Anda di halaman 1dari 132

T.C.

ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
DOU DLLER VE EDEBYATLARI (FARS DL VE DEBYATI)
ANABLM DALI

HAFIZ DVANINDA YER ALAN LK GAZEL ZERNDE BR

AIMLAMA HERMENEUT UYGULAMASI

YKSEK LSANS TEZ

SMET VERN

ANKARA2006
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
DOU DLLER VE EDEBYATLARI (FARS DL VE DEBYATI)
ANABLM DALI

HAFIZ DVANINDA YER ALAN LK GAZEL ZERNDE BR

AIMLAMA HERMENEUT UYGULAMASI

YKSEK LSANS TEZ

SMET VERN

TEZ DANIMANI
PRO. DR. MRSEL ZTRK

ANKARA2006
NDEKLER

NDEKLERI

NSZ..III

KISALTMALAR......VI

GR.......VII

BRNC BLM......1

A ) Klasik Fars iiri ve Arifane Gazellerin Yaps.. ........1

KNC BLM...20

A ) Hfz Divannda Yer Alan lk Gazel zerinde Bir Amlama

Hermeneutii Uygulamas.......20

a. lk Gazelin Yorumuna Doru..20

b. Hfz Divannda Yer Alan lk Gazel..20

c. Anlam Evreninin Almasn Balatabilmek in Gazelin lk anlam

kavaklarna ayrlmas.21

B ) Beyitler zerinde Amlama Hermeneutii Uygulamas31

a. Birinci Beyit...31

b. kinci Beyit.43

i
c. nc Beyit..59

d. Drdnc Beyit.65

e. Beinci Beyit..81

f. Altnc Beyit...90

g. Yedinci Beyit.97

3. SONU....101

TEZ ZET.104

ABSTRACT.........107

KAYNAKA...110

ii
NSZ

Hfz zerine yaplan almalarn ou Hfzn iirlerinin erh edilmesi,

gazellerinde yer alan baz g ve anlalmaz szcklerin betimlenmesiyle snrl

kalmtr. Salt betimlemenin srekli ne karld bir anlayn rn olan bu

almalarda daha ok Hfzn gazellerini oluturan beyitlerde yer alan szckler,

imgeler ve telmihler uzun uzadya anlatlmtr. zmlemeyi, yorumlamay ve

yeniden anlamlandrmay salayacak kuramsal dnme biiminin ada dil ve

gsterge bilimcileri tarafndan oluturulmasyla birlikte daha ok yzeysele yakn

olan betimlemenin yan sra, derinlere ynelik olan yapbozma ve yapy

anlamlandrarak yeniden kurma yaklamlar yeni bir bilgi retim tarz olarak

karmza kmaktadr. Buna ramen Hfzn gazellerinin birok yerinde insan iin

ortaya kan bir takm sorulara, Hfzla ilgili kaleme alnan ada eserlerin hi

birinde ikna edici bir yant verilememitir. Hfzn gazelleri dikkatle incelendiinde

ortaya kan temel soru udur: Nasl oluyor da Hfz, anlamsal adan aralarnda

mantksal bir balant olmakszn bir beyitten tekine geebiliyor? Kimileri klasik

airlerin szgelimi bir gazelin ilk iki beytini bir gnde, geri kalan dier beyitlerini de

baka bir gnde kaleme alm olabileceklerini ve daha sonra bunlar bir araya

getirmek suretiyle gazellerini tamamladklarn dnrler. Bu bak asna gre

vezin ve kafiye ayn ise bu beyitlerin yedi tanesini veya on tanesini yan yana

getirmek suretiyle bir gazel elde edilebilirdi. Eer Hfzn gazelleri de bu ekilde

oluturulduysa bu Hfzn byklnn bir nedeni olamazd. Zira bu tarz gazelleri

yazmak o dnemde yaam her airin elinden gelen bir eydi. Her air birbiriyle

ilintili olmayan muhtelif anlamlarda eitli beyitler yazabilir ve bunlar bir araya

getirmek suretiyle de bir gazel oluturabilirdi. Bizce Hfz dier airlerden ayran

iii
en nemli zellik, gazellerinin byk bir blmnde grlen beyitler arasndaki

zahiri kopukluun aslnda bilinli bir tarz olarak benimsenmi olmasdr. Baka bir

deyile grnte birbirleriyle hibir balant ierisinde bulunmayan, her bir beytin

dier beyitlerden farkl bir anlam ifade ettii gazeller zerinde iyice

dnldnde, Hfzn bu iiri sylerken iinde bulunduu durum iyice llp

biildiinde, btn bu beyitlerin aslnda birbiriyle ok balantl olduklar, aralarnda

bir ilikiler demeti bulunduu grlr.

Bizi bu amaca ulatracak yntemi sunan da Hermeneutik, daha dorusu

balkta da kullandmz amlama hermeneutii olmutur. Genel tanmyla

amlama hermeneutii okanlamll kabul eden hatta ona dayanan ve tam da

metindeki bu okanlamll amlamak isteyen bir yaklamdr. Dolaysyla

almann konusu ve amac ile rten amlama hermeneutii kuram almann

yntemini de belirlemitir.

Bu dorultuda giri blmnde incelemede yararlanlan yntem olan

hermeneutiin tanm, tarihesi, amac, etkinlik alan ve hermeneutik kuramnn

dzenlenii hakknda ksaca bilgi verilmitir.

Birinci blm Arifane gazellerin incelenmesine ayrlmtr. Tezimizin ana

hatlar bu blmde ayrntl bir biimde anlatlmtr.

kinci blmde Hfz Divannda yer alan ilk gazel beyit beyit ikinci blmde

belirtilen yaklamlar erevesinde yorumlamtr. Bylece hermeneutik dzlemde

ele alnan beyitlerin soyut dzeyde yer alan derin anlam yaps ortaya karlmaya

allmtr.

iv
Sonu ksmnda Hfz Divannda yer alan ilk gazele ilikin ortaya koyulan

yorumun bir deerlendirilmesi yaplmtr.

Sonu ksmndan sonra yer alan Trke ve ngilizce zetleri kaynaka

izlemektedir.

Bu tezin oluumunda yardmlarn ve desteini esirgemeyen danmanm

Prof. Dr. Mrsel ZTRKe ve tezle ilgili mlakat talebini kabul eden Prof. Dr.

Taki Purnamdariyana, yan sra tezimi okuyup deerli grlerini ifade ederek beni

cesaretlendiren Prof. Dr. Gnay Kuta, Do. Dr. Abdsselam Bilgene, Do. Dr. Said

Polata, Dr. Behnam Azada ve her aamada yanmda olan Prof. Dr. Abdullah

Verine, Berat Acile ve Makbule Arasa duyduum minnettarl belirtmek isterim.

SMET VERN

Ankara-2006

v
KISALTMALAR

a.g.e. : Ad geen eser

c. : Cilt

ev. : eviren

s. : Sayfa

bkz. : Baknz

haz. : Hazrlayan

vi
GR

Dilimizde yorumbilim, yorum sanat, yorum bilgisi, yorumsama ve

yorumlamaclk szckleriyle Trkeletirilmeye allm olan hermeneutik,

binlerce yllk bir tarihe sahiptir. Hermeneutik, tarihsel kkleri Yunan mitolojisine

giden ve Yunanca yorumcu anlamna gelen hermeneus szc ile tanr

Hermesten tretilen bir terimdir. 1 Bu terimin fiil hali olan hermeneuien,

mitolojideki Hermesin yorumlama ve eviri yapma etkinliiyle bir arada

dnldnde farkl fakat birbiriyle bantl kavramsal anlam n plana kar.

Birincisi, dile getirmek, (ifade etmek, szle anlatmak, sylemek) seslendirmek ve sz

sylemek; ikincisi, aklamak, (yorumlamak) bildirmek, hkm vermek ve tarif

etmek; ncs, eviri yapmak (ya da yorumcudan yararlanmak) ve aktarmak. 2

Tanrlarn habercisi olan ve tanrlarn szlerini insanlara tayan Hermes, hem

szlerin ileticisi durumundadr hem de szlerin daha iyi anlalmasn

amalamaktadr; fakat Hermes, tanrlarn habercisi roln stlenirken, tanrlarn

mesajlarn amlama ve aklama, dolaysyla yorumlama ilevini de

stlenmektedir. Ne var ki Hermes, hem dorular ve yanllar ezamanl iermek,

hem de yorumlama srecine dnk olarak her zaman anlam deiikliine ak olmak

gibi dilin tad ikilemleri, btn ynleriyle zm olarak grnmez. te tam da

bu nedenle, Hermesin tad tanr szleri, insanlara iletilirken, belli bir yorumlama

1
J. A. Cuddon, The Penguin Dictionary of Literary Terms and Literary Theory, London, 1999, s. 376.
2
O. Bilen, ada Yorumbilim Kuramlar: Romantik, Felsefi, Eletirel Hermeneutik, stanbul, 2002,
s. 23.

vii
srecinden gemektedirler. Tanr szlerinin tadklar anlamlarn yorumlama sreci

iinde olumas, sz ile szn tad anlam arasnda birebir bir ilikinin olmadn,

aksine anlamn yorumlama yoluyla kurulduunu bize gstermektedir. Bu anlamda,

eer eviriyi sadece evirme eylemini deil, ayn zamanda aklama, ak klma

ve amlama eylemlerini tayan bir etkinlik olarak dnrsek, Hermesin yapt

aslnda bir tr eviridir. 3

Benzer bir ekilde, Platon da, Diyaloglarnda Sokratesin szcklerindeki

ikili yapya dikkat eker: Szckler hem bir anlam aa vururlar, hem de gizlerler.

Platon, bu nitelikleri iinde, szcklerin gl bir gsterge olarak ilev grdn

vurgular ve szckleri de Hermesin olu Pana benzetir. Pann st ksm

mkemmel grntedir yani anlam ortaya karc ve amlayc gstergeyi niteler,

alt ksm ise kei grnmndedir yani deien, deiebilen ya da gizleyici bir

niteliktedir. Tam da bu nedenle, szlerin anlamnn deiebilir ve yoruma ak

nitelii, yorumlama ve anlama eylemlerinin alann geniletir. 4

Tanrlarn habercisi, mesajcs, elisi Hermesle balayan hermeneutiin bu

mitolojik kkeninin yan sra, tarihsel kullanmlar da dikkat ekicidir: Birincisi,

Homerin yaptlarna rasyonel bir aklama getirmek iin oluturulan alegorik

gelenektir. kincisi, eski Yunan inanlarna, ayn kltr ortam iinde yorum getirme

abasdr. ncs ise Hermeneutik kelimesine, Aristonun Peri Hermeneias

(Yorum zerine) gibi birtakm felsefi eserlerde yer verilmesidir. 5 Ad geen

yaptnda Aristo, yorum kuram ya da hermeneutii, anlama ilikin genel bir kuram

3
M. R. Rihtegeran, Logic and Discourse of Hermeneutics: Principle of the Commentary, Tahran,
2000. s. 1631.
4
Platon, Kratylos, ev. C. Karakaya, stanbul, 2000, s. 5961.
5
B. Tatar, Hermentik, stanbul, 2004, s. 1213.

viii
olarak ifade eder. P. Ricoeur, Aristonun hermeneutik hakkndaki kuramn yle

aklar: Aristonun mant formelletirme abas anlambilimin dnmne engel

oldu. Bu yzden iki anlaml hermeneutiin n tkand. Aristonun anlamlama

(signification) kuram tek anlaml olduu iin hermeneutiin dnmn engeller.

Bylece Ricoeur, Aristonun hermenia szcn kullanmak suretiyle hermeneutiin

ilk temellerini attn, ancak Aristonun grlerinin modern hermeneutik iin

yeterli olmadnn altn izer. Hemen belirtelim ki Aristo hermeniay yalnzca eski

alegorilerde kullanlan sembollerin deifre edilmesi olarak deil ayn zamanda szn,

anlamlamann ve anlamn tamamn bu szckle ifade ederdi. 6 Hermeneutik

yaklamn tarihsel geliimi gnmze kadar ciddi deiimler ve dnmler

geirerek gelmektedir. Hermesle balayan tarih, ayn zamanda felsefeyle de uraan

din adamlarnn ncili okumalar ve yorumlamalaryla devam eder ve aydnlanma

dnemi ve moderniteyle birlikte, toplumsal sreler, olgular ve kurumlar zerine

belli bir bilgi retim tarzna dnr. 7

Uzun tarihi boyuca hermeneutik, 18. yzyla kadar, kutsal metinlerin

yorumlanmas etkinlii olarak teolojik hermeneutik, her trl metnin, zellikle de

edebiyat metinlerinin yorumlanmas etkinlii olarak filolojik hermeneutik ve nihayet

hukuk metinlerinin hukuk normlar nda yorumlanmas etkinlii olarak hukuksal

hermeneutik olmak zere balca alanda geliimini srdrd. Hermeneutik

teriminin nndeki bu nitelemeler, hermeneutik ilemin uygulanaca konularn

deiik olmasndan dolaydr. Hi kukusuz bu ilem bir yorumlama ilemidir. Bu

yorum, bir iirin yorumu, kutsal bir yaznn yorumu ve nihayet bir edebi yaznn

6
Q. Pur-Hasan, Comparative Hermeneutics The Analogous Features of Methodological
Interpretation in Islam and The West, Tahran, 2005, s. 14.
7
D. zlem, Hermeneutik zerine Yazlar, stanbul, 2003, s. 1332.

ix
yorumu olabilir. Hermeneutik yaklamn, Wilhelm Diltheyin katklaryla birlikte

toplum bilimlerde bir yntem, Martin Heideggerle birlikte varln fenemolojik

hermeneutii, Hans-Georg Gadamerle birlikte felsefi hermeneutik, Cliford

Gertzle birlikte uygulamal hermeneutik ve Hans-Robert Jauss ve Wolfgang

Iserle birlikte almlama estetii olarak kullanldn gryoruz. Ayn zamanda,

Jaques Derridann yapzm tekniinin ve Michel Foucaultun sylem

analizinin de radikal hermeneutik yaklam olarak deerlendirildiini de

belirtmek gerekir. 8 Edebi metin yorumlar iin hermeneutiin temel ve ncl bir

disiplin olarak grev yapabileceini ilk kez ifade eden E.D. Hirsch olmutur. 9

Uzun bir gemii olan filolojik hermeneutiin bir uzants olan edebiyat

hermeneutii ancak 18. yzylda edebiyat yaptlarna uygulanabilmitir. Ad

konulmam olsa da filolojinin eliinde bir edebiyat hermeneutii hep vard: lk kez

skenderiyeli filologlar Yunanllarn yaznsal mirasn kitaplklarda toplayarak

yorumlarlar ve bylece klasik yazarlarn anlalmasn salayacak bilgileri kayt

altna alrlar. skenderiyeli filologlarn bu sistematik ktphanecilii, yerini kutsal

kitap yorumculuuna brakr. Hermeneutii profan (kutsal olmayan) metinlere

uygulama dncesi ilk defa Rnesansta ortaya km ve bu dnce pek ok

almann yaplmasna neden olmutur. Yeni edebiyat artk yalnzca anlatc deil,

ayn zamanda yazarn kendi yorumunu da ieren bir geliim gstermitir. Bu

balamda Dante Alighieri 1304 ve 1307 yllar arasnda kaleme ald Convivio

(len) isimli yaptnda kendi iirlerini yorumlar. 10 slam dnyasnda benzer bir

8
B. Moran, Edebiyat kuramlar ve Eletiri, stanbul, 1999, s. 195268. Trlere ve dallara ayrma daha
da ileri gider. rnein dilsel olmayan ifadelerin hermeneutii(Helmut Plessner) veya psikoanalitik
derinlik hermeneutii (Alfrenzer) gibi.
9
Richard E. Palmer, Hermentik, ev. brahim Grener, stanbul, 2003, s. 30.
10
D. Alighieri, lahi Komedya: Cehennem, ev. R. Teksoy, stanbul, 2002, s. 16.

x
alma aslnda ok nceleri 11651240 yllar arasnda yaayan Muhyiddin bn

Arab tarafndan yanl anlalmalarn nne gemek maksadyla nl eseri

Tercmanl Evak (Arzularn Tercman) isimli eserine bir erh yazmak suretiyle

yaplmt. 11 Bu tarz almalar Schleiermachere gelinceye kadar srdrlmtr.

Bu uygulamalar neticesinde teolojik hermeneutiin yannda baka hermeneutikler

belirmeye balad: felsefi hermeneutik, filolojik hermeneutik ve hukuki hermeneutik.

Schleiermacher bu hermeneutik yaklamlar birbirleriyle kaynatrmak suretiyle

hermeneutie yeni bir grnm kazandrmtr. te hermeneutiin ald bu yeni

ekle genel hermeneutik denir. 12

Antik retorikte anlamsal ya da hermeneutik dng uygulanr: Bu hermeneutik

dng bir bilgi modelidir ve bilgi retiminde btn ile paralarn birbiriyle balantl

olduu grnden hareket eder. Bu gre gre btnn anlalmas paralarn

anlalmasna baldr, oysa paralar btn anlalmadan anlalamaz. Buradan

hareket eden modern hermeneutik btnden paraya ve ayrntya gemeyi baka bir

deyile i ve d biimin ilikisini incelemeyi bir kural haline getirmitir. Eski

hermeneutik, indirgemeci dorultuda, eserin anlamn eserin kendinde arayan (erh)

ve eserin anlamn szcklerin ardnda arayan amlama (tefsir) teknikleriyle

alrd. Baka bir ifadeyle n plana kan iki yorumlama modeliydi: Birincisi

anlalmas artk imknsz hale gelen bir metni ada ya da kullanlmakta olan bir

dile balangtaki anlamyla evirmeye ynelik bir anlay izleyen retorik-gramatik

yorumlama ve ikincisi metnin dz anlam ierisinde alegorik veya sembolik bir

anlam bulmaya alan alegorik yorumlama. Ancak Romantik Dnemin nemli

temsilcilerinden saylan Alman dilbilimcisi ve din felsefecisi Friedrich


11
bn Arab, Arzularn Tercman. ev. Mahmut Kank, stanbul, 2004 s.711.
12
Z. zcan, Teolojik Hermentik, stanbul, 2000, s. 10.

xi
Schleiermacherin (17681834) modern bir eletirel kuram olarak yeniden

formle ettii hermeneutik, yukarda deinilen tekniklerin yanna formelletirme

tekniini de katmtr. Bu formelletirme teknii, genellikle dilin yapsna ve

ilevlerine nfuz etmeye alan bir tekniktir. 13

Schleiermacher ve Diltheyin yorumcunun yazar kendisini anladndan daha

iyi anlayabilecei eklindeki dncelerinin tm hermeneutik gelenei etkilediini

ifade etmesine ramen Gadamer iin nemli olan metindir. Ona gre sadece metnin

ierdii anlam ve sylemek istediini anlamaktr nemli olan. Artk ama yazar

kendisinden bile daha iyi anlamak deil, metni metinde belirtilenle snrl kalmadan

daha iyi anlamaktr. Metnin ortaya ktktan sonra yazardan bamszlatn

syleyen Gadamer, sadece metni zerkletirmekle kalmaz ayn zamanda onu

zgrletirir. Bunun sonucu olarak da yorumcu ve okur da zgrleir. Metnin

anlamnn yazarn niyetini aacan ifade eden Gadamer yine de yorumcuya snrsz

bir zgrlk tanmaz. 14 Bir metni hermeneutik dzeyde okuyup anlamlandrmak iin,

yorumcunun ufku ile metnin ufku karlarlar ve bu karlamadan ne tamamen

metnin kendisine ne de tamamen yorumcuya ait olan bir anlam ortaya kar. zcesi

Schleiermacherin yaklamnda yazarn amac ve niyeti nemliyken Diltheyin

yaklamnda yorumcunun douu alklanr ve nihayet Gadamer ve Roland Barthes

ile birlikte artk yazarn lm ilan edilir. Gadamerin yalnzca metinde odaklaan,

yazarn roln neredeyse btnyle ortadan kaldran bir anlama ve yorumlama

yntemi nermesinin birtakm eletirilere yol atn da hemen belirtelim. 15 Bu

balamda Umberto Eco yle der: Unutma ki yazar yaptnda sana yaptn

13
D. zlem, 2003, s. 238.
14
D. zlem, Metinlerle Hermeneutik (Yorumbilgisi) Dersleri, stanbul, 1996, s. 353460.
15
D. zlem, Hermeneutik ve iir Sanat, Cogito, 38, 2004, s. 130131

xii
yorumlayabilmen iin belli ipular vermektedir O bilinle yaptndaki her noktay,

birbiriyle kesien her gndermeyi hesaplamtr ve metnin bu dorultuda

almlanmasn istemektedir. 16

Edebiyat yaptlar, aklanmay deil, ilerinde barndrdklar btn

zenginlikleriyle, baka bir deyile okanlamllklaryla almlanmay ve

yorumlanmay bekleyen yaptlardr. Byle bir almlama abas da bir edebiyat

hermeneutiinin grev alanna girer: Tm yorumlama yntemleri hermeneutik

iinde yer alrlar ve iir gibi, sanat eserleri yorumlanrken rol oynarlar veya
17
kendilerine rol verilir. lgi alann klasik edebiyat ve sanat yaptlaryla snrl

tutan 20. yzyl hermeneutii modern edebiyat yaptna da almlama estetii ad

altnda yaklar. Almlama estetii hem klasik edebiyat yaptn hem de modern

edebiyat yaptn ok anlaml rnler olarak kabul eder ve o ekilde inceler. Okuyan

kiinin okuduu metne kendi bilgi ve deneyimlerini ekledii, onlardan yola karak

metni anlad dncesinden hareket eden Almlama Kuram (Reception Theory)

ile birlikte o gne kadar anlam metnin iinde arayan hermeneutik artk metnin

almlama srecinde oluturulan anlamna daha gl bir vurgu yapmaya balar. Daha

nce de ifade edildii gibi almlama kuram metnin anlamnn ortaya karlmasndan

ok o anlamn metindeki belirsiz ya da bo alanlarn okur tarafndan doldurulmas

suretiyle oluturulmas zerinde durur. 18

Hermeneutik tarihinde ilki indirgeme hermeneutii, ikincisi amlama

hermeneutii olmak zere iki kart cepheden sz etmek mmkndr: okanlamll

reddeden ve grnteki okanlamll, metinde bulunduunu var sayd tek bir


16
Z. pirolu, Almlama Boyutlar ve eitlemeleri 2, stanbul, 2001, s. 13.
17
B. Tatar, Felsefi Hermentik ve Yazarn Niyeti, stanbul, 1999, s. 43.
18
M. Toprak, Hermeneutik ve Edebiyat, stanbul, 2003, s. 94153.

xiii
anlama indirgeyen indirgeme hermeneutii metnin nesnel yorumunu ortaya koyma

iddiasyla karmza kar. Bu yaklamn karsnda ok anlamll kabul eden hatta

ona dayanan ve tam da metindeki bu ok anlamll amlamak isteyen, amlama

hermeneutii yer alr. Amlama hermeneutiinin zaman hakkndaki anlay da

indirgeme hermeneutiinin zaman hakkndaki anlayna karttr. Amlama

hermeneutii hem eserlerdeki zaman, baka bir deyile eserlerin ait olduu zaman

gzetir, hem de ayn eserleri zaman ierisinde, yaanlan andan geriye bakarak

deerlendirir. Ayn ekilde, indirgeme hermeneutiinde yaz yapay kabul edilirken

amlama hermeneutiinde yaz olumlanr ve konuma karsnda baat klnr. 19

Yazar veya air tarihin derinliklerinden kp bize cevap veremeyecei iin

edebiyat hermeneutii, air iiriyle ne sylemek istemitir? sorusunun yerine

Metin ne demektedir? sorusunu ikame eder. Hfz Divannda yer alan ilk gazelin

anlam nedir? Hfz bu gazelle ne sylemek istemitir? Hemen grlebilecei gibi

ikinci soru birinci soruya geri dnlerek yantlanabilir. Mrikenin bir dizesinde

geen bir szck bu konuda iyi bir rnektir. Uwe Japp Hermeneutik, Filoloji ve

Edebiyat isimli yaptnda yle yazar: Burada iki-anlaml bir szc tek-anlaml

olarak anlamak isteyen iki yorum birbiriyle atr. Bu rnek indirgeme

hermeneutiinin glklerini grmemize olduka uygun bir rnektir. Bir Lamba

zerine adl iir u dize ile biter: Gzel kendiliinden grnr. Emile Staigner,

grnr videtur (videre: grme), Heidegger ise lucet (lucere: k verme,

aydnlatma) olarak yorumlarlar. Ayrca Staigner szc edebiyat tarihi, Heidegger

ise felsefe tarihi iinden yorumlarlar. Her ikisi de argmanlarn eserin dnda

aradklarndan yani Metin ne demektedir? sorusunu deil de Yazar metinle ne

19
D. zlem, 2003, s. 237238.

xiv
demek istemitir? sorusunu yantlamak istediklerinden, bu argmanlardan biri

dierine asla baskn olamaz; nk burada tek-anlamlla ynelik bir yorumlama

mmkn deildir. Burada tek-anlam arama denemesi keyfi kalmaktadr; nk bu

dizenin nesnellii bizzat iki-anlamllndadr. 20

Bir amlama hermeneutiinin, yukardaki trden bir indirgeme

hermeneutiinden kendisini nasl ayrmas gerektiini Peter Szondi, yle aklar:

Byle bir iki-anlamllk filolog iin bir skandaldr. Fakat eer onun grevi metnin

btnn anlamak ve sorun zmek ise, bu zm, metnin zaten kendisinde bulunan

iki-anlamll metnin dna atmak olamaz. Buna metnin nesnel iki-anlamll

denebilir. Bu nesnellik hi phesiz indirgeme hermeneutiinin anlad nesnellikten

farkl bir nesnelliktir. Fakat hemen belirtelim ki bu zaten edebiyatn nesnelliidir.

Yani edebiyat eserleri hep iki-anlamllk (ve okanlamllk) konumu iindedirler.

Byle olunca amlama hermeneutiinin grevi, grnrn anlamn hem videtur

hem lucet iinde gstermek olur. Bu, szcklerin zenginliini amak, ok

ynlln gzetmek ve onlar indirgemeye tbi tutmamak demektir. Bu nedenle

edebiyat Lockeun uyarsna, words would be endlesse geri dnmek ve szckleri

sonsuzca yenilemek hakkna sahiptir. Szcklerin zenginliini ve (imdi artk

sylenebilecei gibi) anlamlarn zenginliini gz nnde tutan bir genel dil

ekonomisi, kendisini edebiyat iinde bir kez daha zel bir retkenlikle gsterir.

Filolojik hermeneutiin grevi, bu nedenle, szcklerin anlamlarn kstlamak deil,

tersine onlarn anlam bakmndan retkenliini izlemektir. 21

20
D. zlem, 2003, s. 310.
21
D. zlem, a.g.e., s. 310311.

xv
BRNC BLM

A ) Klasik Fars iiri ve Arifane Gazellerin Yaps

Klasik Fars iiri ana stun zerinde ykselir. Birinci stun, denenmi,

allm, kullanlm bir dil anlamnda edeb dildir. Btn dillerin az ok bir edeb

dili mevcuttur. kinci stun: kalp ve formdur. Nazm ekilleri olarak da adlandrlan

gazel, kaside, mesnevi ve rubai Klasik Fars iirinde en ok kullanlan kalp ve

formlardr. Klasik Fars airlerinin tercih etmek zorunda olduu bu kalp ve formlarn

says onu gemez. Bu yzden klasik air iin anlama mukaddem olan bir form

vardr, yani iirin formu ve kalb klasik air iin hazr bir ekilde nnde durur.

Sylemek istediinde anlam ya mesnevinin iine ya da gazelin iine koyard, yani

ne yaptn bilirdi. Bu klasik Fars iirinde gzetilen bir esast. Denilebilir ki Klasik

Fars Edebiyat bin yllk gemii boyunca sadece bu on kalba sahip olmutur.

nc stun anlamllk (anlamlama) ya da tek anlamllk stunudur. Yani klasik

Fars iirinde airin sylediinin mutlaka tek bir anlam olmaldr. 21 Ve okuyucular

da bu tek anlam anlamaldr.

ems Kays Razi, El mucem fi maayir el ear el acem isimli kitabnda

klasik dnem Fars iirinin bir eletirisini yapar. Bu nemli eserinde unlar kaleme

alr: iir sylemek isteyen air nce onun anlamn nesir olarak dnmeli, o

anlamlar gnl sayfasna yazmal ve daha sonra da onlar iin uygun szckler

tertiplemelidir. 22 Grld gibi klasik iirde anlam iire mukaddemdir yani nce

anlam olmal daha sonra bu anlam iir olarak, manzum bir biimde ifade edilmelidir.

21
T. Purnamdarian, Dersaye-yi Aftab: ir-i Farsi ve Saktekeni der ir-i Mowlevi, Tahran, 2002, s.
3545.
22
. K. Razi, El mucem fi maayir el ear el acem, Tashih: Muhammed Bin Abdalvahhab El-
kazvini, ve Mderris-i Safevi, Tahran, 1986, s. 447.

