Anda di halaman 1dari 7

Değerler Eğitimi 1

ADALET
"Ahlakın olmadığı yerde kanun bir şey ADALET olmak, insanların düşünce yapısını
yapamaz." Napoleon Adalet; insanı diğer canlılardan ayırt bozar, sağlıklı düşünme yetisine zarar
eden başlıca özelliklerden birisidir. verir iç dinginliğine zaafa uğratır ve
Bir ülkede adaletin varlığı kişinin Pekala adalet nedir ? isyan noktasına getirir.
kendini özgürce ifade etmesinden Adalet ; hayatın her anında, ***
anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin davranışlarda, karar vermede, Adaletin duayenlerinden Hz Ömer;
varlığı ise kişilerin başına buyruk insanların haklarını ödemede, “Dicle kenarında bir kurt kapsa
davranışından anlaşılır. İyi insanlar sevmede ve ilgi göstermede, yönetim koyunu, adli ilahi Ömer’den sorar
sorunları önlemek için çaba sarf işlerinde ve eğitimde dosdoğru bunu.... “ diyerek makamının ne
ederler. –Konfüçyüs hareket etmek, düzgünce iş yapmak, derece bilincinde olduğunu ifade
herkesin hakkını vermektir. etmiştir.
Dengeli ve doğru davranışta bulunan Kendi işinde, kendi kandilini, devletin
Eğitimli insanlar öncelikle adalete
kişilere de adil denilir. işinde, devletin kandilini kullanacak
değer verir. Eğitimli insanlar adalet
kadar hassas dengelere sahip, bu
olmadan cesaret sahibi olunca asi
insanlardan sanırım almamız gereken
olurlar. Küçük insanlar adalet
bir ders muhakkak vardır...
olmadan cesaret sahibi olunca haydut
***
olurlar. –Konfüçyüs
Hukuk fakültelerinde eksik olan bir
ders var o da ;adalet duygusunun ne
İnsanlığın en güzel görevi adalet olduğunu anlatan derstir. Fakültelerde
dağıtmasıdır. -Voltaire sadece kanunlar ve hukuk ilmi
öğretilir olmuştur. Adalet duygusunun
Bir insanın insanlığı, öğrenip ne olduğu öğretilmez ve adaletsizliğin
öğretmek ve başkalarını tenvir doğuracağı sakıncalara değinilmez.
etmekle belli olur ve ortaya çıkar. ***
Bilmediği halde öğrenmeyi Zulmü Alkışlayamam
düşünmeyen; öğrendikleriyle kendini
yenileyip başkalarına da örnek ADALET DUYGUSU VE ADALET Zulmü alkışlayamam, zalimi asla
olmayan, suretâ insan görünse bile, DERSİ sevemem;
düşündürücüdür! Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp
sövemem.
Fazilet, insanların takdir edip, Biri ecdadıma saldırdı mı,hatta
hayvanların hoşlanmadığı; rezîlet de, boğarım!...
insanların ürperip uzaklaştıkları, Boğamazsam hiç olmazsa yanımdan
hayvanların ise umursamadan kovarım.
yapageldiği davranışlar Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık
cümlesindendir. yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem
tapamam.
PAHALI İNSANLAR Doğduğumdan beridir, aşığım
istiklale;
İnsanlar arasında, çok cüz'i şeylerle Bana hiç tasmalık etmiş değil altın
satın alınabilecek kadar ucuz olanları lale!
bulunduğu gibi, dünyalar dolusu altın Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal
ve elmaslarla satın alınamayacak koyunum
kadar pahalı olanları da vardır. Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez
Milletleri yükselten de işte bu ikinci boyunum!
kısımda olanlardır. Pahalı insanlar, Kanayan bir yara gördüm mü yanar
Topkapı Sarayı ta ciğerim,
yağmur yüklü bulutlar gibi, hep
yüksek ideal ve faziletlerle ADALET KULESİ Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte
yüklüdürler. Bilinsinler, bilinmesinler En yüce duygu, adalet duygusudur. yerim!
geçtikleri yerler arkalarından yeşerir İnsanlar, açlığa ve susuzluğu bir Adam aldırmada geç git, diyemem
gider... noktaya kadar tahammül edebilirler, aldırırım.
ancak adaletsizliğe tahammül Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar
edemezler. İnsanların anarşizme kaldırırım!
Hevesler oldukça tatlı, faziletler de Zalimin hasmıyım amma severim
biraz ekşi ve tuzlu yemeklere yönelmelerini önleyememiş olmamızın
nedeni, adaleti yeterince inşa mazlumu...
benzerler. GENÇ bunlardan birini Mehmet Akif Ersoy
seçmekte serbest bırakılınca, bilmem edemeyişimizdendir.
ki, neyi seçip neyi terk edeceğini ***
söylemeye hacet var mı..? Oysa ki, HAK, KUVVETTEN ÜSTÜN
onları fazilete dost, ahlâksızlık ve OLMALIDIR.
rezâlete de düşman olarak yetiştirme ***
Haklı olmak, mutlu olmaktır. Manen Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine
mecburiyetindeyiz.
