Anda di halaman 1dari 147

.

Aynnu: 148
Inceleme dizisi: 74

pme, Gdklanma ve Sklma zerine


Hayatn Didiklenmemi Yanianna
Dair Psikanalitik Denemeler
AdamPhillips

ingilizceden eviren
Fatma Takent

Yayma hazrlayan
Tuncay Birkan

Kitabn zgn ad
On Kissing. Tickling. and Being Bored
Psychoanalytic Essays on the Unexamined Life

Harvard University Press/I 993


basmndan evrilmitir.

Harvard University Press

Bu kiabn m yaym haklar


Ayrnt Yaynlar'na aiir.

Kapak fotoraf
Ron No11o11

1\ apak llii trn i


:In/tm Kalraman

Dzelli
Sait K:i/rmak

Basma hazrlk
Renk Yapmei (0 212) 516 9415

Bask ve cil
Mart Matbaac/k Sanatlar Ltd. ti. (0 212) 212 03 39-40

Birinci basm
Nisan 19Y6

ISBN 975-539-128-2

AYRlNTI YAYlNLARI
Adam Phillips
. . . .

OPUME, GIDI.LAMA
VE SlKlLMA UZERINE
HAYATlN DDKLENMEM YANLARINA DAR
PSKANALTK DENEMELER

AYUNTl
ADAM PHILLIPS
Adam Phillips, Londra'daki Wolverton Gardens ocuk ve
Aile Konsltasyon Merkezi 'nde ocuk Psikoterapisi Blm
bakandr.
Psikoterapinin yan sra, edebiyatla da yakndan ilgilenen Phil
lips'in pme, Gdklanma ve Sklma zerine adl kitab son
derece olumlu eletiriler alm ve New York Times gazetesi ta
rafndan Yln Dikkate Deer Kitab seilmitir. ngiltere'nin
saygn gazetesi Guardian'da Phillips hakknda unlar sylen
miti: "Phillips, tpk ehov gibi, hem iyi bir doktor hem de iyi
bir yazar; insan davranlarnn inceliklerine gsterdii ilgi iyi
bir hikaye aniatcs olmasn salyor. .. Her insann derinlerin
deki o temel yabancla ho bir aklkla yaklayor."
YAPlTLARI: Winnicott; On Kissing, Tick/ing and Being
Bored (1993; pme, Gdklanma ve Sklma zerine); On
Flirtation (1994; F1rt zerine -Bu kitap yayn programmza
alnmtr) ve Terrors and Experts (1996; Korkular ve Uzman
lar). Ayrca u kitaplarn editrln yapmtr: Charles
Lamb, Selected Prose, Watter Peter, The Rennaissance, Ed
ward Burke, A Philosoplicallnquiry, Richard Howard, Selec
ted 0oems, The Electrified Tightrope: Selected Psychoanalytic
Papers of Michael Eigen ve John C/are in Conrexr.
NDEKLER

- GR ............................................................................. ...... . . . ll
I. GIDIKLANMA ZERNE .................................................... 19

Il. DUYULAN LK NEFRETLER:


TEORiK AlDAN FOBLER . . . . ........................................... 23
III. RiSK VE Y ALNIZLIK ZERNE .................. . .................. . . . 40
IV. SKUNET ZERNE ............................................................ 57

V. ENDiE VE HONUTSUZLUKLARI . . ............... ................ 63


VI. RY ANlN ADE EDiLMESi:
MASUD KHAN'IN ANISINA ........ ...................................... 77
VII. SlKlLMA ZERNE . . . .
..... ............................. .. ...... ..... ........... 88
VIII. ENGELLERiN KARlSlNDA ... . .. . . .
. . . ....... . ...... .... . . . . . . . . . . .... 100
IX. PME ZERNE SENARYOLAR .. . .
............... ...... .... . . . 1 15
X. ANNECLK OYNARKEN:
PEDAGOJ LE AKT ARlM ARASINDA ................. .......... 124
Xl. PSKANALZ VE PUTLATIRMA ................................... 133
Hugh Haughton' a
Dnyann en sradan eylerini konu eden psikanalizle ilgilenmek zor olmasa
gerekir. Bu kitaptaki yazlar, sadece meslekten insaniann ilgisini eken her
hangi bir psikanaliz teorisinin muhtemelen okunnaya demeyecei inancyla
kaleme alnd. Bu nedenle yazlannn ounun, ilk olarak, daha geni bir kit
leye ulaan dergilerde -Nouvelle Revue de Psychanalyse, Raritan, London Re
view of Books- yaynlanm olmasndan tr mutluyum. Bu dergilerden her
biri, J. L. Austin'in"her eyin ne kadar aprak olduunu gstererek ne kadar
zeki olduumuzu gstermek yeterli deildir," biimindeki grn, olduka
farkl ekillerde destekler niteliktedir. Kitaptaki incelemeleri yazmaya, Nou
velle Revue'nn editrleri Michel Gribinski ve 1.-B. Pontalis'in teklifi zerine
baladm. Onlarn teviki, yaptklan eviriler ve bana gsterdikleri konukse
verlik (ve aprakla paye vermemeleri) sayesinde birok ey kazandm.
Ayn ekilde Raritan'dan Richard Poirier ve Suzanne Hyman'la London Revi
ew of Books'tan Mary-Kay Wilmers da uyumlu ve dikkatli bir editr rnei
gstererek onlara verdiim btn almalar daha iyi hale getirdiler. Ayrca,
kitabn birka yl sren yazlma srecinde gsterdikleri abalar nedeniyle Har
vard University Press'den Angela von der Lippe'yle Lindsay Waters'a ve ki
tab zel bir dikkatle yayma hazrlayan Ann Hawthorne'a teekkr borlu
yum.
Jacqueline Rose, yazdklarm zerinde son anda birok deiiklik yap; kita
bn tamamnda onun zekii ykl heyecann hissetmek mmkn. Charing
Cross Hospital'da ocuklar ve ailelerle yaptmz klinik almalarda meslek
tam Glenda Fredman, psikanalize dair grlerimin dnmesini salad; ki
taptaki baz yazlarda onunla yaptm sohbetlerden yararlandm, arpc kimi
satrlar da ona ait olabilir. Sarah Spanki'nin, kitabn adn vermekten daha
fazla emei gemitir.

Bu derlernede yer alan be incelemenin ilk kopyalan Raritan'da yaynlanm


tr: "Gdklanma zerine," 5, no. 4 (1985); "Duyulan lk Nefretler: Teorik
Adan Fobiler," 1 1, no. 5 (1992); "Skunet zerine," 6, no. 4 (1986); "Endi
e ve Honutsuzluklar," 9, no. 2 (1989); ve "Sklma zerine," 6, no. 2
(1986). Yedi incelemenin ilk kopyalanysa Nouvelle Revue de Psychanaly
se'de yaynland: "Gdklanma zerine" (Bahar 1985), "Risk ve Yalnzlk
zerine" (Sonbahar 1987), "Skunet zerine" (Sonbahar 1 985), "Ryann
ade Edilmesi: Masud Khan'n Ansna" (Sonbahar 1989), "Sklma zerine"
(Sonbahar 1986), "pme zerine Senaryolar" (Sonbahar 1987) ve" Anneci
lik Oynarken: Pedagoji ile Ak tarm Arasnda" (Bahar 1992). "Psikanaliz vr
Putlatrma" ise 27 Eyll 1990 tarihli London Reiew of Books'da "Freud'un
Putlar" balyla yaynlanmt.
Yaamn sonulan hesaplanmamtr, hesaplanamaz da.
Yllar, gnlerin asla bilmedii kadar ok ey retir insana.
Bize elik eden kiiler, konuurlar, gelip giderler, bir sr
eyi tasariayp hayata geirirler ve btn bunlardan ortaya
ka ka beklenmedik bir sonu kar. Birey her zaman ya
nlr. Birok eyi tasariarntr birey, yardmc olsunlar diye
baka insanlara yaklam, bazlaryla ya da hepsiyle kavga
etmi, ok kereler de aptalca hatalar yapmtr ve nihayet
bir adm atlr; her ey bir miktar ilerlemitir; ancak birey,
her zaman yanlr. Bir adan yeni olan, ancak kendine sz
verdii eye hi de benzemeyen bir sonula babaa kalr.
Ralph Waldo Emerson, Experience (Deneyim)

Hangisi hatal? Hava durumu mu, yoksa takvimler mi?


John Cage, A Year From Manday ( Pazartesiden Bir Yl Sonra)

nsanlar, bir eyi yeterince grdklerini dnp de nle


rinde duran grnt karesi deimeden kalmaya devam
edince tuhaf bir fkeye kap lyorlar.
Wim Wenders, Time Sequences, Continuity of Movenent
(Zaman Kesitleri, Hareketin Sreklilii)
GR

Brichard, her zamanki ineleyici tavryla


bana, "Bir kadna ak olduun zaman
kendine, 'Onunla ne yapmak istiyorum?'
sorusunu sormalsn," dediinde sonuna
kadar haklym.

Stcndhal. The Life of 1/em:l' Bru/ard (Henry Bru


lard'n Yaam)

Freud, gnmzde psikanaliz olarak bilinen eyi kefetmeye ba


ladnda onun ne amala kullanlacan gayet iyi biliyordu. O za
manlar histerik semptomlar adyla anlan eylerin tbbi tedavisinde
yeni bir yntem, potansiyel bir iyiletirme biimiydi psikanaliz.
Psikanaliz tbbi bir tedavi olduu srece de, iyiletirme kavram gre
ce sorunsuz gibi duruyordu. "Zihnimde sk sk," diye yazmtr Freud,

katarsise dayal psikoterapiyi cerrahi mdahaleyle karlatrmmdr.


Gerekletirdiim tedavileri psikoterapik ameliyatlar eklinde betimle
dim; ve bu ameliyatlar zerine yle analojiler gelitirdim; irin dolu
bir di rn yarp amak, rm bir paray kazyarak almak
vs. Bu tr bir analojinin temel mant, patolojik parann alnmasn
dan ziyade. srecin gidiatn iyilemeye doru ynlendirmesi muhte
mel koullarn yaratlnasdr.
1 Sigmund Freud, Studies on Hysteria, Josef Breuer'le birlikte, The Standard

l l
Histeri zerine ncelemeler'in ( 1 895) bu sonu blmnde
Freud, gelitirdii analojinin sonularyla ilgilenir. Bir insanla ko
numay, ameliyat yapmaya benzetir, ki bu durum gnmzde
tuhaf kamaktadr (bariz nedenlerden tr cerrahlar yaptklar ii
bir sohbet biimi olarak dnme eiliminde deildirler). Ameli
yat, diye ne srer Freud, iyilemenin kendisi deil, sadece iyile
meye doru atlan ilk admdr. Cerrah patolojik paray almakla,
iyilemenin gerekleebilecei koullar yaratr. iyileme ancak te
davi sona erdikten sonra balayabilecektir. Psikoterapistin tm
yapt, insann yeniden salna kavumas iin gereken koullar
yaratmann yolunu amaktr. Muhtemel bir sreci hzlandrmak
amacyla engeller ortadan kaldrlr. Ancak, byle bir srece inan
mak ve iyilemenin ne olduunu -iyileme denen eyin neye ben
zediini- bilebilmek iin doktor, insan yaamnn neye benzemesi
gerektii bilgisine nceden sahip olmak zorundadr. Herhangi bir
analojide -psikanalizi bir yere oturtmann zorluu nedeniyle de
Freud, zihninde srekli analojiler yapmak zorundayd- daha ok
zmni olan, iki dizi varsaym gbirlii iinde grnr.
Freud 'un, psikanalistin hneri zerine yapt, artk iyi bilinen
btn analojileri, bir anlamda son derece rahatlatcdr. Meraklsn
hemen ynlendirir bu analojiler. Dedektif bir ipucunu grr gr
mez tanr ve bu ipucunu deerlendirme konusunda da anlalmas
g bir yetenee sahiptir; arkeolog, moloz ynlarn aklayan bir
gemi hayal edebilir; ve doktor, tabii ki, bir hastaln belirtilerini
tehis edebilir. Bu mesleklerin her birinde szkonusu uygulamala
rn pragmatik hedefleri apak ortadadr. Bu meslek de hedefle
rini tanmiayabilir nk zaten hedefleri vardr ya da hedeflerini
tanmiayabildikleri iin bunlarn olduu sylenebilir. Uygulamala
rna temel oluturan szdaan, yapmaya altklar eyin dnsel
ynn yanstr. Grevleri tanmlanabildii -ve de retilebildii
iin de neyin baarszlk anlamna geldiini bileceklerdir. Baka
bir deyile, kurucu nitelikte baz metinler, ikna yeteneine sahip
uygulayclar ve itim kurumlar, gereken inanlrlk atmosferini

Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud, 24 cilt, der.


James Strachey, eviri Anna Freud'le ortaklaa alma (Londra: Hogarth Press
and the Institute of PsychoAnalysis, 1 9 531 974; bundan byle Freud. SE ola
rak geecektir) ll, s. 305.

12
yaratmak zere gizli bir ittifak iindedir. Sherlock Holmes gibi
herkesten farkl davrananlar bulunsa da, bunlar ancak, bir orto
doksluk perdesi nnde rollerini alacaklardr.
Psikanaliz, balangta, ne metne, ne kuruma ne de retorie sa
hipti; kendini ancak, dier uygulama biimleriyle kurduu analoji
ler araclyla ifade edebiliyordu. Psikanalizin ilk uygulayclar
her eyi, almalar esnasnda uyduruyorlard; Freud da "yabani
analist"in prototipiydi. Yani psikanaliz doalama olarak uygulan
yordu ; ancak bu doalama, ilk analistlerin ald tbbi eitime ra
men, genel kabul grm bir dizi tanmlanamaz, garip kurallardan
yola klarak yaplyordu. Freud mevcut analojiler arasnda doa
Iama yapmak zorundayd; ve bu analojileri, kimi zaman istemeye
istemeye, eitli bilim ve sanat dallarndan seiyordu. Ne de olsa
yeni bir ey, ancak gemiten gelen, oktan yerlemi bir eyle kar
latrlabilirdi. Freud'un analojileri, zorlayc, psikanalizin deeri
ni ve cazibesini destekleyici tarzdayd; ancak Freud yine de, psika
nalizin, en ok hayranlk duyduu meslek daliarna hangi alardan
benzemediini, rnein -bu kitabn eitli blmlerinde ne srd
m gibi- psikanalizin nasl olup da u bildik iyileme kavramn,
zmden ziyade bir sorun haline dntrdn anlatmak konu
sunda isteksizdi. Freud'un, psikanalist denen yeni bir kiiyi icadn
dan sonra, baz klinik uzmanlarnn, psikanalistin bir ekilde, anne
"gibi" olmas gerektiine inanmaya balamalar -"Annccilik Oy
narken"de gsterdiim gibi- gerek bir hayal krkldr. Psikana
listler, psikanalizin baka bir uygulamaya benzemediini ge idrak
etmilerdir.
O halde psikanaliz, tp bilimi bnyesinde virtzce yaplm bir
tr doalama olarak balamt; serbest arm -psikanalitik te
davinin temel ta- bal bana ritel haline getirilmi bir doala
madr. Ancak Freud, psikanalizi resmi olarak pozitif bilimler ala
nnda tutmaya kararlyd; bence bu, ksmen, doalamay bir grup
dahi mridin dnda meru klmann -satmann- zorluundan kay
naklanyordu. Psikanalizin icadyla -daha dorusu bilind olarak
adlandrd eyin kefiyle- Freud'un gzne bir an yldrc bir
gelecek -bir doalama meslei- grnd. Freud ve takipilerinin
kitabnda doalama, bilimsel bir disiplinden ok sanattaki ilham
kavramna yaknd. Kendi kltrel ilgi alanlarnn eitliliine ra-
13
men Freud ileriye dnk olarak kendisini bir bilimadam olarak
grmeyi istiyordu . Geriye dnp baktmzda, psikanaliz teorisi
eklinde adlandrlan yeni hkmleri, daha ok farkl geleneklerin
-ve geleneksel olarak ayrtrlm disiplinlerin- kaynamas do
urmu gibidir. Freud 'un yeniden betimlemek iin onca aba sar
fettii renme merak, her zaman iin oportnizm anlamna gelir.
Psikanalizin bir yerlere oturtulmasndaki -benzedii pek ok
eyde grlmeyen- gln, onun ayrt edici meziyetlerinden biri
olduunu dnmek iin belirsiz ya da daaianm olan idealize
etmek gerekmez. ada psikanalizde ortaya km olan birok
gr ayrlna ve yeni teorik sentezler oluturma ("diyalog"
kurma) abalarna ramen psikanalizin birok gsteriyi ieren bir
sirk olabilecei endiesine kaplmak da gereksizdir. Psikanalistle
rin -ister ateli bir partizan olsun isterse lml bir oulcu- birbir
leriyle grbirliine varmalarn gerektiren bir sebep yoktur, ayr
ca arpan kurarnlarn kusursuz bir sentezine ulalsa bile, bu
sentezin psikanalitik scansn olaan karmaas srasnda psikanali
ze ne yapmas gerektiini syleyecek bir tanr rol oynayacana
inanmak da safdillik olur. B ir repertuvara bavurmak, bir inanca
bal kalmaktan daha faydal olabilir; zellikle de, birok trden
"iyi yaam" olduu aklda tutulmak istendiinde.
Benim ilgimi eken -ve bu kitaptaki denemelerde gz nnde
bulundurulan- psikanaliz tr ite bunu gerekletirmeye al
maktadr. Karlatrma ve ztlklar gsterme, kaynatrma ve e
letirme sreci, daha canl ve farkl biimlerde yeniden betimleme
ler yapmak olasln sunduu iin, bu psikanaliz trnde,
analojiler savurganca kullanlr, gndermeler de seici bir tavr iz
lemez. Yaarnn her zaman incelenmeden kalmas -ya da sonsuza
dek incelcnebilecek olmas- demek, bir anlamda yaamn her
zaman farkl yollardan, farkl bak alarndan tanmlanabilecek
olmas demektir. Ve psikanaliz, belirli bak alarnn hangi yol
lardan otorite kazandn gstermekte baarl olabilir olmasna da
otorite konumundaki bak asnn kendisine ait olduu eklinde
bir zanna kapldnda da bu baary abartm olur. Psikanaliz, di
lini stoklamak yerine ortaklaa kullanma aarak -allmadk or
tamlarda onu dier dilieric birlikte kullanarak- kendisini budalaca
gsteren o bilmilik tavrnd:.n; "muhteem yaltlmlk" halinden,
14
meslee zg stnlk hayallerinden kaynaklanan o bilmilik tav
rndan syrlabilir. Psikanaliz dilinin bu ekilde kullanm, psikana
listlerin, yaam hakknda kimsenin uzman olmad konusunda
uzman olduklar -eer herhangi bir konuda uzman saylrlarsa
gibi potansiyel adan ok anlaml bir ironiyi de canl tutacaktr.
Baz insanlarn kendini daha iyi hissetmesini salayan bir hikayedir
-ve hikaye aniatma tarzdr- psikanaliz. Ancak bizim kltrmz
de de dier kltrlerde de, insanlarn kendi yaamlarn incelemek
ve yaamlar hakknda dier baka eyler yapmak amacyla kullan
dklar birok hikaye vardr ve olagelmitir. Psikanaliz -bir konu
ma biimi olarak-, ancak yaamlarmz daha ilgin, komik ya da
daha ackl, daha eziyetli bir hale getiriyorsa ya da kendimizle ilgi
li olarak neyi nemseyip n plana kartyorsak ite o alana doku
nuyorsa ancak o zaman kayda deer bir eydir; ve tabii eer kendi
mizle ilgili, nemseyebileceimizi bilmediimiz yeni eyler
bulmamza yardm ediyorsa. Yeni erdemiere artc biimde az
rastlanmaktadr.
Daha geliim srecinde ve grece yeni bir hikaye olan psikana
lizin, bizim iin nem tayan konular (pmek, gdklanmak ve
sklmak gibi) hakknda yeni yorumlar getirmesi. onun ayrdedici
erdemlerinden biridir. Ancak gnmzde psikanalizin kendisi de
bir analoji olarak kullanl maktadr ve elbette analojiler iki ynl
geerlidir. Eer psikanaliz endieyi daha ilgin klabiliyorsa, endi
e de psikanalizi daha ilgin klabilir. Psikanalizin zellikle -kayda
deer biimde- eilim duyduu ite bu tarz bir evktir ve Freud 'un
trafii tek ynl iletmek ve bu ileyiin devamn salamak iin
bilim dncesini kullanmaya almas da bu evkten kaynaklan
mtr. Freud, rnein Yeni Giri Dersleri'nin "Weltanschauung
Sorunu" adl blmnde bunu gerekletirirken, insann incelen
mesinde en stn yntem olarak bilimi yceltir ve bu esnada felse
fe, sanat ve dini karikatrize edip bir kenara atarken allmadk
sivrilikte bir dil kullanmtr. Bilim ve bir bilim dal olan psikana
liz, din konusunu aklamak iin kullanlabilir; ancak din, bilimi
aklamak iin kullanlamaz ve kullanlmamaldr da. "Psikanaliz
ve Putlatrma" adl blmde gsterdiim gibi, Freud, bilimin is
teklerden en uzak duran ve bu yzden de hakikati (bylece haki
katic kurulan iliki sadonazoist bir hal alr, nk kendim izi tcs-
15
lim etsek daha iyi edeceimiz eydir hakikat) en ok dile getiren
yntem olduuna inanr. Psikanaliz araclyla zihinsel yaamn
merkezine yerletirilen istek, hakikati sabote eden, onu lekeleyen
ey halini alr.
Freud psikanalizi, bu denli srarl biimde bilimle -deeri dik
kate almayan bir hakikat arayyla- yan yana getirmekle sanki yl
larn sorusundan, iyi bir yaamdan ne anlyoruz sorusundan kendi
sini ve "yeni bilim"ini muaf tutabilecekti. Ancak Freud'un istek
duygusundan korkmasyla psikanalizin etik bir sorgulama biimi
olduunu inkar etmesi, elbette birbiriyle balantldr; nk, " yi
bir yaam nelerden oluur?" sorusunun bir baka ekli de "Nasl
bir insan olmak istiyorum?" sorusudur. Gayet anlalr biimde,
Freud ' un ve onu takip eden psikanalistlerin hep temkinli yaklatk
lar bir soru- bir balant- olmutur bu. Ne de olsa istek duygusu
nu ciddiye almak srad bir tutumdur. rnein psikanaliz eiti
minde bu duygu ciddiye alnm olsayd, eitim gren kii
kendisine herhangi bir anda, "Bu ii doru drst yapyor muyum
acaba?" diye sormaz, "u anda hastann sorusunu cevaplamay
reddeden bir insan m olmak istiyorum mesela?" diye sorard .
Psikanaliz zc bir tavr taknd srece -rnein psikanalist
lcr, igdlere, geliime ya da doutan gelen nkavraylara inan
dklarn iddia ettiklerinde-, insanlar kendileriyle ancak kendileri
denen eyin ne olduunu anlatarak bartrmaya alabilir. Bildi
imiz gibi, Freud'un almalarnda, esin verici bir eliki szko
nusudur: Bir taraftan, iki temel igd, Eros ve Tanatos arasndaki
"sava"n ateiedii oral, anal ve fallik evrelerden geilerek yaa
nan bir geliim sreci eklinde yaamn ne olduunu betimler;
dier taraftan, tanm itibariyle anlalabilir olmay ve normatf
yaam hikayelerini sabote eden bir bilindn betimler. Freud 'un
betimledii biimiyle psikanaliz, normatif yaam hikayeleri olma
yan bir yaam hayal etmek neden bu kadar zor acaba diye dn
clrebilir bizleri. yi bir yaam, bu balamda, ya aa yukar nce
den belirlenmi (Kim tarafndan belirlenmi? sorusunun anlamsz
kaabildii) bir geliim projesinin baarl bir biimde mzakere
edilmesidir; ya da yaarken, isteklerimiz dorultusunda sonsuz bi
imde retken ve birbiriyle yaran tarzlarda -Richard Rorty 'nin

16
belirttii gibi, bilind bir yandan bizi beslerkenL uydurduumuz
bir ey olabilir. Bu tarz bir psikanaliz, insanlara yardmc olamaz,
nk kimsenin aslnda bir sorunu yoktur; ancak insanlarla faydal
ve ilgin birtakm sohbetlere girebilir. yleyse, bir tedavi biimi
olarak psikanalizin, insanlarn, yapmak istedikleri trden sohbetler
den onlar alkoyan ve nasl olup da bu belirli sohbetleri deerli
bulduklarn anlamalarn salayan bir sohbet olduu sylenebilir.
Yani psikanaliz, insanlarn tekrar doru yola dnmesine yardm
eden bir sohbettir demek yerinde olmaz. Dier bir deyile psikana
liz, insanlara yardm sunan bir meslek yerine, renme merakna
ilikin bir meslek olacaktr. Konumadan iyi bir yaamn da merak
denen eyin de olamayaca elbette psikanalizin rtk varsaymla
rndan biridir.
Psikanaliz, yaznn deerini ayn biimde kabullenmez (mektup
yazma dersi eklinde analiz gerekletirilemez, her ne kadar baz
analiz raporlar bu durumu artrsa da). Ancak psikanalizin sun
duu tedaviye ilikin yaptm ayrm, ayn zamanda psikanalizin
yazlmas iin de geerlidir. Bu kitaptaki denemelerin gstermeye
alt -ve her klinik ilikide karlalan- atmalardan biri de,
geliim teorisinin bahsettii, oktan anlatya dklm, incelenmi
olan yaam ile bilind kavramyla ima edilen, her zaman potan
siyel olan yaam arasndaki antagonizmadr. Freud' un giriiminin
temelinde, yaamn ne olduunu bilmek ile yaamn iinde byle
bir bilmeyi imkansz klan bir ey barndrd anlay arasndaki
atma yatmaktadr. Demek ki, belli bir psikanalitik yaz trnde
teorisyen, kiinin i dnyasnn geliimi ve ierii hakkndaki bil
gisi sayesinde, bizlere yaam nasl bir ey olmaldr' anlatacaktr;
her ne kadar muvakkaten de olsa. Dier bir psikanalitik -en abart
l ve bazen de yaratc biiminde bilind kavramn taklit eder
gibi yapan- yaz trnde ise deiik trde bir bilinli istek szko
nusudur: Okuyucuyu bilgilendirmek yerine, Emerson 'un ifadesini
kullanrsak, okuyucuyu muhteem olsun olmasn kendi dncele
rine dndrmek, kkrtarak uyandrmak abas vardr. Bu ynteme
gre, dolayszlk, tahrik edici deildir. Yaplan espriye glmeyen
insan esprinin komik olduuna hibir "kant" ya da aratrma ikna
2. Bkz. Pragmatism's Freud: The Moral Dispositian of Psychoanalysis, der. Jo
seph H. Smit h ve William Kerrigan (Baltimore: Johns Hopkins University Press,
1986), s. 7

F2!':/pnl(.". Gdklinma ve Sklma 17


edemez. Ve ayn anlayla, belirsizlik, tutarszlk ya da insana
acaba yazar neden bahsettiini gerekten biliyor mu diye dn
drten cmleler, kt birer zellik olarak addedilmez. Ben bu tr
bir psikanalizi tercih ediyorum ve bu kitaptaki denemelerde de
yine bu tr bir psikanalizi kaleme alyorum; ancak, her iki tr de
birbirinin yokluunda imkanszlar. Bu psikanalizde trlerin ara
sndaki su ortakl zerinde geleneksel olarak pek durulmamtr.
Anlalabilir olma isteini, uygun dmeyen her eye klf bulma
isteini kmsemeksizin anlamann ne demek olduunu sorgula
yabiliriz; tpk psikanalizin yapt gibi.
Farkl psikanaliz trlerinin farkl projeleri, Auden 'n tabiriyle,
farkl "cennet dleri"3 vardr. Bu durumda, rnein psikanalizin
bilimsel olup olmad konusunda endielenmemiz gerekmez; ken
dimize psikanalizle ne yapmak istediimizi sormamz yeter. Gele
neksel olarak insanlar, psikanalitik sohbete kendi yaamlar hak
knda kendilerine anlattklar hikaye tkendii ya da an sancl
hale geldii ya da her ikisi de geerli olduu iin gelmilerdir.
Analizin amac, hikayenin saliantda kalm ularn -ve daha beter
saliantda kalm balanglarn- yerli yerine oturtmaktr. Ancak
hikayenin rgs tamamlanrsa -eer hasta sonunda psikanalizin
diliyle konumaya balarsa- yaplan tercme esnasnda bir eylerin
yittiini varsaymamz gerekir. Psikanaliz znde bir gei dili,
daha kiisel ve daha az itaatkar bir slupla kurulacak olas bir kp
rdr. Ancak yerel bilgi biimlerine bir katk, bir kltrde yer alan
birok dil oyunundan bir tanesi olarak faydaldr (ve yerel dzey,
tabii ki bireyle ve bireyin kendini her zaman karmak biimde
kavramasyla balar). Bilind fikrine yeniden ilgi duymak iin,
ortada stn bir bak as olduu fikrine duyduumuz ilgiyi bir
kenara brakmak zorundayz:

roniyi bir kez tam olan


kahkahalara boulacaktr
kahinin nutkunu dinlerken.4

3. W. H. Auden, The Dyer's Hand (Londra: Faber, 1963), s. 6.


4. Adam Zagajewski, "Ode to Plurality," Tremor: Se/ected Poems iinde (New
York: Farrar, Straus ve Giroux, 1985). Psikanalizi, varsaymsal bir insan znesi
nin bunaltc biimde baskc bir okunmas olarak gren zekice bir tartma iin
bkz. Mark Edmundson, Towards Reading Freud (Princeton: Princeton Univer
sity Press, 1990).

18
I. GIDIKLANMA ZERNE

Kulak daha fazlasn syler


Btn dillerden.
W. S. Graham. "The Hill of Inrusion'" (gal Tepesi)

intikam duygusunu 'beslemeye' balarken bunun normal bir insan


davran olduunu dnen Shylock, "Bizi gdkladnzda gl
mez miyiz?" diye sorar. Bir ocuun yaamnda, intikam almaya
duyduu alktan, gdklanma deneyiminden daha sradan ne olabi
lir ki? Psikanalitik adan bakldnda, bu sradan, belki de evren
sel deneyimin zerinde ok az dnlm olmas gariptir; konuyu
bir kez incelediimizde ise birok eyi grebilmemiz artc de
ildir.
Yetikinin ocuu gdklamas -hesaplkla masumiyet arasn
daki mutlak denge noktasnda duran bir eylemdir bu- aile iinde
ebeveynle ocuklar arasnda yaanan ve aka ho karlanan bir
duyumsal heyecan biimidir. leride kend bana yemek yiyebile-
19
cek olan ocuk, mastrbasyon yapabilecek olan ocuk, asla kendi
kendini gdklayamayacaktr. tekinin yokluunda ocuun yeni
den retemeyecei bir zevktir bu. Darwin, Hayvanlar ve nsanlar
da Duygularn fadesi adl eserinde, "ocuun kendisini gdkla
masnn ok g olduu ya da bunun bir bakas tarafndan gdk
lanmasndan ok daha az bir etki yaratabildii gereinden beden
de dakunulmas gereken doru noktann biJinemedii gibi bir
sonu kar," diye yazmtr. Bu bilmecemsi karm, bariz biim
de yanl olsa da -ocuklar da, tpk yetikinler gibi, nerelerinden
gdklandklarn bilirler-, "bedende dakunulmas gereken doru
noktalar"n ocuk iin faydasz bir bilgi olduu, bu noktalarn sa
dece ortak bir bilgi nesnesi haline geldiklerinde nem tad ger
eine dikkatimizi eker. Vcuttaki bu noktalar, tekinin fiili bilgi
sini gerektirir.
Haz karsnda aresiz kalan ve genelde bu aresizlie davetiye
kartan ocuk, o sradan, sevecen ve sapkn gdklanma senaryosu
iinde btnyle smrye aktr. Baz yetikinler, ocuun nere
sinden gdklandn bilir -bunu kefetmek tabii ki ok kolaydr
ama bu , Freud 'un adlandrmasyla "nceden belirlenmi erojen
blgeler"den biri olmaktan ok her zaman kiiye zg, kiinin ge
miine ait bir ayrntdr. Gdklanma araclyla, ocuk, yetikinin
ocuu kucaklayp ii tadnda brakmasna bal olarak, belirli bir
ilkel haz trnn aresizliini ve karkln tanmaya balaya
caktr. i tadnda brakmak da gdklanma esnasnda keskin biim
de hissedilen, tam hazzn acya dnt ve ocuun youn st
rap dolu bir kargaa yaamaya balad o belirsiz anda yetikinin
durmas anlamna gelir; nk cinsel anlatnn aksine, gdklanma
anlatsnda hazzn doruk noktas yaanmaz. Gdklanma sona erme
lidir, yoksa gerek bir aalama balar. ocuk, annelerio dedii
gibi, histeri krizine tutulacaktr.
ngilizcede tickle [gdklamak - .n.] kelimesi, Freud'un rya
edimi iin syledii gibi, "zt anlamlarn ifadesinde ayn temsil
aralar"n kullandndan, neredeyse zt anlamlar tamaktadr.
Oxford English Dictionary'de kelimenin karsnda yer alan on
dokuz tanmdan biri de yledir: "Kolaylkla bozulabilecek istik-

1 . Winnicott'un kucaklama kavramnn aklamas iin bkz. s. 59


20
rarsz bir dengede bulunan, gvensiz, yalpalayan, lgn ... dt
decek gibi duran." Dier tanmlar, ar safdillikten nefsine
hakim olarnamaya kadar bir dizi yaanty betimlemektedir. Bu ke
lime gvenilmez, istikrarsz olandan, dolaysyla erotik olandan
bahsetmektedir. Gdklamak, her eyden nce, genelde elendire
rek, ayartmaktr. Ancak Freud'un gdklamaya yapt, Cinsellik
Teorisi zerine nceleme'de geen iki gndermede de, bu de
neyim, akamakla hemen hemen eanlaml kullanlm; olduka
isabetli ve ll bir biimde ocuun sradan duyumsal yaamnn
bir paras olarak yer almtr. Freud, erojen blgelerin ayrdedici
zelliklerini yle tanmlar:

Erojen blge, deride ya da mukozada, belirli trden uyarmlarn, zel


nitelie sahip bir haz duygusu uyandrd blmdr. Hi kukusuz,
szkonusu hazz douran uyarmlar zel koullar tarafndan belirlen
mektedir; ama bu koullarn neler olduunu bilmiyoruz. Bu koullar
arasnda ritmik bir zellik rol oynuyor olsa gerek; akla hemen gdkla
ma analojisi geliyor. Uyarnn yaratt haz dolu duygunun karakteri
nin "zgl" bir karakter -cinsel faktrn temel oluturaca "zgl"
bir karakter- olarak betimlenmesi gerektiinden o kadar emin olama
yz. Psikoloji, haz veren ve haz vermeyen deneyimler konusunda halii
o kadar karanla gml bir haldedir ki, en ok tavsiye edilecek olan
varsaym en temkinli olandr.2

Burada Freud sadece neyi bilmediinden emindir. Ancak onun


bu, bizi en dikkatli sorular sormaya kkrtan, emin olmama hali
nin altnda, gdklamak ve gdklanmak denen bu zgl hazla
ra ilikin yapabileceimiz en temkinli varsaym nedir? Kiinin yap
t mdahaleler gibi karmak bir alanda bu deneyimin nitelii -
yani ierdii fantezi- nedir? Hzla araya yeniden bir mesafe koyan,
ama bylece yine hzla yeni bir davetiye karan bu youn ve o
unlukla takn temasta dolaysz bir biyolojik ihtiya szkonusu
deildir elbette. Gdklama sahnesi, en rahatlatc haliyle, arzunun
ar biimde yer deitirmesinin benzersiz bir temsili; ve en hu
zursuzluk verici haliyle de, bir sapknlk szlemesi paradigmas
deil midir? Bu ho oyun, nesnenin kar konulamaz biimde a
rlp kanlmaz olarak itilmesini srekli yeniden canlandrarak -ki
2. Freud, Three Essays on The Theory of Sexuality, SE VII, s. 1 83.

21
son aamadaki tatmin duygusu frstrasyondur- tatmin duygusunun
ve yeniden birlemenin imkanszlna dikkat ekmiyor mu?
Anlatacak ok eyi olduu iin seans esnasnda srekli "hikaye
lerini unutan", bir an bile yerinde duramayan sekiz yandaki bir
kz ocuu, aniden konumasna ara verip bana yle demiti:
"Sizi ancak sizi dnmediim zamanlarda dnebiliyorum. S
rekli daldan dala atiayan --daldan dala atlama derken sapiant hali
nin tersini kastediyorum- bu ocuk, "Canavar kovalamaca oynar
ken annem beni yakalaynca hibir zaman ldrmyor, tek yapt
beni gdklamak!" demiti bir seansn sonunda.
"Teni gdklayarak glme fiiline neden olabiliriz," demiti Dar
win, insan gldren tek duyumsal temastan bahsederken. Psikana
lizi hayli ilgilendiren ancak zerinde bir o kadar da az durolmu
olan olaand bir olgudur bu temas. Geliim denen o birikimsel
travma ierisinde bu deneyimi yaam ancak ona bir anlam verme
iini ertelemiizdir belki de.

22
II. DUYULAN LK NEFRETLER:
TEORiK AlDAN FOBLER

Getirdii radikal. zmler, yaad


sorunlarn sradanl nedeniyle heba
olmutu.
George Santayana, My Host the World (Evsahihim
Dnya)

Psikoloji: Ksa Bir Ders (1892) adl eserinin "gd'' blmnde


William James yle yazar:

Hayvandan insana doru ilerlemeyi en iyi karakterize eden ey, korku


duygusuna yol aan uygun vesilelerin sklndaki azalmadr. zellik
Ic de uygar yaam tarznda, beikten mezara kadar geen zaman iinde
ok sayda insann esasl bir korkuya maruz kalmadan yaamn ta
mamlamas artk mmkndr. Korkunun sahiden ne anlama geldiini
renmek iin oumuzun bir akl hastalna yakalanmas gerekir.
Krkrne iyimser olan birtakm felsefeler ve dinler ite bu nedenle
ortaya kmlardr. 1

1 . William James, Psychology: The Briefer Course, der. Gordon Allport (Notre
Dame, lnd.: University of Notre Dame Press, 1985), s.275.

23
Elbette James, her zaman iyi birtakm geilerin, bizim lehimi
ze ileyen geitierin peindedir. Tpk Freud gibi, ancak farkl ne
denlerle, o da uygar yaamda kaydedilen ilerlemeye temkinli yak
lamaktadr. Freud'a gre uygarlk arzularmz yattrr; James 'e
gre ise, uygarlk korku duygumuzu yattnr. Eer uygarlk, bizle
ri korumakta ya da haddinden fazla korumaktaysa, tehlikenin yok
luu bizleri gerekilikten uzaklatrabilir. "Korku duygusuna yol
aan uygun vesileler"in varln hatramann tek yolu olarak akl
hastalna maruz kalmamz gerekebilir. Uygun vesilelerin yoklu
unda nemli bir kelimenin anlamn yitiririz. James ' in, ksmen
kendi deneyimlerinden yola karak tavsiye ettii bu ruh hastal
ya da onun beraberinde getirdii gerek korku metafiziin naif ih
tiraslarna birtakm snrlamalar getirerek speklasyon eilimlerini
slah etmelidir.
Ancak korku, zellikle de en irrasyonel haliyle, James 'in zihni
ni ilgin bir biimde megul eder; en sk zerinde durduu ko
nuyu, krkrne davran, iyimserlik ve felsefe yapmay biraraya
getirir korku. Freud'un aksine, korku ve arzuyu birbirinden ayrla
maz eyler olarak dnmedii iin daha aleni bir hayrete der
James. Her ne kadar, "bir miktar rkeklik, yaadmz dnyaya
uyum salamamza neden olsa da," diye yazar James, "sonu itiba
riyle korku nbeti, kurban iin zararldr." Hareketsizliin fazilet
lerini -delirmi ve korkuya kaplm kiiler, "heykel benzeri, iki
bklm hareketsizlikleri" iinde "kendilerini daha gvenlikte ve
rahat hissederler"- deerlendirmenin ardndan James, kitabnn
korku zerine olan blmnn en sonunda, "son yllarda agorafobi
gibi sama bir adla anlan tuhaf semptom"dan bahseder. "Uygar
bir insan iin hibir faydas bulunmayan" semptomlar betimledik
ten sonra, bu artc yeni fenomeni, hem evcil kediterin hem de
birok kk yabani hayvann byk, ak alanlara nasl yaklat
yla karlatrr ve ancak bu sayede bu fenomene bir anlam ver
meyi baarr. "Byle bir manzaraya tank olduumuzda," diye
yazar,

iimizde var olan, bylesine tuhaf bir korkunun, hastalk nedeniyle,


ok eski alardaki atalarmzn iinde kalc ve genel anlamda faydal
bir rol oynam olabilecek bir tr igdnn tesadfen yeniden canlan-

24
masndan kaynaklanp kaynaklanmadn sormak durumunda hisse
deriz kendimizi.2

"Hastalk", hastay igdsel mirasna geri gtrr; ancak bu


miras gnmzde gereksiz bir hal almtr, nk gerekte korku
lacak bir ey bulunmamaktadr. James, agorafobisi olan kiilerin
gemite, evrimsel gemite ("kendinden fazla emin evrimcilerin,"
diye belirtir James alayclkla, "bu dehet duygularn aklamakta
hi zorlanmamalar gerekir") yaadklarn ne srer.3 Agorafobisi
olan kii adeta l bir dili konumaktadr. Dolaysyla, agorafobiyi
James ' in anlad anlamda anlamak iin, korkuyu yeniden bir ba
lama oturtmal, onu doru yerine ya da daha dorusu doru zama
na yerletirmeliyiz. Fobi dzeyinde duyulan dehet, gerekten de
irrasyonel deildir; bir eyin, Darwinci evrim teorisinin resmede
bildii bir eyin doru biimde tannmasdr. Her ne kadar korku
nun nereye oturduunu bulmak zor ise de, korkunun kendisi yanl
olamaz.
Her halkarda fobi, belki de her iki anlamda, uygunsuz bir
korku vesilesi, inannama halinin zorla askya alnmasdr. James' in,
agorafobisi olan hastay, "tek bana gemek zorunda olduu her
hangi bir ak alan ya da geni cadde grdnde arpnts tutup
dehete kaplr" eklinde betimlemesi, bir fobinin imkansz bir
gei olmasnn canl rneidir. Ve bu betimleme -bir tr karikatr
misali- James 'in dorulua ilikin nl tanmlarndan biriyle; ago
rafobisi olan kiinin adeta kendine ait kimi dorularn zoraki sabo
tajcs olmasyla birletirilebilir. "Pragmatizm, genel doruluk nos
yonunu," diye yazar James Pragmatizm balkl eserinde,

esasen yaadmz deneyim ierisindeki bir ann bizi -ynlendirilmi


olmaya deecek trden- dier anlara ynlendirebilme biimine daya
nan ey olarak edinir. ncelikli olarak ve saduyu dzeyinde, bir zi
hinsel durumun doruluu, bu, ynlendirilmeye deecek trden bir
ynlendirme ilevi anlamna gelir.4

2. A.g.y., s. 281 .
3. A.g.y., s. 279.
4. William James, Pragmatism (Cambridge, Mass . : Harvard University Press,
1 975), s. 281' 298.

