gizemi
EYLÜL 2003 SAYISININ ÜCRETS‹Z EK‹D‹R
tirici ve zevk verici molekülleri. Herhangi bir ola- mak için, kiflide yine ayn› g›day› tüketme iste¤i almaçlar›n›n say›s›n›n artmas›. Her türlü a¤r› ve
y›n hoflumuza gitmesi ya da yiyecek, içecek gibi oluyor. Afl›r› fliflmanl›k hastal›¤› olarak bilinen stres durumunda morfin ya da benzeri sakinleflti-
maddelerin bize zevk vermesi, bu morfin benzeri obezitenin temelindeki mekanizmalardan birinin riciler kullanmak pratik bir çözüm de¤il; ayr›ca
moleküllerin salg›lanmas› sayesinde oluyor. Gü- bu oldu¤u düflünülüyor. birçok zararl› madde ve çeflitli sak›ncalar› da var. Beynin kendi üretti¤i
zel bir resim gördü¤ümüzde, hofl bir melodi din- ilaç ba¤›ml›l›¤›n›n temelinde de endorfin ya da bu nöropeptidler, genellikle a¤r› ve stresi azalt-
ledi¤imizde ya da lezzetli bir yemek yedi¤imizde enkefalinler yat›yor. Nöropeptidler yaln›zca haz makta yeterli oluyor. Yani beyin, kendi a¤r› kesi-
endorfin, enkefalin ya da dinorfin gibi molekül- duymaya yaram›yor. Bunlar, ayn› zamanda olduk- cisini ve sakinlefltiricisini üretebiliyor.
ler, nöronlardaki özel almaçlara yap›flarak zevk ça etkili a¤r› kesici özelli¤e sahipler. Özellikle di-
almam›z› sa¤l›yorlar. Beyin, bir süre sonra belir- norfin, beyne zarar veren uyar›lar› ve a¤r›y› blo-
li aral›klarla salg›lanan bu moleküllerin yaratt›¤› ke edebiliyor. Genellikle ameliyatlardan sonra ya ‹kincil mesajc›lar
zevk duygusuna al›fl›yor. Bundan sonra vücut, nö- da kanser hastalar›n›n a¤r›s›n› kesmek için kulla- Mesajc› moleküllerin hücre yüzeyine yap›fla-
ropeptid salg›lanmas›na yol açan maddeyi tükete- n›lan morfin gibi a¤r› kesiciler de, beyinde nöro- rak, ilettikleri mesaj› hücre içerisine tafl›yan
rek ya da olay› tekrarlayarak bunlar›n beyindeki peptid almaçlar›na ba¤lanarak etki gösteriyorlar. "ikincil mesajc›lar" da var. Sinir hücrelerinde da-
düzeyini art›rmaya çal›fl›yor. Örne¤in, lezzetli bir Normal koflullarda bir insan› öldürebilecek kadar ha uzun süreli ve kal›c› de¤ifliklikleri bu ikincil
çikolata ya da hamburgerin damakta b›rakt›¤› yüksek dozda morfinin bile, a¤r› durumlar›nda mesajc›lar›n yapt›klar› düflünülüyor. Nörotrans-
lezzet, asl›nda beyindeki belirli nöropeptidlerin yetersiz kald›¤› olabiliyor. Bunun nedeni afl›r› a¤- miterlerin etkisi, oldukça k›sa süreli. Sinir hücre-
düzeylerinin artmas›na ba¤l›. Salg›lanan nöro- r› durumlar›nda, beyindeki endorfin ve dinorfin lerinden salg›lan›p di¤er hücreyi uyard›ktan son-
peptidlerin verdi¤i haz duygusunu tekrar yafla- ra hemen parçalan›p, tekrar sentezlenmek üzere
Dopamin
salg›land›klar› hücreye geri dönüyorlar. Ancak,
‹letici geri ikincil mesajc›lar›n etkisi o kadar k›sa süreli de-
hücre dönüyor ¤il. Nörotransmiterlerin hücre zar›n› uyarmas›n-
dan sonra harekete geçen bu moleküller, hedef
hücrede birçok kimyasal olay›n bafllamas›na yol
aç›yor. ‹kincil mesajc›lara bir örnek, "adenozin
Dopamin
trifosfat" (ATP) molekülü. Ayn› zamanda hücre
Dopamin içi enerji kayna¤› olan bu molekül, birçok hücre
tafl›y›c›
Kan, kokaini içi reaksiyonda ikincil mesajc› rolü oynuyor. Me-
saniyeler içinde Almaç Dendrit sajc› molekül olan noradrenalin hücre yüzeyine
beyne tafl›yor
Burundan ba¤land›¤›nda, hücre içindeki ATP, AMP’ye (ade-
çekilen nozin monofosfat) dönüflüyor. Di¤er bir ikincil
kokain Dopamini mesajc› olan AMP molekülünün, hücre içinde de-
geri
gönderiyor ¤iflik görevleri var. Çeflitli iyonlar›n geçirgenli¤i-
Sa¤ akci¤er Sol akci¤er ni art›rarak ya da azaltarak hücre içerisindeki
elektrik yükünü de¤ifltirebiliyor, ya da hücre çe-
Kokain
dopamin kirde¤indeki genleri aktif hale geçirerek çeflitli
iletimini enzimlerin sentezlenmesini denetliyor. Ö¤renme
bozuyor
ve haf›za gibi kal›c› beyin ifllevlerinin, beynin ge-
lifliminin bu hücre içi ikinci mesajc›lara ba¤l› ol-
Kalp du¤u düflünülüyor.