huzur içinde olmaktır. Ancak, haklı getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile
olduğu halde haksızlığa uğramış
Değerler Eğitimi 2
ADALET
haksızın ayırt edilmesi adaletle Zulüm ile abad olanın ahiri berbat ibarettir. Evet, insanda bulunan
sağlanır. olur şehvet, öfke, vehim ve akıl gibi
Adaletin tersi zulümdür. Adalet ile zulüm bir yerde durmaz. kuvvetler ve istidatlar (yetenekler),
Adaletli kimseye adil; zulmedene de Adalet olmayınca bir yerde, insan güzelce kanalize edilirse adalet; ifrat
zalim denir. düşer o yerde her derde ve tefrite düşülürse, sapıklıklar
Adalet nurdur, ışıktır; zulüm ise Rüşvet kapıdan girince adalet meydana gelir.
karanlık demektir. pencereden kaçar
Meselâ: İnsandaki şehvet
Türk Atasözü
duygusu ki; genel anlamı itibariyle
HAK hem ferdin hayatının devamına, hem
Hak, bireyin, diğer insanların kendi Bir memleket yalnız adaletle
de insan türünün devamına vesile
hayatlarını yaşama şekline müdahale ebedileşir, adaletsizlikle yıkılır.
olan şeylere arzu duyma anlamına
etmeden, kendi yaşamına yön verme Alman Atasözü
gelir. Bu duygunun bir yönü olan
özgürlüğüdür. yeme, içme ve sâire gibi şeylerle
*** Adaletsiz bir memleket, güneşsiz bir
insan, cismani varlığını ve sıhhatini
Haklı, sevimli ve makbuldür, dünyaya benzer.
devam ettirmeye muvaffak olur.
mağlub olsa da; haksız, menfur ve Arap Atasözü
Şimdi, bu duyguya, arzedilen
sevimsizdir, gâlip gelse de... mülâhazanın dışında bakıldığında, ya
*** Eğer ruhta sevginin ışığı olursa,
onu, kemâle giden yolda önümüzü
Hak, zâtında güzel, haklı da şirindir. insanda güzellik olur.
kesen bir cellâd görerek ve kilise
Haklı, çamura düşse de pâk ve nezih; Eğer insanda güzellik olursa, evde
babalarının yâptığı gibi, ondan
haksız, miskle yıkansa da nâpâk ve uyum ve yardımlaşma olur.
tamamen uzaklaşacağız ki, işte bu bir
kerihtir... Eğer evde uyum ve yardımlaşma
tefrit ve alâkasızlıktır. Veya
*** olursa, ülkede düzen ve adalet olur.
günümüzün sefil anlayışı içinde, hiçbir
Renk ve şekil değişse de öz Ve eğer ülkede düzen
ölçü tanımadan bu mevzûda her
değişmez.. nâm, ünvan değişse de ve adalet olursa, dünyada sulh ve
münasebeti meşrû sayacağız ki, bu
zât değişmez. İnsanları en çok barış olur.’
da bir ifrat ve taşkınlıktır.
aldatan da renk-şekil, nâm ve ünvan
değişiklikleri olmuştur. Size yapılan kötülüğü adaletle, size Öfke de öyledir; hiç olmayacak
*** yapılan iyiliği ise iyilikle şeyler karşısında feve, ran ve halk
Zayıfı ezen gâlip de olsa mağlub, mükâfatlandırın. dilinde “pireye kızıp yorgan yakmak”
haklı mağlub da olsa gâliptir. Çin Atasözü bir ifrat en aziz ve mukaddes şeylerin
pâyimâl oluşu; ırzın çiğnenip,
'Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, Güç geldi ve adalet gitti. namusun doğranması karşısında
akrabaya yardım etmeyi emreder, Gürcü Atasözü sükût da, bir tefrittir. Adâlet ise,
çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da küfür, zulüm ve cevr karşısında bir
yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye Adalet korkusu, usluluğun kükreme ve bunların berisinde ve
size böyle öğüt verir.' (Nahl, 16/90) başlangıcıdır. bilhassa sabır ve hayra vesile olacak
Fransız Atasözü yerlerde de, müsâmahalı ve yumuşak
"Ey iman edenler, Allah için şahitlik olma hâlidir.
eden kimseler olunuz. Bir topluluğa Adalet, Tanrı’yı da, insanları da
memnun eder. Aynı durum, vehimde de cereyan
karşı duyduğunuz kin sizi adaletten eder; olmayacak şeylerden korku ve
saptırmasın. Adil davranın, takvaya* İngiliz Atasözü
endişe, hayatı azaba çeviren bir ifrat;
yakışan budur. Allah'tan korkun, Allah korkulması, endişe edilmesi gereken
yaptıklarınızdan haberdardır." (el- Cömert olmadan evvel adaletli olun.
