haydi bakalm ocuklar, gle gle gidin, sakn korkmayn!"

NC BLM

VLER
ItSuRYAJ'I, iki gn iinde devralmam gerekiyordu; ancak yaplacak
ilerim vard; Komutanlar Kurulunu toplayp onlarla konumal,
ocuklarn, benim yardmm olmadan toparlanmasn, malmzn
mlkmzn Kuryaj'a tanmak zere hazrlanmas iini rgtlemelerini
salamalydm. Bu i aslnda hi de kolay deildi.
Toplulukta, korkular, umutlar, "gergin" sinirler, alev alev gzler, atlar
arabalar, ufak tefek, nemsiz eylerden oluan koca dalgalar, nemliler
listesine alnmalarna karn unutulmu temel i ve eyalar, yanl yerlere
yaylm ipler ylesine birbirine karm, ylesine dolak bir yumak
oluturmulard ki, ocuklarn bu ipleri zebileceklerine aklm kes
miyordu.
Kuryaj'a tanma szlemesini alal bir gece olmutu daha ve top
lulukta imdiden savamc bir hava esmeye balamt, bu herkesin ruh
halini, isteklerini, alma hzn etkiliyor, her yerde kendini gsteriyordu.
ocuklar, Kuryaj'dan korkmuyorsa, bunun nedenini, onu, tm grkemiyle
grmeyilerinde aramak gerekirdi. te yanda ben, Kuyaj' olmadk
dlerin yaratt koca bir ceset olarak gryordum iimden; lm
onaylanm, lm kd oktan verilmi olmasna karn, benim
grtlama sarlma yetisine sahip korkun bir ceset...
Komutanlar Kurulu, Kuryaj'a benimle birlikte dokuz Topluluk
yesiyle bir retmen gndermeye karar verdi. Bunca kiinin yeterli
olmayacam, yanma daha baka ocuklarn da verilmesi gerektiini
syledim. Bylesine kk bir gle Gorki Topluluunun saygnlm
zedeleyeceimizi, Kuryaj'daki tm alanlarn iine son verildiini, ve
orada herkesin bize kar olduunu anlatmaya altm.

216

YAAM YOLU D

Kudlati akn akn gld ve beni yle yantlad:


"Yannza on kii alsanz da bir, yirmi kii alsanz da. Naslsa hibir
ey yapamayacaksnz. Herkes gelince durum baka olur elbet, onlar
tepeden inme ele geireceiz. Unutmayn ki onlar yz kii. lerimizi
gzelce dzene koymalyz. yzyirmi domuzu burdan oraya gtrmek
ne demek, dnsenize! Hem, gryorsunuz ki hemen hemen her gn
yeni ocuklar gnderiyorlar bize belki de Harkov'dakiler akllarn
oynatt, ya da belki bizi huzursuz etmek iin zellikle yapyorlar bu
ii..."
Yeni gelenler beni de umutsuzlua dryordu. Onlar hibir ey
yapmasalar da, Gorki Topluluunun gcn, anln, katkszln ve
esnekliini korumamz gletiriyorlard. Kk mfrezelerimizle, tam
yz kiilik bir kalabala egemen olmak durumundaydk stelik.
Kuryaj'la savama balama hazrlklarmda, kafamda srekli olarak
u imek akyordu: Kuryaj'llan tepeden inme yntemiyle adam etmeye
balayacaktk. Kck bir gecikme, evrim umutlan, "yava yava
oluma" umutlan, yapacamz iin baanyla sonulanmasn tehlikeye
drecekti. Kuryajdaki kuralszlk geleneinin, bizim gelenek, yol ve
yntemlerimizin yerlemesine kout bir yavalkta yok edilecei
gereinden habersiz deildim. Hakovlu bilgeler, "yava yava oluma"
konusunda srar ediyor, iyi ocuklarn, ktler zerinde iyi etkiler
brakaca fikrini savunuyor, bu yzyllk bannaa smyorlard. Ancak
ben, en iyi ocuklarn bile, gevek ve zayf rgtsel yapya dayal bir
Toplulukta kolayca birer yabanl hayvan haline geleceklerini ok iyi
biliyordum. Bilgelere kar klcm ekmi deildim, nk herhangi
bir aamal srecin balamasna meydan kalmadan son darbenin in
dirileceini hesaplyordum. Ancak, yeniler bana ayak ba oluyordu.
Akll bir ocuk olan Kudlati, bu kklerin de Kuryaj'a tanmaya byk
bir zenle hazrlanmalan gerektiini, denetimimizdeki her eye gster
diimiz titizlii, onlara da gstereceimizi, baka eyler karsnda
duyduumuz endieleri onlara kar da duymamz gerektiini biliyor
du.
Bu yzden "zel nc Mfrezesi"nin banda Kuryaj'a giderken
gzm arkada deildi, iim hayli rahat saylrd. Kalina vanovi, son
ana dek ilerimizle ilgilenmeye sz vermiti ama, yaklaan ayrlk ann

tVtLER

217

dnmekten baka hibir ey yapamyordu; bu dnce kolunu kanadm


krmt, yle ki, ocuklar arasnda volta atmakla yetiniyor, yaplacak iten
byk bir glkle anmsyor, ve acl gnler yaayan bir ihtiyardan
beklenilecei zere ayn anda unutuveriyordu. ocuklar Kalina
vanovi'in buyruklanm saygl bir ilgiyle dinliyor, neeli bir "Tamam"la
yantlyor, gzelce selam akyor, ama hemencecik, ihtiyara kar bes
ledikleri acuna duygusundan syrlarak ilerini bildikleri gibi yapyor
lard.
Topluluun bana Koval' brakmtm. Bizden binalarmz, ekili
tarlatan ve deirmeni devralacak olan Lunaarski Komn tarafndan
aldatlacam diye d kopuyordu Koval'n; baka hibir korkusu yoktu.
Komnn temsilcileri, Gorki Topluluunun eitli blmlerinde
boygstermeye balamlard ve bakanlan Nesterenkonun kzl sakal,
gvensiz tavrlarla durmadan Koval'dan yana dnyordu. Olga Voronova
bu ikisi arasndaki diplomatik dellodan hi holanmyor, Nesterenko'yu
bandan savmaya bakyordu.
"Haydi evine git Nesterenko! Neden korkuyorsun? Burda kt
falan yok sandn gibi. Haydi, evine git bakalm!"
Nesterenko, yalnzca gzleriyle kurnaz kurnaz glmsyor, bayla
fkeden kpkrmz kesilen Koval' gstererek yle diyordu ona:
"Bu adam ne biliyor musun Olga? Dpedz Kulak! Anadan doma
Kulak."
Artk iyice kprm olan Koval'n yant hazrd:
"Ne sandnd ya? Sana her eyi bedavaya m verecektik yani? ocuklar
bunca alnteri dktler bu topraklara, bouna m? Neden bedavaya ve
recekmiiz hem? Lunaarski Topluluusunuz diye bedavaya m ko
nacaksnz? u gbeklerinize balon be, bir de kalkm yoksul numaras
ekiyorsunuz! Tkr tkr deyeceksiniz borcunuzu!
Ama dnsene, ne olur! Ben nerden para vereyim sana?
Bunu ben mi dnecek miim? Ha-ha! Tarlalarmz ekelim mi
diye sorduumda sen ne dndn peki? Burnunu havalara diktin, kral
kesildin o vakit ekin! Evet, ektik. imdi ltfen bu iin parasn sayar
msnz! Buday, avdar ve de pancarlar iin para deyeceksiniz."
Nesterenko, bam bir yana kaykltarak ttn kesesini zd, eliyle
dibinde yavaa bir eyler arand ve sulu sulu glmsedi:

218

YAAM YOLU 0

"Doru, haklsnz... Tohum paras... Tamam... Ama yaplan iin


karlnda da para istiyorsunuz? ocuklar zaten toplum iin alm
yorlar m yani?"
Koval oturduu yerden frlad gibi ayaa kalkt, kapdan kacakken
dnd, lgn bir sesle bard:
"Nedenmi hay allahn aptallan! Siz hasta msnz nesiniz? Komn
diye ortaya kmsnz, sonra da ocuklarn emeinden kazan salamaya
kalkyorsunuz!,. Utann be! Emeimizin bedelini demezseniz, her eyi
Gonaovka halkna datnz."
Olga Voronova, Nesterenko'yu evine uurlad; on be dakika sonra
dnp glme, bahenin bir kesinde Koval'la fsldamaya oturmutu.
Olga, yalnzca kadnlara zg o anlayla, Toplulua ve kendi Komnne
kar olan duygularm dengede tutabiliyor, hibir tarafa hakszlk et
memeye abalyordu. Topluluk, Olganm anas saylrd, komndeyse,
ere'den rendii tarmsal bilgiler ve deerli deneylerle erkeklere parmak
srtyor, her eyin ban ekiyor, te yanda kadnlann kurtuluu ko
nusundaki dinamik ve genellikle ateli konumalan, sert klanyla
kadnlan etkiliyordu. Herhangi bir tehlike annda ya da gerekli durumlarda
birden ortaya kveren ve kendisini Jeanne d'Arc'm gibi izleyen kzl
erkekli bir orducuu da vard. Bilgisi, kltr ve snrsz iyimserliiyle
tm yrekleri str kendine ekerdi. Koval, onu gururla inceler, sonra
yle derdi:
"te, bizim eserimiz!"
Olga, Gorki Topluluunun, Lunaarski Komnne brakt esiz
armaana ok deer veriyordu. Sz konusu armaan, alt ylda ta
mamlanacak nadaslama ve ekim dizgesiyle tarlalan gzelce dzenlenmi
topraklanmzd, ancak bu armaan, bizim amzdan en byk felaketin
habercisiydi. Gemite harcadmz abalara acyor deildik, ama taran
alannda yaptmz ilere, elde ettiimiz baarlara ok nem veriyorduk.
Ot yolmann, bu alt yllk nadaslama dizgesinin yoluna konmasnn, ileri
dzenlemenin, aralarmz koruyup onarmann, o yava, sonsuz ve hemen
hemen gze grnmeden ilerleyen srelerin ne demek olduunu ok iyi
biliyorduk. Bizim asl servetimiz, derinlerde bir yerlerde, ektiimiz
bitkilerin smsk birbirine sarlm kkleri arasnda bilimsel kurallara
uygun olarak yaplm geni ahrlarda, tekerlek, araba mili, ya da

VLER

219

deirmenin dilileri ve yelken bezinden pervaneleri gibi basit eylerin


yreinde gizliydi. imdi, bunun yle byk bir blmn ardmzda
brakyorduk ve yle ok ey kendi z toprandan sklp tk tk
dolu vagonlara frlatlyordu ki, ere'nin neden mosmor kesildiini, ve
hareketlerinin neden yle byk bir hastala tutulmu aresiz bir kurbannkine benzediini anlamak g deildi.
Ancak Edvard Nikolayevi'in bu zntl ve dalgn ruh hali, h
zinelerini, gene ayn yntemli dinginlii iinde yolculua hazrlamasna
engel deildi. Bu yzden nc mfrezeyle birlikte Harkov'a hareket
ederken, onun o bitkin ve dnyaya kskn grntsn gzmn nnden
silmekte glk ekmedim. Aynca, evreme en yzlerce cin gibi
ocuk sevin ve heyecanla zplap duruyor, insann ktmserlie
dmesine meydan vermiyorlard.
Yaammn en mutlu saatleri sona ermekteydi. imdi, zaman zaman
geriye baktmda, o yaantya belki daha smsk sanlabileceimi, daha
byk istek ve zen gsterebileceimi dnyor, o yaama daha dikkatli
bakmadma, belki de onu daha iyi korumadma yanyorum. Her ann,
her hareketin ve her szcn tm renklerini, izgi ve klarm, birer
birer ve hi kmamak zere belleime kazmadma yanyorum.
Daha o zamanlar bile, yz yirmi Topluluk yesinin, salt, kendilerine
birer yuva ve i bulmu yz yirmi sokak ocuunu temsil etmediini
biliyordum. Hayr, bunlar yzlerce voltluk ahlk gizilgcn, uyumla
el ele vermi, tkr tkr ileyen enerji birimini, dedii dedik, mark,
yaramaz ve inat bir ocua benzemesine karn doann sevinli bir
sabrla bekledii, iftilerin yzn gldren yamurlan, selleri temsil
ediyordu.
O gnlerde doal yrme hzyla hareket eden bir ocua rastlamak
hemen hemen olanakszd. Ordan oraya komay, byk iler yapan
sorumlu kiilerin ciddilii iinde cvl cvl konuarak, prl prl, sevinli
ve gnllerden gelen bir disiplin iinde, krlanglar gibi telala umay
alkanlk haline getirmilerdi. Hareketlerine bir arballk egemendi.
Dnyordum da, gelmi gemi kurallar bir yana brakp, mutlu in
sanlarn balarnda bir yetkeye gereksinmeleri olmadna karar ve
riyordum; o yetkenin, yetkilinin yerini, herkese ne yapmas gerektiini
ve onun nasl yaplacan, ve bunun nedenlerini gsteren yeni domu,
sevinli insan gdlerinin alabileceini gryordum.

220

YAAM YOLU H

Bir yetkilinin uyarsna gerek grlen anlar olmuyor deildi. Ancak


herhangi bir kurald davran ya da yanl uygulama grldnde kimse
benim uyanma meydan vermiyordu. rnein Alyoka Volkov, fkeli
suratn gnahkann burnuna uzatyor, onu bara ara azarlyordu:
"Ne yapyorsun be kaz kafal! Bak hangi ivileri akyorsun o sanda!
Yedi santimlik iviler sokaktan toplanyor sanyorsun herhalde!"
Hevesle almakta olan ocuun yz kzarr, elindeki ekici aresiz
yere indirir, utancndan ekicin ucuyla plak topuunu kamaya ko
yulur.
"Ka santimlik ivi kullanacam peki?
Bu i iin eski ivileri kullanabilirsin pekl! Sandktan sktklerini
yani. Dur bakaym! Bunlan bu yedilikleri nerden aldn?"
te bunun zerine bir kyamet kopar, Volkov, yedilik ivileri kul
lanmaya layk grlmeyen ocuun banda azrail gibi dikilerek ona
dersini verir, bu arada anasndan emdiini burnundan getirirdi.
Evet, dnyamzda hl trajedi kol geziyor!
Eski ivi kullanmann ne demek olduunu ok kimse bilmez. eitli
ustalk ve hokkabazlklarla, eski tahtalardan, krlp bir kenara atlm
eyalardan sklmeleri gerekir; sklp tek balanna kaldklarndaysa
kvrk, yavuk, pasl, basz, belki de usuz, ou kez iki, bklm,
belkide yay gibi kvrm kvrm ve dml olduklan grlr yle ki
bu bklm, kvnm ve dmleri dnyann en usta demircisi bile ya
pamazd. Ve, sonunda eski ivi ekile dvlp adam edildiinde, ilk
darbeyi yer yemez bklebilir, krlabilir, kayklp istenmedik bir noktaya
aklabilir. Goki'li yavrularn, eski ivilerden bylesine rkmesi, onlardan
bylesine nefret etmesi, yeni ivileri ele geirmek iin trl dolaplar
evirmesi hatta, Komutanlar Kurulunun resmi soruturmalar yapmasma
yol aarak, Kuryaj'a tanmak gibi byk ve sevinli bir seriievene glge
drmesi bu yzden olsa gerek.
Yalnz iviler miydi bamza i aan! Boyasz masalar, ok kk
bujuva stili kaba "kyl" sralan, saysz tabure, eski tekerler, kundurac
gereleri, artk dzlenmi eeler, parampara kitaplar ksacas tu
tumluluun ve yerleik yaamann sonucu olarak biriken bir yn vr
zvr kahramanca yolculuumuzun utkusuna glge dlyordu. Ama
bu vr zvnn bir tekini bile atmaya kyamyorduk...

tVLER

221

Bir de yeniler sorunu vard! Bu dzensiz grnml, gzlere yabanc


ocuklara rastladmda onlara bakmaya bile dayanamyordum. Bunlar
gtrmesek, bir yoksul ocuk yuvasna yerletirsek, yuvadakilere de
rvet olarak bir iki domuz ya da bir uval patates vererek bu ii ko
laylarsak hi fena olmazd belki? Durup dinlenmeden onlar elden
geiriyor, kmeler oluturuyor, insansal ve toplumsal deerlerine gre
ayryordum ocuklar. Artk gzlerim epeyce ustalamt kimin ne
olduunu ilk bakta anlyor, d grnlerine gre herkesin yarn ne
olacan doruya ok yakn bir biimde karabiliyordum: Bazen yzden
belli belirsiz geiveren bir anlatm olabilirdi ltm; bir ses tonu, birinin
yry, insan kiiliinin bir paras olmu bir yn tavr, davran,
hatta belki de bir koku, gzlerimin nndeki bu hammaddenin yarn ne
biim bir ilenmi madde haline geleceini sylyordu bana.
Oleg Ognev'i alalm rnein. Onu Kuryaj'a gtrmeye deer miydi?
Yoksa burada m braksaydk? Nedense brakmaya gnlm raz ol
muyordu. Allmn dnda, ve ilgin bir rnekti bu Oleg bir
servenci, bir gezgin, gsteri budalas bir ocuktu; eski Normandiyallar
soyundan gelmeydi belki, nk onlar gibi uzun boylu, sarn, iri yanyd.
Belki de Oleg'le onun Vareg atalar arasna bika kuak safkan Rus
aydnlan girmiti, nk gr, kalkk kalan, byk ama iyi szler eden
bir az, bir ift gzel, neeli ve de ak mavi gz vard. Oleg, bam
posta yneticileriyle derde sokmutu, bu yzden toplulua iki milis
eliinde getirildi. kisinin ortasnda nee iinde uar adm yryor, kendi
belirsiz geleceine merakla bakyormu gibi gzlerini bir noktaya dikmi
ilerliyordu. Toplulua teslim edildiinde, benim tlerimi saygyla,
dikkatle ve byk bir ciddilik iinde dinledi, byk ocuklarla tantnda
sevin gsterdi, kkleri merakl bir ilgiyle inceledi ve bahenin
ortasnda, bacaklarn iki yana am durarak yle dedi:
"Demek buras bir Topluluk! Maksim Gorki Topluluu, ha? Vay
canna! Bir tadna bakalm hele!"
Sekizinci mfrezeye verilmiti. Fedorenko, tek gzn ksarak ona
kukuyla bakt:
"Pek yle alkan bir adama benzemiyorsun ha, ne dersin? Hem
ceketin de almaya pek uygun grnmyor, biliyor musun..."
Oleg, k ceketine glmseyerek bakt, bir ucunu kaldnp inceledi,
sonra neeyle komutann yzne bakt.

222

YAAM YOLU H

"Bunun nemi yok, Komutan Yolda! Ceketim almama engel


olmaz, sana vereyim ister misin?"
Fedorenko kahkahay koyverdi, sekizinci mfrezenin teki yeleri
de annda ona kadidi elbet
"Ver bakalm! Bakalm bana olacak m!"
Fedorenko, o gn akama dek Olegin ksa ceketiyle dolat. Daha
nce bizim ocuklarn grmedii klyla herkesi elendirdi, ama ge
celeyin ceketi sahibine verdi, ciddi yzyle ona yle dedi:
"Al bunu kaldr bir kenara, srtna da bir gmlek giy. Yarn tohum
makinesinin peinde koacaksn."
Oleg, komutana akn akn bakt, sonra ceketine bir gz att.
"Yani bu giysi burada giyilmez mi demek istiyorsun?"
Ertesi sabah sade bir gmlekle ortaya kt. Kendi kendine alayl alayl
mrldanmaktayd:
"te imdi bir proleter oldun! Tohum makinesinin peinde koacaksn.
Bunu daha nce hi yapmamtn olum."
Oleg yeni urayla bir trl uyuamad. Nedense tohum ekme arac
ona uygun gelmedi, arkasnda sylene sylene yrrken boyuna toprak
topaklarna tkezliyor, arada bir de ayana girmi bir dikeni karma
abasyla tek aya zerinde dans edip duruyordu. Tohum ekme makinasnn baklar hareket halindeyken baka bir ey yapamyordu, bu
yzden her dakikada bir ndekine sesleniyordu:
"Senyor, u hayvanlan durdur. Burada bir kanklk var."
Fedorenko Oleg'in iini deitirdi, toprak dzleme makinesiyle birlikte
teki postay tarlaya gtrmesini istedi. Ancak yarm saat sonra Oleg
Fedorenko'yu yakalad ve kibarca ona u bilgiyi verdi:
"Komutan Yolda, ne oldu biliyor musun? Benimki oturdu.
Kim seninki?
Atm. Ltfen gel bir bak, oturdu, hl da oturuyor. Git bir konu
ununla!"
Fedorenko sereserpe yatan Mari'nin yanma kotu ve fkeyle bar
d:
"Hay Allah! Nasl becerdin bunu? Ht eyi birbirine kartrmsn!
Bu milin burda ii ne?
Oleg, onu yattrmak iin aadan alyordu:

VLER

223

"Ne oldu, biliyor musun? sinde mi vzldyordu ne, ksrak sinirlendi


herhalde, kt. kt oturdu. Oysa almas gerek, deil mi?"
Mari, nerdeyse kulaklarna deen tasmasnn altndan ters ters bakt.
Fedorenko da fkelenmiti.
"Oturuyormu! Bir ksrak hibir zaman oturmaz! Kaldr hayvan!"
Oleg dizginlere aslarak Mari'ye seslendi:
"Haydi deeh!"
Fedorenko gld.
"Dehlemenin ne yaran var. Sen arabac msn, ha?
Yani ey, Komutan Yolda...
Ne diye bana boyuna Komutan Yolda deyip duruyorsun?
Ne diyeceim peki?
Benim adm var herhalde, deil mi?
Haa, tamam! Yani diyorum ki, Fedorenko Yolda, arabac deilim
elbet, ve inan olsun, mrmde hibir Mari'yle bylesine yakn ilikiler
iinde bulunmadm. Mari adl arkadalarm vard geri, ama onlarla olan
ilikilerim tmyle deiikti... onlarda ne dizgin vard ne tasma..."
Fedorenko, fkeden yuvalanndan frlam gzlerini bu iri yan Vareg
delikanlsna evirdi ve daha fazla patlamamak iin kendini glkle
tutarak onu batan ayaa szd. Sonra yere tkrd.
"imdi kes sesini de at doru drst koumla!" Akamleyin Fe
dorenko ellerini ileri doru uzatarak kararm aklad, o tatl Ukrayna
aksanyla yava yava konumaktayd:
"Ondan kime ne hayr gelir ki? Pastalar yuvarlamada birinci, kzlan
tavlamada birinci... ama bana kalrsa bizim iimize yaramaz. Bana so
rarsanz Kuryaj'a gtrlmemesi gerekir."
Sekizinci mfrezenin komutan soran baklann bana evirdi. Az
nce verdii karann onayn bekliyordu. Bu nerinin sekizinci mfrezenin
tmnden geldiini bilmiyor deildim, bu mfreze kararlannn ke
sinliiyle nlyd, verdikleri karan ne olursa olsun uygularlard. Ama
gene de yle yantladm Fedorenko'yu:
"Ognev'i de gtreceiz Kuryaj'a. Onu bir ii haline getirmekle
ykml olduklarn syle senin mfrezedekilere. Bu ii onlar baara
mazsa hi kimse baaramaz, Ognev de bir toplum dman ve bir serseri
olur kar. Yani, ne demek istediimi anlyorsun, deil mi?
ok iyi anlyorum! dedi Fedorenko.

224

YAAM YOLU H

yleyse mfirezendekilere anlatrsn.


Tamam, bu konuyu bir kez daha tartacam onlarla."
Bu yantlamada bir canllk, bir eviklik vard; ama hemen ardndan
o aym eviklikle elini kaldrd, bamn arkasnda bir noktay kamaya
koyuldu, aklmz kartnda biz Slavlarbu hareketi yaparz!
Bylece Olegin bizimle gelmesi kesinleti. Peki, Uzhikov ne olacakt?
Byk bir kesinlik, kararllk ve de fkeyle Arkadi Uzhikov'un yeni yere
gtrlmeyeceini syledim. O tanr belasnn benim iin ne anlm vard
canm! Bylesine be para etmez bir hammaddenin bir baka sanayi
dalnda, bir baka insann nne atldm varsayalm: Adamcaz bir
deil be komite kursa, ileri bakannn kendisine, ya da yz baka
yetkiliye bavursa, aresizlik iinde kalkp Pravda'ya dert yansa sonunda
kendisi sulu kacaktr. Eski kovalardan motor retmeyi, ya da patates
kabuklarndan konserve yiyecek yapmay kimse kimseden bekleyemez
herhalde. Peki, Uzhikov gibi bir eyden, deil motor ya da konserve
yiyecek, gerek bir Rus yurtta yapmam benden nasl beklerler?
Arkadi Uzhikovun yaam, kklnden beri sokaklarda dolamak,
karayollarnda srtmekle gemiti; tarihin ve corafyann tm arabalar,
ar tekerlekleriyle ezmiti onu. Uzhikov daha kckken babas aileyi
tek etmi, onun yuvadaki yeri, bir yeni baba Denikin hkmeti denilen
kukla tiyatrosundaki kuklalardan biri tarafndan doldurulmutu. Uz
hikov'un yeni babac, bu hkmetle birlikte yurtdna gitmeye, giderken
de ailesini yanma katmaya karar verdi. Karayazg, onlar bula bula
Kuds'te yakalad. Bu kentte, Arkadi Uzhikov, ana baba adna nesi varsa
yitirdi, nk bunlar, hastalktan ok nankrlklerinin kurban ol
duklarndan ldler, ve de Akadi'yi Araplarla teki "ulusal aznlklar"dan
oluan yabanc bir evrede, yapayalnz braktlar. Gel zaman git zaman,
Uzhikov'un gerek babas, Yeni Ekonomi Politikasnn girdi ktlarn
iyice renip byk baarlar elde ediyor ve bir kombinenin yesi olmay
beceriyor ve anszn, dlne kar olan tutumunu gzden geirmeye karar
veriyor. Zavall ocuun nerede olduunu saptadktan sonra, uluslararas
durumlardan da yararlanmann yolunu buluyor; bu konuda gsterdii
beceriklilik yle byk ki, Arkadi'yi bir gemiye yerletiriyorlar, hatta,
Odesa limanna, ve de babann kucana atlncaya dein ona sahiplik
etmek zere bir yetikin bile veriyorlar yanna. Ancak, iki ay geiyor

VLER

225

gemiyor, baba, olunun yurtdnda grd eitimin birka parlak etkisi


karsnda amp kalyor. Arkadi, o usuz bucaksz Rus zeksyla Arap
dgcn bir gzel birletirmi ve ilerini tkrna sokmutu yle
ki, Uzhikov Baba anadan doma kald. Akadi, kol saati, gm kak,
gm bardak zarf gibi aile hzinelerinden, st-ba, i amar gibi
eylerden baka, evdeki koca eyalar pazar yerlerinde satm, hatta,
ocuksu yaz ve imzasyla, son derece dokunakl bir soy-benzerlii
sergileyerek babasnn ek defterini bile kullanmt. Bunun zerine,
Arkadiyi Kutsal Topraklardan daha yaknlarda ekip getirten gl eller
bir kez daha ie koyulmu, ocuu daha uygun bir yere yerletirmek iin
gerekli kodamanlardan byk buyruklar alnmt. Biz, tanma
hazrlklarna dalm, harl hani alrken zerinde bir Avrupa havas,
ve bir eit mesleksel saygnlk tayan, yazgnn birka sillesini yediini,
kara gnler grdn de gizlemeyen bir adamcaz olan byk Uzhikov
kapmz ald. Geti, tam karma kaklrcasma oturdu ve Arkadi'nin
aynntl yaamyksn anlatt; szlerini belli belirsiz titreyen bir sesle
bitirdi:
"Olumu bana yalnz siz geri verebilirsiniz!
Yanda kanepede oturan oula baktm, ocuktan hi holanmamm,
o anda, elinden tuttuum gibi dertli babaya geri vermek isterdim; ne var
ki baba, olunun yansra bana bir kt paras da getirmi bulunuyordu;
ne yazk ki o kd geri evirecek durumda deildim. Arkadi Toplulukta
kald.
Zayf, uzun boylu, garip grnml bir ocuktu. Akll kafasnn iki
yanndan frlayan dev kulaklar pembe ve saydamd. Kaszm gibi duran
yz illiydi, ancak bu iller iri iriydi ve ocuun koca burnu, olmayan
kalarn aa aa ekiyormu izlenimi veriyordu. Akadi, nereye baksa
yerden doru bakard, ama beyazlan sanya alan o donuk gzler ylesine
byk bir nefret uyandnyordu ki, hi bakmasayd ok daha iyi olacakt.
Btn bunlara bir an olsun kapanmayan salyal bir azla alak ve iren
bir yz ifadesi ekleyin, portre tamamdr.
Uzhikov, daha birinci gnden yoldalanndan unu bunu almaya ve
yatam slatmaya balad. Mitka Jeveli bana geldi, kara kalarn atarak
dertli dertli sordu:
"Anton Semyonovi, byle bir adam niin yanmza alacakmz,
/

226

YAAM YOLU II

ltfen aklar msnz? Bakn, Kuds'ten Odesa'ya, Odesa'dan Harkov'a,


Harkov'dan bize, imdi de burdan Kuryaj'a! Neden oradan oraya
tayacakmz onu? Kendi ykmz bize yetmiyor mu? Aklayn rica
ederim!"
Hi sesimi karmyordum. Mitka, glmsemekte olan Lapot'a
kalarn atarak bakyor, sabrla benim yantm bekliyordu. Sonra gene
sze balad:
"Byle bir yaratk mrmde grmedim! Bunun gibilere bir yudum
striknin vereceksin, tamam... Ya da ekmei yuvarlayacaksn, iine de ine
doldurup azma tkacaksn.
Almaz ki, dedi Lapot glerek.
Kim, Uzhikov mu? Gel bir deneyelim istersen, annda mideye
indinnezse bana da Mitka demesinler. Ne obur, biliyor musun? Ne iren
bir tknmas var! ! Aklma getirince midem bulanyor!"
Mitka'nn tyleri diken diken oldu, gerekten irendiim kantlayan
bir titreme geirdi. Lapot, acl gzlerini kaldrarak ona bakt, iimden,
onlarn yann tutuyor, kendi kendime yle diyordum:
"Elden ne gelir? Uzhikov yle bir kt getirdi ki..."
ocuklar, tahta srann zerine oturmu, konuyu tartyor, kar yol
bulmaya abalyorlard. Anszn, Vaska Alekseyevin temiz, glmseyen
yz kapdan uzand; Mitka hemen neelendi.
"te bunun gibilerden istediin kadarn gtr! dedi. "Buraya gel
bakalm, Vaska!"
Vaska birden kzard, Mitka'ya utanga bir glmseme ve sevgi dolu
gzlerle bakt, sonra Mitka'nn dizlerine kt, iinden taan cokularn
betimlenmesi olanaksz bir sesle biraz gs geirme, biraz homurtu
biraz da glme karm bir nlemle dile getirdi.
Vaska Alekseyev, yaamn acmaszlklar iinde kolu kanad knlm,
gzleri yaa alm bir halde, kendi isteiyle geldi Toplulua. Rzgrl,
yamurlu akamn birinde, Komutanlar Kurulumuzun bir toplantsna
dalverdi. Hava koullarnn bylesine elverisiz olmas, Vaska'nn iine
yarad sonunda, nk, gnlk gnelik bir anda gelse, Toplulua belki
de hi alnmayacakt. Ancak o durumda, zel nbeti mfrezesinin ko
mutan onu alma odama getirdi ve dedi ki:
"Bunu ben ne yapaym? Kapnn nnde alayp duruyordu, darda
da yamur yayor."

VLER

227

Komutanlar, grlmekte olan sorunlar bir an iin bir kenara


braktlar ve baklarn yeni gelene evirdiler. Derin zntsn dile
getiren izleri silmek iin eline geen tm aralar, ceketinin kollarn,
parmaklarn, yumruklarm, ceketin etek ularm, apkasn kulland;
bunlara karn kurumayan gzlerini Vanya Lapot'a evirdi. Lapot'un
bakan olduunu hemen anlam olmalyd.
Pembe yanakl gzel bir yz, ayanda gzel bir ift kyl izmesi
vard; doru dzgn grnmne uymayan tek ey, srandaki yrtk prtk
ceketti. On yalarnda olsa gerekti.
Lapot, s a t bir tavrla, "Ne istiyorsun?" diye sordu.
Ufaklk, ciddi ciddi, "Toplulua girmek istiyorum, yantn verdi.
Sebep?
Babam kat, annem de, nereye gidersen git, defol, diyor.
Bir anne hibir zaman byle bir ey sylemez!
z annem deil.
Lapot bu kk aynntytiuyunca birden ard.
"Dur imdi! Anlamadm? z annen deil, tamam, o vakit baban
kaarken seni de alrd. Almak zorunda yani."
Ufakln gzlerine gene yalar doldu, ve yant vermeye balamadan
nce, gzyayla ilgili ne iz varsa silmeye abalad. Bavurucunun bu
ho beceriksizlikleri karsnda komutanlarn sert baklar yumuad.
Sonunda ocuk elinde olmayarak sesli bir soluk ald ve u aklamay
yapt:
"Babam, yani babam da z deil."
Kurulda bir an t kmad, sonra herkes grltl bir kahkaha
koyverdi. Lapot, gzlerinden ya gelesiye gld, sonra ona yle dedi:
"Senin halin harapm be kardeim! Anlat bakalm nasl oluyor bu
i!"
Yeni aday, hibir yapmaca bavurmadan gzn Lapotun
glmseyen yznden bir an bile ayrmadan adnn Vaska, soyadmnsa
Alekseyev olduunu syledi. Bir arabac olan babas ailesini brakt
gibi ortadan yitmi, bunun zerine anas bir terziyle evlenmi. Derken
kadn ksrmeye balam, geen yl lm, terziyse "gidip bir bakasyla
evlenmi." imdi yani Paskalya'da Kongrad'a gitmi, bir daha gel
meyeceim diye haber yollam. Mektubunda "Siz banzn aresine
bakn," diyormu.

228

YAAM YOLU H

"are yok, alacaz bunu," dedi Kudlati. "Ama belki de yalan


sylyorsundur, ha? Sana kim akl verdi?
Akl? Ha... bir adam... orda oturuyor... O akl verdi. Orda ocuklar
var, ekip biiyor, yiyip iiyorlar dedi."
Vaska Alekseyev'i bylece Toplulua alm olduk. Ksa sre iinde
herkesin sevgilisi oldu; yle ki, Vaska'nn Kuryaja gtrlp gtrl
meyecei konusu zel konumalarmzda bile ortaya atlmad. Bunun
nedeni, belki de, Vaska'nn Komutanlar Kurulu tarafndan toplulua kabul
edilmi, dolaysyla, "safkan" Topluluk yesi saylmasyd.
Yeni gelenler arasnda Mark Scheinhausla Vera Berezovskaya da
vard.
Mak Scheinhaus'u Odesa Sulu ocular Kurulu gndermiti; getirdii
ktlara baklrsa suu hrszlkt. Bir milis askerinin eliinde geldi,
ancak ilk bakta Kurulun yanld kans uyand bende bu gzlerin
sahibi hrsz olamazd. Markm gzlerini betimlemeye kalkmayacam.
Gerek yaamda onunkiler gibi gz ok seyrek grlr, ancak Nesterov,
Kaulback, Raphael gibi ressamlarn yaptlarnda ve bu sanatlarn
zellikle aziz ve azize resimlerinde rastlanr byle gzlere. Bu gzler,
nasl olmu da, Odesa'h bir yoksul Yahudinin yzne konmutu, bir trl
anlayamadm. Mark Scheinhaus yoksulluun tm belirtilerini ser
gilemekteydi: On alt yandaki sska bedeni rtl bile saylmazd;
ayaklan, delik deik olmu pabu artklanndan dan frlamt. Ama yz
przsz ve temiz, kvrck salan dzgnce taralyd. Kalan yle byk,
yle grd ki, inip kalktka rzgr yapyor sanlrd.
"Burda hrszlk yaptn yazl, dedim. "Doru mu bu?"
Mak'n iri, siyah ve tertemiz bakl gzlerinde nerdeyse gzle grlr
bir k parlad. Kalarm kaldrmak iin g harcyormu gibi yukan
kaldrd, zgn, zayf ve solgun yzn bana yaklatrd.
"Don tabii. Ben... evet... hrszlk yaptm gerekten.
Alktan m?
Yok, alktan aldm saylmaz. Hayr, alktan deil."
Mark ciddi, acl ve kararl gzlerini zerimden ekmedi.
Utandm. Bu bitkin ve zgn ocua ikence etmenin lemi var myd?
Elimden geldiince ince ve anlayl bir glmseme kondurdum yzme,
ve dedim ki:

VLER

229

"Sana o gnlerini anmsatacak deilim aslnda. aldnsa aldn.


nsann bana her ey gelebilir, bunlar unutulmaldr. Hi okula gittin
mi?
Evet, gittim. Beinci smfa dek okudum, devam etmek istiyo
rum.
Gzeel! Seni Taranets'in drdnc mfrezesine vereceim. Al
bu kd git, drdncnn komutan Taranets'i bul. O gerekeni ya
par."
Mark elimdeki kd ald, ama kapya doru yrmek yerine masamn
nnde dikilmeyi srdrd.
"Mdr Yolda, size bir ey sylemek istiyorum. Sylemek zorun
daym. Buraya gelirken yolda hep nasl anlatacam dndm, artk
dayanamyorum!"
Mark zgn zgn glmsedi ve benden izin isteyen gzlerini
gzlerime evirdi.
"Ne anlatacaksn? Anlat haydi! Haydi, ekinme!
Daha nce bir Topluluktaydm ben, oras da pek fena saylmazd.
Ama kiiliimin bozulmaya baladn sezdim. Denikin'ciler babam
ldrd. Ben bir Komsomol'dum; o Toplulukta bilenmek yerine kreliyordum. Bu bana yakmaz, diye dndm. Baya tasalandm, k
yolu aramaya koyuldum. Size her eyi anlatrsam, Odesa'ya geri
gndermeyeceinize sz verir misiniz?"
Mark, gzlerindeki tm atei yzme flercesine bakt bana.
"Ne anlatrsan anlat, seni geri yollamayacam.
Saolun Mdr Yolda! Byle diyeceinizi biliyordum zaten, bu
yzden yle karar aldm. Sizin hakknzdaki bu kanm nereden edindim,
biliyor musunuz, Visti gazetesinde, 'Yeni nsann Olutuu Yer' balkl
bir yaz okudum, sizin Topluluu anlatyordu. Hemen buraya gelmeye
karar verdim, ve gnderilmem iin nme gelene bavurdum. Ancak ne
yaptm ne ettimse yaran olmad, 'Oras Sulu ocuk Topluluu, senin
orda ne iin var?' diyorlard. Bu durumda Topluluktan kamaya karar
verdim. Hemen gittim, bir tramvaya bindim. Her ey yle abuk geliti
ki, aarsnz! Daha elimi bir adamn cebine iyice daldrmadan biri koluma
yapt, dayak atmaya kalkt. Sonra Kurula gnderildim.
Kuruldakiler yaplan sulamaya inandlar m?

230

YAAM YOLU II

Neden inanmasnlar? Onlar drst, haksever insanlar, stelik


sust yakalanmm, her ey kitaba uygun... Daha nce de cepilik
yaptm syledim onlara."
Aka gldm. Kurulun bulgularna olan gvensizliimin yerinde
olduunu grnce sevinmitim dorusu. Mark'n da ii rahatt imdi. kt,
drdnc mfrezeye yerlemeye gitti.
Vera Berezovskaya'nn durumu bambakayd.
Daha kt. Maria Kondratyevna Bokovay uurlamak ve kendisine,
ok acele Harkov'a varmas gereken bir paket vermek zere istasyona
gitmitim. Maria Kondratyevna'nm peronda durmu, stasyon bekisiyle
ateli bir tartma yapmakta olduunu grdm. Beki, on alt yalarnda
bir kz elinden tutmu duruyordu. Kzn plak ayaklan birer lastik iine
adeta tklmt. Srtnda, ksa, modas gemi bir manto vard; bu iyi
liksever bir ihtiyarn armaan olsa gerekti. Kzn rtsz ba ilk bakta
insana korkun geliyordu: sarn olduu anlalan itimi salarn rengi
artk belli deildi; bir kulann ardndan kazk gibi bir sa rgs, yanaklanna ve kalanna inen kirden kararm, yap yap peremler
grlyordu. Elini, adamn elinden kurtarmaya abalyor, durmadan
glmsyordu insan batan karmak amacn gizlemeyen bir
glm-semeydi bu. Kz, ok gzeldi. Ancak o parlak, glen gzlerde,
gm rengi Rus gzlerinde, sopa yemi, ve umutsuz bir aresizlie
dm bir hayvann gzlerinde grlen donuk atein izlerini yakaladm.
Byle argan bir havayla glmsyordu, nk bildii tek korunma
ve savunma yolu buydu onun, acnas bir hokkabazlkt bu yapt.
Beki, "Byle konumas kolay, Yolda," diyordu. "Bunlann bizim
bamza ne bela kesildiini bilmiyorsunuz!
Kza dnd:
"Geen hafta trene bindin mi, binmedin mi? Sarho olan sen miydin,
babam m?
Kim? Ben? Sarho? Uyduruyor bu ha;" dedi kz. imdi bekiye
iveli iveli glyordu. Ancak bu arada, elini askerinkinden kurtard,
parmaklan sklmaktan acm gibisinden elini azna gtrd.
Sonra gene yapay bir kntmayla, "Benim peimi brak!" diye mrl
dand.

VLER

231

Asker ona doru atld ama kz sesli sesli glerek birka adm geri
ekildi. evremizde olumaya balayan kalabalk umurunda deildi.
Mari Kondratyevna utand, ban te yana evirdi, evirmesiyle beni
grmesi bir oldu.
"Anton Semyonovi! Ah, Sevgili Anton Semyonovi!"
Beni bir kenara ekti, ve heyecanla, fsr fsr konumaya balad.
"Bana balon korkun bir ey bu! Dnsenize! Nasl olur... Bir
kadna... Gzel bir kadn stelik! Yani gzel olduu iin demek is
temiyorum elbet... Ama gene de bu ie engel olmak gerek!
Maria Kondratyevna, benden ne istiyorsunuz?
Ne mi istiyorum? imdi rol yapma, canavar adam!
Canavar ha?
Evet, canavarsnz siz! Kendi karnzdan baka bir ey dn
meyin, hep hesap kitap, ha? Bu kzcaz almak sizin iinize gelmez, deil
mi? Brakn askerler baa ksn onunla ha?
Ama anlamyor musun, kz bir fahie! Delikanllarla dolu bir
Toplulua nasl gtrebilirim onu?
Brak u akl yrtmelerini imdi eitbilimci sen de!
Bu hakaret karsnda betim benzim soldu, fkeyle bardm:
"Tamam! u anda, hemen benimle Toplulua gelecek bu kz!"
Maria Kondratyevna boynuma atld.
"Ah, sevgili Makarenko, ne iyisin? Saol, saol!
Kotu kzn yanma gitti, onu omuzlarndan tuttu, kulana bir eyler
fsldad. Asker, merakl kalabaln azarlad.
"Ne bakyorsunuz be! Sinema m oynuyor burda? Haydi, iinize gidin
hepiniz!"
Sonra yere bir tkrk att, omuz silkti ve gitti.
Maria Kondratyevna, daha glmsemesini silmemi olan kz yanma
getirdi.
"Sizi tantraym," dedi. "Vera Berezovskaya. Toplulua gitmeyi
kabul ediyor. Vera, bu senin mdrn. ok nazik bir adamdr, orada ok
rahat edeceksin."
Vera bana da glmsedi.
"Giderim... N'olacak."

232

YAAM YOLU n

Maria Kondratyevna'yla ayrld, sonra yeni rencimle birlikte kzaa


doru yrdm.
Oturma yerinin altndan bir at battaniyesi ekerek, "rsn," dedim
Veraya.
Vera, battaniyeye sarnd, ve neeyle sordu:
"Ben o Toplulukta ne yapacam?
Okula gideceksin, alacaksn."
Vera uzun sre konumad, sonra kaprisli bir "dii" sesi kararak beni
yantlad:
"Aman tanrm! Ben ders falan yapmam, sen de benden bunu bekle
me!"
Hava kararmaktayd. Zaten bulutlu, karank, kt bir gnd. Kei
yoluna girmi, kaygan yzeyde kayyorduk. nde oturan Soroka'nn
duymayaca bir sesle, Vera'ya unlar syledim:
"Bizdeki kzlarla olanlarn hepsi okula giderler, sen de gideceksin.
yi bir renci olursun. Yeni ve iyi bir yaama balarsn."
Bana biraz yaklat, ve yksek sesle:
"yi bir yaam ha!" dedi. "Ayy, hava da kararyor! Korkuyorum! Beni
nereye gtryorsun?
Kes sesini!"
Sustu. Ormana girdik. Soroka duyulur duyulmaz bir sesle, birine
belki de karanl ve dar orman yollanm yaradana svmekteydi.
"Size bir ey syleyeyim mi? diye fsldad Vera.
Syle!
Ne biliyor musunuz? Ben gebeyim."
Birka dakika durdum, sonra:
Uyduruyorsun, deil mi? dedim.
Hayr. Neden uyduracakmm? Doru sylyorum. Gebeyim!"
Uzaktan Topluluun klar grnd. Gene fsldamaya baladk.
"Aldrrz," dedim. "Ka aylk?
ki!
Aldrrz.
Glerler bana!
Kim glecek?
Senin... ocuklar!

VLER

233

Kimsenin haberi olmayacak.


renirler ama.
kimizin arasnda kalacak. Baka kimse bilmeyecek."
Vera, bilgi bilgi gld.
"Ah, hep yle derler zaten!"
Hi sesimi karmadm. Toplulua giden yamac ok yava ktk.
Soroka kzaktan indi, atn yannda yrmeye balad. Bir yandan da slk
alyordu. Vera birden dizlerime kapand, bara bara alamaya
balad.
"Ne derdi var? dedi Soroka.
Ba dertte.
Hsm akraba yzndendir belki," dedi Soroka kendi kendine.
"Dnyada akrabadan, ana-babadan kt dert yoktur."
Gitti, yerine oturdu, kamsn sallad.
"Oyna biraz Yolda Mari, haydi! Hah yle!"
Topluluun bahesine girdik.
Maria Kondratyevna gn sonra Harkov'dan dnd. Verann
derdinden ona hi sz etmedim. Bir hafta kadar sonra, Toplulukta, Vera'nn bbreklerinden rahatsz olduu ve hastaneye gtrlmesi gerektii
haberini yaydm. Hastaneden dndnde zgn, iine kapank bir hali
vard. Zayf bir sesle sordu:
"imdi ne yapacam?"
Bir an dndm, sonra u yant verdim ona:
"imdi yaamaya balayacaksn."
Utanm ve bo baklar, ona gre yaamaktan daha zor ve anlalmaz
bir eyin bulunmadn sylyordu.
Elbet Vera Bezerovskaya da bizimle birlikte Kuryaj'a gelecekti.
Sonunda kimseyi feda edemedik, Halk Eitim Komiserliinin, stratejik
planlarm hi dikkate almakszn, yaknlarda nme att yirmi "yenf'yi
bile gtrmeye karar verdik. Kuryaj'a, yalnzca ilk gnden beri birlikte
olduumuz deneyimli on bir Gorki mfrezesiyle gitseydik, ne iyi olurdu!
Bu mfrezeler, tarihimizin alt g yl boyunca gerek bir savam ve
rerek bu noktaya gelmilerdi. Dnceleri vard onlarn, gelenekleri,
deneyimleri, idealleri, ortak alkanlklar vard. Onlarla olduum srece,

234

YAAM YOLU H

hibir eyden korkmamam gerektiine inanyordum. Mfrezelere


datlm olmakla birlikte, her yerde karma kan, nenle rastlasam doru
yrmedikleri, gzel konumadktan, o ilk gnk kaba, aalk surattan
deitirmedikleri nedeniyle canm skan bu yeniler olmasayd, ne iyi
olacakt.
Ama olsun! On mfrezem, elik gibiydi. Ama bu onbir kk
mfrezenin, Kuryaj'da d krklna uramas ne byk bir felaket
olurdu! nc zel mfrezenin yola kaca gnn gecesi iim zntyle
doluydu, aklm karmakankt. Jurinskaya akam treniyle geldi, alma
odama kapand ve bana unlan syledi:
"Anton Semyonovi! Korkuyorum! Henz i iten gemedi. Bu iten
vazgeebilirsiniz!
Bir ey mi oldu Lyubov Savelyevna?
Dn Kuryaj'daydm. Ah, ne korkuntu bilseniz! nsan bakmaya
dayanamyor! Ben hapis yatm adamm, biliyorsunuz, cephede savam
adamm, ama u andaki kadar korkun ve perian edici duygular
tanmadm mrmde.
Hayrola, ne oldu?
Bilmiyorum, nasl anlataym bilmiyorum. yle dnsenize
tam yz tane iler tutar yan kalmam iliine kemiine dek bozulmu,
uyuuk, amas ocuk... Bunlar hayvanlam gibi, yani biyolojik bir
ykma uram gibiler, biliyor musunuz! Dzensizlikten, kuralszlktan
te bir ey bu! stelik yoksulluk, pislik, bit! Oraya gitmemelisiniz, delilik
olur bu!
Peki ama, Kuryaj, zerinizde bunca korkun bir izlenim braktna
gre bu konuda bir eyler yapmak bsbtn gerekli olmuyor mu? Oray
o halde nasl biralarsnz?"
Lyubov Savelyevna derin bir gs geirdi.
"Elimizin tersiyle bir kenara itecek deiliz elbet! Bir eyi yaplmal,
doru, bu da bizim grevimizdir, ama sizin Topluluunuzu feda et
memeliyiz. Ah, siz bu Topluluun deerini bilmiyorsunuz, Anton
Semyonovi onu korumak, gelitirmek, daha ilerilere gtrmek gerek.
Bir kaprisle defterden silemezsiniz Topluluunuzu!
Kimin kaprisi?"

VLER

235

Lyubov Savelyevna, bitkin bir tavrla, "Ne bileyim kimin! dedi.


"Sizin kaprisleriniz demek istemiyorum elbet.. Sizin tutumunuz ok zel
yani... Ama... ah, ite asl unu sylemek istiyorum... Sandnzdan ok
dmannz var.
Varsa, ne olacak?
Kuryaj'da yenilgiye uramanzdan mutluluk duyacak insanlar var.
Biliyorum.
Eh biliyorsanz, daha ne? imdi ciddi olalm. Gelin u iten
vazgeelim. iten gemi deil henz!"
Jurinskaya'nn bu nerisi karsnda glmsemekten baka bir ey
yapamazdm.
"Bizim dostumuzsunuz. lgi ve kayglarnza ne byk deerler
verdiimizi anlatmaya szckler yeterli deil. Ama beni balayn, biraz,
eski eitbilimsel tutum iine girmi olmuyor muunu? bu nerinizle?
Anlamadm.
Kuryaj'da yaplacak bir savam, yalnzca Kuryaj ve benim
dmanlarm iin deil, bizim iin de, bizim Toplulukta bulunan her ye
iin de son derece gerekli. Bu savam, bizim iin yaamsal nem tayor.
Kalkn, oculann arasnda yle bir dolan, geri ekilmenin ne denli
olanaksz olduunu greceksiniz."
Ertesi sabah nc mfreze Harkova hareket etti. Lyubov Savelyevna
bizimle birlikte yola kt.

NC MFREZE
nc mfrezenin banda Volokhov bulunuyordu. Volokhov, hemen
hemen hi konumayan, konutuu zamansa elini kolunu hareket et
tirmeyen, yzndeki anlatm bile pek yle deitirmeyen bir ocuktu;
ancak, olaylar ya da insanlar karsnda ne durum aldn gstermesini
ok iyi bilirdi; ve, Volokhov ne durum alrsa alsn, davranlarnda her
zaman hafif bir alay, yklmaz bir zgven sezmemek olanakszd. Bu
nitelikler, ilkel biimleriyle, kendisine saygs olan ha- serseride grlen
sradan zellikler saylabilir; ancak, kolektif yaamn iinde biimlenmi

236

YAAM YOLU H

ve incelmi olduklarnda, kiilie belli bir soyluluk, gizemli bir ekicilik


katyor, o kiide yenilmez ve dingin bir gcn gizli olduunu sylyorlar.
Savamda byle komutanlara gereksinme vardr, nk onlardaki
gzpeklik ve kendini denetleme yetisi insana gven verir. Benim de en
byk avuntum, Volokhov'un, Kuryaj ve KuryajTlar konusunda kayglar
tadm belirten davranlarda bulunmayyd. Arada bir ocuklarn
bitmez tkenmez sorularyla karlatndaysa byk bir umursamazlkla
u yant yaptryordu:
"u Kuryaj'l ocuklarn ne olduu, nas olduu konusunda fikir
yrtmeyi brakn bakalm! Onlarn da herkes gibi etten kemikten
yapldn unutmayn."
Ancak, bu umursamazl, nc mfrezenin oluturulmasnda byk
bir titizlik gstermesine engel deilmdi. Her aday kafasnda iyice lp
biiyor, byk bir sessizlik ve bilinlilik iinde dnp tamyor, ilk
ve son szn sylyordu!
"Bu yaramaz! Onda yrek yok!"
nc zel, ok akll lp bimeler sonucu oluturuldu. Mfrezeyi
oluturan herkes birer Komsomol yesiydi; ayrca, Topluluumuzdaki
ocuklarda bulunmas gereken zel beceri ve belli bal grlerin hepsine
sahiptiler. yeler, unlard:
1. Komutanlar Kurulunun kendisine yeni bir ad hem de ne ad!
verdii Vitka Bogoyavlenski. Bizimkiler ona Gorkovski adm verdiler!
Gorkovski ince uzun, sade bir ocuktu, ancak esiz bir av kpei kadar
zekiydi. Son derece disiplinli, her an harekete, almaya hazr bir genti;
her konuda kendine zg grleri vard ve insanlar gznden anlamakta
ustayd. Bir bakta kesin kansn sylerdi. Gorkovski'nin en byk
yetenei, ite bu insann cierini grmesinde, ve bu konuda hi
yanlmamasnda yatyordu. Vitka, ayn zamanda temel eylerden hibir
zaman uzaklamaz, insanlar, Topluluun bir paras olarak ele almay
ve onlar bu ereve iinde zmlemeyi ok iyi bilir, bylece kmeyi
kolayca tanmay baarr, on oluturan bireylerin eilimlerini, zel
liklerini ve zgn niteliklerini hemen belirleyebilirdi.
2. Mitka Jeveli eski dostumuz ve gerek Goki ruhunun en baanl,
en sevimli ve en gzel temsilcisi Mitka, Mitka sevindirici bir gelime
gsterdi; dik duran ba, ileriye bakan elmas gibi parlak, kara ve azck

NC MFREZE

:
i

237

ehla gzleriyle arbal bir delikanl haline geldi. Mi&a'nn ateli


konumasna, konuurken beklenmedik anlarda ksa ve z hareketler
yapmasna yknen, onun gibi tertemiz giyinmeye, onun git yrmeye
zenen, Toplulua kar gsterdii kkl, sarslmaz, ama aym zamanda
aka ve glmelerle bezeli balla hayran olan bir yn yeniyetme vard
Toplulukta mutlaka. Mitka, Kuryaj'a tanmamz olayna, ok nemli
bir deiiklik gzyle bakyor, bunun siyasal neminin ok byk
olduuna inanyordu.
3. Mikhail Ovarenko. zellikle parlak bir ocuk deildi Mikhail,
ama esiz bir iiydi; Topluluun karlarm savunma konusunda elinden
geleni ardna koymayan, gayretli bir ocuktu. Mitka'nm gemii Arap
sa gibiydi, yle ki, kendisi bile bandan geenleri sraya koyup anlatamyordu. Sovyetler Birliindeki kasabalarn hemen hemen hepsinde
oturmu, ancak bunlardan hibiri, onun bilgi ve gelimesine bir katkda
bulunmamt. Daha ilk gnden Toplulua k oldu; ve, diyebilirim ki,
ona hi ihanet etmedi, hibir yanl davranta bulunmad. Mia'nm
elinden her ey gelirdi, ancak hibir konuda usta deildi, nk ne bir
torna tezgah banda belli bir sre kalabilir ne de belli bir yerde durup
bir iin sonunu getirebilirdi. Ancak, stn bir ynetme yetenei vard
onda, bir mfrezenin yapaca ileri, ya da toplanma tanma gibi ileri
ok iyi rgeyebilirdi; eline abuktu; baarszla urad hemen
hemen hi grlmemiti. alrken, ok ciddi ve byk iler yapyor
pozlarnda homur homur homurdanr, durmadan sylenir, barp
arrd; ancak bunlar hi kimseyi incitmezdi, nk bartlarnda,
Mia'mn hep iyi niyetli aptallnn ve bitmez tkenmez akaclnn
ho tad bulunurdu. Mia Ovarenko, Topluluktakiler arasnda en gl
kiiydi, Silanti Otena'tan bile glyd o; ve Volokhov, Mia'y
mfrezeye alrken, onun zellikle bu niteliini dikkate alm olsa ge
rekti.
4. Kuryaj'a tanma ve yerleme sreci iersinde Topluluun en gl
yesi olduunu kantlam olan Deni Kudiati. Bir genel toplantda,
Kudlati sz alp da birinin adm syledi mi, o kiinin bandan ou kez
bir kazan kaynar su boalmtr. nk Kudlati'de, bir inam son derece
adal, gzel ve alacak lde yerinde szlerle amurun ortasna atma,

238

YAAM YOLU n

sonra da onu bataklktan ekerde Topluluktan karlmasn kanlmaz


hale sokma yetenei vard. Bu sanat ok inandrc ve hakszlk
sulamalarna meydan vermeyecek biimde yapyordu. Son derece akll,
sulamalanmnsa ykc denebilecek denli ar oluu, ona bsbtn
korkulacak kii nitelii kazandryordu. Topluluun, ok yararl bir ey
olduunu, kopmaz biimde birbirine kaynam sarslmaz bir kurulu
olduunu kabul ederdi. Topluluu, iyi bir onarm grm, gzelce
yalanm, inam rahat rahat binlerce kilometre tayabilecek bir iftlik
arabas olarak grrd; arabadan inmek gerektiinde, inecek, bir iki damla
ya damlatp bir iki eki salladktan sonra gene binecek, tngr mngr
bir kilometre daha gidecektiniz. Kudlati, grn bakmndan korkun
lde Kulak'a benziyordu ve tiyatromuzda hep Kulak rolleri oynama
geri ama, Genlik Kolu'nu ilk rgtleyen ve onun en etkin alan olan
Kudlati'ydi. Gerek bir Gorki'liydi o, bouna konumaz, gereksiz tek bir
sz sylemezdi. Karsndaki konumacy sessiz bir isyanla dinler, uzun
konumalar karsnda dpedz lgna dnerdi.
5. zel ncnn komutan, Evgenyev'i "belalTlara tuzak olarak
semiti. yi bir Genlik Kolu yesi, neeli, salam bir yoldat ama
konumas ve tavrlar, sokaklarda ve slahevlerinde geirdii frtnal
gnlerinin izlerini tayordu; iyi bir oyuncu olabilecei gibi, gerektiinde
adamna gre, helkesin anlayaca dilde konumakta glk ekmez
di.
6. Genlik Kolu'nda, Koval'm sa kolu olan Jorka Volkov'a, zel
mfrezemizde Siyaset Komiseri ve yeni tzmzn yaratcs olma
grevi verilmiti. Jorka, anadan doma politikacyd yani hrsl, gvenli
ve kararl bir ocuktu. Koval, onun iin yle diyordu: "Jorka onlarn
- siyasal damarlarna basar. Gebermeyesiceler, emperyalist ada
yaadklarm sanyorlar! Hem, kavga etmek gerekirse de, Jorka'nn elleri
armut toplamaz."
7. ve 8. Gen kuan temsilcileri olan Toska Solovyov ve Vanka
elaputin. kisinin de salar dalgal, ikisininki de gzelce taranmt her
zaman. Toska'nnkiler kumral, Vanya'nnki ise kestane idi. Toska biraz
yakkl, yznden genlik taan bir delikanl, Vanyaysa bask burunlu,
ablak suratl bir ocuktu.
9. ve sonuncu ye, Kostya Vetkovskiydi... Toplulua yldrm hzyla,

NC MFREZE

239

hibir ey olmam gibi ve de i gezisinden geliyormu havalarnda dnd.


Hareketimizden gn nce geldi Kostya; zayflam, beti benzi sol
mutu. Utanmr grnyordu. ocuklar ona kar biraz ekingen dav
randlar, yalnz Lapot taklmadan duramad.
"Eee, Kafkaslardaki o dar geide, 'Tanr Geirsin' Boazma gittin
mi bakalm?"
Kostya yenilgiye teslim olmu bir tavrla glmsedi.
"Yok! O konu kapand!
Yazk!" dedi Lapot "O geberesi boaz orda bou bouna m du
ruyor yani?"
Volokhov gzlerini kst, Kostya'ya tatl tatl bakt.
"Demek dnyadaki iyi eyleri tatmakla geirdin vaktini ha?"
Kostya artk kzarmadan yantlad onu:
"Ah, ne demezsin!
: Syle bakalm yemek stne soukluk olarak ne tatl istiyor
sun?"
Kostya bir kahkaha att.
"Komutanlar Kurulunu bekleyeceim herhalde, dedi. "Tatl yapmada
ustadr onlar, geri, aclarda da aa kalmazlar!"
Volokhov ciddileti, "Senin yemek listenle uraacak vaktimiz yok,"
dedi. "Sen beni dinle, Alyoa Volkov'un topuu yara olmu, pek
yryemiyor. nc mfrezeye onun yerine sen gir istersen, ne dersin
Lapot?
Bence iyi fikir.
Peki ya Kurul?
Skynetim ilan ettik imdilik, ileri Kurulsuz sonulan-dnyomz."
Bylece, Kostya'nn da bizim de beklemediimiz bir biimde, herhangi
bir ilem ya da "psikoloji oyununa gerek kalmadan nc mfrezeye yeni
bir eski ye katlm oldu. Kostya ertesi gn Topluluk giysileriyle
dolamaktayd.
van Denisovi Kirghizov adndaki yeni bir retmen de bizimle geldi.
Bu adam ayrlan van vanovi'in yerine almtm. Progovkada,
eitbilime kendimi adam olmasyla dikkatimi ekmiti. Sradan bir
gzlemciye gre, yalnzca bir ky retmeniydi van Denisovi, ama

240

YAAM YOLU H

aslna bakarsanz, Rus yaznnn, uzun srelerdir ve de byk abalarla


arayp durduu bir kahramann ta kendisiydi. Otuz yanda, nazik, akll,
dingin grnml, ve her eyden nemlisi ok alan, iten ylmayan
bir adamd. Rus romanlarnda, bu sonuncu nitelikle vnecek kahraman
da yoktur, rgat da! van Denisovi'in yapamayaca hibir ey yoktu ve
bu adam her an, mutlaka bir ile uramaktayd. Bununla birlikte, uzaktan
bakldkta, zerine bir i daha yklabilirmi gibi gelirdi insana. Yakn
bir gzlem, uralarna hibir eyin eklenemeyeceini gsterirdi size,
ancak gene de dilinizi tutamaz, azck kzararak da olsa ona yeni bir i
sylerdiniz.
"van Denisovi, ey... fizik gerelerinin toplanp paketlenmesi ge
rek.
Bir kitap kutusunu balamak zere yere eilmi bulunan van De
nisovi, dorulacak ve glmseyerek yle diyecektir:
"Fizik aletleri mi? Evet evet, pekl! Birka ocuk alrm, be dakika
srmez."
Siz, utanm bir halde oradan uzaklarken, van Denisovi,
acmaszlnz oktan unutmu, yanndaki birine tatl tatl unlar
syle-mektedir:
"Git birka delikanl al da gel, haydi benim aslanm!"
Harkov'a vardmzda sabaht. Halk Eitim Mdrlnden Mfetti
Yuryev karlad bizi. Gler yz, mays sabahnn parlak gnei ve bizim,
savama bir an nce balamaya can atan istekli ruhlarmzla tam bir uyum
iindeydi. Herkesin omuzuna vurarak aramzda dolat.
"Gorki'liler bunlar demde! Gzeel! Lyubov Savelyevna da burada
ha! Vay vay vay! ocuklar Rizhov'a trenle giderler, ordan sonras iki
admlk yol, iki kilometrecik. ayrlardan kestirme gidebilirsiniz. Ama
herhalde asmzdr, nce bir eyler yemek istersiniz? Yoksa Kuryaj'da
yiyelim mi diyorsunuz?"
ocuklar bana umuda, Yuryev'eyse alayl baklarla baktlar. Kabarm
olan savama ve serven damarlar, onlan ok duyarl hale getirmiti;
imdi, elektrik ykl duyargalarn, Harkovdaki ilk ilgin nesneye,
Yuryeve doru uzatm, tetikte bekliyorlard.
"ey, bakn," dedim. "Bizim zel nc, Goki Topluluunun bir eit

NC MFREZE

241

baskn birlii saylr. Biz otomobille gideceksek, ocuklarn da otomobille


gitmesi gerekir. ki araba buluruz herhalde, ha?"
Yuryev sevinle srad.
"Gzeel! diye haykrd. "Vay canna! Bunlar her eyi kendi
yntemlerine gre yapmak istiyorlar! Ne harikulade deil mi? Tamam!
Halk Eitim Mdrl hesabna bir otomobil tutacam. Bir de ne,
biliyor musun? Ben de onlarla, ocuklarla ayn arabada gideceim!"
Volokhov, dilerini gstererek glmsedi, "Haydi, buyrun yleyse,
dedi.
Harika! Harika! Haydi, gidelim yleyse!.. Gel gidip arabalar
bulalm.
Volokhov, "Sen onunla git, Toska!" buyruunu verdi.
Toska, selam durdu, "Tamam!" diye sevinle bard. Yuryev,
Toska'ya bakakald, sonra ellerini ovuturdu, olduu yerde dans eder
cesine dnd.
"Vay cannal Bylesini grmedim!" dedi, sonra ayn szckleri bir
kez daha nledi.
Koaradm meydana doru ilerlemeye balad, bir yandan da arkasn
dnp Toska'ya bakyordu. Elbet Toska, istasyonda zp zp zplayarak
zel ncnn bir yesi olduunu unutacak, mfrezenin onurunu ze
deleyecek deildi.
Bizimkiler ksaca baktlar. Gorkovski, fsldayarak sordu:
"Bu garip adam da kim?
otomobil, bir saat iinde Kuryaj tepesine kt, eski kilisenin ykk
duvar ardna yanat. st ba dklen, temiz olmaktan ok uzak birka
cisim arabalarmza don tembel tembel hareket etmekteydi; uzun partal
pantolonlarnn ulan artlarnda srklenmekteydi. Gorki'lilerin bir yarg
gibi dimdik, bir defter yapra gibi tertemiz grnmleri, kimsede bir
merak ya da ilgi uyandrma benzemiyordu.
Bize kar duyduktan dmanl apak dile getiren gzlerle birbirine
bakan iki retmen yaklat.
"Bunlan nereye koyacaz," diye sordular, sonra bana dnerek,
retmenler odasna bir yatak koyarz, siz orda yatarsnz," dedi.
"ocuklar da yatakhanelerde kendilerine yer bulurlar.
nemi yok, yatacak yer kolay. Mdrnz nerede?"

242

YAAM YOLU H

Mdrn kente indii anlald. Onun yerine benek benek ya le


keleriyle bezenmi ak boz bir pantolon giymi biri, stne dmeyen
bir grevi yerine getiriyor diye nazlanmay brakp bize Topluluu
gezdirmeye raz oldu. Burada, benim grp bilmediim yeni bir ey yoktu.
Yuryev de byle gezip tozmaya merakl deildi; Jurinskaya, dalgn bir
suskunluk iinde ordan aya gidiyordu, ocuklarsa, resmi rehberlerini
yoluna yollam, kendi ilerini kendileri gryor, Toplulua yle bir
gz atyorlard. van Denisovi, acelesiz admlarla onlarn peinden gi
diyordu.
Kalabuda, elindeki sopay gkyznde eitli noktalara doru sallyor,
ne denli iyi bir rgt olduunu ayrntlaryla anlatp, eski gnlerini
anarak, Kuryaj'daki servetin listesini yapyordu ancak listedeki eylerin
tek bir ad vard: avdar.
ocuklar, aknlk iinde dnp geldiler. Kudlati'nin yz, bana yle
sylyordu sanki: "Byle bir belay banza nasl sararsnz, Anton
Semyonovi!
Mitka Jeveli'nin gzleri fkeyle alev alevdi, ellerini cebine sokmu,
yukardan yukardan bakyordu sama soluna. Bu aalayc hareketi,
Jurinskaya'mn gznden kamad.
"Burdan holanmadnz galiba ocuklar, ha? diye sordu.
Burada bir hayli boks ma yaplacaa benzer!"
Lyubov Savelyevna'nn yz birden bembeyaz kesildi, "Ne demek
istiyorsunuz?" diye sordu.
Volokhov, birden uzand, aya plak, ba apkasz, uzun bir ceket
giymi, esmer, elimsiz bir kk ocuun yakasn iki parmayla tutarak,
Jurinskaya'mn nne ekeledi ve "Bunlar biraz okayacaz ite, dedi.
unun kulaklarna bakn!"
ocuk, aresiz dnd. Kulaklar gerekten grlmeye deerdi; kirden
simsiyah olmulard. Bu grlmedik bir ey deildi, ancak, bu siyahln
zerinden bir hayli zaman gemi, o kirler nice gnler grm geirmi
olsa gerek ki, kulaklarn zerinde parlak bir kabuk oluturmulard. Bu
kadarla yetinmeyen kara mein paralan, yer yer krmz kan, syrk ve
yara lekeleriyle sslyd.
"Kulaklarna ne oldu?" diye sordu Jurinskaya.
Kk, ekingen ekingen glmsedi, bir bacam tekine srtmeye
balad. Bacaklarnn durumu, kulaklannnkine uyuyordu.

NC MFREZE

243

"Uyuz, diye mrldand.


lmekten korkmuyor musun? diye sordu Toska.
Neden korkaym, hepimiz byleyiz, daha kimse lmedi."
Nedense etrafta ocuk grnmyordu. Darmadank olan dinlenme
elenme salonunda, tkrklerle kapl merdiven basamaklarnda, plerle
kapl yollarda birka dalgn grnt kmldamaktayd. Sinek pislikleriyle
kapl pencere camlarndan, gne nlarnn bile szamad yatakhaneler
de yle bombotu.
"ocuklar nerde?" diye sordum.
Nbeti retmen, kmseyici bir tavrla bam te yana evirirken,
dileri arasndan u szckleri tslad:
"Ne sama bir soru."
On be yalarnda, ablak yzl bir ocuk peimizden geldi.
"Eee, yaamndan honut musun bakalm, evlat?" diye sordum ona.
Kuryaj'daki tm yzler gibi ykanmam olan kk zeki yzn kaldrp
bana bakt.
"Yaam m?" diye yantlad beni. "Buna yaamak denmez ki! Ama
sylentilere baklrsa iler yaknda yoluna girecekmi, don mu?
Kim sylyor bunu?
ocuklar. Her ey deiecek diyorlar, ama bir de, kck bir ey
iin sopa yiyeceimizi sylyorlar.
Sopa m? Neden?
Hrszlan dvyorlar. Bunla ok hrsz var.
Sen neden yzn hi ykamyorsun?
Nasl ykayalm? Su yok! Motor bozuk, suyu pompalamak ola
naksz. Sonra, havlu yok, sabun yok...
Vermiyorlar m?
Eskiden verirlerdi... Ama her ey alnd. Bunda her ey alnyor.
imdi bizim depoda hibir ey kalmad...
Nasl oluyor bu?
Bir gece depoya girdiler. Asma kilitleri knp her eyi aldlar.
Mdr ate edeceim dedi...
Eee?
Ee, etmedi ki. 'Ate edeceim!' dedi, ocuklar da 'Haydi ne du
ruyorsun!' dediler. Ama mdr tetii ekmedi, milis askerlerini ard
yalnzca...

244

YAAM YOLU n

Askerler ne yapt peki?


Bilmiyorum.
Sen depodan bir ey aldm m?
Yok, almadm. Kendime bir pantolon alaym dedim, ama byk
ocuklar benden nce gitmi, ben gittiimde, yere frlatlm anahtarlardan
baka bir ey bulamadm.
Bu i ne zaman oldu?
Kn.
H-mmm... Senin adn ne?
Pyotr Malikov."
Okulun bulunduu yne dndk. Yuryev, ocukla aramzda geen
konumay sessizce dinlemiti. Kalabuda biraz geride kalm, ilgin,
elenceli kiilerin kokusunu almakta usta olan Gorkililer tarafndan
sarlmt. Kalabuda, kzl sakalm havaya kaldrm, kaim bastonunu
ardnda srkleye srkleye ocuklara hasattan sz ediyordu.
Okula girdik. Daha nce, ocuklara Yardm Komitesi tarafndan
onarlm bir manastr hanym buras. Toplulukta, iinde yatakhane
bulunmayan tek bina buydu. ki yannda dar uzun dersliklerin sraland
uzun bir koridor vard. Okulu neden buraya kurmulard acaba? Bu odalar,
yatakhaneden baka bir ie yaramazd ki.
Duvarlar poster ve kt ocuk resimleriyle kapl bir derslii, nc
Kesi diye bize gsterdiler.
Anlalan, mfettiler, komisyonlara gstermek iin, ve de ss olsun
diye "demilerdi bu derslii. nk, anahtarlar bulunup da nc
Kesi alncaya dek yanm saat beklememiz gerekti.
Dinlenmek zere bir sraya ktk. Benim delikanllar kendilerine
gelmilerdi. Vitka, arkamdan kulama eildi ve unlar fsldad:
"Anton Semyonovi! biz bu odada yatalm. Hepimiz bir odada. Ama
sakn yatak istemeyelim! Vck vck bit dolu hepsi, bir grseniz!
Jeveli de Vitka'nn zerinden bana eildi.
"Buradaki ocuklardan bazlar fena deil. Ama retmenlerinden
nasl nefret ediyorlar, bilseniz! Bir eyler yapmazsanz onlar
altramayacaksnz bana kalrsa...
Ne gibi eyler?
Biraz ktek yani."

NC MFREZE

i
\

i
r
I
>
;
i
i

245

Topluluu nasl devralacam konusu grlecekti. Mdr, somnda


bir taksiyle kasabadan dnd. Onun o donuk, renksiz yzne baktm;
bylesine sefil bir yaratktan zaten bir ey beklenmemeliydi, diye
dndm. Bylesine sefil bir yarat bu kutsal greve kim atayabilirdi
ki?
Mdr atp tutmaya, fke gsterileri yapmaya balad ve Topluluun
en ksa zamanda bize teslim edilmesi gerektiini, yoksa baa gelecek
ilerden kendisinin sorumlu tutulmayacan syledi.
"Ne demek yani 'sorumlu tutulmamak?' diye sordu Yuryev.
u demek: ocuklar ok tehlikeli bir gerilim iinde, olay karmak
iin bahane aryorlar, an davranlarda buhunabilirler. Biliyorsunuz
ki ou silahl...
O tehlikeli gerilim nerden gelmi acaba? dedim. "Bu sizin eseriniz
olmasn?
Benim eserim ha? Gzleri kr deil, ortalkta neler dndn
gryorlar elbet. Siz onlan aptal m sanyorsunuz, her eyi biliyorlar.
rnein neyi?"
Mdr, ok nemli bir kii havalarnda, "Balanna gelecekleri biliyorlar anlayacanz," dedi. Sonra burnunu daha da havalara dikerek
birden pencereden dan bakmaya koyuldu. Bu davranyla ocuklann
yzmze bakp ne mal olduumuzu anladm, bu yzden barut fsna
dndklerini sylemek istiyordu szm ona.
"Mendebur herif!" diye fsldad Vitka kulama. "Namussuz!
Sen sus, Vitka!" dedim ve mdre dndm: "Topluluun teslim
edilmesinden nce ya da sonra grlebilecek an davranlarn sonucundan siz sorumlusunuz, dedim ona. "Topluluun teslim edilmesi
iine gelince, tm ilemleri bir an nce tamamlayp hemen almaya
balamaktan baka bir ey dnmyorum u anda."
Devir-teslim iinin ertesi gn saat ikide yaplmasna karar verildi.
Toplulukta alan herkesin yalnz retmenler krk kiiydi iine
son verildii ve lojmanlarn gn iinde boaltlmas gerektii akland.
Kiisel eyalarn tanmas iin aynca be gnlk sre tannd.
"Levazm mdrnz ne zaman geliyor? diye sordu mdr.
Levazm mdrmz yok, dedim. "Saymz denetlemek iin
rencilerimizden birini grevlendireceiz."

246

YAAM YOLU H

Mdr birden babaland, "Bir rencinin denetiminde saym yapmam


ben," diye kkredi.
Bu aptallklar beni fkelendirmeye balamt artk. Zaten saylp
teslim edilecek bir ey de yoktu.
"Siz bana baksanza! dedim. "Aslnda saymm, imzaym, umu
rumda deil! Kt-kalem beni ilgilendirmiyor. Tek derdim, hepinizin
gn iinde burdan toz olmanzdr, tamam m?
Haa, iinizi bozarz diye korkuyorsunuz, yle mi?
Nasl da bildiniz!"
Bu hakaret mdrn arna gitti, kalkt, hzl admlarla kapya doru
yrd. Nbeti retmen de onu izledi. Adam kapda durdu ve u byk
laf etti:
"Biz iinize karmayacaz, srada bekleyenlerden bize frsat kalmaz
naslsa."
ocuklar gld, Jurinskaya gs geirdi, Yuryev, utand, ve bunu
gizlemek iin pencere pervaznda bir eyi inceliyormu gibi yapt bir sre.
Yalnz Kalabuda pek oral olmad, duvardaki afilere bakyordu.
"Eh, biz gidelim artk," dedi. "Yarn gene urarz, deil mi, Lyubov
Savelyevna?"
Jurinskaya alamakl gzlerini bana evirdi.
"N'olur gelmeyin, dedim.
Neden?
Gelip de ne yapacaksnz? Bana bir yardmnz olamaz, konumaksa
vakit ziyanndan baka bir ey deil."
Yuryev biraz krgn ayrld. Lyubov Savelyevna ocuklarn da benim
de ellerimizi ayr ayr skt, "Korkmuyorsunuz, deil mi?" diye sordu,
boyuna.
Kente gitmek zere ayrldlar.
Biz baheye ktk. Anlalan yemek datlyordu, nk ocuklar
bor tencerelerini mutfaktan yatakhanelere tamaktaydlar. Kostya
Vetkovski, glerek kolumu drtt, bayla ilerdeki ocuklar gsterdi:
Mitka'yla Vitka ellerinde tencere bulunan iki Kuryaj'hy durdurmu
konuuyorlard.
"nsan byle mi yapar?" diye babalanyordu Mitka. "Ne garip
adamlarsnz be! Siz hi terbiye grmediniz mi? Dadan yeni mi indiniz
yoksa, ha?"

