Anda di halaman 1dari 161

Araþtýrma Dosyasý: Yazan Sadýk Erenler

ALEVÝLÝKDE YEDÝ ULULAR

Yedi Ulular, Alevi-Bektaþi toplumu içerisinde ''Yedi Ulu Ozan'' olarak ün


yapýp, verdikleri eserlerle Alevilik yolu ve erkanýna ýþýk tutmuþlar ve bizlerin
gönlünde gereken kutsal mekana oturmuþlardýr. Ama þu yanlýþ
anlaþýlmamalýdýr; Alevilik-Bektaþilik yolunun yazýlý edebiyatýna baktýðýnýz
zaman Yedi Ulularýn dýþýnda da nice deðerlerimiz vardýr. Biliyoruz ki, bu
Ulularýn dýþýnda var olan ozanlarýmýzýn eserlerinin de Hz. Ali ve Ehl-i
Beyt'ine sevgi ile dolu olmasý, Alevi-Bektaþi yolunu ve tasavvuf felsefesini
büyük bir coþkuyla iþlemeleri ve bunu ustaca kullanmalarý ayný hak ettikleri
deðeri onlara vermemize asla engel deðildir. Ama Alevilerce kutsal olan yedi
sayýsýnýn bu Ulularla vücut bulmasý bu sayýyla anýlmasýný da gerekli kýlmýþtýr
düþüncesindeyim. Yedi Ulularýn içinde veya dýþýnda sayýlmasý hiç bir
ozanýmýzýn ve aþýðýmýzýn bizim gözümüzdeki deðerini de deðiþtirmez.
Yedi Ulular, deðiþik dönemlerde yaþamýþlardýr. Ama verdikleri tasavvufi
eserlere bakýldýðý zaman, kullandýklarý sade dil ve iþledikleri konu içerik
olarak birbiriyle uyum içindedir. Çünkü Ulularýn tümünde bir Yaradan aþký
ve O'na duyulan muhabbet vardýr. Ýlahi aþký yaþayan bu Ulular, Alevice
deyimle Ýnsan-i Kamil mertebesine de eriþmiþlerdir.
Gerçekler her zaman acý vermiþtir insanoðluna. Ama gerçekleri
duymaktan, gerçekleri yaþamaktan da geri kalmamýþýzdýr çoðu zaman. Bizim
tarihsel sürecimize baktýðýmýzda, çok bilinmiyenli denklemlerin önümüze
uzatýldýðýný görürüz. Zorlanýrýz, kaygýlanýrýz, direniriz, üzülürüz ama sonunda
gereken neyse onu yapar, çözer ve rahatlarýz. Salt Yedi Ulular deðildir
haklarýnda az þey bildiðimiz veya çok þey bilmediðimiz. Sazýyla, sözüyle,
onurlu direniþiyle haklarýn eþitliði ve özgürlüðü temelinde Aleviliðin
bayraktarlýðýna sývanan ve hiç bir taviz vermeyen nice nurlu insanýmýzýn (
Iþýk Ýnsanlarý) ne doðru dürüst, ne zaman, nerede doðduklarýný biliriz, ne de
ne zaman Hakk'a kavuþtuklarýný. Her kaynak baþka bir tarihi, baþka bir yeri
iþaret eder, dolayýsýyla da okuyucuda kuþkular oluþur, acaba hangi tarih
doðrudur, hangi araþtýrmacý doðru yazýyor, diyerek. Umarýz, kurulan Alevi
akademileri ve Enstitüleri bu sorunlarý çözecek ve Alevilik-Bektaþilik
yolunda yapacaklarý doðru, yerinde deðerlendirme ve tesbitlerle gelecek
kuþaklara daha saðlam bilgi aktarýmýna olanak saðlayacaklardýr.

SEYYÝD NESÝMÝ:
Seyyid Nesimi, Alevi-Bektaþi toplumunun kutsal bir þairi olarak kabul
görür. Okurlara kesin bilgiler sunmak ne yazýk ki mümkün deðil. A.
Celalettin Ulusoy, ''Yedi Ulular'' adlý eserinde; Nesimi'nin doðum yerleri
hakkýnda deðiþik bilgiler ileri sürer. ''Tuhfe-i Nail'' adlý eserde ve ''Latifi
Tezkeresinde'' Baðdat yakýnlarýndaki ''Nesim'' köyünde doðduðu, Aþýk
Çelebi'nin ''Meþarü's-Þu'ara'' ve Ali Emiri'nin ''Esami-i Þu'ara'i Amid'' adlý
eserinde Diyarbakýrlý olduðu, Abbas El-Azzavi'nin ''Tarihu'l-Ýrak'' isimli
kitabýnda Ýran sýnýrlarý içindeki Tebriz'de dünyaya geldiði, Bursalý Tahir Bey
de, ''Osmanlý müellifleri'' adlý kitabýnda Nesimi'nin Nusaybinli olduðunu
yazmakta, Selman Mümtaz da ''Nesimi Divanýnda'' O'nun Þirvan'da
doðduðunu olasý görmekte. Yedi Ulular'da ise, Nesimi'nin bir Azeri Türkü
olduðu kabul görmektedir.
A. Celalettin Ulusoy, haklý bir gerekçe ileri sürerek doðum tarihlerine ve
nerede doðduklarýna takýlýp kalýnmamasý gerektiðine iþaret ediyorsa da, yine
de hangi dönemde yaþadýðýna dair ipuclarý vermenin bir sakýncasý da yoktur.
Þöyle ki: Bazý kaynaklar 1369 1417 tarihini gösterirken, bazý kaynaklar da
1345 1418 tarihini göstermektedir. En azýndan Hakka yürüme tarihinde
büyük benzeþme vardýr. Nesimi'nin neler yaptýðý, neleri nasýl ve niçin
söylediði bizim için önemlidir diye düþünmekteyiz. Nesimi'nin, Muhammed
Ali kavramýna gönülden baðlý ve o aþkýn her þeyin üzerinde olduðu, onun bu
dönülmez yolun yolcusu olduðunda yatmaktadýr.
Nesimi, özde inandýðý Tanrý aþkýný coþkun bir dille topluma aktardýðýdýr.
Yazý dili Türkçedir, Azeri lehçesiyle yazmaktadýr. Halkýn inancýna göre;
Nesimi'nin Seyyidlik ünvanýný Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'in soyundan
geldiði için aldýðý yönündedir. Tüm þiirlerini Tasavvufi bir anlayýþla ele
alýrken, Ýslam þeriatý ile baðdaþamadýðýný da þiirlerinde açýklýkla ortaya
koymaktadýr. Onun da aðzýndan Þah kelimesi eksik olmaz.
Her kim sýðýndý sýdk ile Þah-i Velayet'e
Ayný- el-yakin iriþdi tarik-i hidayete.
----------------------------------------------------
Seyyid Nesimi Þah'a kul ol, ta ki eydeler,
Ahsente, Barek Allah o akl-ü kifayete.

Nesimi'nin, Ýran, Ýrak, Azerbeycan ve Doðu Anadolu'da dolaþýp


inandýrýcý ve büyüleyici konuþma tarzý ile dinleyenleri etkileyip kendilerinden
geçirdiði yönündedir. Ününün o coðrafyalarda yayýldýðý, hatta sayýlarýn ve
harflerin batýni anlamlarý olduðunu ileri süren Hurufiliðin de yayýcýlarýndan
olduðu kaynaklarca doðrulanmaktadýr.
Düþünür Pythgoras'tan gelen sayý mistikliði, (sayý gizi, sayýlarýn gizli
anlamlarý) Ýslam düþüncesinde Esterabatlý Fazlullah'ýn eliyle Hurufilik oldu.
Her harf bir sayýyý karþýlýyor, her sayý bir sözü anlatýyordu. Açýkça
söylenemeyen söz, sayýlarla harflerin ardýna gizlenmiþti. XIV. Yüzyýlda
yaþamýþ olan Fazlullah; sayýlar, harflerle anlatmak istediðini açýk söylemek
istediðinde karþýmýzda þu anlamda ifadesini buluyordu. ''Biz, evrenin Tanrýsý
olarak insaný bulduk.''
Hurufiliðe göre, var olan herþey sesten doðmuþtur. Ses ise, en geliþmiþ
halini sözde bulur. Sözü ise ancak insan kullanýr. Söz harflerden vücut bulur.
Sözün aslý harftir.
Nesimi, Fazlullah'ýn ''Cavidan-name'' sinden etkilenmiþ ve hurufiliðe
esrarlý ve felsefi anlam ve nitelik veren þiirler yazmýþtýr. Yazýlan bu
þiirlerdeki hurufilik temasý Alevi inancý ve Tasavvuf felsefesine paralel bir
doðrultuda büyük bir coþku ile iþlenmiþtir. Nesimi'ye göre; Allah Künt-ü kenz
-gizli hazine halinde iken mutlak olan, sonsuz olan güzelliðini görünür hale
getirdi. Bu alem içinde insan Tanrýnýn varlýðýna girebilme yeteneðine sahip
oldu. Tanrýnýn güzelliðini yansýtýr hale geldi. Ýnsanýn özünü kuran, sesti. Ses
ise insanda söz olarak gerçekleþti. Bu itibarla Allah'ýn ilk görünüþü ''Kelam''
(Dil, Kur'an) suretinde oldu. Kelam ile ortaya çýkýþ harflerle belirlendi.
Böylece Allah'ýn diðer bir tecellisi olan kamil insanýn yüzünde Kur'an'ýn 28
harfi görüntü verdi. (A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulular)
Nesimi'nin yazmýþ olduðu þiirleri þarký ve nefes ile bestelenmiþtir. Ama
o þiirlerini inancýný yaymak için yazmamýþtýr. Yazdýðý þiirlerle nasýl
inandýðýný açýkça ortaya koymaktan da kendini alamamýþtýr. Yüreðindeki
Yaradan sevgisini nasýl içinden geldiyse o haliyle coþkulu ama abartmadan
ifade etmesini bilmiþtir.
O Tanrý ve insaný iki parça olarak deðilde bir bütün olarak tasavvur
etmiþtir. Gönlünde Tanrýya muhabbet besleyenin tek bir varlýða inanmasý
kadar doðru bir þey olamaz. Birliðin ve benliðin ancak Tanrýya yakýþtýðý,
onda vücut bulduðu gerçeði yadsýnamaz. Sonsuzluðun içinde Tanrý vardýr.
Enel- Hakk kavramýna kendini öylesine adamýþtýr ki; bunu söylemek onda
bir saplantý haline gelmiþtir.
''Daim Enel-Hakk söylerem Hakk'dan çü Mansur olmuþam''
''Kimdür beni berdar iden bu þehre meþhur olmuþam''
Hallac-ý Mansur'un geçtiði sýrat köprüsünden geçmeye dünden razý gibidir.
Sonu da pek ona benzer.
Nesimi,Kah Farsça kah Türkçe dilini kullanmýþ, asla sade ve öz
yazmaktan taviz vermemiþtir. XIV. Ve XV. Yüzyýlýn en büyük
þairlerindendir.
Yazýlý kaynaklar yok denecek kadar azdýr, olaný da þeriatçý zihniyetler
yakmaktan, yok etmekten çekinmemiþlerdir.
Bazý rivayetlere göre; Nesimi, II. Murat döneminde (Fatih Sultan
Mehmet'in babasý) Konya ve Ankara'ya geldiði, hatta Hacý Bektaþý Veli
Dergahýný ziyaret ederek Mürsel Bali ile de görüþtüðü yönündedir.
Nesimi'nin Ýslam þeriatý ile barýþýk olmadýðýný biliyoruz. Düþüncelerini
dile getiren þiirleri, gazelleri yaþadýðý dönemin egemenleri tarafýndan onun
dinsiz olduðu, Kur'an hükümlerine ve þeriat ilkelerine karþý çýktýðý yolunda
yorumlanarak suçlamalara maruz kalmýþtýr.
Din ulemasý Hilal oðlu Þihbü'd- Din'in verdiði fetva uyarýnca Mýsýr
hükümdarý Þeyh El-Müeyyed: ''Derisi yüzüle, ölüsü Haleb'de 7 gün teþhir
edile, yer yer durumu her canibe duyurula, sonra vücud uzuvlarý parçalana,
birer parçasý imanlarýný taðyir (deðiþtirmek,baþkalaþtýrmak, bozmak) ettiði
Zülkadiroðlu Ali Beð'le kardeþi Nasurü-d-Din'e ve Kara Yülük Osman'a
gönderile,'' diye ferman yollar. Bu ferman en kýsa sürede infaz edilir.
Bir rivayete göre; yüzülen derisini eline alan Nesimi, Halep þehrinin 12
kapýsýndan ayný anda çýkarken görülmüþtür. Yoldan geçen birisine,''Gerçek
Kabe'nin yolcusuyuz,'' deyip elindeki yüzülen derisini de göstererek,
''Ýhramýmýz budur,'' (Kabe'ye girerken hacýlarýn örtündükleri dikiþsiz bürgü)
diye de eklemiþtir.

Nesimi'nin Þiirleri:

Kaynaklara göre; Nesimi'nin Farsça ve Türkçe ile yazýlmýþ iki divaný


korunarak günümüze deðin ulaþmýþtýr.
Aþaðýdaki þiiri okuduðunuzda bir meydan okuma görürsüz Nesimi'de. Her
þeyi önceden sezenlerin vakarýyla taviz vermez bir duruþun simgeleniþini
duyumsarsýnýz dizelerinde. Ýnandýðý davanýn önlenemez, engellenemez bir
direniþi vardýr yüreðinin sesinde. O ki inanmýþtýr, sürdürecektir davasýný
mahþere kadar.

Caným Erenlere kurban


Serim meydanda meydanda
ikrarým ezelden verdim
Caným meydanda meydanda
*
Yanarým yoktur dermaným
Gönlümde yoktur gümaným
Ýstersen al malým caným
Varým meydanda meydanda
*
Kellem koltuðuma aldým
Kan ettim kapýna geldim
Ettiðime piþman oldum
Darým meydanda meydanda
*
Münkir rakipten kaçýn
Müminim hulle biçin
Ben bülbülüm bir gül için
Zarým meydanda meydanda
*
Gerçek olan olur gani
Gani olan olur veli
Nesimi'yem üzün beni
Derim meydanda meydanda
* * *
Ben yitirdim ben ararým yar benimdir kime ne
Gah giderim öz baðýma gül dererim kime ne
*
Gah giderim medrseye ders okurum Hakk için
Gah giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
*
Sofular haram demiþler bu aþkýn þarabýna
Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne
*
Ben melamet hýrkasýný kendim taktým eynime
Ar-ý namus þiþesini taþa çaldým kime ne
*
Hocalar secde eder mescidin mihrabýna
Pir eþiði kýblegahým yüz sürerim kime ne
*
Gah çýkarým gökyüzüne hükmederim aleme
Gah inerim yer yüzüne yar severim kime ne
*
Zahidler diyormuþ ki güzel sevmek pek günah
Ben severim sevdiðimi günah benim kime ne
*
Nesimi'ye sordular ki yarin ile hoþ musun
Hoþ olayým olmayayým o yar benim kime ne
* * *
Nesimi'nin Kerbela olayýný anlatan Farsça bir aðýtý da vardýr
Muharremiye

Saçdý bu aleme yine muþg-i siyeh sema,


Kadd-i benefþe oldý gam ü derd ile dü-ta.
*
Kan doldý lalenin ciðeri derd ü dað ile,
Sarardý sayru oldý çemenler çü keh-rüba.
*
Zerd oldý yine þahid-i simin ber-i çemen,
Geydi biri kýzýl, biri saru biri kara.
*
Gelmez bu gül-sýtana dahi gonca ganc ile,
Gelmez bu asýtana nükhet-i saba.
*
Avaz u savt ü nutkýný unutdý andelib,
Meclisde çenge çeng urur isen dimez sada.
*
Sürmez sürud zevkini bülbül neþat ilen,
Görmez huzur vaktini gül bülbülin reva.
*
Susen dilin çýhardý, ne dir erguvana gör,
Yahma elün hinaya Muharrem'de kýl haya.
*
Cevr itdiler bu ayda çü Al-i Muhammed'e,
Ger mü'min isen aðla, di-gil: ''Va musibeta''
*
Ali-i Muhammed'e nice zulm etdi ol Yezid,
La'net anýn vücudýna, her subh u her mesa.
*
Gonce çemende dop-dolu kan baðrý derd ile,
Bülbül aðaçta nale kýlur: ''Ah ü hasrata''
*
Nergis, çemende uyhuya varmaz bu derd ile,
Gül-þende gül gülerse dutar yüzlerin büka.

Ol gündürür bu gün ki þehid oldý Þah-i Din,


Ol demdürür bu dem ki dem ahdý be-misl-i ma.
*
Ol gül budaðý kim var anýn iki goncesi,
Biri Hasen'dürür, birisi Þah-i Kerbela.
*
Zeynü'l-ibad ü Bakýr ü Sadýk Ýmam-i Hak,
Musi-i Kazým, ol Þeh-i Din Musi-i Riza.
*
Þahum Takýyy ü ba-Naki hem Þah-i Askeri
Sultan-i Din Muhammed-i Mehdi-i mukteda.
*
Her kim ki sevdi can ile Al-i Muhammed'i,
Yarýn þefi olur ana mecmu-i enbiya.
*
Ah eyle ah, gör nicedir alemin iþi,
Kim Al-i Mustafa'ya müselman kýlur cefa.
*
Sen kim Resul'in alini sevmezsen ey pelid,
Taat ü zikr hayrun olur cümleten heba.
*
Ger gark-i bahr-i ma'siyet isen Nesimi sen,
Gam yime kim þefi'dürür sana Mustafa.
* * *
Pir divanýna uðradým
Pirin divaný güldür gül
Oturmuþ köþk sarayýna
Taht-ý revaný güldür gül
*
Gülden terazi tutarlar
Gül alýrlar gül satarlar
Gül ile gülü tartarlar
Çarþý pazarý güldür gül
*
Kurusu güldür yaþý gül
Topraðý güldür taþý gül
Has bahçenin içindeki
Servi çenarý güldür gül
*
Gülden deðirmen döndürür
Gine gülden gfül övünür
Akar arký döner çarký
Bendi pýnarý güldür gül

Güle güle Seyyid Nesimi


Haklý nefesleri güldür
Hak oturur mihman canla
Cemil-i canlar güldür güldür
* * *

Erenler þahtan gelirler


Ali derler pirimize
On iki Ýmam kullarýyýz
Münkir ermez sýrrýmýza
*
Ateþ yanýp kazan coþar
Dalga gelir boydan aþar
Þulesi aleme düþer
Bakýn bizim nurumuza
*
Pirimiz kýrklar yediler
Bu yolu onlar kodular
Bize böylece dediler
Kan kanarsan sýrrýmýza
*
Baktýk aslýmýz Adem'dir
Kýsmetin veren Hüda'mdýr
Halifeler piþ- kademdir
Tac urdular serimize
*
Mürid mürþidine uydu
Erenler manisin duydu
Münafýklar nice kýydý
Günden güne þarýmýza
* * *

Gel beni aðlatma þahým


Ben sana kullar olayým
Gel bana ceylan bakýþlým
Ben sana kullar olayým
*
Bir gonca bülbülün idim
Geldim dalýnda ötmeye
Þanýna aðlatma düþmez
Ben sana kullar olayým
*
Açtým zülüfün telinden
Zülüfün ucu mah gibi
Kesip de yabana atma
Ben sana kullar olayým
*
Ey Nesimi can Nesimi
Þu derdime bir çare kýl
Ezelden seni severim
Ben sana kullar olayým
* * *
Ateþ-i ýþkýna yakdýn özümü
Halil Ýbrahim'le nardan gelirem
Ab-ý Kevser ile yudum özümü
Kýrklarýn bezminde dar'dan gelirem
*
Sual eder isen benim sýrrýmdan
Cümlemizi halk eyledi varýndan
Yarattý Muhammed Ali Nurundan
Hakk ile Hak olan yardan gelirem
*
Cebrail çeraðýn almýþ eline
Muhabbeti gider dostun iline
Hayranýn þakýyan dudu diline
Rýdvan kapý açmýþ þardan gelirem
*
Teni sual etme ol kuru tendir
Canýmýn içindeki gevher-i kandýr
Bu ilmin deryasý bahr-i ummandýr
Yolu kolaylayan sýrdan gelirem
*
Mansur ile varýb dar'e çekildim
Yusuf ile kul oluben satýldým
Ham'da Ýsa ile göðe çekildim
Musa ile dahi tur'dan gelirem
*
Mahkemede sual sordu kadýlar
Kitaplarýn orta yere kodular
Sen bu savn'ý kimden aldýn dediler
Ustasýndan aldým Pir'den gelirem
*
Nesimi'yem ikrarsýzdan beriyem
Gerçek erenlerin kemter kuluyam
Ali ravzasýnýn gonca gülüyem
Münkir münafýða Hakk'dan gelirem
* * *

Eðer sual eder isen sýrrýmdan


Cümlemizi var eyledi varýndan
Hak yarattý Muhammed'i nurundan
Kandille balkýyan nurdan gelirem
*
Habib'i nurundan yarattý Hüda'm
Salavat veririm ruhuna müdam
Cennetten sürüldü dünyaya Adem
Rýdvan'ýn açtýðý þardan gelirem
*
Cebrail çeraðýn alýr destine
Seyretmeðe gider dostun iline
Hak nurdan merdiven kurmuþ yoluna
Resul'ün kurduðu yoldan gelirem
*
Kandilde balkýyan dostun nurudur
Akýl ermez ona ,Hakk'ýn sýrrýdýr
Din serveri Muhammed'in nurudur
Cennete açýlan gülden gelirem
*
Havva'dýr anamýz Adem'dir ata
Hakk'ýn hikmetine akýllar yata
Cennetin illeri öteden öte
Hu deyip çalkalanan selden gelirem
*
Okuyup yazanda çok Hakk'ýn ilmi
Okuyup yazmayan ne bilsin ilmi
Tanrý'nýn dostu Musa deðil mi
Münacaat ettiði Tur'dan gelürem
*
Tenimi sorarsan bir kuru tendir
Can onun içinde gevher-i kandýr
Bu ilim dersidir, bahr-i ummandýr
Sýrrý kal oldukça sýrdan gelürem
*
Sýfatlar daðýla taþlat atýla
Ýns ile cin bir araya katýla
Ýnsan mantar gibi yerden bitile
Aslýmýz topraktýr, yerden gelürem
*
Mansur ile bile dara takýldým
Yusuf ile hem kul olup satýldým
Ýsa ile Þam'dan göðe çekildim

Musa ile bile Tur'dan gelürem


*
Kardaþlar böyle teviller düzdüler
Baþmaða Ayet-el kürsü yazdýlar
Kendi fetvam ile derim yüzdülar
Halep þehri derler þardan gelürem
*
Nesimi'yim ikrarýmdan belliyim
Gerçek erenlerin kemter kuluyum
Cennet bahçesinin gonca gülüyüm
Münkir münafýka hardan gelürem
* * *
Vahdet kaynaðýndan dolu içenler
Kanmýþtýr badeye þarap istemez
Hakikat sýrrýna candan erenler
Ermiþtir mahbuba mihrap istemez
*
Bu yolda can yoktur, canan isterler
Gönül kabesinde erkan isterler
Adem'e secdeyi her an isterler
Baþka bir ibadet, sevap istemez
*
Ariftir mushaftan dersler okuyan
Tevrat'ý Ýncil'i ezber okuyan
Cemal-i mushafý bir bir okuyan
Almýþtýr fermaný Kur'an istemez
*
Nesimi'yem aþkla zar-u zar olan
Ezel ikrarýnda ber karar olan
Kiramen katibe yar-ý gar olan
Düþmüþtür defteri kitap istemez.
* * *
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulular)
Psakd.org / yediuluozan

ÞAH HATAYÝ ( 1487 1524 )

Alevilerin Yedi Ululardan biri olarak kabul ettiði ünlü Ýran hükümdarý
Þah Ýsmail'in yazdýðý þiirlerinde kullandýðý mahlas Hatayi'dir.
Hatayi, diðer adý Þah Ýsmail, 17 Temmuz 1487 yýlýnda Ýran'ýn Erdebil
þehrinde tanýnmýþ bir Azerbeycanlý ailenin çocuðu olarak dünyaya gelmiþtir.
Baba tarafýndan Þeyh Ýshak Seyfettin'in (Safiyüddin) Erdebili'nin
soyundandýr. Þah Ýsmail'in babasý Þeyh Haydar, dedesi ise Þeyh Cüneyt'dir.
Hatayi, anne tarafýndan da o devrin en köklü ve tanýnmýþ bir ailesine
mensuptur. Anasý Alemþah Halime Begüm Sultan, Akkoyunlu hükümdarý
Uzun Hasan'ýn kýzý, Sultan Yakub'un da kýz kardeþidir.
Þah Ýsmail'in babasý Þeyh Haydar'ýn Þirvan Hükümdarý Ferruh Yesar ile
arasý açýlýr. Ayný zamanda da kayný olan Akkoyunlu hükümdarý Yakup,
Þeyh Haydar'a karþý Þirvan hükümdarýna yardým eder. Kayný tarafýndan
ihanete uðrayan Þeyh Haydar, 1488 yýlýnda yapýlan savaþta yenilir ve
öldürülür. Þeyh Haydar'ýn geride kalan karýsý ve üç oðlu; 2 yaþýna yaklaþan
Ýsmail ve abileri Sultan Ali ve Ýbrahim Vali tarafýndan Þiraz'da 3 yýl
mahkum edilirler. Akkoyunlu hükümdarý Yakup ölünce yerine oðlu Rüstem
Mirza geçer ve Þeyh Haydar ailesinin desteðinden yararlanmak için üç
kardeþi hapisten kurtarýr. Ýsmail'in aðabeyi olan Sultan Ali, Akkoyunlularýn
yanýnda katýldýðý iki savaþý da kazanýnca Tebriz'e döner ve orada krallara
layýk bir törenle karþýlanýr ama halkýn gösterdiði bu ilgi Rüstem Mirza'nýn
dikkatini çeker ve iþkillenir. Halkýn üzerinde manevi bir gücü olan aileden
korkmasý gerektiðini düþünerek onlarý ortadan kaldýrmanýn yollarýný arar.
Sultan Ali, Rüstem Mirza'nýn hareketlerinden durumu sezerek kardeþlerini de
yanýna alýp ata yataðý Erdebil'e kaçarlar.
Sultan Ali'nin kaçýþ yolunda olduðunu çaþýtlarýndan öðrenen Rüstem
Mirza, asker salar ardlarýndan. Sultan Ali, askerlerin kendisini ve kardeþlerini
ele geçireceklerini anlayýnca, iki kardeþini yanýndaki müridleriyle Erdebil'e
gönderir ve kendisi geride artçý kalarak askerlerle çatýþýr ve öldürülür.
Saðsalim Erdebile varan Ýsmail ve kardeþi oradaki müridlerince korumaya
alýnýr. Ama Rüstem Mirza tarafýndan sürekli izlendikleri için oradan da
kaçarak ilkin Baðru Daðýna, ardýndan da sýrasýyla Gilan, Gaskar, Reþt ve
Lahican'a götürülürler. Lahican'ý mekan tutan Ýsmail, Gilan hükümdarý Mirza
Ali'nin sarayýnda misafir edilirler. Orada Lala Hüseyin adlý bir öðretmenden
özel eðitim almaya baþlar. Sonra o dönemin tanýnmýþ alimlerinden dini,
siyasi ve askeri dersler alýr. Müridler her nerede olursa olsun onu yalnýz
býrakmamakta sürekli görmeye gelmektedirler. Akkoyunlu hükümdarý
Rüstem Mirza, bir türlü ele geçiremediði iki kardeþin Lahican'da olduðunu
öðrenip oraya asker çýkarmak isterken 1497 yýlýnda öldürülünce, Ýsmail artýk
harekete geçmenin zamanýnýn geldiðini anlar ve müridlerini toplayarak ilkin
Hazer kýyýlarýndaki Aravan'a, sonra da Erdebil'e gelir. Bu arada Þii olan Türk
aþiretleri de kendisine katýlmýþlardýr. Kendi ailesine ve oradaki þiilere yapýla
n
eziyetlerin öcünü almak için harekete geçer. 1500 yýlýnýn yazýnda Þamlý ve
Rumlulardan 2 bin kadar Kýzýlbaþla Karabað, Kaðýzman, Tercan yolu ile
Erzincan'a gelir. Burada Kýzýlbaþlar ve Karabað süvarilerinden oluþan 7 bin
askerle Þirvan'a hücum edip babasýnýn öcünü alýr. 1502 yýlýna deðin çetin bir
mücadele vererek Azerbeycan þehri Baku'yu ele geçirmiþ, Nahcivan'da da
Elvend beyi yenmiþ olarak Tebriz'e gelip þahlýk tacýný giyer.
Ýran'da Safevi Þahý tacýný giyince egemeni olduðu ülkenin sýnýrlarýný
geniþletmek ve inandýðý 12 Ýmam Þiiliðini yaymak için çalýþmalara baþlar.
Dur durak bilmeyen Þah Ýsmail, 1502'nin ilkbaharýnda Fars ve Irak'ý,
Acem hükümdarý Murad beyi yenerek de Þiraz'ý alýr. 1507 yýlýnda Erciþ,
Ahlat ve Bitlis'i alarak Elbistan'a oradan da Tokat'a kadar ilerler. Osmanlý
padiþahý ile barýþ anlaþmasý yapmak istemiþse de kabul edilmez. 1510 yýlýnda
Merv'de Özbek haný Þiybani'yi yenmiþ, Horasan'ý da topraklarýna katmýþtýr.
Anadolu topraklarý üzerinde de yoðun bir Alevi nüfusu yaþamaktadýr.
Þah Ýsmail burada da Þiilik propagandasý yapmaya baþlar. Anadolu'nun
Alevi halký, kendi dilinden konuþan, kendisiyle ayný inancý yaþayan bu genç
insaný görmek, onun soluduðu havayý solumak, Ehl-i Beyt için söylediði
deyiþleri - duazý imamlarý dinlemek için akýn akýn yollara düþüyorlar, onu
gördüklerinde içlerine dayanýlmaz bir huzur akýþýnýn dolduðunu seziyorlardý.
Temelini atalarýnýn attýðý Osmanlý Ýmparatorluðu artýk onlarý görmez ve
duymaz olmuþtur. Hiristiyanlara ve Musevilere gösterilen inanç özgürlüðü
onlar için rafa kalkmýþtýr. Osmanlýnýn gösterdiði tek hoþgörü ''Gayri Müslim''
dediklerinedir. Kendi dininden olan ama Sünni Ýslama yanaþmayan Alevi
kesimi o topraklar üzerinde üvey evlat muamelesi görmektedir.Bir de
ekonomik koþullar o topraklarda yaþayan herkes için giderek kötüleþmiþ. Bu
açýdan bakýlýnca Þah Ýsmail cankurtaran gibi gelir kendilerine. Þah Ýsmail de
kendi inancýndan olan bu insanlarý inançsal özgürlüðe kavuþturmak için
kucak açar ve Anadolu'da hüküm süren Osmanoðullarý ile çatýþmaya girer.
Osmanlýdan hoþnut olmayan Anadolu Alevisi ise, Þah Ýsmail'i kendi
kaderleri olarak belirlerler ve ona yüreklerini açarak yanýnda yer almaya
karar verirler. Zaten Anadolu'nun bazý kesimlerinde toplumsal
hoþnutsuzluklar baþ gösterip yer yer isyanlar çýkmaktadýr. Trabzon'da sancak
beyi olan þehzade Yavuz Selim, Anadolu'nun yavaþ yavaþ elllerinin altýndan
Safevi Þahý Ýsmail'e doðru kaydýðýný anlar ve Osmanlý tahtýnda oturan
padiþah babasý II. Beyazit'in hiç bir þey yapmadýðýný görerek onu tahtýndan
indirir, kardeþleriyle yaptýðý taht kavgalarýný da kazanarak Osmanlýnýn yeni
padiþahý ünvanýný alýr.
1514 yýlýnda Çaldýran denilen yerde yeni Osmanlý padiþahý Yavuz
Selim'in top-tüfek kullanan ordusu ile meydan savaþýna giriþen Þah Ýsmail,
ateþli silah kullanmadýðý için yenilir ve savaþ meydanýný terkeder.
Þah Ýsmail'in Çaldýran savaþýnda 12 Ýmamý temsilen 12 dilimli kýzýlbörkü
baþýna taktýðý da rivayetler arasýndadýr. Diðer bir rivayete göre de, Þah
Ýsmail'in babasý Þeyh Haydar'ýn 12 dilimli börk giydiðidir.

