Net
(
)
~~ü!~
ANLAMAK içiN
5
HAZIRAN 2009 - 5 TL
KKTC Fiyatı 6.25 TL
ISSN 1308-7878
11111111111111111111111
9 771308 787801
miL
American Express® sahiplerine
EN LEZZE1~Lİ YEME~:LER
EN ÖZEL İNDİRİMl/ER
American Express®Selects üyesi
seçkin restoranlarda
% 10-%20 arası özel indirimler
bu bahar sizi bekliyor.
RESTORANLAR
KONAKLAMA
Bütün babalar
özeldir
26 Yeniçerüer
466 yıl boyunca...
imparatorluğun
kaderini belirlediler.
Bikininin altı,
plajın üstü
Bazıları silinmez izler Osmanlı Devleti'nin Adetleri, aletleri, duaları, Deniz mevsimi açıldı. ..
bırakır. Ahmet Rasim vurucu gücüydüler. mühürlerinde ve bugüne 1907'den günümüze mayonun
Barkınay'ın kızına "işlediği" Savaşta pervasız uzanan izleri, remizleri ve ve plaj modasının seyri. Deniz
mektuplar sevgi tarihine kahramanlık1arı, barışta mezar taşlarında yaşamaya hamamlarından bikiniye, Süreyya
yazıldı. gündelik zorbalık1arıyla devam ediyorlar. Plajı'ndan bugüne ...
........ .. ... . .. . ... . ... .... .. . . ..... .. . . . .. . ... .. . . ............ .. ...... . . . ..... . . ......... . . . ......... . ...... . . .. . . . .. . . .. . . .... . .. . .. . . ....... ... ... . .... . ..... . .. . . . . .... . . .. . . ..... . .. .
HER AY
06 Okurdan
09 Haberler
16 O Kadar da Değil
Derya Tulga
20 Tarihte Bu Ay
21 Tarih O lanlar
22 Ayın Fotoğrafı
50 Dün / Bugün
65 Sahaftan
Nedret İşli
66 Kağıt Üzerinde
Enis Batur
68 Silinmeyen İmzalar
Haluk Oral
70 Kitap
74 Anadolu'nun Ustaları
Ahmet Yeşiltepe
76 Evliya Çelebi
77 BaBuDiyar
BünyadDinç
82 Cahillikler Tarihi
83 Tavanarası
90 Net tarih
91 Ajanda
96 Bulmaca
Sedat Yaşayan
97 Bilmece
Nevzat Erkmen
98 Zamanın İzinde
İsenbike Togan
•• • • • • • • • •• • •• •• •
Mektuplar-mesajlar
• •• • • ••• • • • ••••• • • • •• • •• • •• • • • • • • • • • • • •
i
• • • • • • •• •
i
• • •••
Bulmacadan bilince
Ayrıntılarda gizlenen şeytan, doğru çözümü bize ulaştırdı. Fenerbahçe
geçen ayki sayımızın bulmaca Kimi özel okurlarımız ise, propagandası
sayfasında kendini gösterdi. web sitemizde henüz doğru Ne üzücü ki
Sorular doğru olmakla birlikte, kareler yayınlanmadan; doğru derginin kapağında
kareli alan bir önceki aya aitti cevapları bularak ve bunlara Fenerbahçe'nin 1912'deki
ve çözüm imkansıza yakındı. göre doğru karelendirmeyi ilk şampiyonluğu konu
ıWGÜNU
Bulmacayı hazırlayan Sedat yaparak bize yolladı. Hatta edilmiş. Dergiyi aldığım ,\;-':1 ,\:'1;\1\ ı çiN
Yaşayan'la en ufak bir ilgisi bunlardan biri olan, DPT'de gibi rafa bıraktım MAY IS 2009
KK ıeh vlı, 6 <:5
5 TL
tı
. .. .. . . . .. . . . . . . . .. . .. . .. . . .. .. . .... . . .. . . . ....... . .. . .. . . ... .. . .. .. . . . .... . . . . ... ... . .. ... . . .. .. . . . .... .. . .. ...... . .. ... . .... . . . . . ... . . . . . . . . . . . ... . ..... . ... . . .. . . .... . . . . . . . . ..... ... ...
_ik GÖRSELYÖNETMEN
Füsun Turcan Elmasoğlu
KÜLTEPE TABLETLERİ
Ön der
Karikatür tarihe ~~~ Öne rbay' ın
sahip çıktı karikatürü
Karabağ düğümü
ÇOCUK GÖZÜYLE
ve hepsi kendi halkmdan vergi toplar. vurmamalı ki, Maşa'nın temennisini ger- dığı bir dönemde Transkafkasya'da etnik
çekleştirme yoluna koyulabilelim. adiyet, sınıfsal veya ideoloik bilinçten çok
MAŞA : Ama niye böyle aynımışlar?
daha önemliydi. Ulusal varlıklarını güven-
PETYA: Ne demek? Her ülke farklidır.
Rus ilhakı ceye almayan herhangi bir siyasal çözüm
MAŞA : Ama niye böyle aynımışlar?
Eskiçağ ve Ortaçağ'da Karabağ' ın kimlerin bölgedeki halklar tarafından kabul görmü-
KARLHEN : E çünkü, her insan kendi
egemenliği altında olduğu, kimlerin nüfus yordu.
anavatamm sever. yoğunluğuna sahip olduğu üzerinde bir Yine de, Karabağ, bütün Kafkasya
MAŞA : Neden ayn olduklanm mutabakat yok. gibi, Şubat devrimini heyecanla karşıladı.
anlamıyorum . Hep beraber olmak 1813'te çarlık tarafından ilhak edilen Şuşa'da partilerarası (Azeri-Ermeni) bir
daha iyi olmaz mıydı? Karabağ, coğrafi ve etnik özellikleri dikka- büro kuruldu ve karma bir heyet idari işleri
PETYA: Oyun oynamak için beraber te alınmadan yapılan 1868'deki idari taksi- yürütmekle görevlendirildi. Siyasi merkez-
olmak daha iyi, ama bu oyun değil, matta Tatar bozkırındaki bölgeyle bağlan lerde -Bakü ve Yerevan'da- olup biterrin
önemli birşey. dı. O tarihte Ermeniler Azerilere göre bire aksine, Ekim devrimi topluluklararası uyu-
MAŞA : Anlamıyorum .
iki azınlıktaydı. Yukarı Karabağ, Civanşir, mun değişmesine yol açmadı. Ama 1918
Cibrail, Şuşa'da ise Ermeniler açık bir bi- başında Transkafkasya Cumhuriyeti'nin
KARLHEN : Büyüyünce anlarsm.
çimde çoğunluktaydı. kurulmasıyla sınırların çizilmesi günde-
MAŞA : Öyleyse büyümek
Ermeni aristokrasisi geniş bir özerkliğe me gelince işler değişti. Temmuzda Kara-
istemiyorum.
sahipti. Yüzyıllar boyu Karabağ'da, Ermeni bağ Meclisi, özerkliğini ilan ederek, Azeri
L.N. Tolstoy, Vatanseverliğe Karşı,
yazar, devlet adamı, asker, entelektüel ve ki- ve Ermenilerden oluşan bir Komiserler
Yokuş Yaymlan, 2007. lise adamı yetişti. Rus fethine kadar Erme- Konseyi görevlendirdi ve Karabağ H alk
ni feodalitesi kendini korumuşsa da çarlık Hükümeti'nin temelini attı. Gandzak'ta
12 NTV TARiH HAZiRAN 2009
Azeri müzisyen Üzeyir Hacıbeyov (üstte solda)
ve ailesinin Şuşa'da 1915'te çekilmiş fotoğrafı
(üstte). Bir Ermeni ai lesinin 1900'lerin başında
çekilmiş fotoğrafı (solda).
(Gence) Nuri Paşa ve İslam ordusunun be- Şuşa çevresinde birkaç gün içinde altı bin mermi atmadan 27-28 Nisan gecesi girdi.
linnesi ve Osmanlı ordusunun 26 Eylül'de Ermeni öldürüldü. Haziran katliamı bütün Ertesi gün, Azerbaycan Sovyet Cumhuri-
Şuşa'ya girmesiyle hayli kırılgan olan den- Kafkasya'da yankılandı. Yerevan ve Tiflis'te yeti üç gün içinde Karabağ ve Nahçıvan'ı
ge bozuldu. Karabağ Meclisi, kendini ko- büyük gösteriler oldu. İngilizler müdahale boşaltma hususunda Ermenistan hüküme-
rumak için, Azerbaycan'ın egemenliğini etti ve Sultanov katilama karışmak veya tine bir ültimatom verdi. 26 Mayıs'ta Dro,
kabul etmeye karar verdi. Ama ekimde Er- müsamaha göstermek itham edilerek gö- Zangezur'a çekildi.
menilere karşı şiddet hareketleri karşısında revden alındı.
Zangezur'da bulunan Antranik Paşa, Kara- Ama haziran sonunda İngilizler Sovyet dönemi
bağ Ermenileri tarafından yardıma çağrıldı. Kafkasya'dan çekildikten sonra, Sultanov' un Moskova-Ankara yakınlaşması bölgenin
Kasımda Antranik Şuşa'ya yönelmişken, ı. silahlı müdahale tehdidi karşısında yal- sınırlarının çizilmesinde önemli bir rol oy-
Dünya Savaşı sona erdi. Osmanlı ordula- nız kalan Karabağ Meclisi boyun eğdi nadı. Transkafkasya ile Türkiye sınırı Mos-
rı çekildi, İngilizler Bakü'ye girdi. Şuşa'ya ve 22 Ağustos 1919'da Sultanov'la Bakü kova ve ardından Kars anlaşmasıyla çizildi.
birkaç kilometrelik mesafedeki Antranik, Anlaşması'nı imzaladı. Sovyetleştirilmiş Kafkasya cumhuriyetleri
İngilizlerden yürüyüşüne son vermesini Genel valinin nezdinde üç Müslüman arasındaki sınır meselelerinin halli için 25-
emreden bir telgraf aldı. üç Ermeniden oluşan bir konsey oluşturul 27 Haziran 1n1'de Tiflis'te toplanıldı. Er-
du. Şuşa ve Hankenti'nde garnizon bulun- menistan delegesi Ermenilerin çoğunlukta
İngiliz müdahalesi durma hakkı olan Azerbaycan, Ermenilere olduğu Gürcistan sınırlarındaki Ahılkelek
Aralıkta Şuşa'ya bölgenin statüsünü be- idari ve kültürel geniş bir otonomi tanı (%72) ve Yukarı Karabağ'ın (%94) ve-
lirlemek için bir İngiliz askeri heyeti geldi maktaydı. rilmesini istedi. kLeri Komünist Partisi
ve Karabağ ve Zangezur'un Azerbaycan'a Tarih tekerrür etti O) ve baskıyla varılan Sekreteri Kirov ise ülkesinde milliyetçiliği
bağlanması gerektiğini belirtti. 15 Ocak anlaşmanın sorunu çözmediği ortaya çıktı: tetikleyeceği için buna karşı çıktı.
1919'da Azerbaycan hükümeti İngilizlerle 22-23 Mart 1920 gecesi Karabağ Ermeni- Nihayetinde 4 Temmuz'da Stalin'in
anlaşarak Sultanov'u Karabağ ve Zangezur leri, Azerbaycan' a karşı ayaklandı. Kanlı ça- katılımıyla toplanan Kafkasya Bürosu,
yönetimine atadı. tışmalar Ermenilerin aleyhine oldu. Canlı Karabağ'ın Ermenistan'a bağlanmasına
Sultanov, Ermeniler için katliamcı ve bir ekonomik ve kültürel merkez olan Şuşa karar verdi. Kararın en yüksek merciye
Ermeni düşmanıydı; dolayısıyla bu gelişme yağma ve yangın yerine döndü. 13 Nisan'da götürülmesi teklif edilince, Orconikidze
Bakü ve Yerevan arasındaki gerilimi art- Dro (Taşnak devrimci General Drastamat ve Nazeretyan, Müslümanlar ve Ermeni-
tırdı. Sultanov göreve başlamaya gelirken Kanayan) geldi ve Azeri ordusunu etkisiz ler arasında ulusal barışın sağlanması için,
Karabağ Meclisi bölgeyi Ermenistan'ın ay- hale getirdi. Bu sırada KızılOrdu Azer- Karabağ' ın Azerbaycan'abağlanması, ama
rılmaz bir parçası ilan etti. baycan kapısına dayanmıştı. geniş bir otonomiyle donatılması gerekti-
İngiliz desteğindeki Sultanov'un 3 KızılOrdu, başta Enver Paşa'nın am- ğini açıkladılar. Aslında bu karar İngilizle
Haziran'da Azeri birlikleriyle Ermeni ma- cası Halil Paşa olmak üzere Osmanlı rin 1919'daki tasarılarının aynısıydı.
hallesini işgal etmesiyle başlayan olaylarda Türklerinin de yardımıyla Bakü'ye tek bir Sorun, canlı olduğunu 40 yıl son- ~
NTV TARiH HAZiRAN 2009 13
Gündemin Tarihi
Gürcistan Rusya
Hazar
Denizi
Ermen;stan (
Azerbaycan
DAtkıK KARABAG
Ermenistan işgalindeki
Azerbaycan toprakları Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan
Karabağ sınırları içindeki (solda) ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı
•
iran Azeri kontrolü
ilham Aliyev, 7 Mayıs 2DD9'da Prag'daki AB
binasında Minsk görüşmesi öncesi birlikte.
ra, 1963'te bir kere daha gösterdi: Yu- Ocak ayında Bakü'de 170 kişinin ölü- etti. Rus birlikleri ve daha sonra da onların
karı Karabağ'ın Ermeni yöneticileri, müyle sonuçlanan olayların ardından Er- kalıntıları, gerek silah satışıyla, gerek paralı
Azerbaycan'ın şoven politikalarından" meni Ulusal Hareketi ve Azerbaycan Halk askerlikle bölgedeki başka çatışmalarda da
şikayet eden 2500 imzalı bir dilekçeyle Cephesi'nden temsilciler Riga'da buluştu. 3 yer aldı.
dönemin Sovyetler Birliği lideri Nikita Şubat'taki bu görüşmede Ermeniler, kendi Aralık 1994'te Ermenistan ve Azer-
Hruşçov'dan bölgenin Ermenistan'a bağ kaderlerini belirleme hakkında; Azeriler baycan arasında Rusya'nın girişimiyle im-
lanmasını talep etti. sınırların ihlal edilmemesinde diretti ve zalanan ateşkes anlaşması uyarınca silahlar
Bugünkü durumu yaratan son sü- toplantılar sona erdi. susmuş durumda. Karabağ ve etrafındaki
reç, 1988'den itibaren Azerbaycan'ın Azeri toprakları Ermenilerin kontrolünde.
özerk bölgesi Yukarı Karabağ'da (188 Bağımsızlık ve işgal 1987-1994 arasındaki çatışmalarda 30 bin
bin nüfusun 150 bini Ermeni) ve Sov- Yukarı Karabağ 21 Eylül 1991'de bir refe- kişi öldü. rı
yet Ermenistam' nda yeniden canlanan randum yaparak %99.4 ilc bağımsızlığı ter- Mart 1992'de Avrupa Güvenlik ve İşbir •
bir hareketlenmeyle başladı. Karabağ'daki cih ettiğini bildirdi (Azeriler referandumu liği Konferansı bünyesinde kurulan, Minsk
bir Ermeni köyüne Azeri yönetici atan- boykot etmişti). 26 Kasım'da Azerbaycan grubunun en son somut önerisi 1997 tarihi-
ması ve cezalandırma önlemleri alınması, Yüksek Sovyeti, Dağlık Karabağ'ın özerk- ni taşıyor. Hukuken Azerbaycan'a bağlı, fii-
Karabağ' ın Ermenistan' a bağlanması tale- liğine son verdi ve başkent Stepanakert'in len bağımsız bir Yukarı Karabağ veya Azer-
binin yükseltilmesine vesile oldu. adını, eski adı Hankenti ile değiştirdi. 12 baycan ile bir "ortak devlet" önerilmekte.
Ocak ve Şubat 1988'de Ermenistan'daki Aralık'ta Dağlık Karabağ Cumhuriyeti Yukarı Karabağ'ı Ermenistan'a, Nahçıvarı'ı
Azeri köylerine yapılan baskı üzerine bağımsızlığını ilan etti. Sovyetler Birliği Azerbaycan'a bağlayacak bir koridor da çö-
dört bin Azeri Bakü'nün sanayi bölgesi 1991'de yıkıldığında Azerbaycan'ın Yukarı züm önerileri arasında anılmakta.