Japon Atasözü şeylerden korkup endişe etmeme işi,
Mâide, 5/8). bir tefrittir. Birinde kâinattaki her
Adalet, bilenmiş kılıçtan daha şeyden korkup, her şeye ulûhiyet
keskindir isnâd etme düşüncesi vardır ki; Ganj
Adalet erdemlerin kraliçesidir. . dolayları, bu telâşın doğurduğu
Cezalandırmazsanız, siz de putlarla doludur. Diğeri de, yerde ve
adaletsizlikten suçlu olursunuz. gökte kimseden endişe etmeme gibi
Latin Atasözü bir cinnet, kendini ve kendine bağlı
olanları ölümlere sürükleyebilecek bir
Geciken adalet, adaletsizlik getirir. çılgınlıktır. Adâlet ise, hayâtî
Macar Atasözü ehemmiyet arzeden şeyleri hesaba
katarak, ihtiyat ve tedbire riâyetle
ADALET beraber, çok uzak ihtimâllerle melhuz
olan bir kısım endişe verici şeylere
Adâlet, ifrat ve tefrit arasında bir karşı da olduğundan fazla ehemmiyet
orta hâldir. Yani: Aşırılıkla, alâkasızlık vermemekten ibarettir.
EDİRNE SARAYI arası dengeli bir yoldur. Adâlet, pek
çok hayra vesile olmak üzere insanın Akıl için de benzeri mütalâalar
ADALET KASRI
mâhiyetinde bulunan bir kısım serd edilebilir: Müşahede ve hissin
istidatların, yaratıcı tarafından ürünlerini hesaba katmadan, sadece
ADALET ÜZERİNE ATASÖZLERİ
belirlenen yönde kullanılmasından akla itimad bir ifrat; aklı tamamen azl
edip, katı bir pozivitizme girme veya
Değerler Eğitimi 3
ADALET
sadece vicdânı esas alıp; onun Bu hususlardan birini Yahudilik TARİHİMİZDE ADALET
dışındaki her şeyi inkâr etmek de bir temsil ediyorsa diğerini de
KADIKÖY’ÜN HİKAYESİ
tefrittir. Birincisinde eski mantıkçıların Hıristiyanlık temsil etmektedir.
İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey
cerbezelerini, şimdiki materyalistlerin Meselâ, Yahudilikte kasden adam
de diyalektiğini; ikincisinde de, öldürüldüğünde afv tarafına Fatih, şehrin sadece imarı ile
Auguste Comte pozitivizmini ve gidilmeden behemehal kâtilin uğraşmadı. İlk İstanbul kadısının da
hıristiyan mistisizmini görürüz. Akılda öldürülmesi gerekmektedir. atanmasını sağladı. Bursa Müderrisi
adâlet, his ve müşâhedenin Hıristiyanlıkta ise mutlaka afvedilmesi Hızır Bey, şehrin ilk kadısı olarak
mahsüllerini değerlendirerek yeni lâzımdır. Bu hâliyle birinde ifrat, atandı. Geçimlik olarak da kendisine
terkibler yapma, bununla his ve diğrinde de tefrit vardır. Adâlet ise, Kadıköy bölgesi verildi. Zaten
müşâhede altına girmeyen şeyleri afv yolu açık olmakla beraber kısasın bölgenin isim hikâyelerinden bir
kavramaya çalışmaktır. Aklın yapılmasıdır. Nazarî ve amelî bütün tanesi de buradan gelmektedir.
istikâmeti ise, ancak vahyin bir hayat içinde bu şekilde adâleti
aydınlatıcı tayfları altında mümkün görmek ve göstermek mümkündür.
görülmektedir. Semavî esintilere sırtı
Günümüzde çok bahis mevzûu
dönük bir akıl, ya Aristotales gururu
edilen "sosyal adâlet" ise, adâlet
içinde bir fir'avun veya kilise duvarları
anlayışının içtimâiye akseden
içinde acezeden kış sineği gibi bir şey
bölümlerinden sadece biridir.
olmaya mahkûmdur.
Tasavvurda ve pratikte istikâmete
Hâiz olduğumuz bu duygularda ermiş kimselerin adâletsizliği
adâlet bir esas olduğu gibi, mükellef düşünülemeyeceği gibi, onlar
olduğumuz şeylerin bütününde de bir arasında içtimâi adaletsizlikten söz
esastır. Bu cümleden olarak îtikadda etmek de, asla bahis mevzûu
adâlet şarttır ve en başta da, bir olmayacaktır.
ilâhın vücudunu tasdik ve O'nun
Belki sosyal-adâletten ne
kemâl sıfatlarıyla muttasıf, noksan Padişahı, mimarının elini
anladığımızı merak edip soranlarda
sıfatlardan da münezzeh olduğu gelir. kestirmeye götüren olay
olacaktır. Ne var ki, sual-cevap
Zîrâ; bir ilâhın vücudunu veyahut
mevzûu içine sıkıştıramayacağımız
sıfatını kabul etmeme bir ilhâd ve Fatih Sultan Mehmet, fethin
böyle bir hususu tahlilde, şimdilik
ta'til olduğu gibi, "Allah cisimdir, üzerinden yaklaşık on sene
fâide mülâhaza etmemekteviz.
cevlıerdir, uzuvlardan meydana geçtikten sonra, mimarını çağırtıp,
gelmiştir ve bir mekânı vardır" demek HAK VE ADALET şanına yaraşır bir cami yapmasını
dahi bir teşbih ve küfürdür. "Allah emretti. Malzemeyi teslim edip yer
vardır, kemâl sıfatlarıyla vardır, cisim, Adalet, adedi bilinmeyen
mekanize birliklerden daha güçlüdür. gösterdi. Bizans’ın en önemli
cevher; azâ ve âlet gibi şeylerden kiliselerinden olan ama o sırada harap
münezzehtir. Mekândan müstağnidir" Hak, tepene inen bir kılıç da bir halde bulunan Havariun’un
düşünce ve akîdesi ise, evvelki iki olsa, boynunu uzatmaktan bulunduğu yerde, Ayasofya’dan daha
inhiraf arasında orta bir yol ve çekinme..! görkemli bir cami istiyordu.
adalettir. Khristodoulos çalışmaya başladı,
Hak, anlatanla anlayanı, temsil
Diğer itikadî meseleleri de aynı camiyi bitirip, açılış için padişahını
edenle alâka duyanı bulunca
usûlle ele almak mümkündür. Meselâ, davet etti. Fatih, büyük bir heyecanla
kanatlanır.