NC MFREZE

247

nce bu sorularn asl nedenini anlamadm. Kostya, ekmek tayan


ocuun kolunu tutmu kaldryordu. Koltuunun altndaki ekmein
kabuu didik didik yenmiti. Kostya ocuun kolunu yana ekerek havada
sallad, gmlein kolu, vck vck bor orbasna bulanmt. Sallandka
yere lahana ve pancar paralan dyordu.
"uraya bakn!" diye glmeye balad Kostya. ocuun skl
yumruunda bir lokma et olduu anlalyordu. Biz de kendimizi tu
tamadk, glmeye baladk.
"br elinde ne var?
Ayn ey," dedi Mitka, hl glyordu. "Tencereyi tarken yolda
etleri ayklyorlar." Sonra ocua dnd. "Sende hi utanma yok mu be
aptal! nsan hi deilse kollann svar! dedi.
Bunlardan ekeceimiz var, Anton Semyonovi!" dedi Kostya.
Benim ocuklar drt bir yana dald. Tatl mays gnei, manastnn
bulunduu tepeye eilmi, onu kucaklyordu, ama tepede hibir
glmseme belirtisi, gnein bu selamn aldn gsteren hibir iaret
grlmyordu. O anda bana yle geldi ki, dnya, saydam, yatay bir
tahtayla ikiye blnm, yukarda gkyz var, mis kokulu havayla,
gnele dopdolu, masmavi bir parlaklk iinde. Kular uumakta, dingin,
grkemli bulutlar yava yava dolamakta. Gkyznn yere yaklat
uzaklklarda, kme kme kulbeler, insan aran ormancklar ve kvnla
kvrla akan, neeli bir ocuun kordelasn andran bir rmak grlmekte.
Siyah, yeil, ve pas renkli tarlalar, bir bayrama hazrlanm gibi sra sra,
dmdz ve de gzel gzel serilmiler gnein altna. Btn bunlar belki
iyi, belki de ktyd, kim bilir... Ama insan bakmaktan holanyordu
bu grnme, sade, ekici bir tabloydu bu ve insan, bu duru mays
gnnn bir paras olmaya anyordu. Ayaklarmn altndaysa Kuryaj'm
kirlenmi topraklan uzanyor, ter kokularn, gnnk kokulann imi,
bceklerle vck vck dolu eski duvarlar ykseliyordu; baboluun,
kimsesizliin ve serseriliin kiri, irin olmu akyordu sanki deliklerinden.
Hayr hayr, dnya dediimiz bu deildi, baka bir eydi buras, birinin
uydurduu deiik bir ey...
Ben bunlan dnrken kimse yanma yaklamad; ancak imdi
evrede birka Kuryaj'l grnyordu. Uzaktan beni izliyorlard. Ya
takhanelere girdim. ok yatakhane vard. Aslna bakarsanz, saysz
kulbe, ev ve bina arasnda yatakhane olmayan tek bir yer gremiyordum.

248

YAAM YOLU H

imdi yatakhaneler ocuk doluydu. Krpnt ynlar zerinde, ya da


dpedz karyolalarn tahta ya da demirleri zerinde oturuyorlard. Orada
oturmu, ellerini bacaklarnn arasna tkm, yediklerini sindiriyorlard.
Baz ocuklar bit ezmekteydi; baz kelerde iskambil oynayan kmeler
grlyordu; ise bulanm simsiyah tencerelerden souk bor orbas
tknanlar da vard. Hi kimse ban evirip de bana bakmyordu; ben
bu dnyada yoktum onlara gre.
Yatakhanelerden birinde, eski bir Niva dergisindeki resimlere bakan
birka ocuk grdm. ardm.
"ocuklar," diye sordum, "yastklarnza ne oldu sizin?"
Btn yzler bana dnd. Sivri burunlu bir ocuk, alayl bir aknlkla
gzlerime bakt:
"Yastk m dediniz? Siz Makarenko Yolda olsanz gerek! yle
mi?
yle.
Ve yle dolap saa sola bakyorsunuz, ha?
Evet, yle yapyorum. Yarn saat ikide...
Evet, yarn saat ikide, diye szn kestim. "Ama benim soruma
yant vermedin tyastklarnz nerde?
Yant istiyorsunuz, ha? Verelim yleyse, ha?"
Gel anlamna takl tatl ban sallad, ve yrtk prtk, pis dek
zerinde bana yer at. Oturdum.
"Adn ne senin? diye sordum.
Vanya Zayenko.
Okuman yazman var m?
Geen yl drdnc smfa gidiyordum, bu ksa... Herhalde bi
liyorsunuz, okul almad.
Anlald. Eee, yastklar nerde?"
Vanya'nm gri gzlerinde alayl bir imek akt, yoldalarna yle
bir bakt ve masann zerine oturdu. Partal, rengi artk anlalmayan
izmesi dizime dayanyordu. tekiler de yatan yanma tler. Yu
varlak yzl Malikov'un da aralarnda olduunu grdm birden.
"Demek sen de burdasn, ha!
Hmmm... Bizim takm bu. u Timka Odaryuk, u da lya Fonarenko."

NC MFREZE

249

Timka dedii kzl sal, illi yzl bir ocuktu; gzlerinde kirpik
olmad gibi, glmsemesinde de herhangi bir nyarg sezilmiyordu.
lya dolgun yzl, soluk benizli, yz gz sivilce iinde bir ocuktu;
ancak dzgn gzkapaklannn evreledii el gzleri ok gzeldi. Vanya
Zayenko yoldalarnn balan zerinden hemen hemen bombo olan
yatakhaneye bakt, sonra sesli bir fsltyla gizli bir kkrtma tasarsn
aklar gibi konumaya balad:
"Yastklarn nerde olduunu renmek istiyorsunuz, yle mi? Hemen
syleyeyim: Yastk matk yok, dpedz yok!"
Bunlar syler sylemez ellerini iki yana at, parmaklarm da yayarak
bir kahkaha kopard.
tekiler de glmeye baladlar.
"Biz ok neeliyizdir," dedi Zayenko, "her ey gln nk. Burada
| hi yastk yok. Bir zamanlar vard... Sonra... pat-kt... Kalmad!"
:
Gene bir kahkaha att.
"Kzl sal dilber bir gece ban yasta koymu, uyumu; ertesi sabah
kalktnda bann alt bomu... Paat! Yastk gitmi!"
Zayenko, glmekten kslan neeli gzlerini Odaryuk'a evirdi.
Gldke daha ok arkaya yaslanyor, baca dizime daha ok dei
yordu.
"Diyeceksiniz ki: yastk istiyorsanz, her eyin bir dkmn yap
manz gerek, diyeceksiniz, deil mi Anton semyonovi? Her ey bir bir
saylmal, ve kda dklmeli, yle deil mi? Ve bu eyalarn kimin
zimmetinde olduu belirtilmeli... Ama burada brakn yastklar, in
sanlarn hesabm bilmiyor ki kimse? nsanlar bile saymyorlar burda!
Kimse saymyor, hi kimse!
Nasl olur?
Gayet basit! saymyorlar, bilmiyorlar, o kadar! Kimse kalkp da
lya Fonarenko diye birinin burada yaadn bir kenara yazd m
sanyorsunuz? Hayr. Bunu bilen bile yok! Beni de kimse tanmyor!
Benim gibi pek ok kii var, hepsi de burada yayor, sonra kalkp gidiyor,
baka yerde oturuyorlar, sonra gene dnp geliyorlar. Timka'y buraya
birisinin gnderdiini mi sanyorsunuz? Hayr, ona uraya git diyen
olmad! Geldi, burada yaamaya koyuldu.
Demek buradan holanyor?

250

YAAM YOLU O

Yok canm! ki hafta oluyor geleli. Bogodukhov Topluluundan


kam. Goki Topluluuna gitmek istiyordu.
Bogodukhov'dakiler Gorki Topluluunu tanyor mu peki?
O-hooo, hem de nasl! Herkes tanyor Gorki'yi! Bilmeyen var
m!
Peki neden bakalar da istememi?
Eh, biliyorsunuz, zevkler tartlmaz, bazlar sk-dttzenden ho
lanmaz. Sizin Topluluk ok skym diyorlar; borazan alyormu, herkes
koarak geliyor, selam akyormu! Sonra sol, sa, sol sa! Tamam m?
Sonra iba! Baz ocuklar bu gibi eylerden holanmazlar."
Malikov sze kart, "Hepsi kaacak, dedi.
Kim, Kuryaj'llar m?
H-mmm. Kaacaklar. lk frsatta hem de. 'Sen makarenkoyu
bilmiyorsun,' diyorlar. 'Biz alp duracaz, o aferin alacak, yama yok!'
byle diyorlar. Hepsi kaacaklar.
Nereye peki?
O-hoo, yer mi yok! stediin Toplulua girersin, n'olacak.
Sen ne yapmay dnyorsun?
Eee, biz baka! dedi Zayenko yan aka. "Bak, bu bizim takmdr.
Drt kiiyizdir. Bizim zelliimiz ne, biliyor musun? Biz, almayz.
almaktan holanmyoruz nk, bu kadar! Ama Timka... Ama o bile
kendisi iin bir ine almaz... Hepimizi dnr..."
Timka'nn yz mahup bir ocuunki gibi kzard. Yatan zerinde
konumunu bozmadan ksk, utanga gzlerini bana evirmeye
abalad.
"Eh, haydi hoakaln..." dedim. "Sizinle anlaacaz kukusuz..."
Hepsi, glmseyerek "Hoakaln!" diye yantladlar beni.
Yoluma devam ettim. Drt kiiyi kazanmtm! Ama daha iki yz
yetmi alt, belki de daha ok ocuk vard. Zayenko doru sylyordu
herhalde burada saylmam, deftere yazlmam bir yn ocuk
yayordu kukusuz. Bu says belli olmayan korkun topluluun varln
dnmek birden rktt beni. Bylesine belal bir ie atlma aptalln
nasl gstermitim? Yalnzca kendi baarm deil, koca bir Topluluun
yaamn da tehlikeye atm oluyordum, bunu nasl yapabilirdim? 280
says, bir kt zerine yazlm rakamdan baka bir ey deildi, bu

NC MFREZE

251

say gzm korkutmam, gcmn onlara yeteceim dnmtm;


ama bugn, bu iki yz seksen says, bir avu ocuktan oluan kck
mfrezemizin evresinde, le gibi pis bir yerde saa sola yaylan ocuklar
halinde ortaya knca, midemin boluunda, garip bir kme duygusu,
ve dizlerimde beni gereklen telaa drebilecek bir geveklik, bir
zayflk duymaya baladm.
Bahenin ortasndan kiinin bana doru yaklatm grdm. On
yedi yalarnda gsteriyorlard. Salar dzgnce taranmt dorusu.
Ayaklarndaysa doru drst izmeler vard. Aralarnda kzl sal olan,
yeni denebilecek kahverengi bir ceket, ceketin altmaysa, buruuk, lekeli
olmakla birlikte gerek bir gmlek giymiti. Birinde de deri ceket, bir
ncde, temiz, beyaz bir gmlek gze arpyordu. Kahverengi ceketlisi
ellerini pantolon ceplerine sokmu, ban bir yana emi yryordu;
derken birden bir slk tutturdu, ve neeli bir Odesa trksn yzme
yzme flemeye balad. Dudaklarn yayarak dileri arasndan slk
alyor bu arada inci gibi beyaz dilerini gsteriyordu. ocuun iri, donuk
gzleri, kzlms, gr kalar vard. ki kii, kollarm birbirinin omuzuna
atm sigara iiyor, ve onun ardnda duruyorlard. Sigaralarm dileriyle
tutuyor, dillerini hareket ettirerek azlarnn bir kesinden tekine
geiriyorlard durmadan. Daha birka Kuryaj'l bize yaklamaktayd.
Kzl sala gen tek gzn kst ve yksek sesle:
"Demek Makarenko sensin, ha?" dedi.
nnde durdum, yzmden hibir ey belli etmemek ii byk bir
aba harcayarak, son derece sakin bir sesle yantladm onu:
"Evet, adm Makarenko. Senin adn ne?"
Kzl sal yant vermedi, gene azn yaya yaya slk ald; ksk
gzleri arasndan durmadan bana bakyor, tek ayak zerinde duruyordu.
Birden topuu zerinde dnd, omuzlarn hindi gibi dikti, sln hi
kesmeden yrmeye koyuldu; bacaklarn aa aa yryor, ceplerinin
derinliklerinde bir eyler tutmaya abalarcasna ellerini aa aa
daldryordu.
Arkadalar peinden gitti; elleri gene birbirlerinin omuzundayd,
kulaklar sau- edercesine bararak bir trk aryorlard:
Gen delikanllar...
Neeye bouldular...

252

YAAM YOLU H

evremde oluan kme, beni inceleme ilerini srdryordu.


Fsltlarn rahata duyuyordum:
"Yeni mdr bu," diyordu biri. Bir bakas buna fsltyla yant ve
riyordu:
Al birinden vur birine... Ne fark eder?
e nereden balamay dnyorsunuz, Makarenko Yolda?"
Saa sola bakndm, kara gzl gen bir kadn bana glmsyordu.
Burada kar beyaz bir bluz ve simsiyah boyun ba kuanm birini grmek
garibime gitti bir an.
"Adm Gulyaeva."
Adn duymutum. Terzi iliinde alan retmendi bu. Kuryajda,
parti yesi olan tek kiiydi. Onu grmek insan sevindiriyordu. Biraz
toplamaya balamt, ama gene de incecik beli, pnl prl siyah salaryla
insann gzn okuyordu; henz tkenmemi tinsel gler tadn
ele veren ho bir koku yayyor gibiydi.
"Gelin birlikte balayalm, dedim glerek.
Benim bir yararm olmaz ki! Nasl balanacan bilmiyorum
nk!
Ben size retirim.
Tamam, anlatk yleyse! Sizi kzlarn blmne armaya geldim.
Bize uramadnz. Kzlar sizi bekliyor. Tanmaya sabrszlanyorlar
dpedz! Onlarla biraz vnyorum... Bunda kzlar benim etkim altnda
kaldlar, Komsomol bile var aralarnda. Haydi, yryn!"
ki katl merkez binaya doru yrdk.
"retmenlerin deimesini istemekle iyi ettiniz," dedi Gulyaeva.
Hibiri, ama hibiri be para etmez! Beni de sepetlemeniz gerek.
Yook, sizin kalmanz kararlatrdm, yetkililere de bildirdim!
Yardmlarnza gveniyorum.
yi dnn, piman olmayasnz!"
Kzlarn yatakhanesi ok bykt; koca bir alanda altm yatak vard.
Her yatan zerinde, eski ve partal olmakla birlikte gerek bira-battaniye
grnce ardm; battaniyelerin altnda birer araf, hatta yastk bile
vard!
Kzlar gerekten bizi bekliyormu. Eski basmalara brnmlerdi
hepsi. Giysilerin hemen hepsi yamalyd. Kzlarn en by on be
yalarndayd.

NC MFREZE

253

"Merhaba kzlar, naslsnz?" dedim.


Gulyaeva, "te size Anton Semyonovi'i getirdim," dedi. "Tanmak
istiyordunuz."
Kzlar sessizce bize doru yrmeye baladlar; bir yandan da ya
taklarn zerindeki battaniyeleri dzlyor, selamm duyulur duyulmaz
Asltlarla yantlyorlard. Nedense bu kk kzlara mthi acdm, ve
ne denli kk ve nemsiz olursa olsun, onlar honut edecek bir eyler
yapma istei duydum. evremize toplanp, yataklarnn zerinde otur
dular, ekine skla bana bakyorlard. Onlara neden acdm bir trl
anlayamyordum. Yzleri solgun, dudaklar ylesine kansz grnd
nden mi, mahun bakl olduklarndan m, yoksa yamal elbise giy
diklerinden mi?.. Kzlar byle partallar iinde dolatnlmamal diye
dndm, yaamlar boyunca yaarlar bu yamalarn verdii duyguyu...
Ama kukusuz, yalnz bu nedenle acyor olamazdm onlara.
"Anlatn bakalm, neler yapyorsunuz ocuklarm, vaktinizi nasl
geiriyorsunuz?" dedim.
Kzlar azlarn amadlar, gzlerini de benden ayrmyor, yalnzca
dudaklaryla glmsyorlard. Birden bu ocuklarn salt dudaklaryla
glmeyi bildiklerini dndm. Gerek glmenin, glmsemenin ne
demek olduunu bilmiyorlard! Baklarm yzlerinde dolatrdm,
Gulyaeva'yla gz gze gelince durdum.
"Biliyor musunuz, bunca gn grdm, bunca deney yaadm, dedim,
"gene de burdaki gariplii zemedim... Anlayamadm bir ey var
burda..."
Gulyaeva kalarm kaldrd:
"Neymi o?" diye sordu.
O
srada, tam karmda oturan esmer tenli, dizlerini akta brakacak
denli ksa bir pembe eteklik giymi kk bir kz gzlerini gzlerimden
ayrmadan:
"Gorki'lilerinizi bir an nce getirseniz iyi olur," dedi. "Burda yaamak
bizim iin tehlikeli olmaya balad."
Birden o garipliin ne olduunu anladm: Bu kk esmer kzn
yznde, kmltsz baklarnda, dudaklarnn isteksiz hareketlerinde
korku vard, gerek, byk bir korku...
"Korku iindeler, dedim Gulyaevaya.

254

YAAM YOLU H

ok acl bir yaant sryorlar, Anton Semyonovi, ok


acl..."
Gulyaeva'nm gzkapaklar pembeleti, birden ban pencereye
evirdi.
"Neden korkuyorsunuz?" diye sordum kzlara. "Anlatn bana!
steledim. nce ekingen bir tavrla birbirlerinin szn tamam
layarak, daha sonra iyice alarak en ince ayrntlara dek anlatt kzlar
yaantlarn.
Yatakhanede bir dereceye kadar gvenlikte duyuyorlard kendilerini.
Baheye kmaktan korkuyorlard, nk olanlar pelerine dyor,
onlar sktryor, imdikliyor, laf atyor, ak sak svglerle rahatsz
ediyorlard. Tuvalete girdiklerinde bile kapy ap ieri dalyorlard.
Kzlar genellikle at, nk yemekhanede onlara yemek kalmyordu.
ocuklar yemekleri alyor, kzlan yatakhanelerine kovuyorlard. Ya
takhaneye yemek tamak yasakt, mutfakta alanlar buna izin ver
miyordu, ama olanlar onlan umursamyor, tencerelerle ekmekleri alp
gidiyorlard; kzlar bunu yapamyorlard. Yemekhaneye gidip bekliyor,
sonra da olanlarn her eyi temizledii, bir damla yiyecein kalmad
haberini alyorlard. Bazen biraz ekmek veriliyordu kzlara, o kadar.
Yemekhanede oturmak da tehlikeliydi, nk ocuklar gelip onlan
dvyor, orospu olduklann sylyor, daha ar svgler savuruyor,
kzlara az almadk svg szlerini retmeye abalyorlard. Bunlar
yetmiyormu gibi, olanlar, kzlardan satacak eya istiyor, kzlar vermeye
yanamaynca da yatakhaneye dalyor, ellerine geirdikleri battaniye ya
da yast kapp kasabada satyorlard. Kzlar amarlann yalnzca
geceleyin ykamaya cesaret edebiliyorlard, imdilerde o bile tehlikeli
hale gelmiti; olanlar amarhanede nbet tutuyor, anlatlamayacak
eyler yapyorlard. Valya Gorodkovayla Manya Vasilenko amar
ykamaya gitmiler, dnp geldikten sonra sabaha dek alamlar, sa
bahleyin de Topluluktan kamlard, kimse nereye gittiklerini bilmiyordu.
Kzlardan biri mdre ikayette bulunmu, ertesi gn tuvalete gittiinde
kz yakalam, yzne ey bulamlar... Tuvaletteki eyi... imdi hekes
her eyin deieceini sylyormu, ama baz olanlar "bunlardan bir
ey kmaz," diyorlarm, nk GoriciTiler sayca azm ve sepetlenmeleri
kolay olacakm.
Gulyaeva kzlan dinlerken gzlerini benden ayrmad. Glmsedim,

NC MFREZE

255

bu gen bayan deil de, yanaklarndan yuvarlanan gzyalar glm


setiyordu beni.
Kzlar kederli yklerini bitirdiklerinde, Smena adl olan bana ciddi
ciddi u soruyu sonlu:
"Bir Toplulukta byle eyler olabilir mi, syler misiniz?
Bana anlattklarnz, ok ayp, ok irkin eyler," diye yantladm
onu. "Bylesi onursuz davranlara hibir Topluluk asla izin vermez.
Birka gne kalmaz, burada her ey deiecektir. Mutlu bir yaantya
kavuacaksnz, kimse size zarar veremeyecek, bu giysileri de frlatp
atacaz."
Pencerenin iine oturmu san kvrck sal bir kz, dnceli bir
tavrla, "Birka gne kadar, ha? diye sordu.
Tam tamna on gn sonra," dedim kza.
Karanlk, kederli dncelerle ykl gece iyice yaklancaya dek sada
solda dolatm.
yz yamda, hemen hemen bir metre kalnlnda duvarlann
evreledii bu eski, yuvarlak alann ortasnda o biimsiz, ykk dkk
kilise duruyordu; bu iren, pis topraklarn her metre karesi, zararl otlar
gibi her yerde bitiveren eitbilimsel sorunlarla kaplyd. ler tutar yan
kalmam ve saaklarna dek gbreye batm ahrda, inekler kabilesinden
on iki kadar evde kalm diiye dknler yurdu grevi gren sr
ahumda, iftliin drt bir yannda, yllardr el dememi bir meyval
evreleyen ykk dkk parmaklkta, evremi saran her yerde, ama her
yerde kupkuru "toplumsal eitim" dallan ykseliyordu. ocuklarn
yatakhanelerinde, Toplulukta alanlarn bo evlerinde, odalarnda, klp
denilen yerlerde, mutfakta ve yemekhanede, bu dallardan ar, zehirli
meyvalar sallanmaktayd, nmzdeki birka gn iinde yutmak zorunda
kalacam meyvalar...
Bunlan dnmek beni fkelendirdi. Kendimi, 1920 ylnn lgn
frtnalan iinde grmeye baladm. nam kolayca sanveren, bastrlmas,
olanaksz bir kin duygusu doldu iime birden. u anda, yerimden bile
kmldamadan birinin, herhangi birinin yakasna yapmak, burnunu bu
le kokulu ynlara ve amurlara daldnp hemen harekete gemesini
istiyordum; ne eitbilim gryordu gzm ne de toplumsal eitim kuramlan, ne devrimci grevler gerekliydi u anda, ne de toplumcu hevesler,
dpedz saduyu, u bildiimiz, sradan, horgrlen sade insan itenlii

256

YAAM YOLU H

olsun yeterdi! Duyduum iddetli fke, bama gelecek olaylar karsnda


duyduum korkuyu, baarszlk korkusunu yok etti. Kzlara verdiim
sz, geirdiim o anlk kararszlk nbetini iyiletirmiti. Kendilerine,
on gn iinde insanca yaant vereceimi hi dnmeden sylediim
bir avu korkulu, sinik ve solgun kz, kendi bilincimin temsilcileri haline
gelmiti u anda.
Gece, yava yava kt. Toplulukta k yoktu. Manastr duvarlarna
acmasz, skntl bir karanlk indi, kilise binasna trmand. Serseriler,
yerden biter gibi kede atlakta beliriyor, tknacak bireyler kapp gece
ilerine yollanyorlard. Kahkaha duyulmuyordu burda, ezgiler, neeli
konumalar, sylemeler duyulmuyordu. Yalnz arada bir anlalmaz
homurtular ya da tembel azlardan kt belli, ve anlalan, olaan
saylan dalamalar geliyordu kulaa. Durmadan ayn svgleri dzen iki
sarho, yatakhaneye alan bir kapya varmaya abalyor, ama basamaklar
bir trl bulamyorlard. Kostya Vetkovski ve Volokof glgelerin youn
olduu bir yerde durmu, suskun bir aalamayla onlara bakyorlard.
KURYAJ GRENEKLER
Kuryaj mdr, lesi gn saat ikide, burnunu bir kan havaya dikerek
devir-teslim belgesini ve tm alanlarn km imzalad, bir at arabasna
binerek Topluluktan ayrld. Giderek gzden yiten kafasna dalgn dalgn
bakarken, bu adama, onun o grkemli baarsna gtpa ediyordum: Bir
ku kadar zgrd imdi Kuryaj mdr; ardndan deil sz syleyecek,
kk bir ta atacak biri bile yoktu.
Benimse kanatlarm yoktu; Kuryaj'n, lml insanlardan oluan bu
kalabal arasnda ar ar dolamak, bu arada mideme ve etlerime
vuran sanclara dayanmak zorundaydm.
Mays gnei, Vanya elaputin'i aydnlatmt. Bir prlanta gibi
parlyor, mahup mahup glmsyordu. Kilisenin duvarna aslm olan
bakr an da parlamaya can atyor olmalyd; ancak ok eskiydi, iyice
kararm durumdayd, gnein altnda donuk donuk srtmakla yetiniyordu.
stelik atlakt an; Vanya ne yapt ne ettiyse onu ie yarar hale ge
tiremedi. Genel toplant arlarn yapmak iin ortal nlatan bir an
istiyordu Vanya.

KURYAJ GRENEKLER

;
i
i

257

Bir sorumluluu istemeden stlenmek, bunun bir yk olduum


duymak, daha batan sama, yanl bir i... Byle duygular yeerten bir
sorumluluk insann her an iini kemiriyor. Byle bir yk omuzlarna
alm biri, kck nemsiz eyler karsnda nane mplla kesiliyor, l
gznde p buluyor sk sk bir keye oturup fkesinden kuduracak
oluyor... Bu fke, bu kez elaputin'in ald ann zerine asld: Bu
bouk seslerin Topluluun drt bir yanna ulamasn beklemek de ne
demek oluyordu?
Vitka Gorkovski, yanmda durmu, byk bir itenlikle yzmdeki
anlam zmeye abalyordu. Sonra baklarm manastr kapsndaki ana
evirdi; gzbebekleri karard, geniledi, yle ki o iki kara yuvarlaktan
bir yn imek akyormu, pek ok parlak fikir ya da eytanlk ban
uzatm saa sola gz ediyormu gibi geldi bana. Vitya ban arkaya
att, sessizce glmsedi, yz azck kzard, bouk sesiyle yle dedi:
"leri yoluna koyacaz evelallah!"
Koarak an kulesine gitti; bu arada yolda Volokhov'la bir yldrm
toplants yapt. Eski ann bouk bouk ksrmesini salamak iin koca
demiri iki kez zorlayan Vanya bir yandan glyor, bir yandan da
haykryordu:
"Neden kimse anlamyor? Biz burda an alp duruyoruz, kimsenin
umurunda deil! Bana msn diyen yok!"
Toplant salonu, eski kilise binasndayd. Demir parmaklkl yksek
pencereleri, iinde de iki byk sobas vard. Yarm ember biimindeki
altardaki tahtalarn rk krslkte zar zor ayakta durduu belli bir
masa bulunuyordu. Oturmann ayakta durmaya ye tutulacan tleyen
in ataszne kulak asan yoktu Kuryaj'da. yle olsa bile, Kuryajllann
oturmaya niyeti yoktu. Kapdan arada bir dank sal bir ba uzanyor,
ayn hzla gzden yitiyordu; iki kiilik kmeler bahede volta atyor,
gei dnemi yaanmas nedeniyle bu akam gecikecek olan yemei
bekliyorlard. Ancak bunlar, burann ayak takm saylrd, Kuryaj uy
garlnn gerek itici gleri ortalkta gzkmyordu.
Grnmde hibir retmen yok. Keyifsizliimin nedenini imdi
anlyorum: nc odasndaki sert masalarda pek iyi uyuyamadk; stelik,
ocuklar da, Kuryaj'daki yaantya degin azlan bir kar ak brakan
ykler anlatarak beni hayli ge braktlar...

258

YAAM YOLU H

Toplulukta, krk retmene kak oda ayrlmt. On sekiz ay nce hepsi


de bu odalar uygarln somut kantlaryla, t ii masa rtleriyle, divan
ve sandalyelerle doldurmulard. Ancak, tanmas daha kolay trden
baka deerli eyalan, sahip deitirmeye daha uygun eyleri de vard
ve bu deerli eyler, az sonra ok basit bir yollabalangc bilinmeyen
bir zamandan beri, soygunculuk diye anlan o kolay ilemle Kuryaj'l
ocuklarn stne geivermeye balad. Bu klasik "ele geirme" yntemi,
Kuryaj'da ylesine yaygnd ki, retmenler, ellerinde kalan uygarlk
rnlerini birbiri ardna kasabaya kardlar; ve, nbette bulunduklar
saatlerde, eitbilimcilere bir dinlenme alan salamak zere yere serilmi
bir zvestia gazetesi eyadan saylrsa, ok sade birka eya braktlar
odalarnda.
Ne var ki, Kuryaj retmenleri, mallarnn mlklerinin olduu kadar,
kollarnn bacaklarnn ve de yaamlarnn yerli yerinde durmayabilecei
korkusuyla titremeyi alkanlk haline getirdiklerinden, krk retmen
odas, ok ksa bir sre sonra, retmenlerin, nbet saatlerinde duvarlar
arasnda onurla durup durduu, ve aslnda savalarda kullanlan birer
siperlik niteliine brnd. Kuryaj retmenlerinin pencerelerine,
kaplarna ve odalardaki baka deliklere tkanm savunma gerelerinden
daha iyisini ne o gne dek, ne de ondan sonra grm deildim. Kaplarla
pencerelere de engeller, kaln demirlerden yaplma srgler, koca demir
ubuklar ve hemen hemen elle kaldrlamayacak arlkta asma kilitler
konmutu.
zel Mfrezenin Toplulua ayak bast andan sonra tek bir retmen
grmedim, ilerine son verilmesi, simgesel bir yaz-izden baka bir ey
deildi aslnda; oturduklar, yatp kalktklar yerler de soyut kavramlardan
te gemiyordu bana sorarsanz, nk, bu odalarda birer insanolunun
yaadn kantlayacak tek ey bo votka ieleriyle hamam bcekle
riydi.
Bu arada, ne yalan sylemeli, grnm ve yan belli bir tanmlamaya
sdramayacam Lojkin adl bir gzmn nnden geti bir ara.
Eitbilimsel glerini gstermek ve "nderliiniz ve tlerinizden
yararlanarak genliin gelime yolunda ilerlemelerini salamak iin
Gorki Topluluunda kalmak istediini belirtti. Tam yarm saat evremde
dolat, eitli eitbilimsel kurnazlk ve zrvalar sergiledi.

KURYAJGRENEKLER

259

"Burda dzen mzen yok! Yok efendim! stediin kadar an al,


kimseyi bulamazsn, gelmezler! Gelmezler efendim! Neden gelmezle^?
Bunlara, eitbilimsel yoldan yaklamak gereklidir de ondan! Ben, her
zaman sylemiimdir bunu. Davranlarn koullandnlmas gereklidir,
diyen doru sylemi, peki, bir ocuk afbuyurun alarsa, ve kimse
kp da onun almasna engel olmazsa, davranlar nasl koulland
racaksnz? Ben onlara her zaman doru adan yaklammdr, beni
sayarlar, gelip her eylerini bana danrlar, ama... ki gnlne
kaynvaldeme gittim... Hastayd kadn... Ne yapsalar beenirsiniz?
Penceremden cam skmler, bir ine brakmamacasna her eyi almlar.
Anadan doma plak braktlar beni, ite, u srtmdaki paltodan baka
pm yok. Anlamyorum, neden? Tamam, size kar kaba davranan
birinden aln, bunu anlarm, ama size bylesine iyi davranm, 'ht'
dememi birinden almak neye? Dedim ya, eitbilimsel yaklam gerekli,
bunu bilirim, bunu sylerim. Arada bir ocuklar yanma arp
konuurum, biliyor musunuz... Benden holanyorlar, iin pf noktas
da bu zaten. Bir problem soruyorum diyelim. Bir cepte, tekindekinden
yedi kopek fazla para var, iki cepteki parann toplam yirmi kopek,
ceplerin her birinde ka kopek var? ok ustaca sorulmu bir problem,
deil mi? Ha?"
Lojkin gzlerini kaldrp kurnaz kurnaz bakt bana.
"Eee? dedim; kabalk etmemeye abalyordum.
"Yok yook, syleyin bakalm ka eder?
Ne ka eder?
Her cepte ka para varm, syleyin.
Bana soruyorsunuz, yle mi?
Evet, syleyin bakalm ceplerin her birinde ka kopek varm?"
Kabaca diklenerek, "Bana bakn Lojkin Yolda," dedim, "Siz hi okula
gittiniz mi?
Gittim elbet. Ama genel olarak kendi kendimi yetitirdim saylr.
Yaamm kendimi eitmekle geti, elbet, ne normal okula, ne de bir
eitbilim enstitsne gitmi deilim. Ama size bir ey syleyeyim mi,
burada niversite eitimi grm kimseler tamdm... Hatta biri steno
kursunu bile bitirmi, bir tane daha var, avukat olmu... Git sor u
problemimi bakalm zecekler mi! Ya da diyelim u problemi: ki
kardee byk bir miras kalm...

260

YAAM YOLU n

unu o stenocu mu ast duvara?


Evet, o yazd... Bir steno kursu amak istedi burda, ama so
yulduktan sonra, 'bu barbarlar arasnda yaayamam,' dedi, kurs murs
amad. Yalnz retmenlik grevini yapt..."
Toplant salonunda, sobann arkasnda zerinde u szcklerin bu
lunduu bir karton aslyd:
GELMENN YOLU STENODAN GEER

Lojkin daha bir sre dr dr etti, sonra birden toz oldu adeta. Gidiine
ve kendisine degin anmsadm tek ey, Volokhovun azn gererek
syledii szcklerdir:
"Allahn cezas! Can sknts!"
Toplant odasna gittiimizde, Kuryaj'llann toplantya gelmedii,
gelmeye de niyetli olmad gereiyle kar karya kaldk. Buna inanamyorduk, ama durum apak ortadayd. Volokhov, toplant salonunun
yksek, plak duvarlarna dalgn dalgn bakyordu yalnzca. Kudlati,
fkeden kudurmu haldeydi, kendi kendine sylenip duruyordu. Mitka
ac ac glyor, iimizde sinirini ve keyfini bozmayan tek kii olan Ma
Ovarenko'ysa ok nceleri balatt tartmay yeniden kztrmaya
abalyordu.
"Asl i bir an nce topra srmeye balamakta... ve de ekmeye...
Baksanza, Mays gelmi, atlar aylak aylak dikilmi uyukluyor!
Yatakhanelerde de kimse yok, dedi Volokhov. "Hekes kasabaya
gitmi."
Ve balad adl adnca svp saymaya... Benim varlmdan hi mi
hi utanmyor, azna geleni sylyordu.
"Toplantya gelmedike yemek vermeyelim kimseye, diye nerdi
Kudlati.
Olmaz, dedim.
Ne olmaz? diye haykrd Kudlati. "Biz burda eek ba myz?
Tarlalar ot kaplam, daha bir kar toprak srlmemi, ne haber? Onlar
oturup gzel gzel yemeklerini yiyecek yle mi? Pis tembeller diledikleri
gibi davranacaklar yani, yle mi?"
Volokhov, ,kuru ve fkeli dudaklarn slatt, stma nbetine tutulmu
gibi omuzlarn kst:
"Anton Semyonovi, dedi. "Gelin bir dakika, konuacaz sizinle.

KURYAJ GRENEKLER

261

Yemek ne olacak?
Beklesin Allahn belalar! Zaten herkes kasabada."
nc Odasnda herkes sralara oturup dinleme durumu alnca, Volokhov konumaya balad:
"Toprak srlecek mi, srlecek. Ekilecek mi, ekilecek. Peki, ne
ekeceiz? Bunlarn bir damla tohumu, brak tohumu, patatesleri bile yok!
Brak cehennemin dibine gitsinler, kendimiz eker dikeriz, ama ekecek
bir ey yok ki? Sonra, her yan pislik gtryor! Etraf le kokuyor. Bi
zimkiler gelince yzlerine nasl bakacaz, doru drst bir insanolunun
ayam basabilecei bir kar temiz toprak yok! Yatakhaneler n'olacak?
Yataklar, karyolalar, yastklar? Ya giysiler? Hepsi yalnayak dolayorlar!
amarlar ne olacak? Sonra, tabak yok, kak yok, hibir ey yok!
Neyle ie balayacaz? Bir yerinden tutup balamak gerek, deil mi,
ama tutacak yer yok!"
Ben, iin neresinden tutacamz mutlaka bilirmiim gibilerden hepsi
umutlu baklarn bana evirdi.
Beni asl dndren Kuryaj'l ocuklar deil, tmyle maddesel
zellikler gsteren saysz ayrntyd; bu ayrntlar, iinde yz Kuryaj'lnn umutsuzca gzden yitecei karmakark ve de dolak bir yumak
oluturuyordu.
ocuklara Yardm Komitesiyle varlan anlamaya gre, Kuryaj' adam
etmek iin yirmi bin ruble verilecekti bana Ama daha imdiden, bu
[ parann alnacak eylere kyasla koca bir okyanusta minik bir damla olarak
[ kalaca grlyordu. ocuklarm istek listelerini hazrlarken gerek
li
sinmelerimizi abartm deillerdi. Ne var ki, Kuryaj'm ne denli yoksul
( olduu, aslnda ancak Kudlati'nin mallan devir almaya balamasyla
I ortaya kt. Mdrn envanter listesindeki imzalann geerlilii ko
nusunda tasalanmasna gerek yoktu. Yz surat diye bir eyden yoksun
bulunan bu adamn eline geen liste son derece ksa olacakt. liklerde
birka tezgah, ahrlarda birka tane beygir denmeye bile bin tank isteyen
ylklk at vard ite, liste tamamlanmt. Alet diye bir ey yoktu, ara
gere diye bir ey yoktu, tanm aletleri envanteri szleri bile glnt,
nk bu trden eya yoktu. Petperian bir domuz ahrnda, svlam
gbre gl iinde yarm dzine domuz homur homur homurdanyordu.
Bizim ocuklar bunlan grdklerinde glmekten kendilerini alamadlar,

262

YAAM YOLU H

bu hayvanlar, koca kafalar, p bacaklar ve minicik kuyruklaryla bizim


Ingilizlerin yanndan bile gememiti. Avlunun olmadk bir kesinde
bir saban kefetmi olan Kudlati, yllardr grmedii, yitik sayd
kardeini bulmu gibi havalara uuyordu. Bir de, bir tula yn arasnda
bir trmk kefedildi. Mal bulmu gibi sevindi ocuklar. Okulda, bula bula
birka masa ve sandalye aya, yaz tahtas kalntlar bulduk ok doal
bir grngyd bu, nk her yl, bir k mevsimi sona eriyordu, ba
hardaysa, her ev sakini az da olsa klk odun yedei toplamak zo
rundayd.
Her eyi almak, yapmak, binalar nerdeyse yeniden kurmak zo
rundaydk. Yaplacak ilk i, yznumara ina etmekti. Eitbilim el ki
taplarnda helalardan hi sz edilmez ve bu yaamsal kurumun, Kuryaj'da
bylesine haval bir biimde savsaklanmasnn nedeni kukusuz bu olsa
gerektir. Kuryaj manastn, bir tepe zerinde kurulmutur, dik yokular
zerinden drt bir yana dklmektedir. Yalnzca gneydeki yama duvarla
evrilmemitir ve bu yne bakldkta, batakl andran manastr glnn
tesinde, Podvorki kynn derme atma damlan grlmektedir.
Grnm, her bakmdan gzel bir Ukrayna grnts oluturmaktadr,
bir ozana diledii kadar uyak bulma esini verecek gzelliktedir. Bu gzel
grnme karlk olarak, Kuryajllar, Podvorki ky sakinlerine toplumsal-eitim milyonlanyla alnan rnleri son durumlanna sokmakla
megul sra sra yere melmi insan grntsnden baka bir ey ver
meyecek denli nankrdler.
Benim ocuklanm, u deinilen sorun konusunda son derece ra
hatszdlar. Konuya byk bir ciddiyet ve itenlikle yaklaan Mia
Ovarenko yaknp duruyordu:
"Ama bu ok nemli! Ne yapabiliriz peki? Harkov'a m gideceiz,
ne yapacaz? Gideceksek nasl gideceiz?"
Toplantmzn sonunda, Podvorki'den iki marangoz nc Odasnn
kapsnda belirmiti bile. Banda kaput rengi bir apka bulunan, asker
grnml biri olan yals, yapmak istediklerimizi anlattka beni hevesle
destekliyordu.
"Tabii! ok ayp bir ey bu! nsan dediin yemeden olmaz, eh, tabii,
yedii de iinde durmaz... Keresteyi Rizhov'dan alabiliriz. Siz hi ta
salanmayn! Beni orda herkes tanr. Siz bana konutuumuz paray verin,

KURYAJ GRENEKLER

263

gerisini dnmeyin, ok gzel bir yer yapacaz, rahiplerin bile byle


gzel eyleri yoktu! Ama, ucuz olsun derseniz, kontrplaktan ya da daha
ince tahtadan da yaplabilir, baraka gibi bir ey olur, ama daha iyi bir ey
isterseniz, drt ya da alt santimlik tahta neririm size, daha salkl olur
hani, hava almaz, kn iyi dayanr, yazn scanda da atlamaz."
Bana yle geldi ki, daha nce hi kimse beni bu esiz insan kadar,
hem yaz hem k, hem rzgar, hem frtnay hesaba katarak alan bu
marangoz kadar etkilememiti. Ad Borovoy'du. Ona bir tutam para
verdim ve yardmcs olan al yanakl tombulca delikanlya hevesli hevesli
i buyurduunu izlerken bir kez daha sevin duydum.
"Ben tahta almaya gidiyorum Vanya, sen hemen ie bala. Ko git
kazman getir, benimkini de al, haa! Bir an nce kollan svasak iyi olur.
ocuklardan biri bizimle gelsin de, nereye istiyorlar, nasl istiyorlar
gstersinler.
Krgzovla Kudlati glmseyerek Vanyaya "nerede ve nasr
gstermeye gittiler, bu arada Borovoy, paray garip bir bez parasna
balad ve bir kez daha iime su serpmeye alt:
"Biz bu ii hallederiz Mdr Yolda! Siz hi merak etmeyin!"
Merak etmiyordum. Artk hibir ey balangtaki kadar g
grnmyordu bana. Can ekimekte olan koca bir gei evresini at
latmtm, artk Kuryaj'da eitbilimsel almalara balayabilirdim.
O akam istediimiz gibi zme kavuturulan ikinci sorun kak
ve tabak sorunu da gnlk yaamla ilgiliydi. Ellerini bereket duas
yapmak zere kaldrm ciddi bakl aziz ve rahibelerin duvarlarn kat
kat svalan arasndan bizi gzetledii kubbeli yemekhanede, masalar ve
sralar bulunuyordu, ama ne kak vard ne de tabak. Kuryaj'llann hibir
zaman bu trden gereleri olmamt. Yarm saatlik bir kouturma ve
ahrdaki diplomatik ilikilerden sonra, Volokhov, Evgenyev'i eski bir
arabaya bindirdi ve onu drt yz tabak ve bir o kadar da tahta kak almak
zere kasabaya gnderdi.
Evgenyev'in arabas, avlu kapsnda kendini barp aran, birbirleriyle kucaklaan neeli bir kalabaln ortasnda buldu. Bizim
ocuklar, tandk bir rzgann estiini tenlerinde duymu olsalar gerek,
kapya koumulad. Ben de kotum ve hemen, gcn benim gsmde

264

YAAM YOLU H

gstermekten anszn holanmaya balayan Karabanov'un beni saran


kollarnda buldum kendimi.
Gelenler, bizim yedinci karma mfreze Rabfak rencileriydi.
Zadorov'un bakanlnda tam takm halinde topluluumuza ayak basm
bulunuyorlard. O anda, bizi gizemli bir biimde rkten Kuryajllar
kalabal sorunu kafamda hie indirgendi, gz kapal zmleyeceimiz
kck bir ayrnt haline geldi: Lojkin bile ortada bir sorunun kal
madna inanmaya balyordu.
Bylesi bir glk ve aknlk annda, Rabfak rencilerimizin
tmn yanmzda grmek ok byk bir mutluluktu. Hepsi de gelmiti
iri yan hantal Burun'umuz, o tutkulu yapsnda, renmenin izlerinin
ok ho bir rahatlama biiminde kendini gsterdii Semyon Karabanov,
her eyi yapmak isteyen doasn, veterinerlik biliminin dar erevesi iine
sktrmay becermi olan Anton Bratenko, arballkla neelilii esiz
biimde birletiren Matvei Belukhin, ciddi grnml, elik gibi gl,
Osadi, hakikat araycs ve de aydn Vernev, kara gzl, imek zekl
Marusya Levenko, her zamanki gibi enerji dolu Nastya Noevnaya,
"Irkutsk valisinin olu" Georgievski, Schneider, Krainik, Golos ve de
elbet ilk gz arlarmdan, sevgili "vaftiz olum", Yedinci Karma'nn
komutan Zadorov, Yedinci karma mfrezesinin ya byk yelerinin
Rabfak'tm diploma almasna az kalmt, onlann daha st dzeydeki
eitim kuramlarnda da baanh olaca konusunda kck bir kukumuz
bile yoktu. Ama biz gene de onlan renciden ok Topluluk yeleri olarak
gryorduk ve u anda, kazandklan bilimsel utkularn dkmn din
lemeye vaktimiz yoktu. Karlama cokulanmz yattktan sonra,
ncler Odasna gittik, Karabanov masann bana geti, sandalyesine
rahata yerleti ve yle dedi:
"Her eyi anlyoruz, Anton Semyonovi her ey, gn gibi ortada.
lmek var, dnmek yok! Ya baaracaz, ya yok olacaz! te, gel
dik!"
Rabfak rencilerine bu ilk gnmz anlattk. Kalann attlar,
merakla saa sola bakndlar, sandalyelerinin ayaklann demeye srte
srte kmldandlar. Zadorov gzlerini kst, dnceli dnceli pen
cereden dan bakt.
"Hayr hayr! Bu ii kaba gle halledemeyiz. Saylan kabank."

KURYAJ GRENEKLER

265

Burun geni omuzlarm silkti ve glmsedi.


"ok da kabark saylmaz be aa! Oras o kadar nemli deil. ok
kii olmasnn pek zarar yok da Allah kahretsin ii yok ki ortalkta,
kimi ele alacaksn! Kalabalklar, diyorsunuz, ama hani? Nerdeler? Nerde
t a ocuk? Kiminle konuacaz? Onlar bir araya getirmemiz gerek. Bu
igi nasl yapacaz?"
Gulyaeva ieri girdi, konumalarmz dinledi, Karabanov'un kukulu
takma bir glmsemeyle yant verdi ve yle dedi:
"Onlar hibir zaman bir araya getiremeyeceksiniz! Hibir zaman!"
Semyon fkelendi, "yle bir getiririz ki!" diye yantlad onu. "Ne
dnekmi 'hibir zaman1? Biz onlar toplarz. ki yz seksen olmasn da
bir yz seksen olsun. Hele bir grelim boylarn... Eee, niye oturuyoraz?
Hemen bir hareket plan izildi. Onlara yemek verecektik. imdi iyice
ackm bulunan Kuryaj'llann hepsi de yatakhanelerde yemek bek
liyorlard. Brakacaktk yesinler, Allahn belalar, onlar yemek yerken,
hepimiz dolap derdimizi anlatacaktk. Domuz olu domuzlarn kafasna
toplantya gelmelerinin gerektiini sokmalydk gelin ulan toplantya!
Siz insan msnz, deil misiniz? Gelin! Gelirseniz krl karsnz
hayvanlar, sizin iin yeni bir yaam balyor, sizse hamam bcekleri gibi
kayorsunuz! Kabadaylk etmeye de kalkarsanz, bizden gnah gitmitir.
nnde scak bir orba tas bulunsa babam bile kabadaylk eder. imdi
gzel gzel zkkmlann, sonra da toplantya gelin, derdinizi anlatn bize,
ne istiyorsanz syleyin... te bu kadar. Yemekten sonra toplant an
alacaz.
Birka Kuryaj'l, mutfak kapsnn oralarda durmu, yemein ve
rilmesini bekliyordu. Mika Ovarenko kapda dikilmi, dn bana adm
soran kzl sal gence ahlk dersi veriyordu:
"almayan adamn ekmek yemeye hakk yoktur, yle mi, deil
mi? Senin yemek yemeye hakkn yok. Anlald m moruk? Boynunun
ucunda bir kafa varsa, bu szlerimi oraya iyice sok. Sana bir lokma ekmek
verebilirim, ama bu benim keyfime kalm bir ey, tamam m! nk
sen hibir ey kazanm deilsin, anlyor musun ahbap! Herkes almak
zorundadr, tamam m babalk? Sen u anda bakalarnn srtndan geinen
bir asalaksn, bu yzden bir ey bekleyecek durumda deilsin! Ben sana
sevabna sadaka verebilirim, o kadar."

266

YAAM YOLU H

Kzl sal gencin tek gz Mia'ya fkeli bir yabanl hayvan gibi
bakyordu. teki gz hibir ey grecek durumda deildi. Kzl sal
gencin ehresinde dnden bu yana byk deiiklikler olmutu. Yznn
baz ayrntlar gze grlr lde bym, morumsu bir renk almt,
st duda ve sa yana kana bulanmt. Btn bunlar Mia Ovarenkoya ok ciddi bir soru yneltme hakk veriyordu bana:
"Bu ne demek oluyor? Kim ssledi bunun suratm?"
Mia ac ac glmsedi, sorunun sorulu biiminin doru olmad
kansndayd anlalan.
"Neden bu soruyu bana soruyorsunuz Anton Semyonovi? Sslenen
surat bende deil, yanlnz var, Kovrakn yz o grdnz. Ben, bunla
iimi yrtyorum, ve size, mdrmz olarak, ayrntl bir rapor vermeye
her zaman hazrm. Volokhov, 'kapda dur, kimseyi mutfaa sokma!' dedi.
Ben ne yaptm, kapda durdum, u anda da bu ii yapmaktaym. Bunun
peinden gittim mi, onu yatakhaneye kovaladm m, barp ardm
m? Kovrak'a sorun, anlatsn! Hepsi bir ey varm gibi buraya geliyor
Belki yolda bana bir i gelmitir?"
Kovrak birden alamaya balad, bayla Mia'y gsterdi ve kendi
grn dile getirmeye koyuldu:
Ne yani! Bizi alktan gebertmeye, itip kakmaya, pataklamaya
hakknz var sanyorsunuz, yle mi? Siz beni daha tanmyorsunuz, tamam
m? Zarar yok ama, zamanla, tanrsnz!"
O
anda saldran tarafn konumu henz belirlenmi deildi, durumu
kafamda evirip evirmek zorundaydm. Bu gibi soyut olaylara tarihte ok
rastlanmtr ve her zaman iin byk glklerle zme kavuturul
mulardr.
nlemli davranarak orta yolu setim.
"Onu dvmeye ne hakkn var?"
Glmsemesini srdrmekte olan Mia, bana bir sustal uzatt.
"Bak, buna 'Finka' derler. Yani sustal. Bunu nerden buldum dersiniz?
Belki de Kovrak'dan aldm samyorsunuzdur ha? u durduum yerde
ok dr dr dinledik. Volokhov, kimse mutfaktan ieri girmeyecek dedi.
Ben, burdan bir milim kmldam deilim, bu bzdk 'Anka'syla stme
geldi, eri gireceim,' dedi. Elbet, onu ieri brakmadm Anton Sem
yonovi; bunun zerine bir kez daha 'eri gireceim!' dedi ve beni kenara
itelemeye kalkt. Bunun zerine yle hafiften ittim onu. Azck,

KURYAJ GRENEKLER

267

gzelcecik ittim hani. Salak ne yapsa beenirsiniz, 'finka'sm saa sola


savurmaya balad. Disiplin nedir bmiyor, ktk mbarek...
Ne olursa olsun, onu dvdn ama! Bak, her taraf kan iinde! Bu
senin yumruklarnn marifeti mi?"
Mia biraz arm gibi gzlerini indirip yumruklarna bakt.
"Benim yumruklarmn ii elbet, baka kimin olacak? Ama u nok
tadan bir milim kmldamadm. Volokhov bana burda durmam syledi,
ben de durdum. Ama Kovrak sala ellerini kollarn saa sola savurmaya
balad.
Sen savurmadn m yani?
Kimse bana el kol sallamamn yasak olduunu sylemedi, deil
mi? Demek ki grev noktamdan kmldamadm srece herhalde ayak
deitirebilirim, ya da diyelim ellerimden biri yanl yerde duruyor, onu
yerine koyabilirim deil mi? Bu arada ocuk gelip elime arpmsa bunda
benim suum ne? Yolda yrrken nne bakman gerek Kovrak! Tut ki
urdan bir tren geliyor. Trenin geldiini grrsn, yle kenara ekilir
beklersin. Ama finka'n karp raylarda dikilirsen, tren de kenara
ekilmeyeceine gre ne olacak, senden geriye kk bir amur ukuru
kalacak. Ya da diyelim bir makina alyor, yanna yaklarken ok
dikkatli olmalsn, bebek deilsin ki!"
Mia btn bunlan Kovrak'a tatl tatl, sevecen denilebilecek bir sesle
anlatt; trenin nasl gelebileceini ve tren gelirken Kovrakm nerede
durmas gerektiini gstermek iin sa elini son derece inandrc bir
tavrla hareket ettiriyordu. Kovrak suskun bir dikkatle dinledi onu, ya
naklarndaki kan, mays gneinin nlarnda kurumaktayd. Bizim
Rabfak rencilerinden bir kme, Mia Ovarenko'nun sylevini ciddi
ciddi dinlemekte, durumun gln ve savlarndaki yaln bilgelii
onaylamaktayd.
Biz konuurken birka Kuryaj'l yanmza geldi. Miann mantnn
onlan bylediini yzlerinden okuyordum; bu szler zellikle utkulunun
azndan ktndan, onlarn gznde daha inandrc bir nitelik
kazanyordu. Yeni rencilerimin yznde, beni umutlandran baz
belirtiler seebiliyordum. Beni zellikle, kir ve kurumu yemek art
tabakalar arasndan, okunmas g bir telgraftaki harfler gibi seilmeye
balayan ve belli belirsiz prldayan muzip honutluk klan il-

268

YAAM YOLU D

ilendiriyordu. Yalnzca tek bir yzde Vanya Zayenko'nun


yznde bayramlarda aslan kl levhalardaki gibi alevden harflerle
yazlm sevinli bir gurur okunuyordu. Kendi "takm"mn nnde, elleri
pantolon kemerinden ieri sokulmu, plak ayaklan pergel gibi alm
duran Vanya, Kovrak'n yzne byk, ama alayc bir dikkatle bakyordu.
Birden ayan yere vurdu, sska, ocuksu poposu geriye doru frlad,
konumaktan ok iir okur gibi bard:
"Kovrak! Birinin eneciini okamas houna gitmiyor demek ha!
Bu iten holanmadn, deil mi, syle, deil mi?"
Ask suratn deitirmeyen Kovrak, hibir duygu izi tamayan bir
sesle, "Sen sus ordan, velet!" diye yantlad onu.
Vanya, eliyle Kovrak gsterdi, "Hah-haa! Houna gitmedi!" diye
haykrd. "enesini okadlar canm, bundan ne kar!"
Kovrak, Zayenko'ya ullanmaya davrand, tam o anda Karabanov'un
Kovrak'n omuzuna elini koymasyla, ocuun omuzu da, kasaba giysili
gvdesi de uval gibi salland. Bu arada Vanya, herhangi bir korku belirtisi
gstermemi, yalnzca bir iki adm atarak Mia Ovarenko'nun az daha
yanna yaklamt. Kovrak ban evirip Semyon'a bakt, azn arptt
ve silkinerek omuzunu tutan elden kurtuldu. Semyon sevecen bir
glmsemeyle yantlad onu. Kovrakn ak renkli kt bakl gzleri
yuvalannda dnd. Vanya'nn her zamanki gibi istekli ve neeli gzlerine
dikildi.
Kovrak, armt anlalan. Yenilgi ve soyutlanma, yananda daha
iyice kurumam olan kan, Mia'nn az nce syledikleri ve Karabanov'un
glmsemesi onun biraz dnmesini gerektirmiti; stelik, deer ver
medii bir kii de olsa nefret ettii Vanya'y yokumsamak ve onun o her
zamanki arsz ve insan ileden karan bakndan kurtulmak kolay
deildi. te yandan Vanya, Kovrakn bakma, Tanrlara zg
kmseyici bir hava yanstan yamuk bir bakla karlk verdi.
Ahh,.ne kadar korkun bir grnmn var! Bu gece gzm bile
krpmayacam! Mthi korkuyorum, mthi mthi!"
Hem Gorki'liler, hem de Kuryaj'llar kahkahayla gldler.
"Pis domuz! dedi Kovrak dilerinin arasndan ve gerek bir kabaday
ullanmasna hazrlk olmak zere durum ald.
"Kovrak, dedim.

KURYAJ GRENEKLER

269

Evet, ne var? diye sordu ban omuzu zerinden evirerek.


Buraya gel!"
Buyruuma uymak konusunda pek acelesi yokmu gibiydi; her za
manki gibi elleriyle ceplerini kartryordu, gzlerini izmelerine kon
durdu. Sesime daha kat bir hava vermeye altm.
"Yanma gel diyorum sana!"
Kimsede t yoktu. Yalnzca Petya Melikov'dan rkek bir "Vay
canna!" kt.
iik alt duda dar frlam olan Kovrak, beni rktmek niyetiyle
zerime diktii gzlerim kmldatmadan yrmeye balad. ki adm
temde durdu, dn yapt gibi tek bacan sallamaya balad.
"Hazrol! diye bardm.
Hazrol!.. bu ne demektir?" diye mrldand Kovrak, ama gene de
toparland, ellerini cebinden kard, ne var ki sa elini kkrtc bir tavrla
kalasna koydu, parmaklarn bu blgeye yayarak yerletirdi.
Karabanov onun elini kalasndan indirdi.
"Bana bak evlat," dedi. "nsana hazrol buyruu verildi mi hopak
oynamaz, ban dik tut bakaym!
Kovrak kalarn att ama baktm, yola geliyor.
"imdi birGorkilisin sen," dedim ona "Yoldalarna sayg gstermeyi
renmelisin. Artk kklere kabadaylk etmeyeceksin, tamam m?"
Kovrak ciddi ciddi gzn krpt, alt dudann hafife titremesinden
glmsedii anlalyordu. Sorumda sevecenlikten ok gzda oku
nuyordu, ve ben, Kovrakm bu olguyu anladm sezebiliyordum, yant
ksa oldu.
"Peki!"
Belukhin o gl kaln sesiyle, "Peki demeyeceksin Allahn belas,
Tamam diyeceksin," diye grledi.
Matvei, teklifsiz bir tavrla Kovrak' omuzlarndan tuttu, dndrd,
yanma sallandrd ellerine vurdu ve bunlardan birini ocuun kafasna
gtrerek selam durmasn salad, ayn zamanda, szckleri yava yava
syleyerek, "Tamam! Kklere kabadaylk etmeyeceim", dedi, "imdi
sen syle bakalm!"
Kovrakn az sarkt
"Neden benim stme ullanyorsunuz peki? Ne yaptm ben, ha, ne

270

YAAM YOLU H

yaptm? Hibir ey yapmadm. eneme yumruu indiren ben miyim,


hayr, o evet, o! Ben hibir ey yapmadm."
Kuryaj'llar aknlktan azlan bir kan ak, yanmza tler.
Karabanov kolunu Kovrak'm omuzuna att, ona tatl tatl unlar
syledi:
"Bak dostum! Sen akll bir ocuksun abicim! Mia grev banda,
kendi z kann deil, ortak kartan koruyor. Gel koruya gidelim, sana
bunlan anlataym."
Ahlaksal sorunlar konusunda henz amatr olan birka kii de
pelerine takld, koruya yollandlar.
Volokhov yemein datlmas buyruunu verdi. Yz uzun bir bykla
sslenmi, baysa beyaz bir apkayla talanm bulunan a, epeydir
Mia'nn ardnda volta atmaktayd: Volokhov'un buyruuna dosta bir
ba iaretiyle yant verdi ve gzden yitti. Vanya Zayenko, "Takmndakilerin kollann ekeleyerek, ok ivedi bir sesle bir eyler fsld
yordu:
"Bakn, bakn beyaz apkasn giymi! Bu ne anlama gelir sence
Timka? Sen bundan ne kanyorsun, ha?"
Timka kzard, gzlerini yere indirdi ve, "Kendi apkas, dedi. "Zaten
vard.
Saat bete bir genel toplant yapld. Rabfak rencilerinin yapt
aklama ve bilgilendirme almasndan mdr yoksa baka bir nedenden
midir bilmem, Kuryaj'llann ou geldi toplant salonuna. Volokhov'un,
Mia Ovarenko'yu kapya dikmesi nedeniyle, Osadi ve elaputin
toplantya katlanlann adlarm yazmaya ve bylece o kanlmaz
eitbilimsel srece girerek, gndemi saptamaya baladnda ge gelenler
kendilerine yol bulmaya abalyor ve merakla soruyorlard:
"Ad yazlmayanlara akam yemei verilmeyecek mi?"
Eski kilisenin bu salonu, u insanlamam insan kitlesini zar zor iine
alyordu.
Mihrabn basamaklanndan bu sahipsiz ocuklarn yzlerine baktm;
yzlerin ne denli ok olduuna, baklarn ne denli bo, ne denli anlamsz
olduuna baktm. Kalabalk arasnda birka yerde, ilgin, canlanm yzler
dikkati ekiyordu, yalnzca arada bir insansal bir szck, ya da bir ocuun
iten glmesi duyulabiliyordu. Kzlar, korkulu bir suskunluk iinde sa
lonun arka tarafndaki sobann yanma bzlmlerdi. Ak azl, bulank

KURYAJ GRENEKLER

271

bakl, ilkel, duygusuz, kaytsz yzler, gevek kaslar, ceketlerden,


dolak sal kafalardan ve kfl kokulardan oluan bu pis okyanusta
l birer yuvarlak yama gibi duruyordu.
Gorki topluluunu anlatan bir konuma yaptm; gerekletirmeyi
amaladmz ileri temizlii, almay, okul eitimini, yeni bir
yaam, insan mutluluunu anlattm onlara. nsanolunun zgllk iinde
byyebileceini ve sevin verici emek etkinlii iinde geliebileceini
anlattm onlara. ok fazla konuamadm, dikkatli ve tepkili bir dinleyici
kidesinin destei yoktu burda nk. Giysi dolaplarna, demir bidonlara,
tahta sandklara seslenir gibiydim. Topluluk yelerinin yirmi yeden
oluan mfrezeler rgtlemesi gerektiini akladm ve dinleyicilerimden
on drt kiiyi komutan olarak semelerini istedim. t yok. Soru sor
malarn istedim, t yok. Kudlati mihraba kt ve unlar syledi:
"Bana bakn, sizde utanma yok mu! Ekmekleri, patatesleri, lahana
orbasn mideye indirmesini biliyorsunuz, kim zorunlu bunlar size
salamaya? Kim mecbur, soruyorum? Yarn size yemek vermezsem iyi
mi olur, soruyorum, iyi mi olur?"
Bu soruya da hibir yant gelmedi.
Kudlati kzmaya balad.
"Peki, bu durumda yarndan balamak zere herkesin gnde alt saat
almasn neriyorum. Tarlalar srlecek, Allahn belalar! almaya
niyetiniz var m?"
Salonun ta ucundan tek bir ses duyuldu:
"alacaz!"
Btn kalabalk, kafalar ltfen sesin geldii yne evirdi, sonra gene
donuk yzler karmda sraland.
Gzlerimi Zadorov'a evirdim, bakma yant olarak gld, elini
omzuma koydu.
"Zarar yok, Anton Semyonovi, bugnler geride kalacak!" dedi.

LER YOLUNDA
Kuryaj'llan rgeme abalarmz, gecenin ge saatlerine dek srd.
Rabfak rencileri yatakhaneleri bir bir dolatlar, mfreze oluturabilmek
umuduyla ocuklarn adlarn bir kez daha kda geirdiler. Ben de

272

YAAM YOLU n

yatakhaneleri dolayordum, yanma da "numunelik" diye Gorkovski'yi


almtm. nsanlarn belli bir amac gerekletirmek iin bir araya ge
lebilecekleri izlenimini veren tm belirtileri kaba saba da olsa saptamak
ve deerlendirmek, gizil halde bulunan herhangi bir toplumsal harem
kum tanelerim olsun bulup ortaya karmak gerekiyordu. Gorkovski bu
amala karanlk yatakhanede bir iki adm ilerliyor, bir koku alma abas
gsterircesine burnunu bir iki ekeliyor ve sesleniyordu:
"Haydi, kn bakalm! Kimin etesi var burda?"
Ama ou kez, ne bir kimse vard ierde, ne de kimsenin etesi. Bu
Kuryaj'llann ne cehenneme gittiini Allah bilirdi! Rastlayabildiimiz
ocuklara yatakhanelerde kimlerin kaldm sorduk, kimin kiminle
dolatn, kimlerin day, kimlerin yavru olduklarn sorduk, ama
aldmz yantlar, bildiklerimize bilgi katmad. Kuryaj'llann ou
komusunu tanmyor, yanndaki yatakta yatann adn bile bilmiyordu;
bize ancak birka takma ad rnein Kepe Kulak, ke, Karnca, ofr
gibi adlar verebiliyor ya da ocuklarn dsal zelliklerini toparlamaya
abalyorlard:
"urda yz illi bir ocuk yatyor, urda da Valki'li biri.
Baz yerlerde toplumsal hara oluturan zn baz izlerine rasyorduk,
ama harcn bir arada tuttuu eler, aradmz eyler deildi.
Bununla birlikte, karanlk basmadan Kuryaj'llann ne olup ne
olmadktan konusunda bir fikir edinmi bulunuyordum.
Elbet hepsi de gerek birer serseriydi, ama geleneksel serseri tipine
tam tamna uymuyorlard. Yaznmzda serserinin kimlii yle ya da
byle belirlenmitir ve aydnlanmzm belleinde serseri, bir eit Byron
kahraman imgesiyle zdetir. Serserinin bir filozof olduu varsaylr,
ok aklldr serseri, batanmaz ve ykc bir kiilie sahiptir, kabadaydr,
her trden ahlksal dizgeye dmandr. Dehete dm, gz yal
eitbilimciler bu imgeyi, toplumbilimin, tepkebilimin ve teki ad byk
hsmlanmzn kuyruundan kopardklan eit eit cafcafl tylerle
sslediler. Onlann kesin kansna gre serseriler rgtlenmi kmeler
olutururdu, balarnda birer lider bulunurdu, bir disiplinleri vard, hrszlk
operasyonlanyla ilgili dzenli bir stratejileri olurdu ve kendilerine zg
kural ve geleneklere sahiptiler. Bu eitbilimciler, serserileri ok zel bir
bilimsel terminolojiyle bile onurlandrdlar ve onlara "kendiliinden
oluan kolektif adn yaktrdlar, daha birok byk szler ettiler.

LER YOLUNDA

273

Bu ssl psl serseri imgesi, gerek Rus, gerek yabanc cahillerin


tutucu ve dargrl yaptlarnda daha da sslendi. Btn serseriler, adyla
sanyla birer hrsz, sarho, ahlksz, uyuturucu tutkunu ve de frengi
hastasydlar onlara gre.
Sokaklarmz, dehet verici sulan ve resim konusu olabilecek
giysileriyle olduu kadar ideolojisiyle de dolduran srekli bir serseriler
toplumunun bulunduu kuram, kesinlikle bir kenara atlmaldr. Kpralt
anaristleri zerine romantik ykler yazan yazarlar, Savatan ve
ktlktan sonra, sokaklan dolduran milyonlarca ocuun btn lkenin
el ele vererek harcad gayretli abalar sayesinde yurt ve yuvalarda
barndrldn ve ancak bu yolla yaamlannn korunduunu grmeyi
baaramamlardr. Bu ocuklann ok byk ounluu, oktan bym,
birer yetikin olmulardr ve imdi fabrikalarda, devlet kurumlannda
almaktadrlar. Bu ocuklann yetitirilmesinde, eitbilimsel srecin
ne lde przsz yrtld, bir baka konuyu oluturmaktadr.
ocuk yuvalanndaki almalarn doyurucu sonular verecek ynde
gelimemesi ve Kuryaj'da yaanan durumun, benzeri kuramlarda sk sk
yaanmas da, byk lde bu romantiklerin etkisiyle olmutur.
ocuklann (burada yalnzca erkek ocuklardan sz ediyoruz) sk sk
sokaa dklmesi, orada yatp kalkmas, hibir ekilde onlarn srekli
olarak orada yaamak isteklerinden ya da soka doal bannaklan say: malarndan kaynaklanyor deildir. zgl bir "kpralt ideolojisi" hibir
; zaman var olmamtr, ve ocuklar yalnz ve yalnz daha iyi bir topluluk
| ya da ocuk yuvasma girebilme umuduyla bulunduklar yerden
kamlardr. Her trden ocuk korama kurumunun eiklerini
I andrmalardr, ama her eyden ok, hem eitbilimsel yoldan adam
edilmenin gerektirdii okamalardan kanmak, hem de toplumun yeniden
kurulmas almalarnda etkin rol oynama frsatnn kendilerine verilecei
bir yere girmek isteiyle kavrulmulardr. Ancak bu ereklerine varmada
her zaman baarl olmu deillerdir. nat ve nyargl bir kuram
oluturan eitbilimciler, avlann ellerinden yle kolay kolay kar,
mayacak, dahas, "toplumsal eitim deirmeninde dvlmemi bir insan
yaamna dlerinde bile yer veremeyeceklerdir. Bu nedenle kaaklar,
ou kez bir baka toplulukta albatan edip eitbilimsel sreci bir kez
daha yaamak zorunda braklmakta ve elbet bu baka topluluktan da

274

YAAM YOLU H

kamak durumunda kalmaktadrlar. Bu gen yurttalar, bir toplulukla


teki arasndaki bekleme dneminde yaamlarm elbette sokaklarda
geiriyorlard; ideolojik ve ahlksal sorunlar ele almak iin gerekli vakit
ve beceriye ve de masa ve koltuklara sahip bulunmadklarndan, beslenme
gibi sorunlar, ahlk ya da ilkelerin yardm olmakszn zmlemeleri
doald. Soka barnak edinenlerin etkinlikleri, baka alanlarda da
biimsel ahlk ilkeleriyle badamyordu serseriler kural olarak
biimcilie eilimli deildir nk. Serseriler, tuttuklar yolun oraya kp
kmayaca konusunda hi kafa yormakszn, yreklerinin derinliklerinde,
metal iilii ya da ofrlk uram edinmek yolunda dosdoru iler
ledikleri inancn tayorlard; bunun iinse onlara gre iki ey gerekliydi:
birincisi elden geldiince uzun sre ve de bunun bayanlarn antalarn
ve baylarn i antalarn kapp kamay gerekli klmas halinde bile
yaam srdrmek; kincisi, bir oto onanmcs ya da herhangi bir kaynak-dkm iliine elden geldiince yakn durmak.
Bilgili kalemlerin rn olan yaptlarda insann zelliklerini
snflandrmak yolunda doyurucu bir dizge belirlemek amacyla eitli
giriimler sergilenmitir, serserileri "ahlkszlar" ve "kusurlular" snfna
sokmak, her zaman iin ok g olmutur. Btn bu snflandrmalar
iinde bana gre en iyisi, Harkov Zerjinski Topluluunda, klgsal uy
gulama iin belirlenmi snflandrmadr.
Topluluun alma kuramna gre serseriler blme aynlmtr.
Bir: Kendi yldz fallann oluturmada etkin rol oynayan ve bela ve
tehlikeye bana msn demeyenler; bunlar, maden iilii peinde komalar
ve ekspres trenler kasrgasna kar grlmedik bir sevgi beslemeleri
nedeniyle vagonlarn iindekiler zerinde hibir hak iddia etmeksizin
ve de yemek vagonlannm, yolculuk hizmetlerinin ve yatakl vagonlarn
ekiciliine tmyle kapal olarak kendilerini bir tren vagonunun herhangi
bir parasna asmaya hazrdlar. Bazlan bu yolculann Krm havas almak
ya da Soi kaplcalannda ykanmak amacyla trenlere tn ne
srmekle, onlara iftira etmekteydi. Bu, doru deildi. Bu yolculan
byleyen daha ok Dinyepropetrovsk, Donetsk ve Zaporoji'deki dev
fabrikalar, Odesa ve Nikolayev gemileri ve Hakov ve Moskova'daki snai
iletmelerdi.

LER YOLUNDA

275

kinci kmeyi oluturan serseriler, birok erdeme sahip olmakla


birlikte, birinci derecedekilerin ayrc zellii olan ahlaksal yetenekler
zerinde pek bir hak iddia edemezlerdi. Bunlar da bir eylerin peindeydi,
ama kuma ve deri fabrikalarna dudak bkmek yerine marangozluk
atelyelerine raz oluyor ya da hatta, karton yapm iine bile giriyorlard;
bunlar arasnda ifal ot toplamakla geinmeye kalkacak kadar denler
bile vard.
Bu ikinci smf serseriler de seyahat ediyorlard ama onlar, tram
vaylarn arkalarna aslmay yeliyorlard veJimerinka'daki o esiz gardan
ya da Moskova'daki kat kurallardan haberleri bile yoktu.
Zejinski Topluluu yeleri, hep birinci kmedeki yurttalar aralarna
almay yelerlerdi. Bu kiileri, ekspres trenlerde yaplan tantma
konumalar araclyla saflarna katarlard. Topluluk yeleri ikinci
kmenin serserilerini kendilerinden ok aa grrd.
Ancak Kuryaj'da egemen olan yurttalar ne birinci ne de ikinci kmeye
dahil edilebilirdi; bunlar, nc dereceden serserilerdi. Eitimli kiiler
arasnda olduu gibi sokak serserileri arasnda da birinci dereceden
saylacak ok kii yoktu, ikinci derecedense birka serseri saylabilirdi,
byk bir ounluk, nc dereceye giriyordu. Bu ezici ounluunun
yeleri ne kayor, ne de bir ey aryordu; bunlar, tm yalnlklar iinde,
ocuksu ruhlarnn uysal ieklerini "toplumsal eitim"in dzenleyici
etkisine teslim ediyorlard.
te Kuryaj'da bu nc dereceyi oluturan zengin bir maden daman
kefettim. Ksa tarihelerine baklrsa, bu ocuklar iki ya da ocuk
yuvas ya da toplulukta bulunmulard. lerinde on bir yuva deitireni
bile vard; ancak bu onlarn daha iyi bir gelecek bulma emellerinin deil,
Halk Eitim Bakanlnn yaratc emellerinin sonucuydu. Bu emeller
genellikle ylesine belli belirsiz, ylesine soyuttu ki, usta bir gz bile,
yeniden rgtleme, insanlan bir araya toplama, kt gidii durdurma,
yeni gelimeyi balatma, kt alkanlktan azaltma, gelime, arndrma,
yeniden kurma, yayma, zellikleri belirleme, zellikleri genelletirme,
boaltma ve yeniden boaltma olgulann birbirinden ayran snr
izgilerinin yerini saptamakta glk ekerdi.
Ve ben de, Kuryaj'a yeniden rgtleme niyetleriyle gelmi bu
lunduumdan, bir umursamazlkla karlanacaktm elbet; bu umur

276

YAAM YOLU II

samazlk, Halk Eitim Bakanlnca uygulanan iskambil ktlarnn


eitbilimsel yntemle kartrlmasndan baka bir ey olmayan ileme
kar, tm serserilerin tek koruyucu tavryd.
Belli bir eitimsel srecin kanlmaz sonucu olan bu vurdumduy
mazlk ve umursamazlk, bir bakma, eitbilimin gcnn ne denli byk
olduunu gstermektedir.
Kuryaj'llann ounun ya on ile on be arasnda deimekteydi
ama gene de, yzlerinde atalarnn eitli zellikleri daha imdiden
yerlemi gibi grnyordu. Bu ocuklarn daha beikteyken "toplumsal
eitim" bayra altna girmi ve bu bayrak altnda bym olmalarna
karn, toplulua ilk gelen birinin dikkatini ekecek ilk olgu, hi kimsede,
kck bir toplumsal bilin izinin bulunmaydr. Bu ocuklarn her
hareketi, bir tr ilkesellik, istem d bir kendiliindenlik izi tamaktadr,
ama bu yaamn her grngsne beceriksizce yant veren bir ocuun
sergileyebilecei trden bir kendiliindenlik deildir. Bu ocuklar,
yaamn ne olduunu bilmemektedirler, ufuklar, onlar uyuuk, somurtuk
bir gdyle kendisine eken yiyecek rnleri listeleriyle snrlanmtr.
Yaamlarndaki tek sorun, kendileri gibi yabanl hayvanlardan oluan
bir kalabalk iinde, onu bunu itip kakarak orba kazanma yanaabilmektir. Bu sorun kimi zaman byk baaryla, kimi zamansa az baaryla
zmlenir. Kiisel yaamlarnn sarkac baka bir yn tanmamaktadr.
Kuryajllar, hi aba harcamadan ele geirebilecekleri ya da kalabaln
gdsel olarak zerine t nesneleri alarlard. Bu ocuklarn bu
yndeki istekleri, "toplumsal eitim", "zarar vermeme ve "z disiplin"
topraklarnda yeeren daha byk delikanllarn svp saymalar ve
daylanmalanyla ezilirdi.
te yanda bu ocuklar hibir ekilde aptal deillerdi; yazgnn ok
ters bir konuma yerletirdii sradan ocuklard hepsi; insan gelimesinin
gzelliklerinden yoksun kalmlard, ama kendilerine lezzetsiz de olsa
gnlk yiyecek salandndan, varolma savamnn, btn dav
ranlarnda kendini gsteren etkisinden kurtarlmlard.
Bu genel grnm iinde, baka bir yap sergileyen garip baz kmeler
vard. Kovrakm yatt yatakhanenin, byklerin karargah olduu
anlalyordu. Benim ocuklar, bunlarn on be kii olduunu, ete bal
da Korotkov diye bir ocuun yrttn sylediler. Onu henz

LER YOLUNDA

277

grmemitim, nk Kuryaj'llar zamanlarnn ounu kasabada ge


iriyorlard. Onlarn arasnda eski tanlarna rastlayan Evgenyev, bu
delikanllarn sradan kent hrszlan olduunu, Topluluktan yalnzca yatma
yeri olarak yararlandklarn syledi. Vitya Gorkovski, Evgenyev'le ayn
grte deildi.
"Sen bunlara hrsz m diyorsun? Onlar sokak serserisi be!"
Korotkov, Kovrak, Perets, urilo, Podnebesni ve dierlerinin daha
ok topluluk snrlan iinde sanat icra ettiklerini syledi Vitka. nce
retmenlerin evlerini, atlyeleri ve depolan temizlemilermi. ou
1 Mays Bayram dolaysyla kendilerine yeni izme verilen teki topluluk
yelerinden bile alacak ey bulmular; ve Gorkovskiye baklrsa, bu
izmeler tam yamalamalk"t. Ayrca kyde de hrszlk yapmlar,
bazlan karayolunda bile alm. Zira topluluk Aktika karayolu zerinde
kurulmutu.
Vitka, birden gzlerini kst, glmeye balad:
"imdi de ileri ilerletmi domuzlar, biliyor musunuz? Ufaklklar
onlardan kokuyor, dpedz titriyorlar karlarnda. Adamlar, byk adam
olmu, rgt kurmular, dnebiliyor musunuz! Kklere 'enik' diyorlar,
hepsinin birka 'enik'i var. Sabah oldu mu, 'nereye giderseniz gidin, ama
akama bana unu unu getireceksiniz,' diyorlar. Bazlan trende ya da
arda cepilik yapyor, ama ou almay beceremiyor, n'apsmlar,
dileniyorlar. Sokakta dikiliyorlar, ya da kprde, Rizhov'da avu
ayorlar. Gnde iki ruble topluyorlarm. urilo'nun 'enik'leri birinci,
bunlann be ruble getirdikleri oluyormu. Yasalann da yazmlar
eyrek patrona, bir eyrek 'eniklere. Yatakhanelerde bir ey
grmediinize bakmayn! Takm elbiseleri var adamlarn, paralan var,
ama hepsi gizli yerlerde. Podvorki'de, alnt mallann satld bir sr
haydut yata var. Hepsi de akam oldu mu oraya yorlar."
kinci kmede, Zayenko ve Malikov gibi ocuklar vard. Topluluk
yeleriyle daha yalandan tantmzda, bunlann saysnn hayli kabark
olduunu, otuzu bulduunu grdk. Naslsa bir mucize olmu, bu ocuklar
yaamdan yedikleri sillelere karn, gzlerindeki pmldy, o insana sevin
veren ocuksu-erkeksi saldrganlklarn ve yaamn, kendi varlm belli
eden tm olaylanna gerek bir sava hevesiyle bakmalarn salayan,

278

YAAM YOLU H

bozulmam zmleyici yeteneklerini korumay baarmlard. nsanln


bu blmnden ok holanrm ben. Ondaki gzellii severim, ruhsal
itepilerindeki soyluluu, tad onur duygusunu severim, hatta, bu
kesimi, tmyle mzmin bekar ve kadn dmanlarndan olutuu iin
bile severim. Bu delikanllar benim ileri mfrezemin yaklatn grnce
balarn kaldrdlar, delikleri sonuna dek alm burunlaryla temiz hava
esintilerini ilerine ektiler ve yukarda sz edilen zmleyici yetenekleri
hzla harekete geirerek yatakhaneye koutular. Ak ak benim tarafm
tutmaktan gene de korkuyorlard, ama ne olursa olsun., beni des
tekledikleri kesindi.
Vitka'yla ikimiz, bir rastlant sonucu bu toplumsal elerden nc
kmeyi oluturanlara tosladk; Vitka, onlan, tavan bulmu av kpei
gibi bana gsterdi. Avlunun bir ucunda, kalaslar bir tahta perdeye da
yandrlm ama gene de oymal tahtalarla sslenmi bir verandann
ardnda terk edilmi gibi duran bir kk barnak vard. Vanya Zayenko
eliyle bu yapy gsterdi:
"Burda tanmbilimciler oturuyor.
Tanmbilimciler mi? Ka kiiler?
On drt.
On drt tanmbilimci? Neden o kadar ok?
avdar ektiler, imdi de burda oturuyorlar."
Kalabuday anmsadm, kayglanmaya baladm.
"Onlara bu ad sen taktn herhalde!"
Ama Vanya ok ciddi grnyordu, daha da kesin bir tavrla bu kez
ban kullanarak sz konusu yapy gsterdi.
"Yok, bunlar gerek tanmbilimciler, inanmazsan kendin bak! Topra
srdler, avdan da ektiler. Bak, tarla yemyeil! Bak, ne kadar da
bym ekinler!"
Vitka, Zayenk'ya kmseyici bir bak bakt.
"u mavi gmlekli ocuklar m diyorsun! Onlar burann yeleri be!
Samalamay brak.
Samalamyorum ki! dedi Vanka, samalamyorum! Diplomalarn
bekliyorlar. Ktlan gelir gelmez gidecekler.
Peki yleyse, gelin u senin tanmbilimcileri grelim!"