Sumgait'e göçtü. Şubatta Sumgait'te söy- Karabağ üzerinde herhangi bir fiili deneti- Ama Maşa'nın imkansız gibi görün-
lentilerle başlayan çatışmalarda 26'sı Er- mi sözkonusu değildi. mekle birlikte tek çözüm yolu olan ber-
meni, 6'sı Azeri 32 kişi öldü. 1988-1990 1992'de gerilim tam tekmil bir savaşa rak sesine kulak veren kimse yok. Savaşın
arasında "etnik temizlik", "arındırma" her dönüştü. Ermeni güçleri, Ermenistan'la acısını çekmiş olanların durumu ise yirmi
iki kesimde sürdürüldü. Dağlık Karabağ arasında bir koridor oluş yıl öncekinden daha iyi değil. Ermenistan
23 Mart 1988'de SSCB Yüksek Sov- turmak için saldırdı. 25 Şubat'ta Hocalı'da, nüfus kaybeden, abluka altında bir ülke
yet Prezidyumu, Dağlık Karabağ' ın aralarında kadın ve çocukların da bulun- Azerbeycan'da bir milyona yakın insan
Azerbaycan'dan ayrılması talebini reddetti, duğu 600'den fazla Azeri sivil katledildi; "kaçkın" konumunda, güç koşullarda evle-
ama toplumsal ve kültürel alanlarda reform Ermeni askerlere Rus askerleri de yardım rine dönmeyi bekliyor. •
yapılmasını da gerekli gördü.
Ruslara karşı bağımsızlık için her iki
ülkede muhalefet oluşmuştu: Azerbaycan
Milliyetler ve Sınırlar ı i
Halk Cephesi ve Ermeni Ulusal Hareke- "En kötüsü de kuşkusuz önceki yeniden toparlarken Rusya, isted iğ i her
ti. Ermenistan 27 Kasırn'dan itibaren top- yüzyıllardan miras kalan ve bundan sonra yerde, her an , nifak tohu m ları atabileceğini
yüzyıllarca süreceğe benzeyen 'nifak kanıııadı. Batı l ara gelince, onlar da eski
raklarındaki bütün Azerileri sımrdışı etme
ve nefret' tohumların ı n atılmasıydı. Bir inanç ları nı hiç değiştirmediler, kendi
kararı aldı. Her iki taraf mültecilerin kendi ideoloji ve imparatorluğun baskısından kıstaslarına göre 'iyileri' cesaretlendirip
iradeleriyle yer değiştirdiklerini iddia etti. kurtulmaya çalışırken Kafkasya halkları 'kötüleri' cezalandırmakla yetindiler ve
Moskova, 12 Ocak 1989'da, durumu kendi kim liklerin in bilincine ancak ötekini sonunda adına Kafkasya denilen bu çok
yadsıyarak varabilmişlerdi. Şimdi de karışık 'şey'i, orada ne yapacaklarını
istikrara kavuşturma ve milliyetlerarası
bu kimlik arayışı, bu ayrılıkçılık uğruna bilenlere teslim ettiler."
çatışmayı durdurma gerekçesiyle Dağlık özgürlüklerini feda etme noktasına gelmiş Stefanos Yerasimos, Milliyet/er ve SlIlIrlar,
Karabağ'a el koymaya karar verdi. Bölge bulunuyorlar. Kaybettiği imparator luğu Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu, 1995.
böylece Bakü'nün denetiminden çıktı.
14 NTV TARiH HAZiRAN 2009
,~:w::r:p' 'o!,. ,,.. -_. ,
~~ ............ ""'" ~~-'"
._-
"OLAGAN ŞÜPHELiLER" VE "X-MEN"iN YÖNETMENINDEN.
.Q.~~.~.~~ . ~.~.~.~.ğ.~.~. :::·:~~~~A.r~?~.c;~:.: . : :.:.:.: . :.::: :.: .:.::::::: : ::: : : .::.: . : .::: ::.: :.:.::.
MahIDut Şevket Paşa
ve Bardakçı'nın yanılgısı
abertürk kana- ses kaydı; paşanın, Hareket ğundan Bardakçı da duğu Barbaros
lında cumartesi Ordusu İstanbul'a girmeden şüpheye düştüğünden; Hayreddin'den,
geceleri yayın önce, 22-23 Nisan 1909 "kaydın yıllar sonra yapılmış Vahideddin'e kadar ünlü
lanan "Tarihin tarihinde Yeşilköy'de attığı olabileceği" ihtimalinden söz şahsiyetlere mal edilen nutuk-
Arka Odası" adlı programda, nutuk" şeklinde takdim edildi. ettiyse de; sesin Paşa'ya ait ları kapsayan kayıtları da var.
31 Mart İsyanı'nı bastıran Oysa kayıttaki ses eldeki olmadığını bir ihtimalolarak Bu arada "Bir Harbiyeli'nin
Hareket Ordusu Komutanı belgelere göre Mahmud dahi dile getirmedi. Müzik D enize Atılması" ve "Bir
Mahmud Şevket Paşa'ya Şevket Paşa'ya değil, dönemin tarihi alanında da uzmanlığı Yaralının Son Sözleri" adlı,
ait olduğu iddia edilen bir "Favorite Record" adlı taş tartışılmaz olan Bardakçı'nın, dramatik yönü abartılı kayıt
plak şirketinin Türkiye mü- ilgili kaydın yanda yayınladı ları da plak olarak çıkmış ve
messili Ahmet Şükrü Bey'e ğımız katalogundaki, üstelik çeşitli vesilelerle yayınlanmış
aitti ve olaydan iki yıl sonra Ahmet Şükrü Bey'in resmiyle tı. Konunun meraklılarının
kaydedilip yayınlanmıştı. Ses birlikte yer alan açıklamadan Ahmet Şükrü Bey'in sesine
kaydı, programın ilerleyen haberi olmaması çok zor: aşina olmaları gerekirdi.
dakikalarında "umumi arzu "31 vakası üzerine Selanik'te Herşey bir yana, Türk
üzerine" bir defa daha dinle- içtima edip İstanbul üzerine müzik tarihinde fonograf,
tildikten sonra, belki ekranına hareket eden orduya hitaben gramofon ve taş plak konu-
düşen bir mail'den esinle- Mahmud Şevket Paşa tarafın sunda yazılmış en önemli eser
nerek; belki de 22-23 Nisan dan irad edilen a.teşın nutuk. .. kabul edilen, Cemal Ünlü'ye
1909 tarihinde, Yeşilköy'de, Şükrü Bey tarafından." ait Git Zaman Gel Zaman adlı
.A;.)L.- ":, ;;,,1 ....,.~_ ~i J j i JI
açıkhavada, fonograftan taş Ahmet Şükrü'nün yine
J,
.:.(.... ..:. ..ı .:u\ J J~l::..\ "':" J .4,' eç?,,", eserde de (sayfa 160-162) bu
\.:.~ ,;5:;:. ':>Jı' ~\i..;' "'J~J\ ,j..ı..\ plaka geçirilmiş bir kaydın aynı yıllarda ve yine kendi konudan etraflı ve ayrıntılı
Jl.>i .:,..:.i l .j~-'!.\ .>IJ ,1 .j.w).
~ 4). & , '; ; :
nasıl bu kadar temiz oldu- sesiyle, dramatize ederek oku- olarak söz edilmişti .
asi m Ozan Kütah- hışırca yazı bir şeydir; onun lerine bağlayan fanteziler bile
~ v.:ııh..,.t kimi vauırlann da
yalı, 1895 yılındaki ölümüne kadar var günümüzde; Kütahyalı he-
_ i ._ .... ........ " ... "
Taraf gazete-
sinde "Özgürlüğün katettiği mesafe bambaşka bir veslendiği kadar ileri gideme- H istory of the Treatment ofthe
çarpıntısı" adlı şey. Bunun bırakın emperya- miş yani! Kendisi zaten sadece natives by the Europeam in all
köşesinde, "Batı-dışı dünya lizme arka çıkmak, sömürge Marx'ın "emperyalizm" sözünü their colonies (Sömürgeleştirme
hakkında Marx ve Engels'in halkları ile bile uzaktan- hangi anlamda kullandığını ve Hıristiyanlık. Avrupalıları
düşünceleri bütünüyle em- yakından bir ilgisi yoktur. bilse çok şaşardı. Bugünkün- Tüm Sömürgelerinde Yerlile-
peryalist nitelikteydi" diyor. Engels Güney SlavIarının den çok farklı, "kendi ağalığını re Nasıl Muamele Ettiğinin
Buna mesnet olarak da çeşitli da Osmanlı Devleti'nden dayatmak" mealinde, ekono- Anlaşılır Hikayesi) kitabından
alıntılar vermiş . Aynı yöntemle kopmasına gittikçe sertleşerek mik içeriği marjinal bir tanım yaptığı alıntılara, sömürge vah-
yapılan "seçme ce alıntılar"la, karşı çıkmıştır. Engels'e göre dı bu. Marx'ın, Kütahyalı'nın şetinin en iğrenç örneklerini
ünlü ikilinin Komünist bu durum Ruslara İstanbul'un da -canı isterse- anlayabileceği de ekler. Kimse Kütahyalı'dan
Manifesto'sunu da sadece bur- kapılarını açacaktı (MEW 34: başeserinin Almanca orijinali- 43 ciltlik MEW veya u~~suz
juva düzenini övmek amacıyla 235). Bu da devrim hayalleri- nin 779. sayfasında "kolonyal bucaksız MEGA ilc ömür
kaleme aldıkları kanıtlanabilir. nin sonu demekti. sistem", "en kaba güç"le eşan tüketmesini beklemiyor da
Engels'in, Emir Bu edilen laflara bakarak ı. lamlı kullanılır. Marx burada asgari bilgiye bile ulaşılamayan
Abdülkadir'in Fransızlara Dünya Savaşı'nın patlamasını William Howitt'in Coloniza- yerde laf ederken bir mülaha-
yenilmesinden sonra yazdığı Marx ve Engels'in düşünce- tion and Christianity. A popular zat hanesi bırakmak lazım.
"'marn ma
thieS\V1l,anruıi<OO1ipı!n
}ıı.k mınm nı•.ıı) ijoelıit okfutı.ınıı
t.r1.I\)'a(1lWd'KortogıWII'Ii~irıin
gaz ve toz
}'IJnl'I:lC'Iııı:ıın ı vaı-ırıKrn>lillç~Jı1lııı.y,
AUD Mus/ı.lll1.lrılal ij,rtııtı Lo' A'W'b şubes Star gazetesin in pazar ekinin
!it K.!ibnJYil·,~l klııııı bpb,ırııu 1ı;ı1;ırr....ıt61
lUJ'kla (I'Jn'Url ,.takJa~ Wlt!1ıledijtı " K,'Yı' Ş
hito:rı ııı Arım:,' mw.ımımıınırkleı1n sm.-ii:i
"bilim" s ayfa s ında normalde
rakıkahrnıruırıhkJıı.rmııı nlıutı , Kın-li 'ı.br,iıt
mmnık.'fil.ıeı I'Urko.>kmeriıı ınwl\,'\Jk'f'l)io:'
JıaıLlt:ir lll1lyumruklıırt)Ja1,'iııJi"skırlftilLl
spor ya z ı ları yazan Ali Sami
Rrtanıkçenbtri}'arılıı",lbıı.şıuıJcınıjf.ıded~
"
nJ R" a~rn-nkım'lfnınKorttt",l
ıtıll~tıi)lTIr'meı!:Irıdı;1-LdWıo,.'Amo:'I'1lU\ll(ınlıKı bilinen Ahmet Esat Tom ruk'u
Ermeniler, bilindiği (tugayını m' n'Jlırkçt!:ilı!nLrmcl1I!tc'rcUnııır.lıır ruııugul
lıiilj~. Hırlc mlu$I,Uıu I\.ın'i'· hIW"n ~nJ
Çanakkale'de, ANZAC'lara
nı\ırrtl~lıehr.. lııRl'ın-vl'emekhb~Vffiıı! "
gibi her fırsatta bizi demek isti- karşı s avaştı rmış. Bu kadarla
bitirmeye uğraşır. yor) Kore'ye taşıyan geminin Ancak, ı. Bu yazışma veya da kalmıyor. Ahmet Esat ingiliz
G eçen ay Star gazetesinde mürettebatından bir emekli telsiz konuşmalarında, Ermeni subay üniforması giyip düşman
yayımlanan bir haberin başlığı : binbaşı. Koreli bir albay da bu tercümanlarla herhangi bir cephesine geçiyor; ingilizcesinin
"Kore'de tercüman ihane- bilgiyi teyit etmiş. Türkçe iletişim kaydı yoktur. mükemmelliğinden dolayı kim se
ti" . Alt başlık: "Kore Savaşı Haberde hiç adı geç- 2. Türk tugayında oldukça ondan şüphelenmiyor ve silah-
sırasında Amerikalıların görev memesine rağmen, 1. Türk iyi düzeyde İngilizce bilen mühimmat ne varsa toplayıp
bizim tarafa getiriyor. Bitmedi.
verdiği Ermeni tercümanların, Tugayı'nın 1950 Kasım subaylar vardır.
Bunu savaş sırasında birkaç
kritik bilgileri saklayarak Türk sonundaki Kunu-ri muha- 3. Amerikan ordusundaki
kez tekrarlıyor. Son seferinde
birliğinin cephede savunmasız rebelerinden söz edildiği "Ermeni tercümanlar"a dair de tüm düşman ceph anesini
kalmasına ve büyük kayıp- belli oluyor. Gerçekten de bir belge ortaya konmamıştır. havaya uçuruyor.
lar vermesine neden olduğu bu muharebeler esnasında, H aberde ayrıca Türk Çanakkale konu sundaki
ortaya çıktı" (Türkçesini Amerikan 8. Ordusu'na bağlı birliklerinden 256 kişinin uydurma literatür bizde çok ileri
biz düzelttik). Habere göre, 2. Tümen birlikleri, büyük bir esir düştüğü belirtiliyor ki bu ama, bu kadarı görülmemi şti.
t ngilizce sıkıntısı çeken Türk karşı saldırı başlatan Çin kuv- da doğru değiL. Kayıp sayısı ingiliz Kemal , Çanakkale
sub aylarıyla sağlıklı irtibat vetleri önünde geri çekilirken; 201'dir ve bunların büyük muharebelerine katılmı ş mı
için, Amerikalılar Türkçe bilen düşmana çok daha yakın bir kısmının muharebede şehit bilmiyoruz ama, anl a tıl a n olayın
gerçekleşmesi mantıken ve
E rmeni tercümanlar tutmuşlar. bölgede konuşlanmış Türk olduğu, daha sonra esirler ara-
fiilen imkansı z .
Kaynak, L os Angeles'ta tugayına gereken hayati bil- sında olmamalarından dolayı
d" zenlenen bir anma top- gileri vermemiş, hatta zaman kesindir. ZORBULMACA
lantısında konuşan ve Türk zaman yanlış bilgi vermişti. 1. Türk Tugayı Kunu-ri'de,
Amerikan komuta kade-
me sinin son derece pasif ve
tugayı kaderine terk eden
tutumuna karşın, Tuğgeneral
Tahsin Yazıcı'nın inisiyatif
alan sevk ve idaresiyle, subay
~. .i
la 1· 1522'de Kanııni'nin Saint·jean şövalyelerinin
ve askerlerin fedakarlıkları e: korsaıılıkJarına son vermek için adaya düzenlediği
'n denız ve hava harekatı, 2· Tasdik etmek, tasdikle.
sayesinde hem tamamen 12 rnek... B~ru sesi, 3- Antalya'da Türkiye'nin en bÜ.
1 ,. ,J .......- '*:..: V.l ..1. . L~ _ ~ _ A T~ı _~ _ J...
imha olmaktan kurtuldu
hem de Amerikan zayiatının
çok daha yüksek bir seviyeye GUGUKDEÖİL
çıkmasına engel oldu. H al
böyleyken "Ermeni tercüman" Sami Selçuk'a
masallarını yaymak ve yayın selam olsun
lamak, hem Ermenilere hem Beccaria'mn in sanlı ğa Bildirisi
Türk askerine saygısızlık. adlı kı s a ve öz çalışmasında
•
BURHAN OGUZ (1919-2009)
Yüksek tarih
mühendisi
Mühendislik öğrenimi
gördü, üniversite
hocalığı yaptı; "Türkiye Halkının
Kültür Kökenleri" adlı çalışmasıyla
tanındı. Mektepli değildi ama, kültür
tarihçiliğimizin en önemli isimlerindendi.