25
Agorafobisi olan kii, uzlam bir pragmatiste rnek oluturur.
Belirli bir an ile bir sonraki arasnda yaanan deneyimin ilk aama
s nefret uyandrcdr. Kii bir yere gitmeyi -ya da James 'in daha
anlam ykl ifadesiyle, bir yere ynlendirilmeyi- ister; ancak
bunun dnd gibi atmaya deecek trden (her iki anlamda da)
bir adm olup olmadn anlama beceresine sahip deildir. Dehet
duygusu ya da dehet duygusunu engelleyememek, gelecekteki
olas zihinsel durumlar ablukaya alr ve bylelikle bu zihinsel du
rumlarn deerlendirilmesini engeller. Dier bir deyile fobi, kiiyi
kendi renme merakndan korur.
"Agorafobi", demitir Freud, 1887'de Wilhelm Fliess 'e yazd
bir mektupta, "sanki fahielik fantezisine bal gibi." James ' in
"hayli sama bir adlandrma" eklindeki kukulu yaklarnma ve
terimin ona prestij ve merulatrma kazandrmak uruna Yunan
calatrlmasna ramen, agorafobi olduka yerinde bir adiandrma
gibi durmaktadr. Ne de olsa agora, kelimelerin, mallarn ve para
nn mbadele edildii o kadim mekana verilen add. Agorafobisi
olan kii, aklk bir alanla kar karya geldiinde, gerek James
gerekse Freud'un kabul ettii gibi, kt bir eyin; bir zihinsel duru
mun dieriyle ya da bir arzunun baka bir arzuyla mbadele edil
mesinden korkar. Ancak fobi, frsatlarn bastrlmasn, mbadele
olaslklarna ipotek konmasn ("da yanstma" diye yazmtr
psikanalist Andre Green, "ayn anda bir ie yanstmann da olu
masn engelliyorsa tehlikelidir"; bir fobi szkonusu olduunda
kii yaratt eyi anlayamamakta, sindirememektedir) temin eder.
Yani agorafobisi olan kii, mekann ne amaca hizmet ettiini ya da
kendisinin bu mekan hangi amala kullanmak istediini bilmekte
dir -FreJd olsayd bilindnda bildiini sylerdi . Daha sonra bu
mekan, sanki tlsml bir dokunula, aklk bir mekan ya da
James'in oulcu evren dedii ey5 olmaktan kar. Bu mekan
basit anlamda insan gemie, eski bir dnyaya gtrr.
James ve Freud aklamay olduka farkl biimlerde kullanr
lar. James iin "Doru mu?" sorusu "Eer buna inansaydm yaa
mm nasl daha iyi olurdu?" sorusu kadar nemli deildir. Freud
iinse, sorulmas gereken ilk soru -yani bilind olan soru- "Ne
5. Bkz. Andre Green, "Passions and Their Vicissitudes," On Private Madness
iinde (Londra: Hogarth Press, 1 986), s. 21 4-253.

26
istiyorum?"dur ve takiben de, " stediim eyi merulatrmak iin
hakikate dair hangi fantezilere ihtiyacm var?"dr. Ancak James,
nceden bilmeyi asla mmkn grmedii iin, vard sonular
evrenselletirme cretini gsteremez. Bunun nedeni de, varabiiece
i sonularn sonsuz sayda olmasdr; bu anlamda James, serbest
arma Freud'dan ok daha fazla bavurmaktadr. "nsanolun
da Gzlemlenen Bir Tr Krlk zerine" balkl muhteem ko
numasnn sonu blmnde yle det: "Her biimizden, engin bir
alann geri kalann dzenlemeye yeltenmeksizin elimizde bulunan
frsatiara sadk kalmamz ve bize sunulan nimetlerden en fazla
oranda yararlanmamz beklemek yeterlidir."6 Fobi sahibi kii iin
riskli durum, tpk psikanalist rneindeki gibi, yapt aklamala
r frsatlarn kstlayacak biimde oktan kullanm olmasdr.

. . . .korku ya da haz duygusuna (korku ya da haz duygusunun nesnesi


.ne) ilham veren bir yzn, bu balamda korku ya da hazzn nedeni
deil. hedefi olduunu syleyebil iriz.
Ludwig Witgensein. (Philo.wphicullnresrigation.\) Felsefi Aratrmalar

Korkunun nereye ait olduu -ya da neyin korkulmaya deer ol


duu- sorusu, gerek fobi sahibi kiinin gerekse yarumcusunun zih
nini megul eder. Freud 'un kendisi bir aamada, kk hayvanara
ve gkgrltsne dair ocukluk fobilerinin, "dier hayvanlarda
bariz biimde gelimi olan gerek tehlikelere kar doutan gelen
bir hazrlanm olma durumunun kreimi kalntlar"7 olabilecei
dncesini gelitirmiti. Freud ve James, Darwinci saduyudan
yola karak, fobilerin, kiinin kendini korumasnn birer trevi ol
duklar, fobiye dayal dehetin ancak hedefini ardnda akld
bir hal ald zerine anlasalar bile, nelerden korkulaca ve kor
kunun kaynann ne olduu hakknda kkl bir gr ayrlna
derler. Her ikisi de agorafobiye ait mekan -dier bir deyile bu
mekann bo sayfasn- olduka farkl yntemlerle doldurur.
James 'in agorafobi sahibi kii iin dnd aklk mekan,
soyolusal [phylogenetic] hafzaya bavurur. Freud'un dnd
aklk mekan ise kiisel hafzaya bavurur (ve Freud iin hafza
6. William James, Talks on Psychology and Life's ldeals (Londra: Longman's,
1 899), s. 264.
7 Freud, lnhibitions, Symptoms and Anxiety, SE XX, s. 1 68.

27
her zaman arzuya ve anne-babayla geirilen gemie dairdir).
James'in aklk mekan, potansiyel yrtclarla dolu olabilir, ancak
Freud'un aklk mekannda kii yrtc bir hayvana dnebilir.
"Agorafobi esnasnda hissedilen anksiyete," diye yazar Freud
1 926'da,

(ki fazla ayrntl olarak incelenmemi bir konudur bu) egonun cinsel
uyarma kar duyduu korkuya benzemektedir -bu korkunun kken
lerini, herhalde kastrasyon korkusuyla balanttandrmak gerekir.
Bugn grlebildii kadaryla, ou fobinin temelinde, libidonun ta
lepleri balamnda ego tarafndan hissedilen, benzer bir anksiyete yat
maktadr. H

Agorafobisi olan kii iin aklk mekan, kastrasyonla cezalan


drlacak, enseste dayalt olas bir cinsel iliki iin hazrlanm orta
m temsil eder. Cinsellik, ensest fantezileriyle balamas nedeniyle
her zaman yasak olan artrr. Bylelikle, fobiye ilikin senar
yo, Freud'un bak asyla, pek de kast gdlmeden bir annn at
fedilebilecei bir yer olan gemie ait bir durumun kurald biim
de yeniden canlandrlmasna davetiye kartr. nk agorafobi
sahibi kiinin dar kmas, gemie bir gelecek tanmas, yani
gemii n plana kartmas demektir. Fobi sahibi kiinin bilind
nda korktuu ey, bu kaamak gemiin yalnzca tekrarlanmas
deil, ayn zamanda beklenmedik biimlerde deiiklik gsterme
sidir. Kii bir eyin taklidini kaybettiinde esasn da kaybedebilir.
Fobiye ilikin bu senaryolar, hafzann imgeler ve atmosferler ha
linde gevemek yerine dehet duygusuyla dondurulduu anti
epifanilere benzerler. Proust'un kulland anlamda epifani olum
sal ve artc iken, fobi gvenilirdir. Gemii gizlice biriktiren
fobi, bir insann hayatnda anlamn hibir zaman deinedii
yegane nokta olabilir; ancak bu, kiinin szkonusu anlamn ne ol
duunu hibir zaman bilmemesine baldr. Libidonun Freud'un
eserlerinde vurgulanan srar ve hareketliliini gznnde bulun
durduumuzda, herhangi bir durum, korku iin uygun bir vesile
olabilir. Arzu -ya da, baka bir dille, benliin paralar olarak ad
landrabileceimiz ey- katlanlmaz bir deneyim olarak yaand-

8. A.g.y., s. 190.

28
nda baka bir yere aktanlmal, sakl bir keye yanstlmaldr. Bu
sakl kede arzunun doruluu dehet iinde teslim edilebilecek
ama asla bilinmeyecektir. Bir eyin varln tanmann en derinlik
li yolu ya da baz eylerin varln tanmann yegane yolu, diye
ima eder Freud, kiinin o eyleri kendisinden saklamasdr. Ve de
rinlikli ya da daha ok ilgin olan ise, sadece kiinin saklad ey
deil, o eyi saklamakta bavurduu yntemlerdir. Tabii sadece
zlme gsteren bastrmalar -fobi rneinde olduu gibi- hakknda
bilgi sahibi oluruz. Psikanalitik adan bakldnda, katlanlmaz
olan z-bilgimiz adeta gizli bir hayat sryor gibidir; sanki z
bilgi diye bir ey varm, ancak bize hizmet etmeyi amalama
maktaym gibi. Freud iin aklanmas gereken ey, bir kimsenin
neden fobi sahibi olduu deil, herhangi bir insann fobi sahibi ol
maktan baka bir ey yaamaktan kendini nasl alkoyduudur.

Analiz esnasnda bir kiiden alnan "hayr" cevab, bir "evet" kadar
belirsizlik tar.
Sigmund Freud, Constructions in Analysis (Analiz Kurgular)

Krk yalarnda, iddetli klostrofobisi olan bir adam -her ne


kadar fobisi giderek her zaman "sevdii" tiyatro zerinde odaklan
msa da- aslnda dank giden bir seans esnasnda bir ocukluk
ansn hatrlamt. Yaklak sekiz yandayken gz doktoruna
gider, "koordinasyon becerisinin anlalmas" iin yaplan testler
den birinde kendisinden teleskop benzeri bir alete bakp orada gr
d kpei elleriyle yine orada grd kafese yerletirmesi iste
nir. Bu ii baaryla ve gerekten zevk duyarak tamam lar; "iyi
niyetli bir adam" olan gz doktoru ona, "Asla Hava Kuvvetleri 'ne
katlamayacaksn," der. Asla pilot olamayacan anlayan ocuk
"yklr": "Oysa o ana kadar pilot olmay istediim aklmn ucun
dan bile gememiti." Ve sonra alayc bir tavrla, bir yetikin ola
rak uakla seyahat etmekten hep byk keyif aldn ekiemit
szlerine. Bunun belirsiz bir baary andran bir durum olduu her
ikimiz iin de akt.
Tiyatroda kendisinde dehet duygusu uyandran eyin -ac iin
de engellemeye alt ve bylelikle oyunun yerine "grd"
fantezinin- balkondan atlamak (ilk karlamamzda kendinden

29
memnun bir tavrla her zaman st katta oturduunu itiraf etmiti)
olduunu hatrlattm ona. Yaptm yorumu dnp tartt, ancak
bu yorumun onu benden ok daha az etkiledii akt. Bu nedenle
tiyatronun umayp baka insanlar seyretmemiz gereken bir
mekan olduunu da ekleyerek onu etkilerneye altm. talya'da
oyuncularn sahneye kp "aksine" seyircileri seyrettii bir oyun
hakknda yazlm bir yaz hatrladn syledi. "Belki de tiyatro
dayken ' Acaba beni seyretmelerini nasl salayabilirim? ' diye d
nyorsun," dedim. Hamurdanarak onaylad ve sonra da, benim
azmdan konuup sanrm biraz beni taklit ederek "oyuncularn
rakip figrler olduunu kasediyorsunuz," dedi. Ben de "oyuncular
sanki, yasak eyleri yapmalarna, bakalarnn rollerine girmelerine
izin verilen insanlar gibiler," dedim. Biraz aceleci bir sesle yle
karlk verdi: "Hep birinin benden yapnama izin verilmeyen bir
eyi yapmam istemesini bcklemiimdir; ama bir kez byle bir da
vctiyc kartldnda o zaman o eye izin verilmi demektir!" Sz
konusu tuzan bu yeni tann nn ardndan bir sessizlik oldu; adeta
ikimiz de iimizden son dnce krntlarn taparlar gibiydik.
Ben, birok eyin yan sra, bana analize geli nedenini anlattn
ve gz doktoru olmann illa ki insan umaya yetecek kadar keskin
grl klmarln dndm. Adam bir sre sonra bu seansta
gerekten bir eylerin dciiin hisseiini syledi -ve kesinlikle
bir seyirci gibi konunan- ancak bir daha tiyatroya gittiinde
kendini anksiycte yznden lecek gibi hissedeceini de bildiini
ekledi szlerine. Ve ben kendimi yle dnrken buldum: Neden
lm kabullcnip neler olacan grmyorsun?
Bizi bu konumaya srkleyen ocukluk ans, grlebilen, bi
raraya getirilcbilen ilc insann oynamasna izin verilen roller ara
sndaki iliki asndan bariz bir :.klaycla sahip. Sekiz yan
daki ocuk iin umak bir olasl temsil etmise ve bu olasla
en azndan dipal bak asyla- yasak olan bir ey ilham verdiyse
bu, tiyatronun -ya da herhangi bir kapal mekann- bulunulmas
gereken doru mcka olduu anlamna gelmektedir. Umak d
meyc, bakmak grlm:ye, performans ise baarszla dnecek
tir. Tiyatro, dehet duygusu araclyla adamn kendi yasakl hal
lerini harekete geirme dileiyle balant kurabildii mekand. Ve
bu balamda yasakl haller. hem anne-baba tarafndan onaylanma-
30
yan hem de bu ikilinin kabul yrngesinin dnda yer alan halleri
ifade etmektedir. ocukken insan yasak olarak, sadece anne
babann gzlerindeki o kr noktann anlamsz bak altnda ortaya
kan kiilik hallerini yaayabilir. ocuun akln en ok kurcala
yan ve en acil -Frankenstein 'n canavar gibi hayat boyu peini b
rakmayacak trden- hedefler bazen bu adsz lkede hayat bulur.
Bu adamn bir yetikin olarak h ayal ettii manzaralardan biri de
bombo bir tiyatro salonunda ses imtihanna girrnekti.
Bonnard eskizlerini nasl izdiini anlatrken defterine yle
yazmt: "Grsel tarlann hasatn toplama edimi neredeyse her
zaman geree benzemeyen bir ey sunar insana. Kompozisyonun
ikinci aamas ise, dikdrtgen erevenin dnda kalan kimi unsur
lar geri getirmekten ibarettir."9 Fobi sahibi kii, kompozisyonun
birinci ve ikinci aamalar arasnda asl kalmtr; Bonnard 'n ima
ettii gibi iki aama arasnda gei yapmay geree benzeyen bir
eyi ieren bir ereve haline getirrnek yerine, olduka mantkl bir
biimde, bu geiin erevenin krlmasna yol aacan varsayar.
Bu belirleyici geii gerekletirememekten kaynaklanan dehet
iinde havada asl kalr.
Eer dehet duygusu, William James 'in yazd gibi, '"badn
drc bir beklenti ketlenmesi" ise, fobik dehet duygusu beklenti
nin farkndalnn ketlenmesidir; geriye eli kolu bal kalmaktan
ya da umaktan baka yaplacak ey kalmaz. Ancak fobiler zerine
dnrken fobik durum ile bcek gibi bir fobi nesnesi arasndaki
ayrm ciddiye almann kayda deer bir nemi bulunmaktadr.
Genel anlamda, fobik bir durumdan kanmak mmkndr, ancak
fobi nesnesi beklenmedik bir anda karmza kabilir. rnein,
nefret ettii eyin, istenmeyen misafir gibi her an karsna kabi
leceini hayal eden -her zaman hoa gidecek biimde davranabil
mek iin i dnyasnda srekli bir tetikte olma hali yaamak zorun
da olan- kiinin, bir durumdan ziyade bir nesneyi tercih edecei
sylenebilir. Durum fobisi denedenebilen bir kkrtmadr. Fobi
nesnesi ya da durumunun varlnn, yani bunlara erime potansi
yelinin bulunmasnn yaamsal bir etmen olduu aktr; nk bu
etmen, aksi takdirde bastrlm kalan ruh hallerine ya da kiinin
9. Drawings by Bonnarddan (Londra: Arts Council of Great Britain Publications,
1 984), s. 1 6 .

31
kendini farkl gr biimlerine eriilebildiine -ve kiinin bu ya
knla kar gsterdii tutuma- iaret eder.
On alt yanda bir kz ocuu okuldaki kkrtc davranlar
nedeniyle bana getirilmiti. retmenlerini ileden karmak iin
sanki ok normalmiesine ders esnasnda banda ayakkabyla
oturmak gibi sama eyler yapyordu. Kendisine olduka temkinli
bir hayranlk besler gibi grnen arkada evresinde sevilen bir
renciydi. Bu konu zerine birka hafta konutuktan sonra -aile
iinde srdrd hayatla balant kurarak- yava yava kkrtc
ln insanlarla tanmak amacyla kulland yollardan biri oldu
unu ; insanlar sevip sevemeyeceini anlamak iin onlardaki nef
reti kefetmek zorunda kaldn ima etmeye baladm. Kar
sndaki kiinin katlanmak zorunda kalaca en kt halini kefet
mek iin adeta canavar kavalamaca oynuyordu. Dikkat ettim, bunu
farkl biimlerde tekrarladmda zaman zaan merak duyuyor; ve
bu merak duygusunun uyand anlarda, hakl olarak btn bunla
rn hibir ie yaramarln sylyordu . B ir keresinde ben bu yoru
mu olduka canskc bir biimde tekrarladktan sonra rmcekten
ok korktuuna deindi; hatta sk sk rmceklerle ilgili kabus g
ryordu. Cann sktmda benden nefret edip etmediini sormam
zerine yznde bir srtma belirdi.
Zamanla, ancak bir bakasnn bedeninde varlk bulduka nefret
duyan bir benlikle baa kabildiini fark etmeye baladm . Kkr
tc davrannakla sanki srekli olarak bu halini da atyor, ama
ayn zamanda onu canl ve el altnda tutuyordu (rmceklerden
ok korkmasna ramen onlar asla ldrmediini sylemiti bana;
bu, sanrm ksmen iinde tad nefretin canl ve ayakta durdu
unu bilmeye ihtiya duymasndan, rmcek ldrmenin bu nefre
tin barndrd ldrc gc dorulama olaslndan kaynaklan
yordu). Gen kz rmceklerden ara ara bahsediyordu; ne zaman
ben rmceklerden bahsetsem kararl biimde kendini bu konu
hakknda konumaya hazr hissetmediini sylyordu. Zaman
zaman bu konuya dnmem gerekebileceini, ancak kulaklarn t
kayabilmesi iin her seferinde onu nceden uyaracam syledim.
Bu sayede sylediklerimi szgeten geirme imkanna sahip olabi
lecekti.
Bu uygulamay adet edinmemizin ardndan gen kzn ryalar-
32
na ilgi duymaya baladn fark ettim; yapmaya altm yorum
lara deil de rya sahnelerinin kendisine ilgi duyduunu da ekle
meliyim. yle demiti: "Yataa giriyorsun ve ryanda ne grece
ini hibir zaman bilemiyorsun." Aylar boyunca adeta hi
bitmeyecek gibi duran birtakm ryalar anlattktan sonra bir gn
seansa gelip yine "rmcek ryas"n grdn syledi; benden
bir ey bekledii akt. Son zamanlarda teslim olup bundan pi
manlk duyduu herhangi bir ey yaayp yaamacln sordum.
lk tepkisi, hep birtakm eylere teslim olduunu sylemek oldu;
daha nceki konumalarmzdan anne-babaya baml bir ocuk ol
duunu, anne-babasnn ona her zaman "Sinirlenmemen gerek,
nk senin yardmna ihtiyacmz var," dediini kartmak kolay
d. Ancak daha sonra, evvelsi gn okulda retmenin snfa bir
soru ynelttiini ve bu soruya kendisinin cevap verdiini ekledi
szlerine -sanki bu, ilk verdii cevapla ilgisiz bir eymiesine.
Soruyu cevaplam olmaktan dolay gizli bir pimanlk duyup duy
madn merak ediyordum (soruyu cevaplamay oyunu retme
nin kurallarna gre oynamak eklinde alglam olabilirdi). le
yemeinde dilini srdn syledi karlk olarak. Grd rya
nn bir tr protesto olabileceini ve gerekten fkelenmesine
imkan salamak iin bir rmcek bulmak zorunda kaldn dn
dm syledim. "Yani eer rmcek olsaydm gerekten kor
kun olabileceimi sylyorsunuz," dedi bana. "Evet, rmcekler
sayesinde insan bakalarndan kolaylkla nefret edebilir," dedim;
ksa bir sessizliin ardndan , "Biraz daha aklayn," dedi. Byk
olaslkla her hafta neredeyse farkna varmadan birok eye teslim
olduunu ve bir rmcekle karlatnda aniden ne kadar sin irl i
bir kz olduunu ve bu tr duygulardan ne kadar ok korktuunu
hatrladn dndm syledim. Bazen, bir nceki gn ret
meniyle yaad deneyime benzer durumlarda kendini gerekten
kzgn hissettiinde bir rmcee o denli ihtiya duyuyordu ki, onu
ryasnda gryordu. Sylediklerimi dikkatle dinledikten sonra,
"Yani rmcek bir yerde musluu amak gibi bir ey," dedi; ben
de ayn fikirde olduumu syledim.

FJN/pme. Gu.Jklanma ve Sklm: 33


Kendimle ilgili cehaletim, zerinde dunnarn gereken bir konu; l bir
dili incelemek gibi bir ey.
Stanley Caveli, The Claim of Reason (Akln Talebi)

Belirli bir semptom zerine dnrken bavurolabilecek fay


dal bir yol, bir bakasna bu semptomu tamasn nasl retebili
rim sorusunu sormaktr (bir bakasn aklk mekanlarn rktc
olduuna ikna etmek iin ne yapmam ya da nasl bir insan gibi g
rnmem gerekir?). Fobi sahibi kii iin korkuyu douran nesneye
ya da duruma ilikin herhangi bir phe szkonusu deildir. Byle
bir kii, korkunun kayna olan nesne ya da durumun ne olduunu
kesinlikle biliyormu gibi davranacaktr, bu durum kendisine ya da
dier insanlara ne kadar sama gelirse gelsin. Btn phecilii,
fobisini yorumlayanlara yneliktir. Bir fobi deneyiminde kii,
bariz biimde zel bir dile, ortaklaa kullanlan anlamlardan gizli
kapakl bir muafiyete sahipmi gibi davranr. Fobi , nesneyle ilgili
olarak nesnenin varsaylan korkutma gc dnda hibir ipucu ver
mez; tm sorgulamalarn nn keser. Tpk gerekte herhangi bir
tekrar szkonusu olmad gibi, sadece imdiki zaman tandk kl
mann bir yolu olarak tekrar fikrine duyulan bir isten bulunmas
gibi fobiye konu olan nesne ya da durumda da kii nerede olduu
nu bildiini zanneder. Bildik dman tannmayan dosttan daha iyi
dir.
Ancak paradoksal olarak, fobi sahibi kiinin zerkliine el
koyan ey bizzat bu kendinden emin olma duygusudur (elbette
Freud olsa, insann zaten kii olmas nedeniyle zerkliine el ko
nulduunu sylerdi). Kii, fobi nesnesiyle karlatnda cin tut
mas gibi bir eye, perspektiflerin hareketliliinden yoksun bir de
neyime tabi olur. Fobi, dier her eyden ok farkl olarak, bedenin
gizemli bir anlam tarafndan zaptedilme kapasitesini gsterir; fobi,
bedensel bir inanma hali gibidir. "Fobi nesnesi," diye yazar Julia
Kristeva Dehet Duygusunun Etkileri nde, "tam da tercih yapmak
'

tan kanmaktr; zneyi mmkn olduunca uzun bir sre karar


vermekten uzak tutmaya alr";10 ya da bu durumun bir karar
verme konusu olabilecei nosyonundan uzak tutmaya alr. Sanki

1 O. Bkz. Julia Kristeva, "Something to be Scared of," Powers of Horror iinde


(New York: Columbia University Press, 1 982) , s. 3255.

34
nesne emirleri vermekte, beden ise kendi varlnn beklentisi iin
deyken bile bu emirlere karlk vermektedir. Dehetin kurban
zne, kendi zihninde, dehet saan kii olmaktan mmkn oldu
unca uzak kaldn dnr. Ancak bu kanma halinde bile deh
et tarafndan oluturulmu bir ilikiyi devam ettirir. "Bu tr kan
malar," diye belirtmitir psikanalist Roger Money-Kyrle, "araylann
zerine bindirilir."
Eer bir fobi, kiiyi ayn anda hem gl hem de gsz klma
-gndelik bir yceltim gibi kiiyi dehet duygusuyla doldurup a
resiz brakma- etkisine sahipse, ayn ekilde sradan mekanlar ve
durumlar da ar derecede ykl klmann bir yoludur, tpk bi
lind bir yabanclatrma teknii gibi. Bir gvercinden korkup
ta kesilmek, gvercini yeni bir ey klmann bir yoludur. Fobi teh
likeden ziyade anlamn erotikletirilmesidir. On dokuzuncu yzy
ln sonuna doru bu tr yeni cinsel nesnelerin yaratlmas -bildik
fobiler 1 870'lerde "semptom" haline gelm iti-, kular, kemirgen
ler, bcekler, tiyatrolar ya da aklk mekantarla kar karya ka
lndnda kimi insanlarn cinsel heyecana benzer bir panii yaa
dklarnn kefedilmesi, bilind bir zihne ya da Jekyll ve Hyde
rneinde olduu gibi (Stevenson'un yks 1 886 'da yaymlan
mt) saygn benliklerde barnan irrasyonel beniikiere dair dn
celerin kant olarak kullanlabilmiti. Ancak snflandrma hatas
yapanlarn -ne de olsa gvercinler birer can deildirler- snflan
drlmas gerekiyordu. Patolojize etmenin -ve elbette kiinin kendi
sini patolojize etmesinin- avantaj , bu edimin, ona katlan kiileri
nceden var olan bir bilgi ve otorite yaps iine oturtur gibi grn
mesidir. Fobilerin, genellikle onlara sahip kiilerin bile hissettii
samal, tehis srecinin bir parodisi gibi grnebilir.
Fobiler, birer semptom olarak, Donald Davidson ' un "irrasyona
litenin temel paradoksu" biiminde belimiedii ey iin faydal bir
odak noktas sunarlar; "irrasyonaliteyi ok iyi bir biimde aklad
mzda," diye yazar Davidson, "onu bir tr gizli rasyonaliteye d
ntrm oluruz; bir yandan da kolaya kap bu durumu tutarsz
lk olarak nitelendirdiimizde, herhangi bir tehisi gereketen
dirrnek iin gerekli rasyonalite zeminini ortadan kaldrmakla sade-
1 1 . Roger Money-Kyrle, The Collected Papers of Money-Kyrle (Perthshire: Clu
nie Press, 1 978), s. 60.

35
ce rasyonaliteyi tehis etme becerimizden dn vermi oluruz."12
Bir fobinin ilevlerinden biri de bu trden ayrmlar saptamak, bu
ayrmlarn barndrd paradokslar skp atmaktr (tabu olarak
grlen fobiler anlaml bir evreni srdrrler). Fobi sahibi kii iin
fobi, kabul edilebilir oranda gvenli olanla tehlikeli biimde yasak
ve heyecanl olan arasndaki fark garanti eder -bu ikisi arasnda
bir ayrm izgisi belirler; fobi sahibi kiinin ikizi, yani yorumcu
iinse fobi, rasyonel olanla rasyonel olmayan arasndaki fark ayn
biimde ayrt etmeye yarar (bylelikle rnein u sorular sormak
mmkn olacaktr: "Holanmadm eyle ilgili salt ar bir ayrm
clk yaklam iinde olmayp ona kar fobi beslediim dnce
sini sizde uyandrmak iin ne sylemem gerekir?" ya da "Asla yap
madmz eylerin tamamna ve asla gitmediimiz btn yerlere
kar fobi mi duymaktayz, yani bilind bir fobi midir bu?") .
Gerek fobi sahibi kii gerekse yorumcusu, aralarndaki ayrmn
kmesi, kategori farkllklarnn kaybolmas ya da daha ziyade
birbirine karmas gibi bir felaketin nne gemeye alr. Bu iki
taraf, saflk ve tehlikenin inceliklerini yerine getirirken birbirleri
iin, karlkl olarak birbirlerini temin etmenin tesinde ne yapabi
lirler?
Semptomlar, etrefilli konular zerine dnmenin, yani sesi
ksarak dnmenin bir yoludur. Freud 'un fobilerle hayli ilgili ol
masnn -yapt nemli vaka incelemelerinin bir ksm fobilerin
analizi zerinedir- bir nedeni, belki de, fobinin oluum srecinin
teorinin oluum srecine rnek oluturmasyd. Fobi, tpk psikana
litik teori gibi, vahi elerin nerede bulunduunun hikayesidir. Ve
bu teoriler, fobiye dayal paradigmalar gibi, imkansz olana, en
ar biimiyle kabul edilemez olana dair bir fantezinin etrafnda
rgtlenirler. Freud -rasyonel olanla olmayann birbirlerinin rolle
rini oynamalar gerektiini fark edip- kolaya kap tutarszlk ya
ktrmasn yapmay reddettii iin, merak ve bilgiyi, tabii psika
naliz teorisine ait bilgi dahil, korkuya kar duyarl olarak, bilinci
resmen takdim ederek tketen fobi -ilk tanma- zerinde denetim
kurma giriimi olarak tanmlamaya balamt. Eer dehet duygu-

1 2. Donald Davidson, "Paradoxes of lrrationality," Philosophical Essays on


Freud iinde, der. R. Wollheim ve J. Hopkins (Cambridge: Cambridge University
Press, 1 962), s. 303.

36
su bilginin nesnesi ise, o zaman bilgi, fobi kartdr.
Freud'un dnd anlamda bir kii olabilmek iin fobi sahibi
olmak gerekir; ve insan ancak birbirinden ayr bir d ve i dnya
nn varlna inanarak fobi sahibi olabilir. "Kt olan, egoya ya
banc olan ve darda yer alan, daha balangta birbirinin tpatp
aynsdr," diye yazar Freud, 1 925 tarihli olaanst incelemesi
"Olumsuzlama"da. Egonun iyiliini korumas (Freud'un grne
gre bu egonun kendisini korumasyla ayn kapya kar), kt ola
rak yaanan her eyin d dnyaya atlmasna baldr. lk aama
da, haz kart olann ksa srede tahamml edilemez bir hal ald
ve bunun lm anlamna geldii, bilincin haz kart olana dair ol
duu varsaym szkonusudur. "Kt olan" -ya da Melaine Klein
buna nefret diyecektir-, dipal ncesi dnem asndan egoyu ve
ksa bir sre sonra da nesneyi mahvetmekle tehdit eden arzu fazla
s; dipal adansa yasak olan ensest arzular anlamna gelmektedir.
"Kendisine sunulan nesneler birer haz kayna olduu srece,"
diye yazar Freud, igdler ve Deiim Tarzlar nda ( 1 9 1 5), "ego
'

bunlar iine alr, "ie yanstr" . . . ve dier yandan, kendi iinde haz
kart olan eylerin nedeni haline gelen her eyi de dar atar."13
Darda karlatmz ilk dnya, ksmen iimizdeki dehetin at
labilecei bir depo, haz kart olan yaratan arzular ve nesnelerin
depolanabilecei farkl bir mekandr. Ve darda kurduumuz bu
dnya, aslnda uzak durmamz gereken bir dnyadr. Bize ait olma
malarn istediimiz nesneleri ve arzular yerletirdiimiz mekan
ya da mekanlardan biridir buras. B u dnyada kendimizi rahat his
sedebiirnek iin onu iinde barnlmaz klmamz gerekir.
Ego -dars olarak adlandracamz- baka bir rnekina ve
Freud'un "bastrlm bilind" olarak adlandrd ve ieride yer
alan bir dier mekana ihtiya duyar. Ve tabii bu da iyi/kt ayrm
na denk der (farkl bir ifade biimi de yle olabilir: dnya
diye bir ey yoktur; hissettiimiz eylerin karmaklnn hakkn
verir gibi grnen kelimeler toplam vardr yalnzca). Ancak
Freud 'a gre, kt eylerin datlmasn ieren bu srete ego,
Freud 'un ifadesiyle "salt haz egosu" olmay srdrmek gibi umut
suz bir aba iinde kendini tketir. Freud'un bak asna gre, ge-
1 3 . Freud, "Negation," SE XIX, s. 237; eitli yerlerde, "lnstincts and Their Vicis
situdes," SE XIV, s. 1 36.
37
liim zerine sorulmas gereken soru -bireyin soruyu bu ekliyle
ifade edebilmesinden nce dnlen, daha dorusu harekete gei
rilen soru- udur: Kiinin kendisinde katlanlmaz olarak grd
ey nedir ve bu ey nereye oturtulacaktr? nsan bu eyden szde
kurtulduunda bu defa da bylesine bir yoksunluk ierisinde, by
lesine bir boalmlk duygusuyla nasl yaanaca sorusu zihni
megul eder. Fobi nesnesi, reddedilmesi gereken bir vaat -adeta
geri evrilen (bilind) armaan- halini alr. Ancak reddetme,
tabii ki bulunulan vaadi yerine getirmenin bir yoludur.
Eer, Freud 'un inand gibi, kii kendini denetim altna almak
tan temelde aciz ise -ya da ocukluunda yeterli donann edinme
mise-, o zaman kiinin bir fobi edinmesi, iinde barndrd
imkansz bir baka mekana tamas hep geliim srecinin bir par
as saylmaldr. Tabii ki Freud ' a gre fanteziler -ve bir fobiyi ya
ratan fantezi- tlsml dnme biimleridir; fobi fantezisinde
insan benliinin bir parasn kt eylerin baka bir mekanda bu
lunduuna ikna eder, bunun tek nedeni de aslnda baka bir mekan
olmamasdr (ya da gerek olan tek baka mekan, kiinin benliine
ait paralar oturtamad mekandr). Nefret-nesneleri bulmak her
bakmdan sevgi-nesneleri bulmak kadar gerekli olabilir, ancak
insan barndrd ktln bir ksmn hogryle karlayabilir
se -yani bu ktl kabullenirse- dnyay da bir miktar korkudan
arndrm olur. Bu psikanalitik tablo ierisinde tedavi, bir geri ka
zanma yntemidir; hatta insann iinde yanl yer edinmi kiilerin
geri kazanlmas bile szkonusudur. Ancak bu tablodan yola kl
dnda psikanaliz istemeden cezalandrc bir tavr alabilir; nk
("btnlkl" bir kiiyi neyin oluturduu konusunda bu aamada
despot nitelikl i bir her eyi bilme fantezisinin bulunmas bir yana)
her insann bir tahamml snr vardr. Freud'a gre ego sahip ol
duu fobiye bamldr. Dier bir deyile fobi, egonun ilk ilikisi
dir ve bu iliki kanlmaz olarak paranayaktr (burada paranoya
derken dlanmann reddedilmesini anlyoruz).
Bi lind fikri, bir anlamyla da, ifade edebileceimizi daha n
celeri bilmediimiz eylerin olduu gereini betimlemenin bir yo
ludur. Fobi, kt eylerin aza alnmaz olduu ve bylelikle de
aza alnmaz olann her zaman kt olduuna duyulan inantr. Ve
bu da, fobi sahibi kii iin rtk kavraylar her zaman tehlikeli
3R
klar. Fobi sahibi kiinin duyduu dehet dile getirildiinde kii, bu
dehete yeniden maruz kalabilir; byle bir ey yaplmazsa da, orta
da gerekten katlanlmaz bir ey olduu dncesiyle su ortakl
yaplm olunur.
Demek ki fobiler, psikanalistin karsna olduka kat bir biim
de, iyiletirmenin ikilemiyle kmaktadrlar. Psikanaliz sanat, her
iki taraf iin de, ilgin birtakm yeniden betimlemeler yapmaktr;
bunlar hastann ilgi duymakta serbest olduu, ilgilenmeyi gze ala
bildii betimlemelerdir. Bir baka deyile, psikanalizin amac in
sanlar iyiletirmek deil, onlara herhangi bir sorunlar olmadn
gstermektir.

39
III. RSK VE YALNIZLIK ZERNE

nsan arkadalanndan ayran ve tek bana


brakan mekan nasl bir eydir? Hacaklarn
sarfedecei herhangi bir abann, iki zihni
birbirine yaklatramayacan anlam
bulunuyorum. En ok neyin yaknnda
yaamay isteriz?
Henry David Thoreau. Wu/den

Yalnzla duyulan yaknlk, sadece kiinin belli insanlara duyduu


yaknlkla karlatrlabilir. Ancak insann ilk yalnzlk deneyimi,
tpk tekiyle yaanan ilk deneyim gibi tehlike ykldr. "ocuk
larda," diye yazar Freud, "grlen ilk durum fobileri karanla ve
yalnzla ilikindir. Karanlk fobisi genellikle yaam boyu devam
eder; ocuk, kendisine bakan sevdii bir insann, yani annesinin
yokluunu hissettiinde her iki fobiyi de yaar."1 Grnr olann
yokluu, bir nesnenin yokluu; ve ryalarda olduu gibi insann en
derinlerinde yatan dncelerin gnna kmas riskidir hissedi
len. Baz insanlarda yalnzla ilikin fobinin yaam boyu srmesi

1 . Freud, lntroductory Lectures on PsychoAnalysis, SE XVI, s. 407. [Psikanaliz


stne Giri Dersleri, ev S. Budak, teki Y., 1 994]
.

40
belki de bu yzdendir. Burada Freud'un yalnzlktan ziyade karan
l tercih etmesi, onun almalarnda, yaamnn aksine, yalnzl
, yalnzln teorik irdelemesini adeta bastrd gereini yans
tr. Narsisizm, rya, yas tutma ve lm edimi; her ne kadar
bunlarn hepsi de Freud'un insan znesinin derin bir yalnzlk iin
de olduu eklindeki anlaynn birer kantysa da, rnein Stan
dard Edition n dizininde, yalnzla dair sadece iki gnderme bu
'

lunur. Sanki Freud, yalnzln kendisini, tpk bebeklik dneminin


kucaklayc ortam gibi bir veri olarak kabul etmi gibidir.
Freud'un, ocuklua ilikin riskler arasnda, yetikin yaamndaki
karln ele almay aka gzard ettii tek risk, belki de yalnz
lktr.
Freud, Giri Dersleri' nde dier "durum fobileri"ni tartrken
rnek olarak eitli yolculuk trlerine bavurur:

Tren yolculuuna kmann evde kalmaktan daha fazla bir kaza olas
l, bir arpma olasl yaratacan biliriz; bir geminin batabilece
irri ve bu durumda boulma olaslnn doduunu da biliriz; ancak
bu tehlikeleri dnmeyiz ve hibir endie duymadan tren ve gemiyle
seyahat ederiz. Tam zerinden geerken kpr kcrse nehre dece
imiz tartma gtrmez; ancak byle bir durum o kadar nadiren ya
anmaktadr ki bunun bir tehlike oluturduu sylenemez. Yalnzln
da tehlikeli yanlar vardr ve baz durumlarda yalnzlktan kanrz;
ancak herhangi bir koul altnda bir an iin bile yalnz kalmaya taham
ml edememek gibi bir ey szkonusu deildir.2

Belki de yalnzln bir tr yolculuk olduunu dnmyoruz


dur, hem Freud'un bahsettii trden yolculuklar genelde dier in
sanlarn da bulunduu ortamlarda yaplr. Freud yalnzla taham
ml edilebilecei konusunda ar srar gstermekte, ancak yal
nzln tehlikeleri hakknda sessiz kalmaktadr. Verdii rneklerin
mantndan Freud'un, yalnzln ierdii tehlikeler ile drl
mek (D.W. Winnicott'un anlad anlamda, bebeklikte yere d
rlmek dncesi) arasnda bir balant kurduu sonucuna varabi
liriz; ancak bu da fazlasyla speklatif bir yarg olurdu. Bildiimiz
gibi yolculuk yapmak Freud'da endie uyandryordu; zaten Giri
Dersleri' nde yolculuu lmle ilikilendirmiti. " lm," diye
2. A . g . y ., 5.399.
yazar "Ryalarda Sembolizm" balkl blmde, "ryalarda, yola
kmakla, bir tren yolculuuyla temsil edilir." Yolcular, kabul etse
ler de etmeseler de lme doru seyahat etmektedirler. yle
devam eder Freud: "Oyun yazar br dnyay ' snrna kadar
giden hibir yolcunun geri dnmedii o kefedilmemi lke' bii
minde betimlerken ayn sembolik baianty kullanmaktadr.''3
Rya ne de olsa bilindnn att bir tiraddr ve Freud 'un burada,
ryadaki bir eyi aydnlatmak amacyla HamJet' in mehur tira
dndaki yalnzl kullanmas bo yere deildir.
Annesini fazlasyla beklemi olan bebektir lme doru seya
hat eden; nk banda kimse olmaynca bebek bedenin yalnzl
na hapsolmutur. Annenin yeterli bakmndan yoksun kalan ocuk
iin yalnzlk, bir yolculuk, potansiyel olarak lmcl bir yolculuk
tur. Ancak karanlkta, tek bana kalm bir bebein sadece annesi
ni beklemediini hatrlamakta da yarar vardr. rnein uyku, yal
nzca bir beklenti durumu deildir. Psikanalitik adan bir tr bek
lentiyi iermeyen bir yokluk olabileceini dnmek elbette gtr.
ocuk, arzu sayesinde yalnzln, yalnzlk sayesinde de arzu
sunu kefeder. Kendisini yattrabilen ancak hibir zaman tam ola
rak tatmin edemeyen, gvenilir olan ama sonuta her an yitirilebi
Iecek bir nesneye bamldr. Ancak ocuk daha batan itibaren,
farknda olmadan bir nesneyi dahil eder yaamna. "zne," diye
yazar Jacques Lacan, "hep talep etmekten baka bir ey yapmam
tr; aksi takdirde ayakta kalamazd; ve bizlerin yapt da sadeec ii
kald yerden srdrmek."4 Bizler ii, analitik durum denilen iki
kiilik, tuhaf bir yalnzlk iinde srdryoruz. Ve bu ortamda, tek
rar tekrar, hastann bir bakasna teslim olma riskiyle kar karya
olduunu anlyoruz. Hatta analizin amalarndan biri de bu riskin
btn zelliklerini ortaya kartmak olacaktr. Analitik tedavinin
yaratt gerilemede, hastadan, Winnicott'un ifadesiyle kucaklayc
ilev denen eyi analiste devretmesi - "altn kural" yeniden betim
lemesi- beklenir. Serbest armda hasta ne syleyeceini bilme
me riskini gze alr. Hastaya den en zor i, kendine semptomato
loji hakkn sonuna kadar tanmak olacaktr.
3. A.g.y., SE XV, s. 1 53.
4. Jacques Lacan, "The Directian of the Treatment and the Principles of lts
Power," Ecrits iinde (Londra: Tavistock, 1 977), s. 254.