Pupil
Rodlar
Yan gentikolat
çekirdek
Koniler
Optik sinir
Mercek
Retina Optik sinir
Görme korteksi
Kör nokta
Kornea ‹ris
Retina
Optik çapraz
Optik sinir
Sol görme
alan›
parlak görüfl sa¤laman›n yan› s›ra siyah beyaz ayr›m› da yap›yorlar. Renkle-
Görme ri görebilmemiz, konilerin üç farkl› rengi alg›lamas›na ba¤l›: k›rm›z›, yeflil ve
D›fl›m›zdaki dünyay› alg›lamada en önemli duyulardan biri görme. Dün- mavi. Bu renklerin kar›fl›m›yla tüm renkler alg›lanabiliyor. Bu alg›lamada ci-
yadaki güzelliklerin alg›lanmas›n›n yan› s›ra, görme duyusu hayatta kalmak simlerden yans›yan ›fl›¤›n fliddeti de çok önemli. Cisimlerin flekilleri, renkle-
için de önemli mekanizmalardan. Görmek, duyular aras›nda en karmafl›k ola- ri ve hareketleri, bunlardan gelen ›fl›¤›n fliddetine göre beyinde de¤iflik gö-
n›. Görme için beyinde ayr›lan alan, tüm di¤er duyular›n alanlar›n›n topla- rüntüler yarat›yor. Göz dibindeki hücreler taraf›ndan al›nan uyar›lar, sinir lif-
m›ndan fazla. D›fl dünyadan gelen ›fl›nlar, ilk önce gözün d›fl k›sm›ndaki kor- leriyle beyne tafl›n›yor. Beynin her iki yar›s›na da bilgi ulafl›yor. Sinir lifleri-
nea ve bunun alt›ndaki mercek taraf›ndan k›r›l›yor. K›r›larak tepe taklak nin çaprazlaflmas›na ba¤l› olarak görüntünün sa¤ yar›s› beynin sol yar›s› ta-
olan ›fl›nlar, “göz dibi”ndeki retina üzerine yans›t›l›yor. Göz dibinde bulunan raf›ndan, sol yar›s›ysa sa¤ yar›s› taraf›ndan alg›lan›yor. Tüm bilgiler beynin
yaklafl›k 125 milyon özel sinir hücresi, gelen ›fl›¤› elektrik enerjisine çeviri- arka bölümünde bulunan "oksipital" bölgeye gidiyor. Yaklafl›k 2 mm kal›nl›-
yor. Bu hücreler kabaca iki tip: "çubuk" ve "koni"ler. Çubuk hücreleri, lofl ¤›nda bir hücre tabakas›yla kapl› olan bu bölge, as›l görme merkezi. Bu böl-
›fl›¤› alg›l›yor. Renkleri alg›lamam›z› sa¤layan hücrelerse koniler. Koniler, geye gelen bilgiler sayesinde cisimler alg›lan›p analiz ediliyor.
GANGL‹ONLAR
haf›za gibi ifllevler hakk›nda bilgi edindiler. Bu arafl-
BAZAL
t›rmalar s›ras›nda, orta temporal bölgede bulunan
hipokampus ve çevresindeki hücrelerin haf›zada çok
önemli rolü oldu¤u gösterildi. Bilgiler belirli bir sü-
re hipokampusta kald›ktan sonra daha uzun süreli
depolanma için d›fl kabuktaki bölgelere aktar›l›yor.
Hipokampus, beynin ö¤renme, konuflma ve düflünce KONUfiMA VE L‹SAN
merkezleriyle de çok yak›n iliflkide. Bu bölge ameli- ALANLARI
yatla al›nd›¤›nda kifliler uzak haf›zalar›n› kaybediyor
ve yaln›zca 1-2 dakika önce olan olaylar› hat›rl›yor- Broca alan› (konuflma)
lar. Baz› ruhsal hastal›klar›n tedavisinde kullan›lan Amigdala Hipokampus Wernicke alan› (iflitme)
“elektrokonvulzif tedavi” (elektroflok) bu bölgeye Angular k›vr›m
(okuma yazma)
geçici hasar verebiliyor. Bu hastalarda geçici sürey- Beyincik
le haf›za kayb› ve ö¤renme güçlü¤ü olufluyor.
Ö¤renme, beyinde bilginin depolanmas›yla ger-
çeklefliyor. Bilgi kabaca ikiye ayr›l›yor. Bunlardan il-
ki "dekleratif" bilgi. "Türkiye’nin baflkenti Anka-
ra’d›r" gibi bilgilere dekleratif deniliyor. Bu tür bil-
gi, kiflinin daha önce okuyarak ya da deneyimleriy-
le elde ettiklerinden olufluyor. Dekleratif bilgi (aç›k-
lanan, tebli¤ edilen), orta temporal bölge ve tala- dar amigdala ve hipopkampüs gibi yap›lar, kal›c› bilgiler daha uzun süreli belle¤e aktar›lmazsa, der-
musta depolan›p de¤erlendiriliyor. Dekleratif olma- bilginin depolanmas›, yani bellek için önemli mer- hal siliniyor. ‹kona belle¤inin biraz daha uzun süre-
yan bilgiyse, fark›nda olmad›¤›m›z bilgiyi içeriyor. kezler olsa da beynin her bölgesi bilgi depolayabili- li olan›na "çal›flma belle¤i" deniliyor. Telefon numa-
Becerilerimiz ve al›flkanl›klar›m›z, bu bilgilerin so- yor. ralar›n› ve isimleri hat›rlamam›z bu sayede müm-
nucu. Günlük hayat›m›zda kulland›¤›m›z bilginin Belle¤in çok de¤iflik s›n›fland›rmalar› var. Baz› kün oluyor. Tüm bu bellek türleri, ö¤renmenin te-
yaklafl›k %90’› dekleratif olmayan türden. Deklera- araflt›rmac›lar belle¤i "olay belle¤i", "s›n›fland›r›c› melini oluflturuyor. Görsel yolla elde edilen bilgiler
tif olmayan bilginin de¤erlendirilmesi bazal gangli- bellek" ve "ifllemsel bellek" olarak ay›r›yor. Olay ilk olarak bu belleklerde depolan›p, daha sonra ge-
onlar denen bir bölgede yap›l›yor. Bilginin duygusal belle¤i, olaylar›n tüm ayr›nt›lar›yla hat›rlanmas›na rekli olanlar uzun süreli belle¤e aktar›l›yorlar.