MAsİs KÜRKÇÜGİL yandan da "Turancı olmakla birlikte ke- Partisi'ne katılır ama, aralık ayında bütün
.. ..... ... . ...... .. . . ........ .. .
sinlikle ırkçı değildi" dediği Nuri Paşa'nın sol parti ve sendikalar hükümetçe kapatı
(Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Killigil)
B
abası
subayolan Burhan Oğuz, lır. Böylece Burhan Oğuz'un aktif siyaset
varlıklı
bir ailen~n çocuğu olarak 1 Zeytinburnu'ndaki silah fabrikasında Çalı hayatı sona erer. Askerlik dönüşü, meslek
Mart 1919'da Istanbul'da doğdu. şır. Nuri Paşa, 2. Dünya Savaşı karanlığında hayatını 1963'e kadar Anadolu'da sürdürür.
Aile dostları ve akrabaları dönemin önde eski hülyalarının peşinde koşarken bir yan- Hakkari, Muş, Bitlis, Siirt... Askere gidene
gelen siyasetçileri, aydınlarıdır. dan da orduya silah satmaktadır. kadar Eskişehir'den başka bir kent görme-
Çocukluğunda Kandilli'deki yalıla Koşullar öylesine güvencesizdir ki miş olan Burhan Oğuz, artık Anadolu'n n
rında yapılan toplantılara Serteller, Cami Nuri Paşa'nın kendisi de 1949'daki Sütlü- en ücra köşelerinde hem çalışır hem de
Bey (Baykut), Sakallı Celal, İlhan Şevket, ce Faciası'nda işçilerle birlikte havaya uçar. elinde fotoğraf makinası, ilerde onu "kültür
Mehmet Akif'in damadı Muhiddin Akçor, Amcası Halil Paşa "bu ailenin kaderi; hiç- tarihçisi" olarak tanımamıza yol açacak bil-
üniversite hocaları, devrin önemli aydınları, birinin mezarı yok" diye dövünürmüş. "O gileri toplar.
örneğin İbnülemin Mahmut Kemal (İnal) ailenin narına yanmış milyonlarca gencin Bu dönemde proje mühendisi, şantiye
Beyler gelirlermiş. Yahya Kemal ise uzaktan hangisinin mezarı var ki" diye sorar Oğuz. şefi, küçük hidroelektrik santrallerinin ku-
bir akrabası. 1943 sonlarında Hasköy caddesinde bir rulması gibi bir dizi işte elektrik mühendisi
Beş yaşındayken babası vefat eder. An- tornacı dükkanı açarak kendi hesabına iş ku- olarak çalışır. Sonraki yıllarda, emekli olana
nesi birkaç yıl sonra, eşinin yakın arkadaşı, rar. İşçilerle çektirdiği bir fotoğrafa "Resmi kadar (1993) bir dizi şirketin kuruluşun
İttihatçıların bileği kuvvetli ünlü Yenibah- gören yabancı dostlarım bunu Germinal'e da ve koordinasyonunda
çeli Şükrü Bey ile evlenir. Burhan Bey'in benzetiyordu" diye not düşer. görevalır; 1979-84 yıl
soyadı, Yenibahçeli Şükrü'nün Kuvayı Mil- Burhan Oğuz'u siyasete, işçilerinden larında çeşitli üniver-
liye dönemindeki müstear isminden alınır: biri, tornacı Süleyman davet eder. 1946'da sitelerde yüksek lisans
Oğuz. kurulan Esat Adil'in Türkiye Sosyalist dersleri verir. •
Cumhuriydin kuruluş yılları ve "ilk he-
saplaşmalar" konusunda Atatürk'ün yakın
çevresinin dışında kalmış olanların haletiru-
hiyesini yakından izler. Ama Florya'daki ev- • Yaşadıklarim Dinlediklerim
lerini Atatürk'ün de ziyaret etmişliği vardır; • Türkiye Halkımn Kültür Kökenleri
henüz lise çağında olan Burhan Oğuz'la dil (5 cilt, 7 kitap)
meseleleri üzerine konuşmaları da anılarda • Türk ve Yahudi Kültürlerine
yer alır. Bir Mukayeseli Bakış
Burhan Oğuz, ilk ve orta öğrenimini • Mezartaştnda Simgeleşen inançlar
College Sainte-Jeanne d'Arc'ta tamamla- • Bizans 'tan Günümüze istanbul Suları
dıktan sonra, Saint Benoit Lisesini bitirir. • Düşündüklerim Yazdıklarım
Teknik Üniversite'ye girdiği yıllarda, bir
18 NTV TARiH HAZiRAN 2009
Geçmişi Yorumlamak,
Bugünü Anlamak için ...
Meşrutiyetten Cumhuriyete geçi şi bir de Nihal Atsız'ın manevı oğlu addedilen Altan
Mevlana'nın torunundan dinleyin, Ve led Deliorman, kültür tarihinden portreler
Çeleb i izbudak, postnişinlikte bulundu, sunuyor, Cemal Kutay'dan Ahmet Kabaklı'ya,
cumhuriyetle birlikte yirmi yıl milletvekilliği Ziyad Ebuzziya'dan Ayhan Songar'a on iki
yaptı. Saray, tarikat, meclis üçgenin in sıra değerli isim, Deliorman'ın nefis Türkçesi ve
dışı şahidinin hatıraları bu kitapta. akıcı üslubuyla ...
22 NTV TARiH HAZiRAN 2009 -
NTV TARiH HAZiRAN''!OO9 23
BABALAR GÜNÜ
i
i
i
~.
,<1 - T~ !'.id,
Ce.bec.-' - An.f'«r""
/'
.Yüz yıllık ve fa borcu
H yıl hazıra
er
' n ayının u.. çu" ncü pazar
.. .. kutlanan Babalar
gunu 'larak kutlanışının
Günü'nün,
yak-
dünyada resmı o, , 'var, Bu özel
ıllık bır mazısı
laşık ayrı göruş
,
doksan y la il ili iki
günün ortaya çıkışıy g lar bu günün
B i araştırmacı
mevcuİ. az'dan berı, kutlandığını söyle-
antik Roma bazıları Babalar
yip tarih belirtmezk~kn,ı Sonoro Sm at
"
Günü fikrının
Amerı aı
' h Bruce Oodd
Oodd ile erkek kar~~şı Jo rt:ya atıldığını
tarafından şlerin babaları,
100 yıl once o
d
D dd kar e
savunuyor, o .. k ba go" stererek
altı çocugunu ,y, i Kardeşler, ba-
- bü u ça
R. Sertaç Kayserilioğlu
sof~ tezkiresi: Yeniçerinin nüfus kağıdı gü~ü~üze Ç~k az sayıda örneği ulaşmıştır. Mehmed oğlu
Ocaga katılan her nefer için Orta veya Bölük çorbacısı Salıh ın, Ocagın .~01.
Cemaat'ine katıldığını gösteren tezkirenin,
ta~af~ndan bu belge düzenlenir; geçerli olması için Çorbacı cemaat ustası Suleyman Ağa ile odabaşı Mahmut Ağa
Aga !Ie Aşçı-ustanın mühürleri ile onaylanırdı. Sofa tezkireleri tara~ı~~~~ 1822 veya takip eden dört sene içinde düzenlendiği
Ocagın kaldırılmasının ardından yakılarak imha edildiğinden ' ve turunun son örneklerinden biri olduğu anlaşılıyor.
Kazan kaldırma, 4 Mayıs 1481 24 Nisan 1512 2 Nisan 1589 1 Nisan 1600
Başlar mızrakta Yavuz'un cülusu Ulufe isyanı Sipahi terörü
ayaklanma Düşük ayarlı akçe
Fatih'in ölümünü ii. Bayezid'in Sipahiler, düşük ayarlı
ve zorbalık gizleyerek Cem'in tahta şehzadeleri arasındaki ulufe akçesi yüzünden yüzünden eyleme
kronolojisi geçmesini amaçlayan taht mücadelesinde Divan-ı Hümayun'u geçen sipahiler, sarayın
1446'da Edirne'de Buçuktepe eylemiyle bastılar. Beylerbeyi rüşvet işlerini çevirdiği
Veziriazam Karamani Yavuz Selim'i
II. Mehmed'i Manisa'ya gönderip babası
Mehmed Paşa ' yı desteklediler; ii. Mehmed Paşa ile iddia edilen Yahudi
II. Murad'ı 2. kez tahta oturtan
katleden Yeniçeriler Bayezid'i tahttan Defterdar Mahmud kadın Ester Kira ' yı
Yeniçerilerin son ayaklanma girişimleri
başını mızrağa geçirip çekilmeye zorladılar, Efendi iii. Murad'ın parçaladılar. Oğulları da
1826'daydı ve Ocaklannın söndürülmesi,
kendilerinin de imhasıyla sonuçlandı. istanbul'da dolaştırdılar, Yavuz padişah oldu, fermanıyla idam edildi. idam edildi.
30 NTV TARiH HAZiRAN 2009
Seyyid Mehmed'le kimi inanç bozguncuların ı n,
Y
eniçeriıerin Bektaşiliğe bağ lı lığı, Ocak-
Iılara "nife-i Bektaşiye, subaylarına kötü ruhlar gibi Yeniçerileri etkilediklerini; daha
"Ağayan-ı Bektaşiyan" denilmesi çok sonra ları bir Bektaşi babasının Yeni Odalar'da
sonraki yakıştırmal ardır. Masal şudur: Orhan 94. Orta kışlasına oturduğunu; Hacı Bektaş'ta
Gazi, Suluca Kara Öyüğü'nde oturan Hacı post değişikliği olduğunda da yeni babanın
Bektaş Veli'den, kurduğu ordunun başarısı istanbul'a Ağa Kapıs ı 'na geldiğin i , kendi tacın ı
içi n dua etmesini ve bir ad koymas ını dilemiş . (sarığını) yeniçeri ağasının başına koyduğunu;
O da dua ederken bir askerin başına koyduğu Paşakapıs ı 'nda ferace giydirilen baban ı n, Hacı
cübbesinin yeni arkaya doğru sarkm ı ş . Duasını Bektaş'a dönünceye değin Yeniçerilerce konuk
"Adı yeni çeri olsun! Hak yüzlerini ak, pazuların ı edildiğini yazıyor.
güçlü, kılıçların ı keskin, oklarını öldürücü, kılsın" Devşirme kökenli Yeniçerilerin yaşam
diyerek bitirmiş. Hacı Bektaş, Orhan Gazi'den koşulları ve savaşç ı ruhları dikkate
ve Yen i çeriliğ i n ortaya çı k ı şından yüzyıl önceki alınd ı ğında , şer'i kurallara uyma ları
bir kim lik. Aş ı kpaşazade ve öteki ilk Osmanlı zor olduğundan, Müslüman lı klarını
tarihçileri bu öyküye ve Yeniçerilerin Bekta- Bektaşiliğe bağlılıkla sürdürebiimiş
şiliğe bağlı lı ğına değinmiyorlar. Cevad Paşa, olma l arı doğaldır.
(alarnet) kazılı bir mermer sütun dikiliydi. ler (Cemaat), 61'i Bölüklüler (Ağa Bölük- hüdası, Zağarcı
Padişah gelenek uyarınca ı. Ağa Bölüğüne leri), 34'ü Sekbanlar (Seymenler) idi. Her başı, Turnacıba-
mensup sayıldığından, bu bölüğün kışla Ortanın kimi ayrıcalığı, üstünlüğü ya da şı, Muhzır Ağa,
sında bir Taht-ı Hümayun Odası ve içinde özelliği söz konusuydu. Kuruluş yıllarında Büyük ve Küçük
de taht kuruluydu. Sıkça yaşanan yangınlar bin dolayında olan Yeniçeri sayısı, Kanuni Hasekiler, Başça
bazen Yeni Odalara da sirayet eder, yanan (1520-1566) döneminde 12 binde dondu- vuş, Kethüdayeri,
kışlalar yapılıncaya kadar bölük halkları rulmuştu. Bu hesapça 196 Ortadan her biri Yeniçeri Efendisi
Yenibahçe'de kurulan çadırlarda kalırlardı. 60-70 mevcutluydu. Yine 196 Ortanın ye- (Katip) idi. Orta
Orta mevcut1arındaki eksilmeler, Eski niçerileri arasından seçilenler, Korucu ola- komutanlarına ise
Odalar'dan ve Gelibolu Ocağı'ndan ge- rak İstanbul, Edirne ve Bursa saraylarının Çorbacı (Bölükbaşı)
len acemiliğini tamamlamış gençlerle ta- güvenliğiyle görevlendirilirlerdi. deniyor; ayrıca her
mamlanır; bu yetimler yazıldıkları odanın Ocağın komutanı yeniçeri ağası Ortanın, Odabaşı,
en kıdemsizi sayılırlardı. Saray Bostancı Süleymaniye'deki Ağa Kapısı'nda otururdu. Vekilharç, Bayrakdar,
larından ve Baltacılarından da yedi yılda Ağa Kapısı, Kum Meydanı denen bir avlu Başeski, Aşçı-usta
bir çıkma yöntemiyle Yeniçeriliğe geçenler ve talim alanı çevresinde köşkleri, harem denen subayları; Or-
olurdu. 16. yüzyılda Ocağın mevcudu,I 96 dairesi, ek yapıları olan bir saraydı. Ağadan talardan birkaçına
Orta (bölük) olup bunun 101'i Yaya Beğ- sonra gelen subaylar, Sekbanbaşı, Kul Ket- birden hizmet veren,
Hakkak Ser-cebeci, 1
Hakkı'nın
hakk ettiği
hakikat
"Muvaffakıyetim ancak Allah iledir" (Ve ma tevfiki illa billah) yazılı
mühürlerin çoğu l700'lerin meşhur ustası Hakkı tarafından yapılmış.
Y eniçerilerin, kuruluşlarından
lağvedilmelerine kadar bağlı
oldukları bölük ve cemaatlerin
2. Sadece remiz bulunanlar,
3. Odabaşı, usta, alemdar gibi
görev belirtenler.
amblemIeriyle, bu amblemIere Bunların dışında kalan "ağa
bağlı numaraları belirtmeleri mühürleri" ise ötekilerden
gelenek olmuştur. Bölüklerin daha büyük ebatta, 39 mm
ve cemaatlerin çok çeşitli olup elips formundakilerin
işaretleri, yani "remiz" olarak ölçüsü 42 x 52 mmye ulaşır.
isimlendirilen amblemIeri Bunlardan 1721-1791 ara-
vardı. Bu remiz ve numaraları sında yapılanlarda herhangi bir
Kul Muhammed
Yeniçeri O c ağı'na ba ğlı 76. Cemaat'in sa nc ağı. ilk defa, Kont Luigi Fernando Ağa i Silahdar,
numara ve remize rastlanılma
Marsigli tarafından 1732'de 1755. mış; ama silahdaran, sipahiyan
yayımlanan L'ttat Milita- gibi dergahlar belirtilmiştir. Bu
İmam, Zağarcı, Turnacı, Talimhaneci, So- ire de L'ernpire Ottornan (Osmanlı dönemde ağa mühürlerinin çoğu, dev-
lak gibi daha alt basamaklarda görevlileri İmparatorluğu'nun Askeri Durumu) rin meşhur hakkakı Hakkı tarafından
vardı. adlı eserde görürüz. Marsigli' nin hakk edilmiştir (kazınmıştır).
M eydan muharebelerinde merkezde kitabındaki "remiz"lerin bir kısmını
yer alan ve padişahı koruyan Yeniçeri- kendisinin gördüğünü ve bir kısmını
lerin, sefere gitmedikleri zamanlarda Et da çizdiğini; bulduğumuz mezar taşı
Meydanı'nda, Ok Meydanı'nda, Kum ve objeler üzerindeki remiz karşılaş
Meydanı'nda ok ve tüfek talimi yapmaları tırmalarından anlıyoruz. Bunların bir
kanundu. Talimhane de atış ve spor ala- kısmı da -ki yayımladıklarının yarısın
nıydı. Savaşlarda duruma göre eğri veya dan fazlası olduğunu diyebiliriz- tarif
düz yüzlü kılıç, ok-yay, fitilli tüfek, kürde üzerine çizilmiş veya çizdirilmiştir.