LER YOLUNDA

279

Kk yapda iki yatak odas vard. tekilere kyasla temizce


saylacak battaniyelerle rtl yataklarn zerinde, Vanya'nn dedii gibi
mavi gmlekler giyinmi genler oturuyordu; salar balan taralyd,
ve yzlerinde son derece erdemli kiilere zg bir anlatm vard. Duvarlan
kartpostallarla dergilerden dzgnce kesilmi resimler sslyordu, gzelce
erevelenmi ve duvarlara aslm aynalan bile vard. Pencere ilerine,
kenarlar oymal kesilmi temiz ktlar yaymlard.
Ask suratl genler, selamm biraz souk karladlar, Vanyann
akah tantrma szleri karsnda azck bile utanm grnmyorlar
d.
"Bak, ite bunlann hepsi tanmbilimci, ben sana demedim mi! Ve ite
bu da bakanlan: Voskoboynikov."
Sanki tanmbilimcilerle deil de, varlklanna hi mi hi inanmad
cin ya da perilerle tanmak zere buraya arlmz gibi bakmaktayd
bana Vitka Gorkovski.
"Darlmayn ama ocuklar," dedim, "size neden tanmbilimci diyorlar,
merak ettim!"
Betinin benzinin solgunluu ve yznde kendini nemli biri sayanlara
zg anlatmla dikkati eken ve bu niteliklerinin hibiriyle duygu
suzluunu gizleyemeyen uzun boylu bir gen olan Voskoboynikov
yatandan kalkt, ellerini pantolonunun dar ceplerine zar zor sokuturdu
ve konutu:
"Biz, tanmbilimciyiz. Yaknda diplomalanmz alacaz.
Kim size diploma verecek?
Kim olacak, mdr verecek!
Hangi mdr?
Eski mdr."
Vitka glmesini tutamad.
"Bana da bir tane verse bari!
Alay edecek bir durum yok dedi Voskoboynikov. Bilmeden
konuma. Sen ne anlarsn bu iten?"
Vitka fkelendi bu kez.
"Ben yalnz hepinizin birer budala olduunu anlyorum. Bu da bana
yeter. Anlatn u meseleyi bakalm, kim akll kim aptal grelim.
Senden l aptal m olur" diye yantlad onu Voskoboynikov.
Kk dalan kendisi yaratm havalanndayd, ama Vitka bu dolabn
daha fazla dndrlmesine dayanamad.

280

YAAM YOLU II

"Tamam, yeter! Anlatn bakalm, haydi!"


Yataklara ilitik. Szlerimizden hayli alnm, fkeli, kaba tanmbilimciler, kendilerini toparladlar, Kalabuda'nm avdaryla kendi soluk
kesen uralarnn gizlerini aklamak iin gerekli zgveni ve yetkinlii
kazandlar ve btnlkten yoksun yklerinin arasna arpk, gvensiz
dudak bkmeler, yz ekitmeler serpitirerek olay anlattlar. Geen gz
Kalabuda Kuryaj'a adam gndermi, burada avdar ekilmesi iin gerekli
giriimlerin yaplmasn istemiti. Adam, byklerden on be kadar
ocuu Kalabuda adna almaya raz etmi, onlara cebinin azn am,
iilerini ayr bir yapya yerletirmi, yatak yorgan, araf, stba, palto
alm, hepsine ellier ruble para vermi, i bitince de onlara tanmbilimci
belgesi vereceini sylemi. Yataklar ve teki refah eleri birer gereklik
olarak ortada durduuna, bunlarn kendilerine verildii konusunda hibir
kukuya yer olmadna gre, hibiri ilkokulun ikinci snfndan yukar
eitim grmemi, karacahil saylacak bu ocuklarn, verilecek belgelerin
gerekliine inanmamalar iin hibir neden yoktu. stenilen btn
koullar yerine getirdiklerine gre hi kayglanmadan bekleyebilirlerdi.
Diplomalarn verilmesi bahara kalmt. Ne var ki bu durum ocuklar
pek rahatsz etmiyordu, nk, Kalabuda'nm adam ocuklara Yardm
Biriminin younluktan yoksun havasnn bir yerinde gzden yitmiti geri
ama, Topluluun mdr, byk bir eliaklkla bu grevi stlenmiti.
Topluluktan ayrlmadan bir gn nce onlara diplomalarnn hemen hemen
hazr olduunu, yalnzca Kuryaj'a gnderilip imzalandktan sonra trenle
tarmbilimcilere sunulacan sylemiti.
"Ama ocuklar sizi dpedz dolandrmlar, dedim onlara Tarmbilimci olmak iin ook okumanz, birka yl okula gitmeniz gerekir.
Bu alanda eitim veren birka yksek okul ve teknik niversite var, ama
bunlardan birine girebilmek iin bile normal okullarda birka yl eitim
grmeniz gerekir. Oysa... Sen, evlat, yedi kere sekiz ka eder?"
Anszn bu soruyu ynelttiim esmer, yakkl delikanl, utanga bir
tavrla beni yantlad:
"Krk sekiz."
Vanya Zayenko, kk dilini yutacakm gibi bir "hiii" ekti ve
itenlikli kk gzlerini falta gibi at.
"Vay canna! Tanmbilimciler! Krk sekiz ha! Vay canna! Bu iyi
ite!"

LER YOLUNDA

281

Voskoboynikov, "Sana fikrini soran oldu mu? Ne kyorsun (dan?


Sana ne? diye azarlad Vanya'y.
Bilgisinin kesinlii iinde yz bembeyaz kesilen Vanya, "Ama elli
al eder! diye haykrd. "Elli alt!"
Svatko diye anlan geni omuzlu sska bedenli gen, "Eee, ne olmu
yani" dedi. Bizi sovhoz'a alacaklarm sylediler, bu nasl olacak peki?
Bu olabilir, dedim ben, bir devlet iftliinde almak iyi bir eydir,
ama orada ii olacaksnz, tanmbilimci deil.
Tanmbilimciler fkelerinin iddetinden az daha yataklar kracaklard.
Svatko hrsndan kire gibi oldu.
"Hakkmz aramayacamz sanyorsanz, aldanyorsunuz. Biz burda
aptal deiliz, her eyi ok iyi anlyoruz! Mdr bizi uyarmt zaten!
Topran srlmesini istiyorsunuz ama adam bulamyorsunuz. Bu yzden
gelmi burda dr dr ediyorsunuz, bize glk karyorsunuz! Kalabuda'yla konuup onu da ayarttnz, biliyoruz! Ama bunu sizin yannza
brakmayacaz, gznzn yama bakmayacaz! te bu kadar!"
Voskoboynikov ellerini bir kez daha ceplerine kalad, uzun gvdesini
gerdi, nerdeyse ba tavana deecekti.
"Buraya bize kt atmaya m geldiniz? Bu ii bilenler bize gerekli
bilgiyi verdiler. Dnm dnm toprak ektik, eek gibi altk. imdi
bizi smrmek istiyorsunuz, deil mi? yle yama yok!
Aptallar! dedi Vitka hi istifini bozmadan.
imdi bir tane vuracam! Gorki'liler! Bakalarnn ayana elme
takmaya gelmiler buraya, n'olacak!"
litiim yataktan kalktm. Tanmbilimciler, fkeli, donuk yzlerini
bize dndrdler. Elden geldiince soukkanl bir hava iinde onlardan
ayrlmaya abalyordum.
"Nasl isterseniz yle olsun ocuklar. Tanmbilimci olmak istiyorsanz,
olun. Bu sizin bileceiniz i. imdilik sizin emeinize gereksinmemiz
yok, ilerimizi siz olmadan da yrtrz."
Gitmeye davrandk. Ama Vitka kendini tutamad, kapdan dnd,
yararsz olduunu bile bile inatla svd:
"Hepiniz aptalsnz ite! Aptallar!"
Onun bu gr tanmbilimcilerde yle bir fke uyandrd ki, Vitka
tabanlan yalamak durumunda kald.

282

YAAM YOLU n

ncler Odasnda, Jorka Volkov, her ne pahasna olursa olsun ko


mutanla atanm Kuryaj'llarla bir toplant yapyordu. Bu iin byle
olmayacan, bu trden komutanlarn bizim iimize yaramayacan daha
batan sylemitim Jorka'ya. Ama o, szlerimdeki gereklii deney
yoluyla snamay kafasna koymutu.
Adaylar sralara oturmu, plak bacaklarn bir yn sinek gibi
birbirine srtyorlard. Gzlerinden ateler fkran Jorka u anda bir
kaplan andryordu. Adaylar, kurallar ok karmak olan yeni bir oyuna
katlmak zere buraya getirilmi, ama eski oyunun ok daha iyi olduu
inancn tayan bir hava iindeydiler. Jorkann tutkulu aklamalarna
yant olmak zere glmsemeye yorlard ama sylevinin byle bir etki
yaratm olmas Jorka'nn hi de houna gitmiyor olsa gerekti.
"Ne srtyorsunuz be? Ne srtyorsunuz, ha? Dediklerimi anladnz
m? Birer asalak olarak yaadnz yeter artk! Sovyet hkmeti nedir,
biliyor musunuz?"
Yanaklarna yapk glmsemelerini koyunca bastrmaya abalayan
komutanlar suratlarn ast.
"Ben ne diyorum, siz ne anlyorsunuz! Siz, komutansnz, buyruk
larnza herkes uyacak.
Diyelim ki uymadlar?
Glmsemesini tutamayan kaim kal bir delikanlyd bu soruyu soran.
Ad Petruko'ydu ve be para etmez bir kaytarmac olduu yznden
belliydi.
arllar arasnda Spridon Kovrak da vard. Belukhin ve Karabanov'la
yapt konuma sonucu yumuam grnyordu, ama u anda d
krklna uram gibiydi yoldalaryla ok kt ve kendisine zarar
dokunacak anlamazlklara girmesi bekleniyordu.
Hemen o akam, Jorka'nn hararetli konumalarndan ve Kuryaj'llann
glmsemeli umursamazlklarndan sonra, her eye karn Komutanlar
Kurulunu oluturduk, Toplulukta yaayan herkesin adm kda geirdik,
ertesi gn yaplacak ileri bile saptayp bltrdk. Volokhov'la Kudlati
ertesi gn tarlalarda yaplacak iler iin gerekli aralar hazrladlar.
Komutanlar Kurulu da, hazrlanan aralar da amas bir grnm ser
giliyordu; yorgunluumuzun ve baarszlmzn bilincinde olarak
yataklarmza yattk. Brovoy'la yardmcsnn abmaya balamasna,

LER YOLUNDA

283

simsiyah toprak ynlar evresinde tahta talalarnn imdiden parl


damasna karn, Kuryajn genel sorunlar belirsizliini koruyordu
doru drst bir zme el atmak iin ii nerden tutacamz bilmiyorduk,
nk ortada bir ey yoktu.
Ertesi sabah erkenden Rabfak rencileri Harkov'a dndler. Ko
mutanlar Kurulu'ndan alnan karara uygun olarak kalk borusu saat altda
alnd. Kilise duvarnda imdi ngr mngr, gzel sesli yeni bir ann
asl olmasna karn, karlan ses, Kuyaj'llann zerinde kck bir
etki bile yaratmad, kolunda yeni bir krmz erit tayan Topluluk bakan
van Denisovi Krgzov, birka yatakhaneden ieri bam uzatt ama
mnutsuzluktan baka bir ey getiremedi. Topluluk uykudayd. Tek yaam
belirtisi, bizim nc mfreze yelerinin tarlalara gitme hazrlklarn
tamamlad ahrlarda grlebilirdi. ncler, yirmi dakika sonra ift
beygirle ekilecek saban ve birka trmkla yola ktlar. Kudlati at
arabasn ald, cckl patates bulmak zere kasabaya gitti. Yolda, ka
sabadan dnmekte olan soluk benizli, slak grnml yaratklarla
karlamt. Onlar durdurup zerlerini arayacak, gece olanlar konusunda
onlarla konuacak gcm yoktu. Ellerini kollarn sallayarak yatak
hanelere daldlar, bylece., uyuyanlarn sahys azalacak yerde artm
oluyordu.
Bir gece nce belirlenen Komutanlar Kurulu tarafndan oybirliiyle
onaylanan izlenceye gre, topluluktaki helkesin yatakhaneleri ve avluyu
temizleme iine balamas, ser yaplacak alan hazrlamas, manastr
duvarlar evresinde sebze ekilmesi iin topran bellenmesi ve duvarn
yklmas gerekiyordu. Baz iyimser anlarmda, byk bir g
oluturduumuz yolunda ho duygulara bile kaplmtm oysa. Drtyz
Ululuk yesi! Arimed olsa, drtyz kiinin emrine verildiini grnce
sevinten orackta lrd! Hatta belki, dnyay yerinden oynatabilmek
iin gerekli dayanak noktasnn aranmas iinin artk tamamlandna
bile karar verirdi. Yz yirmi Gorki'liden sonra, ikiyzseksen Kuryaj'l
bile benim gzmde grlmedik bir enerji younluu demekti.
Ne var ki bu eneji younluu u anda pis, kfl yataklarda sereserpe
ozanm yatyordu, kahvalt etmek konusunda kimsenin acelesi yoktu
anlalan. Tabaklarmz ve kaklarmz alnmt, ve yemekhane ma

284

YAAM YOLU H

salarna ne de olsa dzenli bir biimde dizilmilerdi. lk birka kiinin


yemekhane kapsnda belirebilmesi iin elaputin anm tam bir saat
almak zorunda kald. Kahvalt fasl saat ona dek srd. Yemde salonunda
birka konuma yaptm, kinin hangi mfrezeden olduunu, her
mfrezesinin komutannn kim olduunu ve kmelerin hangi ileri ya
pacam tam on kez yineledim. Topluluk yeleri konumalarm, balarn
tabaklarndan kaldrmakszm dinlediler. Bacaksz reziller, kendileri iin
ne denli lezzetli ve ya tuzu yerinde bir sabah orbas piirildiini ve
her ekmek diliminin zerine birer para tereya konulduunu bile fark
etmemi grnyorlard. Durup dinlenmeden kak sallyor, orbay ve
tereyalan mideye indiriyor, ekmek lokmalarn ceplerine tktryor,
yal parmaklarm yalaya yalaya ve Arimed umutlaryla dolu baklarm
yokumsayarak yemekhaneden kyorlard.
Kilise basamaklarnda dikilmi duran Mia Ovarenko'nun yanna
yaklaan olmad. Mia'nn yana, kilise basamaklarnda yepyeni bel
krekleri, trmklar ve sprgeler diziliydi hepsi de dn alnmlard.
Mia'nn elinde gene dn alman yepyeni bir defter vard. Mia bu deftere
her mfrezeye verilen gerelerin adm ve saysn yazacakt gya. Takm
taklavatmn ortasnda ok ahmak bir grnm vard, nk tek bir in
sanolu yanna varm deildi. Onuncu mfrezenin komutan Zayenko
kendi arkadalarndan oluan bir mfrezenin bende byk umutlar
uyandran komutan Vanya Zayenko bile alet almaya gelmedi, onu
kahvaltda da grmemitim. Yemekhanedeki yeni komutanlardan yalnzca
Kovrak geldi ve nmzden geen kalabala kstaha bakarak yanmda
dikildi. Onun mfrezesi yani drdnc manastr duvarn ykacakt
ve Mia kazmalar hazrlamt. Ama Kovrak kendisine verilen iten sz
etmeye bile yanamad. Her zamanki donuk tavryla manastr duvaryla
uzak yakn ilikisi bulanmayan konulara deiniyordu.
"Gord Topluluundaki kzlar gzelmi, yle mi?"
Ona arkam dndm, yrdm, ama o da benimle yrd, ve yzme
yan yan bakarak konumasn srdrd:
"Sizin kadn retmenlerden bazlar da baya esaslym diyorlar!
Burda da birka iyi para vard, ama biliyor musun, benim baklarmdan
bile korkarlard! Gzlerimin iini grdler mi, kpkrmz kesilirlerdi.

LER YOLUNDA

285

imdi, ne var benim baklarmda? Sorarm, benim baklarm neden


byle tehlikeli, syle haydi!
Senin mfreze neden ie gitmedi?
Biliyorsam Allah canm alsn! Bunun benimle ne ilgisi var hem?
Bak, ben ie gittim mi, gitmedim.
Neden gitmedin peki?
imden gelmedi! Hah-hah-ha!"
Gzlerini kst, kilisenin tepesindeki haa bakt.
"Bu Podvorkide de birka iyi para var. Hah-ha! Sana bir tane bu
lurum istersen."
nceki akamdan bu yana, nerdeyse insanst bir aba harcayarak
fkemi bastrmaktaydm. u anda iimde bir yumruk byyor, byyordu
ama imdilik yreimin bulunduu yreden, sanki kapakklar talim
yapyormu gibi, bouk gcrtlar geliyordu yalnzca. Beynimde biri
"Hazrol!" komutunu verdi ve duygular, dnceler beynimde etkinlik
gsteren tm alglamalar, geveklikten kurtulmaya, toparlanmaya balad.
O ayn "biri" kalarn atarak u buyruu verdi:
"Kovrak'a ilime! Hemen git, Vanya Zayenko'nun mfrezesi neden
iba yapmam, Vanya neden kahvaltya gelmemi, onu ren.
Bu ve daha baka nedenlerle Kovrak'a, "ekil bamdan! Allahn..."
dedim yalnzca.
Kovrak benim bu davranm karsnda ok ard ve hzla yanmdan
uzaklat. Zayenko'nun yatt yatakhaneye gittim. Vanya arafsz
yorgansz bir iltenin zerinde yatyordu, adamlar evresini sarmt.
Ellerini bann altna koymutu; solgun, zayf eli, kirli yastn zerinde
ok temiz grnyordu.
"Ne oldu?" diye sordum.
evresini saranlar sessizce bana yol atlar. Odaryuk glmsemeye
abalad ve duyulur duyulmaz bir sesle, "Onu dvdler, dedi.
Kim dvd?"
Yastn zerinden Vanya'nn sesi beklenmedik bir tnyla yankd:
"Biri beni dvd ite. te byle! Gecenin karanlnda geldiler, beni
battaniyeye sardlar, canm kanncaya dek dvdler. Gsm aryor,
buram."
Vanya Zayenkonun nlayan sesi, kuru, solgun yzne hi uy
muyordu.

286

YAAM YOLU D

Kuryaj'da hastane diye anlan bir binann bulunduunu biliyordum.


Oradaki pis, bo odalardan birinde yal bir hastabakc kadn oturuyordu.
Malikov'u onu armaya koturdum. Malikov kapda elaputin'Ie
arpt.
"Anton Semyonovi, otomobille geldiler, sizi aryorlar!"
Byk, siyah bir Fiat arabann yannda Bregel, Yolda Zoya ve Klamer
duruyorlard. Bregel, grkemli bir glmseme sergiledi.
"Eeee, devraldnz m?
Aldm.
Nasl gidiyor?
yi gidiyor.
ok mu iyi, az m?
yle byle!"
Yolda Zoya, bana inanmadn ele veren gzleriyle yzme bakt.
Klamer, sama soluna baknd. Benim yz rublelik retmenlerimi merak
ediyordu anlalan. Hastabakc kadn, tam bir ihtiyar yryyle
tkezleye tkezleye ama hzla yanmzdan geti, Vanya Zayenko'ya gitti.
Ahrdan Volokhov'un saygl olmayan sesleri geliyordu:
"Domuz olu domuzlar! nsanlar berbat ettiniz, yetmedi, hayvanlan
da berbat ettiniz! Bir arabaya koulacak iki at yok be, domuzlar! Bunlar
at deil, ii gemi orospu hepsi!"
Yolda Zoya'nn yz kzard, yle bir srad ve byk hatta ko
caman kafasn iki yana sallad.
"Toplumsal eitim diye ben buna derim ite!"
Glmemi tutamadm.
"Toplumsal eitim deil bu," dedim. "Duygularn anlatacak sz
bulamayan bir insan yalnzca!"
Klamer kin duygulann dile getiren bir glmsemeyle, "Bulamyor
demek ha?" dedi. "Bana sorarsanz ok yerinde szckleri bir araya
getirmesini iyi baard bu delikanl.
te ben de bunu sylyorum ya! nce baaramad sonra da
aradm buldu."
Bregel bir ey syleyecekmi gibi yapt, gzme gzme bakt, ama
hibir ey sylemedi.

DL

287

DL
Ertesi gn Koval'a u telgraf gnderdim: "Gorki Topluluu. Koval.
Topluluun tm retmenlerinin yola kma iini hzlandrn. lk trenle
Kuryaj'a gelsinler."
ki gn sonra akam zeri telgrafma yant geldi: "Arabalar yznden
gecikme oldu, retmenler bugn yola kyor."
Kuryaj'daki tek araba gecenin ikisinde, Rizhov istasyonundan Ekalerina Grigoryevna, Lidya Petrovna, Butsai, Jurbin ve Gorovi'i getirdi.
Bizden nceki retmenlerin oturduu saysz barnak arasnda onlara
yatacak odalar bulduk, iyi kt yatak dek hazrladk yataklar ka
sabadan almak zorunda kaldk.
Karlama ok sevinli oldu. elaputin'le Toska, onbe yanda birer
delikanl olmalarna karn mektep kzlar gibi gelenleri perek, sevin
lklar atarak mutluluklarm dile getirdiler, coku iinde eski dostlarn
boyunlarna atldklarnda ayaklan yerden kesiliyor, havada sallanyordu.
Gorkililer en akrak ve mutlu grnyorlard, Topluluktaki ilerin ne
durumda olduunu yzlerinden okuyordum. Ekaterina Grigoryevna
okuduklarm ksaca onaylad:
"Orada her ey hazr. Her ey topland, denkler baland. arabalann
gelmesine kald.
ocuklar nasl?
ocuklar denklerin zerinde yatp kalkyorlar ve sabrszlktan
(Ryorlar. Bana sorarsanz bizim ocuklar doutan mutlu. Biz hepimiz
utlu insanlanz, deil mi? Siz naslsnz?"
Kendimi toparladm. "Ben de anlatamayacam denli mutluyum,
idedim saknunl bir sesle. Ama Kuryaj'da benden baka mutlu kii
-olduunu sanmyorum.
Hayrola, ne oldu? diye sordu Lidoka merakla.
Bir ey yok canm, diye dayland Volokhov. Bizden yeterince
adam yok o kadar. Tarlalarsa i bekliyor. Birinci Karma biziz, kinci
: Karma biziz, daha ne istersen biziz.
| Kuyajllara n'olmu?"
\ ocuklar gld.
Ir
\

288

YAAM YOLU II

"Acele etme, grrsn..."


Pyotr vanovi Gorovi, dudaklarn birbirine bastrd, bir ocuklara,
bir karanlk pencerelere, bir bana bakt.
"Bizim ocuklarn hemen gelmesi gerek, ha?
Hemen, dedim. ok ivedi olarak. Topluluk elden geldiince abuk
buraya gelip bizi kurtarmal. Yoksa keceiz."
Pyotr vanovi bir iki ksrd.
"Bir iki prz var. Sizin Toplulua gitmeniz gerekecek. Geri o zaman
da biz burada yalnz kalacaz, g olacak, ama ne yapalm. Demiryolu
grevlileri arabalar iin ok para istediler, hi indirim yapmyorlar,
ksacas glk karyorlar. Bir gnlne oraya gitmeniz gerekecek.
Koval demiryolu yetkilileriyle kavga etti.
Bir sessizlik oldu. Volokhov omuzlarn dndryormu gibi bir
hareket yapt, bir iki ksrd ve tpk bir ihtiyar gibi grtlan te
mizledi.
"Bunda bir ey yok, dedi. Hemen gidersiniz. yle ya da byle
bamzn aresine bakarz burada. Olan oldu, napalm, siz yalnz
ocuklara syleyin fazla oyalanmasnlar.
Pencerenin iine oturmu olan van Denisovi, soukkanl bir havayla
glmsedi, saatine bir gz att.
"ki saat sonra bir tren var, dedi. Son arzunuz ve vasiyetiniz nedir,
syleyin?
Son arzum? Benim isteklerimin ne anlam var? Elbet kaba gce
bavurmamalsnz. imdi alt kii oldunuz. ki mfrezeyi bizim
tarafmza ekin, yeter. Ama onlar birer birer deil, mfrezeler halinde
kazanmaya bakn.
Bu da epey dil dkmemizi gerektirecek herhalde, dedi Gorovi
dalgn dalgn.
Evet, ama fazla ileri gitmeyin. Onlar kazanmaya altnz ak
ak belli etmeyin. Topluluu anlatn onlara, baardmz ileri anlatn,
yaantmzdan rnekler verin... Size retecek deilim ya ne diyeceinizi.
Elbet birden gzlerini aacak deilsiniz, ama yle tadmlk bir eyler
verin, yeter."
Kafam karmakarkt. inde binbir dnce ve imge douyor, frlyor,
debeleniyor, hatta sanki baylyordu, ve bunlardan biri kazara beni iyimser

DL

289

olmaya aran bir nitelik gsterse, hemen onun arpk bir dne
olabilecei kukusuyla doluyordum.
Eitbilimin kendi fizii, kimyas, geometrisi ve makina bilimi vardr,
hatta eitbilimsel gerekst diye bir ey bile vardr. imdi kalkp, bu
alt grevliyi tek bana Kuryajda, karanlk gecenin ortasnda nasl
braktm sorabilirsiniz. Onlara konumalarn gtlemitim, ama
aslnda, alt kltrl, ciddi, iyi niyetli insann Kuryaj'da ansnz ortaya
kvermesinin yarataca etkiye gveniyordum. Elbet bu, bir f katran
iinde bulunan bir kak bala gvenmek gibi bir eydi. Ama fdaki
gerekten katran myd? Elbet benim kimyam pek yle iyi deildir, bu
durumda elde edilecek kimyasal tepki, son derece sefil, gevek ve de
sonuca gtrmekten uzak olabilir. Burada kimye kullanlacaksa, kimyann
bir baka alanndan yararlanmak gerekir dinamit kimyas, nitrogliserin
kimyas, kilise duvarlarn, kf kokulu ceketleri, "ocuk psikolojisini"
kpralt ocuklarm ve de "diplomal tanmbilimcileri" gklere frlatacak
ani, ktc, dehet verici, etkileyici bir patlayc kimyas ie yarayabilir
ancak burada.
Sz aramzda, kendimi ve nc karma mfrezemi dzgn bir biimde
bir fya yerletirmeye hazrdm bizde yeterince patlayc g vard
kukusuz. 1920 yln dndm. Hayli iddetli balamtk ie, patlayc
ktl ekmemitik. Gogol'un Vakula's gibi bulutlarda gezmekteydim,
o zamanlar hibir eyden korkmuyordum ben. Ama imdi kafacm,
kutsal saylan bir ikiyzllk diye nitelenebilecek eitbilimin temel
eleri gibi grnen eit eit kordelayla sslenmiti. "Sevgili ninecik,
n'olur izin ver de u kadarck, azck patlayaym!" diyorum. "Tabii, patla
canm," diye yantlyor beni. "Yalnz dikkat et, ocuklarn duygularn
incitme."
Burada patlama umudu yok!
"Volokhov, atlan arabaya ko! Gidiyorum!"
Bir saat sonra, bir tren vagonunun ak penceresinin nnde dikilmi
yldzlara bakmaktaydm. Tren, drdnc mevki vagonlardan oluuyordu,
oturma yeri Man yoktu.
Kuryaj'dan byle kam olmakla ayp etmiyor muydum? Kendi
iimdeki dinamit deposundan korkuma ekilmi deil miydim? Kendi
kendimi yattrmam gerekiyordu. Dinamit tehlikeli bir eydi, onunla
neden oynayacaktm, benim o esiz Gorki'lilerim yok muydu? Drt saat

290

YAAM YOLU H

sonra bu havas pis, kendisi pis yabani tren vagonundan inecek, "sekin"ler
arasna katlacaktm.
Toplulua, gnein kendisinin bile souktan titredii bir saatte, bir
at arabasyla geldim. Topluluk yeleri drt bir yandan koa koa yanma
geliyorlard. Topluluk yeleri mi dedim? Balayn. Hepsi de radyum
nlan yayan birer kaynak gibiydi! Daha nce, komann bir yerden bir
yere gitme arac olabileceini asla kabul etmeyen Galatenko bile demir
dkm iliinden dan ban uzatt gibi yle bir kou kopard ki, Kral
Darius'un ordusundaki fillerden biri gibi yeri yerinden oynatyor sanlrd.
O da kendi payna den selamlama, aknlk ve sabrsz sorulan dile
getiren grltlerini genel grltrlere katt.
"Orda iler nasl, Anton Semyonovi, iler yolunda m?"
Sen bu yrekli, yalansz glmsemeyi nerden buldun Galatenko?
Alt gz kapan ylesine sevimli biimde kntrmay nasl rendin?
Bu gl kaslan nerden buldun? Gzlerinin byle pnl pnl parlamas
iin ne yaptn, bir ey mi srdn? Sihirli bir su mu damlattn onlara yoksa
yalnzca katksz bahar sulann m vurdun? Azmda dilim glkle
hareket ediyordu daha, ama gene de cokulan anlatmann bir yolunu
buldu. Evet, cokular!..
"Neden hepiniz ik idirhem bir ekirdeksiniz, diye sordum. Balo mu
var?
stne bastn! diye yantlad beni Lapot. hem de ne balo! Bug
almyoruz, tatil ilan ettik, akama da Pire'yi oynayacaz, bu bizim
kyllere veda oyunumuz oluyor. Sen onu brak da, orda iler nasl, onu
anlat."
Kuryaj'llan etkilemek iin zellikle alnm yeni ksa pantolonlann
ve kadife apkalann giyinmi olan ocuklar bir tatil havas yayorlard.
Altnc mfrezenin yeleri (tiyatro oyunculan) ordan oraya kouyor,
akamki oyunun hazrlklarn yapyorlard. Yatak odalan, okul, atlyeler,
toplant odalan, ivilenmi sandklar, balanm denkler, ilte ve knlarla
tklm tdmd. Her taraf bayram varm gibi silinip sprlm ve
sslenmiti. ura Jeveli'nin bakanlndaki on birinci mfreze benim
odama yerlemiti. Annem de sandklann ortasnda oturuyordu, ama
ocuklar ona cmerte bir katlanabilir yatak ayrmlard, ve ura, bu
eliaklyla gurur duyuyordu.

DL

291

"Nine bizim gibi yapamaz. Grdn m? Btn ocuklar samanlkta,


samanlarn zerinde yatyorlar. Yataktan bile daha rahattr bizim otlar.
Kzlar da arabalarda yatyor. Ne, biliyor musun, u Nesterenko var ya,
daha dn buray devrald, bugn bize kafa tutmaya balad! ura'ya bak,
ona koca bir topluluu verdik, bir kar saman bize ok gryor. Ninenin
eyalarn gzel toplam myz? Sen syle ona Nine!"
Nine ocuklara uslu uslu gld, ama onlara kmasn gerektiren
bir konu vard.
"ok gzel topladnz. Peki ama mdrnz nerede yatacak?

Sen onu hi merak etme! diye haykrd ura. Bizim on birinci


mfrezenin saman hepsinden gzeldir. Edvard Nikolayevi bu yzden
bizi azarlad hatta! Bu kadargzel samanlarn zerinde uyumak gnahtr
dedi. Ama pekl uyuduk biz, sonra da samanlar apkna verdik, bir
yedi ki grecektiniz. Anton Semyonovie bir yer bulacaz, sen hi merak
etme!
ocuklarn ou retmenlerin odalarna yerlemi, kendi aralarnda
paketleme ve sandklarn bamda nbet tutma kmeleri oluturmulard.
Lidokamn odas, Kovalla Lapot'un karargahyd imdi. fke ve yor
gunluktan bitkin bir halde olan Koval, pencerenin iine oturmu, yumklann saa sola sallyor, demiryolu yetkililerine svp sayyordu.
"Sefil brokratlar! Sylyoruz, bu, ocuklar iin diyoruz, yok,
atanmyorlar bize! Teki, ne istiyorsunuz?' diye soruyorum adamlara.
I 'Nfus czdanlarm m getireyim size? Bizim ocuklarn nfus kd
j yok, bilmiyor musunuz? Hibir zaman olmad!' Onlara lf sylemenin
| bir anlam yok ki, tek szck anlamyorlar nk. 'Bir yetikin, yannda
yalnzca bir ocuu biletsiz gtrebilir,' diyorlar. 'Peki yannda yetikin
olm adan bir yere gidiyorsa bu ocuk?...' 'ocuk! ocuk bunlar ulan
kaz kafallar! Anlamyor musunuz, bu bir alma topluluu! Hem zaten
biz yk vagonunda gitmek istiyoruz!' Ama ha bir aa ktne meram
>anlatmaya kalkmsn ha bunlara! Tk tk tk, klerindeki boncuklan
oynatyorlar, 'navlun, ykleme boaltma iin gerekli sre tazminat,
cet...' Sonra nerden bulup kanyorlarsa kitap dolusu kural koyuyorlar
lmze... Atlar iin ayn fiyat, ev eyas iin ayn fiyat, ekim iin gi
diyorsak ayn bir fiyat. Ne ev eyas be!' dedim adamlara. 'Siz bizi ne
sanyorsunuz, ev tayan kerli ferli bir aile mi?' yle saygsz insanlar

292

YAAM YOLU H

ki, alt taraf memur bunlar ama burunlar havada! Masa banda oturmu
glk karmaya yaryorlar. ster burjuva olun ister kyl, bizi ilgilendirmez/ diyorlar. 'Biz yalnz yolcularla mal gnderenleri tanrz.'
Meseleyi snfsal adan anlatyorum, aval aval suratma bakyorlar,
'Burada bir cret tarifesi olduuna gre, snfsal a bizi ilgilendirmez,'
diyorlar."
Ne Koval'n demiryolu yetkililerini anlatan ackl yklerini ne de
benim Kuryaj'la ilgili gzler yaartan izlenimlerimi umursayan Lapot,
konumay hep neeli konulara kaydrmaya abalyor, bildiimiz eylerden
konumak istiyordu; Kuryaj diye bir ey yoktu sanki, sanki bu ylgn
topraklarda, birka gn sonra Komutanlar Kuruluna bakanlk edecek
olan o deildi. Ondaki bu vurdumduymazlk nce beni kayglandrd ama
ondaki o kvlcmlar saan zek az sonra kayglarm datt, Kuryaj'
aklmdan kardm ve baktm ki, ben de onlarla birlikte kahkahalar sa
vuruyorum. Gnlk allm ilerden bamsz geen gnlerde Lapot'un
o kendine zg yetenei daha da gelimi, bir iek gibi amt. Onda
manyetik gler vard sanki. evresinde insan eksik olmuyordu hi, ona
k olanlar, inananlar, tapanlar, ahmaklar, huysuzlar, lgnlar, ve itilip
kaklanlar, hakszla urayanlar... Lapot btn bu insanlar birbirinden
nasl ayracan, hepsini nasl ayr ayn yerlere yerletireceini, onlar
nasl neelendireceini, onlardan holanmay biliyordu. Btn bu insanlar
onun ellerinde en ince gzelliklerini aa karyor, ve insanln son
derece ilgin bir rnei olarak grnyorlard.
Solgun yzl, akn bakl suskun Gustoivan'a diyordu ki:
"Evet, avlunun tam atasnda bir kilise var. Ama diyakoza gerek yok, I
yabancy ne yapalm, sen diyakoz olursun."
Gustoivan'm pembemsi dudaktan titredi. Yatakhanenin karanlk bir
kesinde her akam dua okumakla nlyd bu ocuk ve Topluluk
yelerinin alaylarn Tannya varma yolunda ekilen ikenceler olarak :
alglyordu. Tekerci Kozir patlad:
"Neden yle konuuyorsun Yolda Lapot, Tann seni balasn!
Gustoivandan diyakoz olur mu hi? Tann onu bt ie atamam, orar
kutsamam ki!
Lapot bam arkaya att.
"Kutsasa ne olur, kutsamasa ne olur! dedi. Onu bir diyakoz gibi
giydirir ssleriz, olur biter! Al sana bir diyakoz! Hem de en lsndan! 5

IDL

293

Kutsanmas gerek," diye steledi Kozir kaln, mzikli sesiyle.


"Piskoposun ona elini vermesi gerek."
Lapot, Kozirin nnde meldi, przsz ve i gz kapaklarnn
altndan ona dik dik bakt.
"Dur hele bir dakika, ihtiyar! dedi. Piskoposun yetkisi mi var?
Evet, piskoposun yetkisi var.
Peki ya Komutanlar Kurulu neci oluyor? Onun yetkisi yok mu
yani? Komutanlar Kurulu ona elini bir verirse grrsnz! aar da
kalrsnz hepiniz!
Komutanlar Kurulu byle bir i yapamaz evlat. O kutsanm deil
d kutsasn," dedi Kozir. Ban biryana yatrmt. Bu konuma onun
i pek houna gitmi olsa gerekti.
Lapot, iki elini Kozirin iki dizine koydu, dine kar dosta bir sayg
i gsterme abasyla szlerini srdrd:
f
"Kutsar Kozir, kutsar! dedi. Komutanlar Kurulu yle bir kutsama
[ kutsar ki, senin piskopos kuzu gibi melemeye balar!"
r
Yal, sevecen, aziz gibi bir adam olan Kozir, Lapotun szlerini byk
bir dikkatle dinler, onlar yreinin derinliklerine gmerdi. ocuklarn
yadsnmas olanaksz mantna nerdeyse teslim olacakt. Piskoposlarn
we de tm azizlerin ona ne hayr dokunmutu imdiye dek? Hi! Ama
; Komutanlar Kurulu onu gzle grlr, elle tutulur biimde kutsam
bulunuyordu, onu karsndan korumular, ona temiz, aydnlk bir oda,
bir yatak vermilerdi, ayana tpatp uyan sapasalam izmeler giy dnlerdi, Gud'un birinci mfrezesinin elinden kma izmeler hem
de. Yal Kozir lp de cennete gittiinde Ulu Tanr onu dllendirecek,
>ektii aclan unutturacakt belki, ama bu dnyadaki yaam sz konusu
rolduu srece, Komutanlar Kurulundan vazgemesi dnlemezdi.
"Lapot! Orda msn?
Galatenko'nun somurtuk surat pencereden uzand.
Kutsamalar tartmasn kesmek durumunda kalan Lapot, "Buradaym!
He oldu? diye seslendi.
Galatenko yavaa pencerenin alnlna tumand, Lapot'un karsnda,
derin bir insansal acnn duman duman tten buharlann yayan azna
dek dolu bir kadehi andran fkeli yzn sergiledi. Galatenko'nun iri
gDderinde iri yalar birikmiti.

294

YAAM YOLU H

"Syle una Lapot! Syle! Ben kendime gvenemiyorum, yum


ruklarmla konuacamdan korkuyorum...
Kime?
Kime olacak, Taranets'e!"
Bu srada Galatenko'nun gz bana iliti, glmsedi, gzyalarn
sildi.
"Hayrola Galatenko?
Onun buna ne hakk var? Drdnc mfrezenin komutam olmusa
ne olmu... apkn'a bir kasa yap demiler ona, ne diyor, biliyor musunuz,
bir apkn'a, bir de Galatenkoya yapalm bari,' diyor.
Kime sylemi?
Kime olacak, marangozlara, oculara.
Eeee?
apkna bir kasa gerekmi, arabadan atlamasn diye... Beni de
yakaladlar, lm aldlar... Taranets onlara demi ki, 'apkn solda
durur, Galatenko da sada' demi.
Ne demek istiyor yani?
Tahta kasa ite!
Lapot dnceli dnceli kulann ardn kad. Galatenko'ysa onun
bu konuda ne diyeceini sabrla beklemekteydi.
"Ama sen vagondan aa atlamazsn, de mi?
Pencerenin br tarafnda duran Galatenko ayak deitirdi ve ban
eerek ayaklarna bakt.
"Neden atlayacakmm? Nereye atlayacam ki? Bir de diyor ki,
'kasay salam yapn, yoksa vagonu parampara eder bu,' diyor.
Kim parampara edecekmi vagonu?
Kim olacak, ben!
Ama sen byle bir ey yapmazsm, deil mi?
Ben niye kaaym ki?
Senin ok gl olduunu anlatmak istemi Taranets. Sen sakn
alnma.
Glym elbet. Ama kasa da nesi oluyor?"
Lapot ak pencereden dan atlad ve marangoz iliine doru yol
land, Galatenko peinden gidiyordu.
Lapot'un klarndan biri de Akadi Ujikov'du. Lapot, Arkadi'nin zor

DL

295

rastlanan trden bir insanlk rnei olduunu kabul ediyor, onu anlata
anlata bitiremiyordu.
"Arkadi gibi birine insan hayatta bir kez rastlar. Eteimin dibinden
ayrlmaz, ocuklardan kokuyor. Benimle yatar, benimle kalkar, yemekte
benim yanmda oturur.
Senden bu kadar holanyor demek?
Holanmak ne kelime! Ama biraz param vard, koval ip alaym
diye vermiti, Arkadi araklad.
Lapot sznn burasnda bir kahkaha kopard, yambanda at
kasasnn zerinde oturan Arkadi'ye dnd.
"Syle bakalm bacaksz, nereye gizledin paray?
Arkadi duruunu hi deitirmedi, hibir utanma belirtisi gstermedi,
istifini bozmadan yantlad onu.
"Senin eski pantolonunun cebine koydum.
Sonra ne oldu peki?
Sen buldun.
Ben bulmadm ulan eek, seni sust yakaladm, yle deil
mi?
Evet, yle."
Arkadinin donuk gzleri Lapot'un yznden bir an bile ayrilmad,
ama bunlar birer insan gz deildi, bir eit deersiz, yaam belirtisi
tamayan cam paralarn andryordu.
"Bu ocuk senden de alar yani Anton Semyonovi, billahi alar!
yle deil mi ufaklk?"
Ujikov yant vermedi.
"alar valla!" diye haykrd Lapot neeyle ve Ujikov, her zamanki
kaygszlyla kahramannn anlaml yzne bakt.
Nitsenko da Lapot'un hayranlarndan biriydi. Bu ocuun uzun, ince
bir boynu vard, grtlak kemii kkt, bu boynun zerinde sallanan
kck kafas bir devenin yersiz kibrini taknm gibiydi.
"u kazkafay neye isterseniz benzetebilirsiniz, dedi Lapot. Araba
dingili deseniz olur, kak deseniz olur, ya da inek yala, bahvan beli
deyin isterseniz. Ama ona sorarsanz, kendini adam sanr, o da baka!"
Bu garip ocuklarn Lapot'un evresinde toplanmas iyiydi. Onlar
Gorki'lilerin genel saflarndan soyutlamam kolaylayordu bylece.

296

YAAM YOLU H

Lapot'ta bulunan bitmez tkenmez akalar rma, onlarn zerine aktlan


anndnc bir sv ilevi gryor, Topluluun yetkinlemesi ve dzenin
salanmas yolundaki abalarm younlatrmam kolaylatryordu.
Ve u sralar, benim bu trden abalarm her zamankinden fazla kendini
gstermekteydi.
Topluluktaki btn ocuklar bana Kuryaj' soruyorlard, ama bu so
runun, salt incelik gerei, insanlarn karlatklarnda birbirlerine
"naslsnz?" diye sormalar mei sorulduu apak ortadayd. Kuryaj'a
kar duyulan ilgi, Topluluumuzun uzak bir kesine ekilmi, orada
kuruyup buharlam bulunuyordu. imdi daha deiik ilgi alanlar ve
deneyimler kafalar doldurmutu yk vagonlar, Molodets ve Galatenko
iin yaplacak kasalar, eyalarla tk tk dolu retmen odalar... btn
bunlarn sorumluluu ocuklarn zerindeydi. Sonra samanlar zerinde
uyunan uykular, Pire oyunu, Nesterenko'nun kabal, denkler, sandklar,
arabalar, yeni kadife apkalar, Gonarovka kyndeki eitli Marusyalar,
Natalyalar ve Tatyanalarn zntl yzleri kesilmeye yazgl taze
ak filizleri vard. Topluluun st dzeylerinde, gln ykler, akalarla,
n n kahkahalarla, beceriksiz taklmalarla dolu deiik bir hava esi
yordu.
Btn bunlar, hasada hazr bir tarlann olgun baaklarn yalayp geen
dalgalara benziyordu, uzaktan bakldnda tarla en akrak ve keyifli
grnyordu. Ama aslnda, her bir baakta sessiz sedasz duran bir g
vard, kendisini okayan rzgarda tatl tatl, yavaa sallanan baak, tek
bir buday tanesini yere drmez, tek bir an olsun kayglanmazd. Ve
tpk, baan harman zamann hi imursamamas gibi Topluluk yeleri
de Kuryaj' dnmyorlard. Vakit saat gelince harman dvlecek, vakit
saat gelince Kuryaj'da yaplmas gereken iler yaplacakt.
ocuklarn plak ayaklan, isteksiz bir nezaketle lk topraklar
zerinde gidip geliyor, beli kemerli gvdeleri onlarla birlikte hafif hafif
sallanyordu. Gzleri huzur iinde bana glmsyor, dudaklan bir dosta
verilen incelik selamyla kmldyordu. Parkta, bahede, tek edilmi
hznl sralarda, otlarn zerinde, rman kysnda, her yerde insan
kmeleri vard. Deneyimli delikanllar, gemilerine ilikin ykler
analarn, makinal tfekleri, bozkrlan ve ormanlarda bannan eteleri
anlatyorlard. Balarnn zerinde kmltsz aa doruklan uuan anlar,
"kar kralielerinin" kokusu ve beyaz akasya iekleri vard.

DL

297

Birden, burada bir idilin bulunduunu kefettim ve nedense utanr


gibi oldum. Bu olanaksz bir ey gibi geliyordu bana. Kafam, benimle
ince ince alay ediyormu izlenimini veren imgelerle obanlar, meltem
rzgrlar, ak tanrlaryla doldu birden. Ama yaam bazen insanla
akalard, ve bu akalar bazen kstahlk izi tayabilirdi! Bir leylak
fidannn altnda, kk, kalkk burunlu, ya byk kendi kk,
"Boksr" diye anlan bir delikanl oturuyordu, sazdan yaplma bir ddk
alyormu gibi burumutu yz. ald bir ddk deildi kukusuz!
Elindeki bir flt olsa gerekti... ya da bir Pan kaval... nk Boksrn
yz, eski Roma'nn kr tannlannnki gibi muzipti u anda. Ve krlarda,
kzlar ieklerden ta ryorlard. Bana peygamber ieklerinden
rlm bir ta yerletirmi olan Nataa Petrenko o ince gzelliiyle
gzlerimi yaartt. Ve anszn, yal allardan oluan iman bir duvarn
ardndan Pan'm kendisi ortaya kt. Kr byklan, glmseyen dudaklan
zerinde titriyor, ak mavi gzleri ayn nedenle kslyordu.
"Seni aramadm yer kalmad! Kasabaya gitti dediler. N'aptn o
asalaklarla anlaabildin mi? ocuklar nerdeyse yola kacak, bunlarsa
bizi geciktirip duruyor, aptallar!
Bana bak Kalina vanovi, dedim ben, ocuklar bunlayken tansan,
kasabaya olunun evine gitsen iyi olur. Biz gittikten sonra ayrlmak sana
zor gelir.
Kalina vanovi, ceketinin derin ceplerinde piposunu aramaya balad
bu szlerim zerine.
"Buraya ilk gelen bendim, son giden de ben olacam. Mujikler beni
buraya getirdi, brak imdi de gtrsn asalaklar! u Moussi'yle
konutum. Benim tanmam mesele deil. Sen belki kitaplannda bu
dnyann ne zamandan beri var olduunu okumusundur. Dnya kuruldu
kurulal benim gibi ook aptal moruk ordan oraya tanmtr da kimse
yolunu yitirmemitir! Onlar beni tarlar, hih-hih-hi!"
Kalina vanovi'le ikimiz bahede dolamaya baladk. Kalina bir
yandan piposunu ekiyor, bir yandan da ksk gzleriyle aalatn te
pelerine, Kolomak rmann l l yanan sularna, balan tal kzlara,
Boksr'e ve onun ddne bakyordu.
"Baz asalaklar gibi yalan sylemesini bilsem, bir gn Kuryaj'a gelirim
diyeceim. Ama ne yalan syleyeyim, gelemem. nsan dediin zavall
bir yaratk, nazik bir bitki... Gc kuvveti yerindeyken alm olsun,

298

YAAM YOLU H

olmasn, fark etmez, bir ba arsdr insan... Kuramsal olarak insandr,


ama pratikte kaynatlp tutkal yaplmaktan baka ie yaramayan bir ey...
nsanlar gelecekte belki daha akllanacaklar da ihtiyarlardan tutkal ya
pacaklar... Onlardan ok iyi tutkal olur."
Uykusuz gecelerden ve kasabaya gidip gelmelerden bitkin dm,
dokunulsa krlacak hale gelmitim nerdeyse. Evren kafamn iinde n
n tyor, k saan kvrml borular gzlerimin nnde ykselip
ykselip duruyordu. Kalina vanovi, durmadan gemiteki anlarn
anlatyordu. Bense onu ancak bugnk haliyle gzmn nne ge
tirebilirdim , baka bir imge oluturmak da istemiyordum.
"ok da kt bir yaam srm saylmazsn Kalina vanovi!"
dedim.
Kalina vanovi, piposunu silkelemek zere durdu, "Sana bir ey
syleyeyim mi," dedi. "Hi de yle grldm gibi aptal deilim, neyin
ne oluunu bilirim. Yaam dediin sama sapan, beceriksizliklerle dolu
bir i! Yiyeceksin, yediini sindireceksin, uyuyacaksn, sonra gene yi
yeceksin. Ama et yermisin, ama ekmek...
Dur hele, dur! almak nerde kald?
almak neye yarar, kime yarar? Bak, bu ark nasl dnyor,
biliyor musun, senin alman isteyenler, kendileri almayan asalaklar,
almaya u kadar bile gerek duymayanlarsa, kz gibi almak zo
rundalar."
kimiz de sustuk.
"Bugnk ynetim altnda ksa sre yaadm sanyorum. diye
srdrd konumasn Kalina vanovi. "Her eyi kendi yntemleriyle
yapyor eytanlar. ok sert adamlar bunlar ayn zamanda, bense sertlikten,
kabalktan holanmam elbet Ama gene de yaam deiiyor. Sen iini
yapyor musun, senden iyisi yok, gerisi onlar ilgilendirmiyor. Sen hi
byle bir ey grdn m? imdi herkes senin alman istiyor. Sen ben
gibi dnyadan haberli olmayan birka aptal var, durmadan alyor,
kanlar nlerine sofra koymazsa yemek yemeyi bile unutuyorlar. Hatrlar
msn, bir keresinde sana gelmitim de, 'Yemeini yedin mi?' diye
sormutum. Vakit de akamd. Ve sen hih-hih-hi! Sen yemek yiyip
yemediini dnmeye baladnd. 'Galiba yedim, ama o belki dnd,'
demitin, hatrladn m? Yemek yemeyi bile unutmutun, hih-hih-hi! Hi
byle ey duydun mu?"

DL

299

Kalina vanovi'le birlikte ikindiye dek dolatk parkta. Gkte


gnein sndrldnde, Kostya arovski koarak yanmza geldi.
Sivrisinekleri kovmak amacyla elindeki dal plak bacaklarna vurup
duruyordu. Daha uzaktan azarlayc bir tavrla seslenmeye balad:
"Oyuncular giyinmeye balad, siz burda volta atyorsunuz! ocuklar
sizi aryor! armz grmelisiniz, yle gln ki! Lapot an oynuyor,
bir burun yaptlar ki greceksiniz!"
Kyden ve komu iftliklerden gelen dostlanmz tiyatro salonunu
doldurmulard. Lunaarski Topluluu, tam takm oradayd. Nesterenko
perde arkasnda tahta oturmu, onu kabalk, kadirbilmezlik ve kat
yreklilikle sulayan ocuklara laf yetitirmeye alyordu. Aynann
karsnda yzn gzn boyamakta olan arn kz Olya Voronova
tasalanyordu:
"Nesterenko'mun cann karacak bunlar!"
Pire, Topluluumuzda ilk kez sahneleniyor deildi, ama bu kez
makyaj uzmanlanmzn Butsaiyle Gorkovski'nin Kuryaj'da bu
lunmas nedeniyle ocuklar akla karay semiti. Makyaj, ok acemilik
kokuyordu. Ama bu kimseyi rahatsz etmiyordu, nk oyun, bir aynh
toplants yapmak iin bir bahaneydi yalnzca. Veda trenlerine gerek
yoktu. Pirogovka ve Gonarovka kzlan, gene tarihncesi aa
dnyorlard, nk onlara gre tarih, kar durulmas olanaksz Gorki
delikanllarnn Kolomak kylanna varmasyla balamt. Deirmen
hangannn kelerinde, Marttan beri yaklmam olan fnnlarn
yannda, sahnenin ardndaki karanlk aralklarda, urda burda duran
bir srann zerinde, aa ktklerinin zerinde, her trden tiyatro
"de-kor"unun zerinde kzlar oturmaktayd; iekli bartleri ikide
bir omuzlanna kayyor, hznle eilmi kumral balarm ortaya
kanyordu. Bu gen kz yreklerini ne szckler, ne kutsal melodiler,
ne de gs geirmeler dolduracakt artk. Gen, dalgn parmaklar,
allarnn, dizler zerine dm psklleriyle oynuyordu; gereksiz bir
davrant bu da, gecikmi bir incelik gsterisiydi. ocuklar kzlann
yanlarnda ayakta duruyor, kendi yrekleri de zntyle doluymu gibi
grnmeye alyorlard. Arada bir Lapot giyinme odasnn kapsndan
ban uzatyor, ekilen ak sanclarm anlayla karladm gstermek
zere burnunu alayc bir tavrla arptyor ve sevecen, kederli bir sesle
konuuyordu:

300

YAAM YOLU D

"Petya yavrum! Marusya orda sensiz de pekl oturabilir, hibir yere


kamaz, merak etme! Haydi git giyin bakalm! At olduunu unuttum
mu yoksa?"
Petya, kurtulma sevincini dile getiren mark bir gs geirmeyi
byk bir ustalkla aresiz bir znty dile getiren veda soluuna
dntryor ve Marusya'y yalnzla brakyordu. Neyse ki Marusya'lann yrekleri sklp taklabilen paralardan yaplmtr! ki
aya kalmayacak, Marusya Petya'nm paslanmakta olan imgesini
yreinden skp kartacak, yreini yeni umutlarla besleyecek, bo
kalan blmeye prl prl yeni bir para u anda bir kme Gorki'li
delikanlya hznle veda ederken, gizli gizli Marusya'nm yreindeki
bo yere kendini uyarlamakta olan Storojevoyeli Panas'm imgesini
yerletirecektir. Ksacas, dnyada iler yolundadr, ve Petya, rolnden
Kazak reisi Platov'un troykasmn at olmaktan mutludur.
zlencenin asl veda treni balad. Gzel, scak szcklerden, sk
tembih, iyi dek tmcelerinden, haberleme, ibirlii vaatlerinden,
teekkrlerden sonra perde ald ve elden ayaktan kesilmi adamlarnn
ortasnda aptal grnml bir arla durmadan spren arkanl
odacnn havalara uurduu tozlar ortaya kt. Hangarn arka kap
sndan aygr Galatenko, Korito ve Fedorenko drtnala sahneye
kotular. Atlar gemleri gerekten azya alm, koca kafalarn saa sola
sallyor, "dekor"lan krp dkyor, srcleri Taranets'in elindeki gergin
dizginleri zorluyorlard; byk bir patrt kopararak sahneye daldk
larnda, ayaklan altndaki eski deme tahtalan atrdad. Birden
Taranets'in ardnda beliren ask suratl bir adam, srcnn kemerine
asld. Bu, parlamaya balayan bir yldzn, Oleg Ognev'in oynad
Kazak reisi Platov'du. zleyiciler, yzlerindeki son znt kvlcmlarm
da acmaszca sndrdler ve tiyatrosal numara ve gzelliklerden oluan
denize daldlar. Kalina vanovi en n srada oturmu sararm bir
buruuk parmakla gzyalanm siliyor sevincinden her eyi unut
mu.
Birden Kuryaj canland gzmn nnde.
Hayr, hayr, balanmay dilemenin zaman deil imdi, kimse bu
kutsal kadehi dudaklarmdan indiremez! Birden ok yorgun olduumu,
tmyle tkendiimi hissettim.

DL

301

Oyuncularn soyunma odasnda prl prl bir itenlik havas, tatl


bir scaklk vard. ar giysilerini kuanm tacm arkaya itmi olan
Lapot, Ekaterina Grigoryevna'mn kocaman koltuuna gmlm,
Galatenko'ya, at rolnn ok iyi oynandn anlatyordu.
"Deil tiyatroda, mrmde grmedim ben byle at!"
Tam o srada, "kalksana, haydi kalk!" dedi Olya Voronova Lapot'a.
"Kalk da Anton Semyonovi otursun."
Oyunun sonunu bekleyemedim; bu rahat koltukta uyuyakalmtm.
Uykum arasnda onbirinci mfreze delikanllarnn, kulaklar sar eden
soprano sesleriyle tarttklarn duyuyordum:
"Kaldralm onu! Haydi, kaldralm!"
Ama Silanti, onlar caydrmaya alyor, fsltyla baryordu:
"yle barmasanza! Brakn adamcaz uykusunu uyusun! Ben bunu
bilir bunu sylerim! Gerisi bo! Brakn uyusun!"

BE GN
Ertesi gn Kalina vanovi, Olya ve Nesterenko ile vedalap ku
caklatktan sonra yola ktm. Koval mallarmzn trene yklenmesi
iini, tasarland zere gerekletirmek ve tm Topluluk yeleriyle
birlikte be gn iinde Harkov'dan ayrlmak zere orada kald.
im hi rahat deildi. Aklnn doal dengesi geici olarak bo
zulmutu, kafam kukularla, kuruntularla doluydu. Duygularm yersiz
deildi, nk Rizhov istasyonundan yola kp da aa yukan leden
sonra saat birde manastra vardmda, kapdan ieri admm attm
an bam derde girdi.
Begel, Klamer, Yuryev ve bir savc gelmi, soruturma yapmaktayd.
Bu arada nedense, Kuryaj'm eski mdr bu kiilerin arasnda salnp
duruyordu. Bregel fazla ciddi bir havayla bana dnd:
"Daha imdiden birbirlerini yemeye balamlar, dedi.
Kim kimi dvm?
Ne yazk ki iin kimin marifeti olduunu, kimin bann altndan
kalktn bilmiyoruz."
Ask suratl, gzlkl bir adam olan savc, Bregel'e sinsi sinsi bakt
ve uysal bir sesle unlar syledi:

302

YAAM YOLU n

"Bana kalrsa mesele ak. Bir kkrtma falan olmam anlalan.


Eski bir anlamazlk belki, kim bilir... Aslna bakarsanz ok ciddi trden
bir patrt kopmu deil. Ama gene de kimin yaptm bilmek iyi olur.
imdi mdr de burda oluuna gre bize yardmc olur belki... Kendisi
aratrr, bize bildirir."
Savcnm bu davran Bregel'in houna gitmemi olsa gerekti. Bana
baka tek bir sz etmeden otomobile bindi. Yuryev bana koyunsu bir
glmseme yneltti. Soruturma komisyonu Topluluktan ayrld.
Topluluk yesi Doroko, yatakhanelerden epeyce yeni yarm dzine
izme toparladktan sonra, tam d kapdan karken yakalanm ve
dvlmt. Geceleyin gerekleen bu olayn tm zellikleri, saldrnn
ok iyi hazrlandn ve Doroko'nun, izmeleri alarken gzlendiini
kantlyordu. an kulesine yaklarken biri kvermi, zerine bir
battaniye frlatm, ocuu yere alm ve dvmt. Ahrdan gelmekte
olan Gorkovski karanlkta birka kk bedenin drt bir yana
koutuunu grmm; dvenler Doroko'yu olduu yerde brakm,
ama battaniyeyi almlard. Sanklarn yakalanmas yolunda ya
takhanelerde annda yaplan aramalar bir sonu vermemiti, herices
uykudayd nk. Doroko yara bere iindeydi ve hemen Topluluk
hastanesine yatrlmas gerekmiti; arlan doktor, ciddi bir ey
olmadn sylemiti. Ama Gorovi gene de olay hemencecik Yuryeve
yetitirmiti.
Bregel'in bakanlndaki soruturma komisyonu, dnden hazrm
gibi kollan svam, soruturmaya koyulmutu. Karma nc mfrezemiz
tarladan anlm, yeleri birer birer sorguya ekilmiti. zellikle
Klamer, dayaktan Gorki'lilerin sorumlu olduunu kantlama
abasmdayd. Tek bir retmen bile sorguya ekilmemiti, ona ba
karsanz, retmenlerle grmekten bile saknmlard; komisyon, adam
gnderip u kiiyi, bu kiiyi artmay yeterli bulmutu. Kuryaj'llardan
yalnzca Perets'le Kovrak anlm ve ayn bir odada kendileriyle
grlmt; bunun da nedeni, kukusuz, bu kiilerin pencereden
balann uzatp, "Bize sorsanza! Onlar sorguya ekmenin ne anlam
var? Dayaklan yiyeceiz, ve azmz ap kimseye yaknamayacaz,
yle mi?" diye barmalanyd.
Onalt yanda kart bir delikanl olan Doroko kk hastanede
uzanm yatyor, kuru baklann benden ayrmayarak yle fsld
yordu:

BE GN

303

"Ne zamandr size sylemek istiyordum...


Kim dvd seni?
Neden gelip iime burunlarn soktular? Beni kimin dvd
nemli mi? Ama senin ocuklar deildi, bunu bilesin, yle olduunu
da kantlayamazlar. Seninkiler olmasayd beni ldreceklerdi. O ko
mutan ocuk ahrdan kt da hepsi kat...
Kim hepsi?
Sylemem. Kendim iin almadm. Sabahtan bana bu ii ya
pacaksn dediler.
Kovrak m?
Ses yok.
Kovrak m?"
Doroko ban yasta gmd ve alad. Hkrklar arasnda
sylediklerini zar zor anlyordum.
"renirse... Sandm ki... bu son olacak... sandmd...
Sakinlemesini bekledim, sonra gene sordum:
"Yani seni kimin dvdn bilmiyorsun, yle mi?"
Doroko birden yatanda doruldu, oturdu, ban iki eliyle tuttu,
bir znt nbetine tutulmu bir halde bir saa bir sola sallanmaya
balad. Sonra gene elleri banda, gzleri gene yal olduu halde
glmsedi:
"Hayr, hayr, bilmiyorum! Ama Gorki'liler deildi! Onlar olsa bu
ekilde dvmezlerdi beni!
Nasl dverlerdi peki?
Bilmiyorum, ama battaniye kullanmazlard. Hayr, hibir zaman
battaniye kullanmazlard.
Neden alyorsun peki? Bir yerin mi acyor?
Yok, hibir yerim acmyor, ama... Bu son olacak demitim kendi
kendime... Senin de haberin olmayacakt...
Zarar yok, dedim ona, Hele bir iyile, olanlar unuturuz.
Ahh, Anton Semyonovi, nolur unutun!"
Doroko sonunda sakinleti.
Bu kez ben iin asimi aratrmaya baladm. Gorovi'le Krgzov
fkeyle ellerini kollarm sallamaya, hatta gereinden ok fkelenmeye
kalktlar. van Denisovi ask suratl grnmeye bile abalad ve

304

YAAM YOLU H

kalarn att, ama salt iyi huylardan ve akalardan oluan bir kalkan
ylesine uzun sredir yznde durmaktayd ki, bu abalan beni
gldrmekten baka ie yaramad.
"Neden yle fkeli grnyorsun van Denisovi?
Kim, ben mi? Hi de fkeli deilim! nsanlann birbirlerini neden
ldrmek istediklerini nerden bileyim? Grlecek eski hesaplan vard
herhalde.
Bana sorarsan pek yle eskiye benzemiyor!
Niye? Neden eski olmayacakm?
Bence bunlar hayli yeni hesaplar. Haa, eyi soracaktm... Daya
atanlarn Gorkililerden olmadndan emin misin?
Brak Allah akna! dedi van Denisovi dosta bir t verir gibi.
Bizimkiler neden byle bir ie kalksn?"
Volokhov bana kt kt bakt:
"Kim? Bizimkiler mi? Bacak kadar bir ocuu dvecekler ha?
Hangimiz yapar byle bir ey? Kovrak olduunu bilsek, ya da uro,
Korotkov olduunu bilsek, imdi gider haklann sen izin versen yani!
Bzdk izme almsa nolmu? Her gece bir ey alyorlar. Hem zaten
unun urasnda daha ka izme kald ki? Bizimkiler buraya gelene kadar
btn izmeler gidecek. Cehenneme gitsinler! Brak alsnlar! Hrszl
grmezlikten geleceiz. Tamam da almyorlar... Asl sorun bu!"
Ekaterine Grigoryevnayla Lidoka'y, bo odalannda son derece
akn bir durumda buldum. Soruturma komisyonunun gelmesi, onlan
her eyden ok rahatsz etmiti. Lidoka pencerenin iine oturmu,
dzensiz toprak ve pislik ynlan sergileyen baheye daldrm gzn.
Ekaterina Grigoryevna derin bir hzn iinde yzme bakt.
"Memnun musunuz? dedi.
Neden memnun muyum?
Her eyden. Bu soyutlanm dnyadan, ocuklardan, stleri
nizden?"
Bir an dndm: Memnun muydum? Memnun olmamam ge
rektirecek zel bir neden var myd? imdilik her ey aa yukan
umduum gibi geliiyordu.
"Evet, memnunum, dedim. Hem zaten bilirsin ben yle kolay kolay
szlanmam."

BE GN

305

Ekaterina Grigoryevna ne glmsedi ne de bir canllk belirtisi


gsterdi. "Ben szlanyorum," dedi. "Evet, nerdeyse alayacam. Neden
bizi bu denli yalnz brakyorlar, anlayamyorum! Biz burada byk bir
talihsizlikle karlamz, gerek bir insanlk trajedisi yaamz, ne
olduu belirsiz aristokratlar gelmi, bize hava basyor, yukardan yu
kardan bakyorlar... Bylesi bir yalnzlk iinde fazla dayanamayz. Ben
dayanmayacam en azndan... Dayanamayacam..."
Parmaklaryla pencere rafnda yava yava trompet almakta olan
Lidoka, Ekaterina Grigoryevna'y yattrmak iin elinden geleni yapt
ama onun da gzyalarn zor tuttuu belliydi.
"Ben, sradan bir insanm!" diye haykrd. "Ama almak istiyorum.
almak iin can atyorum... Belki byk kahramanlklar bile
gsterebilirim. Ama... Ben bir insanm burda, bcek deil."
Gene ban pencereye evirdi Lidoka ve ben, yklacak gibi sallanan
yksek sundurmaya ktm, kaplarn kapadm. Vanya Zayenko'yla
Kostya Vetkovski Orada duruyorlard. Kostya glyordu.
"Eee, devam et! Hepsini yiyip bitirdiler mi?"
Vanya, soylu selam verir gibi hafiften eilerek eliyle geni bir ufuk
izdi.
"Hepppsini!" dedi. "Ate yaktlar, piirdiler ve yalayp yuttular. Zor
mu yani! Sonra ne yaptlar, uzanp yattlar ve gzel bir uyku ektiler,
hem de ne uyku, ml ml ve de horul horul uyudular. Onlarn
bitiiinde bizim mfreze alyordu, biz kavun ekiyorduk. Biz gldk,
onlarn komutan Petruko da gld... O kadar! Bir de unu syledi: 'Nefis
bir klde patates ziyafeti ektik!
Yani btn patatesleri yediler mi demek istiyorsun? Ulan orda
yarm tondan fazla patates vard!
Hepsini yediler! Piirip piirip yediler. Birazn ormanda bir yere
sakladlar, birazn da tarlada saa sola attlar. Sonra yatp uyudular.
Yemee de gelmediler. Petruko dedi ki, 'Bize yemek gerekmez, patates
ektik bugn!' dedi. Odaryuk da ona, 'Sen bir domuzsun!' dedi. Bir gzel
kavga ettiler. Senin Mia da ie balarken onlarla beraberdi, nasl patates
ekilir, onu anlatyordu. Sonra komisyona arld."
Vanya artk nl uzun yrtk pantolonunun yerine ksa pantolon
Gorici Topluluunda yapld daha uzaktan belli olan ok gzel, cepli

306

YAAM YOLU D

bir ksa pantolon giyiyordu. Ya elaputin ya Toska kendi gardroblanm


onunla paylam olsalar gerekti. Vanya, Vetkovski'yle konuurken elini
kolunu sallyor, ince bacaklar zerinde yaylanyor, arada bir yan gzle
bana bakyordu. Arada bir de, tatl, ocuksu bir alay alevi gzlerinde
yanp snyordu.
"Ne haber tvan? fken dindi mi? diye sordum.
Vanya eliyle hafif hafif gsne vurdu, "yiyim! " dedi. "1-K Karma
mfrezedeyim. Kavun ektim. Balangta Deni bizimle birlikte alt,
sonra onu buraya ardlar, kendi bamza srdrdk ii. Bak greceksin
ne gzel kavun olacak! Gorkililer ne zaman geliyor? Be gn iinde
mi? ok merak ediyorum onlar dorusu... Grelim bakalm u
Gorki'lileri!
Sen ne diyorsun Vanya, Doroko'yu kim dvd dersin?"
Vanya akn ve itenlikli yzn birden bana evirdi, gzlerini
gzlme dikti. Yanaklan bir iki kez titredi, sarkt, sonra gene gerilerek
titredi; Vanya ban iki yana sallad, kulann ardnda parmayla
yukardan aa doru bir izgi izdi ve glmsedi.
"Bilmiyorum."
Bunu syledikten sonra da bir eyler biliyormu havalannda
yanmdan uzaklamaya davrand.
"Vanya! Dur bir dakika! Biliyorsun ve bana sylemek zorunda
sn!"
Vanya kilisenin duvarnda durdu, uzaktan bana bakt, bir an iin
utanm grnd, sonra byk bir soukkanllk iinde, tpk bir yetikin
gibi, her szcn zerine basa basa unlan syledi:
"Sana doruyu syleyeceim. Ben oradaydm, ama benden baka
kim vard, syleyemem. almamas gerekirdi!"
kimiz de sustuk. Kostya svmt. Dndk, dndk, sonunda
Vanya'ya "Tutuklusun," dedim. "ncler Salonuna git. Volokhov'a yat
borusuna dek tutuklu kalacan syle."
Vanya ban kaldnp bana bakt, hibir ey demedi, bam sallad
ve koarak ncler Salonuna gitti.
Bu be gn bilincimde upuzun bir boluk, bombo bir beyaz kt
olarak duruyor. Bu dnemdeki etkinliklerimin aynntlann anmsa

[
i
j

|
f

BE GN

307

makta glk ekiyorum u anda. Belki de bunlar etkinlik deil de ieri


ekilme, ya da belki iyi talim grm, ve birletirilmi glerin kulla
nmdan kaldrlmas gibi bir eydi. O zamanlar bana mthi bir etkinlik
evresindeymiim, unu zmlyor, u konuda karar veriyor, onu bunu
yapyormuum gibi geliyordu. Ama aslnda dpedz Gorki'lilerin gel
mesini beklemekten baka bir i yapmyordum.
Bununla birlikte baz iler baardk saylr.
Her sabah saat bete kalktmz unutmadm rnein, ve her sabah,
Kuryaj'llann bizim yaptmz yapmamak konusundaki inatl srarn
grdmz an duyduumuz sabrl fkeyi unutmadm. nc Karma,
bu dnem iinde hemen hemen hi uyumad, nk her zaman iin son
derece ivedi iler alyordu bamza. Ben dndkten bir gn sonra ere
geldi. Tam iki saat tarlalar, avlular, ekim alan yaknndaki barakalar
ve setleri lt; tam bir sessizlik iinde, sebzeler krallndan ekip
kopard her trden vr zvn ineyerek mareal admlaryla bu lme
iini srdrrken son derece tasal grnyordu. Akam zeri gne
yan tenleri, toz toprak iinde ama srm gibi bedenleriyle yeni bir ie,
dev domuz srmzn banndnlaca alan temizlemeye koyuldu
Gorki'liler.
Bitkilerin yetimesini hzlandrmak zere s verici maddelerin
konulaca ukurlarn kazlmasna, seralarn hazrlanmasna balan
mt bile. Volokhov o gnlerde bir komutan ve rgtleyici olarak ok
byk beceri sergiledi. Tarlada, atlarn bana bir kii biralar, geri kalan
herkesi ie koard. Pyotr vanovi Gorovi sabahleyin elinde iyi seilmi,
son derece etkileyici bir bel kreiyle ortaya kyor, krei kendisini
akn baklarla szen bir kme Kuryaj'lya doru sallayarak, "Ey
yiitler! Gelin kabartn bu topra!" diye sesleniyordu onlara.
Yiitler, balarn evirip kendi ilerine gidiyorlard. Eer, giderken,
ksa pantolon giyinmi, gece gibi simsiyah yanm Butsai'yle kar
larlarsa, onun derinden gelen bas sesiyle dile getirdii arsn da ayn
vurdumduymazlk iinde dinliyorlard. "Ulan tembel herifler!" diyordu
Butsai, "daha ne kadar siz otururken alp kamnz doyuracam
ben?"
Rabfak rencilerimizden bazlar, akamlan gelip bir iki bel sal
lamaya kalktlar, ama onlar hemen Harkov'a gnderdim. Bahar

308

YAAM YOLU H

snavlar yaklayordu, bu iin aka gtrr yan yoktu. lk posta Rabfak


rencilerimizin yksek retim kurumlanna girmesi bekleniyordu, bu,
benim iin on Kuryaj'dan daha ok anlam tayordu dorusu.
Bu be gn iin her trden pek ok iin tamamlandn, ve pek ok
ie balandn anmsyorum. Yayla gibi geni, hava, rzgar geirmez
tuvaletlerin son tuvaletlerini yapmakta, onlar tam anlamyla hazr
hale getirmekte olan Borovoy gerek bir marangozlar ordusuyla takviye
edilmiti; kimi yeraltnda ina edilen souk hava depolarnda, kimi
okulda, evlerde, seralarda, kimi de gbreliklerin yapmnda almak
tayd. elektriki elektrik santralnda ie koyulmutu. kii, topran
altnda barsak aramaktayd, Podvorki'de oturanlardan, Kuryaj'a
manastr zamannda su borularnn dendiini renmitik nk;
ayrca an kulesinin st katnda, salam bir sarn ortaya karmtk;
nitekim, ksa bir sre iinde, topraa gml su borularn bulduk.
Kuryaj avlusu tahta paralan, talalar, ktkler ve eitli nedenlerle
kazlm ukurlarla doluydu; onarma ve yenileme dnemi tam hzla
ilerlemekteydi.
O
sre iinde, Kuryaj'llann salk ve temizlik durumlarn dzeltmek
iin pek bir ey yapmadk, dorusunu sylemek gerekirse, kendimiz bile
ok seyrek ykanabildik. elaputin'le Solovyov, her sabah erken saatlerde
kovalan alyor, tepenin aalannda bir sette, musluklan doann elinde
bulunan o harikulade emeye gerek bir kaynaa yollanyordu. Onlar
tkezleye tkezleye ve de o deerli suyu dke saa yukarlara trmanncaya dek hepimiz eitli grevlerin bana koturmu bulunuyorduk,
ocuklarsa tarlalara gitmi oluyor, su havasz nc Salonunda bou
bouna snp duruyordu. Byk bir hevesle bizim saflara gemi olan
Vanya Zayenko'nun onuncu mfrezesi, anszn, kck bir uyanda
bulunmakszn ve de gerekli izin ya da buyruu almakszn, bizim odaya
tanverdi, yerde, kendi battaniyeleri zerinde yatp kalkmaya bala
dlar. Bu mfrezedeki ocuklar ok ho ocuklard geri, ama onlann
bu karan, odamza birka kuaklk bir bit soyu da getirmi oldu.
Soyut eitbilim asndan, bu yle byk bir talihsizlik saylmayabilir,
ama Lidoka'yla Ekaterina Grigoryevna, son derece gerekli olmakszn
odalarna gitmememiz iin bize adeta yalvardlar, odalarna gitsek bile,

BE GN

i
t

f
t

309

hibir eyay kullanmayacak, masalarn, yataklarn ve teki bite kar


hassas eyann yanma yaklamayacaktk. Aslna bakarsanz, onlarn
kendilerini nasl koruyabildiklerini ve bize kar neden ylesine byk
bir titizlik sergilediklerini hibir zaman anlayamyordum, nk bu
retmenler btn gn yatakhanelerde alyor, kendi genlik ko
lumuzun hazrlad bir taslaa uyarak Kuryaj ocuk yurdu ile ilgili
herhangi bir ayrnty deerlendirme, buradaki yaant konusunda elden
geldiince fazla bilgi toplama iini yrtyorlard.
Topluluktaki btn bina ve alanlar tmyle yeniden dzenlemeyi
dnyordum. Kuryaj'hlann okul dedii uzun odalar, yatakhane
yapmay tasarlyordum, drtyz Topluluk yesinin tm, yalnzca bu
binada yatp kalkacakt. Bu odalardan, okul gereleri artklarn te
mizlemek ve ilerinde badanac, marangoz, boyac ve camclar
yerletirmek pek zamanmz almad. "lk Topluluk"un barnd kapsz
binay okula ayrmtm, ama elbet, bu bina Kuryaj'llarla dolu olduu
srece onarlmas diye bir ey sz konusu olamazd.
Evet, pek ok etkinlik vard, ama hibiri de eitbilimsel etkinlik
deildi. Toplulukta, herhangi bir iin yaplmad, birka kiinin
almakta olmad tek bir ke bucak yoktu. Her ey, onarlma,
yalanma, boyanma ve ykanma ilemi grmekteydi. Bu arada yemekhaneyi de onarmakta ve duvarlardaki aziz ve azize suratlarn
boyayla kapatma yolunda kararl bir almaya girmi olduumuzdan,
yemeklerimizi bahede yiyorduk. imdilik dokunulmayan tek yer, ya
takhanelerdi.
Burada, Kuryaj'llar, her zaman olduu gibi uyuyor, yediklerini
sindiriyor, bitlerini besliyor, birbirlerinden bir yn ufak tefek alyor,
bana ve etkinliklerime ilikin bir yn gizli dnceler yeertiyorlard,
Artk yatakhanelere gitmiyordum ve genel olarak, bu Kuryaj'llarn
zel yaantlarna kar ilgi duymaz olmutum. Kuryaj'llarla olan
ilikilerim ok ak ve kesin izgilerle belirlenmi oluyordu: Yemekhane
sabah yedide, len onikide ve akam saat altda alyordu, benim
olanlardan biri zili alyor, Kuryaj'llarsa dank kmeler halinde
yemek yemeye geliyorlard hemen. unu sylemek gerekir ki, bu ii
ardan almak, bu insanlarn ilerine gelmiyordu, bunun nedeniyse
yalnzca yemde salonunun belli bir saatte kapanmasndan kaynaklanyor

310

YAAM YOLU n

deildi; hayli uyank yrmelerinin bir nedeni de, erken gelenlerin, ne


yapp yapp kendi paylaryla birlikte daha sonra gelenlerin paylarn
da mideye indirmeyi baarmalaryd. Ge gelenler bana sver, mutfak
alanlarna ve Sovyet hkmetine sver, ama daha etkin nlemler
almaktan saknrlard, nk yiyecek merkezinin komutan Mia Ovarenko'ydu.
Artk Kuryaj'llann, ktkler, ukurlar, iki kollu testereler, havaya
kalkm baltalar, sva ukurlan, kire bekleri ve de kendi vicdanlanyla yer yer tkanm yollardan yrye yrye yemekhanelere
gelmelerinin, besinleri sourduktan sonra da ilerine gitmelerinin hayli
gletiini gizli bir muziplikle gzlemliyordum. Btn iaretler, bu
ruhlarn iinde gerek trajedilerin, melodramlarn demiyorum, gerek
Shakespeare trajedilerinin oynanmakta olduunu gsteriyordu bana.
"Olmak ya da olmamak" onlarn sorunu buydu.
Bir iin yaplmakta olduu bir noktada birka kiilik kmeler halinde
dikilir, sonra arkadalanna sinsi baklar gndererek, sulu, dnceli
admlarla yatakhanelere doru giderlerdi. Ama artk yatakhanelerde
yaplacak heyecan verici bir ey yoktu, alnacak bir ey bile kalmamt.
Bir kez daha kp dolar, yaplmakta olan ie yle daha yakndan
bakmaya kalkarlard; arkadalarnn gznde saygnlklarn drmeye,
beyaz bayrak kararak, hi deilse herhangi bir eyi bir yerden bir yere
tamaya izin istemeye utanyorlard. Gorki'liler, onlarn yanndan birer
deniz ua gibi geiyor, nlerine kabilecek herhangi bir engele
arpmamak iin hemen havalanmaya her an hazr grnyorlard.
Bir amac gerekletirmek yolunda canlarn dilerine takan bu ocuklar
karsnda adeta bunalmlara den Kuryaj'llar, bir kez daha Hamlet
ya da Coriolanus durumuna derlerdi. Onlann konumu daha da trajikti
belki, nk hi kimse Hamlet'e, neeli bir sesle: "ekil yolumdan!
Yemee daha iki saat var! diye barmamt hibir zaman.
Gene ayn gizli muziplik ve belki de kt niyetle, Gorki'lilerin ad
anldnda, Kuryaj'llann yreklerinin bir an iin durduunu
gzlemliyordum. Karma ncnn yeleri, retmen okulunu bitirmi
olmalan halinde kukusuz kendilerine saklayacaktan baz szleri arada
bir sylemeden edemiyorlard:
"Siz hele durun! Burada pek ok Gorki'li greceksiniz yaknda, ve
o zaman bakalarnn srtndan geinmek ne demek, reneceksiniz..."