1
Anlamn iire mukaddem olmas tek anlamllk demektir yani airin zihninde olan

okuyup anlamaktadr okuyucu. Bundan dolay okuyucu eski belagat kitaplarnda

istiareyi grdnde, istiare hakknda orada verilen bilgilerde unlar okur: stiareyi

bir artla kullanmak mmkndr. Muhakkak mabehet alakas (benzerlik ilgisi)

olmaldr ve deimeceli olarak kullanlan szcn gerek manasna kaymasna

engel olmak iin muhakkak bir karine- i mnia (engelleyici ipucu) bulunmaldr.

rnein, nergis denip ondan gz murat edildiinde her eyden nce nergisin gzle

bir benzerliinin bulunmas gerekir. airin nergisten ne murat ettiinin

anlalabilmesi iin bir karine (ipucu) kullanmas gerekir. Bu da air iin tek

anlamlln ok nemli olduunu gsterir. iirinin anlalmasnda okuyucunun

hataya dmesini istemiyor klasik air. Neyi murat ediyorsa ayn eyin okuyucu

tarafndan anlalmasn istiyor. Bu yzden nergisten baka bir eyin anlalmamas

iin karineyi ortaya sryor. Nergisle gz kastettiinin anlalmas iin klasik air

zel bir aba ortaya koymak zorunda kalyor. Fakat Mevlnann ve Hfzn

gazellerinde bu tek anlamllk stunu krlr. Onlarn edeb dili deitirmeleri

mmkn deildi, kalb da gelenein bir paras olduu iin deitiremiyorlard. Bu

yzden anlamllk stununu baka bir ifadeyle tek anlamllk stununu krdlar. Bu

klasik Fars iirinde meydana gelen en nemli deiimdir. Ancak iirle uraanlarn

ve airlerin ou iirin zahirine baktklarndan kalp, vezin ve kafiye ile

ilgilendiklerinden bu derin krlmann baka bir ifadeyle tek anlamlln krldnn

farkna varamadlar. Bu durum Mevlnann ve Hfzn gazellerinde zirveye kar.

Tek anlamllk krlmtr ve air artk eski airlerin aksine muhatabn ya da

okuyucunun onun sylediklerini anlayp anlamayacan dnmez; hi de merak

2
etmez bunu. Bundan dolay onlarn iiri okunduunda birok yerde kullanlan

istiareleri grrz; ancak bu istiarelerin karineleri yoktur.

Mevlna ve Hfzn gazellerinde bir beyitten dierine geilirken beyitler

arasndaki ilikiler a, ok geni bir hayal gcyle rldnden iki beyit arasnda

ok byk bir mesafe ortaya kar. Beyitler arasndaki bu hayal atlamalar

neticesinde oluan mesafelerin okuyucu tarafndan doldurulmas gerekmektedir.

Baka bir ifadeyle air sylemek istediini aka deil, imgelerle, simgelerle, retorik

oyunlarla dolayl bir yoldan dile getirdii iin metnin anlam apak deil, belirsizdir

ve bu belirsizliin, daha dorusu okanlamlln aklanmas eletirmenin veya

almlayann grevidir.

Almlayann kendi i bileenlerinin, deneyimlerinin, kltrel birikiminin nda

retkenliini aktifletirerek metne ynelmesini esas alan almlama estetii kuramn

hermeneutik, klasik anlam zmleme anlayna kar okur odakl bileenleriyle rl

modern zmleme yaklam olarak getirmitir. Dourgan olan yapt, dncenin

devinimine paralel olarak okuma srecinde okur tarafndan yeniden trevlendirilir ve yeni

anlamsal katmanlarla srekliliini korur. Yaznsal rn retkendir. Okur retici ve

dourgandr. Karlkl armsal alanlarla, oalma ve derinlik kazanma bu srete etkili

eler olarak karmza kar. 23

Byle bir yorumun, klasik yorumda olduu gibi artk metnin merkezi ve sabit

anlamnn peinden gitmesine gerek yoktur. Tersine, yorumu yeni bir yaklamla

metnin anlamsal olanaklarn betimleme ynnde bir yol olarak telakki etmesi yeterli

olacaktr. Hfzn iirinde artlarn deimesi neticesinde metnin okunmasna hkim

olan balam da deiir. Okuyucunun zihinsel yapsnn da bu balam oluturan


23
M. Blbl, mgesel letiim, Konya, 2005, s. 150152.

3
elerin bir paras olduunu burada hemen belirtelim. Zira bir okuma edimi metnin

belirsiz rtk eilimlerini, potansiyellerini ortaya karmak anlamna gelir. Bu

belirsizlii, kapall ortaya karacak olan da metin ile okur arasndaki ilikidir.

Btn bunlara ramen metnin dili, baka bir deyile Hfzn iirinin yaps, yorumun

btnyle bana buyruk ve metne hkim olan balamdan kopuk bir ekilde

yaplmasna izin vermez. Ksacas metnin iinde okumann bir n yaplandrlmas

yatar. Belli bir balam iinde yer alan metin ile okuyucu arasndaki bu al veri iki

tarafldr ve az nce de ifade edildii gibi yorum bu etkileimden doacaktr.

Esas itibariyle her lkenin klasik edebiyat Roland Barthesn da dedii gibi

daha ok bir dncenin manzum olarak ifade edilmesinden ibarettir. Baka bir

ifadeyle btn lkelerin klasik edebiyat tek bir dnceyi ifade eder, daha sonra

bunu iir haline getirir. 24 Tam da bu nedenden dolay klasik edebiyat tek anlamldr.

Ayn durumun Klasik Fars Edebiyat iin de geerli olduunu yukarda ifade ettik.

air dncelerinin muhataplar tarafndan arptlmadan, olduu gibi anlalmasn

bekler ve bunun iin alr. Ancak bu durum Mevlna ve Hfzn gazellerinde

yoktur. Onlarn iirlerinin tek anlaml olmas da zaten mmkn deildi; nk

onlarn gazellerinde anlam ak deildir, baka bir ifadeyle onlarn gazellerinde ne

demek istedikleri aklkla ortaya konmaz.

Bu konuyu biraz daha amaya alalm: Klasik Fars Edebiyatnda mesela

Hakannin veya Envernin baz iirlerinin anlalmas g olabilir. Bu glkler

ou zaman szcklerin anlamlaryla, imgeyle, cmlelerin szdizimsel yapsyla

ilgilidir. Beyitlerdeki baz szckler bir kssaya, efsaneye, tarih bir hadiseye veya bir

24
R. Barthes, Yaznn Sfr Derecesi, ev. Tahsil Ycel, stanbul, 2001, s. 4046.

4
ayete, hadise, mehur bir ataszne, bir inana iaret edebilir. Eer eserlerdeki bu

glkler ortadan kaldrlrsa, sorun byk oranda zlr. Bunlar zldkten sonra

bir anlam ortaya karlr. Klasik gazel tek anlaml bir yapya sahip olduu iin klasik

Fars iirine ait bir gazeli biri, Ben bu ekilde anlyorum, bakas da Ben bu

ekilde anlyorum, diyemez. Bu gazelin tek bir anlam vardr ve bu tek anlam, doru

anlamdr. Eer bazen dilden anlama intikal, g gibi grnse de bu glk

bham 25 trnden bir glk deil takid 26 trnden bir glktr. te bu yzden

Hknnin veya Envernin iirini okuduumuzda ve szcklerle ilgili sorunlar da

hallettiimizde o iirlerden tek bir ey anlarz, herkes de ayn eyi anlar. Ne var ki bu

durum ilk kez irfan gazelde deiti. Bunun nedeni bu tarz iir yazan airlerin dilden

baka bir biimde yararlanmalardr. rif olan airler szgelimi aktan sz ettikleri

zaman onlarn mauku artk bu dnyaya ait bir mauk deildi: Tanryd. Gerekte ne

bir yz, ehresi, ne de bir yeri, bir mekn vard. O kane hisleri Tanrya kar

ifade etmek istediklerinde, bunlar ifade edecekleri zel szcklere sahip deillerdi.

Bu yzden bu dnyaya ait sevgililer iin yazlan ak iirlerinde kullanlan szckleri,

tabirleri ve imgeleri kullanmak zorunda kaldlar. Hlbuki sevgili burada btnyle

deimitir. kane ve rifne bir tarzda kaleme alnan iirlerde air sevgilinin

25
pham szc iin eitli szlklerden u anlamlar bulduk: ki anlamllk, belirsizlik, belirsiz olma
durumu, iki anlaml sz, birden fazla anlama ekilebilecek sz. Szn etkisini artrmak iin yazar ya
da konumacnn bilerek dnce ve duygularn aka belirtmemesi. Edebiyatta bir szn ilk bakta
anlalmasnn engellenmesidir. Anlatmda aka tanmlanp ortaya konmam. Amacn gizlenmeye
allmas, karklk, snrszlk. ( Sima Dad, Ferheng-i Istlahat- Edebi, Tahran, 1382, s.1314.)
26
Takid: (sz diziminde anlalma gl) anlamn kapall veya anlalmazldr. Buna ya cmle
unsurlarnn yerli yerinde bulunmamas, yani cmlenin hatal kuruluu (lafz takid) veya cmlenin
kuruluu doru olmakla birlikte ifadenin dz anlamndan sz syleyenin maksadna intikalde doan
glk (manev takid) yol aar. Dier bir ifade ile szn, anlatlmak istenen dncenin maksada
uygun bir ekilde anlalmasn engelleyen bir takm kusurlar bulundurmasna takid (dmleme)
denir. Bu konuyu deerlendirirken dikkat edilmesi gereken bir husus da anlamdaki kapalln hatta
anlalmazln bazen zellikle metin sahibinin tercihinden doduu durumlardr. Bilinli bir tercih ile
metne etkileyicilik kazandrmak iin veya sylenilmesi sakncal grlebilecek durumlarda bavurulan
bir yol olarak karmza kan bu tr anlam kapallna Hakan ve Enverinin iirleri rnek tekil
edebilir.(M.Y. Sara, Klasik Edebiyat Bilgisi: Belagat, stanbul, 2004, s. 40.)

5
dudan, san, boyunu veya sevgilinin ahlak karakterini betimlediinde bu

dnyaya ait bir sevgilinin dudan boyunu san betimledii gibi betimler. Oysa

biliyoruz ki onun kastettii Tanrdr ve Tanr bu zelliklerden hibirine sahip

deildir. Bundan dolay Sylediinin dnda bir eyler syleyen dilsel yap,

yaznsal metinler boyutunda, birinci dil (doal dil) aamasndan ikinci dil (yaznsal

dil) aamasna retici dnmlerle geer. Bu retici dnmler de gerek sylem

gerekse anlat boyutunda bir okanlamlln kurulmasna yol aar. 27 Baka bir

ifadeyle dilsel gstergede ilk dizge yadsnarak zerine yeniden ikincil bir dizge

kurulur. Dilsel anlamlamada, gsteren ve gsterilen arasndaki bant dilsel

gstergeyi meydana getirir. Gsterge, bir baka eyin yerini alabilecek nitelikte

olduundan, kendi dnda bir baka eyi gsteren her trl nesne, olgu ya da

varlktr. Bu tanm dilbilim iin geerli olduu gibi gstergebilim, mantk, felsefe ya

da baka bilim dallar tarafndan da kabul edilir 28 Dilsel anlamlamada gsteren

olarak gsterge, dili kullananlarn uzlamasna gre, belirlenmi ve tannm olan bir

gsterileni ifade eder. Ayn ekilde dilsel gstergede de gsteren ile gsterilen

arasndaki iliki, saymaca ve nedensizdir. Gstergebilime gre anlam oluumu doal

bir ilikiyle deil, uzlamaya dayal bir tutumla meydana gelir. Bunun iin gsterge

dilde dolu bir gsterendir; fakat sylensel anlamlamada dilde bir gsterge olan, artk

nceden belirlenmi bir gsterilene iaret etmeyen ar ve bo bir gsterene dnr.

Bu ar ve bo gsteren okuyucunun belirledii bir kavrama gre, bir gstergeye yani

anlamlamann roln stlenebilecek dolu bir gsterene dnr. Bu nedenle

Barthesn anlatmyla, bizler dilde gsteren, gsterilen ve gsterge terimleriyle kar

karya iken sylen(myth)de bunlarn yerine srasyla biim, kavram ve anlamlama

27
M. Rifat, Gsterge Eletirisi, stanbul, 2002, s. 3031.
28
V. D. Gnay, Gstegebilim Yazlar, stanbul, 2002, s. 181

6
ile yz yze geliriz. Baka bir anlatmla, bizim biim iin setiimiz kavrama gre

anlamlama kurulur. Bylece, birinci anlamlama dzeninde, yani dilsel

anlamlamada, gsteren ile gsterilen arasndaki bant gstergeyi retirken, ikinci

anlamlama dzeninde, yani sylensel anlamlamada biimin (yani gsterge, birinci

dzende) kavramla ilikisi anlamlamay oluturur. 29 Bir baka deyile, doal dili

(birincil gstergesel dizgeyi) bir ara olarak kullanan iir dili bu aratan kendine

zg yeni ikinci bir dil dizgesi (ikincil bir gstergesel dizge) yaratr. Bu da iirin

hayali durumsal balamnn kavranmas yoluyla ikincil anlamnn alglanmasna

zemin hazrlar. Zira Hfzn iirinde sadece dilsel anlamlama geerli saylamaz.

Tasavvuf bir gazelde air sevgilinin san yzn anlatyor, ancak mauk Tanr

olduu iin bu betimlemelerin hibiri Onun iin hakiki deildir. Bundan dolay ilk

kez bu tek anlaml durum irfan iirle ortadan kalkar. Burada dil sembolikleir.

Szckler ayn szcklerdir; fakat air onlardan baka anlamlar murat etmitir.

Ayrca ayn szck bu yeni anlamlarla okuyann ya da alglayann zihninde deiik

tasarmlarn olumasna da yol aar. Bu tarz bir gazelin eer rif bir air tarafndan

sylendii bilinmezse bunun kane bir gazel olduu sanlr. Baka bir anlatmla

ancak syleyenin rif olduunun bilinmesi durumunda ancak iirin de rifne olduu

anlalr. Yoksa rifne bir gazelin zhirinin kane bir gazelden pek bir fark

yoktur. te bu nedenle ilk defa dil iinde ikincil bir dizgenin kurulduu ve gerekte

szcklerin tmnn kendi anlamlarnn dna ktklar grlr. Tam da bu

nedenden tr ilk defa Fars iiri tek anlamllktan kurtulur; fakat bir mddet sonra,

bu tr ifade etme tarz belli bir alkanlk halini alnca artk okuyucunun dikkatini

ekmez. Okuyucu, rifne bir iiri, o haliyle okur ve ondan zevk alr. Yukarda da
29
T. Hawkes, Structuralism and Semiotics, London, 1992, s. 133. Daha geni bilgi iin Bkz. Roland
Barthes, ada Sylenler, ev. Tahsin Ycel, stanbul, 2003, s. 183200.

7
deinildii gibi gazellerinde bu alkanl kran, kurallar bozan airlerin ilki

Mevlna, ikincisi Hfz olmutur. Onlarn gazelleri okunduunda szcklerin

anlamlaryla ilgili ciddi bir sorunla karlalmaz. Szcklerin anlamlar muhataplar

tarafndan bilinir. Bu yzden onlarn gazellerine ilikin bu szcn anlam nedir,

bu imge nedir gibi sorular pek fazla yneltilmez; ama ayn zamanda bunun yerine iir

ne demek istemektedir, sorusu yneltilir. Mesela Mevlnann u beytinde:

"

" 30

ylesine usuz bucaksz alacak bir denizim ki, denizim de kendisinde gark oldu

gitti

Burada deniz szc iin herhangi bir karine (ipucu) yoktur. Bu yzden

biz de burada ne demek istemi diye sorarz. airin bundan murad gnl m, ak m,

akl m diye sorarz kendimize. Bu yzden air burada artk dnd eyi intikal

etme endiesi tamyor. O, kendi szn ifade ediyor. Bunu yaparken de nce

dnp sonra sylemiyor. Bu yzden Mevlnann iirinde Hfzn gazellerinde

manann iire mukaddem olduu eski iirin aksine, artk iir anlama mukaddemdir:

nce iir meydana geliyor, daha sonra anlam ortaya kyor. air ne sylemek

istediini nce dnp sonra sylemiyor. Bu, meydana gelen ok byk bir

deiimdir. Yukardaki beyti okumaya devam ettiimizde g szcklerle

karlamayz. Anlamn bilmediiniz szckler yoktur. etin bir imge de sz konusu

deil, deniz , gark olmak, kendisinde gibi szcklerin hepsinin anlam aktr;

30
M. C. Rumi, Klliyat- ems, Tashih: E. Beyati Tahran, 2002, s. 531.

8
fakat iiri anlamak iin ne demek istiyor, diye sorarz. Oysa Hknnin iirinde Ne

demek? sorusunu ynelttiinizde anlalan udur: Gazelde anlamn bilmediiniz

szckler var. rnein Hknnin u iirini okuduumuzda:

"

" 31

Hemen fark edilecei gibi burada bir anlam kapall sz konusudur. Beyitte

yer alan szcklerin kuruluu doru olmakla birlikte ifadenin dz anlamndan sz

syleyenin maksadna intikalde bir glk sz konusudur. Bizim burada anlamn

bilmemiz gereken szckler, tamlamalar vardr:

: (Ateten Ceylan): Gne

: (Yavru): Ko burcu

: (Kfur):Beyaz olduu iin gndzden istiaredir

: (Misk):Siyah olduu iin geceden istiaredir.

Bylece beytin rtk anlam ortaya kar: Gne ko burcuna girdiinde

gece ve gndz eit olur. Bunu okuyan herkes de ayn eyi anlar. Tekrar edecek

olursak bu tr iirlerde g olan ey szckseldir, imgeseldir veya telmih bir

glkle kar karyayz. Bunlar zldnde artk beyti rahatlkla anlarz; ancak

Hfz ve Mevlnann iirinde bu tr sorunlarmz yoktur. iirdeki btn szckleri

anlyoruz. Bu szckler her zaman bir yere gndermede de bulunmaz; ancak yine de

31
H.Enue, An Encyclopaedia of Persian Literature, Tahran, 1997, c. 2 s. 380.

9
bu iirin anlam nedir, diye sorarz. te burada ibham sz konusudur. Klasik iirde

sorun takid sorunudur. Baka bir ifadeyle, klasik metinde karlatmz etrefillii,

karmakl szlkler, ahslar ve muhtelif bilimlerden istifade ederek halletmemiz

gerekir. Bu glkleri bertaraf ettiimizde sorun zlr. Herkes de ortaya

kardmz bu anlam kabul eder. Ancak Mevlnann yukarda bir beytini

verdiimiz gazelinde geen baka bir msrada da yine bu durum sz konusu deildir.

" "

te ayaksz olarak koup duruyorum.

Ayakszm ancak ayakla kouyorum. Burada ne demek istediini bilmiyoruz.

Bu yzden ne demek istiyor, diye soruyoruz. Baka bir ifadeyle evvela muhtelif

paradokslar gryoruz. paradokstur. Yan sra kelimelerin dizimsellii,

yle bir ekildedir ki beyitte geen szckleri anlamamza ramen iirin anlam

nedir, diye sormak zorunda kalrz. Zira dil konvansiyonel balamndan

uzaklamtr: Burada dil o ilk durumundan, ilk gstergesel dizgeden baka bir

ifadeyle kelimeler kendi saymaca anlamlaryla, muayyen bir gsterilene sahip

olduklar o ilk gstergesel dizgenin dna karlar. Onun iin burada baka bir ey

var demeye mecbur kalrz. Yine Mevlnadan verdiimiz ilk rnee dnecek

olursak:

: Denizim de kendisinde gark oldu. Msrayla

karlatmzda hemen denizim ne demek, diye sorarz kendimize; Benim

denizim ne demek? Denizin anlam aktr. Benim denizim de aktr; ancak

Benim denizim kendinde bouldu!, ne demektir? te burada gerekte ibhamla,

10
belirsizliklerle kar karya kalrz. Bylece Mevlna ve daha sonra onun izinden

giden Hfz ile birlikte rann irfan iirinde ilk kez ibhamn (belirsizliin) takidin

(dmlemenin) yerini aldn gryoruz. Toparlayacak olursak: Mevlnadan

nceki Klasik Fars iirini okuduumuzda, iinde anlamadmz g szckler varsa

bu szcklerin anlamn sorarz, eer bir telmih varsa bu telmih neye iaret ediyor

diye sorarz. Bize bu u anlama geliyor, filan szck de una telmihte bulunuyor

dendiinde sorun zlm olur. zcesi, bu tr iirlerin anlalmas birtakm

bilgilerin bilinmesine baldr. Eskiden airler g iirler yazdklarnda, okuyucu

veya muhatap air kadar bilgili olmad iin iiri anlayamyordu; fakat bu bilgileri

edindii zaman o airin istediini, murat ettiini okuyucu da anlyordu; ancak

Mevlna ve Hfzn gazellerinde dil dzeyinde szcklere ilikin bilgilerimizde bir

sorun olmamasna karn yine de air bu iiriyle ne demek istemitir, diye sorarz.

Burada dilden, Roland Barthesn ada Sylenler isimli eserinde kulland

ifadeyle sylersek ikincil bir gstergesel dizgeden yararlanlmtr. 32 Sradan dilde

belirli gsterilenler iin kullanlan gsterenleri, bizler birdenbire, baka anlamlarda

kullandmzdan gsterilenleri de deiir. Bir szck uzlamsal (konvansiyonel)

anlamnda kullanlmadnda artk mphemdir. yle ki herkes bu szck hakknda

birbirinden farkl tahminde bulunabilir. Biraz daha aarsak: deniz dediimizde ve

bundan sradan denizi kastettiimizde dil, konvansiyonel balamndan uzaklam

olmaz; ancak Mevlnaya ait yukardaki beyitte deniz szc kullanlmaktadr;

ancak bildiimiz deniz anlam yoktur. Bu durumda bu beyti yorumlayanlardan biri

deniz szcnn muhtemel anlamlarndan biri iin ak tahmininde bulunabilir.

Bakas deniz szcnn gnl anlamnda kullanldn syleyebilir. Bir bakas

32
R. Barthes, 2003, s. 183200.

11
denizin akl anlamnda kullanldn syleyebilecei gibi denizin gkyz

anlamnda kullanldn ileri srenler de kabilir. Baka bir ifadeyle syleyecek

olursak dnce yazya getii iin, anlam neredeyse, muayyen bir lde

syleyenin ve muhatabn denetiminden kar.

Grleriyle yeni bir eletiri yntemi olan yapbozma (deconstruction)

yaklamn gelitiren J.Derridaya gre bir metnin anlam, ayan yere salam

basan sabit bir anlam deildir. Anlam grecelidir, oynaktr ve hep ertelenir. Bundan

dolay da metnin anlam belirsizlikler tar. 33 Roland Barthes 1968 ylnda Yazarn

lm ve Michel Foucault da 1969 da Yazar Nedir (Yazar Kimdir yerine) isimli

makalelerini yazarak yazar ve yazarn niyetini edeb eserin dna itmesiyle birlikte

artk metin (iir) okurun eline der. 34 Tabii okurlar da muhtelif bak alarna sahip

olduklarndan, farkl kltrel ortamlarda yetitiklerinden, zihinsel birikimleri de

birbirlerinden farkl olduundan tahminleri ve iirden anladklar da birbirlerinden

farkl olmaktadr. Buna bal olarak: Her insann, dolaysyla her okurun, bir

ansiklopedik bilgi yk vardr: Her okur bir metne ya da bir gsterge dizgesine kendi

dnyapsal bak asna gre yaklar. Okurun bu dnyapsal bak as da

insanln sahip olduu ansiklopedik bilgi hazinesinin ancak bir blmn oluturur.

Demek ki bir okur herhangi bir metni yorumlarken, kendi ansiklopedik edinimine

(doal ya da kuramsal olabilir) bavurur. Bir baka deyile, her okur, okuduu

metinleri kendi deneyimsel ve kuramsal ansiklopedisine gre yorumlarken, yine

kendi ansiklopedik ediniminin snrlarn da geniletir. Yeni okumalar, yeni ilikiler,

yeni deneyimler okuru yeni ansiklopedik gcllklerle donatrken, insanln

33
B. Moran, 1999 s.202206.
34
S. emisa, Nakd- Edebi, Tahran, 2005, s. 273.

12
Ansiklopedi Hazinesini de geniletmi olur. 35 Tam da bu nedenden dolay bu tr

iirler okur merkezli iirlerdir. air ya da yazar merkezli deildir. te bu durumu

ibham olarak adlandryoruz. Bir iir mphem olduunda muhakkak yorum yoluyla

anlama yol bulunabilir. Baka bir ifadeyle anlam yorum yoluyla oluturulur. Yorumu

yapan okuyucudur. Okuyucular da birbirlerinden farkl birikimlere sahip

olabileceklerinden birok anlam ortaya kabilir. Bunu yle de ifade edebiliriz: Bu

tr iirlerde Purnamdariann ifadesiyle Okuyucu iiri okuyacak yerde gerekte iir

okuyucuyu okuyor. Baka bir ifadeyle iir okuyucunun zihninden anlam karan bir

araca, bir itkiye dnyor. 36 te bu yzden birok anlam ortaya kyor.

Gazellerinde bu tr rnekler veren airlerden birinin Mevlna dierinin de Hfz

olduunu yukarda belirttik. imdi Hfzn aadaki beytini bu yeni yaklamla,

amlama hermeneutii dzleminde okuyup anlamlandrmaya alalm:


"

" 37

Benim Kenanl gzelim, Msr taht senin oldu, zindana veda etmenin tam

zamandr.

Biz burada Kenanl gzelin ne olduunu anlyoruz. Hz. Yusuftan

istiaredir. Zindann da manasn anlyoruz. Msr tahtnn da manasn anlyoruz.

Bu konuda bir glmz yok; fakat burada Hfz Benim Kenanl gzelim

dediinde aslnda kastettii benim Yusufum dur; fakat bu artk tarihteki Hz.

Yusufun anlamn vermiyor. Msr taht senin oldu. dediinde Hfz zamannda,
35
M. Rifat, Homo Semioticus, stanbul, 2001, s. 65.
36
T. Purnamdarian, 2004. s. 235.
37
H. irazi, Divan- Hfz, Tashih: B.Horremahi, Tahran, 2002, s. 9.

13
ad Yusuf olan ve Msr tahtnda oturan bir kimsenin olmadn tarih bize syler.

Buradaki szcklerin ve telmihlerin tek tek manasn anlyoruz; ama yine de Hfzn

burada ne sylemek istediini henz tam olarak anlayamyoruz. iirde belirsizlikler

var. Benim Kenanl gzelim, Msr taht senin oldu msranda Benim Kenanl

gzelim in anlam nedir? Hz. Yusuf tarihte yaayan Hz. Yakubun olu olan bir

ahsiyetti. Yaad ve gitti. Ama Hfz burada yani benim Yusufum

diyor. Burada ne demek istiyor? Michael Riffaterre Semiotics of Poetryde okuma

balamnda iki anlam dzeyi ayrt eder: Mimetik anlam ve hermeneutik anlam.

Mimetik anlam dzleminde okur, dilsel imleri, birincil olarak, gndermeleri ile

kavrar. Jakobsonun iirde gnderme ilevinin ne ktn syledii durumdur bu:

Okur, gndermeler dzleminde kavrayabildii srece sorun yoktur; ama ya birtakm

belirsizlikler sz konusuysa? Ya, bildiriim gereklemiyorsa? Daha somut

sylersek: Ya imlerden bir bl gndermeler dzleminde anlamlandrldklarnda,

garip ya da eliik sonular veriyorlarsa? Dahas, iir gnderme ilevini ne kertede

gerekletirirse gerekletirsin mimetik okuma (anlam) dzeyinin baz sorunlar

olacaktr Dolaysyla, iiri te bir dzeyde, hermeneutik dzeyde okumak ve

anlamlandrmak gerekiyor 38 Hfzn yukarda verdiimiz beyti ile ilgili olarak

mesel yle diyebiliriz: Benim sevgilim; nk o gzel yzlyd, bu da gzel

yzl. Bu yzden biri kalkp da Mah-i kenaniye men ifadesini benim sevgilim

eklinde yorumlayabilir. Bu anlayla karlanabilir; fakat


dedii

zaman ne demek istiyor peki? da benim kalbim olarak yorumlanabilir.

Buraya kadar ilk msran anlam yle oldu: Sevgilim kalbim artk senin oldu. Peki

zindana veda etmenin tam zamandr msran nasl yorumlayacaz? Acaba

38
H. Yavuz, Edebiyat ve Sanat zerine Yazlar, stanbul, 2005, s. 299.

14
Hfzn sevgilisi zindanda myd? Hangi zindandayd? Burada bir bakas

iin benim ruhum, benim canm diyebilir; nk ruh cisme oranla hem latif

hem de gzeldir imdi n anlam da deiiyor : Ruhani lem oluyor.

Melekler lemi oluyor. Yani unu demek istiyor: Melekler lemine gitme

zamann geldi. Zindana veda etmenin tam zamandr. yani Bedenim ruhum iin

zindan gibidir. Toparlarsak yle oluyor: Ey Hz. Yusuf gibi gzel olan ruhum! Bu

cismimi terk edip melekler lemine git. Byle olabilir. Pratik olarak szcklerin

yapsn bozduunuzda, szcklerin dizimsellii yle bir biimdedir ki siz bu

anlamlarn hangisinin kastedildiini syleyemezsiniz. Ortaya konulacak her anlamn

yannda baka anlamlar da karlabilir. Bu okuyann dnce yapsna baldr.