(kargı) , balta ve zemberek, savunma için de Bahsi geçen bölük ve cemaat
kalkan kullanırlardı. Koğuşlarda saz çal- remizlerinin bulunduğu yerlerden biri
mak, B ektaşi nefesleri okumak, cenk ma- Yeniçeri mühürleridir. Üzerindeki
s alları anlatmak Ocak adetlerindendi. çizimlere göre bunları şöyle sınıflan
İlk zamanlar disiplin tamdı. Kuralla- dırmak mümkündür: e
Kul ibrahim, 1817. ol
ra uymayan yeniçeriye, yere yatırılıp ~ c.!l
28-29 Eylül 1730 25 Mayıs 1807 16 Kasım 1808 28 Şubat 1821 16 Haziran 1826: Vaka-i Hayriye
Patrona Halil Kabakçı Mustafa Orduya karşı Sona doğru Tüfekle talimi kabul etmeyip kazan
Patrona Halil'in yönettiği Nizam-ı Cedid Sekban-ı Cedid Ulufe Divanı için kaldıran Yeniçerilere karşı Sancak-ı Şerif
kanlıayaklanmada, yeniliğine karşı adıyla modern bir ayaklanan ve türlü çıkarılıp, halk kutsal bayrak altına çağrıldı.
Sadrazam Nevşehirli başlatılan eylemlerde, ordu kurulmasına rezaletler sergileyerek Boğazlar Muhafızı Hüseyin Paşa, Topçu
Damat ıbrahim Paşa ve ayaklanmacıların başı karşı çıkan ve saraya yönelen Karacehennem ıbrahim Ağa, Yeniodalar'ı
kimi vezirler boğdurulup Kabakçı Mustafa'nın Alemdar Mustafa Yeniçeriler, halktan topa tuttular. Yeniçerilerin çoğu öldürüldü,
cesetleri sürüklendi. terörü sonucunda ııı. Paşa'yı alaşağı suçsuz insanları kaçanlar yakalandı. ii. Mahmud Yeniçeriliğin
ııı. Ahmed tahttan çekildi. Selim tahttan çekildi, etmek isteyen öldürmekten kökünün kazınmasını buyurdu. Vaka-i
ı. Mahmud cülus etti. İV. Mustafa cülus etti. Yeniçeriler ayaklandI. çekinmediler. Hayriye denen olayla Yeniçerilik son buldu.
NTV TARiH HAZiRAN 2009 33
80 değneğe kadar sopa vurulur; kimileri
"merd-i tımar", "merd-i kale", "defter çalı
YENİçERİ REMİzLERİ- - - : ı :
ğı" damgalamasıyla Ocaktan atılır; cinayet
işleyenler Rumelihisarı'nda boğulduktan
sonra ayağına taş bağlanıp denize atılırdı. Taşa atılan
Bu infazdan sonra hisardan top atılması
da usuldendi. Yeniçeriler bekir yaşarlardı. bölük ve
Yaşlanan veya çürüğe çıkanlar Oturak-
lar (emekli) sınıfına alınıp aylık bağlansa
da başıboş bırakılmaz; Ocak zabitlerinin
cemaat imzası
gözetiminde tutulurlardı. Ölenin terekesi Yeniçerilerin yaşarken vücutlarına
bedelinden borcu varsa ödenir, kalanı Kara dövme olarak yaptırdıkları
Sandık denen Orta kasasına konur; Bey- remizler, ölümlerinden sonra
tülmalcı burada biriken paraları çalıştım; da mezartaşlarına işlenmiştir .
nemadan ortak giderler karşılanır, ölen Asır farkı ile aynı remiz
Yeniçerilerin ailelerine yardımda bulunu-
başka şekillerde karşımıza
lurdu.
çıkabilmektedir.
Yavuz (1512-1520) zamanında padi-
şah oluruyla kimi yaşlı Yeniçerilere evlen-
me izni verildiğinden bu da adet olmuştu.
Bunların çocuklarına kuloğlu denir; ölen
O çok
smanlı toplumu üç kıtaya yayı l mış
babalarının ulufesini alırlar, ayrıca her yıl farklıkültür ve cemaatlerden
Çatalkalafat serpuşlu taşın alt kısmında
6 arşın donluk çuha, 15 arşın bez ve astar, o l uşmuş güçlü bir imparatorluk idi.
53. bölüğün remzi siyah ay var.
8 akçe de dikiş parası verilirdi. Ölü yeniçe- Bu imparatorluk içindeki grup ve cemaatler Karacaahmet'teki mezarda 1757'de ölen
kendilerine ait remizler (işaretıer-semboller) Bekir Ağa yatıyor.
rinin çocuklarına nan-haranlfodla-haran
kullanmışlardır. Osmanlılarda kullanılmış
denir, yani ekmek parası ödenirdi. Kul remizleri dört ana gruba ayırmak gereki- remizlerle ilgili en eski ve en geniş araştır
oğulları Acemi Ocağı'na yazılırlardı. yor: Askeri teşkilata ait yeniçeri remizleri, mayı ise ısmail Faz ı l Ayanoğlu (ö. 1974)
tarikatlara ait remizler, esnaf ve sanatkarlara yapmıştı r. Aya noğ l u'nun Milli Kütüphane'de
Rüşvet, bozgun, çürüme ait remizler, dinsel cifrler (islami veya gayrı halen neşredi l memiş halde bulunan 12 ciltlik
1582'yi izleyen yıllardan itibaren, rüşvet Islami), vefkler. kitabeler koleksiyonunda, bir kıs ı m remizli
Yeniçeri remizleri ise bölük ve cemaat taş l ar da vardır. Bu mezar taşlarındaki
veren herkesin yeniçeri yazılabildiği bo-
remizleri olarak ikiye ayrılır. Yeniçeriler remizler dikkate alındığında, konuyla ilgili
zuluş sürecine girildi. Öyle anlaşılıyor ki
evrakla rı nda, mühürlerinde ve eşyalarında en önemli kaynak kabul edi lmiş olan Comte
işsizlik arttıkça, Yeniçeriliğin cazibesi de
remizler kullanmışlardır. Yaşarken vücut- Marsigli ve Mahmut Şevket Paşa'nın eserle-
artmaktaydı. Giderek esnaf zümreleri de ları na dövme olarak yaptırdıkları remizler, rindeki remizlere uymadığı görülür.
ocağa yazılmanın yolunu buldular. Görece ölümlerinden sonra da mezartaşlarına işlen Yeniçeri remizleri, bayrak ve flamalarda,
Orta sayısı sabit tutulsa da, Bölük mevcut- miştir. Nitekim sofa tezkiresi adıyla anı l an çadırlarda, cepken ve gömleklerde, börk-
ları aşıp taştı. Mahmud Şevket Paşa'nın yeniçerilik diploması veya bir nevi kimlik lerde, barutluk ve kemerlerde, silahlarda,
belgesinde de renklendirilmiş olarak ilgili orta eşyaları (kap kacak, fener, kepçe , ibrik)
saptamalarına göre, İstanbul'da "yeniçeri-
Ortanın remizi yer a l mıştır. Yeniçeri mezar üzerinde, çad ı r direklerinde, önemli evrakta,
yim" diyen 45 bin kişi vardı ama, çoğunun
taşlarındaki remizlerle ilgili belgeleri e mu- özellikle sofa tezkerelerinde, mühürlerde,
askerlikle ilgisi yoktu. Asker geçinenler de kayeseli bir deneme yazıs ı nı, ilk defa 1979 kale ve k ı şla kapı l arınd a, Yeniçeri kahve-
savaşa gitmeyen disiplinsiz zorbalardı. Bu yılında Turgut Kut yapmıştır. "Ülkemizde hane ve çardaklarında, kolluklarda kazılmış
nedenle yenilgiler, bozgunlar, kul ayaklan- yangın tulumbasını ilk kez imal eden gerçek veya çizi l miş olarak bulunur. Ayanoğlu'nun
maları yinelenir olmuştu. Davut'un ve bazı tulumbacıların mezartaşla yaptığı ça lı ş m anın bir d iğer faydası da
Alınan önlemlerle 17. yüzyıl ortaların rı" isimli makalesinde, 12 kitabe ile tulumba Istanbul ve Edirne'deki bölük ve cemaatlere
remizli mezartaşlarını yay ım lamıştır. mensup ol an ların taşlarından, bu bölük ve
da sayı düşürülebilmişse de 18. yüzyılda
rüşvetle "esami pusulası" edinip ulufe alma L __ ~e~~~~.~~=_~z~~~rı ve üzerıer:~~_._ ~~~atıerin numaralarını ve remizıer:~_ _
ayrıcalığı edinmek kolaylaştı; mevcut 70-
'
:i7~'" 3 1
. ~~
,:1',
eşyaları
Yeniçerilerin profesyonel
ve özel hayatlarında
kullandıkları, bugün son
derece nadir bulunan eşyalar,
aynı zamanda ait oldukları
bölük veya cemaatlerin
işaretlerini taşıyor.
izzet Gündağ Kayaoğlu ... Türk folklor araştırmacısı ve seferdeyken kullandıkları güğüm, kahve güğümü, redeyse hepsinin üzerinde ilgili Yeniçeri Orta veya Bölü-
ve yayıncısı, yazar Kayaoğlu'nun ömrü müddetince leğen, maşrapa, sini, ibrik, kuşhane, tencere, sahan, ğünün işareti olan remzin ve ait olduğu askerin ismi ile
Anadolu'nun dört bir yanından toplayarak meydana tepsi, tas, lenger, kan leğeni, bakraç, tabanca ve tüfek yaptırıldığı (veya o kişinin tasarrufuna geçtiği) tarihin
>0>
getirdiği koleksiyon, 114 parça bakır ve pirinç objeden mekanizmalarını yağlamaya yarayan yağdan, barutluk yazılı olması. Koleksiyon yakın gelecekte kitaplaşacak
co
oluşuyor. Bunların arasında Yeniçeri leri n kışlalarında gibi eşyalar bulunuyor. Objelerin en önemli özelliği ne- ve bu alandaki büyük boşluğu dolduracak.
=================-=--=--=-=
..=
. -::-.:. .c::.::.. .-.::: J
"o
c:
<5 ~~_ ___________;;;.-______ :.:.--:::-.=--:::--:::-==-===-=-=-= ..__.. _. .-
38 NTV TARiH HAZiRAN 2009
B alıkçıl Tüyü: Yeniçeri Ocağı ' na
bağlı olan zabitlerden Samsoncubaşı,
Dardağan: Yeniçeri orta ve bölüklerine
mensup askerlerin kullandıkları bir başlık
Turnacıbaşı, Muhzırağa, Zağarcıbaşı, Orta türü.
Hasekileri ve Şuturban Alayı Zabitleri yani
Devecibaşı ile devecilerin tören sırasında E Hi Altı: İstanbul'da belediye işlerine
bakan yeniçeri bölüğünün adıdır.
kullandıkları başlıklarına taktıkları akse-
Bu bölüğün mensuplarının bir görevi de
su ardır.
Eminönü'ndeki Çardak ve Yemiş iske-
Bayraktar: Bunlara "Alemdar" da de- leIerine indirilen değişik çeşit malların
nirdi. Yeniçeri Ocağı'na bağlı orta, bölük gümrük işleri ve nakledilmesiydi. Mer-
ve cemaatlere ait olan bayrakları taşıyan kezleri de bu bölgeydi. İstanbul' da korku
yeniçeriye denirdi. salan yeniçeri bölüklerinin başında 56.
Bölük gelirdi.
Beşe: Aslı "betçe"dir ve "at-
~
o>
maca, yırtıcı kuş" demektir.
Yeniçeri askerleri içinde ocağa
F alakacı: Yeniçeri Ağası şehir -
de teftiş e çıktığında, uygunsuz
intisap etmiş, acemiliği geç- halde gördüklerini cezalandırmak için
miş olanlara "beşe" denirdi. yanında Ocağa mensup falakacılar
da bulundururdu. Bunların başına ise
Börk: Ocağın kaldırıldığı ~
" Falakacıbaşı" denirdi.
1826' ya kadar Yeniçerilerin
ğaKapısı:
A Yeniçeri
(yaya askerlerin)resmi baş
lığı yok. Beyaz keçeden
G elibolu Ağası: Gelibolu'daki Acemi
Ocağı'nın ağası olan komutana
imal edilen börkün tepe- denirdi. Ağanın bir yolsuzluğu olmadığı
ağasının mai- den kıvrılıp omuz altına kadar uzanan takdirde ölene kadar "Gelibolu Ağası"
yeti ile birlikte arka kısmına ise "yatırma" denirdi. olarak kalır, ölümünün ardından yerine
yaş adığı ve
müdürüdür. denmiştir .
Dört ortanın yayabaşısı yani komutanı, : de şehrin asayiş inden de sorumlu olmuş "kullukçu", kullukçuların komutanına ise
padişahın tören sırasında ikişerli düzende : tur. "başkarakullukçu" denirdi.
sağında ve solunda bulunurlar ve "Hünkar
: K aıafat: Yeniçeri Ocağı'na mensup ek Çadırı : Seferde bağlı oldu-
Hasekisi" olarak bilinirlerdi. Bunların ara- : yüksek rütbeli zabitlerin kullandıkları L eyı
ğu Bölükten yahut Ortadan firar
sında en kıdemli olanına da "Başhaseki"
: başlıklardandır . Bu başlığın , dışa gelen eden yeniçeri neferlerinin yakalanıp geri
I
.
denirdi.
stanbul Ağası: Istanbul'daki Acemi
.
: beyaz tülbendin önü "v" şeklinde sarılınış
: olan türüne ise "çatalkalafat" denirdi.
getirildikten sonra cellada verilip idam
edildikleri çadırın ismidir. Bu çadır, ordu
Ocağı'nın başındaki zabite "İstanbul kararg8.hının ortasına kurulurdu.
Ağası" denirdi. Acemi Ocağı yayabaşısı
: Kulluk: Şehirlerin güvenliğini sağlamak
ehterbaşı Süleymaniye'deki
ve bölükbaşısının tayini ve görevden alın : için yeniçeri orta ve bölüklerinden seçilen M Ağa Kapısı ' nda, sadece Yeniçeri
ması ile saray mutfağının odun ihtiyacının
: askerlerin nöbet tuttukları karakollara
"kulluk"; bu noktalarda görevli askerlere Ağası'na hizmetle görevli 19 kişilik bölü-
karşılanması işine bakardı. Bazı dönemler-
.i§i'BNiMı~ı~!P!!dt§3rnıı
' LU
u
L'STA
M I L I TAIR E
l'EM PI RE O TT OMAN.
rr-oo"u
..... _
.. . . .. . H
,
~T i .. DlC:Al)IUIC::I
'......
~ ı
····f"··
..... ..............
..... n" . . ....
,~.,
-.
........ H
.. .
fA I\ )1· L" CilMn OL' loi.\ ll' '' ;I. 1
T
•• ' . ·. . • ..
• • • ' . .. ,"' •• ,
...
.-~ ....
/ i aı ''' . 1 i t.
-
.. " 00 "
L'etat Militaire de
L'Empire Ottoman
Yeniçeri teş ki l atından
bahseden en eski ve
önemli kaynak, Kont Luigi
Ferdinando Marsigli'nin
çok say ı da gravür, harita,
plan ve cetvel içerir.
1?37'de Petersburg'daki
Fen ilimieri Akademisi
Matbaas ı 'nda tekrar
basılan kitap Osmanlı
içerir. Eserin tıpkıbas ı m ı
1972'de Avusturya'da,
yapılmışt ı r. Türkçe olarak
ilk defa Genelkurmay
Yayını olarak 1934'de
Osmanlı imparatorluğu'nun
Gülzar-ı Fütuhiit
Yeniçeri Ocağı ' nın son günleri
ve kald ı rılması ile ilgili önemli
kaynaklardan biridir. Bir diğer
ismi de, Risale-i Ocağ-ı Mülga'd ı r.
istanbul kütüphanelerinde üç adet
i
eseridir. 1732'de Devleti'nin kuru l uşu n dan Zuhur ve Terakkisinden yazma nüshas ı olan eseri, 1834'te
Amsterdam'da büyük 18. yüzyılın ilk çeyreğine inhitatı Zamanına Kadar Mısır'da ölen Şirva n lı Fatih Efendi
boyda bası l an kitap iki kadar ordunun durumu Askeri Vaziyeti ismiyle yazmıştır. Eser 2001 'de yen i
cilttir, toplam 352 sayfadır; ile ilgili detaylı bilgiler yayımlanmıştır. harflerle yayımlanmışt ı r.
ğün en kıdemlisine "mehterbaşı" denirdi.