42
Talepkar biimde baml olan bebek, yeterli bir zeni gsteren
anneyle ileride, yalnzlk kapasitesi tayan bir yetikin olup ka
caktr, der normatf bak as; ki bu yetikin iin, kendi iine e
kilme sadece zulmden kamak deil, zenginletirc bir mahremi
yete snmak anlamna gelecektir. Ancak bamllk yle birden
yok olmaz bizce; bir yerlerde bir nesne ya da nesneye ait bir glge
vardr. yleyse, yalnzlk durumlarnda yetikin kii neye baml
dr? Kendisini neye teslim etme riskine girer?
Freud'un bir yolculuk esnasnda yaandn syledii riskler,
yine Freud'a gre tahamml edilebilir trdendi, nk bunlar fiilen
asgari dzeyde olan risklerdi. Ancak daha ciddi -sadece fobi kar
t olmayan- riskler szkonusu olduunda (ki yalnzlk bu trden
bir risk saylabilir), birey, genellikle bilind olarak, kendi mutlak
kudret alannn tesinde olan, ancak bu yzden de zulmedici olma
yan eyi bulmaya alr. (Francis Bacon' n, kompozisyon sreci
nin bir paras olarak izdii resimlere boya frlatmak ihtiyacn
hissettii aamay anlatmas, bu duruma iyi bir rnek oluturur.)
Burada, her zaman oktan yitirilmi olana dair bir fantezi ieren
-bilindii gibi yalnzca imkansz olan eyler bamllk yaratc
dr-, kompulsif riske girmek olgusundan deil, ergenliin erikin
hayatna kadar uzanan sradan risklerinden bahsediyorum. rne
in, kendi ifadesiyle "yalnz adam" ve "risk taciri" olan on alt ya
nda bir olan ocuu, seans esnasnda, nceleri sudan ok kor
karken sonunda on yanda yzmeyi rendii an yle aktarmt:
"Boyumu aan yerde daha gvenlikte olduumu biliyordum;
nk ayam dibe demese bile beni yukar kaldracak daha ok
su vard." Ergen ocuun yaad temel paradokslardan biri de,
sadece kendi denetiminin tesinde olan nesneye gvenebileceini
kefetmesidir. Olan iin yzmeyi renme riski, kendisinin, daha
dorusu bedeninin suyun stnde batnadan durabileceini kefet
me riskiydi. Yzmenin temeli suyun stnde durabilmektir. Boyu
nu amayan bir derinlikte ayakta durmak, yani denetimi elinde tut
mak, endieden kaynaklanan bir mutlak kudretti; burada mutlak
kudretin ztt, ocuun korktuu gibi iktidarszlk deil, kendisini
suya teslim etmeyi becerebilmesiydi. Kendini ihtiyatla tutma bii
mine brnen savunmas, yzmeyi becerebilmesine engel olmutu.
htiya duyduu ey, kendisiyle ilgili olarak "cmert bir umursa-

43
mazlk" tutumu benimsemekti.5 nsann kendisini gereinden fazla
dnmesi de mmkndr.
Bu geliim srecini, epistemolojik adan yaamak mmkn de
ilse de anlamak faydaldr. Iris Murdoch, Sartre zerine yazd
kitapta, Adorno ile Sartre arasnda - Sartre'n aleyhine- bir kar
latrma yapar: "Adomo, bilgiyi ' olumsala kar duyulan efkatli,
drst bir sabr' olarak dnr; ona gre, ' olumsal, yenilmesi ge
reken, kt niyetli bir teki deil, evremizi saran bildik bir dnya
gibidir. ' Nesnenin bilgisine yaklamak demek, znenin, nesnenin
etrafna rd perdeyi kaldrp atmas demektir. zne bunu
ancak, korkusuz bir edilgenlikle kendisini kendi deneyimine teslim
ettiinde baarabilir."6 Geliim psikolojisi asndan "kt niyetli
teki" kucaklayc ortamn eksikliini temsil edebilir. Hastam, su,
evresini saran bildik bir dnya haline geldiinde, boyunu aan de
rinlikte "korkusuz bir edilgenlik" iinde olduunda yzmeyi baar
mt. Benzer biimde, ergenin cinselliini utangalk iinde
yeniden yaarken yeni karlat nesnenin, yani erginleen bede
ninin etrafna hem bir perde rdn hem de bu perdeyi kaldrp
attn ekleyebiliriz.
Bebek, boyunu aan derinlikten kurtulmak iin anneye ve anne
nin bakrnma muhtatr; bilindii gibi ergenlik anda bu trden
bir koruma hem istenir hem de reddedilir. Risklere, boyun ememe
konusundaki ustaln bir paras olarak girilir . Ergenin, kendini
dierlerinden farkllatrma ve yalnz kalma -sadece nesneye duy
duu ihtiyacn stesinden gelmek anlamn tamayan bir bamsz
hareket edebilme- kapasitesini kefetmesinin yollarndan biri de
riske girmesi ve birtakm riskler yaratmasdr. Ergenin bedenini
tehlikeye sokmaya, bedeninin temsillerini denemeye ihtiyac var
dr; ve ergen bunu, yalnzln en ilkel biimi olan tecrit sayesinde
gerekletirir. Winnicott'un da yazd gibi,

Ergen temelde kendini tecrit eden kiidir. Ergenlik andaki bir kz


ya da ol an ocuu, sonuta eitli ilikilere dnebilecek bir eyleri
tecrit konumundan k yaparak yaar. .. Ergen, temel bir bebeklik ev-

5. Patronu Lord Halifax'tan Charles Cotton'a mektup, Montaigne's Essays iin


de, i ng. ev. Charles Cotton (Londra: Ward Lock, 1 700), s.5.
6. Iris Murdoch, Sartre (Londra: Chatto & Windus, 1 987), s.36-37

44
resini yineler; nk bebek de, en azndan tlsml denetiminin dnda
kalan nesnelerle iyi geinme kapasitesini gelitirene dek tecrit konu
munda saylr. Bebek, bebein bir paras olmayan nesnelerin varl
n tanma ve bu varl iyi bir biimde karlama becerisini edinir; bu
ise bir baardr. Ergenlik andaki ocuk bu mcadeleyi yineler.7

Ergen bedeni -bedeninin iinde yaamak ve beden tarafndan


mesken tutulmak ergenlik hedefinin bir parasdr-, yeni kefedi
len cinsellii iinde bir nesne olarak, aka tlsml denetimin d
nda kalan bir nesne olarak yaantlanr. Ergen iin "ilikiler nce
likle znel nesneler zerinde denenmek zorundadr,''B diye yazar
Winnicott. Bedenin bir anlamda -bu anlamn bilince yerlemesi er
genlik anda gerekleir- tanm gerei hem znel bir nesne hem
de nesnel biimde alglanan bir nesne olduundan bahsetmez.
Ergen iin beden, en tandk olan yabancdr- tpk aktarm esna
sndaki analist gibi. ocuk, ergenlik anda, en doru olarak
kendi bedenine aktarm biiminde adlandrabileceimiz eyi geli
tirir; ergenlikte kristalize olan, ksmen risk sayesinde gerekletiri
lerek geri dnen eyler, hep anneye ve bebekliin kucaklayc orta
mna kar duyulan phelerdir. Beden, yeni bir i dnyay, daha
yalnz bir ortam temsil etmeye baladka bu pheler de bedene
aktarlr, ona dman edilir. Dier bir deyile, ergen, balangtaki
annenin aslnda kendi bedeni olduunu fark etmeye balar.
Ergen, anneden ayrlmasnn bir paras olarak -ego-psikolo
jinin o sama metas olan- "kendi bedenini sahiplenme" abas
iinde deildir, annenin bakm yapma zelliklerini de devralmaz.
Bedenin ilk deneyimler esnasnda edinilmi temsillerini denemek
tedir ergen. Emin bir yuva mdr beden? Gvenilir midir? Farkl
birtakm ballklar var mdr bedenin? Neleri vaat eder ve neden
baz eyleri reddeder? Eer bebek konuabilseydi annesine bu so
rular sorard (tabii baka sorular da dnlebilir); ergen de ruh
haliyle ve edimleriyle ite bu sorular yeniden gndeme getirir. Er
genlikte -su ilemenin meru, yalnzln ise yasak sayld o ev
rede- alnan sradan risklerde ergen, "sanki" anne bakmndan yok
sunmu gibi ya da gerekten yoksun olarak gelir tehlikelerin

7. D. W. Winnicott, Deprivation and Delinquency (Londra: Tavistock, 1 984), s. 1 47.


B. A.g.y.

45
stesinden. Ve bunun da elbette tedaviyle ilgili birtakm ierimleri
szkonusudur; nk psikanaliz literatrnde risk almaya duyulan
ilgi, rnein sapknlklarn bir paras olarak genellikle patolojiyle
ilikilendirilmitir. (Ters bir mantkla risk eksikliinin kiinin ha
yatnda nasl bir etki yaratacan da sorabiliriz.) rnein baz sap
knlklar, her ne kadar cinsellik ykl olsalar da, benliin risk me
rakls parasn canl tutmann bir yolu olabil irler. Yetikin gibi
ergen de, yalnzken kendi bedeninin mevcudiyetinde yalnzdr ve
bu aamada kendi bedeni ciddi bir megale haline gelir. Ergen iin,
bedeni, ne tr bir anne ve/veya baba nesnesini ya da baka ne tr
den bir nesneyi temsil eder ve ergen o nesnenin ne olduunu nasl
kefeder? Ergen bedensel riskiere girerken ya da bunlar yaratr
ken, kendisi iin bedenin ve bedene ait dncelerin mevcudiyetin
de gvenilir biimde yalnz kalabilecei iyi huylu bir yalnzlk ola
nan oluturmaya balar. Dnyay ve kendi bedenini, bunlarla
ilgili olarak gze alamad riskler kadar tehlikeli grebilir; hem
kendisi hem de bakalar iin. Ergenin faydal bir yalnzlk kapasi
tesi edinmesi, onun, bedenini yeterli bir kucaklayc ortam olarak
grp kendini ona teslim edebilmesine bal olacaktr. Bebekliin
kucaklayc ortamn hayli ayrntl bir biimde kendi bedenine ak
taracak, adeta bedeninde bu ortam yeniden yaratacaktr.
Bir keresinde Freud, tedavide hastann en ok korktuu eyi
yapmaya tevik edilmesinin art olduu bir nokta olduunu syle
mitir. Ergenin bilip de bildiini reddettii ve analistin baa k
makta zorland ey, ite bu korkulan eydir.

Yalnzln bedelini dedim


Ama en azndan borcun kalmad.
Bob Dylan, "Dirge"

Bilindii gibi ergenlik, bebeklik dnemine ait birtakm eyleri


yineler ancak bu yinelerneyi bir hayli deiiklik yaparak gerekle
tirir. Ergenlikten itibaren risk ve yalnzlk arasndaki balant, canl
ve travmatik bir konu haline gelir. Ancak zerinde nemle durul
mas gereken risk sorunu, Freud'dan sonra gelen kimi psikanalist
lerin, ilk geliim dneminde merkezi bir yer tuttuuna inand
eyle, yani alaka [concern] gsterme kapasitesiyle bariz biimde

46
balantldr. Deer verdiimiz bir eyi tehlikeye attmzda, he
yecan verici eylerle erdemler arasndaki ilikiyi her deneyiimiz
de risk yaratm oluruz. yleyse bizim iin nelerin birer risk olu
turduunu -kiisel risk repertuvanmz- anlamak ya da bunlarn
farkna varmak, gerekten nelere deer verdiimize ilikin nemli
bir ipucudur ve ayn zamanda da umursamazln keyifli yanlarn
dnmemizi art koar. Psikanalizin daha balangtan itibaren
adalet ve sevgi ilikisini konu edinmesine ramen, Freud 'un eser
lerinde iyi bir yaamn ne anlama geldiine dair, ak ya da zorla
yc bir betimlemenin yer alrnamas, zerinde durulmas gereken
bir paradoks tur; ite bu paradoks, Freud 'u, eletirmenleri ve takip
ilerinden farkl klan birok zellikten biridir. Ancak, dier insan
lara alaka gstermenin iyi bir yaamn tamamlayc bir esi oldu
unu varsaymak geleneksel ahlakmzn bir parasdr (bu varsaym
Kleinc teoriye de yansmtr). Bu nedenle, Winnicott'un gelii
min ne lde nesneye duyulan alakadan vazgeme ya da bu ala
kay askya alabilme kapasitesine bal olduunu dile getirmesi,
psikanalizin geliiminde ilgin bir baka paradoks oluturur. Yeti
kin yaamnda nesnelere kar iyi anlamda kaytsz kahnmasna
ilikin tanmlar psikanaliz teorisinde baka nerede yaplmtr ki?
Winnicott' un eserlerinde alakadan bahsetmediini sylemiyorum;
bilakis Winnicott'un adiandrma cesaretini gsterdii az saydaki
geliim evresinden biri de Alaka Evresi 'ydi. Her ne kadar Winni
cott'un gerekten rktc ve heyecan verici bir geliim teorisi
rettiine inansam da, onun bir tr Nietzscheci olduunu dnd
m de sylemiyorum. Ancak, Winnicott'un eserlerinin, birer
eser olduklar iin, tpk Freud 'unkiler gibi birbirine zt grler
dile getiren bir paralanm\lk tadn ve elikilerle dolu oldu
unu iddia ediyorum. Eserlerinde genellikle geitirilip belirli bir
anlamla snrlandrlmasna ramen srekli yinelenen temalardan
biri de, herhangi bir nesneye duyulan alakann, pekala da ita
atkarca davranmak anlamna gelebilecei ve bunun tutkulu bir ya
knlk gelitirmenin ve kiisel geliimin nnde potansiyel bir engel
oluturduudur. Bu da, yalandka Winnicott'un daha ok zerin
de durduu ilikiye, kiinin kendisiyle olan ilikisine dair ilgin
ierimler tamaktadr. rnein, kendimizle fazla alakadar olmakla
kendimizi nelerden mahrum braktmz sorusunu sorabiliriz.
47
Bebeklik dneminde irade d alnan ilk risk, bebein annenin
bakrnma teslim olmasdr. Optimal dzeyde anne, bebein ihtiya
larna cevap verir; bunu yaparken de Winnicott'un yanlsama ola
rak adlandrd durumu yaratr:

bebein igdsel ihtiyalar ve hayvans dnceleri vardr. Anne ise


memeye, st retme gcne sahip olup karn a bir bebein saldrsna
urarnay istedii dncesini tar. Bu iki olgu, anne ve ocuk ortak
laa bir deneyim yaayana kadar biraraya gelmez. Szkonusu sreci,
birbirine yaklama eilimi gsteren iki izginin zt ynlerden ilerleme
sine benzetiyorum. Bu iki izginin rtmesi durumunda bir yanlsa
ma an yaanr -ki bu, bebein, ya kendi grd bir halsinasyon ya
da d dnyann gerekliine ait bir ey olarak alglayabilecei trden
bir deneyimdir.9

Bir yanlsama yaanr; nk tatminkar miktarda st emen


bebek, kendi asndan bakldnda, aslnda hazr bulduu bir eyi
kendi arzusundan yola karak yaratmaktadr. Tabii bebek iin
anne, bizim anladmz anlamda gerek bir kii deildir. Stephen
Mitchell'in de dedii gibi, "bebek, anneye bir kii olarak neredey
se hi aldrmaz; anne, 'dnyay ocuun ayana getirir' ve ocu
un ihtiyalarnn grnmez eliliini yapar."10 Anne gerek bir
kii olmakta srar ederse, bu sefer bebein ya da kk ocuun
onunla muhatap olacak sahte bir benlik yaratmas gerekir. Winni
cott'un Sahte Benlik olarak adlandrd ey, zamanndan nce
nem kazanan bir nesneyle baa kabilmek iin yaratlr. Sahte
Benlik, nesnenin kopuk bir biimde tannmasn ya da dikkate aln
masn salar; nesne ciddiye alnr, nesneye alaka gsterilir, ancak
btn bunlar yapan bir kii deildir. Winnicott' a gre patoloji,
nesnenin alaka grmek iin talepte bulunmasnn -ya da varsaylan
talebinin- bir sonucudur. lk yalarda szkonusu olan alaka, Win
nicott'un bak asyla her zaman yapmacktr. yleyse bebek,
nasl "gerek bir alaka" -her ne demekse- besler hale gelir?
Winnicott, bebein arzusunu nitelendirmek iin "ilkel bir ac-

9. D. W. Winnicott, "Primitive Emotional Development", Through Paediatrics to


Psychoanalysis iinde (Londra: Hogarth Press, 1 975), s. 1 52.
1 O. Stephen Mitchell, Relational Concepts in Psychoanalysis (Cambridge,
Mass.: Harvard University Press, 1 988), s. 32.

48
maszlk" dncesini ne srer; onun iin bu acmaslk, sadizm
anlamna gelmez -ac vermekten duyulan cinsel bir hazz iermez
ve sadece bebein, kendisine imkan tanndnda, anneyi kaytsz
bir biimde sevme yntemidir. Ancak bu youn bir tutkuyla dona
tlm yaama dair hikaye ok gemeden bir hayal krklna d
nr. Bebek, Winnicott'a gre "doal olarak", yava yava anneyi
ayr bir insan olarak grmeye ve kendisini sulu hissetmeye balar.
Bylelikle Winnicott, 1 95 7 ' de yazd "Psikanaliz ve Sululuk
Duygusu" balkl almasnn sunu blmnde yle syler:
"Sululuk duygusunu, alanmas gereken bir ey olarak deil, bi
reyin geliiminde yer alan bir zellik olarak incelemeye alaca
m . . . Ahlakn alanmas gerektiine nananlar, kk ocuklara
bu ynde bir eitim vermekte; kiisel ve bireysel yntemlerle su
nulan iyi bir ortamda salkl biimde yetien ocuklarda ahiakn
doal bir biimde gelimesini izlemek zevkinden mahrum kalmak
tadrlar."
nsan bariz biimde rahatlatan bu aklamadan, ocuun do
utan gelen ahlaknn, kendi deer yarglarnn gelitiini anlyo
ruz; ocuun zndeki iyilik, ibirlii ve yaratc empali gibi temel
erdemler, hibir zorlama olmakszn kendiliinden ortaya kmak
tadr. Ancak, Winnicott 'a gre geliimin ahlaka hizmet etmek
adna gereklemed iini, aksine ahiakn geliime hizmet adna bu
lunduunu belirtmekte de yarar vardr. ocuun kendi ahlaki de
erleri, tpk semptomatolojisi gibi, ancak bu deerler onun by
mcsini koruduu srece geerlilik tar. Yani, kiisel geliim,
belirli bir ahlaki oportnizmi gerektirir. "Ahlak anlayndan yok
sun kiiler," -dikkat edilirse, bir ahlak anlay demiyor Winni
cott- "geliim srelerinin ilk evrelerinde, sululuk duygusu kapa
sitesinin gelimesine imkan tanyacak bir duygusal ve fiziksel
ortamdan mahrum kalm insanlardu." "Bireyin iinde," diye
yazar Winnicott, "anneyle ilgili olarak yava yava sululuk duy
gusuna dair bir kapasite geliir ve bu kapasite, verilen zararlar taz
min etme frsatyla ok yakndan ilgilidir." Winnicott, Klein'n a-

1 1 . D. W. Winnicott, "Psychoanalysis and the Sense of Guilt," The Maturational


Processes and the Facilitating Environment (Londra: Hogarth Press, 1 965), s.
1 5. Nesne ilikilerinde szkonusu olan ahlak zerine bir tartma iin bkz. Adam
Phillips, "B esides Good and Evii," Winnicott Studies 6 (1 991 ), 1 4 1 9.

F4!'\/pulllL'. Gd... l.nnJ \c Sklna 49


lmalarndan karsadn syledii ve kendisine ait ayrt edici
eklemeleri adet olduu zere geitirdii basit bir geliim sras
nerir. Olduka samirniyetsiz bir yeniden betimleme yaparak
Klein' dan unu anlad iddiasnda bulunur: " lkel sevgi i tkisinin
saldrgan bir amac vardr; acmasz olan bu itki, alakadan etkilen
meyen deiken sayda ykc dnceleri de beraberinde getirir."
" yi huylu dng" olarak adlandrd -ksr dngnn ztt olsa
gerek- ve Klein'n depresif konumunu oluturan, belli bir zaman
dilimine yaylm saysz yinelernelerin betimlemesini yapar.1 2 Bir
dngnn insan balang noktasna getirdiini hatratmakta
yarar var. Verilen zarar tazmin etme olgusu, yalnzca, insann,
kendi eylemlerinin bilinmeyen sonularna tahamml etmeye kar
duyduu isteksizlik, gelecee kar nceden gsterdii bir diren
olabilir.
Winnicott'un sonunda hi beklenmedik bir tarzda yeniden be
timleyecei iyi huylu dng de bu kalb izler. lk olarak bebein
tm gayretiyle st emnesi gibi igdsel bir deneyim yaanr;
ikinci aama, bebein, tad arzunun fanteziletirilmi ykc et
kilerine ait sorumluluu stlenmesidir, ki bu sululuk duygusu ola
rak adlandrlr; nc aama, bu pimanlk ve korkunun yaan
masdr, ki bu da bebei drdnc aamaya, "verilen zarar telafi
etmeye ynelik gerek davran" aamasna gtrr. Bu iyi huylu
dng, Klein 'n hibir zaman vurgulamad bir biimde anneye
dayanmaktadr. Winnicott'a gre dng tamamen, "annenin ig
dsel durumun yaand andan sonra da bebein yannda kalp
bylelikle bebein verilen zarar tazmin etmeye ynelik gerek
davrann karlama ve anlama kapasitesine" baldr. Arzunun
iinde pimanlk duygusunun bulunduu varsaylr; nk bebek,
arzuyu, hrszlk ve zarar ieren bir edim olarak hayal eder; bu ne
denle annenin, ocuun "yaralar onarma" isteine cevap verebil
mesi ok nemlidir. Ancak anne zararn tazminini kabul ettii s
rece bebek, Winnicott'a gre, "daha nceleri acmasz olan youn
bir igdsel itkiye ait tm fantezilerin sorumluluunu stlenme"
becerisini gsterecektir; "Acmaszlk acrna duygusunu, alakasz
lk alakay douracaktr."13
1 2. Winnicott, "Psychoanalysis and the Sense of Guilt", s. 23-24.
1 3 . A.g.y., s.24.

50
Ancak Winnicott, daha sonra, almasnn geri kalan ksmyla
clikiye den ksa bir paragrafta, betimledii iyi huylu dngden
muaf olduu anlalan (bunun nedenini aklamaz), hatta bu dn
gye hi bulamam, "yaratc sanat" olarak nitelendirdii bir ki
iden bahseder. Bu kii iin, tazminat ve onun ifade ettii kran
ile minnettarlk duygusu, hibir nem tamayp sadece bir engel
yaratlmas anlamna gelir. Baat zellii acmaszlk olan sanat
nn kendine zg toplumsaliama tarz, "sululuk duygusu ihtiyac
n ve bununla balantl, sradan yapc bir almann temelini
oluturan tazmin ve telafi edici faaliyeti nler [obviate]." Burada
kullanlan nleme [obviate] kelimesi, "karlalmak, istenmeyen
hir eyin nne gemek ya da ondan kurtulmak, gerekli tedbirleri
alp nlemek"14 gibi anlamlar tamas bakmndan ilgintir. yley
se sanatnn "sululuk duygusuna duyulan ihtiyac nleyen" yaa

m, sanatnn sululuk duygusunu fark ettii ancak onun nne


gemenin yollarn bulduu bir yaamdr. Sanat sululuk duyma
y, daha dorusu bu duygu tarafndan engelienmeyi reddetmitir.
Winnicott, "Yaratc Sanat" balkl on bir buuk satrlk paragra
rn, insann itahn kabarttktan sonra usturuplu bir hayal krkl
yaratarak bitirir: "Sululuk duygusuyla yanp kavrulan sradan in
sanlar bu durumu artc bulurlar, ancak bir yandan da bu tr ko
ullar altnda sululuk-gdml abalardan daha fazlasn edinme
yi baaran acmaszla kar gizli bir hrmet beslerler."15 Burada
kullanlan sylem asndan, Winnicott'un, Klein 'n tm almas
n rtk bir biimde eletirirken "sululuk-gdml abalar"
(Kle in' n Depresif Konum' a dair yazdklarnda olduu gibi, ahlaki
bir ierik kazandnid her balamda ac ekmek, her zaman idea
lize edilmitir) olarak adlandrd eyle srekli boumak yerine,
oumuzun, kendimizi yaratc birer sanat olarak dnmeyi ter
cih edeceimizi sylemek sanrm yerinde olur. rnein psikana
list, komplsif bir biimde bir eyleri tazmin eden biri deil de,
byle yaratc bir sanat olsayd verecei eserler neye benzerdi?
Metnini, olduka ani ve artc biimde kesintiye uratt bu
blmde Winnicott, depresif konuma bir alternatif nermektedir.
Klein 'n, bebein, fantezisinde yok ettii nesnenin aslnda sevdii
1 4. A.g.y., s. 26; Oxford English Dictionary, s.v.
1 5. Winnicott, "Psychoanalysis and the Sense of Guilt", s. 26.
51
nesne olduunu farketmeye baladn, bu nedenle de ancak taz
min edici davranlarda bulunursa yattrabilecei, kendisine
biim verecek nitelikte youn bir znt duyduunu syledii dep
resif konumu Winnicott yeniden betimler. Bunu yaptktan sonra da
bizlere, tartma gerei yaratc sanat olarak adlandrmamz gere
ken bir kiiyi takdim eder; ve bu kii iin, "daha az yaratc bir in
san motive eden alaka duygularn anlamaktan aciz olabilir ya da
bu duygular hor bile grebilir"16 ifadesini kullanr. Bundan ne gibi
bir sonu kartabiliriz? Romantizm sonras akmn, sanaty
rnek insan, boyun emedii iin en sahici, en fazla gereklik ta
yan kii olarak idealize eden grn Winnicott'un da paylat
n biliyoruz. Ancak Winnicott burada sanat figrn, kendine
zg ve rahatsz edici geliim anlayna psikanaliz ortamnda
imkan tanmak iin kullanmaktadr. Bu almann, Freud'un y
znc doum yln kutlamak amacyla Londra Psikanaliz Enstit
s 'nde halka ak olarak gerekletirilen alt konferanstan biri ola
rak sunulmas ve Klein ' n "Haset ve kran" balkl, r ac
almasnn ayn yl iinde haslnas ilgin bir rastlantdr. Bu a
lma, Winnicott'un farkl geliim teorisinin gecikmi doumuna
iaret eder.
Analiz ortamnda yeniden yaratlan, geliime ilikin ilk risk, be
bekle ve onun kendisini annenin sunduu kucaklayc ortama tes
lim etmesiyle ilgilidir. Ancak nesne, yani anne, ancak fantezide
yok edilerek ama bu nefrete ramen varln srdrmesine tank
olunarak gereklik kazanr -Winnicott' un diliyle znel bir nesne
den daha nesnel biimde alglanan bir nesneye dnr. nsanlar
gzmzde gerek klan, o gsterdikleri direntir adeta. "Nesneyi,
znenin mutlak kudret alan dna yerletiren ey, nesnenin yok
edilmesidir. Bu sayede nesne, kendi zerkliini ve yaamn kurar,
eer ayakta kalmay da baarrsa kendi zellikleri erevesinde z
neye katkda bulunur."7
1 6. A.g.y.
1 7. D. W. Winnicott, "The Use of an Object", Playing and Reality iinde (Londra:
Tavistock, 1 971 ), s. 1 06. Nesnenin gerek klnmas- znelliin kefi- konusun
da gnmzde yaplan tartmalarn aydnlatc bir incelemesi iin zellikle bkz.:
Emmanuel Ghent, "Masochism, Submission, Surrender," Contemporary
Psychoana/ysis 26, no.1 (Ocak 1 990) , 1 08-1 36; ve Jessica Benjamin, The
Bonds of Love (New York: Pantheon Books, 1 988).

52
Nesne, zneden gelen nefretin saldns karsnda ayakta kal
may baanrsa, kii nesnenin kendi iktidar alannn dnda bulun
duunu ve bylelikle de tamamen gerek olduunu; yani znenin
tazmini tarafndan yeniden oluturulmayp kendi bana varlk gs
terdiini dnebilecektir. Ancak bu sre, Winnicott'un betimle
dii haliyle tuhaf bir paradoksu ierir: Nesne, ancak ona gsterilen
alakann askya alnmasyla gereklik kazanr; nesneyi ancak onu
umursamazlktan gelerek -ona kar derin bir nefret duyarak- (bir
zne olarak) yakndan tanyabiliriz. Kii, nesneye olan ilgisini
azaltarak -nesneyi kendisinden ar derecede korumay bir yana
brakarak- gerek bir iliki kurar. ki adet yalnzlk salanm olur.
Ancak bu mcadelenin ayrlmaz bir paras olan yalnz kalma tale
binde bulunmak acmasz bir davrantr. Winnicott, geliimin, nes
neye kar ilgisizliin giderek olgunlaan biimlerini ierdiini,
bunun ise gerek bir nesneyle gerek bir iliki kurmak adna yapl
dn dnr. Fazlasyla ematik bu aklamada szkonusu olan
ikinci geliim riski, nesneye duyulan alakarlan vazgeilmesini ge
rektirir. Ancak insanlara nesne olarak davranma kapasitemizi geli
tirdiimizde insanlar bizim iin gerek birer kii haline gelirler. Bu
da, sapknlklara farkl bir biimde bakmamz salar; Winni
cott'un bu konuda aktan aa pek bir ey sylememi olmas an
lamldr. Winnicott'un betimledii sre, sapkn sadomazoist ili
kilerde adeta ksa devre yapmaktadr. Nesnenin sergiledii gizli
ibirlii, nesneye duyulan nefret ve kaytszla katkda bulunur.
Yani nesne, varln srdrmeyip -hakimiyet altna girmeyi
cengaverce reddetmeyip- teslim olur, yok edilmeyi ya da zarar
grmeyi kabullenir. Demek ki, psikanaliz literatrnde sapkn sz
leme olarak betimlenen ey -sadomazoizmin kle ve efendi kon
figrasyonu- ortakyaamaya dayanan bir ba zmek iin gsteri
len kendi kendini engelleyici bir abadr. Sadomazoist ift,
Winnicott'un diliyle, birbirleri iin znel nesneler olmay ap bir
birlerinin mutlak kudret alan dnda gereklik kazanabilecekleri
aamada bir engel yaratrlar. iftin riske atmad ey, ayn kalma
nn yalnzldr. Hatrlannas gereken bir baka konu da, baml
ln eksikliinden kaynaklanan korkudur.
Winnicott'un daha sonraki almasnda doas itibariyle yarat
c bir sre biiminde deerlendird geliim, ona gre bir acma-
53
szlk kapasitesine balyd. Bebeklik dneminde, bir lde yeti
kin yaamna tanmas gereken, asli bir acmasz arzu -temel bir
ruh hali- szkonusuydu. Ve -Winnicott'un daha sonralar yaratc
yaam olarak adlandrd- yaratclk, kiinin en ateli ykcl
karsnda ayakta kalabilecek bir ara, bir ortam, bir iliki arayn
ve bunlar gerekletirme abasn ieriyordu. Ykcln riskli
yan, kar konulamama olasl tamasdr; kiinin yalnz kalma
y salamasnn riskli yan, potansiyel bir zgrln riske atlma
sdr.
Verilen zarar tazmin etme ihtiyacnn kiiyi nesnelere balad
aktr. yleyse Winnicott' un, bir eyleri tazmin etme gibi bir
derdi olmayan ve "daha az yaratc bir insan motive eden alaka
duygularn hor grebilir" biiminde bahsettii gizemli yaratc sa
natsn bu balamda nereye oturtabiliriz? Burada alakann, yarat
cln azalmas ile ayn kefeye konulduunu grmezlikten geleme
yiz. "Sanatlara ilikin olarak," diye yazar Winnicott tuhaf bir
vg ieren yazsnda, "ilerinden bazsnn hibir sululuk kapasi
tesi tamad sylenebilir."1K Winnicott, byle bir insann baz
alardan sorunlu olduunu ne srmek yle dursun, baz kiilik
zellikleri psikanalizde genellikle sapknlkla ya da psikopatlkla
ilikilendirilen bu sanat figrnn, kendisi iin bir tr ego-ideali
olduu konusunda ak bir tavr almtr. Winnicott'un yaratc sa
nat olarak adlandrd kiinin dier insanlara alaka gstererek
kendini engellememekte kararl olduu kesindir. Hatta bu sanat,
asli ilikiyi kendisiyle kuran biri olarak da dnlebilir. Belki de
sanat sapknlklar konusunda cesur davranmaktadr?

Yalnz kaldmda
Tm plaklyla grdm her eyi
Doru deildiler
Antonio Machado, Twenty Proverbs (Yinni Atasz)

air Rilke, 3 Austos I 907 'de Solm-Laubach Kontesi'ne yazd


mektupta herkesin yaabiiecei bir deneyimi en an biimde
ifade etmiti: " ki kez ksaca lafa girmemin dnda haftalardr tek
bir kelime kmad azmdan; sonunda yalnz bama kalabildim

1 8. Winnicott, "Psychoanalysis and the Sense of Guilt," s. 26.

54
ve artk meyvenin iindeki ekirdek misali gmldm almaya."
Burada ima edilen, konumann -dier insanlarla ilgilenmenin
Rilke' nin eserlerini gelitirebilecei bu verimli yalnzl engelle
yecek olduudur. Rilke, yabanc nesnelerden oluan bir ortam terk
eder ve kendi kendisinin tohumu haline gelir.
Zihnin megul olduu durumlarda, younlamann yaand
bir yalnzlk szkonusuyken yok olan teki nesne, bedenin kendisi
dir. Bedenin kendi bana yaratt ortam sorgu sual edilmeden ye
terince iyi kabul edilebilir; beden, yokluu sayesinde gayet gveni
lir bir biimde vardr. Arzu ve hastalk anlarnda yapt gibi kendi
nemini vurgulamaz; Maurice B lanchot'nun ifadesiyle kii, "za
mann yokluundan kaynaklanan riske teslim olur."19 Verimli bir
yalnzlk, kendi bann aresine bakan bedenin iyi anlamda unu
tulmasdr; ve bu balamda arzu, bir hatriama anlamna gelir.
Freud, ryada -o en yalnz temsi lde- bedenin rahatsz edilmemesi
gerektiini, rya grrken uyanmamamz gerektiini syler. ret
ken bir yalnzlk, hi beklenmedik eylerin ortaya kt yalnzlk,
dikkatin niteliiyle balantldr. Nesnenin ya da mdahaleci bir
nesne olarak bedenin ar yaknl, her zaman nceden davranp
kiiyi ele geiren bir mevcudiyettir. " te bu nedenle yalnzl ter
cih ederim," diye yazmtr Nietzsche, "yani herkesin kulland
sudan imernek iin. ounluun arasndayken ounluk gibi ya
yorum ve gerekten dndm gibi dnmyorum; bir sre
sonra, insanlarn sanki beni kendimden uzaklatrmay, ruhumu
alnay istediklerini dnmeye balyorum."20 Yardm eden nes
neden, gaspedici mevcudiyet olarak nesneye gei; ite bu ikisi
arasnda bir yerde, analist kendini hastann aktannnda bulur. Peki
ya bamllktan yalnz kalma isteine, insan analiz durumunun
tesine ya da en azndan dna tayan istee yaplan yolculua ne
demeli? Yalnz kalma istei, bamlln inkar anlamna gelebilir;
buna ramen, yalnz kalma kapasitesi, bu bamlln tamamen
kabul edilmesi olabilir.
Winnicott'a gre yalnz kalma kapasitesi, ocuun erken ya-

1 9. Maurice Blanchot, "The Essential Sotitude," The Gaze of Orpheus iinde,


i ng. ev. Lydia Davis (Barrytown, N.Y.: Station Hill Press, 1 98 1 ) , s. 63-77.
20. Friedrich Nietzsche, Daybreak, i ng. ev. R. J. Hollingdale (Cambridge:
Cambridge University Press, 1 982), s. 201 .

55
larda anneni n mevcudiyetinde yaad yalnzlk deneyimine ba
lyd. Tabii ki Winnicott, babasnn mevcudiyetinde yalnz kalan
ocuktan ya da Masud Khan 'n "bakm srecinde kendi bana
kalan bebek"21 gibi ayrntl bir tanmlama getirdii eyden bahset
mez. Yalnz kalma kapasitesinin habercisi, riskleri rtbas edecek
bir annenin gvenilir ve haddini bilen mevcudiyetini yaayan o
cuktur. Annenin mevcut bulunmas durumunda ocuk, kendini bir
oyuna kaptrabilir; ve Winnicott'un almasnda, anne optimal d
zeyde her zaman yalnzlmz denetlernek zere mevcut bulunur.
Ancak Freud'un insan znesi -arzulayan bir yalnzlk-, yokluk ile
atma arasnda yaamn srdrr. Freud, kendi psikanaliz kav
ramlarndan yola karak, bir yokluktan ziyade tam bir mevcudiyet
biiminde oluturulan bir yalnzl dnememiti; ve tabii ki psi
kanaliz, patolojik olarak grlmeyen eksiksizlik [plenitude] du
rumlarn ifade etmek iin zayf kalan bir szdaarna sahiptir.
Freud 'a gre yalnzlk ancak bir yokluk biiminde, Winnicott 'a g
reyse sadece bir mevcudiyet olarak betimlenebilirdi. Bu, nemli
bir farkllk ltdr.
Yalnzken kendimizi neye teslim etme riskini tarz? te bu
soru halii yantiannay beklemektedir. Her ne kadar Tanr artk
ebedi ahidimiz deilse de, kendimize ait birtakm hayaletlere, biz
Iere esas tekil eden psikanaliz kaynakl kurgulara sahibiz; rnein
bilind, insann iinde yer alan iyi nesne, geliim sreci, beden
ve bedenin kaderi, dil gibi. Belki de yalnzken sadece "kendi ba
mza" kalrz. Ne de olsa hasta, analize, kendi yalnzln, ancak
kendisinin bilebilecei yalnzl teki araclyla yeniden olutur
mak amacyla gelmez mi?

2 1 . Masud Khan, "lnfancy, Aloneness, and Madness," Hidden Selves iinde


(Londra: Hogarth Press, 1 983}, s. 1 8 1 .

56
IV. SKUNET ZERNE

Yaamn deerinin, yaamn gizemli


olaslklarndan; tanmadm bir bireyle
konuurken bama gelecekleri hibir zaman
bilemeyiimden geldiini hayal etmitim.
Ralph Waldo Emerson, Experience (Deneyim)

Yitirdiimiz ancak bulma eilimi gstermedirniz bir ey:


Skuneti, tpk gven gibi, yeniden elde ettiimiz bir ey olarak
dnrz. Skunet sanki oktan gereklemi gibidir; halbuki
skunet hep, hani olgudan sonra denir ya, ite o zaman gerekleir
ve travmatik heyecan deneyimine daha dorusu kiinin kendi heye
cann ayartmasna ilikin, kendi kendine yaplan paradoksal bir te
davi biimidir. Gerekten de, skunet nosyonu, heyecan zerine
gelitirdiimiz fanteziler -tm dile getirilmeyen szler- hakknda
bir ipucudur. Neyi sakinletirdiimizi hayal ettiimizi ve bu
skunetin kimi tatmin edeceini hayal ettiimizi ele alalm imdi.
Yitik Cennet in dokuzuncu kitabnda Havva, Adem 'e Cennet'te
'

ayr ayr dolamalarn nerir; Adem bu neriyi kurnazca bir tered-

57
dtle karladn belirten szler sarfedince Havva, "tatl, yaln bir
sk1netle" cevaplar onu. Bu hassas durumda, ayn anda hem hoa
giden hem de saygya layk bir eyi terkip etme ve sakinletirme
ihtiyac szkonusuydu. Ancak terkibin/skunetin kendisi uursuz
dur, ince bir hesap yapldnn iareti, Havva'nn artk sakinleti
rilmesi gereken yanlarnn bulunduu gereinin zmni bir kabul
dr. Ruskin'in de yazd gibi, "sakinlemek/terkip etmek eit
olmayan birtakm eyleri dzenlemektir."
S kunet, eer bir nitelikse, erdemierin iinde en az masum ola
ndr; rnein Roget' s Thesaurus "heyecana kaplmama" (inexcita
bility) kelimesini skunete (composure) bir eanlam olarak sunar.
Ar heyecan tarafndan kkrtlnca skunet, byle bir deneyimle
baa kmann bir yolu, gecikmi bir red haline gelir; aslnda
skunet, benliin btnlne duyulan gvene dair bir hurafe hali
ne gelir. Bu durumda, skunetin, kendine hllkim olmaya -haz soru
nuna ve hazzn hazzna- ilikin konularda her zaman ayrlk gste
ren psikanaliz dilinin hibir zaman bir paras haline gelmemi
olmas ilgintir. rnein, bilinen baz psikanalitik kategoriler, z
nenin kendi skunetine kar gsterdii bilinli ya da bilind tu
tumlar asndan yeniden betimlenebilir: "sapkn" kii skunetiyle
flrt eder; "histerik" kii skunetin yokluunu taklit eder; "saplan
tl" kii onun parodisini yapar vesaire. Skunet dncesi,
Freud'un ego kurgusunun tamam layc bir paras olarak grlebi
lir. Ego, tpk "anksiyete barna " olmas gibi (ve bu nedenle) ayn
zamanda skunetin de barnadr. Ego bedeni fanteziyle sakinle
tirir/terkip eder. Bylelikle zihni gizlice megul eden o heyecan ve
rici dnceler, mastrbasyon fantezileri, insann, heyecanlanm
bir bedene, daha dorusu heyecanlanm bir bedenin gsterisine
sahip olmay dikkatli bir maskelerneyle gvenli klmasn salayan
hikayeler ya da senaryolar olarak grlebilir. Arzu, her zaman ego
tarafndan sahnelenir, deyim yerindeyse.
Freud 'a gre uyarm, bir arpma; igdsel yaamn organiz
nay bir yandan beslerken bir yandan da onu kargaaya srkle
rnesi demekti. Haz lkesinin tesinde adl eserinde, her zamanki

i ngilizcede sakinlernek (to compose) kelimesinin ayn zamanda dzenlemek,


terkip etmek gibi anlamlar da vardr. Biz bu iki anlam da birlikte verebilmek iin
"r iaretini kullandk. (.n.)

58
kukuculuuyla yazd gibi, "Uyarmlara kar korunmak, canl
organizma iin uyarmlar almlamaktan neredeyse daha nemli bir
ilevdir";1 sanki almlanacak olan ey her zaman potansiyel olarak
fazla miktarda bulunurmu gibi. Jean Laplanche, "drtlerin egoya
saldns"2 kavramyla, Freud'un bireyin fena halde kuatlmlna
ilikin anlayn geniletmitir. Freudcu bak asnda, egoya, be
denin yaad travmay bir biimde azaltna grevi verilmitir;
ancak bedenin, egonun dzen hrsn bekleyecek zaman yoktur.
Skunet, bu temel kargaaya nceden kar koyu -hayaletin iin
de yer alan bir tr makine- haline gelir.
Beden, ocuun en paradoksal aidiyeti olabilmek iin, ocuun
nezdindeki o baskn dolayszln geliim sreci boyunca ve tabii
ki farkl derecelerde yitirmek zorundadr. Skunet, annenin -ocu
un ona olan arzusu karsnda-, ocuun kendini sunu biimini
deitirmesi ynndeki talebine, ocuun, en azndan ilk aama
daki, cevap verme tarz olacaktr. Balangta yer alan kargaa, l
lp biilen toplumsal bir denge halini; ocuun kabul edilebilir
heyecan biimlerini, saygnln yitirmeden arzulayan bir zne
olarak grlebilmenin yollarn bulma mcadelesine tanklk eden,
ayrt edici bir tuhaflk halini alr.
Freudcu adan skunet, daha ziyade bilind bir ihtiyatl z
denetim biimi olacaktr. Ancak Winnicott, ustaca kulland -zel
psikanaliz diline kar belirgin bir kaytszlk anlamna gelen -
safdilliiyle bizlere skunet dncesini farkl tarzda ele almann
bir yolunu sunar. Freud, ustalk olasln grrken Winnicott, a
rtma olasln grr. Freud, savunmac denetim biimleriyle
megulken Winnicott, "kucaklama" adn verdii, daha az erkeke
olan bir eyi vurgular. Kucaklama, bebein psikosomatik btnle
mesini olanakl klan, ilk dnemde anne tarafndan sunulan bakm
betimler; ve karlkl uyum gsterme [accommodatian] durumlar
n, tam olarak birinin bir ocuu tamas ya da kucaa almas gibi
incelikli bir srete gzlemlenen eyi ifade eder. Winnicott asn
dan skunet, bir erteleme; skunetin kendisinden vazgeilebilecek
bir ortamn bulunma olaslna ak kap brakan bir tr kendini-

1 . Freud, Beyand the Pleasure Principle, SE XVIII, s.27.


