Anda di halaman 1dari 81

Gabriel Garcia Marquez - Ak ve br Cinler Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr.

UYA
www.kitapsevenler.com

Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar...


Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemi
tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine
istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla
ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekr
an
vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlard
a, tarayc
ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin,
hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki
e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamame
n
gnlllk
esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesi

grme engelli kitap sevenlerin


istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya
kanuna
aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz.
Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asl
a eser
sahiplerine zarar vermek deildir.
www.kitapsevenler.com
web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma
alkanln pekitirmektir.
Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilgini
n de
paylaldka
pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin
gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum.
Bilgi paylamakla oalr.
Yaar MUTLU

LGL KANUN:
5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders
kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler
retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin ken
veya nc bir kii tek nsha olarak
ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi
kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oa
ltlmas
veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar
hibir

ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. A


bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin
bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur."
bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa
ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici
bir
itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab
okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek
tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp,
kitapsevenler@gmail.com
Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz.

Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklama
lar
silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan e
diniz...
Teekkrler.
Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Not sitemizin birde haber gurubu vardr.
Bu Bir mail Haber Gurubudur. Grupta yaynlanmasn istediiniz yazlarnz
kitapsevenler@gmail.com
Adresine gndermeniz gerekmektedir. Grubumuza ye olmak iin
kitapsevenler-subscribe@googlegroups.com
adresine bo bir mail atn size geri gelen maili aynen yantlamanz yeterli olacaktr. Gru
bumuzdan
memnun kalmazsanz,
kitapsevenler-unsubscribe@googlegroups.com
adresine bo bir mail gnderip, gelen maili aynen yantlayarak yeliinizi sonlandrabilirsi
niz.
Daha Fazla Seenek in, grubumuzun ana sayfasn
http://groups.google.com.tr/group/kitapsevenler?hl=tr
Burada ziyaret edebilirsiniz. sayglarmla.
Gabriel Garcia Marquez - Ak ve br Cinler
Gabriel Garca Mrquez
AK ve BR CNLER
1982 Nobel Edebiyat dl
Can Yaynlar: 568
ada Dnya Edebiyat: 227
Del Amor y Otros Demonios, Gabriel Garcia Mrqaez
Gabriel Garcia Mrquez, 1994
Can Sanat Yaynlan Ltd. ti., 1994
Bu kitabn Trke yayn haklar
Agencia Literaria Carmen Balcells, SA. araclyla alnmtr.
1. basm: 1994
8. basm: Aralk 2006
Kapak Tasanm: Erkal Yavi Kapak Dzeni: Semih zcan Dizgi: Gelengl akr -Dzelti: Rya Tke
Kapak Bask: etin Ofset
Bask ve Cilt: Eko Matbaas
ISBN 978-975-510-594-9
CAN SANAT YAYINLARI
YAPIM, DAITIM. TCARET VE SANAY LTD. T. Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, stanb
ul
Telefon: (0212)
252 56 75 - 252 59 88 - 252 59 89 Fax: 252 7233 http://www.canyayinlari.com e-po
sta:
yayinevitgcanyayinlari.com
Gabriel Garca Mrquez
AK ve BR CNLER
1982 Nobel Edebiyat dl
ROMAN
spanyolca aslndan eviren NC KUT
'
CAN YAYINLARI
T
GABRIEL GARCA MRQUEZ'IN CAN YAYINLARI'NDAKI TEK KTAPLARI
ALBAYA MEKTUP YAZAN KMSE YOK / yk
ANLATMAK N YAAMAK / an
BAKAN BABAMIZIN SONBAHARI / roman
BENM HZNL OROSPULARIM / roman
BR KAIRILMA YKS / roman
BR KAYIP DENZC / anlat
Y KALPL ERENDIRA / yk
HANIM ANA'NIN CENAZE TREN / yk
KIRMIZI PAZARTES / roman

KOLERA GNLERNDE AK / roman KT SAATTE / yk LABRENTNDEK GENERAL / roman ON K GEZC


/ yk
L'DE GZLCE / anlat YAPRAK FIRTINASI / yk YZYILLIK YALNIZLIK / roman
C
Gabriel Garcia Mart uez, 1928'de Kolombiya'nn Aracataca kentinde dodu. Byka nesiyle
bykbabasnn evinde ve teyzelerinin yannda byd. Bakent Bogota'daki Kolombiya Ulusal
niversitesi'nde balad hukuk ve gazetecilik renimini yarm brakt. 1940'lardan bs lay
uzun yllar gazetecilik yapt. yk yazmaya 1940'larn so larnda balad. Yaynlanan ilk n
yapt, Yaprak Frtnas') di. 1961'de yaynlanan Albaya Mektup Yazan Kimse Yok, lkesi trun
savaarak yapt hizmetlerin karlksz kaldn anlay n bir subay eskisinin yksdr. Bu
Hanm Ana'nn Cenaze Treni (1962) adl yk kitab ve Macon-do'daki siyasal basklar anlata
Saatte (1962) izledi. Garda Mrquez, en tannm roman Yzyllk Yalnzlk' (1967), Meksika
ilk gidiinde yazd. Yzyllk Yalnzlk'taki bir blmden esinlenerek yazd yklerini yi
Kalpli Erendira (1972) adl kitapta toplayan yazar daha sonra birbiri ard sra Mavi B
ir Kpein
Gzleri (1972) adl yk kitabn, asker diktatrlkleri yeren Bakan Babamzn Sonbahar'm
(1975), onur uruna ilenen bir cinayet erevesinde gelien olaylarn ele alnd Krmz
Pazartesi'yi (1981), akta ball konu alan Kolera Gnlerinde Ak' (1985), Simon Bolivar'
yaamnn son aylarm konu edinen Labirentin-deki General'i (1989) yaynlad. Yazarn Trkiye
de
yaynlanan teki yaptlar arasnda Bir Kayp Denizci, Sevgiden te Srekli lm, Ak ve br
Cinler, ili'de Gizlice, n ki Gezici yk ve Bir Karlma yks saylabilir. Garcia Mrq
1982'de Nobel Edebiyat dl'ne deer grld.
nci Kut, lise renimini Ankara Koleji'nde tamamladktan sonra Ankara niversitesi Dil v
e
Tarih-Corafya Fakltesi
ngiliz Dili ve Edebiyat ve Varova niversitesi spanyol Filolojisi blmlerinden mezun
oldu.Trkiye'deki spanyolca renimine katkda bulunmak amacyla, bu alanda ilk kez, spanyo
dili
ve grameri zerine eitli yntemler ve deiik boyutlarda szlkler hazrlayarak yaynlad.
ylndan balayarak edeb eviri alanna ynelerek bata Miguel Delibes, Gabriel Garcia Mrqu
Isabel Ailende, Mario Vargas Uosa ve Jose Mauro de Vasconcelos olmak zere nde gele
n birok
spanyol ve Gney Amerikal yazarn roman ve yklerini Trke'ye kazandrd.
yle grnyor ki, lmden sonra, insann salar, bedeninin teki yerlerinden ok daha az
canlanyor. AQUNO'LU TOMMASO
Dirilen Bedenlerin Btnl zerine

Sunu
26 Ekim 1949, nemli haberlerle dolu bir gn deildi. Muhabir olarak ilk yazlarm yazdm
gazetenin yaz ileri mdr olan stat elemente Manuel Zabala, o sabahki toplanty, alld
birka neriyle kapatm, redaktrlerden
hibirine belirli bir i vermemiti. Birka dakika sonra, telefondan, eski San
ta Clara
manastrnn mahzenindeki
mezarlarn boaltld haberini alnca, fazla bir umuda kaplmadan u emri verdi bana: "Oral
bir dola bakalm, yazacak neler bulabileceksin."
Yzyldan beri hastaneye dntrlm olan bu tarihi Klaris1 manastr, yerinde be yldzl
otel yaplmak zere satlacakt. Olaanst gzellikteki kilisesi, damnn yer yer yklmas
nedeniyle neredeyse tmyle akta kalmt, ama
mahzen mezarlarnda kuaktan piskoposlar, barahibeler ve daha baka ileri gelen kiiler h
gmlyd. Atlacak ilk adm, bu mezarlar boaltp, kalntlar kabilecek isteklisine tesl
etmek, geri kalanlar da ortak bir ukura gmmek
olacakt.
Kullandklar yntemin ilkellii beni artmt. iler, mezarlarn kapaklarn kazma ve
kaldryorlar, daha kmldatrken paralanan rm tabutlar karp, lime lime giysilerl
soluk renkli salara karm bir toz yn
halindeki kemikleri ayryorlard. l ne kadar nlyse, alma
1 Klaris: Azize Clara (1193-1253) tarafndan kurulmu bir tarikat. (ev.)
11

o kadar zor oluyordu, nk deerli talarla altn ve gm taklar bulup karabilmek iin,
bedenlerin enkazn eeleyip, kalntlar inceden inceye elemek gerekiyordu.
Ustaba, mezar yaztlarndaki bilgileri bir okul defterine aktaryor, kemikleri ayr ayr k
er
halinde dzenleyerek, birbirlerine kartrlmasn diye her birinin zerine lnn ad yazl
kt koyuyordu. yle ki, tapnaa girdiimde
grdm ilk ey, atdaki aklklardan tm iddetiyle ieri giren o korkun Ekim gnei alt
cayr cayr yanan ve bir kat parasna kurunkalemle yazl adndan baka bir kimlii bulun
sra sra kemik ynlar olmutu. Aradan neredeyse yarm yzyl getikten sonra bile, yllar
ykc admlarla geip gitmesinin bu korkun gstergesinin bende
uyandrd aknl hl duyarm iimde.
*
Orada, pek oklarnn arasnda, Peru'lu bir kral naibiyle gizli sevgilisi; o yrenin pisko
posu
Dono-ribio de Cceres y
Virtudes; manastrn, aralarnda rahibe Josefa Miranda'nn da bulunduu, pek ok barahibesi;
ve
mrnn yarsn tavan kaplamalar yapmna adam olan sanat Don Cristobal de Eras da
bulunuyordu. kinci Casalduero Markisi Don gnacio de Alfaro y Denas'n yaztn tayan kap
bir mezar vard, ama onu atklarnda bo ve kullanlmam olduunu grmlerdi. Buna karl
Markiz Olalla de Mendoza'nn kalntlar, kendi yaztn tayan bitiik mezardayd. Ustaba
hi nemsememiti: soylu bir Kreol'n1 kendi mezarn hazrlatm olmasnda, ama sonra onu ba
bir mezara defnetmelerinde alacak bir ey yoktu.
* Kreol: Latin Amerika lkelerinde Avrupa kkenli olanlara verilen ad. (ev.)
12
Ana mihrabn duvarnda, isa'nn yanndaki nc oyuktayd asl byk haber. Mezar yazt, il
kazma darbesiyle para para yerinden frlam, youn bakr renginde canl bir sa yn mez
dar tamt. Ustaba, iilerinin de yardmyla bunlar tmyle dar karmak istedi,
salar ne kadar ok ekerlerse o kadar uzun ve gr grnyorlard; sonunda hl bir kz ocu
kafatas-na yapk son sa telleri de dar kt. Oyukta, oraya buraya dalm birka k
kemik parasndan baka bir ey kalmamt, gherileden delik deik olmu mezartanda ise,
bulunmayan bir ad okunabiliyordu yalnzca: Sierva Mark de To-dos los Angeles. Yere
yaylan o
harikulade salar, yirmi iki metre on bir santim uzunluundayd.
Ustaba, en ufak bir aknla kaplmadan, insan sann lmden sonra da ayda bir santim
uzadn anlatt bana;
yirmi iki metre de, iki yz yllk bir sre iin iyi bir ortalama gibi grnmt ona. Oysa b
hi de bu kadar olaan gelmemiti bu olay, nk ocukluumda bykannem, salar arkasnda b
gelin duva gibi yerlerde srnen ve bir kpek srmas sonucu kuduzdan lerek, gerekletir
pek ok mucize nedeniyle Karayib halklar arasnda yceltilen, on iki yanda kk bir marki
efsanesini anlatrd bana. te o mezarn onunki olabilecei dncesi, gazeteye o gn yazd
haberi ve bu kitabn kkenini oluturdu.
Gabriel Garcia Mrquez Cartagena de Indias, 1994
13
Bir
Alnnda beyaz bir lekesi olan kl rengi bir kpek, Aralk aynn ilk Pazar gn, arnn dar
yollarna dalarak, kebaplarn masalann devirip yerlilerin iporta tezghlaryla piyangocul
tentelerini altst etmi, o arada yoluna kan drt kiiyi de srmt. Bunlardan , zenci
klelerdi. Drdncs ise, yannda melez bir hizmetiyle birlikte, on ikinci ya gn kutlama
iin bir dizi ngrak satn almaya giden, Casalduero markisinin tek kz Sierva Maria de Tod
s los
Angeles idi.
Onlara, Tacirler Kaps'nn tesine gememeleri tembihienmiti, ama Gine'den getirilen bir g
emi
dolusu klenin sata karld zenci limanndaki amatann ekiciliine kaplan hizmeti k
kentin kenar mahallesi Getsemani'deki iner
kalkar kprye kadar uzanmaktan ekinmemiti. Cdiz Zenci irketi'nin gemisi, yolda balarna
len
aklanamaz
saydaki lm olay nedeniyle, bir haftadan beri telala beklenmekteydi. Olay gizleme abas

cesetleri hi dnmeden suya atmlard. Ama kabaran deniz onlar yzeye karp srklemi,
ertesi sabah da garip bir mor renk
alarak iip biimsizle-mi bir halde kumsala vurmulard. Herhangi bir Afrika sal

patlak vermi olabilecei


korkusuyla gemi, krfezin aklarnda demir atmt, ta ki kokmaya yz tutmu kons

etlerden zehirlendikleri anlalana kadar.


Kpein ardan getii saatte, gemi yknden
15
hayatta kalm olanlar, iinde bulunduklar son derece kt salk durumu nedeniyle deer
kaybetmi olarak oktan satmlar, uradklar kayb ise, hepsine bedel tek bir parann sat
karlamaya alyorlard. Kat ticari ya yerine ekerkam melasna bulanm bedeniyle ye
kar boyundaki bu Habe kz, insann akln bandan alacak, inanlmaz gzellikte biriydi.
uzun burnu, yusyuvarlak kafas, ekik gzleri, sapasalam dileri ve Romal gladyatrlere zg
rkek tavrlar vard. Onu, ne itle evrili bir yere zincirlemiler, ne yam, ne de salk
durumunu duyurmulard, yalnzca gzellii iin sata karlmt. Valinin, onun iin, hib
pazarla girmeden, hem de nakit olarak dedii bedel, arlnca altn olmutu.
Sahipsiz kpeklerin, kedileri kovalar ya da sokaktaki hayvan leleri iin akbabalarla
kaprken
birilerini srmalar gnlk olaylardand; hele .hele Kalyon Filosunun kalabalk Portobelo
panaynna gitmek zere getii bolluk gnlerinde daha da
olaand bu. Ayn gn iinde drt ya da be srma olay, hele Sierva Maria'nnki gibi sol ay
bilek kemiinde
zorlukla farkeden bir yara olursa, kimsenin uykusunu karmyordu. Bu yzden hizmeti kz, h
telaa kaplmad. Kk kzn ayana limon ve kkrtle kendisi bir tedavi uygulayp eteklii
kan lekelerini ykad ve artk hi kimse onun on iki ya elencesinden baka bir ey dnmez
Kzn annesi ve Casalduero markisinin unvansz ei olan Bernarda Cabrera, o sabah erkend
en mthi
etkili bir mshil almt: bir bardak pembe ekerin iinde yedi antimon tanesi. Gstermelik
aristokrasi denilen snftan azgn bir melezdi
Ber16
narda; batan karc, yrtc, sefahat dkn ve btn bir klay doyuracak kadar istek
doluydu. Ama fermante olmu bala ve kakao tabletlerine olan an dknl nedeniyle birka
iinde silinip gitmiti. ingene karas gzlerinin feri
kam, zeks krelmiti; aptesini kanl ediyor, durmadan safra karyordu; bir zamanlar
denizkzn andran bedeni
iip, gnlk bir lnnki gibi bakr rengini almt; dahas yle pis kokulu ve grltl
gazlar salyordu ki, oban kpeklerini bile rktyordu. Binde bir yatak odasndan dar k
olsa, ya rlplak dolayor, ya da plak tenine giydii ipekli bir entari, zerinde hibi
olmad zamankinden daha plak gsteriyordu onu.
Sierva Maria'yla birlikte arya gitmi olan hizmeti kz geri dndnde, Bernarda, yedi ke
byk aptese kmt. Hizmeti, kpek srmasndan hi sz etmedi ona, buna karlk o kle
sat yznden limanda kopan patrty
anlatt. "Dedikleri kadar gzelse Habe olabilir," dedi Bernarda. Ama Saba melikesi de
olsa,
birinin kp da onu arlnca altna satn alabileceine ihtimal vermedi.
"Herhalde ar altn para demek istediler," dedi. "Hayr," diye akladlar, "zenci kzn
arlnca altn."
"Yedi kar boyunda bir kle kz, yz yirmi libreden aa gelmez," dedi Bernarda. "Yz yirmi
lira edecek ne zenci kadn vardr, ne de beyaz, meerki elmas syor olsun."
Kle ticaretinde hi kimse onun kadar ibilir olmamt; vali, o Habe kz satn aldysa, bu
mutfanda hizmet grdrmek gibi temiz bir ama uruna olmamas gerektiini biliyordu. Tam bu
r
dnrken ilk flavta sesleri ve enlik
fieklerinin
Ak ve br Cinler
17/2
patrts geldi kulana, hemen arkasndan da kafese kapatlm olan oban kpeklerinin grl

duyuldu. Neler olup bittiini grmek iin portakal bahesine kt.


kinci Casalduero markisi ve Darien beyi olan Don Ygnacio de Alfaro y Duenas da, le
uykusu iin
bahedeki iki
portakal aacnn arasna asl hamandan duymutu mzii. Somurtkan ve i karartc bir ada
inanszd; uyurken kann emen yarasalar yznden zambak beyazlnda solgun bir teni vard.
iindeyken Bedevi harmanisi ve kimsesiz grnmn bsbtn artran bir Toledo takkesi giyerd
Karsn, anadan doma haliyle grnce, ondan nce davranp sordu:
"Bu mzik de neyin nesi?"
"Bilmem ki," dedi kadn. "Bugn gnlerden ne?"
Marki, ne gn olduunu bilmiyordu. Kalasna bu soruyu sorabildiine gre kendisini gerekten
ok
huzursuz hissetmi,
kars da, ac alayl herhangi bir sz sylemeden ona yant verebildiine gre safrasndan
adamakll rahatlam olsa gerekti. Marki aknlkla hamana oturmutu ki, patlamalar yenid
duyuldu.
"Hay Allah!" diye bard. "Acaba bugn gnlerden ne?!"
Oturduklar ev, Divina Pastora kadnlar tmarhanesine bitiikti. Mziin ve fieklerin sesind
n
heyecana kaplan hastalar, portakal bahesine bakan terasn kenarndan sarkmlar, her bir
patlay alklarla kutluyorlard. Marki, bara bara,
enliin nerede olduunu sordu; onlar da markiyi meraktan kurtardlar: o gn, piskopos Azi
z
Ambrosio' nun gn olan 7
Aralkt ve Sierva Maria'nn onuru18

na alnan mzikle patlatlan fieklerin sesi, klelerin avlusundan geliyordu. Marki, elini
alnna
vurdu. "yle ya," dedi. "Ka yan bitiriyor?"
"On ikisini," diye yantlad Bernarda.
"Yalnzca on iki mi?" diye sordu marki ve yeniden hamana uzand. "Hayat ne kadar yava g
eiyor!"
Ev, yzyln balarna kadar kentin vn kayna olmutu. Artk yknt halinde ve kasvetli
bu ev, bombo byk alanlar ve yerlerinden kaldrlm pek ok eya nedeniyle tanma halinde
gibi grnyordu. Salonlarn zeminindeki mermer karolarla, tavanlarndaki baz sallantl
avizeler olduu gibi duruyordu. Hl kullanlan odalar, rme ta duvarlarn kalnl
ve uzun yllar kapal kalmaktan, zellikle de atlaklardan slk alarak ieri szan Aralk
rzgrlar yznden her zaman serindi. Hareketsizliin ve karanln skc havas sinmiti h
yana. Birinci markinin derebeylik debdebesinden geriye kalan tek ey, geceleri evi
bekleyen be
oban kpeiydi.
Klelerin, Sierva Marfa'nn ya gnn kutladklar grltl avlusu, birinci marki zamannda
iinde kent gibiydi. kinci marki miras devraldktan sonra da yle olmay srdrmt, ama
yalnzca Bernarda'nn Mahates'deki ekerkam cenderesinin bandan beceriyle ynettii kaa
ve un ticareti devam ettii srece. Btn o ihtiam, artk gemite kalmt. Bernarda, doyma
bilmez kt alkanlklar nedeniyle tkenmi, avluda da, o zenginliin son kalntlarnn da
bitirildii, damlar yabani palmiye kapl iki tahta barakadan baka bir ey kalmamt.
lmnden bir gn ncesine kadar evi demir
19
yumrukla yneten sadk zenci kadn Dominga de Adviento, o iki dnya arasndaki balanty
oluturuyordu. nce uzun, kemikli yaps, neredeyse keskin grl denebilecek zeksyla, Sie
Maria'y byten de o olmutu. Kendi Yoruba1
inancndan vazgemeden Katolik dinini kabul etmiti; hibir dzen ve uyuma bal olmakszn h
ikisinin de gereklerini
yerine getiriyordu. Dediine gre, ruhu tam bir huzur iindeydi, nk birinde eksik olan,
brnde buluyordu. Ayrca, markiyle kars arasnda arabuluculuk etme yetkisine sahip tek ki
di
ve her ikisi de ondan honuttu. Kleleri, evin bo odalarnda olanclk illetine dalm olar

da birbirlerinin kanlaryla yakaladnda, sprgeyle kova-layabilen de bir tek oydu. Ama o


ldnden beri, le scanda barakalardan kap, iilerin kumanya tencerelerinden pilav
ararak ya da koridorlarn serinliinde macuco ve tarabilla oynayarak orada burada yerl
ere
seriliyorlard. Hi kimsenin zgr olmad bu bask dolu dnyada bir tek Sierva Maria zgrd
yalnzca o ve yalnzca orada. Bu yzden de ya gn kutlamas orada yaplyordu, onun gerek
yuvasnda ve gerek ailesiyle birlikte.
Evin kendi klelerinin ve teki sekin evlerden gelip elenceye olabildiince katkda buluna
n teki
klelerin toplandklar bu yerde ve onca mziin arasnda bylesine hznl bir kutlama akl
ey deildi. Yalnzca kz, neler yapabileceini
gsteriyordu. Afrika kkenlilerden daha byk bir incelik ve canllkla dans ediyor, trl Af
a
dillerinde, kendi sesinden
baka seslerle ya da kular ve hayvanlar bile artacak ku ve hayvan sesleriyle ark sy
' Yorubalar. Afrika'da, Nijerya'nn gneybat kesiminde ve ayrca dank gruplar halinde Ben
n ile
Togo'nun kuzeyinde yaayan bir halk. (ev.)
20
du. Dominga de Adviento'nun emrine uyarak, en gen kle kzlar, onun yzn kmr karasyla
boyayarak vaftiz gslnn zerine ermi kolyeleri takmlar, o gne kadar hi kesmedikler
her gn yeniden rerek bana kat kat
doladklar rgleri olmasa yrmesini engelleyecek salarn taryorlard.
Sierva Maria, birbirine kart glerin birletii bir kavakta serpilmeye balyordu. Annesi
ok az ey almt. Oysa babasnn sska bedeni, ifa bulmaz sklganl, solgun teni, keder
mavi gzleri ve ltl salarnn saf bakr rengi, onda da vard. Hali tavr ylesine bir
gizlilik iindeydi ki, gzle grlmez bir varlkt sanki. Bu kadar garip olmasndan korkuya k
plan
annesi, evin loluu iinde nerede olduunu kaybetmemek iin giysisinin kol azna bir ngr
asmt. Kutlamadan iki gn sonra ve neredeyse bir dikkatsizlik sonucu olarak, hizmeti kz,
Sierva
Maria' yi bir kpein srdn Bernarda'ya anlatt. Bernar-da, yatmadan nce mis kokulu
sabunlarla altnc kez banyosunu yaparken bu olay dnd, ama yatak odasna dndnde unut
bile. Ertesi geceye kadar da bir daha hatrlamad, nk oban kpekleri afak skene kadar h
durmadan havlamlar, o da kuduz olmalarndan korkmutu. Bunun zerine eline kk bir amdan
alarak avludaki barakalara kadar gidip, Sierva Maria'y, Dominga de Adviento' dan
kalma, palmiye
yapraklarndan rl hamanda uyur buldu. Hizmeti kz, srn neresinde olduunu sylemed
iin, kzn gmleini kaldrp, tpk bir aslan kuyruu gibi bedenine sarl olan sa rgsn
elindeki kla izleyerek her yann kar kar inceledi. Sonunda sr bulmutu: sol ayak
bileinin kntsnda, zeri oktan kabuk balam bir
21
izikle, topukta belli belirsiz grnen birka synk vard.
Kentin tarihinde kuduz olaylar ne azd, ne de nemsiz. Bunlardan en fazla patrt koparan,
hali
tavr tpk insanlara
benzeyen terbiyeli kk may-munuyla birlikte yollarda dolaan bir gezgin ip cam-bazmnki
olmutu.
Hayvan, ngilizlerin deniz kuatmas srasmda kuduzu kapm, sahibini yznden srarak
yaknlardaki tepelere kamt. Annelerin, ocuklarn korkutmak iin, uzun yllar sonra bile
manilerle arksn syleyip durduklar gibi, zavall ip cambazn, korkun sannlan arasnda
darbeleriyle ldrmlerdi. Aradan iki hafta gemeden, lgna dnm bir makak srs, gnn
ortasnda dalardan aa inmiti. Domuz ahrlannda ve kmeslerde byk zarara yol amlar,
ngiliz filosunun yenilgiye uratlmasm kutlamak iin okunan kran ilahisi srasnda uluya

katedrale dalp, azlanndan burunlanndan kanl kpkler saarak boulup gitmilerdi. Yine de
korkun facialar tarihe gemiyordu, nk bunlara, smlanlann, zenci klelerin toplantlannda
Afrika byleriyle iyileti-rilmek zere ortadan yok edildii, zenci halkn arasnda rastlan
du.
bret alnacak onca olaya ramen, aresi olmayan ilk belirtileri kendini gstermedike, kudu

za da,
kuluka dnemi yava geen teki hastalklara da ne beyazlar aldnyorlard, ne zenciler, ne d
yerliler. Bernarda Cabrera da ayn lte uygun
davrand. Klelerin dedikodularnn, Hristiyanlannkilerden daha abuk ve daha uzaklara
yayldna, basit bir kpek
srmasnn bile ailenin onurunu zedeleyebileceine inanyordu. Bu dncelerinden ylesine e
ki, sorundan kocasna sz etmedi bile; daha22
s, hizmeti kzn pazara tek bana gidip, kuduzdan ldnn anlalabilmesi iin bir badem
aacna aslm olan bir kpek leini grd ertesi Pazar gnne kadar olay bir daha aklna
getirmedi. Hizmetinin, Sierva Maria'y sran
kpein alnndaki beyaz lekeyi ve kl rengi tylerini tanmas iin yle bir bakmas
yetmiti. Yine de Bernarda, kendisine anlatldnda kayglanmad. Ne gerek vard ki: yara
kurumutu, syrklarn da izi bile kalmamt.
Aralk ay kt balam, ama ok gemeden ametist rengi akamlaryla deli rzgrl gecelerin
kavumutu. Noel, spanya'dan gelen iyi haberler nedeniyle nceki yllardakinden daha neeli

geiyordu. Ama kent eskisi gibi deildi. En


byk kle pazar Havana'ya tanmt; Ana Kara'daki1 bu krallklarn madencileriyle toprak
sahipleri de, kaak iileri, hem de daha dk fiyata ngiliz Antilleri'n-den getirtmeyi
yeliyorlard. yle ki, sanki iki ayr kent vard: biri, kalyonlarn
limanda demirledikleri alt ay boyunca kalabalk ve neeli olan; br de, onlarn geri
dnmelerini bekleyerek yln geri kalann uykuda geireni.
Kpek srmalarndan bir daha haber alnamamt, ta ki Ocak ay balarnda bir gn, Sagunta
tannan gezgin bir yerli kadn, kutsal le uykusu saatinde markinin kapsn alana kadar. K
ok yalyd; tepeden trnaa beyaz bir
arafa sarnm olarak, elinde uzun bir denekle gnein altnda plak ayakla dolayordu.
Bekret tamircisi ve krtajc diye kt bir ne sahipti, ama bu an,
1 Ana Kara (spanyolcada, Tierro Firme): spanyol kifler tarafndan Kolombiya ve Venez
uela
kylarna verilen ad. (ev.)
23
umutsuz hastalar ayaa kaldran yerli srlarn bilmekle kazand nle kapatyordu.
Marki, evin holnde ayakta durarak isteksizce karlad onu; ne istediini anlamas da olduk
uzun
srd, nk hi acele etmeden, son derece karmak ve dolambal szlerle konuan bir kadnd
Sadede gelmek iin sz yle bir dndrd dolatrd ki, sonunda markinin sabr tat.
"Sorun neyse, sz daha fazla uzatmadan syleyin," dedi.
"Kuduz salgn tehlikesiyle kar karyayz," dedi Sagunta. "Avclarn azizi ve kuduranlarn
iyiletiricisi Aziz Huberto'nn anahtarlarna sahip olan tek kiiyim ben."
"Salgn kmas iin bir neden gremiyorum," dedi marki. "Bildiim kadaryla, ne bir kuyruklu
yldz haberi kt, ne de gne tutulmas; Tanrnn bizimle uramasn gerektirecek kadar b
gnahlarmz da yok."
Sagunta, Mart aynda tam bir gne tutulmas olaca haberini verdi ve Aralk aynn ilk Paza
yaanan btn kpek srmalarnn dkmn yapt ona. Bunlardan ikisi, byk bir olaslkla
yaknlar tarafndan by yaplmak zere
gtrlm olarak ortadan kaybolmulard; ncs ise, olayn ikinci haftasnda kuduzdan lm
Bir drdncs vard ki, srlmamt ama ayn kpein salyasy-la hafife slanmt ve Amo
Dios hastanesinde can ekiiyordu.
Vali, ayn bandan beri sahipsiz yz kadar kpei zehirletmiti. Bir haftaya kadar sokakta b
r
tane bile canl kpek kalmayacakt.
"Her ne olursa olsun, benim bununla ne ilgim .var, anlamyorum," dedi marki. "steli
k de bylesine
ters bir saatte."
24
"ilk nlan sizin kznzd," diye karlk verdi Sagunta. Marki, kendinden son derece emin
tavrla yle dedi:
"yle olsayd, bunu ilk bilecek kii ben olurdum."
Kznn kendisini iyi hissettiine inanyor, kendi haberi olmakszn bylesine ciddi

ir
eyin olabileceini mmkn grmyordu. Bylelikle ziyareti sona erdirerek le uykusunu
tamamlamaya gitti.
Yine de ayn gn akamzeri gidip Sierva Ma-ria'y hizmetkrlarn avlusunda buldu. Yz siyah
boyal olarak, yalnayak ve banda klelerinki gibi renkli bir trbanla, tavanlarn deriler
n
yzlme-sine yardm ediyordu. Marki, bir kpein
onu srdnn doru olup olmadn sordu, o da en ufak bir kukuya yer vermeyecek biimde
srmadn syledi. Ama o gece Bernarda, haberi dorulad. Marki, aknlkla sordu:
"Peki Sierva neden inkr etti?"
"nk yanllkla bile doruyu sylemesinin yolu yok da ondan," diye yant verdi Bernarda.
"yleyse bir eyler yapmak gerek," dedi marki. "nk kpek kuduzmu."
"Tersine," diye karlk verdi Bernarda: "asl kpek lm olmal onu srd iin. Bu olay
Aralk aynda olmu, ama o
kaltak turp gibi salam."
Her ikisi de, salgnn ciddiyetiyle ilgili giderek artan sylentilere kulak veriyorlar
d ve, tpk
birbirlerinden daha az nefret ettikleri zamanlardaki gibi, ortak sorunlar zerinde
ister istemez
konumak zorunda kalmlard. Marki iin durum
apakt. Her zaman kzn sevdiine inanmt, ama kuduz hastalndan duyduu korku, daha i
geldii iin ken25
di kendisini aldattn itiraf etmek zorunda brakyordu onu. Buna karlk Bernarda, bunu k
kendisine sormad bile, nk onu sevmediine ve onun tarafndan da sevilmediine inanc tamd
bu iki inanc da yerinde grnyordu ona.
Her ikisinin de kza kar besledikleri nefretin ou, kzn onlarn her birine kar duyduu
nefretten geliyordu. Yine de
Bemarda, kzn lmnn saygn bir nedenden olmas kouluyla, aile onurunu korumak iin, gzy
dkme oyununu oynayp acl bir anaya yakr biimde yas tutmaya hazrd.
"Hangi nedenden ld nemli deil," diye vurgulad. "Bir kpek hastal olmasn da." Marki
anda, sanki kutsal bir gle aydnlanm gibi, hayatnn anlamn kavrayverdi.
"Kzm lmeyecek," dedi, kararl bir tavrla^ "Ama lmesi gerekiyorsa da, lm, Tanrnn buy
eyden olacak."
+
Sal gn, Sagunta'nn szn ettii kuduz hastasn grmek zere, San Lzaro tepesindeki Amo
Dios hastanesine gitti.
Yas tlleriyle ssl atafatl arabasnn, henz kuluka dnemindeki felaketlerin yeni bir
belirtisi olarak grleceinin bilincinde deildi, nk uzun yllardr nemli bir fr
kmadka evden dar adm atmyordu ve yine yllardr
talihsizliklerden baka frsat kt yoktu.
Kent, yzyllardan beri sregelen durgunluuna gmlmt, ama arabas, duvarlarla evrili
arazisinden kp San
Lzaro tepesine doru yola koyulan, ar ipekli yas giysileri iindeki kaygl beyefendinin k
derli
yzn ve huzursuzlukla kard gzlerini fark edecek birileri eksik deildi. Hastaneye
vardnda, tula deli yerlere serilmi czaml26
lar, onun cansz admlarla ieri girdiini grnce sadaka istemek iin yolunu kestiler. Kuduz
hastas, azl hastalarn kouunda bir diree balanmt.
Sa sakal bembeyaz olmu yal bir melezdi. Bedeninin yans fel olmutu bile, ama kuduz
hastal bedeninin teki yansna yle bir g vermiti ki, kendini duvardan duvara atp
paralamasn diye onu balamak zorunda kalmlard.
Hastane kaytlan, onu sran kpein de, Sierva Maria'y sran, aln beyaz lekeli, tyleri k
rengi ayn kpek olduuna
kuku brakmyordu. Ve gerekten de kpek ona salyasn bulatrmt, ama derisini
salkl yerine deil de, baldnndaki kapanmak bilmez bir yaraya. Bu aklama, markiyi
yattrmaya yetmemiti; lmcl hastann halinden dehete kaplm olarak ve Sierva Maria i
kk bir umut tamakszn kt hastaneden.
Tepenin eteklerinden kente geri dnerken, lm atnn yannda yol stnde bir taa oturmu i

bir adama rastlad. Arabay durdurdu ve ancak adam ayaa kalktnda, kentin en nl

tartmal hekimi, yksek renim sahibi


Abrenun-cio de Sa Pereira Cao olduunu anlayabildi. Tpk maa papazna benziyordu. Gneten
koruyan geni kenarl
bir apka, binici izmeleri ve okumu azatllannkini andnr siyah bir pelerin giymiti. Pek
allmadk bir resmiyetle selamlad markiyi.
"Benedictus qui venit in nomine veritatis,"1 dedi.
At, trsa kalkp kt ayn tepeden inerken, yrei dayanmayp atlamt. Markinin araba
Neptuno, hayvann eyerini zmeye yeltendi, ama atn sahibi'onu vazgeirdi.
1 (Latince) Gereklerin adna, gelene selam olsun. (Cev.)
27
t "Eyerleyecek hayvanm olmadktan sonra eyeri ne yapaym?" dedi. "Brak onunla birlikte
rsn."
Arabac, irikym gvdesiyle arabaya kabilmesi iin ona yardm etmek zorunda kald; marki d

sana oturtarak onurlandrd. Abrenuncio, atn dnyordu.


"Sanki bedenimin yars lm gibi," diye iini ekti.
"Bir atn lmne are bulmaktan daha kolay bir ey olamaz," dedi marki.
Abrenuncio, cesaret bulmutu. "Bu, farklyd," dedi. "mknm olsayd onu kabristana

gmdrr-dm." Tepkisini bekleyerek markiye bakt, sonra szn tamamlad:


"Ekimde yz yan bitirmiti."
"O kadar yaayan at yoktur," dedi marki. "Kantlayabilirim," diye karlk verdi hekim.
Abrenuncio, Sal gnleri, baka illetleri olan,c-zamllara yardm etmek iin Amor
e
Dios hastanesinde hizmet
gryordu. spanya'daki bask yznden Karayibler'e g etmi bir baka Portekiz Yahu-disi ol
yksek renimli Juan
Mendez Nieto'nun sekin bir rencisi olmu, byc ve az bozuk biri olarak yapt kt n
ondan almt, ama hi kimse derin bilgisinden kuku duymuyordu. Onun inanlmaz aklamalarm
allmadk yntemlerini affetmeyen teki hekimlerle olan ekimeleri srekli ve kanlyd. Y
bir kez alnarak insan salna g katp hayat uzatan bir hap bulmutu, ama ilk gn ins
akln yle bir altst ediyordu ki, kendisinden baka hi kimse onu alacak cesareti bulamyor
u.
Bir zamanlar, hastalar zel olarak bestelenmi bir mzikle yattrmak iin baulannda arp
alard. Hep retmen bozuntularyla berberlere
28
zg aa bir zanaat olarak grd iin cerrahlk yapmyordu ve dehet saan uzmanlk alam,
hastalara lm gn ve saatini nceden haber vermekti. Yine de, iyi n de, kt n de ayn
kaynaktan besleniyordu: dediklerine gre -ki bunu
hi kimse hibir zaman yalanlamamt-, bir ly diriltmiti.
Abrenuncio, btn deneyimine karn, kuduz olayndan heyecanlanmt. "nsan bedeni, insann
yaayabilecei yllara gre yaplm deil," dedi. Marki, onun bu tumturakl ve renkli szler
tek kelimesini bile karmad ve ancak hekimin syleyecek baka bir eyi kalmadnda konuar
"O zavall adama ne yaplabilir?" diye sordu. "ldrlr," dedi Abrenuncio.
Marki, dehetle bakt ona.
"En azndan, iyi Hristiyanlar olsaydk yapacamz bu olurdu," diye hi oral olmadan konum
srdrd hekim. "Hem hi armayn, efendim: dnyada sanldndan daha fazla iyi Hristiyan
Aslnda, kenar mahallelerde ya da krsal kesimlerde olsun, kuduran yaknlarn hayatlarnn
on
anndaki korkun eziyetten kurtarmak iin yemeklerine zehir katma yrekliliini gsteren, te
ni
herhangi bir renkten, yoksul Hristiyanlan
kastediyordu. Bir nceki yzyln sonlarnda, bir ailenin btn bireyleri, yalnzca be yan
bir ocuu zehirleyecek cesareti kendilerinde bulamadklarndan, zehirli orbay hep birlikt
e
imilerdi.
"Biz hekimlerin byle eylerden haberimiz olmad sanlyor," diye sonuca vard Abrenuncio.
sa

hi de yle deil, ama onlara arka kacak ahlaki otoriteden yoksunuz. Buna karlk, lm
halindeki hastalara az nce grdnz gibi
davranyoruz. Onlar Aziz Huberto'ya havale edip bir diree
29
balyoruz, daha da beter ve daha uzun sre can ekisinler diye." "Peki baka are yok mu?"
iye
sordu marki.
"Kuduzun ilk saldrlarndan sonra hibir are yok," dedi hekim. Onu, cierotu, zencifre, mi
skotu,
cva, anagallis flre purpureo gibi trl formllere dayal, iyiletirilebilir bir hastal
olarak kabul eden gln aratrmalardan sz etti.
"Fasafiso," dedi. "Gerek u ki, kuduz bazlarna geer, bazlarna gemez; gemeyenlere ila
sayesinde gemediini sylemek de kolaydr." Hl uyank olup olmadn anlamak iin markini
gzlerine bakt, sonra yle sordu:
"Niin bu kadar ilgilisiniz?"
"Acdm iin," diye yalan syledi marki.
Pencereden, le sonras saat drtteki hareketsizlik iinde durgunlam olan denize
bakt ve yrei skarak krlanglarn geri dnm oldukjar-n fark etti. Rzgr henz
kmamt. Bir grup ocuk, balkl kumsalda yolunu
kaybetmi bir pelikan talayarak avlamaya alyordu; marki, surlarla evrili kentin lt
kubbeleri arasnda gzden
kaybolana kadar kuun uarak kamasn izledi.
Kupa arabas kentin kara ynndeki Yanm Ay kapsndan surlarn iine girdi ve Abrenuncio, ara
acy
grlt patrt iindeki zanaatkarlar mahallesinden geirerek evine varana kadar ona yolu gs
di.
Bu, pek kolay olmamt. Neptuno
yetmiini aknd, stelik kararszd, gzleri iyi grmyordu ve atn kendisinden daha iyi bi
sokaklardan tek bana
geip gitmesine alkt. Sonunda eve vardklarnda Abrenuncio, kapda durup Horatius'dan1 bi
dizeyle vedalat.
' Horatius: <.. 65-8) Latin airi. (ev.)
30
"Ben Latince bilmem," diye zr diledi marki.
"Size gerei de yok!" dedi Abrenuncio. Ve elbette bunu da Latince syledi.
Marki, o kadar etkilenmiti ki, eve dner dnmez ilk yapt ey, hayatnn en acayip ii old
Neptuno'ya, San Lazaro tepesindeki l at alp kabristana gmmesini, ertesi gn erkenden de

Abre-nuncio'ya ahnndaki en iyi at gndermesini emretti.