"İnsanın kudreti ve ihtiyârı yoktur" geldi ama neye uğradığını şaşırdı.
demek bir cebir, "İnsan, kendinden Adâlet, heryerde geçerli olan bir Fatih Camisi, Ayasofya’dan daha
meydana gelen bütün işlerin mûcid sermayedir. küçük olarak inşa edilmişti. Mimar,
ve hâlıkıdır" demek de, ifratkâr bir Ayasofya’nın kubbesinden daha büyük
Adâlet, Allah’a yakın olma
irâdeciliktir. Şart-ı âdî kaydıyla, insan bir kubbenin inşası için kendisine
yollarındandır ama, nedense
irâdesini kabul etmek ve herşeyi teslim edilen yüksek mermer
insanların çoğu ondan uzak kalmayı
AIlah'ın yaratması esasıyla ele almak sütunları keserek kısaltmış, küçük
tercih etmiştir.
ise, bir adâlettir. kubbeli bir cami inşa etmişti ve bütün
İslâm’ın surları hak, kapısı bunlar padişahın bilgisi dışında
Amelî hususlarda da adâletin adalet; içi de saadettir. yapılmıştı. Sultan çılgına döndü. Öyle
cereyanına şâhid oluruz. Evvelâ, sinirlendi ki, sütunları kestiren sevgili
mutlak olarak bütün işlerimizi dünya Adâletin hükümfermâ olduğu mimarının elinin kesilmesini emretti.
ve ukbâ, ruh ve cesed müvâzenesi harabeler saraylardan daha değerli, Padişahın emri bir çırpıda yerine
içinde ele almak bir adâlettir. Buna zulmün hay - huyuna boğulmuş getirildi. Rum mimar, art niyetli
rağmen cismanî yaşayış ve hayvanî saraylar harabelerden daha olmadığını, daha büyük kubbeli bir
hayat; âhirete ve kalbî hayata perişandır. yapının, İstanbul depremlerine
baktırmayacak şekilde ise, bu bir Hakla çarpışan er-geç yenik dayanamayacağını söylüyordu ama,
maddiyecilik ve ifrattır. Cismâniyeti düşer. padişah bunun aksini düşünüyordu.
nefy ve inkâr eden mistikce bir Ona göre mimar kötü niyetli
spritüalizm ise, bir tefrittir. Ve, bu iki Başkalarını ezerken, seni davranmış ve Ayasofya’nın
şey arasındaki müvâzene ise ezebilecek bir gücün bulunduğunu da erişilmezliğine gölge düşürmek
istikâmettir. kat’iyyen hatırdan çıkarma! istememişti. Etrafındakiler,
mahkemeye müracaat etmesi ve
Değerler Eğitimi 4
ADALET
kendisini savunması yolunda Kadı (hâkim) olacak kimselerde
Khristodoulos’u yönlendirdiler. Rum Mimar Khristodoulos, aranan şartlar vardı. İcadı adil, fehim,
Mimarda İstanbul’un bu ilk kadısına Osmanlı İmparatorluğu’nun adaleti müstakim, olmalı hiddet ve şiddetten
müracaat edip hakkını aramaya karşısında ne diyeceğini bilemedi. sakın- malı, taraflardan hediye kabul
koyuldu. Ve olan oldu, Fatih Sultan Saygı duydu ve müslümanlığı seçip etmemeli ayrıca fikri durgun
Mehmet’in atadığı, adaletin temsilcisi, Atik Sinan Paşa adını aldı. olduğunda, açlık, keder, gam,
Kadı Hızır Bey, çağ değiştiren hatta uykusuzluk gibi hallerde hüküm
"Rum Kayzeri" (Roma İmparatoru) Mimarın yaptığı meşhur Fatih vermemeli idi.
unvanını da alan sultanı savunmasını Camisi, 1766 yılı depreminde yıkıldı.
yapmak üzere mahkemeye çağırdı. Yerine bu günkü Fatih Külliyesi inşa Kaza dahilinde meydana gelen
edildi. yakaların mahkemeleri o kaza
Bir şikayet vardı. Şikayet edilen
mahkemesinde görülür, başka bir
padişah da olsa, adaletin kılıcı
Kadı Hızır Bey, aradan 500 sene kazaya dava naklolunmazdı. Yalnız
keskindi ve haklıdan yanaydı. O
geçtikten sonra bile Kadıköy’de başkente gidip davasını divanda
zaman kim haklı kim haksız ortaya
yapılan bir caddeye yine isim babası gördürmek herkes için daima
konmalıydı. Padişah bu emre itaat
oldu. Fikirtepe'de ki Hızırbey mümkündü. (3) 0 devir Avrupa’sında
etti. Gittiğinizde göreceğiniz
Caddesi'yle bu muhteşem öykü ise köylü toprak sahibi tarafından
merdivenler yenilenmiş olsalar da
dışında da adı geçiyor. yargılanır verilen cezaya itiraz
salon aynen duruyor. Bu salona
hakkına sahip bulunamazdı.