2. Bkz. Jean Laplanche, Life and Death in Psychoana/ysis (Baltimore: Johns
Hopkins Press, 1 976).

59
kucaklama olarak grlebilir. Skunet, tanm gerei, kendi olum
suzlamasnn aray iinde olacaktr. Dier bir deyile skunet, ki
inin, skunetinin hibir ie yaramad ve bu gerein de artk bir
sorun oluturmad bir ortam yaratmaya ya da bulmaya ynelik
geliim projesinin bir paras olabilir (sadomazoizmin de bu iste
in srekli hayal krklna uramas olduu sylenebilir).
Winnicott, daha nceleri kaleme ald arpc bir almasnda
u soruyu sorar: nsan zihin denen eyden ne ekilde yararlanmay
ister? Bu, ngilizlerin Freud zerine yazd eserlerde eksiklii
bariz biimde hissedilen bir dncedir. "Zihin ve Psie-Soma ile
Olan ilikisi" ( 1 949) adl yazsnda Winnicott, Freud' un metapsi
kolojisini ihmal edip, bireyin anneliin eksikliklerini telafi etmek
iin "zihinsel ileyi" kullandm ileri srer. nsan zihnini kullana
rak kendi kendine annelik eder; daha dorusu, kendi benliinin cici
annesi olur. Normalde zihin, "psie-soma'nn ileyiinin zel bir
durumundan baka bir ey deildir. .. psie soma, somatik blmle
rin, duygularn ve ilevlerin, yani fiziksel canlln hayali dzeyde
ilenmesidir."3 Zihin, beden-benliinin fantezi araclyla ifade
edilmesidir. Winnicott'un baka bir almasnda da belirttii gibi,
normal bir geliirnde "bebein zihni, uyum gstermeye dair baar
szlklar anlama ve bunlara tahamml etme becerisine sahiptir. Bu
sayede zihin, anneyle ittifak iine girer ve onun ilevinin bir ksm
n devralr." Kt zihin ya da Winnicott'un erken gelimi zihin
eklinde adlandraca ey, annenin ar derecede nceden kestiri
lemez davranlarda bulunmasna tepki olarak elini abuk tutar.
"Bebekliin ilk evrelerinde ocuun nemsiz derecelerde bouna
mitlendirilmesinin sk rastlanan bir sonucu olarak, zihinsel ileyi
in bir kendinde ey haline geldiini, fiilen iyi annenin yerini alp
onu gereksiz kldn gryoruz."4 Bouna mitlendirilen ocuk,
dallanp hudaklanan bir hnca dntrecei bir aknlk ierisin
de dikkatini anneden uzaklatrr. ocuun, garez duygusu nede
niyle erken gelien zihni, onu baml kalmaktan karr, daha
dorusu onun bamszl taklit etmesini salar. Tpk yetikinde
olduu gibi ocua da her zaman kimlii belirsiz birtakm dn-
3. D. W. Winnicott, "The Mind and lts Relation to the Psyche-Soma", Through
Paediatrics toPsychoanalysis iinde (Londra: Hogarth Press, 1 975), s.244.
4. A.g.y., s. 246.

60
celer elik eder. Ve zihin, her zaman almann sahnesi olarak
hazr bulunur. Aslnda Winnicott, "entelektel" olarak adlandrd
kiinin her zaman bir misilierne yaptn, bir garezi beslediini
ima eder gibidir.
Ayrca, bir tr psikosomatik zlmeye dayanan bir kendine
hakim olma grntsn ortaya karan, bildik bir skunet tr bu
lunmaktadr. Zihin, benliin iinde, kendi arzusu, benliin duygu
lanma ak z ile arasnda -genellikle ironi biimini alan- bir
mesafe yaratr; ve bu sayede dier insanlarla arasna bir mesafe
koymay baarr. Bazen zorlayc ama genelde mulak olan bir at
mosfer, muhtalk durumunun greceli biimde ortadan kalkm
olduunu ileterek tekini vazgeilir klar. Bu, ksmen yanstma
araclyla gerekletirilir; muhtalk, en ar noktada, evredeki
dier insanlarda uyandrlr ve daha sonra ona kar, sanki iren
bir yabancymasna sadiste bir nefret beslenir. Cehennem,
dier insanlar deil, kiinin dier insanlara duyduu ihtiyatr.
Erken gelimi zihin, skfinete kavuma mcadelesi verirken
saldrgan bir kendine yeterlilik fantezisiyle desteklenir; bu fantezi
de tekine duyulan arzu, tekine verilen bir taviz, olas bir yanl
tanmaya -sahiplenme anlamndaki yanl tanmaya- verilen taviz
biiminde yorumlanr; ki yanl tanma, en ilkel, esasen anlalmas
en g olan iktidar biimidir. ocuk, yaamnn ilk dnemlerinde,
annenin, bebeinin ihtiyacn tanma kapasitesine sahip olmasna
ramen, bunu gvenilir bir yolla gerekletirme konusunda grece
bir kapasitesizlik sergilernesi sorunuyla karlar. Kendine gre
hakl gerekelerle anne de kendi arzusunu ska bebein arzusunun
yerine koyar; yaanan ilk heyecan ve durgunluk halleri, anne tara
fndan karlanmak yerine, herhangi bir karlk ve kabul bulmam
olur. Byle yanl ynlendinci deneyimlerden oluan bir birikim,
ocuun kendi kendini tatmin etmesine ynelik, erken bir zihinsel
geliime yol aar. Winnicott bunu, "hatal annelie tepki duyan zi
hinsel iievin ar bymesi"5 olarak adlandrr.
"Her bireyin geliiminde," diye yazar Winnicott, "zihin, m
kemmel bir ortam bulmak iin, bireyin ihtiyacnda, benliin zn
de kk salar." Tabii ki, mkemmel, psikanalizin alaya ald bir ke-

5. A.g.y.

61
limedir; ancak burada kk salmak zerine yaplan kelime oyunu
bizi farkl ynlere ynlendryor. Winnicott'un "mkemmel ortam"
derken, ocuun ve ebeveynin optimal geliimini olanakl klacak,
tanma ve arzuya dair gerek bir karlkllk halini kastettiini d
nyorum. Ancak Winnicott burada anialma isteini idealize
eder; nk ocuun kendi nezdinde hep yeniden kurmaya alt
-ve zaten hep var olan- dier ey, kendi opakldr. Skunet, bir
meydan okuma gibi, doru tanma dncesini besler ve kkrtr.
(Winnicott'un Hakiki Benlik nosyonu, doru tanma olasln,
ona bir hedef saptayarak ifade eder; bu, terimleri besleyen totoloji
dir.) Bylelikle Winnicott 'un bak asna gre, erken gelimi
zihnin bir ilevi de, bu tr bir tanma aray iindeki arzulayan
benlii, fantezi dzeyinde korurken bir yandan da skuneti sala
maktr. Arzulayan benlik, teki tarafndan yanl tannmak yzn
den ypratlmak korkusuyla tecrit edilir. Skunet, kendine zgl
n sahte biimlerinden pek derin bir zevk almayan, sradan
benliin duygulanma ak znn travmatik, smrc bir tarzda
ayartlmasna dair deneyimin tekrarn engelleyecek biimde d
zenlenir.
Skunet kaynakl kendini kucaklama ve kendini saklama arac
lyla mkemmel ortam bulma aray, en ar haliyle, bireyi, pe
inden kotuu tanmaya kavumaktan alkoyar. Psikosomatik ka
rikatrn byk ustas Georg Groddeck'in de bir seferinde
belirttii gibi, "Yaam tuhaf birtakm yollarla kapldr, bunlardan
bazs daireleri andrr."6

6. Georg Groddeck, The Unknown Se/f {Londra: Visian Press, 1 95 1 ) , s. 46. Bu


rada Lacan'n ayna evresi szkonusudur. ocuun, bir ayna imgesinde btn
letiini grmekten ald tadn, onun bir imgeyle birletiini ve adiandnimaya
hazr hale geldiini grmekten duyduu korkuyla baa kmak iin gelitirdii bir
tepki olarak dnyorum. ocuk toplan p bir paket iine konulmaktan ve bu
ekilde elden ele dolatnlmaktan hem korkar, hem de bunu ister.

62
V. ENDiE VE HONUTSUZLUKLAR

Onu dnebiliyorsam, bu, istediim eyin


o olmad anlamna gelir.
Randali Jarrell , ''The Sick Child" (Hasta ocuk)

On yanda bir olan ocuu okuldaki genel kararnsad nedeniy


le bana getirilmiti. retmenleri son birka aydr "dnceli ve
zgn" grndn sylyorlard. Bir konumamzda .anne, ocu
unun sanki birok endiesi varm gibi durduunu ama her zaman
kendisine almadn sylemiti; ocuk bazen endielerini kararl
bir biimde kendine saklyordu. Anne gerekten ne yapacan bi
lemez bir durumdayd. ocukla babaa kaldmda onun bu dal
gn halinde beni de dalgnla dren bir yan olduunu anladm.
"Endielerin neler?" demek niyetindeyken ona "Endie neye
denir?" diye sordum. Bu soruya haliyle ok arp bir an dnd
ve sonra zafer dolu bir edayla "Faaliyete gemeyen osuruklar," ce
vabn verdi ve kzard. "Evet insann baz osuruklar kendine sak-

63
lamas faydaldr," dedim. ocuk srtp "Tpk hazine gibi," dedi.
Bu ocuk iin endielenmek, bir eye tutunmann bir yolu, bir
tr muhafaza anlamna geliyordu. Yaptmz konumalardan, en
dielerin annesi iin saklad hediyelere benzedii ve onun bu he
diyelerin tkenmesinden korktuu sonucu kyordu. Bir anneye -
zellikle de kendinden emin olmayan bir anneye- are bulabiiece
i ve bylelikle kendini tamamen iyi bir anne gibi hissetmesine ya
rayacak bir endieden daha iyi bir hediye verilebilir miydi? ocuk,
ryasnda sk sk "duvarlar byk av hayvanlarnn kafalaryla
dolu odalar" grdn sylemiti bana; yapt armlardan,
gnn birinde annesine, av hatratarndan oluan koleksiyonunun
tamamn, en ok sevdii endieterin hepsini verecei bir senaryo
dnd akt. Endielerini, kayda deer bir tutumlulukla, hem
annesine -annenin kendisini daha iyi hissetmesini salamak iin
gnn birinde ona bir ey vererek- ilgi gstermek hem de kendi ik
tidarnn kant olan kar konulamaz davetler sayesinde dipal an
lamdaki arzu annesini ayartmak iin kullanyordu. Ksacas, her
ikimizin de ok gemeden anlad gibi, endielerini kaybetmekten
ok endieleniyordu. Eer endielerini kaybetseydi, bir nesnenin il
gisini ekmek iin bedeninin -ryadaki hayvan kafalaryla ve onla
rn duvara aslmasyla ima edilen- bir baka blmn kullanmak
zorunda kalabilirdi. Psikanalitik adan, tm bilinen iyiletirme
nosyonlarn radikal biimde deitiren ey, hastan n -semp
tomdan kurtulmasna yardm etmesi iin analiste paradoksal bir
arda bulunmasna ramen- semptoma duyduu ihtiyatr. Hem
hasta, eer endie duymasayd, geriye dnebilecei ne kalrd ki?
Endielerin "faaliyete gemeyen osuruklar" eklinde betimlen
mesi, osuruklardan ne tr bir faaliyette bulunmalarnn beklendii
sorusunu gndeme getirir. (Szkonusu ocuun bariz semptomla
rndan birinin de bir trl alamamak olduunu belirtmekte yarar
var.) Eer bu ocuun gznde endieler faaliyete gemeyen birer
osuruk ise, o zaman faaliyette bulunan osuruklarn zihinsel yaam
daki karl nedir? Osuruklar, genellikle gelecekteki birtakm
eylerin ima edilmesi, mutlak denetim alannn tesinde olabilen
isel bir somatik srecin ipular ya da habercisidirler; ve ou
balamda bu srecin toplumsal adan ayp grlen birer hatrlat
csdrlar. yleyse, faaliyete gemeyen bir osuruk, herhangi bir
64
eyin iareti deildir; balatlm zorunlu bir sreci aa kart
maz. Ve byle bir osuruk, herhangi bir kargaaya neden olmaz; in
sann bulunduu ortamda hibir deiiklik yaratmaz. ve d
dnya arasnda bir mbadele olmaktan ziyade, kiinin iinde yaa
nan engellenmi bir deneyimdir. Kleinc teoride Wilfred Bion ' un
almalar sayesinde yaygnlam olan biyolojik analojiyi kulla
nrsak bir konuyu enine boyuna dnmenin, duygusal deneyimi
sindirrnek ya da metabolize etmek biiminde betimlenebileceini
syleyebiliriz.1 yleyse bu ocuk iin endielenmek, duygusal bir
kabzlk biimi, kendisine hibir yarar salamayan ve retken ol
mayan bir zihinsel sre olabilirdi; endielenmenin onun iin ta
d deer de ksmen bundan kaynaklanyordu. Btn semptomlar
gibi endielenmek de, psikanalitik adan, dier eylerin yan sra,
zamann akn durdurmak iin gsterilen bir aba anlamna geli
yordu. Auden, zlandallarn nl bir ataszn akrarmt: "Her
insan kendi osuruunun kokusunu sever." Ancak herkes, kendi d
ncelerinin kokusunu sevmez; bu belki de dncelerin deiim
kokmasndan kaynaklanr.
Sradan endielenme znesinin zerinde durmak iin, geliim
sreci asndan, endielenmeye balamadan nce "birinin bizim
iin endielendiini" hatrlamakta yarar vardr. Birinin bizim iin
endielenmesi, ocuklukta yaanan basklardan ve ayn zamanda
rahatlamalardan biridir. Potansiyel bir tehdit olan "Senin iin endi
eleniyorum" cmlesi, yetikin yaamnda bir sulama ve talep
olarak devam ettirilir. Ancak, alaka ve merak uyandrabilmek, ken
disi iin endiclenecek bir baka insana sahip olmak, bebein ve
ocuun yaamnn ok nemli bir parasn oluturur. Psikanaliz
de semptom olarak dndmz ey, ocuklarda genellikle, biri
ni endielendirmenin ve bylelikle dndrmenin bir yoludur. r
nein Winnicott, semptomun "taciz edici deeri" olduunu yazar.2
Ebeveynin endiesi, ocuktaki gizli bir dncelilik halinin, anla
mann kaybolmas ve ar acdan kaynaklanan bir balant kopuk
luunun iareti olabilir. Ergenlikte, ebeveynin yrngesinden, bir
yandan onunla yeterli bir baianty koruyarak kmak amacn ta-

1 . Bkz. Wilfred Bion, Seven Servants (New York: Jason Aronson, 1 977) .
2. D. W. Winnicott, Deprivation and Delinquency (Londra: Tavistock, 1 984), s.
1 26, 1 28.

F5N/pme, Gu.Jklanma ve Sklm.: 65


udlundrabileceimiz -ancak genellik
y . n p u l u l \ dc
insan aresiz brakan biimleri olan- eylerin
k u l n yc
k u l lanm nda bu durumun farkl bir aamasn gryoruz. Ebe
veynler, gerekli baianty endie duyarak canl tutarlar. Hal by
Ieyken, endielenmekten neredeyse srekli bir kmsemeyle bah
sedilmesi tuhaftr. Baml kalmaktan duyduumuz korkunun bir
aklamas da, herhangi bir insann baanl biimde endielendii
gibi bir ifadeye asla rastlamamamz olabilir.
u anda olmasa bile, bir zamanlar bir bakasnn tad endi
enin nesnesiydik. Bizim iin ne tarzda bir endie duyulduunun -
edindiimiz endienin niteliinin- bir lde kendimiz iin endie
lenme tarzmza yansyaca aktr. Nesne-ilikileri teorisinde, en
dielenmek, insann kendine bakmas gibi sradan bir olgudan, var
olmayan bir nesneyle konumak gibi engellediimiz bir edirne
kadar uzanan geni bir yelpazeyi kapsayabilir. nsann endielenme
sreci iinde dier insanlardan nasl yararland -kime, neyi ve ne
zaman syledii ya da kiinin endielerini kendine saklayp sakla
mad- nesnelerle daha nce kurulan ilikilerin ya da balantlarn
eitli deiikliklerle yinelenmesi olacaktr. Baka bir deyile, en
dielerin ne amala kullanld -insann dier insanlarla ve kendi
siyle olan ilikisinde nasl birer mbadele arac haline geldii- en
az onlar yaratan ey kadar aklayc olabilmektedir. (Belki de
"Ne iin endieleniyorsun?" deil, "Duyduun endie kime yne
lik?" sorusunu sormamz gerekir.) nsann iini kemiren ey, daha
dorusu endielerin nelerden olutuu, endieterin ne amala ve
kimin iin yaratldyla balantl olabilir. Endieterin hayali yara
tmlar, kiisel baarszlklar ve beklenen felaketler zerine yazl
m kk destanlar olduunu unutmak tabii ki kolaydr. Yani, en
dieler uydurulmu eylerdir. Ve tpk tersine evrilmi mastrhas
yon fantezileri gibi, en mahrem icatlarmz arasnda yer alrlar.
Endie duyan kiiler olarak adeta kendimizi fazlasyla yakndan
tanr, belki de kendimizle ar bir samirniyet iine gireriz. Gerek
ten de, insann endielenme gemii; seilen zneler, bunlarn
zaman iindeki deiimleri, endieye dahil olan insanlar, yaanan
deneyimin grece acs ve hazz; ite bunlarn hepsi sanki kiinin
karakterinin potansiyel bir effaflkla aklanmas gibi grnmek
tedir. Ancak Freud, tabii ki grnrdeki eylerden allmadk bir
66
kuku duymamz salamtr; ve endieler sahnenin nne r
ler.

Endielenme; bir ey olmaz.


Geleneksel sylem

Kendi endielerimizin hem znesi hem de nesnesi olabiliriz.


Endielenmek, tpk alaka duymak, megul olmak ya da dncele
re dalmak gibi -ancak rya grmek, dnmek ya da hissetmek
edimlerinin aksine [ngilizcedeki gramer kurallarna gre .n .]
dilin sradan kullanmnda ayn zamanda bize ynelik olarak da ya
plabilen eylerdir. "Beni endielendiriyor" ve "Bir eyden endie
leniyorum" ifadelerini kullanabiliriz. "Bir eyi ryamda grdm"
de diyebiliriz -her ne kadar bu, daha sonra greceimiz gibi farkl
bir anlam tasa da- ancak "Beni ryamda grdrd" diyemiyoruz.
Demek ki endielerimle ilgili olarak hem etken hem de edilgen ola
biliyorum. Endielerimin kurban da olabilirim, onlarn efendisi ol
may da deneycbilirim. Ryalarn , dncelerin ve duygularn ak
sine, endieler, kendi balarna eyleme yetkisini verdiimiz eyler
dir. Savunma mekanizmaianna zg bir ironiyle endielerin mut
lak denetim alanmzn dnda kalmasna izin verebiliriz; oysa r
yalara gelince telif talebinde bulunuyoruz. Endielendirilebiliriz,
ancak ryamzda grdrlemeyiz.
[ ngilizcede endielenmek/endielendirmek kelimesinin karl
olan .n.] "worrying" kelimesinin gemii nemli ipular
sunar. "Worrying" fiili, Eski ngilizcede boarak ldrmek anlam
na gelen wyrgan fiilinden gelmekte olup esasen kpeklerin yakala
dklar aviarna yaptklar muameleyi anlatan bir avianma terimiy
di. Oxford English Dictionary'de sralanan, on drdnc yzyldan
on dokuzuncu yzyln bana kadar kullanlm eitli anlamlar
dan bazlar unlardr: " itahla yutmak ya da mideye indirmek . . . bir
insan ya da hayvan azna yemek doldurarak bomak. . .boynuna
dilerini geirmek ve koparmak ya da paralamak; srmak ya da
sarsmak suretiyle ldrmek ya da yaralamak. rnein koyunlara
saldran kpekler ya da kurtlar ya da aviarn yakalayan tazlar iin
kullanlmtr." 1 755 'te Johnson tarafndan hazrlanan ngilizce
szlkte worry kelimesi iin u karlk verilmitir: "Hayvann

67
avn paralad gibi yrtmak ya da paralamak. Hayvans bir bi
imde taciz etmek ya da ac vermek." Johnson 'a gre, worrier
[Modem ngilizcede endie veren ya da duyan kii --.n.] bakalan
na ac veren, "bakalarna worry fiilini uygulayan ya da ikence
yapan" kiidir. Burada hemen dikkati eken iki nokta var. Bunlar
dan ilki, kelimenin znde yatan iddet olgusu; kelimenin, bir arzu
nesnesinin peinden komann tehlikeli ancak baarl sonucunu
ifade etmesidir. Dryden, All for Love (Sevgi Uruna) adl oyunun
da, bu hayvan nsevime anlayn u muhteem dizelerle anlatr:
"Ve sonra iyice yaklat kadnn eline 1 S msk yapp bir kuzgu
nun alyla pcklere bodu [worry ' d --.n.] onu." Demek ki
worrying, itahla yemek, zellikle youn ve hayvans bir biimde
yemek anlamna geliyor. Dikkati eken ikinci nokta ise, worr
ying ' in on dokuzuncu yzyla kadar, insann bir baka insana ya da
nesneye yapt bir ey olmasdr. Yani tarihin bir aamasnda,
worrying insanlarn kendilerine yapabildikleri bir ey haline gel
mitir. Avianmak kl bir analoji kullanrsak, worrying tketici,
daha dorusu kendi kendini tketen bir tutku haline gelir. Bir za
manlar hayvan olarak dnlen ey, insanileir, hem de fazlasy
la insanileir. Bir zamanlar yrtclarn ve arzuyla dolup taanlarn
azlaryla yaptklar ey, artk, genellikle acmasz bir bezginlikle
tedirgin insanlarn zihinleri tarafndan yaplmaktadr.
Worrying kelimesinin insann iinde gerekleen bir ey bii
mindeki psikolojik anlam, ancak nemli toplumsal dnm lerin
yaand on dokuzuncu yzyln banda ortaya kar. Oxford
English Dictionary, worrying iin "bir ruh halini ifade eder" dedik
ten sonra rnek olarak Hazlitt'in Sofra Muhabbeti adl eserinden
bir alnt yapar: "Ufak apl dertler. .. bize daha yakndr; onlar iin
zlp endielenebiliriz." Hazlin' in " nemli ve nemsiz eyler
zerine" balkl denemesinde, ev hayatna dair ajitasyonlar, her
trl aray anlamn ikame eder. Artk 1 850' lerde Dickens 'n ro
manlarndaki karakterlerin "endielendii" grlr. Bir zamanlar,
worrying kelimesi, vahi ya da pek vahi olmayan hayvanlarn av
larna yaptklar muameleyi ifade etmiken, Dickens ' n roman ka
rakterleri sevgi, para ve toplumsal stat gibi konular hakknda "en
die" duyarlar. Belki de on dokuzuncu yzyln ortasndan itibaren
insanlar, yeni bir yntem kullanarak kendilerini avlamaya, zme-
68
ye baladlar. Endie, yeni bir ruh halinin betimlemesi olarak yay
gnlamaktadr. Gnmzde endiesiz bir hayat dnmek imkfuszdr.
Yz yldan biraz fazla bir zaman iinde endie, hayatn bir gerei
dediimiz, tarihd bir ey haline gelmi; yaamlarmzn bir par
as, ok yakndan tandmz duygulardan biri olmutur. Philip
Roth'un kurmaca otobiyografisi The Facts 'de (Gerekler) anlatc
nn, alkan Yahudi babasn betimlerken worry kelimesini yeni
den ilgin klmas artcdr: "inat bir endieye [ worry'ye -.n.]
kurban gitmesine neden olan saf, duygusal yaradlma ramen, ha
yatna hep yeniden diritmenin verdii g vurmutu damgasn."
Kurban gitmek ifadesiyle Amerikal Yahudinin ait olduu neslin
yeni bir Tanr'ya duyduu ballk ima edilmektedir. Ancak anlat
c, babasnn yaradl ve gemiinin, onu, kendi ektii eziyete
acmasz bir endieyle maruz braktm; yaamna dair bir eyin,
endiesinin niteliine, inatlna, srarllna yansdn da ima
eder. Gnlk yaamn endieleriyle baa kabilmek iin yeni bir
tarzda kahramanca diren gerekmektedir.
Bu kadar stnkr bir filolojik incelemeyle bile, endienin,
psikanalizin arzuyla badatrma eiliminde olduu aray ve ezi
yet anlamlarna geldiini gryoruz. Ancak worrying kelimesinin
bugnk kullanmnda hibir erotik zellik bulunmad aktr:
Kimse "Dn gece gerekten erotik bir worry yaadm," demez ya
da kimse sevgilisinin ellerini pcklerle worry ettiini dnmez.
A. S. Hyatt'n Natrmort adl romannda, bir Fransz tren yolculu
u esnasnda kadn kahramanlardan birine uygunsuz bir tekiifte bu
lunarak kendi kompartmannda "Cointreau, Grand Marnier, Chart
reuse ime" nerisini getirir: "Frederica, bundan byk zevk
duyaca cevabn verdi neeyle. Halbuki, adamn, yapt alin
final ksmna dair ar bir anksiyete duyduunu kuvvetle hissedi
yordu. Anksiyete, tepkinin ba belasyd ve Frederica, kampartma
nn birinde endieli bir adamla kapal kalmaya hi de hevesli deil
di." Burada bahsedilen kuvvetli his, endienin bir tr yaltm
olmas; endienin ar derecede bulunmas durumunda, yaplan
uygunsuz teklifin bir ksmnn, gen kahraman rahatlatacak ekil
de geri alnmasdr. Byatt, anksiyete ve endie arasnda bulunan,
Ingilizeade avlamak anlamna gelen "prey on" fiili, ayn zamanda kiinin kendi
ni yiyip bitirmesini, zmesini de anlatr. (.n.)

69
ancak kendisinin yapamad bir ayrma dikkat etmemizi salar.
Tpk ayartma ediminde olduu gibi, bir ey, ayn zamanda hem
ima edilmekte hem de saklanmaktadr. Endienin her zaman bir
nesnesi olduu, hibir zaman yer deiimine uramayaca; oysa
insann neye kar olduunu bilmeden anksiyete hissedebilecei
gibi bir ayrm yapabiliriz.
On dokuzuncu yzyla ait tbbi bir terim olarak dnebilecei
miz "anxious" [anksiyete duyan -.n.] kelimesinin, bilinen psiko
lojik anlamyla worrying'den, daha eski bir kelime olmas ilgintir.
Oxford English Dictionary, anxious kelimesinin on yedinci yzyl
da kullanlan anlamn yle aktarr: "Belirsiz bir olay hakknda
zihnen rahatsz ya da huzursuz olmak; ac ya da rahatszlk veren
bir beklenti iinde olmak; alakadar; merakl." Anksiyete kelimesi,
psikanaliz dilinde tabii ki hemen yer edindi; worrying ise h1Ha
byle bir yer edinmemitir. Sapiant halinden fobiye dayal korku
lara dek geni bir yelpazede yer alan psikanalitik snflandrmalara
ya zmnen dahil edilmi ya da bu snflandrmalarn altnda gml
kalmtr. Halbuki, ngilizce konuan ou yetikin, kendi ifadele
riyle "bir eyden endielendikleri" (worried about something) iin
psikanaliz tedavisine gelmektedir. Klinik tedavi uyguladm o
cuklar, birileri onlar iin bariz biimde endie duyduu iin bana
getiriliyor. Psikanaliz, esasen sansre dair bir teoridir; bu bakm
dan, hastalarn aklndan geen baz kelimelerin neden psikanaliz
teorisyenleri tarafndan dlandn; ya da analistler ile hastalarn
kulland dil arasnda neden bir farkllk bulunmas gerektiini
sorgulamakta sanrm yarar var. rnein depresyon, kapsaml bir
psikanalitik speklasyona konu olmutur, ancak znt iin ayn
durum geerli deildir; mani teorik adan aklanm bir konudur,
ancak ayn ey erotik heyecandan duyulan youn haz iin yaplma
mtr. ncil'de kimsenin endie duymamas bir olgudur, endie ke
limesine rastlanmaz burada; ancak Freud 'un almalarnn Stan
dard Edition ' ndaki dizinde bu kelimenin yer almamas gariptir.
rtk bir ierii olmayan bir hayatm var benim,
Alexander Portnoy

70
Gndelik yaamda rastlanan endieyi, ikinci kez gzden geir
menin ar trden bir rn -yani engellenen, hatta fazlasyla ko
runan bir rya biimindeki endie- olarak deerlendirmeye balar
ken kelimenin etimolojisinin ima ettii olas anlamlar hatrlamak
yararl olabilir. Ne de olsa, dzmece etimolojiler bile, bir zaman
lar, psikanalitik speklasyon iin saygn birer kaynak olarak ele
alnmt. rnein endie duyduumuzda yemeye altmz ey
nedir? Peinden koulacak ya da kurtulunacak olan ey nedir?
nsan kendi iindeki bir eyi nasl avlar- daha da uursuz bir ifa
deyle, insan kendisini nasl avlar -ve insann yakalad eyi yala
yp yutmas ne anlama gelecektir? Bir kpein bulduu kemii ke
mirmesi gibi bir endienin de iimizi kemirmesi nosyonuna aina
yzdr; ancak endielendiimizde kendimize bir tr iddet uygula
dmz iddia etmek sama mdr? Endie, rnein bir saldrgan
lk, benlie yneltimi bir eletiri olabilir. Geceleri yatamzda
uyank bir halde uzanp endielenirken belki de bir ryay grme
meye alyoruzdur. nsanlarn genellikle endielerden ok rya
lardan mustarip olduklar kesindir. Gelecekte bir felaket olacan
dnen sradan endie, rahatlkla Freud 'un cezalandrma ryalar
adn verdii eyin bilinteki edeeri olarak grlebilir; cezalan
drma ryalar, "yasak istek gerekletirimini uygun bir cezayla
ikame ederler; yani reddedilen itkiye tepki anlamna gelen sululuk
duygusu isteini gerekletirirler. "3 yleyse endieler, istekterin ya
da zulmedici bir biime brnm stekierin cezas olabilirler; en
dielenmek gibi tandk bir edim esnasnda felaketi hem engelle
rneyi hem de hzlandrmay istiyor olabiliriz. Olaslklarla cilvele
irken hem avcyzdr hem de av. Freud'un ifadesini ssleyip,
baar nedeniyle mahvolanlar olduu gibi ve bir de baarszl
bekleyerek, daha dorusu aka baarszla urama istei ya da
baar korkusu nedeniyle mahvalan insanlar olduunu syleyebili
riz. Endielenmenin, kltr iinde baar kazanmaya ilikin fante
ziterin st kapal bir eletirisi olmasna ramen, Freud 'a gre zi
hinsel yaama hkmeden istemeyle mulak bir iliki iinde olduu
aktr.
Bilind "istekli itkilerden oluur," diye yazar Freud; "Bu i-

3. Freud, Beyand the Pleasure Principle, SE XVIII, s.32.

71
gdscl ikiter birbirleriyle koordinasyon iindedir... ve karlkl
elikiden muaftrlar... Bu sistem iinde hibir olumsuzlama, hibir
phe, hibir kesinlik derecesi bulunmaz."4 Endie, tanm gerei
atmay antrdna gre, bilindnn hibir biimde endie
barndrmad sonucunu kartmamz gerekir. Freud'a gre, endi
elenecek hibir eyi olmayan, kendinden phe etmenin bu en
inat biiminden muaf bir yanmz bulunduunu hayal etmemiz
gerekiyor. Endie, tpk rya gibi, varln atmaya ve dolaysy
la sansre borludur. Temsilden dn verilmesini gerektirir ve i
gdsel isteklerden kaynaklanr. Ancak Freud ' un betimledii rya
sreci, yasak olan, yeterli bir kabul edilebilirlik dzeyine dn
trmek konusunda son derece ustadr. Ryann yannda endie, ne
redeyse katksz, el dememi kalr; stelik endie geree mp
teladr. Endiede ok az bir younlatrma ya da yer deitirme
szkonusudur; kayda deer bir duygu younluu yaanmasna ra
men, anlalr olmakla ilgili bir sorun yok gibidir. Yani endie ge
nellikle, gerekliin belirli bir biimiyle badatrdmz bir g
rntye, ereveye sahiptir.
Ryann olaanst icatlaryla karlatrldnda, sradan endi
e skc gibi grnr. Yasak olandan mmkn olduunca uzak
olan endie, ryann aksine, gnlk yaama dair rutinin, nceden
kestirilebilirliin bir parasdr. B ir anlk bir dnme, ertesi gn
ne iin endieleneceimizi syler bize; tabii eer endielenilecek
bir ey varsa. Ancak ne kadar dnrsek dnelim gece ryamz
da ne greceimizi bilemeyiz. Hepimiz ryalarmzda gerekst
c olabiliriz, ancak i endielerimize gelince onulmaz bir biimde
burjuvayzdr. yleyse Freudcu bir paradoksu gznnde bulun
durmak yerinde olacaktr: En etkili kimi sansr biimleri, kendile
rini grnmez klanlardr. nsan, bir alveri listesinin ya da tele
fon rehberinin birer sansr rn olduunu dnmeye ya da
dnme zahmetini gstermeye nasl balar? nsann sal veya
ocuklar veya para iin endielenmesi veya ge kalmaktan veya
iini kaybetmekten endielenmesi, hibir bariz anlamda gizemli ya
da artc bir ey deildir. Yine de, bu denli gerek olan zorlukla
ra kar verilen yaratc denebilecek dzeyde incelikli, hatta iddet-

4. Freud, The Unconscious, SE XIV, s. 1 86.

72
li tepkileri kstlamak ve denetlernek -ar dzenlemek- endie
lenmenin ilevlerinden biri olabilir. Gizli bir protesto olan endie,
basite indirgeme abasdr. ok eitli straplara ve arzulara bar
nacak bir mekan ve isim verebilir endie. Endienin susturolmu
bir rya, benliin an korunmas olduu sylenebilir. Ancak duy
duu sradan endieler, Freudcu bir analistin ryalar yorumlama
tarznda yorumlanan bir insan akna dnebilir, hatta fena halde
yanl tannmakta olduunu hissedebilir. Ama bir endienin ierdi
i elerden herhangi biriyle balantl olarak yaptmz arm
larn aklayc olmamas iin bariz bir neden yoktur. Belki de bi
lindna giden yol, ryadan deil, ryann olanakl kld yorum
lama slubundan gemektedir.
Yine de psikanalitik adan, "Ryanda ne grdn?" ile "Ne iin
endieleniyorsun?" birbirinden ok farkl iki sorudur. Bu sorularn
cevaplar, yorumlama -hem yorumlama adn verdiimiz eye tabi
olan hem de yorumlama biiminde konuyla ilgili olarak syleyebi
leceimiz ey- hakkndaki varsaymlarmzia kar karya getirir
bizi. Bu sorularn cevaplarnda grlen talebin ya da davetn farkl
olduu aktr. "Ne iin endieleniyorsun?" sorusunu cevaplad
mzda, tam olarak sylediimiz eyi kastederiz; bahsettiimiz eye
inanrz. Ancak, dn gece ryamda yeil bir kedi grdm dediim
de gerekten grdm bir eyi aktarm olurum; ancak burada bir
ikame, bir simgeletirme srecinin devreye girdiini varsayabiliriz.
Duygusal yaama dair bir eylerin zerinde alld, kiinin
engin bilind gemiine alan bir gecelik bir dnm yaand
sonucunu kartrz; halbuki endielenmek, yaadmz deneyi
mi yeniden ilemeye deil, o deneyime tepki gstermeye benzer.
Endie, bizi imdiye ve gelecee balayarak gemii, yani szko
nusu endienin ardndaki, onun zihnimizi megul eden bir konu bi
iminde ortaya kmasndan nce var olan gemii yok eder: Bir
kesiti yakalayarak zaman hapseder. Endielendiimizde i leriye
doru bakarz, fazla geriye dnk dnmeyi istemeyiz. Orphe
us'un tersine geriye baknama emrine uyarz.
Endielenmek, bir gelecei, bir eylerin beklentisi iinde olma
y ima eder. Bir gelecein, ok kt eylerin gerekleebilecei -ki
bu sonuta dorudur- bir gelecein var olduuna dair bilinli bir
inantr. yleyse endie midin ironik bir biimidir. Ancak ryalar
73
her zaman gemite yer alrlar; hem Freud'un onlar, bastnlm bir
ocukluk isteinin rtk biimde gereekletirilmesi olarak anlad
anlamda hem de ryalar her zaman gemie ynelik birer akta
rm olduklar, asla kendinde-ey denen ey olmadklan iin bir in
sana ryasnda ne grmekte olduunu soramayacamz gibi,
dorulanmas daha mmkn olan anlamda. "Ryanda ne grdn?"
gibi dorudan sorulan bir soruyu cevaplamak insan hep g du
rumda brakr. Ryay gren kii uyandnda, rya ya da ryann
znesi, Lacan 'n da dedii gibi "yava yava kaybolur." Ryann
znesi, yaratt rnden, yani ryadan daha da fazla kolayca kay
bolma nitelii tar; onu resmetmek neredeyse imkanszdr. "Rya
y gren kim?" sorusunun, "Endielenen kim?" sorusundan daha
az aptalca olduu aktr.
nsanlarn ryalarna hi zorlanmadan yaptklar eyi -yani
unutmay- endieleri iin de yapmaya almalar gerekir. Bir en
dieyi hatrlamak, bir ryay unutmak kadar kolaydr. Endieler
mevcutturlar ve yinelenme eilimi gsterirler; ve bizler bariz bi
imde endielerin iinde mevcut oluruz. Endieler, tutarl bir zne
yi, rahatsz ediciliine ramen anlalr olan bir aniat ierisinde
gsterirler; ne istediini bilmernekten kaynaklanan bir aknlkla
onulmaz biimde arzulayan bir zneyi deil, sorun zmne y
nelmi pragmatik bir benlii varsayarlar. Endieleri dikkatimizi
toplamak iin kullanrz, bir amac taklit etmek iin kullanma eili
mi gsteririz (tpk olaslklar karsnda gzmzn yld za
manlardaki gibi). nsanlar -snavdan geer not almak, bir borcu
demek, bir hastaln iyiletirilmesi gibi- bildik bir grevi anlatr
en saptanmas imkansz bir eksiklie ya da daha samas, belirli
bir lme gnderme yapar gibi grnmezler. Bildik bir i ortamn
btnleyici bir paras olan bu zgl endieler, gerekte bilinemez
olan bir gelecee nceden el koyduklar iin ok rahatlatc olabi
lirler. nsann bana gelebilecek en kt ey, hayal edilemez olan
eyden daha rahatlatcdr.
Endielenme, bir benliin -veya en azndan bir anlatcnn
varln varsayarak zmnen bir benlik -ya da anlatc- oluturur;
endielenen biri olmasayd endieden bahsetmek nasl mmkn
olurdu? Ryay gren kimse olmadan bir rya olabileceini dn
mek elbette gtr; ancak ayn biimde rya gren birinin neye
74
benzediini bilmek de gtr. Endie rluyann bir anlamda tandk
bir yz vardr; ancak rya gren benliin ikonografisine herhangi
bir yerde rastlamak mmkn deildir. Endie, tam da bu anlalma
s g sorgulama alannda psikanalizin gncel bir amazn ortaya
kanr. Geni anlamda nesne-ilikileri teorisi adn verebileceimiz
teoride, potansiyel olarak bilinebilir ve yardmc olan nesnelerle
iliki halindeki, potansiyel olarak gvence altndaki znelerin ya
da benliklerin, mahremiyet sayesinde kiisel geliimi gerekletir
me aray iinde olduklarn grrz. ada bir Freudcu ise, ben
liin, grece dalayl nesnelerden kurulu bir dnyada temsilin bir i
levinden baka bir ey olmadn -benlik, ona ilikin yaplan
tanmlarn dnda baka nerede vardr ki?- rahatlkla dnebilir.
Burada byme ya da amaca ilikin fanteziler, varln zndeki
imkanszl, bir trl kurtulunamayan o eksiklii gizlemektedir.
Bu gre gre ilikiler, mecburen ironiklemilerdir; nk iliki
ler yaamn devam iin gerekli olsa da, arzunun inatl yenilgi
nin habercisidir. Arzu, hibir nesnenin yattramayaca bir eksik
lii ifade eder. Endie byle bir balamda anlamsz grnr. Adeta
metafizik bir tutkudan yoksun gibidir. Ancak nesne-il ikileri a
sndan baktmzda, endienin, benlii hazrladn syleyebili
riz; arzu edilen, bu hazrln ona tepki veren tekilerle ibirlii
iinde gereklemesidir. Endienin, tekilerin salayaca fayday
reddederek, potansiyel adan benlii zayflattn, bunu da benli
in yaratc deiim olanana saldrarak yaptn syleyebiliriz.
yleyse bir mbadele arac olan endie, mahremiyeti dzenlemek
tedir; genellikle de ar gibi gelmeye balayan sradan taleplere
verilecek uygun bir tepkidir. Ancak ada Freudcu bak asna
gre -talebe gsterilen refleks tepkisi olarak- endie, benlii ya da
benlii ilgilendiren nesneleri asla sorgulamaz; ve psiik yaamdaki
ilevi tam da budur. Endie benlie duyulan pheyi evcilletirir.
Wittgenstein ' n " nan bir deneyim midir?" eklindeki nl so
rusunu konumuza uyariayp "Endie bir deneyim midir?" diye so
rarsak elimizde avucumuzda pek bir ey kalmam olur.5 Endie
adnda yaygn bir faaliyetle uraan bir kabile kefetmi antrapo
loglar olsaydk kabilenin bu kelimeyle neyi kastettiini anlamak
5. Bkz. Rodney Needham, Belief, Language and Experience (Oxford: Blackwell,
1 972).

75
iin nasl bir yol izlerdik? Endielendiim zaman sanki bunu anlar
gibiyim -endienin gstergelerini tanyorum- ama bu da kendi ba
na, endielendiim zaman ne yapmakta olduumu anlamarn en
gelleyebilir. Sanrm, ryalarla yaplan tarafl karlatrma, endie
nin, onun hakknda duyabileceimiz renme merakn nasl
kstlarln aklyor. Dnmek zerine dnebilmekte, ancak
endie iin belki de yeterince endielenmemekteyiz. Eer endie,
rnein ryaya kar bir savunmaysa; ryann, hayali bir yelpaze
nin teki ucundaki zorlama, bilinli bir altematifiyse, o zaman pa
radoksal olarak ortak bir zellikleri bulunabilir. Gerek endie ge
rekse rya, yorumu yenmek iin gereklii iselletirirler ancak
bunu her zaman baardklar sylenemez.

76
VI. RYANlN ADE EDiLMESi :
MASUD KHAN'IN ANISINA

Kendi kanatlaryla ykselen hibir ku,


ykseklerde uamaz.
William Blake, "The Marriage of Heaven and Hell"
(Cennetle Cehennemin Evlilii)

Analist gibi hasta da her zaman, nesnenin zne iin yapabilecei


varsaylan eylere ya da Winnicott'un diliyle, nesnenin sonuta ne
amala kullanldna dair eylere dair bir fantezi repertuvarna sa
hiptir. Ancak -znenin tabii ki istek duyma konusunda rahat dav
rand- fanteziler ounlukla bilinddr. Yine de nesne-iliki
leri teorisi bize Freud 'da asla bulamayacamz bir ey sunar: ger
ek bir nesneler katalou, yardm eden insanlardan ve sabotajclar
dan oluma bir oyuncu kadrosu kuran bir dizi metin. Nesneye du
yulan inan -Klein' bunun dnda tutmamz gerekir- Freud 'un
zneye dair phelerini yer deitirmeye uratma eilimindedir.
Freud, arzuyu gklere kartrken "ocukluktaki sevgi, snr tan
maz," diye yazar; "Sahiplenme tekelini talep eder, bir eyin tama-

77
nndan azna raz olmaz. Ancak ikinci bir zellii vardr bu sevgi
nin: aslnda hibir ama tamaz ve mutlak bir tatmine ulamaktan
acizdir; ve ite temelde bu yzden hayalknklyla sonulanmaya
mahkumdur. "1 ocukluk sevgisini, haz ilkesini n, yineleme zorlan
masnn ve nesnenin tesine yerletiren ey, ite bu ad ktye k
m olan ikinci zelliktir.
Demek ki Freud iin arlk ve amaszlk; Winnicott iinse
kucaklama ve geliim sreci szkonusudur. Winnicott' un eserinde
Khan ' nkinde olduu gibi nesnenin potansiyeli mit verici bir
anlam tar. Benlik hakkndaki rtk bir teleoloji, znedeki kanl
maz bir blnmeyi yer deitirmeye uratr. Mahremiyetin nne
eitli engeller karabilen yabancln kayna, bizzat bilind
deil, anneliin niteliidir. Ancak Winnicott'un eserinde, anne ve
bebein ilk balardaki mahremiyeti, esasen -tannmak gibi bir
istek rluymamas bakmndan- yabanc ve yalnz olan Hakiki Ben
,
lik e hizmet etmek, adeta onu bir koza iine almak zere her
zaman hazr bulunur. "Her insann merkezinde," diye yazar Winni
cott, "incommunicado bir e vardr; bu e kutsal ve saklanmaya
deer bir nitelik tar."2 Winnicott 'un en kutsal dncesini ifade
etmek iin incommunicado [iletiim kurulmas imkansz --.n.] gibi
ngilizce olmayan bir kelimeyi kullanmas ilgintir. Ancak bilindi
i gibi Winnicott 'un eserinde Benlik 'in negatif bir teolojisi szko
nusudur. Psikanalizin yorumbilgisi olmas balamnda, fabllerde
geen "Tanr'nn sessizlii" gibi "srekli iletiimsizlik iinde olan"
bu enin, bizlere gl bir mesaj verdiini duymamak mmkn
deildir, ancak bu mesajn neyi ve kimi hedeflediini bilebilmek
imkanszdr. Winnicott bu imkanszl gayet iyi bir biimde ak
lar. Burada, ocukluk sevgisinin deil, sessizliin arl; ama
szlk deil, her zaman byl biimde gizlenen bir ama szkonu
sudur. Winnicott'a gre byrneyi tanmlayan ey, bilinerneyen
ancak korunabilen -Winnicott'un ifadesiyle "saklanabilen"- eyin
kabul edilmesidir. Mahremiyetin amac, Hakiki Benlik'in yalnz
bilinemezliini desteklemektir.