Tüm maddi ve manevi gücünü yitiren Þah Ýsmail, yeniden çevresindeki


komþularýyla kültürel ve siyasi iliþkiler kurmak isterse de Çaldýran savaþý
yenilgisinin kendisi için sonun baþlangýcý olduðunu anlar ve oðlu Tahmasb'ý
kendine halef seçip ülke yönetiminden vazgeçerek kendi içine çekilir. 1924
yýlýnda ziyaret amacý ile geldiði Erdebil'de Hakk'a yürüdü ve büyük dedesi
Þeyh Safiyüddin'in türbesi yanýnda topraða verildi. Bazý kaynaklar Þah
Hatayi'nin Azerbeycan'da Hakk'a yürüyüp sonra Erdebil'e götürüldüðü
yönündedir.

Araþtýrmacý Nejat Birdoðan, 1991 yýlýnda Can yayýnlarýnda çýkan Þah


Ýsmail Hatayi adlý kitabýnda Þah Hatayi'yi þöyle anlatmaktadýr:
'' Müridleri Ýsmail'i ve Ýbrahim'i kaçýrýp gizlediler. Ýsmail bu sýrada altý
yaþýnda idi. Onu Erdebil'in Anadolu (Rum) mahallesinde Ebe adýndaki bir
kadýn gizliyordu. Ancak bulunmasý olasýlýðý belirince Ýsmail Gilan'a kaçýrýldý.
Orada da altý yýl kaldý. Hep ziyaret edildi. Bu aralarda Akkoyunlu
yönetiminde baþ gösteren saltanat boðuþmasý Ýsmail'in iþine yaradý. 1499'un
aðustosunda oniki yaþýnda iken Gilan'dan ayrýldý. Hazar Denizi'nin
batýsýndaki Tarum'a geldi. Yanýnda müridleri de vardý. Yolculuðu halhal
üzerinden Erdebil'e dayandý. Ancak Erdebil valisi kendini içeri almadý.
Ýsmail, Hazar kýyýsýna Ercuvan'a gitti.1500 yýlýnýn amansýz kýþýný orada
geçirdi. Amacý Anadolu'ya gitmekti. Anadolu'daki yandaþlarýna Erzincan'a
gelmeleri için ulaklar yolladý. Kendisi de bir gece yola çýkýp Sa'd Çukuru
(Erivan-Iðdýr), Kaðýzman, Erzurum, Tercan üzerinden Sarýkaya yaylasýna
geldi. Bu yolculuk sýrasýnda hiç bir zorluða uðramadýðý gibi, onüç yaþýndaki
bu kiþilik Anadolu'yu sevinçten ve umuttan ayaða kaldýrýyordu. Anadolu
Erzincan'a akýyordu. Sivas, Amasya ve Tokat'tan Ustacalu, Samlu, Rumlu
Türkmenleri, Antalya'dan Teseli Türkmenleri, Maraþ'tan Zülkadir
Türkmenleri bölük bölük geliyorlardý. Ýþte Safavi Devleti'ni bu Orta ve Güney
Anadolu Türkmenleri kurdular.''
Sayýn Nejat Birdoðan Þah Hatayi ile Osmanlý padiþahý II.Beyazit'in
arasýnýn iyi olduðunu, hatta Þah Hatayi'nin padiþaha ''baba'' diye hitap ettiðin
i
belirtiyor.
Bazý kaynaklar da, II. Beyazit'in Bektaþi tarikatýna baðlý olduðunu
yazýyorlar.

Alevi- Bektaþi yazýlý edebiyatýnda öðretici (Didaktik) ve duygulu, coþkulu


(Lirik) þiirler yazan Þah Ýsmail, her iki þiir ölçüsünü de (Hece vezni, Aruz
vezni) baþarýyla kullanmýþtýr. Þiir dili bazen Türkçe, bazen Farsçadýr. Ýyi bir
eðitimden geçtiði þiirlerinin güçlü anlatýmlarýnda kendini göstermektedir.
Halk dilinde yazdýðý nefesler son derece sade ve akýcýdýr. Þiirlerinde bazen
bir kahraman, bazen halktan biri, bazen de savaþ meydanlarýnda zafer
kazanmýþ kahramanlarýn duruþu vardýr. Ama genel anlamda hoþgörüyü
þiirlerinin derinliklerinde sezinleten alçakgönüllü bir derviþin sevdiklerine
sesleniþi vardýr.
Þiirlerinde Hatayi mahlasýný kullanmasýnýn nedenini A. Celalettin Ulusoy
þöyle açýklamaktadýr. '' Hatayi'nin anlamý: Çiçek, çiçekle yapýlan süsleme.
Hin kumaþý anlamýna da gelmektedir. Çeþitli inanç sistemlerinin ayrý ayrý
güzel ve kokulu bir çiçek gibi olduðunu, insanlýðýn mutlu olmasý için bu
çiçeklerin ahenkli ve anlamlý olarak bir araya gelmesi gerektiðine inanan Þah
Ýsmail'in Hatayi mahlasýný bu amaçla kullandýðý söylenmektedir. Bazýlarýna
göre ise; bitkilerden, ipek böceklerinden, koyunlardan alýnan liflerin ayrý ayrý
bir deðeri ve anlamý olmadýðýný, bunlarýn bir sanatçý eliyle estetik biçimde
Hint kumaþýna döndürülmesi ile kýymet ifade edeceðini, þiirinde böylesine
güzel bir sanat olduðunu anlatmak amacýyla Hatayi mahlasý seçilmiþtir.
Bir diðer söylenti ise; Þah Ýsmail Baðdat'ý zaptettiðinde Kerbela'yý ziyaret
etmiþ ve Hür Þehidin, bu faciaya sebep olanlar arasýnda bulunduðunu, iþ iþten
geçtikten sonra Ýmam Hüseyin tarafýna geçtiðini düþünerek onun mezarýný
açtýrmýþ, yaralarýndaki sargýlarý çýkarýlan Hür'ün vücudunun her tarafýndan
taze kan akmasý üzerine ''Hata'' ettim anlamýna ''Hatayi'' mahlasýný almýþtýr.
Þah Hatayi'nin Erdebil kütüphanesinde, gazelleri, mesnevileri, Rubaileri
kapsayan bir divaný vardýr. Ayrýca Þah-ý Merdan olarak vasýflandýrdýðý Ýmam
Ali'ye karþý sevgisini, baðlýlýðýný ve hayranlýðýný ifade eden ''Dehname''
adýnda 1400 beyitlik bir ''Mesnevisi'' vardýr. Þah Hatayi'nin þiirlerinin bir
bölümü de ''Nasihatname'' adý altýnda toplanmýþtýr.
Küçük yaþta kötü koþullarla karþýlaþan Þah Hatayi, sanatçý kiþiliðini bu
etkilenmenin üzerine oturtmuþtur. Aruz ve heceyle yazdýðý þiirler, döneminin
þiir edebiyatýna da ýþýk tutar. Yaþadýðý dönemin Nesimi'den sonra olmasý,
Azerbeycan edebiyatýnýn en önemli temsilcilerinden birisi olmasýna engel
deðildir.
Anadolu'daki tekke edebiyatýnda, Anadolu Alevilerinin Cem Ayinlerinde
okunan Duaz-ý Ýmamlar, Deyiþler ve Nefesler'de Þah Hatayi'nin inkar
edilemez emekleri vardýr.
Onun güçlü olan þairlik yaný o coðrafyada yaþayan bilim adamlarýnýn ve
ozanlarýn da dikkatini çekmiþ olup akýn akýn onu ziyarete gelirlermiþ
Bazý kaynaklar Þah Hatayi'nin Þah Ýsmail yönüne dikkat çekerek ona
iftiralar atmaya, onun deðerini gözlerden düþürmeye çalýþýyorlarsa da aþaðýda
okuyacaðýnýz þiirler asla bir kötüye ait olamaz. Yüreðini Tanrý'ya muhabbetle
açan birisi asla kötü olamaz ve kötülük düþünemez. On Ýki Ýmamlar'a
böylesine sevgiyle baðlanan birisi bir karýncayý bile incitemez diye
düþünmekteyim. Sanýyorum ki; Anadolu Alevisi kimi baðrýna basmýþsa
onun hakkýnda hep kötü sözler edilmiþ, Alevilerin o deðerlerden soðutulmasý
hesaplanmýþtýr. Bu oyuna gelmenin zamaný geçti artýk. Herkes kendi evinin
önünü süpürsün. Ama bir baþka gerçek daha var ki, yargýlama yapýlýrken
mutlaka olayýn yaþandýðý dönem ve koþullar da göz önünde bulundurularak
deðerlendirme yapýlmalýdýr.
Þah Hatayi, 1514 Çaldýran savaþý yenilgisinden sonra kendi içine
çekilmesiyle þiirleri de bundan etkilenmiþtir. Alevi cemlerinde söylenen
''Mihraçlama'sý'' da çok ünlüdür.
Þah Hatayi, ayný zamanda Erdebil dergahýnýn da bir þeyhi olmakla
beraber, inanç yönünden Hacý Bektaþ Veli'ye baðlý olduðunu ve ona sonsuz
sevgi duyduðunu çok sayýdaki þiirlerinde de açýklamýþtýr.
Þah Hatayi'nin Hacý Bektaþ Veli için yazmýþ olduðu bir þiiri.

Gece gündüz hayalüne dönerem


Bir gece rüyama gir Hacý Bektaþ
Günahkerem günahumdan bezerem
Özüm dara çektim sor Hacý Bektaþ
*
Derdimin dermaný yaremin ucu
Dört güruh mevcuttur Güruh-i Naci
Belinde kemeri baþýnda tacý
Yüzünde balkýyor nur Hacý Bektaþ
*
Gahi bulut olup göðe aðarsen
Gahi rahmet olup yere yaðarsen
Ay mýsen gül müsen kanden doðarsen
Ilgun ýlgun esen yel Hacý Bektaþ
*
Yandý bu garib kul nedir çaresi
Yine tazelendi yürak yaresi
Onulmaz dertlere derman olasý
Bu senin bendindir sar Hacý Bektaþ
*
Derd-mend Hatayi eydür niyazý
Ulu Pir katardan ayýrma bizi
Bir mahþer günüdür isterem sizi
Muhammed önünde car Hacý Bektaþ
* * *
Þah Hatayi, tam bir Ehl-i Beyt sevdalýsýdýr.Ilgýn ýlgýn eser þiiri.
Muhammed Ali'yi candan sevenler Gel Ali'm yola gidelim
Yorulup yollarda almaz inþallah Ali'm kendi yolu ile
Ýmam Hasan'ýn yüzün görenler Aclar doyar susuz kanar
Hüseyin'den mahrum kalmaz inþallah Leblerinin balu ile
* *
Ýmam Zeynel'den bir dolu içen Ali'm bana neler itti.
Ýmam Bakýr'dan kaynayub coþan Aldý elüm dara yetti
Sýdk ile Ýmam Cafer'e koþan Üstüme yürüyüþ itti
Bundan özge yola sapmaz inþallah Elündekü tolu ile
* *
Ýmam Musa'dan gelen erenler Ýçilmez tolu içülmez
Can baþ feda edip ceme girenler Sevgili dosttan geçülmez
Ýmam Rýza'ya zehir verenler Ýkisi birdür seçilmez
Divanda þafaat bulmaz inþallah Hasbahçenin gülü ile
* *
Bir gün olur okuturlar defteri Aþý vurur devran döner
Þah oðlunun elindedir teberi Kuþ budaða bir dem konar
Uyanýnca Taki, Naki, Askeri Doldurmuþ tolusun sunar
Açýlan gülümüz solmaz inþallah Ali'm kendi elü ile
* *
Hatayi der bir gün bu iþ biter a Erenler lokmasý nurdur
Özünü katagör ulu katara Lokmaya elini sundur
Mehdi þevki bu cihaný tutar a Þah Hatayi'm doðru yoldur
Þah oðluna sitem olmaz inþallah Ali'm kendi yolu ile
* * * * *

Bir yolun yolcusu olayým dersen Men dahi nesne bilmezem


Elde iki karpuz tutmalý deðildir Allah bir Muhammed Ali
Derviþ olub þalvar giyeyim dersen Özüm gurbete salmazam
Gahi giyip gahi atmalý deðil Allah bir Muhammed Ali
* *
Nadan bahçesinde gonca gül olmaz Anlar Pirdür bir olubdür
Kamil ile yoldaþ olan yorulmaz Balkýyup nur olubdür
Ýki mahluk vardýr Hakk'a kul olmaz Dört kuþede sýr olubdür
Maðrurluk kibirlik etmeli deðil Allah bir Muhammed Ali
* *
Maðrurlar orada olurlar yalan Mümin müslüm etek tutar
Kibir imiþ yorulub yollarda kalan Bir mekana gönül katar
Eðer yolcu isen köprüyü dolan Hu diyecek gelir yeter
Gözgöre çamura batmalý deðil Allah bir Muhammed Ali
* *
Koyun kuzusuna nasýl meledi Ýki yavru var yuvada
Öküzün kulaðý kimler enedi Muallak döner havada
Garib bülbül gül dalýnda tünedi Daðda deryada ovada
Her çalý baþýnda ötmeli deðil Allah bir Muhammed Ali
* *
Þah Hatayi Ýmam Cafer muhbiri Bindikleri Burak'dürür
Hakk'ýn yaranýdýr Veysel Karani Yaktýklarý çýrak'dürür
Hakk'ýn haznesinden gelen gevheri Yerden göðe direk'dürür
Müþteri olmayana satmalý deðil Allah bir Muhammed Ali
* * * *
Ýbtidadan yol sorarsan Hatayi bu yolda serdür
Yol Muhammed Ali'nindür Serün verenler erdür
Yetmiþ iki dil sorarsan Ayda sýrdur gün de nurdur
Dil Muhammed Ali'nindür Allah bir Muhammed Ali
* * * *
Gice olur gündüz olur Hu diyelim gerçeklerin demine
Cümle alem dümdüz olur Gerçeklerin demi nurdan sayýlýr
Gökte kaç bin yýldýz olur On iki Ýmamýn giren bezmine
Ay Muhammed Ali'nindür Muhammed Ali'ye yardan sayýlýr
* *
Varma Yezid'in yanýna Üç gün imiþ þu dünyanýn safasý
Kokusu siner tenüne Safasýndan artýk imiþ cefasý
Lanet Yezid'in soyuna Gerçek erenlerin nutku nefesi
Can Muhammed Ali'nindür Biri kýrktýr kýrký birden sayýlýr
* *
Yezid alaydan seçildü Gerçek aþý menzilinde durursa
Mümine hülle biçildü Çerað gibi yanup þem'i erürse
Evvel baharda açýldu Eksikliðin kendözünde bilürse
Gül Muhammed Ali'nindür Ol aciz olsa da erden sayýlýr
* *
Gökde rahmetler saçýldu Þah Hatayi der Baðdat'týr vatan
Mümin olanlar seçildü Ýkilükden geçüb birliðe yeten
Ab-ý Kevserler içildü Erenler yoluna kýylü kal katan
Dem muhammed Ali'nindür Yolu dikenlidir hardan sayýlýr
* * * *
Varma Yezid meclisine Muhammed Ali'nin aldým elini
Kulak virme hiç sesine Hakk deyüb tuttuðum yoldan ayrýlmam
Satur Yezid ensesine On iki Ýmam'ýn tuttuðum yolunu
Seyf Muhammed Ali'nindür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam
* *
Hatayi oturmuþ aðlar Mürþid'in nefesi Hakk nefesidir
Diline gelenü söyler Mürþid sözü tutmayan Hakk'ýn nesidir
Top olmuþ ortada döner Mürþid'in rýzasý Hakk rýzasýdýr
Nur Muhammed Ali'nindür Hakk deyüb tuttuðum yoldan ayrýlmam
* * * *
Be erenler be gaziler Mürþid'in gittiði Veli yoludur
Gelen Murtaza Ali'dür Gitme dediðine gitmemelidir
Yezid'e batýn kýlýncýn Zahir batýn Hakk Muhammed Ali'dir
Çalan Murtaza Ali'dür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam
* *
Alçaða indürmüþ özünü Hakk Erenler bir araya derile
Ýder Hakk'a niyazunu Cümle aþýklara nasib verile
Kýrklar ile bir üzümü Aþýkare Hakk gözüyle görüle
Yiyen Murtaza Ali'dür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam
* *
Turnaya virmüþ sesinü Þah Hatayi'm Hakk bil tuttuðun eli
Ýmamlar çeker yasýný Zahirde batýnda Hakk görür seni
Yine kendü devesinü Gerçek erenlerden aldým haberi
Yiden Murtaza Ali'dür Hakk deyüb tutttuðum yoldan ayrýlmam
* * * *
Getür ahret azýðýnu Gönül seyranda gezerken
Aþýk çeker yazýðýnu Þah geldi kondu seraya
Muhammed'in yüzüðünü Hakk'a niyaz eyler iken
Yudan Murtaza Ali'dür Bir engel düþtü araya
* *

Cennetin yemiþi alma Hakk'un kapýsýndan girdim


Sarar benzim sarar solma Kendü vücudumu gördüm
Þah Hatayi'm münkir olma Marifet kazanýn kurdum
Gelen Murtaza Ali'dür Aþký kaynatan küreye
* * * *
Gönül ne gezersin seyran yerinde Muhabbet haslar hasýymýþ
Alemde her þeyin var olmatýnca Muhabbet Hakk'un sesüymüþ
Olura olmaza dost deyüb gezme Sevgü Hakk sevgisü imüþ
Bir ahdine sadýk yar olmayýnca Erenler ne dir buraya
* *
Yürü sofi yürü yolundan azma Hele küþadým düþürdüm
Ýlin gýybetine kuyular kazma Firkat kazaným taþýrdým
Varýp her dükkana metain çözme Ýrfan ateþün piþirdüm
Yanýnda mürþidin var olmayýnca Tuzun tattýrdým bereye
* *
Kalktý havalandý gönülün kuþu Hatayi der ihiyarsýz
Kavga gýybet etmek kötünün iþi Neyleyüm dünyayý yarsýz
Üstazýn tanýmaz bunda her kiþi Ol alemden de habersüz
Anýn kim mürþidi er olmayýnca Tuz ekmek ister yareye
* * * *
Varýp bir kötüye sen olma nöker Akýl gel berü gel berü
Çerhine deðer de dolunu döker Gir gönüle nazar eyle
Ne Huda'dan korkar ne hicab eder Görür göz iþitir kulak
Bir kötüde namus ar olmayýnca Söyler dile nazar eyle
* *
Þah Hatayi'm edem bu sýrrý beyan Baþdur gövdeyi götüren
Kamil midir cahil sözüne uyan Ayak menzüle yetüren
Bir baþtan aðlamak ömredir ziyan Dürlü maslahat bitüren
Ýki baþtan muhib yar olmayýnca Ýki ele nazar eyle
* * * *
Erenler server-i Þah-ý velayet Sofu isen alub satma
Aldý müminlerin elin eline Helalüne haram katma
Hanedan dostuna eyler hidayet Yolun eðrisine gitme
Mümin olanlarý çeker yoluna Doðru yola nazar eyle
* *
Eðer bende isen Þah-ý Merdan'a Ýki elüm kýzýl kanda
Ali gibi sen de kalma noksana Çok günahlar vardur bende
Bir talibi piþir getir meydana Ya ilahi kerem sende
Ezel ebed la gelmeye diline Düþkün kula nazar eyle
* *
Nasihattýr benden sana emanet Hatayi eder ya gani
Sadýk emanete etmez hiyanet Viren mevla alur cani
Yemek ile içmek için bir adet Evvel kendü kendün taný
Kurdu Hakk Arslan'ý mümin kuluna Sonra ile nazar eyle
* * * *

Erenler gittiði yollarý gözle Allah Allah din gaziler


Gözet bir kamil'in izini izle Gaziler deyun Þah menem
Mümin kardeþlerin aybýný gizle Karþu gelun secde kýlun
Girmek ister isen rahmet gölüne Gaziler deyun þah menem
* *
Mürþid'e rehbere eyle itaat Uçmakda tuti kuþuyam
Zahirde batýnda gözle sadakat Aðýr leþker er baþýyam
Muhammed Ali'den kaldý emanet Men sufiler yoldaþýyam
Bahçe donanýnca güller alýna Gaziler deyun Þah menem
* *
Muhammed Ali'ye kýrklar katýldý Ne yerde ekersen biterem
Anda varlýklarý cümle atýldý Hande çaðýrsan yeterem
Yahudiye kul olarak satýldý Sufiler elin tutaram
Ýstek Hakk olduðu bundan biline Gaziler deyun Þah menem
* *
Þah Hatayi'm cennet kapýsýn açtým Mansur ile darda idim
Cömert olanlarýn dolusun içtim Halil ile nar'da idim
Bahil olanlarý ayýrdým seçtim Musa ile tur'da idim
Bahilden gayrýsý cemde buluna Gaziler deyun Þah menem
* * * *
Ali'nin sýrrýna ereyim dersen Kýrmýzý taclu boz atlu
Bir Mürþid-i Kamil bul da andan gel Aðýr leþkerü nisbetlü
Küfrünü imana satayým dersen Yusuf Peygamber sýfatlu
Var kendi küfrünü bil de andan gel Gaziler deyun Þah menem
* *
Þeriat manisi insana sözdür Hatayi'm al atluyam
Tarikat sürerler gece gündüzdür Sözü þekerden datluyam
Gönül bahr-i aþk'dýr derya denizdir Murtaza Ali zatluyam
Damla ol umman'a dal da andan gel Gaziler deyun Þah menem
* * * *
Piþiri piþiri söyle sözünü Önüme bir çýðýr geldi
Hak-i paydan ayýrma sen gözünü Bir ucu var þar içinde
Mürþidine teslim eyle özünü Attarlar dükkan açmýþ
Musahib kapusun bul da andan gel Her ne dersen var içinde
* *
Cellad olup sen canýna kýyagör Gir dükkana pazar eyle
Arif olup her maniden duyagör Hýþmý yenip hazer eyle
Cesedini kendi elinle yuyagör Aya güne nazar eyle
Kendi namazýný kýl da andan gel Ay Muhammed nur içinde
* *
Þah Hatayi'm mani söyler dilinden Ay Ali'dir gün Muhammed
Ayýrýrlar seni kibr ile kinden Üçyüzaltmýþaltý ayet
Ölmeyene nasib olmaz bu yoldan Balýklar suya hasret
Var ölmezden evvel öl de andan gel Çarhý döner göl içinde
* * * *