BE GN

311

Kuryaj'llardan ya byk ve ar daman az ok patlak olanlardan


bazlan, gelecekteki olaylarn nemine ilikin kukulann dile getiriyor,
biraz da alayl bir tavr iinde, "Eee? Ne var bunda? Geleceklerse
n'apalm yani?" diye daylanyorlard.
Deni Kudlati, bu trden sorulara u yant verirdi:
"Merak m ettin canm? Hah-hah-ha! Seni yle bir adam edecekler
ki, z anan bile tanmayacak! Haberin olsun!"
Soyutluk ve belirsizlikten pek holanmayan Mia Ovarenko, duygu
ve dncelerini daha ak bir biimde anlatyordu:
"Burada ka tane almayan serseri varsa o kadar morarm gz
olacak; ka kiiydiniz, ikiyz seksen mi, ha? Ah, yzlerinizin manzaras
pek ilgin olacak dorusu. nsan bakmaya bile korkar!"
Bu szckleri duyan Kovrak, dileri arasndan tkrrd:
"Morarm gzm! Buras Goki Topluluu deil! Karnzda Hakov
yetkililerini bulacaksnz, ne haber!"
Mia, ortaya atlan gr pek nemli bulmu olacak, almasn
bir an iin brakt ve sesine alayl bir sevecenlik katarak yle dedi:
"Sevgili yavrucuum! Sen ne sylyorsun, bakaym? Gorki Topluluu
deilmi, Harkov yetkilileriymi, ha? Ne diyorsun sen? Peki seni burda
bou bouna kim tutar yavrum, dndn m hi? yle bir sor kendine,
senin derdini tasan kim eker, ha?"
Mia, konumasna ara vermeden iini yapmaya koyuldu ve elindeki
aleti skca kavrad.
"Senin adn ne?" diye srdrd konumasn.
Kovrak aknlktan dondu kald.
"Nee?
Senin adn, diyorum, nedir! Kokarca m? Ya da belki Kirpi,
ha?"
Kovrak hem aknlktan hem de kendisine taktrlan adlardan
kpkrmz kesildi.
"Sen ne diyorsun?...
Bana adn sylesene, yoksa bilmiyor musun?
Benim adm Kovrak.
Haa, Kovrak demek! Nerdeyse unutmutum! Ayamn altnda
havu renginde, kimseye bir yaran dokunmayan bir eylerin dolatm

312

YAAM YOLU II

gryordum da, adn unutuyordum. Bak dostum, eer alsaydn, u


ii ya da bu ii yapsaydn, arada bir insan sana, 'Kovrak, unu versene!'
'Haydi, hazr msn Kovrak?', 'Kovrak, unu tutar msn,' Man diyecekti.
Ama bu durumda, insan unutuyor elbet! Grmyor musun, iim var!
u fy onarmak zorundaym, bak, anladn m? orbay da, ay da,
ykanma suyunu da hep ayn kapta tayorlar. Midene bir eyler in
dirilmezse nallan dikersin, biliyorsun, sonra da le gibi kokarsn, bu hi
ho deil, stelik sana bir tabut yapmak da gerekir, oysa iimiz ba
mzdan akn..."
Kovrak sonunda kendini Mia'dan kurtarr. Mia, ardndan sevecen
bir sesle barmaktadr:
"Git biraz hava al yle. Sana iyi gelir, gerekten ook ok iyi gelir,
haydi!"
Kovrak temiz havann ok yararl olduuna inanmaya ve bu inancm
tm Kuryaj aristokrasisine bulatrmaya balam myd, balamam
myd, bunu bilmiyorum, ama zellikle ben kendimi soylu kan tayan
Kuryaj'llara iyice tanttktan, onlarla yaknlk kurduktan sonra, soy
lularn ge saatlerde ortalkta grnmemeye aba harcadklann bi
liyordum. Genelde kt ocuklar deildi hibiri. Ne de olsa hepsinin
kendine zg bir kiilii vard; buysa benim her zaman iin holandm
bir durumdur. lerinden en ok Perets'ten holanyordum. Kasla kasla
yrr, peremini kalarnn zerine tarar, kasketini bir gz zerine
devirir, sigarasn yalnzca alt dudayla tutard, aynca tkrmekte
ustayd. Ancak onun o illi suratnn bana merakla parlak, canl bir
delikanlnn merakyla baktn gryordum.
Bir akam domuz gnelendirme alan yapmnda kullanlacak
talara oturmu sigara tttrr ve dnyay umursamaz bir tavrla ene
alp dururlarken yanlanna yaklatm. nlerinde durdum ve kesilmi
bir gazete parasna ttn koyup kendime bir sigara sarmaya baladm,
onlardan ate istedim. Bana neeli, dosta bir havayla bakan Perets,
yksek sesle konuarak:
"ok alyorsun dorusu Mdr Bey, ama ot gibi ttn iiyorsun
dedi. Sovyet hkmeti sana sigara yapmyor mu da kda otlan
sanyorsun?"

BE GN

313

Perets'e yaklatm, eline doru uzandm, sigaram yaktm. Sonra


onunki kadar yksek ve neeli bir sesle, ama ayn zamanda sesime belli
belirsiz bir buyurma havas vererek dedim ki:
"kar bakaym u kasketini! Haydi, durma!"
Perets'in gzlerindeki glmseme aknla dnt, ama az
glmsemeyi srdryordu.
"Ne oluyor?
kar apkan, sylediimi duymadn m yoksa?
Peki, karalm."
Elimle peremini geriye ittim, ne de olsa telalanm bulunan yzne
gzlerimi diktim, baktm, baktm.
"Haa! Tamam, apkan giyebilirsin!" dedim.
Perets yle kalakald, akn gzlerini benden ayrmad, ama ben
yakm olduum sigaramdan birka soluk ektim, sonra dndm,
marangoz iliine doru yrdm.
O
zamanlar, eitbilimsel grevlerimin btn davranlarma egemen
olmas, yaptm her harekette, d grnmn en ince ayrntsnda,
hatta belimdeki kemerin snk prltsnda bile etkinlii srdrmesi
gerektiine inanyordum. Bu ocuklarn beni sevmesini salamalydm
nk. abalarmn anlamn ok iyi anlamal, benim duygularm
paylamal, yreklerinde kar durulmaz bir duygudalk, anlay bes
lemeli, ama te yanda onlarn bu duygularna metelik vermediimi,
szlerimden, hareketlerimden alnmalarn, bana svmelerini, di bi
lemelerini hi mi hi umursamadm da iyice bilmeliydiler.
Marangozlar ilerini bitirmek zereydiler, Borovoy'sa iyi bezir
yayla kt bezir ya arasndaki ayrlklar konusunda bana itenlikli
bir nutuk ekiyordu. Bu yeni sorun beni ylesine ilgilendirdi ki, birinin
arkamdan kolumu drttn faik etmedim bile. Bir drtme daha oldu,
dndm baktm, Perets bana bakyor.
"Evet?
Bak ne diyeceim, neden bana yle baktn, ha?
Hi nemli deil canm, yle baktm ite... Bak Borovoy, hangi
ya iyiyse onu alalm, tamam m!"
Borovoy, byk bir nee iinde hangi yan uygun olduu ko
nusundaki sylevini srdrd. Perets, onun konumasn bitirmesini

314

YAAM YOLU II

bekliyor, bu arada marangozu fkeli gzlerle szyordu. Sonunda Borovoy takm kutusunu grltyle kaldrd, an kulesine doru yrmeye
baladk. Perets yanmzda yryor, st dudam snp duruyordu. Borovoy kye yolland, ben de ellerimi ardmda kavuturdum, Peretse
dndm:
"Ne istiyorsun? dedim.
Neden bana baktn, cevap ver!
Senin soyadn Perets mi?
Hu!
Adm da Stepan, ha?
Nerden biliyorsun?
Sverdlovsk'lu deil misin sen?
Eee, ne olmu? Nerden biliyorsun oral olduumu?
Ben her eyi bilirim. aldn, ev bastn da biliyorum, yalnz
aptal m, akll m olduunu bilmiyordum.
Eee?
Sigaralarla ilgili sorun son derece aptalcayd, ook, ok aptalca
bir soruydu! Bundan daha byk bir ahmaklk dnemiyorum! Seni
zdmse zr dilerim!"
Alacakaranlkta bile Perets'in kpkrmz kesildiini, akaklarndaki
damarlarda kann tokmak tokmak alalp ykseldiini ve ocuu birden
scak bastn grebiliyordum. Ne yapacan bilmez bir tavrla bir adm
geriledi, gzlerini yere indirdi.
"Zarar yok, zr dilemenize gerek yok! yi! Ama neden sorum aptalcayd?
Bunu bilmeyecek ne var? Biliyorsun ki iim bamdan akn,
kasabaya inip sigara alacak zamanm yok. Sen bunu biliyorsun.
Zamanmn olmamasnn nedeniyse, Sovyet hkmetinin bana sizin
yaamlarnz daha iyi ve daha mutlu klmak grevini vermi olmas...
Sizin yaamnz, anlyor musun? Belki de anlamyorsun! Bo ver, haydi
yatp uyuyalm!
Anlyorum," dedi Perets bouk bir sesle. Pabucunun ucuyla topra
eelemekteydi.
"Demek anlyorsun, ha?

BE GN

315

Azarlayc bir tavrla gzlerine, tam gzbebeklerinin ortasna


baktm. Dncem ve istemim, o gzbebeklerine girmek iin zor
lanyorlard. Perets ban ne edi.
"Anlyorsun, tembel adam, anlyorsun, ama gene de Sovyet
Hkmetine atp tutuyorsun. Aptalsn sen, aptal, kusursuz bir aptal!"
Dndm, ncler Salonuna doru yrmeye baladm. Perets kolunu
uzatt, yolumu kesti.
"Pekl, tamam, diyelim ki ben aptalm! N'olacak?
te, yzne bir bakaym dedim ben de. Gerekten aptal msn,
deil misin anlamak istedim.
Anladn m peki?
Anladm.
Eee?
Git aynaya bak.
Perets'in duygusal tepkilerini daha fazla umursamadan eve yol
landm.
Kuyajl yzlerle daha yakndan tantka, bu yzlerdeki baz
anlatmlarn deitiini grebilmeye baladm. Pek ou bana ak
yrekli bir duygudalkla bakyorlard, bunlarn yz, yalnz ve yalnz
sokak ocklannn suratlarnda grlecek trden bir utanma ve
itenlikle kank bir glmsemeyle aydnlanyordu. ounun adn daha
imdiden renmitim, bazlarn seslerinden tanmaya bile baladm.
Kk, kalkk burunlu, al yanakl, gzlerinin evresindeki kaslan
yz yllk kirlerin bile bastramad bir canllkla oynayan Volodya
Zoren, sk sk yoluma kyordu. On yandayd, ellerini hep ardnda
birletirir, az konuur ama srekli olarak glmserdi. Siyah, kvrck
kirpikli, ufak tefek, yakkl bir delikanlyd. Kirpiklerini yavaa
kaldrr, siyah gzlerini gstermek iin derinlerden bir yerlerden gelen
bir n girmesini salar, ban arkaya atar, hibir ey sylemez ve
glmserdi.
"Bir ey sylesene Zoren," diye taklrdm ona. "Nasl bir sesin
olduunu merak ediyorum!"
Yz kzarr, szmden incinmi bir havayla dner, kaba bir
fsltyla, "e-ee-ey..." derdi.

316

YAAM YOLU II

Volodyann kendisi gibi yakld, yuvarlak yzl ve al yanakl bir


arkada vard, ad Mitka Nisinov'du. yi huylu, ii d bir, kurnazlk
nedir bilmez bir ocuktu Mitka. Eskiden, bu gibileri ya ayakkabc ra
ya da meyhane garsonu yaparlard. Ona bakar bakar, "Mitka, Mitka,"
diye dnrdm, "Seni ne yapacaz? Gemiini silip yaamn yeni
batan bir yola koyabilecek miyiz?"
Mitka da tpk Zoren gibi kzarr ve arkasn dnerdi; fslt falan
da kmazd azndan. Dmdz ve simsiyah kalarm atar, dudaklarn
kprdatrd yalnzca. Ama Mitka'nn sesini ok iyi tanyordum de
rinden gelen bir alto'su, bir kadn sesi vard gpgzel, iyi eitilmi ama
ayn zamanda mark bir sesti bu; ark syler gibi konuan kadnlarn
sesindeki ini klar, blbl sesindeki ani nota deiiklikleri okunurdu
konumasnda.
Mitka, bana Kuryajda oturanlar anlatrken, bu sesi dinlemeye
baylrdm.
"urda koan gryor musunuz? Allahn cezas, nereye yetiecek
sanki? Volodya, bak, bak! Buryak bu! Ne? Buryak' tanmyor musunuz?
Bir oturuta otuz bardak st ier. Ahra girdi, bak, st ime saati imdi
herhalde! Ya urdakine ne diyorsunuz? u yani, fare klkl olan...
Camdan bakyor hani? Bir faredir o aslnda! yle bir dalkavuktur ki
bu... Onun gibi bir yac yeryznde yoktur, ha! Size de ya ekmitir
kukusuz!
Vanka Zayenko bu, dedi Zoren ve honutsuz bir tavrla ban
evirdi; birden kpkrmz kesilmiti.
Mitka, akll bir ocuktu, eytan gibiydi, Zorenin kskanln dile
getiren szlerinden utanmt, baklaryla arkadann dncesiz
szlerinden tr zr diliyor gibiydi.
"Aaa, Vanka'ya laf yok, dedi. O baka!
Nasl baka?
Bak ite...
Mitka, ayak baparmayla yerde bir eyler izmeye balad.
"Anlatsana, dedim.
Anlatacak bir ey yok ki! Vanka Toplulua gelir gelmez kendi
akada kmesim oluturdu, yle deil mi Volodya? Geri, onlar da dayak
yiyorlar, ama gene de onlar baka ite."

BE GN

317

Nisinov'un derin felsefesini "bizim bilgelerin adm bile duymadktan


bu bilgelii" ok iyi anlyordum.
Burada, bir yn renkli tip vard, kimi yakkl, kimi yle ahm ahm
olmayan, kendine zg bir yol tutarak "baka nitelemesini alamam
bir ym ocuk. Somurtuk, bitkin ve henz dmans baklardan
annmam yzler arasnda, yaamn, baka birinin izdii izgi boyunca
srkleyip gtrd ocuklar grmeye baladm; grdm bu yzlerin
says giderek artyordu. Eskiden bu durum, bakasna baml yaant
diye anlan bu olgu, ok doal karlanyordu.
Zoren, Nisinov, sa ba dank, cin gibi akll Sobenko, zgl
ve ciddi grnml Vasya Gardinov, esmer tenli karnca incitmez huylu
Khrabrenko, glmseyen dudaklarndan mrltlar dktre dktre
kalarn ata bke evremde dolanyor, ama bir trl iyice yanma
yaklaamyorlard. Vanka Zayenko'yla arkadatan gibi olmaya can
atyor, onlarn yeni bir yaantya, nlerinde alan yeni yola byk bir
gzpeklikle atlmalann istekli, zlemli baklarla izliyor, kendileriyse
beklemekten baka bir ey yapamyorlard.
Herkes beklemekteydi. Bu durum, apak ortadayd. Bekliyorlard.
Onlann gznde son derece gizemli, tinsel bir dnyadan gelmi,
anlalmas olanaksz, tanmsz bir ekicilie brnm kiileri,
Gorki'lileri bekliyorlard. Gemekte olan her saat, balarna gelecek
felaket ya da sevin anm biraz daha yaklatrmaktayd. Gnler, kzlara
bile gnein her douunda yeni bir dnya, yeni bir sevin getiriyordu.
Olga Lapova, mfrezesini kurmutu bile altnc mfrezeydi bu ve
azna dek enejiyle doluydu. Mfrezenin kzlan yatakhanelerinde hani
hani alyor, onu onanyor, bunu ykyor, beyazlan kire kaymana
yatnyor, hatta, akam olunca ilerin stne oturup bir gzel trk bile
sylyorlard. Durmadan oradan oraya koturmakta, hani hani bir
eyler yapmakta olan Gulyaeva, buruuk, sa solu sarkk buluzunu
benden gizlemeye abalyordu. Kudlati, her akam kzlar yatakhanesine
damlyor, kendi kendine ykledii onlan koruma iini yrtyordu.
Ne yazk ki, bu gzel altnc mfreze, etkinlik alannda bu denli ileri
gitmenin Kuryaj geleneklerini tmden hie saymak olaca ve byle
bir bombann patlamasnn yaratabilecei ykntlar altnda kalmak
korkusuyla tarlada almaya gitmiyordu.

318

YAAM YOLU H

Korotkov da beklemekteydi. Bu ocuk, Kuryaj geleneinin eksenini


oluturmaktayd. Esiz bir diplomam. Yapt ite, syledii szde, bu
lunduu bir davranta her zaman iin hakl kmasn bilirdi. O da
herkes gibi davranyordu, su onda myd, hayr yalnzca ie git
miyordu, o kadar. Ama nc mfreze ona ate pskryordu; ondan
dpedz nefret ediyorlar, Korotkov'un, Kuryaj'n badman olduuna
kesinlikle inanyorlard.
Daha sonra, Yolokhov, Gorkoyski ve Jorka Volkov'un, kk bir
sylev araclyla bu duruma bir son vermeye kalktklarm rendim.
Gln kysnda Korotkov'la bir grme dzenlemiler ve kendisine
Topluluktan kmasn, ban alp diledii yere gitmesini nermiler.
Ancak Korotkov bu neriyi geri evirerek yle demi:
"imdilik gitmeme gerek yok. Olduum yerde kalacam.
Toplant bu sz zerine sona ermi. Korotkov benimle hibir ey
konumad, azn ap bir ey sylemedi, benim kiiliime ilgi
duyduunu, beni umursadn belirten hibir davranta da bulunmad.
Yolda rastlatmzda ak renkli gzel apkasn elebice kaldnr, nazik
bariton sesiyle, "yi gnler Mdr Yolda!" diye selamlard beni.
nce bir frayla zenle boyanm gibi duran koyu el gzlerini ki
barca bana evirir, baklaryla tam tamna u szleri sylerdi: "Kimse
kimsenin iine karmasn, anlald m, siz kendi iinize bakn, ben kendi
iime. Sayglar Mdr Yolda!"
Ama Perets'le konutuum akamn ertesi, kahvalt saatinde mutfak
penceresinin nnde beni buldu Korotkov; o srada birine bir eyi'
sylemekteydim, saygyla kenara ekildi, bekledi, sonra birden benimle
konumaya balad:
"Balayn Mdr Yolda, bir ey sormak istiyorum, Goki Top
luluunda hapishane var m acaba?"
Sorusunu, ayn ciddilikle, "Hayr yok," diye yantladm.
Sergide tablo seyreder gibi bana bakt, sonra soukkanl bir tavrla
konumasn srdrd:
"Ama ocuklar hapsediyormusunuz diyorlar?

Senin kayglanmana gerek yok," diye yantladm onu bu kez. "Ben


yalnzca dostlarm hapsederim."
Ve yzndeki kurnaz mimikleri grmezden gelerek dndm, oradan
uzaklatm.

BE GN

319

Maysn onbeinde, bir telgraf aldm:


"Hepimiz yarn trenle hareket ediyoruz. Lapot."
Akam yemeinde telgraf herkese okudum ve u szleri ekledim:
"br gn yoldalarmz karlayacaz. Onlarn dosta kar
lanmasn istiyorum. Bunu btn kalbimle diliyorum. nk biliyor
sunuz, bundan byle onlarla birlikte yaayacaz, birlikte alaca
z.
Kzlar, frtna ncesinde derin bir suskunlua brnen kular gibi
birden byk bir sessizlie gmldler. Birka ocuk, yan gzle birbirine
bakt; baz yzlerde azlar ald ve bir saniye bylece ak kald.
Pencerenin yanndaki kede, eresinde sra yerine sandalyeler
bulunan masada oturan Korotkov'la arkadatan anszn olaand bir
nee yaymaya baladlar, herkes kahkahalarla glyordu, anlalan
birbirlerine akalar yapyor, benim szlerimle dalga geiyorlard.
O
gece, nc Mfreze, Gorki'lilerin karlanmasyla ilgili aynntlann grld bir toplant dzenledi. Genlik Kolunun ekirdeini
oluturan yelerin nerdii her nokta aynntlanyla tartld. Kudlati'nin
eli her zamankinden daha sk bann ardna uzand bu sre iinde.
"Biliyor musunuz, ocuklann buraya geleceini dndke uta
nyorum."
O
anda kap ansnz yavaa ald ve Jorka Volkov kapnn
aralndan kendisini zar zor ieri att. Masaya tutundu, sraya yld,
imi ve morarm bir et ynnn bir kysnda garip bir izgi gibi duran
tek gzyle bize bakt.
"Ne oldu?
Bana sopa ektiler, diye fsldad Jorka.
Kim?
Kim bilir kim! Kyller ite. stasyondan geliyordum. Drt yol
aznda karma ktlar ve benzettiler.
Dur bir dakika!" atld Volokhov. "Dvdler de ne demek!
Dvmek kolay mym! Biz onlara gnlerini gsteririz! Anlatsana, ne
oldu? Neden kavga kt, durup dururken vurmadlar ya?
Pek bir ey olmad," diye yantlad onu Jorka hznl ve acnas
yzyle. "lerinden biri, 'Genlik Kolundan bu,' dedi ve sallad eneme
yumruu.

320

YAAM YOLU D

Sen ne yaptn peki?


Ben de ayn ekilde karlk verdim elbet. Ama onlar drt
kiiydi
Kaamadn m? diye sordu Volokhov.
Hayr, kaamadm, diye yantlad Jorka.
Ne yaptn peki?
Grmyor musun? Hl drt yol azmdaym ite!"
ocuklar birer UkraynalI kahkahas savurdular, ama Volokhov,
dostunun acl glmsemesine azarlamah bir bak bakt.

YZ YETM B
Ayn on yedisinde, sabah karanlnda, Harkov'dan otuz kilometre
uzaklkta bulunan Lubotin stasyonuna Gorki'lileri karlamaya gittim.
Bakmsz ve pis platformda yol yorgunu kyller bkkn bkkn bir aa
bir yukan yryor, st ba yal hamal ve makinistler, koca izmelerini
srye srye ordan oraya dolayordu. Hava scakt. Her ey, ruhuma
giydirdiim bayramlk ipeklilerin ona hi de uygun dmemesi iin gizli
bir aba harcyor gibiydi. Belki de bayramlk giysi deildi bunlar... Ne
olacak, alt taraf "kalkk kenarl bir apkayla asker kaputu."... Byk
savan balad gnd bu. Heyula gibi yal bir adam, bir hamal, kazayla
bana bindirmi de, yapt bu iten dolay zlmek yle dursun, bir
insana arptnn farkna bile varmamsa ne olmutu! yz yetmi
B sayl trenin u ualarda nerede olduu yolundaki soruma karlk
vermesi beklenen istasyon mdr gerekli sayg ve ilgiyi gstermemise,
hatta, hi de uygar bir davran sergilememise ne olmutu! in alaynda
olan bu adamlar, yz yetmi B'nin benim en byk gcm temsil
ettiini, bu saylarn, Mareal Koval'la Mareal Lapot'un utkulu alayn
simgelediini, onlarn bu Lubotin tren istasyonlarnn, bugn, Kuyaj'a
yapacam saldrnn hareket noktasn oluturacan anlamazdan
geliyorlard! Bugn, urunda savaa kacam eyin, namussuz
um Austerlitz ya da baka bir yerde kazanlacak utkudan daha byk
ve daha nemli olduunu nasl anlatabilirdim bu insanlara? Napolyon'un

YZ YETM B

321

gnei bile bugnk utkumu glgede brakamazd. Ona bakarsanz,


Napolyon iin savaa kmak, benim savamamdan ok daha kolay olsa
gerekti. Napolyon da benim gibi "toplumsal eitim" yntemleriyle
epeevre sarlm olsayd ne yapard, merak ediyordum dorusu!
Kuryaj ynne baka baka bir aa bir yukar volta atarken dmann
bugn tinsel zayflk belirtileri gsterdiini dnmeye baladm.
Erken kalkm olmama karn, Toplulukta bir hareket grmtm.
Pek ok kii u ya da bu nedenle ncler Salonunun pencereleri dibine
toplanm, birok ocuk, kovalan sallaya sallaya o gizemli emeye, tanr
musluu gibi yerden fkran kaynaa yollanmt. Zoren'le Nisinov an
kulesinin kapsnda duruyorlard.
"Gorkililer ne zaman geliyor? Bu sabah m? diye sordu Mitka ciddi
bir tavrla.
Evet. Bakyorum erken kalkmsn.
Hm... Nedense uykum kat. Rizhov'dan geliyorlard, deil mi?
Evet. Ama onlar burda karlayacaksnz.
Gelmelerine ok var m?
Ancak ykanrsnz ite."
Szn burasnda Zoren nerimi uygulamaya koymak zere harekete
geti:
"Haydi, yr Mitka!"
Gorovi'e, Kuryaj'llan avluda sraya dizmesini, bayra selamla
yarak Gorki'lileri karlamalarn salamasn ama hibir bask yap
mamasn, "yalnzca neride bulunmasn" syledim.
Sonunda, Lubotin istasyonunun gizemli derinliklerinden, bir
yardmseverlik duygusu kendini gsterdi: stasyon memuru bir zil ald.
Sonra bu simgesel edimin gizini bana aklad:
" yz yetmi B sinyal verdi. Yirmi dakika sonra burda ola
cak."
Ancak, hazrlanm olan karlama plan beklenmedik bir biimde
bozuldu ve bu bozulma anndan sonra her ey kart, ocuksu bir sevin
ortal kasp kavudu: yz yetmi B sayd trenden nce bir banliy
treni istasyona girdi ve insan yeniden dnyaya getiren grlmemi
gzellikte bir Rabfak rma vagonlardan zerime zerime tat. Belukhin'in elinde bir demet iek vard.

322

YAAM YOLU H

"Bunlar beinci mfrezeye sunacam, dedi. Onlar kontes gibi


karlayacaz.. Eee, benim gibi yal bir delikanl bu kadarck bir
elebilik yapmal, deil mi ya?"
Kalabalk arasnda, altn sars salar bilek kalnlnda iki yannda
rlm, sevin lklar atmakta olan Oksana'y grdm, dingin
glmsemesi gene yzne yaylm olan Rakhil'i grdm. Bratenko'yu
grdm: elinde kam varm gibi elini kolunu sallyor, ylesine banp
aryordu:
"Yaasn! u anda zgr bir Kazak'm ben! Bugn apkn'm
arabaya koacam!"
Tam bu srada bar ar biri geldi:
"Siz daha uyuyun! Tren geleli yl olmu! On numaral yolda!
Olamaz!
Olmu bile! Onuncu yolda, inanmyor musunuz! Yllardr burda
duruyor!"
Daha bu bilginin yaratt oktan kumlamadan nc yoldaki bir
yk vagonunun altnda Lapon cin yzn grdk; i gz kapaklan
arasndan, alayl baklarla bizleri szyordu.
"uraya bakn! diye haykrd Karabanov. u vagonun altnda solucan
gibi kvranan Lapot deilse bana da Karabanov demesinler."
Herkes onun stne hcum etti, ama Lapot vagonun altna
ekildi:
"Srayla baym, srayla! diye bard. Srayla gelin bakalm! Hem,
bouna heveslenmeyin, yalnzca Oksana'yla Rakhil'i perim, gerinize
birer toka yeter de artar bile!"
Karabanov Lapot'un ayana yapt, onu vagonun altndan ekti
kard; plak ayaklar havada parldyordu.
"Tamam tamam, beni pebilirsiniz, izin veriyorum!" dedi ve yere
zplayarak illi yanan uzatt.
Oksanayla Rakhil pme trenini gerekletirdiler, tekiler vagonlara
kotular.
Lapot elimi uzun uzun skt, yz itenlikli, yaln bir sevinle
panldyordu; onda grmeye alk olmadm bir yzd bu.
"Yolculuk nasl geti?
Panayra gider gibi geldik ite, dedi Lapot. Yalnz apkn inatlk
etti. Btn gece vagonda tepindi durdu. Vagonun tahtalan paraland

YZ YETM B

323

yani. Burada ok kalacak myz? ocuklara hazr olmalarm syledim.


Burada uzun sre kalacaksak, elimizi yzmz ykayalm hi de
ilse...
Git bir sor bakalm!"
Lapot istasyona kotu, ben trene yollandm. Tren, krkbe vagondan
oluuyordu. Ardna dek ak kaplarndan ve pencerelerinden, demet
demet Gorki'li bana bakyor, glyor, baryor, apkalarn sallyorlard.
Gud, az tedeki pencereden beline dek sarkm, heyecanla gzlerini
krptryor ve mahmur mahmur mrldanyordu:
"Anton Semyonovi, sevgili babamz, hayr, byle syleyebilir
miyim? Evet! Buna izin var m? Hayr! Buna izin yok.
Merhaba Gud, ne syleniyorsun yle?
u Allahn cezas Lapot yok mu! Ne dedi biliyor musunuz, boru
sesinden nce vagonlardan kan olursa kafas uurulacak dedi. Haydi,
abuk kumanday siz aln, Lapot bizi mahvetti! Lapot bakan olur
muymu yani? Nasl olur? Olamaz, deil mi?"
Hemen arkamda beliren Lapot, Gud'un nakaratna annda son
verdi:
"Hele boru almadan trenden in de grelim bakalm! Hele bir in!
Sizin gibi soytarlarla uramaya bayldm m sanyorsun? Haydi, in
ne duruyorsun!
Biz de inmeye can atmyoruz herhalde, dedi Gud bu kez. Burda
rahatm yerinde! Laf olsun diye syledim ite.
Hah yle, yola gel! diye yantlad onu Lapot. Bana Sinenki'yi
gnder bakaym!"
Bir dakika sonra Sinenki'nin o gzel bebeksi yz Gud'un omuzunun
ardnda belirdi, mahmur bir aknlk iinde gzlerini krptrp du
ruyordu, krmz bir yuvarla andran az bir kar ak kalmt.
"Anton Semyonovi!
Gnaydn desene ulan akn! Terbiyeni cebinde mi unuttun?"
diye atld ordan Gud.
Ama Sinenki bana bakt kald, yz kzard, utanm bir tavrla
mrldand:
"Anton Semyonovi? Ama ne oluyor? Neredeyiz... Anton Sem
yonovi? Olamaz...?"
Gzlerini ovuturdu, ve birden Gud'a barmaya balad.

324

YAAM YOLU II

"Beni uyandrmaya sz vermitin! Uyandrrn dedin! Sen ne biim


bakansn? Sen canavarsn be! Ne bakan! Sen kendin kalktn ama!
Bizi dnen yok! Kuryaj'a geldik mi yani? Geldik mi? Buras Kuryaj
m imdi?"
Lapot glmeye balad.
"Buras Kuryaj deil. Lubotin'deyiz. Haydi uyan, uyan da kalk bo
rusunu al.
Sinenki hemen ciddileti, imdi iyice uyanmt.
"Kalk borusu? Tamam!"
Bana glmsedi, sevgi dolu bir yz ve sesle, "Gnaydn Anton
Semyonovi!" dedi. Sonra dnd, oturduu yerden borusunu almaya
uzand.
ki saniye sonra elinde borazanyla grnd; meleksi glmsemesini
bir kez daha gsterdi, eliyle dudaklarn kurulad ve gururla borazan
azna yerletirdi. stasyon, bizim o bildik kalk borusuyla nlad.
Topluluk yeleri vagonlardan atladlar, ve ben ocuklarn ellerini
skmaya koyuldum. Lapot, vagonun tepesine km, azarlayan baklarla
bize bakyordu.
"Ne oluyorsunuz? Buraya birbirinizi okamaya m geldiniz? Ne
zaman elinizi yznz ykayp vagonlar temizlemeye balayacaksnz?
Yoksa vagonlar byle le gibi brakp tabanlar yalayacanz m
dnyorsunuz? Gzme bakn hele! Bakn, yoksa yuvanz yapanm!
Yeni ksa pantolonlarnz giyin bakalm. Nbeti komutan nerde
ha?"
Taranets annda yandaki platformda belirdi. Srtnda rengi solmu
buruuk bir orttan baka bir ey yoktu; krmz nbeti band, plak
koluna dolanmt.
"Burda!

Ne biim nbetisin sen! diye grledi Lapot. Hani su? Cevap ver.
Burda ne kadar kalacaz? Cevap ver. Kahvalt ne zaman hazr olacak?
Cevap ver. Haydi konu!
Taranets vagonun tepesine kt, Lapot'un yanma gitti, her bir yant
parmayla sayarak, trenin burda krk dakika kalacan, urdaki su
deposunda ykanlacam, Fedorenko'nun kahvalty hazrladm ve
diledikleri an yemee oturabilecelerini syledi.

YZ YETM B

325

"Duydunuz mu? diye sordu hekese Lapot Duydunuzsa neden burda


dikilmi aval aval bakyorsunuz?"
ocuklarn gne yan bacaktan Lubotin istasyonunun raylan
zerinde kvlcmlar gibi uumaya balad, vagonlann demeleri al
sprgeleriyle sprld, Drt numaral Karma mfreze, vagonlan bir
bir dolaarak pleri toplad. Vernev'le Osadi, henz uyanmam olan
Koval' son vagondan alarak alt okka yaptlar, alak bir sinyal direinin
zerine zenle yerletirdiler.
Lapot direin dibine Koval'in nne kt, "beyefendi henz
uyanmadlar, dedi.
Koval kayarak direkten indi.
"Hah, uyandlar!" dedi Lapot.
"Bktm senden pis Krmz!" dedi Koval doduuna piman bir yzle.
Bana elini uzatt. "Bu adam dur durak bilmiyor," diye yaknd. "Btn
gece ordan oraya zplad durdu. Bir bakyorsun vagonun tepesinde, bir
bakyorsun lokomotifte, bir bakyorsun domuz vagonunda domuzlar
hasta diye tutturdu gece yans. u son birka gndr Lapot'un yznden
anamzdan emdiimiz burnumuzdan geldi ha. Nerde ykanyoruz?

Gel sana gsterelim!" dedi ordan Osadi. "Gel bunu gtrelim


Kolka!"
Koval' gene karga tulumba su deposunun bulunduu yere gtr
dler.
"Buna yaranamazsn ki zaten, diyordu Lapot. Biliyor musunuz
Anton Semyonovi, Koval mrnde ilk kez bir hafta hi uyanmadan
uyudu!
Yanm saat iinde btn vagonlar temizlenmi, ve prl pnl lacivert
ksa pantolon ve beyaz gmleklerini kuanm ocuklar kahvaltya
oturmu bulunuyorlard. Beni, yneticiler vagonuna srklediler, orada,
Maria vanovna'mzdan bu addaki gzel domuzumuzdan yaplma
nefis sucuktan birka dilim yedirdiler.
Aadan, raylann zerinden biri baryordu:
"Lapot, istasyon memuru be dakikaya kadar hareket edeceimizi
sylyor."
Bu tandk sese doru dndm. Mark Scheinhaus'un iri gzleri beni

326

YAAM YOLU II

derinden selamlad; bu gzlerdeki koyu tutku dalgalan hl eksilmemiti.


"Mark, gnaydn! Nasl oldu da seni daha nce grmedim?
Bayrak nbetindeydim, diye yantlad beni Mark'n hain sesi.
Naslsn bakalm, imdi kendinden honut musun, ha?"
Aaya eildim, Mark da bana uzand, gergin bir fsltyla, "Pek
honut deilim, Anton Semyonovi," dedi. "Pek honut deilim. Size
ne yalan syleyeyim.
Yani?
Yani, yol boyunca herkes trk syledi, hepsi de mutlu. Bense
durmadan dnyorum, onlarla bir olup trk aramyorum. Byle
kiilik mi olurmu?
Ee, ne dnyorsun?
Onlar korkmuyor ite, bense korkuyorum.
Kendin iin mi korkuyorsun?
Yok yok, korkacak bir eyim yok benim. Kendimi hi mi hi
dnmyorum. Sizin iin korkuyorum, herkes iin korkuyorum, genel
olarak korkuyorum. ocuklar iin yaam ok gzeldi, Kuryaj'daysa pek
gzel olacaa benzemiyor... Bunun sonu neye varacak, kim bilir.
yi ama bir savama giriyor hepsi. Bu ok sevindirici bir ey, Mark,
daha iyi bir yaam iin savam vermek ok ho bir eydir.
Ben de onu diyorum ya: Bunlarn hepsi mutlu, mutlu ki trk
arabiliyorlar. Ben neden onlara katlamyorum, neden ben hep
dnmek zorundaym?"
Sinenki, tam kulamn dibinde, genel toplant ans yapldn
belirten borazan ald o srada.
"Sava borusu," dedim kendi kendime ve tekilerle birlikte vagona
girdim. Arkama baktm, Mark, plak ayaklann kaldra kaldra kendi
vagonuna kouyordu. Bugn bu gen ya utkunun ne demde olduunu
anlar dedim kendi kendime ya da yenilginin.
Trenin dd ald. Lapot ge kalm birine grledi. Tren hareket
etti.
Krk dakika sonra tren yavaa Rizhov istasyonuna girdi ve nc
yolda durdu. Platformda, Ekaterina Grigoryevna, Lidoka ve Gulyaevay grdk, yzlerinden sevin pnM an salyordu.

YZ YETM B

327

Koval yanma geldi.


"Aylak aylak durmann lemi var m? Vagonlar boaltsak ya?
dedi.
stasyon mdrne kotu. Vagonlarn boaltlmas iin trenin birinci
yola ekilmesi isteniyordu; ne var ki, treni ekecek lokomotif yoktu.
Bizim lokomotif Harkov'a dnmt, bir yerlerden zel ekme lo
komotifi gnderilecekti. Rizhov'a daha nce byle bir tren gelmi deildi,
bu yzden ekme lokomotifi yoktu.
Balangta bu bilgi sessiz sakin algland. Ama aradan yarm saat,
derken bir saat getikten sonra, trenin banda aylak durmaktan bktk.
stelik, gne gkte ykseldike amatay artran apkn da canmz
skmaya balamt. Gece, vagonun yan duvarlarn paralamay baarm
imdi tahta paralarna saldryordu. Birka grevli, bulunduu vagonun
nnde bir aa bir yukar yryor, yal defterlere bir eyler yazp
duruyorlard. stasyon mdr, yar pistindeymi gibi hzl hzl plat
forma koturuyor, ocuklarn vagonlar boaltmamalarn, trenden
inmemelerini, yolcu, banliy ya da yk trenlerinin vzr vzr iledii
raylar zerinde dolamamalarn sylyordu.
"Peki ama lokomotif ne zanan gelecek?" diye sorup duruyordu
Tarenets mdre.
Birden sinirlendi istasyon mdr. "Sen ne biliyorsan ben de onu
biliyorum," dedi. "Belki de yarn gelir, kim bilir.
Ha, demek yarn gelecek! yleyse ben senden daha ok bi
liyorum!
Ne demek daha ok?
Ben senden daha ok biliyorum ite.
Ne demek istiyorsun yani?
unu demek istiyorum: Lokomotif bulunmazsa treni birinci yola
kendimiz ekeriz."
stasyon mdr ellerini iki yana at, sabnnm tatn belirten bir
hareket yapt ve oradan ayrld. Bu kez bana aslmaya balad Taranets.
"Haydi biz ekelim, Anton Semyonovi, ekeriz, greceksiniz! Bi
liyorum, ekebiliriz. Vagonlar kolayca hareket ettirilebilir, ykn de

328

YAAM YOLU II

zaran yok. Vagon bana kii der. Haydi, n'olur konuun istasyon
mdryle.
Samalamay brak Taranets!"
Karabanov da kollarn iki yana at.
"Biri de kalkm koca treni ekmekten sz ediyor! Ta iaret lam
basna, direklere dek ekilmesi gerek bunun, az yol mu!"
Ama Taranets szden anlamyordu, ocuklarn ou da onun fikrini
destekliyordu.
"Ne tartyoruz, dedi Lapot. ba borusunu alalm, deneyelim.
Ne kaybederiz? ekersek, ne l, ekemezsek geceyi trende geiririz.
stasyon mdr ne olacak?" diye sordu Karabanov. Onun da
gzleri parldamaya balamt.
"stasyon mdrym!" diye yantlad onu Lapot "stasyon
mdrnn de iki eli ve bir dili var. Brak elini kolunu sallaya sallaya
barsn! Neeli olur.
Hayr, dedim ben. Bunu yapamayz. Bir tren gelir, bize arpar,
aykla princin tan!
Bunu dnmedik deil. Sinyali indirteceiz.
Hayr, brakn delilii ocuklar!"
Ama ocuklar etrafma mt. Arkadakiler yan platformlara
ve vagonlarn tepesine km, hep bir azdan beni raz etmeye
abalyorlard. Yalnzca bir ey iin iznimi istiyorlard: Treni iki metre
ekmek.
"Yalnzca iki metrecik, o kadar. Sonra durdurucaz. Bundan ne
kar sanki! ki metrecik, sen dur dersen duracaz."
Sonunda raz oldum. Sinenki bir kez daha borazan ttrd, bu kez
iba iaretini veriyordu. Her naslsa herkes yaplacak iin ne olduunu
nceden biliyordu, hemen vagonlarn yanna dizildiler. n tarafta kzlar
barmyorlard. Lapot platforma atlad ve apkasn sallamaya
balad.
"Durun bir dakika! Durun bir dakika! diye bard. stasyon mdrn
aracam, o benden ok bilir herhalde." stasyon mdr platforma
kotu, sam bam yoluyordu.
"Ne yapyorsunuz? Siz ne yapyorsunuz? diye baryordu.
Yalnzca iki metre! dedi Taranets.

YZ YETMt B

329

Hayr efendim! Olmaz! Olamaz! Byle bir ie nasl kal


karsnz?
Yalnzca iki metre diyorum size! diye haykrd Koval. Anlamyor
musunuz, iki metre?"
stasyon mdr akn, bo gzlerle Koval'a bakt, sonra kollarn
iki yana brakt. Vagonlarn yanlarna dizili ocuklar glyorlard. Lapot
apkal elini bir kez daha kaldrd, bunun zerine herkes tm arlyla
vagonlara eildi, plak ayaklan kumlara gmlyordu; herkes dudaktan
smlm durumda Lapot'a bakyordu. Lapot apkasn sallad, mdr
de onun hareketine yknrcesine farknda olmadan ban sallad ve
azn at. Arkadan biri, "Haydaaa!" diye bard.
Bir iki saniye kadar bu iin olmayacan dndm; tren kmltsz
duruyordu, ama tekerleklere baktmda yavaa dndklerini fark
ettim, bir an sonra, trenin de hareket ettiini gzlerimle grmekteydim.
Ama Lapot bir ey syledi ve adamlan durdurdu. stasyon mdr bana
bakt, kafasndaki kabak alan eliyle svazlad, disiz bir ihtiyann tatl
glmsemesiyle gld.
"Tamam, yryn... Yalnz dikkat edin kimseyi ezmeyin..."
Ban iki yana sallad sonra birden glmeye balad.
"Vay canna be! Vay bacakszlar vay! Vay anasn! Tamam ulan!
tin canna yandmn!
Sinyali indirmeyecek miyiz?
Siz onu dnmeyin."
Lapot apkasn bir kez daha kaldrd, Taranets, "Hazr msnz?"
diye bard.
Bir dakika sonra tren ok gl bir lokomotif tarafndan ekiliyormuasna ilerlemekteydi. ocuklann vagonlann yannda yalnzca
yrmekte olduu, ellerini de basamak demirlerine ylesine dokun
durduu sanlrd. Birka ocuun, gerektiinde treni durdurmak zere
vagon fireni banda bitiverdii grld. Trenin, makaslann bulunduu
yerden geirilerek istasyonun br ucunda bulunan ikinci hatta
gtrlmesi, oradan da geri geri platforma itilmesi gerekiyordu. Tam
tren platformu geride brakarak ilerler, ben de sava ncesinin scak
havasndan birka soluk alrken, birinin bana seslendiini duydum:

330

YAAM YOLU H

"Yolda Makarenko!"
yle bir bakndm, Bregel, Kalabuda ve Yolda Zoyay grmekte
glk ekmedim. Kendisine byk gelen bir boz paltonun iinde bir
kule gibi ykselen Bregel, ylesine grkemli duruyordu ki, bana Byk
Katerina'mn heykelini anmsatt!
O
da, duygulanma uygun den grkemli bir havayla kaidesinden
bana sesleniyordu:
"Sizin rencileriniz bunlar m Yolda Makarenko?"
Sulu gzlerle Bregele baktm, ama bakmamla onun imparatorievari konumasnn kulaklanm okamas bir oldu:
"Kopan bacaklann her birinin hesab sizden istenecektir!"
Bregel'in sesinde, bir imparatorieyi bile kskandracak eliksi bir
g okunuyordu. Benzerlii biraz daha artrmak iin, iaret parman,
trenimizin tekerlerinden birine evirmiti.
ocuklarn ok dikkatli olduu ve sonutan umutlu olduum yolunda
bir yant vermeye hazrlandm srada, Yolda Zoya beni uysalla iten
gdlerimi birden dizginlemek istercesine platformun kysna kotu,
koca kafasn azndan kan szlere tempo tutturarak sama sapan
konumaya balad:
"Yolda Makarenko'nun rencilerini ok sevdiini syler dururlar.
Gelsinler de sevgiyi gzleriyle grsnler!"
Ar bir cisim gsm batan baa dolat, boazma tkand. Bir
kpek de hrlayp birinin grtlana atlmadan nce buna benzer bir
duyguyu yaasa gerektir. Belki aslnda ben de hrlammdr, ama o anda
son derece dingin ve kibar bir tavrla onu yantlyormuum gibi geldi
bana:
"Ah, ne yazk ki size yanl bilgi vermiler Yolda Zoya. ylesine
acmasz biriyimdir ki ben, saduyuyu en byk aklara ye tutarm!"
Yolda Zoya'nm yeil gzleri benim yantm kin dolu bir bakla
karlad ama kadncaz altta kalmay gururuna yediremedi.
"Demek yle, ha?" dedi adeta dilerinin arasndan konuarak. "Sizin
toplumsal eitiminizin temeli saduyu demek?"
ocuklanyla gurur duyan bir baba tavnyla, "Elimizden geleni
yapyoruz, yolda Zoya" diye yantladm onu bu kez.

YZ YETM B

331

Yolda Zoya, platformdan zerime atlayverecekti belki o anda, ve


belki de bu olay, benim eitbilim kart etkinliklerimin sonu olacakt
ama tam bu srada Kalabuda, tam bir iiye yarar bir tavr iinde,
yaln bir itenlikle couverdi:
"Yahu bunlar koca treni gtryorlar! Vay bacakszlar! Bak Bregel,
u kk canavara bak! Seni gidi maymun seni!
Kalabuda bu szleri syleyerek birok ana babadan yetim kalm
bir ocuk olan Vaska Aleksiyev'in yanna yaklat. Onunla biraz konutu
konumad, bir baktk, daha fkemiz soumadan Kalabuda vagona
yaslanm treni itiyor... Katerina heykelinin tas grkemine bir gz
attm, Yolda Zoya'y evreleyen fke havasn baklarmla delip getim
ve trene omuz vermeye kotum.
Yarm saat sonra atmz apkn harabeye dndrd vagondan
karlm, Anton Bratenko, ardnda bir toz bulutuyla Rizhov
kpeklerinin harap sinirlerini brakarak Kuryaj'a doru drtnala
ilerlemeye balamt.
Platformda, Osadi bakanlnda bir karma mfreze brakarak
saflarmz hzla kk istasyon meydanna ektik. Bregel'le arkadalar
bir otomobile biniyorlard. pek klfndan karmadmz ve yerini
almak zere vakur saflarmzn nnden gemekte olan sancamz
selamlamak zere nlayan borazanlarmzn ve grleyen davullarmzn
sesini duyunca suratlarnn allak bullak oluunu zevkle izledim. Ben
de yerimi aldm. Koval buyruunu verdi ve Goki taburlar istasyondan
peimize taklan bir yn kk ocuun eliinde Kuryaj'a hareket etti.
Bregel'in otomobili bize yetiti; kadn yanmdan geeken, "Haydi, atla!"
dedi. akn akn omuz silktim, ellerimi yreime bastrarak yant
ladm onu.
Hava dingin ve scakt. Yolumuzun zerinde bir ayr ve kk
kpryle alan dar bir rmak vard. Altar altar sra olmutuk. En
nde alt borazancyla sekiz davulcu yryordu; onlarn ardnda nbeti
komutan Taranets'le ben yan yana yryorduk, arkamzdaysa sancak
tugaymz ilerlemekteydi. Sancamz gene klfmdayd, prl prl te
pesinden grnen yaldzl pskl Lapot'un bann zerinde sal
lanyordu. Lapot'un ardndaysa bembeyaz gmlekler gzleri kama-

332

YAAM YOLU H

tnyor, plak ayaklan uygun adm hareket ederken genliin verdii


eviklikle ileri ileri atlyordu. Mavi eteklikli kzlar drt sra halinde
ortada yryorlard.
Bir ara sradan ktm, baktm, ocuklann bedenleri anszn daha
evik, daha esnek bir yap kazanm. O srada engebeli krlk alandan
geiyorduk, buna karn kimse sray bozmuyordu, admn aran ya
da karan olursa annda uygun adma dnyordu. u anda yalnz ve
yalnz davullann gmbrts duyuluyor, tokmaklar, taa Kuryaj'm
duvarlanndan yankyormu gibi gelen ve btn dnyay saran sesler
kanyorlard. Davullann gmbrts, bize bugnn anlamn unut
turmu deildi ama. Tersine, Kuryaj'a yaklatka bandomuzun sesi daha
canl, daha keskin ve buyruku bir havaya brnd; buyruklarna
yalnzca ayaklarn deil, yrek atlarnn da uymasn zorunlu klyordu
sanki.
Taburlanmz Podvorki'ye girdi. nsanlar, harap bahe kaplanmn
ve derme atma itlerin ardnda durmu bize bakyordu, fkeli kpekler
tasmalarnn kaylanna aslp duruyorlard; bir zamanlar manastrn
hzinelerini koruyan kpeklerin torunlanyd bunlar. Bu kyde,
kpeklerin yansra insanlar da manastr zamannn zengin otlaklarnda
beslenmilerdi. Bunlann hepsi de, ruhlarn kurtanlmas, hastalklann
iyiletirilmesi, Kutsal Bakirenin gzyalan ve Cebrail Aleyhisselamm
kanatlanndan kopma tyler karl alman kapiklerle bymlerdi.
Podvorki'de her eit insan vard: Eski rahipler, keiler, kilise
mezleri, seyisler, manastr alan, bahvanlar, ve fahieler.
Bu kyden geerken, allardan atlm itlerin ardnda toplaanlann aralarnda fsldatn duyuyor, dmans baklarn bize
sapladklann gryordum; bize yneltilen dnce, szck ve dileklerin
neler olduu konusunda da doruya ok yakn varsaymlarda bu
lunabilirdim.
te burada, bu Podvorki sokaklannda, iinde bulunduumuz
dnemin ok kk, minicik bir evresi olduunu ok iyi bildiim
yrymzn, aslnda ok byk bir tarihsel nem tadn birden
anlayverdim. Kafamdaki Gorki Topluluu kavram, birden tm dsal
biimlerden ve eitbilimsel renklendirmelerden soyunuverdi. Kolomak

YZ YETM B

333

kylan yoktu artk, eski Trepke topraklanndaki zenli binalar, iki yz


gl fidan, briketten yaplma domuz ahnmz gerilerde kalmt.
Eitbilim sorunlan denen eyler, yapraklar gibi kurumu ve yollara
dklmt. nsandan, yeni deiik deneyimler yaam insanlardan
ve yeryz yuvarlann yzeyinde yeni ve deiik bir alandan baka
bir ey yoktu u anda. te, birden bunlan dndm ve topluluumuzun
kk de olsa, son derece siyasal, son derece toplumsal bir grevi yerine
getirmekte olduunu anladm.
Podvorki sokaklanndan gemek, insanlann, onlarn ilgilerinin,
doymakbilmez bir rmcek a tuzan andran dzenlerinin, can
ekimekte olsa da, eskiye sk skya tutunduu bir dman toprandan
gemek gibi bir eydi.
Orada, ufukta henz beliren manastr duvarlanmn ardnda,
dmans fikirler ve nyarglar ylm bulunuyordu; aydnlann duygusal
lkcl, skc baya biimcilikleri, kolayca akveren gzyalan ve
memur takmnn akllara durgunluk veren bilgisizlii. Sonsuz bir p
ynndan oluan bu usuz bucaksz alan canland gzmn nnde;
ka yldr yrmekteydik bu pl topraklarda, birka bin kilometreyi
geride brakmtk kukusuz, ama gene de, kokumu bir p ym
nmzde uzanmaktayd, samzda, solumuzda, dn bir yanmzda
uzanmaktayd. te, imdi her trl maddesel badan yoksun braklm,
ilikileri kopmu, kkleri, hsmlan gemite kalm olan kk Gorki
Topluluunu gze ok kk gsteren, minicik klan da buydu ite.
Trepke sonsuza dek terk edilmiti, Kuryaj'sa henz fethedilmi
deildi.
Davulcu saflan baynn dibine vardlar. Manastr kaps artk
grnyordu. Gorki ortu giymi olan Vanya Zayenko kapdan birden
frlad, bir an iin olduu yerde kakld kald, sonra ok gibi frlayarak
bize doru komaya balad. Gene bir ey oldu dedim iimden, yreim
azma geldi, ama Vanya benim nmde rap diye durdu ve tek
parmayla yanaklanndaki yalan silerek "Anton Semyonovi," diye
yakard, "Sizinle yrmeme izin verin! Orada durmak istemiyorum!
Gel bakalm!" diye yantladm onu.
Vanya bam arkaya att, yanmda uygun adm yrmeye balad.

334

YAAM YOLU H

Sonra gzlerini benim dalgn ama ciddi baklarma evirdi, bir damla
gzyan daha kurulad ve srtndan bir yk kalkm gibi rahat bir soluk
alarak itenlikle glmsedi.
Tneli andran an kulesi kapsnda davullar kulaklar sar eder
cesine gmbrdedi. Kuryaj'l kitle bika sra halinde dizilmiti, Gotovi,
nlerinde kmltsz duruyordu, eli banda, selam durumundayd.

HOPAK
Gorki taburlaryla Kuryaj kalabal, birbirlerinden yedi sekiz metre
uzaklkta kar karya dizildiler. Pyotr vanovi'in alel acele bir araya
getirdii Kuryaj'l saflan, elbet pek dzenli deildi. Bizim tabur durur
durmaz bu saflar dald, kilise kaplarnn ardna tat, evremizi sa
racak hatta kuatacak gibi yayld.
Ne Kuryaj'llarda t vard ne de Gorki'lilerde. Birinciler dpedz
aknlktan, kincilerse bayrak karsnda selam durmann gerektirdii
disiplin duygusuyla susuyorlard. O ana dek Kuryaj'llar Topluluk
yelerinden yalnzca nc mfreze grevlilerini grmlerdi; bunlar i
giysilerini gece gndz srtlarndan karamayan, bitkin, toz toprak
iinde ve de ykanp paklanmam Gorki'lilerdi. imdiyse, ciddi, dingin
yzl delikanllardan oluan taburlar, parl parl parlayan kemer tokalarn ve gne yan bacaklarn tepesinde bsbtn gzel duran
yakkl ksa pantolonlar grmekteydiler.
Kuryaj'llann yzlerindeki anlatmn altnda yatan nemi yakalayp
bilincime iyice yerletirmek zere ksack bir an iin vargcmle youn
bir aba harcadm, ama bu ii baaramadm. Bu kalabalk, Kuryaj'daki
ilk gnmde grdm kasvetli, ekilsiz kalabalk deildi artk. Gzlerim
bir kmeden tekine gezindike bazlar hi de beklenmedik canllkta,
diri yzler gryordu. lerinde pek az umursamasz, rengini belli et
meyen anlatma brnmt. Kklerden ou, oktandr istedikleri
bir oyuncan, kskanlk dourmayacak ya da bbrlenme istei
uyandrmayacak denli deerli ve kusursuz bir oyuncan yalanna gelmi
gibi cokulu bir hevesle kaynyorlard. Nisinov'Ia Zoren kollarn bir
birlerine dolam orada dikiliyorlar, Gorki'lilere bakyorlard; balarn

i;

HOPAK

335

birbirlerine doru kayklmlard, bir eyi dler gibi duruyorlard; bu


byleyici saflarda yerlerini alacaklar ve kendileri gibi yabanclar
tarafndan hayranlkla izlenecekleri gn dlyorlard belki de. Ne
yapacan bilemeyen kaslarn beklenmedik etkisini dile getiren ciddi
bir dalgnla brnm yzler, iddetli cokulan dile getirmeye hazr
yzlerdi nitekim hemen baz bilgileri dile getirmeye gnll olduktan
anlald; bu yzlerde bir anda onaylama, honutluk, kuku ve kskanlk
beliriyordu. nceden hazrlanm alayc yzler, sinsi, tersleyici
anlatmlarsa giderek erimekteydi. Bu trden yzlerin sahipleri, daha
uzaktan bizim trampetlerin sesini duyduklannda, ellerini ceplerine
daldrm, byk burunlu ve efe havalanna brnmlerdi. Bunlarn
ou, ilk Gorki'lilerin Fedorenko, Korito ve Neitaylo'nun kabark
gsleri ve i pazular tarafndan annda fethedilmi, efe havalan
onlannkinin karsnda snvermiti. Gerisi, daha sonra bu yz yirmi
ampiyona kstahln ve efeliin skmeyeceini anladklannda rahatsz
olmaya baladlar. En kkleri olan Vanka Sinenkiyse, borazann
dizine indirmi en nde duruyordu. Gzlerinden salan korkusuzluk
kvlcmlar onun dnk sokak serserisi deil de, kral babasnn kendisine
cmerte verdii, yere kk salm gibi duran maiyetini ardna dizmi
bir gezgin prense ik olduunu belirtiyor gibiydi.
Bu suskun bakma yalnzca birka saniye srd. ki kme arasndaki
yedi metrelik uzakl bir darbede yok etmek ve bu karlkl incelemeye
bir anda son vermek zorundaydm.
"Yoldalar!" diye haykrdm. "u andan balamak zere, hepimiz
yani drtyz kii, Gorki alma Topluluu diye anlacak olan tek bir
Topluluuz. Hibiriniz, kendinizi birer Gorki'li olarak grmeniz ge
rektiini unutmayn! Bir baka Gorki'liyi en yakn yolda ve en candan
dost olarak kabul edeceksiniz, birbirinizi her alanda savunacak, bir
birinize sayg gstereceksiniz, yardma gereksinmesi olana yardm
edecek, yanl yapan dzelteceksiniz! Bunlan bir an olsun unut
mayacaksnz. Disiplinimiz ok skc olacaktr. Disipline gereksinmemiz
var, nk grevimiz g, yapacak eyimiz ok. Bu ileri disiplinsiz
yapamayz."
Karmzdaki glkleri anlatarak srdrdm konumam; zengin
olmamz gerektiini syledim onlara, okuyup renmemiz gerektiini

336

YAAM YOLU D

syledim. Kendimiz iin ve gelecein Gorki'lileri iin bir yol izmemiz


gerektiini anlattm.
Kuryaj'llann szlerimi beklenmedik bir dikkatle dinlemeleri beni
artt. Sylediklerime pek kulak asmaz grnenler, Gorki'lilerdi bu
kez; bunun nedeni, szlerimin onlara yeni bir ey iletmemi olmas, bu
kavramlarn onlarn varlklarnn dokusu iinde zaten kk salm bu
lunmas olsa gerekti.
Ama nasl olmutu da, daha onbe gn nce bu ayn Kuryaj'llar,
benden gelen ok daha tutkulu ve inandrc yaklamlara kulak
tkamlard? u eitbilim denen ey, amma da g bir bilimdi! Kukusuz,
imdi beni dinlemelerinin nedeni ardmda kap gibi Gorki ordularnn
bulunmas ya da sa kanatta ykselmi olan flamamzn kmltsz ve
ciddi bir tavrla onlara bakmas deildi! lgililerinin nedeni bu olamazd
kukusuz nk bu trden bir aklama, eitbilimin tm aksiyom ve
teoremlerine ters derdi!
Konumamn sonunda, Gorki Topluluunun yarm saat sonra bir
genel toplant yapmak zere hazr bulunmasn, aradaki yarm saatlik
sreyi birbirleriyle tanp el skarak deerlendirebileceklerini ve
toplantya birlikte gelmelerini syledim. imdiyse, kendimize zg bildik
yntemle sancamz binaya tayacaktk.
"Rahat!"
Gorkililerin Kuryaj'llara yaklaaca ve herkesle el skaca yo
lundaki beklentilerim gereklemedi. Sradan birer geyik yavrusu gibi
frladlar ve balklama yatakhanelere, kiliseye ve iliklere daldlar. Bu
ilgi yokluundan hi de alnmayan Kuryaj'llar da pelerinden gitti.
Yalnz Korotkov adamlarnn arasnda dikiliyordu, onlarla bir eyler
konuuyor gibiydi. Bregel'le Yolda Zoya kilise duvarnn yanndaki yatr
talarna ilimilerdi. Yanlarna gittim.
"Senin ocuklar iki dirhem bir ekirdek, dedi Bregel.
Yatakhaneler hazr m peki? diye sordu Yolda Zoya.
Yatakhane olmasa da olur," diye yantladm onu ve hemen dndm,
dikkatimi bir baka grngye evirdim.
Domuz srmz, Stupitsinin mfrezesinin yeleri eliinde, yava,
dnceli admlarla manastr kapsndan girmekteydi o anda. Domuzlar
kme halinde ilerlemekteydi. nde analar, daha sonra yavrular, en

HOPAK

337

arkada da baba domuzlar yrmekteydi. Volokhov yannda vekilleri


olduu halde ve de azm kulaklarna vardra vardrra onlan karlamaya
gitti; Kudlatiyse, ayn addaki devlet adamnn o nl ltimatomunun
ansna Chamberlain adn verdiimiz hepimizin sevgilisi be aylk
domuzumuzun kulann ardn sevecen bir okamayla kamaya
balamt bile.
Sr, tam domuzlar iin zel olarak hazrlanm barakalara so
kulmutu ki, ok hararetli bir tartmaya dalm olan Stupitsin, ere
ve Kalabuda konua konua kapdan girdi. Kalabuda bir kolunu szlerine
elik etmek zere sallyor, tekiyleyse, domuz yavrularnn en kk
ve en pespembesini barna basyordu.
"unlann domuzlarna bakn!" dedi Kalabuda yanmza gelirken.
"nsanlar da domuzlarnn yars kadar iyiyse karada lm yok de
mektir!"
Bregel, oturduu mezar tandan kalkt ve ineleyici bir tavrla:
"Herhalde Yolda Makarenko nce insanlar dnyordur, dedi.
Sanmam, diye yantlad onu Yolda Zoya. Baksanza, domuzlarn
yeri hazr bile, ocuklara gelince, 'yatakhane olmasa da olur'mu.
Zoya'nn szleri ok yerinde," diye atld hemen Bregel. Frsat
karacam diye d patlamt. "Bakalm bu konuda Makarenko
Yolda ne diyecek Eitbilimci Makarenkonun grn merak
ediyorum elbet, domuz oban Makarenko'nunkini deil."
Bu szlerdeki apak dmanlk karsnda afallamtm, ama ona
laf yetitirip de bylesine gzel bir gn berbat etmek istemiyordum.
Kalabuda'ya dndm, "zin verirseniz bu iki yetkiliye deyi ye
rindeyse toplu olarak yant vereceim, dedim.
Rica ederim, buyur!
Bakn, Topluluk yeleri efendi, domuzlarsa onlarn iileridir
burada.
Siz hangi kmeden oluyorsunuz peki?" diye sordu Bregel. Ama
bam kaldrp yzme bakmyordu.
"Ben biraz efendilerden saylsam gerekir.
Ama size yatak odas hazrlanm durumdadr herhalde.
Bana da yatak olmasa olur."
Bregel kskn bir havayla omuz silkti. Yolda Zoya'ya dnd, souk

338

YAAM YOLU n

souk, "Tamam, keselim bu konumay, dedi. Yolda Makarenko her


zaman byle ar gider zaten."
Kalabuda bu szler karsnda sesli sesli gld.
"Ne var bunda? dedi. Hakl neden an gitmesin?"
steksiz isteksiz glmsedim. Glmsemem, Zoya'nn bir kez daha
bana ullanmasna yol at. "Yani size gre domuz semirtme
yntemlerini insanolunun eitilmesi yntemlerine rnek olarak kabul
etmek akllca bir i mi saylyor?" dedi.
Yolda Zoya fkesinin motorunu altrmaya balamt, yuyalarndan frlam gzleriyse saniyede yirmi bin dn hzyla bedenimi
deliyor gibi bakyorlard. Baya korktum. Bereket tam o srada, heyecandan soluk solua kalm, yz kpkrmz olmu Sinenki, elinde
borazanyla koarak yanma geldi, hzl hzl cvldamaya balad:
"Lapot diyor ki... ey, Koval diyor ki: 'Dur!' O yle deyince Lapot kzd,
dedi ki: 'Ne diyorsam onu yapacaksn!diyor.... Sonra da diyor ki, 'Burda
durup byle gbeine bakarsan...' Sonra ocuklar da... Yani... Ya
takhaneleri grseniz... Vay anam vay! ocuklar diyor ki, biz buna dayanamayz diyor... Koval da seninle grecekmi.
ocuklann ne dediini anladm, Koval'n ne dediini de anladm,
ama benden ne istiyorsun, onu anlamadm.
Sinenki bir an bocalad.
"Sizden bir ey istemiyorum, ama Lapot diyor ki...
Eee?
Koval da diyor ki... Bu konuyu konualm diyor.
Bak, Lapot tam tamna ne syledi? Bu son derece nemli Yolda
Sinenki."
Sinenki kendisine Yolda Sinenki denmesinden ylesine holand
ki, szlerimdeki anlam kavrayamad.
"Ha?
Lapot ne dedi?
Ha, evet! Dedi ki: 'Toplant borusu al.'
te bana bunu syleyecektin.
Syledim ya!"
Yolda Zoya, Sinenkinin pembe yanaklann ba parmayla iaret
parma arasnda skt, yle ki dudaklar gl rengi bir fiyonk olu
turdu.

:
;
j

]
j
j
j
|

j
j

HOPAK

339

"Ne tatl ocuk!"


Sinenki bir hareketle Zoya'nn sevecen ellerinden kurtuldu, yzn
yamulttu, azn kolunun yeniyle sildi, ve kadna ters ters bakt.
"ocukmu! una da bak! Ben size ocuk desem iyi mi olur! Ben
ocuk falan deilim, grmedinizse grn! Ben bir Topluluk yesiyim,
anladnz m!"
Kalabuda Sinenki'yi elindeki borazanyla birlikte bir tututa
kucana ald.
"Afferin sana, afferin! Vallahi aferin! Ama sen gene de minik bir
domuzcuksun, bunu biliyorsun, deil mi!"
Sinenki kendisine yklenen bu yeni rol hemencecik kabullendi
Domuzcuk denmesine bir diyecei yoktu. Zoya bu frsat da deer
lendirdi:
"Burda en onur verici rtbe domuz anlalan.
Yeter" dedi hemen Kalabuda ve Sinenki'yi yere indirdi.
Hararetli bir tartma balad balayacakt; neyse ki Koval, ardnda
da Lapot bize doru yaklamaktaydlar.
Yetkililere kar bir saknganlk besleyen Koval, Bregel'in arkasndan
bana gz ediyor, benimle konumak zere onlardan ayrlmam bek
liyordu. Ama Lapot'un yetki metki umursad yoktu.
"Bu Koval Var ya, kendisine hazr edilmi ku ty yatak bulacan
umuyormu burda. Benim iin hibir ey fark etmez. Hem, beklemenin
lemi yok, bir an nce toplanty yapalm, bildirimizi okuyalm on
lara."
Koval aslnda metelik vermedii yetkililer hele kadn yetkililer
nnde konumak zorunda kaldndan pancar gibi kzard, ama gene
de kendini savunmak, diyeceini demek zorundayd:
"Ne ku ty yata olum? brak imdi samalamay! Ben unu
renmek istiyorum: Bildirimize boyun emeleri iin onlar zorlayacak
myz? Zorlayacaksak bu ii nasl yapacaz? Onlar nasl ele alacaz
yakalarna m yapyacaz? Gmleklerinden mi tutacaz?"
Koval sinirli sinirli Bregel'e bakt bir an, oysa tehlike bir baka yeden
alevleniyordu. Yolda Zoya telalanmt.
"Gmleklerinden mi tutacaz? diye yineledi Koval'n szlerini.

340

YAAM YOLU H

Yani lafn gelii," dedi Koval; bu arada yz biraz daha kzarmt.


"Gmleklerinden bana ne yani, allahn cezalan! Yarn Kasaba Kuruluna
gideceim, beni gerisin geri kye gndermelerini isteyeceim!
Ama sen kendi aznla syledin, 'Onlan zorlayacaz' dedin. Ne
demek istedin peki?
Koval'm kabaran fkesi onda yetkili korkusu falan brakmamt,
azn at, gzn yumdu, ne "kadn dedikodusu"na svmedii kald,
ne laf salatasna.
"kz altnda buza aryorsunuz ha! Biz buraya i yapmaya m
geldik, kadn gibi dedikodu yapmaya m? Grleyin bakalm..."
Sonra dnd, manastrn tula duvarlarnn son artklarn tozlu
izmeleriyle ezerek, topraa kantra kantra kiliseye doru yolland.
Lapot Zoya'ya dnd, aresizlik anlatan bir hareketle kollarn iki
yana at.
"Ben size syleyeyim zorlamak ne demektir, dedi. u demektir
yani... Yani zorlamak demektir..."
Yolda Zoya birden ayaa frlad, "te grdnz m! Grdnz
m!" diye nledi. Sonra Bregel'e dnd, "imdi ne diyeceksiniz
, bakalm?
Sinenki, toplant borusunu al," dedim ben.
Sinenki, Kalabuda'nn elinden borazann ald, dd kilise kub
belerinin zerindeki halara doru kaldrd, ve vargcyle kesik kesik
birka nota alarak sessizlii yrtt. Yolda Zoya ellerini kulaklanna
yaptrd.
"Tannm! Borazanlar! Komutanlar! Barakalar!
nerim yok! dedi Lapot ordan. Ne anlama geldiini anlyorsunuz
ya, siz ona bakn!
Bari an alsaydnz borazan yerine," diye kar kt Bregel. Ama
kimseyi incitmek istemiyor gibiydi.
"Hayr hayr! an olmaz! an dediiniz nedir ki hep ayn sesi verir.
Bu duyduunuz anlaml bir mzikti, 'genel toplantya gelin,' diyordu.
Komutanlar Kurulu toplants iin baka notalar alarz; sonra yatma
borumuz vardr... Sonra bir de alarm ddmz var! Hem de ne alarm!
Vanya burda olsayd da bir alarm dd alsayd, ller mezarlarndan
frlard, siz bile etekleriniz zil ala ala koardnz inan olsun!

HOPAK

341

Ek binalarn, kulbelerin, kilise duvarlarnn ardndan kme kme


Topluluk yesi kverdi bir anda; ve toplant yerine doru ilerlemeye
baladlar. Kkler koup koup duruyor, ilgilerini ekecek eit eit
ey buluyorlard. Gorki'lilerle Kuryaj'llar daha imdiden birbirine
karmaktayd, ve yer yer, retici nitelikte olduu uzaktan anlalan
konumalar yaplmaktayd, ama Kuryajllann byk ounluu ken
dilerini ayryorlard.
Herkes serin ve bo kiliseye dolutu, ama Gorki'Iilerin beyaz gm
lekleri zellikle altarn yaknlarnda gze arpyordu. Anlalan Gorki'liler
her olasla kar glerini bir arada tutma gerei duyan Taranets'in ta
limatyla dalmam, tekilerin arasna karmamlard.
Gorki'Iilerin saysal zayfl acmasz bir biimde kendini gste
riyordu; nk ikinci, nc ve onuncu mfrezeler hayvanlan yeni
yerlerine yerletirmekle meguldler \eRabfak rencilerini saymazsak,
aynca yirmi be kii de Osadi'yle birlikte Rizhov istasyonunda bu
lunuyordu. Toplantya katlan drtyz ye arasnda bu durumda yalnzca
elli Gorki'li vard, Kuryaj'l kzlann gz yaartan sevgi, heyecan ve
pckleriyle karlanan ve yatakhanelerinde Olga Lapovann byk
bir zenle hazrlad yerlerine yerletirilen Gorki kzlan da bu saynn
dnda kalyordu.
Jorka Volkov, toplanty amadan nce bana yavaa u szleri
fsldad:
"Paldr kldr dalalm m?
Paldr kldr dalalm!"
Jorka altar krssne kt ve dalgasna "bildiri" diye andmz iz
lenceyi okumaya hazrland. Bu izlence, Genlik Kurulumuzca alnm
kararlan iermekteydi; Jorka, Volokhov, Kudlati, Jeveli ve Gorkovski'nin
sonsuz kiisel yetenek ve zeksyla oluturulan bu izlencede, geni bir
Rus bak as, bir Yankiye zg ince hesaplar, cmert bir tutam Gorki
tuzu ve biberi, insan sevgisi, ve de bol lde sevecen yoldaa
acmaszlk bulunmaktayd.
Gorki Topluluuna dndmde oradaki alma odasnda yaplan
toplantlarda tekrar tekrar gzden geirilen, Koval ve Genlik Kurulu

342

YAAM YOLU H

yeleriyle tekrar tekrar tartlan, dzeltilen, deitirilen bu izlencenin


kaleme alnmasnda saysz kiinin emei gemiti geri ama, "bildiri
o ana dek "gizli belge" ilemi grd.
Jorka birka giri sz syledi:
"Topluluk yesi Arkadalar! Oyalanacak vaktimiz yok! Hemen kollan
svayacaz! Ama Allah kahretsin, nerden balayacam bilemiyorum!
En iyisi Genlik Kurulunun ald kararlan okuyaym size, nerden
balayacamz, ilerin nasl yryeceini grn. u anda almyor
sunuz. Genlik Kurulunuz yok, ncleriniz yok, geberesiceler, pislik
iinde yzyorsunuz! Size insan demeye bin tank ister! Sizi hangi k
altnda greceiz, deerlendireceiz? Bcek, bit, hamam bcei, pire
ve her trden mikrobun kamn doyurduu erzak deposusunuz siz,
duydunuz mu!
Bu bizim suumuz mu?" dedi ordan biri.
Jorka hi dnmeden yantlad onu:
"Yok babamn suu! Elbette sizin suunuz! Birer asalak olmaya ne
hakknz var? Bakalarnn srtndan geinmeye, szlanmaya, ktlk
etmeye ne hakknz var? Hibir hakknz yok! Hibir hakknz yok! te
bu kadar! u pislie bakn! Byle pislik iinde yaamaya kimin hakk
var? Biz domuzlanmz her hafta sabunla ykyoruz, grseniz, nasl
ykyoruz! Tek bir domuz da kalkp kar kmyor ykanmaya, tek bir
domuz da kp 'aln sabununuzu defolun burdan!' demiyor! Hayr
efendim! Ne yapyorlar, biliyor musunuz! Yerlere dek eilip 'teekkr
ederiz,' diyorlar! Siz, aylardr sabun kp grmemisiniz be!
Bize sabun veren olmad ki! dedi kalabalktan biri sn ta snta.
Jorka'mn, dmanlanyla gerekletirdii gece grmesinin izlerini
tayan morarm yuvarlak yz kararr gibi oldu ve adeta uzad.
"Armut pi, azma d! Kim size sabun verecekmi ha? Burada efendi
szsiniz! Neye gereksinmeniz olduuna siz kendiniz karar vereceksi
niz!
Peki sizin efendiniz kim, Makarenko mu? diye sordu biri ve hemen
kalabalkta gizlendi.
Balar sesin geldii yne dnd, ancak o yrede de dnen balardan

HOPAK

343

baka bir ey grnmedi; bu arada ortalarda birka yz honut honuz


srtmaktayd.
Joka yayvan yayvan gld.
"Amma da cahilsiniz ha! Anton Semyonovi'e gveniriz biz, ona
inanrz, nk o bizden biridir, hepimiz birlikte alrz. Bu soruyu
hanginiz sorduysa aptaln tekidir! Ama zarar yok, biz onun gibi cahil
eekleri bile adam ederiz. te bunun gibi asalaklar yalnzca sana soluna
baknp 'efendim nerde diye aranmay bilirler."
Salon birden kahkahayla grledi. Jokanm ahmak surat taknp
efendisini arayan bir zavallya yknmesi son derece gln olmutu
nk.
Joka szlerini srdrd.
"Ama siz, devletin size verdii yiyecekle beslendiniz bugne dek ve
altnzdaki topra kirletmekten baka bir ie yaramadnz. Bir baykuta
ne kadar bilin varsa, sizde de o kadar var ite!
Huzursuz olmaya balamtm bu Joka biraz ileri gitmiyor muydu?
Kuryajllara biraz daha sevecen davranmak gerekmez miydi? Kafamda
bu sorular dolarken, ayn doludizgin ses kulamda nlad:
"Bakalm sizden ne trden bir pislik dklecek!"
Glmesini tutmaya abalayan ama bunu baaramayan ocuklarn alayl
"Hnk! Hnk!" sesleri dalgaland salonda. Bunlarn yan sra, konu
macnn szlerini onaylayan glmsemeler grlyordu.
Joka ciddi bir nezaketle, "Grmek isterseniz, memnuniyetle, dedi.
Tuvaletin yanna bir koltuk koyarm, oturur bakarsnz. Aslnda bak
malsnz da. Daha tuvalet kullanmay bile bilmiyorsunuz be! Byk bir
yetenek gerekmez bu i iin, ama gene de herkesin renmesi gereken
bir sanattr."
Kuryaj'llar kzard, ama gene de glmelerini tutamadlar. Birbirlerinin
zerine kapanp sarsla sarsla glmeye baladlar. Kzlar yzlerini saklad,
krsye arkalarn dnerek konumacya szlerinin kendilerini krdm
dile getirdiler. Yalnz Gorki'liler Jorka'ya gururla bakmakta, honut
luklarn dile getirebilecek glmsemelerini tutmaktaydlar.
Kuryaj'llar glecekleri kadar gldler, sonra az nce dinledikleri
gerekten de ok iyi, ok yararl bir izlenceymi de, onaylyorlarm
gibilerden, ncekine kyasla k daha scak ve konuksever baklarla
Jorka'ya bakmaya baladlar.