Bunu ikinci mehter ve üçüncü mehter izli-
S ekban: Yeniçeri Ocağı 'nın 65. Ce-
maati sekban ortalarından meydana
hayattayken ileride ocağa kaydolmak için
aday yazılırlar ve babalarının ulufesinden
yordu. Osmanlı ordusunun resmi bandosu geliyordu. Bu cemaate mensup neferlere payalırlardı. Baba emekli olunca veya
olan "Mehterhane" ile ilgisi yoktur. "sekban", komutanlarına ise "sekbanbaşı" ölünce onun yerine ocağa kaydolurlardı.
denirdi ki yeniçeri ağası İstanbul dışında
N öbetçi Yeniçeri: Özellikle sınırlara
yakın kalelerde barış dönemlerinde
veya seferde olduğunda yerine sekbanbaşı Y eniçeri Ağası : " Ağa Paşa" da
denirdi. İmparatorluğun değişik
vekillet ederdi. Toplam 34 adet olan sek- bölgelerindeki bütün yeniçeri birliklerinin
görev yapan yeniçerilere denirdi. Nöbet
ban bölüklerinin bir bölüğü atlı, geri kalan başındaki en rütbeli kumandandır. 16.
süresi üç yılla sınırlıydı ve bu süreyi dol-
bölükleri ise yaya askerden oluşuyordu.
duran komutanlar ve neferler İstanbul'daki yüzyıla kadar Yeniçeri Ocağı'ndan seçilen
kışlalarına dönerlerdi. Seksoncu: Bunlara "samsoncu" da yeniçeri ağası, sonraki yüzyıllarda sarayın
denirdi. Ocağın 71. Cemaat'indeki bu tanıdığı ve padişaha bağlı kimselerden se-
O rta Camii: İstanbuL, Aksaray'daki
yeniçeri kışlası olan Yeni Odalar'ın
neferler padişahın av gezilerini düzenler, çilmeye başlanmıştır . Divan-ı Hümayun'a
katılma hakkı olmamakla birlikte, top-
av partilerinin dışında seferlerde ordunun
Kanuni Sultan Süleyman devrinde ve
konakladığı bölgeyi korumak için özel lantıdan sonra padişahın huzuruna çıkar
padişahın damadı Maktul İbrahim Paşa
olarak yetiştirilen av köpeklerine bakardı. ve baş başa görüşürdü. Resmi makamı
tarafından yaptırılan camiidir. Yeniçeri
Bu köpeklere "samson" veya "sekson"; bugün İstanbul Müftülüğü olan binaların
Ocağı ile ilgili birçok önemli iş , Ocak ileri
71. Cemaat'in başındaki çorbacıya ise yerindeki ahşap saraydı.
gelenleri arasında düzenlenen toplantılar
da ve bu camide görüşüıürdü. Daha sonra
ihtiyaca göre genişletilen cami, Ocağın
"seksoncubaşı ağa" veya "samsoncubaşı
ağa" denirdi ve kışlaları Tophane'deydi. Z 64. cemaat ortalarına
ağarcı : Ocağın
mensup askerlere "zağarcı" , bunla-
kaldırıldığı sırada II. Mahmud'un emri ile rın orta komutanlarına ise "zağarcıbaşı"
uturban Alayı: "Şuturban Ortaları"
tamamen yıktırılmıştır. Ahmediye Ca- Ş veya "Deveci Ortaları" da denirdi.
denirdi. Ortanın mevcudu, çoğunluğu atlı
mii ismi ile de bilinen bugünkü cami ise olmak üzere toplam
Ocağa bağlı 101 cemaatten ilk beşine N
1902'de inşa edilmiştir. 400 neferden olu- r:::
denirdi ve bu cemaatler siper kazmak ile
•• şuyordu .
O lüm Eri:
ayrılan
Yeniçeri neferlerinden
serdengeçtilere verilen diğer
yük taşımakla görevliydiler.
urnacı: Ocağın 68. Cemaat'indeki
bir ad. T neferlere "turnacı", bu cemaatin
Üss-i Zafer anlatmıştır. Kitapta teşkilatın Tarih-i Askeri-i Osmani KapuJrulu Ocaklan Yeniçeriler
Sahaflar Şeyh i-zade Esad kald ı rılmasından sonra sürgüne iki ciltlik önemli bir kaynaktır. ismail Hakkı Uzunçarşılı' n ın Reşad Ekrem Koçu tarafınd an
Efendi tarafından kaleme gönderilen Bektaşi şeyhlerinin 1882'de Erkan-ı Harbiye iki ciltlik araştırması, Acemi kaleme alınan ve 1964'te
alınan ve ii. Mahmud'un isimleri de verilmiştir. ilk miralayı olan Ahmed Cevad ve Yeniçeri Ocakları hakk ı nda Koçu Yayınları tarafından
emriyle devlet matbaasında baskısı 1828'de yapılan kitabın Paşa tarafından kaleme en kapsamlı eserdir. 1943'te bastır ı lan 336 sayfalık eser,
bast ırıl an en önemli Türkçe ikinci bas ı mı 1876'dadır. Kitap alınmıştır. Birinci cildi metin; yayımlanmış, 1984 ve 1988'de günün okuyucusuna hitabeden
kaynak. Ocağın bozuluşunu Avrupa'da da ilgi uyandırmış büyük boyda basılan ikinci cildi iki baskı daha yapmıştır. okunaklı bir üslupla kaleme
aktaran Esad Efendi, neden ve 1833'de Paris'te Frans ızca ise metni destekleyen taş baskı U zunçarşılı'nın eseri, alınmış popüler bir metin
yeni bir ordu ku rulması olarak yayımlanmıştı. 2005'te çok sayıda tablo ve gravürü bir yayımlandığı tarihten bu yana olmakla birlikte zengin içeriğe
gerektiğ in i de ikna edici bir dille yeni harflerle yayımlanmışt ı r. araya getiren bir albümdür. aşılamamıştır. sahiptir.
NTV TARiH HAZiRAN 2009 41
Mezar taşlarını
II. Mahmud
kırdırmadı
Sekbanbaş ı ismail
Ağa'nın Karacaahmet'teki
mezar taşı yakın geçmişe
kadar yerinde duruyordu.
Ve 1990'larda parçalanan
ta ştan geriye kalanlar...
Türkiye'nin Yetiştirdiği
Evrensel Nit elikte
Bir iktisatçı
or ut
orata'Y'TOPlUEserleriyıe L imge Kitabevı Yayınlan'nda ...
2305.
1 14 TL
ii 1980'11 yıııardO
Türkiye'de
ı
t(O<1WI-
IstanbUl"
AnadolU'dan
K<ıd<UI
YeniDünya
SOSyal • Dozeni
sınıfl~.r" sınıf profiııer! ~ Nereye
i Böıüşıım
I'
J,
t
iı
1 ,~ i
i
\
~
1940'lar 1960'lar
Çoğunlukla mini etekli Üreticiler korse Mayolar naylon ya da likra
mayolar daha kadınsı teknolojisini karışımı kumaşlardan
hatlara kavuşarak, mayolara da üretilmeye başlandı. En
1920'lerin modasıyla yer uyguladı. Saç önemli değişim iç çamaşırı
değiştirdi. Esther Williams modellerini gibi vücudu sarmalarıydı.
ve Dorothy Lamour gibi korumak için 1962'de çekilen James Bond
Hollywood yıldızlarının taktıkları boneleri filminde Ursula Andress
parlak deniz kıyafetleri, yapraklarla hafızalara kazınan beyaz
yüksek bacak kesimleriyle süsleyen kadınlar bikinisiyle denizden çıkarken
vücut hatlarını ortaya kafalarını hep izleyicileri büyülüyordu.
çıkarıyordu. suyun dışında
tutuyordu.
DE iz llE GÜNEŞ
BA!'lYO!..IlB.!
cı Louis Reard, ilk kez 5 Temmuz 1946'da Yu nan mitolojisinde evlenmek isteyen
Paris'te tanıttığı bu iki parçalı ve oldukça genç kızl arı n Ba kireler Tapınağı'nı
ziyaret ettikleri ve koca buldukl a rı
cüretIcir mayosuna bu bombaya imada bu-
efsanesinden esinlenerek yapılan bu
lunarak "bikini" adını vermiş, beli açıkta bı i. ,
yapı , sütunlar üzerine oturtulmuş bir
rakan ve o zamana göre "fevkaIade müsteh- kubbe şeklindeydi. \., ,ro
II"" " ,11/., ''',I}. 11'/1'"'''11'''''''
cen" bulunan bu mayo Vatikan tarafından Bakireler Tapın a ğı günümüzde kıyıya
ıi,,·.,<I, { .... i.
1 .. 1....... ".
ir- I.. I""
,.41>11
AYŞEGÜL PARLAYAN
.;..:
~
' C>
.9
o
li..
... . . .... . .. ... .... . .... . ........ ... ...... . .... . ............. . . . .. . . . .. . ....... . ....... . .. .. . . . ......... . ......... . .... . .. . ...... . ...... .. .... .... ..... .... .. .. . . . . ..... . . .. ..... ...... .. .... .
Sansüre karşı
32 yıllık yürüyüş
T ürk sinema tarihinde sansüre
karşı topluca yapılan ilk eylem,
5 Kasım 1977'de başlayarak
üç gün süren İstanbul-Ankara
arası yürüyüştü. Işıkçı, sesçi tüm
set işçilerinden, ünlü oyuncu ve
yönetmenlere kadar bini aşkın sinema
emekçisinin katıldığı, Beşiktaş'tan
başlayıp Taksim Meydanı'na devam
edem tarihi yürüyüşte, Hale Soygazi ve
Fikret Hakan da vardı.
Yeşilçam' ın neredeyse tam kadro hazır
bulunduğu yürüyüş için iki sanatçı
da bugün "bir daha bunun gibisi
olmadL Şimdi de sinemada bir sürü
sorunla karşı karşıyayız ama, protesto
ruhu kalmadığından bu kadar büyük
çaplı eylemler yapılamıyor. Sanırız o,
68 ruhunun devamıydı" diyorlar. O
zamanki yürüyüşü telefonla kendisine
bildirdiklerinde Bodrum'da bulunan
Fikret Hakan hemen otobüse atlayıp
İstanbul'a gelmiş. Tıpkı bugün biz o anı
yeniden canlandırmak için kendisini
çağırdığımızda hasta yatağından kalkıp
geldiği gibi.
Hale Soygazi ise 32 yıl önce taşıdığı
pankartı güncellemiş. Sinemaya en
büyük tehdidinin o zamanlar sansürken
şimdi otosansüre dönüştüğünü söylüyor.
Moda'da zaman
1 973 yılının Pazar gezmelerinden
birinde aile dostumuzun
objektifine yakalanmışız.
bugünün güzelliklerini de yaşadığımız
için ne kadar şanslı olduğumuzun
farkında olarak. ..
Yer, Moda Çocuk Parkı. Soldan sağa: İstepan Gedik
Ağabeyim Dikran Gedik (1960),
babam Simon Gedik (1929), annem
Akabi Gedik (1940) ve ben (1965).
8 Haziran 2008'de bu defa planlı
olarak aynı yerde poz vermişiz. İki
resimde de sadece objektifin açısı
kadar olan yeri görebiliyoruz. Ama
belleğimiz bizi eski ile yeni arasında
Fotoğrafçı Ömer Uzun, Taksim trafiğindeki yolculuklara çıkarıyor ve eskinin
zorlu çe~imden sonra rahatladı. güzelliklerini hüzünle anıyoruz. Tabii,
65 yıl önce bu ay, Müttefik M. TANJU AKAD kuyordu. Ne var ki büyük istila güçleri
İngiltere'yi dev bir kışlaya dönüştürürken,
güçler Nazi Almanya'sına ormandiya Çıkarması (Ope- artık geri dönüş noktası geçilmişti.
karşı Normandiya ration Overlord) 2. Dünya İngilizler rahat değillerdi; çünkü o
sahillerinde gelmiş geçmiş Savaşı'nın en kritik olayla- güne kadar Alman birlikleri eşit güçte-
rından biridir. Müttefiklerin ki her hasımlarını yenmeyi başarmışlardı.
en görkemli kombine başarısızlığı durumunda savaş Durumun değiştiğini gösteren bir kanıt
amfibik ve hava indirme yıllarca uzayabilir, çok farklı yoktu. Churchill belki bu nedenle Rusların
harekatını gerçekleştirmişti. bir dünya oluşabilirdi. Almanları daha da yıpratmasını bekleyebi-
1944 baharında büyük çıkarmanın lirdi. Amerikalılar ise zaferin en kısa yolu-
4.308 gemi, 3.467 özel yaklaştığı bütün taraflarca biliniyordu. Üç nun düşmanı tayin edici muharebeye çek-
çıkarma aracı, 9.901 uçak yıldır ülkesi yanıp yıkılan Stalin, yana ya- mek olduğuna inanıyorlardı. Kozları hava
ve 2.876.439 asker; 2. Dünya kıla ikinci bir büyük cephe istiyordu. Sa- üstünlüğü idi.
vaşı batıdan Almanya'ya doğru taşınınca, Sonuçta Amerikalıların dediği oldu;
Savaşı'nın kaderine el
Doğu Avrupa'da rahat hareket edebilmek çünkü artık tüm Müttefikleri onlar dona-
koymaya gidiyordu. Paris için hem Almanların hem de İngilizle tıyor, hatta besliyordu. Öte yandan kerhen
80 gün sonra kurtarıldı ama, rin Fransa'da bağlanması işine gelecekti. evet dedikleri İtalya seferine harcanan
Churchill ise tam da bu nedenle operas- kaynakların, esas muharebe olarak düşün
2 Mayıs 1945'te Berlin'i
eden KızılOrdu oldu.
yonları Balkanlara kaydırmaya çalışıyor,
bir yandan da çıkarmanın riskinden kor- taşıyor ardı.
,.. .
dtikleri Normandiya'dan çalındığı kanısını
"
M ilyonlarca ton betonla yapılan Atlan- arabuluculuğa girişmişken daha sonra von :i:~:,:::· i A i
ti.k duvarının aşılmazlığı efsanesi arkasında,
Almanlar iki noktada anlaşmazlık içindey-
Rundstedt'in görüşünü desteklemiştir.
Rommel her iki konuda da haklıydI.
~:ıN a. Ki T Artvindek, heye
hakk,nd bir rap
di. Rommel çıkarmanın Normandiya'ya Mrika'da Montgomery ile savaşırken, Müt- . onnandiyada 'Al ' ~i:':::
şJddeUi h .. ' man ar
yapılacağını savunurken; Batı cephesi ko-
mutanı Mareşal von Rundstedt düşmanın
tefik uçaklarının ihtiyatların hareketine
izin vermediğini görmüştü . Sonuçta Hitler
Ucuma başladıla
, İki şehri
Manş Denizinin en dar geçidinin Fransa Normandiya'daki 7. Ordu zırhlı ihtiyatı
ayağını oluştururan Pas de Calais'ye çıka nın kendisinden izin alınmadan harekete
cağı kanısındaydı. geçmesini yasakladı. Ne var ki Calais'deki
Diğer tartışma ise hareket tarzıylail- 15. Ordu'nun da Normandiya'ya intika-
giliydi. Rommd çıkarmanın plajlarda li önlenmeliydi. Bu sebeple Müttefikler,
karşılanmasını şart görüyor; ilk 24 saatte Pas de Calais'ye çıkarma yapacak göster-
denize dökülmezlerse zaferin düşmanda melik bir ordu kurarak başına en şöhretli
kalacağını ileri sürüyordu. Ne var ki inşası generalleri Patton'u getirdiler. Bu ordu,
na hız verdiği Atlantik duvarının engelleri karargahları, Almanların dinleyebile-
ve mayınları henüz çok eksikti. Von Rund- ceği telsizleri ve maketlerden oluşan üs-
stedt ise çıkarmanın geride tutulacak güçlü leriyle, tarihin en başarılı savaş aldatma-
zırhlı ihtiyatların kar ı hücumuyla püskür- casını gerçekleştirdi . Bu arada Müttefik
tüleceğini savundu. Hitler sanıldığından uçakları çıkarma yerini belli etmeyecek
daha uzun ~üren bu tartışmada önceleri şekild ~fgenin ulaştırma altyapısını ~
•
• • ••• •
•••••
HAZiRAN \94
ORMANDIYA
,.
• ••
... .
SS birlikleri arasına bile "Hint Lejyonu" sonunda ı.e~disini kabul ettirdi.
• ••
• • •
~
NTV TARiH HAZiRAN 2009 57
,
Normandiya'dan sonra
Berlin bllmecesi...
"Sovyet taarruzunun Ağustos ile Aralık 1944
arasındaki gecikmes i göz önüne a lın dığ ında ,
Ingiliz-Amerikan orduları Berlin'e Kızıl
Ordu'dan evvel giremezler miydi? 1944
Kasım baş ında, KızılOrdu ve Bat ılı ordular
Berlin'den hemen hemen eşit uzaklıktaydılar,
Rusl arın önünde 4.000 tankla üç milyon
Alman askeri ve I ng iliz-Amerika lıların önünde
1.600 tankla bir milyon Alman askleri vard ı."