Dün ü gün intizarým sana Kerbela Kudretinden verdi balý


Varalým Ýmam Hüseyin aþkýna Bahanesi oldu arý
Serden gayri sermayem yok elimde Men kýlaram ah-ü zarý
Nezrim olsun Ýmam Hüseyin aþkýna Arý inler bal içinde
* *
Ne hub öter þu seherin bülbülü Can Hatayi'm adýn hezar
Ne hoþ kokar o has bahçenin gülü Aynýmýzda ak yazýlar
Mersiye der Þah Hüseyi'in kulu Talibler Pir'in arzular
Dinleyelim Ýmam Hüseyin aþkýna Bülbül oynar gül içinde
* * * *
Rehber talibunu arudub getür Ali Ýsmail'im geldim
Tamam eyle eksük yerlerün yetür Alemi seyran eylerim
Rýza lokmasýný meydana getür Zülfekar durmaz kýnýnda
Yiyelim Ýmam Hüseyin aþkýna Günde bin kez kan eylerim
*
Engür ezdi kýrklarýn birisi *
Birisinden mest olubdur varýsý Görürüm düzen düzeni
Yüce yayla padiþahýn korusu Kýrarým yoldan azaný
Konalým Ýmam Hüseyin aþkýna Yeni baþtan bu düzeni
* Bir kavim erkan eylerim
Þah Hatayi'm bu yola beli deyu *
Çaðrýþýrlar Muhammed Ali deyu Binerim ol düldül atý
Cümlemiz bir ikrarýn kulu deyu Kimse bilmez bu sýfatý
Varalým Ýmam Hüseyin aþkýna Vilayeti kerameti
* * * Tarikatta kan eylerim
Muhammed Ali'den kurulu yoldur *
Bu yolu býrakýb kaçana lanet Yürdü vilayet leþkeri
Evvel ikrar verip sonra dönene Zuhur oldu meydan eri
Tarik-i evliya'dan çýkana lanet Gözlü olan gelsin beri
* O can burhan eylerim
Erenler bu yolda hazýrdýr hazýr *
Muhasip levnini deterden kazýr Þah Hatayi emrim kaný
Gerekse eylesin bin dürlü özür Yoktur leþkere saný
Onlar ile yeyüb içene lanet Kayýrmaz süfliler saný
* Sýrrý cana can eylerim
Aklýný beðenib ikrarýn koyub * * *
Kalkýp havalanýb nefsine uyub Muhammed Ali'nin gittiði yola
Teberra gömleðin eðnine giyüb Biz dahi gidelim ayrýlmayalým
Azrail yurduna göçene lanet Ýmamlar defterine kayýt olalým
* Bu Ulu katardan ayrýlmayalým
Ýblis gibi eller aybýna bakub *
Ýmamnýn terk ile dininden çýkub Allah Muhammed Ali hep birdir
Eliyle boynuna ilmeðin takub Erenler üstünde balkýr bir nurdur
Gýybet edib sýrrý açana lanet Cennet-i alada bir dergah vardýr
* Bizler o dergahtan ayrýlmayalým
*
Beðenmeyib erenlerin sözünü
Benlik çirkefine sokmuþ özünü Sevdiðimiz bizim onlar da bilsin
Hakk yönünden döndürmüþtür özünü Ýnsaf ehli olmayan insafa gelsin
Cehennem kapusuna gidene lanet Bir olsun birlik olsun dirlik olsun
* Gittiðimiz bu yoldan ayrýlmayalým
Hatayi'm der bir Veli'nin yoluyla *
Sultanýn sohbeti her dem kuluyla Kaba saba olsun heman yük olsun
Gönlünde kibirle soðuk dilüyle Arýdalým gönül evi pak olsun
Muhabbet bezminden geçene lanet Þah Hatayi.m nefesimiz Hak olsun
* * * Biz nefesimizden ayrýlmayalým

* * *

Eðer tarikattan sual edersen Doksanbin kelamýn baþý


Murtaza Ali'dir pirimiz bizim Kanlýdýr nefes öldüren
Göregeldiðimiz süregideriz Budur erenlerin naþý
Kýrklardan ayrýlmýþ sürümüz bizim Kanlýdýr nefes öldüren
* *
Edeplüyüz kimesneye bakmayuz Kötünün sözü aðudur
Rýza kapusundan taþra çýkmayuz Urur sinemi daðýdýr
Cennet cehennem korkusu çekmeyüz Kalbimiz Hakk'ýn evidir
Bunda sorulmuþtur sorumuz bizim Kanlýdýr nefes öldüren
* *
Sýrr-ý Hakk'a gerçeklere baþ koþtuk Ýyinin sözü taþlýdýr
Çiy yerimiz yoktur kürede piþtik Daima gözü yaþlýdýr
Ne yoldan ne farzdan sünnetten düþtük Adem öldüren suçludur
Erenler cemidir yerimiz bizim Kanlýdýr nefes öldüren
* *
Kazancýmýz meydana getiririz Kabe yaptým Halil ilen
Eksikliðimiz varsa bitiririz Ayet ilen delil ilen
Aþina meþreb evinde otururuz Fakýyr ilen zelil ilen
Bine sayýlmýþtýr birimiz bizim Kanlýdýr nefes öldüren
* *
Þah Hatayi'm der gerek erenler Hatayi'm kendi halinde
Onda piþman olur bunda yerenler Muhammed Ali yolunda
Bin kana bir mürvet dedik erenler Bu kelam geldi dilinde
Gerçekler darýdýr darýmýz bizim Kanlýdýr nefes öldüren
* * * * * *

Akýl irmez Yaradan'ýn sýrrýna Gece gündüz hata etmektir iþimiz


Muhammed Ali'ye indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza
estaðfýrullah
Kurban olam kudretinin nuruna Muhammed Ali'ye baðlýdýr baþýmýz
Hasan Hüseyin'e indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
* *

Ol Ýmam Zeynel'in destinde idim Hasan Hüseyin sýr içinde sýr ise
Muhammed Bakýr'ýn dostunda idim Ýmam Zeynel nur içinde nur ise
Cafer-i Sadýk'ýn postunda idim Özümüzde kibir benlik var ise
Musa Kazým Rýza'ya indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
* *
Muhammed Taki'nin nurunda idim Muhammed Bakýr'ýn izinden
çýkma
Aliyyü'n Naki'nin sýrrýnda idim Yükün Cafer'den tut gayriye
bakma
Hasanü-l Askeri'nin darýnda idim Hatýra deðip gönüller yýkma
Muhammed Mehdi'ye indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
* *
Aslý Þah-ý Merdan güruh-u naci Benim sevdiceðim Musa-i Kazim
Gerçeðe baðlýdýr bu yolun ucu Ýmam Rýza'ya baðlýdýr özüm
Senede bir kurban talibin borcu Eksiklik noksanlýk hep kusur
bizim
Pir-i tarikate indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
* *
Tarikattan hakikata ereler Muhammed Taki ile varalým Þah'a
Cennet-i ala'ya hülle sereler Ali Naki emeðimizi vermeye zaya
Muhammed Ali'nin yüzün göreler Ettiðimiz kem iþlere bed huya
Erenler aþkýna indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
* *
Þah Hatayi'm eder bilir mi her can Hasan Askeri'nin gülleri bite
Kurbanýn üstüne yürüdü erkan Mehdi gönlümüzün gamýný ata
Týrnaðýnda tesbih kanýnda mercan Ettiðimiz yalan gova gýybete
Mümin müslümana indi bu kurban Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
* * * *
Hata ettim Huda yaktý delili Þah Hatayi'm eder Baðdat Basra
Muhammed Mustafa yaktý delili Kaldýk zamaneye böyle asra
* Ya Ali Kerem kanisin kalma kusura
Ol Al-i aba'dan Hayder-i Kerrar Tövbe günahlarýmýza estaðfýrullah
Aliyyü-l Murtaza yaktý delili * * *
*
Haticetü-l Kübra Fatýma Zehra
Ol Hayrü-n Nisa yaktý delili
*
Ýmam Hasan aþkýna girdim meydana
Huseyn-i Kerbela yaktý delili
*
Ýmam Zeynel Ýmam Bakýr u Cafer
Kazým Musa Rýza yaktý delili
*
Muhammed Taki'den hem Ali Naki
Hasanü-l Askeri yaktý delili
*
Muhammed Mehdi ol sahib zaman
Eþiðinde ayet yaktý delili
*
Bilirum günahým hadden aþýbdur
Hünkar-ý Evliya yaktý delili
*
On iki Ýmamdan'dýr bu nur Hatayi
Þir-i Yezden Ali yaktý delili
* * *
Taala þanuhu gel gör ki bir nur-i Huda geldi
Cem'i hatm-i enbiya Muhammed Mustafa geldi
Sevindi can-ý aþýklar açýldý baht-ý sadýklar
Çaðýrdý ruh-i müminler safa geldi safa geldi
Safa ehli zeminlerde zamanlarda mukaddemde
Feleklerden meleklerden hezeran merhaba geldi
Feriþtehler inüb gökten beþaret ehl-i irfane
Havaric'e ecel yetti Yezid'lere bela geldi
Azazil aslý þeytandýr yeter taklidine uyma
Öðüt tut Hakk yolun gör Ýmam-ý rehnuma geldi
Ýriþti Mürþid-i Kamil kamu ehl-i iman oldu
Sevindi gaziler cümle ki Hatm-i Enbiya geldi
Bahadýr gaziler kopdý baþýnda tacý devlet var
Budur Mehdi zaman devri cihan nur-ý beka geldi
Ýmam Haydar oðluna dil ü can'dan rýza verdik
Ki Cafer Musi-i Kazým Ali Musa Rýza geldi
Halil-ullah donun giymiþ komuþ adýn Ýsmail
Ana kurban olun deyu çün Allah'dan nida geldi
Cihaný sihr ileFiravn özüne kani etmiþdi
Bunlarý yutmaða Musa asasý ejderha geldi
Özü Yasin dili Taha yanaðý Kaf-ý vel Kur'an
Kaþý nun saçý Vel-leyl-ü yüzü þem-i Duha geldi
Güzel Þahým Kamer mah'ým muradgah'ým gönül hah'ým
Cemali mazhar-ý Allah'ým güzin'i evliya geldi
Hatayi hastesin Þah'ýn cemali vaslýn istersen
Revan-ý can satun algýl bu ilme can baha geldi
* * *
Biz ezelden ta ebed meydana gelmiþlerdenüz
Þah-ý Merdan aþkýna merdane gelmiþlerdenüz
Yazmaða Hakk'un Kelamullah'ý natýk þerhini
Bu beyanun ilmine Kur'an'e gelmiþlerdenüz
Gayý mutlak'dan temaþa'yý ruh-i ziba içün
Bu þehadet mülküne seyrane gelmiþlerdenüz
Kainatý suret-i Rahmene tebdil eylerüz
Ruh-i Kuds'ün Ruhýyuz insane gelmiþlerdenüz
Bir mu'anber turranýn küfrine amenna deyüb
Hakk'a teslim olmýþuz iymane gelmiþlerdenüz
Sak-i Baki elünden mest olub içmekteyüz
Katre-i mest olmýþuz mestane gelmiþlerdenüz

Ey Hatayi iyd-i Ekberdür cemali dilberün


Biz bu iyd-i Ekber'e kurbane gelmiþlerdenüz
* * *
Kýrklar meydanýna vardým Þah-ý Merdan kullarýyýz
Gel berü ey can didüler Biz bir'iz birkaç deðilüz
Ýzzet ile selam virdüm Kanaat ile yürürüz
Gir iþte meydan didüler Ýlla tokuz aç deðilüz
* *
Kýrklar bir yerde durdular Evliya gönlümüz aldý
Otur diyü yer virdüler Kalbimiz nur ile doldu
Meydana sofra kurdular Gözlerimiz didar gördü
Lokmamýza sun didüler Cennete muhtaç deðilüz
* *
Sýdk ile tevhid idelüm Evvel bizüz ahir bizüz
Çekilib Hakk'a gidelüm Hemen leyl-ü nehar bizüz
Aþkýn tolusun içelüm Gül açýlmýþ bahar bizüz
Kalalým mestan didüler Yaz olduk biz kýþ deðilüz
* *
Kýrklarýn kalbi durudur Birlerden kýrklara erdük
Mümin gönlünün evidür Tarikat evünde durduk
Geliþen kanden beridür Yedülerden haber alduk
Söyle ey ihvan didüler Üçlerdenüz hiç deðülüz
* *
Düþme dünya mihnetine Þah Hatayi'm göçür göçün
Talib ol Hakk hazretine Dünyayý terketmek içün
Ab-ý Kevser þerbetine Sýzdýk eridük Hakk içün
Keþkülünü ban didüler Altun olduk tuç deðülüz
* * * *
Gördüðünü gözün ile Ýmam Cafer kullarýyýz
Beyan itme sözün ile Sohbetimiz nihan olur
Andan sonra bizüm ile Ölmezden evvel ölmüþüz
Olasýn mihman didüler Vasl-ý can olan can olur
* Budur evvel budur ahir
Çýk sema'a bile oyna Bundadýr muhabber mihir
Silinsin pak olsun ayna Küfür her mezhebde küfür
Kýrk yýl bu kazanda kayna Bunda küfür iman olur
Dahi çiðsin yan didüler Ýmam kullarý derilür
* Yol erkan sohbet sürülür
Behey Abdal nedir halin Mahþer sorgusu sorulur
Hakk'a þükret kaldur elin Bunda Ali divan olur
Kese gör gýybetten dilin Ýman kullarý kul elhak
Her kulu yeksan didüler Derdine derman iste bak
* Üç yüz altmýþ altý uðrak
Þah Hatayi imdi burda Sekizi usul din olur
Uðramýþ onulmaz derde Bunda kibr ile kin olmaz
Mürþid açýnca perde Hem sen olub hem ben olmaz
Gör seni mihman didüler Adam öldürsen kan olmaz
* * * Nefes öldürsen kan olur
Dil ile derviþlik olmaz Aþk þarabýndan içülür
Hali gerek yol ehlinin Müþkil hallolur seçilür
Arýlayýn her çiçekten Kan olan suçdan geçilür
Balý gerek yol ehlinin Erenler mürüvvet kan olur
* Hatayi der ben candayým
Geçmek gerek dört kapýdan Hakk divanýnda gündeyim
Tarikattan hakikattan Sen bendesün ben dendeyüm
Mürebbiden musahibden Ne sen olur ne ben olur
Eli gerek yol ehlinin * * *
*
Ben gezerim dertli dertli Eya gönül kuþu derler bahar imiþ mene ne
Öten firkatli firkatli Bisat-ý ayþ acep rüzgar imiþ mene ne
Bülbül gibi ünü tatlý *
Sesi gerek yol ehlinin Diyorlar oldý deli Leyli zülfüne mecnun
* Deminde ol dahi bir bi-karar imiþ mene ne
Sarsýldým ben ayýk ayýk *
Sanki deryalarda kayýk Ahýtdý yaþumý devran batýrdý kanuma el
Bülbülleri Þah'a layýk Rakib elindeki dest-i nigar imiþ mene ne
Gülü gerek yol ehlinin *
* Lebün zülaline sözdür tükendi ömr-i aziz
Hatayi'm der kuþak kuþan Hayat-ý Hýzýr eðer paydar imiþ mene ne
Toz olub turab'a düþen *
Budur derviþliðe niþan Bu baht-ý bed ki menüm var Hatayi ol þuhu
Yolu gerek yol ehlinin Gam ehlüne diyeler gam gusar imiþ mene ne
* * * * * *
Vücudum þehrine girdim o þehri pur safa gördüm
Velayet ilmine erdim aceb nur-i Huda gördüm
Þeriat þartýný bildim tarikat yoluna geldim
Hakikat bahrine daldým Ali-yel Murtaza gödüm
Hakikat ilminin sýrrýn ne bilsün her taharetsiz
Bu sýrra ermedi münkir anýn katlin reva gördüm
Gönül þehrinde ol dilber benim ruh-il eminimdir
Yüzün seb'elmesani'de yedi hat istiva gördüm
Elestü Rabbiküm sýrrý dehanýndan ayan oldu
Gözün veddin-i vezzeytün yüzün þems-i duha gördüm
Vücudum þehrine girdim eriþtim gevher-i kana
Seraser gönlümün þehrin bilin nur-i Huda gördüm
Kamu eþya vücudundan sen ol Settar-ý alemsin
Cemal'in asitanýnda Hatayi'yi geda gördüm
* * *
Bende'yim ben can ü dil'den padiþahýmdýr Ali
Gözlerim nur u ziyasý bedr-i mahýmdýr Ali
Yoluna hak olduðum ru'yu siyahýmdýr Ali
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Men Hasen Hulk-i Rýza'nýn bir Muhibb-i haliyem
Hamdü-lillah kim hasedle kibr ü kinden haliyem
Þah Huseyn-i Kerbela'nýn baþ açýk abdalýyem
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Þah Zeynel Abidin hem Bakýr ile Caferi
Bilmeli bunlarý sevmektir iman ey din eri
Daima söyle bu nutku olmayasýn serseri
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Musi-i Kazým'ý her kim bildi oldu ehl-i Hakk
Gel Þehinþah-i Ali Musa Rýza'dan al sebak
Ten gözünü giderüb can gözü ile ana bak
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Þah Taki vü ba Naki'nin kulu ol ey bahtiyar
Bunlarý sevene rahmet eyledi ol ulu Settar
Mü'min olanlar bu nutku zikr ederler aþikar
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Askeri'ye asker olmak diler isen ey hümam
Kýl tevella hanedana Ahmed'i bulgýl tamam
Hatm oliserdir Ýmamet Mehdi'de beyn-el enam
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
Ey Hatayi gafil olma iþbu dünya fanidir
Her ne kim geldi vücude alemin mihmanýdýr
Bu kelamý vird edinmek arifin erkanýdýr
Kýblegahýmdýr Muhammed secdegahýmdýr Ali
* * *
Gece gündüz hayaline dönerem
Bir gece rüyama gir Hacý Bektaþ
Günahkarým günahýmdan bezerem
Özüm dara çektim sor Hacý Bektaþ
Yandý bu garip kul nedir çaresi
Yine tazelendi yürak yaresi
Onulmaz dertlere derman olasý
Bu senin bendindür sar Hacý Bektaþ
Derdimin dermaný yaramýn ucý
Dört güruh mevcuttur güruh-i naci
Belinde kemesi baþýnda tacý
Yüzünde balkýyor nur Hacý Bektaþ
Sadýklarýn sýdký aþýðýn renci
Pirlerin hem piri gençlerin genci
Hem derya hem sedef hem dür hem inci
Hem umman hem ýrmað göl Hacý Bektaþ
Gahi bulut olup göðe aðarsen
Gahi rahmet olup yere yaðarsen
Ay mýsýn gün müsün kandan doðarsen
Ilgýt ýlgýt esen yel Hacý Bektaþ

Arýnýn yaptýðý bala benzersin


Gurbet illerinde gönlün eðlersin
Bend edip kullarý yola baðlarsýn
Sailin sattýðý kul Hacý Bektaþ
Derdimend Hatayi eder niyazý
Ulu Pir katardan ayýrma bizi
Bir mahþer günüdür isterem sizi
Muhammed önünde car Hacý Bektaþ
* * *
Kul Himmet'in Varzýl köyünde dolaþan bir söylence Ýrfan Çoban
tarafýndan derlenmiþ. Bu söylenceye göre; Þah Hatayi, Pir Sultan Abdal ve
Kul Himmet Yýldýz Daðýnda buluþup muhabbet ederlermiþ. Yapýlan Cem
ayininden sonra bu üçlü Yýldýz daðýnda geziye çýkar. Bir ara kýrda çiçekler
arasýnda oturup kendilerine sunulan bir tas balý yemeye hazýrlanýrlarken Pir
Sultan Abdal:
''Dostlar, bu bala birer iþaret koymadan yemeyelim,'' diye öneride bulunur.
Diðerleri de kabul ederler. Bunun üzerine her keresinde ikisi hakem olur,
diðeri iþaretini söyler. Önce Kul Himmet baþlar, hal diliyle buyurup bir an
gelir balý yemeye giriþir. Þah Hatayi: ''Ey Kul Himmet! Výzýltýn kesilmesin,
balýný eller yesin,'' der. Bu söyleyiþ Kul Himmet'in geleceðinin görülmesidir.
Pir Sultan Abdal buyurur, bir kýl takýlýr bala. Þah Hatayi bu kez: '' Ey Pir
Sultan! Sen de bala düþürdüðün kýl ile asýlasýn,'' der.
Sýra Þah Hatayi'ye gelir. Bala el atar, bal tasý aydýnlanýr (münevver). Kul
Himmet ile Pir Sultan Abdal ayný anda söz alýrlar: ''Ey Hatayi! Balýn çok
olsun, yemeye doyma,''
Þah Hatayi çok þey yaþamýþtýr, çok þeye sahip olmuþtur ama hiçbirine
doyamadan Hakk'a yürümüþtür genç yaþýnda.
Yýkanmak için Kýzýlýrmað'a girmek istediklerinde ilkin Kul Himmet girer
ve baðýrmaya baþlar, ''vaaahh vaahh''. Diðerleri sorarlar: ''Ne oldu sana?''
Kul Himmet: ''Aahh, Þimir'in açtýðý yaraya su deðdi.''
Sonra da Pir Sultan Abdal ýrmaða girer. Irmak daha çok kanlanýr. O da
baðýrýr ,''Vaaahh vaahh'' diyerek. Bu kez de sorarlar. ''Ne oldu sana?''
Pir Sultan Abdal da yanýt verir: ''Cude kýzý Esma'nýn elinden içtiðim
zehirin acýsý yaktý beni,'' der.
Suya girme sýrasý Þah Hatayi'ye gelmiþtir, o da suya girer. Irmak kýpkýzýl
akmaya baþlamýþtýr. O da diðer arkadaþlarý gibi baðýrýr. ''Vaahh vaaahh,''
Ýki arkadaþ bu kez Þah hatayi'ye sorarlar: ''Peki sana ne oldu?''
Þah Hatayi içine çekerek: ''Mülcem oðlunun açtýðý yaraya su deðdi,'' der.
Ýþte o zaman anlaþýlýr ki, Kul Himmet Ýmam Hüseyin, Pir Sultan Abdal
Ýmam Hasan, Þah Hatayi de Ýmam Ali'dir.
Onlarýn ýrmaða girdiðinden beri de Kýzýlýrmak kýpkýzýl akmaktadýr
söylencesi söylenir durur.
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu'lar
Alevilik Ansiklopedisi, Þah Ýsmail-Hatayi
Vikipedi, Özgür Ansiklopedi
Nejat Birdoðan, Þah Ýsmail Hatayi, Can yayýnlarý 1991
Psakd.org / yediuluozan

* * * * *

FUZULÝ (1485 1556)

Fuzuli adýyla anýlan Mehmet oðlu Süleyman, 1483 yýlýnda bazý kaynaklara
göre ise 1485 yýlýnda Hz. Hüseyin'in þehid edildiði Kerbela'da, bazý
kaynaklara göre de Necef'de dünyaya geldi. Alevilerin ve Þiilerin kabul ettiði
Yedi Ulular'dan birisidir. Oðuzlarýn Bayat boylarýnýn ''Karyaðdý'' soyundan
olduðu söylenir. Doðup büyüdüðü topraklar o dönemde Akkoyunlularýn
egemenliði altýndaydý. Ailesi göçebe yaþamdan yerleþik zamana geçmiþ ve
oðullarý Mehmet de iyi bir eðitim almýþtý.
Fuzuli ilk eðitimini Hillah kentinde müfülük yapan babasýndan almýþtý. Ve
daha sonra Rahmetullah adýndaki bir öðretmenden gereken eðitimi alarak
kendini yetiþtirmiþtir. Arapça, Farsça ve Azeri Türkçesi dillerini iyi kullanan
Fuzuli, bu dillerde divan þiirleri yazmýþtýr.
Tüm yaþantýsýný Kerbela ve çevresinde geçirdiði söylenir. Baðdad'a gelip
bir süre orada yaþadýðý için halk tarafýndan ''Fuzuli Baðdadi'' olarak da
anýlmýþtýr.
Fuzuli, nerede doðup büyüdüðünün ipuclarýný da bir divan þiirinde ele
vermektedir.
''Necef ve Kerbela topraðýnda doðup, Burcu Evliya olan Baðdad'ýn suyu ve
havasý içinde bu dünya görmemiþ yavrular'' ifadesinde kendini de
tanýmlamaya çalýþýyor.
Fuzuli, þimdiki Baðdad'ýn halini ve insanlarýnýn neler çektiðini görse ne
denli yanardý için için.
Fuzuli nerde doðduysa oraya baðlý alarak yaþadý. Kerbela ve Baðdat onun
yaþamak istediði çevrelerdi.
Kendi akraný sayýlan Þah Ýsmail'in (Þah Hatayi) Özbek hükümdarý Þeybek
Haný yaptýklarý savaþta yenmesi üzerine ''Beng-ü Bade'' adýný verdiði
mesnevisini yazdý.
Yavuz Selim'in 1520 yýlýnda ölmesinden sonra baþa geçen Kanuni Sultan
Süleyman, atalarýnýn yayýlmacý politikasýný sürdürerek 1534 yýlýnda Baðdat'ý
Osmanlý topraklarýnýn bir parçasý haline getirdi. Fuzuli o dönemde elli
yaþlarýndaydý. Baðdat'ýn iþgal edilmesine övgüler dizdi. Padiþahýn hoþuna
gitmesi için beþ de kaside yazdý. Bu arada Osmanlý ordusuyla Baðdat'a gelen
Hayali ve Taþlýcalý Yahya gibi Osmanlý þairleriyle tanýþýp kaynaþtý. Yazdýðý
kasideler (Devlet büyüklerini övmek için yazýlan divan edebiyatý þiiri)
padiþah Kanuni'nin de hoþuna gitmiþ olacak ki ona dokuz akçe aylýk
baðlatýldý. Kanuni payýtahtýna geri dönünce aylýðý kesildi, Fuzuli de bunu
protesto etmek için ''Þikayetname'' adlý bir mektup kaleme aldý.
O dönem Anadolu'da halk ayaklanmalarýnýn yaþandýðý, Alevilere
kýyýmlarýn yapýldýðý bir dönem. Hatýrlanacaðý gibi; 1527 yýlýnda Hacý Bektaþ
Veli torunlarýndan olan Postniþin Kalender Çelebi, Anadolu halkýnýn sesi
olarak yapýlan tüm haksýzlýklara dur demek için isyan bayraðýný açmýþ ve
zamanýn padiþahý Kanuni tarafýndan idam ettirilmiþ, binlerce Alevi insaný
katledilmiþti. Babasýnýn oðluydu ve onlar için normaldi. Ama Fuzuli'nin
bunlarý görmezden ve bilmezden gelip, bu da yetmezmiþ gibi üzerinde
yaþadýðý topraklar baþka bir ülke tarafýndan iþgal ediliyordu, o da kalkýp bunu
onaylar övgüler yazýyor, ardýndan da aylýða baðlanýyordu. Unutmamak
gerekiyor ki, Fuzuli Þii mezhebine baðlýdýr, dolayýsýyla On iki Ýmam'a derin
bir muhabbetle baðlýdýr. Þiirlerinde tasavvuftan gelen sevgiyi ve acýyý
iþlemesi, Kerbela Faciasý'nýn kendisinde býraktýðý derin izlerle yazdýðý
mersiyeler (Aðýtlar), en önemlisi de þeriatýn katý kuralcýlýðýna karþý çýkýþý ve
onun bu Osmanlý sevgisi, inanýlýr gibi deðil.
Sormak gerek nerede Ehl-i Beyt sevgisi, nerede insan sevgisi? Fuzuli'nin
bunlarý bilmemesi mümkün deðil. Yapýlanlarý onaylamak neyin nesidir?
Sadece okuyucuya bunlarý anýmsatmak istedim.
Fuzuli Osmanlý ile iyi iliþkiler kurduðundan hoþnut, ''Leyla vü Mecnun''
ile ''Hadikat-üs-sueda'' yý yazýp Osmanlý büyüklerine ithaf etti.
Fuzuli'nin yaþadýðý bölge Arap bölgesi, dili de kutsal bir dil olarak kabul
edilen (Kur'an dili) Arapça'dýr. Farsça ise onun için þiir yazmada
vazgeçilemez ve ona göre edebiyatýn gerçek anahtarý olan bir dildir. Türkçe
ise edebiyat dili olarak geliþmiþ olmasa da giderek yazý diline dönüþmektedir.
Arapça ve Farsça yazýlan eserler sadece o halklara hitap ettiði için, bu
dilleri bilmeyenler bu eserleri okumaktan mahrum olmaktadýrlar. Fuzuli,
saptadýðý bu gerçekle eþsiz güzellikde olan ''Hadikat-üs-suada'' yý (Saadete
Ermiþlerin Bahçesi) kendi öz dilinde yani Türkçe yazarak kendi diline olan
borcunu da yerine getirmiþ ve sonraki süreçte bu dilde de eserler vererek
Türkçe'nin yayýlýp geliþmesi için gereken gayreti göstermiþtir.
Türkçe'yi, Farsça'yý ve Arapça'yý ana dili gibi bilen Fuzuli, bir eserinde
buna da þöyle deðinir: ''Arapça þiirler söyledim. Güzel konuþan Araplara haz
verdim.Bu kolaydý, çünkü Arapça benim bilimsel sohbet dilimdi. Bazen Türk
dilinin meydanlarýnda at koþturdum. Söz güzellikleriyle Türkçenin
özelliklerini bilenlere zevk verdim. Bu da benim için zor olmadý. Çünkü
Türkçe benim yaratýlýþtan güzel yazma yeteneðime uygundu.Zaman zaman
Farsçanýn ipliðine inciler dizdim. Daldan dala gezip gönül meyvesi topladým.''
Yazmýþ olduðu Farsça divanýn önsözünde þiirlerinde kullanmakta olduðu
''Fuzuli'' mahlasýný neden seçtiðini anlatýr:
''Þiir yazmaya baþladýðýmda seçtiðim mahlasý bir kaç gün sonra baþka bir
þair kullanýyordu. Mahlasýmý deðiþtiriyordum. Kýsa bir süre sonra yeni
mahlasým da ayný akýbete uðruyordu. Anladým ki daha önceki þairler
þiirlerden çok mahlaslarý kapýþmýþlar. Bu durumda düþündüm ki, baþkalarýyla
ortak mahlas kullandýðýmda baþarýlý olursam, þiirlerim ortaklarýmýn sanýlýr,
bana yazýk olurdu, baþarýlý olamazsam, mahlas ortaklarýma kötülük etmiþ
olurdum. Bu nedenle ben Fuzuli adýný aldým. Kötü ad beni baþkalarýna
taþýmaktan uzak tuttu. Þükür olsun ki sonu iyi çýktý. Dikenim gül, taþýmsa
gecher oldu. Böylece alemde tek kaldým.Ayrýca bütün ilim ve fenni özümde
toplamaya gayret ediyorum. Fuzuli, ilimler, fenler anlamýna geldiði için
amacým mahlasýnda ifadesini buldu. Kaldý ki Fuzulilik halk katýnda edebe,
terbiyeye aykýrý davranýþ anlamýna gelir. Bense, yüce alimlerle pek az
bulundum. Merhametli hükümdarlar tarafýndan yetiþtirilmedim. Gezip
tozmayý sevmediðim halde, akli konularda filozoflarýn sözüne itiraz ederim.
Bilim konuþmalarýnda alimlerin sohbetine karýþýr, söz söyleme sanatýnda
üstatlarla tartýþýrým. Bu davranýþ bir taraftan Fuzuli'nin ilmine ve fazlýna
alamet sayýlýr belki, fakat bana göredüpedüz terbiyesizlik, fodullukdur.''
Bu anlatým; Fuzuli mahlasýný baþkalarýnýn hoþuna gitmeyecek ve kimse
tarafýndan kullanýlmayacak bir kelime olduðu için seçtiðidir.
Fuzuli'nin eserlerine baktýðýmýzda kasidelerin yoðunluðu göze çarpar.
Allah'a, Peygamber'e, Þah-i Velayet dediði Hz. Ali'ye, Kanuni'ye, onun
paþalarý olan Mehmet Paþa'ya, Ayas Paþa'ya ve diðer devlet yöneticilerine
onlarý öven, göklere çýkaran þiirler yazar, develt ileri gelenlerinden hatýrý
sayýlýr paralar alýr.
Bunlarýn yanýnda devlette iþlerin nasýl yürütüldüðüne dair hicivleri de
vardýr.
Selam verdüm rüþvet deðüldür deyu almadýlar
Hükm gösterdim faidesüzdür deyü mültefit olmadýlar
Eðerçi zahirde suret-i itaat gösterdiler
Amma zebab-ý hal ile cem-i sualime cevap verdiler
*
Devlet bu haldeyken, kime ne için övgüler yazýlmýþ bilinmez.
Saadete Ermiþlerin Bahçesi olarak bildiðimiz Hadikat-üs- süeda'da; Fuzuli
yazmýþ olduðu bu divanýnda, akýcý bir dili sade þekilde nasýl kullandýðýnýn en
güzel örneðini sergiler. Konu; kendisinin de üzerinde yaþadýðý Kerbela'dýr.
Eserin ilk bölümünde Peygamberler ele alýnmýþ, sonra Ehl-i Beyt'e yer
verilmiþ, daha sonraki bölümlerde de Þehid-i Kerbela Ýmam Hüseyin'in,
Kerbela'da yaþadýðý acýlar ve Kerbela faciasýndan geriye kalan Ehl-i Beyt
kadýnlarýnýn Emevi halifesi Yezid'in (nalet olsun) yaþadýðý Þam'a götürülüþü
anlatýlmakta. Sonuç bölümünde ise; bir aðýt ( mersiye) ile On iki Ýmamlar
hakkýnda kýsa bilgi veren bölümler yer almaktadýr.
Bir divan edebiyatý koþuðu olan Beng-ü Bade (Afyon ve Þarap) adlý
mesnevisi de Þah Ýsmail ile II. Beyazit'i (Yavuz Selim'in babasý)
anlatmaktadýr.
Ýnsan aþký ile Tanrýsal aþký ayný potada eritip iç içe geçiren ve ondan
doðan ahengin genç yüreklerde yarattýðý fýrtýnanýn ortaya çýkardýðý eþsiz bir
eseri de ''Leyla vü Mecnun''dur.
Diðer Eserleri: Türkçe Divan, Farsça Divan, Arapça Divan,Heft cam,
Rind ü Zahid, Hüsn ü Aþk, Þikayetname, Terceme-i Hadis-i Erbain, Matlau'l-
Ýtikad, Enüsü-l Kalb, Sýhhat u Maraz, Sehhat o Ma'ruz, Sakiname'dir.
Fuzuli'nin eserlerine bakýldýðýnda ; Astronomi, Týp,Tarih, Felsefe ve Bilim
konularýný da iþlediði göze çarpar.
Fuzuli'nin bütün yaratýcý gücü, yaþam ve evren anlayýþýný, insanla ilgili
düþüncelerini sergilediði þiirlerinde görülür. Ona göre þiirin özünü sevgi,
temelini ise bilim oluþturur. ''Bilimsiz þiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz
duvar da deðersizdir'' anlayýþýndan yola çýkarak sevgiyi evrenin özünü kuran
bir öge diye anlar, bu nedenle de '' evrende ne varsa sevgidir, sevgi dýþýnda
kalan bilim bir dedikodudur'' yargýsýna varýr.
Yaþamýnýn büyük bir bölümünü Ýmam Hüseyin'in türbesinin hizmetinde
bulunarak geçiren Fuzuli'nin en büyük tutkusu Kerbela'da ölmekti.
Fuzuli, 1556 yýlýnda yaþadýðý ve þiirlerini yazdýðý Kerbela'da yaygýn bir
hastalýk olarak bilinen vebaya yakalanmasý sonucu Hakk'a yürüdüðü tahmin
edilmektedir.
Kerbela kentinde Ýmam Hüseyin'in Türbesi'nin giriþinde bulunan
Fuzuli'nin mezarý, Baas rejimi sýrasýnda bir gece kuþatýlarak yýkýlmýþtýr.
Kemikleri bir kutuya konularak yakýnlardaki bir camiye defnedilen þair,
hemen ertesinde bu caminin de yýkýlmasýyla Ýmam Hüseyin Türbesi'nin
avlusuna gömülmüþtür.

