Anda di halaman 1dari 206

KURULUŞ: OCAK - 1975, YIL: 19, GENEL SAYI: 228

Sahibi : Yargıtay Adına Birinci Başkan Müfit UTKU


Yayın Müdürü : Yargıtay Yayın İşleri Müdürü Ali Rıza GENİŞ

T A S N İF K U R U L U
Başkan : G önen E R İŞ (1 1 . H D . Ü yesi)

Ü yeler : C evdet H . A S L A N G Ü L (Tetkik H âkim i)

T ürkân A S L A N (Tetkik H âkim i)

A zm i B O S N A (Tetkik H âkim i)

H alise N A M A Z C I (Tetkik H âkim i)

M eh m et Ü N S O Y (Tetkik H âkim i)

Perihan E R S E N (Tetkik H âkim i)

N afiye Ş E N Y O L C U (Tetkik H âkim i)

Hakkı E R S O Y (Tetkik H âkim i)

• Yargıtay Yayın İşleri Müdürlüğü'nce ayda bir kez yayımlanır.


• Yönetim ve yazışma adresi: Yargıtay Yayın İşleri Müdürlüğü 06658 Ankara.
• Telefon: (0-312) 425 16 32; 425 16 49; 417 53 80/2385, 2484, 2486
• Faks: (0-312)419 41 11
• % 8 oranındaki katma değer vergisi içinde, 1993 yılı Yargıtay Kararları Dergisi
abone bedeli 220.320.- liradır.
• Dergi bedeli, Ziraat Bankası Kızılay Şubesi'ndeki 304/110 sayılı veya Posta
Çekleri Merkezi'ndeki 92932 numaralı hesaplarımızdan birine aktarılarak yada
PTT. kanalıyla gönderilerek veya Müdürlüğümüz Veznesine yatırılarak abone
olunur.
• Abone işleri için Müdürlüğümüze başvurulmalıdır. ‘
• Yıllık abone olmaları koşuluyla, Hâkim ve C. Savcıları ile Hukuk Fakültesi Öğ­
rencilerine % 20 indirim uygulanır.
• Ödemeli gönderilmez, temsilcimiz yoktur.
r YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

V J
İÇİNDEKİLER

Dairesi Yayınlanan Karar Sayısı Sayfa

HUKUK BÖLÜMÜ 43 1783-1862


Hukuk Genel Kurulu 2 1783-1792
Birinci Hukuk Dairesi 2 1793-1795
ikinci Hukuk Dairesi 3 1796-1800
Üçüncü Hukuk Dairesi 2 1800-1804
Dördüncü Hukuk Dairesi 1 1804-1807
Beşinci Hukuk Dairesi 2 1807-1809
Altıncı Hukuk Dairesi 3 1810-1814
Yedinci Hukuk Dairesi 2 1814-1816
Sekizinci Hukuk Dairesi 2 1817-1820
Dokuzuncu Hukuk Dairesi 3 1820-1824
Onuncu Hukuk Dairesi 2 1824-1829
Onbirinci Hukuk Dairesi 2 1829-1834
Onikinci Hukuk Dairesi 2 1834-1836
Onüçüncü Hukuk Dairesi 2 1836-1842
Ondördüncü Hukuk Dairesi 2 1843-1845
Onbeşinci Hukuk Dairesi 2 1845-1848
Onaltıncı Hukuk Dairesi 2 1849-1850
Onyedinci Hukuk Dairesi 2 1851-1854
Onsekizinci Hukuk Dairesi 1 1854-1856
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi 2 1856-1859
Yirminci Hukuk Dairesi 2 1859-1862

CEZA BÖLÜMÜ 26 1864-1902


Ceza Genel Kurulu 2 1864-1871
Birinci Ceza Dairesi 2 1872-1875
ikinci Ceza Dairesi 2 1875-1877
Üçüncü Ceza Dairesi 3 1877-1880
Dördüncü Ceza Dairesi 3 1881-1884
Beşinci Ceza Dairesi 2 1885-1887
Altıncı Ceza Dairesi 2 1887-1889
Yedinci Ceza Dairesi 2 1890-1892
Sekizinci Ceza Dairesi 2 1892-1894
Dokuzuncu Ceza Dairesi 3 1895-1898
Onuncu Ceza Dairesi 3 1899-1902
Endeksler 1904
Maddelere Göre Arama Dizini (Yıllık) 1905-1934
Kavramlara Göre Arama Dizini (Yıllık) 1935-1980
Düzeltmeler 1983
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1783

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E. 1992/19-789
K. 1993/126
T. 31.3.1993

• REPO (BONO MUHAFAZA) BELGESİ


• VÂDE UZATIM BELGESİ
• YAZILI DELİL BAŞLANGICI
• KANIT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
• HAZİNE BONOLARI
• DEVLET TAHVİLLERİ
• BORÇLANMA SENETLERİ

ÖZET : "Repo", bir geri satın alma ve satma anlaşması­


dır. Reponun konusu belli menkul kıymetler olup, satıcı­
nın veya alıcının taahhüt altına girmesine göre bu işlem
"repo" ve "ters repo" olarak adlandırılmaktadır.

Diğer yandan, repo işlemi yapmaya yetkili kuru­


luş; sattığı menkul kıymeti, satış anında taraflarca karar­
laştırılan ileri bir tarihte ve belli bir fiyatla geri satın al­
mayı taahhüt etmektedir.

İşlem konusu menkul kıymetlerin ise Devlet tah­


villeri, Hazine bonoları ve borçlanma senetleri olduğu be­
lirtilmiştir.

Repo işleminde, vâdenin ilgili menkul kıymetin


itfa tarihini aşmamak üzere serbestçe belirlenebilecek bir
püreyi ve repo işlemine konu olan paranın getiriside, faiz
değil fakat menkul kıymetlerin alım ve satımı arasındaki
"değer farkını" ifade eder.
(2499 s. SPK. m. 30)
(743 s. MK. m. 6)
(1086 S. HUMK. m. 292)

Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonun­


da, (İskenderun Birinci Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen ka­
bulüne dair verilen 26.12.1991 gün ve 1991/318-941 sayılı kararın incelen-
1784 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

mesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Ondokuzuncu Hu­


kuk Dairesi'nin 14.4.1992 gün ve 1209-1821 sayılı ilâmı ile; (...Yargıtay On-
birinci Hukuk Dairesi'nin 28.12.1990 gün ve 1990/7982-8470 sayılı ilâmın­
da, "karara dayanak yapılan bilirkişi raporu kendi içinde çelişkileri olup, hü­
küm kurmaya yeterli olmadığından, yeniden seçilecek uzman bilirkişi kuru­
lunca banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması" gerekçesi ile karar bo­
zulmuş ve bozma ilamına uyularak yeniden oluşturulan bilirkişi kurulunca
verilen rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bilirkişiler, "vâde tarihi olan


23.9.1987 tarihinde ödenen 532.258.880 lira ile, aynı tarihte alındığı belirti­
len 414.758.800 TL. ve 117.500.000 TL. toplamı 532.258.800 liralık Hazine
bonosu karşılığı olduğu damgası vurulmadan, alıcı ve satıcı kimlikleri belir­
lenmeden düzenlenmiş ve davaya dayanak yapılan belgenin kıymetli evrak
olmadığı vurgulanarak, bu belgenin taraflar arasında kurulan vedia akdinin
muhafaza makbuzu olduğu, vediayı kabul edenin malı (parayı) iade için
makbuzun kendisine teslimini istemek zorunda bulunduğunu, saklama bel­
gesini almadan malın iadesi gerektiği durumlarda ise, malı iade suretiyle
teslim alanın imzası ile düzenlenmiş bir iade belgesi alması gerektiğini, bu
durumda Bankanın belge içeriği parayı davacıya ödediğini kanıtlıyamadığını,
20.4.1988 vâde tarihli Hazine bonolarının vâde tarihinde 646.900.000 TL.
nominal değere ulaşarak bu tarihten sonra faiz getirmesinin de sözkonusu
olamıyacağım" belirtmişlerdir. Mahkemece bu görüş aynen benimsenmiştir.
Oysa, mahkemece re’sen araştırma ilkesinin uygulanmadığı bir davada da­
vacı, davasındaki hukuki olayların koşullarının ve unsurlarının gerçekleştiğini
ispat etmelidir. Somut olayda ispat yükümlülüğü davacıya düştüğünden, da­
vacının iddiasına dayanak yaptığı hukuki işlemleri, daha açık bir ifade ile,
Bankada kendisini repo işlemi yaptığını ve bunun sonucu bankadan alacaklı
bulunduğunu kanıtlamak zorundadır. Şayet davacı ispat yükümlülüğünü ye­
rine getirememiş ise, artık davalının ödeme definin ispatı aranmaksızın da­
vanın reddine karar vermek gerekir.

Davacının ortağı ve yöneticisi bulunduğu iki şirket mevcut olup, davacı­


nın dayandığı belge tarihine yakın tarihlerde bu şirketler ile Banka arasında
repo işlemleri yapıldığı gerek bozmadan önce alınan, gerekse bozmadan
sonra yapılan bilirkişi incelemeleri sonucu verilen raporlardan anlaşılmakta­
dır

Davaya konu olan repo ile ilgili hukuki işlem üzerinde kısaca durmak ge­
rekir. Hâzinenin kısa vâdeli iç borçlanma için çıkardığı faizli bonoları ihale
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1785

sonucu satın alan bankaların müşterileri ile bu bonolar hakkında yaptıkları


repo işleminde, genelde Hazine bonosu müşteriye teslim edilmeksizin, ban­
kada müşteri adına muhafazaya alındığına dair bir belge düzenlenmekte ve
bu belge vedia aktine konu malı temsil etmektedir. Repo işlemindeki vâde
sonunda, müşteri tarafından belgenin iadesi ile kendisinden daha önce alı­
nan bono bedeli ve repo süresince işleyen faiz tutarı Banka tarafından
ödenmektedir. Yapılan bütün bu işlemler Banka kayıtları dışında tarafların
güven esasına göre cereyan etmekte olup, verilen repo (bono muhafaza)
belgesine dayanmaktadır. Bu belge kıymetli evrak niteliğinde kabul edile­
mez ise de, vedia akdinin ispatı aracıdır.

Olayımızda, davacının dava dayanağı olarak ibraz ettiği belge ise "vâde
uzatım belgesi’dir. "... vâdeli Hazine bonolarının aynı şartlar dahilinde
23.9.1987 tarihine kadar uzatılarak" sözcüklerini içermekte olup, repo işlemi
sırasında verilmesi mutad ve gerekli olan bono muhafaza belgesi değildir.
Açıkça vâde uzatım belgesi olan bu belge, daha önce yapılmış ve bono mu­
hafaza (repo) belgesi verilmiş repo işlemi için yapılmış vâde uzatımına iliş­
kindir. Reponun uzatılan vâdesi sonunda bono bedeli ile faizini müşterinin
yedindeki bono saklama (repo) belgesi ile Bankadan tahsili mümkün bulun­
makla müşteri yedinde kalan süre uzatım belgesinin hukuki niteliği itibariyle
bir alacağı temsil ve kanıtladığı kabul edilemez.

Şu halde iki belge söz konusudur: Biri, satın alma anında verilen sakla­
ma belgesi, diğeri de vâdenin uzatılması yolunda taraflar arasında yapılan
anlaşma sonunda verilen vâde uzatım belgesidir. Bu durumda davaya konu
belge: vâdenin uzatılıp uzatılmadığı yolunda taraflar arasında çıkan bir çe­
kişmede vâdenin uzatıldığını gösteren tam bir delil; vedia akd< gereğince
Hazine bonolarının davacı tarafça satın alındığını gösteren Usul Kanununun
292. maddesine uygun bir yazılı delil başlangıcıdır. Çünkü bu belge, Hazine
bonolarının davacıya satılmış olduğuna kesin bir şekilde değil, gerçeğe ya­
kın bir şekilde, ihtimal dahilinde, Yasanın tabiri ile vukuuna delalet eder ni­
telikte bulunmaktadır. İhtimalin kesinlik kazanması diğer delillerle takviye
edilmesi ile mümkün olabilir. Davacı, dava dilekçesinde delillerini bildirmiş
ve delillerinin bundan ibaret olduğunu 9.3.1990 tarihinde oturumda açıkça
belirtmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu delillerin oldu­
ğu delillerin icra dosyası, icra hakimliği dosyası, örnek karar ve düşünceler­
den ibaret olup, bunlar yazılı delil başlangıcı niteliğinde belgeyi takviye eder
nitelikte değildir. Yazılı delil başlangıcının tek başına delil vasfı yoktur.

Ayrıca davacı son derece ağır bir kanıt yükümlülüğü altındadır.


1786 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Şöyle ki;

Son bilirkişi raporunun 10. sayfasında vurgulandığı gibi, davaya konu


Hazine bonoları 20.4.1988 tarihinde 646.900.000 bedele ulaşıp, bu tarihten
sonra faiz getirmeleri sözkonusu değildir. Olayda iki tür vâde vardır. Bunlar­
dan birisi; banka ile davacının ibraz ettiği belgede kararlaştırılan vâde tarihi
olup, 23.9.1987'dir. Diğeri ise; Hazine bonosunun üzerindeki vâde tarihi
olup, bu da 20.4.1988'dir. Davacının davalı bankaya gönderdiği ve Hazine
bonoları bedelinin ödenmesi talebini içeren noterlik ihtarname tarihi ise
7.7.1989’dur. Bu kadar büyük bir paranın bir sene üç aya yakın bir süre hiç­
bir faiz alınmadan bankada iki büyük şirket ortağı ve yöneticisi olan davacı
tarafça faizsiz bırakılması sözkonusu olmaktadır. Bu hal, normal halin aksini
iddia etmenin ötesinde bir davranıştır.

Medeni Kanunun 6. maddesi ispat yükü konusunda yetersiz kalması ne­


deniyle doktrin ve Yargıtay kararlarıyla bazı kurallar benimsenmiştir. Bu ku­
rallardan birisi de olağan hal kuralıdır. Hayat deneylerine göre olağan hal,
Hazine bonolarını taraflar arasında kararlaştırılan vâde tarihinde olmadığı
takdirde en geç bonodaki vâde tarihi olan 20.4.1988 tarihinde paraya tahvi­
lidir. Davacının bu parayı bir sene üç ay faizsiz bıraktıktan sonra davalı ban­
kadan talep etmeye kalkışması, hayat deneylerine ve olağan hale ters dü­
şer. Bu davranışını haklı kılan nedenlerini davacı taraf açıklamamıştır.

Bu nedenlerle, davacı tarafın elindeki belgenin, iddiasını kanıtlar ve iddi­


ası hakkında tam bir delil niteliği bulunmadığından, davanın reddine karar
verilmek üzere yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulmasına...) ge­
rekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargıla­
ma sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davalı vekili.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz


edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.nun
2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son fıkrası hükmü gereğince duruşma iste­
ğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görü­
şüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtla­


ra göre, uyuşmazlığın çözümlenmesi "repo" işleminin dayanağı olduğu ileri
sürülen 18.9.1987 tarihli belgenin niteliğinin belirlenmesi ve bu belgede, vâ­
delerinin 13.9.1987 ve 14.9.1987 olduğu belirtilip (sürenin) 23.9.1987 tarihi­
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1787

ne uzatılmış olduğuna değinilen (311.690.400 TL.) ve (214.000.000 TL.)lık


Hazine bonolarının, vâdesinde ulaştıkları bedel üzerinden davacı tarafa (ya
da makbuz hamiline) ödenmiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Ülkemizde "repo" olarak adlandırılan "Repurchase Agreement", bir geri


satın alma ve satma anlaşmasıdır. Reponun konusu, belli menkul kıymetler
olup satıcının veya alıcının taahhüt altına girmesine göre bu işlem "repo" ve
"ters repo” olarak adlandırılmaktadır. Diğer yandan, repo işlemi yapmaya
yetkili kuruluş, sattığı menkul kıymeti, satış anında taraflarca kararlaştırılan
ileri bir tarihte ve belli bir fiyatla geri satın almayı taahhüt etmektedir.

Repo işlemi ile ilgili olarak, 29.4.1992 tarih ve 3794 sayılı Yasa ile Ser­
maye Piyasası Kanunu'nun 30. maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle
"Menkul Kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile alım satımı" bir ser­
maye piyasası işlemi olarak kabul edilerek anılan kuruluşun işlevleri içine
alınmıştır. Sermaye Piyasası Kurulu da Yasadan aldığı bu yetkiye dayana­
rak, 31 Temuz 1992 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan "Menkul Kıymetle­
rin Geri Alma veya Satma Taahhüdü ile Alım Satımı Hakkında Tebliği" neş­
rederek repo ve ters repo işlemi yapmaya yetkili kuruluşlar ile işlem konusu
menkul kıymetlerin neler olduğu ve reponun işleyişi hakkında düzenlemeler
getirmiştir.

Bu düzenlemeye göre işlem yapmaya yetkili kuruluşların, bu hususta fa­


aliyet izni almış bankalar ile 4. maddede belirtilen aracı kurumlar olduğu, iş­
lem konusu menkul kıymetlerin ise Devlet tahvilleri, Hazine bonoları ve yine
anılan tebliğin beşinci maddesinde sayılan borçlanma senetleri olduğu belir­
tilmiştir.

Söz konusu tebliğde yer alan tanımlarda ise, repo işleminde vâdenin ilgi­
li menkul kıymetin itfa tarihini aşmamak üzere serbestçe belirlenebilecek bir
süreyi ve repo işlemine konu olan paranın getirisi de, “faiz" değil fakat men­
kul kıymetlerin alımı ve satımı arasındaki "değer farkım" ifade ettiği açıklan-
maktadır (Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Temmuz 1992 - "Bankacılar Dergisi" Ye­
ni Yasal Düzenleme Açısından Repo).

Sermaye Piyasası Kurulu'nca bu düzenlemeler yapılıncaya kadar, repo


işleminin gerekli disiplin ve denetimden uzak olarak yürütülmüş olduğu bir
gerçektir. Ancak düzenleme öncesi dönemde de, işleme konu Hazine bono­
larının geri alma taahhüdü ile satışının yapıldığına dair bir saklama makbuzu
verildiği ve düzenlenen makbuzda tayin edilen vâde ile satışı yapılan ve
1788 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

bankaca muhafaza altına alınan Hazine bonolarının (Menkul Kıymetin) vâ­


dede ulaşacağı değer üzerinden bedelinin ödeneceğinin taahhüt edildiği
dosyadaki örnek belgelerden anlaşılmaktadır.

Somut olayda, davacı tarafın dayandığı 18.9.1987 tarihli belgede"... satı­


şı yapılan 13.9.1987 vadeli 311.690.400 TL.lık ve yine 14.9.1987 vadeli
214.000.000 TL.lık Hazine bonolarının aynı şartlar dahilinde (vâdelerinin)
23.9.1987 tarihine uzatıldığı..." bildirilmektedir. Davacı, davalı bankaya
7.7.1989 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile söz konusu belgede belirtilen
Hazine bonolarının vadelerinin 23.9.1987 tarihine uzatılmış olduğunu bildire­
rek bedellerinin ödenmesini talep etmiş, bu sebeple giriştiği icra takibine
davalının itirazı üzerine İcra Tetkik Merciine vaki başvurusunda da aynı hu­
susu yinelemiştir. Ancak, Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davada ise
bu kez, 18.9.1987 tarihli repo işlemi sonucu Hazine bonosu aldığını ancak
davalı bankanın 7.7.1989 tarihli ihtara ve 20.7.1989 tarihinde giriştiği icra
takibine rağmen bono bedellerini ödemediğini ileri sürmüştür.

Banka defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde,


18.9.1987 tarihli belgede vâde uzatım tarihi olan 23.9.1987 tarihinde söz ko­
nusu Hazine bonolarının ulaştığı değer olan 532.258.880 TL.nın, Banka Ge­
nel Müdürlüğü Menkul Kıymetler Grup Müdürlüğüne borç kaydedildiği, ancak
bono bedellerinin kime ödendiğinin belirlenememiş olduğuna değinilmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere, Sermaye Piyasası Kurulunca 1992 yılında çı­


karılan tebliğe kadar, repo işlemleri sebebiyle verilen belgelerin hamiline dü­
zenlendiği ve saklama makbuzunun ibrazı halinde ödemenin yapıldığı anla­
şılmaktadır.

Bu itibarla, 18.9.1987 tarihli belgede miktarları belirtilen Hazine bonoları­


nın vâdede ulaştığı değer üzerinden karşılığının; repo işlemi sırasında dü­
zenlenen saklama makbuzunun ibrazı üzerine ödendiği 18.9.1987 tarihli
belgenin ise vâde uzatım belgesi olduğu anlaşılmaktadır.

Diğer yandan, vâdeden sonraki dönemde, davalı bankanın alacaklı bu­


lunduğu, icra takiplerine muhatap olduğu bildirilen davacının, 23.9.1987 tari­
hinden yaklaşık bir yıl on ay sonra bono bedellerinin ödenmemiş olduğunu
ileri sürerek tahsili isteği ile davalı bankaya başvurması da hayatın olağan
akışına uygun düşmemektedir.

Bu nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da aynen benimsenen Özel Dai­


re bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ----------------------------------------------------------- 1789

yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.

S o n u ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararı­


nın Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun
429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin har­
cının geri verilmesine, 31.3.1993 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E. 1993/18-417
K. 1993/514
T. 22.9.1993

• KAT MÜLKİYETİ
• YÖNETİM PLÂNI
(Anagayrimenkulün yönetim tarzı)
• BAĞIMSIZ BÖLÜM
(Tüm kat maliklerinin rızası)

ÖZET : Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin 2. fık­


rası uyarınca, bağımsız bölüm maliklerinin ana gayrimen-
kulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler yapmala­
rı, bütün kat maliklerinin onayına bağlıdır. Davalıların,
ortak yerlerden olan çatı arasına inşaa edip merdivenle
kendi bağımsız bölümlerine bağladıkları ikişer oda ile tuva­
letlerin 19. maddenin kapsamında olduğu açıktır.

Yönetim plânı, anagayrimenkulün yönetim tarzı­


nı, kullanma maksat ve şeklini, yönetici ve denetçilerin
alacakları ücreti ve yönetime ait diğer koşulları düzenleyen
bir sözleşme hükmündedir. Anataşınmazın mimarî projesi­
ne aykırı olarak ortak yerlerde inşaat yapmak ve özel te­
mellük hakkı tanıyamaz. Ortak kullanıma tahsis edilmiş
yerlerin (kapıcı dairesi, kömürlük, çamaşırhane) belli bir
1790 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

katmaliki ya da maliklerince inhisarı kullanımın


mez. Yasanın 19. maddesindeki tüm kat maliklerinin ortak
rızası ya da 44. maddeye göre oybi
nı gerekli kılan koşullarını bertaraf eden hükümler, yöne­
tim plânında yer verildiği takdirde, bunlar geçersiz olup
kat maliklerini bağlamaz.

Bu durumda, yönetim plânına yollamada bulu­


nulan sulhnamedeki koşul, kanun ve mevzuata aykırı hu­
susları içerdiğinden dava konusu olaya uygulanamaz.
(634 S. KMK. m. 19, 28, 44)

Taraflar arasındaki "eski hale getirme" davasından dolayı yapılan yargıla­


ma sonunda; (Kadıköy Birinci Sulh Hukuk Mahkemesince davanın red­
dine dair verilen 27.3.1991 gün ve 1990/1014-1991/357 sayılı kararın ince­
lenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onsekizinci
Hukuk Dairesi’nin 5.5.1992 gün ve 798-3320 sayılı ilamıyla; (...Davalılar, or­
tak yerlerde bulunan çatı arasına 2'şer oda banyo inşa ederek alttaki ba­
ğımsız bölümleriyle irtibatlandırmak suretiyle projeye aykırı ve diğer kat ma­
liklerinin rızasını almadan inşaat yapmışlardır.

Kat Mülkiyeti Kanununun değişik 19. maddesinin 2. fıkrası hükmüne gö­


re; kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin rızası olmaksızın ana gayri-
menkulün ortak yerlerinde inşaat ve tesisler yapması ve yine aynı Kanunun
44. maddesine göre de kat maliklerinin oybirliğiyle vereceği bir karar olma­
dan ana gayrimenkulün üstüne kat ilavesinde de bulunamazlar.

Mahkemece; dava, yönetim plânının 14. maddesi ve bu maddenin atıfta


bulunduğu Sulh Mahkemesi kararına dayanılarak reddedilmiş ise de, davalı­
ların yaptığı ek inşaat sözü edilen 14. madde kapsamında bir bağımsız bö­
lüm olmadığı gibi, dayanılan mahkeme kararı da imar mevzuatının elverme­
si şartına bağlı olup, dosyada bu şartın tahakkuk ettiğine dair hiçbir bilgi ve
belge bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesine göre yönetim


plânı; ana binanın yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetici ve
denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ait diğer hususları düzenleyen bir
sözleşme olup, yönetim plânıyla bunun dışındaki hususları ve özellikle ba­
ğımsız bölüm maliklerine aynî hak tanıyan ve ana projeye aykırı inşaata izin
veren bir hükme yer verilemez. Bu suretle yönetim plânına alınmış bir hü­
küm var ise diğer kat maliklerinin oybirliğiyle alacakları bir karar oluşmadık-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1791

ça uygulanamaz...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, ye­


niden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden : Davacılar vekili.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz


edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görü­
şüldü:

Özel Daire bozma ilamında da değinildiği üzere, Kat Mülkiyeti Kanu-


nu'nun 19. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, bağımsız bölüm maliklerinin ana
gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler yapmaları bütün
kat maliklerinin onayına bağlıdır. Davalıların, ortak yerlerden olan çatı arasına
inşaa edip merdivenle kendi bağımsız bölümlerine bağladıkları ikişer oda ile
tuvaletlerin 19. maddenin özetlenen bu hükmü kapsamında olduğu açıktır.

Davalılar savunmalarında, yönetim plânının 14. maddesi ve bu maddenin


yollamada bulunduğu Kadıköy Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 17.7.1979 gün,
1978/281-1979/873 sayılı kararın diğer kat maliklerinin onayını içerdiği ileri
sürülmüştür. Sözü edilen 14. madde de ise, mevcut kat maliklerinden hiç
birisinin taraf olmadığı, bir izaleyi şuyu davası sırasında, henüz kat irtifakı
yada kat mülkiyeti kurulmamış ortak taşınmazın paydaşlar arasında rızaen
taksimine ilişkin sulhun tesciline dair Kadıköy Sulh Hukuk Mahkemesi'nin
yukarıda gün ve sayısı verilen kararına atıf yapılarak, "... binanın üst katını
teşkil eden dairelere üst hakkı tanınmış olup, bu hakkın istimali diğer kat
maliklerinin muvafakatına ayrıca ihtiyaç gerektirmemektedir" denilmektedir.
Belirtmek gerekir ki, yollamada bulunulan karar bir akittir. Taşınmazın o ta­
rihteki paydaşları arasında geçerli olup hükmünü icra etmiştir. Sulhte dört
numaralı bağımsız bölüme tanınan kat çıkma hakkı, şehrin imar plânında
yapılan değişiklikle bölgeye bir kat daha çıkmak müsadesi verilmesi halinde
geçerli olabileceği gibi, böyle bir geçerlilik, sulhun bu hükmü tapuya yansı­
madığından, sadece sulhun taraflarını bağlayacağı da kuşkusuzdur.

Diğer taraftan, Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesine göre; yönetim


plânı, anagayrimenkulün yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yöneti­
ci ve denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ait diğer koşulları düzenle­
yen bir sözleşme hükmündedir. Yönetim plânı bütün kat malikleri ile onların
külli ve cüzi haleflerini bağlar. Yönetim plânının bu niteliği, yani sözleşmeye
taraf olmayan onu imzalamayan sonraki maliklerin de uymaları gereken bir
belge oluşu, yasada tanımlanan kapsamının genişletilmesine izin vermez.
Anagayrimenkulün yönetim tarzına, kullanma maksat ve şekline, yönetim ve
1792 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

denetçilerin alacakları ücrete ve genelde yönetime ait diğer konular dışında


kalan hükümler, yönetim plânında yer alamaz. Örneğin, herhangi bir kat
malikine bir aynî hak bahşedemez. Ana taşınmazın mimarî projesine aykırı
olarak ortak yerlerde inşaat yapmak ve özel temellük hakkı tanıyamaz. Ta­
şınmazın ortak kullanıma tahsis edilmiş yerlerinin (kapıcı dairesi, kömürlük,
çamaşırhane) belli bir kat maliki yada maliklerince inhisarı kullanımına terk
edemez. Yasanın 19. maddesindeki tüm kat maliklerinin ortak rızasını yada
44. maddeye göre oybirliği ile karar alınmasını gerekli kılan koşullarını ber­
taraf eden hükümler, yönetim plânında yer alamaz. Buna rağmen yönetim
plânında yer verildiği taktirde, bunlar geçersiz olup kat maliklerini bağlamaz.
Nitekim, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün teşkilata yayınladığı, Kat
Mülkiyeti Kanununun Tapu Dairelerince uygulanan hükümlerinin açıklanma­
sına ilişkin 6.7.1983 gün ve 4-1-1-7/1454 sayılı genelgede, Yargıtay'ın bu
konudaki uygulamalarından esinlenilmiş ve "yönetim plânında sadece yapı­
nın ve bağımsız bölümlerin kullanış tarzına ait hususlara yer verilecektir.
Kullanım dışında doğrudan hak doğurucu madde ve bölümler ilâve edilme­
yecektir. İbraz edilen yönetim plânının Tapu Sicil Muhafızlıklarınca incelene­
rek yukarıda izah edilen hususlara aykırılık tesbit edildiğinde mevzuata aykı­
rı maddelerin yönetim plânından çıkarılması istenecek, kabul edilmez ise
mevzuata aykırı hususların geçersiz olduğu yönetim plânının uygun bir yeri­
ne re'sen şerh verilecektir talimatına yer verilmiştir.

Bu durumda, yönetim plânına yollamada bulunulan sulhnamedeki koşul,


dava konusu olaya uygulanamayacağı gibi, ayrıca da yönetim plânında yer
alan "muvafakat verilmesine" gerek olmadığına dair 14. maddedeki hükmün
de, Kanunun 28. maddesine aykırı olması nedeniyle uygulanmasına yasal
olanak yoktur. Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel
Daire bozma ilamına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru
değildir. O halde usul ve' Yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.

S o n u ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme ka­


rarının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden do­
layı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde
temyiz peşin harcının davacılara geri verilmesine, 22.9.1993 gününde oy-
çokluğuyla karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1793

T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi

E. 1993/14422
K. 1993/7442
T. 8.6.1993

• DAVAYA ASLÎ KATILMA

ÖZET : Aslî katılma, bir kişinin açılmış bir davada kendi


yararına bir hakkın saptanmasını ve korunmasını istemesi­
dir. Tarafların hukukî yararı ile kendi hukukî yararı çatışı­
yorsa, açılmış davaya aslî katılan olarak girebilir. Olayda,
bağımsız hak iddiası ile tapunun iptali ve adına tescil is­
tendiğine, gerekli harç da yatırıldığına göre; iddiasının in­
celenmesi, bu yöndeki taraf delillerinin toplanması, varıla­
cak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi
gerekir.
(1086 S. HUMK. m. 54, 178)

Yanlar arasında görülen davada; davacı, gabin hukuksal nedenine daya­


narak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi ge­
rektiğini savunmuştur.

Davaya asli müdahil sıfatıyla katılmak isteyen Hüseyin, çekişme konusu


taşınmazın 6.9.1977 tarih, 9 sıra noda kayıtlı tapulu yeri olduğundan bahisle
iptal ve adına tescil istemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüne, müdahale isteğinin reddine karar veril­


miştir.

Karar, yasal süre içerisinde asli müdahale talep eden Hüseyin vekili ta­
rafından duruşmalı inceleme yapılması isteğiyle temyiz edildiğinden, dosya
incelenerek gereği düşünüldü:

Asli katılma, bir kişinin açılmış bir davada kendi yararına bir hakkın sap­
tanmasını ve korunmasını istemesidir. Tarafların hukuki yararı ile kendi huku­
ki yararı çatışıyorsa açılmış davaya asli katılan olarak girebilir. HUMK. nunda
bu konuda açık hüküm bulunmamakla beraber öğretide ve yargısal uygula­
mada asli müdahalenin varlığı benimsenmiş durumdadır. Olayda Hüseyin,
bağımsız hak iddiası ile tapunun iptalini ve adına tescil istediğine, gerekli har­
1794 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

cı da yatırdığına göre usul ekonomiside gözetilerek iddiasının incelenmesi,


bu yöndeki taraf delillerinin toplanması, ondan sonra varılacak sonuca göre
esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davaya başka bir hukuki sebe­
be dayanılarak müdahalenin mümkün olmadığından sözedilip katılma isteği­
nin reddedilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün
açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASI­
NA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.1993 tarihinde
yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen tem­
yiz eden vekili için 750.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilen­
den alınmasına, 8.6.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

* *

T.C.
YARGITAY
Birinci Hukuk Dairesi

E. 1993/4467
K. 1993/7590
T. 10.6.1993

• DAVANIN GENİŞLETİLMESİ VEYA


MAHİYETİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ YASAĞI

ÖZET : Birdavanın açılmasından so


ki iddiası ile bağlı olduğundan, diğer tarafın rızası olma­
dıkça iddiasını o dava içinde genişletemez veya mahiyetini
değiştiremez. Usule ilişkin bu kural asıl davadan ayrı ola­
rak açılan davadaki istekler için uygulanamaz.
(1086 S. HUMK. m. 185/2)

Davacı tarafından; davalı aleyhine açılan tazminat, elatmanın önlenmesi,


ecrimisil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kısmen ka­
bulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya in­
celendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, davada; tapu kaydı ile maliki olduğu taşınmaz mala, davalının
haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın elattığını ileri sürmüş; elatmanın
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1795

önlenmesini ve işgal tazminatı (ecrimisil) karşılığı olarak 3.800.000 liranın


ödetilmesini istemiştir. Ancak, davaya bakılmakta iken "işgal tazminatı (ecri­
misil)" niteliğindeki istekten (davayı geri alma anlamında) vazgeçilmiş ve
anılan istek ayrı bir davaya "mahrum kalınan kâr" şeklinde konu yapılmış ve
bu kere 22.500.000 lirarın tahsili talebinde bulunulmuştur. Sonradan açılan
bedele ilişkin dava ile işbu davaya birleştirilerek bakılmıştır.

Gerçekten, davacı davalının rızası olmaksızın davasını genişletemez ve­


ya mahiyetini değiştiremez (HUMK. m. 185/2). Doktrinde ve uygulamada
buna "iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı" denilmektedir. Kaynak
Noşatel Usul Kanununun 160. maddesinde ise bu terim, "talep sonucunun
(Conclusions) genişletilmesi ve mahiyetinin değiştirilmesi yasağı" ifadeleriy­
le yer almıştır. Ne varki, davayı değiştirme yasağı (m. 185/2) aynı dava için
sözkonusu olur. Diğer bir deyişle, ayrı açılmış (ikinci) davaya karşı, birinci
davadan sözedilerek, davayı değiştirme itirazı yapılamaz. Nitekim değinilen
kural, HGK.nun 15.11.1961 tarih, 36/38 sayılı kararında; (...bir davanın açıl­
masından sonra davacı, o davadaki iddiasıyla bağlı olduğundan diğer tara­
fın rızası olmadıkça iddiasını o dava içinde genişletemez. Ancak, HUMK.nun
185. maddesinde yer alan bu hüküm, asıl davadan ayrı olarak açılan dava­
daki istekler için uygulanamaz..) denerek vurgulanmıştır. Öyle ise, davacının
bedele yönelik isteğinin, "mahrum kalınan kâr" esası ve ikinci davadaki tale­
bi gözetilerek hükme bağlanması doğrudur. Bu itibarla, davalının diğer tem­
yiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, önceden açılmış ve kesinleş­
miş ilama rağmen; o ilama konu dönem hakkındada yeniden bedele hük-
medilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazı bu hususa hasren yerindedir. Kabulüy­
le hükmün yalnızca belirtilen nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddt-si uya­
rınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine,
10.6.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1796 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
ikinci Hukuk Dairesi

E. 1993/1469
K. 1993/2509
T. 12.3.1993

• YOKSULLUK NAFAKASI

ÖZET : Kabahatsiz olan kan yahut koca boşanma neticesi


olarak büyük bir yoksulluğa düşerse, kusuru daha ağır ol­
mamak koşuluyla, geçimi için diğer eşten malî gücü ora­
nında süresiz olarak yoksulluk nafakası isteyebilir.
(743 S. MK. m. 144)

Türkân ile Necmi arasındaki yoksulluk nafakası davasının yapılan muha­


kemesi sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından
temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Medeni Kanunun 144. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının boşan­


ma davasından sonra ayrı bir dava ile istenmesini engelleyen bir hüküm ya­
sada yoktur. Nitekim, 22.1.1988 tarih, 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı
ile benzer düzenleme ile istenebilen manevi tazminat davasının boşanma
davasından sonrada açılabileceği kabul edilmiştir.

O halde, Medeni Kanunun 144. maddesi şartlarının boşanma tarihine


göre araştırılması, boşanma dosyasının celbi ve şartlar varsa yoksulluk na­
fakası taktiri gerekir. Bu yönün gözetilmemesi usul ve kanuna aykırıdır.

S o n u ç : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple (BOZULMASINA),


12.3.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1797

T.C.
YARGITAY
ikinci Hukuk Dairesi

E. 1993/2408
K. 1993/2896
T. 29.3.1993

• EVLİ KADININ ÇALIŞMA HAKKI VE ÖDEVİ


• KUSURLU DAVRANIŞ

ÖZET : Evli kadın; evebakma ve evlilik birliğinin müşte­


rek saadetini temin için eşine yardım, müzaharet ve sada­
kat borcu altındadır.

Evli kadının, evlilik birliği içerisinde kendisine


yüklenen görevleri savsaklamamak veya ihlâl etmemek kay-
dıyla Anayasanın maddesinde teminat altına alınan
"dilediği alanda çalışma hürriyetini kullanması" evlilik
birliğini temelinden sarsan kusurlu davranış sayılmaz.
(2709 s. Anayasa m. 48,50)
(743 S. MK. m. 151, 153/2, 190)

Alpaslan ile Yasemin arasındaki boşanma davasının yapılan muhakeme­


si sonunda, mahâlli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz
edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

"Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir" (Anayasa m. 50). "Temel hak ve


hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumlu­
luklarını da ihtiva eder" (Anayasa m. 12/2). "Temel hak ve hürriyetler Devle­
tin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî egemenliğin, Cumhuri­
yetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, ge­
nel ahlâkın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili
maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uy­
gun olarak kanunla sınırlanabilir" (Anayasa m. 13/1).

Görüldüğü gibi, çalışma; hem bir hak, hem de kişinin topluma ve ailesi­
ne karşı bir ödevdir. Evli kadın, öte yandan eve bakma ve evlilik birliğinin
müşterek saadetini temin için eşine yardım, müzaharet ve sadakat borcu al­
tındadır (MK. m. 151, 153/2, 190). Evli kadının bu borçlarını yerine getirmek
amacı ile ve evlilik birliği içinde kendisine yüklenen görevleri savsaklama­
mak veya ihlâl etmemek kaydıyla Anayasanın 48. maddesi ile teminat altına
1798 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

alınan "dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetini" kullanması, evlilik


birliğini temelinden sarsan kusurlu davranış sayılamaz. Evli kadının çalışma­
sını eşinin iznine bağlayan Medenî Kanunun 159. maddesi hükmü Anayasa
Mahkemesi’nin 2.7.1992 günlü Resmî Gazete'de yayınlanan 30/31 sayılı ka­
rarla iptal edilmiştir.

Davalı kadın; Ankara’da bir kamu kuruluşunda çalışmakta iken tarafların


evlendikleri, PolatlI'da oturmaya başladıkları, kadının Ankara'daki görevine
gidip geldiği anlaşılmaktadır. Bu uzun yolculuğun bir takım müşkilâtları oldu­
ğu kuşkusuzdur. Fakat, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği vazife­
leri ağır ihmâl ettiğini kabule elverişli bir delil ortaya konmadan açıklanan
durumun evlilik birliğini temelinden sarstığı, yukarıda açıklanan çalışma hür­
riyetinin özü ile bağdaşmaz. Nasıl bir çok erkek PolatlI'da oturup Anka­
ra’daki işine gidip geliyorsa, evli kadın için de aynı biçimde davranış, haya­
tın olağan akışına uygundur. Kadının bu çalışması sebebiyle davacının ba­
zen öğlen yemeklerini dışarda yemesini veya davalının arizî olarak mutat
dönüş saatinden geç kalması, evdeki görevlerini yerine getirmediğini gös­
termez. Dava açıldıktan sonra oluşan olaylar da bu davada boşanma sebe­
bi olarak kabul edilemez. Davanın reddi gerekirken boşanmaya karar veril­
mesi doğru bulunmamıştır.

S o n u ç : Davalının temyiz itirazlarının bu sebeple kabulü ile hükmün


(BOZULMASINA), 29.3.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1799

T.C.
YARGITAY
ikinci Hukuk Dairesi

E. 1993/8685
K. 1993/9405
T. 18.10.1993

• BABALIK DAVASI
• İRS VE NESEP İLİŞKİSİ

ÖZET : Babalık davası, irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya


yer bırakmayacak nisbette açığa çıkarılması halinde kabul
edilebilir. Bu konuda; tekniğin tüm imkânlarından yararla­
nılmalı, davalının kurtuluş beyinesi olan her türlü benze­
mezlik testleri Adlî Tıp Kurumlarında yapılmalı ve sonuca
göre hüküm kurulmalıdır.
(743 S. MK. m. 301)

Taraflar arasındaki davanın, kayyım Av. Orhan'ın huzuruyla yapılan mu-


hakamesl sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle
evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Babalık davası, irs ve nesep ilişkisinin kuşkuya yer bırakmayacak (MK.


301) nisbette açığa çıkarılması halinde kabul edilebilir. Bu konuda tekniğin
tüm imkanlarından yararlanılmalıdır. Bu cümleden olarak davalının kurtuluş
beyinesi olan her türlü benzemezlik testleri yapılmalıdır. Davacı, çocuk ve ba­
ba olduğu iddia olunan davalının kan grupları belirlenerek Adlî Tıp Kurumu
Biyoloji İhtisas Dairesi’nde bir inceleme yapılmışsada bu yeterli değildir. Da­
vacı, çocuk ve davalının ALYUVAR (ERİTROSİT) ANTİJENLERİ (ABO, rh [
(CDE, ede), MNSs, Duffy (Fya Fyb) Kidd (Jka, Jkb), Keli (Kk)]; LOKOSİT
ANTİJENLERİ [(HLA-A), (HLA-B), (HLA-C), (HLA-DR), (HLA-DQ)]; ALVU-
VAR (ERİTROSİT) ENZİMLERİ (Adenozin Dezaminaz, Esteraz D, Fosfoğlu-
komutaz, gliyoksalaz (I), Adanilat Kinaz, Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz, Ala­
nin Transaminaz, Eritrosit asit fosfotaz (LAP); SERUM PROTEİNLERİ (Hep-
toglobin, Hemaglobin ve Transferrin) testleri mutlaka yapılmalı, baba olduğu
iddia olunan kişinin % 99,73 oranında daha az ihtimalle baba olabileceği be­
lirlenmiş ise, Karbonik Anhidraz (Ca II), Peptidaz A, Gm, leviz araştırması ve
karşılaştırılması ile sonuca gidilmelidir. Yinede aynı oranda bir sonuç elde
edilemiyor ise DNA tiplemesi yapılması imkanı araştırılmalı, davalının baba
olamayacağı ihtimali tamamen kaldırılıp delillerin hep birlikte taktiri gerekir.
1800 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Adlî Tıp Kurumu'ndan açıklanan testlerin yapılmamakta oluşu eksik tah­


kikatla hüküm kurmayı haklı gösteremez. Üniversitelerin Tıp Fakültelerinden
özellikle Adlî Tıp, tıbbi biyokimya ana bilim dalları ile enstitülerinden herhan­
gisinde açıklanan araştırma yapılabildiği belirlendikten sonra; davacı, çocuk
ve davalı o kurumlara birlikte sevk edilip davalının savunması araştırılma­
dan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

S o n u ç : Davalının temyiz itirazlarının bu sebeplerle kabulü ile hük­


mün (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
18.10.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Üçüncü Hukuk Dairesi

E. 1992/10475
K. 1993/2105
T. 15.2.1993

• NİŞAN BOZMA
(Hediyelerin iadesi)

ÖZET : Nişan hediyelerinin mutad hediyelerden olup ol­


madığının tesbitinde Medeni Kanunun 86. maddesinde de­
ğişiklik yapan 3678 sayılı Yasanın 3. maddesi uyarınca,
tarafların malî ve sosyal durumlarının da araştırılıp buna
dair belirlemelerin, usulünce tesbit edilecek yöresel örf ve
âdet ölçüleri ile birlikte değerlendirilerek (uzman bilirkişi­
ler aracılığıyla saptanacak) dava konusu hediyelerin maddi
değerlerinin, günün koşullarına göre fahiş olup olmadığı
hususu da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekir.
(743 S. MK. m. 86)

Dava dilekçesinde, nişan bozma nedeniyle 10.985.000 lira değerindeki


hediyelerin aynen ve bedellerinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan
tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın Cevdet hakkında husumetten red-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1801

di ve Hatice yönünden mutad hediyelerin geri alınamayacağı nedeniyle red­


di cihetine gidilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bü­


tün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebep­


lere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair
temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak:

Türk Medeni Kanununun 86. maddesinde değişiklik yapan 3678 sayılı


Yasanın 3. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere; bir nişan hediye­
sinin mutad sayılabilmesi, bunun yöresel örf ve âdete göre verilen hediye­
lerden olması hususu yanında, bu gibi hediyelerin maddi değerinin de gü­
nün koşulları itibariyle fahiş olmayan hediyelerden bulunmasına bağlıdır ki,
bu fahişlik olgusu da daha çok tarafların malî ve sosyal durumlarıyla ölçül­
mek gerekir. Şöyle ki; özellikle sözkonusu hediyeyi veren nişanlının malî
gücünü aşarak (örneğin, büyük borç yükü altına girerek yada mal varlığını
elinden çıkarmak suretiyle temin edip) verdiği hediyenin, onun yönünden
mutad sayılması ve fahiş olmayacağının kabulü düşünülemez. Aksi takdir­
de, hediye verilen nişanlının haksız zenginleşmesine de yol açılmış olur.

O halde; belirtilen nedenlerle tarafların malî ve sosyal durumlarının da


araştırılıp buna dair belirlemelerin, usulünce tesbit edilecek yöresel örf ve
âdet ölçüleri ile birlikte değerlendirilerek (uzman bilirkişiler aracılığıyla sapta­
nacak) dava konusu hediyelerin maddi değerlerinin, günün koşullarına göre
fahiş olup olmadığı hususu da gözetilmek suretiyle sonuca gidilmesi gere­
kirken, bu yönlerden eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğ­
ru değildir.