Yorum okuyucunun bak as dorultusunda ekillenecektir. Daha nce de ifade

edildii zere Klasik Fars iirinde bu durum yoktur. Klasik Fars iirinin ak bir

anlam vardr. Daha nce deindiimiz Hakannin iirindeki cz glkler

halledilirse, herkes Klasik Fars iirinden ayn eyi anlar. Kimse de baka bir ey

sormaz; ama az nceki Hfzn beyti ile ilgili yapm olduumuz yoruma bakas

kar kabilir. Yaptmz yorum bir kesinlie sahip deildir, bu beyit muhtelif

ekillerde yorumlanabilir.

te birden fazla yorum imknnn ortaya kmasyla iirin tek anlamllktan

kp okanlaml bir yapya brnmesi hem Mevlnann bilhassa gazellerinde

fazlaca gze arpmakta hem de Hfzn gazellerinde. Tam da bu nedenle Mevlna

ve Hfzn gazelleri kendiliinden hermeneutikle irtibat kurmaktadr. 39 Hfzn

iirini anlamak isteyen kii Hfzn iirini yorumlamaldr. Bu yorumun doru

olmas, kesin olmas nemli deildir; fakat bu yorum gazelin muhtemel

39
T. Purnamdarian ile kiisel grme, Tahran, 25.Ocak 2006.

15
anlamlarndan biri olacaktr; ancak burada nemli olan her bir beyit iin yaplan

yorumlarn, gazelin genel yaps gz nnde bulundurulduunda tutarl olup

olmaddr. Ayn zamanda beyitlerin, ortaya konulan yorumlarla rttnn de

gsterilmesi gerekir. Bir metnin belli bir blmnn belirli herhangi bir yorumu;

ancak metnin bir baka blmnce dorulandnda kabul edilebilir; metnin baka

bir blmnce rtldnde ise reddedilmelidir. Bu anlamda metnin isel

tutarll, okurun baka trl denetlenmesi olanaksz itkilerini denetler. 40 Zira

yorum iki ynl bir ilikidir. Hem metin okuyucu zerinde, hem de okuyucu metin

zerinde etki brakr.

Almlama estetikileri bu ift ynl etkileimden sz ederken metnin okuru

ynlendirmesi kadar, okurun da metne bir eyler kattn, okurun da iletiimde bir paya

sahip olduunu kastederler. Almlama estetikisi Isere gre okur asndan bu iletiimi

metindeki belirlenmemi alanlar salar. Okur bu alanlar kendi birikimine, kendi almlama
41
nkoullarna gre yorumlar.

Bu iki ynl iliki, yorum yaptmzda btn iiri kapsamaldr. Baka bir

ifadeyle birinci beyit iin ortaya konulan yorum, gazelin dier beyitleri iin yaplan

yorumla uyum halinde olmaldr. Dier beyitlerin yorumu birinci beyitte ortaya

konulan yorumla elimemeli, gazelin btnnde tam bir tutarlln sergilenmesine

byk bir zen gsterilmelidir. Unutulmamaldr ki szcklere verilen anlamlar ile

ortaya konulan yorumun tutarl olmas durumunda ancak doru yoruma

yaklalabilir. Ayrca gazelin tamamnn byle bir yoruma imkn verip vermedii

konusu da ok nemlidir. Metnin tutarll korunarak bir gazel iin birbirinden farkl

40
U. Eco, Yorum ve Ar Yorum, ev. K. Atakay, stanbul, 2003, s. 75.
41
. Sayn, Metinlerle Sylei, stanbul, 1999, s. 58.

16
birok yorum yaplabilir; ancak yaplan yorumlarda dikkat edilmesi gereken husus

bir beyit iin yaplan yorumun dier beyitler iin yaplan yorumlarla uyumlu olup

olmaddr. Bir beyit iin yaplan yorum dier beyitler iin yaplan yorumlarla

rtmyorsa yaplan yorum doru bir yorum olmaz.

Metinlerle sylei yntemi randa hibir zaman reva bulmamtr. Metinle

yaplan sylei, Fars iirinde yukarda da izahna alld gibi daha ok g

szcklerin anlamlar ve artrdklar veya iaret ettikleri hadisler, Kuran ayetleri

ya da tarih hikyeler balamnda gerekletirilmitir. Metinlerle sylei yntemini

rana tayan, Taki Purnamdarian, Gomode-yi Leb-i Derya isimli yaptnda Sadinin

"

"

matlal bir gazelini yine ayn uzunluktaki Hfzn

"

"

matlal gazeliyle karlatrr. Bu karlatrmada gazellerle bir sylei

gerekletirebilmek iin ka soru sorulabileceini zellikle grmek ister. Sadinin

ok mehur bir gazeli olan o rnek gazel iin okuyucunun zihnine on soru geldiini

belirten Purnamdarian, sorularn bir ksmnn da szckler hakknda, telmih ya da

kinaye hakknda olduunu syler. Bu on soruya cevap verilirse sz konusu iirin

herkes iin anlalr olacan ifade eden Purnamdarian Hfzn ayn saydaki

beyitleri ihtiva eden gazeli iin ise 41 sorunun ortaya ktn tespit eder. Niin krk

17
bir soru ortaya kyor, niin burada sorular oalyor, diye sorduumuzda

cevabmz beyitlerin mphem olmasnda buluruz. Hfzn gazelinde, Sadinin

gazellerinde hi olmayan eyler var. Sadinin iirinde hibir zaman bu beytin dier

beyitle ne ilgisi var, biiminde bir soru sorulmaz; nk Sadinin gazelleri tek sesli

ve tek anlaml gazellerdir. Sadinin gazelinde her ey aktr; ancak Hfzn

gazelinde durum byle deildir. Bu yzden iyice dnlerek gazel iin mmkn

olan btn sorular kda dkldnde ve bu sorulara cevap verildiinde iirin

tutarl bir biimde akla kavuturulabilecei grlr.

Bir gazelle veya herhangi bir metinle syleinin doru yaplabilmesi iin

doru sorularn sorulmas gerekir. Gazelle ilgili karlan sorularn bir ksmna

gazelin iinde cevap bulunur. Geri kalan sorulara gazelin kendinde deil, Hfz

Divannda yer alan btn gazelleri gz nnde bulundurmak suretiyle cevap

verebiliriz. Bazen, bu da yetmeyebilir. Bu durumda daha nce edinmi olduumuz

kltrel birikimimizden yararlanmalyz. Dier airlere ait okuduumuz gazeller,

Hfzn irfan ve tasavvufa ilikin dnceleri, genel olarak tasavvuf iirin arka

plann da ok iyi bilmemiz durumunda gazele ynelttiimiz sorulara cevaplar

bulmamz kolaylar. Gazele yneltilen sorulara cevap verildiinde gerekte yaplan

ey, iirin yorumlanmasdr. En iyi yorum, okunduunda veya dinlenildiinde herkes

tarafndan kabul gren yorumdur. Kukusuz bir iiri on kii okusa, on ayr yorum

ortaya karabilir. Daha nce de belirtildii gibi iir gerekte mphem olduunda

muhtelif anlamlarn ortaya kma ihtimali artar.

Dz yazya oranla iirde belirlenmemi yerlerin ok oluu okurun bo anlam

alanlarn doldurmada katksn artrr. Ancak geliigzel bir doldurma deildir bu. Yazar,

Ingardene gre okura eitli dzeylerde yardmc olur. Bunlardan biri birbirine rl

18
grler dzeyidir. Yani metnin almlanmasnda ve belirlenmemi alanlarn

doldurulmasnda okura yardmc olan tek tek anlamlar deildir. Okura yardmc olan bu

anlamlarn birbirleriyle ilikileri, bu ilikilerin her dzeyde yeni anlamlar kazanmas,

Ingardenin deyiiyle birbiriyle rl grler dzeyidir: Bu grler yaptn anlamlama

srecinde bir iskelet olutururlar. Bu iskeletin anlamlarla doldurulmas okura der. Ancak

bu bo alanlarn doldurulmas okurun d gcne, kltr ortamna, ufkuna gre deiecektir.


42
Ayn yapt eitli zamanlarda farkl okurlar tarafndan farkl biimde somutlanacaktr.

Fakat burada nemli olan udur: Ortaya kan pek ok yorumdan hangisi daha iyidir?

iirle ilgili ortaya konan sorulara doru cevap verilirse, verilen cevaplar metinle

rtrse ve iirin tutarlln taahht ederse yani btn beyitlerin birbiriyle ilintili

olduu gsterilirse, yaplan yorum belirttiimiz bu niteliklere sahip olmayan dier

yorumlardan daha doru bir yorum olacaktr. Bu da unu gsteriyor anlam okluuna

ramen, yorum okluuna ramen tek bir yorum vardr ki btn yorumlardan daha

iyidir. Kesin bir anlam deil bu; ama dier btn yorumlardan daha iyidir. Bunun

nedeni de yaplan yorumun, getirilen aklamalarn gazelin tamamyla, gazelin btn

paralaryla uyumlu olmasdr. Yukarda da belirtildii zere okuyucunun zihni ve

metin arasnda bir al veri, bir etkileim vardr. Eer bu al veri doru bir ekilde

gerekleirse hem metin onu okuyann zerinde etki yapar hem de okuyan, metin

zerinde etki yapar. Bundan dolay yorumda salanan tutarllk esastr.

42
. Sayn, 1999, s. 49.

19
KNC BLM

A ) Hfz Divannda Yer Alan lk Gazel zerinde Bir Amlama Hermeneutii

Uygulamas

a. lk Gazelin Yorumuna Doru

Hfz Divannn ilk gazelini, Hfz Divan, Hfzn kendisinden nce

yaayanlarn ona brakt miras ve almlayann zihninde oluan armlar ve

sorular temelinde ve amlama hermeneutiinin kazanmlar nda yorumlamaya

alacaz.

Hfz Divannda yer alan ilk gazel, Divanndaki gazellerin mkemmel bir

rneidir. Hfz Divanda yer alan gazellerin byk bir blm, bu ilk gazelin

btnnden dile gelir, bu ilk gazele gndermede bulunur adeta. Bu gazel hem anlam

hem de form bakmndan Divan'daki btn gazelleri kendinde yanstan bir ayna

gibidir.

b. Hfz Divannda Yer Alan lk Gazel:

20

43

c. Anlam Evreninin Almasn Balatabilmek in Gazelin lk anlam

kavaklarna ayrlmas

Hfz:

" "

dedii zaman bu msradan sonra ne syleyeceini bilmiyor. Sonraki beyitlerin de ne

olacan bilmiyor. Zihinsel faaliyet sayesinde nce dizeler sonra beyitler oluuyor

ve bu ekilde gazelin tamam ortaya kyor. air nceden beyitlerin tamamn

zihninde dnp kda dkmyor. lk msra ilham yoluyla gelir. kinci msra bu

43
H. irazi, 2002, s. 1.

21
gz nnde bulundurularak yaplr. 2. beyit, birinci beyit gz nnde bulundurularak,

3. beyit birinci ve ikinci beyitler gz nnde bulundurularak yaplr. te bu ekilde

zihinsel faaliyet iinde gazelin tamam olumaktadr. Bir anlam bulunuyor ve iir

oluuyor. Bundan dolay anlam iire mukaddem deil, burada iir, anlama

mukaddemdir. Baka bir ifadeyle, tek anlamll dnmeyen btn airler nce

sylerler ve zihinsel faaliyetleri neticesinde bir iir oluur. Balangta ne meydana

gelecei tahmin edilebilir deildir. te bu nedenden tr Hfzn iiri tek anlaml

bir iir deildir. Bundan dolay da bu tr iirler erh edilecek iirler deildir.

Gerekte yoruma ihtiya duyan iirlerdir bunlar. Bu tr iirlerin anlalmas veya

muhtemel anlamlarndan birinin kefi iin bir kiinin bunu yorumlamas gerekir.

Bunun iin de bu tr iirler iin hermeneutiin btn kazanmlarndan

yararlanlmaldr. Aktr ki bu ii yapacak yorumcu geni bir donanma sahipse,

syleyenin zihinsel arka planna ve o kltrn tamamna aina olan biriyse, ok daha

iyi bir yorum ortaya koyabilecektir.44

Gazelle salkl bir sylei gerekletirebilmek iin gazeli okuduktan sonra

zihnimizde beliren sorular yle sralayabiliriz:

1-Gazelin birinci beytinin ilk msra ve son beytinin ikinci msra niin Arapa

yazlmtr?

2-Birinci beytin muhatab kimdir?

3-Sknin anlam nedir?

4-Hfz, niin Skden kendisine arap sunmasn ister?

44
T. Purnamdarian ile kiisel grme, Tahran, 25.Ocak 2006.

22
5-Burada ifade edilen arap gerek anlamyla m kullanlmtr?

6-Hfz, Skye niin Farsa deil de Arapa sesleniyor?

7-Ak niin balangta kolay grnm sonradan birtakm sorunlara yol am?

8-nsana duyulan bir ak m yoksa Tanrya duyulan bir ak m burada sz konusu

olan?

9-nce ve balangta anlamna gelen evvel szcnn artrdklar nelerdir?

10-Saba seher yeli nedir?

11-Sevgili niin salarna misk kokusu srm?

12-Saba kim iin sevgilinin bklm bklm olan salarndan misk kokusunu alp

getirmek istiyor?

13-Sevgilinin bklm bklm salarnn almamakta direnmesinden dolay

gnllerin kanlara boyanmas ne demektir?

14-kinci beytin iki msra arasnda nasl bir ba var?

15-kinci beytin birinci beyitle bir ilgisi var m?

16-nc beyitte yer alan Sevgiliye giden yolun konaklar ne demektir?

17-Hfz niin Sevgiliye giden yolun konaklarnda kendini gvende hissetmiyor.

18-nc beytin muhatab olan ben kime gndermede bulunur?

23
19-nc beytin ilk iki beyitle bir ilikisi var mdr?

20-Drdnc beyitte yer alan seccadeyi araba boyamak ne demektir?

21-Drdnc beytin muhatab olan sen kimdir?

22-Muglar kimlerdir?

23-Pir-i mugan kimdir?

24-Pir-i mugan n gerek dnyada bir gndergesi var mdr?

25-Salik kimdir?

26-Drdnc beytin nceki beyitlerle bir ilgisi var mdr?

27-Beinci beytin ilk msrandaki karanlk gece, dalga korkusu ve korkun

girdap ifadeleriyle ne kastedilmektedir?

28-Beinci beytin ikinci msrasnda yer alan Sahillerde oturan hafif ykller

kimlerdir?

29-Beinci beytin kendinden nceki drt beyitle nasl bir ilgisi vardr?

30-Altnc beyittin muhatab kimdir?

31-Kendi muradn gzetmenin rsva olmay beraberinde getirmesi ne anlama gelir?

32-Altnc beytin kendinden nceki beyitlerle ne tr bir ilgisi vardr?

33-Kulislerde sazlar eliinde alnp sylenen sr ne tr bir srdr?

24
34-Yedinci beyitte O zamiriyle kim kastedilmektedir?

35-Yedinci beyitte yer alan huzur ve gaib szcklerinin tasavvuf anlamlar var

mdr?

36-Yedinci beytin ikinci msrasnda ifade edilen Sevgiliye kavuunca dnyay terk

et. cmlesiyle ne kastedilmek istenmitir?

37-Son derece dank olan ve hayal atlamalaryla dolu bu gazelin beyitleri arasnda

anlamsal bir balant gerekten var mdr?

Yukardaki sorulara cevap verebilmek iin, elimizde Hfz Divannda yer alan

gazeller ve Hfzdan nceki kltrel mirastan baka bir kaynak yoktur. imdiye

kadar Hfzn iiriyle ilgili olarak sylediklerimizi temellendirmek iin ilk gazelin

btn beyitlerini ayr ayr yorumlamaya gemeden evvel gazelin genel bir

deerlendirmesini yapacaz. Baka bir anlatmla anlam evreninin almasn

balatabilmek iin yukarda ifade edilen varsaymsal model dorultusunda gazele

ilikin bir ilk snflandrmaya gidilmek suretiyle metin iinde belli sahnelerin

saptanmasna ve metnin ilk anlam kavaklarna ayrlmasna olanak tanyacaz.

Bu gazelin manev motifi, ak yolunda karlalan glkler, yaanlan

zorluklardr. Her ne kadar bu gazeli mecaz (insan) ak dzleminde yorumlamak

mmkn gibi grnse de, gazelde sk, arap, ak, pir-i mugan, slik, canan, saba,

menzil, huzur, gaip gibi bir ok tasavvufi terimin yer almas, gazelin genel havas ve

vahiy dili olan Arapa bir msra ile balayp yine Arapa bir msra ile bitmesi, ilahi

bir aktan ve manev boyutta gerekleen mistik yolculuklarda yaanlan

zorluklardan sz edildii konusunda en ufak bir tereddde mahal brakmamaktadr.

25
Gazelin vezni hezec msemmen salimdir. Baka bir ifadeyle mefiln,

mefiln, mefiln, mefiln dr. Her beytin sonunda h oul ekinin redif

olarak tekrar edilmesi, iire hkim duygu olan dert, ayrlk kederi ve ak yolunun

dayanlmas g sorunlaryla uyum gstererek aruz vezninden ortaya kan musikinin

pekitirilmesine yardmc olmaktadr. Sz konusu redifin her beytin sonunda tekrar

edilmesi adeta hzn dolu bir szden dolay duyulan ac neticesinde ekilen bir ah

gibidir.

Grld gibi gazel bir yars Arapa ve dier yars Farsa olan bir beyitle

balamaktadr. Ayn durum gazelin son beyti olan yedinci beyitte de sz konusudur.

Ancak birinci beyitte ilk msra Arapa iken yedinci beyitte ikinci msra Arapadr.

Baka bir ifadeyle iir Arapa bir msra ile balamakta ve yine Arapa bir msra ile

bitmektedir. Hemen belirtelim ki Fars iir geleneinde bir yars Arapa, Trke ve

dier yars da Farsa olan beyitler sylemek yeni ve ilgin bir hadise deildir. Zira

Hfzdan nce yaayan Mevlnann iirlerinde buna benzer saysz beyitle

karlamak olasdr. Belagat limleri bunu mlemma olarak nitelerler; ancak bu

iirde dikkati eken ey Hfzn mlemmadan ok zel bir biimde yararlanmasdr.

Sanki btn iir iki Arapa msra arasnda sktrlm gibidir. te bundan dolay

okuyucu bu iirde zel bir anlamn sakl olduunu ve iire baka bir gzle bakmas

gerektii gibi bir izlenime kaplr. Gazelin tamam sanki Arapa bir beyitten ibarettir:

26
Bu Arapa iki msran arasnda Farsa olarak yer alan beyitlerde ifade edilen

konu ve mazmunlar adeta zet olarak araya sktrlm gibi durmaktadrlar. Bu

Arapa beytin birinci msranda air muhataba yle yakarr: Ey Sk! arap

kadehini dolatr ve onu bana sun! Arapa beytin ikinci msranda ise Sk bu

yakara yle cevap verir: Sevdiinle grtnde, ona kavutuunda dnyay

terk et! Brak onu!

arap iin yaplan yakarn nedeni akn k iin birok soruna yol am

olmasdr. Bu arap an biare gnln teselli edecek yegne eydir. Sknin

ann iten yakarna verdii yant olduka arpcdr: Maukun huzurunda

bulunma hissinin olumas iin, an Mauktan gayr her eyden gaybet halinde

olmas gerekir. Tasavvuf iki terim olan gaybet ve huzur tek bir konuya taalluk

ettiklerinde zt anlamldrlar ve birbirleriyle rtmeleri mmkn deildir; ancak

birbirine zt iki konuyla ilgili olduklarnda anlamsal adan birbirlerini tamamlarlar.

An kendinden ve mauktan baka her eyden gaybet etmesi, maukta huzur

etmesi anlamna gelir. u halde, huzurun art mauktan gaip olmamak, kendinden ve

btn her eyden gaip olmaktr. Hucviri Keful Mahcub isimli eserinde bu konuda

unlar yazar:

Huzurdan maksat, yakinin delaleti ile kalbin huzurudur. yle ki bu sayede gaybi

olan bir hkm kalp iin ayni bir hkm haline gelir.(Gaip olan gzle grlen gibi olur)

Gaybetten Murat, Hakktan baka olandan kalbin gaybetidir. O derecede ki kalp kendinden

bile gaip olur. Hatta kendinden gaip olmas sebebiyle kendini dahi gremez u halde

kendinden gaip olmak, Hakkn huzuruna kmaktr. Hakk ile huzur ise kendinden gaip

olmaktr. yle ki kendinden gaip olan herkes, Hakk ile hazr olur ve Hakk ile hazr olan da

27
kendinden gaip olur. (Kendinden gaybet Hakk ile huzurdur, Hakk ile huzur da kendinden
45
gaybettir.)

Bundan dolay Hakk ile huzur bulmann art kendinden gaip olmaktr.

Kendinden gaybet ise insan sfatlarn yok edilmesi, ayklk ve bilin durumunun

ortadan kaldrlmas anlamndadr. Baka bir deyile, akl ve duygunun saf d

ediliinden kaynaklanan sarholuk ve bilinsizlik durumudur. Bundan dolay Hucviri

Huzur ve gaybeti, sahv ve sekr ile karlatrrken yle yazar: Fakat sekr ve

sahv, vasflarn bekasna dellet eder. Gaybet ve huzur ise vasflarn fenasna iaret

eder. Hakikatte bu, ondan daha aziz ve daha deerlidir. 46 Hfzn birinci beytin ilk

msranda skden arap talebinde bulunmasnn nedeni, onu ierek sarho olup

kendinden gemek istemesidir; ancak bu ekilde akn katlanlmas g sorunlarna

ve ondan hsl olan straba katlanabilir. Hfz bu glkleri ve straplar gazelin

birinci beytiyle son beyti arasna ok veciz ve z bir ekilde sdrmay baarmtr.

te yandan ac duyulmas, ak yolunun zorluklarnn hissedilmesi ve skden bir

kadeh arap istenilmesinin bizatihi kendisi, Hakk veya mauk ile huzur halinde

olmann koulu olan kendinden gaip olma halini deil, kendiyle huzur halini

gstermektedir. te bu nedenle Hakk ya da Mauk onun talebine karlk olarak

Huzura talip isen mahbuptan gaip olmamalsn. cevabn vermektedir. Zira bu

kendinden gaip olma durumu hem vuslat arabndan nasiplenmeyi hem de yrin

tecellisini beraberinde getirecektir. Bunun yan sra mrit dnyevi duygu ve akln

balarndan kurtulduu iin de ak yolunda karlat glklerden ve straplardan

kurtulabilecektir. iirin balam gz nnde bulundurulduunda yle bir sonu

kanlmaz gibi grnmektedir: Akta kendini dnme, kendi dilekleri

45
Ali bin Osman Hucviri, Keful Mahcub, Tashih: Mahmud Abidi, 2004, s. 368.
46
A. Hucviri, a.g.e., s. 369.

28
dorultusunda hareket etme, insann adn ktye karr. Zira kendini dnme,

bencillik gsterme nefsin henz kontrol altna alnmadn ve gaybet halinin

gereklemediini gsterir. Kendinden ve dnyadan gaip olup da maukla hazr

olann ne mahfillerde alnp sylenen bir srdan ne de adnn ktye kmasndan

dolay znt duyacak bir hali vardr. te bu yzden tasavvufta mridin vasl

oluncaya kadar kendi arzu ve iradesine deil pirinin iradesine teslim olmas gerekir.

Bundan dolay Hfz gazelin drdnc beytinde Pir-i mugann seccadeyi araba

boyama emri vermesi durumunda bile, salikin bunu yerine getirmesi gerektiini ifade

eder. Zira gazelde kendisine iaret edilen akn btn sorunlar, glkleri, kiinin

benliinin ortadan kalkmamas, kendi irade ve istekleri dorultusunda hareket

etmesinden kaynaklanmaktadr. Her halkarda gazelin ilk msrasnn Arapa bir

msra ile balayp yine Arapa bir msra ile son bulmas, okuyucuyu iirin sonunda

tekrar iirin bana gndermektedir. Bylece okuyucu gazelin ba ve sonu arasndaki

balanty ve beyitlerin birbirleriyle olan balarn kavramak suretiyle iirin yapsal

btnln hisseder. 47

Bilindii gibi divanlarda yer alan gazeller kendilerini oluturan beyitlerin son

harflerine gre; ama alfabetik sra gzetilerek dzenlenirlerdi. Bu eski gelenee gre,

bu gazelin Hfz Divannn banda deil, on birinci gazelden sonra yer almas

gerekirdi; fakat gnmze kadar gelen en eski divanlarda, bu on ikinci gazel hep

Hfz Divannn banda zellikle yer almtr. Bunun Hfzn bir vasiyeti sonucu

olup olmadn bilmiyoruz, gazellerini derleyerek bir divan dzenleyen Glendam

bu konuda bize herhangi bir bilgi vermemektedir. Bu gazelin gnmzde de baslan

divanlarn banda yer almasnn mutlaka bir nedeni olmaldr. Bu gazeli divann

47
T. Purnamdarian, 2004. s. 339342.

29
bana koyanlar, okuyucunun zihnini daha balangta dier gazellerin

mazmunlaryla, motifleriyle ve izlekleriyle tantrmak iin gazelin bir beraat-

istihll 48 olmasn istemilerdir. Bylece okuyucudan dier gazelleri de bu birinci

gazelde ortaya konan bak as erevesinde deerlendirmesi istenir. Ksaca Hfz

Divann okuyanlar daha iin banda bir ynlendirme ile kar karya

braklmlardr.

Farsaya da evrilen nl Hfz Divan erhinde Bosnal Sud, bu ilk

gazelin ilk msrann Yezid Bin Muaviyenin bir ktasnda

biiminde yer aldn ancak Hfzn yine Sudnin ifadesiyle ki msran takdim

ve tehir edip tazmin tarikiyle divannn evvelinde irad eylemi. 49 olduunu

okuyoruz. Sudnin herhangi bir kaynak gstermeden erhinde yer verdii bu tazmin

ile ilgili olarak yaplan tartmalarn gnmze kadar geldii grlmektedir.

Muhammed Kazvin, Sudnin bu iddiasn rten geni bir makale kaleme alr.

Nihayet Hseyin Ali Herevi, Hfza yazd erhin birinci cildinde Yezidin btn

iirlerinin 1982 ylnda Beyrutta basldn ve sz konusu beytin Yezidin

divannda yer almadn tespit ederek bu gereksiz tartmaya son noktay koyar. 50

Kukusuz Arapa msran benzer anlamn ieren Hfzn Farsa beyitleri de

mevcuttur. Ancak daha nce de ifade ettiimiz gibi gazelin vahiy dili olan Arapa ile

balamasnn zel bir anlam vardr: nk yakarlar, dualar daha ok Arapa olarak

yaplr.

48
Beraat- istihlal: Gzel balang; bir yaptn nsznde, konusunu, savn, amacn sanatlca
sezdiren tmceler.
49
Seyyid Muhammed Vehb Konev, erh- Divan- Hfz, (hamite erhi Sudi ber Hafez),
Dersaadet, 1872, s. 22.
50
H. Herev, erh-i Gazelha-yi Hfz, Tahran, 1998, c. 1, s. 2.

30
B ) Beyitler zerinde Amlama Hermeneutii Uygulamas

a. Birinci Beyit:

"

"

Ey Sk, dndr kadehi, herkese sun, bana da ver. nk ak, nce kolay

grnd ama sonradan ok mkller meydana geldi.

"": Hfzn gazellerinde 129 kez kullanlmtr. 51 Sknin szck anlam:

Suvarc, su veren, su iirendir. Arapa saka kknden ism-i fail olan Sknin

Farsas ab dehendedir. arap sunan anlamna gelir. zellikle ikili toplantlarda

iki kadehini dolatrarak iki ienlere iki sunar. Su anlamna gelen Ab szc

de Farsa yazan airlerce mecaz olarak arap ya da iki anlamnda kullanlmtr.

Sk szc balangta rnein Fars iirinin babas olarak kabul edilen Rudeknin

iirlerinde arap sunan anlamnda kullanlmaktadr. arabn kederi datt, nee

verdii ve akl geici olarak ilemez duruma getirdii bilindiinden Sk de

sarholuktan kaynaklanan baygnlk iinde dnyann dertlerini, kederlerini unutup

kendinden geerek mutlu olmalar iin, iki ienlere arap sunan ok nemli bir

kiidir. Ancak sufiler ve arifler kendi ruhsal durumlarn ve manev bilgilerini ifade

etmek iin sk, arap ve bunlarn eanlamls olan szckleri kendi akn ve

gizemsel dillerinde kullandklar zaman, bu szckler szlk anlamlarnn tesine

geerler. Aynl Kuzatn ifadesiyle mteabih olurlar. 52 Bu szckler kendi

51
M. Sadikiyan, 1985, s. 659.
52
T. Purnamdarian, 2004, s. 345.

31
anlamlaryla bir benzetme (tebih) ya da eretileme (metafor) oluturduklarnda bir

lye kadar bunlarn mecaz anlamlarn ortaya karmak mmkndr; ancak hibir

karine (ipucu) olmakszn msralarda ortaya kp dzg (code) halini aldklarnda

yalnzca onlara hkim olan sfat ve nitelikler temelinde ve rifne kavramlar

dzeyinde onlarn gizli anlamlarn tahmin etmek mmkn hale gelir.