k›sm›n›n›n de¤erlendirildi¤i yerse amigdala. Bilgile- yar›yor. Örne¤in, seyretti¤imiz bir filmin hat›rlan- Okuma ve konuflma, en çok bellek gerektiren
rin depolanmas›nda en önemli unsur, yararl› olup mas› gibi. S›n›fland›r›c› bellek, bilgileri s›n›fland›ra- ifllevlerden. Bu iki ifllev, her ne kadar beynin farkl›
olmamas›. Beynin bilgiyi tutmadaki en önemli gü- rak hat›rlamam›z› sa¤l›yor. Hangi sözcü¤ün ne an- bölgeleri taraf›ndan gerçeklefltirilse de, birbirleriyle
düleri ödüllendirilme ya da cezaland›r›lma. Yani lam ifade etti¤ini s›n›fland›r›c› bellek söylüyor. Bir oldukça ba¤lant›l›. Konuflma merkezleri beynin sol
herhangi bir bilgi sonucunda bir kazanç ya da ka- ayg›t› kullanmak ya da araba sürmek, ifllemsel bel- yar›s›nda. Konuflma, temel olarak, beynin sol ön
y›p elde edildi¤i zaman, o bilgi daha uzun süre sak- le¤in görevi. Bilgilerin beyinde tutulma süresine gö- k›sm›ndaki Wernicke alan›nda düzenlenerek biçim-
lan›yor. Beynin orta alt kesiminde bulunan amigda- re bellek, k›sa ve uzun süreli olarak ikiye ayr›l›yor. leniyor. Burada düzenlenen bilgi, temporal bölge-
lan›n bu tür ö¤renmede önemli rolü var. Uzun sü- Bunlar›n s›n›rlar›n› ay›rmak zor. K›sa süreli bellek, deki Broca alan›na gönderiliyor. Burada ayr› bir ko-
redir yap›lan çal›flmalar, haf›zan›n nöronlar aras›n- birkaç saniyeden bafllay›p birkaç haftay› kapsayabi- nuflma program› yap›larak gereken bilgi, konuflma
daki ba¤lant›lar›n de¤iflmesiyle ilgili oldu¤unu gös- liyor. Uzun süreli bellekse birkaç ayla bafllay›p bir için gerekli kaslara emir verilmek üzere beynin üst
teriyor. Nöronlar›n ba¤lant› say›s›n›n ve kuvvetinin ömür boyu sürebiliyor. Çok k›sa süren görsel belle- k›sm›nda bulunan bir bölgeye gönderiliyor. Bir ya-
de¤iflmesi, anahtar nokta. Kal›c› bilgi bu ba¤lant›la- ¤e "ikona belle¤i" deniliyor. Bir yaz›y› gördü¤ümüz- z›y› okumak için, görme ve konuflma merkezlerinin
r›n yap›s›n› de¤ifltiren moleküllere ba¤l›. Her ne ka- de, bu önce ikona belle¤ine kaydediliyor. E¤er bu çok duyarl› bir eflgüdüm içinde çal›flmas› gerekiyor.
Ö¤renmeyi gelifltirmek için belle¤in de gelifl- kan ak›m›, di¤er insanlara göre %85 daha düflük. yorumlayarak beynini okumaya çal›flmak, gele-
tirilmesi gerekiyor. Bu yeteneklerimizi gelifltir- Yorgunluk ve uykusuzluk, beyni olumsuz etki- cekle ilgili sürekli olumsuz tahminlerde bulun-
menin ilk yolu beynimizi korumak. Beynimizi et- leyen di¤er faktörler. Günde 7 saatten az uyu- mak, sürekli genellemeler yapmak, kendini afl›r›
kileyen en önemli olumsuz etkenler, beyin hasa- mak beynin ö¤renme, bellek, dikkat gibi ifllevle- suçlamak gibi olumsuz düflünceler, beyin ifllevle-
r› ve stres. Çeflitli çarpmalara ba¤l› beyin hasar- rini yavafllat›yor. Stres de beyni etkileyen bir du- rini yavafllat›p azalt›yor. Fiziksel ve ruhsal rahat-
lar› zihinsel yetenekleri olumsuz etkileyebiliyor. rum. Hayvanlar üzerinde yap›lan çal›flmalarda, lamaysa beyin kapasitesini art›rarak dikkat ve ha-
Çarpma sonucu bellek merkezlerinde hasar olu- uzun süreli stres sonucunda ortaya ç›kan baz› ze- f›zay› kuvvetlendiriyor. Beyini olumsuz düflünce-
flabiliyor. Kafa travmalar›ndan sonra bellek kayb› hirli moleküllerin, nöronlar›n ölümüne yol açt›¤› lerden ar›nd›r›p rahatlamak için önerilen bafll›ca
oldukça s›k görülebiliyor. Bu nedenle beynimizi gösterildi. Yaflant›m›zdan stresi bütünüyle atmak yöntemler müzik dinlemek, müzik aleti çalmak
d›fl hasarlardan korumak, ilk basamak. Californi- mümkün olmasa da en aza indirebilmek için ça- ya da spor yapmak.
a Üniversitesi’nde yap›lan bir çal›flmada kokain ba göstermek gerekiyor. Buna, küçük fleyleri Düzenli cinsel iliflki zihinsel ve ruhsal durumu
kullananlar›n beyin kan ak›m›n›n, kullanmayanla- dert etmemekle bafllay›p her an›n de¤erini bil- olumlu yönde etkiliyor. Haftada en az bir kez ya-
ra göre %23 daha az oldu¤u gösterildi. Esrar kul- mekle bafllayabiliriz. Olumsuz düflünceler beynin p›lan düzenli seks kad›nlar›n üretkenli¤ini art›r›-
lananlardaysa, beyinin temporal bölgesindeki büyük düflmanlar›. Baflka bir insan›n bak›fllar›n› yor, adet kanamalar›n› düzenleyip miktar›n› azal-
t›yor. Buna ek olarak östrojen düzeyini art›r›yor, özellikle B, C ve E vitaminlerinin düzenli tüketil- olufluyor. Uzun süre ö¤renme sürecine ara veril-
menopozu ve yafllanmay› geciktiriyor. California mesi, beyin hücreleri için oldukça yararl›. Bu vi- di¤inde beyindeki baz› ba¤lant›lar kaybolmaya
Üniversitesi’nde yap›lan bir çal›flmada, düflük öst- taminler, beyin ifllevlerini desteklerken nöronlar› bafll›yor. Buna ba¤l› olarak da ö¤renme zorlafl›-
rojen düzeylerinin beyin kapasitesini azalt›p haf›- hücre içinde oluflan zehirli at›klardan koruyor. yor, bellek geriliyor. Uzun süre kitap okumayan
zay› zay›flatt›¤› gösterildi. Tek bafl›na orgazm, ya- Fazla karbonhidrattan kaç›nmak da önemli. Çok bir ö¤rencinin ders çal›flmaktan so¤umas› ve oku-
ni mastürbasyon, baflka bir partnerle yap›lan sek- fazla tüketilen ekmek, niflasta gibi besinler, be- lun aç›ld›¤› ilk haftalarda zorlanmas›, nöronlar
sin beyindeki olumlu etkilerini yaratm›yor. Part- yin geliflimini olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, aras›ndaki ba¤lant›lar›n zay›flamas› ya da azal-
nerler aras›ndaki hofllanma, be¤enme ve sevme gün içerisindeki en önemli ö¤ünün sabah kahval- mas›na ba¤l›. California (Berkeley) Üniversite-
gibi duygular, seksin beyindeki olumlu etkilerini t›s› oldu¤unu belirtiyorlar. Güne, az ya¤l›, düflük si’nde yap›lan bir çal›flmada rahat bir yaflam sü-
art›r›yor. karbonhidratl› ve bol proteinli bir kahvalt›yla bafl- ren ve yeni bilgi ö¤renme gere¤i olmayan farele-
Tüketilen g›dalar da beyin ifllevleri için çok lamak gerekiyor. Dengeli ve sa¤l›kl› beslenme, rin beyin yo¤unlu¤unun, sürekli yeni bilgiler ö¤-
önemli. Vücudun enerjisinin %20’si ve kandaki beynin iyi performans göstermesi için gerekli un- renen farelerin beynine göre azald›¤› gösterildi.