Bernarda, antimon mshillerinin verdii geici rahatlktan sonra, iindeki yangn sndrebil
iin gnde kereye kadar hafifletici lavmanlar ya da sinirlerini yattrmak iin kokulu
sabunlarla gnde altya varan scak banyolar da
yapyordu. Artk yeni evlendii zamanki halinden hibir ey kalmamt; o zamanlar sanki bir
khinmiesine verdii
yerinde kararlarla ticari servenler yaratmaktayd ve ok da baarlyd, ta ki Judas Iscario
e'yi
tanmak talihsizliine urad o uursuz akama kadar.
Bir rastlant sonucu, bir panayr arenasnda, neredeyse rlplak ve kendisini koruyacak hi
eyi olmakszn, srf bilek gcyle bir gre boasyla bouurken rastlamt ona. ylesine
yakkl ve korkusuzdu ki, onu hi unutamamt.
Gnler sonra bir karnaval dansnda yeniden grd onu; kendisi, yz maskeli olarak dilenci
klmdayd; altndan ve deerli talardan gerdanlklar, bilezikler, kpeler takm markiz
giysileri iindeki kleleri de evresini sarmlard. Judas,
meraklilarn oluturduu bir halkann ortasnda kendisine her kim para verirse
31
onunla dans ediyordu ve taliplerinin doymak bilmez itahn yattrmak iin ortal bir dz
koymak gerekmiti. Bemarda, ka para olduunu sordu, Ju-das da bir yandan dans ederken
yle yant
verdi:
"Yarm gm lira."

Bernarda, maskesini kararak,


"Benim sorduum, mr boyu ne kadar olduun," dedi.
Judas, yz akken, onun grnd kadar dilenci olmadn anlamt. Dans ettii eini br
deerinin fark edilmesi iin bir denizci cakasyla yryerek ona yaklat ve,
"Be yz altn lira," dedi.
Bernarda, kukulu bir eksper gzyle tartt onu. Fok derisi gibi teni, kvrm kvrm gvdesi,
darack kalalar, upuzun bacaklaryla am yarmas gibiydi; yapt ii inkr e
narin elleri vard. Bernarda yle bir hesaplad:
*
"Boyun sekiz kar vardr."
" parmak fazlasyla," dedi Judas.
Bernarda, dilerini incelemek iin kafasn yaknma kadar edirdi; koltukaltlanndan yaylan a
onyak
kokusu onu rahatsz etmiti. Dileri eksiksizdi, salkl ve dzgnd.
"Sahibin, birinin kp seni bir at fiyatna satn alacan dnyorsa, deli olmal," dedi
Bernarda.
"Ben zgrm ve kendi kendimi satyorum," diye karlk verdi Judas. Sonra da anlaml bir ses
tonuyla szn noktalad: "Hanmefendi."
"Markiz," diye dzeltti Bernarda.
Judas saraylara yakr bir reverans yapnca Bernarda'nn soluu kesilmiti; sonunda, istedi
fiyatn yarsna satn ald onu. "Srf gz zevki iin," diyordu. Buna karlk onun zgrlk
kouluna ve bo32
gayla gsterisini srdrmesi iin istedii zamana sayg gstermiti. Kendi odasnn yaknnda
nce seyisin olan bir odaya yerletirdi onu; daha ilk geceden balayarak, davet edilme
den
geleceinden emin olarak, kapy kilitlemeden,
rlplak beklemeye koyuldu. Ama iindeki ateten rahat bir uyku uyuyamayarak iki

hafta boyunca beklemesi


gerekecekti.
Aslnda, Judas onun kim olduunu ve evinin iini grnce, bir kle olarak belli bir uzaklk
koymutu araya. Yine de, Bernarda onu beklemekten vazgeip, kapnn srgsn srerek gmlekl
yatmaya balaynca, pencereden girdi ieri.
Odann, onun amonyakl ter kokusuyla arlaan havas uyandrmt Bernarda'y. Kendisini
karanlkla el-yordamyla
ararken bir minotaurus1 gibi solumasn, zerine ken gvdesinin scakln ve bir yandan
kulana "Orospu, orospu" diye hrldarken, gmleini yakasndan kavrayarak boydan boya yrta
pene gibi ellerini hissetti. O geceden sonra Bernarda, mr boyunca baka hibir ey yapmak

istemediini anlamt.
Onun iin deli oluyordu. Geceleri kenar mahal-lelerdeki dansl halk elencelerine gidi
yorlard.
Judas, Bernarda'nm ona kendi zevkine gre satn ald redingot ve melon apkayla beyefendil
er gibi
giyiniyordu; Bernarda ise, nceleri herhangi
bir kla girerken, sonradan kendi yzyle gitmeye balamt. Onu altndan zincirler, yzk
bileziklerle kaplayp,
dilerine elmas kakmalar yaptrmt. nne gelenle yattnn farkna vardnda leceini s
ama sonunda artklara raz oldu. Dominga de Ad-viento'nun, Bernarda'nn ekerkam cenderesi
in
1 Minotaurus: Mitolojide, ba boa, gvdesi insan biiminde bir canavar. (ev.) Ak ve br
r
(
33/3
banda olduunu sanarak le uykusu saatinde yatak odasna girip, Judas'la yerlerde anadan
doma
seviirken yakalad zamanlard onlar. Kle kadn, eli kapnn tokmanda, armaktan ok n
yapacan bilemez durumda
kalakalmt.

"yle l gibi durmasana orada!" diye bard Bernarda. "Ya git, ya da gel yanmza yat."
Dominga de Adviento, Bernarda'da bir amar etkisi yapan bir kap arpmasyla kp gitti. Ber
arda,
o gece onu artarak, grdkleriyle ilgili herhangi bir yorumda bulunacak olursa feci cez
alara
arptrmakla tehdit etti.
"Kayglanmayn saygdeer hanmefendi," dedi kle. "Bana, istediinizi yasaklayabilirsiniz, b
n de
yerine getiririm."
Sonra da ekledi: "Ama dnmemi yasaklayamazsnz."
Markinin haberi olduysa da gzelce anlamazlktan geldi. Sonuta, eiyle arasnda kalan ort
ak tek
ey Sierva Maria'yd ve ona kendi kzym gibi deil, yalnzca onun kzym gzyle bakyor
Bernarda ise, bunu dnmyordu bile. Kzn ylesine unutmutu ki, ekerkam deirmenindek
dnemlerinden birinden geri dndnde onu o kadar bym ve farkl grnce, bakasyla
kartrmt. Kz yanna arp incelemi, hayatyla ilgili sorular sormu, ama azndan t
sz bile alamamt.
"Tpk baban gibisin," demiti ona. "Anormalin tekisin."
te, markinin Amor de Dios hastanesinden dnp, evde dizginleri smsk ele alma kararn
Ber-narda'ya bildirdii gn, her ikisi de byle bir ruhsal durum iindeydiler. Markinin
telal
halinde, Ber34,
,,'".,-.,, nar
da'y karlk
vermekten alkoyan fkeli bir ey vard.
Markinin yapt ilk i, kzna, markiz bykannesinin yatak odasn geri vermek oldu; Bernar
klelerle birlikte yatsn diye karmt onu oradan. Bir zamanlann ihtiam, bir toz tabakas
altnda olduu gibi duruyordu: bakr paralarnn
lts yznden hizmetkrlarn altndan yaplm sandklar ahane yatak; duvak tlnden
cibinlik; eritlerle ssl zengin yatak takmlar; akmermerden lavabo ile tuvalet masasnn
ine
zenle dizilmi trl trl parfm ve kozmetik ieleri;
porselenden oturak, tkrk hokkas ve kusma leeni; romatizmadan arplm o yal kadnn,
olamad kz ve hi grmedii torunu iin hayalini kurduu bir d dnyasyd buras.
Kleler yatak odasn yeniden hayata dndrrlerken, marki de evin iinde kendi yasalarn ko
a
urayordu. Kemerlerin glgesinde uyukla-yan kleleri kovalam, ihtiyalarn bir daha ke
grecek ya da kapal odalarda talih
oyunlar oynayacak olurlarsa, krba ve bodrumda hapis cezasna urayacaklarn syleyerek g
vermiti. Bunlar yeni kurallar deildi. Ynetimin Bernarda' da olup, Dominga de Advien
to tarafndan
uyguland zamanlar ok daha sert
bir biimde yerine getirilirdi; marki bile herkesin iinde, o tarihi yargsn alaya alrd:
Bizim
evde, ben neye itaat ediyorsam o yaplr." Ama Bernarda kakao bamll batana saplanp,
Dominga de Adviento da lnce, kleler byk
bir gizlilik iinde yeniden ieri szmlard; ilk nce ufak tefek ilerde yardm etmek iin
bebe-leriyle birlikte kadnlar, sonra da koridorlarn serinliini arayan isiz gsz erkekle
. Tam
bir knt
35
halindeki Bernarda, karnlarm sokakta dilenerek doyursunlar diye onlar evden dar yolluy
ordu.
Bir buhran zamannda, ev ilerine bakan drt tanesi dnda hepsini azat etmeye karar verm
ama marki sama bir nedenle kar koymutu: "Alktan leceklerse, o uzak yerlerde deil, bur

lsnler daha iyi."


Sierva Maria'y kpek srdnda ise, bu kadar kolay formllere balanp kalmad. En otorite
en gvenilir grd bir kleyi yetkili klarak, sertlii Bernarda'y bile artan birtakm
emirler yadrd. lk gece ev, Dominga de Adviento'nun

lmnden beri ilk kez bir dzene girdiinde, gidip Sierva Maria'y klelerin barakasnda, fa
dzeylerde aprazlama
balanm hamaklarnda uyuyan yanm dzine zenci kzn arasnda buldu. Yeni ynetimin kurallar
bildirmek iin hepsini birden uyandrd.
"Bu gnden byle kzm evde yaayacak/'jdedi onlara. "Burada da, tm krallkta da bilinsin ki
onun
yalnzca bir tek ailesi var, o da yalnzca beyazlardan oluuyor."
Kucana alp yatak odasna gtrmeye kalktnda kz direndi; dnyada erkeklerin dzeninin h
srdn ona anlatmas gerekmiti. Bykannesinin yatak odasna vardklarnda, klelerin bez
gmleinin yerine ona bir gecelik
giydirirken azndan tek sz almay baaramad. Bernarda, kapda durmu onlar seyrediyordu:
,
yataa oturmu, yepyeni iliklerden bir trl gemeyen gecelik dmeleriyle bouuyor,
ise, karsnda ayakta durmu, hi
umursamadan ona bakyordu. Bernarda, kendini tutamad,
"Neden evlenmiyorsunuz?" diye alay etti. Marki oral olmaynca, daha da ileri gitti:
"Sirklere sat36
mak iin tavuk ayakl kk Kreol markizleri dourmak, hi de fena bir i olmazd."
Aslnda onun iinde de bir eyler deimiti. Glmesindeki gaddarla ramen yznde pek de o
ac bir ifade tamyordu; vefaszlnn derinliklerinde de, markinin fark edemedii bir mer
kalnts vard. Marki, onun uzaklatn hisseder etmez, kza yle dedi:
"O, murdar domuzun teki." Kzda bir ilgi kvlcm aktn hissetti. "Murdar ne demek, bili
musun?" diye sordu, yant versin diye ii giderek.
Sierva Mana, yant vermeye yanamad. Ona bakmak ltfunda bile bulunmadan, kendisini yatr
masna,
ban kuty
yastklara yerletirmesine, sedir aacndan sandn mis gibi kokusu sinmi keten araf
dizlerine rtmesine ses karmad. Marki, vicdannn titrediini hissetti:
"Uyumadan nce dua eder misin?"
Kz, ona bakmad bile. Hamakta yatmaktan gelen bir alkanlkla ana rahmindeki gibi kvrlp
yerleerek, iyi geceler dilemeden uyuyakald. Marki, uyurken yarasalar kann emmesinler
diye
cibinlii byk bir dikkatle rtt. Saat ona
geliyordu ve klelerin kovulmalanyla ferahlam olan evin iinde yandaki delile
rin korosu
dayanlmaz bir biimde
duyuluyordu.
Markinin oban kpeklerini salvermesiyle hayvanlar, bykannenin yatak odasna doru ok gibi
frlayarak, soluk solua kesik kesik havlamalarla kaplarn aralklarn koklamaya baladlar
Marki, parmaklarnn ucuyla balarn okayarak,
onlar mjdeli haberle yattrd:
"Sierva geldi; bu geceden sonra artk bizimle birlikte oturacak."
37
Gecenin saat ikisine kadar ark sylemeyi srdren deliler yznden marki, hem az, hem de k
r
uyku uyumutu. Horozlarn tmeye balamasyla yataktan kalkar kalkmaz yapt ilk i, kznn
odasna gitmek oldu; ama kz orada deil,
klelerin blmndeydi. Sierva Maria'nn en yaknnda yatan kle kz, korkuyla uyand. Onun b
sormasna frsat
vermeden,
"Kendi gelmi, efendim," dedi. "Ben farkna bile varmadm."
Marki, bunun doru olduunu biliyordu. Sierva Maria'y kpek srdnda yannda hangisinin
bulunduunu soruturdu. lerindeki tek melez olan Caridad del Cobre adndaki kz, korkudan
tir tir
titreyerek kt ortaya. Marki, onu yattrd. "Sanki Dominga de Adviento'ymusun gibi ilgil
onunla," dedi kza.
Sonra da grevlerini anlatt. Onu bir an bilegz-den karmamasn, ona sevgi ve anlay
gstermesini, ama fazla hogrl olmamasn tembih etti. En nemlisi, klelerin avlusuyla ev
geri kalan blm arasna yaptraca dikenli iti

amamasyd. Her sabah kalkar kalkmaz ve gece yatmadan nce, daha kendisi sormadan ona a
yrntl
bir rapor vermek
zorundayd.
"Ne yaptna ve nasl yaptna iyice dikkat et," diye szlerini tamamlad. "Bu emirlerimin
e
getirilmesinden sorumlu tek kii sen olacaksn."
Marki, sabahn saat yedisinde, kpekleri kafeslerine kapattktan sonra kalkp Abrenuncio
'nun evine
gitti. Kapy hekim
kendisi at, nk ne kleleri vard, ne de hizmetkrlar. Marki, hak ettiine
38
inand biimde kendi kendine sitem ederek, "Bu saatte ziyarete gelinmez," dedi.
Hekim, kendisine az nce gnderilen at iin kran duygularyla kalbini at markiye. Onu avl
n
geirerek, demirci ocann ykntlarndan baka bir eyi kalmam eski bir nalbant blmn
sundurmasna gtrd. ki yanda gzel bir
doru at, doup byd yerlerden uzakta huzursuz grnyordu. Abrenuncio, bir yand
kulana Latince bo vaatlerde bulunurken, yanaklarna eliyle hafife vurarak yattrd on
Marki, len atn, Amor de Dios hastanesinin, kolera salgn srasnda zenginlerin mezarl o

kullanlm olan eski sebze bahesine gmldn anlatt. Abrenuncio, ar bir ltuf
olarak grd bu iyilie teekkrler etti.
Konuurlarken, markinin konunun biraz dnda kaldn fark etmiti. Marki, hibir
ata binmeye cesaret edemediini itiraf etti ona.
"Atlardan da, tavuklardan korktuum kadar korkarm," dedi.
"Ne yazk, nk atlarla olan iletiimsizlik yznden insanlk geri kalmtr," dedi Abrenunc
"Bu iletiimsizlii bir kez olsun krabilseydik, san-tor'u1 yaratabilirdik."
Engin denizlere alan iki pencerenin aydnlatt evin ii, mzmin bir bekrn kt bir al
halini alm an ss merakna gre dzenlenmiti. nsan tbbn gcne inanmaya iten gzel b
balsam kokusu, evin her yanma sinmiti.
zeri derli toplu bir yaz masas ve Latince etiketler tayan porselen kavanozlarla dolu
bir
vitrin vard. Tedavi amal arp, zeri altn renkli bir tozla rtl olarak
1 Santor. Yar insan yar at biiminde masal yarat. (ev.)
39
bir keye atlm duruyordu. En nemlisi de, pek ou Latince olan, srtlar bezemeli kitapl
Vitrinler ve ak raflar kitaplarla doluydu, bazlar da byk bir dikkatle yerlere ylmt
hekim, bu kt ynlar arasndaki dar geitlerden, gller arasnda dolaan bir gergedan
rahatlyla geiyordu. Marki, onca kitaptan bunalmt.
"Bilinen her ey bu odada olsa gerek," dedi.
"Kitaplar hibir ie yaramyor," diye karlk verdi Abrenuncio, keyifle. "teki hekimlerin
ilala-ryla neden olduklar hastalklar iyiletirmeme imdiye kadar hep hayat yardm etti."
Her zaman kendi oturduu byk koltuun zerinde uyuyan kediyi, markinin oturmas iin kaldr
Simyac ocanda kendi elleriyle hazrlad demli bir fincan kokulu ot ikram etti ona; bir y
ndan
da tbbi deneyimlerini anlatt durdu, ta ki
markinin ilgisini kaybettiini fark edene kadar. Gerekten de marki, birdenbire yeri
nden kalkarak
ona arkasn dnm, pencereden azgn denizi seyrediyordu. Sonunda, srt hep ona dnk olara
sze balama cesaretini buldu kendinde.
"Sayn diplomal hekim," diye mrldand. Abrenuncio, byle bir hitap beklemiyordu.
"Ha?"
"Hekimlik gizliliinin gvencesi altnda ve yalnzca sizin bilginiz dahilinde kalmak zere
,
sylenilenlerin doru olduunu itiraf ediyorum," dedi marki, ciddi bir ses tonuyla. "O
kuduz kpek
kzm da srd."
Dnp hekime bakt ve onun sakin yzyle karlat.
"Biliyordum," dedi hekim. "Ve bu yzden bu ka-

40
dar erken saatte geldiinizi tahmin ediyorum."
"yle," dedi marki. Sonra da hastanedeki kuduz olaynda sormu olduu ayn soruyu tekrarla
d: "Ne
yapabiliriz?" Abrenuncio, bir gn nceki acmasz yantnn yerine, Sierva Maria'y grmeyi
istediini syledi. Markinin de ondan
isteyecei buydu zaten. O halde niyetleri aynyd ve araba onlar kapda bekliyordu.
Eve vardklarnda marki, Bernarda'y, tuvalet masasnda oturmu, son kez sevimi olduklar v
kendisinin oktan belleinden sildii uzak yllardaki ivesi iinde taranr buldu. Odann ii
sabunlarnn mis gibi ilkbahar kokusu sinmiti. Kocasn aynadan grnce, hrnlamadan sord
"Biz kimiz ki ona buna at hediye ediyoruz?"
Marki, onunla konumaktan kanarak darmadank yatan iinden gndelik giysisini alp
Ber-narda'nn zerine att ve onunla ilgilenmeden emretti:
"Hemen giyinin, doktor burada."
"Tanr beni korusun," dedi Bernarda.
"Geri ihtiyacnz var ama sizin iin gelmedi," diye karlk verdi marki. "Kz iin geldi."
"Ona bir yardm olamaz," dedi Bernarda. "Ya lr, ya da lmez: baka bir seenek yok." Ama m
rak
baskn kmt: "Gelen kim?"
"Abrenuncio," diye yantlad marki.
Bernarda, ok sinirlenmiti. Aile onurunu sinsi bir Yahudinin ellerine terk etmekten
se, o haliyle,
yalnz ve rlplak lmeyi yelerdi. Abrenuncio, babasnn evinde hekimlik yapmt ve onu
uzakla-trmlard, nk kendi tanlarn vmek iin hastalarnn durumunu ortala yayard
Marki, karsna diklendi:
41
' "Siz istemeseniz de, hele ben bsbtn istemesem de, siz onun anassnz," dedi. "Bu kutsa
l hak
nedeniyle, sizden muayeneye izin vermenizi istiyorum."
"Cannz ne isterse onu yapn, umurumda deil," dedi Bernarda. "Ben lmm."
Beklenilenin tersine, kz, kurgulu bir oyunca seyrediyormuasna bir merakla, bedeninin z
nle
muayene edilmesine hi marklk etmeden raz oldu. "Biz hekimler, ellerimizle grrz," ded
Abre-nuncio. Bu sz kzn houna gitmiti, ilk
kez olarak glmsedi ona.
Salkl olduu besbelliydi, nk kaderine terk edilmi havasna ramen, mutlu bir serpilmen
filizlerini verdii, neredeyse gzle grlmez altn ans incecik tylerle kapl, oranl bir
vard. Dileri kusursuz, gzleri keskin, ayaklan bakml, elleri becerikliydi ve sann her
teli, uzun bir yaamn belirtisiydi. Sinsi sorulara cesaret ve kendine gvenle yant ver
di; bu
yantlann hibirinin doru olmadn kefedebilmek iin onu fazlasyla iyi tanyor olmak
gerekiyordu. Ancak hekim ayak bileindeki nemsiz yara izini bulduunda gerginleti.
Abre-nuncio'nun kurnazl onunkine baskn kmt:
"Dtn m?"
Kz, gzn bile krpmadan dorulad. "Salncaktan."
Hekim, kendi kendine Latince konumaya balad. Marki, szn kesti:

"Ladino1 olarak sylesenize."


"Size sylemiyordum," dedi Abrenuncio. "Latince yazdilinde dnrm de."
1 Ladino: 1492'de spanya'dan kovulan Yahudilerin konutuklar, spanya kkenli Roman dili
. (ev.)
42
Sierva Mana, Abrenuncio'nun kurnazlklarna baylmt. Sonunda onu dinlemek iin kulan g
dayadnda, kalbi deli gibi arpmaya balad; teninden, belli belirsiz bir soan kokusuyla
kark, buz gibi souk, hafif bir ter yaylmt. Muayene sona erdiinde hekim, kzn yana
sevecenlikle hafife vurarak,
"Sen ok cesursun," dedi.
Markiyle ba baa kaldklannda, kzn, kpein kuduz olduunu bildiini syledi ona. Marki, b
anlamamt. "Size pek ok yalan att," dedi, "ama yle bir ey sylemedi."
"Kendisi sylemedi, efendim," dedi hekim. "Yrei syledi: tpk kafese kapatlm minik bir

kurbaa gibi rpnyordu." Marki, kznn artc daha baka yalanlarn uzun uzun sayp d
bundan znt deil, baba olarak belirli bir kvan
duyuyordu. "Belki de air olacaktr," dedi ama Abrenuncio, yalann, sanatn bir koulu old
uunu
kabul etmedi. "Yaz ne kadar saydam olursa, iirsellik o kadar ok kendini gsterir," de
di.
Hekimin yorumlayamad tek ey, kzn telindeki soan kokusu olmutu. Herhangi bir kokuyla k
z
hastal arasnda bildii hibir ilgi olmad iin, bunu bir belirti olarak grmeyip zerin
durmad. Daha sonra, Caridad del Cobre'nin
markiye akladna gre, Sierva Maria, kendini klelerin bilimsel uygulamalarna gizlice te
m
etmi, onlar da ona manaj1 yaks inetmiler ve kpein yapt ktln etkisini
bozmak iin onu bodrumdaki soan deposuna
rlplak kapatmlard.
' manaj: Amerika'da yetien bir aa. (ev.)
43
* Abrenuncio, kuduzun en kk bir ayrntsn bile hafifletmeye kalkmad. "Isrk ne kadar
ve beyne ne kadar yaknsa, ilk belirtiler o kadar tehlikeli ve hzl olur," dedi. Arad
an be yl
getikten sonra len, ama acaba sonradan
farkna varmadan ald bulac bir hastalktan m ld kukusunu ardnda brakan bir hastas
hatrlatt. Yarann abuk
kabuk balamas bir anlam tamyordu: ngrle-meyen bir srenin sonunda yara izi kabarp ye
alarak ileyebilirdi. Sonunda hastann can ekimesi yle korkun oluyordu ki lse daha iyi
O
halde yaplabilecek tek akllca i, mezhep sapkmla-nyla ve cin arpp kuduranlarla baa km
usta Senegallilerin bulunduu Amor de Dios hastanesine bavurmakt. Yoksa marki bizzat
kendisi,
kzn lene kadar yataa zincirlenmi olarak tutmaya mah.-km olmay kabullenmek zorunda
kalacakt.
"Bunca yllk insanlk tarihinde," diye szlerini tamamlad, "hibir kuduz hastas, nasl old
anlatacak kadar uzun yaamamtr."
Marki, ne kadar ar olursa olsun, katlanamaya-ca hibir zorluk olamayacana karar verdi.

halde kz, kendi evinde


lecekti. Hekim, saygdan ok acma ifade eden bir bakla takdirlerini belirtti.
"Sizden ancak byle bir licenaplk beklenebilirdi efendim," dedi. "Ruhunuzun buna day
anacak
cesareti bulacandan kukum yok."
Koyduu tanda telaa decek bir ey olmadn bir kez daha srarla belirtti. Kzn yaras,
tehlikeli blgeden
uzaktayd ve kanadn hi kimse hatrlamyordu. En byk olaslk, kuduzun Sierva Maria'ya
bulamamasyd. "Peki bu arada?" diye sordu marki.
"Bu arada," dedi Abrenuncio, "ona mzik aln,
44
evi ieklerle donatn, kularn tmesini salayn, denizde gurubu seyretmeye gtrn, onu mu
edebilecek ne varsa yapn." Sonra da apkasn havada yle bir dndrerek, Latince bir zdey
ve-dalap gitti. Ama bu kez markinin
hatr iin evirisini de yapmt: "Mutluluun iyi edemediini iyiletirecek ila yoktur."
45 r
iki
Markinin bylesine miskin bir duruma nasl dt ve hayatn huzurlu bir dul olarak geirme
kararl olduu halde bylesine uyumsuz bir evlilii neden yrtt hibir zaman anlalamam
Oysa, efendisi kral hazretlerinin onur payeleriyle avantalan esirgemedii ve hakszlk
lara
uratmad, Santiago valyesi ve ast astk kestii kestik bir derebeyi ve gaddar bir kom
olan babas birinci markinin snrsz gc sayesinde ne istese olabilirdi.
Birinci markinin tek mirass olan Ygnaci, hibir zelliin belirtilerini tamyordu. Baz

zihinsel gerilik iaretleri vererek byyp ileri yalara kadar okuma yazmas olmadan yaam
o zamana kadar kimseyi sevmemiti. Yirmi yana geldiinde kendini gsteren ilk hayat beli
rtisi,
arklaryla lklan ocukluunun ninnilerini oluturmu olan Divina Pastora tmarhanesi
hastalanndan birine k olup onunla evlenmek istemesi olmutu. Kzn ad Dulce Olivia idi

Sarayda saralk yapan bir ailenin tek kzyd ve neredeyse iki yzyllk bir gelenein kendi

birlikte sona ermemesi iin koum takmlar yapma sanatn renmek zorunda kalmt. Zaten a
karmas da, allmadk bir biimde byle bir erkek iine sokulmasna yorulmutu; stelik
berbat bir durumdayd ki, ona kendi pisliklerini yememeyi retmek olduka zor olmutu. Bu
nun
dnda, akl olduka kt bir Kreol
46
markisi iin hi de fena bir e saylmayabilirdi.
Dulce Olivia'nn kvrak bir zeks, iyi huylar vard; deli olduunu anlamak da kolay deildi
en
Ygnacio, daha ilk grd gn terastaki kargaann iinde onu tekilerden ayrt edebilmi, ay
iaretlerle anlamlard. Kz, ona kttan kular iinde mesajlar yolluyordu. Ygnacio, onun
yazabilmek iin okuma yazma rendi ve bu, hi kimsenin anlamak istemedii gerek bir tutku

balangc oldu. Dehete kaplan birinci marki, halka bir aklama yaparak olay yalanlamas
oluna gzda verdi.
"Bu yalnzca doru olmakla kalmyor," diye karlk verdi Ygnacio, "ayn zamanda evlenme ner
nde
bulunmak iin onun iznini de aldm."
Kzn deli olduu ileri srlnce de, verdii yant u oldu:
"Dncelerini kabullenecek olursanz, hibir deli, deli deildir."
Bunun zerine babas, kullanmaya asla yanamayaca efendilik yetkileri vererek onu iftliin

srd. Ygnacio iin yaarken lmek gibi olmutu bu; nk tavuklar dnda btn hayvanlardan
patlard. Ama iftlikte canl bir tavuu
yakndan gzlemlediinde, onu bir inek byklnde hayal etmi ve karadaki ya da sudaki herh
bir hayvandan ok daha korkulacak bir canavar olduunu fark etmiti. Karanlkta buz gibi
terler
dkyor, ahrlarn rktc sessizlii
yznden gece yars havaszlktan boulur gibi uyanyordu. Yatak odasnn nnde sabaha kada
gzn krpmadan bekleyen oban kpei, btn teki tehlikelerden daha fazla tedirgin ediyord
Bir keresinde yle demiti: "Hayatta
olmaktan korkarak yayorum." te bu sr47
gn hayatnda kazanmt o hznl grnmn, ekingen tavrlarn, dnceli halini, uyuuk
hareketlerini, ar ar konumasn ve sanki onu bir inziva hcresine mahkm eden o mistik
eilimini.
Srgnde birinci yln tamamladnda bir gece, kabarm rmaklarn sesini andran bir hr
uyand: iftlikteki hayvanlar ahrlarn terk ederek, dolunayn altnda tam bir sessizlik ii

krlara doru uzaklayorlard. nlerine,


otlaklarla sazlklarn, sel yataklaryla sulak ayrlarn iinden dmdz ilerlemelerini
engelleyecek ne karsa, sessizce ykyorlard. En nde bykba hayvan srleriyle yk ve bi
atlar, daha arkadan da domuzlar, koyunlar ve kmes
hayvanlar, rktc bir biimde tek sra halinde yryerek gecenin iinde gzden kayboldular
Gvercinler de dahil olmak zere uzun uulu kular bile, yryerek ekip gitmilerdi
Sabah olduunda yalnzca oban kpei, hl
efendisinin yatak odasnn nndeki nbet yerindeydi. Markinin onunla ve evde onu izleyen
pek ok
baka oban k- peiyle srdrd neredeyse insanca dostluun balangc olmutu bu.
Maliknenin sszlndan dehete kaplan gen Ygnacio, akndan vazgeerek babasnn istekle
boyun edi. Babas ise, bu ak zverisiyle yetinmemi, spanya'nn ileri gelenlerinden birini

miras-syla evlenmesini de vasiyetnamesine


koul olarak koymutu. te debdebeli bir dnle Dona Olalla de Mendoza'yla evlenmesi byle
u,
pek ok byk yetenekleri olan bu son derece gzel kadn, ona bir evlat sahibi o
lma
ltfunu balamamak iin bakire olarak
brakmt. Daha sonra da, doduundan beri hep yapt gibi, hibir ie yaramaz bir bekr ol
yaamay srdrd.
48
Dona Olalla de Mendoza, onu insan iine karmt. Bir grev yerine getirmekten ok kendiler

gstermek iin Pazar ayinine gidiyorlard; Dona Olalla, zerinde kat kat volanl eteklii
ve gz
kamatrc gzellikteki pelerini, banda bembeyaz dantelden kolal apkasyla ve maiyetinde
ipekli giysiler iinde ve altnlarla rtl kleleriyle birlikte giderdi. En tkrldmlarn
kilisede kullandklar terliklerin yerine, inci bezemeli uzun deri botlar giyerdi. M
arki ise,
demode perukalar ve zmrtt dmeler kullanan teki ileri gelenlerin tersine, pamuklu giysi
lerle
yumuak bir takke giymeyi yelerdi. Yine de, toplumsal hayata olan korkusunu asla ye
nemediinden,
bu tr toplantlara hep zorlanarak katlyordu. Dona Olalla, Segovia'dayken Scarlatti Do
meni-co'nun
rencisi olmu, okullarda ve manastrlarda mzik ve an dersi vermesini salayacak iyi derec
li
bir diploma almt. Oradan paralar halinde getirip kendi kurduu bir klavsen ve byk bir
ustalkla alp rettii eit eit telli alglarla birlikte gelmiti. Evde, talya'dan,
Fransa'dan, spanya'dan en yeni havalarla akamlan enlendiren bir renci topluluu kurmutu
bu
topluluun ilahilerden esinlendii syleniyordu.
Marki, mzik konusunda son derece yeteneksiz grnyordu. Franszlara zg bir tanmlamayla,
a
sanat elleri, ama topu kula olduu syleniyordu. Yine de daha alglarn ambalajlarnn
ald gn, ift sra akort anahtarlarnn acayiplii, diyapazonunun bykl, tellerin
says ve sesinin duruluu nedeniyle bir talyan tiorbas1 dikkatini ekmiti. Doha O
alla,
bu algy kendisi kadar iyi
1 tiorba: Lavta ailesinden eski bir alg. (ev.) Ak ve br Cinler
49/4
almas iin kollar svad. Sabahlarn, meyve bahesindeki aalarn altnda krk dkk
altrmalarla geiliyorlard; Dona Olalla sabr ve sevgiyle, marki ise bir ta yontucusunun
inatlyla, ta ki dize gelen madrigal1 daha fazla ac ektirmeden onlara teslim olana kada
.
Mzik, evliliklerinde yle bir uyum salamt ki, Dona Olalla, eksikliini duyduu adm da
cesaretini buldu kendinde. Frtnal bir gecede, belki de duymad bir korkuyu duyuyormu gi
i
yaparak, eldememi kocasnn odasna gitti.
"Bu yatan yarsnn sahibi benim," dedi, "onu almaya geldim."
Marki, Nuh diyor peygamber demiyordu. Yine de onu iyilikle ya da zor kullanarak
yola getireceinden
emin olan Dona Olalla, niyetinden amad. Ama hayat onlara frsat vermeyecekti. Bir 9 K
asm gn,
hava tertemiz, gkyz de masmavi ve bjulut-suz olduundan portakal aalarnn altnda det
yaparlarken, birden akan bir imein gzlerini ka- matrmasyla, deprem olurcasma bir at
akllarn balarndan alm ve Dona Olalla yldrm arpmasyla yere ylmt.
aknlk iinde kalan kent halk, bu faciay, itiraf edilemez bir gnah karsnda ilahi fk
patlak vermesi biiminde yorumlad. Marki, kralielere yarar bir cenaze treni yaplmasn
buyurmu ve ilk kez bu tren srasnda artk hep
zerinde tayaca siyah bantlarla yas renkleri iinde ortaya kmt. Kabristandan dnte
meyve bahesindeki

portakal aalarnn zerine yam kttan kular grnce akna dnd. lerinden rastge
birini yakalayp aarak okudu: O, benim yldrmmd.
' madrigal: Ksa ve iirsel mzik paras tr. (ev.)
50
Marki, cenazenin ardndan daha dokuzuncu gn dualarnn okunmas sona ermeden, mirasnn by

blmn oluturan tanmaz mallan kiliseye balamt: bunlar, Mompox'da bir hayvan iftli
Ayapel'de bir bakas, oradan yalnzca iki fersah uzaklktaki Mahates'te, iinde pek ok dam
lk
ve binek at srleri bulunan iki bin hektarlk bir arazi, bir tarm iftlii, bir de Karayib
kylarnn en iyi ekerkam deirmeniydi. Yine de, servetinin asl efsanesi, belleklerdeki
hayali snrlan La Guaripa bataklklannn ve ta Urab'daki mangle ormanlanna kadar uzanan
La Pureza
ovalarnn telerinde kaybolan usuz bucaksz bo bir arazinin zerine kuruluydu. Elinde tutt

tek ey, hizmetkrlar avlusu olabildiince kltlm haliyle derebeylik maliknesi ve


Mahates'deki ekerkam deirmeniydi. Evin ynetimini Dominga de Advien-to'ya brakmt. Bi
markinin vermi olduu arabaclk payesini yal Neptuno'nun elinden almam, az da olsa
maliknenin ahrlarndan geriye kalanlarn bakmn da ona vermiti.
Atalarnn o kasvetli maliknesinde ilk kez tek bana kaldnda, btn soylu Kreollerde do
var olan, uykudayken kleleri tarafndan katledilecekleri korkusu yznden karanlkta zorl
ukla
uyuyabiliyordu. Anszn uyanveriyor, tepe pencerelerinden bakan ltl gzlerin bu dnyada
br dnyadan m olduunu bilemiyordu. Ayaklannn ucuna basa basa kapya gidip aniden ayor
anahtar deliinden kendisini gzetleyen bir zenciyi sust yakalyordu. Onlarn, mlplak v
yakalaya-masnlar diye hindistancevizi yana bulanm bir halde koridorlardan kaplan admla
ryla
kayp gittiklerini hissediyordu. Bir ara da onca korkudan ne ya51
pacam bilemez halde, klarn afak skene kadar yanar braklmasn emretmi, bo alanlar
yava yava ele geiren kleleri atarak, sava oyunlar retilmi ilk oban kpeklerini alm
eve.
Evin ana kaps kapatlmt. Kadifeleri nem yznden pis pis kokan Fransz mobilyalarn ata
goblenleri, porselenleri
ve baz saatilik aheserlerini satmlar, tamtakr braklm yatak odalarnda scaa dayana
iin dulavrat otundan rlm hamaklarla yetinmilerdi. Marki, kiliseye denecek haralarda
dakikliini srdrmesine ramen, bir daha ne ayine ne de dualara katlm, ne ayin alaylarnd
Hazreti sa'nn sayvann tam, ne bayramlar kutlam, ne de oru tutmutu. Austos scak
yznden bazen yatak odasna, hemen her zaman da meyve bahesindeki portakal aalarnn alt
kurulu olan hamana snmt. Yandaki deliler, ona mutfak artklar atyorlar, ak sak
denebilecek szlerle baryorlard, ama ynetim, ona bir iyilik yaparak tmarhaneyi baka bi
ere
tamay nerdiinde, delilere duyduu kran borcu yznden reddetti.
Talibinden yz bulamamann perianl iindeki Dulce Olivia, hibir zaman olamad eyin
zlemiyle avutuyordu kendini. Frsat bulduka Divina Pastora'nm meyve bahesi tar
afndaki
kk kaplarn birinden kayordu. oban
kpeklerini sevgi gsterileriyle yola getirerek kendine balamt ve uyku saatlerini asla s
ahip
olamad evin bakmn
stlenerek, uur getirsin diye ortal fesleen s-prgesiyle sprmek ve sivrisinekleri ka
diye yatak odalarna dizi dizi sarmsaklar asmakla geiriyordu. Becerikli elleri hibir e
yi ansa
brakmayan Dominga de Adviento, sabahlar koridorlarn neden
52
akamkinden daha temiz olduunu ve akamdan dzelttii baz eyleri sabahleyin neden baka t
bulduunu kefedemeden lp gitmiti. Marki, daha dulluunun zerinden bir yl gemeden, Dulc
Olivia'y ilk kez olarak, kle kzlarn batan savma ykadklarn dnd baz mutfak
gerelerini ykarken yakalamt.
"Bu kadarna cesaret edebileceini hi sanmazdm," dedi ona. "Sen hl her zamanki zavallsn

ondan," diye karlk verdi kz.


Bylece, hi deilse bir zamanlar aka benzeyen yasak bir dostluk yeniden kurulmu oldu. Gn
delik
alkanlklara
mahkm yal bir evli ift gibi hibir hayale ya da zntye kaplmadan, gn yana kadar
konuuyorlard. Mutlu olduklarna inanyorlard, belki de yleydiler, ama ikisinden biri faz
ladan
bir sz syledi ya da eksik bir ey yapt m, oban kpeklerinin bile keyfini karan ykc
kavgayla btn gece mahvolup gidiyordu. te o zaman her ey eski haline dnyor ve Dulce Oli
ia
uzun bir sre evden yok oluyordu.
Marki, dnyasal zenginliklere deer vermemesinin ve hayat tarzndaki deiikliklerin soful
uktan
deil, einin bedenini yldrmdan kmrlemi bir halde grdnde inancn anszn kaybetme
verdii korkudan geldiini itiraf etmiti ona.
Dulce Olivia, avutmak iin kendini sundu markiye. Mutfakta olduu kadar yatakta da o
na kul kle
olacana sz verdi.
Ama marki, boyun emedi.
"Bir daha hi evlenmeyeceim," diye yemin etti.
Yine de, aradan bir yl gemeden, babasnn denizar ticarette ykn tutmu eski bir khya
53
kz olan Bernarda Cabrera ile gizlice evlenmiti. Markinin, Dona Olalla'nm hi dayanama
d
salamura ringa balklaryla siyah zeytinleri eve getirmesi iin ona sipari verdiinde
tanmlard ve Bernarda, karsnn lmnden sonra da markiye ayn eyleri gtrmeyi srdr
Bir akam Bernarda, onu meyve bahesindeki hamanda bulduunda sol elinin avucunda falna
bakmt. Marki, onun doru bildiklerinden ylesine etkilenmiti ki, satn alaca hibir ey
olmasa da onu le uykusu saatinde armay srdrmt, ama herhangi bir konuda inisiyatifi
alamadan aradan iki ay gemiti. Bunun zerine ilk adm onun yerine Bernarda att. Hamakta
zorla
stne karak, markinin harmanisinin etekleriyle onu bitkin brakana kadar azn burnunu t
Sonra da markinin yalnz ak hayatnn clz zevkleri iinde asla hayal edemeyecei Dr atel
ve beceriklilikle onu yeniden canlandrd ve bekretini bozuverdi. Marki elli iki yanday
d,
Bernarda ise yirmi , ama aralarndaki ya fark en nemsiz sakncayd.
le uykusu saatinde, portakal aalarnn kutsal glgesinde, alelacele ve gnlszce sevime
srdryorlard. Deliler kendi teraslarndan syledikleri edepsiz arklarla onlar
kztryorlar, sonra da baarlarn stadyumdaym gibi
alklayarak kutluyorlard. Markinin, kendini bekleyen tehlikelerin bilincine varmasna
frsat
kalmadan, Bernarda, iki aylk
hamile olduu haberiyle onu iinde bulunduu uyuukluktan karmt. Ona zenci deil, spany
yerli karm bir baba ve Kastilyal beyaz bir annenin kz olduunu hatrlatmt, yani yr
onurunu dikebilecek tek ine, resmi nikht. Marki onu kap dan etti, ta ki kzn babas om
54
da eski bir arkabzle le uykusu saatinde kapya dayanana kadar. Adam, yumuak hareketler
le ar
ar konuuyordu;
hi yzne bakmadan silah markiye teslim etti.
"Bunun ne olduunu biliyor musunuz, sayn marki?" diye sordu. Marki, elindeki silahl
a ne yapacan
bilemiyordu.
"Bilgimin yettii kadaryla, bunun bir arkabz olduunu sanyorum," dedi. Sonra da gerekten
merak
iinde sordu: "Onu ne iin kullanyorsunuz?"
"Kendimi korsanlardan korumak iin, efendim," dedi yerli, hl yzne bakmayarak.
"imdi
de onu, acaba ben kendilerini ldrmeden zatlile-ri beni ldrrler mi diye getirdim."