"": Hfzn gazellerinde 3 kez kullanlmtr. 53 Kes szc Arapada

aslnda dolu kadehe denir. ki barda anlamnda kullanlan kadeh szcn zarf

ve mazruf ilgisi balamnda, iki, arap, bade ve dier eanlaml kelimeler iin de

murat etmek mmkndr. Kadeh veya Hfzn gazellerinde 162 kez kullanlan

camn 54 , hicri 3.yzyldan itibaren irfan ve tasavvufa girmekte olduunu gryoruz.

lk kez Sufi sembolizmini kullanan ve Allah klarna sunulan ak kadehinden

bahseden Zunnun el-Msri (.244) dr. 55 Ne var ki Zunnundan nce Davud et-

Taiden (.165) nakledilen bir szde ns arab gemektedir: Rivayet edildiine

gre, onu mtebessim gren bir dervi, Ey Eba Sleyman! Bu inirahn sebebi

nedir? diye sorunca, Davud: Sabahleyin bana ns arab denilen bir arap verildi.

Bu gn kendime bayram ve sevin gn ilan ettim eklinde cevap vermitir. 56

Yahya b. Muaz er-Razi (.258) de Bayezid el Bestamiye yle yazmt: Bir kadeh

iip ezelin ve ebedin sarhou olan kii hakknda ne dersin? Bayezid de ona yle

bir yant gndermiti: Burada bir adam var gece gndz ezel ve ebedin denizlerini

iiyor ve daha fazlas yok mu? diye naralar atyor. 57 Yine bir gn hakikate dair

53
M. Sadikiyan, 1985, s. 898.
54
M. Sadikiyan, a.g.e., s. 297.
55
R. A. Nicholson, Tasavvufun Menei Problemi, ev. Abdullah Kartal, stanbul, 2004, s. 4344.
56
R. A. Nicholson, a.g.e., s. 57.
57
eyh Feridddin. Atar, Tezkiretl-Evliya, Tashih: Muhammed stilami, Tahran, 2002, s. 169.

32
konuurken, dudaklarn emerek yle dedii rivayet edilir: Ben iki ien, iki ve

iki sunanm. 58

Bu rnekler Sflere zg sembolik ve gizemsel bir dilin daha o zamanlar

ekillenmeye baladn gstermektedir. Zira sradan dil (doal dil) Sflerin

deneyimlerini ve kendilerine zg bilgilerini ifade etmekte ok yetersiz kalyordu.

Bu sembolik dil, Senayi, eyh Ahmed Gazali, Suhreverdi, Attar, Ruzbihan Bakli ve

Mevlna gibi tasavvuf byklerine geince artc bir yetenee ve kapasiteye

ulaarak yaylmaya balar. Hicri sekizinci yzylda bu gizemli ve sembolik dilin

varisi olan Hfz bu dilden mkemmel bir biimde yararlanarak Fars edebiyat iinde

esiz gzellikte gazeller ortaya koymay baarr.

arap szc rifne bir bak as ierisinde artk, iki gibi tarikat yolunun

yolcusu olan sufiyi kendinden geiren her ey olabilirdi: Sevgi, ak, evk, sufilere

zg bilgi, rabbani ilhamlar, pirin kelam, mahbubun cemalinin cilvesi, sevgilinin

gsterdii ltuf ve inayet ve buna benzer dier kavramlar arap szcyle yorulur

adeta. Allaha ulamak iin yola kan slik, ilahi, ezeli ve ebedi gerekleri

kavramayan bir akl ve bilin durumundan, ruhun eitilmesi ve olgunlatrlmas,

kalbin arndrlmas ve temizlenmesi neticesinde insann iinin aydnlanmas

suretiyle manev, ezeli ve ebedi gerein kavrand akl tesi bir bilince ykselir. Bu

yzden kuvvetli bir varid (tecelli) ile kendinden geip ruhi bir haz ve zevke eren

slik, zahiri ve batini kaytlar bir yana brakp sadece Hakka ynelir. Her varla ait

ilahi yn bilir. Cemal tecellisini seyredince sekr (Sarholuk) durumuna geer, ruh

haz alr, kalp kendinden geer. Sekr hali gaybet halinden daha kuvvetli olabilir. Sekr

58
R. A. Nicholson, 2004, s. 58.

33
halindeki slik eri hkmlere aykr szler de syleyebilir. arap kelimesinin

tasavvuftaki anlam yknn deimesiyle birlikte, onunla ilgili dier szckler de

anlam deiimine urar. Bundan dolay Sk de tasavvufun srlarla, gizlerle rl

esrarl dilinde mritlere ak, marifet, kendinden geme ve kendinden kurtulma dersi

veren pir, insan- kmil, eyh ve ruhani mrit anlamlarna gelebildii gibi ariflerin

ve saliklerin mahbubu ve mauku olan Hakk anlamna da gelebilir. Ayn ekilde

Hakkn inayetlerinin feyzi, Onun kelamndan ya da vahyinden bir koku ve nihayet

betimlenmesi mmkn olmayan cemalinden bir cilve anlamlarna da gelir. Btn

bunlar arapla dolu mahzenlerin bile yapamadn yapar k salike.

Birinci beytin ilk msranda Hfz, Skden bir kadeh arapla ona yardm

etmesini diler. kinci msrada bu dilek ve duann nedeni yle zikredilir: Zira ak

nce kolay grnd sonra mkller vaki oldu. Demek ki yardm talebi balangta

kolay grnen akn yol at dertler ve mkllerden kaynaklanmaktadr.

Glklerin idrak edilmesi, kendinde olmaya, ayk bulunmaya baka bir deyile

bilinlilie iaret eder. Bunlardan kurtulmann koulu da sarholuk yoluyla akl ile

bilinci saf d brakmaktr. Hfz skden kurtulu talebinde bulunmamaktadr;

nk bu etin yolu sevgiliye kavuuncaya kadar kat etmek niyetindedir. Ne var ki

akl onu bu dnyann hakir ve baya zevklerine ayaklarndan balam; bu da onun

iin saysz straplar, aclar beraberinde getirmitir. te sarholukla btn bu

sorunlara son verecei iin arap talebinde bulmaktadr. Baka bir anlatmla, ancak

bu sarholuk sayesinde ilahi akn ar ykn var yerine kadar tayabilecektir.

Mevlna bir gazelinde yle der:

34
59

Katarn iindeki sarho deve gibi ak arabn ielim, ak ykn ekelim

Ayn gazelin baka bir beytinde Hz. Muahmmedi sahabeleri sarho edip

kendilerinden geiren bir araba benzeten Mevlna alenen yle haykrr:

Yanl, Muhammed sk deildi, bir kadehti; arapla dopdolu bir kadeh, iyilere

sklik edense Tanryd.

Hfzn hitapta bulunduu da Tanrdr. Hfz ondan feyiz talebinde bulunur

ve tarikat salikinin mauku, mahbubu ve matlubu olan Hakka Ak kolay

grnyordu diye seslenir. Dua ve dileini vahiy, Kuran ve dua dili olan Arapa

olarak ifade etmesinin nedeni budur. Skden murat pir olsayd, Hfzn ondan

Arapa olarak yardm dilemesine gerek kalmazd. Daha nce de ifade edildii gibi bu

gazel bir dua ve yakarla balamakta ve duaya Sknin cevap ve icabet etmesiyle

son bulmaktadr. Sknin feyzi veya cevabnn gazelin sonunda Arapa olarak ifade

edilmi olmas Hfzn bundan zel bir ama gtt ihtimalini glendirmektedir.

Bu amalardan biri, yukarda ifade ettiklerimizin dnda, Hakkn tazim ve takdisini

azaltmaya sebep olacak Hakk ve sk arasndaki irtibata ak bir gndermede

bulunmakszn Sknin okuyucuya tantlmasdr. Esasen slam tasavvuf kltr

yukarda verilen Mevlnann gazelinde olduu gibi, bu zel anlam yknn sk ile

ilikilendirilmesini Hfz iin zaten nceden hazrlamt. Gazali hya-i Ulmid-din

59
M. Rumi, 2002, s. 343.

35
isimli eserinde Muhabbet blmnde yle bir hadis nakleder: Yce Allahn bir

arab var. Onu dostlarna iirir. Bu arabn verdii sarholukla hafiflerler ve bu

dnyann zindanndan kurtularak en yksek leme giderler 60

Tasavvufla ilgili kitaplarda Hakkn sk olduuna gndermelerde bulunan

ifadeler yer almasayd bile Ve sakahum rebbuhum araben tehuren (insan 21)

ayeti, Hfzn bu tarz bir hitabna zemin hazrlard. Bu ayette Tanr yle buyurur:

Onlarn (iyilerin, merhametlilerin ve mminlerin) Rableri onlara tertemiz araplar

iirir. Demek ki sk ile kastedilen burada Hakktr. Mutasavvflar asndan eriatn

zahirine gre lmden sonra ve teki dnyada grlecek ve tecrbe edilecek

olanlarn ounu, ihtiyari lm neticesinde bu dnyada grmek ve tecrbe etmek

mmkndr. Kukusuz bu gr ve deneyim vakalar yani uykuyla uyanklk

arasnda meydana gelen haller ile mkefeler yani gayb leminin grlmesini

salayan haller yoluyla olur. Bylece sufi, akl ve duygu organlaryla elde edemedii

gayba ve ulhiyete ait mahrem ve srr bilgilere sahip olur. Bu haller salikin sarho

olmasna, gnlndeki evk ve akn artmasna ve kendinden kurtularak geici fena

durumuna ulamasna yol aar. Bu durum bir taraftan salikin coku ve evkle

gayretlerini artrmasna yol aarken dier taraftan da bu manev yolcululuun ona

dayatt glklere, dertlere ve kederlere tahamml etmesini salar. Malumdur ki

yaknlk (kurb ve vuslat) kadehleri gaybdan sunulur ve ancak eyaya kul olmaktan

kurtulan hr ruhlara ve azat edilmi kalplere takdim edilir. 61

eyh Mahmud ebster, irfani kelimelerin bir ksmn aklamak zere

kaleme ald nl ve lmsz eseri Glen-i Razda yle der:

60
T. Purnamdarian, 2004, s. 348.
61
A. Keyr, Keyr Risalesi, ev. Sleyman Uluda, stanbul, 1999, s. 166.

36
"

" 62

Sevgiliyi grmek iin seni senden alacak, kendinden geirecek bir arap i! Ancak

bu ekilde kendinden kurtulursun!

Seni senden kurtaracak ve sevgilinin cemalinin tecellisine yol aacak bir arap i!

Byle bir arap, bir damladan ibaret olan varln hakikat denizine kavuturur. Kadehi

sevgilinin yz olan bir arap i!

Zira salikleri ve klar sarho eden, kendilerinden geiren bu hakiki mahbubun cemalinin

tecellisidir. Mahbubun cemalinin tecelli arabn da mahbubun gzlerinin kadehiyle i!

Zira gerekte gren ve grlen bakan ve baklan Odur. Srahisiz ve kadehsiz olan arab

iste! Baki Tanrnn vehinden bir arap i! Zira tertemiz araplarn sksi Odur.

Bu manev yolun mkllerine ve meakkatlerine katlanmann dl olan,

Yrin cemalinin tecellisi aa bir yandan ryet ve lahi tecellileri temaa etmenin

koulu olan geici fena ve sarholuunu tattrrken dier yandan daimi vuslata ve

62
. M. Lahici, Mefatih el-caz fi erh-i Golen-i Raz, Tashih: M. R. Haliki ve ffet Kerbasi, Tahran,
1992, s. 510515

37
srekli sarholua ulamak iin an evk ve meylini artrr. te bu saik yukarda

iaret edilen meakkatlere katlanmay salike kolaylatrr. Salik, Yrin tecelli ettii

anda kendinden geerek sarho olur. Bu sarholuk esnasnda hem mahede yoluyla

gerekleen geici bir vuslat tecrbe eder hem de bir an da olsa ak yolunun

dayatt sorunlardan kurtulur. Bu durum, yk tayan birinin soluklanmak iin ksa

sreliine ykn indirmesine benzer. Zira daha nce de deinildii gibi meakkat

ve mkllerin idrak edilmesi beeri nitelikler olan akln ve duyu organlarnn faal

olmasndan kaynaklanr. Ancak sarholukla birlikte akl ve duyu organlar saf d

kald iin sknt ve zorluklarn alglanmas da ortadan kalkar. Kueyr,

Risalesinde bu konuda unlar yazar: Kul, cemal vasf ile mkaefe haline erdirildi

mi (yani sufi cemal tecellisini ve kemal sfatlarn temaa etti mi) sekr hsl olur, ruh

neelenir, kalp ak hislerine gark olur. 63 Ayn eserde Hz. Musann yksne

gnderme yaplr: Hz. Musa Allahtan kendisine grnmesini diler. Allah ona tecelli

ettiinde da parampara olur ve Hz. Musa yldrm arpm gibi kendinden geerek

yere ylr: Rabbi daa tecelli edince onu yerle bir etti ve Musa kendinden geerek

yere dt. (Araf, 7/143). Bu tecelli karsnda, Hz. Musa kadri ve an yce bir

resul iken, kendinden geerek yere dm, da katlna ve kuvvetine ramen,

paralanarak yerle bir olmutu. 64 Grld gibi Kueyri de gerekte geici olarak

da olsa firakn ortadan kaldrlmas olan sekr ve cemalin mahedesini birbirine bal

olarak kabul etmektedir. 65 bn Arab de bu konuda unlar ifade eder: Onun,

63
A. Keyr, 1999, s. 165.
64
A. Keyr, a.g.e., s. 165166.
65
T. Purnamdarian, 2004, s. 351.

38
Allahn ii tecellidir; var olan yaratklarn ii ise, bir halden dier bir hale intikal

ederek durmadan deimedir. 66

Daha nce de ifade edildii gibi Hfz ilahi akn yol at mkller ve

meakkatlere tahamml edebilmek iin Yrdan arap talebinde bulunur ve bu

arabn da tecelli arab olduunu grdk. Bu tecellinin ekli ve nitelii bir tarafa,

bizzat kendisi sarholuk vericidir. Bu tecelli, Mahbubun gzel bir ehre olarak

tecelli etmesi eklinde olabilecei gibi Onun isimleri ve sfatlarnn tecelli etmesi

biiminde de gerekleebilir. Tanr kelamnn veya ilhamnn telkini yoluyla da bu

tecellinin gerekletii haller vardr. Her ne ekilde olursa olsun bu tecelliler ve

zuhuratlar bir kendinden gemeye yol at iin ksa sreli de olsa mkllerin

ortadan kalkmasna ve salikin maksada ulamas ynnde evkini ve azmini daha da

artrmasna neden olur.

Demek ki her ne ekilde olursa olsun Maukun tecellisi araptr ve bu arab

Mauk (Hakk) kendi tecellisiyle Aa (salike) iirir. u halde buradaki Sk

Hakktr. Hfz da saliktir. Zira henz akn meakkatlerini ve katlanlmas g

dertlerini beeri nitelikleri olan akl ve duyu organlar sebebiyle duyumsamaktadr.

Bu durumdan kurtulmak iin yani beeri niteliklerini geici de olsa ilevsiz brakmak

suretiyle bir an bile olsa ak yolunun katlanlmas g aclarndan asude olmak ve

tecelli zevkini tatmak iin arap talebinde bulunmaktadr. Bu zevk ve sarholuun

salike sunulmas da Yrin istemesine bal olduundan bu ilahi hediye dua yoluyla

Ondan dilenilmektedir. Necm-i Raz Mirsadl- bad isimli yaptnda tam olarak bu

durumu yle ifade eder: arap tortusu ien bu pejmrde kyafetli perianlar iin o

66
bni Arab, Marifet ve Hikmet, ev. Mahmut Kank, stanbul, 2003, s. 104.

39
ryet arabn yudumlamak kfidir. Rableri onlara tertemiz araplar iirir. Bu Sk

cemal kadehinden onlarn varln arapla doldurur. Baka bir deyile cemalini

onlara gsterir. Onlar da Onun varlyla dolarlar. Bu arabn tasarrufu neticesinde

onlardan Enel Hakk (Ben Oyum) ve Subhani (Beni ululayn) sesleri ykselir. 67

Ayn ekilde Keafn mellifi de sk szcn tanmlarken unlar yazar: Yce

Tanr sk sfatna brnerek kendi klarna ak ve muhabbet arab sunar. 68

lk beytin ikinci msranda geen

szc, msrada yer alan dier szckler ve balamnda

deerlendirildiinde bize Hakkn Ben sizin Rabbiniz deil miyim, diye sorduu,

ruhlarn da evet yledir, (Araf Suresi, 176) 69 eklinde cevap verdikleri meclis olan

Misak- evvel 70 (ilk misak)i hatrlatr. Bu elest misak ya da mutasavvf airlerin

daha ok Bezm-i elest olarak zikrettikleri bu ilk misak da bize ilahi emaneti

artrrken ilahi emanet yk de bize doal olarak Hz. dem ve Hz. Havvann

yasak meyveyi yemeleri sonucu Allaha itaatsizliklerini ve cennetten

uzaklatrmalarn anmsatacaktr. Dolaysyla evvel szc bizi tarih tesi

balangc olmayan bir balangca gtrr. Bu ilk misak hem insann Tanrsna

duyduu akn hem de sonu olmayan bir hicrann kaynadr. Sevgiliden ayrlmak

kanlmaz olarak akn yol at mkller ve meakkatlerle ba baa kalmak

demektir. nsan ruhlarnn Hakkn cemali ve kelam karsnda kendilerinden

geerek Onun davet ve sorusuna olumlu cevap vermesi balangta ok kolay

olmu; ancak cennetten uzaklatrldktan sonra Yrdan ayrlmak altndan kalklmas

g mklleri beraberinde getirmitir. Buradaki ben, artk Hfzn beni deil

67
N. Razi, Mirsadul bad, Tashih: Muhammed Emin Riyahi, Tahran, 2000, s. 154.
68
T. Purnamdarian, 2004, s. 355.
69
S. Uluda, Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul, 2001, s. 76.
70
Suad El-Hakim, bnl Arabi Szl, ev. Ekrem Demirli, stanbul, 2005, s. 467.

40
genel olarak insan ve onun ruhudur. Bu ruhun yeniden ilk vatanna dnebilmesi iin

bu dnyada etin bir imtihandan gemesi gerekir. Hfzn dier beyitlerinde geen

evvel szc de yine bu anlamda kullanlmtr:

71
" "

Zlfnn ucunu grdm ilk gn dedim ki bu silsilenin perianl son

bulmaz.

72
" "

Balangta salarn ellerime tututuran sen deil miydin? Beni elden

ayaktan drmenin anlam ne?

Hfz da dier mutasavvflar gibi elest szcn araba benzetir. Zira

Tanrnn gzelliinin o gn tecelli etmesi insan ruhlarn sarho ederek kendinden

geirmitir. Bu sarholuun tad insan ruhunun derinliklerinde gizlidir. Bunu yeniden

tecrbe etmek bu dnyada bilinli olarak ilahi aktan sarho olan her insann gizli

zlemidir:

73
" "

Hfz gibi Elest arabndan bir kadeh alann ne mutlu gnlne!

74
" "

71
H. irazi, 2002, s. 70.
72
H. irazi, a.g.e., s. 420.
73
H. irazi, a.g.e., s. 148.
74
H. irazi, a.g.e., s. 45.

41
Hfzmz ezel arabndan yle sarho ki hibir dnemde onu ayk

bulmayacaklar.

Hfzn gndermeleri her zaman ak ve elest szcyle birlikte deildir.

Bazen yalnzca ezel veya evvel szckleri ilk misak ile ilgili uygun

kelimelerle birlikte kullanlnca Elest hadisesini artrr:

75
" "

Ezelde benim gibi Dostun kadehinden kim bir yudum arap itiyse maher

sabahna kadar sarholuktan ban kaldrmaz.

Burada ezel szc ilk misak yani Elest misakn hatrlatr. Grld

gibi bu beyitte Dost, Elest meclisinde Hfza kendi kadehinden bir yudum iiren

o Mauk yani Hakktr. Baka bir anlatmla Hakk burada da Skdir. irdii arap

da insan ruhlarna Elest meclisindeki tecellisidir. Bundan dolay evvel szcnn

Sk, kadeh, ak ve akn mklleri ile yan yana kullanldnda, ilk misak,

Bezm-i Elesti artrmas son derece doaldr. te bu ezeli hadisenin anlmas

gnlleri uyank klar iin bu dnyada ayrlk duygusu, znt ve kederin kayna

olduu gibi Yre kavumak iin de gayret gstermenin bir saiki olmaktadr; nk

k, sevgili ile grnceye kadar huzur ve dinginlie kavumaz. Peygamberden

yle bir hadis rivayet edilir: Allahla grnceye kadar mmine rahat yoktur. 76

Daha nce de ifade edildii gibi mutasavvflar asndan lahi Maukun vakalar,

mkaefeler ve genel olarak ruhsal deneyimler yoluyla ryeti mmkndr. Hfza

ait birok gazeli okuduumuzda onun bu tr deneyimlerden nasibini aldn


75
H. irazi, 2002, s. 62.
76
T. Purnamdarian, a.g.e, s. 361.

42
rahatlkla ifade edebiliriz. Uzun sreli ve kalc olamayan bu ilahi hediye ancak

ruhunu artmay baarm kimseler iin mmkndr. lk gazelde Hfz Skden

dilekte bulunur, ona bir kadeh sunulur ve o kadehten ier. kinci beyitte bylesine

ilahi bir hediyeye mazhar olmasn, nefsin terbiye edilmesi srecinde byk

meakkatlere gs germesinin bir sonucu olduunu ifade edecektir.

b.kinci Beyit:

"

"

Sabah yeli, misk kokusu almak midiyle sevgilinin alnna dklen salar

anca o gzel kokulu salarn kvrmlarndan yrekler ne kanlara boyand.

kinci beytin birinci msrasnda yer alan szc birinci beyitte

kullanlan szcn hatrlatr. Bu hatrlatma birinci beyti btnyle zihinde

canlandrr. Bu durum, ikinci beytin anlam ve iletisinin ilk beytin anlam ve iletisiyle

olan bantsn ortaya koymaktadr. Gazelin Arapa son msra da gazelin ilk msra

olan Arapa beyti hatrlatt gz nnde bulundurulduunda Hfzn sonraki

beyitlerde nceki beyitlere gndermelerde bulunmas, onun gazellerinin zellikle i

btnln ve tutarlln kavramamza yardmc olur. Evvel szcne yaplan

gnderme kolay szcyle birlikte yaplmaktadr. Tanrnn huzurunda ak kabul

eden insann ii balangta kolayd. in sonunda Saba rzgrnn yrin alnna

dklen salardan bir koku almasyla problemler kolaylaarak zlr. u halde

mkller, aclar ve belalar bu ve arasnda vuku bulur. Baka bir ifadeyle

mkller cennetten uzaklatrlma neticesinden Yrden ve diyardan uzak

43
yaamaktan kaynaklanmaktadr. Bu ayrln uzunluu ahs balamnda

dnldnde mr boyu iken nsan tr asndan dnldnde onun bu

dnyada tarihi boyunca ortaya koyduu ve koyaca varl sresince olacaktr. Bu

balamda buradaki szcn insan iinin sonu balamnda ele alrsak,

mkller bu dnyada yaanlan dnemle ilgili mkller olacaktr. Birinci beyitle

ilgili amlamalarda da ortaya koyulduu gibi ak mklleriyle bouan Hfz,

Mauktan yardm dileinde bulunur. Bu yardm aray Maukun tecelli etmesi, bir

an bile olsa bir biimde ona grnmesi ynndedir. Bylece mkllere ve

meakkatlere tahamml edebilecek olan k manev yolculuunu da azimle

srdrebilecektir. 77

Hfz ikinci beyitten itibaren bu armlar yoluyla zihninden geenleri,

bilincinde belirenleri anlatmaya balar. kinci beyitte kullanlan szckler

birbirleriyle byk bir uyum ierisinde olduu gibi beytin genel anlam zihinde

canlandrlan ilikiler ve kurulan bantlar erevesinde ilk beyitle de ilintili bir

yapya sahiptir.

: Hfzn gazellerinde 82 kez kullanlmtr. 78 Koku anlamna gelen bu szcn

buradaki anlam mit ve arzudur. Hfzn dier gazellerinde de bu son anlamyla

kullanld beyitler vardr. Bu ikincil anlamlar birincil anlam hibir zaman gz ard

etmez:

79
" "

77
T. Purnamdarian, 2004, s. 370371
78
M. Sadikiyan, 1985, s. 162.
79
H. irazi, 2002, s. 426.

44
Sann arzu ve itiyakyla can yok olsa ne nemi var? Binlerce aziz can

Canana feda olsun!

80
" "

San ve yzn seyretme midiyle, Saba galiye ezerek gl salnp kendini

gstererek gelir gider

81
" "

Vuslat mjdesi almak midiyle dn gece seher vaktine kadar aydn gz

lambasn rzgr yoluna diktim.

: Hfzn gazellerinde 19 kez kullanlmtr. 82 Erkek ceylann gbek blgesinde

kk bir torba yer alr. Bunun menfezinden gzel kokulu kahverengi ve yams bir

madde kar. Nafe olarak adlandrlan bu maddenin en kalitelisi doal ortamda

kendiliinden olgunlaandr. Ceylann gbeinde olgunlaan nafe, bir mddet sonra

ceylan rahatsz etmeye balar; o da sz konusu blgeyi gnein stt kaya ya da

ta paralaryla kar. Bu ilemle yarlan torbadan kanla kark yams madde o

kaya ve tan zerine dklr. Daha sonra misk toplayclar dalar talar gezerek,

gnein kuruttuu ve havann iine ilemek suretiyle olgunlatrd bu maddeyi

toplayarak adna misk denen ve ok gzel kokan bir parfm retirler. Bu ksa bilgi

ile nafenin, misk ve kanla olan ilikisi ve yan sra rzgrn miski olgunlatrmadaki

etkisi akla kavumaktadr. Aktr ki miskin yeri olan nafe nin zarf ve mazruf

ilgisi balamnda misk kokusu veya gzel koku anlamna da geldiini yaplan mecaz-

80
H. irazi, 2002, s. 452.
81
H. irazi, a.g.e., s. 339.
82
M. Sadikiyan, 1985., s. 1129.

45
mrsel sanatyla gryoruz. Nafe bu mecaz anlamyla Hfzdan nceki airler

tarafndan da kullanlmtr. Misk hem siyah olduu iin hem de gzel koktuu iin,

Fars Edebiyatnda maukun sandan mehur ve yaygn bir mebbehun bih

(kendisine benzetilen)dr. Hemen belirtelim ki misk birka kokunun karm ile elde

edilen ve san gzel kokmas iin srlen galiyenin de en temel maddesidir.

Sevgilinin bklm bklm alnna dklen kvrck salar esen nesimle kolayca

dalmadndan misk kokusunu daha ok ve daha iyi muhafaza eder. Bu durum

maukun salarndaki kokuyu alp ka gtrecek olan Saba rzgrnn iini

zorlatrmaktadr.

: Hfzn gazellerinde 104 kez kullanlmtr. 83 Saba doudan esen genellikle

de serin ve latif bir rzgrdr. Seher yeli, bahar rzgr olarak da Trkeye evrilen

Saba rzgrnn doudan ve sevgilinin bulunduu yerden estiine inanlr. Fars

edebiyatnda ho ve ferahlatc bir rzgr olarak betimlenen Saba baharn,

tazeliin, taravetin ve krpeliin iaretidir. Bu nedenle k asndan incelik ve

gzelliin sembol olan mauk ile yakn bir irtibat vardr. Attarn deyiiyle

Maukun kokusunu beraberinde getirdii iin Mesihin nefesi gibi hayat

balaycdr. 84 Bunun yan sra Saba, k ve mauk arasnda gidip gelen bir ulaktr.

k onu srda kabul eder ve onunla sevgiliye mesaj gnderir:

85
" "

Ey Bahar rzgr, o gzel Ceylana nazike syle: Bizi dalara (Ferhat ve

irine gnderme), llere (Leyla ve Mecnuna gnderme) salan sensin.

83
M. Sadikiyan, 1985, s. 762.
84
T. Purnamdarian, 2004, s. 374375.
85
H. irazi, 2002, s. 6.

46
86
" "

Ey seher yeli, bu ak gamnda, yanp yaklan gnlle ektiim ahlarn

dumanndan bama neler geldiini anlat.

Saba rzgr Yrin haremine girebilir. Yrden aa sadece o bir haber

getirebilir:

87
" "

Seher yeli, Sevgilinin konana uramay bizden esirgeme! Gnl vermi bu

aa ondan bir haber getirmeyi esirgeme!

88
" "

Ey seher yeli, bana Sevgilinin civarndan bir koku getir. Gam hastasym,

canma bir huzur getir!

Yukardaki beyitlerde de grld gibi saba rzgrnn Mauk ile daimi bir

yaknl var. Hfz baz ynlerden kendiyle saba arasnda da benzerlikler grr:

89
" "

Ben ve seher yeli, elinde bir kr olmayan iki miskin avareyiz; ben gznn

efsunuyla sarhoken o salarnn kokusuyla kendinden gemi.