oksijenin %25’i beyin taraf›ndan kullan›l›yor. surlar. Her gün az da olsa yeni bilgiler ö¤renmek, beyi-
Beynin as›l enerji kayna¤› karbonhidratlar. Prote- Ünlü beyin cerrah› Prof. Dr. Gazi Yaflargil’in ni gelifltiriyor. Einstein’in "bir kifli günde 15 da-
inler ve omega 3 ya¤ asitleri de oldukça önemli. de belirtti¤i gibi beyni gelifltirmenin en önemli kika düzenli olarak bir konuda çal›fl›rsa bir y›lda
Özellikle tatl› su bal›klar›, zeytinya¤›, kanola ya- yöntemi, onu çal›flt›rmak. Ayn› kaslar gibi, beyin o konuda uzman olur, 5 y›l çal›fl›rsa ülke çap›n-
¤› beyin için önemli g›dalar. Uzmanlar haftada 3 de çal›flt›kça gelifliyor. Beyin çal›flt›kça, yeni fley- da uzman olur" sözünü hat›rlatmakta yarar var.
gün bal›k eti yenilmesini öneriyor. Vitaminlerin, ler ö¤rendikçe nöronlar aras›nda yeni ba¤lant›lar
Yafllanma
Yafl ilerledikçe beyinde de baz› de¤ifliklikler olarak ö¤renmek zorlafl›yor. Yap›lan çal›flmalar- Beyin yafllanmas›n›n mekanizmas› tam olarak
meydana geliyor. Tüm organlar gibi beyin de yafl- da, gerekli koflullar oluflturuldu¤unda yafll› fare- bilinmiyor. Zamanla baz› yafllanma genlerinin ak-
lan›yor. Ancak beynin di¤er organlardan farkl› lerde yeni nöron ba¤lant›lar›n›n geliflebildi¤i göz- tif hale geçerek hücre ölümüne yol açt›¤› düflünü-
bir yönü var. Tüm organlar›n verimlili¤i yaflla lendi. Yeni oluflan bu ba¤lant›lar›n say›s› ve beyin lüyor. Hücre DNA’s›nda meydana gelen bozulma-
azal›rken beynin verimlili¤i devam edebiliyor, kanlanmas›, genç farelerdeki kadar olmasa da, lar ya da hücre içinde biriken zehirli at›klar, yafl-
hatta artabiliyor. Ünlü ressam Picasso, fizikçi beynin her yaflta kendini gelifltirebilece¤ini göste- lanman›n di¤er nedenleri olabilir. Neden ve me-
Einstein, müzisyen Verdi en önemli eserlerini riyor. Yafla ba¤l› olarak beyinde görülen “de- kanizma ne olursa olsun sonuçta nöronlar›m›z
yafll›l›kta verdi. Beynin performans›n› etkileyen mans” (bunama) ve Alzheimer gibi hastal›klar, yafllan›yor. ‹nsan beyni, a¤›rl›¤›n›n en üst düzeyi-
önemli faktörlerden biri, depolanan bilgiler. Za- beyin ifllevlerini ciddi ölçüde bozuyor. Bu hasta- ne 20 yafllar›nda ulafl›yor. Yafl ilerledikçe bunun
manla artan bilgiler yeni nöron ba¤lant›lar›na ve l›klar unutkanl›k ve düflünce bozuklu¤una yol aç›- yaklafl›k %10’unu kaybediyor. Ancak nöron kay-
mesajc› molekül salg›lanmas›na yol açarak beyni yor. Genellikle ileri yafllarda görülen bu hastal›k- b› yafllanmay› aç›klayan bir mekanizma de¤il.
yeniden yap›land›r›yor. Beyin, kendisini koflullara lar 65 yafl›n alt›ndaki insanlar›n %1’ini etkiler- Genç insanlarda da nöron kayb› görülüyor; ancak
göre de¤ifltirebilme ve her an yap›land›rma özel- ken 85 yafl›n üzerindekilerin yar›s›n› etkiliyor. bu beyin ifllevlerini önemli ölçüde etkilemiyor.
li¤ine sahip. Bu özellik sayesinde insan beyni Frontal
Nöron, gövdesi ciddi bir hasar görmedi¤i sürece
kendini her an gelifltiriyor. Beynin yafllanmas›yla Bazal korteks Parietal kendini onar›p, akson denen uzant›lar›n› geliflti-
korteks
baz› ifllevler gerilerken baz›lar› da gelifliyor. Yeni önbeyin rebiliyor. E¤er gövde yok olursa di¤er nöronlar
bilgiler ö¤renmek zorlafl›rken, artan bilgi da¤ar- yeni ba¤lant›lar oluflturarak onun ifllevini üstlene-
c›¤›na ba¤l› olarak eski bilgiler daha iyi de¤erlen- biliyorlar. Kaslar›m›z gibi, beynimizin düzenli ola-
dirilebiliyor. Bu nedenle yafll› insanlar›n de¤er- rak çal›flmas› bu ba¤lant›lar›n korunmas› ve ço-
lendirmeleri birçok kez gençlere göre daha do¤- ¤almas› aç›s›ndan önemli. Beynimiz için en iyi
ru olabiliyor. egzersiz, yeni bilgiler edinmek ve düflünmek. Ya-
Yafl›n ilerlemesiyle beyin ifllevlerinde gözle- ni, kitap okumak, araflt›rmak beyni zorlamak
nen ilk de¤ifliklikler, unutkanl›k. Özellikle yak›n önemli. Düzenli yap›lan egzersizler de beyin da-
haf›zada zay›flama oluyor. Yaflla birlikte görülen marlar›n›n daralmas›n› geciktiriyor ve beynin kan
unutkanl›k bir hastal›k de¤il. Zamanla yeni nöron Striat ak›m›n› art›r›yor.
korteks
ba¤lant›lar› oluflturmak güçlefliyor ve buna ba¤l›
Uyku Sorunu
.