Marki onun yzne bakt. Hzn dolu kck gzleri suskundu, ama marki o gzlerin sylemedik
anlamt.
Arkabz ona geri vererek anlamay kutlamak zere ieriye buyur etti. ki gn sonra, komu
kiliselerden birinin rahibi, kzn anne ve babasyla her ikisinin vaftiz ana-babalarnn h
uzurunda
nikh kyd. Tren sona erdiinde, nereden geldiini kimsenin anlayamad Sagunta ortaya
yeni evlilerin balarna mutluluk elenkleri koydu.
Gecikmi yamurlarn yad bir sabah, Yay Burcunun altnda, Sierva Maria de Todos los Angel

zor bir doumla yedi aylk olarak domutu. Renksiz bir kurbaa yavrusunu andryordu ve boa
dolanm olan gbek kordonu onu
bomak zereydi.
"Kznz oldu," dedi ebe. "Ama yaamayacak."
te o zaman Dominga de Adviento, kendi azizlerine, kza yaama ltfunu bahedecek olurlarsa
,
55
kzn salarn dn gecesine kadar kesmeyeceine yemin etti. Bu ada yapmasyla ocuun a
balamas bir olmutu. Dominga de Adviento, sevin iinde bard: "Bu kz bir azize olacak!"
i
ise, onu ykanm ve giydirilmi
olarak ilk kez grdnde, onun kadar ileri grl olamamt.
"Orospu olacak," demiti, "Tanr mr ve salk verirse."
Bir soyluyla aa tabakadan birinin kz olarak Sierva Maria'nn, terk edilmi bir ocukluu
olmutu. Annesi, daha ilk emzirdii gn ondan nefret etmi, onu ldrecei korkusuyla yannda
tutmay reddetmiti. Kz, Dominga de Adviento
emzirmi, onu sa'ya vaftiz edip, Olokun'a adamt; cinsiyeti belirsiz olan bu Yoruba tan
rsnn
yz, tahminlere gre
ylesine korkuntu ki, kendisini yalnzca dlerde ve her zaman bir maskeyle gsteriyordu.
Klelerin avlusuna gnderilmi olan Sierva Maria,jiaha konumadan dans etmeyi renmi, sonra
da
ayn anda Afrika dilini, a karnna horoz kan imeyi ve sanki cisimsiz bir varlkm gibi
Hristiyanlarn arasndan grnmeden ve hissedilmeden geiver- meyi renmiti. Dominga de
Adviento, onun evresini zenci kle kzlardan, melez hizmetilerden, getir gtr ilerine bak
n
yerli kadnlardan oluan neeli bir maiyetle sarmt. Bunlar onu kutsanm sularla ykyorla
Yemay mineiekleriyle arndryorlar ve be yana geldiinde bir alayan gibi beline kada
salarna bir gl fidanymasna zen gsteriyorlard. Kle kadnlar, sonunda saylar on y
bulan trl trl tanralarn kolyelerini birer birer ona takmaya balamlard.
Marki, meyve bahesinde pineklerken, Bernar-da, evin ynetimini artk smsk ele geirmiti.
p56
t ilk i, birinci markinin iktidarnda kazanlm olan serveti, paylatrld yerlerden
almak oldu. Birinci marki, zamannda, sekiz yl iinde be bin kle satma izni elde etmi, a
yrca
kle bana iki varil un ithal etmeyi de yklenmiti. Ustalkla evirdii dolaplar ve gmrk
rvete yatknl sayesinde, szlemesini yapt unu satmt, ama ayrca kaak olarak b
kle daha satm, bu da onu yaad yzyln en talihli satcs haline getirmiti.
yi bir ticaretin kleler deil un olduunu akl eden de Bernarda olmutu, ama aslnda en by
onun o inanlmaz inandrma yeteneiydi. Drt yl iinde bin kle ve her biri iin de varil
ithal etmek iin ald tek bir izinle hayatnn vurgununu yapmt: anlat biimde bin k
satm, ama bin varil un yerine on iki bin varil getirtmiti. Yzyln en byk kaakl
olmutu bu.
O zamanlar vaktinin yansn, lkenin i ksm-laryla her trl kaakl yrtebilecei b
Magdalena rmana yaknl nedeniyle ilerinin ekirdeini oluturduu Mahates'deki
ekerkam deirmeninin banda geiriyordu.
Markinin evine, hesabn kimseye vermedii zenginliiyle ilgili tek tk haberler geliyordu
. Marki,
burada geirdii ve
henz buhrandan nceki sre iinde, kafese kapatlm bir baka oban kpei gibiydi. En iyis

Do-minga de Adviento sylemiti: "Gt bytmeye urayor."


Sierva Maria, klesi lnce ilk kez olarak evin iinde srekli bir yer edinmi, birinci mark
izin
yaad o ahane yatak odasn onun iin dzenlemilerdi. Ona berik spanyolcas dersleriyl
aritmetik ve doa bilimleri zerine bilgiler versin
diye tuttuk57
lan retmen, okuma yazma retmeye de almt. Ama dediklerine gre kz ayak diremiti,
harflere hi akl ermiyordu. Kilise dndan bir retmen hanm da, onu mzie balatmt. K
mzikle ilgili ve zevk sahibi olduunu
gsteriyordu, ama hibir algy renecek kadar sabrl deildi. retmen hanm, aknlk i
bu iten vazgeti ve
vedalarken markiye yle dedi:
"Kznzn hibir eye yetenei olmadndan deil, baka bir dnyann insan o."
Bernarda, aralarndaki hnc yumuatmay istiyordu, ama ok gemeden kabahatin ne birinde, ne
de
tekinde deil, her ikisinin de yaradlnda olduu aka anlalmt. Kznda hayaletmi
bir tuhaflk kefettiine inandndan beri yrei aznda yayordu. Dnp arkasna bakp da
artk diz-lerine kadar zgrce inen salaryla hafif tller iindeki o incecik yaratn anla
baklaryla .karlaaca n dnmek bile ona korku veriyordu.
"Kz!" diye baryordu ona, "Bana byle bakman yasak ediyorum!"
Btn dikkatini en youn biimde ilerine verdii bir anda kendisini gzetleyen ylann slk
soluunu ense kknde hissediyor ve dehetle irki-liyordu.
"Kz!" diye baryordu ona, "eri girmeden nce ses karsana!"
Sierva Maria, Yoruba dilinde bir sr sz art arda sralaynca, Bernarda'nm korkusu bsbtn
artyordu. Geceleri daha da beterdi, nk birinin kendisine dokunduu duygusuyla birdenbi
re
uyanyor, bir de bakyordu ki kz yatan ayakucunda durmu onu uyurken seyrediyor. Kzn kol
ngrak asma giriimi de bir yarar salamamt, nk
58 ;.
Sierva Maria'nn temkinli hareketleri ngran almasn engelliyordu. "Bu kzda beyaz olan
ey, rengi," diyordu annesi. Bu ylesine doruydu ki, kz, kendi uydurduu bir Afrika adyla

deitirmiti adn: Maria Mandinga.


Btn bu ilikiler, Bernarda'nn an kakao yznden dili damana yapm bir halde uyanp,
Sierva Maria'nn bebeklerinden birini su kpnn iinde yzer bulduu bir afak vakti doruk
noktasna ulat. Gerekte suda yzen basit
bir bebek olarak deil de korkun bir ey olarak grnmt ona: l bir bebekti bu.
Sierva Maria'nn kendisine kar kt bir Afrika bys yapt inancyla, ikisinin birden ay
smadna karar verdi. Marki, ekinerek arabuluculuk etmeye kalktysa da Bernarda kestiri
att: "Ya o, ya ben." Bylelikle Sierva Maria,
annesinin ekerkam deirmeninin banda olduu zamanlarda bile orada kalmak zere kleleri
inine geri gnderilmiti. Anasndan doduu zamanki kadar iine kapankt ve tek szck bile
yazam-yordu.
Ama Bernarda'nn da ondan aa kalr yan yoktu. Judas Iscariote'yi, kendini onun dzeyine
indirerek yannda tutmay denemi, daha iki yl gemeden ilerinde de, hayatn kendisinde de
dizginleri elden karmt. Onu Nubyal korsan,
kupa as ya da Kral Melkor1 klna sokarak, zellikle de kalyonlarn demir atp kentin yar
yllk bir cmbe dald zamanlar kenar mahallelere gtryordu. Kefedilmi dnyann her
yerinden trl trl mallarn peinde Lima'dan,
Portobelo'dan, Havana'dan,
' Kral Melkor. Bir yldzn klavuzluunda Beytllahim'e giderek yeni domu sa'ya tapnan D
mneccim kral: Gaspar, Baltasar ve Melkor. (ev.)
59
Veracruz'dan gelen tccarlar iin derme atma meyhaneler ve genelevler kuruluyordu hem
en. Bir gece,
krek mahkmlarnn gittii bir meyhanede krktk sarho olduklarnda Judas, gizemli
tavrla Bernarda'nn yanna yaklat.
"A azn, yum gzn," dedi.
Bernarda dediini yapnca, dilinin zerine bir tablet o nefis Oaxaca ikolatasndan koydu.

Bernarda, ne olduunu anlam ve tkrmt, nk ocukluundan beri kakaoya kar zel bir
tiksinti duyuyordu. Judas, bunun, insann hayatna nee katan, fiziksel gcn artran, mor
lini
ykselten ve cinsel yaamn glendiren kutsal bir madde olduuna inandrd onu.
Bernarda, kahkahay koyuverdi.
"Bu doru olsayd," dedi, "Santa Clara'daki kk rahibelerin hepsi birer gre boas olurdu
oktandr fermante olmu bala tutkundu o; daha evlenmeden ncesinden beri okul arkadalaryl
a
birlikte tketirlerdi ve ekerkam cenderesinin bandaki scak havann iinde de yalnzca
azndan deil, be duyusunun hepsinden birden almay srdrmt. Judas'la birlikte, Sierra
yerlileri gibi, yarumo1 klleriyle kartrlm ttn ve koka yapraklar inemeyi renmit
Meyhanelerde ise Hint kenevirini, Kbrs terebentinini, Real de Cator-ce kaktsn ve, hi d
eilse
bir kez, Filipinli kaaklar tarafndan getirilmi in afyonunu denemiti. Yine de, Judas'n
kakaoyu ven szlerine kulaklarn tkamad. Btn tekilerden frsat kaldnda onun da
erdemlerini tand ve hepsine yeledi. Sonunda Judas hrsz ve pezevenk olmutu, ara sra
olanclk da yapyordu; hepsi bir alkanlk haline
1 yarumo: Amerika'ya zg bir palmiye tr. (ev.)
:,
,.
60
gelmiti ve artk eksik olan hibir ey kalmamt. Uursuz bir gece, Bernarda'nn gz nnd
kumar kavgas yznden filonun krek mahk-muyla yumruk yumrua dvmeye kalkm ve onu
dve ldrmlerdi.
Bernarda, artk ekerkam deirmenine snmt. Ev babo kalmt ve o zamandan beri ay
durabiliyorsa,
Sierva Maria'y kendi tanrlarnn istedii biimde yetitiren Dominga de Adviento' nun usta
lleri
sayesinde durabiliyordu. Marki, karsnn tkendiini yeni renmiti. ekerkam deirmenin
onun lgn bir durumda olduu, kendi kendine konutuu, sefahat gecelerinde eski okul
arkadalaryla paylamak zere en gzde kleleri seip ald gibi haberler geliyordu. Servet
haydan gelmi huya gidiyordu ve Bernarda'nn can ok ektiinde vakit kaybetmeden elinin al
tnda
bulabilmek iin orada burada sakl tuttuu bal tulumla-ryla kakao torbalarnn merhametine
kalmt. O gnlerde elinde kalan tek gvence, ilerin tkrnda gittii zamanlarda yatann
altna gmm olduu, yzlk ve eyreklik som altn liralarla tka basa dolu iki kpt. Berna
ylesine bir knt halindeydi ki, kesintisiz yln sonunda, o kpein Sierva Maria'y
srmasndan az nce, bir daha gitmemek zere Mahates'den dndnde kocas bile tanmamt
Mart ortalarna doru, kuduz tehlikesi geitirilmie benziyordu. Talihine kreden marki,
gemiteki hatalarn onararak Abrenuncio'nun tledii mutluluk reetesiyle kznn kalbini
fethetmeye koyuldu. Btn vaktini ona adamt. Salarnn nasl
61
taranp rleceim renmeye alt. Ona gerek bir beyaz olmay, soylu bir Kreol olma yolun
yklan hayallerini yeniden kurmay, azndaki iguana salamuras ve tatu1 yahnisi tadn silm

retmeye alt. Hemen hemen her areyi denedi, bunun, onu mutlu etmenin yolu olup olmad
sormann dnda.
Abrenuncio, markinin evine ziyaretlerini srdryordu. Markiyle anlamas pek kolay olmuyo
rdu, ama
onun, Kutsal
Mahkeme'nin2 korku sald dnyann bu gzlerden uzak kesindeki bilinsizlii ilgisini eki
Yazn scak aylan bylece geip gidiyordu ite: hekim, iekli portakal aalarnn altnda k
duyurmadan konuarak, marki de, ona verdii markilik payesinden haberi bile olmayan
bir kraldan bin
yz deniz mili uzaktaki hamanda ryerek. Bu ziyaretlerin birinde, Bernar-da'nm acl
szlanmas konumalarn yarda* kesmiti.
Abrenuncio arm, marki ise duymazlktan gelmiti, ama bir sonraki inleme ylesine yrek
paralaycyd ki, kulak asmamak mmkn deildi.
"Bu her kimse, bir yant alma ihtiyacnda," dedi Abrenuncio. "kinci kez evlendiim kadn,
" diye

karlk verdi marki.


"Karacieri berbat bir durumda," dedi Abrenuncio. "Nereden bildiniz?"
"nk az ak inliyor," diye yantlad hekim. zin istemeden kapy iterek, odann yar ka
1 tatu: (sp. armadillo) Gney Amerika'da yaayan, kemerligillerden bir hayvan. (ev.)
! Kutsal Mahkeme: Engizisyon mahkemesi. (ev.)
62
lnda Bernarda'y grmeye alt, ama kadn yatakta deildi. Adyla seslendi, yant alamad
Bunun zerine pencereyi at ve le sonras saat drtteki i k, edepsizcesine rlpla
bedeniyle yerde kollarn ha gibi iki yana am ve
lmcl melankolisine sarnm haliyle gzler nne serdi onu. Teni, ar safrann verdii k
renkteydi. Anszn
alan pencerenin parlaklyla gzleri kamaarak ban kaldrp bakt ve a kar duran
tanyamad. Oysa
Abrenuncio'ya, kadnn yazgsn grmesi iin yle bir bakvermek yetmiti. "Senin iin lm
anlar almaya balam bile, kzm," dedi ona.
Sonra da, kannn temizlenmesi iin kendini ivedi bir tedaviye brakmas kouluyla kurtulmak
iin
hl vakti olduunu
anlatt. Bernarda, hekimi tanm, elinden geldiince toparlanarak kfrler yadrmay
koyulmutu. Abrenuncio, pencereyi yeniden kapatrken hi oral olmadan katland onun
sylediklerine. Dar ktnda da markinin hamann nnde durarak tansn aklad ona:
"Hanmefendi, en ge 15 Eylle kadar lecektir, tabii daha nce kendini bir kirie asmazsa."
teki,
kl kprdamadan yle dedi: "Tek sakncas, 15 Eylle daha ok vakit olmas." Marki, Sierva
Maria'nn mutluluk terapisini srdryordu.
San Lzaro tepesinden douda o tehlikeli bataklklar, batda ise okyanusa alev alev gmlen
koskoca, kpkrmz gne
grnyordu. Kz, denizin te yannda ne olduunu sordu ona, marki de yle yant verdi: "Dn
var." Yapt her bir hareketin kzda beklenmedik yanksn buluyordu. Bir akam ufukta pupa
ken
ortaya kan Kalyon Filosunu grdler.
63
Kent bambaka olmutu. Baba kz, kuklalarla, atebazlarla ve iyilik iaretleri gsteren o Ni
san
aynda limana gelen saysz panayr yenilikleriyle oyalanyorlard. Sierva Maria, o iki ay i
nde
beyazlarla ilgili olarak daha nce bildiklerinden
ok daha fazla ey renmiti. Onu deitirmeye alrken marki kendisi de baka bir insan o
ve bu ylesine
kkl bir deiimdi ki, sanki kiilii deil de doas deimiti.
Evin ii, Avrupa panayrlarnda grlen trden kuklalar, balerinler, mzik kutular ve mekani
saatlerle dolmutu. Marki, talyan tiorbasmn tozunu ald. Sonra tellerini gererek, yalnz
ca
sevgiye yoru-labilecek bir titizlikle akort etti ve ne yllarn,
ne de uzak anlarn deitirebildii iyi bir ses ve kt bir kulakla bir zamanlarn arklar
yeniden alp sylemeye
koyuldu. O gnlerde Sierva Maria, arklarda dedikleri gibi, akn her eyin stesinden
gelebileceinin doru olup olmadn sordu ona.
"Dorudur," diye yant verdi babas, "ama sen yine de inanmasan iyi olur."
Bu iyi gelimelerle mutluluktan uan marki, Sierva Maria'nn iinde saklad
dertlerinden kurtulmas ve eitimini tamamlayp dnyay tanmas iin Sevilla'ya bir gezi
tasarlamaya balamt. Yolculuun gnleri ve gzergh tam
kararlatrlmt ki, Caridad del Cobre, acmasz bir haberle le uykusundan uyandrd onu:
"Zavall yavrucuum kpee dnmeye balad bile, efendim."
vedilikle arlan Abrenuncio, halkn, kuduza yakalananlann sonunda kendilerini sran hayv
na
tpatp benzedikleri biimindeki bo inancn yalanlad. Kzn bir para atei olduunu anlam
ve
64
atelenmenin, baka bir hastaln belirtisi deil de kendi bana bir hastalk olarak kabul

edilmesine ramen, bir belirti olabileceini gzard etmedi. Kederli beyefendiyi, kznn her
angi
bir tehlikenin dnda olmad konusunda uyard, nk kuduz olsa da olmasa da bir kpein
srmas, yabana atlacak bir ey deildi. Her zamanki gibi, tek are beklemekti. Marki, ona

sordu:
"Bana syleyebileceiniz son ey bu mu?"
"Bilim, size daha fazlasn syleyebilmeme olanak tanmyor," diye ayn sertlikle
yant
verdi hekim. "Ama bana inanmyorsanz, yine de bir areniz daha var: Tanrya gvenin."
Marki, anlayamamt.
"Sizin imansz olduunuza yemin edebilirdim," dedi. Hekim, dnp ona bakmad bile:
"Daha ne isterdim, efendim," diye karlk verdi.
Marki, Tanrya deil, kendisine herhangi bir umut verebilecek her eye gveniyordu. Kent
te
diplomal hekim daha, ayrca alt eczac, kan alma uzman on bir berber, saylamayacak kad
k
da arlatan hekim ve byclk sanatlaryla
uraan statlar vard, hem de Engizisyonun son elli yl iinde bin yz kiiyi trl cezal
arptrm ve yedi tanesini
de atete diri diri yaktrm olmasna ramen. Salamanca'l gen bir hekim, Sierva Maria'nn
kapanm olan yarasn deerek, iinde kalm irini boaltmak iin dalayc baz yaklar vur
Bir bakas, ayn eyi srtna slkler yaptrarak denedi. Kan alma ustas bir berber, yara
kzn kendi sidi-iyle ykam, bir bakas ise sidii kza iirmiti. Aradan iki hafta geen
kadar Sierva Mana, gnde
Ak ve br Cinler
65/5
iki kez ifal ot banyosuyla yumuatc iki lavmana katlanm, doal antimon uruplar ve teh
daha baka iksirlerle lmn eiinden dnmt.
Atei dmt, ama kimse kuduz tehlikesinin atlatldm sylemeye cesaret edemiyordu. Sierv
Maria, kendini lecek gibi hissediyordu. nceleri gururundan dn vermeden dayanmt, a
a
aradan hibir sonu alnmadan iki hafta
getiinde, ayak bileinde ate gibi yanan bir yara alm, teni hardal yaklar ya da lapal
dalanmt, midesi ise clk yara gibiydi. ekmedii kalmamt: ba dnyor, rpmyor,
spazmozlar geiriyor, hezeyanlara kaplyor, alttan stten
karyor, acdan ve fkeden uluya uluya yerlerde debeleniyordu. En gz pek arlatan hekimle
bile, ya delirdi, ya da cin arpt diye onu kaderine terk etmilerdi. Markinin de tm um
udunu
yitirdii bir anda, elinde Aziz Huberto' nun anahtaryla
Sagunta kageldi.
^
Artk son perdeye gelinmiti. Sagunta, zerindeki araflar karp bedenini baz yerli yal
ovarak, kzn plak bedenine srtmeye balad. Kz, kprdayacak hali olmasa da elleri ve
ayaklaryla direniyordu, ama sonunda Sagunta
onu zorla yola getirdi. Bernarda, kzn deli gibi lklarn ta odasndan duymutu. Ne oldu
grmeye kotu ve Sierva
Maria'y yerde debelenir, Sagunta'y da onun zerine km, salarnn bakr renkli dalgalan
dolanm bir halde Aziz Huberto'nun duasn uluya uluya okur buldu. Her ikisini de haman
ipleriyle* krbalad: nce aknlktan ne yapacaklarn bilemez halde yerlerde, sonra da ke
soluu kesilene kadar ke bucak pelerinden kovalayarak.
66
Sierva Mara'nn lgnlklaryla abuk sabuk davranlarnn ortalkta yaratt heyecandan t
kaplan blge piskoposu
Don Toribio de Cceres y Virtudes, nedeni, gn ya da saati ile ilgili hibir ayrnt tamay
bu
yzden de byk bir ivedilik belirtisi olarak yorumlanan bir ar gnderdi markiye. Marki, b

belirsizlii kendi bana aarak, nceden haber vermeksizin ayn gn piskoposu grmeye gitti.
Piskopos, bu grevini, markinin toplumsal yaamdan zaten ekilmi olduu bir srada stlenmi
ve

o zamana kadar pek grmemilerdi. stelik, rahat hareket etmesini engelleyen iri gvdesiyl
e kt
salnn kurban olmu, inanlann
snayan amansz bir astmn yiyip bitirdii bir adamd. Yokluunun hissedilmedii nemli
toplantlarn pek ounda
bulunmuyordu, katld pek aznda ise araya koyduu uzaklk, onu yava yava gerekd bir
haline getirmiti. Marki onu, hep uzaktan ve halk arasnda olmak zere birka kez grmt, a
belleinde ondan kalan an, ynetimin ileri gelenlerince tahtrevanla tanarak bir tente al
tnda
katld, din grevlilerince ortaklaa kutlanan bir ayinle ilgiliydi. Gsterili tren giysi
iindeki iriyar gvdesiyle ilk bakta dev gibi bir ihtiyar andryor, ama acayip yeil
gzleriyle temiz ifadeli kse yz, ya belli olmayan el dememi bir gzellii sakl tutuyo
Tahtrevann tepesinde Papa Hazretlerinin byl bir halesi bulunuyordu ve onu yakndan tany
nlar,
bilgeliinin ve iktidar bilincinin ltsnda da ayn halenin varln hissediyorlard.
Piskoposun oturduu saray, kenttekilerin en es-kisiydi ve geni odalarn bulunduu ykk dk
ki
67
katnn ancak birinin yarsn bile igal etmiyordu. Saray, katedralin bitiiindeydi ve keme
ri
kararm bir galeriyle, kupkuru allklar arasnda yknt halinde bir sarnc bulunan ortak
i avluyu paylayorlard. Yapnn kesme tatan
gsterili cephesiyle masif tahtadan byk kaplan bile terk edilmiliin izlerini tayordu.
Marki, yerli bir diyakoz tarafndan ana kapda karlanmt. Giri holnde ayaklarn srye
dolaan dilenci gruplar arasnda birer para sadaka datt ve hem katedral hem de midesi

sonra saat drd srarla ald srada evin serin yar karanlna girdi. Orta koridor yle
karanlkt ki, diyakoz, kt yerletirilmi heykellere ve ortala yaylm molozlara taklma
iin her admn dne tama atarak nn grmeden yol alyordu. Koridorun sonunda, bir tepe
penceresiyle biraz daha aydnlatlm kk bir n oda vard. Diyakoz, orad durup markiye be
zere oturmasn iaret etti ve bitiikteki kapdan ieri geti. Marki, ayakta durmay srdr
odann ana duvannda asl duran, kraln sancaktarlarnn tren niformasn giymi gen bir s
byk boy yalboya portresini incelemeye koyuldu. Bunun, piskoposun genlik portresi olduu
nu,
ancak erevedeki bronz plaketi okuduunda fark edebildi.
Diyakoz, kapy aarak onu ieri buyur etti; markinin, piskoposu portredekinden krk yl dah
a yal
olarak bir kez daha grmesi iin yerinden kprdamas gerekmemiti. Astmdan tka
ve scaktan bunalm haline ramen, sylendiinden ok daha iriyar ve etkileyiciydi.
akr terliyor, daha rahat soluk alabilmek iin ne doru edii gvdesini palmiye yapranda
yelpazeyle hafif hafif yel68
pazeleyerek, Filipin ii bir salncakl sandalyede ar ar sallanyordu. Ayana renber
sandaletleri, zerine de fazla sabundan yer yer ypranm, kaba ketenden bir gmlek giymiti
.
Yoksulluunun itenlii daha ilk bakta kendini belli
ediyordu. Yine de en ok dikkati eken, gzlerinin, yalnzca ruhsal bir ayrcala yorulabile
ek
temizliiydi. Markiyi kapda grr grmez sallanmay brakarak, elindeki yelpazeyle sevecenli
dolu
bir iaret yapt.
"Buyur, Ygnacio," dedi ona. "Buras senin evin."
Marki, ellerinin terini pantolonuna sildi, kapdan geip, sar boru iekleriyle salkm salk

e-reltiotlanndan bir ardan altndaki ak terasta buldu kendini; buradan btn kiliseleri
kuleleri, kentin belli bal konaklarnn krmz atlar,
scaktan hareketsizlemi gvercinlikler, d izgileri cam gibi duru gkyzne vurmu kalele
cayr cayr yanan deniz
grnyordu. Piskopos, asker elini kastl bir hareketle uzatt ona, marki de yzn pt.
Astm yznden derin derin ve zorlukla soluk alyor, cmleleri beklenmedik i geirmeler, ku

ve
ksa ksrklerle kesiliyordu, ama bunlarn hibiri gzel konumasn etkilemiyordu. Ufak tef
gndelik olaylarla ilgili kolay bir sylei balatvermiti hemen. Karsnda oturan markinin
kranla karlad bu avutucu balang konumas ylesine ho bir biimde uzayp gidiyordu
saatin be olduunu belirten an sesleri onlar artmt. Bir sesten ok, akamn nda
titreimler yaratan bir sarsnt gibiydi ve gkyz rkm gvercinlerle doluver-miti.
"Korkun bir ey," dedi piskopos. "Her bir saat, tpk bir yer sarsnts gibi ta iimde
yanklanyor."
69
> Bu szler markiyi artmt, nk saat drd vurduunda o da tpk byle dnmt. Pis
doal bir rastlant gibi grnd bu. "Dnceler kimsenin deildir," dedi. aret parmayla
birbiri ardna bir sr halka izdi, sonra
da szn tamamlad:
"Tpk melekler gibi, oralarda uuur dururlar."
Piskoposun hizmetini gren bir rahibe, kaliteli ve sert bir arabn iine doranm bir srah
dolusu meyveyle, dumanlan tterek havay bir ila kokusuyla dolduran bir leen s
u getirdi.
Piskopos, gzlerini kapayarak buhan kendinden
geercesine iine ekti, kendini toparladnda ise baka biriydi sanki: grevinin tam anlam
hkimiydi.
"Seni buraya getirttik," dedi markiye, "nk Tannya ihtiyacn olduunu ve bunu bilmezlikt
en
geldiini biliyoruz."
Sesindeki org tnlamas kaybolmu, gzleri aski dnyasal ltsna kavumutu. Marki,
havaya girmek iin arap kadehinin yarsn bir dikite iti.
"Bir insanin bana gelebilecek en byk talihsizlie uradm Zat- ahanelerinin
biliyor olma-lan gerek," dedi,
karsndakini yattnc bir alakgnlllkle. "Ben artk inanmaz oldum."
"Biliyorduk zaten, olum," diye karlk verdi piskopos hi armadan. "Bilmez olur muyuz!"
Bunu biraz da sevinle sylemiti, nk kendisi de, Fas'ta kraln sancaktanyken, bir atma
patrts arasnda, yirmi yanda inancn kaybetmiti. "Tanrnn artk var olmadndan bir
emin olmutum," dedi. O zaman, dehet iinde, kendini dua ve tvbekrla vermiti.
"Ta ki Tanr bana acyp da hak yolunu gsterene kadar," diye szn tamamlad. "Yani nemli
70
olan senin inanmaman deil, Tanrnn hl sana inanyor olmas. Bunda da kuku yok, nk sen
feraha karmamz iin bizi aydnlatan, sonsuz inayeti iinde yine O olmutur."
"Bahtszlma sessizce katlanmak istemitim," dedi marki.
"yleyse bunu hi beceremedin," diye karlk verdi piskopos. "Zavall kznn utan verici
rpnmalar iinde ve putperest dilinde uluyarak kendini yerden yere att, herkesin dilinde
olan
bir sr. Bunlar, onu cin arptnn kesin belirtileri deil
de nedir?"
Marki, dehet iindeydi. "Ne demek istiyorsunuz?"
"eytann saysz kurnazlklar arasnda en sk grleni, masum bir bedenin iine girebilmek
iren bir hastaln grnmne brnmesidir," dedi. "Ve bir kez girdi mi, onu oradan kart
kimsenin gc yetmez."
Marki, kpek srmasnn tbbi geliimini anlatt, ama piskopos hepsine kendince bir aklama
buluyordu. Sonunda ok iyi bildiine kuku olmayan bir ey sordu:
"Abrenuncio'nun kim olduunu biliyor musun?" "Kz ilk gren hekim o olmutu," dedi marki.
"Bunu senin azndan duymak istemitim," diye karlk verdi piskopos.
El altnda bulundurduu kk bir ngra sallad ve otuz yalarnda kadar eli yz dzgn
rahip, sanki ieden dar salverilmi bir cin gibi grnverdi. Piskopos, onu yaln
Peder Cayeta-no Delaura olarak tantrd ve
oturmasn syledi. Scaa kar evde giyilen trden bir cppe ile tpk
71
piskoposunkiler gibi sandaletler giymiti. Gl kuvvetli, solgun benizliydi, gzleri canl,
alnnda bir tutam beyaz olan salar simsiyaht. Ksa soluklan ve hareketli elleri, mutlu b
ir
adamnkileri andrmyordu.

"Abrenuncio hakknda ne biliyoruz?" diye piskopos sordu ona.


Peder Delaura'nn dnmesi gerekmemiti.
"Abrenuncio de Sa Pereira Cao," dedi, hekimin adn heceler gibi. Hemen arkasndan da
markiye
dnd: "En sondaki soyadnn Portekiz dilinde kpek anlamna geldiine dikkat ettiniz mi, say
marki?"
Tam olarak dorusu aranrsa, diye devam etti Delaura, bunun onun gerek ad olup olmad da
bilinmiyordu. Kutsal
Mahkeme'nin dosyalarna gre, berik yanmadasndan kovulmu bir Portekiz Ya-hudisiydi ve b
urada,
Turbaco'nun kan temizleyici sular sayesinde iki librelik bir tay iyi ettii iin kendis
ine gnl
borcu duyan bir vali tarafndan korunuyordu. Onun byl reetelerinden, lm nceden haber
verirkenki azametinden, olas olanclndan, ahlakszca yorumlarndan ve Tanrsz yaamnda
etti. Yine de ona kar yaplm tek somut sulama, ufak tefek onanm ve skklerle uraan
Getseman'li kk bir terziyi diriltmi olmasyd. oktan kefenlenip tabuta konulmuken Abre
nuncio'nun ona yerinden kalkmay emrettiini dorulayan ciddi tanklar bulup getirmilerdi
. Neyse
ki dirilen adamn kendisi, bilincini bir an bile kaybetmediini Kutsal Mahkeme'nin nnd
e beyan
etmiti. "Bylece onu odun ateinde yanmaktan kurtard," dedi Delaura. Son olarak da San
Lzaro
tepesinde lp kabristana gmlen at olayn hatrlatt.
72
"Onu bir insanm gibi seviyordu," diye sze kart marki.
"Bu, bizim inancmza kar bir kfrdr, sayn marki," dedi Delaura. "Yz yanda atlar, Tan
ii deildir."
Marki, Kutsal Mahkeme'nin arivlerine gizli bir ihbarn ulatrlm olmasndan telaa kapld
ekinerek savunmaya gemeye alt: "Abrenuncio, azna geleni syleyen biridir, ama bununla
sapknl arasnda dalar kadar fark var." Piskopos, onlar uzaklatklar konuya geri
dndrmeseydi, tartma sertleerek srp gidecekti.
"Hekimler ne derlerse desinler," dedi, "insanlarda kuduz hastal, ou kez Dman'n onca
dzenbazlklarndan biridir."
Marki, anlamyordu. Piskopos ona yle dramatik bir aklama yapt ki, anlattklar sonsuza de

cehennem ateine mahkmiyetin bir balangcyd sanki.


"Talihimiz varm ki," diye szn tamamlad, "kznn bedeni geri alnamayacak durumda olmas
ramen, Tanr onun ruhunu kurtarmamzn yollarn gsterdi bize."
Akamn karanl dnyann zerine kyor-du. Marki, eflatun gkyznde kan ilk parlak yl
grd ve arlatan hekimlerin sama sapan ila-laryla berbat olan ayan sryerek pislik i
evde tek bana kalan kzn dnd.
Tanr vergisi alakgnlll iinde sordu: "Ne yapmam gerek?"
Piskopos, tek tek aklad ona. Yapaca her giriimde, zellikle de kzn en ksa zamanda
kapatmak zorunda olduu
Santa Clara manastrnda, kendi adn kullanma yetkisini verdi ona.
73
"Onu bizim ellerimize emanet et," diye szn tamamlad. "Gerisini Tann zmler."
Marki, geldii zamankinden daha byk bir ac iinde vedalap ayrld. Arabasnn penceresin
yoksul sokaklar, su birikintilerine girip kan plak ocuklar, akbabalarn ortala sat
pleri seyrediyordu. Keyi dnnce, her zamanki yerinde denizi grd; birden bir kuku kapl
iini.
Akam duas iin anlar alarken karanlkta evine vard ve Dona Olalla'nm lmnden beri ilk
yksek sesle etti bu duay: Efendimizin melei Meryem'e duyurdu mjdeyi. Tiorbann
telleri,
karanlkta bir kuyunun dibinden gelir gibi
yanklanyordu. Marki, mziin geldii yne doru el yordamyla ilerleyerek kznn yatak oda
vard. Sierva Mara,
zerinde beyaz gmlei, yerlere kadar uzanan ak salaryla tuvalet masasnn nnde oturmu
ondan rendii ilk paralardan birini alyordu. le vaktinde arlatan hekimlerin gaddarl
aclar iinde braktyla ayn kii olduuna inanam-yordu, ya da bir mucize gereklemi

olmalyd. Ama anlk bir grntyd bu. Sierva Maria, onun geldiini sezince algy bir yana
brakp eski mutsuzluuna geri dnmt.
Marki, btn gece kzn yanndan ayrlmad. Yatak odasndaki olaan ilerde, byle eylere al
olmayan bir babann beceriksizlii iinde yardmc oldu ona. Geceliini ters giydirmi, kzn
karp doru dzgn giymesi gerekmiti. Onu ilk kez plak gryordu; teninin altnda kaburg
kemiklerini, tomurcuklanm meme ularn, incecik tylerini grmek ac vermiti ona. Yangl
bileinde alev alev yanan bir hale vard. Yatmasna yardm ederken kz, duyulur duyulmaz b
ir
szlanmayla tek ba74
na ac ekmeye devam ediyordu; marki, sanki lmesine yardm ediyormu duygusuna kapld birde
bire.
nancn kaybettiinden beri ilk kez dua etme
ihtiyacn duyuyordu. Kendisini terk etmi olan Tanry geri kazanmak iin tm gcn harcaya
dua odasna gitti, ama
yarar yoktu: inanszlk, inantan daha dayanklyd, nk duygularla besleniyordu. Gecenin
serinlii iinde kzn st ste k-srdn duyunca kalkp odasna gitti. Geerken Bernarda'
yatak odas kapsnn aralk olduunu grd. Kukularn paylama ihtiyac iinde itti kapy
Bernarda, yerde yzkoyun yatm uyurken grltyle horluyordu. Marki, eli kapnn tokmanda
ylece durarak onu uyandrmad ve kendi kendine konutu:
"Onun hayatna karlk seninki." Sonra da hemen dzeltti: "Onunkine karlk bizim ikimizin
tan
hayatlarmz!"
Kz, uyuyordu. Marki, onun hareketsiz ve ruhsuz bir halde yatma bakarak, onu kuduz c
ezasna
arptnlmaktansa lm olarak grmeyi yeleyip yelemeyeceini sordu kendi kendine. Yarasalar
kann emmesinler diye cibinliini
dzeltti, daha fazla ksrmemesi iin zerini rtt ve onu bu dnyada daha nce hi sevmedii
ok sevmenin
verdii yepyeni bir hazla yatan yannda uyumadan beklemeye koyuldu. te o zaman ne Tannya
, ne de
baka bir kimseye danmakszn hayatnn kararn verdi. Sabahn saat drdnde Sierva Maria
gzlerini am ve onu yatann yannda oturur bulmutu.
"Gitme vaktimiz geldi," dedi marki.
Kz, daha fazla aklamaya gerek olmakszn kalkt. Marki, bu nemli gn iin giyinmesine yar
75
dm etti. Botlarnn ift kat derisi ayak bileini actmasn diye sandktan kadife pabular b
kard, bir de ocukken annesinin olan bir gece elbisesi geti eline. Delik deikti ve zama
nla
ypranmt, ama iki kez bile giyilmedii belliydi. Marki, neredeyse bir yzyl sonra, Sierva
Maria'nin ermilik kolyele-riyle vaftiz gslnn zerine giydirdi elbiseyi. Biraz dar gel
bu da nedense eski grnmn artryordu. Yine sandkta bulduu, rengrenk kurdeleleri elbis
hi uymayan bir apkay da giydirdi. Bana tam gelmiti. Son olarak da, iine bir gecelik, b
t
sirkelerini bile ayklayacak kadar sk dili bir tarak, bir de bykannesine ait altn mente
li,
sedef kapakl bir dua kitabn koyduu bir el antas hazrlad.
O gn, Paskalyadan nceki kutsal Pazar gnyd. Marki, Sierva Maria'y sabah be ayinine gt
kz, niin olduunu bilmeksizin, seve sev ald kutsanm palmiye yapran.1 Dar ktkla
gnein douunu arabadan
seyrettiler. Marki, dizlerinin zerindeki el antasyla arabann esas koltuunda oturuyor,
kz da
karsndaki koltukta
korkusuzca oturmu, on iki yanda son kez grecei sokaklarn pencereden geip gitmelerini
seyrediyordu. Byle Deli Juana2 klnda ve banda orospu apkasyla bu kadar erken saatte
e
gtrldn renmek iin en ufak bir merak belirtisi gstermemiti. Uzun dncelere dald
sonra marki, ona yle sordu:
"Tanrnn kim olduunu biliyor musun?" Kz, hayr anlamnda ban sallad.
' Paskalyadan nceki Pazar gn, Hz. sa'nn Kuds'e girdii ve halkn onun nne palmiye

yapraklar serdii kutsal gn. (ev.)