girmek için merdivenlerden ağı ağır
Görüldüğü gibi, adaletli olmak
çıktı, kadının karşısına geçip mimara
toplumları çağdaş kılıyor. Bize böyle Osmanlı imparatorluğu
karşı savunmasını yaptı. Suçlu
eski öyküleri imrenerek okumak yönetiminde adalete öylesine saygı
bulundu. Mimarı, muhakeme etmeden
düşüyor. Bir müzeden çıkan bu duyulmuştur ki, kadı Fatih Sultan
elini kestirmişti. Mimar gördükleri
etkileyici hikâye, ihtiyaç duyduğumuz Mehmet’in ellerinin kesilmesine dahi
karşısında büyük bir şaşkınlık
en önemli şeye, adalet duygusuna karar verebilmiş, hakan ise kadıyı
geçiriyor, bir türlü inanamıyordu
çok güzel ve tesirli bir misaldir. yerinden uzaklaştırmayı aklına
yaşadıklarına. Çünkü Hızır bey, Fatih
getirmemesinin yanında, böyle
Sultan Mehmet’in de suçlu bulunduğu
OSMANLI ADALETİ davrandığı için övmüştür. (4)
için aynı cezayla cezalandırılmasına
Doğumundan ölümüne kadar her İdari işlerde kadıların en yakın
kara vermişti. Elleri kesilecekti. Rum
türlü muamelenin adil esaslar üzerine yardımcıları subaşılardı. Subaşılar bir
mimar, kadının eline ayağına sarıldı.
inşa edildiği Osmanlı devlet düzeninde nevi polis ve jandarma görevi yapan
Davadan vazgeçtiğini, Osmanlı’nın
şümullü çok geniş bir vicdani kontrol kimseleri idare eden emniyet amiri
Adaleti karşısında ne diyeceğini
mekanizması kendiliğinden işlemekte durumunda idiler. Asayişi temin
bilemediğini söyledi. Davacı, davadan
idi. Bu vicdani murakabe devlet ederek suçluları yakalayıp
vazgeçince karar değişti, padişah
murakabesinden çok daha müessirdir mahkemeye sevk ederlerdi.
yüklü bir tazminata mahkum edildi ve
bu mahkemede yaşananların hepsi ve çok müspet neticeler vermiştir.
Türk düşmanı olmasıyla taranan
tarihin muhteşem sayfasındaki yerini
Bugün batılı ülkelerin Fernand Grenand eserinde:
geliştirmeye çalıştıkları bu otokontrol Banliyöleriyle beraber nüfusu yarım
mekanizması; Osmanlının attığı her milyon olan o muazzam İstanbul’da
adıma ölçü olmuş, Orta Afrika’dan dört senede yalnız dört cinayet
Orta Asya’ya kadar uzanan Osmanlı işlendiğini ve ağzına kadar tüccar
İmparatorluğunun 600 yıldan fazla eşyasıyla dolu bir kervansarayı bir tek
yaşamanın en mühim amilini teşkil kişinin muhafaza ettiğini yazmaktadır.
etmiştir.(1) (1878'de 547.437 kişi ) (5)
Bu devlet, öyle bir hukuk
devletidir ki; müşterinin ununa, Otokontrol mekanizması ve
buğdayına zarar gelir düşüncesiyle temeli adalete dayanan hukuki
değirmenlerde tavuk beslenmesini tedbirlerin eksiksiz olarak işletilmesi
dahi yasaklamıştır. Değirmen sayesinde muhtelif dinlere, kültürlere,
sahipleri vakti öğrenebilmek için ırklara mensup ve farklı alışkanlıklara
yalnız bir tek horoz besleyebilirlerdi. sahip insanların oluşturduğu
(2) imparatorlukta asayiş mükemmele
ulaşmıştı.
aldı.
Otokontrol mekanizmasının
Bugün ÜSKÜDAR ADALET suiistimal edilmesini önlemek için II. Henri’nin sefiri olan M.
TARİHİ MÜZESİ olan binanın iç kadılar ikinci bir kontrol mekanizması d’Aramon’un sekreteri Jean Chesnean
görünüşü. Fatih Sultan Mehmet`in meydana getirirlerdi. Daha Osman şöyle yazıyor: “İnzibat öyle düzenli,
yargılanıp elinin kesilmesine karar Gazi devrinde, yani beylik döneminde sükûnet öyle büyük ki gözü ile
verilen dava, Üsküdar Gülfem Hatun fethedilen şehir ve kasabalara idari ve görmeyenin buna inanmasına imkan
Mahallesi`ndeki 11 numaralı bu adli görevleri yürütmek için birer kadı yoktur. Geceleri şehri muhafaza
kırmızı taş bina'da görülmüştü. tayin edildiğini belgelerden etmek için elinde fener ve baston
1941`den sonra ofis, terzi, kuaför ve öğreniyoruz. taşıyan bir kişi tek başına dolaşır ve
halı dükkanı olarak kullanılan binanın Paris’te yanında okçularıyla dolaşan
izine yıllar sonra ulaşıldı.