En s›k görülen uyku sorunu, "insomni" denen yor. Uyku s›ras›nda hava yollar›n› aç›k tutabilmek san›n gün içinde çok kolay uykuya girmesine yol
uykusuzluk hastal›¤›. Bu kiflilerin bir k›sm› hiç için genellikle bu kiflilere bir maske yoluyla ba- açan bu hastal›k, REM evresini kontrol eden mer-
uykuya dalamazken baz›lar› gecenin bir yar›s›nda s›nçl› hava vermek gerekiyor. kezlerdeki sorunlardan kaynaklan›yor. Bu kifliler
uyan›p bir daha uyuyam›yor. Bu tür rahats›zl›kla- Di¤er bir bozukluksa, uyku s›ras›nda ani ka- gün içinde çok h›zl› bir flekilde REM uykusuna
r›n tedavisinde anti-depresan denen ve depres- s›lmalar›n olmas›. Bu kifliler, kaslar›n gevfledi¤i dal›p rüya görmeye bafllayabiliyorlar. Oturduklar›
yon, yani bunal›m durumlar›nda verilen ilaçlar derin uyku evresine giremiyor ve gece boyunca yerde, ayakta ya da araba kullan›rken rüya görü-
kullan›l›yor. Bu ilaçlar uyku sa¤lasa da yavafl dal- ani kas›lmalarla uyan›yorlar. Tedavisindeyse Par- yorlar. Bu durum çok ciddi sosyal ve hayati so-
ga evresinin derinli¤ini azaltt›¤› için tam olarak kinson ya da epilepsi (sara) hastal›¤›nda kullan›- runlara yol aç›yor. Narkolepsi hastal›¤› olanlar›n
kaliteli bir uyku sa¤layam›yor. lan ilaçlar veriliyor. kaslar›, uyan›kken bile aniden REM uykusundaki
Gün içerisindeki sürekli uyku e¤ilimi de, di- Beynin ilginç bir hastal›¤› da "narkolepsi". ‹n- gibi gevfleyebiliyor. Tüm kaslar›n bu ani ve geçi-
¤er bir uyku sorunu. Bu kiflilerin gün içerisinde ci felç durumuna "katapleksi" deniyor. Oldukça
uyuklamas›n›n nedeni, gece boyunca derin uyku- tehlikeli olan bu durum, gülmek, üzülmek gibi
ya geçilememesi. herhangi bir duygusal anda ya da yürürken olu-
"Uyku apnesi" denen baflka bir hastal›ksa ki- flabiliyor. Yap›lan yeni bir çal›flma narkolepsi
flinin hayat›n› tehdit edebilen bir rahats›zl›k. hastal›¤›n›n mekanizmas›n› bir ölçüde ay-
Bu hastal›kta, uyku s›ras›nda solu- d›nlatt›. California Üniversitesi’nde ya-
num kaslar›nda o derece gevfleme p›lan bu çal›flmada narkolepsi hastala-
oluyor ki, bir süre için nefes al- r›n›n beyninde "hipokretin" denen bir
mak bile mümkün olmuyor. Bu mesajc› molekülün düzeyinin,
nedenle kifliler derin uyku evresi- normale göre %85 oran›nda da-
ne hiç geçemiyor. Uyku apnesi, ha az oldu¤u bulundu. Normal
ani kan bas›nc› yükselmelerine insan beyninde hipokretin sal-
yol açarak uykuda kalp krizi g›layan yaklafl›k 70 bin hücre
riskini art›r›yor. Gece uykusu- var. Narkoleptiklerdeyse bu
nu alamad›¤› için bu kifliler hücrelerin say›s› 3-10 bine
gün içinde sürekli uyukluyor ve kadar düflüyor. Bu hücre-
çeflitli kazalara yol açabiliyor- ler beynin hipotalamus de-
lar. Bu nedenle uyku apnesi nen bir bölgesinde bulunu-
olanlar›n, gün içinde araba yor. Bu hücrelerin neden
kullanmas› da oldukça sa- azald›¤› tam olarak bilin-
k›ncal›. Bu hastal›¤›n teda- miyor. Çeflitli çevresel fak-
visi çok kolay de¤il. Genel- törler ya da vücudun kendi
likle afl›r› kilolu kiflilerde üretti¤i bir zehirli madde, bu
görüldü¤ü için, ilk yap›la- hücreleri yok etmifl olabilir. Di-
mas› gereken, kilo vermek. ¤er bir olas›l›ksa bu hücrelerin
Uyku öncesi alkol ya da sakinleflti- vücudun kendi ba¤›fl›kl›k sistemi
rici ilaçlar›n kesinlikle al›nmamas› gereki- hücreleri taraf›ndan öldürülmesi.
ce¤i tart›flma konusu. Bir insan›n beyni ç›kart›l›p relerinin ifllevlerinin insan›nkinden farkl› olmas›
Beyin Nakli yerine yeni bir beyin yerlefltirildi¤inde art›k o in-
san kendi benli¤ini kaybediyor, yani kendisi ol-
da ayr› bir sorun olarak gösteriliyor. Domuz nö-
ronlar› insan beynine uyum sa¤lamayabilir. Hay-
maktan ç›k›yor. Bu nedenle, beyni tümden de¤ifl- vandan insana yap›lan naklin, yani "ksenotransp-
Beynin, halen tedavisi tam olarak yap›lama-
tirmek yerine, hastal›kl› ya da hasarl› k›s›mlar› lant" iflleminin asl›nda en önemli sorunu organ
yan birçok hastal›¤› bulunuyor. Beynin baz› bö-
de¤ifltirmek modern t›bb›n hedefi. ya da dokular›n reddi. Hayvanlardan elde edilen
lümlerinde "dopamin" salg›layan hücrelerdeki
Son y›llarda sinir hücre nakli üzerinde yo¤un nöronlar›n insan beyni taraf›ndan reddedilme ih-
bozuklu¤a ba¤l› ortaya ç›kan Parkinson hastal›¤›
çal›flmalar var. Geçmifli en fazla 20 y›l öncesine timali de kuvvetli. Beyindeki ba¤›fl›kl›k sistemi
günümüzde birçok orta yafl üzeri insan› etkiliyor.