(John Erickson, The Road to Berlin)
... ve cevabı
"Berlin ödülünün kaybıyla sonuçlanan
Eisenh ower'ın tereddütünün iki büyük askeri
* 4.414 Müttefiklerin çıkannanın ilk günü verdikleri ölü saiki vardı : Alm an başkentinde ç ıkacak sokak
çarp ışmalarının korkunç maliyetinden duyu lan
* 15.000 Müttefikler'in ilk günkü toplam zayiatı (Ölü, yaralı, kayıp, esir) korku (Berlin'in zaptının Batılı Müttefikl ere
* 9.000 Almanlann ilk günkü toplam zayiatı (Ölü, yaralı, kayıp, esir) 100 bin askere malOla cağını düşünüyordU;
* 425.000 Nonnandiya muharebelerinin tamamında İngiliz, Amerikan, oysa Ruslar Berlin'in zaptında 300 bin kişi
kaybettil er) ve kuvvetleri mümkün olduğunca
Kanada ve Alman birliklerinin toplam zayiatı
hızlı bir şekilde Pasifik cephesine aktarma
* 20.000 Muharebeler sırasında ölen sivil Fransızlar (kayıplann büyük ihtiyacı." (Ernest Mandel, Ikinci Dünya
bölümü, Müttefik hava saldırılan sonucu meydana geldi) Savaşı'nm Anlamı, Yaz ın Yayınc ılık)
Hitler'in taktik olarak dahi geri çekil- kuvvetleri imha edildi ve Müttefikler 25
meyi mutlak şekilde yasaklaması, Alman Ağustos 1944'te, çıkarmadan 80 gün sonra
komutanların elini kolunu bağlamıştı. Paris'e girdiler.
Hitler'in emrine uymayıp çekilenler hariç, Eylül başında savaşın 1-2 ay içinde bi-
çoğu bulundukları yerde öleceklerdi. Hit- teceği düşünülürken, Hollanda'da Mütte-
ler bu kuvvetleri harcarken Alman 7. Or- fiklerin hızı özellikle Arnhem bozgunun-
dusunu bitirici karşı taarruza (Unterneh- dan sonra yavaşladı. Almanlar mucizevi
men Lüttich) hazırlık için gerekli zamanı bir şekilde toparlanıp, Ardenlerde zaferin
kazandırmayı amaçlıyordu ki, bunda da eşiğine bile gelerek savaşı sekiz ay daha
başarılı olmuştur. Ne var ki von Kluge'nin uzattılar.
işi aceleye getirerek başlattığı saldırı 8 1944 yazında Normandiya'da bu dra-
Ağustos'ta Mortain ve Avranches arasın matik gelişmeler olurken, Ruslar doğuda
•
da kırıldı. Montgomery Caen'da Alman Varşova'ya kadar ilerlemişlerdi. Stalin bt-
zırhlı birliklerini tutarken, Normandiya'da ada durdu, Almanların ayaklanan Polon-
Patton komutasında oluşturulan 3. Ame- yalıları dinesıni bekledi (VistUl katliamı);
rikan Ordusu Cotentin yarımadasından KızılOrdu ancak 1945 ocak ayında tekrar
....-.......
fırlayarak Almanları kuşattı. Büy\ik Alm~n
• • •-.•
harekete geçecekti . •
• -~
MURAT BELGE
•
ISTANBUL'UN SAYFALARı
-'-
Murat Belge
rehberliğinde,
•
bir Istanbul
• •
gezısı ...
Roma ve Bizans
uygarlıklarından Osmanlı
İmparatorluğu'na;
kozmopolit Beyoğlu ve MURAT BELGE
çevresinden kendine has
mimarisi ve renkleriyle
B oğaziçi'ne, belli başlı
dönemleri ve eserleri üç yüz
elliyi aşkın renkli fotoğrafla
tanıtan bir kaynak kitap.
Bugün "HıNı "in yakın
tehdidi
altındaki dünya ; uzun yıllar nedeni
bilinmeyen, çaresi bulunamayan
hastalıklarla inledi. Tarih boyunca
salgın hastalıklar, insanlığın
kaderinde savaşlardan daha fazla
etkili oldu. Son 2500 yılın kitlesel
ölüm getiren salgın felaketleri. ..
FATMAÖZLEN
Osmanlı Devleti
~
'"
~ NOW VENEREAL DIS~E~
co
...:
"bize bir şeyolmaz"
ölümü tevekkülle kabullenen, hatta ümitle bekleyenler de
vardı. Yükselen ağırkadavra kokusunu hafifletmek için ceset-
dememişti
lerin arasına çiçek demetleri atılıyordu. çürümüş cesetlerin
kokusuna dayanabilmek için kuş gagası gibi maskeler takarak 1861 ve 1892'de imparatorluğu kasıp
çalışan hekimler ellerinden geleni yapıyor, ama onlar da di- kavuran koleraya karşı, ciddi önlemler
ğerleri gibi ölüyordu. Veba sadece altı yıl içinde Avrupa nü-
alınmış; Avrupa'dan uzman doktorlar,
fusunun yarıya yakınını, 20-30 milyon kişiyi öldürdü. Dünya
genelinde ise tahminen 75 milyon can aldı. ilaçlar getirtilmiş; bilimsel koruyucu
metotlar uygulanmıştı.
1490: Frenginin Rönesans'ı
15. yüzyıl sonlarından itibaren ortaya çıkan sifılis (frengi) tüm
Avrupa'ya yayıldı ve ölümcül seyretti. Cinsel yoldan bulaşan
hastalığın anavatanı Amerika'ydı. Hayatta kalabilenlerde de
hayat boyu geçmeyecek izler bırakıyordu. Suçlananlar yine
günahlcirlardı. Savaşlar çağında orduların kitlesel hareketleri,
yol aldıkları ve kamp kurdukları bütün istikametlere bulaşıcı
hastalıkları daha hızlı ve yoğun şekilde sürüklüyordu. Sifılis
1495 yılında Almanya ve İsviçre'ye, 1496 yılında İngiltere
ve H ollanda'ya ulaştı. 1497 yılında Vasco da Gama'nın tay-
fası, hastalığı Ümit Burnu'ndan öteye taşımış, 1498 yılında
H indistan'da salgın başgöstermişti.
Yeni Dünya'da ise Avrupalı lcişifler ve istilacılar ayak basa- Hattat Abdülfettah Efendi, hakkak James Robertson, 36.6 mm . -a.<ii
o
en önemli tedbir, sa l gının ülkeye girişine mış, şehir bölgelere ayrılarak sürekli denetim
MUZAFFER ALBAYRAK
engelolmaktı. Bunun için sın ı r kapılarında , altında tutulmuş, kolera vakası görülen evler
Kolera Hindistan ve civarında hemen her limanlarda, tren istasyonlarında karantinalar kardon altına alınmıştı. Tedbirler en ücra
zaman görü len bir salgın hastalık iken , kurulmuştu ve bunu standart hale getire- köşeden saraya kadar tatbik edilmekteydi.
1820'den itibaren coğrafyası dışına taşıp kı- bilmek için Ko/era Karanlinası Hakkında Hatta padişah tarafından yabancı ülke impa-
ta ları aştı. Hindistan kökenli bir salgın hasta- Nizamname başlığı altında bir kitapçık hazır- ratorlarına, krallarına yazı l an mektuplar bile
l ık olması dolay ı sıyla, yayılma yolu üzerinde lanarak dağıtılmıştı. Salgının zirveye ulaştığı dezenfekte edilmek için etüvden geçirilm i şti
bulunan Osmanlı Devleti de bu salgından her 1893-94 yıllarında, başta istanbulolmak üze- (Ama etüvden geçen kağıtlardaki mürekkebin
seferinde nasibini aldı. Bu salg ı nıardan en re bütün vilayetlerde kolerayla mücadelenin bozulduğu ve yazı yeniden yazılmak zorunda
ciddi sonuçlar doğuranı , 1861-65 ve 1892-95 na s ıl yapılacağı hususunda halkı bilinçlendir- kalındığından dolayı bundan vazgeçilmişti ) .
a rasındakilerdir. mek adına talimatnameler hazırlandı. Hastalığı takip edebilmek ve kontrol alt ı nda
Osmanlı sınırlarına koleranın sirayet etmesi Kolera ile mücadelenin organize olarak yürü- tutabilmek için ko lera vakaların ın gün gün
hemen her zaman iki yolla olm u ştur: Hindis- tülmesi için "Hıfzısıhha-i Umumiye Komisyo- yazıldığı takip cetvelleri hazırlanmıştı.
tan üzerinden gelen gemiler, kole rayı Basra nu" adıyla bir komisyon kurulmuş; izlenecek Üç yıl süren mücadele sonucunda kolera
Körfezi veya Kız ı ldeniz yoluyla ülke içine yol ve alınacak kararlar bu komisyona havale bertaraf edi l miş , ama binlerce kişi kurban
b u laştırmıştır. Koleranın Osmanlı toprakla- edilmişti. Avrupa'da kolera ile mücadelede verilmişti. Buna rağmen Osmanlı s ı hhiye
rı nda yayılıp bulaşmasında etkin d i ğer bir yol başarı kazanmış devletlerin tecrübelerinden teşkilatının 19. yüzyılın son salgınında kole-
da hac idi. faydalanıimış , orada kullanılan ilaçlar getir- raya karşı savaşta başarı l ı olduğu ve ciddi
1861 yı l ında Bağdat ' ta görülen kolera , üç- tiimiş, ha stalıkla mücadelede yardım almak tecrübe kazandığına şüphe yoktur.
dört sene içinde Kudüs, Kıbrıs, Girit, ı zmir ve üzere yine Avrupa'dan biliminsanıarı ülkeye
Edirne'ye ulaşmış, nihayet istanbul'u etkisine davet edilmişti. Fransa'da kolera salgınının
kıtası dışında 18 ülkeden daha domuz gribi vakaları bildiril- lutulmamak için ne gibi çareler tutmak; öksürürken ağıza mendil
v ard ır? Hastalığın vehameti. kapamak; en ufak bir kırıklık
miş ve toplam 31 ölüm teyit edilmişti.
Ha sta lığa tutulduktan sonra hissinde doktora gitmek; hastayı
kurtulmak çareleri var mıdır? ayrı bir odaya taşımak gibi sağlık
Umut var mı? Var Tedabir-i vakiye ve tahaffuziye. Bu tedbirleri bildirilmektedir.
G enetik köken itibariyle virüsün domuzlardan kaynaklandığı hastalığa aid hefaya-y ı sıhhiyye Ayrıca sağlık başkanlığının
kesinleşti; fakat grip domuzdan insana değil insandan insana ve istatistik." okulların kapanması için milli
geçiyor; yani domuz hastalığı değil, insan hastalığı. Modern Kitaptan anlaşıldığına göre eğitime;sinema ve tiyatroların
çağda tıp ilerledi ve veba, sifılis, tifüs, kolera, sıtma gibi birçok eserin yayımlandığı tarihlerde kapanması için de polise
bakteriyel hastalığın çaresi bulundu. Ama ne var ki mikro- istanbul'da pek çok ha sta lık başvurduğu yazılıd ı r. Hastalığın
organizmaların evrimi de devam ediyor. Tam koruyuculuk ortalığı kasıp kavurmaktadır. ilk kez Ş işlisemti tarafında
sağlayan aşıların geliştirilmesi son derece güç ve küreselle- Eserin girişinde"Bi r iki söz" başladığı da verilen bilgiler
başlığı ile yazılan önsözde, arasındad i r.
şen dünya enfeksiyon hastalıklarına daima açık durumda.
"istanbul 'umuz da frengi, istanbullulara mümkün olduğu
M odern sağlık ve hijyen uygulamaları da salgın hastalıklar
bel soğ ukluğu, uyuz gibi emraz- ı kadar sokağa çıkmamaları tavsiye
tehlikesini henüz bertaraf edemedi. Nüfusun hızla artması,
efrenciye ve cildiye hüküm- olunan eserde, üniversitenin ve
ulaşımın yüksek ve hızlı yoğunluğu, ilaçlara rezistans geliş
ferma olurken ve bunların def'i sultani mekteplerin in on beş gün
mesi, eski hastalıkların yeni formları için salgın potansiyelini ve iza lesi çareleri aranılırken , tatil edildiğ i ifade edilmektedir.
arttırıyor.
bunlara zamimeten bir de veba, ispanyol nezlesinin taun, veba gibi
Teorik olarak örneğin HIV virüsünün bir mutasyon geçir- lekeli humma, ispanyol nezlesi hastalıklardan bile mühim bir illet
diğini ve grip kadar kolay bulaştığını varsaysak, dünya mutlak gibi müdhiş ve mehalik illetler baş olduğunu söyleyen Eczacı B inba ş ı
bir felakete sürüklenirdi. Ama diğer yandan mikropların has- gösterdi" denilmektedir. Yine ayn ı Avanzade Mehmed Sü leyman,
talık yapma potansiyeli doğal seleksiyonun bir sonucu olarak bölümün içinde "Geçen sene bu eserini " Ce nab- ı Hak ümmet-i
zaman içinde azalıyor; çünkü hızla ölüme götüren bir mikrop menhus nezle şehrimizde zuhur islamiye ile bilad-ı Osmaniyeyi
aynı zamanda kendi yayılma olanağını da kısıtlamış oluyor. _ ederek on dört bini mütecaviz her türlü kötülük ve felaketten
vatandaşımızı , insan kardaşımızı korusun" diyerek bitirir.
~~,.~ ~0.N
yıldızlarını hafızalarımıza mıhlıyor.
\ ) \ if'!
N~
Nazım Hikmet
J
1954''tı Sofya'd a
bas ılan Seçilmiş Şiil/erini
1959'da Moskova'da Ş ükrü
isimli arka daşına im za l a mış .
Aını/ED ARIF
<f~<J;j-.lV: J;'ı:.'
. \ "~ ,,
Ahmed Arif,
Hasretinden Pranga/ar
Ahmet Haşim'in Yusuf Ziya'ya
Eskittim'i 1969'da
1931 yılında imza l adığı
imzalamış.
Gurabahane-i Lak/akan adlı eseri.
A
eli, aynı
hmet Haşim, Nazım
Hikmet, Orhan Kemal
ve Ahmed Arif. Bütün
insanları eşitleyen ölümün
ayda dokundu onlara: Haziran
deldir" dediğini yazar. Aynı kitapta ölüm
haberini alınca, bir yıldır beklemesine rağ
men yıldırımla vurulmuşa döndüğünü de
anlatır. Haşim ölüm fikriyle o kadar çeliş
mektedir ki onun gözünde: ''Ahmet H a-
şim hayat demekti. Bu formül haricinde
Tarih 4 Haziran 1933. Ahmet Haşim bir Ahmet Haşim tasavvur etmek, fizikçe
uzun bir süredir kalp ve böbreklerinden uyuşmaları mümkün olmayan unsurları bi-
rahatsızdır. O gün öğleden sonra birden raraya toplamak gibi tabii kanunların, aklın,
yatağından fırlar. Doktoru gideli yarım saat idrakin kabul edemeyeceği bir şeydi ."
olmuştur. Yeni evlendiği eşi Güzin Hanım Ahmet Haşim hakkındaki en ciddi
çıplak ayakla yere bastığını görerek ayağına eserlerden birini ve bence en güzelini Beşir
terlik vermek ister. Haşim terlik giymenin Ayvazoğlu yazmıştır. Şairin ölümünden 67
sırası olmadığını söyleyerek yatağa düşer; yıl sonra basılan Ömrüm Benim Bir Atef-
ölmüştür. ti adlı kitap, yazarının Haşim'in mezarını
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Ah- ziyaret etmek istemesinin öyküsüyle başlar.
Orhan Kemal bir pazar günü Erol
ismindeki arkadaşına uğrar, evde met Haşim adlı kitabında, doktorunun İlk gittiğinde bulamadığı mezarı, daha son-
bulamaz. Kartvizitini ve üzerindeki "Keşke, bir an evvel ölse de kurtulsa; çün- ra bir arkadaşının yardımıyla bulur. Mezarı
k ı sa notuyla imzasını bırakı r. kü her gün çektiği azap bin ölüme be- arayan, ziyaret eden pek kalmamıştır artık.