1 . Freud, Female Sexuality, SE XXI, s. 231 .


2. D. W. Winnicott, "Communicating and Not Communicating Leading to a
Study of Certain Opposites," The Maturational Processes and the Facilitating
Environment iinde (Londra: Hogarth Press, 1 965), s. 1 87.

78
Winnicott'a gre, bebei ve ocuu, Sahte Benlik adn verdii
eitli kendine yabanclama stratejilerini kullanmaya iten tek ey
annenin yapt zorlamadr. Sahte Benlik, annenin dayatt yanl
samay -ya da bazen analistin zihnini megul eden teorik konulan
geliim sreciyle ilgisi bulunmayan o talepleri idare eder; oysa Ha
kiki Benlik, iyi nesnenin beklentisi iinde bir inziva hayat srer.
Gerek Winnicott' ta gerekse Khan 'da nesne, mdahalede bulunma
ma gibi iyi bir potansiyel tar. Khan'n vaka incelemelerinde,
semptomatolojilerinden bamsz olarak, kayda deer bir fenome
nolojik inceliin, sanki kanlmaz biimde, kucaklayc ortamn
baarsz kald bir eyi yeniden kurmaya yneldiini grrz.
nsan znesinin oluumunun, baarsz bir kucaklayc ortam bera
berinde getirdii; dnyann bizim iin asla yeterince iyi olmayaca
gibi bir ey -Freud'da olduu gibi- szkonusu deildir. Kt
anlamda yabanc olma, kiinin radikal biimde kendine baka ol
mas duygusu, ancak Khan ' n, Artaud' nun durumunu anlatmak
iin, "benlik-sisteminin hastal"3 adn verdii eyin semptomu
olabilir. Gei nesnesi, Tekinsiz' in imkanszlndan -ya da red
dinden- baka nedir ki?
Britanya mparatorluu 'nun k dneminde, her zaman yete
rince ktlk yapm bir emperyalizmin antitezi, sululuk duygusu
tayan bir eletirisi olarak yeterince iyi bir annelik teorisi retildi.
Khan ' n btn eserinde, ar yorum yapan analistin anne konu
munda bir sabotajc , "mutlak sa:hiplenme" talebiyle hastay mlki
yetine geiren ya da smrgeletiren kii olmas, srekli ve ateli
bir biimde eletirilir. Khan'n Freud'a dnmesi, analistin yorumcu
yn hakknda belirli bir ekinceyi ieriyordu: "Hastalarmzla kli
nik dzeydeki karlamalarmzn gerek birer fenomonolojik ak
tarmn -terapik alveriin mulaklklarn, metapsikolojik nyar
glarmzn deligmleini giydirmek suretiyle eli kolu bal hale
getirmeksizin- sunarak yeniden bir balang yapmamz gerektii
ne inanyorum; tpk Freud 'un 1 895 'te izledii yol gibi."4 Khan 'n
almalarnn ou, analistin yapt yorumlamadaki talebin niteli
ini aydnlatmaya alr. Bilindii gibi, her psikanaliz teorisyeni,

3. Masud K han, The Privacy of the Self (Londra: Hogarth Press, 1 974), s. 304.
4. Masud Khan, Alienation in Perversions (Londra: Hogarth Press, 1 79). s.
213.
79
hasta zerinde yeni bir talepte bulunur. Hastann ya idare etmek
zorunda kalaca ya da kullanma becerisini gsterecei ey, ite
bu taleptir. (Tabii hasta nezdinde bu talep son derece belirsiz olabi
lir.)
Khan'n eserlerinde de, Winnicott'un anne-bebek ilikisi mode
line dayanarak analitik durumu yeniden betimlemeye ynelik bir
abann, srarl bir uran yer aldn gryoruz. Analistin hedefi,
doutan gelen [innate] bir geliim srecini kolaylatracak ve des
tekleyecek gvenilir bir ortamn yaratlmas haline gelir; bu, Win
nicott'un salad nemli katklardan biri olup Khan tarafndan
gelitirilmitir. Hastaf!n zerine gitmeden zenli davranan analist,
Khan 'n ifadesiyle "analist ile hasta arasnda, hasta kiinin sonsuza
dek dnda kalabilecei, tepkisel bir sahte diyalog yaratlmas"n5
engellemeye dikkat gsterir. Ancak insann sonsuza dek dnda
kalabilecei bir diyalog iine girmesi mmknse, bu, insann rya
larnda her zaman varlk gsterdii bir yer olduu anlamna gelir.
"Rya kimin iin grlr?" sorusu, "Diyalog kimin iin gerekle
ir?" sorusundan olduka farkldr. "Ryalann analizdeki kullan
m," diye yazmtr Freud , "onlarn esas amacndan ok farkldr."fi
Ayn ey dilin kullanm iin sylenemez.
Winnicott'un aksine Khan iin, analiz ortamyla anne-bebek
ilikisi arasnda kurulan analojiyi tamamlayan bir e de, analiz or
tamnn optimal dzeyde rya grmenin nkoullaryla karlatr
labilecei biimindeki -dizi halinde yaynlanan almada dile
getirilmi ( 1 962, 1 972, 1 976)7 - tanm dr. "Freud, rya gren kii
nin 'iyi bir rya' grdrmesi muhtemel psie-ii [intrapsyhic] du
rumuna tekabl eden fiziksel ve psiik bir atmosferi analiz orta
mnda sezgisel olarak yeniden yaratt,''8 diye yazar Khan. Ancak
psie-ii bir model, esasen zneleraras [intersubjective] bir dene-

5. A.g.y., s. 2 1 4.
6. Freud'dan aktaran J. -B. Pontalis, Frontiers in Psychoanalysis (Londra: Ho
garth Press, 1 981 ) , s.33.
7. Masud Khan, "Dream Psychology and the Evalutian of the Psychoanaly1ic Si
tuation," The Privacy of the Self, s. 27-41 ; eitli yerlerde, "The Use and Abuse
of Dream in Psychic Experience," a.g.y., s. 306-3 1 5; eitli yerlerde, "Beyond
the Dreaming Experience", Hidden Selves iinde (Londra: Hogarth Press,
1 983), s. 42-50.
B. Khan, "Dream Psychology," s. 29.

80
yim iin nasl geerli olmaktadr ve bu durumda analistin konumu
nedir? Kiinin -bedeniyle- ilikisinin -"bakm srecinde kendi ba
na yalnz kalan bebek"in- yorumlama faaliyeti olan psikanaliz
iin bir paradigma sunmasndan nasl bir anlam kartabiliriz?
Daha sonra greceimiz gibi Khan 'n bir niyeti de, ryay, ryay
grene iade etmek, eviri edimini asgari dzeye indirerek ryann
anlam younluunu -J.-B . Pontalis ' in ifadesiyle "uzdilliliini"
[eloquence]9 - salama almaktr.
Freud iin, nesnenin yaratt sorun, nesnenin sadece frstras
yona neden olmasyd; Khan iinse sorun, nesnenin her zaman ta
lepte bulunmasdr.

nsann gerek yaam genellikle insann yaamad yaamdr.


Oscar Wilde, Envoi to RoseLeaf and AppleLeaf

Khan, zihnini giderek megul eden nesne, ya da nesne-ilikisi


trn (nesne-ilikileri srekli yeni "karakterler" yaratmas bak
mndan roman andnr) betimlemeye ryayla balantl olarak ba
lar. Khan ' n sapknlkta grd ey, bu zel nesne-ilikisinin ters
evrilmi halidir; nk sapknlkta, mahremiyetin incelikli taklidi
iinde yaanan yabancln -farkll iaret eden yabancln -
reddi, bu yabancln yaratt dehet szkonusudur. Khan 'a gre
sapkn kii, bir su ortayla ibirlii iinde zorlanma davrannda
bulunarak bilmemeye ve yaratc irdelemeye dair yalnzlklan alay
c tarzda taklit eder -daha dorusu bunlara saldnr; ve bu da psiik
acy maskeiemek iin yaplr. S u orta, tanm gerei bu yeni
trden nesnenin simgesidir; ki bu nesnenin ilevlerinden biri de,
psiik acnn inkarnda su ortakl -psiik acnn yorumlanabile
ceini, baka bir eye dntrlebileceini varsaymak bir su or
takldr- yapmak deil, bu acy, sadece onun varln kabul
ederek kucaklamaktr. Bu yeni nesnenin analiz ortamndaki dier
bir ilevi, analistin Khan ' n "yardmc ego" adn verdii ilevi
grd esnada, bilmek konusunda "hastann klinik ortamdaki z
deneyimi iin koruma salayan"10 -Khan, "koruma" ile ego deste-

9. Masud Khan, "lnfancy, Aloneness, and Madness," Hidden Selves (Londra:


Hogarth Press, 1 983), s. 1 81 ; Pontalis, Frontiers, s. 33.
1 O. Khan, "Use and Abuse of Dream," s. 305.

FSN/pme, Gdklanma ve Sklma 81


ini kasteder- snrlan saptamaktr. Ancak sapkn kii -daha do
rusu belirli bir anda sapkn bir zme bavuran kii- bilinecek
yeni eylerin olduunu inkar eder. Tabii bunun da anlama srecine
yardmc nitelikte avantajlan olabilir; nk her inkar, baka bir
tr kabul mmkn klar (tpk her igrnn, belirli bir krln
rn olmas gibi). Ancak Khan'n ima ettii gibi, psikanalizde
sapknlk olarak adlandrlan eyle ngiliz Ekol 'nn pek sevdii
"bilmemek" nosyonu arasnda karmak bir iliki szkonusudur.
Aslnda Winnicott, Khan ve Marion Milner'n almalar, sapkn
la geerli bir alternatif, yeni bir teori modeli bulma abas olarak
betimlenebilir. nk sapknlklar her zaman birer nceden can
landrma rneidir; bir baka deyile, tam olarak neyi arzulad
IDIZI nceden bildiimizi her dndmzde sapknlk yapt
mz sylebiliriz. nceden bilmek -ister bir insan, ister bir ara,
ister ortam olsun- tekiliin gereksiz olduunu; bize sunacak hi
bir eyi olmadn, szkonusu olaya hibir katkda bulunmadn
ya da sadece fke ve hayal krkl yarattn varsaymaktr. Khan
iin sapkn denen kiinin, bariz bilgiliiyle belirli bir analist tipi
nin gizli bir parodisi anlamna geldiini dnyorum.
Winnicott' un "Yalnz Kalma Kapasitesi" ( 1 958) -bu almada
benlikten hi bahsedilmediini ve mevcudiyet nosyonuyla benlik
dncesi arasnda temel bir fark bulunduuna dair adeta sessiz bir
duyuru yapldn belirtmek gerekir- balkl deerli almasn
dan karsanan bu yeni nesne, analist kisvesi altnda, hastann,
Khan iin giderek analitik karlamay tanmlamaya balayan bir
tarzda kendisini kullanmasna izin verir. Winnicott' un anlatt se
naryoda geen anne, bir yorumcuya tekabl etmez; o, adeta gerek
tiinde gr bildirmek zere hazr bulunan bir mevcudiyettir;
Khan 'n mulak terimini kullanrsak, srekli tetikte ya da merakta
olmasyla deil, bilinen hazr bulunma potansiyeli sayesinde duru
mu kucaklayan bir "tank"tr. Bebek ancak bu durumda bir baka
snn mevcudiyetinde yalnz olabilecektir. Annenin mevcudiyeti,
rya edimindeki sansrn daha gevek bir haline benzer biimde,
bebein arzusunun kristallemesini, rya grenin durumunda uy
kuyu, ocuun durumundaysa ego ilevini kesintiye uratmakszn
mmkn klar. Anne arzuyu yaratamaz, onu yoktan var edemez;
anne, ancak arzunun olas koullarn sunabilir. Winnicott 'un dil
82
basaca [spatula] oyunu hakknda kulland deyimle, "tam bir de
neyim sreci" adn verdii eyin yaanmasna izin verir. Rya gibi
arzu da, insan tarafndan ayarlanamaz, ancak (Proustcu epifaninin
aksine) arzuyu mmkn klan ortam salanabilir. Anlalabilir
olan, bilgi nesnesini oluturan ey -ki bu, Khan 'n bize tantaea
bir paradokstur- rn, yani aktanlan rya deil; nkoullar, biim
ve ortamdr. Tpk gei nesnesi gibi, ryann da nasl bir rya ol
duu fark etmez; nemli olan ryann gereklemi -grlebilmi
olmas ve sonra da nasl kullanlddr. "Rya Psikolojisi ve Psi
kanalitik Durumun Evrimi" ( 1 962) ve "Psiik Deneyimde Ryann
Kullanm ve Smrs" ( 1 972) adl almalardan "Rya Grme
Deneyiminin tesinde" ( 1 976) adl yazya kadar, deneyim gibi s
rad bir kelimenin - ngiliz psikanalizinin bu kelimeyi kullanmak
tan gemite hep kandn eklememiz gerek- srekli tekraryla
ima edilen bir srece tank oluyoruz. K han' n ryalar zerine yaz
dklarn okurken ryann bir metin olduu ve bylelikle de analis
tn ryayla balantl olarak aslen yarumcu roln stlendii d
ncesinin giderek gzden dtn gryoruz; hatta Khan 'n
almalarnda konuman n, her zaman insann bir bakas tarafn
dan ifade edilmesi anlamna geldii anlay giderek n plana
kar.
Ryann bir metin, dolaysyla da yoruma msait olduu anlay
, yerini, ryann, bilinemezlii sayesinde belirleyici bir hale
gelen bir deneyim olduu anlayna brakmtr. Rya, deifre edi
lecek bir nesne olmayan hastann Hakiki Benlik' ini ifade eden bir
kapsamlama [synecdoche] haline gelmitir neredeyse. Ryalar,
Benlik'in sessiz metabolizmasna iaret eden geliim srecine dair
birer haber blteni olmaktadrlar. Geliim sreci dncesi, ancak
bu srecin aksakla uradnn hissedildii anlarda faydaldr.
Yorumsamadaki "anlam kayb" biiminde adlandrd sorun kar
snda Vincent Descombes unlar yazar: "Anladm, ama doru mu
anladm, yoksa yanlyor/aldanyor muyum dememeliyiz artk. An
ladm ama acaba anlalmas mmkn myd diye sormalyz."1 1
Rya gibi insan hevesiendiren bir yorumsama nesnesini bundan
daha yakn ilgilendiren bir ey olabilir mi?

1 1 . Vincent Descombes, Objects of All Sorts (Oxlord: Blackwell, 1 985) , s. 28.

R3
Rya, Freud' un gsterdii gibi, arzumuzla ilgili srlar geceleri
kendimize aklamann bir yolu olduu gibi, Benlik'in ulalmas
imkansz mahremiyetini de temsil eder. "Kii, rya deneyimi esna
snda," diye yazar Khan, "benliin, kiinin iebak srasnda ya
da ryalarnda belki de asla aleni hale gelmeyen yanlarn gerek
letirebilir."12 Rya grenin, deneyim esnasnda mevcut, ancak
bilgi balamnda namevcut olduunu syleyebiliriz. Analist de
tpk hastann, uyan halindeki egosu gibi, rya deneyiminden d
lanr. Farkl bir bak asndan, bu rya deneyiminin eer dile de
ilse neye ait olduunu sorabiliriz. Ne de olsa temsiller her zaman
darda yer alrlar. zel bir dilin olamayaca aktr; ancak Khan,
dil araclyla kiinin baka hibir eye indirgenemez zel hayat
na dair bir eylerin iletilebileceini ima eder. Sonuta rya deneyi
mi, hastann tm yaadklar iinde betimlenmesi imkansz olan
ey anlamna gelir.
Khan' n atafatl virtzlyle iddia ettii gibi "Rya znesi
tm zneyi oluturur,"13 ise, o zaman kiinin gemiinde, kiinin
rya deneyimine dair potansiyelini sabote etmi olan -ki yeniden
oluturmann, dolaysyla da analistin faydas bu noktada ortaya
kyor- her ey patoloji anlamna gelecektir. Kii rya grmeden
nce kendisinin ryasnda bulunmak zorundadr. Analistin amac,
kucaklayc bir davranla, hastann iinde, deneyimin filizlenmesi
ne imkan veren bir rya alan yaratmak ve bu alann iini kolayla
trmaktr. Yorumcu konumundaki analistin tek yapt, iyi bir rya
iin adeta bir sahne hazrlanmasna yardmc olmaktr. Rya metni
nin yorumcusu konumundaki analist, kendi teminatn beraberinde
getiren bir srece sonradan katlan kiidir. Khan 'n belirttii zere,
Freud, "insann uyandktan sonra hakknda hibir ey bilmedii T
yalar, ilevlerini en iyi yerine getiren ryalardr,"14 biimindeki gi
zemli yorumunu yaparken buna dair bir eyi ima etmiti. Freud, bi
lindna giden ana yolun, sadece yorumlanan rya deil, bizzat
ryann kendisi olduunu sylyordu.

1 2 . Khan, "Beyond the Dreaming Experience," s. 50.


1 3 . A.g.y., s. 46.
1 4. Aktaran Khan, "Beyond the Dreaming Experience," s. 45.

84
Kendimden haberlerin bile bana ulamad yerdeyim.
ran 'dan bir aforizma

Khan, rya zerine ilk almasnda, "iyi rya" grme kapasite


sinin, analitik aktann kullanma kapasitesine benzer biimde,
nihai olarak hastann bebeklik dneminde yeterli tatmin deneyimi
yaam olmasna bal olduunu aka belirtir. Freud, "ryalar
daki istek gerekletiriminin, ancak ihtiyalann daha nceki tatmi
nine dair hatrlatc imgeler kateksis iin hazr bulunursa mmkn
olacan aklkla anlatr,"15 diye yazan Khan, bununla Winni
cott'un bebek bakm aklamas arasnda bir balant kurar. "R
yann Psiik Deneyimdeki Kullanm ve Smrs"nde, rya kapa
sitesinin evreden gelen katklarla kolaylatrldna dair ve rya
alannn, kiinin "belirli deneyim trlerini gerekletirdii"16 gei
alannn psie-ii edeeri olarak grld gibi bir anlay ortaya
kar. Rya alan , kiisel ayrntlandrma amacyla, Khan 'n "top
lumsal alan" dedii alanda oynanma -daha dorusu boaltlma
ihtimali tayan eyi denetim altnda tutar. Kahn, rya alannda
gerekletirilen deneyimleri, "simgesel, zihinsel yaratm" anlamn
daki ryadan ayrt etmeye dikkat gsterir (dizinin son almasn,
ak bir biimde "Rya metninin, hakknda hibir ipucu vermedii
bir rya deneyimi vardr," szleriyle bitirecektir). 17 Analistin yoru
mu, bilindnn ieriini tercme etmekten ok armlarn yar
dmyla, hastaya rya alann ne amala kullandm gsterir.
Khan'n, sapkn kii iin "arzusuyla su orta arasna sokar"
dedii ve sapkn kiiyi kendinden ve arzu nesnesinden yabancla
trdn ne srd18 "kiid nesne''nin aksine gei fenomenle
ri kiiselletirme srecinin birer parasdrlar. Her trl yorumun
amac, ryann kiiselletirilmesini kolaylatrmaktr. Rya, tpk
btn gei fenomenleri gibi, hastay bilinmesi imkansz bir istika
mete doru gtrr. Oyununu gei alannda -Khan'n nceden
mdahaleye her zaman ak olduunda srar ettii alanda- sergi
leyen anne gibi, analist de deneyimi desteklemek zere hazr bulu
nur. Klinik dzeyde "kii kendisinin kullanlmasna, bir srecin k-
1 5. Khan, "Dream Psychology," s. 40.
1 6. Khan, "Use and Abuse of Dream," s. 3 1 5.
1 7. Khan, "Beyond the Dreaming Experience," s. 49.
1 B. Khan, Alienation in Perversions, s. 9 .

85
lesi haline getirilmesine nasl izin verir"19 gibi bir konuyla ural
mas, yorumlamann, incelikli bir mdahale biimi, analistin kendi
nemini srarla vurgulamak iin kulland bir yol olabilecei anla
mna gelir.
Belki de "Yorumlama Deneyiminin tesinde" baln tama
s gereken "Rya Deneyiminin tesinde" ( 1 976) adl almada,
sonu olarak, Freud' un psikanaliz giriiminin bana oturttuu nes
neyle -hatrlanan rya ya da rya metniyle- ilgili bir hayal krkl
szkonusudur. Freud'un bizleri tetkik etmeye cesaretlendirdii
"rya metninin bileenleri" deil, "deneyimsel bir varlk olarak r
yann btn", artk "ilgi merkezi haline gelmitir," nk "rya
deneyimi", Khan 'a gre rya metniyle zorunlu bir iliki iinde bu
lunmaz. "Rya deneyimi," diye yazar Khan, "benlii, bilinmesi
imkansz biimde gerekletiren bir btnlktr. . .ryann kendisini
yorumlamak mmkn deildir.''2 Kesinlik tayan bu saptama,
sezgisel bir kabul beklemektedir; ancak iimizden "nereden bili
yor ki" sorusunu sormak da gelebilir. Psikanalizle daha ilgili, net
bir soru da, "Bu saptamann doruluuna inannakla tatmin edilen
istek nedir?" olacaktr.
Rya metnine -ve dolaysyla yorumsamann denetimeisi olan
analiste- dair bu hayal krkl, Khan ' n, bir epistemoloji olarak,
Klein ' bir hayli etkileyen epistemofilik21 [epistemoloji dkn
.n.] igdnn sergilendii bir oyun olarak psikanalize duyduu
gvensizlii gsterir. Geliim sreci, bir z gibi sahnelenen, ancak
her zaman iletiim kurulmas imkansz bir anlalmazlk olan Ben
lik hakknda teki' nin bilgi edinme iddiasna snrlama gelirmek
ten -bu iddiaya meydan okumaktan- baka nedir ki? Psikanalize
ramen, kimin benlik bilgisi anlay kulaa gereki gelir ki?
Khan'n kukuculukla ykl almas, bizlerin, kendimizi icat et
mediimizin, sadece betimlediimizin kabul edilmesidir; sekler
bir kltrde zorunlu olarak ironikletirilmi bir kabuldr bu.
Khan, yaamnn son dnem lerinde, "kiinin kendisiyle olan
ilikisi" -yani kiiselletirme sreci- ile giderek daha fazla ilgilen
mi ve Freud'un en mulak kavram olan asli bastrma kavramnn

1 9. Marian Mi Iner, The Hands of the Living God (Londra: Virago, 1 988), s. xxxi.
20. Kh an, "Beyond the Dreaming Experience," s. 49.
21 . A.g.y., s. 1 83 .

86
olas anlam zerinde durmutu. Dier bir deyile Khan ' n zihni,
nesnenin bilgi alan tesinde kalan, ancak nesnenin kabul etmesi
imkansz olmayan eyle meguld.
"Belki de," diye yazmtr John Wisdom, "ryada grdmz
eyin fazlasyla basit bir benzerini aryoruz."22 Khan, belki de her
zaman bir benzerlie ihtiya duymadmz ne srer.

22. John Wisdom, Philosophy and Psychoanalysis (Oxford: Blackwell, 1 953), s.


1 67. Kabul etmek ile sahiplenmemek arasndaki ilikinin bir aklamas iin bkz.
Christopher Bentey'in deerli eseri, Emily Diekinson and the Problem of Others
(Amherst: University of Masachusetts Press, 1 984).

87
VII. SlKlLMA ZERNE

Yaam skcdr, dostlarm. Bunu dile


getirmernek gerek.
John Berryman, "Drearn Song 1 4" (Rya arks 1 4)

ocuklar kahin deildirler, ancak srarla o en nemli varolusal so


ruyu sorarlar: "imdi ne yapacaz?" Her yetikin, birok eyin
yan sra, ocuklukta yaanan byk canskntsn hatrlar ve her
ocuun yaam, sknt nbetleriyle kesintiye uramtr; ki bu s
knt nbetleri, bir eylerin balatld ancak hibir eyin gerek
lemedii o donuk beklenti durumunu, stekierin en sama ve para
doksal olann, yani arzu isteini ieren genel bir huzursuzluk
duygusunu ifade eder.
Psikanaliz, ocuun i dnyasnn tutkulu younluuna dikkat
leri ekerken nem denen eyi younlukla bir tutma eilimini gs
termi, bylelikle de, hayatmzn byk blmn oluturan, daha
az iddetli, daha belirsiz, genellikle de daha hassas ruh hallerini ve
88
duygulan nadiren teorik bir zemine oturtabilmitir. Winnicott' un
yapt katklardan biri, grece dingin durumlarn, rnein Melanie
Klein'n duygusal geliimi ileyen gotik melodramnda asla yer
alamayacak ruh haBerinin, ocukluktaki nemi konusunda bizleri
uyarmak olmutur. Psikanaliz literatrnde skc hastann projesi
ne ilikin bir miktar, yetikinlerde grnte sk rastlanan skc
olma korkusuna da daha az oranda gnderme yaplmtr; bununla
birlikte ocuun -tanm gerei adal bir betimleme yaplmasn
engelleyen bir ruh hali olan- sklmak gibi sradan bir deneyimi
zerine ok az ey yazlmtr. Her ocuun da syleyecei gibi, s
klmak, insann yapacak hibir eyinin olmamasdr. Ancak ruh
halleri elbette birer bak as sunar.
Klinik balamda, sklmay beceremeyen, daha sk olarak da
baka heyhangi bir eyi becererneyen ocuklara rastlarz. Bekleme
ye ilikin herhangi bir tartmada, en azndan ocukla ilgili olarak,
skntdan bahsetmek anlamldr; nk sklan ocuk, bilindn
da bir beklenti deneyimini bekler. Sradan sknt durumlarnda
ocuk, kendi arzusunun olaslna geri dner. Bu sknt aslnda,
ocuun bir eyi adeta hem bekledii hem de arad, umutla gizli
ce mzakere yaplan temkinli bir srtir; ve sknt bu anlamda
serbeste gezinen dikkate benzerlik gsterir. Skntnn susturul
mu, bazen de kolaylkla bozulabilen kargaas iinde ocuk, ger
ek arzusunun kristallemesine imkan tanyan, yinelenen bir bo
luk duygusuna doru uzanmaktadr. Elbette ocuk balangta,
yetikinin, deneyimi kucaklamasna ve srdrmesine; yani deneyi
mi, dikkati datarak sabote etmek yerine olduu gibi tanmasna
ihtiya duyar. ocuun sknts, ocuun annenin mevcudiyetinde
yalnz olmak konusunda gelitirdii kapasitede dzenli bir bunalm
yaanmasyla bagsterir. Baka bir deyile sklma kapasitesi,
ocuk iin bir geliim baars anlamna gelebilir.
Genellikle hareketli olan dikkati ve megul olma sreci iinde
frstre edici bir durgunluk yaayan skkn ocuk, hemen megale
eksikliiyle megul hale gelir. Tam anlamyla baka birini deil,
adeta kendisini beklemektedir. Ne mitsiz ne de mit dolu, ne gay
retli ne de kendini brakm olan skkn ocuk, olaslk ve kedere
ilikin, tatsz bir aresizlik iindedir. Dier bir deyile ocuk her
zaman birbiriyle ezamanl, rten iki projeye sahiptir: Bunlar,
89
tekinin kullanmnn ve tekiye duyulan ihtiyacn ocuk tarafn
dan bir taviz olarak yorumland bir kendi kendine yeterlilik pro
jesi ve bamllkla ayn kapya kan bir karlkllk projesidir.
Alelade sknt bunalmnda, iki proje arasndaki atma bir kez
daha yenilenir. ocuk tarafndan yaanan skntnn yetikinlerde
yaratt etki gerekten de aklayc deil midir? ounlukla bir
talep, zaman zaman da baarszlk ya da hayal knkl sulamas
biiminde alglanan sknt nadiren kabullenilir. ocuun sknts
nn, en kafa kartrc knama biimiyle, yetikinin ocuun dikka
tini datma isteiyle karlanmasna ne kadar da sk rastlanr; ye
tikinler adeta ocuun hayatnn mutlaka devaml ilgin olmas,
ilgin klnmas gerektiine karar vermi gibidirler. ocuun ilgile
necei bir eyi bulmak iin kendisine zaman tanmas yerine ille de
her an bir eylerle ilgilenmesi gerektii ynndeki talep, yetikin
lerin en baskc taleplerinden biridir. Sknt, kiinin kendisine
zaman tanmas srecinin bir parasdr.
ocuun sknts, sk sk bir beceriksizlik olarak alglanrken
genellikle de bir frsat olarak kabul edilmez. Yann ilerisinde bir
ifade yeteneine sahip on bir yanda bir olan, annesinin ifadesiy
le "farkna vardndan daha kt durumda" olduu ve "kendini
yanl bir biimde tantmas" yznden hi arkada olmad ge
rekesiyle bana getirilmiti. Birbirimizi tanmakla geen birka
hafta boyunca ocuk, geni bir alana yaylan ilgi ve megaleleri
hakknda olduka mutlu, biraz da kopuk bir biimde konutu.
Kayda deer tek olumsuz aktarm, bir gn laf arasnda bazen beni
grmeye gelemeyecek kadar megul olabileceinden bahsetmesiy
di. Ancak yaamnn dolu dolu olmasndan duyduu salt bir co
kunluk biiminde betimleyebileceim bir durum yayordu ou
zaman. Kendinden phe etmekten fazlasyla korktuu iin ona
ok az soru yneltiyordum, ynelttiim sorular da her zaman ye
rinde oluyordu. Ancak bir aamada, ona niyetim yle olmad
halde dorudan hi sklp sklmadn sordum. Soruma ard ve
bu acmaszca neeli olan ocukta daha nce hi grmediim bir
karamsarlkla, "Sklmama izin verilmiyor," diye cevaplad. S kl
masna kendisi izin verirse ne olacan sordum ona, sanrm tedavi
boyunca ilk defa duraksad ve "O zaman neyi hevesle beklediimi
bilemem," dedi, byle bir eyi dnmekten bir an iin panie ka-
90
plmt. Bu bizi, bir sonraki yl boyunca, bir dilde bu ocuun
sahte benlii denilen ey zerine tartmaya yneltti. yi olmak, an
nenin talebi asndan, birok ilgiye, yani saygn olan ve utandnc
olmayan, ona kendini tuhaf ve gl hissettirtmeyecek trden ilgi
lere sahip olmakt. ocuk, tedavi sresince zamanla yeni bir beceri
gelitirdi; sklmak becerisiydi bu. Bir keresinde, iyi olmann, in
sanlarn onu tanmasn engellemenin bir yolu olduunu ne sr
dm; bu dncemi kabul etti, ancak "Skldmda kendimi tan
myorum!" diye de ekledi.
Sklan ocuk, bu ruh halini yeterince kucaklayamazsa ya da
yetikini zorlayc olmayan yardmc bir ego olarak kullanamazsa,
rasgele ve hayal krkl yaratan ilikilerin yaand bilinen ve bir
eyleri deneme anlamn da tayan orjiden, yani belirsizlikten pre
matre bir ka yaanr. En kt durumda, yetikinin kendi yer de
itirme repertuvarndan yola karak kendi arzusunun taklidi -ki
bu taklit, ocukta genellikle ihtiyacn geriye ynelik olarak uydu
rulmas biimine brnr- biiminde tanyaca ey szkonusudur.
"An derecede agzl olduu ve hep skld" iin hastam olan
sekiz yanda bir olan, ilk seansta bana, "Her eyi yersem bir
daha hibir ey yemek zorunda kalmam," demiti. Bu, eitli an
lamlara gelebilirdi. ancak ocuk iin, eer her eyi yiyebilseydi so
nunda alk hissetmeyecei anlamn tayordu. nsann itahnn
bo yere kabartlmas sorununa getirilecek tlsml bir zm de el
bette hibir arzuya sahip olmamaktr. Bu olan iin agzllk,
dier eylerin yan sra, benliin arzulayan blmne bir saldr, i
tahn sonuna kadar kullanp onu bir seferinde tamamen tketmek
istei anlamna geliyordu. Agzllk fantezisinin btn, bir a
dan da kiinin kendi itihasn yiyip bitinnesi abasdr. Ancak bu
mitsiz ocuk iin, agzllk, onu srekli olarak kadanamad
bir eksikliin, bir boluun, kendine zg, bilind arzusunun bir
olaslk olarak ortaya kt bir boluun eiine getiren habis bir
skntya kar kendi kendini iyiletinne biimiydi. Kendini hi yal
nz hissedip hissetmediini sorduumda "kendimi yalnz hissede
meyecek kadar sklyorum" cevabn verdi bana.

91
Bo bir alana tahamml edememek mevcut alan miktarn snrlar.
,

W. R. Bion, Cogitations

ocuk, yalnz anneye deil, kendi arzusuna da bamldr. Her


ikisi de kaybedilip yeniden bulunabilir. Belki de sknt, sadece
gnlk yaamn yasnn tutulmasdr? Freud, yas konusunda, "Bu
tutumun bizlere patolojik gzkmemesinin nedeni gerekte sadece
onu nasl aklayacamz bu denli iyi bilmemizdendir," der.
Ancak ocuun sknts, aklama olasln olumsuzlar gibi gr
nen bir ruh halidir. S kntnn kendisi aklayc deildir, anlal
mazdr; kesinlikle de patolojik deildir ama yine de bir biimde
kabul edilemez niteliktedir. Freud'un Yas ve Melankoli'de melan
kolik insan zerine syledii eylerin bazs, rahatlkla sklan
ocuk iin de sylenebilir. " nsan . . . bir kaybn gerekletii
ni ... hisseder, ancak yitirilen eyin ne olduunu aka gremez;
hastann neyi yitirdiini bilinli bir biimde alglayamadn var
saymak ise daha mantkldr." Sklan ocuun yitirdiini yaant
lad ey ise, hibir eyin ekici grnmedii o anda "yaplacak
bir ey"dir. "Melankolik kiinin yaad engelleme bizlere art
c gelir," diye yazar Freud, "nk onu bu denli zapteden eyin ne
olduunu anlayamayz." Sklan ocuk bir anlamda youn bir me
gale eksiklii tarafndan youn biimde megul edilmektedir, yine
de farknda olmad bir eye, sonunda kolay bir geie ya da ilgi
ekici, hafif bir srprize neden olacak bir eye hazrlanr. "Yasta
gsz ve bo hale gelen ey dnyadr, melankolideyse egonun
kendisi." Skntda ise her ikisinin de gsz ve bo hale geldiini
ekleyebiliriz. ocuklukta yaanan ksa ancak youn skntlar, yle
byk bir kayba kar gsterilen tepkiler olmayp sadece -bir ey
den sonra ve dier bir eyden nce yaplan- birer kesintidirler.
Tm hakiki gei durumlar gibi onlarn da istikameti belirsizdir.
Tabii ki, bir yetikin olarak skldmzda, Freud'un ifadesiyle "ki
inin kendi yaradlnn zayfln gizlemesi"1 gibi bir eyi yapa
mayz. Ancak, Freud'un bu olaand almasndaki yaklamn
izleyerek skntnn ocuk iin yerine getirdii i nedir diye sorabi
liriz.

1 . Freud, Mourning and Melancholia, SE XIV, s. 245-246.

92
gdsel yaamdan sk sk bir "komplikasyon" olarak bahse
den Winnicott, " nceden Belirlenmi Bir Durumda Bebeklerin
Gzlemlenmesi" ( 1 94 1 ) balkl yazsnda, zellikle de bilin nce
si bir zannetme durumu olan tereddt sresi nosyonu sayesinde s
kntya bir bak as getirir. Winnicott konsltasyon esnasnda ha
zrlad nceden belirlenmi durumda annenin "masann kesi
aramzda kalacak biimde karma oturmasn," ister; "anne, bebe
i dizine yerletirip oturur. Rutin olarak dik al, parlak bir spatu
lay masann ucuna koyar ve anneye ocuu, dilediinde bu spatu
lay elleyebilecei biimde oturtmasn sylerim." Bylelikle,
Winnicott iin analiz srecinin bir paradigmas haline gelecek
olan, bebein davranna ait aamann sahnesi kurulmu olur.
Spatula, "iyi" yorum, hatta analistin kendisi gibi hastann kullan
maya hazr olduu, kullanmay anlaml bulduu eydir. Winnicott,
ocuk iin "evreyi snayp tatminkar sonu elde ettiinde ancak
arzusunu yeniden bulabilecek hale gelir''2 der; ite yaratlan ortam
da ocuun bunu gerekletirebilecei bir ortamdr. S klan ocuk,
bir nesnenin bilinli temsili olmakszn, arzusunu yeniden bulmay
bekler. ocuk yine neye kar heves duyduunu bilmez. Winnicott,
srecin bir blmn yle betimler:

1. Aama: Bebek spatulay eller, ancak o anda beklenmedik bir biim


de bu durumu dnmesi gerektiini kefeder. G durumda kalm
tr. Ya eli spatulada ve bedeni olduka hareketsiz bir biimde gzlerini
kocaman ap annesine ve bana bakar, seyredip bekler; ya da baz du
rumlarda ilgisini tamamen geri ekip yzn annesinin bluzuna
gmer. Genellikle durumu, aktif bir gvence salamadan idare etmek
mmkn oluyor; ocuun, spatulaya yeniden yava yava ve kendili
inden bir ilgi gstermesini seyretmek ok ilgin.
2. Aama: "Tereddt sresi" (bu dneme benim verdiim ad bu) bo
yunca bebek hep bedenini hareketsiz (gergin deil) tutuyor. Yava
yava duygularnn gelimesine izin verecek kadar cesaretini topla
maktadr; sonraysa manzara olduka abuk biimde deiiyor. Bu ilk
evrenin hangi anda yerini ikincisine brakt aktr; nk azn iin
de gerekleen bir deiiklik, ocuun, spatulaya duyulan arzunun
gerekliini kabul etmesinin habercisidir; az gever, dil dolgun ve

2. D. W. Winnicott, "The Observation ol lnlants in a Set Situation," Through Pa


ediatrics to Psychoanalysis iinde (Londra: Hogarth Press, 1 975), s. 52-53, 66.

93
yumuak bir gorunum alr ve bol miktarda salya akmaya balar.
Bebek, ok gemeden spatulay azna alr ve dietleriyle inemeye
balar ya da pipo ien bir babay taklit eder gibidir. Bebein davran
ndaki deiiklik ok arpc bir zelliktir. Beklenti hali ve hareket
sizliin yerine bir zgven gelimekte; beden serbeste hareket etmek
tedir, ki bedenin harekete gemesi spatulann ynlendirilmesiyle
balantldr.
Spatulay tereddt sresinde bebein azna sokmaya almak gibi
bir deneye ska bavurdum. Tereddtn benim normlarma denk d
mesi veya derece ya da nitelik asndan onlardan farkllk gstermesi
nin bir nemi yoktu; bu aamada spatulay bebein azna zor kullan
mann dnda sokmann imkansz olduunu anladm. Engellemenin
kuvvetli olduu baz durumlarda, spatulann ocua doru hareket et
tirilmesine ynelik gsterdiim btn abalar, ocuun lk atmas,
manevi ac ekmesi ya da basbaya karn ansna tutulmasyla sonu
lanyor.
Bebek artk spatulann kendi mlkiyetinde, belki de kendi iktidarnda,
kesinlikle de kendini ifade etme amacna ynelik bir ey olduunu his
sediyor.3

Sklan ocuk iin hibir eyin, "kendini ifade etme amacna


ynelik" olmad aktr. "Beklenti hali ve hareketsizlik" yerine
bunaltc bir ajitasyon; "zgven ve . . .bedenin serbeste hareket et
mesi" yerine kapana kstrlm bir huzursuzluk szkonusudur. S
kntnn, el altnda bir spatula bulunmasndan nce hazrlanm
durum olduu sylenebilir; belki de daha sama bir biimde, ocu
un kendisine gerekten hitap eden spatulay bulmak zorunda ol
duu, birok spatulann yer ald bir durumdan bahsedebiliriz. Ol
mayan olaslklarn kemekeini yaayan skkn ocuk, dikkatini
ekecek bir eyi aramaktadr. Bir sanat galerisinde, gerekten ilgi
sini eken bir resim bulana, o resim tarafndan durdurulana kadar
hzl hzl dolaan bir adama benzer ocuk; buna resmin bulunduu
anda aktarrnn gerekletiini ekleyebiliriz. ocuun, Winni
cott'un "tam bir deneyim" adn verdii eyi yaama imkanna
sahip olmas iin, empoze etmeden neride bulunacak, zorla yedi
rerek ocuun duyduu arzunun hakikatine nceden el koymaya
cak, spatulay zorla azna sokmaya alarak ocuun dikkatini
datmayacak bir evreden faydalanmaya ihtiyac vardr. Winni-
3. A.g.y., s. 53-54.

94
cott, bunun kolaylkla inenebilen ve analistin yapt yorumlarn
birtakm inanlan empoze etmek yerine farkl bak alan sundu
u bir ortam olan analiz ortamyla analoji kurulabilecek bir sre
olduunu sylemektedir; ben ise kiinin byrken bir tr dikkat
datma yeteneine sahip olmas gerektiini dnyorum. Psika
naliz, tanm gerei, militan ya da ahHik bir yeterlilii uygunsuz
bulur, salt bir dikkat datma olarak grr.
Parlak spatula, Winnicott' un ilk karalamalar gibi, elbette ocu
a yaplan bir ar, sunulan bir tekliftir. Winnicott'un evre ola
rak adlandrd ey, tam anlamyla kendini gstermese de, en
azndan muvakkaten mit verir, bir anlamda ipucu sunar. Dikkatini
eken bir eye zamanla ilgi duymaya balayan bebek, tereddt s
resinde "duygularnn gelimesine imkan verecek cesareti toplar."
Winnicott'un ustalkla gzlemleyip tasarlad, bebein arzusunu
yaantlad bu sre aslnda sorunlu, zor bir zaman dilimidir. Ya
znn devamnda betimlenen bir ocuk, tereddt sresinde astm
nbetine tutulur. "Bu ocuk iin," diye yazar Winnicott, "astm n
beti, normal olarak tereddtn yaand anla balantlyd; tered
dt zihinsel atmay ierir."4 Freud 'un bir cmlesini konumuza
uyariayarak u sorular yneltebiliriz: Bireyin arzuya, duygulannn
gelimesine imkan tanmasnn nkoullar nelerdir? Arzuyu mm
kn klmak iin nceden belirledii durumlar -dzenledii vesile
ler- nelerdir? Sknt, tabii ki tereddt ncesine ait bir eydir;
ancak ocuk her sknt dneminde bu sorulara yeniden dner.
ocuklukta yaanan sradan sknt, Winnicott'un antisosyal
eilim adn verdii eilimin iinde oynanan eyin iyi huylu hali
dir.5 Ancak sknt, biz yetikinleri, sorgu mahalline, renme me
rakmzn fakirliine, 'nsan zamann ne ekilde deerlendirmeyi
ister? ' gibi basit bir soruya geri gtrr. ocuk iin ksa sreli bir
keyifsizlik olan ey, yetikin iin bir anlamda bastrlm bir risk
halini alr. Hem, kim bir hi uruna bekleyebilir ki?