Ey olub mirac bürhan-ý ulüvv-i þan sana


Yere inmiþ gökden istikbal edüb Furkan sana
Hin-i dava-yi nübüvvet müddei ilzamýna
Cahi iken il kemal-i ilm bes bürhan sana
Kilk-i hükmün çekdi harf-i sa'ir-i edyana hat
Hükm-i isbat etdi nefy-i sa'ir-i edyan sana
Baki-i muciz ne hacet din-i Hak isbatýna
Alem içre muciz baki yeter Kur'an sana
Vasf-ý Cibri-i Emin etmiþ kabul-i hidmetün
Sýrr-ý Hak keþfine anunla yetüb ferman sana
Sensen ol hatim ki refetmiþ cemi-i hakimi
Hatem-i hükm-ü risalet tapþurub devran sana
Ol kadar zevk-i þefaat cevher-i zatundur var
Kim gelür arz-ý hata manide bir ihsan sana
Mah-ý nevdir yoksa sen kýlduk da seyr-i asuman
Kaldurub barmah getürmüþ asuman iman sana
Ya nebi lütfun Fuzuli'den kem etme ol zaman
Kim olur teslim Miftah-ý der-i gufran sana
* * *
Ruzigarum buldu devran-ý felekden inkilab
Kan içer oldum ayaðýn çekdi bezmümden þarab
Þule-i ah ile yandurdum dil-i ser-geþteni
Bir od oldum çizginen çevremde oolmaz mý kebab
La'lün ile bade bahs etmiþ zihi güm-rahlýk
Oldu vacib eylemek ol bi-edebden ictinab
Vermez oldu el viþal-i piç-i zülfün ah kim
Riþte-i tedbirden devran-ý kec-rev açdý tab
Olmadý ol maha ruþen yanduðum hicran günü
Yanduðun þeb ta seher þem'un ne bilsün afitab
Göz ki peykanun hayali ile saçar her yan siriþk
Bir sadefdür katre-i barani eyler dürr-ü nab
Oldu ebr-i dud-u ahum perde-i ruhsar-ý mah
Ah kim almaz cemalinden henüz ol meh nikab
Kesmedi mendenser-i kuyunda azarýn rakib
Ey Fuzuli niþe cennet içre yok derler azab
* * *
Kabrüm daþýna kim gam odundan zebanedür
Tan ohun atma kim hatarý çok niþanedür
Eyler kadeh zemane gamýn def galiba
Devr-i kadhe muhalif-i devr-i zemanedür
Kaldurdý eþk dün meni ol asitandan
Kim maksadum menüm dahi ol asitanedür
Vaiz sözüne dutma kulak gafil olma kim
Gaflet yukusunun sebebi ol fesanedür
Nezr etmiþem firakuna kim yoh nihayeti
Nakd-i siriþkümi ki tükenmez hýzanedür
Can vermeyüm mi gurbete kim bim-i taneden
Yad-ý vatan feganuma sensüz behanedür
Ey dil hazer kýl ateþ-i ahunla yanmasun
Cismüm ki derd kuþlarýna aþiyanedür
Menden Fuzuli isteme eþar-ý medh-ü-zem
Men aþýkam hemiþe sözüm aþýkanedür
* * *
Mürde cismüm iltifatundan bulur her dem hayat
Ölürem ger kýlmasan her dem mana bir iltifat
Yaza bilmez leblerün vasfýn tema-ý ömrde
Ab-ý hayvan verse kilk-i hizra zulmetden devat
Men fakiren sen gani vergil zekat-ý hüsn kim
Þer içinde hem manadur hem sana vacib zekat
Görmeyince ýþkuný gelmez aþýkun
Yüz peyember cem olub gösterseler min mucizat
Mazhar-ý aþar-ý kudretdür vücud-u kamilün
Feyz-i fýtratdan garaz sensen tufeylün kainat
Cevhar-i zatundadýr mecmu-u evsaf-ý kemal
Bu sýfat ile ki senden kandadur bir pak zat
Ýþka ta düþtün Fuzuli çekmedün dünya gamýn
Bil ki kayd-ý ýþk imiþ dam-ý ta'allukdan necat
* * *
Bende Mecnun'dan füzun aþýklýk isti'dadý var
Aþýk-ý sadýk benem Mecnun'un ancak adý var
Kýl tefahur kim senin hem var ben tek aþýkýn
Leyli'nin Mecnun'u Þirin'in eger Ferhad'ý var
Ehl-i temkinem beni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrý anýn her lahza bin feryadý var
Öyle bed- halem ki ahvalim görende þad olur
Her kimin kim devr cevrinden dil-i na-þadý var
Gezme ey gönlüm kuþu gaafil feza-yý aþkda
Kim bu sahranýn güzer-gahýnda çok sayyadý var
Ey Fuzuli aþk men'in kýlma nasýhtan kabul
Akl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadý var
* * *
Ey melek- sima ki senden özge hayrandur sana
Hak bilür insan demez her kim ki insandur sana
Vermeyen canýn sana bulmaz hayat-ý cavidan
Zinde-i cavid ana derler ki kurbandur sana
Alemi pervane-i þem'i cemalün kýldý ýþk
Can-ý alemsen fida her lahza min candur sana
Aþýka þevkunla canvermek inen müþkil degül
Çün Mesih-i vaksten can vermek asandur sana
Çýkma yarum geceler aðyar ta'nýndan þakýn
Sen meh-i evc-i melahatsen bu noksandur sana
Padiþahum zulm edüb aþýk seni zalim demiþ
Hub olanlardan yaman gelmez bu bühtandur sana
Ey Fuzuli hub olanlardan tegafüldür yaman
Ger cefa hem gelse anlardan bir ihsandýr sana
* * *
Kaynaklar: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu'lar
Vikipedi, Özgür ansiklopedi
Antoloji.com
Dinle kalbimi.net
* * * * *

YEMÝNÝ
Diðer bazý Ulular'da da olduðu gibi, Yemini'nin doðumuna, yaþamýna ve
Hakka yürüyüþüne dair de saðlýklý bilgiler yoktur. Bu, biz Aleviler için ne
yazýk ki içler acýsý bir durumdur. Herhangi bir insanýn doðum anýný
bilmeyebiliriz, ama o insan belirli bir dönemden sonra halka mal olmaya
baþladý mý onun hakkýnda bilgiler edinmek isteriz, en azýndan merak
ettiðimiz için. Ve merak edilip öðrenilen bilgiler aðýzlardan kulaklara
kulaklardan aðýzlara yayýla yayýla günümüze kadar akar gelir. Bu sürecin
yaþanmadýðý besbelli. Aklýmýza gelen, bu ozanlara yaþamlarýnda gereken
deðeri vermeyip de Hakka yürüdükten yýllar sonra, belki de unutulmaya yüz
tuttuklarý anda mý amanýn deyip onlara sarýldýk, bilmiyoruz. Her þey mümkün,
diye düþünüyorum. Çünkü biz Aleviler; nankörüz demeyecem ama unutkan
insanlarýz. Yedi Ulu'lar hakkýnda kesin bilgilere sahip olmadýðýmýz daha nice
ozanlarýmýz var sýrada. Onlarý da kendi yaþamlarýnda göreceðiz.
Adý Fazýl oðlu Mehmet Yemini olarak da bilinirse de, bazý kaynaklarda
adý Ali olarak da geçer. Yemini adýný mahlas olarak kullandýðý da
bilinmektedir.
Yemini 15. yüzyýlýn sonu ile 16. yüzyýlýn ilk yarýsýnda Tuna Irmaðý
yörelerinde (Balkanlar) yaþadýðý, Betova'da büyük bir dergahý olan Bektaþi
azizelerinden Akyazýlý Sultanýn ardýllarýndan olup ve Akyazýlý Ýbrahim Dede
zaviyesinde hizmet ettiði de kaynaklarda belirtilmektedir.
Yaþantýsý hakkýnda o çaðlarda yaþamýþ tezkerelerde yeterli bilgiye
ulaþýlamamakta hatta Yemini'den hiç bahsedilmemektedir. Ancak Demir
Baba Velayetnamesinde Yemini'nin adý ''Hafýz Kelam Yemini'' olarak geçer
ki, bundan Kur'an-ý Kerim'i ezbere okuduðu anlaþýlmaktadýr.
Yemini'nin þiirleri genellikle hece vezni ile yazýlmýþ olmakla beraber
bazý þiirlerinde aruz veznini de hatasýz hatta ustaca kullanmýþtýr. Þiirlerinin
tümünü içeren bir divaný þimdiyece ele geçirilememiþtir. Þiirlerinde Alevi-
Bektaþi inancýný iþler. Her Anadolu Alevisi gibi Oniki Ýmam'a gönülden,
sevgi ve muhabbetle baðlýdýr.
Hz. Ali'nin mitolojik yaþamýna ait ''Faziletname'' (Erdemname) adlý 7300
beyitten oluþan manzum bir eseri bulunmaktadýr. Hz. Ali'nin savaþlarýndan,
erdemlerinden, kerametlerinden, devlet yönetmedeki faziletinden, ayrýca Ehl-i
Beyt ve Hz. Ali sevgisinin yoðun bir þekilde iþlendiðinden, methiye þeklinde
bahseden ve alevilerce kutsal kabul edilen mesnevi tarzýnda yazýlmýþ bir
kitaptýr. Bu kitabý Kitab-ý Erdem olarak niteleyenler, kitaptaki doðruluðu,
dürüstlüðü alçakgönlülüðü yaþam ve inanç biçimi haline getirmesinden dolayý
Yemini'ye gereken saygýnlýðý vermekte kusur etmemiþlerdir. Günümüzün
dilinde bir basýmevi tarafýndan yeniden basýlmýþtýr. Diðer Yedi Ulular gibi
hurufi temalarý da iþlemiþtir. Genel anlamda bakýldýðýnda Yemini; Alevi-
Bektaþi inancýnýn yanýnda Hurufiliðe de inanýp þiirlerine yansýtan ve divan
geleneðine de baðlý bir halk ozanýdýr.

Dediler zi keramet kaný Hayder


Dayanmaz derdimin dermaný Hayder
Hakk'ýn kudreti sende ayandýr
Velayet mülkinin sultaný Hayder
Cemad'a dil verirsin emri Yezdan
Verir nutkun ölüye Caný Hayder
Kamu müminlerin kalbinde mihrin
Olubdur dini hem imaný Hayder
Ýmamü'l müttekinsin bellü bayýk
Erenler merdinin merdan'ý Hayder
Behiþt ehlinesaki-i ezelsin
Hakk'ýn sende erer ihsaný Hayder
Yemini derdmende kýl inayet
Dalalette komagýl aný Hayder
* * *
Nebiler serveri çünkim Muhammed Mustafa geldi
Velayet rehberi sultan Ali-yel-Murtaza geldi
Emineyn Saideyn ü Þehideyn ü þerh-i evlad
Hasen Hulk-ý Rýza ile Huseyn-i Kerbela geldi
Çü Zeyn'el-Abidin oldu atasý al-i evladýn
Muhammed Bakýr-ý Cafer kamuya rehnuma geldi
Ýmamý heftümin oldu yakýn bil Musi-i Kazým
Ýmam-ý heþtümin ba'de Ali Musa Rýza geldi
Taki takva-yi dinin bil esasý hem binasýdýr
Naki devraný-ý alemde kamu derde deva geldi
Ýmam Askeri oldu peder Mehdi-i devran'a
Huda'nýn fazlý eriþdi þükür sahib liva geldi
Yemini ehl-i din oldur Ali'yi etmeye inkar
Velayet ehline Hayder imam u piþuva geldi
* * *
Bil ki sultan-ý velayettir Emirü-l Müminin
Þöyle bir þem'i hidayettir Ýmamü-l müttekin
Cümle mahlukat içinde Zat-ý Hakk'dandýr niþan
Mahzen-i cümle ulumun evvelin ü ahirin
Ahmed ü Mahmud ol Muhammed Mustafa
Ana kardaþým dedi ol rahmeten-lil'alemin
Cümle ashab ortasýnda Fazl'ýn izhar etti Hakk
Alemin fahrine ol oldu vasiyy ü hem yakýn
La feta illa Ali la seyfe illa zülfikar
Ýþ bu medhin can ile zikr etti Cibril-i emin
Ahmedin kaim makamý efdalinden Ali'nin
Bab-ý ilimimdir deyu buyurdu Hatmü-l Mürselin
Ýkimiz bir nardan halkýz dedi Hayrü-l beþer
Kim anýn þanýnda münzeldir bu Kur'an-ý mübin
Ey Yemini Hayder'in medhini bir eþya tamam
Yazamaz yerden göðe evrak ola ruy-i zemin
* * *
Her kim ki þek götürse Emin-i Velayete
Zulmette kala ermeye þem'i hidayete
Hubb-i habib olanlara Þah destgir
Rah-ý necata irgüre ayný inayete
Nar-ý cahim içinde kalur kim inanmasa
Fazl-ý Ali hakkýnda olan bu rivayete
Ahmed katýnda ermedi bir þey bu menzile
Hayder gibi bu izzete hem bu keramete
Buðz ile ism-i Hayder'i inkar eden hare
Lanet recadýr eyle ol ehl-i þenaate
Eyler Yemini þam ü seher la'net ol seke
Kiniyle Al-i Hayder'i saldý siyasete
* * *
Her gönül kim nur-i Hakk'dan zer gibi saf olmadý
Bu sýratullah içinde ehl-i a'raf olmadý
Arif-i nefs olmak istersen özünden vakýf ol
Arif-i nefs olanýn da'vasý güzaf olmadý
Hayme-i miad-ý Musa'dan haberdar olmayan
Ol simurg-ý lamekan'ýn menzili kaf olmadý
Nuh felek burcunda her kim ehl-i ebrar olmaya
Kaf ü nun emri içinde nun ile kaf olmadý
Men reani Fazl-ý Hakk'dan zahir oldu aleme
Özünü bilen bilur Hakk-ý sözüm laf olmadý
Levh-i Mahfuz-ý ilahidir cemal-ü bü-l beþer
Þol özünden bihaberler ehl-i insaf olmadý
Ey Yemini çün Kelamullah-ýnatýkdýr sözün
Görmeyen aynn-el yakýn bu yolda sarraf olmadý
* * *
Gel ey can guþuna al fazlý þeþtem
Beyan edem sail isen heþtem
Gel imdi dinle altýncý fezail
Ne veçhile beyan olur mesail
Sühan mergi yine kýldý ser agaz
Kýlýp gülzar nutk içre pervaz
Hüseyniden tuttu rah-i Hicazý
Dönüp ziyr güleden gösterdi razý
Vurup dest-i zeban açtý terane
Pes ondan baþladý bir destane
Ýþitenler yakýn ol destaný
Gözüne görüne cennet bostaný
Ola mý bunun gibi bigülistan
Havarice nasip olmaz o bostan
Mühib-i hanedanýndýr bu hisse
Buna benzer ola mý hiç bir kýssa
Ýmam-ül muttakin fazlýndan ey yar
Eðer talib isen dinle bir esrar
Acep sýrdýr bu sýr ki akýl eriþmez
Bu sýrrý bilmeye ebter dürüþmez
Bu ilmin mahzeni Þahý Velayet
Velayetten beyan olur keramet
Keramet ehli olam dersen ey yar
Velayet eþiðine ben de ol var
Ki ol eþikte sultanlar gedadýr
Velayet ademe fazlý hüdadýr
Gedalardan padiþah-ý mir olurlar
Ki pirin hizmetinde pir olurlar
Ki pirin hizmeti hakkýnda izzet
Hizmetle bulunur az-u izzet
Erenlerdir sahibi kün-ü fikanýn
Onlardýr hafýzý cümle mekanýn
Yakin-i hakkýn eminidir velayet
Eriþince tamam ruz-u kýyamet
Erin erliðini bilen hak erdir
Ere ikrar eden ehl-i nazardýr
(Yemini) sen erenler bendesine
Özünü hak eyle erincesine
Sözü çok eyleme ki geçti devran
Ecel erdikte kalmaz dilde ferman
* * *
Yüzünü hak eyle ali evladýn ayaðýna
Özünü yetiþtir üstadýn baðýna
Bir mürþid ola ki seni götüre þaha
Ki þah seni yetürür ol Allah'a
Ýsm-i hakký daima zikreyle
Kýyamet esiþini sen fikreyle
Ki ta sana þefaat ide Ahmed
Þafið ola sana nur-u Muhammed
Muhammeddir emin ser-i esma
Beyan eden odur ilm-i müsema
Onun mektubu ismidir bu hi'lat
Onun nutkudur insana cism-i hilkat
Dediðimi anladýnsa adam oldun
Ýsa ilmini okudunsa dem oldun
Muhammed Mustafaya bin salavat
Verin bu demde siz ehl-i taat
* * *
Lam elifden arþa pervaz eyledim
Kaf ü nun'den baþýma tac eyledim
Nuh felek burcunda kurdum haymeyi
La mekan mülkini tarac eyledim
Kuvvet ü savt ü kelam nutku ruh
Cümlesini hüsne muhtac eyledim
Suret-i þabin katat görmek içün
Perde puþi gör ne mi'rac eyledim
Beyt-i mamur içre mesken tutalý
Ey Yemini günde bin hac eyledim
* * *

Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu'lar


Türki Sitesi, Ozanlarýmýz
Psakd.org, Yedi Ulu Ozan

* * * * *

VÝRANÝ

Bizi biz yapan insanlarý tam anlamýyla tanýyamamak ne denli kötü


bilemezsiniz.
Virani de diðer Ulu Ozanlar gibi bilinmezler arasýnda. Onun da doðum ve
ölüm tarihleri belli deðil.
XVI. yüzyýlda (16. Yüzyýl) yaþadýðý söylenir. Yaþamýna deðin verilen
tarihler, onun da Pir Sultan Abdal ve Kul Himmet ile ayný dönemde
yaþadýðýný ortaya koyuyorsa da bu konuda hiç bir yerde belgeye
rastlanmamýþtýr. Hatta Fuzuli.nin de 16. Yüzyýlýn ortasýnda Hakk.a
yürüdüðü var sayýlýrsa, ayný dönemin ozanlarý olduklarý ama deðiþik
coðrafyalarda yaþadýklarý ve o dönemde günümüz iletiþim olanaklarý da
geliþmediði için birbirlerinden habersiz yaþýyor olabilirler.
Bazý kaynaklara göre, Virani.nin Eðriboz adasýnda doðduðudur.
Virani, Bektaþiliðin ikinci Pir.i olarak kabul edilen Balým Sultan.dan el
almýþtýr. Bilindiði gibi Postniþin Balým Sultan, Yavuz Selim.in babasý II.
Beyazit.i de Bektaþilik tarikatýna üye olarak almýþtýr.
Bir süre Hz. Ali.nin türbesinin bulunduðu Necef-i Eþref.de türbedarlýk
yapmýþtýr. Ýran.da saltanat süren Þah Abbas (1587- 1618) ile görüþmüþ.
Anadolu.nun bir çok yöresini, daha sonra da Bulgaristan.a gelip Deliorman
ve Debruca.yý dolaþmýþtýr. Türbedarlýk yaptýðý Necef.ten dönüþünde
Deliorman yöresinde bulunan ve Peygamber soyundan geldiði kabul gören
Demir Baba tekkesini ziyaret ederek bilgisini geliþtirmiþ ve babalýk icazeti
almýþtýr.
Demir Baba Velayetname.sinde , Virani.nin Demir Baba ile görüþmesi
þöyle anlatýlýr. Demir Baba.ya, Arap ve Acem dillerini bilen bir kimse
geldiði ve müridleriyle Rumeli.ye geçtiði ve bu kiþinin adýnýn da Virani
olarak söylendiði bildirilir. Ancak gaflet içinde olduðu Kutupluk davasý
güttüðü de ilave edilir. Demir Baba manevi yönden kendisinin daha üstün
olduðunu göstermek ister. Demir Baba o tarihlerde 120 yaþýna ulaþmýþ bir
ulu ihtiyardýr. Virani, onun batýn kýlýcýyla yenilir, yere geçer. Huzurunda
divan durup niyaz eder. Demir Baba.dan icazet ister. Ancak Demir baba,
ilkin nasihat verir: .Kiþi böyle sevdalarda olmasa gerek. Kur.an.a uy Sure-i
Fatiha.da ne kadar harf olduðunu bilir misin? Ondan geçmeyen veli olmaz.
Bu kadar suhufla (harfle) dört kitabý yutsa bile. Kapýdan girmeyen içeride ne
olduðunu bilemez. Bilen aþýk da dava kýlmaz. Kimse kusuruna kalmaz.
Bu nasihattan sonra Demir Baba, Virani.ye icazet verir. Virani, orada
yeterince kaldýðýna kani olunca, ayrýlýp Otman Baba Sultan.ý ziyaret etmek
için yola çýkar. Sabah vakti Karlýova.da Hafýzzade türbesine gelir. Virani
aniden rahatsýzlanýr ve öðlen sonrasý Hakk.a yürür. Avlu kapýsý önüne de
gömülür.
Ozan Virani, Demir Baba Velayetnamesinde de belirtildiði gibi Arapça
ve Farsça bilen, kendini eðitim bakýmýndan iyi yetiþtirmiþ, üç yüze yakýn þiir
söylediði bilinen bir þairdir. Virani Baba Divaný ile Virani Baba
Risalesi adlý basýlmýþ eserleri günümüze deðin gelmiþtir.
Virani de Hurufi þairler arasýnda sayýlýr. Onun en büyük özelliði, aruz
veznini çok ustaca kullanarak divan edebiyatý tarzýnda yazdýðý þiirlerinde o
çaða göre çok sade ve akýcý bir dil kullanmasýdýr. Ömrünün büyük bir kýsmýný
türbedarlýk hizmetinde bulunduðu Necef.in Bektaþi Dergahýnda geçirdiði ve
orada yazdýðý bir þiiri ile Bektaþi olduðunu da belirtiyor.
Her ozanda olduðu gibi Virani.de de Tanrý ile insan ve evren baðlantýlarý
kurulur. Ama O, evrende ve bütün nesnel varlýklarda görünenin Hz. Ali
olduðunu söyler.
Virani, tasavvuf edebiyatýnýn diðer þairleri gibi bir edebiyat ve þiir
sanatýnýn adamý olmak iddiasýnda deðildir. Onun amacý inancýnýn yüceliðini
anlatmak ve bunun mümkün olduðu kadar çok kiþiye güzel bir ifade ve þiirle
duyurmaktýr.
Ýnsanlarýn yüce duygulara yönelmesinde Virani.nin büyük payý vardýr.
Virani bazý yazarlarca Ali.yi Allah olarak tanýyan ve Nusayr olarak
adlandýrýlan kiþiler arasýnda sayýlýr. Hemen hemen tüm Alevi Bektaþi
þairleri Hz. Ali.yi fizik üstü, insan üstü güçlere sahip görmüþler ve O.nu bu
eðilim içinde ve bu ölçüde övmüþlerdir. Virani.nin þiirlerine baktýðýnýz
zaman, baþta Hz. Ali olmak üzere, on iki Ýmamlar, Hacý Bektaþý Veli ve
oðullarýndan Seyyid Ali hakkýnda öðücü ve onlarý yücelten þiirlerini
görürsünüz.
Virani.nin Hurufiliðinde söz ederken Hurufilik konusunda da biraz bilgi
vermek gerekir. Hurufiliðin asýl kökeni felsefeci Pythagoras.tan sayý
mistikliði, yani sayýlarýn gizemliliði olarak gelir ve Ýslam düþüncesinde
Esterabatlý Fazlullah.ýn (1363 1401) eliyle Hurufilik olur. Buna göre; her
harf bir sayýyý karþýlýyor, her sayý bir sözü anlatýyordur. Açýkça söylenemeyen
söz, sayýlarla, harflerin ardýna gizlenmiþtir. Harfler anlamýna gelen Huruf
sözcüðünden çýkarýlmýþ Hurufi deyimi, Allah.ýn kelam suretinde tecellisine
ve harflerle belirtilmesine verilen bir ad olmuþtur. Tebriz.li Ebu
Muhammed.in oðlu Fazlullah.ýn ünlü Cavidan- Name adlý eserinde
Kur.an.daki harflerin insan simasý ile baðlantýsý bulunduðu, Kur.an.ýn
anlamýnýn insan yüzünde þekillenmiþ olduðu inancýnýn tasavvuf
felsefesine eðilimli bir biçimde yorumu yapýlmýþtýr. Bu yüzden Fazlullah
Hurufi adýyla büyük ölçüde ünlenen ve çok þaire ilham kaynaðý olan
Fazlullah, batýl inançlarý yaymak ve Kur.an ayetlerini harf sayýlarýna ve
insan yüzündeki þekillere göre manalandýrmak gerekçesi ve Timur.un emri
ile baþý kesilerek idam edilmiþtir. Ýnsanýn Hakk suretinde yaratýldýðý Allah.ýn
kitabýnýn insanýn yüzünde þekillendiði inancýný ifade eden ve bir tür harflerin
oluþturduðu bir þiir sanatý biçiminde geliþen Hurufi.likden o çaðda her þair
bahsetmiþtir ve þiirlerinde yer vermiþtir. XIV. Yüzyýlda (14. Yüzyýl)
yaþamýþ olan Fazlullah, sayýlar, harfler, iþaretler komedyasý arkasýnda açýk
seçik olarak þunu söylemektedir. Biz, evrenin tanrýsý olarak ancak insaný
bulduk (Ma Hüday-ý alem adem yaftým). Üç sayýsýnýn gizemi açýldýðý zaman
Allah, Evren ve Ýnsan olduðunu ve bunun Alevi- Bektaþi inancýna Allah,
Muhammed , Ali üçlemesi olarak deðiþim gösterip yaygýnlaþtýðýdýr.
Hiristiyanlýk inancýnda ise üç sayýsý; Jesus, Maria, Heilige Geist (Ýsa,
Meryem ve Kutsal Ruh) olarak kendini bulmuþtur.