68 NTV TARiH HAZiRAN 2009
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in 13 yıl
yüreğinde taşıdıktan sonra yazdığı şiirin
adıdır "Haziranda Ölmek Zor". Nazım
Hikmet'in ölümüyle oluşmaya başlayan di-
zeler, başka bir dostunun, Orhan Kemal'in
ölümüyle kağıda dökülmüş ve onun "güzel
anısına" adanmıştır:
uyarına gelirse
tepemde bir de çınar"
demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra ~
TanrıAlman 'ı
korusun
Osmanlıların Avrupaıda hüküm sürdüğü dönemlerde,
Tanrım Bizi anti -Türk propagandası özellikle dini bir tema olarak da
Türklerden Konı kullanılıyordu. Lutherlin başını çektiği Alman Protestanlığı,
Ls·yia··C·öşan······················
••
O mrü 120 yıla uzanmış olsa da,
hikayesi uzun değildir ben-
cileyin Ede Balı kulunuzun.
Bazıları için kocamış karga
ardı sırayollara düştüm.
Yürümeliydim; usanma-
dan yorulmadan Türkmen
boylarıyla RUrllun ocağına,
misali, karındaş yarenliğiyle geçmiştir öm- hatta kucağına, yani o yeni
rüm Türkmen boyları arasında. Bazıları ise dünya nizamının kurulaca-
uzunca anlatır ilim ve veli Ede Balı'nın ğı yere kadar yürümeliydim.
dergahındaki meclisi. meclisin her demi,
Türkmen boylarına mefkı1re aşılayan soh-
° Tüm bu yollar; önce Ahi
Evran, sonra Hacı Bektaş-ı
°
bet halidir. mefk.ı.1re birlik olmaktır; be-
raber durmaktır; cihan devleti kurmaktır.
Veli yolu ve nihayet Mev-
lana Celaleddin-i Rumi,
Birileri Konya havalisinden Adana; di- Anadolu'daki Türkmenlere
ğerleri -ki çoğunluktur, Karaman merkez edep tezgahında dokunmuş
-
der doğduğum yere. Horasan'ın Merv şeh yeni kıyafetler giydirdiler. ü
rini zikredenler de vardır, lakin Karaman Selçuklu artık tarih sahne-
ıaıı~~ {
toyluk yıllarımı geçirdiğim memlekettir.
Takviminize göre 1206 civarıdır fani haya-
sinden çekilmek üzere idi.
Velakin beyliklere bölünüp
. ._...". " i c::
<:(
yiğit dikkatimi çekti. Kulağıma fısıldandı fevç fevç gelir gölgesine girerlermiş. Çınarın be okutması gerektiğini ilettim. Dedim ki,
ğına göre küçük kızım Malhun Hatun için gölgesine huzur, refah ve neşe hakim imiş. "Selçuklu diye bir şey yok gayri ve bundan
bekler dururmuş. Cennetten bir bahçeyi sağlayan çınarın, böyle olmayacak; İslam' ın, Türkmenlerin,
Osmancık diye hitap olunan bu toy, devletimizi haberdar eylediği aşikardı. Çı Anadolu ve Rum'un mesuliyeti, kısmeti
meğer fikri ve zikri kuvvetli bir Alperen, narı toy beyimizin böğründe büyüten do- sensin, senin boyundan gelenler. Üzerine
babayiğitmiş . Müritlerin odacığında dö- lunay, benim bedenimden bir parça, kızım düşen vazifeyi şimdi yap ve kur devletini."
şeğine varmadan dizinin üstünde sabahı Malhun Hatun idi. Gaziler fetihten fetihe koşarken halkın
beklermiş, zira yan gelip yatmayı başucun Osmancık' a kurması gereken devleti, idaresi, adaleti, can ve mal emniyeti de sağ
daki Kuran-ı Kerim'e saygısızlık addeder- esaslarını, mefkUresini telkin eyledim. Kı landı. İznik ve İznikmid (İzmit) alınınca
miş . Bir gece halvet içerisinde bağdaşken zımı hatun eyledi, beni baba yarısı. .. buralara medrese, tekke, zaYiye, diğer hayır
içi geçip bir rüya görmüş. Dursun Fakih bu Selçuklu'nun İlhanlı'ya teslim olup, ve hayrat müesseseleri inşa edildi. Osma-
rüyayı bana aktardı ki, oracıkta hayretten Sultan III. Keykubad'ın da Isfahan'da noğlu Orhan Gazi'nin Bursa'yı da ele ge-
donakaldım. tutulduğu haberi gelince, Yarhisar ve Bi- çirdiği kendisine muştulanınca son nefesi-
lecik hisarlarının alındığı 1299 baharında ni huzur içerisinde verdi.
Osman Gazi'nin rüyası Dursun Fakih'i Osman Gazi'ye gönderip, Biz de Bilecik'e yakın Kozağaç (Karaa-
Osmancık rüyasında, benim göğsümden adına bu defa "sultanlık makamı" için hut- ğaç) köyüne zaYiyemize çekildik ve sema-
çıkan bir nur ile kuşatıldığı nın yıldızlarını seyre daldık.
nı görmüş, sonra yüreğimden Hakk' avasıl olduğumuzda
yükselen nurlu bir hilalin do- Hicri 726, miladi 1326 olmuş
lunaya döndüğünü ve kendi idi.
bedenine girdiğini hissetmiş. Osmanlı cihan hakimiyeti,
Ardından, bu rahmetin ken- kudretli devlet ve nizam ide-
di yüreğinden koca bir çınar allmiz manevi kaynağını
olup büyüdüğünü, dal budak şüphesiz İslam mefkı1resi ve
verdiğini, yapraklarının bu- cihat ruhundan aldı. Söğüt'te
lutlara değdiğini, köklerinin temerküz eden gaza ruhu
kıtalara tutunduğunu seyrey- ehlullahın ve Türkmen ba-
lemiş. Dört yana rahmet ve balarının "Gaziyan-ı Rum,
nur yağdıran bu koca çınarın Abdalan-ı Rum ... " himme-
gölgesinde çağlayan sular, ışıl tiyle yükseldi; camiler, med-
ışıl otlaklar, mümbit tarlalar reseler, tekkeler Söğüt'ten
ve üzerlerinde mutlu insanlar Bursa'yı aşıp Rumeli'ye da-
hasıl olmuş. Dağlar, ovalar, ğıldı. Çınar büyüdü, dalları
nehirler, şehirler. . . İnsanlar Orhan Gazi Camii ve Şeyh Edebali Türbesi, eski Bilecik'ten kalan iki Osmanlı yapısı. yeşerdi . •
NTV TARiH HAZiRAN 2009 75
.~yı.iY.~ ç. Q .ı~b.._ .. . .·. ·. ·.·.·.·. ·.·.· . . . . . .. . . . .. ... ... . . . . . . ..... . ... . . ... . . . ................ . . ... . .. . ....... .................
SEYAHAT NAME/ iZMiT W.H. Bartlett'in
II
gravüründe
19. yü zyıl d a izmit.
Gelenin gidenin
konakl adığı Pertev Paşa
Mihma n-Sarayı'nda bin yüz
dükkan vardır. Bayırdaki
evlerin pencereleri kıb l e
tarafına, deryaya bakar.
Sokaklar baştan başa
beyaz taş döşe l idir. Havas ı
suyu latif, ha l kı cana yak ın,
yüzleri de aktı r. II
C
Mahkeme Camii'dir.
uma günü Yemiş İskelesi'nden içerler. Sarı, yeşil safra sevda, balgam, kara Hanların en büyüğü de Pertev Paşa
elbisemizi gemiye koyduk. Cuma balgam . .. çıkarır, sanki yeniden hayat bu- Mihman sarayıdır. Gelenin gidenin konak-
namazını iskeledeki Ahi Çelebi lurlar. ladığı 70 ocak toloz (tonoz) kubbeli kurşun
Camii'nde kıldıktan sonra ge- Buradan hareketle İnehacı, Zeytinbur- kaplı kargir handır. Çarşı bin yüz dükkandır.
miye binerek poyraz rüzgarıyla kayıp Dil nu köylerinin açığından geçtik. Yamaçlarda Duvarları münakkaş kırk da kahvehane-
İskelesi'ne geldik. Burada Konya, Halep, bayındır köyler var. Körfezin iki kıyısında ler vardır ki her biri pek usta civanlarıyla
Şam hacıları, tüccar ve yolcular at kayık ki mamureleri temaşa ederek sekiz saatte meşhurdur. Tersane-i amire, Hünkar Sarayı
larına binip karşı kıyıdaki H ersek Dili'ne İzmit kalesine yetiştik. İskender'in burada yakınındadır. Bayırdaki evlerin pencereleri
geçerler. Körfezin nihayetinde İzmit vardır. yaptırdığı kaleden bir burçla bir bam kal- Kıble tarafına deryaya bakar. Sokaklar baş
Üç mil kadar kürek çekerek liman havada mıştır. Şehri, İstanbul RumIarından Orhan tan başa beyaz taş döşelidir. Evlerin ensesi
İçme Suyu menziline geldik. Gazi 831'de almıştır. Hala kıyıda dört köşe dağlar, dağların üzeri de bağlardır. Havası
Cümle dostlarımızla dışarı çıkıp lebi- ve tek kapılı büyük bir kule vardır. suyu latif, halkı cana yakın, yüzleri de aktır.
deryada çadır kurarak zevk ve sefaya ko- İzmit'in zengin tüccarları ekseriya ke- İzmit'in doğu tarafındaki dağlara "ağaç
yulduk. Buradaki müshil suyu içmesine her reste ticareti yaparlar. Bunlar türlü çeşitli denizi" derler ki içinde insan kaybolur.
sene kiraz mevsiminde İstanbul'dan ve di- akmişe-i haririye giyerler. Şehirde cümle üç Göğe ser çekmiş ulu ağaçların altında on
ğer şehirlerden binlerce kişi birikip çadırlar bin beş yüz mükellef ve müzeyyen tabaka bin koyun gölgelenir. Ormanlarda elli arşın
kurarlar. Bir saz ve eğlence, yeme ve içme tabaka bağlı bahçeli, kırmızı kiremit örtülü boyunda çapa direk keserler. Rumeli ve bal-
alemi olur ki kırk gün kırk gece sürer. Tüfek evler vardır. Büyük saraylarının en mun- van direkleri meşhurdur. Kesilenleri biçen
ve fışek şadumanlıkları dil ile anlatılamaz. tazamı Bağdat Fatihi Murad Han'ınkidir bıçkı değirmenleri suyla döndürülür. •
Ahlad-ı faside marazına mübtela olanlar ki bağlı bahçelidir. Bahçe üstadı ve iki yüz Seyahatname, C. II, İkdam Matbaası,
burada üç gün kalıp müshil içmesinden kadar bostancı vazifelidir. Ayrıca Paşa Sara- 1314, sS.60-6S'ten.
Sedef ve fıldişi kakmalı kapı Fakültesi'ne bir sanat merkezi mAptullah Kuran, Mimar Sinan, Hürriyet Vakfı
Yayınları, 1986.
ve pencere kanatları, kubbe oluşturması için verildi.
ALEXANDREiA TROAS
Çanakkale'den
Makedonya'ya
üyük İskender'in sonra yöreye egemen
kendisi ve daha sonra olan Kral Lysmakhos,
ardılları Alexandreia kentin adını
adlı birçok kent kurmuştur. Alexandreia Troas'a
Diğerleriyle karıştırılmaması çevirmiş. Kent en
için, antik Troas bölgesindeki zengin ve görkemli
bu kente Alexandreia Troas yıllarını Roma İmparatorluğu görkemli kalıntısı Herodes Kumburun.
denmiş. döneminde yaşamış. Atticus hamamıdır. Hemen Mecidiye
•
Kent, MÖ 4. yüzyıl Alexandreia Troas, kapladığı yakınındaki antik tapınağın Geyikli e Gökçebay ı r Eıine
olarak Antigoneia olarak hemen güneyindeki antik geniş araziye dağılmış. Tiyatro, •
Yaylacık
adlandırılmış. Kurulmasındaki
en önemli amaç, Trakya
limandan başlar. Teknelere
yüklenmek üzere getirilmiş
stadium ve surların izleri
belirgin. Kıyıdan içerilerde,
D Çanakkale Dalyan
Unutmayın: Kalıntılar birbirinden
karayolunu kullanmadan devasa antik sütunların bir sur dışında kalan ılıcalar çok uzakta; arabaya ihtiyacınız var.
Makedonya ile Troas bölgesi bölümü, toprağa gömülü bölgesinde kentin doğu
arasında irtibatı sağlayacak olsa da görülebilir. Sahilin nekropolünü oluşturan çok ı:m Y.M. Cook, The Troad: An Archaeological
and Topographical Study, Oxford University
bir liman kenti yaratmaktı. iç kısımlarında, kentin sayıda mezar kalıntısı da Press, 1974 • Troya: Efsane ife Gerçek Arası Bir
Antigonos'un ölümünden günümüze ulaşan en araziye yayılmış durumda. Kente Yolculuk, Yapı Kredi Yayınları, 2002.
EGRI MiNARE
dolayı halk arasında "kızıl kuzeybatı yönünde gözle fark ii Aksaray Merkez
minare" olarak da adlandırılır. edilir derecede eğilmiştir, ama Unutmayın: Kapadokya'da gönnck
isteyeceğiniz çok yer var ; yine de genel
Minare dışında caminin ana nedeni bilinmemektedir.
çizginin dışına çıkın ve yörenin az
yapısı ve kitabesi günümüze Yöre halkının inanışına bilinen noktalarına da vakit ayıml.
ulaşmamış. Bu yüzden mimari göre ise minare sonradan
~ Temel Bayrak, H, Murat Yılmaz, Eğri
ve süsleme özellikleri dikkate eğümemiş; mimar ustalığını Minarenin Eğilmesinin Statik Analizi, Aksaray
alınarak, 1221-1236 yıllarına göstermek için özellikle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve
Fotogrametri Mühendisliği Bölümü' M, Görür,
tarihlendirilir. Dört köşe bir bu şekilde inşa etmiştir. "Aksaray'da Anadolu Selçuklu Döneminde
kaide üzerine yerleştirilmiş Buna rağmen 36 yıl önce iki Tuğla Minare", ilgi, istanbul 2002, • E,M,
Çetintürk, Aksaray ve Çevresindeki Türk
silindirik gövdesi H orasan yapı, yıkılma tehlikesine
Eserleri, Ankara Üniversitesi doktora tezi, 1986,
harcıyla birleştirilmiş karşı gövdesinden yere
Kilisenin iç
mekanından
ALACAHisAR
mimari bir detay.
Taşradaki Bizans
sminden bir kale anlamı dağılmış yapı elemanlarının ve definecilerin insafına
çıksada, Alacahisar üzerindeki motiflerde ve bırakılmış durumdadır.
aslında Antalya'nın bezerne tekniklerinde, yöreye Ulaşılması zahmetli de
Demre ilçesinin arkasındaki özgün nitelikler görünse de olsa, doğa ve tarihin
dağları kaplayan ormanlar Lykia- Konstantiniyye ilişkisi bütünleştiği bu özel yer,
arasında gizli kalmış bir gözlemlenebilmektedir. tarih meraklılarının mutlaka
kilise kalıntısıdır. Bir tepe Burası tamamen doğanın hedefi olmalıdır.
üzerindeki kilisenin doğu
kısmı devasa, yekpare bir kaya ,/ . çağman
• Ardahan
Artvin e
Yusufeli
• Kars
dO ,tu •
Oltu Rus _ Sarı ka mı ş
Kilisesi
Erzurum
•
ii Erzurum Oltu
Unutmayın: Cağ kebabı
diyanndasınız ; en iyisini burada
bulacağınızdan emin olun.
~ Gürsoy Solmaz, Erzurum ilçe ve
Köylerindeki Tarihi Varlıklar, Erzurum 2003.
LAooiKEiA
MAVGA KALESi
• Mavga Kalesi
Esençay
BaCcağız
Ortaköy
•
•
Kelceköy
•
Mut
•
IJ Mersin Mut
Unutmayın: Kozlar yaylası Mut'un
sayfiyesi gibidir; yaylada her türlü
ihtiyacınızı karşılayabilirsimz. Yaylaya
yerel ulaşım bulunuyor • Kozlar Doğa
savunma yapısı Otel: O 324 776 02 25.
olan kule.
~L
83
--_.-
Hilal- i Ahdar, Yeşil Hilal,
Yeşilay: İçmeyelim
arkadaşlar
ı nO'de Mazhar Osman bulunduğu İçki Düşmanı
(Usman) Bey'in başkanlığında Gazete'yi çıkarıyordu. O
kurulan H ilal-i Ahdar yılların afişlerindeki"alkol
cemiyeti, alkol ve uyuşturucu canavarı" hiç de soyut değildi;
konusunda halkı ve gençliği alkollü içkilerin organlara
uyarmak amacını taşıyordu. "verdiği fenalıklar" da tek tek
Cumhuriyet'le birlikte Yeşil resmedilmişti.