Clov: lmden sonraki yaama inanyor musun?


Hamm: Ben hep yle bir yaam srdm
Samuel Beckett. Endgane (Oyunsonu)

4. A.g.y., s. 58-59.
5. O. W. Winnicott, Deprivation and Delinquency (Londra: Tavistock, 1 984), s .
1 20-1 3 1 .
95
Anneyi bekleme srecinde ocuk, bir erteleme arac olarak tem
sil becerisini kefeder. Temsil -fantezi- ocuun arzu duyma ve
bekleme aracdr. ocuk, ancak annenin yokluunda, anneyle ara
sna giren bu alanda kendini arzulayan bir nesne olarak alglayabi
lir. Gvenilir bir anneyi bekleme deneyimini birikimsel biimde
yaayan ocuk, en iyi durumda, tereddt etmeden kendini eitli
olaslklarn kayna olarak grecektir; yava yava gelien dipal
ncesi hayal knkl ve mutlak kudretin yitimi ona grece daha az
ac verecektir. Melanie Klein'n paranoid-izoid konum adn ver
dii ey ,6 kapasitesinin ya da tahammlnn tesinde; arzunun
psie iinde, egonun zaten her zaman hassas olan btnlne y
nelik bir tehdit biiminde yaantland noktaya dek bekletilmi
bebein ruh haline dair bir aklamadr belki de. Klein, Freud'un
izinden giderek, bireyin ikame etme iradesi biiminde adlandrla
bilecek eye, her yokluun bir mevcudiyet olmasna duyulan ihti
yaca aklk getirir. yi anlam tayan meme, belirsizlik iinde bek
lemenin acsn eken ocuk iin kt ve zulmeden meme halini
alr; ancak meme yine de bebein zihninde iyi anlam tar. Bu ne
denle, Klein 'n geliim teorisinde bekleme nosyonu yeniden ele
alnr; nk bir anlamda bebek asla yalnz deildir. Annenin yete
rince ilgi gsternemesi durumunda, Laplanche' n farkl bir ba
lamda, drtlerin egoya saldrs7 olarak arpc bir biimde betim
ledii ey ar derecede yaanr; ki bu saldr, yanstma sayesinde,
nesnenin nihai mevcudiyetinin reddine dnecektir. ok uzun
sre beklediimiz insanlardan keyif almak gtr. Yakndan tan
dmz, ok youn duygular uyandran bu durumda bekler ve bek
lemekten farkl bir ey yapmaya alr, genellikle de sklrz; pro
testo sknts, her zaman fkeyi saklamann bir yoludur.
Tabii ki insan ancak grd ya da grdn hayal ettii eye
ynelik dikkatini yitirebilir. Savunma mekanizmalar, Freud' un be
timlemesine gre birer tanma biimi, bilgiyle uzlalmasn sala
yan aralardr. S knty beklerneye kar bir savunma olarak d-

6. Bkz. Melanie Klein, "Notes on Some Schizoid Mechanisms", The Selected


Melanie Klein iinde, der. Juliet Mitchell (Harmondsworth: Penguin, 1 986), s.
1 76-200.
7. Bkz. Jean Laplanche, Life and Death in Psychoana/ysis (Baltimore: Johns
Hopkins Press, 1 976).

96
nebiliriz; ki bekleme de bir aamada arzu olaslnn kabul edil
mesidir. Freud'un 1 927 tarihli yazsnda fetiizmdeki iki kez
dnme yoluna ilikin yapt aklamay analoji olarak kullana
biliriz. ocuun, anlad kadaryla, kadnn penisi olmad gere
iyle karlamasnn ardndan "algnn baki kaldn, szkonusu
inkar desteklemek zere ok enerjik bir faaliyete giriildiini g
ryoruz," diye yazar Freud. ocuk, "bu inanca hem sahip km
hem de ondan vazgemitir"; Freud'un bahsettii hasta gibi, ocuk
da "iki varsaym arasnda... gidip gelmektedir."8 Skntda iki varsa
ym, iki imkansz seenek olduunu syleyebiliriz: Arzuladm
bir ey var ve arzuladm hibir ey yok. Ancak bu iki varsaym
dan ya da inantan hangisinin inkar edildii her zaman mulaktr;
ve sannn bu mulaklk, skntda yaanan o tuhaf fel haline ak
lk getiriyor (Joyce McDougall'n inkar anlayn, inkar, "hemen
ardndan anlamn yok edilmesi gelen bir ' kabul' ierir" dediini
hatrlamakta fayda var).9 S kntda olas bir arzu nesnesinin ar
syla arzudan, arzunun anlamszlndan kan ars vardr.
Bu balamda, ocuk iin arzu nesnesi olarak balayan ey, ye
tikin iin, Christopher Bollas ' n "dnm nesnesi" adn verdii
ey haline gelir. Balangta anne olan, "deneyimsel adan bebe
in benlik deneyiminin deiiklie uramas sreciyle zdeletir
dii bir nesne"dir bu. Bu ilk iliki, "kiinin, benlii dntrmeyi
vaat eden bir nesne (kii, yer, olay, ideoloji) aray"nn habercisi,
paradigmas haline gelir. Birinci evrede, "anne henz bir nesne
olarak belirlenmez, ancak bir dnm sreci olarak yaantlanr;
ve bu zellik, yetikin yaamndaki nesne-araynn izinde var ol
maya devam eder; yetikin yaamnda nesne, varln dnm s
recinin gstereni olma ilevi nedeniyle aranyor bence. Yani yeti
kin yaamndaki aray, nesneye sahip olma aray deildir; nesne,
benlii dntren bir sre olarak kendisine teslim olunmak ama
cyla aranr."o Freud'un "rya gn" dedii gn iinde gerekle
en olaylardan arta kalan hangi krntlarn ryada kullanlacan

B. Freud, "Fetishism," SE XXI, s. 1 54.


9. Fetiizmin, anlam ve algnn inkar amacyla kullanlmas zerine kapsaml bir
tartma iin bkz. Joyce McDougall, Plea for a Measure of Abnormality (New
York: International Universities Press, 1 980).
1 O. Christopher Bollas, "The Transformational Object," The Shadow of the Ob-

F7N/pi.ijme. Gdklanma ve Sklma 97


nceden bilemediimiz gibi; ayn biimde, neyin dnm nesnesi
grevini greceini de bilemeyiz. Herhangi bir eyin kiinin yaa
mn dntrebilecek olmas, bir yaamn alaca olas ekiller ve
tabii ki terapik mdahalelere atfedilen nem zerinde bedeli ar
sonular yaratmaktadr. Aslnda kstah bir soru yneltmek zorunda
kalyoruz: Bir roadeleine rei mi yoksa analist mi? Analiz en
azndan ayarlanabilir. Ancak bir analiz, maalesef epifaniler dzen
leyemez ya da gemi sayesinde bize gelecei iade eden dnm
srelerini -o eklemlemeleri- temin edemez. Proust Swann' larn
Semtinden'de ( 1 9 1 3) kendi gemiimize dair unlar syler: "Ge
mii yeniden yakalama teebbs bouna zahmettir: Aklmzn
gsterdii btn abalar sonusuz kalmaya mahkfimdur. Gemi,
akl diyarnn dnda bir yerlerde, onun eriebildii alann tesin
de, hi aklmza gelmeyen maddi bir nesnede (o maddi nesnenin
bize verecei duyumda) gizlidir. Bu nesneye lmeden nce rastla
yp rastlayamayacamz ise tamamen tesadfe baldr."1 1 B ilindi
i zere gemi, ayn zamanda aktarrnda sakl olabilir ve bylelik
le de analist denilen o maddi nesnede saklym gibi grnebilir.
Ancak dnm nesnesine giden bir yol olduuna inanmak mm
kn mdr?
Skntnn, bireyi koruduunu; bir eyi, ne olabileceini bilmek
sizin beklemek gibi imkansz bir deneyimi birey iin tahamml
edilebilir hale getirdiini dnyorum. S kntda sregelen bekle
me edimi bir paradoks ierir: Birey, neyi beklediini bilmez, ta ki
o eyi bulana dek ve birey genellikle de beklemekte olduunu bil
mez. Bu anlamda "analitik tutum" iin dikkatli bir sknt ifadesini
kullanabiliriz. Bir dizi kestirime sahip sklan birey, aresiz ve
biraz da kzgndr; farkllk yaratacak trden yapacak bir ey bul
mann isteksiz, mitsiz aray iindedir.
Aslnda skntdan deil skntlardan bahsetmemiz gerekir,
nk nosyonun kendisi analize kar direnen eitli sayda ruh
hallerini ve duygulan iermektedir; ve bunun da, skntnn psiik

ject: Psychoanalysis of the Unthought Known iinde (Londra: Free Associati


ons, 1 987), s. 1 4.
Proust'un nl "hatrlatc nesne"si. (.n.)
1 1 . Mareel Proust, Swann's Way, i ng. ev. Terence Kilmartin (Londra: Hogarth
Press, 1 98 1 ) , s. 47-48.

98
yaamn bir tr anlamszca younlatrlmas biimindeki ilevinin
bir paras olduunu syleyebiliriz. ocuun o daha sradan, daha
geici olan sknts iinde bekleme bastrlr. Yetikin -ocuktan
daha az bakm gren, alkanlklan ocuunkinden daha yerlemi
olan yetikin- iin daha sklkla karlalan risk, skntnn bekle
rneye dnecek olmasdr. Bireyin "duygularnn" bir nesnenin
yokluunda -adeta olas bir nesneye doru- "gelimesine izin ve
recek kadar cesur" hale gelecek olmas ve bu sayede kendini o nes
nenin kanlmaz gelip geiciliine adayacak, daha dorusu teslim
edecek olmasdr. Yetikin iin sknt, sanki arzunun geici olarak
canlln kaybetmesinin daha kalc bir biimi olmak durumunda
dr. nsann, cazip bir hayat srmediini fark etmeye balaynca ye
tikinlie adm attn syleyebiliriz.

99
VIII. ENGELLERiN KARlSlNDA

Yaamda karlatnz bir sorunu


zmenin yolu sorunu ortadan kaldracak
,

tarzda yaamakur.
Ludwig Witgenslein, Cult11re and Value (Kltr ve
Deer)

On iki yanda bir kz ocuu eitli semptomlar biraraya getirip


okul fobisi gelitirdii iin bana tedaviye getirilmiti. On yanday
ken anne-baba ve "kzlar" -kendisini dlayan iki ablas- eklinde
iki grup halinde alglad ailesi tarafndan ihmal edildii hissine
kaplp annesiyle babasna yatl okula gidip gidemeyeceini sor
mutu. Bilindnda onlarn kendisine olan ballklarn snyor
du; ay iinde kendini evden be yz kilometre uzaklktaki bir
yatl okulda bulunca byk bir znt yaamt. lk balarda e
kingen ve uysalken -okul mdiresi onun "iyi huylu ve yardmse
ver" olduunu sylyordu- aradan bir yl getikten sonra birdenbi
re canlanm, kendisini dehete dren bir fobi gelitirrniti.
Kesinlikle snfa admn alamyordu; snfa girmek, kendi ifadesiy-

100
le onu "ar derecede heyecanlandryordu", baylacan ya da
"bayku gibi lk atacam" zannediyordu. Biraz garip olan ilk
karlamamzda ona baykularn geceleri avlandn sylediim
de bir an iin dnd, hafife keyiftenerek "Karanlkta insann
nn kesen bir ey olmaz," dedi. Bu cmle beni rahatlatmt,
nk kzn fkesini saklamak iin kulland btn o belirsizlik
lere ve reddedilere ramen iinde tad taknln farknda ol
duunu hissetnemi salamt. Onun artk duyduu garezleri de
netlemeyi istemediini dnyordum.
Gayet anlalr biimde beni de sorununun bir paras olarak
deerlendirdii, inat bir sabrszlkla geen birka ayn ardndan,
psikoterapi ruhuna byk bir canllkla dahil oldu; bu, fobi sahibi
ocuklarda pek rastlanmayan bir durumdu. Onda gerekten tuhaf
ma giden tek ey, tatil gnlerim karsnda sergiledii tutumdu.
Hangi gnlerde tatile kacan sylediimde ya da onu hazrla
mak amacyla konutuumda sarfettiim btn cmlelere, sohbeti
miz esnasnda gerekleen boluklar muamelesi yapyordu; birden
bire sanki onun uykusunda konuuyormuum hissine kaplyor
dum. Umursamaz davranyor, ancak kesinlikle armyordu. Tm
kibarlyla szm tamamlamama izin veriyordu ; sanki ben, ayr
ln zorluklar hakknda ikide bir gevezelik etme ihtiyac hisse
den, insanlarn lafn kesme sapiants olan biriydim. Sinirlenip ne
dediimi duyup duymadn sorduumda hafife afallyordu, ama
sonuta deien bir ey olmuyordu. Tatil ncesi seanslara sradan
seans muamelesi yapyor, bir sonraki bulumamzda sanki aramza
hibir ey girmemi gibi kald yerden devam ediyordu. Ondan
ayrldmda beni ciddiye almay kesin bir biimde reddetmesini
hayli sevimli buluyordum. Bu tutumuyla bende ilgi uyandrdnn
farkndaydm; baka bir balam ya da baka bir insan olsayd bu
durum beni ciddi biimde dndrtecekti.
Derken nc tatilim ncesindeki seansa elinde bir atiasla
kageldi. Bir sredir ona, iki haftalna Amerika'ya gideceimden
bahsediyordum. Buna nasl bir anlam yklediini bilmem imkan
szd. Szn ettiim seansta dorudan masann bana gidip eliyle
Amerika ve ngiltere' nin haritalarn izer gibi yapt. Sonra ayn
eyi kat zerinde tekrarlad ve "Siz uradayken (Amerika'y gs
tererek) ben burada ( ngiltere'yi gstererek) olacam," dedi.
101
"Hayret ! " dedim, "urada ile buradann sadece ilk harfleri farkl."
ocuk srtt ve "te fark ben yaratyorum," dedi. imdi bu ko
numadan birok anlam kartlabilir; konuumuz gerei ben yal
nzca, ocuun tatili, ancak fantezisinde onu kendi mutlak kudret
alanna soktuunda -yani fark kendisi yaratnca- bir engel olarak
tanyabildiini sylemekle yetineceim. lk "fark" nesne deil,
zne tarafndan yaplmak zorundadr, daha dorusu yle hayal
edilmek durumundadr. Yani sorulacak birinci soru, "Bir engelin
tannmas iin gereken nkoullar nelerdir?" sorusudur. Ve birinci
savmz udur: nsann bir engeli tanmas -ki bu, bir eyi engel
olarak oluturmas anlamna da gelebilir- ancak o engelin taham
ml edilebilir olmasyla mmkndr. Ancak engel diye dnd
mz eyi tanmak sayesinde, sreklilie dair fantezilerimizi an
layabiliriz.

Evli bir ift ve yeni yrmeye balam ilk ocuklaryla yaptm


grmede anne, olunun dibinden ayrlmayarak kendisini nasl i
leden kardn anlatyordu. Kadn, tuvalete giderken, alverie
karken ya da herhangi bir ey yaparken olu hi peini brakm
yor, hacaklarna yapp kalyordu . Annenin anlattklar bende, ko
arken yava yava aaca dnen bir insan imgesini uyandrmt.
"Asla kendime zaman ayramyorum," diyordu; ocuk -annesinin
iine, onun bedeninde bir aa bir yukar, kk misali gezinerek
szmaya alan bu olan- anneye her zaman "ayak ba" oluyor
du. Bu tandk "Hep ayak ba oluyor" cmlesi srarla tekrarlan
yordu. Btn anlatlanlardan, kar-kocann ilikisinde bir eylerin
deitii sonucunu kartmak zor deildi. Bu denli planl aktarlan
sorun, tabii ki geliim srecinin bu evresinde ocuklar olan aileler
de sk rastlanan bir senaryoydu. Ancak seansn sonuna doru, akl
ma "Acaba ocuk ayak ba olmasayd anne nereye gidecekti?" so
rusu geldi; bu soruyu ynelttirnde anne tm neesiyle "Ah,
kaybolurdum ! " diye cevap verdi. yleyse sorulmas gereken ikinci
soru udur: Engeller bilindnda nasl oluturulurlar? Ve ikinci
savmz da udur: Engel, bilind arzuyu gizlemek -adeta sarp
sarmalamak- amacyla kullanlmaktadr. Eer ocuk her zaman
ayak ba oluyorsa -ki ebeveynler ve ocuklar bunun byle olma-
102
sn salamak iin ibirlii yapabilirler- o zaman anne, kimsenin
ayak ba olmamas durumunda (tabii ki kiinin, ortada engellerin
bulunmas ynndeki isteini azmsamamak gerekir) nereye gide
ceini asla bilemeyecektir. Ailenin yaad durumu betimlemenin
bir yolu da, annenin ya da babann, alternatif bilind hedeflerin
farkna varlnasn -ya da tannmasn- nlemek iin ocuun ken
dilerini rahat brakmamasna ihtiya duyduklann sylemektir.
Engel, baka bir eyin gereklemesine izin vermemenin bir yolu
dur, gerekli bir kr noktadr.
Varlk ve Hilik adl eserinde Sartre, yryen bir insann sarp
bir kaya kntsyla karlamasn betimler: "Yoldan gemekte
olup sadece manzarann estetik grnmyle ilgilenen sradan bir
gezgin iin sarp kayaln trmanlabilir olup olmamasnn bir
nemi yoktur; bu kiinin gznde kayalk ya gzel ya da irkin
dir."1 Eer sadece yrye kmsam kaya paras bir engeldir;
eer ressamsam yle deildir. Ancak Sartre'n zerinde durmad
sama -psikanalitik- olaslk, ancak kaya parasn bir engel ola
rak algladmda yrye ktrnn farkna varabileceimdir.
Dier deyile, insann hedeflerini kefetmesinin tek yolu, birer
engel olduunu zannettii eylerin farkna varmas; onlar bilinli
hale getirmesidir. Bu durumda sorulacak nc soru udur: nsan
ne tr engeller yaratr durumda bulur kendini, insann engellere
dair szdaar nedir? (Klinik adan yle sorabiliriz: Hastann -ve
elbette analistin- engellere ilikin kiisel repertuvar nedir?) Ve
nc savmz da u olacaktr: Arzu, engeli ortaya karmaz;
engel, arzuyu ortaya karr. Ve her ey bu kadar basit olsayd has
talarmza ve kendimize "Senin iin nelerin engel olduunu syler
sen ben de sana neyi arzuladn sylerim," diyebilirdik
Adler hakknda kayna mehul bir hikaye anlatlr: Genliin
de daha ok psikanalize arlk veren Adler, ilk konsltasyonun so
nunda hastasna yle sorarrn : " yileseydiniz ne yapardnz?"
Hasta cevap verir, Adler de "yleyse gidip dediiniz eyi yapn
ite ! " dermi.
Otuz iki yanda bir adam bana konsltasyona gelmiti; ancak
alayc bir biimde "sorun" dedii eyin psikoterapiyi, hatta bir
1 . Jean-Paul Sartre, Being and Nothingness, i ng. ev. Hazel E. Barnes (Londra:
Methuen, 1 957), s. 488.

1 03
sorun olarak ele alnmay gerektirdiinden hi de emin deildi. So
rununun aslnda bir sorun olmayabilecei zerine konumu, ancak
bir sre bana sorununun ne olduunu sylememiti. Bu konuyla il
gili olarak hem rahat hem de utanga bir tavr sergiliyordu; kendini
hayli ulalmas imkansz bir hale getirdikten sonra nihayet sorunu
nun, hep "msait olmayan kadnlar"a tutulmas olduunu syledi.
Bu kadnlarn ne adan msait olmadklarn sorduumda her
zaman birer eleri bulunduunu syledi. "Peki ne adan msait
deiller?" diye sordum. Glmseyip "Yani 'Sorun nedir? ' demek
istiyorsunuz," karln verdi. Kaba davrandm iin zr dile
dim, halbuki geriye dnp baktmda bir yandan onun reddedilen
rakip sesini konuturduumu dnyorum -psikanalizde hastann
susturolmu sesleri abartlr-; sevdii kadnlarn msait olmadkla
r inanc sayesinde belki de kendisini daha emniyette hissettiini
ve arzusunu serbest brakmak iin neden bir engele ihtiya duydu
unu anlayabileceimizi syledim. stedii kadnlarn, onlar ken
disinden koruyacak birer erkee sahip olmalarn biraz rahatlatc
bulduunu kabul etti. Acaba kendisinden daha gl bir erkek tara
fndan korunnay m istedii sorusu uyand kafamda. Sanki bir
ataszn ya da gelenei dile getiTireesine yle dedi: "Bir erkei
elde etmek istiyorsan bir kadn elde etmeye al."
Engelsiz arzuyu hayal etmek imkanszdr; bir eyi engel olarak
grdmz her balamda ayn zamanda arzuluyor oluruz. zel
de Oedipus hikayesinin ve belki de genelde anlatnn byl olma
larnn nedeni, bizlerin ve bu kurmacalarda geen kadn ve erkek
kahramanlarn, engellerin mi arzuyu, yoksa arzunun mu engelleri
yarattn asla bilemememizdir. Hangisinin aray iinde olduu
muz konusunda hibir zaman tam anlamyla emin deilizdir; ve
hikayeyi ikisi de. olmadan nasl srdreceimizi hayal etmek g
tr. yleyse sormamz gereken bir sonraki soru da udur: Arzu ve
engeli neden birbirinden ayrlamaz olarak grme ihtiyacn duya
rz? Bu sorunun cevab, arzu zerine kurmacalarmz hakknda il
gin bir gerei ortaya karacaktr. Psikanalitik bir cevap -ya da
tepki- yle olabilir: Engelsiz arzu, birleme ya da ensest demek
tir, yani arzunun lm; ve arzusuz engeller, dnlmesi
imkansz olan eylerdir ya da Magritte' in havada asl duran kap
lar gibi gerekstdr.
1 04
Engel ve arzunun bu aka kanlmaz birliktelii, erkek hasta
rnn rneinde, bir baka sav gndeme getiriyor: Bilind arzu
nun nesnesi, ancak bilinli arzu nesnesinin karsndaki engeller ta
rafndan temsil edilebilir. Hastam, kadnlara duyduu arzunun
bilincindeydi, bu kadnlarn elerinin birer engel olduunun da bi
lincindeydi. Ancak onun iin, bilind arzu nesnesi, engel konu
munda olan erkek demekti. Nesneye duyulan arzu, engele duyulan
arzuyu maskeiemek iin kullanlabilir. Analiz esnasnda engellerin
sarl olduu paketleri atmzda -onlar ayak bandan ziyade
zlecek birer ba olarak grdmzde- ilerinin, tpk Pando
ra'nn kutusu gibi, birok olaand ve yasakl eyle dolu olduu
nu grrz. stediim eyin ne olduunu, ona sahip olmarn engel
leyen eyle karlaarak anlyorsam o zaman her halfikarda,
arzunun bilind hatrlatcs olan engellere kar bir istek duy
mak zorundaym . Engel, zihnimin bir blmnde, unutmak istedi
im eyi hatrlatr bana.
Tabii ki semptomlar, hasta tarafndan her zaman birer engel
olarak anlalrlar; bu bakmdan, hastann hibir engellemenin yer
almad hayali yaam nn bu tr kstlamalarn yokluunda neye
benzeyeceini sormakta yarar vardr. Bara baslan engellerin,
hem hastay koruduu hem de hep ertelenen bir gelecekte gerek
lemesi beklenen bir olasl srdrdrd felaket senaryolar -
ya da felaket biimde haz alnan senaryolar- nelerdir? Rousseau,
itiraflar adl kitabnn birinci cildinde yle yazar:
raklk dnemim boyunca ve o zamandan beri, saysz kereler tatl
bir eyler satn almak dncesiyle sokaa kmlmdr. Pastaneye gi
dince tezgahn arkasnda duran kadnlara taklr gzm; aralarnda g
ltklerini, agzl delikanlyla alay ettiklerini hayal ederim. Sonra
bir manavn nnden geerken gzmn ucuyla olgun armutlara baka
nn; kokular itiham kabartr. Ancak iki gen insan, bir kede
durmu bana bakyor olurlar; tandm bir adam dkkiinn nnde
durur; uzaktan bir kzn gelmekte olduunu grrm. Bizde alan
hizmeti kz deil mi bu? Miyobim beni devaml yanltyor. Gelip
geen herkesi tandm biri zannediyorum. Her ey beni korkutuyor,
her yerde engeller olduunu kefediyorum. Huzursuzluum fazlala
tka arzum da artyor. Ancak sonunda bir budala gibi dnyorum
eve; zlem duymaktan tkenmi haldeyim. cebimde zlemimi tatmin

1 05
etmeye yetecek kadar param var, ancak hibir eyi satn almaya cesa
ret edememiim.2

Rousseau iin tatmin, olasln sonu demektir. Bu nedenle Ro


usseau 'nun engellerin efendisi olmaya deil, onlar beslerneye ihti
yac vardr. Beklenti, icadn anasdr. Rousseau ' nun masumiyete
duyduu ballkta, hibir eyin yasak olmad, kendimizi denet
lemediimiz, sadece yapmadmz eyleri daha heyecanl klma
nn yollarn aradmz ima edilir hep stkapal bir biimde. l
drmann eiinde, kesinlikle de tehlikeli olan bu senaryoda,
Rousseau ' nun, bakalarnn yanstt honutsuzluk tarafndan
bariz biimde denetlenen arzusundan bir gsteri yaratma istei ta
dn gryoruz. Tamamiyle rahatlatc ve tandk bir dnya -
"Gelip geen herkesi tandk biri zannediyorum"- yaratr Rousse
au; yaratt dnya, heyecan verici engeller tarafndan denetlen
mektedir. Engellerden -tezgahn arkasndaki kadnlar, gen insan
lar, adam ve hizmeti kzdan- oluan bu kataloun, kendi arzusuna
ar derecede ilgi duyduunu zanneder. Cebinde paras vardr;
ancak sradan arzusunu, en azndan kendisine, bir su gibi gster
mek iin bu engellere ihtiya duyar. Olgun bir armut satn almak
tehlikeliyse bunu ancak tehlikeli bir adam yapabilir. Canll ya da
kudreti pheliyse -aksi dnlebilir mi?- o zaman yaratt en
gellerin, arzusunu ar derecede kuvvetli gstermek gibi bir etkisi
var demektir; arzu, o kadar kuvvetli, toplumsal adan o kadar yk
c bir hale gelir ki, kafasnda yaratt seyirci kitlesi dier her eyi
unutuverir. Hi kimsenin onun arzusuyla ilgilenmemesi durumun
da ne olacan dnmekten acizdir. "Her ey beni korkutuyor,"
diye yazar, "her yerde engeller olduunu kefediyorum." Her ey
onu korkutmaktadr -yani her ey onu heyecanlandrmaktadr
nk her yerde engeller kefeder; nk her engel, onu potansiyel
adan bir sulu yapmaktadr. Rousseau, bilindnda sulu olma
d srece adam da deildir; en azndan kendi nezdinde.
Rousseau, engellere duyulan tutkuya eker dikkatimizi. Bura
dan yola karak u sav getiriyorum: lk iliki, nesnelerle deil en
gellerle kurulur. Baka bir deyile, yani baka bir balama geer-

2. Jean-Jacques Rousseau, Confessions, i ng. ev. J. M. Cohen (Harmond


sworth: Penguin, 1 953) , s. 45. [ itiraf/ar, ev. R.N. Gntekin, MEB Y 1 990]

1 06
sek: nsanlar, yaamlarnn, olaslklardan en ok korktuklar
dnemlerinde ak olurlar. Birisine ak olabilmek iin bu olas
lklarn birer engel, zorunlu birer engel olarak alglanmalar
arttr.

"Bir aka imdadmza yetitiinde glebiliriz ancak," diye yazmt


Freud. imizde hazr bekleyen gl dar salmak ya da ona izin
vermek iin bir eye ihtiya duyarz sanki. Haz duygumuza empo
ze ettiimiz engellerden aka sayesinde anlk olarak kurtulduu
muzu ne srer Freud. Gerekten de engel kelimesini, en ok aka
ve Bilindtyla Olan Balants adl eserinde kullanr. aka, Freud
iin bu denli nemlidir; nk aka, hazzmz engellerden kurtar
mann en zekice ve en etkin olan yoludur. Ve hazz kurtarmak,
Freud asndan bir tr hatrlatmadr. akalar,

bir igdnn, (ister arzulu ister dmanca olsun) o igdnn yoluna


kan engele ramen tatmin edilmesini mmkn klar. akalar, szko
nusu engelin etrafn kuatp bu sayede, engelin ulalmaz kld bir
kaynaktan haz alrlar . . . Uygarln gerekletirdii baskc faaliyetler,
artk iimizdeki sansr mekanizmas tarafndan inkar edilir hale gel
mi temel haz olaslklarn unutmamz sonucunu dourur. Ancak in
sanolunun psiesi iin btn feragat edinieri fazlasyla gtr; bu ne
denle taraf tutan akalarn, szkonusu feragati bozmak ve yitirilen eyi
geri kazanmak iin insana bir ara sunduklarn gryoruz.3

akalar, tpk ryalar gibi, bastrmay sabote ederler. Uygarlk,


hazlarmz birer engele dntrr; halbuki akalar, yitirdiimiz
eylerle, Freud'un "temel haz olaslklar" adn verdii olasl klar
la ilikiye sokar bizi. Engeller gvenlikte olmamz salar; halbuki
aka bizi heyecanlandrarak tehlikeye atar. Freud'un zerinde pek
durmad bir baka nokta ise engelin, bize ilave bir haz kayna
salamasdr; engeli baaryla kuatmaktan alnacak hazdr bu. Ze
kice yenmek, zekann teki yzdr. Engel aray, ironik bir an
lamda ayn zamanda haz araydr. (Proust'un anlatcsnn da ha
trlatt gibi, "Bir akann anlalmamas, herhangi bir kimsenin

3. Freud, Jokes and Their Relation to the Unconscious, SE VIII, s. 1 01 .

1 07
onu daha az elendinci bulmasna neden olmamtr henz.")4 Psi
kanaliz tedavisinin amalanndan biri de, hastann mcadele edece
i daha tatminkar engeller bulmasn ya da bunlara tahamml ede
bilmesii salamak olabilir. Zayf engeller bizi fakirletirir.

Engel, gerek anlamda insann yoluna kan eydir. Oxford Eng


lish Dictionary'de [obstacle iin -.n.] u karlklar yer alr: "Bir
faaliyetin yaplmasn engelleyen ey; bir eyi zor ya da imkansz
klan olay ya da olgu; bir eyin nn kesen, zorlatran ey . . . di
ren, itiraz." Bunlara ek olarak "muhalefet ifade etmek" gibi bir
anlam tayan, on yedinci yzyldaki kullanm da yer alr. Bu ta
nmlarn hepsinin psikanaliz teorisi balamnda bir anlam ifade et
tii aktr. rnein yineleme zorlanmasnda hastay daha yerinde
bir yineleme yapmaktan alkoyan engel nedir? Ya da diren denen
eyi bir engelin oluturulmas olarak dnmek, direnleri, zellik
le yaratc olan yapntlar [artifacts] biiminde yeniden tanmlama
mz salayabilir. Sandor Ferenczi ve Otto Rank, Psiko-Analizin
Geliimi adl eserde yle demilerdir: "Gerek diren, analiz edi
mini rahatsz etmekten ziyade, aslnda bir gerekliliktir; ve analizin
gidiatn dzeniernekte barol oynar... gsterilen direncin ierii
de nemlidir; nk bu diren, hastann analizde de hemen her
zaman hatrlamak yerine yeniden rettiinin ve yeniden retme sa
yesinde analitik incelemenin dnda braknay istedii eye ihanet
ettiinin bir iaretidir. "5 Diren, hatrianmak yerine ynelenerek ge
lecee engel tekil eden gemiin kodamn yapar. Tm savunma
mekanizmalar gibi diren de, hastann ve analistin hakknda hibir
ey bilemeyecei bir konu olan gelecee ipotek koyar. Burada pe
inen bastrlmakta olan ey, deneyimin yenilik zelliidir. Yinele
me engeli -yineleme biimindeki diren- ngr yanlsamasn ya
ratr. Psikanaliz teorisi de gelecein farkl terimlerle ifade edilen
gemiten ibaret olduunu ima ederek bu durumla gizli bir ibirlii
yapabilir.

4. Mareel Proust, Within a Budding Grove, i ng. ev. Terence Kilmartin (Londra:
Hogarth Press, 1 981 ) 1 . cilt, s. 62 1 .
5. Sandar Ferenczi ve Otto Rank, The Development of Psycho-Analysis, i ng.
ev. Newton (New York: International Universities Press, 1 986), s. 1 5.

108
George Crabbe' nin bir zamanlar pek rabet gren ngilizcedeki
Eanlaml Szcklerin Aklamas ( 8 8) adl eserinde de belirttii
gibi, "engel kendisine kar koyar, engele gerek anlamda yolda
rastlanr, insanla dier nesne arasna girer." Fetiin, psikanalitik
bak asna gre, babadan sonra gelen, paradigmatik engel oldu
unu belki unuturuz diye, Crabbe, bizlere bir baka tanm daha
yapar: "Latincede bir eyin yolunda durmak anlamndaki obsta'dan
gelen obstacalum kii ile kiinin gr alanndaki nesne arasnda
duran eyi belirtir." Burada grsel niteliin -gr alanndaki nes
nenin- vurgulanmasndan yola karak, engelin oluturulmasnda
hangi duyunun analoji amacyla kullanldn dnmekte her
zaman yarar vardr. ikimizin arasnda bir duvar varsa seni keler
den koklayabilir, duyabilirim ama; seni tatmam imkansz olacaktr.
"Kii ile kiinin gr alanndaki nesne arasnda duran ey,"
Freud'un, fetiin yaratlmasna dair yapt betimlemedir. "Feti
kurulduu nda... znenin ilgisi adeta yar yolda kesilir; sanki tekin
siz ve travmatiin devreye girmesinden nce edinilen son izienim
bir feti biiminde korunur. Ayan ya da ayakkabnn birer feti
olarak tercih edilmesinin nedeni -ya da ksmi nedeni-, merakl
olan ocuunun, annesinin cinsel organna aadan, yani annenin
hacaklarndan yukar doru bakmasdr.'Y Kastrasyon korkusu,
diye iddia eder Freud, bylelikle de bedensel btnln yitirilme
si, iki cinsiyetn varlna ilikin alglamaya kar birtakm engeller
bulmak ihtiyacn dourur. Feti, kaybedilecek hibir ey olmad
dncesini destekler. Victor Smirnoff' un da dedii gibi, fetiist,
"l bir teminat edinmeye alan kiidir: temel kaybn telafi
etmek, sreklilii srdrmek ve gvenceye almak, kendi cinsel sta
tsn fallik anne fantezisiyle balantl olarak tanmak."7 Ancak
feti denen bu engelin ironik zellii, ona fetiisti, zaten grd
eyi, yani Smirnoff'un "kiinin temel kayb" dedii eyi grmek
ten alkoymas iin ihtiya duyulmasdr. Btn savunmalar gibi
feti de, bir kabul biimidir, kabul edilemez bir eyi tahamml edi-

Engel kelimesinin Ingilizcedeki karl obstacle olup kelimenin kkeni obsta


calum'dur. (.n.)
6. Freud, "Fetishism," SE XXI, s. 1 55.
7. Victor Smirnoff, Psychoanalysis in France, der. D. Widlocher ve S. Lebovici
(New York: International Universities Press, 1 980), s. 324.
1 09
lebilir tarzda dnme yoludur. ocuun, fantezisinde grd ilk
ey kadn olmak konusunda herhangi bir engelin -yoksa penis bir
engel miydi?- bulunmadyd. Eksik olan ey, kastrasyona kar
bir engeldi.
"Feti," diye yazar Freud, "annenin penisini ikame eden ey
dir," bylelikle de "Kii penisini kaybedebilir" dncesine ve
"Annemden farklym," dncesine engel oluturur. "ocuk (ka
dnn da bir penisi olduu) inancn korumu, ancak ayn zamanda
bu inancndan vazgemitir,"8 der Freud. Nasl ki bir teorinin, e
likili konumlar desteklemek amacyla kullanlabilmesi onun iyi
bir teori olduunun iaretiyse, bir fetiin de, birbiriyle badama
yan dnceleri canl tutmas onun iyi bir feti olduunun iareti
dir. Kadnn cinsel organn grmeyi engellemek iin bulunan
engel -Freud' un rneinde bu bir ayakkabdr- iki c insiyetn varl
na duyulan inanc srdrmenin ve ayn zamanda reddetmenin bir
yoludur. Engel, fetiistin karsna, fetiisti kendisinden koruduu
eyle kar. Ama feti engeli olmazsa arzu nesnesine tahamml
edilemez.
Freud'un ne srd, hatta almalarnda srekli yineledii
gibi, insann zihinsel yaamnda zt "akntlar" nasl yer aiabilir?
Fetiizm zerine yazsnda Freud iki olan ocuunu betimler: "Zi
hinsel yaamlarnda babalarnn lmn tanmayan sadece bir
aknt vard; bir baka aknt ise bu gerei tamamen kabul ediyor
du."9 elikili dncelerin birbirlerini zedelemesine izin verme
yen -birer fantezi olan- bu engelleri nasl betimleyebiliriz? Belki
de ayrlma durumundan fazlasyla bahsediyor; ancak ruh hallerinin
arasna, onlar birbirinden ayr tutmak iin koyduumuz eyi be
timlemeye almyoruz. Bu ise zellikle ilgin bir projedir; nk
ruh hallerini birbirinden ayr tutan ey -ve engelin znde yatan
budur- ayn zamanda onlar birbirine balar. Hatta bazen, birtakm
eyler arasndaki yegane balant, onlar birbirinden ayr tutan ey
dir. Balant kurmaya yaplan saldrda, saldrnn kendisi balant
haline gelir.

B. Freud, "Fetishism," SE XXI, s. 1 54.


9. A.g.y., s. 1 56. rnein penis hasedinin yan sra ya da ondan ziyade balant
hasedi zerinde durmak daha yararl olabilir; nk her iki cinsiyete mensup o
cuklarda, ebeveynin cinsel organlar araclyla birbirleriyle iliki kurma ve bir
birlerine ulama kapasitesine haset ederler.

1 10
Ayran balant paradoksundan bahsedince, ister istemez Win
nicott'un aina olduumuz gei nesnesi kavramn, daha kolayla
tnc bir iliki kurmak amacyla iki ey arasna giren nesne kavra
mn hatrlyoruz. Gei fenomenlerinde grlen ara alan iin "i
ve d gereklii birbirinden ayr ancak yine de birbiriyle balantl
tutmak gibi insanolunu srekli megul eden bir ile uraan birey
iin bir dinlenme mekan olarak bulunur," der Winnicott. Gei fe
nomenleri dncesiyle Winnicott, bizlere, nesne-ilikilerine bir
ek, belki de bir alternatif olarak, engel-ilikileri biiminde adiand
rlmas gerektiini dndm eyi sunar. Eer feti, inkar saye
sinde kastrasyon tehdidinin teslim edilmesiyse, gei nesnesi, uz
/atrma yoluyla ikili birleme ve mutlak tecrit tehdidinin teslim
edilmesidir. Bu ikili tehdidin dipal ncesi dnemden kaynakland
n dnrz. Aslnda dipal ve dipal ncesi arasndaki farkl
lklar, engeller arasndaki fark asndan betimleyebiliriz. Ancak
Winnicott, gei nesnelerinin kullanm ile dipal ncesi ilikiler
den dipal ilikilere gei arasndaki balantya hibir zaman ak
lk getirmez. "Nesne, bebein, anneyle ilikide olma durumundan,
onun dnda ve ondan ayr bir ey haline gelerek kmasn temsil
eder," qemekle yetinir. Nesne, birlemenin ve mutlak kaybn -
psikanalizin altn izdii iki temel korkunun- nnde duran bir
engeldir; bu nedenle de deneyim iin alan yaratr. Gei alannda
her iki tehdit de ne nceden davranr ne de baskndr. "Gei nes
nesi terimi," diye yazar Winnicott, "benim savma gre, fark ve
benzerlii kabul edebilir hale gelme srecine imkan tanr";10 farkl
olma korkusu nedeniyle aynl taklit etmek iin kullanlan fetiin
aksine diye ekleyebiliriz. "Fark ve benzerlii kabul edebilir hale
gelme sreci"nde fark, engellerin yaratlmasn ya da bulunmasn;
benzerlik ise engellerden vazgeilmesini ya da onlarn yok edilme
sini gerektirir.
Kiinin kendi lm karsnda hibir engel bulunmaz, ancak
cinayetin karsnda duran engeller artc deildir. III. Ric
hard daki ikinci katil, vicdana dair betimlemesinde su ortana
'

yle der: " nsann yreinde isyan kartan, utanga, ekingen bir

1 0. D. W. Winnicott, "Transitional Objects and Transitional Phenomenz,"' Thro


ugh Paediatrics to Psychoanalysis iinde (Londra: Hogarth Press, 1 975), s.
233-234.
l l l
ruhtur o. Bir sr engel doldurur insannn iine." Aynlk ve fark
llk bilmecesi hakknda yeni bir eyler renmeyi istiyorsak, dik
katlerimizi, kiinin yaamnda -en an noktada manik-depresif
hallerde- grlen, engel doldurma ve boaltma ilemine evinne
miz gerekir. Fark yaratan engeldir; geliim sreci asndan da,
nesneyi mmkn klan, ortada bir baka insan olduu dncesini
mmkn klan ey, engelin kendisidir.
Freud'un sonraki almalannda geen terimlerle kiinin yaa
mnn iki duraan durum arasndaki engel olarak betimlendiini de
hatrlamamz gerekir. Ancak o zamanlar Freud, yaam ve lm
arasndaki mlhalefete, kartla inanyordu.