86
H. irazi, 2002, s. 242.
87
H. irazi, a.g.e., s. 48.
88
H. irazi, a.g.e., s. 249.
89
H. irazi, a.g.e., s. 95.

47
Sabann Maukun zlfyle olan bu yaknlndan tr de gzel misk ve

amber kokusuna sahiptir:

90
" "

Ey seher yeli, sende o misk kokulu salarn kokusu var; Onun kokusunu

tadn iin hatralarda yaayacaksn.

Saba rzgr eserek Yrin gzel kokulu salarn datr. Bylece o salarn

kokusunu ak yolunda ilerlerken meakkatler ve ylgnlklarla karlaan salike

getirmek suretiyle ona yeni bir ruh fler:

91
" "

Bahar rzgr, sevgilinin amber saan salarn dattnda, karlat her

gnl krk k taze can bulur.

Saba Maukun salarnn gzel kokusunu dattndan k onun nefesinden

Sevgilinin soluunu duymaktadr:

" " 92

Seher yelinden Senin gzel kokunu iiten herkes, aina Yrdan aina bir

sz iitmi olur.

Saba rzgrnn Yr ile olan bu ainal ve yaknl sebebiyle Hfz ona her

yerde olan ancak hibir yerde bulunmayan Yrin istirahat ettii yeri sorar:

90
H. irazi, 2002.,, s. 447.
91
H. irazi, a.g.e., s. 270.
92
H. irazi, a.g.e., s. 243.

48
93
" "

Ey seher yeli Yrin istirahat ettii yer nerede? k ldren, o hilekr

gzelin kona nerede?

Hfzn yaamnda Yrin civarna vard, syledii u beyitten

anlalmaktadr:

94
" "

Belki Saba gibi yine civarna eriirim diye dn gece sabahlara kadar

yakarmaktan baka bir ey gelmedi elimden.

Yrin civarna varmak, Sknin elinden arap imek ve Sabann

Yrin salarn zerek misk kokusunu ortaya karmas gibi imgelerin hepsi

Yrin tecellisine mazhar olmak veya manev bir vuslat deneyiminin yaandn

anlatr. Bu da ancak ruhun eitilmesi ve olgunlatrlmas, maddi ve dnyevi

zevklerden kanmak suretiyle kalbin arndrlmas ve temizlenmesi neticesinde

mmkn olmaktadr. Divanda Hfzn olaanst deneyimler yaadn ispat eden

birok gazel vardr:

"

" 95

93
H. irazi, 2002., s. 26.
94
H. irazi, a.g.e,, s. 210.
95
H. irazi, a.g.e, s. 183.

49
Dn gece seher vaktinde beni gamdan kurtardlar. O gece karanlnda bana

ab- hayat sundular.

Zat nn parltsyla kendimden getim. Bana sfatn tecelli kadehinden

arap sundular.

Bana bu yeni beratn sunulduu o kadir gecesi ne kutlu bir geceydi! Ne

mbarek bir seherdi!

Vakalarda Yrin cemalinin herhangi bir biimde alglanmas ister ryada

isterse de d dnyadan koparak bir tr bilinsizlik durumuna yol aan zihin

younlamas eklinde olsun, yukarda szn ettiimiz trden bir tecelliye ve ryete

tank olmak anlamna gelir. Hfz bir gazelinde bir baka tecrbesini yle

nakletmektedir:

"

"
96

Salar dank, terlemi, glmsyor ve sarho. Gmlei yrtk, gazel

okuyor elinde arap testisi.

Gzleri kavga aryor. Dudaklarndan teessfler dklmekte, dn gece yars

gelip baucuma oturdu.

Kulama eildi ve hznl bir sesle: Ey ezeli am uyuyor musun? dedi.

96
H. irazi, 2002, s. 21.

50
Hfzn Yrin gzel yzl bir sevgili olarak tecellisini mahede ettii bu

rifne deneyimin rneklerinin baka mutasavvflar tarafndan da nakledildiini

biliyoruz. Hicretin ilk asrlarnda manev boyutta gerekleen bu sfyane deneyimler

neticesinde gzel grntler grmek konusunda verilen bilgiler pek ak deildir;

ancak sonraki asrlarda mutasavvflarn halvetleri esnasnda yaadklar deneyimler,

karlatklar olaylar, bu tr ruhsal tecellilere mazhar olduklar konusunda bir phe

brakmaz. Zikir, ile ve halvet esnasnda alan gnl gzyle insan gzel suretler

grme konusunda bn Arab tarikat yolunun salikine yle hitap eder: Halvet

esnasnda sana tecelli eden her suret Ene Allah (Ben Allahm) der. Sen yle

syle: Ente billah (Sen Allah ilesin). Grdn suret ile megul olma! Onu

aklnda tut! Ve zikrine devam et! 97 Her halkarda hicri 4. asrn sonlar ve beinci

asrn bandan itibaren bu konuyla ilgili daha ak iaretlerle karlamaktayz. Ebu

Hamid Gazali zikir, ile ve halvet neticesinde alan gnl gzyle insan gzel

suretler grmenin mmkn olduunu, bakalarnn ryalarnda grd eyi, bir

sfnin uyankken grdn aka belirtir; ancak burada grlenin ariflerin

syledii Hakk deil daha ok melekler ve peygamber ruhlar olduunu da hemen

hatrlatmak lazm. Ancak daha sonralar sadk ve vasl bir sf (gnln her trl

dnyevi ilgiden arndrm kii) iin Hakkn cemalini bu dnyada da mtalaa etme

lezzetinin mmkn olduunu ifade eden mutasavvflarla karlamaktayz. Ruzbihan

Baklinin Abharul-Arifin isimli eserini okuduumuzda, Gazzalide grdmz

zahidane korku yerini sfyane bir aka brakr. Dneminin Gazzalisi olarak

nitelendirilen Mevlnann ems-i Tebrizi ile karlamasndan sonra Gazzaliden

kendisine ok bariz bir biimde sirayet eden zahidane korkuyu brakp rifne bir

97
T. Purnamdarian, The vision of Simurgh, Tahran: Istitute for Humanities and Cultural Studies, 2003,
s. 35.

51
aka ynelmesi bu durumu aklayan gzel bir rnektir. Zikir ve halvet ile i ie olan

ile yaants boyunca ortaya kan ruhsal deneyimler manzaras iinde zahidane

korku sfiyane aka dnr. Mutlak gzelliin eitli biimlerdeki tecellisinden

kaynaklanan irfani ya da ilahi bir aktan bahsedilmeye balanr. Bu ak, cemalin

mahedesi ile balar. Gnl gz Hakiki Maukun cemalini hayal leminde grr.

Ak hayal leminde sevgilinin azalar biiminde kendini aa gsterir. Hayal

leminde aa maukun azalar eklinde tecelli eden akn iaretleri, an makam

ya da arzu ve dileiyle doru orantldr. Aynl Kudat Hemedan bu konuda unlar

yazar: Ondan ayrlan bir nur grdm ve benden kan bir nur grdm. Her iki nur

bir noktada kesitiler ve bundan gzel bir suret ortaya kt. Bir mddet bu durumu

hayran hayran seyre daldm. 98 Ortaya kan ya da beliren bu suret Allahn sureti

deil onun sfatlarnn eitli biimlerde tecelli etmesinden kaynaklanmaktadr. Bu

tr vakalarda aa ya da salike tecelli eden gzel yzly arifler genellikle Hakk

olarak yorumlarlar. Vaka sahiplerinin bu gzel yzl sevgiliye verdikleri isim sahip

olduklar dnceye gre deiir. Necmeddin Kbra salikin murad olan bu gzele

semavi ahid ismini verirken bakalar da bu ruhani varla Cebrail adn

vermektedir. bn Arab bu nuru Hakikat- Muhammedi (Muhammedi Hakikat) olarak

ifade ederken Meai felsefesi bu nurdan akl- evvel (ilk akl) diye sz eder. Onun iin

Aynl Kudat Hemedani aslnda Muhammedi Nurun bir tecellisini veya Hakkn

sfatlarnn tecellisini Muhammedi Nur vastasyla gryor. Bu sebepten dolay bu

vakann ardndan yle yazar: Btn saliklerin sonunda varaca ve ittisal edecei

makam Nur-i Muhammedidir; ancak Mustafann kiminle ittisal ettiini

bilmiyorum. Bundan sonra u hadisi nakleder: Beni gren muhakkak Hakk

98
T. Purnamdarian, 2003, s. 4344.

52
grr. Bu hadisin tefsiri Aynl Kudata gre yledir: Gnl gzyle Muhammed

Nuru gren herkes Hakkn sfatlarnn tecellisini grmtr. 99

Hfzn yukarda ilk beytini verdiimiz gazelindeki genel hava, artlar ve

zaman (3.beyitte dn gece olarak evirdiimiz " "zaman ncesi, bir zaman ifade

eder.) gz nnde bulundurulduunda izilen tablo o kadar olaanst ve sraddr

ki mutasavvflarn anlattklar bir vaka ile kar karya olduumuzu grrz. Bu

vakann anlatm, Hfza tecelli eden bu semavi ahidin son szyle sona

ermektedir:

" " 100

Kendisine bunun gibi bir gece arab sunulan k, araba tapmazsa ak

kfiri olur.

Birok muteber nshada burada geen k szc yerine rif szcnn

yer aldn da hemen belirtelim. Grld gibi un in ibaresi byle anlamnda

zarf olarak deil, gerek anlamyla yani gece arab iin iaret sfat olarak

kullanlmtr ve bu szcyle o araba ya da artk rahatlkla syleyebileceimiz

gibi o tecelliye, daha doru bir ifadeyle sfatlarn tecellisine iaret edilmektedir. Zira

bizzat Maukun kendisi bu tecelliyi gece arab olarak nitelendirmektedir.

Gerekte konumuz olan ilk gazelin ilk beytinde de akladmz gibi bu, cemalin ve

ya Yrin herhangi bir biimde tecelli etmesinden baka bir ey deildir. Hfza gre

bunun gibi bir gece arabndan nasiplenip de araba tapmayan bir k, ak kfiri

olur. Kukusuz byle bir deneyim hem akn saiki hem de akn iddetlenerek devam

99
T. Purnamdarian, 2003, s. 45.
100
H. irazi, 2002, s. 21.

53
ettirilmesine neden olur. Bu manev deneyimlerin mekn Shreverdnin eserlerinde

berzah lemi ya da misal lemi olarak geer. Ayn ekilde slam dnyasnda alegorik

yknn babas olarak kabul edilen bni Sinann Hay Bin Yakzan isimli Arapa

eserinde berzah lemi anlamna gelen Mtenezzih szcnn getiini

grmekteyiz. Mtenezzih szcn bni Sinann rencisi Ebu Obeyd Cevzcan

Farsaya ( Seyir yeri) olarak evirirken ayn eseri Trkeye eviren M..

Yaltkaya sz konusu szc gezinti yeri olarak tercme eder. 101 Hfzn da ayn

szc kullanmas olduka artcdr:

102
" "

Rzgr kokunu ruhlarn gezinti yerine gtrrse aklla can varlk cevherini

sana feda ederler.

Kukusuz Hfza tecelli eden Yrin kokusunu ruhlarn gezinti yerine

gtrecek olan rzgr da Saba rzgrdr. Ceylann karnnda tad keseye kan

dmesinin hsl gzel bir koku ise, nefsin isteklerini krmadan kaynaklanan ak

yolunun mklleri neticesinde Hfzn yreinin kanlara boyanmasnn hsl da

manev szlerin ve gaybi bilgilerin gzel kokusudur:

103
" "

lemde misk nefesli olmakla, (bilgi, hner ve faziletle hret kazanan

kiinin) nafe gibi kan kesilmi bir gnle sahip olmas, kanlar yutup straplara

tahamml etmesi, bunu ho grmesi gerekir.

101
bni Sina/ bni Tufeyl, Hay Bin Yakzan, Haz. Selahattin zpalabyklar, stanbul, 1997, s. 31.
102
H. irazi, 2002, s. 194.
103
H. irazi, a.g.e., s. 456.

54
Hfzn szlerinden gelen evk kokusu da halvet esnasnda vuku bulan

vakalarn pekitirdii semavi Sevgili ile vuslat itiyakdr:

104
" "

Yreimin kanndan evk kokusu geliyorsa buna arma, Huten ahusuyla

ayn derdi tayorum.

Hfz Divannda seher vakti estii iin nesim-i seheri olarak da kullanlan

bad- saba Hfzn en ok sevdii szcklerdendir. Daha nce de deinildii gibi

doudan esen bu rzgr beraberinde Sevgilinin kokusunu tar. Hfzn iirinde

sembolik ve mistik bir anlama brnen bu rzgr artk ruhani doudan, gayb ve

makul leminden esen ve beraberinde Semavi Maukun feyzini, ilhamn ve iaretini

aa armaan olarak getiren bir rzgr halini alr. Bu bak asyla Saba rzgr

geni manev kavramlar kazanmaktadr. Bunun yan sra Saba rzgr Peygamberin

bir hadisinde geen Rahmann nefesi ile de irtibat bulmaktadr. Bu balamda

Peygamberden rivayet edilen mehur hadisi Mevlna mesnevisinde yle nakleder:

"

"

104
H. irazi, 2002, s. 343.

55
Muhammed dedi ki: Seher yeli vesilesiyle bana Yemenden Tanr kokusu

geliyor.

Veysin ruhundan Raminin kokusu geldii gibi veysten de Tanr kokusu geliyor.

veysten ve Karen kabilesinden artc bir koku geldi. Peygamberi sarho etti ve

onu ok neelendirdi.

Zira veys kendinden gemiti. O yere mensupken ge mensup olmutu. 105

Bu son beyti yle yorumlayabiliriz: nsan gerek hayatnda fani olduunda onun

beeri sfatlar ilahi sfatlara dnr ve Allahn ahlakyla ahlaklanr.

Bilindii gibi Karen, Yemende yer alr. Yemen de Arapa yemin ve

eymen szckleriyle ayn kkten geldii iin sa taraf ya da sada yer alan mekn

anlamna gelir. Bu da gerekte yukarda szn ettiimiz Ruhani doudur. 106 Daha

nce de ifade edildii gibi Saba ile Nesim-i Seherin (seher yeli) mahiyeti birdir. Bu

yzden de Hfzn iirlerinde ayn anlam ykne sahiptirler. Meybodinin Keful-

Esrar isimli eserinde de seher yelinin Adn cennetinden estii ve klara mesaj

getirdii yazlr. Adn cenneti de yukarda ifade edilen Dou ya da Nurlar ve Melekler

lemidir. 107

Hfzdan nceki kltrel ve felsefi birikim iinde Saba rzgar, ihabeddin

Suhreverdinin Safir-i Simurg isimli risalesinde Simurgun nefesi olarak

nitelendirilir. Mevlna Peygamberin: Zamannzdaki gnlerde Rabbinizin gzel

105
K. Zemani, erh-i Cami-i Mesnevi-yi Manevi, Tahran, 1996, 4. c., s. 534535.
106
T. Purnamdarian, 2004. s. 386.
107
T. Purnamdarian, A.g.e., s. 388.

56
kokular vardr. u halde kendinizi o gzel kokulara brakn, o gzel kokular almaya

aln. hadisi ile ilgili olarak unlar ifade eder:

"

"

Peygamber, Bu gnlerde Hakkn gzel kokular dier kokularn nne

geecek.

O vakitlere kulak verin, aklnz o vakitlerde olsun. Bu kokular aln. buyurdu.

Kerim Zemani, Mesnevideki bu 195051. beyitleri yle erh eder:

Peygamber yle buyurdu: Bu gnlerde Yce Allahn gzel kokular daha da

artm. Baka bir ifadeyle btn vakitlerde ve btn saatlerde ilahi nefhalar gelerek

dier meltemler ve gzel kokularn nne gemektedir. Mevlna gzel kokular

anlamna gelen nefhalar szcn yle tefsir eder: Tahkik ehlince bu gzel

kokular dier kardelerinin nne geen din kardelerinin nefesleridir. Onlarn

nefesleri, onlarn grleri ve onlarla oturup kalkmak Hakkn nefeslerine,

hediyelerine balarna mazhar olmak anlamna gelir. Ey lahi kokulara talip

olanlar! Hakkn nefhas olarak nitelendirilen zamann kymetini bilin, bunu ganimet

kabul edin ve bu latif ve erif nefhalar aln. Baka bir ifadeyle bunlar almaya

istidatl olun ve onlardan istifade etmeye aln. yle anlalyor ki velayet ve

hidayet kaynaklar hibir dnemde kurumuyor. Hakkn erleri ve evliyalar arasnda

57
hibir fark yoktur. Peygamber bir hadisinde yle buyurur: Hakkn feyzi her zaman

gelir ve asla kesilmez. 108

Bu bak asyla Rabbin nefhalar (gzel kokular) da daha nce ifade

ettiimiz Rahmann nefesi, Simurgun nefesi ve bad- saba ile ayn anlam

ykne kavumaktadr. lahi feyz ve ilhamlar beraberlerinde tayan bu gzel

kokular, meltemler ve rzgrlar Mana leminin dousundan eserler. Arifler ve Hakk

yolunun saliklerinin gnllerini Yrin cemalinden getirdikleri iaret ve haberlerle

mutlu ve umutlu klarlar.

Yorumlamaya altmz gazelin bu ikinci beytinde kullanlan szckler

gerek anlamlaryla da birbirleriyle tam bir uyum ierisinde olmalarnn yannda

ikincil anlamlarnda iham ve tenasp sanatlaryla birbiriyle ilikili kelimelerin

bulunduu kavram alann geniletirler. Baka bir anlatmla ifade edilmeyen dier

eler anmsatlarak beytin etrafnda dnd ana fikir ortaya konur: , ,

, ve arasndaki bantlara daha nce iaret

edildi. , ve szckleri arasnda da bant ve ilgiler mevcuttur.

Arapa asll olan szc Farsada oka kullanlmtr ve birok anlama

gelir. Asl anlam yamurun nn almak iin bina ya da ta kaplarnn nndeki

kntdr. Duvar tepelii veya stl olarak da adlandrlan bu benzerliinden

tr Fars edebiyatnda sa llesi ve bukle anlamlarnda kullanlmaktadr. Hfzn

iirindeki yaygn kullanlan anlam ise alna dklen kk lle durumunda, kvrml

sa, kvrlm ya da bklm sa ve kvrck satr. Bu anlamyla beyitte yer alan

ve bkm ve kvrm anlamlarna gelen szckleriyle de uyumludur.

108
K. Zemani, 1996, c. 1, s. 522.

58
szcnn dier anlamlar gam, sknt ve zahmet olduundan

birleik fiiliyle de anlamsal adan uyum arz etmektedir. Bu balamda Yrin

sandaki bkm ve kvrmlar, Saba rzgrnn o kvrck salardaki gzel kokuyu

almasnda birtakm zorluklara sebebiyet vermitir. Bunun sonucu olarak da k,

Yrin sandaki gzel kokudan mahrum kald iin kendini znt ve azap

ierisinde hissetmektedir. Bilindii gibi kvrck ve i ie gemi salar ok zor alr.

Bundan dolay da saba salardaki o gzel kokuya kolayca ulaamamaktadr.

c. nc Beyit:

"

"

Sevgiliye giden yolun konaklarnda nasl zevk ve sefaya dalabilirim? an

ykleri balayn diye feryat edip durmakta.

kinci beyti yorumlarken Hfzn tarikat yolunda Maukun eitli

ekillerdeki tecellilerine mazhar olduu ifade edildi. Bu geici vuslat bile birok

meakkate katlanma neticesinde gerekleir. nc beyit bu anlam iyice pekitirir.

Bu beyitte Hfz manev bir seyri, uzun ve tehlikeli yollarn bulunduu dnyevi bir

seferle mukayese eder. Bilindii gibi kervanlar eskiden uzun bir yolu kat ettikten

sonra dinlenmek iin uygun yerlerde konaklama yaparlard. Yola kma zaman

yolculara an veya zil sesiyle duyurulurdu. Bylece yeniden ykler hayvanlara

yklenilir ve geri kalan yol kat edilirdi.

59
Seyr ilallah (Hakka doru yrmek) da ruhsal deiim ve dnmlerin

yaand etin ve tehlikeli llerden gemek suretiyle gerekleen manev bir

seferdir. Bunun iin de manev menzil ve makamlar geride brakmak gerekir. Daha

ilk zamanlardan itibaren sfler, psikolojik duygularna ve karlatklar ruhsal

durumlarna hl ismini verdikleri gibi, yolculuu da eitli merhale ve mertebelere

taksim ederek, makam diye isimlendirmilerdir. Yolcunun bu yolda kendinden

baka kimsenin grmedii eyleri grdn, bakasnnkine kmayacak skntlarn

onun yoluna ktn, yine sfden bakasnn karlamayaca hallerle karlat

ilk iki beytin yorumu yaplrken ifade edildi. Sf iaret ve sembolik dilden baka, bu

halleri ifade edebilecei bir dil bulamaz. Sfnin halleri manev mira (ykseli)

makamlarnda gzlemledii ruhsal yaant ve durumlardr. Makam allarak

kazanlan ahlaki zellikler iken, haller istem d olarak sfnin kalbine varid olan

eylerdir. Bu anlamda makamlar, maddi seferin menzillerine (konaklarna), haller de

sefer boyunca karlalan srprizlere ve risklere benzemektedir. Baka bir deyile

yolculuk boyunca kii eitli davransal evreler (makamlar) ve bunlara kout, bir

dizi isel durumdan (haller) geer. Bu konuda Kueyr yle devam eder: nk o

bir halden dier bir hale ykselmekte, bir vasftan dier bir vasfa intikal etmekte, bir

konak (menzil) yerinden ayrlp imenzar olan (ondan daha stn olan) baka bir

konak yerine ulamaktadr. Vuslata erince de makamnda yerlemekte ve temkin

sahibi olmaktadr. 109

109
S. Uluda, 1999, s. 172.

60
: Hfzn gazellerinde 35 kez kullanlan bu szck, sefer esnasnda yolcularn

dinlendii yere denir. 110 Ayrca makam ve merhale anlamlarna da gelir.

: Divanda 36 kez kullanlan bu szck sevgili ya da mauk anlamndadr.

Tasavvufta ise Tanr anlamnda kullanlr. isim tamlamasn iki ekilde

anlamlandrmak mmkndr: Birincisi Canana ait menzildir. Bu durumda menzil

mekn, yer ve ikametgh anlamna geldiinden yolcu da bu ikametgha varp oraya

yerleebilir. Bu anlam kabul edersek sevgili, an gidip bulabilecei muayyen bir

mekna sahip dnyevi bir sevgili olur. Ancak ikinci anlam olan Canann zuhur

edecei yer ve zaman olarak alnrsa bu durumda bu zaman ve yer manev seferdeki

menzillerden biri olacaktr. Ruh orada, o konakta geici de olsa manev bir vuslat

tecrbe eder. Bu konaa varmak ve Maukla grmek salikin deil Maukun

iradesine baldr. Kendi feyzini, cemalini veya kelamn k ya da salike sunmas

onun elindedir. Zira Makam, altrma ve gnlk uygulamayla kazanlabilen bir

disiplin iken hal, duyumlara bal ve iradenin kontrol dnda bir znel zihin

durumudur. Baka bir anlatmla hal, insann bir abas olmadan srf Allahn bir

ltfu, bir hediyesidir; ama yukarda da ifade ettiimiz gibi ok ksa bir an, geici bir

durumdur. Bu anlamda aslnda Canann menzilleri yani Canana

giden menziller anlamndadr. Salikin seferi gerekte onun cisminin deil, ruhunun

gerekletirdii bir seferdir. Sfler btnleme ve i evrim yolunda yolcunun

geecei yedi mertebe (Tevbe, vera, zht, fakr, sabr, rza ve tevekkl) olduunu

dnrler. Bu aamalara makamt ad verilir. Daha nceleri kervanlarn duraklama

yerleri olarak kullanlan bu szck tasavvufta ruhsal geliimin ilerleme aamalarn

110
M. Sadikiyan, 1985, s. 1101.

61
temsil eder. Her aama kiiliin daha mkemmel bir seviyeye dnmne katkda

bulunur.

: Hayat, yaamak anlamna gelen bu szcn tasavvufi anlam Hakkla ns

halinde olmaktan hsl olan haz, bu hazzn bilincine ermek ve kavramaktr. 111 Bunun

yan sra iret, yemek imek suretiyle safa yapmak zevk almak anlamlarna gelir.

Hfzn gazellerinde 39 kez kullanlmtr:

112

Dnyada zahmetsiz ak myesser olmuyor. Evet, Elest ahdini Belaya balamlar.

Daha nce de rnek olarak verdiimiz Hfzn beytinde geen

" ( " k ldren o hilekr gzelin kona) da ile e

anlamldr.

" "

Ey seher yeli Yrin istirahat ettii yer nerede? k ldren, o hilekr

gzelin kona nerede?

Bu tecelli vakasnn ne zaman ve nerede meydana gelecei slik tarafndan

bilinmediinden Sevgilinin menzili Saba rzgrna sorulur. Zira bu Sevgili hem her

yerdedir hem de hibir yerdedir. Ak yolunun etin ve tehlikeli bir l olarak

betimlenmesinin nedenini de burada aramak gerekir. Seyr u slk boyunca vuku

bulan tecellilerin, salikin mkl ve meakkatlere tahamml gstererek yolculuunu

111
S. Uluda, 2001, s. 61.
112
H. irazi, 2002, s. 22.

62
devam ettirmesine neden olduu daha nce de ifade edilmiti. Byle bir tecelliyi

Hfzn ilk beyitte Skden talep ettiini grmtk; fakat bu Hakkla ns halinde

olmaktan hsl olan haz, uzun srmez. Bu lahzalar iinde salikin durumu Sevgilinin

konanda ykn indirmi bir yolcuya benzer. Daha yolculuun zahmet ve

meakkatlerini zerinden atmam olan yolcu kendisini harekete ve kalan yolu kat

etmeye davet eden bir an sesiyle irkilir.

: Hfzn gazellerinde 10 kez kullanlan bu szck huzur, asayi, esenlik ve

korkusuzluk anlamlarna gelir. Bundan dolay Sevgilinin konaklarnda ya da Sevgili

ile vuslatn gerekletii o geici lahzalarda airin ald manev hazzn srekliliinin

bir gvencesi yoktur. Bu lahzalar hal olduundan bir an srer ve hemen sonra slik

kendine gelir. Yeni ruhsal makamlara varma midiyle ve bu lahzalarn yenilenmesi

arzusuyla slik etin ve uzun yolunu kat etmeyi srdrr. Bu ve

lahzalar, salikin tarikatn bu g yolculuunu tamamlamas ve zamana ( )hkim

olmas kouluyla makama dnebilir. Bylece slik, benliini gemiin

alkanlklarndan ve gelecein arzu ve kayglarndan kurtarr. Sf anda yaar ve an

yaar, o oka kullanlan bir nitelemeyle, vaktin oludur. Anla birlik olmak demek

zne-nesne, ben-sen, gemi-gelecek ikileminin yitirilmesi demektir. Anla birlik fikri

rasyonel zihni alt st eder, psikolojik ve fizyolojik kanunlara, akl yrtmelerin

tmne meydan okur. Bu ilk bakta korkutucu grnebilir; ancak iinde

zgrletirici bir tz tar.

: an veya zil sesi anlamna gelen bu szck Hfzn gazellerinde yalnzca

drt kez kullanlmtr. Szcn tasavvufi anlam ise kahr edici trden ksa hitaptr.

Baka bir ifadeyle kahr trnden olmak zere ksa ilahi hitaptr. Bu yzden Hz.

63
Peygamber vahyi ngrak sesine (silsiletul ceres=bang- ceres) benzetmi ve bunun

son derece etin bir vahiy tr olduunu belirtmiti. 113 Bundan dolay bu szck

sflerin kulland terimler arasnda yerini almtr.