344

YAAM YOLU H

zlence, bir insanolunun yaamnda ok, ama ok nemlidir. nsan


dnyann en byk aptal bile olsa, zerinde her trden tepe, rmak,
bataklk, allklar bulunan bir alan yerine, izlenecek bir yol, azck da
olsa yola benzer bir eyle karlatnda, ileriye daha gvenli admlarla
gidecektir. Bu yol ister bir patika olsun, ister dnleri, kprleri,
kaldrmlar, iaret levhalar yerli yerinde bir kara yolu olsun, fark etmez;
yol kiinin kendi etkinlikleri iin atlacak kesin admlan tasarlamas
olanan dourur. Doa bile yolcunun gznde daha byk anlam
kazanr, nk artk, sol taraf vardr, sa taraf vardr, uzun yol ve kestirme
yol vardr.
zlencenin hazrlanmasnda her trden gre bile bile yer verdik;
iinde bir tutam baharat, ya da bir gram eker bulunmayan nerileri bile
dikkate aldk. te, Jorka'nn sonunda okumaya balad Genlik Kurulu
bildirisi byle derlendi.

"Gorki alma Topluluu Genlik Kurulunun 15 Mays 1926 gnl


karardr:
1.
zgn Gorki mfrezeleriyle Kuryaj'daki mfrezeler derha
datlacak ve hemen aadaki yelerden oluan yirmi yeni mfreze
kurulacaktr:
(Jorka burada her mfrezeye verilen yelerin adlanyla komutanlarn
adlann ieren listeyi okudu.)
"2. Yolda Lapot Komutanlar Kurulu yazmanl grevini srdre
cektir; Deni Kudlati levazm mdrl, Aleksi Volkov levazm me
murluu grevlerini yrteceklerdir.
3. Komutanlar Kurulu, buradaki kararlann hepsinin tam anlamyla
uygulanmasndan ve Topluluun, zaman gelince kutlanacak olan Hasat
Bayram'nda, Halk Eitim Komiserlii ile Blge Yrtme Kurulu tem
silcilerinin incelemesine sunulmak zere kusursuz hale getiril-mesinden
sorumludur.
4. ster zel ister devlet mal olsun btn giysiler, i amarlan, yatak
araflan, battaniyeler, ilteler, havlular ve saire eski Kuryaj Topluluu
yelerinden hemen alnacak, ayn gn dezenfekte edilecek ve onanma
sokulacaktr.
5. Btn yelere zgn Gorki Topluluundaki kzlar tarafndan di

HOPAK

345

kilmi olan ort ve gmlekler datlacaktr. Bir hafta sonra, bu takmlar


amarhaneye gnderilecek, ayn gn ikinci takm giysiler datla
caktr.
6. Kzlar dnda btn Topluluk yelerinin salar numara tra
edilecek ve kendilerine hemen birer kadife takke verilecektir.
7. Bugn, btn Topluluk yeleri nerede su bulurlarsa orada
ykanacak, amarlarn kzlara teslim edeceklerdir.
8. Onanmlarn tamamlanmas ve yeni yatakhane gerelerinin
yaplmas nedeniyle, btn mfrezeler, komutanlarnn onayn almak
kouluyla, darda, aa altnda ya da diledikleri yerde yatacaklardr.
9. Mfrezeler Goki Topluluundan getirilmi bulunan yatak, yastk
ve battaniyeleri kullanacaklardr; bu eyalar mfreze yeleri tarafndan
tartmasz paylalacak, yetersizlikleri konusunda kimse mzldanmayacaktr.
10. Yatacak yer yok diye yaknma ya da mzmzlanmada bu
lunulmayacak, sorunlarn akla uygun olarak zmlenmesi yoluna gi
dilecektir.
11. yeler iki vardiyada mfrezeler halinde yemek yiyeceklerdir;
mfreze deitirmeye izin verilmeyecektir.
12. Temizlie byk zen gsterilecektir.
13. Terzihane dnda btn ilikler 1 Austos gnne kadar kapaldr.
Bu zaman iinde u iler yaplacaktr:
Manastn evreleyen duvann yklmas ve elde edilen tulalarla
yz domuzluk ve bir ahnn yaplmas.
Pencere pervazlanrun, kaplarn, demirlerin ve karyolalarn boyan
mas.
Tarlada ve bostanda yaplmas gereken ilerin tamamlanmas.
Eyalann onarlmas.
Avlunun ve bayrlann temizlenmesi, yol yapm, iek yataklarnn
hazrlanmas ve sera yapm.
Topluluk yelerine birer takm giysi dikilmesi, k iin izme alnmas,
yeler, bu arada yalnayak dolaacaklardr.
Gln temizlenmesi ve iinde ykanlacak duruma getirilmesi.
Tepenin gney yakasnda yeni bir bahenin yaplmas.
1
Austosta alacak olan iliklerde kullanlacak tezgah, alet ve
malzemenin hazrlanmas.

346

YAAM YOLU H

Bu yaln bildiri, herkes zerinde korkun bir izlenim brakt, ok


etkileyici oldu. Hatta, kesin ve ayrntl havasyla yazarlarn, yani bizi
bile etkiledi. stelik herkes zellikle de Kuryaj'llar Gorkililerin
gelmesinden nceki edilgin davranlarmzn, gizli hazrlklarmz ve
kesin niyetimizi rten bir maske olduunu, o arada verileri deerlen
dirmekte bulunduumuzu hemencecik anladlar.
Genlik Kurulu yeleri, mfrezeleri olutururken ince eleyip sk
dokumulard. Joka, Gorkovski ve Jeveli'nin dehalar birleince, Kuryajllar eitli mfrezelere ok ince hesaplarla datlm, dostluk balan,
dmanlk uurumlan, bireysel zellikler, eilimler, emeller ve zel
durumlar dikkate alnmt. nc Karma on be gn durmadan ya
takhaneleri bouna dolamamt.
lk Gorkililer de ayn bilinli yaklamla datlmt. Gller,
zayflar, tembeller, alkanlar, neeliler, ciddiler, gerek insanolu olanlar
ve yle byle insan olanlar hepsi bir bir ele alnm, yerli yerlerine
konulmutu.
Bildirideki tmceler ilk Gorkililerin ounu bile artmt; Kuryaj'llarsa, Jorkann resitali karsnda donup kalmlard. Bildirinin
okunmas srasnda dinleyicilerden baz ilan yanndakine kard bir
szc soruyor, bunlann arkalanndan parmak ulannda ykselerek
bakanlar gzleriyle ne denli ardklarm ele veriyorlard. Konumann
baz yerlerinde, akn "Vay vay!"lar duyuldu. Jorka okuma iini bi
tirdiinde ine atlsa duyulurdu salonda; ancak bu, dile gelmemi sorularla
yrek gibi atan bir suskunluktu. Ne yapacaz imdi? diye soruyorlard
sanki; boyun mu eeceiz, kar m kacaz, ayaklanacak myz?
Alklayacak myz, glecek miyiz, yoksa svecek miyiz?
Jorka elindeki kad gsterisiz bir tavrla katlad. Lapot'un i gz
kapaklan altndaki gzleri kalabal alayl bir dikkatle tarad, dudaklan
ac ac glmsemek zere yayld.
"Benim houma gitmedi bu i! dedi Lapot. Ben eski bir Gorkiliyim.
Yatama, arafma almm, battaniyeme almm! imdi gidip aa
altnda m yatacam yani! Peki, nerde bu aa? Kudlati, sen benim
komutanmsn, syle nerde u aa!

Tam sana gre bir kt oktan gzme kestirmitim, tasa


lanma!

HOPAK

347

Aata meyva falan var m peki? Kiraz aac m bu, yoksa elma
aac m? Umanm blbl de vardr... Blbl var m Kudlati?
Blbl yok henz, ama krlang istersen var.
Krlang m? Ben ahsen krlanglardan holanmam. Sesleri ok
kt. Sonra, dikkatsiz hayvandr krlang, anlarsn ya. Bir saka kuu
uur bari, ya da iskete.
Tamam, saka kuu salarm bir tane," dedi Kudlati glerek.
Lapot acnacak bir durumu varm havalarnda sana soluna baknd.
"Sonraa," dedi. "Bizim mfreze nc oluyor, deil mi? u listeye
bakalm hele! Hmmm... nc Mfreze... Bir, iki, ... Tam sekiz
Gorki'li var bizde. Demek ki sekiz battaniye, sekiz yastk ve sekiz dek
olacak; bizim mfrezede yirmi iki kii var oysa. Bak, bu houma gitmedi
ite! Bakalm kimmi bunlar? Eveeet, evet... Stegni! Nerde bu Stegni?
Elini kaldr! Gel bakaym yanma! Gel, gel, korkma, yr! Haydi, kmlda
biraz!
Ta andan bu yana ne ykanm ne de san kestirmi grnml
bir delikanl krsye yaklat. Salar gneten sararmt. Yznde,
gnein karartt deriyle kir yle bir karmt ki, yer yer atlamaya
balam bir tabaka oluturmulard. Stegni utanm grnyordu.
zerinde kirden bir kabuk olumu ayaklarla altara k, ne yapacan
bilemez bir tavrla srtyor, pnl prl beyaz dilerini gstererek kalabala
bakyordu.
"Demek ben seninle ayn battaniye altnda yatacam, ha? Umanm
uykunda fazla tekme atmazsn!"
Stegni'nin dudaklarnda tkrk baloncuklan belirdi. Kara yumruunu
gstermekten utanm olsa gerek, elini azna gtrecekken ekti ve
tkrn nerdeyse yerlere deecek denli uzun, partal gmleinin
eteklerine sildi.
"Ha-hayr... Atmam.
Bak buna sevindim! yi ama, Yolda Stegni, yamur yaarsa ne
yapacaz, dndn m?
Kaanz, kih-kih-kih!
Ama nereye kaabiliriz?"
Stegni bir an dnd, sonra bula bula u szckleri buldu:
"Ben nerden bileyim?"

348

YAAM YOLU H

Lapot bu kez Denis'e dnd, azarlayc baklarla sordu:


"Deni, yamur yaarsa nereye gideceiz?"
Deni Kudlati, UkraynalI kurnazln yanstan bir havayla gzlerini
kst, krsye yaklat ve izleyicilere bakt.
"Bu durumda teki komutanlar ne yapmay dnr, bilmiyorum,
dedi. Ve, dorusunu sylemek gerekirse, bildiride bu nokta atlanm
grnyor. Ama ben size u neride bulunabilirim: yamur falan yaarsa,
nc mfreze hi tasalanmayacak. Irmak ok yaknmzda, mfrezemi
doru rmaa gtreceim. Nehre girdin mi, yamur seni rahatsz etmez,
hele bir de dibe dalarsan, tek bir damlasn bile duymazsm. Son derece
gvenli, stelik salkl."
Deni, saf saf Lapot'a bakt ve kenara ekildi. Lapot anszn birden
fkelenmi gibi, o anda ylesine ok sayda olaand olay karsnda
dncelere dalm grnen Stegni'ye vargcyle bard:
"Heyy! Duydun mu?
Semyon, nerden geldiini armt. "Duydum, dedi.
yleyse hazrlan, allahn cezas! Benim battaniyeyle yatacaz!
Ama nce seni u rmaa gtrp bir gzel ovalayacam. Ynn de
krpacam, anladn m?"
Stegni glmsedi, "Anladm," dedi.
Lapot, yzndeki ahmak maskesini kard ve altann biraz daha nne
yaklat.
"imdi! Her ey anlald m?
Anlald! yantlan geldi birka kiiden.
Tamam! Madem ki anlald, artk konuabiliriz. Bu kararlar, pek
yle toz pembe deil elbet. Ama u genel kurul bunlan onaylamak zo
runda. Baka yolu yok!"
Lapot eli ve yzyle bir aresizlik iareti yapt ve alamakl bir sesle.
"Oylamay yap Jorka," dedi.
Herkes kahkahadan knlyordu. Jorka elini kaldrd.
"imdi kararlan oya sunuyorum. Kabul edenler ellerini kaldrsn!"
Ellerden oluan bir orman ayakland. Sorumluluum altndaki
kiilerden oluan usuz bucaksz glerin saflarnda gezdirdim gzlerimi.
Hekes elini kaldrmt. Kapnn dibinde durmakta olan Kootkov takm
bile oy veriyordu. Kzlar glmsyor, sevecen bir utkuyla ellerini

HOPAK

349

kaldryorlard; balarn yana kaykltmlard. ardm. Korotkov


etesinin bildirimize kabul oyu vermesinin nedeni neydi? Korotkov bir
omuzuyla duvara yaslanm, sabrla elini havada tutuyordu; gzel gzleri,
dingin baklarla krsdeki Gorkililerde dolayordu.
O
srada dizginsiz bir mutluluk iinde kap eiine tkezleyip ier
dalan ve bu sakarlyla elindeki dev akordeonun kulaklar sar eden
bir gmbrt koparmasna neden olan Borovoy'un birden ortaya
kmasyla bu ann grkemi bir bakma alevlerini azaltt.
"Vay vay vayy! diye bard Borovoy. Efendiler gelmiler! Durun
bakalm, durun... Size bir ho geldiniz diyelim gzel bir selam havas
biliyorum ben!"
Korotkov hl oy veren elini Borovoy'un omzuna indirdi, baklarnn
da yardmyla ona bir eyler syledi. Borovoy ban arkaya att ve sustu;
ama eli akordeonun tularnda hazr bekliyordu mzik, her an pat
layabilirdi.
Jorka oylama sonularn aklad.
"Genlik Kurulu kararlarna kabul oyu verenler yz elli drt kii.
Red oyu yok. Bu durumda kararn oybirliiyle kabul edildiini
aklayabiliriz."
Gorki'liler alklamaya balad. Glmseyen gzlerle birbirlerine
bakyorlard ayn zamanda. Kuryaj'hlar kendileri iin pek yabanc olan
bu anlatm biimi karsnda donakalmlard; belki de bu manastr ku
ruldu kurulal, bu kubbe ilk kez bir insan kalabalnn alklaryla
nlyordu. Kkler parmaklarn yaya yaya, uzun uzun alkladlar,
ellerini bir balarnn yukarlanna kaldryor, bir kulaklarm tutuyorlard;
Zadorov altara kncaya dek kesmediler alk.
Onun geldiini grmemitim. Rizhov'dan bir eyler getirmiti
anlalan; nk yz ve giysileri beaz lekelerle sslenmiti. Zadorov,
her zaman olduu gibi kusursuz bir temizlii ve iten, yaln bir sevinci
simgeliyordu benim iin. te, konumasna balamadan nce gene o en
akrak glmsemesini yayd dudaklarna.
"Birka sz sylemek istiyorum dostlar. te, dinleyin! Ben, ilk
Gorkiliyim; hepsinden eskiyim, ve bir zamanlar hepsinden ktydm.
Anton Semyonovi iyi bilir ne denli kt olduumu. imdiyse Teknik

350

YAAM YOLU H

Okulda renciyim. Bu yzden, bana hak verin hepiniz. ok gzel bir


karar aldnz, ok nemli, byk bir karar... Ama size bir ey syleyeyim,
ok zorlu kararlara ba koydunuz evet iler ok zor!"
Szn burasnda kararlarn uygulanmasnn gl karsnda eziliyor
gibilerden ban sallad. Honut kahkahalar nlad salonda bunun
zerine.
"Ama ister zor olsun, ister kolay, kabul ettiniz. Madem ki kabul ettiniz,
bu i burda biter... Hayr, bu i burada balar! Unutmayn. Kararnz
verdiniz. Belki iinizde, hele imdi kabul edelim, bakalm zaman ne
gsterecek, diye dnenler vardr. Byle dnen, insan deildir. Bunu
ancak bir fare aklndan geirebilir! Bizim yasalarmza gre genel kurulda
alnan kararlara uymayanlar iin tek bir k yolu vardr, o da kapdr!
Yolu ak olsun, gidebilir!"
Zadorov bembeyaz olmu dudaklarn smsk kapad, yumruunu
havaya kaldrd.
"Defolsun!" diye bard ve yumruunu indirdi.
Kimsede t yoktu. Yeni korku dalan bekliyordu herkes. Ama Karabanov, st ba tpk Zadorov'unki gibi, ama bu kez siyah lekelerle
sslenmi olan Karabanov, kalabalkta yol aa aa ilerlemekteydi. Karabanov'un sesi, akn sessizlik iinde nlayverdi:
"Kim karlacak? Verin, hemen sepetleyeyim!
Yani genel anlamda dedi Lapot saf saf.
Olsun, genel anlamda karnn, nasl isterseniz yle karnn,
dedi Karabanov. Peki ama neden burda durmu panayrda gezinen ky
papazlar gibi suratlannz asyorsunuz?
Bizim keyfimiz yerinde, dedi kalabalktan biri.
Haa, yerinde demek? yleyse ne sarktyorsunuz kafalarnz?
Hani mzik? Hani alg?"
Borovoy tam da bu soruyu bekliyor olsa gerekti. "Burdaaa!" diye
haykrd ve yantn akordeonunun sesiyle destekledi.
"Haa, demek mzik varm! dedi Karabanov. Haydi bakalm, halka
olun! Haydi, grelim boyunuzu! Haydi kzlar, sobann banda kebap
olmay brakn bakalm! Hopak bilen var m iinizde? Natalka, akm!
bakn u bizim Natalka'mza dostlar! Byle gzel grdnz m!
Olanlar, evik, neeli baklarm Nataa Petrenko'nun apkn

HOPAK

351

gzlerine, uzun, rl salarna ve prl prl glnn (taya kard


eri dilerine evirdiler.
"Yani demek Hopak istiyorsunuz, yle mi yoldalar?" diye sordu
Borovoy hnerinden emin bir glmsemeyle, ve akordeonunu bir kez
daha ttrd.
"Peki sen ne istiyorsun?

Vals alarm, hora teptiririm, spanyol dans alarm, ne isterseniz


alarm!
Hora tepmeye daha vakit var babalk, hele yle bir hopak tngrdat
bakalm!"
Karabanov'un koreografk beenisindeki yalnba dudak bkerek
glmseyene Borovoy, kafasn bir yana kaykltt, bir an dnd, sonra
birden aygtn genileterek kendisinden baka hi kimsenin be
ceremeyecei bir biemle oynak bir hava almaya balad. Karabanov,
kollarm iki yana at, ayn anda diz kt, Ukrayna halk dansnn ok
iyi bildii figrlerini yapmaya, cokun bir kendinden gemilik iinde
bir o ayam, bir teki ayam ne frlatp zplamaya balad. Nataa'nn
kirpikleri, allaan yanaklarnn zerinde bir iki titredi, sonra olduklar
yerde kaldlar. Gen kz, gzlerini bir an bile hi kimseye evirmeden
palamardan kurtulmu bir gemi gibi yerde kaymaya balad; klo eteinin
kvrmlar hafif hafif dalgalanmaktayd. Semyon topuklaryla demenin
tahtalarn grletti ve marur bir glmsemeyle Nataa'nn etrafnda
dnmeye balad; birbiri ardna yere vura vura coan ayaklan oday
dolamakta, dzgn bacaklan, byleyici bir hzla frdnmekteydi
yle ki, insan odada bir ileri bir geri frlayan dzinelerle bacak olduunu
sanyordu. Nataa kirpiklerini kaldrd ve gen kzlann zellikle hopak
dansna saklad ve szcklerle anlatlmaya kalkldkta "ok yakklsn
delikanl, dans etmeyi de iyi biliyorsun, ama ayan denk al," gibi bir
anlam tayan bir bakla, birlikte oynad gence bakt.
Borovoy tempoyu hzlandrd, Semyon sonunda iyice snmt.
Nataa'ysa cokularnn dizginlerini koyverdi, etekleri artk hafif hafif
sallanmyor, bacaklarnn etrafnda birbirinin zerine binen kvrmlar
halinde frdnyordu. Kuryaj'llar emberlerini genilettiler, burunlarm

352

YAAM YOLU H

kollarnn yeniyle sildiler, cokularn kesik kesik ses ve soluklarla dile


getirmeye baladlar. Akordeonun bir yrek atn andran notalar,
hopak'n kvrak, evik hareketleri, mziin arpc ritmini kubbeli tavana
adeta itiyor, insanlar emberini genilete genilete dalgalar halinde tm
odaya yaylyordu.
Anszn kalabaln ortasndan bir ift el grnd; cokularn
srkleyen sele kendini brakveren Perets, kollarn brnde kavuturdu,
yavatan yavatan dansn girdabna doru akt; ayaklarn bir ileri bir geri
frlatarak Nataa'ya gz krpt. Nataa gururlu bir incelikle yan ak
gzlerini Perets'in yznde yle bir dolatrd, burnunun tam dibinde
ilemelerle bezenmi bir kol titretti ve birden, dostluk nlan yayan bir
glmsemeyle gld. Akll, anlayl bir dostun glmsemesiydi bu,
Perets'e yardm eli uzatan bir Genlik Kolu yesi glmsemesiydi.
Perets byle bir baka dayanamazd. Hi bitmeyecekmi gibi uzun
sren bir an boyunca sana soluna baknd, sonra "artk beni kimse tu
tamaz", der gibilerden birden havaya srad, eski apkasn yere frlatt
ve kendini girdabn ortasna att. Semyon, otuz iki diini sergileyen bir
glle ssledi yzn, Nataa, Kuryajllann yzleri nnden daha da
hzl kayyordu imdi. Perets kendine zg, gln, akal bir oyun tut
turdu, serseriler dnyasnn kdamli bir yesini canlandnyordu.
te o anda gzlerim Korotkovu arad ve de buldu. Saknml
gzlerini ksmt, beyaz ahundan aa, azna, titreyen dudaklarna doru
koicu, aknlk ve merak glgeleri akyordu sanki. Bir iki ksrd, sana
soluna baknd, benim baklanmla karlat ve birden kalabalkta yol
aa aa bana doru yrmeye balad. Sonra birka izleyicinin zerinden,
bana iyice yaklaamadan elini uzatt, bouk bir sesle konutu:
"Anton Semyonovi, size merhaba demedim bugn.

Merhaba!" diye glmsedim ona, gzlerimi gzlerinden ayrm


yordum.
Ban oynayanlara evirdi, bir kez daha bana bakmaya zorlad kendini
sonra; bayla yle bir hareket yaparak onlan gsterdi, ve neeli kmaya
abalayan, ama inatla bouk ve mutsuz havasm koruyan sesiyle:
"Amma da gzel oynuyor eolulan!..." dedi.

DNME

353

"DNME"1
"Dnme" ilemleri, genel toplantdan hemen sonra balad ve saat
siid. Ne trden olursa olsun, herhangi bir dnme ya da deime iin
. rekor saylacak bir sreydi bu!
Joka'mn toplantnn sona erdiini belirtmek zere elini kaldrmasyla
salonda bir uultunun balamas bir oldu. Parmaklarnn ucunda ykselen
komutanlar, mfrezelerinin yelerini toplamak zere avazlar kt kadar
baryorlard. Kh bir araya gelen, kh birbirinden kopan insan
kmelerinin oluturduu girdaplar eski kilisenin duvarlar iinde ordan
maya akp duruyordu. Mfrezeler u ya da bu kede, sobalarn banda,
duvarlardaki oyuklarda, ya da herhangi bir yerde toplayordu; her
kmede, olgun bir acelesizlik iinde hareket etmekte olan beyaz Gorki'li
omuzlan arasnda kir renkli partal leke ynlar grlmekteydi.
Sonra ocuklar avluya akn ettiler, yatakhanelere kotular. Be dakika
iinde, toplant salonuna da avluya da derin bir sessizlik egemen oldu;
ancak; arada bir mfrezesinden frlayp tabanlanm ardna dedire dedire
I bir yerlere koan bir haberci bozuyordu bu sessizlii.
[
yle bir soluk almaya gereksinmem vard dorusu.
I
Gelimeleri yle ykseklerden izleyebilmek iin, kilisenin ba| samaklannda duran kadnlarn aynna gittim. Szlerden ve dncelerden
uzak kalmaktan baka bir ey istemiyordum. Ekaterina Grigoryevna ile
Lidoka, artk ileri rahat ve mutlu olarak, Yolda Zoya'nn sorularna
isteksiz ve umursamasz bir hava iinde yant yetitiriyorlard. Bregel,
t merdivenlerin tozlu korkuluuna yaslanm, Gulyaeva'ya unlar sy! lyordu:
i
"Evet, biitn bu gsteriler, kiide, bir dzen varm izlenimi
I uyandnyor, doru. Ama uyandnyor da ne oluyor? nsan grne al: danmamal!"
Gulyaeva ban evirdi, bana bakt.
"Bu szleri siz yantlayn Anton Semyonovi. Ben bu ilerden an* lamam.

*tnan ya da din deitirme. ev.

354

YAAM YOLU II

Benim de kuramsal konularla pek bam ho deildir," diye


yantladm onu umursamasz bir tavrla.
Herkes susuyordu, bu durum bana ksack bir saniye sauna soluma
baknacak, dnya dediimiz u harikulade eyi duyumsayacak frsat
vermi oluyordu. Saat ikiye geliyordu. Glcn kar kysnda, ky
evlerinin dal ve yapraklarla rtl damlan gnein altnda parldyordu.
Dingin, beyaz bulutuklar, Kuyajn zerinde kmltsz duruyor, oraya
zellikle yerletirilmi gerektiinde kullanlmak zere ayrlm bulut
yedekleriymi izlenimi uyandryorlard.
u anda toplulukta neler olup bittiini biliyordum. ocuklar, ya
takhanelerde dekleri denk yapmakta, ilte ve yastklardaki samanlan
ayklamakta ve her eyi sanp balamaktaydlar. Battaniyeler, araflar,
yeni izmeler, eski izmeler, her ey her ey tanacak duruma ge
tirilmekteydi. Arabalkta, Alyoa Volkov btn bu pleri topluyor, kayda
geiriyor, arndrma hcresine gnderiyordu. Arndrma hcresi kasabadan
gnderilmiti. Tekerlekliydi Deni Kudlati'nin denetiminde bulunan
harman yerinde kurulmutu. Kilisenin br tarafnda Dimitri Jeveli, elinde
adlar listesi, mfreze komutanlanna ya da onlann vekillerine yeni giysi
ve sabun datmaktayd.
Kilise duvannn kesinden, birden Sinenki grnd, byk so
rumluluklar yklenmi kiilere zg isever bir hava iinde yel yepelek
koar adm geliyordu.
Elindeki borazanla yemekhaneyi gstererek, "Taranets yemekhanede
Komutanlar Kurulu toplants istiyor, toplant borusu alacakmm,
dedi.
yi, al yleyse."
Sinenki grnmez kanatlanyla utu gitti, yemekhane kapsna yolland.
Eikte durarak notadan oluan toplant arsn birka kez ses
lendirdi.
Sinenki'yi ilgiyle izleyen Bregel, bana dnd:
"Neden ocuklar u eyden... yani boru almadan nce sizin izninizi
isteyip duruyorlar? Boru almak da i mi yani!
Kural byle, izlence d aalardan benim haberim olmaldr.
Bilmem gerek.
Tabi, nasl diyeyim, ok etkileyici oluyor btn bunlar. Ama
gsteriten baka bir ey deil, ne dersiniz?"

DNME

355

Artk kzmaya balamtm. Byle bir gnde neden kuyruuma basp


duruyorlard? Hem, ne demek istiyordu bunlar? Yoksa eski Kuryaj
Topluluunu bozduklarna piman mydlar?
"Sizin bu sancaklarnz, davullarnz, selamlarnz anlamsz aslnda,
genleri yalnzca grnte dzene sokuyorlar."
"Kapa eneni be!" diye barmaya can atyordum, ama daha nazik
bir yant vermekle yetindim:
"Bana yle geliyor ki, siz bu genlere, ya da daha dorusu ocuklara,
birer kutu gzyle bakyorsunuz. Kutunun bir d, yani ambalaj var
diyorsunuz herhalde, bir de ii, barsaktan yani... Siz, barsaklardan
baka hibir eye nem vermeyelim istiyorsunuz sanrm, ama unutmayn
ki, doru drst sanlp balanmazsa o deerli i organlar yiter gider."
Bregel, yemekhaneye doru koan Vetkovski'yi fkeli baklarla
izledi.
"Ne derseniz deyin, buras tpatp asker okula benziyor.
Bana balon Varvara Viktorovna, dedim elinden geldiince nazik
bir ses ve yzle, gelin bu tartmaya bir son verelim. eysiz konumann
anlam yok, yani...
Neysiz?
evirmensiz.
Bregelin iri, boz bedeni, korkuluktan yavaa koptu ve zerime yklr
gibi oldu. Ardmda tuttuum ellerimi yumruk yapmtm bile, ama kadn,
nasl becerdiyse, bir yerlerden yakalarnn bulunduu yreden
falan kk, zoraki bir glmseme buldu, ve gzln gzne
yerletiren bir miyobun acelesiz hareketleriyle yzne yayd.
"evirmen de buluruz, Yolda Makarenko! dedi.
yleyse buluncaya dek konumayalm biz de!"
Birinci mfreze, avlu kapsndan bize doru gelmekteydi; komutan
Gud, kilise merdivenine yle bir bakt ve sesli sesli sordu:
"Bu kap hi kullanlmyor diyorsun, ha Ustimenko?"
Onbe yalannda esmer tenli bir delikanl olan Ustimenko, eliyle
kapy gsterdi.
"Hayr, hayr, bu kapy hi kullanmazlar, dedim ya! Her zaman ki
litlidir. u kapdan ilerler, ama bunu hi kullanmazlar. nan bak!
Orda dolaplar var, dedi arkadan bir ses. Mumlan koyuyorlar
falan..."

356

YAAM YOLU D

Gud merdivenleri kt, st basamakta durdu ve gld.


"Bundan iyisi can sal! Buras ok uygun ite! Harikulade! Byle
gzel bir revak bunlarn nesine gerek, tepemizde dam da var, yamur
da ilemez. Geri yerler biraz sert gibi... Yataa benzemez elbet. Ama
olsun, pek de yle ta gibi deil galiba, ha?"
Eski bir Gorki'li, ve Gud'un mfrezesinden kdemli bir kundurac olan
Karpinski neeli neeli revakn beton talarna bakt.
"Yok yok, hi de sert deil, dedi. Alt iltemiz, alt da battaniyemiz
var. Belki birka tane daha da bulabiliriz.
Olabilir," dedi Gud.
Yzn gle dnd, sonra u aklamay yapt.
"Duyduk duymadk demeyin! Bu revak, birinci mfreze tarafndan
kuatlm bulunmaktadr. Baka sz istemem! Anton Semyonovi, siz
tanmz olur musunuz?
Tamam, tanm.
yleyse hemen ie balayalm. Bakalm, kimler varm burda!
Durun, durun bir dakika!"
Gud cebinden bir liste kard.
"Sliva ve Klebenko gelin bakalm yle, boyunuzu grelim!"
Klebenko, ufak tefek, zayf, solgun yzl bir ocuktu. Dalgasz siyah
salar, alnna yatay olarak yaylmt, burnuysa siyah kirlerle rtlyd.
Pis gmlei, dizlerine dek uzanyordu ve eteinin yer yer sklm olduu
blmler daha da uzun grnyordu. Bam evirmi, omuzundan doru
bakyor, ne yapacan bilmez bir tavrla glmsyordu. Gud onu tepeden
trnaa szd, sonra Sliva'ya dnd. Sliva da tpk Klebenko kadar zayf,
solgun ve partal giyimliydi, ama ok uzun boylu bir ocuktu. Dar uzun
kafas, dnyann en ince boynu zerinde zar zor duruyor gibiydi, du
daklarysa alacak lde etli ve krmzyd. Sliva, baklarm merdivene
daldrm bir durumda glmseyerek, sabrla dikildi Gud'un
karsnda.
"Vay anam, vay! dedi Gud. Burda sizi neyle beslediler be yavrum!
Neden byle bir deri bir kemiksiniz?.. Av kpekleri gibi zayfsnz hepiniz.
Bu mfrezenin kamn doyurmak gerekecek Anton Semyonovi. Buna
da mfreze mi denirmi? Byle ine ipliklerden birinci mfreze olur
mu hi, hayr, olmaz! Yiyecek iecek bol, deil mi? Tamam yleyse.
Herhalde tknmay biliyorsunuzdur hepiniz, ha!

DNME

357

Mfreze yeleri glmeye balad, Gud, Sliva'yla Klebenko'nun


suratlarna len bien baklarla bakt, sonra sevecen bir sesle yle
konutu:
"Bakn yavrular, bak Sliva, bak Klebenko! Bu revak hemen, imdi
bal dklse yalanacak duruma getirilecek! Ykama ii neyle yaplr, biliyor
musunuz? Suyla! nce bir kovann iine su koymak gerekir. Karpinski,
frla! Mitka'dan yer silme beziyle kova iste. Bir de al sprgesi ver
sin!"
Gene Sliva'yla Klebenko'ya dnd.
"Yer nasl ykanr, silinir biliyor musunuz?"
Slivayla Klebenko balarn ne doru salladlar. Gud bize dnd,
apkasm kard ve yerlere dek eilerek selm verdi.
"Balayn bizi sevgili yoldalar, ama bu blge birinci mfreze
tarafndan igal edilmitir ve bu konuda yaplacak hibir ey yoktur.
Burada, byk bir temizlik yaplacan gz nnde bulundurarak size,
oturmanz iin sralarn bulunduu daha gzel bir yer gstereceim imdi.
Bu alan, birinci mfrezeye aittir."
Birinci mfreze bu valyemsi ilemi, youn bir hayranlkla izledi.
Gud'a gsterdii sralardan dolay teekkr ettim, ancak onlardan yararlanmamay yeledim.
Karpinski kovalan angrdata ungurdata kotu geldi. Gud, son ta
limatn verdi, ve elini neeyle sallad.
"imdi, sa trana!"
Kilisenin basamaklarndan inmekte olan Bregel, suskun bir ilgiyle
kendi ayaklarna bakmaktayd. Konuklarmn elden geldiince abuk
bana veda etmelerini diliyordum.
Jeveli'nin "dkkn olarak kulland bir baka revakta, mfreze
temsilcileriyle yardmclan sra olmaktaydlar."Alclar"sa, omuzlanna
lcivert ort balyacklanyla beyaz gmlek ynlann yerletirmekte,
kovalann ellerine almakta, kahverengi kutular iinde datlan sabun
paketlerini kollarnn altna sktrmaktaydlar. Blge Yrtme Kurulunun
Fiat arabas da buraya park etmiti; direksiyonda oturmu olan skkn
ve mahmur src gemi gnleri zleyen baklann Bregel'e dal
drmt.

358

YAAM YOLU H

Avlu kapsna dek hibir ey konumadan yrdk. Nereye gideceimi


biliyor deildim, ylesine yryordum. Yalnz olsaydm, kilise duvarnn
br tarafna geer, otlara atardm kendimi ve dnyay, onun insan batan
karan ayrntlarn dnmeyi srdrrdm. Balayan ve ilerleyen iler
aa yukar iki saat alrd; daha sonra bam kayacak vaktim ol
mayacakt naslsa. Uzun szn ksas, srcnn dalgn ve zlemli ruh
halini ok iyi anlyor, ona hak veriyordum.
Ama tam o anda, konua konua, prnee avlu kapsndan kmakta
olan ocuklar grnce karakayglanm dald birden. Bu, sekizinci
mfrezeydi, hemen anlamtm; balarnda Fedorenko'nun oranlan yerli
yerinde, heykel gibi kusursuz, salkl, esiz bedenini ve ardnda Korito'yu,
Neitaylo ve Oleg Ognev'i grmtm nk. Onlan yle bir yalayan
baklarm, o anda bana hi de doal gelmeyen bir biimde Gorki'li
giysileri kuanm birka yabanc ocua taklnca aknlat. Ama hemen
kendime geldim; birden, bu ocuklarn eski Kuryaj'llar olduu, grdm
eyin, gereklemesi iin koca bir on be gn durup dinlenmeden
altmz deiimin ta kendisi olduu kafama dank etti. Yeni krplm
ocksu kafalarda, kat yerleri daha dzlenmemi kadife apkalar, temiz,
ykanm yzler vard. Hepsinden de nemli ve sevindirici olan deiimse,
belki de yaamlannda ilk kez bitsiz bceksiz giysiler kuanm bu
insanlann yeniden alevlenivermi neeli, gvenli baklarnda, daha yeni
ediniverdikleri grkemli havalannda kendini gsteriyordu.
Fedorenko, o kendine zg acelesiz, vakur tavnyla kenara ekildi
ve szckleri teker teker aktan bariton sesiyle:
"Anton Semyonovi, dedi, "Fedorenko'nun sekizinci mfrezesi tam
tekmil karnzdadr."
Yannda, bana eilerek selam verirken duygulu dudaklan elebice
uzayan Oleg Ognev duruyordu:
"Bu grdnz insanlann vaftiz edilmesi ii, bendenizin naiz
katklan olmakszn gerekletirilmi deildir. lerde, almalarmn
yetersiz olmas halinde dikkate alnmak zere bu noktay defterinize not
etmenizi rica ederim.
ki elimi Oleg'in iki omuzuna koydum ve onu yrekten, sarsa satsa
sktm; aslnda, onu da, Fedorenko'yu da, btn bu esiz, harikulade

DNME

359

ocuklarm da kucaklayp pmek iin kar durulmas hemen hemen


olanaksz bir istek vard iimde, ve ellerim, bu duygularm dile ge
tirmekteydi. O anda, herhangi bir eyi, deil deftere, yreimin bir
kesine yazmak bile g geliyordu bana. Anszn yreime binbir fikir,
kayglar, imgeler, vakur oratoryalar, ve yerli yerinde duramaz insanlarn
kml kml danslar akn etti. Ben, bunlardan birini kavramaya abalarken,
ucunu tuttuum ey kalabalkta kvrla kvrla yitiyor, yepyeni bir grng
bana seslenerek dikkatimi kendisine vermemi istiyordu. "Vaftiz etme
ve dnme dedim kendi kendime ve yrmemi srdrdm; "bunlar, dinsel
deyiler." Ama Korotkov'un glmseyen yz bu parlak genellemeyi
annda sildi aklmdan. A, evet! Korotkov'un sekizinci mfrezeye
alnmasn ben istemitim canm! Dncelerimin Korotkova takldn
bir bakta anlayan o dhi Fedorenko kolunu onun omuzuna att ve gri
gzlerini belli belirsiz krptrarak:
"Bizim mfrezeye esiz bir topluluk yesi kazandrdnz Anton
Semyonovi," dedi. "Onunla konutum. Gnn birinde ok iyi bir mfreze
komutan olacak, eminim."
Korotkov ciddi ciddi gzlerimin iine bakt ve insana hayat veren
bir sesle:
"Sonra sizinle grmek istiyorum, tamam m?" dedi.
Fedorenko, Korotkovun yzne akal bir alayla bakt, "Amma da
hosun, ha," dedi. "Konuacak ne var? Konuacaksn da ne olacak yani!
nsanlar neden boyuna konumak ister, anlamyorum!"
Korotkov da Fedorenko'ya hafiften alayl gzlerle bakt.
"zel bir mesele var aramzda.
Samalama! N e meselesi?
Ben de tutuklanmak istiyorum."
Fedorenko kendini tutamad, bir kahkaha att.
"Haa, bunun derdi buymu! Yava gel bakalm olum! nce, Topluluk
yesi nitelemesini kazanmak gerekir bak, bu bant gryor musun?
Henz tutuklanamazsn. Sana imdi 'Git kendini hapset!' deseler, karlk
verirsin. 'Niye, ben bir ey yapmadm ki? dersin.
Ya bir ey yaptmsa?
Bak, iin aslm anlamyorsun! Yok yere sulanmann son derece
nemli olduunu sanyorsun! Ama insan Topluluk yesi oldu mu me

360

YAAM YOLU H

seleye ok deiik bir adan bakar. Nasl anlataym? Bak, nemli olan
disiplindir, bir ey yapmsm, yapmamsn, nemli deil. yle deil
mi Anton Semyonovi?"
Fedorenko'nun sorusunu bam evet anlamnda sallayarak yantladm.
Bregel, kavanoza konmu numunelere bakar gibi izliyordu bizi, yanaklar,
buldog yanaklar gibi sarkmt. Fedorenko'ya bir eyler syleyip onun
dikkatini datmaya, ho olmayan bir baka konumay nlem eye
altm:
"urdaki ocuklara baksana, dedim. Kim bu ndeki?
Bu, ite o ocuk, dedi Fedorenko. u yiit delikanl! ok fena dayak
yemi diyorlar.
Tamam, dedim ben de. Zayenko'nun mfrezesi bu.
Kim dvm? diye sordu Bregel.
Gece karanlkta dvmler. Kuryaj'llann ii bu elbet.
Neden dvmler? Neden bize haber vermediniz? Olay ne zaman
olmu?
Varvara Viktorovna, dedim ciddi bir tavrla. ocuklarn bu Kuryaj'da yllardr ekmedii dert kalmam, itilip kaklmlar. Sizin bu
durumla pek ilgilenmediinizi grnce, bu olayn da sizin ilgi alannzn
dnda tutulmas gerektiini dndm. Ayrca, ben olayla ahsen il
gilendiime gre sizin karmanza gerek yok," dedim.
Bregel benim bu ciddi ve ar konumam, oradan ayrlmaya ar
olarak yorumlad.
"Hoakaln," dedi souk souk ve iinden Yolda Zoya'nn bann
grnd otomobile doru yrmeye balad.
Derin bir soluk aldm ve Vanya Zayenkoyla onun on sekizinci
mfrezesini karlamaya gittim.
Vanya mfrezesinin banda utkulu bir havayla yrmekteydi. On
sekizinci mfrezeye bilerek yalnzca Kuryaj'llan vermitik; bylece hem
mfrezeye hem de komutanna zel bir nem yklemi oluyorduk. Vanya
bundan gurur duyuyordu. Fedorenko bir kahkaha koyverdi.
"Sizi gidi minik domuzlar!"
On sekizinci mfreze uygun adm ilerlemekteydi. Yirmi ufaklk,
drder drder sra olmu, admlarn uyduruyor, hatta gerek birer asker
gibi kollarn bile sallyorlard. u bacaksz Zayenko bylesine ksa bir

f
[
|

DNME

361

sre iinde nerden renmiti kusursuz bir asker gibi yrmeyi? Onsekizinci mfrezedeki bu asker ruhunu destekler gibilerden elimi
apkamn siperine gtrdm:
"Selam yoldalar!" dedim.
Ama onsekizinci mfreze byle bir selama nasl yant verileceini
renmi deildi. Ellerini ayaklarm birbirine dolatrarak yantladlar
selamm. Vanka skkn bir havayla elini sallad.
"Bunlar daha mujik be!"
Fedorenko, dizlerine vura vura glmekteydi.
"Sanki kendi bir eymi! Vay canna!"
ocuklarn kendileriyle alay edildii duygusuna kaplmalarn
nlemek ve havay yumuatmak iin birden haykrdm:
"Onsekizinci mfreze, rahat! Syleyin bakalm nasl ykandnz!
Anlatn!"
Pyotr Malikov berrak bir glle yantlad beni:
"Nasl ykandk? Gayet gzel ykandk! y le deil mi Timka?"
Odaryuk ban evirdi, birinin omuzunun ardndan fsldar gibi:
"Sabunla ykandk," dedi.
Zayenko bana gururla bakyordu.
"Artk her gn sabunla ykanacaz! Odaryuk'u levazm mdr
yaptk! Bakn!"
Bunu sylerken Odaryuk'un elindeki kahverengi kutuyu gsterinekteydi.
"Bugn iki kalp sabun tkettik tam iki kalp! Ama bu ilk ykanma
tabii. Artk bu kadar ok sabun kullanmayz. Size bir ey sormak istiyoruz.
Elbet, mzldanacak deiliz..."
Vanka mfrezesinin yelerine dnd:
"Mzldanmayacaz, tamam m?" diye yineledi szlerini,
Fedorenko kendinden gemi bir havada:
"Sizi gidi kk eytanlar!" diye bard.
"Mzldanmayacaz! Mzldanmayacaz!" diye bard ocuklar,
Vanya ksa bir sre dnendi durdu.
"Ama gene de size bir ey sormak istiyoruz, dedi.
Tamam, anlyorum! Mzldanmyorsunuz, yalnzca bir ey so
racaksnz."

362

YAAM YOLU E

Vanya organlarn yerli yerine yerletirir gibi bir hareket yapt,


omuzlarn kaldrp oturttu, derin bir soluk ald:
"Evet! Size bir ey soracaz yani... btn teki mfrezelerde eski
Gorki'liler var iki kii olsun, kii olsun, var yani... Bizim
mfrezedeyse tek bir Gorkili yok! Bir tane bile yok!"
Vanya, "Bir tane bile!" szlerini sylerken sesi inceldi, lk havasna
brnd, iaret parmanysa yukar doru kaldrarak szlerini pekitirdi.
Sonra birden glmeye balad.
"Bir tane bile battaniye yok! Bir tane! Tek bir dek yok! Bir tane
bile yok!"
Vanya giderek daha neeli glyordu, on sekizinci mfreze yeleri
de ona katld.
On sekizinci mfrezenin komutanna bir not verip Alyoa Volkova
yolladm: "Derhal alt battaniye ve alt dek verilsin."
Irmaa inen yolda bir amatadr gidiyordu. ocuklar asker talimi yapar
gibi mfrezeler halinde patikada ilerlemekteydi.
Ahrlarn ardnda, otlarn arasnda o sabah kasabadan gelmi olan drt
berber tezgah kurmutu. Kuryaj kabuklan, Kuryajl ocuklarn ka
fatasndan para para dklmekte, bu insanlann sradan birer ocuk
haline gelecei, canl, geveze, yani ksacas "neeli ocuklar" olaca
yolundaki grmn doru olduu kantlanmaktayd.
Delikanllarn, iten bir honutlukla yeni giysilerine baktklarn,
beklenmedik bir titizlikle gmleklerinin kat yerlerini dzlemeye
abaladklann, apkalarn ellerinde evirip evirdiklerini grmekteydim.
Bir dhi olan Alyoa Volkov, kilisenin etrafna atlm binbir eya ynn
kantrarak Topluluun tek ve biricik boy aynasn ortaya kard; iki
ufaklk aynay iki ucundan tutarak kilisenin krssne dayad. te bu
aynann etraf bu dnyada ne trden bir biim oluturduklarn grme
isteiyle tutuan ve yanslann hayranlkla seyreden bireylerle doldu.
Kuryajllar arasnda pekl yakkl ocuklar vard dorusu, ona ba
karsanz, geri kalanlar da ok ksa bir zaman sresi iinde grnmlerini
deitireceklerdi nk gzellik denen ey, alma ve beslenmeyle
kazanlrd.
Hele kzlar, hepsinden daha ok sevinmilerdi. GorkiTi kzlar, Kuryaj'l
kzlara zellikle hazrladklan ipirin giysiler getirmilerdi: lacivert

DNME

363

satenden geni pilili birer eteklik ve iyi bir beyaz kumatan dikilmi gzel
biter bluz, ak mavi orap ve bale ayakkabs dedikleri birer ift pabu.
Kudlati, kzlarn mfrezesine, diki makinalann yatakhanelerine alma
izni verdi ve hemen kadns hamaratlk balad: onarmalar, provalar,
kltmeler... Kuryaj amarlarn bir gnlne kzlara teslim ettik.
Bir ara Perets'i grdm, ciddi bir havayla ona dedim ki:
"abuk i giysilerini kuan ve amarhanedeki kazann altn yak.
Kzlar amar ykayacak. Haydi, oyalanma! abuk! Mar!"
Perets iziklerle dolu suratn sarktta, gsn kabartt:
"Yani kzlarn suyunu ben m i stacam?
Evet, iyi bildin!"
Perets kamn kartt, yanaklarm iirdi, bir asker selam akt ve
manastrn drt bir yanndan duyulacak bir sesle haykrd:
"Kzlarn suyunu stacam, tamam!"
Biraz beceriksiz olsa da, ok hareketli bir ocuktu. Perets. Ama btn
bu grkemli selam ve gsterilerden sonra birden surat karard:
"Peki ama i giysilerini nereden bulacam? Dokuzuncu mfreze i
giysisi vermedi ki daha?
Bak yavrum, dedim, senin elinden tutup giysilerini nasl
deiti-receini gstereyim mi istiyorsun? Daha ne kadar burda durup
gevezelik edeceksin, ha?"
Bizi dinleyenler kahkahay bast. Perets kafasn sallad ve resmilii
falan bir yana brakarak haykrd:
"Tamam deieceiz! Tamam! Merak etmeyin!"
Ve bir kou kopard.
Lapot bir kez daha Komutanlar Kurulunu toplantya ard. Bu kez
toplant Gud'un mfrezesinin uyuma yeri olarak setii revakta yap
lacakt.
Lapot, kilise basamaklarndan u konumay yapt:
"Komutanlar! Oturmayacaz, toplantmz bir iki dakika srecek!
Ltfen ocuklarnza burunlarn silmesini retiniz. Byle baheyi sulaya
sulaya dolaamazlar! Bir ey daha var Tuvalet meselesi. Jorka size
toplantda aklad. Bir ey daha var: Alyoa her yana p kutusu
yerletirdi, ama ocuklar gene de pleri saa sola atyorlar.

364

YAAM YOLU II

O kadar acele etme, diye seslendi Vetkovski glmseyerek. Hele


u baheyi falan bir temizleyelim, kutulan sonra kullannz.
Hayr efendim! Temizlemek baka, dzen baka! Sylediin sze
bak! unu unutmayn kuralmz herkese sylemek zorundayz, yoksa
sonra kalkar, 'Bilmiyorduk, nerden bilelim! derler.
Hangi kural?
Tkrmeyle ilgili kuralmz. Syleyin bakalm neydi kural? Hep
beraber!"
Lapot eliyle tempo tutuyor, komutanlar glerek hep bir azdan
banyorlard:
"Tek b ir kez tkr
gn sil spr!"

Yeni vaftiz edilmilere zg rkek bir saygyla Komutanlar Kuruluna


bakan, sylenenleri drt kulakla dinleyen birka izleyicinin az ak kald.
Lapot, toplanty datt, ocuklar, bu yeni slogan mfrezelerinin geici
merkezlerine ulatrdlar. Bu iki dizeyi, st ba saman pleri, toz ve
yem anklan iinde inek ahrndan karak beni artan Kalabuda'ya da
ilettiler.
"Allahn cezas kadnlar! diye banyordu kaln sesiyle. "Beni burda
braktlar, imdi istasyona kadar yryerek gitmek var. Evet, evet, 'tek
bir kez tkr, gn sil spr!' Harika! Vitya, ac bu ihtiyara! Sen ahrlann
patronusundur urdan bir beygir ko arabaya da beni istasyona
gtrsn!"
Vitka, ahr kdemlisi Anton Bratenko'ya yle bir bakt, pek vnd
bas sesiyle haykrd Anton:
"Neden beygir koacakmz? Getir urdan apkn' bakaym, ko
arabaya, ve gtr aziz dostumuzu istasyona! afak' bugn kendi elleriyle
tmar etti." Szn burasnda Kalabuda'ya dnd Bratenko: "imdi gelin
sizi bir temizleyelim."
Tam o uada Taranets yanma yaklat. Kolunda nbeti bant vard,
anlalan bir eye can sklmt.
"urda tanmbilimciler mi ne oturuyormu. Odalarndan kmyorlar,
'sizin mfrezenizi falan istemiyoruz', diyorlar!
Odalan temiz deil mi?

DNME

365

Ordan geliyorum. Yataklarna falan baktm. Tavanlardan yn


yn rmcek sarkyor. bek bek bit besliyorlar. Biraz da tahta
kurusu.
Gel gidip bakalm!"
Tanmbilimcilerin odas karman ormand. ok uzun bir zamandr
temizlenmedii belliydi. nek ahrndan sorumlu olan mfrezenin ko
mutam Voskoboynikov ve mfrezesinden daha iki kii, eyalarnn
sndrlmak zere verilmesi buyruuna uymular ve tanmbilimsel yuvada
byk boluklarla tanmakta olan bir evde grlen vr zvn
brakmlard. Bununla birlikte odada daha birka ocuk vard ve bunlar
sarkk suratlarla bana bakmaktaydlar. Ama utkuyu kimin kazandn
onlar da ben de biliyorduk; artk geriye, teslim olma ilemlerinin nasl
gerekleecei kalyordu.
"Demek genel kurulun kararlarna uymay kabul etmiyorsunuz?" diye
sordum.
t yok.
"Toplantya katlm mydnz?"
Ses yok. Onlarn yerine Taranets yantlyor sorumu:
"Katlmadlar.
Bir karara varmanz iin bol bol vakit tamdm size. Kendinizi ne
olarak gryorsunuz Topluluk yesi misiniz, kirac m?"
Ses yok.
"Kiracysanz, bu odada en fazla on gn kalmanza izin veriyorum.
Ayrca size yemek de vermeyeceim.
Kim verecek peki? diye sordu Svatko.
Taranets glmsedi:
"Amma da glnsnz, ha!
Bilmem, dedim ben. Ama ben verecek deilim.
Bize bugn yemek yok mu yani?
Yok.
Buna hakknz var m?
Var.
Peki ya alrsak?
Burda yalnz Topluluk yeleri alr.
Topluluk yesi olacaz, ama bu odada oturacaz.

366

YAAM YOLU II

Olmaz!
Ne yapacaz peki?"
Saatimi kardm.
"Size be dakika dnme sresi tanyorum. Nbetiye kararnz
bildirim.
Tamam!" dedi Taranets.
Yarm saat sonra tanmbilimcilerin ordan getim gene. Alyoa Volkov
kapy kilitliyor, Taranets de yetkili kii olarak banda dikiliyordu.
"ktlar m?
Hem de nasl! diye gld Taranets.
Hepsi ayr mfrezelere mi datld?
Evet. Ayr mfrezelere her kmeye birer tarmbilimci ver
dik."
Bir buuk saat sonra, yemekhanede, beyaz rtl len masalarnda
byk bir yemek verildi. Yemekhane tannmayacak lde deimiti.
nc mfreze kollan svam, her taraf silmi, ovalam, duvarlar yldz
iekleriyle sslemiti. Gorki'Iiler istasyondan dner dnmez Alyoa
Volkov daha nce vanlan karar uyannca Gorki'nin resimlerini ast.
elaputin'le Toska da tavandan birka slogan ve karlama tmcesi sal
landrdlar. Bunlarn arasnda "Mzldanma yok!" tmcesinin izleyicilerin
kafasndan sarkacan nedense beklemiyordum.
Tmyle sinmi ve haklarndan gelinmi bulunan Kuryaj'llar sa tra
olmu, ykanm, yepyeni beyaz gmlekler giymi olarak ister istemez
birer Gorki'li havasna brnmlerdi. Ellerini dizlerinin zerine
yerletirmi, sessiz sakin oturuyorlar, tabaklardaki ekmek ynlanna ve
prl pnl srahilere byk bir huu iinde bakyorlard.
Beyaz nlkler taknm birka kzla beyaz ceketler giymi Jeveli,
elaputin ve Belukhin sessizce ortalarda dolayor, birbirleriyle
fsldayor, atal kaklan dzeltiyor, uraya bir ey koyuyor, burada
bir kiilik yer ayor, ksacas son fra darbelerini sryorlard. Kuryaj'llar hastanede bakm bekleyen hastalar gibi duygusuz ve ilgisiz
tavrlarla sylenenleri yapyor, Belukhin'se, hepsi de gerekten birer
hastaym gibi endieli bir havayla onlarla ilgileniyordu.
Ben, lekelerle dolu bu manastr lnde, sanki bir mucize gibi beliriveren sulak topraklan bir batan bir baa grebilecek ekilde, resimlerin

DNME

367

asld duvarn dibinde boa bir alanda yerimi aldm. Nerdeyse du


yulabilecek younlukta bir sessizlik sarmt oday; bu sessizlik, kzarm
yanaklarda, parlayan gzlerde ve utanmal gururlarda bir doruluk
duygusuna, yeni bir doumun gizemi duygusuna dnyordu sanki.
Trompetilerle davulcular, sessizce, hemen hemen kimsenin dikkatini
ekmeden birer birer salona girdiler. Heyecanl ve kaygl bir havalan
vard. Duvarn dibine gzelce dizildiler. te ancak o vakit herkes onlan
grd ve ocuklar o an, yemei ekmei unuttular, gzlerini onlara dik
tiler.
Taranets kapda belirdi.
"Hazrol!"
Gorki'liler, alkanln verdii rahatlkla hazrola getiler. Afallayan
Kuryaj'hlar, kalkmaya hazrlk olmak zere daha ellerini masalarn
kenanna koymaya ancak vakit bulduklannda bu kez orkestramzn
gmbrtsyle bir kez daha afalladlar.
Taranets artk klfndan karlan ve sevinli ipek kvnmlan gzpek
bir havayla dalgalanan flamamz getirdi. Flama, resimlerin altnda
durduruldu, yemekhanemize lensi, yurtsever bir hava veriyordu.
"Otur!" ocuklara ksa bir konuma yaptm. Ne iten sz ettim ne
de disiplinden. Onlardan ne gibi isteklerimiz olaca konusunu da azma
almadm, hibir kuku ya da kayg dile getirmedim. Yalnzca yeni
yaamlarn kutladm, bu yaamn, bir insan yaamnda grlebilecek
en mutlu, en gzel gnleri ierecei inancm vurguladm.
"ok gzel, sevinlerle dolu, aklc bir yaam sreceiz," dedim
onlara. "nk biz insanz, nk bizim kafalanmz var ve nk biz
byle istiyoruz, iyi bir yaam istiyoruz. Bize kim engel olabilir? Bizi
almaktan ve kazanmaktan yoksun brakabilecek insan yok dnyada.
Bakn evremizde ne trden insanlar var! Bakn eski bir ii olan
Yolda Kalabuda btn gn bizim aynmzda kald. Treni itmenize yardm
etti, vagonlan boaltmanza, atlan temizleyip tmarlamanza yardm etti.
Bizi dnen ve bize yardm etmek isteyen iyi insanlan, byk insanlan
saymaya kalkarsak bitiremeyiz. Size imdi iki mektup okuyacam. Yalnz
olmadnz greceksiniz, sevildiinizi ve sizinle ilgilenildiini gre
ceksiniz. te Maksim Gorki'nin Harkov Yrtme Kurulu bakanna
gnderdii mektup:

YAAM YOLU H

368

Gorki Topluluuna gsterdiiniz ilgi ve yardmlardan tr size iten


teekkr ederim .
Topluluu, orada yaayan ocuklarla ve m drleriyle yaptm
yazm alardan tanyorum yalnzca, am a Topluluun ciddi ilgi ve etkin
yardm a lyk olduu kansn tamaktaym.
Sokak ocuklarnn iledii sular, giderek artmakta, salkl srgnler
arasnda hasta unsurlar gelim ektedir. Sizin de desteklediiniz trden
topluluklarn alm alarnn, hasta elerle m cadele edilm esine yo l
aacan ve bu almalarn daha nce olduu gibi zararly yararl hale
getireceini ummaktaym.
Size salk, g ve iinizde b aarlar diler, ellerinizden skarm.

Maksim Gorki
Harkov Yrtme Kurulu Bakanun Maksim Gorki'ye yant:
Sevgili Yolda,
H arkov B lge Yrtme Kurulu Bakanl, sizin adnz tayan ocuk
topluluuna tarafnzdan gsterilen ilgiye kranlarn kabul etm enizi
rica eder.
Terk edilmi ocuklarla ocuk sulularn sorunlarn gidermek yolunda
yaplan savam da karlalan glklerle yakndan ilgilen-mekteyiz.
Bu glkler bizi, sokak ocuklarnn salkl bir alm a yaam na
uyarlanmas ve eitilm esi yolunda ciddi nlem ler alm ak durumunda
brakm aktadr.
Bu da elbet, gerekletirilm esi biraz zaman alacak, am a imdiden
zerine eilm i bulunduumuz son derece g bir itir.
Yrtme Kurulu Bakanl, Topluluun almalarnn, yeni koullar
altnda baaryla sonulanacana ve bualm alarn yakn bir gelecekte
daha da gelieceine ve Topluluun, elbirliiyle sizin adnz tayan bir
Toplulua layk dzeye getirileceine inanmaktadr.
Salkl ve gl olmanz, daha baka yararl etkinliklerde bulunmanz
ve yaznsal rnler vermeniz iin iten dileklerimizi dile getirmemize izin
verm enizi rica ederim , sevgili Yolda.

DNME

369

Bu mektuplar okurken, kdn stnden arada bir ocuklara baktm


hep. Beni dinliyorlard ve ruhlar, en kk bir ekince gstermeksizin
o akn ve sevinli gzlerinde yansyor gibiydi. Ne var ki, bu yeni
dnyann btn anlam ve gizemini kavrama yetisinden yoksundular. ou
yerlerinden kalktlar, dirseklerine dayandlar, boyunlarm benim bu
lunduum yne doru uzattlar dinlerken. Duvarn dibinde ayakta dur
makta olan Rabfak rencileri, dalgn dalgn glmsemekteydiler. Kzlar,
gzlerini ovuturuyor, gzpek delikanllar, aktrmadan onlara bak
yorlard. Samdaki masada oturan Korotkov, dzgn kalarn atmt,
dnceli bir hali vard. Yanaklarn yumruklan arasnda skmakta olan
Kovrak, baklarn pencereden dar evirmi, dalgn dalgn oturu
yordu.
Okumay bitirmemle masalarn ardnda bir kprdanma, fsldama
balad. Karabanov hemen elini kaldrd:
"Eee, imdi... imdi ne syleyeceiz? Yani... Hay allah cezasn
versin!.. Bir ey sylemeyeceiz! ark syleyeceiz! Haydi balayalm,
ama ne gerekiyorsa onu syleyelim, kendi marmz syleyelim."
ocuklar sevinle bardlar ama Kuryaj'llardan ou utanm,
suskunlua brnmt. Marmzn szlerini bilmiyorlard.
Lapot bir srann zerine kt.
"Haydi! Kzlar, siz balayn syleyin!"
Elini sallad, baladk. Marmz bylesine sevinli bir hava iinde
glmseyerek sylememizin nedeni, dizelerinin gnlk yaammzn bir
paras olmasndan kaynaklanyor olsa gerekti. ocuklar dikkatle kslan
gzlerini Lapot'a evirmi onun canl, hareketli, istekli szlerini zar zor
yineliyorlard. Lapot, azndan kan szcklerde, btn kavramlan dile
getiriyor gibiydi. Bir azdan sylemeye baladk.
Lapot, mar sylerken ok etkileyici bir havayla, koromuza aletlerinin
gms sesiyle katkda bulunan trompetileri gsteriyordu.
Mar bitirdik. Matvey Belukhin beyaz bir mendil sallad ve mutfaa
bakan pencereye doru haykrd:
"Gelsin baklavalar brekler! Gelsin biralar votkalar, gelsin mezeler!
Herkese de birer anak dolusu dondurma gelsin!"
ocuklar sesli sesli gldler, heyecanl baklann Matveyden
ayrmyorlard; Belukhin, bu baklan dosta bir glmsemeyle yantlad
ve sesini doala indirerek u aklamay yapt:

370

YAAM YOLU H

"Votka da bira da yok, meze falan yok arkadalar, ama sz veriyorum


dondurma olacak! Hem de ne dondurma! Haydi, imdi orbamz
kaklayalm!"
Tatl, dosta glmsemeler, btn yemekhaneyi dolat. Onlar tarayan
gzlerim, birden Jurinskaya'nn falta gibi ak gzlerine takld ve d.
Jurinskaya kapda duruyordu. Ardnda Yuryev'in glmseyen yz
grlyordu. Hemen yanlarna gittim.
Jurinskaya, tral kafalardan, beyaz omuzlardan ve dosta glm
semelerden ayramad gzlerini bir an olsun bana eviremeden, sarho
bir dalgnlk iinde elimi skt.
"Bunlar da ne, Anton Semyonovi? Dur, dur bakaym! Olamaz!" Gen
kadnn dudaklar titriyordu. "Bunlar sizinkiler mi? Hepsi sizinkiler mi?
Peki ya onlar... Onlar nerde? N olur anlatn bana, burda neler oluyor?

Neler mi oluyor? Tanr bilir neler oluyor burda! Bu sizin deii


ya da 'dnme' dediiniz ey olsa gerek. Ama bunlarn hepsi bizim, deil
mi!"

OLMPOS'UN ETEKLERNDE
Kuryajda mays ve haziran aylan, durup dinlenmeden almakla
geti. u anda, o gnlerden, o ilerden byk bir heves ve zlemle sz
edecek deilim.
nsan bir ii, stnden zaman getikten sonra ele alp enine boyuna
dndnde, pek ok iin skntyla yapldn, hoa gitmeyen,
ilginlikten uzak, korkun bir sabr isteyen, insann duyduu ac ve
bkknl yenme alkanlnn gelimesini gerektiren abalann har
candn kabul etmek zorundadr. Nitekim bir sr i, insanolunun ac
ekmeyi ve her eye dayanmay renmesi sayesinde, yalnz ve yalnz
bu sayede sonulandnlabilmitir.
nsanlar, bedensel almann ykn ve onun fiziksel glklerini
kabullenmeyi uzun yllar nce renmi bulunmaktadrlar, ne var ki, bu
kabullenmenin gerekeleri olarak gsterilen aklamalar, her zaman
doyurucu olmamtr. nsan doasndaki zayflklan dikkate alarak, kiisel

OLtMPOS'UN ETEKLERNDE

371

doygunluk ve bireysel karlarn baz durumlarda ynlendirici rol


oynadm kabul etmekte, bunlar olaan karlamakta ve bu itkilerin
yerine, ok daha byk bir ynlendirme gc ieren toplu karlar
koymaya vargcmzle almaktayz. Ancak, bu konuyla ilgili sorunlarn
byk bir ounluu son derece karmak bir yap gstermektedir, biz
Kuryaj'da bu sorunlar dardan hemen hemen hibir yardm almadan
zmlemek durumunda kaldk.
Gn gelecek, gerek anlamda eitim bilimi, bu sorunlarn stesinden
gelecek, insan emeinin ileyi yasalarn zmleyecek, bu ileyite
istencin oynad roln, onurun, utancn, telkinin, yknmenin, korkunun,
yarma ruhunun, ileyiin gelimesine yapt katklarn neler olduunu,
bu saydklarmzn an bilin, inan ve mantkla ne lde kaynaabildiim
aklayacaktr. Bu arada unu sylemeliyim ki, benim deneyimlerim, an
bilin eleriyle bedensel alma eleri arasndaki uzakln ok byk
olduunu gstermitir, gene ayn deneyimler, bu uzakl ok daha yaln
ve ok daha maddi elerden oluan bir zincirle birbirine balamann
son derece kanlmaz olduu yolundaki kuram dorulamtr.
Bilin sorunu, Gorki'lilerin Kuryaj'a admn att gn baanyla
zmlenmi bulunuyordu. Kuryaj kalabal, yalnzca bir tek gn iinde,
yeni gelen mfrezelerin kendilerine daha iyi bir yaam getirdii, deneyimli
insanlann onlara yardma geldii ve bu insanlarla el ele ileriye doru
yrmek zorunda olduklan inancn yreklerinde yeertmiti. Buradaki
belirleyici e, kar gzetmek deil, toplu telkindi elbet, alanmayd
sorunu zen gizli hesaplar deil, gzler, kulaklar, sesler ve kahkahalar
oldu. Ksacas, birinci gn, Kuryaj'daki ocuklara, o gne dek tatmadklan
bir hazz tattran, onlarda, gerek bir toplulua, Gorki Topluluuna
katlma, onun bir yesi olma istei uyandran gn oldu.
Ancak, kazan olarak elimde yalnzca bilin vard ve bu pek bir ey
saylmazd. Nitekim bu yetersizlik, ertesi gn btn karmaklyla
kendini gsterdi. Daha o akam, bildiride belirtilen eitli ilerin yaplmas
iin karma mfrezeler oluturulmutu. Her mfrezede ya bir retmen
ya da bira- Gorki'li bulunuyordu. Kuryajllar, sabahn erken saatlerinde
pek hevesli grnyorlard, ama gene de yemde saati geldiinde pek bir
i yapmadktan ortaya kt. Yemekten sonra ou ie gitmek zahmetine
bile katlanmad; kimi oraya buraya sakland, kimi de alkanlklar gerei
kasabaya, ya da Rizhova indiler.

372

YAAM YOLU H

Btn karma mfrezeleri teker teker kendim dolatm; durum hepsinde


aynyd. Her yerde azck Gorki'li serpintisi ve ezici Kuryajh egemenlii
grlyordu; stelik, bu kincilerin alma bieminin yaygnlamas
tehlikesi de vard; nk zgn Gorki'liler arasnda "yeni"lerin says
olduka kabarkt, eskilerimizse, Kuryaj'n eritici etkisi altnda kalabilir
ve birer etkin g olarak dpedz ortadan yitebilirlerdi.
Olgun bir toplu yaamda uyumlu ve etkili bir ileyi gsterebilecek
olan dtan gelme bir disiplini uygulamak burada tehlikeli olabilirdi. ten
kaanlarn says oktu, bunlar ele almak hem g hem de karmak bir
iti. stelik, byle bir giriim anlamsz olacakt, nk verilen ceza,
Topluluun ortak yargsyla suluyu Topluluk dna atabilmemiz halinde
ie yarayacakt. stelik dtan gelme bir disiplin nlemi, bedensel
almann rgtlenmesi alannda hi de etkili olmayacakt.
Deneyimsiz biri, u dncelerle kendini avutabilirdi: ocuklar henz
bizim i disiplinimize alamadlar, girikinlik kazanmadlar, almay
bilmiyorlar, arkadalarnn almalarna ayak uydurmaya alamadlar,
bir Topluluk yesinin ayrc zellii olan almaktan gurur duyma
yetisini kazanmadlar; btn bunlar be dakikada olmaz, bu iler zaman
alr... Ne yazk ki bu trden avuntular bana gre deildi. Ben, u acmasz
yasay biliyordum yalnzca: Eitbilim alannda yaln bamllk ilikileri
olmad gibi kyaslama yntemi uygulamak, genelden zele varan
dnme yntemiyle hzl bir srama yapmak da geerli deildir.
Kuryaj'da mays aynda durum ksaca yleydi: ilerin yava yava
gelimesi, genel alma hznn hep orta dzeyde kalmas ve Goki'lilerin
esnek, hzl ve kesin alma alkanlklarnn yitmesi tehlikesini do
uruyordu.
Eitimin verili ekli ve younluu, eitbilim kuramtnda hep yokumsanmtr, ama aslnda bu nitelikler, toplu eitimde, ok nemlidir.
Eitimin verili ekli, ok hassas, uabilir bir madde gibidir. Srekli bakm
ister, her gn ilgi, dikkat ister, bir iek yata gibi elin stnde olmasn
ister. Eitim yntemi, hzla oluturulan bir ey deildir; nk, yalnzca
an bilinle nceden kazanlm ilke ve alkanlklarla deil, eski kuaklarn
deneyimlerine gsterilen bilinli saygyla gelitirilir, kendisi de belli bir
deneyim sreci yaam bir Topluluun byk yetkesiyle gelenekler
birikmedike bir eitim biemi oluturalamaz. Birok ocuk kurumunun

OLMPOS'UN ETEKLERNDE

373

baarszl, ne biem ne de alkanlk ya da gelenek gelitirememi


olmalarndan ya da bu ii yapmaya balamalar halinde srekli
deiegelen eitim denetilerinin bu gelenekleri elbet "takdire ayan
kayglar"la dizgeli olarak hie saymalarndan kaynaklanmtr. te
toplumsal eitim adl "ocuk"un ister yzyllk, ister bir yllk olsun,
hibir gelenee sahip olmakszn yaamasnn nedeni budur.
Kuryaj'llann bilinlerinin kazanlm olmas, onlara daha yakn ol
mama, ocuklarla daha gvenli ilikilere girmeme olanak salad. Ama
bu yeterli deildi. Gerek bir utkunun kazanlmas iin, eitbilimsel
teknikte tam anlamyla ustalam olmak gerekiyordu. Artk o gnlerdeki
kadar gln lde bilgisiz olmamakla birlikte, bu uygulaymda, 1920
yllarndaki kadar yalnzdm. ok deiik trden bir yalnzlkt bu. Gerek
retmenlerden, gerek Topluluktaki ocuklardan oluan ve istekle, elbirliiyle alan bir yandalar ordusu vard ardmda geri ve bylesi
byk bir gle, en karmak ilemleri bile sonulandrmay baar
yordum. Ama btn bunlar, alt dzeyde gerekleiyordu.
Yksek blgelerde ve bu tepelerin hemen altndaki yrelerde,
eitbilim dann doruklarnda, insann kendine zg bir eitbilim teknii
gelitirmesi iten saylmyordu, nk yeni bir uygulaym, ne olursa olsun,
kabul olunmu inanlara aykr dyordu.
"Danklarda", ocuka henz hi kimsenin bir ad koyamad, bir
eit zel uucu madde gzyle baklyordu. Gereklikte, "ocuk", ya
da bu uucu ey, eski gnlerin eitbilim nclerinin bilgi ve becerilerine
nesne olan, bildiimiz, dpedz insan ruhuydu. Bu ruhun, kendiliinden
gelime yetisine sahip olduu, bunun iinse, onu babo brakmann
gerektii sanlyordu. Bu konuda ynla kitap yazlmt, ama bunlarn
hepsi de, zlerinde Rousseau'nun szlerini yinelemekten baka bir ey
yapmyordu:
"ocua saygl davranmak gerekir..."
"Doann iine engel olmayn!"
Bu inantaki temel dogma uydu: ocua kar saygl davranld
ve doann iine engel olunmad srece, sz konusu uucu ey, ya da
z, kanlmaz olarak olumlu bir kiilie dnecekti. Gereklikteyse,
ileri doaya braktnz m, yalnzca doal olarak boy atan ey, yani yaban

374

YAAM YOLU H

otlan yeerirdi, ama yrrlkteki ilke ve dnler, dan doruklanndakilere ylesine yaland ki, bu kimseyi rahatsz etmiyordu. Benim,
byle doay kendi akna braknca elde edilen yaban otuyla ide
alimizdeki insan kiiliinin birbirine aykm decei konusundaki kar
klanm baya pragmaclk saylyor ve beni nitelendirmek ge
rektiinde, "Makarenko iyi bir uygulaycdr, ama kuramdan pek an
lamaz," deniyordu.
Disiplin de tartma konusu oluyordu. Bu tartmalarda sorunun
kuramsal temeli, eitbilim yaptlarnda sk rastlanan iki szce da
yandrlyordu: "bilinli disiplin". Saduyu sahibi herkes iin bu iki szck
yaln, anlalabilir ve uygulanmas kanlmaz bir hakikati dile ge
tirmektedir Disiplin, ancak, gerekliliinin, yararllnn, zorunluluunun,
snfsal neminin anlalmas halinde bir anlam ifade eder. N e var ki
eitbilimsel "kuram" bu szleri ok baka bir anlamda yorumlamaktadr:
Onlara gre disiplin topluluun deneyimlerinden deil, bir topluluktaki
arkadalk ve kardelik duygusunun doal basks olarak deil, an bilinle,
ini plak bir zihinsel kavrayla, ruhun ykseliiyle, ikna ve kabul et
tirme yoluyla, fikirlerden gelimeli ve varlk kazanmaldr. Bu kuram
savunanlar, daha da ileri gitmi, yetikinlerin etkisi altnda oluan bir
"bilinli disiplin"in yararsz olduu sonucuna da varmlardr. ne
srdklerine gre, yetikin etkisiyle edinilen disiplin, aslnda, ezberlenmi
davranlardr, bir uucu madde olarak grdkleri ruhun ykseliinin bask
altna alnmas, engellenmesidir, hem, gerekli olan bilinli disiplin deil,
"z-disiplin"dir, diyor bu kiiler. Ayn grle, ne ekilde olursa olsun
ocuklan rgtlemenin gereksiz ve zararl olduunu ne sryor ve
aslnda "kiinin kendini rgtlem esi"nin nem li olduunu sa
vunuyorlar.
Kendimle babaa kaldmda dnmeye koyuldum. Hepimiz de
ne trden bir insan yaratmay amaladmz pekl biliyoruz, dedim
kendi kendime. Az da olsa eitim grm, snf bilincine sahip her insan
da bunu biliyor. Demek ki, asl sorun, neyin yaplaca deil, nasl ya
pacamz. Buysa bir eitbilimsel uygulaym, bir teknik sorunu...
Uygulaym, ne olursa olsun, deneyimlerden szlp karlr. nsanlk
tarihinde hi kimse, daha nce madeni ilemi olmasayd, maden sa-

OLtMPOS'UN ETEKLERNDE

375

nayisinin yasalan saptanamazd. Nitekim, bulularn, gelimenin, ayrma


ve ayklamann gereklemesi iin teknik deneyim birikiminin salanmas
gerekli olmutur.
Bizim eitsel retimimiz, hibir zaman teknolojinin mantna gre
deil, "ahlksal vaz"a gre dzenlenmitir. Bu olgu, derslik alma
larnda pek fazla kendini gstermese de, geni anlamda eitim alannda
zellikle gze arpmaktadr.
Dolaysyla, sanayinin btn temel dallarndan yoksun bulunmaktayz:
yani teknolojik sre yok, alma pln yok, makina iisi, alet, lt,
kalite kontrol yok, tolerans, skarta yok...
Olimpos dann eteklerinde buna benzer szckleri ettiimde, tanrlar
kafama ta yadryor, beni makinaclkla suluyorlard. Ama dndke
eitim sreleriyle sradan retim sreleri arasnda daha byk ben
zerlikler buluyordum. Hem, bylesi benzerlikler bulmada tehlikeli de: necek lde bir makinaclk grdm de syleyemem dorusu. Bence
; insan kiilii btn o karmakl, zenginlii ve gzelliiyle olduu yerde
duruyordu, ama ite bu yzden, ona ok daha hassas l aletleriyle
[ yaklamak, onu ok daha ciddi biimde ele almak, isterik bir sahip olma
f arzusunun karanl iinde deil, bilimsel olarak ilemek gerekmekteydi,
i retimle eitim arasndaki byk benzerlikler, benim insanolu ko
nusundaki dncemi lekelemek yle dursun ona duyduum saygy
; artryordu, nk insann ok iyi yaplm, karmak bir makinaya sayg
| duymamas olanakszd.
Ne olursa olsun, bence insan kiiliinin ou ayrnts, ve herhangi
bir insan davran, bir preste, tek bir kalp yardmyla toplu olarak retilip
oaltlabilirdi. Ama bu son derece byk bir zen isteyen hassas presleri
kullanrken ok dikkatli olmak gerekirdi. Sz konusu kiiliin daha baka
f paralarysa, tersine peri gibi sihirli ellere, amaz gzlere sahip son
* derece usta bir adamn bireysel almasna gereksinme gsteriyordu.
Daha baka blmler iinse, byk bir beceri, giderek belli lde stn
yetenek isteyen zel ve karmak ara gerecin kullanlmas gerekliydi.
Ama hepsi iin, bir eitimcinin yapaca btn almalar iin, zel bir
bilim gerekiyordu. Btn teknik niversitelerde maddelerin direnci in
celeniyor, saptanyordu da, eitbilim okullarnda kiiliklerin eitimsel

376

YAAM YOLU II

nlemlere olan direnleri konusunda neden hibir alma yaplmyordu?