3 Juana la Loca: (1479-1555) Ei Avusturya Aridk Filip'in lmnden sonra akln karan
Kastilya kraliesi. (ev.)
76
Ufukta imekler akyor, uzak gk grltleri yanklanyordu; gkyz kapkara bulutlarla rt
deniz hrnd. Bir keyi dndklerinde, kumsaldaki bir p ynnn zerinde mavi pancurla
kat ykselen, tek bana, bembeyaz
Santa Clara manastn kt karlarna. Marki, iaret parmayla gstererek, "te orada," de
Sonra da sol yann iaret
etti: "Pencerelerinden her saat denizi greceksin." Kz hi oral olmaynca, kad
eriyle
ilgili olarak bir daha hi yapamayaca bir aklama yapt ona:
"Hava deiiklii olsun diye Santa Clara rahibe-leriyle birka gn geireceksin."
Paskalyadan bir nceki Pazar olduundan, dner kapda her zamankinden daha fazla sayda di
lenci
vard. Onlarla mutfak artklan iin tartmakta olan birka czaml da, ellerini aarak marki
doru seirttiler. Marki, bozuk paralan
tkenene kadar, her birine birer tane olmak zere be kuru sadaka datt onlara. Dner
kapdaki grevli rahibe,
markinin siyah yas giysilerini ve kralieler gibi giyimli kzn grnce onlarla ilgilenmek
ere
kapy at. Marki, Sierva Maria'y oraya piskoposun emriyle getirdiini anlatt. Grev

rahibe, bunlan syler-kenki ifadesinden herhangi bir kukuya kaplmad. Kzn grnmn
inceleyerek bandaki apkay kard.
"Burada apka giymek yasaktr," dedi ve apkay alkoydu. Marki, el antasn da rahibeye ver

istedi, ama o almayarak,


"Ona hi ihtiyac olmayacak," dedi.
Sierva Maria'nn iyi tutturulmam olan sa rgs, neredeyse yerlere kadar alvermiti. Ra
san doal olduuna inanamad. Marki, rgy ye77
niden toparlamaya alt. Kz, onun elini iterek, rahibeyi artan bir beceriyle hi yardm
kendisi toplad san. "Bunu kesmek gerek," dedi rahibe.
"Kutsal Meryem'e yaplan ve evlenecei gne kadar srecek bir adak bu," diye aklad marki.
Grevli rahibe, bu gereke karsnda raz oldu. Kz elinden tutarak, vedalamasna frsat
brakmadan onu dner kapdan geirdi. Kz, yrrken ayak bilei acd iin sol ayann pab
kard. Marki, pabucu elinde, plak ayayla seke seke uzaklatn grd onun. Bir an ols
insafa gelerek dnp kendisine baksn diye bouna bekledi. Ondan kalan son an, yaral ayan
sryerek bahedeki galeriyi geip, inzivaya ekilenlerin blmnde gzden kaybolmas oldu.
78

Santa Clara manastr, doal grnml, glgeli bir bahenin evresindeki yarm daireli kemer
oluan galerisi ve birbirinin ei saysz pencere-leriyle, denize kar ykselen katl, d
ke bir yapyd. Muz aaklanyla yabani ereltiotlannn arasnda tal bir patika,
arayarak at terasndan daha ykseklere uzanm zarif bir palmiye aac, bir de dallarndan
vanilya sarmaklaryla salkm salkm orkidelerin sarkt ulu bir aa vard. Aacn altnda
zerinde tutsak guacamaya'larn1 sirk numaralar yapt pasl demirden bir erevesi olan, s
durgun bir havuz. Bahe, yapy iki ayr kanada blmt. Sa yanda, yalyara arpp ekilen
dalgalarn soluundan ve ibadet saatlerindeki dua ve ilahilerden pek de rahatsz olmay
an
inzivadakilerin bulunduu kat vard. Bu blok, manastrn i blmndeki rahibeler kilisen
halka ak nefinden gemeden koro blmne girebilsinler ve kendileri grnmeden d
grmelerine olanak salayan kafeslerin arkasndan ayini dinleyip ark syleyebilsinler diye
bir i
kapyla manastrn apeliyle balantlyd. Manastrn her yannda tavanlar kaplayan,
deerli tahtalardan yaplm olaanst tavan bezemeleri, ana mihraptaki nilerden birine
gmlme hakkna karlk mrnn yarsn bu ie adayan bir spanyol usta tarafndan yaplm
Orada, neredeyse iki yz! guacamaya: Uzun kuyruklu bir tr Amerika papaan. (ev.)

79
yllk barahibelerle piskoposlar ve daha baka ileri gelen kiilerle birlikte mermer kapa
k
talarnn ardnda skm yatyordu.
Sierva Mara, manastra girdiinde, hepsi de hizmetkarlaryla birlikte seksen iki spanyol
ve
genel valiliin belli bal ailelerinden otuz alt Kreol kz, burada inzivaya ekilmi
rahibeleri oluturuyorlard. Yoksulluk, sessizlik ve iffet
yeminlerini ettikten sonra, daryla olan tek balantlar, n deil, yalnzca sesin
geebildii tahta kafesleri bulunan ziyareti odasndaki seyrek ziyaretlerdi. Dner kapnn
bitiiinde bulunan bu odann kullanm, konumalar dinleyen bir
baka rahibenin eliinde olmak kouluyla, son derece snrlyd ve bir ynetmelie balyd.
Bahenin solunda ise, rahibe adaylaryla, onlara el sanatlarn reten rahibelerin kalabalk
bir
grup oluturduklar okullar ve her trl atlye bulunuyordu. Aynca burada odun ateiyle yana
n
kocaman bir oca olan mutfak ve kasap blmleri,
bir de byk bir ekmek frn yer alyordu. Dip tarafta, pek ok kle ailesinin bir arada ya
ve ykanan amarlar
yznden her zaman su birikintileri iinde bir avlu, en sonda da iyi bir yaam srmek iin g
ereken
ne varsa besleyip yetitirdikleri ahrlar, bir kei al, bir domuz ahr, bir sebze bahesi
n
kovan-lan vard.
Btn bunlarn bittii, olabildiince uzak ve Tanrnn elini ektii bir yerde de, altm sek
boyunca Engizisyona zindanlk etmi ve hl da yoldan km Klaris rahibelerine zindan olmay
srdren, tek bana bir blm bulunuyordu.
te Sierva Maria'y da, kpein srmasndan doksan gn sonra ve hibir kuduz belirtisi
grlmeksizin, her80
kee unutulmu bu kedeki en son hcreye kapattlar.
Dner kapda grevli olup onu elinden tutarak alp gtren rahibe, koridorun sonuna geldiind
,
mutfak ynne gitmekte olan bir rahibe adayyla karlam, ondan kz barahibeye gtrmesi
istemiti. Rahibe aday, bu derece nazl ve iyi
giyimli bir kz mutfak blmnn curcunasna sokmann yerinde olmayacan dnerek, daha s
almak zere onu
bahedeki ta banklardan birine oturtup brakt. Ama dnte onu unutmutu.
Daha sonra oradan geen iki rahibe aday, kzn kolyeleri ve yzkleriyle ilgilenerek, ona k
im
olduunu sordular. Kz, yant vermedi. spanyolca bilip bilmediini sordular, ama sanki bi
r lyle
konuuyorlard.
"Her halde sar dilsiz," dedi daha gen olan rahibe aday. "Ya da Alman," dedi teki.
Gen olan rahibe aday, sanki be duyudan yok-sunmu gibi davranmaya balad kza. Ensesine
toplanm olan sa rgsn aarak kar kar lt. "Neredeyse drt kar," dedi, kzn ken
duymadndan emin olarak. Sonra
rgy amaya koyuldu, ama Sierva Maria, baklaryla yldrd onu. Rahibe aday, kz tutara
dilini kard.
"Gzlerin tpk iblisinkiler gibi," dedi.
Kzn yzklerinden birini, hibir direnmeyle karlamakszm parmandan ekip kard, ama
rahibe aday kolyelerine el atmaya kalknca, tpk bir engerek ylan gibi, yerinde bir at
elini bir anda smverdi. Rahibe aday,
elindeki kan ykamaya kotu.
Sabah ilahisini okumaya baladklarnda, Sier- Ak ve br Cinler
81/6
, va Maria, havuzdan su imek zere ilk kez kalkmt yerinden. rkerek suyu imeden yerine d
ama bunun rahibelerin okuduu ilahi olduunu fark edince yeniden havuzun bana dnd. Suyun

yznde birikmi rm yaprak


tabakasn ustaca bir el hareketiyle iterek, kk kurtuklara ilimeden kana kana su iti. S
a
aacn arkasna melip zararl hayvanlara ve tehlikeli insanlara kar korunmak iin Dominga de Adviento'nu
n kendisine
rettii biimde eline bir sopa alp hazr tutarak iedi.
Az sonra oradan geen iki zenci kle, kzn boynundaki ermilik kolyelerini tand
ar
ve onunla Yo-ruba dilinde konutular. Sierva Maria, ayn dilde hevesle karlk verdi o
nlara.
Neden orada olduunu kimse bilmediinden, kle
kzlar onu alp grlt patrt iindeki mutfaa gtrdler; oradaki hizmetkrlar neeyle
karlamlard kz. O srada ilerinden biri, Sierva Maria'nn ayak bileindeki yaray fark
ve orasna ne olduunu sordu.
"Annem bir bakla at o yaray," dedi kz. Adnn ne olduunu soranlara da zenci adn syl
Maria Mandinga.
Sierva Maria, bir anda kendi dnyasn bulmutu. lmeye direnen bir ola kesmelerine yardm
.
Hayvann en sevdii yerleri olan gzlerini kartp yumurtalarn kesti. Mutfaktaki byklerl
avludaki ocuklarla topa evirdi,
hepsini de yendi. Yoruba, Congo ve Mandinga dillerinde arklar syledi, bu dilleri an
lamayanlar
bile onu kendilerinden
geerek dinlemilerdi. le yemeinde, domuz yanda piirilip ac baharatlarla enilendiril
olak yumurtalaryla olak gzlerinden bir tabak yedi.
82
O saatte, barahibe Josefa Miranda'nn dnda artk btn manastr, kzn orada olduunu
renmiti. Barahibe, aileden gelen bir darkafallk iinde grm geirmi, kupkuru bir kad
Kutsal Mahkeme'nin glgesinde Burgos'da
yetimiti, ama hkmetme yeteneiyle nyarglarnn dn vermez-lii ezelden beri iindeydi.
Becerikli iki yardmcs vard, ama olmasalar da olurdu, nk barahibe her eyle kimsenin y
olmakszn kendisi urayordu.
Yerel piskoposlua kar duyduu hn, doumundan neredeyse yz yl nce balamt. Tarihtek
btn byk kavgalarda olduu gibi bunun da ilk nedeni, Klaris rahibeleriyle Fransisken pi
skopos
arasnda para ve yetki alan
konularnda km olan ufak bir anlamazlk olmutu. Piskoposun uzlamaz tutumu karsnda
rahibeler sivil ynetimin desteini salamlar, bu da yle bir atmay balatmt ki, bir
gelmi herkesin herkese kar olduu bir savaa
dnmt.
teki topluluklar tarafndan da desteklenen piskopos, Klarisleri a brakarak dize getir
mek iin
manastr kuatma altna alm ve Cessatio a Divinis ilan etmiti, baka bir deyile: yeni bi
e
kadar kentte her trl din hizmeti durdurulmu
oluyordu. Halk, gruplara ayrlmt ve sivil yetkililerle din yetkilileri, kh onun, kh bun
un
desteiyle birbirlerine kafa
tutuyorlard. Her eye ramen, Klaris rahibeleri alt aylk bir kuatmann sonunda hl hayat

sava halindeydiler, zaten o srada yandalarnn kendilerine yiyecek getirmelerini salayac


ak
gizli bir tnel de kefedilmiti. Ancak bu kez yeni valinin desteini salayan Fransiskenl
er de,
Santa Clara'nn inziva blmn basarak rahibeleri datmlard.
83
' Ortaln yatp yerle bir edilen manastrn Kla-rislere geri verilmesi iin aradan yirmi
gemesi gerekmiti, ama geen bir yzyln sonunda Josefa Miranda, hl hncnn iinde ksk
atete pimeye devam ediyordu. Ayn hnc rahibe adaylarna da telkin edip, yreklerinden ok

a
ilerinde yeertmi ve bu hncn kkenindeki btn kabahatleri piskopos De Cceres y Virtudes
onunla ilgili her eyde yeniden canlandrmt. Bu yzden de, Casalduero markisinin, cin arp
ann
lmcl belirtilerini tayan on iki yandaki kzn piskoposun tavsiyesiyle manastra getir
haberi verildiinde, tepkisinin ne olacan kestirmek zor deildi. Barahibe, tek bir soru
sordu
yalnzca: "Byle bir marki var myd?" Bu szler ifte fke tayordu, hem piskoposla ilgili
olduu iin, hem de "szde soylular" dedii Kreol soylularnn geerliliini her zaman yadsd
iin.
r
le yemei saati geldiinde, barahibe, Sierva Maria'y manastnn iinde hl bulabilmi de
Dner kapda grevli rahibe, yas giysileri iinde bir adamn, kralieler gibi giydirilmi san

bir kz ocuunu afak skerken kendisine teslim ettiini barahibenin yardmclarndan birin
anlatmt, ama onunla ilgili hibir ey renememiti, nk tam da dilencilerin Paskalyadan
nceki kutsal Pazar gn datlan manyoka orbas iin tarttklan bir sraya rastlamt b
olay. Szlerinin kant olarak da rengrenk kurdeleli apkay vermiti ona. Yardmc rahibe,
ararlarken barahibeye gsterdi apkay, o da kime ait olduunu hemen anlad. apkay parmakl

ucuyla olabildiince uzakta tutarak inceledi.


"Banda aifte apkasyla tam bir kk hanm84
efendi," dedi. "Ne dolaplar evirdiini eytan bilir."
Barahibe, sabahn dokuzunda ziyareti odasna gitmek zere oradan geerken duvarc ustalanyl
bir
eme iinin fiyatn tartmak iin bahede oyalanm, ama ta bankta oturan kz grmemiti
Oradan pek ok kez gemi olmalar gereken baka rahibeler de grmemilerdi onu. Parmandan
yzn alan iki rahibe aday, sabah ilahisini okuduktan sonra oradan geerlerken onu
grmediklerine yemin ediyorlard.
Barahibe, manastrn btn iini dolduran tek sesli bir ark duyduunda le uykusundan yen
uyanmt. Yatann yannda asl duran kordonu ekti, odann yar karanl iinde bir anda
rahibe aday beliriverdi. Barahibe, bylesine
kusursuz bir biimde ark syleyenin kim olduunu sordu.
"O kz," dedi rahibe aday.
Hl yar uykulu olan barahibe, yle mrldand: "Ne gzel bir ses." Hemen arkasndan da ye
srad: "Hangi kz?"
"Bilmiyorum," dedi rahibe aday. "Arka avluyu sabahtan beri birbirine katan biri."
"Ulu Tanrm!"
diye haykrd barahibe.
Yataktan frlad. Manastr bir utan bir uca uarcasna geti ve sese gre ynn bularak
hizmetkrlarn avlusuna vard. Sierva Maria, salar yerlere kadar alm olarak, bylenmi
hizmetkrlarn ortasnda bir tabureye oturmu ark
sylyordu. Ba-rahibeyi grr grmez ark sylemeyi brakt. Barahibe, boynunda asl olan
havaya kaldrarak,
"Kutsal Meryem Ana!" diye haykrd.
"Tertemiz gnahsz bakire," diye tamamlad tekiler.
85
Barahibe, elindeki ha Sierva Mara'ya kar bir silah gibi sallayarak, "Vade retrol"1 diy
e
bard. Hizmetkrlar geri ekilerek kz, gzlerini bir noktaya dikmi olarak tetikte bekler
halde, oturduu yerde yalnz brakmlard.
"eytann evlad!" diye haykrd barahibe. "Bizi artmak iin grnmez oldun!"
Kzn azndan tek kelime almay baaramamlard. Rahibe adaylarndan biri, onu elinden tutu
gtrmek istedi, ama barahibe, dehet iinde engelledi onu.
"Dokunma ona!" diye bard. Sonra da oradakilerin hepsine seslendi: "Kimse dokunmasn o
na!"
Sonunda tepinir ve evresindekilere kpek gibi dilerini geirmeye abalar bir h
alde onu
zorla yakalayp zindan blmnn en sonuncu hcresine gtrdler. Yolda giderlerken kendi
pisliklerine bulanm olduunu fark edip ahrda

zerine kova ova sular dkerek ykadlar.


"Bu kentte bunca manastr var, piskopos efendi de kalkm bize yolluyor byle pislikleri
," diye
sylendi barahibe.
Hcre, bezemelerinde termitlerin kntlar oluturduu ok yksek tavanl, duvarlar przl
geni bir odayd. Odann tek kapsnn yannda, yuvarlatlm tahtadan parmaklklar bulunan
kanatlarna kol demiri vurulmu byk boy bir
pencere vard. Denize bakan dipteki duvarda, tahta kafesle kapatlm bir pencere daha b
ulunuyordu.
Yatak, ii samanla
doldurulmu ve kullanlmaktan ypranm bezden bir iltesi olan beton bir kntdan oluuyor
Oturmak iin tatan bir seki, duvara ivi' Vade retro: (Aslnda "Vade retro, Satana'.: Geri ekil, blis!) ncil'de Hz. sa'nn syled
Latince bir sz. (ev.)
86
lenmi tek bir han altnda da hem mihrap hem de lavabo yerine geen bir masa vard. Sierva

Mara'y, sa rgsne varana kadar srlsklam olmu ve korkudan tir tir titrer bir halde,
kar verilen bin yllk sava kazanmak iin
eitim grm bir gardiyann gzetimi altnda, oraya braktlar.
Sierva Maria, yatan zerine oturarak gzlerini zrhl kapnn demir parmaklklarna dikmit
leden sonra saat bete kahvalt tepsisini gtren hizmeti kz, onu byle buldu. Kz grn
istifini bozmamt. Hizmeti, Sierva Maria'nn boynundaki kolyeleri karmaya yeltendi, o da
bileinden yakalayarak onlar brakmaya zorlad hizmetiyi. O gece yazlmaya balanan tutanak
arda,
hizmeti kz, baka dnyalardan bir gcn kendisini yere devirdiini ileri srecekti.
Kap kapatlp zincir sesleri ve asma kilidin iinde anahtarn iki kez dnmesi iitilirken, k

yerinden hi kprdamamt. Yiyecek neler olduuna bakt: kurutulmu et krntlar, manyoka


unundan bir para ekmek, bir fincan da ikolata. Manyoka ekmeinin tadna bakarak ineyip t
d.
Yataa, yzkoyun uzand. Denizin mrltsn, yamur getiren rzgr ve mevsimin ilk gk
grltlerini duyuyordu. Ertesi sabah afak skerken kahvaltyla birlikte yeniden gelen hizm
eti
kz, dileri ve trnaklaryla iini dna kard iltenin ot ynlar zerinde uyur buld
le yemei saatinde, manastrn inziva yemini etmemi olan sakinlerinin yemekhanesine gtr

uysallkla raz oldu. Buras, koca koca pencerelerinden denizin parlaklnn ieriye kucak k
k
girdii ve dalgalarn yalyardaki
patlamasnn ok yakndan duyulduu, yksek kubbeli, geni bir
87
salondu. ou gen olan yirmi rahibe aday, ift sra halinde dizilmi kaba saba masalarda
oturuyorlard. zerlerinde adi ayaktan giysiler vard, salar kr-plmt, hepsi de neeli
saftlar; karavana yemeklerini cin arpm biriyle ayn
masada yiyor olmann heyecann da gizlemiyorlard.
Sierva Maria'y, giri kapsnn yaknna, kendisiyle ilgilenmeyen iki gardiyann arasna
oturtmulard; yiyeceklerin tadna bile bakmyordu. Rahibe adaylannnki gibi bir gmlekle hl
slak olan pabularn giydirmilerdi. Yemek yerlerken kimse dnp de bakmad ona, ama yemei
sonunda birka rahibe aday evresini sararak hayranlkla boncuklarn seyre koyuldular. le
den
biri kolyesini karmaya yeltendi. Sierva Mana, aha kalkmt. Kendisini tutmaya alan
gardiyanlar bir silkinite att zerinden. Masann zerine kt, borda bordaya bir gemi
saldrsnn curcunas iinde gerekteki cin arpmasna avaz avaz bararak bir utan br
komaya balad. nne ne ktysa hepsini krp dkt, pencereden atlayp avlunun ardan
bir etti, ar kovanlarnn altn stne getirdi, ahrlarn korkuluklaryla allarn itleri
devirdi. Arlar ortala dalm, hayvanlar rkp panik halinde bararak manastrn
yatakhanelerine bile dalmlard.
O gnden sonra manastrda ne olsa, Sierva Ma-ria'nn kt bysne yoruluyordu. Rahibe adayla

pek ou, doast bir vzlt karan saydam kanatlarla utuunu tutanaklarda ileri srmle
Hayvanlar ahrlara kapatp arlar
peteklerine kadar krlarda kovalamak ve ortal dzene sokmak iin bir kle ordusunun iki g
boyunca almas
gerekmiti. Domuzlarn zehirlendikleri, sularn he88
zeyanlara neden olduu, rken tavuklardan birinin damlarn tepesinden uarak de
nizin
zerinde ufukta gzden kaybolduu sylentileri ortala yaylmt. Ama Klaris rahibelerini
duyduklar dehet elikiliydi, nk barahibenin
ortal velveleye vermesine ve her birinin kendi korkusuna ramen, Si-erva Maria'nn hcres
i
herkes iin bir ilgi oda
haline dnmt.
Manastrda ortalktan el ayak ekilmesi, saat yedide okunan akam duasndan sabah alt ayini
ndeki
ilk duaya kadar sryordu. Iklar sndrlyor, yetkili pek az hcrede yanar braklyordu
yalnzca. Yine de manastr hayat, hi o
saatlerdeki kadar hareketli ve zgr olmuyordu. Koridorlarda glgeler srekli gidip geli
yor,
bastrlmaya allan bir tela
iinde kesik kesik mrltlar duyuluyordu. En akla gelmedik hcrelerde, ister spanyol dest
esiyle1
olsun, ister hileli
zarlarla, kumar oynanyor, kaak ikiler iiliyor ve Josefa Miranda manastrn inziva blmn
yasakladndan beri gizli gizli sarlan sigaralar tttrlyordu. Manastrn iinde cin arp
bir kz ocuunun bulunmas, yepyeni bir serven yaamann ekiciliini tayordu.
En kat rahibeler bile, ortalktan ekilme saatinden sonra manastrn inziva blmnden kap
l gruplar halinde
Sierva Maria ile konumaya gidiyorlard. Kz, onlar nce trnaklarn gstererek karlam,
ok gemeden her birini kendi huylarna ve her bir gecenin havasna gre idare etmeyi renmi
.
Sk sk karlat bir istek, gereklemesi olanaksz dileklerde bulunmak zere eytanla
kendilerine araclk yapmasyd. Sierva Maria, me' spanyol destesi: {Yanszlarn 52lik destesine karlk, spanyollarn 48'lik des-tesinde
iskambil cinsleri, altn para, kupa, kl ve topuzdur. (ev.)
89
zar tesi seslerini, grtlaklanma seslerini ve her trl eytani sesleri taklit ediyor, ra
hibelerin
ou da onun bu aldatmacalarna inanarak tutanaklara gerek olarak geirtiyorlard. Klk
deitirerek kol gezen bir grup rahibe, uursuz bir gecede Sierva Ma-ria'nn hcresini bas
arak
azn tkamlar ve onun kutsal kolyelerini boynundan almlard. Ama geici bir zafer olmu
Kama tela iindeyken saldrganlarn elebas, karanlkta aya merdivene taklarak dm
kafas patlamt. Arkadalar da, aldklar kolyeleri sahibine geri verene kadar bir an ols
rahat yz gremediler. Ondan sonra bir daha kimse geceleri hcreyi rahatsz etmeye kalkmad
Casalduero markisi iin yas gnleriydi bunlar. Yapt iten pimanlk duymas, kz manastr
kapatmasndan daha ksa srm ve yle byk bir kedere boulmutu ki, bundan bir daha asla
kurtulamayacakt. Acaba saysz pencerelerinden hangisinin ardnda Sierva Maria kendisin
i dnyor
diye merak ederek manastrn evresinde doland durdu. Eve dndnde Bernarda'y akamn ilk
saatlerinde terasta hava alrken buldu. Kendisine Sierva Ma-ria'y soraca dncesiyle rpe
,
ama kadn ona bakmad bile.
Marki, oban kpeklerini salvererek, sonsuz bir uykuya dalma hayali iinde yatak odasnda
ki hamaa
uzand. Alize rzgrlar gemiti, boucu bir geceydi. Bataklklardan skc havadan sersemle
her trl haarat ve etobur sivrisinek
srleri yaylyor, onlar karmak iin yatak odalarnda taze inek tersi yakmak gerekiyordu.
Herkes bir uyuukluun iine

gmlp kalmt. O sralar yln ilk saana, sonsuza kadar dinmesi iin yalvaracaklar alt
sonrasndaki ayn zlemle bekleniyordu.
90
Tan yeri henz aarmaya balarken marki, kalkp Abrenuncio'nun evine gitti. Da
ha yeni
oturmutu ki acsn paylamann verdii sonsuz bir ferahl peinen duydu iinde. Sz d
dolatrmadan hemen girdi konuya:
"Kz Santa Clara'ya teslim ettim."
Abrenuncio, bir ey anlamamt; marki, bir sonraki darbeyi indirmek iin onun bu aknln
yararlanarak, "indeki eytan kovacaklar," dedi.
Hekim, derin bir soluk alarak rnek bir sknetle yle karlk verdi:
"Hepsini anlatn bana."
Bunun zerine marki, her eyi anlatt: piskoposa yapt ziyareti, dua etme zlemini, gz ka
karar vermesini, uykusuz geirdii geceyi. Zevk iin olsun kendine en ufak bir sr bile
ayrmayan
gerek bir Hristiyann teslimiyeti olmutu
bu.
"Bunun, Tanrnn buyruu olduundan eminim," diye szn tamamlad. "Demek inancnz yeniden
kazandnz," dedi Abrenuncio.
"nsan hibir zaman inancn tam olarak yitirmez," diye karlk verdi marki. "inde hep bir
kalr."
Abrenuncio, ne demek istediini anlamt. Artk inanmaz olmann, daha nce inancn bulunduu
e
silinmez bir yara izi braktn dnmt hep. Ona asl anlalmaz gelen, insann z kzn
eytan kovma cezasna arptrabilmesiydi.
"Bununla zencilerin byleri arasnda pek fazla bir fark yok," dedi. "Hatta bu daha da
beter, nk
zenciler tanrlarna
horoz kurban etmekten teye gemezler, oysa Kutsal Mahkeme, masum insanlar
91
ikence aletiyle para para etmekten ya da halkn gzleri nnde diri diri yakmaktan zevk al
"
Markinin piskoposa yapt ziyarette Monsen-yr Cayetano Delaura'nn da hazr bulunmas, uur

bir belirti olarak grnmt ona. "O bir cellattr," dedi, sz dndrp dolatrmadan. Sonr
eskiden pek ok akl hastasna cin
arpm ya da mezhep sapkn diye verilmi olan atete diri diri yaklma cezalarn bir bir s
dkmeye koyuldu.
"Onu ldrmenin, diri diri gmmekten daha H-ristiyanca olduuna inanyorum," diye szn
tamamlad.
Marki, istavroz kard. Abrenuncio, markinin yas giysileri iindeki hayalet gibi titrek

grntsne bakt ve ruhunda doutan var olan belirsizliin gzlerine yansyan ltlarn
yeniden.
"karn onu oradan," dedi markiye.
"Zaten onu inzivadakilerin blmne doru yrrken grdmden beri btn istediim bu," diye
karlk verdi marki. "Ama Tanrnn iradesine kar gelecek gc bulamyorum kendimde."
"yleyse oturun," dedi Abrenuncio. "Belki de gnn birinde Tanr bunun karln verir size
O gece marki, piskopostan huzura kabul edilme dileinde bulundu. Karmak bir ifadeyle
ve ocuka
bir elyazsyla kaleme ald bu dilekesini, yerine varacandan emin olmak iin bizzat kend
teslim etti kapcya.
Sierva Maria'nn eytan kovma ayinine hazr olduu, piskoposa Pazartesi gn bildirilmiti.
Piskopos, san aniekleriyle
kapl terasnda akam kahvaltsn yeni bitirmiti; bu habere yle zel bir ilgi
92
gstermedi. Az ama yle ar ar ve zenle yemek yerdi ki, bu seremoniyi saat uzatabilird
Karsnda oturan Peder
Cayetano Delaura, yapmackl bir ses tonu ve biraz da tiyatrosal bir tavrla kitap oku
yordu ona.

Her iki zellik de, kendi zevkine ve ltne gre setii kitaplara son derece uygundu.
Eski saray, piskopos iin fazlasyla bykt; ziyareti salonuyla yatak odas, bir de yamur
mevsimi balayana kadar len uykularna yatt, yemek yedii st ak teras yetiyordu ona.
Sarayn br kanadnda ise, Cayetano Delaura'nn
kurup zenginletirerek ustaca ynettii, zamannda Antiller'in en iyileri arasnda bulunan

piskoposluk kitapl vard. Sarayn geri kalan da, iki yzyln sprntlerinin biriktii o
kapal odadan oluuyordu.
Sofrada dnml olarak hizmet eden grevli rahibenin dnda, Cayetano Delaura, piskoposun

yemek saatinde girebilen tek kiiydi; bu da, sylendii gibi kiisel ayrcalklarndan deil,
r
kitap okuyucusu olarak edindii saygnlktan
ileri geliyordu. Ne belirli bir grevi vard, ne de kitaplk grevlisi olmaktan te bir un
van, ama
piskoposa yaknl nedeniyle onun gerejc vekili gzyle baklyor, piskoposun herhan
bir nemli karan onsuz alabileceini kimse
dnemiyordu. Delaura'nn, sarayla ierden balants olan bitiikteki bir evde ken
e
ait bir hcresi vard;
piskoposluk grevlilerinin brolaryla odalar, ayrca piskoposun ev ilerine bakan yarm dz

rahibenin kald odalar da ayn evin iindeydi. Yine de Delaura'nn asl evi, bazen gnde on

saat alp okuduu ve uykusu aniden


bastrdnda uyuyabilecei bir portatif yatan bulunduu kitaplk blmyd.
O tarihi akamdaki yenilik, Delaura'nn okuma
93
srasnda birok kez taklm olmasyd. Bundan daha da allmadk bir baka ey de, bir say
yanllkla atlamas ve farkna varmadan okumay srdrmesi olmutu. Piskopos, minicik simyac
gzlklerinin ardndan izlemeye koyuldu onu, ta ki bir sonraki sayfaya geene kadar; ve
o zaman
alayl bir ifadeyle szn kesti:
"Ne dnyorsun?" Delaura, irkilmiti.
"Boucu havadan olmal," dedi. "Neden sordunuz?"
Piskopos, gzlerinin iine bakmay srdryordu.
"Eminim ki boucu havadan daha baka bir ey," dedi. Sonra da ayn ses tonuyla yineledi:
"Ne
dnyordun?" "Kz dnyordum," dedi Delaura.
Hibir aklamada bulunmad, nk markinin ziyaretinden beri onlar iin dnyada Sierva Maria

baka kz yoktu.
Ondan yle ok sz etmilerdi ki. kisi ba baa verip, cin arpma olaylaryla ve eytan kovu
ermilerle ilgili anlarn tazelemilerdi. Delaura, iini ekti:
"Ryamda onu grdm."
"Nasl olur da yzn hi grmediin bir kimseyi ryanda grrsn?" diye sordu piskopos.
"Bir kralienin pelerini gibi ardnda srkledii salaryla on iki yanda kk bir Kreol m
olarak grdm," dedi. "Baka nasl olabilir?"
Piskopos, ne ilahi hayallerin adamyd, ne de mucizelerin ya da ibret alnacak afetler
in. Onun
krall bu dnyadayd. Bu
yzden ban inanszlkla sallayarak yemek yemeyi srdrd. Delaura, daha fazla dikkatini v
okumasna yeniden
94
balamt. Yemeini bitirince piskoposun salncakl sandalyeye oturmasna yardm etti. Pisko
yerine gnlnce yerleince yle dedi:
"imdi anlat bakalm u grdn ryay."
ok basit bir ryayd. Delaura, Sierva Maria'y, karlarla kapl krlara kar bir pencerede
oturmu, kucanda duran bir salkmn zmlerini birer birer koparp yerken grmt. Kopard
zm tanesi, salkmda hemen yeniden kyordu.

Kzn, zm salkmn bitirmeye uraarak sonsuzlua bakan o pencerenin nnde uzun yllardan
oturduu belli
oluyordu; acelesi de yoktu, nk son zm tanesiyle birlikte lmn geleceini biliyordu.
"En acayip yan da," diye anlatmasn tamamlad Delaura, "krlara bakt pencere, tpk g
yap da koyunlann karda boularak ldkleri o k Salamanca'daki1 pencere gibiydi."
Piskopos, etkilenmiti. Cayetano Delaura'y, ryalarnn gizli anlamlarn dikkate almazlk
edemeyecek kadar iyi tanyor
ve seviyordu. Delaura, piskoposlukta olduu kadar piskoposun gnlnde de igal ettii yeri
, pek ok
yetenei ve iyi huylaryla hakl olarak edinmiti. Piskopos, akam saatlerinde-ki dakikal
uykusunu kestirmek zere gzlerini yumdu. O arada Delaura, akam duasn onunla birlikte e
tmeden
nce, ayn masada yemeini yedi. Daha bitirmemiti ki, piskopos salncakl sandalyesinde ger
inerek,
hayatnn kararn aklad:
"Bu konuyu sen stlen."
Bunu, gzlerini amadan sylemi ve aslan kk-remesi gibi bir horlama sesi karmt. Delaur
* Salamavca: spanya'nn XIII. yzylda kurulmu olan Avrupa'nn en eski niversitelerinden b
rine
sahip nemli bir kenti. (ev.)
95
meini bitirerek, iek am sarmaklarn altndaki her zamanki koltuuna oturdu. O zaman
gzlerini at piskopos. "Bana yant vermedin," dedi.
"Uykuda sylediinizi sandm," dedi Delaura.
"imdi uyank olarak yineliyorum," dedi piskopos. "Kzn saln sana emanet ediyorum." "Ba
gelen en tuhaf olay," dedi Delaura.
"Olmaz m demek istiyorsun?"
"Ben eytan kovucu deilim ki, sayn hocam," dedi Delaura. "Buna kalkmaya ne kiiliim uygu
, ne
eitimim, ne de bilgim. Dahas, ikimiz de biliyoruz ki Tanr bana baka bir yol gsterdi."
Gerekten de yleydi. Piskoposun giriimleriyle Delaura, Vatikan kitaplmdaki Sef
arad1
eserlerinin gzetiminden
sorumlu olacak kiilik aday listesinde bulunuyordu. Ama bunu ikisi de bi
ldikleri
halde aralarnda ilk kez sz ediliyordu.
=
"Daha iyi ya," dedi piskopos. "Baarya ulalacak olursa kzn olay, bize gereken destei
salayabilir."
Delaura, kadnlarla anlama konusundaki beceriksizliinin bilincindeydi. Onlarn, gerekle
rin
tehlikeli sularnda kazaya uramadan seyredebilmek iin yalnz kendilerine zg bir saduyuya
sahip
olduklar kansndayd. Sierva Maria gibi korumasz bir ocuk da olsa, onlardan biriyle yaln
ca
karlama dncesi bile avularn buz gibi bir terin kaplamasna yetiyordu.
"Hayr, efendim," diye karann verdi. "Bunu yapabilecek gte hissetmiyorum kendimi."
"Yalnzca o gce deil," dedi piskopos, "baka
1 Sefarad: XV yzyl sonlarnda spanya'dan kartlm olan spanya kkenli Yahudilere veril
(ev.)
96
herhangi birinde olmayan fazladan bir eye daha sahipsin: o da sendeki esin kayna."
Son sz olmamas iin fazlasyla tumturaklyd bu syledii. Yine de piskopos, ne
hemen kabul etmesi iin zorlamayp, o gn balayacak olan Paskalya yas sonrasna kadar o
na bir
dnme sresi tand.
"Gidip kz grver," dedi Delaura'ya, "ve konuyu derinliine inceleyip bana bilgi ver."
te bylece Cayetano Alcino del Espiritu Santo Delaura y Escudero, otuz yan bitirmi
olarak, Sierva Maria'nn hayatna girdi ve kentin tarihine de gemi oldu. Piskoposun
Salamanca'daki nl ilahiyat krssnde rencisi olmu, o

ylki mezunlarn arasnda en yksek dereceyle renimini tamamlamt. Babasnn, dorudan


Garcilaso de la Vega'nn1
soyundan geldii inanandayd; ona kar neredeyse tapnma derecesinde bir hayranlk besliyor
, bunu
da hemen belli ediyordu. Annesi, ailesiyle birlikte spanya'dan g etmi olan, Mompox e
yaletinden
San Martin de Loba'l bir Kreol'd. Delaura, Nuevo Reino de Granada'ya2 gelip ailesi
nden kalma
nostaljileri tadana kadar, annesinden herhangi bir ey aldna inanmyordu.
Piskopos De Cceres y Virtudes, Salamanca' dayken Delaura'yla ilk kez konutuunda, za
mannn
Hristiyanln bezeyen o ender deerlerden biriyle kar karya olduunu hissetmiti. Dond
bir ubat sabahyd, pencereden karlar altndaki krlar, arkada da rmak kenarndaki bir dizi
kavak
1 Garcilaso de la Vega: (1501-1536) spanyol edebiyatnn Altn andaki en nemli klasik
airlerden biri. (ev.)
2 Nuevo Reino de Granada: Yeni Granada Krall, spanyol egemenlii srasnda Kolombiya'ya
verilen ad. 1819'da Gran Colombia (Byk Kolombiya) adn alm, 1831-1858 arasnda da
Confederacin Granadina (Granada Konfederasyo-nu)'na dnmt. (ev.)
Ak ve br Cinler
97/7
aac grnyordu. O k manzaras, gen ilahiyatnn peini mr boyunca brakmayacak olan
srekli bir ryann erevesini oluturacakt.
O sylei srasnda elbette kitaplar da ele almlard ve piskopos, Delaura'nn o
yanda onca kitap okumu olabileceine inanamyordu. Deiaura, ona Garcilaso'dan sz etmi

hocas ise, onu pek iyi tanmadn kabullenmiti;


eserlerinin tmnde Tanrnn adn iki kezden fazla azna almayan putperest bir air olarak
hatrlyordu onu.
"O kadar da az deil," dedi Deiaura. "Ama bu, Rnesansn inanl Katolikleri arasnda bile o
kadar
az rastlanan bir ey deildi."
Deiaura ilk rahiplik yeminini ettiinde, hocas, piskopos olarak henz atand, belirsizlik
lerle
dolu Yucatn1 krallna
kendisiyle birlikte gelmesini nermiti. Hayat yalnzca kitaplardan tanyan Dela-ura'ya,
annesinin
o usuz bucaksz dnyas, kejdisi iin hibir zaman gerekleemeyecek bir rya gibi grnyo
Karlarn iinden talam koyunlar kardklar bir srada, o boucu sca, hayvan leleri
ykselen o bitmek bilmez kt kokuyu, buharlar tten bataklklar hayal bile edemiyordu. Oys

Afrika'da savalara katlm olan piskopos iin bunlan kavramak ok daha kolayd.
"Din adamlarmzn Antler'de mutluluktan ldrdklarn duymutum," dedi Deiaura.
"Bazlar da kendilerini asyorlar," diye karlk verdi piskopos. "Oras, olancln,
putperestliin ve yamyamln kol gezdii bir krallk." Sonra da nyargl olmakszn ekledi:
"Tpk Magrep lkesi gibi."
' Yucatn: Otta Amerika'da, bugn byk bir blm Meksika'nn olan Yucatn yarmadas. (ev.
98

Ama ayn zamanda en ekici yannn bu olduu kansndayd. Hristiyan uygarlnn zenginlikl
lde vaaz vermek gibi yntemlerle kabul ettirebilecek dzeyde savalara ihtiya vard. Yin
yirmi yandaki Delaura, salt inanla bal olduu Ruhlkuds'n1 sa kolu olana kadar yol
izilmi olduuna inanyordu.
"Btn yaamm boyunca Vatikan kitaplnn bayneticisi olmann hayalini kurdum," dedi. "
yarayabileceim tek grev bu."
Toledo'da2 onu bu hayaline eritirebilecek bir grev iin snava katlmt ve kazanacandan
emindi. Ama hocas inatla diretiyordu.
"Yucatn'da kitaplk grevlisi olarak azizlie ermek, Toledo'da eziyet ekerek ermekten da
ha
kolaydr," dedi ona. Delaura da, alakgnlllk gstermeksizin karlk verdi:

"Tanr bana bu grevi balayacak olsayd, aziz deil melek olmak isterdim."
Hocasnn nerisi zerinde dnmeyi daha bitirmemiken Toledo'ya atanm, ama Yucatn'
yelemiti. Ancak oraya asla ulaamayacaklard. Frtnal bir denizde yetmi gn geirdikten
Rz-grst Boaz'nda3 gemileri batm,
kendilerini kurtaran dknt bir gemi konvoyu tarafndan Da-rien'deki4 Santa Maria la An
tigua'da
kaderleriyle ba baa
braklmlard. Orada, Kalyon Filosunun postasn bouna bekleyerek bir yldan fazla kalml
sonunda piskopos De
Cceres'i, bu topraklarda,
1 Ruhlkuds: Hristiyan dininde Teslis'in Baba ve Oul'dan sonraki nc kiisi. (ev.)
' Taledo: spanya'nn, XVI. yzyl ortalarna kadar bakentliini yapm nemli bir kenti. (
' Rzgrst Boaz: Kba ile Haiti adalar arasndaki geit. (ev.) ' Darien: Panama'nn bir
blgesi. (ev.)
99
sahibinin beklenmedik lmyle boalm olan bir kadroya geici grevle atamlard.
Kendilerini yeni yerlerine gtrmekte olan tekneden usuz bucaksz Urab ormanlarn grnc
Delaura, Toledo'daki kasvetli k aylarnda
annesinin ektii zlemleri anlamt. Hayallerle dolu alacakaranlk saatleri, rkt
kular, mangle ormanlarnn
rm yapraklar, hi yaamam olduu bir gemiin yrekten duyulan anlar gibi gelmiti
"Beni annemin anayurduna getirmek iin ileri bu kadar gzel ancak Ruhlkuds ayarlayabili
rdi,"
demiti.
Aradan on iki yl getiinde piskopos, Yucatn hayalinden vazgemiti. Tam tamna yetmi
yandayd, astmdan lmek zereydi ve Salamanca'da kar yan bir daha asla gremeyeceini
biliyordu.. Sierva Mara'nn manastra girdii gnlerde, mridine Roma'nn yolunu aar amaz
grevden ekilme kararn vermi bulunuyordu.
Cayetano Delaura, ertesi gn Santa Clara manastrna gitti. Scaa ramen zerinde ham ynden
cppesi, elinde de, iblise kar verilecek savan ilk silahlar olan bir ie kutsa
su ile ayin yalarnn bulunduu bir kap vard.
Barahibe, onu daha nce hi grmemiti, ama zeksnn ve gcnn kopard frtna, manastr
sessizliini oktan
bozmutu. Onu sabahn altsnda ziyareti odasnda karladnda, gen tavrlar, eziyet
ekmilere zg solgunluu, sesinin madensel tns, beyaz pereminin acayiplii barahibeyi
etkilemiti. Ama onun piskoposun savas olduunu unutturmaya yetecek hibir erdem olamazd
una
karlk, Delaura'
100
nn dikkatini eken tek ey tiorozlann kopard yaygara olmutu.
"Saylar alty gemiyor, ama sanki yz taney-miler gibi tyorlar," dedi barahibe. "Dahas
domuzlardan biri konutu, bir kei de z dourdu." Sonra da hrsla ekledi: "Piskop
sunuz
bize o uursuz armaan yollamak ltfunda
bulunduundan beri her ey byle oldu."
ylesine cokuyla iek at iin sanki doal deilmi etkisi yapan bahe de
barahibeyi ayn biimde telalandryordu. Oradan geerlerken, ieklerin gerekd by
ve renklerde olduuna, bazlarnn da dayanlmaz kokular satna Dela-ura'nn dikkatini e
Gndelik yaamdaki her eyde ona gre doast bir eyler vard. Syledii her bir
Delaura onun kendisinden daha gl olduunu hissetmi, hemen silahlarn bilemeye
koyulmutu.
"Kz cin arptn sylemedik biz," dedi, "yalnzca yle olduunu dndrecek nedenler old
syledik." "Grdklerimiz her eyi kendiliinden anlatyor," dedi barahibe.
"Dikkat edin," dedi Delaura. "Bazen anlamadmz baz eyleri, Tanrnn anlamadm
eyleri olabileceini
dnmeden, eytana yorarz."
"Aziz Toms sylemiti, ben de ona inanyorum," dedi barahibe: "blislere, doruyu syledikl

zaman bile inanmamak gerekir."