Zahida ruz-i ezel Sübhan'ýný Bektaþiler


Gördüler ayn-el yakýn rahmanýný Bektaþiler
Bai Bismillah ile fahr ettiler kamil olub
Bildiler günden ayan merdanýný Bektaþiler
Döktüler ah eyleyüp vah eyleyüp zar eyleyüp
Þah Hüseyn'in aþkýna uþ kanýný Bektaþiler
Hariciler zümresine ettiler la'net hemin
Tuttular Al-i Ali damanýný Bektaþiler
La'netullah ile her dem zikr edüp yad ettiler
Bil fülan ibi fülan'ýn þanýný Bektaþiler
Ca'feri mezheb olub secde-i tahkik ettiler
Sürdüler Þah-ý Veli erkanýný Bektaþiler
Gördüler Hakk suretin fi Ma'ni-i Ümmülkitab
Okudular hatmedüb Kur'an'ýný Bektaþiler
Hýzr elinden aþk ile ab-ý hayatý nuþ edüb
Ýçtiler uþ çeþme-i hayvan'ýný Bektaþiler
Ey Virani can-ü baþý terk idüb hak ettiler
Þah-ý Merdan yoluna kurbanýný Bektaþiler
* * *
Biz Urum abdalýyýz serdarýmýz Seyyid Ali
Çeþmimizde þu'le-i envarýmýz Seyyid Ali
Bülbül-i þeyda biziz gülzarýmýz Seyyid Ali
Dinimiz imanýmýz ikrarýmýz Seyyid Ali
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Çekti tiðin þeceri þakk etti seng-i mermeri
Söyleden oldur furat üstünde ibn-i mermeri
Var tavaf eyle sinap'da ol dikübdür minberi
Bu söze ikrar edenler oldular gamden beri
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Ol Velayet ma'deni serdar-ý Þah-ý gaziyan
Rahmet-i deryasýna gark oldu cümle asiyan
Na're ursa taba düþerdi zemin ü asuman
Tið-i darbýndan yere geçti lain-i bed güman
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Dað u taþý mesken oldu bil ana ey merd-i Þah
Zümre-i Al-i Aba'nýn her biri bir padiþah
Bir muhabbet eylesek yüz bin eder bi iþtibah
Men fakire anlarýn oldu cemalin secdegah
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Zahida þek þüphe yoktur evliya'nýn rahýna
Cennet-i a'laya irer yüz süren dergahýna
Bu kelamý vird idüb þam ü seherde ahýna
Gel beru ermek dilersen ol erenler Þahýna
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Þah Hasen Þah-ý Þehid ü hem Ýmam-ý Abidin
Bakýr u Ca'fer Ýmam Kazým Rýza'dýr Þah-ý din
Hem Taki vü Ba Naki Askerdürür Þah-ý zemin
Mehdi-i Sahib Zaman ol evvelin ü ahirin
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
Ey Virani damenin elden koma Þah'ýn müdam
Ta olasýn gün be gün Þah'ýn yolunda müstedam
Hubb-i evladýn hakkýyçün eylegýl aný tamam
Ki bu medhi yad eder þam u seherde ya Ýmam
Nur-i Ahmed Hayder-i Kerrar'ýmýz Seyyid Ali
Kande baksak dembedem didarýmýz Seyyid Ali
* * *
Talib isen gel ey gönül eyle nazar þeriata
Sýrr-ý ilahi anlayýp bas kademin tarikata
Ma'den-i ilm fazl-ý Hak ister isen ey gönül
Aþk ile ayine sen ol ir ma'ni-i ma'rifete
Oku cemal-i hattýný bunca kitab-ý remz ile
Ta bilesin (Men Aref) i kim varasýn hakikate
Ýlm ü kemal-i vahdetin babý Ali imiþ Ali
Bende-i hanedan olup süre yüzün velayete
Al-i Resul'e her zaman eyle niyaz u meskenet
Þahid ola deli gönül eriþesin sahavete
Fahr-ý fenayý kýl kabul gel kerem eyle ey gönül
Dünyeye sunmagýl eli düþme sakýn dalalete
Ýþte Virani derviþin zatý ile sýfatý hem
Bende-i þah-ý Kanber'im saldým özüm melamete
* * *
Murtaza'dýr görünen kevn ü mekan içinde
Münkir aný bilmedi kaldý güman içinde
Murtaza'yý zikr eden ins ile cin has u am
Can kulaðýn aç iþit cümle lisan içinde
Murtaza'dýr Mustafa hem Hasan'dýr uþ Hüseyn
Car-yar-ý ba-safa ikrar iman içinde
Murtaza'dýr Abidin Bakýr ile hem Ca'fer
Kazým ile hem yatan Þah Horasan içinde
Murtaza'dýr þüphesiz Taki ile Ba-Naki
Askeri hem Mehdi-i oldu zaman içinde
Murtaza'dýr çehardek Ma'sum-ý pak ey ahi
Bendesi ol sýdk ile iþbu cihan içinde
Murtaza'dýr Þah-ý Seyyid hem Hacý Bektaþ Veli
Bir enameliya'da bir germeyan içinde
Murtaza'dýr hem þuca baba vü Abdal Musa
Ali'dir al-i koyun þahr-i Otman içinde
Murtaza'dýr Þah Gani hem dahi Hamza Baba
Hem dahi kýzýldeli cism ile can içinde
Murtaza'dýr dört kitab kim söylenirdür zahira
Best yeni harf olan Seb'al mesan içinde
Murtaza'dýr ey baba þimdi henüz aþikar
Cümlesi bir nur-ý Hak zat-ý pinhan içinde
Murtaza'dýr ey dede her ne ki var ortada
Aç gözünü kalmagýl cehl-i zaman içinde
Murtaza'dýr öz özü Murtaza'yý medh eder
Aþk ile bak göresin Viran Abdal içinde
* * *
Biz urum abdalýyýz Haydar durur sultan bize
Mustafa'nýn fakridir uþ din ile iman bize
Terk ü tecridiz Hasan'dýr varýmýz dünya deðil
Cem-i mal etsek bu yolda eriþir noksan bize
Bir nefesle kat-ý nas ettik deyü laf eyledik
Pes ne Mani'den bu dünya yar olur ey can bize
Biz Hüseyni'yiz deyü da'va-yý vahdet etmiþiz
Ol sebeb Zeynel aba'dan fahr olur erkan bize
Er nefestir hem nefes oldur muhakkak taliba
Bu sözü böyle demiþtir vahy ile subhan bize
Bakýr u Ca'fer yolunda ta budur ikrarýmýz
Dönmeyiz eðer olursa has u am düþmen bize
Muse-i Kazým Ali Musa Rýza'nýn aþkýna
Pare pare etseler olmak gerek ihsan bize
Gelme gelme dönme dönme dediðinden ma'ni bu
Þah Taki vü ba-Naki ol rah-ý Hak merdan bize
Askeri'ye askeriz dedik þehadet eyledik
O ecelden vacib oldu can u baþ kurban bize
Hakpay-i Mehdi'yüz evlada ikrar etmiþüz
Pes nice kar eylesün bu mezheb-i Numan bize
Hanedana can u dilden kýlmýþýz ikrar biz
Kanda döndük kýble oldu ol sebep her yan bize
Fazl-ý Hak'tan hanedanýn sýrrýný bir zerrece
Ey Virani (men aref) sýrrýn ne bilsin hun-hares
Aþkara (ba-i bismillah) ile rahman bize
* * *
Dinle imdi nutku kim ne derim ey din eri
Sevmiþem can u gönülden Mustafa vü Hayder-i
Gezmezem her giz cihanda serseri vü serseri
Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri
*
Þah Hasan Hulku'r-rýza vü Þah Hüseyn-i Kerbela
Abidin ü Bakýr u Kazým Ali Musa Rýza
Bende-i Al-i Nebi'yim hanedana mübteda
Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri
*
Hem Muhammed'dir Taki tacým serimde þah-var
Bulmuþam nur-ý Naki'den din ü millet aþkar
La'netim vardýr dilimde ol Yezid'e sad hezar
Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri
*
Ben gulam-ý Kanber'im Kanber gulam-ý askeri
Dü cihanýn Mehdi'dir bil aftabý enveri
Dört kitabý söylerem ayni cemalin Askeri
Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri
*
Ca'feri'ndir ey gulam-ý ilm ü kudret cavidan
Fazl-ý Hak'týr bu rumuzu andan olmuþtur beyan
Biz Güruh-ý naciyiz söyler zebaným her zaman
Ben Virani Ca'feri'yim Ca'feri'yim Ca'feri
* * *
Her kim ki sever can ile Þah-ý Velayeti
Hakk'ýn anadýr çünkim bilesin inayeti
Dünyada kimin sevgisi ol Þah-ý Velidir
Mahþer gününde çekmeye ol dalaleti
Fehm eylemeyen kimdurur ol Þah-ý Salatin
Tarh eyledi maiyi o zann-ý cihaleti
Ehl-i düzeni dünyede görmek diler isen
Gör sahib-i cifeyi kim oldu alameti
Dünyayý sevenlerden olupdur zulüm iman
Al-i Resule anlar kýlýptýr hiyaneti
La'net onlarýn canýnaher demde biga ayet
Kimden bulalar dünye sevenler þefaati
Virani özün verdi hemen Al-i Ali'ye
Geçti dü cihandan vü kýldý feragati
* * *
Bilhamdillah þu dünyada Ali'den gayrý kimsem yok
Malým mülküm bu ortada Ali'den gayrý kimsem yok
Gerekmez cümle dünyayý bana bir pareye versen
Gönül verdim ben o Þah'a Ali'den gayrý kimsem yok
Ezelden asl hem aslýn kopar hem yine ahirde
Mahabbet etmezem yada Ali'den gayrý kimsem yok
O dem kim yok idi alem ne ins ü cinn ü ne adem
Eriþtim ben o üstada Ali'den gayrý kimsem yok
Sada-yý (kün) ki buyurdu dü alem halk olup durdu
Nazar kýldým bu alemde Ali'den gayrý kimsem yok
Ne bilsin bi-basiretler amel kýlmaz münafýklar
Görünen bunca eþyada Ali'den gayrý kimsem yok

Bu halk Þirin için sandý melamet olduðun Ferhad


Buluþtum dedi Ferhad'a Ali'den gayrý kimsem yok
Kulak tut cümle eþyanýn budur zikri kelamýnda
Getiren bizi icada Ali'den gayrý kimsem yok
Liasan-ý hal ile sordum anasýr hak ile bada
Dediler ab ile nara Ali'den gayrý kimsem yok
Viran Abdal'durur namým sera-yý her dü alemde
Feragat pak-i arada Ali'den gayrý kimsem yok
* * *
Ezelden ben beni merdane yazdým
Ali'ye can u baþ kurbane yazdým
Yolundan dönme kim yoktur Ali'nin
Ezelden defterim hakkane yazdým
Tevella kýlmýþam Al-i Ali'ye
Teberra zümresin Mervan'a yazdým

O kim kýlmaz teberra ol Yezid'e


Yezid'in la'netin ol cane yazdým
Bilin meydan-ý aþkýnda Ali'nin
Baþým top ellerim çevgane yazdým
Ali rahýnda her ne çekse baþým
Ben aný lutf ile ihsane yazdým
Hemen maksud u mabudum Ali'den
Bi gayri isteði insane yazdým
Ezel ebed eþiðinde Ali'nin
Duram ben sailem derbane yazdým
Ali emriyle bu ism ile ey can
Hidayet levhine Vir'ane yazdým
* * *
Ta ezel (kaalubela) dan ben gulam-ý Hayder'em
Astan-ý izzetinde can u dilden çekerem
Þah Hasan Þah-ý Hüseyn-i Kerbela'dan ey ahi
Her nefes didar-ý vahdet ben bulardan isterem
Hem Ali Zeyne'l-aba Bakýr'dýr imaným benim
Þol sebeb ruz-ý ezelden mezheb-i Hak Ca'fer'em
Muse-i Kazým Ali Musa Rýza meddahýyem
Görünen baþtan ayaða na't-ý þah-ý defterem
Çün Taki'dir aftabý dü seranýn sahida
Pes naki'den özge dilde yine ma'na söylerem
Askeri'dir padiþahý bu demin bu mahþerin
Aç gözün sen bu demi dem bil ki gayri neylerem
Mehdi-i sahib-zaman'ýn hakkýçün ey Murtaza
Ben fakirin ver muradýn Þah senden dilerem
Hanedan- Mustafa'yý sevmeyenler canýna
Dem-be-dem bin can ile yüz bin teberra eylerem

Hubb-ý evlad-ý Ali'nin arasýnda görülen


Cümlesinden derd-mend bir kemine kemterem
Söyle bendim ben Ali'nin bendesine vaiza
Kanberinin Kanberinin Kamberine Kanberem
Çün hisabýyla azabýn þahid-i Þah-ý veli
Sanma kim ben zerre denlü o düzehten korkarem
Gerçi fakrim rah-ý içre veli bayem gani
Haceyem Þah-ý Necef'ten olmuþem ben gevherem
Hakpay-i hanedanem ismile Virani'yem
Bilmeze zehrim veli bilene ab-ý Kevser'em
* * *
Kudret-i Hakk'ý görüp çaðýrýrým dost dost
Cümlede baki görüp çaðýrýrým dost dost
Mest ü harab olmuþum safi þarab olmuþum
Gör ne türab olmuþum çaðýrýrým dost dost
Mescid-i meyhaneyim Ka'be vü büthaneyim
Hak dolu bir haneyim çaðýrýrým dost dost
Dünye için bakmazan her su ile akmazam
Deðme gülü kokmazam çaðýrýrým dost dost
Bir asýlý kandilim ruþeni ben her dilim
Gör nice bir bülbülüm çaðýrýrým dost dost
Aþýkýyem maþukun maþukuyum aþýkýn
Maksuduyum layýkýn çaðýrýrým dost dost
Sol senemin femine camý benim Cem'ine
Mest-i elest demine çaðýrýrým dost dost
Saki benim mey benim kus ile def ney benim
Arif isen duy benim çaðýrýrým dost dost
Deme beni gayriyem eðri deðil doðruyem
Tuti vü hem kumruyem çaðýrýrým dost dost
Ýþbu ceset bu kafes gör ne sada gör ne ses
Ýþidene her nefes çaðýrýrým dost dost
Dostun ezel kününü remzini duy ününü
Sundu ebed hununu çaðýrýrým dost dost
Ýlm ü hüner muteber bu yola ver can u ser
Dinle sözüm ey peser çaðýrýrým dost dost
Virani'yem hastayým beste vü þikesteyim
Gayri ne var isteyim çaðýrýrým dost dost
* * *
Erenler Mustafa'dan eylemez dur
Aliyyü'l-Murtaza'dan eylemez dur
Hasan'dýr padiþahý dü seranýn
Hüseyn-i Kerbela'dan eylemez dur
Ali Zeyne'l-aba Bakýr hakiçün
Ýmam Kazým Rýza'dan eylemez dur
Taki vü ba-Naki Þah Askeri çün
Erenler evliyadan eylemez dur
Bihakký on iki nuru Ýmamýn
Beni al-i abadan eylemez dur
Virani'yem Ali senden ümidim
Demi sun dem likaadan eylemez dur
* * *
Bihamdillah Huda'dan olmazam dur
Muhammed Mustafa'dan olmazam dur
Gulam-ý Hayder'em yoktur gümaným
Aliyyü'l Murtaza'dan olmazam dur
Hasan'dýr kýblegahým hüsn içinde
Bilin Hulký'rýza'dan olmazam dur
Vücudum doðrasalar þerha þerha
Hüseyn-i Kerbela'dan olmazam dur
Ýmam-ý Abidin'dir asl-ý kaným
Ali Zeyne'l-aba'dan olmazam dur
Veli Bakýrdurur cismimde caným
Bir an medh-ü senadan olmazam dur
Bana talim eden bu ilmi Ca'fer
Yolunda her cefadan olmazam dur
Görürem Kazým'ý her bir nazarla
Ali Musa Rýza'dan olmazam dur
Taki vü ba-Naki'dir nur-ý çeþmim
Dü çeþmimde ziyadan olmazam dur
Gulam olmuþam Þah Askeriye
Muhammed Mehdi'den olmazam dur
Asýl aslýn görüp bildi vü buldu
Benim aslýmla binadan olmazam dur
Virani'yem özümde ve sözümde
Ali'dir evliyadan olmazam dur
* * *
Geçti gönlüm cümleden ey yar senden geçmezem
Mazhar-ý Hak Hayder-i Kerrar senden geçmezem
Cur'a-i cam-ý ezel destinden içtim ya Ali
Þol sebebden saký-i ebrar senden geçmezem
Bülbülem evladý Þah oldu bana gülþen yakýn
Aþýk-ý gülþen benem gülzar senden geçmezem
Cümle diller dilrübasýya Ali sensin þeha
Sen güzeller þahýsýn dildar senden geçmezem
Her nefes can mülkünü aþkýnlar ruþen eylerem
Gece gündüz þu'le-i envar senden geçmezem
Bu virani her nefes didar-ý aþkýn istedi
Can ile baþtan geçer didar senden geçmezem
* * *
Gel beru ey kavm-i a'da ben Hüda'dan dönmezem
Çün þehadet etmiþem kim Mustafa'dan dönmezem

Pare pare bu vücudum sad hezaran etseler


Ben gulam-ý hanedanem Murtaza'dan dönmezem
Zehrini nuþ eyledim verdim Hasan rahýnda baþ
Uþ Hüseyn'em ben Hüseyn-i Kerbela'dan dönmezem
Þah Zeyne'l abidin Bakýr hakýçün zahida
Sinemi kalkan edindim her beladan dönmezem
Çün bana keþf etti Ca'fer bu (Ene'l-Hak) sýrrýný
Muse-i Kazým Ali Musa Rýza'dan dönmezem
Dört tebayi'den Taki vurdu bina'yý cismime
Þol sebebden hakpay-ý reh-nümadan dönmezem
Mesken etti çün Naki dil mülkünün sultanýdýr
Askeri ol Mehdi sahib-livadan dönmezem
Hariciler zümresine çok teberra kýlmýþam
Al ü evladý bugün medh ü senadan dönmezem
Çün Viran Abdal dedi ismim Aliyyü'l Murtaza
Cümle varým Hayder'indir Evliya'dan dönmezem
* * *
Ya Muhammed Mustafa ya Þah-ý hatm-i mürselin
Ya Aliyyü'l Murtaza ya Þah-ý Emiri'l mü'minin
Ya erenler serveri ya Þah u sultan-ý zemin
Mehdi-i sahibzaman'dýr evvelin ü ahýrin
Ya Hasan Hulku'r-rýza sensin þeha nur-ý güzin
Ya Hüseyn-i Kerbela vü ya þefiü'l-müznibin
Ya Ali Zeyne'l-aba ya rahmete'n-lil alemin
Mehd-i sahib-zaman'dýr evvelin u ahýrin
Ya Muhammed Bakýr-i batýnýn ü zahirin
Ya Ýmam-ý Ca'feri ya batýn ü hem zahirin
Ya Ýmam-ý Kazýmý ya kýblegah-ý heþt'erin
Mehdi-i sahib-zaman'dýr evvelin ü ahýrin
Ya Taki vü ba-Naki ya dü sera üzre emin
Ya Hasan ya Askeri ya Þah-ý Kur'an-ý mübin
Ya Ýmam-ý çahardeh her dem emin ü pak-din
Mehdi-i sahib-zaman'dýr evvelin ü ahýrin
Ya bihakk-ý al ü evladýn haký bendin hemin
Bu Virani derd-mendi eyle sen Þah'a yakýn
Lutf edip eyle þemali eylegil ehl-i yemin
Mehdi-i sahib-zaman'dýr evvelin ü ahýrin
* * *
Virani.ye Nusayri denilmesine neden olan ünlü altýlý.dan (Müseddes)
bir kýsa örnek.

Gel istersen saadet sonu hayrý


Nazar kýl can gözüyle gör bu seyri
Gözün aç bak ne var alemde ayrý
Hemendem Þah.ý gör hiç görme gayrý
Nusayri.yem Nusayri.yem Nusayri
Ne ölmüþem ne hod saðým ne sayrý
* * *
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu.lar
Orhan Hançerlioðlu, Düþünceler Tarihi
Psakd. Org, Yedi Ulu Ozan
Türküler.com, Virani, Ozanlarýmýz
Alevi Canlar. Org, Virani Baba Erenler

* * * * *

PÝR SULTAN ABDAL

Baba Ýlyas ve Baba Ýshak.ýn Anadolu.da baþlattýklarý devrimci,


özgürlükçü, onurlu tavýr geleneðinin en önde gelenlerindendir Pir Sultan.

Bir yaramýz daha var bizim


Sürer mahþere deðin
Eðer gerçekler bilinirse
Diner acýmýz yarýna deðin (S.Erenler)

Alevilik.deki Yedi Ulular.ý araþtýrýp yazarken, en zor kýsýmýn Pir Sultan


Abdal üzerine olacaðýný düþünüyordum.
Haklý da çýktým. Diðer beþ Ulu bu denli zorlamadý beni (Kul Himmet.i
yazmadým daha).
Konuya nereden bakarsak bakalým, boynumuz hep bükük kalýyor.
Ýnancýyla, siyasi bilincinin getirdiði duruþu ve direnciyle simgeleþip, Alevilik
tarihine damgasýný vuran Devrimci Halk Ozaný Pir Sultan Abdal.ý yazarken
yaþamak, onun yaptýklarýyla heyecanlanýp coþmak bambaþka bir dünyanýn
kapýsýný açýyor insana. Gelin görün ki, diðer bazý Ulu Ozanlar.da da olduðu
gibi, Pir Sultan Abdal.ýn yaþamýnda da takýlýp kalýyoruz bir yerde. Þiirleri
beþ yüz yýl boyunca dillerden dillere, nesillerden nesillere aktarýlarak
günümüze deðin gelirken, onun yaþamý hakkýnda fazla bilgiye sahip
olamamak bir insan olarak kahrediyor bizi.Yaþadýðý döneme damgasýný vuran
bu Ulu Ozan.ýn yaþamý hakkýnda nasýl olur da fazla bir þey bilemeyiz. O
dönemde var olan Alevi-Bektaþi dergahlarý, tekkeleri, inandýðý dava uðruna
çekinmeden baþýný veren bu Ulu Ozan hakkýnda hiçbir yere not
düþmemiþlerdir. Þiirleri bugüne deðin gelirken, bu þiirleri söyleyen Ozan
hakkýnda neden çok az þey bilinmektedir. Elbette biliyoruz; Osmanlýnýn
Anadolu Alevilerine yaptýklarýný, ama þiirler gibi onun gerçek yaþamýný da
bugünlere aðýzdan aðýza taþýyamaz mýydýk? Diye sormaktan da kendimizi bir
türlü alamýyoruz.
Pir Sultan.ýn þiirlerini, deyiþlerini bir deftere yazmadýðý apaçýk ortada, ki
yazýlmýþ olsaydý, defter deðilse de, deftere yazýldýðý söylentisi günümüze
deðin ulaþýrdý. Söylediði þiirler ve deyiþler ilkin aðýzdan aðýza dolaþarak
sonra da, belki yüzyýllarca sonra cönklere ( Saz ozanlarýnýn kendilerinin ya
da baþkalarýnýn koþuklarýný derledikleri, uzunlamasýna açýlan, deri kaplý
defter) geçirildi.
Can yanacaðýna mal yansýn deriz çoðu zaman. Bildiðimce, araþtýrdýðýmca
baþlamak en iyisi. Anadolu Alevilerinin bu Ulu Ozanýný biraz da ben açayým
sizlere.
Tarih sayfalarýna baktýðýnýz zaman mutlaka dikkat çeken bir þeyle
karþýlaþýrsýnýz. Her iyinin karþýsýna bir kötü, her güzelin karþýsýna da bir
çirkin çýkývermiþtir. Her varolanýn bir karþýtýný görürsünüz. Ýbrahim
Peygamber.in karþýsýnda Nemrut.u, Musa Peygamber.in karþýsýnda
Fýravun.u, Ýsa Peygamber.in karþýsýnda da oniki havarilerden öðrencisi de
olan Yahuda.yý, Hz. Ali.nin karþýsýnda Muaviye.yi, Ýmam Hasan.ýn
karþýsýnda onu zehirleyen karýsý Cude.yi, Ýmam Hüseyin.in karþýsýnda da
Þimir ve ona emri veren Yezid.i, diðer Ýmamlar.a baktýðýnýz zaman da
sýrasýyla Emevi ve Abbasi halifelerini, Ebu Müslim.in karþýsýna Abbasi
halifesi Cafer Mansur.u, Nesimi.nin karþýsýna Emir Yeþbeð.i, Hacý Bektaþ
Veli.nin karþýsýna Ýnkar Sarý.yý, Þeyh Bedrettin.in karþýsýna Osmanlý
padiþahý Çelebi Mehmet.i, Þah Ýsmail.in( Þah Hatayi) karþýsýna Yavuz
Selim.i, Pir Sultan.ýn karþýsýna da Hýzýr Paþa.nýn çýktýðýný görürüz.
Bu geliþen sürece baktýðýmýz zaman; dünya varolduðu andan beri
süregelen zalim ile mazlumun veya mazlumun yanýnda olanlarýn
mücadelesine tanýk oluruz. Ama gerçekler, tarihin karanlýklarýndan ve kanlý
sayfalarýndan öyle veya böyle tüm gerçekleriyle birlikte bize ulaþmaktan geri
kalmaz.