Hfzn Canann konanda kendini gven iinde hissetmemesinin nedeni

Maukun o kahr edici trden hitabn can kulayla duymasndan dolaydr. Mauk

ondan sefer ykn balamasn ve tarikatn sonu olan fena makamna varncaya

kadar da bu yolculuu srdrmesini istemektedir. Zira tarikatn sonu hakikattir. Ak

dairesi iinde bu hakikate ulamak Sevgiliye kavumak, tasavvufi ifadelerle

sylersek Hakk ile ittihat ve ittisal anlamna gelir. Kukusuz bu da btn beeri

sfatlardan arnmadan mmkn deildir. Bundan dolay insann kemale ermesi ve

daha stn manev bir hayat iin yeniden domas lmnde gizlidir. lmn

tasavvufi anlam nefsin heva ve heveslerinin kkn kazmaktr. Zira nefsin can bu

heva ve hevestir. Onu maddi hazlara ve bedensel zevklere ynelten heva ve hevesin

yok edilmesi nefsin lm anlamna gelir. lmeden evvel lmek budur. Nefs sfli

leme ekilince kalp lr, ulvi leme ekilince kalp ve ruh hayat bulur. 114 htiyari ya

da iradi lm btn beeri sfatlarn yok edilmesini gerektirir. Tarikattan geip

hakikate girmek, btn beeri sfatlarn atlmas suretiyle tam bir manev fakr ile

yokluk kapsndan kmak anlamna gelir. Tasavvuf anlamyla fakr, salikin hibir

eye malik ve sahip olmadnn uurunda olmas, her eyin gerek malik ve

sahibinin Allah olduunu idrak etmesidir. 115 n Maukta mahv olduu yani

kulun fiillerinin Hakkn fiillerinde fani olduu yerde gerek zevk ve sefaya dalmak

mmkndr; ancak bu ekilde Hakk ile olmann verdii haz idrak edilir. Onun iin

113
S. Uluda, 2001, s. 88.
114
S. Uluda, a.g.e., s. 244.
115
S. Uluda, a.g.e., s. 131.

64
slik k beeri sfatlarndan kurtuluncaya kadar bu maksada varamaz; nk beeri

sfatlar etkin olduu srece sefer ve onun mklleri, sknt ve zahmetleri de

srecektir. 116

d. Drdnc Beyit:

"

"

Birinci beytin ilk msranda Hfzn Sevgilinin tecellisine mazhar olmak iin

yapt yrekten yakar grdk. Ayn beytin ikinci msranda bu yakar ve duann

nedeni air tarafndan izah edildi. Balangta kolay grnen ak sonradan saysz

mkle yol amt. Kalu Belada ve Elest Bezminde (ruhlar leni) Allahn

nerdii ve insann kabullendii emaneti ve ykmll sufiler ak olarak

yorumlarlar. lgili ayet yledir: Biz emaneti gklere ve yere sunduk; fakat onu

stlenmediler ve ondan ekindiler; insan ise onu yklenmitir. nsan zalim ve

cahildir. (33:72) nsan bilgisiz olduu iin bu ar ykmlln altna girmi ve bu

yzden de kendine zulm etmitir. kinci beyitte ise insann neden bu dnyadaki

sknt ve meakkatlere tahamml etmesi gerektii anlatlr. Salik bu dnyadaki

saysz gle Mutlak Gzelliin ona sunaca tecelli lahzalarna mazhar olmak

midiyle katlanmaktadr. nc beyitte ise akn usuz bucaksz lnde yaplan

bir yolculuk tablosu izilir. Sevgiliye giden konaklarn ne kadar gvensiz ve

tehlikelerle dolu olduu anlatlr. Bu dnyadaki vuslatn veya tecelli lahzalarnn ne

116
T. Purnamdarian, 2004, s. 399400.

65
kadar ksa ve geici olduu ifade edilir. Dnyevi yolculuklar bile bir rehbersiz

yaplmazken bundan ok daha g koullar iinde gerekletirilen manev

yolculuklarn bir pirin veya mridin yol gstericilii olmakszn baaryla

sonulanmas imknszdr. te bu yzden drdnc beyitte birdenbire mrit

anlamna gelen pir-i mugan belirir; nk manev yolculuklara rehberlik edecek

kiinin nceden bu yolculuun btn sknt ve zorluklarn bilen biri olmas gerekir.

Bu rehber veya nder tasavvufta eyh, mrit, murat, klavuz ve pir olarak

adlandrlr. Misbahl Hidaye isimli yaptta ise slik-i meczub ya da Meczup

Salik de mrit anlamnda kullanldndan Hfz da bu beytin ikinci msranda

kullanlan slik szcn ayn beyitte kullanlan pir-i mugan szcyle eanlaml

olarak kullanr. 117

eyh Attarn nl eseri Mantkut-Tayrda anlatlan kular da Simurga ulamak iin

yola koyulmay dndklerinde nce yol yordam bilen bir klavuz bulmalar

gerektiini ifade ederler:

" 118

117
T. Purnamdarian, 2004. s. 402.
118
Atar- Niaburi, Mantkut-Tayr, Tashih: M.R..Kedkeni, Tahran, 2004. s.302.

66
Yola dmeyi kurdular, adam akll niyetlendiler, bu yolu amaya karar

verip evikletiler.

Hepsi de dediler ki: imdi ortada iimizi grecek, bizi idare edecek bir klavuz lazm

bize.

Bize yolumuzu gstersin, yolda bize klavuz olsun; nk insan kendi kendine ba

olamaz. (nsan tek bana bir mrit olmakszn bu etin yolu kat edemez.)

Bu yolda aziz bir hakim gerek ki bu byk ve derin denizi aabilelim.

Bu hakime can ve gnlden uyalm, bize iyi kt ne buyurursa yerine getirelim.

Birok tasavvufi eserde Nefs soyut bir kavram veya dnce olarak deil,

somut bir varlk olarak alglanmtr. Slikin nefsi kurnaz bir ejderha, tehlikeli bir

ylan, scakta kzm bir deve, yabani bir at veya her an baka bir renge brnebilen

bir bukalemun olarak betimlenmitir. Bu yzden de slik tek bana onu etkisiz hale

getiremez. Sufinin ya da salikin nefsini ezerek kendine ram edebilmesi iin bir eyhe

(insan- kmile) ihtiyac vardr. Mevlna Mesnevinin nc cildinde yle der:

" "

Nefs yz trl g ve hileye sahip olan bir ejderhadr. eyhin yz o

ejderhann gzne kar tutulan bir zmrttr.

Grld gibi Mevlna yzne kar tutulduunda zmrdn ejderhann

gzn kr ettii ynndeki eski bir inan irfani bir mesaj vermek maksadyla

67
kullanmaktadr. Bir eyhin himayesinde bulunmak bir ejderhann gzn kr edecek

bir zmrde sahip olmak anlamna gelmektedir. 119

Sufi psikolojisindeki temel yaplar anlamak iin nefs kavramn ok iyi

anlamak gerekir. Nefs, tasavvufta kiinin kt huylar ve irkin vasflar, kt his ve

huylarn mahalli olarak tanmlanr. Bu anlamdaki nefs kiinin en byk dman

olduundan, onu ezmek, krmak ve mcahede klcyla katletmek gerekir. Bunun iin

riyazet yaplr, ile karlr. Buna nefs-i emmare ve nefs-i ehvani de denir. eyh

sayesinde slik yukarda birka metaforla tanmlamaya altmz bu iteki hayvan

etkisizletirmek suretiyle enerjisini ruhi ve manev bymeye ynlendirir. Bu da

salike (yolcuya) Hakikat Yolunda daha da ileri gitme imkn verir.

Mevlna kendinden nceki tasavvufi inan ve alglaylarn zn yanstt

Mesnevisinde pirin gereklilii konusunda unlar ifade eder:

"

" 120

Piri bul ki bu manev yolculuk pirsiz ok tehlikeli, korkun ve afetlerle doludur.

119
K. Zemani, 1996, c. 3, s. 645.
120
K. Zemani, a.g.e, c. 1, s.762.

68
Bir mrit ve rehber olmakszn o bildiin ve defalarca gittiin yolda arr kalrsn.

u halde hi mahede etmediin bir yola sakn tek bana adm atma! Kendine gel!

Ve pirin sznden dar kma!

Senin gibi bir budalann banda pirin glgesi olmazsa, gulyabani ve eytan sfatllar

seni yoldan karrlar.

O eytan sfatllar seni saptrrlar. Sana zarar verirler. Senden daha akll ve daha

dahiler bile bu yolda arp saptmlardr.

Hfz Divannda da pir-i mugann bilge, yce ve akn bir ahsiyet olduu

zellikle vurgulanr. Zahit ve sofular yeren Hfz, pir-i mugan her zaman saygyla

anar. Ona olan sevgisini hi gizlemez. Hfz, drdnc beyitte pir-i mugan bize

Canana giden menzillerin yolunu yordamn bilen ermi bir pir olarak takdim eder.

Bu beyitte Hfz, pir-i mugan eriata aykr bir emir bile verse salikin kaytsz artsz

bu emri yerine getirmesini salk verir.

: arap ime neticesinde seccadeyi arap kzllna boyamak

anlamna gelir. Grld gibi pir-i mugan manev yolculua kan sufiden alenen

seccadesini araba boyamasn ister. Kukusuz bu eriata aykrdr. Namaz yeri

anlamna gelen seccade bir bez paras veya kk haldan yaplr. Seccadenin temiz

tutulmas ok nemli bir husustur. Zahitler ve baz sofular bu konuda ok ar bir

titizlik gsterirler. Btn tasavvufi eserlerde seccadenin sufi iin bir mescit

mesabesinde olduu ifade edilir. Her derviin kendine ait bir seccadesi vardr ve

sadece onun zerinde namaz klar. Bu yzden bir zahit seccadesini araba boyamaya

69
kolay kolay yanamaz. 121 Ancak gerek bir slik pirin bu buyruuna tam bir

teslimiyet gstermelidir. Bu beytin izlei de zaten kaytsz artsz pire itaat etmektir.

Zira yolun bandaki salikin nnde ne tr engeller olduunu ancak daha nce bu

yoldan gemi olan pir bilebilir. Nefs ve ondan kaynaklanan balar ortadan

kalkmadka, beden kafesinde esir olan ben kuunun kanatlarnn almayacan

en iyi bilen pirdir. Onun iin nefsin gururunu kracak ve onu ortadan kaldracak her

eitimi salikin arnmas iin gerekli grmektedir. Aynul Kudat, bu konuda unlar

yazar: Bir gece halin banda Beyazt Bestami yle dedi: lahi sana nasl yol

bulurum? Cevap geldi: Nefsini yoldan kaldr! Vardn. Onun iin Allaha varmann

art kulun, beeri vasflardan ve aa arzulardan syrlp ilahi vasflarla

donanmasdr. Bundan nce mridin kendi ahsi irade ve arzularn yok edip yerine

eyhinin irade ve arzusunu koymas gerekir. Pirinin hatasn kendi isabetli fikrine

tercih edecek derecede ona uymas, eyhte fani olmasn beraberinde getirecektir. Bu

da Allahta fani olmann mukaddimesi ve balangcdr.

Ahmet Eflaki, Ariflerin Menkbeleri isimli eserinde mridin eyhine kaytsz

artsz balanmas konusunda u olay nakleder: Evhadud-ddin: Tam bir arzu ile

bugnden itibaren senin kulluunda bulunmak istiyorum, dedi. ems: Sen benim

arkadalma tahamml edemezsin. dedi de, Evhadud-din: Beni kulluuna ve

arkadalna kabul et. diye srarda bulundu. ems: Badat pazarnn tam

ortasnda, herkesin gz nnde benimle beraber nebiz (hurma arab) imek artyla

kabul ederim. buyurdu. Evhadud-din: Bunu yapamam dedi. ems: Benim iin

hususi bir nebiz bulup getirebilir misin dedi. Evhadud-din: Hayr onu da

yapamam, dedi. Sonra ems: Ben ierken benimle arkadalk edebilir misin? dedi.

121
B. Horremahi, Hfzname, Tahran, 1985. s. 95.

70
Evhadud-din: Edemem dedi. Bunun zerine ems ona: Erlerin huzurundan rak

ol. diye bard ve Ben sana benimle beraber arkadalk etmee sabredemezsin

demedim mi (K.,XVIII,74) ayetini okudu ve Sen bunu yapacak adam deilsin;

nk sende bu kudret yoktur. Tanrnn sana bu kudreti vermediine ve haslarn

kudretine malik olmadna sevin. O halde benimle arkadalk senin iin deildir.

Bana arkada olamazsn. Btn mritlerini ve dnyann btn namus ve erefini bir

kadeh araba satmalsn. Bu ak meydan erlerinin ve bilenlerin iidir. 122

Hlbuki ems ayn eyi Mevlnadan istediinde, Mevlna kaytsz artsz bu

talebi yerine getirir. Eflaki bu olay bizzat Mevlnann olu rif elebinin azndan

nakleder. ems: imdi arap olsayd su yerine onu ierdim. Ben onsuz yapamam.

deyince, babam hemen kalkp gitti ve Yahudi mahallesinden bir testi arap doldurup

getirdi, nne koydu. Bunun zerine emsin bir feryat koparp elbiselerini yrttn

ve babamn ayaklarna kapandn grdm. ems, babamn bu kuvvetinden ve pirin

emrine gsterdii itaatten hayrette kalp Ben Mevlnann hilminin derecesini

anlamak iin bu imtihanlar yaptm. dedi. 123

: Szc Hfzn gazellerinde 88 kez kullanlmtr. 124 Farsa yal kii, ihtiyar

anlamna gelen bu terimin Arapas eyhtir. Tasavvuf anlam ise tarikatn kurucusu

veya en ulusudur. Bu anlamda pirin ebedi istirahata ekildii, trbesinin bulunduu

dergha Pir Makam, Huzur ve Huzur- Pir denir. 125

: Mugun oulu olan mugan iin birok anlam zikredilmitir. slmdan

sonra mug, Zerdt anlamnda kullanlmtr. Bu anlamyla Mecus ile eanlamldr.

122
Ahmet Eflaki, Ariflerin Menkbeleri, Ankara: Meb Yaynlar, 2001, c. 2, s. 191192
123
A. Eflaki, a.g.e., 2001, c. 2 s. 197.
124
M. Sadikiyan, 1985, s. 252.
125
Abdulbaki Glpnarl, Tasavvuftan Deyimler ve Ataszleri, stanbul, 1977, s. 273.

71
Bu szck Mslman olmayan, kfir, putperest ve atee tapan anlamlarnda da

kullanlmtr: Mug atei kutsal kabul eden Zerdtilerin atekedelerinde, yani ate

yaktklar mabetlerinde hizmet edenlere denir. Pir-i mugan ise Zerdt dinine mensup

olanlarn (mularn) ulu kiisi anlamna gelir. Tasavvuf anlamda meyhane ve

atekede, ak ateinin yalmland yer, feyiz yeri dergh ve tarikat bynn

bulunduu mahaldir. arapsa onun sunduu ak ve feyiz arabdr. Bu anlama gre

mug ve mugbee ak arabnn sksi olan kiilerdir. Pir-i mugan ise ak arabn

sunan, vahdet feyzini veren kmil mrittir. 126 Hfzn dier beyitlerinde kulland

pir-i harabat ve pir-i meyhane de ayn anlam tar. Hfzn iirlerinde meyhane riya

ve ikiyzlln bulunmad mukaddes meknlardr. Bundan dolay Hfzn

sevdii pir, onun iirlerinde her zaman mey (arap) ve onunla irtibatl kavramlarla

i iedir. Hfz, hi saklamadan kendini bu pirin mridi olarak ilan eder:

" " 127

Pir-i mugann mridiyim benden incinme ey eyh! Zira sen vaat ettin, o

yerine getirdi.

" " 128

Mridim pir-i mugan olduysa ne fark eder ki? Tanr srrnn bulunmad

hibir ba yoktur.

Hfz daha da ileri giderek bu kulluk ve mritliin kendisi iin ezeli bir takdir

olduunu ifade eder:

126
A. Glpnarl, 1997, s. 273.
127
H.irazi, 2002, s. 145.
128
H irazi, A.g.e., s. 69.

72
" " 129

Pir-i mugann halkas ezelden beri kulamda, onun klesiyim. Ezelde

naslsam yine yleyim, ebede kadar da bu byle gidecek.

Yukarda ifade edildii gibi mug arap, kfr ve atee tapmayla ilintili iken pir

manev terbiyenin en st aamasna mazhar olmu bir ahsiyet olup tarikat, hakikat

ve tevhidin semboldr. Bu balamda pir-i mugan terkibi iki zt kavramn bir araya

geliiyle oluturulmu bir terkiptir. Bu da bize Melamilerin Pirini hatrlatr. Bilindii

gibi Melamiler (knananlar) ibadet, zikir, sema ve vecd gibi hususlar gizlemeyen,

bunlar aka icra eden sufilerin aksine sz konusu hususlar zellikle de nafile

ibadetleri gizli tutan bir tarikattr. Yerleik tre, gelenek ve greneklere aykr

hareket eden bu ekoln mensubu knana knana nefsini ezeceine ve yola

getireceine inanr. Bu yzden de farz terk etmemek, haram ilememek artyla

zellikle halkn knamasna yol aan hususlar bilerek ve isteyerek yaparlar. Bundan

dolay ancak iyiliklerini gizleyip ktlklerini aikr eden Melamilerin tarikatnda

hrka ve arap bir araya gelebilir. Bu ikilem Hfzn birok beytinde iaret ettii ve

pir-i mugann btn zelliklerine sahip olan bir baka efsanevi ahsiyeti, eyh-i

Sanan bize artrr. Attarn Mantkut-Tayrnda anlatlan eyh-i Sanan

hikyesinde birok irfani bilgi yer alr. Melamilik, Rintlik ve Kalenderlik

dnceleriyle rl bu hikyede Rum lkesinde Hristiyan bir dilbere gnln

kaptran ve ok sayda mridi bulunan yal bir eyh, vuslata ermek iin bu Rum

dilberinin ondan istedii her eyi yapar: arap ier, manastra gider ve Kuran

sayfalarn yakar:

129
H irazi, 2002, s. 206

73
"

" 130

Kz ona dedi ki Hadi, kalk gel de arap i! arap iince coacaksn nee

bulacaksn.

eyhi mularn manastrna gtrdler, oraya giden mritler barp ardlar.

arap iip sarho olan eyh, hem puta tapmaya hem de Mushaf yakmaya hazr

olur:

"

" 131

O pir tamamyla harap oldu. Sarho oldu ve kendini kaybetti. Hem sarho

hem de k nasl olur? Yitirilmi olur.

Pir dedi ki Ey ay yzl, takatim kalmad, bu ktan ne istiyorsun syle!

130
Attar- Niaburi, 2004, s. 292.
131
Attar- Niaburi, a.g.e., s. 293-294.

74
Aykken putperest olmadysam da senin gibi bir putun (gzelin) huzurunda krktk

sarhoken Mushaf bile atee atarm.

eyhi sarho sarho manastra gtrdler ve znnar kuanmasn sylediler.

eyh znnar kuannca hrkay atelere atp yakt ve onlarn dinine girdi.

Kendi dininden dnd; ne eyhlii hatrlad ne de Kbeyi aklna getirdi.

eyh-i Sanann arap iip kfir olmas gerekte mularn bariz nitelikleri

arasnda yer alr. Bundan dolay pir-i mugan, eyh-i Sanan gibi olan her pir iin

genel bir isimdir. Bu yzden de Hfz gazellerinde kimi zaman dorudan kimi zaman

da dolayl olarak eyh-i Sanan zikreder:

" " 132

Ak yolunun mridiysen, adn ktye kacak diye dnme. eyh-i Sanan bile

hrkasn meyhaneciye rehin vermiti.

"

" 133

132
H. irazi, 2002. s. 79.
133
H. irazi, a.g.e., s. 10.

75
Dn gece pirimiz, mescitten meyhaneye geldi. Tarikat yarenleri bundan

sonra ne yapalm ne tedbirde bulunalm?

Biz mritler, pirimiz meyhaneye yzn dnmken nasl kbleye yneliriz?

Bizler de tarikat meyhanesine yerleelim. Ezelden takdirimiz byleymi!

Akl, salarna balanan gnln ne kadar ho olduunu bilse, aklllar bizim bal

olduumuz bu zincirlere vurulmak iin divane olurlard.

Sud, Hfza yazd nl erhinde bu gazelin ilk beytinde geen du

szcn gemi zaman, mescidi kbeden kinaye, meyhaneyi Rum

lkesinden istiare ve pirimizi de Seyh-i Sanan olarak yorumlar. 134

Yukardaki aklamalar nda pir-i mugan zahiri anlamda etrafndakilere

arap iiren, atei kutsatan ve neticede slama aykr davranlar sergileyen bir

kiiliktir; ancak tasavvufi anlamda pir-i mugan, mritlerine ak ve kendinden geme

dersi veren, onlara i aydnlanmaya kavumalar iin hangi merhaleleri amalar

gerektiini anlatan mrid-i kmildir. Birinci beyiti yorumlarken, akn tasavvufi

anlamnn her trl ilahi feyiz ve Mutlak Gzellike ait sfatlarn tecellisine mazhar

olmak biiminde aklamtk. Pir-i mugan szlk anlamyla iki ienleri zm

arabyla sarho ederken, mecaz anlamyla, tarikat piri ya da nsan- kmil olan pir-i

mugan, saliklere semavi bir arap sunarak kendilerinden geirir. Baka bir anlatmla,

Hakkn armaan olan semavi araptan, Hakik ve Bak Sevgiliden nasl

nasipleneceklerini mritlerine retir. Yukarda mularn atele olan ilikileri

zerinde durduk. Ate ihtiva ettii yakclk, hararet gibi niteliklerinden tr ak

134
Seyyid Muhammed Vehbi Konevi, 1872. s. 5859.

76
iin yaygn bir sembol olarak kullanlagelmitir. Birok tasavvufi eserde de akn

ate ile mukayese edildiini grrz. Ak atetir diyen Aynul Kudat Hemedani

Sevenlerin cehennem atei Tanr akdr., dedikten sonra ibliden unlar

nakleder: Ak gnllerde Sevgiliden baka her eyi yakan bir atetir. 135 Ayn

ekilde Mevlna da gerek Mesnevisinde gerekse de gazellerinde ak hem atee

benzetmitir hem de atei ak iin bir sembol ve metafor olarak kullanmtr:

" " 136

Ak, o alevdir ki parlad m Sevgiliden baka ne varsa hepsini yakar.

" " 137

Ak, ab- hayatn bile utand bir ate parlatt. Kimin iin diye sor! Nefsimiz iin.

Hfz Divannda da ak aka atee benzetilir:

" " 138

Aknn suyu ve atei iinde o kadar ok eridim ki daa benzeyen sabrm derdinin

elinde mum gibi yumuad.

" " 139

eng al ve bununla yetin! d aac yoksa bunun ne nemi var. Benim akm ate,

gnlm d aac, bedenim de buhurdan!

135
Aynul Kudat Hemedani, Temhidat, Tashih: Afif Useyran, Tahran, 1998, s. 238.
136
K. Zemani, 1996, c. 5, s.183.
137
M. Rumi, 2002, s. 18.
138
H. irazi, 2002, s. 294.
139
H. irazi, a.g.e., s. 257.

77
Bylece pir-i mugann ateperestlii batni anlamda akperestlie dnr. Bu

da tasavvufi terimler balamnda mecaz veya cisman bir ak deil, ilahi bir aka

tekabl eder. Pir-i mugan daha nce de izah edildii zere btn dnyev balardan

ve gereksinimlerden kendini kurtard iin manev fakrn ve ilahi sfatlarn

semboldr. Hfz dneminde yaayan sofular kt ynlerini gizleyip iyi ynlerini

n plana karrken Hfzn Melami merepli pir-i mugan manev ve ilahi halini

gizleyerek kendini halkn onu knayaca bir biimde gsterir. Hakka yaknlamak

iin halka yabanclamay ister.

Kehf suresinde Musa Peygamberin kendisine Tanr katndan bilgi verilen

biriyle bulutuu anlatlr. Tefsirlerde bu kiinin Hzr olduu belirtilir. Kuran

ezbere bilen Hfzn zihninde yer alan Kehf suresinin yorumlamakta olduumuz

drdnc beytin olumasna byk katk saladn grmekteyiz. Musa Peygamber

yksek bilin olarak kabul ettii Hzr tarafndan eitilmek ister. nsan aklnn

eremeyecei davranlar sergileyen Hzr, Musa Peygambere Havsalann almad

eye nasl sabredeceksin? diye sorar. Bu anlamda Hzr, yalnzca yce bilgelii

deil, bilgelik olmasna ramen insan aklnn eremeyecei davranlar da temsil

eder. 140 Dnm yetenei olan slik bu sureyi okuduunda eyhinin btn

buyruklarn sorgulamadan kabul etmesi gerektiini anlar. Ab- hayat ierek

lmezlie kavumas, Tanrnn kendisine ilm-i ledn ( Hakkn katndan gelen bilgi)

balamas, bu ilmini renmek iin Musa Peygamberin yanna gelmesi, bir deniz

yolculuunda yaptklar eylere Hz. Musann itiraz etmesi ve karada ve denizde

kaybolanlara yol gstermesi gibi zelliklerinden dolay Hzr, mutasavvflar ve

arifler iin gerek bir mrid-i kmildir. O, hem ilm-i ledn veya ilahi marifetlerden

140
C. G. Jung, Drt Arketip, ev: Z.A.Ylmazer, stanbul, 2005, s. 68-71.

78
nasibini almtr hem de ilahi bilgilerin bengi suyundan kana kana itii iin

lmszdr. Ayrca tarikata yeni giren saliklerin ellerinden tutarak onlar amalanan

menzile kadar gtrr. Sufilerin kaleme aldklar eserlerde saliklerin Hzr ile

gerekletirdikleri mlakatlara ilikin bilgiler sklkla karmza kar. 141 Hfz da

gazellerinde Hzr mkemmel bir pir olarak kabul eder ve ondan kendine yardm

etmesini diler:

" " 142

Ey kademi kutlu Hzr, elimi tut! Benimle beraber yryenlerin hepsi atl,

sade ben yaya yryorum.

" " 143

Yolda deniz var, da var. Bense hem yaralym hem zayf. Ey kademi kutlu

Hzr, sen himmet et! Sen yardmma yeti!

" " 144

Hzr klavuz olmadka bu merhaleyi amaya kalkma, nk kapkaranlk

bir yol, yoldan kmaktan kork!

Pir ve klavuz rolndeki Hzr da Melmi bir portre izer. Zira grnte

temellendirilmesi imknsz eylemlerine Peygamber makamnda olan Hz. Musa bile

sabredemez ve itiraz eder. Deniz yolculuunda Hzr, Musa Peygamber ile birlikte

bindii gemiyi deler. Karaya ayak bastktan sonra bir erkek ocuunu ldrr ve

141
Purnamdarian, 2004, s. 424.
142
H. irazi, 2002, s. 193.
143
H. irazi, a.g.e., s. 314.
144
H. irazi, a.g.e. s. 490.

79
hibir cret almadan ykk bir duvar onarr. Hzrn yaptklar karsnda hayrete

den Musa Peygamber sz vermesine ramen ona kar kar. Her defasnda Hzr

ona verdii sz hatrlatr. Sonunda verdii sz yerine getirmeye kadir olmadn

grdnde de yaptklarnn ardnda gizli olan srlar ona aklar ve ondan ayrlr.

Hzrn grnte er ve ho olmayan eylemlerinin ardnda bir hayrn gizli olduunu

grmeye kadir olamayan Musa Peygamberin ilm-i ledne sahip olan Hzr

knamas hi kukusuz Melmiler tarafndan, ekollerini temellendirmek iin

gsterilen esiz bir rnek olmutur. Eflakiden yaptmz alntda, Evhadud-din ile

karlaan ems-i Tebrizi, Evhadud-din onunla arap imeye yanamad iin onu

mritlie kabul etmez ve ona Hzrn Musa Peygambere syledii cmleyle karlk

verir: Ben sana benimle beraber arkadalk etmee sabredemezsin demedim mi?

Hfz, yukarda evirdiimiz beyitlerinden de anlalaca zere pir-i

mugandan talep ettii yardmn aynsn Hzrdan da talep eder. Onun iin drdnc

beyitte pir-i mugandan sz ederken, salike (yolcuya) yle seslenir: ktn bu

manev yolculukta karlaacan btn glkleri bilen pir-i mugan senden

Seccadeyi araba boyamak gibi aklnn eremeyecei eyleri dahi yapman isterse,

bir mrit olarak sorgulamadan muradnn buyruunu yerine getir!..

Kurana her ynyle aina olan Hfzn mrit, mrit ve pirin buyruunu

yerine getirmek gibi bir konuyu ele alrken Musa ve Hzr hikyesinin btn

sahnelerinin zihninde hazr bulunmas son derece doaldr.

80
e. Beinci Beyit:

"

"

Kapkaranlk bir gece, dalga korkusu ve ylesine dehetli bir girdap

Sahildeki hafif ykller bizim halimizi nerden bilecekler?

Hzr ve Musa Peygamberin gerekletirdikleri deniz yolculuu Hfzn

zihninde beinci beytin olumasna zemin hazrlar.

Drdnc beytin temel izleinin tarikata giren birinin pirinin buyruklarna

itaat etmesi olduunu grdk. Beinci beyitte ise karada yaplan yolcuklara nispetle

daha zor olan deniz yolculuuna iaret edilmektedir. Birinci beyitte ak yolunun

meakkatleri anlatlrken sonraki beyitlerde bu zorluk ve glkler daha ayrntl bir

biimde ortaya konuldu. Bu beyitte de yine ak yolunun mkllerine

deinilmektedir. Keful Esrar isimli eserinde yolculuun nefs, huy ve gnln

arndrlmas iin yapldn belirten Ebul Fazl-i Meybod, kara yolculuunu abid

ve zahitler, deniz yolculuunu da rif ve sddklar (Hz. Peygamberin her getirdiini

tasdikte kemal mertebesinde bulunanlar) iin kabul eder. Necmeddin Kbra eriat

gemiye, tarikat denize ve hakikati de bu denizdeki inciye benzetir. Hallac- Mansur

da iirlerinde halini betimlerken denize veya ak denizine daldn ve byk

dalgalarn kendisini alt st ettiini anlatr. 145 Bu beytin ilk msra ok tehlikeli bir

durumda olan bir insann ruh halini betimlemektedir: Kapkaranlk bir gecede

dalgalara ve dehetli bir girdaba yakalanm bir insann portresiyle kar karyayz.

145
Purnamdarian, 2004, s. 427.

81
Beytin ikinci msranda ise bu durumda olan bir insann halini, ancak gemisi

paralanp denize dp dalga ve girdapla boumu olan birinin anlayabilecei

ifade edilir. Onun iin sahilde gven iinde olanlar boulmakta olan birinin halini

anlayamazlar.