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı


şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde oldu­
ğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZUL­
MASINA) ve peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iade­
sine, 15.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
1802 -------------------------------------- --------------- YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Üçüncü Hukuk Dairesi

E. 1993/5312
K. 1993/9893
T. 25.5.1993

• ECRİMİSİL HESABİ
• BİLİRKİŞİ RAPORU
• ÖNCEKİ DÖNEM İÇİN AÇILAN DAVA

ÖZET : Ecrimisil hesabında hükme esas alınacak bilirkişi


raporunun, ecrimisile konu taşınmazların özellikleriyle
birlikte ecrimisil istenilen yıllar esas alınarak düzenlenmiş
olması gerekir.

Doğal ürün veren ve kiralanmak suretiyle gelir


getiren yerler dışında kalan taşınmazlar için daha önce
açılan davada, dava dilekçesinin tebliği ihtarname yerine
geçer ve bunun sonucu olarak intifadan men koşulu da
gerçekleşmiş olur.
(743 s. MK. m. 908)

Dava ve birleştirilen dava dilekçelerinde fazlaya ilişkin hak saklı tutula­


rak toplam 50.828.337 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraf­
tan tahsili istenilmiştir.

Mahkemece, davanın 5.533.116 liralık bölümünün kabulüne dair verilen


hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması her iki taraf vekil­
lerince de istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hâkiminin
açıklamaları dinlenip gereği düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebep­


lere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair
temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak:

Mahkemece, hükme dayanak yapılan 17.7.1992 tarihli son bilirkişi rapo­


runda, ecrimisile konu edilen taşınmazlardan yalnızca meyvelik olan bölüm
için 1986-1992 yıllarına ilişkin olarak ürün esasına göre ecrimisil saptanmış
olup diğer bölümler çeşitli nedenlerle dışlanmış bulunmaktadır.

Taraf vekillerinin bu rapora (5.10.1992 ve 2.10.1992 tarihli dilekçelerle)


vaki itirazları da gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiştir.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1803

Oysa ki; öncelikle, asıl dava 16.3.1990 ve birleştirilen dava da 5.11.1990


tarihinde açılmış bulunduğuna göre, 1991-1992 yıllarına ilişkin olarak ecri-
misil tesbiti istem dışıdır ve bunun kabulü açıkça yasaya aykırıdır.

Bundan ayrı; bahçe gibi doğal veren yerler dışında kalan ve ürün yada
kira olarak gelir getirebilen taşınmaz mallar veya bölümleri içinde, TMK.nun
908. maddesi gereğince ecrimisil tesbiti ve hesabı yapılmamış olması da
doğru görülmemiştir.

Ayrıca; gerek önceki ecrimisil davasının dava dilekçesinin davalıya tebliğ


edildiği tarihin 5.12.1986 ve gerekse ilgili ihtarname tebliğ tarihinin
3.11.1986 olması itibariyle (doğal ürün veren ve kiralanmak suretiyle hukuk­
sal gelir getiren yerler dışındaki) taşınmazlar bakımından ancak 3.11.1986
tarihinden sonrası için intifadan men koşulunun gerçekleştiği gözetilmeksi­
zin, 1986 yılı için de ecrimisil tesbiti yerinde değildir ki, bu durumda sadece
1987-1990 yıllarına ilişkin olarak ecrimisil belirlenmesi gerekecektir.

Öte yandan; 1990/72 esas sayılı asıl dava ile birleştirilen 1990/277 sayılı
davadan, karar yerinde hiç sözedilmemesi ve onun hakkında bir hüküm ku­
rulmaması da usul ve yasaya aykıdır.

O halde, belirtilen kural ve ilkeler gözetilip taraf vekillerinin söz konusu


itirazları da dikkate alınarak en azından, raporu düzenleyen bilirkişilerden ek
rapor yada oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyle yeniden inceleme
yapılıp o konuları içerecek ve itirazları sonuçlarına uygun olarak (ve ayrıca
birleştirilen davayı da kapsar şekilde) karar verilmesi gerekirken, bu yönler­
den üzerinde durulmaksazın, eksik inceleme ve değerlendirmelerle yazılı ol­
duğu gibi hüküm kurulması doğru değildir.

Kabul şekline göre de; ecrimisil davalarında faize, her yıl veya dönemin
tahakkuk tarihlerinden başlayarak kademeli biçimde hükmedilmesi gerekir­
ken (ki, dava dilekçelerinde dahi o şekilde faiz istenmiştir) bu ilke de göze­
tilmeksizin, ecrimisil istemine başlangıç gösterilen 27.10.1986 tarihinden iti­
baren faiz yürütülmesi (o tarihte henüz gerçekleşmeyen sonraki yılların ecri-
misillerini de kapsamış olacağından) yersiz ve mesnetsizdir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şe­


kilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğun­
dan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASI­
NA) ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı ve davalı taraf
için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre
1804 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

takdir edilen 100.000 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa ve­
rilmesine ve 100.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa ve­
rilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden her iki
tarafa da iadesine, 25.5.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

* *
T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi

E. 1992/1511
K. 1993/11352
T. 1.10.1993

• BANKACILIK
• BİLİRKİŞİLERİN SEÇİMİ
• BİLİRKİŞİLERİN GÖREVİ

ÖZET : Hâkim; kanıtların değerlendirilmesi, olguların be­


lirlenmesi ve hukuki nitelendirme gibi tamamiyle kendisi­
ne ait yargılama çalışmasını bilirkişilere bırakamaz. ,

Bilirkişiler; uyuşmazlığın niteliğine göre, özel ve


teknik bilgileri gözönüne alınarak seçilmelidir.
(1086 S. HUMK. m. 275)

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda,


ilamda yazılı nedenlerden dolayı kusur oranına göre ileride birbirlerine rücu
kabil olmak ve'tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla toplam 4.718.000 liranın
dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve
müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin
hükmün süresi içinde davalılardan Gülçin avukatı ile davacı banka avukatı
tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hâkimi tarafından düzenlenen ra­
por okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:

Davacı Banka, davalı banka çalışanlarının görevlerini savsaması sonucu


yabancı para kasasında meydana gelen 26 adet 500'lük Mark noksanlığının
davalılardan tahsilini istemiştir.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1805

Mahkeme, bankanın Bahçekapı Şubesi'ne gelen yabancı kişinin önce


para bozdurmak istediğini, daha sonra F serisinden 500’lük Mark kolleksiyo-
nu yaptığını ileri sürerek davalı Gülçin ile görüştüğünü ve 500'lük Mark des­
tesinin bandını Gülçin açarak bu kişilerin destenin içinden F serisi Mark ara­
dıkları ve aynı gün akşamı yabancı para kasasının sayımında 6 adet 500'lük
Mark açığının tesbit edildiği ve 1.7.1991 günlü bilirkişi raporunda davacı
bankanın % 50, davalı Gülçin'in % 40, Nediman'ın % 5 ve Tenzile'nin de %
5 kusurlu kabul edildiği” gerekçesiyle 4.718.000 liranın davalılardan müte-
selsilen tahsiline karar vermiştir.

Yargı kararlarının gerekçeli olması Anayasa (m. 141) ve HUMK.nun (m.


388) emredici kuralıdır. Mahkeme, davalı Gülçin'in sorumluluğunu kabul
ederken toplanan kanıtları tartışmadan, red ve üstün tutma nedenlerini, sa­
bit görülen olgulardan çıkarılan sonuçları açıklamadan bilirkişi raporuna da­
yanarak hüküm kurmuştur.

Diğer taraftan, mahkeme yargılama sırasında mahallinde üç defa keşif


yapmak suretiyle bilirkişilerin oy ve görüşüne başvurmuştur.

12.2.1990 günlü raporu düzenleyen ikisi hukukçu ve biri malî müşavir


olan bilirkişi kurulu, konuyu hukukî ağırlıklı inceleyerek, davacı bankanın
"döviz işlemlerine ilişkin olarak şubede yeterli iş düzenini sağlamaması ne­
deniyle % 50, davalıların da % 50 kusurlu olduğunu açıklamıştır.

3.9.1990 günlü raporu düzenleyen yine hukukçu ağırlıklı üç kişilik bilirkişi


kurulu ise; bankanın, "Döviz işlemleriyle ilgili olarak yeterli organizasyon ve
personel sağlamadığından % 50, diğer davalıları da % 25'er kusurlu bul­
muşlardır.

Mahkemenin hükme esas aldığı 1.7.1991 günlü raporu düzenleyen ikisi


bankacı, biri polis bilirkişi kurulu ise, davacı bankayı yabancı para işlemleri
hakkında ayrı bir kasa yönetmeliği çıkarmaması nedeniyle % 50, davalı Gül-
çin'i % 40 ve diğer iki davalıyı da % 5'er kusurlu bulmuştur.

Mahkeme, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasıyla ilgili olarak üç nokta­


da yanılgıya düşmüştür:

a - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 275. maddelerinde hangi


hallerde bilirkişiye gidileceği açıklanmıştır. Ancak yargıç, kanıtların değerlen­
dirilmesi, olguların belirlenmesi ve hukukî nitelendirme gibi tamamen kendi­
sine ait yargılama çalışmasını bilirkişilere bırakmıştır.
1806 --------------------------------- -------------------- YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Davaya konu uyuşmazlıkta, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasını ge­


rektiren iki durum sözkonusu olabilir.

Birincisi, davacıya ait bankanın yönetmeliğine göre yabancı parayla ilgili


tüm işlemlerin nasıl yapılması gerektiği ve olayın gerçekleştiği sürede yönet­
meliğe göre işlemler yapılmış olsa idi olayın kendine özgü gerçekleşme biçi­
mi karşısında da Mark açığının gerçekleşip gerçekleşmiyeceğinin açıklan­
ması, gerçekleşme olanağı varsa bunu önleyici olarak davacının yönetim
olarak (olayın geçtiği işyerini yöneten ve denetleyen yöneticilerin kişisel ku­
sur olan eylemleri ayrık) yapması gereken yeni bir yöntem varsa bunun na­
sıl çalışacağının açıklanması.

İkincisi ise, davalı Gülçin'in bir deste Mark'ı bankaya gelen müşterilere
göstermesi sırasında özellikle olayın tam görgü tanığı olan ve bankada staj­
yer olarak çalışan Yasemin'in açıklamalarında ortaya çıkan olgulara göre,
bir deste para içinde 25 adet Mark'ın görevliler fark etmeden (tırnaklama
suretiyle) alınıp alınamayacağını, alınma olasılığının az veya çok olup olma­
dığının belirlenmesi olmalıdır.

b - Mahkeme, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına gerekli gördüğü


durumlarda, özel ve teknik konuda uzman olan kişiyi seçmede özen göster­
melidir. Özellikle, ilk iki raporda bankacılık işlemlerinde nasıl uzman oldukla­
rı anlaşılmayan kişilere görev verilmiştir.

Olayımızda; bankada döviz alım, satım ve işlemlerinin düzenlenmesi ve


yapılmasını bilen teşkilatlanmış büyük bankalarda çalışan kişilerden bilirkişi
seçilmesi gerekirdi.

Diğer taraftan, davalı Gülçin eylemi açısından incelenmesi gereken du­


rum için de kolluk kuvvetlerinde bu çeşit polisiye olaylarda deneyimli bir uz­
manın görüşüne başvurulması yolu yeğlenmeliydi.

c - Bilirkişilerin oy ve görüşünün alınması nedeniyle olayın gerçekleştiği


yerde ve olaydan çok sonra üç defa keşif yapılmıştır. Ancak gerek keşif tu­
tanaklarında ve gerekse bilirkişi raporlarında keşiften ne yarar sağlandığı ve
ne gibi bilgiler elde edildiğini gösterir bir açıklama yoktur.

O halde, mahkeme kararı yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme


ve gerekçesizlik nedeniyle bozulmalıdır.

Mahkemece yapılacak iş, öncelikle yukardaki açıklamalar ve deste duru­


mundaki Mark içinde 25 adedinin birden el çabukluğuyla (tırnaklama) alınıp
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1807

alınamayacağı yolunda uzman bilirkişiden alınacak görüşlerin değerlendiril­


mesi suretiyle olgu veya olasılıklardan olayın nasıl gerçekleştiğini ve davalıla­
rın eylemi ile zarar arasında uygun sebep sonuç bağının belirlendikten sonra
olayda davacı bankanın yönetim kusuru olduğu kabul edilirse bu kusurun de­
recesine (ağır ve hafif) göre BK.nun 41/1. maddesi de gözetilerek hakkaniye­
te uygun oranda bir indirimle belirlenecek tazminatı yapılacak tüm işlem ve
değerlendirmeleri gerekçelendirerek hüküm altına almaktan ibarettir.

S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı


ve temyiz eden davalı Gülçin yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine
göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek bulunmamasına
ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 1.10.1993 gününde oy­
birliğiyle karar verildi.

*
*, *

T.C.
YARGITAY
Beşinci Hukuk Dairesi

E. 1993/13646
K. 1993/17113
T. 4.10.1993

• KAMULAŞTIRMA
• BİLİRKİŞİ RAPORU
(Raporun denetlenmesi)

ÖZET : Kamulaştmlan taşınmaz hakkında, ekilen ürüne


göre yapılan değer takdirinin denetlenebilmesi için, Teknik
Ziraat M üdürlüğünden bilgi alınması gerekir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 11)

Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı


yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma değerinin artırılmasına dair veri­
len hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı İdare vekili yönünden verilen di­
lekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler okunup, iş anlaşıldıktan son­
ra gereği görüşülüp düşünüldü;
1808 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Mahkemece; iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, yapılan incele­


me hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyleki;

Her iki bilirkişi raporunda da; dava konusu taşınmaz mala aynı sene
içinde tütün, marul, patates ekildiği belirtilerek değer biçilmiştir. Teknik Zira­
at Müdürlüğünden dava konusu taşınmaz mala aynı sene içinde sayılan üç
ürünün birbirinin peşi sıra ekilip ekilmeyeceğini ve verim miktarlarının neler
olduğu sorularak bilirkişi raporlarının denetlenmesi ve sonucuna göre lüzu­
mu halinde yeniden keşif yapılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme
ile hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Davalı İdare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıkla­


nan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve pe­
şin alınan temyiz harcın istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 4.10.1993
gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGIT AY
Beşinci Hukuk Dairesi

E. 1993/13807
K. 1993/17893
T. 11.10.1993

• KAMULAŞTIRMA
(Vazgeçme)

ÖZET : Kesinleşen kamulaştırmadan vazgeçilmesi, ancak


Kamulaştırma Kanununun 22. maddesi uyarınca tarafla­
rın anlaşması suretiyle mümkündür.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 21, 22)

Taraflar arasındaki kamulaştırmadan vazgeçme nedeniyle kamulaştırıl­


mış olan taşınmaz mala ait tapu kaydının iptali ve tescili davasından dolayı
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1809

yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargı­


tay'ca incelenmesi davalı İdare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş
olmakla; dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp
düşünüldü:

Dava, kamulaştırmadan vazgeçme nedeniyle kamulaştırılmış olan taşın­


maz mala ait tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Dava konusu taşınmaz mal, diplomatik site hizmetleri tesisi için kamulaş­
tırılmıştır.

Davaya konu teşkil eden 1815 nolu parselin evveliyatı 165 nolu parsel­
dir. Ankara Valiliği’nin 27.6.1986 onay tarihli yazısında, 128 parsel numaralı
taşınmaz mallar dışındaki taşınmaz malların kamulaştırılmasından vazgeçil­
diği açıklanmıştır. Bu yazıya göre, 1815 nolu parselin içerisinde bulunduğu
165 nolu parselin kamulaştırılmasından da idarenin vazgeçmeye tevessül
ettiğini kabul etmek gerekirse de, kamulaştırma işleminin geçerlilik kazan­
ması için nasıl tebligatı gerekirse, vazgeçmenin geçerli olabilmesi için de ay­
nı prosedür dahilinde hareket edilmesi gerekir. Esasen kamulaştırma işlemi
kesinleşmiş olup dava konusu taşınmazlar İdare adına tescil edildiğinden,
Kamulaştırma Kanununun 21. maddesi uyarınca kamulaştırmadan vazgeçil­
mesi mümkün değildir. Kesinleşen kamulaştırmalarda, ancak Kamulaştırma
Kanununun 22. maddesi uyarınca tarafların anlaşması suretiyle kamulaştır­
madan vazgeçilebilir. İdare tarafından 27.6.1986 onay tarihli yazının mal sa­
hibine bildirildiği ve kamulaştırmadan vazgeçme konusunda taraflar arasın­
da bir anlaşma olduğuna ilişkin herhangi bir belge mevcut değildir. Bunun
aksine 27.4.1987 tarihli Millî Emlak Müdürlüğü'nün yazısında, idarenin dava
konusu taşınmaz malın kamulaştırılmasından vazgeçme durumunun söz ko­
nusu olmadığı ve kamuya tahsis edilmiş olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Da­
vanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yu­


karıda açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMA­
SINA), 11.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
1810 ----------------------------------------------- ------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ •
T.C.
YARGITAY
Altıncı Hukuk Dairesi

E. 1992/12940
K. 1992/13867
T. 30.11.1992

• TEMERRÜTTE HAKLILIK
(Borçlar Kanununun 251/2. maddesindeki
ufak tefek ayıp)
• KİRALAYANA SÜRELİ İHTAR

ÖZET : Kiracı, kira parasını ödememekte haklı olduğunu


isbat etmedikçe mütemerrit sayılır. BK.nun 251/2. madde­
sindeki ufak tekef ayıp için kiralayana süreli duyuru yapıl­
dığı, buna rağmen yapmadığı iddia ve isbat edildiğinde ki­
racı masraflarını alır.
(818 S. BK. m. 257, 251/2, 260)

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar,


davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki
bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü

Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve karşı dava alarak da­


valının alacak istemlerine ilişkindir. Mahkemece, tahliye davasının reddine
karşı davanın tamamen kabulüne karar verilmiş ve hüküm her iki tarat veki­
lince temyiz edilmiştir.

Davacı Ahmet, konutunda kiracı olan davalının Ağustos ile Aralık 1991
ayları kira bedelini ödemeyerek temerrüde düştüğünü iddia ile kiralananın
tahliyesini istemiştir. Bu iddiaya karşılık davalı, diğer usulî itirazları yanında,
kiralanandaki havagazının kesilmesi üzerine ocak ve şohbene doğalgaz bağ­
lanması için tesisat yaptırdığını, bu masraflar sebebi ile kira parası ödemedi­
ğini, yaptığı masrafların kiraya mahsubu sonunda, alacaklı dahi kaldığını sa­
vunarak tahliye davasının reddini istemiştir. Davacı; savunmayı kabul etme­
miş, o konuda kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirtmiştir.

Bu durumda; taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, davalı tarafından öden­


meyen kira paraları için, davalının ödeme yapmamakta haklı olup olmadığı
noktasındadır. Kiralananda zaruri tamirat gerektiği iddia edilmemiştir. Yapıl­
dığı bildirilen gaz değişimi masraflarının zaruri tamirat olarak kabul edilmesi
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1811

mümkün değildir. Yaptırılan işlerin ancak kiralananın kullanıldığı sırada mey­


dana çıkan bir ayıba ilişkin olduğu kabul edilebilir. Bu ayıbın kiracı tarafın­
dan meydana getirilmesi söz konusu olmamakla birlikte bunun bertaraf edil­
mesi için kiralayana münasip mehil verilerek ihbarda bulunulması icap eder.
BK.nun 251/2. maddesi gereğince meydana çıkan ayıp, ufak tefek ayıp ola­
rak kabul edilse dahi, ancak kiralayanın yapılan ihbar üzerine münasip süre
içinde bertaraf ettirmemesi takdirinde kiracı kiralayan hesabına o işlemi yap­
tırabilir. Olayda yapıldığı bildirilen tesisat tadilatının, ufak tefek ayıbın gideril­
mesine ilişkin olduğu kabul edilse dahi, kiralayanın haberdar edilmesi ve
münasip mehil zarfında yapmaması nedeni ile masraf yapılmak zorunda ka­
lındığı iddia ve ispat edilmediğine göre masrafların kiraya mahsup edilmesi
mümkün değildir. Bu sebeple temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü
icap eder. Aksi görüşle tahliye davasının reddi ile mukabil davanın kabulü
usul ve yasaya aykırıdır.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

S o n u ç : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), is­


tek hafinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.11.1992
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Altıncı Hukuk Dairesi

E. 1993/234
K. 1993/506
T. 25.1.1993

• YENİLENEN SÖZLEŞME
(Tahliye taahhüdü)

ÖZET : Kiracının ilk sözleşmeden daha sonraki yıllarda


yaptığı yenilenen kira sözleşmesindeki taahhüdü geçerlidir.
(6570 s. GKK. m. 7/a)
1812 -------- --------------------------------------------- YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar,


davacı tarafından süresi içinde temyiz ediimiş olmakla; dosyadaki bütün ka­
ğıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, taahhüt nedeniyle kiralananın tahliye istemine ilişkindir. Mahkeme,


davayı reddetmiş; hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı vekili, davalının 1.10.1990 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira
sözleşmesinin özel şartlarının 7. maddesinde 30.9.1991 tarihinde kiralananı
tahliye edeceğini kabul ettiği halde taahhüde uymadığını belirterek tahliye
talebinde bulunmuştur. Davalı vekili her kira sözleşmesinde baskı unsuru
olarak aynı nitelikte taahhüt alındığını bu nedenle davacının iyi niyetli sayıla­
mayacağını savunmuştur.

Davalının 1.10.1986 başlangıç tarihli ilk kira sözleşmesinde tahliye taah­


hüdünde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan 1.10.1990
başlangıç tarihli kira sözleşmesinin özel şartlarının 7. maddesinde; davalı,
kiralananı 30.9.1991 tarihinde tahliye edeceğini kabul etmiştir. Bu taahhüt
geçerli olup davalıyı bağlar. Daha önceki sözleşmede aynı nitelikte tahliye ta­
ahhüdünde bulunması taahhütlerin tevali etmesi nedeniyle mücerret davacı­
nın kötü niyetli olduğunu göstermez. Dava, süresinde açıldığına göre kirala­
nanın tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi
hatalı görülmüştür.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile


HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde
peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.1.1993 tarihinde oy­
birliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ---------- ---------------------------- 1813
T.C.
YARGITAY
Altıncı Hukuk Dairesi

E. 1993/1349
K. 1993/1693
T. 15.2.1993

• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
(işhanında bulunan bağımsız
bölümler)

ÖZET : Ortaklığın giderilmesi istenen iş hanında kat


mülkiyeti oluşturulduğundan, bağımsız bölümlerin ayrı
ayrı değerlendirilmesi ve ayrı ayrı satılmalarına karar ve­
rilmesi gerekir.
(634 s. KMK.)

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan izaleyi şuyu davasına dair ka­


rar, davalı ve karşı davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla;
dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, 17 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerin satış sureti ile


ortaklığın giderilmesine ilişkin olup mahkeme, 17 nolu parsel üzerindeki bö­
lümlerin tümünün satılmasına karar vermiş karar davalı tarafça temyiz edil­
miştir.

Davacılar açmış oldukları bu davada, 17 nolu parseldeki taşınmazın 4-5


nolu bağımsız bölümlerin satışını talep etmişler İstanbul Altıncı Sulh Hukuk
Mahkemesi'nin 1990/1785 esas sayılı dosyasında da paydaş davacı M. Ke­
mal, diğer paydaşlar aleyhine açmış olduğu davada 17 nolu parseldeki tüm
bağımsız bölümlerin satışını talep etmiş ve her iki dava dosyası HUMK.nun
45. maddesi gereğince birleştirilmek sureti ile birlikte görülmüştür. Taşınma­
za ait tapu kaydına göre arsa payları belirlenmek sureti ile kat mülkiyetine
çevrilmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, 17 parsel sayılı kârgir iş hanının
tamamının açık artırma yolu ile ortaklığın giderilmesine karar vermiştir. Bilir­
kişi her katın değerini tek olarak belirlemiş olup, diğerleri birbirinden farklı
olan her bağımsız bölümün değerlerini ayrı ayrı saptamamıştır. Bu itibarla
tüm binanın tek başına satılması doğru değildir. Bağımsız bölümlerin ayrı
ayrı değerlerinin belirlenmesi ve ayrı ayrı satılmalarına karar verilmesi gere­
kirken 17 nolu parselin tamamının satılmasına karar verilmesi hatalı görül­
düğünden hükmün bozulması gerekmiştir.
1814 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile


HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde
peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.2.1993 tarihinde oy­
birliğiyle karar verildi.

♦ ★

T.C.
YARGITAY
Yedinci Hukuk Dairesi

E. 1991/2615
K. 1993/10265
T. 19.10.1993

• ZİLYEDLİKLE KAZANILAMAYAN
TAŞINMAZ MALLAR

ÖZET : Kaçak ve yitik kişilerd


zineye kalan taşınmazlar tapuda kayıtlı olsun veya olma­
sın kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği ile elde edilemez.
(3402 s. Kadastro K. m. 18/2)

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen


hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanunî süre­
sinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği
görüşüldü:

Kadastro sırasında; 307 parsel sayılı, 1310 m2, yüzölçümündeki taşın­


maz, vergi kaydına dayanılarak Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı, komis­
yonca reddedilen Celal satış yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği­
ne dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; davanın reddine, taşınmazın da­
valı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Celal tara­
fından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmazın; kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hâ­


zineye kalan yerlerden olduğu, mahkemece yapılan keşif, toplanıp değerlen­
dirilen delillerle belirlenmiştir. Taşınmazın önceki zilyedi olan kaçak ve yitik
CİLT: 19, SAYI: 12, AMALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1815

kişinin taşınmazı başka bir şahsa sattığı, onunda taşınmazda uzun süre zil­
yet olduktan sonra zilyetliği davacı tarafa devir ettiğini ileri sürmüş isede,
kaçak ve yitik kişiden satın alma iddiası muvazaadan âri yazılı bir belge ile
kanıtlanamamıştır. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak yazılı şekilde
karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davacı
tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMA­
SINA), peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 11.150 liranın davacıdan
alınmasına, 19.10.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.

*
* *
T.C.
YARGITAY
Yedinci Hukuk Dairesi

E. 1991/3681
K. 1993/10464
T. 22.10.1993

• MER'A
• TAPU KAYDI
• ZİLYEDLİK

ÖZET : Davalının da imzasını taşıyan Hâzineye ait tapu


kaydının oluşumuna ilişkin belirtmelik tutanağında, dava
konusu yerin mer'a olduğu açıklandığına göre öncesinin
de mer'a olduğunun kabulü zorunludur. Mer'alar özel
mülkiyete konu olamayacağından davalının tapusu ve zil-
yedliği hukuksal değerden yoksundur.
(3402 s. Kadastro K. m. 16)

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen


hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanunî süre­
sinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği
görüşüldü;

Kadastro sırasında; 172 parsel sayılı 8000 m2, yüzölçümündeki taşınmaz


tapu kaydına dayanılarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı, ka­
1 8 1 6 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

dastro komisyonunca reddedilen davacı Haşan, tapu ve vergi kaydına, zil­


yetliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece; davanın kabulüne, taşınma­
zın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tara­
fından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmazın, davalı Hâzinenin tutunduğu ve tesbite dayanak


yapılan Kasım 1963 gün ve 191 sayılı tapu kaydının kapsamında olduğu,
mahkemece yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. Davacı tarafın tutun­
duğu Haziran 1949 gün, 31 sayılı tapu kaydı tepe ve kabakayalık sınırları iti­
bariyle genişletilebilir ve miktarıyla geçerli kayıtlardandır. Kadastro tesbiti sı­
rasında dava dışı 157, 161, 158, 159, 160 ve 162 sayılı parsellere revizyon
görmüştür. Hazine tapu kaydının temelini oluşturan belirtmelik tutanağında
dava konusu taşınmazın meradan kazanıldığı belirtilmiş ve tutanak davacı ta­
rafından da köy ihtiyar kurulu üyesi olarak imzalanmıştır. Bu durum karşısın­
da dava konusu taşınmazın davacının tutunduğu tapu kaydı kapsamında ol­
duğu kabul edilemez. Taşınmazın öncesinin mer'a olduğu da belirtmelik tuta­
nağıyla saptanmıştır. Hal böyle olunca, taşınmazda Hazine adına tapu kaydı­
nın oluştuğu tarihten önceki dönemde davacı tarafından sürdürülen zilyetliğe
değer verilmesi mümkün değildir. Bu yönler gözönünde tutularak davanın
reddine, taşınmazın davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi ge­
rekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması
isabetsiz, davalı Hâzinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldü­
ğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 22.10.1993 gününde oybirli­
ğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1817

T.C.
YARGITAY
Sekizinci Hukuk Dairesi

E. 1992/7350
K, 1993/9968
T. 11.10.1993
• TAPU İPTALİ VE TESCİL
• ZİLYEDLİĞİN TERKİ

ÖZET : Zilyedliğe dayalı tescil davasında; davaa, taşın­


maz üzerindeki zilyedliğini iradî olarak terk ettiğini duruş­
ma sırasında açıkça beyan ettiğine göre, artık sayılı
Kanunun 14. maddesi hükmünden yararlanamayacağı dü-
şünülmeksizin tescil kararı verilmesi doğru değildir.
(743 S. MK. m. 639, 889)
(3402 s. Kadastro K. m. 14)

Mehmet ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen ka­
bulüne ve kısmen reddine dair, (Mersin İkinci Asliye Hukuk Hâkimliğin­
den verilen 25.10.1991 gün ve 154-603 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelen­
mesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi,
gereği düşünüldü;

Mahkemece, dava konusu 913 parselin krokide (A) ile işaretli bölümün
tarıma elverişli olması nedeniyle kabulüne, kalan bölümün ise tarıma elve­
rişli olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, kabul edilen bö­
lüm ile ilgili olarak Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, 20.2.1990 tarihli oturumdaki imzalı beyanında aynen: “Ben dava


konusu yeri hiç bir şekilde ekmedim, ancak muhtar, dava konusu yeri eki­
yorum, tasarruf ediyorum şeklinde Maliye’ye ihbarda bulunmuş, bunun üze­
rine Maliye bana ceza kesmiş, ibraz ettiğim makbuzlarla ben belirtilen para­
yı ödedim. Ben hiç bir zaman burayı kullanmadım, dava konusu yeri babam
1952 yılına kadar kullandı. 1952 yılında babam özlünce o tarihten beri burayı
ben hiç kullanmadım, ancak 1962 yılından itibaren 4-5 sene ektim. Ondan
sonra kendi haline bıraktım. Halende bu yeri kullanmıyorum. Boş hali arazi
halinde duruyor, benim başka yerde tarlam vardır" şeklindeki beyanı ile da­
va konusu taşınmazı iradî olarak terk ettiğini bildirmiştir.

Terk, zilyetliğin iradî olarak kaybedilme şekillerindendir. MK.da zilyetliğin


kaybı özel bir şekiide düzenlenmiş değildir. Kanun bu konuya detaylı olarak
1818 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

889, 901 ve 902. maddelerinde değinmiş ve 889. maddesinde, zilyetliğin


geçici olarak kullanılmamasının zilyetliğin kaybı anlamına gelmeyeceği açık­
lanmıştır. Zilyetliğin geçici olarak kesilmesinden söz eden 889. madde hük­
münün terk anlamı, geçici olmayan sürekli olan kesilmenin zilyetliğin yitiril­
mesi sonucunu doğuracağını deyimlemektedir.

Doktrinde ve uygulama alanında, zilyetliğin, zilyedin iradesine dayanarak


ve iradesine dayanmadan (irade dışı) olmak üzere iki şekilde yitirildiği kabul
edilmektedir. Zilyet, şey üzerindeki egemenliğini, geçici olmayarak iradesi
ile ya da iradesi dışında yitirmesi ile zilyetlik de yitirilmiş olur. Geçici olma­
yarak su altında kalan taşınmaz üzerindeki zilyetlik iradeye bağlı olmaksızın
kaybedilmiş zilyetlik sayılır. Zilyetliğin başkasına aktarılması, zilyetliğin devri
durumunda ise, iradeye dayanan yitirme sözkonusudur.

Başkasına aktarılmadan şeyin terki yoluyla da zilyetlik kaybedilir. Dava­


mızda olduğu gibi bir kimsenin tarlasını belli bir neden yokken uzun yıllar
kullanmaması ve onun tarla üzerinde egemenliğini dile getirecek her hangi
bir şekilde ilgi göstermemesi, artık ö tarlayı terk ettiği yolunda herkeste bir
kanı uyandırır. Zira, zilyedin taşınmaz mala ilgi göstermemesi, uzun süre ta­
şınmaz üzerindeki başkalarının zilyetliğine itiraz etmemesi zilyedin zilyetliği
terk iradesinin varlığına karinedir. İşte bu şekilde zilyedin o yeri terk ettiği
yolunda herkeste bir kanı uyandırması durumunda zilyetliğin yitirilmesi söz
konusu olur. Bunun gibi, uzunca bir süre ilgisizlik durumu gerçekleşmemiş
olsa bile, bir kimse, davada olduğu gibi tarlasını ekmeyeceği, kullanmaya­
cağı ve artık terk ettiği yolunda niyet ve iradesini belli etmiş ise terk oluşmuş
sayılır. Bu gibi hallerde terk iradesinin varlığı şarttır. İradenin varlığı, olayla­
rın doğal akışına, hayat tecrübesine göre anlaşılabileceği gibi davacı zilye­
din yukarıda yazılı olduğu gibi açık bir irade bildirisinden de anlaşılabilir.

Davacının yukarıda açıkladığı şekilde taşınmaz üzerindeki zilyetliğini iradi


olarak terk ettiği ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi hükmünden yararla­
namayacağı düşünülmeden davanın krokide (A) ile işaretli bölümü için de
kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Kabulüne karar verilen krokide
(A) ile işaretli bölümün de açıklanan sebeple reddine karar verilmesi gere­
kirken kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz ve temyiz itirazları açıklanan
nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA),
11.10.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ------------------------------- 1819

T.C.
YARGITAY
Sekizinci Hukuk Dairesi

E. 1992/7351
K. 1993/9969
T. 11.10.1993

• TAPU İPTALİ VE TESCİL


• ZİLYEDLİĞİN İSBATI
(Tanık)

ÖZET : Zilyeiliğe dayalı tapu iptali tescil davalarında,


maddi bir olay olan zilyedlik ancak tanıkla isbat olunabile­
ceğinden, tanık dinlenmeksizin, yalnızca yerel bilirkişinin
zilyedliğe ilişkin sözlerine dayanılarak iptal ve tescile karar
verilemez.
(743 S. MK. m. 639)
(1086 S. HUMK. m. 259, 275)

Ali Rıza ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne
dair, (Başmakçı Asliye Hukuk Hâkimliği)nden verilen 6.11.1991 gün ve
43-71 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine tarafından süresinde
istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Dava, zilyetliğe dayanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkin bulunmakta­


dır. Mahkeme davada tanık dinlemeksizin keşifte bilirkişinin zilyetlik konu­
sunda verdiği bilgi ile yetinerek taşınmaz mala ait kaydın iptal ve taşınmazın
davacı adına tesciline karar vermiştir. Bu tür davalarda iktisabı sağlayan zil­
yetliğin isbatı gerekir. Zilyetlik olayları maddi olaylardandır. Maddi olaylar
ancak tanıkla isbat edilebilirler. Mahkeme, zilyetlik araştırmasında bilirkişinin
verdiği bilgi ile yetinerek hüküm vermiştir. Yargıtay Hukuku Genel Kuru-
lu'nun 19.2.1964 gün 113/B-8 esas, 145 karar sayılı kararındada ifade edil­
diği gibi "Usul Kanununda hangi amaçla bilirkişinin bilgisine başvurulacağı
açıklanmıştır. Bunun dışında tanık sözleri ile tesbiti gereken bir yön için ta­
nık dinlenmeden bilirkişinin bilgisi ile yetinilemez. Benimsenen usul ve ka­
nuna uygun olan uygulamaya göre zilyetliğin ilk önce tanık sözleri ile tesbiti
şarttır. Bu yapılmadıkça bilirkişi sözleri yalnız başına bir delil olamaz. Taşın­
maz malın yer, sınır ve dava tarihindeki değeri hususunda özel bilgisini ve­
ren yerli bilirkişinin zilyetlik konusundaki sözleri, ancak zilyetliğin tesbiti
maksadı ile dilnenen tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren bir bilgi ola-
1820 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

rak gözönünde tutulabilir. O halde, zilyetliğe dayanan tapu iptal ve tescil da­
vasında tanık dinlenmeden bilirkişinin zilyetliğe ilişkin sözleri ile iptal ve tesci­
le karar verilemez. Bu itibarla zilyetlik olaylarının açıklandığı gibi tanık sözleri
ile isbat edileceğinin gözönünde tutulması, davacı tanık delilinden vazgeç­
mediğine göre taraflardan tanık ve benzeri delillerin istenmesi ve bunların
HUMK.nun 259. maddesi uyarınca taşınmaz başında dinlenmeleri ve tüm de­
liller toplanarak birlikte değerlendirildikten sonra uyuşmazlık hakkında bir ka­
rar verilmesi gerekirken bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile sadece bilirki­
şi sözleri ile yetinilerek hüküm kurulması isabetsiz ve temyiz itirazları yerinde
olup hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA), 11.10.1993 tarihinde oy­
birliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Hukuk Dairesi

E. 1992/16845
K. 1992/4784
T. 30.4.1992

• İŞ AKTI
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI
(Fark ihbar ve kıdem tazminatı)

ÖZET : 1475 sayılı İş Kanununun 13. maddesinin (c)


bendinin 2. fıkrasına göre; işveren, işçinin ihbar önellerine
* ait ücretini peşin vermek suretiyle hizmet aktini feshedebi­
lir. Hizmet akdinin feshi, bozucu yenilik doğuran bir hak
olup, karşı tarafa ulaşmakla hukukî sonuçlarını doğurur.

Ancak; davacının, fesihten bir gü n sonra imzala­


nan ve yürürlüğü geriye götürülen TİS.'den yararlanması
gerekir. Bu nedenle fark ihbar ve kıdem tazminatına karar
vermek gerekir.
(1475 S. İŞ K. m. 13/C-L2, SOn)

Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini iste­


miştir.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1821

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm, süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla;


dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının hizmet akti işveren tarafından ihbar ve kıdem tazminatı öden­


mek suretile 15.1.1990 tarihinde feshedilmiş, bir gün sonra, yani 16.3.1990
tarihinde de işyerinde 1.1.1990 tarihinden geçerli olmak üzere TİS. sözleş­
mesi imzalanmıştır.

Davacı, davalının TİS. tarafı olan ve üyesi bulunduğu sendika ile anlaşa­
rak iş akdini feshettiğini ileri sürerek TİS.'den yararlanması gerektiği savı ile
ihbar ve kıdem tazminatı farkı istemiştir. İddiasına dayanak olarak ta sendi­
ka üyeliğinin askıya alındığına dair, sendika disiplin kurulu kararının bir ör­
neğini ibraz etmiştir.

Gerçekten 1475 sayılı İş Kanununun 13. maddesinin (c) bendinin 2. fık­


rasına göre; işveren, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek sure­
tiyle hizmet akdini feshedebilir. Hizmet akdinin feshi bozucu yenilik doğuran
bir hak olup, karşı tarafa ulaşmakla hukuki sonuçlarını doğurur. Bu bakım­
dan davacının, hizmet aktinin feshedildiği 15.1.1990 tarihinde fesih gerçek­
leşmiş olup, kural olarak ihbar öneli içinde doğan haklardan yararlanamaz.
Ancak, davalı fesihte herhangi bir sebep ve saik gösteremediğine ve olayın
az önce anlatılan ceryan şekline göre, davacının fesihten bir gün sonra im­
zalanan ve yürürlüğü geriye götürülen TİS.'den yararlanması gerekir. 13.
maddenin son fıkrası da buna yer verir. Böyle olunca yeni TİS.'den doğan
haklar bakımından fark ihbar ve kıdem tazminatına karar vermek icap eder.
Yazılı şekilde aksine hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

. S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMA­


SINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.4.1992
gününde oybirliğiyle karar verildi.
1822 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Hukuk Dairesi

E. 1992/2280
K. 1992/9386
T. 9.9.1992

• TARIM İŞ
• TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ
• KIDEM TAZMİNATI

ÖZET : Davacının tüm çalışmasının tarım işinde geçtiğ


anlaşılmaktadır. 1475 sayılı Iş Kanununun 5. maddesine
göre, hakkında İş Kanunu hükümleri uygulanmaz. Bu iti­
barla, İş Kanununa göre kıdem tazminatı istenemez. A n­
cak, hizmet akülerinde veya TİS. 'inde tarım işçilerine de kı­
dem tazminatı ödeneceğine ilişkin hüküm mevcut olduğu
takdirde, tarım işçisi de böyle bir hükme dayanarak İş Mah­
kemesine dava açmak suretiyle kıdem tazminatı isteyebilir.
(1475 S. iş K. m. 5)

Davacı kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla;


dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının tüm çalışmasının tarım işinde geçtiği anlaşılmaktadır. 1475 sa­


yılı iş Kanununun 5. maddesine göre, hakkında İş Kanunu hükümleri uygu­
lanmaz. Bu itibarla, İş Kanununa göre kıdem tazminatı isteyemez. Ancak,
hizmet akitlerinde veya TlS.’inde tarım işçilerine de kıdem tazminatı ödene­
ceğine ilişkin hüküm mevcut olduğu taktirde tarım işçisi de böyle bir hükme
dayanarak İş Mahkemesine dava açmak suretiyle kıdem tazminatı isteyebi­
lir. Davacının emekli olduğu 1990 yılını da kapsayan TİS.nin 88/b madde­
sinde tarım işçilerinin TİS.inden yararlandıkları süreye ait kıdem tazminatı
alabilecekleri kararlaştırılmıştır. Görülüyorki, bu madde de tarım işçisinin kı­
dem tazminatı TİS.lerinde yararlandırıldıkları süre ile sınırlı tutulmuştur. Bu­
na göre, tarım işçisi TİS.den ilk defa yararlandırıldığı tarihten sonra emekli
olduğu tarihe kadar geçen süre için kıdem tazminatı isteyebilecek ve ilk de­
fa TİS.inden yararlanmaya başladığı tarihten önceki ve hiç TİS.inden yarar­
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ------------- ------------------------------------------ 1823

lanmadığı süre için sözü edilen TİS.ine dayanarak kıdem tazminatı isteye-
meyecektir. Davacı tarım işine ilk defa 1976 yılında girmiş ve 1990 yılında
bu işteki çalışmasından emekli olmuştur. Davalı işveren davacının TİS.inden
ilk defa 1983 yılından itibaren yararlanmaya başladığını ileri sürmüş ve o ta­
rihten sonraki süre için kıdem tazminatını ödemiştir. Davadaki ihtilâflı süre
1976-1983 yılları arasıdır. Şu durumda, davacı ancak 1983 yılından önce ta­
rım işçilerinide kapsayan ve işyerinde uygulanmakta olan bir TİS. varsa ve
bundan yararlanmışsa yararlandığı o sürelerinde kıdem tazminatına dahil
edilmesi mümkündür. Aksi halde ise, davanın reddi gerkir. Bu yönde gerekli
araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verlimesi gerekirken eksik ince­
leme ve değerlendirme ile tüm sürelerin kıdem tazminatında nazara alınma­
sı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten (BO­


ZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
9.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY
Dokuzuncu Hukuk Dairesi

E. 1992/12110
K. 1993/7920
T. 7.5.1993

• ZİMMETİNE PARA GEÇİRMEK


• İŞ AKDİNİN TAZMİNATSIZ FESHİ

ÖZET : Davacının, işverenden mozaik ustasına vermek


üzere aldığı paranın bir kısmını ödediği halde, bir kısmını
kendi zimmetinde bıraktığı anlaşılmaktadır. Bu davranış,
doğruluk ve bağlılığa uymayan ve işverenin güvenini sar­
san bir davranış niteliğinde olup, işverene, iş aktini derhal
ve tazminatsız fesih yetkisi verir.
(1475 S. İş K. m. 17/ll-d)
1824 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla;


dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle mahkemece hükmüne


uyulan bozma kararı gereğince dinlenen tanıkların birbirini doğrulayan ifade­
lerine göre; davacının, işverenden mozaik ustasına vermek üzere aldığı pa­
ranın bir kısmını ödediği halde, bir kısmını kendi zimmetinde bıraktığı anlaşıl­
maktadır. Bu davranış, doğruluk ve bağlılığa uymayan ve işverenin güvenini
sarsan bir davranış niteliğinde olup, işverene, iş aktini, İş Kanununun 17/ll-b
maddesi uyarınca derhal ve tazminatsız fesih yetkisi verir. Bu nedenle da­
vanın reddine karar vermek gerekirken gerekçesi dahi açıklanmaksızın da­
vanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZUL­


MASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 7.5.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi

E. 1991/4312
K. 1992/9305
T. 13.10.1992

• RÜCUAN TAZMİNATIN HESAPLANMASI


• MÜTESELSİL SORUMLULUK ESASI

ÖZET : Davada, iş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sa­


hiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum za­
rarının rücuan tazmini istenilmesine ve BK.nun 50. mad­
desinde öngörülen teknik eleman yönünden müteselsil so­
rumluluğa dayanılmaması halinde, davalıların kusur ora-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1825

nına nazaran davalılarca Kurum'a fazla ödeme yapıldığına


göre, davaya konu 66 katsayıya dayalı gelir artışına ait is­
temde fazla ödenen miktar üzerinden yürütülmesi gerekir.
(818 S. BK. m. 50)
(506 S. SSK. m. 26/1)

Davacı, iş kazasında ölen sigortalı işçinin haksahiplerine yapılan harca­


malar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hükmün, taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine; temyiz istekleri­


nin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen
raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşa­
ğıdaki karar tesbit edildi:

1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici
sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26/1. maddesidir. Hükme


esas kılınan 11.9.1989 tarihli kusur raporunda, sigorta olayının vukuunda iş­
verenlere % 60, sigortalıya % 25, davada taraf olmayan teknik sorumluya
ise % 15 oranında kusur verilmiştir. Dava, teknik elemanın yönünden Borç­
lar Kanunu madde 50’de öngörülen müteselsil sorumluluğa dayandırılma-
mıştır. 62 sayılı katsayı dahil bağlanan gelir ve sosyal yardım zamları peşin
değerinin % 80'ni davadan önce 19.12.1986 tarihinde davalılar tarafından
ödenmiştir. Davalıların kusur oranının % 60 olması karşısında, davalılarca
Kurum'a fazla ödeme yapılmıştır. Bu durumda davaya konu 66 katsayıya
dayalı gelir artışına ait istemde fazla ödenen miktarın indirilmesi giderek ar­
tış yönünden faizin belirlenmesinde indirime göre saptanacak miktar asas
alınmalıdır. Ayrıca, dava konusu gelir artışına ait fark peşin değer yönün­
den, teknik elemanın davada taraf olmaması ve davanın işverenlerin kusu­
runa dayalı olup Borçlar Kanunu madde 50'de öngörülen müşterek ve mü­
teselsil sorumluluğa göre açılmaması karşısında, işverenlerin % 60 kusur
oranına tekabül eden miktara yukarıda öngörülen indirim de yapılmak sure­
tiyle hükmedilmesi gerekirken fazla rücu alacağı ile faize hükmedilmesi isa­
betsizdir.