Pir Sultan Abdal hakkýnda þimdiyece çeþitli araþtýrma kitaplarý yayýmlandý .


Ama kaynaðýn az olmasý yazýlanlarýn da ne denli gerçek olduðunu kuþkuya
düþürüyor.
Pir Sultan Abdal üzerine ilk önemli çalýþmayý 1929 yýlýnda Sadettin
Nüzhet Ergun yapmýþ, 105 þiir yayýmlayarak þair üzerine bilgiler
verilmiþtir. Ýkinci önemli çalýþmada Pertev Naili Boratav ile Abdülbaki
Gölpýnarlý.nýn birlikte hazýrladýklarý 1943.de yayýmlanan Pir Sultan Abdal
adlý kitaplar olmuþtur. Diðer yayýnlar ise: Pir Sultab Abdal, Abdulbaki
Gölpýnarlý, Varlýk Yayýnevi Pir Sultan Abdal, Cevdet Kudret, Yeditepe
Yayýnevi Pir Sultan Abdal, Cahit Öztelli, Milliyet Yayýnevi Sabahattin
Eyuoðlu.nun ölümünden önce hazýrlayýp bitiremeden býraktýðý bir seçmeler
kitabý dostlarýnca tamamlanýp Cem Yayýnevi tarafýndan Azra Erhat.ýn sunu
yazýsý ve Ýlhan Baþgöz.ün Önsözüyle basýlmýþtýr.
Pir Sultan Abdal hakkýnda araþtýrma yapan yazarlardan Ýbrahim
Aslanoðlu- Pir Sultan Abdallar adlý kitabýyla, Sabahattin Eyuboðlu- Pir Sultan
Abdal adlý kitabýyla ve A. Celalettin Ulusoy- Yedi Ulu.lar kitabýndaki
anlatýmýyla ve daha nice araþtýrmacýmýz bu Ulu Ozanýmýzýn halkýmýz
tarafýndan öðrenilmesine ýþýk tutmuþlardýr.
Anadolu halkýnýn baðrýnda açmýþ bir kýzýl güldür Pir Sultan, diye tanýmlar
Sabahattin Eyuboðlu. Ortaya koyduðu kiþiliðiyle, özüyle, sözüyle bir dava
adamý olan Pir Sultan Abdal.ý ona layýk olacak biçimde anlatmak gerçekten
çok zor.
Anadolu'da Pir Sultan veya Pir Sultan Abdal mahlasýný kullanan birden
fazla halk ozanýnýn olduðunu biliriz ve bunlar:
1- Pir Sultan.ým Haydar (Çorum yöresinden)
2- Aruz þairi Pir Sultan Abdal (Köy þairinden ziyade medrese eðitimi almýþ
þehirli biri)
3- Pir Sultan Abdal (Divriði yöresi)
4- Abdal Pir Sultan ( XVIII. Yüzyýlýn ikinci yarýsý veya XIX. Yüzyýlýn baþýnda
yaþamýþ olduðu sanýlýyor)
5- Pir Sultan Abdal ( Bu þair de, asýlmasýný ve asýldýktan sonraki olaylarý
anlatýyor.)
6- Pir Sultan

Asýl anlatmak istediðimiz Pir Sultan, kendisini bu mahlasla tanýttýðý ve


tanýyanlarýn da sadece Pir Sultan Abdal deðil, Pir Sultan dediði þairdir.
Bizim için de önemli olanýn Hýzýr Paþa' nýn astýrdýðý Pir Sultan'dýr.
Bizim konumuz da zaten "Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan"
dizesini söyleyen Devrimci Halk Ozaný Pir Sultan'dýr. Ama alýþýk olduðumuz
üzere Pir Sultan deðil, Pir Sultan Abdal diye de ünlemekteyiz ozaný.
Bazý araþtýrmalara göre 1480-1550 yýllarýnda yaþadýðý sanýlan Pir Sultan,
Yavuz Selim ve Kanuni Süleyman döneminin en canlý tanýklarýndan birisidir.
Bazý kaynaklar da da Pir Sultan.ýn 1547 1551 veya 1587 1590 yýllarý
arasýnda idam edildiði kabul görmektedir.
Katliamlarýn günbegün arttýðý bir dönemde halka yüreðini açan bir insanýn
sessiz kalmasý elbette ki düþünülemez. Pir Sultan'ýn, Horasan yöresinden
Azarbeycan'in Hoy kasabasýna geldiði ve oradan da ailesiyle birlikte
Anadolu'ya göçüp Sivas'ýn Yýldýzeli'ne baðlý Çýrçýr nahiyesinin Banaz köyüne
yerleþtiði sanýlýyor. Yine bazý kaynaklarda O.nun Banaz.da dünyaya geldiði
yönündedir. Asýl adýnýn Haydar olduðu, Pir Sultan mahlasýný daha sonra çalýp
söylemeye baþladýðýnda aldýðý üzerinedir.
Yýldýzdaðý eteklerinde , Çýrçýr.a kýrksekiz kilometre uzaklýkta, çoðu tek katlý
kerpiç evleri, soðuktan korunmak için yarý yarýya topraða gömülü bir köy.
Banaz.da bugün Pir Sultan.ýn olduðu söylenen bir ev, önünde Ozan.ýn yaþadýðý
dönemden kaldýðýna inanýlan bir söðüt aðacý, aðacýn altýnda, asasýnýn ucuna taký
p
Horasan.dan getirildiðine inanýlan bir deðirmen taþý vardýr. Pir Sultan, yaz
aylarýnýn güzel havalarýnda bu taþýn üstüne oturup karýsýyla sohbet edermiþ.
Köylüler bu evi, aðacý, taþý kutsal sayarlar.
Araþtýrmacý Ali Balým kitabýnda, Haydar'ýn nasýl Pir Sultan olduðu üzerine
hikayesi þöyledir.
" Haydar'ýn babasý, oðlunun seyip gezmesini istemedi. Önüne mallarý kattý,
git oðlum hayvanlarý otlat dedi, çocuk mallar önünde akþama kadar gezdi
yoruldu. Yýldýz daðýnýn eteðinde bir çimenlik var idi. Bu çimenlikte bugün
Bektaþi U l ularýndan Seyit Ali Sultan'ýn makamý vardýr. Bu yer boþ deðil idi.
Çocuk, baþýný bir taþa koydu, uyudu, azýný çoðunu bir Mevla bilir. Manâda
kulaðýna bir ses geldi. Haydar gözlerini açtý ki karþýsýnda bir aksakallý ihtiya
r
var. Bir elinde bir dolu, bir elinde bir elma. Haydar'a uzattý, al oðlum bunu iç
dedi. Haydar doluyu iç ti. Uçyüzaltmýþaltý damarýndan bir ateþtir yürüdü. Pir
öteki elini uzattý elmayý verdi. Haydar elmayý alýrken gördü ki Pir'in
avucunun içinde bir yeþil ben var. Balkýyýp duruyor. Haydar bildi ki bu Hacý
Bektaþ Veli'dir. Sarýldý ki elinden öpe. Pir etti. Oðlum bundan sonra senin
adýn Pir Sultan olsun, adýn dört bir yana yayýlsýn, sazýnýn üstüne saz, sözünün
üstüne söz gelmesin. Ali evladýn hakkýný almak için Tanrý senin yardýmcýn olsun.
Adýný ben verdim, yaþýný Allah versin, dedi, gözden nihan oldu.
"Akþam oldu sabah açýldý, hayýrlý sabah canlarýn üstüne açýlsýn, Haydar
evine dönmedi. Arayý arayý buldular. Haydar kendinden geçmiþ.Güzel yüzü
köpük içinde dalga vurur. Uyandýrdýlar, eline bir saz verdiler. Anladýlar ki,
Haydar dolu içmiþ. Aþk deryasýna düþmüþ,inc i mercan satar..."
Hýzýr Paþa'nýn öyküsüne gelince:
Vaktiyle, Hafik ilçesinin Sofular köyünde Hýzýr adýnda bir genç varmýþ.
(Bazý kaynaklar Hýzýr.ýn da Banaz köyünden olduðu yönünde görüþ
belirtiyorlar) . O zamanlar bu köyün halký Alevi imiþ (Osmanlý döneminde
Anadolu halkýnýn yüzde sekseni Aleviymiþ, ama baskýlar, yediden yetmiþe katliaml
ar,
hele Yavuz.un Padiþahlýðýnýn yanýna halifeliði de eklenince zor dönemler yaþamýþ
lar.
Takiyye yapýp namaz kýlýp, ramazan orucunu tutmaya baþlamýþlar, özdilleri Türkçe
yi
býrakýp Arapça-Farsça karýþýmý Osmanlýcayý konuþmak zorunda býrakýlmýþlar ve beþ
yüz
yýl sonra bugüne gelinmiþ.) Zamanla yoldan çýkmýþlar. Onlarýn bu durumunu
beðenmeyen Hýzýr, köyden ayrýlmaya karar vermiþ, çýkmýþ yola. Ha þurasý, ha
burasý derken Banaz'a kadar gelmiþ. Pir Sultan'ýn yanýna azap durmuþ. Sonra da
müridi olmuþ. Aradan seneler geçmiþ,bir gün Hýzýr: Pirim, demiþ; Sen
herkese himmet ediyorsun, her biri çeþitli makamlara geçiyor, ne olur, bana da
himmet et, büyük adam olayým, ben de bir makama geçeyim.. PirSultan
þöyle bir düþündükten sonra gülümsemiþ: Ulan Hýzýr, ben dua ederim, belki
sen de büyük adam olursun; hatta paþa, vezir de olursun ama, sonunda gelip
beni astýrýrsýn.
Yine de duasýný eksik etmemiþ. Hýzýr Ýstanbul'a gidip saraya girmiþ. Aða,
Kapýcýbaþý, Paþa, Beylerbeyi derken Vezir olup Sivas valiliðine atanmýþ. Pirini
unutmamýþ, haber gönderip huzuruna getirtmiþ. Hürmet, izzet ikram derken
bir hayli de sohbet etmiþler. Yemekte mükellef bir sofra donanmýþ. Pir Sultan
yiyeceklere þöyle bir bakýp hemen geriye çekilmiþ. Paþa þaþýrmýþ. Bir þey mi
oldu Pirim? Pir Sultan: Hýzýr ,demiþ; bu yemeklerde zina kokuyor,
içinde yetim hakký var, sen bunlarý haram para ile yaptýrmýþsýn. Hýzýr Paþa:
Yok Pirim dediyse de dinletememiþ . Ama bir hayli de içerlemis. Pir Sultan
biraz daha ileri gidip: Bunlarý ben deðil, köpeklerim bile yemez. Ýstersen çaðý-
rayým da gör. Hemen ünlemiþ, köpekler anýnda gelmiþler. Bir tepsiye haram
yemek, bir tepsiye de helâl yemek konmuþ. Önce haram yemekler getirilmiþ.
Köpekler þöyle bir koklayýp geri geri çekilmiþler. Arkasýndan helâl yemeklerle
dolu tepsi gelmiþ. Köpekler onu da kokladýktan sonra, kuyruklarýný sallaya
sallaya yemeye baþlamýþlar. Bu hakarete çok kýzan Hýzýr Paþa, hýrsýný
yenemeyip Pirini Toprakkale'ye hapsettirmiþ.
Eh. . ne de olsa Piri. Hýrsý geçince bir bahane ile affetmek istemiþ . Zindanda
n
çýkarttýrýp demiþ ki: Bana içinde Þah'ýn adý geçmeyen üç deyiþ söylersen seni
af fedeceðim. Yok, söylemezsen kendin bilirsin... Pir Sultan: "Peki öyleyse"
deyip tezeneye þöyle bir dokunmuþ:

Hýzýr Paþa bizi berdar etmeden


Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim
Gönül çýkmak ister Þah'ýn köþküne
Can boyanmak ister Ali müþkine
Pirim Ali Oniki imam aþkýna
Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim
Her nereye gitsem yolum dumandýr
Bizi böyle kýlan ahd ü zamandýr
Zincir boynum sýktý hayli zamandýr
Açýlýn kapýlar Þah.a gidelim
Ilgýn ýlgýn eser seher yelleri
Yare selam eylen Urum elleri
Bize peyk geldi Þah bülbülleri
Açýlýn kapýlar Þah.a gidelim
Çýkarým bakarým kale baþýna
Mümin müslümanlar gider iþine
Bir ben mi düþmüþüm can telaþýna
Açýlýn kapýlar Þah.a gidelim
Yaz selleri gibi akar çaðlarým
Hançer aldým ciðerciðim daðlarým
Garip kaldým þu arada aðlarým
Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim
Pir Sultan'ým eyder mürvetli Þah'ým
Yaram baþ verdi sýzlar ciðergahým
Arþa direk direk olmuþtur ahým
Açýlýn kapýlar Þah'a gidelim
* * *

Kul olayým kalem tutan eline


Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz
Þekerler ezeyim þirin diline
Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz.
Allah'ý seversen kâtip böyle yaz
Dünü gün ol Þah'a eylerim niyaz
Umarým yýkýlsýn þu Kanlý Sivas
Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz
Sivas illerinde zilim çalýnýr
Çamlýbel'ler bölük bölük bölünür
Ben dosttan ayrýldým baðrým delinir
Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz

Münafýðýn her dediði oluyor


Gül benzimiz sararuben soluyor
Gidi Mervan þad oluben gülüyor
Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz
Pir Sultan Abdal'IM BEY HIZIR Paþa
Gör ki neler geldi sað olan baþa
Hasret koydu bizi kavim kardaþa
Kâtip ahvalimi Þah'a böyle yaz
* * *

Karþýda görünen ne güzel yayla


Birdem süremedim giderim böyle
Ala gözlü Pirim sen himmet eyle
Ben de bu yayladan Þah'a giderim
Eðer göðerüben bostan olursam
Þu halkýn diline destan olursam
Kara toprak senden üstün olursam
Ben de bu yayladan Þah a giderim
Bir bölük turnaya sökün dediler
Yürekteki derdi dökün dediler
Yayladan ötesi yakýn dediler
Ben de bu yayladan Þah'a giderim
Dost elinden dolu içmiþ deliyim
Üstü kan köpüklü meþe seliyim
Ben bir yol oðluyum yol sefiliyim
Ben de bu yayladan Þah'a giderim.
Alýnmýþ abdestim aldýrýrlarsa
Kýlýnmýþ namazým kýldýrýrlarsa
Siz de Þah diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan Þah.a giderim
Pir Sultan Abdal'ým dünya durulmaz
Gitti giden ömür geri gelinmez
Gözlerim de Þah yolundan ayrýlmaz
Ben de bu yayladan Þah'a giderim
* * *
Hýzýr, Piri affetmeye hazýrlanýrken onun inadýna söylediði üç deyiþte de Þah
kelimesini kullanmasý karþýsýnda çileden çýkmýþ. Büyük bir çýkmazda olduðunu
görmüþ. Bir yandan da koskoca bir Osmanlý Ýmparatorluðunun Paþasýymýþ.
Yanýndaki efradýna emretmiþ." Asýn bunu"
Hýzýr Paþa'nýn asýn bunu demesi Pir Sultan Abdal'ý hiç de korkutmamýþ. Zaten
O Hýzýr'ý Ýstanbul'a gönderirken görmesi gerekeni görmüþmüþ. Aðrýna
gitmemiþ, Garip garip, ben sana demiþtim manasýyla bakmýþ.
Pir Sultan Abdal asýlmaya giderken de yine tutamamýþ kendini:

Bize de Banaz'da Pir Sultan derler


Bizi kem kiþi de bellemesinler
Paþa huddamýna tembih eylesin
Kolum çekip elim baðlamasýnlar .
Hüseyin Gazi Sultan binsin atýna
Dayanýlmaz çarhý felek zatýna
Bizden selam söylen ev külfetine
Çýkýp ile karþý aðlamasýnlar
Ala gözlüm zülfün kelep eylesin
Döksün mah yüzünen ikap eylesin
Ali Baba Hak'tan dilek dilesin
Bizi dar dibinde eðlemesinler
Ali Baba eðer söze uyarsa
Emir Huda'nýndýr beyler kýyarsa
Ala gözlü yavrularým duyarsa
Alým çözüp kara baðlamasýnlar
Surrum iþlemedi kaddim büküldü
Beyaz vücudumun bendi söküldü
Önüm sýra Kýrklar Pirler çekildi
Daha beyler bizi dilemesinler
Pir Sultan Abdal'ým coþtum akarým
Akar akar dost yoluna bakarým
Pirim aldým seyrangaha çýkarým
Yýldýzdaðý seni yaylamasýnlar
* * *

Ertesi sabah, Meydan camiinin karþýsýndaki sýra kahvelere adýmýný atan halk
Pir Sultan'ý konuþmaya baþlamýþ. Birisi demiþ ki: "Duydunuz mu? Hýzýr Paþa
bu gece Pir Sultan'ý astýrmýþ." Yanýndaki itiraz etmiþ: "Aslý yok. Bu sabah
Koçhisar.dan gelirken onu Þeyfebeli'nde gördüm." Bir diðeri: "Senin yanlýþýn
var. Gün ýþýrken Malatya yolundaki Kardaþlar geçiti'nde karþý karþýya geldik.
Sazý omuzunda gidiyordu." Dördüncüsü: "Yenihan yolundaki Þahna
Gediði'nde gördüm." Beþinc isi: "Allah Allah... Daha demin Tavra Boðazý'nda
idi." Þurda gördüm burda gördüm diyenin haddi hesabý yokmuþ. Bakmýþlar ki
olacak gibi deðil, kalkýp hep beraber "Siyaset Meydaný'na gitmiþler. Bir de ne
görsünler . Daraðacýnda Pir Sultan'ýn hýrkasý sallanýp durmuyor mu? Kendisi
görünürlerde yok.
Bu durumu iþiten asesler her tarafa daðýlýp, Pir Sultan'ý aramaya
koyulmuþlar . Þair de o sýrada Kýzýlýrmak köprüsünden geçiyormuþ. Bakmýþ ki
asesler arkadan geliyor,çabucak köprünün öbür tarafýna geçip, "eð il köprü eðil"
demiþ. Köprü eðilip suya batmýþ. Öbür ucundaki asesler dona kalmýþlar. Pir
Sultan'ýn keramet sahibi bir kiþi olduðunu anlayýp geri dönmüþ gitmiþler.
Rahmetli babam biraz baþka anlatýrdý bu asýlma olayýný.
Siyaset meydanýna daraðacýný kurduktan sonra Pir Sultan'ý getirmiþler. O
yörenin tüm halký da orda olmak zorundaymýþ. Pir Sultan asýlmadan önce,
herkes tarafýndan taþlanmasý emri varmýþ Hýzýr Paþa'nýn. Ahali eline aldýðý
taþý Pir Sultan'a atmaya baþlamýþ. Ama taþlarýn hiç biri deðmezmiþ ona.
Musahibi Ali Baba da taþ atmamak, ama birþey atmýþ olmak için eline
aldýðý gülü atmýþ, tek o gül deðmiþ PirSultan'a. O gül yaralamýþ onu .
Þu deyiþ anlatýr bunu.

Þu kanlý zalimin ettiði iþler


Garip bülbül gibi zâreler beni
Yaðmur gibi yaðar baþýma taþlar
Dostun bir fiskesi paralar beni
*
Dar günümde dost düþmaným belloldu
On derdim var ise þimdi elloldu
Ecel fermaný boynuma takýldý
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdal'im can göðe aðmaz


Hak'tan emrolmazsa ýrahmet yaðmaz
Þu illerin taþý hiç bana deðmez
Ýlle dostun gülü yaralar beni

Pir Sultan Abdal'ý idam etmiþler. Bir yabancý uðramýþmýþ Siyaset


Meydaný'na. Doluþan kalabalýðý görünce sormuþ."Ne var ne oluyor
burda? " diye. Birisi demiþ ki:" Hýzýr Paþa Pir Sultan'ý astýrdý." Yabancý
garip garip bakmýþ."Sizin yanlýþýnýz var. Ben biraz önce Çamlýbel'den
gelirken,Pir Sultan elinde sazý gidiyordu." Duyanlar þaþýrmýþlar. Asesler
de duymuþlar. Bakmýþlar ki salt Pir Sultan Abdal'ýn hýrkasý sallanmakta
daraðacýnda. Anlamýþlar ki o bir keramet sahibi erdur.
Söylentiler. Pir Sultan'ýn keramet göstererek idam edildiði anda,
kendini kurtarýp Horasan'a Þahý görmeye gitmesidir.Ve bu gidiþini þöyle
anlatýr dizeleriyle.

Ýptida bir sofu Þah'a varýnca


Niye geldin derler Urum sofusu
Çevre çevre dört yanýna bakýnca
Niye geldin derler Urum sofusu
Ateþin yanmadan dumanýn tüter
Murtaz Ali katarýdýr bu katar
Bunca evliyaya hizmetin yeter
Niye geldin derler Urum sofusu
Çok uzak illerden özendin geldin
Sol tozlu yollara bezendin geldin
Urum'dan ne günah kazandýn geldin
Niye geldin derler Urum sofusu

Bülbül gerek gül dalýna konmaya


Þah Ýsmail gibi semah dönmeye
Musahibin yok mu derdin yanmaya
Niye geldin derler Urum sofusu
Pir Sultan Abdal.ým hele yazsalar
Arasalar ülke ülke gezseler
Yolu doðru sürmeyeni assalar
Niya geldin derler Urum sofusu
* * *
(Ýbrahim Aslanoðlu, Pir Sultan Abdallar, Can Yayýnlarý 1997)

Söylentilere göre; Pir Sultan Abdal.ýn Seyyid Ali, Pir Muhammed ve Er Gayib adl
ý
üç oðlu ile Sanem adlý bir kýzý vardýr. Oðullarýndan Seyyid Ali.nin Banaz köyünü
n üst
yanýndaki çam korusunda, diðer oðlu Pir Muhammed.in Tokat.ýn Daduk köyünde
(attan düþerek öldüðü rivayeti de vardýr), üçüncü oðlu Er Gayib.in de Dersim.de
gömülü olduklarýdýr.
Babasý nýn asýldýðýný bilen kýzý Sanem ünlü bir aðýt söylemiþtir. Ýki oðlunun
babalarýnýn saðlýðýnda ölmeleri Pir Sultan.ý ta yüreðinden yaralar.
Ve oðullarýnýn ölümlerinin ardýndan þu aðýtý yaktýðý da söylenir.
Allah verdiðini almaz dediler
Bana verdiðini aldý neyleyim
Çocukluðu çobanlýk yaparak geçen Pir Sultan, okuyup yazmasýný hizmet ettiði
Alevi tekkkesinde öðrenmiþ, yani bir inanç kaynaðý olan tekke kültürüyle kendini
yetiþtirmiþtir. Dinsel bilgisini yeterince almýþ ve kendini halifeler tarihiyle,
Peygamberlerin hikayeleriyle, oniki Ýmamlarýn yaþantýlarýyla doldurarak bu birik
imi
þiirlerinde fazlasýyla dile getirmiþtir.
XVI. yüzyýlýn sonlarýna dek yaþayýp gördükleriyle kendi kendini yemiþ ve her
haksýzlýðýn karþýsýna devrimci duruþuyla dikilmiþtir. Alevi- Bektaþi tarikatýnda
ndýr ve
onun için asýl þah Ýran Þahý deðil, Hz. Ali.dir. Musahibi de, asýlýrken kendisin
e taþ
deðil, gül atan Ali Baba.dýr. Baðlandýðý tekkenin Piri de, Ahmet Yesevi.nin Anad
olu.ya
gönderdiði derviþlerden Koyun Baba.nýn tekkesinde, Bektaþi tarikatýnýn kurucusu,
Hacý
Bektaþ Veli.nin tekkesinde posta oturmuþ, yani üst makamlara getirilmiþ Postniþi
n
Þeyh Hasan.dýr. Þu gerçeði de asla gözardý etmeyelim. 1527 yýlýnda Hacý Bektaþ V
eli
torunlarýndan olup Postniþinlik makamýnda oturan Kalender Çelebi, Osmanlýnýn
zulmüne dayanamayýp Anadolu halkýyla birlikte ayaklanmýþ, büyüyen isyaný ancak
Osmanlý , Kalender Çelebi yandaþlarýný çeþitli vaatlerle kandýrarak zayýflatmýþ,
akabinde de Postniþini astýrarak boþalan Hacý Bektaþ Veli postuna Ýstanbul.dan
Nakþibendi þeyhlerini göndererek bu makamý kendi eline almýþtýr. Bu nedenle Pir
Sultan.ýn döneminde Nakþibendi þeyhinin Postniþin olarak bu makamda oturmasý pek
uzak bir olasýlýk deðildir.