Değerler Eğitimi 5
ADALET
nöbetçi kumandanından daha fazla Avrupa’daki içtimai Osmanlı adalet anlayışının sırrını
korku verir.” farklılaşmaların her an Avrupa ile açıklayan ve birçok tarihçinin dikkatini
temas halinde hatta içiçe bulunan çeken Slovak tarihçisi Michael
Mahkemelerde duruşmaların Osmanlı imparatorluğuna tesir Matunak bölgedeki Avusturya ve
halka açık yapılması kanun emriydi. edemeyişinin sebebi de işte bu Osmanlı hâkimiyetlerini mukayese
Halk mahkemeye gelip duruşmayı adaletli hukuk sisteminde aranmalıdır. ederken şu tespiti yapmaktadır:
takip eder, kadının dürüst olup “Ocava ismindeki köy halkı
olmadığını anlar. İsterse şikâyet Melzing 16. asırda Osmanlı Avusturya’ya tabi olduğu devirde her
ederdi. devleti ile Avrupa’yı şöyle zaman ormanlara kaçıyordu. Şimdi
Osmanlı mahkemelerinin bugün kıyaslamaktadır: “Kanuni Sultan yani Osmanlı hâkimiyetini kabul
batı ülkelerinde taklit edilen bir diğer Süleyman’ın imparatorluğunda adalet ettikten sonra devamlı olarak
hususiyeti de duruşmaları 5—6, bazı hâkim iken Avrupa’da Charles Quint evlerinde rahat rahat oturuyorlar.”
yerlerde da- ha fazla jüri üyesinin rüşvetler sayesinde imparator
takip etmesi mecburiyetiydi. Jüri olmuştur. Sultan Süleyman bir gün Uzatılabilecek bu tür örnekler
üyeleri nahiye, kaza, veya şehrin Süleymaniye Camii’ni inşa ettireceği Osmanlı devletinin adalet anlayışını
dürüstlüğü ile tanınmış olgun, itimat arsa üzerindeki bir yahudinin evini izah ederken, sömürgecilik siyasetini
edilen, eline, beline, diline sahip parasıyla istimlâk etmek istedi. kesinlikle uygulamadığını gösteren
sağlam şahsiyetlerinden teşekkül Yahudi bu satışa razı olmadığından açık ve net delillerdir.
ederdi. Sultan müftüye müracaat etti. Nitekim Erdel beyi Betlen Gabor
Müftünün kararı şu idi: ‘Ancak bir 1626’da şunları yazıyordu: Rahmet-i
Duruşmalara mutlaka iştirak mukavele ile Sultan bu evi Rahmana kavuşan Sultan 1.
etmek mecburiyetinde olan jüri kiralayabilecekti. ‘ Bu karara Sultan Ahmet’ten çok iyilik gördük. Eğer
üyeleri davalıyı, davacıyı dinler, boyun eğmiştir. 0, üstelik dünyanın o çocuklarına ve Osmanlı devletine
hâkimin taraf tutmadığını, zora, devirdeki en büyük devletinin başkanı karşı nankörlük edersek Türkiye’- de
işkenceye, baskıya başvurup olarak yahudinin ufak evini zorla yediğimiz ekmek ve tuz gözümüze,
vurmadığını kontrol eder böylelikle almazken; Portekiz kralı yahudilere dizimize durur.
üçüncü bir kontrol mekanizmasını ‘program’ yaptırıp, ateşte diri diri
oluştururlardı. yakıyordu. (10)
Literatür
Hâkim bilhassa bölgenin töresi Hüsrev Paşa’nın Mısır 1— Osmanlı imparatorluğunda toprak
kanunları s. 14
yani adet ve ananeleri hakkında jüri beylerbeyliği sırasında Mısır vergisi 2— A.ge., s. 62
üyeleri ile görüşür kararını ona göre her zamankinden fazla gönderilince (9 3— Mustafa Akdağ: Türkiye'nin iktisadi ve
verirdi. Tereddüt ettiği hususlarda yük yerine 12 yük) Divan-ı Hümayun İçtimai Tarihi, c. 1
müftülük makamına müracaat derhal toplanmış ve Hüsrev Paşa’nın 4— Hasan Basri Erk: Meşhur Türk
edebildiği gibi aleyhine karar verilen hükümeti memnun etmek için halka Hukukçuları, s.42
sanıklarda müftüye gidip fetva baskı yaparak fazla vergi 6— Fernand Grenard: Asya’nın Yükselişi ve
Düşüşü, s. 120.
alabilirdi. Yani jüri heyeti ve müftülük alabileceğinden şüphe edilmişti. 6— M. Akdağ: a.g.e., C. 1,3. 406.
makamı bir nevi iki kademe temyiz Durum Mısır beylerbeyliğinden 7— Aydın Yalçın: Türkiye iktisad Tarihi s.
vazifesi görüyorlardı. (6) sorulmuş, kanallarının açılması ile 66.