3) 13.513.104.59 TL. tutarındaki gelirin peşin değerinin ödeme tarihi


19.12.1986 tarihine kadarki faizinin hesaplanmasında onay tarihinin 17.2.1986
yerine 12.3.1986 olarak alınması, keza 1.942.504.80 TL. tutarındaki gelirle­
1826 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

rin faizinin hesaplanmasında onay tarihi 27.8.1986 ile ödeme tarihi


19.12.1986 arasındaki sürenin fazla hesaplanması yerinde değildir.

4) Rücu alacağının tavanını teşkil eden miktarın belirlenmesinde; haksa-


hibi kız çocuklar yönünden destek süresinin köyde yaşamaları karşısında
evlenmelerinin baskın olasılık içerisinde bulunduğu yaş olan 18 yaş yerine
delilleri gösterilmeden 22 yaşa göre saptanması giderek davanın teknik so­
rumlu yönünden müteselsil sorumluluğa dayalı olarak açılmaması nedeniyle
tavanın davalı işverenlerin % 60 kusur oranına göre belirlenmesi gerekirken
buna teknik eleman kusurunun da dahil edilerek tavanın fazla tesbiti yerin­
de değildir.

5) Kabule göre de, hüküm fıkrasında; dava konusu gelirlerdeki artışın da­
va tarihine kadarki işlemiş faizinin müddeabihe dahil bulunması karşısında
asıl alacağa dava tarihi 26.8.1987 tarihinden itbaren faiz yürütülmesi gerekir­
ken bu tarih yerine davalıların önceki gelirlerin peşin değerini teşkil eden mik­
tarı ödeme tarihi olan 19.12.1986‘nın alınması giderek 2.974.647.75 TL.nin
sadece gelirlerdeki artışın işlemiş faizi olarak öngörülmesi usul ve yasaya
aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli,


hüküm bozulmalıdır.

S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BO­


ZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.10.1992
gününde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------------------------------------- 1827

T.C.
YARGITAY
Onuncu Hukuk Dairesi

E. 1991/7579
K. 1993/4474
T. 29.4.1993

• KUSUR ORANININ SAPTANMASI


• BİLİRKİŞİ SEÇİMİ

ÖZET : Zararlandtrıa sigorta olayının meydana gelme­


sinde, işverenin kusurlu bulunup bulunmadığı; kusurlu
ise, kusur oranının ne olması gerektiği hususunda yasal
düzenlemeler çerçevesinde ve hükme elverişli bir biçimde
kesin olarak çözüme kavuşturulması gereklidir.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 26. mad­


desi uyarınca işverenin sorumluluğu, uzman bilirkişiler­
den oluşturulacak kuruldan yöntemine uygun biçimde alı­
nacak raporla saptanır.
(506 s. SSK. m. 26)
(1086 S. HUMK. m. 275, 276)

Davacı, işkazasında ölen sigortalı işçinin haksahiplerine yapılan harca­


malar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz iste­


ğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen
raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşa­
ğıdaki karar tesbit edildi:

Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelere göre; davada, öncelikle za-
rarlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde, davalı işverinin kusuru bu­
lunup bulunmadığı; varlığı halinde ise, kusur oranının ne olması gerektiği yö­
nünün, bu konudaki yasal düzenlemeler çevresinde ve hükme elverişli bir
biçimde kesin olarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

Diğer taraftan, mahkemece alınan kusur raporlarından 10.2.1986 tarihli


ilk bilirkişi raporunda, ölen sigortalının % 100 kusurlu olduğundan ve davalı
işverenin kusursuzluğundan sözedilmesine karşın, sonraki 20.4.1986 tarihli
1828 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

bilirkişi kurulu raporunda bu defa davalı işveren % 80 ve sigortalı ise % 20


oranında kusurlu bulunmuşlardır. Mahkeme ise kusur dağılımı ve oranı yö­
nünden aralarında aşırı çelişki bulunan ve her iki raporu hükme yeterli bul­
mamış, yeniden ve üçüncü kez bir kusur incelemesi yaptırılmasını gerekli
görmüştür.

Ne var ki, mahkemece hükme esas alınan bu en son üç kişilik bilirkişi


kurulu tarafından düzenlenen rapor içeriğinden anlaşılabildiği kadarıyla; bu
bilirkişilerden sadece Ahmet tarafından imzalanmış bulunan 11.1.1988 gün­
lü, üç sayfalık raporda; davalı işverinin % 80, ölen sigortalının ise % 20 ora­
nında kusurlu bulundukları belirtilmiş ve fakat bu raporu İsmail ve Halûk
isimli diğer iki bilirkişi görüş ve kanaatlarına uygnu görmemiş olacaklar ki,
imzalamamışlar ve kendileri bu rapordan ayrı olarak iki imzalı, altı sayfalık
tarihsiz bir rapor düzenleyerek olayda, işveren davalıyı % 20 ve ölen sigor­
talıyı da % 80 oranında kusurlu bulduklarını açıklamışlardır. Bu raporda da
yukarıda sözü edilen diğer üçüncü bilirkişi Ahmet’in imzası, isim ve imza
yeri dahi bulunmamaktadır. Bu iki kişilik rapor üzerine, bilirkişi Ahmet'de
ikinci kez, sadece kendi imzasını taşıyan yine 11.1.1988 günlü bir sayfadan
ibaret ek bir rapor düzenleyerek eski görüşünü tekrar etmiş ve diğer iki bilir­
kişinin düzenlediği rapora ve oradaki görüşlere katılmadığını bildirmiştir.
Mahkeme ise, davalı işvereni % 20 ve ölen sigortalıyı % 80 oranında kusur­
lu gören iki kişilik bilirkişi görüşüne itibar ederek hüküm kurmuş bulunmak­
tadır.

Öte yandan, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigor­
talar Kanununun 26. maddesi uyarınca, davalı işverenin sorumluluğu, anı­
lan maddede öngörülen ilkeler doğrultusunda saptanacak kusur oranı da
sözkonusudur. Bu yönün ise konuda uzman kişilerden oluşturulacak bir bi­
lirkişi kurulundan yöntemince alınacak raporla saptanacağı da açıktır. Böyle
olunca da, olayda, hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunun, her üç bilirki­
şinin birlikte ve biraraya gelmek suretiyle usul ve yasa hükümlerine uygun
bir biçimde ve bu çevrede yaptıkları bir inceleme, araştırma ve değerlendir­
me sonucu düzenlenmiş olduğunu söylemek mümkün değildir. Kaldı ki, üç
kişilik bu bilirkişi kurulunun, kendisi arasında dahi kişisel değerlendirme
esasları ile bağdaşmayacak şekilde aşırı çelişki mevcut bulunan bu raporu­
nun, önceki raporlar arasındaki çelişkileri gidermiş olduğundan da sözedile-
mez.

Böyle olunca da mahkemece, yukarıda sözü edilen 26. maddenin öngör­


düğü ilkeler çevresinde yapılmış bir inceleme ve araştırmayı içermeyen bu
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1829

rapora dayanılarak karar verilmiş bulunması isabetli sayılamaz. Bu durum­


da, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutularak uzman kişiler­
den oluşturulacak bilirkişi kurulundan işçi sağlığı ve işgüvenliği mevzuatının
öngördüğü ilkelerle 26. madde çevresinde, önceki raporlar arasındaki çeliş­
kileri de giderecek biçimde alınacak rapor yöntemince değerlendirilip takdir
edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken bu yönler
üzerinde durulmaksızın, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesis edil­
miş bulunması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul


edilmeli, hüküm bozulmalıdır.

S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BO­


ZULMASINA), 29.4.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi

E. 1992/3404
K. 1993/3498
T. 14.5.1993

• KOOPERATİF ÜYESİNİN İHRACI


• İKİ İHTARIN EMREDİCİ MAHİYETTE
OLMASI
• ANASÖZLEŞMEDEKİ TEK İHTAR

ÖZET : Parasal yüküm lülüğünü yerine getirmeyen üye­


nin ihracına karar verilebilmesi için, Kooperatifler Kanu­
nunun 27. maddesinde yazılı iki ihtara ilişkin hükmün em­
redici mahiyette olması sebebiyle, bu hükme aykırı olan
anasözleşmedeki tek ihtarın yeterli olduğu yolundaki hük­
mü uygulanamaz.
(1163 S. Koop K. m. 16, 27)
1830 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Ankara Asliye Dördüncü Ticaret


Mahkemesince verilen 6.3.1992 tarih ve 788-113 sayılı hükmün temyizen
tekkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde
verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup
düşünüldü;

Davacı vekili; müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olup tüm yükümlü­


lüklerini yerine getirdiği halde bir ihbarnameye dayanılarak akçeli vecibesini
yerine getirmediğinden bahisle ihraç olunduğunu, bunun anasözleşme ve
Kooperatifler Yasasına aykırı olduğunu ileriye sürerek ihraca ilişkin 7.11.1991
tarihli yönetim kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında; davacının parasal yükümlülüklerini yerine getir­


mediğini, ihbarnamelerin haklı nedene dayanıp yasal biçime uygun olduğu­
nu ileriye sürerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; iddia ve savunmaya, toplanan delillere göre Koop. Yasası­


nın 16 ve 27. maddelerine göre parasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen
üyenin ihracına karar verilebilmesi için usulüne uygun iki ihbarın zorunlu
olup, olayda ise tek bir ihbarname ile ihraç kararı verildiği sonucuna varıla­
rak davanın kabulü ile ihraca ilişkin yönetim kurulunun 7.11.1991 tarihli ka­
rarının iptaline, davacının üyeliğinin devam ettiğinin subutuna karar verilmiş­
tir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara ve kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere


ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Koop. Kanununun
27. maddesinde yazılı iki ihtara ilişkin hükmün emredici mahiyette olması
sebebiyle, bu hükme aykırı olan anasözleşmedeki tek ihtarın yeterli olduğu
yolundaki hükmü uygulanamayacağından onanması gerekmiştir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün


temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün (ONAN­
MASINA), 7.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına,
14.5.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------- ---------------------------------------------- 1831

T.C.
YARGITAY
Onblrinci Hukuk Dairesi

E. 1992/3522
K. 1993/3873
T. 24.5.1993

• ÖLEN KİŞİNİN HATIR İÇİN KARŞILIKSIZ TA­


ŞINMASI
• ÖZEL SORUMLULUK (TEHLİKE)
SORUMLULUĞU
• SİGORTALININ SORUMLULUĞUNUN
GENEL HÜKÜMLERE TABİ OLMASI

ÖZET : Karayolları Trafik Kanununun maddesine


re;yaralanan ve ölen kişi hatır için taşınmış
nın sorumluluğu genel kurallara tâbidir. Bu nedenle; hatır
taşımalarından doğan zarar, zorunlu malî sorumluluk si­
gortası kapsamı dışında kalır.
(2918 s. Trafik K. m. 85, 87, 92)

Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Beşinci Asliye Ticaret


Mahkemesince verilen 29.1.1992 tarih ve 718-17 sayılı hükmün temyizen
tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde
verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup
düşünüldü;

Davacılar vekili, 13.11.1988 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonu­


cu davalıya sigortalı otomobilde bulunan ve müvekkillerinin murisi olan Hü­
seyin'in 23.11.1988 tarihinde vefat ettiğini, davalının zorunlu trafik sigortası
gereğince 2.500.000 lira ile sorumlu olduğunu ileri sürerek bu meblağın
5.4.1989 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, davacıların murisinin içinde bulunduğu aracın müvekkiline


mecburi malî mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunduğunu, ancak poliçe ge­
nel şartları 3/9. maddesi ve KTK.nun 92/c maddesi gereğince hatır için taşı­
malarda meydana gelen zararların teminat kapsamı dışında kaldığını savu­
narak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; iddia, savunma, dosyadaki yazılı kanıtlar ve bilirkişi raporu­


na nazaran, zorunlu trafik sigortası motorlu aracın işletilmesine bağlı tehlike
1832 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

sorumluluğunu kapsadığı, hatır taşımasında da aracın işletilmesine bağlı bir


zarar söz konusu ise zararın poliçe güvencesinden karşılanması gerektiği,
çünkü tehlike sorumluluğunun aracın işletilmesine bağlı olduğu, KTK.nun
92. maddesinde zorunlu malî sorumluluk sigortası dışında kalan durumlar
tek tek sıralandığı halde, burada hatır taşımasına yer verilmediği çünkü, ha­
tır taşımasının tehlike sorumluluğuna bağlı olarak zorunlu trafik sigortası
kapsamında bulunduğu, bu nedenle de poliçe genel şartlarının 3. maddesi­
nin 9. fıkrasında yer alan ve hatır taşımasını poliçe kapsamı dışında tutan
kuralın sistem olarak KTK.nun içeriğine ters düştüğünden geçersiz olduğu,
bu duruma göre KTK.nun 85/1 ve 91. maddeleri gereğince davacıların uğ­
ramış oldukları zararın zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında kaldığı ge­
rekçesiyle 2.500.000 liranın 5.4.1989 tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlik­
te davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Davacılar murisleri Hüseyin'in sigortalı (H.Ç.)'ye ait mecburi malî mesuli­


yet sigortası ile sigortalı olan özel vasıta ile seyahat ederken, 13.11.1988
günü meydana gelen kazada hayatını kaybetmiştir. Davacılar, murislerinin
ölümü nedeniyle seyahat etmekte olduğu sigortalı aracın sigortasına mec­
buri malî mesuliyet sigortasında şahıs başına olan 2.500.000 lira tazminatın
ödenmesi için dava açmışlardır.

Davacıların murisinin sigortalı araçta hatır için karşılıksız taşınan bir kişi
olduğu, davalı sigortaca ileri sürülmüş, davacılar da bu suvunmaya karşı
çıkmamışlardır. Kısacası, müteveffanın sigortalı araçta hatır için karşılıksız
taşınan bir yolcu olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur.

Karayolları trafik mecburi mesuliyet sigortası genel şartlarında teminat


dışında kalan halleri belirleyen 3. maddenin (g) bendinde hatır için karşılık­
sız taşınan kimselerin yaralanmaları veya ölmeleri nedeniyle araç malikine
ve işletenine karşı ileri sürecekleri taleplerin karşılanmayacağı açıklanmıştır.

Karayolları Trafik Kanununun 87. maddesinde yaralanan veya ölen kişi


hatır için karşılıksız taşınmakta ise sigortalının sorumluluğunun genel hü­
kümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Kanunun bu açık hükmü karşısında hatır
için taşınan kişilere karşı işletenin sorumluluğunun Trafik Kanununun 85.
maddesinde düzenlenen özel sorumluluk (tehlike sorumluluğu) şeklinde ol­
mayacağının kabulü gerekir. Keza, aynı Kanunun 91. maddesinde işletenin
85. maddesinin birinci fıkrasında belirlenen sorumluluklarının karşılanmasını
sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası yaptırmalarını zorunlu kıldığına
göre, mecburi malî mesuliyet sigortasının konusunun Trafik Kanununun 85.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1833

maddesinde düzenlenen sorumluluk olduğu konusunda kuşku duymamak


gerekir. Kanunun 87. maddesi malî mesuliyet sigortasının temin ettiği so­
rumluluğun istisnasını göstermiş olması karşısında, aynı Kanunun 92. mad­
desinde ayrıca ve açıkça belirtilmemiş olması, hatır taşımalarının zorunlu
malî sorumluluk sigortası kapsamında kaldığı sonucuna varılamaz.

Değinilen nedenlerle davanın reddi gerekirken kabulü yolunda karar ve­


rilmesi yasaya aykırı olduğudan hükmün bozulması gerekmiştir.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin temyiz itirazları­


nın yerinde olduğundan kabulü, ile hükmün (BOZULMASINA), ödediği tem­
yiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.5.1993 tarihinde oyçok-
luğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
*
• Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına ne­
den olursa, motorlu aracın işleteni, bu eylminden sorumlu olur. İşleten , bu sorum­
luluğun karşılanmasını sağlamak üzere "malî sorumluluk sigortası" yaptırmak zo­
runluluğundadır. Bu sigortaya zorunlu malî sorumluluk sigortası, yaygın deyimle
"trafik sigortası" adı verilir.

Görülüyor ki, zorunlu malî sorumluluk sigortası, yani trafik sigortası, motorlu
aracın işletilmesine bağlı bir tehlike sorumluluğunu kapsamaktadır. Hatır taşımala­
rında, işletenin sorumluluğu için genel kuralların öngörülmesi, hatır taşımalarında
taşınan kişiler yönünden ölüm veya yaralanmalardan doğan zararın anılan sigorta­
nın kapsamı dışında kalmasını gerektirmez. Çünkü, tehlike sorumluluğu aracın iş­
letilmesine bağlı olup, taşımanın türüne bağlı değlidir. Aksi halin düşünülmesi, bir
motorlu aracın işletilmesini tehlike kabul eden ve bu durumu zorunlu sigortaya
bağlayan sisteme de aykırı olur.

Öte yandan, KTK.nun 92. maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortası dı­
şında kalan haller tek tek sıralandığı halde burada hatır taşımasına yer verilmemiş
bulunmaktadır. Bunun sonucu, hatır taşımasının tehlike sorumluluğuna bağlı ola­
rak zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı içinde kaldığının kabulü gerekir.
Ayrıca, bu kabul biçimi hak ve adalete uygundur.

Karayolları Trafik Kanununda, hatır taşımasına ilişkin zararların zorunlu malî


sorumluluk sigortası kapsamına alınması yasaklanmadığına göre, sigorta genel
şartları ile hatır taşımasından doğan zararların sigorta teminatı dışında bırakılması
buyurucu kurala bir aykırılık oluşturur ve bu nedenle de genel şartların 3/g mad­
desi geçersiz olur. Yasaya aykırı genel şartın uygunamayacağı da açık ve seçiktir.
1834 --------------------- ---------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Yukarıdan beriaçıklanan nedenlerle hatır taşımalarından doğan bedensel zara


lar zorunlu malî sorumluluk sigortası kapsamına girdiği anlaşıldığından, yerel
mahkeme kararının o n a n m a s ı gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun kara­
rına katılmıyorum.

Gönen ERİŞ
Üye

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi

E. 1993/10155
K. 1993/13972
T. 23.9.1993

• SOSYAL SİGORTA PRİM BORCU


• İTİRAZIN KESİN OLARAK KALDIRILMASI

ÖZET : 506 sayılı Yasanın 81. maddesine göre; sigorta


primlerinin ödenmesi için Kurum'ca işverene yapılacak
bildirim üzerine prim borçları ödenmezse, Kurum'ca dü­
zenlenecek belge llK .nun 68/1. maddesinde yazılı belgeler­
den sayılmıştır. Anılan belgenin düzenlenebilmesi ve 68/1.
maddede yazılı belgelerden sayılabilmesi için sigorta prim­
lerinin ödenmesi hakkında K urum ’ca işverene, tebligat ya­
pılması ve verilen süre içerisinde ödenmemiş olması gere­
kir. Bu koşul gerçekleşmeden düzenlenen belge, anılan
maddede yazılı belgelerden sayılmaz.
(506 S. SSK. m. 81)
(2004 S. İİK. m. 68/1)

Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından is­
tenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 2.8.1993 tarihinde
gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------------------------------------------------1835

Prim tahakkuk ve takip belgesinde, prim borcunun borçlulara tebliğ edi­


lemediği yazılıdır. Prim borcu tebliğ edilmişse, tebliğ belgesinin gönderilmesi
için dosya geri çevrilmiş olmasına rağmen tebliğ belgesi gönderilememiştir.
506 sayılı Yasanın 81. maddesine göre, sigorta primlerinin ödenmesi için
Kurum'ca işverene yapılacak bildirim üzerine prim borçları ödenmezse Ku-
rum'ca düzenlenecek belge ilK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden sa­
yılmıştır. Anılan belgenin düzenlenebilmesi ve 68/1. maddede yazılı belge­
lerden sayılabilmesi için, sigorta primlerinin ödenmesi hakkında Kurum'ca
işverene tebligat yapılması ve verilen süre içerisinde ödenmemiş olması ko­
şuldur. Bu koşul gerçekleşmeden düzenlenen belge anılan maddede yazı­
lan belgelerden sayılmaz. Borçlu takibe itiraz edip borcu olmadığını bildirdi­
ğine, takip dayanağı belge 68/1. madede yazılı belgelerden olmadığına ve
itirazın kaldırılması istemi de 68/1. maddedeki belgelere dayanmadığından
istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması
isabetsizdir.

S o n u ç : Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yu­


karıda yazılı nedenle İlK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca
(BOZULMASINA), 23.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi

E. 1993/9903
K. 1993/14417
T. 30.9.1993

• İPOTEĞE İLİŞKİN TAKİP İSTEĞİ


(Şikâyet süresi)

ÖZET : İpotek alacaklısı ipotek belgesinin, akit tablosu­


nun tapu idaresince verilen resmî bir örneğini takip talep­
namesine ekleyerek takip isteğinde bulunabilir. İpotek bel­
gesinin akit tablosunun takip talepnamesine eklenmemiş
1836 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

olması kamu düzeniyle ilgili bulunmadığından şikayet sü­


reye bağlıdır.
(2004 S. İİK. m. 148, 16)

Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından


istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 26.7.1993 tari­
hinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

IlK.nun 148. maddesi gereğince ipotek alacaklısı, ipotek belgesinin, akit


tablosunun tapu idaresince verilen resmî bir örneğini takip talepnamesine
ekleyerek takip talebinde bulunabilir. İpotek belgesini, akit tablosunun takip
talepnamesine eklenmemiş olması kamu düzeniyle ilgili bulunmadığından
şikayet süreye tabidir. 151 örnek icra emri borçluya 18.11.1992 tarihinde
tebliğ edilmiş, borçlu 7 günlük şikâyet süresi geçtikten sonra 12.2.1993 ta­
rihli dilekçeyle başvurarak icra emrinin iptalini istemiştir. İcra emrinin iptali
şikâyetin süreden reddi gerekirken şikâyetin kabulü isabetsizdir.

S o n u ç : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının


yukarıda yazılı nedenle IlK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca
(BOZULMASINA), 30.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onüçüncü Hukuk Dairesi

E. 1993/5631
K. 1993/7554
T. 12.10.1993

• YABANCI ÜLKEDE DÜZENLENEN


VEKÂLETNAME
(Türk hukuku bakımından geçerlilik durumu)
(isbat gücü)

ÖZET : Kural olarak; yabancı bir ülkede, o ülkenin yetkili


makamı tarafından doğrudan düzenlenen veya onanan se­
netler , o yabancı ülkedeki Türk konsolos veya siyasi me-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1837

murlannca onaylanmış olmadıkça bu senetlerin Türkiye'de


resmî senet olarak kabulü mümkün değildir. Yabana otori­
tenin düzenlediği resmî senetler de şeklen geçerlidir. A n­
cak, Türkiye'de isbat gücü bakımından Türk Kanunlarına
tabidir. Almanya'nın Hanau Noterliği'nce düzenlenen ve­
kâletnamenin geçerli olup olmadığının tesbiti için Alman­
ya Deoleti'nin; "Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki M ecbu­
riyetinin Kaldırılması Hakkındaki La Haye Sözleşm esin­
de" akit devlet olup olmadığı, akit devlet ise Sözleşmenin
3. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği gibi aramızda gerek
karşılıklı uygulama ve gerekse iki veya çok taraflı ayn söz­
leşmelerle tasdik şerhi işleminin kaldırılması, basitleştiril­
mesi, tümden bağışık tutulma durum unun olup olmadığı
Adalet Bakanlığı 'ndan sorulup tesbit edilmek ve belirlene­
cek sonuca göre bir karar verilmelidir.
(1086 S. HUMK. m. 296)
(3456 s. Noterlik K. m. 195)
(2675 S. MÖUHK. m. 6)
(Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin
Kaldırılması Sözleşmesi m. 2, 3, 4)

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda,


ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hük­
mün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz
dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşu­
lup düşünüldü:

Davacılar, davalının vekili tarafından verilen ibranameye rağmen ibra ko­


nusu alacağı için icra takibine geçtiğini beyanla borçlu olmadıklarının tesbiti-
ne, % 40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, Almanya Hanau Noterliği'nde düzenlenen vekâletname ile Moni-


ka isimli kişiyi vekil tayin ettiğini, bu vekâletnamede vekilin ibra yetkisinin ol­
madığını, vekilin davacılardan hiçbir meblağ da almadığını, ibranın vekili ta­
rafından verildiğinin kanıtlanması gerektiğini, Türk Konsolos ve siyasi me­
murları tarafından onaylanmadığı için vekâletnamenin geçerli olmadığını be­
yanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, vekâlet ilişkisinin mercii hâkimliğinde tartışıldığı, Türk Kon­


solos veya siyasi memurları tarafından onaylanmadığı, geçerli bulunmadığı,
1838 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

davalının da kabul etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş;


hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Yanlar arasındaki uyuşmazlık, Almanya Hanau Noterliği'nde düzenlenen


vekâletnamenin Türkiye'de bir hukukî işlemde kullanılabilmesi için, Türk Kon­
solos veya siyasi memurlarınca onaylanmış olmasının gerekip gerekmediği
ile vekâletnamede ibra yetkisinin vekile verilip verilmediği, vekilin ibra karşılı­
ğı bir meblağ alıp almamasının ibraya etkisi ve ibranamenin gerçekten vekil
tarafından verilip verilmediği noktalarında toplanmaktadır. Öyle ise sağlıklı bir
çözüm, için yabancı bir ülkede düzenlenen vekâletnamenin Türkiye'de Türk
hukuku açısından geçerlilik durumu ile isbat gücü üzerinde öncelikle durul­
malıdır. Kural olarak; yabancı bir ülkede, o ülkenin yetkili makamı tarafından
doğrudan düzenlenen veya tasdik edilen senetler, o yabancı ülkedeki Türk
Konsolos veya siyasi memurlarınca onaylanmış olmadıkça, bu senetlerin
Türkiye'de resmî senet olarak kabulü mümkün değildir. Türk Konsolos veya
siyasi memurları tarafından onaylanmamış olması, o senedin geçerliliğini
hiç bir zaman etkilemez. Sadece isbat kuvvetine etkili olur. Resmî senet
olarak nitelendirilemez. Resmî senedin sağladığı isbat imkânlarından yok­
sun olur (HUMK. m. 296 ve Noterlik Kanunu m. 195). Nitekim, MÖUHK.nun
6. maddesiyle de özet olarak, yabancı otoritenin düzenlediği senetlerin de
şeklen geçerli olduğu, ancak Türkiye'de isbat kuvveti bakımından Türk Ka­
nunlarına tabi olduğu açıklanmıştır.

Ne varki Türkiye, 5.10.1961 tarihli "Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki


Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki La Haye Sözleşmesi"ni 1984 yılında
onaylamış, sözleşme Türkiye için 1985 yılında yürürlüğe girmiştir (27.7.1984
T., 1984/8373 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı; RG., 16.9.1984 T., 18517 S.).

Anılan sözleşmenin 1. maddesinde; "sözleşmenin, Akit Devletlerden biri­


nin ülkesinde düzenlenmiş olupta, diğer bir Akit Devlet ülkesinde kullanıla­
cak olan resmî belgelere uygunalacağı, amaçları bakımından noter senetle­
rinin de resmî belgeler arasında sayıldığı", 2. maddesinde; "Akit Devletler­
den her birinin bu sözleşmenin uygulama alanına giren ve kendi ülkesinde
kullanılacak olan belgeleri tasdik işleminden bağışık tutacağı... tasdik işle­
minden yalnız belgenin kulanıldığı ülkenin diplomasi veya konsolosluk me­
murları tarafından belgedeki imzanın doğruluğunun, belgeyi imzalayan kişi­
nin hangi sıfatla imzaladığının veya gerekirse üzerindeki mühür veya dam­
ganın aslı ile aynı olduğunun teyidi işleminin anlaşılacağı", 3. maddesinde
ise; "imzanın doğruluğunun, belgeyi imzalayan kişinin sıfatının veya gerekti­
ğinde bu belge üzerindeki mühür ve damganın aslı ile aynı olduğunun teyidi
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1839
için zorunlu görülebilecek tek işlemin 4. maddede tanımlanan tasdik şerhi­
nin belgenin verildiği devlet yetkili makamınca bu belgeye konulmasından
ibaret olduğu.... Bu fıkrada belirtilen işleme uyulmasının gerek belgenin kul­
lanıldığı ülkede yürürlükte bulunan yasa, yönetmenlik veya uygulamalarla,
gerekse iki veya daha çok akit devlet arasındaki bir anlaşma ile böyle bir iş­
lemin kaldırılmış, basitleştirilmiş veya tasdikten tüm bağışık tutujmuş olması
hallerinde istenemiyeceği", 4. maddesinde de; "3. maddenin 1. fıkrasında
öngörülen tasdik şerhinin bizzat belgenin veya buna eklenecek bir kağıdın
üzerine konulacağı, tasdik şerhinin sözleşmedeki örneğine uygun ve şerhi
koyan devlet dilinde düzenleneceği, ancak tasdik şerhinin "Apostille Con­
vention de La Haye du 5 Octobre 1961" başlığının Fransızca olması gerekti­
ği" hükümlerine yer verilmiştir. Sözleşmenin az yukarıda açıklanan hükümle­
rine göre akit devletlerden birinde düzenlenen resmî belgenin, kullanıldığı
ülkenin yetkili konsolos veya siyasi memurları tarafından onaylanması koşul
ve mecburiyeti kaldırılmış 3. ve 4. maddelerdeki işlemlerle resmî senet nite­
liği verilmiştir.

Almanya'nın anılan sözleşmede akit devlet olması durumunda, uyuşmaz­


lığa özel nitelikteki bu sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinde du-
raksanmamalıdır. Bu durumda ise davalı, Almanya Hanau Noteri Dr. Lind
tarafından onaylanan vekâletname ile bayan Monika’yı vekil tayin ettiğini ka­
bul etmektedir. Ancak, bu beyanı açık ve net değildir. İbranamede sözü edi­
len vekâletname, Almanya Hanau Noteri Dr. Lind tarafından düzenlenen ve­
kâletname ise ve sözleşmenin 3. ve 4. maddeleri gereğince Alman yetkili
makamınca bu vekâletnameye "tasdik şerhi” verilmişse vekâletname Türki­
ye'de de resmî belge niteliğindedir. Bu nitelikteki bir belge ancak sahtelik id­
dia veya davasının subutu ile hükümden düşürülebilir. Davalının belgeyi ka­
bul etmemesi isbat gücüne etkili olmaz. Mahkemece, anılan sözleşme ve
bu sözleşmenin açıklanan hükümleri yönünde hiç bir inceleme ve araştırma
yapılmamıştır. İcra Tetkik Mercii Hâkimliğinin taraflara ve konuya ilişkin
7.2.1992 gün, 1991/231 esas, 992/30 kararı takib hukukuna özgü kurallar
içinde verilmiş bir karar olup, genel hükümlere göre açılmış bu davada delil
olamaz. Öyle ise mahkemece yapılacak iş; Almanya Devleti'nin "Yabancı
Resmî Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkmdaki La Haye
Sözleşmesi'nde akit devlet olup olmadığı, akit devlet ise sözleşmenin 3.
maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği gibi aramızda gerek karşılıklı uygulama
ve gerekse iki veya çok taraflı ayrı sözleşmelerle tasdik şerhi işleminin kal­
dırılması, basitleştirilmesi veya tümden bağışık tutulma durumunun olup ol­
madığı Adalet Bakanlığı'ndan sorulup tesbit edilmek, bu tesbite göre Alman-
1840 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

ya'da, Alman yetkili noteri tarafından düzenlenen vekâletnamenin Türki­


ye'de resmi vekâletname olarak kabul edilip edilmeyeceğini değerlendir­
mek, resmî vekâletname olarak kabulü halinde, vekilin 5.7.1991 tarihli ibra­
nameyi verme yetkisinin olup olmadığı, ibranamenin vekil tarafından düzen­
lenip düzenlenmediği üzerinde durulmak, gerekirse bu konularda tarafların
delil ve karşı delilleri toplanmak ve böylece hâsıl olacak sonuca uygun bir
karar vermekten ibarettir.

Mahkemenin açıklanan tüm bu hususları gözardı edip, yasa hükümlerini


uygulamada ve nitelendirmede yanılgıya düşerek yazılı gerekçe ile davanın
reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar


yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onüçüncü Hukuk Dairesi

E. 1993/6810
K. 1993/8806
T; 15.11.1993

• HASILAT KİRASI TARIM GİDERLERİ


• KİRACININ HAKLARI

ÖZET : K iraa; tarım giderleri için tazminat alacağım


haksız iktisap ilkelerine dayanarak ancak işlemekte olan ki­
ra bedeline mahsup suretiyle isteyebileceği gibi, bu hakkı
mahsup dışında bağımsız olarak da ileri sürebilir. Kira pa­
rası peşin alınmış ise mahsup olanağı kalmaz. Ü rün gider­
lerinin mahsubu yalnız ürün kira bedelinden olur. Bunun
dışında hiç bir tazminat verilemez. Ürün kirası konusu­
nun iyileştirilmesi (ıslahı) için talep haklan saklıdır. Bura­
da kiracıya verilecek tazminat tesbit edilirken yalnız yaptı-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1841

ğı masraflar değil harcadığı emek de hesaba katıl


dan başka hâkim, sözleşmenin sona ermesinde kiracının
kusurlu olduğunu saptarsa bir indirme de yapabilir.
(818 S. BK. m. 294/2)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilam­


da yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hük­
mün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz
dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşu­
lup düşünüldü:

Davacı, taraflar arasında Eceabat Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1985/115


esas ve 1986/9 sayılı kararıyla kesinleşen muarazamn önlenmesi davasında
hasılat kirasından doğan 11.920.037 TL.sı zirai ürün bedelinin davalıca tah­
sil edildiğini, bu miktar ürünün yetiştirilmesi için asgari 8.025.710.83. TL. sı
zirai masraf yapmak zorunda kaldığını öne sürerek, BK.nunun 294/2. hük­
münce ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacı kiracının devşirilmemiş ürünlerin kiralayana teslimine ka­


dar bu ürünlerle ilgili yaptığı zirai masrafları ancak hasılat kirası akdinin so­
na erme tarihine kadar işlemekte olan kira miktarı oranı ile sınırlı olarak iste­
yebileceğini, fazlasını talebe hakkı bulunmadığını savunmuştur.

Mahkemece, hasılat kirasına konu taşınmazda devşirilmemiş semereler


için davalı kiracının karşıladığı tarım giderlerinin tamamı 8.025.710.83 TL. sı­
nın davalı kiralayandan alınmasına karar verilmiştir.

Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Eceabat Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1985/115 esas ve 1986/9 karar


sayılı kesinleşen hükmü ile; taraflar arasında Yenimahalle Noterliği’nce dü­
zenlenen 16.5.1968 tarih ve 3859 yevmiye numaralı hasılat kirası sözleşme­
sindeki sürenin son bulmasına rağmen kiracı tarafından kiralananın teslim
ve tahliye edilmemesi üzerine kiralayanlar (iş bu davada davalılar) tarafın­
dan kiracı aleyhine (bu davada davacı) açılan muarazamn önlenmesi davası
sonunda aktin bitim tarihinde henüz devşirilmemiş ürünlerin kiralayanlara ait
olacağı tesbit edilip ürün karşılığı 11.920.037 TL.sının kiracıdan tahsiline ka­
rar verildiği anlaşılmaktadır.
*
Yargılamada taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmadığı gibi
mahkemenin kabulü de bu doğrultudadır. Uyuşmazlığın çözümlenmesi yasa
1842 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

koyucunun BK.nun 294/2. maddesinde güttüğü amacın yorum yoluyla tesbi-


tinde toplanmaktadır. Öncelikle belirtelim ki, kiracının tarım giderleri için taz­
minat alacağını haksız iktisap ilkelerine dayanarak ancak işlemekte olan kira
bedeline mahsup suretiyle ileri sürebileceği gibi, bu hakkı mahsup dışında
bağımsız olarak ta dermeyan edebilir. Gerçekten; örneğin kira parası peşin
ödenmiş bulunuyorsa mahsuba imkan kalmıyacağı çok açıktır (Federal Mah­
keme Kararı BGE 55 II 367 yahut sem. jud. 1930, sh. 458). O nedenle dava­
da bu hakkın bağımsız olarak istenmesinde bir usulsüzlük görülmemiştir.
BK.nunun 294/2. maddesinde "şu kadarki kiracı, tarım giderlerini hâkimin be­
lirlediği miktarda olmak üzere, kiraya verenden tazmin ettirebilir. Bu tazminat
işlemekte olan kiralara mahsup edilir" denilmektedir. İşte; Yasa Koyucu bu
madde ile hasılat kirasının kendisine özgü niteliğini de gözönünde tutarak se­
merelerin üretimi için yapılmış giderlerin akdin bitim tarihine kadar olan kira
bedelini aşmaması gerektiğini amaçladığı kabul edilmelidir. Diğer bir anlatım­
la, ürün giderlerinin mahsubu yalnız ürün kira bedelinden olur. Bunun dışında
hiç bir tazminat verilemez. Hemen vurgulayalımki, ürün kirası konusunun iyi­
leştirilmesi (ıslahı) için talep hakları saklıdır. Burada kiracıya verilecek tazmi­
nat tesbit edilirken yalnız yaptığı masraflar değil harcadığı emek de hesaba
katılacaktır. Bundan başka, hâkim aktin sona ermesinde kiracının kusurlu ol­
duğunu tesbit ederse bir idirme de yapabilir (bk., Oser-Schönenberger art
30 Nr. 2; Prof. Dr. Halûk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt:
1/2, Kira ve Ödünç Verme Sözleşmeleri, Üçüncü Bası, Ankarâ-1985, Sh.
192-193; Dr. Herman Becker, İsviçre Borçlar Kanunu Şerhi, Çeviren A. Suat
Dura, 1993, Yargıtay Yayınları No: 24, Sh. 360).

Şu durum karşısında, az yukarda açıklanan BK.nun 294/2. maddesinin


özüne ve sözüne uygun amacı doğrultusunda inceleme yapılmalı, hasıl ola­
cak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. Mahkemece, anılan yasa
maddesinin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması
usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

S o n u ç : Temyiz olunan mahkeme kararının açıklanan nedenlerle da­


valılar yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine,
24800 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara öden­
mesine, 15.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ------------------------------------------------------- 1843

T.C.
YARGITAY
Ondördüncü Hukuk Dairesi

E. 1993/1886
K. 1993/2626
T. 29.3.1993

• MEN'I MÜDAHALE
• TAPULAMA
• GÖREV
• DAVALARIN AYRILMASI

ÖZET : Sulh Mahkemesinde elatmanın önlenmesi ve kal’


istemi ile açılan dava sırasında, bölgeye tapulama girmesi
ve taşınmazın tapulama tutanağının düzenlenmesi halin­
de; Tapulama mahkemesince kal' karan verilemeyeceğin­
den, davalann tefrikine ve müdahale ile ilgili talep yönün­
den dosyanın tapulama mahkemesine gönderilmesine, sulh
mahkemesindeki davanın ise, tapulama mahkemesindeki
davanın sonucuna kadar bekletilmesine karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 25, 26, 27)

Davacı Yusuf tarafından, davalı Kadir aleyhine 22.10.1991 gününde veri­


len dilekçe ile tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve duvarın da yıktırıl­
ması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; 3402 sayılı Kadastro Ka­
nunu hükümleri gereğince görevsizliğe ve dosyanın görevli Yozgat Kadast­
ro Mahkemesi'ne gönderilmesine dair verilen 26.11.1992 günlü hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde ol­
duğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya
ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:

Dava, taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal' isteminden ibarettir. Dava­


nın devamı sırasında bölgeye kadastro gelmiş ve taşınmazın tapulama tuta­
nakları düzenlenmiştir. Hal böyle olunca elatmanın önlenmesiyle ilgili dava­
ya kadastro mahkemesinde bakılmalıdır. Ne varki bunun sonucu olarak kal'
de istenmektedir. Kal'e tapulama mahkemesinde karar verilemez. O halde
kal' ile ilgili istek tapulamadaki hukuki ve geometrik durumun belirlenmesini
müteakip verilecek müdahele ile ilgili karardan sonra bu mahkemede ele
alınmalı, belirlenecek duruma göre hüküm verilmelidir. Bunun için temyiz is­
teğinin kabulü ile davanın tefrikine, müdahale ile ilgili talep yönünden dos-
1844 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

yanın kadastro mahkemesine devrine, sulh hukuk mahkemesindeki kal' ile


ilgili davanın tapulamadaki davanın sonucuna değin bekletilmesine karar
verilmemesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

S o n u ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile


hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde iadesine, 29.3.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Ondördüncü Hukuk Dairesi

E. 1992/7383
K. 1993/2696
T. 30.3.1993

• ELATMANIN ÖNLENMESİ
(Çaplı yer)
(Ark)

ÖZET : Davalının, yalnızca davacının tapulu taşınmazın­


dan geçen ve pafta ve çapta gösterilen ark'ı kullanmaktan
ibaret olan fiili, tapulu yere elatma olarak kabul edilemez.
(3402 s. Kadastro K. m. 16/B-son)
(743 S. MK. m. 618)

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 2.7.1991 gününde verilen dilek­


çe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda,
davanın kabulüne dair verilen 8.5.1992 günlü hükmün Yargıtay'ca incelen­
mesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz di­
lekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün ka­
ğıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:

Dava, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteminden ibarettir. Dava­


lılar; taşınmaza müdahale etmediklerini, davacının müdahale olarak iddia et­
tiği işlemin ise taşınmazın paftasında dahi gözüken ark'ı kullanmadan ibaret
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------------------------------------------------1845

olduğunu, ark’ın pafta ve çapta işaretli bulunması dolayısı ile kullanmanın


elatma kabul edilemeyeceğini savunmuşlardır. Bilirkişi pafta ve çapta ark'a
işaret edildiğini raporunda açıkladığına göre bunlar gözetilmeden davanın
kabulü ile elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

S o n u ç : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hük­


mün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine,
30.3.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onbeşinci Hukuk Dairesi

E. 1993/1866
K. 1993/1907
T. 22.4.1993

• SÜRESİZ SÖZLEŞME
• DAVALININ TEMERRÜDÜ
(İmkânsızlık)

ÖZET : Süresiz hale gelmiş inşaat sözleşmelerinde, aktin


feshedilebilmesi için davalının temerrüde düşürülmesi ge­
rekir.

BK.nun 117. maddesi anlamında bir imkânsızlık


tesbit edildiğinde, taraflara atfı kabil bu kusur izafe edile­
meyeceği için aktin feshine gidilmelidir.
(818 S. BK. m. 106, 117, 371)

Taraflar arasındaki davanın, (Fatih ikinci Asliye Hukuk Hâkimliği)nce


görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 8.4.1992
tarih ve 348-297 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar
vekili tarafından istenmiş olmakla; temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik
nedeniyle iade edilen dosya tekrar gelmekle incelendi, gereği konuşulup dü­
şünüldü:
1846 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Taraflar arasındaki sözleşmede, davacılara ait arsa üzerinde bitişik veya


ayrık nizama göre inşaat yapılması kararlaştırılmış olup bağımsız bölümlerin
paylaşılma şekli de aynı sözleşmede gösterilmiştir. Sözleşmenin inikadın­
dan sonra heriki tarafın rızasıyla ayrık nizama göre inşaat yapılması husu­
sunda belediyeye müracaat edilmiştir. Büyükşehir Belediyesinin imar duru­
munu değiştirmesi sebebiyle müracaat tarihi itibariyle dört ayrı blok şeklinde
inşaat yapılabilecek iken, arsanın bir kısmının başka amaçlarla kullanılması­
nın düşünülmesi sebebiyle imar çalışmaları gecikmiştir. Son duruma göre
de, bir kısım işlemlerin tamamlanması halinde arsa üzerinde üç ayrı blok
şeklinde inşaat izni verilebileceği anlaşılmaktadır. Davalı vekili davadan
sonra davacılara çektiği ihtarnamede arsa sahiplerine verilmesi gereken
blokları yapmaya hazır olduğunu, yapılamayan kısmın kendisine ait olduğu­
nu bu duruma da razı bulunduğunu belirtmiş ve akdi ifaya hazır olduğunu
açıklamıştır. İnşaatın yapılmasının gecikmesindeki sebebin belediyenin iste­
nen şekilde inşaat yapımına izin vermemesinden kaynaklandığı açıktır. Nite­
kim heriki taraf da kendileri yönünden daha uygun bulunan ayrık inşaat ya­
pımı uğruna gecikmeye razı olmuşlardır. Hiçbir safhada arsa sahipleri tara­
fından ayrık inşaattan vazgeçilip bitişik nizama göre yapım konusunda yük­
leniciye ihtar çekilmemiştir. O halde inşaata şu aşamada başlanamamasın-
da enaz yüklenici kadar davacı arsa sahiplerinin de rızası vardır. Böylece
süresiz hale gelmiş bulunan inşaat sözleşmesinde davalı tarafı mütemerrit
kılmak için ihtar çekilmemiştir. Akdin feshedilebilmesi için öncelikle BK.nun
106. maddesi uyarınca davalının temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Da­
valı temerrüde düşürülmemiştir. Ne varki ifa imkanının bulunup bulunmadığı
meçhul olan bu olayda tarafları uzun bir süre bu sözleşmeyle bağlı tutmak
da hakkaniyete uygun düşmeyecektir.

O halde mahkemece yapılacak iş; belediyeden alınan cevaplar yeterince


açık ve akdin sona erdirilmesi konusunda Yargıtay denetimine imkan ver­
mediğinden, son durum itibariyle sözleşmedeki şartlara uygun şekilde, da­
vacılara verilmesi gereken inşaatların yapılıp yapılamayacağının yeniden so­
rulması ve alınacak cevaba göre gerektiğinde bu konuda bilirkişilerden ek
rapor alınması ve davalının kendisine düşen blokların yapımından vazgeçe­
bileceğine dair beyanıda dikkate alınarak akdin devamında BK.nun 117.
maddesi anlamında bir imkansızlık bulunup bulunmadığının tesbitiyle imkân­
sızlık varsa bu konüda taraflara atfı kabil kusur izafe olunamayacağından
bu hususunda belirtilmesi suretiyle akdin feshine karar verilmesinden iba­
rettir. Belediyece bu konuda verilen ve yeterli bulunmayan cevaplara daya­
nılarak eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1847

Öte yandan ¡mahkemece davalılardan müteahhidin öldüğü, bu durumda


BK.nun 371. maddesi uyarınca akdin sona erdiği gerekçesinde de isabet
yoktur. Anılan maddeye göre inşaat sözleşmesinin sona ermesi, akdin mü­
teahhidin şahsı ve özel yetenekleri dikkate alınarak yapılmış olmasına bağlı­
dır. Oysa, olay bir inşaat yapımından ibaret olup sözleşme yüklenicinin şah­
sı nazara alınarak akdedilmiş değildir. Yüklenicinin mirasçılarının bizzat ya
da bir başkası eliyle inşaatı yapması da imkan dahilinde olduğundan olayda
BK.nun 371. maddesinin tatbiki mümkün değildir.