Pir Sultan Abdal, salt halkýn deðil onlarýn sorunlarýyla da içiçedir.Ýnançlarýn


dan ve
siyasi-toplumsal tavrýndan da son ana deðin, caný pahasýna da olsa vazgeçmeyen b
ir
ozandýr.
Gönüllerde, dillerde, tellerde yaþayan Pir Sultan, onca engellemelere raðmen bu
güne
deðin ezilen, sömürülen, hor görülen insanlarýn yükselen sesi olurken, özgürlük
mücadelesinde de Anadolu halkýnýn her haksýzlýk karþýsýndaki vazgeçilmez simgesi
olmuþtur.
Osmanlýnýn astýðý astýk kestiði kestik dönemidir. Kendisine uzak coðrafyalarda
bile
at sürdürüp savaþlardan savaþlara koþan Osmanlý, iþgal ettiði ülkelere aðýr verg
iler
uygulayarak hazinesini doldururken, Anadolu halký kendi yazgýsýyla baþbaþa kalmý
þtýr.
Egemenliðinin sýnýrlarýný Kuzeyde Moskova, Güneyde Habeþistan ve Ekvator,
Doðuda Ýran ve Hindistan, Batýda Viyana ve Atlas Okyanusu.na kadar geniþletmiþti
r.
Kaptaný Derya Barbaros Hayrettin Paþa.nýn 1538 yýlýndaki Avrupa.nýn kaptaný Andr
e
Dorya.ya karþý yaptýðý ve kazandýðý Preveze deniz savaþý ve Piyale paþa.nýn Cerb
e
deniz savaþlarýnda Haçlý donanmalarýna karþý elde ettikleri zaferlerle Akdeniz b
ir
Osmanlý gölü haline gelmiþtir. Kanuni.den sonra baþlayan bir duraklama dönemine
girilir Anadolu topraklarýnda ve bu dönem hiç de hayra alamet deðildir. Artýk sa
vaþlar
kazanýlmýyor, iþgal edilen ülkelerden vergi alýnamýyor, devlet hazinesi giderek
açýk
veriyordur. Bunun ceremesini kim çekecektir, elbette ki Anadolu.nun mazlum halký
.
Aylýklarý (Ulufe) ödenemeyen yeniçeriler, hergün padiþaha karþý kazan
kaldýrmaktadýrlar, sürekli sadrazamlarýn kellesini istemektedirler. Verimli topr
aklarý
kendi yandaþlarýna veren padiþahlar, hazineyi doldurmak için aðýr vergiler koyar
ak
halkýn kanýyla beslenmek isterler. Kendi halkýna yabancýlaþan, rüþvetin, çýkarcý
lýðýn kol
gezmeye baþladýðý bir imparatorluk yozlaþmýþlýðýn da bataklýðýna saplanmýþtýr. Y
aþam
koþullarý giderek zorlaþan Anadolu halký, Alevi-Bektaþi olmalarýndan dolayý kend
i
inançlarýndan olan Ýran Þahýna daha sýcak bakmaktalar , hatta O.nun kendi þahlar
ý
olmasýný da dilemektedirler. Zaten Ýran Þahlarý, kendilerinin Oniki Ýmam soyunda
n
geldikleri propogandasýný da Anadolu halkýna yaparak Aleviliði tüm Anadolu.ya
yayma düþüncesindedirler. 1511 Þahkulu isyaný bu düþünüþün inanç boyutunu açýkça
ortaya da koyar. Kah ekonomik nedenlerle, kah siyasi nedenlerle olsun, Osmanlý i
le
Anadolu Alevisi arasýna kara kedi bir kere girmiþtir. Bektaþi tarikatýndan olan
babasý
padiþah II. Beyazit.i tahtan indiren Yavuz Selim, ilkin Anadolu halkýnýn aklýný
çelen
Ýran Þahý Þah Ýsmail.i 1514 yýlýnda Çaldýran savaþýnda yenerek ilk adýmý atmýþ,
ardýndan halifeliði kutsal emanetleriyle Ýstanbul.a taþýyarak hem halife hem pad
iþah
olmuþ ve Ýslam halifesi olmanýn gereðini de yerine getirerek binlerce Alevi insa
nýný
küçük büyük demeden katlettirmiþtir. Aleviyi katletme geleneði bazý durumlarda
sürgünlere de dönüþmüþtür. Anadolu halkýnýn sosyal sorunlarý büyürken, s avaþlar
ý
yitiren sadrazamlarýn baþý alýnýrken, toplumun sesi olan Pir Sultan Abdal yaþatý
lýr mý
hiç? Anadolu.nun yoksul halkýnýn özgür dili olan Pir Sultan Abdal, insanýn insan
a
kulluðuna da baþýný kaldýrmaktadýr. O, Osmanlý padiþahlarý gibi halkýna ihanet
edemezdi. Ortada bir suçlu varsa o da Osmanlýnýn ta kendisidir. Halkýndan kopan
bir
Osmanlý, halkýn yanýnda olan birinin þamarýna onu yok etmekle yanýt verecektir.
O ki Pir Sultan, halk onda kendisini görmüþ ona Sultan.ým demiþtir. O halk
bilmektedir ki, Pir Sultan kendi ezilmiþliklerinin davasýný gütmektedir. O, devr
imci
duruþuyla dünyayý titreten bir egemenin karþýsýnda baþýný dik tutup eðilmemiþtir
.
1576 yýlýnda Ýran seferinin baþlamasýndan sonra Anadolu Kýzýlbaþlýðý bir baþtan
bir
baþa kaynamakta, ayaklanmalar birbirini izlemekte, ortaya yalancý Þah Ýsmailler
çýkmaktadýr. 1570 yýllarýnda Bozok (Yozgat) sancaðýnda Kýzýlbaþ köylüler Hass-ý
Hümayuna (Devlet hazinesi) ait vergilerini vermiyorlar, hatta hükümet memurlarýn
ý
köylerine bile sokmuyorlardý.
Pir Sultan Abdal , bir ayaklanmaya katýlmamýþtýr. Söylediði halk türkülerinden,
Osmanlýnýn baskýcý rejimini eleþtirmekten, en fazla da On iki Ýmamlara olan
baðlýlýðýndan nem kapan Sünni köylerinin þikayeti üzerine Sivas valisi Hýzýr Paþ
a
tarafýndan tutuklanmýþtýr.
O: Dönen dönsün ben dönmezem diyen, bir Anadolu yiðididir, bir Anadolu
kahramanýdýr, bir Anadolu efsanesidir.
Ama O, sazý eline alýnca söylenmesi gerekeni söylemekten çekinmez.
Onun kýlýcý elindeki sazýdýr. O kýyamaz insana. O onurlu duruþuyla, eðilmez baþ
ýyla
ezilenin ayaklanan bayraðý olur.
Anadolu halkýnýn yüreðinde dirilen, onlarýn geleceðe umutla bakmalarýný saðlaya
n
bir kýzýl gül vardýr artýk. Sular gibi çaðlayan bir kýzýl gül.

Çeke çeke ben bu dertten ölürüm


Seversen Ali.yi deðme yarama
Ali.nin yoluna serim veririm
Seversen Ali.yi deðme yarama
Ali.nin yarasý yar yarasýdýr
Buna merhem olmaz dil yarasýdýr
Ali.yi sevmeyen hakkýn nesidir
Seversen Ali.yi deðme yarama

Bu yurt senin deðil konar göçersin


Ali.nin dolusun bir gün içersin
Körpe kuzulardan nasýl geçersin
Seversen Ali.yi deðme yarama
Ilgýt ýlgýt oldu akýyor kaným
Kem geldi didara taliim benim
Benim derdim bana yeter hey caným
Seversen Ali.yi deðme yarama

Pir Sultan Abdal.ým deftere yazar


Hilebaz yar ile olur mu Pazar
Pir merhem çalmýþsa yaralar azar
Seversen Ali.yi deðme yarama
* * *

Oturmuþ Arapça Kur.an okursun


Gel bunun manasýn ver indi sofi
Ehl-i dil olmuþsun irfan içinde
Gel bunun manasýn ver indi sofi
Bu bir aðýr yüktür yüklesin getür
Arif ol bu sýrrýn manasýn yetür
Anasý kýz oðlu koynunda yatur
Gel bunun mamasýn ver indi sofi

Muhammed Ali.dir darýndan yüca


Müminler yoðruldu döküldü saca
Anasý kýz oðlu oðlan bir koca
Gel bunun manasýn ver indi sofi
Erenlerin kýldan ince yolu var
Dört kapýnýn iki çatal dili var
Bir kuþ gördüm ayaðýnda nalý var
Gel bunun manasýn ver indi sofi
Pir Sultan Abdal.ým hey þems ü kamer
Yezid.in boynunda tir ile teber
Bir kýsrak gördüm koyunun emer
Gel bunun manasýn ver indi sofi
* * *
Hýzýr Paþa.nýn zulumu var ise
Ne yapayým benim de bir ahým var
Senin tuðlu padiþahýn var ise
Benim arkam kalem bir Allah.ým var
Þol icra Tanrýsý yatmaz uyumaz
Kimsenin hakkýnýn kimsede komaz
Hünkar saðýr olmuþ ününü duymaz
Masumlar boðdurur padiþahým var

Gönül verdim ikrar verdim Hayder.e


Geçmem beni etseler pare pare
Ýrafýzý deye çektiler dare
Acab benim bunda ne günahým var
Pir Sultan Abdal.ým yedullahýmýz
Batýna hükm eder padiþahýmýz
Sahib çýkar miskin kul Allahýmýz
Þefaat edecek güzel þahým var
* * *

Horasan.dan kalkýp sökün eyledi


Elestü deminin yeli geliyor
Urum abdallarý akýn eyledi
Boþandý Kevser.in seli geliyor
Geldi Cebrail.e buyruldu name
Yazdýlar yayýldý Urum.a Þam.a
Yanýncý da biz de geldik Urum.a
Þu kevn-i mekana dolu geliyor
Urum erenleri indirdi baþýn
Yürüttü Urum.un kayasýn taþýn
Dediler Ali.dir bildiler neslin
Tanrý.nýn arslaný Ali geliyor

Rum erenlerinin arttý firaký


Dikildi arþ-ý alanýn direði
Yayýldý sofrasý yandý çeraðý
Hakkýn da bir kudret eli geliyor
Buna þahit yerin göðün meleði
Kabul oldu müminlerin dileði
Kadýncýk ananýn duydu kulaðý
Pirim Hacý Bektaþ Veli geliyor
Pir Sultan.ým hile katmaz iþine
Yol ehlini engel saymaz iþine
Cihaný cem eyledi hep baþýna
Tanrý.nýn arslaný Ali geliyor
* * *
Evvel baþtan Muhammed.e salavat
Gönül kalk gidelim Hüseyn.e doðru
Ecel gelip peymaneler dolmadan
Gönül kalk gidelim Hüseyn.e doðru
Hasan Hüseyin.dir Ali.nin oðlu
Þehitleri yoluna giderler doðru
Ýmam Zeynel.aba Hüseyn.in oðlu
Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru
Ýmam.ý Bakýr.dan uralým demi
Cafer-i Sadýk.tan alalým kamý
Ýmam Musa kaldýr gönülden gamý
Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru
Ýmam Rýza.dan olsun hidayet
Taki ile Naki kýlsýn inayet
Ol Hasan Askeri Þah-ý Velayet
Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru
Pir Sultan Abdal.ým söyledi heman
Yezid.in kalbinden gitmedi güman
Ahýr nefesinde ol sahib-zaman
Gönül, kalk gidelim Hüseyn.e doðru
* * *
Gidi Yezid bize Kýzýlbaþ demiþ
Meðer Þah.ý sevmiþ dese yoludur
Yetmiþiki millet sevmezler Þah.ý
Biz severiz Þah-ý Merdan Ali.dir
Kýrkýmýz da bir katara dizildik
Hak Muhammed ümmetine yazýldýk
Hakikat þerbeti olduk ezildik
Biz içeriz bize sunan Ali.dir

Gizi Yezid bizler haram yemedik


Batýndaki gördüðümüz demedik
Ýkrar birdir dedik geri dönmedik
Yedileriz birincimiz Ali.dir
Muhammed dinidir bizim dinimiz
Tarikat altýndan geçer yolumuz
Hem Cibril-i Emin.dir rehberimiz
Biz müminiz mürþidimiz
Pir Sultan.ým Nesimi.dir pirimiz
Evvel kurban ettik Þah.a serimiz
On iki Ýmam meydanýnda darýmýz
Biz þehidiz serdarýmýz Ali.dir
* * *
Bir gül ile gülistaný seyrettim
Bad-ý saba ile Esen Ali.dir
Vücud iklimini bir devir ettim
Gördüðüm Hasan Hüseyin Ali.dir
Beyan göre ey kardaþ gönül içine
Yok mudur azimin ahret gücüne
Oniki Ýmam akar cennet içine
Ab-ý Kevser ile akan Ali.dir
Bindiler doðrudan þarka gittiler
Horasan þehrinde güreþ tuttular
Anda Ýmamlara yardým ettiler
Mervan.ý bastýlar basan Ali.dir
Nerede arasam hazýr bulunur
Oku dört kitabý iyi bilinir
Bayram ayý gibi doðar dolanýr
Seher yelleriyle esen Ali.dir
Münkir.in gýdasý Hak.tan kesildi
Nesimi yüzüldü Mansur asýldý
Dünya yetmiþ kerre doldu eksildi
Dolduran Ali.dir dolan Ali.dir
Hakkýn emri ile Cebrail indi
Ýndi de Ali.nin koluna kondu
Zülfikar kuþandý Düldül.e bindi
Yezid.in neslini kesen Ali.dir
Kim dokudu bin çiçekli halýyý
Kim diriltti bin yýl yatan ölüyü
Kýrklar meclisine gelen doluyu
Dolduran Muhammed içen Ali.dir
* * *
Aþure ayýnda matem orucu
Onlarý tutana sevap yazýlýr
Kerbela.da yatan Ýmam Hüseyin
Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir
Birini tutan Hakk.ýna da yeter
Ýkisin tutan günahýn atar
Üçünü tutanlar cennette yatar
Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir
Dördünü tutana veli, dediler
Beþini tutana ulu, dediler
Altýsýn tutana dolu, dediler
Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir
Yedisin tutan havada uçar
Sekizin tutan hulleler biçer
Dokuzun tutan cennetin açar
Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir
Pir Sultan Abdal.ým onunda zahmet
On birini tutana indi rahmet
On iki tutana nasiptir cennet
Engür olmuþ, Hakk ceminde ezilir
* * *
Uyurken üstüme geldi Erenler
Ne yatarsýn gafil, uyan dediler
Mahitab olmuþtur yüzün görenler
Þunda duranlara merdan dediler
Uyandým gafletten, açtým gözümü
Erenler payine sürdüm yüzümü
Söylettiler, hak söyledim sözümü
Hak bin bir kelamý, inan dediler
Gökten indi derler idi Ýsa.ya
Zebur Davud.a, Tevrat Musa.ya
Üçüncü de Ýncil indi Ýsa.ya
Dördüncü Resul.e Furkan, dediler
Kanber önü sýra bindi Düldül.e
Pirim Hacý Bektaþ Kýrklar.la bile
Ab-ý zemzem ile cümlesin sile
Bir dolu sundular, iç kan, dediler
Daðlarýn deminden çekilir erler
Ördeði arzu eder cavlanlar göller
Deryalar geçilmez bulanýk seller
Kalbi pak olana umman, dediler
Kalbin pak olursa var Hakk.a düþ ol
Erenler önünde dil olma, sus ol
Dünyanýn varýndan vazgeç, derviþ ol
Bu yolda derviþe sultan dediler
Dediler belayý çeken Eyyub.dur
Erenlerin sýrrý hoþ acayibdir
Her bir yerde sýrrýn açmak ayýpdýr
Gizli pinhanlara boyan, dediler

Pir Sultan.ým düþmüþüm er sevdasýna


Aþýklar düþmesin el sevdasýna
Bir nazar kýlmýþým kalbim pasýna
Eðer aþýk isen uryan, dediler
* * *
Pir Sultan, su katýlmadýk bir köylüdür. Ýnsanlarý sevmesinin, onlarýn sorunlarý
na
ortak olmasýnýn yaný sýra her köylü gibi topraðýna da baðlýdýr, yaþamlarýný kola
ylaþtýran
hayvanlara da. Bir doða aþýðýdýr O. Salt halkýn davasý için sazýný eline alýp þi
irlerini
söylemez. Kendine yaþamý kolay kýlan topraða ve tarlasýný süren öküzüne de, kuzu
suna
da sahip çýkmasýný bilir. Ýnsan köylü olur da malý davarý sevmez olur mu? Olur m
u
ekini otu sevmemek?
Daðdan kütür kütür hezan indirir
Ýndirir de ateþlere yandýrýr
Her evin evliðin öküz döndürür
Ýrençberler hoþça görün öküzü
Öküzün damýný alçacýk yapýn
Yaþ koman altýna kurulup sepin
Koþumdan koþuma gözlerin öpün
Ýrençberler hoþça görün öküzü
Pir Sultan.ým der ki kaynar coþunca
Tekne hamur kalmaz ekmek piþince
Adem at.öküzün çifte koþunca
Ýrençberler hoþça tutun öküzü
* * *

Padiþah katlime ferman dilese


Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
Cellatlar karþýmda satýr bilese
Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
Onyedi yerimden vursalar yara
Cerrahlar derdime kýlmasa çare
Kemendi bend ile çekseler dara
Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
Karadýr kaþlarý benzer kömüre
Münafýklar zarar verdi ömüre
Ýk.ellerim baðlasalar demire
Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
Eðer beni katsa kervan göçüne
Götürseler Hindistan.a Maçin.e
Urganým atsalar daraðacýna
Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan

Ahýrý katlime ferman yazsalar


Çýksam teneþire tabut düzseler
Kefenim biçilse mezar kazsalar
Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
Pir Sultan Abdal.ým derim vallahi
Ölsem terkeylemem Pir.i billahi
Huzur-ý mahþerde dilerim Þah.ý
Yine geçmem ala gözlü Þah.ýmdan
* * *
Bizlere bu dolu Ali.den geldi
Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver
Balým Sultan Kýzýldeli.den geldi
Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver
Payým gelir Ýmamlarýn payýndan
On iki Ýmam nesli Ali soyundan
Kýrklarýn içtiði üzüm suyundan
Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver
Beline kuþanmýþ nurdan bir kemer
Aþkýn dolusunu içenler kanar
Herkes sevdiðinden bir dolu umar
Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver
Pir Sultan.ým hamý hasý seçerim
Að okurum aþk kitabýn açarým
Pir elinden aðu gelse içerim
Bir sen iç sevdiðim bir de bana ver
* * *
Hu diyelim gerçeklerin demine
Erenlerin demi nurdan sayýlýr
Oniki Ýmam katarýna katýlan
Muhammed Ali.ye yardan sayýlýr
Ýhlas ile gelen bu yoldan dönmez
Ýkilikten geçmeyen birliðe ermez
Eri hak görmyen hakký da görmez
Gözü bakar amma körden sayýlýr
Gerçek talib ikrarýna durursa
Çýraðý gibi yanýp yaðý erirse
Eksiðini bilip bendi gelirse
O da erdir gerçek sayýlýr
Üç gün imiþ bu dünyanýn sefasý
Safasýndan artýk imiþ cefasý
Haktýr erenlerin nutku nefesi
Biri kýrktýr kýrký birden sayýlýr
Pir Sultan Abdal.ým Baðdat.týr vatan
Ýkilikten geçip birliðe yeten
Erenler yoluna kýyl-ü kal katan
Yüklenmiþ yükünü hardan sayýlýr
* * *
Zahir batýn On.ki Ýmam aþkýna
Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
Pirim nazar eyle þu ben düþküne
Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
Bakmaz mýsýn cesedimin narýna
Elim ermez oldu cihan karýna
Yüzüm yerde geldim durdum darýna
Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
Hacý Bektaþ kendimi günahkar gördüm
Aradým isyanýmý özümde buldum
Yüzümün karasýn elime aldým
Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
Erenler yolundan bir taþ kaldýrdým
Gönül bahçesinden bir gül soldurdum
Bir gün eksikliðim nefsin öldürdüm
Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
Pir Sultan.ým eydür karþýmda durma
Gidip münkirlerle yol erken kurma
Alnýmýn karasýn yüzüme vurma
Aman Þah.ým mürüvvet deyü geldim
* * *
Uyur idik uyardýlar
Diriye saydýlar bizi
Koyun olduk ses anladýk
Sürüye saydýlar bizi
Halimizi hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Arýya saydýlar bizi
Hak divanýna dizildik
Aþk defterine yazýldýk
Bal olduk þerbet ezildik
Doluya saydýlar bizi
Pir Sultan Abdal.ým þunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Ali.ye saydýlar bizi
* * *
Muhammed Ali.yi candan sevenler
Yorulup yollarda kalmaz inþallah
Ýmam Hasan.la Hüseyn.i görenler
Nesebinden mahrum kalmaz inþallah
Muhammed Bakýr.la sevdik seviþtik
Ýmam Zeynel ile kaynadýk piþtik
Ýzninizle Ýmam Cafer.e ulaþtýk
Bundan özge yola salmaz inþallah
Musa-i Kazým.dan gelen erenler
Baþ verirler bu zamiri görenler
Þah Ýmam Rýza.ya aðu verenler
Divanda þafaat bulmaz inþallah
Bir gün olur oku derler defteri
Bileniyor Þah oðlunun teberi
Uyanýnca Taki, Naki , Askeri
Açýlan güllerin solmaz inþallah
Pir Sultan bizi bu iþle yetire
Mehdi gelir þavk alemi tutara
Özünü katalar ulu katara
Þah kolundan sistem olmaz inþallah
* * *
Muhammed Ali.dir güruh-ý Naci
Baþýna giymiþler elifi tacý
Yürek yaralýdýr, sen ver ilacý
Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali
Güvercin donunda girmiþ oturur
Zehmeride gonca güller bitirür
Güzel Þah.ým hayýrlýsýn getirir
Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali
Güvercin donunda dalýna konsam
Arayup eksiðin özünde bulsam
Çevirip yolunda kurbanýn olsam
Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali
Yol oðluyuz yolu doðru severiz
Haklý mýdýr haksýz mýdýr sorarýz
Dönüp eþiðine yüzler süreriz
Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali
Pir Sultan.ým Haydar, kendi özümüz
O güzel Þah.ýma var niyazýmýz
Bir gün siyah toprak örter yüzümüz
Yetiþ Allah, ya Muhammed ya Ali
* * *
Ezelden divane etti aþk beni
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
Niçin dahl edersin, tarik düþmaný
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
Ýmam-ý Ali.dir ayn-ý bekadýr
Pir elinden zehir içsem þifadýr
Yardýmcýmýz Muhammed Mustafa.dýr
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
....................................................
.....................................................
.....................................................
......................................................
Ýmam Cafer.den aldýk icazet
Musa-i Kazým.dan farz ile sünnet
Müminlere rahmet, Yezid.e lanet
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
Ýmamý Rýza.nýn ben envarýyým
Þah-ý Kerbela.da doðan Ali.yim
Münkirle Yezid.in azrailiyim
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
Muhammed Taki.dir, Ali Naki.dir
Hasan.ül Asker.den içtim sakidir
Derviþ mürþit ulu Ali hafidir
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
Pir Sultan.ým çaðýrýr Hintt.te Yemen.de
Dolaþtýrsam seni sahib-i zamanda
Ýradet getirdim ikrar imanda
Hüseyni.yim Alevi.yim ne dersin
* * *

Pir Sultan Abdal'ý astýran Hýzýr Paþa konusunda da karýþýklýk olduðu


yazýlýyorsa da, bu konuda yapýlan araþtýrmalar; Sivas'ta valilik yapan iki Hýzýr
Paþa'nýn olduðu ve birisinin Kanuni döneminde diðerinin ise III.Murat
dönemine denk geldiði üzerinedir. Ama Pir Sultan Abdal'ýn 1550 yýllarýnda
idam edild iði göz önüne alýnýrsa, Kanuni dönemine denk gelmektedir. Zaten
önemli baþkaldýrýlar da Kanuni döneminde de devam etmiþ ve Anadolu Alevisi
onun döneminde de Aleviliðini saklamayý (Takiyye ) canýnýn kurtuluþu
olarak görmüþtür.
Pir Sultan'ýn müridi iken el izin alýp Ýstanbul'a giden ve oradan Sivas valisi
olarak dönen Hýzýr Paþa'nýn geliþi de hiç rastlantý deðildir bence. Ýran Þahýnýn
Osmanlýnýn Anadolu Alevilerine yaptýðý zulmü görünce, kendi lehine
Anadolu'da propaganda yaptýrmasý ve soyunun Oniki Ýmam soyuna
dayandýðýný yaymasý, Osmanlý Ýmparatorluðunu parçalamaya yönelik bir
faaliyettir. Yavuz da bunu önceden gördüðü için pasif davranan babasý
II.Beyazit'i tahtan indirip yerine geçmiþ, iki sene sonra da Ýran þahýyla
Çaldýran'da karþýlaþarak onu bertaraf etmiþtir. Bununla yetinmemiþ,
Anadolu halkýna olan baskýsýný giderek artýrarak çýkardýðý fetva ve yasalarla
Alevileri canýndan bezdirmiþ ve onlar Anadolu'nun en ücra köþelerine kaçýp
büyük bir yaþam savaþý vermeye geleneklerini de sürdürerek çaba
göstermiþlerdir.
Araþtýrmacý Ýbrahim Aslanoðlu'nun Pir Sultan Abdallar kitabýnda derlemiþ
olduðu fermanlara bir göz atmak gerekir.
Özetle:
8 Þubat 1576
"Rum Beylerbeyine hüküm:
"Bazý kimselerde Rafýzi kitaplarý bulunup,hatta bunlardan bazýsý da kendisinde
emanet olduðunu bildirmekle kendisinde olan ve sairlerde bulunan kitaplarý ve
sahiplerini Ýstanbul'a göndermesi hakkýnda.."
(Baþbakanlýk Arþivi Mühimme Defteri )
24 Ekim 1576
"Rum Beylerbeyine ve artýkabat kadýsýna hüküm:
"Haraza Halife denilen kimsenin Rafýzi olduðu bildirilmekle teftiþ edilip Rafýzi
olduðu sabit olursa þer'ile cezasý verilmesi hakkýnda."
2Þubat 1577 "Rum Beylerbeyine hûkum:
" Kangallý ve Alipýnar ahalisinin ekserisi Ýran'a meyi ve muhabbet üzre olduðu
bildirilmekle bu gibileri tahkik edip tahakkuk ettikte baþka bir bahane ile
katlolunmalarý hakkýnda.'
22 Kasým 1577
"Bozok Bey i Çerkez Beye hüküm:
"Kýzýlbaþlýkla müttehem olan kimselerin defterleri sureti gönderildiði ve þer'il
e
sabit olmayýp,lakin müttehem olduklarýna kanaat gelirse Kýbrýs'a sürülmeleri
hakkýnda." Bu hükümlere bakýldýðý zaman , Osmanlý'nýn genel görüþ açýsýnýn
nereye gelip dayandýðý ortaya çýkýyor. Salt hüküm olmakla kalmayýp ölüm
emri verilircesine fermanlar da gizli bir þekilde dikkat çekiyor. Osmanlý tarihi
ne
girmeye baþlayan bu keskin emirlere de bir göz atalým.
Buna göre:
A) Alevilikle ilgili bir kitap bulundurmak ve okumak aðýr b i r s u ç t u r .
B) Bir kiþinin Alevi olmasý idamýný gerektirir.
C) Alevi olup da Sünniliðe dönse bile sözüne inanýlmýyor. Daha kapsamlý bir
soruþturma yapýlmasý isteniyor . Soruþturma sonunda Alevi olmadýðýný ispat
etse dahi yakasýný kurtaramýyor. Bu gibiler Kýbrýs'a sürülüyor.
D)Ýdamlarýn Alevilik suçundan dolayý yapýldýðý gizleniyor, ona baþka bir suç
yakýþtýrýn deniyor.
Aleviler de bu baskýdan kurtulmanýn yollarýný buluyorlar. Türkçe konuþmayý
býrakýp Sünni halkýn konuþtuðu dili konuþmaya baþlýyorlar. Ramazan
geldiðinde oruçlarýný eksiksiz tutuyorlar. Camilere namaz zamaný gidip
namazlarýný kýlýyorlar, bir yandan da Sünni halký Alevi olmadýklarýna
inandýrmaya çalýþýyorlar.
Bu yollarý denemeyenler de Anadolu'nun en ücra köþelerine kaçarak izlerini
kaybettirip orada kendi yerleþim alanlarýný kurarak, kendi geleneklerini
sürdürüp,kendi hukuklarýný yaratarak gözden ýrak bir yaþamý yeðliyorlar.
Pir Sultan Abdal'in yaþamýna ait bilgileri ancak yaþadýðý dönemde,
çevresinde olanlarýn görüp duyarak birbirlerine aktardýklarý, onun hakkýnda
çýkan rivayetler ve þiirlerindeki söylemek istediklerine bakarak onun kiþiliði v
e
karakter yapýsý hakkýnda bilgi sahibi olunabiliniyor.
Pir Sultan Abdal,halkýyla özdeþleþmiþ bir ozandý. Aradýðý herþeyin halkýn
içinde olduði inancýndaydý. Sayýn Ýlhan Baþgöz, Pir Sultan'ýn þiirleri hakkýnda
þu yorumu yapar."Onun þiiri insanlarýmýzýn elele verip de çektiði halay gibi,
bulgur gibi, ektiði ekin gibi,biçtiði ekin gibi imece ile dokunmuþ bir halk
kumaþýdýr."
Pir Sultan Abdal,þiirlerini not eden bir ozan deðildir. Anýnda çalýp
söylemiþ ve söyledikleri insanlar tarafýndan özümsenip gelecek kuþaklara
aktarýlarak günümüze deðin gelmiþtir .
Pir Sultan Abdal, gününün toplumsal isyanýna kucak açan, sömürüye,
horlanmaya, ezilmiþliðe, eþitsizliðe duyarlý bir öze sahiptir. Baþkaldýrý ruhu
uyandýðýnda þu dizeler düþer dudaklarýndan.
Gelin canlar bir olalým
Münkire kýlýç çalalým
Hüseyn'in kanýn alalým
Tevekkeltü taalallah
Özü öze baðlayalým
Sular gibi çaðlayalým
Bir yürüyüþ eyleyelim
Tevekkeltü taalallah
Açalým kýzýl sancaðý
Geçsin yezidlerin çaðý
Elimizde aþk býçaðý
Tevekkeltü taalallah
Pir Sultan'ým geldi cûþa
Münkirlerin aklý þaþa
Takdir olan gelir baþa
Tevekkeltü taalallah
Toplumun ancak bir araya gelmesi durumunda egemenin karþýsýnda
durulabileceðini söyleyen Ozan, elbetteki Osmanlýnýn dikkatini ve tepkisini
toplayacaktýr.
Haksýzlýðýn karþýsýnda da duramaz ya. Haram yiyenlere de söylenecek
sözü vardýr Pir Sultan Abdal'ýn.