dayanan bu çal›flmalar, nöronlar›n gerekli flartlar hücreleri bu yabanc› hücrelere sald›rarak onlar›
Beyindeki bir proteinin anormal yap›m›na ba¤l›
sa¤land›¤›nda büyüyebilece¤ini ve ba¤lant›lar yok ediyor. Bu engeli aflmak için sürekli yeni
olarak baz› nöronlar›n ölümüne yol açan Hun-
oluflturabildi¤ini gösterdi. Bu yöntem için gerek- ilaçlar gelifltiriliyor.
tington hastal›¤›, henüz tedavisi tam olarak
li olan insan beyni hücreleri di¤er insanlardan ya Son y›llarda kök hücrelerden elde edilen sinir
mümkün olmayan hastal›klardan. Beyin hasar›na
da hayvanlardan elde ediliyor. Epilepsi ya da bafl- hücrelerinin nakli gündeme geldi. Baflka bir be-
yol açan durumlar yaln›zca hastal›klar de¤il. Be-
ka bir nedenle beyinlerinin bir k›sm› al›nan kifli- yinden al›nan hücrelerin ço¤alt›lmas› yerine kök
yin kanamalar› ve kafa yaralanmalar› da beyin ifl-
lerin sa¤l›kl› hücreleri ayr›larak depolan›yor. Al›- hücreler kullan›larak sinir hücresi oluflturulabili-
levlerinin kaybolmas›na ve felce yol açabiliyor.
nan bu beyin hücreleri laboratuvar flartlar›nda yor. Embriyodan ya da kordon kan›ndan elde
Bu tür durumlar›n ve beyin hastal›klar›n›n teda-
çeflitli büyüme hormonlar›n tabi tutularak ço¤al- edilen kök hücreler deney ortam›nda çeflitli bü-
visi için denenen yöntemler aras›nda, beynin has-
t›l›yor. Belirli bir say›ya geldi¤inde bu hücreler yüme hormonlar›yla sinir hücresine dönüfltürüle-
tal›kl› k›sm›n›n sa¤lam bir beyin dokusuyla de¤ifl-
al›narak felçli hastan›n kan dolafl›m›na veriliyor. biliyor. Daha sonra ço¤alt›lan sinir hücreleri kan
tirilmesi insanlar›n belki de en büyük hayallerin-
Bu hücreler hasarl› bölgelere ulaflt›¤›nda buraya yoluyla kifliye veriliyor. Bu hücreler gerekli yerle-
den birisi oldu. Bir canl›n›n beynini di¤er bir can-
yerleflerek di¤er hücrelerle birlikte görev yapma- re gitti¤inde hasarl› hücrelerin yerini al›yor. Bu
l›ya nakletme fikri oldukça eskilere dayan›yor.
ya bafll›yor. Mikroskop alt›nda incelenen bu hüc- yöntemin önündeki en önemli sorunlardan biri,
Frans›z hekimler 1887 y›l›nda giyotinle idam edi-
relerin, nakledildi¤i bölgedeki ev sahibi hücreler- hücreleri farkl›laflt›rmak için hangi sinyallerin ve-
len insanlar›n kas›n› köpeklere nakletmifller, an-
le ba¤lant› kurduklar› gösterildi. Yani nakledilen rilmesi gerekti¤inin tam olarak bilinmemesi.
cak bu pek ifle yaramam›fl. 1900’lü y›llar›n bafl-
hücreler, nakledildikleri kiflinin hücreleriyle ko- Beynin görme bölgesine gidecek nöronla, ›s›
lar›nda bilim adamlar›, suni kan dolafl›m makine-
ordine çal›fl›yor. Deneme aflamas›nda olan bu kontrol merkezine ya da denge merkezine gide-
si sayesinde kesik köpek kafas›n› k›sa bir süre
yöntem halen baz› felçli hastalar üzerinde uygu- cek nöronlar›n önceden deney ortam›nda belir-
için yaflatmay› baflard›. Kafatas›ndan ayr›lan be-
lan›yor. Bu yöntemin uyguland›¤› baz› felçli has- lenmesi için çeflitli büyüme sinyalleri vermek ge-
yin laboratuar ortam›nda belirli koflullar sa¤lana-
talar›n omurili¤inde 6 ay sonra bu hücreler tes- rekiyor. Fakat, bu sinyallerin tam olarak neler ol-
rak suni olarak bir süre yaflat›labiliyor. Bu flekil-
pit edilebiliyor. du¤u, hücrelerin nas›l olup da çok de¤iflik görev-
de yaflat›lan beyin elektrik dalgalar› yaymaya, fle-
Beyin hücre nakli için her zaman insan beyin ler ald›¤› ve farkl› mesajc› moleküller salg›lad›¤›
ker ve su tüketmeye devam ediyor. Maymunlar
hücresi bulmak mümkün olmayabiliyor. Bu ne- tam olarak bilinmiyor. Kiflinin kendi kök hücrele-
aras›nda yap›lan kafa naklinden sonra hem be-
denle hayvan beyin dokusu da nakil iflleminde ri de nakil amaçla kullan›labiliyor. ‹nsan›n kendi-
den hem de beyin iki haftaya varan sürelerle ya-
kullan›labiliyor. Domuzlar›n beyinlerinden al›nan sinden elde edilen ve üretilen hücreler kifliye ge-
flayabiliyor. Ancak nakledilen beyinle gövdenin
hücreler deney ortam›nda yaflat›l›p ço¤alt›labili- ri verildi¤inde bu hücreler belirli bölgelere gidip
omurili¤i aras›nda ba¤lant› kurulamad›¤› için
yor. Ancak bu hücrelerin nakli çeflitli etik ve t›b- ifllev görmeye, yani ba¤lant›lar oluflturmaya bafl-
hayvanlar felçli olarak yafl›yor. Henüz kafa nakli
bi sorunlar› da beraberinde getiriyor. Domuz l›yor. Kiflinin kendi kök hücrelerini kullanman›n
ya da bütün olarak beyin nakli pratikte uygulana-
beyninin insanda kullan›m›na baz› dini ve top- en büyük avantaj› bunlara karfl› ba¤›fl›kl›k siste-
m›yor. ‹leride de bunun ne derece uygulanabile-
lumsal kurumlar karfl› ç›k›yor. Domuz beyin hüc- minin hiçbir reaksiyon göstermemesi.