Bu durumda mahkemece; belirtilen hususlarda inceleme yapılarak sonu­


cuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle ve yazılı gerek­
çelerle davanın kabulünde isabet bulunmamış, temyiz itirazlarının kabulüyle
hükmün bozulması gerekmiştir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalılar


yararına (BOZULMASINA), 24.800 TL. duruşma vekillik ücretinin davacılar­
dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, öde­
dikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri veril­
mesine, 22.4.193 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onbeşinci Hukuk Dairesi

E. 1992/4528
K. 1993/2021
T. 29.4.1993

• SÖZLEŞME RANTI
• YÜKLENİCİNİN HAKETTİĞİ PAY

ÖZET : Sözleşmede belirlenen kat kurulması, hisse


tapusu verilmesine dair hüküm karşısında, (eser tamamen
bitmeden verilmeyeceğine dair) sözleşmeye bir şerh de ko­
nulmadığına göre, arsa sahibinin akit gereğince yüklenici­
ye gerekli yardımı yapması ilkesinden hareketle, davacı
1848 -------- --------------------------------------------- YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

yüklenicinin yaptığı iş oranında haketmesi gereken bağım­


sız bölüme tekabül eden arsa payının davacı yüklenici adı­
na tescili gerekir.
(818 S. BK. m. 369-370)

Taraflar arasındaki davanın, (Eyüp Üçüncü Asliye Hukuk Hâkimliği)n-


ce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen
12.5.1992 tarih ve 849-365 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tara­
fından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış ol­
makla; dosyadaki kağıtlar.okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Mahkemece, eserin zamanında bitirilmediği ve yüklenicinin henüz inşaa­


tı tamamlamadığı, çalışmalar devam etmekte ise de bu aşamada tapu al­
maya hak kazanmadığı görüşü ile dava reddedilmiştir. Oysa, sözleşmenin
13 ve 17. maddelerinde kat irtifakının kurulacağı ve hisse tapusunun verile­
ceği belirtilmiştir. Bu işlemlerin hangi aşamada yapılacağı yazılı değilse de
eser tamamen bitmeden tapu verilmeyeceğine dair bir şerh sözleşmeye ko­
nulmadığına göre arsa sahibinin akit gereğince yükleniciye gerekli yardım
yapması ilkesinden hareketle davacı yüklenicinin yaptığı iş oranında haket­
mesi gereken bağımsız bölüme tekabül eden arsa payının davacı adına tes­
cili gerekir. O halde mahkemece tarafların akti sürdürme yolundaki açıkla­
maları da dikkate alınarak inşaatın seviyesinin saptanması ve bulunacak
seviyeye göre davacıya verilmesi gereken arsa payı nisbetinde davanın ka­
bulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru
görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

S o n u ç : Yukarda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davacı


yararına (BOZULMASINA), istek halinde ödediği temyiz peşin harcının tem­
yiz eden davacıya geri verilmesine, 29.4.1993 gününde oybirliğiyle karar
verildi.

r
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------- ---------------------------------------- 1849

T.C.
YARGITAY
Onaltıncı Hukuk Dairesi

E. 1993/2130
K. 1993/10421
T. 11.10.1993

• KADASTRO
• METRUK ARAZİ

ÖZET : Kaçak ve yitik kişilerden Hâzineye kalan taşın­


mazlar, zilyedlikle kazanılamaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 18/2)

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen


hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde ol­
duğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görü­
şüldü;

Kadastro sırasında; 649 ada, 5 parsel sayılı, 4212 metrekare yüzölçü-


mündeki taşınmaz, kaçak ve yitik kişilerden kaldığı nedeniyle Hazine adına
tesbit edilmiştir. Ahmet, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava
açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin davacı
Ahmet adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafın­
dan temyiz edilmiştir.

Dava konusu çevre parsellere uygulanan kayıtlar çekişmeli parsel yönü­


nü metruke okumaktadır. Metruk arazinin Hazine tarafından dağıtıma tabi
tutulduğu kanıtlanamamıştır. Maddi delillere aykırı düşen bilirkişi ve tanık
sözlerine değer verilemez. Bu nedenle taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden
Hâzineye kaldığının kabulü zorunludur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/
2. maddesi uyarınca, kanunlar uyarınca Hâzineye kalan taşınmazların zi-
leydlikle kazanılması mümkün değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine
ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekil­
de karar verilmesi isabetsiz olduğundan, temyiz itirazlarının kabulü ile hük­
mün (BOZULMASINA), 11.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
1850 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Onaltıncı Hukuk Dairesi

E. 1993/1436
K. 1993/10828
T. 21.10.1993

• KADASTRO
• TAPU MALİKİNİN ÖLÜMÜ

ÖZET : Tapu kaydı, malikin ölümünden sonra tedavül


görmemesi ve mirasçıların dışındaki kimselerin 20 yılı aş­
kın zilyed olması nedeniyle hukukî gerçekliliğini yitirir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-c)

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen


hükmün Yargıtay'ca İncelenmesi davacı tarafından istenilmekle; temyiz iste­
ğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler
okundu, gereği görüşüldü:

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici ne­


denlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve tapu kayıt
sahibinin ölüm tarihi ile tesbit tarihi arasında 20 yılı aşkın süre geçtiği, taraf­
lar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığı, davalının taşınmaz üzerindeki zil­
yetliğinin çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla sürdüğü, tapu kaydının ma­
likin ölümünden sonra tedavül görmemesi nedeniyle hukukî geçerliliğini yi­
tirdiği ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-c maddesinde öngörülen ik­
tisap şartlarının oluştuğu saptandığına ve zilyetliğe değer verilerek hüküm
kurulduğuna göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve ya­
saya uygun olan hükmün (ONANMASINA), 21.10.1993 gününde oybirliği
ile karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ----- — --------------------------------- 1851

T.C.
YARGITAY
Onyedlnci Hukuk Dairesi

E. 1993/2258
K. 1993/11835
T. 28.10.1993

• KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ


9

ÖZET : Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren


sayılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi gereğince, tarım
alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması
mümkün olan yerlerin Hazine adına tescil edileceği hükmü
getirilmiştir. Aynı Yasanın geçici 4. maddesi, eldeki dava­
lara da uygulanması gerektiğinden krokide E ile gösterilen
ve tepe niteliğinde olduğu belirtilen bölümün sonuca göre
Hazine adına tescil edilmesi gerekip gerekmediği konusun­
da bir karar verilmelidir.

Ayrıca, 1971 nolu parselin tamamının asliye hu­


kuk mahkemesine aktarılan davanın konusu olduğu kabul
edilerek 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi de gözönünde bu­
lundurularak B, C, F ile işaretli bölümler hakkında hüküm
kurulup gerçek haksahibi adına tescile karar verilmesi gere­
kir.
(3402 s. Kadastro K. m. 18/1, 30, geçici m. 4)

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonun­


da, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi
içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
t
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararında özetle: Tüm komşu parsel
tutanakları ve onların dayanağı olan kayıt ve belgeler getirilmeli ve nizalı
parsel yönünün kime ait taşınmaz olarak gösterildiği incelenmeli, ondan
sonra deliller değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir, gereğine
değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine, par­
selin krokide E harfi ile işaretli kısmının tapulama dışı bırakılmasına, A ve D
harflariyle işaretli kısımların Hazine adına tesciline 3083 sayılı Sulama Alan­
larında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Yasası, Amasya Tapula­
ma Bölgesi'nde uygulanıncaya dek ihya edilen İsmail ve haleflerinin zilyet­
liklerinin Hâzinece ihlal olunmamasına, Hazine tarafından temliki tasarruflar­
1852 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

da bulunulmamasına, bu durumun kütüğün ve tutanağın şerhler hanesine


yazılmasına, C, B, F harfi ile işaretli bölümler hakkında herhangi bir dava
bulunmadığından tapulamanın tamamlanması için dosyanın Kadastro Mü­
dürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından
temyiz edilmiştir.

Mahkemece, 3.9.1986 tarihli keşif krokisinde A ve D ile işaretli bölümle­


rin Hazine adına tesciline, E ile işaretli bölümün tepe olması nedeniyle ka­
dastro harici bırakılmasına Asliye Hukuk Mahkemesinin keşif sırasında dü­
zenlenen 21.5.1961 günlü krokinin uygulanması sonunda B, C ve F işaretli
bölümlerinin aktarılan davanın konusu olmaması nedeniyle kadastro işlemi­
nin tamamlanması için tutanak ve eklerinin Kadastro Müdürlüğüne iadesine
karar verilmiştir. Ne varki, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 3402 sa­
yılı Kadastro Yasasının 18/1. maddesi gereğince tarım alanına dönüştürül­
mesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerin Hazine adına
tescil edileceği hükmü getirilmiştir. Aynı Yasanın geçici 4. maddesi bu hü­
küm eldeki davalara da uygulanması gerektiğinden krokide E ile gösterilen
ve tepe niteliğinde olduğu belirtilen 2155 metrekarelik bölümün sözkonusu
hüküm karşısında değerlendirilerek sonucuna göre Hazine adına tescil edil­
mesi gerekip gerekmediği konusunda bir karar verilmelidir.

Ayrıca C, D ve F ile işaretli bölümlerin çekişmeli 971 nolu parselle bir


bütün olduğu anlaşılmaktadır. Asliye Hukuk Mahkemesinin keşif sırasında
düzenlenen 21.5.1991 tarihli krokinin teknik ölçüm ve sınırlamadan yoksun
basit bir kroki olduğu uzman bilirkişi tarafından açıklanmıştır. Gerçekten söz
konusu krokide kenar uzunlukları gösterilmiş ve sınırdaki taşınmazlar işaret­
lenmiştir. Kadastro sırasında düzenlenen parsel krokisi fotogometri yöntemi
ile düzenlenmiştir. 21.5.1961 tarihli krokide düzenlenen dava konusu taşın­
maz ile komşu taşınmaz arasında herhangi bir boşluk gösterilmemiştir. Şu
hale göre 971 nolu parselin tamamının Asliye Hukuk Mahkemesine aktarı-*
lan davanın konusu olduğu kabul edilerek 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi
de gözönünde bulundurularak B, C, F ile işaretli bölümler hakkında hüküm
kurulup gerçek haksahibi adına tescile karar verilmesi gerekir.

Davacı Hâzinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıkla­


nan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), 28.10.1993 gününde oybirliğiyle
karar verildi. /
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1853

T.C.
YARGITAY
Onyedinci Hukuk Dairesi

E. 1993/6046
K. 1993/11976
T. 2.11.1993

• KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ


• ASKI İLÂN SÛRESİ
• KADASTRO TUTANAKLARI
• KAYIT VE BELGELER

ÖZET : Kadastro hâkimi, askı ilân süresi içinde açılacak


davalar ile kadastro m üdürlüğü tarafından mahkemeye
tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları
ve yerel hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında
dava dosyası açtıktan sonra ilgililerin başvurularını bekle­
meksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlen­
mesine etkili olabilecek kayıt ve diğer belgeleri ilgili daire­
lerden getirtmesi gerekir,
(3402 s. Kadastro K. m. 28)

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonun­


da, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı tarafından süresi içinde
temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davcı Muhlis, 24.3.1992 günlü dava dilekçesi ile K.... Köyü Tüzel Kişiliği
adına yapılan tesbitin iptalini istemiştir. Mahkemece, tutanak aslı ve ekleri­
nin Ardahan Kadastro Müdürlüğümden getirtilmesi için yazılacak müzekkere
masrafının verilen kesin önele karşın davacı tarafından ödenmediği gerek­
çesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Yasasının 28. maddesi gereğince; kadastro hâkimi,


askı ilân süresi içinde açılacak davalar ile kadastro müdürlüğü tarafından
mahkemeye tevdi olunacak taşınmaz mallara ait kadastro tutanakları ve ye­
rel hukuk mahkemelerinden devredilen işler hakkında dava dosyası açtıktan
sonra ilgililerin başvurularını beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuş­
mazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer belgeleri ilgili daire­
lerden getirtmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın tutanak aslı ve eklerinin
Ardahan Kadastro Müdürlüğümde olduğu anlaşılmaktadır. Anılan madde
1854 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

hükmü uyarınca, mahkemece kendiliğinden posta masraflarını resmî öde­


nekten karşılamak suretiyle davanın çözümlenmesine etkili olabilecek ka­
dastro tutanakları, tapu kayıtları ile çevre parsel tutanak ve kayıtları ilgili yer­
lerden getirtmesi gerekirken masraf istenmesi anılan yasal düzenlemeye
aykırıdır.

Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden


ötürü hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz
edene geri verilmesine, 2.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onsekizinci Hukuk Dairesi

E. 1993/8739
K. 1993/10759
T. 12.10.1993

• AYRI PARSELLER ÜZERİNDE BULUNAN


BİNALARIN ORTAK YÖNETİMİNDEN
DOĞAN ALACAK TALEBİ
• AKTİF HUSUMET EHLİYETİ

ÖZET : Davalı kiracının içinde oturduğu bağımsız bö­


lüm, bir bölümünü teşkil ettiği anagayrimenkulde, kat irti­
fakı tesis edilmiş ise de; uyuşmazlık hakkında yapılan icra
takibine konu alacak, bu anagayrimenkulün yönetiminden
değil, diğer parseller üzerinde inşa edilmiş binaların da
dahil olduğu ortak yönetimden kaynaklanmaktadır. Ortak
yönetimin yöneticisi olan davacı, aynı parselde kat maliki
de olmadığından Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesi­
nin değişik 2. fıkrası uyarınca aktif husumet ehliyetine sa­
hip değildir. Bu durumda kiracı olan davalı hakkında Kat
Mülkiyeti Kanununun 22/1. maddesi hükmü uygulanmaz.
(634 s. KMK. m. 20/1-2)
ClLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1855

Dava dilekçesinde itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece, davanın kıs­


men kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra; dosyadaki bü­


tün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü;

Dosya içerisinde bulunan yönetim plânından anlaşıldığı üzere, aralarında


davalının da bir bağımsız bölümünde kiracı olarak oturduğu 5 numaralı par­
sel üzerindeki bina ile komşu parseller üzerindeki binaların kat malikleri ara­
sında bazı ortak hizmetlerin yürütülmesi için bir sözleşme yapılmış olup, sö­
zü edilen sözleşme uyarınca {ortak yönetim plânı) ortak yönetime seçilen
yönetici davalı kiracı hakkında ortak yönetimle ilgili giderleri ödememesi ne­
deniyle icra takibinde bulunmuş, itiraz üzerine ise bu dava açılmıştır.

Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık Kat Mülkiyeti Yasasına göre


çözümlenmiş ise de, uyuşmazlığın bu yasa hükümlerine göre çözümlenebil­
mesi için binalarda kat mülkiyetine yada kat irtifakına geçilmiş olması gere­
kir. Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre aynı parsel üzerinde bulunan bi­
nalarda ancak kat mülkiyeti kurulabilir ve kat mülkiyeti hükümleri bu binala­
rın bağımsız bölümleri hakkında geçerlidir.

Ayh ayrı parseller üzerinde kurulan binaların bağımsız bölüm malikleri or­
tak yerlerin yönetimi için sözleşme ile ortak bir yönetim tarzı kabul edebilir
iseler de, böyle bir kabul genel hükümlere tabii bir sözleşme niteliğinde olup
yalnız tarafları bağlar. Davalı, kiracı olup bu sözleşmeye (yönetim plânı) ta­
raf olmadığına göre sözleşme hükümleri ile bağlı değildir, içinde oturduğu
bağımsız bölüm bir bölümünü teşkil ettiği anagayrimenkulde kat irtifakı tesis
edilmiş ise de uyuşmazlık, hakkında yapılan icra takibine konu alacak bu
anagayrimenkulün yönetiminden değil diğer parseller üzerinde inşa edilmiş
binaların da dahil olduğu ortak yönetimden kaynaklanmaktadır.

Bu durumda, ortak yönetimin yöneticisi olan davacının aynı parselde kat


maliki de olmadığı için Yasanın 20. maddesinin değişik 2. fıkrası uyarınca
aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı da dikkate alınarak, kiracı olan da­
valı hakkında Kat Mülkiyeti Kanununun 22. maddesinin 1. fıkrası hükmü uy­
gulanamayacağından, icra takibi yapamamış ve dava açmamış,

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şe­


kilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğun­
dan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASI-
1856 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

NA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.

★ *

T.C.
YARGITAY
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi

E. 1993/3559
K. 1993/3533
T. 6.5.1993

• İFLAS - MÜFLİS
• BANKACA ÖDENMİŞ TEMİNAT
MEKTUPLARI
• RİSKİ GERÇEKLEŞMİŞ TEMİNAT
MEKTUPLARINDAN DOĞAN ALACAĞIN
MASAYA KAYDI

ÖZET : İflasdan sonra bedeli bankaca ödenmiş teminat


mektuplarından doğan alacağın, riskin gerçekleştiği tarih
esas alınarak saptanıp masaya kaydına hükmedilmesi gere­
kir.
(2004 S. İİK. m. 195, 197)

Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda,


ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hük­
mün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelen­
di, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı E...bank vekili, müflis T.... İnşaat Taahhüt ve Tic. A.Ş. lehine veri­
len teminat mektuplarının ödenen toplam 977.055.91 Amerikan Doları karşılı­
ğı 2.195.444.630 TL. alacağın müflisin, iflas alacak defterine kaydedildiğini,
birçok bankalarca da alacak kaydı yapılması üzerine, iflas idaresince yaptırı­
lan bilirkişi incelemesi raporuna dayalı olarak alacağın 585.186.487 TL.sinin
kabulüyle, kalan bölümün reddedildiğini, mer'i teminat mektuplarının muac­
cel olmadığından bahisle reddedilen 1.610.258.148 TL.nin müflise ait alacak­
lılar sıra cetveline alacak olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesini istemiştir.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ----------------------------------------------------------- 1857

Davalı iflas idaresi memuru tebligata karşın duruşmaya gelmemiştir.

Mahkemece, teminat mektuplarının 26.8.1989 gününde ödendiği, ödeme


günündeki kur yerine iflas günündeki kur üzerinden sıraya kabulünün doğru
görüldüğü, esasen iflasın açılmasından sonra oluşan kur farkının iflas masa­
sından istenemeyceğinden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

İflas davasında kural olarak, IlK.nun 195. maddesi hükmünce iflasın açıl­
dığı tarihe kadar işlemiş faiz ile takip masrafları, gerçekleşen ana paraya
zammolunarak masaya kaydı yapılır.

Aynı Yasanın 197. maddesi hükmünce, taliki şarta bağlı, daha açık bir
ifade ile teminat mektubundan doğacak alacaklar da masaya kayıt olunur.
İflas idaresince yaptırılan bilirkişi incelemesiyle bankanın iflas tarihi itibariyle
(22.1.1986) gerçekleşen alacağının 585.186.487 TL. olduğu saptanmıştır.
Yanlar arasındaki dava konusu uyuşmazlık, banka tarafından müflis için ve­
rilmiş ve iflas günü itibariyle henüz doğmamış risk bedelinden kaynaklan­
maktadır. Olayda, teminat mektuplarının tamamının ödenmesi 26.9.1989 gü­
nünde gerçekleşmiştir. Riskin gerçekleştiği tarih esas alınarak alacağın sap­
tanması zorunludur.

Bu durumda, bankanın verdiği teminat mektuplarının iflas tarihi itibariyle


taliki şarta bağlı bir borç olarak IlK.nun 197. maddesi doğrultusunda masa­
ya kaydı gerektiğinden, taliki şarta bağlı teminat mektuplarına dayalı dava
konusu borcun iflas tarihinden sonra ve dava gününden önce gerçekleştiği
dosya içeriğiyle anlaşılmaktadır.

Mahkemece, iflastan sonra riski gerçkeleşmiş teminat mektuplarından


doğan alacağın masaya kaydına hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde ka­
rar verilmesi isabetsizdir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına (BO­


ZULMASINA), peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6.5.1993
gününde oybirliğiyle karar verildi.
1858 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Ondokuzuncu Hukuk Dairesi

E. 1992/5635
K. 1993/4728
T. 28.6.1993

• DAVADA SAHTELİĞİN DEFİ OLARAK


İLERİ SÜRÜLMESİ
• BELGENİN SAHTELİĞİ
• KESİN DELİL

ÖZET : Önceki davada hükme dayanak yapılan belgenin


daha sonraki uyaşmazlıklarda sahteliğinin öne sürülüp an­
laşılması halinde, kesin delil niteliği sözkonusu olamaz.
(1086 S. HUMK. m. 195, 202, 209, 237, 445/2)

Taraflar arasındaki menfi tesbit ve istirdat davasının yapılan yargılaması


sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yöne­
lik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üze­
rine; dosya incelendi, gereği konuşuldu;

Mahkemece, davacı tarafın dayandığı tarihsiz "ibraname"ye taraflar ara­


sındaki ayrı bir borç ilişkisi yönünden çıkan uyuşmazlık nedeniyle Ankara
Ondördüncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1989/376 esas sayılı dosyasında
da dayanılmış olduğu ve sözkonusu davada anılan ibranamenin varlığı dik­
kate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve hükmün kesinleşti­
ği belirtilerek, kesin delil niteliğini kazanan belge karşısında bilirkişi raporu­
na değer verilemeyeceği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.

Kararda sözü edilen 1989/376 esas sayılı davada, yargılamanın davalı­


nın yokluğunda yürütülüp sonuçlandırdığı ve anılan belge yönünden her­
hangi bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar taraflar arasında görülen bir başka davada dayanılan bel­
ge, verilen hükmün kesinleşmesi nedeniyle içerdiği hususlar itibariyle son­
raki günlü uyuşmazlıklarda da kesin delil teşkil ederse de, bu durumda ön­
ceki hükme dayanak olan belgenin daha sonra sahteliğinin ileri sürülüp ka­
nıtlanmamış olması gerekir. Somut olayda davalı, davacı tarafından ibraz
edilen belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ve mah-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ------------------------------------------------------- 1859

kemece bu konuda uzman bilirkişi kuruluna yaptırılan inceleme sonucu alı­


nan ayrıntılı bilirkişi raporunda, belgedeki imzanın davalı Hakkı'nın eli mah­
sulü olmadığı belirtilmiştir. Davalının sözkonusu "ibraname" başlıklı belgenin
sahteliğini açacağı ayrı bir davaya konu etmemiş olması, bu davada defi
olarak ileri sürmesine engel teşkil etmez. Nitekim, mahkemece de bu yolda­
ki savunma doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yaptırılmış oldu­
ğu görülmektedir.

Bu nedenlerle, davacı tarafın dayandığı belgenin kesin delil teşkil edece­


ği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenle yerinde görülen temyiz itirazları­


nın kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesi­
ne, 28.6.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Yirminci Hukuk Dairesi

E. 1993/1329
K. 1993/2311
T. 15.3.1993

• KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ


• HARÇ
• ORMAN YÖNETİMİNİN DAVAYA KATILMASI

ÖZET : 1 - 766 sayılı Yasanın yürürlüğü sırasında açıl­


mış olup, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun yürür-
lüğe girmesinden sonra karara bağlanan davalarda, baş­
vurma harcından sözedilemezse de, peşin karar ve ilâm
harcının alınması gerekir.

2 - Mahkemece, re se n ihtar edilmesine rağmen,


ihbardan sonra dahi Orman Yönetimi davaya aslî müdahil
1860 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

olarak katılmadığına göre, davanın tarafı sayılamaz ve


hakkında hüküm kurulamaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 2 9 ,26/D, 36)
(1086 S. HUMK. m. 53, 54)

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması


sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi
davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan
temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm bel­
geler incelenip, gereği düşünüldü:

Davacı köy tüzelkişiliği; Çorum İli, Üçköy, Çakmaklık Mevkii'nde yeralan


ve gerçek kişiler adına saptanan taşınmazın tapulama tesbitine itiraz etmiş,
Yerel Mahkeme; davanın ihbar olunan Orman Yönetimi bakımından husu­
met yönünden reddine, köy tüzelkişiliğinin davasının açılmamış sayılmasına,
taşınmazların tesbit gibi tesciline karar vermiş; hüküm, Yönetim tarafından
temyiz edilmiştir.

1- Dava, 16.4.1981 tarihinde ve 766 sayılı Tapulama Yasası yürürlüğü


sırasında açılmış olup, sözü edilen Yasanın 73. maddesine göre ilke olarak
harca tabi değildir. Ancak, davanın devamı sırasında yürürlüğe giren 3402
sayılı Kadastro Yasasının 36. maddesi, kadastro davalarını yargı harcına ta­
bi kılmıştır. Öyle ise, yasanın yürürlüğe girmesinden önce açılan davalarda
başvurma harcından söz edilemez ise de peşin karar ve ilam harcının alın­
ması gerekir. Ne var ki; kadastro davalarında yargılama yöntemini belirle­
yen 29. madde gereğince taraflar gelmesede yokluklarında duruşma yapıl­
ması zorunlu olup, dosya işlemden kaldırılamaz. Hal böyle olunca, Kadastro
Yasasının yürürlüğünden önce açılan davanın görülerek, harçların hükümle
birlikte alınması olanaklıdır. Mahkemece bu ayrık durumun gözardı edilmesi
usul ve yasaya aykırı ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu yön bozma ne­
deni yapılamamış, yanılgıya değinilmekle yetinilmiştir.

2 - Orman Yönetiminin temyizine gelince; dava, yönetime 17.7.1984 ta­


rihli oturum ara kararı doğrultusunda mahkemece re'sen ihbar edilmiştir.
Orman Yönetimi ihbardan sonrada olsa davaya aslî müdahil olarak katılma­
mıştır (Kadastro Yasası m. 26/D). Şu halde, somut olayda üçüncü kişiye yö­
neltilmiş bir davadan ve orman yönetiminin davaya katılımından söz edile­
mez. Bu durymda, Orman Yönetimi açılmış bulunan davanın sonuçlarından
da sorumlu tutulamaz. Oysa, mahkemece dava Orman Yönetimi yönünden
husumet noktasından reddolunmuş, böylece yerel mahkemece davanın yön-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1861

temince tarafı olmayan yönetim hakkında hüküm kurulmuştur. Yönetimin


aleyhine sonuç doğuran hükmü temyize yetkisi vardır ve hüküm açıklanan
nedenlerle bozulmalıdır.

S o n u ç : Yukarıda 2. bendde açıklanan nedenlerle, Orman Yönetimi­


nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan
temyiz harcının Yönetime iadesine, 15.3.1993 günü oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Yirminci Hukuk Dairesi

E. 1993/5368
K. 1993/4951
T. 14.6.1993

• HÂKİMİN REDDİ

ÖZET : Reddedilen duruşma hâkimi çekinmeyi kabul etti­


ğine göre; öncelikle, çekinmenin yerinde olup olmadığı
merciince incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar veril­
melidir.
(1086 S. HUMK. m. 34, 35)

Taraflar arasında görülen tazminat davası sırasında, davalı taraf vekili


4.4.1992 günlü dilekçesiyle reddi hâkim yoluna başvurmuştur.

Bu konuda verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekilince iste­


nilmiş olmakla; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne ka­
rar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünül­
dü:

Davalı ve vekili, davaya bakan hâkimi 24.4.1992 günlü dilekçelerinde ya­


zılı nedenlerle davadan çekinmeye davet etmişlerdir. Hâkimi çekinmeye da­
vetin, hâkimi ret anlamında olduğu tartışmasızdır. Ne var ki, duruşma hâkimi
23.6.1992 günlü oturumda çekinme isteğinde gösterilen sebeplerin HUMY.
1862 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

nın 28 ve 29. maddelerine uygun bulunmadığını; ancak, davalı tarafın gü­


ven duymayacağı bir karar vermektense çekinmeyi kabul etmiştir. Bu du­
rumda, öncelikle çekinmenin yerinde olup olmadığı merciince incelenir. Çe­
kinme kabul edilmediği takdirde, o zaman hâkimin davaya bakması zorunlu
hale geleceğinden, red sebepleri ancak bu halde inceleme konusu yapılabi­
lir. Mahkemece oluşturulan kararda hâkimin çekinmesine ilişkin kararın in­
celenmediği ve bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gözlen­
miştir.

Değinilen yön gözetilmeden hüküm kurulamaz.

S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının


kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair yönlerin
şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 14.6.1993 gününde oybirliği ile karar
verildi.
r YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

CEZA BÖLÜMÜ

v j
YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

E. 1990/6-364
K. 1991/6
T. 4.2.1991
9 HIRSIZLIK
• SUÇA TAM KALKIŞMA
• İADE
• ZORALIM

ÖZET : Sanıklar, sürekli ve kesintisiz izleme sonucunda


ve olayın hemen akabinde suça konu emvali hakimiyet sa­
halarına sokamadan yakalandıklarından; suç, tam kalkışma
aşamasında kalmıştır.

TCK.nun 523. maddesinde öngörülen, mağdurun


zararının karşılanması ise de, istirdat edileceği muhakkak
olan çalıntı malın terkedilmesi halini, rızat iadenin varlığı
biçiminde kabul etmek olanaklı değildir. Bu yöne ilişkin
yerel mahkeme uygulaması yerindedir.

2918 sayılı Yasanın 20. maddesine göre, satış iş­


lemleri noterler tarafından yapılacağından ve satış işlemi­
nin yapılması ve aracın teslimi ile mülkiyet alıcıya geçmiş
sayılır.
(765 S. TCK. m. 523, 492, 36)
(2918 s. Trafik K. m. 20)

Orman sahasındaki istiften emval hırsızlığı ve resmî mercileri iğfal suçla­


rından sanıklar İsmail, Ahmet'in TCY. 492/8-son, 522. maddesi (I.Ö.)’nün
ise 492/8-son ve 283/1; 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca cezalandı­
rılmalarına, suçta kullanılan kamyonların zoralımına ilişkin, (Dursunbey As­
liye Ceza Mahkemesince 21.6.1990 gün ve 90-96 sayı ile verilen hüküm,
sanıklar ve katılan müdafiileri tarafından temyiz edildiğinden, adlî tatilde
dosyayı inceleyen Yargıtay Nöbetçi Ceza Dairesi'nce, 24.8.1990 gün ve
6462/6382 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1- Sanıklar, A.... Köyü’ne girip çalıntı tomrukları kamyondan atmak sure­
tiyle kaçmaya çalıştıklarına göre, haklarında TCY.nın 523/1. maddesinin uy­
gulanması gerekeceğinin gözetilmemesi,
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1865

2 - Sanıklar aleyhine 765.000 lira tazminata hükmedildiği halde, Hukuk


Mahkemesinde dava açmakta muhtariyetlerine de karar verilerek hükmün
karıştırılması,

3 - Eksik inceleme sonucu tazminata hükmedilmesi,

4 - Suçta kullanılan kamyonların aidiyeti araştırılmadan ve ilgili belge


celp ve tetkik edilmeden zoralıma karar verilmesi) isabetsizliğinden bozul­
muştur.

Yerel Mahkeme ise, 18.10.1990 gün ve 188-164 sayı ile; (2) ve (3) nu­
maralı bozma nedenlerine uyarak, (1) ve (4) numaralı bozmaya karşı; (Sa­
nıklar kendilerini kurtarmak amacıyla çalıntı orman emvalini terkettiklerinden
rızaî iade bulunmadığı ve yeterli aidiyet araştırılması yapılarak zoralıma ka­
rar verildiği) biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.

Bu hüküm de, sanıklar ve katılan müdafiileri tarafından süresinde temyiz


edildiğinden; dosya, C. Başsavcılığımın bozma istekli 10.12.1990 gün ve
10140 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre;

Sanıkların orman içi istif yerinden çaldıkları orman emvalini 1 0 .... 298
ve 16 .... 797 plâkalı kamyonlara yükleyerek hareket ettikleri sırada, orman
santral kulesinde görev yapmakta bulunan orman muhafaza memuru Yu­
suf'un arka arkaya giden orman emvali yüklü iki kamyonu telsizle görevli
ekibe bildirmesi üzerine, ekibin sürekli izlemesi sonucu A.... Köyü'ne giren
sanıkların, yakalanacaklarını anlayınca, kamyonlardan orman emvalini bo­
şalttıkları, sanıklardan İsmail'in olay yerinde, diğer iki sanığın daha sonra ya­
kalandıkları, suçta kullanılan kamyonlara da elkonulduğu dosya kapsamın­
dan anlaşılmaktadır.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık iki husustadır. Bun­
lar;

a - TCY.nın 523/1. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığı,

b - Suçta kullanılan kamyonların aidiyetinin araştırılıp araştırılmadığıdır.

Uyuşmazlığın çözümü için olaya bakıldığında;

Yukarda açıklandığı üzere sanıklar orman içi istif yerinden, emvali kam­
yonlara yükleyerek hareket ettikten sonra, görevli orman muhafaza memu-
1866 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

rıınun kendilerini görerek, görevli ekibe haber vermesi üzerine, sürekli ve


kesintisiz izleme karşısında, yüklü kamyonlarla kaçamayacaklarını, çalıntı
emvali hakimiyet sahalarına sokamayacaklarını ve emvalin istirdat edilece­
ğini anlayınca kendilerini kurtarmak maksadıyla orman emvalini kamyonlar­
dan atarak kaçmaya çalışmışlar, buna rağmen yakalanmışlardır.

1- Bu duruma göre, suçun tamamlanıp tamamlanmadığı hususu da gün­


deme gelmektedir. Sanıklar sürekli ve kesintisiz izleme sonucunda ve ola­
yın hemen akabinde suça konu emvali hakimiyet sahalarına sokamadan
yakalandıklarından suç, tam kalkışma aşamasında kalmıştır.

2 - Keza sanıklar, emval yüklü kamyonlar ile kaçıp kurtulamayacaklarını


ve orman emvalinin istirdat edileceğini anladıklarından, sırf kendilerini kur­
tarmak amacıyla, zaten istirdat edilecek orman emvalini kamyonlardan bo­
şaltmışlardır. Her ne kadar TCY.nın 523. maddesinde öngörülen mağdurun
zararının karşılanması ise de, istirdat edileceği muhakkak olan çalıntı malın
terkedilmesi halini, rızaî iadenin varlığı biçiminde kabul etmek olanaklı değil­
dir Zira, bu durumdaki sanıkların malı terketmemeleri hali sonucu değiştir­
meyecek ve çalıntı mal failden istirdat edilecektir. O halde olayda rızaî iade
koşulları gerçekleşmemiştir. Bu yöne ilişkin Yerel Mahkeme uygulaması ye­
ri ndedir.

3 - Zoralımına karar verilen kamyonların aidiyet araştırmasının yeterli bu­


lunup bulunmadığı hususuna gelince;

a - Suçta kullanılan 10 .... 298 plâkalı kamyonun Mustafa adına trafikte


kayıtlı iken 12.5.1989 gün ve 03027 sayılı noterde yapılmış satış senedi ile
sanık (İ.Ö)'ye satışının yapıldığı, ancak trafikteki kaydının sanık (I.Ö.) üzeri­
ne geçirilmediği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Yasanın 20. maddesine göre,
satış işlemleri noterler tarafından yapılacağından ve satış işleminin yapılma­
sı ve aracın teslimi ile mülkiyet geçmiş sayılacağından bu araçla ilgili aidiyet
araştırması yeterli olup, sanığa aidiyeti anlaşıldığından 10 .... 298 plâkalı
kamyonun zoralımına karar verilmesi isabetlidir.

b - 16 .... 797 plâkalı kamyonun ise, trafikte Orhan adına kayıtlı olduğu
14.3.1990 günü adi senetle sanıklar İsmail ve Ahmet'e satıldığı, ancak on
milyon lira tutarındaki iki senet bedeli ödenmediği için mülkiyetin devredil-
mediği saptandığından, satış sözleşmesi noter tarafından yapılmadığı için
mülkiyetin sanıklara geçtiği söylenemez. O halde aidiyet hususundaki araş­
tırma yeterli olmakla beraber, 16 .... 797 plâkalı kamyonun Orhan’a ait oldu­
ğu belirlendiğinden zoralımına karar verilmesi isabetli değildir.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1867

Bu itibarla, suçun tam kalkışma aşamasında kaldığının ve 16 .... 797 plâ­


kalı kamyonun zoralımına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi isabetli
bulunmadığından, açıklanan bu değişik gerekçe ile direnme hükmünün bo­
zulmasına karar verilmelidir.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, sanıklar ve katılan müdafiilerinin tem­


yiz itirazları ile tebliğnamedeki bozma düşüncesi bu itibarla yerinde görüldü­
ğünden, direnme hükmünün açıklanan bu değişik sebeplerle (BOZULMASI­
NA), 4.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu v

E. 1993/4-154
K. 1993/183
T. 21.6.1993

• KARŞILIKLI ETKİLİ EYLEM


• ZİNA HALİNDE YAKALAMAK
• ÖZEL TAHRİK
• GENEL TAHRİK
• KAVGA ESNASINDA EL UZATMAK
• CEZAYI ARTIRICI HALLER
• YARGILAMA GİDERLERİ

ÖZET : TCK.nun 462. maddesinin uygulanabilmesi için


gerekli olan zaman koşulu olayda gerçekleşmediğinden sa­
nık Ali hakkında TCK.nun 51. maddesinde düzenlenen ge­
nel tahrik hükmünün derecesi belirlenmek suretiyle uygu­
lanması gerekir.

Kavga sırasında, öldürme ve yaralama suçlarının


faillerine yardım kastıyla olmaksızın, öldürülen ve yarala­
nan kişiye vurmak, tutmak veya itmek ya da benzeri ey­
lemler, öldürme ve yaralama suçlarına iştirak ya da bağım-
1868 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

sız etkili eylem suçu olmayıp, kavgada öldürülene veya ya­


ralanana el uzatmak suçunu oluşturur.
(765 S. TCK. m. 462, 51, 464/2, 456/2, 66, 457/1)

Karşılıklı etkili eylem suçlarından Ali, Salih, Güldane haklarındaki kamu


davasının yargılaması sonunda, (Şavşat Asliye Ceza Mahkemesi)nce
17.10.1991 gün ve 22-109 sayı ile; sanık Ali'nin TCY.nın 456/4, 457/1, 462,
59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca kırkbin lira ağır para cezasıy­
la, sanık Salih'in TCY.nın 456/2, 51/1, 59. maddesi uyarınca 1 yıl, 3 ay-ha­
pis cezasıyla, sanık Güldane'nin TCY.nın 456/2, 457/1, 51/1, 59. maddesi
uyarınca 1 yıl, 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, 60.500 lira yargıla­
ma giderinin her iki sanık grubundan ayrı ayrı tahsiline ilişkin karar, Yerel C.
Savcısı tarafından temyiz edildiğinden, dosyayı inceleyen Yargıtay Dördün­
cü Ceza Dairesi’nce, 24.6.1992 gün ve 4154/4673 sayı ile;
(1- Koşulları bulunmadığı halde sanık Ali hakkında TCY.nın 51. maddesi
yerine 462. maddesi ile uygulama yapılması,
2 - Oluşa uygun kabule göre, sanık Güldane hakkında TCY.nın 456/4,
457/1, sanık Salih hakkında da 456/2. maddesi yerine yazılı biçimde karar
verilmesi,
3 - Karşılıklı suç işleyen sanıklardan yargılama giderlerinin ayrı ayrı alın­
maması) isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 1.10.1992 gün ve 69-114 sayı ile; (1- Sanık Ali, yük­
lenen suçu karısı Güldane ile Salih'in zina eylemleri devam ettiği sırada ve
bunun etkisi altında kalarak işlemiştir. Bu nedenle, TCY.nın 51. maddesine
göre özel nitelikte bir hüküm olan TCY.nın 462. maddesi uygulanmalıdır.
2 - Sanık Güldane, kocası olan Ali'yi tutmak suretiyle sanık Salih'in eyle­
mine iştirak ettiğinden hakkında TCY.nın 64. maddesi yollamasıyla 456/2.
madde ile ceza tayin edilmelidir.

3 - Sanık Salih hakkında TCY.nın 456/2. maddesi uyarınca uygulama ya­


pıldığına göre, Özel Dairenin bu husustaki bozması yanılgıya dayalıdır.
4 - Her iki sanık grubundan yargılama giderlerinin ayrı ayrı tahsiline ka­
rar verilmiştir) açıklaması ile önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da, yerel C. Savcısı tarafından süresinde temyiz edildiğinden
dosya Yargıtay C. Başsavcılığının ''Bozma" istekli 25.5.1993 gün ve 86537
sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle; Ceza Ge­
nel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1869

İncelenen dosyaya göre;

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık;

1 - Sanık Ali hakkında TCY.nın 462. maddesinin mi, 51. maddesinin mi


uygulanacağı;

2 - Sanık Güldane’nin eyleminin bağımsız adiyen etkili eylem suçunu mu


oluşturduğu, yoksa Salih'in nitelikli etkili eylem suçuna iştirak mi olduğu;

3 - Sanık Salih hakkında tahrik hükümlerinin uygulanmasının olanaklı bu­


lunup, bulunmadığı;

4 - Sanıkların ayrı ayrı bağımsız suç işleyip işlemedikleri ve bu nedenle


yargılama giderinin tahsilinde nasıl bir yöntem izleneceği; hususlarındadır.

Uyuşmazlığın çözümü için dosyadaki kanıtlara bakıldığında;

1- Sanık Ali, diğer sanık Güldane ile resmen evli iken, Güldane 8.1.1991
tarihinde müşterek evi terkederek, sanık Salih'le birlikte yaşamaya başlamış,
Sanık Ali'nin şikayeti üzerine haklarında zina suçundan açılan kamu davala­
rı bilâhare mahkumiyetle sonuçlanmıştır. Bu duruma göre, olaydan önceki
dönemde sanıklar Güldane ile Salih'in zina suçunu işledikleri kuşkusuzdur.

Ancak, bu sanıkların zina suçunu işlemeleri, sanık Ali hakkında TCY.nın


462. maddesinin uygulanması için yeterli midir?

Sanık Ali, karısı Güldane'yi başkasıyla (sanık Salih'le) zina halinde veya
zinanın işlenmiş yada işlenmek üzere bulunulduğu bir sırada görerek etkili
eylem suçunu işlemiş değildir.

Bu maddenin uygulanabilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi aranmalıdır.

A - Zaman Koşulu : Bu koşulu üç alt başlık altında belirleyebiliriz.

a - Ölen veya mağdurun meşru olmayan ilişki veya zina halinde bulun­
duğu sırada,

b - Bu tür bir ilişkide bulunmak üzereyken,

c - Bu ilişkide henüz bulunmuş olduğu sırada,

Öldürme veya etkili eylemde bulunma eylemi işlenmiş ise; TCY.nın 462.
maddesi uygulanabilir. Bundan güdülen amaç failin, fiilin işlendiği sırada ki-
1870 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

şiliği itibariyle aile onuru bakımından derin ve çok ağır biçimde uğradığı sal­
dırının iradesi özerinde ağır tahrik halinden daha ileri derecede yarattığı bü­
yük sarsıntıdır.

B - Kişi Koşulu : Maddede yazılı kişiler (fail) tarafından, maddede belir­


tilen kimselere (mağdur) karşı işlenen öldürme veya etkili eylem suçu söz
konusu olmalıdır.

Bu koşulu da iki başlık halinde incelemek gerekir.

a - S uçu n m a ğ d u n ı: Koca, karı, kızkardeş, füruğden birisi veya bunla­


rın ortağı,

b - S uçu n f a i l i : Koca, karı, usulden birisi, erkek veya kızkardeş olabilir.

Koşulları bu şekilde saptadıktan sonra maddi olaya bakıldığında, sanık


Ali'nin resmî nikâhlı karısı Güldane'nin evi terketmesi ve Salih'le zinası olay
sırasında veya olayın biraz öncesinde olmayıp, daha önceki günlerde vuku
bulmuştur. O halde, TCY.nın 462. maddesinin uygulanabilmesi için gerekli
olan zaman koşulu olayda gerçekleşmediğinden, sanık Ali hakkında TCY.
nın 51. madesinde düzenlenen genel tahrik hükmünün derecesi mahkeme­
ce belirlenmek suretiyle uygulanması gerekir.

2- Sanık Güldane'nin üzerine yüklenen suçun niteliğine gelince; ayrıntı­


ları Ceza Genel Kurulu'nun 18.6.1990 gün ve 162-181 sayılı kararında açık­
landığı üzere, kavga sırasında öldürme veya yaralama suçlarının failerine
yardım kastıyla olmaksızın, öldürülen veya yaralanan kişiye vurmak, tutmak
veya itmek yada benzeri eylemler, öldürme veya yaralama suçlarına iştirak
yada bağımsız etkili eylem suçu olmayıp, kavgada öldürülene veya yarala­
nana el uzatmak suçunu oluşturmaktadır.

Demek ki, kavga her türlü etkili eylem suçundan ayrı bir suç olarak dü­
zenlenmiş bulunmaktadır. Bu suçun oluşması için en az üç kişinin varlığına
gerek bulunmaktadır. Çünkü, kavga suçundan ceza verilebilmesi için bir ki­
şinin ölmüş veya yaralanmış olması gerekir. Ölen veya yaralanan kişinin
kavga edenlerden birisi olması da koşul değildir. Yeter ki bir kişi bu kavga
sırasında kasten yaralanmış veya ölmüş bulunsun.

Kavganın âni veya az çok önceden hazırlanmış olması da önemli değil­


dir. Kavgaya başında katılma ile başlamış kavgaya sonradan katılma ara­
sında bir fark yoktur. Ancak, ölüm veya yaralamadan evvel kavgadan çekil­
miş olanlar hakkında TCY.nın 464. maddesi uygulanamaz.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1871

Bu genel açıklamalardan sonra, olay incelendiğinde; sanık Güldane’nin,


diğer sanıklar Ali ile, Salih arasında başlamış olan kavgaya, sanık Ali'nin bel
ve kollarını tutarak ve Ali'ye vurmak suretiyle katıldığı anlaşılmasına göre,
sanık Güldane'nin eylemi bağımsız etkili eylem suçu niteliğinde olmadığı gi­
bi, sanık Salih'in eylemine iştirak te değildir. Sanık Güldane, yaralamayla
sonuçlanmış bulunan kavgaya el uzatma şeklinde katıldığından hakkında
TCY.nın 464/2. maddesi uyarınca ceza tayin edilmelidir.

3 - Sanık Salih, diğer sanık Ali'nin karısı Güldane ile zina yapmak sure­
tiyle ilk haksız harekette bulunduğundan, bu sanık hakkında TCY.nın 456/2.
maddesi uyarınca tayin edilen cezadan, 51/1. maddesi ile indirim yapılması
yasaya uygun değildir.

4 - Öte yandan sanık Salih, diğer sanık Güldane'nin Ali ile resmen evli
olduğunu bildiği halde, Ali’ye karşı etkili eylem suçunu işlemiş olmasına gö­
re; bu sanık hakkında TCY.nın 66. maddesi uyarınca TCY.nın 457/1. mad­
desi ile uygulama yapılmalıdır.

5 - Sanık Ali için yapılan yargılama giderinin hesaplanarak bu sanıktan,


kalan yargılama giderinin ise aynı suçun failleri olan diğer sanıklar Güldane
ile Salih'ten dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesi gerektiği halde, sa­
nıkların sorumlu tutulacakları yargılama gideri miktarlarının açıkça gösteril­
memesi de yasaya aykırıdır.

Bu itibarla, direnme kararının genişletilmiş değişik belirlenen bu sebep­


lerle bozulmasına karar verilmelidir.