Koca baþlý koca kadý


Sende hiç din iman var mý
Haramý helâli yedi
Sende hiç din iman var mý
Fetva verir yalan yulan
Domuz gibi daða dolan
Sýrtýna vururum palan
Senin gibi hayvan var mý
Ýman eder amel etmez
Hakkýn buyruðuna gitmez
Kadýlar yaþ yere yatmaz
Hiç böyle bir þeytan var mý
Pir Sultan'ým zatlarýnýz
Gerçektir þöhretleriniz
Haram yemez itleriniz
Bu sözümde ziyan var mý
* * *
Osmanlýnýn Ali, Alevi, Þah sözcüklerini yasaklamaya çalýþtýðý
dönemde Pir Sultan yine susmaz.
Çeke çeke ben bu dertten ölürüm
Seversen Ali'yi deðme yarama
Al i'nin yoluna serim veririm
Seversen Ali'yi deðme yarama
Ali'nin yarasý yar yarasýdýr
Buna merhem olmaz dil yarasýdýr
Ali'yi sevmeyen hakkýn nesidir
Seversen Ali'yi deðme yarama
Bu yurt senin deðil konar göçersin
Ali'nin dolusun bir gün içersin
Körpe kuzulardan nasýl geçersin
Seversen Ali'yi deðme yarama
Ilgýt ýlgýt oldu akýyorkaným
Kem geldi d idara taliim benim
Benim derdim bana yeter hey caným
Seversen Ali'yi deðme yarama
Pir Sultan Abdal'ým deftere yazar
Hilebaz yâr ile olur mu Pazar
Pir merhem çalmýþsa yaralar azar
Seversen Ali'li deðme yarama
* * *
Pir Sultan Abdal, dönekleri de bilir tarih boyunca. Anadolu halk
ayaklanmalarýnda binlerceyi bulan isyancýlarýn, Osmanlýnýn oyunlarý
sonucunda binlere düþtüðünü görür ve üzülür kendince. Onun için dönülmez
bir yoldur baþ konulan dava. Dörtlüklerinde buna da deðinir.

Koyun beni hak aþkýna yanayým


Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp mahrum mu kalayým
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Benim pirim gayet ulu kiþidir
Yediler ulusu Kýrklar eþidir
On iki Ýmam'ýn server baþýdýr
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadýlar müftüler fetva yazarsa
Ýþte kement iþte boynum asarsa
Ýþte hançer iþte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ulu mahþer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz gelir anda derilir
Piri olmayanlar anda b i li n i r
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Pir Sultan'ým arþa çýkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canýmýz
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
* * *

Pir Sultan'm dayandýðý daðlar vardýr. Hýzýr Paþa'nýn Osmanlýya


güvendiði gibi. Tanrý'ya olan inancýný hiçbir zaman yitirmez. Atýldýðý
zindanda dahi kurtuluþ umudu sönmemiþtir yüreðinde .
Rafýziliðin yasak olduðu dönemde yine sesini çýkaran Pir Sultan
Abdal'dýr. Hýzýr Paþa'dan baþlayýp, umudu olan Tanrý ile birlikteliðini
sergiler.

Hýzýr Paþa'nýn zulumu var ise


Ne yapayým benim de bir âhým var
Senin tuðlu padiþahýn var ise
Benim arkam kal'em bir Allah'ým var
Sol icra tanrýsý yatmaz uyumaz
Kimsenin hakkýný kimsede komaz
Hünkar saðýr olmuþ ününü duymaz
Masumlar boðdurur padiþahým var
Gönül verdim ikrar verdim Hayder'e
Geçmem beni etseler para pare
Ýrafizi deye çektiler dâre
Acab bunda benim ne günahým var
Pir Sultan Abdal'im yedullahýmýz
Bâtýna hûkm eder padiþahýmýz
Sahib çýkar miskin kul Allahýmýz
Þefaat edecek güzel þahým var
* * *
Pir Sultan Abdal öfkelidir de. Soyunu sopunu soranlara öfkesini sunar
birlikte, inkara da kalkýþmaz. Çünkü yakýþmaz ona. Gittiði yolu, gördüðü
yolu, geleneðinin özünü deyiþlerine katar.

Sofi mezhebimi neden sorarsýn


Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Gözlüye gizli olmaz ne ararsýn
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Eðnimize biz kýrmýzý giyeriz
Hâlimizce biz de manâ duyarýz
Ýmam Cafer mezhebine uyarýz
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Her kulun çýraðýn yaksa Hak yakar
Mümin olanlarý katara çeker
Aslýmýz On iki Ýmam'a çýkar
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Muhammed Ali'dir Kýrklarýn baþý
Aný sevmeyenin nic'olur iþi
Yezid.e lanetle atalým taþý
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Biz tüccar deðiliz alýp satmazýz
Erenler malýna hile katmazýz
Gönlümüz geniþtir biz kin tutmazýz
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
Ýlkbaharda açýlmýþtýr gülümüz
Hakkýn dergahýna gider yolumuz
On iki Ýmam'ý okur dilimiz
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz.
Pir Sultan'ým söyler ganidir gani
Evveli Muhammed âhýrý
Ali Anlardan öðrendik erkâný yolu
Biz Muhammed Ali deyenlerdeniz
* * *
Astýðý astýk, kestiði kestik bir Osmanlýnýn karþýsýna ancak inancý ve
direnciyle çýkabileceðini gösteren Pir Sultan Abdal, sazýyla ve sözüyle zalime
baþkaldýrmanýn tarihteki en güzel örneðini vermektedir.
O, bilir ki, insanýn insana kulluðunu kabul edemez, boyun eðmek onun
kitabýnda yazmaz. Hýzýr Paþa'nýn affýna sýðýnýp söylediði deyiþlerde Þah
kelimesini kullanmayabilir de, ama iþte o zaman Pir Sultan Abdal olamaz,
dönen dönsün ben dönmezem yolundan diyemez ve bugünlere devrimci
kiþiliðini de taþýyarak varamaz, tarihin o karanlýk kuyularýnda anýnda yitiverir
.
O, bilir ki, gerçekleri söylemek suç deðildir.Asýl suç; halký ezmek,
sömürmek, baský altýna almaktýr. Ona göre o suçu da Osmanlý egemeni
iþlemektedir.
* * *
Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu.lar
Ýbrahim Aslanoðlu, Pir Sultan Abdallar
Sabahattin Eyuboðlu, PiR Sultan Abdal
Pir Sultan Abdal, Ümraniye. Com
Psakd.org / yediuluozan
KUL HÝMMET

Yaza yaza geldik Yedi Ulularýn yaþadýðý dönem itibari ile yedinci olan Ulu
ozanýna.

Kul Himmet, Tokat iline baðlý Almus ilçesinin bugünkü adý Görümlü kasabasý
olan Varsýl köyündendir. Kaynaklara göre, XVI. Yüzyýlýn ( 16.yüzyýl) ikinci yarý
sýnda
yaþamýþtýr. Kul Himmet hemen hemen bütün nefeslerinde yaþamýnýn bir parçasý hali
ne
getirdiði, Hz. Ali, on iki Ýmamlarý ve Hacý Bektaþý Veli.yi büyük bir sevgi
yoðunluðuyla ve içtenlikle anlatýr.
Kul Himmet.in Pir Sultan Abdal.ýn çaðdaþý olduðu, onun etkisinde kalýp ,
toplumsal isyanlarýn giderek arttýðý o dönemlerde onun da Anadolu.nun sömürülen,
ezilen
her insaný gibi Osmanlý baskýsýna boyun eðmeyip eylemlere katýldýðý bilinmektedi
r.
Tokat.ýn Daduk köyünde ölen Pir Sultan.ýn oðlu Pir Muhammed belki de babasýyla a
yný
dönemde yaþayan Kul Himmet ile de görüþüyor olup, onun davetiyle Tokat yöresine
gidip
orada ölmüþ de olabilir.
Kul Himmet.in þiirlerine bakýldýðý zaman, Hacý Bektaþ Veli.nin yol ve erkanýný
öðretici bir þekilde þiirlerinde iþlemeye büyük özen gösterir. Bir Anadolu Alevi
sinin nasýl
olmasý, nasýl davranmasý hakkýnda da gerekli tembihleri þiirlerinde kulaklara ta
þýr. Kul
Himmet büyük bir olasýlýkla Hacý Bektaþ Veli torunlarýndan ve Postniþin Balým Su
ltan.ýn
kardeþi olan ve ondan sonra posta oturan Kalender Çelebi.nin baþlattýðý Osmanlýy
a karþý
baþkaldýrýda yer aldýðý sanýlmaktadýr.
Kul Himmet, yaþýyorken nefesleriyle, duazý imamlar.ýyla herkes tarafýndan bilin
en ve
tanýnan bir halk ozanýydý. O dönemde ve daha sonra yaþanmýþ dönemlerde Kul Hüsey
in ve
Kul Ýbrahim (Kul Ýbrahim Üstadým) mahlaslarýný kullanan ozanlarla þiirleri karýþ
týrýlmýþtýr.
Ozanlýk yeteneði üst seviyede bulunan ve Türkçe dilini çok iyi, ustaca kulanana
Kul Himmet.in þiirleri günümüzde bestelenip türküler olarak dillerde dolaþýrken,
Alevi
cemlerinde, halk toplantýlarýnda da nefesleri ve duazý imamlarý vazgeçilmezler a
rasýnda
yerlerini almýþlardýr.
Þiirlerinin taþýdýðý ocaða baðlýlýk, onun iyi bir tekke ve tarikat eðitimi aldý
ðýný da ortaya
koyar. Pir Sultan türü yazýyor olmasý onun etkisi altýnda kaldýðýnýn da en büyük
delilidir.
Hatta onun müridi olduðu da söylenir.
Kul Himmet, salt Alevi-Bektaþi ozanlarý deðil, olmayanlarý da derinden etkilemi
þtir.
Hacý Bektaþ Veli ile baþlayan hümanizm (Ýnsancýlýk) duygularýný þiirleriyle ins
anlara
taþýmýþ, tarikat ýþýðýnda beliren insan sevgisini Hacý Bektaþ Veli üzerinde yoðu
nlaþtýrarak
nesnel duruma getirmiþ, tanrý kavramýný bir varlýk olan insanla özdeþleþtirmiþti
r.
Aþaðýdaki þiirleri okuduðunuz zaman, bunlarýn size hiç de yabancý olmadýklarýný
göreceksiniz ve belki de o þiiri melodisiyle birlikte mýrýldanacaksýnýz.
Dün gece seyrim içinde
Ben dedem Ali.yi gördüm
Eðildim niyaz deminde
Ben dedem Ali.yi gördüm

Üç çerað yanar þiþede


Arslanlar gezer meþhedde
Yedi iklim dört köþede
Ben dedem Ali.yi gördüm
Kýzýl güller deste deste
Bergüzar yolladým dosta
Üç dolu mihmandan iste
Ben dedem Ali.yi gördüm
Cennet kapýsýnda duran
Kilidin mührünü vuran
Yezid.e kýlýcýn vuran
Ben dedem Ali.yi gördüm
Kanberi durur saðýnda
Salýnur cennet baðýnda
Musa ile Tur daðýnda
Ben dedem Ali.yi gördüm
Yüce daðlar coþkun coþkun
Kul Himmet.im aþka düþkün
Cümle meleklerden üstün
Ben dedem Ali.yi gördüm
* * *
Erenler Þah.ýna kimse eremez
Þah.ýn Kanberine kul olmayýnca
Her Kanberim diyen Kan ber olamaz
Edeb ile erkan yol olmayýnca
Arama ýrakdan vardýr yakýni
Gerçek olan talib bulur Hakkýný
Yükletmezler sana yolun yükünü
Bükülüp kametin dal olmayýnca
Cevahir yanmasa aþkýn oduna
Sikke yazarlar mý Þah.ýn adýna
Seni hiç korlar mý talib evine
Zer gibi sararýp kal olmayýnca

Mecnun olan gezer daim deþtinde


Aþkýn dolusunu tutar destinde
Seni taþýrlar mý baþlar üstünde
Mürþid nazar edüb gel olmayýnca
Derdmen olmayýnca gönül hak olmaz
Aþýklar olmayanlar sine çak olmaz
Kul Himmet.im eder vücud pak olmaz
Mürþid.i Kamil.den el olmayýnca
* * *

Divane gönlümüz geçmez güzelden


Mihrin yer eyledi tenden ya Ali
Benim arzuman.ým sensin ezelden
Gitmez muhabbetin candan ya Ali
Can-ü dilden sevenlerin canýsýn
Aþýklara methedmenin þanýsýn
Kusur görmez mürüvetler kanýsýn
Geçersin günaahdan kandan ya Ali
Müþkilini halledersin dostuna
Çaðýrdýkça eriþirsin düþküne
Kerbela.da yatan Ýmam aþkýna
Þefeat umarýz senden ya Ali
Nice yüz bin yýllar kandilde durdun
Ata.nýn belinde mader.e indin
Anýn için halký gümana saldýn
Bin bir dondan baþ gösterdin ya Ali
Tarikat içinde þems ü kamerin
Hakikat içinde zat-ý kemal.in
Ýstemem cenneti göster cemal.in
Kul Himmet göçmezden bunda ya Ali
* * *
Ezel meclisinde kýrklar ceminde
Muhammed nurunda bezendi Ali
Kýrklar ile bile ayin-i cem.de
Bu aþkýn sýrrýna özendi Ali
Ýlmin baþý dedi kendin bilesin
Muhammed.e dedi cem.e gelesin
Meydana getirdi aþkýn dolusun
Kýrklara þarabý sunandý Ali
Tuba aðacýndan aldý dört yaprak
Pençe-i abaya taksim kýlarak
Bir hýrka ayýrdý içinde erhak
Giyindi eðnine dolandý Ali
Mansur kabul etti Hakkýn darýný
Erenlere verdi külli varýný
Muhammed gösterdi Hakk didarýný
Ol nura garkoldu boyandý Ali
Hu deyub birliðe kuruldu erkan
Hakikat sürüldü dem ile devran
Sema.a kalktýlar cümle aþýkan
Kýrk kere meydaný dolandý Ali
Kul Himmet.im eder Hak muhabbete
Dahi yol gider mi birlikten öte
Muhabbetten kaçan eðri sýfata
Lanet-ullah dedi ilan.dý Ali
* * *
Her sabah her sabah ötüþür kuþlar
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Bülbüller gül için figana baþlar
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Kýsmetimiz kalbimizde buluna
Veyselkaran gitti Yemen yoluna
Arýyýz uçarýz kudret balýna
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Biz çekelim Ýmamlarýn yasýný
Ýþit gerçek erenlerin sesini
Ýmam Hasan içti aðu tasýný
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Arif olan eleklerden elendi
Talib olan Hakk yoluna dolandý
Þah Hüseyin alkanlara boyandý
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Ýmam Zeynel paralandý bölündü
Ol Ýmam Bakýr.a yüzler sürüldü
Cafer-i Sadýk.a erkan verildi
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Gönül kuþu kal evinde yuvasýn
Serime ya ahret ývgasýn
Ýmam Kazým Musa Rýza duasýn
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Þah Taki ba Naki nur olub gitti
Hasan-el Askeri er olub gitti
Mehdi maðarada sýr olub gitti
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Kanber Selman Fatma durdu duaya
Þehriban aðladý bindi deveye
Ýsa kahreyledi çýktý havaya
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Dört kitab yazýldý dört dine düþtü
Kur.an Muhammed.in virdine düþtü
Kul Himmet Pir.inin derdine düþtü
Allah bir Muhammed Ali diyerek
* * *
Allah medet ya Muhammed ya Ali
Günah kuyusunda zindana düþtüm
Gülbangý çekilen Bektaþ Veli
Yok mu gayretiniz dermana düþtüm
Fatýma ananýn taamýn tattým
Server Muhammed.e göz gönül kattým
Ýmam Hasan ile çok meta sattým
Þah Hüseyin düþmana düþtüm

Zeynel.i severek aþna.ya yettim


Bakýr.ýn izniyle musahib tuttum
Ca.fer Sadýk.ýn yolundan gittim
Necef deryasýnda ummana düþtüm
Kazým Musa Rýza.ya kavuþtum
Kerbela çölünde cenge giriþtim
Yezid Askeriyle hayli savaþtým
Yaralandý sinem al kana düþtüm
Taki Naki Askeri.dir nurumuz
Mehdi maðarada gizli sýrrýmýz
Cebrail önümüzce rehberimiz
Kýrklarýn ceminde erkan.a düþtüm
On iki Ýmam dergahýnda elim var
Gece gündüz sohbetim var demim var
Çok günahým var ya neden gamým var
Ali gibi Þah-ý Merdana düþtüm
Kul Himmet üstadým bu nasýl yazý
Lezzet verir þirin mahabbet tuzu
Ali.nin alnýnda zühre yýldýzý
Meyl-ü mahabbeti Selman.a düþtüm
* * *
Benim günahým çok senin katýnda
Allah bir Muhammed Ali el.aman
Sen kerem kanýsýn zahir batýnda
Allah bir Muhammed Ali el.aman
Fatýma Hatice Zehra da bile
Bir dilek dilersen Hasan da dile
Þah Hüseyin ile girdik bu yola
Allah bir Muhammed Ali el.aman
Zeynel Bakýr Caf.er üçü bir katar
Kazým Musa Rýza gözümde tüter
Deryaya garkolan ummana batar
Allah bir Muhammed Ali el.aman
Taki Naki Þah Askeri dostumuz
Yine arttý cümbüþümüz cuþumuz
Muhammed Mehdi penah.ýmýz baþýmýz
Allah bir Muhammed Ali el.aman

Derdimin dermaný sultan Yalýncak


Baðlanýp da bir ikrara kalýncak
Þefaat umarým senden ölüncek
Allah bir Muhammed Ali el.aman
Ciðerciðim kebab gibi çevrilir
Döne döne aþk oduna kavrulur
Gönlümün evinde harman savrulur
Allah bir Muhammed Ali el.aman
Kul Himmet üstadým on iki katar
On iki dükkanda metaýn satar
Dudu.lar kumrular o sesden öter
Allah bir Muhammed Ali el.aman
* * *
Seyyah oldum þu alemi gezerim
Bir dost bulamadým gün akþam oldu
Kendi efkarýmca okur yazarým
Bir dost bulamadým gün akþam oldu
Ýki elim gitmez oldu yüzümden
Ah ettikçe kan geliyor gözümden
Kusurumu gördüm kendi özümden
Bir dost bulamadým gün akþam oldu
Bozuk þu dünyanýn temeli bozuk
Tükendi daneler kalmadý azýk
Yazýktýr þu geçen ömüre yazýk
Bir dost bulamadým gün akþam oldu
Kul Himmet üstadým ummana dalam
Gidenler gelmedi bir haber alam
Abdal oldum þal giyinip dolanam
Bir dost bulamadým gün akþam oldu
* * *
Gül bittiði yeri bilirim dersin
Bilir misin benlik þeytana düþtü
Cevahir madenin bulurum dersin
Cevahir bulanlar hüsrana düþtü
Ben Ali.yi gördüm mahbub çaðýnda
Selman.ýn çiðninde yolun saðýnda
Cennetten içeri Firdevs baðýnda
Bülbül figan eder Gülþah.a düþtü
Selman.ýn çiðninde bir civan geldi
Destur Þah.ým dedi elini aldý
Muhammed terini gül ile sildi
Ol zaman kokusu insana düþtü
Muhammed.i gören canlar aðladý
Sel sel olup ceþmim yaþý çaðladý
Cebrail Habib.in belin baðladý
Kýrklarýn ceminde erkan.a düþtü
Kýrklar geldi her çiçekden derdiler
Koklayuben yüzlerine sürdüler
Her destesin bir güzele verdiler
Gül Muhammed nergis Selman.a düþtü
Cennetin kapusun kýrklar açtýlar
Tohumunu yeryüzüne saçtýlar
Bir üzümün ezip suyun içtiler
Size mescit bize meyhane düþtü
Kul Himmet üstadým dilek diledi
Seyyah olub þu alemi eledi
Arafat daðýnda bir koç meledi
Ýsmail önünce kurbana düþtü
* * *
Hakk.dan bir sevda geldi serime
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Yalvarýrým Hacý Bektaþ Pirime
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Ali Ali diye aðlar gezerim
Fatýma ananýn hayalini sezerim
Þehriban anada kaldý nazarým
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Muhammed Ali.dir çeþmenin gözü
Hasan Hüseyin kabul et biz
Zeynel Bakýr ile sürelim izi
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Ýmam Ca.fer Musa Rýza
Size her dem niyaz seza
Taki Naki Ýmdat bize
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Hasan Askeri.ye vermiþiz ahdi
Maðrada sýr olan Muhammed Mehdi
Bunca muhibbaný aþkýna yakdý
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Mürþid buyruðuna iman eylerim
Eriþ Þah-ý Merdan dilek dilerim
Bu sinemi aþk okuyla delerim
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
Kul Himmet üstadým kaynadý coþtu
Hýzýr Nebi Hýzýr Ýlyas ulaþtý
Üç güzel sevdasý serime düþtü
Mustafa Murtaza Hayder aþkýna
* * *
Süzülüp güvercin donunda gelen
Doksan bin eren.in nasibin veren
Darý çeç üstünde namazýn kýlan
Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a
Güvercin donunda gelib oturan
Eksik iþi tamamýna yetiren
Kara taþý hamur gibi yuðuran
Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a
Parmak tutup yuvak taþýn kaldýran
Mucizatýn cümle aleme bildiren
On iki öküzü bir kazana dolduran
Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a
Ak pýnar diyorlar çaðlayýp akar
Seksen bin evliya delilin yakar
Doksan bin rum eri gülbankýn çeker
Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a
Kul Himmet üstadým bu Pir.in sesi
Cihan.a kar eder onun nefesi
Cümle ocakzade.nin ser çeþmesi
Hakk der yalvarýrým Hacý Bektaþ.a
* * *
Bir ihsan edersen vaktinde eyle
Geçti yiðit ömrün gel kerem eyle
Söylersen Muhammed Ali.den söyle
Þeker dudaðýnla bal kerem eyle
Bektaþ Veli.de kaldý nazarým
Fatýma anaya vardýr niyazým
Abdal olmuþ kapý kapý gezerim
Abdal boynu bükük gel kerem eyle
Hasan Hüseyin.in sevgisi canda
Kaynayýp coþuyor gevheri kanda
Hýzýr Nebi ile ulu mekanda
Çaðýrdýðým yerde bul kerem eyle
Ýmam Zeynel ikrarýný güderim
Bakýr Ca.fer katarýný yederim
Yurdunuza garib gelmiþ giderim
Kazým Musa Rýza yol kerem eyle
Taki Naki Þah Askeri nurundan
Onlar bilir ancak Ali sýrýndan
Din serveri Muhammed.in terinden
Yüzüme sürmeðe gül kerem eyle
Mehdi-i Rasule ben bir çakerim
Hayli demdir intizarýn çekerim
Ah ederim göz yaþýmý dökerim
Çeþmim yaþlarýný sil kerem eyle
Kul Himmet.im sizi nasýl bilirim
Kimim var ki peþinizden gelirim
Ýmam Ali eþiðinde ölürüm
Cenaze namazým kýl kerem eyle
* * *
Her bir söze sakýn dilin uzatma
Doðru söyleyene dilde nemiz var
Aybýn görüp elin gýybetin etme
Kendimiz görelim ilde nemiz
Nadana söz atýp dile getirme
Cahile uyup kendin yitirme
Her aðaç dibine varýp oturma
Meyvesi olmayan dalda nemiz var
Ýhtilaf çoðaldý okur kitaptan
Her baða girilmez oldu gazelden
Ayýrma gönlünü sen de sohbetten
Halk içinde kýyl-ü kalde nemiz var
Herkese kaþ çatýp fena söyleme
Helalden gayrýya minnet eyleme
Her güle gül diye hizmet eyleme
Dikende açýlan gülde nemiz var
Olur olmaz yerde çok sýr verilmez
Cümle bir sýfattýr kamil bilinmez
Her akan sulardan abdest alýnmaz
Yuvarlanýp akan selde nemiz var
Sakýn bir kimsenin metaýn satma
Bülbül gibi bezm-i gülþende ötme
Her gördüðün bala parnaðýn batma
Lezzeti çýkmayan balda nemiz var
Kul Himmet.im der ki bu sýr Ali.nin
Pirim Hünkar Hacý Bektaþ Veli.nin
Kurbanýyým erkanýnýn yolunun
Kýrmýzýlar giydik alda nemiz var
* * *
Evvel Allah deyip yola gelenler
Dilinden mabudun koyma divane
Ayaðýn kayarsa bakana yapýþ
Sakýn bir kardaþtan bilme divane
Sen de varýp el iþine karýþma
Þeytanýn atýna binip yarýþma
El sana iliþsin sen ele iliþme
Ko desinler sana deli divane
Sen de varýp elin kuyusun kazma
Kuyuya düþersin yolundan azma
Barýþ hasmýn ile küsülü gezme
Yüzü kara götürürler divana
Sen de varýp elin yükün getirme
Serseriye varýp aklýn yitirme
Demircinin dükkanýna oturma
Üstüne bulaþýr kara divane

Mümin yola gelir yoldaþým gibi


Halimden bilirse kardaþým gibi
Müminin gönülü ibriþim gibi
Dolaþtýrma çözemezsin divane
Kul Himmet.im hak nefesin haklarým
Hak nefesin kalb evinde saklarým
Hayati yüklemiþ ben de yüklerim
Kalk gidelim senin ile divana
* * *
Yedi iklim dört köþeyi dolandým
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
Kýsmet verip alemleri yaradan
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
Bir ismi Ali.dir, bir ismi Allah
Ýnkarým yoktur, hem vallah billah
Muhammed, Ali yoluna Allah eyvallah
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
Ol kudret bendini kýrdým, gark ettim
Sarý öküz tüyün saydým, fark ettim
Arþ-ý muallayý gezdim, seyrettim
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
Ali gibi er gelmedi cihana
Ona da buldular türlü bahane
Yedi kez vardým ben ulu divana
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
Cennet bahçesinin nedendir taþý
Ýncidir topraðý, hikmettir iþi
Yüz yirmi bin peygamberler baþý
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
Kul Himmet.im eydür, kýrklara beli
Dilim medhin söyler, aslýmýz deli
Evveli Muhammed, ahiri Ali
Ben Ali.den gayri bir er görmedim
* * *
Nurdan kuþak kuþattýlar belime
Hakk Muhammed Ali geldi dilime
Ýndim gittim on iki Ýmam yoluna
Ýmamlar didarýn görmeye geldim
Derviþ olan bunda hýrkasýn ister
Var al rehberini mürþide göster
Yüküm lal ü güher bir satan ister
Kimin alýp kimin satmaya geldim
Hep muhibler mürþidine tapýlý
Duvarlarý lal ü güher yapýlý
Bir þehrim var yetmiþ iki kapýlý
Kimin açýp kimin örtmeye geldim
Kul Himmet.im göðe kim kimler uçtu
Ol Ýdris Peygamber çileler biçti
Suyu suya köprü kurup kim geçti
Erenler didarýn görmeye geldim
* * *

Pervaneyi aþk oduna yandýran


Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Dalga dalga vurup deryalarý coþturan
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Mansur.u öldürüp darda astýran
Çekip Zülfikar.ý taþý kestiren
Miraç.ta Muhammed.e niþan gösteren
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Fani imiþ þu dünyanýn ötesi
Söylerim sözümü var mý hatasý
Hasan ile Hüseyin.in atasý
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Zindanda Zeynel.in payýný veren
Muhammed Bakýr.ýn kalbine giren
Mahrum kalmaz dergahýna yüz süren
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Ýmam Cafer Kazým Musa Irýza
Mümine irahmet Yezid.e ceza
Sahib-i Zülfikar hulk-ý ýrýza
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Taki Naki hem dertlerin devasý
Hasan-ül Askeri Mehdi likasý
Muhammed Mustafa sýrr-ý Hüdasý
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle
Kul Himmet.im ziyan etmez karýnda
Her kulun bir sevdasý var serinde
Dünyada ahrette mahþer yerinde
Aman Þahý Merdan sen imdat eyle

Kaynakça: A. Celalettin Ulusoy, Yedi Ulu.lar


Psakd,org / yediulular

* * * * *

S O N

Anda mungkin juga menyukai