Bir gn Cambewell ' deki bir postanede srada bekliyordum. Ya


nmdaki srada, pusetin iinde duran kk bir ocuk oyuncak be
heini durmadan yere atarak annesini bir hayli kzdryordu. Anne
her seferinde oyunca yerden alyor, ocuksa bu duruma pek a
rp derhal oyunca yeniden yere atyordu . Beinci ya da altnc se
ferden sonra anne oyunca kzna verip sert bir ifadeyle "kaybe
dersen bir daha bulursun belki," dedi. Bu ifade bana ok arpc
gelmiti. Tabii ki ocuun bundan ne anlam kardn bilmiyo
rum -geri oyuncan yere atmay brakmt-, ama annenin neyi
kastettii hakknda aa yukar bir fikrim var. Ancak dndm
ki, bu kk kz belki de, kendisiyle bir nesne arasna giren ey
mesafeyi ya da fark oluturan ey- ve onun nasl ortadan kalkt
hakknda bilgi edinmeye alyordu. Oyuncak bebei yere atmak,
araya bir engel sokmak ve bylelikle de nesne hakknda bir eyler
renmek demekti. Bu, ancak belirli engellerin araya girmesine
imkan tanyan trde bir nesnedir; bu belirli engeller ise derhal anne
tarafndan ortadan kaldrlyor gibi, en azndan balangta. ocuk,
sonunda oyuncan kaybetseydi -oyuncan mevcudiyetine mut
lak bir engel bulsayd- bu gerekten de oyunca "bulmas" anla
mna gelecekti.
Simone Weil ' in " nsanolunun ilerlemesi, snrlamann engele
dntrlmesinden ibarettir," biimindeki nermesi zerine kale
me ald yorum yazsnda dnr Peter Winch yle der: "Birta
km eyleri engel olarak grdmde, onlarn zellikleri ve birbir-
1 12
leriyle ilikileri, tabi olduklar zorunluluklar hakknda sistematik
dnceler gelitirmeye ve aratrmaya balamm demektir."1 1
Ben ise unu ne sryorum: ocuk, nesnenin ne olduunu, ancak
nesnenin eriimine ya da har bulunmasna kar engeller bularak
ya da bu engelleri oluturarak renebilir; daha dorusu, nesnenin
ne olabilecei, nesnenin zellikleri ve yakn balantlar hakknda
fikir sahibi olabilir. Engel aray -engelleri bilinen zaman ve
mekan grn altnda araya sokma ihtiyac- nesnenin doas
hakknda yaplan sonsuz, yorucu sorgulamann bir parasdr. Bir
eyin ya da bir kimsenin ne olduunu, onunla arama girenin ne ol
duunu renerek anlayabilirim.
Oyuncak bebeini yere atan kk kz, tabii ki Freud'un, toru
nunun Fort-Da oyunu hakknda yapt betimlemeyi hatrlatyor.
Freud, ocuun, iplik makarasn, yani att eyi geri ekebilecei
ni kefettiinde artk simgesel ikame sayesinde annesi tarafndan
kendisine dayatlan yokluun stesinden gelmeye hazr hale geldi
ini ne srer. ocuk, insanlar arasndaki eyin ne olduunu -ki
bu, insanlarn arasna giren eyin ne olduuyla balantldr- z
meye balar. nsanlar birbirine balayan bir pamuk iplii yoktur;
ocuun hayat kendi istekli arzusunun ipliine baldr. Ancak
istek denen o srad fenomenin varl, engellerin nceden alg
lanmasn gerektirir her zaman. nmzde hibir engel olmasa
niin isternek ihtiyacn duyalm ki?
Zamanla anne diye seslendiimiz eyi, annenin mevcudiyetinin
nndeki engeller sayesinde tanrz. Alk hissetmek, aln gide
rilmesine kar giderek byyen bir engeli hissetmektir. Winni
cott'un "yanlsama an" -bebein yenilebilir anne fantezisini kur
duu dnlen ve annenin gerekten de ocuu besledii, arzu
an- diye adlandrd anda, arzu nesnesi, tpk sisin iinden belirir
cesine sanki engellerin iinden kverip mevcut olur. Belki de ba
langta zihinde yer alan ey, bir anne deil, bir annenin nnde
duran engeldir; olmayan bir anne deil, mevcut olan bir engeldir.
(Bunun baka bir ifadesi biraz sama bir soruyla lk dnlen
ey, annenin olmay mdr, yoksa zamann mevcudiyeti midir?)
Balang dediimiz eyde, ocuk, nesnelerden deil engellerden
1 1 . Peter Winch, Simone Wei/: "The Just Balance" (Cambridge: Cambridge Uni
versity Press, 1 989), s. 66.

Ff\N/pUme. GUklanma ve Sklma 1 13


oluan bir dnyaya adm atar. Bilin engellere dairdir. in atasz
nn de dedii gibi, insan nereye baksa bir engele rastlar.
Freud' un betimlemesindeki bilind, engellerin bulunmad
bir yerdir; daha dorusu ikincil sre dn adn verdii ey
tarafndan yaratlan engellerden muaf bir dnyadr; "karlkl e
likiden muaf," bir dnya diye yazar, " ... Bu sistemde hibir olum
suzlama, hibir phe, hibir kesinlik derecesi yer almaz"; birka
vesileyle bilindnn "zamansz"1 2 olduundan bahseder. Bu du
rumda ryayla ilgili sorulabilecek iyi bir soru -aslnda bu soru r
yann yorumlanmasnda byk nem tar- udur: Bu srad sal
neyi mmkn klmak iin ortadan kaldrlm olan engeller
nelerdir? Freudcu topografide, bilinen formlyle, yar insan yar
hayvan olmakla kalmayp ayrca iki adet dnyadan oluuruz: Her
zamanki engellerin yer almad bir dnya -Freud' un "dier
mekan" dedii bilind- ve engellerden kurulu bir dnya, perian
bir engel aray iindeki egonun hkmettii bir dnya. Yorumla
ma -bu iki dnyann birbirine balanmas- ise engellerin eklenme
si, kartlmas ve deitirilmesinden baka bir ey deildir.
John Cage, bir syleide D. T. Suzuki'nin Zen Budizm hakkn
da yazdklarn okuyarak unu fark ettiini syler: "Ses artk ses
sizlik iin bir engel oluturmuyor; sessizlik artk ses balamnda
bir perde deil."13 Bu belki de, Freudcu bilind kadar gerekten
acayip olan, fiilen dnlmesi imkansz olan bir eyi hayal etme
nin bir yoludur. Bilindn, engellerin yer almad bir mekandan
ziyade "kaynayan bir kazan" olarak hayal etmek daha kolaydr.
Geliim nosyonunu, en azndan tedrici anlamnda, engeller olmak
szn dnmek imkanszdr. Engellerin yokluunda stesinden ge
linecek hibir ey olmayacaktr.
Bu yazy, engellerin arzuya dair ipular sunduklarn, engel
kelimesinin anlam ykl olduunu gstermek amacyla yazdm.
Ancak, muhtemelen hepimizin ocukluktan hatrlad ve konu
muzia dorudan balantl olabilecek, huzursuzluk veren bir his
var iimde; hani insan bir kelimeyi srekli tekrarlayp sonunda ke
limenin anlamna dair gizemli bir engelle babaa kaldnda bir
his gelir ya, ite benim de iimde yle bir his var.
1 2 . Freud, The Unconscious, SE XIV, s. 1 86.
1 3. John Cage, For the Birds (Londra: Marian Boyars, 1 98 1 ) , s. 40.
1 14
IX. PME ZERNE SENARYOLAR

Bu iddetli hazlar iddetli sonular dourur


Ve zafere ulatklarnda, insan per pmez
tketen atele barut gibi yok olup giderler.
Romeo ve Juliet'c Friar Laurence'n konumasndan

Sekiz yanda bir kz, seans esnasnda bana tatilde krlarda dola
nay ne kadar ok sevdiini anlatyordu. Oralarda ne yapmaktan
holandm sordum; rahat bir umursamazlkla "Bazen ylesine
.. .ineklere, kulara, pmelere bakmaya gidiyorum," diye cevap
lad. " pmeler mi?" diye sordum. "Anlarsnz ya, sevgili
ler .. . nsanlarn pmesinden nefret ediyorum, azlar karman
orman oluyor."
On yedi yandaki bir olan, haftalardr kz arkadanda kendi
sini "ileden kartan" eyi -yani kz arkadann verdii frstras
yonu- anlamaya alyordu; bir gn seansa daha nce onda gr
nediim bir kibiriilikle kageldi. Zafer dolu bir edayla kzda onu
15
rahatsz eden eyi fark ettiini syledi: "Doru dzgn pm
yor." Bir eyler daha sylemek iin zihnini yoklam, tek bir laf
edemeyince de armt. Ona yardmc olmaya altm: " nsanlar
prken konumazlar. Eer kzn pmesi kelimeler olsayd,
sana neler sylyor olurdu?" Sanki soruma aldrmam gibi,
" nsan, pmeyi sevmedii birini gerekten sevemez," diye ce
vaplad.
Sandar Ferenczi, 1 930'da "eitimde oral erotizm" adn verdii
konu zerine o zamanlar artk geleneksel psikanaliz kurallar hali
ne gelmi izgiler zerinden dnrken gnlne unlar yaz
mt: "St ocuuna ve daha sonra stten kesilen ocua ne mik
tarda oral erotizm (memeleri, baparma, emzii emmek -
pmek) tannmas, hatta sunulmas gerektii konusunun, karak
terin geliiminde ok byk nem tamas mmkndr."1 Ferenc
zi'nin, bebein oral erotizmine dair repertuvarnda listenin sonuna
ycrletirdii pmek, kurald olan edir. pmek elbette em
meyi ierir, ancak bu , onun belirleyici zellii deildir. Azn ser
giledii srad virtzlkle pmek, yiyecek bir eyin yokluun
da yeme ediminden alnan baz hazlar ierir. Ancak kendini
rahatlatmaya ya da otoerotizme ynelik faaliyetler iinde en komik
grneni, bariz biimde en az tatmin vereni ve bu nedenle de en az
rastlanan, kiinin kendini pmesidir.
Ferenczi, ayn yazda belirli oral faaliyetlerin izlerini silmeye
alt travmay yeniden kurmaya devam eder:

Yeni domu ocuun sevgi yaamnn tam bir pasiflik biiminde ba


lad aktr. Sevginin geri ekilmesi, terk edilmilie dair inkar edil
mesi imkansz duygular dourur. Bunun sonucu, kiiliin iki paraya
blnmesidir, ki bunlardan biri anne roln oynar (parmak emme:
parmak, annenin memesi yerine konur). Blnme ncesinde, muhte
melen travma nedeniyle ortaya kan bir kendini mahvetme eilimi
vardr; ancak bu eilim -diyebiliriz ki- oluum aamasnda yine de
engellenebilir: Kaostan yeni bir tr dzen yaratlr ve bu dzen de has
sas dsal koullara uyarlanr.

Ferenczi, parmak emmek gibi sradan, kiinin kendini rahatlat-

1 . Sandar Ferenczi, Fina/ Contributions to the Problems of Psychoanalysis


(Londra: Hogarth Press, 1 955), s. 21 9.

16
masna ynelik bir davran ortaya kartabilen korkuyu -grnmez
hikayeyi- hayal eder. Bebein, bu temel bunalm esnasnda, bir an
lamda kendini mahvetmek ile kendi bedenine snarak kendisiyle
yeni bir iliki kurmak arasnda seim yapmas gerektiini varsayar.
Bir sre kendisine annelik yapmak gibi erken ve yorucu bir teeb
bs iinde, yakn birisinden yoksun kalm ve grece iktidarsz
olan bebek, kiiliini bler ve parman emer. Bu durumda bede
ni, bilinen bir klieyle ilk anne-ikamesi haline gelir. ocuk, kendi
yetersizliiyle baa kmann daha incelikli yollarn gelitirecek
tir, ancak kesinlikle yapmayaca, Freud'un ergenlik dnemine
kadar erteleyeceini ne srd bir ey vardr. ocuk kendisini
okayabilir ya da emebilir, baka insanlar ya da nesneleri pebilir,
ancak kendisini asla pmez. Freud, Cinsellik Teorisi zerine
Deneme'de ocuun zamanla bakalann dudaktan peceini,
nk kendisini bu ekilde pemeyeceini yazar. pmek, daha
sonra da greceimiz gibi -geriye dnp baktmzda bu, hi de
artc deildir- Freud 'un cinsel geliim teorisinde dolayl olarak
merkezi bir yer tutar. Ferenczi 'nin betimledii kaostan kurtul
mann, yeni dzenin bir paras haline gelmenin bir yolu da, ge
ciktirilmi bir arzu olan , bir baka kiiyi dudaktan pme arzusu
dur.
Yetikinler, pmek konusunda hassas, ounlukla mahremi
yet ve mahcubiyet ieren duygular yaama eilimindedirl.er. Ancak
bu abuk irenme hali -pmelerle ilgilenmek aptalca ya da yap
mack bir davran olurdu- pmeye ve deiik pme biimleri
ne ynelik youn ve esasen ocuka bir merak gizlemektedir. r
nein bebeklerin pme sonucunda dnyaya geldikleri, ocuklarn
cinsellik zerine ska rettii teorilerden biridir; ocuklarn cin
sellik zerine rettii ou teori gibi, bu da, anatomik adan yan
l, ancak bir yandan da anlaml ve metonomi asndan dorudur.
pmeye dair sylediklerinin ierimleri dorudur. Freud'un da
kabul ettii gibi, ocuklarn cinsellik zerine gelitirdii bu teori
ler, ocuklara hayatn gerekleri denilen eyler aniatldktan sonra
da terk edilmezler. "Bu ekilde aydnlatldktan sonra," diye yazar
Freud,

117
ocuklar, daha nce bilmedikleri bir eyi renirler, ancak kendilerine
sunulmu olan bu yeni bilgiden yararlanmazlar... Zorla Hristiyan yap
lan ve gizlice eski putlarna tapnnay srdren ilkel rklar gibi davra
nrlar.Z

pmeyle ilgili stekierin neler olduunu dnmekte belki de


yarar vardr.
Yaammzn belli dnemlerinde, sadece nsevime amacyla
deil kendi iinde bir ama olarak pme zerine senaryolar ge
litirmek iin bolca zaman harcarz. Byle eylerin erbab olmak,
elbette ergenlikle ilikilendirilir -ergen olanlarsa bunu kadnslk
la ilikilendirirler-; halbuki ergenlik, ancak yetikinlerin bilebile
cei gibi, ocuka olan yanl eylerin rafa kaldrlmasn ierir.
Abartl pmelere, genellikle en popler olan ve bir zamanlar en
telektel adan aalanm, romantik romanlarda ve filmlerde
rastlarz. Edebiyatn ve yaamn iinde, insanlarn pme ve plme
biimlerini belirleyen uzlamlarn bulunduu aksa da, aslnda
pmenin kendisine dair ada uzlamlar ancak filmlerden
renebiliriz. pme stilleri grlebilir ancak kolaylkla betimlene
mez, pme adeta szel olarak temsil edilmeye kar direnir.
Dier cinsellik biimlerinin aksine, pmek hakknda ok az
eanlaml szck bulunur. pmek zerine bilinen bir argo retil
memi, pmenin yeniden betimlenebilecei bir dil yaratlmam
tr. Bunun tek nedeni, itah romansnda salya aktmakla ilgil de
taylarn ho kamamas deildir. Tabii ki ilgi uyandrmak adna,
bir adan filmlerde deil ama hikayelerde, pmenin kendi iin
de kk bir hikaye, ikinci dereceden bir olay rgs olduu ger
ei gzard edilir.
Psikanalitik bak asndan, pme, kiisel bir hikayeyi ieren
aklayc bir kesittir. Kiinin pme biimi ve nasl plmekten
baland, o kiinin karakteri h akknda younlatnlm bir bilgi
verir bizlere. Freud'un, bireyin iki evreli cinsel geliimi olarak gr
d geliim srecinde, oral erotizmin grece ge yaanan bir bii
mi olan pme, bizleri, kendimizle ve dier insanlarla kurduu
muz ilk ilikiye gtrr. pme, bireyin, azn ne ie yaradn

2. Freud, Analysis Terminab/e and lnterminable, SE XXI II, s. 234.

1 18
srekli olarak kefetmeye almasnn bir parasdr. Bakalannn
azna duyulan zlem, ergenlik deneyiminde merkezi bir yer tutar
ve sanki bu dnemde bagsterir; ite bu zlemi tayan ergen kii,
itiha ve engellemeye dair yeni bir younluk yaayarak oral eiti
mine yeniden balar, ki bu eitim artk yeni domakta olan jenital
cinsellik kapasitesiyle balantldr. Bir baka kiinin tadlmasyla
yaanan o temel duyumsal deneyimin, cinsiyetler arasndaki farkn
varsaymsal olarak azaltlabilecei -pme, tahakkme deil al
veri iinde olmaya ait bir imgedir- ancak, bir bakasnn azn
tatmay ierdii iin geliim asndan daha nce benzerine rastlan
mam olan bir deneyimin geri dnmesi szkonusudur. Her ne
kadar ocuklukta oynanan birbirinin diline dokunma oyunu, baka
snn azn tatma zleminin bir iaretiyse de, ocuklar, genellikle
dillerini birbirlerinin azna sokmaktan dehete derler; bunun bir
nedeni de, pmenin, tm balantl anksiyetelerle birlikte cinsel
birlemenin ve dier cinsel faaliyetlerin ketlenmi bir provasna
iaret etmesidir. pme araclyla agzlle ilikin erotizm,
tpk ocuklukta olduu gibi, alakann salad rahatlamalarla ye
niden mcadeleye girer ve bu yine bir baka kiinin bedeniyle do
rudan balantl olarak yaanr. "Hayvanlar ehliletirilebilir," diye
yazmtr Winnicott uursuz bir kehanette bulunurcasna, "ancak
ayn ey azlar iin geerli deildir."3 Oysa pme, ehliletirme
nin, dier insan srp mideye indirme potansiyelini -en azndan
fantezi dzeyinde- denetlemenin iaretidir. Dudaklar diiere en
yakn olan eylerdir ve diler de ok iyi birer eiticidirler.
Azlar pmeyi renirler. Bu nedenle psikanalitik adan
pme, dier eylerin yan sra, Freud' un bireyin asli belirsizlii
olarak grd eye getirilen tavizkar bir zm ve bireyin bildii
dier itahn, beslenme ya da iftleme arzusundan bamsz ola
rak haz iin duyulan itahn doyurulmasnn bir yolu olabilir. Bir
nesneyi ptmzde onu okayarak yutarz; bir anlamda onu
yemi, ancak mevcudiyetini srdrm oluruz. Dudaktan pme,
almak ve vermek arasndaki ayrmlar bulandran bir karlkl
ierebilir (Troilus ve Cressida'da " nsan prken verir mi yoksa
alr m?" diye sorar Cressida). Kabaca yaplm bir psikanalitik yo-
3. D. W. Winnicott, Through Paediatrics to Psychoanalysis (Londra: Hogarth
Press, 1 958), s. 41 .

1 19
rumlamada pme, ama-engellemeli [aim-inhibited] yeme bii
minde betimlendiine gre, bundan daha anlamsz bir seenei de
gznnde bulundurmamz gerekir: Freud'un ima edecei gibi,
yemek yemek de ama-engellemeli pmek olabilir.
Cinsellik Teorisi zerine Deneme'de Freud, bireyin dn
yayla kurduu ilk ve de en belirleyici ilikinin oral iliki olmas
nn, "bebein annenin memesini emmesinin, tm sevgi ilikilerinin
prototipi haline gelmi" olmasnn nemini vurgular. Geliimin
temel olay rgsnde pmeyi, normal bir sapknhk; sadece psi
kanalitik anlamda, jenital birlemenin ikamesi olarak kullanlabil
mesi ya da byle bir iklime haline gelmesi bakmndan sapkn de
nebilecek sradan bir cinsel faaliyet biiminde adlandrmaya uygun
bir ey olarak betimler (yalama, emme ya da yemenin aksine, p
meye dair, yaygn cinsel sapknlklarn bulunmamas ilgintir).
"Bir pme bile," diye yazar Freud,

iki jenital organdan ziyade, iki oral erojen blgenin biraraya gelmesin
den olutuu iin sapkn bir edim olarak betimlenmeyi gerektirebilir.
Yine de kimse pmeyi sapknlk olarak grp reddetmez; tam aksi
ne tiyatro gsterilerinde pmeye cinsel edirne yaplan yumuak bir
gnderme olarak yer verilir.4

Normaile sapkn arasndaki snr silikletiren pme -belki de


srf bu nedenle-, zel cinsel yaamn toplum tarafndan kabul edi
lebilir olan temsili, bu zel yaama dair, fiilen sergilenen bir an
trmadr. ki az ve jenital organ arasnda, fantezi ve fizyoloji d
zeyinde yer alan gl balanty, hibir oral faaliyette rastlama
dmz biimde ortaya koyan pme, gerekten de cinsel edirne
yaplan "yumuak bir gnderme"dir. Bob Dylan bir arksnda
pme iin "sulu ve siakt kadnn az"s derken slak olan her
eyin sulu olmad olgusuna deinmektedir.
Deneme'de geen mehur ve muhtemelen Ferenczi' nin zih
ninin bir kesini megul etmi bir paragrafta, Freud, pmenin
olas anlamlar zerine daha hrsl iddialarda bulunur. "Bir kere,"
der bebee ilikin olarak, "cinsel faaliyet, kendini koruma amacna

4. Freud, lntroductory Lectures on Psycho-Analysis, SE XVI, s. 322.


5. Bob Dylan, Lyrics 1962- 1 985 (Londra: Jonathan Cape, 1 987), s. 1 40.

1 20
hizmet eden ilevlere dahil olur ve ileriki bir zaman dilimine kadar
da bu ilevlerden bamsz hale gelmez." Bebek iin, beslenme ih
tiyacnn, meme emmekten alnan bedensel hazza elik etmedii ve
ondan ayniabiiecei bir an gelir. B ebek, az araclyla eitli ta
lepleri, yeni bir yaam niteliini yaantlar. Birbiriyle rtebilen
ancak rtmesi gerekmeyen, birbirine paralel iki eit arzu geliir:
Bunlardan biri, daha bariz biimde bir aniaca ynelik olup beslen
me ihtiyacyla balantldr; dierini ise betimlemek daha zordur,
ancak Freud ona cinsel sfat verir ve hazdan alnan hazla ilgilidir:

Cinsel tatmini yineleme ihtiyac, bu aamada beslenme ihtiyacndan


ayrlr; ocuun dileri kp da, gda artk sadece emerek deil, ine
nerek de alnr hale geldiinde bu ayrlk kanlmaz olur. ocuk,
emme ihtiyacn gidermek iin yabanc bir bedenden faydalanmaz.
Daha elverili olmas; onu henz denetleyemedii d dnyadan ba
msz hale getirmesi; bu sayede, her ne kadar daha az makbul olsa
da, kendine adeta ikinci bir erojen blge yaratmas bakmndan kendi
tenine ait bir paray tercih eder. Bu ikinci blgenin daha az makbul
olmas, ocuun, ileriki bir tarihte bir baka insann bu blgeye teka
bl eden organn -dudaklarn- arama nedenlerinden biridir.
("Kendimi pemiyor olmam ok yazk," demeye getirmektedir
sanki.)6

in iine gerek ykclk olasl girince Freud, ayrln "kanl


maz" olduunu zanneder. ( 1 83 8 'de Darwin gnlne "insann
cinsel adan sevdii kiiyi pme ve neredeyse srma eilimi,"
diye yazmt.) Zorunluluk gerei, bebek, beslenme amacyla nes
neye ynelir, ancak Freud'un dikkatli bir biimde "cinsel tatmin"
dedii ey iin nesneden uzaklar. Bebein, bedeninin baz blm
lerini emerek kendine haz salayabilmesine ramen kendisini ye
mesi imkanszdr. Bu ikinci erojen blge, yani kendi teni, bir haz
kayna olarak annenin memesinden daha az makbuldr. unu ek
lemekte yarar var ki, Freud, yenilemez olduu ya da kolay ulala
bildii iin daha az makbul olduunu sylemez; sadece bir biim
de bebein kendi teninin daha az tatmin edici olduu sonucuna
ular. Freud ' un aklamasnda, "ileriki bir tarihte" hemen aranma
ya balanan ey, memeler ya da jenital organlar deil, bir baka
6. Freud, Three Essays on the Theory of Sexuality, SE VII, s. 1 82.

121
azdr; ve bu az da sadece emmek amacyla aranmaz. Az, be
dende emdii dier blgelerin aksine, kendi ald hazz ok iyi ta
nd iin, ayn narsisst mantkla bir bakasnn rludaklar aracl
yla o tuhaf tekrar kavuma durumunu arar, der gibidir Freud.
. Freud, balangta kendini besleyemeyen bireyin en azndan
cinsel adan kendinden memnun olmak biimindeki asli amacna
giden olaand bir ardklk, yani emmekten pmeye yaplan
bir yolculuk olduunu ileri srer; bu ardkl zetlemek belki de
faydal olacaktr. lk bata haz ile beslenme birbirinden ayrlamaz
bir haldedir; sonra bebek, Freud'un cinsel tatmin dedii beslenme
den bamsz ancak nesneye hala baml olan yeni bir hazz ya
antlar. Bunun da ardndan bebek, bu ayr arzunun nesnesini kendi
bedeniyle ikame eder ve daha sonra, dier eylerin yan sra, bir
baka kiinin bedeninde buna "tekabl eden organ" aramaya ba
lar; ki bu, kendi bedeninin aynada pemeyecei yegane paras
olan azdr. Freud, en son olarak kendi azn pen bir insan gibi
alelacayip -dnlmesi neredeyse imkansz olan- bir imgeyi ima
eder ve kiinin bu edimi gerekletirememesinin narsisst bir darbe
olduunu ne srer.
Bu son aamadaki p, Freud iin, onun insann geliimine
dair anlaynn bir paras olan ifte hayal krklnn nemini
vurgular: Nesnenin bamszl, nesneyi adeta asli bir elverisizlik
haline getirdii iin nesneyle ilgili yaanan hayal krkl; esas ya
da yeterince tatmin edici bir nesne olmad iin benlikle ilgili ya
anan hayal krkl. Bireyin ilk ve de sonsuza dek yinelenen
kayb, Freud'a gre, nesneye deil, kendi kendine yeterli olma,
kendinin her eyi olma fantezisine dairdir. Birey, ergenlikte, bir
baka kiinin azn pmekten kaynaklanan ve ayn zamanda
youn biimde uyarc bir haz olan hayal krkln, kendi teninin,
Freud'un ifadesiyle "aal"yla ikame edecektir. Freud, neden
pmek ve plmek gibi sradan iki deneyimden bylesine uzak,
bylesine beklenmedik bir sonuca varr?
Freud iin geliim, bir ikame sreciydi ve bu srete ikame edi
len eyler deil, sadece zorunlu alternatifler yer alyordu. Bireyin
cinsel adan kendini tatmin etme abalarnn -kiinin kendi azn
pmesinin imkanszlyla temsil edilen- mitsizliinden yola
kan Freud, sanrm, pmenin, narsisst niyet anlayn dorula-
1 22
dn dnyordu; ki bu narssst niyet, cinselliin temelinde
yatan garezdi; yani insann geliimi denilen birikimsel travmaya
bal olan bir garezdi. Freud, arzunun, nesnenin onu tatmin etme
kapasitesinden her zaman daha fazla olduunu bilmemizi ister.
Arzu nesnesi, tpk ehov 'un " pme" adl hikayesinde tanm
gerei hata olarak geen pme gibi, sonuta yank uyandrr;
nk hayal krkl yaratr; ve hayal knkl yaratt iin de
arzu nesnesine dnmek mmkndr. Zararsz bir ey olan pme,
ihanetin ve ihanetin pei sra yaplan gzden geirmelerin bir sim
gesidir.
Basit bir psikanaliz sorusu yneltelim yleyse: pme esna
snda szkonusu olan fanteziler nelerdr? pmeden nce genel
likle glmser, sklkla da gzlerimizi kapatrz. ocuklarmz
per, iyi geceler dileriz, oysa bunu niye yaptmzn ilk anda akla
gelen bir aklamas yoktur; fahielerinse geleneksel olarak mte
rilerini asla azdan pmemelerine tabii ki amayz. pmeler -
kafamzdaki soru iaretlerine ramen, birok pme tr olduu
nu ve bunlarn her zaman yaammzda nemli bir yer tuttuunu
syleyebiliriz- birer tehdit ve vaattirler, erotizmin klieleridirler.
Bu nedenle, Freud'un da bildii gibi, yanl anlalan bir kimliin,
karman onnan olmann tehlikeli cazibesine ve karmaasna srk
lerler bizi. Melankolinin Anatomisi' nde Burton yle yazar:
"pmek ve plmek, . . . dier eylerin yan sra, bir arknn nakara
t gibidir, ok kuvvetli bir g kaynadr, Ksenofon 'un dnd
gibi bir rmcein zehiri kadar bulacdr."7 Gerek anlamda bula
c olan pme, gerekletirdiimiz en sinsi, en ketum cinsel
edim, azn kendine yazd mersiye olabilir.

7. Robert Burton, The Anatamy of Melancholy (londra: J. M. Dent, 1 932), s . 1 1 1 .

1 23
X. ANNECLK OYNARKEN:
PEDAGOJ LE AKTARIM ARASINDA

Yolun sonunda dintenecek bir yer yoksa


eer
Nasl kaybolabilirim daha yoldayken
Ikkyu. Crow with No Mouth (Az Olmayan Karga)

Serbeste gezinen bir dikkat, ad herkesin malna km ayna, bi


lind iletiimin telefonu: zdeleme hedefleri, bir psikanalistin
nasl davranmas gerektiine dair talimatlar olarak btn bunlarn
cinsellik balamnda bir hkm yoktur. Freud'un teknik zerine
yazd tm yazlarnda grlen minimalizm tabii ki yoruma ak
tr -nsan aynay ne amala kullanr? nsanlara zihinlerinde ser
beste dolamalar retilebilir mi? ancak yukarda geen analoji
-

ler arpc biimde cinsiyetsizdir. nsan analist olmakla kendine


herhangi bir cinsiyet kazandrmaz; bunu analiste hastann kazan
drmas icap eder.
Aktarm her zaman, analistin, gerekleene kadar beklediini
fark etmedii bir eydir. Analistin, hangi cinsiyete sahip olacan
124
nceden bilememesi, psikanaliz srecinin ayrlmaz bir parasdr.
Analist her zaman hastann kendisine bu bilgiyi vermesini ve sonra
da byle bir davetn farzolunan, bilind sonularn kefetmesini
bekler. Psikanaliz ortam, beklenmedik davetler iin bir erevedir.
Bu tr cinsel kimlik yaktrmalan, edimle ilgili izin ve yasaklama
lardan, cinsel adiandrma konusunda kiinin istei dorultusunda
yapt varsaymlardan oluan, ounlukla bilind bir repertuva
n da beraberlerinde getirirler. Her iki cinsiyet de, iieve dair bilin
d fantezilere gre snflandrlr; ki bu fanteziler de her zaman
olas dramlar zerinedir. Analist, sadece bilmek durumunda olan
kii deil; bir zellik, bir farkllk tamas ve harekete de gemesi
beklenen kiidir. Analitik tarafszlk denilen ey, bir analk
kurma amacyla kullanlan paradoksal bir yabanetiatrma teknii
dir. Analistse tam bir yabancdr.
Ancak aktarm, psiik hareketlilik olaslna dayanr; analist,
kprdamadan oturmakla hareketl i bir hedef haline gelir. Freud'un
dedii gibi, hazrlanmakta olan ey, bilinmesi imkansz bir dizi
"yeni bask ve tpk kopyalar"dr, yeni bir nszle kartlan yeni
basmlardr. Hastann aktannnn kanlmaz kaprislerine ramen,
analist, hastann kiiliinin "en derin" dzeylerinde kim olarak ya
antlanacan temelde daima bilir; bu durum, ngiltere 'de nesne
ilikileri teorisi olarak gelitirilen teorinin sorunlu sonulanndan
biridir -hatta teorinin altndan nasl kalkacan bilemedii bir iro
nidir. Analist, gerek hayatta hastann annesi olmasa da -Klein 'n
kendi ocuklarn analiz etmesi gibi kayda deer bir istisnann d
nda- hastann dipal ncesi dneme ait, en "ilkel" atmalarn
analiz ediyorsa ve ettiinde anne roln oynamaktadr. Ak:tarma,
dier bir deyile, hem kolaylk salanmakta hem de nceden el ko
nulmaktadr. Ryann aksine, aktannn gereklemesi beklenebi
lir. Analiz doru uygulandnda aktanm zamannda gelecektir.
Ancak, annderin yapt varsaylan eyle analistin sadece syle
mek durumunda olduu ey arasnda tabii ki rahatsz edici bir uy
gunsuzluk -tm fark yaratan bir fark- szkonusudur. Eer, Winni
cott'un dedii gibi, iyi bir yorumlama iyi bir besleme gibi
olabilirse, annelik yapma da, bilindna giden ana yol anlamnda
rya grmenin yerini alm olur. nsana iyi bir besleme sunu labilir,
ancak iyi bir rya sunulamaz. Psikanalizin yapt gibi, ryalar ko-
1 25
nusunda talepkar olunabilir, ancak bir rya talebinde bulunulamaz.
Daha sonra greceimiz gibi, anneler, adeta deiik trleri ie
ren bir cinsmilercesine ngiliz Ekol 'ndeki teorisyenler tarafndan
psikanalistlerin ne yapmalar gerektiine dair betimlemeler sun
mak amacyla kullanlmlard. Model konusunu, paradigmalarn
retilmesi konusunu benzersiz biimde sorunsallatrm olan yeni
bir meslek iin, anneler model haline geldiler. nsan kimden, hangi
sre araclyla analistin kim olduunu renebilir, daha dorusu
analist olabilir? Belirlenecek kimlik konusunda, sessiz film oyunu
oynarcasna sonsuz tahminlerde bulunmak potansiyel adan mm
knd; byle bir felaketin nne gemek -ve 'Analistler ne isti
yor? ' sorusunun yneltilmesini engellemek- amacyla, cevaplar
bulmak iin annelere ynelindi, daha dorusu anneler gzlemlendi.
"Konumak ihtiyacn derinden duyduum insanlar hep anneler
oldu," diye yazmt Winnicott. Aktarrnn kefi, cevaplarn anne
de sakl olduu dncesiyle hala badamyordu.
Freud'un yazlarnda anneliin sradan bir bakp bytme edimi
olduu eklinde birka geliigzel betimleme yer alr. Oysa anne
nin ilevine ve bu iievin "baarsz" kalmasndan doan patolojik
sonulara dair -ksmen ampirik gzlemlerden kaynaklanan- doru
bir anlay, Anna Freud, D. W. Winnicott, Ronald Fairbairn, John
Bowlby, Wilfred Bion'un yazlarnda ak bir biimde -Melanie
Klein'n yazlarndaysa, ne kendisinin ne de takipilernn genellik
le kabullenmeye hazr olmad bir tarzda,2 rtk olarak- gryo
ruz. Psikanaliz, normatf yaam yks nosyonunu ortadan kaldr
mak iin deil, glendirmek iin kullanlmaktayd. Bilgeliin tm
hayal krklklar, bir kez daha annderin srtna ykleniyordu.
Bir adan bakldnda -ki bu sadece ihtimal dahilinde olma
yan bir tr ilericiliin bak as deildir- Freud'un, anneliin fe
nomenolojisine ilgi gsternemesi ciddi bir ihmaldir. Ancak bu

1 . D. W. Winnicott, Home ls Where We Start From (Harmondsworth : Penguin,


1 987), s. 1 23.
2. rnein "The Origins of Transference"da Klein yle yazar: "Doumdan son
raki rahatlatc hareketlerin ve bak mn, zellikle de ilk meme emme deneyimle
rinin iyi gler tarafndan sunulduu hissedilir" Col/ected Papers, l l l (Londra:
Hogarth Press, 1 975), s. 239. Annenin ve misillernede bulunmayan bir nesne
olarak analistin sahip olduu bu "iyi gler"in, lm i gds'nn "kt gle
ri"ni zayflatt varsaylr.

1 26
ihmal, Freud'u yeni tarzda bir soruyu, mrit rolndeki psikanalisti
zellikle ilgilendiren bir soruyu sormaktan kurtarmtr: Birisi -
herhangi bir kimse- gibi olmay istemem, bana arzumla ilgili neyi
aklar?

Geri dnen kii asla terk etmemitir.


Pablo Neruda, "Adioses"

ngiliz Ekol 'nn almalarnda, psikanaliz, annelii anlamak


iin yeni bir yol olarak kullanlmam, bilakis annelik, psikanalizi
anlamak iin kullanlmt. Psikanalistler ne yapmalar gerektiini
annelerden renebileceklermi gibi yazmaya baladlar. Sava
sonrasnda ngiltere 'deki psikanaliz aratrmalarnn ksa srede
odak noktas haline gelen anneler ve bebekler zerine inceleme,
psikanaliz incelemesinin matrisi haline gelmiti. Savatan sonraki
kalknma almalarnn gzlem yaparak, gerekten olanlar gre
rek (ampirizm her zaman istek belirten bir ruh hali iindedir) bi
limsel adan biimlendirilebileceine inanlyordu. Freud, Char
cot 'un histerik hastalarnn geirdii histeri nbetine tanklk
ederek balangta birok ey renmiti; hevesli analist de artk
ayn ekilde anneyi ve ocuunu izleyebilirdi. Ancak o zamanlar
Freud, sadece dinleyerek rendiinden ok daha farkl bir eyi
rendiini anlamt. Ryann gsteriden, grlmesi imkansz
olan grsel nesneden daha iyi bir model olarak kabul edilmesi, psi
kanalizi habercilerinden ayrtran zellikti.
Giderek incelikli bir nitelik kazanan bu gzlem biimi, annelik
zerine klasiklemi birtakm fanteziler dourdu: ki bu fanteziler
de, aslnda -daha nce benzerine rastlanmamas bakmndan- a
rtc olan psikanaliz uygulamas iin birer paradigma haline
geldi. Bu gzlemleri ifade etmek iin bulunan dil, psikanalizin,
toplum mhendislii akmyla yeniden bulumasn salad. Geli
im teorisi -abartmada bulunmayan psikanaliz diyebilirdi buna
Adorno- aslnda sevimsiz olmas gereken bir balamda arasal
akldan baka bir ey deildi. Anna Freud geliim izgileri zerine
oluturduu etkili emasnda yle yazar: "Anne ocuun sadece
ilk -anaklitik, ihtiya gideren- nesnesi olmakla kalmaz, ilk harici
yasa koyucusu da olur. Annenin ocuun karsna kard ilk ha-

1 27
rici yasalar, ocuun tatmin edilmesinin zamanlamas ve paylat
rlmas ile ilgilidir."3 Anna Freud'un betimlemesini neden bu te
rimleri kullanarak yapt sorulabilir. Aklna neden bu szdaar -
bu dil oyunu- gelmiti? Tabii ki bu terimler, hem psikanalistin ele
avuca smaz alma tarzn retmek hem de psikanalizi daha ge
leneksel olan toplumsal uygulamalarla badatrmak amacyla kul
lanlabilecek terimierdi de ondan. Yasa koyma, zamanlama ve pay
latrma: bir insann yolunda yrmesine yardmc olmak; sadece
bir anneyi betimlemekle psikanalistin vasflarn oluturan bir sz
daar. Psikanalist kendi kendine sz veriyordu. Freud' dan sonra
psikanaliz gruplar arasnda ayrlk yaratan anlamazlk nedeni, za
manlama ve paylatrmadan, ayrca da yasa koymadan kaynaklan
myar muydu?
nsan znesinin iinde ya da onunla ilgili olarak, zdelemenin
hem ncesinde hem de tesinde yer alan ey nedir? Freud bu soru
nun sorulmasn olanakl klmt; pedagojinin ve dolaysyla etik
sorgulamann doasn deitirecek bir soruydu bu. ngiltere'deki
psikanaliz almalarnda -ihtilafl Tartmalar'dan [Controversial
Discussions] , gnmzde analiz eitiminde bebeklein gzlemlen
mesi zerinde durutmasna kadar- daha geleneksel, bastrlmas
daha zor bir soru gndemdedir: ' zdeleme durumlar -ve dolay
syla zdelemenin kendisi- aktarm araclyla nasl analiz edi
lecektir? ' deil, ' zdeleme durumlar nasl daha salam temelle
re oturtulacaktr? ' sorusudur bu.4 Baka bir deyile, aktarm,
anneterin ve bebeklerin gzlemlenmesi araclyla pedagojinin
iine dahil edilebilir mi? nk psikanalistler, ne zaman geliim
den bahsetseler sanki pedagoji anlamna gelen, insann doasyla
ilgili bilimsel bilgi veren bir psikanaliz hakknda konuuyor gibi-
3. Anna Freud, Normality and Pathology in Childhood (New York: International
Universities Press, 1 965), s. 1 68.
4. Psikanalizin varsaymsal amalar balamnda zdeletirme sorunu zerine
son zamanlarda yaplm ikna edici bir tartma iin bkz. Mikkel Borch
Jacobsen, Lacan: The Absolute Master (Stanford: Stanford University Press,
1 99 1 ). Freud'un kltrn "tesinde" grd eyle neyi kastettii zerine olduk
a kolay anlalr ve ileri grl bir tartma iin ayrca bkz. Lionel Trilling,
Freud and the Grisis of Our Culture (Bostan: Beacon Press, 1 955). lgnacio
Matte-Bianco'nun Thinking, Feeling and Being (Londra: Routledge, 1 988) adl
kitab , zdeleme ile psikanaliz teorisindeki bilind kategoriler aras ndaki ili
ki konusunu ele alan klasiklemi bir almadr.

1 28
dirler. Psikanalist geliim hakknda konumaya baladnda, bil
mesi gereken kii roln oynamay brakr. Ne de olsa aktarrnn
bir noktada durmas arttr. .
Psikanalist olmak iin yleyse kendimi kiminle zdeletirmeyi
ya da hastann beni kim olarak zdeletirdiini tanmay becere
bilmem gerekiyor? Eer geliim teorisi, aktarm sabitletirmek,
onu bir temele oturtmak iin yaplm bir giriimdiyse bu daha da
ilgintir; nk Klein'n insanlk durumunu tanmlayan en ilkel
anksiyeteler olarak grd eylerden yararlanarak daha da para
doksal bir giriimde bulunulmutur. Tabii, szel ncesi durumlara
dair yaplan szel analizin, analistte belirli bir ba dnmesi yarat
ma ihtimali yksekti; derinlik korkusu maskesini taknabilecek bir
ykseklik korkusuydu bu. Winnicott'un kucaklama kavramyla
Bi on 'un dalgnlk [reverie] kavram -ngiliz Ekol 'ndeki psikana
liz tekniine ait, iki belirleyici paradigma- psikanalitik klavuz ola
rak dipal ncesi annenin bir versiyonunu kullanrlar. Bu kavram
lar, cinsiyet belirtilerek yaplan bir zdelemeyle analistin ilevini
belirlemeye taliptiler.

Btn kadnlar sonunda annelerine benzerler. Onlarn trajedisidir bu.


Hibir erkek sonunda annesine benzemez. Bu da erkeklerin trajedisi
dir.
Oscar Wilde, The lmportance ofBeing Earne.1t (Ciddi Olmann nemi zerine)

"Annenin dalgnlamas" srecini beLimierken Bion yle


yazar: "Bebekle meme arasndaki iliki, bebein bir duyguyu yan
stmasna, rnein annenin iine doru yok olduu duygusunu yan
stmasna ve annenin memesindeki konukluu [sojourn] bu duygu
yu bebein psiesi iin tahamml edilebilir hale getirdikten sonra
onu yeniden ie yanstmasna izin verirse normal bir geliim ger
ekleebilir." Bu, pheci bir yorumsama deil -ncil'den alnan
konukluk kelimesinin de ima ettii gibi-, zor olsa da bir konukse
verlik srecidir. Annenin sindirilmesini ve yeniden kullanlr hale
getirilmesini ieren bu simyada, anne ve analist, anlam retmek,
Bion ' un kullanlabilir "duyu verisi" olarak bahsettii eyi retmek
amacyla bebein -ve bir hayli gerilemi hastann- ilkel, olgunla
mam duygusalln metabolize ederler. Yorum lama, i organiara

F9N/pmt'. Gu..lklanma \e Sklma 1 29


dair bir zellik kazanr; olduka dz -ama gene de faydal.:.. bir
analojiyle beden-temelli olur. Bion, normal geliime dair, felaket
dzeyindeki pastoral betimlemesi nde, "annenin dalgnlama kapa
sitesi, bebein bilinci sayesinde kazand kendini duyumsamann
hasat edilmesi iin alc bir organdr,"5 diye yazar. Analist gibi,
anne de ektiini birnek durumundadr. Analiz esnasnda edinilen
deneyimden bir eyler renmeyi, Bion 'un anlad anlamda bece
rebilmek, aktarrnn yorumlanmasn dinlemeye tahamml edebil
mektir; ve bu da, analistin, fiilen yeniden betimleme olan ey arac
lyla aktarrnn yorumunu tahamml edilebilir hale getirmi
olmasna baldr. nsan deneyim sayesinde bir eyler renebilir,
ancak deneyim insana retmenlik yapamaz.
Ancak -Bion tarafndan hi de ironi iermeksizin kullanlan
bu alc organ, sonradan kazanlan bir zellik midir? Analist bu
zellie nasl sahip olacan ya da onu nasl kullanacan renir
mi? Bion'un almalarnda belirli bir pedagojk analoji trnn
bolca yer almasna ramen (birikim teleolojisi ieren) -kendi ifa
desiyle "deneyimden ders almak" zerinde vurgu yaplmasna ra
men- bu organ, hibir bariz anlamda, bir yorumlama "yntemi"
deildir. nan duymak gibi bir ruh halidir; tpk Winnicott iin -
rahatlkla mistifikasyona dnen bir paradoksla- psikanalizde
renmenin olabilecei, ancak retmenin olmamas gerektii gibi.
Winnicott yorumlamayla ilgili olarak yle yazar: "ok yorgun ol
madm srece hibir zaman uzun cmleler kullanmam. Bitap
dmenin eiine geldiimdeyse retmeye balarm." Ancak
yorum yapmaktadr nk, "eer hi yorum yapmazsam hasta her
eyi anladm izlenimine kaplr."6 retmen haline gelmek, akta
rm tarafndan ayartlmaktr; bu durumda retmek de ayartmaktr.
Ve bir insan her eyi anlyorsa ortada retilecek bir insan yok de
mektir. Ancak psikanalizde dipal ncesi anneden en ok etkile
nenler -Bion ve Winnicott gibi-, yazlarnda hep ar bir otoriter
likle mutlak bir phecilik arasnda; retecek bir eylere sahip
olmakla sadece bilmesi gereken kii olmak arasnda; her eyi bil-

5. Wilfred Bion, Second Thoughts (Northvale: N. J.: Jason Aronson, 1 967), s.


1 1 6.
6. D. W. Winnicott, The Maturational Processes and the Facilitating Environ
ment (Londra: Hogarth Press, 1 972), s. 1 67.