Y
APILAN fosil incelemele- rulamad›. Ma¤ara devri insan›yla gü- adamlar›ndan fazla bir fark› olmad›¤›
rinde, insan beyninin en nümüz insan› aras›nda, beyin yap›s› görülmüfl. Yani, ilerlemenin s›rr› be-
az 50 bin y›ld›r önemli bak›m›ndan moleküler farkl›l›klar bi- yin anatomisinin de¤iflimi ya da kapa-
bir yap›sal de¤iflikli¤e u¤- linmiyor. Ancak, ma¤ara devrindeki sitesinin artmas› gibi görünmüyor.
ramad›¤› gösterildi. Kafa- insan›n herhangi bir organ›n›n yap›- Uygarl›¤›n ilerlemesini baz›lar› beyin
tas› içine en ergonomik flekilde s›k›fl- s›ndaki de¤iflimden daha büyük bir kapasitesinin artmas›na ba¤larken ye-
t›r›lm›fl olan insan beyninin s›rlar›, he- de¤iflime u¤rad›¤› san›lm›yor. Iss›z bir ni nesil bilim adamlar› buna karfl› ç›-
nüz tam anlam›yla aralanabilmifl de- adada mahsur kalan ve yaflamay› ba- k›yor. Klasik bir inanç olan beynin
¤il. ‹nsan beyninin iflleviyle, görüntü- flaran çocuklar y›llar sonra kurtar›ld›- %10’unun kullan›ld›¤› sav› her geçen
sü ya da a¤›rl›¤› aras›nda ba¤lant› ku- klar›nda, yaflam flekillerinin ma¤ara gün sars›l›yor. Son y›llarda gelifltiri-
Düflüncelerin, duygular›n yaz› ya da söz ol- kiflilerin alg›lama özelliklerinde de¤ifliklik ola- baz› ses dalgalar›n›n öteki kifli taraf›ndan alg›-
maks›z›n beyinler aras›nda gidip gelmesine biliyor. Örne¤in, bir yak›n›n› kazada, savaflta lanmas›. Baz› kuramlara göreyse bizden yay›-
"telepati deniliyor". Telepati bir tür duyular ya da hastal›ktan kaybetmifl kifliler baz› olayla- lan manyetik dalgalara ba¤l›. Sonuç olarak te-
ötesi hissetme. Telepati özelli¤i yaln›zca dü- r› ya da tehlikeleri önceden hissedebiliyorlar. lepati, beyinden yay›lan dalgalarla ilgili görü-
flüncelerin ve duygular›n aktar›lmas› de¤il, çe- Beyinde anl›k bir düflünce ya da imaj olarak or- nüyor. Bilimsel temelleri flimdilik tam aç›klana-
flitli olaylar›n önceden hissedilmesini de kaps›- taya ç›kan bu durum, kiflinin günlük program›- mam›fl olsa da, hiçbir enformasyonun olmad›¤›
yor. ‹flitme, görme, dokunma, koklama ve tat n› ya da önemli kararlar›n› bile etkileyebiliyor. ve beynin evrimleflmesinin daha ilk zamanlar›n-
alma gibi 5 duyuya ek olarak, alt›nc› bir duyu Telepati, kiflinin duygusal durumuyla yak›ndan da insan›n kendini savunmas› için belki de en
kabul edilen bu özellik, zaman içerisinde körel- ilgili. Bu tür özellikler genellikler kad›nlarda önemli duyulardan biriydi. Kullan›lmayan özel-
mifl olabilir. ‹lkel canl›lardaki koklama duyusu- bulunuyor. Bunun nedeni, belki de kad›nlar›n liklerin zay›flamas› ya da kaybolmas› kural›na
nun sonradan insanlarda azalmas› gibi. Telepa- davran›fl ve düflüncelerinin, erkeklere k›yasla uygun olarak, telepati de baz› duyular gibi za-
ti sözcü¤ü, eski Yunanca’daki "tele" (uzak) ve duygusal temellere daha çok dayanmas›. Aile y›flad› ve kayboldu. Yak›n bir gelecekte bilim-
"pati" (duygu) terimlerinden geliyor. Ünlü psi- bireyleri, birbirini çok seven afl›klar ya da ikiz- sel temellerinin ortaya konulabilece¤i düflünü-
kiyatrist Sigmund Freud’a göre, telepati bask›- ler aras›nda da telepatik iletiflimler kurulabili- lüyor. Belki de beynin di¤er duyulardan ba¤›m-
lanm›fl eski bir özellik ve ancak belirli koflullar- yor. s›z bir haberleflme sistemi mevcut olabilir. Di-
da ortaya ç›k›yor. ‹lkel canl›larda telepatinin Modern bilim, telepatinin mekanizmas›n› ¤er insanlar›n beyninden yay›lan baz› dalgala-
tehlikelerden korunmak için gerekli bir meka- tam olarak aç›klayabilmifl de¤il. Bu olgu, kimi r›n bu merkez taraf›ndan alg›lanmas›, telepati-
nizma oldu¤u düflünülüyor. Baz› durumlarda kuramlara göre insan›n iç dünyas›nda yay›lan nin temeli olabilir. Bu merkez yaln›zca insan
beyninden yay›lan elektriksel dalgalar› de¤il, bilim adamlar›, oldukça ilginç noktalara ulaflt›. romon almaçlar›n› kodlayan genler bulundu.