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel C. Savcısının temyiz itirazları bu


itibarla yerinde görüldüğünden, direnme kararının istem gibi (BOZULMASI­
NA), 21.6.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
1872 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Birinci Ceza Dairesi

E. 1993/567
K. 1993/974
T. 4.5.1993

• ADAM ÖLDÜRMEK
• NOKSAN TAHKİKAT

ÖZET : Maktuldeki ölüm tevlit eden kapıdaki


belirtilen delikten yapılan atışla maktul kapıya dayalı ol­
duğu halde veya kapı arkasında bulunduğu sırada kap ka­
palı iken oluşup oluşmadığı, mevcut yaraların kapı dışında
iken maktule ika edilip edilmediği, kapdaki değilin av tüfe­
ği ile atılan misket ile oluşup oluşmayacağı, atış mesafesi­
nin ne olacağı hususunda rapor alınarak delillerin tümü­
nün birlikte değerlendirilmeyerek noksan tahkikatla karar
verilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 450/1)

Babası Osman'ı öldürmekten sanık Mehmet'in yapılan yargılanması so­


nunda; hükümlülüğüne ilişkin, (Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinden
verilen 12.10.1992 gün ve 55/132 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla
beraber duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından da iste­
nilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname
ile Dairemize gönderilmekle; sanığın duruşmaya müdafii göndermemesi ne­
deniyle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul,


savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre veri­
len hükümde bozma sebebi dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan
sanık vekilinin sübuta ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi­
ne. Ancak:

Dosya, Adlî Tıp Kuruiu’na gönderilerek;


%
Dosyada mevcut 2.4.1992 günlü olay tesbit varakasındaki tesbitlere olay
günü çizilen krokiye, 2.4.1992 günlü ölüm muayene ve otopsi tutanağına,
29.9.1992 tarihli keşif zaptındaki tesbitlere ve bilirkişi raporuna ve şahade­
te, beraet eden Vahide'nin anlatımlarına göre maktüldeki ölüm tevlit eden
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1873

yaraların kapıdaki belirtilen delikten yapılan atışla maktül kapıya dayalı oldu­
ğu halde veya kapı arkasında bulunduğu sırada kapı kapalı iken oluşup
oluşmayacağı, mevcut yaraların kapı dışında iken maktüle ika edilip edilme­
diği, kapıdaki deliğin av tüfeği ile atılan misket ile oluşup oluşamayacağı,
atış mesafesinin ne olacağı hususunda rapor alınarak delillerin tümünün bir­
likte değerlendirilmeyerek noksan tahkikatla karar verilmesi,

Yasaya aykırı bulunarak, sanık vekilinin temyizi veçhile resen de temyizi ka­
bil olan hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 4.5.1993
günü oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Birinci Ceza Dairesi

E. 1993/871
K. 1993/1071
T. 10.5.1993

• KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK


(Tam kalkışmak)

ÖZET : Sanık Cuma'nın evi içinde olduğu halde balkon


kapısını aralayıp kendisine siper yaparak yakın ve etkili
mesafeden öldürmeye elverişli araç olan tabanca ile her iki
mağduru hedef alarak 11 el ateş edip hayati bölgeleri olan
göğüs nahiyelerinden yaraladığı, hayati tehlike geçirir
2 5 1er gün işten kalır derecede yaralanan mağdurların ame­
liyatla kurtuldukları dosya içinde mevcut raporlar ve delil­
lerden anlaşıldığına göre; sanıkta öldürme kastının kabulü
zorunlu olup her iki mağduru ayrı ayrı öldürmeye tam
kalhşmaktan TCK.nun 448, 62, 5 1 /2 ,5 9 . maddeleri iki kez
uygulanarak cezalandırılması gerekirken müessir fiilden
hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
(765 S. TCK. m. 448, 51/2, 59)
1874 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Hüseyin ile Bayram'ı ayrı ayrı silâhla yaralamaktan sanık Cuma, işbu
kavgada korkutmak maksadıyla silâh boşaltmaktan sanık Mustafa, Fatma'yı
hedefte hata neticesi silâhla yaralamaktan sanık Bayram ve naşı ızrardan
sanık Hüseyin'in yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ilişkin,
(Çorum Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.11.1992 gün ve 86/155
sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil sanıklar Cuma, Hüseyin ve
Bayram taraflarından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C. Başsavcılı­
ğımdan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki ka­
rar tesbit edildi:

1- Sanık Bayram hakkında tayin edilen cezanın tür ve miktarı itibari ile
kesin olduğu anlaşıldığından, adı geçen sanık vekilinin temyiz inceleme ta­
lebinin reddine.

2 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar Mustafa ve Hüse­


yin’in suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekil­
de suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılın­
mış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya
göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar veki­
linin ve müdahil Cuma vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görül­
meyen temyiz itirazlarının reddiyle bu sanıklarla ilgili hükmün tebliğnamede-
ki düşünce gibi (ONANMASINA).

3 - Sanık Cuma hakkında verilen hükme gelince;

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın mağdur müdahiller Hü­


seyin ve Bayram'a yönelik suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma so­
nuçlarına uygun şekilde cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve dereceleri takdir
kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya
göre verilen hükümde aşağıdaki açıklanan bozma sebebi dışında bir isabet­
sizlik görülmemiş olduğundan sanık vekilinin yasal savunmaya, teşdidin
yersizliğine, vesaireye ilişen tüm temyiz itirazları ile mağdur müdahillerin sa­
ir temyiz itirazlarının reddine. Ancak:

Sanık Cuma'nın evi içinde olduğu halde balkon kapısını aralayıp, kendisi­
ne siper yaparak yakın ve etkili mesafeden öldürmeye elverişli araç olan ta­
banca ile her iki mağduru hedef alarak 11 el ateş edip hayati bölgeleri olan
göğüs nahiyelerinden yaraladığı, hayati tehlike geçirir 25'er gün işten kalır
derecede yaralanan mağdurların ameliyatla kurtuldukları dosya içinde mev­
cut raporlar ve delillerden anlaşıldığına göre; sanıkta öldürme kastının kabu­
lü zorunlu olup her iki mağduru ayrı ayrı öldürmeye tam kalkışmaktan
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1875

TCK.nun 448, 62, 51/2, 59. maddeleri iki kez uygulanarak cezalandırılması
gerekirken müessir fiilden hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, müdahiller vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde bu­


lunduğundan kabulü ile sanık Cuma hakkındaki hükmün açıklanan sebep-
den dolayı tebliğnamedeki istem gibi (BOZULMASINA), 10.5.1993 gününde
oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
İkinci Ceza Dairesi

E. 1993/8348
K. 1993/9466
T. 15.9.1993

• YETKİLİ MERCİLERİN EMİRLERİNE AYKIRI


DAVRANIŞ
(Patlayıcı madde atmak)

ÖZET : Yasalarda özel hükme bağlanmış olan konuların


İdarî bir emirle TCK.nun maddesi kapsamına alınma­
sı suretiyle suç ihdası cihetine gidilemeyeceği, başkalarını
rahatsız edecek surette bir takım ecza patlama fiili TCK.
nun 551. maddesi ile müeyyide altına alınmış olup sanığın
durum unun bu madde kapsamı içinde değerlendirilmesi
gerektiği düşünülmeden, unsurları oluşmayan emirlere ay­
kırılık kabulü suretiyle hüküm tesisi yasaya aykırıdır.
(765 S. TCK. m. 526, 551)

Patlayıcı madde atmak suretiyle yetkili merciilerce verilen emirlere aykırı


hareket ve sarhoşluktan sanık Mehmet'in yapılan yargılaması sonunda; mah­
kumiyetine dair, (Bigadiç Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 15.12.1992
tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde di­
lekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığımın 21.6.1993 tarihli tebliğ-
namesiyle Daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği dü­
şünüldü:
1876 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Sair itirazlar yerinde görülmemiştir.

1 - Yasalarda özel hükme bağlanmış olan konuların idari bir emirle TCK.
nun 526. maddesi kapsamına alınması suretiyle suç ihdası cihetine gidile­
meyeceği, başkalarını rahatsız edecek surette bir takım ecza patlatma fiili
TCK.nun 551. maddesi ile müeyyide altına alınmış olup sanığın durumunun
bu madde kapsamı içinde değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden unsur­
ları oluşmayan emirlere aykırılık kabulü suretile yazılı şekilde hüküm tesisi,

2 - Kabul ve uygulamaya görede,

3679 sayılı Kanun ile TCK.nun 29. maddesine eklenen fıkra uyarınca ce­
zanın asgari hadde verilmesinin takdiri halinde dahi sebeplerinin kararda
gösterilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, Yerel C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla ye­


rinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BO­
ZULMASINA), 15.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
ikinci Ceza Dairesi

E. 1993/9926
K. 1993/10797
T. 12.10.1993

• SANIĞIN SORGUYA ÇEKİLMESİ

ÖZET : Atılı suçundan dolayı CM U K .nun maddesi­


nin yollamada bulunduğu aynı Kanunun 3842 sayılı Ka­
nunla değişik 135. maddesi dairesinde sorguya çekilmesi
gereken sanığa, bu madde ile tanınıp savunmaya ilişkin
bulunan haklan hatırlatılmadan, hatırlatılmış ise bu husus
tutanağa geçirilmeden hüküm tesisi yasaya aykırıdır.
(1412 s. CMUK. m. 236, 135)
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1877

Kumar oynatmaktan sanık Hakkı'mn yapılan yargılaması sonunda; mah­


kumiyetine dair, (Kütahya Birinci Sulh Ceza Mahkemesinden verilen
1.3.1993 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde
dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığımın 7.7.1993 tarihli tebliğ-
namesiyle Daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği dü­
şünüldü: Atılı suçundan dolayı CMUK.nun 236. maddesinin yollamada bu­
lunduğu aynı Kanunun 3842 sayılı Kanunla değişik 135. maddesi dairesinde
sorguya çekilmesi gereken sanığa, bu madde ile tanınıp, savunmaya ilişkin
bulunan hakları hatırlatılmadan, hatırlatılmış ise bu husus tutanağa geçiril­
meden hüküm tesisi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görül­


müş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebeplerden dola­
yı istem gibi (BOZULMASINA), 12.10.1993 gününde oybirliğiyle karar veril­
di.

T.C.
YARGITAY
Üçüncü Ceza Dairesi

E. 1992/11478
K. 1992/1397
T. 26.1.1993

• ORMAN SUÇU
(Tarla açma)
(Ağaç kesmek)
• TEK SUÇ
• AĞAÇLANDIRMA GİDERİ

ÖZET : Dava konusu saha içindeki meşe ve çam ağaçları­


nın tarla açma gayesi ile kesildiklerinin anlaşılmasına gö­
re, ağaç kesme eyleminin tarla açma suçunun yasal unsu­
runu oluşturduğu gözetilmeden, tarla açma suçu yanı sıra
ağaç kesme suçundan da ceza tayini,
1878 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Ağaçlandırma giderinden faiz alınması, Yasaya


aykırıdır.
(6831 S. OK. m. 93, 114)

Orman Kanununa muhalefetten sanık Erdoğan hakkında yapılan duruş­


ma sonunda; anılan Yasanın 91/1-93/2; TCK.nun 55/3, 59; 647 sayılı Kanu­
nun 4. maddeleri gereğince neticeten 1.198.333 lira ağır para cezası ile
mahkumiyetine, cezasının teciline, tazminat, nisbî harç ve yargılama gideri­
nin sanıktan tahsiline, fidanların zoralımına dair, (Salihli Sulh Ceza Mahke­
mesinden verilen 17.2.1992 günlü ve 326/124 sayılı hüküm sanık tarafın­
dan temyiz edilmiş olduğundan, mahallinden gönderilen evrak C. Başsavcı-
lığı'nın 26.10.1992 günlü tebliğnamesiyle Daireye verilmekle okunarak; ge­
reği görüşülüp, düşünüldü:

Karar tarihi itibariyle noksan nisbî harç tayini aleyhe temyiz isteği olma­
dığından bozma sebebi yapılmamış ve dava dosyası içeriğine, yapılan du­
ruşmaya, toplanan delillere tanık beyanları keşif ve bilirkişi raporuna ve ge­
rekçeye göre, sair itirazlar yerinde görülmemiştir. Ancak;

1- Keşifte hazır bulunan uzman bilirkişi Yalçın'ın 17.12.1992 tarihli otu­


rumdaki mütalâasında dava konusu saha içindeki meşe ve çam ağaçlarının
tarla açma gayesi ile kesildiklerinin anlaşılmasına göre, ağaç kesme eylemi­
nin tarla açma suçunun yasal unsurunu oluşturduğu gözetilmeden, tarla aç­
ma suçu yanısıra yasaya aykırı olarak ağaç kesme suçundan da ceza tayi­
ni,

2 - Ağaçlandırma giderinden yasaya aykırı olarak faiz alınması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş


olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASINA),
26.1.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------- 1879

T.C.
YARGITAY
Üçüncü Ceza Dairesi

E. 1993/5008
K. 1993/10114
T. 7.7.1993

• ORMAN SUÇU
(Ağaç kökleri)

ÖZET : Sanıkta yakalanan suç konusu emvalin topraktan


sökülmüş ağaç kökleri olduğu belirtildiğine göre; eylemi,
Orman Kanununun 91/5. maddesindeki suçu oluşturur.
(6831 s. OK. m. 91/5)

6831 sayılı Kanunun 91/2, TCK. 59, 81; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri
gereğince neticeten 226.666 lira ağır para cezası ile mahkumiyetine, tazmi­
nat, nisbî harç ve yargılama giderinin sanıktan tahsiline, emval, balyoz ve
merkebin müsaderesine.

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; ge­


reği görüşülüp, düşünüldü:

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine. Ancak;

1- Sanıkta yakalanan suç konusu emvalin topraktan sökülmüş ağaç


kökleri olduğu belirlendiğine göre; eylemin, Orman Yasasının 91/5. madde­
sindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı madde ile hüküm kurulması,

2 - Kabule göre de; suç yılına ait Bütçe Kanununun 29.3.1992 tarihinde
yürürlüğe girdiği nazara alınmadan temel para cezasının 60.000 lira yerine
100.000 lira olarak fazla tayini,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görül­


müş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi (BOZULMASI­
NA), 7.7.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
1880 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Üçüncü Ceza Dairesi

E. 1993/5446
K. 1993/10614
T. 13.9.1993

• ÖN MESELE
• DAVA ZAMANAŞIMI

ÖZET : 22 .8190tarihli oturumda, Asliye H


kemesinin 1980/338 esas sayılı dosyası ön mesele yapıla­
rak sonucunun beklenmesine karar verildiğine göre;
nun 107. maddesi uyarınca durması gereken dava zama­
naşımının karar tarihinde gerçekleşmediği gözetilmeden
hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
(765 S. TCK. m. 107)

TCK.nun 102/4. maddesi uyarınca davanın ortadan kaldırılmasına,

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;


gereği görüşülüp, düşünüldü:

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine. Ancak;

22.8.1990 tarihli oturumda, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/338 E. sa­


yılı dosyası ön mesele yapılarak sonucunun beklenmesine karar verildiğine
göre; TCK.nun 107. maddesi uyarınca durması gereken dava zamanaşımı­
nın karar tarihinde gerçekleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm ku­
rulması,

Bozmayı gerektirmiş, müdahil idarenin ve C. Savcılarının temyiz itirazları


bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem
gibi (BOZULMASINA), 13.9.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 ---------------------------------------- 1881

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi

E. 1992/4030
K. 1992/5002
T. 1.7.1992

• KENDİLİĞİNDEN HAK ALMAK


• ÖZEL KASIT

ÖZET : Oluşa uygun kabule göre, alacağını almak ama­


cıyla tehditte bulunan sanığın eyleminin TCK .nun 308/61.
maddelerine girip girmeyeceğinin özel kasıt açısından tar­
tışılmaması yasaya aykırıdır.
(765 S. TCK. m. 308, 61)

İftira ve zorlama suçlarından sanık İsmail hakkında, Türk Ceza Yasasının


188/1-80, 72; 647 sayılı Kanunun 4-6. maddeleri uyarınca 66.500 lira ağır
para cezasıyla hükümlülüğüne, cezasının ertelenmesine ve diğer suçtan be-
raatine ilişkin, (Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesinden verilen Esas 1988-
196/Karar 1991-243 sayılı ve 10.10.1991 tarihli hükmün temyiz yoluyla ince­
lenmesi katılan Ziya vekili ile sanık İsmail müdafii tarafından istenilmiş ve
temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığının 27.5.1992 tarihli
onama isteyen tebliğnamesiyle 3.6.1992 tarihinde Daireye gönderilen dava
dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:

1) Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdanî kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler


ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

İftira suçuna yönelik katılan Ziya vekilinin temyiz iddiaları yerinde görül­
mediğinden, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN
REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA.

2) Katılan vekiliyle sanık müdafiinin zorlama suçuna ilişkin hükme yöne­


lik temyizine gelince:

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak:

Oluşa uygun kabule göre, alacağını almak amacıyla tehditte bulunan sa­
nığın eyleminin TCY.nın 308, 61. maddelerine girip girmeyeceğinin özel ka­
sıt açısından tartışılmaması,
1882 YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Yasaya aykırı ve katılan Ziya vekili ile sanık İsmail müdafiinin temyiz ne­
denleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiy-
le (HÜKMÜN BOZULMASINA), 1.7.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi

E. 1992/6271
K. 1992/6982
T. 11.11.1992

• YARALAMAK
• ÇELİŞKİ NEDENİYLE HÜKMÜN
GEREKÇESİZ BIRAKILMASI

ÖZET : Uygulanan maddede öngörülen cezalardan yara


cezasına hükmedildiği halde, TCK.nun 271. maddesiyle ar­
tırma yapılırken bundan dönülerek hapis cezası verilip pa­
raya çevrilmesi suretiyle çelişki yaratılması ve bu çelişki
nedeniyle hükmün gerekçesiz bırakılması yasaya aykırıdır.
(765 S. TCK. m. 456/4, 271/1, 55/3)
(647 S. CİK. m. 4)

Yaralama suçundan sanık Fesih hakkında, Türk Ceza Yasasının 456/4,


271/1,55/3, 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca 265.000 lira ağır para
cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin, (Diyarbakır Dördüncü Asliye Ceza Mah­
kemesinden verilen 1990/685 esas, 1991/1126 karar sayılı ve 19.12.1991
tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Fesih tarafından istenilmiş
ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığımın 9.10.1992 tarihli
bozma isteyen tebiiğnamesiyle 14.10.1992 tarihinde Daireye gönderilen da­
va dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdanî kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler


ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde
görülmemiştir. Ancak:
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1883

Uygulanan maddede öngörülen cezalardan para cezasına hükmedildiğl


halde TCY.nın 271. maddesiyle artırma yapılırken bundan dönülerek hapis
cezası verilip paraya çevrilmesi suretiyle çelişki yaratılması ve bu çelişki ne­
deniyle hükmün gerekçesiz bırakılması,

Yasaya aykırı ve sanık Fesih'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki dü­


şünce yerinde görüldüğünden (HÜKMÜN BOZULMASINA), 11.11.1992 ta­
rihinde oybirlğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi

E. 1993/5587
K. 1993/6518
T. 5.10.1993

• YARALAMA
• HAYATİ TEHLİKE

ÖZET : Hayati tehlike doğuran eylemi yapan sanık belli


olduğu takdirde, öbür sanık hakkında kanıtların kabul edi­
liş biçimine ve suç niteliğine göre uygulanacak maddenin
belirlenmesi,

Bu işlemi işleyen sanık belirlenemediği ve bu ey­


lemde öngörülen hareketin sanıklar tarafından yapıldığı
kabul edildiği takdirde haklarında TCK.nun 463. maddesi­
nin uygulanacağının gözetilmesi gerekir.
(765 S. TCK. m. 456, 463)

Yaralama suçundan sanıklar Remzi ile Abdulkerim hakkında, TCY.nın


456/2; 647 sayılı Yasanın 4-6. maddeleri uyarınca 2'şer yıl hapis cezasıyla
hükümlülüklerine, cezasının ertelenmesine ilişkin (Göle Asliye Ceza Mahke­
mesinden verilen 1991/200 esas, 1992/152 karar sayılı ve 13.10.1992 tarihli
hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Abdulkerim ve Remzi müdafii
tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılı­
1884 ------------------------------ ----------------------- YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

ğı'nın 1.7.1993 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 7.7.1993 tarihinde Dai­


reye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görü­
şüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler


ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde
görülmemiştir. Ancak;

Katılanın hazırlık ve duruşma anlatımları arasındaki çelişkinin giderilmesi,


giderilemediği takdirde hangisinin üstün tutulduğunun açıklanması, katılan-
dan sorularak, hayati tehlike doğuran hidropnömotoraks arızasına neden
olan eylemin hangi sanık tarafından yapıldığının araştırılması ve sonucuna
göre;

1 - Hayati tehlike doğuran eylemi yapan sanık belli olduğu takdirde, öbür
sanık hakkında kanıtların kabul ediliş biçimine ve suç niteliğine göre uygula­
nacak maddenin belirlenmesi,

2 - Bu eylemi işleyen sanık belirlenemediği ve bu eylemde öngörülen


hareketin sanıklar tarafından yapıldığı kabul edildiği takdirde, haklarında TCY.
nın 463. maddesinin uygulanacağının gözetilmesi,

Gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,

Yasaya aykırı ve sanıklar Abdülkerim ve Remzi müdafiinin temyiz ne­


denleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiy-
le (HÜKÜMLERİN BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşama­
dan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm
mahkemesine gönderilmesine, 5.10.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi'.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1885

T.C.
YARGITAY
Beşinci Ceza Dairesi

E. 1992/174
K. 1992/465
T. 12.2.1992

• SARKINTILIK
• TANIKLARIN DİNLENMELERİ

ÖZET : Tanık yoklaması yapıldıktan sonra her tanığın ay­


rı ayrı ve sonradan dinlenecek tanıklar yanında bulunmak­
sızın dinlenmeleri gerekir.

Sanığın, müştekinin evine birkaç kez telefon etmek


suretiyle; "seni beğeniyorum, seninle evlenmek istiyorum,
buluşmak istiyorum, bu geceyi seninle geçirmek istiyorum,
beraber yatacağız hazırlan, üzerindekileri çıkar, soyun" şek­
linde sözler sarfetmesi sarkıntılık suçunu oluşturur.
(765 S. TCK. m. 421/son)
(1412 S. CMUK. m. 54)

Gülten'e sözattığı yapılan yargılama sonunda anlaşılan sanık Saadet-


tin'in, TCK.nun 421/ilk, 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince 450.000
lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine dair, (Tercan Sulh Ceza Hâkimli­
ğinden verilen 28.5.1991 gün ve 1990/48 esas, 1991/55 karar sayılı hük­
mün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi O yer C. Savcısı tarafından iste­
nilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye
gönderilmekle incelendi.

C. Savcısının temyiz dilekçesi içeriği itibariyle söz atma suçu ile sınırlı
olarak inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Tanık yoklaması yapıldıktan sonra, her tanığın ayrı ayrı ve sonradan dinle­
necek tanıkların yanında bulunmaksızın dinlenmeleri gerekirken, bir arada din­
lenilmiş olmaları sonuca etkili görülmediğinden bozma sebebi sayılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanan kanıtlara, hükmün dayandığı gerekçe ve


takdire göre sair itirazların reddine. Ancak:

Sanığın, müştekinin evine birkaç kez telefon etmek suretiyle: "seni beğe­
niyorum, seninle evlenmek istiyorum, buluşmak istiyorum, bu geceyi seninle
1886 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

geçirmek istiyorum, beraber yatacağız, hazırlan, üzerindekileri çıkar, soyun"


şeklinde, sırnaşıkça hal olan ve tevali eden sözler sarfetmesinin sarkıntılık
suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, O yer C. Savcısının temyiz itirâzları bu itibarla yerinde gö­


rüldüğünden hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASI­
NA), 12.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Beşinci Ceza Dairesi

E. 1992/473
K. 1992/762
T. 10.3.1992

• ZİNA YAPMAK
• MÜTESELSİL SUÇLARDA HUKUKÎ KESİNTİ

ÖZET : Müteselsil suçlarda iddianamenin düzenlenme­


sinden sonraki eylemler ayrı bir suç oluşturur.
(765 S. TCK. m. 440, 80)

Zina yapmaktan sanıklar Fatma ve Duran’ın yapılan yargılamaları sonun­


da; TCK.nun 440/1-2, 80; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince sanık
Fatma'nın 1.050.000 lira, Duran'ın 900.000 lira ağır para cezasıyla mahku­
miyetlerine dair, (Kahramanmaraş Birinci Asliye Ceza Hâkimliği)nden
verilen 13.11.1991 gün ve 1991/53 esas, 1991/574 karar sayılı hükmün sü­
resi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğun­
dan; dava evrakı C. Başsavcılığımdan tebliğname ile Daireye gönderilmekle
incelenerek, gereği düşünüldü:

Müteselsil suçlarda iddianamenin düzenlenmesi hukukî kesinti getireceği


ve bu hukukî kesintiden sonraki eylemler ayrı bir suç oluşturacağına göre,
şikayet ve iddianame tarihleri itibariyle üç ayrı suç oluştuğu gözetilmeyerek
eylemin tek suç olarak kabulü ve sanık Duran hakkında TCK.nün 80. mad­
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1887

desinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapıl­


mamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve


takdire göre yerinde görülmeyen sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle hük­
mün tebliğname gibi (ONANMASINA), 10.3.1992 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.

T.C.
YARGITAY
Altıncı Ceza Dairesi

E. 1993/5830
K. 1993/7977
T. 2.11.1993

• HIRSIZLIK
• CEZAYA EHLİYET

ÖZET : Kapısı açıkotomobilin ar


kılmış el çantasını çalma eylemi, TCK .nun madde­
sinde yazılı suçu oluşturur.

Sanık; aklî dengesinin yerinde olmadığını ileri sü­


rüp, antisosyal kişilik bozukluğuna ilişkin Mevlâ Askeri
Hastanesi Baştabipliği'nhasta çıkış belgesi fotokop
ibraz etmiş olduğundan, fiili işlediği zaman şuurunu veya
harekatının serbestisini tamamen kaldıracak veya ehemmi­
yetli derecede azaltacak surette akıl hastalığına duçar olup
olmadığının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığının
Adlî Tıp Kurumu'na tesbit ettirilmesi, sonucuna göre hü­
küm kurulması gerekir.
(765 S. TCK. m. 491/ilk, 46, 47)

Hırsızlıktan sanık Ali hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine


dair, (Köyceğiz Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 19.10.1992 tarihli hük­
mün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan, dava
1888 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

evrakı C. Başsavcılığımdan onama isteyen 1.7.1993 tarihli tebliğname ile


12.7.1993 tarihinde Daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp dü­
şünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

1- Kapısı açık otomobilden, otomobilin sabit parçası olmayan ve otoda


bulunması mutad sayılmayan, arka koltuk üzerine bırakılmış el çantasını çal­
maktan ibaret eylemin, TCK.nun 491/ilk maddesine uyduğu gözetilmeden
491/2. maddesi ile uygulama yapılması,

2 - Sanığın, temyiz dilekçesinde aklî dengesinin yerinde olmadığını ileri


sürüp, antisosyal kişilik bozukluğu nedeniyle askerliğe elverişli olmadığına
ilişkin K.K.K.lığı Ankara Mevki Askerî Hastanesi Baştabipliğimin 2.5.1991 ta­
rihli hasta çıkış belgesi fotokopisini ibraz etmiş olması karşısında, fiili işlediği
zaman şuurunu veya harekatının serbestisini tamamen kaldıracak veya
ehemmiyetli derecede azaltacak surette akıl hastalığına duçar olup olmadı­
ğının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığının Adlî Tıp Kurumu'nca tesbi-
tinden sonra sonucuna göre hüküm kurulması lüzumu,

Bozmayı gerektirmiş, sanık Ali’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde gö­


rülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak (BO­
ZULMASINA), 2.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 — --------------------------------------------------- 1889

T.C.
YARGITAY
Altıncı Ceza Dairesi

E. 1993/6758
K. 1993/8049
T. 2.11.1993

• SAHTECİLİK
• FER'İ CEZANIN ERTELENMESİ

ÖZET : Sanığa tayin edilen asıl ceza ertelendiği halde,


TCK.nun 91. maddesi hükmüne aykırı olarak ve nedenleri
de açıklanmadan fer'i cezanın erteleme dışı bırakılması ya­
saya aykırıdır.
(765 S. TCK. m. 345, 91)
(647 s. CİK. m. 6)

Sahtekârlıktan sanık Faruk hakkında yapılan duruşma sonunda; TCK.


nun 509/2. maddesi aracılığı ile 345, 59/2; 647 sayılı Kanunun 4/6. ve 2918
sayılı Kanunun 119. maddesi gereğince 90.000 lira ağır para cezası ile
mahkumiyetine, cezasının ertelenmesine, sürücü belgesinin süresiz geri
alınmasına dair, (Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 7.12.1992
tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan,
dava evrakı C. Başsavcılığımdan bozma isteyen 24.9.1993 tarihli tebliğna-
me ile 4.10.1993 gününde Daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşü­
lüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak:

Sanığa tayin edilen asıl ceza ertelendiği halde, TCK.nun 91. maddesi
hükmüne aykırı olarak ve nedenleri de açıklanmadan feri cezanın erteleme
dışı bırakılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık Faruk vekilinin temyiz itirazları bu itibarla ye­


rinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle istem gibi (BOZUL­
MASINA), 2.11.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1890 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

T.C.
YARGITAY
Yedinci Ceza Dairesi

E. 1993/4922
K. 1993/4834
T. 30.9.1993

• TUTUKLU KİŞİLERİN DİSİPLİN CEZALARINI


İNCELEMEKLE GÖREVLİ MAHKEME

ÖZET : Haklarında disiplin cezası verilen tutuklu kişiler­


le ilgili olarak daha önce mahkemeye dava açılmış olması
durumunda, disiplin cezasını inceleyecek merci davanın
görüldüğü mahkeme olacaktır.
(1412 S. CMUK. m. 116)

Yasa dışı örgüte üye olmak suçundan Ankara Merkez Kapalı Cezae-
vi'nde tutuklu bulunan sanıklar Zeynep ve Filiz'e 2 gün açlık grevine gitmek­
ten dolayı, Kapalı Cezaevi Disiplin Kurulu'nca verilen, 27.3.1992 gün ve 7
sayılı iki ay ziyaretçi kabulünden men cezasının CMUK.nun 116/son mad­
desi uyarınca hâkim onayına sunulması talebi üzerine verilen Ankara Onü-
çüncü Sulh Ceza Mahkemesi'nin 8.4.1992 gün ve 1992/55 Müt. sayılı gö­
revsizlik kararına vaki itirazın reddine dair, Ankara Onbirinci Asliye Ceza
Mahkemesi’nin 5.5.1992 gün ve 1992/57 D.lş. sayılı karar aleyhine Yüksek
Adalet Bakanlığımdan verilen, 25.1.1993 gün ve 3664 sayılı yazılı emre
müsteniden dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığımın 4.8.1993 gün ve
66842 sayılı ihbarnamesiyle Daireye verilmekle okundu:

Mezkûr ihbarnamede;

Tüm dosya münderecatına göre, bir suçtan dolayı Ankara Merkez Kapalı
Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu anlaşılan sanıkların cezaevi disiplinini bozucu
davranışları nedeniyle, Ceza İnfaz Kurumlan ile Tevkifevlerinin Yönetimine
ve Cezaların İnfazına Dair Tüzüğün 157/2. maddesi uyarınca, Cezaevi Disip­
lin Kurulu'nca verilen CMUK.nun 116/6. maddesi hükmü uyarınca hâkim
onayına sunulan disiplin cezasının sulh hâkimi tarafından incelenerek sonu­
cuna göre karar verilmesi gerektiği, kamu davasının açılıp açılmadığı hususu­
nun sonucu etkilemeyeceği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı olduğu şekil­
de gerekçe ile reddine karar ittihazında isabet görülmemiş ve CMUK.nun
343. maddesi uyarınca anılan hükmün bozulması lüzumu yazılı emre atfen
ihbar olunmuş bulunmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------- ---------------------------------------- 1891

Haklarında disiplin cezası verilen tutuklu kişilerle ilgili olarak daha önce
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesine dava açılmış olup, disiplin cezasını
inceleyecek merci davanın görüldüğü mahkeme olacağı cihetle yazılı emir
talebi yerinde görülmediğinden (REDDİNE), 30.9.1993 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.

* *
T.C.
YARGITAY
Yedinci Ceza Dairesi

E. 1993/4930
K. 1993/5072
T. 30.9,1993

• 3194 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ

ÖZET : Yargıtay Yedinci Ceza ilâmına konu


olan eylemden sonra inşaata devam edildiğinin tesbit edil­
memiş olmasına göre, Sulh Ceza Mahkemesinin, yeniden
tayin edilen İdarî yara ceasına itirazın kabulüne karar ver­
mesi gerekir.
(3194 s. imar K. m. 42)
(1412 s. CMUK. m. 343)

3194 sayılı İmar Kanununa aykırılıktan Yılmaz'a, Bursa Valiliği'nin


18.11.1992 tarih, 12638 sayılı kararı ile verilen idari para cezasına itirazın
reddine ilişkin Bursa Birinci Sulh Ceza Mahkemesinin 9.1.1993 tarih, 92/
2982-93/204 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığindan verilen
5.8.1993 gün ve 31/80 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası Cumhuri­
yet Başsavcılığımın 9.8.1993 gün ve Y. E. 67744 sayılı ihbarnamesiyle Dai­
reye verilmekle okundu:

Mezkûr ihbarnamede;

Valilik ceza kararının dayanağı Bursa Birinci Sulh Ceza Mahkemesi'nin


20.9.1992 tarih, 92/1617-2153 sayılı kararı Yargıtay Yedinci Ceza Daire­
1892 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

si'nin 13.5.1993 tarih, 93/2405-2908 sayılı kararı ile aleyhe etki yapmamak
üzere bozulmuş ve 3194 sayılı Yasaya aykırı yeni bir eylem saptanmaksızın
iptal edilen idari para cezası kararına konu eylemden ötürü yeniden para
cezası verilmiş olmasına göre; yasal geçerliliği olamayacağı gözetilmeksizin
itirazın kabulü ve cezasının kaldırılması yerine, yazılı biçimdeki kararda isa­
bet görülmemiş ve CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan hükmün bozul­
ması lüzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuş bulunmakla gereği görüşülüp
düşünüldü:

Dairemizin 13.5.1992 günlü ilamına konu olan eylemden sonra inşaata


devam edildiğinin tespit edilmemiş olmasına göre; Bursa Birinci Sulh Ceza
Mahkemesi’nin 29.9.1993 tarihli kararına atfen yeniden ceza verilmiş olması
karşısında yazılı emir talebi yerinde görüldüğünden Bursa Birinci Sulh Ceza
Mahkemesi’nin 9.1.1993 gün ve 1992/2982 E., 1993/204 sayılı kararının
CMUK.nun 343. maddesi gereğince (BOZULMASINA), cezanın çektirilme-
mesine, 30.9.1993 günü oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Sekizinci Ceza Dairesi

E. 1993/8641
K. 1993/9658
T. 5.10.1993

• İCRAEN TESLİM OLUNAN YERE TECAVÜZ

ÖZET : M en edildiği taşınmazın sınırdaki ayva ağaçla­


rından meyvelerini toplayan sanığın eylemi, suça konu ta­
şınmazın aynını tekrar zapt ve işgale yönelik olmadığın­
dan icraen teslim olunan yere tecavüz suçu oluşmaz.
(765 s. TCK. m. 309/1)

İcraen teslim olunan yere tecavüzden sanık Salih'in yapılan yargılanması


sonunda; TCK.nun 309/1; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri uyarınca 300.000
lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne ve ertelemeye dair, (Çine İcra Ceza
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1893

Mahkemesinden verilen 17.2.1993 gün ve 341 esas, 67 karar sayılı hük­


mün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş oldu­
ğundan; dava evrakı C. Başsavcılığımdan tebliğname ile 22.9.1993 günü Dai­
reye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:

Men edildiği taşınmazın sınırdaki ayva ağaçlarından meyvelerini toplayan


sanığın eylemi, suça konu taşınmazın aynına yönelik olmadığı olayda suçu
oluşturan taşınmazı tekrar zapt ve işgal durumunun gerçekleşmediği göze­
tilmeden sanığın TCK.nun 309. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar ve­
rilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görül­


müş olduğundan kararın bu sebepden dolayı istem gibi (BOZULMASINA),
5.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Sekizinci Ceza Dairesi

E. 1993/9101
K. 1993/9795
T. 6.10.1993

• PATLAYICI MADDE YAPIP İŞYERİNE


ATMAK

ÖZET : Sanığın; içine potasyum klorat yerleştirdiği su bo­


rusunun iki ucunu kapatarak patlayın madde haline getir­
dikten sonra bunları kuruyemiş ve tekel bayii dükkânına
atarak patlatması eylemi, TCK .nun 372. maddesi yollama­
sıyla 369. maddesine uyar bir suç oluşturur. Patlama so­
nucunda sadece buzdolabının, vitrin camının kırılmış ol­
ması karşısında tehlikenin önemsiz olduğunu kabul etmek
gerekir.
(765 S. TCK. m. 369, 372, 413)
1894 YARGITAY KARARLARI DERGtSt

Patlayıcı madde yapıp işyerine atmaktan sanık Mehmet'in yapılan yargı­


lanması sonunda; TCK.nun 264/6, 55/3, 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay
10 gün hapis, 55.555 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne dair, (Diyar­
bakır iki Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 15.6.1993 gün
ve 594 esas, 354 karar sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargı­
tay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan; dava evra­
kı C. Başsavcılığımdan tebliğname ile 30.9.1993 günü Daireye gönderilmek­
le incelenip, gereği düşünüldü:

CMUK.nun 318. maddesindeki koşullar bulunmaması nedeniyle dunış-


malı inceleme isteminin reddine, dosya üzerinde yapılan incelemede;

Yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine. Ancak;

Sanığın, içine potasyum klorat yerleştirdiği su borusunun iki ucunu kapa­


tarak patlayıcı madde haline getirdikten sonra bunları kendi beyanına göre
camide karşılaştığı, hangi örgütün mensubu olduklarını bilmediği ancak, ya­
sa dışı PKK. Terör Örgütü karşıtı olduğunu bildiği, örgüt mensuplarının tele­
fon talimatı doğrultusunda Batman il merkezinde Ayvaz'a ait kuruyemiş ve
tekel bayii dükkânına atarak patlatmaktan ibaret eyleminin, TCK.nun 372.
maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 369. maddesine uyar nitelikte bir suç
oluşturduğu, bu patlama sonucunda sadece dükkânda bulunan buzdolabı­
nın, vitrin camının kırılmış olması karşısında, tehlikenin önemsiz olduğu ka­
bul edilerek TCK.nun 413. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden
suçun nitelenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde mahkumiyet hük­
mü kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde gö­


rülmüş olduğundan sanığın ceza süresi ve türü yönünden kazanılmış hakkı
saklı kalmak koşuluyla kararın bu sebepden dolayı istem gibi (BOZULMASI­
NA), 6.10.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 --------------------------------------------------------1895

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Ceza Dairesi

E. 1992/11644
K. 1993/989
T. 16.2.1993

• 2863 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ


(İzinsiz define aramak)

ÖZET : Kaçak kazının herkesçe korunması gerekli


lüs (yığma mezar) 'te yapıldığı kabul edildiğinden, cezanın
2863 sayılı Kanunun 74. maddesinin 2. cümlesi
gerekir.
İzin alınmış olduğunun bildirilmesi üzerine kazı­
da işçi olarak çalışan Süleyman ve irfan beraatlerine ka­
rar vermek gerekir.
Temel ağır para cezalarının Yargıtay denetimine
olanak sağlamayacak biçimde hükmedilmesi yasaya aykırı­
dır.
Kazının keşfen belirlenen niteliği ve iki gü n sür­
müş olup define elde etmeye müsait bir aşamaya ulaşması­
na göre izinsiz define araştırmak suçunun tamamlandığını
kabul etmek gerekir.
(2863 S. KTVK. m. 74/2.CÜmle)

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefetten


sanıklar Osman, Süleyman, İrfan ve Celal'in yapılan yargılamaları sonunda;
mahkumiyetlerine dair, (Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinden verilen
17.9.1992 gün ve 1992/37 esas, 1992/53 karar sayılı hükmün Yargıtay'ca
incelenmesi sanık Celal ve o yer C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğun­
dan; dava evrakı C. Başsavcılığımdan tebliğname ile Daireye gönderilmekle
incelenerek, gereği düşünüldü:
B
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine. Ancak;

1- Dosyada toplanan delillere uygun olarak kaçak kazının, herkece ko­


runması gerekli, taşınmaz kültür varlığı niteliğinde olduğu bilinen tümülüs
(yığma mezar)'te yapıldığı kabul edildiği halde, cezanın 2863 sayılı Kanunun
74. maddesinin 1. cümlesi yerine 2. cümlesiyle tayini,
1896 ------------------------------------------------------YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

2 - Sanıklardan Süleyman ve Irfan'ın ücreti karşılığında ve sanık Os­


man'ın izin alınmış olduğunu bildirmesi üzerine işçi olarak kazıda çalıştıkları­
nın anlaşılmasına ve kabulün de bu yönde bulunmasına göre kişiyle ilgili ve
somut delillere dayanılmadan genelden hareketle ve kabulle de çelişkiye
düşülerek mahkumiyetlerine karar verilmesi,

3 - Kabul ve uygulamaya göre;

a) Ruhsatsız define arama suçunun oluşması için definenin elde edilme­


si ve araştırmanın yapıldığı yerde bir definenin mevcut olmasının şart bulun­
mamasına, kazının keşten belirlenen niteliği ve iki gün sürmüş olup define
elde etmeye müsait bir aşamaya ulaşmasına göre izinsiz define araştırmak
suçunun tamamlandığının kabulü gerekirken, eksik teşebbüs derecesinde
kaldığından bahisle yazılı şekilde uygulama yapılması,

b) Temel ağır para cezaların Yargıtay denetimine olanak sağlamayacak


biçimde hükmedilmesi,

Kanuna aykırı ve sanık Celal ile o yer C. Savcısının temyiz itirazları bu


itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı kıs­
men istem gibi (BOZULMASINA), 16.2.1993 gününde oybirliği ile karar ve­
rildi.

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Ceza Dairesi

E. 1993/221
K. 1993/1203
T. 5.3.1993
I
• 213 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ

ÖZET : Sanık pansiyonunu kapattığını savunmuşsa, Ver­


gi Dairesinden bu husus sorulup 213 sayılı Kanunun 139.
maddesinde gösterilen istisnaî şartın gerçekleşme durumu
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1897

saptanmalı, sonucum göre hukukî durum tayin edilmeli­


dir.
(213 S. VUK. m. 139)

213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefetten sanık Mehmet'in yapılan


yargılaması sonunda; beraatine dair, (Fethiye Asliye Ceza Mahkemesin­
den verilen 16.7.1992 gün ve 1992/249 esas, 1992/596 karar sayılı hükmün
Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan; da­
va evrakı C. Başsavcılığımdan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incele­
nerek, gereği düşünüldü:

Sanığın, 7.5.1992 tarihinde talimatla alınan savunmasında pansiyonunu


kapattığını beyan etmiş olması karşısında, bu husus ilgili Vergi Dairesinden
sorulup, 213 sayılı Kanunun 139. maddesinde gösterilen istisnai şartın ger­
çekleşip gerçekleşmediği saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun ta­
yini gerektiğinin düşünülmemesi,

Kanuna aykırı ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde gö­


rülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı isteme aykırı olarak (BO­
ZULMASINA), 5.3.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Dokuzuncu Ceza Dairesi

E. 1993/3
K. 1993/1307
T. 9.3.1993

• BANKADA GÖREVLİNİN KURAL DIŞI


İŞLEMLERİ

ÖZET : ......... ....Bankası Kavaklıdere Şubesi pazarlama


m üdürü, pazarlama koordinatörü ve m üdür vekili görevle­
rini yürüten sanığın , kural dışı işlemleri hizmet nedeniyle
emniyeti suiistimal suçu olarak değerlendirilmemeli, Ban­
kalar Kanunu çerçevesinde değerlendirilmelidir.
(7129 S. BAK.)
1898 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Hizmet sebebi ile emniyeti suistimalden sanık Mustafa'nın yapılan yargı­


laması sonunda; mahkûmiyetine dair, (İzmir ikinci Asliye Ceza Mahkeme­
sinden verilen 14.2.1992 gün ve 1989/409 esas, 1992/98 karar sayılı hük­
mün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili, sanık ve müdahil Türkiye.........
Bankası vekilleri tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcı­
lığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek, gereği düşünül­
dü:

Hazine vekili, Banaklık oluruna dayanarak 17.2.1992 tarihinde mahke­


meye tevdii edilen dilekçe ile vaki temyizden vazgeçmiş olduğundan incele­
me, sanık ve müdahil Türkiye.......... Bankası A.Ş. vekillerinin temyizlerine
hasren yapılmıştır.

Yerinde görülmeyen sair itiraların reddine. Ancak:

................ Bankası Kavaklıdere Şubesi pazarlama müdürü, pazarlama


koordinatörü ve müdür vekili görevlerini yürütmüş bulunan sanığın bilirkişi
kurulu raporu ve dosya kapsamıyla sabit görülen kural dışı işlemleri Banka­
lar Kanununun öngördüğü usul ve esaslara ilişkin ve bunlara aykırılık şek­
linde ortaya çıktığı ve eylemlerin bu kanun çerçevesinde değerlendirilmesi
gerektiği gözetilmeden suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek olayda
yasal unsurları itibariyle oluşmayan hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal su­
çundan mahkûmiyet hükmü tesisi,

Kanuna aykırı ve sanık ile müdahil Türkiye.............. Bankası vekillerinin


temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebep­
ten dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 9.3.1993 gününde oybirli­
ği ile karar verildi.
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 -------------------------------------------------------- 1899

T.C.
YARGITAY
Onuncu Ceza Dairesi

E. 1993/10822
K. 1993/10976
T. 25.10.1993

• GÖREVİ İHMÂL
(Yetkili mahkeme)

ÖZET : Yetkisizlik kararı iddianame okunmadan verilme­


lidir.