Byle bir direncin varolduunu grmemek iin kr olmak gerekirdi oysa!
Hem, Tanrm, neden, ama neden bizde eitbilimi yzne gzne bulatran
insan reticilerine u szleri syleyecek bir l aygt yoktu:
"rettiklerinizin yzde doksan skarta! Siz paylamay seven bireyler
deil, haylaz, kaytarmac, numarac, karc insanlar retiyorsunuz.
Aldnz cretlerin hak edilmemi blmn geri verin ltfen!"
Neden ilediimiz hammadde konusunda hibir bilim yok, neden
kimse bu hammaddeden herhangi bir ey, rnein bir kutu kibrit ya da
bir uak yapmay bilmiyor?
Bilgili kiilerin oturduu Olimpos tepelerinden retim kurumunun
ne bir paras seiliyordu, ne de yaplan ilerin herhangi bir evresi. Oradan
yalnz kiiliksiz ocukluun usuz bucaksz denizi gzkyor, bro
duvarlar arasnda soyut bir ocuk rnei ykseliyordu. ok hafif
maddelerden, fikirlerden, basl ktlardan, Manilov'a zg dlerden
olumu bir ocuk rneiydi bu. Olimpos'ta oturanlar, beni grmek zere
Toplulua geldiklerinde, gzleri almyordu, yaayan bir ocuk topluluu,
bu birlik ruhu, onlarn ilk kez grd bir ey deildi sanki. Burada,
teknolojik yaklamlara, kuramsal uygulamalara gerek yokmu gibi
davranyorlard. Bense, onlar Toplulukta dolatrrken, kuramsal so
runlarn yaratt daraacma oktan aslm olarak, u ya da bu teknik
soruna deinemiyordum.
Drdnc mfreze yatakhanesinin yerleri silinmemiti bugn, nk
yer silme kovas ortadan yitmiti. Hem kovann maddi deeri kayg
landryordu beni hem de yitirili yntemi. Kovalar mfrezelerin bakan
yardmclarna teslim ediliyordu, yardmc temizleme vardiyasn ve
sorumluluklar saptyordu. te, bu temizleme sorumluluu, kova, yer
bezi gibi eyler, benim iin bir teknik sorun oluturan nemli elerdi
rnein...
Bunun gibi nemsiz eyler, bir fabrikada, bir kenara atlm eski bir
torna tezgah saylr, reticisinin adn lekelemez, yapm tarihi silinmitir
zerinden. Bu tr tezgahlar, atelyenin yal pasl bir kesine Oktirilr;
bunlara "taka" denir artk. Bu makinalar, pek nemli olmayan ufak tefek
ayrntnn, rnein conta, pul, vida, civata git eylerin tornalanmasnda,
tlmesinde kullanlr. Ama gene de, bu "taka"lardan biri ilememekte

OLMPOS'UN ETEKLERNDE

377

direndiinde, btn fabrikada belli belirsiz bir huzursuzluk havas eser,


montaj atelyesinde, "zel retim"e geilir, ve depo raflar az sonra "bozuk"
damgas tayan ufak tefek parann arl altnda homur homur ho
murdanmaya balar.
Bana gre bir kova ve yer bezinin sorumluluu bir torna tezgahnn
sorumluluundan farkszdr; bu ok nemsiz bir ey olabilir, ama insan
zelliklerinin en nemlisi olan sorumluluk duygusunu oluturmak sz
konusudur burada. Bu zellik olmakszn yapc kiilik falan olamaz
"bozuk para"dan baka bir ey elde edilmez bu durumda.
Olimpos'takiler, teknik denen eyi horgrmekteydiler. Onlardaki bu
eilim sayesinde, eitim kuramlarmzda, zellikle dorudan eitimle
uraan yksek retim kuramlarmzda teknik dncesi yok olup gitti.
lkemizde, teknik, eitim alannda son derece geridir. Dolaysyla bu
alan, zanaate dayal sanayiler arasnda en geri kalm olandr. Sirke
retiminde bile daha ciddi bir teknik uygulanmaktadr. te bu nedenledir
ki, Gogol'n M fetti'iadeki Luka Luki Klopov'un yaknmas hl yerindeydi:
"Bilgiye dayal bir urata almaktan daha kt bir ey olamaz
hekes, her eye burnunu sokar, herkes kendisinin ne denli akll
olduunu gsterme abasndadr.
aka deil bu, alayl bir abartma deil, elle tutulur bir hakikat... Aydn
olmayan kii herhangi bir eitsel sorunu zmleyebilir mi? O gnlerde
biri bir masann ardnda bir koltuk edindi mi, hemen sonular karmaya,
nedenler bulmaya, dmleri zmeye balard. Onun akln bana
getirmek iin eline hangi kitab tututuracaktk? Hem kitaba ne gerek
vard? Kendisinin de bir ocuu vard, o da babayd, anayd, deil mi
ya? te size bir eitbilim profesrnn, eitim soranlar konusunda
uzman birinin GPUya, NKVDye yazd mektuptan birka satr:
"Olum birka kez benden para ald, geceleri eve gelmiyor... Bu
nedenle sizden u ricada bulunmama..."
Neden peki, bizim eka grevlilerimizin eitbilim profesrlerinden
daha usta bira1eitim mhendisi olmas bekleniyor? diye sormak ge
rekir.
Bu nemli soruya o zamanlar, yani 1926 yllarnda hemen bir yant
bulacak durumda deildim; nk o yllarda, teknik anlamda, elinde

378

YAAM YOLU H

teleskopla baknan Galileo'dan daha iyi bir durumda deildim. ki seenek


vard nmde ya Kuryaj'da bir felaket olacakt, ya da Olimpos do
ruklarnda ve elbet bu ikinci felaketin gereklemesi halinde cennetten
koyulacaktm. kinciyi setim. Gkkuann tm renklerini ieren ku
ramlarla parlayan cennet, bamn zerinde ldyordu, ama kalktm,
Kuryaj karma mfrezesine gittim ve delikanllara dedim ki:
"Bakn ocuklarm, yaptnz i be para etmez! Sizinle bugnk
toplantda hesaplaacaz. iniz de batsn, siz de!"
ocuklar kpkrmz kesildi; hepsinden uzun boylu olan, elindeki
bel kreini gstererek, ters ters homurdand:
"Bel krekleri kr inanmazsanz bakn!
Yalan sylyorsun! diye atld ordan Toska Solovyov. Yalan
sylyorsun ve bunu pekl biliyorsun!
N e yani, keskin mi?
Koca bir saat boyunca kumlarn zerinde yan gelip yatan sen deil
miydin peki? Ha, sen deil miydin?
Bana bakn! dedim karma mfrezeye. Bu ii akam yemeinden
nce bitirmeniz gerekiyor. Bitirmezseniz yemekten sonra da alacaz.
Ben de sizinle birlikte alacam.
Bitiririz, diye yantlad beni kr bel kreinin sahibi bu kez. Zaten
ok bir ey kalmad."
Toska gld.
"Seni gidi kurnaz tilki!
Bu durumda, tasalanmaya gerek yoktu ite. Biri, bir ii ardan alyor
da, oyalanmasna geerli gerekeler aryorsa, bu davrann bir heveslilik,
bir yaratclk belirtisi olarak deerlendirilmesi gerekirdi bu
zelliklerse, Olimpos pazarlarnda ok deerliydi. Benim tekniimin
gerektirdii tek ey, bu yaratc alevi canlandrmaktan baka hibir ey
deildi. Ayrca, almaya kar hemen hemen hibir olayl kar koymayla
karlamamak beni sevindiriyordu. Bazlar sessizce gizleniyor, bir
yerlere svyordu geri, ama bunlar beni pek rahatsz etmiyordu, nk
benim ocuklarm, bu trden bireyleri yola getirmeye yarayan bir teknik
gelitirmi bulunuyorlard. Kaytarmac nereye kam olursa olsun,
yemeini ancak ve ancak mfrezesinin masasnda yiyebilirdi. Cam isterse!

OLtMPOS'UN ETEKLERNDE

379

Kuryaj'llar, onu grnce fazla bir amata karmaz, bazen sulamasz


bir sesle u soruyu sorarlard:
"Katn sandk biz!"
Goki'lilerin dilleriyse (ve elbet elleri de!) ok daha zengin anlatmlar
sergileme yetisine sahipti. Kaytarmac masaya sokulur, sanki sradan
bir bireymi, zel ilgi gerektirmeye deecek bir ey yapmam gibilerden
yemeini almaya hazrlanrd, ama yelerine azlarna layk olan
vermek, mfreze komutanlarnn kanlmaz greviydi.
"Kolka!" diye haykrrd komutan ciddi bir sesle. "Haydi, canlan
bakalm! Grmyor musun? Krivoruko geldi! Ona yer a bakalm,
abuk! Temiz tabak var! Durma! O ne biim kak yle? abuk gzel
bir kak getir!"
Bu arada kak mutfak penceresinde yiter.
"Tanesi bol bir orba doldur tabana bakaym! Haydi, yle gzel
tarafndan! Petka, ko ahya, doru drst bir kak versin! Durma!
Stepka, ekmeini kes ocuun... Bak, nasl kesiyor olum yle dilenci
dilimini yalnz kyller yer, Krivoruko'ya ince dilim keseceksin, efendi
gibi... u Petka da nerde kald? Hani kak? Vanka, ko Petka'ya syle
abuk getirsin ka! Haydi, yaylan!"
Krivoruko gerekten tanesi bol bir tabak dolusu orbann bama
oturmu durmaktadr, kzarm yz kseye eilmitir. Komu masadan
biri seslenir:
"Hey, on ! Konuunuz mu var?

Ah, evet, beyefendi geldiler, yemek istiyorlar... Haydi Petka,


sallanma, ver u ka! Krtmann sras m imdi!"
Petka, byk bir isever garson havalarnda salona dald imdi, ka
iki elinin ayasna sermi, ok deerli bir eyi sunuyormu gibi, sradan
bir Topluluk kan uzatyor. Komutan ka grnce birden fkele
niyor
"Sen buna kak m diyorsun? Sylediimi duymadn m? Ko git
daha byk bir kak bul!"
Petka saygl bir tela sergiliyormu gsterisi yapyor ve lgn gibi
ordan oraya komaya balyor, szm ona arp kap diye pencerelere
dalyor. Btn mutfak alanlarnn rol ald esiz bir oyun sah
nelenmektedir. zleyicilerden birka soluklarn tutmu, korkuyla bak
maktadrlar, nk bylesi bir konukseverliin nesnesi olmaktan kl pay

380

YAAM YOLU II

kurtulmulardr. Petka bir kez daha yemekhaneye dalyor u anda. Elinde


kocaman bir kepe, ya da yal bir delikli kepe vardr. Yemekhane
kahkahayla nlyor bu kez. Bu evrede, Lapot yavaa mfrezesinin
masasndan kalkyor ve sahneye kyor. Baklar, sessizce oyuna
katlanlann yzn dolayor, ve komutann zerine konuyor. Sonra btn
izleyiciler, bu yzdeki ciddi anlatmn sevecen bir acma ve koruma
duygusuyla eridiini gzlemliyorlar, herkes, bu anlatmn Lapot'un yzne
son derece yabanc olduunu ok iyi bilmektedir. Yemek yiyenler, imdi
soluklarn tutmular, son derece ustalkl bir gsteri izlemeye
hazrlanmlardr. Lapot, elini Krivoruko'nun bana yayar, sesini en
sevecen havalara bryerek, yle der:
"Ye yavrum, ye, korkma! Neden ocukcaza ullanyorsunuz hepiniz?
Ha? Ye yavrucuum! N e oldu anam? Kan m yok? Ayp deil mi
abuk bir kak verin ocua! Tamam, bu olur."
Ama "yavru" yiyemez bir trl. Hkra hkra alayarak yerinden
kalkar, o nefis orbaya elini srmemitir. Lapot elden geldiince acmal
bir yz taknarak kurbana bakar.
"Ne oldu? diye sorar nerdeyse alamakl bir sesle. Bizim yemeimizi
yemeyecek misin? Bakn zavall ne hallere dt!
Lapot, sessiz sessiz glerek tekilere bakar. Sonra kollarn Kri
voruko'nun sarkk omuzlarna dolar, bir baba sevecenliiyle yemek
haneden karr. zleyiciler kahkahadan krlmaktadr. Ancak, izleyicilerin
grmedii bir baka perdesi vardr oyunun. Lapot, "konuk"u mutfaa
gtrm, byk bir masann bana oturtmu, ve ahya "bu adam
doyurmasn buyurmutur, "nk, cann kardlar zavallnn, anl
yorsunuz ya." Krivoruko, alamasn bir trl kesemeden orbasn bitirir
bitirmez, ve de daha burnunu ve gzyalarn silmeye vakit bulamadan
Lapot, Y ehuda'y geriden brakan bir kkrem eyle u s z ler i
gmbrdetir:
"Neden byle herkes senin zerine ullanyor? Yoksa bugn ie
gitmedin mi, ha?"
Krivoruko, evet anlamnda ban sallar, hkrr, gs geirir...
Duygularn dile getirecek szleri bulamamaktadr nk.
"Amma da insafsz eyler bunlar yani! Bak sen! Bu yaplr m yani!
Oysa sen son olarak tymtn deil mi canm? Son olarak bunlar

OLMPOS'UN ETEKLERNDE

381

da kalkm, insann anasndan emdini burnundan getiriyorlar! Helkesin


bana gelir, n'olacak yani! Ben Toplulua ilk geldiim gnlerde, tam
bir hafta ie gitmemitim... Sen daha iki gnck kaytardn oysa. Dur hele
u kaslarna bir bakaym. Vay canna! nsanda byle pazular oldu mu,
almak zorundadr, deil mi ya?"
Krivoruko gene evet anlamnda ban sallar ve msr unundan
yaplm kaamak yemeine balar. Lapot yemekhaneye doru yrmeye
koyulurken ona beklenmedik bir vg savurur:
"Daha grr grmez anlamtm senin iyi bir insan olduunu!"
Buna benzer birka gsteriden sonra, i saatlerinde mfrezelerden
kamak olanaksz hale geldi. Bu alkanlk, gerekten de ksa zamanda
yok oldu. Kovrak gibi, iki gn altktan sonra hasta numarasna yatp
da, homurdana homurdana bir aa altnda kayklanlarla uramak biraz
daha zordu. Ama Taranets, bu gibi durumlarn stesinden gelmekte bire
birdi. Bir gn Anton Bratenko'dan bir araba istedi Taranets, dingillerin
ortasna da apkn'mz yerletirdi, bir cankurtaran arabas gibi drt bir
yann bayrak ve kzl halarla sslemi olarak tarlaya gitti. En byk
yardmcs olan Kuzma Lei, kaynak iliinden ald gerek bir ate
kryle silahlanm bulunuyordu. lkyardm ekibi olay yerine
vardnda, Kovrak, yapraklardan ve otlardan yaplma yumuak bir
yatan zevkini karmaya yeni balamt. Lei, hemen hastann karsna
meldi, dnden hazr elleri byk bir beceriyle iliyor, kr iirip
indiriyordu. Gne yannn yuvaland varsaylan yrelere yaklatrlan
krk frtnalar estiriyordu. Derken Kovrak' karga tulumba "cankurtaran"a yerletirmeye kalktlar, ama hasta, birden iyileivirdi, ve can
kurtaran, tngr mngr Toplulua dnd. Kovrak iin bu tbbi ilemlere
boyun emek kolay olmayabilirdi, ama karma mfrezeye dnp de, son
derece masum sorular biiminde kendisine verilecek olan ilalan sessizce
yutmak daha da zor olsa gerekti:
"yiletin mi, Kovrak? Bak, ne gzel bir ila, deil mi?"
Elbet bunlar gerilla sava yntemleriydi, ama Topluluun, ilerin
yoluna konmas ynndeki ortak heves, istek ve genel havasndan
olumulard. Benim teknolojik abalarm erevesindeyse, hava ve heves,
en nemli elerdi.
Elbet mfreze, temel teknolojik zellik olma durumunu koruyordu.

382

YAAM YOLU II

01impos"ta, mfrezenin aslnda neyin yerini tuttuunu hibir zaman


anlayamamlard. Oysa Olimposlulara, onun nemini ve eitbilimsel
srete ne denli nemli bir rol oynadn tekrar tekrar anlatmtm. Burada
Topluluumuza konuk gelen bir eitbilim profesryle aramda geen
konumay aynen aktaracam. Temiz pak, gzlkl bir adamd bu, takm
elbise giyiyordu, dnceli, erdemli bir aydn izlenimi brakyordu,
Yemekhanedeki masalarn neden mfrezelere bir retmen tarafndan
deil de, nbeti komutan tarafndan datldm bilmek istiyordu.
"Yok ama yolda Makarenko! aka ediyorsunuz! Ciddi olarak soruyorum. Nasl oluyor da siz bir kenarda sessiz sakin otururken bir nbeti
yemekhaneyi denetliyor? leri gerektii gibi yapacandan, kimseyi
kayrmayacandan nasl bu kadar emin olabilirsiniz? nsan bu, yanl
yapar ne de olsa!
Bir yemekhaneyi denetlemek yle zor bir i deil ki, diye
yantladm profesr. Hem, burada ok eski ve ok gzel bir kural uygulanr.
yle mi? Kural yani?
Evet, kural. Kural da u: yi ya da kt, zor ya da kolay, btn iler,
mfrezeler tarafndan, numara srasna gre nbetlee yaplr.
Ne? Nasl yani? Pek anlayamadm...
ok basit. u anda, yemekhanedeki en iyi masa birinci mfrezenin
masas, bir ay sonra, ikinci mfreze o masada yemek yiyecek falan
ite.
Anlyorum. Kt i dediiniz hangisi?
Kt i diye nitelendirdiimiz iler sk sk grlr burada. rnein
imdi ivedi bir ek i mi gerekti, birinci mfrezeye verilir, bir dahaki sefere
ikinci mfrezeye. Temizlik ileri datldnda, birinci mfreze her
eyden nce tuvaletleri temizler. Tabii bu, gnlk iler iin sz konu
su.
Bu kural koymak sizin fikriniz miydi peki?
Yooo, ocuklarn fikriydi. Bylesi onlar iin daha elverili. Bu tr
ileri datmak ok zordur aslnda, biri bir ii beenir, biri tekini. Byle
olunca iler kendiliinden yryor. Bir i nbeti bir ay srer.
Bu durumda yirminci mfrezeniz tuvaletleri yirmi ayda bir posta
temizleyecek, yle mi?

!
1
j

j
:

j
1

j
]

OLtMPOS'UN ETEKLERNDE

383

yle, ama yemekhanedeki en gzel masada da yirmi ayda bir posta


oturacaklar.
alacak ey! Ama yirmi ay iinde yirminci mfrezeye yeni yeler
katlacak, deil mi?
Hayr! mfreze yeleri pek sk deimez. Biz, Topluluklarn uzun
mrl olmasndan yanayzdr. Elbet, biri kn yapabilir, birka yeni
aralarna katlabilir. Ama bir mfreze tmyle yeni yelerden olusa bile
fark etmez. Mfreze bir Topluluktur, kendine zg gelenekleri, tarihi,
erdemleri, nleri vardr. Geri, u anda mfrezeler bir hayli deitirildi,
ama ekirdek kadro her zaman ayn kalr.
Anlamyorum. Bana aka gibi geliyor. Ciddi olamazsnz. Bir
mfrezede bir yn yeni varsa, onu nnn ne nemi olabilir? Hi byle
ey grmedim!
apayev'in tmeni gibi tpk, dedim glmseyerek.
te gene askercilie kalktnz! yi ama, bunun apayev'le ne ilgisi
var?
Tmende artk eski adamlar yok. apayev de artk yok. Yeni
insanlar var, ama apayevin ve onun alaynn n ve onurunu yaatyorlar,
yle deil mi? Onlar apayev'in nnden sorumlular. Eer bu n le
kelerlerse, be on yl iinde yeni adamlar alnan bu lekenin hesabn
vermekten sorumlu olacaklar.
Btn bunlara ne gerek var, anlamyorum!"
Bu profesr, gerekten de anlamyordu. Daha ne syleyebilirdim?
lk birka gn iinde Kuryaj mfrezeleriyle ilgili hayli gelime oldu.
Her iki ya da mfrezeye oktan birer retmen verilmiti. Bu
retmenlerin ilevi, mfrezelere, toplu onur kavram alamak, Top
lulukta en iyi, en sekin konumu alma zlemleri yeertmekti. Elbet bu
ocuklar iin pek yeni olan toplu karlar fikri bir gecede alanacak
deildi ama baya hzl bir ilerleme vard; teker teker bireylerle uralsa
bunca iyi bir gelime grlemezdi kukusuz.
kinci ve son derece nemli bir nokta da, ocuklarda yeni bir bak
as, yeni bir itici g yaratmakt. Bilindii gibi bunu baarmann ve
bunun sonucu olarak da alma istei uyandrmann iki yolu vardr.
Birincisi bireyin, maddesel karlarn belli bir oranda ne kararak,
bireysel itici g oluturmaktr. N e var ki bu yntem, o gnlerin etbilim
dnrleri tarafndan kesinlikle yasaklanm bulunuyordu. ocuklara

384

YAAM YOLU H

deme niyetine kuru para ya da diyelim dl verilse, hemen Olimpos'ta fiskos balyordu. Eitbilim dnrleri, parann ktlkler ge
tireceine yrekten inanmlard. Zaten Mefistofeles de, nsanolu altn
uruna yok olacak... dememi miydi?
Yukardakiler, para ve cret szn duyar duymaz yle byk bir
panie kaplyorlard ki, konuyu amaya kalkmann bile olana yoktu.
Bunlar yola getirmek iin olsa olsa kutsal suyla ykamak gerekiyordu
ve elbet, bende byle bir su yoktu.
Ama ne olursa olsun, cret, ok nemli bir eydir. cret sayesinde
acemi, kiisel ve toplumsal karlar arasnda uyum salamay renir;
lkenin Snai ve ktisadi Plannn karmak ama dalar hemen, iktisadi
hesaplar, deerlendirmeler yapmaya balar, lke fabrikalarnn yatrm
ve ileyi hesaplaryla ilgili dizgeyi inceleme frsat bulur, ve kendisini,
hi deilse kuramsal olarak, tm teki iilerle bir sayar. Son olarak, her
eyden nemlisi, kazanc deerlendirmeyi renir ve ocuk yuvasndan
yatl okulu bitirmi bir gen kz gibi yaam hakknda hibir ey
renmemi, "idealler"den baka hibir ey edinmemi biri olarak k
maz.
Ama bu konuda yaplacak hibir ey yoktu yasak, ya da tabular
ok skyd.
Geriye yalnzca ikinci yntem, Topluluk duygusunu glendirmek
ve doru drst bir toplu karlar dizgesi oluturmak kalyordu. Bu
yntemde pek bir ktlk olmasa gerekti; Olimpos'takiler, arada bir
kukulu grlemeler duyurmakla birlikte, uygulanmasna pek ses
karmyorlard nk.
nsanolunun yaam yolunda, yaamnn amac olacak sevin verici
bir eylerin bulunmas gerekir. nsan yaamnda gerekten de itici g
oluturacak ey, yarn gelecek olan sevintir. Eitbilim tekniinde, bu
ok fazla uzaklarda olmayan sevin, eriilmesi yolunda aba harcanacak
en nemli nesnelerden biridir. Her eyden nce bir sevin kayna bulmak,
o kaynaa can vermek, onu gerekletirmeyi bir olaslk haline sokmak
gereklidir. Bundan sonra yaplacak ey, insanolunu doyuran ok kk,
ok ilkel doyum kaynaklarm, srekli olarak, daha karmak ve daha
insanca, nemli sevinlere dntrmektir. Bunu yaparken, bir kurabiye
yemekten duyulan yaln bir zevk ile, sorumluluk duygusundan kay

OLMPOS'UN ETEKLERNDE

385

naklanan bir doyuma varmaya dek uzanan ok ilgin bir izgi ekmek
olasdr.
G ve gzellik, genellikle pek ekici iki insan zelliidir. Ve her ikisi
de, tmyle, bireyin gelecekteki taanlara kar gsterdii tutuma baldr.
Davranlar, hemen nndeki hazza akam yemeine (yanl
anlalmasn bu akam ki yemee) gre ynlenen kii, ok zayf bir in
sandr. N e var ki, kii uzak da olsa, dar anlamda bencil bir umuda tu
tunmakla yetinirse, bakalarna belki gl grnecek ama onlarda bir
gzellik duygusuna, gerek anlamda deerli bir kiilie kavumaya kar
bir imrenme, bir istek uyandramayacaktr. Kiinin kendi umutlaryla
zdeletirdii ve gelecein kendisine getirmesini bekledii gzellikler,
ne denli byk bir insan kmesini ilgilendirirse, o kii, o Topluluun
gznde o denli gzel, o denli stn saylacaktr.
Bir insan eitmek demek, onu yarnlarn getirecei sevinlere
gtrecek drt ve heveslerle donatmak demektir. Bu ok nemli bir itir
ve bununla ilgili almalar anlatmak iin bir kitap bile yazlabilir. nsan
eitmek demde, onda yepyeni bir heves uyandrmak, var olan umutlan
yeertmek, onlan ie komak demektir, yava yava daha anlaml, daha
deerli istekler, hevesler yaratmak demektir. Bu ie, iyi bir yemekle
balanabilir, bir sirk gezisiyle, ya da gln temizlenmesiyle balanabilir,
ama ne olursa olsun, btn bir Topluluu etkileyen bir beklenti yara
tlmal, yava yava bytlmeli, ve toplumlann beklentilerini oluturacak
notkaya getirilmelidir.
Kuryaj'n fethinden sonra, ilk harman gn Topluluun en yakn
beklentisi haline geldi.
Ancak bu arada, Kuryaj'l ocuklarn alma yaamlarnda nedense
bir dnm noktas oluturan unutulmaz bir geceden sz etmeden
geemeyeceim. Ben, bu geceyi herhangi bir yarar salamak amacyla
deil, herhangi bir sonu alma umuduyla deil, ylesine, yaplmas
gerekeni yapma isteiyle balatmtm oysa.
Yeni Topluluun yeleri, Gorkinin kim olduunu bilmiyorlard, bu
nedenle, buraya geldikten sonra, elden geldiince ksa bir sre iinde
bir Gorki gecesi dzenledik. ok gsterisiz bir geceydi bu, toplantya
bir konser, ya da bir yazn gecesi havas vermek deildi niyetim. Dardan
kimseyi armadk. ok yaln bir biimde sslenmi bir sahneye, Aleksi
Maksimovi'in resmini asmtk.

386

YAAM YOLU II

Epey ayrntl olarak Gorki'nin yaamndan ve yaptlarndan sz ettim


ocuklara. Byklerden birka kii ocukluum'dan paralar okudu.
Kuryajllar gzlerini fal ta gibi aarak dinlediler. Byle bir ya
antnn olanakl olabilecei akllarndan gememiti. Ancak ne bir soru
sordular, ne de herhangi bir coku dile getirdiler ama Lapot Gorki'den,
gelen bir deste mektubu ortaya karnca iler deiti.
"Bunlar o mu yazd? Kendisi yani? Topluluktaki ocuklara yazd,
ha? Gstersenize, haydi gsterinize!"
Lapot, kat yerleri alm mektuplar zenle yeni ocuklara iletti. Arada
bir biri Lapot'un elini tutuyor, olan biteni daha iyi anlama abalarn dile
getiriyordu.
"Grdnz m, grdnz m! 'Sevgili Yoldalarm! Evet, aynen,
'Sevgili Yoldalarm!"'
Toplantda btn mektuplar sesli okundu. Bu i bitince, sordum
ocuklara:
"Bir ey sylemek isteyen var m?"
Bir dakika kadar kimseden yant kmayacak sandm. Sonra Korotkov
kzara bozara sahneye geldi:
"Yeni Gorki'lilere... Benim gibi yenilere bir ey sylemek istiyorum.
Ama konumay da beceremem ki... Evet... te sylyorum! Arkadalar!
Hepimiz burada oturuyoruz, bu Toplulukta yayoruz, gzlerimiz de var...
Ama hibir ey grmedik... Kr gibiydik... Vallahi kr gibiydik... Ayp!
Yitirdiimiz, boa harcadmz ydlara yazk! Ama imdi, Gorki'yi
gsterdiler bize. Allak bullak oldum. Vallahi alt st oldum! Siz... Siz ne
oldunuz bilmiyorum..."
Korotkov sahne diye kullandmz ykseltinin kysna doru bir adm
att, o gzel derin gzlerini azck kst:
"almak zorundayz arkadalar! ok baka bir biimde almak
zorundayz. Anlyor musunuz?

Anlyoruz! Anlyoruz!" diye bard ocuklar hemen. Korotkov


alklarla sahneden indi.
Ertesi gn bambaka ocuklarla karlatm. Byk ve nemli ilere
kalkm kiilere zg oflayp puflamalar, kafa sallamalar, ciddi yzlerle
insanolunun en eski miras olan o tembellii yenmek ii bilinli abalar
harcyordu hekes. Umutlarn, beklentilerin en sevin verici olannn, insan
kiiliinin deerinin ucunu yakalamlard.

i
|
!
f

HASAT BAYRAMI

387

HASAT BAYRAMI
Maysn son gnleri, birbiri ardna yenilikler getirdi bize: Avluda
tertemiz sprlm alanlar, yeni kaplar, pencereler, akhavada yeni,
gzel kokular, her yerde yepyeni bir ruh vard. Tembelliin son kalntlar
da bir kenara braklyordu. Utkumuzu kutlayacamz bayram gn,
ilerlerde bir yerlerde panldamaya balamt bile. Manastr tepesinin
barsaklarndan, saysz hcrelerinden, gemiin son rk kokulan da
havalanyor, yakc yaz rzgnyla umaya, ook ok uzaklara, tarih
plnn bir karanlk kesine atlmaya hazrlanyordu. Rzgnn ii
imdi daha da kolaylamt, nk o eski, kaim duvarlar, karma
mfrezelerin iki hafta sren youn almalan sonucu ortadan kaldrlm
bulunuyordu. Frtna, Mari ile, yeni yeni kendilerine gelmekte olan ve
Komutanlar Kurulu tarafndan Peygamber iei, Papaz ve Kartal
Yavrusu gibi uygun adlarla kte geirilen Kuryaj atlan, tula ve beton
kahntlanm, en iyi deerlendirebilecekleri yerlere byk ve ie yarar
paralan domuzluun ina edilecei alana, kkleriyse yol yapmnda
kullanlmak zere eitli yrelere ya da bykl kkl ukurlara
tadlar. Trmk, krek, el arabas gibi gerelerle silahlanm olan baka
karma mfrezeler, baymmzda almalar yaparak ekime elverili geni
setler oluturdular, var olanlan genilettiler, temizlediler, aa vadiye
inmeyi salayacak yollar yaptlar, merdivenler kazdlar. Borovoyun
birliiyse, bayrn, eitli setlerinde ya da uygun yerlerde kullanlmak
zere bir yn sra yapt, ya da var olanlan onard. Bahemiz giderek
byyor, gkyznn daha byk blmleri grnr hale geliyor, yakn
eVredeki aalklarla uzaklardaki maviliklerin oluturduu geni bir
ufuk, bizi dev bir ereve iine alyordu.
Bayr ve tepelerde olduu gibi bahede de, toplumsal eitim milyonlanm oktan eritmi bulunuyorduk; gzel kadnlarn sade, kendi
halinde kocalannda grlen trden bir kiilie sahip, sessiz, dalgn bir
adam olan bahvanmz Mizyak ocuklann da yardmyla bahemizin
sam solunu dzeltmekte, kylan yeilliklerle izilmi yollar
oluturmakta, manastr kaldrmlarndaki moloz talan, gzelce bir kenara
ymaktayd.
Avlunun kuzey tarafnda, domuz ahrmzn temeli atlm bulunu-

388

YAAM YOLU n

yordu. Domuz ahrmz, blmeleri, yemlikleriyle adna yakr bir ahr


olacaa benziyordu. ere, dnyaya geldiine piman havalarm brakmt,
saa sola saldrmyordu artk. O da Arimet sarholuuna kaptrmt
kendini, nk otuzu akn karma mfreze, her gn ie gitmekteydi ve
biz, elimizde korkun bir gcn bulunduunun bilincine varmtk. te
o gnlerde, ere'nin ie, almaya gsterdii korkun aln boyutlarn
kavradm. alma hrs onu bsbtn zayflatmt i vard, ii vard
ama ii ve iiyi ynlendirecek adam says bu iki eyle doru orantl
bir art gstermemiti. Edvard Nikolayevi, uyku saatlerini azaltt,
abalarm arttrd, admlarn hzlandrd, kahvalt, le yemei, akam
yemei gibi baz gereksiz iler gnlk izlencesinden kard ama gene
de yapmak istediklerinin tmn yapmaya vakti yetimiyordu.
ere, yz hektarlk topraklarmzda, eskilerin alt ylda tamam
layabilecei ilerin, alt haftada tamamlanmasn ngryordu. Tarlalarn
otlarm temizlemeye byk mfrezeler gnderiyor, nerdeyse gze
grnmeyecek kklkteki otlarn yolunmasn istiyor, kendi ltlerine
uygun klkta ortaya kmam rnlerin ekili olduu topraklan srdr
srdriiveriyor, onlann yerine deiik trden rnler ektiriyordu. Ke
sinlikle dmdz izgiler iinde kalan gereksiz otlardan arnm, ve Endls
Kral ya da falan prensesi gibi tabelalarla sslenmi alanlar, tarlalara k
sayordu. ere benim eitbilimsel drt istemimi doyurmak iin, tar
lalarmzn karsndaki yolun kenanndaki alann ortasna bostan ek
timi iti. Komuanlar Kurulu bunu ok yararl bir nlem olarak kabul etmi,
Lapot da hemen, zel bir bostan mfrezesi oluturmak amacyla bu greve
lyk bir kdemliler listesi hazrlamaya koyulmutu.
ere'nin omuzlanna korkun bir i yknn binmi olmasna karn,
gl temizlemek zere bir karma mfreze oluturmay baardk. Karabanov bu mfrezenin komutam oldu. Deni Kudlati'nin kendilerine
verdii ve ort denmeye bin tank isteyen kuma paralanyla rtlm
krk plak, suyu boaltmaya balad. Dipte ok ilgin eyalar, rnein
tfekler, revolverler, baklar bulundu.
"nsan arasa pantolon da bulur burada," dedi Karabanov. "Bana kalrsa
pantolonlan da frlatmlardr buraya, nk dman pantolonsuz sus
turmak daha kolaydr."

HASAT BAYRAMI

389

Silahlan amurdan karmak zor olmad, ama amuru (adan karmak


hi de kolay deildi. Gl baya bykt ve amuru kovalarla alp tama
teskerelerine boaltmann sonu gelmiyordu. Ancak drt at ie kotuktan
ve bu i iin zel olarak kefedilmi bir tahta teskereye baladktan
sonradr ki, amur gze grnr lde azalmaya balad.
Karabanov'un "kinci Karma z e l MfrezesTnin almasn izlemek
harikulade gzel, elendirici bir olayd. Tepeden trnaa amura bulanm
ocuklar, birer Zenciyi andnyorlard; kimin kim olduunu anlamak ok
gt; bir araya toplandklannda, bilinmedik, uzak bir lkeden gelmi
izlenimi uyandnyorlard. almalarnn nc gnnde, bizim corafya
blgemizde grlmesi olanak d bir manzaraya karlamak ayncalna
kavutuk: ocuklar, akasya, mee ve daha baka egzotik aa yap
raklarndan oluturduklan birer sanat eseri ksack yerli etekliini
kalalanndan atlandra sallandra ie gittiler. stelik, gerdanlar, bilekler
ve ayaklar eit eit teller, sa paralan ve demirlerle sslenmi bu
lunuyordu. Birou, aa dallarndan birer burun halkas, vida, civata
ve kk ivilerden kpeler yapmay bile baarmt.
Bu Zenciler, ne Rusa ne de Ukraynaca biliyorlard elbet ve birbirleriyle, hibirimizin duymad ve bir Avrupal iin pek yabanc olan
grtlaktan gelme sesler ve lklarla kendini belli eden bir yerli diliyle
anlayorlard. Hele, bu zel ikinci karmann yelerinin bu dil araclyla
birbirleriyle anlamak yle dursun, koyu sohbetlere giritiini, gln
derinliklerinin btn gn dayanlmaz bir amatayla dolduunu grmek
bizi bsbtn artt. Zenciler, bellerine dek amura batm bir halde
avazlan ktmca banyorlar, clk amurda ekirge ya da aylak gibi
ordan oraya zplayveriyorlard.
tekiler gibi kapkara ve pnl pnl olan Karabanov'un da salan alrnna
yapm, amurdan grnmez bir haldeydi; kara gzlerini, iri beyaz gz
ukurlannda dolandra dolandra ve o korkun dilerini gstere gstere
banyordu:
"Karamba!"
Ayn lde vahi dzinelerce gz ak, Karabanov'un bilezikli kolunun
gsterdii yne bakyor ve gzlerin sahipleri balann aa yukan
sallayarak komut bekleme durumu alyordu bunun zerine.
"Yihuuu!" diye hayknyordu Karabanov.

390

YAAM YOLU H

Vahiler, youn, yabanl kalabaln ortasndaki bir amur ukuruna


lgnca dalyor, ekirge srayyla lklarn ve hamlelerini ele
tiriyor, bir tonluk youn, ar bir amur topan kyya ekiyorlard.
Bu budunbilimsel heyecan, akam zeri, btn Topluluun bayr
mzda dinlenmeye ekildii ve plak delikanllarn, Karabanovun
"Kafalarn uurun!" buyruunu bekledii an, dorua kard. te o anda,
bu buyruun duyulmasyla korkun suratl Zenciler, kana susam bir
halde, kendilerini "Beyazlarn" zerine atarlard. Beyazlar, korku iinde
avluya karlar, kek suratlar, kap aralarndan, atlaklardan dary
gzlerdi. Ama siyahlar, "Beyazlar" hibir zaman yakalayamad ve neyse
ki, yamyamlk olay grlmedi; yabanllar, Rusa bilmese de, ortal
pisletmenin kendilerine dar kmama cezas getireceini ok iyi anlam
bulunuyorlard.
Yabanllar, bir kez yalnz ve yalnz bir kez Ukrayna'nn bakenti
Harkov evresinin beyaz nfusu zerinde gerek bir izlenim brakma
ansna eritiler.
Bir akamst, lk, yamursuz bir gnn sonunda ufkun bat
yakasnda, simsiyah bir frtna bulutu belirdi. Boz yelesini gzda verir
bir havayla dalgalandra dalgalandra savuran bu bulut, hzla gkyzne
yayld, bir gmbrt kopard ve ardndan bizim tepeye saldrd. Bizim
ikinci zel karma, onu byk bir sevinle karlad, gln dibi utkulu
haykrlarla nlad. Bulut, btn ar toplaryla Kuryajn zerinde
gmbrdedi ve o gksel salncan iplerini aresiz kopararak duman
duman tten fke kasrgasn, yamurunu, gk grltlerini ve
imeklerini zerimize boaltt. kinci zel karma, buna kulaklar sar
eden lklarla, karmaann tam gbeinde lgn bir dans gsterisiyle
karlk verdi.
te, tam helkesin mutlu bir esriklie dald o anda, telal, hogrsz
bir Sinenki, yamur sicimlerinin oluturduu bir a iinde bayrda grnd
ve tiz birka tehlike notas ttrd. Yabanllar, dans kestiler ve birden
unuttuklar Rus dilini anmsayverdiler.
"Ne diyorsun sen? Ha? Nerede? Bizde mi?
Sinenki, borazanyla Podvorki'yi gsteriyor, "beyaz" Topluluk
yeleriyse avludan akn alan geliyor, gln kar kysna yollanyorlard.
Kydan yz metre kadar tede, bir kulbe, enlik atei gibi cayr cayr

HASAT BAYRAMI

391

yanmakta ve trene katlanlar, dinsel bir sayg sergilercesine ciddi bir


havayla evresinde dnenmekteydiler. Krk Zenci, reisleri nderliinde
yanmakta olan kulbeye kotular. Birka ihtiyarla korkulu kadn annda
olay yerine varan ocuktan oradan uzaklatrmaya abalyor, ikonalardan
nlerinde bir duvar oluturuyorlard. Sakall bir ihtiyar yle haykrd:
"Siz ne kanyorsunuz? Yangn Tann kard, Tann sndrecek
tir!"
Ama sakaln sahibi, sana soluna bakndnda, tm teki dinibtnlerle birlikte, Tannnn itfaiyecilik yapmaya pek niyeti olmadn,
ve ilerin, Tanrnn yardmyla bu ktcl glere teslim edildiini kabul
etmek zorunda kald: Karaderililerden oluan byk bir kalabalk,
aputlann bellerinden aa vahi vahi sallandrarak, madeni ss
eyalarn ngrdatarak ve de yabanl lklan atarak alevlerin ortasna
daldlar. Burunlarna bal ubuklarla arplm ve irkin peremlerle
talanm yzlerinde kukudan eser yoktu bu garip yaratklarn,
kuttrene katlm dinibtnlerin zerine ulllanp onlan cehennem
alanndan uzaklatrmaktan baka amac olmasa gerekti. Yal kadn ve
erkekler, tiz lklar ata ata dn bir yana daldlar, ellerindeki ikonolan
kollarnn altna sktrdktan gibi evre sokaklara daldlar. ocuklar,
hemen kendilerini ahrlara attlar. N e yazk ki olan olmu, hayvanlar br
dnyaya gmt. fkeden kpren Semyon, eline geirdii bir kalasla
pencerelerden birini krd ve eve girdi. Bir dakika sonra kr sal ve sakall
bir kafa pencerede grnd, Semyon, ierden banyordu:
"Aln bu ihtiyan burdan..."
ocuklar ihtiyan dan kardlar, Semyon, alevlerden grnmeyen
bir baka pencereden nemli, yeil baheye adad. Karaderililerden biri
araba getirmek zere Toplulua kotu. Kara bulut, douya kaymt bile,
gkyznde bir geminin ardnda brakt kpklere benzer kara bir iz
oluturmutu. Anton Bratenko apkm'n srtnda Topluluktan geldi.
"Araba imdi gelir. Mujikler nerde? Neden burda bizim ocuklardan
baka kimse yok?" htiyan gelen arabaya koyduk ve ardndan Toplulua
yollandk. Kaplann ve allardan yaplma bahe duvarlannn ardndan
korkuyla gerili yzler bize bakyor, hepimizi gzleriyle lanetliyorlard.
Topluluktaki disiplinin oralarda onayla karland yolunda
sylentiler duyuyorduk geri ama, ky halk, genel olarak bize kar
kaytszd.

392

YAAM YOLU H

Cumartesi-Pazar gnleri, avlumuz dindarlarla dolard. Kiliseye


ounlukla yalnz ihtiyarlar gelirdi; genler, kilise duvarlar evresinde
volta atmay yelerlerdi. Bizim karma beki mfrezemiz, bu trden bir
dinsel grev yerine getirme iine son verdi bunlar Tanrlarla m
grmeye geliyorlard yoksa bizimle mi? Salt bu kutsal ayinler iin
oluturduumuz zel mfreze, kollarnda mavi bantlarla ayin sresince
grev yapyordu. Bu nbetiler, dindarlara iki seenekten birini semeyi
nerdi:
"Ya kiliseye girin, ya da avludan km. Buras piyasa yeri deil!
ounluk avludan kmay yeledi. Biz, din kart bir seferberlik
balatm deildik. Tersine, maddeci gr benimseyenlerle idealist
gr benimseyenler arasnda belli ilikiler bile vard.
Kilise Kurulu zaman zaman bana gelir, ortak cephemizi etkileyen ufak
tefek sorunlara zm bulmada yardmc olmam isterdi. Bir keresinde,
kurul yelerine, duygularmdan birkam dile getirmeden edemedim.
"Bakn, dedeler!" dedim. "Neden u eyin... u kutsal emenin
yanndaki kiliseyi kullanmyorsunuz, ha? Sa solu, ii d totemiz imdi,
pekl iinizi grr!
Yurtta Mdr! dedi ihtiyarlardan biri. O kilise deil, kilisecik!
Onu nasl kullanrz? Mihrab da yok... Hem, burda sizi rahatsz m
ediyoruz yani?
Avlu bana lazm, dnecek yerimiz yok burda. uraya bak! Her eyi
ykayp paklamz, boyam, badanalamz, u sizin kirli, harap kiliseniz,
grnm bozuyor. Siz braksanz, be dakikada ykarm bu harabeyi;
be on gn iinde de yerine gl fidanlar dikeriz!"
Sakall ihtiyarlar glmsedi nerim holarna m gitmiti yoksa?
"Ykmak kolaydr," dediler. "Ama yapmak zordur. Kih-kih-kih!
yz yl nce yapld bu grdnz kilise, ve alnteriyle kazanlm bir
yn kapik harcand yapmnda, siz de kalkm, Ykveririm,' diyorsunuz.
Dinin mrn doldurduunu sanyorsunuz, deil mi? Ama sabredin,
sabredin, dinin lmeyeceini greceksiniz... bilen bilir..."
htiyar kilise yneticisi, papaz koltuuna rahata gmlm otu
ruyordu, sesi, Hristiyanln ilk gnleri geri gelmi gibi, n n tyordu,
ama bir baka ihtiyar onun sylevini yanda kesti.

HASAT BAYRAMI

393

"yle konuma, van Akimovi. Yurtta mdrn bir kt niyeti yok,


kendi ilerinin gerektii gibi yrmesini salamaya alyor. Ama orada,
hani u bize nerdiiniz yerdeki kilise ok kk. Hem, oras lanetlen
mi....
Kutsal su serpseniz mesele kalmaz," dedi ordan Lapot.
htiyar bozuldu.
"Kutsal su her zaman ie yaramaz, evlat, dedi sakaln kayarak.
Demeyin? Nasl oluyor peki? Neden?
Nedeni medeni yok, evlat! rnein sana kutsal su serpsek, ie
yaramaz, deil mi?
Doru. Herhalde yaramaz.
Bak grdn m! Yaramaz elbet! Kutsal suyu nerede kullanacan
bileceksin.
Papazlar bilir mi peki?
Bilir, elbet bilir evlat!
Kendilerine neyin yarayacam bilir onlar, dedi Lapot. te siz de
bunu bilmiyorsunuz! Dn bir yangn vard. ocuklar olmasayd, ihtiyar
bir adam yana yana lecekti. Kmr olacakt yani.
Tanr yle istedi diyecektik. Belki de Tanr onun gibi bir ihtiyarn
yanp kl olmasn istemitir.
Yani ocuklar ii bozdu..."
htiyar bir iki ksrd, grtlan temizledi.
"Sen bu konulan konuacak kadar bymedin daha evlat, dedi.
yle mi dersiniz?
te... N e var ki o dediiniz kk kilisede mihrap yok... Olsay
d..."
htiyarlar, Hristiyanca bir alakgnlllkle bize veda ettiler ve
gittiler. Ama ertesi gn, kilisenin duvarlarndan iplerin, kaylarn sarkt
grld; bunlara bal geni keresteler zerinde iiler ellerinde kire
kovalanyla zar zor durmaya abalyorlard. Kilise duvarlan konusundaki
szlerimden utandklanndan mdr, dinin canlln kantlamak iste
diklerinden midir bilinmez, kilise kurulu yapnn badanalanmas iin drt
yz ruble aynvermiti. te bizim ilikilerimizin etkisi bir keresinde byle
kendini belli etmiti!

394

YAAM YOLU H

ocuklar, kiliseyi ok merak ediyorlard. Kkler, benden "kilisenin


iinde ne olup bittiini grme izni" kopanncaya dek yakam brakma
dlar.
"Bana bakn serserilik yok!" diye uyard onlar Jorka. "Onlar ikna
yoluyla, yaamn yeniden kurulmas amalaryla etkilemeliyiz, serserilikle
deil."
Olanlar baya alnd bu szlerden.
"Biz serseri deiliz ama, deil mi?
Hem, bakn, orda kimseye hakaret etmek falan yok, tamam m?
ok dikkatli olmalsnz. Her eyin bir yolu var yani, deil mi? Bakn,
byle..."
Jorkamn, uyanlarm daha ok yz anlatm ve el hareketleriyle dile
getirmesine karn ocuklar sylenmek isteneni anlamlard.
"Anlyoruz... Sen merak etme."
Ama bir hafta kadar sonra yz buruuk yal bir papaz bana geldi
ve kulama u szleri fsldad:
"Size bir ey syleyeceim, Yurtta Mdr! ikayet ediyor deilim,
hayr, ocuklarnz bir ey yapm falan da deil, ama anlarsnz ya... ayini
bozuyorlar... biraz ters kayor yani... Biliyorum, ellerinden geleni
yapyorlar, kendileri yok, Tannlan var, ne yalan syleyeyim... Ama gene
de kiliseye gelmeseler iyi olur.
Yaramazlk yapyorlar ha?
Yok efendim, yok! Tann korusun! yle bir ey yaptklan yok!
Yaramazlklann falan grmedik, ne yalan syleyeyim! Ama, yani, ksa
pantolonlarla geliyorlar, balannda da o apkalar... Bazlan ha kanyor
hem de, ama sol elle ha karlmaz ki? Yani... Doru drst ha
karamyorlar. Salanna sollanna bakmyorlar, nereye bakacaklarm
bilmiyorlar. Hani... bazen mihraba yan dnyorlar, bazen arkalann
dnyorlar. Onlara ilgin geliyor olanlar, tamam, ama gene de buras
Tannnn evi yani... dua etme yeri... ocuklarsa dua etmenin anlamn
bilmiyorlar, yol yordam bilmiyorlar, Tann korkusu tanmyorlar. Mihraba
saygyla yaklayorlar, tamam, ama ha- eye bakyorlar, ikonalara do
kunuyorlar, ve durmadan mihraba bakyorlar, mihraba kp cemaate bile
baktlar hatta. Biraz ters yani..."

HASAT BAYRAMI

395

Kk Pederi yattrdm, bir daha onu rahatsz etmeyeceimize sz


verdim ve toplantda u aklamay yaptm:
"Kiliseye gitmeyin ocuklar, papaz ikayeti."
ocuklar bu szlerimden alnd.
"Neden gitmeyecekmiiz? Bir ey yapmadk ki! Giden olursa, saa
sola baknp kyor kiliseden. Papaz yalan sylyor!
Neden ha kardnz peki? Nenize gerek ha karmak? Siz
Tannya inanyor musunuz ki?
Onlara hakaret etmeyin demediler mi bize, dediler. Ayin srasnda
ne yaplacan ne bilelim biz? Orda, ayakta duruyorlar, duruyorlar, sonra
birden pat diye diz kyor, ha karyorlar. Bizimkiler de onlar
alnmasn, rahatsz olmasn diye ayn eyi yapmak gerek diye dn
dler.
yi, gzel, artk oraya gitmeyin.
Tamam, gitmeyiz... Ama orda amma da gln eyler sylyorlar,
deil mi! Herkes ayakta kazk kesiliyor. N e zorlan var sanki? Hani o
blmenin ardnda... yani, ne derler ona, altar mdr, mihrap mdr nedir,
ite orda hallar m istersiniz, gzel kokular m... yle temiz ki... Bir de
papaz grecektiniz, oraya kyor, ellerini havaya kaldryor...
Grecektiniz...
Sen mihraba m ktn bakaym?
Ee, ktm tabi! Ordan geiyordum, adam birden ellerini havaya
frlatt, bir eyler syledi. Ben yle durdum, hibir ey yapmadm, o da
dedi ki, 'Git, git bakaym olum, ekil yolumdan!' dedi. Eh, ben de gittim,
ne yapaydm?...
ocuklar, Gustoivan'n kiliseyle ilgili grlerini merak ediyorlard
aslnda Bir keresinde ayine baya katlm, ama d krklna uram
bir halde kiliseden kmt. Lapot sordu:
"Sen diyakos mu olacaksn!
Gustoivan glmsedi. "Yo-oo, dedi.
Neden?
nk... ocuklar diyor ki, bu devrime kar gelmektir diyor...
Sonra... urda, kilisede hibir ey yok ki... Resimler var, o kadar..."
Haziran ortalarnda, Toplulukta her ey yerli yerine yerlemi, dzen
salanm bulunuyordu. Ayn sonunda elektrik santral almaya balad,

3%

YAAM YOLU n

gaz lambalar depoya kaldrld. Ksa bir sre sonra da, musluklarmzdan
sular akmaya balad.
Temmuz on bete, ocuklar yatakhanelerine yerleti. Karyolalar, kendi
demir atelyemizde adeta yeniden yapld, yeni dek ve yastklar
hazrland, ama battaniye alacak paramz yoktu, o eski pl prtlarla
rtnmek zorundaydk. Herkese birer battaniye almak iin on bin ruble
gerekliydi. Komutanlar Kurulu sorunu tekrar tekrar ele alyor, ama hibir
zaman Lapot'un u szlerle dile getirdii karara varmaktan te gi
demiyordu:
"Battaniye alrsak, domuzluu tamamlayanlayz. Domuzlar bat
taniyelerden daha nemli!
Yazm battaniyeler salt grnm kurtarmak iin gerekliydi, ama gene
de herkes Hasat Bayramnda yatakhanelerin gzel grnmesi isteiyle
kavruluyordu. Kusursuz yaam tablomuzdaki tek eksik nokta, battani
yeden yoksun bulunmamzd.
Derken ans yzmze gld.
Kalabuda Toplulua sk sk gelir, yatakhaneleri, onarm almalarn
denetler, o derinden gelme sesiyle ocuklarla ene alard. avdarnn
hasada hazr olduunu renince de sevinten drt ke olmutu. Ka
labuda, Topluluktaki ocuklan ok seviyordu.
"Bizim kadnlar orda dr dr edip duruyorlar," diyordu. "u byle
olmayacakm, bu yle olm ayacakm ! N eyin nasl olmasn istediklerini
bilsem, yreim yanmaz! ocuklar canla bala alyorlar, ellerinden
geleni yapyorlar, hepsi de iyi ocuklar, genlik kolu yeleri. Herhalde
sen onlann canm skyorsun, ha?"
Ne var ki, gnlk sorunlar konusunda scak bir ilgi gsteren Kalabuda,
battaniye sz ald m, dilini yutard. Lapot, Sidor Karpovie eitli
alardan yaklap duruyor, onu kkrtmaya abalyordu:
"Aah, ah! derdi rnein Lapot. "Bizden baka herkesin battaniyesi
var. N eyse ki Sidor Kapovi bizden yana. Bak greceksiniz, o bize ne
gerekirse verecek!"
Bu szleri duyan Kalabuda, ban evirir homurdanmaya balard:
"Amma da akgz bunlar yani... Sidor Karpovi bize verirmi..."
Lapot gene bir punduna getirdiinde, yaknmasnn tonunu yle
inceltmi olarak onu etkilemeye alrd rnein:

HASAT BAYRAMI

397

"Bizi Sidor Karpovi bile kurtaramyor! Ah zavall Gorki'liler


aah!"
Ancak bu yumuak saldn da bir sonu vermedi. Ama Sidor Kapovi
ne de olsa biraz tedirginleti.
Bir akam zeri, nee iinde Toplulua geldi, tarlalan, genel durumu,
geleceimizi, domuzluu, domuzlan vmeye balad. Yatakhaneleri
gezerken yataklann dzeltilmi, camlarn ayna gibi tertemiz, yerlerin
silinmi olmas, kabank yastklarn uyandrd scaklk duygusu houna
gitti. Tertemiz araflarn bu gz kamatran plakl gerekten de
insann cann skyordu, ama ben de adamcazdan durmadan battaniye
istemekten bkmtm. Kalabuda da yatakhanelerden aynlrken skkn
grnyordu.
"Allah kahretsin!" dedi. "Bu ocuklar battaniye ister! Ama nerden
bulacaz, nasl alacaz?"
Kalabuda'yla birlikte avluya ktmzda hemen hemen drt yz
ocuk sra olmu duruyordu. Akam cimnastiine hazrlanyorlard. Pyotr
vanovi Gorovi, Topluluun cimnastik kurallar uyarnca buyruu
verdi:
"Yoldalar! Dikkat! Selam ak!
Yzlerce el birden havaland, ve bizden yana dnm yzlerden oluan
sralarn tepesinde kmltsz durdu. Davulcular takm selam notalarn
gmbrdetti. Gorovi, Kalabuda'nn nnde hazrola geerek tekmil
verdi:
"ocuklara Yardm Kurulu Bakam Sayn Yolda! Gorki Top
luluunun yz seksen dokuz yesi cimnastie hazrdr. grevli,
alts nbeti karma mfrezesinde, ikisi hasta listesinde olmak zere on
bir kii yoktur."
Eski bir svari olan Pyotr vanovi kenara ekildi, Sidor Karpovi'in
gzlerinin nne, cimnastik dzeni gerei drder drder aralkl sra olmu
esiz gzellikte bir Gorki'li saflan serdi. Sidor Kapovi, heyecandan
byn burmaya balad, birden grlmedik bir ciddilie brnd,
elindeki denei yere vurdu ve kaim sesiyle bara bara onlan se
lamlad:
"yi akamlar, ocuklar!"

398

YAAM YOLU n

yz seksen neeli, gen sesin, n n "yi akamlar Yolda!" diye


barmas zerine glen gzlerini krptrd. Ve kendini tutamayarak
gld, biraz utanm bir havayla yle haykrd:
"Ulan namussuzlar! Nasl da liliyorlar selam vermesini! Onlara bir
iki ift szm var!
Rahat!"
ocuklar sa ayaklarn ne aldlar, iki ellerini arkalarna geirdiler,
hafiften sallandlar ve Sidor Kapovi'e glmsediler.
Sidor Karpovi, elindeki sopay bir kez daha yere vurdu ve parmam
bir kez daha bynda gezdirdi.
"Sylev ekmeyi pek sevmem ocuklar, biliyorsunuz. Ama gene de
sizinle konumak istiyorum. ok iyi ocuklarsnz, bakn yznze
sylyorum, ok iyi ocuklarsnz! Her eyi, kendinize zg bir biimde,
bir iiye yarar biimde yapyorsunuz, ok da gzel oluyor, bakn
yznze sylyorum eer bir olum olsayd, sizin gibi olmasn
isterdim. Siz kadnlarn szne kulak asmayn. te, yznze
sylyorum... Bu yolda devam edin. Ben eski bir iiyim, bu ileri bilirim!
Bizim yolumuz yntemimiz byledir. Doru yoldasnz. Biri kp da,
byle deil derse, kulak asmayn, kendi yolunuzda ilerleyin! lerleyin,
anladnz m? te, sylediklerime inandm kantlamak iin... ite,
yznze sylyorum: Size battaniye vereceim, stnze rtmeniz iin
birer battaniyeniz olacak artk!"
ocuklar anszn krlm bir kristal bardak gibi yakn evreye sald,
sralarndan koptu ve bize doru koutular. Lapot ileri atld, elini kolunu
sallaya sallaya haykrd:
"Yaasn Sidor Karpovi!"
Gorovi'le ikimiz kenara ekilmeyi baardk. ocuklar Kalabuda'y
havalara kaldrdlar, birka kez atp tuttular, sonra alt okka toplant
odasna tadlar. Kalabuda'mn bastonu kalabaln tepesinde kule gibi
sivriliyordu.
Toplant odasnn kapsnda onu yere braktlar. Heyecanlanm, yz
solmu bir durumda olan Sidor Karpovi beceriksiz hareketlerle stn
ban dzeltti, ellerinden birini bir cebinden karrken birden yzn
bir aknlk brd. Bu srada Taranets karsna dikildi:
"Buyrun, saatiniz, czdannz, ve ite bunlar da anahtarlarnz.
Drm mym? diye sordu Kalabuda akn akn.

HASAT BAYRAMI

399

Dmediler, dedi Taranets, yani dm esinler diye el koydum


onlara.. Bazen der de yani, anlarsnz ya..."
Kalabuda deerli eyalarn Taranets'in elinden ald, Taranets, ka
labaln arama kart.
"Ne ocuklar yani! Vay canna! Vay canna be!"
Birden glmeye balad.
"Sizi gidi yaramazlar! u ie bak, ha! Vay canna! Nerde u... u 'el
koyan' delikanl?"
ok heyecanlanm bir halde Topluluktan ayrld, kasabaya yolland.
Bu olay izleyen gn, brosuna gittiim Sidor Karpovi beni souk bir
umursamazlk iinde karlaynca nerden geldiimi ardm. Dayal deli
odasnda yzme bile bakmadan masasnn ekmecelerini kartryor,
defterinin sayfalarm eviriyor ve burnunu siliyordu durmadan.
"Battaniyemiz yok, dedi. Hi yok.
Parasn ver yleyse, alnz.
Para var m peki... para da yok. Hi para yok. Sizin btede bat
taniye yok ki hem?
Dnk olay neydi peki?
Eee, ne olmu dn? Konutuk, tamam. Konutuk, orda kald. Hibir
ey yoksa yarataym m?"
Kalabuda'nn evresel koullarn dndm, Danvini dndm,
elimi apkamn siperine dokundurdum ve topuklarmda dndm.
Sidor Karpovi'in ihaneti haberi Toplulukta tepkiyle karland.
Galatenko bile fkelendi:
"Ne adam yani! yle ey olur mu? Bir daha bu Toplulua admn
atamaz ama. Bir de diyordu ki, 'Kavun karpuzlar olunca gelirim,' diyordu.
Bostanda nbet tutmazsam bana da Galatenko demesinler!"
Ertesi gn, Hakem Kuruluna bir dileke yazarak ocuklara Yardm
Kurulu Bakann davet ettim. Sorunun yasal bir zorunlulua dayan
madm, ancak siyasal adan davaya gereke oluturduunu ne srdm:
Bir ynetici sznn eri olmalyd, buna gz yummamak gerekirdi.
Gel gr ki, iki gn sonra Lapot'la ikimiz Hakem Kuruluna arldk.
Kalabuda, krmz rtl hakem masasnn nne dikilmi, bir eyler
kantlamaya alyordu. Ardnda, evre"nin teki temsilcileri bulunuyor,
boyunlar krk, byklan zenle dzeltilmi d a n bu kiiler, aralannda
fsldayorlard. El gzleri ve ok kaim kalanyla dikkati eken, siyah

400

YAAM YOLU H

bir kyl gmlei giymi bakan, masann zerindeki bir kda elini
yaym duruyordu.
"Bir dakika, Sidor!" dedi. "Ak syle, battaniye vereceine sz verdin
mi?"
Kalabuda kzard ve kollarm iki yana at.
"eyyy... Battaniye sz edildi! Sz verdimse ne olur?
Sra olmu ocuklarn nnde hem de?
Evet, ocuklarn nnde. ocuklar sra olmutu...
Seni omuzlarna aldlar m, havaya frlattlar m?
ocuk deil mi! Omuzlarna da aldlar, havaya da frlattlar, fi
limden ne gelir?
k paralan!
Efendim?
k paray dedim! Battaniyelerin verilmesine karar verilmitir."
Yarglar glmsedi. Kalabuda, "evre"sine dnd, ben onlara
gsteririm gibilerden bir eyler syledi.
Birka gn bekledik, sonra Zadorov, Kalabuda'ya gitti. Ya battaniye
ya da para alacakt. Sidor Karpovi, Zadorov'u odasna almam. Malzeme
mdr u aklamay yapm:
"Neden yasal yollara bavurdunuz, anlamyorum! Ayp deil mi?
Bu iler byle mi yaplr? Siz byle mi davranrsnz? imdi karmza
km ya para ya battaniye diyorsunuz. Hakem Kurulunun karan da
elimde. te, grdnz m?
Eee, yani?
Yanisi manisi yok! Bir daha buraya gelmeyin ltfen! Belki karan
temyiz ederiz? Ya da en iyi olaslkla, gelecek yln btesine alrz. Sanki
urdan bakkaldan drt yz battaniye alp size veriverecekmiiz gibi p
diye geliyorsunuz! Buras saygm bir devlet dairesidir, oyuncak deil!"
Zadorov ylgn bir durumda kasabadan geldi. Btn geceyi Ko
mutanlar Kuruluyla hararetli bir tartma yaparak geirdik, sonunda
Ukrayna Hkmet baknna bir dileke gndermeye karar verdik. Ama
ertesi gn ilk bakta ok yaln ve doal grnen bir baka k yolu
bulundu. Bu, ocuklar iin ylesine beklenmedik, ylesine elendirici
bir zm yoluydu ki, herkes glmekten katlyor, sevin iinde atlayp
zplyordu. Kalabudanm Toplulua gelecei an herkes iple ekiyordu

HASAT BAYRAMI

401

imdi. ocuklar onunla yz yze ve kendi yntemlerince konuacaklard.


Bulunan zm uydu: ocuklara Yardm Kurulunun bankadaki cari
hesabna haciz koyulacakt. ki gn geti. Gene o yksek tavanl odaya
arldm. ki kiinin sabilecei bir koltukta, bir keresinde krk rublelik
retmenleri neden beenmediimi renmek isteyen sinekkayd tral
yolda oturuyordu. Yanaklar zevkten deil de bambaka bir nedenden
kzarm bulunan ve broda volta atmakta olan Kalabuda'y izlerken
sinekkayd tral yanaklar honutlukla parlyordu.
Kapda dikildim, hibir ey demedim. Parlak yanald yolda, glmesini
zar zor tutarak yaklamam iaret etti.
"Gel hele! Bu ne demek oluyor? Bunu nasl yaparsn be kardeim?
Hi olur mu! Hacizin kaldrlmas gerek, yoksa anlyor musun, kendi elini
kendi cebine sokturmuyorlar adamn. Para verdirmiyorlar! Sizden
ikayeti. Onun iin gelmi buraya. 'almak istemiyorum, Gorki
Topluluunun mdr bana hakaret etti,' diyor."
Ben gene sesimi karmadm. Sinekkayd tralnn sz nereye ge
tirmek istediini anlamaya alyordum.
"Hacizi kaldracaksnz, dedi ciddi ciddi. "Ben byle haciz grmedim
mrmde!"
Derken birden makaralar koyverdi adam, koltuunda kvrana kvrana
glmeye balad. Kalabuda ellerim cebine soktu ve pencereden dar
bakmaya koyuldu.
"Hacizi kaldracak msnz yani? diye sordum.

imdi, mesele ne biliyor musun, kaldrma yetkim yok benim


Duyuyor musun Sidor Karpovi, benim yasal yetkim yok! Ben ona hacizi
kaldrmasn sylerim, o da bana 'Olmaz!' diyebilir, anlyor musun.
Cebinde bir ek defteri var sanyorum. Yaz bir ek, olsun bitsin... Ne
kadard, on bin mi? te, bu kadar..."
Kalabuda pencerenin nnden ayrld, ellerini cebinden kard, kzl
byklarm okad ve glmsedi.
"Ama ne namussuz o bacakszlar! diye nledi. "yle deil mi ha?"
Yanma geldi, omuzuma vurdu:
N e gzpek adamsn yani! Afferin be! Bizim gibilere bylesi gerek!
Biz neyiz, biliyor musun, bir avu brokrat! yi ettin! Bizim gibilerin
hakkndan gelmek gerek!"
Sinekkayd tral yolda bir kez daha katla katla glmeye balad,

402

YAAM YOLU H

hatta, byk bir abayla mendilini karp gzlerinden gelen yalan bile
sildi. Kalabuda, sonra glmseye glmseye cebinden ek defterini
kard, eki yazd.
Hasat bayram 5 Temmuzda kutland. Bu bizim en eski bayram
larmzdan biridir, o gn takvimimizde tatil gn olarak yazldr, ve
kutlama trenleri, oktan saptanmtr. Ama bu kez, btn "askeri"
operasyonlann bitmi olmas nedeniyle, Topluluu sergileme fikri ar
basmaktayd. Bu fikir, en birincisinden en sonuncusuna dek btn
ocuklar sarmt, yle ki, bayram hazrlklanna balamak iin herhangi
bir buyruk karmak gerekli olmad, hazrlklar, tek bir amaca ynelikti:
her ey birinci snf olacakt. imdi aa yukan her eyimiz tamamd.
Yataklanmz yepyeni krmz battaniyelerle sslenmiti. Gln yzeyi
ayna gibi parlyordu, tepemizin bayrlarnda, gelecein meyvalklann
oluturacak yedi yeni geni set vard. Her ey elden geirilmiti. Silanti,
domuzlan kesmekte, Butsai'nin karma mfrezesi ssleri, sloganlan as
maktayd.
Temmuzun ikisinde, on nc mfreze bayramlk giysilerim kuanp
Jeveli'nin bakanlnda kasabaya davetiye datmaya gittiler.
Bayram gn, kaldrlacak olan yanm hektar avdann ekili olduu
alann evresi bayraklarla iaretlenecek, tarlaya giden yol, bayrak ve
taklarla sslenecekti. Kabul kurulu iin giri kapsna kk bir masa
konmutu. Gle inen yamacn tepesine, alt yz kiilik yemde masalan
yerletirilmiti. Ve tatl bir rzgr, beyaz masa rtlerinin kelerini,
vazolarndaki iekleri ve yemekhane kurulu yelerinin beyaz ceketlerinin
eteklerini hafif hafif kmldatyordu.
Krmz ksa pantolon, beyaz gm lek ve geni kenarl Kafkas apkalar
kuanm olan Sinenki'yle Zayenko, apkn'la Mari'nin zerinde, bahe
kapmza alan yolun aasnda nbet tutmaktaydlar. kisinin de
omuzlanndan, gerek tavan tyyle evrelenmi beyaz pelerinler dal
galanyordu. Vanya Zayenko bir haftann iinde on dokuz sinyalimizi
de ezberlemi bulunuyordu. Borazanclar mfrezesi komutan Gorkovski,
bayram sresince borazanc ba olma onurunu hakl olarak ona balad.
Delikanllarn borazanlan omuzlarna aprazlamasna asl beyaz saten
bir kordelaya balanmt.
Saat tam onda, Rizhov istasyonundan gelen ilk konuklar bayrn

HASAT BAYRAMI

403

eteklerinde grnd. Bunlar, Hakov Genlik Kolunun temsilcileriydiler.


Atllar, borazanlarm havaya diktiler. Saten kordelalar omuzlarndan
sarkmaktayd. Atlarn zerinde dimdik doruldular, ve U kez hogeldin
sinyalini ttrdler.
enlik balamt. Konuklar, kapdaki kabul kurulunu oluturan kollan
mavi bantl delikanllar tarafndan karlandlar. Konuklarn gsne,
bir kordelayla balanm avdar baa ilitiriliyor, her birine, dnyann
en nazik diliyle hangi mfrezenin masasnda arlanacaklanm belirten
ve de o mfrezenin komutannn imzasn tayan karlar sunuluyordu.
Konuklar Toplulua buyur edildiler, bu arada yokuun balad
yerden esiz atllanmzn bir hogeldin borusu daha ttrd du
yuldu.
Avlu ve Topluluk binalan, konuklarla dolmaya balamt. Harkov
fabrikalarnn temsilcileri, Blge Yrtme Kurulu alanlar, Halk Eitim
Mdrl ilgilileri, komu kylerden gelenler, gazeteciler yryerek
gelirken, otomobiller, kapmza Jurinskaya, Yuryev, Klayamer, Bregel,
Yolda Zoya ve de sinekkayd tral dostumuzu tamaktayd. Kalabuda
da Ford'uyla gelmiti. zellikle bu ama iin bir araya gelen komutanlar
Kurulumuz karlad onu, hemen arabasndan indirdiler ve havalara attlar.
Sinekkayd tral, otomobilin br kapsnda glmseyerek ayakta
duruyordu. Kalabuda'nn ayaklan yere dedirildiinde, sinekkayd tral
sordu:
"imdi niye havaya frlattlar seni? Bu sefer ne kopardlar?
Kalabuda fkelendi.
"Onlar koparacak ey bulmaz m? Bedavaya alt okka yapar m bunlar
adam?
Deme yahu? imdi ne sz verdin?
Traktr... onlara bir traktr veriyorum, bir Fordson. Haydi, kaldrn
bakalm haylazlar, ama baka zrnk koklatmam haa!"
Kalabuda bir kez daha omuzlara alnd, havalara frlatld, sonra
ocuklar onu bir yerlere gtrdler. Topluluk avlusu az sonra, bir ka
sabann ana caddesi kadar kalabalklat. ocuklarmz, dme deliklerine
ilitirilmi ieklerle, avlumuzun patikasnda yeni gelenleri gezdiriyor,
onlan arlyor, kiraz dudaklanyla onlara glmsyor, arada bir bazen
utanga, bazen ltl glmsemeler sunuyorlar, parmaklan ve gzleriyle
unu bunu gsteriye', konuklan uraya buraya gtryorlard.

