Anda di halaman 1dari 3

AÇILIM VE AYRIŞMA SÜRECİNDE DİNCİ TAKTİKLER

Mehmet Ali Güller


29 Temmuz 2010

25 Haziran’da iktidarın desteğiyle İstanbul’da toplanan “Dünya İslam Alimleri Birliği” hem
genel kurulunu yapmış hem de “PKK’yı terörist” ilan etmişti!

Kısaca anımsayalım:

Başbakan Erdoğan’ın “en kalbi duygularla” selamladığı “Dünya İslam Alimleri Birliği” 3.
Genel Kurulu’na, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile bakanlardan Egemen Bağış, Fatma
Aliye Kavaf, Faruk Çelik, Cevdet Yılmaz, Faruk Özak, Mustafa Demir, Mehdi Eker ve Nimet
Çubukçu mesaj yolladı.

İSLAM ÂLİMLERİNDEN PKK FETVASI

4 gün süren ve Kürt sorununun da konuşulduğu Genel Kurul’da Dünya İslam Alimleri Birliği
Başkanı olan Katarlı Yusuf El Karadavi PKK’yı terörist ilan etti! (Vakit, 26 Haziran 2010)
Karadavi konuşmasında ayrıca “İslam dünyasını tam anlamıyla idare etmek için birkaç tane
Recep Tayyip Erdoğan’a ihtiyaç var” dedi.

Gül ve Erdoğan’a bol bol teşekkür konuşması yapılan Genel Kurul’da, Kuzey Irak’lı Ali
Karadaği de, Dünya İslam Alimleri Birliği’nin Genel Sekreterliği’ne getirildi.

PKK ise bu gelişme üzerine “Kürdistan İslam Âlimleri Fetva Kurulu”nu topladı. Kurul hem
“PKK meşru bir harekettir” açıklaması yaptı hem de Dünya İslam Âlimleri Birliği Başkanı
Yusus El Karadavi’ye “tövbe etmeli ve sözlerini geri almalı” çağrısında bulundu! (ANF, 29
Temmuz 2010)

KÜRT SORUNUNA İSLAMİ ÇÖZÜM

AKP ile PKK arasındaki bu dinsel yaklaşım yarışı, Özgür-Der’in 24 Temmuz’da düzenlediği
ve iki gün süren “Kürt Sorununa İslami Çözüm Forumu”nda zirve yaptı. 8 tespit ve 14
önerinin yer aldığı sonuç bildirisinde, Kürt Sorunu’nun kaynağı olarak Kemalizm gösterildi
ve çözüm için ilköğretim okullarında okunan “andımızın” kaldırılması ve duvarlarda yazan
“Ne mutlu Türk’üm diyene” yazısının silinmesi istendi! Ümmet vurgusunun öne
çıkarılmasının istendiği sonuç bildirisinde ayrıca AKP ile BDP arasında diyalog çağrısı
yapıldı! (Vatan, 26 Temmuz 2010)

Böylece soruna el birliği ile çözüm bulunmuş oldu. Kemalist devlet yıkılırsa ve Türklük
ortadan kaldırılırsa sorun çözülmüş olacaktı!

MİSYONERLERİN HEDEFİ KÜRTLER

Öte yandan ABD, Kanada ve İsviçre merkezli misyoner gruplarının da “Hıristiyanların henüz
dokunmadığı eşsiz 20 milyonluk grup” olarak tanımladıkları Kürtler için çalışma başlattıkları
ortaya çıktı. (Akşam, 29 Temmuz 2010)
Akşam Gazetesi’ne konuşan Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Abdülkerim Ünalan ise bu faaliyetlerin aslında ABD’nin Irak operasyonundan sonra arttığına
dikkat çekti. Ünalan, “Türkiye’de Kürt vatandaşların yaşadığı koşulları fırsat bilen
misyonerlerin bu yönde çalışmaları hızlandırdığı duyumlarını alıyoruz. Misyonerler önce
Hıristiyan köylerine yerleşiyor, sonra bölgeye yayılıyor” dedi.

DAVUTOĞLU’NUN KÜRDİSTAN İLANI

“Dinciler” Kürtlerin peşinde Kürt Sorunu’na çözüm geliştirirken (!) diğer yandan Dışişleri
Bakanı Ahmed Davutoğlu, konuyu siyaseten çözmüş oluyordu. Başsağlığı mesajı yayımlayan
Davutoğlu, mesajında Barzani’ye, “Irak Kürdistanı Bölgesi Başkanı Sayın Başkan Mesut
Barzani” diye hitap ediyordu. (Akşam, 22 Temmuz 2010)

Bu konuda taşlar önceden döşenmişti zaten. Abdullah Gül, 23 Mart 2009’da Bağdat’a
giderken, uçakta ilk kez Irak’ın kuzeyini “Kürdistan” olarak tanımlamıştı. “Gül Kürdistan
dedi – demedi” tartışmaları sırasında kamuoyunun tepkisi ölçülmüş ve nihayetinde üç gün
sonra NTV’ye çıkan Neçirvan Barzani “Gül Kürdistan’ı tanıdı” diyerek rahatlatmıştı
AKP’yi…

DİYARBAKIR BAŞKENT

Öte yandan BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, Washington ve Brüksel’in ardından
üçüncü temsilciliklerini Erbil’e açacaklarını ilan etti. (Hurriyet.com.tr, 29 Temmuz 2010)

BDP böylece siyasi kutuplarının ABD-AB-Kuzey Irak eksenli olduğunu bir kez daha ortaya
koymuş oldu.

Açılımla ayrışma hamlelerin arttığı şu günlerde bir başka önemli gelişme ise HPG Ana
Karargâhı’nın (PKK) halka yaptığı “sokakları mevzilere dönüştürün” çağrısıydı. Çağrıdaki en
dikkat çekici ifade ise şöyleydi: “Başta Amed halkı Paytext olmanın onuru ve bilinciyle bu
saldırılara karşı görkemli direnişin öncülüğünü geliştirmelidir”. (ANF, 29 Temmuz 2010)

Amed’in Diyarbakır, Paytext’in de başkent olduğunu belirtelim. Diyarbakır ve başkent


kelimeleri yan yana gelince insanın aklına ister istemez yine Başbakan Erdoğan geliyor. Ne
demişti Erdoğan bir ABD ziyareti dönüşünde: “Şu anda ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi var
ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez olabilir. Bunu
başarmamız lazım”. (Teke Tek, Kanal D, 16 Şubat 2004)

Geriye Erdoğan’ı tebrik etmek kalıyor galiba…

MİLAT 12 EYLÜL

Baksanıza “Açılım diye diye ayrışan Türkiye” bir yanda, “adı Kürdistan ilan edilen Kuzey
Irak’ın Türkiye’ye doğru genişlemesi” diğer yanda, el birliği ile Avrasya’nın kilidi ABD
adına kırılıyor!
Gidişata başından beri çözüm arayanların “devlet katında” denge gözete gözete ülkeyi
getirdikleri nokta burası. Bari 12 Eylül’ü milat kabul edip, Başbakanlık katını BOP
Eşbaşkanlığı’ndan temizleyelim…

www.maliguller.blogspot.com

www.Odatv.com

Anda mungkin juga menyukai