Hilal adını alan cemiyet, Cengiz Kahraman
ı 930'lu yılların
sonuna doğru
Yeşilay adını
kullanmaya başladı.
Günümüzde
de Türkiye
Yeşilay Cemiyeti
olarak varlığını
devam ettiriyor.
Yeşilaycıların önde
.;; gelen isimlerinden
~ Fahrettin Kerim
~ (Gökay) 1930'larda
~ içinde eğlenceli
Ş.
.i5, yazıların da
c:
cl)
u
• MAKINENIN YATAKLARINA
KUM KOYMAGA BENZER.
i
ÜtWAMI
i
\.~---- GAZlTı:
AY'AŞLIGIN VEROiGi fENALIKLAR
Ha.sta mid.~.
· El değmiş fotoğraflar
Evlilik sezonu
açılırken ...
1910,1923 ve 1947'den
-----o
gelin-damat fotoğrafları
ve davetiye örneği. Biri
romantik, biri hafıf zoraki,
diğeri ise gayet mesut poz
veren çiftler... Kızını Süc- 1 ' Doklo
i
, il iLin .. rı 'I i
crü -
l'") nu
i
akıı:ı,anu \'"..4 nl- r
i
i
r<,1 e e,· <'nm<,s; - 1.1 S i
Dlunas(" X"(ı e
IıancOlizel,. 1\" "' i \ ar'7anı bn Oır("('("os..• ı.Sadıiv.
ii e "1 J "i i
S.J." 7... J~
Eınine Hüseyin
Reklamda
·· ~~0~___________
;1Fosfarsol
Kan kuvvet v€!
iştaha şurubu
Cihan doktorlarının en
büyük kıymet ve ehemmİ
yet verip beğend i kleri bir
formüldür. Kansızlık, işti
hasızlık ve kuvvetsizlik,
bilhassa nevresteni, ademi
iktidar, mide ve barsak
tembelliğinden doğan ha-
zımsızlık ve kabızlarda en
birinci devadır. 3 günde şa
yanı hayret tesirini gösterir.
Vücuda dinçlik, yanaklara,
dudaldara, pembelik, dlde ta-
ra vet, saçlara ve gözlere ateş
ve parlaklık veren bu kuvvet
şurubu Türkiyenin her eez_ane.
i
sidde bulunur.
0"
~ ~i~~~ı;;;ta~~~~~~
~rJ>e ~,h!ll!!.@sr!li!il_~~!rW[fi'!7@~ ,
YENi HAYAT ve FıSTıK SUYU GAZiNOLARI a Evveıli kadın ei uzatır. O el uzatmadıkça el "kamalıssı
nız Kabalığmız yüzüniize v urulursa sakın kızmayın.
Geceleride açıkltr a.
Otomobil gider ~ •
BÜYÜKDERE ~.
r~~~~~~~~~~~JJ .
Kafes Kasrı'nda en uzun süre
kalan Osmanlı padişahı kimdir?
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . ... .. . . . . . . . . . . . . . . . .. .. . . . .
Bir deyim: Tarih düşürmek · Bir yapı: Tomrnk
Harflerin sayı değeri Hapishane
olayın tarihini verir ve işkence
Padişahın tahta çıkışı, zafer, tarih düşürülmüş dizeler, • Tomruk damı, tomruk
doğum, ölüm gibi olayların hem daha kalıcı ve sanatsal dairesi, tomrukhane de
tarihlerinin "ebced" denen, hem de açıklama içerirdi. Bu denen hapishanelerdir.
sayı değerli Arapça harflerle nedenle anıtsal eserlere, mezar
: Buralara kapatılan kimi
şifrelendirilmiş bir dize ya taşlarına tarih düşürülmüş suçluların çenelerinin
da beyide saptanmasıdır. dizeler özellikle yazılırdı. altına veya ayak bileklerine
Dairesi ise
yıkılmıştır. Kasımpaşa'da
Tarih düşürülmüş dizelerdeki İstanbul'daki mimarlık sanatı zincirle tomruk denen kalaslar
harflerin her birinin sayısal harikalarından III. Ahmet • bağlanırdı. Bir-iki metre tersane içindeki Bambul
zindanı da bir tür tomruktu.
değeri toplandığında ilgili Çeşmesi için Seyyid Vehbi'nin uzunluğundaki bir tomruğa,
Osmanlı vilayet merkezlerinde
olayın Hicri takvime göre yılı yazdığı manzum kitabedeki, • iki üç mahkumun yan yana
bulunurdu. Tarih düşürmenin III. Ahmed'le birlikte bağlanması da adetti. Aynı de valilerin Paşa Sarayı denen
konakları yanında birer tomruk
edebi değeri yanında yabana düşürdükleri ''Aç Besmeleyle • tomruğa vurulanlar taşıma
damı bulunurdu.
atılmayacak bir önemi de iç suyu / I-lan Ahmed'e eyle işkencesine koşut, birlikte
dua" dizeleri, ebced hesabına
2
söz konusuydu. Bir olayın • oturmak yatmak, yürümek
Geçen sayıdaki "Se-yasa" için ek:
rakamlarla yazılan göre, eserin yapıldığı 1141 zorundaydılar. Osmanlı ibn Bibi'nin Selçukname'sinde, Alaeddin
tarihinin, rakamların (Miladi 1729) yılını verir ki Devleti zamanında İstanbul'da Keykubad'ın (ö.1231) okuduğu
silinmesi veya yanlış bu geleneğinin en güzel ve • ve vilayet merkezlerinde kitaplardan birinin, Nizamülmülk'ün
okunması olasıyken, anlamlı örneklerindendir. • tomrukhane, tomruk damı (ö.1092) Siyerü'l-müIOk olduğu yazı l ı.
Eseri Tü rkçeye çeviren Prof. Dr.
denen hapishaneler vardı.
Mürsel Öztürk, bu eserin bir adının da
• Saraya ait Sultanahmet'teki "Siyasetname" olduğunu belirtmiş'.
• Tomrukhane'nin yerine Anlaşılıyor ki, Siyerü'I-MüIOk çok
• sonradan yapılan sonraları Siyasetname adını almış.
• SiGORTA
(212) 4444 RAY (729) i www.raysigorta.com.tr VIENNA INSURANCE GROUP
Net Tarih
.. .......... ....... .... ............... ................... ....... ..... .................. ..................... ... .. ................... ... ... .. .. ........ ..... ... .. ....... .............
Siryalıyız.biz
Yok olmanın
eşiğindeyiz!
B
SIlV,,'nını;:ı.o.
Fransızca
sitede tipografınin
0803.OIISIRY'"
GEc;ESIFOTı::ılMll
---- ..
-----
1 yıllık abonelik fiyatı
İstediğiniz
adrese
teslim
Eski
sayıları
temin etme
fU'satı
1 yıllık abonelik fiyatı .A g ~
....ag ı ı;-
/" " yerine
/ 2 dergi birden '" 55 TL
1 yıllık abonelik fiyatı
.ııg L'C"
yerine
100 TL
Hemen abone olmak iQin
www.ntvtarih.com.tr ve www.ntvbüim.com.tr
Web sitelerimizden isterseniz güvenli bir şekilde kredi kartınız ile veya
web sitesindeki formu doldurarak havale yoluyla abone olabilirsiniz.
Bonus card, Axess, Maximum card ve (ard Finans'a özel 3 taksit fırsatı.
·anda · ··· · · · · · · · · · ··· ······ . · · . ··. .. . . ........ .. .. ........ .... . . . . ... . . ... . ..
'SarıLevhalar', 1. BÖLÜM
Tıp ve şifanın
Ahmet Yeşiltepe "sarı levhalar"ın ardındaki olağanüstü bulduğu, ünlü hekim Galen'in öyküsü,
iskender'in hazinesinin kente nasıl miras
ve gerçek öyküleri anlatıyor.
kaldığı, kuzeyden gelen "sarışın adam l ar"ın
yan i Galatların Bergama yenilgisi bu
bölümde açıklığa kavuşuyor. Yeryüzündeki
en eski kaplıca merkezlerinden Allianoi de
"Sarı Levhalar"ın ilk bölümünde.
2. BÖLÜM
Şehiralik, felsefe,
kehanet: Priene,
Miletos, Didyma
Anadolu'nun en iyi korunmuş Helenistik
kenti ve ilk pl anlı yerleşimi Priene; doğa
felsefesinin doğduğu ve Doğu Akdeniz'de
gO'dan fazla kolon i kente sahip Miletos;
bilicilik (kehanet) merkezi Didyma ve
döneminin en ihtişamlı yapı l arından Apolion
Tapınağ ı 'nın az bilinen öyküsü ikinci
bölümün sürprizleri olacak.
15 Haziran'dan sonra NTV'de...
Belgesel Sergi
Documentar-ist "Silinmeyen
İmzalar"
İstanbul Belgesel
7-13 Haziran
Günleri M. Akif Ersoy Sanat
Merkezi, Pendik, Istanbul
2-7 Haziran
Goethe Institut istanbul
Prof. Dr. Haluk Oral'ın
Fransız Kültür Merkezi
Hollanda Konsolos lu ğu 20 yıldır o l şturduğu özel
Pera Müzesi Sineması koleksiyonundan, Türk
"Melankoli'nin Üç Odası", (Yangtze Nehri), "Unmistaken edebiyat ı nın önem li
Pek çok ödüllü belgeseli "Zarif Kıvrımlar", "Devrim" Child" (Seçilm i ş Çocuk), isimlerine ait imzaların yer
biraraya getiren Documentar- gibi klasikler ve "Darwin's "Stranded" (Mahsur) gibi öneml i a l d ı ğı kitap, mektup ve
ist'in bu y ı lki programında Nightmare" (Darwin'in Kabusu), son dönem belgeseller yer resimler ilk defa sergileniyor.
Kuzey Avrupa ve Finlandiya "A Decent Factory" (Örnek Bir alıyor.
yapımı filmler ağırlı kta. Fabrika), "Up the Yangtze" www.documentar-ist.org
Özel fotoğraflaıla
Çanakkale Destanı
19 Mayıs-19 Haziran
istanbul Metrosu
Taksim durağı
••• • i
UNIVERSlTE ı
Geleneksel
Türk Sanatlan
Sempozyumu
4-6 Haziran 2009
Erzurum Atatürk Üniversitesi
ANADOLU
SAGLlK
MERKEZi
... . .... - ...... .... ... fS
t i i i , 1 r n "i 1 ii
JOHNS HOPKINS
\i i il i i i , "
Özel Anadolu Sağlık Merkezi Özel Anadolu Sağlık Özel Anado lu Sağlık
Hastanesi Ataşehir Tı p
Merkezi Suadiye Tıp Merkezi 44 44 276
Gebze Ataşehi r Kadıköy www.anado lusaglik.org
Bulmaca SEDAT YAŞAYAN
Kuran'daki birçok meselin Sümer eşya üzerine vurulan bir cins - Yumurta biçimli ve sekiz delikli adı - Geçirimsiz bir toprak cinsi.
kayn aklarındaki kökenlerini ortaya cila - Hititlcrin gelişinden önce bir tür flüt. 15) Mitoloji - Kirpiye 17) Yağmur suyunu biriktirmeye
çıkaran araştırmalarıyla tanınmış, Orta Anadolu'da yaşayan halk - benzer dikenleri olan bir hayvan - yarayan depo Çan. 18)
yaşamı Çivi Çiviyi Söker adlı kitab a "Çinkirazı" da denilen bir meyve Kalesi ve Damlataş Mağarası'yla Askerlikte yürüyüşe geçmek i ~in
konu olmuş kadın sümerologumuz ağacı. 8) Ş ube, kol - 16. yüzyılda ünlü turistik bir ilçemiz. verilen komut - Bilge Olgaç' ın ,
- ". .. oluban eriyernIYanam hey Marmaris'te yaşayan, denizci hiç kadın oyuncu kullanmadığı
dost deyü deyü" (Yunus Emre) . ve balıkçıların evliyası sayılan YUKARIDAN AŞAGIYA filmi Ankara yakınları nda
2) Hac zamanı dışında Kiibe ve Türk kadın ermiş - Sanayi - 1) 1921'de doğmuş, Anadolu'nun bir göl. 19) Mezopotamya'da
diğer kutsal yerleri ziyaret etme Neptünyum elementinin simgesi. birçok yerinde çeşitli kazılar kurulmuş en büyük sitelerden biri
- Antalya yakınlarındaki ünlü 9) Istanbul'un eski adlarından biri yap mı ş , ayrıca Hititçe metinlerin - Yaşanmış olayların anlatıldığı
arkeolojik mağara - "Beni ... - Atatürk'ün manevi evladı olan oku nmasına da katkıda bulunmu ş yazı türü - İspanya'nın para birimi.
kuyularda merdivensiz bıraktın" ilk kadın pilotumuz. 10) Rolls ünlü kadın arkeologumuz - Bir 20) Sakızla tatlandırılmış rakı -
(Ümit Yaşar Oğuzcan) - "Yilbik, Royce otomobilinin kısa yazılışı soru sözü. 2) Yılmaz Güney'in bir İsrail'de bir kent.
tutarık" gibi adlar da verilen sinir - Düşünce - Samsun'un dağ filmi - Bar tın' ın bir ilçesi - Sarı
hastalığı. 3) Derviş selamı - Uygur köylerinde dokunan bir tür yün renkli ve verimli bir balçık türü.
Türkleri tarafından 1 1. yüzyıla kumaş - Temel, esas - Tavlada 3) Utanç duyma - Uzaklık işareti
doğru Çin'de dokunan çok ince "üç" sayısı. 11) Uğraş tırıcı, pürüzlü - Dört Halife'nin sonuncusu -
kalite ipek duvar halılarına verilen iş - Kuzu sesi - Uluslararası "Altın kökü" de denilen kusturucu
ad - Yapıştırıcı bir madde - Radyo Çalışma Örgütü'nün simgesi - bir kök. 4) Hasan Fehmi ve
dalgalarının yankısını alarak Hz. Muhammed'in çevresinde Ahmet Samim'den sonra II .
cisimlerin yerini ve uzaklığını toplanan Müslü manların tümü. Meşrutiyet döneminde öldürülen
saptayan aygıt. 4) İttihat ve Terakki 12) Peru ve Bolivya'da yünü için üçüncü gazeteci - Kuran' ı güzel,
Cemiyeti üyesi ya da yanlısı olan yetiştirilen evcil alpaka türü - yüksek sesle ve usulünce okuma.
kimse - Erden çavuşa kadar olan Olabileceği dü şün ülen kötülüklere 5) Becerikli, yetenekli, usta kişi Bulmacanın doğru çözümünü
karşı önlem almak - Basketbolda - Ayrıca değerli taşlarla süslü 17 Haziran'a dek bize ulaştıra"l
askerlere verilen ad - Doğru yolu
tüm okurlarımıza,
gösterme. 5) Safran, amber ve çemberi taşıyan levha. 13) olmayan, altın ya da gümüşten
NTV Yayınları ' ndan çıkan
misk karıştırılarak yapılan güzel Osmanlılar dö neminde İstanbul'da yapılmış kuyumculuk işleri . 6)
Din/er At/ası kitab ını
bir koku - Gözleri görmeyen - Bir ve büyükliman kentlerinde yaşayan 1870'te İstanbul'da Fener Rum armağan ediyoruz.
toplulukta çalışan insanların her ve ticaretle uğraşan, M üslüman Patrikhanesi'nden ayrılarak
biri - Nikel elementinin simgesi. olmayan azınlıklara verilen ad - kurulan bağımsız Bulgar NTVTarih
Doğu Göktürk devletinin 621 - NTV Yayınları, Eski Büyükdere Cad.
6) Eski Mısır dininde ruhun O rtodoks Kilisesi - "Güzelliğin .. .
No: 245A Masiaklİstanbul
başlıca görünümlerinden biri - 630 yılları arasında hüküm süren par'etmez/Bu bendeki aş k olmasa"
"Dar-ül ... ": Türkiye'de açılan ilk son hakanı. 14) Eski Türklerde (Aşık Veysel). 7) Matematikteki
DOGRU D
YANlıŞ D ' n<ı!')oo 's :<l\fld\f1\3:)
şündürmelidir.
hikayelerini bilmemiz bizi dü-
OsmanlıDevleti ve
Dubrovnik İlişkileri
Türklerin 16.yüzyıl Akdeniz ve Avrupa siyasetinde
önemli bir yer tutan Dubrovnik; Bir imparatorlukla
bir kent devletinin karmaşık ilişkisi. Emek verilmiş,
merak uyandıran bir kitap.
L
giZA
Giza Yayınları
0212288 5846 • kitap@gizaltd.com.tr
www.bitturk.net