"": Gece anlamna gelen bu szck tasavvufta, Gayb alemi, Ceberrut alemi ve

Yokluk karanlndan ibaret olmas sebebiyle de ayan- sabite (Varlklarn Allah

katndaki ilmi suretleri) anlamna gelir. 146 Hfzn gazellerinde 87 kullanlan bu

szck manev yolculua gndermede bulunduu zaman karanlk sfatyla beraber

kullanlmtr: 147

" " 148

Bu kapkaranlk gecede maksat yolunu kaybettim. Ey hidayet yldz, bir

keden k!

" " 149

Kapkaranlk gece, l.. Senin yznn , yolumu aydnlatmazsa nereye

vararbilirim ki?

: (Sahildeki hafif ykller), Denizin bu tarafnda duran aktan

habersiz kimselere gndermede bulunur. Onlar kendilerini kuatan ve Hakka

ermelerini engelleyen balar koparp atmayanlardr. Dnyevi balar, (maddi ve

nefsan kaytlar), ellerine taklm kelepeler, ayaklarna vurulmu prangalar

146
S.Uluda, 2001, s. 324.
147
M. Sadikiyan, 1985. s. 716.
148
H. irazi, 2002, s. 94.
149
H. irazi, a.g.e., s. 117.

82
olduundan ruhlarnn ykselmesini engeller. Bu yzden onlar nefs-i emmareleriyle

savaanlar deil onunla birlikte hareket edenlerdir. br dnyaya ilikin bir tasalar

varsa da bu, cehennem ateine kar duyulan korku veya cennet nimetlerine kavuma

arzusundan ibarettir:

" " 150

Sen Tubay dnmedesin, biz Sevgilinin boyunu. Herkesin dncesi

himmetincedir.

Onlar ilahi aktan yoksun olduklar iin de birinci beyitte ifade ettiimiz

emanetin arln da omuzlarnda hissetmezler. Bu bak asyla, Sahilde oturan

hafif ykller ile zahitlerin kast edildiini rahatlkla ifade edebiliriz. Kaba sofu olan

zahidler Allahn buyruklarn yerine getirmekle birlikte pheli eylerden de kanan

kiilerdir. Bunlar ilahi ak konularnda bilgileri kt, her iin ancak d kabuunda

kalabilen, derinlere inmesini beceremeyen, ilim ve iman d grnyle anlayan,

bunu da srarla bakalarna anlatan ve durmadan tler verip topluma dzen

verdiklerini sanan kiiler olarak ele alnr. Darack dnya gr iine skp

kalmlardr. 151 mandan hibir zaman hakikate ulaamamlardr. airler daima

zahidlerin karsnda k ve arifleri grrler. klarda olanlar zahidlerde yoktur. Bu

bakmdan geimsizdirler. Tek emelleri cennete kavumak olan zahidler ak inkr

ettikleri iin daima Hfz tarafndan yerilirler.

Beytin ilk msranda kullanlan karanlk, dalga ve korkun girdap akn

mklleriyle ba etmeye alan salikin ruh halini esiz bir tabloyla ortaya koyar.

150
H. irazi, 2002, s. 57.
151
. Pala, Ansiklopedik Divan iiri Szl, stanbul, 1998, s. 421.

83
Zira tarikata girmek demek gerekte nefse kar bir cihad- ekber (nefse kar verilen

byk sava) balatmak demektir. Yalnzca ak gcyle tahamml edilebilecek bu

byk savan tehlike ve zorluklar insan ruhunda frtnalar koparr. Bu byk

savan iki gc, insann ruhsal ve bedensel boyutlardr. nsann ruhsal yn kemale

ermek, aslna yani hakikate kavumak iin rpnrken bedensel boyut dnyevi

zevklerden olabildiince yararlanmak iin urar. te insan, melekler ve

hayvanlarn aksine varlnda tad birbirine zt bu iki boyuttan dolay ac ve

strap iindedir:

Bu iki blk (hayvanlar ve melekler) savatan, arpmadan asudedirler;

fakat insan bu iki zt yne sahip olduu iin daima azap iindedir. (Bazen hayvani

yn meleksel ynne galip gelirken bazen de meleksel yn hayvansal yne stn

gelir.) 152

Bu beyitte temel imge denizdir. Hfzn dalga ve deniz ile ilgili dier

beyitlerini gz nnde bulundurduumuzda denizi rahatlkla tarikat ya da ak olarak

yorumlayabiliriz. Bedenen yaplan deniz yolculuu da ruhun tarikat iinde

gerekletirdii manev seyirdir. Bu balamda zihnimizde d dnyaya ilikin bir

deniz yolculuunda karlalan zorluklar ruhun bu manev yolculukta karlat

mkl ve meakkatler olarak yorumluyoruz. Hatrlanaca zere nceki beyitlerde

de akta ortaya kan mkller, mauka kavumak iin yaplan yolculuklarda saliki

bekleyen tehlikeler baka bir anlatmla ak yolunda yaanlan zorluklar ifade

edilmiti. Hfz gazellerinde denizi aka ya da bazen kapal bir biimde ak veya

ak yolu olarak betimler:

152
K. Zemani, 1996, c. 4 s. 442.

84
" " 153

k olunca (akn ilk aamalarndayken) amaladm mcevhere

ulatm sandm. Bu denizin (ak denizinin) ne kanlar saan dalgalar (dayanlmaz

meakkatleri ve zahmetleri) varm, bilemedim.

" " 154

Ak yolunu bilenler/marifet denizinin yzcleri, bu derin denize gark

oldular; ama hi suya bulanmadlar. (Dosdoru salikler manev yolculuklarndaki

konaklar geride brakrken Hakiki Sevgilinin akyla ylesine dolup taarlar ki asla

maddi heves ve arzularnn peinden gitmezler).

" " 155

Ak yolunda akln ald tedbiri inceledim ve grdm ki akln ak karsnda

ald tedbir deniz zerinde bir desen izip gark olup yok olan bir ebnem gibidir.

" " 156

Akn istinas karsnda Hfzn gzyalarnn ne deeri var ki? Bu deniz

yle bir deniz ki burada yedi deniz bile bir damla ebnem gibi nemsiz grnr.

Grld gibi Hfz, bu beyitlerinde de ak yolunda ilerlemenin ne kadar

etin bir i olduunu muhtelif biimlerde arpc bir tonla ortaya koyar. Riseletut-

Tayr isimli eserinde Ahmed Gazali de ak yolunun mkllerini ayn ekilde

153
H. irazi, 2002, s. 120.
154
H. irazi, a.g.e., s. 423.
155
H. irazi, a.g.e., s. 471.
156
H. irazi, a.g.e., s. 472.

85
betimler. Bu risalede kular, padiahlar Simurgu grmek iin havalandklarnda

usuz bucaksz bir l ve dipsiz kan iici bela denizleri gibi tehlikelerle kar karya

olduklar kendilerine hatrlatlr. Hfz da tecrbe ettii yolun zorluklarn okuyucuya

intikal ettirmek iin nc beyitte rtl biimde lden ve beinci beyitte denizden

sz eder. Daha nce de ifade ettiimiz gibi bu yolculuk insann ruhunda vuku bulan

manev bir yolculuktur. Bu yolculuk boyunca ruh, insansal niteliklerinden birer birer

kurtulur. Canana giden konaklar anlamna gelen makamlar ard ardna geri de

brakr: 157

" " 158

Hfz gibi ak yolunda garip olmama ramen akta yle bir makama ulatm

ki sorma!

" " 159

Ey Erenlerin Sultan bu garibe ac dedim, dedi ki: Miskin garip gnlnn

peinden giderse yolunu kaybeder.

An avare ve garip olmasnn nedeni gnlnn hibir yaratlmla

ainalnn bulunmamasdr. Bu yzden hibir makamda durmadan yoluna devam

etmesi gerekir. Bu balamda k, vatannda olmasna ramen yolcudur; nk ruhu

znn esas gerei yeryznde gariptir. Platonun retisinden bu yana ruh, duyular

st dnyaya ait kabul edilir. Duyular dnyasnda belirdiindeyse bu dnyaya

savrulmutur. Onun bu dnyada yeri yok gibidir. Burada o, gariptir. Sevgiliye giden

157
Purnamdariyan, 2004, s. 432.
158
H. irazi, 2002, s. 270.
159
H. irazi, a.g.e., s. 14

86
son menzile varmad iin bu dnyadaki yolculuunu srdrmelidir; nk garibin

ruhu guruba (batmaya) arlmaktadr. Ruh yeryzndeki yolculuunu sona

erdirmeli ve beden hapishanesini mmkn olan en ksa zamanda terk etmelidir;

ancak daha nce de ifade edildii gibi bu gurup (bat, lm) ne bir felakettir ne de

harap olma iinde yaln bir solup gitmedir. Bu balamda Hfzn gazelleri, aslnda,

hi de kolay olmayan bu yolculukta (seferde) yaadklarn anlatt bir ruhun seyir

defteri veya Daryu Aurinin ifadesiyle ruhun sefernamesidir. 160

Btn bu sylediklerimizin nda karanlklar ve glkler, ak yolunun

gerekleridir; nk slik yolculuu sresince hem kesret lemine esirdir hem de nefs

ve bedensel arzular ile mcadele halindedir. Bu da denizin ortasndaki karanlk gece

ve buna bal olan dier mkller anlamndadr. Yolcu dnyaya dald, zihnini

eitli yerlerle megul ettii srece tefrika (perianlk ve danklk) makamndadr.

Ahvalinin ve yaptklarnn bilincindedir. Bundan dolay da tehlike iindedir.

Mkller ve zahmetlere giriftardr; ancak cem makamna erdiinde ise artk halk

deil yalnzca Hakk seyreder. Ahvalinin ve yaptklarnn bilincinde olmayan slik

btn eya ve varlklarn Allah sayesinde mevcut olduklarn grr. Bu da Hakktan

baka hibir eyi grmeme hali ya da tasavvufi nitelemeyle ceml cem (Cemin

cemi)dir. Bu konuda Kueyri Risalesinde unlar okuruz: Kulluk vazifelerini yerine

getirmek ve beeri hallere uygun den dier hususlar ifa etmek gibi kulun iradesi

ve kazanc (edinimi) gibi hususlar fark adn alr. Hakk Taala tarafndan kalpte mana

160
A. Daryu, rfan ve Rindi der ir-i Hfz, Tahran, 1998, s. 217.

87
ve marifet vcuda getirilmesi, ltuf ve ihsanda bulunulmas gibi hususlar ise cem

adn alr. 161 Bu konuyla ilgili olarak ayn eserde u sonuca varlr:

Cemul-cem: Cem halinin stnde bir derecedir. Bu konuda sufiler, hallerinin

farkl ve derecelerinin muhtelif olularna gre deiik durumlar gsterir. Bazlar

hem kendini hem de Hakk isbat eder, var bilir; fakat her eyin Hakk ile kaim

olduunu grr. Buna cem hali denir. Kul, bir arplma ve koparlma hali ile halk

grmekten alkonulmu, kendi varl hakkndaki uurunu yitirmi, Allahtan baka

btn varlklar hakkndaki duyarln kaybetmi, sadece Hakikat Sultanndan gelen,

kendisini istila eden tecellilerle megul bir vaziyette ise, buna Cemul-cem ad

verilir. Tefrika: Masivay (ayar) Aziz ve Celil olan Allaha ait olarak grmektir,

Cem masivay Allah ile grmektir. Ceml cem klliyen yok olmak (istihlak) ve

hakikatin galebe etmesi annda Aziz ve Celil olan Allah dnda kalan btn eya ile

ilgili hisleri kaybetmektir. 162

Daha nce fena sz ile insandaki kt niteliklerin yok edilmesine iaret

edildiini belirtmitik. Salik kt niteliklerinden fani olursa gzel sfatlar onda zuhur

eder. Bundan dolay slik iin vuslatn art kendisinden fani olmasdr. Zira fani

olmamak kendiyle olmak anlamna geldiinden firak ve hicran gerektirir. Bu adan

beyitte geen gece, firak ve hicrann somut bir gstergesidir. Onun iin deniz

yolculuu, gece karanl ve korkun girdapla ifade edilen boulma korkusu fani

olmamak ve kendinden gaip olmamaktan kaynaklanmaktadr. Demek ki ak yolunun

tehlikelerinden ve mkllerinden kurtulmann koulu, beeri niteliklerden arnmak

yani fani olmaktr. Kulun fiillerinin Hakkn fiillerinde fani olmasna da tasavvufta

161
S. Uluda, 1999, s. 158.
162
S. Uluda, a.g.e, s. 159.

88
mahv denir. Mahv, allan sfatlar (ve huylar) ortadan kaldrmaktr. Hakk yksek

derecedeki kullarn kendine eker. Onlarn nefslerini mahv (yok) eder ve onlar

kendi katnda var eder. Mevlna Mesnevisinde Nahivciyle Gemici Hikyesini

anlatrken yle der:

"

" 163

Bil ki sana burada nahiv ilmi deil mahv ilmi lazm. Eer mahv ehlindensen

korkusuzca denize dal!

Deniz suyu ly ba tac eder. Onu su yzne karr. Denize den diri olursa

kurtulamaz.

Sen de eer beeri sfatlarndan ldnse srlar denizi seni bann stne kor!

Salik beeri ve cisman vasflardan lp maddi tuzaklardan kurtulursa ilahi

srlar denizi onu ba tac eder. Bylece ilahi hakikatlere ve srlara vakf olur.

Grld gibi beinci beyit hem nceki beyitleri tamamlamakta hem de

onlar aklamaktadr. Hatrlanaca zere akn yol at mkller, airin henz

yolculuk srecinde olmas, baka bir anlatmla, fani ve kendinden gaip olmamasna

iaret ediyordu. Skden arap talebinde bulunmas da Yrin cemalinin ya da

sfatlarnn tecellisine mazhar olmay istemesiydi. kinci beyitteki Saba rzgr

163
K. Zemani,1996. c. 1 s. 737.

89
vesilesiyle Sevgilinin sann karanl iinden misk kokusunun alnmas da Yrin

dier sfatlaryla tecelli etmesiydi. Bu arap ya da tecelli de saliki kendinden

geirerek cem ya da gaybet haline ulamasn salyordu. Bu geici sarholuk veya

geici fena hali de ksa bir sre iin de olsa mklleri ortadan kaldryordu.

Lahicinin ifadesiyle: Salikin gnlnde bazen vahdet nuru parldar. Bylece

Hakkn btn tecellilerini apak bir ekilde grr. Bazen de tevhid nurunu

mahede etmeye izin vermeyen kesret hkmleri bir biimde salike galip gelir. 164

Kesret leminden, karanlklardan ve nefsten kaynaklanan tehlikelerden

kurtulmann tek art nefsini yok etmektir. Bylece slik, beeri vasflardan ve aa

arzulardan syrlp ilahi vasflarla donanacaktr. Gazelin banda Skden dilenen

geici sarholuk neticesinde kesret leminin dalgalarndan kurtulan Hfz, ryet

tecrbesini yaar. Bizzat kendisi yle der:

" 165

Nedim, algc, Sk hepsi O. Su, amur (toprak) hayali yolda bir bahaneden

ibaret. Burada su ve amurdan maksat insann toprak tabiatdr. Beytin ifade ettii

udur: Asl Toprak olan insann Ona k olmak iin yaratlm olmas bir bahanedir.

Zira her ey Odur ve Odan baka bir ey yoktur.

" " 166

arap gemisini ver de bu usuz bucaksz denizden geelim.

f. Altnc Beyit:
164
T. Purnamdarian, 2004, s. 438.
165
H. irazi, 2002, s. 427.
166
H. irazi, a.g.e., s. 427.

90
"

"

Kendi muradma uydum, yaptm her i, adm ktye kard. Zaten

meclislerde sylenip duran sr, nasl gizli kalr ki?

Beinci beyti yorumlarken Hz. Musa ve Hzr yksn mrit ve murat

balamnda ele almtk. Ne var ki Hz Musann yolculuu maksat hsl olmadan

sona ermitir. Musa, piri makamnda olan Hzra verdii szleri yerine getirecek

gc kendinde bulamam, bundan dolay da Hzr tarafndan kendisine elik

etmemesi bildirilmitir. Hz Musa, pirinin buyruklarn yerine getiremedii iin

Hzra Allah katndan verilen bilgiyi de renememitir. te bu yzden Hfz

meakkatli ak yolunda ilerleyen salike pirinin buyruklarna harfiyen uymas

gerektiini; aksi takdirde salikin de Hz. Musa gibi muradna eremeyeceini hatrlatr.

Kendi durumunu geceleyin tehlikelerle dolu frtnal bir denizin iinde dalgalarla

bouan biri olarak betimleyen Hfz, ancak Hzr gibi bir mridin yardmyla bu

ak yolculuunun kazasz belasz atlatlabileceini anlatmak ister.

Altnc beyitte ise Hfz, ac bir deneyim neticesinde elde ettii bir tavsiyeye

uymadn itiraf eder. szc kiinin kendi gr ve arzusu

dorultusunda davranmas anlamna gelir. Bizim yorum stratejimiz ierisinde ise

szck, st kapal olarak pirin buyruunu yerine getirmemek ve onun iradesine

teslim olmamak biiminde alglanacaktr. Salikin pirinin deil de kendi arzu ve

istekleri ynnde hareket etmesi ise yukarda ifade edildii gibi murada erememeyi

imler. Baka bir anlatmla maksada ulamamak, bednamln yani kiinin adnn

91
ktye kmasnn nedeni olarak kabul edilmemelidir. Hfzn kendi i

yolculuunda birtakm vakalar yoluyla Allahn sfatlarnn tecellisine mazhar

olduunu daha nce ifade ettik; ancak bu tr olaylarn geici ve ok ksa bir an iin

vuku bulduunu, daimi olmadn dier beyitleri yorumlarken belirttik. Bununla

birlikte Hfzn gazellerinde yer alan birok beyit onun Fenafilah makamna

ulamay baaramadn gsterir:

" " 167

Hfz yand gitti; ama Sevgilinin sandan bir koku alamad. Onu bu saadete

ancak saba rzgr kavuturabilir.

Daha nce, Hfzn geici vuslata mazhar olduunu gsteren beyitleri ifade

etmitik. Bu gibi beyitlere aadaki beyti de ilave edebiliriz.

" " 168

Ankann konana ben kendim gitmedim. Bu merhaleleri Sleymann

kuuyla atm.

Ancak birtakm beyitlerde de onun ebedi bir vuslata eremediini okuruz.

Hfz bunun nedenini, bir mridin gr ve arzular dorultusunda deil de kendi

gr ve arzular ynnde hareket etmesi olarak ifade eder:

"

" 169

167
H. irazi, 2002, s. 187.
168
H. irazi, a.g.e., s. 319.

92
Sarholukla o lal dudaklar pme hevesine kapldm. Kadeh gibi gnlme

ne kanlar dkld; ancak bu arzum gereklemedi.

Ak mahallesine bir yol gsteren olmakszn adm atma! Zira ben yalnz bama yz

kez bu yolu gittim; ama baaramadm.

Beyitlerde de grld gibi maksada ulaamamak veya pirin buyruklarna

uymamak, beraberinde bednaml ve rsval getirmemektedir. Hfz Divannda

yalnzca drt kez kullanlan szcnden de burada sz edilen bednamln

rindlik ve melamilikten kaynaklanan bir bednamlk olduu anlalmaktadr. Rintlerin

ve melamilerin en bariz zellii eriat ve geleneklere aykr bir tutum ve davran

iine girmeleridir. Meyhaneye, puthaneye, manastra, atekedeye gitmek ve arap

imek bednam olmak iin yeterlidir:

"

" 170

arap kadehini elime ver de bu mavi renkli hrkay zerimden ataym.

Sarholuk, aklllara gre kt bir hrettir; ama biz an hreti zaten istemiyoruz

ki.

Melamilik "azarlamak, serzenite bulunmak, knamak" anlamlarna gelir.

Tasavvufta ise, yapt iyilikleri gsteri olur endiesiyle gizlemek, yapt

ktlkleri de nefsiyle mcadele etmek iin aa vurmay ifade eder. Baka bir

169
H. irazi, 2002, s. 168.
170
H. irazi, a.g.e., s. 7.

93
deyile melamilik, ruhi hayattan kaynaklanan halleri saklamak, nefisten kaynaklanan

davranlara kar koymak ve onlarn aksini yapmak olarak yorumlanr.

Bakalar tarafndan iyi biri olarak bilinmek nefsi azdraca iin rindlii ve

melamilii benimseyenler zahitlerin aksine ibadetlerini gizli, kabahat gibi alglanan

eylemlerini de aikr yaparlar. Bundan dolay da adlarnn ktye kmasna

aldrmazlar. Akn adn ktye karan onu ayplanacak bir duruma dren ey

bizzat akn gcdr. Gnln mauka kaptran k bu durumunu uzun sre

gizleyemez:

" " 171

Gnl elden gidiyor, ey gnl sahipleri! Ne olur yardm edin! Ne ac! Gizli

sr aa kacak.

Ak yolunu seen salikin peinen adnn ktye kacan kabullenmesi

gerekir:

Ak yolunun mridiysen, adn ktye kacak diye dnme. eyh-i Sanan

bile hrkasn meyhaneciye rehin vermiti.

u halde, zahidin ad ktye kmyorsa bunun nedeni, onun ak yolunun

gerek mridi olmamasdr. Bundan dolay aktan kaynaklanan deliliin ve

lgnln neticesi bednamlktr. Pirin buyruunu yerine getirmemek de bu

lgnlktan dolaydr. lgnlk akn doasnda vardr. Akta ne kulluk ne de

Tanrlk vardr. Ak, yerleik toplumsal ve kltrel kurallardan ve kaytlardan

171
H. irazi, 2002, s. 5.

94
kurtulmak anlamna gelir. Hfzn ok sevip inand pir-i mugan da darda deil

Hfzn zihnindedir. Bu yzden gerek bir an piri, aktr. Tasavvufta oka

kullanlan nitelemelerde bu yle ifade edilir: Salik iin aktan daha kmil bir pir

yoktur. Aynl Kudat bu konuda unlar yazar: Ben derim ki mptediyi Tanr

marifetine ynelten aktr. Piri ak olmayan slik saylmaz. k, Mauka ak ile

ulaabilir. Mauku da ak lsnde grr. Ak mkemmelletike Mauku daha

gzel grr. 172 Benzer tasavvufi kitaplarda akn btnyle esirlik, maukluun da

btnyle emirlik olduunu okuruz; ancak bu esirlik beraberinde zgrl de

getirir. Hfz da kendini akn kulu sayar ve bu klelik sebebiyle kendini her iki

cihandan da azade sayar:

" " 173

Ak sylyorum ve bu szmden dolay da mutluyum. Akn kuluyum ve

her iki cihandan azadm.

Halla, eyh-i Sanan, ve pir-i mugan k olduklarndan halkn gzne

girmek iin d grne nem veren ve bunu mritlerine tavsiye eden dier tarikat

eyhleri gibi ihtiyatl davranmazlar. Bundan dolay da adlar ktye kar. Semani

Ravhul- Ervah isimli nl eserinde unlar yazar: Kendi gznde kendine bir

kymet bien kiinin tevazudan nasibi olmaz. nsanlarn gzne girmek kolay bir

itir. Yiitlik kendini halkn gznden drmektir. Btn kaplardan kovulmadka

172
H. irazi, 2002, s. 284.
173
H. irazi, a.g.e., s. 317.

95
alak gnll olamazsn. Alak gnlllk kiinin iindedir. Zahiri tevazua

aldanmamak gerekir. 174

Zahidlerin zhd, tevazu ve huu iinde bulunduklarn halka gstermelerini

hem Semani hem de Hfz, Mabut deitirmek yani halk Hakk yerine koymak

olarak telakki ederler. Bu yzden Hfz ask suratl zahidlerin dzmece alak

gnllkleri karsnda kendini dertli olmalarna ramen gler yzl ve iyi huylu

olan sarholarn mridi ilan eder:

" " 175

Zahidliin ask surat sarholarn yzne sinmez. Gzel huylu sarholarn

mridiyim.

Hfz yamal hrka giyen zahidin tespih taneleriyle saf mritleri avlamak iin

kurduu tuzaklardan kaarak bednamlklaryla nl rindlere ynelir:

"

" 176

Ey eyh tespih taneleriyle beni kandrp yolumdan alkoyma! Zira ben byle

bir tuzaa asla dmeyecek akll bir kuum.

Harap oldum, adm ktye kt; fakat hala midim var, azizlerin himmetiyle iyi bir

ada sana ularm.

174
ihabud-Din Ahmed Semani, Ravhul Arvah, Tashih: Necib Mayil Herevi, Tahran, 2005, s. 231.
175
H. irazi, 2002. s. 381.
176
H. irazi, a.g.e., s. 470.

96
Gsteri yapan zahidin iyi ada sana sahip olmasnn karsnda olan Hfzn

bu zahiri bednaml onun byle bir zahide itaat etmemesinin bir sonucudur. Bu da

hem kendi muradn gzetmesine hem de adnn ktye kmasna zemin hazrlar.

Hfz akn sembol olan ad ve san kaygs tamayan pir-i mugann seccadeyi

araba boya biimindeki buyruunu kabul ederken gerekte bu dnyada olmayan

ve sadece kendi zihninde var olan birine uymaktadr. Bundan dolay ona itaat etmek

kendisine itaat etmek anlamna gelmektedir. Ak zerine dayanan bir tasavvuf

grne sahip olan Hfza gre hem k olup hem de bednam olmamak mmkn

deildir. Menzillerin yolunu yordamn bilen pir-i mugan Hfz halktan ayrp

Hakkn huzuruna karmak iin ondan seccadeyi araba boyamasn istiyor. Zira

Hakkn sfatlarnn tecellisine mazhar olmann koulu salikin hem ak sarholuu

yoluyla kendinden gaip olmas hem de adnn ktye kp rsva olmas yoluyla

halktan kopmasdr. 177

g. Yedinci Beyit:

"

"

Ey Hfz eer bir huzur (Sevgilinin huzuruna kmak, ona vasl olmak)

istiyorsan ondan gafil olma! Sevdiine ulanca da dnyay brak, onu terk et!

: Hfz Divannda on kez kullanlan bu szcn sonunda yer alan

ya-y nekre deil, yay- vahdettir.

177
T. Purnamdarian, 2002, s. 488450.

97
Huzur tasavvufun nemli kavramlar arasnda yer alr. Hazr olma, huzurda

bulunma anlamna gelir. Vahdet makamna iaret eder. bni Arabye gre huzur,
178
halktan habersiz kaldnda kalbin Hakk ile hazr olmasdr. Baka bir anlatmla

gaybet kendinden gemektir. Kendinden geen Hakkn huzurunda olur. Hakkn

huzurunda olan kendinden gemitir. Kendinden gemeden, halktan gaip olmadan

Hakkn huzurunda olmak mmkn deildir. Bu yzden her huzur gaybet, her gaybet

huzurdur. Biri olmadan dieri olmaz. Gaybet balang, huzur, nihayettir. Birok

mutasavvf gaybet ve huzur hallerini tasavvufun esas sayar. Gaybetin huzura,

huzurun da tam gaybete evrilmesi, salikin, O'nun Zat'nn nurlarndan baka her

eye kar tamamen kapanmasyla gerekleir. Byle bir durumda hak yolcusu,

sadece O'nu duyma, O'nu dnme, O'nun tasavvurlar st mlhazasyla oturup

kalkmak ve O'nun sfatlarna nazar etmek suretiyle, bir taraftan hakik huzuru idrak

ederken, dier taraftan da eya ve hadiseleri tamamen gremez ve duyamaz hale

gelir. Huzur, bazen uhdun e anlamls olarak da kullanlr ki bununla bazen

murakabe, bazen mahede manas kastedilir. Byle bir huzur, salikin cisman ve

hayvani dnyasndan tamamen syrlp kalp ve ruhla ayn eyleri paylamasn ifade

eder. Tarikat yolunu bitirip hakikate kavuuncaya kadar daimi bir huzur mmkn

olmaz. Salik zaman zaman yalnzca geici huzur mutluluuna nail olur. Tam da bu

nedenle gazelin ilk beytinde Hfz, Skden bir kadeh ister. kinci beyitte de saba

rzgrndan Yrin sandan bir koku getirmesini bekler. Bununla ilgili olarak

Keful Macubta unlar okuruz: mdi kendinden gaip olmak Hakkn huzuruna

kmaktr. Hakk ile huzur ise kendinden gaip olmaktr. yle ki kendinden gaip olan

herkes Hakkn huzurunda bulunur. 179 Kendinden gaip olmak, halktan gaip olmay

178
Suad El-Hakim, 2005, s. 305.
179
Ali B. Osman Hucviri, Keful Mahcub, haz. Sleyman Uluda, 1982. s. 374.

98
da imler: Sufi bazen Hakk ile hazr olur, Onun huzurunda bulunur. nk o

halktan uzaklanca Hakk ile beraber bulunur. Bunun manas, sanki Hakkn

huzurunda hazrm gibi olur, demektir. Bu durum Hakkn zikrinin, kulun kalbini

istila etmesi suretiyle husule gelir. O zaman kul kalbi ile Yce Rabbin huzuruna

kar. 180 Bundan dolay fena haline ykselme anlamna gelen kendinden ve halktan

gaip olma huzurun olmazsa olmaz artdr. Hfzn ilk beyitte istedii arapla dolu

kadehin aslnda Hakkn cemalinin veya sfatlarnn tecellisine mazhar olmak

anlamna geldiini daha nce ifade etmitik. Bu durum bir taraftan salikin henz

kendiyle olduunu gsterirken dier taraftan bir huzura talip olduunu ifade eder.