Manastrn ikinci katnda sessizlik balyordu. Bir yanda gndzleri asma kilitle kapatlan b

hcreler vard, karlarnda da denizin enginliine alan bir dizi pencere. Rahibe adaylar
ileriyle urayor gibi grnyorlard, ama aslnda zindan
bl101
mne doru giderlerken akllar barahibe ile ziya-retisindeydi.
Koridorun, Sierva Maria'nn hcresinin bulunduu son blmne varmadan nce, bir kasap ba
iki arkadan ldrd iin mr boyu hapis cezasna arptrlm eski bir rahibe olan Mart
Laborde'nin hcresinin nnden
getiler. Onlan neden ldrdn hibir zaman itiraf etmemiti. On bir yldan beri oradayd
iledii sutan ok,
baarsz frarlanyla tannyordu. mr boyu zindanda olmann, manastra kapanm bir rahibe
olmakla ayn ey olduunu asla kabul etmemiti ve bu ilkesine ylesine balyd ki, mahkmiye

manastrn inziva blmnde hizmeti olarak srdrmeyi nermiti. Dinine gsterdii ayn cok
bal olduu dindirilemez saplants, yeniden ldrmek zorunda kalsa bile zgr olmakt.
Delaura, biraz da ocuka merakn yenemeye-rek, kapdaki kk pencerenin demir parmaklklar
arasndan hcreye bir gz att. Martina'mn arkas dnkt. Kendisine bakldn sezinleyince
kapya doru dnd ve Delaura o anda hissetti onun by-sndeki gc. Barahibe, tedirginlikl
pencereden uzaklatrd.
"Dikkat edin," dedi. "Bu yaratktan her ey beklenir." "O kadar m?" diye sordu Delaur
a.
"O kadar," dedi barahibe. "Elimde olsayd, oktan serbest brakrdm. Bu manastr iin fazla

byk bir huzursuzluk


kayna."
Gardiyan kapy atnda, Sierva Maria'nn hcresinden nemli bir kf kokusu yayld. Kz,
ilte-siz ta yatan zerinde elleri, ayaklan deri kaylarla balanm olarak srtst yat
lye benzi102
yordu, ama gzlerinde denizin lts vard. Delaura, onun tpk ryasndaki gibi olduunu g
bedenini bir titreme sarm, buz gibi bir terle srlsklam olmutu. Gzlerini yumdu, inancn
btn gcyle alak sesle dua etmeye balad; duas bittiinde kendini toparlamt.
"Bu zavall yavruca hibir cin arpm olmasa da, imdi arpmas iin buradaki hava son der
uygun," dedi. Barahibe, yle karlk verdi:
"Layk olmadmz bir onur olurdu bu."
nk hcreyi tertemiz tutmak iin her eyi yapmlard, ama Sierva Maria pislii kendisi
retiyordu. "Bizim savamz ona kar deil, onun iindeki cinlere kar," dedi Delaura.
Yerdeki pisliklerden saknmak iin ayaklarnn ucuna basa basa hcreye girdi, dualar mrldan
rak
kutsanm sudan serpti her yana. Barahibe, suyun duvarlarda brakt fiskelerden dehete
kaplmt.
"Kan!" diye haykrd.
Delaura, onun mantkszln ayplad. Suyun krmz renkte olmas, kan olmasn gerektirmiy
yle bile olsa bunun eytann ii olmas iin bir neden yoktu.
"Bunun bir mucize olduunu dnmek daha yerinde olurdu, bu g de yalnzca Tanrya aittir,"
i.
Ama ne biriydi, ne de teki, nk lekeler duvardaki kirecin zerinde kuruduunda krmz de
koyu yeil bir renk almt. Barahibe kpkrmz kesildi. Yalnzca Klaris rahibeleri deil,
zamannn btn kadnlar herhangi bir
akademik eitimden yoksun braklmlard, ama o, nl ilahiyatlar ve byk mezhep sapknla
km bir ailenin
103
iinde ok gen yanda renmiti Skolastik felsefenin klcn sallamay.
"Hi olmazsa," diye karlk verdi, "kann rengini deitirme gcn cinlerden esirgemeyelim.
"Zamannda gsterilen bir kukudan daha yararl bir ey olamaz," diye hemen yantlad Delaura
ve
ona dik dik bakt: "Aziz Augustinus'u1 okuyun."
"Elimdekileri ok iyi okumuumdur," dedi ba-rahibe. "yleyse yeniden okuyun," dedi Dela
ura.
Kzla ilgilenmeden nce, son derece yumuak bir ses tonuyla gardiyana hcreden kmasn syl

Sonra, ayn tatll gstermeden, yle dedi ba-rahibeye:


"Siz de, ltfen."
"Sizin sorumluluunuz altnda," dedi barahibe.
"Piskopos, hiyerarinin en stndedir," diye karlk verdi Delaura.

*
"Bunu bana hatrlatmanza gerek yok," dedi barahibe, biraz da alayla. "Sizlerin Tanrnn
sahipleri
olduunuzu zaten biliyoruz."
Delaura, son sz sylemi olma zevkini ona brakt. Yatan kenarna oturarak, bir hekim
titizliiyle kz muayene etti.
Hl titriyor, ama artk terlemiyordu.
Yakndan bakldnda Sierva Maria'nn bedeninde syrklar, rkler vard, kaylarn
srtnmesinden teninde clk yaralar almt. Ama en etkileyici olan, arlatan hekimlerin
becerileri sonucu ileyip cayr cayr yanan bir yara halini
alm olan ayak bileindeki srkt.
Delaura, kz muayene ederken, bir yandan da
1 Hippo'It Aziz Augtstinus: (354-430) Bat Kilisesi'nin ilk dneminin balca ilahiyats
ilka Hristiyanlnn byk dnr. (ev.)
104
onu oraya eziyet ektirmek iin deil, ruhunu almak zere bedenine bir cin girmi olabilece
nden
kuku duyduklar iin getirdiklerini anlatyordu ona. Gerei renmek iin onun yardmna ih
vard. Ama kzn kendisini dinleyip dinlemediini, bunun yrekten bir dilek olduunu anlayp
anlamadn saptamak olanakszd.
Muayene sona erince, Delaura, bir kutu iinde baz ilalar getirtti, ama eczac rahibeni
n ieri
girmesine izin vermedi. Kzn yaralarna merhem srd ve acya kar gsterdii dirence
hayran kalarak ak yaralarn acsn hafif hafif
fleyerek azaltt. Si-erva Maria, sorularnn hibirine yant vermemi, ne onun tleriyle
ilgilenmi, ne de herhangi bir eyden yaknmt.
Kitapln huzurlu havasna girene kadar Dela-ura'nn peini brakmayan yldrc bir balang
olmutu bu. Kitaplk, piskoposun evinin tek bir penceresi bile bulunmayan en byk odasyd
ve
duvarlar, saysz kitaplarn dizili olduu maun
vitrinlerle kaplyd. Odann ortasnda, zerinde seyir haritalar, bir usturlap ve denizcili
kle
ilgili daha baka aletlerin bulunduu kaba saba bir masa, bir de dnyann yzeyi geniledike
birbirini izleyen haritaclar tarafndan elle yaplm
eklemeleri ve dzeltmeleri bulunan bir kre vard. Dip tarafta, zerinde mrekkep hokkas,
kalemtra, yaz yazmak iin hindi palaz tyleri, mektuplar iin rh ve iinde rm tek
karanfiyle bir vazo bulunan rstik bir alma masas
duruyordu. Odann ii yar karanlkt; bu yllanm kt kokusu iinde bir ormann serinlii
dinginlii hissediliyordu. Salonun dip tarafndaki daha dar bir yerde, adi tahtadan
kapaklar olan
kapal bir dolap duruyordu.
105
Buras, 'dnyevi ve dzmece konular ve uydurma ykler' zerine yazld iin Kutsal Engizis
sansr listesine uygun olarak yasaklanm kitaplarn kapatld yerdi. Kt yola sap
edebiyatn derinliklerini aratrmak zere
piskoposluk iznine sahip olan Cayetano Delaura'dan baka hi kimse buraya girme hakkn
a sahip
deildi.
Onca yllk bu huzurlu yer, Sierva Maria'y tandndan beri onun iin bir cehenneme dnm
Ruhban snfndan olsun olmasn, onunla saf dncelerin zevklerini paylaan ve birlikte Skol
ik
turnuvalar, edebi yarmalar, mzik geceleri dzenledikleri arkadalaryla artk bir araya
gelemeyecekti. indeki tutku, sonunda eytann kandrmacalar-n kavrama abasna dnm,
manastra yeniden gitmeden nce be gn be gece okumalarn ve dncelerini bu konuya adam
Pazartesi gn piskopos, onun kararl admlarla oradan ktn grdnde, kendisi

nasl hissettiini sordu.


"Ruhlkuds'n kanatlaryla uuyorum," dedi Delaura.
ini bir oduncu cesaretiyle dolduran kaba pamuklu cppesini giymiti ve ruhun
u
umutsuzlua kar pekitirmi durumdayd. Buna ihtiyac da olacakt. Gardiyan, selamna bir
homurtuyla karlk vermi, Sierva Maria da onu ask bir
yzle karlamt; dahas bayatlam yiyecek artklar ve yerlere salm dklardan hcre
ii soluk alnamaz bir
haldeydi. Dua kesinde, Kutsal sa kandilinin yannda, o gnk le yemei el srlmemi ola
duruyordu. Delaura, taba alarak, ya donmu kara fasulyeden bir kak uzatt kza, ama kz
ban evirdi. Delaura, birka kez daha denedi, ama kzn tepkisi hep ayn oldu. Bunun zeri
Delaura, bir
106
kak dolusu fasulyeyi kendi azna att, tadna baktktan sonra gerekten irendiini gster
hareketle yzn buruturarak yuttu.
"Haklsn," dedi. "Bu berbat bir ey."
Kz, hi oral olmad. Delaura yangl ayak bileini tedavi ederken, kzn tyleri diken dike
olmu, gzleri yaarmt. Delaura, kz yola getirdiine inanarak, grevini yapan iyi bir ra
fsltl szleriyle onu yattrd; sonunda yara bere
iindeki bedenini rahatlatmak iin kaylar zmeye cesaret etti. Kz, hl kendisinin olduk
hissedebilmek iin
parmaklann defalarca oynatarak, balanmaktan uyumu ayaklann gerdi. Sonra ilk kez olara
k
De-laura'ya bakt ve onu lp bierek vahi bir hayvann isabetli bir hamlesiyle atld st
Gardiyan, onu tutup balamasna yardm etti.
Delaura, hcreden kmadan nce, cebinden sandal aacndan bir tespih kararak, Si
a
Maria'nn ermilik
kolyelerinin zerine takt.
Piskopos, onun yz gz trmalanm olarak ve elinde yalnzca bakmakla bile aryan bir sr
geldiini grnce telaa kapld. Ama onu asl telalandran, yaralarn bir sava ganimeti o
gsteren ve kuduz bulamas tehlikesini
alaya alan Dela-ura'nn bu tepkisi olmutu. Yine de piskoposun hekimi ona sk bir tedav
i uygulad,
nk bir sonraki
Pazartesi gn gerekleecek olan gne tutulmasnn byk afetlerin balangc olmasndan
korkanlardan biriydi o da.
Oysa katil rahibe Martina Laborde, Sierva Maria'nn en kk bir direnmesiyle bile karlama
Sanki bir rastlant olarak oradan geiyormu gibi ayaklarnn ucuna basarak yaklap ban
uzatarak hcrenin iine bakm, onu elleriyle ayakla107
nndan yataa balanm olarak grmt. Kz, dikkat kesilmiti; gzlerini ona dikerek tetikte
bekledi, ta ki Martina kendisine glmseyene kadar. O zaman o da glmsedi ve koulsuz ola
rak
teslim oldu ona. Sanki Dominga de Adviento'nun ruhu hcrenin iine doluvermiti.
Martina, kim olduunu, susuzluunu onca kez sylemekten sesi ksld halde yaamnn geri
kalann geirmek zere neden orada olduunu anlatt ona. Sierva Maria'ya neden oraya
hapsedildiini sorunca da kz, eytan kovucusundan
rendiini sy-leyebildi ancak:
"imde cin varm," dedi.
Martina, kendisinin, kzn doruyu syledii pek az beyazdan biri olduunu bilmeden, onun ya
lan
sylediini ya da ona yalan sylemi olduklary dnerek fazla stelemedi. Ona yapt
naklardan rnekler gsterdi, kz da ayn ii
yapmay denemesi iin kendisini zmesini istedi. Martina, daha baka diki gereleriyle birl
kte
cebinde tad makas
gsterdi ona.
"Seni zmemi istiyorsun," dedi. "Ama unu bil ki, bana ktlk etmeye kalkacak olursan, se
ldrecek silahm var." Sierva Maria, onun kararllndan kuku duymuyordu. Kendisini zdr

naks, tiorbay almay rendii ayn


kolaylk ve yatknlkla tpatp tekrarlad. Hcresine ekilmeden nce Martina, gelecek Pazart
tam gne tutulmasn
birlikte izlemeleri iin izin koparacana sz verdi ona.
Cuma sabah gn aarrken, krlanglar, gkyznde geni bir tur atarak kentle vedalamlar
sokaklarla damlan i bulandrc bir pislik yamuruna tutmulard. le gneleri talam
gbreleri
108
"H
kurutana ve gece esintileri havay anndrana kadar yemek yemek ve uyumak kolay olmad.
Ama bu
olayn yaratt korku daha kalcyd. O gne kadar ne krlanglarn tam uu srasnda
pisledikleri grlmt, ne de gbrelerinin pis
kokusunun hayat bu kadar zorlatrd.
Elbette ki manastrda, Sierva Mara'nn g kurallarn deitirmeye yetecek glere sahip
olabileceinden kimsenin kukusu yoktu. Delaura, Pazar gn ayinden sonra, kapdan ald k
sepet dolusu tatlyla baheden geerken,
havadaki arlkta bile hissetmiti bunu. Olup bitenlere yabanc kalan Sierva Maria, tespi
hi hl
boynunda tayordu,
ama ne onun selamna karlk verdi, ne de dnp bakmaya yanat. Delaura, onun yanna oturar
sepetteki peynir tatllarndan birini keyifle yemeye koyuldu ve az dolu olarak yle dedi:
"Nefis bir ey."
Tatlnn br yarsn Sierva Mara'nn azna yaklatrd. Kz, azn kard ama daha nce
yapt gibi ban duvara evirmeyip, gardiyann kendilerini gzetlediini iaret etti. Dela
eliyle kapya doru sert bir hareket yaparak,
"ekilin oradan," diye emretti.
Gardiyan ekilip gidince, kz, gnlerdir sren aln yarm tatlyla bastrmak istedi, ama
aldn tkrd. "Tad krlang pislii gibi," dedi. Yine de keyfi yerine gelmiti. Srtn
syrklar tedavi etmesine gz yumdu ve ilk olarak Delaura' ya dikkat ettiinde elinin sarl
olduunun farkna vard. Yalandan olamayacak masum bir tavrla eline ne olduunu sordu.
"Bir metreden fazla kuyruu olan kk bir kuduz kpek srd," dedi Delaura.
109
Sierva Mana, yaray grmek istedi. Delaura, sargy kard; kz, halka halindeki mosmor yara

sanki kormu gibi iaret parmayla hafife dokundu ve ilk olarak gld.
"Hastalktan daha beterim ben," dedi.
Delaura, ona ncil'den deil, Garcilaso'dan alnm bir yant verdi: "Bu acya dayanacak olan

elbet yaparsn bunu."


Hayatnda ok byk ve onarlamaz bir eyin olumaya baladnn anlalmasyla heyecan iin
ayrld oradan.
Dar ktnda gardiyan, bara-hibenin emriyle, kuatma srasnda olduu gibi, birinin
kendilerine zehirli yiyecekler gndermesi tehlikesine kar dardan yiyecek getirilmesini
n yasak
olduunu hatrlatt ona. Delaura, yalan syleyerek kk sepeti piskoposun izniyle getirdiin
ileri srd ve mutfann nefasetiyle nl bir manastrn sakinlerine bylesine berbat yemekl
verilmesini resmen protesto etti.
Delaura, akam yemeinde piskoposa yepyeni bir ruh hali iinde kitap okudu. Her zamank
i gibi akam
dualarnda ona elik etti ve dua ederken Sierva Maria'y daha iyi dnebilmek iin

gzlerini yumdu. Onu dnerek, kitapla allandan daha erken ekildi; onu dndke
fazla dnesi geliyordu. Garcilaso'nun ak iirlerini yksek sesle okuyarak, her bir dizede
kendi
yaamyla ilikili gizli bir haber bulunduu kukusuyla korkuya kapld. Bir trl uyku tutmu
.
Gn doarken alnn okumad kitaba dayayarak yaz masasnn zerinde iki bklm kalmt.
Uykusunun derinliklerinden, bitiikteki tapnakta yeni balayan gn iin okunan sabah duasn

blmne kulak verdi.


110
"Tanr seni korusun Mana de Todos los Angeles" dedi uykusunda. Kendi sesiyle birde
n uyand ve
Sier-va Maria'y manastr gmlei iinde, alev alev yanan salar omuzlarna dklm olarak,
solmu karanfili atp masann zerindeki
vazoya yeni am bir demet gardenya koyarken grd. Delaura, yanp tutuan bir sesle,
Garcilaso'nun szleriyle yle dedi ona: "Sizin iin dodum, sizin iin yayorum, sizin iin
zorundaym ve sizin iin lyorum." Si-erva Maria,
ona bakmadan glmsedi. Delaura, glgelerin bir aldatmacas olmadndan emin olmak iin gzl

yumdu. Onlar yeniden atnda grnt silinip gitmiti, ama kitapln ii buram buram gard
kokuyordu.
ili
Drt
Peder Cayetano Delaura, piskopos tarafndan, evin, denizin zerindeki gkyzne hkim tek ye
ri
olan, sar boruiekleriyle rtl ardan altnda gne tutulmasn beklemeye arlmt.
yana alm kanatlaryla havada hareketsiz duran pelikanlar sanki uu srasnda lm gibiy
Piskopos, le uykusundan yeni uyanm, gemi bocurgat-lanyla iki kancaya asl hamanda ar
yelpazeleniyordu. Delaura ise, yanndaki salncakl hasr sandalyede sallanyordu. Her iki
si de,
demirhindi suyu ierek atlarn zerinden usuz bucaksz masmavi gkyzne bakarken huzur
iindeydiler. Saat ikiyi getikten az sonra hava kararmaya balacf; tavuklar tneklerine
kmlar, btn yldzlar ayn anda yanmt. Doast bir rperti sarmt her yan. Piskop
karanlkta yuvalarn elyordamyla arayan gecikmi gvercinlerin kanat rpmalarn duyuyordu
"Tanr byktr," diye fsldad. "Hayvanlar bile bunu hissediyorlar."
Nbetteki rahibe ona bir kandille gnee bakmak iin koyu renk camlar getirdi. Piskopos,
hamakta
dorularak camn ardndan gne tutulmasn seyre koyuldu.
"Tek gzle bakmak gerek," dedi, solumasnn sln bastrmaya alarak. "Yoksa her ikisini
kaybetme tehlikesi var."
Delaura, gne tutulmasna bakmadan elinde
112
camla duruyordu. Uzun bir sessizlikten sonra, piskopos alacakaranln iinde onu arayp b
uldu ve
l l yanan gzlerinin, sahte gecenin bysne tmyle yabanc kaldn grd.
"Ne dnyorsun?" diye sordu.
Delaura, yant vermedi. Tpk bir hilale benzeyen gnee bakt; koyu renkli cama ramen gzn
retinasn actyordu, ama bakmaktan vazgemedi.
"Hl kz dnyorsun," dedi piskopos.
Piskoposun byle tutarl tahminlerinin normalde olabilecekten ok daha sk grlmesine ramen

Cayetano irkilmiti. "Bu gne tutulmasn halkn onun ktlklerine yorabileceini dnyor
dedi.
Piskopos, gzlerini gkyznden ayrmadan ban sallad.
"Kimbilir, belki de haklar vardr," diye karlk verdi. "Efendimizin yaptklarn yorumlama
kolay deildir." "Ama bu olay, binlerce yl nce Asurlu gkbilimciler tarafndan hesaplanmt

diye kar koydu Delaura.


"Bu bir Cizvit yant," dedi piskopos.
Cayetano, dalgnlkla gnee camsz bakmay srdryordu. Saat ikiyi on iki gee, gne, siya
renkli tam bir daire gibi grnyordu ve bir an iin gpegndz gece yars olmutu. Sonra g
tutulmas yeryz koullarna yeniden uydu ve
horozlar afak vaktindeki gibi tmeye baladlar. Delaura, gnee bakmay braktn
ateten top, gznn
retinasnda hl duruyordu.
"Gne tutulmasn hl gryorum," dedi elenerek. "Nereye baksam, orada." Ak ve br Cinle
113/8
r Piskopos, gsteriyi sona erdirmiti. "Birka saat iinde geer," dedi. Hamaa oturarak ger

inip
esnedi ve yeni gn iin
Tanrya kretti.
Delaura, hl ayn konudayd:
"Kusura bakmayn, sayn hocam," dedi, "ama ben, o ocuu cin arpm olduuna inanmyorum."
Piskopos, bu kez gerekten telalanmt.
"Neden byle sylyorsun?"
"yle sanyorum ki yalnzca dehete kaplm durumda," dedi Delaura.
"Fazlasyla kant var elimizde," dedi piskopos. "Yoksa tutanaklar okumuyor musun?"
Evet. Delaura onlar derinlemesine incelemiti ve Sierva Maria'nn durumundan ok, barahi
benin
dnce yapsn anlamaya yanyordu. Kzn manastra girdii sabah bulunduu yerlerden ve doku
her eyden cinleri kovmulard. Onunla iliki kurmu olanlara perhiz ve arnma ilemleri
uygulamlard. lk gn yzn alm olan rahibe aday, bostanda alma cezasna
arptrlmt. Kzn, kendi elleriyle kestii bir ola paralamaktan zevk ald ve hayvan
zehir gibi ac biberle enilendirilmi yumurtalaryla gzlerini yedii syleniyordu.
Hangi yreden olursa olsun Afrikallarla, ya da herhangi trden hayvanlarla, hem de
onlarn
kendi aralarnda anlatklarndan daha iyi anlamasn salayan eitli dillere kar byk b
yetenei vard. Manastra geldiinin ertesi sabah, yirmi yldan o yana baheyi sslemekte o

on bir tutsak guaca-maya, hi nedensiz l bulunmulard. Kendisininkinden ok far


kl
seslerde syledii eytans arklarla btn hizmetkrlar bylemiti. Barahibenin kendisin
aradn rendiinde ise, kendini yalnzca onun gzlerine grnmez klmt.
114
"Yine de," dedi Delaura, "bize eytans grnen eylerin, ana-babasnn onu terk etmesi yzn
kzn rendii zenci gelenekleri olduunu sanyorum."
"Dikkat et!" diye uyard onu piskopos. "Dman, bizim yanlglarmzdan ok, zekmzdan
yararlanr."
"Ama onun iin en byk armaan, salkl bir ocuun iindeki cinleri kovmamz olur," dedi
Delaura. Piskopos, sinirlenmiti.
"Bundan, isyan ettiin anlamn m karmalym?"
"Baz kukularm olduu anlamn karmalsnz, sayn hocam," dedi Delaura. "Ama btn sayg
sznz dinlerim." Bylece, piskoposun fikrini elemeden manastra geri dnd. Sol gznde,
retinasnda izi kalan gne silinene kadar
taksn diye hekiminin verdii gz bandn tayordu. Baheyi ve zindan blmne varana kadar
birbiri ardndan uzanan koridorlar getii srece, kendisini izleyen baklar zerind
hissetmiti, ama hi kimse ona bir ey sylemedi.
Manastnn her yannda, gne tutulmasnn ardndan nekahat dnemine benzer bir hava esiyordu.
Gardiyan, Sierva Maria'nn hcresini atnda, Delaura, kalbinin gsnden dan frlayacakm
gibi olduunu hissetti, ayakta durmakta glk ekiyordu. Yalnzca o sabah keyfinin nasl old
nu
anlamak iin, kza gne tutulmasn grp
grmediini sordu. Gerekten de terastan seyretmiti. Gznn zerine bant koymasn anlayam
oysa kendisi
gnee hi korunmasz bakmt ve ok iyiydi. Rahibelerin gne tutulmasn diz kerek izle115
1
diklerini, horozlar tmeye balayana kadar manastrn felce uradn anlatt. Ama kendisine
de teki dnyalardan bir ey gibi grnmemiti.
"Grdm, her gece grnen bir eydi," dedi.
Kzn iinde, Delaura'mn ne olduunu belirleye-medii, gzle grlr en nemli belirtisinin
birazck hzn olduu bir deiiklik olmutu. Yanlmamt da. Tedaviye daha yeni balamlar
kz kayg dolu gzlerini ona dikerek titrek bir
sesle yle dedi:
"Ben leceim." Delaura, rperdi.
"Kim dedi bunu sana?" "Martina," dedi kz.
"Onu grdn m?"
Kz, kendisine nak retmek iin iki kez hcresine geldiini, gne tutulmasn birlikte

seyrettiklerini anlatt. Onun iyi kalpli, yumuak bir insan olduunu, barahibenin, gnein
denizde
batn seyretsinler diye nak derslerini terasta
yapmasna izin verdiini syledi.
"Ya," dedi Delaura, gzlerini krpmadan. "Peki sana ne zaman leceini de syledi mi?" Kz,
alamamak iin dudaklarn skarak ban sallad.
"Gne tutulmasndan sonra," dedi.
"Gne tutulmasndan sonra, bundan sonraki yz yl iinde olabilir," diye karlk verdi Dela
Ama grtlann dmlendiini kzn anlamamas iin btn dikkatini yaralarn tedavisine ver
gerekmiti. Sierva Maria, daha fazla bir ey sylemedi. Onun sessizliinden meraka kaplan
Delaura
dnp bakt ve gzlerinin yaarm olduunu grd.
"Korkuyorum," dedi kz.
116
Kendini yataa atarak hngr hngr alamaya balad. Delaura, onun yanma oturdu, gnah kar
rahibin basmakalp szleriyle onu avutmaya koyuldu. Ancak o zaman anlamt Sierva Maria,
Caye-tano'nun hekimi deil, eytan kovucusu olduunu.
"Peki yleyse neden beni tedavi ediyorsunuz," diye sordu ona. Delaura'nn sesi titri
yordu:
"nk seni ok seviyorum."
Kz, onun bu cesaretine herhangi bir duyarllk gstermedi.
Dar ktnda Delaura, ban ieri uzatp Martina'nn hcresine bakt. lk olarak yaknd
baktnda, teninin iek bozuu, kafasnn tralanm, burnunun fazlasyla byk,
dilerinin de fare dii gibi olduunu gryordu, ama
karsndakini batan karma yetenei, hemen hissedilen, neredeyse elle tutulur bir sv gib

Delaura, kapnn
eiinden konumay yeledi.
"O zavall kzn, korkmak iin zaten yeterince nedeni var," dedi. "Rica ederim bir de si
z korkusunu
artrmayn."
Martina, armt. Kimseye ne gn lecei kehanetinde bulunmak aklna bile gelmemiti, hele
ylesine cana yakn, savunmasz bir kza, hi. Yalnzca durumunun ne olduunu sormu, verdii
drt yanttan srf kt bir alkanlkla yalan sylediini fark etmiti. Martina'nn bunlar
sylerkenki ciddilii, Delaura'nn, Sierva Maria'nn kendisine de yalan sylediini anlamasn

yetmiti. Samalad iin ondan zr diledi ve kza herhangi bir sitemde bulunmamasn rica
"Ben yapacam bilirim," diye szn tamamlad.
117
diklerini, horozlar tmeye balayana kadar manastrn felce uradn anlatt. Ama kendisine
de teki dnyalardan bir ey gibi grnmemiti.
"Grdm, her gece grnen bir eydi," dedi.
Kazn iinde, Delaura'nn ne olduunu belirleye-medii, gzle grlr en nemli belirtisinin
birazck hzn olduu bir deiiklik olmutu. Yanlmamt da. Tedaviye daha yeni balamlar
kz kayg dolu gzlerini ona dikerek titrek bir
sesle yle dedi:
"Ben leceim." Delaura, rperdi.
"Kim dedi bunu sana?" "Martina," dedi kz.
"Onu grdn m?"
Kz, kendisine nak retmek iin iki kez hcresine geldiini, gne tutulmasn birlikte
seyrettiklerini anlatt. Onun iyi kalpli, yumuak bir insan olduunu, barahibenin, gnein
denizde
batn seyretsinler diye nak derslerini terasta
yapmasna izin verdiini syledi.
"Ya," dedi Delaura, gzlerini krpmadan. "Peki sana ne zaman leceini de syledi mi?" Kz,
alamamak iin dudaklarn skarak ban sallad.
"Gne tutulmasndan sonra," dedi.
"Gne tutulmasndan sonra, bundan sonraki yz yl iinde olabilir," diye karlk verdi Dela
Ama grtlann dmlendiini kzn anlamamas iin btn dikkatini yaralarn tedavisine ver
gerekmiti. Sierva

Maria, daha fazla bir ey sylemedi. Onun sessizliinden meraka kaplan Delaura dnp bakt v

gzlerinin yaarm olduunu grd.


"Korkuyorum," dedi kz.
116
Kendini yataa atarak hngr hngr alamaya balad. Delaura, onun yanma oturdu, gnah kar
rahibin basmakalp szleriyle onu avutmaya koyuldu. Ancak o zaman anlamt Sierva Maria,
Caye-tano'nun hekimi deil, eytan kovucusu olduunu.
"Peki yleyse neden beni tedavi ediyorsunuz," diye sordu ona. Delaura'nn sesi titri
yordu:
"nk seni ok seviyorum."
Kz, onun bu cesaretine herhangi bir duyarllk gstermedi.
Dan ktnda Delaura, ban ieri uzatp Martina'nn hcresine bakt. lk olarak yaknda
baktnda, teninin iek bozuu, kafasnn tralanm, burnunun fazlasyla byk,
dilerinin de fare dii gibi olduunu gryordu, ama
karsndakini batan karma yetenei, hemen hissedilen, neredeyse elle tutulur bir sv gib

Delaura, kapnn
eiinden konumay yeledi.
"O zavall kzn, korkmak iin zaten yeterince nedeni var," dedi. "Rica ederim bir de si
z korkusunu
artrmayn."
Martina, armt. Kimseye ne gn lecei kehanetinde bulunmak aklna bile gelmemiti, hele
ylesine cana yakn, savunmasz bir kza, hi. Yalnzca durumunun ne olduunu sormu, verdii
drt yanttan srf kt bir alkanlkla yalan sylediini fark etmiti. Martina'nn bunlar
sylerkenki ciddilii, Delaura'nn, Sierva Mara'nn kendisine de yalan sylediini anlamasn
yetmiti. Samalad iin ondan zr diledi ve kza herhangi bir sitemde bulunmamasn rica
"Ben yapacam bilirim," diye szn tamamlad.
117
Martina, onu bysyle sarmalayvermiti. "Zat- lilerinin kim olduunu biliyorum," dedi. "N
yaptn her zaman ok iyi bildiini de biliyorum." Ama Sierva Mara'nn, hcresinin
yalnzl iinde lm korkusuna katlanmakta kimsenin yardmna ihtiyac olmadn anla
Delaura'nn kolunu kanadn krmt.
O hafta iinde barahibe Josefa Miranda, kendi eliyle kaleme ald bir dizi ikyet ve uyar
ieren bir tezkereyi piskoposun eline ulatrmt. Sierva Mara'nn vasiliinin Klaris
rahibelerinin sorumluluundan kaldrlmasn talep
ediyor, bunu, kefareti oktan denmi gnahlar iin gecikmi bir ceza olarak gryordu.
Tutanaklara geirilen ve
yalnzca kzn iblisle olan utanmazca birlikteliiyle aklanabilecek doast olaylarn yeni
sralamasn da yapyordu. En sonunda da, Cayetano Delaura'nn nfuzunu kullanmas, dnce
zgrl, kzajpr besledii kt niyet ve
kurallarn yasaklamasna ramen gveni ktye kullanarak manastra yiyecek tamasyla ilgili
dolu bir ihbar yer
alyordu tezkerede.
Delaura eve dner dnmez, piskopos tezkereyi ona gsterdi; o da, yznn tek bir kasnda bile
bir
hareket olmakszn, ayakta okudu. Bitirdiinde fkeden kuduruyordu.
"Btn cinler tarafndan arplm biri varsa, o da Josefa Miranda'dr," dedi. "Kin, hogrs
ve budalalk cinleri
arpm onu. ren bir yaratk!"
Piskopos, bu iddetli tepkiye armt. Delaura, bunu fark ederek, daha sakin bir ses tonuy
a
meramn anlatmaya alt.
"Demek istiyorum ki," dedi, "ktlk glerine
118
o kadar byk yetenekler atfediyor ki, sanki asl iblise bal sanrsnz."
"Bulunduum mevki, seninle ayn fikirde olmama izin vermiyor," dedi piskopos. "Ama yl
e olmay
isterdim."
Yapm olabilecei herhangi bir arlk iin onu azarlad ve barahibenin densizliklerine

katlanmak iin sabrl olmasn istedi. "ncil, onun gibi, hatta daha beter kusurlar olan
kadnlarla doludur," dedi. "Yine de sa onlar yceltmiti." Szne
daha fazla devam edemedi, nk evin iinde gmbrdeyen bir gk grlts denizin
zerinde yuvarlanarak
uzaklam, afet halinde bir saanak onlar dnyann geri kalanndan ayrmt. Piskopos,
salncakl sandalyesine yasland ve zlemlerinin iine gmld.
"Ne kadar uzaklardayz!" diye iini ekti. "Neden?"
"Kendimizden," dedi piskopos. "nsann ksz olduunu renmek iin bazen bir yla ihtiyac
sence hakszlk deil mi?" Bir yant alamaynca da, hasretini aa vurdu: "Bu gece spanya'd
uyuyor olmalarnn yalnzca dncesi
bile iimi
s
korkuyla dolduruyor."
"Dnyann dnmesine karamayz," dedi Dela-ura.
"Ama bize ac vermemesi iin bunu bilmezlikten gelebilirdik," dedi piskopos. "Galile
'ye asl
gereken, inan deil yrekti." Delaura, yallkla birdenbire ktnden beri hzn dolu ya
gecelerde piskoposa ac ektiren bu buhranlar iyi biliyordu. Yapabilecei tek ey, uykusu
baskn
kana kadar onu oyalayp, bu karanlk dncelerden uzaklatrmakt.
119
O ayn sonlarnda, Santa Fe'deki grev yerine gitmekte olan yeni genel vali Don Rodrig
o de Buen
Lozano'nun pek yaknda oradan geecei halka duyurulmutu. Yarglar ve teki memurlar,
hizmetkrlar ve kiisel hekimlerinden oluan maiyeti ve Antiller'deki skntlara katlanmas

kralienin kendisine armaan ettii bir yayl alglar drtl-syle birlikte geliyordu. Genel
valinin einin, bara-hibeyle bir akrabal vard ve kendisini manastrda arlamalarn
istemiti. Sierva Maria, yaklan kiretalarnn, katran du- manlarnn, eki darbeleri
patrtsnn ve inziva blmne varana kadar manastrn her yann igal etmi olan her trde
insanlarn avaz avaz ettikleri kfrlerin ortasnda unutulmutu. Yap iskelelerinden birinin
mthi
bir grltyle yklmasyla bir duvarc ustas lm, yedi ii yaralanmt. Bara-hibe, bu
felaketi de Sierva Maria'nn kt cinlerine yormu ve bu hengme bitene kadar onu baka bir
manastra yollasnlar diye diretmek iin yeni bir frsat yakalamt. Bu kez balca gerekes
arpm birinin yaknlnn, genel valinin ei iin iyi olmayaca biimindeydi. Ama piskopo
yantsz brakt.
Don Rodrigo de Buen Lozano, olgun ve yakkl bir Asturyalyd,1 Bask topu2 ve keklik av
ampiyonuydu ve eiyle arasndaki yirmi iki yllk ya farkn zarafetiyle kapatyordu. Kendi
kendisiyle bile alay ederek, btn bedeniyle glyor ve bunu gstermek iin hibir frsat
karmyordu. Karayibler'
' spanya'nn kuzeybatsndaki Asturya blgesi. (ev.)
' Oyuncularn topu kvrk biimli zel bir sepetle kardaki bir duvara attklar bir oyun. (
120
in, geceleri alnan trampet sesleriyle olgun guaya-ba'lann ho kokularnn birbirine kart
meltemlerini hissettii anda zerindeki ilkbahar giysilerini karm, toplantlarda hanmlar
arasnda gs bar ak dolayordu. Nutuklar
atlmadan, top atlar yaplmadan, ceketini karp yalnzca gmleiyle inmiti gem
Piskopos tarafndan
yasaklanm olmasna ramen, onun erefine fan-dango, bunde ve cumbiamba danslanna, aynca
ak
havada boa greleri ve horoz dvlerine izin verilmiti.
Genel valinin ei, hareketli ve biraz da bana buyruk, neredeyse yeniyetme bir gen kzd;
manas-tmn iinde bir yenilik rzgn gibi esivermiti. Girip kmad ke, anlamad sorun
daha da dzeltmek istemedii dzgn bir ey
kalmamt. Manastn dolarken, ilk kez doum yapan birinin kolayl-yla her eyi elden ge
bitirmek istiyordu. Bu yzden de barahibe, zindann yarataca kt izlenimden onu kurtarman
yerinde olacan dnd.
"Zahmete demez," dedi. "Yalnzca iki mahpus var, bir tanesini de cin arpm."
lgisini uyandrmak iin bunu sylemesi yetmiti. Hcrelerin hazrlanmam, ierdekilerin de

uyarlmam olmalarnn hi nemi yoktu. Kap alr almaz Martina Laborde, balanmas
ricasyla kendini onun ayaklarna att.
Biri baarsz, teki baanl iki firardan sonra bu pek de kolay grnmyordu. Bunlardan
birincisini, alt yl nce, farkl
nedenlerle deiik cezalara mahkm edilmi rahibeyle birlikte, deniz tarafndaki terastan
denemiti. lerinden biri kamay baarmt. te o zaman pencereleri kapatp, terasn al121
tndaki avluyu duvarla evirmilerdi. Ertesi yl, kalan , o srada kouun iinde uyumakta
gardiyan balayarak servis kapsndan kamlard. Martina'nn gnah kard rahiple anla
ailesi, onu manastra geri gndermiti.
Upuzun drt yl boyunca Martina manastrn tek mahpusu olmay srdrmt ve ne ziyareti oda
kimseyle grmeye hakk vard, ne de manastr kilisesindeki pazar ayinlerine katlmaya. Bu y
en
balanmas olanaksz
grnyordu. Yine de genel valinin ei, konuyu kocasna aktarp araclk edeceine sz verdi.
Sierva Mara'nn hcresinde, snmemi kire ve katran artklar yznden hl ar bir hava v
ama yeni bir dzene kavuturulmutu. Gardiyan kapy aar amaz, genel valinin ei, buz gibi

esintiyle bylendiini hissetti. Sierva Mara,


zerinde yrtk gmlei, ayanda kirli pabularyla oturmu, kendi yla aydnlanm bir
ar ar i iliyordu;
genel valinin ei kendisini selamlayana kadar gzlerini kaldrmad. Kadn, onun baklannda
Tanrnn kutsal buyruunun kar konulamaz gcn alglamt. "Kutsal Efendimiz," diye
mrldanarak, hcrenin iine doru bir adm att.
"Dikkat edin," dedi barahibe, kulana doru eilerek. "Kaplan gibidir."
Onu kolundan yakalamt. Genel valinin ei, ieri girmedi, ama Sierva Maria'nm yalnzca gr
bile, onu kurtarmay ama edinmesine yetmiti.
apkn bir bekr olan kent valisi, genel valinin onuruna yalnzca erkeklere le yemei veriy
rdu.
spanyol yayl alglar
drtls paralar ald, San Jacinto'lu davul ve zurnaclar da aldlar, halk danslar ve
zencilerin, beyazlarn danslanmn cretkr
122
parodileri olan maskeli oyunlar da yapld. Yemekten sonra, salonun dip blmnde
bir
perde ald ve valinin arlnca altn deyerek satn alm olduu Habe kle kt ort
plaklnn tehlikesini artran, neredeyse saydam
denecek bir tunik giymiti. Orada bulunan sradan insanlara kendini yakndan gsterdikte
n sonra
genel valinin nnde
durdu ve zerindeki tunik bedeninden ayaklarna doru kayp dt.
Kzn kusursuzluu korkutucuydu. Ne omzu kle kaaksnn damgasyla bozulmutu, ne de srt
ilk efendisinin baharfleri vard; bedeninin her yanndan gizemli bir buhar yaylyordu. G
enel
valinin yz bembeyaz oldu; derin bir
soluk ald ve elinin bir hareketiyle o dayanlmaz grnty sildi belleinden.
"Tanr akna, gtrn onu buradan," diye buyurdu. "mrm boyunca onu bir daha grmek istemiy
"
Belki de valinin bu uarlna bir misilleme olarak, genel valinin ei, barahibenin kendi

yemek odasnda verdii akam yemeinde Sierva Ma-ria'y tantt kocasna. Martina Laborde, on

yle uyarmt: "Kolyeleriyle bileziklerini


karmaya kalkmayn, ne kadar iyi davrandn greceksiniz." Gerekten de yle oldu.
Bykannesinin, manastra
geldiinde zerinde olan elbisesini giydirmiler, salarn ykayarak, arkasnda daha
yi
sryebilsin diye ap taramlard; valinin ei elinden tutarak kocasnn masasna gtrd
Barahibe bile, kusursuz davranna, grnmyle evresine yayd a, salarnn mucizev
gzelliine arp kalmt. Genel valinin ei, kocasnn kulana yle fsldad:

123
r
"Bu kz cin arpm."
Genel vali, buna inanmak istemedi. Burgos'day-ken, oday az aza doldurana kadar btn bir
gece
hi durmadan altna dolduran, cin arpm birini grmt. Sierva Maria'y benzer bir yazgda
korumaya alarak, onu hekimlerine emanet etti. Hekimler, kzda hibir kuduz belirt
isi
olmadn do-ruladlar ve artk bulamas olaslnn da bulunmadn syleyerek
Abrenuncio ile ayn tany koymu oldular. Yine de hi kimse, kz cin arpm olduundan ku
duyma yetkisini bulamad kendisinde.
Piskopos, bu toplant vesilesiyle barahibenin tezkeresi ve Sierva Maria'nn son durum
u zerinde
dnp tanma frsat bulmutu. Cayetano Dela-ura ise, eytan kovma ayini ncesinde kendisi
arndrmaya niyetlenerek, yanna manyoka ekmei ve su alp kitapla kapanmt. Orada hezeya
iinde pek ok geceler geirdi ve bedenindeki arzulara kar tek yattrc olan ateli dize
yazd uykusuz gnler yaad.
O iirlerin bazlar, neredeyse bir yzyl sonra kitaplk ykldnda, zorlukla okunabilen b
tomarn iinde bulunmutu. Bunlardan birincisi ve tmyle okunabilen tek iir, kendisinin on
iki
yandayken, Avila'daki1 papaz okulunun tal avlusunda, incecik bir ilkbahar yamurunun a
ltnda,
okul sandnn zerinde otururkenki amsyla ilgiliydi. zerinde babasnn kendi llerine g
dzeltilmi giysisi, yannda mezlik sresinin sonuna kadar onurlu bir biimde hayatta kalab
lsin
diye annesinin gereken her eyi iine koyduu, kendisinin iki kat arlndaki o sandkla,
srtnda gnlerce
1 Avila: spanya'nn Kastilya blgesinde bir kent. (ev.)
124
sren bir yolculuktan sonra daha yeni gelmiti Tole-do'dan. Kapc, sand avlunun orta yeri
e
koymasna yardm etmi ve onu orada yamurun altnda kaderiyle ba baa brakmt.
"Onu nc kata kar," demiti. "Orada sana sylerler yatakhanedeki yerinin neresi olduunu
Bir anda btn papaz okulu avludaki balkonlardan sarkm, yalnzca kendisinin bilmedii bir
tiyatro
oyununun tek oyuncusu oymu gibi, o sandkla ne yapacan seyre koyulmutu. Kimsed
en
medet umamayacan anlaynca,
kucanda tayabilecei eyleri sandktan alarak dimdik ta merdivenlerden nc kata kadar
karmt. Gzetmen,
mezlerin yatakhanesindeki iki sra yatan iinde onunki-ni gstermiti. Cayetano, eyalar
yatan zerine koymu, yeniden avluya inerek, hepsini tamay bitirene kadar drt kez daha
ar
kmt. En sonunda da bo sand kulpundan tutarak srkleye srkleye merdivenlerden
karmt.
Balkonlardan onu seyretmekte olan retmenlerle renciler, kendi katlarndan geerken ona
bakmyorlard. Ama okul mdr olan rahip, sandkla birlikte ktnda onu nc kat sahanl
beklemekteydi ve alklamaya balamt.
tekiler de cokuyla ayn eyi yapmlard. te o zaman Cayetano, papaz okuluna ilk girite
ey sormadan ve
kimseden yardm grmeden sand yatakhaneye kadar karmaktan ibaret olan birinci treni aln
akyla atlattn renmiti. Zeksnn kvrakl, iyi huylar ve dengeli kiilii, teki
mezlere rnek olarak gsterilmiti.
Yine de o ilk gnn onda asl derin izler brakacak olan ans, o akam mdrn brosunda
yaptklar konuma olmutu. Dikileri sklm, sayfalar
125
eksik ve kapaklar kopmu olarak, babasna ait baz kutularda bir rastlant sonucu ele geir
dii
haliyle sandnda bulduklar tek kitap zerinde konumak zere artmt mdr onu oraya.
Yolculuk gecelerinde okuyabildii yere kadar okumutu ve sonunu renmeye can atyordu. Ok
ul mdr

olan rahip, kitapla ilgili dncesini renmek istemiti. "Bunu ancak okumay bitirdiimde
anlayabileceim," demiti Cayetano.
Mdr, rahatlam gibi bir glmsemeyle, kitab kaldrp kilitlemi, "Bunu asla renemeyecek
demiti. "Bu, yasak bir kitaptr."
Aradan yirmi drt yl getikten sonra, piskoposun yarkaranlk kitaplnda, bir tek o kitab
dnda, yasaklanm olsun ya da olmasn, eline ne kadar kitap getiyse okumu olduunun fark
varyordu. Btn bir hayatn o gn sona ermekte
olduu duygusuyla rperdi. ngrlemez bir baka hayat balyordu artk.
Delaura, perhizin sekizinci gnnde tam akam dualarna balamt ki, piskoposun genel valiy
arlamak zere salonda kendisini beklemekte olduu haber verildi. Genel valinin kendisi
iin bile
umulmadk bir ziyaretti bu: kentteki ilk gezintisi
srasnda birdenbire esmiti aklna; en yakndaki grevlileri ivedilikle arp salona azc
dzen verirlerken, iekli
terasta bekleyip, damlar seyretmek zorunda kalmt.
Piskopos, genel valiyi genelkurmayndan alt din adamyla birlikte karlad. Sana, adnn
tamamndan baka bir unvanla tantrmad Cayetano Delaura'y oturtmutu. Syleiye
balamadan nce genel vali, svalar dklm
duvarlara, yrtk per126
delere, en ucuzundan el ii mobilyalara, yoksul giysileri iinde terden srlsklam olmu di
n
adamlarna acyan gzlerle bakt. Gururuna dokunan piskopos, yle dedi: "Bizler, doramac
Yusuf'un ocuklaryz." Genel vali, anlay dolu bir el
hareketi yapt ve ilk haftaki izlenimlerini anlatmaya koyuldu. Savan yaralar bir kez
sarldnda ngiliz Antilleri'y-le
ticareti artrmak iin hayallerle dolu tasarlarndan, devletin eitime katlmasnn
erdemlerinden, bu uzak smrge topraklarn dnya dzeyine karmak iin sanat ve edebiyat
zendirmekten sz etti.
"Zaman, yenilenme zaman," dedi.
Piskopos, anayurdun sahip olduu gcn getirdii kolayl bir kez daha anlamt. Titreyen i
parman, ona bakmadan Delaura'ya doru uzatt ve genel valiye yle dedi:
"Burada bu yeniliklerden haberli olan biri varsa, o da Peder Cayetano'dur."
Genel vali, iaret parmann ynn izledi ve uzaklardaki bir yz ve hi krplmadan kendisi
bakan akn gzlerle karlat. Gerek bir ilgiyle yle sordu Delaura'ya:
"Leibnitz'i1 okudun mu?"
"Evet, Ekselanslar," dedi Delaura, sonra da aklad: "Grevimin gerei olarak."
Ziyaretin sonunda, genel valinin asl ilgisinin Sierva Maria'nn durumu olduu aka belli
olmutu. Hem kendisi iin, diye aklad, hem de derdi onu son derece zm olan barahibenin
huzuru iin.
"Henz kesin kantlardan yoksunuz, ama ma' Gottfried VThelm Leibnitz: (1646-1716) Kendi adyla anlan felsefe akmnn kur
ucusu
olan Alman filozof ve matematikisi. (ev.)
127
nastrn tutanaklar, o zavall yavruyu cin arpm olduunu gstermekte bize," dedi piskopos
"Basra hibe, bunu bizden daha iyi bilmektedir."
"O, sizlerin blisin tuzana dtnz kansnda," dedi genel vali.
"Yalnzca bizler deil, btn spanya," diye karlk verdi piskopos. "sa'nn yasasn kabul
ettirmek iin okyanusu getik ve bunu ayinlerde, dinsel yrylerde, azizlerin yortularnda
baardk, ama ruhlarda deil."
Yucatn'dan sz etti: orada, putperestlerin piramitlerini gzlerden saklamak iin grkemli

katedraller ina etmiler, yerlilerin, kilise ayinlerine srf gmlerle kapl mihraplann alt
a
kendi tapnaklar hl yayor diye katldklarnn farkna varamamlard. Fetihten o yana
birbirine kansan kanlardan sz etti: spanyol kanyla yerli kan, hem biri hem de tekiyle
karan,
Mslman Mandingalara varana kadar her soydan zenci kan, ve bylesine uygunsuz bir birl
ikteliin

Tanrnn krallnda yeri olup olmadn sordu. Soluk almasndaki ve yallndan gelen kes
ksrklerindeki gle ramen, genel valiye durup dinlenme frsat vermeden szn tamamlad
"Btn bunlar, Dman'n tuzaklarndan baka ne olabilir?" Genel vali, bozum olmutu.
"Muhterem Piskopos Hazretlerinin hayal krkl son derece zc," dedi.
"Ekselanslar bunu byle grmesinler," diye karlk verdi piskopos, byk bir incelikle. "Bu
insanlar bizim zverilerimize layk olsunlar diye, onlardan istediimiz inan gcn daha bel
rgin
klmaya alyorum."
128
Genel vali, sz brakt yerden yeniden almt.
"Anladm kadaryla, barahibenin eletirileri uygulamayla ilgili," dedi. "Belki de baka
manastrlar bylesine zor bir olay iin daha iyi koullara sahiptirler diye dnyor."
"O halde Ekselanslar bilmelidir ki, Santa Clara' yi, Josefa Miranda'nm drstl, yetkinli
ve
otoritesi nedeniyle hi
duraksamadan setik," dedi piskopos. "Ne kadar hakl olduumuzu da Tanr biliyor." "Bunu
kendisine
iletmekten zevk duyacam," dedi genel vali.
"O, bunu ok iyi biliyor," diye karlk verdi piskopos. "Beni kayglandran, neden inanmaya

cesaret edemedii."
Bu szleri syledikten sonra, bir astm krizinin gelmek zere olduu duygusuyla, ziyareti
sona
erdirmek iin acele etti. Sal elverdii anda en ateli grev akyla sonulandracana
barahibeye sz verdii, zm bekleyen ileri ieren
bir tezkerenin kendisini beklediini anlatt. Genel vali, ona kranlarn bildirerek, kendi
ne zg
nezaketi iinde ziyareti
sona erdirdi. O da inat bir astmdan ekiyordu, bu yzden piskoposa kendi hekimlerini ner
di.
Piskopos, buna gerek olduunu sanmyordu.
"Benimki artk tmyle Tanrnn ellerinde," dedi. "Meryem'in ld bir yataym."
Karlamann tersine, vedalama ar ve tren-sel olmutu. Aralarnda Delaura da olmak zere,
yanndaki din adamlarndan , genel valiye kasvetli koridorlardan ana kapya kadar sessizc
e elik
ettiler. Genel valilik muhafzlar, atlm mzraklardan bir itle dilencileri hizada
tutuyorlard. Genel vali,
Ak ve br Cinler
129/9
arabasna binmeden nce Delaura'ya dnd, kar gelinemez iaret parman ona doru sallayar
yle dedi: "Seni unutmama frsat verme."
Bu, ylesine beklenmedik ve anlalmaz bir cmleydi ki, Delaura yalnzca eilerek karlk
verebildi.
Genel vali, ziyaretin sonularn barahibeye anlatmak zere doruca manastra gitti. Aradan
saatler getikten sonra, artk gitmek zere bir aya zengideyken, einin btn srarlarna
Martina Laborde'nin balanmasn reddetmiti, nk zindanlarda bulduu onca sulu iin kt
rnek olur diye dnyordu.
Piskopos, Delaura dnp gelene kadar, solumasnn slklarn gzleri kapal olarak bastrmay
abalayarak, ne doru eilip bekledi. Yardmclar ayaklarnn ucuna basarak ekilmil
salon glgelerle dolmutu. Piskopos, evresine
baknd, duvarn nnde sralanm bo sandalyeleri ve tek bana duran Cayetano'yu grd. Se
iyice alaltarak
sordu ona:
"Bu kadar iyi bir insan hi grm mydk?"
Delaura, belirsiz bir hareketle karlk verdi. Piskopos, zorlukla davranarak toparlan
d, soluuna
hkim olana kadar koltuun koluna dayanp bekledi. Akam yemei istemiyordu. Delaura, yata
k
odasnn yolunu aydnlatmak iin bir kandil yakt hemen.
"Genel valiye ok kt davrandk," dedi piskopos.

"yi davranmamz iin bir neden var myd?" diye sordu Delaura. "Resmi bir duyuru yaplmadan
bir
piskoposun kaps alnmaz."
130
Piskopos, onunla ayn dncede deildi ve bunu byk bir cokuyla bildirdi ona. "Benim kapm
Kilisenin kapsdr, o da dini btn bir Hristiyan gibi davrand," dedi. "Gsmdeki illet
yznden asl saygsz olan bendim; bunu onarmak iin
bir ey yapmam gerek." Yatak odasnn kapsna vardnda, tavrm da konuyu da deitirmiti;
Delaura'y omzuna
dosta vurarak uurlad.
"Bu gece benim iin dua et," dedi. "ok uzun bir gece olacandan korkuyorum."
Gerekten de, ziyaret srasnda sezinlemi olduu astm kriziyle lecek gibi hissediyordu ken
ini.
Ne tartarik asitli bir kusturucu, ne de daha baka gl ilalar onu rahatlatmaynca, ivedil
ikle
kan almalar gerekmi, ancak afak skerken kendine gelebilmiti.
Bitiikteki kitaplkta geceyi uykusuz geiren Cayetano'nun hibir eyden haberi olmamt. Sa

dualar balarken, piskoposun kendisini yatak odasnda beklediini haber verdiler. Cokulu
bir ruh
hali iinde yepyeni bir krk gibi
soluyarak, yannda peynir ekmekle birlikte bir kse ikolatayla yatanda kahvalt eder buld
u onu.
Cayetano'nun ona
yle bir bakmas, kararlarn alm olduunu anlamasna yetmiti.
Gerekten de yleydi. Barahibenin isteine ramen Sierva Maria, Santa Clara'da
kalyordu
ve Peder Cayetano Delaura, piskoposun tam gvenine sahip olarak ondan sorumlu o
lmay
srdrecekti. O zamana kadar olduu gibi hapishane ynetmelii altnda tutulmayacakt, manast
sakinlerine tannan genel haklardan yararlanmalyd. Piskopos, tutanaklar iin minnettar
d, ama
kesinlikten yoksun olmalar davann belirginliiyle atyordu, bu yz131
den de eytan kovucunun kendi ltlerine gre hareket etmesi gerekiyordu. En sonunda da,
markiyi
huzuruna kabul edecek zamana ve salk koullarna sahip olana kadar, ne gerekiyorsa zmlem
k
zere tam yetkili olarak, gidip onu kendi adna ziyaret etmesini buyurdu Delaura'ya.
"Baka hibir talimatm olmayacak," diyerek szn tamamlad. "Tanr seni korusun."
Cayetano, kalbi yerinden frlayacak gibi koup gitti manastra, ama Sierva Maria'y hcres
inde
bulamad. Tren salonunda, gerek mcevherler takp taktrm, salar topuklarna kadar
salverilmi bir halde, zencilere zg o harikulade arballk iinde, genel valinin maiyet
nl bir portre ressamna poz vermekteydi. Sanatya itaat ederken gsterdii saduyu da gze
kadar hayranlk^ uyandrcyd. Cayetano, cokuyla kendinden gemiti. Lo bir yerde oturmu
grnmeden onu seyrederken, kalbindeki herhangi bir kukuyu silebile-cek kadar bol vak
ti olmutu.
Saat dokuzda portre tamamlanmt. Ressam, portreyi uzaktan inceledi, son birka fra darbe
si daha
vurdu ve imzasn atmadan nce Sierva Maria' nn grmesini istedi. Kendisine saygyl
a
boyun emi iblislerden oluan maiyetinin
ortasnda, bir bulutun iinde durmu olarak tpatp kendisiydi. Kz, hi acele etmeden bakt
me
ve o yann btn
ihtiam iinde tand kendisini. Sonunda da yle dedi: "Tpk bir ayna gibi."
"blislere varana kadar m?" diye sordu ressam. "yle," diye karlk verdi kz.
Poz vermesi sona erince, Cayetano ona hcresine kadar elik etti. Onu yrrken hi grmemiti
132

dans ederken gsterdii ayn zarafet ve kolaylkla yapyordu bunu da. Mahkm gmleinden bak

klk iinde de onu hi grmemiti ve zerindeki kralie giysisi, artk ne dereceye kadar bir
olduunu aka gsteren bir olgunluk ve zarafet veriyordu ona. Birlikte hi yrmemilerdi v
birbirlerine elik ederkenki itenlikleri ok houna gitmiti.
Veda ziyaretlerinde barahibeyi piskoposun hakl gerekelerine inandrm olan genel vali ve
einin
bu ikna yetenekleri sayesinde, hcre eskisinden ok farklyd. ilte yepyeni, araflar keten
en,
yastklar kutyndendi; aynca gndelik
temizlik ve ykanma ihtiyac iin gereler konulmutu. Denizin , kafesleri karlm
pencerelerden ieri giriyor ve yeni
kirelenmi duvarlarda parlyordu. Yemekler, manastrn inziva blmndekilerle ayn olduund
artk dardan bir ey getirmeye gerek kalmyordu, yine de Delaura, baz nefis yiyec
ekleri
kapdan kaak olarak geirmenin bir yolunu
buluyordu her zaman.
Sierva Maria, onunla akam kahvaltsn paylamay istedi; Delaura da, Klarislerin saygnl
kaynan oluturan reklerden bir tane almakla yetindi. reklerini yerlerken kz, beklenme
bir yorumda bulunarak,
"Ben kar nedir, grdm," dedi.
Cayetano, hi armad. Bir zamanlar, bizim Sierra Nevada de Santa Marta'da karlarn nerede
yse
denizin iine kadar indiinden habersiz olduundan, yerliler tansnlar diye Pireneler'den
kar
getirtmek isteyen bir genel validen sz edildiini
duymutu. Belki de yenilik merakls olan Don Rodrigo de Buen Lozano da bu artc ii baa
ulatrmt.
133
. f "Hayr," dedi kz. "Ryamdayd."
Grd ryay anlatt: lapa lapa kar yaan bir pencerenin nnde dururken, kucandaki salk
zmlerini birer birer koparp yiyordu. Delau-ra, yreinin korkuyla hop ettiini hissetti.
Alaca-' n bildii yant karsnda tir tir titreyerek, sorma cesaretini gsterdi:
"Nasl bitiyordu?"
"Anlatmaya korkuyorum," dedi Sierva Mana.
Daha fazlasn duymaya ihtiyac yoktu. Gzlerini yumarak onun iin dua etti. Bitirdiinde ba
a bir
insand sanki. "Kayglanma," dedi ona. "Sana sz veriyorum, Ruhlkuds'n inayetiyle, ok yak
a
zgr ve mutlu olacaksn."
Sierva Maria'nn manastrda olduundan, Bar-narda'mn o zamana kadar haberi olmamt. Dulce
Olivia'y ortal
sprr, evi derleyip toplarken yakalayp, onu kendi hayallerinden biri sand bir gece, ner
deyse
bir rastlant olarak rendi bunu. Akla yatkn bir aklama bulmak iin odalar tek tek arama
koyuldu ve dolarken Sierva Mara'y bir sreden beri hi grmediinin farkna vard. Cari-d
Cobre, bildii kadarn syledi ona: "Marki hazretleri, onun ok uzaklara gideceini, onu bi
r daha
gremeyeceimizi sylemiti bize." Kocasnn yatak odasnda k yand iin, Bernarda kapy
vurmadan girdi ieri.
Marki, sivrisinekleri karmak iin ar ar yanmakta olan sr terslerinin dumanlan arasn
uyumadan yatyordu hamanda. zerindeki ipekli sabahlkla bedeninin izgileri belli olmayan
o
acayip
134
kadna bakt ve o da bunun bir hayal olduunu sand, nk solgun ve kederli bir grnm var
ok uzaklardan geliyor gibiydi. Bernarda, Sierva Mara' yi sordu ona.
"Gnlerdir bizimle birlikte deil," dedi kocas.
Kadn, bu szleri en kt anlama yordu ve soluk alabilmek iin nne kan ilk koltua oturma
zorunda kald. "Abrenuncio'nun yapmas gerekeni yaptn sylemek istiyorsunuz," dedi.

Marki, istavroz kard:


"Tanr bizi korusun!"
Sonra ona olan biteni anlatt. Bernarda'mn isteine uygun olarak ona sanki lm gibi davr
anmak
istedii iin bunu zamannda haber vermediini de zellikle belirtti. Bernarda, bir
likte
geirdikleri o berbat on iki yl boyunca hi
gstermemi olduu bir dikkatle gzn bile krpmadan dinledi onu.
"Benim hayatma mal olacan biliyordum," dedi marki, "ama onunkine karlk olarak."
Bernarda, iini ekti: "Demek bizim utancmz artk herkesin dilinde." Kocasnn
gzlerinde bir damla gzyann prltsn grd ve ta iinden bir titreme ykseldi. Bu k
lmn kendisi deil, er ya da ge olmas gerekenin kanlmaz kesinliiydi sz konusu olan.
Yanlmamt da. Marki, kalan son gcyle hamaktan kalkt, onun nnde yere ylarak, hibir
yaramaz bir ihtiyarn ac gzyalar iinde hngr hngr alamaya balad. Bernarda, alayan
erkein, ipekli
gmleinin zerinden kasklarna doru szlen yakc gzyalar karsnda teslim oldu. Sier
Maria'ya duyduu tm nefrete ramen, hayatta olduunu bilmenin kendisini rahatlattn itira
etti.
135
.. "Her zaman her eyi anlammdr, lm dnda," dedi.
Yeniden odasna kapanarak kendini melas ve kakaoya verdi; aradan iki hafta getikten
sonra oradan
ktnda yryen bir l gibiydi. Marki, ok erken saatlerden beri ortalkta bir
yolculuk tela olduunu fark etmi, ama fazla nemsememiti. Daha gne ortal stm
nce, Bernarda'nn, peinde eyalar ykl bir baka katr olmak zere, uysal bir katrn sr
avlunun byk kapsndan ktn grd. Daha nce de, yanna ne katrc ne de klelerini al
kimseyle vedalamadan ve hibir gereke gstermeden byle ekip gittii ok olmutu. Ama mark
kez bir daha dnmemek zere gittiini anlad, nk her zamanki sandnn yan sra, yllard
yatann altnda gml saklad tka basa altn dolu iki kp de yannda gtryordu.
Hamakta ylece yatan marki, klelerin kendisini baklayacaklar korkusuna kaplmt yeniden
onlarn gndz bile eve girmelerini yasaklad. Bu yzden de Cayetano Delaura, piskoposun e
mriyle
onu ziyarete gittiinde, ana kapy itip buyur
edilmeden ieri girmek zorunda kald, nk tokma srarla almasna ramen kapy
kimse amamt. oban
kpekleri kafeslerinde kyameti kopanyor-lard, ama Delaura yoluna devam etti. Marki,
meyve
bahesinde, srtnda Sarazen1 harmanisi, banda Toledo takkesiyle, zeri tmyle portakal
iekle-riyle rtl olarak hamanda le uykusundayd. Delaura, uyandrmadan seyretti onu,
Maria' yi dkn ve yalnzlktan tkenmi bir halde gryor gibi oldu. Marki uyanm, rahibin
gzndeki bant yznden onu tanmakta gecikmiti. Delaura,
1 Sarazen: Ortaada Avrupallarn Mslmanlara verdikleri ad. (ev.)
136
elini kaldrarak parmaklaryla bar iareti yapt. "Tanr sizi korusun, sayn marki," dedi.
"Naslsnz?" "Buradaym ite," diye yant verdi marki. "-ryp gidiyorum."
Elinin uyuuk bir hareketiyle le uykusunun rmcekalarn bir kenara itti ve hamakta doru
oturdu. Cayetano, buyur edilmeden ieri girdii iin zr diledi. Marki, kapnn tokmana ki
n
aldrmadn, nk ziyareti kabul
etme alkanln kaybettiini anlatt. Delaura, ciddi bir ses tonuyla yle dedi:
"Piskopos hazretleri ok megul ve astm kt olduundan, kendilerini temsilen beni yolladl
"
lk bataki protokol kurallar bylece yerine getirildikten sonra, haman yaknna oturdu ve
i
yakmakta olan konuya girdi hemen.
"Kznzn ruhsal salnn bana emanet edilmi olduunu size bildirmek istiyorum," dedi. Ma
teekkr ederek kznn nasl olduunu sordu.
"yi," dedi Delaura, "ama daha iyi olmas iin ona yardmc olmak istiyorum."
eytan kovmann anlamn ve yntemlerini aklad ona. Bedenlerden kt ruhlar kovmak ve
hastalklarla zayflklar iyiletirmek iin sa'nn mritlerine verdii gten sz etti.

ncil'deki Lejyon bahsini ve cin arpm iki bin domuzun


yksn anlatt.1 Yine de yaplacak ilk i, Sierva Maria'y ger1 Markos ncili'nde Bap 5'te anlatlan Lejyon bahsi, zetle yledir: sa, Gerasini-lerin lk
sine
gelir. Kabirler arasnda yaayan, kimsenin zaptedemedigi, murdar ruhlu bir adam koup
gelerek,
nnde secde eder. Ad, (okluk anlamnda) Lej-yon'dur, nk iinde pek ok kt ruh vardr.
sa'nn izniyle kt ruhlar adamn bedeninden kp, orada otlamakta olan iki bin domuzun ii
girerler ve sr kendini uurumdan aa denize atarak boulur. Cin arpm adam akllan- m
(ev.)
137
ekten cin arpp arpmadn saptamakt. Kendisi yle olduunu sanmyordu, ama herhangi bir
kukuyu gidermek iin markinin yardmna gerek duyuyordu. Her eyden nce, kznn
manastra girmeden nce nasl olduunu bilmek istediini syledi.
"Bilmiyorum," dedi marki. "Onu ne kadar ok tansam, o kadar az tandm hissediyorum."
Onu klelerin avlusunda kaderiyle ba baa brakm olmaktan sululuk duygusu iindeydi. Baze
aylarca srebilen sessizliklerini buna yoruyordu; akl almaz iddet gsterilerini ve ann
esinin kol
azna takt ngra kedilerin boynuna asarak onu alaya almasndaki hnzrl da. Onu
tanmaktaki en byk zorluk, srf zevk iin yalan syleme alkanlyd. "Zenciler gibi," de
Delaura.
"Zenciler, bizlere yalan sylerler, ama kendi aralarnda hayr," dedi marki.
Yatak odasna girdiklerinde, Delaura, bykannesinin saysz vr zvmnn arasnda Sierva Mar
nn, canl gibi grnen bebekler, kukla balerinler, mzik kutulan gibi yeni eyalarn bir ba
ayrt edebilmiti. Yatan zerinde, markinin onu
manastra gtrrken ald el antas, hazrlad gibi duruyordu hl. Toz iindeki tiorba,
keye atlmt. Marki,
bunun artk kullanlmayan bir talyan algs olduunu anlatarak, kzn onu almakta gsterdi
beceriyi gklere kard. Oyalanmak iin algy akort etmeye koyuldu ve sonunda yalnzca ezb
almakla kalmad, ayn zamanda Sierva Maria'yla birlikte syledikleri arky da yineledi.
Gerekleri aklayc bir an olmutu bu. Mzik, markinin kz hakknda syleyemedii eyleri
sylemiti Delaura'ya- Marki ise, ylesine duygulanmt ki arky bitiremedi. ini ekerek
138
"apkann ona ne kadar yaktn tahmin edemezsiniz," dedi. Onun bu duygusall Delaura'ya
bulamt.
"Gryorum ki onu ok seviyorsunuz," dedi.
"Ne kadar sevdiimi bilemezsiniz," diye karlk verdi marki. "Onu grmek iin canm verirdi

Delaura, Ruhlkuds'n en kk bir ayrnty bile atlamadn hissetti bir kez daha.
"Bundan daha kolay bir ey olamaz," dedi, "ama cin arpmam olduunu gsterebilirsek."
"Abrenuncio ile konuun," dedi marki. "Daha bandan beri Sierva'nn salkl oldu

sylyordu; yalnzca o aklayabilir bunu."


Delaura, kendini bir ikilem karsnda grd. Abrenuncio, onun iin Tanrnn bir ltf olabil
ama onunla konumak, ortaya istenmedik przler de karabilirdi. Marki, onun dncelerini o
u
gibiydi.
"Byk adamdr," dedi.
Delaura, bayla anlaml bir hareket yapt.
"Kutsal Mahkemenin dosyalarnda ne olduunu biliyorum," dedi.
"Kzm geri almak iin ne kadar zveride bulunulsa azdr," diye srar etti marki. Delaura'da

hibir tepki gremeyince de yle tamamlad szn: "Tanr ak iin yalvaryorum size."
Yrei paralanan Delaura da,
"Rica ederim bana daha fazla ac ektirmeyin," diye karlk verdi.
Marki, daha fazla srar etmedi. Yatan zerindeki el antasn alarak, Delaura'dan onu kzn
gtrmesini istedi. "Hi deilse onu dndm anlayacaktr," dedi.
139
, Delaura, vedalamadan kat oradan. El antasn pelerininin altna alarak sarnd, nk
bardaklardan boanrcasna yamur yayordu. Tiorbann arksndan tek tek dizeleri iinden a

arda tekrarladn fark etmekte gecikmiti. Kendisini krbalayan yamurun altnda arky y
sesle sylemeye balad, sonra da sonuna kadar ezbere tekrarlad. Zanaatkarlar mahalles
ine
gelince kei kulbesinin solundan sapt ve ark sylemeyi srdrerek Abrenuncio'nu
kapsn ald.
Uzun bir sessizlikten sonra ar aksak ayak sesleri ve yar uykulu bir ses duyuldu: "K
im o?"
"Kanun namna," dedi Delaura. Adn bararak sylememek iin aklna gelen tek ey
olmutu bu. Abrenuncio, gerekten hkmet grevlilerinin geldiini sanarak kapy at
onu tanmad. "Ben, piskoposluun kitaplk grevlisiyim," dedi Delaura. Hekim, yankara
nlk hole
girmesi iin ona yol verdi ve srlsklam pelerinini karmasna yardm etti. Sonra kendine
ifadesiyle Latince olarak sordu ona:
"O gz hangi savata kaybettiniz?" Delaura, klasik Latincesiyle ona gne tutulmas srasnd
lan
aksilii anlatt ve piskoposun hekiminin gz bandnn kesin are olduunu sylemesine ramen
rahatszlnn srmesiyle ilgili ayrntlar sayp dkt. Ama Abrenuncio yalnzca Latincesikatkszlyla ilgilenmiti.
"Tam anlamyla kusursuz," dedi aknlkla. "Nerelisiniz?"
"Avila'lym," diye karlk verdi Delaura. "yleyse daha da vgye deer," dedi Abrenuncio.
140
Cppesiyle sandaletlerini karttrp szlmele-ri iin bir yana koydu, amurlu idonunun ze
de kendi pelerinini rtt. Sonra gzndeki band kartp p kutusuna att.
"Bu gzn tek kusuru, gerektiinden fazla gryor olmas," dedi.
Delaura'nn akl fikri, salonu tka basa dolduran kitaplardayd. Abrenuncio, bunu fark e
tmiti; onu
alp, tavana kadar ykselen raflarda ok daha fazla kitabn bulunduu ecza odasna gtrd.
"Aman Allahm!" diye hayret etti Delaura. "Buras sanki Petrarca'nn1 kitapl." "ki yz ka

kitap fazlasyla," dedi Abrenuncio.


Merakn keyfince tatmin etmesine izin verdi. spanya'da hapis cezasna mal olabilecek
ei
bulunmaz rnekler vard. Delaura, bunlar tanyor, byk bir zevkle sayfalarn kartrdkta
sonra da ii burkularak raflara geri koyuyordu.
Ayrcalkl bir yerde, lmsz Fray Gerundio'yla2 birlikte, Voltaire'in btn eserlerinin
Franszcasn, bir de Felsefi
Mektuplarn Latince bir evirisini buldu.
"Latince olarak Voltaire^ neredeyse bir mezhep sapknl demektir," dedi akayla.
Abrenuncio, haclarn houna gidecek acayip kitaplar yaratmaktan zevk alan Coimbra'l bi
r rahibe
tarafndan evrildiini anlatt. Delaura kitabn sayfalarn kartrrken, hekim ona Fransz
bilip bilmediini sordu.
"Konuamam ama okurum," dedi Delaura, Latince olarak. Sonra da sahte bir alakgnlllk tas
1 Francesco Petrarca: (1304-1374) talyan air ve hmanisti. (ev.)
' Fray Germdio: (Kei Gerundio) spanyol Cizvit yazar Jose Vancisco de Isla' mn bayapt
(ev.)
141
lamaya gerek grmeden ekledi: "Ayrca Yunanca, ngilizce, talyanca, Portekizce, biraz d
a Almanca
bilirim." "Voltaire'le ilgili sylediiniz eyden dolay soruyorum," dedi Abrenuncio. "K
usursuz bir
dzyazdr o."
"Ve bize en fazla ac vereni," diye karlk verdi Delaura. "Bir Fransza ait olmas ne kada
r
yazk." "spanyol olduunuz iin byle sylyorsunuz," dedi Abrenuncio.
"Benim yamda ve birbirine karm onca kandan sonra, artk nereli olduumu ben de kesin ol
k
bilemiyorum," dedi
Delaura. "Kim olduumu da."

"Bu krallklarda kimse bilmiyor," diye karlk verdi Abrenuncio. "Hem yle sanyorum ki, bu
nu
renmeleri iin yzyllar gerekecek."
Delaura, kitaplar incelemeyi kesmeden srdryordu syleiyi. Birdenbire, daha nce de sk g
olduu gibi, on iki yandayken papaz okulu mdrnn el koyduu kitab hatrlad; mr boyun
kendisine yardm edebilecek herkese
tekrarlam olduu bir tek blm aklndayd yalnzca. "Baln hatrlyor musunuz?" diye s
Abrenuncio.
"Hi bilmiyorum," dedi Delaura. "Sonunu renmek iin veremeyeceim ey yoktur."
Hekimin, kendisini uyarmadan nne koyuverdii bir kitab daha grr grmez tanmt. Amadis
Gaula'nm1 drt cildinin eski bir Sevilla basksy-d. Delaura, titreyerek gzden geirdi kit
ab ve
artk neredeyse kurtarlamaz bir halde olduunu fark etti. Sonunda sormaya cesaret ede
bildi:
' Amadis de Gaula: XVI. yzyl balarnn spanyol yazar Garc Ordfiez de Montalvo'ya atfe

nl bir valyelik roman. (ev.)


142
"Bunun yasaklanm bir kitap olduunu biliyor musunuz?"
"Son yzyllardaki en iyi romanlarn hepsinin yasakland gibi," dedi Abrenuncio. "Artk onl
nn
yerine bilge kiiler iin inceleme yazlarndan baka bir ey basmaz oldular. Bugnn yoksull
gizli gizli valyelik romanlar okumayacak olduktan sonra ne okuyacaklar?"
"Bakalar da var," dedi Delaura. "Don Kiot'un ilk basksndan yz nsha, daha basld yl
okunmutu burada." "Okunmamt," diye karlk verdi Abrenuncio. "Deiik krallklara gitmek
gmrkten gemiti."
Delaura, oral olmad, nk Amadis de Gaula' nn ok deerli bir nshasn bulmay baarmt
"Bu kitap, dokuz yl nce, kitaplmzn gizli blmnden kayboldu, bir daha da izine
rastlamadk," dedi.
"Tahmin etmeliydim," dedi Abrenuncio. "Ama onu tarihi bir nsha olarak kabul etmek
iin daha baka
nedenler de var:
bir yldan fazla bir sre iinde, en az on bir kiinin arasnda elden ele dolat ve bunlarda
en
az ld. Eminim bilinmedik bir miyasmann1 kurban olmulardr."
"Grevim, bunu Kutsal Mahkeme'ye ihbar etmektir," dedi Delaura. Abrenuncio, ii akaya
vurdu:
"Dine saygszlkta bulunacak bir ey mi syledim?"
"Burada yasak ve bakasna ait bir kitap bulundurduunuz ve ihbar etmediiniz iin sylyorum
"
' miyasma: Eskiden salgn hastalklara neden olduuna inanlan, rm hayvansal ve bitkisel
dokulardan havaya yaylan zararl buhar. (ev.)
143
. "O ve daha niceleri var," dedi Abrenuncio, ia-retparmayla tka basa dolu raflarna dor
u geni
bir halka izerek. "Ama bunun iin olsayd, siz oktan buraya gelmi olurdunuz ve ben de s
ize
kapy amazdm." Ona doru dnd ve iyi
niyetli bir tavrla szn tamamlad: "Oysa imdi gelip sizi burada grme mutluluunu verdii
iin sevinliyim."
"Kznn bana geleceklerden kayg duyan marki nerdi buraya gelmemi," dedi Delaura.
Abrenuncio, onu karsna oturttu ve, kyameti andran bir frtna denizin altn stne
getirirken, ikisi de kendilerini syleinin ekiciliine braktlar. Hekim, insanln douu
yana kuduz hastalnn, bir trl n alnamam
zararlarnn, bin yllk tp biliminin onu engellemekteki yetersizliinin akll ve bilgili b
dkmn yapt. Bu hastaln
nasl ezelden beri, tpk baz delilik biimleri ve* daha baka ruhsal rahatszlk
da
olduu gibi, ^n arpmas sanlageldiine zc rnekler verdi. Sier-va Maria'ya gelince,
geen onca haftadan sonra, hastal kapm gibi

grnmyordu. Abrenuncio, hl var olan tek tehlikenin, daha baka onca kiide gr
gibi, eytan kovma
ayinlerinin gaddarlndan lmesi olduunu syleyerek szn tamamlad.
Bu son sz, Delaura'ya Ortaa tbbna zg bir abart gibi grnmt, ama tartmad, nk
cin arpm olmadn kendi ilahiyat gstergelerinden de ok iyi anlyordu. Sierva
Maria'nn konutuu ve spanyolcayla
Portekizceden ylesine farkl olan o Afrika dilinin, manastrda onlara atfettikleri eyta
ni
gle falan hibir ilgisi
olmadn syledi. alas bir fizik gc olduunu dorulayan saysz tanklar olmu, ama b
doast bir g ol144
duunu syleyen kimse kmamt. Kukusuz ikinci derecede ermilik kantlar olan iki nemli
olaya, yani levitasyon1 ya da kehanet olgusuna da rastlanmamt onda. Yine de Delaura
, belli bal
kardelik derneklerinin ve hatta daha baka topluluklarn desteini salamaya alm, fakat
hibiri ne manastan tutanaklar aleyhinde beyanda bulunmaya cesaret edebilmiti, ne de
halkn
inancna kar kmaya. Ama Delaura, kendi ltlerinin de, Abrenun-cio'nunkilerin de kimseyi
inandramayacann, hele hele ikisi bir araya geldiklerinde daha da kt olacann bilincin
.
"Herkese kar siz ve ben birlik olurduk," dedi.
"Buraya gelmeniz bu yzden beni artt ya," dedi Abrenuncio. "Ben, Kutsal Mahkeme'nin av
lanma
blgesinde itah kabartc bir avdan baka bir ey deilim."
"Dorusunu isterseniz, neden geldiimi ben bile kesin olarak bilmiyorum," dedi Delau
ra. "Meerki o
ocuk, inancmn gcn snamak iin Ruhl-kuds tarafndan karma karlm olsun."
Bu szleri sylemesi, boaznda kendisine bask yapan skntl dmden kurtulmasna yetmit
Abrenuncio, gzlerinin iinden ruhunun derinliklerine kadar bakt ve alamak zere olduunu
fark
etti.
"Kendinize bouna eziyet etmeyin," dedi yattrc bir ses tonuyla. "Belki de ondan sz etme

ihtiyacnda olduunuz iin gelmisinizdir yalnzca."