çeflitli do¤a olaylar›n›n meydana getirdi¤i Hem hayvanlar, hem de insanlar aras›nda, cin- Bu tür bin gen, henüz insanlarda bulunmad›,
elektromanyetik enerji dalgalar›n› da alg›l›yor sel etkileflimi sa¤layan bir kimyasal molekül ve ancak bu, ilgili almaçlar›n olmad›¤› anlam›na
olabilir. Volkan patlamas›, deprem gibi baz› bunu alg›layan bir merkez bulundu. Türlerin gelmiyor. Yap›lan baz› çal›flmalar bu molekülle-
do¤a olaylar› çok k›sa süre önceden belli ola- devaml›l›¤› aç›s›ndan çok önemli olan bu kim- rin kad›nlarda adet kanamalar›n› düzenledi¤ini
biliyor. Deprem öncesi, alt›nc› hissi insanlar- yasallara "feromon" ad› veriliyor. Feromonlar, gösterdi. Bu molekülleren alg›lanmas›yla adet
dan daha kuvvetli oldu¤u düflünülen birçok havada kolayl›kla dolaflabilen küçük molekül- gecikebiliyor ya da daha çabuk bafll›yor. Fero-
hayvanda meydana gelen huzursuzluk, olas›l›k- ler. Yak›n bir geçmifle kadar bu moleküllerin monlar›n insan cinsel dürtülerini de etkiledi¤i
la deprem öncesinde yay›lan baz› sinyallerin, yaln›zca hayvanlar taraf›ndan salg›land›¤› ve al- gösterildi.
hayvanlar taraf›ndan alg›lanmas›na ba¤l›. Do- g›land›¤› san›l›yordu. Ancak son y›llarda insan- Feromon yaln›zca cinsel iletiflim için kulla-
¤adan yay›lan bu tür sinyallerin beyinde alg›- lar taraf›ndan da salg›land›¤› gösterildi. ‹lk ola- n›lan bir molekül de¤il. Birçok hayvan bunlar
land›¤› bir merkezse henüz gösterilebilmifl de- rak bu molekül koltukalt›nda saptand›. Fero- sayesinde haberlefliyor. Hayvanlar aras›nda g›-
¤il. Beyindeki birçok bölgenin ifllevinin daha monlar›n, karfl› cinsin ilgisini çeken ve kad›n- da al›fl verifli, yerleflim s›n›rlar›n›n çizilmesi gi-
ayd›nlat›lamam›fl oldu¤u düflünülecek olursa, erkek iliflkisini düzenleyen önemli bir molekül bi birçok mesele bu moleküller sayesinde çözü-
telepati ve alt›nc› histen sorumlu, olas›l›kla çok oldu¤u gösterildi. Bu molekül birçok hayvanda me kavuflturuluyor. ‹nsanlar aras›ndaki telepa-
az geliflmifl ya da tam aksine çok karmafl›k seks güdüsünü do¤rudan tetikliyor. Baz› deniz tik haberleflme, baz› do¤a olaylar›n› önceden
olan bir merkezin bulunmas›, daha uzun bir sü- hayvanlar› bu molekülü suya b›rakarak yak›n›n- sezinleme gibi olaylar›n temelinde bu feremon-
re alaca¤a benziyor. daki karfl› cinsleri çekiyor ve hemen çiftlefliyor- lar yat›yor olabilir. ‹nsan vücudu, yayd›¤› sin-
Feromonlar lar. yaller ve salg›lad›¤› moleküller ne kadar anla-
‹nsanlar aras›nda, bilinen 5 duyuyu kullan- Feromonlar, burunda bulunan "vomerona- fl›l›rsa, bugün bize do¤a üstü görünen birçok
madan oluflan iletiflim ve etkileflimi araflt›ran zal" organ taraf›ndan alg›lan›yor. Farelerde, fe- olay o kadar ayd›nlat›labilecek.
Uyurken Ö¤renmek
.
Ö¤renciyken hepimizin en büyük hayali, tarih yor. Tekrarlanmayan bilgiyse depolanmad›¤› için art›yor. Yani REM uykusunda beyin oldukça fazla
kitab›n› yast›¤›m›z›n alt›na koyup uyurken o bil- k›sa bir süre sonra kayboluyor. Uyan›k oldu¤u- çal›fl›yor. Rüyan›n görüldü¤ü evre de bu. Uykusu-
gilerin kafam›za girmesiydi. Belki de bu hayaller muz zamanlardaki nöron uyar›lar› uykuda da te- nu yeterince alamayan bir kiflinin ertesi gün olay-
art›k gerçek oluyor. Bilim adamlar› uykuyla bel- tiklenebiliyor. Nöronlar, özellikle uykunun REM lar› kavrama ve ak›lda tutma yetene¤inin azalma-
lek ve ö¤renme aras›ndaki ba¤lant›y› araflt›r›yor- evresinde uyar›larak bilginin taze kalmas› sa¤la- s›, uyku ve bellek ba¤lant›s›n› gündeme getirdi.
lar. Yap›lan çal›flmalar, ö¤renmenin temeli olan nabiliyor. Yap›lan çal›flmalarda, REM uykusunun kesintiye
belle¤in uyku s›ras›nda gelifltirilebildi¤ini göster- Uyku esas olarak iki evreden olufluyor. REM u¤rad›¤› durumlarda haf›za ve ö¤renme yetene¤i-
di. ve REM olmayan evreler. REM evresinde beyin nin azald›¤› saptand›. Yani uykunun REM faz› ö¤-
Bellek için, beynin orta alt kesiminde bulu- neredeyse uyan›k oldu¤umuzdan da fazla aktif. renmede etkili görünüyor. Farelere belirli komut-
nan "hipokampus" çok önemli. Beynin hipokam- Bu s›rada kan bas›nc› yükseliyor, kalp at›fllar›m›z lar ö¤retildikten sonra REM uykusu s›ras›nda be-
pus bölgesine birbiri ard›na ge- yin dalgalar›n›n artt›¤› gözlendi. Bu-
len uyar›lar, oluflan bilgilerin nun üzerine, ö¤retilen komutlar mü-
sürekli kalmas› için, beynin d›fl zikle efllefltirildi. Komutlar ö¤retilir-
kabu¤undaki üst merkezlere ken ayn› müzik dinletildi. Daha sonra
depolanmak üzere gönderili- bir grup fareye ayn› müzik REM uyku-
yor. REM uykusunda nöronlar sunda dinletildi. Ertesi gün uykuda
tekrar tekrar uyar›l›yorlar. Bu müzik dinletilen farelerin verilen ko-
uyar›lar›n sonucunda sürekli ye- mutlar› müzik dinletilmeyenlere göre
ni ba¤lant›lar olufluyor ve mev- daha çabuk yapt›klar› görüldü. REM
cut ba¤lant›lar güçleniyor. Si- uykusunda dinletilen müzik, olas›l›kla
nirsel uyar›lar›n devaml›l›k gös- gün içerisinde verilen komutu ça¤r›fl-
termesi sayesinde hipokampus- t›rm›fl ve beyin bu komutu yineleye-
ta tekrarlanan bilgiler, uzun sü- rek belle¤i güçlendirmiflti. REM uyku-
reli belle¤e at›lmak üzere bey- su, haf›zan›n tazelenmesi ve güçlen-
nin üst merkezlerine gönderili- mesi için oldukça önemli görünüyor.