1 30
meyle onun tam ztt arasnda kalmlardr.
Winnicott, nsan Doas adn vermeye mrnn yetmedii ki
tabnda yle yazmt: "Birok ey, annenin bebei nasl kucakla
dna baldr ve unu da vurgulayalm ki, bu retilmesi mm
kn olan bir ey deildir." Yine de annelerde gzlemledii
kucaklama, Winnicott iin, psikanaliz srecinin fiili bir tanmyd;
bu sre, analistin ortamn gvenilirliini ve direnliliini sala
mas, yorum yapmas ya da her ikisi araclyla da gerekleebilir
di. " isabetli ve doru bir zamanlamayla yaplm bir yorum," diye
yazar nsan Doas 'nda, "analitik tedavide insana fiziksel olarak
kucakland duygusunu verir; ki bu, gerek bir kucaklama ya da
bakmdan (psikoz sahibi olmayan kimse iin) daha gerektir."7
Dier bir deyile, dipal ncesi anneyi kendisine rnek almaya -
ondan yola karak hareket etmeye ya da onu belirleyici bir nc
olarak kullanmaya- balayan analist derhal bir elikiyle kar kar
ya kalr. Bu anneden -onu gzlemleyerek- renilen ey, retil
mesi imkansz olan bir eydir. Geriye dnmek, kmaz sokaa gir
mektir. Hibir balang yoktur; sadece balanglara ilikin
fantezilerin, balanglara ilikin kuruntu rn doalamalarn
analizidir szkonusu olan. Sanki analist iin pratikte iki ayart, iki
ar u yer alr: bir yanda, annecilik oynayan bir karikatr bir
yanda da ak bir aktarrnn hevesli kurban olarak zdeletiril
mek; ya bir guru ya da bombo bir sayfa olmak.
dipal ncesi annenin iinden klmaz bir durum sunmasyla
karlaan Bion ve Winnicott ' un farkl yollar kullanarak analistte
bilmemenin deerini yceitmeleri artc deildir. nk, belki
de kendisine retilmeksizin, ta iinde bir yerlerde, kendiliinden
bilen kii, dipal ncesi anne, bilmecesi olmayan sfenkstir. Psika
naliz teorisyeni, her eyi bilme zellii konusunda temkinli bir
hale gelince "bilmemek" zelliini fetiletirme eilimi gsterir.
"Ksacas," diye yazar Bion, "stne atlayabileceimiz, tkennesi
imkansz bir bilgisizlik kayna vardr; stne atlamamz gereken
tek ey, bu kaynaktr."8 Kukucu kii daima bbrlenir.

7. D. W. Winnicott, Human Nature (Londra: Free Association Books, 1 988) , s.


1 1 9, 62.
8. Wilfred Bion, Clinical Seminars and Four Papers (Abingdon: Fleetwood
Press, 1 987) , s.244.
131
Eer psikanalizde kullanlan yntem ilham verici, ancak form
le edilen amalar tanmlan gerei phe uyandrcysa ve analist de
bir anneyse geriye elimizde ne kalyor? Geliim izgileri boyunca
gerekleen psiik ilerleme (Anna Freud); iyi nesnenin gvenilir
biimde iselletirilmesi (Klein); her ne kadar rizikolu olsa da
Depresif Konum ' a ulalmas (Klein ve Bion); fiili bir Hakiki Ben
lik kaderi (Winnicott). Zaten anne -zellikle de dipal ncesi
anne- konumundaki analistle normalliin dayatlmas ya da taklit
edilmesi anlamndaki psikanaliz arasnda kanlmaz bir balant
olduunu dnyorum. Geleneksel olarak tam da byle bir du
rumda, Dionysos devreye girer.9
Aktarrnn ipoteini ele geirmek iin annelerle -balangla
ilgili bir faoteziyi kullanmak, psikanalizi sapknla evirir; burada
sapknlk teriminin tek anlam ifade eden tanmn kastediyoruz: ki
inin ne istediini fazlasyla iyi bilmesi, olumsalln inkar, za
mandan almak anlamnda her eyi bilme zellii. Anne, bizim
iin neyin en iyi olduunu bilmesi nedeniyle, hibir katkda bulu
namaz.

9. Euripides'in Bakhalar Dionysos konusundaki paradigmatik metindir, ancak


ayrca bkz. Mareel Detienne, Dionysos a ciel ouvert (Paris: Hachette, 1 986) Di
onysos at Large, [ i ng. ev. Arthur Goldhammer Dionysos at Large (Cambridge,
Mass. : Harvard University Press, 1 989)].

1 32
XI. PSKANALZ VE PUTLATIRMA

brahim yle bir yanlsamaya kurban gider:


Bu dnyann tekdzeliine
katlanamamaktadr. Oysa dnya artk
fevkalade eitlilik gsteriyor, insan bunun
doruluunu bir avu dnyay alp ona
yakndan bakarak kantlayabilir. Bu nedenle
dnyann tekdzeliinden ikayet etmek,
aslnda dnyann zenginliiyle yeterince
derinden har neir olmamaktan ikayet
etmek demektir.
Franz Kafka, Parab/es and Paradoxes
( Meseller ve Paradokslar)

Freud mzesine giden herkesin dikkatini eken ilk ey, Freud'un


antika koleksiyonu ve belki de zellikle Freud'un alma masas
nn zerinde duran, eitli kltrlere ait heykelciklerdir. Analist
rolndeki Freud, bu heykelcikleri grecek ekilde kanapenin arka
snda oturur, hastasn dinlerdi; kanapede uzanm yatan hasta ise
sa tarafa baktnda bu heykelcikleri grebilir, ama tabii ki
Freud'u gremezdi. lk psikanaliz ortamnda -btn psikanalitik
konsltasyon odalarnn paradigmasnda- hasta analisti gremez,
sadece onun putlarn grebilirdi.
Freud ' un konsltasyon odasna girmenin, birok nedenden
tr srad bir deneyim olduu aktr; Kurt-adam, "bir muaye
nehaneden ok arkeolajik aratrma duygusu uyandryordu insan-

1 33
da," diye yazmt, "Binbir trden heykclcik ve dier srad nes
neler vard burada; iin erbab olmayan bir insan bile bunlarn eski
Msr'dan kalma arkeolojik buluntular olduunu anlayabilirdi."1
Psikanaliz elbette bir mzede -daha putperest olanlar iinse Freud
mzesinde- gerekleir, ancak mze, biriktirilen gemi, dilin iin
de hayatiyet kazanr ve korunmuluunu yitirir.
Freud'un Viyana Psikoloji Dernei ' nde yapt aramba Top
lantlar' na ilk katlanlar arasnda yer alan Hans Sachs, anlarn ya
zarken "putlarn ve hayvan eklindeki tanrlarn sessiz bak altn
da Freud'un yazd yeni bir makaleyi dinlerdik ya da kendi
rnlerimizi okuyup tartrdk ya da sadece ilgimizi eken konular
zerine konuurduk"2 der. Durumun ierdii ironinin onlar da far
kndayd herhalde. Musevi dnce tarz tanm gerei putlatrma
ya kar olduuna gre, bu sahneyi, psikanaliz tarihinin en nemli
sahnelerinden biri olarak alglamamz gerekir: Putlarla dolu bir
odada cinsellik zerine yeni bir tarzda sohbet etmekte olan bir grup
Musevi adam. Her ne kadar bu kiiler kendilerini sekler Musevi
ler olarak gryorlardysa da, szkonusu toplantlar Mona Lisa'ya
byk taknakla ayn kapya kyordu. Bu toplantlar, geleneksel
dini hrmet biimlerinin bir eletirisiydi; nk cinsellik zerine
konumak, psikanalitik adan inancn doas zerine konumakt.
Ak iirlerinde geen klielerin de her zaman srarla belirttii gibi,
erotik yaamlarmzda putlatrmaya, avdet ederiz adeta. Erotik ya
amlarmz ise -psikanalizin olduka beklenmedik yollarla aa
karaca gibi- hep kazan elde etmeye ynelik, maddeci yaam
Iarmzla ok yakndan balantldr.
On dokuzuncu yzyln sonuna doru, Avrupa'nn nemli ba
kentlerinde tanrlar satn almak mmknd. Freud, 1 899'da "Eski
tanrlar hala yayorlar," diye yazmt arkada Fliess'e, "nk
daha geenlerde bir-iki tane tanr satn aldm, ilerinden biri ta ya
pm bir Ianus; stnlk tasiayan bir edayla, kmseyerek bak
yor bana."3 Tanrlar hala yayor nk onlar satn almak mmkn

1 . Aktaran Peter Gay, Freud: A Life for Our Time (New York: W. W. Norton,
1 988), s. 1 70- 1 7 1 .
2 . Hans Sachs, Freud: Master and Friend (Londra: Image, 1 945), s. 80.
Eski Roma'da iki ehreli bir tanr. (.n.)
3. The Complete Letters of Sigmund Freud and Wilhelm Fliess, i ng. eviren ve

1 34
diye ii akaya vurmaktadr Freud. Tanrlar yeni bir tr meta haline
gelmiti; tpk kiisel gemiin psikanaliz biiminde satn alnabile
cek bir ey haline gelmeye balamas gibi. Son zamanlardaki arke
olajik keiflerin, llerin ortadan kaybolmad dncesine canl
bir biim kazandrd kesindi. Hatrlayacamz gibi Romal tanr
larn tanrs Ianus, her eyi ap kapayan, ieriye ve darya, olay
larn ncesine ve sonrasna bakand; yzyln bitimind zihnini
megul eden yeni dnceler dikkate alndnda Freud ' un bu tan
ry satn alm olmas ok anlamldr.
Tabii, Freud 'un "eski psk tanrlar" diye bahsettii eyleri
birer put olarak grmekle tarafl davranm oluruz. ki binden fazla
paradan oluan koleksiyonunda eitli tannlara dair tasarmlar
yer alyordu, ancak Freud bunlara tapnmyordu. Sadece koleksi
yonculuktan bir tr zevk alyordu, toplad eylere ok deer ver
dii de akt; yine de, psikanalitik adan bakldnda, gerek tan
nlara tapnm olanlar gerekse onlar bulan kiilerle yaplan gl
birtakm bilind zdelemelerin szkonusu olduu sonucunu
kartmakla ar speklatif davranm olmayz. Eer, ne srld
gibi, bu tanrlar ayn zamanda Freud'un aile romansn -alternatif
kltrlere olan hevesli balln- temsil ediyorduysa bunlarn
ayn zamanda Freud'un bu dncesinin debdebeli bir parodisi ol
duklarn da syleyebiliriz. Yunan, Roma, Msr, Yakn Dou ve
Asya' dan gelme paralar ierebilen bir ey, aile romansndan zi
yade dnya tarihine dair bir romans olacakt. Stephan Zweig 'a yaz
d mektupta ok anlaml bir ifade kullanarak yle der: "Yunan,
Roma ve Msr antikalanndan oluan koleksiyonu edinebilmek
iin birok fedakarlkta bulundum ve iin dorusu, psikolojiden
ok arkeolojiyle ilgili kitaplar okudum."4 Freud, tabii ki ayn bi
imde Musevi dnyasna ait antikalar toplayamazd , nk Muse
vilikte byle antikalarn bulunmas imkanszd.
Psikanalizin -sadece szlerin ve parann mbadele edildii, hi
bir oyma imgenin kullanlmad ve grece bir perhz atmosferinde
yrtlen psikanalizin- eski tanrlarla dolu bir ortamda balam
olmas, ilgi gstermeye deer bir ironidir. Freud'un konsltasyon

yayma haz rlayan Jeffrey Masson (Cambridge, Mass.: Harvard University


Press, 1 985), s. 361 .
4. Gay, Freud, s. 1 70-1 71 .

1 35
odas, dier bir deyile, ta eskilere dayanan bir amazn olduka
canl bir temsiliydi: Tanr diye bir ey vardysa bunlar ka taneydi
ve ne ie yanyorlard? Freud'un antikalarnn hibiri onun yaad
mekanlarda yer almazd. Freud, koleksiyonunu, dini inanc srekli
ateli bir biimde eletren bir teori ve terapi olan psikanalizi uygu
lad odalarda sergilemekle hastaianna ve kendisine ne demek is
tiyordu? Musevi bir doktorun konsltasyon odasnda bulunan bu
antikalarn kltr hakknda, psikanaliz denen yeni bilim dalna dair
ilgin ierimiere sahip iki eyi dile getirdii kesindi. Bunlardan
ilki, kltrn tarih anlamna gelmesi, fevkalade uzun bir sreyi
kapsayan bu tarihin de korunabilir ve zerinde dnlebilir olma
syd. imdiki zaman, gemiin maneti olabilirdi. kinci -ve seil
mi olduu varsaylan bir halkn tektanrcl iin daha tehditkar
olan- ey ise, kltrn oul bir ierik tamasyd. ok eitli kl
trlere ait olup Freud 'un "insan yaamnn muhteem eitlilii",
"mkemmelliin farkl trleri" dedii eyi temsil eden bu heykel
cikler, geerli yegane Hakiki nan anlaynn, yerel, geici ve e
itlilik ieren bir eylere dair olduu anlamna gelebilir. Heykelcik
ler, her trden kltrel alkanlklarn ve sonsuz sayda, baka
baka dnyalarn bulunduu gereinin altn iziyordu.
Freud'un bilimi kalkan olarak kullanp kendini ilerlemeye ve
dinin hurafe araclyla insanlar kleletirmesini eletirmeye ada
m biri, zamannn Aydnlanma sonras insan olduundan ok
bahsedilmitir ki bu dorudur. Freud, kltrlerin, tpk bireyler
gibi, rasyonel bilimi, ellerinden geldiince olgunlatrmak zere
ocuksu, ilkel bir byden hareketle gelitikierine inanyordu.
Freud'da inan nosyonunun bir sapiant haline geldiiyse pek dile
getirilmemektedir. Gerek bynn gerekse bilimin, histerinin ve
insann genel mutsuzluunun, hezeyann ve psikanaliz teorisinin
hep birer inan konusu olarak betimlenebileceini fark etmeye ba
lamt Freud. Schreber vakasnn mehur sonu blmnde de
yazd gibi: "Teorimde itiraf etmeyi isteyeceimden daha fazla
hezeyan bulunup bulunmarlna ya da Schreber' in hezeyannn,
dier insanlarn henz inanabileceklerinden daha fazla gereklik
tayp tamarlna ileride karar verilecektir. "5 yleyse psikanali-

5. Freud, The Case of Schreber, SE XII, s. 79.

1 36
zin zerinde dunnas gereken soru, "Doru mu bu?" deil, "Kiisel
gemiinizde buna inannanz salayan ey nedir?" haline gelmi
tir. Bu dediimiz ey tabii ki psikanaliz teorisi de olabilir. Dier bir
deyile, psikanalitik adan, inan, inan nesnesinin nitelikleri hak
kndaki bir konu olmaktan kp zne, yani inanan kiinin gemii
hakkndaki bir konu haline gelir. nancnzn sizin iin zd bi
lind sorun ya da tatmin ettii istekler nedir? 'Bu dediinize
artk inanmasaydnz nasl bir insan olurdunuz? ' sorusu, inanm
bir insana terapide yneltilebilecek, her zaman iin ilgin bir soru
dur. Tabii ki bir semptom, daima bir inanmlk demektir.
Freud'un saysz inkarlarna -kendisini u veya bu biimde
"tanrsz bir Musevi" olarak betimlemesine- ramen, putlatnnay
la Hakiki nan diyebileceimiz ey arasndaki, tabiri caizse, Mu
sevilie ait snr, almalarnda yeniden sorgulanmt. Freud, psi
kanalizi inancn kkenierini betimlemek zere kullandka
Musevilii biimiemi olan ayrt edici farkllk bulanklamt.

Yanl bak alarn ileride belki kullanlabilirler diye saklamak man


tkldr.
Paul Feyerabend, Farewell to Reason (Akla Veda)

Freud'un Musa zerinde dunnasnn bu balamla yakndan


balantl olduu aktr (Freud'un almalarnda Aaron'a dair sa
dece iki gnderme bulunmaktadr, bunlardan biri , bir dipnotta Edu
ard Meyer'den yaplan alntdr; ve her ikisi de Altn Buza'ya
antrma bile yapmaz). Musa'ya duyduu ilgi, birok insann da
belirttii gibi, ksmen hem bir yorumcu olarak hem de putlar kal
dran bir insan olarak kendini onunla zdeletinnesinden kaynak
lanyordu. Bu nemli kii zerine ilk incelemesi olan Michelange
lo' nun Musa Heykeli ( 1 9 1 4) balkl yazsnda Frud, Michelan
gelo'nun mehur heykelinde bir anlamda putlatrlm olan
Musa 'ya duyduu tepkiyi betimlemeye alr: "Eyll 1 9 1 3 'de yal
nz geirdiim hafta boyunca, her gn kiliseye gidip heykelin
karsna getim, onu inceledim, lp bitim ve resmini izdim;
bir zaman sonra yazmda ancak anonim olarak ifade etme cesareti
ni bulduum o anlay zihnimde canland."6 Freud'un, putlatnna-

6. Freud, The Moses of Miche/angelo, SE XIII, s. 21 1 -240.


1 37
nn ortadan kaldrlmasn hedeflemi bir insann Roma'da bulunan
putuna balanmasnn elbette ironik bir yan vardr. Ernest Jones
1 9 1 3 'de Roma'ya gidince Freud, ona yle yazmt: "Bu kadar
abuk ve yaamnn bylesine erken bir dneminde Roma'y gr
dn iin seni kskanyorum. Musa'ya en derin ballm dile
getir ve bana onun hakknda yaz." Jones itaatkarca cevap verdi bu
mektuba: "Vardmn ertesi gn ilk i, Musa'ya gnderdiiniz
selam iletneye gittim, sanrm o kibirli tavrnda hafif bir yumua
ma belirtisi oldu."7 Burada yaplan latifenin kime ynelik olduu
ak deildir.
Ancak Freud, bu heykele kendini kar konulamaz bir biimde
kaptrmt; ksmen neden kendini bylesine kaptrdn, yani ol
duka bilinsiz bir biimde neden heykeli bir put haline getirmi
gibi olduunu anlamaya alyordu: "Hibir heykeltralk eseri,"
diye yazmt incelemesinde,

beni daha nce bu kadar etkilememiti. Sk sk sevimsiz Corso Cavo


ur' un dik merdivenlerini trmanr, terk edilmi kilisenin durduu o
ssz mekana kar, kahramann bakndaki kzgn kmserneye des
tek vermeye alrdm. Bazen kilisenin iindeki yar karanlktan tem
kinli bir biimde gizlenerek kardm dar; sanki heykelin gzn
zerine diktii insan kalabalna ben de aitmiim gibi; hibir inanca
smsk balanamayan, ne inanlar ne de sabrlar olan, aldatc putla
rna yeniden kavutuunda sevin gsterilerinde bulunan o insan kala
balna."

Bu tuhaf sahnede Freud, tiksintiyle "insan kalabal" olarak


bahsettii, "ne inanlar ne de sabrlar olan" putperestlerle yar ya
rya zdeletirir kendini. Freud, atalarnn dinini terk etmekten do
lay sulu olabilir; ama bu, onun gibi bir bilim adamm, illa ki,
"kahramann bakndaki kzgn kmseme" karsnda direnmek
durumunda olan Aaron 'un yerine koymaz. Belki de bu balamda,
kii Musevi deilse bir putperesttir; ancak Freud'un kiliseden tem
kinli bir biimde gizlenerek kp da yeniden geri dnd "aldat
c putlar" nelerdr? Freud'un putlar artk Bilim ve Psikanaliz'dir
demek ok kolaya kamak olurdu; onun geri dnd ve Miche-
7. Aktaran Gay, Freud, s. 3 1 4-31 5.
B. Freud The Moses of Michelangelo, s. 2 1 3 .
,

1 3R
langelo'nun Musa Heykeli 'ne yapt aktarm diyebileceimiz
eyi anlamak iin kulland put, kendi psikanaliz ynetimidir.
Freud'un heykel zerine yapt ve denemesinde aklad yorum,
bu dncelerin nda zel bir ilginlik kazanyor.
Michelangelo'nun Musa Heykeli'nde Freud'un zihnini megul
eden iki ey vardr. lk olarak, Michelangelo, Musa'nn hangi ruh
halini anlatmaya almtr? kinci olarak, Musa'nn hikayenin
hangi aamasndaki portresi izilmektedir? Daha nceki aratrma
clarn sunduu kantlar gzden geiren Freud, ie, heykelin o za
manlarki geleneksel yorumunu kabul etmekle balar: Michelange
lo, Musa'y, halknn Altn Buza'ya tapndn ilk kez grd
anda, fke duymasndan hemen nceki anda gsterir. Ancak Freud
kendi yapt analizden sonra, alternatif bir yorum getirir. Sanat
nn aslnda Musa'y fkesinden sonraki anda, kendine gelmi ha
liyle, yani halknn putperestl iinin hikayeye dahil edilmesinin ge
rekmesinden sonra, gsterdii nerisinde bulunur. Szkonusu olan,
bir keif an deil, farkna varmann hemen yaand dnemdir.
Freud, Musa Heykeli'nde kendisini kuvvetle eken eyin bu oldu
unu syler: "Grdmz ey, iddetli bir eylemin balangc
deil, zaten gereklemi bir hareketin kalntlardr. fkeden deli
ye dnd ilk anda Musa, harekete gemeyi, ok gibi frlamay,
almay ve On Emir'i unutnay arzulamt; ancak gnaha yaplan
bu davetn karsnda yenik dmemiti; donakalm hiddeti ve
nefretle kark strab iinde artk kmldamakszn oturacak son
suza dek."9 Bu hayli youn senaryoda Freud, kendini putperest
insan kalabalyla zdeletirebiliyorsa ayn zamanda da gsterdi
i zdenetim iin Musa'ya hayranlk duyuyor demektir. Musa,
Freud iin, bir gpta nesnesidir; nk putperestlerden hemen inti
kam almaya kalkmaz; onlarn farkl olmasnn strabn eker.
Freud 'un 1 9 1 3 'de kaleme ald bu denemede, C. G. Jung 'un
gruptan ayrlmasna rtk bir gnderme yapld aktr; bu yaz
paralelinde, Jung, Freud 'un cinsellie olan ballndan kaarak
putperest haline gelmektedir. Ancak yaznn, bize Freud'un kendisi
hakknda ipucu veren psie-ii bir nemi de vardr. Freud'un btn
almalarnda dramatize edilen bir i konfigrasyonu betimler

9. A.g.y., s. 229.
1 39
yaz. Dzenlemeler getiren ve tanmlar yapan bir i otorite ile kah
ramana inanmak konusunda sabrsz ve isteksiz davranan, daha az
gelimi, kahramans olmayan, putperest bir insan kalabal ara
sndaki iliki betimlenmektedir. nsan kalabal kukucu ve inat
dr, kahraman ise inan sahibidir. Kalabala gre kahraman ar
talepkardr; kahramana gre ise kalabalk, zellikle sabrsz olmas
bakmndan olgunlamamtr. Aldatc dzgnlkte bir dizi denk
lem kendiliinden ortaya kyor: Musa sperego, Aaron ego, put
perest insan kalabalysa id olmaktadr. Freud'un Kutsal Kitap'taki
k'a dair yeniden betimlemesinde putperestlik ocuksudur; ilgi
nin kopartlamamasna iaret eder. Ancak Freud' un Michelange
lo'nun Musa Heykeli zerine yapt yorum, onun, Musa figr ile
putperestler arasndaki ilikiyi denetlerneye -kendi iinde canl tut
maya- altn ima etmektedir.
Yirmi yl sonra Musa ve Tektanrc/k adl esrarengiz ve muhte
em kitabnda Musa konusuna geri dnen Freud, kendisine gre
Musa'y ve dinini, nefretle and "insan kalabal"ndan ayrtran
olas erdemiere -geliim baarsna- son bir ekil verir. Kabaca
Freud 'un dini inancn btnn babaya duyulan zleme indirgedi
ini sylemek yerinde olur: "Bir ocuun yaamnn ilk yllarna
hakim olan ey," diye yazar, "babaya ar boyutlarda, fazlasyla
deer verilmesidir," ve bu durum, bir tanrya aktarlr.10 Ancak
Musa ve Tektanrclk'ta -birok etkileyici ve tuhaf speklasyonun
arasnda- tektanrcln hem ateli bir savunusunu hem de ona
kar beslenen ikirciklilii gryoruz. Bu ikirciklilik, ocuun hem
babas hem de atalarnn dini hakknda tad ikirciklilii, ayn
zamanda da Freud 'un psikanaliz tarafndan retilen yetikinlik an
lay hakknda tad ikirciklilii yanstr.
Freud'a gre -aka emperyalizmle balantlandrd- tektan
rclk, rnein tahammlszl dourur. "Tek bir tanrya duyu
lan inanla birlikte," diye yazar, "kanlmaz olarak dini taham
mlszlk ortaya kt, ki byle bir ey eski dnya iin daha
nceleri yabancyd ve uzun sre de yle kalmt."1 1 Burada eski

1 O. Bkz. Freud, The Future of an 11/usion, SE XXI, s. 5-56. [Bir Yamlsamanm


Gelecei, ev. E.Z. Kars, Kaynak Y.]
1 1 . Freud, Moses and Monotheism, SE XXI I I , s. 50. [Hz. Musa ve Tektanrtctltk,
ev. K. ipal, Balam Y., 1 967]

1 40
dnya aka idealletirilmektedir, ancak Freud'un "eski dnya"
dedii dnemde her iki cinsiyetten ok sayda tann bulunduunu,
klasik eski dnyadaki tannlann hedonist olduklann hatrlamakta
yine de fayda var. B u bir tesadf deildir; nk Musa ve Tektanr
c/k'ta Freud iin tektannclk, sanki zihnin ya da Freud'un "akl"
dedii eyin beden zerindeki zaferini temsil eder. Freud, her ne
kadar bir hayli kuku tasa da, bunun, tektanncln en byk er
demi olduunu sylemeye almaktadr. "eitli nedenlerden
tr," diye aka belirtmitir bir keresinde Emest Jones 'a, "Mu
seviler tek-yanl bir geliimden gemilerdir ve bedenden ok
beyne hayranlk duyarlar."1 2
Bugn bize phe gtrr gibi gelebilecek bir aynmla, sanki
beden putlar retip onlara tapnmakta, akl ise tektanncln y
celtilen katlklarn, Freud'un "yce soyutlamann doruklan" adn
verdii eyleri retmektedir. Freud, bir yandan dier halkiara kar
tahammlszl nedeniyle tektanrcl eletirmekte, dier yan
dansa bedene kar tahammlszl nedeniyle onu vmektedir.
Hem bedensel bir feryat hem de bir kstlama szkonusudur.
Freud'un "akln ehvet karsndaki zaferi" dedii eyi -bu perhi
zi- gerekletirmi olan Musa ve dier seilmi halklar gibi olanlar
iin hayli pheli bir dl bulunmaktadr. "Akln bu tarzda kaydet
tii btn ilerlemeler," diye yazar, "sonuta kiinin zsaygsn ar
trr, kiiyi gururlandrr; bylelikle kii, ehvetin cazibesine kapl
m dier insanlar karsnda kendini stn hisseder." ehvetin
bysne kaplanlar, tabii ki -Freud'un gelitirdii on dokuzuncu
yzyla zg rktc kategorizasyonda kadnlar, nrotikler ve
"ilkel rklar" ile ayn kefeye koyduu- ocuklardr. 13 Putlatrma
eilimi gsterenler ocuklardr; ancak ayn biimde, Freud asn
dan ocuklar cinsel heyecanlann, dier insanlar karsnda kendi
lerini stn hissetmekten salamazlar.

i nanan bir kii, dinin retilerine belirli sevgi balaryla baldr.


Sigmund Freud, The Future of an lllusion (Bir Yanlsamann Gelecei)

1 2. Aktaran Gay, Freud, s. 599.


1 3 . Freud, Moses and Monotheism, s. 1 1 5.

141
Psikanalitik bak asndan, din ve cinsellik zerine konumak,
ocukluk zerine konumaktr. ocukluk ise, en azndan "ehvetin
bys altnda" balar. Freud, btn almalarnda bu byyle
oka ilgilidir; hem bu bynn ne kadar dayanakl olduuyla hem
de onu bozan, daha dorusu deitiren eyle ilgilidir. Analiz esna
sndaki yetikinler gibi ve ayn nedenlerden tr, ocuklarn da,
hazlardan vazgemek konusunda ar diren gsterdikleri dn
lyordu. Son zamanlarda yazd "Bitimli ve Bitimsiz Analiz"
( 1 937) balkl -psikanalizin terapik faydas hakknda zellikle
kukucu olan- yazsnda Freud, rnek olarak, ocuklara hayatn
gerekleri denen eyin anlatlnasn verir:

Bu ekilde aydnlatldktan sonra, ocuklar, daha nce bilmedikleri bir


eyi renirler, ancak kendilerine sunulmu olan bu yeni bilgiden ya
rarlanmazlar. Doal bir gelime olarak betimlenebilecek ve kusurlu li
bidinal tekilatlaryla uyum iinde ve bu tekilata baml olarak olu
turduklar cinsel teorilerini -Ieylein rol, cinsel birlemenin doas
ve bebeklerin nasl yapld hakknda gelitirilen teorileri- bu yeni
bilgi adna kurban etmek konusunda pek yle byk bir telaa bile ka
plmadklarn gryoruz. Cinsellik konusunda aydnlatldktan sonra,
uzun bir sre daha, zorla Hristiyan yaplan ve gizlice eski putlarna
tapnnay srdren ilkel rklar gibi davranrlar.4

ironi olaslklarn artrm olmas, tabii ki Freud 'un yapt en


byk katklardan biridir. Burada bir kez daha karmak ve ironik
zdeletirmelerin devrede olduunu gryoruz. rnein hayatn
gerekleri -hayatn bilimsel gerekleri- Hristiyanlkla hangi an
lamda benzerlik gsterir? Freud, Hristiyanlk hakkndaki grle
rini -zellikle de Katoliklie duyduu kmsemeyi- hibir bi
imde gizlememiti; ancak figratif anlamda olsa da, Hristiyanlk
burada cinsiyete dair hakikati temsil amacyla kullanlmaktadr.
Bunun Hakikat'in mi yoksa Hristiyanlk' n m parodisi olduu
ak deildir. Freud'un da gayet iyi bildii tarih, Hristiyanlarn,
sadece "ilkel rklar" deil, Musevilik kart propagandalarda cin
sellie nem vermeleriyle nam salm Musevileri de Hristiyan
yapmay istemi olduklarn aka ortaya koymutu. Eer Freud,
bu rnekte bizlere, Hristiyanlkla ocuk cinsellii arasndaki at-
1 4. Freud, "Analysis Terminable and lnterminable," SE XXIII, s. 234.

1 42
may gstennekteyse, o zaman Freud'un kendisini ocuk cinselli
inin, ocuklarn gelitirdii cinsel teorilerin yetikin yaamndaki
neminin kaifi olarak grdn; almalarnn, birok eyin
yan sra, Hristiyanln ateli bir eletirisi olduunu da hatrlama
mz gerekir.
Burada, Hakikat ile karlaan ocuklar iin, "bu yeni bilgiden
yararlanmazlar," dedikten sonra, "gizlice eski putlarna tapnnay
srdrrler," diye ekler. ocuklarn putlar, teorilerdir; tpk psika
nalizde olduu gibi, cinsellik zerine teorilerdir. Bu rnekte Freud,
bir bilim adam olarak, ironik biimde Hristiyan misyonerierin ya
nnda yer almak zorunda kalr; ancak gnl, ak bir biimde put
perest ocuklarn red tavrndan yanadr, bu ocuklarn cinsel teori
leri iin "doal bir gelime" der. Dier bir deyile, Freud'da bir
kez daha, tpk Musa zerine aklamalarnda olduu gibi, bln
m bir zdelemenin bolca yapldn gzlemliyoruz. Freud,
Musevilerin putlatrma ve Hakiki nan arasnda verdikleri, ta es
kilere dayanan mcadeleyi iselletirir; Hakiki nan, her iki du
rumda da daha gl bir otoriteye boyun emeyi ierir. Hakikat,
teslim olduumuz, sadomazoist bir iliki kurduumuz bir ey hali
ne gelir.
Dini inancn kiisel kkenieri zerine yapt en gl aratr
mas olan Bir Yanlsamann Gelecei'nde ( 1 927) Freud, dini d
nceleri yle tanmlar: "kiiye, d (ya da i) gerekliin olgular
ve koullar hakknda kendi bana kefetnedii ve kiinin inanc
zerinde hak talep eden eyleri anlatan retiler ve iddialar."
Baka bir deyile, dini dnceler bulunmazlar, empoze edilirler.
Freud' un yazlarnda her zaman olduu gibi, burada da psikanalitik
dncelerle rtk bir paralellik kurulmaya alld aktr; 'Bu
dnceler doru mu?' deil, 'Neden onlara inanyorsunuz?' soru
sudur szkonusu olan. ocuklar, bir nceki rnekte de olduu gibi,
cinsel teorilerini, kendi geliim kapasitelerine gre kendi balarna
retirler; yetikinler, onlara bebeklerin perek yapld gibi bir
bilgi vennezler. Freud, burada, daha ok nesne-ilikileri teorisin
den aina olduumuz bir ayrm yapmaktadf; bulunabilen bir nes
neyle bizlere dayatlan nesne arasndaki ayrmdr bu. Bu balamda,
hazzn, strabn aksine, bizlere dayatlamayacan hatrlaJTJamz
gerekir.
1 43
Freud -Bir Yanlsamann Gelecei'nde yapt, zaman zaman
indirgemeci bir nitelik arzeden genellemelerde- dini inanlarn ne
tr nesneler olduklarn ve bunlarn ne amala kullanldklarn
sorar. Ardndan da bunlarn, balangtaki ve yaygn aresizliimiz
konusunda bizleri avutmalar iin iktidar ve otorite zelliklerini
yklediimiz, babala dair nesneler olduklar cevabn verir. As
lnda, Freud asndan, yaptmz ey, inanmak deil istemektir;
ve her eyden ok da inannay isteriz. Geliimlmizi belirleyen a
resizlik nedeniyle, her inancn, bizi bir eyden koruduunu dn
rz. Ve bu anlamda inan, Freud iin, bir semptom gibidir; inanc
mzdan vazgeersek bir felaketin gerekleeceini hayal ederiz.
Freud, dini inancn yine, tpk bir semptom gibi, evi terk etmeme
nin bir yolu olduunu syler. Freud'un "dini yanlsama" dedii
eyden vazgeebiimi herhangi bir insan, "anne-babann scak,
rahat yuvasn terk etmi bir ocukla ayn konumda olacaktr...
nsan sonsuza dek ocuk kalamaz; bir aamada husumet dolu yaa
ma atlmak zorundadr. Buna ' gereklik eitimi' diyebiliriz.',5
Bundan, gereklik, istekle iyiletirilmesi imkansz olan eydir;
belki de Doa [burada yaradl, miza anlamnda-.n.] diyebilece
imiz bir eydir sonucunu karmamz gerekiyor. 6
Freud'a gre, tm dini inanlar ocuksu bir yanlsama yapan
ey, istek-gerekletirimi esidir. Bir zamanlar Musa'nn tektanr
clnn doldurduu yeri artk "gereklik" denen ey doldurmak
tadr. Ve bu gereklik kanlmazdr, tpk lm gibi; btn inan
lar artk putlatrmadr ve putlatrma da bir anestezidir. Freud,
inanan kiinin bir bamlya benzediinde srar eder; "dini avuntu
larn yaratt etki, bir uyuturucunun etkisine," yani bir "uyku ha
pna benzetilebilir." Din, Freud ' un "insan soyunun aknl ve
aresizlii" dedii eyin incelikli bir biimde teslim edilmesidir sa
dece; ancak bir yandan da "hem ac hem tatl bir zehirdir."7 Her
ey ok basittir. ocuk babaya inanr -ama ocuun babada neye
inand tam anlamyla belirtilmez- ve ayn biimde, yetikin de,
1 5. Freud, The Future of an 11/usion, s. 49.
1 6. Doa kelimesinin ayr ntl aklamas iin bkz. Camille Paglia, Sexual Perso
nae (New Haven: Yale University Press, 1 990) ve Roland Barthes, Mythologies
(New York: Farrar, Straus ve Giroux, 1 972) [ ada Sy/enler, ev. T. Ycel,
Simavi V. Y., 1 990].
1 7. Freud, The Future of an 11/usion, s. 49.

1 44
byrnekten fazlasyla korktuu iin tanrya inanr. Ancak Freud,
din zerine grlerini aklarken, birok insann da fark ettii
gibi, neden srad, hatta ar bir dmanlk sergilemektedir? Din
denen eyin ne olduu, soyut anlamda gerekten bu kadar aksa,
Freud neden srekli bu konuyu yineler? Dini inanc, yle srarl bir
biimde aalamaktadr ki onun bize rettiklerini hatrlayan biz
ler burada yorumlanmas gereken bir eyler olduunu dnmeye
balarz; yleyse basit bir soru yneltebiliriz: Freud'un, ar srarl
eletirisiyle bomaya alt kuku nedir?
Szkonusu kukulardan biri, sanrm, Freud 'un sadece dinden
bahsetmiyor olmasyd. Bir Yanlsamann Gelecei adl kitabn
te ikisini geride braktktan sonra Freud, dini belki de inan ze
rine konumak iin bir bahane olarak kullandm fark etmeye ba
lar. Bu psikanaliz asndan ilgin ierimler tayordu; nk
Freud, bu ocuksu inan kapasitesinden faydalanan bir tedavi ge
litirmiti. Aktarm, ne de olsa, sekler bir putlatrma biimidir.
Freud, aktarrnn tesinde ne olduu konusunda nasl emin deii
diyse (bunu kendisi de itiraf eder), Bir Yanlsamann Gelecei' nde
de, putlatrma ile hakiki inan arasnda temel, grlebilir bir fark
olup olmadndan, yaammzn herhangi bir alannn yanlsama
dedii eyden farkl bir ey olup olamayacandan kuku duymaya
balar. "ok deerli bulduumuz ve yaamlarmza hkmetmeleri
ne izin verdiimiz dier kltrel varlklar da benzer nitelikte olabi
lir mi acaba? Siyasi dzenlemeleri belirleyen varsaymlar da birer
yanlsama olarak adlandrmamz gerekmez mi? Yaadmz uy
garlkta, cinsiyetler arasndaki ilikilerin erotik bir yanlsama ya da
bu trden eitli saydaki yanlsamalar tarafndan taciz edilmesi
szkonusu deil midir?"18 Freud'un bariz biimde bahsetmemek
cihetine gittii, ancak hem onun hem de bazlarmzn, yaamlar
mza hkmetmesine izin vermesek bile ok deerli bulduumuz
psikanalizin kendisi iin ne sylenebilir?
Freud, putlatrma ile hakiki inan arasndaki geleneksel kart
l, psikanaliz araclyla aniden sona erdirmi gibi grnr. Bir
putun antitezi olan, tapnlmas mmkn olmayan ve idealletiril
memesi gereken bir bilindn betimledii de tabii ki kesindi.

1 8. A.g.y., s. 34.

F I ON/pme, Gu.lklanna ve Sklm< 1 45


Btn inanlar birer putlatnnaysa ve Musa bile ocuksuyduysa o
zaman geriye nasl bir alternatif kalyor? Bir Yanlsamann Gelece
i'nin sonu blmnde Freud, zerine basa basa cevabn bilim ol
duunu belirtir; nk hsn kurunturlan kaynaklanan yanlsama
larmzn aksine, bilirnde inanlarmz dzeltmeye tabidir. Bu,
btn istekler iinde elbette en ironik olandr; isteklerimizin d
zeltilebilir olmasna dair bir istek. Ancak Freud'un birok bak
asndan bir tanesine gre, potansiyel inan nesnelerinin yerini,
inancn kiisel gemiine ynelik bir aratrma yntemi alacakt.
Lacan, analistin bilmek durumundaki kii olduunu ancak
bunun da yanl bir inan olduunu syler. Bu durumda konumu
zun bir paras olan bir paradoksla babaa kalyoruz. Aktarrnn
kefiyle birlikte Freud, putlatrmayla yaplan bir iyiletirme; asln
da putlatnnann, potansiyel olarak, putlatnna sayesinde iyileti
rilmesi adn verebileceimiz eyi gelitirmiti. Ancak psikanali
zin, o da bir ie yarad durumda, iyiletiremeyecei tek ey
psikanalize duyulan inantr. Ve bu gerekten de nmzde bir
sorun olarak duruyor.

1 46
Adam Phillips, bir insan hayat n n her zaman farkl bak a lar n
dan betimlenebileceine ve psikanalizin de bu yollardan sadece
biri olduuna inanan mtevaz bir psikanalist. Bilimsellik, yani de
erden ba ms z bir Hakikat aray payesinin, psikanalize zel
bir stnlk kazandrrnayaca n , psikanalizin o bilmilik tavrn
dan, ancak dilini ortaklaa kullan ma aarak, gndelik hayata ka
r arak syr labileceini dnyor. Ona gre psikanaliz, insanla
rn kendilerini daha iyi hissetmelerini salayan bir hikaye ya da
bir hikaye aniatma tarz . Bir tr sohbet. insanlar kendi yaamlar
hakknda kendilerine anlattklar hikaye tkendii ya da ar san
c l bir hale geldii iin kat lyor bu sohbete.
pme, Gtdtklanma ve Stktlma zerine bizi, psikanaliz teorisin
de ihmal edilmi olan kk kk, ama son derece nemli konu
lar hakknda ilgin sohbetlere davet eden denemelerden oluan
bir kitap. Endie, risk, skunet, g d klanma, osurma, pme, yal
n zlk, yaratclk ve sululuk duygusu arasndaki iliki ; sklma ,
fobi-teori benzerli i ; b i r metin deil b i r deneyim olarak rya; inan
ve engeller gibi, herkesi ilgilendiren konularda arpc saptarna
larda bulunuyor Phillips. Mesela, "insanlar yaamlar n n , ola
s l klardan en ok korktuklar dnemlerinde ak olurlar" diyor.
"Bir eyin ya da kimsenin ne olduunu, onunla aram za girenin
ne olduunu renerek anlayabil i riz. Bilin
engellere dairdir," diye bir kesinlernede bulu
nup, psikanalitik terapinin amalar ndan biri
nin hasta n n mcadele edecek daha tat
minkar engeller bulmas n salamak oldu
unu sylyor.
Phillips u soruyu soruyor bize : Kendi mizle haddinden fazla ala
kadar olmakla kendi mizi nelerden mahrum b rak yoruz? Ona
gre, her eyi bilme sapiants hem psikanaliz hem de hayat iin
olu msuz sonular douruyor. Bizi , neleri ierdiini kendimiz dahil
kimsenin bilemeyebilecei bir yalnzla, Rilke'nin "meyvenin iin
deki ekirdek" dedii verimli yaln zla davet eden bir kitap bu.
Yalnzla cesareti olanlar iin . . .

AYR INTiNCELEME
I S B N 975-539 - 1 28-2

ll

Anda mungkin juga menyukai