Delaura, kendini rlplakm gibi hissetti. Yerinden kalkarak kapnn yolunu arad, oradan
koarak kaamadysa bunun nedeni yar plak olmasn-dand. Abrenuncio, hl slak olan giysi
giyme1 levitasyon: rade gcyle yerden havaya ykselme yetenei. (ev.) Ak ve br Cinler
145/10
sine yardm ederken, bir yandan da syleiyi srdrmek iin onu oyalamaya alyordu. "Sizin
durmadan gelecek yzyla kadar konuabilirdim," dedi. Gne tutulmasnn gzndeki sreklili
geirmek iin kk bir ie saydam bir
gz damla-syla onu alkoymaya abalad. Evin bir yannda unutmu olduu el antasn vermek
kapdan geri
dndrd onu. Ama Delaura, lmcl bir acya yakalanm gibiydi. O akam iin teekkr etti,
tbbi yardm ve gz damlas iin de, ama vermeye yanat tek ey, baka bir gn daha uzun b
sre iin geri dnme sz oldu.
Sierva Mara'y grme zlemine dayanamyordu. Simsiyah gece olduunu ancak kapya vardnda
edebildi. Hava amt, ama frtnadan derin su birikintileri olumutu; Delaura, ayak bilekl
ne
kadar kan suyla kapl sokan ortasna att kendini. Manastrn dner kapsndaki nbeti
rajjibe, yatma saatinin yaknl nedeniyle yolunu kesmeye alt.
Delaura, onu bir kenara itti: "Piskopos hazretlerinin emri var."
Sierva Maria, korku iinde uyanm, alacakaranlkta onu tanmamt. Delaura, neden bu kadar
kl
bir saatte geldiini nasl aklayacan bilemeyerek, rastgele bir bahane buldu:
"Baban seni grmek istiyor."
Kz, el antasn tanm, yz fkeden kpkrmz olmutu. "Ama ben istemiyorum," dedi.
Delaura, aknlkla nedenini sordu.

"stemiyorum da ondan," dedi kz. "lrm daha iyi."


Delaura, houna gidecei dncesiyle, salkl ayandaki kay gevetmeye yeltendi.
146
"Brakn beni," dedi kz. "Dokunmayn bana."
Delaura oral olmaynca kz, yzne tkrkler yadrmaya koyuldu. Delaura, istifini bozmad
teki yanan evirdi. Sierva Maria, tkrmeye devam ediyordu. Delaura, iinden ykselen
yasaklanm zevk dalgasyla kendinden geerek,
yeniden br yanan evirdi. Gzlerini yumdu, btn ruhuyla dua ederken kz tkrmeyi srd
o zevk aldka
daha da iddetle tkryordu, ta ki fkesinin yararszlnn farkna varana kadar. O zaman
Delaura, gerekten cin arpm bir kiinin dehet verici grntsne tank oldu. Sierva Maria
salar, Medusa'nn1 ylanlar gibi canlanarak dikilmiti; azndan yeil bir salya akarken,
putperest dillerinde bir dizi kfr kyordu. Delaura, gsndeki ha art arda sallayarak o
yzne yaklatrd ve dehet iinde haykrd:
"Ey cehennem canavar, kim olursan ol, k oradan."
lklar, kaylarn tokalarn paralamasna ramak kalm olan kzn lklarn daha da
artryordu. Gardiyan, korku iinde koup gelerek kz yattrmaya alt, ama^yalnzca Mar
o ilahi tavrlaryla baarabildi bunu. Delaura da
kap gitti.
Piskopos, Delaura'nn akam yemei saatinde kitap okumaya gelmemesinden tedirgin olmutu
. eytann
aalatt Sierva Maria'nn dehet iindeki grnts dnda ne bu dnyadan, ne de tekind
hibir eyin umurunda olmad kiisel bir bulutun iinde havalarda dolatnn farkna varm
Delaura, kitapla snmt, ama okuyam-yordu. nanc doruk noktasna km olarak dua et
1 Medusa: Yunan mitolojisinde, salar ylanlardan oluan bir tanra. (ev.)
147
ti, tiorbann arksn syledi, iini kasp kavuran yakc gzyalar dkerek alad. Sierva
Mara'nn el antasn aarak iindekileri birer birer masann zerine koydu. Onlar inceledi
bedeninden ykselen hrsl bir arzuyla koklayp okad ve ak sak dizelerle konutu onlarl
ki artk dayanamayana kadar. O zaman beline kadar soyundu, alma masasnn ekmecesinden da
a
nce asla dokunmaya cesaret edemedii demirden dayak sopasn kard ve Sierva Mara'nn son
izlerini de iinden skp atana kadar kendisine rahat yz gstermeyecek olan doymak bilmez
bir
nefretle kendini dvmeye balad. Akl onda kalm olan piskopos, onu bir kan ve gzya
birikintisinin iine ylm buldu.
"blis bu, sayn hocam," dedi Delaura. "Hepsinin en kts."
148
Be
Piskopos, Delaura'y brosunda hesap vermeye arm, onun eksiksiz ve apak itiraflarn,
din grevi yerine getirmekte deil, adli bir sorunu zmlemekte olduunun bilinci iinde, z
nde
fazla dnp tanmadan dinlemiti. Ona kar gsterdii tek zaaf, gerek suunu gizli tutma
olmu, ama yetkilerini ve ayrcalklarn halka hibir aklama yapmadan elinden alarak,
czamllara hasta-bakclk etmesi iin onu Amor de Dios hastanesine yollamt. Delaura,
czamllar iin sabah be ayinini ynetmekle avunmasna izin vermesi iin yalvarm, piskopos
u
hakk ona balamt. Delaura, iinde derin bir rahatlama duygusuyla diz kt ve birlikte
sa duasn okudular. Sonra piskopos onu kutsad ve kendini toparlamasna yardm etti.
"Tanr yardmcn olsun," dedi ve onu yreinden sildi.
Cayetano cezasn ekmeye baladktan sonra bile, piskoposluun ileri gelen din adamlar onun
iin
araya girmilerdi, ama piskopos yumuamyor-du. eytan kovucularn, eninde sonunda defetme
k
istedikleri ayn cinler tarafndan arpldklar kuramn kabul etmiyordu. leri srd son
gereke, Delaura'nn, onlara sa'nn deimez yetkisiyle kar koymakla yetinmeyip, inan
sorunlar zerinde onlarla tartmaya girme saygszlnda bulunmu olmasyd. Piskop
dediine gre, ruhunu tehli149
keye atan ve onu mezhep sapknlnn kysna kadar getiren de bu olmutu. Ama herkesi asl

artan, piskoposun, olsa olsa pimanlk gstermesinin yeterli olaca bir kabahat yznden,
gvendii adamna kar bu derece sert davranmasyd.
Martina, Sierva Maria'nn bakmn rnek bir ballkla stlenmiti. Balanma ricasnn olu
karlanmasndan o da son derece zgnd, ama kz, terasta i iledikleri bir akam gzlerini
kaldrp da onu gzyalar iinde grene kadar
fark etmemiti bunu. Martina, umutsuzluunu ondan gizlemedi:
"Bu zindanda yava yava lmektense, oktan lm olmay isterdim."
Dediine gre tek umudu, Sierva Maria'nn, cin-leriyle olan ilikisiydi. Onlarn kim olduk
larn,
nasl olduklarn, onlarla nasl konuulduunu bilmek istiyordu. Kz, alt tane cini olduunu
syledi; Martina da ilerinden birinin kimliini, bir
zamanlar aj-ne ve babasnn evine dadanm olan Afrikal bir cin olarak tand. Bu yeni haya
ona
can katmt.
"Onunla konumak isterdim," dedi. Sonra da verilecek mesaj aka belirtti: "Ruhuma karlk
olarak."
Sierva Maria, ii hnzrla vurmutu. "Dili yok," dedi. "nsan onun yzne baknca ne dedii
anlyor." Sonra da btn ciddiyetiyle, bir dahaki karlamalarnda onunla grmesi iin ken
haber vereceine sz verdi.
Cayetano'ya gelince, byk bir alakgnlllkle hastanenin berbat koullarna boyun emiti.
terk edilmi olan
czamllar, palmiye yapraklarndan yaplma barakalarn dzletirilmi toprak zemininde yatm
uyuyorlard. Pek oklar, ellerinden geldiince srklenip gidiyorlard. Genel teda150

vi gn olan Sal gnleri, dayanlmaz bir hal alyorlard. Cayetano, en dknlerin bedenleri
ahrdaki yalan iinde ykayarak ruhunu arndrma zverisini kendi kendine stlenmiti.
Kefaretinin ilk Sal gn, rahiplik saygnl kaba saba hastabakc gmleine indirgenmi ol
bu ilerle urarken, markinin kendisine hediye etmi olduu doru atn srtnda Abrenuncio
kageldi.
"O gz nasl gidiyor," diye sordu ona.
Cayetano, bahtszlndan sz etmek ya da durumuna zlmek iin frsat vermedi ona. Gerekten
gne tutulmasnn izini gznn retinasndan silmi olan gz damlas iin teekkr etti.
"Teekkr edecek bir ey "yok," dedi Abrenuncio. "Gneten gz kamamasna kar bildiimiz e
eyi verdim size:
yamur suyu damlalar."
Kendisini ziyarete gelmesini syledi. Cayetano da, izinsiz sokaa kamadn anlatt. Abren
,
oral olmad. "Bu krallklardaki zaaflar biliyorsanz, yasalarn gnden fazla uygulanmad
da biliyorsunuz demektir," dedi. Bir yandan
kefaretini derken, bir yandan da almalarn srdrmesi, iin kitaplnn emrine amade ol
syledi. Cayetano,
onun bu szlerini ilgiyle, ama herhangi bir hayale kaplmadan dinledi.
"Sizi kederinizle ba baa brakyorum," diye szn tamamlad Abrenuncio, atn mahmuzlayara
"Hibir tanr, sizinki gibi bir yetenei, czamllar ykayarak boa harcasn diye yaratm
olamaz."
Ertesi Sal, Felsefi Mektuplar'm Latince cildini ona hediye olarak gtrd. Cayetano, ki
tabn
sayfalarn kartrd, iini
koklad, deerini hesaplad. Kitabn deerini ne kadar ok anlarsa, Abrenuncio' 5 yu o kadar
az
anlayabiliyordu.
151
"Beni neden bu kadar mutlu ettiinizi bilmek isterdim," dedi.
"nk biz tanrtanmazlar, din adamlar olmadan yaamay beceremeyiz," diye karlk verdi
Ab-renuncio. "Hastalar bize bedenlerini emanet ederler, ama ruhlarn deil; biz de, tp
k eytan
gibi, Tanryla o ruhlar iin tartmaya alrz."
"Bu, sizin inanlarnza hi uymuyor," dedi Ca-yetano.
"Onlarn ne olduunu ben bile bilmiyorum," diye karlk verdi Abrenuncio. "Ama Kutsal Mah

keme
biliyor," dedi Cayetano.
Sanlabileceinin tersine, bu ineleyici sz Ab-renuncio'yu heveslendirmiti. "Eve gelin d
e bunu
rahata tartalm," dedi. "Geceleri iki saatten fazla uyumuyorum, hep de blk prk olmak
onun iin ne zaman gelseniz olur." Ve at
mahmuzla-yarak ekip gitti.
^
Cayetano, ok gemeden, byk bir gc yar yarya kaybetmenin mmkn olmadn anlamt. E
gzde olduu iin peinden ayrlmayan ayn insanlar, bir czamlym gibi ondan kayorlard.
Dnyasal sanat ve edebiyat konularn
paylat arkadalar, Kutsal Mahkeme'yle atmamak iin bir yana ekilmilerdi. Ama onun
umurunda bile deildi. Sierva Maria'dan bakasna verecek kalbi yoktu, yine de ona yet
miyordu.
Onlar ayrabilecek ne okyanuslar, ne dalar,
ne yeryznn ya da gkyznn yasalar, ne de cehennem gc olamayacandan emindi.
Bir gece, ar bir esinlenmeyle, ne yapp yapp manastra szabilmek iin hastaneden kat.
Manastrn drt kaps vard:
dner kap olan ana giri, deniz tarafnda ayn byklkte bir baka kap, iki de
152
kk servis kaps. Bunlardan ilk ikisinin almas olanakszd. Cayetano'nun, Sierva Maria'
zindan blmndeki penceresini, artk kafesli olmayan tek pencere olmas nedeniyle, ta kum
saldan
saptamas zor olmamt. Yoldan bakp trmanabilecei en kk bir akl bouna arayarak,
kar kan inceledi.
Tam artk pes etmek zereydi ki, halkn Cessa-tio a Divinis srasnda manastra yiyecek tad
tneli hatrlad. O
dnemde kla ya da manastrlarda tnellere sk sk rastlanrd. Kentte bilinen en az alt t
vard, yllar getike daha bakalar da kefediliyor ve yklere konu oluyordu. Vaktiyle mez
olan bir czaml, Cayetano'ya aradnn hangisi olduunu aklamt: Manastr, geen yzy
ilk Klarislerin mezarl olan bo bir arsaya balayan, artk kullanlmaz olmu bir su kanal
vard. Tam zindan blmnn altna ve almaz gibi grnen dimdik, ok yksek bir duvarn n
kyordu. Yine de Cayetano, dua gcyle her eyin elde edilebileceine inand iin, baar
pek ok denemeden sonra duvara trmanmay becerdi.
Gecenin ge saatinde zindan sakindi. Gardiyann darda uyuduundan emin olduu ii
,
kaps aralk olarak horlamakta olan Martina Laborde'ye dikkat etti yalnzca. O na kada
r
servenin gerilimi iinde bolukta gibiydi, ama kendini, halkadaki asma kilidi ak olarak
hcrenin
nnde bulunca, kalbi yerinden frlayacakm gibi oldu. Kapy parmaklarnn ucuyla itti,
menteelerin gcrts sresince kalbi durmutu sanki ve Sierva Maria'y sa kandilinin
uyur grd. Kz, birden gzlerini am, ama onu czamllar hastabakclarnn bezden gmlei
iinde tanmakta glk ekmiti.
153
, "Duvara trmandm," dedi fsltyla. Sierva Maria, istifini bozmamt.
"Ne iin?" diye sordu.
"Seni grmek iin," dedi Delaura.
Ellerinin titremesi ve sesinin atlak atlak kmasndan akna dnerek daha baka ne
syleyeceini bilemedi. "Gidin buradan," dedi Sierva Maria.
Delaura, sesinin kmayaca korkusuyla birka kez ban sallayarak itiraz etti.
"Gidin buradan," diye yineledi kz. "Yoksa barrm."
O srada Delaura ona ylesine yaknd ki, bakire soluunu hissedebiliyordu.
"Beni ldrseler de gitmem," dedi. Sonra birdenbire kendini korkunun te yannda hissede
rek,
kararl bir ses tonuyla ekledi: "Yani baracaksan balayabilirsin."

jKz, dudaklarn srd. Cayetano, yatan kenarna oturdu ve ona ektii cezay ayrntlary
anlatt, ama nedenlerini
sylemedi. Kz, onun syleyebildiinden ok daha fazlasn anlamt. Korkusuzca bakt ona ve

gznn zerinde neden bant olmadn sordu.


"Artk gerekmiyor," dedi Delaura, yreklenerek. "imdi artk gzlerimi yumuyorum ve altndan
bir
rmak gibi alayan bir sa gryorum."
ki saat sonra mutluluk iinde ayrld oradan, nk Sierva Maria, kapdan ald o sevdii
tatllar getirdii srece gelmesini kabul etmiti. Ertesi gece o kadar erken gelmiti ki,
manastrda hl hareket vard; kzn kandili de, Martina'nm
verdii naks bitirebilmek iin hl yanyordu. nc gece, beslemek iin fitille ya
gtrd. Cumartesiye
rastlayan drdnc gece, Sierva Maria'nn, zindann iinde yeniden remi olan bitlerini
ayklamasna yardm ederek saatler geirdi. Kzn salar tertemiz olup tarandnda, Delaura
kez daha arzunun verdii buz gibi terleri hissetti. Dzensiz soluklarla Sierva Maria
'nn yanna
uzand ve onun berrak gzlerini kendisininkilerin bir kar uzanda buldu. kisi de ne
yapacaklarn bilemez haldeydiler. Korkusundan dua eden Delaura, onun baklarna karlk
veriyordu. Sonunda kz, konumaya cesaret edebildi:
"Ka yandasn?"
"Martta otuz m bitirdim," dedi Delaura. Kz, onu inceledi.
"Artk epeyce yal saylrsn," dedi, biraz da alayla. Alnndaki krklara bakarak, yan
btn acmaszlyla ekledi:
"Krm bir ihtiyarck."
Delaura, alnmad onun bu szlerinden. Sierva Maria, neden beyaz bir peremi olduunu sord
u ona. "O
bir leke," diye yant verdi Delaura.
"Boya m?" diye sordu kz.
"Doal," dedi Delaura. "Annemin de vard."
O na kadar onun gzlerinin iine bakmay brakmam, kz ise teslim olmajbelirtisi gstermem
Delaura derin derin iini ekerek, bir dize okudu:
"Ah o tatl anlar, artk benim olmayan."1
2 air Garcilaso de la Vega'nn, kaybettii sevgilisi Dona Isabel Freyre'ye adad soneleri
nden
biri olan X numaral sonenin ilk drtl:
"Oh dulces prendas por mi mal halladas, dulces y alegres cuado Dios queria,
juntas estis en la memoria mia
<

y con ellas en mi suerte conjuradas!"


,,
, -p
"Ah o tatl anlar, artk benim olmayan,
ti)
tatl ve neeli Tanr istediince,
aklmdan kmadan orada hep ylece
'"*
ve lmmde bile beni brakmadan!" (Cev.)
;
'7
-'
155
r
Kz, anlamamt.
"Bykannemin bykannesinin bykbabasnn bir iiri," diye aklad Delaura. " kaside, ik
mersiye, be ark, krk sone yazmt. ou da, asla kendisinin olamamaktan te bir ayrcal
bulunmayan bir Portekizli hanm iindi, nce
kendisi evli olduu iin, sonra da o bir bakasyla evlendii ve ondan nce ld iin."
"O da rahip miydi?" "Askerdi," dedi Delaura.
Sierva Maria'nn yreinde bir kprt olmutu, iiri yeniden dinlemek istedi. Delaura, iiri
yeniden okudu, hem bu kez youn bir sesle ve iyice hakkn vererek, mrnn baharndaki bir s
vata
ald ta yarasyla len, ak ve silah
valyesi Don Garcilaso de la Vega'nn krk sonesinin sonuncusuna varana kadar okudu.
Cayetano, okumay bitirince, Sierva Mara'nu elini tutarak kalbinin zerine gtrd. Kz, i
i
acnn gmbrtsn hissediyordu.
"te hep byleyim," dedi Delaura.
Ve panie yer vermeden, yaamasn engelleyen o belirsiz eyden kurtard kendini. Onu dnme
geirdii tek bir n bile olmadn, yedii ve itii her eyde ondan bir tat bulunduunu,

yalnzca Tanrnn olan bir hak ve gce sahip olarak hayatnn her saatini btnyle doldurdu
kalbinin alaca en byk zevkin onunla birlikte lmek olacan itiraf etti. Soneleri okurke

ayn akclk ve atelilikle, ona bakmadan srdryordu konumasn, ta ki Sierva Maria'nn


uyuyakald izlenimini edinene kadar. Ama kz uyankt, rkek bir dii geyik gibi gzlerini
dikmi bakyordu. Zorlukla sorabildi: ,
156
"Ya imdi?"
"imdi, hi," dedi Delaura. "Bunu bilmen bana yeter."
Daha fazla devam edemedi. Sessizce alayarak kolunu ona yastk olsun diye bann altndan g
eirdi;
kz da, onun yannda kvrlp dertop oldu. Horozlar tmeye balayana kadar, uyumadan, konuma

ylece kaldlar ve Delaura, saat


be ayinine vaktinde yetiebilmek iin apar topar kalkp gitti. Gitmeden nce,
Sierva
Maria, sedef ve mercan
boncuklardan on sekiz kar uzunluundaki o deerli Od-da kolyesini armaan etti ona.
Yregindeki korkunun yerini kalp arpntlar almt. Delaura iin rahat huzur kalmamt ar
Sierva Maria'y grmek iin hastaneden kat o mutlu saate kadar her eyi batan savma
yapyor, havalarda uuyordu. Srekli yaan
yamurlardan srlsklam bir halde soluk solua vanyordu hcreye; kz da onu ylesine byk b
kaygyla bekliyordu ki,
Delaura'nn tek bir glmsemesi bile ona yeniden rahat bir soluk aldnyordu. Bir gece, o
nca kez
dinlemekten artk ezberledii dizelerle kendisi balad sze. "Durup baktmda nasl olduum
bana attrdn o admlara"1 "diye okudu. Sonra da hnzrca sordu:
' Garcilaso de la Vega'nn I numaral sonesinin ilk drtl:
"Cuando me paro a contemplar mi estado y a ver los pasos por do me has traido, h
alk, seg por
demde anduve perdido, que a mayor mal pudiera haber llegado."
"Durup baktmda nasl olduuma
ve bana attrdn o admlara,

anlyorum, baknca ne olduuma, olabilirdim bundan kt bin defa." (ev.)


,
"leceim, vuruldum nk bilmeden / isterse ldrmeyi ok iyi bilen"1 dedi Delaura.
Kz, ayn yumuaklkla yineledi soneyi ve en sonuncusuna kadar bylece srdrdler, dizeleri
atlayarak, soneleri istedikleri gibi bozup deitirerek, onlarla kendilerininmi gibi
dilediklerince oynayarak. Sonunda yorgunluktan uyuyakalmlard. Gardiyan, sabahn saat
beinde,
horozlarn yaygaras arasnda, elinde kahvaltyla girdi ieri; her ikisi de korkuyla uyandl
ar.
Yrekleri duracak gibi olmutu. Gardiyan, kahvalty masann zerine brakt, elindeki fenerl
er
zamanki denetimini yapt ve Caye-tano'yu yatakta gremeden ekip gitti.
"u blis, ok yaman," diye alay etti Delaura, soluu yerine gelince. "Beni de grnmez yapt
"
Sierva Maria'nn, gardiyann o gn hcreye ye^ niden gelmemesi iin btn kurnazln kullan
gerekmiti. O gece ge saatlerde, btn bir gn gnl elendirdikten sonra, birbirlerini ezel
beri sevdiklerini hissediyorlard. Cayetano, akayla kark bir hareketle, Sierva Maria'nn

korsajmn kordonunu zme cesaretini gsterdi. Kz, gslerini iki eliyle korudu; gzlerinde
fke lts yanp snm, yznden bir pembelik esip gemiti. Cayetano, kzn ellerini, sa
alev alev yanyorlarm gibi, ba ve iaret parmaklaryla tutarak gslerinden ayrd. Kz,
direnmeye abalad; o ise, yumuak ama kararl bir hareketle kar koydu.
1 Ayn sonenin ilk l:
"Yo acabari, que me entregue sin arte a quien sabra perderme y acabarme si quisi
ere, y an sabra
querello;" "leceim, vuruldum nk bilmeden,
isterse ldrmeyi ok iyi bilen

ve elbet bunu isteyecek olana." (ev.)


158
"Benimle birlikte syle," dedi ona. "Sonunda geldim ite ellerinize."1
Kz, boyun edi. "yle smsk sarlarak lmeye" diye srdrd, Delaura buz gibi parmaklaryl
korsajn aarken. Sierva
Maria, korkudan tir tir titreyerek, zorlukla kan bir sesle tekrarlad: "Kantlansn yalnz
benim
bedenimde I nice keskindir kl yenik dende."2 O zaman Delaura, ilk kez olarak dudaklarn
dan
pt onu. Sierva Maria'nn bedeni, bir iniltiyle rperdi, hafif bir meltem rpertisi iinde
kendini
kaderine terk etti. Delaura, parmaklarnn ucunu, neredeyse dedirmeyerek kzn teninin zer
inde
gezdirdi ve ilk kez kendini bir baka bedenin iinde hissetme mucizesini yaad. inden bir
ses,
Sierva Maria, klelerin barakalarnda serbest akn tm gcn ortaklaa yaarken, kendisinin
Latince ve Yunancayla geirdii uykusuz gecelerin1 Garcilaso de la Vega'nn II numaral sonesinin ilk drtl: "En fin a vuestras manos he v
enido,
3
do se que he de morir tan apretado que an alinar con quejas mi cuidado como remedi
o mes ya
defendido;"
"Sonunda geldim ite ellerinize, yle smsk sarlarak lmeye
r brakmadnz acm
dindirmeye aresiz ne kadar yaknsam bo yere;" (ev.)
3 Ayn sonenin ikinci drtl:
"Mi vida no si en que s ha sostenido
=
si no es en haber sido yo guardado para que solo en mifuese probado cunto corta u
na espada en un
rendido."
"Hayatm bilmem ki hep dayand neye Amac neydi gstermek deildiyse Kantlansn yalnz benim
bedenimde Nice keskindir kl yenik dende."
air, bu son dizede, 'tehlike getikten sonra vnmek kolaydr' anlamnda "A tnoro muerto, g
ran
lanzada" (lm olan
Maripliye, mthi karg darbesi) diyen bir spanyol ataszne gndermede bulunmaktadr. (ev
159
de, inancnn cokusuyla kendinden getii zamanlarda, bakirliin ssz llerinde eytann n
kadar uzanda olduunu anlatyordu ona. Kendisini onun ynlendirmesine brakarak,
karanlklarda elyorda-myla ilerliyordu, ama son anda piman olmu, ruhsal bir kntn
iine yuvarlanmt. Gzleri kapal olarak yzkoyun kalakald. Sierva Mara, onun bu
sessizliinden ve l gibi hareketsizliinden korkuya kaplmt; parmayla dokundu ona.
"Neyiniz var?" diye sordu.
"Brak beni imdi," diye mrldand Delaura. "Dua ediyorum."
Daha sonraki gnlerde, birlikte olduklar zamanlarda huzur dolu yalnzca birka an
geirebil-milerdi. Ak aclarndan konumaktan bkmyorlard. Birbirlerini pcklere
bouyorlar, hngr hngr alayarak birbirlerine ak dizeleri okuyorlar, birbirlerinin
kulana arklar fsldyorlar, gllerinin son damlasna kadar arzu bataklklannda
rpnyorlard: bitkin ama el dememi olarak. nk Delaura, son nefesini verene kadar yemi
tutmaya karar vermiti, Sierva Maria da bunu onunla paylayordu.
Tutkularna ara verdiklerinde, birbirlerine arya kaan deneyler uyguluyorlard. D
elaura,
onun uruna her eyi yapabileceini sylemiti. Sierva Maria da, ocuka bir acmaszlkl
hatr iin bir hamambcei yemesini istedi ondan.
Delaura, kzn engellemesine frsat vermeden bir hamambcei yakalayarak canl canl

yutuverdi. Byle lgnca


meydan okumalarn bir bakasnda, Delaura, hatr iin sa rgsn kesip kesemeyec
sordu ona; kz da kesebileceini syledi, ama yan aka yara ciddi olarak, adann koulun

yerine getirebilmesi
160
iin, o zaman kendisiyle evlenmesi gerekecei konusunda uyard onu. Bunun zerine Delaur
a, hcreye
bir mutfak ba getirerek yle dedi: "Doru mu deil mi grelim bakalm." Kz, san kese
diye srtn dnd ona. Sonra da
meydan okudu: "Cesaretin varsa kes bakalm." Delaura, cesaret edemedi. Birka gn sonr
a kz, onu
olak boazlar gibi boazlamasna izin verip vermeyeceini sordu. Delaura, gzn krpmadan i
vereceini syledi. Kz, ba kararak
denemeye hazrland. Delaura, son andaki rpnn korkusuyla yerinden frlad. "Sen deil,"
"Sen deil." Kz, glmekten katlarak nedenini sordu, o da dorusunu syledi. "Sen gerekten
cesaret edersin de ondan." Tltkudan arta
kalan sakin zamanlarnda, gndelik sevginin skntlarn da yaamaya balamlard. Delaura
dnen bir kocann doall iinde geldiinde grsn diye, Sierva Maria hcreyi temiz ve tert
tutuyordu. Cayetano da ona okuma yazma
gsteriyor, zgr olup evlenecekleri o mutlu gnn beklentisi iinde, onu iirin ilahi dnyas
sokarak, Ruhlkuds'e ball retiyordu.
27 Nisan sabah afak skerken, Cayetano hcreden ktktan sonra Sierva Mara'nn uykuya dal
zere olduu bir srada, eytan kovma ilemlerini balatmak zere haber vermeden onu almaya
gelmilerdi. Bir lm mahkmunun
ayiniydi bu. Onu srkleye srkleye yalan bana gtrdler, kova kova sularla
ykadlar, ekitire ekitire boynundaki kolyeleri aldlar ve ona mezhep sapknlarna zg
kaba saba gmlei giydirdiler. Bostanclkla uraan bir
rahibe, bir aa budama makasnn
Ak ve br Cinler
161/11
drt koca darbesiyle san ensesinden keserek, avluda yanmakta olan odun ateine frlatp at

Berberlii stlenen rahibe, sonra da kzn sann geri kalann, tpk Klarislerin balklar
altndaki gibi, yarm parmak boyunda krparak,
her krpnty kestike atee atmay srdrd. Sierva Maria, alevlerin altn renkli parlts
grerek el dememi odunun
trtlarn duymu, ta kesilen yznde tek bir kas bile oynamakszn, insann genzini tka
yanan boynuz dumannn kokusunu almt. En sonunda da ona bir deli gmlei giydirdiler, zer

bir cenaze rtsyle rttler ve iki kle kz onu bir asker sedyesinin zerinde tayarak kil
gtrd.
Piskopos, nde gelen din adamlarndan oluan Rahipler Meclisine arda bulunmu, onlar da Si
rva
Mara'ya yaplacak ilemlerde hazr bulunsunar diye ilerinden drt kiiyi semilerd
Piskopos, son bir aba gstererek ok kt
durumdaki saln alt etmiti. Trenin, daha nceki unutulmaz eytan kovma ayinlerinde oldu
gibi katedralde deil,
Santa Clara manastrnn kilisesinde yaplmasn buyurmu, eytan kovma ilemini de kendisi
stlenmiti.
Balarnda barahibe olmak zere Klaris rahibeleri, daha sabah dualar ncesinden beri kilis
enin
koro blmndeydiler;
makta olan gnn neminden etkilenmi olarak org eliinde okumulard sabah
ilahilerini. Hemen arkasndan Rahipler Meclisinin yksek aamal yeleri, tarikatin bak
ar
ve Kutsal Mahkeme'nin ileri gelenleri girdiler ieri. Bunlarn dnda tek bir sivil yoktu
,
olamazd da.
Piskopos, zerinde byk tren giysileriyle, drt kle tarafndan tahtrevanla tanarak ve a
162
lamaz bir keder havas iinde en son geldi kiliseye. Ana mihrabn karsna, grkemli cenaze
trenlerinde kullanlan mermer katafalkn yannda, gvdesini kmldatmasn kolaylatran bir
sandalyeye oturdu. Saat tam altda, iki kle, deli gmlei giydirilmi, zeri hl mor renkli

rtyle rtl olan Si-erva Maria'y sedyeyle ieri getirdiler.


Ayin ilahileri srasnda scaklk dayanlmaz bir hal almt. Orgun bas sesleri, kilisenin be
eli
ahap tavanlarnda gmbrdyor, koronun kafesleri ardnda grnmeyen Klarislerin clz sesler
yer yer duyulmasna bile pek frsat
vermiyordu. Sierva Maria'nn sedyesini tayan yan plak iki kle, onun yannda nbette
kalmlard. lahinin sonunda
kzn zerindeki rty kaldrdlar ve onu mermer katafalkn zerine l bir prenses gibi yat
braktlar. Piskoposun kleleri onu koltuuyla birlikte kaldrarak gtrp kzn yanna koydu
ana mihrabn karsndaki geni alanda onlar yalnz brakp yerlerine dndler.
Bundan sonraki aama, ilahi bir mucizenin balangcna benzeyen dayanlmaz bir gerilim ve
salt bir
sessizlik olmutu. Bir rahip mezi, kutsanm su kabn piskoposun elinin altna koydu. Pisk
s,
kutsal su serpmecini bir sava tokma
gibi kavrayarak Sierva Maria'nn zerine eildi ve dualar mrldanarak bedenine boydan boy
a su
serpti. eytan kovmak
iin birdenbire sylemeye balad szler, kiliseyi temellerine kadar sarsmt.
"Her kim olursan ol," diye haykrd, "sa'nn, Tann'nn, grlen ve grlmeyen, var olan, var
olan ve var olacak olan her eyin Efendisi'nin emriyle, vaftizle kurtarlm olan o bede
ni terk et
ve karanlklara geri dn."
163
, Korkudan kendinden gemi olan Sierva Mara da bir lk att. Piskopos, onu susturmak ii
sesini ykseltiyor, ama o daha ok baryordu. Piskopos, derin bir soluk alarak, szlerine
devam
etmek iin yeniden azm at, ama soluduu hava gsnn iinde snp gitmi, onu dar
verememiti. Sudan km balk gibi azn aarak yzkoyun yere ylm ve tren korkun b
kargaa iinde sona ermiti.
Cayetano, o gece Sierva Maria'y, zerinde deli gmleiyle ateler iinde titrer bir halde b
uldu.
Onu en ok sinirlendiren de, salar krplm kafasnn berbat grnts olmutu. Bir yandan
kaylardan kurtarrken, "Tanrm," diye mrldand, "nasl olur da byle bir su ilemelerine
verirsin." Sierva Maria, serbest kalr kalmaz onun boynuna sarld ve hngr hngr alarken
konumadan ylece birbirlerine sarl kaldlar. Delaura, onun iyice boalmasn bekledi. Sonr
yzn kaldrarak yle dedi: "Artk gzya yok." Ve Garcilaso'nun bir dizesiyle szn bal
"Yeter sizin iin benim dktklerim."
Sierva Maria, kilisede geirdii o korkun deneyimi anlatt ona. Koronun sava lklarna
benzeyen barmalanndan, piskoposun hezeyan halinde haykrmalarndan, yakc soluu ve heyec
an
l l yanan o gzel yemyeil gzlerinden sz etti.
"Tpk eytana benziyordu," dedi.
Cayetano, onu yattrmaya alt. O dev gibi gvdesine, frtna gibi sesine ve sert ynteml
ramen piskoposun iyi ve bilgili bir insan olduu konusunda ona gvence verdi. Sierva
Maria'nn
duyduu dehet anlalr bir eydi, ama hibir tehlike altnda deildi.
"Btn istediim, lmek," dedi kz.
164
"Kendini fkeli ve yenik dm hissediyorsun, tpk sana yardm edemediim iin benim hisset
gibi," dedi Delaura. "Ama Tanr bize yeniden doacamz gn bahedecektir."
Sierva Maria'nn kendisine armaan etmi olduu Odda kolyesini kard ve elinden aldklannm
yerine onun boynuna takt. Yataa yan yana uzanarak, birbirlerinin aclann paylatlar; dn
adaki
tm sesler snp gitmeye balam,
yalnzca tavann ahap bezemelerindeki termitlerin hrts duyulur olmutu. Heyecanlar
yatmt. Cayetano, yarkaranlkta konutu:
"ncil'in son kitabnda, bir gn gelip tan yerinin hi aarmayaca haber verilmektedir," ded
.
"Keke o gn bugn olsa."

Sierva Maria, Cayetano gittikten sonra bir saat kadar uyumu olmalyd, tam o srada yen
i bir
grltyle uyand. Karsnda, yannda barahibeyle birlikte, yal bir rahip duruyordu; iriy
bir gvdesi, gherileden sertlemi esmer bir teni, kafasnda dimdik olmu salan, kaba saba
elleri ve insana gven duygusu veren gzleri vard. Sierva Maria daha tam olarak uyana
madan, rahip,
Yoruba dilinde yle dedi ona:
"Sana kolyelerini getirdim."
stei zerine manastrn vekilharcnn kendisine geri verdii btn kolyeleri cebinden kar
Onlar Sierva Maria'nn boynuna takarken, Afrika dillerinde birer birer sayarak tanmly
ordu: akn
ve Chang'nun kannn krmzsyla beyaz,
hayatn ve Eleggu'nn lmnn krmzsyla siyah, suyun yedi boncuu ve Yemay'nm ak mav
Rahip, yumuak
bir ses tonuyla Yorubadan Kongoya, Kongo-dan Mandingaya geiyor, kz da onu byk bir ko
165
laylk ve akclkla izliyordu. Sonunda Ispanyolcaya getiyse, bunu, Sierva Mara'nn ylesin
tatllkla davranabileceine inanamayan barahibeye saygsndan yapmt yalnzca.
Kutsal Mahkeme'nin Sevilla'daki eski savcs ve kleler mahallesinin rahibi olup, pisk
oposun,
sal elvermediinden eytan kovma ayininde kendi yerini almas iin setii Peder Toms de
Aquino de Nar-vez'di bu. Hakknda anlatlanlar
sert bir insan olduuna kuku brakmyordu. Mezhep sapkn on bir Yahudi ve Mslman odun at
gndermiti, ama asl saygnl, ilerindeki Endls'n en inat cinlerini yenilgiye uratm
baard saysz ruhlardan geliyordu.
Kanarya adalarnn tatl ivesiyle konuan, ince zevkli, zarif tavrl bir adamd. Beyaz ve m
z
karm klesiyle evlenen bir kral vekili- nin olu olarak burada domu, drt kuaktr be
olan soyunun temizliini bir kez kantladktan sonra
yerel papaz okulunda eitimini tamamlamt. stn nitelikleri sayesinde Sevilla'da doktora
yapma
olanan elde etmi, elli yama kadar da orada oturmu ve grev yapmt. Yurduna geri dnd
en yoksul yrede grev istemi, Afrika
dinleri ve dillerine merak sararak, kleler arasnda bir baka kle olarak yaamt. Sierva
Maria'yla anlamak ve onun cinleriyle en akllca biimde yzlemek iin ondan daha uygun bir

olamazd.
Sierva Maria, rahibi o anda bir koruyucu melek olarak grm ve yanlmamt da. Tltanaklard

gerekeleri onun yannda bir bir rtm ve hibirinin kesin olmadn barahibeye gstermi
Amerika'daki cinlerin Avrupa'dakilerle ayn olduunu, ancak adlarnn ve davranlarnn fark
gsterdiini de anlatt. Bir kimseyi cin arpp arp166
madiini anlamakta kullanlan drt kural aklad ve cinlerin, insanlarn tersine inanmalar
bunlardan yararlanmalarnn ne kadar kolay olduunu belirtti. Sonra da Sierva Maria'nm
yanana
sevecen bir imdik atarak
vedalap ayrld.
"Rahat uyu," dedi ona. "Ben daha kt dmanlar da grdm."
Barahibe, ondan ylesine honut kalmt ki, yannda anasonlu kk biskviler ve sekin kim
iin ayrlm daha baka pastaclk mucizele-riyle birlikte Klarislerin o nl kokulu
ikolatasndan imeye davet etti onu. zel yemek
odasnda yiyip ierlerken, rahip, ondan sonra atlacak admlar iin talimatlarn verdi. Bar
be,
seve seve kabullendi
hepsini.
"O zavallnn iyi ya da kt olmas beni hi ilgilendirmez," dedi. "Tanrya yalvardn tek
onu bir an nce bu manastrdan karmas."
Rahip, birka gnlk, hatta Tanrnn izniyle birka saatlik bir i olmas iin elinden geleni

yapacana sz verdi. kisi de


sonutan honut bir halde ziyareti odasnda vedalarlarken, birbirlerini bir daha asla
grmeyeceklerini ne biri ne de teki tahmin edebilirdi.
Gerekten de yle oldu. Kendi cemaatinin yelerinin dedikleri gibi Peder Aquino, kilis
esine kadar
yryerek gitti, nk uzun zamandr ok az dua ediyordu ve Tanrnn gznde bunun karln
gn zlemlerini depretirerek dyordu.
eit eit satclarn barmalarndan akna dnm bir halde, kapnn dndaki amurlu
gemek iin gnein alalmasn bekleyerek oralarda oyaland. En ucuz tatllardan ve perian
durumdaki kendi tapnan yenilemek iin o hi
vazgeemedi167
i kazanma hayaliyle yoksullarn piyangosundan bir bilet satn ald. Jtten rlm hasrlar
zerinde sergilenen ufak tefek elilerinin nnde totem heykelleri gibi oturan zenci hat
unlarla
sohbet ederek yarm saat geirdi. Saat bee doru Getsemani'nin iner kalkar kprsn geti;
korkun grnml kocaman bir kpein leini, kuduzdan ldnn anlalmas iin daha yeni
asmlard oraya. Havada bir gl kokusu vard, gkyz de dnyada grlmemi bir berraklktay
Denizin bast bataklk alann hemen kysndaki kle mahallesi, tam bir sefalet iindeydi.
palmiye yapraklarndan yaplm kerpi kulbelerde akbabalar ve domuzlarla bir arada

yaanyor, ocuklar sokaklardaki


birikintilerden su iiyorlard. Yine de, renklerin youn, seslerin canl olduu, en neeli
mahalleydi buras, hele hele hava
kararrken, serinliin zevkine varmak iin iskemleleri sokan ortasna kardklarnda. Rahi
ald tatllar mahallenin ocuklar arasnda paylatrd, tanesini de akam yemei iin
kendine ayrd.
Tapnak, duvarlar sazlardan rlp balkla pekitirilmi, ats palmiye yapraklaryla rt
keli yan duvarnda kazklardan atlm bir ha duran bir kulbeydi. Masif tahtalardan arka
sralar, tek bir azizin durduu tek bir mihrab
ve rahibin Pazar gnleri Afrika dillerinde vaaz verdii ahap bir mimberi vard. Rahip e
vi, ana
mihrabn arka tarafnda kilisenin bir uzants biimindeydi; rahip, iinde portatif bir yata
kla
kaba saba bir sandalyenin bulunduu bu odada, son derece sade bir hayat sryordu. Dip
tarafta
tal bir kk avlu ve salkmlar bzm bir asmann sanl olduu bir
ardak vard, bir de oray bataklktan ayran dikenli
168
bir it. Tek ime suyu, avlunun bir kesinde duran, harla svanm bir sarmtakiydi.
Her ikisi de dnme Mandinga olan yal bir kilise kayyumuyla on drt yanda ksz bir kz,
kilisede olsun, evde olsun, rahibin tek yardmclarydlar, ama tespih duasndan sonra onl
ara
ihtiyac kalmyordu. Rahip, kapy kapatmadan nce,
kalan o son tatly bir bardak suyla birlikte yedi; sonra da sokakta oturan komularyla
her
zamanki spanyolca
cmlesiyle vedalat:
"Tanr hepinize iyi ve huzurlu bir gece nasip etsin."
Kiliseden bir sokak tede oturan kayyum, ilk nce sabahn saat drdnde, gnn tek ayini iin
rahibin kapsn tklatt. Saat be olmadan nce, rahibin geciktiini grnce, odasna bakmay
gitti. Orada yoktu. Avluda da bulamad onu.
evrede aramaya koyuldu, nk ara sra ok erken saatlerde komu avlulara ahbaplk etmeye gi

olurdu. Yine
bulamad. Kiliseye gelen cemaat yesi birka kiiye, rahibi bulamadklar iin ayinin
yaplamayacan haber verdi. Saat sekizde, gne artk ortal iyice sttnda, hizmeti
sarntan su ekmeye gitti; ite oradayd Peder Aquino: ayaklarnda yatarken karmad
oraplaryla, suyun stnde srtst yzyordu. Byk znt yaratan, hznl bir lm olayy
hem de hibir zaman akla kavuturulamayan bir sr. Barahibe ise, eytann kendi manastr

kar duyduu nefretin kesin kant olarak ilan etti bunu.