Gazelin tamamnda ak yolunun glkleriyle ilgili ortaya konulan mkllerin ve

meakkatlerin tamam da Hakktan gaip olmay ve kendiyle ya da halkla huzur

halinde olduunu ortaya koyar. Bundan dolay gazelin son beyti Hfzn ilk beyitte

ifade edilen isteine Sevgilinin verdii yanttr: Eer daimi bir huzur ve tecelli

istiyorsan ondan gaip olmamalsn. Sevdiine visal arzusu duyuyorsan, dnyay da

dnya ehlini de brak! Dnyay brakmak veya terk etmek, halktan, kendinden ve

dnya ile ilgili her eyden gaip olma anlamn tar. Attar da huzurun koulu olarak

fani olmay kabul eder:

" " 181

Fani oluncaya kadar kimse Onun huzurunda oturmad. Eer bizde bir tel sa

ucu bile kaldysa onun bedelini deriz.

180
A. B.O. Hucviri, 1982, s. 164.
181
T. Purnamdarian, 2004, s. 454.

99
Sevgiliye giden yolun konaklarnda Hakkla ns halinde olmaktan hsl olan

hazzn bilincine ermek de arifin hakiki hayat olan bu huzur lahzasdr. rif ve Hakk

yolcusu iin huzurdan mahrum kalmak ebedi bir azaptr. Bu lahza rif iin iki cihana

sahip olmaktan da daha gzeldir.

Melmet, rsvalk ve bednamlk salikin halktan ve kendinden gaip olmasyla

sonulanr. Hfza gre bu da pir-i mugann seccadeyi araba boya! eklinde

ifade edilen buyruunun yerine getirilmesiyle gerekleir. Byle bir ii ancak gerek

bir ak tatt iin korkup saknmayan bir slik yapar.

Tasavvufun teorik ve pratik yapsnn dayandrld zerre lemindeki misak,

birinci beyti yorumlarken geni bir ekilde ele almtk. Cneyd-i Badadiye gre

sluk insann sadece Allah iin var olduu duruma, yani misak yerine dnme

abasdr. 182 En st insan mertebeye ulaan bir slik iin artk bu dnyada kalmak

byk bir azaptr. Bu yzden birok veli Vilayet-i Kbra derecesine nail olduktan

sonra dnya hayatna iltifat etmemi ondan bir an nce kurtulmay dilemitir.183

Mevlna neden lm arzuladn yle izah eder: nk lmm bana can gibi

ho geliyor. Yeni bir dirili ve ebedi bir hayat beni bekliyor. 184 Hfz da bu son

beytinde ruhu asli vatanna dnmeye davet eder.

182
Suad El Hakim, 2005, s. 468.
183
Ebul Hasan Abdur-Rahman Hatmi-yi Lahori, erhi rfani-yi Gazelha-yi Hfz, Tashih,
B.Horemahi-Kure Mansuri, Tahran, 2002. s. 15.
184
K.Zemani, 1996, .c. 1, s.990.

100
SONU

Bu gazel iin sylediklerimize ok ey ilave edebilirdik; ancak yaptmz

yorum Hfz Divannn tamam gz nnde bulundurularak yaplm bir yorumdur.

Baka bir deyile bu yorum Hfz Divannda yer alan dnceler ve Hfzn varisi

olduu miras temelinde yaplmtr. Grlecei gibi bu gazelde kullanlan bir takm

szckler, bir takm terkipler tasavvufi bir yoruma izin vermektedir. Bundan dolay

bu gazelin tasavvufi olduu btnyle anlalyor. Biz bu gazele bir yorum yaptk.

Bakalar da baka yorumlar ortaya koymulardr; ancak gazeldeki tutarl gz

nnde bulunduran bu tutarll koruyan bir yorumun ilk defa ortaya konulduuna

inanyoruz. Her eyden nce gazeli oluturan btn bu beyitler arasnda ne tr bir

iliki olduu soruldu. Niin Hfz birden gelip : Seccadeyi araba boya! diyor veya

niin birden Kapkaranlk bir gece, dalga korkusu ve ylesine dehetli bir girdap

diyor. Bu beyitler arasndaki mevcut tutarllk Hfzn sahip olduu kltrel miras

ve ranl mutasavvflarn tasavvuf anlay gz nnde bulundurularak gsterilmeye

allmtr. Bu yzden kabul edilebilir bir yorumu ada hermeneutiin

kazanmlar erevesinde ortaya koymaya altk. Hfzn Hfzas ok glyd.

Hfz mahlasn semesi ve gazellerinde belirttii gibi Hfz- Kuran oluu onun,

keskin ve evik bir hafzaya sahip olduunu ortaya koymaktadr. Okuduu hibir

eyi unutmamtr Hfz. Gazellerinde grdmz birok imge baka airlerden

okuduu iirlerden kalm zihninde. Bu Rudekiden okuduu iirler olabilir, Arap

airlerin iirlerinden olabilir. Bu birikimler, zihni faaliyete getiinde bilinaltndan,

bilince arlmtr adeta. O zaman Hfzn aklna gelen bir szck ona birok eyi

artrm olmal. Bu durumda bu armn kaynan ortaya karmak

zorunluluu daha derin bir incelemeyi beraberinde getirdi. Gazelde kullanlan nemli

101
kavramlarn nereden alndnn gsterilmesi bir zorunluluk halini ald. te bu

yzden Hfzn her bir gazeli iin ok ama ok aklama yaplabilecei kanaatini

tayoruz. Roland Barthes n Honor de Balzacn yapt Sarrasinein bir sayfas iin

iki yz yirmi drt sayfalk bir yorum yapt hesaba katlrsa Hfzn gazelleri iin

yaplmas gereken yorumlarn hacmi tahayyl edilebilir. Btn paralarn nereden

geldii, szcklerin ona ne artrd aratrlacak olursa bir gazel iin ciltler

dolusu kitap kaleme almak mmkn grnmektedir. Eer Hfz o tek anlaml

yntemle yani her eyin ak ve birbiriyle ilintili olduu yntemle bu ilk gazeli

syleseydi, krk elli bin beyitlik bir divan yazmas gerekirdi. Onun yapt gerekte

Tolstoyun Sava ve Barn bir trnan stne yazmak olmutur. Sylemek

istedii o kadar ok ey var ki. Ama btn o sylemek istediklerini bir kafese

sktrmak zorunda kalm. te bu yzden onun gazelleri yorum iin byk

imknlar salyor. Bu yzden Hfzn gazelleri zerinde ok allabilir.

Herkes kendi bilgi birikimi ve dzeyi dorultusunda bir yorum yapar. Bu

yzden gazel iin yaptmz yorumu daha da geniletmek mmknd.

Gerekletirdiimiz bu yorum gazelin btnl korunarak tutarl bir ekilde

yaplmtr. Bu seilen gazelin beyitleri grnte birbirinden ok kopuk, ok

dank olan beyitlerdi. Biz bunlarn dank olmadklarn gstermek istedik. Bu

gazeldeki beyitlerin nasl birbiriyle ilintili olduunu anlatmaya altk; ancak bir ba

kurabilmek iin beyitler arasndaki mesafenin nasl doldurulmas gerektiini ok iyi

dnmek gerek. Biz bunu yapmaya altk. Kukusuz bu kolay olmamtr. Zira

her eyden nce zihinsel bir arka plan istiyor. Hfz bir beyitten dier bir beyte nasl

gemi? Nasl olmu da beyitler arasnda bu kadar uzun bir mesafe olumu? Bu

sorulara yant arayarak ie koyulduk.

102
Beyitler arasnda grnrde hibir irtibatn olmamas yorum yapmay

kanlmaz klmaktadr. Baka bir deyile beyitlerin nasl birbiriyle irtibatl olduunu

gstermeye altk. Beyitler zerinde dnrken, birka konu birden insann aklna

geliyor burada. Bu durum iirin boyutunu hem daha da geniletiyor hem de bu

beyitlerin nasl birbiriyle irtibatl olduunu gsteriyor. Bir iiri yorumlamak bu iire

az ya da ok temellendirilmi az ya da ok bir anlam kazandrmak deildir, tersine

onun hangi ouldan olutuunu saptamaktr.

103
TEZ ZET

Klasik Fars iiri ana stun zerinde ykselir. Birinci stun, denenmi,

allm, kullanlm bir dil anlamnda edeb dildir. kinci stun: kalp ve formdur.

Gazel, kaside, mesnevi ve rubai Klasik Fars iirinde en ok kullanlan kalp ve

formlardr. Bu yzden klasik air iin anlama mukaddem olan bir form vardr.

nc stun anlamllk (anlamlama) ya da tek anlamllk stunudur. Yani nce

anlam olmal, daha sonra bu anlam iir olarak, manzum bir biimde ifade edilmelidir.

Anlamn iire mukaddem olmas tek anlamllk demektir.

Fakat Mevlnann ve Hfzn gazellerinde tek anlamllk stunu krlr.

Onlarn edeb dili deitirmeleri mmkn deildi, kalb da gelenein bir paras

olduu iin deitiremiyorlard. Bu yzden anlamllk stununu yani tek anlamllk

stununu krarlar. Bu, klasik Fars iirinde meydana gelen en nemli deiimdir.

Klasik Fars Edebiyat tek anlamldr; ancak Mevlna ve Hfzn gazellerinde

tek anlamllk yoktur; nk onlarn gazellerinde anlam ak deildir; gazellerinde ne

demek istedikleri aklkla ortaya konmaz.

Klasik Fars Edebiyatnda baz iirlerin anlalmas g olabilir. Bu glkler

ou zaman szcklerin anlamlaryla, cmlelerin szdizimsel yapsyla ilgilidir.

Eer eserlerdeki bu glkler ortadan kaldrlrsa, sorun byk oranda zlr. Bu

gazellerin tek bir anlam vardr ve bu tek anlam, doru anlamdr. Eer bazen dilden

anlama intikal, g gibi grnse de bu glk pham trnden bir glk deil takid

trnden bir glktr.

104
Ne var ki bu durum ilk kez irfani gazelde deiti. Bunun nedeni bu tarz iir

yazan airlerin dilden baka bir biimde yararlanmalarndan kaynaklanmaktadr. rif

olan airler szgelimi aktan sz ettikleri zaman onlarn mauku artk bu dnyaya ait

bir mauk deildi: Tanryd. Bundan dolay ilk kez bu tek anlaml durum irfani iirle

ortadan kalkar. Burada dil sembolikleir. Onlarn gazelleri okunduunda szcklerin

anlamlaryla ilgili ciddi bir sorunla karlalmaz; ama ayn zamanda bunun yerine

iir ne demek istemektedir? Sorusu yneltilir. Bu yzden Mevlnann iirinde

Hfzn gazellerinde manann iire mukaddem olduu eski iirin aksine, artk iir

anlama mukaddemdir. Onlarn iirlerindeki btn szckleri anlyoruz. Bu szckler

her zaman bir yere gndermede de bulunmaz; ancak yine de bu iirin anlam nedir

diye sorarz. te burada ibham sz konusudur. Bylece Mevlna ve daha sonra onun

izinden giden Hfz ile birlikte rann irfani iirinde ilk kez ibhamn (belirsizliin)

takidin (dmlemenin) yerini aldn gryoruz.

Bu tr iirler okur merkezli iirlerdir. te bu durumu ibham olarak

adlandryoruz. Bir iir mphem olduunda anlam yorum yoluyla oluturulur.

Yorumu yapan okuyucudur. Yaptmz yorum bir kesinlie sahip deildir, beyit

muhtelif ekillerde yorumlanabilir. Tam da bu nedenle Mevlna ve Hfzn gazelleri

kendiliinden hermeneutikle irtibat kurmaktadr; ancak burada nemli olan her bir

beyit iin yaplan yorumlarn, gazelin genel yaps gz nnde bulundurulduunda

tutarl olup olmaddr. Dier beyitlerin yorumu birinci beyitte ortaya konulan

yorumla elimemeli, gazelin btnnde tam bir tutarlln sergilenmesine byk bir

zen gsterilmelidir.

105
Metinlerle sylei yntemini rana tayan, Taki Purnamdarian, Gomode-yi

Leb-i Derya isimli yaptnda Sadinin bir gazeli iin okurun aklna on soru geldiini

belirtir. Bu on suale cevap verilirse sz konusu iirin herkes iin anlalr olacan

ifade eder. Hfzn ayn saydaki beyitleri ihtiva eden gazeli iin ise 41 sorunun

ortaya ktn tespit eder. Niin krk bir soru ortaya kyor? Niin burada sorular

oalyor? diye sorduumuzda cevabmz beyitlerin mphem olmasnda buluruz.

Bir gazelle veya herhangi bir metinle syleinin doru yaplabilmesi iin,

doru sorularn sorulmas gerekir. Gazele yneltilen sorulara cevap verildiinde

gerekte yaplan ey iirin yorumlanmasdr. iirle ilgili ortaya koyulan sorulara

doru cevap verilirse, verilen cevaplar metinle rtrse ve iirin tutarlln taahht

ederse, yani btn beyitlerin birbiriyle ilintili olduu gsterilirse, yaplan yorum

belirttiimiz bu niteliklere sahip olmayan dier yorumlardan daha doru bir yorum

olacaktr. Bu da unu gsteriyor bir anlam okluuna ramen, yorum okluuna

ramen tek bir yorum vardr ki btn yorumlardan daha iyidir.

106
ABSTRACT

AN APPLICATION OF INTERPRETATIVE (AUSLEGUNG) HERMENEUTICS

ON THE FIRST SONNET IN THE DIVAN OF HFIZ

The Classical Persian poetry was built on three pillars. The first one was

literary language as a used, tried and practised language. The second pillar was

pattern and form. The most used pattern and forms in the Classical Persian were

sonnet (Ghazel), couplet-poem (mathnawi), ode (quasida), and quatrain (rubai).

Therefore, there was a form that took precedence before the meaning for the classic

poet. The third pillar was the pillar of meaningfulness or monosemy. That is, there

must have been a meaning which would have been expressed in the form of poetry or

poetic form. The fact that meaning took precedence before poetry meant monosemy.

However, in the poems of Rumi and Hfz, the pillar of the monosemy was

broken. It was impossible for them to change the literary language and they even

could not change the form since it was a constituent of the tradition. So, they broke

the pillar of meaningfulness, that is, monosemy. That was the most important change

that took place in the Classical Persian poetry.

The Classical Persian Literature was with single meaning. But there was no

monosemy in the sonnets of Rumi and Hfz because in their sonnets meaning was

not obvious; what they meant in their sonnets was not given overtly.

It can be difficult to understand some of the poems in the Classical Persian

Literature. These difficulties are mostly about the meaning of the words and the

syntactic structure of the statements. When such difficulties in the texts are solved,

the problem will be solved to a great extent. These sonnets had only one meaning

107
each and this meaning was the correct one. Transition from language to meaning

may sometimes seem to be difficult; however, the difficulty arises not from the type

of the ambiguity (plurisignation, multiple meaning) but from the type of metalepsis

(transuption)

But this situation changed with the gnostic poetry. The reason for this was the

fact that the poets who wrote in such a style used the language in a different manner.

For instance, when gnostic poets were talking about love, their beloved was not a

worldly being but God Himself. Therefore, this situation of having monosemy

disappeared with the advent of the gnostic poetry and the language became

symbolical. One does not find difficulty in reading their poems regarding the

meanings of the words. However, there arises another question: What is the

meaning the poem tries to convey?

So, in the poems of Rumi and Hfz, poem takes precedence before meaning

in contrast with the old poetry where meaning took precedence before poem. We

understand all the words in their poems. Although these words do not always refer to

specific things we still wonder about their meanings. Here appears the notion of

ambiguity. And with Rumi and Hfz who followed him we observe that for the first

time ambiguity replaces metalepsis in the gnostic poetry of Iran.

This type of poems is reader-oriented. We call this an ambiguity. When a

poem is ambiguous the meaning is constructed by interpretation. Our interpretation

does not have a certainty; the couplet may be interpreted in various ways. Due to this

very reason, the poems of Rumi and Hfz fall in the field of hermeneutics. But what

is important here is whether the interpretations are consistent in relation with the

general structure of the sonnet. The interpretation of the subsequent couplets should

108
not be in contradiction with that of the first one and one should be careful to maintain

consistency in the interpretation of the whole sonnet.

Taghi Poornamdarian, who has introduced the technique of talking with

texts to Iran in his work called Gomshode-yi Lab-i Darya, states that for a ghazel of

Sadi ten questions arise in the mind of the reader. If those ten questions are

answered, he says, the poem mentioned above will be understandable to everyone.

He states that, for the sonnet of Hfz which has the same quantity of couplets, there

arise forty-one questions. The ambiguity of the couplets constitutes the answer to the

questions of why there arise forty-one questions here and why the quantity of

questions increases.

In order to talk with a text correctly, the questions should also be correct.

When the questions addressed to the Sonnet are answered in fact what is done is the

interpretation of the poem. If the questions related with the Sonnet answered

correctly and if the answers are consistent with the sonnet and guarantee the cohesion

of the poem, that is, if it is explained that every couplets are related to each other, the

interpretation we have done will be more correct than the other interpretations which

lack those qualities. This shows that although there are many meanings and

interpretations, there is one interpretation that is better than all other interpretations

109
KAYNAKA:

Alevi, Pertev, Bang- Ceres, 3. bask, Tahran, Entearat- Hevarzemi, 1365.

Auri, Daryu, rfan u Rindi Der ir-i Hfz, 1. bask, Tahran, Ner-i Merkez,

1998.

Barthes, Rolan, Yaznn Sfr Derecesi, (ev: Tahsin Ycel), 1. bask, stanbul:

Metis Yaynlar, 2001.

Barthes, Roland, ada Sylenler, (ev: Tahsin Ycel), 2. bask, stanbul, Metis

Yaynlar, 2003.

Bilen, Osman, ada Yorumbilim Kuramlar: Romantik, Felsefi, Eletirel

Hermeneutik, 1.bask, stanbul: Kitabiyat, 2002.

Bosnavi, Sud, erh-i Hafez, stanbul, Matbaa-y Amire, 1870.

Blbl, Melik, mgesel letiim, 1.bask, Konya: izgi Kitabevi, 2005.

Corbin, Henri, Moin, Muhammed, Abherul- Aikin, 4. bask, Tahran, Entearat-

Menuehri, 1987.

Cuddon, J. A. The Penguin Dictionary of Literary Terms and Literary Theory,

England: Penguin Group, 1999.

D. Alighieri, lahi Komedya: Cehennem, 1.bask, (ev. R. Teksoy), stanbul, Olak

Yaynclk, 2002.

Dad, Sima, Ferheng-i Istlahat- Edebi, 1.bask, Tahran: ntiarat- Murvarid, 2002.

Dergahi, Mahmud, Hfz ve Elahiyat-e Rindi, 1.bask, Tahran, Kasidesera, 2003.

Dilin, Cem, rneklerle Trk iir Bilgisi, 7.bask, Ankara, TDK Yaynlar, 2004.

Ebul-Hasan Abdur-Rahman, Hatmi-yi Lahori, erh-i rfani-yi Gazelha-ye Hafez,

4.bask, Tahran, tret, 2002.

110
Dilthey, Wilhelm, Hermeneutik ve Tin Bilimleri, (ev. Doan zlem),1.basm,

stanbul, Paradigma Yaynlar, 1999.

Eflaki, Ahmet, Ariflerin Menkbeleri, Ankara: MEB Yaynlar, 2001.

Ehmedi, Babek, Sahtar ve Tevil-e Metn, 5. bask Tahran, Ner-i Merkez, 2001.

Enue, Hasan, An Encyclopaedia of Persian Literature,1.bask Tahran: Sazman-i

ap ve ntiarat, 1997.

Glpnarl, Abdulbaki, Hfz Divan, stanbul, Milli Eitim Bask Evi, 1985

Glpnarl, Abdulbaki, Tasavvuftan Deyimler ve Ataszleri, 1.bask, stanbul,

nklap ve Aka, 1977.

Gnay, V.Doan, Gstegebilim Yazlar, 1.bask, stanbul, Multilingual, 2002.

Hawkes,Terence, Structuralism and Semiotics, London, Routledge, 1992.

Hemedani, Aynul Kudat, Temhidat, 5.bask, Tahran, ntiarat- Menuehri, 1998.

Herevi, Hseyinali, erh-e Gazelha-ye Hafez, 5. bask, Tahran, Ner-i Tenvir, 1999.

Horremahi, Behaud-din, Hafez, 1.bask, Tahran, Terh-i Nev, 1994.

Horremahi, Behaud-din, Hfzname, 1.bask, Tahran, Entearat- Sorush, 1987.

Horremahi, Behaud-din, Zihn ve Zeban- Hfz, 6.bask, Tahran, ntiarat- Nahid,

2000.

Horremahi, Behaud-dini Hfz Hfza-i Mast, 2.bask, Tahran, Ner-i Katre, 2004

Hucviri, Ali b. Osman Keful Mahcub, (Tashih: Mahmud Abidi), 1.bask, Tahran,

Soru, 2004.

Hucviri, Ali b. Osman, Keful Mahcub, (haz: Sleyman Uluda), 1.bask, stanbul,

Dergh Yaynlar, 1982.

bn Arab, Muhyiddin, Arzularn Tercman, (ev. Mahmut Kank), stanbul, z

Yaynclk, 2004.

111
bni Arab, Muhyiddin, Marifet ve Hikmet, (ev. Mahmut Kank), 4.bask, stanbul:

z Yaynclk, 2003.

pirolu, Zehra Almlama Boyutlar ve eitlemeleri 2, 1.bask, stanbul, Papirs,

2001.

Jung, Carl Gustav, Drt Arketip, (ev: Z.A.Ylmazer), 2.bask, stanbul: Metis

Yaynlar, 2005.

Kayseri, brahim, Perde-ye Golriz, 1.bask, Tahran, Ner,e Tus, 2001.

Kermani, Said Niyaz, Hafezenasi, 2.bask, Tahran, ntiarat- Pajeng, 1987.

Konevi, Muhammed Vehbi, erh-i Divan- Hfz, Dersaadet, Matbaa-y Amire,

1872.

Keyr, Abdulkerim, Keyr Risalesi, (ev. Sleyman Uluda), 3. bask, stanbul,

Dergh Yaynlar, 1999.

Lahici, emseddin Muhammed, Mefatihul-caz fi erh-i Glen-i Raz, (Tashih:

M. R. Haliki ve ffet Kerbasi), 4.bask, Tahran, ntiarat- zevvar, 2001.

M. C. Rumi, Klliyat- ems, (Haz: E. Beyati), 2.bask, Tahran, ntiarat- Dutsan,

2002.

M. Rifat, Gsterge Eletirisi, stanbul, Tavanaras, 2002.

Moran, Berna, Edebiyat Kuramlar ve Eletiri, 2.bask, stanbul, letiim Yaynlar,

1999.

Murtazavi, Menuehr, Mekteb-i Hfz, 4. bask, Tahran, ntiarat- Sotude, 2005.

Mutahhari, Murtaza, rfan- Hfz, 9. bask, Tahran, ntiarat- Sadra, 1994.

Neduen, Muhammedali, Teemmol der Hfz, 1.bask, Tahran, ntiarat- Yezdan,

2003.

112
Nevber, Ahmed evki, Aki Rind ve Bisaman, 1.bask, Tahran, ntiarat- ayeste,

2005.

Nicholson, R. A., Tasavvufun Menei Problemi, (ev. Abdullah Kartal), 1.bask,

stanbul: z Yaynclk, 2004.

Niaburi, Atar, Mantkut-Tayr, (Tashih: M.R..Kedkeni), 1.bask, Tahran,

ntiarat- Sohen, 2004.

zcan, Zeki, Teolojik Hermentik, 2. bask, stanbul, Alfa, 2000.

zlem, Doan, Hermeneutik ve iir Sanat, 1.bask, stanbul, Cogito, say 38,

2004.

zlem, Doan, Hermeneutik zerine Yazlar, stanbul nklp Kitabevi, 2003.

zlem, Doan, Metinlerle Hermeneutik (Yorumbilgisi) Dersleri, 2.bask, stanbul,

1996.

Pala, skender, Ansiklopedik Divan iiri Szl, 4.bask, stanbul, tken, 1998.

Palmer, Richard E, Hermentik, (ev. brahim Grener), 2.bask, stanbul, Alfa,

2003.

Platon, Kratylos, (ev. C. Karakaya), stanbul: Sosyal Yaynlar, 2000.

Purcevadi, Nasrullah, Derbare-yi Hfz, 1.bask, Tahran, ntiarat- Merkez-i Ner-i

Danigahi, 1986.

Pur-Hasan, Kasm, Comparative Hermeneutics The Analogous Features of

Methodological Interpretation in Islam and The West, 1.bask, Tahran: Defter-i

Ner-i Ferheng-i slam, 2005.

Purnamdarian, Taki, Dersaye-yi Aftab: ir-i Farsi ve Saktekeni der ir-i

Mevlevi, Tahran, ntiarat- Sohen, 2001.

113
Purnamdariyan, Taki Gomode-ye Leb-e Derya, 1.bask, Tahran, ntiarat-e Sohen,

2003.

Purnamdariyan, Taki, The Vision of Simurgh, 2. bask, Tahran, Pejuhegah- Ulum-

nsani ve Motaleat- Ferhengi, 1996.

Razi, Necmeddin Ebubekr bin Muhammed, Mirsadul bad, (Tashih: Muhammed

Emin Riyahi), 9. bask, Tahran, lmi Ferhengi, 2000.

Razi, ems. Kays, El mucem fi maayir el ear el acem, Tashih: Muhammed Bin

Abdalvahhab Elkazvini, ve Mderris Safevi, Tahran: Kitapfurui-ye Tehran, 1986,

s.447.

Rifat, Mehmet, Homo Semioticus, 4.bask, stanbul, Om Yaynevi, 2001.

Rihtegeran, Muhammed Rza, Logic and Discourse of Hermeneutics: Principle of

the Commentary, 1.bask, Tahran: ntiarat- Kongre, 2000.

Saadetpur, Ali Cemal- Afitab, erhi Ber Divan- Hfz 3. bask, Tahran,

ntiarat- hya- Kitab, 2003.

Sadiqiyan, Mehindoht, Concordance et Frequence de la Hfz, 1.bask, Tahran,

Amir Kabir Publishing Gorp, 1985.

Sara M. A. Yekta, Klasik Edebiyat Bilgisi, 3.bask, stanbul, Gkkubbe, 2004.

Sayn, ara, Metinlerle Sylei, 1.basm, stanbul, Multilingual, 1999.

Servetiyan, Behruz, erh-i Gazeliyat- Hfz, 1.bask, Tahran, Puyendegan-

Dangah, 2001.

Seyyid Muhammed Vehbi Konevi, erh- Divan- Hfz, (hamite erhi Sud ber

Hafez), Dersaadet: Matba-y Amire, 1288, s. 58-59.

Sina, bn, Hay Bin Yakzan, (Haz. Selahattin zpalabyklar), 2.bask, stanbul, Yap

Kredi Yaynlar, 1997.

114
Suad El-Hakim, bnl Arabi Szl, (ev: Ekrem Demirli), 1.bask, stanbul,

Kabalc Yaynevi, 2005.

eyh Feridddin. Atar, Tezkiretl-Evliya, (Tashih: Muhammed stilami), 13. bask,

Tahran, ntiarat- Zevvar, 2003.

irazi, Hace Muhammed, Divan- Hfz, (Tashih: B. Horremahi), Tahran: ntiarat-

Dutsan, 2002.

Tatar, Burhanettin, Hermentik, 1.bask, stanbul: nsan Yaynlar, 2004.

Tatar, Burhanettin, Felsefi Hermentik ve Yazarn Niyeti, 1.bask, stanbul: Vadi,

1999.

Toprak, Metin, Hermeneutik ve Edebiyat, stanbul: Bulut Yaynlar, 2003.

Uluda, Sleyman, Tasavvuf Terimleri Szl, 1.bask, stanbul, Kabalc

Yaynevi, 2001.

Yavuz, Hilmi, Edebiyat ve Sanat zerine Yazlar, 1.bask, stanbul, Yap Kredi

Yaynlar, 2005.

Yesribi, Yahya, Ab- Terebnak Tehlil-e Mevzui-ye Divan- Hfz Tahran,

Merkez-e Motalaat ve Entearat, , 2002

Zemani, Kerim, erh-i Cami-i Mesnevi-yi Manevi, 1.bask, Tahran: ntiarat-

ttilaat, 1996.

Zerrinkub, Abdulhseyin, Ez Kue-ye Rindan, 8.bask, Tahran, ntiarat- Sohen,

1994.

Zeryabhuyi, Abbas, Aine-ye Cam, 2.bask, Tahran, ntiarat- lmi, 1995.

Zulriyaseteyn, Muhammed, Ferheng- vajeha-ye yhami der Ear- Hfz,

1.bask, Tahran Asar- Merce-e Foruzan, 2000.

115

Anda mungkin juga menyukai