Selanik başpiskoposu mahsulün artması ve gümrüklerde 8— Jozef Blaşkoviç: Osmanlı Hakime yeti
Palamostan Fransız ihtilali - filozofu yapılan ıslahat fazla vergilere sebep Devrinde Slovakya’daki Vergi Sistemi
Hakkında, sayı, 32, s. 197.
Volter’e kadar Osmanlı sistemi ile Batı olarak gösterildiği halde durumun tam
9— Yılmaz Öztuna: Türkiye Tarihi, c.5.10l
Avrupa feodalizmini kıyaslayan tetkiki için Mısır’a müfettişler 10—Y. Öztuna:A.g.e.,
herkesin gördüğü hususiyet şu gönderilmiş onlarda Hüsrev Paşa’nın 11—Gy Kaldy Nagy: Studie Torco-
olmuştur: “Osmanlılarda hukuk lehinde rapor verdikleri halde fazla Hungarica
düzeni, vatandaşın güven altında vergiler Kanuni tarafından yeni 12—1. Hakkı Uzunçarşılı: Osmanlı Devlet
yaşamasına, kazanmasına, istikrarlı kanalların açılması emriyle iade Teşkilatında Kapakulu Ocakları c. 2. s. 259.
bir vasatta mutlu bir hayat sürmesine edilmişti. (11)
imkan veren mühim bir unsurdur.’ (7)
İngiltere’nin İstanbul sefareti HZ. ÖMER’İN (R.A.) KENDİ
Umumiyetle son yıllarda yapılan memurlarından Ricault meşhur TORUNUNU TANIYAMAMASI
araştırmalar Avrupa’da ancak İİ. eserinde şunları yazmaktadır:
Dünya Savaşından sonra sözü “Osmanlı ordusu hareket halinde Hazreti Ömer, hilafeti zamanında
edilmeye başlanan içtimai devlet iken; geçtiği yerlerdeki ahalinin, , yanında oğlu Abdullah ve Hz. Hasan
anlayışını Osmanlı imparatorluğunun yağmaya uğrama, kız ve kadınlarına olduğu halde Medine sokaklarında
kuruluşundan itibaren uygulandığını taarruz edilme gibi ahvalden şikâyet dolaşıyordu. Bir sokaktan geçerken
ortaya koymuştur. (8) ettikleri vaki değildir. Askerler ahaliye gayet zayıf kalmış, bakımsız bir çocuk
kötü muamele etmezler sahip olmak görüp:
İngiltere kralı VIII. Henri bu istedikleri eşyayı pazarlık yaparak ve “Bunun hiç kimsesi yok mu
sebeple bir heyet göndererek Osmanlı bedelini peşin ödeyerek satın alırlar. acaba? Nasıl insan bunlar, çocuğa hiç
adli müesseslerini tetkik ettirmiş ve Bence bu adalet ve hakkaniyet halidir bakmamışlar” dedi. Oğlu Abdullah:
bu heyetin raporuyla İngiltere’nin 20. ki Türklerin muvaffakiyetine sebep
asırda dünyaya örnek olacak olmakta ve imparatorlukları gittikçe “Baba tanıyamadın mı? O senin
adliyesinde ıslahat yaptırmış- tır. (9) büyümektedir. (12) torunun, benim de kızımdır, deyince,
Hz. Ömer kızdı ve:
Değerler Eğitimi 6
ADALET
“Yazıklar olsun sana” dedi. diğerine karşı zorbalığa kalkışmasına erersin, kalem bunu yazdı; mürekkebi
Babasının öfkelendiğini anlayan oğlu: izin verme. Devleti mahveden iki şey bile kurudu.
vardır. Biri vazifeyi ihmal, diğeri
“Baba ne yapayım, sen halifesin
insanlara zulüm”. Ey Yusufların derisini paralayan, seni
bana biraz daha imkan versen çocuğa
de bir kurt paralarsa bunu kendinden
daha iyi bakardım. Elindeki imkanları
MEVLANA’DA ADALET bil!
kullanıp bana daha fazla fırsat
vermiyorsun ki” dedi. Bu söz üzerine
Adil kişi, sahip olduğu mevki ve Bilmiyor musun ki benim için kuyu
halife:
makamın gücünü insanları ezmekte kazarsan nihayet kendin düşersin
“Vallahi oğlum, diğer değil, mutlu etmekte kullanır.
Müslümanlara yaptığımdan daha Her kimin yakası bir aşktan dolayı
fazlasını sana yapamam. Onlara ne Zulüm demiriyle taşını birbirine yırtılmışsa, o hırstan ve ayıptan
yapıyorsam sana da ancak o kadar vurma! Çünkü bu ikisi, erkek ve kadın tamamıyla temizlenmiştir.
yapabilirim. Bunu böyle bil” dedi. gibi çocuk meydana getirirler. ***
Adaletin Bu Mu Dünya
Zâlimlerin zulmü, karanlık bir Selda BAĞCAN
EL-ADLU ESAS UL-MULKİ (Ali Ercan)
kuyudur; bütün âlimler böyle
Hz. ömer'in en çok riâyet ettiği Güvenemem Servetime Malıma
söylemişlerdir.