İzmir İl İdare Kurulu tarafından sanık hakkında


görevi ihmâl suçundan son soruşturmanın açılmasına dair
verilen kararda yargılama yeri olarak İzmir Asliye Ceza
Mahkemesi gösterilmesine göre, yetkili mahkeme İzmir A s­
liye Ceza Mahkemesi'dir.
(765 S. TCK. m. 230)
(115 s. MMK. m. 7)

Görevi ihmâl suçundan sanık Faruk'un yargılanması sonunda, İzmir Al­


tıncı Asliye Ceza Mahkemesiyle, Karşıyaka İkinci Asliye Ceza Mahkemesi
arasındaki olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi, yeni yerinin belirlenme­
si istemiyle gönderilen dosya C. Başsavcılığının 15.10.1993 gün ve TM.
80103 sayılı tebliğnamesi ile Daireye verilmekle incelendi:

Gereği görüşülüp düşünüldü:

İncelenen dosya içeriğine nazaran, her iki mahkeme CMUK.nun 17.


maddesi hükmüne aykırı olarak iddianame okunduktan sonra yetkisizlik ka­
rarı vererek olumsuz yetki uyuşmazlığı oluşmasına neden oldukları anlaşıl­
makta ise de, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunun 7. maddesi âmir
hükmüne göre, il idare kurulu son soruşturmanın açılmasına dair vereceği
kararda yetkili mahkemenin il mahkemesi olacağının açıklanmış olmasına,
özel yetki düzenlemesinin kamu düzenine ilişkin olduğu kadar memur için
de teminat olarak kabul edilmesi gerekmesine, İzmir İl İdare Kurulu'nca sa­
nık hakkıda görevi ihmâl suçundan son soruşturmanın açılmasına dair veri­
len kararda yargılama yeri olarak İzmir Asliye Ceza Mahkemesi'ni gösterme­
sine, il mahkemesi tanımının büyük şehir belediye sınırları içerisindeki ilçeleri
ilgilendirmeyip mülkî sınır nazara alınarak vilâyet merkezinin anlaşılması ge­

I
1900 ---------------------------------------------------— YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

rekmesine, Karşıyaka İkinci Asliye Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye


göre yerinde görülmeyen İzmir Altıncı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.7.1993
gün ve 1993/367-672 sayılı YETKİSİZLİK kararının isteme aykırı olarak kal­
dırılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılı­
ğıma tevdiine, 25.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.


* *

T.C.
YARGITAY
Onuncu Ceza Dairesi

E. 1993/4970
K. 1993/11332
T. 27.10.1993

• 3167 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ


• TEBLİGAT

ÖZET : Düzeltme hakkı ile ilgili ihtar mektubunun tebliğ


edildiği kişinin, 5584 sayılı Posta Yasasının 17. maddesine
göre iadeli taahhütlü mektup almaya yetkili olup olmadığı
araştırılmalıdır.

Sanığın, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uya­


rınca verilip ertelenen önceki cezası ile ilgili hükmün ke­
sinleşmesinden sonra müştekinin sanığın borcunu ödediği­
ni belirterek şikayetinden vazgeçtiği anlaşıldığından, 3863
sayılı Yasanın geçici maddesine göre kamu davası ve ceza­
nın bütün sonuçları ile ortadan kalkması gerekeceğinden
önceki cezanın infazına karar verilemez.
(3167 s. Çek K. m. 16, geçici m.)
(765 S. TCK. m. 95/II)
(647 s. CİK. m. 6)
(5584 S. Posta K. m. 17)

3167 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Mehmet'in yapılan yarılanması so­


nunda; hükümlülüğüne dair, (Diyarbakır Üçüncü Asliye Ceza Mahkeme­
sinden verilen 7.9.1992 gün ve 1992/644 esas, 1992/680 karar sayılı hük-
CİLT: 19, SAYI: 12, ARALIK 1993 1901

mün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş oldu­


ğundan; dava evrakı C. Başsavcılığımın onama isteyen 22.4.1993 tarihli teb-
liğnamesiyle Daireye gönderilmekle incelenip, gereği düşünüldü:

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya


içeriğine uygun gerekçeye göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazları­
nın reddine. Ancak:

1- Düzeltme hakkı ile ilgili ihtar mektubunun tebliğ edildiği kişinin 5584
sayılı Posta Yasasının 17. maddesine göre iadeli taahhütlü mektup almaya
yetkili olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukukî durumunun
tayini gerekirken eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,

2 - Sanığın 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca verilip 3506 sayı­
lı Yasanın 8. maddesine göre ertelenen önceki cezası ile ilgili hükmün ke­
sinleşmesinden sonra müştekinin 26.12.1988 günlü dilekçesi ile sanığın
borcunu ödediğini belirterek şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısın­
da 3863 sayılı Yasanın geçici maddesine göre sözü edilen kamu davası ve
cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılması gerekeceğinden bu cezası­
nın TCY.nın 95/II. maddesi gereğince infazına karar verilemeyeceğinin gö­
zetilmemesi,

Yasaya aykırı sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden


hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak (BOZULMASINA),
27.10.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onuncu Ceza Dairesi

E. 1993/6024
K. 1993/11729
T. 3.11.1993

• DOLANDIRICILIK

ÖZET : Sanığın, müşteki şirketi hataya düşüren hile ve


desiseleri karar yerinde tartışılmadan ve gerekçeleri göste-
1902 ------------------------------------------------------ YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

rilmeden ibraz anma kadar müşteki tarafından bile ta­


mamlanabilecek durumda olan çekteki keşide yerinin yazıl­
maması yeterli görülerek dolandırıcılık suçundan mahku­
miyet karan verilemez.
(765 S. TCK. m. 503/1)
(1412 S. CMUK. m. 32)

3167 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Beycan'ın yapılan yargılaması so­


nunda; eylemine uyan TCK.nun 503/1, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi
gereğince 1.500.000 TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair, (Ayva­
lık Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 6.10.1992 gün ve 1991/276 esas,
1992/261 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık ta­
rafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığımın onama iste­
yen 7.5.1993 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelenip, gereği
düşünüldü;

Sanığın, müşteki şirkete karşı nasıl hile ve desise yaparak hataya düşür­
düğü karar yerinde açıklanıp tartışılmadan ve gerekçeleri gösterilmeden su­
ça konu çekte ibraz anına kadar müşteki tarafından bile tamamlanabilecek
durumda olan keşide yerinin yazılmamasının yeterli görülerek dolandırıcılık
suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı ve sanığın temyiz itirazları öncelikle bu nedenle yerinde


görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak (BOZUL­
MASINA), 3.11.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY KARARLARI DERGİSİ

Maddelere ve kavramlara göre

ARAMA DİZİNLERİ
ENDEKSLER

Yıl Ay Endeks

1992 Ocak 57.2


Şubat 58.9
Mart 60.4
Nisan 61.0
Mayıs 61.1
Haziran 61.0
Temmuz 60.08
Ağustos 60.06
Eylül 60.09
Ekim 61.5
Kasım 62.0
Aralık 61.4
1993 Ocak 60.6
Şubat 59.2
Mart 58.0
Nisan 57.3
Mayıs 57.1
Haziran 57.4
Temmuz 58.2
Ağustos 58.8
Eylül 58.8
Ekim 58.4
Kasım 58.4
1905
• 1993 Y IL I M A D D E L E R E G Ö R E A R A M A D İ Z İ N İ
— A — Madde Sayı/Sayfa
Adlî Sicil Kanunu
60 11/1745
(Adlî Sicil K.- 3682) 66 1/68
Madde Sayı/Sayfa 68 7/1033
8/d 7/1074 68/1 1/68

Adlî Tıp Kurumu Kanunu


(ATK.- 2659) Ankara Elektrik ve Havagazı ve
Adana Elektrik M üesseselerinin
15/2 10/1573
İdare ve İşletmeleri Hakkında
Kanun
Âhar Mahallere Nakledilen
(AAEİK.- 4325)
Eşhasın Emval ve Düyun ve
M atlubat-ı Metrukesi Hakkında 16 6/955
Kanunu Muvakkat
[EMK.- 351 s. (13 Eylül 1331 Ta.)]
7 5/677 Arttırma, Eksiltme ve İhale
Kanunu
Âhar Mahallere Nakledilen (AElK.- 2490)
Eşhasın Emval, Düyun ve 51 9/1367
M atlubat-ı Metrukesi Hakkında
13 Eylül 1331 Tarihli Kanunu
M uvakkatin Bazı Mevaddını
M uaddil ve 20 Nisan 1338 Tarihli Artvin, Ardahan, Kars
Emvali Metruke Kanunu Muaddil Vilâyetleriyle Kulp, İğdır
Kanun Kazaları ve Hopa Kazası'nın
[EMK.- 333 s. (15 Nisan 1339 Ta.)] Kemalpaşa Nahiyesindeki
Arazide Hakkı Tasarrufa Ait
6 5/677
Kanun
(AHTK.- 474)
3 7/989
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun
(AAK.- 6183) Askerî Ceza Kanunu
(ACK.- 1632)
21/1 3/417
57 11/1745 152 3/468
1906
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Basm Kanunu
Kanunu (Basın K.- 5680)
(AYİM.K. 1602) Madde Sayı/Sayfa
Madde Sayı/Sayfa
16/2 11/1751
24 2/187

Basın Mesleğinde Çalışanlarla


Atatürk Orman Çiftliği Çalıştıranlar Arasındaki
Müdürlüğü Korum a Kanunu Münasebetlerin Tanzimi
(AOÇMK.K.- 5659) Hakkında Kanun

9 7/1105 (BÎK.- 5953)


14 8/1185

Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Bazı Kamu Alacaklarının


Diğer Aletler Hakkında Kanun Tahsil âtının Hızlandırılması ve
(ASK.- 6136) Matrah Artırımı Hakkında Kanun

13 11/1748 (MAK.- 3787)


13/1 1/140; 7/1101 10 3/480
Geçici m. 8 4/593; 5/769 10/2 2/2797; 5/796
Ek geçici m. 8 1/140; 9/1411 12/2 2/299; 5/7%;
9/1438
Avukatlık Kanunu
15 5/796
(Av. K.-1136) 16 6/951

41 1/56
163 4/503
Bazı Suç Failleri Hakkında
164 4/503
Uygulanacak Hükümlere Dair
164/son 1/56
Kanun
(SFHK.- 3419)
— 11/1755

— B —
Bankalar Kanunu Belediye Kanunu
(BAK.- 7129) (Belediye K.- 1580)
12/1897 15/9 3/454
1907
Borçlar Kanunu Madde Sayı/Sayfa
(BK.- 818) 50 9/1382; 10/1489;
Madde Sayı/Sayfa 12/1825
1 7/1028 51 1/55; 9/1382
1/3 6/913 53 2/214; 3/376;
1-7 7/1080 4/555; 7/1044;
13 3/400 10/1489
18 1/14; 2/233; 53/2 11/1705
3/399; 5/749; 55 4/540
7/983, 1046; 60/1 6/892
8/1155; 11/1632 60/2 6/913
18/11 9/1303 61 3/367; 5/719
19 6/840; 8/1141 72 9/1334; 10/1491
20 6/840; 11/1688
79/1 5/695
24 7/991
81 2/225; 3/415;
25 7/991
5/727
38 3/385
41 1/5; 3/388; 4/518, 88 8/1181
519, 532; 5/726; 96 3/331; 6/840, 901;
6/876; 8/1187; 7/1026; 11/1655
9/1331; 10/1487, 98 6/897; 10/1534;
1489; 11/1641, 11/1688
1655,1659 99 1/70
42 10/1487 101 9/1359, 1367
43 6/860, 915; 101/1 1/90
11/1659 104 1/53
43/1 10/1522 105 5/753; 7/998
43-44 11/1705 106 2/230; 6/840;
44 6/840, 897, 915; 11/1676; 12/1845
10/1534 106/2 6/897
44/1 6/860 108 11/1676
45 8/1168
108/son 5/732
45/11 2/248
109 2/228
46 8/1187
47 4/532; 6/876; 113 2/168; 8/1181
8/1168, 1187; 117 11/1688; 12/1845
11/1655,1659 125 9/1364; 10/1527
49 4/532; 5/696; 126 7/1041
6/876; 8/1187; 126/son 3/331
10/1516 135 1/34
1908
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
141 11/1703 358/ilk 11/1686
146 4/534 359 2/227
158 4/548; 7/1031; 360 5/736
8/1200 362 2/228; 4/563
158/2 4/557 365 1/67; 5/732
159 4/548 366 1/67
161/son 7/1014 368-389 10/1518
162 5/727 369-370 12/1848
162 vd. 2/225 371 12/1845
198 10/1536 390 3/385
205/1 2/221 390/1-2 11/1627
213 4/561; 6/873, 896 483-503 1/87
248 4/524 511 1/65; 9/1361
249 4/548 520 11/1647
251/2 12/1810
254 10/1522
256 2/194; 4/526; — C —
8/1173 Ceza Muhakemeleri Usulü
257 12/1810 Kanunu
260 6/865, 866; (CMUK.-1412)
12/1810
7 2/305
260 vd. 10/1495
32 1/129; 12/1902
262 3/359; 4/524;
33 9/1404
5/702
52/1 7/1106
266 7/1026
54 12/1885
270 4/524
65 10/1582
270/2 4/557
66/1 10/1589
285 4/524
86 4/626
294/2 12/1841
116 12/1890
312 10/1527
135 5/783; 11/1750;
325 10/1508; 11/1688
12/1876
355 3/331
138 5/760; 8/1226
356 5/736
150 4/605; 7/1064
356/2 6/901
151 10/1575
357 6/901
163/2 7/1064
358/1 11/1691
164 7/1111
358/2 10/1532
1909
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
165 7/1111 346 10/1575
193 3/461; 5/782 347 10/1575
195-236 5/798 347/son 7/1111
221 11/1738 365 7/1092
230 6/930 366 vd. 3/452
236 5/783 402 1/140; 2/294;
246 6/930 3/480
251 6/928; 11/1719, 402/1 7/1117
1738 405 2/294
253 2/288; 3/479; 406 11/1717
4/618 408/2 10/1595
253/4 7/1052 410 11/1725
253/son 2/267
254 6/939; 10/1564
255/2 8/1279
257 4/604 Cezaların infazı Hakkında
258 4/604; 5/782; Kanun
7/1106^/1245, (CİK.- 647)
1270; 10/1601 4 1/129; 2/299;
260 10/1586 4/590; 10/1577;
262 10/1603 12/1882
263 4/613; 7/1086 5/6-son 2/299
266/3 6/930 5/10 8/1260
293 10/1577 6 4/590; 6/1566;
305 7/1094; 9/1404 12/1889, 1900
305/ilk 4/618 19/1 5/771
305/2 6/953
310 9/1404
317 1/108; 2/294;
9/1404 - Ç -
320 8/1283 Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi
325 2/305 ve Çek Hamillerinin Korunması
326/2 2/256 Hakkında Kanun
327 3/480 (Çek K.- 3167)
343 2/295; 11/1744;
l/F-2 6/917
12/1891
2 6/917
344 7/1111
1910
Madde Sayı/Sayfa Çocuk M ahkemelerinin Kuruluş,
Görev ve Yargılama Usulleri
3 4/638
Hakkında Kanun
5 1/143
(ÇMK.- 2253)
7 4/590, 636; 6/962
9 6/917 Madde Sayı/Sayfa

16 1/112,143,145; 10 5/788; 10/1577


2/303; 3/481; 11 5/788
4/590, 636, 638; 12 10/1577
5/663, 800, 803; 12/2 7/1068
6/953, 960, 962; 18 10/1577
7/1091; 8/1277, 20 1/134; 7/1106
1278; 9/1442; 38 10/1577
12/1900 42 10/1577
16/1 18/1279; 9/1440 çici m. 2 10/1577
16/2 6/926; 7/1117;
11/1760
Geçici m. 12/1900
— D —
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Çevre Kanunu Hakkında Kanun
(Çevre K.- 2872) (DGMK.- 2845)
8 4/624; 6/933 9 3/482; 5/802;
9 2/270 9/1394; 11/1755
20 2/270; 4/624; 9/C 10/1602
6/933
24 2/270; 4/624;
6/933 Devlet thaïe Kanunu
(İhale K.- 2886)
60 3/397
Çiftçiyi Topraklandırm a Kanunu 62 9/1367; 11/1676
(ÇTK- 4753)
57 9/1317
58 9/1317 Devlet M emurları Kanunu
(DMK.- 657)
10/1510
1911
— E — Madde Sayı/Sayfa
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer 15 10/1595
Bağımsız Çalışanlar Sosyal 15/1 9/1433
Sigortalar Kurumu Kanunu 16 2/290; 10/1595
(Bağ-Kur K.- 1479)
Madde Sayı/Sayfa
9 8/1189
Gelir Vergisi Kanunu
79 11/1661
(GVK.-193)
61 4/546
— F — 94/1 4/546
Finansal Kiralama Kanunu 103 4/546
(FKK.- 3226) 104 4/546
8 3/396
Gümrük Kanunu
(Gümrük K.-1615)
— G — 65/2 9/1432
Gayrimenkul Kiraları Hakkında 78 5/790
Kanun 80 5/790
(GKK.- 6570) 81 5/790
158 1/135; 3/476;
1 8/1141
5/790
7/a 3/362; 9/1337-
12/1811
7/b 9/1433
— H —
7/b,c,ç 7/1004
Harcırah Kanunu
7/c 2/196; 8/1175
4/528; 8/1172 (Harcırah K.- 6245)
7/ç
7/d 4/528; 7/1005; 3-4 3/373
10/1522
7/e 5/703; 10/1496;
11/1646
8 8/1141 Harçlar Kanunu
9 1/32 (Harçlar K.- 492)
11 1/32 27/3 4/529
12 6/888 32 4/529
13 7/1007 34 11/1711
1912
Hukuk Usulü Muhakemeleri Madde Sayı/Sayfa
Kanunu 85/1 10/1493
(HUMK.- 1086) 86 6/890
Madde Sayı/Sayfa 91 3/364; 9/1341
1 3/354; 4/542; 92 9/1344
8/1166; 9/1303 95 3/364; 9/1344
2 8/1166; 9/1303 115/1 10/1478
7 2/207, 234; 5/682, 149 3/354
741; 6/906; 162 3/362
7/1016; 8/1166, 163 9/1377; 11/1711
1196; 9/1375; 167 11/1637
11/1655 168 11/1637
8 11/1639 178 12/1793
8/1,11 10/1486 179 4/514; 11/1655
10 2/223; 5/695 179/3 10/1464
13 5/724; 10/1477 185/2 2/184; 12/1794
14 8/1180 186 6/871
21 2/223 187 10/1471
27 2/223; 3/343; 187/2 3/343
5/741; 7/1016; 188/2 5/682
9/1375; 11/1655 193 5/686
34 12/1861 195 3/343; 12/1858
35 12/1861 202 12/1858
38 1/19 209 12/1858
39 10/1478 221/2 5/682
43 1/16 230 4/579
53 12/1860 237 1/11; 3/358;
54 12/1793, 1860 5/682; 6/881;
59 10/1478 7/1029; 12/1858
62 1/56 259 12/1819
67 7/996 275 5/736; 11/1708;
68 1/56 12/1804, 1819,
73 4/514 1827
74 4/566; 10/1514, 276 12/1827
1552 283 5/736; 11/1708
77 1/88; 8/1201; 284 10/1534
9/1361 286 11/1708
83 2/184; 6/890 287 9/1367, 1371
1913
Madde Sayı/Sayfa M adde Sayı/Sayfa

288 4/579; 8/1219, 15 7/1024


1222 16 8/1195; 12/1834,
290 3/393 1836
292 12/1837 42 2/244
293 7/999 43 5/751
296 12/1837 59 7/1024; 9/1360
297 7/1011 62 3/380; 11/1671
356 8/1155 67 2/170, 244
363 11/1711 67/1 10/1484
364 4/509 68 2/244
381/2 3/341 <jg/l 12/1834
388 6/871; 9/1322 68/a 3/380; 11/1674
388/3-4 10/1464 68/b 11/1674
388/son 3/341 72 3/393
409 11/1637 72/5 3/415; 4/578
409/2 11/1681 74 2/295; 5/795;
414 11/1711 7/1099; 10/1598;
11/1749
415 6/908
97 1/51
427 1/88; 5/682
97/a 9/1369
427/7 3/354
99 5/730
427-444 1/19
100 3/417
428 9/1333
106 3/355; 6/912;
428/son 1/25
9/1360
429 9/1333
106/2 8/1194
430 6/879
110 3/355; 6/912;
438/7 8/1215; 10/1548
9/1360
438/son 8/1144 111 6/912
439/11 10/1464 124 7/1024
445/2 12/1858 128/2 1/59
455 5/685 133 7/1024
571 10/1498 134 8/1267
134/5 1/59
138 2/219
- İ - 142 3/417
İcra ve tflâs Kanunu 148 12/1834, 1836
(ÎÎK.- 2004) 154 2/246; 9/1390
8 7/1100 158 1/88
1914
Madde Sayı/Sayfa İmar Kanunu
160 2/246 (İmar K.- 2981)
169 10/1518,1552 Madde Sayı/Sayfa
170 10/1518,1552 10 9/1320
170/3 3/380; 11/1671
193 3/477; 10/1597
195 4/582; 9/1386; İmar Kanunu
10/1555; 12/1856 (İmar K.- 3194)
196 4/582; 10/1555 16 6/896
197 9/1386; 12/1856 18 2/189; 3/335
206/1 4/582 42 11/1744; 12/1891
269 6/888
272 7/1004
İmar ve Gecekondu Mevzuatma
277 5/730
Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı
301 3/412
İşlemler ve 6785 Sayılı İmar
337 3/477; 4/630;
Kanununun Bir Maddesinin
5/794, 795; 6/949,
Değiştirilmesi Hakkında Kanun
950; 7/1098;
8/1264, 1265, 1266; (MAYK.- 2981)
9/1436,1437; 16 1/81
10/1597; 11/1750
7/1-son 4/629 İskân Kanunu
338 10/1598; 11/1749
(İskan K.- 2510)
338/1 7/1099
340 1/138; 7/1100; 29 2/177
• 8/1267 Ek. m. 18 2/177
343 2/292, 295
344 3/478 İş Kanunu
347 6/950; 8/1265, (İş K.- 1475)
1266; 9/1437
352/a 2/292 5 6/878; 12/1822
354 5/794 13 3/372; 8/1183;
366/a 2/186 10/1506
13/C-f.2,son 12/1821
14 1/43; 2/208;
İmar Kanunu 4/535; 5/711, 723;
(İmar K.- 6785) 6/878; 9/1348,
5 10/1550; 11/1699 1350; 10/1506,
24 10/1585 1508; 11/1657
1915
Madde Sayı/Sayfa Kadastro Kanunu
14/4 3/372 (Kadastro K.- 3402)
15 4/534 Madde Sayı/Sayfa
16/b 1/40 1 7/1035
16/II-e 1/42 2 2/197
17 4/535; 5/711; 4 2/197
6/875 5 11/1695
17/11 6/878 7 3/404; 7/1035
17/H-g 7/1013 10 11/1695
17/II-d 5/712; 9/1351; 11 7/1035; 11/1695
12/1823 12 1/39; 3/404
17/f.II 10/1506 12/3 10/1530
18 3/369; 10/1505 12/4 8/1159
74 10/1599 13 5/740; 10/1501
79 10/1599 13/B-b 1/79; 4/568;
89/son 10/1599 6/873; 7/981;
101 10/1599 8/1157; 9/1317,
104 10/1599 1364; 10/1504,
107 7/1108 1542
13/B-c 12/1850
14 1/35, 37, 77;
2/199, 232, 236,
238; 3/367, 402,
— K —
406; 4/570; 5/704,
Kaçakçılığın Men ve Takibine
739; 6/871, 904;
Dair Kanun
7/1049; 8/1153,
(Kaçakçılık K.- 1918)
1206, 1210, 1223;
25 1/136; 7/1093 10/1501, 1557;
25/2 8/1260 11/1654, 1694;
25/3 3/475 12/1817
27 5/802; 14/E 9/1374
. 10/1603 15/son 11/1654
27/1-2 5/793; 8/1262 16 3/419; 5/743;
27/2-3-4 9/1435 8/1153; 11/1650;
33/son 1/136 12/1815
45 2/294; 5/793 16/B 2/234; 9/1343,
58 2/291 1346; 10/1499
16/B-son 12/1844
1916
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa

16/D 5/754; 9/1391 32/3 2/236


17 3/402; 4/530; 33/4 2/197; 8/1157;
8/1206,1223; 9/1317
11/1654 34 ı/ıı
18 9/1391 36 4/529; 6/870, 908;
18/1 12/1851 7/1049; 8/1208;
18/2 6/907; 10/1540; 9/1377; 11/1711;
12/1814,1849 12/1860
19/2 3/399; 4/567; 40 1/75
10/1540. 45 1/94; 3/425;
20 3/391; 4/573, 4/583; 5/756;
7/1010; 8/1198; 9/1388
10/1501; 11/1650 46 2/201; 4/530
20/A 10/1538 46/1 3/406
20/C 11/1697,1708 çici m. 4 12/1851
21 4/573
24 7/1035
25 6/906; 12/1843
25/son 5/741 Kamulaştırma Kanunu
26 1/8, 75; 2/250; (Kamulaştırma K.- 2942)
12/1843 — 10/1550
26/2 8/1204; 9/1375 3/F 6/911
26/C 7/1037 11 1/83 85; 2/190;
26/D 4/587; 5/756; 4/522; 6/863;
7/1049; 12/1860 11/1643; 12/1807
27 7/1037, 8/1178; /3-bent f,i 3/410; 5/699
9/1375; 11/1695; ll/f,i 2/249; 8/1149
12/1843 12 3/358
27/5 11/1693 12/b 6/911
28 3/364; 4/529; 13 3/325, 357
8/1208; 12/1853 14 •3/325; 10/1492;
29 11/1711; 12/1860 11/1699
30 2/236; 4/587; 14/3 7/1002
7/1037; 11/1695 15 2/190; 4/522;
30/2 6/908; 10/1544; 10/1492
11/1708 16 4/523
31 8/1204 17 4/523
1917
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
19 10/1491 100 9/1346
21 1/27; 9/1334; 101 9/1346
12/1808 101/son 10/1557
22 12/1808
23/f.1,2,3 10/1546
25 3/325
38 11/1645 Karayolları Trafik Kanunu
(Trafik K.- 2918)
20 11/1747; 12/1864
20/d 3/427; 4/564
Kanun Dışı Yakalanan Veya 57/b-4 4/518
Tutuklanan Kimselere Tazminat 84 9/1382
Verilmesi Hakkında Kanun 85 12/1831
(KDYTK.- 466) 87 6/915; 12/1831
1 6/954 88 9/1382; 11/1703
2 4/634; 6/954 92 12/1831
104/1 6/915
119 1/147

Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine


İlişkin Kanun
(Faiz K.- 3095) Kars Vilâyetiyle Bayazıt, Erzurum
2/3 1/87 ve Çoruh Vilâyetlerinin Bazı
4/a 6/884 Parçalarında Muhacir ve
Sığıntıların Yerleştirilmesi ve
Yerli Çiftçilerin
Topraklandırılması Hakkında
Kanunname-i Arazi Kanun
[Kanunname-i Arazi (7 Ramazan (MSYK.- 2502)
1274 Ta.)]
6 7/989
21 10/1557
24 10/1557
Kat Mülkiyeti Kanunu
91 9/1346
(KMK.- 634)
92 9/1346
96 9/1346 — 12/1813
98 9/1346 1 4/574; 7/1039;
99 9/1346 8/1213
1918

Madde Sayı/Sayfa Kooperatifler Kanunu

2 8/1213 (Koop K.- 1163)


3 8/1213 Madde Sayı/Sayfa
3/2 4/576 2/2 7/1088
10 4/574; 5/746 8 9/1357
17 2/240; 5/744 16 7/1088; 12/1829
19 9/1380; 12/1790 27 12/1829
20/1-2 12/1854 45 6/948
23 8/1213; 9/1380 99 6/886
24 9/1379 m. 2/2 6/948
26 8/1217
28 12/1790
33 7/1039 Köy Hizmetleri Genel
34 2/170 M üdürlüğünün Teşkilât ve
35 2/170; 4/574; Görevleri Hakkında Kanun
5/747 Hükmünde Kararnamenin
37 5/747 Değiştirilerek Kabulüne Dair
44 1/81; 12/1790 Kanun
54 2/192 (KHGK.- 3202)
Ek m. 1 5/744
Geçici m. 9 9/1317
Ek m. 3/b 2/240

Köy Kanunu
Katm a D eğer Vergisi Kanunu (Köy K.- 442)
(KDV. K.- 3065) 13 5/777
1/d 7/1024
8 7/1024
10 7/1024 Kültür ve Tabiat Varlıklarım
Korum a Kanunu
(KTVK.- 2863)

Kıyı Kanunu 7 7/1103


(Kıyı K.- 3621) 11/1 5/738
27 8/1268
1 2/203 65 1/142; 4/633;
4 2/203 7/1103; 8/1271;
11/1754
1919
M adde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa

67 9/1439; 11/1753 86 5/693; 12/1800


74 11/1753 134/1 5/691; 8/1161
74/2 8/1268 134/3 7/995; 8/1161;
74/2.cümle 12/1895 9/1324
75 6/946 134/son 5/691; 11/1633
137 10/1464
143/1-2 10/1464
143/2 2/181
144 10/1464; 12/1796
— M — 145/son 10/1464
M aliye Vekâleti Başhukuk 148 10/1521
M üşavirliğinin ve M uhakemat 148/2 10/1464
Umum M üdürlüğünün 148/3 1/17
Vazifelerine, Devlet Davalarının 150 8/1161
Takibi Usullerine ve Merkez ve 151 12/1797
Vilâyetler Kadrolarında Bazı 153/2 12/1797
Değişiklikler Yapılmasına Dair 161 2/182
Kanun 162 2/182
(MBMK.- 4353) 168 10/1521
190 12/1797
— 9/1341
241 5/682; 6/851
247 6/851
Medeni Kanun
258 10/1481
290 6/851
(MK.- 743)
295 6/851
2 1/65; 4/526; 298 1/17; 8/1163;
5/663; 9/1303, 11/1636
1363; 10/1531; 301 12/1797
«
11/1623, 1627, 303 5/682
1683 310 6/851
6 1/73; 8/1219; 312 8/1163
11/1671; 12/1783 318 10/1480
16 3/481 353/1 6/956
26 11/1701 357/1 6/956
34 2/173 415 6/956
67 11/1683 422 5/692
73 5/687 439 4/514
81/A 5/687 439/3 4/512
1920
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa

440 4/512 629 4/571


444 4/514 630 3/337; 4/571
447 4/512 631 4/571; 11/1684
453 3/344 633 6/845; 7/987;
457 3/344 8/1200
459 7/994 634 1/79; 6/873
475 7/993 639 2/191; 3/367, 404;
482 8/1160 5/687, 704, 738,
492 7/993 754; 6/871; 7/989;
502 7/994 8/1153; 9/1346;
506 1/14 10/1557; 11/1652,
507 1/14; 7/983 1654; 12/1817,
512 6/849 1819
517 2/173 639/2 10/1504
518 7/983
641 5/754; 8/1153;
520 vd. 3/344
9/1346
536 11/1635
645 3/391; 8/1198
537 11/1635
648 2/175; 3/335;
538 11/1635
6/843
541 9/1323
649 6/843
545 1/24
1/71; 3/337; 650 6/895; 10/1530;
581
11/1684 11/1631
611 3/339; 11/1623 653 1/64; 6/845
612 7/1011; 11/1623 655 9/1328
618 1/91; 3/335, 391; 658 8/868; 9/1303
4/507; 7/1001; 659 1/30; 4/501;
8/1200; 10/1471; 6/868; 9/1303;
12/1844 11/1649
618/2 1/51 660 7/1009
619 9/1328; 11/1642 661 4/560; 10/1531
623 7/1028; 8/1164; 664 10/1531
11/1630 671 2/224; 6/895;
624 7/1028 9/1365
624/3 3/381; 4/507 675 2/224
626/a-b 9/1334 679 3/351
627 3/361; 5/700; 704 6/845
9/1336 705 6/845
1921
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
717 10/1498 5 2/208
720 10/1498 6 12/1837
721 10/1498 7 10/1527
779 10/1521 24 2/208
788 8/1195 24/1, 2 10/1527
790/3 4/582 28 8/1168
889 12/1817 32 1/20; 2/179
908 6/859; 12/1802 38 6/862
909 8/1153
910 9/1373
928 4/510 — N —
930 6/848 Noterlik Kanunu
931 4/510; 10/1542 (Noterlik K.- 1512)
933 9/1373
60/3 4/561
82/1 4/561
151 7/1110
Mehakimi Şer'iyenin ilgasına ve 195 12/1837
Mehakim Teşkilâtına Ait
Ahkâm-ı Muaddil Kanun
(MŞİK.- 469) Nüfus Kanunu
1 8/1201 (Nüfus K.- 1587)
4 1/18
16/4 11/1701
Memurin Muhakematı Hakkında
Kanunu Muvakkat
t '[MMK.- 115 s. 4.2.1329 Ta.)] — O —
1 vd. 9/1427 Orman Kanunu
7 12/1889 (OK.- 6831)
1 1/72; 3/459;
8/1206; 9/1388;
10/1557; 11/1652,
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul . v ■* * *
1708
Hukuku Hakkında Kanun 1/D 8/1249
(MÖUHK.-2675) 1/F 1/94; 6/919
* t» « ,« *
1 10/1527 2 9/1388 • /
* - . * . . ‘ , 04 < i

%
1922
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
2/B 2/232, 250; 3/365, 95/5 3/457
419; 4/587; 106 3/459
10/1539 108 7/1001
7 2/252; 6/835; 108/1 8/1248; 9/1419
9/1388; 10/1557 108/2 2/275
7/1 6/835 108/4 3/457
9 1/72 111 2/273
11 1/8; 2/250; 3/365; 112 7/1078
9/1388,1391 113 1/122
14/C 11/1727 114 1/108; 11/1730;
18 7/1080 12/1878
23 2/273
31 1/91,120
32 1/91
33 1/91
34 1/91 Orman Kanununa Bazı Maddeler
35 1/91 Eklenmesine ve Bu Kanunun
36 1/91 Birinci Maddesinde Değişiklik
37 1/91 Yapılmasına Dair Kanun
39 1/91 (OKDK.- 4785)
91/1 1/122
1 1/94; 4/583;
91/1-son 11/1730 5/756; 10/1557;
91/3 6/935
11/1708
91/4 2/272
2 1/94; 5/756
91/5 4/611, 612;
7/1078; 10/1581;
12/1879
91/5-son 5/776
91/6 5/778; 11/1727
Orman Kanununa Bazı Maddeler
91/7 11/1728
Eklenmesine ve Bu Kanunun
91/son 1/120; 9/1418
Birinci Maddesinde Değişiklik
93 3/342; 11/1714;
Yapılmasına Dair Kanuna Ek
12/1878
Kanun
93/1 4/610; 7/1077;
(OKEK.- 5658)
8/1247; 9/1421
93/2 8/1246 1 10/1557
94 7/1080; 8/1259 2 10/1557
1923
Orman Köylülerinin Sigorta Şirketlerinin M urakabesi
Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun
Hakkında Kanun (SŞMK.- 7397)
(OKDHK- 2924) Madde Sayı/Sayfa
Madde Sayı/Sayfa
27 3/479
11/4 2/232 48 3/479
58 3/479

— Ö—
Özel Öğretim Kurum lan Kanunu
Sinema, Video ve Müzik Eserleri
İÖÖK.K.-625)
Kanunu
33 9/1348 (SVMEK.- 3257)
35 9/1348
9/3 10/1594
11/d 10/1594
— P —
Posta Kanunu Sosyal Hizmetler ve Çocuk
(Posta K.- 5584) Esirgeme Kurumu Kanunu
(ÇEK. K.- 2828)
6/son 11/1737
17 12/1900 39 10/1562

Sosyal Sigortalar Kanunu


(SSK.- 506)
— S — 11 11/1663
Sendikalar Kanunu 18 7/1017; 9/1353
(Sendikalar K.- 2821) 26 5/716; 7/1017;
2 7/1016 12/1827
9 3/370 26/1 12/1825
13/2 7/1016 35 10/510
24 2/205 60 8/1189
68/1 12/1834
79 1/49; 3/374
79/8 2/212; 4/536, 538;
Sermaye Piyasası Kanunu 7/1020
(SPK.- 2499) Geçici m. 9/1436
30 12/1783 Geçici m. 69 2/210
1924
Sosyal Sigortalar Kanununun Tarımda Kendi Adına ve
Üçüncü Maddesinin "D" Bendini Hesabına Çalışanlar Sosyal
Değiştiren Kanun Sigortalar Kanunu
(SSK. Dğş. K.- 2100) (TÇK.- 2926)
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
1 7/1020 Geçici m. 1 5/714
2 7/1020

Taşınmaz Mal Zilyetliğine


Sulama Alanlarında Arazi Yapılan Tecavüzlerin önlenmesi
Hakkında Kanun
Düzenlemesine Dair Tarım
Reformu Kanunu (MTÖK.-3091)
(SAAD. K.- 3083) 15 2/261
Geçici m. 3 9/1317

Tebligat Kanunu
Sular Hakkında Kanun (Tebligat K.- 7201)
(SUK.- 831)
10 10/1480
1 6/857 11 1/56; 9/1404
2 6/857 11/2 6/956
16 10/1480
18 4/515
21 5/690
— T —
Tapu Kanunu
(Tapu K.- 2644)
Telgraf ve Telefon Kanunu
16 5/754 (Tel. K.- 406)
26 6/845,873
14 1/64
31 3/390; 5/729
35 2/179; 10/1482

Telsiz Kanunu
Tapulama Kanunu (Telsiz K.- 2813)
* I
(Tapulama K.- 766) 13 4/626,628
13 7/1037 23/6 4/628
29 7/1037 32 4/626,628
' * •* • •*
* I , v * '
V ?' , /v v ı ‘V * 1
» t ■, k*,* s 4 v* " 4. * / ', V ı ' .. 4
t 9
1925
Terörle Mücadele Kanunu Toplu tş Sözleşmesi, Grev ve
(TMK.- 3713) Lokavt Kanunu
Madde Sayı/Sayfa (TSK.- 2822)
1 2/279 Madde Sayı/Sayfa
2 2/279 2 8/1186
3 10/1602 38 5/705
4 10/1602 43 5/705
8/1 10/1601 45 7/1013
8/2 4/635; 8/1270
16 8/1270 Toprak ve Tarım Reformu Kanunu
Geçici m. 1 5/783 (TTRK.- 1757)
Geçici m. 1/c 5/771
Geçici m. 2 5/783 19 4/530
Geçici m. 3 5/771 22 4/530

Türk Parasının Kıymetini


Koruma Hakkında Kanun
’Ticaret ve Sanayi Odaları", (TPKK. K.- 1567)
'Ticaret Odaları", "Sanayi
Odaları", "Deniz Ticaret Odaları”, 3 5/791
'Ticaret Borsaları" ve 'Türkiye
Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret
Odaları ve Ticaret Borsaları
Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel
Birliği" Kanunu
Kanunu
(TOB. K.- 5590)
(TSKP.K.- 926)
52 7/1032
112/5 6/903

Türk Geza Kanunu


Ticarette Tağşişin Men'i ve (TCK.- 765)
İhracatın Murakabesi ve
3/458
Korunması Hakkında Kanun
1/140; 2/305;
(TİMK.- 1705)
4/593; 5/769;
6 3/474 7/1117; 9/1394
7 3/474 4/639
1926
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
5 1/117; 4/639 64/1 1/133; 7/1089;
5/2 4/620 9/1413
10/a 1/117; 4/620 65 4/606
17 5/771 65/3 1/98,133; 10/1587
20 2/268, 301; 66 12/1868
10/1586 66/son 7/1062; 8/1239
29 1/115; 4/621; 71 2/287; 5/787
10/1590 72 3/461
29/son 4/615; 7/1114 74/2 1/137
31 2/268 76 9/1411
36 1/120; 3/461; 77 4/603
9/1423; 12/1864 79 4/635, 8/1239,
45 8/1241 1268; 11/1753
46 12/1887 80 2/278, 287, 293;
47 12/1887 5/787; 6/937, 941;
49 7/1072 10/1590, 1592;
51 8/1235; 11/1721; 11/1731; 12/1886
12/1868 81 4/621; 11/1723
51/1 7/1068; 8/1238 81/1 1/136; 6/953;
51/2 2/264; 11/1723; 7/1070
12/1873 81/2-3 6/960
54 10/1577,1580 85 4/621
55/1 9/1413 86 8/1279
55/3 1/138; 2/299; 91 12/1889
3/481; 4/606; 95/2 2/299; 5/803;
7/1085; 12/1882 12/1900
59 2/264; 3/461; 99 6/945
4/606; 7/1062, 102/4 8/1274
1068,1085; 9/1413; 104/2 8/1274
12/1873 102/6 9/1436
61 1/131; 2/276; 105/2 6/949; 9/1436
3/442; 5/783; 107 12/1880
6/934, 944; 108 1/143; 3/428;
11/1714; 12/1881 6/942
62 1/134; 4/612; 5/776; 119 5/791; 7/1094;
7/1067, 1068, 1076; 11/1757
11/1723 119/7 9/1423
1927
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
122 3/451 276/1 2/278
145/1 7/1106 281 2/264; 7/1102
146/1 11/1755 285 8/1255
168/2 10/1601 292/2 1/137
188 5/767; 6/821; 299/2 5/771
8/1232; 9/1398 300 5/771
189 3/455; 4/617 303 7/1082
191 5/767; 6/821; 306 7/1082
8/1232; 9/1398 308 5/780; 12/1881
191/1 5/774 308/2 2/276
191/2 3/461; 11/1734 308/son 1/119
191/son 2/279 309/1 12/1892
192 5/785; 8/1232; 312/1 3/445
9/1398 312/2-3 8/1270
193 1/129; 8/1250
339 2/289
193/ilk 7/1111
339 vd. 9/1430
193/1 10/1583
342 5/663
193/2 9/1425
342/1 11/1740
202 1/98; 4/618;
345 1/144; 6/947;
5/785; 6/944;
7/1090; 8/1258;
9/1428; 10/1589;
12/1889
11/1737
345/2 5/663
202 vd. 6/955; 7/1105
228 11/1731 347 3/473
230 7/1095; 12/1889 349/2 5/663
240 4/618; 7/1088; 369 12/1893
8/1256; 10/1585 371 4/631
251 3/461; 7/1102 372 12/1893
258 3/435 383/1 6/952
258/3 1/123; 5/779; 391 7/1113
9/1422 396 5/773
258/3-4 11/1735 398 9/1415
266 5/782 401 4/608; 9/1416
269® 5/1782 403 2/305; 3/469;
271 7/1102 4/639
271/1 12/1882 403/1-2-5-son 11/1758
273 2/279; 7/1102 403 vd. 6/956
273/1 3/465 403/5 2/301; 7/1114
1928

Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa

403/7-10 1/147 450/5 4/596


404 3/469 450/9 7/1067
404/2 2/301 450/10 4/606; 9/1411
404/2-3 2/306 450/11 4/596
405 3/469 452/1 8/1238
413 12/1893 456 4/613; 7/1086,
414/2 1/130 1102; 12/1883
415/2 9/1427 456/2 7/1085; 11/1732;
416/1 2/283 12/1868
416/2 2/286; 11/1740 456/3 8/1235
416/son 1/129; 6/922 456/4 1/119; 11/1724;
417 2/286; 10/1569 12/1882
m 1/129; 6/922 457 1/119
421 6/945; 10/1590 457/1 1/127; 7/1064;
421/son 12/1885 12/1868
423 3/428 457/2 7/1067
425 3/428; 6/945 461 2/299
426 8/1257; 10/1594 462 12/1868
427/2 8/1257 463 12/1883
429 3/468; 5/783 464 9/1331
429/1 7/1089; 11/1740 464/2 12/1868
430 1/129,131 464/4 11/1721
430/1 10/1587 467 9/1331
430/2 6/922 480 7/1083
433 7/1089; 10/1587 481 ' 7/1083
440 12/1886 482 3/466
440/1-2 6/942 482/3 3/461
441 4/619 482/son 3/465
442 2/284 485/2 11/1725
443 6/942; 11/1739 491 1/118, 134; 2/288
448 2/264; 7/1068; 491/ilk 12/1887
10/1572; 11/1723; 491/3 3/471
12/1873 * 491/4 4/623
449 8/1239 491/4-son 2/299
450/1 8/1239; 12/1872 491/5 10/1564
450/1-9 7/1067 491 vd. 4/620, 621; 5/788;
450/11 9/1413 6/946; 11/1742
1929
Madde Sayı/Sayfa Madde Sayı/Sayfa
491/son 1/133 572/1 5/782; 6/938;
492 12/1864 8/1253; 9/1425
494/1 4/607 576/1-2 2/271
494/2 3/483; 7/1116 Ek m. 2/1 11/1747
503 2/287, 303; 3/479;
6/960; 7/1091; Türk Ticaret Kanunu
9/1429; 10/1592 (TTK.- 6762)
503/ilk 5/797; 7/1090;
14 2/246
8/1279
16 2/246
503/1 12/1902
18 2/246
509 5/663
19 2/246
510 3/471; 7/1110
20 2/246; 9/1384
512 5/789
20/2-d 11/1703
512/1 10/1591
20/Î.-2 6/917
513 8/1245
21 2/218; 5/753;
513/2 2/293
9/1384
516/ilk 7/1111
* 23/2 8/1203, 1219
516/4 7/1113 25 10/1536
518/2 ' 11/1757 57/5 5/718
522 2/287, 299; 4/623; 66 vd. 11/1667
5/787, 789; 68 6/883
10/1564, 1591 68/son 11/1665
523 4/621; 6/924; 68/son-f. 2/216
12/1864 84 5/749
526 2/270; 3/454; 85 8/1222
9/1416; 10/1577; 87 11/1674
12/1875 179 10/1554
528 3/471 360/1 8/1144
536 10/1602 369/1-2 8/1144
537 3/482; 10/1602 513 3/379
547 5/786; 9/1425 557 9/1355
549 3/455 563 8/1193
551 12/1875 582 9/1355
565 10/1575 592 8/1275, 1277
566 3/454; 8/1272 595 8/1278
571 vd. 11/1726 599 3/393
1930
Madde Sayı/Sayfa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
(Anayasa- 2709)
601/2 6/889
602 4/544 Madde Sayı/Sayfa

613/III 6/962 48 12/1797


614/1 6/962 50 12/1797
644 • 9/1355 120 3/482
688/6 6/889 141 1/88
692 4/638; 5/765; 141/3 6/871
8/1221; 9/1440, 141/son 8/1201
1442 153/5 11/1758
692/4 5/765
692/5 2/203
693 2/303; 5/663; Türkiye Cumhuriyeti Emekli
9/1442 Sandığı Kanunu
693/son 8/1275 (ESK, -5434)
696 8/1221
706 6/962
— 10/1510
Ek m./fıkra-c 9/1325
708 4/636; 5/765
711 1/145
711/1 4/638
720/2 4/547
730 8/1277
730/7 6/962
—u —
Umumî Hayata M üessir Âfetler
762 4/540; 10/1519
Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle
767 3/377
Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
768 11/1669
(ADYT. K.- 7269)
781 4/540; 5/721;
10/1519 21/f-son 1/28
787 3/377
788 5/721; 10/1519
806 1/55
1016 8/1191
Umumî Hıfzıssıhha Kanunu
1069 8/1191
1278 1/21 (UHK.- 1593)
1301 2/183 282 7/1075
282 9/1415
1931
Umumî, Mülhak ve Hususi — Y —
Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Yardım Toplama Kanunu
Belediyelerle Sermayesinin (YTK.- 2860)
Tamamı Devİete Veya Belediye Madde Sayı/Sayfa
Veya Hususi İdarelere Ait Daireler
ve Müesseseler Arasındaki 6 8/1242
İhtilâfların Tahkim Yoluyla Halli 21 8/1242
Hakkında Kanun 22 8/1242
(Tahkim K.- 3533) 23 8/1242
29 8/1242
Madde Sayı/Sayfa
— 3/352
Yargıtay Kanunu
(Yargıtay K.- 2797)
45 6/821
— V —
Vakıflar Kanunu Yeraltı Suları Hakkında Kanun
(VAK.- 2762) (YSK.-167) )

1 3/408 — 9/1326
41 3/408 4 4/516
44 10/1475
Yurt Dışında Çalışan Türk
Vergi Usul Kanunu Vatandaşlarının Yurt Dışında
(VUK.- 213) Geçen Sürelerinin Sosyal
Güvenlikleri Bakımından
8 4/546 Değerlendirilmesi Hakkında
139 2/297; 12/1897 Kanun
139/2 7/1109 (ÇTHK.- 2147)
156 5/798
— 1/45
230 2/296; 5/798
231 2/296; 5/798
231/5 9/1438 Yurt Dışında Bulunan Türk
344/6 2/297 Vatandaşlarının Yurt Dışında
351 5/798 Geçen Sürelerinin Sosyal
352 5/798 Güvenlikleri Bakımından
358 5/798; 8/1273 Değerlendirilmesi Hakkında
360 5/796, 798; Kanun
(YÇTH. K.- 3201)
8/1273
940 6/953 — 1/45
1932
İÇTİHATLAR KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELER
Yargıtay İçtihatları Birleştirme
Kararları Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı Teşkilât ve
Madde Sayı/Sayfa Görevleri Hakkında 188 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede
(YÎBK., 10.6.1942gün ve26/16 s.)
Değişiklik Yapılması Hakkında
— 5/800 Kanun Hükmünde Kararname
[KHK.- 232 s. (8.6.1984 Ta.)]
(YÎBK., 23.3.1955 gün ve 1/3 s.) Madde Sayı/Sayfa
— 7/1024 50/2 8/1144

(YÎBK., 7.12.1955 gün ve 11/24 s.)