404

YAAM YOLU n

Saat tam on ikide, Sinenki'yle Zayenko at srtnda avluya geldiler,


eyerleri zerinde eilerek Nataa Petrenkoyla gizli bir grme fsldatlar ve bu grmenin sonucu olarak Sinenki, en akrak konuklarla
Topluluk yelerinden oluan kmeler arasnda yol aa aa iftilik alanna
srd atm. Bir an sonra utkulu bir genel toplant borusu duyuldu. Tm
teki sinyallerimizden bir oktav daha yksek olan bu notalar tarlala
rmzda nlad. Vanya Zayenko hemen ayn notalar yineledi. ocuklar,
konuklarn brakp meydana koumaya baladlar, borazann son notalar
Rizhov'a varmadan hepsi tek sra olmutu bile. Bu arada Mitya Nisinov,
tabanlarn savura savura, elinde yeil bayrakla sol tarafa geti, ve btn
yrekleri heyecanla doldurdu. Utkumu bedenimin her noktasnda duy
maktaydm o anda. Mavi beyaz kordelalar oluturan bedenlerini iek
yataklarnn nne dizen sevinli, genlik fkran delikanllar, gzleri,
zevkleri ve davranlaryla insann dgcne meydan okuyor, bir araya
gelmi insanlar topluluuna kar bir sayg duygusu uyandryordu.
Byklerin, ocuklara kar byle davranmas gerektii inancyla Topluluk
yelerini gerekten ocuk yerine koyarak onlara hogrl, alakgnll
glmsemeler sunmakta olan konuklarn yzleri birden ciddileti ve
herkes dikkat kesildi. Ardmda duran Yuryev, sesli sesli yle dedi:
"Bravo Anton Semyonovi! Aferin valla!
ocuklar, kusursuz olmak abas iinde sralarn elden geldiince
dmdz tutuyor, arada bir de yan gzle bana bakyorlard. Her eyin
tmyle hazr olduunu grnce buyruu verdim:
'
"Dikkaat! Selam dur!"
Duvarn kesinde, admlarn selam marnn tempolarna uydurarak
yryen Nataa grnd hemen; ardndaki sancak takmm sa kanada
gtrd.
ocuklara bir iki sz syledim, bayramlarn kutladm, utkularm
kutladm.
"imdi, en iyi iilerimiz sfatyla, birinci hasad yapacak olan
Burun'un komutanlndaki sekizinci karma mfrezeyi selamlayaca
z!"
Bir kez daha selam borular ald. Sekizinci karma mfreze, bizden
uzakta bulunan tarlamzn ardna dek ak kapsndan ieri girdi. Mf
rezenin bamda Burun vard, Topluluun alma mfrezelerini kanc

|
(
s

j
|
\

|
i
|

HASAT BAYRAMI

405

kezdir ileriye doru uygun adm yrten deneyimli Burun. Beyaz pa


patyalarla sslenmi ba keskin bir orakla trmk onun o Herkl
omuzlarnda ykselmekteydi. Burun'da ok grkemli bir gzellik vard
bugn, ancak bunu yalnz ve yalnz ben tam anlamyla grebiliyordum
kukusuz, nk onun, canl bir tablodaki en nemli kii olmakla kal
madn, yalnzca gze ho grnen bir Topluluk yesi olmadn, ama
her eyden nce ve en nemlisi, peinde kimi yrtmekte ve onlar nereye
gtrmekte olduunu iyi bilen etkin bir komutan olduunu, yalnz ve
yalnz ben biliyordum. Burun'un dingin, sert izgili yznde nndeki
grevle ilgili u dnceleri okuyordum: bugn, yarm saat iinde, yarm
hektar alandaki avdan bimek zorundadr o. Konuklar bunu grme
mektedir, konuklarn grmedii bir ey daha var: bugn, biicilerin
banda bulunan bu komutan, bir tp rencisidir ve bizim taburlanmzm
inandncl ite burdan gelmektedir. Burun'un ardnda, drder drder
sra olmu on alt kii, gene bembeyaz gmlekler giyinmi, gene ieklerle
ssl oraklar kuanm olarak yrmektedir. On alt (ak! Saymak ne
kolay! Aralannda ka tane utkulu isim var Karabanov rnein, ZadoroV, Belukhin, Schneider, Georgievski! En akadaki sra yeni Gorki'lilerden olumakta: Voskoboynikov, Svatko, Perets ve Korotkov.
Oraklan on alt kz izliyor. Hepsinin bamda ieklerden rlme
birer ta var, ve her birinin yreinde gzel gnlerden rl birer ta
yeermi durumda. Bunlar, biilen avdar baaklann demet yapacak
lar.
Sekizinci karma mfreze tam bize yaklarken, ikier ift atn tkr
mkr ektii iki bime makinas kapmzdan girdi. Atlann yeleleri,
dizginler, bime makinalannm baklan, hep ieklerle donatlm.
Makinalann iki yanndaki atlarda da birer src var. Anton Bratenko,
birinci makinamn, Gorkovski kincinin src yerine oturmu. Bime
makinalanndan sonra atlann ektii trmk ilerlemekte, ardnda Galatenko'nun, Topluluun en tembel ocuu, Komutanlar Kurulunun, gk
demeden kendisine Sekizinci Karmada yer alma dln verdii Galatenko'nun srd su arabas. te, hii, ama hi enmeden su deposunu
ieklerle donatm Galatenko. Depo falan deil 1, mis kokulu bir iek
bahesi. Bakn bakn, tekerlerin parmaklan bile ieklerle sslenmi!
Galatenkonun ardnda, alayn sonunu simgeleyen kzl ha cankurtaran

406

YAAM YOLU II

arabas grlyor. Dizginlerde Smena, yani bime srasnda olabilecek


tm kazalara kar gerekli ilkyardm gerelerini hazrlayan gen!
Sekizinci Karma, ocuklarn oluturduu srann karsnda durdu.
Lapot, sradan kt ve onlara unlar syledi:
"Sekizinci Karma mfreze! yi birer genlik kurulu yesi, iyi birer
topluluk yesi ve yolda olduunuzu kantlamanz nedeniyle, Topluluk
sizi, ilk baaklan bime onuruyla dllendirmi bulunmaktadr. Bu ii
gereince yerine getirin, ve gen yelerimize nasl altnz, nasl
yaadnz bir kez daha gsterin. Komutanlar Kurulu sizi kutlar ve
komutannz Yolda Burun'un hepimizin komutan olmasn rica
eder!"
Bugn yaplan btn konumalar gibi bu konumay da kimin
hazrladn kimse bilmiyordu. Bu tr konumalar her yl ayn
szcklerden oluuyordu ve Komutanlar Kurulu tarafndan hazrlanmt.
Bu nedenledir ki, zel bir heyecanla dinleniyorlard. Burun bana gelip
elimi sktnda ve ardndan, gerekli geleneksel szleri sylediinde, btn
ocuklar soluklarn tutmutu:
"Mdr yolda, Sekizinci Mfrezeye iba yaptrmama ve bu
ocuklan yardmc olarak gtrmeme izin veriniz."
Bu szlere ben de u beklenen yant verdim:
"Yolda Burun, Sekizinci Karma Mfrezeye iba yaptr ve bu
ocuklan yardmc olarak gtr."
O andan sonra Burun, Topluluun komutan olmutur. Gerekli birka
buyruu verecek, ve bir dakika sonra btn Topluluu "leri mar!"
komutuyla peinde gtrecektir.
Bime ve hasat makinalan, sancak takmnn ardnda yer ald, onlann
ardnda btn bir Topluluk yrmekte, onlanysa konuklar izlemekteydi.
Bu sonuncular, genel dzene uydular, sra oldular ve uygun adm
yrdler. Kalabuda benim yanmda yryordu. Sinekkayd tral yoldaa
u szleri sylediini duydum:
"Allah kahretsin! u kr olas battaniyeler olmasayd, imdi ben de
omuzuma ora atp onlann yannda yryecektim!"
Silanti'ye bamla bir iaret yaptm, uarcasna gerelerimizin bu
lunduu kulbeye kotu. Daha nceden saptanm olan yanm hektarlk
alana vardmzda, Burun Topluluu durdurdu, gelenek d bir ara verdi
ve ocuklara unlan syledi:

HASAT BAYRAMI

407

"Sidor Karpovi Kalabuda'y, Zadorov'un Sekizinci Kanna mf


rezesinde beinci orak olarak atama nerisi alnmtr. Kar olan?
ocuklar gld ve alklad. Burun, ieklerle sslenmi ora Silantiden ald, Kalabuda'ya uzatt. Sidor Karpovi, bir delikanl evik
liiyle ceketini kard, tarlay evreleyen yeil otlarn zerine att, ora
kapt.
"Saolun!"
Kalabuda, Zadorov'un alaynda beinci orak olarak yerini ald.
Zadorov, iaret parmam ona uzatarak bir uyanda bulundu:
"Dikkat edin ha, oranz topraa saplamayn. Bizim mfrezeye
hakaret etmi olursunuz!

Bak hele sen! dedi Kalabuda. Bilmiyorsanz reteyim hatta nasl


orak sallanacan!"
ocuklarn oluturduu sralar, tarlann kenarna dizildi. Sancak, ilk
avdar demetinin balanaca noktada dalgalanmaktayd. Burunla Nataa
sancaa yaklarken, ocuklanmm en k Zoren, hazrola geti.
"Dikkk-kaaat!"
Burun ora sallad. Birka orak darbesinden sonra, Nataa'nn ayaklan
dibine uzun sapl avdar baaklanndan bir tepecik yd. lk biilen
baaklardan Nataa ba yapt. Birka usta hareketle, ilk demeti
balayverdi. ki kz, demete renk renk ieklerden oluan bir elenk
astlar, eilip dorulmaktan ve baar sarholuundan yz pespembe
olan Nataa, demeti Burun'a verdi. Burun, demeti havaya kaldrd ve
gnn komutannn azmn iine bakmakta olan bask burunlu, ciddi
suratl Zoren'e u szleri syledi:
"Bu demeti benim elimden al, bydn zaman benim kazandm
bu onuru, ilk demeti bime onurunu elde edebilmek iin oku ve al."
Gururlanma sras Zoren'deydi imdi. St dalnda tnemi bir tarla
kuu gibi n n ten bir sesle yantlad onu:
"Saol, Gria! Bydm zaman ilk demeti bimek ve onu en gen
Topluluk yesine vermek iin okuyacam ve alacam."
Zoren demeti ald, altnda hemen hemen grnmez oldu. teki
kkler, ieklerle bezenmi el arabalanyla annda yanna geldiler, Zoren
bu deerli armaan, ieklerle dolu yatana yatrd.

408

YAAM YOLU H

Davullar tarlalarda grledi. Sancak ve ilk avdar demeti sa kanada


tand.
Burun buyruunu verdi:
"Oraklar ve demetiler! Yerlerinizi aln!"
ocuklar daha nce saptanan yerlere koutular, tarlann drt bir yanm
kuattlar. Sinenki, derin bir soluk ald, borazanm kaldrd ve i borusunu
ald. Bu sinyal zerine on yedi orak bime makinalanna yol amak
zere birer oraklk alan bie bie tarlann evresinde yrdler.
Saatime baktm, be dakika olmutu, oraklar, ii bitirdiklerini be
lirtmek zere oraklarn havaya dikmilerdi bile. Demetiler, biilen
baaklan arabuk baladlar, kenara koydular. Bundan sonra trenin
en kritik an geliyordu. Anton'la Vitka, ve de besili, tmarl atlar,
hazrd.
"lerii, mar!"
Bier dverler hazrlanan biili alanlara getirildiler. Bir iki saniye
iinde avdar baaklan arasnda zikzaklar izerek ilerlemekteydiler.
Burun, gzlerini ve kulaklann drt am, onlan izliyordu. Son birka
gndr, bu konuda Anton'la ere arasnda hayli tartma yaplm, de
falarca elden geirilip onarlm olan makinalar, tarlada ikier kez de
nenmiti. Ya atlar inat edip de yrmeseydi, ya makinanm birden bo
zulaca tutsayd da almasayd, ne olurdu, Tannm, ne korkun olurdu!
Ama Burun'un yz yava yava gevedi. Bier dverler, ken
dilerinden beklenen makina seslerini kararak tkr tkr ilemekte, atlar
dnemelerde bile teklemeden salma salma ilerlemekte, ocuklar,
eyerlerin zerinde kmltsz oturmaktaydlar. Bir tur, bir tur daha, tamam,
iler yolunda. nc turun banda, bier dverler yani biiciler alay,
yanmzdan byk bir gururla, rzgr gibi geti.
Ciddi yzl Anton, Burun'a seslendi:
"ler yolunda Komutan Yolda!"
Burun, sra olmu duran ocuklara dnd, oram havaya kaldrd:
"Dikkk-kaat! Dur!"
ocuklar ellerini yanlarna drdler ama ilerindeki her ey kml
kmld, kaslan kendilerini zor ttuyordu adeta.
"Tarlayaaa, ko!"

HASAT BAYRAMI

409

Bunn oran indirdi. yz elli ocuk bir anda tarlaya dald. Elleri
ve ayaklan biilmi baaklar arasnda panldyordu. Glyor, itiip
kakyor, birer lastik top gibi zplaya zplaya baaklan demetliyor, bime
makinalannm ardna taklyor, iki kiilik kmeler halinde demetlerin
zerine atlyor, kendi mfrezeleri iin demet kapyorlard.
"Bu on beinci mfrezenin! Hayr, bu dokuzuneunun!..."
Konuklar, katla katla gldler, yanmza gelen Kalabuda, Bregel'e
ciddi ciddi bakt.
"Bir de kalkm ne diyorsun... unlara bak!"
Bregel glmsedi.
"Tamam, bakyorum. ok gzel alyorlar, hepsi en akrak, ama
alt taraf i yapyorlar!"
Kalabuda anlalmaz sesler kard, ama Bregel'e hibir ey sylemedi.
Sinekkayd tralya fkeli fkeli bakt:
"Bu kadnla konumann anlam yok!" dedi.
Mutlu ve heyecanl grnen Yuryev, elimi skt ve Jurinskaya'ya yle
dedi:
"Ama, unlara bak yani! Dnsene! Yani. Neden bilmem ok
heyecanlandnyor bu ocuklar beni. Tamam, bugn bayram, i gn deil,
tamam ama... Ne, biliyor musun, emein gcn gryor insan.
Anlyorsun, deil m i!"
Sinekkayd tral yolda elebi baklarla Yuryev'e bakt:
"Emein gc m? Hh! Olabilir! Ama imdi, emekleri, gleri
kanrmamn ne lemi var? Bak, benim houma giden ne, biliyor musun,
ocuklar mutlu, belli bir dzen kurmular ve almay renmiler. ok
iyi bir balang. Vallahi ok iyi bir balang! Siz ne dersiniz Yolda
Bregel?"
Bregel bir ey demeye frsat bulamad, nk o srada Sinenki, tam
nmzde apkn'm dizginlerini tutmu, cikliyordu:
"Beni Burun gnderdi... Demetleri yyorlar. Herkes demet ynlannn bana!"
Demetlerin oluturduu tepelerin evresinde durarak marmz
syledik. Semra baz konumalar yapld. Bazlan iyi, bazlan kt
konumalard belki, ama hepsi de itendi, ve konuanlann hepsi de,
duygulu, gzel insanlard; festival, ocuklar, gkyznn yaknl,
tarladaki ekirgelerin sesleri duygulandrmt yreklerini.

410

YAAM YOLU H

Tarladan dnnce hekes yemee oturdu. Kim daha byk, kim daha
gen, kim daha nemli demedik, hep birlikte kurulduk masalara. Bugn,
Yolda Zoya bile akalar yapyor, kahkahalar atyordu.
enlikler, ge vakte dek srd. eitli top oyunlar, elim sende, krebe
oynand. Kalabuda'nm gzleri baland, eline uzun bir ip verildi, elinde
kk bir anla onu artan ocuu yakalamas istendi. Sonra konuklar,
glmzde yzmeye buyur edildi. Bundan sonra ocuklar meydanda
kk bir konser verdiler, arklar sylediler. Bu gsteri, gelecek be yln
kendilerine getirmesini istedikleri eyleri dile getiren uyakl bir arkyla
balad. ocuklar, yeni bir atelye, tepeyi batan ayaa kaplayacak bir
meyvalk ve, eer olabilirse... elektrikle alan dev bir salncak is
tiyorlard.
"iir", u umutlan dile getiren dizelerle bitiyordu:
K aslarm z olmasn otom obil lstii
Yartrn onlarla su verilm i elii.

Gln kysnda hava fiekler attktan sonra konuklanmz Rizhov


istasyonuna uurladk. Otomobiller daha nce yola kt. Sinekkayd tral
yolda, bana veda ederken unlan syledi:
"Eee yolda Makarenko, siz bu yolda yrmenize bakn!

Tamam, diye selam aktm ben de. Bu yolda yrmeye bakaca


m!

YAAM SRP GDYOR


Ve gene amansz, ama sevin dolu gnler balad. Kh kaygl, kh
utkulu gnler, yaammzn geleceini ok nceden belirleyen byk
bululan ve atlan nemli admlan bile ou kez faik etmemizi engelleyen
kk felaketlerle ya da byk utkularla dolu gnler birbirini izledi. Ve
gene, eskiden olduu gibi ar iler, byk abalarla dolu bu gnlerde,
ve zellikle de dingin akamlarda, kafalarda bir yn dnceler bil
lurlat; gn boyu kafamzda dolaan dnceler, akamlan zenle bir
araya getirildi, ve gelecein o knlgan, belirsiz izgileri, giderek elle
tutulur hale geldi.

YAAM SRP GDYOR

411

Ama gelecek dediimiz zamana vardmzda, onun hi de krlgan


olmadm, onu kaba ve gl ellerle evirip evirebileceimizi grdk.
Yitirdiimiz frsatlara yanmakla vakit yitirmeden, baarszlklarmzdan
ders alarak deneyimlerle zenginlemi bir yaam srmeye devam ettik,
artk yanllar yapmamaya, yaptmz yanllan dzeltmeye altk.
Gene eskisi gibi eletirici gzler zerimizden eksilmedi, srekli olarak
denetlendik, yanl yapmamamz gerektii bildirildi durmadan, doru
drst davranmamz gerektii sylendi, kuramdan uzaklamayn, unu
yle yapn, bunu byle yapn, unu bilin, bunu renin dendi...
Toplulukta, tkr tkr ileyen bir sanayi kurulmutu artk. Ne yaptk
yaptk, harikulade gerelerle donanm bir hzar atelyesi kurduk. Planya
tezgahmz vard, bk makinamz, dorama tezgahmz vard, hatta, ince
ilerde kullanlmak zere yepyeni bir tezgah bile yapmtk kendimiz.
Sipariler alyor, peinat tahsil ediyorduk bankada cari hesap ama
yrekliliini bile gsterdik inann!
Kovancla bile baladk. Bu yle kolay bir i deildir, byk zen,
sabrl aba ister ama raklmz uzun srmedi, bu iin de girdisini
ktsn reniverdik, bir de baktk, yzlerce kovanmz olmu. Mobilya
retiyorduk, ambalaj sandklan ve eitli tahta eya yapyorduk. Bir demir
eya atelyesi bile kurduk ama bu ite d krklna uradk.
Aylar geti. Drt bir yandan gelen saldrlardan korunmay baanyorduk; bazen yeni durumlara uyarlanyor, bazen boyun eiyor, bazen
grleyerek dilerimizi gsteriyor, bazen zehirli inelerimizi ortaya
kanyor, ou zaman, yolumuza kanlan an gibi sokuyorduk. Bylece
yaamay ve zenginlemeyi srdrdk.
Dosttan yana da zenginleiyorduk. Halk Eitim Komiserliinde bile
Jurinskaya ve Yuryev gibi gereki kafalara, hakllk duygusuna, skntl
ilerimizin aynntlan zerinde gerekten dnme isteine sahip kiiler
vard. Ama genel olarak toplumda, ynetim organlarndaki, basndaki
hatta iiler arasndaki dostlarmzn says daha da fazlayd. Bunlar, soluk
almamz olas klacak bir hava oluturuyorlard.
Kltrel almalanmz derinlere kk salmaya balamt. Oku
lumuzda alt snf vard. Esiz bir insan olan Vassili Nikolayevi Perski
aramza katld. Yzyllarn teknik bulgulan, sanat ve edebiyatla bezenmi
bir Don Kiot'tu bu. Cervantes'in yaratt bir tip olma niteliini hak

412

YAAM YOLU H

edecek denli zayf ve uzun boyluydu ayrca ve onun bu durumu, demek


almalarm rgtleme ve canlandrmada ok ie yaryordu. Yenilgi
tanmaz bir yaratc dyd Perski. Onun alglad dnyada iyi ve kt
ruhlar yoktu, diyemem geri, ama demek almas yapmak isteyenlere,
Don Kiotlardan bakasna bavurmamalarm tlerim. Her eyde bir
gelecek grme, bir para ktla fradan harikalar yaratma yetisi var
onlarda. Perski'nin nclnde duvar gazetesi karmaya balad ocuklar
hem de krk metre uzunluunda bir duvar gazetesi... Kartondan mo
deller hazrlamay, bunlar araclyla bombardman uayla keif ua
arasndaki ayrm grmeyi, madeni tahtaya stn tutmay ve btn bu
bilgileri damarlarndaki kann her damlasna sindirmeyi onun sayesinde
rendi ocuklar. Bu Don Kiotlar, bu trden almalar, heves, cokun
yetenek ve, yaratc sanatlarn etinde kemiinde bulunan temel elerin
yardmyla oluturmay ve ilerletmeyi biliyorlar. Perski'nin getirdii
gzellikleri burada aynntlanyla aktaracak deilim; yalnzca, akam
larmza yeni bir yaam soluu getirdiini, onlar tala, yapkan, ispirto
lambalar, testere gcrtlar, pervane vzltlar, koro konserleri ve pandomim gsterileriyle doldurduunu belirtmekle yetineceim.
Artk kitaplara ok para harcamaya balamtk. Mihrap krss
kitaplarmza, okuma odas, okurlarmza da dar gelmeye balad.
Baka eyler de oldu.
Bunlarn ilki bandoydu! Ukraynada, belki de Sovyetler Birlii'nde,
bu harikulade ii baaran ilk Topluluk bizimkiydi. Bu baar, Yolda
Zoya'nn, benim eski bir albay olduum yolundaki ilk sansn des
tekliyordu geri ama Komutanlar Kurulu ok mutluydu. Bir Toplulukta
bando takm kurmak gerekten de salam sinirler, byk sabrlar ge
rektiren bir iti geri, nk drt ay boyunca, bir trombon, klarnet ya da
kornet alan birinin oturmad bir tek sandalye, masa ya da pencere ii
grlmyecekti ve drt ay boyunca bu algclar kafalarmz davul
etmiti. Ama dedi. 1 Mays'ta, kasabaya kendi bandomuzun ardnda
girdik. Cokuyla taanlar, gzyalarn tutamayanlar grecektiniz!
Harkov aydnlarnn akn baklarm, ihtiyar kadnlarn, gazetecilerin,
sokak ocuklarnn gptal baklarn grecektiniz dostlar, grecek
tiniz!

YAAM SRP GDtYOR

413

kinci byk baaranz sinemayd. Bu olay, avlumuzun orta yerinde


kakl kalm olan kilise trbesiyle uramamza neden oldu. Kilise kurulu
yeleri, ellerini ovuturadursun, azlarna gelen gzda szcklerini
zerimize saldrtadursunlar, biz film gsterilerimizi tam akam ayininin
balad saate denk drdk; ayin am ald an, bizim gsteri
balyordu. Bu yzyllk an, yaamnda hi bu trden insanlar bir araya
getirmi olmasa gerekti. N e kadar da abuk uyuyordu herkes onun sesine,
grecektiniz! an alan kulolunun an kulesinden inmesi ve de pederin
kapdan girmesiyle, iki- yz kiinin toplant salonu kapsna mesi
bir oluyordu. Peder, papaz giysilerini kuanrken, sinema makinisti filmi
gstericiye takyor, Peder "Kutsal Kralln..." szlerini azna ald
anda makinist gsterime balyordu. Aramzda tam bir ibirlii vard
canm!
Bu ibirlii, Vera Berezovskaya iin zc sonular getirdi. Vera,
rencilerim arasnda, maliyeti ok yksek bir rn simgeliyordu; bizim
sanayinin varsaym cetvellerinin hibirinde ona yer bulamamtk!
Vera, bir sre bbrek anlan"ndan yakndktan sonra sesini solunuunu kesti ve vargcyle almaya koyuldu. Ama azck yzne
kan geldikten, eti budu dolgunlatktan sonra bizim Vera boyanmaya,
omuzlan, gzleri, yry ve ses tonuyla argan gsteriler yapmaya
balad. Belli belirsiz bir insan glgesi ardnda, karanlk kelerde sk
sk gzme arpyordu. Bir kulandan girip brnden kan uyanlarm
dinler grnrken, gzlerindeki huzursuz ve kurnaz gms prlty,
sesindeki yalanc seziyordum.
"Ne oluyorsunuz yani, Anton Semyonovi? nsan kimseyle konuamaz
m yani?"
Yeniden eitim iinde, hi kimse "deneyim geirmi bir kz kadar
sorun yaratamaz. Bir erkek ocuk ne denli uzun sre sokaklarda srterse
srtsn, yaad servenler ne denli karmak ve yasad olursa olsun,
eitbilimsel abalar karsnda ne denli byk diren gsterirse gstersin
azck bir zeks varsa gerek bir insan haline gelecektir. Bunun
nedeni, byle bir ocuun, gereklikte yalnz ve yalnz geri olmasndan,
gerekli llere uymasn engelleyen eksikliin her zaman iin ta
mamlanabileceinden ve iyiletirilebileceinden kaynaklanmaktadr.

414

YAAM YOLU H

Ama cinsel yaam erken yata, hemen hemen ocuklukta balam bir
kz, yalnz bedensel ve ruhsal olarak geri olmakla kalmaz, byk, karmak
ve son derece ac verici bir okun da kurbandr. ekingen bir ak
saklk, kstahlk, anlay ya da acuna duygulan yanstan bilgili
baklann hedefi olur. Bu baklar, sulama ykldr. Kzn, zntsn
unutmasna engel olurlar, ondaki alaklk duygusunun, sululuk duy
gusunun canl kalmasn salarlar. Bu sululuk duygusunun yan sra,
azck da ilkel bir gurur duygusu yaar kzn yreinde. teki kzlar, onun
yannda toydur daha, ocuktur hepsi, oysa kendisi, bugne bugn bir
kadndr, bakalan iin gizem olma durumunu koruyan bir eyi yaamtr,
erkekler karsnda gldr o, bu gcn tadn karmtr, onu tanm
ve uygulamtr. Kiinin, ac ve gurur, yoksunluk ve stnlk, sessiz
gzyalanyla slak geceler ve iveli yaklamlarla dolu gndzlerden
oluan bu karmak an iinde yerini bulmas, o yere smsk tutunmas,
yepyeni deneyler, yeni alkanlklar, yeni ustalklar oluturmas iin elik
bir iradeye gereksinimi vardr.
Vera'nm ahsnda, bu sorunlann tmyle birden karlam bu
lunuyordum. Kuryaj'a tanmamzdan sonra da beni ok zmt Vera,
ve daha balangta, kendi yaamnn iplerine pek ok dm katt,
dndrp dolatrd kukusunu duyuyordum. Onunla olan ilikilerimde
en byk ustalk gerektiren ey, bu kzla konumay baarabilmekti. ok
alngan ve kaprisli bir kzd, her zaman benden kaarak kendisiyle1
konumama engel olur, gider harman yerinde ya da bir baka kovukta
alar alar gelirdi. Bir de, onun srekli deien sevgililerine tkezlerdi
insan. Onun arkadalklarna son vermesi, pek bir sorun yaratmazd, nk
ekek arkadan yrei Komutanlar Kurulu nnde dikilmek ve Lapotun
u ansn yantlamak korkusuyla doluydu:
"Hazrola ge ve anlat bakalm!
Sonunda Vera Topluluk yesi ocuklarn diine gre olmadm anlad
ve ak servenleri iin daha salam bir taban aramaya koyuldu. Yz
sivilceli, suratsz bir gen olan ve ceketindeki san srmalan uygarln
vard en son noktann simgesi sayan Rizhovlu telgraf, onun dikkatini
ekti. Balangta Vera onunla korulukta buluurdu. ocuklar (lara orda
rastlar, kz paylard geri, ama onun bekiliini yapmaktan usanmlard.

YAAM SRP GDYOR

415

Lapot, yaplacak tek eyi yapt. Telgraf Silvestrov'u yalnz yakalad


ve ona yle dedi:
"Vera'ya asknt oluyorsun. Dikkat et, seni onunla evlendireceiz!"
Sarkk ve sivilceli suratn yana eviren telgraf, yle mrldand:
"Neden evlenecekmiim?
Bana bak Silvestrov, onunla evlenmezsen canna okuruz, bizi
bilirsin! Telsizinin ardnda gizlenemezsin bizden, baka kasabaya gitsen
bile bulur karrz seni!"
Btn uyarlan yokumsayan Vera, eline geirdii tm frsatlarda
buluma yerine koard. Yolda bana rastlarsa da yz kzarr, eliyle san
falan dzeltir, bir kou koparrd.
Ama sonunda, yazg bu iki gencin yakasna yapt. Vera bir akam
ge saatlerde broma geldi, krk yllk arkadamm gibi kendini bir
koltua yerletirdi, ayak ayak zerine att, kpkrmz kzard, gzlerini
aa indirdi, ama ba havalardayd. Saygl olmaktan uzak bir havayla,
yle dedi:
"Size bir ey syleyeceim.
Syle, dedim onun sesine yknen bir havayla.
Krtaj istiyorum.
Demek krtaj istiyorsun.
Evet, yle. Ltfen hastaneye sevk kd verir misiniz?"
Hibir ey sylemeden yzne baktm. Ban indirdi.
"te... bu kadar, dedi.
Suskunluumu bir dakika kadar daha korudum. Vera yan ak gzlerle
bana bakmaya abalyordu; bu baklar bana bu kzn utanmay tmyle
bir kenara braktn sylyordu; baklan,yanaklarnn rengi, konuma
biimi bu kanm doruluyordu.
"Bu kez ocuunu douracaksn," dedim souk souk.
Vera bana yan yan ve cilveli gzlerle bakt ve bam yle bir arkaya
att.
"Hayr, dourmayacam!"
Onu yantlamadm, masamn ekmecesini kilitledim, kasketimi bama
geirdim. Vera kalkt, ve ayn beceriksiz cilvelerle bana bakt.
"Haydi! Yatma vakti! dedim.
Ama ey... kt ne olacak. Pek vakit kalmad. Anlarsnz ya.

416

YAAM YOLU

Komutanlar Kurulunun toplant odasna getik, klar snkt,


durduk.
"Bak, sana ok ciddi sylyorum, ve karanm hibir ekilde dei
tirmeyeceim: artk ameliyat yok sana! Bebei douracaksn.
Aah!" diye bard Vera ve koarak dar kt, kapy grltyle
apt.
gn sonra, ge vakit kyden dnerken kapda karlad beni ve
yanm sra yrmeye balad. Aadan aldn ele verir bir ses tonuyla
konuuyordu bu kez:
"Anton Semyonovi, siz aka sanyorsunuz, ama bu iin akas
yok.
Ne istiyorsun?
Bilmiyormu gibi soruyorsunuz bir de! Hastane kd istiyorum
elbet, neden bilmezden geliyorsunuz?"
Onu kolundan tuttum, tarlalara inen yola doru ektim.
"Gel seninle konualm.
Konuacak hibir ey yok! Konumann ne yaran olacak sanki.
Bana kd verin, olsun bitsin!
Bana bak Vera, dedim bu kez. Bilmezden gelmiyorum, aka da
etmiyorum. Yaam, ciddi bir eydir, yaamla oyun oynamak yanl ve
tehlikelidir. Yaamnda ok ciddi bir olay oldu, k oldun. Tamam, gzel,
evlen delikanlyla.
Delikanlym! Evlen'mi! Ben evleneceim ha? yi valla! Sonra
da oturup ocuk bakacam, yle mi? Siz bana u kd versenize! Hem
kim syledi size k olduumu?
k deil misin yani? Dalga m geiyordun?
Gemisem ne olmu? imdi istediinizi sylersiniz tabi...
Bak, unu syleyeceim: Sada solda dalga gemene izin ver
meyeceim. Adamn biriyle yayorsun, imdi de anne olacaksn.
Bana kd verin!" diye haykrd Vera. Alad alayacakt. "Neden
benimle alay ediyorsunuz?
Sana kt vermeyeceim. Ve eer stelersen, konuyu Komutanlar
Kuruluna gndereceim.
Aman Tannm! diye bard Vera ve tarlann kysndaki otlara
gmlerek alamaya balad. Omuzlan zangr zangr titriyor, soluu
duracakm gibi kesiliyordu.

YAAM SRP GDYOR

417

Hibir ey demeden durdum orda. Galatenko bostandan geliyordu,


yanmza yaklat, otlarn zerinde yatmakta olan Vera'ya uzun uzun bakt,
sonra hi de nemli bir ey grmemi gibilerden bana dnd:
"Ben de burda ne tyor byle dedim. Vera alyormu meer!
Ashnda genellikle gler o. imdi de alyor, garip."
Vera sustu, ayaa kalkt, giysisini zenle temizi, orasn burasn
ekitirdi ve kollarm sallaya sallaya, yldzlara baka baka Toplulua
doru ilerlemeye balad.
"Kulbeye gelsenize Anton Semyonovi, dedi Galatenko. Size yle
bir karpuz vereceim ki, greceksiniz! Karpuzlarn kral! Daha birka
arkada da var, gelin."
Aradan iki ay geti. Yaammz, bakm onanm aksatlmam bir tren
gibi bazen hzl, rk bir kprden geerken yava, bayr aa
giderken frenlenmi olarak, yokular karken pofurdaya pofurdaya
ilerliyordu. Ve yaammzla birlikte, Vera Berezovskaya'nnki de yu
varlanp gidiyordu. Ama o, bizim trende kaak yolcuydu.
Kzn gebe olduunu ocuklardan gizlemek olanaksz hale geldi. Vera
gizini yakn arkadalarna am olsa gerekti; giz tutma konusunda kadn
ksmnn ne denli baarl olduunu herkes bilir. Aslnda bilmiyor
deildim, ama bu olayn gelime sreci iinde, ocuklarn ne kadar
anlayl olduunu bir kez daha grme frsatn buldum. Vera'ya ne
takldlar, ne de onu suladlar. Bizim delikanllarn gznde hamile
olmak ya da bir ocuk dourmak ne byk bir talihsizlikti ne de ayp.
Tek bir delikanl bile kalkp da Veraya hakaret etmedi, brakn hakaret
etmeyi, bu durumundan dolay yle yan bakmad. Ama telgraf Silvestrov'a kar tutumlar ok farklyd. Anlalan konu yatakhanelerde
enine boyuna tartlmt, karma mfrezeler nerde altysa toplana
salonunda, demek binasnda, harman yerinde, atelyelerde ya da iki
kiinin bir araya geldii her yerde eitli grler dile getirilmiti; nitekim
Lapot, pattadak bana bir karar bildirdi:
"Bugn kurulda Silvestrov'la konuacaz. tiraznz yok ya?
Benim yok, ama belki Silvestrov yanamaz buna.
Onu getireceiz. Bakalm ne biim bir genlik kolu yesiymi."
O akam Jorka'yla Volokhov, Silvestrovu getirdiler. Durumun
glnlkten uzak olmasna karn, ocuklar onu odann ortasna getirip

418

YAAM YOLU H

de, Lapot u szyle tabloya son fray atnca, gliimsemekten kendimi


alamadm.
"Dikk-kaat!"
Komutanlar Kurulundan d kopuyordu Silvestrovun. Bu korkun
kurumdan tek para halinde kurtulabileceini bilse, deil salonun ortasna
gitmek, deil orada hazrola gemek, bir masal kahraman gibi, devi fareye
dntrmeye, ya da bir bilmece zmeye, en olmadk snav vermeye
raz olurdu ocukcaz. Ancak olaylar hi de beklendii gibi gelimedi.
yle ki, zm g bilmeceyle uramak durumunda kalan taraf,
Komutanlar Kurulu oldu, nk Silvestrov, hazrolunu bozmadan yle
mrldand:
"Topluluk yesi yoldalar, neden benim hakkmda byle kt eyler
dnyorsunuz? Ben bir serseri miyim yani? Evlen onunla diyorsunuz.
Evlenmem diyen mi var? Ama kz evlenmek istemiyorsa ben ne ya
pabilirim?"
Bu szler zerine Lapot ayaa frlad, "Kz istemiyor ha?" diye
haykrd. "Kim syledi bunu sana?
Kendisi syledi. Vera syledi!
Tamam, getirin kz buraya. Zoren!
Tamam!"
Zoren saniyede utu kapdan dar ve iki dakika sonra dnd, ban
o anda Vera'nn bulunduu uzak bir noktadan yana kaykltarak, Lapot'a
yantn verdi:
"Gelmiyor! Ben ona syledim... Dedim ama, 'defol' diyor bana."
Lapot baklarm tm kurul yeleri zerinde gezdirdi ve Fedorenko'da
durdurdu. Fedorenko dnceli bir havayla yerinden kalkt, alkanln
verdii bir zensizlikle selam akt ve alak sesli ama dolu dolu bir
"Tamam!" dedi, kapya yolland. Kapda Zoren'le arptlar, Zoren
korkun bir grltyle merdivenlerden yuvarland. Silvestrov'un yz
kire gibi olmutu, orada, salonun ortasnda put gibi duruyor, baklaryla
derisini yzen ocuklar izliyordu.
Fedorenko'nun arkasndan kotum, ona avluda yetitim.
"Sen dn, Veray ben getireceim."
Fedorenko sessizce bana yol verdi.

YAAM SRP GDYOR

419

Vera, yatann zerine oturmu, sabrla ikence ve infaz bekliyor,


elindeki iri beyaz dmelerle oynuyordu. Zoren avlanacak hayvan
gsteren gerek bir av kpei gibi kzn karsna gemi havlyordu:
"Git! Vera! Kalk git! YoksaFedorenko... Git! N'olurgit!" Sonra ince
sesini fsltya dntrd: "Bak, gitmezsen Fedorenko seni kucanda
gtrecek."
Zoren birden benim geldiimi fark etti, durduu yerde, mavimsi bir
esinti brakarak kat gitti.
Vera'nn yatana oturdum, ortalarda dolaan iki kza bamla iaret
ederek kmalarn syledim.
"Silvestrov'la evlenmek istemiyor musun?
Hayr.
yi, evlenme yleyse. Bu senin hakkn."
Hl dmelerle oynamakta olan Vera, bana deil de, dmelere:
"Herkes evlenmemi istiyor. Ama istemiyorsam n'olacak! Bana
ameliyat izni karn!
Olmaz.
Evet, olur! Ben yasalar biliyorum, ben istiyorsam, sizin buna engel
olmaya yetkiniz yok.
Artk ok ge.
Olsun, ge olsun.
Artk geti. Hibir doktor buna izin vermez.
Pekl verir! Benden iyi mi bileceksiniz! Sezaryen ameliyat di
yorlar...
Sezaryen ne, biliyor musun?
Biliyorum tabii! Beni kesecekler, hepsi bu.
Bu ok tehlikeli ama. lebilirsin.
lrsem lrm! ocuk dourmaktansa leyim daha iyi. Ayrca,
lmem!"
Elimi dmelerin zerine koydum. Baklarn yasta evirdi.
"Bana bak Vera! Doktorlar da yasalara uymak zorundadr. Sezaryen
ameliyat, yalnz ve yalnz kadnn dourmasnn sakncal olduu du
rumlarda yaplr.
te, benim dourmam sakncal!
Hi de sakncal deil. Bebeini douracaksn!

420

YAAM YOLU n

Elimden kurtuldu, yataktan kalkt, elindeki dmeleri fkeyle yatan


zerine frlatt. "DouramamiBebek istemiyorum! Bak, sylemedi demeyin, asarm
kendimi! Ya ti gle girer boulurum, ama bebek mebek istemiyo
rum."
Kendini yatan zerine att, alamaya balad.
Zoren yatakhaneye dald.
"Anton Semyonovi, Lapot soruyor, Vera'y beklesinler mi? Silvestrov
n'olacak diyor?
Syle Lapot'a Vera evlenmeyecek.
Silvestrov n'olacak?
Gnderin gitsin!"
Zoren grnmez kuyruunu sallad, kapdan imek gibi kt.
Ne yapacaktm imdi? Ka bin yldr insanolu u yeryznde
yaamaktayd da u ak meselelerini bir dzene koyamamlard! Romeo
ve Juliet, Othello ve Desdemona, Onegin ve Tatyaoa, Vera ve Silvestrov...
Ne zaman bitecekti bu sorunlar? Sevgililerin yreklerine balanacak
manometreler kacak myd bir gn, ampermetreler, voltametreler ve
otomatik yangn sndrcler kacak myd? Sevgililerin banda dikilip
"kendini asacak m, asmayacak m?" diye dnmeye ne zaman son
verilecekti?
fkem burnumda ktm Vera'mn yanndan. Kurul, gen
gndermiti. Kz komutanlarn beklemesini, onlarla Vera hakknda
konuacam syledim. Etine dolgun, pembe yanald Olya Lanova, biiyk
bir dostlukla dinledi beni.
"Doru," dedi. "Byle davranrsak kz ne yapacam aracak."
Olya'y dingin, akll baklarla izleyen Nataa Petrenko, hi ses
karmyordu.
"Sen ne diyorsun, Nataa?
Anton Semyonovi, dedi Nataa. Bir insan kendini asmay kafasna
koymusa, elden hibir ey gelmez. Onu durdurmak olanakszdr. Kzlar,
'ona gz kulak olacaz,' diyorlar, tamam, olacaz tabi, ama kapy tutsak
bacadan kaar yapacak olduktan sonra."
Ayrldk. Kzlar yattlar. Bense, oturup penceremde bir tk tk bek
lemeye koyuldum.

YAAM SRP GDYOR

421

Bu iimi birka gece srdrdm. Baz geceler, Vera'nn beni zi


yaretiyle balyordu. Bazen, alamaktan gzleri kan anana dnm,
zntden harap bir halde geliyor, karma oturup mahvolmu yaamna
degin binlerce fkeli yk anlatyordu bana. Benim acmaszlmdan,
baaryla sonulanm u kadar sezaryen ameliyatndan sz ediyordu.
Bu frsatlardan yararlanarak Veraya kendisinde azck olsun bu
lunmayan bilgiler vermeye abalyor, temel yaam felsefesinin baz
elerini retmeyi deniyordum.
"Ac ekiyorsun," diyordum ona, "nk doymakbilmez bir insansn,
obursun. Elence aryorsun kendine, vur patlasn, al oynasn istiyorsun.
Yaam uzun bir bayramdr, diyorsun, bedava bir tatil. nsan gelecek,
yiyecek iecek, arlanacak, dans edip oynayacak yalnz ve yalnz
kendi zevkini sefasn dnecek.
Peki sizce insanlar mr boyu ac m ekmelidir yani?
Bence yaam, sonsuz bir bayram deildir. Bayramlar, ok seyrek
olarak, arada bir gelir, yaamn byk bir blm, almayla geer, eit
eit insansal etkinlikle, grevleri yerine getirmekle geer. Bylesi bir
yaamda, senin o dinlence saydn yaamdakinden daha byk sevinler
vardr, daha nemli eyler vardr. Eskiden, almayan, yalnzca
elenmeyi bilen, akla gelmedik zevk dnyalarna dalan insanlar vard.
Biliyorsun ne yaptk onlara!
Evet, diye hkrd Vera. Sizce insan bir iiyse eer, yaam
boyunca ac ekmek zorundadr!
Neden ac eksinmi! alma ve abalarla dolu bir yaam da
sevin kayna olabilir. Bak, imdi bir olun olacak, onu sevmeyi
reneceksin, ailenin, olunun ilerini yapacaksn, karnlarn do
yuracaksn. Herkes gibi olacaksn, alacaksn, bazen dinleneceksin,
yaam budur Vera. Olun bydnde, onu yok etmene izin vermediim
iin beni kranla anacaksn."
Vera yava yava szlerime kulak asmaya, geleceini korkusuzca,
bkknlk duymakszn ele almaya balad. Topluluktaki tm dii gleri
seferber ettim, herkes Veraya kar zenli bir ilgi gstermeye balad,
kzlar ona yaamn daha da zel zmlemelerini yaptlar. Komutanlar
Kurulu Vera'ya ayr bir oda verdi. Kudlati kiilik bir komisyon
oluturdu, bu odaya eya, tabak anak ve eit eit dii vr zvn tatt.

422

YAAM YOLU H

Kk olanlar bile btn bunlara ilgi duymaya baladlar, ama elbet,


hoppalklarndan, ocukluklarndan syrlmay, yaama ciddi gzlerle
bakabilmeyi baarm deildiler. Bir gn Sinenki'yi yepyeni bir bebek
balyla yakalamamn tek aklamas bu olsa gerektir.
"Bu ne byle? Neden bunu bana taktn?"
Sinenki apkay kafasndan kapt kard, gs geirdi.
"Nerden buldun bunu?
Bu ey... Vera'mn bebeinin... balk yani... kzlar yapt...
Bebek balnn senin kafanda ii ne?
Hi. Geiyordum da...
Eeeee?
Geiyordum, baktm, orda duruyor.
Terzi atelyesinden geiyordun, yle mi yani?"
Sinenki, artk sylenecek szn kalmadm anlamt, sessizce ban
sallayarak yantlad beni, ban evirdi.
"Kzlar onu gerekli olduu iin yapm, sense alp yrtmaya, le
kelemeye, frlatp atmaya kalkyorsun, yle mi? Bu ne demek oluyor?"
Bu sulamalar Sinenki'nin gcn ayordu herhalde.
"Yok, Anton Semyonovi, balon nasl oldu. Ben aldm bal, Nataa
dedi ki, 'imdi ne yapacaksn bakalm,' dedi. Ben de dedim ki, 'Vera'ya
gtreceim,' dedim. O da, 'Peki,' dedi, 'al gtr yleyse,' dedi. Vera'mn
odasna gittim, baktm yok, dispansere gitmi. Siz de atacaktn di
yorsunuz...
Bir ay daha geti. Bu arada Vera bizimle barm, analk ilerine
dalmt. Sezaryen ameliyat isterken sergiledii tutkuyla ana olmaya
hazrlanyordu imdi. Silvestrov Toplulukta bir kez daha grld, imek
zekl Galatenko bile aknlk iinde ellerini iki yana at.
"Olamaz! imdi de evlenmek istiyorlar!"
Yaam srp gidiyordu. Trenimiz daha da canland, ve hzland; sevin
saan dumanlan imdi kahkahalarla dolu gnlerimizin geni ayrlann
da iine alyordu. Kafal insanlar bizim yaammza bakyor, sevini
yorlard. Pazar gnleri konuklanmz gelirdi. renciler, iiler,
eitbilimciler, gazeteciler yaantmz grmeye gelirlerdi. Gazeteler ve
dergiler, yaammzn yaln dostluklu yklerini yazar, yazlann

YAAM SRP GDYOR

423

ocuklarmzn portreleriyle, domuz ahrmzn, hzar atelyemizin


fotoraflaryla sslerlerdi. Konuklannz, Topluluktan ayrlrken bizim
gsterisiz grkemimizin verdii cokuyu duymadan edemez, yeni
dostlarnn ellerini skarken, "gene buyrun armza, ellerini apkalarna
gtrp, "Tamam!" diyerek yant verirlerdi.
Baka lkelerden gelen konuklarmz da oluyordu. Bunlar, giderek
artyor, iyi giyimli baylar, bizim ilkel zenginliimize, eski manastr
kubbelerine, ocuklarn ince pamuklu giysilerine yzlerini kaykltarak,
elebi bir aknlk iinde bakarlard. nek ahrlarmz da onlarda hayranlk
uyandnyor deildi. Ama canl ocuksu suratlar, yapacak ok ve de nemli
ileri olanlara zg hani hani almalar, kouturmalar; yabanclann
alacal pantolonlarna, ksa ceketlerine, sinekkayd tral yzlerine, kk
not defterlerine yneltilen belli belirsiz alayl baklar, evet, ite bunlar
bir hayli etkiliyordu konuklanmz.
evirmenlerini sinsi soru yamuruna tutuyorlard manastr duvarm
yktmza inanmyorlard nedense, oysa ortada duvar falan yoktu.
ocuklarla konumaya izin istiyorlard. Buyrun,' diyordum, yalnz ve
yalnz, onlara, gemilerine ilikin sorular sormak yok. Bu, canlarn
skyordu onlarn, bir tartmadr balyordu. Bir keresinde evirmen biraz
mahup bir tavrla bana dedi ki:
"ocuklann gemiini neden gizlediinizi renmek istiyorlar.
Gemileri ok ok ktyse, daha iyi ya onlann gznde daha baarl
saylrsnz!
Ayn evirmen byk bir mutluluk iinde benim yantm aktard
onlara:
"Kimsenin gznde baarl saylmak istemiyoruz. Ben yalnz biraz
olaan incelik istiyorum onlardan. Biz, konuklarmzn gemiini soruyor
muyuz!"
Konuklar keh keh glmeye balad ve balarn sallayarak "Yes, yes!"
dediler.
Sonra, pahal otomobillerine binip gittiler, bizim yaantmz, eskisi
gibi srp gitti.
Sonbaharda bir grup ocuk daha ii niversitesine gitti. Kn bir
kez daha byk bir sabrla, snflarmzda, tulalan zenle st ste dizerek
eitim kltr denilen o etin yapy kurmaya baladk.

424

YAAM YOLU D

Ve bir kez daha bahar geldi! Hem de yle abuk geldi ki, grecektiniz!
Her ey gn iinde olup bitti. Kuru, yer yer topraklam buz tabakas,
hl, dmdz, asfalttan faiksz patikalarmzda parlamakta. Biri bo
kovalan neeli bir tngrtyla sallaya sallaya arabasn sryor kei yo
lunda. Gk masmavi, marur ve sevinli. Demek ve toplant binasnn
n kaps ardna dek alm, tertemiz ykanm talarna iki sra kee
serilmi bulunan giri, bu allmadk tatl serinlikte, her zamankinden
temiz grnyor.
Seralarmz oktan doldurulmu. Camlann rten hasrlar gndzleri
kaldrlyor, tavan ve duvarlan oluturan camlar, salam destekler
zerinde tatl bir meyille kayklm yatyor. Seralann kenarlarnda, fi
deletin kkn kabartmada kullandklan ubuklan tutan kzl olanl
genler oturmu, sonugelmez bir sohbete dalmlar. Gn n ilk kez
1924 ylnda gren ve yaamnda ilk kez yeryznn topraklan zerinde
dilediince yuvarlanmakta olan Jenya Jurbina, seralann usuz bucaksz
derinliklerine bakyor, baklann apkn'n oturduu ahra korkuyla
evirerek kendisini ilgilendiren somlan soruyor:
"Kim saban srecek peki? ocuklar m? aplan m srecek? ocuklar
m? Nasl saban srlr?"

Kyller, paskalya bayramn kutluyorlard. Btn bir gece avluda


itiip kaktlar, ellerindeki paket ve mumlan bir o yana bir bu yana
tadlar. an kulesinde btn gece ip salladlar. Sabahleyin, oru bozmak
zere daldlar, sonra da sarho sarho kyde ve Topluluun etrafnda
dolamaya baladlar. Ama patrtlan tkenmi deildi. an kulesinde
ipleri biri brakyor, biri alyor, srayla ve vargleriyle srekli olarak
an alyorlard. Sonunda, o gnn nbetisi kuleye kt ve ihtiyar
mzisyenlerin topunu kye sepetledi. Kz kzan, bacs kardeiyle
bayramlk giysilerini kuanm fabrika kumlu yeleri, ellerini kollann
sallamaya, banp armaya, babalanmaya baladlar:
"Buna hakknz yok! Hkmet aziz bayramlarn tanmtr! An an
kulesini! Bunu yapamazsnz! anlann alnmasn kim engelleyebi
lir!

Sarho olmak iin ldrasya an almaya gerek yok, dedi


Lapot.

YAAM SRP GDYOR

425

Sen benim ikime karamazsn. Neden an almamza izin ver


miyorsun?
Bak dedecik, artk burama geldi, anladn m? dedi Kudlati
szcklerin zerine vura vura. Bu ne bayram byle, syle bakalm? sa
m dirildi? Han dirilse sana ne? Podvorki'de biri mi ld de dirildi? Hayr!
Seni ilgilendirmeyen ilere neden burnunu sokuyorsun?"
Fabrika kurulu yeleri yle bir sendelediler, ellerini havaya
kaldrdlar ve haykrdlar:
"Olmaz! O i baka, bu i baka! am alacaz! Bu kadar!"
ocuklar, kilisenin kaplan nne paskalya tebihi gibi dizildiler,
glmseyen yzlerden oluan bir zincirle yolu kestiler.
Kozir, manzaray uzaktan izliyordu. Kmayc bir havayla sakaln
okad:
"Bunlar ne biim adam byle be! Bayramlarm kendi aralarnda sessiz
sedasz kutlasalar ya! Herkesi rahatsz etmenin ne lemi var yani!"
O akam kyde adamlar birbirlerini delik deik etmiler, baklar
ekmiler, patrt karmlar, eski yeni hesaplan ortaya dkp kavga
etmiler, birbirlerinin gzlerini oymular... Silahl milisler duruma el
koymu. Ky, sava alanna dnm. Bir baktk, bizim dispanserin nne
arabalarla adamlar tamyor. Kaplarn n, hepsi de fabrika kurulu yesi
ve onlann kzlarndan kardelerinden oluan bir kalabalkla dolu. Kur
banlarn analan, babalan, yaknlan tela iinde bekleiyor...
Bizim ocuklar alayl gllerle sordu bu kez:
"Ne dersin dedecik, anlan alalm m, ha?"
Paskalya bayramndan sonra Harkov'un te ucunda, GPU tarafndan
yeni bir bina yaptnld sylentileri geldi kulamza; yeni bir ocuk
topluluu kurulacakt burada; ancak Halk Eitim Bakanlnn deil de,
GPLTnun denetiminde olacakt okul. ocuklar bu haberi, yeni bir an
baladm belirten bir simge olarak grdler.
"Dnsenize! Yepyeni bir bina yapyorlarm! Gcr gcr!"
Yazn ortalarnda Toplulua bir otomobil yanat, ve krmz eritlerle
sslenmi bir adam, bana dedi ki:
"Acaba vaktiniz varsa, benimle gelebilir misiniz ltfen? Zerjinski

426

YAAM YOLU H

Topluluu iin bir bina yaptk, bitmek zere. Bir bakmanz istiyoruz...
Eitbilimsel adan yani..."
Gittik.
atm kaldm. Bu bina sokak ocuklar iin yaplmt ha? Gepgeni,
aydnlk salonlar! Parke demeler, boyal tavanlar!
Yedi yl boyunca bouna d kurup durmamtm demek! Gelecein
eitbilim saraylarn bouna canlandrmamm gzmn nnde! Biraz
da gpta duygularyla, "eitbilimsel grlerimi" syledim eka'nn
adamlarna. Onlar da szlerimi eitbilimsel deneyimlerimin meyvas
olarak algladlar ve bana teekkr ettiler.
Bizim Toplulua dndm. Yreim ktcl olmayan kskanlk
duygularyla doluydu. Bu toplulukta alacak olanlar, ne anslyd.
Tanrm! Aslnda, bir saray ina etmek kolayd, ancak bundan ok daha
g bir i vard. Kayglarm uzun srmedi ama Benim Topluluum, btn
saraylardan daha gzel deil miydi?
Eyllde Vera bir olan ocuk dourdu. Yolda Zoya Toplulua geldi,
odama girerek kapm ardndan kapatt ve fkesini zerime boca etti.
"Eee, artk sizin kzlar ocuk douruyorlar ha?
Neden oul? Hem neden bu sizi byle telalandryor?
Telalanmak ha? Kzlar ocuk douruyor!
Elbette ocuk douracaklar. Baka ne dourabilirler ki?
akay brakn Yolda!
aka etmiyorum.
Hemen bir tutanak tutalm.
Nfus memurluu gerekeni yapt.
Nfus memurluu baka, bizim memurluumuz baka ama...
Sizin doum kd verme yetkiniz var m, yok.
Doum deil, hayr... daha da kts!
Doumdan da kt ha? Daha kt hibir ey yok sanyordum.
Yanlmyorsam Schopenhauer der ki...
Yolda, byle konumay brakn, ltfen!
Buna hi niyetim yok.
Yok ha? Bu da ne demek oluyor?
Bakn, ciddi konumam ister misiniz? Bu demek oluyor ki, bktm
artk! Her eyden bktm! ekin gidin burdan, tutanak falan tutturmam

YAAM SRP GDYOR

427

yle mi? Hay hayy!


Estafurullah!"
Gitti. Ama "Hay hayy"mdan bir ey kmad.
Vera olaand analk yetenekleri sergiliyordu. ok dikkatli, sevecen,
akla bir anne oldu. Daha ne isterdim ki? Ona Muhasebe bromuzda i
verdik, ne zaman beni grse, honutluunu nasl anlatacam bilemediim
ele veriyordu.
rnler oktan kaldrlmt, harman dvme ii bitmiti, toprak altnda
k iin ne saklanacaksa yerli yerine yerletirilmiti, atelyelere yeni
malzemeler alnmt, birka yeni ocuk aramza katlmt.
lk kar, baya erken dt. Ilk bir gnn gecesinde, kar taneleri
sessizce, ayaklarnn ucuna basa basa Kuryaj'n zerinde dnenmeye
balad. Jenya Jurbina ertesi sabah revaka kt, bahedeki bembeyaz
dikdrtgeni grnce gzlerini ovalad:
"Kim tuz dkt yerlere byle?" diye sordu akn akn. "Annee!
ocuklar tuz dkm, gel de bak!"

"YARDIM EDN ZAVALLIYA"


Zejinski Topluluu binas tamamland. Gen mee aalarndan
oluan bir ormann eteklerinde, n yz Harkov'a bakan boz rengi gzel
bir yap ykseldi. Binann iinde, ok geni, aydnlk yatakhaneler, ok
gzel toplant salonlar, geni merdivenler, perdeler ve resimler vard.
Her ey, ok ince bir beeni ve ilerigrlln izini tayordu burada
eitbilim bilginlerinin eli hibir yere dememiti anlalan.
Atelyelere iki byk salon ayrlmt. Bunlardan birinin bir kesinde
kundura ilii grnce ardm dorusu!
Topluluun hzar atelyesinde harikulade tezgahlar vard. Ama burada,
malzemeleri seenlerin, ne almalar gerektii konusunda yeterince bilgili
olmadklar gze arpyordu.
Binay yapanlar, yani topluluu kuranlar, benden ve Gorki Top
luluundan, yeni kurumu al gnne hazrlamamz istediler.
Krgzov'un bakanlnda bir blk atadm bu ie: hepsi de canla bala
almaya, bu iin iinden yz akyla kmak iin gerekli her eyi yapmaya
koyuldular.

428

YAAM YOLU H

Zerjinski Topluluu, yz ocuk iin tasarlanmt; Feliks Zejinski'nin


ansna yaplmaktayd ve Ukrayna ekaclan bu ie yalnz paralarm deil,
dinlenme saatlerini de vermi, yreklerinin ve akllarnn btn glerini
seferber etmilerdi. Yeni Toplulua veremeyecekleri yalnz ve yalnz
bir ey vard, o da eitbilim kuramyd, nk bu konuda hibir ey
bilmiyor saylrlard. Ama gene de eitbilim etkinliklerini kendilerine
yasak etmi deillerdi.
eka'l yoldalarn bu zor durumun altndan nasl kalkacaklarm ok
merak ediyordum dorusu. Geri, kuram yokumsayabilirlerdi, ama kuram
onlar yokumsamaya hazr myd? Bylesine yeni ve temel bir konuda,
eitbilim ilminin en son bulgularn rnein zynetimi uygulamaya
koymak gerekmez miydi? eka'clar, boyal tavanlarn ve gzelim
eyalarn, eitbilim ilminin kartan yolunda feda etmeye raz olacaklar
myd? Bu trden fedakrlklar yapmaya pek istekli olmadktan az sonra
anlald. eka'c, brosunda beni byke bir koltua gmd ve dedi
ki:
"Sizden bir ricam var. Bakn, btn bu eyalann parampara edil
mesini istemeyiz, biliyorsunuz. te yandan bir topluluk kurmak gerekli:
bu tr topluluklara daha uzun yllar gereksinme olacak. Sizin dzenli bir
topluluunuz olduunu biliyloruz. Sizin ocuklardan ellisini bize verin,
amz sokak ocuklanyla dolduralm. Kendi yrtme organlarn, kendi
dzenlerini kurmu olarak balasnlar. Anlyor musunuz?"
Onu ok iyi anlyordum. Bu zeki adamn eitbilim ilmi konusunda
u kadarck bilgisi olmadm ok iyi anlamtm. Dorusunu sylemek
gerekirse, o an bir su iledim. Yolda B.'den eitbilim ilmi diye bir eyin
var olduunu gizledim ve "gizli zynetimle ilgili tek szck kaamadm
azmdan. "Tamam!" dedim yalnzca ve ayaklarmn ucuna basa basa,
byk altndan glerek ktm odasndan.
Yeni bir topluluun kurulmas iinin Gorkilere verilmek istenmesi,
onlara bu yolda gvenilmesi, houma gitmiti ama iin bir de trajik yn
vard. En iyi ocuklarm nasl verirdim onlara? Goki Topluluunun en
iyi yelerine gereksinmesi yok muydu?
Krgzov'un blnn ileri sona ermek zereydi. Topluluun eyalan
bizim atlyelerde yaplmaktayd. Dikimevimizdeyse, "Yeni Topluluun"
ocuklanna giysiler dikmeye balamlard. Bunlann beden llerinin
saptanmas iin, elli "Zerjinski'linin" hemen seilmesi gerekiyordu.

"YARDIM EDN ZAVALLIYA"

429

Bu mesele, Komutanlar Kurulunda byk bir ciddilikle ele alnd.


"yileri toplulua gndermek gerek," dedi Lapot, "ama byklerden
semeyeceiz bunlar. Brakn bykler sonuna dek Goki'li kalsnlar.
Naslsa yaknda kendi yaantlarn srdrmek zere ayrlacaklar bu
radan."
Komutanlar Lapot'un grne katldlar, ama listeleri gzden
geirmeye baladmzda byk tartmalar kt. Herkes kendi mf
rezesinden olmayan birinin yeni toplulua gnderilmesini istiyordu.
O gece ge vakitlere kadar oturduk. Sonunda krk erkek ve on kzdan
oluan listeyi hazrladk. Bu listede Jeveli'lerin ikisi de vard, Gorkovski,
Sinenki, arovski, Gardinov, Olya Lanova, Smena, Vaska Alekseyev,
Mark Scheinhaus vard. Listeyi daha da grkemli klmak iin Mia
Ovarenko'yu da kattk iine. Listeyi bir kez daha gzden geirdim,
gzeldi... Yalan kk olsa da, hepsi iyi, akl banda ocuklard.
Yeni toplulua aynlan ocuklar, hazrlanmaya baladlar. Yeni
evlerini, bundan sonraki yuvalann hi grmemilerdi, bu yzden
yoldalarndan ayrlmak bsbtn zor geldi onlara. Bazlan una benzer
duygular dile getirdiler:
"Orada ne greceiz, kim bilir! Bina gzel olabilir, ama asl nemli
olan iindeki insanlar!..."
Kasm sonunda tanma hazrlklan tamamlanma. Yeni Toplulua
gidecek grevlileri semeye koyuldum. nce Krgzov'u gnderdim,
ondan iyi bir maya olurdu.
O zamanlar sonsuz bir sabra sahiptim ve almalarma engel
olabilecek herhangi bir kt izlenimi aylarca bir kenara atmay, her
eyi kendime tasa etmemeyi baarabiliyordum. Ama sabrmn da bir
snn vard. Dorusu "sinir sahibi" olmutum.
Ufak tefek olsun, nemli olsun, u ya da bu sorunla kolumun ekelenmedii bir gn bile gemiyordu. Moralim bozulmutu. Kendimden
kukulanmaya baladm.
En gzel, en ho olaylar birden anlamazlk nedeni olmaya ba
lamt. Yoksa ben bir yerlerde bir yanl m yapyordum?
Harkov'da, "ocuk Dostlan" konulu bir konferans verilecekti ve
Topluluun gidip konumaclan karlamas gerekiyordu. Saat tam te
konferans salonunda bulunulmas kararlatrlmt.

430

YAAM YOLU H

On kilometre yol yryecektik. Benim saatime gre yola ktk, gene


benim saatime gre salma salma gittik, dinlenme molalar, su ime
molalar verdik, kasabay gezdik. ocuklar byle tabur halinde yr
mekten holanrlard. Sokaklarda insanlar bize bakar, durduumuzda
etrafmza r, sorular sorar, bizim ocuklarla dostluklar kurarlard.
Neeli, zeki ocuklar, aka yapar, elenir, tek bir Topluluun yesi
olmann, bu gzel duygunun tadm karrlard. Bu yolculukta da her
ey yolunda gitti. Tek tasamz, yrymzn amacm doru drst
gerekletirememi olmamzd. Benim saatimin oklar tam gs
terdiinde, bizim tabur mzik ve sancak eliinde konferansn yaplaca
yere gelmi bulunuyordu. Gelin grn ki, bir avu fkeli aydn yel yepelek
zerimize doru kotu ve barmaya baladlar:
"Neden bu kadar erken geldiniz? ocuklar imdi sokaklarda
bekleecek."
Saatimi gsterdim.
"Olsun, dediler. Daha hazrlklar tamamlanmad ki?
Saat te gelecektik ya?
Amma da hevesliymisiniz yani Yolda!"
ocuklar ilediimiz gnahn ne olduunu, neden byle azarlan
dklarn anlayamadlar.
"Hem, neden kkleri de getirdiniz?
Btn Topluluk geldi.
Bu kk ocuklara nasl on kilometre yol yrtrsnz? Olacak
i mi! Gsteri yapacam diye bu kadar acmasz olmaya hakknz
yok!
Kkler yolculuktan ok holandlar. Hem, karlama iini bi
tirdikten sonra sirke gideceiz. Onlar nasl Toplulukta brakabilirim?
Sirke gideceklermi! Peki Toplulua ne vakit dneceksiniz?
Ge saatte.
Yolda, kkleri derhal Toplulua yollayn!"
Kkler Zayenko, Malikov, Zoren, Sinenki, durduklar yerde
kire gibi bembeyaz kesildiler, yakaran gzlerle bana bakyorlard.
"Gelin onlara soralm bakalm dnmek istiyorlar m? diye ner
dim.
Sorulacak bir ey yok; her ey apak ortada. Kkleri hemen
geri gndereceksiniz, bu kadar!

YARDIM EDlN ZAVALLIYA"

431

zr dilerim, sizin buyruunuza uymak niyetinde deim.


Bu durumda gerekli buyruu ben veririm.
Buyrun!" dedim. Glmemi zor tutuyordum.
Konumac bizim sol kanada yaklat.
"ocuklar! Kkler, siz! Haydi doru Toplulua dnn! ok yorgun
olmalsnz!
Konumacdaki sevecen ton bizimkileri hi etkilemedi. Biri ses
lendi:
"Toplulua dn-m! yle yama yok!
Sirke gitmeyececeksiniz ki? ok ge olur."
"Kkler" gldler. Zoren'in gzleri yuvalarnda dnendi.
"una da bakn! Amma da akll ha! Anton Semyonovi, baksanza,
bu hanm kalkm ne diyor!"
Vanya Zayenko, yalnzca kendisinin yapabilecei tipik bir el ha
reketiyle sancamz gsterdi.
"Bizimle byle konuamazsnz! Biz byle sra olmu haldeyken byle
konuulmaz. Bak, sancamzla yryoruz, grmyor musunuz?"
Bayan, ocuklarn kt yazgsm paylar havalarnda bu onulmaz
biimde askerilemi ocuklara bakt ve ekti gitti.
Bu trden kavgalar, beni perian etmiyordu elbet, ama bende bir
soyutlanmlk duygusu yaratyordu. Ama gene de insan bu duyguya da
altrabilirdi kendini. Giderek, her yeni durumu, kabilecek her
atmay, umursamazlkla karlamaya kendimi hazrlamay rendim.
Tartmalardan uzak durmaya alyordum; arada bir dilerimi gs
termiyor deildim geri, ama inan olsun elebilik akna yapyordum
bunu! nsan stlerine azm ap bir iki sz etmelidir ne de olsa!
Ekimde, Akadi Ujikov'la ilgili bir anlamazlk kt; bu gr ayrl,
Onlarlala benim aramda doldurulmas olanaksz bir uurumun
olumasna neden oldu.
Rabfak rencileri, hafta sonu tatilini geirmek zere Toplulua
gelmilerdi. Dersliklerden birine yatak koyduk, ve gnmz orman
gezisiyle geirdik. Herkes ormanda gzel gzel eleniken, Ujikov derslie
girmi ve rencilerin daha yeni aldklar burs parasn koyduklar
antay alm.
Topluluk yeleri, Rafbak rencilerim "krk bin aydn kardein"

432

YAAM YOLU H

toplam sevgisinden daha byk bir sevgiyle severdi. Utancmzdan yerin


dibine girdik. Ksa bir sre hrsz ortaya karlamad, ve bana gre,
sorunun en nemli yan buydu. Birbirine sk balarla balanm kierin
oluturduu bir ortak yaantda hrsz, dehet uyandrc bir edir.
Bunun nedeni bir eyin yitmi olmas, ya da yitirenin urad zarar
deildir, zarar veren kiinin yanl yolda yryecei tehlikesi de o kadar
nemli deildir; burada nemli olan, hrszlk olgusunun, genel havay
bozmas, yoldalar arasndaki ortak gveni yok etmesi en kt gdleri
kuku duyma, kiisel eya kaygs, nlemli, sinsi bencillik duygulan
uyandrmasdr. Hrszl yapan kii ortaya karlmazsa, Topluluk btn
dikilerinden patlamaya balar: yatakhanelerde fsldamalar grlr,
insanlar birbirinin kulana undan ya da bundan kukulandklarn
fsldamaya balar, baz kiiler zellikle de kiiliklerinin daha yeni
yeni ve de doru bir gelime gstermesi nedeniyle korunmas gereken
ocuklar gereksiz snamalara hedef olur. Hrsz, birka gn iinde bu
lunsa ve kendisine gerekli ceza verilse bile olan olmutur, nk bu
durum, yaralan hemen iyiletirmeyecek, uranan zarar ortadan
kaldrmayacak ve Toplulua eski havasn getirmeyecektir. Tek bir
hrszlk olay, sonsuz dmanlklarn, ksknlklerin, ylgnlklann,
yalnzlk duygularnn, insanlardan kama, onlara olan gvenini yitirme
duygularnn yeermesini salayacak tohumlan ekmi demektir. Hrszlk
olay, bir topluluk iinde, herhangi bir etkilenmeden deil, nceden
tasarlanm bir ktlk rn olarak deil, belli kimyasal etkileimlerden
doar. Hrszlk, yalnzca bir toplu yaantnn bulunmad, dolaysyla,
kamuoyunun olumad durumlarda fazla zararl deildir; bu tr
hrszlklar yalnzca hrsz ve mal alman kiiyi ilgilendirir. Ama bir
toplulukta yaplan hrszlk, gizli kalmas daha hayrl olan dnceleri
aa karr, topluluun hassasln ve hogrsn yok eder; bu du
rumsa, bir "ocuk sulular" topluluunda zellikle ykc sonular
dourur.
Ujikov'un sululuu, gn sonra ortaya karld. Onu hemen odama
ardm. Yetkisiz azarlamalara engel olmak iin de kapma bir beki
diktim. Komutanlar Kurulu konunun Yoldalar Mahkemesinde ele
alnmasna karar verdi. Bu trden yarglamalara pek bavurmazdk,
nk ocuklar Komutanlar Kurulunun kararlarna genellikle gve
nirlerdi. Ujikov, yoldalan tarafndan yarglanacana pek tasalanmad.

"YARDIM EDN ZAVALLIYA"

433

Bir genel toplant yaparak yarglar setik. Oybirliiyle be kiide,


Kudlati, Gorkorvski, Zayenko, Stupitsin ve Perets'de karar klnd.
Perets, salt Kuryaj'llara ayp olmasn diye seildi, Stupitsin
severliiyle tannm bir ocuumuzdu, ilk kiiyse, duygusall
da hakaretlerin ortaya kmayacann gvencesi olarak seilmiti.
Mahkeme, akam zeri kalabalk bir salonda balad. Olay izlemde
zere Toplulua gelen Bregelle Jurinskaya da oradayd. Ujikov tek
bana bir srada oturuyordu. Son gnlerde davranlarnda bir saygszlk
grlyordu, bana da ocuklara da ters yantlar veriyor, ylk ylk
glmsyor, byk bir honutsuzluk yaratyordu.
Arkadi bir yldr aramzdayd, bu zaman iinde birok bakmdan
gelime gstermiti kukusuz. imdi st ba daha temiz, daha dzgnd,
davranlar daha iyiydi, burnu eskisi gibi havalarda dolamyordu, bir
de glmsemeyi renmiti. Ama her eye karn, Ujikov, eski Arkadi
Ujikovdu, deil bir Toplulua, tek bir kuloluna be sayg duymay
akimdan geirmeyen, gnn gn etmekten baka bir ey dnmeyen
bir yapya sahipti.
Ujikov, bizim Toplulua gelmeden nce, babasndan ve milis
glerinden korkard. Toplulukta, Komutanlar Kurulundan ya da Genel
Kuruldan baka kimseye hesap vermek zorunda deildi ve bu iki kurum,
onun iin hibir anlam tamyordu. Sorumluluk duygusu daha da
krleti son gnlerde, suratna yaptrd bu yeni glmseme ve kstah
tavrlar bu krlemeye borlu olsa gerekti.
Ama u anda yz kl gibiydi Ujikov'un. demek Yoldalar Mah
kemesi onu hayli etkilemiti.
Nbeti komutanlar, yarglarn salona gireceini haber vererek
herkesin ayaa kalkmasn istediler. Kudlati tanklan ve davaclan
sorguya ekmeye balad. ocuklann tanklklan alayla kank bir hava
iinde pek yerinde ya da geerli bulunmad. Mia Ovarenko sz ald:
"Bizim ocuklar, Arkadi'nin Topluluun onurunu zedelediini
sylyorlar, ama bu olanakl deil bence arkadalar, Topluluun onurunu
lekeleyemez Arkadi. Bizden biri deil ki, bir Topluluk yesi deil ki...
Olamaz da. Nasl olur, ona siz insan m diyorsunuz? te, siz karar verin,
bu eye insan denebilir mi? Bir kpek ya da kedi bile ondan iyidir andm
olsun! Ama ne yapacaz bu yarat? Boynunu uuramayz, bunun ona

434

YAAM YOLU H

bir yaran olmaz nk. Bence ona bir kpek kulbesi yapalm, hav
lamay retelim. gn a brakalm da gnn grsn! Ama oda
larmza, salonlarmza alamayz onu."
Bu ok ar, incitici bir konumayd. Yarg krssnde oturan Vanya
Zayenko, kahkahalarla glyordu. Arkadi gzlerini ar ar Miaya
evirdi, kzard, baka tarafa bakmaya balad.
Bregel sz istedi.
"Hepimiz syleyeceimizi sylesek de ondan sonra konusanz, daha
iyi olmaz m? diye yantlad onu yarg.
Ama Bregel'in stelemesi zerine Kudlati konumasna izin verdi.
Kadn krsye geti ve ok hararetli bir konuma yapt. Szlerinden
bazsn hl anmsanm:
"Bu ocuu hrszlktan yarglyorsunuz. Buradaki herkes onun sulu
olduunu, ar cezaya arptnlmas gerektiini sylyor. Bazlan top
luluktan atlmasn bile istiyor. Tamam, ocuk sulu, ama teki Topluluk
yeleri daha da sulu."
Salon, derin bir sessizlie brnd. ocuklar, boyunlann uzatarak
Ujikovun hrszlndan kendilerinin sulu olduunu ne sren kiiyi
grmeye abaladlar.
"... Ujikov, bir yldr burada sizinle yayor ve hl hrszlk yapyor.
Demek onu kt yetitirmisiniz, demek onu doru bir yntemle ele
almay, ona insanca yaklamay baaramamsnz, ona nasl yaana
can, doru yolu retememisiniz. Burda onun kt bir ii olduu,
daha nce de yoldalarndan bir eyler ald syleniyor. Bu da Arkadi'ye gereken ilginin gsterilmediini kantlar ancak."
Kk ocuklanmm keskin gzleri, tehlikeyi sezdi ve yoldalanna
huzursuz baklar yolladlar. unu sylemek gerekir ki, kayglan yersiz
deildi, nk o anda, Topluluk byk bir tehlikeyle kar karya bu
lunuyordu. Ama Bregel toplantda alnan tehlike anlarn fark etmedi.
Konumasn, ok dokunakl szlerle tamamlad:
"Arkadi'yi cezalandrmak demek, ondan almak demek olacaktr.
Bu trden duygulara yer vermemelisiniz yaantnzda. Arkadi'nin u
anda size gereksinmesi olduunu kabul etmelisiniz, ok tehlikeli bir
noktada bulunuyor u anda kendisi, hepiniz ona saldrdnz, az nce biri
onu hayvan yerine koydu. Birka iyi ocuk, Arkadi'yi korumalanna
almakla grevlendirilmelidir. Yardm edin zavallya."

YARDIM EDN ZAVALLIYA"

435

Bregel krsden indiinde salonda bir kprdanmadr balad.


ocuklar birbirleriyle konuuyor, glyorlard. Biri ciddi bir sesle n
n tt salonda:
"Ne diyor bu kadn, ha?"
Bir baka ses, yankmaya olanak tanyan sesli bir fsltyla yantlad
onu:
"ocuklar, yardm edin zavall Ujikov'a!"
Herkes kahkahadan knlyordu. Yarg Vanya Zayenko koltuuna
yle bir yerleti, ayan masann ekmecesine tak tak vurdu. Kudlati
onu azarlad bu kez:
"Sen ne biim yargsn yle Vanya?"
Dirseklerini dizlerine dayam iki bklm oturan Ujikov, birden bir
kahkaha att ama hemen toparland, ban daha da ne edi. Kudlati
bir ey syleyecek gibi oldu ama sonra vazgeti, bam iki yana sallayarak
Ujikov'a ters ters bakmakla yetindi.
Bregel bu nemsiz olaylan grmemi olsa gerekti, Jurinskayayla
hararetli bir konumaya dalm bulunuyordu nk.
Kudlati, yarglarn karar vermek zere ekileceklerini aklad.
Yasal ekimelerinin ve karan yazya dkmelerinin en azndan bir saat
sreceini biliyorduk, bu yzden konuklanm broma buyur ettim.
Jurinskaya kanepenin kesine bzld, Gulyaevanm ardna giz
lendi; hakikati arayan gzlerini bir birimize eviriyordu, bir birimize.
Bregel bugn bize "gerek bir eitsel alma" rnei sunduu
inancndayd. Garip bir inatlk duygusuyla doluydu u anda; hakl
olmaktan kaynaklanan bir inatlk, utkulu olmann verdii bir sertlik
deil de, benim almalanmn yanl olduu ve hibir zaman da
dzelmeyecei kansndan kaynaklanan sinirli, skkn bir inatlk ya
da sertlik sergiliyordu.
"Benimle ayn grte deilsiniz elbet, dedi Bregel.
Biraz ay ister miydiniz?" diye yantladm onu.
Bu insanlar, an mantksal kyaslama hastalna tutulmulard.
Bu are iyidir, buysa ktdr, dolaysyla her zaman iin birinciyi uy
gulamak gerekir. Bunlar eytiimsel mant ne zaman reneceklerdi?
Benim yaptm treten bir almann, bazlan uzun bir zaman isteyen,
bazlan ksa zamanda sonu veren bir dizi kopuksuz ilemler zincirinden
olutuunu, baz uygulamalarn yllar srebileceini, ama ne olursa olsun

436

YAAM YOLU H

kart ularn arpmas olmakszn gerekleemeyeceini, bu arp


malarda, Topluluun ve bireylerin karlarnn birbirinden koparlmaz
biimde i ie getiini nasl anlatabilirdim bunlara? Topluluktaki yedi
yllk almam sresince, birbirine benzeyen iki olayla asla kar karya
gelmediimi nasl sokabilirdim kafalarna? Bir toplu birimin,
zlmemi bir sorunun gerginliini duymamas gerektiini, toplumun
aresiz olduu yolunda bir kam edinmemesi gerektiini, bugnk
yarglamada eitimsel almann zerine eildii nesnenin ne Ujikov,
ne de drt yz Topluluk bireyi olmadn, burada ele alnmas gereken
canlnn, Topluluk olduunu nasl aklayabilirdim onlara?
Grevli bizi yarglama salonuna ard.
ocuklar ayakta durarak, byk bir sessizlik iinde dinlediler ka
rar.
KARAR
Ujikov, alanlarn dman ve bir hrsz olarak, Topluluktan
atlmaldr, ancak Halk Eitim Komiserliinin araya girerek onu
kayrmas dikkate alnarak, Mahkememiz u karara varmtr:
1. Ujikov Toplulukta kalacaktr.
2. Kendisi bir ay sreyle Topluluk yesi saylmayacak, mfrezesinden
karlacaktr; cezalya herhangi bir karma mfrezede grev ve
rilmeyecektir. Tm Topluluk yelerinin kendisiyle konumas, ona
yardm etmesi, yemekte yanna oturmas, onunla ayn yatakhanede
yatmas, onunla oynamas, oturmas ya da yrmesi yasaklanmtr.
3., Cezal, eski komutan Dimitri Jeveli'nin denetiminde olacak,
yalnz ve yalnz i konusunda komutanyla, ya da hastalk halinde he
kimle konuabilecektir.
4. Ujikov, yatakhane koridorunda yatacak, Komutanlar Kurulunun
belirleyecei ayr bir masada yemek yiyecek, dilerse kendi bana ve
komutannn buyruklar uyarnca alacaktr.
5. Bu karara uymayan herkes Komutanlar Kurulu buyruuyla amtda
Topluluktan karlacaktr.
6. Bu karar, Topluluk mdrnn onayndan hemen sonra yrrle
girecektir.

'YARDIM EDN ZAVALLIYA'

437

ocuklar, karan alklarla karladlar.


Kuzma Lei bize dnd, "yi valla! dedi. "Amma da karar
vermisiniz ha! Bir de kalkm, 'yanlm edin zavallya' diyorsunuz. Bari
eline bir de maymuncuk verseydiniz, ha?"
Bunlan Bregel'in nnde syledi Kuzma Lei, kabalk ettiini falan
dnmedi. Begel sa ba dank Lei'ye ta s ters bakt ve bana resmi
bir sesle, "Bu karan onaylamayacaksnz elbet, dedi."
Onaylamak zorundaym," diye yantladm onu.
Komutanlar Kurulunun toplant odasnda, Jurinskaya beni bir ke
nara ekti:
"Sizinle konumak istiyorum, nedir bu karar byle? Siz ne di
yorsunuz?
ok yerinde bir karar, dedim. Boykot, tehlikeli bir silahtr geri,
ve genelde pek salk verilmez, ama bu olayda ok yararl sonular ve
recek.
Emin misiniz?
ok eminim. Neden biliyor musunuz, Ujikov pek sevilmez
Toplulukta, onu hor gryorlar. Boykot, Jer eyden nce btn bir ay
boyunca yeni, yasal bir ilikiler biiminin olumasna yol aacak. Ujikov
dayanabilirse, ona sayg duyacak herkes. te yanda Ujikov, bunu bir
gurur meselesi yapacak.
Dayanmazsa ne olacak peki?
ocuklar onu sepetleyecek.
Siz de onlan destekleyeceksiniz, yle mi?
Evet, yle.
Ama... Olamaz!
Asl baka trls olamazd. Bir Topluluun kendini korumaya
hakk vardr, deil mi?
Ujikov'u feda etmek pahasna m?
Ujikov kendisine bir baka toplum bulacaktr. Orada da kendi
yaamn srdrecektir."
Jurinskaya zgn zgn glmsedi.
"Bu ne biim eitbilim byle?"
Bu soruyu yantlamadm. Birden kendisi bir yant buldu:
"Belki de atklar eitbilimi, ha?
Belki de."