husûsun adalet olduğu belirtilir. Ümidim Yok Bugün İle Yarına
Daha ziyade zâlim olanın kuyusu, Toprak Beni De Basacak Bağrına
Rivayet odur ki; halifeliği döneminde
daha korkunçtur. Adalet “daha
bir gün Rum kralı yanında bir sürü Adaletin Bu Mu Dünya
kötüye, daha kötü ceza verilir”
muhâfız ile beraber Hz. Ömer'i Ne Yar Verdin Ne Mal Dünya
buyurmuştur.
ziyarete gelir. Fakat kendisi Kötülerinsin Sen Dünya
makamında yoktur. Medineliler derler İyileri Öldüren Dünya
Ey Zulümle bir kuyu kazan! Sen
ki "Emîril-müminîn bu saatte öğle
kendin için tuzak hazırlıyorsun.
uykusuna falan yerdeki ağacın altına Ne İnsanlar Gelip Geçti Kapından
gider.". Kral muhafızları ile berâber Memnun Gelip Giden Var Mı Yolundan
İpek böceği gibi kendi etrafını örme;
tarif edilen yere gider. Hz. Ömer Kimi Fakir Kim Ayrılmış Yarinden
kendine kuyu kazarsan bâri kararlıca
gerçekten de ağacın altına kıvrılmış
kaz!
tek başına kestirmektedir. Yanına Adaletin Bu Mu Dünya
yaklaşırlar. Hz. Ömer doğrulunca kral Ne Yar Verdin Ne Mal Dünya
Sen zayıfları yardımcısız, kimsesiz
şöyle der : "Ey Ömer, adalete riâyet Kötülerinsin Sen Dünya
sanma; Kur’ân’dan “İzâ câe
ettin, kimsenin hakkını yemedin, İyileri Öldüren Dünya
nasrullâh”ı oku.
muhafızın olmaksızın geziyorsun, bir
de bizim şu hâlimize bak !" Kimi Mecnun Gibi Dağda Dolaşır
Sen filsen, düşmanın senden
ürkmüşse, sana ceza olarak işte Kimisi De Ölüm Yok Gibi Çalışır
KUTADGU BİLİG Ebâbil kuşu gelip çattı. Kimi Meteliksiz Kimi Milyona Karışır
(MUTLULUK VEREN BİLGİ)
(Kutadgu Bilig; kutluluk bilgisi, saadet
Yerde bir zayıf aman dilerse, gökyüzü Adaletin Bu Mu Dünya
bilgisi, devlet olma bilgisi, devlet idaresi Ne Yar Verdin Ne Mal Dünya
bilgisi manalarına gelen eser Yusuf Has askerleri birbirlerine karışırlar.
Kötülerinsin Sen Dünya
Hacip tarafından Balasagun'da yazılmaya
başlanmış. 1069-1070'te Doğu Kızgınlıkla gönüllere ateş saldın mı, İyileri Öldüren Dünya
Türkistan'daki Kaşgar şehrinde cehennem ateşinin aslı oldun gitti.
tamamlanmış ve Doğu Karahanlı Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir.
Hükümdarı Tavgaç Ulug Buğra Kara Han
O yılana, akrebe benzeyen sözlerin Temele taş bulmak gecikebilir.
Ebu Ali Hasan bin Arslan'a takdim
yılan ve akrep olur da seni Devlete baş bulmak gecikebilir.
edilmiştir)
Adalet gecikmez tez verilmeli.
kuyruğundan yakalar.
ADİL KİŞİ
“Kanunlar ne ölçüde insanlığı 1. Dosdoğru sözlü olur.
kapsarsa o nispette halk mesut, İnsanın eli tırnağı olmamalı; eli tırnağı
oldu mu ne din düşünür, ne doğruluk! 2. Sözüne sadıktır. Sözünün
devlet payidar olur” Kutadgu Bilig eridir.
Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. 3. Emaneti muhafaza eder. Sır
Devletin temeli adalettir tutar.
Zulüm nedir? Dikeni sulamak.
4. Öfkesini kontrol eder.
Karahanlı Devri’nin en önemli eseri 5. Zordan kaçmaz.
“Kutadgu Bilig” de adaleti hükümdar Adalet, bir nimeti yerine koymaktır,
her su isteyen tohumu sulamak değil. 6. İkiyüzlü değildir.
temsil etmiştir. Burada hükümdarın 7. Kötü niyet ve zan beslemez.
başlıca görevi de “doğru kanunlar 8. Dedikodu etmez.
(Köni törü) yapmak ve onu adaletle Zulüm nedir? Bir şeyi, yerinde
kullanmamak, lâyık olmayan yere 9. Özel hayatı merak etmez.
uygulamaktır. Devletin temeli Ayıbı ifşa etmez.
adalettir. Bey adil olursa dünyada koymak. Bu da ancak belâya kaynak
olur. 10. Güzel bakar, güzel görür,
huzur olur. Kanunu “adilane” tatbik güzel söyler.
eden bey bütün dileklerine kavuşur. 11. Zulmetmez.
Halkı adil kanunlarla idare et. Birinin Zulmedersen kötüsün, gerisin geriye
gittin. Adalette bulunursan saadete 12. İnsanlar faydalı olur.
Değerler Eğitimi 7
ADALET
Haksızlık karşısında susan;
dilsiz şeytandır. HŞ

Anda mungkin juga menyukai