— 10/1481

(YÎBK., 16.5.1956 gün ve 1/6 s.) Kamu İktisadi Teşebbüsleri


— 5/698 Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname
(YÎBK., 15.6.1956 gün ve 1/7 s.) [KHK.- 233 s. (8.6.1984 Ta.)]
— 8/1171 1 7/1022

(YÎBK., 14.3.1960 gün ve 1/3 s.)


— 10/1498

(YÎBK., 9.5.1960 gün ve 21/9 s.) Kamu İktisadi Teşebbüsleri


— 6/879 Hakkında 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi ve
(YÎBK., 21.11.1966 gün ve 19/10 s.)
Bu Kanun Hükmünde
— 9/1359
Kararnameye Bir Madde
Eklenmesine Dair Kanun
(YÎBK., 1.4.1974 gün ve 1/2 s.) Hükmünde Kararname
— 11/1632 [KHK.- 308 s. (5.1.1988 Ta.)]
Geçici m. f.4 1/143; 11/1657
(YÎBK., 10.4.1992 gün ve 7/4 s.)
— 9/1322
1933
KARARLAR; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Bakanlar Kurulu Kararları Kararlan
(YHGK. Karan- 4.10.1944 gün ve
Arsa Sayılacak Parsellenmemiş 20/28 s.)
Arazi Hakkındaki Kararın
Madde Sayı/Sayfa
Yürürlüğe Konulmasına Dair
Bakanlar Kurulu Kararı — 8/1176
[Bakanlar Krl. K.- 83/6122 s.
(28.2.1983 Ta.)] (YHGK. Karan- 14.11.1962 gün ve
Madde Sayı/Sayfa Esas 1/57, Karar 83 s.)
10/1550; 11/1699 — 7/1034

(YHGK. Karan- 3.7.1981 gün ve E.


1979/1775, K. 1982/563 s.)
1918 Sayılı Kaçakçılığın Men ve
Takibine Dair Kanunun Değişik — 10/1527
27. Maddesinin 4. Fıkrasında
Belirtilen 30.000.000 Liralık
Miktarın 565.000.000 Liraya
Yükseltilmesi Hakkında Bakanlar SÖZLEŞMELER
Kurulu Karan Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki
[Bakanlar Krl. K.- 93/4473 s. Mecburiyetinin Kaldırılması
(30.5.1993Ta.)] Sözleşmesi
9/1435; 10/1603 2 12/1837
3 12/1837
4 12/1837
İnşaat, Tesisat ve İmalât Sanayii
İle İlgili İş İhalelerinde ”Kamu
Sektörüne Dahil İdarenin Bu
Kararname Kapsamına Giren
TARİFELER
İşlerin İhalelerinde
Uygulayacakları İhale Usullerine 492 Sayıb Harçlar Kanunu (1)
Göre Yıllık Fiyat Farkı Hesabı Sayılı Tarife
Esaslarıf,nı Yürürlüğe Koyan (492 s. Harçlar K .-1 s. Trf.)
Bakanlar Kurulu Kararı 2/B-1-3/C 1/58; 2/219
v , (Bakanlar Krl. K.- 8/2574 s.) Sıra III-1/e 10/1548
„ * „ ‘ j, ; ^ ^ ^ '< , r i
1,9 3/397 *■ ‘ » *

T I
1934
TÜZÜKLER YORUMLAR
[Nizamnameler] [Tefsirler]
İş Teftiş Tüzüğü Vaziyet Edilen Emvali Metrukenin
[İş Teftiş Tüz.- 7/17925 s. (6.8.1979 Eshabına Aynen İadesinin Ademi
Ta.)] Cevazına ve Müteferriatına Dair
Madde Sayi/'Sayfa Tefsir
[Tefsir-146 s. (2.6.1929 Ta.)]
22/3 10/1599
Madde Sayı/Sayfa
_ - 5/677
Tapu Sicilli Nizamnamesi
[Tapu Sicilli Niz.-10012 s.
(2 Teşrinievvel 1930)]
95/1 8/1195
YÖNETMELİKLER
Tebligat Nizamnamesi [Talimatnameler]
[Tebligat Niz.- 12059 s. (20.8.1959 Ankara Su ve Kanalizasyon
Ta.)] İdaresi Genel Müdürlüğü
24 4/515 Tarifeler Yönetmeliği
(ASKI. Trf. Yön.)
28 5/690
35 5/726

Vakıflar Nizamnamesi
[Vakıflar Niz.- 2/5042 s. (17.7.1936
Ta.)] Gümrük Yönetmeliği
3 3/408 [Gümrük Yön. (3.2.1973 Ta.)]
386/III-a 9/1432

Vakıflarda intifa Haklarının Ne


Surette Tesbit Edileceği Hakkında
17.7.1936 Tarihli Vakıflar
Tüzüğüne Ek Tüzük
[Vakıflar Tüzüğüne Ek Tüz.-
2/7898 s. (23.12.1937 Ta.)]
6 3/408
1935
• 1993 Y IL I K A V R A M L A R A G Ö R E A R A M A D İ Z İ N İ

------------------------------------------- A -
Sayı/Sayfa
Abone Sözleşmesi 4/542; 7/1022
Açık Ayıp 4/563
Açık veya Zımnî Muvafakat 8/1173
Ada Çayı ve Kekik Otu 4/611
Adam Öldürmek 2/264; 4/596, 605; 7/1062, 1066;
8/1239; 9/1411,1413; 12/1872
Adlî Tıp Genel Kurulu 10/1573
Adlî Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Raporu Gerekliliği 1/130
Adlî Yargı 6/883
Adlî Yargının Görevi 11/1665
Ağaç Kesmek 1/121; 12/1877
Ağaç Kökleri 12/1879
Ağaçlandırma Gideri 1/108; 11/1730; 12/1877
Ağır Hapis Cezası 5/771
Ağır Tahrik 11/1722
Aile Efradı 10/1479
Akde Aykırı Davranış 8/1141
Akde Aykırılık 8/1173
Akdin Feshi 9/1384
Akdin Koşullarına Aykırı Davranış 9/1384
Akte Aykırılık 2/194; 4/526; 7/1026; 9/1337
Aktif Dava Ehliyeti 2/173
Aktif Husumet Ehliyeti 12/1854
Aktin Feshi 2/221
Alacağın Gayrimenkul Rehni ile Temin Edilmesi 4/581
Alacağın Temliki 5/727
Alacağın Tesbiti Davası 1/51
Alacak Davası 3/388; 4/519, 557
Alacaklının İhtarı 1/90
Almanya’da Ticaret Maksadıyla Kokain Bulundurmak 4/639
Aleniyetin ihlâli 3/354
Alıkoymak 1/129
Altyapı Hizmetleri ve Kültürel ve Sosyal
Faaliyetlerden Yararlanma 8/1148
6570 Sayılı Kanuna Aykırı Davranış 2/290
6570 Sayılı Yasanın 7/ç Maddesine Göre Çözüm 8/1172
Sayı/Sayfa

6570 Sayılı Yasanın 7/d Maddesi Şartlan 7/1005


6831 Sayılı Yasaya Muhalefet 8/1259
6136 Sayılı Kanuna Aykın Davranış , 1/140; 4/593; 11/1748
6136 Sayılı Yasaya Muhalefet 7/1101
6183 Sayılı Kanuna Aykın Davranış 11/1745
6183 Sayılı Yasaya Göre Takip 7/1033
Amaca Ulaşmak İçin Gerekli Özen 6/901
Amme Alacaklannın Tahsil Usulü Hakkında Kanun 1/68
Ana Alacağın Masaya Kaydı 10/1555
Ana Binanın Mimarî Projesine Aykırı Davranış 9/1380
Ana Muris 4/571
Ana Sözleşme Değişikliği 3/379
Anagayrimenkulün Yönetim Tarzı 12/1789
Anasözleşmedeki Tek İhtar 12/1829
Anayasal Nizamı Silâh Zoruyla Değiştirmek 11/1755
Anlaşma 8/1161
Anlaşmalı Boşanma 9/1324
Anonim Şirketlerde Kâr Payının Dağıtılmasına
Genel Kurul Karar Verir 8/1143
Ara Karan 11/1710
Araba İle Çarparak İki Kişiyi Yaralamak .1/115
Araç İşletenin Zarardan Sorumlu Olması Kuralı 6/915
Arazinin Mevki ve Şartlan 2/242
Ark 12/1844
Arsa ve Arazi Değerlendirmesi 10/1550
Arsa Vasıflı Olmayan Taşınmaz 7/1005
Arta Kalan Kesim 3/358
Asile Tebligat 1/56
Askerî Görevin İfası Sırasında Ölüme Sebebiyet 2/187
Askı İlân Süresi 9/1375; 12/1853
Askı llânlanmn Yaptmlması 11/1695
Aslî Müdahil Sıfatı İle Davaya Katılma 9/1375
Asliye Hukuk Mahkemesinden Aktanlan Davalar 11/1695
Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevi 7/1015
Atatan Yönetici 2/239
Atık Sulan Dışanya Akıtmak 6/932
Aval'm Cezaî Sorumluluğu 6/962
5-
Avukatlık Kanunu 1/61
1937
Sayı/Sayfa

Avukatlık Ücreti 4/503


Ayın Davasının Teşmili 6/871
Ayıp İhbarı 10/1536
Aynı Amaç İçin Birden Fazla Taşınmazın Kamulaştırılması 10/1545
Aym Parsel Üzerindeki Binaya Uygulama 7/1079
Ayrı Parseller Üzerinde Bulunan Binaların Ortak
Yönetiminden Doğan Alacak Talebi 12/1854
Ayrı Yargılama Usulüne Tabi Davalar 1/25

— — ---------— ------- —— - B -------------- — ------— ----------- —

Baba İle Tabii Bağı Belirleyen İlamın Niteliği 6/850


Babalık Davası 8/1163; 11/1636; 12/1799
Bağımsız Bölüm 12/1789
Bağ-Kur Sigortalılığı 8/1189
Bakanlıkça Verilmiş Muhafaza Kararı 2/273
Banka Mevduatı 1/53
Banka Şubesinin Aktarmadaki Gecikmesi 5/703
Bankaca Ödenmiş Teminat Mektupları 12/1858
Bankacılık 12/1804
Bankada Görevlinin Kural Dışı işlemleri 12/1897
Bankaların itibar ve itimat Müesseleri Olması 6/917
Basın Yolu ile Bölücülük Propagandası Yapmak 11/1751
Basın Yoluyla Hakaret 3/465; 7/1083
Basiretli Tacir Gibi Hareket Etmek 6/917
Basit Yargılama Usulü 6/886
Basit Zimmet f 10/1588
Başkasının Hesabından Çek Keşide Etme Yetkisi 3/481
Bayinin Zilyedliğinin Kendi Zilyedlik Süresine Eklenmesi 7/981
Bedel 2/190
Bedel Artırma Davası 7/1002
Bedel Tesbiti 5/699
Bekletici Sorun 8/1157; 11/1631
Belediye İmar Plânına Alınma 3/402
Belgelerin imzalayanları Bağlayıcılığı 4/576
Belgenin Sahteliği 12/1858
Belgesiz Zilyetlik Yolu İle Bir Çalışma Alanında
100 Dönüm Taşınmaz Edinme 1/36, 2/236 .
1938
Sayı/Sayfa

Belgesiz Zilyetlik Yoluyla Bir Çalışma Alanında


Sulu Toprakta 40, Kuru Toprakta 100 Dönüm
Taşınmaz İktisabı 2/199
Belgesiz Zilyetlikle Taşınmaz Mal Edinilmesi 10/1501
Belirli ve Belirsiz Süreli Hizmet Sözleşmesi 10/1507
Belirsiz ve Belirli Hizmet Sözleşmesi 9/1347
Belirtmelik Tutanağı 3/406; 5/743
Beraat Hükmü 5/781
Beraat Kararı 2/267
Beyan Olunan Malın Borca Yeterli Olması 5/795
Bilirkişi 2/190
Bilirkişi Raporu 1/5; 4/522; 12/1802, 1807
Bilirkişi Seçimi 12/1827
Bilirkişilerin Görevi 12/1804
Bilirkişilerin Seçimi 12/1804
Bina Malikinin Sorumluluğu 6/892
Binanın Yıktırılması 11/1631
1567 Sayılı Kanuna Aykırı Davranış 5/791
1918 Sayılı Kanuna Aykırı Davramş 1/136; 2/291; 3/475; 5/792;
9/1434
1475 Sayılı Kanuna Aykırı Davramş 10/1599
1475 Sayılı Yasaya Muhalefet 7/1107
1705 Sayılı Kanuna Aykırı Davramş 3/474
1163 Sayılı Yasaya Aykırı Davramş 6/948
Bir Fiil İle Kanuna Muhalif Ahkâmı İhlâl 8/1268
Bir Yıllık Ücret Tutarında Tazminat 8/1186
Bir Fiille Yasanın İki Maddesinin İhlâli 7/1090
Birden Fazla Parsel 4/574
Birden Fazla Taşınmaz 11/1647
Birden fâzla Taşınhıazın Birlikte
Kamulaştırılması 8/1212
Birden Fazla Taşınmazın İpotek Edilmesi 8/1195
Birlikte Başvurma » 7/995
Bisküvi 7/1075
Bizzat Kullanma 9/1337
Borcun İflâs Masasına Kaydı 5/794
Borcun Muaccel Hale Gelmesi 7/1042
Borçlamlan Askerlik Süresi 8/1180
1939

Sayı/Sayfa
Borçlanma Senetleri 12/1783
Borçlar Kanununun 251/2. Maddesindeki
Ufak Tefek Ayıp 12/1810
BK. m. 106/ilk 6/897
Borçlu işveren 4/546
Borçlunun Mesuliyeti 6/887
Borçtan Sorumluluk 11/1702
Borsaya Dahil Maddelerin Borsa Dışı Satışı 7/1032
Boşanma 10/1463
Boşanma Davası 1/18; 2/181,182; 3/341, 342; 4/515; 5/691; 7/995;
8/1161, 1162; 9/1322; 11/1633
Boşanmanın Fer'i Sonuçlan 10/1463
Bozma ilamına Uyulmanın Sonuçlan 6/879
Bozma Kapsamı Dışında Kalma 10/1463
Bozma Karanna Uyulmasından Sonra Usulî
Kazanılmış Hak 2/252
Bozmaya Uyma 9/1333
Bölge 2/197
Bölgede Kadastro ÇalışmalannınBaşlaması 7/981
Bölünüp İkinci ihtarla istemi 11/1646

------------------------------------------------ C --------------------------------------------------

Cari Hesap Sözleşmesi 11/1674


Ceza 8/1200
Ceza Davası 3/376
Ceza Kararnamesi 5/773
Ceza Mahkemesi Mahkumiyet Karan 2/214
Ceza Mahkemesinin Hükmü 4/555
Ceza Yargılamasında Kuşku 10/1564
Cezaevinden Firar 5/771
Cezaî Şart 4/548; 7/1014, 1031
Cezalann Ertelenmesi 10/1566
Cezanın Artıncı Nedeni Olan Silâhlar 3/455
Cezanın Asgari Haddi 1/115
Cezanın Bireyselleştirilmesi 4/615
1940

Sayı/Sayfa
Cezanın Iskatı (Düşmesi) 11/1725
Cezanın İnfazında Tereddüt 3/480
Cezaya Ehliyet 12/1887
Cezayı Artına Haller 12/1867
Cezayı Azaltın Takdiri Nedenler 8/1237
Ciddi Bir Korku 5/767
Ciddi Korku 8/1232
Ciro Silsilesindeki Bozukluk 4/636
CMUK. 86. Maddeye Göre Muhafaza Karan 4/625
Cumhuriyet Savası 10/1574
Cumhuriyet Savcısının Temyizi 1/108
Cürümde Tahrik 11/1722
Cürümde Tekerrür 7/1070

ç
Çalıntı Araç 4/555
Çalıntı Eşyaları Saklamak 5/789
Çaplı Yer 12/1844
Çek 2/222; 4/544; 5/663; 6/926; 9/1355
Çek Hamili 6/926
Çek İstirdadı 3/392
Çekin Birlikte Keşide Edilmesi 6/962
Çek’in Borç Senedi Olmayıp Ödeme Aracı Olduğu 8/1220
Çek'in Karşılıksız Çıkması 8/1220
Çekin Ödeme İçin İbraz Süresi 5/765
Çekişmesiz Yargı 3/354
Çeklerde Keşide Yeri 5/663
Çeklerin Karşılıksız Çıkması 10/1516
Çeklerin Muvazaalı Düzenlenmesi 5/749
Çekte İbraz Şerhi 4/547
Çekte Keşide Tarihi 1/112
Çelişki 3/466; 8/1245
Çelişki Nedeniyle Hükmün Gerekçesiz Bırakılması 12/1882
Çelişkiler 7/1084
Çelişkilerin Giderilmesi 8/1251; 9/1423
1941

Sayı/Sayfa

Çevre Kanununa Aykırı Davranış 2/269; 6/932


Çevre Kirliliği 6/932
Çevreyi Kirletmek 4/624
Çifte Tapu 10/1542
Çok Sayıda Müştekiye Karşı Dolandırıcılık 5/787

----------------------------------- ------------ D ------------

Daimi Görev Harcırahı 3/373


Dalağın Bütünüyle Alınması 7/1086
Dalak • 4/613; 11/1732
Damga Resmi 8/1260
Danışıklı işlemin iptali 1/75
Dava 6/890
Dava Açan Mirasçılar Dışında Başka
Mirasçıların Bulunması 10/1544
Dava Açma Ehliyeti 6/864
Dava Açma Hakkı 11/1649
Dava Açma Süresinin Başlaması 6/954
Dava Açma Şartı 9/1339
Dava Açma Zamanı 7/1003
Dava Açmak Süresinin Başlangıcı 4/634
Dava Değeri 4/561
Dava Edinilen Miktara Göre Görevli Mahkeme 7/1039
Dava ihbar Edilen 4/566
Dava Şartının Bulunmadığının Tesbiti 5/682
Dava Zamanaşımı 12/1880
Davacı Banka 5/749
Davada Hasım Olmayan Kişinin Durumu 9/1318
Davada Sahteliğin Defi Olarak İleri Sürülmesi 12/1858
Davada Husumet 10/1478
Davaların Ayrılması 12/1843
Davaların Birleştirilmesi 6/930
Davaların En Az Giderle Çözümü 9/1361
Davalı Üçüncü Kişi 11/1626
Davalı Yararına Usuli Kazanılmış Hak 8/1187
1942
Sayı/Sayfa

Davalının Temerrüdü 12/1845


Davanın Açılmamış Sayılması 3/364; 4/529; 5/686; 10/1463, 1471
Davamn Açılmamış Sayılmasına Karar Verilmesi 8/1207; 9/1377
Davanın Açılmasında Hukukî Yararın Bulunması 10/1471
Davamn Atiye Bırakılması 8/1179
Davamn Genişletilmesi Veya Mahiyetinin
Değiştirilmesi Yasağı 12/1794
Davanın Görev Yönünden Reddi 5/741
Davamn İddianame İle Açılamaması 2/292
Davamn Kabulü 9/1344
Davamn Tazminata Dönüştürülmesi 6/871
Davaya Asli Katılma <§ 12/1793
Davaya Müdahale 7/1049
Davaya Müdahale Talebi 3/452
Dayanak Tapu Kapsamının Tesbiti 8/1198
Değer Biçilmesi 5/698
Değer Takdiri 11/1644
Değer Tesbiti 10/1491
Değişebilir ve Genişletilmeye Elverişli Sınırlar 8/1207; 11/1697
Delil Sözleşmesi 9/1371
Delil Yetersizliği 6/939; 7/1106
Delil Yetersizliğindeki Bozma 6/879
Demir Boru 4/616
Demir Parçaları (Silâh) 1/127
Dengesiz ve Çirkin Hallerle Başkasını İncitmek 9/1425
Depozito Bedeli 5/719
Derdestlik İtirazı 10/1471
Dere Yatağına Elatmak 2/261
Derhal Uygulama 8/1226
Derhal Uygulama İlkesi 5/760
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı 2/248; 6/860
Devir ve Kiraya Verme Yetkisi 6/887
Devlet Tahvilleri 12/1783
Devlete İntikâl Eden Taşınmazlar Kazandırıcı
Zamanaşımı İle Mülk Edinilemez 8/1152
Dikiliden Kesmek 11/1730
Doğruluk Kurallarına Uymayan Davranışlar 9/1351
1943

Sayı/Sayfa

Dolandırıcılık 2/287; 7/1090, 1091; 9/1429; 10/1592; 12/1901


Dosyanın İşlemden Kaldırılması 11/1681
Dönel Kavşak 4/518
466 Sayılı Kanun Gereğince Tazminat İstemek 4/634
466 Sayılı Yasa Gereğince Tazminat Hakkı 6/954
Durma Karan 7/1052
Durma Veya Düşme Karan 2/267
Duruşma 2/267
Duruşma Yapılmaksızın Verilen Kararlar 2/294
Düşük ve Devrik 7/1078
Düşünce Özgürlüğünün Sınırlarım Aşmak 3/445
Düzeltme Hakkı 4/590

------------------------------------------------ E --------------------------------------------------

Ecrimisil 2/184; 6/859


Ecrimisil Hesabı 12/1802
Ek Savunma 4/604; 5/781
Eklenti 9/1425
Ekmek 8/1241
Eksik Bildirilen Hizmetlerin Tesbiti Talebi 10/1514
Eksik İnceleme 6/948
Eksik İş 3/331
Eksik Soruşturma 5/796; 6/947; 7/1091, 1103;
9/1439, 11/1737
Eksik Teşebbüs 6/934
Ekspertiz Raporu 10/1519
Elatma 8/1171
Elatmanın Önlenmesi 1/16, 64; 4/507, 510; 5/686; 7/987,
11/1630, 12/1844
Elatmanın Önlenmesi Davası 8/1158
Elektrik Bedeli 4/542
Emniyet Amiri 2/264
Emniyeti Suiistimal 3/471, 479
Emsal İncelemesi 10/1492
En Son Söz 11/1719
En Yüksek Mevduat Faizi Oranında Faiz Talebi 5/723
1944
Sayı/Sayfa

Erteleme 5/803
Esas Alacak 6/913
Esas Hakkında Karar Verme 5/682
Eser Bulundurmak 3/469
Eser Sözleşmesi 1/67; 3/331
Eski Hale Getirme 11/1637
Eski Mezarlık 8/1249
Eski Tapu Kayıtlarının Hukukî Değeri 8/1158
Esnaf ve Sanatkârlar Odası 4/608
Esrar Bulundurmak 2/301
Esrar Satmak ve İçmek 2/306
Etkili Eylem 8/1235
Ev Yapmak 8/1247
Evlatlığın Mirasçılık Durumu 4/512
Evlatlık Bağının Kaldırılması [Refi] 10/1481
Evlenmek Maksadıyla Zorla Kız ve Kadın Kaçırmak 7/1089
Evlenmek Vaadiyle Kızlık Bozmak 3/428
Evlenmenin Feshi 5/690
Evli Kadını Zorla Kaçırmak 3/468
Evli Kadını Zorla Kaçırmaya Teşebbüs 5/783
Evli Kadının Çalışma Hakkı ve Ödevi 12/1797
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması 7/995
Evvelki Zabıtların Okunması 6/930
Eylemi Vasıflandırmada Hata 9/1072
Eylemli Orman 9/1391
Eylemli Uyma 9/1394

— ---------------------------------------- F -

Fabrika Bacasından Çıkan Zehirli Gazlar 1/5


Faiz 2/168; 6/884; 10/1491
Faiz Başlagmcı 6/878
Faiz Oranı 2/242; 3/410
Faize Faiz 4/546
Farik ve Mümeyyiz 10/1580
Fark İhbar ve Kıdem Tazminatı 12/1820
Sayı/Sayfa

Fark Kıdem Tazminatı 3/372


Fatura Düzenleme Süresi 9/1438
Fatura Tebliği 8/1203
Faturalı Mal Satım ve Teslimi 8/1219
Fazla Çalışma Parası 8/1182
Fazla Çalışma (Mesai) Ücreti 8/1181
Fazla Fiyatla Petrol Ürünü Satmak 9/1416
Fazla Ödenen Kıdem Tazminatının İstirdadı 2/208
Fazlaya Ait Hakkın Saklı Tutulması 11/1655
Fazlaya İlişkin Hakların Saklı Tutulması 8/1187
Feragat 3/412
Feragate Konu Olan Pay 4/501
Ferağa İcbar Davası 1/65
Fer'i Alacak (Faiz) 6/913
Fer'i Cezanın Ertelenmesi 12/1889
Fer'i Fail 1/98
Fer'i İştirak 1/132
Fesih 5/732
Fide 2/272
Fiile Bağlı Öldürme Kastı 7/1068
Fiilen ve Kayden Haciz 4/564
Fiili Durum 4/573
Firara Teşebbüs 1/137
Firari, Mütegayyip ve Başka Yere Nakledilmiş
Sayılma 5/677
Fiyat Farkı 3/397
Fon Tahsili 4/519

Gaiplik 2/173
Gayrimenkul Edinme 2/179
Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi 4/561
Gayrisabit Sınır 11/1707
Geceleyin Konut Dokunulmazlığını Bozmak 8/1250
Gecikme Cezası 4/557
1946

Sayı/Sayfa
Gecikme Tazminatı 2/230
Gecikmeden Dolayı Kâr Yoksunluğu Tazminatı 6/839
Geç Teslim 2/227
Geçerli Olmayan Tapu Kaydı 10/1542
Geçerlilik Şartları 10/14%
Geçersiz Ücret Sözleşmesi 4/503
Geçici Görev Harcırahı 3/373
Geçici Hakedişlere İtiraz Şekli 9/1371
Geçici İşsiz Kalma 2/205
Geçit Hakkı 2/224; 6/894, 9/1365; 11/1683
Geçmiş Sürelerin Borçlanılması Suretiyle
Sigortalı Sayılma İşleminin Bir Taksidinin
Gecikmesi Halinde İptali 5/714
Genel Harman Yeri 4/573
Genel Mahkemede Dava Edilmeyen
Taşınmaz Mal 7/1037
Genel Su 3/351
Genel Sular 9/1326
Genel Sulardan Faydalanma 6/857
Genel Sulardan Yararlanma Hakkı 9/1326
Genel Tahrik 12/1867
Genişlemeye Elverişli Sınır 5/729
Genişletilmeye Elverişli Sınır 3/390; 7/1010
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak 7/1099; 10/1598; 11/1749
Gerçeğe Aykırı Fatura Kesilmesi 9/1351
Gerçek Değer 2/242; 3/410
Gerçek Değeri Artıran Olanaklar 3/410
Gerçek Hak Sahibinin Kadastro Hâkimi
Tarafından Belirlenmesi 11/1695
Gerçek Kişiye Ait Mülk 8/1175
Gerçek Zarar 7/1078
Gerekçe 1/129; 4/593; 10/1566
Gerekçesizlik 3/466
Geri Alma 2/177
Geri Alma Koşulları 8/1212
Geri Alma Koşulu 10/1545
Gıda Maddeleri Tüzüğüne Aykın Davranmak 8/1241
1947
Sayı/Sayfa

Gıda Maddeleri Tüzüğüne Aykırılık 6/941


Gizli Ayıp 4/563
Gizli Bağış 7/983
Görev 2/305; 5/692, 744, 792; 6/883;7/1022; 8/1166;
9/1323, 1394; 10/1486, 1562; 11/1639; 12/1843
Görev Sırasında Yetkiyi Kötüye Kullanmak 11/1731
Göreve Yönelik Temyiz 7/1102
Görevi İhmal . 7/1095; 12/1899
Görevi Kötüye Kullanmak 4/618; 7/1087; 8/1256
Görevi Savsamak 11/1731
Görevi Sırasında Görevi Kötüye Kullanmak 10/1585
Görevli Mahkeme 1/8, 140; 2/187, 234; 3/354, 468;
4/542; 5/802; 6/906, 955;
7/1110; 10/1602, 1603
Görevli Memura Etkin Direnmek 1/123; 3/435
Görevliye Etkin Direnmek 5/779
Görevliye Karşı Etkin Direnmek 9/1422
Görevliye Sövmek 5/781
Görevsizlik 2/207, 269; 7/1080, 1086; 9/1375;
11/1657, 1727, 1732
Görevsizlik Kararı 4/611, 613; 5/686, 778
Götürü Bedel 1/67
Gözcülük Yapmak 10/1569
Grev ve Lokavt 5/705
Güçlü Delil 6/881
Gümrük Para Cezasına İtiraz 1/135; 3/476; 5/790; 9/1432

Haberin Niteliği 3/465


Haciz 9/1360
Haciz Veya İflâs Yolu île Takip 5/750
Hacizli Mal 1/58
Haczin Geçerlilik Süresi 3/355
Haczin Kalkması 6/912
Hafif Tahrik 8/1237
Hak Düşürücü Süre 1/38; 3/325; 4/538; 5/686; 9/1325; 10/1530
1948
Sayı/Sayfa

Hâkimin Bilirkişi Dinleyemeyeceği Konular 10/1588


Hâkimin Reddi 12/1861
Hâkimin Re’sen Gerekli Gördüğü
Dellileri Toplaması 6/908
Haksız Eylem 8/1168; 9/1331; 10/1489; 11/1641
Haksız Fiil 6/913
Haksız Rekabet 5/718
Haksız Zenginleşme • 3/366
Halefiyet Yolu İle Geçiş 5/743
Halkı Rahatsız Eden Hareketler 5/786
Halkı Tehlikeye Maruz Bırakacak Kabahatler 3/453
Harem Yatırılması İçin Önel Verilmesi 4/529
Harç 1/58; 4/561; 7/1043; 10/1548; 12/1859
Haricen Yapılan Çekişmesiz Ödeme 10/1552
Harici Satış 6/873; 9/1344
Harici Satışın Kadastronun Başlamasından
Önce Yapılması 2/197
Harici Satışın Tesbit Tarihine Kadar Bozulması 1/79
Harita ve Kroki 10/1538
Hasarın Ambalaj ve İstiflemeden Kaynaklanması 10/1519
Hasılat Kirası Tarım Giderleri 12/1840
Haşep Madde Ticareti 2/275
Hatalı Pay Dçvri 7/991
Hatır Senedi 4/579
Hatır Taşıması 6/860, 915
Hayati Tehlike 12/1883
Hazine Adına Tescil 2/231; 10/1539
Hazine Bonoları 12/1783
Hazine Vekilinin Davadan Vazgeçmesinin
Geçerliliği Koşulu 9/1341
Hâzinenin Dava Hakkı 9/1391
Hâzineye Ait Tapu Kaydı 3/406
Hediyelerin İadesi 12/1800
Hesabın Kat'i İhtarı 7/1042
Hırsızlık 1/118, 132; 2/288; 3/471;
4/604, 620, 621; 5/788, 789; 6/946;
10/1564; 11/1742; 12/1864, 1887
1949
Sayı/Sayfa

Hırsızlık Malı Bilerek Satın Almak 10/1592


Hırsızlık Mevzuu Şeyin Kıymeti 4/623
Hissedarlık 11/1649
Hissedarlıktan Çıkarma 9/1339
Hizmet Akdi 1/43; 11/1657
Hizmet Aktinin Feshi 3/369
Hizmet Sebebiyle Emniyeti Suistimal 7/1110
Hizmet Sözleşmesi 3/373; 6/875
Hizmet Tesbiti 2/212; 3/374; 4/536, 538;
7/1020
Hizmet Süresinin Tesbiti 9/1325
Hizmet ve Ücret Tesbiti 1/49
Hukuk Mahkemesinden Görevsizlikle Kadastrc»
Mahkemesine Gönderilen Davada Taraflar 8/1178
Hukuka Aykırılık Öğesinin Oluşmaması 10/1585
Hukukî ilişki 4/544
Hukukî Kesinti 3/442
Hukukî Yönden Talep Hakkı 9/1416
Husumet 1/16,19; 2/170,187; 3/358;
4/514, 536
Hücre Cezası 9/1411
Hükmün Tavzihi 5/685
Hükmün Temyiz Kabiliyeti 7/1094
Hüküm 8/1245

Irz ve Namusa Tasaddi 2/286


Irz ve Namusa Tasaddide Bulunmak 9/1427
Irza Geçmek 1/129
Irza Tasaddi 11/1740
Islah 2/184; 6/890; 10/1493
Izrar 7/1111, 1113
Izrar (Bkz. Mala Zarar Vermek) 11/1757
1950

Sayı/Sayfa
İade 12/1864
İade ve Tazmin 6/924
İbraz Günü 4/547
İbraz Tarihi 4/636
icra ve iflas Kanununun 343. Maddesine
Aykın Davranış 2/292
İcra İnkâr Tazminatı 3/352
İcra Müdürünün Görevi 8/1195
İcra Müdürünün İmzası 7/1100
İcra Takibi Ödeme 7/1042
İcra Takibine Konu Alacak 8/1219
İcra Takibinin Faiz ve Masraflarıyla Tahsili Talebi 10/1484
İcra Takibinin İhlali 3/355
İcra Takip Giderleri 9/1360
İcra Takip Yolları 10/1521
İcra Yoluyla Tahliye İstemi 3/362
İcraen Teslim Olunan Yere Tecavüz 12/1892
İçinden Çıktığı Araziyi Sulama Dışında
Başka Bir Amaçla Kullanılması 6/910
İçtima 2/287
İçtima Halinde Hükmedilecek Cezanın
Hesaplanması 1/137
İdarî Eylem 11/1641
İdarî İşlem 11/1639
İdarî Karar 6/848
İdarî Fara Cezaları 2/269
İdarî Para Cezası 8/1259
İdarî Nitelikli Para Cezasına İtiraz 4/624
İdarî Yargı 7/1002; 11/1657
İdarî Yargı Kararı 5/677; 9/1320
İdarî Yargının Görevi 11/1665
İddianame 3/460; 5/781; 6/922
İfanın Kusurlu Olarak İmkânsız Hale Getirilmesi 6/839
İflâs 9/1386; 12/1856
İflâs Davası 9/1390
İflâs Depo Karan 1/88
İflâs Kararından Sonraki Haciz 3/477
İflâsa Karar Verme 2/246
1951
Sayı/Sayfa

İflâsa Tabi Kişiler 5/750


İflâsın Açılması 10/1555
İfrazen Tescil 6/896; 9/1344
iftira 8/1255
İhalenin Bozulması 7/1023
İhalenin Feshi 1/59; 8/1194; 11/1675
İhbar, Kıdem ve Kötüniyet Tazminatı 7/1013
İhbar Tazminatı 4/535; 6/875
ihbar Tazminatının Rücuan Ödetilmesi 4/534
İhbar ve Kıdem Tazminatı 1/40; 3/369, 372; 5/712;
6/878; 7/1014; 10/1506
İhbar ve Kıdem Tazminatı - işyeri
Sendika Temsilciliği 8/1186
İhbar ve Kötüniyet Tazminatı 8/1182
İhtar 5/701
Ihtarat 8/1275
ihtarla Temerrüde Düşürülme 7/1046
Îhtirazî Kayıt 2/227; 8/1200
ihya 8/1223
ihtiyaç 2/195
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye 7/1003; 8/1175
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Ettirilen Gayrimenkulü
Kiraya Vermek 9/1433
iki Haklı ihtar 5/703; 10/1496
iki Yıl Önce Takdir Edilen Bedel 1/59
2918 Sayılı Kanuna Aykırı Davranış 11/1747
ikramiye ve Kıdem Tazminat Farkı 8/1182
2863 Sayılı Kanuna Aykırı Davranış 1/142; 4/633; 5/797; 6/946;
8/1271; 9/1439;ll/1752, 1754;
12/1895
2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanuna Muhalefet 7/1103
2813 Sayılı Telsiz Kanununa Aykırı Davranışi 4/625,627
ikiden Fazla Kişinin Hırsızlık Yapması 1/132
ikinci ihale 10/1534
213 Sayılı Kanuna Aykırı Davranış 2/296, 297; 3/480; 5/796, 798;
9/1437; 12/1896
213 Sayılı Kanuna Muhalefet 6/953; 8/1273
213 Sayılı Vergi Usul Kanununa Muhalefet 7/1109
1952
Sayı/Sayfa

îlâmlı Takip 1/56; 4/546


Ilâmsız icra 2/244
İlân 2/197, 273
ilişik Kesme 6/903
ilk Hükmün Bozulması 10/1586
İlk İhtarda Muaccel Olan Kira 11/1646
İlk Kira Sözleşmesindeki Tahliye Taahhüdü 8/1176
illiyet Bağı 8/1168; 9/1382; 11/1724
imar 8/1223
imar Kanunu 2/192
imar Parseli 3/335
imkânsızlık 11/1688; 12/1845
imtiyazlı Alacaklar 3/417
imza İnkârı 11/1670
İnkâr Tazminatı 3/380; 4/578; 10/1518,1552
inşaat Sözleşmesi 11/1685
Inşaî Hak 1/30; 10/1530
intifa Hakkı ile Yükümlü Satış 10/1498
intifa Hakkına Sataşmanın Önlenmesi 3/408
intifadan Men Koşulu 6/859; 8/1164
ipoteğe ilişkin Takip isteği 12/1834
ipotek 10/1521
İpotek Limiti 4/581
iptal 7/983
Iptilâ Derecesinde Eroin Kaçakçılığı 2/306
İptilâ Raporu 3/469
irsaliye 2/296
irsen Mülkiyet Hakkı 8/1199
irtifak 1/83
Isbat Gücü 12/1836
İşbat Yükümlülüğü 6/869; 11/1670
İskân Yoluyla Verilmiş Taşınmaz 2/177
Iskânen Verilmiş Arazi 2/201
ispat Külfeti 1/73; 3/415
İsteğe Bağlı Bağ-Kur Sigortalılığının Tesbiti 11/1661
istihkak Davası 1/68; 4/555; 10/1471
istihkak İddiası 9/1369
1953
Sayı/Sayfa

istihkak iddiasının Reddi 5/730


İstimlâk 1/28
istisnai Durumların Gerçekleşmesi 7/1109
Iş Akdi 1/40; 8/1181
Iş Akdinin Feshi 5/712
İş Aktinin Tazminatsız Feshi 9/1351
İş Kazası 1/70; 4/532; 11/1659
İş Kazası Nedeniyle Ölüm 11/1663
Iş Kazasından Doğan Maddi ve Manevi Tazminat 6/876
Iş Kazasından Doğan Maddi Tazminat 11/1655
Iş Kazasından Dolayı Maddi Tazminat 8/1187
İş Mahkemesi 2/207; 11/1657
Iş Mahkemelerinin Görevi 7/1015
İş Sahibinin Mesuliyeti 11/1688
İş Sonu Tazminatı 1/43
işçi veya İşverenler Tarafından Kurulan
Sendikalar 7/1015
İşçilikte Geçen Hizmet Süresi 9/1349
işçinin İşverenin Görevini Kötüye Kullanması 9/1351
işe Giriş Bildirgesi 3/374
işgal ve Faydalanma 4/610; 9/1421
işin Akdinin Feshi 10/1505
işin Esasının İncelenmesi 10/1463
işin Ticari Niteliği 5/752
işin Yapılacağının Isbatı 8/1203
işlemden Kaldırma 11/1637
işletme Rehni 1/51
işleyen Faizin Anapara Meyanında Masaya
Kaydedilemiyeceği 10/1555
iştirak Hali 11/1647
İştirak Halinde Malik Olunan Mülkten Hırsızlık 7/1116
iştirak Halinde Mülkiyet 4/571; 11/1623, 1684
iştirak Halinde Mülkiyetten Hırsızlık 3/482,483
İştirakti Kira Sözleşmesi 4/557
işverenin Fesih Hakkı 11/1691
işverenin Rücû Tazminatı 7/1017
İşyeri ihtiyacı Sebebiyle Tahliye 7/1007
1954
Sayı/Sayfa

İşyeri veya Büro Olarak Kullanma 9/1378


İşyerinde İçki Alemi Yapılması 3/369
İtiraz Yolu 2/294
İtirazın İptali 1/87; 2/244; 4/503; 10/1484,1518,1552
İtirazın İptali Davası * 2/170
İtirazın Kaldırılması 5/750
İtirazın Kesin Olarak Kaldırılması 12/1834
İtiyadi Sarhoşluk 8/1253
İvazlı Sözleşme 7/983
İzaleyi Şuyu (Bkz. OrtaklığınGiderilmesi) 9/1336
İzin Almadan Duvar Yıkmak 8/1271
İzinsiz Define Aramak 12/1895
İzinsiz Kazı Yapmak 8/1268
İzinsiz Silâh Taşımak 9/1411

------------------------------------------------ K --------------------------------------- -----------

Kaçak Su Kullanılması 3/388


Kaçak Su Kullanımı 5/726
Kaçak ve Yitik Kişilerden İntikâl EdenTaşınmazlar 6/907
Kaçağın Yakalanmasını Sağlamak 7/1081
Kaçakçılık 7/1093
Kaçırmak 1/129
Kadastro 11/1693,1694; 12/1849, 1850
Kadastro İşleminin Geçerliliği 7/987
Kadastro Kanunu 8/1204, 1206
Kadastro Komisyonundan Gönderilen Tutanaklar 10/1544
Kadastro Komisyonunun Red Karan 9/1375
Kadastro Mahkemesinin Görevi 7/1037
Kadastro Tesbiti 1/35, 38, 73; 2/231, 233, 234;
3/399, 400, 402; 4/567, 568, 570; 5/738;
6/904, 906; 9/1374; 10/1538, 1540; 11/1695,1697
Kadastro Tesbitine İtiraz 1/36, 75, 77, 79; 2/199; 3/365, 404, 406;
7/1049; 9/1391; 11/1710; 12/1851, 1853, 1859
Kadastro Tesbitinin Kesinleşmesi 9/1375
Kadastro Tutanağı 7/1034
1955
Sayı/Sayfa

Kadastro Tutanakları 12/1853


Kadastro Tutanaklarının Kesinleşmesi 8/1158
Kadim Köy Mer'ası 5/743
Kadim ve Öncelik Hakkı 4/616
Kafatasmda Kemik Defekti 8/1235
Kal' 2/175
Kambiyo Senedi 9/1355
Kambiyo Senedinde Sahtecilik 11/1743
Kamu Alacaklarına İlişkin Takip Masrafı 4/629
Kamu Davasının Açılmaması 4/604
Kamu Davasımn Düşmesi 4/607
Kamu Düzeni 2/208; 5/724
Kamu Haklarından Mahrumiyet 2/301
Kamu Hizmetine Tahsis 4/530
Kamu Hizmetlerinden Yasaklama Cezası 2/268
Kamulaştırma 1/27; 3/357, 358; 4/523; 7/987;
11/1643, 1645; 12/1807, 1808
Kamulaştırma Bedeli 1/83; 6/863; 10/1491,1492, 1493;
© 11/1699
Kamulaştırma Bedelinin Artırılması 1/85; 3/410; 4/522;
8/1148; 10/1550
Kamulaştırma Bedelinin Artırılması Davası 3/325
Kamulaştırma 8/1171
Kamulaştırma Kanunu 7/1002
Kamulaştırmadan Vazgeçme 9/1334
Kamulaştırmasız Elatma 2/189, 190, 191; 5/698
Kamuya Açık Yerde Yazı Yazmak 10/1602
Kamuya Elzem Erzak ve Eşyamn Nedretine veya
Fiyatımn Artmasına Sebep Olmak 9/1416
Kan Gütme Saiki 4/605
Kanıt Yükümlülüğü 12/1783
Kanıtların Değerlendirilmesi 8/1251
Kanun Yararına Bozma 3/354
Kanundan Doğan İrtifak Hakkı 1/64
Kanunî Şufa Hakkı 9/1303
Kanunî Tahrik 11/1721
Kanunun Suç Saydığı Fiili Övmek 3/445
1956
Sayı/Sayfa

Kapital Faizi 1/53


Kara Taşıtları 3/417
Karar 9/1322
Karar Düzeltilmesi 4/510
Karar Düzeltme 3/325; 6/848; 10/1548
Karar Düzeltme isteği 1/11; 2/173,186; 8/1215
Kararın Gerekçesi 6/871
Kararın Tefhimi 3/341
Karşılıklı Etkili Eylem 12/1867
Karşılıklı Hakaret 11/1725
Karşılıksız Çek 1/143
Karşılıksız Çek Keşide Etmek 4/590; 5/765
Kasten Adam Öldürmek 7/1068; 10/1571; 11/1722; 12/1873
Kasten Ev Yakmak 4/631
Kasıt Unsuru 8/1241
Kat irtifak Sahipleri 2/239
Kat irtifakı 1/81
Kat irtifakı Sözleşmesi 8/1216
Kat Irtifaklı Payı Satın Alanın Halefiyeti 2/228
Kat Mülkiyeti 1/81; 2/170,192; 4/574, 576;
5/747; 12/1789
Kat Mülkiyeti Kanunu 9/1378
Kat Mülkiyeti Kanunu Genel Hükümleri 7/1039
Kat Mülkiyeti Kanununun Uygulanması Şartlan 5/744
Kat Mülkiyetine Geçiş 5/746
Kafi Yemin 3/415
Kavak Ağacı 11/1642
Kavaklık 6/863; 9/1328
Kavga Sırasında El Uzatmak 12/1867
Kavga Sırasında Fevren Söylenen Sözler 6/821
Kavgada El Uzatma 9/1331
Kavganın Hudusuna Sebebi Aslî Olanlar 11/1721
Kaybolan Eşya 4/540
Kayıt Kapsamının Belirlenmesi 4/573
Kayıt Maliki 2/197
Kayıt ve Belgeler 12/1853
Kayıt ve Belgeye Dayanmayan Tescil 4/570
1957
Sayı/Sayfa