Haber, masum bir hayalle Peder Aquino'yu bekleyip duran Sierva Maria'nn hcresine k
adar ulaa169
mad. Onun kim olduunu Cayetano'ya nasl aklayacan bilememiti, ama onu kolyelerine
kavuturmas ve oradan kurtarma sz vermesi karsnda duyduu minnettarl anlatmt ona.
zamana kadar her ikisi de, mutlu olmak iin
akn yeterli olduu dncesindeydiler. Ama zgrln yalnzca kendilerine bal olduunu,
Aquino'yla hayal
krklna urayan Sierva Maria fark etti ilk olarak. Bir gece ge vakit, pcklerle geird
uzun saatlerden sonra, Delaura'ya gitmemesi iin yalvard. O ise bunu hafife ald ve o
na bir pck
daha vererek vedalat. Kz, yataktan frlayp kapnn nnde kollarn iki yana at.
"Ya gitmezsin, ya da ben de giderim." Bir keresinde Cayetano'ya, onunla birlikte
kap San Basilio
de Palenque'ye snmay ne kadar, istediini sylemiti; oradan on iki fersah uzaklkta, ka
klelerin yaad ve hi kukusuz
kralieler gibi karlanaca bir kyd oras. Cayetano'ya da dhice bir fikir gib
gelmiti, ama kama olayyla
badatramyordu bunu. Daha ok yasal ekilcilie gveniyordu o. Markinin, kzna, cin arpm
olmad tartlmaz bir biimde kantlanm olarak kavumasn ve din adamlaryla rahibeleri
dnlerinin hi kimsenin ayplamayaca kadar sk grld sivil bir topluma katlmak zere
piskoposunun affn ve iznini elde etmeyi istiyordu. Bu yzden de Sierva Maria, onu ya
kalmas, ya
da kendisini de birlikte gtrmesi ikilemi karsnda braknca, onu bir kez daha oyalamaya
alt. Kz, Delaura'nn boynuna sarlarak barmakla tehdit etti onu. afak skmek zereydi
Korkuya kaplan Delaura, onu bir itite kendini kurtard ve tam sabah dualarnn balamakta
olduu
anda oradan kap gitti.
170
* Sierva Maria'nn tepkisi korkun olmutu. En basit bir nedenle gardiyann yzn trmalam
kendini ieri kilitleyerek, gitmesine izin vermezlerse hcreyi atee verip kendini yak
aca
tehditlerini savurmutu. Kanlar iindeki yzn grnce fkeden kendinden geen gardiyan, y
bard ona:
"Cesaretin varsa yak bakalm, Belzebul1 canavar."
Buna yant olarak, Sierva Maria, sa kandiliyle ilteyi atee verdi. Martina'mn yattrc
hareketlerle araya girmesi, bir faciay nlemiti. Yine de gardiyan, o gnk raporunda, kzn

zindan blmnde daha iyi korumal bir hcreye geirilmesini talep etti.
Sierva Maria'nn tedirginlii, Cayetano'nun kamaktan baka bir areyi hemen bulmak iin
acele
etmesine neden olmutu. ki kez markiyi grmeye alt, ama her ikisinde de, efendilerinin
olmad evin iinde istedikleri gibi babo
dolanr bulduu oban kpekleri tarafndan engellenmiti. Aslnda marki, bir daha oraya
dnmeyecekti. Bitmez tkenmez
korkulanna yenik derek, Dulce Olivia' nn kollarna snmaya alm, ama o, markiye kap
amamt. Yalnzlk aclan baladndan beri her yolu deneyerek ona seslenmi, ama yalnzca
kttan kular iinde alayl yantlar almt. Sonra birdenbire arlmadan ve haber ve
kagelmiti. Kullanlmamaktan ie yaramaz haldeki mutfa temizleyip dzene koymutu,
a
tr tr yanan atein zerinde de bir tencere fokurdu-yordu. Organzadan volanl Pazar giys
giymi, son moda kokular ve balsamlarla sslenip pslen-miti; deliliini gsteren tek ey,
zerinde balklar
' Belzebul: eytanlarn ba. (ev.)
171
ve kafeste kular bulunan kocaman kenarl apka-syd.
"Geldiin iin sana minnettarm," dedi marki. "Kendimi ok yalnz hissediyordum." Sonra da
bir

yaknmayla tamamlad szn: "Sierva'y kaybettim."


"Senin kabahatin," dedi Dulce Olivia, hi oral olmadan. "Kaybolmas iin elinden geleni
yaptn."
Akam yemei, trl et ve bahenin en sekin sebzeleriyle yaplm Kreol usul biberli yah
Dulce Olivia, klna ok iyi giden hanmefendi tavrlar iinde yemek servisini yapt. Huys
kpekler hrlayarak onu izliyor ve bacaklarnn arasnda dolanyorlard; o da, tatl
fsltlarla onlar oyalyordu. Genken ve aktan korkmadklar zamanlarda olabilecekl
biimde, sofrada markinin karsna geip oturdu, birbirlerine bakmadan, akr akr terleyer

yal bir evli iftin kanksaml iinde orbalarn kaklayarak, sessizce yediler yemekl
Birinci yemekten sonra, Dulce Olivia, yemee ara vererek iini ekti ve gemi yllarnn bil
ine
vararak yle dedi:
"Byle olabilirdik."
Onun sertlii markiye de bulamt. Onu, iki dii eksilmi, gzlerinin feri kam, iman v
yalanm olarak getirdi gznn nne. Babasna kar gelme yrekliliini gsterebilmi olsa
belki de byle olacaklard.
"yle akln banda gibi grnyorsun ki," dedi ona.
"Hep yleydim," diye karlk verdi teki. "Beni asla olduum gibi grmeyen sendin."
"Ben seni, hepsinin gen ve gzel olduu ve en iyisini ayrt etmenin kolay olmad bir kalab
ln
172
iinden setim, dedi marki.
"Senin iin ben kendim setim kendimi," dedi Dulce Olivia. "Sen semedin. Hep imdiki gi
biydin:
zavallnn tekiydin." "Kendi evimde bana hakaret ediyorsun," diye karlk verdi marki.
Atmann kanlmazl Dulce Olivia'y coturmutu.
"Senin olduu kadar benim de evim," dedi. "Bir kahpenin dourmu olmasna ramen kznn da b
m
olduu gibi." Ve yant vermesine frsat brakmadan szn tamamlad: "En kts de onu kt e
emanet etmi olman."
"Tanrnn ellerine," dedi marki. Dulce Olivia, fkeyle haykrd:
"Piskoposun, onu fuha srkleyip gebe brakan olunun ellerine." "Kendi dilini srsan
zehirlenirsin!" diye bard marki, sinirlenerek.
"Sagunta abartr, ama yalan sylemez," dedi Dulce Olivia. "Hem beni aalamaya da alma,
ldnde suratn pudralayacak bir tek ben kaldm nk."
Oyunun her zamanki son perdesiydi bu. Gzyalar, koca koca damlalar halinde taban iine d
ye
balamt. Kpekler uyumulard, ama kavgann gerilimi onlan uyandrm, bala
tedirginlikle kaldrarak hrlamaya
koyulmulard. Marki, soluunun daraldn hissetti. "Gryorsun ite," dedi fkeyle, "byle
olacaktk."
Dulce Olivia, yemeini bitirmeden kalkt. Sofray toplad, mthi bir fke iinde tabaklarla
tencereleri ykad; ykarken de her birini yalan iinde k173
ryordu. Alamasna gz yumdu marki, ta ki tabak anan kalntlarn, bir dolu yamuru gibi
tenekesinin iine boaltana kadar. Sonra da vedalamadan ekip gitti. Ne marki, ne de bak
a
herhangi bir kimse, Dulce Olivia'mn ne
zaman kendisi olmay braktn ve yalnzca geceleri evin iinde dolaan bir haya
olmay srdrdn asla
renemedi.
Cayetano Delaura'nn piskoposun olu olduu yalan, Salamanca'dan beri birbirlerine k oldu
lar
biimindeki daha eski yalann yerini almt. Dulce Olivia'mn, Sagunta tarafndan da dorulan
n ve
daha da abartlan yorumu, Sierva
Maria'nn gerekten de Cayetano Delaura'nn eytani itahn doyuma ulatrmak iin manastra
kapatld ve iki bal
bir ocua gebe kald biimindeydi. Sagunta' mn anlattna gre, sefahat lemleri, btn K

toplumuna bulamt. Marki, bir trl kendine gelemedi. Anlarnn kaygan bataklklarnda
elyordamyla dolaarak, korkuya kar snabilecei bir yer arad ve yalnzlnn iinde
ycelttii Bernarda'nn ansn bulabildi sadece. Bu any, onun en nefret ettii yanlarn,
kokulu yellenmelerini, ters yantlarla kafa tutmalarn, kntl ayak kemiklerini aklna
getirerek defetmeye alt, ama onu ne kadar ok alaltmaya alrsa, anlar o kadar ok
lkleiyordu. Sonunda zlemlerine yenik derek, gittiinden beri orada olduunu sand
Mahates'teki ekerkam deirmenine haberler yollayarak ortal yoklad; Bernar-da gerek
de oradayd. Her ikisinin de hi deilse yannda lebilecei biri bulunsun diye,
krgnlklarn unutup eve dnmesi iin haber yollad. Bir yant kmamas zerine de kalkp
bulmaya gitti.
Markinin, anlarnn rmaklarnda yeniden do174
lamas gerekecekti. Genel valiliin en gzellerinden olan iftlik, bir hie dnmt. Otla
arasnda yolu ayrt etmek olanakszd. Deirmenden geriye yalnzca dkntler, pasn yiyip
bitirdii makineler, ekerkam cenderesinin koluna
hl koulu duran son iki kzn iskeletleri kalmt. Rzgrlarn fsldat pnarba,
sukabaklannn glgesinde hayat
dolu tek ey gibi grnyordu. Marki, sazlklarn kavrulmu saplan arasnda daha evi gremede
Bernarda'nn artk doal kokusu haline gelmi olan sabunlannn parfml kokusunu alm ve onu
grmeye nasl can attnn farkna varmt. te orada, baklarn hi kmldamadan ufka d
kakao yiyerek, kap sundurmasnn kenarnda salncakl bir sandalyede oturuyordu. zerinde pe
be
pamukludan hafif bir giysi vard; salar, pmarba-nda daha yeni yapt banyodan hl slak
Marki, sundurmann basaman kmadan nce, "yi akamlar," diye selamlad onu.
Bernarda, bu selam hi kimseden gelmemi gibi, ona bakmadan karlk verdi. Marki, terasn k
enarna
kt ve oradan
baklarn allklarn zerinden geirerek bir utan br uca ufkun zerinde gezdirdi. Gz
alabildiince yabani allklar vard yalnzca, bir de pnarbandaki sukabaklan.
"nsanlara ne oldu?" diye sordu.
Bernarda, tpk babas gibi, yine onun yzne bakmadan yant verdi: "Hepsi gittiler," dedi.
"Yz
fersahlk evrede tek canl kalmad.
Marki, bir sandalye bulmak zere ieri girdi. Evin her yan dklyordu, minik pembe iekli
yeillikler zeminin tulalar
arasndan balarn kar175
mlard. Yemek odasnda, termitlerin delik deik ettii iskemlelerle eski masa ve kimbilir
ne
zamandan beri durmu olan saat yine oradayd; hepsi de soluk alrken hissedilen gzle grlm
ez
tozlu bir havann iindeydi. Marki, iskemlelerden birini dar tad, Bernarda'nn yanma
oturarak, ok alak sesle ona yle dedi:
"Sizin iin geldim."
Bernarda, istifini bozmad, ama bayla belli belirsiz alglanabilen olumlu bir iaret yap
t.
Marki, ne halde olduunu anlatt ona: evde kimseler yoktu, kleler baklarn ekerek all
ardnda pusuya yatmlard, geceler bitmek bilmiyordu. "Hayat deil bu," dedi.
"Hibir zaman olmad ki," dedi kars da. "Belki olabilirdi," diye karlk verdi marki.
"Sizden ne kadar nefret ettiimi gerekten bil* eydiniz, bana bunu sylemezdiniz,".dedi
Bernarda.
"Ben de hep sizden nefret ettiimi sandm," dedi marki, "imdi ise bunu kesin olarak b
ilmediimi
gryorum."
Bunun zerine Bernarda, gnyla iini grebilmesi iin kalbinin derinliklerini at ona.
Babasnn onu ringa balklar ve salamura bahanesiyle nasl oraya yolladn, o eski fal bak
hilesiyle onu nasl aldattklarn, babas grmezlikten gelirken kendisinin onu batan karm
nasl karar verdiklerini ve mr boyu eli kolu bal tutabilmek iin Sierva Maria'ya gebe ka
lmasn
salayacak o soukkanl ve kesin manevray nasl tasarladklarn anlatt. Kendisine gnl

borcu duymasn gerektiren tek ey, babasyla birlikte kararlatrdklar ve ona fazla ac
ektirmemek iin orbasna afyonruhu boca etmek biimindeki son sahne iin kendinde cesa176
ret bulamam olmasyd.
"pi kendi boynuma ben kendim geirdim," dedi. "Ama piman deilim. Her eyin stne bir de
edi
aylk domu o zavall yavruyu ya da btn talihsizliklerimin nedeni olan sizi sevmemi bekle
mek ok
fazla olurdu."
Btn bunlarn stne, p1 almasnn en son basama, Judas Iscariote'yi kaybetmesi olmutu.
bakalarnda ararken, kendini ekerkam deir-menindeki klelerle dur durak bilmeyen bir fu
vermiti; oysa ilk kez cesaret
edebilene kadar ona en fazla tiksinti veren eydi bu. Fermante olmu bal ve kakao ta
bletleri
ekiciliini bozana kadar, onlar gruplar halinde seiyor, muz bahelerinin snrlarnda tek
halinde elden geiriyordu; sonra her yan iip
irkinlemi, o kadar bedeni kaldracak hali kalmamt. Bunun zerine karln demeye
balamt. nceleri en genlere, gzellik ve yeteneine gre, altn benzeri ince pirin pull
sonunda da gcnn yettiklerine saf altnla. Onun
doyum bulmaz alndan kendilerini kurtarabilmek iin kitle halinde San Basilio de Palenq
ue'ye
katklarn kefetmekte ok gecikmiti.
"te o zaman onlar bak darbeleriyle pekl ldrebilecek kapasitede olduumu anladm," de
tek bir damla gzya dkmeden. "Hem yalnzca onlar deil, sizi ve kz da, o belei babam
ve hayatmn iine san herkesi de. Ama
artk hi kimseyi ldrecek halim kalmamt."
Fundalklarn zerinden gnein batn seyrederek sessizce oturdular. Ufukta uzakla

bir yerden bir hayvan srsnn getii duyuldu ve teselli bulmaz bir kadn sesi, gece ola
a
kalan, teker teker adlaryla seslendi hayvanlara.
Marki, iini ekerek,
Ak ve br Cinler
177/12
"Gryorum ki size gnl borcu duyacak hibir eyim yokmu," dedi.
Hi acele etmeden kalkt, iskemleyi gtrp yerine koydu, veda etmeden ve k yakmadan, geld
yne doru ekip gitti. Aradan iki yaz getikten sonra, hibir yere kmayan bir patikann z
e
ondan geriye kalan tek ey, akbabalarn
kemirdii iskeleti olacakt.
Martina Laborde, o gn, gecikmi bir ii bitirmek iin btn sabah nak ilemekle geirmit
le yemeini Sierva
Mara'nn hcresinde yedi, sonra da le uykusuna yatmak iin kendi hcresine gitti. Akamze
artk naksn sonlarna vardnda, garip bir hznle konutu onunla:
"Gnn birinde bu zindandan kacak olursan, ya da ben daha nce karsam, her zaman hatrla
i,"
dedi ona. "Tek vncm bu olmal."
Sierva Maria, gardiyann Martina'y hcresinde bulamad iin avaz avaz bararak kendisini
uyandrd ertesi sabaha kadar anlamad bu szlerin ne demek olduunu. Manastn ke bucak
aratrmlar, onun izine bile rastlamamlard.
Martina'dan alnan tek haber, Sierva Mara'nn yastnn altnda bulduu, onun o ssl elyaz
yazlm bir kt oldu: "ok mutlu olmanz iin gnde kez dua edeceim."
Hl bu beklenmedik olay*n aknl iindeyken, barahibe, yannda yardmcs ve hazr
kuvvetlerden daha baka rahibeler, ayrca alaybozanlarla donatlm bir manga muhafzla birl
ikte
ieri girdi. Elini fkeyle uzatp Sierva Maria'ya
dokunarak, yle bard:
178
"Su ortasn ve cezan ekeceksin."
Kaz, serbest olan elini, barahibeyi olduu yere mhlayan bir kararllkla kaldrarak, "Onla

r
karlarken grdm," dedi.
Barahibe, armt.
"Yalnz deil miydi?"
"Alt kiiydiler," dedi Sierva Mana.
Bu mmkn grnmyordu, hem de tek ka yolu duvarlarla evrili avlu olan terastan km ol
bsbtn olanakszd.
"Yarasa gibi kanatlan vard," dedi Sierva Maria, kollarn rparak. "Terasta kanatlarn at
ve ua ua onu denizin te yanna kadar gtrdler."
Muhafzlann ba, dehet iinde istavroz kararak dizleri stne kt. "Kutsal Meryem Ana,"
"Tertemiz gnahsz bakire," diye hep bir azdan tamamladlar tekiler.
Cayetano'nun geceleri manastrda geirdiini kefettiinden beri Martina'nn tam bir gizlili
k
iinde en kk ayrntlarna kadar tasarlam olduu, kusursuz bir kat bu. ngrmedii y
nemsemedii tek ey, herhangi bir kukuya yer
vermemek iin, su kanalnn giriini ierden kapamas gerektiiydi. Kama olayn soruturanl
buray ak bulmular,
aratrdklannda gerei kefederek kanaln her iki ucunu da hemen rdrmlerdi. Sierva Mari
inziva blmnde kaps asma kilitli bir hcreye nakledilmiti zorla.
O gece, muhteem bir mehtabn altnda, tneli rten duvar ykmaya urarken, Cayetano'nun
yumruklan kan iinde kald. lgncasna bir gle kendinden geerek markiyi bulmaya kotu. A
kapy almadan iterek ssz evin iine girdi; ierdeki
179
k dardakiyle aynyd, nk kire badanal duvarlar mehtabn parlaklndan saydam gibi
grnyordu. Ortaln temizlii, eyalarn dzeni, vazo-lardaki iekler, terk edilmi evin
iindeki her ey kusursuzdu. Menteelerin gcrts
oban kpeklerini azdrmt, ama Dulce Olivia, sert bir emirle onlar nnda susturdu. Cayet
avlunun yeil glgeleri
arasnda, zerinde markizin tunii, salar bayltc kokular saan canl kamelyalarla sslen
olarak, l l bir gzellik iinde grd onu; ba ve ia-retparmaklanyla ha iareti yapar
elini kaldrd ve,
"Tanr adna syle: kimsin?" diye sordu.
"Ac eken gnahkr bir ruh," dedi teki. "Ya siz?"
"Ben, Cayetano Delaura'ym," diye karlk verdi Delaura. "Sayn markiye beni bir an dinle
mesi'
iin dizlerimin zerinde yalvarmaya geldim."
Dulce Olivia'nn gzleri fkeyle ldamt.
"Sayn markinin bir alaktan dinleyecei bir eyi yok," dedi.
"Siz kim oluyorsunuz ki bunu bylesine buyu-rurcasna sylyorsunuz?" "Ben, bu evin kral
iesiyim."
"Tanr akna," dedi Delaura. "Kzyla ilgili olarak konumaya geldiimi markiye haber verin.
Ve
sz daha fazla
dndrp dolatrmadan, elini gsne gtrerek yle dedi: "Onun akndan lyorum."
"Tek bir sz daha sylerseniz kpekleri salveririm," dedi Dulce Olivia sinirlenerek, so
nra da
kapy iaret etti: "kn buradan."
yle otoriter bir hali vard ki, Cayetano, onu gzden kaybetmemek iin geri geri yryerek e
v180
den kt.
Sal gn, Abrenuncio, hastanedeki hcresine girdiinde, Delaura'y aclar iinde geirdii u
gecelerin perianl iinde buldu. Ona her eyi anlatt Delaura: ektii cezann gerek
nedenlerinden, hcredeki ak gecelerine kadar her
eyi. Abrenuncio, arm kalmt.
"Sizden her eyi beklerdim ama lgnln bu kadarn asla," dedi. Bu kez aran Cayetano
olmutu; yle sordu ona:
"Hi banza gelmedi mi?"
"Hi gelmedi, olum," dedi Abrenuncio. "Cinsellik bir yetenektir, o da bende yok."
Onu yattrmaya alt. Akn, doaya kart bir duygu olduunu, birbirlerine yabanc iki k

mutsuz ve salksz, hem de ne kadar geici olursa o kadar younlaan bir bamlla mahkm
ettiini syledi. Ama Cayetano, kulak asmad ona. Hristiyan dnyasnn basksndan olabildi
uzaa kamak onda bir saplant halini almt.
"Yalnzca marki bize yasalar yoluyla yardm edebilir," dedi. "Dizlerimin zerinde ona
yalvarmak
istedim, ama evde bulamadm."
"Onu hibir zaman bulamazsnz," dedi Abrenuncio. "Ona ulaan sylenti, sizin kz kt yola
drmeye altnz biimindeydi. imdi gryorum ki, Hristiyan gr asna gre haksz
deilmi." Delaura'nn gzlerinin iine bakt:
"Kendinizi mahkm ettirmekten korkmuyor musunuz?"
"Zaten mahkm olduumu sanyorum, ama Ru-hlkuds tarafndan deil," dedi Delaura, telalanma
.
"Onun aka inantan daha fazla deer verdiine inanmmdr hep."
181
' Abrenuncio, manta kul kle olmaktan yeni azat olmu bu adamn kendisinde uyandrd hayr
saklayamad. Ama ona gerekd szler vermedi, hele Kutsal Mahkeme'nin iin iinde olduu b
bir srada.
"Sizinki, ona kar durabilmeniz iin size cesaret ve mutluluk veren bir lm dini," dedi
ona.
"Benimki yle deil: ben, esas olan tek eyin hayatta kalmak olduuna inanrm."
Cayetano, koa koa manastra gitti. Gpegndz servis kapsndan girdi ve duann verdii g
grnmez olduu inancyla hibir nlem almakszn baheyi geti. kinci kata kt, manastr
kanadn birletiren ok alak tavanl ssz
bir koridoru geti ve inzivadakilerin yokluk iindeki sessiz dnyasna girdi. Bilmeden,
Sierva
Maria'nn onun iin gzya dkt yeni hcrenin nnden gemiti. Zindan blmne ulamak
zereydi ki, arkasndan ykselen bir ses onu
durdurdu: "Dur!"
Dnp bakt, yz peeyle rtl bir rahibe ve kendisine kar kaldrlm bir ha grd. ne
bir adm att, ama rahibe, sa'y koydu aralarna ve "Vade retro'." diye bard. Arkasndan
baka ses daha duydu: "Vade retro." Ve bir
bakas, sonra bir bakas: "Vade retro." Kendi evresinde defalarca dnd ve ellerindeki ha
kaldrp bararak onu sktran, yzleri peeli acayip birtakm rahibelerin oluturduu bir
halkann ortasnda bulunduunu fark etti:
"Vade retro, Satana!"
Cayetano, gcnn sonuna gelmiti. Kutsal Mahkeme'ye kanld ve kent meydannda yaplan duru
kendisine mezhep sapknl kukulan
182
ve halk arasnda karklklara, Kilisenin iinde de tartmalara neden olma sulan yklenere
mahkm oldu. zel bir affa urayarak, mahkmiyetini Amor de Dios hastanesinde hastabakc ol
arak
geirdi; orada hastalanyla birlikte yerlerde yemek ye-yip uyuyarak ve onlarn y
alaklarnda
kullanlm sularla bile ykanarak uzun yllar yaad, ama aka gsterdii czama t
istei bir trl gereklemedi.
Sierva Maria, onu bouna beklemiti. Aradan gn getikten sonra, cin arpma belirtilerini
aha
da ciddiletiren bir bakaldr patlamas iinde yemeden imeden kesildi. Cayetano'nun kmes
,
Peder Aquino'nun aklanamaz lmnden, kendi bilgisini ve gcn aan bir bahtszln halkt
yaratt yankdan altst olan piskopos, eytan kovma ayinlerini, onun durumunda ve yanda b
kimse iin akl almaz bir enerjiyle yeniden stlenmiti. Sierva Maria, bu kez kafas ustur
ayla
tra edilip deli gmlei giydirilmi olarak, deiik dillerde feryatlar ya da cehennem kula
lklanyla, eytani bir yrtclk iinde ona kar koymutu. kinci gn, kudurmu srlar
korkun bir brt duyuldu, yer sarsld ve artk Sierva Maria'nn btn cehennem cinlerinin
merhametine kalmam olduunu dnmek mmkn deildi. Hcresine geri gtrldnde, iinde
olabilecekleri kovmaya yarayan bir Fransz yntemi olan kutsanm suyla lavman yaptlar on
a.
Bu ikence gn daha srd. Bir haftadr yemek yememesine ramen Sierva Maria, bir bacan

kurtarmay baarm ve piskoposun karnna, onu yere deviren bir tekme indirmiti. Bedeni yle
ine
sskalatndan kaylar onu tutamad iin kendi183
ni kurtarabildiini ancak o zaman fark edebildiler. Kopan hengme, eytan kovma ayinin
i yarda
brakmann doru olacan gsteriyordu, Rahipler Meclisi de durumu byle deerlendirmiti, a
piskopos raz olmad.
Sierva Mara, Cayetano Delaura'ya ne olduunu, kapdan ald nefis eylerle dolu sepeti ve d
ymak
bilmez geceleriyle
neden geri gelmediini bir trl anlayamad. 29 Mays gn, daha fazla cesareti kalmayarak,
Cayetano Delaura'nm bulunmad ve bir daha asla bulunmayaca, karlarla kapl krlara bakan

pencereyi grd yine ryasnda. Kucanda, o yedike taneleri yeniden kan altn renkli bir
salkm vard. Ama bu kez onlar birer birer deil, son zm tanesine kadar salkmdan nce da
a
abasyla neredeyse soluk almadan ikier ikier koparyordu. eytan kovma ayininin altnc se
iin onu hazrlamak zere ieri giren gardiyan, l l gzleri ve yeni domu bebek tenyl
yatanda akndan lm buldu. Hitam tutam gl salar kaznm kafasndan sanki kpk kp
fkryor, gitgide uzad gzle grlyordu.
184
1BRIEL GARCA MRQlZ Anlatmak in Yaamak
~~~nri|ii........_
Gabriel Garcia Mrquez apnda bir yazarn an- c,vMno^MK[l.
'arm va'n,zca hayranlar deil, tm bir edebiyat
anlatmak iciN
dnyas nicedir bekliyordu. 20. yzyl edebiyat- yaamak

na damgasn vuran byl gerekiliin byk


ustas, Yaprak Frtnas'ndan Yzyllk Yalnzlk'a, Kolera Gnlerinde ^Ar'tan Benim Hz
Oros-pularm'a, esin kaynaklarn hep kendi yaamnda, yakn evresindeki insanlarda aramt
yzden, yaptlaryla yaam arasnda sk
dokunmu balar vard. Garcia Mrquez, sonunda anlarn yazd. Anlatmak in Yaamak, tm
hayatn, anlatmak, yazmak iin yaam bir yazarn anlarnn ok tesinde bir kitap. Ancak
kaleminden kabilecek, roman tadnda
okunabilen bir yapt. Anlatmak in Yaamak'ta "Hayat, insann yaad deildir; aslolan,
hatrlad ve anlatmak iin nasl hatrladdr," diyen yazarn yalnzca yaam yksn de
tm yaptlarnn izlerini de bulacaksnz.
GABRIEL GARCA MAf*Qjg|Z
Yaprak Frtnas
YAPRAK FIRTINASI
1955 ylnda yaynlanan Yaprak Frtnas, Latin Amerika edebiyatnda "byl gerekilik" diy
anlan akmn byk ustas Gabriel,Garcfa Mr-quez'in ilk nemli yapt. Bu uzun yknn
vurgulanmas gereken bir zellii de, Garda Mr- quez'in yalnzca Yzyllk Yalnzlk deil,
sonraki yaptlarnn da arka plann oluturan dsel Kolombiya ky Macondo'nun ilk kez bu
kitabnda ortaya km olmas. Yine de Yaprak Frtnas'nm Macondo'su, Yzyllk Yalnzlk't
Macondo'dan farkl. Dev bir muz kumpanyasnn ""'**"*
smrsnden arta kalan
rmlk kokusunun kol gezdii bir kasaba. Yalnzln barnda yaayan da kapal, sert insanlar. Bylesi
ortamda, Faulkner tadnda, deiik adan anlatlan masals bir yk. Yaprak Frtnas,
olaanst birdgcnn rn; ama ne
mucizeler yaratabileceini ek iyi bilen bir yazarn kendine zg yalnlgyla yazlm. Garc
Mr-quez'in bu kitabnda
Yaprak Frtnas'nm yan sra byl gerekiliin mcevherleri diye nitelenebilecek alt ks
yky de sunuyoruz. (SRIEL GARCIA MRQU2
Yzyllk Yalnzlk
YZYILLIK YALNIZLIK
"Yzyllk Yalnzlk') yazmaya baladmda, ocukluumda beni etkilemi olan her eyi edebiy
araclyla aktarabileceim bir yol bulmak istiyordum. ok kasvetli, kocaman bir evde, topr
ak

yiyen bir kz karde, gelecei sezen bir bykanne ve mutlulukla lgnlk arasnda ayrm
gzetmeyen, adlan birmek bir yn akraba arasnda geen ocukluk gnlerimi sanatsal bir dil
ardmda brakmakt amacm. Yzyllk Yal-nzlk' iki yldan daha az bir srede yazdm. Ama y
makinemin bana oturmadan nce bu kitap hakknda dnmek on be, on alt ylm ald...
Bykannem, en acmasz eyleri, kln bile kprdatmadan, sanki yalnzca grd eylermi
anlatrd bana. Anlatt ykleri bu kadar deerli klan eyin, onun duygusuz tavr ve
im-gelerindeki zenginlik olduunu kavradm. Yzyllk Yalnzlk') bykannemin ite bu yntem
kullanarak yazdm... Bu roman byk bir dikkatle ve keyifle okuyan ve hi armayan sradan
insanlar tandm. Sasnmadlar, nk ben onlara hayatlarnda yeni olan hibir ey anlatmam
Kitaplarmda gereklie dayanmayan tek satr bulamazsnz."
Gabriel Garda Mrguez GABREL GARCA MRQUZ Kolera Gnlerinde Ak
Kolera Gnlerinde Ak, braklm bir sevgilinin, yeniyetmelik yllarndan balayarak yal
alacakaranlna dek sren yarm yzyllk akOniernde ak
nn yks. Gabriel Garcia Marquez'in, ustal,
bu yky bir destana dntryor: akn, deli-akll, yabanl-evcil, tensel, romantik tm
biimlerinin pastoral bir iirin bysne brnd bir destan. On dokuzuncu yzyln yirminc
yzyla dnt bir zaman dilimini kapsayan bu
bitmeyen akn gerisinde, adalama abas iindeki bir toplumun eitli ynlerini, zellik
tara kentsoyluluunun
samalklarn ince bir alayla eletiriyor yazar. Roman boyunca, ak aclarnn lirik rzgrl
esintileri arasnda, Gabriel Garcia Marquez'in, insancl mizah, srekli olarak duyuruyo
r kendini.
Bu nitelikleriyle, Kolera Gnlerinde Ak,
Gabriel Garcia Marquez'in bayapt saylan Yzyllk Yalnzlk'm yannda tartlmaz bir bi
yerini alyor.
GABREL GARCIA MARQUZ Benim Hznl Orospularm
'l OMKU MJkut./ BHflM HZNL
OROSPULARIM
Benim Hznl Orospularm'm bakiisi, yaam boyunca hibir kadnla parasn demeden sevim
yal bir gazeteci. Yalnzlnn aresini gndelik, sradan ilikilerde aram bu irkin ve
ekingen ihtiyar, 90. yagnnde kendine hi allmam bir armaan vermeye kalkr. Eskide
tand bir genelev patroniesini arar, el dememi bir gen kzla birlikte olmak istediini
syler. Patronie, onun bu istediini yerine getirecek, ama yal adam her ziyaretinde "uy
uyan
gzel" Delgadina'y seyretmekle yetinmek zorunda ka-""'""
lacak, yaamnn gz
de
kendisine bylesi bir
oyun oynayan yazgsna boyun eecek; ne ki bu ayrks ilikiden o gne dein hi tatmad bi
doacaktr. Gabriel
Garcia Mrquez, bu romannda, yalln hznn olaand bir akn cokusuna dntr
Belki de lm gzelletirmek iin... Ustann bu yeni roman yalla, cinsellie, aka ve
bir gzelleme.
BAKANBABAKZIN SONBAHARI
Bakan Babamzn Sonbahar, lmek zere olan, ama bir trl lmek bilmeyen, yaama tutunmak a
ne cinayetler ileyip ne kanlar dken bir diktatrn yksdr. Romann karmak yks, sz
edilen lkedeki yaamn karmakl
ile atba gider. yle ki, Bakan'la ilgili anlarn anlatanlar, yalnzca bir noktal virg
ayrr. Romann sonunda yinelenen
belli sahneleri birletirerek, konuanlarn yaamyklerini btnleyebi-liriz. Bakan Babamz
Sonbahar'm okurken, amzda srp gelen umutsuzlukla, srp gidecek olan umudun yksn d
izlemi oluyoruz. Bu arada yazarn, yine Latin Amerika edebiyat geleneine bal kaldn,
birtakm "tip"ler araclyla, yalnzca sevgisiz, zavall, bunak bir bakan' deil, onu yar
gerekd dzeni yarglama amac da gttn gryoruz. Kolombiyal bu nl yazar, Gabriel
Mrquez, ok satar yazarlarn deneyimlerinden de yararlanyor; bylece gnmzde iddet ve
cinsellikle uyarlan okurun da ilgisini ekmeyi baaryor.
WHEL GARCA MAR|$|Z Krmz Pazartesi
t
Krmz Pazartesi, ileneceini herkesin bildii, ('^^,,,
en9el olmak iin
kimsenin bir ey yapmad bir kirmizi
namus cinayetinin yks. Hem Kolombiya
da,
wswIS*
hem de yaynland br lkelerde sarsc etkile-

ri olmu bir roman. Romann kahraman Santiago Nasar'n ldrlecei daha ilk satrlarda
aklanyor. Usta yazar, ocukluunu geirdii kasabada yllar nce yaanm bir cinay
olayn aktaryor. Krmz Pazartesi, yalnzca bir
cinayetin arka plann deil, ayn zamanda bir halkn ortak davranlarnn portresini iziyo
Bylece bu ksa . roman, bir toplumsal ruhzm nitelii de kazanm oluyor. Son satrna de
ilgiyle okuyacanz bu lmsz roman, bu kez
yazld dilden yaplan yeni evirisiyle sunuyoruz.
-""**
GABREL GARCIA MRQUEZ Bakan Babamzn Sonbahar
-........... im..........
Bakan Babamzn Sonbahar, lmek zere olan,
^MsreixA*r'<<ta'.,
ama Dr tur'u lmek bilmeyen, yaama tutunmak bakan babamk
n
adna ne cinayetler ileyip ne kanlar dken bir
sonbahari *'
diktatrn yksdr. Romann karmak yks, sz edilen lkedeki yaamn karmakl ile atba gider. yle ki, Bakan'la ilgili an
anlatanlar, yalnzca bir noktal virgl ayrr. Romann sonunda yinelenen belli sahneleri
birletirerek, konuanlarn yaamyklerini btnleyebi- liriz. Bakan Babamzn Sonbahar'n
okurken, amzda srp gelen umutsuzlukla, srp gidecek olan umudun yksn de izlemi
oluyoruz. Bu arada yazarn, yine Latin Amerika edebiyat geleneine bal kaldn, birtakm
"tip"ler araclyla, yalnzca sevgisiz, zavall, bunak bir bakan' deil, onu yaratan ger
dzeni yarglama amac da gttn gryoruz. Kolombiyal bu nl yazar, Gabriel Garcia Mrq
ok satar yazarlarn deneyimlerinden de yararlanyor; bylece gnmzde iddet ve cinsellikle
uyarlan okurun da ilgisini ekmeyi baaryor.
Tm kitaplarmzla ilgili
ayrntl bilgi iin: www. can vavin lari. com
192
Gabriel Garcia Marquez - Ak ve br Cinler Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYAR
www.kitapsevenler.com

Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar...


Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemi
tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine
istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla
ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekr
an
vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlard
a, tarayc
ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin,
hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki
e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamame
n
gnlllk
esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesi
grme engelli kitap sevenlerin
istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya
kanuna
aykr olarak kullanlamaz,
kullandrlamaz.
Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asl
a eser
sahiplerine zarar vermek deildir.
www.kitapsevenler.com
web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek
ve kitap okuma alkanln pekitirmektir.
Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilgini
n de
paylaldka
pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin

gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum.


Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU

LGL KANUN:
5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders
kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler
retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin ken
veya nc bir kii tek nsha olarak
ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi
kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oa
ltlmas
veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar
hibir
ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. A
bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin
bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur."

bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa


ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici
bir
itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab
okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek
tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp,
kitapsevenler@gmail.com
Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz.
Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklama
lar
silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan e
diniz...
Teekkrler.
Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Not sitemizin birde haber gurubu vardr.
Bu Bir mail Haber Gurubudur. Grupta yaynlanmasn istediiniz yazlarnz kitapsevenler@gma
com
Adresine gndermeniz gerekmektedir. Grubumuza ye olmak iin
kitapsevenler-subscribe@googlegroups.com
adresine bo bir mail atn size geri gelen maili aynen yantlamanz yeterli olacaktr. Gru
bumuzdan
memnun kalmazsanz,
kitapsevenler-unsubscribe@googlegroups.com
adresine bo bir mail gnderip, gelen maili aynen yantlayarak yeliinizi sonlandrabilirsi
niz.
Daha Fazla Seenek in, grubumuzun ana sayfasn
http://groups.google.com.tr/group/kitapsevenler?hl=tr
Burada ziyaret edebilirsiniz. sayglarmla.
Gabriel Garcia Marquez - Ak ve br Cinler

Anda mungkin juga menyukai