438

YAAM YOLU H

Bromda, Bregel gitmeye hazrlanyordu. Lapot elinde kararla


kageldi.
"Onaylayacak myz, Anton Semyonovi?
Elbette. Harikulade bir karar bu.
ocukcaz intihara srkleyeceksiniz!" dedi Bregel.
Lapot, itenlikle at bu sze.
"Kim? Ujikov mu canna kyacak? ntihar edecek, ha? Ah, ne gzel
olurdu yani! Harika bir ey olurdu. Ama merak etmeyin onda bu
yreklilik yoktur!
Korkun!" diye tslad Bregel kapdan karken.
Bu kadnlar ne Ujikov'u tanyorlard ne de Topluluu. Topluluk da
Ujikov da boykot uygulamasna byk bir hevesle sarldlar. ocuklar,
gerekten de Arkadi'yle konumay kestiler, ama kimsenin davrannda,
bu sefil insanlk rneine kar kck bir fke, kmseme ya da
aaama grlmedi. Mahkeme verdii kararla btn bu duygulan kendi
omuzlanna yklemiti sanki. ocuklar Ujikov'a uzaktan ilgiyle bakyor,
kendi aralannda durmadan olanlan ve Ujikov'un bundan sonra ya
pabileceklerini tartyorlard. ou, mahkemenin verdii cezann hi
de iyi olmad grndeydi. Kostya Vetkovski de bunlardan biriydi:
"Siz buna ceza m diyorsunuz? Ujikov kahraman gibi dolayor
ortalkta! Dnsenize, btn bir Topluluun gz onun zerinde! Bu
kadar ilgiye lyk deil o!"
Ujikov gerekten de kahraman gibi dolayordu. Apak bir kendini
beenmilik ve gurur okunuyordu yznde. Saygdan kendisine soru
sorulamayacak, ad anlamayacak bir kral gibi geziniyordu ocuklann
arasnda. Yemekhanede, kk ayn bir masada bir tahta kurulmu gibi
oturuyordu.
Ama o gizemli kahramanlk duygusu ksa srede silindi. Birka gn
iinde Arkadi, Mahkemenin bana oturttuu dikenli tacn inelerinin
kendisine battn duymaya balad. ocuklar, ksa srede, bu olaand
duruma altlar ama soyutlamay brakmadlar. Arkadi korkun bir
yalnzlk iinde skntl gnler geirmeye balad. Bu gnler, hi
deimeden, byk bir tekdzelik iinde birbirini izliyor, kck bir
insansal iliki scakl tamayan sonugelmez saatler gemek bilmiyordu.
Bu arada, Ujikov'un evresinde capcanl bir toplu yaam srp gitmekte,

"YARDIM EDN ZAVALLIYA"

439

kahkahalar n m tmekte, akalar yaplmakta, kiisel zellikler yava


yava ortaya kmakta, arada bir dostluk ve duygudalk ateleri par
lamaktayd. Ujikov, ne denli zavall olursa olsun, bu sevinlerden payn
almaktayd.
Bir hafta sonra kahramanmzn komutan Jeveli bana geldi:
"Ujikov, sizinle konumasna izin vermemi istiyor.
Hayr, dedim ona. Snavn onurla tamamlad zaman konu
acam onunla. Git, yle syle."
Birka gn sonra, Arkadinin o ana dek hareketsiz olan kalarnn
belli belirsiz, ama gene de anlaml bir biimde atlma alkanl
edindiini, alnnda izgilerin belirdiini sevinle grdm. Dalgn dalgn
bakalarna bakyor, dnyor, bir eyler dlyordu sanki. e,
almaya kar olan tutumunda arpc bir deiiklik olduunu fark
etmeyen yoktu. Jeveli, genellikle avluyu temizleme iini verirdi ona.
Arkadi iini tam zamannda ve de hi aksatmadan yapar, p kutularn
boaltr, iek yataklarnn kenarlarn dzeltirdi. Fazladan, akamlar
trmyla ortaya kar, yerlerdeki kt paralarn, sigara izmaritlerini
toplar, ieklikleri temizlerdi. Bir akam derslikte saatlerce oturdu, dev
bir kda zenle bir eyler yazd ve ertesi sabah gzlnn de gzszn
de grebilecei bir yere ast. Ktta unlar yazlyd:
"ocuklar! Yoldanzn emeine sayg gsterin, yerlere kt
atmayn!"
"Bak seeen," dedi Gorkovski. "Kendini bizim yoldamz olarak
gryor!
Ujikovun bu ikenceli gnlerinin ortasnda, Yolda Zoya Toplulua
geldi. Yemek vaktiydi. Zoya dosdoru Ujikov'un masasna gitti ve
skntl bir sesle, ve de onun bu davranyla yemekhaneye kveren
derin sessizliin iinde ona u soruyu sordu:
"Ujikov sen misin? Naslsn bakalm?"
Ujikov ayaa kalkt, Zoya'nn gzlerine ciddi ciddi bakt ve nazik
bir tavrla yantlad onu:
"Sizinle konuamam. Komutanmn iznini almak gerek."
Yolda Zoya Mitkay aramaya kotu. Mitka simsiyah gle gzleri,
capcanl neeli yzyle beliriverdi.
"Hayrola?
Ujikov'la konumama izin ver.

440

YAAM YOLU II

Olmaz, dedi Jeveli.


Ne demek 'olmaz'?
zin vermiyorum, bu demek."
Yolda Zoya broma geldi, bir yn sama sapan sz yamuruna tuttu
beni.
"Bu byle olmaz! diye bard. Ya bir derdi varsa? Ya bir uurumun
kenarndaysa! Buna ikence denir!
Benim elimden bir ey gelmez, yolda Zoya.
Ertesi gn genel toplantda Nataa Petrenko sz istedi.
"ocuklar! Gelin Arkadi'yi balayalm! ok iyi alyor, cezasn
onurla ekiyor, bir Topluluk yesine yarar davranlarda bulunuyor.
Balanmasn neriyorum."
ocuklardan, onun duygularn paylatklarn belirten sesler du
yuldu.
"Evet, balayalm.
Ujikov dersini ald.
Evet, ald.
Bu kadar yeter!
Yardm edelim zavallca!
Komutannn konuyla ilgili gr istendi.
"Dorusunu sylemek gerekirse, dedi Jeveli, bambaka bir insan oldu
Ujikov. Hele dn... hani o... Anlyorsunuz kimi diyorum...
Tamam anlyoruz!
Yani, kadn yanma gitti, 'yavrum' mu demedi, 'ocuum' mu
demedi, ne dediyse bizimkinden t kmad, put gibi durdu yle! Hi
dn vermedi dorusu! Ben kendi adma bu Ujikov adam olmaz di
yordum, ama imdi... Valla, ne syleyeyim, bu ocukta i var... O da
bizden biri...
Lapot sntt.
"Pekl yleyse, balayalm!
Oylama yapyoruz!" diye haykrd ocuklar.
Ujikov, sobann ardnda, ban sarktm oturuyordu. Lapot oy veren
elleri sayd ve sonucu sevinle aklad:
"Evet, oy birliiyle baland saylr! Heey, Arkadi. Gnaydn!
Tebrikler! zgrsn artk!

"YARDIM EDN ZAVALLIYA

441

Ujikov krsye kt, ocuklara bakt, azm at... Ve alamaya


balad. Herkes heyecanlyd o anda. Bir ses duyuldu:
"Zarar yok, yarn anlatrsn!"
Ama Ujikov gzlerini kolunun yeniyle sildi; baktm, ac ekiyordu
besbelli. Sonunda konuabildi:
"Saolun ocuklar! Ve saolun kzlar! Ve Nataa... Ben... Yani... Her
eyi anlyorum... ey sanmayn yani... Ltfen...
Tamam, tamam," dedi Lapot ciddi bir sesle.
Ujikov bir buyrua uyarcasna ban edi. Lapot toplanty kapatt,
ocuklar krsden kmldayamayan Ujikov'a kotular. Onu hogrdklerini anlatmaya alyorlard. Ujikov'sa, onlarn bu paha biilmez
cmertliine nasl karlk vereceini bilemiyordu.
Baarl bir ameliyattan km bir doktor gibi derin bir soluk al
dm.
Aralk aynda, Zerjinski Topluluunun al yapld. Al, ciddi,
trensel ama scak duygularla dolu bir hava iinde gerekletirildi.
Altan ksa bir sre nce, ilk karn dt gnlerde, Toplulua
atanan ilk elli ye yeni giysiler, kaln paltolar iinde yoldalarna veda
ettiler ve yeni yuvalarna yerlemek zere geri geri giden admlarla
kasabadan getiler; Bir araya geldiklerinde, kk bir topluluk gibi, bir
avu tatl kara tavuk gibi grndler gzmze. Nee iinde, yanaklar
al al ve birer kardan adam gibi bembeyaz vardlar yuvalarna. Top
lulukta, tavuklar gibi nee iinde saa sola koutular, eitli rgtsel
sorunlar orasndan burasndan gagalamaya baladlar. eyrek saatten
ksa bir sre iinde bir Komutanlar Kurulu oluturdular, nc Karma
hemen yataklar sermeye balad.
Gorki'liler Topluluun alna, bando takmnn ardnda, sancak
yryyle gittiler. u anda, bugnden balayarak garip ve resmi haval
bir san olan "komn yesi" adyla anlacak yoldalarnn, kendi ar
kadalarnn konuuydular. Kuaklar aras ayrmn, ve bizdeki o zgn
saygnn ocuklarn byklerine gsterdii o gzel saygnn capcanl
bir ekilde kendini duyurmasna karn, iki kme arasnda hemencecik
scak dosta ilikiler kuruldu, bu genler, alt taraf korumaya alnm
birer "ocuk" deillerdi stelik, kendi rgtleri, kendi kurallar, kendi
z etkinlik alanlar vard ve bunlarn hepsi de onur duygulan, sorumluluk
ve grev duygulanyla yorulmutu.

442

YAAM YOLU H

Bu Topluluun ynetilmesi iinin bana verilmesi konusunda nceden


hibir ey dnlmemi ya da sylenmemi olmasna karn greve,
sanki ok doal bir gelimeymi gibi ben atandm.
Komne kyasla Gorki Topluluu son derece karmak ve ynetilmesi
g bir kurum gibi geldi bana. Gorkililer, elli yoldalarn yitirdik
lerinden, aralarna yeni yeler, neyin ne olduunu bilen kasaballar
kattlar. Yenilerin, Topluluun dzenine ve geleneklerine tpk nceden
olduu gibi hemen uymasna karn, gerek topluluk kltr ve hakiki
topluluk grnm ok daha yava varlk kazand. Ama biz, btn
bunlara alkndk.
nmzde harikulade dler uzanyordu. Kendi z Rabfak 'mz
oluturmay dlemeye baladk. Yeni bir atelye binas, yeni yaam yollan
dler olduk. Ve bir gn, gazetelerde sevgili Gorkimizin Sovyetler
Birlii'ne geleceini okuduk.

DLLER
O dnem aralktan temmuza dek harikulade gnlerle doluydu.
O gnlerde yelkenleri frtnada savrulan lgn bir gemi gibiydim, ama
gemimde her biri kendine gre harikulade olan iki Topluluk yol al
maktayd.
Zejinskililer saylarn hzla aa yukan yz elliye kardlar. Otuz
kiilik kme halinde, hepsi de sapna dek sokak serserisi, hepsi de
seilmi birer rnek olan yeni gler aramza katld. Komndekilerin
yaam, temiz, uygar bir grnm sergilemekteydi ve dardan bakan
onlann yerinde olmak bile isterdi. Onlara gptayla bakan pek ok kii
vard gerekten ama bunlardan hibiri sokak serserisi deildi.
Zerjinski'liler halkn iine, geni beyaz gmlek yakalarnn ssledii
iyi kumalardan yaplm elbiselerle karlard. Bandolan, en iyi cins
madenden yaplm aletlerden oluuyordu; borazanlannn zerindeyse,
Prag'daki nl bir mzik aleti fabrikasnn damgas vard. Komn
yeleri, ii kulplerine, eka kulplerine rahata girip kabilirler, al
yanaklan, dostluk dolu yrekleri temiz ve pak klklaryla ok ho

DLLER

443

karlanrlard. Onlarn Topluluu her zaman iin ylesine kltrl


grnrd ki, herhangi bir konuda fazla kafa yormak zahmetine kat
lanamayan baz kiiler, ii fkelenmeye dek gtrrlerdi...
"Tabi! yi ocuklar bir araya getirmiler, onlar giydirip sslemiler,
imdi de gsteri yapyorlar. Sokak serserilerini aln da grn ne olu
yor!"
Ama btn bunlara tasalanacak vaktim yoktu benim. lerimi yirmi
drt saate zor sdryordum. ki atn ardnda bir Topluluktan tekine
kouyordum; yolda geen bir saatlik sreyse zaman btemde beni zen
bir ak oluturuyordu. ocuklarmzn saflarnda zayflama iaretleri
grlmyordu geri, varsllk ve mutluluk denizinden kmyorduk hi,
ama retmenler kadrosunun can kyordu. te o dnemde, eliikmi
gibi grnmekle birlikte hl savunduum u kuram gelitirdim:
Eitilmesi en zor olan ocuklar, normal ya da normallik durumuna
getirilmi ocuklardr. Onlarn yaplar daha esnek, istemleri daha
karmak, kltrleri daha kkl, ilikileri daha okynldr. Onlar
bizden irademizin snrlan iine giren eyleri deil, gl cokulan deil,
en karmak, byk ustalk gerektiren taktikleri istemektedirler.
Topluluk yeleri de, Komn yeleri de, toplumdan soyutlanm
bireyler kmesi olduklan gnleri oktan geride brakmlard. ki top
luluk da dier rgtlerle Genlik kollan, ncler, Spor kulpleri,
Askeriye ve Demeklerle ok sk toplumsal balar oluturmulard.
Toplulukla kasaba arasnda, zerinde insanlann yan sra dncelerin,
fikirlerin ve etkileimlerin de gidip geldii saysz yol ve patika i
nenmiti.
Btn bunlar sayesinde, bizim eitbilimsel almalarmz, yeni
renklerle bezeniyordu. Disiplin ve gnlk yaantnn dzeni artk salt
benim denetimimde olmaktan kmt. Bunlar artk Topluluun ge
lenekleri haline gelmiti, gelenekse bu ii benden ok daha iyi yapyordu:
yalnzca geleneklere uyulmamas halinde, salt kavga grlt kt, ya
da biri kendini datt diye ban kaldrmakla yetinmiyor, benim, ortak
gd diye adlandrdm olgunun nclnde her an gzn ak tu
tuyordu.
O gnlerde yaantm glklerle doluydu, geleceim belirli deildi,
ama ok mutlu bir yaam sryordum. Kendi gzleri nnde varlk

444

YAAM YOLU H

kazanan ve onunla birlikte szlere dklmeyen bir gven iinde gelien


bir genlik Topluluunda yaamak bir yetikin iin anlatlmas olanaksz
bir mutluluktur. Byle bir Toplulukta, hibir ey insan zemez, can skc
olaylar, aclar bile kendilerine gre deerlidir.
Gorki Topluluu, komne gre daha yaknd yreime. Dostluk
balan orada daha gl, daha derindi, ordaki insanoullann adam
etmek daha pahalya mal olmutu, savam ok daha youndu orada.
Ayrca Gorki'lilerin daha ok eye gereksinmesi vard. Zerjinski'liler
daha batan anslydlar, nk balarnda eka'nm adamlar vard.
Gorki'lilerinse, beni ve birka retmeni saymazsak hibir yaknlar
yoktu. Bu yzden gnn birinde Gorki'lilerden tmyle ayrlacam
hi aklma gelmemiti. Byle bir olasl aklmdan bile geiremezdim,
nk byle bir aynlk, yaammn en byk talihsizlii olurdu.
Goki Topluluuna dnmek, benim iin evime dnmek gibi bir eydi,
genel kurul toplantlarnda, Komutanlar Kurulunda en karmak du
rumlar iinde, en g kararlan verirken bile dinlenirdim. te en uzun
mrl alkanlklarmdan birini o dnemde edindim, sessiz bir (tamda
alma yeteneimi yitirdim. Artk yalnzca yambamda, masamn
kysnda genlik fkran gevezeliklerin n m t eliinde rahat
alabiliyordum; yalnz bu durumda dncelerim kanat rpyor,
imgelemim iler hale geliyordu. te bu alkanlm zellikle Goki'lilere
borluyum.
Ne var ki Zerjinski Topluluu, benim giderek daha ok zamanm
almaya, daha ok ilgimi gereksinmeye balamt. Buradaki eitbilimsel
grler gibi, yaplacak iler de deiikti.
Bana gre zellikle yeni ve beklenmedik eylerden biri, Zerjinski
yneticilerinin oluturduu topluluktu. O dnemin Halk Eitim Ba
kanl alanlannn tersine, bir topluluk oluturuyorlard bunlar. Bu
topluluu ne denli yakndan izler, almalanm beni onlara ne denli
yaklatrrsa, burada depdeiik bir eyin bulunduu yolundaki sezgilerim
de o denli canlanmaya, ldamaya balyordu. Nasl yapmlard bunu,
bilmiyordum, ama bu topluluk, benim bir genler topluluunda sekiz
yldr yerletirmeye altm zellikleri tamaktayd. nanamyordum!
Yalnzca benim aklmda yeerdiini sandm, mantk ve yaznn
yardmyla, geen gnlerin dourduu btn olaylan ve o gnlerin

DLLER

445

felsefesini szgecimden geirerek oluturduum, ama hibir yerde bu


lamadm bu yzden de bulma umudunu yitirdiim bir imgeyle kar
karya gelmitim anszn.
Bu bulu, benim iin ylesine nemli, ylesine deerliydi ki, d
krklna uramaktan dm kopuyordu. Bu yzden buluumu bir giz
olarak sakladm. Bu insanlarla olan ilikilerimin hibir yapaylk izi
tamasn istemiyordum nk.
Gene bu bulu, benim yeni eitbilimsel felsefemin k noktasn
oluturdu. Zerjinski yneticilerinin oluturduu topluluun zellikleri,
o gne dek almalarmda bana rehberlik eden soyut imgede yerli yerine
oturmam, belirsiz olan ne varsa, kolayca, yaln bir biimde aklayvermiti bana; en ok da buna seviniyordum. Bir zamanlar gizemli
olan birok yreyi ayna gibi grme frsatn ele geirmi bulunuyordum.
Bu yneticilerde aydn olmann ltleri, eitim ve kltrle btnlemi
durumdayd; hi holanmadm eski Rus aydnlarnda grmediim bir
zellikti bu. Bunun byle olmas gerektiini oktan biliyordum, ama
bu niteliklerin yaayan bireylerin edimlerinde kendilerini nasl
gstereceklerini dnemiyordum. te imdi, konumay, zihinsel sreci,
gerek aydnlara zg yeni cokulan, yepyeni beenileri, yeni fkeleri
ve hepsinden nemlisi yeni bir ideallerden yararlanma biimini
inceleme frsat bulmutum. Szmona aydn, ideali, saygsz bir kirac
olarak grr, bakalarnn evinde yaayan, hibir zaman kira demeyen,
onu buna, bunu ona fitleyen, helkesi rahatsz eden yzsz bir kracdr
ideal; herkes yaknr bu kiracdan ve ondan yani "ideaT'den elden
geldiince uzak durmaya alr. Oysa imdi depdeiik bir eyle kar
karyaydm: ideal bir kirac deil, iini bilir bir yneticiydi, komusunun
iine sayg gsteriyordu, gerekli onanmlan yapyor, evini gerektiince
ve hi kimseye yk olmadan styordu; herkes onu deerli bir alan
olarak gryordu. stelik, onlarn ilkeye kar tutumlan da houma
gidiyordu. Zerjinski yneticileri ilkelere balydlar, ama baz "dostlar'm gibi ilkeyi gzlere balanan bir kara erit olarak grmyorlard.
Bunlar, ilkeyi bir l arac olarak tpk, insanlann saatlerini kul
land gibi, yani, bir yn yaz-ize bavurarak ileri srncemede
brakmadan, dncesiz davranlarda bulunmakszn kullanyorlard.
Olaan bir ilkeli yaam gryordum, sonunda, szmona aydnlarn

446

YAAM YOLU n

ilkeler konusunda gsterdikleri katla kar beslediim tiksintinin hakl


bir nedene dayandn gryordum. Nitekim, belli aydn tipi, ilkelere
bal bir davranta bulunsa, yarm saat sonra kendisi de evresindekiler
de sinir hap almak durumunda kalmyor muydu?
Daha bir yn yeni zellik tandm bu insanlar sayesinde: Hepsi de
akac insanlard; ksa ve z konuuyorlard, hazr formllerden ho
lanmyorlard; bir kanepeye uzanma ya da masaya yaylma yetisinden
yoksundular, ye son olarak, nee iinde alyorlar, ie kar snrsz bir
yonlmakbilmezlik, alakgnlllk sergiliyorlard, ne almak zorunda
braklm birer zavall pozu taknyorlar, ne de o mide bulandrc
kurban roln oynuyorlard. Sonunda, "toplumsal yapana" diye
adlandrabildiim o harikulde deerli z gzlerimle grm, ellerimle
tutmu bulunuyordum: bak alarnn ortak olduu, herkesin, yaplan
iin her evresinde bir dierinin Topluluun tm yelerinin varlnn
bilincinde olduu, hibir zaman bilgilik ya da gevezelik biimini al
mayan, yozlamayan bir bilin tad olgusuydu bu. Ve bu "toplumsal
yaptrc" bir toplant ya da konumadan nce, bakkala gidilip be kapik
karl abucak alnverecek bir ey deildi; kiinin, yanndaki insana
incelik gerei glmsemesi biiminde kendini gsteren bir iliki deildi,
gerek bir birlikti bu, hareketle iin, sorumlulukla yardmlamann bir
birleimiydi, bir gelende birliiydi bu.
Zejinski Topluluu rencileri, yneticilerinin zel bakmnn
nesneleri olarak daha batan ok iyi koullar iinde yaamaya ba
lamlard; onlara den tek grev, kendileri adna yaplm olan eyleri
kabul etmek olmutu. Ben de yetkilileri, smk mendillerinin ve dier
ufak tefek temel kurallarn gerekli olduuna inandrmak yolunda kafam
talara vurmak zorunda deildim artk.
Keyfme diyecek yoktu. Bunun nedenini ksaca yle dile ge
tirebilirim: Artk gerek eitimcileri ok yakndan tanm biri olarak,
kendi eitbilimsel kalbmn, gerek eitim yntemlerini ierdiine, ideal
saydm insan tipinin, yalnzca kendi uydurmam deil, bir d deil,
gerek, yaayan bir olgu iimin bir paras olmas nedeniyle de deerini
tmyle kavradm bir olgu olduuna sonunda inanmtm.
Topluluktaki almalarm, artk sinirden kendini yitirmi insanlar
tarafndan engellenmiyordu; iim kolay deildi geri, ama insan aklnn
stesinden gelebilecei zorluklard bunlar.

DLLER

447

Topluluk yelerinin yaantsnn, dardakilerin sand gibi bolluk


iinde, dertsiz tasasz gnlerle dolu olmadn grdm. Topluluk y
neticileri, ocuklarn bakm iin aylklarnn belli bir blmn ortaya
koyuyorlard ama bu ne bizim iimize yaryordu, ne de onlarn houna
gidiyordu.
ay geti gemedi, Topluluk, yoksulluun eiine dayand. Aylklar
geciktirdik, ocuklarmzn kamm doyurmak iin gerekli paray bile
salayamyorduk nerdeyse. Atelyeler az para getiriyordu, nk, hepsi
de ne de olsa usta yetitirmek zere kurulmu eitim yuvalaryd. Geri,
Toplulua geldiimiz ilk gnlerde ocuklarla birlikte kundura iliindeki
ara gereci sessizce kuytu bir keye ekmi, san solunu yastklarla
rterek gizlemitik ve Topluluk yneticileri bu durumu grmezden
gelmilerdi, ama teki iliklerde de bize gelir salayacak iler yoluna
koyamyorduk.
Bir gn baktm, bakanmz beni artm, gittim. atk kal,
ekingen bir yzle masann zerine bir ek koydu.
"Baka yok."
Anlamtm.
"Ne kadar veriyorsunuz?

On bin. Bu son ek. Bir yl sonra alacanz imdi veriyoruz


Baka yok, anlyor musunuz? u eyden de... adamdan da yani... iyi
yararlann. ok alkandr."
Bika gn sonra, pek de eitbilim dnyasndan gelmie benzemeyen
biri Toplulukta ordan oraya komaktayd. Ad Solomon Borisovi
Kogand. Solomon Borisovi gen saylmazd, altmna yaklamt,
kalbinden rahatszd, rahat soluk alamyordu, "sinirli"ydi, astm vard
ve de imanlk hastal ekiyordu. Ama bu adamda bir de alkanlk
hastal vard, ne yapsa ne etse yerinde duramyordu. Solomon Bori
sovi, ne bir sermaye getirdi Toplulua ne bir hammadde, ne de
yaratclk... Onunla gelen eyler, eskiden doyasya harcayamad ve
yal, eski topraktan yaplma bedeninde usanmadan mayalandrd
glerdi: ok becerikliydi Solomon Borisovi, iyimserdi, sabrlyd,
tuttuunu koparrd, insan gznden anlard; azck da balanabilir
trden bir acmaszlk vard onda ve bu zellii, duygulu bir yrek ve
inand bir fikre kaytsz artsz bal kalma zelliiyle yan yana geinip

448

YAAM YOLU D

gidiyordu. Belki de btn bunlar bir tekerlein parmaklan gibi, gururdan


oluan bir emberle bir arada durabiliyordu, nk Solomon Borisovi,
u szleri azndan drmezdi:
"Siz Kogan' tanmyorsunuz daha! Kogann kim olduunu renin,
ondan sonra konuuruz!"
Haklyd. Kogan' yava yava tandk ve "te esiz bir insan! dedik.
Onun yaam deneyimlerine ila gibi gereksinmemiz vard. Ama unu
da sylemek gerekir ki, bu deneyimler zaman zaman kanmz don
duracak bir biimde kendilerini gsterirdi ve gzlerimize inanamaz
dk.
Solomon Borisovi bugn kasabadan bir araba kereste getirdi.
"Ne yapacaksn bununla?
Ne yapacakmm? Bir ambar yapsak ne olur? Yapm Mhen
dislii Okulundan eya siparii aldm, bu eyay bir yere koymak gerek,
deil mi?
Neden bir yere koyalm ki? Eyay yaparz, okula gndeririz.
Hih-hih-h! Siz onun okul olduuna inanyor musunuz gerekten?
Okul mokul yok orda, hepsi uydurma hayali okul! Zaten gerekten
okul olsayd ben yanma bile uramazdm.
Yani okul deil, yle mi?
Okul nedir? Kendilerine ne ad takarlarsa taksnlar, bizi il
gilendirmez! Burada nemli olan ne, biliyor musunuz, adamlarn pa
ralar var. Eh, paralar var diye eya istiyorlar. Eyay ortalk yere
atamazsnz ya, eya dediin zerinde bir dam ister. Yalan m? Onlarsa
dam yapamazlar nk duvarlan yok.
Ambar mambar yapmak yok!
Ben de onlara yle dedim zaten. Zerjinski Topluluu sradan bir
Topluluk deil diyorlar, mek bir kurum olarak gryorlar buray. Depo,
ambar yapmaya harcayacak zamanmz yok bizim dedim. Baka iimiz
yok mu sanyorsunuz dedim.
Eee, onlar ne dedi?
Olmaz, bir depo yapacaksnz, diyorlar. Eee, baktm bu kadar
merakllar yaptrmaya, 'bu i size yirmi bine patlar,' dedim. Ama is
temiyorsanz, siz bilirsiniz! lik diye yanp tutuurken ambar yapmak
olur mu, olmaz."

DLLER

449

ki hafta sonra Solomon Borisovi bir montaj atelyesi ina etmeye


balad. Temel kazld, marangozlar duvarlar akmaya baladlar.
"Solomon Borisovi, montaj atelyesi yapacak paray nerden bul
dun?
Nerden mi? Size sylemedim mi? Bizim hesabmza yirmi bin
yatrdlar!
Kim yatrd?
Size szn ettiim okul.
Ne paras?
Ne Paras? Adamlar depo istiyor! Brak istesinler! Onlardan bir
depo mu esirgeyeceiz?
Ama bak Solomon Borisovi, burda bir montaj atelyesi ina
ediyorsunuz, depo deil!"
Solomon Borisovi'in artk sabr tamt.
"p babann elini! Depoya gereksinmemiz yok diyen kimdi peki?
Siz deil miydiniz?
Paray geri vermeliyiz."
Solomon Borisovi kalarm att.
"Bu kadar beceriksiz olmayn rica ederim! Kendisine verilmi bir
paray, nakit paray geri eviren adam grdnz m mrnzde? Sizin
sinirleriniz salam, buna dayanabilirsiniz belki ama ben hasta bir
adamm, sinirlerimi harap edemem. Bunca paray geri veremem!
Ama gelip grecekler!
Anton Semyonovi! Okumu yazm akll bir adamsnz, deil
mi? Gelip ne grecekler yani? sterlerse yarn gelsinler hemen! Burada
almakta olan ustalar grecekler! Adamlarn montaj atelyesi ina
ettiini, bunun bir montaj atelyesi olduunu nerden bilecekler,
sorarm?
Peki atelye ilemeye balaynca ne olacak?
Beni almaktan kim alkoyabilir? naat Mhendislii okulu
benim almama engel olabilir mi? stelik ister bir depoda alrm,
ister ak havada, kim karr? Bununla ilgili bir yasa m var? Hayr
yok!"
Solomon Borisovi'in mantyla yarmak olanakszd. Ondaki
mantk deil, mthi gl bir ahmerdand sanki, nne gelen tm
engelleri ayordu. Sonunda direnmeyi braktk, nk tm direnme

450

YAAM YOLU II

giriimleri daha bavermeden eziliyordu. Baharda, iki atmz geceleri


ayrlarda geirmeye balar balamaz Vitya Gorkovski bana sordu:
"Solomon Borisovi ahrda ne yaptryor?
Bir ey mi yaptryor?
Balam bile. Kazan gibi bir ey yerletirmi baca yapyor.
ar gelsin bana!"
Solomon Borisovi, her zamanki gibi st ba ya pas iinde, su gibi
terlemi ve de soluk solua kageldi.
"Ne yaptryorsun orda?
Orda m? Ne olacak, dkmhane yaptryorum!
Dkmhane mi? Ama dkmhaneyi hamamln arkasna
yaptracaktk?
Neden hamamln arkasna yenibatan bir bina yapalm, burda
bir bina var ya?
Solomon Borisovi!
Adm m reniyorsunuz? Ne oldu imdi?
Atlar n'olacak? diye sordu ordan Gorkovski.
Atlar darda, temiz havada oturup kalkabilir. Yalnz sizin mi
temiz havaya gereksinmeniz var? Atlar hi dnmyorsunuz yani!
Ne biim efendisiniz siz!"
Dorusunu sylemek gerekirse, ne diyeceimizi armtk. Ama
Vitka saldrlarn srdrmeyi baard:
"Kn ne olacak peki?"
Solomon Borisovi annda susturdu onu:
"Kn geleceini nerden biliyorsunuz?
Solomon Borisovi!" diye haykrd bu kez Vitka.
Solomon Borisovi bana msn demedi.
"Hem, k gelirse gelsin buyursun, ne olacak? Ekimde bir ahr ina
edemez miyiz? Senin iin ne fark eder? Hemencecik iki bin ruble
harcamaya can atyorsun herhalde?"
Gs geirip boyun emekle yetindik. Solomon Borisovi bize acm
olsa gerek, parmaklarnn da yardmyla biraz daha aklama yapmaya
balad bu kez:
"Mays, haziran, temmuz, sonra ne geliyor austos, eyll...
Sznn burasnda durdu, sonra daha da tutkulu bir tavrla saymasn
srdrd:

DLLER

451

"Ekim... Dnsenize, alt ay! Alt aya kadar kim le, kim kala!
stelik, alt ayda iki bin ruble, iki bin ruble daha getirir. Ve stelik, ahu:
alt ay boyunca bombo duracak yle! Akl kn m bu? Sermayemizi
donduracak myz yani!"
Solomon Borisovi, donmu sermayeden sz ederken son derece
masum havalara brnd.
"Beni uyku tutmaz," dedi. "Yaplacak bunca i varken, nasl uyur
insan? Her bir dakika, herhangi bir mli deerdir, bir i demektir. n
sanlarn bunca uzun sre uyumasna kim karar vermi anlamyorum!"
Dndk, daha dn bizden yoksulu yoktu, imdiyse Solomon Bo
risovi ortal keresteye, demir ve tezgahlara bomutu. gnlerimiz
srekli olarak u szlerle balyor ve bitiyordu: tavsiye mektubu, ek,
avans, fatura, on bin, yirmi bin. Solomon Borisovi, Komutanlar Kurulu
toplantsnda ocuklarn, pantolon iin yz ruble gerektii konu
sundaki isteklerini, bylesi acnas miktarlar dudak bkerek, azarlamal
bir yzle dinlerdi.
"Bu konuda konumaya ne gerek var? ocuklara pantolon gerek,
ama yz rublelik deil... onlar be para etmez... pantolon iin bin ruble
gerek!
Peki nerden bulacaz paray diye sordu ocuklar.
Elleriniz var, kafanz da var. Kafalarnzn ne ie yaradn sorun
kendinize bakalm. apka giymeye mi yaryor bu kafalar? Hayr efendim!
Atelyelerde eyrek saat fazla aln, size hemen bin ruble, hatta,
kardnz ie gre belki de daha fazla bulacam."
Solomon Borisovi, daha ok depoyu andran entipften atelyelerini
elden dme ucuz tezgahlarla, ve yasaklardan oluan iplerle birbirine
balanm er p trnden ne varsa onunla doldurdu, ocuklar da
kafalarm sevinerek bu plere gmdler. Neler yaplmyordu ki bu
iliklerde? Toplant masalar m istersiniz, karyola m, yadanlk m,
ksa pantolon mu, gmlek, sra, sandalye ya da yangn sndrme musluu
mu... Ne isterseniz, hem de ne kadar isterseniz emrinizdeydi. nk
Solomon Borisovi'in sanayisinde iblm doruuna varm bulu
nuyordu.
"Demek marangoz olmak istemiyorsun, ha? Biliyorum, ma
rangozluu sevmiyorsun, doktor olacaksn sen. Tamam, senden sandalye

452

YAAM YOLU H

isteyen yok, yalnzca sandalyenin ayaklarn yaparsn, olur biter. Sana


iki ayak bana bir kapik veririm, gnde elli kapik kazanabilirsin. Karn
yok, ocuun yok..."
Komutanlar Kurulundakiler kahkahay basyor, Solomon Borisovi'i
odunculuu ekici klmakla suluyorlard, ama snai-mli tasarmz
oluturmu bulunuyorduk ve u anda bundan daha nemli hibir ey
yoktu.
Topluluk yelerine cret verilmesi ii, eitbilim diye bir ey yokmu,
eytan denen eyin ad hi duyulmam gibi, ylesine balatld.
retmenler, Solomon Borisovi'in dikkatini cretin eitbilimsel anlam
ynne ekmeye altnda, bizimki u yamt veriyordu:
"Grevimiz, akll insanlar yetitirmektir umarm. Bedavaya alan
insan akll olabilir mi, sorarm size?
Peki ama fikirlere hi nem vermiyor musunuz, Solomon Borisovi?
nsan cret alnca, aklna yle ok fikir gelir ki, bunca fikri ne
yapacan bilemez. Ama paras olmadnda tek bir fikir vardr aklnda:
kimden dn alacan dnmektedir. Yalan m?"
Solomon Borisovi, bizim alma topluluumuzda ok yararl bir
maya oluturmutu. Onun mantnn yabanc ve sama olduunu bi
liyorduk, ama lmcl darbeleri ylesine tasasz, ylesine abucak
savuturuyor, nyarglarm elle tutulur gereki zmlerle ylesine
geerli klyordu ki, deiik trden bir sanayi biimi uygulamamz
kanlmaz oluyordu.
Zerjinski Topluluu derin bir yalnlk iinde ve nerdeyse hi aba
harcamadan kendi kendine yeter duruma geldi. Bu sre, ylesine
grltsz patrtsz gerekleti ki, bunun, kazanlm bir utku olduunu
bile fark etmeyecektik nerdeyse. Solomon Borisovi, bouna konu
muyordu:
"Ne? yz elli topluluk yesi kannlann doyuracak paray kazanamaz
m? Ayp ettiniz! Elbette kazanrlar! Ama ampanya istemiyorlar
herhalde, deil mi? ncik boncua dkn karlan da yok bildiim
kadaryla?"
ocuklar, er aylk snai-mli planlarn bir biri ardna ve elbirliiyle gereklitiriyorlard. Topluluk yneticileri de her gn bizimle

DLLER

453

birlikteydi ocuklarla birlikte her ie el atyor, basit karmak demeten


deii gedii tamamlyorlar, Solomon Borisovi'in tecimci eilimlerinin,
retilen rnlerin dk kaliteli olmasnn, ya da bozuk kan mallarn
getirdii sorunlarn zmlenmesi abalarnda bize katlyorlard.
ocuklarn retim etkinliklerinin her geen gn biraz daha karmak
olmas, Solomon Borisovi'e eletirici bir yaklam sergilemeleri so
nucunu douruyordu. Ama Borisovi'in yant hazrd:
"Bu da nesi? Bunlarn bilmedii yok! Analarnn kamnda ren
miler her eyi! Bana Harkov motor fabrikasnda ilerin nasl yr
tldn retmeye kalkyorlar! Harkov Motor Fabrikasn ne bilir
bunlar?"
Bu arada herkesin benimsedii bir slogan dalgalanmaya balad:
"Fabrika isteriz!"
Fabrika, her geen gn daha hararetli konumalara konu oluyordu.
Cari hesabmza binlikler eklendike, kendi z fabrikamza kavuma
hevesleri, bu iin en iyi biimde nasl gerekleeceine ilikin ayrntlarla
zenginleti. Ama btn bunlar, biraz daha sonraki dnemlere rastlayan
etkinliklerdi. Zerjinski'liler, Gorki'lilerle sk sk grrd. Tatil gn
lerinde mfrezeler halinde birbirine konuk olur, futbol, voleybol, ve
gorodki1 oynar, birlikte yzer, ski yapar, yrylere kar, tiyatroya
giderlerdi.
ki Topluluk eitli nedenlerle, rnein Genlik Kolu ve nc ta
limlerinde bir araya gelirlerdi. Ayrca birlikte gezmelere, kutlamalara,
tarihsel yaplan grmeye giderdik. Byle gnler, ok mutlu olur, gerek
utkunun tadna varrdm. Ve bu utkunun benim sonum olacan ok
iyi biliyordum.
Byle gnlerde, her iki Topluluk iin, giyilecek giysilerden, buluma
yerine ve zamanna dek her eyi kapsayan genel bir buyruk karlrd.
Gorki'lilerle Zerjinski Topluluu yeleri birmek giyinirlerdi: setre
pantol, tozluk, geni beyaz yaka ve apka. Byle durumlarda bir gn
ncesinden Zerjinski Topluluunu Krgzov'a teslim eder, Gorkide
kalrdm ben. Yolculua saat koyarak Kuryaj'dan yola kardk,
Top yerine kk ktklerle oynanan bir eit kuka oyunu.

454

YAAM YOLU H

Kolodnaya tepesinden kasabaya inerdik. Buluma yerimiz hi


deimezdi; tm Ukrayna Merkez Yrtme Komitesinin tam nnde
Tevelev Meydanna alan asfaltn banda buluurduk.
Gorki Topluluu, her zamanki gibi kasaba sokaklarm ssler, ha
rikulade gzel bir grnm sergilerdi. Altar sra olurduk, tm caddeyi
kaplar, tramvay raylarna bile taardk. Arkamzda bazen on tramvay
kuyruk olurdu, vatmanlar barp armaya, anlarn durmadan
almaya koyulurlard ama sol kanattaki ufaklklar, grevlerinin bi
lincindeydi, byk bir ciddilik iinde uygun adm yrmelerini srdrr,
azck yavalar, bazen kaldrmlara utanga utanga bakar ama
tramvaylar da, vatmanlar da, zilleri de umursamazlard. En arkada,
gen flamay tayan Pyotr Kravenko yrrd. Halk ona ayr bir merak
ve honutlukla bakard, ocuklar evresine rd de, utanga Pyotr
gzlerini yere indirirdi. Flamas, vatmann burnunun tam dibinde
dalgalanrd; Pyotr, tramvay anlarnn kulaklarn sau- eden grl
tsyle dolu bir havada uuyor gibi grnrd.
Rosa Luxemburg Meydannda taburlarmz nihayet tramvay ray
larndan ayrlrd. Tramvaylar birer birer yanmzdan geerken, yolcular
pencerelerden ocuklara gler, parmaklarn ve balarn sallayarak 'sizi
gidiler1demek isterdi; ocuklarsa dimdik duran bedenlerini bozmakszn,
admlarn kartrmakszn ocuksu, yaramaz glcklerle yantlard
onlar. Neden glmesinlermi? nsan hemehrisiyle akalaamaz m,
zararsz bir oyuncuk yapamaz m? Onlar bizim hemehrilerimiz, iyi
insanlar, gzel insanlar; dkknclar artk kukuyla bakmyor ki bize?
Kentin sokaklarnda birer efendi olarak yryoruz artk, "slahevi
kdemlileri" olarak deil, birer Topluluk yesi olarak, Gorki'li olarak
yryoruz.
Tevelev Meydanna saptmzda bayrn bana geldik demektir.
Zerjinski flamasnn ucu grnmtr. te beyaz yakalar, ciddi, bildik
yzlerden, sallanan kollardan oluan uzun sralar grnd; ve ite mzik!
Krgzov'un tugay bu. Zerjinski'liler bizi sancak selamyla karlyorlar.
Bir an sonra yry maryla gkleri gmbrdetecek olan bandomuz,
onlar yantlayacaktr.
Krgzov'un raporunu vermesine yetecek kadar ksa bir sre iin iki
Topluluk karlkl duracak, bu arada t karmayacaktr. Sonra birden

DLLER

455

sralar bozulacak, ocuklar arkadalarna kouacak, eller sklacak,


kahkahalar, akalar duyulacaktr. Faust'u anmsyorum. Kurnaz Teuton
beni ne kadar kskansa yeridir! Hi de ansl deilmi o zavall doktor,
yanl bir a semi kendine!
Bir tatil gnnn akamnda Zejinski'de miyim, bir bakardm Mitka
Jeveli bana gelmi, n n tyor:
"Haydi Gorkililere gidelim! Bu akam Potemkir Zrhls'm
gsterecekler. Herkese yetecek kadar yiyecek de vardr naslsa."
Byle durumlarda, iki Topluluun bandosundan oluan byk bir
orkestrayla mlardk Podvorki'yi. Grltmz, gecenin ge vakitlerine
dek srerdi; yemekhanede, yatakhanelerde, demek binasnda konu
malar bitmek bilmez, bykler ilk yllarn olaylarn anlatr, kkler,
onlar gptayla dinlerdi.
Nisann ilk gnlerinden sonra en ok konuulan konu, Gorki'nin
gelii olmutu. Aleksi Maksimovi, temmuz aynda zel olarak Harkova
geleceini, Toplulukta gn kalacan yazmt bize. Aleksi Maksimovi'le uzun sredir dzenli yazyorduk. ocuklar, onu hi gr
memilerdi geri ama onun kiiliini saflarnda duyuyorlar, bu imgeyle,
annesinin imgesi karsnda sevinten uan ocuklar gibi couyorlard.
Yalnz ve yalnz ocukluunda aile yaantsndan yoksun kalm bir kii,
yaamn yollarnda, snacak kck bir scak barnak olmakszn
yrm biri dnyann bazen ne denli deiik grndn anlayabilir,
yalnz ve yalnz byle bir kii, byk bir insann, zengin, cmert yrekli
bir insann gsterdii ilgi ve sevecenliin deerini kavrayabilir.
Gorki'liler, sevecen duygular dile getirmeyi bilmiyorlard. nk
sevecenlik onlarn eriemeyecei kadar deerli bir eydi. Onlarla sekiz
yl birlikte yaadm, ocuklarmn pek ou bana baya balandlar,
ama bu sre inde ilerinden hibiri genel olarak anlalan anlamda
sevecenlik gstermedi bana. Onlarn duygularn, kullanmasn yalnz
ve yalnz benim bildiim gerelerle lmeyi rendim: derin bir bak
rnein, yanaklarn anszn kzarmas, uzak bir keden beni izlerken
gsterdikleri ilgi, azck bouk bir ses tonu, beklenmedik bir rastlamada
btn bedenle sergilenen ani bir sevin... ite, edindiim bu beceri,
ocuklarn Gorkiden sz ederken duyduu o tanmlanmas olanaksz

456

YAAM YOLU II

sevecenlii, onun gelmesinin dourduu o ksa yaknlamadan kay


naklanan yreklerde gml sevinci gzlemlememe olanak tand.
Gorki'ninToplulua gelmesi dllerin en byyd. Bize gre hak
edilmi bir dl deildi bu, gerekten deildi! stelik bu byk dl btn
lkenin bu byk yazan karlamak zere sokaklara dkld bir anda,
bizim minicik Topluluumuzun, koskoca bir halkn cokulan arasnda
yitip gidecei bir anda veriliyordu bize.
Topluluumuz yitip gitmemiti ite, ok duygulandrd bizi bu, ve
yaammza ok byk bir deer kazandrd.
Gorki'yi karlama hazrlklarmz, mektubunu aldmz gnn
hemen ertesinde balad. Gorki bize cmert bir armaan sunmu,
Kuryajn eski gnlerinden kalma iyilememi yaralanmz sarmamz
olanakl klmt.
te tam o sralarda, etkinliklerimin hesabn vermek zere yukanya
anldm. Eitbilimsel inanlanmn ieriiyle gili bir yn eitbilimsel
bilgelik dktrmem isteniyordu. lkelerimin neler olduunu bildirmem
isteniyordu. Byle bir soruturma iin bol bol gereke de toplanmt.
Ne balanma bekliyordum ne hogr, ama gene de keyifli keyifli
hazrlandm.
Sonunda, yksek tavanl geni bir salonda, peygamber ve azizlerden
olumua benzer bir krulun nnde buldum kendimi. Gerek bir kar
dinaller kuruluydu bu ne fazla, ne eksik. Burada, dolambal fikirlere,
yuvarlak szlere, ssl psl incelik gsterilerine, eski kubbelere ve
ypranm koltuklara sanlp paketlenmi fikirler alnp veriliyordu. Ama
bu peygamber ve azizlerde ne beyaz sakal vard, ne adlan nlyd ne
de byk bulularda bulunmulard. Balanna birer hle takmaya, el
lerine kutsal birer Tanr buyruu almaya ne haklan vard peki? Ama
ne de olsa yal mteriydi bunlar, yaamn nimetleri datlrken kapnn
ardnda dikilmilerdi.
Hibir Profesr aikin kadar hani birka yl nce aklma bir ehov
yks getiren aikin kadar etkin deildi.
aikin konumasn bitirirken iler tutar yanm brakmad:
"Yolda Makarenko, eitim srecinin, grev fikri temeline otur
tulmasn istemektedir. Evet, "toplumsal" sfatn da ekliyor grev
szcnn bana ama bu, yoldalar, bu fikrin ierdii z bizden

DLLER

457

gizleyememektedir. Yolda Makarenko'ya, grev fikrinin tarihsel


kaynaklaryla ilgili ayrntl bir inceleme yapmasn neririz. Bu, kar
ilikilerine kaynaklk eden bir fikirdir, tmyle tecimsel bir yap gsteren
bir fikirdir. Eitbilim, yaratc glerin, eilimlerin, karar verme ve
ynelme yeteneinin zgr bir biimde ortaya kmasn olas klacak
bir eitim amalamaktadr, bir karclk gereci olan grev fikri
alamay erek edinmemitir.
"ki rnek kurumun saygn mdrnden bugn burada, onur duy
gusunun yeertilmesi gerektii grn, byk bir aknlk ve zntyle
iitmi bulunmaktayz. Bu gre kar durmaktan baka hibir ey
yaplamaz. Sesini, bilimin sesiyle birletiren insanlar, birtakm ayr
calklarn, niforma ve apoletlerin canl birer kalnts olan bir kavrama
dnmeye raz olamaz.
"Burada, mdr beyin, sanayiyle ilgili btn grlerinin
tartmasna giremeyiz. Maddi adan iyi durumda olmak bakmndan
yararl bir drt uyandrabilir bu belki, ama eitbilim ilmi, sanayiyi,
eitbilimsel etkileme elerinden biri olarak kabul edemez; hele hele
sz konusu kiinin, 'snai-mli plann, en iyi eitici' olduu yolundaki
grlerini hibir ekilde onaylayamaz. Bu tr kuramlar, emek eitimi
fikrinin basitletirilmesinden baka bir ey deildir."
Daha birok kii konutu, ve birok kii, eletirici bir suskunlua
gmld. Sonunda burama geldi, barda taran son damlada patladm,
alevlere iemdeki tm benzini boca ettim.
"Belki de haklsnz," dedim. "Belki de hibir zaman sizinle anla
amayacaz. Ben, sizi anlamyorum! rnein kiinin kendiliinden
harekete geme yetisini, Tanr bilir nerden kazanlm bir esin olarak
gryorsunuz. Durup dururken, bombo otururken kazanlverecek bir
yeti sizce bu. te ncdr sylyorum, kendiliinden harekete geme
yetisi, gerekletirilecek bir i ve bu ii yapma sorumluluu, boa zaman
harcamama sorumluluu, topluluun gereksinmelerini karlama, toplu
bir yaant oluturma sorumluluu duyulduu zaman edinilebilir ancak.
Ama siz beni anlamyorsunuz, ksr, alma ediminden soyutlanm
bir kendiliinden harekete geme yetisinden sz edip duruyorsunuz. Size
gre insan gbeine bakacak, bakacak ve birden byle bir yetenekle
donanverecek!

458

YAAM YOLU H

Aman ne fkelendiler, bana nasl barp ardlar, o havariler nasl


da ne diyeceklerini ardlar, tahtalara vurup kulaklarn ektiler!
Sonra baktm pr nee atei krklemekteyim, baktm olan olmu,
torba dolmu ve de artk yitiricek hibir eyim kalmam, bu kez onlarn
bardaklarn ben tardm:
"Siz ne eitimden anlarsnz ne de kendiliinden alma, harekete
geme yetisinden! Hibir ey bilmiyorsunuz bu konuda!
Peki siz, eitbilimcilerin bu konuda sylediklerini biliyor mu
sunuz?
Biliyorum.
Hayr, bilmiyorsunuz!"
Defterimi kardm ve tane tane okumaya baladm:
"'Kendiliinden harekete geme yetisi, gl durumda geri ekilme
ve sk disiplini koruma sayesinde gerekleir."'
Havariler bir an, yalnzca bir an iin kendilerine gelir gibi oldular
ama sonra yle haykrdlar:
"Geri ekilmenin bu ile ne ilgisi var?
Disiplinle kendiliinden harekete geme yetisi arasndaki ilikiye
dikkatinizi ekmek istemitim. Bir de ben, gl durumdayken geri
ekilmek zorunda olduumu bildiriyorum size."
Havariler gzlerini krptrdlar, sonra aralarnda fsldatlar,
ktlarn hrdattlar. Sonunda kardinaller kurulu oybirlikli kararn
aklad:
"nerilen eitim sreci dizgesi, doru bir eitim dizgesi deildir."
Aralarnda dostlarm da vard ama hepsi sustular, tartmay dikkatle
dinlediler, notlar aldlar ve karar beklemeden ayrldlar.
O gece ge vakit dndk Toplulua. Birka retmen vard yanmda,
Komsomol Brosundan birka kii vard. Jorka Volkov yol boyunca
sylendi durdu:
"Nasl byle konuabilirler! Kendilerini ne sanyorlar! Onur diye bir
ey yok mu yani, Topluluun onuru diye bir ey yok mu? Onlara gre
yok!
Siz onlara bakmayn Anton Semyonovi, dedi Lapot. Bir avu
can sknts bu adamlar, baka bir ey deil!
Baktm yok," diye avuttum ocuklar.
Aslnda sorun zmlenmi bulunuyordu.

DLLER

459

Hii tnmadan, ve Topluluktaki genel havann bozulmasna asla


meydan vermeden toparlanmaya baladm. Dostlarm bu Topluluktan
elden geldiince abuk karmalydm. Yeni bir dzende yaama
skntsna katlanmalarn nlemek ve Topluluktan ayrlma kar
kacak kimse brakmamak bakmndan son derece gerekliydi bu.
Ertesi gn Yuryev'e istifam verdim. Dnceli bir suskunluktan
sonra tek szck etmeden elini uzatt bana. Ama tam ben odasndan
karken akl bana geldi.
"Dur bir dakika! Ama Gorki geliyor?
Gorki'yi benden baka kimsenin buyur etmesine izin vereceimi
sanmyorsunuz herhalde!
Hah, ben de onu demek istiyorum."
Kalkt, volta atmaya balad.
"Allah kahretsin! Allah cezasn versin!
Hayrola?
Ben de burdan defolup gideceim!"
Onu bu iyiniyetiyle babaa braktm. Koridorda yetiti bana.
"Anton Semyonovi, dostum, bu senin iin hi de kolay olmasa gerek,
ha?
Al bundan da on paralk! diye gldm. inizi kemiren nedir, ha?
Ah siz aydnlar! Tamam, merak etmeyin, Gorkinin ayrld gn
kacam Topluluktan, dizginleri Jurbine vereceim, dilediinizi ya
parsnz...
Eh, n'apalm...
stifamdan Toplulukta kimseye sz etmedim. Yuryev de olay yay
mayacana sz verdi.
Fabrikalara, patronlara, ekaclara koturup duruyordum. Byk
ocuklarn Topluluktan ayrlmas sorunu oktandr tartlmaktayd,
bu yzden kimse armad. Dostlarmn yardmyla Gorkililere Harkov'daki fabrikalarda i, kasabada ev bulmakta glk ekmedim.
Ekaterina Grigoryevna'yla Gulyaeva bu konuda artk ustalam elleriyle
ocuklara eyiz hazrlamaya koyuldular! Gorki'nin gelmesine daha iki
ay vard, bunca zaman bize yeter de artard bile.
Byklerimiz, birbiri ardna dnyaya tandlar. Gzleri yalyd
bizden ayrlrlarken, ama zgn deillerdi, nk gene greceimizi
biyorlard. Onlar onur ktalaryla, mziklerle ve de Gorki sancayla

460

YAAM YOLU D

uurladk, ite Taranets, Volokhov, Gud, Lei, Galatenko, Fedorenko,


Korito, Volkov kardeler, Lapot, Kudlati, Stupitsin, Soroka ve daha
birou byle ayrld aramzdan.
Koval'la anlaarak bazlarn Toplulukta ayla baladk, bylece
Topluluu lidersiz brakmam oluyorduk. Rabfak'a hazrlananlann
hepsini, gze kadar kalmalan iin Zerjinski Topluluuna aktardm.
Panik yaratmamak iin retim kadrosu daha bir sre Toplulukta
kalacakt. Yalnz Koval durmad, son gn beklemeden kyne dn
d.
Bu dnemde zerime yadrlan tm dller arasnda hi bek
lemediim bir deerli dl vard: Drt yz kiilik yaayan bir Topluluun
kolay kolay yok edilemeyeceini renmi bulunuyordum. Aramzdan
aynlanlarn yerine hemen yenileri geldi, kendilerinden nce gelenler
kadar canl, akll iyimser ocuklard hepsi. Topluluk yelerinin
oluturduu saflar, savamakta olan asker saflan gibi sklat. Topluluk,
deil lmek istemek, bunu aklnn ucundan bile geirmeye niyetli deildi.
Doyasya yaad Topluluk, dmdz raylan zerinde hzla ilerleyerek,
Aleksi Maksimovi'i karlamaya vargcyle ve en scak duygularla
hazrlanarak srdrd yaantsn.
Gnler geiyordu. Ah, ne mutlu gnlerdi onlar. Gnlerimiz iekler
gibi almayla alyordu, glmsemelerle, gelecein ne getireceini
bilmenin rahatlyla, scak, dosta szlerle balyordu. Yapacamz
ii', bir gkkua gibi uzanyordu nmzde, dlerimiz, fen* lambas
gibi gkleri tanyordu.
Her zamanki gibi inanl, sevinli gnler, bizi bayrammza, tari
himizin en byk bayramna yaklatnyordu.
Sonunda o gn geldi.
Sabahn erken saatlerinde Topluluun etraf piknik yeri gibi kasaba
halk, otomobiller, yetkililer, byk bir basn ordusu, fotoraf ve si
nemaclarla doldu. Binalar, bayrak ve ieklerle sslenmiti. ocuk
larmz, usuz bucaksz bir sra oluturdu. Aktir karayoluna bir atl
gnderildi, avluya onur ktas yerletirildi.
Uzun boylu byk adam Gorki, otomobilden indi, sana soluna
baknd, titreyen parmaklarm o gr ii bynda gezdirdi ve glmsedi.
Heyecanland belli oluyordu, bu bilge yzl, dost gzl adam, duy
gulanmt.

SONDEY

461

"Merhaba!" dedi. "Sizin ocuklarnz bunlar m? Evet! Haydi, gidelim


yleyse!"
Sancak selam, ocuklarn havada rzgar gibi slk alan elleri, ltl
gzleri, ak yrekleri... Btn bunlar, konuumuzun nne hah gibi
serildi birden.
Gorki, saflan dolamaya balad....

SONDEY
Aradan yedi yl geti. Bu anlattklarmn hepsi tarih oldu imdi.
Gorki'yi gtren trenin kalkt gn dn gibi anmsarm hl.
Duygularmz ve dncelerimiz treni izlemekteydi, ocuklarn gzleri,
daha hl aynl szlerinin scaklyla panldyordu ve imdi kk bir
i beni beklemekteydi. Gorki'liler ve Zerjinski'liler platform boyunca
sra olmulard, iki bandonun borazanlar, ve sancaklarn tepelikleri
pnl prl palyordu. Rizhov'a giden banliy treni kar platformdan
hareket etmek zereydi. Jurbin bana geldi:
"Gorki'liler trene binebilir mi?
Evet."
ocuklar yanmdan koarak trene doru gittiler, pirin alg aletleri
yanmdan geti, ipek ilemeli eski flamamz yanmdan geti. Bir de
baktm, trenin tm pencerelerinden kme kme kzl erkekli ocuk
sarkyor. Gzlerim ksp bana baktlar, seslendiler:
"Anton Semyonovi, bizim vagona gelin!
Gelmiyor musunuz? Zejinski'ye mi gidiyorsunuz?
Yarn bize, Toplulua geleceksiniz, deil mi?
O zamanlar glydm. Kklere glmsedim. Jurbin yanma
geldiinde, "izine ayrlmam nedeniyle Topluluk mdrlnn kendi
ynetimine verildiini bildiren kd uzattm.
Jurbin kda bo gzlerle bakt.
"Yani her ey bitti mi?
Evet, dedim.
Ama... nasd..." diye sze balad Jurbin ama grevlinin kulaktan
sar eden dd, gerisini getirmesine olanak tanmad. Elden ne gelir
gibilerden bir hareket yapt, tren pencerelerine arkasn vere vere y
rd.

462

YAAM YOLU H.

Banliy treni hareket etti. Salkm salkm ocuk, bir bayram


yayormuum gibi nmden geti. "Hoakal! diye seslendiler bana,
ikier parmakla da apkalarn kaldrarak aka yollu selamladlar beni.
Son pencerede Korotkov vard, suskun bir glmsemeyle elini apkasna
gtrerek selam verdi.
stasyon meydanna gittim. Zerjinski'liler sra olmu beni bekli
yorlard. yryn diye iaret ettim, kenti geerek Toplulua doru
yrmeye baladk.
Kuryaj'a bir daha hi ayak basmadm.
*

O gnden bu yana yedi uzun yl geti; bu sre, yedi arlk ylndan


ok daha uzun bir sreydi. Bu dnemde insanlarmzda yepyeni adeleler
geliti, ve yeni aydnlarmz ortaya kt.
Benim Gorki'lilerim de byd, adam oldu ve lkenin drt bir yanna
yle bir daldlar ki, imdi ben bile onlar imgelemimde de olsa
bir araya toplamakta glk ekerim. Trkmenistan'da, byk bir yapm
projesini stlenmi bulunan mhendis Zadorov'u bulmak olanaksz;
zel Uzak Dou Ordusunda doktorluk yapan Vernev'i de, Yaroslavl'da
doktorluk yapan Burunu da arp konuamam. Nisinov'la Zoren bile,
o ufaklklar bile kanatlarn hrdata hrdata utular yanmdan ama
bu kanatlar artk eitbilimsel hogrmn, taze fizleri deil, uaklarn
elik kanatlan artk. elaputin de pilot olacam diye tutturduunda
haksz deilmi. imdi Kuzey Buz Denizinde gemici olan aabeyinin
izinden yrmek istemeyen urka Jeveli de pilot oldu.
Zaman zaman be dakikalna Toplulua urayan dostlarm so
ruyorlar:
"Sokak ocuklan arasnda ok yetenekli olanlar varm diyorlar,
yaratc ocuklar yani... Yazar, ya da sanat kt m?"
Elbette yazarlar vard aramzda, sanatlar da vard, onlarsz bir
Topluluu nasl yaatabilirdik, duvar gazetemizi nasl karabilirdik
onlarsz? Ama burada zlerek itiraf etmeliyim ki, Gorki'lilerden yazar
kmad, sanat kmad; bunun nedeni, yeterince yetenee sahip olmamalan deildi, baka nedenler vard yaam ve gnlk sorunlar
onlann ortaya kmasna engel oldu.

SONDEY

463

Karabanov hibir zaman bir tarunbilimc Olmad. Rabfak'n tarm


blmnden diploma ald geri ama yksek tahsil yapmad. Bir gn bana
itenlikle u szleri syledi:
"Msr yetitirip de ne olacak! Bu ufaklklar olmazsa yaayamam
ben! yle ok ufaklk babo dolayor ki ortalkta! Snacak kanat
arayan yle ok ocuk var ki! Siz bu ie ba koydunuzsa Anton Semyonovi, ben de koyarm, diyorum."
Bylece Semyon Karabanov toplumsal eitim yolunu seti; Semyon'un payna den ocuklarn, bu savama ba koyan oununkine
gre ok daha etin olmasna karn, o yoldan ayrlmad. Semyon,
"emigov'un kz"yla evlendi, yanda, tpk anas gibi kara gzl,
babas gibi tutkulu bir olu vard. Gzel bir gnde, Semyon'un
rencilerinden biri dorad yavruyu. "Sorunlu ocuklar" yuvasna
gnderilmi ve bu trden birka cinayet daha ilemi hasta bir insanolu
ldrd onu. Bu olaydan sonra bile cephemizi terk etmedi Semyon,
yklmad. Ne svd, ne sylendi. zntden ok aknlk dolu birka
satr gndermekle yetindi bana.
Matyev Belukhin yksek tahsil yapmad. Bir gn ondan da bir
mektup aldm:
Mahsus gitmedim niversiteye Anton Semyonovi, size de bu konuda
tek sz etmemitim, balayn beni ltfen, ama yreim asker olma
isteiyle arparken gidip de mhendis olamazdm, iyi bir mhendis yani...
Svari okuluna girdim. Biliyorum, Rabfak'ran ayrlmakla eeklik ettim.
Yanlt, biliyorum. Ama ne olur, bana bir mektup yazn, nk iim
hi rahat deil!

Belukhin gibilerin "ii rahat etmedii srece umut var demektir.


Ve svari birliklerinde Belukhin gibi komutanlar olduu srece yaamn
uzun mrl olmas umudu vardr. Matvey, uzun boylu, gl dolgun
bir erkek olarak, bir "mamul madde" olarak yeni bir niformasyla
geldiinde bu yoldaki inancm daha da glendi.
Matvey gibi bakalar da geldi; onlar bym birer adam olarak
grmek her seferinde akna evirdi beni. Osadi teknisyen, Mia
Ovarenko ofr olmutu; Oleg Ognev Hazar Denizi tesindeki top
raklarn ilenmesi iini stlenmiti. Marusya Levenko retmendi,

464

YAAM YOLU II

Soroko, vatmanlk yapyordu. Volokhov elektriki, Korito ilingir,


Fedorenko makina ve traktr fabrikasnda usta olmutu; Alyoa Volkov,
Deni Kudlati, Jorka Volkov ve Mark Scheinhaus da geldiler bunlar,
politikaya atlmlard. Daha biroklar geldi...
Ama yedi yl iinde pek ounun izini yitirdim. Anton, atlar
dnyasnda bir yerlerde yitti, sesi sedas kmyor; sonsuz bir yaama
sevinciyle dolu yerinde durmaz Lapot'tan da haber yok, iyi ayakkablar
yapan Gud'dan da ses kmad, inaat mhendisi Taranets'den de. Bunu
tasa etmiyorum kendime, bu ocuklar beni aramadktan iin gcenmi,
onlan defterden silmi de deilim. Yaammz azna dek dolu, herkesten
ana babalarn ve eitbilimcilerin kaprislerini anmsamasn bekleye
meyiz. Yani ksacas, ocuklarmn hepsini bir araya getirmek, "teknik
adan" olanaksz imdi. Yalnzca Gorki Topluluundan bu sayfalarda
ad anlmam, ama tpk tekiler kadar canl, onlar kadar bana yakn
ve onlar kadar deerli nice erkek ve kz yetiti. Gorki Topluluunun
lmnden bu yana yedi yl geti; btn bu yllar, gen saflarn durmadan
bymesiyle, savamlarla, yenilgi ve utkularla, o bildik gzlerin sat
klarla, bildik glmsemelerin dudaklarda oynamasyla doluydu.
Zerjinski Topluluu bugn hl doludizgin yaamakta; onlann
yaam zerine on bin "destan" yazlabilir.
Karl bir k gnnde, Zerjinski Topluluunun gzel odalanna
yalnzca elli Gorkili delikanl gelmiti, ama daarcklan bir yn bulu,
gelenek, yenilikle doluydu, eit eit bir arada yaama teknii, yok
sulluktan kurtulmu insann tomurcuklanmaya yz tutmu becerileriyle
doluydu. Yeni eitbilimcilerle evrilmi ve her gn onlann enerji, kltr
ve yetenekleriyle beslenen bu salkl topraklarda, Topluluk bsbtn
gzelleti, gerek bir emek zenginlii, yksek bir kltr yeerdi stelik,
"insanolunun yeniden yaratlmas diye dile getirilen sama sorunu
azna alan da olmad.
Zerjinski Topluluunda geen yedi ylda savamlarla, youn
abalarla doluydu.
Solomon Borisovi'in ahap ilikleri oktan unutulmu, yklm,
sobalarda yaklmt. Solomon Borisovi'in yerini, imdi bir yn gen
mhendis ald.
1931
ylnda, Topluluk yeleri ilk fabrikalarn kurdular. Bir elekt
aletleri fabrikasyd bu. Ikl, byk bir mekanda, resimler ve ieklerle

SONDEY

465

ssl sra sra tezgah, kurnaz kurnaz gz krpt bize. Artk Topluluk
yelerinin elinden ksa pantolon kmyor, ya da sandalye aya, karyola
kmyor, yz paradan yaplm "yksek matematik" kokan eitli
aletler retiyor elleri imdi.
Topluluktaki herkes, tpk yllar nce bize pancarlarn, Simmenthal
ineklerin, domuzumuz Vasili Vassilyevi'in ve de atmz apkmm
duyurduu heyecan, imdi yksek matematie gsteriyor.
O byk "Zerjinski matkab montaj atelyesinden kp da kontrol
masasna konduunda, ve de oktan bym olan Vaska Alekseyev,
matkaba elektrik verdiinde, mhendislerin, Topluluk yelerinin ve
iilerin omuzlarnda ykselen bir yn ba, merakla eilmi, makinann
homurtularna kulak kesilmiti.
Ba mhendis Gorbunov fkeyle, "Kvlcm sayor! diye haykrd.
Allah kahretsin! Kvlcm sayor!" dedi Vaska.
fkelerini gizleme abas iinde glmseyerek montaj atelyesine
gtrdler matkab, paralarna ayrdlar, kontrol ettiler, yksek ma
tematiin tm kurallarn uyguladlar, ozalit kopyalarn gn sa
bahtan akama dek hrdattlar. Pergeller ozalitler zerinde gezindi
durdu, hassas "Kellenberger" frezeler, paralardaki ellide bir santimlik
fazlal ald, ocuklarn hassas parmaklan en ince aynntlan bir araya
getirdi, hassas yrekleri, kalite kontroln sonucunu heyecanla beklemeye
balad.
gn sonra "Zerjinski matkab" ikinci kez kontrol masasna
yatinld, bir kez daha kafalar zerine eildi ve bir kez daha ba mhendis
Gorbunov'dan zgn bir haykr duyuldu:
"Kvlcm sayor!
Kvlcm sayor hayvan! diye yankd Vaska Alekseyev.
Ama 'Amerikal' kvlcm samyordu, dedi Gorbunov gizlen
memi bir kskanlkla.
Pekl sayordu, dedi ordan Vaska.
Hayr, samyordu, dedi, bir baka mhendis.
Pekl kvlcm sayordu!" diye haykrd ocuklar bir azdan.
Kime fkeleneceklerini bilmiyorlard. Kendilerine mi kzsnlard,
tezgahlara m, kalitesinden emin olmadklar Drt Numara elie mi
kzsnlard, ateleme bobinini saran kzlara m yoksa mhendis Gorbunova m.

466

YAAM YOLU H

Kalabalk arasnda parmaklarnn ucunda ykselmi duran ve illi


suratn tmyle sergileyen Timka Odaryuk kzard, gzlerini yere in
dirdi:
"Amerikan matkap da ayn byle kvlcm sayordu.
Nerden biliyorsun?
altrlnca kvlcm sat, hatrlyorum. Bizim vantilatrden
dolay kvlcm samak zorunda nk."
Kimse Timka'ya inanmad, matkap bir kez daha geri gitti, bir kez
daha beyinler, tezgahlar, sinirler seferber oldu. Topluluun harareti hayli
ykselmiti, kayg, yatakhanelere, snflara ve tm blmlere yayld.
Birka kii Odaryuk'u desteklemeye balad.
"Bizimkiler sinirleniyor, nk bu bizim ilk rnmz. Ama
Amerikal daha da beter kvlcm samt.
Hayr samad!
Evet sat!
Hayr, yanlyorsunuz!"
Sonunda sinirlerimiz bozuldu, Moskova'ya bavurduk, bykleri
mizin nnde eildik:
"Bize bir 'Black and Decker' gnderin!"
Gnderdiler.
"Amerikal" Toplulua getirildi, kalite kontrol masasna konuldu.
imdi ok daha fazla kafa masaya eilmi bulunuyordu, yz topluluk
yesinin merak havay bile sarmt. Yz kl gibi olan Vaska elektrik
verdi, mhendisler soluklarn tuttular ve makinann homurtular
arasnda Odaryuk'un haykr duyuldu:
"Ben size demedim mi!.."
Herkes derin bir soluk ald, yer yerinden oynad, kaygl baklarn
yerini utkulu gller ald.
"Timka haklym."
O gnleri oktan unuttuk, nk oktandr, gnde elli matkap
retmekteyiz ve oktandr kvlcm samay brakt rnlerimiz; yanl
anlalmasn, Timka doru sylyordu geri ama bir doru daha vard,
o da ba mhendis Gorbunov'la yksek matematiin kararyd:
"Ate samamal!"

SONDEY

467

Btn bunlar unutuldu; nk yeni kayglar, yeni konular yld


nmze.
1932 ylnda Toplulukta, "Leica reteceiz," dendi.
Bunu syleyen ne bir mhendisti, ne optik cam reticisi, ne de bir
fotoraf yalnzca bir iiydi. Daha baka iiler de "Toplulukta Leica
yaplsn! dediler.
Bu kez ocuklar son derece sakin karlad neriyi.
"Leica m dediniz? Elbette, sevinerek yaparz!
Ama bu neriyi baka szlerle yantlayanlar, yzlerce mhendis,
optik alet teknisyenleri de vard:
"Leica m? ldrdnz m siz! Ha-hah!
Yeni bir savam balad. O dnemde yaplmakta olan pek ok iten
biri daha, son derece karmak bir giriim daha yapld. Bu savamda
her tlden duygu arpyordu, dgleri uuuyordu, uaklarda umak
da vard bu savamda, ozalit kopyalar, deneyler, laboratuvarlarda derin
sessizlikler iinde gerekletirilen kuttrenler de, tula tozu da vard iin
iinde, btn baarszlklara meydan okuyan ocuklarn saflarndan,
iliklere durmadan kararl darbeler indiriliyordu, saldrlar saldrlan
izliyordu. Ve drt bir yanda, gene kukulu gs geirmeler duyuldu,
gene gzlklerin ardnda alayl gz krpmalar grld.
"Leica? ocuklar? Mikronla llen mercekler? Hah-hah-ha!
Ama be yz kz ve erkek, mikronlar dnyasna, hassas torna tez
gahlarndan rl o an iine, toleranslar, ksaltmalar, optik hesaplar
dnyasna oktan girmi bulunuyordu. Bu ocuklar, glmseyerek
balarm eiticilere eviriyorlard.
"Bo verin ocuklar!" diyordu onlar da. "zlmeyin!"
Il l parlayan FED fabrikas iek yataklarnn, asfalt yollarn,
emelerin ortasnda,Topluluumuzda ykseldi. Geen gn ocuklar,
Halk Komiserliinin masasna on bininci FED fotoraf makinasn,
o esiz, gzel aleti koydular.
Pek ok ey oldu, ve pek ok ey unutuldu. lkel kabadaylklar, hrsz
argolar ve ekilen ileler, hep gemite kald. Topluluun Rabfak' her
bahar bir sr renci gnderiyor daha st eitim kuramlarna, yaknda
bu niversitelerden birer mhendis, doktor, tarihi, yerbilimci, havac,
gemici, radyo operatr, eitbilimci, mziki, aktr ve arkc olarak

468

YAAM YOLU H

kacaklar. Her yaz bu yeni aydnlar ii kardelerini tornaclar,


frezecileri, kalplar grmeye gelirler, byk bir yry yapanz sonra.
Yllk yaz yry bir gelenek haline geldi. Topluluk yeleri eskisi gibi
altar sra olmu, nlerine bandoyu katm olarak binlerce kilometre
yol katettiler. Volga yresinde de yrdler, Kmm'da, Kafkaslarda da
yrdler, Moskovaya, Odesaya, Azak kylarna da gittiler.
Toplulukta, yazlan btn ocuklar bir araya geldiinde, yaam
"kvlcmlar satnda", Topluluk yelerinin gnlk ileri tkr tkr
yrrken, arada bir yuvarlak kafal, imek bakl bir delikanl bir revaka
frlamakta, borazann gklere dorultmakta ve ksa bir Komutanlar
Kurulu toplants ars yapmaktadr. Ve tpk eski gnlerde olduu gibi
komutanlar kap azlanm tkam merakllann baklan altnda, yerlere
oturmu ufaklklann karsnda duvar dibinde sra olmaktadrlar. Ve
gene eskisi gibi ciddi ve gr bir sesle, Komutanlar Kurulu bakan, gnn
sanna haykrmaktadr:
"Odann ortasna ge! Hazrol dur ve konu!
Ve tpk eski gnlerde olduu gibi eitli olaylar kmakta, fkeler
kabarmakta, ve bir ar kovan gibi vzr vzr ileyen Topluluk, kendisini
tehlikelere atmaktadr. Ve eitbilim ilmi, tpk eskisi gibi g ve karmak
olma niteliini korumaktadr.
Bununla birlikte, imdi artk her ey daha kolay! Gorki'ye gittiim
ilk gn yaadm gszlkler, beceriksizlikler ook, ok gerilerde kald,
imdi o dnemi, bir stereoskopun kk merceklerinden grlen minicik
bir resim gibi anmsyorum. Evet, imdi her ey daha kolay. Yeni
eitbilimsel almalar yaplmakta ve bylece zavall, mutsuz ocukluklann barnd son noktalara, ezici darbeler indirilmekte.
Belki de yaknda, insanlar "eitim destanlan" yazmay brakacak
ve Gereki Eitim Yntemleri adnda yaln, ders kitab gibi bir ey
kaleme alacaklar.
Harkov, 1925-1935

NDEKLER

KNC BLM
Mutluluk.............................................................................................. 5
Otena................... ...........................................................................18
Kiilik zmlemesi.......................................................................... 32
Tiyatromuz........................................................................................ 45
Kulak Eitimi.................................................................................... 63
Eros'un Oklar................. ..................................................................73
Taze G......................................................................................... 85
Dokuzuncu ve Onuncu Mfrezeler................................................... 96
Drdnc zel Mfreze............. ................................ ....................105
Dn............................................................................................... 113
Ayrlmann Acs................................ ............................................130
Gz................................................................................................... 139
Ak Belas........................................................................................ 156
"Mzklk Yok".............................................................................. 163
Zor Gnler....................................................................................... 171
Zaporog Topraklar.......... ;..............................................................178
nemli Bir Karar............................................................................ 192
steklerimizi Kabul Ettiriyoruz....................................................... 208
NC BLM
iviler.............................................................................................. 215
nc Mfreze.................................................................................. 235
Kuryaj Grenekleri......................................................................... 256

ler Yolunda
dil................
Be G n..........................
Yz Yetmi B .......
Hopak..............................
"Dnme".........................
Olimposun Eteklerinde..
Hasat Bayram................
Yaam Srp Gidiyor.....
"Yardm Edin Zavallya"
dller............................
Sondeyi..........................

,271
.287
.301
,320
,334
,353
,370
.387
.410
,427
,442
.461

A N T O N S. M A K A R E N K O

Anton M akarenko, yaammn yapt diye nitelendirdii Yaam


Yolu nun birinci cildinde sokak ocuklaryla ocuk sulular bir araya
getirerek onlar yeni bir yaam yoluna karnn yksn anlatyordu.
eitli d llerin yan sra e d eb iy atn g elim esi alanndaki
baarlarndan tr de dllendirilen, yazd rom anlarn tm,
M aksim G orkinin kendisini cokuyla kutlam asna neden olan,
eitbilim sel gr ve deneyim leriyle dnya apnda n kazanan
M akarenko, bu ikinci ciltte, belki de dnya tarihinde bir daha hi
yaanmayacak, ac ve sevinlerle dolu bir dnemi, insan olmann tm
canlln, tm karmakln, cokularla, dllerle dolu bir savam
destanlatrmaktadr.
M aksim Gorki yazar u szlerle kutlamaktadr: Sevgili Anton
Semyonovi, kitabnz sevin ve cokuyla okudum. ocuklara kar
duyduunuz sevgi ve sevecenlik, insan ruhunu ne denli iyi tandnz,
yaptnzn her sayfasnda grlm ekte. Sizi bu kitabnzdan tr
itenlikle kutlarm
Louis A ragonsa, Yaam Yolu'yla ilgili duygularn u szlerle dile
getiriyordu: Bugn, hibir dnya yazn tarihinin Yaam Yolunw
yokumsayabileceini sanmyorum. nk bu, daha nce ei grlmemi
bir kitaptr, yeni bir yazn trdr. Giderek byyen etkisini lebilmek
olanaksz olduu gibi, onu parlak geleceinden yoksun brakmak da
olanakszdr.

9789753 880947

i
-K D V D A H L -

Anda mungkin juga menyukai