Kayyımın Tayin ve Azli 5/692


Kazandırıcı Zamanaşımı 1/38; 2/238; 3/402; 5/738; 6/904; 8/1223
Kazandırıcı Zamanaşımı Zilyetliği 2/236
Kazanılmış Hak 2/256; 9/1333
Kefalet Akdi 1/87
Kefilin Temerrüdü 7/1042
Kekik Toplayıp Nakletmek 11/1727
Kendi Kimliği Yerine Kardeşinin Kimliğini
Bildirmek 3/470
Kendiliğinden Hak Almak 1/119; 2/276; 5/780; 12/1881
Kendisinin Suçtan Kurtulmasını Temin
Maksadıyla Suç İşlemek 7/1068
Kesin Delil 12/1858
Kesin Hüküm 3/358; 6/881; 7/1029; 10/1471
Kesin Hüküm İtirazı 1/11
Kesin Nitelikte Süre 7/1023
Kesin Önel 9/1377; 11/1710
Keşide Tarihinin İmkânsız Olması 2/303
Keşide Yeri 8/1275
Keşide Yeri ve Tarihi 8/1277
Keşide Yerinin Gösterilmesi 9/1440
Keşidecinin Dava Hakkı 1/145
Keşif 11/1710
Keşif Masrafı 4/509
Kıdem Tazminatı 1/41, 43; 2/168; 4/535; 5/723;
8/1180; 9/1347, 1349; 10/1507; 11/1657; 12/1822
Kısıtlıya Tebligat 8/956
Kısmî Dava 8/1187
Kısmî Temyiz 10/1463
Kışlak ve Yaylak 7/989
Kıyı Kenar Çizgisi 2/203
Kız Kaçırmak 1/131
Kira Alacağı 2/184; 5/695; 8/1196
Kira Bedeli ve Yakıt Alacağı Tahsili 10/1486
Kira İlişkisi 7/1026
Kira Mukavelesi 1/32
Kira Parasının Artırım Koşulu 9/1359
1958
Sayı/Sayfa

Kira Sözleşmesi 2/194; 4/507, 524, 526, 548;


8/1141,11%
Kira Sözleşmesindeki Artırım Şartı 6/866
Kira Sözleşmesinin Bağlayıcılığı 10/1522
Kira Sözleşmesinin İptali 8/1166
Kira Tesbiti 1/20
Kira Tesbiti Davasıyla Kesinleşen Kira Parası 6/866
Kiracı 1/16
Kiracılık Sıfatının İspatı 7/999
Kiracının Haklan 12/1840
Kiracının Ölümü 7/1007
Kiracının Temerrüdü 3/381
Kiracıya İhtar Şartı 6/864
Kiralayana Süreli İhtar 12/1810
Kişilik Haklanna Saldın 5/6%
Kişisel Sorumluluk 4/519
Kişiye Yönelik Kullanma 8/1141
Komşuluk Hukuku 4/559; 10/1531
Konkordatonun Tasdiki Davası 3/412
Konut Dokunulmazlığını Bozmak 9/1425; 10/1583
Konut Eklentisi 8/1250
Kooperatif Üyesinin İhracı 12/1829
Kooperatife Ortak Olmak 9/1357
Kooperatifler Kanunu 6/886
Korunmaya Muhtaç Çocuklar 10/1562
Koşulları (Anlaşmalı Boşanmanın) 9/1324
Kök Murisin Mirasçısı 4/571
Kötü İfa 2/227
Kötüniyet Tazminatı 4/535; 5/711; 6/875
Köy Boşluğu 5/739
Köy Muhtan 5/777
Köyün Yararlanması 1/91
Kredi Sözleşmesi 1/87
Kullanım Hakkının Tesbiti ve Tapuya Şerhi 3/408
Kullanma Hırsızlığı 4/607
Kullanma Zimmeti 5/785
Kum Ocağı Açmak 7/1080
1959
Sayı/Sayfa

Kumar Oynatmak 2/271


Kur Farkı 7/997
Kur Farkından Doğan Tazminat istemi 5/752
Kurban Derisi Toplamak 8/1242
Kuru ve Sulu Arazi 11/1643
Kurul işletme Giderleri 2/239
Kusur 4/532; 5/732; 9/1382; 11/1705
Kusur Derecelendirilmesi 4/518
Kusur Oranı 6/915
Kusur Orannın Saptanması 12/1827
Kusur Raporu 5/716
Kusura Dayanan ifa imkansızlığı 4/548
Kusurlu Davranış 12/1797
Kusurlu Yönetici 10/1532
Kusurun Takdiri Yönünden Ceza Mahkemesi
Karan Hukuk Hâkimini Bağlamaz 7/1044
Küçüğe Uzman Raporu 1/134

Lehe Temyiz 2/256


Levye Demiri 7/1064
Limited Şirket 3/379
Livata Suretiyle Irza Geçmek 1/130

'■ ■ M
İYİ

Maddi Tazminat 10/1463, 1516


Maddi ve Manevi Tazminat 1/55; 11/1659,1705
Mahcuz Mal 1/51; 2/219
Mahcuz Malın Haczi 6/912
Mahfuz Hisse 3/344; 7/994
Mahkemenin Görevinin Dava Tarihindeki
Değere Göre Tesbit Edilmesi 9/1303
Mahkumiyet Karan 10/1489
Maktu Vekâlet Ücreti 3/428
1960
Sayı/S ayfa

Mal Beyanı 8/1264


Mal Beyanında Bulunmaroak 2/295; 3/477; 4/629, 630; 5/794,
795; 6/949, 950; 7/1098; 8/1265,1266;
9/1436,1437; 10/1597; 11/1750
Mal Edinme Koşulu 10/1471
Mala Zarar Vermek (Izrar) 11/1757
Malik Hanelerinin Açık Bırakılması 11/1695
Malik Teshirinin Yapılmaması 10/1544
Manevi Tazminat 2/181, 222; 3/466; 5/696, 711;
10/1463,1516
Manevi Çek Kartı 9/1441
Mecra İrtifakı 6/845
Medeni Kanunun 26. Maddesindeki Haklı Neden 11/1700
Memnu Hakların ladesi 3/451
Memur Statüsünde Çalışan Kişilerce
Kurulan Sendikalar 7/1015
Memur Statüsünde Olan Eşin Durumu 10/1509
Memura Görev Sırasında Direnmek 11/1735
Memurin Muhakematına Tabi Olmamak 9/1427
Memurların Yargılanması 5/777; 7/1052
Memurluk Vasıtalarını Suçta Kullanmak 2/264
Memurluktan Yoksun Kılınma Cezası 10/1586
Memurun Taksiriyle Kaçmaya Sebep Olması 7/1081
Menfi Tesbit 3/392
Menfi Tesbit Davası 3/415; 4/578; 8/1220
Menfi Zarar 5/732; 11/1675
Men’i Müdahale 2/175; 8/1199; 12/1843
Men’i Müdahale ve Kal' 3/335; 6/843, 845
Mer’a 2/224, 233; 3/390, 406; 9/1343; 12/1815
Mer’a Olarak Sınırlandırma 7/1029
Mer’a Olduğunun Tesbiti 5/741
Mer’a Tahsis Belgesi 10/1499
Mer’a Tahsis Kararı ve Haritası 8/1210
Mer’aya Tecavüz 2/293; 8/1245
Mesken Masuniyetini İhlâl 7/1111
Meslek Hastalığı 7/1017
Meslek Hastalığı Sonucu İşverenin Rücu
Tazminatından Sorumluluğu 9/1353
I

» 1961

Sayı/Sayfa
t
Meşru Mazeret 11/1637
Metruk Arazi 12/1849
Mevsimlik Iş Akdi 1/41
Mevsimlik işçi 2/205
Miktar Fazlası 1/35
Mimarî Projede Terasa Çıkışın Gösterilmemesi 9/1380
Miras Haklarının Temliki 7/1011
Miras Şirketi 1/71; 3/337
Miras Taksim Sözleşmesi 11/1684
Mirasçıların Haklan 7/1007
Mirasçılık Belgesinin iptali Davası 4/514
Mirasçılık Esası 6/850
Mirasçılık ilişkisinin Bulunması 2/238
Mirasçımn Payının Üçüncü Kişiye Devri 11/1623
Mirastan Feragat Mukavelesi 7/993
Mirastan Iskat 7/994
Muaccel Borç 1/90
Muaccel Kira 10/1494
Muarazanın Giderilmesi 1/64
Muhafaza Ormanı 2/273
Muhafaza Ücreti 2/219
Muhdesat 3/399; 4/567
Munzam Zarar 7/997
Munzam Zarar için Faiz 5/752
Muris Muvazaası 1/14; 2/173; 3/339, 399; 8/1155; 11/1632
Muvazaa 2/233; 9/1318
Muvazaa iddiası 5/730
Müdahale veya Tecavüzün Önlenmesi Davası 10/1471
Müddebir Bir Tacir 9/1384
Müessir Fiil 7/1102; 11/1724
Müflis 12/1856
Müflis Şirket 5/749
Mükerrer Tahsilatı Önlemek 7/1042
Mükerrer Tapu 9/1373
Mülhak Bütçe 3/352
Mülkiyet Hakkının Tesbiti 7/1049
Mülkiyet Karinesi 9/1369
Mülkiyetin Geçirimlenmesi 9/1318
1962
Sayı/Sayfa

Müsadere 3/474; 7/1076; 11/1758


Müsbet Zarar 11/1675
Müstehcen Video Kaset Bulundurmak 8/1257
Müşterek Kiracılar 8/1141
Müşterek Mülkiyet 7/1028; 11/1623, 1630, 1684
Mütegayyip Eşhas 10/1540
Mütemmim Cüz 9/1328; 11/1642
Müteselsil Borçlular 11/1702
Müteselsil Sorumluluk 1/55; 9/1382
Müteselsil Sorumluluk Esası 12/1824
Müteselsil Suç 2/293; 11/1731
Müteselsil Suçlarda Hukukî Kesinti 12/1886

Nafaka Borcunu Ödememek 3/478


Nafakanın Tahakkuk Etmemiş Olması 3/478
Nedensellik Bağı 10/1583
Nesebin Belirlenmesi 6/850
Nihaî Karar 1/88
Nisbî Harç 11/1727
Nişan Bozma 12/1800
Nişan Hediyelerinin Aynen veya Bedelinin ladesi 5/693
Noksan Soruşturma 4/619; 5/769
Noksan Tahkikat 11/1652, 1653; 12/1872
Noterdeki Muvafakat Beyanı 4/571
Noterlik Sözleşmesi 4/564
Nüfus Kanununun 16/4. Maddesindeki İstisna
İçin Bilirkişi Araştırması 11/1700
Nüfus Kaydındaki İsmin Değiştirilmesi 11/1700
Nüfus Kaydının Yetersizliği 7/1098

O
Objektif Ölçüler 8/1148
Odaların Müdahale ve Temyiz Hakkı 7/1092

I
1963
Sayı/Sayfa

Okur - Yazar Olmayanlar 8/1160


Olağanüstü Zamanaşımı 3/366
Olaydan Cince Aracın Noterde Satışı 11/1702
Olduğu Gibi Kullanma 7/1005
On Yıllık Süre 1/79
Onama Harcı 8/1215
Onama Karan 9/1434
Onbir Yaşını Bitirmeyen Sanığın Mahkumiyeti 5/788
(10)'dan Fazla İşçinin İşine Son Verme 7/1107
Onsekiz Yaşından Küçüklerin Para Cezalarına
3787 Sayılı Kanunun Uygulanması 2/299
Orman 1/72, 91; 8/1206; 11/1652, 1707
Orman Alanına Ev İnşaatı 3/442
Orman Dışına Çıkanlan Taşınmaz 4/567
Orman İçi Köyü 1/120
Orman İçine Yerleşmek 11/1714
Orman Kadastrosu 1/94; 2/250, 252; 3/419, 425;
4/583, 586; 5/756; 6/836
Orman Kadastrosuna İtiraz 1/8
Orman Rejimi Dışına Çıkarılma 10/1539
Orman Sınırlandırılmasına İtiraz 6/919; 9/1387
Orman Sınırlan Dışına Çıkanlan Yer 2/231
Orman Sınırlarına İtiraz 6/836
Orman Suçu 1/108, 120, 121; 2/272, 273, 275;
3/442, 457, 458, 459; 4/610, 611, 612; 5/775, 778;
6/934, 935, 936; 7/1076,1077, 1078, 1079, 1080;
8/1246, 1247, 1248, 1249; 9/1418,1419,1421;
10/1581, 1582; 11/1714, 1727,1728, 1730;
12/1877, 1879
Orman Örtüsü 5/778
Orman Tahdidi 3/365
Orman Tahdit Sının 5/754
Orman Yönetiminin Davaya Katılması 12/1859
Ormanı İşgal - Faydalanma ve Bina, Ağıl vs.
Tesisler Yapma 7/1077
Ormanı Tahrip 3/457
Ortak Yerlerden Talep Hakkı 2/230
1964
Sayı/Sayfa

Ortaklığın Giderilmesi 2/192; 3/361; 5/700; 9/1336;


10/1498; 11/1647; 12/1813
Oturma Belgeleri 11/1731
Otuz Günlük Süreli İhtar 10/1494

ödeme itirazı 9/1367


Ödeme Taahhüdünü ihlâl 6/912
Öfke 2/276
Öldürmek Kastı Olmaksızın Ölüme
Sebebiyet Vermek 8/1237
Ölen Kişinin Hatır için Karşılıksız Taşıması 12/1831
Ölünceye Kadar Bakıp Gözetme Sözleşmesi 7/983
Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi 1/65; 9/1361
Ön Mesele 12/1880
Ön Ödemeyle Eksik Ceza Tayini 7/1094
Önceki Dönem için Açılan Dava 12/1802
Önel 11/1710
Özel Belge 2/289
ÖzelDersaneler 9/1347
Özel Kasıt 12/1881
Özel Okullar 9/1347
Özel Oto Hırsızlığı 4/623
Özel Sorumluluk (Tehlike) Sorumluluğu 12/1831
Özel Su 3/351
Özel Tahrik 12/1867

Para Alacağı 2/244


Para Cezasının Artınlmaması 11/1757
Paraya Çevirme 1/129
Patlayıcı Madde Atmak 12/1875
Patlayıcı Madde Yapıp İşyerine Atmak 12/1893
1965
Sayı/Sayfa

Pay Tescili 6/896


Pay ve Paydaş Çoğunluğu Şartı 3/381
Paya Vaki Müdahalenin Men'i 7/1028
Paydaşın Tahliye İsteği 3/381
Paydaşlar Arasında Ecrimisil 8/1164
Paydaşın Devri 8/1216
Primlerin ladesi 1/45
Proje İptali 5/747
Protokolün Feshi - Kısmen Teslim - Alacaktan Düşülme 7/1046
Protokolün Yorumlanması 7/1046

Raporun Denetlenmesi 12/1807


Rayiç Bedel 1/121
Reeskont Faizi 2/218; 5/752
Rehin Cirolu Senet 6/889
Rehnin Faiz ve Teferruatına Şumulü 4/581
Repo (Bono Muhafaza) Belgesi 12/1783
Resmî Girdi ve Ürün Fiyatları 2/242
Reşit Olmayan Mağdureyi Alıkoymak ve
Cinsel İlişkide Bulunmak 6/922
Riski Gerçekleşmiş Teminat Mektuplarından
Doğan Alacağın Masaya Kaydı 12/1856
Riski Gerçekleşmiş veya Henüz Gerçekleşmemiş
Teminat Mektuplarından Doğan Alacaklarm
Masaya Kaydı 9/1386
Ruhsatsız Taşkın İnşaat 6/843
Rücu Davası 1/21
Rücuan Alacak 2/183
Rücuan Tazminatın Hesaplanması 12/1824

------------------------------------------------ S

Sağlık Sigortası ve Sağlık Yardımı 10/1509


1966
Sayı/Sayfa

Sahih Esasa Dayalı Eski Tarihli Tapu 10/1542


Sahte Rapor Düzenlemek 1/144
Sahtecilik 2/289; 3/472; 6/947;7/1090;
8/1258; 9/1430; 12/1889
Saklı Pay 6/849
Saldırgan Sarhoşluk 6/938; 8/1253; 9/1425
Salıverme 2/279
Sanığa Tebligat 4/590
Sanığın Nüfus Kaydı 2/271; 7/1064
Sanığın Sorgusu 2/276
Sanığın Sorguya Çekilmesi 12/1876
Sanık Köy Muhtarı 3/460
Sarhoşluk 11/1726
Sarkıntılık 6/945; 12/1885
Satış 1/71
Satış Şartnamesi 7/1023
Satış Tarihindeki Değerin Sicilde
Gösterilen Değer Olmadığı 9/1303
Satış ve Devir Yasağı 9/1317
Satış Vaadi Senedi 5/740
Satış Vaadi Sözleşmesi 6/896
Savunma Hakkı 2/279
Savunma Hakkımn Kısıtlanması 5/783, 797
Seçimlik Hak 6/897
Sendika Üyesi İşçi 2/205
Senedin Malen Veya Para Karşılığı Tesbiti 4/579
Senedin Özel Evrak Sayılması 8/1258
Senetten Dolayı Borçlu Olmadığının Tesbiti 4/579
Sevk İrsaliyesinin Üç Nüsha Düzenlenmemesi 5/798
Sıra Cetveli 6/912
Sıra Cetveline İtiraz 3/417
Sicil Kaydına Haciz Konulması 3/417
Sigorta Başlangıcı 8/1189
Sigortacının Halefiyet Hakkı 2/183
Sigortacının Sorumluluğu 1/21
Sigortalının Sorumluluğunun Genel Hükümlere
Tabi Olması 12/1831
1967
Sayı/Sayfa

Silâh 1/127; 4/616; 7/1064


Silâhın Adliye Koridorunda Yakalanması 7/1101
Sit Alanı 5/738
Son Kullanım Tarihi 7/1075
Son Sözün Sanığa Verilmesi Kuralı 6/928
Sorumluluk 4/540
Sosyal Sigorta Prim Borcu 12/1834
Sözleşme 7/1046
Sözleşme Eki Bayındırlık İşleri
Genel Şartnamesi 9/1367
Sözleşme Hükmü 1/70
Sözleşme Rantı 12/1847
Sözleşme Şartı 6/887
Sözleşme Şartlan 10/1494
Sözleşme Teminatı 7/1031
Sözleşme Yılı 3/397
Sözleşmeden Doğan Şuf a Hakkı 9/1303
Sözleşmeli Personel 1/43; 9/1349; 11/1657
Sözleşmenin Feshi 11/1626,1685,1688
Suç Konusu Emvali Satın Alma - Taşıma -
Kullanma 8/1248
Suç Ortaklığı 9/1413
Suç Tarihi 2/297
Suç Vasfında Yanılgı 2/256
Suç Vasfının Değişmesi 7/1052
Suç ve Cezalann içtimai 4/602
Suça Eksik Kalkışma 1/131
Suça Eksik Kalkışma Aşaması 11/1714
Suça iştirak 7/1089
Suça Kalkışma 10/1581
Suça Katılmak 4/605
Suça Ortaklık 7/1062
Suça Ortaklık ve Katılmada Ağırlatıcı Nedenler 8/1239
Suça Tam Kalkışma 12/1864
Suça Teşebbüs 7/1079
Suçlann Ihban 10/1573
Suçun Manevi Unsurunun Oluşmaması 8/1257
1968
Sayı/Sayfa

Suçun Oluşması 2/290


Suçun Yabancı Ülkede İşlenmesi 4/620
Sulh 7/1052
Sulh Hâkiminin Görevi 11/1635
Sustalı ve Muştalı Silâhlar 4/593
Suya Vaki Elatmanın Önlenmesi 3/351
Süre 2/186; 4/528; 8/1212
Süre Bitiminden Sonra Satış 3/385
Süre Uzatma 3/379
Süreli Vekâletname 3/385
Süresi Bellirsiz Hizmet Akdi 4/535
Süresiz Sözleşme 12/1845

Ş
Şah 2/272
Şahit Beyanı 11/1663
Şahsi Dava 10/1574
Şahsi Davacının Dava Açmak Hakkı 7/1111
Şahsi Hakka Dayalı Tescil 5/727
Şahsi Hakka ilişkin Tazminat 1/108
Şahsi ilişki (Çocukla, Ana - Babanın) 1/17
Şartlı Af 2/297
Şekil Koşulu 9/1318
Şikâyet Süresi 1/143; 9/1437
Şiddetli Geçimsizlik 5/691
Şikâyet 6/926
Şikâyet Hakkı 3/428
Şikâyet Hakkımn Başlangıç Tarihi 8/1265
Şikâyet Hakkının Mevcut Olmaması 8/1278
Şikâyet Süresi 8/1266; 12/1835
Şikâyet Süresinin Geçmesi 6/950
Şikayetten Vazgeçmek 4/607
Şirket Hükmî Şahsiyetinin Devamı 9/1337
Şirket ihtiyacı 8/1175
Şirketin, Davanın Açılmasından Evvel Tasfiye Edilmesi 10/1553
1969
Sayı/Sayfa

Şirketin iflâsına Karar Verilmesi 5/750


Şirketle Birlikte Ortaklar Aleyhinde Dava
Açılabilmesi 10/1553
Şufa Davası 4/501
Şufa Hakkı 1/30; 6/868
Şufalı Pay 11/1649
Şuyulandırma île Kurulan Tapu 9/1320

Taahhüdü ihlâl 1/138; 7/1100; 8/1267


Taahhüt Nedeniyle Tahliye 3/362
Taahhütte Alacaklı Vekilinin Kabulünün
Bulunmaması 1/138
Taammüt 9/1411
Taammüt Unsuru 6/821
Tabanca 5/769
Tabancanın Zoralımı 9/1423
Tacir 2/246; 8/1219
Tâdil Nedeniyle Tahliye, 8/1172
Tahliye 3/359; 5/701
Tahliye Davası 2/195
Tahliye Edilen Gayrimenkulün Yasak
Müddette Yeniden Kiraya Verilmesi 10/1595
Tahliye Kararı 8/1141
Tahliye Taahhüdü 12/1811
Tahsil Harcı 2/219
Tahsis Karan 9/1326
Tahsise Yönelik Kullanma 8/1141
Takdir Hakkı 1/115
Takip Borcundan Düşülme (Mahsup Edilme) 10/1552
Takip Eden Yıllar için Belirlenmiş Kira Parası Talebi 6/866
Takip Masrafı 1/58
Taksim 11/1623
Taksim Sözleşmesi 3/339; 7/1028
Taksim ve Yararlanma Sözleşmesi 8/1199
1970
Sayı/Sayfa

Taksitie Ödeme 2/168


Tam Kalkışmak 12/1873
Tam Teşebbüs 5/775; 7/1076; 11/1722
Tamamlanmamış Eylem 6/934
Tamamlanmış Suç 5/775; 7/1079
Tamamlayıcı Parça (Bkz. Mütemmim Cüz) 9/1328; 11/1642
Tamamlayıcı Yemin 8/1155
Tamir 8/1172
Tanığın İfadeleri Arasındaki Esaslı Çelişki 6/930
Tanık 12/1819
Tamk Anlatımları 7/1084
Tanık Beyanlan 6/908
Tarak Dinletme 10/1536
Tarakların Dinlenmeleri 12/1885
Tarakların Eski İfadelerinin Okunması 6/930
Tapu Dışı İşlemlerin Tasfiyesi 7/981
Tapu Dışı Satış 4/568
Tapu İptali 7/1029; 9/1344
Tapu İptali ve Tescil 2/177, 201; 3/337, 366; 4/509, 530; 5/687, 704;
6/848, 871, 873, 894; 7/989, 991,1011; 8/1155,
1198, 1223; 9/1364,1373; 10/1503,1530;
11/1626, 1645, 1684; 12/1817,1819
Tapu İptali ve Tescil Davası 5/677
Tapu iptali ve Tescil isteği 10/1477
Tapu İptali ve Tescil Olanağı 9/1317
Tapu Kaydı 10/1540; 12/1815
Tapu Kaydı Kapsamı 10/1501
Tapu Kaydı Kapsamının Belirlenmesi 7/1010
Tapu Kaydının Hukukî Değerini Yitirmesi 10/1503
Tapu Kayıtlannın Çatışması 3/400; 7/1035
Tapu Kayıtlarının Getirilmesi Zorunluluğu 8/1207
Tapu Malikinin Ölümü 12/1850
Tapu ve Vergi Kayıtlarının Miktar Fazlası 8/1207
Tapu ve Zilyedlik Yolu İle Ormandan Toprak
Kazanma 1/94; 4/583; 5/756
Tapu ve Zilyetlik Yoluyla Ormandan Yer Kazanma 3/425
Tapu Sicilinin Aleniyeti 4/510
1971
Sayı/Sayfa

Tapuda Miktar Düzeltilmesi 3/390


Tapuda Mesken Kaydı 9/1378
Tapuda Yüzölçümü Düzeltilmesi 5/729
Tapulama 12/1843
Tapulama Bölgesi 6/873
Tapulama Tesbitine itiraz 11/1707
Tapulama Tesbitinin İptali 3/391
Tapulu Arazide Bulunan Ağaçlar 3/458
Tapulu Taşınmaz 8/1157
Tapulu Taşınmaza Elatmanın Önlenmesi 9/1320
Tapulu Taşınmazın Resmî Şekilde Satışı 1/79
Tapunun Hukukî Değerinin Kalkması 7/981
Tapunun Üçüncü Kişiye İntikâli 6/871
Tapusuz Arazi 2/191
Tapusuz Taşınmazlar 2/238
Taraf Edimleri 11/1685
Taraf Ehliyeti 11/1636
Taraf Olmayan Hamil 3/392
Taraf Teşkili 10/1498
Tanm Arazisi 11/1694
Tanm Iş 12/1822
Tanm Yeri 7/1020
Tarla Açmak 12/1877
Tasdiksiz Yoklama Kaydı 9/1274
Tasfiyenin Ticaret Siciline Tescil Edilmiş Olması 10/1553
Taşıma 11/1669
Taşıma Sözleşmesi 3/377; 4/540; 10/1519
Taşıma Ücreti 8/1191
Taşınır Malın Kiralanması 3/396
Taşınmaz 5/724
Taşınmaz Mal 5/699
Taşınmaz Mal Satışı 1/33
Taşınmaz Vasfının Tesbiti 11/1699
Taşınmazın Gerçek Hak Sahibi Adına
Tesciline Karar Verilmesi 6/908
Taşınmazın "Mevki ve Şartları" ve Olduğu Gibi
Kullanılması Halinde Getireceği Net Gelir 8/1148
1972
Sayı/Sayfa

Taşınmazların Her Birine isabet Eden İpotek


Miktarının Belirlenmesi 8/1195
Taşıtan 8/1191
Taşıyıcının Sorumluluğu 5/721; 11/1669
Tazminat 1/5; 4/518, 548; 5/775
Tazminat isteği 2/187
Tazminat istemi 10/1595
Tazminatın Hakkaniyete Uygun
Miktarda indirilmesi 6/915
Tazminatla Yükümlülük Halleri 6/903
Tazmini Para Cezasından Çevrilen Hapsin
Yukarı Haddi 8/1260
Tebligat 1/145; 4/515; 12/1900
Tebligatın Borçlu Vekiline Yapılması 4/630
Tebligatın Geçerliliği 5/690; 10/1479
Tescilli Ceza 7/1074
Tedbir Nafakası 2/182
Tedbirsizlik Dikkatsizlik Sonucu Orman
Yangımna Sebebiyet Vermek 6/952
Tedbirsizlik ve Dikkatsizlik Sonucu Ölüme
Neden Olmak 10/1571
Tedbirsizlik ve Dikkatsizlik Sonucu
Yangına Sebebiyet Vermek 8/1272
Tefhim 9/1322
Tehdit 2/279; 5/767, 774; 8/1232;
9/1398; 11/1734'
Tehdit Suçu 6/821
Tehdit ve Sövme 3/460
Tehlikeli Vasıta Kullanmak 10/1574
Tek Fiille, Yasamn Birden Fazla
Hükmünün ihlâli 11/1752
Tek Suç 12/1877
Tekerrür 3/474; 4/621; 6/953, 959; 8/1253, 1279
Teklif Verenler Arasında Tercih 10/1534
Teknik ve Yerel Bilirkişiler 8/1210
Telefon Cihazını Kırmak 7/1113
Temel Ağır Para Cezası 9/1419
1973
Sayı/Sayfa

Temel Cezanın îki Sınır Arasında Belirlenmesi 7/1114


Temel İlişki 9/1355
Temel Para Cezası 5/781
Temlikin Muvazaa ile illetli Olup Olmaması 7/983
Temellük 2/225
Temellük ve inşaat Nedeniyle Tahliye 4/528
Temerrüt 9/1359; 10/1494
Temerrüt Faizi 1/53, 87, 90; 3/397; 9/1334
Temerrüt Faizi Başlangıcı 9/1367
Temerrüt Sebebiyle Tahliye 6/864
Temerrüt Tarihi 6/878
Temerrütte Haklılık 12/1810
Teminat 1/20
Teminatın Irad Kaydı 9/1367, 1384
Temlik 2/225
Temsil 10/1478
Temyiz 1/88; 2/294; 10/1463
Temyiz Süresi 9/1404
Tenfiz Karan 6/862
Tenkis 1/14
Tenkis Davası 3/344; 6/849; 7/994
Tenkis Davalan 7/983
Terk 2/284
Tereke 1/24
Termin Plânına Uygun Mal Teslimi 7/1046
Tesbit 11/1642, 1663
Tesbit Bilirkişileri 6/908
Tesbit Davası 11/1639
Tesbit Edilen Fiyatın Üstünde Et Satmak 4/608
Tesbit Gibi Tescil 3/364; 4/529
Tesbit Harici Bırakılma 3/404
Tesbit ve Müdahalenin Men'i 3/385
Tesbitin (Mer’a) iptali 9/1346
Tesbitten Sonra Kazamlan Hak 6/906
Tescil 1/28; 3/391; 8/1179; 9/1346; 11/1652, 1653
Tescil Davası 2/203
Tescil istemi 4/523
1974
Sayı/Sayfa

Tescil Mecburiyeti 2/191


Tescil Olunan Cezanın İnfazı 2/299
Teselsül 2/277; 6/936, 941; 10/1592
Teselsülün Sarkıntılık Suçunun Unsuru Olması 10/1590
Teşebbüs ve Bağlı Ortaklık 8/1143
Teşekkül Halinde Gümrük Kaçakçılığı 5/802
Teşekkül Halinde işlenen Kaçakçılık 9/1394
Teşekkül Halinde Uyuşturucu Bulundurmak 7/1114
Teşekkül Halinde Uyuşturucu Madde
Ticareti Yapmak 1/147
Teşekkül Oluşturarak Yurda Esrar Sokmak 6/956
Ticarî Amaçlı Ortak Yerler 6/859
Ticarî Defterin Delil Niteliği 8/1222
Ticarî Defterler 11/1667
Ticarî Defterlerin Delil sayılması 8/1219
Ticarî Defterlerin İbrazı 5/749
Ticarî ilişki 5/749
Ticarî işletme 2/246
Toplu Iş Sözleşmesi 3/370; 5/705; 8/1182, 1186; 12/1822
Toplu Iş Sözleşmesinden doğan Fark
Alacaklarının Ödetilmesi 8/1185
Toplu Kaçakçılık 5/792; 10/1603
Toplu Veya Teşekkül Halinde Kaçakçılık 8/1262
Toplu Yapılan Eylem 10/1489
Toprak Tevzii Komisyonu Belirtmelik Tutanak ve
Haritası 8/1210
Trafik Kazası 1/55; 4/518
Trafik Kazasına ilişkin Tazminat 6/913
Trafik Kazasından Dolayı Ölümen Neden Olma 11/1705
Trafikte Kayıtlı Araçların Devri 4/564
Tulum Peyniri 9/1415
Tutanağın Düzenlenmesinden Önceki Zilyetlik 2/197
Tutanak ve Eklerin Eksikliği 11/1693
Tutanaklann Düzenlenmesi 7/1037
Tutanakların Malikhanesinin Doldurulması 7/1037
Tutuklu Kişilerin Disiplin Cezalarını
incelemekle Görevli Mahkeme 12/1890
1975
Sayı/Sayfa

Tuz Miktan 8/1241


Tüm Kat Maliklerinin Onayı 9/1380
Tüm Kat Maliklerinin Rızası 12/1789
Türk Bayrağım Tezlil 7/1106
TCK.nun 312. Maddesine Muhalefet 8/1269
TCK.nun 79. Maddesine Göre Uygulama 4/635
Türk Ceza Kanununun 168/2. Maddesine
Aykın Davramş 10/1601
Türk Hukuku Bakımından Geçerlilik Durumu
(Yabancı Ülkede Düzenlenen Vekaletnamenin) 12/1836
Türk Ticaret Kanununun 688/6. Maddesinde
Yazılı Şartları Taşımayan Senet 6/889
Türk’ün Yabancı Ülkede Suç İşlemesi 4/639
Tüzel Kişi 10/1478

u
Umumî Mahalde Genel Ahlâka Aykırı
Müstehcen Video Kaset Oynatmak 10/1593
Umumiyet Unsuru 11/1726
Usulden Reddetme 5/682
Uygulama Yılı 3/397
Uygulanacak Kanun Hükmü 10/1526
Uygun Önel 9/1377
Uyuşturucu Hap Satmak 2/305
Uyuşturucu Madde İhraç Etmek 11/1758
Uzman Bilirkişi 10/1582
Uzman Bilirkişi Raporu 5/716; 11/1707
Uzuv (Organ) 4/613
Uzuv Tatili 8/1235

Ü
Ücret Alacağı 1/61
Ücret Farkından Doğan Zarardan Sorumluluk 5/736
1976
Sayı/Sayfa

ÜcretPrim ve Temettünün Ödenmesi 8/1143


Ücreti Vekâlet 2/303
Ücreti Vekâlet ve Yargılama Giderinden
Sorumluluk 5/794
Üç Yıllık Süre (Boşanma Davasında) 11/1633
3091 Sayılı Kanuna Aykırı Davramş 2/261
3713 Sayılı Kanuna Aykırı Davramş 4/635
3787 Sayılı Yasadan Yararlanma Koşulu 6/951
3168 Sayılı Yasaya Muhalefet 7/1092
3167 Sayılı Kanuna Aykırı Davranış 1/112,145; 2/303; 3/481; 4/636,
638; 5/800, 803; 9/1440,1441;
11/1760; 12/1900
3167 Sayılı Kanuna Aykırılık 6/959
3167 Sayılı Yasaya Aykırılık 8/1275
3167 Sayılı Yasaya Muhalefet 6/962; 8/1277,1278, 1279
3194 Sayılı Kanuna Aykırı Davramş 11/1744; 12/1891
Üst Gösterge 2/209
Üstlenilen Borcun Yerine Getirilmemesi 8/1216

Vakıf Taşınmaz 5/687


Vakıf Tüzel Kişiliği 10/1475
Vakıflar Kanununun 41. Maddesi Delâletiyle
BK.nun 126. Maddesi Uyarınca Beş Yıllık
Zamanaşımı Süresi 7/1041
Vakıfnamede Belirlenen Vazifeye Ücret
Verilmesine Dair Hüküm 7/1041
Vasıflı Adam Öldürmek 4/596
Vasiyetname Düzenlenmesi 8/1160
Vasiyetnamenin Tenfizi 9/1323; 11/1635
Vazgeçme (Kamulaştırmadan) 1/27; 12/1808
Vaziyed Etme İşlemi 5/677
Vefa Bedelinin Depo Ettirilmesi 7/1009
Vefa Hakkı 7/1009
Vekâlet Sözleşmesi 11/1626
1977
Sayı/Sayfa

Vekâlet Ücreti 4/561; 8/1204


Vekâletname İbrazı Zorunluluğu 7/996
Vekil 11/1626
Vekil Eden 11/1626
Vekil ile Temsil Edilme 10/1518
Vekilin Şikâyet Yetkisinin Geçersiz Olması 8/1267
Vekilin Şikâyette Bulunması 6/942
VekillikÜcreti 10/1518
Velâyet Davası 1/17
Velâyetin Düzenlenmesi 8/1163
Veraset iptali 1/19
Verasetin iptali 4/512
Vergi Belgesi 9/1343
Vergi Borcu 4/546
Vergi Dairesi île ilgili işlemler 11/1665
Vergi Dairesince Çeklerin Kabul Edilmesi ' 10/1516
Vergi Kaydı 6/904
Vergi Kaydı Miktar Fazlası 4/573; 8/1210
Vergi Kaydının Değişebilir Sınırlı Olması 2/236

Yabancı Para 6/884


Yabancı Uyruklu 1/20
Yabancı Uyruklu Kişiler Arasındaki
Ödünç Hukukî ilişkisi 10/1526
Yabancı Ülkede Düzenlenen Vekâletname 12/1836
Yabancı Ülkedeki Türk Ticaret Gemisinde Bir
Türk’ün Bir Türk'ü Öldürmesi 1/116
Yabancı Ülkelerde Hizmet 1/45
Yabancı Yasa 2/208
Yabancılar Mirasçılık Durumu 10/1482
Yabancıların Türkiye'de Dava Açması 2/179
Yağ Oranı 9/1415
Yakılan Binanın Değeri 4/631
Yakınma Hakkı 8/1255
1978
Sayı/Sayfa

Yalan Beyanda Bulunmak 3/470


Yangın Nedeniyle Zayi Olan Ticarî
Defter ve Belgeler 11/1665
Yangın Kalıntıları 5/778
Yanlışlık Düzeltilerek Onama 10/1548
Yapı 10/1491
Yapılış Şekli (Ayıp îhbarımn) 10/1536
Yaralama 12/1883
Yaralamak 1/119; 7/1084, 1086; 12/1882
Yardım Toplama Kanununa Aykırı Davranmak 8/1242
Yargı Giderleri 6/869
Yargı Kararı 7/1001
Yargı Yetkisi 8/1201
Yargılama Gideri 2/301; 4/616; 11/1717, 1725
Yargılama Giderleri 12/1867
Yargılama Giderlerinin Ödenmemesi 9/1377
Yargılamanın Durması Kararının Temyiz
Kabiliyeti 4/618
Yargıtay Onaması 8/1215
Yarı Pay 4/507
Yasaklı Şahsa Çek Karnesi Verilmesi 6/917
Yasal Gerekçe 10/1590
Yasal İndirici Neden 7/1084
Yasal İndirim 7/1062
Yasal Savunma 7/1072
Yasal Temsilcinin Rızası 3/481
Yaşlılık Aylığı 1/45; 2/209
Yaşlılık Aylığı Bağlanması 8/1189
Yayla 5/754
Yazı Sahibinin Sorumluluğu 11/1751
Yazılı Feragat 6/868
Yedek Depo İle Mazot Kaçakçılığı 7/1093
Yedieminlik Yükümlülüğünden Kaçınmak 2/277
Yemin Delili 7/999
Yeni Malik 4/528
Yenilenen Sözleşme 12/1811
Yenilenen Sözleşmelerdeki Tahliye Taahhüdü 8/1176
1979
Sayı/Sayfa

Yenilik Doğurucu Hüküm 5/741


Yeraltı Sulan 4/516
Yerel Mahkemelerden Devredilen Dosyalar 10/1544
Yetersiz Rapor 10/1573
Yetki 2/222; 3/342; 4/574; 5/724;
8/1162; 10/1484
Yetki (Boşanma Davasında) 1/18
Yetki İhtilâfı 5/800
Yetkili Mahkeme 1/68; 7/1033; 10/1477;
12/1899
Yetkili Mahkeme (İflâs Davalarında) 9/1390
Yetkili Mercilerin Emirlerine
Uymamak 3/453
Yetkili Mercilerce Verilen Emirlere
Aykırı Davranmak 9/1416
Yetkili Mercilerin Emirlerine Aykırı
Davranış 10/1577; 12/1875
Yetkisi (Yöneticinin) 2/239
Yıkım ve Ecrimisil 1/16
Yıllık Ücretli İzin 6/878
27/4. Maddeye Göre Hürriyeti Bağlayıcı
Ceza Tayini 9/1434
Yitik Kişilerden Kalan Yerler Zilyedlikle
Kazanılamaz 8/1152
Yoksulluk Nafakası 12/1796
Yoksulluk Nafakasının Artırılması 10/1463
Yol 3/391
Yönetici 2/170
Yönetim Plânı 5/746
Yüklenici Kusuru 5/736; 6/901
Yüklenicinin Alacağı 1/67
Yüklenicinin Hakettiği Pay 12/1847
Yüklenicinin Kişisel Hakkı 2/225
Yüklenicinin Mesuliyeti 11/1691
Yüksek Plânlama Kurulu 8/1143
Yükümlülüğün Ağır ihlâli 9/1339
Yüze Karşı Sövme 3/466
1980

Sayı/Sayfa
Zam Farkından Doğan Alacağın Ödetilmesi 3/370
Zamanaşımı 3/331;6/913,949; 8/1274; 9/1364,
1421,1436; 10/1526
Zarar Tesbiti V5
Zarardan Sorumluluk 10/1532
Zararın Giderilmesi 4/560
Zararın Hesabı 10/1487
Zayi belgesi 2/216
Zayi Nedeniyle İptal Davası 8/1193
Zilyed Lehine Tanınan Haklar 7/981
Zilyedliğe Dayalı Tescil 5/754
Zilyedjiğin Isbatı 12/1819
Zilyedliğin Terki 12/1817
Zilyedlik 1/72; 6/873; 12/1815
Zilyedlik Süresi 6/871
Zilyedlikle Kazanılamayan Taşınmaz Mallar 12/1814
Zilyedlikle Kazanma 10/1503
Zilyedlikle Kazanma Koşulu 8/1157
Zilyet 2/231
Zilliyetliğe Dayalı Mülk Edinme 8/1210
Zimmet 1/98; 4/618; 6/955; 7/1105;
11/1737
Zimmete Eksik Teşebbüs 6/943
Zimmete Para Geçirmek 9/1428
Zimmetine Para Geçirmek 12/1823
Zina 2/284; 4/619; 11/1739
Zina Halinde Yakalamak 12/1867
Zina Yapmak 6/942; 12/1886
Zincirleme Kaza 9/1382
Zoralım 1/120; 2/271; 7/1001; 11/1758;
12/1864
Zorla Irza Geçmek .2/283; 10/1569
Zorla Kaçırma Suçuna Aslî İştirak 10/1587
Zorla Kadın Kaçırıp Alıkoymak 11/1740
Zorunlu Ihtarat 4/636
Zorunlu Müdafilik Sistemi 5/760; 8/1226
1981

YARGITAY YAYINLARI
• İSVİÇRE BORÇLAR KANUNU ŞERHİ
(ikinci Bölüm - Çeşitli Sözleşme İlişkileri - Madde: 184-551)
Dr. H erm an B E C K E R
Çeviren: Dr. A. S u at DUR A
1328 sayfa, ofset baskı, lüks c iltli............................ .......... 216.000.- TL.

• BORÇLAR HUKUKUNUN UMUMİ KISMI


A n d re a s von TU H R
Çeviren: A v u k a t C evat E D E G E
1128 sayfa, iki cilt birarada, lüks ciltli ................................... 43.200.-TL.

• UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARLARI (Hukuk-Ceza)


İsmetKÖKER - İlhan D İN Ç
976 sayfa, üç renkli selefon korumalı kapak ........................ 27.000.- TL.

• YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLARININ


ADALET YILI AÇIŞ KONUŞMALARI (1943 - 1993)
Derleyen : A li R ıza G E N İŞ
624 sayfa, ofset baskı, beş renkli selefon korumalı kapak .... 77.800.- TL.

• YARGITAY KARARLARI DERGİSİ KILAVUZU (I)


A li R ıza G E N İŞ
Yıl: 1975-1981,593 sayfa, üç renkli gofre kapak.................. 27.000.- TL.

• YARGITAY KARARLARI DERGİSİ KILAVUZU (II)


A li R ıza G E N İŞ
Yıl: 1982-1986,712 sayfa, üç renkli vernik korumalı
gofre kapak............................................... ............................ 32.400.- TL.

• YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARLARI


HUKUK BÖLÜMÜ
Cilt: VI, Yıl: 1981-1990 696 sayfa, lüks Ciltli....... ' ............. . 86.400.- TL.

• 125. YILINDA YARGITAY (1868 - 1993)


668 sayfa, renkli ofset baskı, 135 gr. Leykam kuşe kağıt,
suni deri (siyah - bordo renkli) c iltli.................................... 405.000.- TL.
1982
• YARGITAY KARARLARI DERGİSİ
Cilt: 15, Yıl: 1989, Sayı: 1-12............................................ . 37.800.-TL
Cilt: 16, Yıl: 1990, Sayı: 1-12..... 64.800.- TL.
Cilt: 17, Yıl: 1991, Sayı: 1-12.............................................. 108.000.- TL.
Cilt: 18, Yıl: 1992, Sayı: 1-12............. ................................. 194.400.-TL.
Cilt: 19, Yıl: 1993, Sayı: 1-12.................. 220.400.- TL.
Cilt: 20, Yıl: 1994, Sayı: 1-12.......... 388.800.- TL.

• YARGITAY DERGİSİ
Cilt: 14, Yıl: 1988, Sayı: 1-4............................ 27.000.- TL.
Cilt: 15, Yıl: 1989, Sayı: 1-4......................................... 32.400.- TL.
Cilt: 16, Yıl: 1990, Sayı: 1-4.............................................. 37.800.- TL.
Cilt: 18, Yıl: 1992, Sayı: 1-4 .................................................. 64.800.- TL.
Cilt: 19, Yıl: 1993, Sayı: 1-4 .................................................. 73.500.- TL.
Cilt: 20, Yıl: 1994, Sayı: 1-4.......... 129.600.- TL.

1- Yayın bedellerine % 8 oranındaki Katma Değer Vergisi dahildir.


2- 1989,1990,1991,1992,1993 ve 1994 yılı Yargıtay Kararları Dergisi ile
1988,1989,1990,1992,1993 ve 1994 yılı Yargıtay Dergisi'nde ve Yar­
gıtay içtihadı Birleştirme Kararları Hukuk Bölümü Cilt: 6 ile Yargıtay
Birinci Başkanlarının Adalet Yılı Açış Konuşmaları (1943-1993) ve İs­
viçre Borçlar Kanunu Şerhi adlı kitaplarda, Hâkim ve Cumhuriyet Sav­
cıları ile Hukuk Fakültesi öğrencilerine % 20 indirim uygulanır.
3- Diğer yayınlarda indirim yapılmaz.
4- ödemeli gönderilmez. Temsilcimiz yoktur.

HESAP NUMARALARIMIZ
• T.C. Ziraat Bankası Kızılay-Ankara Şubesi 304/110
• Posta Çekleri Merkezi 92932
YAZIŞMA ADRESİMİZ
• Yargıtay Yayın İşleri Müdürlüğü 06658 A N K A R A
• T e l: (0-312) 425 16 32 - 425 16 49
• Faks : (0-312) 419 41 11
DÜZELTMELER

Bu sayının 1836-1840. sayfalarında yayımlanan 13. Hukuk Dairesi'nin 12.10.1993 gün


ve 1993/5631-7554 sayılı kararının özeti altındaki (3456 S. NotGflİk K. İTİ. 195) mev­
zuatı, (1512 S. Noterlik K. m. 195) olacaktır. Düzeltiriz (YKD.).

Anda mungkin juga menyukai